Ekşi Duyuru

Adam üniversiteyi bitireli 3,5 sene olmuş, sağlık veya eğitimle ilgili askerliği engelleyici bi durumu yok.
Kaçak mıdır?
Öyleyse nası gitmesini sağlayabiliriz? İhbar falan?

Sağolun.

Evet burda teenager'lar ve üniversiteliler var baya ama olsun.

Gün içerisinde daha çok zihinsel olmak üzere her açıdan yoran bi işim var, hafta içi 09.00-20.00 -1 st öğle arası. Cts ve Pazar boş.

Sorun şu ki hiçbi şeye zaman kalmıyormuş gibi geliyor. 8de çıkıp bi kahve içsem misal, 10da evde olsam, bi duş bi film izleme, dinlenme derken hoop uyku.
(Günde ortalama 6 st uyuduğumu söylemeden geçmiim.)

E buna ilerde baba ocağından ayrılacağım zaman karşılaşacağım sorumlulukları ekleyince (ütü, yemek, temizlik vs.) nasıl yaşayacağım, nasıl üstesinden geleceğim, kendime/gezmeye/arkadaşlarıma (belki çocuğuma?) vs nasıl vakit ayıracağım hakkında inanılmaz karamsarlığa götüren soru işaretlerim var.
Acaba vaktimi verimli mi kullanamıyorum? Çünkü şimdiden basit sorumluluklarımı bile yerine getiremiyor gibiyim, yorgun oluyorum çok.

Bi devlet memuru mu olsam diyorum st. 5'te işten çıkan.. Fakat o da mesleki açıdan çok uygun gelmiyor bana, sevebileceğimi düşünmüyorum.

(E ama çok uzattım sanki.)

Aranızda bunu yaşayan, çözümü olan, veya aynı tedirginliği yaşayan var mı? Yaşanabilir mi hayat tarzı mıdır bu, yol yakınken dönmeli mi, hm?

Ama en ufak bi dramda ağlıyorum.

Hele bi de son günlerde rutinleşti adeta, her gece 12 sularında bir filme başlayıp ağlamadan uyuyamıyorum sanki.

Fakat bakıyorum, kimsede en ufak bi hüzün yok. Öyyle göbeğini falan kaşıyor benim dışımdakiler. E ben de utanıyorum, kaçıyorum ordan hemen tabi, hissetirmeden. İki ağlayıp dönüyorum. Gıcık oldum kendime.

E tamam film olduğunun bilincindeyim, "yapma" şeyler yani ordakiler, gerçek diil. Ama düşünemiyorum o an. Belki de düşünürsem hiçbi filmin bi numarası mı kalmaz ne?

Böyle düşünerek izleyenler, keyif alıyo musunuz izlerken?
Öyleyse ben de 10 dk.da bir "sadece bir film bu, sahici diil." diye telkinlerde bulunucam kendime. Diilse aynen devam ederim sanırım. :/

Ya sabah 7-8 aralığı, ya da akşam 8-9 aralığı. Hangisi daha faideli olur?

Bi de kahvaltıdan/yemekten önce mi sonra mı?

Tenks.

Yıllardır günde ortalama 4-5 st ancak uyuyabilen annem için soruyorum.

Çok araştırdım, hiçbi yere varamadım.

Teşekkürler..

Günlük hayatta giyildiğinde itici mi?
Öyleyse en çok hangi türü? (dolgu/yüksek/hafif/ince/kalın vs..)

Teşekkürler.

4 sene önce lisans bitti, biliyorum alan soruları soracaklar bilemicem tabi. Bari başka şeylerden telafisi olsun diyorum.

Misal, diyorlar ki, "hocalar kafadengi öğrenci isterler." Yani konuşkan ol, sıcak ol falan diyorlar. İşi gücü ders olan tipleri zaten onlar da istemezler, falan.
Doğru tüyo mudur?
Başka önerisi olan?

Çok üzülür müydünüz? Misal, 1-2 st iç çekip unutur muydunuz, gece uyuyana kadar, ertesi sabah uyanınca falan aklınıza gelir miydi, ya da fark ettiğiniz an "amaaan canım saolsun.." mu derdiniz?

Bugün geldi başıma, herkes o kadar yüklendi ki "Ne gamsızsın yahu:/" diye. Garip hissettim, öğrenmek istedim yalnız mıyım diye şu durumda.

Maddi durum tabi ki önemli bi değişken ama olsun. Aşırı paralı adamlar diiliz herhalde şurda. :)

ile geçer mi bu gece? Girdi oraya çıkmadı sanırım, görmedim yani çıktıysa da. Korkuyorum biraz. Yanıma gelir mi gece?

Noldu ki ona sonra?

İnternetten aldık diyelim. Kendimiz başarabilir miyiz bu işi?

Tenks bebeks.

Ehliyeti alacakken B sınıfı ehliyet için bi para yatırıyormuşuz 290 gibi bi şey. Vergi Dairesi'ne gidiyor bankalar alır diyor, bankalar Vergi Dairesi alır diyor.
Var mıdır işin aslını bilen? Yoksa ehliyeti almaya emniyete gittiğimizde oracıkta mı yatırıyoruz, kart ücreti (87tl) gibi?

Teşekkürler.

"Büyük Türk yalanları"nda?

TT de şu an, twitter'da..

-Bence bariz var.

Bu aralar fena ilgileniyorum, evde tekila sunrise, sex on the beach falan yaptık geçen tarif bulup, bunlar lezzetini bildiğimiz türdendi,

Fakat binlerce kokteyl içinden hepsini deneme şansımız yok, lezzetsiz olma riskini alamıyoruz yaparken- zira malzeme bol diil öyle. :)
Sizin var mı bayıldığınız bi kokteyl? Tarif bilmiyorsanız da olur.

Teşekkürler.

Çok ciddiyim,

Bebekliğimden beri, bir odada 5 kişi de uyuyor olsak, kimseye dokunmaz bana bulaşır.
Sabah "Off sinek uyutmadı:/" derken ben, diğerleri "Sinek mi vardı??" derler. Sadece açıkta kalan bir kolumda bile 10-12 tane sinek ısırıgıyla karşılaşırım, falan.
Çevrenizde de vardır böyleleri veya siz de öylesinizdir. Kimi kan grubuyla alakalı diye yorumluyor, kimi ten kokusuna/rengine falan bağlıyor.
Var mıdır bilimsel açıklaması bu işin, ya da en azından fikri olan?

Size de oluyor mu?
Mesela ayakta dikilmiş sohbet ediyorsunuz birkaç kişi, zemin düz, sanki böyle ayağınız bi boşluğa gelmiş gibi sendeliyor musunuz bazen?

(Baş dönmesi falan yok yalnız o an.)

Var mı bildiğiniz? İçinde İrlanda da olursa şaane olur!

Ben EA'dan girdim yıllar sonra, SAY2 yetişmedi, 20 soru anca yapmışımdır.

SAY1 ve SÖZ1 sorunsuz.

Sizden naber?
ve size oranla yavaş mıyım yetişmemesi normal mi?

Düşünüyorum düşünüyorum bulamıyorum. Kılık kıyafeti ya begenmedi ya da bedeni uymadı, değiştirme çilesi falan çekti şimdiye kadar. Telefona falan ihtiyacı yok. Bütçe maksimum 250.
Siz ne alır?

İyi geceler öncelikle,

Abimin böbreğinde ve kanallarında böbrek taşları varmış, 8,5mm kadarmış en büyüğü ki o da mesaneye düşmek üzereymiş (dünkü rapora göre).

Çok araştırdım, genellikle düşürebilmek için gilaburu, altın otu, bol su, zıplamak, koşmak vs gibi tavsiyeler buldum.

Fakat sorum şu ki,

nerdeyse 1 cm çapındaki bir taşın kanaldan idrar yoluyla atılması ne derece mümkündür? Erkekte idrarın çıkış noktası (ne diyeceğimi bilemedim oraya) sanki 1-2mm.ymiş gibi geliyor da bana,
taş da keskin kanatıcı bi şeymiş hani, parçalayıp kanatmaz mı ortalığı?
Kırdırmak gerekir di mi büyük olduğu için?

Bir de, kırdırmanın maliyeti ne olur sosyal güvencesiz?

Teşekkürler beni uykuya kavuşturacağınız için.

Cehaletimi mazur görün ama, özellikle twitter profillerinde böyle rakamlı harfli şeyler oluyor ya (2623CFS9 gibi) bazılarının. Ne ki o?

Aşti'den TED Genel Merkez'e gidilecek. Dedeman Otel'in karşı sokağı, YÖK'ün karşısı, Akay Yokuşu'ndan Kızılırmak Sokak'a dönünce deniliyor ama, metroya mı binilir, nerde inilir onu öğrensem ferahlicam.

Teşekkürler..

Ben dr.a gittim, reçete verdi.
O reçeteyi aldı bir X kişisi, eczaneye gitti.
Eczacı verir mi X'e ilaçları? Sosyal güvencem karşılayacak şekilde.

Teşekkürler.

Şimdi üniversitedeyken sıkı dost modundaydık, fakat okul bitti ben şehir değiştirdim, o evlendi derken ayrı düştük, telefonla irtibatlaşmaya ayak uyduramadık sürekli dip dibe olmaya alışkın olduğumuzdan, anlamsız geldi falan, dolayısıyla 4-5 ayda 1'e düştü görüşme sıklığımız, ki genelde o arıyordu.

Bugün de aradı zira 4-5 ay geçmişti görüşmeyeli, hayatlardaki gelişmeleri özet geçtikten sonra ev alma isteğinden bahsetti, "işim düştü aslında sana ya, tapu masraflarını düşünmemiştim de ben, 1500e ihtiyacım var"a getirdi. Ben de mayıs'ta temettü alacağımdan (ki kendisi yılda bir kere maaş dışında aldığım 3bin civarında bi şeydir, genelde 1 senede biriken borçlar falan kapatılır kendisiyle, kalanla mutlu olunur) gönderebileceğimi söyledim fakat demesin mi "Ama bir yıl içinde ancak geri ödemiş olurum." Dönemedim o an söylediim şeyden.

Şimdi bu temettü zımbırtısı insanı kendine getirir falan, şenlendirir ya, rahatlatır, onun hiçbi anlamı kalmaz gönderirsem, kaldı ki her ne kadar eski sıkı dost olsak da borç ödeme alışkanlığı hakkında en ufak bi fikrim yok adamın. Bi de sevmiyorum ya dostların veya kardeşlerin içine borç harç karışmasını.

Kısacası, ne diyosunuz yan çiziim mi?

Not: Duyuruyu tiklerden hemen sonra sileceğim.

Sevgili sınav çılgınları, bu sınavda EA için hangi bölümler çözülmeli, kafam basmadı benim. Sorduğum kişilerin bir kısmı SAY1 SAY2 SÖZ1 diyor, bir kısmı SAY1 SÖZ1 SÖZ2 diyor. Son girdiğimde bi SAY bi SÖZ vardı, herkes hepsini çözüyordu, ÖSYM de koyuyordu her alandan puanını önüne- mis.

Buna cevap olmakla kalmayıp puan hesabı, katsayılar hakkında da aydınlatabilecek biri varsa benden iyisi yok ne yalan söyliim.

Yoran/yoğun çalıştıran bi mesleğim var, zaman ayırmak istediğim çoğu şeye zaman ayıramıyorum.
Derken haftasonu geliyor, güzel geçsin istiyorum, elimden geleni yapıyorum güzel olması için, öyle de oluyor. Derken bi cafe'ye veya tost yemelik bi yere gidiyoruz ve, atıyorum, tosttan kıl çıkıyor. Hassas bi konu benim için. Kılsız kısmı yemeye devam edemiyorum. Adama söylemesem sinirim içimde kalcak. Söylüyorum. Özür dilese, gönlümü almaya çalışsa ilgisiyle falan, susucam, "önemli diil ya olur öyle." falan dicem. Adam özür mözür dilemeden bi de üste çıkmaya çalışınca deliriyorum. O pişkinliğine devam ettikçe, "saçmalama bayan!" tavrında oldukça ben üstüne gidiyorum, kızışıyor ortam. Çalışanlar falan toplanıyor etrafa bildiin.

Sonra eehh diyip çıkıyoruz ordan ama kendimi çok kötü hissediyorum sonrasında. Haklılığımı bilmeme rağmen yarattığım çirkef izlenim rahatsız ediyor. Yanımdaki kişiye karşı suçluluk duyuyorum tadını kaçırdığım için vs.

Zihniyetimin temeli şu aslında, "şu güzel günde özellikle müşteri sıfatıyla gittiğim bi yerde, hayatımda hiçbi yeri olmayan bi adamın tadımı kaçırmaya hakkı olamaz."
Herkesin mesleğini layıkıyla yapması gerektiği düşüncesi var biraz da.

Sorum ise şu; çok mu abartıyorum? Bi şey rahatsız edince susmalı mıyım, veya adamın tavrı olumsuz olursa ortamı daha çok germemek adına kendi gerginliimle oturmalı mıyım yerimde? Hm?

2 ay öncesine göre daha yaşlı hissediyorum. Bu, kendinden gençleri görünceki "Vay be, yaşlanmışız!"dan farklı bi his.
Şöyle ki, daha önce gece 4e kadar ayakta kalıp uyumak istemeyen, zaten çok uykusu da gelmeyen, 2-3 saatlik uykuyla işe gidip yorgunluk hissetmeyen ben, 2 aydır gece 11de uyumaktan alamıyorum kendimi. Ya da ne biliim, elimdeki küçük çizikler falan bile daha geç iyileşiyor. Önceden rüzgarda ipince kıyafetle dolaşsam üşümüyordum, üşüsem de hissetmiyordum, hissetsem de hasta falan olmuyordum ama şimdi en ufak bi ihmalde acısını duyuyorum mesela.

Sormak istediğim husus şu ki; yaşlılık dediğimiz şey böyle bi anda mı hissettiriyor kendini? Yoksa ben "sağlığımın/gençliğimin değerini bilemedim" de bi anda mı kötüye gittiğini hissettirdi? Sizde de oldu mu/oluyor mu benzeri?
Bu arada 25buçuk yaşımdayım şu an (tam yaşı konuyla alakasından dolayı belirtiyorum), 2 yıldır sabah 9 akşam 7 çalıştığım yorucu bir mesleğim var.
Şimdiden tenks bebeks.

Yoksa böyle sakin, boynu bükük mü kıskanıyorsunuz? Sevgilinizi tabi ki, arkadaşı falan diil.

Elimde öğrenci numarası, hangi üniversitenin hangi bölümünde ve kaçıncı sınıfta okuduğu bilgileri ve ad-soyadı olan birine nasıl ulaşabilirim? Üniversiteyi arayıp onlarda kayıtlı bi numara olup olmadığını sordum, sabit bir telefon numarası varmış onlarda fakat cevap vermiyor. 11880'i, 11833'ü falan da aradım, yok. Var mıdır alternatif? Nasıl yapılır?

Ek: Gaziantep Üniversitesi, Fizik Mühendisliği.

Nalet olsun, arıyorum arıyorum bulamıyorum. Yenisini çıkartmak için kimlik gibi bi şey istiyorlarmış, meslek kimliği falan gibi. Benim yok, napıcaz? Bi de para cezası falan ödüyor muyuz? Başka ne yapmak gerekir?

Edit: Bulduuumm! :)

Bunun ne olduğunu öğrenmem lazım. Gugıl'a sorunca excel'de hesaplamayı falan öğretiyor ama bana öncelikle terimin anlamı, daha sonra formülü gerekiyor. Bankacılıkla alakalı olarak, örneğin bi kredinin ortalama vadesinin nasıl hesaplandığını ve bunun ne anlama geldiğini bilmiş olmam gerekiyor yarın sabaha. Var mı fikri olan?

2 yıl önce konseptini beğendim bu sitenin, açtım bi hesap, fakat hiçbi arkadaşım kullanmadığı için öylece kaldı kenarda. Şimdi aklıma geldi tekrar baktım hala pek kimse yok. Kimi "mention" edip kiminle neyi paylaşıcam ben? Yoksa başka amaçlar veya kullanım şekilleri, ne biliim istifade edilebilecek yönleri de var mı?

Bi ışık gösterseniz şu sosyal ağ cahiline, hm?

var mı? ne ki?

ama uyku yapmasın. çalışma ortamınız gerginse, stres altındaysanız vs, farkında olmadan vücudunuzu kasarsınız, o vaziyette saatlerce çalışıp hissetmezsiniz ya hani, o tür bi gerginliği azaltacak, ne bileyim "cool" durmamı sağlayacak, kendimi harap etmeme az da olsa engel olacak bi bitki çayı, yan etkisiz bi ilaç falan var mıdır bildiğiniz?