Ekşi Duyuru

Ben diyelim şirket ortağı, şahıs şirketi sahibi veyahut vergi levhası sahibi işveren değilim. Maaşlı çalışan ve sabit gelir sahibi biriyim. Ama evde tam zamanlı yardımcı çaalıştıracağım. Bu kişiyi nasıl sigortalı yaparım, yolu yordamı nedir?

Örnek uzayımız beş adet parça içeriyor. Bu beşinin nasıl bir ortak noktası var, bilmiyorum ama bu beş örneği barındıran bir playlist için parça önerilerinizi bekliyorum.
1- noir desir - le vent nous portera
2- iz kamakawiwoole - somewhere over the rainbow
3- bocelli - melodramma
4- gymnopedie no 1 (satie)
5- re major kanon

Ailecek öyle bir enfeksiyona tutulduk ki... Sırasıyla oğlum, kızım, eşim ve ben. Sinüzit ile başlıyor. Sonra kulağa gidiyor. Sonra boğaza iniyor. Tam geçti derken ciğerlere inip öküz gibi öksürtüyor. Abi sekiz gün oldu hâlâ ayaklanamadık. Nedir bu? Grip falan değiliz. Eşim doktora gidip antibiyotik de kullandı. (Ben gitmedim, kullanmadım) Bu adamı on gün deviren hastalıktan geçiren var mı yakın zamanda?

Serinin önceki tüm oyunlarını da satın almış bir insanım.
Ezio üçlemesini (AC 2, Brotherhood ve Revelations) başyapıt olarak görüyorum.
AC 4 black flag'i gayet severek oynadım. Hoş oyundu.
AC 1, 3, unity ve rogue'u da zevkle oynadım diyebiliriz. O kadar iyi görmesem de bitirdim oyunları.
Gelgelelim, syndicate denen vesanayi devrimi ingilteresinde geçen oyunumsuyu ne yapıp ne ettiysem yarısına dahi getiremedim ve benim için AC serisi artık bitmiştir dedim.

Şimdi daha iki üç hafta falan önce öğrendim yeni oyun çıktığını, halbuki evvelden aylar öncesinden araştırır, heyecanlanır idim. Almayağım diyordum da, bir iki öven olmuş o yüzden bir sorayım var mıdır duyuruda oynamış etmiş olan? Nasıl oyundur?
Spoiler yememek için sözlükteki başlığını çok inceleyemedim açıkçası ama göz attım.

Syndicate'e ödediğim her cent'ten pişman olmuş bir insan evladı olarak soruyorum, bu oyun almaya değer bir oyun mu?

(not: bilgisayar oyunları oynamıyorum. ac serileri istisna oluyordu)

Bir ben mi güzel buluyorum? Millet hep eleştiriyor da bence gayet şık bir üçüncü forma. Sizin fikriniz nedir?
not: neolursanolgelspor.

Teknolojiden biraz korkuyorum diyelim. İmmobilizer vb. teknolojilerden kıllanıyorum. Neredeyse her bir şeyi manuel olan ama konfor ve güvenliği iyi diyebileceğimiz araç sizce hangisidir? Kaç modeldir?

Yani dışarıdan wireless müdahale ihtimali sıfır olacak. Her bir şey bizim kontrolümüzde olacak.

düzeltme: kablosuz derken sadece anahtarı değil, birçok elektronik şeyi kastediyorum. airbag açılımından tutun abs'ye kadar...

150 mg efexor
1 mg rivotril
1500 mg depakin chrono bt
50 mg desyrel
2000 mg daflon
bir fincan duphalac

diyelim ki soyunma odasında bir arkadaşınız gözünüzün önünde daldaşş.k don değiştirdi. sizce normal mi? anormal mi? marjinal mi? çok da anormal değil mi?
bende travma bıraktı görüntüler, gözümden silemiyorum... :/

Abi ne zaman bir ortamda yalnızsam gayler flörtleşmeye başlıyorlar benle. Öyle titan heykeli falan da değilim. 120 kilo kıllı ve göbekli bir herifim. Tip de hani ümraniye sapığı olmasa da bir kenan imirzalıoğlu da değil. Ama inanılmaz ilgi gösteriyorlar bana. Diyelim ortamda on erkek olalım yine de bana yürüyorlar sebep ne ola ki?
Not: Straight, evli, çocuklu.
edit:
gerçi aşağıdaki üç şartı haizim ama:
www.youtube.com

Bir bakmissiniz rehberden, bir bakmissiniz rehberde olmayan (ama 0532 533 falan gercek tr numaralari) kendi kendine aramis telefon. Marka iPhone 7.

Telekomu arayinca olmaz oyle sey diyip gulduler.

Arkadaslar bu bir virus olabilir mi?

29 Kasım'da USA'dan dönüyorum kısmetse. İlaç vb. önemli ihtiyaçlarınızı yahut akademik, insanlığa faydalı vs. ihtiyaçlarınızı fark almadan getirebilirim. (Çok yer kaplamamak şartıyla)
Elektronik, hobi vs. siparişlerinizi de yüzde yirmi civarında bir komisyonla (fiyata ve boyuta göre artıp azalabilir) getirebilirim. (Evet alçağım ama win-win çok çıkıyor bu kalemde)
Duyurunun mesaj fasilitesinden ulaşabilirsiniz. Duyuru üyesi değilseniz bir vakfa bağış yapıp üye olabilirsiniz...

Diyelim ki ben aşırı düşük kalorili bir diyetteyim. Yahut ramazanda yazın oruç tutuyorum. Yahut intermittent fasting yapıyorum. Uzun lafın kısası, saatlerce bir şeyler yememem gerekiyor. Saatler sonra yediğim de kuş boku kadar bir şey.

Açlıkla nasıl mücadele edilir?

Mümkü se bolu dağı dolaylari, duzce,ne bileyim, kaz daglari da olur. Boyle kendine has o yogun aromasiyla hakiki suzme xam bali lazim bir yahut uc kg arasi.

Bir ara duyuruda ailecek bal isi yuzde yuz guvenle yapan bir arkadas vardi ama nickini unuttum. Yardimlariniz makbul karsilabacaktir. Yer istanbul

Daha önce duyuruda birkaç kez sorulmuş. İnternette forumlarda da irdelenmiş ama net bir cevap yok.

Şimdi benim bildiğim kadarıyla egzersiz sonrası soğuk kaslara iyi geliyor. Soğuk oda, buzlu havuz vs. içinde 5-10 dk. geçirmek. Emin de değilim ya bundan.

Haftada 1-2 yüzmeye başladım. Yüzdüğüm yerde de sauna ve buhar odası ikilisi de mevcut. Ben şahsen sauna sever bir insanım da. Buhar odasını ise yüzmeden sonra tavsiye ettiler.

Soru 1: Yüzmeden sonra sıcak kaslara kötü gelmez mi? Saunaya vs. havuzdan önce mi girmeli?

Soru 2: Her üçünü de yapacaksak hangi sırayla olmalı?

B1/B2 Vizesi ile Amerika'ya gidecek ve kırk gün orada kalacak bir kişi, malesef orada kurslara vs. katılamıyor (j1, j2, f1 vb. bir vizesi yahut oturumu olmadığından. Kahramanımıza hafta içi her gün mesai saatlerinde bir uğraşı lazım. Bulunacağı şehir öyle çok sosyal imkanı olan büyük bir şehir değil. (Athens, GA) Üniversite'nin (uga) part-time kurslarına falan katılamıyor. Malum, çalışamaz da. Benzer bir durumda kalmış bir olaya falan şahit olmuş olma ihtimaliniz var mı? Turist vizesiyle ne yapabiliriz?

4 günlüğüne Davutlar/Kuşadası'ndaydık ailecek. Denize doyamadım. İstanbul'a döndük. Bu hafta full serbestim. İstanbul'da yahut yakınlarında (yahut uzakta ama bu zamanda çok güzel) bir yer var mı tavsiye edeceğiniz?

Alkollü/Alkolsüz içecek tüketmiyorum su dışında. Aradığım hiçbir sosyal yahut eğlencelik şey yok. Tek başımayım. İstediğim tek şey güzel bir deniz, huzurlu bir kumsal ve güneş. Sıcaklar bitmeden denize doymam lazım... (Cinsiyet erkek, bütçe 1500-2500 arası)

"Git kilyos çok güzel", "Sabahtan Kumburgaz'a git, akşam dön hergün", "Akçay, Ören, Burhaniye sana uzak sayılmaz", "Ölüdeniz'de çok tatlı bir pansiyon var", "Kıbrıs şahane" minvalinden her türlü önerinize açığım. Öptüm...

Sekiz sene sonra döndüm. Öhö öhö. Buralar çok degismis. Öhhö öhhö. Cigerimin birini mapusta biraktim. Öhö öhö. Cano, sen misin? Ne kadar bùyümùssün...

Neyse, elimde bastonum, bir "hoşdöndün" rica ediyorm duyuru ahalisinden. (ben aslinda hic gitmedim ki)

Evet, gebe bir insan cigerlerinden oksuruyorsa ne yapmalidir? Kategorisi B olanlari biliyorum ama A olan oksuruk surubu bulamadim ben, bilen varsa yazabilir mi?

Bir de bitkisel cozum bilen varsa (ama cidden denenmis -mesela gebeler adacayi kullanmamali-) yazabilir...

Bir sekilde firinda calismis olan, firin isletmis olan, firincinin kizi olan falan yok mudur bana bildigimiz her firinda satilan klasik somun ekmegin nasil yapildigini ayrintilariyla tarif edecek? Ya da hayirseverligi tutup da bir firina detaylariyla sorabilecek yok mudur?

Gurbette somun ekmek askiyla yananlar icindir bu duyuru...

Lutfen internetteki tarifleri falan vermeyin, birinci elden, ayrintili tarif istiyorum.

Erikli iciyorduk ikyi yildir; butceye agir geldi damacana basi 8 lira oldu artik... Gorece ucuz ama icimi guzel damacana su tavsiyesi istiyorum...
not: niksar'a gececektim ama arsenik marsenik korkuttu...

şimdi efendim, ben ve hanım gözlüksüz yarım insan olduğumuzdan mecburen numaralı güneş gözlüğü yaptırıyoruz... e haliyle uv filtreli, polarize ve hatta antirefle böyle cillop gibi orijinal camları bize veriyorlar, yerine numaralısını takıyorlar... muhtelif zamanlardan kalma 3 çift güneş gözlüğü camı var şimdi elimizde.. birine bi yere yararı dokunur mu? atsan atılmaz, satsan satılmaz...

Bundan 15-20 yıl önceydi... Trt 2'de (yanılmıyorsam) bir film çıkmıştı -ki hayal meyal hatırlıyorum-. Televizyondaki adı 'esrarengiz konak'tı. Filmden hatırladıklarım:
-Şeytana tapanlar vardı (o zamanlar "satanist" kelimesini her bin türkten dokuz yüz altmış dokuzu bilmiyordu)
-Şeytandan bahsederken "boynuzlu bir keçi kafası, şeytan" deniyordu...
-konakta bi sürü kendini şeytana kurban etmişlerin mezarları vardı
-filmin sonlarına doğru ölen yaşlı kadının tabutu kendiliğinden açılıyordu (vidaları falan kendiliğinden döne döne çıkıyordu falan)

ulan 15 senedir arıyorum, bi buldurun be...

not: evet, korku filmiydi...

edittiridüttürüdüt: aradığım şey filmin imdb linki yahut orijinal ismi falan... kendisini bulan olursa hamamda kese bilem atarım...

şimdi umberto eco foucault sarkacında masonluğu kazablankadaki rick's bar'a benzetiyor... klasik filmler boğar beni, izleyemem (vurmayın, vurmayın) o yüzden bi hayır sahibi anlatsa bu rikin barının hikayesini... neden benzetmiş olabilir?

efendim gecen reyonda gordum kurukahveci mehmet efendi mahdumlari espresso ve filtre khve cikarmis... mehmet efendi ise guzeldir diyorum bir yandan ama almaya tereddut ettim... icmis, denemis olan varsa yorumlarini rica edecegim...

efendim, bana acilen istanbuldaki guzel yeme icme yerleri ile alakali site/dokuman vs. lazim...

biraz daha acarsak:

kebabi horhorda halil ibrahim'den yiyeceksin, baligi arnavutkoyde adem baba'da, ev yemeklerinu hunkar'da tarzi boyle guzel bi kaynak lazim... olmadi cok hosunuza giden, 10+ numero bi yer varsa boyle kefil olabileceginiz, onlari ekleseniz... lazim oldu gece gece niye lazim oldu sormayiniz efendim...