galiba bi hastalığım var ve yeni farketmeye başladım. iyice düşününce. her şeyi kendim yapmak istiyorum, her şeyi yani nasıl olduğunu bir anlatayım, başlangıcından itibaren.
şimdi yeni yeni düşünüyorum da en uzak olarak lise aklıma geldi.
lisede inek değildim, taş çatlasa teşekkür alan biriydim. ama asla kopya çekmezdim, arkadaşlarıma kopya verirdim ama kopya çekmezdim. (yani süt çocukluğumdan değil olay)
niye? çünkü, kopya çekebileceğim kişi matematik dahisi bile olsa "benden iyi mi bilcek amk" derdim mesela matematik sınavlarında. ingiliz bile olsa "benden iyi mi yapacak te allam" derdim, ingilizce sınavlarında.
neyse işte, üniversitede falan da durum böyle zaten. hani önümdekinden kopya çekmeyi geçtim, koluma, bacağıma kopya bile yazmıyorum "kafam karışçak boş yere, benden iyi mi bilcek" mantığım yüzünden. neyse, bu başlangıç aşaması yalnızca.
sonra doğru düzgün yemek yapamamama rağmen, gittiğim restorantlarda çok beğendiğim yemekleri kendim yapmaya başladım. restorana gidemeyeceğimden falan değil "şu biberi az kızartmışlar, şu pilavı şöyle yapmışlar ben daha iyisini yapim evde aq" diye düşünüyorum diye. hadi, bu da pek önemli bir şey değil, çoğu kişi yapıyordur zaten.
sonra yazın domates ekmeye başladım bahçeye, sonra da cherry domates saksıları falan aldım. kendim yapabiliyorken niye dışarıdan alayım diye. hadi bunda da pek acaiplik yok belki.
ttnet'çiler içeriye hat döşeyecekti, evin girişine kadar uzatın diyip kablonun kalanını da ben döşemek istedim.
enine çizgili bir atkı istiyordum "ya şimdi etrafta onu mu arıycam" diyip yün falan aldım, nerdeyse örgü örmeyi öğrenecektim ki anneme postaladım neyse ki.
stop-motion film çekmeyi denemiştim, kuklasından stüdyosuna kadar her şeyi kendi elimde yapmanın daha doğru olacağını düşündüm.
laptop'ım çok ısınıyordu. nette soğutuculara baktım, beğenmedim. gittim alüminyum plaka falan kestirdim falan filan derken kendi laptop soğutucumu yaptım.
aklıma ortalama güzellikte bir web site yapma fikri geldi. "başkasına mı yaptırıcam ya yaparım ben kendim" diyip 2-2.5 aydır boş bulduğum her saniye web tasarımıyla ilgili dersler çalışmaya başladım.
bunlar ilk etapta aklıma gelenler, ki daha onlarca örneğim vardır. nasıl bir hastalık ki bu yav? başkasına olan güvensizlik midir nedir. öyle el becerisi olan bir adam da değilim, yaptığım şeyler de kusursuz falan olmuyor zaten ama kendim yapmadan da tatmin olmuyorum. alla alla
şimdi yeni yeni düşünüyorum da en uzak olarak lise aklıma geldi.
lisede inek değildim, taş çatlasa teşekkür alan biriydim. ama asla kopya çekmezdim, arkadaşlarıma kopya verirdim ama kopya çekmezdim. (yani süt çocukluğumdan değil olay)
niye? çünkü, kopya çekebileceğim kişi matematik dahisi bile olsa "benden iyi mi bilcek amk" derdim mesela matematik sınavlarında. ingiliz bile olsa "benden iyi mi yapacak te allam" derdim, ingilizce sınavlarında.
neyse işte, üniversitede falan da durum böyle zaten. hani önümdekinden kopya çekmeyi geçtim, koluma, bacağıma kopya bile yazmıyorum "kafam karışçak boş yere, benden iyi mi bilcek" mantığım yüzünden. neyse, bu başlangıç aşaması yalnızca.
sonra doğru düzgün yemek yapamamama rağmen, gittiğim restorantlarda çok beğendiğim yemekleri kendim yapmaya başladım. restorana gidemeyeceğimden falan değil "şu biberi az kızartmışlar, şu pilavı şöyle yapmışlar ben daha iyisini yapim evde aq" diye düşünüyorum diye. hadi, bu da pek önemli bir şey değil, çoğu kişi yapıyordur zaten.
sonra yazın domates ekmeye başladım bahçeye, sonra da cherry domates saksıları falan aldım. kendim yapabiliyorken niye dışarıdan alayım diye. hadi bunda da pek acaiplik yok belki.
ttnet'çiler içeriye hat döşeyecekti, evin girişine kadar uzatın diyip kablonun kalanını da ben döşemek istedim.
enine çizgili bir atkı istiyordum "ya şimdi etrafta onu mu arıycam" diyip yün falan aldım, nerdeyse örgü örmeyi öğrenecektim ki anneme postaladım neyse ki.
stop-motion film çekmeyi denemiştim, kuklasından stüdyosuna kadar her şeyi kendi elimde yapmanın daha doğru olacağını düşündüm.
laptop'ım çok ısınıyordu. nette soğutuculara baktım, beğenmedim. gittim alüminyum plaka falan kestirdim falan filan derken kendi laptop soğutucumu yaptım.
aklıma ortalama güzellikte bir web site yapma fikri geldi. "başkasına mı yaptırıcam ya yaparım ben kendim" diyip 2-2.5 aydır boş bulduğum her saniye web tasarımıyla ilgili dersler çalışmaya başladım.
bunlar ilk etapta aklıma gelenler, ki daha onlarca örneğim vardır. nasıl bir hastalık ki bu yav? başkasına olan güvensizlik midir nedir. öyle el becerisi olan bir adam da değilim, yaptığım şeyler de kusursuz falan olmuyor zaten ama kendim yapmadan da tatmin olmuyorum. alla alla
netteki derslerde, siteye basit bir iki güvenlik önlemi alıp bir de sitedeki linklerin tipini değiştirmek için .htaccess dosyaları kullanılıyordu. ben de derslerdekiyle tıpa tıp aynısını uyguladım ancak .htaccess hiçbir sonuç vermedi.
sebebi ne olabilir? (sitem kendi bilgisayarım üzerinde. yani açık bir site değil. üstünde denemeler yapıyorum sadece localhost)
sebebi ne olabilir? (sitem kendi bilgisayarım üzerinde. yani açık bir site değil. üstünde denemeler yapıyorum sadece localhost)
ya nasıl mucize bir ilaçmış bu. benim burun problemim var, zar zor nefes alırım burnumdan hele mevsim kış olunca hiç nefes alamam.
sudafed kullandım dün ve bugün, burnumu açtı (boğazıma akıttı gerçi burnumdakileri), gece uzun süre sonra ilk kez rahat rahat uyudum. hepsini geçtim, kulağımda bile akıntılar var desem yeridir (sürekli kulağımdan çıkan kulak pisliğini buna bağlıyorum dünden beri).
biraz pis bir başlık oldu gibi ama özet geçeyim;
bu ilacı sürekli kullanırsam zararını görür müyüm?
en sık kaç saatte bir kullanayım?
uzun süre kullanınca vücut buna karşı da bağışıklık falan kazanır mı :( ?
sudafed kullandım dün ve bugün, burnumu açtı (boğazıma akıttı gerçi burnumdakileri), gece uzun süre sonra ilk kez rahat rahat uyudum. hepsini geçtim, kulağımda bile akıntılar var desem yeridir (sürekli kulağımdan çıkan kulak pisliğini buna bağlıyorum dünden beri).
biraz pis bir başlık oldu gibi ama özet geçeyim;
bu ilacı sürekli kullanırsam zararını görür müyüm?
en sık kaç saatte bir kullanayım?
uzun süre kullanınca vücut buna karşı da bağışıklık falan kazanır mı :( ?
$kadi = strip_tags(trim($_POST["kadi"]));
$sifre = strip_tags(trim($_POST["sifre"]));
$eposta = strip_tags(trim($_POST["eposta"]));
$hakkinda = strip_tags(trim($_POST["hakkinda"]));
kodlarının arasına
$eposta_kontrol = filter_var($eposta, FILTER_VALIDATE_EMAIL)
kodunu ekleyince sitem hata vermeye başlıyor. bu kodların hemen altındaki if koşulları falan çalışmamaya başlıyor. neden olabilir ki?
$sifre = strip_tags(trim($_POST["sifre"]));
$eposta = strip_tags(trim($_POST["eposta"]));
$hakkinda = strip_tags(trim($_POST["hakkinda"]));
kodlarının arasına
$eposta_kontrol = filter_var($eposta, FILTER_VALIDATE_EMAIL)
kodunu ekleyince sitem hata vermeye başlıyor. bu kodların hemen altındaki if koşulları falan çalışmamaya başlıyor. neden olabilir ki?
benim bu dönem ingilizce'ye yazılmam gerekiyor. ingilizcem kötü değil, ancak bir meslek için baktığımızda da pek parlak bir ingilizcem yok ve bu sene mezun olucam. cv'me yazabileceğim bir ingilizcem olsun istiyorum, belki bir sertifika ya da her ne oluyorsa. neyse işte, nasıl bir kursa yazılayım falan diye düşünüyordum (mesleki ingilizce kursuna mı, bir dil sınavı kursuna mı ya da başka bir şeye mi) ve bugün karşıma şöyle bir şey çıktı:
www.sehirfirsati.com
1. değer mi?
2. dediğim gibi, cv için işime yarayacak bir ingilizce eğitim istiyorum. ingilizcem çöp değil, altyazısız falan film falan izlerim, ingilizce şeyler de okurum nette ama dediğim gibi bunların elle tutulur bir yanı yok. elle tutulur bir şeylerim olsun diye bir kursa gitmek istiyorum.
3. iibf işletme mezunu olucam 6 ay sonra.
www.sehirfirsati.com
1. değer mi?
2. dediğim gibi, cv için işime yarayacak bir ingilizce eğitim istiyorum. ingilizcem çöp değil, altyazısız falan film falan izlerim, ingilizce şeyler de okurum nette ama dediğim gibi bunların elle tutulur bir yanı yok. elle tutulur bir şeylerim olsun diye bir kursa gitmek istiyorum.
3. iibf işletme mezunu olucam 6 ay sonra.
sıkmayan, gereksiz uzamayan, kafa da yormayan bir film arıyorum. 50/50 gibi bir şey olabilir, ne bileyim böyle klasik amerikan filmleri oluyor ya hani adamımız, amerikan tipi evi, normal sıradan bir hayat sonra hayatı etkileniyor (hastalık olur, aşk olur, beklenmeden gelen kardeşinin küçük kızı olur, bok olur) hah işte böyle bir şeyler arıyorum.
yav bu işleri yeni yeni öğreniyorum da, kusura bakmayın o yüzden çok basit bir şey soruyorsam.
şimdi, textarea ile yazı gönderme falan yapabiliyorum şu şekilde:
"<div style="width: 600px; margin: 30px auto">
<div style="border: 2px solid #ddd; padding: 10px">
<form action="" method="post">
<textarea style="width: 570px; height: 70px; resize: none; overflow: auto; margin-bottom: 5px" name="icerik" id="" cols="30" rows="10"></textarea>
<input type="submit" value="Postala" />
</form>
</div>
<div style="padding: 10px; border: 5px solid #ddd">
<?php
if ($_POST){
$icerik = $_POST["icerik"];
$zaman = time();
mysql_query("insert into yazilar (yazi_icerik, yazi_zaman) values ('$icerik','$zaman')") or die (mysql_error());
}
$sql = mysql_query("select * from yazilar order by yazi_id desc");
while ($yazi = mysql_fetch_array($sql)){
echo '<div style="border: 1px solid #ccc; margin-bottom: 5px; padding: 5px">
<strong>xxxx</strong> yazdı..
<p style="margin: 5px 0">'.$yazi["yazi_icerik"].'</p>
<em>'.zaman($yazi["yazi_zaman"]).' yazıldı..</em> </div>';
}
?>
</div>
</div>"
ancak benim bir tane yaziekrani diye bir div'im var. Bu div'e özellikler falan yaptım, @ ile isim aratma vs. gibi (facebooktakine benzer) o yüzden ben yazı yazma işlemini textarea'da değil de div'imde yapmalıyım. çünkü textarea ile yapıp da id="yaziekrani" kodunu da eklediğimde, @ ile yaptığım işlem çalışmamaya başlıyor.
sadece div'e tıpkı textarea'daki gibi ana ekrana yazı yazdırma işlemi falan yaptırabilir miyim? yaptırabilirsem bu derslerin adını ne diye arattırayım? (emin olun çok aradım ama eminim ki doğru isimle aramadığım için bulamıyorum)
şimdi, textarea ile yazı gönderme falan yapabiliyorum şu şekilde:
"<div style="width: 600px; margin: 30px auto">
<div style="border: 2px solid #ddd; padding: 10px">
<form action="" method="post">
<textarea style="width: 570px; height: 70px; resize: none; overflow: auto; margin-bottom: 5px" name="icerik" id="" cols="30" rows="10"></textarea>
<input type="submit" value="Postala" />
</form>
</div>
<div style="padding: 10px; border: 5px solid #ddd">
<?php
if ($_POST){
$icerik = $_POST["icerik"];
$zaman = time();
mysql_query("insert into yazilar (yazi_icerik, yazi_zaman) values ('$icerik','$zaman')") or die (mysql_error());
}
$sql = mysql_query("select * from yazilar order by yazi_id desc");
while ($yazi = mysql_fetch_array($sql)){
echo '<div style="border: 1px solid #ccc; margin-bottom: 5px; padding: 5px">
<strong>xxxx</strong> yazdı..
<p style="margin: 5px 0">'.$yazi["yazi_icerik"].'</p>
<em>'.zaman($yazi["yazi_zaman"]).' yazıldı..</em> </div>';
}
?>
</div>
</div>"
ancak benim bir tane yaziekrani diye bir div'im var. Bu div'e özellikler falan yaptım, @ ile isim aratma vs. gibi (facebooktakine benzer) o yüzden ben yazı yazma işlemini textarea'da değil de div'imde yapmalıyım. çünkü textarea ile yapıp da id="yaziekrani" kodunu da eklediğimde, @ ile yaptığım işlem çalışmamaya başlıyor.
sadece div'e tıpkı textarea'daki gibi ana ekrana yazı yazdırma işlemi falan yaptırabilir miyim? yaptırabilirsem bu derslerin adını ne diye arattırayım? (emin olun çok aradım ama eminim ki doğru isimle aramadığım için bulamıyorum)
600 civarı resim var diyelim. kimisi 200-300px, kimisi 50-60 kimisi 90-50vs.
tek tek boyutlandırmak sorun değil de, istiyorum ki hepsi sabit bir boyuta sahip olsun tek seferde. atıyorum tek hamlede hepsini 20x30 gibi bir şey yapayım. mümkün mü?
bir de kimisi jpeg kimisi png iken hepsini tek hamlede aynı uzantılı hale getirebilir miyim?
tek tek boyutlandırmak sorun değil de, istiyorum ki hepsi sabit bir boyuta sahip olsun tek seferde. atıyorum tek hamlede hepsini 20x30 gibi bir şey yapayım. mümkün mü?
bir de kimisi jpeg kimisi png iken hepsini tek hamlede aynı uzantılı hale getirebilir miyim?
yav sakalları kestim de, normalde kirli sakal yapardım şimdi baya kısalttım. hafiften maymun gibi oldum, napayım da uzamasını hızlandırayım şu kılların. samısak falan sürülüyordu sanki işe yarar mı harbi :D
geçen sene, hep muhabbette olduğum ttnet bayisine 8mbite geçim mi diye sormuştum. adam adresime falan baktı, tam mesafeyi hatırlamıyorum ama santrale uzaksın yav, kesinti yaşarsın 8mbitte. zaten fazla performans da alamazsın 1mbitte kal bence demişti.
o günden bugüne altyapı çalışması oldu mu bilmiyorum ama hakikaten çok fark eder mi bu santrale olan mesafe? bir de, o dönemden sonra bizim önceki telefon kablomuza alternatif olarak öncekinin 2 katı kalınlığında sağlam görünüşlü bir telefon hattı çektiler. ama ben onu bağlamadım. acaba 8mbitin yükünü kaldırsın diye falan mı buralara öyle kablolar çekilmeye başlanmıştı.
o günden bugüne altyapı çalışması oldu mu bilmiyorum ama hakikaten çok fark eder mi bu santrale olan mesafe? bir de, o dönemden sonra bizim önceki telefon kablomuza alternatif olarak öncekinin 2 katı kalınlığında sağlam görünüşlü bir telefon hattı çektiler. ama ben onu bağlamadım. acaba 8mbitin yükünü kaldırsın diye falan mı buralara öyle kablolar çekilmeye başlanmıştı.
sorum eksik saçma olabilir, sorumsuz da diyebilirsiniz kusuruma bakmayın.
ingilizcem, çöp değil. internetten ingilizce bir şey okumaya kalksam en azından bazı kelimelere sözlükten bakarak gayet iyi okurum. lost dönemlerinde sabah 6'da izlemek için mecburen altyazısız izlerdim falan.
biliyorum ki bunların hiçbiri kıstas değil. ben sadece ingilizceyle alakasız biri olmadığımı, en azından ortalamanın üstünde olduğunu belirtmek için yazdım.
neyse; bu sene mezun olucam. dokuz eylül iibf işletme'den mezun oluyorum. dille ilgili herhangi bir kursa gitmedim o yüzden bir sertifikam yok. özele yöneleceğim ve mutlaka doğru düzgün bir dilim olmalı. kursa gideceğim, imkanlarım kısıtlı ve o yüzden gereksiz bir kursa gitmek istemiyorum. ne kursuna gideyim? mesleki ingilizce mi? bana sertifika kazandıracak bir şeye mi? peki hangi yere gideyim, amerikn kültüre mi?
kısaca dille ilgili tavsiyeleriniz ne olur bana.
ingilizcem, çöp değil. internetten ingilizce bir şey okumaya kalksam en azından bazı kelimelere sözlükten bakarak gayet iyi okurum. lost dönemlerinde sabah 6'da izlemek için mecburen altyazısız izlerdim falan.
biliyorum ki bunların hiçbiri kıstas değil. ben sadece ingilizceyle alakasız biri olmadığımı, en azından ortalamanın üstünde olduğunu belirtmek için yazdım.
neyse; bu sene mezun olucam. dokuz eylül iibf işletme'den mezun oluyorum. dille ilgili herhangi bir kursa gitmedim o yüzden bir sertifikam yok. özele yöneleceğim ve mutlaka doğru düzgün bir dilim olmalı. kursa gideceğim, imkanlarım kısıtlı ve o yüzden gereksiz bir kursa gitmek istemiyorum. ne kursuna gideyim? mesleki ingilizce mi? bana sertifika kazandıracak bir şeye mi? peki hangi yere gideyim, amerikn kültüre mi?
kısaca dille ilgili tavsiyeleriniz ne olur bana.
arama butonuyla ilgili birkaç tane tutorial baktım.
<input type="text" width="250px" name="kelime" placeholder="Listede Ara.." autocomplete="off" />
gibi bir şey buldum. (tabi birkaç kod daha var ama görüntü kısmı bu)
ancak bunu istediğim gibi nasıl boyutlandırırım bilemedim. bu istediğimden çok daha kısa kalıyor enine. ben 300px falan yapmak istiyorum. nasıl yapabilirim?
<input type="text" width="250px" name="kelime" placeholder="Listede Ara.." autocomplete="off" />
gibi bir şey buldum. (tabi birkaç kod daha var ama görüntü kısmı bu)
ancak bunu istediğim gibi nasıl boyutlandırırım bilemedim. bu istediğimden çok daha kısa kalıyor enine. ben 300px falan yapmak istiyorum. nasıl yapabilirim?
css'le sorularım devam ediyor. tekrar belirteyim: baya acemiyim, amatörce şeyler deniyorum. öyle kesin ve net bir şey yapmıyorum yani. öğrenmek için aklıma gelen şeyleri yapıyorum.
şimdi; uyumluluk sorunu yaşıyordum. yazdığım kodlar ie'de çalışmıyor ama chrome'da sorunsuz çalışıyordu.
adobe dreamweaver cs4 kullanıyorum. orda check menüsünden compatibility yaparak sorunlara bakıyorum. en son şu sorun çıktı ortaya:
imageshack.us
Buna göre yazdığım kodların hiçbiri geçerli değil :) sorunun nedeni falan da yazıyor dreamweaver'da. peki, mesela expanding box sorunu demiş. ben bu kodun ie'ye uyumlu bir versionunu bulabilir miyim? yoksa bu koddan tamamen vaz mı geçmem gerekecek?
13. html satırındaki css'deki kodlarını göstereyim ben:
#solana
{
margin-left:5px;
width:320px;
min-height:700px;
float:left;
margin-right:20px;
}
edit: misal expanding box problemini çözdüm. sorun dw4'te çözülmüş gözüküyor. ancak ie'de hala sayfayı göremiyorum. yalnızca butonları vs. görebiliyorum. div'ler kesinlikle gözükmüyor. bu tip sorunların nedenlerini nasıl anlayabilirim?
edit2: vay anasını firefox'ta da bir şey gözükmüyor. tüm tarayıcılarda işleyen kodların bir listesi var mı sırf onları kullanayım bari.
edit3: yav, yeni kod açtım. sadece width:500 height:500 border: thin solid black olan bir div id açtım. html'de de yazdım bunu. bu bile gözükmedi. sadece chrome'da gözüküyor. ben neyi yanlış eksik yapıyorum anlamadım.
edit4: inanılmaz bir salaklık yapmışım. link type="text-css" yazdığım için sırf chrome tanımlıyormuş. - yerine / yazdım düzeldi. bunu buraya yazıyorum, belki benim kadar salak olan başka birini buluruz da sorununu çözmüş oluruz.
şimdi; uyumluluk sorunu yaşıyordum. yazdığım kodlar ie'de çalışmıyor ama chrome'da sorunsuz çalışıyordu.
adobe dreamweaver cs4 kullanıyorum. orda check menüsünden compatibility yaparak sorunlara bakıyorum. en son şu sorun çıktı ortaya:
imageshack.us
Buna göre yazdığım kodların hiçbiri geçerli değil :) sorunun nedeni falan da yazıyor dreamweaver'da. peki, mesela expanding box sorunu demiş. ben bu kodun ie'ye uyumlu bir versionunu bulabilir miyim? yoksa bu koddan tamamen vaz mı geçmem gerekecek?
13. html satırındaki css'deki kodlarını göstereyim ben:
#solana
{
margin-left:5px;
width:320px;
min-height:700px;
float:left;
margin-right:20px;
}
edit: misal expanding box problemini çözdüm. sorun dw4'te çözülmüş gözüküyor. ancak ie'de hala sayfayı göremiyorum. yalnızca butonları vs. görebiliyorum. div'ler kesinlikle gözükmüyor. bu tip sorunların nedenlerini nasıl anlayabilirim?
edit2: vay anasını firefox'ta da bir şey gözükmüyor. tüm tarayıcılarda işleyen kodların bir listesi var mı sırf onları kullanayım bari.
edit3: yav, yeni kod açtım. sadece width:500 height:500 border: thin solid black olan bir div id açtım. html'de de yazdım bunu. bu bile gözükmedi. sadece chrome'da gözüküyor. ben neyi yanlış eksik yapıyorum anlamadım.
edit4: inanılmaz bir salaklık yapmışım. link type="text-css" yazdığım için sırf chrome tanımlıyormuş. - yerine / yazdım düzeldi. bunu buraya yazıyorum, belki benim kadar salak olan başka birini buluruz da sorununu çözmüş oluruz.
mesela şimdi şu entry'yi okuyordum inci'de: inci.sozlukspot.com
içim acaip kötü oldu. böyle boğulcak delircek gibi oldum. tüm hayatımın sikildiğini düşündüm, her şeyin geçmişte kaldığını. bugünkü arkadaşlarımı bile bir daha göremeyeceğimi, annemin babamın öleceğini, benim de yaşlanacağımı düşündüm.
bunların 5 saniyede falan düşündüm. boğazım düğümlendi anasını satayım, geçmişe bir daha asla gidemeyecek olmak çok koydu. asla okul bahçesinde yaptığımı sınıf maçlarına dönemeyeceğim, asla o günkü kadar saf olamayacağımı düşündüm.
üstümde yük var gibi hissettim güzel günler bitti. hala hissediyorum. niye böyle olduğunu anlamadım ama oldu.
içim acaip kötü oldu. böyle boğulcak delircek gibi oldum. tüm hayatımın sikildiğini düşündüm, her şeyin geçmişte kaldığını. bugünkü arkadaşlarımı bile bir daha göremeyeceğimi, annemin babamın öleceğini, benim de yaşlanacağımı düşündüm.
bunların 5 saniyede falan düşündüm. boğazım düğümlendi anasını satayım, geçmişe bir daha asla gidemeyecek olmak çok koydu. asla okul bahçesinde yaptığımı sınıf maçlarına dönemeyeceğim, asla o günkü kadar saf olamayacağımı düşündüm.
üstümde yük var gibi hissettim güzel günler bitti. hala hissediyorum. niye böyle olduğunu anlamadım ama oldu.
tam şimdi izlemelik kafa yormayacak, komedi de olmayan (eğlenceli olabilir ama komedi olmasın. komediden kastım: steve martin, korkunç bir film vs.) film lazım. hafif mayışmış durumdayım yorgan içinde izleyeyim rahat raht
şimdi, facebook'un üst alanından örnek vereyim (search bar'ın falan olduğu yer). hani sayfayı ne kadar indirirsek indirelim hep aynı noktada duruyor ya.
css'de body'nin içine repeat-x ile fixed bir mavi resim koyduğumda, sürekli ekranda gözüküyor aynı şekilde. ancak ben istiyorum ki hep en üstte gözüksün. en önde gözüksün yani.
başka bir deyişle: fixed yaptığım bir şeyin, sayfayı aşağıya indirdiğimde div'lerin altında kalmamasını istiyorum. hep en önde olsun, nasıl yapabilirim bunu? umarım anlatabilmişimdir?
edit: yav bi de bu background-attachment:fixed komutu yalnızca body için mi geçerli? class açıyorum ve onu sabitlemek istiyorum ancak olmuyor, imleç indikçe resim de iniyor allah allah.
css'de body'nin içine repeat-x ile fixed bir mavi resim koyduğumda, sürekli ekranda gözüküyor aynı şekilde. ancak ben istiyorum ki hep en üstte gözüksün. en önde gözüksün yani.
başka bir deyişle: fixed yaptığım bir şeyin, sayfayı aşağıya indirdiğimde div'lerin altında kalmamasını istiyorum. hep en önde olsun, nasıl yapabilirim bunu? umarım anlatabilmişimdir?
edit: yav bi de bu background-attachment:fixed komutu yalnızca body için mi geçerli? class açıyorum ve onu sabitlemek istiyorum ancak olmuyor, imleç indikçe resim de iniyor allah allah.
eğlenceli film lazım. ama eğlence derken komedi değil.
ne bileyim snatch gibi sherlock holmes gibi, bi konu etrafında dönsün, hafif eğlenceli de olsun öyle yuvarlanıp gidelim, film de akıp gidiversin işte.
ne bileyim snatch gibi sherlock holmes gibi, bi konu etrafında dönsün, hafif eğlenceli de olsun öyle yuvarlanıp gidelim, film de akıp gidiversin işte.
sorularım var; (not: 177 boy, en son 75 kiloydum, 3 haftadır tartılmıyorum)
göbek bölgemde simit oluştu, o yüzden spora başladım bir süre önce. çok fazla kilom yok, göbek bölgemdeki simit dışında. o yüzden azıcık kas için falan da uğraşıyorum.
1. çok ağır bir diyet programına ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum aslında (neticede 20-30 kilo fazlam yok, 5 kilo falan fazlam var) ama nasıl beslensem bilemiyorum.
1 aydır çikolata/cips/cola ve alkol vs. yemedim/içmedim. ama çoğu gece kriz geçirir gibi şekerli şeyler çekiyor canım ve bazen eti burçak, bazen pop kek yiyorum kendimi tutamıyorum bir türlü.
onun dışında öğünlerde ekmeği azalttım. tamamen bırakamadım ama genelde sadece sabahları yiyorum. (akşam yemeğinde nerdeyse hiç yemiyorum ekmek)
ev yemeği piştiği zaman, kendimi üzemiyorum ve yiyorum. ne kadar yağ konur eder bilmiyorum ama pırasaydı, sulu tavuk yemekleriydi, bulgurdu, pilavdı görünce yiyorum valla.
öğlenleri genelde bir avuç makarna ile bir paket ton balığı tüketiyorum. hamur işlerinden olabildiğince uzak durmaya çalışıyorum, haftada bir pideciye falan gidersek yiyorum yalnızca.
yukarıda da görüldüğü gibi pek diyet işini beceremiyorum. eskiden inanılmaz abur cubur ve ekmek tüketirdim. artık abur cubur, bazı geceleri geçirdiğim krizler dışında tamamen bitti. ekmek de azalarak bitiyor gibi. en azından olumlu kısmı bunlar diyebilirim.
nasıl beslensem ben yav? yemek yemeyi inanılmaz çok severim, güzel ev yemeği geldi mi kendimi tutma ihtimalim yok. sabahları ekmek yerine de ne yiyeceğimi bilmiyorum, sırf peynirin, sırf yumurtanın tadı çıkmıyor ekmeksiz. napayım mesela bu öğünde?
2. koşu falan yapıyorum, gerçi son 1.5 haftadır idmanlarda koşu işine baya ara verdim ama yarın yine 1 saat koşu+bisikletle başlayacağım antremanıma. belim erisin bitsin istiyorum.
bu konularda falan tavsiyeler var mı? şu belimdeki simit tamamiyle yok olsun istiyorum. öyle acelem falan yok. 2 ay olur 3 ay olur 4 ay olur. yeter ki sürdürebileceğim bir programım olsun. tavsiye?
göbek bölgemde simit oluştu, o yüzden spora başladım bir süre önce. çok fazla kilom yok, göbek bölgemdeki simit dışında. o yüzden azıcık kas için falan da uğraşıyorum.
1. çok ağır bir diyet programına ihtiyacım olduğunu düşünmüyorum aslında (neticede 20-30 kilo fazlam yok, 5 kilo falan fazlam var) ama nasıl beslensem bilemiyorum.
1 aydır çikolata/cips/cola ve alkol vs. yemedim/içmedim. ama çoğu gece kriz geçirir gibi şekerli şeyler çekiyor canım ve bazen eti burçak, bazen pop kek yiyorum kendimi tutamıyorum bir türlü.
onun dışında öğünlerde ekmeği azalttım. tamamen bırakamadım ama genelde sadece sabahları yiyorum. (akşam yemeğinde nerdeyse hiç yemiyorum ekmek)
ev yemeği piştiği zaman, kendimi üzemiyorum ve yiyorum. ne kadar yağ konur eder bilmiyorum ama pırasaydı, sulu tavuk yemekleriydi, bulgurdu, pilavdı görünce yiyorum valla.
öğlenleri genelde bir avuç makarna ile bir paket ton balığı tüketiyorum. hamur işlerinden olabildiğince uzak durmaya çalışıyorum, haftada bir pideciye falan gidersek yiyorum yalnızca.
yukarıda da görüldüğü gibi pek diyet işini beceremiyorum. eskiden inanılmaz abur cubur ve ekmek tüketirdim. artık abur cubur, bazı geceleri geçirdiğim krizler dışında tamamen bitti. ekmek de azalarak bitiyor gibi. en azından olumlu kısmı bunlar diyebilirim.
nasıl beslensem ben yav? yemek yemeyi inanılmaz çok severim, güzel ev yemeği geldi mi kendimi tutma ihtimalim yok. sabahları ekmek yerine de ne yiyeceğimi bilmiyorum, sırf peynirin, sırf yumurtanın tadı çıkmıyor ekmeksiz. napayım mesela bu öğünde?
2. koşu falan yapıyorum, gerçi son 1.5 haftadır idmanlarda koşu işine baya ara verdim ama yarın yine 1 saat koşu+bisikletle başlayacağım antremanıma. belim erisin bitsin istiyorum.
bu konularda falan tavsiyeler var mı? şu belimdeki simit tamamiyle yok olsun istiyorum. öyle acelem falan yok. 2 ay olur 3 ay olur 4 ay olur. yeter ki sürdürebileceğim bir programım olsun. tavsiye?
baştannot: yazının tamamını okyuun allah aşkına. okumayacaksanız da yorum yapıp birbirimizi kırmayalım. mühendislerde suç bulmadığımı da, benim işsiz kalmadığımı da, tembel olmadığımı da her şeyi belirttim yani. gözünüzü seveyim önce okuyun.
şimdi itiraz edenler, söylemek istemediğimi anlamayanlar çok olacak. ama yazayım yine de. endüstri mühendisliklerini ayrı tutarak yazıyorum bu yazacaklarımı.
şimdi etrafıma bakıyorum. bankalardan tutun da bilmem nerelere kadar döşemişler mühendisleri. uzman yardımcılığı da desen ot da bok da desen mühendis. işletme, iktisat, iibf okuyanlar yıllarca iktisat gördü, vergi hukuku ot hukuku bok hukuku muhasebe işletme gördü, yönetimle yönetmeyle ilgili 4 senede 8'den fazla ders gördü. niye gördü? hayatında bu üsttekilerle ilgili nokta şey görmemiş bir mühendis kendisinden önce tercih edilsin diye mi?
hani şimdi diyeceksiniz ki vay kardeşim mühendislerde şu analitik zeka bu analitik zeka var. biz de her işletme iktisat mezununu alsınlar demiyoruz. ama biz bankada çalışamayacaksak, özel sektörde zaten "siz prosesin işleyişini bilmiyorsunuz o yüzden yüksek kademelere mühendis atarlar" denecekse o denecekse bu denecekse gişe memuru olalım diye mi okuduk bunca yarrak dersi?
açıköğretimde çıkmış soruları ezberleyen adamlar işletme iktisat bitirdik diye diploma sallasınlar. biz oç gibi hukuk dışında kazanabileceğimiz en yüksek bölümü kazandık diye işsiz kalalım.
anlamıyorum arkadaşım. mühendis neden mühendislik yapmıyor, işletme iktisat neden kendi işiyle uğraşamıyor, anlamıyorum. yanlış anlamayın, suçu mühendislerde falan bulmuyorum. onlar da muhtemelen isterler ki 4 sene boyunca gördükleri dersleri uygulayabilecekleri bir işte çalışmayı.
ama sistem niye böyle?
misal, öss'de de katsayılar kalkmış. şimdi eşit ağırlık öğrencilerin şansını düşünüyorum. sayısal'dan bölüme giremeyen adam eşit ağırlık kasıp eşit ağırlık bölümlerine yerleşecek. hadi iyi kötü bölüme girebilen eşit ağırlıkçılar da bu sefer mühendislere geçilecekler. doğal seleksiyonla soyumuz kuruyacak amına koyim.
yani niye denmiyor ki, bankalarda şu şu dersleri görmüş öğrenciler çalışabilir.
ben nasıl ki gidip bir inşaat mühendisinin işine konamıyorsam, onlar da bizim mesleğimizin üstüne konamasın istiyorum.
ne bizim bölümümüz gerizekalılarla dolu, ne onların bölümleri dahilerle dolu. ne de ben işsiz kalmış bir adamım. tam aksine, benim tuzum kuru. dilim var, okulum iyi her şeyim iyi hepsini geçtim zaten mezun olunca çalışacağım yerim bile hazır.
ama arkadaşlarımı düşününce üzülüyorum yahu. "analatik zeka" denen SAÇMALIK uğruna binlerce öğrenci boşa okuyor. inşaatta mühendis çalıştır, sanayide mühendis çalıştır, fabrikada mühendis çalıştır, limanda mühendis çalıştır yetmezmiş gibi bankada da borsada da mühendis çalıştır.
ama iibf/işletme/iktisat mezunu adamlar anca bankalarda, orda burda mühendislerden kalan boşluklara yerleşsinler.
şimdi itiraz edenler, söylemek istemediğimi anlamayanlar çok olacak. ama yazayım yine de. endüstri mühendisliklerini ayrı tutarak yazıyorum bu yazacaklarımı.
şimdi etrafıma bakıyorum. bankalardan tutun da bilmem nerelere kadar döşemişler mühendisleri. uzman yardımcılığı da desen ot da bok da desen mühendis. işletme, iktisat, iibf okuyanlar yıllarca iktisat gördü, vergi hukuku ot hukuku bok hukuku muhasebe işletme gördü, yönetimle yönetmeyle ilgili 4 senede 8'den fazla ders gördü. niye gördü? hayatında bu üsttekilerle ilgili nokta şey görmemiş bir mühendis kendisinden önce tercih edilsin diye mi?
hani şimdi diyeceksiniz ki vay kardeşim mühendislerde şu analitik zeka bu analitik zeka var. biz de her işletme iktisat mezununu alsınlar demiyoruz. ama biz bankada çalışamayacaksak, özel sektörde zaten "siz prosesin işleyişini bilmiyorsunuz o yüzden yüksek kademelere mühendis atarlar" denecekse o denecekse bu denecekse gişe memuru olalım diye mi okuduk bunca yarrak dersi?
açıköğretimde çıkmış soruları ezberleyen adamlar işletme iktisat bitirdik diye diploma sallasınlar. biz oç gibi hukuk dışında kazanabileceğimiz en yüksek bölümü kazandık diye işsiz kalalım.
anlamıyorum arkadaşım. mühendis neden mühendislik yapmıyor, işletme iktisat neden kendi işiyle uğraşamıyor, anlamıyorum. yanlış anlamayın, suçu mühendislerde falan bulmuyorum. onlar da muhtemelen isterler ki 4 sene boyunca gördükleri dersleri uygulayabilecekleri bir işte çalışmayı.
ama sistem niye böyle?
misal, öss'de de katsayılar kalkmış. şimdi eşit ağırlık öğrencilerin şansını düşünüyorum. sayısal'dan bölüme giremeyen adam eşit ağırlık kasıp eşit ağırlık bölümlerine yerleşecek. hadi iyi kötü bölüme girebilen eşit ağırlıkçılar da bu sefer mühendislere geçilecekler. doğal seleksiyonla soyumuz kuruyacak amına koyim.
yani niye denmiyor ki, bankalarda şu şu dersleri görmüş öğrenciler çalışabilir.
ben nasıl ki gidip bir inşaat mühendisinin işine konamıyorsam, onlar da bizim mesleğimizin üstüne konamasın istiyorum.
ne bizim bölümümüz gerizekalılarla dolu, ne onların bölümleri dahilerle dolu. ne de ben işsiz kalmış bir adamım. tam aksine, benim tuzum kuru. dilim var, okulum iyi her şeyim iyi hepsini geçtim zaten mezun olunca çalışacağım yerim bile hazır.
ama arkadaşlarımı düşününce üzülüyorum yahu. "analatik zeka" denen SAÇMALIK uğruna binlerce öğrenci boşa okuyor. inşaatta mühendis çalıştır, sanayide mühendis çalıştır, fabrikada mühendis çalıştır, limanda mühendis çalıştır yetmezmiş gibi bankada da borsada da mühendis çalıştır.
ama iibf/işletme/iktisat mezunu adamlar anca bankalarda, orda burda mühendislerden kalan boşluklara yerleşsinler.
bugün dişimi karıştırırken kürdanın uç kısmı koptu ve dişimin arasına saplandı. bir türlü çıkaramadım çünkü iki dişimin arasında nerdeyse hiç boşluk yok. (yirmilik dişlerin hemen yanındaki azı dişlerinden bahsediyorum)
bir başka kürdanla çıkarmayı denedim ama işe yaramadı. daha ince ve iş görecek bir kaç şeyle denedim yine olmadı. iğne ile denedim olmadı. en son ilaç plakalarından birini tek slip çeker gibi dişimin arasından çektirdim ve sanırım kürdan iyice diş etime saplandı.
saplandı mı ondan bile emin değilim aslında. saplandıysa da ulaşılması olanaksız bir yerde, iki dişin kesişiminin, hiçbir şeyin ulaşamadığı bir noktada şuan. şuan dişimin tam o noktasında bir şey hissediyorum ama dediğim gibi ulaşmam olanaksız.
vücut böyle bir şyi kendi atar mı, iltihap kapar mıyım (valla ne kadar doğrudur bilmem ama hemen batikon falan damlattım oraya doğru, belki de bu yüzden zehirlenirim bile ama panik anı işte) biraz bekleyeyim mi yoksa sabah acilen doktora gideyim mi napayım
bir başka kürdanla çıkarmayı denedim ama işe yaramadı. daha ince ve iş görecek bir kaç şeyle denedim yine olmadı. iğne ile denedim olmadı. en son ilaç plakalarından birini tek slip çeker gibi dişimin arasından çektirdim ve sanırım kürdan iyice diş etime saplandı.
saplandı mı ondan bile emin değilim aslında. saplandıysa da ulaşılması olanaksız bir yerde, iki dişin kesişiminin, hiçbir şeyin ulaşamadığı bir noktada şuan. şuan dişimin tam o noktasında bir şey hissediyorum ama dediğim gibi ulaşmam olanaksız.
vücut böyle bir şyi kendi atar mı, iltihap kapar mıyım (valla ne kadar doğrudur bilmem ama hemen batikon falan damlattım oraya doğru, belki de bu yüzden zehirlenirim bile ama panik anı işte) biraz bekleyeyim mi yoksa sabah acilen doktora gideyim mi napayım
1. soru select işlemi ile ilgili. ilk formülü vereyim;
Select takimlar, COUNT(*) AS UST_SAYISI,(SELECT COUNT(*) FROM yeniskorlar as yeniskorlar2 WHERE yeniskorlar.takimlar = yeniskorlar2.takimlar) as TOPLAM_MAC
from yeniskorlar where attigi>yedigi GROUP BY takimlar
şimdi merak ediyorum şöyle bir şey mümkün mü: bu formülde gösterdiğimiz UST ve MAC_SAYISI isimli sütunları birbirine böldürüp bir başka sütunda bunlardan elde ettiğim sonuçları yazdırabilir miyim? bu sütunları select ile gösterdiğim için problem oldu, o yüzden göstertemiyorum bir türlü.
2. soru ise INSERT INTO ile ilgili;
$q = mysql_query("select * from matches");
while($r = mysql_fetch_array($q))
{
$evsahibi = $r['evsahibi'];
$deplasman = $r['deplasman'];
$sonuc = $r['macsonucu'];
$parcala = explode("-",$sonuc);
$evsahibigol = $parcala[0];
$deplasmangol = $parcala[1];
$ilkyarisonucu = $r['ilkyarisonucu'];
$ilkyariparcalama = explode("-",$ilkyarisonucu);
$evsahibiiygol = $ilkyariparcalama[0];
$deplasmaniygol = $ilkyariparcalama[1];
if ($evsahibigol < $deplasmangol)
{
$q1=mysql_query("INSERT INTO yeniskorlar (takimlar,attigi,yedigi,iyattigi,iyyedigi,macsonucu,evsahibideplasman) values ('$evsahibi','$evsahibigol','$deplasmangol','$evsahibiiygol','$deplasmaniygol','Yenildi','Evsahibi')");
$q1=mysql_query("INSERT INTO yeniskorlar (takimlar,attigi,yedigi,iyattigi,iyyedigi,macsonucu,evsahibideplasman) values ('$deplasman','$deplasmangol','$evsahibigol','$deplasmaniygol','$evsahibiiygol','Yendi','Deplasman')");
}
else if ($deplasmangol < $evsahibigol)
{
$q1=mysql_query("INSERT INTO yeniskorlar (takimlar,attigi,yedigi,iyattigi,iyyedigi,macsonucu,evsahibideplasman) values ('$evsahibi','$evsahibigol','$deplasmangol','$evsahibiiygol','$deplasmaniygol','Yendi','Evsahibi')");
$q1=mysql_query("INSERT INTO yeniskorlar (takimlar,attigi,yedigi,iyattigi,iyyedigi,macsonucu,evsahibideplasman) values ('$deplasman','$deplasmangol','$evsahibigol','$deplasmaniygol','$evsahibiiygol','Yenildi','Deplasman')");
}
else {
$q1=mysql_query("INSERT INTO yeniskorlar (takimlar,attigi,yedigi,iyattigi,iyyedigi,macsonucu,evsahibideplasman) values ('$evsahibi','$evsahibigol','$deplasmangol','$evsahibiiygol','$deplasmaniygol','Berabere','Evsahibi')");
$q1=mysql_query("INSERT INTO yeniskorlar (takimlar,attigi,yedigi,iyattigi,iyyedigi,macsonucu,evsahibideplasman) values ('$deplasman','$deplasmangol','$evsahibigol','$deplasmaniygol','$evsahibiiygol','Berabere','Deplasman')");
}
}
not: matches isimli tablodaki 'macsonucu' sütununda 0-1 2-0 gibi skorlar yazıyour. 'ilkyarısonucu' da aynı şekilde.
gibi bir şey var elimde. şimdi görüldüğü gibi buradaki if formülü ile yalnızca Maç sonucunun berabere mi, alt mı yoksa üst mü bittiğini öğrenebiliyorum. Peki ya, aynı anda Hem Üst mü Alt mı, Hem Kazandı mı Kaybetti mi, Hem ilkyarı kazandı mı kaybetti mi
gibi sütunlar eklemek istersem nasıl başedeceğim? Yani tek değişkene göre sütunları formülleyebiliyorum ancak her sütun için ayrı ayrı formülleme yapamıyorum.
Select takimlar, COUNT(*) AS UST_SAYISI,(SELECT COUNT(*) FROM yeniskorlar as yeniskorlar2 WHERE yeniskorlar.takimlar = yeniskorlar2.takimlar) as TOPLAM_MAC
from yeniskorlar where attigi>yedigi GROUP BY takimlar
şimdi merak ediyorum şöyle bir şey mümkün mü: bu formülde gösterdiğimiz UST ve MAC_SAYISI isimli sütunları birbirine böldürüp bir başka sütunda bunlardan elde ettiğim sonuçları yazdırabilir miyim? bu sütunları select ile gösterdiğim için problem oldu, o yüzden göstertemiyorum bir türlü.
2. soru ise INSERT INTO ile ilgili;
$q = mysql_query("select * from matches");
while($r = mysql_fetch_array($q))
{
$evsahibi = $r['evsahibi'];
$deplasman = $r['deplasman'];
$sonuc = $r['macsonucu'];
$parcala = explode("-",$sonuc);
$evsahibigol = $parcala[0];
$deplasmangol = $parcala[1];
$ilkyarisonucu = $r['ilkyarisonucu'];
$ilkyariparcalama = explode("-",$ilkyarisonucu);
$evsahibiiygol = $ilkyariparcalama[0];
$deplasmaniygol = $ilkyariparcalama[1];
if ($evsahibigol < $deplasmangol)
{
$q1=mysql_query("INSERT INTO yeniskorlar (takimlar,attigi,yedigi,iyattigi,iyyedigi,macsonucu,evsahibideplasman) values ('$evsahibi','$evsahibigol','$deplasmangol','$evsahibiiygol','$deplasmaniygol','Yenildi','Evsahibi')");
$q1=mysql_query("INSERT INTO yeniskorlar (takimlar,attigi,yedigi,iyattigi,iyyedigi,macsonucu,evsahibideplasman) values ('$deplasman','$deplasmangol','$evsahibigol','$deplasmaniygol','$evsahibiiygol','Yendi','Deplasman')");
}
else if ($deplasmangol < $evsahibigol)
{
$q1=mysql_query("INSERT INTO yeniskorlar (takimlar,attigi,yedigi,iyattigi,iyyedigi,macsonucu,evsahibideplasman) values ('$evsahibi','$evsahibigol','$deplasmangol','$evsahibiiygol','$deplasmaniygol','Yendi','Evsahibi')");
$q1=mysql_query("INSERT INTO yeniskorlar (takimlar,attigi,yedigi,iyattigi,iyyedigi,macsonucu,evsahibideplasman) values ('$deplasman','$deplasmangol','$evsahibigol','$deplasmaniygol','$evsahibiiygol','Yenildi','Deplasman')");
}
else {
$q1=mysql_query("INSERT INTO yeniskorlar (takimlar,attigi,yedigi,iyattigi,iyyedigi,macsonucu,evsahibideplasman) values ('$evsahibi','$evsahibigol','$deplasmangol','$evsahibiiygol','$deplasmaniygol','Berabere','Evsahibi')");
$q1=mysql_query("INSERT INTO yeniskorlar (takimlar,attigi,yedigi,iyattigi,iyyedigi,macsonucu,evsahibideplasman) values ('$deplasman','$deplasmangol','$evsahibigol','$deplasmaniygol','$evsahibiiygol','Berabere','Deplasman')");
}
}
not: matches isimli tablodaki 'macsonucu' sütununda 0-1 2-0 gibi skorlar yazıyour. 'ilkyarısonucu' da aynı şekilde.
gibi bir şey var elimde. şimdi görüldüğü gibi buradaki if formülü ile yalnızca Maç sonucunun berabere mi, alt mı yoksa üst mü bittiğini öğrenebiliyorum. Peki ya, aynı anda Hem Üst mü Alt mı, Hem Kazandı mı Kaybetti mi, Hem ilkyarı kazandı mı kaybetti mi
gibi sütunlar eklemek istersem nasıl başedeceğim? Yani tek değişkene göre sütunları formülleyebiliyorum ancak her sütun için ayrı ayrı formülleme yapamıyorum.
arkadaşlar, günlerdir harika yardımlarınız oldu teşekkür ederim. baya şey öğrendim diye düşünüyorum.
şimdi mysql'de, select komutuyla tablo getiriyorum karşıma. örnek vereyim hemen;
yeniskorlar isimli tablom var ve bu sütunda maçlar yer alıyor. yani aynı takım birden çok yer alıyor, yüzlerce maç var.
takimlar | attigi | yedigi
arsenal.....2........1
united......0........0
barcelona...4........1
manisaspor..0........7
arsenal.....4........2
ve ben mysql'de komut girerek veri çektiriyorum mesela;
select takimlar,COUNT(*) as Üst FROM yeniskorlar where attigi+yedigi>2 GROUP BY takimlar ORDER BY COUNT(*) DESC
şeklinde. ve bu bana şöyle iki tablo veriyor gruplanmış şekilde
takimlar | Üst
arsenal.....7
manchester..7
barcelona...6
manisaspor..2
ben istiyorum ki, bu tablonun yanına bir sütun daha ekleyip,
takimlar | üst | oynadigi_mac
yapayım, yani aynı select komutuyla bir tane de oynadigi_mac sütunu ekleyip aynı ekranda 3'ünü birden görebileyim gruplanmış şekilde.
ki sadece oynadigi_mac'lari getirtmek için ihtiyacım olan formül:
SELECT COUNT(*) FROM yeniskorlar GROUP BY takimlar
oluyor.
ancak işte, hem üstü, hem oynadıkları maçları aynı select komutunda kullanamıyorum. nasıl yapabilirim acaba? nette iç içe select, subselect, subquery ile ilgili bir sürü şey arattırdım ancak hiçbirinde başarılı olamadım.
eğer bu verdiğim bilgiler yeterli değilse söylerseniz daha fazla şey yazabilirim.
şimdi mysql'de, select komutuyla tablo getiriyorum karşıma. örnek vereyim hemen;
yeniskorlar isimli tablom var ve bu sütunda maçlar yer alıyor. yani aynı takım birden çok yer alıyor, yüzlerce maç var.
takimlar | attigi | yedigi
arsenal.....2........1
united......0........0
barcelona...4........1
manisaspor..0........7
arsenal.....4........2
ve ben mysql'de komut girerek veri çektiriyorum mesela;
select takimlar,COUNT(*) as Üst FROM yeniskorlar where attigi+yedigi>2 GROUP BY takimlar ORDER BY COUNT(*) DESC
şeklinde. ve bu bana şöyle iki tablo veriyor gruplanmış şekilde
takimlar | Üst
arsenal.....7
manchester..7
barcelona...6
manisaspor..2
ben istiyorum ki, bu tablonun yanına bir sütun daha ekleyip,
takimlar | üst | oynadigi_mac
yapayım, yani aynı select komutuyla bir tane de oynadigi_mac sütunu ekleyip aynı ekranda 3'ünü birden görebileyim gruplanmış şekilde.
ki sadece oynadigi_mac'lari getirtmek için ihtiyacım olan formül:
SELECT COUNT(*) FROM yeniskorlar GROUP BY takimlar
oluyor.
ancak işte, hem üstü, hem oynadıkları maçları aynı select komutunda kullanamıyorum. nasıl yapabilirim acaba? nette iç içe select, subselect, subquery ile ilgili bir sürü şey arattırdım ancak hiçbirinde başarılı olamadım.
eğer bu verdiğim bilgiler yeterli değilse söylerseniz daha fazla şey yazabilirim.
select takimlar,COUNT(*) as Ust FROM yeniskorlar WHERE attigi+yedigi>2 GROUP BY takimlar ORDER BY COUNT(*) DESC
diye bir kod var diyelim elimde. burada, yeniskorlar tablosunda Takimlar, attigi ve yedigi diye 3 tane sütun var ve bu takımların maçta attığı, yediği golleri gösteriyor. Dolayısıyla birinci sütunda takımlar birkaç defa tekrar ediyor.
Neyse, yukarıdaki koda göre ben maçını üst bitirmiş takımları sıralıyorum. ama istiyorum ki, bir de yan tarafa oynadıkları maç sayısını da gösteren bir şey yapayım (aynı anda). ama nasıl yapacağımı bir türlü bulamıyorum. tavsiye falan var mı? çok eksik anlattıysam tekrar yazabilriim.
diye bir kod var diyelim elimde. burada, yeniskorlar tablosunda Takimlar, attigi ve yedigi diye 3 tane sütun var ve bu takımların maçta attığı, yediği golleri gösteriyor. Dolayısıyla birinci sütunda takımlar birkaç defa tekrar ediyor.
Neyse, yukarıdaki koda göre ben maçını üst bitirmiş takımları sıralıyorum. ama istiyorum ki, bir de yan tarafa oynadıkları maç sayısını da gösteren bir şey yapayım (aynı anda). ama nasıl yapacağımı bir türlü bulamıyorum. tavsiye falan var mı? çok eksik anlattıysam tekrar yazabilriim.
vallaha günlerdir kafa siktim burda ama kusuruma bakmayın. tek başıma netten falan yardım alıp uğraşıyorum bununla, nette bulamadıklarımı ya da aratmayı bilmediklerimi de size soruyorum, tekrar kusura bakmayın.
şimdi, maçlar diye bir tablomuz olduğunu düşünelim. (en doğru bu örnekle anlatabildim)
1. sütunda evsahibi takımımız var.
2. sütunda deplasman takımımız var.
diğer sütunda da skor var.
Şimdi, mesela istiyorum ki bu maçlarda yer alan takımlar, kaç tane maç kazanmış onu bulayım ve en çok maç kazanandan en az maç kazanana doğru sıralayayım.
Ama yapamadığım şey şu: Sadece evsahibi olarak maç kazananları sıralayabiliyorum ya da sadece deplasman olarak. ama ikisini toplam olarak sıralattıramıyorum bir türlü.
örneğin; select EvSahibi,COUNT(*) AS Kazanan from maclar where "skorun şartı" group by Evsahibi order by COUNT(*) desc
kodunu girdiğimde, takımları yalnızca Evsahibi iken bitirdikleri üst maça göre sıralıyor. Ya da Evsahibi yerine Deplasman yazarsam sadece deplasmanda yer aldıklarında üst bitirdikleri maçları sıralıyor.
Ama ikisinin toplamı olarak nasıl sıralatıcam bir türlü yapamadım. Aklım durdu, aklıma da nasıl yapabileceğim gelmiyor artık. Bir el atsanız?
şimdi, maçlar diye bir tablomuz olduğunu düşünelim. (en doğru bu örnekle anlatabildim)
1. sütunda evsahibi takımımız var.
2. sütunda deplasman takımımız var.
diğer sütunda da skor var.
Şimdi, mesela istiyorum ki bu maçlarda yer alan takımlar, kaç tane maç kazanmış onu bulayım ve en çok maç kazanandan en az maç kazanana doğru sıralayayım.
Ama yapamadığım şey şu: Sadece evsahibi olarak maç kazananları sıralayabiliyorum ya da sadece deplasman olarak. ama ikisini toplam olarak sıralattıramıyorum bir türlü.
örneğin; select EvSahibi,COUNT(*) AS Kazanan from maclar where "skorun şartı" group by Evsahibi order by COUNT(*) desc
kodunu girdiğimde, takımları yalnızca Evsahibi iken bitirdikleri üst maça göre sıralıyor. Ya da Evsahibi yerine Deplasman yazarsam sadece deplasmanda yer aldıklarında üst bitirdikleri maçları sıralıyor.
Ama ikisinin toplamı olarak nasıl sıralatıcam bir türlü yapamadım. Aklım durdu, aklıma da nasıl yapabileceğim gelmiyor artık. Bir el atsanız?
177 ve 75 kiloyum. erkeğim bu arada. sinirimi bozan şey göbeğimdeki simit.
neyse geçen hafta spora başladım. her gün tempolu yürüyüş/koşu ve bisiklet yapıyorum. 2 günde bir de bu koşu/bisikletten sonra fitness yapıyorum.
dedim ki spor boşa gitmesin, hafiften diyete de başladım ilk ekmeği kestim, ekmek yerine çok az, tam tahıllı ekmek yemeye başladım. ne bileyim, öğlenleri bi avuç makarnayla ton balığı yiyorum. olabildiğince tavuk göğsü tüketiyorum. tabi evde patlıcan falan ev yemeği pişince de, yağlı mağlı dinlemeden az porsiyon olarak yiyorum mecbur, yoksa bütün gece o yemeği nasıl yemem diye düşnüürüm.
hadi ekmek vs. sorun değil de, benim için tek sorun: şeker. arkadaş krizlere giriyorum resmen. akşam oldu mu, tatlı bir şey yemeden gözüme uyku girmiyor. tek düşündüğüm şey tatlı bir şey yemek oluyor. 4 dönüyorum yatakta ve sonunda da kalkıp yiyorum mecburen. hani tatlı dediğim baklava falan değil. işte ne bileyim hazır kektir, kurabiyedir böyle şeyler.
nasıl başederim yav bununla. duyduğum kadarıyla kilo konusunda tatlı, yağdan bile daha zararlıymış daha fazla depolanırmış.
bir de, şu yukarıda yazdım. mesela tencere yemeği piştiği zaman, az porsiyon olarak tüketsem bile kilo olarak dönüşü büyük olur mu? beyaz ekmeği kesinlikle bıraktım, akşam öğünlerinde tahıllı ekmek bile yemiyorum ama şu tatlı belası var başımda. öneri vs. bir şeyler var mı yav
neyse geçen hafta spora başladım. her gün tempolu yürüyüş/koşu ve bisiklet yapıyorum. 2 günde bir de bu koşu/bisikletten sonra fitness yapıyorum.
dedim ki spor boşa gitmesin, hafiften diyete de başladım ilk ekmeği kestim, ekmek yerine çok az, tam tahıllı ekmek yemeye başladım. ne bileyim, öğlenleri bi avuç makarnayla ton balığı yiyorum. olabildiğince tavuk göğsü tüketiyorum. tabi evde patlıcan falan ev yemeği pişince de, yağlı mağlı dinlemeden az porsiyon olarak yiyorum mecbur, yoksa bütün gece o yemeği nasıl yemem diye düşnüürüm.
hadi ekmek vs. sorun değil de, benim için tek sorun: şeker. arkadaş krizlere giriyorum resmen. akşam oldu mu, tatlı bir şey yemeden gözüme uyku girmiyor. tek düşündüğüm şey tatlı bir şey yemek oluyor. 4 dönüyorum yatakta ve sonunda da kalkıp yiyorum mecburen. hani tatlı dediğim baklava falan değil. işte ne bileyim hazır kektir, kurabiyedir böyle şeyler.
nasıl başederim yav bununla. duyduğum kadarıyla kilo konusunda tatlı, yağdan bile daha zararlıymış daha fazla depolanırmış.
bir de, şu yukarıda yazdım. mesela tencere yemeği piştiği zaman, az porsiyon olarak tüketsem bile kilo olarak dönüşü büyük olur mu? beyaz ekmeği kesinlikle bıraktım, akşam öğünlerinde tahıllı ekmek bile yemiyorum ama şu tatlı belası var başımda. öneri vs. bir şeyler var mı yav
belirteyim; php konusunda tam bir cahilim ama çalışıyorum işte. 3-4 gündür şu php'dir mysql'dir kurcalıyorum. dersleri falan da okudum baya ama her şey derslerde olmuyor tabi. elimize oyuncak olarak kod almak da gerekli bi yerde. sorumu sorayım;
şimdi php'de kod yardımıyla mysql'den veri getirtebiliyorum. ancak ben istiyorum ki, php ekranımda bir adet buton olsun. o butona tıkladığımda getirsin veriyi. google'ladım tabi, 2-3 saattir de uğraşıyorum işin içine html falan girmeliymiş onlarla da uğraştım didindim ama bir türlü beceremedim. muhtemelen bir şeyleri yanlış yapıyorum.
ben mesela buton koymak istediğim kod örneğini yerleştireyim buraya, eğer yardımcı olursanız çok sevinirim en azından üstünde oynarım falan bir şeyler anlamaya başlarım.
tekrarlayayım tam bir gerizekalıyım bu konuda. 2-3 günde anca mysql'de bir şeyler yapmayı öğrendim. bir de php'mi mysql'e bağlayıp ordan veri getirtmeyi öğrenebildim. o yüzden eğer anlatacaksanız bu konuda ne kadar salak olduğumu bilerek anlatırsanız çok sevinirim :)
<?php
$con = mysql_connect("localhost","root","");
if (!$con)
{
die('Could not connect: ' . mysql_error());
}
mysql_select_db("benimdatam", $con);
$result = mysql_query("SELECT * FROM kisiler");
echo "<table border='1'>
<tr>
<th>kisiler</th>
</tr>";
while($row = mysql_fetch_array($result))
{
echo "<tr>";
echo "<td>" . $row['kisiler'] .
"</td>";
echo "</tr>";
}
echo "</table>";
mysql_close($con);
?>
şimdi php'de kod yardımıyla mysql'den veri getirtebiliyorum. ancak ben istiyorum ki, php ekranımda bir adet buton olsun. o butona tıkladığımda getirsin veriyi. google'ladım tabi, 2-3 saattir de uğraşıyorum işin içine html falan girmeliymiş onlarla da uğraştım didindim ama bir türlü beceremedim. muhtemelen bir şeyleri yanlış yapıyorum.
ben mesela buton koymak istediğim kod örneğini yerleştireyim buraya, eğer yardımcı olursanız çok sevinirim en azından üstünde oynarım falan bir şeyler anlamaya başlarım.
tekrarlayayım tam bir gerizekalıyım bu konuda. 2-3 günde anca mysql'de bir şeyler yapmayı öğrendim. bir de php'mi mysql'e bağlayıp ordan veri getirtmeyi öğrenebildim. o yüzden eğer anlatacaksanız bu konuda ne kadar salak olduğumu bilerek anlatırsanız çok sevinirim :)
<?php
$con = mysql_connect("localhost","root","");
if (!$con)
{
die('Could not connect: ' . mysql_error());
}
mysql_select_db("benimdatam", $con);
$result = mysql_query("SELECT * FROM kisiler");
echo "<table border='1'>
<tr>
<th>kisiler</th>
</tr>";
while($row = mysql_fetch_array($result))
{
echo "<tr>";
echo "<td>" . $row['kisiler'] .
"</td>";
echo "</tr>";
}
echo "</table>";
mysql_close($con);
?>
ikisinde de acemiyim.
excel'deki verileri mysql'e aktarıyorum ama satır başı ve sonlarındaki boşlukları silmem gerekli.
her iki türlüsünü de internette arattım ama bulamadım.
Farzedin ki bilgisayarı ilk kez kullanan biriyim o şekilde anlatır mısınız nasıl yapacağımı? (excel veya mysql'de sileyim farketmez)
İşte mesela şu kodu al, kopyala, şuraya yapıştır, şu tuşa bas falan gibi aşama aşama?
edit: bir de aslında boş satır sorunum var, boş satırları da silebileceğim bir şey söylerseniz sevinirim ama o okadar önemli değil. önemli olan satır başı sonu boşluklar :)
excel'deki verileri mysql'e aktarıyorum ama satır başı ve sonlarındaki boşlukları silmem gerekli.
her iki türlüsünü de internette arattım ama bulamadım.
Farzedin ki bilgisayarı ilk kez kullanan biriyim o şekilde anlatır mısınız nasıl yapacağımı? (excel veya mysql'de sileyim farketmez)
İşte mesela şu kodu al, kopyala, şuraya yapıştır, şu tuşa bas falan gibi aşama aşama?
edit: bir de aslında boş satır sorunum var, boş satırları da silebileceğim bir şey söylerseniz sevinirim ama o okadar önemli değil. önemli olan satır başı sonu boşluklar :)
mssql'de direk import diye seçenek vardı ama mysql'de bir türlü bulamadım niyeyse.
excel'deki verileri direk olarak mysql'e geçirmek için ne yapmam gerekiyor.
bu arada mysql workbench'le çalışıyorum
excel'deki verileri direk olarak mysql'e geçirmek için ne yapmam gerekiyor.
bu arada mysql workbench'le çalışıyorum
2-3 ay önce 3 aylığına ücretsiz 3g erişimi vereceklerini söylediler. Ben de 1 kuruş bile ödemeyeceksem kabul ederim dedim ve bunu 50 defa sordum. Ödemeyeceksiniz dediler. Ok dedim.
Ertesi hafta adresime sim kart geldi 501'li.
Ondan 1 hafta sonra da 3g modem geldi ve onun yanında bir başka 501'li hat daha.
Sonradan öğrendim ki, benim her ay bu hatta 5tl ödemem gerekiyormuş çünkü bilmem ne vergileri varmış. Ana bacı sövdüm, bana o telefon açan kaltağın çoluğunun çocuğunun dedesinin kocasının yana yana gebermesi için her gece dua ettim.
Neyse, dedim. Salaklık yaptık, cahil aç gözlüler gibi atladık beleş bulduk diye. Bari şunu iptal edeyim de, 3 ay dolduktan sonra 10'ar tl girmesin kıçımıza.
Para mara umurumda değil şu safhadan sonra. Tam 1 haftadır, bulunduğum bölgedeki 5 tane ayrı ttnet bayisine gittim bu hattı iptal ettirmek için. Biri oraya biri buraya yönlendirdi, kimisi de AVEA'ya gidin dedi.
AVEA'ya da gittim. Hattımın numarasını verdim. Böyle kayıtlı bir numara olmadığını söylediler. İçimden tekrar sövdüm. Bugün TTNET'e telefon açtım ve böyle böyle ben iptal ettiricem ne gerekirse de öderim yeter ki sizden kurtulayım diye. Hattın ucundaki kadın uzun uzun not mu aldı naptıysa iletildi dedi.
Cep telefonuma mesaj geldi şimdi "Değerli müşterimiz başvurunuz sonuçlanmıştır detaylı bilgi için müşteri hizmetlerimizi arayın" diye. Bu, telefondaki kadının tuttuğu "arıza kaydı" gibi bir şeydi yani. Telefon açtım, böyle böyle dedim. Telefonda farklı biri vardı "bu numaralar adına bir kayıt görünmüyor" dedi. Suratına kapadım telefonu.
Bakın delirmenin eşiğindeyim. Bana bir yol gösterin şu anasını siktimin 501'li hatları iptal olsun kurtulayım. 50 milyon 100 milyon ne kadar girecekse de girsin. Yeter ki TTNET mobil denen şark kurnazlığından kurtulayım. 4 ay sonra taahhütüm bitince de ttnet'le ilişiğimi kesicem zaten.
Ama allah aşkına diyin ki şunu şunu uygula iptal ettirirsin. Kendi HATTIMI İPTAL ETTİREMİYORUM VE GERÇEKTEN SİNİR KRİZİ GEÇİRMEK ÜZEREYİM.
Ertesi hafta adresime sim kart geldi 501'li.
Ondan 1 hafta sonra da 3g modem geldi ve onun yanında bir başka 501'li hat daha.
Sonradan öğrendim ki, benim her ay bu hatta 5tl ödemem gerekiyormuş çünkü bilmem ne vergileri varmış. Ana bacı sövdüm, bana o telefon açan kaltağın çoluğunun çocuğunun dedesinin kocasının yana yana gebermesi için her gece dua ettim.
Neyse, dedim. Salaklık yaptık, cahil aç gözlüler gibi atladık beleş bulduk diye. Bari şunu iptal edeyim de, 3 ay dolduktan sonra 10'ar tl girmesin kıçımıza.
Para mara umurumda değil şu safhadan sonra. Tam 1 haftadır, bulunduğum bölgedeki 5 tane ayrı ttnet bayisine gittim bu hattı iptal ettirmek için. Biri oraya biri buraya yönlendirdi, kimisi de AVEA'ya gidin dedi.
AVEA'ya da gittim. Hattımın numarasını verdim. Böyle kayıtlı bir numara olmadığını söylediler. İçimden tekrar sövdüm. Bugün TTNET'e telefon açtım ve böyle böyle ben iptal ettiricem ne gerekirse de öderim yeter ki sizden kurtulayım diye. Hattın ucundaki kadın uzun uzun not mu aldı naptıysa iletildi dedi.
Cep telefonuma mesaj geldi şimdi "Değerli müşterimiz başvurunuz sonuçlanmıştır detaylı bilgi için müşteri hizmetlerimizi arayın" diye. Bu, telefondaki kadının tuttuğu "arıza kaydı" gibi bir şeydi yani. Telefon açtım, böyle böyle dedim. Telefonda farklı biri vardı "bu numaralar adına bir kayıt görünmüyor" dedi. Suratına kapadım telefonu.
Bakın delirmenin eşiğindeyim. Bana bir yol gösterin şu anasını siktimin 501'li hatları iptal olsun kurtulayım. 50 milyon 100 milyon ne kadar girecekse de girsin. Yeter ki TTNET mobil denen şark kurnazlığından kurtulayım. 4 ay sonra taahhütüm bitince de ttnet'le ilişiğimi kesicem zaten.
Ama allah aşkına diyin ki şunu şunu uygula iptal ettirirsin. Kendi HATTIMI İPTAL ETTİREMİYORUM VE GERÇEKTEN SİNİR KRİZİ GEÇİRMEK ÜZEREYİM.
herkese selam. umarım derdimi anlatabilirim.
şimdi, maç skorlarıyla ilgili bol işlemler ve işlemlerin sonuçlarını kaydeden bir şey yapmak istiyorum.
yani, atıyorum, premier ligde bu sezon oynanmış tüm maçları aldım ve bir yere yapıştırdım. maç skorları ve ilk yarı skorları yazıyor yalnızca.
ben bu skorlarla işlem yaptırtıp kaç maç üst, kaç maç alt, kaç maç 1/1 0/1 vb., kaç maç 4-6 gol 2-3 gol, kaç maç handikaplı geldi vs. gibi istatistikler tutmak istiyorum.
ardından tüm bu istatistikler her maç için yapıldıktan sonra "arsenal deplasmanda 6 kez üst getirtmiş, 2 kez alt getirtmiş, kendi evindeki 5 maç 1/1 bitmiş, 6 maçında handikap yapmış. evinde de şöyle şöyle yapmış. toplamda da böyle böyle yapmış" falan gibi sonuçlar çıkarttırmak istiyorum.
aslında sadece istemiyorum da, yapıyorum aynı zamanda ama excel inanılmaz kasıyor bu işlemleri yaptırdığımda. (ki sadece premier lig değil, diğer liglerin skorlarını da yapacağımı düşünürsek...) peki başka bir programla veya yine excel üzerinden bu kadar çok bilgi girmeme rağmen kasmamanızı sağlayacak, bildiğiniz bir yöntem var mı acaba?
şimdi, maç skorlarıyla ilgili bol işlemler ve işlemlerin sonuçlarını kaydeden bir şey yapmak istiyorum.
yani, atıyorum, premier ligde bu sezon oynanmış tüm maçları aldım ve bir yere yapıştırdım. maç skorları ve ilk yarı skorları yazıyor yalnızca.
ben bu skorlarla işlem yaptırtıp kaç maç üst, kaç maç alt, kaç maç 1/1 0/1 vb., kaç maç 4-6 gol 2-3 gol, kaç maç handikaplı geldi vs. gibi istatistikler tutmak istiyorum.
ardından tüm bu istatistikler her maç için yapıldıktan sonra "arsenal deplasmanda 6 kez üst getirtmiş, 2 kez alt getirtmiş, kendi evindeki 5 maç 1/1 bitmiş, 6 maçında handikap yapmış. evinde de şöyle şöyle yapmış. toplamda da böyle böyle yapmış" falan gibi sonuçlar çıkarttırmak istiyorum.
aslında sadece istemiyorum da, yapıyorum aynı zamanda ama excel inanılmaz kasıyor bu işlemleri yaptırdığımda. (ki sadece premier lig değil, diğer liglerin skorlarını da yapacağımı düşünürsek...) peki başka bir programla veya yine excel üzerinden bu kadar çok bilgi girmeme rağmen kasmamanızı sağlayacak, bildiğiniz bir yöntem var mı acaba?
www.deltabisiklet.com
şimdi biri beni bu bisiklete 21 milyar verilebileceğine dair ikna etsin.
bunun yerine araba ya da motorsiklet almak varken bir insan niye bu bisikleti alır?
elmas mı kaplı yoksa altından mı yapılma. vallahi şok geçirdim.
şimdi biri beni bu bisiklete 21 milyar verilebileceğine dair ikna etsin.
bunun yerine araba ya da motorsiklet almak varken bir insan niye bu bisikleti alır?
elmas mı kaplı yoksa altından mı yapılma. vallahi şok geçirdim.
peynirden fazla anlamam ama yemeyi severim.
şimdi, şöyle diyet tost falan yapıyorlar ya dışarıda. bu tostların içine bi beyaz peynir koyuyorlar ne fazla tuzlu ne ne sert. tam böyle tostun arasına koymalık oluyor onlar.
noluyor işte bunların adı? (kaşardan bahsetmiyorum tabi. bi beyaz peynir, şöyle domatesle falan güzel gidecek tostla beraber basılacak)
şimdi, şöyle diyet tost falan yapıyorlar ya dışarıda. bu tostların içine bi beyaz peynir koyuyorlar ne fazla tuzlu ne ne sert. tam böyle tostun arasına koymalık oluyor onlar.
noluyor işte bunların adı? (kaşardan bahsetmiyorum tabi. bi beyaz peynir, şöyle domatesle falan güzel gidecek tostla beraber basılacak)
deviasyon ameliyatı olmam gerekmiş ama gittiğim hastane bu ameliyatı yapamadığı için başka hastaneye gitmem gerektiğini söyledi.
ege üniversitesine gidersem ameliyat ücreti öder miyim? yoksa illa ki "devlet hastanesi" falan gibi küçük hastanelerde mi olunuyor. bir de ege üniversitesinde olmamı tavsiye eder misiniz
ege üniversitesine gidersem ameliyat ücreti öder miyim? yoksa illa ki "devlet hastanesi" falan gibi küçük hastanelerde mi olunuyor. bir de ege üniversitesinde olmamı tavsiye eder misiniz
yazar belli birinin bir twitini nasıl ararız? yani günde 20-30 twit atan biri ve yaklaşk 1 ay önce yazdığı bir twit. yani sayfayı aşağı indire indire ömür biter. var mı pratik yolu?
yıl olmuş 2011 adamlar hala youtube'dan dizilerin özel sahnelerinin videolarını sildiriyorlar teliften dolayı.
mohaç savaşının sonundaki "bu sesler nasıl sustu" ile başlayan kısmı izleyeibleceğim bir yer var mı?
mohaç savaşının sonundaki "bu sesler nasıl sustu" ile başlayan kısmı izleyeibleceğim bir yer var mı?
bir süredir geceleri, daha tam uykuya geçmemişken ama uyanık da değilken yataktan kalkıyorum ve kafamda acaip düşünceler beliriyor. bir dönem mesela 1-2 hafta öncesine kadar bu olaylar olmamaya başlamıştı, rahatlamıştım.
geçen hafta arkadaşımın bağ evinde yatarken yine uyandım.
burun tıkanıklığı sorunum var, kemik eğriliği. korkumdan mıdır, üşengeçliğimden midir ameliyat olmuyorum. neyse, o gece de burnum baya tıkalı olduğu için gece uyandım. felaket bastı. asla bir daha uyuyamayacağımı düşündüm.
asla uyuyamıycam, bu şekilde asla uyuyamam. seneye askere gidicem, askerde 6 ay boyunca böyle olucak ve kimse bana yardım etmeyecek. diye düşündüm mesela. bu aklıma gelen ilk örnek, milyonlarca şey birkaç dakikada aklımdan geçiyor.
annemler ölcek, yalnız başıma kalıcam ve bir gece yine bunun gibi felaket bastığında varlığını bildiğim kimse olmayacağı için asla rahatlamayacağım diye düşünüyorum ya da.
ya da ne bileyim, yine nefes alma problemimle ilgili şeyler düşünüyorum.
düşüncelerimin ucu hep sonsuz şeylere çıkıyor. asla uyuyamayacağım, askerde aylarca asla kimse yardım edemeyecek, asla annemleri bir daha göremeyeceğim, asla mutlu olamayacağım, asla etrafımda kimse olmayacak gibi sonsuzlu şeyler. felaket bastıran şeyler ve kafamdan dakikalarca atamadığım uykumu kaçıran şeyler.
niye böyle oluyor anlamıyorum.
acaba burun ameliyatı olursam belki nefes işi düzene girerse gecelerim de düzelir mi diyorum.
ya da 1-2 hafta öncesine kadar kpss çalışıyordum tek başıma, nedense şu sıralar bıraktım, çok odaklıydım halbuki. acaba kendime böyle odaklanabileceğim bir şey bulmakla mı ilgili, kendimi boşlukta mı hissediyorum nedir.
iyi değilim yav. mesela şuan aklımdan geçen şey, seneye de durumum böyle olursa askerde deliririm gibi bir şey.
geçen hafta arkadaşımın bağ evinde yatarken yine uyandım.
burun tıkanıklığı sorunum var, kemik eğriliği. korkumdan mıdır, üşengeçliğimden midir ameliyat olmuyorum. neyse, o gece de burnum baya tıkalı olduğu için gece uyandım. felaket bastı. asla bir daha uyuyamayacağımı düşündüm.
asla uyuyamıycam, bu şekilde asla uyuyamam. seneye askere gidicem, askerde 6 ay boyunca böyle olucak ve kimse bana yardım etmeyecek. diye düşündüm mesela. bu aklıma gelen ilk örnek, milyonlarca şey birkaç dakikada aklımdan geçiyor.
annemler ölcek, yalnız başıma kalıcam ve bir gece yine bunun gibi felaket bastığında varlığını bildiğim kimse olmayacağı için asla rahatlamayacağım diye düşünüyorum ya da.
ya da ne bileyim, yine nefes alma problemimle ilgili şeyler düşünüyorum.
düşüncelerimin ucu hep sonsuz şeylere çıkıyor. asla uyuyamayacağım, askerde aylarca asla kimse yardım edemeyecek, asla annemleri bir daha göremeyeceğim, asla mutlu olamayacağım, asla etrafımda kimse olmayacak gibi sonsuzlu şeyler. felaket bastıran şeyler ve kafamdan dakikalarca atamadığım uykumu kaçıran şeyler.
niye böyle oluyor anlamıyorum.
acaba burun ameliyatı olursam belki nefes işi düzene girerse gecelerim de düzelir mi diyorum.
ya da 1-2 hafta öncesine kadar kpss çalışıyordum tek başıma, nedense şu sıralar bıraktım, çok odaklıydım halbuki. acaba kendime böyle odaklanabileceğim bir şey bulmakla mı ilgili, kendimi boşlukta mı hissediyorum nedir.
iyi değilim yav. mesela şuan aklımdan geçen şey, seneye de durumum böyle olursa askerde deliririm gibi bir şey.
elimde bol bol kaynak olsun diye soruyorum.
örgütsel iletişim ve bilgi teknolojileri hakkında olabildiğince bol yazı, makale paragraf satır arıyorum. işte intranet kullanımı, internet kullanımı, bilgi teknolojileriyle örgütsel iletişimin etkilenmesi vs. vs. veya bunlarla alakalı olduğunu düşündüğünüz herhangi makaleler.
türkçe olması daha iyi olur ama derseniz ki "kanka olağanüstü bir şey biliyorum mutlaka oku" o zaman ingilizce de olabilir.
dediğim gibi şöyle işletmelerde, örgütlerde iletişim. bu iletişimi sağlayan bilgi sistemleri, ağlar vs. hakkında. parça parça bilgiler bile olsa olur. yönetim bilişim sistemleri ağırlıklı bir şeyler arıyorum kısaca.
örgütsel iletişim ve bilgi teknolojileri hakkında olabildiğince bol yazı, makale paragraf satır arıyorum. işte intranet kullanımı, internet kullanımı, bilgi teknolojileriyle örgütsel iletişimin etkilenmesi vs. vs. veya bunlarla alakalı olduğunu düşündüğünüz herhangi makaleler.
türkçe olması daha iyi olur ama derseniz ki "kanka olağanüstü bir şey biliyorum mutlaka oku" o zaman ingilizce de olabilir.
dediğim gibi şöyle işletmelerde, örgütlerde iletişim. bu iletişimi sağlayan bilgi sistemleri, ağlar vs. hakkında. parça parça bilgiler bile olsa olur. yönetim bilişim sistemleri ağırlıklı bir şeyler arıyorum kısaca.
aptalca bir "çağırılmama" muhabbetine aylardır araya soğukluk sokan, mesaj atmamaya, doğru düzgün görüşmemeye görüşünce de soğuk davranan 3 ay öncesi için en yakın arkadaşlarınızdan biri size aylar sonra ilk kez facebooktan bir şey yazdığında içinizden "lütfen birader yazma şunu yazma" derken korktuğunuzun başınıza gelmesi ve "nabıon la. sende şöyle şöyle kravat var mı" demesi ne demek oluyor.
lütfen birader yazma şunu'dan kastım, nolur işin düştü diye yazmış olma şunuydu.
aslında açık ve net gibi geldi bana ama son kez burdan sorayım dedim. gerçi cevabınız nolursa olsun ilişkileri 2. katip düzeyine indireceğim ama yine de içimde bir üzüntü var işte.
lütfen birader yazma şunu'dan kastım, nolur işin düştü diye yazmış olma şunuydu.
aslında açık ve net gibi geldi bana ama son kez burdan sorayım dedim. gerçi cevabınız nolursa olsun ilişkileri 2. katip düzeyine indireceğim ama yine de içimde bir üzüntü var işte.
yazıp açılayım dedim.
bu sene üniversite bitiyor, deü'da okuyorum işletme. öss bitti, üniversite 1 geldi neye uğradığımı şaşırdım şimdi de okul bitiyor. doğru düzgün stajım yok, tecrübem yok. izin de vermiyorlar zaten tecrüben olmasına. sikik sikik pazarlama tanıtım işlerinde çalıştım turkcell, mopak, pronet gibi. ne kariyerim ne tecrübem için zerre faydası olmayacak boktan şeyler. vestel'de staj yaptım ama o da bir boka yaramayan fotokopi çektirme işiydi resmen.
çoğunuz katılmayacaksınız belki ama yok arkadaş. vermiyorlar, özellikle erkeklere doğru düzgün iş vermiyorlar pazarlama tanıtım dışında. yakın kız arkadaşım var, bi lojistik firmasında muhasebede çalıştı, şimdi de küçük (20-25 çalışanı olan) bir denetim firmasında çalışmaya başladı. bu kısmı neden anlattım? çünkü böyle işlere, yardımcılık falan filan masabaşı işlere güzel görünen kızları alıyorlar genelde okul döneminde. erkekler okurken tecrübe edinecekse tek imkanları boktan niteliksiz pazarlama işleri. gerçek olan bu yani. erkekseniz, güzel görünmeniz lazım. güzel göründüğünüzde de pazarlama işlerine kaktırıyorlar. milyonlarca başvuru yaptım staj mtaj, zerre para da istediğimden değil, almadılar. almayacaklar.
bir bok yapamadan düşük bir ortalamayla (2.40 falan) mezun olucam. hiçbir bok yapamadan. kpss'ye çalışayım dedim, 1 aydır çalışıyorum muhasebe-iktisat. bazen 4-5 saat bazen 2-3 saat. ama boş bulduğum her saniye çalışmayı deniyorum. o da olmuyor gibi geldi. bunları yazarken de, dün çalıştığım konunun muhasebe sorularını çözüyordum. hiçbir bok yapamadım resmen. yani olmuyor, yürümüyor. kafayı yemek üzereyim.
hani kazandığım hiçbir şey yok 22 senedir. ona yanıyorum.
ne aşkta, ne kumarda ne iş ne okulda bir sikim kazanamadım.
şanslı olmayı falan istemiyorum, hiç istemedim. hep uğraştım didindim ama yok arkadaş. akılalmaz engeller çıkıyor her seferinde. ne kadar çabalarsam çabalayım. ailemle arama dağlar tepeler kadar mesafeler girdi, muhtemelen seneye asker dönüşünde ailem bile olmayacak. yakın arkadaşlarım ne kadar yakın bilmiyorum.
yani şu muhasebe sorularını çözerken şunu hissettim: tutunmaya çalıştığım son şey de elimden kayıp gidiyor. o kayıp gitme hissini beynimde hissettim. elim ayağım boşaldı bir an için. bir bok olamayacağımı hissettim. yarak gibi bir hayatım olduğunu ve ne kadar çalışırsam çalışayım öyle olacağını hissettim.
hani nasıl söyliyim, bir insanda belki tek kuruş para yoktur, dersleri bok gibidir ama bakarsın çok mutlu olduğu bi sevgilisi vardır. ya da sevgili namına bişey yoktur, ama adam sürekli bi yerlerden bir şeyler kazanıyordur. yani hepsinin tutunacak ümit edecek bir şeyleri vardır.
ben kendimi düşündüm. hiçbir şeyim yok. insan tutunacak dal arar ya, ben de kpss'yi tutunacak dal olarak seçmiştim. ama o da ellerimden kayıp gidiyor sanki. mahvoluyorum ben hanımlar beyler. napıcam bilmiyorum ama 4-5 sene önce 10 sene sonramı hayal edebilirken bugün sanki aralık ayını bile göremeyeceğimi düşünüyorum. ne bileyim yazabileceklerim de bunlar ama üstüme bi ağırlık çöktü. başımı kaldırasım yok. parmaklarımı bile klavyede oynatasım yok.
bu sene üniversite bitiyor, deü'da okuyorum işletme. öss bitti, üniversite 1 geldi neye uğradığımı şaşırdım şimdi de okul bitiyor. doğru düzgün stajım yok, tecrübem yok. izin de vermiyorlar zaten tecrüben olmasına. sikik sikik pazarlama tanıtım işlerinde çalıştım turkcell, mopak, pronet gibi. ne kariyerim ne tecrübem için zerre faydası olmayacak boktan şeyler. vestel'de staj yaptım ama o da bir boka yaramayan fotokopi çektirme işiydi resmen.
çoğunuz katılmayacaksınız belki ama yok arkadaş. vermiyorlar, özellikle erkeklere doğru düzgün iş vermiyorlar pazarlama tanıtım dışında. yakın kız arkadaşım var, bi lojistik firmasında muhasebede çalıştı, şimdi de küçük (20-25 çalışanı olan) bir denetim firmasında çalışmaya başladı. bu kısmı neden anlattım? çünkü böyle işlere, yardımcılık falan filan masabaşı işlere güzel görünen kızları alıyorlar genelde okul döneminde. erkekler okurken tecrübe edinecekse tek imkanları boktan niteliksiz pazarlama işleri. gerçek olan bu yani. erkekseniz, güzel görünmeniz lazım. güzel göründüğünüzde de pazarlama işlerine kaktırıyorlar. milyonlarca başvuru yaptım staj mtaj, zerre para da istediğimden değil, almadılar. almayacaklar.
bir bok yapamadan düşük bir ortalamayla (2.40 falan) mezun olucam. hiçbir bok yapamadan. kpss'ye çalışayım dedim, 1 aydır çalışıyorum muhasebe-iktisat. bazen 4-5 saat bazen 2-3 saat. ama boş bulduğum her saniye çalışmayı deniyorum. o da olmuyor gibi geldi. bunları yazarken de, dün çalıştığım konunun muhasebe sorularını çözüyordum. hiçbir bok yapamadım resmen. yani olmuyor, yürümüyor. kafayı yemek üzereyim.
hani kazandığım hiçbir şey yok 22 senedir. ona yanıyorum.
ne aşkta, ne kumarda ne iş ne okulda bir sikim kazanamadım.
şanslı olmayı falan istemiyorum, hiç istemedim. hep uğraştım didindim ama yok arkadaş. akılalmaz engeller çıkıyor her seferinde. ne kadar çabalarsam çabalayım. ailemle arama dağlar tepeler kadar mesafeler girdi, muhtemelen seneye asker dönüşünde ailem bile olmayacak. yakın arkadaşlarım ne kadar yakın bilmiyorum.
yani şu muhasebe sorularını çözerken şunu hissettim: tutunmaya çalıştığım son şey de elimden kayıp gidiyor. o kayıp gitme hissini beynimde hissettim. elim ayağım boşaldı bir an için. bir bok olamayacağımı hissettim. yarak gibi bir hayatım olduğunu ve ne kadar çalışırsam çalışayım öyle olacağını hissettim.
hani nasıl söyliyim, bir insanda belki tek kuruş para yoktur, dersleri bok gibidir ama bakarsın çok mutlu olduğu bi sevgilisi vardır. ya da sevgili namına bişey yoktur, ama adam sürekli bi yerlerden bir şeyler kazanıyordur. yani hepsinin tutunacak ümit edecek bir şeyleri vardır.
ben kendimi düşündüm. hiçbir şeyim yok. insan tutunacak dal arar ya, ben de kpss'yi tutunacak dal olarak seçmiştim. ama o da ellerimden kayıp gidiyor sanki. mahvoluyorum ben hanımlar beyler. napıcam bilmiyorum ama 4-5 sene önce 10 sene sonramı hayal edebilirken bugün sanki aralık ayını bile göremeyeceğimi düşünüyorum. ne bileyim yazabileceklerim de bunlar ama üstüme bi ağırlık çöktü. başımı kaldırasım yok. parmaklarımı bile klavyede oynatasım yok.
yav bu 3d secure muhabbetine, alışverişi yapar yapmaz şifre geliyor telefona. giriyorum şfireyi ama "şuan işleminizi gerçekleştiremiyoruz" yazıyor. birkaç defa denedim hepsinde druum aynı. bu sorunlar benden mi kaynaklı yoksa avea'dan mı?
ne yesem diye düşünüyorum da, farklı bişi yapmak istedim ama karar veremedim.
tavuk var, soya, krema, havuç falan filan var. temel maddeler zaten var domatesiydi, salçasıydı falan. ne bileyim ne yapsam ki yemek olarak? ne tavsiye edersiniz? tavuk sote falan demeyin zaten klasik bişi yapmak istemediğim için sordum.
tavuk var, soya, krema, havuç falan filan var. temel maddeler zaten var domatesiydi, salçasıydı falan. ne bileyim ne yapsam ki yemek olarak? ne tavsiye edersiniz? tavuk sote falan demeyin zaten klasik bişi yapmak istemediğim için sordum.
yav dün sabahtan beri kaburgamda bir his var. böyle kütletme hissi gibi bir şey. hani kendinizi iyice gerersiniz de, bir tarafı daha fazla germek gerektiğini hissedersiniz ya kütletmek için. onun gibi bir his işte.
acı vermiyor ama inanılmaz gıcık ediyor. kollarımı geriye doğru gere gere kütletiyorum kaburgamı ama yine de de geçmiyor. anlamadım bu işi.
üstten 3. ve soldaki kaburgamda oluyor bu olay.
acı vermiyor ama inanılmaz gıcık ediyor. kollarımı geriye doğru gere gere kütletiyorum kaburgamı ama yine de de geçmiyor. anlamadım bu işi.
üstten 3. ve soldaki kaburgamda oluyor bu olay.
mesela turuncu bir elbise var, o turuncu rengi başka bir renge boyayabilir miyiz? mesela siyah, ya da gri. paint terk olarak değil, gölgeleri perspektifiyle beraber.
ne bileyim bütün turuncuları siyaha çevir gibi bir şey falan var mı?
ne bileyim bütün turuncuları siyaha çevir gibi bir şey falan var mı?
son sınıfa geçtim bu sene. 3 sene boyunca ilk kez, 3. sınıfın 1. döneminde ders bıraktım, bazı hastalık sorunlarım vardı. 4 dersim kaldı.
neyse. staj yaptığım için transkripti ben götüremedim, benim adıma annem bırakmış. orda adamlar bursumun kesileceğinden falan sözetmişler ama onların ne kadar yetkili olduğunu bilmiyorum.
daha önce izto'dan burs alan var mı? bursum kesilir mi? henüz bursumun kesildiğine dair mesaj ve mail almadım. kesilirse haber verirler miydi?
neyse. staj yaptığım için transkripti ben götüremedim, benim adıma annem bırakmış. orda adamlar bursumun kesileceğinden falan sözetmişler ama onların ne kadar yetkili olduğunu bilmiyorum.
daha önce izto'dan burs alan var mı? bursum kesilir mi? henüz bursumun kesildiğine dair mesaj ve mail almadım. kesilirse haber verirler miydi?
tür falan belirtmiyorum. yağ gibi aksın gitsin film de, hareketsiz bir şey de olsa olur, depresif de, aksiyon da bla bla da.
en son dün the damned united'ı izledim. iyidi baya.
en son dün the damned united'ı izledim. iyidi baya.
ssk'lılara ücretsiz mi yoksa ücret alıyorlar mı? eğer ücret alıyorlarsa Ege üniversitesine gidicem, tavsiye eder misiniz? Burnumun şeklinin herhangi bir hatayla falanla filansa kesinlikle değişmesini istemiyorum. ameliyat böyle bir risk taşıyor mu bilmiyorum gerçi ama kısaca nereye gideiym bu ameliyat için.
edit: farkeder mi bilmiyorum ama kesinlikle lokal değil genel antestezi istiyorum. fobim var.
edit: farkeder mi bilmiyorum ama kesinlikle lokal değil genel antestezi istiyorum. fobim var.
Çalışma kitaplarını sağdan soldan veya ikinci el olarak bir şekilde hallettim sayılır. Ancak soru bankalarını o şekilde halletmem mümkün değil.
Şimdi en iyi soru bankalarını arıyorum. İktisat-Muhasebe-Malite ve Hukuk alanında en iyi kitapları arıyorum, en çok işime yarayacakları. Onları para ile alıp diğer soru kitaplarını yine toplama yoluna gideceğim.
Şimdi iktisatta Ceteris Paribus soru bankası varmış. 80tl, onu alıcam herhalde. Belimi inanılmaz bükecek 80tl biraz evlat acısı gibi koyacak ama napalım artık.
Diğer derslere önerileriniz nelerdir?
Maliye-özellikle muhasebe ve Hukuk sadece soru bankası istiyorum. hangilerini tavsiye edersiniz? Dediğim gibi en kaliteli hangisiyse onu söyleyin lütfen. KPSS'ye yönelik en iyi soru bankası lazım.
Genel kültür - Genel yetenek için de şöyle sadece notlar halinde bir konu anlatım kaynağı lazım. Uzun uzun konu anlatmasından ziyade "d8 ülkeleri şunlardır" "şu anlaşma şunları yapmıştır" falan gibi kısa kısa notlar halinde.
birkaç siteden kaynaklara baktım ama çok fazla kaynak var. ben içlerinde en çok hangileri önemliyse onları istiyorum yalnızca. daha doğrusu şimdilik.
Şimdi en iyi soru bankalarını arıyorum. İktisat-Muhasebe-Malite ve Hukuk alanında en iyi kitapları arıyorum, en çok işime yarayacakları. Onları para ile alıp diğer soru kitaplarını yine toplama yoluna gideceğim.
Şimdi iktisatta Ceteris Paribus soru bankası varmış. 80tl, onu alıcam herhalde. Belimi inanılmaz bükecek 80tl biraz evlat acısı gibi koyacak ama napalım artık.
Diğer derslere önerileriniz nelerdir?
Maliye-özellikle muhasebe ve Hukuk sadece soru bankası istiyorum. hangilerini tavsiye edersiniz? Dediğim gibi en kaliteli hangisiyse onu söyleyin lütfen. KPSS'ye yönelik en iyi soru bankası lazım.
Genel kültür - Genel yetenek için de şöyle sadece notlar halinde bir konu anlatım kaynağı lazım. Uzun uzun konu anlatmasından ziyade "d8 ülkeleri şunlardır" "şu anlaşma şunları yapmıştır" falan gibi kısa kısa notlar halinde.
birkaç siteden kaynaklara baktım ama çok fazla kaynak var. ben içlerinde en çok hangileri önemliyse onları istiyorum yalnızca. daha doğrusu şimdilik.
Geçen sene başıma gelmişti, duyuruda yazmıştım ama doğru düzgün cevap gelmemişti. Şimdi aklıma geldi yine sorayım dedim.
Arkadaşlarla Buca otobanından bornovaya doğru gidiyorduk, akşam 9 küsur sularıydı karanlıktı. Neyse işte, yolda giderken tam karşımızdaki (bornova tarafında) dağın arkasına doğru yeşilimtrak (renk şuan aklıma öyle, o zaman başka renk mi gördük hatırlamıyorum) bir gök cismi süzülüverdi. gökyüzünde de ufacık bir aydınlanma yarattı ya da renginden dolayı bize öyle geldi. zaten 3 saniyelik falan bişidi. arabadaki hepimiz gördük bunu. deli değilim yani.
olayın asıl boyutuna geliyorum: ertesi gün milliyet.com.tr'yi açtım. bir de baktım ki edirne'ye tam aynı saatlerde (hatta o zaman saatimize bakmıştık, haberlerde görürüz diye. 5 dakika fark vardı) bir gök taşı düştüğü haberi vardı. edirnenin bilmem ne bölgesine dağlık araziye düşmüş küçük boyutta bişi.
cidden böyle bir olay olamaz dimi? edirneye düşmüş göktaşını biz görmüş olmamalıyız yani mantıken. peki izmirin üstünden süzülüp de 5-10 dakika bir süre içerisinde edirneye gidip orda yere çakılması olası mı?
nedir yani bu olay, tesadüf mü yalnızca. ikimiz de farklı bişi mi gördük.
Arkadaşlarla Buca otobanından bornovaya doğru gidiyorduk, akşam 9 küsur sularıydı karanlıktı. Neyse işte, yolda giderken tam karşımızdaki (bornova tarafında) dağın arkasına doğru yeşilimtrak (renk şuan aklıma öyle, o zaman başka renk mi gördük hatırlamıyorum) bir gök cismi süzülüverdi. gökyüzünde de ufacık bir aydınlanma yarattı ya da renginden dolayı bize öyle geldi. zaten 3 saniyelik falan bişidi. arabadaki hepimiz gördük bunu. deli değilim yani.
olayın asıl boyutuna geliyorum: ertesi gün milliyet.com.tr'yi açtım. bir de baktım ki edirne'ye tam aynı saatlerde (hatta o zaman saatimize bakmıştık, haberlerde görürüz diye. 5 dakika fark vardı) bir gök taşı düştüğü haberi vardı. edirnenin bilmem ne bölgesine dağlık araziye düşmüş küçük boyutta bişi.
cidden böyle bir olay olamaz dimi? edirneye düşmüş göktaşını biz görmüş olmamalıyız yani mantıken. peki izmirin üstünden süzülüp de 5-10 dakika bir süre içerisinde edirneye gidip orda yere çakılması olası mı?
nedir yani bu olay, tesadüf mü yalnızca. ikimiz de farklı bişi mi gördük.
yau bak vallaha aklıma takıldı ya. bazısı byee, der, bazısı tschüß der, bazısı ciao der. bi grup daha vardı ne diyordu onlar ya. aye diyesim geliyor, değil astalavista diyesim geliyor. kesin değil. ne vardı böyle bişi :)