laktozdan uzak durması gereken biri keçi peyniri yiyebilir di mi?
Hani walkman bazen sapıtır, kasedi bir tuhaf şekle sokardı bant içerde potluk yapar ordan burdan taşardı. Biz buna "lan kasedi sardı" derdik. İngilizcede bunu karşılayan bir kelime veya kelime grubu var mı?
Biri bana sesli mesaj bıraktı, içinde telefon numarası geçiyor. Tabi onu dinlerken kaçırdım numarayı. Şimdi 7565 i tekrar arayınca, "yeni mesajınız bulumamaktadır teşekkürler" deyip suratıma kapatıyor. Eski mesajlara ulaşamıyor muyuz 1-2 günlük de olsalar?
İş yerinde bir bilgisayarın anakartı mefta olmuş. Aynısından sadece hipernex'de bulabildim. Bunu elden almak istesem nerde bulurum bir fikriniz var mı?
Anakart şu: www.hipernex.com
Anakart şu: www.hipernex.com
Hiç bir şekilde çözüm bulamadığım bir derdim var, uzun süredir de başımda, hatta başımdan hiç eksik olmadı. Sebebi ne olabilir?
Diyelim ki siteden siteye sekiyoruz güzelce bir şekilde. bir site yüklenirken birden şak diey o site için "connecting to..." deyiveriyor ve kalıyor. O andan sonra yaklaşık 2-3 dakika boyunca o siteye ne firefox içinden, ne de başka browserdan kesinlikle erişemiyorum. Yani bütün sistemin o siteye erişimi kayboluyor. Ancak terminalden ping yollayabiliyorum. Aynı anda arkadaşlarıma soruyorum siteye sorunsuz erişebiliyorlar.
Ne bok yiyor da böyle oluyor olabilir bir fikriniz var mı? Firefox için sorunun çözümünü bilmiyor olsanız bile böyle bir soruna yol açmak için nasıl bir hata yapıyor olabileceği ile ilgili tavsiyelere de açığım, internetten araştırabilmem için. Veya böyle bir sorun olduğunda problemi nasıl trace edebilirim? (traceroute yaptığımda bir sorun yok gibi gözüküyor aslında ama bütün browserlar erişmeyi reddediyor)
Sistemin OsX 10.4.8, ancak aynı sorunu windowsta da yaşıyorum.
"x browserı kullan kurtul hacı ehere mehere" şeklinde tavsiyeler vermeyiniz lütfen. Firefox kullanmam gerekiyor.
Teşekkürler.
Diyelim ki siteden siteye sekiyoruz güzelce bir şekilde. bir site yüklenirken birden şak diey o site için "connecting to..." deyiveriyor ve kalıyor. O andan sonra yaklaşık 2-3 dakika boyunca o siteye ne firefox içinden, ne de başka browserdan kesinlikle erişemiyorum. Yani bütün sistemin o siteye erişimi kayboluyor. Ancak terminalden ping yollayabiliyorum. Aynı anda arkadaşlarıma soruyorum siteye sorunsuz erişebiliyorlar.
Ne bok yiyor da böyle oluyor olabilir bir fikriniz var mı? Firefox için sorunun çözümünü bilmiyor olsanız bile böyle bir soruna yol açmak için nasıl bir hata yapıyor olabileceği ile ilgili tavsiyelere de açığım, internetten araştırabilmem için. Veya böyle bir sorun olduğunda problemi nasıl trace edebilirim? (traceroute yaptığımda bir sorun yok gibi gözüküyor aslında ama bütün browserlar erişmeyi reddediyor)
Sistemin OsX 10.4.8, ancak aynı sorunu windowsta da yaşıyorum.
"x browserı kullan kurtul hacı ehere mehere" şeklinde tavsiyeler vermeyiniz lütfen. Firefox kullanmam gerekiyor.
Teşekkürler.
anneme doktor yine tarden yazmış, fakat sabah-akşam mevzusunu sormayı unutmuş. ne zaman alındığı farkediyor mu?
Kurşun dökme kültürü ile ilgili merak ettiklerim var. Nereden çıkma, Türkiye'ye mi has bir olay(sanmıyorum), nerede sıkça uygulanıyor, ritüeli, uygulayan milletler arasında değişiyor mu, ingilizce falan bir ismi var mıdır, varsa nedir, falan fişmakan gibi bilgiler.
Annem oyunlara sardı... Zumayı tüketti, Tumblebugs'ı tüketti, jungoda takıldı kaldı hilesi de yok canı sıkılmaya başladı. Yeni oyunlar arıyorum, çok ciddi mouse hakimiyeti istemeyen kafa dağıtabilecek, bağımlılık yapıcı falan...
Sözlükte başlığı var biliyorum ama bu 3 oyunu ekseriyetle seven birine önerecek daha nokta atışı tavsiyeleriniz olabilir sanıyorum.
Teşekkürler.
Sözlükte başlığı var biliyorum ama bu 3 oyunu ekseriyetle seven birine önerecek daha nokta atışı tavsiyeleriniz olabilir sanıyorum.
Teşekkürler.
Bende uzunca bir süredir böyle bir sorun var. 7-8 senedir sanırım. Ara sıra doktor ziyaretlerinde doktorlara çıtlattıysam da hiç bir cevap alamadım "hmm" dan başka. Ne olabilir? Son umudum sizsiniz.
Gıdımda, çenem ile kulağım arasındaki bölgede(orada ne bezi var pek bilmiyorum) yemek yedikten sonra hissedilebilir hatta briaz dikkatle bakılırsa gözle de görülebilir dev bir şişkinlik oluşuyor. Sonra o yavaaş yavaaş iniyor.
Neden öyle?
Gıdımda, çenem ile kulağım arasındaki bölgede(orada ne bezi var pek bilmiyorum) yemek yedikten sonra hissedilebilir hatta briaz dikkatle bakılırsa gözle de görülebilir dev bir şişkinlik oluşuyor. Sonra o yavaaş yavaaş iniyor.
Neden öyle?
Yani bir talihsizlik olur, kol veya bacak kesilir ya hani... Sonra kesilen uzuva napılır? Hastaya geri verilmez heralde?
Baştan söyleyeyim futboldan falan anlamam. Sadece dün birden aklıma salak salak takıldı ekşi duyuru ahalisi bilir muhakkak doğrusunu dedim.
Şimdi mesela basketbolda her şey saniyeler ile limitlenmiş, topun oyuna dahil olma süresinin de, topun potaya değmeden geçirebileceği zamanın da belirli bir ölçüsü var. Yani biri topa sarılıp cenin pozisyonu alıp, üzerine bütün takım arkadaşlarını yorgan olarak alıp uzun süre yerde bekleyemez.
Futbolda da benzer bir kural var mı? Mesela bütün takım oyuncuları bir halka yapıp, içeriye kimsenin zor kullanmadan giremeyeceği bir etten duvar oluşturup, topu da araya alıp bekleyebilir mi 90 dakika? Yoksa böyle şeyleri engelleyen bir kural var mı? Mesela bu yapı bir kere oluşturulursa ufak ufak hareketlerle kaleye bilr girilir top ile beraber. Aklıma gelen şey karşı taraf yapıyı bozmak için foul yapabilir falan ama o da bir yere kadar yapılabilir sanıyorum. Böyle bir yapıyı oluşturması da kolay değil tabi...
Aptal bir soru ama aklıma takıldı. Diyelim ki ikinci yarının başında bir gol attık. Sonra topu aramıza alıp beklesek ne olur ki? Bir süre limiti var mı basketboldaki gibi?
Şimdi mesela basketbolda her şey saniyeler ile limitlenmiş, topun oyuna dahil olma süresinin de, topun potaya değmeden geçirebileceği zamanın da belirli bir ölçüsü var. Yani biri topa sarılıp cenin pozisyonu alıp, üzerine bütün takım arkadaşlarını yorgan olarak alıp uzun süre yerde bekleyemez.
Futbolda da benzer bir kural var mı? Mesela bütün takım oyuncuları bir halka yapıp, içeriye kimsenin zor kullanmadan giremeyeceği bir etten duvar oluşturup, topu da araya alıp bekleyebilir mi 90 dakika? Yoksa böyle şeyleri engelleyen bir kural var mı? Mesela bu yapı bir kere oluşturulursa ufak ufak hareketlerle kaleye bilr girilir top ile beraber. Aklıma gelen şey karşı taraf yapıyı bozmak için foul yapabilir falan ama o da bir yere kadar yapılabilir sanıyorum. Böyle bir yapıyı oluşturması da kolay değil tabi...
Aptal bir soru ama aklıma takıldı. Diyelim ki ikinci yarının başında bir gol attık. Sonra topu aramıza alıp beklesek ne olur ki? Bir süre limiti var mı basketboldaki gibi?
Elimizde bir mıknatıs, bir kağıt, bir de buzdolabı gibi metal bir yüzey olsun. kağıdı mıknatıs ile buzdolabı arasında sıkıştıralım. Aslında örneği vermem için kağıda gerek yok, mıknatısın kendisi de yeter ama böyle daha açık oluyor sanırım.
Şimdi normalde, elimizde mıknatıs olmasa, o kağıdı buzdolabının yüzeyine yapışık, h yüksekliğinde tutabilmememiz için bir çeşit enerji harcamamız gerekiyor. mesela parmağımızla bastırabiliriz ki burada yapılan bir iş var, kağıt parmak ve buzdolabı ile olan sürtünme kuvvetine karşılık yerçekimine yenilmiyor ki orada asılı kalıyor.
Fakat oraya bir mıknatıs koyduğumuzda, sanki "bedavaya" onu orada havada asılı tutuyormuşuz gibi oluyor. mıknatısın kendi kütlesi de aynı şekilde, bedavaya asılı kalıyormuş gibi oluyor.
Sanıyorum hemen hemen bütün devridaim makinesi denemelerinin manyetizma kulanıyor olması burada içgüdüsel olarak farkettiğimiz "beleşlik" sebebiyle oluyor(mıknatısları hemen herkesin eğlenceli bulmasının da bu beleşliğin görünümün doğanın görünen manyetizma harici yasaları ile ilk görüşte bağdaşmamasının verdiği ilginçlik olduğunu düşünüyorum). zira ben çocuk yaşımda mıknatısların birbirini nasıl ittiğini falan gördükten hemen sonra aklıma bu kuvvetle kendi kendien dönen bir motor yapılabileceği gelmişti.
Tabi bunun bugün kullandığımız yasalarla mümkün olmadığını biliyorum zaten sormak istediğim şey de bu değil.
Benim merak ettiğim şey, o kağıdı orada başka bir kuvvet kullanmadan nasıl tutuyor olabildiğimiz. Bu durumda mıknatıs sonsuz bir enerji kaynağı olmuş olmuyor mu? Kağıdı mıknatısla buzdolabı arasına sıkıştırıyorum ve artık bir daha kağıdı orada tutmak için enerji harcamama gerek kalmıyor.
Daha büyük-kuvvetli bir mıknatıs ve metale onunla tutturulan daha büyükçe plastik bir parça düşünürseniz belki benim "bedava" görüşüm hakkında daha net bir fikir sahibi olabilirsiniz, o parçayı orada havada asılı tutmak için bir enerji harcanması gerekiyor aslında ama mıknatıs bunu tek başına ekstra bir enerji kullanmaya gerek kalmadan yapabiliyor olacak.
Bunun fiziksel olarak açıklaması nasıl olabilir, enerjinin korunumuna göre?
Benim aklıma gelen açıklama şu: Bir mıknatısın manyetik olma özelliği zaman içinde kayboluyor yani sınırsız değil, ve aynı zamanda bir maddenin mıknatıslık özelliği kazanması için harcanan enerji, o kağıdı, mıknatısın hayatı boyunca havada tutmak için harcanacak enerjiden fazladır. (sistemin 100% verim ile çalışmayacağını öngörürsek)
Ancak açıklamamın doğruluğu konusunda hiç bir fikrim yok. Mıknatısların gerçekten ömrü var mı ve o özelliği kazanmak için büyük enerjiler mi harcanıyor(doğada veya yapay olarak) bilemiyorum, yardımınızı bekliyorum.
Şimdi normalde, elimizde mıknatıs olmasa, o kağıdı buzdolabının yüzeyine yapışık, h yüksekliğinde tutabilmememiz için bir çeşit enerji harcamamız gerekiyor. mesela parmağımızla bastırabiliriz ki burada yapılan bir iş var, kağıt parmak ve buzdolabı ile olan sürtünme kuvvetine karşılık yerçekimine yenilmiyor ki orada asılı kalıyor.
Fakat oraya bir mıknatıs koyduğumuzda, sanki "bedavaya" onu orada havada asılı tutuyormuşuz gibi oluyor. mıknatısın kendi kütlesi de aynı şekilde, bedavaya asılı kalıyormuş gibi oluyor.
Sanıyorum hemen hemen bütün devridaim makinesi denemelerinin manyetizma kulanıyor olması burada içgüdüsel olarak farkettiğimiz "beleşlik" sebebiyle oluyor(mıknatısları hemen herkesin eğlenceli bulmasının da bu beleşliğin görünümün doğanın görünen manyetizma harici yasaları ile ilk görüşte bağdaşmamasının verdiği ilginçlik olduğunu düşünüyorum). zira ben çocuk yaşımda mıknatısların birbirini nasıl ittiğini falan gördükten hemen sonra aklıma bu kuvvetle kendi kendien dönen bir motor yapılabileceği gelmişti.
Tabi bunun bugün kullandığımız yasalarla mümkün olmadığını biliyorum zaten sormak istediğim şey de bu değil.
Benim merak ettiğim şey, o kağıdı orada başka bir kuvvet kullanmadan nasıl tutuyor olabildiğimiz. Bu durumda mıknatıs sonsuz bir enerji kaynağı olmuş olmuyor mu? Kağıdı mıknatısla buzdolabı arasına sıkıştırıyorum ve artık bir daha kağıdı orada tutmak için enerji harcamama gerek kalmıyor.
Daha büyük-kuvvetli bir mıknatıs ve metale onunla tutturulan daha büyükçe plastik bir parça düşünürseniz belki benim "bedava" görüşüm hakkında daha net bir fikir sahibi olabilirsiniz, o parçayı orada havada asılı tutmak için bir enerji harcanması gerekiyor aslında ama mıknatıs bunu tek başına ekstra bir enerji kullanmaya gerek kalmadan yapabiliyor olacak.
Bunun fiziksel olarak açıklaması nasıl olabilir, enerjinin korunumuna göre?
Benim aklıma gelen açıklama şu: Bir mıknatısın manyetik olma özelliği zaman içinde kayboluyor yani sınırsız değil, ve aynı zamanda bir maddenin mıknatıslık özelliği kazanması için harcanan enerji, o kağıdı, mıknatısın hayatı boyunca havada tutmak için harcanacak enerjiden fazladır. (sistemin 100% verim ile çalışmayacağını öngörürsek)
Ancak açıklamamın doğruluğu konusunda hiç bir fikrim yok. Mıknatısların gerçekten ömrü var mı ve o özelliği kazanmak için büyük enerjiler mi harcanıyor(doğada veya yapay olarak) bilemiyorum, yardımınızı bekliyorum.
Ayedaş'tan gelen fatura normalden düşük geldi, yani normalde her ay 40ytl civarı gelen elektrik faturası bu ay 10ytl geldi. 50 kilowatt civarı gözüküyor tüketim. Gelen elektrik zam haberlerinden sonra "bi pislik mi var bunun içinde?" dedim içimden bir sorayım dedim. Nasıl olur? Kullanımda bir fark yoktu.
edit: geçen ayki faturaya baktım 250 kilowatt gözüküyor. 5 kat az kullanmış olma şansımız yok. sayaç falan mı bozulmuştur?
edit: geçen ayki faturaya baktım 250 kilowatt gözüküyor. 5 kat az kullanmış olma şansımız yok. sayaç falan mı bozulmuştur?
www.inonu.edu.tr 
1933 senesinde Almanya'da kanunun ilerlemesine izin vermediği bir çalışma için bilim adamlarının Türkiye'de çalışmaları için izin isteyen bir mektup bu. O dönem araştırdıkları ve Almanya'da yasal olmayıp burada yasal olan ve ülkenin faydasına olacak şey nedir?

1933 senesinde Almanya'da kanunun ilerlemesine izin vermediği bir çalışma için bilim adamlarının Türkiye'de çalışmaları için izin isteyen bir mektup bu. O dönem araştırdıkları ve Almanya'da yasal olmayıp burada yasal olan ve ülkenin faydasına olacak şey nedir?
Einstein'ı falan karıştırmışlardı işin içine, haklı mıydı haksız mıydı o ortaya çıkacaktı gibi bir şekilde yorumlamıştı gazeteler. Bu deney neydi bir link verebilecek olan var mı?
Hani akıl hastaları düşünen adam heykeline soru sormuşlar güya o da cevap veriyor "yok lan siktirmem" diye, sonra daha yüksek bir meblağ teklif ediyolar... Anlayan anlamıştır sanırım. Var mıdır link neyim bilen? :)
Microsoft Messenger son sürümü kullanıyorum ama bugün ne hikmetse bağlanmıyor, service not available diyor. Ancak web messenger dan bağlanabiliyorum. İşin tuhafı web messenger dan bağlı iken Microsoft messenger dan sign in der isem web messenger "başka yerden girdin olmaz öyle" dyip kapanıyor, fakat microsoft messenger yine aynı hatayı veriyor. Sadece bende mi böyle yoksa bugün sıkıntı çeken kimse var mı diye bir sorayım dedim.
Olmadı adium'a geçerim... vesile olur.
Olmadı adium'a geçerim... vesile olur.
Destek verdiğim şirketin kullandığı bir yazılımın tarih öncesinden kalma bir kopya koruma yöntemi var. paralel porttan bir dongle ve aynı anda işlem yapılacağı zaman takılması istenen bir disket kullanıyor. Bu disketteki lisansı okuyor ve işini yapıyor. Fakat disket bozulsa adamların yollaması falan yenisini baya sürüyor ve yapılan iş sebebiyle baya riskli bir durum.
Ben bu disketin bir kopyasını almak istiyorum yedek amaçlı(zaten dongle ile de korunduğu için yedek harici bir işe yaramaz). Fakat sanırım özel olarak bad sektörler ile bezenmiş bu disket, kopyalanamaması için. Yani kopyalamak istediğinizde geleneksel yöntemlerle, diskette arıza olduğu konusunda uyarılıyorum. Tabi bunu kopya koruması niyeti ile yapmışlar.
Benim sizden istediğim, bu disketin günahıyla sevabıyla yedeğini almamı sağlayacak bir yöntem. Bad sector görünce burası kötü arkadaş deyip tıkanmadan delikanlı gibi bütün imajını alacak bir yöntem arıyorum.
Fikirler?
Ben bu disketin bir kopyasını almak istiyorum yedek amaçlı(zaten dongle ile de korunduğu için yedek harici bir işe yaramaz). Fakat sanırım özel olarak bad sektörler ile bezenmiş bu disket, kopyalanamaması için. Yani kopyalamak istediğinizde geleneksel yöntemlerle, diskette arıza olduğu konusunda uyarılıyorum. Tabi bunu kopya koruması niyeti ile yapmışlar.
Benim sizden istediğim, bu disketin günahıyla sevabıyla yedeğini almamı sağlayacak bir yöntem. Bad sector görünce burası kötü arkadaş deyip tıkanmadan delikanlı gibi bütün imajını alacak bir yöntem arıyorum.
Fikirler?
Logaritma ile alakalı olmalı ancak aciz bir müzisyen olan bendeniz tam olarak nasıl hesaplayacağımı bulamıyorum.
İstediğim şu senaryo ile ilgili genel bir formül:
- 0 dan x e kadar olan bir aralığı y parçaya bölmek istiyorum.
- fakat bu bölme işlemi aralıkların exponansiyel olarak genişlediği bir biçimde olacak yani aralıklar 0 a yaklaştıkça dar, x sayısına yaklaştıkça geniş olacak. tabii ki genişleme oranı uniform olacak.
Bu basit olduğunu sandığım işlem için genel bir formül türetebilecek olan var mıdır?
0 dan x'e kadar exponansiyel olarak genişleyen y parça.
Formülün girişi 1 den y'ye kadar(veya 0 dan y-1 e kadar) tamsayılar olacak. Çıktısı da o sıradaki bölme noktası olacak.
Yani mesela 0 dan x'e kadar y eşit parçaya bölmek isteseydim formül şöyle olacaktı:
nokta sırası a ise
(x/y) * a
bana a sırasındaki bölüm noktasını verecekti.
Bunun exponansiyel artış ile genişleyecek şekildeki hali ne olur?
Elimden geldiğince açık yazmaya çalıştım. Teşekkür ederim. :)
İstediğim şu senaryo ile ilgili genel bir formül:
- 0 dan x e kadar olan bir aralığı y parçaya bölmek istiyorum.
- fakat bu bölme işlemi aralıkların exponansiyel olarak genişlediği bir biçimde olacak yani aralıklar 0 a yaklaştıkça dar, x sayısına yaklaştıkça geniş olacak. tabii ki genişleme oranı uniform olacak.
Bu basit olduğunu sandığım işlem için genel bir formül türetebilecek olan var mıdır?
0 dan x'e kadar exponansiyel olarak genişleyen y parça.
Formülün girişi 1 den y'ye kadar(veya 0 dan y-1 e kadar) tamsayılar olacak. Çıktısı da o sıradaki bölme noktası olacak.
Yani mesela 0 dan x'e kadar y eşit parçaya bölmek isteseydim formül şöyle olacaktı:
nokta sırası a ise
(x/y) * a
bana a sırasındaki bölüm noktasını verecekti.
Bunun exponansiyel artış ile genişleyecek şekildeki hali ne olur?
Elimden geldiğince açık yazmaya çalıştım. Teşekkür ederim. :)
Hani millevekilleri elden ele kartlar dolaştırıyorlardı üzerinde isimler yazılı, yukarıdan bir kamera çaktırmadan çekiyordu yazılanları da milletvekilleri kamerayı görünce kartları hemen saklayıp kameraya kızıyorlardı.
Videosu nerededir?
Teşekkürler
Videosu nerededir?
Teşekkürler
Şu ana kadar kullandığım dns server ve opendns şu anda kar etmiyor, herhangi bir proxy denemedim, merakımdan soruyorum. Engellemeyi bir öte boyuta mı taşıdılar?
Sözlükte başlığını okudum, scam cinsi bir şey olduğu belli de zaten, olayın ne olduğunu anlayamadım. Bana da geldi bu mektuplardan.
Derdi ne bu adamların?
(bkz: reader's digest)
Derdi ne bu adamların?
(bkz: reader's digest)
Burda bir başlıkta gördüm çok eğlenceli bri şeye benziyor. kargo margo beklemeden gidip almak istiyorum ama kadıköy civarıdna satan yer var mı bildiğiniz? (acııbadem) Carrefourda bir yerlerde var mıdır mesela? Veya kadıköyüne bir yerlerde falan işte?
Teşekkürler
Teşekkürler
Ortaokulda 2 sene Almanca eğitimi aldım. Aslında gayet esaslı bir eğitimdi ve müfredat 2 senelikti zaten. Bir çok şeyi hatırlıyorum, cümle kalıpları ve gramer adına zamanlar vs adına ve bir almanca text okuduğumda hemen hemen sadece bilmediğim kelimeler yüzünden anlama güçlüğü çekiyorum.
Gayet iyi derecede ingilizcem var.
Her neyse, ben Almanca öğrenmeye devam etmeye karar verdim, kendi başıma yapacağım tabi. Bilgisayar destekli olursa daha iyi olur, bu konuda durumumu da göz önünde bulundurarak ne tavsiye edebilirsiniz? Bir eğitim setidir ya da başka bir şeydir... Arama yaptım ama çok da net şeylere ulaşamadım.
Teşekkürler.
Gayet iyi derecede ingilizcem var.
Her neyse, ben Almanca öğrenmeye devam etmeye karar verdim, kendi başıma yapacağım tabi. Bilgisayar destekli olursa daha iyi olur, bu konuda durumumu da göz önünde bulundurarak ne tavsiye edebilirsiniz? Bir eğitim setidir ya da başka bir şeydir... Arama yaptım ama çok da net şeylere ulaşamadım.
Teşekkürler.
Sağ burnum 2 aydır falan bir yerinden boyuna kan üretiyor(hayır iki burnum yok). Sanırım noktasal bir yara değil de genel bir yüzey hassaslaşması durumu söz konusu. Kendi kendine kabuk falan bağlıyor ama burun içinde sürekli bir nem durumu olduğundan kol bacak yarası gibi olamıyor haliyle... eninde sonunda o kabuk iyileşmeden açılıyor ve yine kanama oluyor.
Bu kanama dediğim, burnumdan şapır şapır damlayan bir kan değil. Fakat misal hayatta adetim değildir benim ama diyelim bir arkadaşım tuttu parmağını burnuma soktu parmağı kırmızıya boyanıyor haliyle. Veya sümkürdüm diyelim selpağa, sağ taraf kırmızı sol taraf normal renginde olabiliyor falan filan.
Zerre acı vermiyor(bu kadar açılıp kapanan bir yaranın acı vermemesini de anlayabilmiş değilim). Ama açıkçası burnumda bir yerde sürekli bir açık yarayla yaşamak da tedirgin ediyor.
Napayım şimdi ben? Mesela burnumu tıkasam bişeyle, 2 hafta öyle gezsem falan gibi bişeyler düşünüyorum. Yoksa hiç bir iyileşme ve kötüleşme yok gidiyor bu böyle.
hı?
Bu kanama dediğim, burnumdan şapır şapır damlayan bir kan değil. Fakat misal hayatta adetim değildir benim ama diyelim bir arkadaşım tuttu parmağını burnuma soktu parmağı kırmızıya boyanıyor haliyle. Veya sümkürdüm diyelim selpağa, sağ taraf kırmızı sol taraf normal renginde olabiliyor falan filan.
Zerre acı vermiyor(bu kadar açılıp kapanan bir yaranın acı vermemesini de anlayabilmiş değilim). Ama açıkçası burnumda bir yerde sürekli bir açık yarayla yaşamak da tedirgin ediyor.
Napayım şimdi ben? Mesela burnumu tıkasam bişeyle, 2 hafta öyle gezsem falan gibi bişeyler düşünüyorum. Yoksa hiç bir iyileşme ve kötüleşme yok gidiyor bu böyle.
hı?
Çok eskiden, çok çok eskiden hayal meyal hatırladığım bir sahne... İki kişi var, biri ninja diye aklımda kalmış... Güya dövüşecekler. Ninjamsı olan envai çeşit figür sergiliyor olduğu yerde karşıdakini korkutmak için ve sonunda durup "hadi gel" der gibi bakıyor. Öbür adam da silahını çekip vuruyor bunu. Böyle bişeydi.
Oyun oynadığım zamanlarda hayatım boyunca klavyeden şaşmamış biriyim. Ciddi olarak FSim dünyasına girmek istiyorum ve klavye ile hiç bir zevki olmadığına karar verdim daha baştan. Fakat bu joystick konusunda baya bir cahilim.
Hesaplı(50-100ytl arası maksimum) tavsiye edeceğiniz bir alet var mıdır? Neden?
Teşekkürler
Hesaplı(50-100ytl arası maksimum) tavsiye edeceğiniz bir alet var mıdır? Neden?
Teşekkürler
Kuzenimin önemli bir okul projesi için gerekiyormuş, fakat hocaları tuhaf bir şekilde salt internet üzerinden erişilebilen kaynakları(sağlam kaynaklar olsalar dahi) yeterli görmüyormuş referans olarak. Kendisi ufak bir yerde okuyor ve orada aramış taramış bulamamış. İngilizcesi de iyi değil, bu bitkinin yetiştirilmesi ile ilgili Türkçe kaynağa ihtiyaç var. Bir fikriniz var mı?
Teşekkürler
Teşekkürler
Hani şu gövdeleri büklüm büklüm bükülebilen, ufak bir aydınlık sağlayan lambalar var... Bunlardan yarın akşama kadar edinmem gerek bir tane. Özellikle taksim/istiklal'de bulabileceğim bir yer biliyorsanız şahane olur.
Flash olur java olur, fakat recursive gravity olması lazım(yani altta patlayıp boşluk oluşunca üstteki blokların öyle havada asılı kalmadığı versiyon). Aradım taradım bulamadım.
Hani Yiğit Özgür'ün var 1-2 senedir, çizdiği hemen hemen her şeyin bir kopyası bulunuyor o sitede. Buna benzer bir Sarıkaya arşivi var mı? Ama oraya buraya saçılmış 2-3 komik şeyden bahsetmiyorum. şöyle daha genel bir arşiv.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Senelerin azılı winamp kullanıcısıyım ve iTunes beni yaptığı her hareket ile deli ediyor. Nefret ediyorum desem yeri, şöyle library falan kasmayacak bastığımı çalıp işime gücüme karışmayacak winamp severlerin egosunu okşayacak bir media player arıyorum. Nedir?
Bir arkadaşımın PC laptopunda olan bir sorun.
Bilgisayarda MacOSX ve windowsXP yüklü.
Laptop açılırken kayboard error veriyormuş, f1 e basılmasını istiyormuş, fakat f1 e bastığı zaman bilgisayar algılamıyormuş yani klavyede bir sorun var. Ancak yeterince bekleyince boot a devam ediyormuş.
Tabi boot selection menüyü açmak için f8 e basması da bilgisayar tarafından algılanmıyor. Setupa falan da giremiyor. Bu yüzden default işletim sistemi olan OSX açılıyor, ve tuhaf bir şekilde OSX altında klavye sorunsuz çalışıyor.
Donanım kaynaklı bir sorun gibi duruyor ama OSX altında klavyenin gayet normal çalışması kafa karıştırmakta. BIOS ile ilgili bir sorun mu acaba fala ndiye düşünüyorum ama, neyse işte bir sorayım dedim belki bir fikriniz vardır.
Bilgisayarda MacOSX ve windowsXP yüklü.
Laptop açılırken kayboard error veriyormuş, f1 e basılmasını istiyormuş, fakat f1 e bastığı zaman bilgisayar algılamıyormuş yani klavyede bir sorun var. Ancak yeterince bekleyince boot a devam ediyormuş.
Tabi boot selection menüyü açmak için f8 e basması da bilgisayar tarafından algılanmıyor. Setupa falan da giremiyor. Bu yüzden default işletim sistemi olan OSX açılıyor, ve tuhaf bir şekilde OSX altında klavye sorunsuz çalışıyor.
Donanım kaynaklı bir sorun gibi duruyor ama OSX altında klavyenin gayet normal çalışması kafa karıştırmakta. BIOS ile ilgili bir sorun mu acaba fala ndiye düşünüyorum ama, neyse işte bir sorayım dedim belki bir fikriniz vardır.
Bugün gece bir taksiye bindim, aklıma takıldı adama da sormadım, nasılsa bilmiyorum ne dese inanıcam.
Taksimetrede fiyat artış gösterirken normalde "gece" yazması gerekirken bunda "şehir dışı" yazıyordu. Gece tarifesi ile şehir dışı tarifesi arasında bir fark var mı? Kısa bir mesafe gittiğimden dert etmiyorum, tarife fiyatları konusunda da bir bilgim yok, ama şöyle okkalı bir küfür etmeli miyim diye sorayım dedim. Çünkü adam tarifeyi ben gideceğim mesafeyi söylemeden önce ayarladı, nereye gitsem o işleyecek.
Teşekkürler.
Taksimetrede fiyat artış gösterirken normalde "gece" yazması gerekirken bunda "şehir dışı" yazıyordu. Gece tarifesi ile şehir dışı tarifesi arasında bir fark var mı? Kısa bir mesafe gittiğimden dert etmiyorum, tarife fiyatları konusunda da bir bilgim yok, ama şöyle okkalı bir küfür etmeli miyim diye sorayım dedim. Çünkü adam tarifeyi ben gideceğim mesafeyi söylemeden önce ayarladı, nereye gitsem o işleyecek.
Teşekkürler.
Soruyu bir arkadaşım için soruyorum:
Avrupada bir yurtta kalmakta ve başka bri ülkeyle skype ile sesli iletişmek istiyor. Kendi sesi karşıya sorunsuz ulaşırken karşı tarafı almakta büyük sıkıntı yaşıyor. Packet loss %80 lerde gözüküyormuş.
Sanırım direct connection için kullanılacak portun networkte açık olmamasından kaynaklanıyor.
Yurt yönetimi ise herhangi bir portu açmak istemiyor.
Bu durumda skype sevdasından vazgeçip başka çözümler mi denemeli? Eğer öyleyse düşük bantgenişlikli ses taşıması kadar kolay bir işlemi internet üzerinden direk bağlantı olmadan yaptırabilecek başka bir çözüm var mıdır?
Teşekkürler.
Avrupada bir yurtta kalmakta ve başka bri ülkeyle skype ile sesli iletişmek istiyor. Kendi sesi karşıya sorunsuz ulaşırken karşı tarafı almakta büyük sıkıntı yaşıyor. Packet loss %80 lerde gözüküyormuş.
Sanırım direct connection için kullanılacak portun networkte açık olmamasından kaynaklanıyor.
Yurt yönetimi ise herhangi bir portu açmak istemiyor.
Bu durumda skype sevdasından vazgeçip başka çözümler mi denemeli? Eğer öyleyse düşük bantgenişlikli ses taşıması kadar kolay bir işlemi internet üzerinden direk bağlantı olmadan yaptırabilecek başka bir çözüm var mıdır?
Teşekkürler.
"Swis721 Cn BT Caps" isimli fontu aramaktayım. Nerde bulabileceğimi bilen var mıdır?
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Hani eskiden trt de yol güvenliği ile ilgili öğretici animasyonlar olurdu. Kaykaya bağlanmış yumurta kemerli ve kemersiz şekilde duvara çarptırılır kırıldı kırılmadı hesabı yapılırdı.
Bir abi ölürdü de göğe yükselirken "sıkıyordu be abi" derdi emniyet kemeri için.
Bunları bir daha bulabilir miyiz acaba diye merak ettim gece gece...
Bir abi ölürdü de göğe yükselirken "sıkıyordu be abi" derdi emniyet kemeri için.
Bunları bir daha bulabilir miyiz acaba diye merak ettim gece gece...