aha bütçeme bu arkadaş uyuyor: www.vatanbilgisayar.com
100hz, 100hz iyi midir? belki arada bilgisayar bağlayıp pes oynarım mesela, 100hz kötü mü olur o durumda.
ben hiç anlamıyorum tv işlerinden. 1469tl de verebileceğim son para, 1tl üstünü veremem yani öyle diyim.
3d aslında şart değildi ama kardeşim biraz istiyormuş, o yüzden 3d de olsun nabim ya.
neyse nasıl ki bu gösterdiğim tv?
100hz, 100hz iyi midir? belki arada bilgisayar bağlayıp pes oynarım mesela, 100hz kötü mü olur o durumda.
ben hiç anlamıyorum tv işlerinden. 1469tl de verebileceğim son para, 1tl üstünü veremem yani öyle diyim.
3d aslında şart değildi ama kardeşim biraz istiyormuş, o yüzden 3d de olsun nabim ya.
neyse nasıl ki bu gösterdiğim tv?
bi adet güzel slider uygulaması lazım.
havalı bişiye gerek yok, seçenekleridnen bir tanesinde fadeid, fadeout olan resimler olması gerekiyor sadece. (yani sağdan sola akan değil, ortadaki resim kaybolacak ve arkadaki resim çıkacak sırayla.)
havalı bişiye gerek yok, seçenekleridnen bir tanesinde fadeid, fadeout olan resimler olması gerekiyor sadece. (yani sağdan sola akan değil, ortadaki resim kaybolacak ve arkadaki resim çıkacak sırayla.)
şöyle bol çeşitli dropdown menüler falan içeren bişiler?
yoksa en kıyağı bootstrap midir?
yoksa en kıyağı bootstrap midir?
arkadaşlar erkek başıma gidebileceğim kekosuz, nezih bir havuz veya deniz lazım. pek deniz yok galiba o yüzden havuzu da ekledim artık seçeneklere.
gideyim cumartesi pazar güneşlenip denize gireyim huzur bulayım azıcık.
gideyim cumartesi pazar güneşlenip denize gireyim huzur bulayım azıcık.
bende remington marka bi tane vardı. yıllarca onunla kestim saçlarımı, hala da çalışıyor ama sakal için kullanıyrum.
neyse, babam da aynını kullanıyordu ama kırılmış cart curt.
şimdi bana benzer bi alet lazım. zamanında teknosa'dan 48tl'ye almıştım (70 küsur liradan düşmüştü galiba).
yine benzer fiyatta 45-60tl arası bir makine lazım. saç kesebilsin önemli nokta bu. ne alayım?
örnek: www.hepsiburada.com
keser mi la?
neyse, babam da aynını kullanıyordu ama kırılmış cart curt.
şimdi bana benzer bi alet lazım. zamanında teknosa'dan 48tl'ye almıştım (70 küsur liradan düşmüştü galiba).
yine benzer fiyatta 45-60tl arası bir makine lazım. saç kesebilsin önemli nokta bu. ne alayım?
örnek: www.hepsiburada.com
keser mi la?
ya şimdi bir slider eklentisi yazıyorum da.
hemen hemen her şeyi tamamladım, şimdi ypamam gereken şey: pencere boyutu değişince, tüm değerlerin ona göre yeniden hesaplanması.
ama nasıl yapacağımı, başa nasıl sardıracağımı çözemedim. tüm kodu bir de resize'a göre yazmak saçma çözüm de, başka ne yapabilirim? (kod paylaşmadan yazdım, basit bir mantık çakarsanız anlarım hemen)
hemen hemen her şeyi tamamladım, şimdi ypamam gereken şey: pencere boyutu değişince, tüm değerlerin ona göre yeniden hesaplanması.
ama nasıl yapacağımı, başa nasıl sardıracağımı çözemedim. tüm kodu bir de resize'a göre yazmak saçma çözüm de, başka ne yapabilirim? (kod paylaşmadan yazdım, basit bir mantık çakarsanız anlarım hemen)
bir amcam akciğer kanserinden öldü
diğer amcamın akciğer kanseri olduğu öğrenildi.
annemin babası -dedem- akciğer kanserinden öldü.
belli ki genetik bişiler var. sigara, nargile, ot vb. dumanlı bişi içmişliğim yok gerçi ama. ya bunu niye yazdığımı da bilmiyorum kafam dolu biraz.
diğer amcamın akciğer kanseri olduğu öğrenildi.
annemin babası -dedem- akciğer kanserinden öldü.
belli ki genetik bişiler var. sigara, nargile, ot vb. dumanlı bişi içmişliğim yok gerçi ama. ya bunu niye yazdığımı da bilmiyorum kafam dolu biraz.
tek başımayım ve sapım.
bayram geliyor, haftasonunu deniz ve havuza giderek geçirmek istiyorum.
ama tek başıma sap olarak girebileceğim, adam akıllı bir yer var mı?
öncelikli tecihim deniz olsa da, elde yoksa havuza da giderim sıkıntı yok.
ama şu önemli: adam akıllı bir yer olsun. apaçi, keko kaynamasın. denizde mangal yapan olmasın vs. gideyim güneşleneyim, bir iki suya gireyim sonra toplanıp evime döneyim.
bayram geliyor, haftasonunu deniz ve havuza giderek geçirmek istiyorum.
ama tek başıma sap olarak girebileceğim, adam akıllı bir yer var mı?
öncelikli tecihim deniz olsa da, elde yoksa havuza da giderim sıkıntı yok.
ama şu önemli: adam akıllı bir yer olsun. apaçi, keko kaynamasın. denizde mangal yapan olmasın vs. gideyim güneşleneyim, bir iki suya gireyim sonra toplanıp evime döneyim.
şu PDO olayı varmış. bugün baya şey okudum ama genedle nasıl pdo kodlanacağına dair.
sizden de yorum almak isterim: PDO'nun avantajları neler, niye pdo kodlayayım (ya bu tabiri bilmiyorum pdo kullanayım mı denir kodlayayım mı, neyse o kadar önemli değil). standart php kodlamasında baya aşama kaydettim ve artık kendimi biraz daha geliştirmek istiyorum.
pdo'Nun daha güvenli olduğunu falan yazmışlar. o yüzden biraz da onu öğreneceğim ama niye öğrenmem gerektiğini öğrenmeliyim önce.
sizden de yorum almak isterim: PDO'nun avantajları neler, niye pdo kodlayayım (ya bu tabiri bilmiyorum pdo kullanayım mı denir kodlayayım mı, neyse o kadar önemli değil). standart php kodlamasında baya aşama kaydettim ve artık kendimi biraz daha geliştirmek istiyorum.
pdo'Nun daha güvenli olduğunu falan yazmışlar. o yüzden biraz da onu öğreneceğim ama niye öğrenmem gerektiğini öğrenmeliyim önce.
dominos gel al kampanyası falan var mı tek kişi için ideal olacak bişi?
sitede baktım yazmıyordu ama sanki bi 9.90'lık orta boy pizza kampanyası var diye biliyordum
sitede baktım yazmıyordu ama sanki bi 9.90'lık orta boy pizza kampanyası var diye biliyordum
ama bulgur yapmam lazım.
biri bana temiz bir tarif verebilir mi, lapa lapa olmaması için.
sırasıyla neler yapacaz ve salçasıdır malzemesidir ne zaman eklemeye başlayacaz.
biri bana temiz bir tarif verebilir mi, lapa lapa olmaması için.
sırasıyla neler yapacaz ve salçasıdır malzemesidir ne zaman eklemeye başlayacaz.
ben başarılıyım galiba yemek işlerinde. bugün de boş olduğum için bişi deniyeceğim.
kafamda şöyle bişi yapmayı planladım: çibörek gibi bir hamur yapayım, ama içini bol sebzeli, kıymalı ve baharatlı bir harçla doldurayım. hatta direkt söyleyeyim: taco harcıyla doldurayım. yani tortilla yerine çibörek hamuru kullanayım.
1. sizce böyle bişi yapayım mı, bence yapayım.
2. eğer yaparsam bu hamur mevzusu nasıl oluyor ya hayatımda hamur açmadım.
3. iç malzeme olarak neler doldurayım
kafamda şöyle bişi yapmayı planladım: çibörek gibi bir hamur yapayım, ama içini bol sebzeli, kıymalı ve baharatlı bir harçla doldurayım. hatta direkt söyleyeyim: taco harcıyla doldurayım. yani tortilla yerine çibörek hamuru kullanayım.
1. sizce böyle bişi yapayım mı, bence yapayım.
2. eğer yaparsam bu hamur mevzusu nasıl oluyor ya hayatımda hamur açmadım.
3. iç malzeme olarak neler doldurayım
dün kremalı soya soslu tavuk yaptım fazlasıyla kusursuz oldu.
yarım paket krema arttı bu bozulmadan değerlendireyim. başka kremalı ne yemeği yapılır?
yarım paket krema arttı bu bozulmadan değerlendireyim. başka kremalı ne yemeği yapılır?
linkteki masayı gördünüz.
şimdi bu masanın üst plakası lazım bana. bunu duvara monteleyip iki tane de ayağa oturtacam.
bu ceviz ağacından galiba, inanılmaz pahalıdır.
bana, olabildiğince benzer renge sahip boyut olarak da 130cm'e 80cm civarı (160'a kadar da çıkabilir) lazım.
renk önemli, linkteki ahşabın rengine ve görünümüne bayıldım. böyle bir plakayı istanbulda nereden, kaça bulabilirim?
zımparalanıp verniklenmiş hali ya da zımparalanmamış verniklenmemiş hali.
şimdi bu masanın üst plakası lazım bana. bunu duvara monteleyip iki tane de ayağa oturtacam.
bu ceviz ağacından galiba, inanılmaz pahalıdır.
bana, olabildiğince benzer renge sahip boyut olarak da 130cm'e 80cm civarı (160'a kadar da çıkabilir) lazım.
renk önemli, linkteki ahşabın rengine ve görünümüne bayıldım. böyle bir plakayı istanbulda nereden, kaça bulabilirim?
zımparalanıp verniklenmiş hali ya da zımparalanmamış verniklenmemiş hali.
bilgisayarın tüm özelliklerini (ekran kartıdır ottur boktur)
öğrenip, birine göndermeye yarayn bi program lazım ama?
öğrenip, birine göndermeye yarayn bi program lazım ama?
fazla detay yok.
lenflere sıçramamış, cerrahi müdahale yapılıp yapılmamasına karar verilecek bir akciğer kanseri mevcut. kitle 46mm'ydi.
kaç sene yaşar
lenflere sıçramamış, cerrahi müdahale yapılıp yapılmamasına karar verilecek bir akciğer kanseri mevcut. kitle 46mm'ydi.
kaç sene yaşar
plazma mı, lcd mi led mi ne deniyor bilmiyorum.
açıkçası televizyon özelliklerine dair de en ufak bir bilgim yok.
bütçemi 1000-1500tl arası diyelim.
kesinlikle ama kesinlikle 3d özelliği istemiyorum. hiç kullanmayacağım bi özellik için para vermeyeyim.
ekran boyu geniş olsun ama bu bütçeyle ne kadar geniş olur bilemem.
dünyanın en seçici insanı değilim. gereksiz özelliklerden arınmış; pc'yi takıp film izleyebileceğim, ses sistemimi kurabileceğim ve görüntünün çok rahatsız etmeyeceği bişi istiyorum.
tam da anlatamadım ama işte "bluetoothla takla atan televizyon" "bilmem nerden yönetim" falan gibi gereksiz özelliklere gerek yok. şu mhz midir nedir, onda da seçici değilim.
geniş ekranlı normal bir plazma istiyorum ya da led ya da lcd ne deniyorsa. fiyat performans olarak neyi tavsiye edersiniz? hani 1000 liralık da olur 1500 liralık da. önemli olan ekstra özelliklerden arınmış haliyle, parasını en hakedecek ürünü bulmak.
açıkçası televizyon özelliklerine dair de en ufak bir bilgim yok.
bütçemi 1000-1500tl arası diyelim.
kesinlikle ama kesinlikle 3d özelliği istemiyorum. hiç kullanmayacağım bi özellik için para vermeyeyim.
ekran boyu geniş olsun ama bu bütçeyle ne kadar geniş olur bilemem.
dünyanın en seçici insanı değilim. gereksiz özelliklerden arınmış; pc'yi takıp film izleyebileceğim, ses sistemimi kurabileceğim ve görüntünün çok rahatsız etmeyeceği bişi istiyorum.
tam da anlatamadım ama işte "bluetoothla takla atan televizyon" "bilmem nerden yönetim" falan gibi gereksiz özelliklere gerek yok. şu mhz midir nedir, onda da seçici değilim.
geniş ekranlı normal bir plazma istiyorum ya da led ya da lcd ne deniyorsa. fiyat performans olarak neyi tavsiye edersiniz? hani 1000 liralık da olur 1500 liralık da. önemli olan ekstra özelliklerden arınmış haliyle, parasını en hakedecek ürünü bulmak.
oyun başladıktan sonra yeni lig eklediğimizde futbolcu sayısı artıyor mu?
örneğin arjantin ve brezilya liglerini eklemedim diye o takımlardaki çoğu futbolcu yok. keza avrupanın bazı kulüplerinde de aynı durum geçerli.
lig eklersem şuan gözükmeyenler açılıverir mi?
örneğin arjantin ve brezilya liglerini eklemedim diye o takımlardaki çoğu futbolcu yok. keza avrupanın bazı kulüplerinde de aynı durum geçerli.
lig eklersem şuan gözükmeyenler açılıverir mi?
yardım edin bana.
hayatımda tencere yemeği yapmadım ama elim yatkındır, doğru tarifle güzel bişi çıkartırım.
nasıl yapıyoruz bunu? nette hep fırında yapmışlar da, benim fırınım yok. zaten annem de fırında yapmazdı bunu.
köfte harcını nasıl hazırlıyoruz? mesela bayat ekmek kontenjanından, bayat uno tam tahıllı ekmek kullanılabilir mi? başka bayat ekmeğim yok çünki.
önce patateslerle köfteleri kızartıp ardından domatesli, salçalı bir sosta bunları güzelce pişirme esasına dayanıyor dimi? 2 kişi için ne kadarlık kıyma alayım bi de.
hayatımda tencere yemeği yapmadım ama elim yatkındır, doğru tarifle güzel bişi çıkartırım.
nasıl yapıyoruz bunu? nette hep fırında yapmışlar da, benim fırınım yok. zaten annem de fırında yapmazdı bunu.
köfte harcını nasıl hazırlıyoruz? mesela bayat ekmek kontenjanından, bayat uno tam tahıllı ekmek kullanılabilir mi? başka bayat ekmeğim yok çünki.
önce patateslerle köfteleri kızartıp ardından domatesli, salçalı bir sosta bunları güzelce pişirme esasına dayanıyor dimi? 2 kişi için ne kadarlık kıyma alayım bi de.
arkadaşlar internette falan bakıyorum işte seo paketleri satılıyor vs.
ben merak ediyorum ne işlemi yapıyor ki bunlar?
kendi sitelerimin seo'sunu kendim yapıyorum, ürün siteleri vs. de dahil. internette okuduğum her şeyi de uyguluyorum ve başarılı da oluyor.
ama bunlar hep basit şeyler?
bunlar seo olarak ne satıyor, seo hileleriyle falan mı uğraşıyorlar? genel olarak bi anlatabilir misiniz?
ben merak ediyorum ne işlemi yapıyor ki bunlar?
kendi sitelerimin seo'sunu kendim yapıyorum, ürün siteleri vs. de dahil. internette okuduğum her şeyi de uyguluyorum ve başarılı da oluyor.
ama bunlar hep basit şeyler?
bunlar seo olarak ne satıyor, seo hileleriyle falan mı uğraşıyorlar? genel olarak bi anlatabilir misiniz?
plesk panel olan sunucuma domaini mi tanıttım.
webmail.domanim.com'a giriş yapıyorum oluşturduğum mail adresiyle.
1. sent klasörü yok.
2. mail gönderiyorum ve mail hem gitmiyor hem de hata veriyor.
" The folder "sent-mail" was not created. This is what the server said: Invalid mailbox name.
Message Message sent successfully, but not saved to sent-mail"
ekstra bir ayar mı yapmak gerekiyordu acaba ne olabilir sıkıntı?
webmail.domanim.com'a giriş yapıyorum oluşturduğum mail adresiyle.
1. sent klasörü yok.
2. mail gönderiyorum ve mail hem gitmiyor hem de hata veriyor.
" The folder "sent-mail" was not created. This is what the server said: Invalid mailbox name.
Message Message sent successfully, but not saved to sent-mail"
ekstra bir ayar mı yapmak gerekiyordu acaba ne olabilir sıkıntı?
www.evidea.com
www.evidea.com
şimdi bu ikisini beğendim. birincide kararsızım gerçi ama 2.yi beğendim. tam alacaktım, evidea hakkında yorumları okuyunca almadım. tek olumlu yorum bile yok amk.
ben bunların aynını nerden bulurum ki? ya da fotoğrafını bulup tuvale baskı falan yaptırtarak iş görsem. ya da napayım hooo?
www.evidea.com
şimdi bu ikisini beğendim. birincide kararsızım gerçi ama 2.yi beğendim. tam alacaktım, evidea hakkında yorumları okuyunca almadım. tek olumlu yorum bile yok amk.
ben bunların aynını nerden bulurum ki? ya da fotoğrafını bulup tuvale baskı falan yaptırtarak iş görsem. ya da napayım hooo?
akşam şnitzelin yanına nabayım ya. makarna derseniz salçalı demeyin pls. soya soslu falan mı yapsam
şimdi bende bir harita mevcut. koordinatlar falan var. tamam, sıkıntı yok kodlar falan kafama yattı çözdüm.
ama şu koordinatları nereden nasıl alıyoruz onu çözemedim. en basit kısmını yani. google mapse falan girdim de koordinat bulamadım bir türlü. harita üstünde pinlediğim bir noktanın koordinatı lazım bana.
ama şu koordinatları nereden nasıl alıyoruz onu çözemedim. en basit kısmını yani. google mapse falan girdim de koordinat bulamadım bir türlü. harita üstünde pinlediğim bir noktanın koordinatı lazım bana.
istanbulda outlet lazım bana.
ama sadece adı outlet olan değil, fiyatları da outlet olan yer lazım.
tesadüf eseri bir yere gidiyorum bakıyorum sale male yazıyor, yok outlet yazıyor. bir giriyorum içeri hala kışlık sweatler 179tl yerine 169tl. anasını sikerim ben öyle outletin.
nereye gideyim yau?
özellikle güzel bir kot pantolon almam lazım. lee'ninkileri çok beğeniyorum da, cebimden 100tl çıkmamasını sağlamaya çalışıcam. yoksa çıkarıcam mecbur.
ama sadece adı outlet olan değil, fiyatları da outlet olan yer lazım.
tesadüf eseri bir yere gidiyorum bakıyorum sale male yazıyor, yok outlet yazıyor. bir giriyorum içeri hala kışlık sweatler 179tl yerine 169tl. anasını sikerim ben öyle outletin.
nereye gideyim yau?
özellikle güzel bir kot pantolon almam lazım. lee'ninkileri çok beğeniyorum da, cebimden 100tl çıkmamasını sağlamaya çalışıcam. yoksa çıkarıcam mecbur.
malum, görsel olarak dünyanın gelmiş geçmiş en iyi filmlerinden (bence açık ara en iyi o ayrı) the fall diye bir arkadaş var.
ancak ne hikmetse internette bu filmin müthiş görselleriyle ilgili güzel arkaplanlar, posterler ya da bi sik bulunamıyor. üç tane var dört tane var bilemedin beş tane var. çoğunun da boyutları aşırı minik.
halbuki dev boyutlarda olsa da onu tuvale bastırtıp assak ne güzel olur.
şimdi soruyorum: yok mu oğlum harbiden? böyle bir sanat eserinin adam gibi fotoğrafları hiç mi yok? ben mi yanlış aratıyorum.
(isim problem çıkarıyor en çok. the fall diye aratırsan sonbahar çıkıyor. the fall movie diye aratırsan, başka filmlerle karışıyor)
ancak ne hikmetse internette bu filmin müthiş görselleriyle ilgili güzel arkaplanlar, posterler ya da bi sik bulunamıyor. üç tane var dört tane var bilemedin beş tane var. çoğunun da boyutları aşırı minik.
halbuki dev boyutlarda olsa da onu tuvale bastırtıp assak ne güzel olur.
şimdi soruyorum: yok mu oğlum harbiden? böyle bir sanat eserinin adam gibi fotoğrafları hiç mi yok? ben mi yanlış aratıyorum.
(isim problem çıkarıyor en çok. the fall diye aratırsan sonbahar çıkıyor. the fall movie diye aratırsan, başka filmlerle karışıyor)
yeni eve taşındım. istanbuldayım. duvarlarım bomboş, bunları şu tuval üstüne olan resim ve fotoğraflarla dolduracağım çeşitli boyutlarda.
bütçemi de baya deldim evi döşerken, pek bişi kalmadı muhtemelen henüz dolduramam duvarları ama bileyim diye soruyorum: bunları istanbulda en uygun fiyata nerede bulurum? boy boy, çeşit çeşit ve uygun fiyatlı lazım kısaca.
bir de kazıklanmamak için birkaç boyun olması gereken fiyatlarını da aşağı yukarı söylerseniz sevinirim. (50x75'likler şu civarda olmalı, 20-35'lik küçükler şu fiyatta gibi)
bütçemi de baya deldim evi döşerken, pek bişi kalmadı muhtemelen henüz dolduramam duvarları ama bileyim diye soruyorum: bunları istanbulda en uygun fiyata nerede bulurum? boy boy, çeşit çeşit ve uygun fiyatlı lazım kısaca.
bir de kazıklanmamak için birkaç boyun olması gereken fiyatlarını da aşağı yukarı söylerseniz sevinirim. (50x75'likler şu civarda olmalı, 20-35'lik küçükler şu fiyatta gibi)
izmirde peximet diye bir yer var. biliyorsunuzdur.
burada beğendili tavuk diye bir yemek var, bu da bilindik bi yemek zaten :)
ben bunu yemeyi pek severim.
şimdi merak ettiğim bişi var: bu tavuğu öyle bir kesiyorlar ki, fleto mu desem ne desem bilemiyorum da pastırma gibi oluyor tavuk. yani inceliği. böyle incecik, pürüzsüz 10 dilim tavuk falan geliyor. ve bu kesim lezzeti de artırıyor gibi gelyior bana.
1. bu kesimin adı nedir? şimdi tavuk fleto diyeceğim ama kesinlikle değil.
2. nasıl böyle ekseriz? piştikten sonra mı pişmeden önce mi? bi de açılı bi şekilde kesiliyor hani tam dik de değil.
olm benim kendi yaptığım tavuğu bu şekilde kesmem gerekiyor
burada beğendili tavuk diye bir yemek var, bu da bilindik bi yemek zaten :)
ben bunu yemeyi pek severim.
şimdi merak ettiğim bişi var: bu tavuğu öyle bir kesiyorlar ki, fleto mu desem ne desem bilemiyorum da pastırma gibi oluyor tavuk. yani inceliği. böyle incecik, pürüzsüz 10 dilim tavuk falan geliyor. ve bu kesim lezzeti de artırıyor gibi gelyior bana.
1. bu kesimin adı nedir? şimdi tavuk fleto diyeceğim ama kesinlikle değil.
2. nasıl böyle ekseriz? piştikten sonra mı pişmeden önce mi? bi de açılı bi şekilde kesiliyor hani tam dik de değil.
olm benim kendi yaptığım tavuğu bu şekilde kesmem gerekiyor
php dosyamızda iki veri oluşturduk.
bir tanesi sonuc1 isimli div'in içinde
öbürü sonuc2 isimli div'in içinde.
ajax bu sonucu ekrana basarken sonuc1 div'ini, bas1; sonuc2 div'inin içindeki değeri de bas2'ye göndersin istiyorum.
da nasıl gönderecek böyle parçalı?
bir tanesi sonuc1 isimli div'in içinde
öbürü sonuc2 isimli div'in içinde.
ajax bu sonucu ekrana basarken sonuc1 div'ini, bas1; sonuc2 div'inin içindeki değeri de bas2'ye göndersin istiyorum.
da nasıl gönderecek böyle parçalı?
göğüs kafesimde kemik ağrım var. eklem ağrısı gibi. tam anlatamayacağım sanırım.,
3-4 hafta önce bu ağrı saplanmıştı sanki fazla gerdirmeden oluşabilecek bir ağrı gibi bir his yaratıyor. böyle tanımlayabilirim. ve o ağrı saplanınca bir süre derin nefes aldığımda kısaca göğüs kafesimi şişirdiğimde vs baya bir ağrı saplanıyor.
ağrı direkt olarak kemikte, iki kafesin kesiştiği noktada.,,
aynı ağrı bugün bilgisayar başında otururken gene saplandı öğlen. hala sürüyor ağrı. vücudumu sağa sola döndürüp o bölgeleri kütletiyorum vs ağrıya katlanıp. çok az rahatlıyor ama ağrı sürüyor.
nedir ki bunun sebebi yau
3-4 hafta önce bu ağrı saplanmıştı sanki fazla gerdirmeden oluşabilecek bir ağrı gibi bir his yaratıyor. böyle tanımlayabilirim. ve o ağrı saplanınca bir süre derin nefes aldığımda kısaca göğüs kafesimi şişirdiğimde vs baya bir ağrı saplanıyor.
ağrı direkt olarak kemikte, iki kafesin kesiştiği noktada.,,
aynı ağrı bugün bilgisayar başında otururken gene saplandı öğlen. hala sürüyor ağrı. vücudumu sağa sola döndürüp o bölgeleri kütletiyorum vs ağrıya katlanıp. çok az rahatlıyor ama ağrı sürüyor.
nedir ki bunun sebebi yau
print screen dışında, istediğimiz bir bölgenin haritasının fotoğrafını çekmek mümkün mü geniş ölçülerde? google'ın buna dair bir eklentsii bişiyi var mı?
örneğin bana, olabildiğince geniş bir istanbul haritası lazım google maps'in. bir yere arkaplan olarak koyacağım da.
örneğin bana, olabildiğince geniş bir istanbul haritası lazım google maps'in. bir yere arkaplan olarak koyacağım da.
şimdi facebookta gördüm bu arkadaşı yine hatırladım ve yüzüme bir gülümseme oturdu. birkaç önyargı kırmak için açıyorum başlığı da. (ben de feci önyargılı bir insanımdır)
lisede feci serseri bir eleman vardı. biz lisenin yda kısmındaydık, o düz lise kısmında. gerçekten aşırı serseriydi, çevresindeki insanlar hep adam bıçaklayan, kavgalara giren tiplerdi. o da onlardandı esasında ama biraz daha ılıman biriydi. öbürleri gibi kökten it kopuk değildi. aynı zamanda kendisi ağır ülkücüydü de. derslerle zaten ilgisi olmadığını söylememe gerek bile yok.
neyse. lisede, tiyatro çalışması başlıyordu sene sonunda sahnelenmek üzere. ciddi bir iş, öyle ilkokul piyesi tarzında değil. 1 sene hazırlanılacak vs. ben girdim, bir kaç arkadaş daha seçildi ve girdi. tüm bunlardan belli bir süre sonra da, hocamız zorla bu elemanı aldı tiyatronun başrolü yaptı.
ilk başta çekingendi eleman hani tiyatro nasıl yapıcam diye. ama rol yeteneği olan biriydi, taklitler vs. yapardı. kiloluydu da, biraz ata demirere benzetebilirim :)
çalışmalara başladık, baya komik ve makara biriydi sokaktaki ve arkadaş grubunun arasındaki it kişiliğinin yanında. baya eğlene eğlene çalışıyorduk, bol bol da çileler çekiyorduk geri kaldığımız zamanlar. okul bitiyor biz tiyatro kasıyorduk akşama kadar. eleman zaten çok kez çıkıp gitmek istedi ama başrol yükü onun sırtında olduğu için elbette izin vermedik.
hayatında okumadığı kadar şeyi sırf o tiyatro tekstini okuyarak okumuştur.
ve ilginç bilgi: lisedeki hocamız da kürttü ve bdp'li biriydi. hani elemana ülkücü demiştim ya ilginç bilgi olarak aklınızda kalsın.
hem hoca bize güvendi, hem o elemana güvendi. feci çileler çektik, çok sevdiğim de biri oldu eleman giderek kötü huyları törpüleniyordu. diğer it kopuk arkadaşlarıyla daha az vakit geçirdiği için.
ilginç bir şekilde düşünceleri de değişiyordu. "tabu" diyeceğimiz şeyleri konuşuyordu vs.
neyse. bu elemanın üniversite kazanmaya yaklaşma ihtimali bile yoktu. ihtimal bile diyemiyorum yani: im-kan-sız.
ama noldu biliyor musunuz? hayatında ilk kez bu elemanın elinden birisi tutmuştu, hocamız sayesinde bu tiyatroda olağanüstü başarılı bir rol çıkardı. yani o kadar iyiydi ki size burada anlatamam. profesyonel seviyeye çok yakın belki de o seviyede bir performans sergiledi.
düşünceleri değişti, hoca da elinden tuttuğu için geleceğine daha farklı açıdan baktı. önce bir tiyatro okuluna girdi, ardından oranın aracılığıyla bir konservatuvar. şimdi bakıyorum, entelelktüel biri olmuş resmen. arkadaş çevresi çok daah düzgün insanlarla bezeli, okuduğu kitaplara filmlere bakıyorum. çok acayip amk.
ilk tanıdığım günkü elemanla bunun arasında en ufak bir ortak nokta yok.
şimdi facebooktan gördüm yine, yüzüme bir gülümseme oturdu. yanlış yönlendirmelerle, ilgisizlikle neredeyse yoldan çıkacak biriydi. esrarkeş biriydi, belki tiner bile çekiyordur orasını bilmiyorum. ama şuan çok başka biri. niye? çünkü biri elinden tuttu. hem de elinden tutan kişi, bu elemanın siyasi olarak "nefret ettiği" kanatta biriydi :)
ülkücülükten eser yok zaten, sola yatkın paylaşımları olmuş.
adamın hayatı değişti amk. demek peri masalı diye bir şey var.
belki de normal şartlarda bugüne kadar hapise düşecek ya da bıçaklanacaktı kim bilir.
lisede feci serseri bir eleman vardı. biz lisenin yda kısmındaydık, o düz lise kısmında. gerçekten aşırı serseriydi, çevresindeki insanlar hep adam bıçaklayan, kavgalara giren tiplerdi. o da onlardandı esasında ama biraz daha ılıman biriydi. öbürleri gibi kökten it kopuk değildi. aynı zamanda kendisi ağır ülkücüydü de. derslerle zaten ilgisi olmadığını söylememe gerek bile yok.
neyse. lisede, tiyatro çalışması başlıyordu sene sonunda sahnelenmek üzere. ciddi bir iş, öyle ilkokul piyesi tarzında değil. 1 sene hazırlanılacak vs. ben girdim, bir kaç arkadaş daha seçildi ve girdi. tüm bunlardan belli bir süre sonra da, hocamız zorla bu elemanı aldı tiyatronun başrolü yaptı.
ilk başta çekingendi eleman hani tiyatro nasıl yapıcam diye. ama rol yeteneği olan biriydi, taklitler vs. yapardı. kiloluydu da, biraz ata demirere benzetebilirim :)
çalışmalara başladık, baya komik ve makara biriydi sokaktaki ve arkadaş grubunun arasındaki it kişiliğinin yanında. baya eğlene eğlene çalışıyorduk, bol bol da çileler çekiyorduk geri kaldığımız zamanlar. okul bitiyor biz tiyatro kasıyorduk akşama kadar. eleman zaten çok kez çıkıp gitmek istedi ama başrol yükü onun sırtında olduğu için elbette izin vermedik.
hayatında okumadığı kadar şeyi sırf o tiyatro tekstini okuyarak okumuştur.
ve ilginç bilgi: lisedeki hocamız da kürttü ve bdp'li biriydi. hani elemana ülkücü demiştim ya ilginç bilgi olarak aklınızda kalsın.
hem hoca bize güvendi, hem o elemana güvendi. feci çileler çektik, çok sevdiğim de biri oldu eleman giderek kötü huyları törpüleniyordu. diğer it kopuk arkadaşlarıyla daha az vakit geçirdiği için.
ilginç bir şekilde düşünceleri de değişiyordu. "tabu" diyeceğimiz şeyleri konuşuyordu vs.
neyse. bu elemanın üniversite kazanmaya yaklaşma ihtimali bile yoktu. ihtimal bile diyemiyorum yani: im-kan-sız.
ama noldu biliyor musunuz? hayatında ilk kez bu elemanın elinden birisi tutmuştu, hocamız sayesinde bu tiyatroda olağanüstü başarılı bir rol çıkardı. yani o kadar iyiydi ki size burada anlatamam. profesyonel seviyeye çok yakın belki de o seviyede bir performans sergiledi.
düşünceleri değişti, hoca da elinden tuttuğu için geleceğine daha farklı açıdan baktı. önce bir tiyatro okuluna girdi, ardından oranın aracılığıyla bir konservatuvar. şimdi bakıyorum, entelelktüel biri olmuş resmen. arkadaş çevresi çok daah düzgün insanlarla bezeli, okuduğu kitaplara filmlere bakıyorum. çok acayip amk.
ilk tanıdığım günkü elemanla bunun arasında en ufak bir ortak nokta yok.
şimdi facebooktan gördüm yine, yüzüme bir gülümseme oturdu. yanlış yönlendirmelerle, ilgisizlikle neredeyse yoldan çıkacak biriydi. esrarkeş biriydi, belki tiner bile çekiyordur orasını bilmiyorum. ama şuan çok başka biri. niye? çünkü biri elinden tuttu. hem de elinden tutan kişi, bu elemanın siyasi olarak "nefret ettiği" kanatta biriydi :)
ülkücülükten eser yok zaten, sola yatkın paylaşımları olmuş.
adamın hayatı değişti amk. demek peri masalı diye bir şey var.
belki de normal şartlarda bugüne kadar hapise düşecek ya da bıçaklanacaktı kim bilir.
bazıları dosyaları <? include(blabla) ?>
şeklinde include ediyor.
<?php ?> şeklinde değil yani.
ben bunları birebir kendi localime aldığımda <? ?> kodları görmüyor. daha doğrusu htmldeki <!-- -> arasına alınmış gibi davranıyor yani iptal ediyor o satırı.
neyden kaynaklı bu durum?
şeklinde include ediyor.
<?php ?> şeklinde değil yani.
ben bunları birebir kendi localime aldığımda <? ?> kodları görmüyor. daha doğrusu htmldeki <!-- -> arasına alınmış gibi davranıyor yani iptal ediyor o satırı.
neyden kaynaklı bu durum?
eksisozluk.com
çok mu hoşunuza gidiyor bu derece marjinal olmak amk ciddi soruyorum.
başlığı okumayan varsa: bir kadın fulyada çırılçıplak sokağa çıkmış öyle dolaşıyormuş bununla ilgili işte.
valla çok kabak tadı veriyor sizin şu boş marjinal tavırlarınız.
çok mu hoşunuza gidiyor bu derece marjinal olmak amk ciddi soruyorum.
başlığı okumayan varsa: bir kadın fulyada çırılçıplak sokağa çıkmış öyle dolaşıyormuş bununla ilgili işte.
valla çok kabak tadı veriyor sizin şu boş marjinal tavırlarınız.
lan bu program ne güzeldi eskiden be 5-6 senelik fotoğraflarımı bulurdum.
şimdi indireyim dedim, siktiriboktan bir fotoğraf makinası belleğinde bile silinen tek (1) dosya bile bulamadı anasını satayım.
normalde fotoğraf makinasında silinen fotoğraflarımı bu şekilde alırdım.
noldu olm bu programa ne bok yediler
şimdi indireyim dedim, siktiriboktan bir fotoğraf makinası belleğinde bile silinen tek (1) dosya bile bulamadı anasını satayım.
normalde fotoğraf makinasında silinen fotoğraflarımı bu şekilde alırdım.
noldu olm bu programa ne bok yediler
www.radikal.com.tr
hani bunun twitter adresi faketi lan?
fake adresten 1 hafta önce "3. kalp ameliyatımın ardından st. tropez'de dinleniyorum" diyip foto paylaşmıştı.
şimdi bu haber olmuş. radikal mı sıçtı, yoksa fake adresi paravan olarak mı kullandı cem uzan.
hani bunun twitter adresi faketi lan?
fake adresten 1 hafta önce "3. kalp ameliyatımın ardından st. tropez'de dinleniyorum" diyip foto paylaşmıştı.
şimdi bu haber olmuş. radikal mı sıçtı, yoksa fake adresi paravan olarak mı kullandı cem uzan.
fazla detayım ve detay yazacak pek moralim de yok.
daha önce tüberküloz geçiren biri, tüm vücuduna tomografi yaptırıyor. ayaklarında morluklar ve ağrı olmasıyla ilgili.
akciğer tomografisinde 43mm'lik bir kitle gözüküyor. tümör yazıyor galiba raporunda da.
43mm çok büyük dimi. iyi bişi olma ihtimali de galiba pek yok. keşke tüberkülozun bıraktığı iz gibi bişi olsa diyecem ama pek mümkün değil herhalde. olabilecek en realist tabloyu söyleyebilir misiniz
daha önce tüberküloz geçiren biri, tüm vücuduna tomografi yaptırıyor. ayaklarında morluklar ve ağrı olmasıyla ilgili.
akciğer tomografisinde 43mm'lik bir kitle gözüküyor. tümör yazıyor galiba raporunda da.
43mm çok büyük dimi. iyi bişi olma ihtimali de galiba pek yok. keşke tüberkülozun bıraktığı iz gibi bişi olsa diyecem ama pek mümkün değil herhalde. olabilecek en realist tabloyu söyleyebilir misiniz
vallahi niye duyuruya başlık açtığımı sormayın, bilmiyorum.
windowsphonehaber.com
ama bu sitenin tasarımını müthiş beğendim. vallahi türk tasarımcılardan böyle kıyak şeyler çıkmıyordu. tebrik etmek istedim helal lan
windowsphonehaber.com
ama bu sitenin tasarımını müthiş beğendim. vallahi türk tasarımcılardan böyle kıyak şeyler çıkmıyordu. tebrik etmek istedim helal lan
ulan şimdi delirdim ha. durumu anlatayım.
arkadaş garanti bankasının bir işi için istanbul'a geliyor. orada sınava girecek işte. neyse, geldi, sınava girdi. sınavdan çıktıktan 1 saat sonra sınavda başarılı olduğuna dair bir sms geldi. ve mülakata çağırılacakmış.
arkadaş izmirden gelmişti istanbula. o sırada başka bir işten mülakata çağırdılar, izmir'den. bu olaylar pazartesi oluyor ve bu şirket salı günü için mülakata çağırıyor.
eleman da diyor ki, garantiyi arayayım da mülakat tarihine dair bilgi alayım. hani eğer yakın bir tarihteyse, hiç istanbuldan dönmeyecek. yarınki mülakatı da (diğer şirketin) erteletecek.
arıyor garantiyi, diyor böyle böyle. izmirden geldim, git gel benim için büyük külfet olacak eğer mülakat yakın bir tarihteyse burda konaklıycam mülakata kadar. cevap yok, bilmiyoruz işte yarın da oalbilir 15 gün sonra da. içine sinmiyor, bir daha arıyor. bakın böyle böyle, eğer bugün gece izmirde dönersem, siz de beni çarşamba günü mülakat için çağırırsanız gelemiycem çünkü. diyorlar işte belli olmaz cart curt.
eleman da izmire dönüyor salı sabahı. öğlen garanti telefon açıyor, yarın mülakat var diye. eleman deliriyor tabi. ben bile delirdim amk böyle bi yavşaklık olabilir mi ya.
arkadaş garanti bankasının bir işi için istanbul'a geliyor. orada sınava girecek işte. neyse, geldi, sınava girdi. sınavdan çıktıktan 1 saat sonra sınavda başarılı olduğuna dair bir sms geldi. ve mülakata çağırılacakmış.
arkadaş izmirden gelmişti istanbula. o sırada başka bir işten mülakata çağırdılar, izmir'den. bu olaylar pazartesi oluyor ve bu şirket salı günü için mülakata çağırıyor.
eleman da diyor ki, garantiyi arayayım da mülakat tarihine dair bilgi alayım. hani eğer yakın bir tarihteyse, hiç istanbuldan dönmeyecek. yarınki mülakatı da (diğer şirketin) erteletecek.
arıyor garantiyi, diyor böyle böyle. izmirden geldim, git gel benim için büyük külfet olacak eğer mülakat yakın bir tarihteyse burda konaklıycam mülakata kadar. cevap yok, bilmiyoruz işte yarın da oalbilir 15 gün sonra da. içine sinmiyor, bir daha arıyor. bakın böyle böyle, eğer bugün gece izmirde dönersem, siz de beni çarşamba günü mülakat için çağırırsanız gelemiycem çünkü. diyorlar işte belli olmaz cart curt.
eleman da izmire dönüyor salı sabahı. öğlen garanti telefon açıyor, yarın mülakat var diye. eleman deliriyor tabi. ben bile delirdim amk böyle bi yavşaklık olabilir mi ya.
ya arkadaş sinir oldum.
elimde eski bir jquery scripti var. live ile yazılmış. yeni jquery versionlarında live kullanılmıyor haliyle. on ile yazayım dedim ama on ile yazdığımda çalışmıyor.
feci sinir olmuş durumdayım. bu on'u birebir live olarak nasıl kullanıyoruz.
live('click', function
ise on('click', function yapmak kâfi gelmiyor mu?
elimde eski bir jquery scripti var. live ile yazılmış. yeni jquery versionlarında live kullanılmıyor haliyle. on ile yazayım dedim ama on ile yazdığımda çalışmıyor.
feci sinir olmuş durumdayım. bu on'u birebir live olarak nasıl kullanıyoruz.
live('click', function
ise on('click', function yapmak kâfi gelmiyor mu?
bir butona bastığımda ekranın tam ortasına div versin istiyorum.
ama örneğin scroll binlerce px aşağıda bile olsa, tam ekranımın ortasına versin yani ben görebileyim.
de nasıl olur bu?
ama örneğin scroll binlerce px aşağıda bile olsa, tam ekranımın ortasına versin yani ben görebileyim.
de nasıl olur bu?
pamukkale'nin pamukyol'unda priz var ama onda yer kalmamış.
başka hangi otobüs firmalarında priz var?
izmir->istanbul
başka hangi otobüs firmalarında priz var?
izmir->istanbul
kendime bugün uykusuzluk ve sakinlik yaratmam lazım.
tek seferlik ihtiyacım var buna, ya da en fazla yarın akşam da bi lazım olabilir.
ne kullanayım olm ilaç, besin, kimyasal, radyasyon, nükleer bomba hidrojen bombası her şeye varım
tek seferlik ihtiyacım var buna, ya da en fazla yarın akşam da bi lazım olabilir.
ne kullanayım olm ilaç, besin, kimyasal, radyasyon, nükleer bomba hidrojen bombası her şeye varım
bugün canım size game of thrones'tan 105 yıl öncesini anlatmak istedi.
105 yıl önce çıkan ve en büyük ikinci iç savaş olan blackfyre isyanı ile üç gözlü kargadan bahsedeceğim size. bu iki konuyu olabildiğince dağıtmadan toparlayacağım.
iv. aegon'ın hükumdarlığıyla başlıyor olay. bu eleman tüm westerosla sikişip duran biridir ve bu yüzden kendisine değersiz aegon (onursuz aegon, alçak aegon kısaca: unworthy aegon) denir. elemanın hükumdarlığı süresince sikişmek dışında bişi yaptığı görülmemiştir ve bu sikişmeleri, krallığın altına dinamik koyacaktır.
bu aegon, kuzenini de siker ve ondan DAEMON isimli bir oğul doğurur bir piç. tahtın gerçek varisi ise en pür kana sahip olan, kardeşi ve kraliçesinden olma DAERON'dur. bu yazıda çok fazla iism geçecek o yüzden iyice irdeleyin. iki isim var şuan: 1. daemon: kendisi piç. 2. daeron: kendisi varis, meşru oğul.
bu daemon ilk kez 12 yaşında katıldığı bir turnuvada çok parlak bir performans göstererek dikkatleri üstüne çeker. ve Aegon iv. targaryen tarafından kendisine Targaryenlerin asırlardır sahip olduğu Blackfyre isimli valyria çeliğinen yapılma kılıcı hediye eder, ki bu çok önemlidir. Aegon ölmeden önce ise; soylu kadınlardan doğurttuğu tüm piçleri meşru ilan eder ve bu son hamlesiyle beraber ortalığın anasını sikmiş olur.
Fahişelerden olan piçler değil, sadece soylu ailelerin piçleri meşrulaşmıştır ve bu meşruluk Daemon Blackfyre, Brynden Rivers (Bloodraven) ve Aegor Rivers'ı tahtta hak sahibi etmiştir.
Ancak Aegon'ın ölümünden sonra tahta yine Daeron Targaryen geçer. "İyi de bu daemon meşru kılınmıştı o zaman taht onun hakkı amk" gibi dedikodulara yol açar bu durum. Ama bu olay savaşın esas sebebi olmaz. Daemon, soylular ve halk tarafından çok sevilen bir adamdır. Bunun sebebi hem soylu kadınlarla iyi anlaşması hem de müthiş bir şövalye olması. Adam tam siyasetçi amk. Üstelik Aegon blackfyre isimli kılıcı da Daemon'a verdiği için "o kılıcı daemona verdiyse varis odur ne konuşuyonuz amk" söylentilerine sebep olmuştur.
Şimdi bilindiği üzere, Aegon the Conquerer (ilk fatih) westeros'u işgal ettikten sonra sadece Dorne'a diz çöktürememişti. Galibiyet gelmeyince de, Targaryenler Dorne'u evlilik yoluyla almaya karar verdiler ve Daenerys isimli Targaryen prensesini (bizimki değil aq ya) Dorne Prensiyle evlendirme yoluna giderler.
İşte Daemon Blackfyre, Daenerys'e aşıktır ve bu evliliğe karşı çıkmaktadır.
Ayrıca, Daemon'ın üvey piç kardeşi olan Aegor Rivers (bittersteel ismi) da Aegon iv. Targaryen'in piç kızı olan Sheira Seastar'a aşıktır. Ama Sheira, Bloodraven (Brynden Rivers) ile metres ilişkisi yaşamaktadır.
Karakterleri tekrar özet geçelim.
Daemon -> piç ama meşrulaştırılmış varis. Daenerys Targaryen'e aşık.
Daenerys -> Dorne ile barış anlaşması yapmak için Dorne Prensi ile sözlendirilmiş.
Bloodraven -> Brynden Rivers ismi, kendisi de Aegon iv. targaryen'in piçi.
Bittersteel -> Aegor Rivers, bu da Aegon iv. Targaryen'in piçi. Sheira Seastar'a aşık.
Sheira Seastar -> Aegon'un piçi. Bu da yukarıda ismi geçen Bloodraven'ın metresi.
Aşk çokgenimiz böyle. Üstelik aileler arasında süren asırlık kan davası da savaşın tetiklenmesine sebep olmuş.
Quentyn Ball isimli bir başka arkadaş da, kendisine söz verilen Kralmuhafızlığı görevi için karısını boşamış ancak Daeron tahta geçtiğinde bu görevi ona vermeyince delirmiş ve o da Daemon Targaryen saflarında savaşa katılmıştır.
Daemon, Targaryenlerin bayrağı olan siyah zemin üstüne kırmızı ejderha bayrağını değiştirip; Kırmızı zemin üstüne Siyah ejderhalı bir bayrak kullanmıştır ve bu yüzden kendisinin cephesindekilere Kara Ejderhanın takipçileri denmiştir. Daeron Targaryen cephesine de Kızıl Ejderhanın Takipçileri dendi haliyle.
Savaşa kuzey ve greyjoylar katılmıyor. onun dışında tüm westeros savaşta.
Savaş başlar, daemon sikertme yolunda ilerlemektedir.
Ancak Kızıl Ejderhanın Takipçisi olarak yer alan Bloodraven, okçu birliğiyle beraber bir tepeyi alır ve "karganın dişleri" isimli okçu birliğiyle beraber (westeros tarihinin en iyi okçu birliğidir) savaşın kaderini değiştirirler. Bloodraven'ın attığı oklar: Daemon Blackfyre ve iki oğlunu bizzat öldürür. Daeron'ın oğulları da savaş alanına gelince isyancılar sikilir.
Bittersteel, Daemon'ın hayatta kalan oğullarıyla beraber kaçar ve uzakdoğuda Golden Company'yi kurarlar. Ve bunun aracılığıyla da iki isyan başlatırlar ama başarısız olurlar.
Burada bahsedilen Bloodraven ise önemlidir.
Bloodraven, Aegon'un piçi olarak dünyaya gelmiş, yüzündeki yaralar sebebiyle "Kanlı Kuzgun" anlamına gelen Bloodraven ismini almıştır. Kendisi feci iyi bir şövalya, müthiş bir okçu ve asıl önemlisi: BİR YEŞİL GÖRENdir. Bran stark gibi yani.
Savaştaki başarısının ardından Daeron'ın kral eli olarak görev yapar. Ve büyüleriyle nam salar, uzun kuraklıkların sebebi olarak kendisinin yaptığı büyülerin laneti gösterilir. Krallığı adeta tek başına yönetir. Kendisi bir yeşil gören olduğu için, tüm her yerde kusursuz bir erişim ağı vardır. Savaşta kaybettiği tek gözü nedeniyle kendisine "BLOODRAVEN'IN KAÇ GÖZÜ VAR? 1000 GÖZÜ VE 1 GÖZÜ" gibi bir tekerleme uydurulmuştur.
Daeron'dan sonra tahta geçen Maekor tarafından zindana atılır.
Maekor, diziden hatırladığımız gece nöbetçilerindeki Aemon Targaryen'in babasıdır.
Maekor öldükten sonra tahtın varisi olan Aemon, taht savaşlarına girmek istemediği için Gece nöbetçilerine katılmaya karar verir ve zindandan çıkardığı Bloodraven'la beraber yola koyulur.
Bloodraven gece nöbetçilerinde de başarılarını sürdürür ve Lord Commander olur.
Sonrası hakkında fazla bilgi yok. Ama dizinin son bölümünden anladığımız kadarıyla: Bloodraven herkesin tahmin ettiği üzere ÜÇ GÖZLÜ KARGA olarak yaşamını sürdürmekte ve tanrıcılık oynamakta.
105 yıl önce çıkan ve en büyük ikinci iç savaş olan blackfyre isyanı ile üç gözlü kargadan bahsedeceğim size. bu iki konuyu olabildiğince dağıtmadan toparlayacağım.
iv. aegon'ın hükumdarlığıyla başlıyor olay. bu eleman tüm westerosla sikişip duran biridir ve bu yüzden kendisine değersiz aegon (onursuz aegon, alçak aegon kısaca: unworthy aegon) denir. elemanın hükumdarlığı süresince sikişmek dışında bişi yaptığı görülmemiştir ve bu sikişmeleri, krallığın altına dinamik koyacaktır.
bu aegon, kuzenini de siker ve ondan DAEMON isimli bir oğul doğurur bir piç. tahtın gerçek varisi ise en pür kana sahip olan, kardeşi ve kraliçesinden olma DAERON'dur. bu yazıda çok fazla iism geçecek o yüzden iyice irdeleyin. iki isim var şuan: 1. daemon: kendisi piç. 2. daeron: kendisi varis, meşru oğul.
bu daemon ilk kez 12 yaşında katıldığı bir turnuvada çok parlak bir performans göstererek dikkatleri üstüne çeker. ve Aegon iv. targaryen tarafından kendisine Targaryenlerin asırlardır sahip olduğu Blackfyre isimli valyria çeliğinen yapılma kılıcı hediye eder, ki bu çok önemlidir. Aegon ölmeden önce ise; soylu kadınlardan doğurttuğu tüm piçleri meşru ilan eder ve bu son hamlesiyle beraber ortalığın anasını sikmiş olur.
Fahişelerden olan piçler değil, sadece soylu ailelerin piçleri meşrulaşmıştır ve bu meşruluk Daemon Blackfyre, Brynden Rivers (Bloodraven) ve Aegor Rivers'ı tahtta hak sahibi etmiştir.
Ancak Aegon'ın ölümünden sonra tahta yine Daeron Targaryen geçer. "İyi de bu daemon meşru kılınmıştı o zaman taht onun hakkı amk" gibi dedikodulara yol açar bu durum. Ama bu olay savaşın esas sebebi olmaz. Daemon, soylular ve halk tarafından çok sevilen bir adamdır. Bunun sebebi hem soylu kadınlarla iyi anlaşması hem de müthiş bir şövalye olması. Adam tam siyasetçi amk. Üstelik Aegon blackfyre isimli kılıcı da Daemon'a verdiği için "o kılıcı daemona verdiyse varis odur ne konuşuyonuz amk" söylentilerine sebep olmuştur.
Şimdi bilindiği üzere, Aegon the Conquerer (ilk fatih) westeros'u işgal ettikten sonra sadece Dorne'a diz çöktürememişti. Galibiyet gelmeyince de, Targaryenler Dorne'u evlilik yoluyla almaya karar verdiler ve Daenerys isimli Targaryen prensesini (bizimki değil aq ya) Dorne Prensiyle evlendirme yoluna giderler.
İşte Daemon Blackfyre, Daenerys'e aşıktır ve bu evliliğe karşı çıkmaktadır.
Ayrıca, Daemon'ın üvey piç kardeşi olan Aegor Rivers (bittersteel ismi) da Aegon iv. Targaryen'in piç kızı olan Sheira Seastar'a aşıktır. Ama Sheira, Bloodraven (Brynden Rivers) ile metres ilişkisi yaşamaktadır.
Karakterleri tekrar özet geçelim.
Daemon -> piç ama meşrulaştırılmış varis. Daenerys Targaryen'e aşık.
Daenerys -> Dorne ile barış anlaşması yapmak için Dorne Prensi ile sözlendirilmiş.
Bloodraven -> Brynden Rivers ismi, kendisi de Aegon iv. targaryen'in piçi.
Bittersteel -> Aegor Rivers, bu da Aegon iv. Targaryen'in piçi. Sheira Seastar'a aşık.
Sheira Seastar -> Aegon'un piçi. Bu da yukarıda ismi geçen Bloodraven'ın metresi.
Aşk çokgenimiz böyle. Üstelik aileler arasında süren asırlık kan davası da savaşın tetiklenmesine sebep olmuş.
Quentyn Ball isimli bir başka arkadaş da, kendisine söz verilen Kralmuhafızlığı görevi için karısını boşamış ancak Daeron tahta geçtiğinde bu görevi ona vermeyince delirmiş ve o da Daemon Targaryen saflarında savaşa katılmıştır.
Daemon, Targaryenlerin bayrağı olan siyah zemin üstüne kırmızı ejderha bayrağını değiştirip; Kırmızı zemin üstüne Siyah ejderhalı bir bayrak kullanmıştır ve bu yüzden kendisinin cephesindekilere Kara Ejderhanın takipçileri denmiştir. Daeron Targaryen cephesine de Kızıl Ejderhanın Takipçileri dendi haliyle.
Savaşa kuzey ve greyjoylar katılmıyor. onun dışında tüm westeros savaşta.
Savaş başlar, daemon sikertme yolunda ilerlemektedir.
Ancak Kızıl Ejderhanın Takipçisi olarak yer alan Bloodraven, okçu birliğiyle beraber bir tepeyi alır ve "karganın dişleri" isimli okçu birliğiyle beraber (westeros tarihinin en iyi okçu birliğidir) savaşın kaderini değiştirirler. Bloodraven'ın attığı oklar: Daemon Blackfyre ve iki oğlunu bizzat öldürür. Daeron'ın oğulları da savaş alanına gelince isyancılar sikilir.
Bittersteel, Daemon'ın hayatta kalan oğullarıyla beraber kaçar ve uzakdoğuda Golden Company'yi kurarlar. Ve bunun aracılığıyla da iki isyan başlatırlar ama başarısız olurlar.
Burada bahsedilen Bloodraven ise önemlidir.
Bloodraven, Aegon'un piçi olarak dünyaya gelmiş, yüzündeki yaralar sebebiyle "Kanlı Kuzgun" anlamına gelen Bloodraven ismini almıştır. Kendisi feci iyi bir şövalya, müthiş bir okçu ve asıl önemlisi: BİR YEŞİL GÖRENdir. Bran stark gibi yani.
Savaştaki başarısının ardından Daeron'ın kral eli olarak görev yapar. Ve büyüleriyle nam salar, uzun kuraklıkların sebebi olarak kendisinin yaptığı büyülerin laneti gösterilir. Krallığı adeta tek başına yönetir. Kendisi bir yeşil gören olduğu için, tüm her yerde kusursuz bir erişim ağı vardır. Savaşta kaybettiği tek gözü nedeniyle kendisine "BLOODRAVEN'IN KAÇ GÖZÜ VAR? 1000 GÖZÜ VE 1 GÖZÜ" gibi bir tekerleme uydurulmuştur.
Daeron'dan sonra tahta geçen Maekor tarafından zindana atılır.
Maekor, diziden hatırladığımız gece nöbetçilerindeki Aemon Targaryen'in babasıdır.
Maekor öldükten sonra tahtın varisi olan Aemon, taht savaşlarına girmek istemediği için Gece nöbetçilerine katılmaya karar verir ve zindandan çıkardığı Bloodraven'la beraber yola koyulur.
Bloodraven gece nöbetçilerinde de başarılarını sürdürür ve Lord Commander olur.
Sonrası hakkında fazla bilgi yok. Ama dizinin son bölümünden anladığımız kadarıyla: Bloodraven herkesin tahmin ettiği üzere ÜÇ GÖZLÜ KARGA olarak yaşamını sürdürmekte ve tanrıcılık oynamakta.
evet, gene spoilersız bir başlık. bu da gene, game of thrones'ta gördüğümüz yılların öncesini anlatacak. burada; faceless men (2. sezondaki suikastçi jaqen) ve targaryenlerle ejderhaların geldiği yere değineceğim. fazla uzun sürmeyecek zaten çünkü çok bilgi yok bu konular hakkında.
twitterda biri yazıyordu, o yazınca canım çekti ve ben de yazayım dedim. saat 19.00'a kadar işim yok nasılsa, maç bekleyeceğim.
önceki başlığımız: www.eksiduyuru.com
ondan bağımsız olarak anlatıyorum.
arkadaşlar valyria çeliği geyiğini çok duymuşsunuzdur. bu çelik, valyria isimli topraklardan çıkma bir dalga motoru. ejderha aleviyle dövülen, taşaklı bir şey.
valyria çeliği de adını, valyria isimli döneminin en gelişmiş medeniyetinden alıyor. oranın neresi olduğunu merak ederseniz:
bu a song of ice and fire'ın tüm haritası: scrollsofaryavart.deviantart.com
bu da valyria: img2.wikia.nocookie.net
bulmakta zorluk çekerseniz diye ekledim ikinciyi. westerosun güneydoğusuna doğru yola çıktığınızda gördüğünüz SUMMER ISLANDS'ın doğusundaki adalar topluluğudur kendisi. hikayenin geçmişinde ise, ada değildir.
neyse. valyria dediğim gibi, döneminin en gelişmiş ülkesi. yanardağlarla dolu ve ejderhalarla bezeli bir coğrafya.
öyle gelişmiş bir ülke ki, buranın ortalama ailelerinden olan ve hiçbir bilinirliği bulunmayan targaryenler westeros'un kralları olmuşlardır ki buna daha sonra değineceğiz.
valyria insanları son derece güzel, kibirli ve güçlü kana sahip insanlardır. bu güzellikleri ve güçlü kanları bozulmaması için çocukları arasında evlilik yaparlar. bulundukları yerin coğrafyasındaki ejderhaları, ejderha boruları denen özel aletlerle ehlileştirerek kendileri için kullanırlar. (örneğin valyria çeliğini bu şekilde döverler)
konu biraz dağılıyor ama evet, ejderhalar ejderha borusu olmadan kontrol edilebilir canlılar değildir. daenerys'in kontrolü yitirmesinin esas sebebi de budur.
ama valyria'nın kibirli ailelerinin kullandığı tek şey ejderhalar değildir. bu soylu ve üst medeniyet, aynı zamanda boku çıkmış vaziyette köle kullanmaktadırlar. kölelerin sayısı öyle çok ve çalışma şartları öyle berbattır ki tarifi yoktur.
işte bir gece; acılar içinde yatan bir köle arkadaşı için "tanrım lütfen arkadaşımın canını al da kurtulsun bu acıdan" diye düşünen kölenin çağrısını duyan bir başka köle (kendisi ilk faceless men olur), onun bu isteğini yerine getirir ve o kölenin arkadaşına ölüm hediyesini verir. karşılığında istediği bedel ise; onun oluşumuna katılmasıdır.
o gün faceless men tarikatı kurulur.
günümüzdeki faceless men tarikatı, Çok Yüzlü Tanrı'ya taparlar. bu tanrı, ÖLÜMdür. bu tanrı'ya "ölüm" için yalvaran insanların taleplerini yerine getirirler ve diledikleri ölümün boyutuna bağlı olarak bir ücret talep ederler. bu ücret altın da olabilir, kendi canı da olabilir. bir standardı yoktur. kimlikleri yoktur, geçmişlerini tamamen silmişlerdir, sürekli suret değiştirirler.
faceless men, hızla köleler arasında yayılmaya başlar. ölüm için yalvaranların isteklerini kabul ederler ve cemaat giderek güçlenir.
ardından bir gün, valyria, volkanlarla dolu olan yarımada dev yer sarsıntılarıyla çalkalanır. yer sarsıntıları öyle büyüktür ki, ayakta durmak bile olanaksızdır. tüm o soylular ve ejderhalar kaçmaya fırsat bulamadan valyria'daki onlarca yanardağın aynı anda harekete geçmesiyle telef olurlar.
deprem öyle güçlüdür ki, yarımadayı anakaraya bağlanan parça göçer ve suyla dolar. valyria artık ada olmuştur ve içeride kalan herkesi yutmaya başlamıştır. volkandan boşalan lavlar deniz suyuyla birleştiğinde, adanın tamamı zehirli gazlarla dolar. içeride sağ tek bir canlı bile bırakmaz.
Dipnot: bu dev felaketi, ölüm tanrısına tapınan Faceless Men'in bir büyü ile yaptığı söylenir. Faceless men bu olaydan önce, Braavos'a taşınmış ve orada yeni bir ülke kurmuşlardır.
tüm bu hengameden kaçabilen sadece 1 aile vardır: valyria'nın pek bilinmeyen, orta seviye ailesi: TARGARYENLER. Üç ejderhası ve kız kardeşleriyle beraber bu faciadan kurtulan Aegon Targaryen, Westeros'u fetheder. Ve targaryen hanedanlığını başlatır.
Ancak ejderhalar anavatanından uzakta fazla yaşayamazlar ve kısa sürede tamamı yok olur. (iç savaşta yok olurlar)
Valyria, "Kıyamet" ismi verilen volkan patlamalarının ardından ada olarak kalmıştır ve o günden beri orayı hiç ama hiç kimse ziyaret edememiştir. Oraya gidip de dönen hiç kimse olmamıştır. Bunun en büyük sebebi de, adanın çevresindeki dev zehirli gaz bulutlarıdır.
Bir lannister alesine valyria çeliği kazandırmak için buraya akın düzenlemiş ama o da dönememiştir. Diğer yüzlercesi hatta binlercesi gibi.
Tek bir kişi dışında: Henüz görmediğiniz EURON GREYJOY.
aha bu da baya bi geçmiş hikaye. Hayırlı okumalar.
sorumuzu da soralım formata uyduralım ki başlığı duyuru yapmasınlar.
Sizce nasıl bişi bu ya?
twitterda biri yazıyordu, o yazınca canım çekti ve ben de yazayım dedim. saat 19.00'a kadar işim yok nasılsa, maç bekleyeceğim.
önceki başlığımız: www.eksiduyuru.com
ondan bağımsız olarak anlatıyorum.
arkadaşlar valyria çeliği geyiğini çok duymuşsunuzdur. bu çelik, valyria isimli topraklardan çıkma bir dalga motoru. ejderha aleviyle dövülen, taşaklı bir şey.
valyria çeliği de adını, valyria isimli döneminin en gelişmiş medeniyetinden alıyor. oranın neresi olduğunu merak ederseniz:
bu a song of ice and fire'ın tüm haritası: scrollsofaryavart.deviantart.com
bu da valyria: img2.wikia.nocookie.net
bulmakta zorluk çekerseniz diye ekledim ikinciyi. westerosun güneydoğusuna doğru yola çıktığınızda gördüğünüz SUMMER ISLANDS'ın doğusundaki adalar topluluğudur kendisi. hikayenin geçmişinde ise, ada değildir.
neyse. valyria dediğim gibi, döneminin en gelişmiş ülkesi. yanardağlarla dolu ve ejderhalarla bezeli bir coğrafya.
öyle gelişmiş bir ülke ki, buranın ortalama ailelerinden olan ve hiçbir bilinirliği bulunmayan targaryenler westeros'un kralları olmuşlardır ki buna daha sonra değineceğiz.
valyria insanları son derece güzel, kibirli ve güçlü kana sahip insanlardır. bu güzellikleri ve güçlü kanları bozulmaması için çocukları arasında evlilik yaparlar. bulundukları yerin coğrafyasındaki ejderhaları, ejderha boruları denen özel aletlerle ehlileştirerek kendileri için kullanırlar. (örneğin valyria çeliğini bu şekilde döverler)
konu biraz dağılıyor ama evet, ejderhalar ejderha borusu olmadan kontrol edilebilir canlılar değildir. daenerys'in kontrolü yitirmesinin esas sebebi de budur.
ama valyria'nın kibirli ailelerinin kullandığı tek şey ejderhalar değildir. bu soylu ve üst medeniyet, aynı zamanda boku çıkmış vaziyette köle kullanmaktadırlar. kölelerin sayısı öyle çok ve çalışma şartları öyle berbattır ki tarifi yoktur.
işte bir gece; acılar içinde yatan bir köle arkadaşı için "tanrım lütfen arkadaşımın canını al da kurtulsun bu acıdan" diye düşünen kölenin çağrısını duyan bir başka köle (kendisi ilk faceless men olur), onun bu isteğini yerine getirir ve o kölenin arkadaşına ölüm hediyesini verir. karşılığında istediği bedel ise; onun oluşumuna katılmasıdır.
o gün faceless men tarikatı kurulur.
günümüzdeki faceless men tarikatı, Çok Yüzlü Tanrı'ya taparlar. bu tanrı, ÖLÜMdür. bu tanrı'ya "ölüm" için yalvaran insanların taleplerini yerine getirirler ve diledikleri ölümün boyutuna bağlı olarak bir ücret talep ederler. bu ücret altın da olabilir, kendi canı da olabilir. bir standardı yoktur. kimlikleri yoktur, geçmişlerini tamamen silmişlerdir, sürekli suret değiştirirler.
faceless men, hızla köleler arasında yayılmaya başlar. ölüm için yalvaranların isteklerini kabul ederler ve cemaat giderek güçlenir.
ardından bir gün, valyria, volkanlarla dolu olan yarımada dev yer sarsıntılarıyla çalkalanır. yer sarsıntıları öyle büyüktür ki, ayakta durmak bile olanaksızdır. tüm o soylular ve ejderhalar kaçmaya fırsat bulamadan valyria'daki onlarca yanardağın aynı anda harekete geçmesiyle telef olurlar.
deprem öyle güçlüdür ki, yarımadayı anakaraya bağlanan parça göçer ve suyla dolar. valyria artık ada olmuştur ve içeride kalan herkesi yutmaya başlamıştır. volkandan boşalan lavlar deniz suyuyla birleştiğinde, adanın tamamı zehirli gazlarla dolar. içeride sağ tek bir canlı bile bırakmaz.
Dipnot: bu dev felaketi, ölüm tanrısına tapınan Faceless Men'in bir büyü ile yaptığı söylenir. Faceless men bu olaydan önce, Braavos'a taşınmış ve orada yeni bir ülke kurmuşlardır.
tüm bu hengameden kaçabilen sadece 1 aile vardır: valyria'nın pek bilinmeyen, orta seviye ailesi: TARGARYENLER. Üç ejderhası ve kız kardeşleriyle beraber bu faciadan kurtulan Aegon Targaryen, Westeros'u fetheder. Ve targaryen hanedanlığını başlatır.
Ancak ejderhalar anavatanından uzakta fazla yaşayamazlar ve kısa sürede tamamı yok olur. (iç savaşta yok olurlar)
Valyria, "Kıyamet" ismi verilen volkan patlamalarının ardından ada olarak kalmıştır ve o günden beri orayı hiç ama hiç kimse ziyaret edememiştir. Oraya gidip de dönen hiç kimse olmamıştır. Bunun en büyük sebebi de, adanın çevresindeki dev zehirli gaz bulutlarıdır.
Bir lannister alesine valyria çeliği kazandırmak için buraya akın düzenlemiş ama o da dönememiştir. Diğer yüzlercesi hatta binlercesi gibi.
Tek bir kişi dışında: Henüz görmediğiniz EURON GREYJOY.
aha bu da baya bi geçmiş hikaye. Hayırlı okumalar.
sorumuzu da soralım formata uyduralım ki başlığı duyuru yapmasınlar.
Sizce nasıl bişi bu ya?
merak ediyorum lan ne amaçlıyorsunuz bana feci komik geliyor.
eleman gelmiş şu sözlüğün reklamını yapıyor: kuytukose.com
bu ne lan? 15 yıl öncesinin vasat, ilkel temasını değiştir bari.
bir diğeri çıkıyor yeni sözlük açtık çok farklı bişi diyor, bi bakıyorsunuz bi sağda bi solda frame koymuş. düşün yani, frame koymuş. hala frame sistemi :))))
belki içinizde de hala mal gibi sözlük açıp duran biri vardır diye soruyorum. niye yeni sözlük açıp duruyorsunuz? nedir yani. en ufak bir yenilik getirmemişsiniz neyi amaçlıyorsunuz nereye varacağını düşünüyorsunuz :)
eleman gelmiş şu sözlüğün reklamını yapıyor: kuytukose.com
bu ne lan? 15 yıl öncesinin vasat, ilkel temasını değiştir bari.
bir diğeri çıkıyor yeni sözlük açtık çok farklı bişi diyor, bi bakıyorsunuz bi sağda bi solda frame koymuş. düşün yani, frame koymuş. hala frame sistemi :))))
belki içinizde de hala mal gibi sözlük açıp duran biri vardır diye soruyorum. niye yeni sözlük açıp duruyorsunuz? nedir yani. en ufak bir yenilik getirmemişsiniz neyi amaçlıyorsunuz nereye varacağını düşünüyorsunuz :)
spoiler spoiler spoiler spoiler
cersei en son ne durumdaydı?
en son kral yolunu cıbıl falan dolaşmıştı. sonra başka bir yargılaması olacak mıydı? sanki robert strong'u kullanacaktı bi yargılamada ben mi yanlış hatırlıyorum.
- cevaba göre teori eklenecek.
cersei en son ne durumdaydı?
en son kral yolunu cıbıl falan dolaşmıştı. sonra başka bir yargılaması olacak mıydı? sanki robert strong'u kullanacaktı bi yargılamada ben mi yanlış hatırlıyorum.
- cevaba göre teori eklenecek.
soru:
internet sitesinden fotoğrafları alıp kendi sitemizde kullanıyoruz diyelim.
fotoğrafın üstünde internet sitesinin adı silik bir şekilde yazıyor, "xxx" gibi.
ancak fotoğraf şöyle bişi: atıyorum kitap kapağı ya da film dvd'si kapağı ya da ne bileyim futbol takımı amblemi gibi şeyler. yani tasarım değil, kendi çektikleri bir fotoğraf da değil.
ama işte dediğim gibi sitenin adı yazıyor üstünde.
bu fotoğrafı alıp kullanmam sıkıntı yaratıyor mu? ona göre kullanacağım da.
internet sitesinden fotoğrafları alıp kendi sitemizde kullanıyoruz diyelim.
fotoğrafın üstünde internet sitesinin adı silik bir şekilde yazıyor, "xxx" gibi.
ancak fotoğraf şöyle bişi: atıyorum kitap kapağı ya da film dvd'si kapağı ya da ne bileyim futbol takımı amblemi gibi şeyler. yani tasarım değil, kendi çektikleri bir fotoğraf da değil.
ama işte dediğim gibi sitenin adı yazıyor üstünde.
bu fotoğrafı alıp kullanmam sıkıntı yaratıyor mu? ona göre kullanacağım da.
ekşi sözlükte oradan oraya sürüklenirken bu olayı öğrendim.
internette arattım, detaylı bir döküman yok. 13 kasım 1985 diye arattım gene detaylı bir döküman yok.
oğlum niye bununla ilgili bi bok yok?
sikindirik uçak kazalaıryla ilgili bile 20 sayfalık dökümanlar 50 dakikalık belgeseller var.
23 bin kişinin öldüğü bu olayla ilgili ben nyie bişi bulamıyorum yanlış mı aratıyorum?
internette arattım, detaylı bir döküman yok. 13 kasım 1985 diye arattım gene detaylı bir döküman yok.
oğlum niye bununla ilgili bi bok yok?
sikindirik uçak kazalaıryla ilgili bile 20 sayfalık dökümanlar 50 dakikalık belgeseller var.
23 bin kişinin öldüğü bu olayla ilgili ben nyie bişi bulamıyorum yanlış mı aratıyorum?
bu sub-etha'ya neye göre site falan ekliyorlar, ekleyenler bişi falan mı ödüyor yoksa tamamen ssg'nin "bu sözlükçülere yarar ekleyeylim ok" demesine mi bakıyor