yoksa coğrafi konumumuz ve güncel durum düşünüldüğünde olanlar normal mi? yani atıyorum 20 saldırı girişiminden 17'sini önleyip, 3 tanesine engel olamamak normal midir sizce? diğer yandan, türkiye'nin belki de en güvenli olması gereken bölgesinde üst üste saldırı olması ve bunu önleyememek, her ne kadar farklı saldırıları önledikleri söylense de, ciddi beceriksizlik değil mi?
ayrıca abd ankara büyükelçiliği saldırı öncesi kendi vatandaşlarını terör eylemi ihtimalinden ötürü uyarırken, bizim devlet neden hiçbir şey söylemedi? üstelik büyükelçilik, istihbaratı türkiye'den aldığını söyledi. yani istihbarat servisinin birkaç gün içerisinde bir saldırı girişimi olacağından haberi vardı, burası kesin. bizi uyarmayı geçtim, bu saldırı nasıl önlenemedi? haberleri olsa dahi bir terör saldırısını önleyememek olası bir durum mudur?
ha bu arada ülke insanı öyle bir hale geldi ki, farklı bir düşüncede direkt terörist damgası yediğimizden ötürü belirtmek zorundayım ki, pkk yapmamıştır gibi bir düşüncem yok, adamlar terör örgütü sonuçta, olayları terör ancak mit'in bu denli aciz olabileceğini de pek düşünemiyorum açıkçası.
ayrıca abd ankara büyükelçiliği saldırı öncesi kendi vatandaşlarını terör eylemi ihtimalinden ötürü uyarırken, bizim devlet neden hiçbir şey söylemedi? üstelik büyükelçilik, istihbaratı türkiye'den aldığını söyledi. yani istihbarat servisinin birkaç gün içerisinde bir saldırı girişimi olacağından haberi vardı, burası kesin. bizi uyarmayı geçtim, bu saldırı nasıl önlenemedi? haberleri olsa dahi bir terör saldırısını önleyememek olası bir durum mudur?
ha bu arada ülke insanı öyle bir hale geldi ki, farklı bir düşüncede direkt terörist damgası yediğimizden ötürü belirtmek zorundayım ki, pkk yapmamıştır gibi bir düşüncem yok, adamlar terör örgütü sonuçta, olayları terör ancak mit'in bu denli aciz olabileceğini de pek düşünemiyorum açıkçası.
şöyle dinlediğinizde, "ne kadar güzel almanca konuşuyor yahu" dediğiniz oyunculara sahip filmler arıyorum. mesela şu videoda 6:22'den itibaren konuşan kadın gibi: youtu.be
ya aslında kısaca, almanca film önerin siz bana.
das leben der anderen'ı, linkini yolladığım filmi, haneke'nin çoğu filmini, goodbye lenin'i izledim.
ya aslında kısaca, almanca film önerin siz bana.
das leben der anderen'ı, linkini yolladığım filmi, haneke'nin çoğu filmini, goodbye lenin'i izledim.
malum milyonlarca mülteci türkiye'ye gelmiş durumda. e aralarında hali vakti yerinde olanlar da var. falafel - şavurma akımı türkiye'de de başladı mı? bildiğiniz çılgınlık yahu aslında ve türkiye'de de deli gibi tutacağına eminim. yok mu şu işe giren bir suriyeli? yanılmıyorsam suriye'de de olan şeylerdi bu falafel ile şavurma.
mesela almanya'da 5 euro'ya şöyle bir şey yiyorsunuz: i.hizliresim.com
ve aşırı lezzetli. mültecilerin faydasını da görse ülke biraz. neyse, açılmaya başladı mı böyle mekanlar?
mesela almanya'da 5 euro'ya şöyle bir şey yiyorsunuz: i.hizliresim.com

ben öyle şikayet ettirecek kadar yaşamadım bu olayı açıkçası ancak internette, orada burada söylenenlere bakılırsa almanların bu alışkanlığı epey meşhurmuş. yani metroda, sokakta, markette...vs karşısındakinin gözünün içine uzun süre bakan almanlardan rahatsız millet, özellikle ingilizler. bir değil, iki değil, almanlar hakkında yazılmış en ufak bir blog yazısında bile bu özelliğe değiniliyor. belki toplu taşıma yerine bisiklet kullandığım için o kadar fark etmedim ben ama var demek ki böyle bir şey. ya da türkiye'de de yaygın bir olay olduğu için sıradan gelmiştir bana. neyse, almanya'da bulunmuş olan kişiler; siz de böyle bir şeyi fark ettiniz mi? özellikle berlin'de yaygınmış.
örnek linkler:
www.toytowngermany.com
www.toytowngermany.com
www.reddit.com
mygermantravels.com
www.elenacresci.co.uk
daha yüzlerce yazı var bu konu hakkında. tuhaf geldi bana, hep tam tersi geçerli diye sanıyordum hatta.
örnek linkler:
www.toytowngermany.com
www.toytowngermany.com
www.reddit.com
mygermantravels.com
www.elenacresci.co.uk
daha yüzlerce yazı var bu konu hakkında. tuhaf geldi bana, hep tam tersi geçerli diye sanıyordum hatta.
bu yaygın bir olay mı? hayvan yeni çıkardığım kıyafetlerimin üzerine yatıp kalkmıyor. hatta normalde şımarık olan kedi, kıyafetlerimin etkisiyle baya da sakinleşip saatlerce uyuyor. acaba benim böyle yatıştırıcı etkisi olan özel bir kokum mu var yoksa genelde kediler böyle şeyler yapıyor mu?
böyle bir olay var mıdır sizce? almanya'da almanca kursuna gidiyorum da perulusundan tut mısırlısına kadar her milletten insan mevcut. fakat aralarında almancayı öğrenmede en büyük sıkıntıyı abd'den, kanada'dan, ingiltere'den gelenler çekiyor, hatta bildiğiniz öğrenemiyorlar yahu. sırf bu yüzden dünyalar tatlısı genç hocamız dersten sonra bana soruyor "ben mi öğretemiyorum bu insanlara yoksa bunlarda mı sıkıntı var" diye. tek ortak noktaları hayatları boyunca bir başka yabancı dille hiçbir alakaları olmaması. ancak mesela aynı durumdaki bir italyan almancayı çok daha rahat öğreniyor. motivasyonla mı alakalı ki acaba? tuhaf geldi bana. üstelik aynı dil ailesinden gelme almanca da.
yurtdışında bir ortamda birisi, aç olan insanın hırsızlık yapabileceğini savundu. ben de öyle saçma şey mi olur, her aç insan hırsızlık yapsa ortalık can pazarına döner dedim. bunun üzerine diğerleri de bana karşı çıktı. kapitalizm şöyle böyle, cart curt, klasik laflar. şimdi herhangi bir durumdaki hırsızlığı, yani bir başkasının hakkına müdahalede bulunmayı savunmak yerine o açlığı ortadan kaldıracak sivil toplum örgütlerine, ona buna destek olup büyütmek daha mantıklı değil mi? bu ne saçma bir görüştür yahu? aç olan insan hırsızlık yapabilirmiş, sorun olmamalıymış, bak hele. ben mi çok katıyım? böyle çoğu kişi lafıma karşı çıkınca şaşırdım açıkçası. toplumda böyle bir algı mı var yoksa? bazı durumlarda hırsızlık savunulabilir bir şey mi? siz de bir şeyler çalıyor musunuz arkadaşlar?
değil haftalık, aylık yemek hatta. birçok insan böyle yapıyor, epey pratik olsa gerek ama sıkılmıyorlar mı hep aynı yemeği yemekten? bu şekilde yapan var mı aramızda?
fotoğraflara bakın, komünist rejim gibi yahu :)
i.imgur.com
bunda çeşit varmış gerçi biraz. aynı yemek yapılıyor genelde.
i.imgur.com
bu arada fotoğrafların alındığı yer: www.reddit.com
fotoğraflara bakın, komünist rejim gibi yahu :)
i.imgur.com

i.imgur.com

bu arada fotoğrafların alındığı yer: www.reddit.com
şu bildiri dağıtan elemandan yola çıkarak soruyorum. kararsızlığa düştüm biraz. adamın yaptığı, özünde sadece bir kağıt parçası dağıtmak, herhangi bir fiziksel saldırı, tehdit, zorlama yok. diğer yandan, tamamen özgürlük karşıtı, kadını yerin dibine sokan metinler dağıtıyor. şimdi bu adamın bu hamlesi engellenmeli midir, yoksa serbest mi bırakılmalı sizce? temel insan haklarını hiçe sayması onun ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına sebep olmalı mıdır?
yani ilk düşündüğümde direkt engellenmeli derim fakat diğer yandan, bir fikri (bu fikir bir kesimin özgürlüğünü kısıtlar nitelikteyse bile) yasaklamanın onu daha da güçlendireceğini ve çok daha geniş kitleler tarafından kabul görmeye başlayacağını da düşünüyorum. dolayısıyla "bırak ne düşünüyorsa onu söylesin, sen de çık sözlü olarak tepkini göster" diyorum. o gösterilen tepkilerin görünür olması çok daha faydalı gibi geliyor bana. diğer türlü adamın ağzını kapattığında o fikri silip atmış olmuyor, aksine bu düşünceye sahip kitlenin arka planda çok daha ciddi örgütlenmesine sebep olabilirsin sanki.
ama doğrusunu söylemek gerekirse kararsızım işte. özgürlük tanınmasını bir yandan aşırı naiflik olarak görüyorum. diğer yandan, engellediğindeyse uzun vadede daha büyük sorunların ortaya çıkacağını düşünüyorum, ki tarih de bunu doğruluyor aslında. ha şu bok çukurunda bunca şeye rağmen hala kör topal ayakta durduğumuza bakılırsa tarih aksini de doğruluyor biraz. iki ucu boklu değnek galiba. pazar pazar şuna kafa yormak da ayrıca tuhaf tabii.
yani ilk düşündüğümde direkt engellenmeli derim fakat diğer yandan, bir fikri (bu fikir bir kesimin özgürlüğünü kısıtlar nitelikteyse bile) yasaklamanın onu daha da güçlendireceğini ve çok daha geniş kitleler tarafından kabul görmeye başlayacağını da düşünüyorum. dolayısıyla "bırak ne düşünüyorsa onu söylesin, sen de çık sözlü olarak tepkini göster" diyorum. o gösterilen tepkilerin görünür olması çok daha faydalı gibi geliyor bana. diğer türlü adamın ağzını kapattığında o fikri silip atmış olmuyor, aksine bu düşünceye sahip kitlenin arka planda çok daha ciddi örgütlenmesine sebep olabilirsin sanki.
ama doğrusunu söylemek gerekirse kararsızım işte. özgürlük tanınmasını bir yandan aşırı naiflik olarak görüyorum. diğer yandan, engellediğindeyse uzun vadede daha büyük sorunların ortaya çıkacağını düşünüyorum, ki tarih de bunu doğruluyor aslında. ha şu bok çukurunda bunca şeye rağmen hala kör topal ayakta durduğumuza bakılırsa tarih aksini de doğruluyor biraz. iki ucu boklu değnek galiba. pazar pazar şuna kafa yormak da ayrıca tuhaf tabii.
almanya'dayım, almanca dil kursuna da gidiyorum da dikkatimi çeken bir şey var. bize ich = "ih" olarak öğretiliyor. hangi bölgenin aksanı oluyor bu? ve genel olarak almanya'da geçerli olan aksan mıdır? değildir elbet fakat kursta bu şekilde öğretilmesi dolayısıyla hani "güzel" almanca budur diyebilir miyiz?
misal farklı bir alman ile sohbet etmeye çalıştığımdaysa "iş" dendiğini duyduğum oluyor. bunu "ih" diyen hocaya söylediğimdeyse genelde türklerin "iş" dediğini söylüyor, hatta şakayla karışık "iş liebe diş" deyip güldü. garip geliyormuş bu aksan ona. ancak birçok alman'dan da duydum ben "iş"i. onun dışında, berlin'de yaşıyorum ben. berlin insanı da "ik" olarak telaffuz ediyor zannedersem. yahu ben nasıl alıştırsam kendimi? zamanla yerleşir sonuçta bu, tam öğrenme aşamasında buna dikkat etsem iyi olacak diye düşündüm.
misal farklı bir alman ile sohbet etmeye çalıştığımdaysa "iş" dendiğini duyduğum oluyor. bunu "ih" diyen hocaya söylediğimdeyse genelde türklerin "iş" dediğini söylüyor, hatta şakayla karışık "iş liebe diş" deyip güldü. garip geliyormuş bu aksan ona. ancak birçok alman'dan da duydum ben "iş"i. onun dışında, berlin'de yaşıyorum ben. berlin insanı da "ik" olarak telaffuz ediyor zannedersem. yahu ben nasıl alıştırsam kendimi? zamanla yerleşir sonuçta bu, tam öğrenme aşamasında buna dikkat etsem iyi olacak diye düşündüm.
istanbul, yaşayanlar için stresli olsa da turistik anlamda epey güzel şehir tabii fakat son zamanlarda avrupalı gençliğin gözde şehri olmaya başlamış durumda sanki.
yurtdışında yaşıyorum, kime istanbul desem "gelmeliyim, herkes istanbul'dan bahsediyor, çok merak ediyorum" benzeri tepkiler alıyorum. istanbul her zaman ilgi çekiciydi ama gençler arasında bu denli merak konusu değildi diye hatırlıyorum. bunu sağlayan nedir?
yani şehrin geneline bakarsak güzelleşeceğine çirkinleşiyor, daha da kalabalıklaştı, millet istanbul'dan kaçmak için yer arıyor. bu avrupalılar ne buluyor istanbul'da? son 5 senede artan bu merakın sebebi ne? etkinlikler çoğaldı desek, etkinliğin kralı mevcut bulunduğum yerde. bu kaotik düzen mi hoşlarına gidiyor acaba? yani klasik tarihi mekan olmasından dolayı değil bu tepkiler, onu da söyleyeyim. son beş senede bir anda arttı. cihangir-galata çevresinin gelişmesiyle doğru orantıda ilerledi hatta sanırım bu merak, tuhaf.
yurtdışında yaşıyorum, kime istanbul desem "gelmeliyim, herkes istanbul'dan bahsediyor, çok merak ediyorum" benzeri tepkiler alıyorum. istanbul her zaman ilgi çekiciydi ama gençler arasında bu denli merak konusu değildi diye hatırlıyorum. bunu sağlayan nedir?
yani şehrin geneline bakarsak güzelleşeceğine çirkinleşiyor, daha da kalabalıklaştı, millet istanbul'dan kaçmak için yer arıyor. bu avrupalılar ne buluyor istanbul'da? son 5 senede artan bu merakın sebebi ne? etkinlikler çoğaldı desek, etkinliğin kralı mevcut bulunduğum yerde. bu kaotik düzen mi hoşlarına gidiyor acaba? yani klasik tarihi mekan olmasından dolayı değil bu tepkiler, onu da söyleyeyim. son beş senede bir anda arttı. cihangir-galata çevresinin gelişmesiyle doğru orantıda ilerledi hatta sanırım bu merak, tuhaf.
fransa'yı gördük, istihbarat servisi ne iş yapar belli değil, ilginç. peki mesela almanya nasıl bu konularda? daha önce de "şu kadar şüpheli islamcı yakalandı" gibi haberler gelirdi, şimdi artar herhalde. sanki almanya biraz daha dikkatli bu konularda, öyle mi dersiniz? öte yandan mülteci sayısında da artış var tabii, risk biraz daha artmış oluyor sanki bu durumda.
avrupa alarm vermiş durumda gözüküyor da merak ettim.
avrupa alarm vermiş durumda gözüküyor da merak ettim.
almanya'da yaşıyorum. biraz önce alt komşu gelip internetlerinde bir sıkıntı olduğunu, sadece bu haftasonu için internet şifresini rica etti, kesinlikle bir şey indirmeyeceğini falan da söyledi, ben de verdim tabii. umrumda olmaz böyle şeyler ama almanya'da torrent kullanımının cezası epey can yakıyor. şimdi bu komşunun torrent kullanıp kullanmadığını bir şekilde anlayabiliyor muyuz modem sayfasından, oradan buradan?
şimdi aklıma geldi de ne gündem olmuştu şu konu yahu. ben de dahildim ha o güruhun içerisine, öcalan gibi birisinin başını çektiği oluşumun bu konuda güvenilir olmadığını düşünerek oy vermemiştim. neyse, ülkede her şey olabilir diyoruz da ne olursa olsun daha birkaç ay önce neler tartışılırken, şu an gelinen noktayı görünce insan şaşırıyor da biraz.
soruya gelirsek; içinizde, olayların bu noktalara gelebileceğini tahmin eden var mıydı? bundan sonrası için senaryolarınız var mı? her türlü uçuk tahmin de olabilir.
soruya gelirsek; içinizde, olayların bu noktalara gelebileceğini tahmin eden var mıydı? bundan sonrası için senaryolarınız var mı? her türlü uçuk tahmin de olabilir.
(bkz: ceyhun'u amerika'da müzik okuluna gönderiyoruz)
yurtdışında da millet buna benzer girişimlerde bulunuyor, onlara da böyle linç uygulanıyor mu? bana baya garip geliyor. hani leş gibi müziği var da ya ne yaparsa yapsın, bize ne? millet çıldırmış bir anda, yolda görseler gidip ağzını burnunu kıracaklar :) sizce de linç edilmeyi hak ediyor mu bu tür insanlar?
edit: yanlış anlaşılmasın bu arada, kişiden ya da olaydan hoşlanmama, nefret etme, hatta bunu dillendirme, yazarak linç etme hakkı bence tabii ki var insanların. şiddet çağrısında bulunmayan nefret söylemini dahi savunan biriyimdir. sadece "bence takmamak gerek, siz ne düşünüyorsunuz?" diyorum, o kadar.
yurtdışında da millet buna benzer girişimlerde bulunuyor, onlara da böyle linç uygulanıyor mu? bana baya garip geliyor. hani leş gibi müziği var da ya ne yaparsa yapsın, bize ne? millet çıldırmış bir anda, yolda görseler gidip ağzını burnunu kıracaklar :) sizce de linç edilmeyi hak ediyor mu bu tür insanlar?
edit: yanlış anlaşılmasın bu arada, kişiden ya da olaydan hoşlanmama, nefret etme, hatta bunu dillendirme, yazarak linç etme hakkı bence tabii ki var insanların. şiddet çağrısında bulunmayan nefret söylemini dahi savunan biriyimdir. sadece "bence takmamak gerek, siz ne düşünüyorsunuz?" diyorum, o kadar.
bu tip besinlerde markaya, organik olup olmamasına falan dikkat ediyor musunuz? daha doğrusu dikkat etmeli miyiz? markadan markaya fark oluyor mu?
bunları kim neye göre ayırmış? neye göre şu kadın kokusu denmiş de erkek kokusu başka olmuş? parfümden, şampuana kadar hepsini içine katıyorum. yani bakıyorum 19. yüzyılda millet kafasına göre şu esansiyel yağları sürüp takılıyormuş, kadın-erkek ayrımı olmadan. kim şöyle mis gibi yasemin, vanilya falan kokmak istemez ki? şimdi de unisex ürünlerde artış oldu mesela, bir nevi eskiye dönüş oluyor herhalde. bi bana mı saçma geliyor kokuyu bile cinsiyetlere ayırmak?
e-kitap teknolojisinden bahsediyorum. kağıt fabrikalarından, matbaalara, yayınevlerine kadar hepsinin devre dışı kalacağı o dönem ne zaman gelir sizce? biz görür müyüz?
mesela sadece okuyucu tarafından değil yazarların durumunu da doğrudan ve olumlu etkileyebilecek bu tür sitelerin sayısı gün geçtikçe artıyor: leanpub.com (daha çok teknik konularla ilgili kitaplar var gerçi)
zamanla yayınevlerine olan ilginin ve ihtiyacın bitmesiyle bu durumun kağıt fabrikalarına kadar etki etmesi sonucu bu basılı kitap dönemi de sona erer sanki artık. ne diyorsunuz?
mesela sadece okuyucu tarafından değil yazarların durumunu da doğrudan ve olumlu etkileyebilecek bu tür sitelerin sayısı gün geçtikçe artıyor: leanpub.com (daha çok teknik konularla ilgili kitaplar var gerçi)
zamanla yayınevlerine olan ilginin ve ihtiyacın bitmesiyle bu durumun kağıt fabrikalarına kadar etki etmesi sonucu bu basılı kitap dönemi de sona erer sanki artık. ne diyorsunuz?
nedir yahu bu olay? ciddi ciddi bu konuda gelişmiş bir ülkeyiz sanırım değil mi? son dönemlerde hangi konularda başarılıyız diye düşündüğümde bu başarımızı cımbızla çıkardım ve gündeme getirmek istedim arkadaşlar.
resimden de görebileceğiniz üzere console'da böyle bir görüntü var. bunun sebebini bilen var mı?
i.imgur.com
i.imgur.com

mac'te chrome kullanırdım. ne zaman ses kartını takıp, internet üzerinden bir şey izlemeye kalksam çok ciddi kasılırdı. neyse format attım, yeni hdd...vs aldım baştan yükledim chrome'u ve console'dan izlemeye koyuldum. chrome'dan arka planda çok sayıda hata mesajı gelmeye başladı. console'u açıp da bakmasam, bilgisayarla alakalı sorun var zannederdim, meğer chrome'un olayıymış hep.
neyse şimdi safari kullanıyorum, çok da memnun değilim açıkçası, kendi kendine sayfa yenilediği oluyor, saçma sapan bazı huyları var. geriye sadece firefox mu kaldı acaba? onun da yavaş olduğunu hatırlıyorum. opera'yı ise, hiç denemedim. mac'te opera kullanan var mı? daha doğrusu mac'te en fazla memnun kaldığınız browser hangisi?
neyse şimdi safari kullanıyorum, çok da memnun değilim açıkçası, kendi kendine sayfa yenilediği oluyor, saçma sapan bazı huyları var. geriye sadece firefox mu kaldı acaba? onun da yavaş olduğunu hatırlıyorum. opera'yı ise, hiç denemedim. mac'te opera kullanan var mı? daha doğrusu mac'te en fazla memnun kaldığınız browser hangisi?
şöyle insan gibi, tek renk pike almak istiyorum. ama takım falan değil, direkt pike istiyorum o kadar. koçtaş'da bulmuştum, çok da uygundu fiyatı, ama tüy gibi şeyler bırakıyor beyaz beyaz, ömrümde böyle kötüsünü görmemiştim. ikea dışında başka nerede olabilir daha bir osmanbey - şişli taraflarında?
şehir/semt olarak yeri ve yaşadığınız yerden memnun musunuz değil misiniz diye de belirtirseniz iyi olur. merak ettim yahu.
başlık garip oldu ama şimdi koçtaş'a gidip malzemeleri alıp, şu yanda gördüğünüz raf sistemini yapayım diyorum. ucuza kemer nereden bulabilirim? cevahir'deki koçtaş'a gideceğim bu arada, orada hangi mağazada bulabilirim?
şu duvara monte edilmiş delikli şey hani, bir ismi cismi var mıdır bunun? koçtaş'da bulunur mu? mutfağa asıp tavaları asmak istiyorum da, mantıklı geldi.
macbook'umun dvd sürücüsü bozulmustu. acaba diyorum yaptırsam mı yoksa direkt harici bir dvd sürücüsü mü alsam? hangisinl yapmamı önerirsiniz?
Fedex ile Almanya'dan bir ürün getirttim. Ürünün maliyeti kargo dahil 120 euro. Ben sınırın 150 euro olduğunu zannediyordum. Buna rağmen ürün gümrükte kaldı. Herhangi bir aykırı durumu olmamasına rağmen nasıl gümrükte takılabiliyor acaba, biri nedenini söyleyebilir mi? Ayrıca en az zararla çıkmak için ne yapmam gerekir?