Bunun çıkış tarihini, sürecini nedenlerini hatırlamıyorum ben. Sadece birden bunun bir sorun olarak konuşulmaya başlandığını hatırlıyorum.
Hali hazırdaki öğretmenlerin ataması neden yapılmıyor ki? İnsan kaynağı var sonuçta.
Mantıken aklıma zorunlu hizmet bölgelerinde boş kalan kontenjanlar olduğu için gibi nedenler geliyor ama ücretli öğretmenlik baya da yaygın bir şey oldu sanırım, sadece öyle ücra yerlerde var gibi bir şey kalmadı diye biliyorum.
Hali hazırdaki öğretmenlerin ataması neden yapılmıyor ki? İnsan kaynağı var sonuçta.
Mantıken aklıma zorunlu hizmet bölgelerinde boş kalan kontenjanlar olduğu için gibi nedenler geliyor ama ücretli öğretmenlik baya da yaygın bir şey oldu sanırım, sadece öyle ücra yerlerde var gibi bir şey kalmadı diye biliyorum.
Selam, edebi ağırbaşlı komik değil de baya günümüz normlarında komik kitaplar var mı bildiğiniz?
Disney+ Dil Seçeneği Sorusu
akhenaten #1530587
Selam, benim hesabımda içerikler otomatik olarak Türkçe altyazı ve İngilizce seslendirme kombinasyonuyla başlıyor ancak tanıdığım başka birinde tüm içerikler Türkçe dublajla başlıyor. Onu da otomatik İngilizce seslendirmeyle başlatmaya çalıştık ama ne yapsak etsek de çözemedik problemi. Nedir sorun?
Ekstra not: İkimizin de bilgisayar dili ve konumu Türkçe ve Türkiye. Ben win11 kullanıyorum o win10.
Ekstra not: İkimizin de bilgisayar dili ve konumu Türkçe ve Türkiye. Ben win11 kullanıyorum o win10.
Çalıştığım yerde kendi alanımda tek kişiyim ve odam da ayrı, haliyle diğer insanlarla iç içe değilim. İşim gereği kimseyle iletişim kurmam da gerekmiyor ne bir mail, ne telefonlaşma ne sözlü iletişim yok. Sadece gün içinde birkaç kere eş dostla whatsapp'tan yazışıyorum. Müşteri vs. gibi bir olayım da yok, labdayım. Çoğu günler iki dudağımı ayırmadan bütün gün bitebiliyor.
İşin kötüsü aslında geveze de bir insanım, gün geçtikçe daha zor oluyor bu benim için. Kaytarsam yine olmuyor, kaytarmak çalışmaktan daha sıkıcı.
Böyle olan var mı? Ne yapıyorsunuz akıl sağlığınız için :D Bayram tatilinden sonra iyice zor geldi.
İşin kötüsü aslında geveze de bir insanım, gün geçtikçe daha zor oluyor bu benim için. Kaytarsam yine olmuyor, kaytarmak çalışmaktan daha sıkıcı.
Böyle olan var mı? Ne yapıyorsunuz akıl sağlığınız için :D Bayram tatilinden sonra iyice zor geldi.
Hepsinin değil, yani değildir heralde. Ancak bazen fazlaca agresif bir entry yüzünden yazarı engellemek için profiline girdiğimde zaten engellenmiş olduğunu görüyorum.
Bahsettiğim şey birkaç dakikada olan bir şey değil, örneğin 1 hafta boyunca engellediğim kimse yokken birgün birini engellemek için profilini açtığımda engelle butonuna basarken zaten engellenmiş olduğunu fark ediyorum.
Neden oluyor bu?
Bahsettiğim şey birkaç dakikada olan bir şey değil, örneğin 1 hafta boyunca engellediğim kimse yokken birgün birini engellemek için profilini açtığımda engelle butonuna basarken zaten engellenmiş olduğunu fark ediyorum.
Neden oluyor bu?
Selam, rossman'da satılan toz alma mendillerini kullanıyorum ama silip kuruladıktan sonra bile yapışkan bir his bırakıyor. Özellikle mouse için çok rahatsız edici.
Siz neyle temizliyorsunuz plastik yüzeyleri?
Siz neyle temizliyorsunuz plastik yüzeyleri?
Özellikle marketlerde satılanları soruyorum. Ünlü butik çikolatacıların ve pastanelerin çikolataları dahil değil.
Bunlar içinde sürekli belli kesimlere ait bir yazım şekli görüyorum, bir cümleyi iki sözcük gibi yazıyorlar nedir olayı bunun?
Atıyorum şöyle oluyor;
DünFırından EkmekAldım
YarınHava GüneşliOlacak
YumurtaRafadan DahaGüzel
Atıyorum şöyle oluyor;
DünFırından EkmekAldım
YarınHava GüneşliOlacak
YumurtaRafadan DahaGüzel
Ana konusu aksiyon olmaktan ziyade "bakın burada her şey ne kadar farklı" temasında yoğunlaşırsa tam istediğimi bulmuş olacağım.
Mesela bir adamın bir sabah sadece kadınların olduğu bir dünyada uyandığı tarzda filmler gibi. Ya da bizden çok farklı bir kültüre sahip uzaylıların dünyasına gidip orayı anlamaya çalışan birilerinin olduğu filmler. Ya da atıyorum kadın erkek rollerinin değiştiği veya distopik bir evrenin tanıtıldığı, insanların tanrı olduğu gibi şeyler.
Birkaç örnek de yazayım izlediklerimden
3%
Je ne suis pas un homme facile
In time
Bruce almighty
Downsizing
Upload
Black mirror
Island
Hunger Games serisi
Mass effect (oyun)
Idiocracy
12 monkeys
Mesela bir adamın bir sabah sadece kadınların olduğu bir dünyada uyandığı tarzda filmler gibi. Ya da bizden çok farklı bir kültüre sahip uzaylıların dünyasına gidip orayı anlamaya çalışan birilerinin olduğu filmler. Ya da atıyorum kadın erkek rollerinin değiştiği veya distopik bir evrenin tanıtıldığı, insanların tanrı olduğu gibi şeyler.
Birkaç örnek de yazayım izlediklerimden
3%
Je ne suis pas un homme facile
In time
Bruce almighty
Downsizing
Upload
Black mirror
Island
Hunger Games serisi
Mass effect (oyun)
Idiocracy
12 monkeys
Bu bir problem mi onu da bilmiyorum. Aynı ortamda yemek yerken ağzını şapırdatan biri varsa kan beynime sıçrıyor. Bir daha yemek bitene kadar göz ucuyla bile dönüp yüzüne bakasım gelmiyor bu kişinin suratına, Sofra dışında bir problem yaşamıyorum, yemek bittikten sonra her şey normale dönüyor.
Sonra olay geçince "nedir ki yahu, severek iştahlı yiyor işte insanlar yemeğini sorun nedir" diye soruyorum kendime. Doğal karşılamaya çalışıyorum, ama fiili olarak böyle bir şeyle karşılaşınca daha salisesinde yine kan beynime sıçrıyor. Sanki o kişi ağız şapırdatmıyor da bilinmeyen bir dilde aklına gelen bütün küfürleri suratıma yağdırıyormuş gibi sinirleniyorum.
Normalde de o kadar umursamaz bir insanım ki, beni sinirlendirebilmek cidden büyük iş. Ama söz konusu ağız şapırdatma olunca çıtam yok.
Nasıl çare bulurum buna? Birgün bir iş yemeğinde falan birisi ağzını şapırdatırsa da masada tuhaf tuhaf oturmam gerekirse diye korkuyorum artık.
Sonra olay geçince "nedir ki yahu, severek iştahlı yiyor işte insanlar yemeğini sorun nedir" diye soruyorum kendime. Doğal karşılamaya çalışıyorum, ama fiili olarak böyle bir şeyle karşılaşınca daha salisesinde yine kan beynime sıçrıyor. Sanki o kişi ağız şapırdatmıyor da bilinmeyen bir dilde aklına gelen bütün küfürleri suratıma yağdırıyormuş gibi sinirleniyorum.
Normalde de o kadar umursamaz bir insanım ki, beni sinirlendirebilmek cidden büyük iş. Ama söz konusu ağız şapırdatma olunca çıtam yok.
Nasıl çare bulurum buna? Birgün bir iş yemeğinde falan birisi ağzını şapırdatırsa da masada tuhaf tuhaf oturmam gerekirse diye korkuyorum artık.
Atıyorum bir bileziğim var, beğenmiyorum tasarımını kafama göre yeniden döktürebilir miyim?
Belli bir yasal çerçevesi var mı bunun?
Esas merak ettiğim bir grup soyguncu gidip bütün mahallenin altınlarını soydu mesela, bunlar tespit edilemesin diye başka şekillerde yeniden döktürürse bu takip edilebiliyor mu? Mesela kuyumcuların baktığı "bunun bilmem ne numarası yok, sen nerden buldun bunu" diye sorduğu bir şey var mı? Ya da kaçak define kazılarından bulunan altınlar mesela? Bunları eritip modern bilezik olarak satmanın önünde bir engel var mı? Örneklere takılmayın, anafikri anladınız sanırım.
Belli bir yasal çerçevesi var mı bunun?
Esas merak ettiğim bir grup soyguncu gidip bütün mahallenin altınlarını soydu mesela, bunlar tespit edilemesin diye başka şekillerde yeniden döktürürse bu takip edilebiliyor mu? Mesela kuyumcuların baktığı "bunun bilmem ne numarası yok, sen nerden buldun bunu" diye sorduğu bir şey var mı? Ya da kaçak define kazılarından bulunan altınlar mesela? Bunları eritip modern bilezik olarak satmanın önünde bir engel var mı? Örneklere takılmayın, anafikri anladınız sanırım.
Böyle değildi bu, 1-2 yıldır dikkatimi çekiyor. Paint terk reklam tasarımları, çözünürlüğü düşük kalitesiz görseller, saçma sapan arayüzler, kendi tasarımlarından bağımsız reklam yerleşim kirliliği de işi bambaşka bir boyuta taşıyor. Birçok mobil oyunu açınca gözüme kalem saplamak istiyorum.
İnternette vakit geçirirken kendimi hindistan'daki ara sokaklarda dolanıyor gibi hissediyorum. Hatta bazen elimi yıkayasım geliyor.
Siz de fark ediyor musunuz? Neden oldu bu? Tasarım olayı neden iplenmiyor artık?
İnternette vakit geçirirken kendimi hindistan'daki ara sokaklarda dolanıyor gibi hissediyorum. Hatta bazen elimi yıkayasım geliyor.
Siz de fark ediyor musunuz? Neden oldu bu? Tasarım olayı neden iplenmiyor artık?
Çerezlik dizi niyetine, dedem nenem zamanında yazılmamış, hatta mümkünse geçtiğimiz 2-3 yılda çıkmış, ciddi edebi bir konusu olmayan ama stand-up texti gibi de durmayan kitaplar var mı bildiğiniz? Mümkünse e-kitap olarak satışı olsun.
Not: İlla dedem nenem zamanında yazılmış olacaksa Mina Urgan'ın anı kitapları gibi olsun.
Not: İlla dedem nenem zamanında yazılmış olacaksa Mina Urgan'ın anı kitapları gibi olsun.
Ben ilk aracımı (2.el) yaklaşık 1 yıldır kullanıyorum. Öyle çok bir araç bilgim yok şimdiye kadar sadece rutin yağ, filtre bakımını yaptırdım.
Ama bir genel kontrol yapmak istediğimde nereye gidip ne demem gerekiyor? Frenlere, şanzımana, triger kayışına, tekerleklere, fren, direksiyon ve diferansiyel yağlarına falan baktırmak istiyorum.
Önemli olarak başka neler var mesela baktırmam gereken?
Bunlar için gidebileceğim tek bir yer var mı yoksa sanayide sıra sıra ilgili yerleri dolaşmam mı gerek?
Atıyorum frenler için bir yere gittiğimde ne diyeceğim? Frenlerin genel durumuna bir baktırmak istiyorum mu demem gerekiyor?
Para işleri nasıl oluyor? Arıza tespiti için ödeme yapılıyor mu (çünkü gördüğüm kadarıyla insanlar sağolasın ustam deyip atlayıp gidiyorlar) yoksa değişiyor mu? Sanayide işler nasıl yürüyor hiç fikrim yok açıkçası.
Nasıl oluyor bu işler?
Ama bir genel kontrol yapmak istediğimde nereye gidip ne demem gerekiyor? Frenlere, şanzımana, triger kayışına, tekerleklere, fren, direksiyon ve diferansiyel yağlarına falan baktırmak istiyorum.
Önemli olarak başka neler var mesela baktırmam gereken?
Bunlar için gidebileceğim tek bir yer var mı yoksa sanayide sıra sıra ilgili yerleri dolaşmam mı gerek?
Atıyorum frenler için bir yere gittiğimde ne diyeceğim? Frenlerin genel durumuna bir baktırmak istiyorum mu demem gerekiyor?
Para işleri nasıl oluyor? Arıza tespiti için ödeme yapılıyor mu (çünkü gördüğüm kadarıyla insanlar sağolasın ustam deyip atlayıp gidiyorlar) yoksa değişiyor mu? Sanayide işler nasıl yürüyor hiç fikrim yok açıkçası.
Nasıl oluyor bu işler?
80 yıl savaşlarını temizce anlatan kaynak
akhenaten #1522330
Youtube'daki videolarda falan genellikle bir çeşit ilkokul ezberiyle konunun temeline hakim olan insanlara yönelik yapılmış videolar var hep sanırım, kafamda hep eksik kalıyor bazı şeyler.
Wikipedia'da falan da bilgiler çok ham, içinden çıkılmıyor ordan oraya derken.
Bunu temiz, duru ama özlü bir şekilde anlatan neresi var?
Wikipedia'da falan da bilgiler çok ham, içinden çıkılmıyor ordan oraya derken.
Bunu temiz, duru ama özlü bir şekilde anlatan neresi var?
X kanununa referans veren, X kanununun bir ya da birkaç maddesine göre hazırlanmış yönetmeliklerin tümünü bir liste halinde görebilmenin bir yolu var mıdır?
Kazanç falanla ilgili değil bu, benim maaşım da gün geçtikçe asgari ücretle nerdeyse birleşecek seviyeye geldi ama hayatımı siyah, lacivert ve haki renkten başka bir şey giymeyerek geçirmiyorum.
Herkesin üstü lekeli, ayakkabıları çamurlu, saçları yıkanmamış gibi, gözleri falan çapaklı...
Sadece bana mı böyle geliyor? İstanbul özelinde sordum, ama diğer yerlerden de bahsedebilirsiniz?
Herkesin üstü lekeli, ayakkabıları çamurlu, saçları yıkanmamış gibi, gözleri falan çapaklı...
Sadece bana mı böyle geliyor? İstanbul özelinde sordum, ama diğer yerlerden de bahsedebilirsiniz?
Mağazalara giriyorum, her şey kocaman. Seyyar manifaturacı gibi dolanacağız sanırım. Önümüzdeki kış sezonunda da bir şey değişmemiş çıkan koleksiyonlara göre. Bunların seveni çok mu cidden, yoksa kısa soluklu bir akım mı olacak?
Kombi tamiri için yer ararken fark ettik 50 liralık basit bir parçayı takmaya 800-1000 lira isteyen tiplerle dolu ortalık. Nasıl oluyor bu iş? İnternette de her yerde insanlar kombicilerden şikayetçi, birçok gazetede kombi yetkilisi olduğunu söyleyen kişilere dolandırılmayın tarzı haberler yapılmış. Fahiş ücretleri ödemeyenlerin üstüne korkutmak için sahte avukat salanı bile okudum.
Durum baya çığırından çıkmış gibi duruyor, baya yeri yurdu belli iş yeri açıp da nasıl sürdürüyorlar dolandırıcılığı? Akıl alır gibi değil. Neden bir şey yapılamıyor buna? Yasal bir boşluk mu var?
Durum baya çığırından çıkmış gibi duruyor, baya yeri yurdu belli iş yeri açıp da nasıl sürdürüyorlar dolandırıcılığı? Akıl alır gibi değil. Neden bir şey yapılamıyor buna? Yasal bir boşluk mu var?
Bazen rastlıyorum, bir vergi dairesine gidiyorum örneğin bilgisayar ekranı fosforlu pembe olarak ışık veriyor. Ben birkaç saniye bakamıyorum ekrana ama insanlar hiç umursuyor gibi görünmüyor.
Sebebi ne bunun özel bir durum mu yoksa fakirlik mi?
Sebebi ne bunun özel bir durum mu yoksa fakirlik mi?
Örneğin kendi maaşınızdan harcadığınız toplu taşıma, yakıt, yemek gibi giderler için maaşınızın yüzde kaçını iş yerinde bulunmak için harcıyorsunuz?
Hangi şehirde yaşadığınızı mümkünse belirtin.
Hangi şehirde yaşadığınızı mümkünse belirtin.
30 gün ücretsiz denemesi olan VPN servisi biliyor musunuz? Para iade garantisinden bahsetmiyorum.
VPN servisleri aylık ödemeleri çok yüksek tutup 1-2 yıllık paketlere yönlendiriyor genelde müşterileri, Bana kısa bir süre lazım. O açıdan aylık üyeliği düşük ücretli olan servis önerilerine de açığım. Düşük derken, 2-3 dolar ya da 50 lira ve aşağısı.
Teşekkürler.
VPN servisleri aylık ödemeleri çok yüksek tutup 1-2 yıllık paketlere yönlendiriyor genelde müşterileri, Bana kısa bir süre lazım. O açıdan aylık üyeliği düşük ücretli olan servis önerilerine de açığım. Düşük derken, 2-3 dolar ya da 50 lira ve aşağısı.
Teşekkürler.
Benim anlamadığım bir şey mi var diye merak ettim. Ben, "Bizim makinamızı kullanacaksanız bizim üretip tek kullanımlık olarak paketlediğimiz kahveyi alacaksınız ve tat seçenekleriniz de bizim makinamıza uyan kapsüllerin sunduklarıyla sınırlı. Bunları belirleyen bir ekip var, artık yelpazeye kaç çeşit kahve eklerlerse onlardan seçersiniz işte" yaklaşımını anlamakta zorlanıyorum. Sanki benimle dalga geçiliyormuş, soğuk bir şaka yapılıyormuş gibi hissetmiştim bana ilk tarif edildiğinde.
Bu iş benim sandığım kadar "bir firmaya bağımlılık" ekseninde gelişmiyor mu yoksa? Çünkü baya bir insan tercih ediyor bu makinaları gördüğüm kadarıyla. Kaçırdığım ne var? Mesela alışverişe çıktığım bir gün bir mağazadan makinama uygun kahve bulup alabiliyor muyum yoksa özel ayrıca sipariş edip getirtmem mi gerekiyor bunu?
Mesela işin farklı bir boyutu da şu, aynı firma iki üç model yeni makina ürettikten sonra eskilerine kahve desteğini falan kesebiliyor mu? Gayet güzel çalışan makinamı günün birinde kahve desteği kesildi diye atmam gerekecek mi? Nedir olay?
Bu iş benim sandığım kadar "bir firmaya bağımlılık" ekseninde gelişmiyor mu yoksa? Çünkü baya bir insan tercih ediyor bu makinaları gördüğüm kadarıyla. Kaçırdığım ne var? Mesela alışverişe çıktığım bir gün bir mağazadan makinama uygun kahve bulup alabiliyor muyum yoksa özel ayrıca sipariş edip getirtmem mi gerekiyor bunu?
Mesela işin farklı bir boyutu da şu, aynı firma iki üç model yeni makina ürettikten sonra eskilerine kahve desteğini falan kesebiliyor mu? Gayet güzel çalışan makinamı günün birinde kahve desteği kesildi diye atmam gerekecek mi? Nedir olay?
Akşam 19:00 gibi evde oluyorum, hazırlan spora git gel saat sanırım 21:30-22:00 olacak. Bu saatte öğün yemek çok mantıklı gelmiyor kulağa, sonuçta uyku da uyumam lazım. Siz ne yapıyorsunuz?
Öğlense ayrı bir konu, dışarda doğru düzgün yemek yapan da yok ki. Evden götürmek tek çare gibi, ama evden yemek götürmeyen varsa dışardan ne alıp yiyor?
Öğlense ayrı bir konu, dışarda doğru düzgün yemek yapan da yok ki. Evden götürmek tek çare gibi, ama evden yemek götürmeyen varsa dışardan ne alıp yiyor?
Böyle bir şey olduğunu biliyorum ama nerede yaptırılır, ne kadara yaptırılır bilmiyorum.
Mesela devlet, şehir veya üniversite hastanelerinde ücretsiz olarak bu testi isteyebilir miyim?
Özel hastane ve özel lablarda fiyatlar nedir?
Mesela devlet, şehir veya üniversite hastanelerinde ücretsiz olarak bu testi isteyebilir miyim?
Özel hastane ve özel lablarda fiyatlar nedir?
Bunla ilgili çok fazla video olduğunu fark ettim, insanlar "ya işte bu arıza lambası yandı da şöyle yaptım söndürdüm, siz de söndürün" havasında bir sürü şey anlatmışlar. Başkaları da yorumlar yapmışlar altına öyle sönmezse şöyle söndürün falan diye
Sebebi ne ki? Yani arıza lambası adı üstünde arıza olduğunu göstermiyor mu? Işığı söndürünce ne kazanıyor insanlar? Hiçbir şey anlamadım.
Sebebi ne ki? Yani arıza lambası adı üstünde arıza olduğunu göstermiyor mu? Işığı söndürünce ne kazanıyor insanlar? Hiçbir şey anlamadım.
Selam, ehliyetimi yeni aldım ama anlamadığım bazı şeyler var. Şu iki listedeki ücret tarifesi mesela;
1- KMO Anadolu Otoyolu 2021 Ücret Tarifesi
tinyurl.com
2- KMO Anadolu Otoyolu 2021 SGS Ücretleri
tinyurl.com
Birincisinde nereden girip nereden çıktığına göre ücretlendirme yapılmış onu anlıyorum, SGS olayını anlamadım. Nedir bu olay? Nasıl bir mesafeye göre, neyi ücretlendiriyor?
1- KMO Anadolu Otoyolu 2021 Ücret Tarifesi
tinyurl.com
2- KMO Anadolu Otoyolu 2021 SGS Ücretleri
tinyurl.com
Birincisinde nereden girip nereden çıktığına göre ücretlendirme yapılmış onu anlıyorum, SGS olayını anlamadım. Nedir bu olay? Nasıl bir mesafeye göre, neyi ücretlendiriyor?
Yılın 365 günü bütün fiyatlar indirimli, o üstü çizili indirimsiz fiyatlar ne baz alınarak gösteriliyor?
Nasıl bir fayda sağlıyor bu şirketler bundan? Zaten herkes farkında durumun, kimsenin indirimi taktığı yok ki... İnsanların tek yaptığı hangi ürün hangi güvenilir sitede daha uygun fiyatlıysa onu almak, siz bu indirimleri görüp "aa indirimdeymiş" deyip alıyor musunuz direkt başka yere bakmadan?
Nasıl bir fayda sağlıyor bu şirketler bundan? Zaten herkes farkında durumun, kimsenin indirimi taktığı yok ki... İnsanların tek yaptığı hangi ürün hangi güvenilir sitede daha uygun fiyatlıysa onu almak, siz bu indirimleri görüp "aa indirimdeymiş" deyip alıyor musunuz direkt başka yere bakmadan?
Seçenekler bu ikisi;
1-) tinyurl.com
2-) tinyurl.com
3-) tinyurl.com
RTX 3050 ve üstü aynı fiyat bandında daha iyi bir laptop ya da, rtx3060 ya da eşdeğeri masaüstü önerilerine de açığım. Çünkü esasen masaüstü almak istiyorum, ama fiyatlar sürekli önden koşturuyor ben biriktirdikçe.
1-) tinyurl.com
2-) tinyurl.com
3-) tinyurl.com
RTX 3050 ve üstü aynı fiyat bandında daha iyi bir laptop ya da, rtx3060 ya da eşdeğeri masaüstü önerilerine de açığım. Çünkü esasen masaüstü almak istiyorum, ama fiyatlar sürekli önden koşturuyor ben biriktirdikçe.
İki sorum var;
1- Bunlara bootable usb üzerinden normal kurulum yapabilir miyim bir farklılık olmadan (win10 pro)
2- Kurum sonrası üzerine lisans tanımlanmış microsoft hesabımla oturum açarsam lisans geçerli olur mu?
1- Bunlara bootable usb üzerinden normal kurulum yapabilir miyim bir farklılık olmadan (win10 pro)
2- Kurum sonrası üzerine lisans tanımlanmış microsoft hesabımla oturum açarsam lisans geçerli olur mu?
Çok ilginç bir şey fark ettim, bir süredir kitap okurken cümleleri idrak edemediğimi, zaman zaman paragrafları tekrar okuyup ama kafamda bir şeyleri bir türlü oturtamadığımı ve sayfalar arasında akıp gidemediğimi fark ediyordum. Bu durum aynı otomatik çevrilmiş bir siteye girdiğinizi fark etmeyip orada yazılan şeylerin doğru yazılmış olduğunu varsayıp anlamaya çalışmaya benziyor. Sonra bir bakıyorsunuz ki sitenin orijinal dili aslında başkaymış ve siz saçma sapan bir çeviriyi anlamaya çalışıyormuşsunuz.
Yirmilerimin sonunu yaşadığım için de zaten bir "paslanıyorum" hissi içindeyim ve bu "artık kitabı bile düzgün okuyamama" düşüncesi bir süredir beni çok tedirgin ediyor; resmen algılarımın kapandığını düşünmeye başlamıştım.
Sonra Mina Urgan'ın anı kitabını okumaya başladım, resmen düşünmeden takır takır eskisi gibi okuyabildiğimi fark ettim. Aklıma birden bunun Türkçe konusunda oldukça yetkin birisi tarafından ve Türkçe olarak yazılan bir kitap olduğu geldi.
İngilizcem kötü değil, ancak oturup "kendini geliştirme" psikolojisi içine girmeden güzel güzel roman okuyacak kadar da iyi değil, haliyle kitapları Türkçe okumayı tercih ediyorum. Her neyse, yine de gidip aklımı bulandıran bu kitaplardan birinin orijinal dilindeki e-pub halini buldum ve buradan okudum.
Gerçekten de İngilizce halini Türkçe halinden çok daha rahat anlayabildiğimi fark ettim; şimdi aranızdan "eh tabi, sonuçta orijinal daha akıcı olması doğal" diyenler çıkacaktır, ancak alakası olduğunu sanmıyorum. Son yıllara kadar okuduğum kitapların hiçbirinde "google translate" havası almıyordum.
Sorum şu; siz de aynı duyguları yaşıyor musunuz? Çeviriler ciddi anlamda sorunlu. İşin içinde olan birileri varsa bu konuda hakkında bir şeyler söyleyebilir mi? Nasıl bu hale geldi bu?
Yirmilerimin sonunu yaşadığım için de zaten bir "paslanıyorum" hissi içindeyim ve bu "artık kitabı bile düzgün okuyamama" düşüncesi bir süredir beni çok tedirgin ediyor; resmen algılarımın kapandığını düşünmeye başlamıştım.
Sonra Mina Urgan'ın anı kitabını okumaya başladım, resmen düşünmeden takır takır eskisi gibi okuyabildiğimi fark ettim. Aklıma birden bunun Türkçe konusunda oldukça yetkin birisi tarafından ve Türkçe olarak yazılan bir kitap olduğu geldi.
İngilizcem kötü değil, ancak oturup "kendini geliştirme" psikolojisi içine girmeden güzel güzel roman okuyacak kadar da iyi değil, haliyle kitapları Türkçe okumayı tercih ediyorum. Her neyse, yine de gidip aklımı bulandıran bu kitaplardan birinin orijinal dilindeki e-pub halini buldum ve buradan okudum.
Gerçekten de İngilizce halini Türkçe halinden çok daha rahat anlayabildiğimi fark ettim; şimdi aranızdan "eh tabi, sonuçta orijinal daha akıcı olması doğal" diyenler çıkacaktır, ancak alakası olduğunu sanmıyorum. Son yıllara kadar okuduğum kitapların hiçbirinde "google translate" havası almıyordum.
Sorum şu; siz de aynı duyguları yaşıyor musunuz? Çeviriler ciddi anlamda sorunlu. İşin içinde olan birileri varsa bu konuda hakkında bir şeyler söyleyebilir mi? Nasıl bu hale geldi bu?
Örneğin xhaber.com adresinden gelen sonuçları bana hiçbir zaman göstermesin gibi...
Google'daki "haber sitesi" teröründen geneli ilgilendiren konularda bilgi almak mümkün değil ne yazık ki, buna da ayrıca sinir oldum.
Tam olarak ben bu sigortayla neler yapabilirim, neler yapamam madde madde, tane tane görebileceğim bir yer var mı? Ama tutup bana yasayı atmayın lütfen, açık seçik anlatan bir yer arıyorum.
Tam olarak ben bu sigortayla neler yapabilirim, neler yapamam madde madde, tane tane görebileceğim bir yer var mı? Ama tutup bana yasayı atmayın lütfen, açık seçik anlatan bir yer arıyorum.
Sorum özellikle İzmir'i bilenlere. İzmir'de böyle Alsancak'ta, Bornova'da falan adım başı çeşit çeşit cafe ya da bir sürü zımbırtıyla dağınık genç kız odası gibi dekore edilmiş mekanlar vardır. Mesela Bornova süvari'de wafflecı akın vardı, sonra music cafe vardı hala duruyorlar mı bilmiyorum.
Her neyse öğrenciliğimi özledim, ama İstanbul'da böyle bir yer bulamadım. Nedense mekanlar fazla "ticari?"
Nereler var İzmir cafeleri gibi? Teşekkürler.
Her neyse öğrenciliğimi özledim, ama İstanbul'da böyle bir yer bulamadım. Nedense mekanlar fazla "ticari?"
Nereler var İzmir cafeleri gibi? Teşekkürler.
Evet, yıllar önce bir kimlik kaybedip kaybetme cezası almıştım. Bir kağıt vermişlerdi bunla ödeyeceksin diye. Sonra kağıdı kaybettim, nüfustakiler vergi dairesine geçmiştir borcun artık buradan ödeyemezsin dediler (bir haftaydı süresi galiba)
O zamandan beri ne zaman vergi dairesine işim düşse bu borcu soruştururum, başka şubeleri falan ararlar kendi içlerinde uğraşırlar ama şimdiye kadar kimse bulamadı bu borcun varlığına dair bir kanıt.
Online sistemde görünmüyor yani en azından vadesi geçmiş ve gelmemiş borçların olduğu o ana ekranda görünmüyor. E devleti karıştırdım, orda da buna bakabileceğim bir yer bulamadım.
Benim korkum bunun birikip birikip intiharlık bir boyuta ulaştıktan sonra karşıma çıkması. Ne yapılır bunun için?
O zamandan beri ne zaman vergi dairesine işim düşse bu borcu soruştururum, başka şubeleri falan ararlar kendi içlerinde uğraşırlar ama şimdiye kadar kimse bulamadı bu borcun varlığına dair bir kanıt.
Online sistemde görünmüyor yani en azından vadesi geçmiş ve gelmemiş borçların olduğu o ana ekranda görünmüyor. E devleti karıştırdım, orda da buna bakabileceğim bir yer bulamadım.
Benim korkum bunun birikip birikip intiharlık bir boyuta ulaştıktan sonra karşıma çıkması. Ne yapılır bunun için?
Selam, ehliyetimi yeni aldım. Kurs sürecinde de şimdi araç kullanmayı bilen insanlarla giderken de herkes ortaklaşmış gibi sağa çok yakın sürdüğümü hatta duran araçlara sıfır gittiğimi söylüyor. Bundan başka yaptığım ele avuca gelir kronik bir hata da yok ama buna çözüm bulamadım. İnsanlara göre normal olan nokta bana sanki solumdaki şeride girecekmişim gibi hissettiriyor. Bu sorunu nasıl hallederim? Benzer şeyler yaşayan oldu mu?
cumhurbaşkanı seçilememesi durumunda, 8 temmuzda yapılacak olan seçimlere parlamento seçimleri dahil olmayacak değil mi?
Benim mi baktığım yerler hep iktidara alttan da olsa giydiriyor yoksa gerçekten hükümet yanlısı bir site yok mu internette? Gazete yorumları, facebook sayfalarından ziyade (belki memurlar.net gibi) çoğunluğun iktidar taraftarlarında olduğu bir yer var mı bildiğiniz? Merak ettim.
Selam, bir ara millet msn grupları ve forumlarda gevezelik ediyordu. Ben en son orada bıraktım. Şimdi bunun yerini alan bir şey var mı? (Tinder gibi ikili uygulamalardan bahsetmiyorum, daha karma bir şeyler)
Garip bir durum sanırım. Şimdi ben kime sarılsam, kimle kucaklaşsam şok olup soba gibi olduğumu söylüyor. Beni kalorifer niyetine kullanıyorlar özellikle şu mevsimde. Doğrudur heralde pek algılayamıyorum kendi ısımı ama garip bir şekilde ayak yerine sanki iki adet buz kalıbı taşıyorum. Nedendir ki bu? Bir dolaşım problemi falan olur mu böyle? Ciddili bir durum var mıdır ki? Üstüm çöl iklimi, ayaklarım kutup iklimi
İşlevsel olduğu kadar, göze de hitap eden bir program var mı bildiğiniz e-kitapları düzene koymak için.
teşekkürler efenm.
teşekkürler efenm.
Bu sabah fark ettim, doktora gideceğim ama hangisine gideceğim konusunda kararsızlık var, benzerini yaşayan varsa ne olduğu konusunda da fikir verirse sevinirim.
Alt göz kapağının hemen kirpiklerle aynı hizada deri soyulması var, hemen hemen tüm gözaltımı kaplıyor, ancak ufak bir kısmında baya deriyi cımbızla tutup koparabileceğim şekilde ayrılmış ve kuru bir deri var, geri kalan alanlar beyaz pürüzlü, tahriş olmuş gibi. ne olabilir ki bu?
bir de dermatolojiye mi yoksa göz doktoruna mı gitmem gerekir?
edit: kaşıntı, batma ve ağrı yok ve sadece tek gözde var
Alt göz kapağının hemen kirpiklerle aynı hizada deri soyulması var, hemen hemen tüm gözaltımı kaplıyor, ancak ufak bir kısmında baya deriyi cımbızla tutup koparabileceğim şekilde ayrılmış ve kuru bir deri var, geri kalan alanlar beyaz pürüzlü, tahriş olmuş gibi. ne olabilir ki bu?
bir de dermatolojiye mi yoksa göz doktoruna mı gitmem gerekir?
edit: kaşıntı, batma ve ağrı yok ve sadece tek gözde var
Elimde Tumblr'daki blogumda en tepedeki başlığın yerine banner olarak geçmesini istediğim bir çalışma var, ama onu oraya koymanın yolunu bir türlü bulamadım, nasıl olur ki bu iş?
şu uzun kıvırcık saçlar için herkes jöle kullanılması gerektiğinden bahsediyor, ama peki nasıl kullanılmalı bu jöle, saç ne tam ıslak-kuru ortası bi zamandayken, saçın tamamına (ne kadar olması gerektiğini bilmediğim) bir miktar sürülüp kafamızı mı sallamamız gerekir, yoksa parmaklarla saçlarımızı kıvırmamız mı gerekir?
bi de şu fönlerdeki kıvırcık saçlar için olan aparat nasıl kullanılıyor yahu?
yüzsüzlük olmazsa her yerde yok köpük bakımı, sıvı bakımı bilmem ne falan deniyor, bunların içinden önerebileceğiniz bi marka olsun, yöntem olsun var mıdır bir şeyler?
ço sağolun efenim, minnettarım.
hemen akla gelen ekleme: saçlarım çok aşırı kıvırcık değil, böyle üst kısımları düz kalıyo, ama çok uzun da değil yani, ön kısımdan çekince dudağıma falan geliyo. ama çok karman çorman yahu. elektrikli bi de, türkiye'nin elektrik ihtiyacının bir kısmını karşılayabilir sanırım.
bi de şu fönlerdeki kıvırcık saçlar için olan aparat nasıl kullanılıyor yahu?
yüzsüzlük olmazsa her yerde yok köpük bakımı, sıvı bakımı bilmem ne falan deniyor, bunların içinden önerebileceğiniz bi marka olsun, yöntem olsun var mıdır bir şeyler?
ço sağolun efenim, minnettarım.
hemen akla gelen ekleme: saçlarım çok aşırı kıvırcık değil, böyle üst kısımları düz kalıyo, ama çok uzun da değil yani, ön kısımdan çekince dudağıma falan geliyo. ama çok karman çorman yahu. elektrikli bi de, türkiye'nin elektrik ihtiyacının bir kısmını karşılayabilir sanırım.
Bunun yeri, yani karaköy antrepo 3 tam olarak nerede? İstanbul cahiliyim biraz ayrıntılı anlatsanız pek güzel olacak, diyelim eminönü balıkçı teknelerinin yanındayım. nereden gidebilirim?
Edebiyat fakültesi için (ege üni) garanti bankasına 180,50 tl para yatırmıştım, okulun sitesinde de borcum 0 görünüyordu. ancak bugün harç 170tl görünüyor ve kalan borç olarak -10 tl görünüyor. ben bu parayı bankadan alabilir miyim? veya bir dahaki harçtan 10 lira düşerler mi? teşekkürler.
Merhabalar, ege üniversitesini kazandım bu yıl, bölümümde hazırlık sınıfı zorunlu değil ama bölüm arkeoloji yani dil gerekecektir sanıyorum.
sorum, hazırlık sınıfı sizin için faydalı oldu mu? Ciddiye alınırsa gerçekten yabancı dil hiç de fena olmayan bir düzeye getirilebilir mi?
not: anadolu lisesi çıkışlıyım, ingilizcem çok da kötü sayılmasa da harika değil tabi ki. teşekkürler.
sorum, hazırlık sınıfı sizin için faydalı oldu mu? Ciddiye alınırsa gerçekten yabancı dil hiç de fena olmayan bir düzeye getirilebilir mi?
not: anadolu lisesi çıkışlıyım, ingilizcem çok da kötü sayılmasa da harika değil tabi ki. teşekkürler.
Yurtkurdan yurt başvurusu yapmaya çalışıyorum ancak her seferinde karşıma çıkan 3 karakterli güvenlik kodunun, afedersiniz eşşek kadar karakterlerini yanlış girdiğimi söylüyor site bana. acaba sorun bende midir yoksa böyle bir şey duyup gördünüz mü? veya ne yapabilirim. teşekkürler.
Merhabalar. Bu sene sınava girdim. En baştan beri istediğim bölüm için yeteri kadar puanı da aldım, ki bu bölüm klasik arkeoloji oluyor. Açıkçası benden başka mesleği yapan bir insan çıkmaz diye düşünürüm hep. Ama şu; (bkz: yapma demiyorum hobi olarak yine yap) konusuyla başım fena halde dertte.
Kısaca sizden istediğim, özellikle arkeologlar ve arkeoloji öğrencilerinden, istediğim yere mi gitmeliyim, yoksa 65 yaşına kadar bana hapis hayatı gibi gelecek bir mesleği mi seçmeliyim? (ki bu herhangi bir başka meslek oluyor.)
Eğer arkeolojiye gidersem, akademik kariyer düşünürüm; ancak bunu yapabilmek kolay olur mu? (derslere baktım ve hepsi de ilgi alanımda olan şeyler, yapabilirim diye düşünüyorum) ya da her neyse işte... şimdiden sağolun.
Edit: Hobi olarak uğraşmak bana kesinlikle yetmez, neredeyse ilgilendiğim her şey arkeolojiye dahil zaten ve takdir edersiniz ki etrafımda benim gibi insanlar olsun istiyorum zaten en çok da bu yüzden arkeolojiyi istiyorum.
Kısaca sizden istediğim, özellikle arkeologlar ve arkeoloji öğrencilerinden, istediğim yere mi gitmeliyim, yoksa 65 yaşına kadar bana hapis hayatı gibi gelecek bir mesleği mi seçmeliyim? (ki bu herhangi bir başka meslek oluyor.)
Eğer arkeolojiye gidersem, akademik kariyer düşünürüm; ancak bunu yapabilmek kolay olur mu? (derslere baktım ve hepsi de ilgi alanımda olan şeyler, yapabilirim diye düşünüyorum) ya da her neyse işte... şimdiden sağolun.
Edit: Hobi olarak uğraşmak bana kesinlikle yetmez, neredeyse ilgilendiğim her şey arkeolojiye dahil zaten ve takdir edersiniz ki etrafımda benim gibi insanlar olsun istiyorum zaten en çok da bu yüzden arkeolojiyi istiyorum.