Ekşi Duyuru

Detay


arabayla çıktık ipsaladan. toplam süremiz 8 gün. 8. günün sonunda istanbulda olmamız gerekiyor yani.


atina'ya kadar gideceğiz bu süreçte. yolun uzun ya da kısa olması önemli değil. sağa sola uğraya uğraya gitmeyi planlıyoruz. en son atina'ya gideceğiz. 2-3 gün de orada kalırız işte duruma göre. kısacası aradaki 5 günü değerlendirecek yol üstü veya ufak sapmalarla gidilebilecek yerler arıyoruz.

soru: 1
atina'dan sonra izmir veya istanbul'a arabalı vapur tarzı bir ulaşım var mıdır kolayca yapılabilecek? böylelikle aynı yolu tekrar dönmemiş oluruz.

soru: 2

giderken siz olsanız nerelere giderdiniz? yol üstünde şuraya uğrayın. bir akşamı orada geçirin, buraya uğrayın şunu görmeden geçmeyin, şurada mutlaka şunu yapın tarzı dediğiniz yerler nereler? kısacası bir yunanistan turunda olması gerekenler nelerdir?


hadi bize bir arabayla yunanistan turu organize edelim.


not: 4 kişiyiz. iki 30+ çift. yeterli şöförümüz var. o konuda sıkıntımız yok.

özellikle yazılım sektöründe çalışanlar cevap verirse sevinirim. kursa gidilecek. ikisinden birini seçmemiz gerekiyor başlamamız için. sıfırdan başlanıyor.

sunumda verilen bilgiye göre java amerika ve ingiltere pazarında daha popülermiş. .net ise avrupa ve türkiye pazarında. ekstradan java tarafında ülke içinde daha az iş imkanı varmış ama ortalama maaşları daha yüksekmiş. .net'de ise iş alanı daha genişmiş ama ortalama maaşlar bir tık düşükmüş. .net öğrenmesi daha kolay bir dilmiş dediğine göre. java biraz daha kastıran türdenmiş. ülke içinde bankacılık sektöründe falan kullanılıyormuş daha güvenli olduğu düşünüldüğünden.

1. bu bilgiler doğru mudur?
2. yazılıma sıfırdan başlayacak birisi için siz hangisini önerirsiniz?

çocuğunuz olduğunu düşünün. yazılım öğrenmek istiyor. siz hangisine yönlendirirdiniz?

halihazırda citroen c4 aracımız var. 2013 model. satsak 250 falan ediyor arabam.com verilerine göre. kazası falan yok hadi 260-270 eder en fazla.


km'si 160 bine geldi. çok uzatmadan elden çıkaralım diyoruz. 50 bin, hadi max 100 bin üzerine koyup en azından bir kaç model yükseltelim, km düşürelim falan amaç.

otomatik olmalı, tüplü olmamalı, mümkünse abartı yakmamalı, yine c segmentinden bir şeyler olursa da iyi olur. var mı önerisi olan şunlara bak diyebilecek?

enflasyon oranını belirlerken kullandıkları sepeti gördüğümüz bir şey var anladığım kadarıyla. örneğin twitterda bir kullanıcı scooter 8000 lirayken 400 liraya düşmüş diyor. tüik sitesinde girdim, excel dosyasını falan indirdim ama sadece ürün gruplarının yüzdesel değişimleri var gördüğüm kadarıyla.

bu sepeti tam olarak nereden görüyoruz? bilgisi olan, link gönderecek olan var mıdır?

önceden tutukluluğun devamı çıktığında bile uçuyordu kur. dolarım falan olduğundan değil ama bu sefer hükümler açıklandı ve en ufak bir kımıldama olmadı. bunun sebebi sadece kkm değildir herhalde değil mi? tamam onun etkisi vardır illa ki ama hiç mi kımıldamaz? sizin yorumlarınız nedir?

ya bir tane pixel art tasarımcısının twitine denk geldim ben. takip falan da etmiyorum. biri beğenmiş önüme düştü. profiline girdim. playstoreda pixel art bir tema yapmış onu satıyordu. girdim baktım çok hoşuma gitti. zamanım yoktu o an sonra bakayım dedim satın alamadım. şimdi de bulamıyorum. nasıl bulacağım ben bunu?

önerebileceğiniz, kullanıyorum dediğiniz, memnun olduğunuz kulaklık tavsiyelerini fırlatabilirsiniz. masaüstü bilgisayarda kullanacağım, ağırlıklı oyun vs. için ama müzik performansı da mümkünse önemli. mikrofonu da iyi olmalı. discord'da vs. sıkıntı yaratmamalı.

bütçe 1500 diye belirledim. "yoooh canım onu veren şunu da verir" dediğiniz kulaklıklarda 1700-2000 bandına çıkabilirim.

mevcut olanları alıp satmaktan ziyade çizer olarak eserlerimizi satabilmek için bir rehber vs. önerebilecek var mıdır?

çizimler nasıl nft'ye dönüştürülür, hangi borsada satılır vs.?

ayrıca aranızda sanatçı var ise noname çizerler için çizimler iyi olsa bile kazancı iyi midir yoksa iş tamamen topluluk yönetme midir?

yanlış pozitif olma imkanı var mıdır?

ben zaten pozitifim. kendimi izole etmiştim öğrendikten sonra. eşime de yaptırmıştık test ancak negatif çıkmıştı.

evde internetten aldığımız test kitlerinden vardı. onları yapıyordu şüphelendikçe. az önce yaptığımız pozitif çıktı.

yanlış negatif mümkün ama yanlış pozitif çıkma ihtimali yok herhalde değil mi?

rapor vs ihtiyacımız yok gibi (zaten evden çalışıyor).gidip resmi olarak test yaptırmamızın bir avantajı var mı? resmi test yapmak mı lazım?

bir kaç arkadaşım covid sonrası biir süre gün aşırı da olsa kullan bana öyle önerdiler dedi. şu anda izolasyondayım. pıhtılaşma riski artıyormuş, kalp krizi riski artıyormuş falan diyorlar.

kullanmalı mıdır? doktor, sağlıkçı arkadaşlar ne der?

coraspin dediler bu arada.

sağ kulağım bir süredir banyo vs. sonrası tıkanıyor. muhtemelen içerisi kirli. temizleyemiyorum da. kulak çöpü vs. denedim ama daha da tıkanıyor. şu an itibariyle neredeyse tamamen tıkalı diyebilirim. ağrı vs. yok ama neredeyse hiç bir şey duymayacak seviyede tıkalı 2 gündür.

hafta içi doktora gideceğim bununla alakalı ama şimdilik idare edecek, kulağımı tekrar duyan hale getirecek bir çözüm önerisi var mıdır? yoksa hiç müdahale etmeyeyim de bekleyeyim mi ?

şimdi bu baraj %7ye düşürülecek falan mevzusu var ya. kafam karıştı biraz.

ittifak denilen şey tam olarak nasıl oluyordu? biz mv seçimlerinde bir ittifaka mı oy vereceğiz, yoksa chp mhp akp vs. mi vereceğiz?

eğer ittifaka oy vereceksek parti parti baraj meselesi olmayacak mı?
eğer partiye vereceksek ittifak kısmı tam olarak nerede devreye giriyor?

yani bir ilden akp ve mhp ayrı ayrı mv aday listesi mi yayınlayacak, yoksa birleşip bir liste mi yapacaklar? nasıl oluyordu bu?

vdsl 2 internetim var 100 mbit hız ile beraber. turknet. 2.4 ghz zyxel modem.

modem bilgisayarın bulunduğu arkadaki çalışma odamda duruyor. bilgisayar'a kablolu bağlanıyorum ve bu şart benim için.

salondaki tv'de evin diğer tarafında ve wireless ile alıyor bağlantıyı.

internet bağlantı hızı kabloluda genelde 80-90 mbit seyrediyor.
wireless ile modemin yanından test yaptığımda 40-45 alabiliyorum.
tv'nin olduğu odaya gittiğimde 15-20 mbitlere düşüyor.

amacımız salondaki tv'ye daha hızlı internet sağlayabilmek. bu arada salonda da duvardan internet çıkışı var ve sağlıklı çalışıyor.

opsiyon 1:
modemi değiştirmek. çift bant veya 5ghz lik modeme geçmek. lakin anladığım kadarıyla 5ghz modemler yakınına daha hızlı bağlantı verirken uzaklaştıkça 2.4 ghz e göre performansı düşüyormuş. o yüzden pek mantıklı gelmedi.

opsiyon 2:
wireless alanını arttırıcı cihazlardan alıp salonla modem arasında bir yere atmak. bu cihazlar işe yarıyor mu gerçekten? kullanan var mıdır? (opsiyona ek: wireless kalitesini arttırmak için 5 ghz modeme geçip bu cihazlarla çalışan yükseltici kullanmak-böyle bir alet var mı onu da bilmiyorum gerçi-)


opsiyon 3:
modemi salona taşıyıp, yaklaşık 15-20 metre kablo çekip bilgisayara bağlamak. bu en zahmetli ve masraflı iş olur muhtemelen. ortalıkta gözükmemesi için bir kaç duvar delmem gerekecek çünkü. böyle bile olsa aynı kablolu performansını alır mıyım? online oyunlarda vs. ping oluşur mu kablonun uzun olmasından dolayı?


opsiyon 4: sizin hayal gücünüz. aklınıza gelen herhangi bir şey.


which one?

hangisi? bir sürü seçenek var ve ben hiç birini bilmiyorum? full simulasyon tecrübesi olmasa da olur ama aşırı arcade de olmasın.

kask kamerasına veya ön kameraya aldığımda ufaktan da olsa güçlü bir motor sürüyorum hissini almak istiyorum.

benim önümüzdeki hafta 10 kişilik bir ekibi yemeğe götürmem lazım. et şart. sözüm bu şekilde. etini al getir biz pişiririz yapan veya nispeten uygun fiyatlı bizi doyuracak kilo ile et yapan falan bir yerler var mıdır? mümkünse kapalı yeri de olmalı tabi havalar malum. kamyoncu mekanı gibi bir yer de olmasa iyi olur hanımlar falan da olacak.

ikisi de iyi durumda. hele f710'u neredeyse hiç kullanmadım diyebilirim. f310'u da oyun oynarken falan kullanıyorum hala herhangi bir problemi yok. görmek istiyorum diyene fotoğraf da atarım. fiyat için çok da bir şey düşünmedim ama öldürmeyecek teklifleri konuşabiliriz. istanbul içi elden teslim edebilirim. istanbul dışına ödemeyi peşin alarak kargolayabilirim. isteyen gelip deneyip öyle de alabilir.

fikir vermesi açısından vatandaki sıfır fiyatları:
f310 : 320 tl
f710 : 500 tl

biliyorum ekonomi kötü, dolar olmuş on yüz bin milyon baloncuk fakat klimaların son 6 aylık fiyat grafiğine bakınca çok ekstrem bir artış olduğunu görüyorum. diğer eşyalardan çok daha fazla artmış. kışın ortasındayız. yani talep dönemi falan da değil. bu çip krizi ile alakalı falan mı acaba? yoksa sadece döviz kuru ile alakalı doğal bir artış mı?

sanane lan diyecekler için derdimi anlatayım:

bir adet hediye çekimiz var 10 bin tl kadar bir elektronik marketten . ne alalım diye bakınıyoruz. normalde klima ihtiyacımız var ve 12000 btu'luk işimizi görecek. ama bakıyorum ekim-kasımdan itibaren bir anda minimum fiyatlar 3-4 bin civarından 7-8 bin civarına zıplamış. yani baya bildiğin her ne olduysa tam 2 katına çıkmış fiyatları bu ürünlerin kasım ve aralıkta. tamam döviz arttı falan ama başka elektronik eşyalara bakıyorum artış bu oranda değil. 5 binlik mal 6 olmuş bilemedin 7 olmuş.

normal şartlarda şu alım gücümle 8-10 bin lira verip klima almam ben hiç sanmıyorum. o yüzden çek varken bu ihtiyacı aradan çıkarabiliriz masrafsız bir şekilde ama bu fiyat artışı şu anda ekran kartlarında olduğu gibi çip krizi kaynaklı döviz kuruna ek bir artış da sağlıyorsa çok da acelesi yok. başka ihtiyaçlarımıza yöneliriz diyoruz.

yani kışın ortasında bu fiyat skalası normal ise alacağız ama döviz kuru harici ekstra bir nedeni varsa sonraya bırakıp bu çeki başka ihtiyaçlarımız için kullanacağız.


bilgisi olan veya fikri olan var mıdır?

uzun uzun yazdım okuyup cevap vereceklere şimdiden teşekkürler.

eşim şu ara ingilizce akıcı konuşmak için uğraşıyor. yılbaşı hediyesi olarak cambly'nin yıllık aboneliğini almak istiyorum orada konuşsun geliştirsin kendini diye. youtuberlar bunun indirim kodunu falan veriyorlarmış. şu anda geçerli olan bir video falan atabilir misiniz oradaki kodu kullansam? diğerlerine göre daha iyi indirim veren varsa tabi ki daha makbule geçer.

başlık çok saçma oldu farkındayım ama şimdi anlatınca anlayacaksınız.

dünya çapında isim yapmış, kendi fan kitlesi olan içeriklerden bahsediyorum. hala anlatamadım pardon... örnek vermeden olmayacak :(

örneğin yüzüklerin efendisi
örneğin harry potter
oyun dünyasında atıyorum witcher, fallout. ne bileyim büyük bir sporcu da olabilir. misal ronaldo veya messi buna örnek ama futbolculuklarıyla değil karşıt fan gruplarıyla kitleler oluşturmasıyla. federer nadal keza öyle... star wars da çok iyi bir örnek. alt kültürler de olabilir keza. mesela cyberpunk alt kültürü, steampunk vs. vs. esasen geniş ama dar bir şeyler arıyorum umarım anlatabilmişimdir.

başka neler var bu tarz büyük kitlelere yön verecek karakter, film, oyun, şarkıcı vs. şarkıcı derken örneğin beyonce bence buna örnek değil ama bob marley iyi bir örnek.


daha çok kendi fan kitlesini oluşturmuş, iyi bir lore'a sahip oyun, film vs. arıyorum. kendi nerdleri olmalı. adam sadece sevip izlememeli, posterini , oyuncaklarını kısacası ürünlerini de satın almalı.

yukarıda saydığım örnekler harici başka neler olabilir sizce? aklınıza gelen var mıdır?

video yapmak için falan değil. üzerinden para kazanacağımız başka projeler için bu müzikleri kullanabiliyor muyuz? yarın bir gün birileri artık bunu kullanamazsın der mi? telif ister mi?

bonus soru: telifli müzik içeriğini kendi projemizde kullanmak üzere satın aldığımız bir platform var mıdır? nereden alıyoruz tam olarak bu içerikleri?

oyun listesinde zibilyon tane bilmem ne dedicated server, sdk, benchmark tool vs. gözüküyor. normalde 300 küsür oyunum var benim ve düzenli gruplu şekilde duruyorlardı. bunlar gelince ortalık bok oldu binlerce şey gözüküyor listede. hangi ayarı değiştirdim de bu oldu acaba? nasıl yok edeceğiz bunları? satın aldığım şeyler değil bunlar.

çok az ipucu vereceğim ama burada ne şarkılar bulunduğunu gördüm ümidim var o yüzden.

çocukluk arkadaşıma verdiğim bir karışık cd'nin ilk şarkısıydı. girişi bize biraz komik gelirdi o sebeple aklımızda kalmış orası. şarkının geri kalanını hiç hatırlamıyoruz.

dinlediğimiz zamana göre düşününce şarkının 1995-2002 arasında bir yerlerde çıkmış olması muhtemel.

söyleyen amcanın zenci sesli olduğu aklımızda kalmış ya da tok sesli bir abi olabilir.

şarkının girişi aynı şöyleydi;

ummm (es) tıs aha!(es) um tıs yee!

es kısımlarında yarım saniye kadar es verirseniz aşağı yukarı hatırladığımız kısımı ağzınızla söyleyebiliyorsunuz gibi geldi şöyle yazınca.


tıs kısımları ağızla mı yapılıyordu anımsayamıyorum ama umm kısımları böyle hafif erotik bir umm işte. rap-hip hop tarzı bir şeydi gibi aklımızda kalıyor.


tekrar edeyim

ummmm tıs aha ummm tıs yeaaa!


:)

bizim apartmanın bir kedisi var tekir. hamileydi 1 hafta önce yavruladı. şu plastik yuvalardan da yapmıştık. yaşadığı yerin içine yavrulamıştı. bugün bir baktık yavrular içeride yok. sağı solu taradık. hepsini götürüp bahçenin kuytu bir köşesine taşımış. emzirdiğine falan da rastlamadım ama 1 haftadır hayatta olduklarına göre herhalde emziriyordur diye düşünüyorum.


acaba yavruları benimsemeyip de yuvadan mı atmıştır? yoksa daha güvenli falan gördü de o tarafa mı taşıdı? nedir bunun kedi dilinde karşılığı? ne yapmak lazım?

ülke içi soruyorum. 2 saat önceden burada olun diye mesaj gelmiş. check in falan da yaptık. o kadar erken gitmeye gerek var mı yahu? bilmediğim bir uygulama mı var pandemiden sonra?

ayda 100 bin kazanmıyorsan fakirsinciler de gelmesin ama bir beyin fırtınası yapalım istiyorum.


tek olarak da düşünebilirsiniz. çift olarak da. tek başıma 100 bin TL kazanıyorsam orta direğimdir veya çiftler toplam 500 bin kazanıyorsa orta direk bir ailedirler gibi bir yaklaşım istiyorum.

iyi bir yaşamdan da bahsetmiyorum, kötü bir yaşamdan da. orta direk'in kafamdaki karşılığı geçinmekte zorluk yaşamayan ama geleceğe de öyle aman aman yatırım yapamayan kişiye denir. eskiden memur skalası bu sınıftaydı ama hala emin değilim açıkçası.

hatta şöyle yapalım: çünkü şehir kira açısından baya büyük bir değişken yaratıyor. bunlara/buna aileden tam da yaşadıkları şehirde oturabilecekleri bir adet ev kalmış ve burada yaşıyorlar. istanbul olması şart değil ama büyük şehirlerden birinde diyelim.

hadi bakalım nedir orta direk buyurun.

kelime dağarcığımı geliştirmek için pratik kullanabileceğim mümkünse ücretsiz bir uygulama var mıdır? boş kaldıkça telefondan yeni kelimeler öğreneyim iş yerinde diyorum. bir kaç uygulama da buldum ama geneli ücretli ve dolar cinsinden olduğu için can sıkan abonelik ücretleri var.

www.youtube.com


5. saniyeden itibaren "teknik olarak bu bizi üvey kardeş yapar değil mi?" minvalinde bir cümle kuruyor ya hani. orada step .... ne diyor? step sister veya step brother kullanamaz da cinsiyetsiz olarak kardeş gibisinden bir şey söylüyor ama bir türlü anlayamadım?

çok kafamı kurcalar böyle anlayamadığım kelimeler kusuruma bakmayın.

ne diyorsunuz? kullananlara soruyorum ey romalılar! Toplamda 2 km'lik git 2 km gel ara sokaklardan gidilen işe gidip gelme amaçlı kullanacağım öncelikli olarak. tabi gezinti vs. işleri de olacak illa ki. hafif yokuşlu yerler de var. bugün martı ile gittim geldim hatta gayet yeterli bir şekilde gittim geldim. elektrikli bisiklet tecrübem hiç yok.

bütçem 3-4 bin TL . hatta a101 yarın 3000 TL ye volta marka bir elektrikli bisiklet veriyormuş onu mu alayım diyorum. elektrikli bisiklet alacaksam bugün karar versem güzel olur kısacası.

nedir bu işin oluru gençler? hangisi size göre daha iyi? şunu al ama şu özelliklerine dikkat et, şu marka model iyidir vs. aklınıza ne gelirse sallayın buyrun lütfen.

bayramda istanbuldan ayrılamıyoruz işimiz dolayısıyla. 10 günlük iznin 4-5 günü bize kalıyor. trakya'da gezelim görelim tarzı bir şey yapalım. farklı farklı yerlerde 4-5 gün geçirelim diyoruz. arabamız var. 2 kişiyiz . (eşim-ben) 30'lu yaşlarımızdayız. kafa dinlemeye ihtiyacımız varken sıkılmamamız da lazım. aynı yerde 1-2 günden fazla kalmayacağız. hareket halinde olmak istiyoruz çoğunlukla.


şarköy, erikli, iğneada ufak bir araştırmayla bulduğumuz yerler. deniz kenarı olur, ormanda bungalow tarzı kamping işleri olur, şurada şunu yiyin öyle geçin olur (örneğin keşan'da satır et yiyeceğiz), tarihi güzellikler, doğal güzellikler olur. ne olursa!

üzerimize trakya önerileri atın sevgili trakya guruları be yaw!

almanyada bir firma ile bir iş görüşmesi yaptık online olarak. bugün ilk görüştülen ikcı çalışan mail atmış. ekiple konuştuk ve bir karara vardık. geri bildirim (feedback diyor tam olarak) için eğer uygunsan şu gün şu saatte 15 dakikalık bir telefon görüşmesi yapabilir miyiz?


bundan ne anlamalıyım sevgili ikcılar? durum olumlu da şartları falan konuşmak için mi görüşmek istiyor yoksa iş olmadı ama şundan şundan olmadı gibi bir geri bildirim mi yaparlar sizce? böyle bir adet var mıdır kurumsal firmalarda?

iş yerim evime oldukça yakın bir yere taşındı. arabam var ama her gün koca arabayı götür getir yapmak istemiyorum. dedim ki şu elektrikli motor tarzı şeylerden alayım. taş çatlasın 5-10 dk sürecek zaten ulaşmam, ana yollara da çıkmayacağım zaten. ara yollardan ulaşabiliyorum. hafif bir yokuş tırmanışı var sadece ama çok dik değil.


bu işin bir fiyat performans ürünü var mıdır? hangi markalara bakmalıyım? hangi özelliklerine dikkat etmeliyim. motorsiklet ehliyetim yok bu arada. ehliyetsiz veya araç ehliyeti ile kullanabileceğim bir cihaz olmalı.

apartmanımızın bahçesinde bir kedimiz vardı yaklaşık 1 senedir. yuva falan da yaptık, bahçede ama yuvasında yaşıyor. mama falan veriyoruz. dün itibariyle 5 tane bıcırık yavruladı ehehe.

hepsini yuvasında tutuyor. emziriyor gibi görünüyor. daha güvenli olacağını düşündüğümüz bir kutuya yerleştirmek istedik yavrularla beraber ama teker teker tutup yuvaya geri getirdi. maması sütü suyu tam şu anda ama yuvadan çıkıp yediğini de görmedim. yavruları kapmaya gelen başka kediler falan da oluyormuş.


bizim gelip geçerken kontrol etmek haricinde yapabileceğimiz başka bir şey var mıdır yeni doğum yapmış kedimizi ve yavrularını korumak adına. apartmanda bilgisi olan da olmadığı için ne yapacağımızı da bilmiyoruz.

serçe parmağım kadarlar lan yavrular ehehehe.

avukatlara özel diyince kıyak yapıyormuşum gibi oldu kusura bakmayın.


varsa 3-5 satır bilgi verebilecek hukukçu arkadaş sevinirim. olay şu:


aileden kalan bir daire var. 4 hisse sahibi çocuk hak sahibi daire üzerinde.

bu hissedarlardan birine haciz geliyor evdeki hissesine anladığım kadarıyla bankadan. mahkemelik olmuş durum. kardeşler kavgalı. yıllardır görüşmüyorlar. tebligat tüm kardeşlere ulaşıyor.


anladığım kadarıyla banka hisse oranında haciz uygulayıp satışa çıkaracak daire hissesini. veya başka bir şey mi yapacak? komple evi satışa çıkaramaz değil mi? %25 oranını geçememesi lazım düşününce.


nasıl oluyor bu süreç. bankaya borcu neyse verip hisseyi diğer kardeşlere geçirmenin bir yolu var mıdır? nasıl bir süreç işliyor bu gibi hususlarda.

not: haciz gelen kardeşle dediğim gibi yıllardır görüşülmüyor. nerede olduğunu bile bilmiyorlar neredeyse. dolayısıyla hisseyi bize ver biz borcunu kapatalım süreci söz konusu değil.

böyle bir hikaye vardı hani. herkesin bildiği amerikan bir rock klasiği vardı. yıllar sonra yazarına soruyorlardı bu şarkı için anadoluda duyduğum bir yöresel müzikten etkilendim falan diyordu.

etkilendiği şarkı da yanlış hatırlamıyorsam moğollarındı. neydi bu hikaye? hangi şarkıydı? neydi? kafayı yiyecem hatırlayamıyorum.

halihazırda 100 mbit turknet kullanıyorum vdsl2. çok büyük problemler olmasa da günde 1-2 kere 2-3 dakikalık kesintiler oluyor turknetten mi yoksa modemden mi kaynaklı olduğunu bilmediğim.


vodafone fiber çekti bizim apartmana. gün aşırı taciz de ediyorlar bize geçin diye. eve satış elemanı yollamaya kadar gitti durum. 200 mbit download 12 mbit upload hızı varmış bizim apartmanımıza. fiyatı çok önemli değil. ayda ekstra 30-40 tl vermek koymaz bana konforlu bir 200mbit için.


sorularım şunlar:

1-vodafone neti nasıl bilirsiniz? ekşide şikayet entryleri dolu topyekün de geçmiş tecrübelerimden insanların şikayet ettiklerinde sosyal medya kullandığını, memnun olduklarında ise herhangi bir yere "ben memnunum" yazmadıklarını gözlemliyorum daha çok. bu ondan kaynaklı mı yoksa genel olarak berbat bir müşteri yönetimi mi var vodafone un acaba? pirince giderken evdeki bulgurdan olur muyuz vodafone'a geçsem?



2- fiber 100mbit ile vdsl2 100 mbit arasında bir fark var mıdır? bant genişliği vs. olaylarından pek anlamıyorum. aynı hızdaki vdsl ile fiber arasında bir fark var mıdır kullanımda.


kısacası vodafone macerasına ne diyorsunuz? turknetten über olmasa da memnunum. oturayım mı oturduğum yerde?

şu anda snowpiercer(dizi olanını) izliyorum. keşke izlemeseymişim dedim izleyince. belli ki kitabı güzelmiş bunun. biraz kolay yenilebilen hale sokup izleyicinin kopmamasını sağlamışlar ancak derinlik kaybolmuş. en azından tahminim o yönde. e izledik de şimdi. konuyu bilince piç oldu kısacası bu orijinal dünya durduk yere. keşke dizi çıkmadan birisi önerseydi de kitabını bir okusaydım dedim izleyince.


sorum şu:

bu tarz kıyamet sonrası olur veya farklı ama yaratıcı dünya oluşturabilmiş önerebileceğiniz kitap var mıdır? tek ricam tolkien evreninde geçmesin. o dünyayı maalesef sevemedim. snowpiercer tadında ama snowpiercer olmayan bir kitap arıyorum kısacası. distopya olabilir, bambaşka bir şey olabilir. bilemedim işte. 1984 tarzı bir şeyler olabilir. cevap yazacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

msi duke gtx1070ti ekran kartı
ryzen 1600AF işlemci
asus b450 anakart
16 gb 3000 mhz ddr4 ram
650w PSU markasını hatırlayamadığım kasa. (bilgisayarım yanımda değil şu anda)

ssd ve harddisk bana kalsın.


1 sene civarı oldu. parçaların garantileri devam ediyor. oyun harici bir kullanımı olmadı (mining vs. yok yani) sarı sitede pek stabil değil fiyatlar. sizce ne kadar eder? siz ne verirdiniz?

şimdi durum şu: biz bir kart oyunu tasarladık fiili anlamda. aramızda oynadık, sardı da. sanıyorum unity-gamemaker tarzı oyun motorlarında kolayca tasarlanabilir bir şey. heartstone örneği verebilirim benzer olarak ama mekanik olarak bir hayli farklı. yerleşim vs. anlamında görsel olarak benzer demek istiyorum daha çok. oyunun sevileceğini düşünüyoruz dijital olarak yayınlarsak. steam'de satarız, hatta mobil olarak da gider.


biz bu işi bilmiyoruz. hani kursa gitsek, öğrensek falan desek yaşımız da geçti. sormak istediğim şey şu: sektörde hiç tanıdığı olmayan bir insan olarak bu işlerde akış nasıl gerçekleşiyor?

-ücreti karşılığında aklımızdakini ekrana dökebilecek bir arkadaşı nereden bulabiliriz? bi 10luk falan gibi siteler var oyun yapabilirim falan yazan arkadaşlar var ama 100 liraya yapanlar da var, 5000 liraya da 10 bin liraya da. neye göre nasıl olduğu da belli değil. tam anlayamadık.


-diyelim ki birini bulduk. fikri olarak düşündüğümüz şeyi alıp kendi farklı şekilde geliştirip satmaya çalışmayacağını tam olarak nasıl sağlıyoruz? sözleşme gibi bir şey mi oluyor nedir? olsa bile sağdan soldan dolaşıp benzer şeyler yapmayacağını nasıl garanti ediyoruz? birini bulsak bile atıyorum anlaşamadık bir şeyde. oyunun nasıl olacağını anlatmamız gerekiyor tasarımcıya. arkadaş yok ben yapamam diyip sonra kendi tasarlayıp piyasaya sunarsa ne yapacağız?


-bir şekilde bu problemleri çözdük. oyunu piyasaya çıkardık. güncellememiz gereken detaylar olunca her seferinde bu arkadaşa gebe mi kalıyoruz? bu işlem nasıl gerçekleşiyor tam olarak?

-nedir bu işin piyasası. atıyorum animasyonlar/grafikler vs. hariç heartstone klonu bir kart oyunu yapacaksınız desek türkiye'de bütçe nedir? (multiplayer desteği de olacak)


kısacası fikrimiz var, tasarlayacağımız oyun (kod anlamında) tek bir kişiye yaptırabileceğimiz ölçekte (en azından bize uzaktan öyle gözüküyor belki de) , bütçemiz de var? nasıl bir yol izlememiz gerekiyor. kişi sayısı çok da önemli değil bu arada. oyunun çapını anlatmak için söylüyorum daha çok. birini oturtup bize call of duty 28 yaptırmayacağız yani.


umarım meramımı anlatabilmişimdir. sektörden olan insanlar cevaplarsa ne ala olur tabi ki ama fikri olanlar da buyursun çekinmesin.

starbucks'ın noel karışımını almıştık beğendik de açıkçası, sonrasında eski kahvesi tat vermedi. onlardan da kalmamış yakınımdaki yerde. siz nereden çektiriyorsunuz/alıyorsunuz acaba kahveyi? çok anlamam bu işlerden, kahve makinesi ile yapıyorum kendime sabahları. siz ne içiyorsunuz filtre kahve tiryakileri? böyle güzel kahveler satan yerler var mıdır acaba sadece bu işe yoğunlaşmış?

lokasyon : istanbul/ tercihen anadolu yakası

bunu alınca direkt oyuna sahip oluyor muyuz? yoksa dlc mantığıyla pes 2020 sahibi mi olmak gerekiyor acaba?


edit: steam üzerinden pc için soruyorum bu arada belirtmeyi unutmuşum.

başlıkları otomatik türkçeleştiriyor bu vatandaş. kapatmanın bir yolu yok mudur bunun?

Web tapu sitesine covid nedeniyle projeleri online olarak yüklüyorlar. Devasa paftaları taramışlar sisteme koymuşlar. zoom yaptıkça netleşiyor ancak bu sefer de kat planları tek bir sayfaya sığmayacak şekilde çıkıyor.


ekran görüntüsü alarak bilgisayarıma indirmeye çalıştım, bana tek bir kat planı da yeterli esasen ama bir kat planı okunabilecek şekilde bir sayfaya sığmıyor. sağ tıkla resimi kaydet dediğimde o anda ekranda ne kadarı varsa ve ne kadar net gözüküyorsa o kadarını indiriyor.

yani kısacası ekrana sığmayacak çözünürlükte bir resim yüklemişler siteye. zoom tuşuna bastıkça yaklaşıp detayları görebiliyoruz. uzaktan sağ tıkla resmi kaydet dediğimde düşük çözünürlükte kaydediyor. yaklaşıp detayları görebildiğim şekilde resmi kaydet dediğimde ise sadece zoom yaptığım alanı kaydediyor. bana tamamı yüksek çözünürlükte lazım.

sorum şu: bu resimin tamamını en zoom yapılmış şekilde bir çözünürlükte nasıl indirebilirim.




saçma oldu biraz anlatım ama umarım anlatabilmişimdir.

hem biraz bu yollardan geçen birini denk getirir de deneyimlerimden faydalanır mıyım diye hem de dertleşmek için yazıyorum. vakti az olan okumasın baştan uyarayım.

internet üzerinden hobi olarak başlayan ama son bir kaç ayda gelişip fena olmayan bir getiriye sahip işe dönüşen bir işimiz var. önceleri hobi amaçlı tek tük iş yaptığımız için haliyle kazandığımız para pek de sıkıntı olmayacak bir boyutta oluyordu ancak son 1-2 ayda işe yüklenince "iş" denilebilecek bir hale gelen bir işimiz var dijital tasarım üzerine. aylık 300 lira 500 lira derken 4 bin 5 bin TLlere kadar çıkardık işi. gün geçtikçe de artış gösteriyor memnun müşteri sayımız arttıkça ve insanlara ulaştıkça. öngörüm odaklanırsak artarak gideceği yönünde. 80 milyon kişilik bir müşteri havuzu var sonuçta ülkede.


tanıdık bir muhasebeci artık bu para giriş çıkışının problem yaratacağını ve şirket kurup fatura kesmemiz gerektiğini söyledi. 3 aşağı 5 yukarı aylık masrafını da anlattı. halihazırda çalıştığım için sigorta masrafı da olmayacak dolayısıyla vergi yükü hariç muhasebe giderinden başka bir gider olmayacakmış. bu iş artık hobi değil kobi dedi kısacası.


sorum şu: siz olsanız ne yapardınız? artacağını varsayarak şirket kurma hengamesinin içine girip dertsiz başınıza dert alır mıydınız? şahıs şirketi bugün açtım yarın vazgeçtim kapattım işleri baş ağrıtacak kıvamda mı? iş yükü nasıl gelişir? fatura kes, fatura al. muhasebe ile ilişkiler vs. derken attığımız taş ürküttüğümüz kuşa değer mi? halihazırda zaten maaşlı bir işte çalışıyorum ve ortalama üstü bir kazancım var. yoksa yaşandı bitti saygısızca diyip usulca işten vazgeçip normal yaşantımıza devam mı etmeliyiz? herhangi bir yatırım gerektirmiyor bu arada yapacağım iş. home office çalışıp halihazırdaki ekipmanlarımla aynen işe devam edebileceğim. mesai sonrası bir kaç saat çalışarak yapabildiğim bir iş şimdilik.


kısacası aylık ne kadar kazancınız olduğunda bir şirketin ameleliğiyle uğraşmaya değer dersiniz? daha önce bu tarz bir girişim yapmış bir kişi olur, böyle bir kişinin muhasebesini tutan muhasebeci olur. her türlü deneyimden faydalanmak istiyorum karar verme aşamasında.


vakit ayırıp cevap yazacak arkadaşlara şimdiden teşekkürler.

2 kişilik bir aile berlin'de aylık 6000 euro brüt ücret. ailenin diğer ferdinin henüz işi olmayacak ilk gidişte. sonradan iş arayacak. survive eder miyiz bir süre?


yaşam standartlarımız nice olur acaba?

ev alım satım öncesinde emlakçıda bir anlaşmaya vardık ve sözleşme imzaladık.


sözleşmede aynen şu yazıyor:


alıcı bilmem kim ile satıcı bilmem kim şu daire için 250 bin tl'ye anlaşmıştır. bunun için de alıcı bilmem kim satıcı bilmem kime 1000 TL kapora elden teslim etmiştir. her iki taraf da alım satımı onaylamıştır.


alıcı satıcı kendilerine sözleşmeyi sağlayan emlakçıya %2 ödemeyi kabul eder.

bu sözleşmenin uygulanmasında çıkacak uyuşmazlıklarda İstanbul mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.



cuma günü bu şekilde imzaladık ama biz haftasonu evi almaktan vazgeçtik(önemli mi bilmiyorum ama vazgeçmemizin nedeni emlakçının bize bir konuda yanlış bilgi vermesi). bu sözleşmeden dolayı başımıza bir şey gelir mi? kaporamı yaktım sözleşmeden vazgeçtim olayı yeterli midir? yani sonuç olarak ben adamın tapusunu almadım bir şey yapmadım. herhangi bir maddi zarara uğratmadım diye düşünüyorum. sanmıyorum öyle bir şey olacağını da oldu ki adam taktı buna mahkemeye falan gitti. bir şey olur mu aceb?

şu karantina dönemlerinde yemeklerden kalanları sokakta gezinen kedilere vermeye başladım. 2-3 tane kedisi var mahallemizin. öyle olduğundan dolayı her kendimi gösterdiğimde "aha bir şey verecek galiba" beklentisiyle önüme gelip dikilmeye başladılar. elimde bir şey olmayınca verecek kendimi kötü hissediyorum. öncesinde ne güzel seviyeli bir ilişkimiz vardı hepsiyle.


şimdi sormak istediğim soru şu:

kedi maması diye satılan ne alsam yerler mi bunlar? hani çok masraflı olmasın ama yemedikleri bir şeye de boşa para vermeyeyim kafasındayım. ıslak mamalardan alıp şapır şupur beslenmelerini izlemek keyifli olabilirdi ama büyük bir bütçe gerekiyor ona. daha uygun fiyatlı olan kuru mamalardan bahsediyorum ben.


nedir bu işin oluru? herhangi bir şey al geç aç bu hayvanlar yerler mi oluyor bu tip durumlarda? tavsiye edebileceğiniz geniş bir kedi skalası olan mama vs. var mıdır? bu tip şeylerin uygun ve kaliteli satıldığı bir internet sitesi vs. de olur. değilse hepsiburada vb. sitelerden sipariş vereceğim.


hadi bakalım catpersonlar. bi el atıverin hayrına.

hiç ama hiç izlemedim. şu boş zamanda izleyeyim diyorum.


yayınlanma sırasına göre mi izlenmeli yoksa hikayenin sırasına göre mi? var mıdır yol verecek star wars geek'i aranızda.

bir çoğunuz karantina günlerinde oyun oynuyorsunuz biliyorum. o sebeple oyun önerisi isteyecek en güzel zamanlardan biri bu. ana akım oyunların aşağı yukarı hepsini oynadım ama aklınıza geleni yazmaktan çekinmeyin.

aradığım özellikler:

-açık dünya artık yeter. yeterince oynadık hazmettik. oradan oraya koşturmaktan yorulduk. açık dünyası olacaksa da sınırlı bir açık dünyası olsun, haritada sağa sola gitmek oyundan daha fazla zaman almasın. en fazla dishonored kafası olsun. genişçe bir şehir değil de bizi ortasına attığı bir level tasarımı olabilir. direkt ilerlediğimiz bir kafası da olabilir.

-oyun mekanikleri iyi olsun. vurduğumu anlayayım, başka mekanikleri varsa da düzgün çalışan ve "vay be güzel düşünmüşler bunu" dediğim mekanikler olsun. illa vurmalı kırmalı da olmayabilir. soma benzeri bir şey de olabilir. oynadığınız ve keyif aldığınız herhangi bir tür olabilir pek tabi.


-hikaye güzel olsun. beni sarsın. merak ettirsin. oyunu bitirdiğimde güzel bir filmi bitirmişim hissini versin.


-40 saatlik oyun oynayamıyorum artık rdr vs. gibi çok çok özel örnekler olmadıkça. 8-10 saatte bitsin. oyunun sonunu görmek için bitirmeyeyim oyunu. keyif alırken bitsin gitsin.

-hack&slash olmasın mümkünse. bam güm herkese dal öldür, kılıçtan geçir oyunlarını kafam kaldırmıyor bir yerden sonra. hikaye iyi olsun, tadında aksiyon olsun ya da belki hiç olmasın farketmez.


-oyun mekanikleri kendini tekrar etmesin. kendini yenilesin. 1. dakikada yapmaya başladığımız şeyi 5. saatin sonunda yapmaya devam etmeyelim.

-bu çok önemli bir özellik değil ama gamepadle rahat oynayabiliyorsam ne mutlu bana. koltuğa yayılayım, hikayenin ve aksiyonun tadını çıkarayım. olmuyorsa klavye mouse ikilisi de olur da mümkünse gamepad. belim ağrıyor :(


-ufak tefek puzzlelar olabilir tadında. portal serisi gibi bir başyapıt değilse puzzle oyunu olmasın kısacası.


-grafikler iyi veya kötü farketmez. iyi seviyede bir bilgisayarım var. oynayamayacağım herhangi bir oyun yok. sarsın yeter.


-bunların hiç birine sahip değil ama şöyle bir oyun da var: ne olursa olsun oynatır kendini dediğiniz bir oyun da olabilir. neden olmasın?


belki benim için oyun çıkmaz ama başkası görüp ilgisini çekip oynayabilir bir şekilde. aklınıza gelen şeyleri yazmaktan çekinmeyin.


uğraşıp cevap yazacak arkadaşlara şimdiden çok çok teşekkürler. koronasız günler dilerim...

aranızda cambly kullanan var mıdır?


uzun vadede faydasını gördünüz mü? dikkat etmemiz gereken bir şeyler var mıdır?

1-fena bir seviyede bilmediğiniz bir dil için önerir misiniz? yani gramer kurallarını biliyoruz, kelime dağarcığımız fena değil. biliyorum ama konuşamıyorum durumu gibi düşünebilirsiniz. ülkenin yarısı için ingilizcenin olduğu durum.

2-çok çok başlangıç seviyesinde bildiğiniz bir dil için önerir misiniz? başlangıç seviyesinde almanca biliyoruz atıyorum. o seviyede bir ilerleme kaydedebilir miyiz?


parasının hakkını veriyor mu kısacası.

bir videoyu alıp belirlediğim kareye bölüp bana fotoğraf olarak verebilecek en kolay program nedir?

aynı şekilde 25 kare fotoğrafı birleştirip videoya çevirecek bir program da arıyorum.

nedir bu işin oluru?