Neden olur?
Kanda bakılması gereken bir değer falan var mı?
Özellikle turşu, cips gibi çok tuzlu şeyler çekiyor canım sürekli.
(Evden çalışıyorum, yoğun terleme, su kaybı, haftada birkaç kez yürüyüş haricinde bir spor aktivitem yok.)
Kanda bakılması gereken bir değer falan var mı?
Özellikle turşu, cips gibi çok tuzlu şeyler çekiyor canım sürekli.
(Evden çalışıyorum, yoğun terleme, su kaybı, haftada birkaç kez yürüyüş haricinde bir spor aktivitem yok.)
bu işlerden pek anlamıyorum. kendim ekonomik bir yoldan beyaza boyamak niyetindeyim.
acaba malzemesi nedir?
hangi boya türü tutar?
örneğin sprey boyalar var, iyice temizleyip zımpara yapmadan sprey boya yapsak olur mu ki?
çok teşekkür ederim.
acaba malzemesi nedir?
hangi boya türü tutar?
örneğin sprey boyalar var, iyice temizleyip zımpara yapmadan sprey boya yapsak olur mu ki?
çok teşekkür ederim.
günlük, şehirde 1-2 saatlik bir yürüyüş için tabanı rahat, hemen eskimeyecek bir ayakkabı modeli arıyorum.
bacaklarımda varis başlangıçları var.
salgın döneminde de özellikle son 6 ayda çok hareketsiz kaldım ve biraz kilo aldım.
şimdi yürüyüşe çıkınca özellikle ayak tabanlarımda ve alt bacakta çok ağrı oluyor.
evde birkaç yıllık nike, new balance, skechers, under armour ayakkabı var, hepsi de ağrı yaptı. büyük ihtimalle model ile ilgili.
tavsiyeleri olanlar varsa çok sevinirim, şimdiden çok teşekkürler.
bacaklarımda varis başlangıçları var.
salgın döneminde de özellikle son 6 ayda çok hareketsiz kaldım ve biraz kilo aldım.
şimdi yürüyüşe çıkınca özellikle ayak tabanlarımda ve alt bacakta çok ağrı oluyor.
evde birkaç yıllık nike, new balance, skechers, under armour ayakkabı var, hepsi de ağrı yaptı. büyük ihtimalle model ile ilgili.
tavsiyeleri olanlar varsa çok sevinirim, şimdiden çok teşekkürler.
evdeki tüm saçlar baya tekerleklerin oradaki fırçaya dolaşıyor ve öyle kalıyor.
anladığım kadarıyla bunun bir çözümü yok ama kolay temizlemenin bir yolu da mı yok acaba?
kendi temizleme aparatı hiçbir işe yaramadı, makas alıp baya çekiştire çekiştire kestim saçları :(
anladığım kadarıyla bunun bir çözümü yok ama kolay temizlemenin bir yolu da mı yok acaba?
kendi temizleme aparatı hiçbir işe yaramadı, makas alıp baya çekiştire çekiştire kestim saçları :(
Alternatif 1: 1.550.000, Emlakçıdan
www.sahibinden.com
Denize girdiğimiz plaja araba 10 dakika.
Site içinde
İkiz villa
Komşu evler ile yani yanındaki ikiz villa ile çok iç içe, verandalar birbirine bakıyor. Büyük ihtimal ile her konuştuğun duyulur, sofrana koyduğun tabaktaki lokmaya kadar görülür.
Manzarası bir taraftan sitenin yeşillik alanına ve diğer evlere bakıyor, diğer taraftan direkt diğer eve bakıyor.
Yürüyüş mesafesinde market yok ama araba ile çok yakın.
Site küçük bir site, sitenin dışı ana yol. Yürüyüş yapayım desen anayola çıkmak gerekir, çevresi biraz ıssız.
Odalar çok küçük, dolap koymaya dahi yer yok. Bir de ikiz evleri yıldız gibi yapmışlar şekil olarak, bu nedenle tüm odalar yamuk. Tam olmasa da odalar biraz beşgene benziyor.
Bahçesi çok küçük.
Keyfekeder tadilat yapılabilir.
İçinde Ağustos başına kadar kiracı var.
Alternatif 2: 1.620.000, Emlakçıdan
www.sahibinden.com
Denize girdiğimiz plaja araba ile 20 dakika.
Site içinde değil.
İkiz villa.
3 tarafı da şimdilik boş arazi, yandaki ev ile de hiç alakası yok gibi, arada bitkiler, duvar vs. var.
Önü kapanmaz ve deniz manzaralı.
Yürüyüş mesafesinde market yok ama araba ile çok yakın.
Evin olduğu muhit hep evlerin olduğu düzgün bir muhit, evden çıkıp rahatlıkla yürüyüş yapılır.
Odalar büyük ve düzgün.
Bahçesi orta büyüklükte. Özellikle arka bahçesi güzel ve yeterli büyüklükte.
Keyfekeder tadilat yapılabilir.
Ev boş, hemen oturulabilir.
www.sahibinden.com
Denize girdiğimiz plaja araba 10 dakika.
Site içinde
İkiz villa
Komşu evler ile yani yanındaki ikiz villa ile çok iç içe, verandalar birbirine bakıyor. Büyük ihtimal ile her konuştuğun duyulur, sofrana koyduğun tabaktaki lokmaya kadar görülür.
Manzarası bir taraftan sitenin yeşillik alanına ve diğer evlere bakıyor, diğer taraftan direkt diğer eve bakıyor.
Yürüyüş mesafesinde market yok ama araba ile çok yakın.
Site küçük bir site, sitenin dışı ana yol. Yürüyüş yapayım desen anayola çıkmak gerekir, çevresi biraz ıssız.
Odalar çok küçük, dolap koymaya dahi yer yok. Bir de ikiz evleri yıldız gibi yapmışlar şekil olarak, bu nedenle tüm odalar yamuk. Tam olmasa da odalar biraz beşgene benziyor.
Bahçesi çok küçük.
Keyfekeder tadilat yapılabilir.
İçinde Ağustos başına kadar kiracı var.
Alternatif 2: 1.620.000, Emlakçıdan
www.sahibinden.com
Denize girdiğimiz plaja araba ile 20 dakika.
Site içinde değil.
İkiz villa.
3 tarafı da şimdilik boş arazi, yandaki ev ile de hiç alakası yok gibi, arada bitkiler, duvar vs. var.
Önü kapanmaz ve deniz manzaralı.
Yürüyüş mesafesinde market yok ama araba ile çok yakın.
Evin olduğu muhit hep evlerin olduğu düzgün bir muhit, evden çıkıp rahatlıkla yürüyüş yapılır.
Odalar büyük ve düzgün.
Bahçesi orta büyüklükte. Özellikle arka bahçesi güzel ve yeterli büyüklükte.
Keyfekeder tadilat yapılabilir.
Ev boş, hemen oturulabilir.
annem asla dokunmatik telefon kullanamıyor.
kullanılmamış, orijinal, garantili, güvenilir tuşlu telefon bulmak tamamen imkansız mı artık?
üreten marka hiç mi yok?
internetteki tuşlu nokia'ların genelde sahte ürün olduğunu duyuyorum, okuyorum hep.
kullanılmamış, orijinal, garantili, güvenilir tuşlu telefon bulmak tamamen imkansız mı artık?
üreten marka hiç mi yok?
internetteki tuşlu nokia'ların genelde sahte ürün olduğunu duyuyorum, okuyorum hep.
üniversiteyi %100 ingilizce okudum sözel bir bölümde.
hazırlık da okumuştum.
mezun olalı 10 yıl oldu, iş hayatında neredeyse hiç kullanmadım, kullanmıyorum.
bu ara ileri seviye ingilizcenin zorunlu olduğu bazı iş ilanları ilgimi çekiyor ama sürece girsem ne mülakatta konuşabilirim ne de oturup doğru düzgün bir şeyler yazabilirim.
herhangi bir acelem yok, belirli bir bütçe de ayırabilirim.
özellikle online olması tabi salgın nedeniyle önemli olacak.
(örneğin cambly için araştırdım ama çok kötüleyen de var, öven de, anlayamadım)
nasıl bir yol izlememi önerirsiniz? benzer bir deneyim yaşayan var mıdır?
şimdiden çok teşekkür ederim.
hazırlık da okumuştum.
mezun olalı 10 yıl oldu, iş hayatında neredeyse hiç kullanmadım, kullanmıyorum.
bu ara ileri seviye ingilizcenin zorunlu olduğu bazı iş ilanları ilgimi çekiyor ama sürece girsem ne mülakatta konuşabilirim ne de oturup doğru düzgün bir şeyler yazabilirim.
herhangi bir acelem yok, belirli bir bütçe de ayırabilirim.
özellikle online olması tabi salgın nedeniyle önemli olacak.
(örneğin cambly için araştırdım ama çok kötüleyen de var, öven de, anlayamadım)
nasıl bir yol izlememi önerirsiniz? benzer bir deneyim yaşayan var mıdır?
şimdiden çok teşekkür ederim.
insan gibi konusup anlasarak bitirdiginiz bir iliski sonrasi aramaya devam ediyorsa ama hatrini sormak icin aradim deyip, konusmayi uzatip iliskideki defterleri aciyorsa ve konusma sizi suclamaya donuyorsa
iletisimde kalmak istemediginizi de soylediyseniz, aramalarini acmamanizdan, donmememizden de anlamiyorsa, ulasmaya calismaya devam ediyorsa
bir de bu kisiyle komsuysaniz, sık sık ev cevresinde karsilasiyorsaniz
artik anlasin, aramaktan vazgecsin diye kesin bir dil ile son kez ne dersiniz?
iletisimde kalmak istemediginizi de soylediyseniz, aramalarini acmamanizdan, donmememizden de anlamiyorsa, ulasmaya calismaya devam ediyorsa
bir de bu kisiyle komsuysaniz, sık sık ev cevresinde karsilasiyorsaniz
artik anlasin, aramaktan vazgecsin diye kesin bir dil ile son kez ne dersiniz?
dün sarma sardık ama çok oldu biraz.
bir kısmını pişmeden derin dondurucuya attık.
ne zamana kadar tüketmek gerekir? bir şey olmaz değil mi?
çok teşekkürler.
bir kısmını pişmeden derin dondurucuya attık.
ne zamana kadar tüketmek gerekir? bir şey olmaz değil mi?
çok teşekkürler.
s.b.
"Fiyat teklifimizi inceleme şansınız oldu mu?"
Şöyle diyeyim dedim ama google'ladığımda daha önce hiç böyle cümleler kurulmamış :)
Have you had a chance to consider our quotation?
Have you had a chance to view our price offer our?
I would like to kindly ask you if you have had a chance to view our price offer?
Şöyle diyeyim dedim ama google'ladığımda daha önce hiç böyle cümleler kurulmamış :)
Have you had a chance to consider our quotation?
Have you had a chance to view our price offer our?
I would like to kindly ask you if you have had a chance to view our price offer?
yani örneğin diyelim ki mart 2020'de hastalığı geçirmiş birinde şu an tomografi çekilse o dönemde oluşmuş bir hasar olduysa çıkar mı?
yoksa oluşan hasar aylar içinde geçiyor ve akciğer eski haline dönüyor mu?
yoksa oluşan hasar aylar içinde geçiyor ve akciğer eski haline dönüyor mu?
s.b.
google'da cok arastirdim ama en formal ve dogru olani hangisidir emin olamadim.
(bir makine icin makinenin fiyatini ve teknik detaylarini, garanti ve teslimat sartlarini vb iceren resmi teklif formati iletecegim.?
(bir makine icin makinenin fiyatini ve teknik detaylarini, garanti ve teslimat sartlarini vb iceren resmi teklif formati iletecegim.?
s.b.
genelgede 65 yaş ile ilgili madde bulamadım bir türlü.
varsa, paylaşabilirseniz çok sevinirim, çok teşekkürler.
genelgede 65 yaş ile ilgili madde bulamadım bir türlü.
varsa, paylaşabilirseniz çok sevinirim, çok teşekkürler.
bir limited şirketinin işvereni için, bağkurdan emekli olduktan sonra tekrar sgk girişi yapılmalı mıdır?
sgk girişi yoksa e-devletten yasakta çalışma izni nasıl alınacak bilen var mı acaba? (üretim sektörü)
çok teşekkür ederim.
sgk girişi yoksa e-devletten yasakta çalışma izni nasıl alınacak bilen var mı acaba? (üretim sektörü)
çok teşekkür ederim.
deniz genelde dalgalı mıdır?
temiz midir?
iğne atsan yere düşmez diyecek kadar çok kalabalık olur mu?
araba koyacak yer var mıdır?
ailem pırlanta plajına yakın bir ev bakıyor, serakent sitesindeymiş, nasıl bir yer bilen var mıdır acaba?
çok teşekkür ederim.
temiz midir?
iğne atsan yere düşmez diyecek kadar çok kalabalık olur mu?
araba koyacak yer var mıdır?
ailem pırlanta plajına yakın bir ev bakıyor, serakent sitesindeymiş, nasıl bir yer bilen var mıdır acaba?
çok teşekkür ederim.
şarjı en az 45 dakika rahat yeten,
toz haznesi pratik temizlenebilen,
max 3000 TL civarlarında
kablosuz dikey süpürge arayışındayım.
en önemlisi, süpürgeyi "şuraya bir şeyler döküldü bir geçivereyim" diye el süpürgesi olarak kullanmayacağım, normal ev temizliğinde kullanacağım.
şimdiden çok teşekkür ederim.
toz haznesi pratik temizlenebilen,
max 3000 TL civarlarında
kablosuz dikey süpürge arayışındayım.
en önemlisi, süpürgeyi "şuraya bir şeyler döküldü bir geçivereyim" diye el süpürgesi olarak kullanmayacağım, normal ev temizliğinde kullanacağım.
şimdiden çok teşekkür ederim.
geçiyor direkt?
nispeten kurumsal denebilecek bir şirkette çalışıyorum ve memnunum aslında. bu zamana kadar birkaç olay dışında ayrılmayı düşündürecek kadar çok ciddi bir sıkıntım olmadı.
aslında bu zamana kadar nispeten daha insanca bir çalışma ortamı vardı ama son 6 ayda şirket her geçen gün saçmalamaya başladı. "madem evdeler, 7/24 çalışsınlar, evden de asla çıkmasınlar" salgını bizim şirkete de sirayet etti.
bişini en düzgün şekilde yapmaya gayret eden, yeri geldi mi mesai de yapan, hafta sonları da çalışan biriyim. işimi seviyorum, ortamdan memnunum düşüncesi ile kariyer de hedeflediğim için çok çalışmaktan hiç şikayet etmedim ama ben bile artık isyan noktasına geldim.
son birkaç aydır özellikle yöneticilere bir haller oldu. herkes 7/24 çalışıyor vaziyette, kimse de şikayet etmiyor. hadi özel hayatı geçtim, kimsenin evinde işi gücü yok mu anlamıyorum. görüntülü görüşmeler ancak 7'de bitiyor, akşamları sabaha yetişecek işler isteniyor. bu insanlar ne zaman yemek yapıyor, evdeki diğer işlerini hallediyor?
öğle yemeği zaten kalmadı. gün içinde 15 dakika tuvalete gidince telefonu açmadığımız süre bile dikkat çekip espri ile karışık laf konusu oluyor.
08:00 - 18:00 çalışıyoruz. şu anda evden çalışanların mesai saatleri içinde evinden çıkması izne tabii. ofisteyken olan 1 saatlik öğle arası da yalan oldu. ofisten çalışanlar zaten servis ile gidip geliyor, ofis şehir merkezine uzak. yani kimsenin markete, eczaneye vs gitmesine imkan yok.
geceleri, haftasonları mail trafiğini anlatmıyorum bile zaten.
benim anlamadığım bizim şirket örneğin böyle bir şirket pek değildi. tamam yoğunuz ama 7/24 çalışacak kadar değiliz. bazı insanlara ya kendinize gelin pandeminin ortasındayız, neden tek derdiniz 5 günlük işi 5 saatte bitirmekmiş gibi davranıyorsunuz diye sorasım geliyor.
herkesin ekonomik kaygıları var, geçim sıkıntısı, işi kaybetme korkusu var, onu da çok iyi anlıyorum çünkü benim de var. ailemin işleri çok bozuldu, 1 senedir neredeyse aileme ben baktım. işimi kaybetmemek benim için de çok önemli ama bu kadarı da insanlıktan çıkmak değil mi?
derdim de keyif değil hiçbir şekilde. tek derdim evde aileme karşı yemektir, temizliktir, doğru düzgün yardımcı olamamak. insanlara soruyorum, bekarlar dışarıdan söylüyor, çocuklu ailelerde anneanne, babaanne varsa, yakındalarsa, haftada 1-2 onlardan destek alınıyor. yakında değillerse çocuklu anneler de bu şekilde çıldırmış durumda zaten. çocuk yoksa öğünler geçiştiriliyor...
çok uzun oldu ama sözün özü salgında özellikle evden çalışanlar için, mesai saatleri haricinde yapmamız gereken işlerin olduğu gerçeğine bozulan yöneticilere artık dayanamıyorum.
benzer hisleri, durumları yaşayan var mı, nasıl başa çıkıyorsunuz, idare ediyorsunuz?
sizin şirkette bu durumlar nasıl gidiyor?
aslında bu zamana kadar nispeten daha insanca bir çalışma ortamı vardı ama son 6 ayda şirket her geçen gün saçmalamaya başladı. "madem evdeler, 7/24 çalışsınlar, evden de asla çıkmasınlar" salgını bizim şirkete de sirayet etti.
bişini en düzgün şekilde yapmaya gayret eden, yeri geldi mi mesai de yapan, hafta sonları da çalışan biriyim. işimi seviyorum, ortamdan memnunum düşüncesi ile kariyer de hedeflediğim için çok çalışmaktan hiç şikayet etmedim ama ben bile artık isyan noktasına geldim.
son birkaç aydır özellikle yöneticilere bir haller oldu. herkes 7/24 çalışıyor vaziyette, kimse de şikayet etmiyor. hadi özel hayatı geçtim, kimsenin evinde işi gücü yok mu anlamıyorum. görüntülü görüşmeler ancak 7'de bitiyor, akşamları sabaha yetişecek işler isteniyor. bu insanlar ne zaman yemek yapıyor, evdeki diğer işlerini hallediyor?
öğle yemeği zaten kalmadı. gün içinde 15 dakika tuvalete gidince telefonu açmadığımız süre bile dikkat çekip espri ile karışık laf konusu oluyor.
08:00 - 18:00 çalışıyoruz. şu anda evden çalışanların mesai saatleri içinde evinden çıkması izne tabii. ofisteyken olan 1 saatlik öğle arası da yalan oldu. ofisten çalışanlar zaten servis ile gidip geliyor, ofis şehir merkezine uzak. yani kimsenin markete, eczaneye vs gitmesine imkan yok.
geceleri, haftasonları mail trafiğini anlatmıyorum bile zaten.
benim anlamadığım bizim şirket örneğin böyle bir şirket pek değildi. tamam yoğunuz ama 7/24 çalışacak kadar değiliz. bazı insanlara ya kendinize gelin pandeminin ortasındayız, neden tek derdiniz 5 günlük işi 5 saatte bitirmekmiş gibi davranıyorsunuz diye sorasım geliyor.
herkesin ekonomik kaygıları var, geçim sıkıntısı, işi kaybetme korkusu var, onu da çok iyi anlıyorum çünkü benim de var. ailemin işleri çok bozuldu, 1 senedir neredeyse aileme ben baktım. işimi kaybetmemek benim için de çok önemli ama bu kadarı da insanlıktan çıkmak değil mi?
derdim de keyif değil hiçbir şekilde. tek derdim evde aileme karşı yemektir, temizliktir, doğru düzgün yardımcı olamamak. insanlara soruyorum, bekarlar dışarıdan söylüyor, çocuklu ailelerde anneanne, babaanne varsa, yakındalarsa, haftada 1-2 onlardan destek alınıyor. yakında değillerse çocuklu anneler de bu şekilde çıldırmış durumda zaten. çocuk yoksa öğünler geçiştiriliyor...
çok uzun oldu ama sözün özü salgında özellikle evden çalışanlar için, mesai saatleri haricinde yapmamız gereken işlerin olduğu gerçeğine bozulan yöneticilere artık dayanamıyorum.
benzer hisleri, durumları yaşayan var mı, nasıl başa çıkıyorsunuz, idare ediyorsunuz?
sizin şirkette bu durumlar nasıl gidiyor?
olan var mıdır?
haftada belki maksimum 20 sayfa renksiz word çıktısı alacağım o kadar.
salgın nedeniyle kırtasiyelerde uğraşmak istemiyorum, evden çıkmaya da vakit olmuyor zaten.
ucuz olsun, kronik sorunu olmayan bir model olsun, uzun süre kullanabileyim, bir de mümkün olursa çok yer kaplamayan bir model olsa yeter.
şimdiden çok teşekkürler.
haftada belki maksimum 20 sayfa renksiz word çıktısı alacağım o kadar.
salgın nedeniyle kırtasiyelerde uğraşmak istemiyorum, evden çıkmaya da vakit olmuyor zaten.
ucuz olsun, kronik sorunu olmayan bir model olsun, uzun süre kullanabileyim, bir de mümkün olursa çok yer kaplamayan bir model olsa yeter.
şimdiden çok teşekkürler.
İzmir'de bir ev alma niyetimiz var. Emlakçı aracılığı ile bir ev gördük.
Ama biraz karışık bir durum, bu işlerden hiç anlamadığım için internette araştırdıkça kafam çok karıştı. Yardımcı olabileceklere şimdiden çok teşekkür ederim.
İstediğimiz muhitte ve özelliklerde şu an için tek ev. Satılık evin çok az olduğu, fiyatların hızlı arttığı bir yer. Onun için de ciddi alıcıyız, kaçırmak istemiyoruz.
Ev sahibi İngiltere'deymiş. satış için gelmeyecekmiş. İstanbul'da ablası varmış, ablasına vekalet vermiş.
Emlakçı kadın da ev göstermeye Balıkesir'den geldi, ev sahibinin yakın arkadaşıymış, onun için yardım ediyormuş, normalde artık emlakçılık yapmıyormuş.
Bizim şimdi bu süreçte kontrol etmemiz gereken evraklar nelerdir? (ablanın vekalet örneği, abla ile emlakçı arasındaki sözleşme, tapu kaydı vb. gibi)
Bir de kaporayı kime vereceğiz? Ev sahibine mi, ablaya mı, emlakçı kadına mı?
Ama biraz karışık bir durum, bu işlerden hiç anlamadığım için internette araştırdıkça kafam çok karıştı. Yardımcı olabileceklere şimdiden çok teşekkür ederim.
İstediğimiz muhitte ve özelliklerde şu an için tek ev. Satılık evin çok az olduğu, fiyatların hızlı arttığı bir yer. Onun için de ciddi alıcıyız, kaçırmak istemiyoruz.
Ev sahibi İngiltere'deymiş. satış için gelmeyecekmiş. İstanbul'da ablası varmış, ablasına vekalet vermiş.
Emlakçı kadın da ev göstermeye Balıkesir'den geldi, ev sahibinin yakın arkadaşıymış, onun için yardım ediyormuş, normalde artık emlakçılık yapmıyormuş.
Bizim şimdi bu süreçte kontrol etmemiz gereken evraklar nelerdir? (ablanın vekalet örneği, abla ile emlakçı arasındaki sözleşme, tapu kaydı vb. gibi)
Bir de kaporayı kime vereceğiz? Ev sahibine mi, ablaya mı, emlakçı kadına mı?
annemde de bende de 4-5 gündür müzmin bir boğaz ve eklem ağrıs, halsizlik var.
bunlar dışında hiçbir şey yok.
ateş hiç çıkmadı, tat koku duyuları yerinde, durumda kötüleşme yok.
kalabalık ortama girmek gibi riskli bir durumumuz yok.
bir de ikimizde de kronik farenjit var, boğazımız ara ara hep ağrır, sadece bu sefer uzun sürdü.
düşünüyorum; bu ara sıcaklıklar bir indi, bir çıktı, özellikle birkaç gündür havadaki nem oranı da rüzgar ile çok düştü. önce ona bağladık ama bu tablo covid olabilir mi acaba?
(annem 67 yaşında ve kronik hastalıklarından dolayı risk grubunda, evden çıkarıp teste götürmek de risk, test yaptırmamak da bir risk.)
bunlar dışında hiçbir şey yok.
ateş hiç çıkmadı, tat koku duyuları yerinde, durumda kötüleşme yok.
kalabalık ortama girmek gibi riskli bir durumumuz yok.
bir de ikimizde de kronik farenjit var, boğazımız ara ara hep ağrır, sadece bu sefer uzun sürdü.
düşünüyorum; bu ara sıcaklıklar bir indi, bir çıktı, özellikle birkaç gündür havadaki nem oranı da rüzgar ile çok düştü. önce ona bağladık ama bu tablo covid olabilir mi acaba?
(annem 67 yaşında ve kronik hastalıklarından dolayı risk grubunda, evden çıkarıp teste götürmek de risk, test yaptırmamak da bir risk.)
alkol almamak haricinde
nelere dikkat ettiniz/ediyorsunuz?
aldığınız ilaç/takviye var mı?
karaciğer enzimleriniz ne kadar yükselmişti?
sağ üst batın ağrısı yaşadınız mı?
nelere dikkat ettiniz/ediyorsunuz?
aldığınız ilaç/takviye var mı?
karaciğer enzimleriniz ne kadar yükselmişti?
sağ üst batın ağrısı yaşadınız mı?
kimi yerlerde hala 250 diye geçiyor, kimi yerlerde 300'e çıkarıldı deniyor.
bilgisi olan varsa şimdiden çok teşekkürler.
bilgisi olan varsa şimdiden çok teşekkürler.
Konu hakkında hiç bilgim yok, bir taban - tavan fiyat var mı?
Alanında çok meşhur iyi avukatların danışmanlık fiyatı nereye kadar çıkıyor?
Yani örneğin şu anda prof doktorların muayene ücreti 500-600'den başlıyor, 1500'e kadar çıkabiliyor gibi bir şey demek mümkün müdür?
Alanında çok meşhur iyi avukatların danışmanlık fiyatı nereye kadar çıkıyor?
Yani örneğin şu anda prof doktorların muayene ücreti 500-600'den başlıyor, 1500'e kadar çıkabiliyor gibi bir şey demek mümkün müdür?
s.b.
soğuk havada yürüyüş yaparken giyebileceğim, terlediğimde rahatsız etmeyecek bir mont arıyordum, bütçem de max 500 TL civarı olduğu için pahalı markalar zaten direkt saf dışı kaldı.
Şu montu buldum: www.decathlon.com.tr
denediğimde de çok beğendim ama olumlu/olumsuz deneyimi, duyumu olan var mıdır sormak istedim.
Şu montu buldum: www.decathlon.com.tr
denediğimde de çok beğendim ama olumlu/olumsuz deneyimi, duyumu olan var mıdır sormak istedim.
tekrar ısıtsak örneğin omlete falan koyup bir şey olur mu?
(migrostan alınmış dilimli kültür mantarı)
(migrostan alınmış dilimli kültür mantarı)
bu kaz boyunlu denilen pour over/v60 kettle'ları maalesef çok pahalı :(
bir ikamesi veya ucuz versiyonlarını aradım, bulamadım.
bilen var mıdır veya böyle bir şey var mıdır?
bir ikamesi veya ucuz versiyonlarını aradım, bulamadım.
bilen var mıdır veya böyle bir şey var mıdır?
kanallar neler?
sorma nedenim sadece kişisel yorum ve tahminleri merak etmem.
bu dönemde bilen bilmeyen tarafından çok farklı ve birbirine tam ters yorumlar dolaşıyor.
siz ne düşünüyorsunuz?
yatırım tavsiyesi amaçlı sorulmamaktadır:)
bu dönemde bilen bilmeyen tarafından çok farklı ve birbirine tam ters yorumlar dolaşıyor.
siz ne düşünüyorsunuz?
yatırım tavsiyesi amaçlı sorulmamaktadır:)
hangi evi satın alırdınız, neden?
aradığınız kriterler açısından kötü olarak nitelendireceğiniz ve hiç taşınmak istemediğiniz bir muhitte ama aradığınız tüm kriterleri olmasa bile kriterlerin %90'ını karşılayan çok güzel bir ev.
muhit olarak tüm kriterlerinizi karşılayacak, bildiğiniz, sevdiğiniz, konut fiyatlarının çok hızlı yükseldiği bir muhitte neredeyse hiçbir kriterinizi karşılamayacak kötü bir ev mi?
(evi alıp sonradan tadilat yaptırma şansınız yok orta-uzun vadede, aldığınız gibi kullanacaksınız, ayrıca tadilat ile de değiştiremeyeceğiniz dezavantajları var, sadece bunlar değil ama çok basit bir örnek ile ev arka eve bakıyor, gördüğünüz tek şey diğer evin odaları, balkonu, mutlaka çift tuvalete ihtiyaç var ama tek tuvaletli gibi gibi, değiştirilemeyecek yapısal dezavantajlar biraz)
fiyatlar aynı.
edit: deprem ile ilgili; kötü muhitteki ev deprem bölgesinde, hatta bölgedeki büyük faya çok yakın ama bu yıl yapıldı, 0 ev ve en üst standartları karşılayan bir inşaat kalitesi var.
iyi muhitteki ev deprem açısından güvenli bir bölge, zemin iyi ama inşaat kalitesi bilinmiyor, ev eski baya.
aradığınız kriterler açısından kötü olarak nitelendireceğiniz ve hiç taşınmak istemediğiniz bir muhitte ama aradığınız tüm kriterleri olmasa bile kriterlerin %90'ını karşılayan çok güzel bir ev.
muhit olarak tüm kriterlerinizi karşılayacak, bildiğiniz, sevdiğiniz, konut fiyatlarının çok hızlı yükseldiği bir muhitte neredeyse hiçbir kriterinizi karşılamayacak kötü bir ev mi?
(evi alıp sonradan tadilat yaptırma şansınız yok orta-uzun vadede, aldığınız gibi kullanacaksınız, ayrıca tadilat ile de değiştiremeyeceğiniz dezavantajları var, sadece bunlar değil ama çok basit bir örnek ile ev arka eve bakıyor, gördüğünüz tek şey diğer evin odaları, balkonu, mutlaka çift tuvalete ihtiyaç var ama tek tuvaletli gibi gibi, değiştirilemeyecek yapısal dezavantajlar biraz)
fiyatlar aynı.
edit: deprem ile ilgili; kötü muhitteki ev deprem bölgesinde, hatta bölgedeki büyük faya çok yakın ama bu yıl yapıldı, 0 ev ve en üst standartları karşılayan bir inşaat kalitesi var.
iyi muhitteki ev deprem açısından güvenli bir bölge, zemin iyi ama inşaat kalitesi bilinmiyor, ev eski baya.
aslında tam olarak şunları araştırıyorum:
örnek bir durum vermeye çalışacağım:
diyelim ki 800.000 TL civarında bir ev almak istiyorum.
600.000 TL nakdim var, 200.000 TL civarında da konut kredi kullanmak istiyorum.
sürekli çalıştığım x, y, z bankaları bana 200.000 TL civarında bir konut kredisi verir mi vermez mi bu bilgiyi ögrenip ev arama sürecine o şekilde başlamak istiyorum.
bankalara sanırım bu şekilde bir ön kredi başvurusu yapılıyordu bir ara ama şu anda bu sürecin detayları nelerdir? sıfırdan basitçe anlatabilecek varsa harika olur.
bir de bankaya böyle bir soru sormanın dezavantajları var mıdır?
sanki bir ara dezavantaj yaratabilecek bazı kurallar vardı,
6 ay içinde bir kez önbaşvuru yapabilirsin
veya önbaşvuru yapıp 1 yıl içinde kredi kullanmazsan kredi puanın düşer,
veya şimdi bir önbaşvuru yapıp olumsuz cevap alırsan daha düşük bir tutar için 6 ay sonra önbaşvuru yaptığında olumsuz yanıt alma riskin artar gibi gibi.
böyle bir şeyler var mı veya geçmişte bir ara var mıydı yoksa ben mi karıştırıyorum?
örnek bir durum vermeye çalışacağım:
diyelim ki 800.000 TL civarında bir ev almak istiyorum.
600.000 TL nakdim var, 200.000 TL civarında da konut kredi kullanmak istiyorum.
sürekli çalıştığım x, y, z bankaları bana 200.000 TL civarında bir konut kredisi verir mi vermez mi bu bilgiyi ögrenip ev arama sürecine o şekilde başlamak istiyorum.
bankalara sanırım bu şekilde bir ön kredi başvurusu yapılıyordu bir ara ama şu anda bu sürecin detayları nelerdir? sıfırdan basitçe anlatabilecek varsa harika olur.
bir de bankaya böyle bir soru sormanın dezavantajları var mıdır?
sanki bir ara dezavantaj yaratabilecek bazı kurallar vardı,
6 ay içinde bir kez önbaşvuru yapabilirsin
veya önbaşvuru yapıp 1 yıl içinde kredi kullanmazsan kredi puanın düşer,
veya şimdi bir önbaşvuru yapıp olumsuz cevap alırsan daha düşük bir tutar için 6 ay sonra önbaşvuru yaptığında olumsuz yanıt alma riskin artar gibi gibi.
böyle bir şeyler var mı veya geçmişte bir ara var mıydı yoksa ben mi karıştırıyorum?
gerçekten iyi niyet ile çaba gösterdiğiniz, iş yaptığınız ortak bir proje grubu diyelim ki.
üzerinize düşen her şeyi yerine getiriyorsunuz.
sizin sorumluluğunuzda olan işlerden birinde sizin kontrolünüz dışında bir pürüz çıktı, daha önce konuşulduğu gibi yapılamayacak çünkü öyle yapılırsa yasal olarak bir miktar riskli olduğunu öğrendiniz.
başka bir yol bulmak gerekti, o yolu da buldunuz paylaştınız.
öyle yaparsak yasal olarak riskli olacak, bunu böyle yapalım diye önerinizi paylaştınız.
yeni önerinizi grubun onaylaması gerekiyor.
gruptan biri de çıktı dedi ki:
"geline oyna demişler, yerim dar demiş, seninki de o hesap, bu konu daha önce konuşulmuştu zaten."
bu lafı google'layıp anlamına bakıyorum: "Kendisinden beklenen işi beceremeyen kişi, türlü nedenler ileri sürer. Çıkan engellerin işini güçleştirdiğini söyler. Böylece, yeteneksizliğini belli etmemeye çalışır."
tepkiniz ne olur?
(diyen kişi sizinle eş seviyede, ortada zaten bir ast üst ilişkisi de yok, iş yeri değil, gruptan çıkma durumunuz da yok)
üzerinize düşen her şeyi yerine getiriyorsunuz.
sizin sorumluluğunuzda olan işlerden birinde sizin kontrolünüz dışında bir pürüz çıktı, daha önce konuşulduğu gibi yapılamayacak çünkü öyle yapılırsa yasal olarak bir miktar riskli olduğunu öğrendiniz.
başka bir yol bulmak gerekti, o yolu da buldunuz paylaştınız.
öyle yaparsak yasal olarak riskli olacak, bunu böyle yapalım diye önerinizi paylaştınız.
yeni önerinizi grubun onaylaması gerekiyor.
gruptan biri de çıktı dedi ki:
"geline oyna demişler, yerim dar demiş, seninki de o hesap, bu konu daha önce konuşulmuştu zaten."
bu lafı google'layıp anlamına bakıyorum: "Kendisinden beklenen işi beceremeyen kişi, türlü nedenler ileri sürer. Çıkan engellerin işini güçleştirdiğini söyler. Böylece, yeteneksizliğini belli etmemeye çalışır."
tepkiniz ne olur?
(diyen kişi sizinle eş seviyede, ortada zaten bir ast üst ilişkisi de yok, iş yeri değil, gruptan çıkma durumunuz da yok)
internette her yerde kaparo sözleşmesi yapılmadan kaparo verilmemelidir uyarısını okuyorum, bu tamam, çok anlaşılır.
peki ev sahibinin farklı lokasyonda olması, satışın yapılacağı lokasyona gelmemek için emlakçı ile çalışması durumunda kaparo sözleşmesi kimle yapılır, kaparo kime verilir?
bazı yerlerde kaparo sözleşmesi kesinlikle satıcı ile veya satıcı vekili ile alıcı arasında yapılır, emlakçı ile yapılmaz yazıyor. (yani emlakçı ile de yapılacaksa satıcının noterden emlakçıya vekalet vermiş olması lazım) hatta bir de şahit olmalıymış.
bazı yerlerde ise hiç böyle bir şey yazmıyor, emlakçı kaparo alabilir, satıcının ve alıcının emlakçı ile sözleşme yapması yeterlidir yazıyor.
ve araştırırken bu konuda bir sürü dolandırıcılık hikayesine denk geldim, sözleşme ile emlakçıya kaparo verme işi çok aklıma yatmadı.
alım satım süreci ile ilgili detaylı bilgisi olanlar varsa minnettar kalırım.
peki ev sahibinin farklı lokasyonda olması, satışın yapılacağı lokasyona gelmemek için emlakçı ile çalışması durumunda kaparo sözleşmesi kimle yapılır, kaparo kime verilir?
bazı yerlerde kaparo sözleşmesi kesinlikle satıcı ile veya satıcı vekili ile alıcı arasında yapılır, emlakçı ile yapılmaz yazıyor. (yani emlakçı ile de yapılacaksa satıcının noterden emlakçıya vekalet vermiş olması lazım) hatta bir de şahit olmalıymış.
bazı yerlerde ise hiç böyle bir şey yazmıyor, emlakçı kaparo alabilir, satıcının ve alıcının emlakçı ile sözleşme yapması yeterlidir yazıyor.
ve araştırırken bu konuda bir sürü dolandırıcılık hikayesine denk geldim, sözleşme ile emlakçıya kaparo verme işi çok aklıma yatmadı.
alım satım süreci ile ilgili detaylı bilgisi olanlar varsa minnettar kalırım.
tapu dairesine gidip ben şu adresteki gayrimenkulu almaya niyetliyim deyince bu bilgileri veriyorlar mı?
ya da ne yapmak gerekiyor?
Tapuda kaydı
Gayrimenkulün kime ya da kimlere ait olduğu
Gayrimenkule ilişkin hisse oranları
Üzerinde irtifak (kullanım) hakkı olup olmadığı
İpotekli olup olmadığı
Satışa engel bir tedbir kararı bulunup bulunmadığı
Kat mülkiyetinin olup olmadığı
Yüzölçümü
Gayrimenkulün yönetim planı ve arsa sahibinin müteahhide uyguladığı tapu şerhleri
İmar durumu
Gayrimenkulün son imar durumu, 1/1.000, 1/5.000 ölçekli imar planları ile daha üst ölçekli imar planlarının bulunup bulunmadığı
İnşaat ruhsatı
Ana gayrimenkulün ve satın alınmak istenen bağımsız bölümün mevcut imar durumu ve projeye uygunluğu
Gayrimenkulün birikmiş vergi borcu olup olmadığı
Gayrimenkulün son emlak beyanname değeri (Emlak beyanname değeri, tapu alım satımı sırasında ödenecek en az harç miktarının belirlenmesinde önemli olacaktır.)
Gayrimenkulün Anıtlar Kurulu Kararı'nı ilgilendirecek bir hususun olup olmadığı
Gayrimenkul üzerinde doğrudan ya da dolaylı olarak İSKİ, Çevre ve Orman Bakanlığı gibi herhangi bir resmi merciin tasarrufunun bulunup bulunmadığı
Konutun iskânının bulunup bulunmadığı ya da iskân alımını engelleyen bir husus
ya da ne yapmak gerekiyor?
Tapuda kaydı
Gayrimenkulün kime ya da kimlere ait olduğu
Gayrimenkule ilişkin hisse oranları
Üzerinde irtifak (kullanım) hakkı olup olmadığı
İpotekli olup olmadığı
Satışa engel bir tedbir kararı bulunup bulunmadığı
Kat mülkiyetinin olup olmadığı
Yüzölçümü
Gayrimenkulün yönetim planı ve arsa sahibinin müteahhide uyguladığı tapu şerhleri
İmar durumu
Gayrimenkulün son imar durumu, 1/1.000, 1/5.000 ölçekli imar planları ile daha üst ölçekli imar planlarının bulunup bulunmadığı
İnşaat ruhsatı
Ana gayrimenkulün ve satın alınmak istenen bağımsız bölümün mevcut imar durumu ve projeye uygunluğu
Gayrimenkulün birikmiş vergi borcu olup olmadığı
Gayrimenkulün son emlak beyanname değeri (Emlak beyanname değeri, tapu alım satımı sırasında ödenecek en az harç miktarının belirlenmesinde önemli olacaktır.)
Gayrimenkulün Anıtlar Kurulu Kararı'nı ilgilendirecek bir hususun olup olmadığı
Gayrimenkul üzerinde doğrudan ya da dolaylı olarak İSKİ, Çevre ve Orman Bakanlığı gibi herhangi bir resmi merciin tasarrufunun bulunup bulunmadığı
Konutun iskânının bulunup bulunmadığı ya da iskân alımını engelleyen bir husus
babam 65 yaşında, hala kendi işinde çalışan bir mühendis.
herhangi bir sağlık sorunu yok çok şükür ve dinç.
ancak son aylarda maalesef ciddi bir sorun yaşamaya başladık kendisiyle.
birkaç örnek üzerinden anlatmaya çalışacağım ama bunları evlat şikayeti olarak düşünmemenizi rica ederim.
sadece tuhaf bulduğum ve endişe ettiğim için aklıma takılıyor.
bu örnekler kendi başına çok küçük ve önemsiz şeyler, sürekli olarak tekrarlanmaları beni düşündürüyor.
örnek 1- babam ile bir konuda bir detay konuşuyoruz. hatta 2-3 kez tekrarlanıyor bu konuşma. diyelim ki pazartesi saat 5'de x'e gidelim dedik. ve bir hafta öncesinden defalarca konuşuldu bu program. pazar günü 1 gün kala konusu açıldığında babam ilk kez duymuş gibi benim işim var yarın saat 5'de gidemem diyor. baba kaç kez konuştuk, tamam dedin, herşeyi ona göre ayarladık diyoruz diyoruz. hayır pazartesi gideriz dedik, saat konuşmadık diyor. hatırlatmaya çalışıyoruz hani şöyle şöyle konuşmuştuk ya diye, hayır öyle konuşulmadı diye kestirip atıyor.
bu birçok konuda defalarca tekrarlandı.
örnek 2- yazlıkta mutfakta birşeyler yiyor, yere, tezgaha kırıntılar dökülüyor, bahçe katı olduğu için kimse görmezse de birkaç saat öyle kalırsa anında karıncalar sinekler üşüşmeye başlıyor. annem babamdan rica ediyor, birşey yerken ayakta yeme lütfen, tabak al, bak kırıntı dökülmüş diye. babam hayır o kırıntıları ben dökmedim valla billa diye yemin ediyor. ama ondan sonra mutfağa kimse girmedi gerçekten.
bu olay neredeyse her hafta yaşandı. ben birkaç kez babamı çağırıp gösterdim, bak buraya ne kadar çok dökülmüş diye. hayır bunları ben dökmedim dedi. ama o saatlerde evde ondan başka kimse bir şey yemedi ya da mutfağa girmedi.
örnek 3- eve çikolata alınıyor, konulduğu bir kutu var. mutfakta tezgahın bir tarafında tezgah altı buzdolabı var, üzeri de baya ısınıyor haliyle, oraya çikolataların içinde durduğu kutu konulursa direkt eriyor. o abur cubur kutusunu da oradan uzakta tutuyoruz.
babam o kutudan her bir şey aldığında kutuyu buzdolabının üstüne koyuyor ve herşey eriyor. defalarca söyledik ve rica ettik, bak kutuyu aldığın yere koy, burada bırakma diye. az önce fark ettim yine oraya koymuş. dün alınanlar yine erimiş.
örnek 4- mutfak dolabından bir şey aldığında dolap kapaklarını hep açık bırakmaya başladı. ya da bazen bulaşık makinesini o boşaltıyor, bir bakıyoruz sonra mutfakta ne kadar dolap, çekmece varsa açık bırakıp salona gitmiş. aa unutmuşum kapatmayı diyor, birşey demiyoruz.
böyle anlatınca çok saçma durduğunun farkındayım ama konu burada kırıntı, karınca, çikolata, dolap kapağı değil, sonuçta babamdan kıymetli değil, kırıntı olsa ne olacak, sileriz geçer.
konuyu böyle anlayacak olan, amaaan bu kadar ufak şeylere mi takılıyorsunuz, dert ettiğiniz şeye bak diyecek olan varsa en baştan söyleyeyim, konu o değil.
konu bu davranışların sürekliliği ve sıklığının tuhaflığı.
artık babamla iletişim kuramamaya başladığımızı hissediyoruz. babamla yalnız yaşasam ben gerçekten akıl sağlığımdan şüphe ederdim. o kadar inanarak gerçekçi bir şekilde inkar ediyor ki olan veya konuşulan birşeyi, insan ne yapacağını şaşırıyor o an.
ilkinde unutmuştur diyorsunuz, ikincisinde adamın kafası kaç yerde birden, olur böyle dalgınlık diyorsunuz, üçüncüsünde ben ondan kaç yaş gencim ben bile herşeyi unutuyorum diyorsunuz. ama aylarca sürünce ve birbirinden çok farklı konularda defalarca başınıza gelince artık bu normal mi demeye başlıyorsunuz.
bu arada babam işini ve mesleğini çok seven bir insan. emekli ama şu an işini kapatıp evde oturmaya başlasa çöker gerçekten, işi onu hayata bağlıyor.
ticaretle uğraşıyor, alacak, verecek, çek senetle uğraşıyor, her gün git gel 100 km araba kullanıyor, sanayi işi ve dalgınlığın ciddi tehlike, risk yaratabileceği bir iş. bu nedenle de endişeleniyorum.
konu belirli bir dalgınlık, unutkanlık hali, bir de inkar ve inatlaşma.
ve bunların birçok nörolojik hastalığın ilk belirtileri olduğunu daha önce okumuş, duymuştum. bu nedenle bu konuda bilgisi, deneyimi olan varsa anlatmak ve danışmak istedim.
herhangi bir sağlık sorunu yok çok şükür ve dinç.
ancak son aylarda maalesef ciddi bir sorun yaşamaya başladık kendisiyle.
birkaç örnek üzerinden anlatmaya çalışacağım ama bunları evlat şikayeti olarak düşünmemenizi rica ederim.
sadece tuhaf bulduğum ve endişe ettiğim için aklıma takılıyor.
bu örnekler kendi başına çok küçük ve önemsiz şeyler, sürekli olarak tekrarlanmaları beni düşündürüyor.
örnek 1- babam ile bir konuda bir detay konuşuyoruz. hatta 2-3 kez tekrarlanıyor bu konuşma. diyelim ki pazartesi saat 5'de x'e gidelim dedik. ve bir hafta öncesinden defalarca konuşuldu bu program. pazar günü 1 gün kala konusu açıldığında babam ilk kez duymuş gibi benim işim var yarın saat 5'de gidemem diyor. baba kaç kez konuştuk, tamam dedin, herşeyi ona göre ayarladık diyoruz diyoruz. hayır pazartesi gideriz dedik, saat konuşmadık diyor. hatırlatmaya çalışıyoruz hani şöyle şöyle konuşmuştuk ya diye, hayır öyle konuşulmadı diye kestirip atıyor.
bu birçok konuda defalarca tekrarlandı.
örnek 2- yazlıkta mutfakta birşeyler yiyor, yere, tezgaha kırıntılar dökülüyor, bahçe katı olduğu için kimse görmezse de birkaç saat öyle kalırsa anında karıncalar sinekler üşüşmeye başlıyor. annem babamdan rica ediyor, birşey yerken ayakta yeme lütfen, tabak al, bak kırıntı dökülmüş diye. babam hayır o kırıntıları ben dökmedim valla billa diye yemin ediyor. ama ondan sonra mutfağa kimse girmedi gerçekten.
bu olay neredeyse her hafta yaşandı. ben birkaç kez babamı çağırıp gösterdim, bak buraya ne kadar çok dökülmüş diye. hayır bunları ben dökmedim dedi. ama o saatlerde evde ondan başka kimse bir şey yemedi ya da mutfağa girmedi.
örnek 3- eve çikolata alınıyor, konulduğu bir kutu var. mutfakta tezgahın bir tarafında tezgah altı buzdolabı var, üzeri de baya ısınıyor haliyle, oraya çikolataların içinde durduğu kutu konulursa direkt eriyor. o abur cubur kutusunu da oradan uzakta tutuyoruz.
babam o kutudan her bir şey aldığında kutuyu buzdolabının üstüne koyuyor ve herşey eriyor. defalarca söyledik ve rica ettik, bak kutuyu aldığın yere koy, burada bırakma diye. az önce fark ettim yine oraya koymuş. dün alınanlar yine erimiş.
örnek 4- mutfak dolabından bir şey aldığında dolap kapaklarını hep açık bırakmaya başladı. ya da bazen bulaşık makinesini o boşaltıyor, bir bakıyoruz sonra mutfakta ne kadar dolap, çekmece varsa açık bırakıp salona gitmiş. aa unutmuşum kapatmayı diyor, birşey demiyoruz.
böyle anlatınca çok saçma durduğunun farkındayım ama konu burada kırıntı, karınca, çikolata, dolap kapağı değil, sonuçta babamdan kıymetli değil, kırıntı olsa ne olacak, sileriz geçer.
konuyu böyle anlayacak olan, amaaan bu kadar ufak şeylere mi takılıyorsunuz, dert ettiğiniz şeye bak diyecek olan varsa en baştan söyleyeyim, konu o değil.
konu bu davranışların sürekliliği ve sıklığının tuhaflığı.
artık babamla iletişim kuramamaya başladığımızı hissediyoruz. babamla yalnız yaşasam ben gerçekten akıl sağlığımdan şüphe ederdim. o kadar inanarak gerçekçi bir şekilde inkar ediyor ki olan veya konuşulan birşeyi, insan ne yapacağını şaşırıyor o an.
ilkinde unutmuştur diyorsunuz, ikincisinde adamın kafası kaç yerde birden, olur böyle dalgınlık diyorsunuz, üçüncüsünde ben ondan kaç yaş gencim ben bile herşeyi unutuyorum diyorsunuz. ama aylarca sürünce ve birbirinden çok farklı konularda defalarca başınıza gelince artık bu normal mi demeye başlıyorsunuz.
bu arada babam işini ve mesleğini çok seven bir insan. emekli ama şu an işini kapatıp evde oturmaya başlasa çöker gerçekten, işi onu hayata bağlıyor.
ticaretle uğraşıyor, alacak, verecek, çek senetle uğraşıyor, her gün git gel 100 km araba kullanıyor, sanayi işi ve dalgınlığın ciddi tehlike, risk yaratabileceği bir iş. bu nedenle de endişeleniyorum.
konu belirli bir dalgınlık, unutkanlık hali, bir de inkar ve inatlaşma.
ve bunların birçok nörolojik hastalığın ilk belirtileri olduğunu daha önce okumuş, duymuştum. bu nedenle bu konuda bilgisi, deneyimi olan varsa anlatmak ve danışmak istedim.
yürüdüğüm yer rüzgarlı, tepe denilebilecek bir bölge.
akşamları ortalama 10-15 derece sıcaklıkta yürüyorum.
üşümeye, terlemeye uygun özellikte, tercihen kapüşonlu mont arıyorum.
bütçe: mümkün mü emin değiim ama 500 TL civarı
33, kadın
şimdiden teşekkürler.
akşamları ortalama 10-15 derece sıcaklıkta yürüyorum.
üşümeye, terlemeye uygun özellikte, tercihen kapüşonlu mont arıyorum.
bütçe: mümkün mü emin değiim ama 500 TL civarı
33, kadın
şimdiden teşekkürler.
mouse pad kullanmayı tercih etmiyorum, sevmiyorum.
bir tür kaplama veya gerçekten asla takılmayacak mouse tavsiyesi veya farklı bir önerisi olan var mı?
çok teşekkürler.
bir tür kaplama veya gerçekten asla takılmayacak mouse tavsiyesi veya farklı bir önerisi olan var mı?
çok teşekkürler.
Başlık sanırım pek anlaşılır olmadı, nasıl ifade edeceğimi bilemedim :(
Eski laptop'umda şöyle bir şey vardı: şarjı bitiyordu, kapanıyordu, şarja takıp tekrar açtığımda hiçbir dosya kapanmamış oluyordu. Örneğin excel dosyaları, outlook, outlook'tan açtığım e-maillar. yani laptop tam kapanmadan önce ne açıksa tekrar başlattığımda aynen oradan devam ediyordu, dosyalar açık geliyordu.
eski laptop'da sanki tesadüfen böyle bir ayar yapmıştım ama net hatırlayamıyorum. yeni laptop'da böyle bir ayar bulamadım.
bir fikri olan var mı acaba?
(lenovo thinkpad X270 windows 10 enterprise)
Eski laptop'umda şöyle bir şey vardı: şarjı bitiyordu, kapanıyordu, şarja takıp tekrar açtığımda hiçbir dosya kapanmamış oluyordu. Örneğin excel dosyaları, outlook, outlook'tan açtığım e-maillar. yani laptop tam kapanmadan önce ne açıksa tekrar başlattığımda aynen oradan devam ediyordu, dosyalar açık geliyordu.
eski laptop'da sanki tesadüfen böyle bir ayar yapmıştım ama net hatırlayamıyorum. yeni laptop'da böyle bir ayar bulamadım.
bir fikri olan var mı acaba?
(lenovo thinkpad X270 windows 10 enterprise)
bu konuda insanların çok farklı bakış açıları olabiliyor malum;
yakından tanımak için neler sorarsınız?
neleri ilk buluşmada sormazsınız?
hangi konulara girersiniz, kendiniz ile ilgili nelerden bahsedersiniz?
ilk buluşmadan şu şu konulara girilmesi, şu soruların sorulması beni rahatsız eder dediğiniz şeyler var mı?
yaş/cinsiyet ile bahsederseniz ne güzel olur hatta.
yakından tanımak için neler sorarsınız?
neleri ilk buluşmada sormazsınız?
hangi konulara girersiniz, kendiniz ile ilgili nelerden bahsedersiniz?
ilk buluşmadan şu şu konulara girilmesi, şu soruların sorulması beni rahatsız eder dediğiniz şeyler var mı?
yaş/cinsiyet ile bahsederseniz ne güzel olur hatta.
evet ise ne kadar verirsiniz?
s.b.
şimdiden teşekkürler.
şimdiden teşekkürler.
Daha önce Amazon'dan hiç alışveriş yapmadım.
Genelde yorumlar çok iyi ama MNG kargo ile çalışıyor olması beni korkutuyor, sanırım kargo işi biraz şans işi :(
Pahalı elektronik ürün alıp olumlu deneyimi olan veya sorun yaşayan var mı?
Genelde yorumlar çok iyi ama MNG kargo ile çalışıyor olması beni korkutuyor, sanırım kargo işi biraz şans işi :(
Pahalı elektronik ürün alıp olumlu deneyimi olan veya sorun yaşayan var mı?
galaxy s10 plus almayı düşünüyorum, şu an online mağazasında indirim var.
öte yandan bulunduğum yerde sorduğum birçok mağazada ya indirimli değil, ya stokta yok.
samsung'un online mağazası güvenilir midir? olumlu/olumsuz bir deneyimi, duyumu olan var mı?
öte yandan bulunduğum yerde sorduğum birçok mağazada ya indirimli değil, ya stokta yok.
samsung'un online mağazası güvenilir midir? olumlu/olumsuz bir deneyimi, duyumu olan var mı?
hangisini seçerdiniz ve neden?
2016 yılından beri sorunsuz ve çok severek kullandığım telefonum ömrünü tamamlıyor yavaş yavaş.
5000 TL civarı bütçe ile bu telefona benzer (android, google destekli) telefon öneriniz var mıdır acaba?
en önemli detay pil ömrü: hiç oyun oynamıyorum ama arama, whatsapp, sosyal medya, internet vb. gün içinde yoğun kullanıyorum. birkaç ay sonra günde 2-3 kez şarj etmek zorunda kalmak istemiyorum.
note 5'den daha kötü bir kamerası olmasını istemem tabii, çok çok üstün olmasa bile en azından dengi olsa ne iyi olur.
spen kullanmayı sevdiğim için samsung note 10 lite'a bakmıştım, bir de s10 plus'ı inceledim ama ikisi için de pil ömrü ile ilgili kötü yorumlar okuyunca çok tereddüt ettim.
önerileriniz için şimdiden çok teşekkürler.
5000 TL civarı bütçe ile bu telefona benzer (android, google destekli) telefon öneriniz var mıdır acaba?
en önemli detay pil ömrü: hiç oyun oynamıyorum ama arama, whatsapp, sosyal medya, internet vb. gün içinde yoğun kullanıyorum. birkaç ay sonra günde 2-3 kez şarj etmek zorunda kalmak istemiyorum.
note 5'den daha kötü bir kamerası olmasını istemem tabii, çok çok üstün olmasa bile en azından dengi olsa ne iyi olur.
spen kullanmayı sevdiğim için samsung note 10 lite'a bakmıştım, bir de s10 plus'ı inceledim ama ikisi için de pil ömrü ile ilgili kötü yorumlar okuyunca çok tereddüt ettim.
önerileriniz için şimdiden çok teşekkürler.
ve tabii mümkün mertebe gerçeğe yakın ölçüm yapan.
şimdiden çok teşekkürler.
şimdiden çok teşekkürler.
Satılacak mal özel nitelikli bir taşıt.
Haziran ayında imzalandı.
İptal etmek isteme sebebimiz kendimiz satmaya karar verdik.
Bu süre zarfında hiç ciddi alıcı çıkmadığı gibi malı görmek isteyen alıcılara da aracının hiçbir şey anlatmamış olduğunu fark ettik. İşlerin yoğunluğundan telefon görüşmelerine vakit ayıramayız demiştik ama şimdi de telefonda biz anlatıyoruz her şeyi. Aracı şöyle şöyle bir alıcı var diyor bize. Alıcıya da benim numaramı veriyor. Alıcı beni arıyor ve aradıklarında hiçbir bilgileri olmuyor ilgili mal hakkında. Yani aracı düşündüğümüz işe yaramadı.
Sözleşmede hiçbir cezai şart yer almıyor.
Sadece aşağıdaki madde var:
İşbu sözleşme imza tarihinden itibaren 6 ay süreyle geçerlidir. Bu süre sona ermeden en geç 1 ay önce taraflardan uzatılmayacağına ilişkin yazılı ihbar yollanmadığı sürece 6 aylık dönemler halinde uzayacaktır.
Haziran ayında imzalandı.
İptal etmek isteme sebebimiz kendimiz satmaya karar verdik.
Bu süre zarfında hiç ciddi alıcı çıkmadığı gibi malı görmek isteyen alıcılara da aracının hiçbir şey anlatmamış olduğunu fark ettik. İşlerin yoğunluğundan telefon görüşmelerine vakit ayıramayız demiştik ama şimdi de telefonda biz anlatıyoruz her şeyi. Aracı şöyle şöyle bir alıcı var diyor bize. Alıcıya da benim numaramı veriyor. Alıcı beni arıyor ve aradıklarında hiçbir bilgileri olmuyor ilgili mal hakkında. Yani aracı düşündüğümüz işe yaramadı.
Sözleşmede hiçbir cezai şart yer almıyor.
Sadece aşağıdaki madde var:
İşbu sözleşme imza tarihinden itibaren 6 ay süreyle geçerlidir. Bu süre sona ermeden en geç 1 ay önce taraflardan uzatılmayacağına ilişkin yazılı ihbar yollanmadığı sürece 6 aylık dönemler halinde uzayacaktır.