Ekşi Duyuru

selamlar,

aramak istediğim sözcük çıkacak sonuçlarda ilk kelime olarak çıksın istiyorum.

örneğin "elma" kelimesini arayacağım

-elma yerken kapının çalması
-elmanın renginin mavi olması
-elma yanaklı sevgili

gibi çıksın sonuçlar.

nasıl yapabilirim dostlar?

selamlar,

"*nın ölmesi" şeklinde gözüken ve tıklandığında sonuçları gösteren bkz veriliyor mesela. * olan yer değişken. nasıl veriliyor bu bkz ler?

zaten ortam karışık. bayadır girmiyordum uçtan uca şifreleniyor diyor yazılanlar. şimdi hackerlar falan okuyamayacak anlamına mı geliyor bu? fbi-apple krizi çıkmıştı. fbi apple nin bilmem neyini çözememişti. bu da öyle bir şey mi?

ulan darbeye karşıyım ama karşıyım demeye bile korkuyorum. karşıyım desem yalakalık yapıyorsun diyecekler, değilim desem neden değilsin diyecekler. sussam neden susuyorsun diyecekler.

ama tüm sevdiğim değerler üzerine yemin ederim ki daha ilk duyduğum anda sokağa çıkmak istedim, hüzünlendim, yıllarca emek verdiğim yapılar yıkılmış da en başa dönmüşüm gibi hissettim.

78 milyona da beyanat imzalatamam ki şahit olsunlar diye. kim skler bizi değil mi?

ben böyle hissettim.

siz böyle hissettiniz mi?

tamam mallık bende belki de ben o kitapta bir müteşabihiyet bir sembolizm bir mecaz aradım ama bulamadım.

böcek neyi temsil ediyor? ailesi neden adamı doktora götürmedi? adam nasıl böceğe dönüştü?

lütfen aydınlatın beni. ne öğrensem kardır.

3 yıldır format falan atmadım.

öğleden sonra steam ın anket istemiyle sistem taraması yaptırdım. ondan sonra windows korsan diye uyarı vermeye başladı pc.

onla mı alakalı acaba?

yataklı trenle 20 saatlik bir yolculuğa çıkacağım.

sesi kulaklıkla hallederim de, çok sallantı oluyor. nasıl azaltabilirim sallantının etkilerini?

benim aklıma hamak alıp çaktırmadan yolculuk boyunca bağlamak geldi. sizin bir öneriniz olur mu?

bir tane çakma hesabım var oyun oynamak için açtım. bazı gruplarda "kardeşime haciz geliyordu yardımcı olduk." falan yazıyor. adam bir tomar parayla fotoğraf çektirmiş.

ne bunlar? ot mu satıyorlar, bahis mi oynatıyorlar, haraç mı topluyorlar? ne demek istiyor? bize para yatırın biz de fazlasını kazandıralım falan mı?

doktor teşhis koymadı ama son 2 aydır bariz okb berlirtileri gösteriyorum. çok ayrıntısına girmeyeceğim. ikinci el eşya mümkün değil kullanamıyorum ki son 10 yılımı belki de hep 2. el eşyayla geçirdim. ekmek falan alamıyorum bakkaldan millet ellemiştir diye. durum iyi değil yani. neyse...

taşınıcam. ev de bulamadım. tatile de gidiyorum hazır. eşyaları satıp 2 ay sonra ev arayayım diyorum. ailemin yanına gidicem.

evde 3 tanesini geçen sene 2. el olarak aldığım 4 tane çekyat var. bunları satıcam birine. alacak adamı tanımıyorum ama yalancı, çingene pazarlıkçı bir adam.

şimdi bu adama eşyaları satıcam ama 2 ay sonra başıma ekşimesin? "sattığın çekyatlardan bana hastalık bulaştı. ödeticem bunu sana!" gibi?

ben ki bu okb den bir ev dolusu eşyayı çöpe atmış adamım. ben düşünürüm eşyadan hastalık bulaşma ihtimalini.

çok mu kuruntu yapıyorum?

hani görüntü böyle sulu boyayla boyanmış gibi, alaca bulaca gibi. resimdeki gibi.

böyle olsa daha iyi:

www.techpowerup.com

yahu vallahi keyiften değil, bu sabah uyanamadım. telefon engelleme modundaymış görmedim. alarm çalmadı haliyle. mesai bittikten sonra aradılar. müdür fırça kaydı. zaten tek yaşıyorum kimse de uyandırmadı.

aile hekimim başka şehirde. buradaki sağlık ocağında doktora gidip anlatsam aynen bunu... verir mi rapor? sadece bugün için lazım.

öyle çok rapor alan biri değilim. son 1 yıldır 2 gün raporluydum o da hasta olduğum için.

ne yapayım ben abiler? nasıl rapor isteyeyim doktordan? o raporu almam lazım.

yer erzurum.

sabri gibi mi oldu sanki? sebebi ne ki?

böyle göğüs ağrısı, hafif öksürük, yorgunluk, mide bulantısı. klasik göğüs üşütmesi gibi.

geçen soğuk ayran içtim. soğuk ayran içmenin böyle bir etkisi olabilir mi?

a şehrinde çalışıyorum. b şehirliyim.

a şehrinde kirada oturuyorum. 1 temmuzda anlaşmam bitiyor ve evi terketmem gerek. tam da o sırada tatile giriyorum. tatilde b'ye gidiyorum.

1 eylülde geri gelicem. haliyle yeni eve çıkmam lazım.

şu anki evimden çıkarsam evi şimdiden bulmam gerekiyor. fakat şimdiden ev bulursam 2 aylık tatilde de kira vericem.

acaba 1 temmuzda evi terketip b şehrine gitsem ve dönüşte 1 haftalığına otelde kalıp o 1 haftada ev bulsam daha mı iyi olur?

öyle olunca yaklaşık 1000 lira bana kalacak. ortalama 700 kira veriyorum.

tavsiyeniz olur mu?

sağ olunuz.

hangi işe atılırdınız?

elbette böyle bir şey bilinse herkes zengin olurdu. merak ettim. şansınızı nerede denerdiniz?

edit: ben ticarette denerdim bir halt anlamamama rağmen.

banyoya girdikten 5 dakka sonra başlayan çok çok feci kaşıntı oluyordu. doktor bunu verdi. 10 dakka önce kullan diye.

kullanmaya korkuyorum. kullanayım mı? yan etkileri falan çok olur mu?

siz kullandıysanız yan etkilei neler oldu?

400 liraya alıp 40 gün kadar kullandım. tek yaşıyorum doğru düzgü kullanamadım gerçi.

şimdi taşınıcam. bunu da satayım diyorum. ne kadar isteyeyim? ortalama bir şey?

mesela Rusça bilmeyerek Dostoyevski yi orijinalinden okuyamamak gibi?

aklıma çok şey gelmedi. sadece sanat eserleri değil kastım, aklınıza ne gelirse.

yüzde 100'ü öyle midir?

kestirmeden sordum.

bankacı, kariyer planlamacısı, doktor, çağrı merkezi çalışanı...

bu kadın temsili fotoğraflarından telif alsa zengin olurdu lan.

var mıdır tanıyan?

gcube.milliyet.com.tr

evetse ne sıklıkta?

başımdan benzer bir olay 2010 yılında geçti, bir haber okuyunca aklıma geldi. haber şu:

www.memurlar.net

üniversite mezunu 142
ön lisans 60
lise 29

kişi açılmış.

eskiden kpss ile memur alımları yapıldığında binlerce kişi alınırdı. belki on binlerce. merkezi alımdan bahsediyorum.

şimdi her kurum kendi alıyor memurunu. sebebi malum: "adam kayırma."

diyelim ki ben sınavdan 90 aldım.

bir kurum da ilana çıktı. diyor ki: "en az 50 puan almış olmak, 31 yaşında olmak, adı mehmet olmak, kayseri develi de doğmuş olmak, z sınıfı ehliyeti olmak".

çok afedersiniz ama orrospu çocukluğunun bu kadarı. belli ki alınacak kişi belli. bu abartı ama türkiye de sadece 1 kişide olan özellikleri ilana çıkartmak çok olağan. aziz sancar ın başvuramadığı tıp profu ilanları gördük. üstelik aziz sancar ın alanında.

ben yukarıdaki ilana başvuramadım bile. ve 50 puanlı mehmet memur oldu.

ben bunun üzerine "benim puanım 90'dı. adamlar temizlikçi arıyorlar, aradıkları özelliklere bak. itiraz ediyorum ulan!" diye dava açabilir miyim?

açarsam ne diye açıcam? beni de alsınlar, diye mi? yoksa alım iptal edilsin, diye mi?

e alım iptal edilsin diye açsam, kazansam bile bu sefer yine aynı ilanı yayınlayıp aynı adamı alacaklar? ben nasıl adalet arayabilicem?

selam dostlar,

şimdi ben bu bes e girip 100 lira yatırdığımda üzerinden belli bir yıl geçerse onu 125 lira olarak alıyorum.

peki ben bu parayı alana kadar 100 lira sakız parası olursa enflasyondan dolayı?

enflasyon farkını da telafi ediyorlar mı?

yoksa para ne kadar işlerse o kadar mı para veriyorlar?

terminolojideki tanımını sormuyorum.

burada ne yapılıyor da hasta şifa buluyor? yani uzmanın hastayla konuşması ne oluyor da etkili oluyor? "sen aslansın kaplansın, bu okb yi yenersin." gibi bir telkin mi söz konusu? değilse nedir?

evde yiyecek hiçbir şey yok. lokantalar kapalı. ben de bunu aldım. evde ısıtacak şey de yok ama soğuk soğuk yicem.

acaba içine tavuk sakatatı falan katmışlar mıdır? içindekiler kısmında sadece "tavuk eti." yazıyor et olarak.

şu: www.keskinoglu.com.tr

"ağac bolca suladı." cümlesinde "bolca"

"anahtarı epey aradım." cümlesindeki "epey.

sağ olunuz.

annemin kardeşi benden 10 yaş falan büyüktü. ben de o sıralarda 7-8 yaşlarındaydım.

evlenmeden önce anneannemle yaşardı ve ben cumartesi pazar onlara gitmeyi iple çekerdim.

beraber yemek yapar, oyun oynar, kitap okur... acayip vakit geçirirdik.

sonradan evlendi gitti falan...

sizde de var mıydı böyle durum? küçük teyzeler hep çok sevilmez mi?

yahu erzurum da fark ettim ben bunu da.

bir süpermarkete gelen ekmeklerden hep dışkı kokusu alıyordum.

mesela hemen yakınındaki bimden alıyorum hiçbir şey yok.

yani o kokuya sebep olan bir şey var.

bugün bimden buranın yerel fırınlarından birinde üretilmiş bir bazlama aldım. bu bazlamayı üreten fırınla bime gelen ekmekleri üreten fırın farklı.

onda da aynı koku var.

nimete laf ediyor değilim de... yahu bir şey mi katıyorlar, yoksa içine katılan maya, un vs mi kokuyor?

ben de bir sorun yok ondan eminim.

uzuun yıllar önce mynetten aldığım 3 mail hesabına kayıtlı bir sürü hespa, mail, üyelik vs var.

mynet ile hotmail -outlook- kıyaslanamaz sanırım. mynetin derdi çok.

o kadar uzun yıllar hangi sitelere üye oldum bilmiyorum. binden fazla mail var.

mynet hesabıma gelen mailler otomatik olarak outlook a yönlendirilse işim kolaylaşır.

var mı böyle bir yöntem?

8 senedir kronik bir hastalığım var. ilaç kullanıyorum. ben de bu 8 senede anladım durumu.

8 senedir farklı şehirlerde onlarca eczaneye gittim.

ezici çoğunluğunda eczacı falan yoktu. bütün işi kalfalar yapıyor. reçeteden okuyup ilacı bana satıyor. tek yaptığı bu.

eczacıyı görürsem bazen uzmanlığından faydalanmak için soru soruyorum, çoğu bilmiyor.

kalfaların üslup problemleri var. bir uzmanlıkları yok. yanlış ilaç verdiklerini birkaç kez müşahade ettim.

bazı eczaneler inanılmaz paragöz. tıraş sonrası yarabantlarını tek tek paketinden çıkarıp 10 kuruştan satan eczacılar var. geçen burada biri eczacının kendisine bir olay üzerine "biz ne kazanacaz?" dediğini söylemişti. baya şaşırdım.

balıkyağı kullanıyorum bazen. hani balıkpazarında yediğimiz balığın yağını. onu bile eczanelere koymuşlar. üstelik kullandığım marka eczanelerin neredeyse hiçbirinde yok. sadece depoyu arayıp motokuryeyle yağı getiriyor. üstüne 20 lira koyup bana satıyor. ilaç olsa sözüm yok da bildiğin "yağ" dan bahsediyorum.

tuz ruhu gibi potansiyel tehlikesi yüksek bir madde bile bakkalda satılırken tentürdiyotu bunlardan alıyoruz.

bazıları ilaç dışında hijyenik pedden tarağa kadar her şeyi satıyor.

lan daha ne söyleyeyim.

sanırım sanayi devrimi avrupasındaydı, eczacılar gerçekten eczacılık yapıyorlarmış.

adam bildiğin hastalığına göre ilaç hazırlayıp veriyormuş sana. bunu okan bayülgen bir program da söylemişti. onkolog yavuz dizdar da gerçek eczacılığın böyle olduğundan dem vurmuştu.

yahu bu eczacılar ilaç satmak dışında neye yarıyor arkadaş?

lan desen ki uzmanlığını sana sunuyor eyvallah... yaptığı hizmetin maddi karşılığı yok.

ama türkiye de hangi eczacı uzmanlığını, bilgisini sunuyor insanlığa?

kıbrısta baba parasıyla okuyup eczacılık diplomasıyla bildiğin dükkan açan adamlar var lan.

sevmiyorum ulan eczacıları. marketlerde satılsın ilaçlar. mal değiliz ya. alırız kendimiz. doktorlar yapıyor zaten ne kadar ve ne şekilde kullanacağını söyleme işini.

şimdi biri bana çıkıp da eczacıların gerçekten türkiye de çok önemli bir iş yaptığını örnekleriyle söyler. utanırım. değiştiririm fikrimi.

bana söyler misiniz? eczacılar ne yapıyor türkiyede?

etil alkolden mamul 80 derece kolonyadan bahsediyorum.

internette çok yazı var. "kolonya mikrobu öldürmez, hatta yüzeye daha çok yapıştırır..."

"80 derece kolonya mikropları öldürmez. Buna karşın 60 derece kolonyanın antibakteriyel etkisi vardır." ifadesi bile çok yerde geçiyor. aynen aratınca baya yer birbirinden c/p yapmış.

ben bu dezenfeksiyonla ilgili çok makale okudum. işin uzmanı değilim. okuduğum makalelerin hepsinde etil alkolun mikropları öldürdüğü söyleniyordu.

hatta yüzde 80 alkol oranı olan 80 derecelik kolonyalar yukarıdakinin aksine yüzde 60 lıklardan daha iyi görüyor bu işlemi.

ama niyeyse "kolonya mikrop öldürmez." yargısı var internette. hem de çok.

doğru mu? gerçekten öldürmüyor mu? benim hiç ama hiç inanasım gelmiyor.

lütfen aptala anlatır gibi anlatır mısınız?

hacim de 1000 er 1000 er artıyormuş.

yabancı dil ağırlıklı lise diye geçiyordu resmiyette. hala var mı bilmiyorum.

buraya öğrenci alırken not ortalamasına bakılıyordu.

şimdi bu not ortalaması olayı da resmi miydi? yoksa liseden liseye değişen keyfi bir uygulama mıydı?

aslında süper lise diye bir şey yoktu da liseler seçme öğrencilerden bir sınıf mı oluşturuyordu?

çocuk sürekli kendi şivesiyle ders esnasında "hocam koridora çıkayım, hocam hadi da hadi da..." deyip duruyordu. olmaz, diyorum anlamıyor. yasak, diyorum susmuyor... ben de evden acayip sinirli çıkmıştım. büyük endişelerim vardı kendime göre. pek iyi değildim yani. -hala öyle gerçi- bir de o sırada diğer çocuklar sınav oluyordu. bu da erken bitirmişti sınavını. diğerleri de rahatsız olunca...

günlerdir cem yılmaz ın aklımda dönen "ebenin şantı" esprisi sebep oldu sanırım.

"ebenin..." diye bağırdım, durdum aniden. "offf ne yaptım ben." dedim içimden ama çıktı bir kere.

diğer çocuklar falan hep güldü. 6. sınıflar bu arada. çocuk erkek.

dil ola kestire başı... misali. ok gibi fırladı ağzımdan.

ne biliyim lan siz o çocuğun annesi babası olsanız kızmaz mısınız? yarın velisi gelse yüzlerine bakamam lan. ne deseler haklılar.

ne yapayım? ne diyeyim veliye?

45 milyar yaşında olmuyor mu? yarı çapını hesaplayınca?

eksiduyu.ru

bugün enfeksiyon uzmanına gittim, doktora anlattım durumu. bugün poliklinikte yokmuş, serviste buldum, ayaküstü sordum. "olma gerek yok." dedi bana.

yahu öyle pis bir şey ki "ulan ya doktor ol dediyse ve ben hatırlamıyorsam." ya da "doktora iyi anlatamadıysam." diye düşünüp duruyorum. kadın bana "o da kolay bir şey değil 5 doz aşı yani." dedi bir de.

aşı olduktan sonra değişik hastalıklara yakalananlar da var:

tavsiyenipaylas.com

lan çıldırıcam ne yapayım ben. evham yaptığımı da kabul ettiremiyorum kendime.

farklı yerlerden çıkıyor. 2-3 farklı yerden.

ama 3 senedir kullanıyorum monitörü, ilk aldığım zamanlardan beri ara ara çıkıyor. toplasan 1 hafta... biraz bastırınca gidiyor. şu anda yok.

bu fotoğrafla garantiye götürsem -garanti bitimine 1 ay kaldı- adamlar tamir eder mi?

ben yıllarca üniversiteye giriş sistemini çok yakından takip eden biri olarak -mesleğim icabı da- bu meslek lisesi çıkışlılara uygulanan katsayı uygulamasına karşı oldum.

yalnız şu aralar teknik öğretmenlere mühendislik yolu açıldı görünüyor.

www.memurlar.net

siz bu duruma kızıyor musunuz? evetse ne ölçüde?

yahu mahallede iki voleybol oynadım çok ısrar ettiler. top yumruk yaptığım kısmı kanattı. yumrukla vurdum topa.

burası kırsal. köpek çok. bazen köpekler çocuklarla oynuyor. ağızlarına alıyorlar topu.

böyle bir risk var mı? ne olur ne olmaz aşı olayım mı?

lütfen dalga geçmeyin. abarttığımın farkındayım. belki o farkındalıkla mantıklı bir cevap arıyorum. belki de yalnız yaşadığımdan biraz kafaya taktım.

bu arada fotoğrafı ben top oynadığım yerde çektim geçen sene. elimi kanatan bu topun aynısıydı. hayvanları da çok severim dokunmamak şartıyla.

hiç dar omuzlu bir vücutçu da görmedim medyada.

göz yanılgısı mı tamamen? tamam kemikleri geliştirmiyor da... bel daraldığı için mi omuzlar geniş gösteriyor?

2013 haziran ında hafta sonu indirimi + yüzde 5 indirimle 1900 e mal oldu yaklaşık. masaüstü. parçaları kendim seçtim.

an itibariyle aynı mağazadan -vatan- aynı parçalarla ve hafta sonu fiyatıyla toplandığında 3000 lira ediyor. bu da yaklaşık.

iş arkadaşım satın almak istiyor, ben de daha üst düzey bir pc toplamak istiyorum. satma niyetim var. ben size parça adlarını yazayım sevgili dostlar, siz tahminlerinizi iletin.

işlemci: intel i5 3570k
ekran kartı: hd 7850 sapphire 2 gb oc 256 bit
ana kart: msi z77 g41a
ram: 4 gb tek modül 1600 hz kingston
hdd: 500 gb 7200 rpm toshiba
650 watt psu
xgimatek asgard pure black edition kasa
asus 21,5 inch full hd led monitör vs228h modeli

iyi kullandım mı? evet, fiziki olarak gözüm gibi baktım. ama çok oyun da oynadım. illaki yıprandı.

sağ olunuz dostlar.

edit: sadece monitörün 1 aylık garantisi var. diğerlerinin bitti.

edit: arkadaşlar 2012, 2013 ollcaktı. özür

hani ramazanda bazen bir tip baş ağrısı olur, açlık baş ağrısı diye tarif edeyim siz anlayın.

ne oalbilir nedeni?1 haftadır var. ara ara artıyor. bazen yok oluyor. aç falan da değilim. uykusuz da değilim.

neden olabilir? sizde en uzun ne kadar sürdü baş ağrısı?

ben korkumdan giremedim. tabi skandal başlı başına o ayrı. 50 milyon kişiden bahsediliyordu.

halen ulaşılabiliyor mu? kaldırıldı mı? herhalde bir şeyler yapmıştır yetkililer?

onlar da diğer tüm canlılarla aynı atayı mı paylaşıyor?

evrim ağacının neresindeler? hangi canlılarla akrabalar?

sb

www.kolayemek.com

beyin, dalak, ciğer, bağırsak vs.

yalnız soruda şu nokta önemli: kendinizin yahut yaşadığınız evde başka birinin pişirmesi şartıyla.

cem yılmaz ın dediği gibi gazetede bir haber çıkıyor, "mars ta su bulundu!" ertesi gün "ama kuyu suyu içilmiyormuş" diyorlar.

ulan hani tıp gelişiyordu, bilmem neler mümkün olacaktı? bir .ik olduğu yok.

hayır olmamasına da kızacak değilim ama milleti kandırıyorlar. artık bu tıpçılar da ilgi mi çekmek istiyor yoksa ödenek için dansözlük mü yapıyor bilmiyorum.

"insan ömrü 400 yıl; ama emeklilik 375." "kansere çare; ama o tam kansere değil."

cem yılmaz iyi demiş.

çok şükür ciddi bir rahatsızlığım yok ama harbiden insanlara büyük umut dağıtıyorlar. sonuca bakıyorsun elde var 0. şu insanların yerine bir kendinizi koyun. 6 ay ömrünüz var, gazetede "hastalığınıza çare!" yazıyor, bir okuyorsunuz. "ama o tam öyle değil..." siktir lan. yeminle hapse atmak lazım böylelerini.

daha ne kaldı hacılar? lise konuları dışında çok farklı konular görüyorlar mı?

yoksa gördükleri konuları çok daha ayrıntılı biçimde mi görüyorlar?

kendi kendime "daha hangi konu kalmış olabilir?" diye sorup cevap bulamıyorum çünkü matematikten zerre anlamıyorum.

bu arada alakasız ama fizikçi ve matematikçilere büyük saygım var. yeri gelince söylemek istedim.

selamlar,

babam yarın başka şehirden beni ziyarete gelecek.

spartacus dizisinden haberi yok. belki vardır ama internet kullanmayı falan bilmez. eminim izlemedi spartacus u daha önce. çok seveceğinden de eminim. ben işteyken yalnız kalmasın, izlesin istiyorum.

hani tv gösteriminde olduğu gibi cinsellik ve vahşet sahneleri birazcık kırpılmış versiyonunu nerden bulabilirim?

valla ben sansürsüz izledim, çok da sevdim diziyi. ama şimdi izleyip de "vay be bizim oğlana bak sen. neler de biliyormuş" demesin istiyorum :) yani ben haya ediyorum birazcık yoksa ona kalsa tüm sahneleri bayıla bayıla izler :)

selamlar,

prionlar çamaşır suyunda bulaşıcı özelliğini yitiriyor mu? evet ise konsatresi, bekleme süresi nedir?

şimdiden çok teşekkürler.