Merhaba,
USB tipi bağlantılarla dosya transferi yapmak konusunda nedense bir fobim var. İlk soru olarak şunu sormak istiyorum. Ethernet kablosuyla internet bağlantısı olmayan iki bilgisayarı birbirine bağlarsak mı daha güvenli ve sağlam dosya transferi yapılır yoksa ilk akla gelecek şekilde dosyaları taşınabilir bellek ya da harici hard disk ile bir bilgisayardan diğerine taşıyarak mı?
Asıl sorum ise şu. Eskiden Robotics kablolu modemim vardı ama son 1-2 yıldır ZyXEL marka kablosuz modeme geçtim ve onu kullanıyorum. Bu iki modemin de kutusundan iki ucu erkek girişli olan sarı renkli kablolar çıkmıştı. İnternette iki bilgisayarı internet gerekmeden birbirine bağlayıp dosya transferi yapabilmek için crossover ethernet kablosu gerektiği yazılmış. Bu modemlerle birlikte kutudan çıkan kablo crossover kablosu mudur? Sanırım değil çünkü saatlerdir bu kablo ile iki bilgisayarı birbirine bağlamaya çalışıyorum ama olmuyor.
USB tipi bağlantılarla dosya transferi yapmak konusunda nedense bir fobim var. İlk soru olarak şunu sormak istiyorum. Ethernet kablosuyla internet bağlantısı olmayan iki bilgisayarı birbirine bağlarsak mı daha güvenli ve sağlam dosya transferi yapılır yoksa ilk akla gelecek şekilde dosyaları taşınabilir bellek ya da harici hard disk ile bir bilgisayardan diğerine taşıyarak mı?
Asıl sorum ise şu. Eskiden Robotics kablolu modemim vardı ama son 1-2 yıldır ZyXEL marka kablosuz modeme geçtim ve onu kullanıyorum. Bu iki modemin de kutusundan iki ucu erkek girişli olan sarı renkli kablolar çıkmıştı. İnternette iki bilgisayarı internet gerekmeden birbirine bağlayıp dosya transferi yapabilmek için crossover ethernet kablosu gerektiği yazılmış. Bu modemlerle birlikte kutudan çıkan kablo crossover kablosu mudur? Sanırım değil çünkü saatlerdir bu kablo ile iki bilgisayarı birbirine bağlamaya çalışıyorum ama olmuyor.
Merhaba,
Bugüne dek fotoğraf klasörlerimin tümü tek bir ana klasör içinde şu şekildeydi:
2012.10.31 - Edi ile Büdü
2012.08.25 - Susam Sokağı
2011.07.10-22 - Havuç Festivali
2010.05.11-06.05 - Karpuz vs Limon
Şimdi birkaç gündür klasör isimlerinde nokta kullanmanın uzantı olayından ötürü aslında Windows'u şaşırtabileceği geldi aklıma ve bu noktalar yerine - koymaya başladım ve şu şekilde olmaya başladı:
2012-10-31 - Edi ile Büdü
2012-08-25 - Susam Sokağı
2011-07-10_22 - Havuç Festivali
2010-05-11_06-05 - Karpuz vs Limon
Gördüğünüz üzere noktalar sanki göze biraz daha düzenli gibi geliyor. Özellikle Havuç Festivali ve Karpuz vs Limon gibi birkaç gün süren etkinliklere ait fotoğrafları içeren klasörlerde _ kullanmak çok da hoşuma gitmedi açıkçası. İyi mi ettim sizce? Siz fotoğraf arşivinizdeki klasörleri nasıl isimlendiriyorsunuz? Ha mesela bir de yıllara göre hatta aylara göre klasörleme yapıyor musunuz? Akıl danışmak, tavsiye almak istedim.
Bugüne dek fotoğraf klasörlerimin tümü tek bir ana klasör içinde şu şekildeydi:
2012.10.31 - Edi ile Büdü
2012.08.25 - Susam Sokağı
2011.07.10-22 - Havuç Festivali
2010.05.11-06.05 - Karpuz vs Limon
Şimdi birkaç gündür klasör isimlerinde nokta kullanmanın uzantı olayından ötürü aslında Windows'u şaşırtabileceği geldi aklıma ve bu noktalar yerine - koymaya başladım ve şu şekilde olmaya başladı:
2012-10-31 - Edi ile Büdü
2012-08-25 - Susam Sokağı
2011-07-10_22 - Havuç Festivali
2010-05-11_06-05 - Karpuz vs Limon
Gördüğünüz üzere noktalar sanki göze biraz daha düzenli gibi geliyor. Özellikle Havuç Festivali ve Karpuz vs Limon gibi birkaç gün süren etkinliklere ait fotoğrafları içeren klasörlerde _ kullanmak çok da hoşuma gitmedi açıkçası. İyi mi ettim sizce? Siz fotoğraf arşivinizdeki klasörleri nasıl isimlendiriyorsunuz? Ha mesela bir de yıllara göre hatta aylara göre klasörleme yapıyor musunuz? Akıl danışmak, tavsiye almak istedim.
Merhaba,
Uzun zamandır düşündüğüm bir soruyu paylaşmak istedim sizinle. Öncelikle bahsettiğim mikrofonun adını bilmiyorum ve sanırım önce adını bulmak gerekecek. Bahsettiğim mikrofon profesyonel bir vokal mikrofonu ve özellikle kullananlar arasında sahnede çokça dans edenler var. Mesela Michael Jackson çokça dans ettiği için klasik mikrofondan çok bu tip mikrofon kullanıyor. Bu mikrofon internet kafelerdeki kulaklık+mikrofon setine çok benziyor. Öncelikle bu mikrofon tipinin türkçe ve ingilizce adını sormak istiyorum. Ben adını şu an bilmediğim için şimdilik çene mikrofonu diyeceğim.
Diğer sorum ise çene mikrofonu ile şarkı söyleme tekniği hakkında olacak. Çoğunuzun bildiği üzere pes sesler ile tiz sesler arasında ses şiddeti açısından fark var. Pes kısımlarda mikrofona yaklaşılır, tiz seslerde de mikrofondan uzaklaşılır ya da mikrofon ağızdan uzaklaştırılır. Benim merak ettiğim şey ise şarkı söyleyenlerin bu çene mikrofonu kullananların mikrofon mesafesini değiştirme gibi bir şansları yok. Tiz seslerde nasıl ses patlamıyor bunu merak ediyorum. Acaba bu tip mikrofonlar tizleri ve pesleri algılayıp ses seviyesini otomatik olarak mı ayarlıyor? Yoksa mikrofon değil de özel bir yazılım mı bunu yapıyor?
Teşekkür ederim.
Uzun zamandır düşündüğüm bir soruyu paylaşmak istedim sizinle. Öncelikle bahsettiğim mikrofonun adını bilmiyorum ve sanırım önce adını bulmak gerekecek. Bahsettiğim mikrofon profesyonel bir vokal mikrofonu ve özellikle kullananlar arasında sahnede çokça dans edenler var. Mesela Michael Jackson çokça dans ettiği için klasik mikrofondan çok bu tip mikrofon kullanıyor. Bu mikrofon internet kafelerdeki kulaklık+mikrofon setine çok benziyor. Öncelikle bu mikrofon tipinin türkçe ve ingilizce adını sormak istiyorum. Ben adını şu an bilmediğim için şimdilik çene mikrofonu diyeceğim.
Diğer sorum ise çene mikrofonu ile şarkı söyleme tekniği hakkında olacak. Çoğunuzun bildiği üzere pes sesler ile tiz sesler arasında ses şiddeti açısından fark var. Pes kısımlarda mikrofona yaklaşılır, tiz seslerde de mikrofondan uzaklaşılır ya da mikrofon ağızdan uzaklaştırılır. Benim merak ettiğim şey ise şarkı söyleyenlerin bu çene mikrofonu kullananların mikrofon mesafesini değiştirme gibi bir şansları yok. Tiz seslerde nasıl ses patlamıyor bunu merak ediyorum. Acaba bu tip mikrofonlar tizleri ve pesleri algılayıp ses seviyesini otomatik olarak mı ayarlıyor? Yoksa mikrofon değil de özel bir yazılım mı bunu yapıyor?
Teşekkür ederim.
Mesela Griffin'in Survivor model iphone kılıfı normalde amazon gibi sitelerde 30TL civarındayken alibaba'da 5$ diyor.
www.alibaba.com
Ürün çin üretimi. Sahte, Çin işi kopya mı bu şimdi?
www.alibaba.com
Ürün çin üretimi. Sahte, Çin işi kopya mı bu şimdi?
Merhaba arkadaşlar,
Jansport çanta alacağım ve iki model arasında kararsız kaldım.
1. model: Jansport Beamer Black
www.amazon.co.uk
2. model: Jansport Beamer Black/White Smoke Screen
www.amazon.co.uk
Gerekirse diye birkaç bilgi vereyim dedim. Takım elbise kullanmıyorum ama öğrenci de değilim. Üniversite bitti, 26 yaşındayım. Belki ileride yüksek lisans yaparım ya da takım elbise kullanmak zorunda kalabilirim, hiç belli olmaz. Bunun dışında sigaradan nefret ediyorum ve hayatım boyunca hiç içmedim. Bu smoke modeli de bana sigarayı hatırlatıyor biraz. Dümdüz siyah olan da çok kapkara geldi sanki gözüme. Giydiğim kıyafetler genellikle siyah, beyaz, gri ve griye çalan yeşil ağırlıklı.
Jansport çanta alacağım ve iki model arasında kararsız kaldım.
1. model: Jansport Beamer Black
www.amazon.co.uk
2. model: Jansport Beamer Black/White Smoke Screen
www.amazon.co.uk
Gerekirse diye birkaç bilgi vereyim dedim. Takım elbise kullanmıyorum ama öğrenci de değilim. Üniversite bitti, 26 yaşındayım. Belki ileride yüksek lisans yaparım ya da takım elbise kullanmak zorunda kalabilirim, hiç belli olmaz. Bunun dışında sigaradan nefret ediyorum ve hayatım boyunca hiç içmedim. Bu smoke modeli de bana sigarayı hatırlatıyor biraz. Dümdüz siyah olan da çok kapkara geldi sanki gözüme. Giydiğim kıyafetler genellikle siyah, beyaz, gri ve griye çalan yeşil ağırlıklı.
Herkese merhaba,
En arka azı dişinin kenarında (Dil tarafına bakan kısım), diş eti ile buluştuğu dip kısımda çok küçük bir kararma var. Doktor yarına dolgu için randevu verdi. Durduk yere çok ufak bir şey için dolgu yapılması ne kadar doğru onu düşünüyorum öğlenden beri. Dolgunun herhangi bir zararı (Daha doğrusu dezavantajı) var mı? Bu ilk dolgum değil. Hatta ayın dişin üst kısmı zaten dolgu ama yine de bilemedim.
Ağrı sızı hiç yok. Dişlerimi düzenli fırçalamama rağmen de nasıl oldu anlayamadım açıkçası. İlerlemesini de istemiyorum. Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Teşekkürler.
En arka azı dişinin kenarında (Dil tarafına bakan kısım), diş eti ile buluştuğu dip kısımda çok küçük bir kararma var. Doktor yarına dolgu için randevu verdi. Durduk yere çok ufak bir şey için dolgu yapılması ne kadar doğru onu düşünüyorum öğlenden beri. Dolgunun herhangi bir zararı (Daha doğrusu dezavantajı) var mı? Bu ilk dolgum değil. Hatta ayın dişin üst kısmı zaten dolgu ama yine de bilemedim.
Ağrı sızı hiç yok. Dişlerimi düzenli fırçalamama rağmen de nasıl oldu anlayamadım açıkçası. İlerlemesini de istemiyorum. Fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Teşekkürler.
Mümkün mü? Gerçi kesin mümkündür de şarj süresinde uzama olur mu? Ya da pil verimliliğini düşürür mü bu şekilde şarj edersem?
Teşekkürler.
Teşekkürler.
Merhaba,
Problem şu. Mesela şu an bile şu satırları yazarken sanki bu pencere dışında başka bir yere tıklamışım ve bu pencere etkisiz hale gelmiş gibi oluyor kendi kendine ve bir anda boşluğa ve havaya yazmaya başlıyorum. Bu yaklaşık 1-2 dakika aralıklarla tekrar ediyor ve dediğim gibi tüm hızımla yazarken aniden pencere pasifleşerek yazmamı durduruyor. Nedendir acaba fikri olan var mı?
Problem şu. Mesela şu an bile şu satırları yazarken sanki bu pencere dışında başka bir yere tıklamışım ve bu pencere etkisiz hale gelmiş gibi oluyor kendi kendine ve bir anda boşluğa ve havaya yazmaya başlıyorum. Bu yaklaşık 1-2 dakika aralıklarla tekrar ediyor ve dediğim gibi tüm hızımla yazarken aniden pencere pasifleşerek yazmamı durduruyor. Nedendir acaba fikri olan var mı?
Merhaba,
Ben şu an yurtdışından 16gb iphone 5 alıp satmaya karar verdim ama şu anda ederi hakkında hiçbir fikrim yok piyasada bulunmadığı için. Kaça satılması uygun olur sizce?
Ben şu an yurtdışından 16gb iphone 5 alıp satmaya karar verdim ama şu anda ederi hakkında hiçbir fikrim yok piyasada bulunmadığı için. Kaça satılması uygun olur sizce?
Benim gözlerimin arasındaki mesafeyi ölçmediler. Sadece göz numaralarıma göre cam yapıldı. Herhangi bir sakıncası var mı? Camlardaki odak noktası ile mi alakalı gözlerin arasındaki mesafe ölçümü? Neden yapılıyor? Yapılmassa ne oluyor?
not: astigmat yok. biri 2 diğeri 2,25 gözler sadece miyop
not: astigmat yok. biri 2 diğeri 2,25 gözler sadece miyop
Merhaba,
Birkaç haftadır sırt çantası bakıyorum. Marka olarak Jansport almaya karar verdim fakat bir sorum olacak.
Jansport'un Air Cure modeli üzerinde düşünüyorum epey. Model şu:
www.jansport.com
Ama askıları içime sinmiyor bir türlü. Bu şekilde iki askıyı tepeden birbirine bağlayan sisteme sahip bir çantayı liseye giderken kullanmıştım ve hiç memnun olmadığımı hatırlıyorum. Takıp çıkarırken sıkıntı oluyordu. Çantanın tepesinde tutacak olmuyordu. O askıların üstündeki kısım var diye mecburen oradan tutuyorduk çanta elimizdeyken. O da saçma sapan, dengesiz duruyordu elde.
Jansport "Yoke Style Shoulder Straps" olarak adlandırdığı bu sistemi, omurgayı rahatlatan bir teknoloji diye anlatıyor ve şöyle diyor:
"By integrating the padded grab handle into the strap system, these contoured shoulder straps provide added comfort by positioning the pack lower on the spine"
Ama asıl bu tip askılı çanta kullananlara sormak istiyorum. Memnun musunuz? Yoksa klasik askılı çantayı mı tercih edersiniz?
Birkaç haftadır sırt çantası bakıyorum. Marka olarak Jansport almaya karar verdim fakat bir sorum olacak.
Jansport'un Air Cure modeli üzerinde düşünüyorum epey. Model şu:
www.jansport.com
Ama askıları içime sinmiyor bir türlü. Bu şekilde iki askıyı tepeden birbirine bağlayan sisteme sahip bir çantayı liseye giderken kullanmıştım ve hiç memnun olmadığımı hatırlıyorum. Takıp çıkarırken sıkıntı oluyordu. Çantanın tepesinde tutacak olmuyordu. O askıların üstündeki kısım var diye mecburen oradan tutuyorduk çanta elimizdeyken. O da saçma sapan, dengesiz duruyordu elde.
Jansport "Yoke Style Shoulder Straps" olarak adlandırdığı bu sistemi, omurgayı rahatlatan bir teknoloji diye anlatıyor ve şöyle diyor:
"By integrating the padded grab handle into the strap system, these contoured shoulder straps provide added comfort by positioning the pack lower on the spine"
Ama asıl bu tip askılı çanta kullananlara sormak istiyorum. Memnun musunuz? Yoksa klasik askılı çantayı mı tercih edersiniz?
Merhaba,
Oyunu zamanında doya doya oynayamamış birisi olarak geçenlerde kurdum ve detaylı şekilde oynamaya başladım. Oyuna alışma ve bazı yöntemleri oturtma döneminden geçtikten sonra ise çile başladı.
Standart zorlukta birkaç oyun kazandıktan sonra Moderate'e geçtim ve resmen çıldırmak üzereyim. Moderate zorlukta 2 rakibe karşı sadece bir oyun kazanabildim. Şu anda 3 rakibe karşı oyunlar açıyorum ama sinirden monitöre yumruk atmak üzereyim.
Neyi yanlış yapıyorum anlamıyorum. Random ırk seçiyorum ve bana verilen ırkın spesifik özelliklerine bakarak ona göre taktik belirliyorum. Etrafa duvar örmek yerine saldırı gelecek tarafa yarım çember hizasında, uzaklıkları birbirlerini koruyacak şekilde kuleler ve içine okçular diziyorum. Birliklerimin arasına Monk atıyorum ki iyileştirsin askerleri. Moderate zorlukta Team Locked yapsam da yapmasam da bütün ırklar toptan bana saldırıyor, hiç birbirlerine saldırmıyorlar. Birini püskürttüm diyelim, ikinci ırk geliyor. Onu da zor bela püskürtsem de öteki geliyor belimi doğrultamadan. En sinir olduğum ve beni ençok çıldırtan şey de bu, herkesin bütün güçlerini birleştirip bana saldırması. Hatta birkaç oyunda yanıma dost ırk aldım bana yardım etsin diye. Bütün oyunlarda da daha 5 dakika geçmeden adam "Yandım birader yardım et, saldırıya uğradım" dedikten kısa bir süre sonra resign ediyor. Hiçbir dost ırk dayanamıyor düşmanlar gibi. Zeka seviyesi dosta gelince düşüyor, düşmanda zehir gibi.
Son oyunda düşmanın uyguladığı en leş taktik de karınca sürüsü gibi monk gönderip hayatı bana zindan etmesi. 2 tane relic topladım diye yapıyor bunu herhalde ama bu tarz birkaç askerle korunan monk kafilesini kesmenin en kolay yolu nedir?
Belirli ve kesin taktikler olmadığını biliyorum ama kesin yanlış yaptığım bir şeyler var. Hard'da oyun açmaya cesaret bile edemedim hiç. Hard'da 6 rakibi deviren adamların sırrı nedir bunu öğrenmek istiyorum.
Oyunu zamanında doya doya oynayamamış birisi olarak geçenlerde kurdum ve detaylı şekilde oynamaya başladım. Oyuna alışma ve bazı yöntemleri oturtma döneminden geçtikten sonra ise çile başladı.
Standart zorlukta birkaç oyun kazandıktan sonra Moderate'e geçtim ve resmen çıldırmak üzereyim. Moderate zorlukta 2 rakibe karşı sadece bir oyun kazanabildim. Şu anda 3 rakibe karşı oyunlar açıyorum ama sinirden monitöre yumruk atmak üzereyim.
Neyi yanlış yapıyorum anlamıyorum. Random ırk seçiyorum ve bana verilen ırkın spesifik özelliklerine bakarak ona göre taktik belirliyorum. Etrafa duvar örmek yerine saldırı gelecek tarafa yarım çember hizasında, uzaklıkları birbirlerini koruyacak şekilde kuleler ve içine okçular diziyorum. Birliklerimin arasına Monk atıyorum ki iyileştirsin askerleri. Moderate zorlukta Team Locked yapsam da yapmasam da bütün ırklar toptan bana saldırıyor, hiç birbirlerine saldırmıyorlar. Birini püskürttüm diyelim, ikinci ırk geliyor. Onu da zor bela püskürtsem de öteki geliyor belimi doğrultamadan. En sinir olduğum ve beni ençok çıldırtan şey de bu, herkesin bütün güçlerini birleştirip bana saldırması. Hatta birkaç oyunda yanıma dost ırk aldım bana yardım etsin diye. Bütün oyunlarda da daha 5 dakika geçmeden adam "Yandım birader yardım et, saldırıya uğradım" dedikten kısa bir süre sonra resign ediyor. Hiçbir dost ırk dayanamıyor düşmanlar gibi. Zeka seviyesi dosta gelince düşüyor, düşmanda zehir gibi.
Son oyunda düşmanın uyguladığı en leş taktik de karınca sürüsü gibi monk gönderip hayatı bana zindan etmesi. 2 tane relic topladım diye yapıyor bunu herhalde ama bu tarz birkaç askerle korunan monk kafilesini kesmenin en kolay yolu nedir?
Belirli ve kesin taktikler olmadığını biliyorum ama kesin yanlış yaptığım bir şeyler var. Hard'da oyun açmaya cesaret bile edemedim hiç. Hard'da 6 rakibi deviren adamların sırrı nedir bunu öğrenmek istiyorum.
Merhaba,
Haziran'ın başında İngilizce geliştirme amaçlı İngiltere'ye gideceğim. Amacım IELTS ve TOEFL sınavına hazırlık. Dil okulu olarak Kaplan'ı tercih ettim ama Embassy CES gibi diğer önerilere de açığım. Kaplan'ın Brighton'da şubesi olmadığı için orayı elemek durumunda kaldım. Cambridge ve Oxford arasında kaldım son olarak.
Tercih sebepleri olarak:
İstanbul gibi kaos ortamı olmasın ama köy gibi sıkıcı da olmasın.
Her yer bina olmasın, yeşilliği de olsun.
Havası mümkünse yaz ayında adama kazak giydirmesin.
Pub'ları, kafeleri ve restoranları fiyat/performans açısından yüksek olsun. Yani ne çok kazık olsun ne de uyduruk...
Londra'ya pratik ulaşım olsun. Mümkünse Brighton'a da olsun, arada deniz görelim diyorum ama bu durumda Cambridge Oxford'a kıyasla biraz daha uzak kalıyor Brighton'a.
Bu şehirlerden birini veya ikisini de görmüş arkadaşların yardımını bekliyorum.
Haziran'ın başında İngilizce geliştirme amaçlı İngiltere'ye gideceğim. Amacım IELTS ve TOEFL sınavına hazırlık. Dil okulu olarak Kaplan'ı tercih ettim ama Embassy CES gibi diğer önerilere de açığım. Kaplan'ın Brighton'da şubesi olmadığı için orayı elemek durumunda kaldım. Cambridge ve Oxford arasında kaldım son olarak.
Tercih sebepleri olarak:
İstanbul gibi kaos ortamı olmasın ama köy gibi sıkıcı da olmasın.
Her yer bina olmasın, yeşilliği de olsun.
Havası mümkünse yaz ayında adama kazak giydirmesin.
Pub'ları, kafeleri ve restoranları fiyat/performans açısından yüksek olsun. Yani ne çok kazık olsun ne de uyduruk...
Londra'ya pratik ulaşım olsun. Mümkünse Brighton'a da olsun, arada deniz görelim diyorum ama bu durumda Cambridge Oxford'a kıyasla biraz daha uzak kalıyor Brighton'a.
Bu şehirlerden birini veya ikisini de görmüş arkadaşların yardımını bekliyorum.
Merhaba,
Türkçe'den bazı örnekler vereceğim:
Görüşülecek, gidilir, konuşulur, yapılacakmış...
Bunun gibi edilgen cümleler nasıl kurulur. Fransızca'da sırf bunun için kullanılan bir on kalıbı var. On peux parler (Konuşulabilir) gibi mesela. İngilizce'de nasıl söylenir?
Türkçe'den bazı örnekler vereceğim:
Görüşülecek, gidilir, konuşulur, yapılacakmış...
Bunun gibi edilgen cümleler nasıl kurulur. Fransızca'da sırf bunun için kullanılan bir on kalıbı var. On peux parler (Konuşulabilir) gibi mesela. İngilizce'de nasıl söylenir?
(4)
Çekilen dişin (20 yaş değil) yerine implant diş taktırmazsam ne olur?
sweet child o mine #371691
Hastanede bana yaptıkları açıklama aynen şu şekildeydi:
www.implantmed.com
Yani diğer dişler boşluğu görünce hemen boşluğa doğru uzamaya veya yatmaya meyillenirmiş. Şimdi mentıklı geliyor ama implant yaptırmak çok istemiyorum. Yani kemiğime çiviyi sokarlarken çenemin oralarda bir sinire minire dokunur da zarar verirlerse diye çok korkuyorum. Implant yaptıralım derken başıma bir iş gelmesin yani. Ben bu tek dişin eksikliğini hiç hissetmiyorum. Estetik olarak görünecek yerde de değil, çiğnerken de sorun olmuyor.
Annem yaklaşık 20 yıl önce dişini (5 numara) çektirmiş ama diğer dişler hiç de yatmamış, üst dişi alttaki boşluğa doğru da uzamamış. Benim çekilen diş ise 6 numara . Yani yirmi yaş var, sonra bir azı dişi var. Sonrası 5, 4, 3, 2, 1 diye gidiyor.
Ne diyorsunuz? Implant yaptırmassam öteki dişlerin boşluğa yatma ihtimali nedir?
www.implantmed.com
Yani diğer dişler boşluğu görünce hemen boşluğa doğru uzamaya veya yatmaya meyillenirmiş. Şimdi mentıklı geliyor ama implant yaptırmak çok istemiyorum. Yani kemiğime çiviyi sokarlarken çenemin oralarda bir sinire minire dokunur da zarar verirlerse diye çok korkuyorum. Implant yaptıralım derken başıma bir iş gelmesin yani. Ben bu tek dişin eksikliğini hiç hissetmiyorum. Estetik olarak görünecek yerde de değil, çiğnerken de sorun olmuyor.
Annem yaklaşık 20 yıl önce dişini (5 numara) çektirmiş ama diğer dişler hiç de yatmamış, üst dişi alttaki boşluğa doğru da uzamamış. Benim çekilen diş ise 6 numara . Yani yirmi yaş var, sonra bir azı dişi var. Sonrası 5, 4, 3, 2, 1 diye gidiyor.
Ne diyorsunuz? Implant yaptırmassam öteki dişlerin boşluğa yatma ihtimali nedir?
Şimdi atıyorum ben green card'lıyım diyelim. Anneme ve babama green card çıkaramıyormuşum. Ama amerikan vatandaşı olsaydım onlara green card çıkarabilirmişim.
Bu durumda green card'lı halimle kirada bir evde yaşadığımı varsayın. Annem babam da 5'er yıllık turist vizesi alsınlar ve yanıma gelsinler. E şimdi 5 yıl yanımda turist vizesi ile yaşayamazlar mı?
Bu durumda green card'lı halimle kirada bir evde yaşadığımı varsayın. Annem babam da 5'er yıllık turist vizesi alsınlar ve yanıma gelsinler. E şimdi 5 yıl yanımda turist vizesi ile yaşayamazlar mı?
www.youtube.com 
www.youtube.com
Şu iki videodaki diyalogların sanırım ancak %20'sini falan yakalayıp anlayabiliyorum. Özellikle ikisinde de röportaj yapan adamın ne dediğine dair hiçbir şey anlamıyorum. Anladığım %20'lik kısım da Kurt'ün söylediği bazı şeyler.
Komik bir şekilde kullanılan her kelimenin anlamını biliyorum ama cümleyi anlamıyorum. Bildiğim kelimeler yan yana gelince anlamsız bir cümle oluyor sanki. İngilizcem çok mu kötü? Dizilerdeki ve filmlerdeki konuşmaları değil de bu tür doğal konuşmaları anlamak için ne yapmalıyım?

www.youtube.com

Şu iki videodaki diyalogların sanırım ancak %20'sini falan yakalayıp anlayabiliyorum. Özellikle ikisinde de röportaj yapan adamın ne dediğine dair hiçbir şey anlamıyorum. Anladığım %20'lik kısım da Kurt'ün söylediği bazı şeyler.
Komik bir şekilde kullanılan her kelimenin anlamını biliyorum ama cümleyi anlamıyorum. Bildiğim kelimeler yan yana gelince anlamsız bir cümle oluyor sanki. İngilizcem çok mu kötü? Dizilerdeki ve filmlerdeki konuşmaları değil de bu tür doğal konuşmaları anlamak için ne yapmalıyım?
"She had left when we came house"
"Eve geldiğimizde çıkmıştı" olarak çevirebiliriz sanırım türkçeye. Bu cümlede Past Perfect kullanılmasının sebebi yaşanan iki olay arasında en eskiyi vurgulamak için. Yani eve gelme ve çıkma olaylarından çıkma olayı en eskisi olduğu için past perfect kullanılmış.
Şimdi problem şu. Bu Past Perfect bizdeki -miş'li geçmiş zaman anlamını tam olarak karşılıyor mu? Past Perfect kullandığımızda karşımızdaki olaya bizim tanık olmadığımızı, başkasından duyduğumuzu anlayacak mı? Yani mesela şunu söylemek istiyorum: "Dün akşam eve gelmemiş" dün akşam eve gelmediğine bizzat tanık olmadım, başkalarından duydum ve başkasına anlatıyorum. Bu nasıl çevrilir İngilizceye, kalıbı nedir bunun? Yoksa direkt olarak "He hadn't come house last night" diyerek olayı başkasından duyduğumuzu, bizim tanık olmadığımızı hissettirebiliyor muyuz?
Mesela "I've heard that he didn't come house last night" gibi bir kalıp mı kullanmak lazım rivayet hissini tam verebilmek için?
Bir de ekstra bir soru şu: "Eve geldiğimizde kapıyı açık unutmuştu ve çıkmıştı" Burada sıralı üç olay var. En eskisi kapıyı açık unutması, orta olay evden çıkması, en yeni olay da bizim eve gelmemiz. En eski olayda Past Perfect (Kapıyı açık unutması), en yeni olayda da (Eve gelmemiz) Past Simple kullanılacaksa, ortada olan olayda hangi zaman kullanılacak?
"Eve geldiğimizde çıkmıştı" olarak çevirebiliriz sanırım türkçeye. Bu cümlede Past Perfect kullanılmasının sebebi yaşanan iki olay arasında en eskiyi vurgulamak için. Yani eve gelme ve çıkma olaylarından çıkma olayı en eskisi olduğu için past perfect kullanılmış.
Şimdi problem şu. Bu Past Perfect bizdeki -miş'li geçmiş zaman anlamını tam olarak karşılıyor mu? Past Perfect kullandığımızda karşımızdaki olaya bizim tanık olmadığımızı, başkasından duyduğumuzu anlayacak mı? Yani mesela şunu söylemek istiyorum: "Dün akşam eve gelmemiş" dün akşam eve gelmediğine bizzat tanık olmadım, başkalarından duydum ve başkasına anlatıyorum. Bu nasıl çevrilir İngilizceye, kalıbı nedir bunun? Yoksa direkt olarak "He hadn't come house last night" diyerek olayı başkasından duyduğumuzu, bizim tanık olmadığımızı hissettirebiliyor muyuz?
Mesela "I've heard that he didn't come house last night" gibi bir kalıp mı kullanmak lazım rivayet hissini tam verebilmek için?
Bir de ekstra bir soru şu: "Eve geldiğimizde kapıyı açık unutmuştu ve çıkmıştı" Burada sıralı üç olay var. En eskisi kapıyı açık unutması, orta olay evden çıkması, en yeni olay da bizim eve gelmemiz. En eski olayda Past Perfect (Kapıyı açık unutması), en yeni olayda da (Eve gelmemiz) Past Simple kullanılacaksa, ortada olan olayda hangi zaman kullanılacak?
Bir avea numarasının kime ait olduğuna bakmam lazım ama bende avea olmadığı için bakamıyorum. Avea hattı olan birine numarayı versem benim için bakabilir mi acaba kim olduğuna?
(5)
Parlak vs. Mat Ekran - Grafikerler, Oyuncular, Filmciler, Mühendisler...
sweet child o mine #356295
Notebook'lar için soruyorum, hangisini tercih ediyorsunuz/kullanıyorsunuz?
Gözlemlerimi de sizinle paylaşayım. Masaüstü bilgisayar monitörlerinin neredeyse %80'i mat. Yani parlak ekranın kötü bir yanı var belli ki kocaman masaüstü pc ekranlarının neredeyse hepsi mat satılıyor.
Diğer mantık yürütme de şu. Apple'ın bütün ürünleri parlak ekranlı. E hani bunu sanatçılar, grafikerler kullanıyordu? Saatlerce ekran karşısında gözleri kan çanağına dönmüyor mu bu adamların parlak ekran yüzünden.
Neymiş parlak ekranın renkleri daha canlıymış, mat ekran siyahları tam veremezmiş, dağıtır, gri tonlu verirmiş. Şimdi simsiyah bir ekran açınca parlak ekranda da kabak gibi kendinizi görmüyor musunuz? Bir de hangisinde geniş açılarda da görüntü kaybolmuyor? Yani epey bir sağdan ya da soldan bakınca hangisinde görüntü hala görünür halde oluyor?
Arkadaşlar, bütün günüm bilgisayar karşısında geçiyor diyebilirim ve şu anda Dell marka parlak ekrana sahip bir notebook'tan yazıyorum. İnanın ki ekranın parlaklık ayarı sıfırda şu an. Parlaklığı açamıyorum çünkü gözümü çok yoruyor. Özellikle de internetten bir şey okurken veya word'te yazı yazarken. Beyazlar projektör gibi gözümü ağrıtıyor. Mat ekran beni bu dertten kurtarır mı?
Mat ekran, parlak ekran kullanan arkadaşlar lütfen yorumlarınızla yardım edin...
Gözlemlerimi de sizinle paylaşayım. Masaüstü bilgisayar monitörlerinin neredeyse %80'i mat. Yani parlak ekranın kötü bir yanı var belli ki kocaman masaüstü pc ekranlarının neredeyse hepsi mat satılıyor.
Diğer mantık yürütme de şu. Apple'ın bütün ürünleri parlak ekranlı. E hani bunu sanatçılar, grafikerler kullanıyordu? Saatlerce ekran karşısında gözleri kan çanağına dönmüyor mu bu adamların parlak ekran yüzünden.
Neymiş parlak ekranın renkleri daha canlıymış, mat ekran siyahları tam veremezmiş, dağıtır, gri tonlu verirmiş. Şimdi simsiyah bir ekran açınca parlak ekranda da kabak gibi kendinizi görmüyor musunuz? Bir de hangisinde geniş açılarda da görüntü kaybolmuyor? Yani epey bir sağdan ya da soldan bakınca hangisinde görüntü hala görünür halde oluyor?
Arkadaşlar, bütün günüm bilgisayar karşısında geçiyor diyebilirim ve şu anda Dell marka parlak ekrana sahip bir notebook'tan yazıyorum. İnanın ki ekranın parlaklık ayarı sıfırda şu an. Parlaklığı açamıyorum çünkü gözümü çok yoruyor. Özellikle de internetten bir şey okurken veya word'te yazı yazarken. Beyazlar projektör gibi gözümü ağrıtıyor. Mat ekran beni bu dertten kurtarır mı?
Mat ekran, parlak ekran kullanan arkadaşlar lütfen yorumlarınızla yardım edin...
N53SV-Sx365R:
pcdepo.com
N53SV-SX065V:
www.pcdepo.com
Birisi ikisi arasındaki farkı söyleyebilir mi lütfen? Ben hiçbir fark göremedim.
pcdepo.com
N53SV-SX065V:
www.pcdepo.com
Birisi ikisi arasındaki farkı söyleyebilir mi lütfen? Ben hiçbir fark göremedim.
Merhaba arkadaşlar,
Yeni bir notebook almayı düşünüyorum ve yardımınızla önemli bir karar vermem gerekiyor. Notebook'u ağırlıklı olarak yazı yazma, ders çalışma, photoshop cs5'te afiş tasarlama ve nadiren de civilization 4 falan oynamak için kullanmak istiyorum.
şimdi birkaç gündür bilgisayar mağazalarını geziyorum ve notebook ekranlarında bariz bir fark var. 1920x1080 çözünürlükteki monitörler mat. yani ekrana bakınca suratınızı yansıtmıyor ve gerçekten tablo gibi bir görüntüsü var. sanki dokunabilecek gibi oluyorsunuz. 1366x768'ler ise bilindik, standart kristal led ekranlar. bunlarda parlama oluyor, ekrana bakınca suratınızı görüyorsunuz kısmen.
şimdi iki bilgisayarda yan yana full hd bir fragman açtım ve gerçekten full hd'ye sahip mat ekranlı bilgisayarın görüntüsü şahaneydi. diğeri mat olan full hd'ye kıyasla daha bulanıktı.
full hd çözünürlüğün hakkını tam olarak verebilmek için en az 22" bir ekran olması gerektiğini düşünüyorum. yani 15,6" ekranlarda o çözünürlük çok fazla. kaldı ki zaten her şey de minicik görünüyor. çözünürlüğü düşürürseniz de doğal çözünürlük olmadığı için görüntü hafiften bozuluyor, buğulanıyor. ben alacağım notebook'un full hd olmasını sadece full hd tv'ye bağlamak için ve görüntüsü net diye istiyordum. ama 15,6 ekranda full hd her şeyi minikleştirdiği için vazgeçmek üzereyim. bir de yanılıyorsam lütfen düzeltin, sanırım full hd notebooklar 1366x768'lere kıyasla biraz daha çok ısınıyor. bu benim için çok çok önemli, kesinlikle soğuk kalması gerekiyor notebookun yazı yazacağım için.
sormak istediğim kritik soru şu. 1366x768 çözünürlükteki bir bilgisayarı full hd televizyona bağlayıp 1080p film açtığımızı düşünelim. aynı şekilde de 1920x1080 çözünürlükteki bir bilgisayarı full hd televizyona bağlayıp 1080p film açtığımızı düşünelim. görüntü farkı olur mu? yani bir notebook 1366x768 monitöre sahip olmasına rağmen hdmi'dan 1080p video çıktısı aktarabilir mi full hd tv'ye?
Yeni bir notebook almayı düşünüyorum ve yardımınızla önemli bir karar vermem gerekiyor. Notebook'u ağırlıklı olarak yazı yazma, ders çalışma, photoshop cs5'te afiş tasarlama ve nadiren de civilization 4 falan oynamak için kullanmak istiyorum.
şimdi birkaç gündür bilgisayar mağazalarını geziyorum ve notebook ekranlarında bariz bir fark var. 1920x1080 çözünürlükteki monitörler mat. yani ekrana bakınca suratınızı yansıtmıyor ve gerçekten tablo gibi bir görüntüsü var. sanki dokunabilecek gibi oluyorsunuz. 1366x768'ler ise bilindik, standart kristal led ekranlar. bunlarda parlama oluyor, ekrana bakınca suratınızı görüyorsunuz kısmen.
şimdi iki bilgisayarda yan yana full hd bir fragman açtım ve gerçekten full hd'ye sahip mat ekranlı bilgisayarın görüntüsü şahaneydi. diğeri mat olan full hd'ye kıyasla daha bulanıktı.
full hd çözünürlüğün hakkını tam olarak verebilmek için en az 22" bir ekran olması gerektiğini düşünüyorum. yani 15,6" ekranlarda o çözünürlük çok fazla. kaldı ki zaten her şey de minicik görünüyor. çözünürlüğü düşürürseniz de doğal çözünürlük olmadığı için görüntü hafiften bozuluyor, buğulanıyor. ben alacağım notebook'un full hd olmasını sadece full hd tv'ye bağlamak için ve görüntüsü net diye istiyordum. ama 15,6 ekranda full hd her şeyi minikleştirdiği için vazgeçmek üzereyim. bir de yanılıyorsam lütfen düzeltin, sanırım full hd notebooklar 1366x768'lere kıyasla biraz daha çok ısınıyor. bu benim için çok çok önemli, kesinlikle soğuk kalması gerekiyor notebookun yazı yazacağım için.
sormak istediğim kritik soru şu. 1366x768 çözünürlükteki bir bilgisayarı full hd televizyona bağlayıp 1080p film açtığımızı düşünelim. aynı şekilde de 1920x1080 çözünürlükteki bir bilgisayarı full hd televizyona bağlayıp 1080p film açtığımızı düşünelim. görüntü farkı olur mu? yani bir notebook 1366x768 monitöre sahip olmasına rağmen hdmi'dan 1080p video çıktısı aktarabilir mi full hd tv'ye?
Adını hatırlamadığım çok güzel bir marka maden suyu satıştan kalkınca arayışa geçtim. Sırma ile aram iyiydi ama son zamanlarda aldıklarım böyle yağmur suyu gibi kokuyor hep. Kokusu böyle olmayan ama gazı yüksek olan bir maden suyu önerir misiniz? Gazı az olmasın ama lütfen, yoksa gider su içerim onun yerine.
ekleme: sevdiğim maden suyu özkaynak'tı. gazını kaçırdığı için bırakmıştım hatırladım. bir de meyveli olmayacak kesinlikle sade olacak aradığım marka.
ekleme: sevdiğim maden suyu özkaynak'tı. gazını kaçırdığı için bırakmıştım hatırladım. bir de meyveli olmayacak kesinlikle sade olacak aradığım marka.
Hello how are you? Fine thanks and you?
Şimdi geçmişte başlamış ama hala devam eden veya etkisi hala devam eden bir olay örnek vereceğim size. O da çalıştığım iş olsun. Peki bu durumda şu ikisi arasında ne fark var?
I have worked here since 2005 (Present Perfect)
I have been working here since 2005 (Present Perfect Progressive)
Hangisi kullanılmalı ve anlam olarak ne farkları var acaba?
Şimdi geçmişte başlamış ama hala devam eden veya etkisi hala devam eden bir olay örnek vereceğim size. O da çalıştığım iş olsun. Peki bu durumda şu ikisi arasında ne fark var?
I have worked here since 2005 (Present Perfect)
I have been working here since 2005 (Present Perfect Progressive)
Hangisi kullanılmalı ve anlam olarak ne farkları var acaba?
Aradaki farkı biliyorum. Benim merak ettiğim ise şu. Şimdi hepimiz amerikan yapımı filmlerle büyüdük. O filmlerdeki tüm ailenin bir arada toplanmaya çalıştığı ve akşamında ise birbirine çam ağacının yanında hediyeler verdiği, ökseotunun altında öpüşmenin uğur getirdiği akşam 24 Aralık gecesi. Yani 25'ine bağlayan gece sanırım.
Buradan yola çıkarak ben şunu merak ediyorum. Noel'e bu kadar anlam yükleyen amerikalılar 31 aralık gecesi de aynı şeyi mi yapıyorlar? Yani iki kere aynı kutlamayı mı yapıyorlar. O çam ağacı 5 gün boyunca evde durup 2 kutlamaya mı hizmet ediyor? Nasıl oluyor?
Buradan yola çıkarak ben şunu merak ediyorum. Noel'e bu kadar anlam yükleyen amerikalılar 31 aralık gecesi de aynı şeyi mi yapıyorlar? Yani iki kere aynı kutlamayı mı yapıyorlar. O çam ağacı 5 gün boyunca evde durup 2 kutlamaya mı hizmet ediyor? Nasıl oluyor?
Herkese merhaba,
Benim sorum gayet net ve açık olacak. Present Perfect Continuous (Progressive diyenler de var) ile Past Continuous (Progressive) arasındaki fark nedir açıklayabilir misiniz acaba?
Örnek olarak:
She has been watching TV
She was watching TV
veya
I have been running
I was running
Benim sorum gayet net ve açık olacak. Present Perfect Continuous (Progressive diyenler de var) ile Past Continuous (Progressive) arasındaki fark nedir açıklayabilir misiniz acaba?
Örnek olarak:
She has been watching TV
She was watching TV
veya
I have been running
I was running
Eskiden hatırlayacağınız üzere geocities, 8m gibi reklamlı ama bedava hizmet sağlayan servisler vardı. Şimdi hala var mı bu tarz servisler? Varsa kimler var? Şunu buldum ben mesela deneyen var mı?
www.000webhost.com
www.000webhost.com
Merhaba,
Başlıktan anlaşılacağı gibi sorum öncelikle İnsan Kaynakları departmanında çalışan kişilere. Buralarda çalışmayıp da bilen varsa, aydınlatsın beni, çok sevinirim.
Evet aylardır iş arıyorum ama sinirli değilim. Sadece çok merak ettim. Özellikle en son olarak Vodafone'un staj ilanını görünce artık bir bilenden cevabını almak istedim. Bahsi geçen ilan şurada: web.kariyer.net
Şimdi sözü Vodafone'dan yola çıkarak genelliyorum ve bütün "öğrenci-sevici" şirketlere yapıyorum eleştirimi. Evet, neden sadece 3. veya 4. sınıf öğrencisi? Öğrenci değilsem size ne gibi bir zararım dokunacak onu anlayamadım afedersiniz? Ya da öğrenci olsam ne gibi bir faydam olacak size? Okulda her dakika sizin reklamınızı mı yapacağım? Merak etmeyin, diğer türlü tam tersine kötü reklamınızı yapıyorum ve insanlar size hiç de sempatiyle yaklaşmıyorlar, emin olabilirsiniz.
İşin başka bir boyutu da sadece "Lisans veya Yüksek lisans öğrencisi" başvurusu kabul edenler. Kardeşim manyak mısınız siz? Maksat yüksek lisansını yapmasıysa ben belki bitirdim yüksek lisansımı? Neden başvuru kabul etmiyorsun. Nedir sendeki bu öğrenci sevdası?
Lütfen birileri cevap versin.
Başlıktan anlaşılacağı gibi sorum öncelikle İnsan Kaynakları departmanında çalışan kişilere. Buralarda çalışmayıp da bilen varsa, aydınlatsın beni, çok sevinirim.
Evet aylardır iş arıyorum ama sinirli değilim. Sadece çok merak ettim. Özellikle en son olarak Vodafone'un staj ilanını görünce artık bir bilenden cevabını almak istedim. Bahsi geçen ilan şurada: web.kariyer.net
Şimdi sözü Vodafone'dan yola çıkarak genelliyorum ve bütün "öğrenci-sevici" şirketlere yapıyorum eleştirimi. Evet, neden sadece 3. veya 4. sınıf öğrencisi? Öğrenci değilsem size ne gibi bir zararım dokunacak onu anlayamadım afedersiniz? Ya da öğrenci olsam ne gibi bir faydam olacak size? Okulda her dakika sizin reklamınızı mı yapacağım? Merak etmeyin, diğer türlü tam tersine kötü reklamınızı yapıyorum ve insanlar size hiç de sempatiyle yaklaşmıyorlar, emin olabilirsiniz.
İşin başka bir boyutu da sadece "Lisans veya Yüksek lisans öğrencisi" başvurusu kabul edenler. Kardeşim manyak mısınız siz? Maksat yüksek lisansını yapmasıysa ben belki bitirdim yüksek lisansımı? Neden başvuru kabul etmiyorsun. Nedir sendeki bu öğrenci sevdası?
Lütfen birileri cevap versin.
Biliyor musunuz acaba? Askere gidecek bir arkadaşa künye yaptırmam gerekiyor ve Taksim'den almak gerekiyor sürpriz açısından. Bilen var mı?
Merhaba,
Soğuk algınlığı sebebiyle bir rahatsızlık yaşamaktayım. Burnum akmıyor veya üşüme hissim de yok. Ama boğazımda sanki toz topağı varmış gibi. Zaman zaman nefes alırken de zorlanıyorum. Sesim kısık. Bu durum 4-5 gündür var ve perşembe konsere çıkma durumu nedeniyle 2 günde geçmesi veya hafiflemesi gerekiyor.
C vitamini tableti, portakal, ılık süt+bal, sade bal, bol su ve konuşmamayı deniyorum. Önerilerinize ihtiyacım var, teşekkürler.
Soğuk algınlığı sebebiyle bir rahatsızlık yaşamaktayım. Burnum akmıyor veya üşüme hissim de yok. Ama boğazımda sanki toz topağı varmış gibi. Zaman zaman nefes alırken de zorlanıyorum. Sesim kısık. Bu durum 4-5 gündür var ve perşembe konsere çıkma durumu nedeniyle 2 günde geçmesi veya hafiflemesi gerekiyor.
C vitamini tableti, portakal, ılık süt+bal, sade bal, bol su ve konuşmamayı deniyorum. Önerilerinize ihtiyacım var, teşekkürler.
Merhaba,
Başlıkta anlatamadığım soru şu: Windows 7'de bilgisayarın yavaşlamaması için sistemin yüklü olduğu bölümde en az ne kadar boş alan olmalıdır? Bu belli bir gb ile mi ölçülür yoksa bölümün toplam doluluk oranıyla mı alakalı? 135 gb'lık kısım ayırmıştım ben ama şimdi pek yetmeyecek gibi görünüyor ondan soruyorum. Hemen ağzına kadar dolacak ve sistem yavaşlayacak gibi duruyor.
Başlıkta anlatamadığım soru şu: Windows 7'de bilgisayarın yavaşlamaması için sistemin yüklü olduğu bölümde en az ne kadar boş alan olmalıdır? Bu belli bir gb ile mi ölçülür yoksa bölümün toplam doluluk oranıyla mı alakalı? 135 gb'lık kısım ayırmıştım ben ama şimdi pek yetmeyecek gibi görünüyor ondan soruyorum. Hemen ağzına kadar dolacak ve sistem yavaşlayacak gibi duruyor.
1) Internette nereden bulabilirim?
2) Activation olayları nasıl yapılıyor ve ne alemde? Güvenilir mi? Crack yapalım derken virüs bulaştırmayalım bir de.
2) Activation olayları nasıl yapılıyor ve ne alemde? Güvenilir mi? Crack yapalım derken virüs bulaştırmayalım bir de.
Soru başlıktaki gibi, tersi de olabilir. Neden kullanmadığınızı ve önermediğinizi de yazabilirsiniz. Birinin bulamadığı virusu hangi başka program bulabiliyor? Yardımcı olursanız sevinirim.
Merhaba,
Amcamı, dayım, halamı, teyzemi ve bunun gibi aynı kademede yakınlıktaki akrabaları reddetmek için izlenecek prosedür nedir bilen var mı acaba? Amaç zaten manevi olarak kopmuş bağların yanında hukuki açıdan da bütün bağlarımı koparmak.
Amcamı, dayım, halamı, teyzemi ve bunun gibi aynı kademede yakınlıktaki akrabaları reddetmek için izlenecek prosedür nedir bilen var mı acaba? Amaç zaten manevi olarak kopmuş bağların yanında hukuki açıdan da bütün bağlarımı koparmak.
Merhaba,
Masaüstü PC'de bulunan iki adet dvd yazıcıdan Philips olan hayatını kaybetti. Diğer LG ise sanırım ömrünün son baharını yaşıyor ve yıllar boyu hizmetin ardından köşesine çekilecek gibi hissediyorum.
Önerebileceğiniz, sorunsuz DVD yazıcıları paylaşırsanız çok sevinirim. Sorun çıkaran marka ve modelleri de yazarsanız çok güzel olur.
Bir de Sata, Pata, IDE gibi şeylerden anlamıyorum. DVD yazıcı alırken hangisini seçeceğimi nereden bileceğim?
Masaüstü PC'de bulunan iki adet dvd yazıcıdan Philips olan hayatını kaybetti. Diğer LG ise sanırım ömrünün son baharını yaşıyor ve yıllar boyu hizmetin ardından köşesine çekilecek gibi hissediyorum.
Önerebileceğiniz, sorunsuz DVD yazıcıları paylaşırsanız çok sevinirim. Sorun çıkaran marka ve modelleri de yazarsanız çok güzel olur.
Bir de Sata, Pata, IDE gibi şeylerden anlamıyorum. DVD yazıcı alırken hangisini seçeceğimi nereden bileceğim?
Merhaba,
Excel'de bir sütunda A B C ve D harflerinden oluşan puanlar var. 100 satırlık listede B puanını alan kaç kişi var nasıl öğrenirim elimle saymadan?
Excel'de bir sütunda A B C ve D harflerinden oluşan puanlar var. 100 satırlık listede B puanını alan kaç kişi var nasıl öğrenirim elimle saymadan?
Merhaba,
Masaüstü bilgisayarım için usb girişli bluetooth verici almak istiyorum fakat alırken dikkat edilecek kriterleri tam olarak bilmiyorum. Marka olarak ne önerirsiniz, frekanslarda veya çekim mesafesinde nelere dikkat etmek lazım?
mesela şu sayfada bir sürü teknik özellik var ürün ile ilgili
www.gold.com.tr
Masaüstü bilgisayarım için usb girişli bluetooth verici almak istiyorum fakat alırken dikkat edilecek kriterleri tam olarak bilmiyorum. Marka olarak ne önerirsiniz, frekanslarda veya çekim mesafesinde nelere dikkat etmek lazım?
mesela şu sayfada bir sürü teknik özellik var ürün ile ilgili
www.gold.com.tr
Merhaba,
Soru kısmen başlıkta. HDMI veya harici hard disk bağlantılarında bildiğim kadarıyla kablo uzadıkça performansta düşüş oluyor. Aynı şey gitar kablosu için de geçerli mi acaba?
Soru kısmen başlıkta. HDMI veya harici hard disk bağlantılarında bildiğim kadarıyla kablo uzadıkça performansta düşüş oluyor. Aynı şey gitar kablosu için de geçerli mi acaba?
Merhaba,
Ben grafik tablet almayı düşünüyorum ama bu konuda hiçbir teknik özelliklere veya markalara dair bilgim yok. Vatan'da ve hepsiburada'da bazı modeller var ama bu aletin iyisi kötüsü neye göre belirlenir? Hangi özelliklere dikkat etmek lazım alırken? Hangi markayı önerirsiniz siz? Kullananların da yorumlarını alabilirsem çok iyi olur.
www.hepsiburada.com
www.vatanbilgisayar.com
Ben grafik tablet almayı düşünüyorum ama bu konuda hiçbir teknik özelliklere veya markalara dair bilgim yok. Vatan'da ve hepsiburada'da bazı modeller var ama bu aletin iyisi kötüsü neye göre belirlenir? Hangi özelliklere dikkat etmek lazım alırken? Hangi markayı önerirsiniz siz? Kullananların da yorumlarını alabilirsem çok iyi olur.
www.hepsiburada.com
www.vatanbilgisayar.com
Herkese merhaba,
Bilmiyorum siz de farkettiniz mi ama neredeyse her sektörden firmanın reklam panolarında boy gösteren bir insan kendisi. Özellikle yurtdışı eğitim/danışmanlık, dil okulları, eğitim-öğretim ile ilgili hizmet veren şirketler reklam afişlerinde hep aynı tipi kullanıyor. Bu kızın mesleği "Eğitim-öğretim fotomodelliği" mi ne yani? İstanbul'da her köşeden, her afişten bu kız fırlıyor resmen.
Bilmiyorum siz de farkettiniz mi ama neredeyse her sektörden firmanın reklam panolarında boy gösteren bir insan kendisi. Özellikle yurtdışı eğitim/danışmanlık, dil okulları, eğitim-öğretim ile ilgili hizmet veren şirketler reklam afişlerinde hep aynı tipi kullanıyor. Bu kızın mesleği "Eğitim-öğretim fotomodelliği" mi ne yani? İstanbul'da her köşeden, her afişten bu kız fırlıyor resmen.
Merhaba,
Sorunun önemli kısmı başlıkta zaten. Maden suyu, bira kapağı gibi kapakları açmak için anahtarlığa takılabilecek boyda açacak satan yer arıyorum. Toptan almayacağım, sadece kendim için 1 tane alacağım. Internette baktım, aradığım gibi 3-4 TL'lik bir şey yok. Ya 7-8 TL'lik gereksiz lüks olanlar ya da mutfak için büyük olanlar var. İpucu vereyim bir de, sanki Taksim'de bir pasajın alt katında görmüştüm ama hatırlamıyorum neresi olduğunu.
Sorunun önemli kısmı başlıkta zaten. Maden suyu, bira kapağı gibi kapakları açmak için anahtarlığa takılabilecek boyda açacak satan yer arıyorum. Toptan almayacağım, sadece kendim için 1 tane alacağım. Internette baktım, aradığım gibi 3-4 TL'lik bir şey yok. Ya 7-8 TL'lik gereksiz lüks olanlar ya da mutfak için büyük olanlar var. İpucu vereyim bir de, sanki Taksim'de bir pasajın alt katında görmüştüm ama hatırlamıyorum neresi olduğunu.
Sözlüğü kirletmemek adına buradan sormak istedim. Küçükken izlediğim bir filmdi. Filmin ana olayı ise şuydu: okulda okumakta olan genç bir erkek, mısır gevreği yiyince ilginç bir güce sahip oluyordu. kitaplardaki harflerin ve kelimelerin üzerinden parmağıyla hızlıca geçince hepsini okumuş ve ezberlemiş oluyordu. bu şekilde de sınavlarda çılgın atıyordu. hatırlayabilen varsa çok sevinirim.
Herkese merhaba,
Orta düzeydeki İngilizcemi akademik seviyeye gelerek yurtdışında yüksek lisans yapabilecek kadar yükseltmek istiyorum. Tabi IELTS sınavından da 7-8 puan aldıracak kadar... Bunun için de en az 1 sene yurtdışında ingilizce eğitim almam gerektiğini düşünüyorum. Belirteceğim maddeleri dikkate aldığınızda hangi ülkeyi öneriyorsunuz?
1) Dil okulunda İngilizce öğrenirken kesinlikle part time çalışarak bir şekilde kursun parasını çıkarmam gerekiyor. Öğrenci vizesi ile part time işe girebilme izni ise Amerika'da yok. Kaçak çalışmak ise çok riskli. Amerika'da 1 yılı doldurana dek sadece kampüs içinde veya eğitim kurumu içinde part time çalışabiliyorsunuz ve bu da pek para kazandırmaz diye tahmin ediyorum. Yani kampüs dışında bir yerlerde part time çalışabilmem lazım. Bu maddeye göre ya İngiltere ya Kanada oluyor.
2) İngiliz'lerin konuştuğu aksanda İngilizce'ye düşman değilim ama benim hayatımda daha çok kullanacağım İngilizce Amerikan İngilizcesi. Ayrıca İngiltere epey pahalı. Bu maddeye bakarsak da ya Amerika ya da Kanada oluyor sanırım.
3) Kanada'ya gitmiş arkadaşlar ne kadar tavsiye ediyorsunuz İngilizce öğrenme açısından bu ülkeyi? Aksanları nasıl, orada öğrendiğime pişman olur muyum? Galiba Amerikan ve İngiliz aksanı ortasında ama Amerikan İngilizcesine daha yakın gibi.
3) Kaplan, EF gibi dil okullarını mı önerirsiniz yoksa gideceğim ülkedeki bir üniversitenin ingilizce programını mı?
4) Araya danışmanlık şirketi sokmadan bu işler hallolur mu? Yoksa zor mu olur?
Yardımlarınız için teşekkür ederim.
Orta düzeydeki İngilizcemi akademik seviyeye gelerek yurtdışında yüksek lisans yapabilecek kadar yükseltmek istiyorum. Tabi IELTS sınavından da 7-8 puan aldıracak kadar... Bunun için de en az 1 sene yurtdışında ingilizce eğitim almam gerektiğini düşünüyorum. Belirteceğim maddeleri dikkate aldığınızda hangi ülkeyi öneriyorsunuz?
1) Dil okulunda İngilizce öğrenirken kesinlikle part time çalışarak bir şekilde kursun parasını çıkarmam gerekiyor. Öğrenci vizesi ile part time işe girebilme izni ise Amerika'da yok. Kaçak çalışmak ise çok riskli. Amerika'da 1 yılı doldurana dek sadece kampüs içinde veya eğitim kurumu içinde part time çalışabiliyorsunuz ve bu da pek para kazandırmaz diye tahmin ediyorum. Yani kampüs dışında bir yerlerde part time çalışabilmem lazım. Bu maddeye göre ya İngiltere ya Kanada oluyor.
2) İngiliz'lerin konuştuğu aksanda İngilizce'ye düşman değilim ama benim hayatımda daha çok kullanacağım İngilizce Amerikan İngilizcesi. Ayrıca İngiltere epey pahalı. Bu maddeye bakarsak da ya Amerika ya da Kanada oluyor sanırım.
3) Kanada'ya gitmiş arkadaşlar ne kadar tavsiye ediyorsunuz İngilizce öğrenme açısından bu ülkeyi? Aksanları nasıl, orada öğrendiğime pişman olur muyum? Galiba Amerikan ve İngiliz aksanı ortasında ama Amerikan İngilizcesine daha yakın gibi.
3) Kaplan, EF gibi dil okullarını mı önerirsiniz yoksa gideceğim ülkedeki bir üniversitenin ingilizce programını mı?
4) Araya danışmanlık şirketi sokmadan bu işler hallolur mu? Yoksa zor mu olur?
Yardımlarınız için teşekkür ederim.
Merhaba,
Giderken alınması gereken malzemelerin çoğunu tamamladım. Dükkanda bot almamın da çok faydalı olacağı konusunda ısrar etti satıcı. Ben bu botu satın alıp askere götürürsem orada giyebilir miyim? Satan kişi botun askerlik kurallarına göre nizami olduğunu söyledi ve sorun çıkmaz falan dedi ama emin olamadım. O kadar para verip bir de giydirmezlerse askerde fena olur.
Giderken alınması gereken malzemelerin çoğunu tamamladım. Dükkanda bot almamın da çok faydalı olacağı konusunda ısrar etti satıcı. Ben bu botu satın alıp askere götürürsem orada giyebilir miyim? Satan kişi botun askerlik kurallarına göre nizami olduğunu söyledi ve sorun çıkmaz falan dedi ama emin olamadım. O kadar para verip bir de giydirmezlerse askerde fena olur.