Ekşi Duyuru

var mı böyle aklınıza gelen yararlı ilginç şeyler?

bi de yastık ne önerirsiniz ordan?

edit: bi de kucağa konulan laptop şeysi vardı. neydi o? önerir misiniz bi de?

cdn-www.i-am-bored.com

Türkçe için bunu nasıl yapabiliriz? google'da veya ekşi sözlük'te yapılabilir mi?

x derken x harfi değil. herhangi bir şey.

mesela sonu "o" ile biten (kargo, karo, balo vs.)

ya da "ab" ile başlayan (abluka, abiye, abla vs.)

ya da "ace" içeren (hacet, acem, alelacele vs.)

edit: ya ekşi sözlük'te yıldızlı arama var ama kelimelerden başka şeyler de geliyor malum. sadece kelimeler için yapabilmeyi kastediyorum

oyun laptopu alacaktım. aklımı çeldiniz. çocukluğumun masaüstü günlerine geri dönüyorum o zaman.

2000-2500$'a kadar toplanabilecek en iyi masaüstü nedir? ve bu fiyata 3-4 yılda çıkacak bütün oyunları kaldırabilecek bir bilgisayar toplanabilir mi?

ya da direkt toplanmışını alabileceğim iyi seçenekler var mı?

not: başka nereye sorabilirim? donanımhaber'e mi? ya da yabancı forum? kuzey amerika'da topluyorum çünkü.

Sanki o kadar çok gereksiz ayrıntı var ki, kafatasıma baskı yapıyorlar. hayali ya da gerçek. ya gerçekse... o zaman o, o kötü ihtimal. demek ki kendimi kandırıyorum ama taviz vermiyorum.

sizce maymundan mı evrildim yoksa ilk insan mıyım sondaki ?

komşuları rahatsız eder mi?

not: komşudaki bebek ağlamasının duyulabildiği bir bina. gerçi bebek ağlamasının desibeli fön makinası sesinden daha yüksek sanırım.

neler var sizce?

cevap vermeden önce 2 kere düşünün ama.

daha önce bunları sormuştum:
eksiduyu.ru
eksiduyu.ru

bi türlü karar veremiyorum. "razor blade" çok cazip geliyor çünkü hafif ve taşınabilir. internette bir sürü araştırmaya baktım ama araştırdıkça daha çok gömülüyorum.

macbook ise oyun için alınmaz ama oyun oynanır deniyor. genel olarak oyunları güzelce çalıştıracaksa neden alınmaz? yani sırf oyun için almış da olmam o zaman, başka şeyler için de kullanırım.

2000 dolara kadar para verebilirim.

bir yardım edin lütfen. ya da çok faydalı link de verebilirsiniz.

yanında adamla beraber şeyinizi sallıyorsunuz. bakmakla alakalı değil tabii. anlaşılıyor ne olduğu. toplumda normalleştirilmiş.

bazı tuvaletler pisuvarlar arasına paravan koyuyor tabii. geçen bir restoranda ise kapılı pisuvar odaları gördüm.

sırf paradan kesmek için mi bu? araya bişey koymamak niye? tanımadığımız insanla yanyana işemek neden bu kadar normalleştirilmiş? sizce araya bişey koyulmalı mı yoksa farketmez mi?

konu hakkında bişeyler diyebilirsiniz.

not: dert etmedim. öylesine soruyorum.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

neylan
renginar
şeyime
pürlent
adule
leylüfer
örpen
ambiye

ve "NEDEN"?

Melbourne (avustralya)
San Francisco (abd)
Auckland (yeni zelanda)
Vancouver (kanada)
Barselona (ispanya)

şunlar da belki listeye girebilir:
honolulu
san diego
sydney

bunlar dışında bunlar ayarında aklınıza yaşanılır, ılıman, mümkünse güzel sahilli şehir geliyorsa bahsedebiliriniz. (daha çok abd ve avrupa'da olur büyük ihtimalle) (türkiye dışında) (ingilizce konuşulan bir yer olması öncelikli)

edit: nedenini de yazsanız güzel olur.

ne var ?

ya da başka bir deyişle "bir çeşit para mıdır?"

finansta ne olarak geçiyor? bütün para değeri olan kaynakları kapsayan bir kelime var mı? yoksa bu kelime "para" mı?

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

banyoda şampuanlanırken gözümü kapatınca aklıma kötü ve bazen dehşet dolu şeyler geliyor. sanki arkamdaki bişey beni parçalaycakmış gibi oluyor bazen. sanki uzun tırnaklı bişey de dokunuyormuş gibi oluyor ve huylanıyorum.

gözümü açık tutmak istiyorum ama şampuan kayıyor bi şekilde ve gözümü bi süre kapatmam gerekiyor. göz yakmayan şampuanlar da bana göre değil.

niye böyle oluyor sizce? size de oluyor mu böyle şeyler?

not: psikoloğum. kendimce.

not2: şimdi bu aklıma gelen imgeler aslında "korku" yaratmıyor. başka bişey gibi, huylanma gibi. anlık oluyor. tabii ki bilinçaltımla da alakalı ama başkalarına da oluyorsa biraz daha rahat hissedebilirim belki :)

ev ortamına en alışmış iki hayvan. yıllardır insanlarla beraber yaşamış iki tür. karakterler neden bu kadar farklı? nasıl farklı evrimleşmişler?

bonus:

sahibini 6 ay sonra gören köpek:
www.youtube.com

sahibi 6 ay sonra gören kedi:
www.youtube.com

nasıl olmuş:
www.thisismarvelous.com

türkiye başka nasıl yapılabilirdi sizce?

awesomegifs.com

1. arayıp kutlayan kaç kişi oluyor?
2. yüz yüze kutlayan kaç kişi oluyor?
3. sizin adınıza "bir araya gelme" veya "parti" düzenleyen oluyor mu?
4. siz kendiniz "bir araya gelme" veya "parti" düzenleyip, milleti davet ediyor musunuz?
5. pasta ve mum üfleme giriyor mu işin içine?
6. hediye alıyor musunuz? kaç kişiden? veya kendinize alıyor musunuz?
7. şimdiye kadar doğumgünüzde aldığınız en güzel hediye? başkasından ve kendinize diye ayırabilirsiniz
8. feysbuk'ta kutluyorlar mı? onlara tek tek cevap yazıyor musunuz? yoksa toptan mı yazıyorsunuz? bunu samimi buluyor musunuz cidden? hiç yoktan iyi mi diyorsunuz yani?
9. "doğumgünümde hiç bişey olmuyor seçeneği"
10. başka ?

-----

edit: duyuru takılanlar genelde aynı kafada heralde.

benim de doğumgünümde hiç bişey olmaz genelde. ailemden 1-2 kişi arar sadece. feysbukumda da doğumgünüm yazmıyor. gerçi zoraki parti/pasta yapmaya çalışanlar olmuştu..

mesela şu sahnede nasıl bizimkilerin olduğu yer çökmüyor:
www.youtube.com

yoksa gandalf büyü mü yapıyor orda?

edit: oha. "eru iluvatar" diye bi tanrı varmış. o mu yardım ediyor o zaman? filmde geçiyor mu hiç tanrının adı?

sadece "the silmarillion" kitabında mı geçiyor? bunun filmi gelecek mi?

bi de duygulandınız mı duygusuz fişneler?

www.youtube.com

-- spoiler --

reklamın sonunda kız adama verecek sandınız di mi?

-- spoiler --

küçüklüğümden beri hep merak etmişimdir.

veya süt ve zeytinyağı beraber denmiş.
pişirmeden önce.

denediniz mi nasıl oluyor?

bi de 1 gün bekletin demiş. o kadar zamanım yoksa ve 1 saat bekletsem de olur mu mesela?

öncelikle:
vimeo.com

sonra:
www.change.org

destekliyor musunuz bunu?

imza attınız mi buna?

---

konu derinleşiyor bayaa tabii. sorular ve alakalı konular gelebilir akla.
türkiye'nin dertleti varken niye bu?
Onca hayvan katliamı yapılırken neden bu?
et endüstrisi
zeki ve sevimli canlıları diğerlerinden üstte tutmak
et yemek/vejetaryenlik
kurban bayramı
sokak hayvanları
yemek bulamayan insanlar
vs vs.

bunları da göz önünde bulundurarak yorumlayabilirsiniz.

ya da iyilerden tavsiye edebileceğiniz?

en iyisi seramik kaplamı mı yoka titanyum mu?

bi de otomatik kapanma özelliği olsa iyi olur

şunu görünce geldi aklıma. adamlar yapmış cidden. dünyanın en büyük iş makinası:
onedio.com

sizin "adamlar yapmış" dediğiniz ne var?

liste şu:
onedio.com

bunlardan başka bildiğiniz varsa onu da paylaşabilirsiniz.

hadoori

en iyisi değil. en sürükleyicisi. (gerçi sizin için en iyi ve en sürükleyici de aynı olabilir)

lost diyebilir miyiz?

ya da sherlock ?

tahminen. hafta içi veya haftasonu diye de ayırabilirsiniz.

bir de işiniz ve okulunuz yüzünden çok oturuyorsunuzdur muhtemelen. arada egsersiz yapıyor musunuz ?

dailyinfographic.com

böyle çok bilindik şeyler dışında ilginç bişey olsun. insanlar yeni bişey öğrenir belki. kalıp, cümle, kelime, gramer, kural, argo vs...

hepinizi tikleyecem söz.

not: edebi değeri olan öğretici şeyler daha güzel olur tabii.

noluyor lan bana? abazan da değilim. (yerseniz)

disleksik nemfomanyak olabilir miyim?

www.vekarikatur.com

ne olurdu? ne olurdunuz?

kısa vadede veya uzun vadede


benim cevap:
kısa vadede: üşenmesem fransızca'da çok iyi olabilirdim şimdiye
uzun vadede: astronot olmaya çalışırdım.

1. yumurta alırken açıp kırılmış mı diye bakıyor musunuz?

2. aldığınız her şeyin son kullanma tarihine bakıyor musunuz? yoksa süt ve süt ürünleri mi sadece/genelde ?

3. sebze meyveyi marketten mi, manavdan mı yoksa pazardan mı alıyorsunuz? elinizle yokluyor musunuz?

4. etleri reyondan mı? market kasabından mı? özel kasaptan mı? ne eti alıyorsunuz genelde?

5. nelerin markasına dikkat ediyorsunuz? hangi markaları tercih ediyorsunuz?

6. ucuzluğa önem veriyor musunuz? pek almadığınız markayı ucuz/ucuzlamış diye alıyor musunuz?

7. başka ?

nasıl denir?

bizdeki argo "maç yapmak" ya da "tek kale maç yapmak"

onu ingilizce nasıl deriz?

edit: "let's have a match" desek olur mu ?

edit: türkçede var böyle bişey. ayrıca anlam çıkarın diye sormadım.

evet ekşi duyuru'nun vazgeçilmez "kim haklı" sorularından biriyle daha karşınızdayım.

yine "default" olarak belirteyim:
fikrinizi merak ettim sadece. siz ne yapardınız diye mesela. basit bir olay. ayrıntılı anlattığım için uzun gelebilir. hatta çok uzattım. haklılığın çok da önemi yok aslında. arkadaş arasında geçen bişey.

olay şöyle:

bir arkadaş var. erkek. böyle vurdumduymaz tiplerden biraz.

bunun sevgilisi var. kız.

aynı şehirde yaşıyoruz ama şehrin baya uzak köşelerindeyiz bunlarla. yani toplu taşıma ile 2 saat alır neredeyse.

haftasonu benim evin yakınındaki bir türk restoranına gelmek istediler. ordan da yakındaki bir alışveriz merkezine gidecekler. beni de davet ettiler işte ve geleceği saati yaklaşık olarak söyledi.

ben de "tamam" dedim ve bekledim gelmelerini.

varmadan 10 dakika önce mesaj attı gelmek üzereyiz diye.

ben bunların benim apartmana geleceğini ve beraber restorana gideceğimizi düşünüyorum ve bekliyorum hala.

sonra aradı tekrar "nerdesin" diye, durakta bekliyoruz "alışveriş merkezine" gidecez dedi.

e dedim "yemeğe gitmeycek miydik önce"? "biz baya iyi kahvaltı ettik aç değiliz" dedi. ben de açım o sırada, yemeğe gideceğiz diye düşünüp bişey yememiştim. hava da soğuk baya. üşüdülerse bana gelmerini teklif ettim bi de. ama otobüsü bekleyecez dedi illa.

sonra cevap bekledi işte benden gelecek miyim gelmeyecek miyim diye. biraz düşünüp tamam durağa gelicem dedim.

sonra tekrar düşündüm ki ben açım baya, önce bişeyler yiyip gidim ve bunlara yetişirim sonra diye düşündüm.

5 dakika sonra tekrar aradım işte. siz beni beklemeyin gidin dedim, yetişirim dedim size. onlar da beni beklerken otobüsü kaçırmış işte bana afra tafra yaptı. sonra kapattık.

sonra beni tekrar aradı nerdesin diye seni bekliyoruz. beklettin bizi burda, rezil olduk arkadaşlara falan dedi. meğersem bunlardan başka arkadaş grubu da varmış yanlarında, benim yüzümden hepsi beklemiş vs.

ben beklemeyin gidin dediğim halde beni yanlış anlamış. yine beklemişler. sonra açıklıyorum durumu, "ben mi suçlu" oldum diyor. sonra özür diledim o kadar lafının üzerine bi de, büyüklük ben de kalsın diye. tavırlı tavırlı kapadık telefonu.

sonra gitmemeye karar verdim. mesaj attım tekrar, türk restoranına giderseniz haber verin diye. 2 saat cevap gelmedi ben yemek söyledim eve. sonra ben yemek söyledikten sonra aradı gidiyoruz hemen hazır ol diye. ben yemek söyledim gelemem dedim, yine tavırlı tavırlı kapadı.

böyle işte.

ne diyonuz?

ne farkı var? argo olarak yani

demek istediğim stüdyo ve efektlerden çok çoğu gerçek yerlerde çekilmiş filmler.

neler?

mesela yüzüklerin efendisi bu kategoriye girer mi? filmin yüzde kaçı stüdyo/efekt ve yüzde kaçı gerçek hayattan tam bilmiyorum mesela..

3 kız. tipim değili ama. zenci hintli çinli kayık tipler (ırkçı pezemenk)

gecyaırsı kimse gelmez snamıştımm. salonda su sebilini kırdımm yanlışlıkla kamera var bi de.

çıktım salondan. asansöre lkustum. şimdi evdeyim.

başım belada mı? kustum hala yiyorum bi de.. uykum da yok mına

bişey eksik de ne eksik ?

içersek ne oluyordu?

tozlu bir tat geliyor mesela. başka bişey olur mu?

bi de neden baloncuklar oluşuyor içinde?

şimdi bir exe dosyasi var diyelim.

bu exe dosyasi bir text dosyadaki listeye bişey yapıyor.
exe dosyası C'de duruyor diyelim.

çalışması için cmd satırında şunu yazmamız gerekiyor ve enter'a basacaz:
C:\dosya.exe liste.txt

yani herseyi tek satirda yazmamiz gerekiyor

ama mesela su sekilde de programlanabilir mi:

ben once exe'yi calistiracam sonra dosya ismini verecem

C:\dosya.exe yaz ve enter'a bas

sonra bana dosya ismini sorsun ve ben dosya ismini gireyim

C:\liste.txt


olur mu? ornek verebilir misiniz buna ?


karisik olduysa kusra bakmayin

benim anam 90 falan sanırım. (ne 90'ı lan abarttım heralde, tekrar sorayim bir ara) obez durmuyor ama kilolu.

anam gençken manken gibi kadın imiş. bakıyorum eski fotoğraflarına. yeşilçam filmi gibi.

bizi doğurduktan sonra kilo almış baya. sonra ver verebilirsen. dönem dönem verdi aslında ama kısa süreli oldu hep.

spor da yaptığı yok, bilgisayar başında oturan bir kadın aynı zamanda. bi de benim yüzümden başladı bilg. kullanmaya, ben uzaklara gidince skype falan öğrendi işte. sonra oyun moyun başka şeyler de öğrenmiş.

sizin analarınızı da merak ettim. türkiye geneli nasıl acaba? (türkiye dışında da olabilir tabii)

gençken nasıldı? şimdi nasıl? kilolu mu? bilg. başında oturuyor mu? spor yapıyor mu? vs.

sanırım genelde böyle ama birinci ağızdan duymak istedim. hadi analarınızı övün ve yerin.

edit: çok cevap gelmezse "prime time" da açacam ona göre.

hangisi?

macbook pro, oyun laptop'u olarak kullanılabilir mi?

oyun laptop'larıyla yarışır özellikte mi yani?

geçen benim laptop'ta "metro 2033" oynamıştım. bazı yerlerde dondu, sinir etti. özellikle çatışma sahnelerinde.

iyi oyunları oynamak istiyorum. ama masaüstü kurmak da istemiyorum pek. geriye oyun laptop'u seçeneği kalıyor.

tecrübesi olan var mı?

razor blade varmış mesela. en incesi bu imiş. bunu önerir misiniz?

onun dışında alienware hangi modeli tavsiye edilir?

nasıl bi zihniyettir?

aşağıdaki dizilerden hangisine başlayim? maksimum 2 tane:

six feet under
breaking bad
the sopranos
firefly
suits
battlestar galactica
curb your enthusiasm
mad men
black mirror
shameless
torchwood
the mentalist
person of interest


sevdiğim bazı diziler:

house md
sherlock
lost
the walking dead
game of thrones
american horror story
dexter
dracula
the big bang theory
spartacus
carnivale
continuum
the killing
arrested development
supernatural
falling skies
sleepy hollow
fringe

edit: bu listede olmayanları ya izlemek istemiyorum, ya izledim ya da çok sonraya saklıyorum. ama yine de yazın isterseniz

edit2: "prison break", "oz" ve "the wire" dizilerini biraz izledim. onlara şimdilik devam etmek istemiyorum.

edit3: zamanla listedekilerin hepsini izleyecem. "six feet under" ile başlıyorum o zaman. araya "black mirror" serpiştireceğim.

zaten yeni bölümlerini beklediğim diziler de var

"to point", "bakmak" anlamına gelebilir mi?

mesela:
"He pointed his face to the sky"

"Yüzünü gökyüzüne çevirdi" diye çevirebiliriz ama "Gökyüzüne baktı" diye de çevirebilir miyiz?

Bi de "point to my finger", "parmağıma bak" anlamına gelebilir mi?

sonuçlar anormal çıkabilir mi? hastalık olduğunu düşündürecek bi anormallik çıkabiliyor mu bu durumda?

edit: hemogramdan 2 saat önce yumurta ve ekmek yemiştim sanırım. bi de portakal suyu içmiştim.

gitmem lazım. bir şey gel diyor.

en ucuz nasıl gidilir uzaya?

bi de astronot olmak çok mu zor?