"portalın" mı "portalin" mi?
teşekkürler.
teşekkürler.
yoksa 13-15 arası mı?
İçinde hem tam isim hem kısaltma olan cümlede kesme işareti nasıl yazılır? Kısaltmayı mutlaka kullanmam gerekiyorsa.
örneğin
"Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'e göre..." mi
"Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre..." mi demeli?
teşekkürler.
örneğin
"Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)'e göre..." mi
"Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre..." mi demeli?
teşekkürler.
geçen hafta iki yavrusundan birini sahiplendirdik, ancak şimdi anne kedi, özellikle yavruların girdiği koltuk altlarında onu arıyor (kendi giremiyor, mırlıyor)
ne yapıcam, çok üzülüyorum.
ne yapıcam, çok üzülüyorum.
moviemaker gibi, bir videonun bazı kısımları kesip alabileceğim bir online araça var mıdır? lite program da olur?
1,3 gb bir videonun 2şer dakikalık farklı farklı yerlerini alıp ayrı kaydetmek isiyorum
teşekkür ederim
1,3 gb bir videonun 2şer dakikalık farklı farklı yerlerini alıp ayrı kaydetmek isiyorum
teşekkür ederim
doğum yapmış bir sokak kedim var. normalde evin içinde, yavrularıyla. ancak henüz kısırlaştırılmadı ve sürekli dışarı çıkmak istiyor. en son dayanamadım açtım kapıyı o da çıktı. çıkmadan önce sırtüstü yatıp sürtünüyordu, kıyamadım.
daha önce birkaç kez daha kaçtı/çıktı ancak geri döndü.
sorum şu: ya sürekli evde olmasını, ya da sürekli dışarda olmasını istiyorum. maalesef bahçeli bir evim yok.
duruma göre kısırlaştırmayacağım. miyavlasa da kapıyı açmıyım mı? bırakayım geri dönsün ancak o halde daima eve alamayacağım. ne yapmam lazım?
daha önce birkaç kez daha kaçtı/çıktı ancak geri döndü.
sorum şu: ya sürekli evde olmasını, ya da sürekli dışarda olmasını istiyorum. maalesef bahçeli bir evim yok.
duruma göre kısırlaştırmayacağım. miyavlasa da kapıyı açmıyım mı? bırakayım geri dönsün ancak o halde daima eve alamayacağım. ne yapmam lazım?
eski ya da hala mesleğine devam eden, yabancı filmlerde gördüğümüz gibi avukatlardan var mı türkiye'de de? iş dünyasıyla ilgili de olabilir, "adamı ipten alır" denilen avukatlardan da. öyle bir laf vardı galiba.
böyle komedi gibi, yanlış anlaşılmalar.
eski, temiz bir 20 yılı var.
evhamlı bir adam.
filmin sinemalarda gösterime girmediği gibi bir bilgi de var.
gören, bilen, duyan?
eski, temiz bir 20 yılı var.
evhamlı bir adam.
filmin sinemalarda gösterime girmediği gibi bir bilgi de var.
gören, bilen, duyan?
ayrıca bir tuşa basmadan, videoyu yüklediği gibi mp3ünü de indirmiş sayılacağım bir sistem var mıdır eklenti filan? (chrome)
hani flv dosyaları bir yere zaten indirmiş oluyordu, bir şeyler oluyordu; sonra flvleri topluca mp3'e çevirmem gerekse de olur ama nolur dinlerken tuşa basmayayım.
hani flv dosyaları bir yere zaten indirmiş oluyordu, bir şeyler oluyordu; sonra flvleri topluca mp3'e çevirmem gerekse de olur ama nolur dinlerken tuşa basmayayım.
şu videoda, rusça olduğundan googleyamıyorum da.
www.facebook.com
foursquare de diyor bi yerinde. teşekkürler.
www.facebook.com
foursquare de diyor bi yerinde. teşekkürler.
selam, şimdi diyelim benim abc@defg.com diye bir mailim var.
bu adresten; xyz@gmail.com adlı kişiye mail atsam;
1) xyz'nin maili gönderen adres olarak ornek@ornek.com gibi bir şey görmesini nasıl sağlarım? "mail mask" dedikleri olay bu mu, bu ise nasıl oluyor? (not: ornek@ornek.com adresi de bendeymiş)
2) xyz'ye mail attım; bana cevap gönderecek; o cevap nereye gelir? ornek@ornek.com'a gelmesini nasıl sağlarım?
daha manual metodlar da olabilir, yani maili gönderirken ornek@ornek.com'u da bir yerlere eklesem olur, görmemesi ya da gizli saklı bir şey gerekli değil.
teşekkür ederim.
bu adresten; xyz@gmail.com adlı kişiye mail atsam;
1) xyz'nin maili gönderen adres olarak ornek@ornek.com gibi bir şey görmesini nasıl sağlarım? "mail mask" dedikleri olay bu mu, bu ise nasıl oluyor? (not: ornek@ornek.com adresi de bendeymiş)
2) xyz'ye mail attım; bana cevap gönderecek; o cevap nereye gelir? ornek@ornek.com'a gelmesini nasıl sağlarım?
daha manual metodlar da olabilir, yani maili gönderirken ornek@ornek.com'u da bir yerlere eklesem olur, görmemesi ya da gizli saklı bir şey gerekli değil.
teşekkür ederim.
ama kitap satmayan ve böyle kimi kitapları ponpolamayan,
sözlük olmayan
var mıdır, nedir? mesela bir tane vardı adını unuttum. pastel renkli tasarımlı. şimdi de kitap sitesi aratınca kitapyurdu benzerleri çıkıyor. napmalıyım. korkuyorum.
edit: pastel tonlu sitenin sol altında da müzk player vardı bi ufak. bi de .com'lu siteydi ve blog değildi.
sözlük olmayan
var mıdır, nedir? mesela bir tane vardı adını unuttum. pastel renkli tasarımlı. şimdi de kitap sitesi aratınca kitapyurdu benzerleri çıkıyor. napmalıyım. korkuyorum.
edit: pastel tonlu sitenin sol altında da müzk player vardı bi ufak. bi de .com'lu siteydi ve blog değildi.
böyle gerekirse sıkıntıdan patlayayım, ama saate bir bakayım daha sadece 1 saat geçmiş olsun (mesela)
boş durunca bile çok boş duruyorum farkında olmadan, bir bakıyorum 5 saat geçmiş. allah allaaah. saate 23tür diye bakıyorum, 03:00 çıkıyor filan. bi dur.
not: bilgisayar/internetle alakasız belirttiğim gibi. yani bomboş bir tarlanın ortasında durunca da hemen geçiyor. dalmıyorum, kendimdeyim. hatta elektrik kesikken de geçerli bu. sıkılınacak-sıkılınmayacak şeyler konusunda bir yeri mi bozdum ne yaptım.
saat kullanmadım. saat kullandım. aynı.
boş durunca bile çok boş duruyorum farkında olmadan, bir bakıyorum 5 saat geçmiş. allah allaaah. saate 23tür diye bakıyorum, 03:00 çıkıyor filan. bi dur.
not: bilgisayar/internetle alakasız belirttiğim gibi. yani bomboş bir tarlanın ortasında durunca da hemen geçiyor. dalmıyorum, kendimdeyim. hatta elektrik kesikken de geçerli bu. sıkılınacak-sıkılınmayacak şeyler konusunda bir yeri mi bozdum ne yaptım.
saat kullanmadım. saat kullandım. aynı.
ama, pdfin sonuna bir ayrıntı sayfası ekliyor? kaç karakter, dosya ne zaman oluşturuldu vb gibi şeyler yazılı.
wordde ise o sayfa gözükmüyor.
bunu nasıl silebilirim ya da çıkmamasını sağlayabilirim pdfe çevirdiğimde?
sanırım şablonlarla ilgili bir sıkıntı var. bi sildirin be.
wordde ise o sayfa gözükmüyor.
bunu nasıl silebilirim ya da çıkmamasını sağlayabilirim pdfe çevirdiğimde?
sanırım şablonlarla ilgili bir sıkıntı var. bi sildirin be.
yani istiyorum ki ben bir link koyayım, bir pdf linki. buna tıklayınca bildiğin kaydetme kutusu açılsın. browserın içinde açmasın?
dosyayı zip şeklinde koymak dışında bir yolu var mıdır? (sağ tıklayıp hedefi farklı kaydet filan demeye gerek kalmadan?)
chrome, ie, firefox..
dosyayı zip şeklinde koymak dışında bir yolu var mıdır? (sağ tıklayıp hedefi farklı kaydet filan demeye gerek kalmadan?)
chrome, ie, firefox..
nüfusta değiştirmişse de soruya devam. örneklerdekini değiştirmemiş biri varsayınız.
şimdi bu abinin adı normalde fahrettin filan ya, yani cüneyt arkın diye biri yok? heh, ben de mesela tuttum; bir tane kocaman billboard yaptırıp üzerine de "kepek sorunumu blendaxla çözdüm - cüneyt arkın" yazdım, fotoğrafını kullanmadan; beni kim mahkemeye veriyor? yalnızca c.arkın için değil tüm gerçek ad-soyad kullanmayan ünlüler için soruyorum. bu isimler de patentli, lisanslı, tescilli vs her ne ise öyle mi?
ya da diyelim x ilinin y köyünde kendi halinde yaşayan bir gerçek cüneyt arkın var, bizim fahrettin cüreklibatur hariç. o, fahrettini mahkemeye verse adımı kullanıyor diye kazanır mı, if evet, neden kazansın ki?
aynı şekilde, ben gerçek cüneyt arkın'a ulaşsam, x ilindeki, desem ki senin adını kullanıyorum, o da izin verse; bu fahrettini bağlar mı? sonuçta, bilinen cüneyt arkın o tabii de.
bütün bu sorulara ek olarak; bu nasıl bir kafadır ki o insanlar olmadıkları kişi olup yaşayabiliyorlar? bankada bilmemnerde hiç mi karışıklık olmuyor, görevli tutup cüneyt arkın diye yazmıyor mu?
ek soru: bir insanın adısoyadı çok jenerik ise; hayat bu insanlar için nasıl geçiyor? "ahmet yıldız" ad soyadlı yüz bin kişi varsa, bunlar kendilerini asla googlelayamıyorlar mı? neler oluyor ya. devlet buna bişey yapması lazım.
kamil koç bol unique günler diler.
şimdi bu abinin adı normalde fahrettin filan ya, yani cüneyt arkın diye biri yok? heh, ben de mesela tuttum; bir tane kocaman billboard yaptırıp üzerine de "kepek sorunumu blendaxla çözdüm - cüneyt arkın" yazdım, fotoğrafını kullanmadan; beni kim mahkemeye veriyor? yalnızca c.arkın için değil tüm gerçek ad-soyad kullanmayan ünlüler için soruyorum. bu isimler de patentli, lisanslı, tescilli vs her ne ise öyle mi?
ya da diyelim x ilinin y köyünde kendi halinde yaşayan bir gerçek cüneyt arkın var, bizim fahrettin cüreklibatur hariç. o, fahrettini mahkemeye verse adımı kullanıyor diye kazanır mı, if evet, neden kazansın ki?
aynı şekilde, ben gerçek cüneyt arkın'a ulaşsam, x ilindeki, desem ki senin adını kullanıyorum, o da izin verse; bu fahrettini bağlar mı? sonuçta, bilinen cüneyt arkın o tabii de.
bütün bu sorulara ek olarak; bu nasıl bir kafadır ki o insanlar olmadıkları kişi olup yaşayabiliyorlar? bankada bilmemnerde hiç mi karışıklık olmuyor, görevli tutup cüneyt arkın diye yazmıyor mu?
ek soru: bir insanın adısoyadı çok jenerik ise; hayat bu insanlar için nasıl geçiyor? "ahmet yıldız" ad soyadlı yüz bin kişi varsa, bunlar kendilerini asla googlelayamıyorlar mı? neler oluyor ya. devlet buna bişey yapması lazım.
kamil koç bol unique günler diler.
oyuncu gol atınca, formasını çıkarsa, sonra da koşarak tribüne filan yapışsa bu sarı ya hani; heh, hakem bekliyo bu kendine gelsin de kartı gösteririyim diye hani, o sırada futbolcu tribünden dönerken bir de köşe direğini çıkarsa yine sarı mı yoksa kırmızı mı olur? eğer sadece sarı oluyosa gol sevinci sırasında 1 sarıyı göze alıp toptan her şeyi yapmayı düşünüyoruz da arkadaşlarla (ikinci ligde oynuyoruz)
öncelikle belirteyim; ne imac, ne iphone, ne ipod vs kullanıcısıyım. muhteşem ürünler olabilirler, bilmiyorum, kastettiğim bu değil.
sorum şu; apple manyaklığının (varsa) sizde ne zaman ve neden oluştuğu? yani atıyorum bir tane ipod aldınız ve sonra pc alıcakken dur imac alıyım mı dediniz mesela? yoksa tamamen şişirme mi var, ben mi yanlış algılıyorum? birçok arkadaşım zamanla bildiğin fahri apple temsilcisi oldu. bana anlamsız geliyor ama ikna da olasım var.
kullanım kolaylığı dışında, apple ürünlerinin nesine "tutkuyla" bağlanıyor insanoğlu? fiyatlar da emsallerine göre yüksekken? sırf imajsa intihar filan edicem.
sorum şu; apple manyaklığının (varsa) sizde ne zaman ve neden oluştuğu? yani atıyorum bir tane ipod aldınız ve sonra pc alıcakken dur imac alıyım mı dediniz mesela? yoksa tamamen şişirme mi var, ben mi yanlış algılıyorum? birçok arkadaşım zamanla bildiğin fahri apple temsilcisi oldu. bana anlamsız geliyor ama ikna da olasım var.
kullanım kolaylığı dışında, apple ürünlerinin nesine "tutkuyla" bağlanıyor insanoğlu? fiyatlar da emsallerine göre yüksekken? sırf imajsa intihar filan edicem.
hangi filmi izleyeceğinize yani. (bilgisayar/dvd filan)
örneğin üzgünken buraya gelip "bana üzücü film önerin" diye mi soruyorsunuz? en yakın arkadaşınızın önerisini mi mutlaka izliyorsunuz? yoksa sevdiğiniz aktörün tüm filmlerini mi izliyorsunuz? sözlükten elinizdeki filmin başlığını mı aratıyorsunuz? imdb top yüzbin? nelerolyor?
bonus track: tastekid filan mı?
örneğin üzgünken buraya gelip "bana üzücü film önerin" diye mi soruyorsunuz? en yakın arkadaşınızın önerisini mi mutlaka izliyorsunuz? yoksa sevdiğiniz aktörün tüm filmlerini mi izliyorsunuz? sözlükten elinizdeki filmin başlığını mı aratıyorsunuz? imdb top yüzbin? nelerolyor?
bonus track: tastekid filan mı?
şu aygıt nedir ne değildir, video da koymamışlar anlamadım. lazer ekrana mı değiyor?
www.gelsendeal.com
googlelayınca yüzük mouse çıktı ama o da 150$mış, bu değil demek ki. bu dandik midir? hoşuma gitti alıyım basıyım kırbacı nolur alim ya.
bir de pcde de kullanılabiliyor mudur laptopun yanısıra.
www.gelsendeal.com
googlelayınca yüzük mouse çıktı ama o da 150$mış, bu değil demek ki. bu dandik midir? hoşuma gitti alıyım basıyım kırbacı nolur alim ya.
bir de pcde de kullanılabiliyor mudur laptopun yanısıra.
google'a sordum cleveland dedi o yüzden burdan deneyimlerinizi sormam gerekiyor.
böyle koçtaş, praktiker, ikea filan haricinde; "ev"sel şeyler satan ama sadece koltuk moltuk değil de atıyorum matkap da satan, "dekorasyon sitesi" deyince "kırmızı-siyah çok uyumlu olur" filan diye gereksiz bilgiler vermeyen, "yapı market" deyince sadece tuğla-çatı satmayan, bir site var mı kullandığınız ya da denk geldiğiniz?
mağazası olmayıp online satsa da olur. bir de türkiye sitesi olursa daha iyi olur, kargo filan yurtdışından zor.
he bi de bauhass mu ne o var yukarıdakilere ek olarak, o da hariç.
teşekkü.
böyle koçtaş, praktiker, ikea filan haricinde; "ev"sel şeyler satan ama sadece koltuk moltuk değil de atıyorum matkap da satan, "dekorasyon sitesi" deyince "kırmızı-siyah çok uyumlu olur" filan diye gereksiz bilgiler vermeyen, "yapı market" deyince sadece tuğla-çatı satmayan, bir site var mı kullandığınız ya da denk geldiğiniz?
mağazası olmayıp online satsa da olur. bir de türkiye sitesi olursa daha iyi olur, kargo filan yurtdışından zor.
he bi de bauhass mu ne o var yukarıdakilere ek olarak, o da hariç.
teşekkü.
bir kulubün hisse senedini alınca bunun kulübe bir katkısı oluyor mu, ya da oluyordur mutlaka ama nasıl bir katkı; kişi nakit para mı vermiş oluyor? alıp kenarda tutmak mı bekleyip satmak mı kulübe daha faydalı (değeri yükseliyor?)
borsadan filan hiç anlamam da nedir yani. "1 lot" dedikleri şey 3 büyük kulüp için ne kadar, halihazırda biliyorsanız.
borsadan filan hiç anlamam da nedir yani. "1 lot" dedikleri şey 3 büyük kulüp için ne kadar, halihazırda biliyorsanız.
böyle soru soracağımız günler de gelecekmiş ama bir iddiaya girdik.
ayakkabı şu: www.deichmann.com.tr
10 üzerinden kaç puan sizce ya da genel yorum olsa daha şahane olur.
ben hangi tarafta olduğumu söylemeyeyim. teşekkürler şimdiden.
ayakkabı şu: www.deichmann.com.tr

10 üzerinden kaç puan sizce ya da genel yorum olsa daha şahane olur.
ben hangi tarafta olduğumu söylemeyeyim. teşekkürler şimdiden.
ve dolayısıyla rüyalarım hep iptal oluyor.
hep kan görmemek için ne yapmalıyım, artık geçerli rüyalar görmek istiyorum. en son kolum çizik içindeydi oluk oluk kan akmıyordu ama yine de rüya bozulmuş sayılır mı? bunun limiti var mıdır yani az da olsa?
sürekli öyle kanlı öldürmeli filmler de izlemem, istanbul.
hep kan görmemek için ne yapmalıyım, artık geçerli rüyalar görmek istiyorum. en son kolum çizik içindeydi oluk oluk kan akmıyordu ama yine de rüya bozulmuş sayılır mı? bunun limiti var mıdır yani az da olsa?
sürekli öyle kanlı öldürmeli filmler de izlemem, istanbul.
hem soru hem de bilmiyorum.
soru: bu sıralar televizyon izlemeye başladınız mı? herhangi bir şey, iş olsun diye, sırf bakıyor olmak için. dizi takip etmek ya da kötü programlarla dalga geçmek için değil, "televizyon izlemek" olarak. haberleri ya da kadın programlarını, filmleri filan.
neden soruyorum: bilgisayar ve internet ile zaten çok bayılmadıkları televizyonu neredeyse tamamen terk eden bir grup insanla, kısa bir süre içinde farklı farklı yerlerde görüştüm. birbirlerini tanımayan insanlar. "ne yapıyorsun evde" sorusuna bir sürü kişinin "valla tv izliyorum öyle boş boş" gibi cevaplar vermesiyle şok geçirdim! çünkü buna ben de dahildim ve patricia teyzemi geçen hafta kaybettik.
nesini merak ediyorum: internetten sıkılmış olabilir miyiz? sırf bakmak için, klavyeye dokunmadan, mouse'u tutmadan bir şeyler yapma (dvd izlemek de değil, bilgisayarda izleyenleri saymıyorum) noktasında mıyız? bize ne oldu? internetin sürekliliği, sürekli mail kontrol etmek, sürekli bilmem ne yapmak, bir şeyin yüklenmesini beklemek yerine huzuru televizyonda, "aptal kutusu"nda bulmuş olabilir miyiz? yani yuvarlak hesap 10 senedir "çok aktif" olduğumuz internete topluca ara verme eğilimde miyiz? artık çişimiz gelince hemen bilgisayardan kalkasımız mı geliyor? kasalarımızın fan sesinden tiksiniyor muyuz? tv kumandası mı özledik? neler oldu?
ciddi soruyorum. internet düşmanı değilim, hayat sokakta filan demiyorum aksine çok severim. ama "10 sene" bir kırılma noktası olabilir mi? facebookumuzda bir şeyler dönmüş mü diye düşünmesek belki de hiç internete girmez miyiz? bu ve benzeri soruların hepsi bu gece; ekşi duyuru tv'de.
soru: bu sıralar televizyon izlemeye başladınız mı? herhangi bir şey, iş olsun diye, sırf bakıyor olmak için. dizi takip etmek ya da kötü programlarla dalga geçmek için değil, "televizyon izlemek" olarak. haberleri ya da kadın programlarını, filmleri filan.
neden soruyorum: bilgisayar ve internet ile zaten çok bayılmadıkları televizyonu neredeyse tamamen terk eden bir grup insanla, kısa bir süre içinde farklı farklı yerlerde görüştüm. birbirlerini tanımayan insanlar. "ne yapıyorsun evde" sorusuna bir sürü kişinin "valla tv izliyorum öyle boş boş" gibi cevaplar vermesiyle şok geçirdim! çünkü buna ben de dahildim ve patricia teyzemi geçen hafta kaybettik.
nesini merak ediyorum: internetten sıkılmış olabilir miyiz? sırf bakmak için, klavyeye dokunmadan, mouse'u tutmadan bir şeyler yapma (dvd izlemek de değil, bilgisayarda izleyenleri saymıyorum) noktasında mıyız? bize ne oldu? internetin sürekliliği, sürekli mail kontrol etmek, sürekli bilmem ne yapmak, bir şeyin yüklenmesini beklemek yerine huzuru televizyonda, "aptal kutusu"nda bulmuş olabilir miyiz? yani yuvarlak hesap 10 senedir "çok aktif" olduğumuz internete topluca ara verme eğilimde miyiz? artık çişimiz gelince hemen bilgisayardan kalkasımız mı geliyor? kasalarımızın fan sesinden tiksiniyor muyuz? tv kumandası mı özledik? neler oldu?
ciddi soruyorum. internet düşmanı değilim, hayat sokakta filan demiyorum aksine çok severim. ama "10 sene" bir kırılma noktası olabilir mi? facebookumuzda bir şeyler dönmüş mü diye düşünmesek belki de hiç internete girmez miyiz? bu ve benzeri soruların hepsi bu gece; ekşi duyuru tv'de.
soru başlıkta. gelen her maile değil de seçili mail adresine ya da adreslerine otomatik cevap verebiliyor muyuz?
abc@xyz.com'dan gelen her maile "allah belanı versin" gibi bir oto mail?
her maile oluyor onu biliyorum ve teşekürler.
abc@xyz.com'dan gelen her maile "allah belanı versin" gibi bir oto mail?
her maile oluyor onu biliyorum ve teşekürler.
şimdi kesin yoktur da bir de varsa...
eklenti olur bir şey olur, fotoşop olur, nasıl yapabiliriz bunu?
örneğin duyuru'nun tepesini düşünün, ARA kısmını pat diye büyütebilir miyim?
ps: sayfanın tamamını büyütmeyi kastetmiyorum. onda büyütecek bir şey yok. ctrl+
eklenti olur bir şey olur, fotoşop olur, nasıl yapabiliriz bunu?
örneğin duyuru'nun tepesini düşünün, ARA kısmını pat diye büyütebilir miyim?
ps: sayfanın tamamını büyütmeyi kastetmiyorum. onda büyütecek bir şey yok. ctrl+
anneye anlatır gibi lütfen
mesela tüm dosyaları mailleri bir klasöre toplayacak mı?
"xxxx mb kotanızın şu anda şu kadarını kullanıyorsunuz" diyor ya hani, o kota dolarsa ne oluyor? offline ile dosyaları alamaz mıyım?
outlook gibi ise o zaten olan bir şey değil mi?
arzum; ayarlarda her şeyi indir yapıp 5-6 gb şeyi offline edinebilmek, ama 5-6 gb diye kararsız kaldım, dosyayı vericek mi bana? bana dosyayı versin. versin. verin dosyalarımı. dünyanın bütün çiçeklerini getirin bana.
mesela tüm dosyaları mailleri bir klasöre toplayacak mı?
"xxxx mb kotanızın şu anda şu kadarını kullanıyorsunuz" diyor ya hani, o kota dolarsa ne oluyor? offline ile dosyaları alamaz mıyım?
outlook gibi ise o zaten olan bir şey değil mi?
arzum; ayarlarda her şeyi indir yapıp 5-6 gb şeyi offline edinebilmek, ama 5-6 gb diye kararsız kaldım, dosyayı vericek mi bana? bana dosyayı versin. versin. verin dosyalarımı. dünyanın bütün çiçeklerini getirin bana.
varsa nerede?
arkadaşlar merhaba yeni üyeyim çok güzel bir site. googleda aratmayı da biliyorum ama faydalı cevaplara ulaşamadığım için bir de buradan sormak istedim.
biliyorsunuz el çizgileri (avuç içi) için çeşitli yorumlar oluyor, el falı'nı kastetmiyorum. böyle hayat çizgisi uzunsa çok yaşarsın, kalp çizgin şöyle ise böyle olursun gibi.
çevrenizde 90 yaşında olup da hayat çizgisi gerçekten çok uzun olanlar var mı ellerinde? ya da tam tersi, erken yaşta aramızdan ayrılan bir kimsenin hayat çizgisini hatırlıyor musunuz, kısa mıydı?
bunların istatistiklerini nasıl aratabilirim? sağlık bakanlığına mail attım ancak olumlu bir cevap ile dönmediler henüz. hep olumsuz cevap, hala mailleşiyoruz. en azından hayat çizgisi olayını halledersek sevinirim, yarına lazım.
şimdiden teşekkürler.
biliyorsunuz el çizgileri (avuç içi) için çeşitli yorumlar oluyor, el falı'nı kastetmiyorum. böyle hayat çizgisi uzunsa çok yaşarsın, kalp çizgin şöyle ise böyle olursun gibi.
çevrenizde 90 yaşında olup da hayat çizgisi gerçekten çok uzun olanlar var mı ellerinde? ya da tam tersi, erken yaşta aramızdan ayrılan bir kimsenin hayat çizgisini hatırlıyor musunuz, kısa mıydı?
bunların istatistiklerini nasıl aratabilirim? sağlık bakanlığına mail attım ancak olumlu bir cevap ile dönmediler henüz. hep olumsuz cevap, hala mailleşiyoruz. en azından hayat çizgisi olayını halledersek sevinirim, yarına lazım.
şimdiden teşekkürler.
doğuştan mı geliyor? her insanda oluyor mu? nasıl aratıcam ben bunu bulamadım. bir de bu ses bilinçle karşılık verdiğimiz bir şey değil ya hani, "su sesi duydum dur çişimi yapıyım" demiyoruz yani, onun gibi başka hangi sesler var? limon görmek? salya? ne deniyordu buna, salınım mı? hormon mu?
arkadaşlar merhaba çalışmalarımız devam ediyor, zamanında bryan furynin de sorduğu gibi (git: 87886) tam olarak şu anda cidden ne yapıyorsunuz? bilimsel bir makale için gerekli.
moderatörlerden ricam bir süre ortalarda kalırsa sevinirim.
edit: git nası yapılıyo be?
edit II: bana git yapmayı öğretmek yerine git yapan moderatöre teşekkür ederim. sahiden. üşeniyorum.
moderatörlerden ricam bir süre ortalarda kalırsa sevinirim.
edit: git nası yapılıyo be?
edit II: bana git yapmayı öğretmek yerine git yapan moderatöre teşekkür ederim. sahiden. üşeniyorum.
resim ataçlamaktan bahsetmiyorum.
biliyorum, gmailde filan mailimizin içine resmi import edebiliyoruz, gönderirken.
lakin alıcı;
Resimler gösterilmemektedir.
Resimleri aşağıda göster - abc@defg.hi adresinden gelen resimler her zaman gösterilsin
filan gibi linklere tıklamazsa resim maili açtığında şak diye karşısına çıkamıyor?
bunun başka bir yolu var mı?
özet: size bir mail atıyım ve okumak için tıkladığınız anda Resimleri Göster demeden resmi görebilin?
not: aynı anda 500 milyon kişiye gitmesine gerek yok bu mailin.
biliyorum, gmailde filan mailimizin içine resmi import edebiliyoruz, gönderirken.
lakin alıcı;
Resimler gösterilmemektedir.
Resimleri aşağıda göster - abc@defg.hi adresinden gelen resimler her zaman gösterilsin
filan gibi linklere tıklamazsa resim maili açtığında şak diye karşısına çıkamıyor?
bunun başka bir yolu var mı?
özet: size bir mail atıyım ve okumak için tıkladığınız anda Resimleri Göster demeden resmi görebilin?
not: aynı anda 500 milyon kişiye gitmesine gerek yok bu mailin.
windows fotoğraf görüntüleyicisinden kurtulmak istiyorum. acdsee? başka bir şey?
tek istediğim .jpg, .png, .gif vs bu tür dosyalara tıklayayım ve şak diye göstersin. üzerinde işlem de yapmayacağım. söz.
tek istediğim .jpg, .png, .gif vs bu tür dosyalara tıklayayım ve şak diye göstersin. üzerinde işlem de yapmayacağım. söz.
az önce google fightladım da "kayıt ol" 5 milyon, "kaydol" 16 milyon kere geçmiş.
şimdi sorum şu:
ikisi de doğru olmakla beraber(?), hangisi daha doğru? ya da tdk ne diyor? ya da tdk ikisi de doğrudur diyorsa; kendisi hangisini kullanıyor/öneriyor?
aynı şekilde "klavye ile"-"klavyeyle" vb. de var tabii de, adını unuttum bu olayın; lakin "kayıt ol"da bir emirsel hava da olduğundan o bana daha açık ve doğru geliyor?
soru 2: bir form butonunun üzerinde, kişisel olarak "kayıt ol"u mu "kaydol"u mu görmeyi tercih ederdiniz?
şimdi sorum şu:
ikisi de doğru olmakla beraber(?), hangisi daha doğru? ya da tdk ne diyor? ya da tdk ikisi de doğrudur diyorsa; kendisi hangisini kullanıyor/öneriyor?
aynı şekilde "klavye ile"-"klavyeyle" vb. de var tabii de, adını unuttum bu olayın; lakin "kayıt ol"da bir emirsel hava da olduğundan o bana daha açık ve doğru geliyor?
soru 2: bir form butonunun üzerinde, kişisel olarak "kayıt ol"u mu "kaydol"u mu görmeyi tercih ederdiniz?
tahminim ispanyolca olacaktır ama hiç aklıma gelmeyen bir nedeni belirtirseniz belki yarın sankritçe öğrenmeye başlayabilirim.
ana seçenekler:
- italyanca
- ispanyolca
- fransızca
- almanca
- fince
- çince
- rusça
- osmanlıca
- arapça
vb
ingilizce bilirim, "şu ingilizceye çok yakın ondan başla" da denilebilir. "madem ingilizce cepte o zaman en alakasız olan şunu öğren" olabilir. "rusça öğren bana teşekkür edeceksin" denilebilir. ama işte hepsinin bir yararı ve zevkli kısmı var gibime geliyor. kariyersel cvsel durumlarım ise yok. kitap, internet, dvd filan kullanacağım gibi kursa da gidebilirim, özel ders de alabilirim.
"en sevdiğiniz dil"i değil de tahmin ve deneyimlerinizi aktarırsanız sevinirim. teşekkür ederim.
not: böyle bir soru vardı gibi hatırladım bulamadım bir de.
ana seçenekler:
- italyanca
- ispanyolca
- fransızca
- almanca
- fince
- çince
- rusça
- osmanlıca
- arapça
vb
ingilizce bilirim, "şu ingilizceye çok yakın ondan başla" da denilebilir. "madem ingilizce cepte o zaman en alakasız olan şunu öğren" olabilir. "rusça öğren bana teşekkür edeceksin" denilebilir. ama işte hepsinin bir yararı ve zevkli kısmı var gibime geliyor. kariyersel cvsel durumlarım ise yok. kitap, internet, dvd filan kullanacağım gibi kursa da gidebilirim, özel ders de alabilirim.
"en sevdiğiniz dil"i değil de tahmin ve deneyimlerinizi aktarırsanız sevinirim. teşekkür ederim.
not: böyle bir soru vardı gibi hatırladım bulamadım bir de.
yani samimi bunlar yoldan geçen iki kişi değil, bir başlık vardı da hatırlamadım; hani kanka, dayı, hacı, hoca, hafız, kardeş, kardeşim, birader, bilader, moruk, başkan, reis, patron, ortak vs vs diyor ya erkekler birbirlerine (sevip sevmememiz değil konu); kadınlar da bir tek "şekerim" filan mı diyor? genç kızları kastetmiyorum. çünkü yukarıda saydığım erkek seslenişleri her yaşta her kesimde görülüyor.
bebeğim, tatlım, aşkım, kızım, kızııııaaaeem, oğlum, lan, aşkitom, canım.. ee?
allah seni inandırsın yaklaşık 5 yıldır iki kadını yanyana görmedim.
bebeğim, tatlım, aşkım, kızım, kızııııaaaeem, oğlum, lan, aşkitom, canım.. ee?
allah seni inandırsın yaklaşık 5 yıldır iki kadını yanyana görmedim.
facebook'ta bir yazıya denk geldim, okuyup şaşırdım.
fakat sonra bilgilerin onaylanması ihtiyacı duydum, şimdi araştırsam uzun sürecek, tarih bilgim de pek yok. bir bakabilir misiniz?
(facebook sayfasına girilemez belki diye googleladım, şurda da var aynısı)
blog.haberturk.com
bilgiler yanlışsa silicem bu mesajı.
özet: zamanında iran'da yapılan refarandumun ardındaki süreç ve türkiye süreci arasındaki benzerlik.
fakat sonra bilgilerin onaylanması ihtiyacı duydum, şimdi araştırsam uzun sürecek, tarih bilgim de pek yok. bir bakabilir misiniz?
(facebook sayfasına girilemez belki diye googleladım, şurda da var aynısı)
blog.haberturk.com
bilgiler yanlışsa silicem bu mesajı.
özet: zamanında iran'da yapılan refarandumun ardındaki süreç ve türkiye süreci arasındaki benzerlik.
merhaba,
istanbul'da sevgi dolu bir bar için tuvalet kapılarına ikonlar koymak istiyoruz, bilirsiniz, kadın erkek silüetleri filan.
ancak gönül de istiyor ki derdini anlatabilen başka simgeler koyalım. nereden olduğunu bilmediğim güzel bir örnek için, belki henüz görmemiş olanlarınız vardır, ekteki fotoğrafa bakılabilir.
renk, boyut, tür vs farketmiyor. ama olur da aklınıza gelirse, "erkek kapısında x, kadın kapısında y resmi olsun" gibi bir çiftleştirme; ve yazarsanız memnun oluruz.
teşekkürler şimdiden.
istanbul'da sevgi dolu bir bar için tuvalet kapılarına ikonlar koymak istiyoruz, bilirsiniz, kadın erkek silüetleri filan.
ancak gönül de istiyor ki derdini anlatabilen başka simgeler koyalım. nereden olduğunu bilmediğim güzel bir örnek için, belki henüz görmemiş olanlarınız vardır, ekteki fotoğrafa bakılabilir.
renk, boyut, tür vs farketmiyor. ama olur da aklınıza gelirse, "erkek kapısında x, kadın kapısında y resmi olsun" gibi bir çiftleştirme; ve yazarsanız memnun oluruz.
teşekkürler şimdiden.
o kadar üşengecim ki ctrl+c yapmak yerine F10'a basayım, o işi tektuş yapsın istiyorum.
ya da ctrl+a yapmak istediğimde atıyorum F1'e bassam yeterli olsun.
daha da karışığı; diyelim ben "makarna" yazmaya üşeniyorum ama sürekli makarna yazmam gerekiyor. bir tuşa "makarna" kelimesini atayabilir miyim? ctrl+c-ctrl+v ile bağıntılı olmayacak yalnız.
böyle şeyler yapan programlar vardı diye hatırlayıp emin olamadım.
not: word belgesi içerisinde değil, web sayfası üzerindeyken de çalışabilmeli. şu sticky keys mi ne olayı değil kastettiğim. belki de odur ama.
not2: kelime olmazsa, tek bir harf tuşuna başka karakter nasıl atarım? c'ye basınca c değil de © çıksın örneğin. emo olayım, ortamlarda eseyim icabında.
not3: klavyemin tepesinde ses açıp kapayan, my music, my pictures, mail, messenger çalıştıracağını iddia eden bağımsız tuşlar var. ancak klavyeme ait bir yazılım yok elimde. microsoft'un bir klavyesi. o tuşları da kullanabiliriz saydığım olaylar için.
asıl ben teşekkür ederim.
ya da ctrl+a yapmak istediğimde atıyorum F1'e bassam yeterli olsun.
daha da karışığı; diyelim ben "makarna" yazmaya üşeniyorum ama sürekli makarna yazmam gerekiyor. bir tuşa "makarna" kelimesini atayabilir miyim? ctrl+c-ctrl+v ile bağıntılı olmayacak yalnız.
böyle şeyler yapan programlar vardı diye hatırlayıp emin olamadım.
not: word belgesi içerisinde değil, web sayfası üzerindeyken de çalışabilmeli. şu sticky keys mi ne olayı değil kastettiğim. belki de odur ama.
not2: kelime olmazsa, tek bir harf tuşuna başka karakter nasıl atarım? c'ye basınca c değil de © çıksın örneğin. emo olayım, ortamlarda eseyim icabında.
not3: klavyemin tepesinde ses açıp kapayan, my music, my pictures, mail, messenger çalıştıracağını iddia eden bağımsız tuşlar var. ancak klavyeme ait bir yazılım yok elimde. microsoft'un bir klavyesi. o tuşları da kullanabiliriz saydığım olaylar için.
asıl ben teşekkür ederim.
futbolla yeni ilgilenmeye başladım da;
1) sakallı hakem olamıyor mu? (türkiye)
yani tff kuralları filan olarak soruyorum, memurlarda olmaz galiba ya onun gibi mi acaba diye. yoksa kişisel tercihleri mi hakemlerin? bugün maç izlerken takıldık bir sonuca varamadık, top sakallı hakem de hatırlamadık. nedir işin aslı?
2) diyelim arda turan sarı kart cezalısı konumuna düştü. ertesi maç da ankaraspor maçıymış, mesela. o maç, sanki gs sahaya çıkmış ankara da çıkmamış hükmen mağlup olmuş gibi muamele mi görüyor/arda cezasını çekmiş oluyor? yoksa, oynanmayacağı belli olan maç, 3 puan verilse dahi kart konularında hakikaten oynanmamış mı kabul ediliyor?
3) ceza sahasının orada bir yay gördüm. bir yerde okumuştum, onun bir işlevi yok mu deniliyordu, gereksiz mi bulunuyordu artık ne ise. benim sorum; hem işlevi olup olmadığı, hem de kaleciler degaj atarken bazen oradan sahayı ortalıyor; içimden hep şöyle bir şey geçiyor: degaj şeyderken yayın içine kadar çıkmak meğersem serbest olsaymış? ya da hakemler tolerans gösteriyormuş bilmem ne?
teşekkür ederim.
1) sakallı hakem olamıyor mu? (türkiye)
yani tff kuralları filan olarak soruyorum, memurlarda olmaz galiba ya onun gibi mi acaba diye. yoksa kişisel tercihleri mi hakemlerin? bugün maç izlerken takıldık bir sonuca varamadık, top sakallı hakem de hatırlamadık. nedir işin aslı?
2) diyelim arda turan sarı kart cezalısı konumuna düştü. ertesi maç da ankaraspor maçıymış, mesela. o maç, sanki gs sahaya çıkmış ankara da çıkmamış hükmen mağlup olmuş gibi muamele mi görüyor/arda cezasını çekmiş oluyor? yoksa, oynanmayacağı belli olan maç, 3 puan verilse dahi kart konularında hakikaten oynanmamış mı kabul ediliyor?
3) ceza sahasının orada bir yay gördüm. bir yerde okumuştum, onun bir işlevi yok mu deniliyordu, gereksiz mi bulunuyordu artık ne ise. benim sorum; hem işlevi olup olmadığı, hem de kaleciler degaj atarken bazen oradan sahayı ortalıyor; içimden hep şöyle bir şey geçiyor: degaj şeyderken yayın içine kadar çıkmak meğersem serbest olsaymış? ya da hakemler tolerans gösteriyormuş bilmem ne?
teşekkür ederim.
Sansürcü bir zihniyetim var ve çocuğumun oyun sitelerine girmesini engellemek istiyorum. Derslerine zaman ayırmıyor.
Program kurmadan, Engelle türü bir şey var mı bu chrome'da? Bir kaç adres yazacağım ve onlara girilmeye çalışıldığında ı-ıh diyecek?
Temiz bir program varsa o da olur yalnız 2-3 site uğruna her şeyi engellemesin yanlışlıkla, başıma gelmişti bir keresinde becerememiştim.
Teşekkür ederim.
Program kurmadan, Engelle türü bir şey var mı bu chrome'da? Bir kaç adres yazacağım ve onlara girilmeye çalışıldığında ı-ıh diyecek?
Temiz bir program varsa o da olur yalnız 2-3 site uğruna her şeyi engellemesin yanlışlıkla, başıma gelmişti bir keresinde becerememiştim.
Teşekkür ederim.
Tamamen varsayımlarınıza ve tecrübelerinize dayanarak;
-Boxa girmekte direnen at, zorluk çıkaran at hayatta kazanmaz, sinirlenmiş belli ki
-İlk giren at sakin olur, çocuğu kor..
vb benzeri genel yargılar var mıdır?
-Boxa girmekte direnen at, zorluk çıkaran at hayatta kazanmaz, sinirlenmiş belli ki
-İlk giren at sakin olur, çocuğu kor..
vb benzeri genel yargılar var mıdır?
Selam arkadaşlar şimdi evde 3 kişiyiz hatırlayamadık, www. .. diye başlayan bir site vardı, insanlara iki seçenek sunup bunlardan birini seçiniz diyordu. (fotoğraflı) Türk sitesiydi ama adını hatırlayamdık. Şimdiden bulursanız teşekkürler.
Net anlatıcam:
1. Film izlemek istiyorum, Dvd, vcd, divx, artık Allah hangi formatı verdiyse.
2. Laptopum yok. Sırf film izlemek için de laptop alasım yok.
3. Önümde 3 seçenek mevcut. Bunlar;
a. Televizyona takılacak bir dvd player
b. Taşınabilir dvd player
c. Netbook
4. Derdim, kulaklığımı takıp, konsantre bir biçimde filmimi izlemek. Bu nedenle açıkçası tv ve bilgisayardan izlemek işime gelmiyor. Şöyle kucağıma alıyım; dünyayla ilişkim kesilsin.
5. Ekran boyutu çok önemli değil. Ancak notebookta/taşınabilir player'daki tecrübelerinizi dinlemeye de açığım.
6. Netbooklarda dvd okuyucu yok, aslında bu hiç işime gelmiyor. Ama belki bilmediğim bir güzelliği vardır. Netbook olursa arada internete bağlanıp duyuru'ya da bağlanabilmek gibi bir güzelliğim olur tabii, değer mi tartışılır.
7. Aç bilgisayarını, al uzun kablolu bir kulaklık, çevir monitörü, gibi öneriler de açığım.
8. Teşekkür ederim.
1. Film izlemek istiyorum, Dvd, vcd, divx, artık Allah hangi formatı verdiyse.
2. Laptopum yok. Sırf film izlemek için de laptop alasım yok.
3. Önümde 3 seçenek mevcut. Bunlar;
a. Televizyona takılacak bir dvd player
b. Taşınabilir dvd player
c. Netbook
4. Derdim, kulaklığımı takıp, konsantre bir biçimde filmimi izlemek. Bu nedenle açıkçası tv ve bilgisayardan izlemek işime gelmiyor. Şöyle kucağıma alıyım; dünyayla ilişkim kesilsin.
5. Ekran boyutu çok önemli değil. Ancak notebookta/taşınabilir player'daki tecrübelerinizi dinlemeye de açığım.
6. Netbooklarda dvd okuyucu yok, aslında bu hiç işime gelmiyor. Ama belki bilmediğim bir güzelliği vardır. Netbook olursa arada internete bağlanıp duyuru'ya da bağlanabilmek gibi bir güzelliğim olur tabii, değer mi tartışılır.
7. Aç bilgisayarını, al uzun kablolu bir kulaklık, çevir monitörü, gibi öneriler de açığım.
8. Teşekkür ederim.
Bu resimde gördüğümüz performansta bir durum var mı, ben boşuna mı kıl kaptım?
*Printscreen anında hiç bir program açık değil (virüs şeysi hariç)
*Ayrılmış Bellek'teki "En yüksek" az değil mi, sanki ramimi tam kullanamıyorum? Eğer öyleyse nereden yükselticem?
Çok teşekkür ederim, resimdeki hiç bir şeyden anlamıyorum o nedenle her türlü yardıma açığım.
*Printscreen anında hiç bir program açık değil (virüs şeysi hariç)
*Ayrılmış Bellek'teki "En yüksek" az değil mi, sanki ramimi tam kullanamıyorum? Eğer öyleyse nereden yükselticem?
Çok teşekkür ederim, resimdeki hiç bir şeyden anlamıyorum o nedenle her türlü yardıma açığım.
Çevreyi ve cebini korumak isteyen bir vatandaşım.
3 fincan kahvelik suyu kettle'a koyup 100C'ye gelince atmasını beklersem mi daha az enerji tüketmiş oluyorum (elektrik birimleri, ani elektrik yükselişi vb. durumlar),
yoksa çaydanlığın altına koyup ocağı açarsam mı? (doğalgaz tüketim miktarı, 100C'ye gelince suyu hemen kapattığımı varsayarak vb.)
Not: Kaynama şeysini 100C diye sallıyorum ama değilse ona takılmayın.
3 fincan kahvelik suyu kettle'a koyup 100C'ye gelince atmasını beklersem mi daha az enerji tüketmiş oluyorum (elektrik birimleri, ani elektrik yükselişi vb. durumlar),
yoksa çaydanlığın altına koyup ocağı açarsam mı? (doğalgaz tüketim miktarı, 100C'ye gelince suyu hemen kapattığımı varsayarak vb.)
Not: Kaynama şeysini 100C diye sallıyorum ama değilse ona takılmayın.
Bir arkadaşınız(erkek) eşinden boşanmış. Size de haberi geldi. Bu boşanma iki tarafın da isteğiyle gerçekleşmiş, şartlar filan, fakat sizin arkadaşınızı yine de "teselli" etmeniz gerekiyor. Konuşmayı, dertleşmeyi, "sallaaa" demeyi kastetmiyorum. Kalıp olarak,
"Geçmiş olsun" mu denir, "Hayırlısı neyse o olsun" mu denir, "Boş ver zaten yaramaz kadındı" mı denir, "Boşanmışsın, üzüldüm" mü denir(bu da herifte gözü olan kadın gibi manidar sanki yav), "Nasip!" mi denir, "Kazağın mübarek olsun" mu denir (Kazak lacoste)
Ne denir? ("Siktir et" anlamındaki şeyler olmaz, çünkü adam üzülmüş sayılır)
"Geçmiş olsun" mu denir, "Hayırlısı neyse o olsun" mu denir, "Boş ver zaten yaramaz kadındı" mı denir, "Boşanmışsın, üzüldüm" mü denir(bu da herifte gözü olan kadın gibi manidar sanki yav), "Nasip!" mi denir, "Kazağın mübarek olsun" mu denir (Kazak lacoste)
Ne denir? ("Siktir et" anlamındaki şeyler olmaz, çünkü adam üzülmüş sayılır)
Bir insansınız.
Elinizde X lira para var.
Bununla;
İstanbul'un gelişmeye müsait 4 farklı bölgesinde 200er metrekare 4 farklı arsa/tarla mı almayı tercih edersiniz,
Yoksa İstanbul'a yakın bir il'de 20.000 metrekare tek bir arsa/tarla mı alırsınız?
İkisinin maliyeti de X lira tutuyor olacak.
Nasıl edersiniz, kararsız kaldım da.
Teşekkürler.
Elinizde X lira para var.
Bununla;
İstanbul'un gelişmeye müsait 4 farklı bölgesinde 200er metrekare 4 farklı arsa/tarla mı almayı tercih edersiniz,
Yoksa İstanbul'a yakın bir il'de 20.000 metrekare tek bir arsa/tarla mı alırsınız?
İkisinin maliyeti de X lira tutuyor olacak.
Nasıl edersiniz, kararsız kaldım da.
Teşekkürler.