Ekşi Duyuru

daha önceden gitmiş biri olarak müfredatı yazayım ve gerekli açıklamayı yapayım. öncelikle html den başlarlar. css gösterirler. eğer asp varsa konular içerisinde biraz access ve mysql den sonra asp gösterirler. bu tür bi eğitimle sana her ne kadar online bir alışveriş sitesi yapabilecek düzeye gelirsin deseler bile eğer 0 bilgisayar bilgin varsa basit bir tanıtım sitesini yapmakta bile zorlanabilirsin. sebebi 150 saatlik eğitimde sana ne html i ne css i ne de diğer konuları tam anlamıyla gösteremezler. size hepsinin ana hatlarını gösterirler ve genellikle şu ifadeyi kullanırlar " biz size site dinamiğini ana hatlarıyla gösterdik , civcivli olaylar size kalıyor bu sizin bu işle ne kadar ilgilendiğinizle alakalı." yani demek istediğim bu tür kurslarla genel olarak nitelikli bir iş yapman zor. zaten işin yapılabilirliğini sana bırakıyorlar. bilgilerin hep yarım yamalak oluyor , bu yüzden o kadar para ve zaman harcayacağına 2-3 kitap ( artık e-book larla bedavaya da getirebilirsin ) ile kendini daha fazla geliştirebilirsin. eğer hiç bilgin yoksa yardımcı olabilirim , sözlükten bana ulaşabilirsin.

oha 150-200 saat. ben o kadar zamanda bi odundan canavar yaratırım. çok uzun bir süre ya. günde 3 saat olsa 2 ay sürer hergün ders verildiğini varsaysak. insan manyak olur ya. büyük ihtimalle bu sürenin bir kısmını uygulamadır şudur budur diyip arada kaynatcaklar.

tasarım için mutlaka hayal gücü lazım. bunu da ahmet mehmet veremez kimseye. kişinin kendisiyle alakalı. ortalamanın altında siteler diyorsan bu kısmı geçeyim direk.

asp yi bilemiyorum da düzgün bir eğitimle php yi öğrenirsin o kadar zamanda ama tabi orada da sana kalmış bazı şeyler var. matematik bilmiyorsan programlama dili bilsen de sıkıntı çekersin. ayrıca bi süre deneyim de gerekli hangi fonksiyon nerelerde kullanılabilir için. daha eli yüzü düzgün işleri zaman içinde kendiliğinden getirirsin yani. benzer konular daha önce açılmıştı. oralarda kendi başına nasıl öğrenilirle ilgili tavsiyeler verilmişti. onlara bir göz gezdir.


eklemeden geçemicem eğer gittiğin kurs sana iş garantisi veriyorsa gidebilirsin ama iş garantisi vermiyorsa ve istedikleri mebla yüksek ise hiç bulaşma. sana hiç bir getirisi olmaz.

kısaca yazım,
bir bok yapamaz.

iş garantisi olayı şöyle ki belli kurumlar bir çok şirketle anlaşmalı, onlara işçi sağlıyor. anlaşmalı oldukları şirketler dışarıdan eleman almıyor yani. bunlar elemanları yetiştiriyor daha sonra ihtiyacı olan şirkete direk olarak gönderiyorlar. şirket eleman arama derdinden, kursa giden eleman da iş arama derdinden kurtuluyor. iş garantili kurs olayı budur. ha tabi binlerce dolar kazanayım diyemezsin bu şekildeki kurslar sonunda. çünkü işe sokacakları firmada imzalayacağın sözleşme en azından bi kaç yılını bağlar ve maaşta bir çokları için tatmin edici olmaz.

Pasaj açık ama kapalı dükkanlar oluyor.

şansa bırakmamak için telefon edebilirsin:

macro foto(murat kepoğlu) : 02125202324/05336567406
babataş (şener ..) : 02125284661
odak foto (mustafa..) : 02125193096/05323716328

kapalı oluyor pazarları.

kapalı oluyorlar hatta hafta içi 7 dan sonra kapanmaya başlıyor düklanlar ...

yurtdisina cikip kendin yaninda getirirsen sorun olmaz.
onun disinda vergi babam vergi. bindikce biniyor namussuz.

üstad el insaf 2 katı oynuyor bu ne iştir ya !! Yurt dışına çıksam zaten hiç durmazdım, ya da bir tanıdığım olsa hiç tereddüt etmeden aldırtırdım..

almanya fiyatı 26bin€ olan bir bmw'yi 68bin € ya satmaya çalışıyorlar bu fiyat farkı bişey değil pek.

bir kere bu mal gümrüğe girecek. senin bundan kaçışın yok. bu fiyat genelde singapur, çin piyasasınınkilere yakın. senin burda bakacağın ilk olay makinanın orjinal olup olmadığıdır. biliyorsun artık her şeyin sahtesi yapılabiliyor. ikinci olay ise bu sitenin orjinal olup olmadığıdır. bunları sağlama aldın mı alırsın makinayı bir şey olmaz.

fiyat konusunda tereddüt etme yalnız. çünkü normalde zaten singapur'dan bu fiyata alınan makinaya tr'ye girince gümrük, garanti, vergi vs bindiği için fiyat zıplıyor. ancak ilk kural dediğim gibi güvenilirlik.

buffy de vampir sayilir'in soyledigine ek yapayim, ordan anla.

mercedes-benz'in turkiye sitesine gir. fiyat listelerine bak. aracin fabrika cikis fiyati ile anahtar teslim fiyatlari arasindaki farki gorunce (hatta yanlis hatirlamiyorsam orda alinan tum vergiler vardi detayli olarak) sasirmazsin alacagin makinedeki fiyat oynamasina. malesef durum boyle turkiye'de.

Nintendo Wii Amerika'da 250 dolar, Türkiye'de 800 lira... Daha bir şey demiyorum. Ama gittigidiyor.com'da Amerika'dan getirtip az bir kârla (gerçekten az) satan kullanıcılar var. Çok kez oradan aldım, tavsiye ediyorum. Siparişle istenen ürünü de getiriyorlar.

aynı makineyi ağustosta moskova'dan 1024 dolara aldıydım garantili falan.. o sırada türkiyede fiyatları 1750-1800 civarında idi

biz gümrük birliğine niye girdik bmw vs konularda? alman malı yani.

valla ben fotoğraf makinesinden hiç anlamam ama eos bişiy d modelini abim kullanıyor. yurtdışından almış. aşmış bir alet. bir iş için kullandım hasta oldum netliğine filan, makine benden yetenekli kendisi sadece tuşa basılmasını istiyor filan. ve fiyatı 1-1,5 sene kadar önce de yurtdışında buradakinin 2 katıydı. yani hep böyle bu işler.

kdv kadardır diyen arkadaşa bi apple fiyatlarını karşılaştırmasını diliyorum. saygıyla öpüyorum. hatta herhangi bir elektronik aleti karşılaştırmasını tavsiye ediyorum. bu sefer öpmüyorum.

gümrük için vergi, katma değer vergisi ve kazancın üzerinden satıcının vereceği gelir vergisi üzerine getirenin ve satanın karları eklenince böyle oluyor.

aslan payı vergiler değil eklenen kar oranı, kimse yüzde 5 kazanayım bana yeter demiyor. özellikle kısıtlı bir pazar ise anasının evlilik masrafını istiyor adam.

biz de tenezzül etmeyip alıyoruz dışarıdan.

ben de merak ettim, objektif fiyatları fln çok uçuk kaçık geldi bana. tamam, amerika fiyatından düşük olabilir de, biraz fazla düşük gibi. siteyi daha önce bilen var mı acaba?

ahanda buldum. dolandırıcı bir siteymiş:
www.redelijkheid.com
nikond90lab.blogspot.com

bir odayı tamamen kadraja almak istiyorsan 15 mm nin altına inen odak uzaklığında bir lense ihtiyacın var. nikon ve canon makinaların kit lensleri minimum 18 mm odak uzaklığı veriyor. s5 kullanmadım ama kit lenslerin s5 inkinden daha kaliteli olacağını düşünüyorum.

aynı ihtiyaç bende de hasıl olmuştu, o zamanki d400 makinama sigma 10-20 lens almış, vatikan müzesinde çekilmemiş oda bırakmamıştım. elden çıkarırken de %20 lik bi kayıpla okutmuştum lensi.

1200 ytl bütçen varsa, 18-55 kit lensli canon d400 (700 ytl) + sigma 10-20 lens(500 ytl) alabilirsin. (fiyatlar tahminidir)

pentax'ın bazı modellerinde verdiği al II var, al'sinden daha iyimiş, kullanmadığım için çok bişey diyemem. ben sony ile cz 16-80 almıştım, süper bir lens ama makine ile fiyatı tuzludur biraz. hatta neredeyse bu lens için sony'i seçtim bir daha bir müddet lens yatırımına ihtiyaç duymıyayım diye. sony'de çok iyi bir dslr bu arada.

kesinlikle turlarla birlikte gitmeni tavsiye ederim çünkü kendi başına otobüsle ya da özel aracınla gittiğin zaman çok az yer gezebiliyorsun. en başta zaten o gezeceğin yerler hakkında çok fazla bilgin yok ve ne nerdedir her şeyi bilemezsin. rehberler biliyor ama ;)
ayrıca otobüsle, hele de karadeniz turu imkansız olur bence.
özel aracınla bile gitsen yine de çok fazla yer göremeden dönmek zorunda kalıyorsun. mesela geçen yaz özel araçla gittik karadeniz'e ve safranbolu'ya. 7 günlük bir geziydi ama o kadar az yer görebildik ki... içimde kalan ne kadar çok yer var göremediğim. ama kuzenim bir seyahat şirketiyle 8 günlük karadeniz turu yaptı 1000 lira ödeyip, safranbolu'dan bir başlamışlar taaaa artvin ve hatta erzurum'a kadar birsürü yer gezip görmüşler. fotoğraflarına bakarken nasıl imrendim anlatamam. bizse sadece safranbolu, uzungöl, ayder yaylası ve sumela manastırı'nı görebildik.

ayrıca gençler de turlara katılıyor sadece ortayaş insanı değil ki :)

yine de macera olsun, atlayalım otobüse ve kendimiz keşfe çıkalım diyorsan o da farklı bir fikir tabi. ama her yeri geip görebilmek için daha fazla zaman harcamış olursun.

bu arada turlara katılan, özellikle de karadeniz turuna katılan herkese fena halde özendiğim gibi sana ve arkadaşına da özendim şimdi bak :)

ahhh karadeniz!..

daysleeper'in dediği karadeniz turuna bir tur vasıtası ile katıldım bende..kesinlikle adam akıllı bir firma ile içerisinde yayla konaklaması olan bir tur seçin derim..Aklınıza takılan birşey olursa karadeniz ve katıldığım tur ile ilgili yardım etmeye çalışırım :)..

dersine çok çalışır ve iyi bir rota belirlersen, kendi arabanla da gayet güzel gezebilirsin. ancak yolculuk planının elbet bir noktada aksayacağını düşünürsek, turla gitmen daha rahat olur.

turların sorunu, sadece çok bilinen ve kolay ulaşılabilen yerlere uğramaları. mesela otobüsle gidilen kastamonu turunda, insanlara gideros koyuna indireceklerini, kendine ait sahili olan balık lokantalarında yüzme & balık yeme imkanı sunacaklarını pek sanmıyorum. halbuse burası türkiyede gördüğüm en şahane mekandır. böyle yerlere ancak arabayla gidersiniz.

(bkz: buklamania)

ne kadar ders çalışırsanız çalışın, ilkin bir acente ile gitmeyince yeterince keyif alamayacaksınız. zaten karadeniz öyle bi güzel yer ki, bi kere tadını alınca, yine gitmek isteyeceksiniz. kendi programınızı yapma fırsatı da ikinci gidişten itibaren olacak.

bu tarz turlar herkese hitab ediyor ama tercih edenler genelde, belli bir yaş grubunun üstündekilerdir.

sadece safranboluya gidecekseniz, evet, kendi başınıza gidebilrisiniz. ancak niyetiniz daha kapsamlı bir karadeniz turu ise mayıs-haziran ayını beklemeniz gerekecek.

bonus hangi yaylalarda kalınmadan dönülmemeli:

akçaabat: kayabaşı yaylası, tartışmasız en güzel yayle ve tesis.
zigana: zigana yayla tatil köyü (zitaş), netteki fotoğraflarının bazıları eski. yenisi şu adreste bulunabilir: www.zenofontours.com

sürmene: zarha mountain resort, denizden sadece 600 m. yükseklikte ama süper bir manzara ve dileyenlere yüzme havuzu imkanı.

çamlıhemşin: ayder, yazın öz. temmuz ve ağustosta çok kalabalık, mutlaka ama mutlaka ayder haşimoğlu otelde kalınmalı.

uzungöl: şimdiye kadar saydıklarımız içinde en şanssız olanı, buraya erken varıp minibüslerle buranın üstündeki gerçek yaylalara mutlaka gitmeli.

bunların dışında ikizdere-genesis yayla kent, akçaabat: hıdırnebi ve giresun: kümbet yaylası gibi seçeneler de var ancak, bunlar olmasa da olur...

öncelikle ürünün fiyatı genel olarak düşmüş durumda yani spotunun artık 1200 lira olabileceğini sanmıyorum, örnek vermek gerekirse darty'de de 1200 lira
www.darty.com.tr
Olympus ve pentax'ın da uygun fiyatlı, güzel modelleri var araştırmanı tavsiye ederim.

Bahsettiğin modele gelince www.dpreview.com adresinde her türlü incelemesi ve karşılaştırması mevcut.

2) arkadaş çevrenize bir sorun bakalım, bazen en olmadık zamanda makine almak istiyorlar.

3)ikinci el eos 400d düşünebilirsiniz. eski olmasına rağmen çok iyi makinedir. bir bilgim yok ama belki de sıfırını da o fiyata bulabilirsiniz.

Peki ikinci el slr makine almanın ne gibi handikapları olabilir ? Mesela 1 ya da 2 senelik kullanılmış bir canon eos 400 alırsam ne gibi problemlerle karşılaşabilirim ? makienlerin ya da içindeki parçaların ömürleri falan oluyor mu ?

2. el almayı düşünüyorsanız anlayan birine gösterin ya da çok güvendiğiniz birinden alın. çizik varsa çarpma, düşme belirtisi olabilir. hatta çevremdeki birinin başına geldiği gibi üstüne şarap boca edilmiş bile olabilir. hassas makinalar bunlar.

daha once hediyelik oltu tasindan tespih almam icab ettiginde misir carsisi ve kapalicarsi'da cesitlerine ratlamis, misir carsisi'ndan almistim.

internetteki aramalarimin pek de olumlu sonuc vermedigini hatirliyorum.

oltu zaten o kadar pahalı bir taş olmadığı için sahtesine kastırmazlar herhalde. ayrıca aşağıdaki site doğru dürüst göründü gözüme ama bilemem tabii.

www.tesbihcibaba.com.tr

@hevipeyra

oltu taşının merkezi erzurum'da askerlik yaptım. Malesef rus taşı isminde sahteleri de mevcut ve bunu ancak oltu taşı tespih imalatçısı biri anlayabiliyor. ya da bu işin içinde olan, tespihten anlayan biri. O sebepten şöyle en fazla 100 liraya kadar hediyelik şık görünümlü ve en önemlisi hakiki oltu bir tesbih arıyorum

@hapsuruk

mısır çarşısı yukarda saydığım hususlar doğrultusunda acaba güvenilir ve kazık yemeyeceğim bir alışveriş alternatifi olabilir mi ?

@joehigashi
oltu taşı tespih imalatçısı birine hediye etmeyeceksen ne gereği var kasmanın? şık görünümlü olsun yeter kanımca. bir de plastik olmasın sobaya değdirerek anlayabilirsiniz. (yakmaya çalışmak da çözüm)

Geçen böyle bir soru daha cevaplamıştım. iki çeşit oltu taşı var birincisi rus oltusu diğeri hakiki erzurum oltusu. Aralarında gerçekten kalite farkı var bence internetten sadece tesbih satan firmalardan birinden al www.inantesbih.com.tr ye bak

Çarşılarda kazık yeme imkanın yüksek dediğim gibi rus oltusunu erzurumda bile satıyorlar açıkça sor bu rus oltusumu diye herhalde bile bile yalan söyleyemez. Çünkü oltu deyince yalan söylemediklerini düşünüyorlar

ihbarweb?

yanlış anlattım galiba.. Mesele programsız bir şekilde işi halletmem eğer program varsa bile o kullanıcının '' vaay site kapanmış galiba '' diyeceği görünmez bir program olması.. Host dosyasından işi kısmen çözdüm ama bu seferde giren google önbellekten giriyor.. Peki google önbellekten de sitenin açılmasına izin vermiyecek çalıştığı, kurulduğu belli olmayan bir program var mı ? Ya da ilk baştaki k9 bu tarz bir program mı ?

internet explorer'a gir, seçenekler/içerik. oradan etkinleştir. oradan çıkan ekranda istersen sadece şu siteye girilmesin diye ayarla, istersen sadece şu siteye girilsin diye.

programsiz en iyi soyle yapilir.

c:\windows\system 32\drivers\etc\ klasorundeki host dosyasini acarsin.

salladimbirsite.com 127.0.0.1
84.44.114.44 127.0.0.1 gibi atarsin.
ve hatta iis kurup hata sayfasina yonlendirebilirsin (127.0.0.1/hatasayfasi.html)

tabii bu sadece o bilgisayarda gecerli bir cozum. obur turlu agda yapmak isterseniz bazi modemler buna imkan taniyor (orn: airties)

amacım zaten tek bir bilgisayarda ama bu yöntem google önbellekten siteye girilmesini de engelliyor mu ?

entrapmen soyledigi yontemi vista da yapamazsin, yemiyo.

hareme gitmezsen bir şey kaybetmezsin.
ama nasılsa dinlemeyeceksin beni, gitmişken oraya da gireyim diyeceksin, sonra çıkışta "ulan girmeseydim de olurmuş haggatten" diyeceksin.

üstat ücret konusunda da bilgi versen ? Mesela harem dairesi ile selamlığa gitsem ne kadar ücret veririm ? Ya sadece selam dairesine gitsem ?

www.dolmabahce.gov.tr

ziyaretçiler - > bilet fiyatları

çok acelen yoksa mayısta müzeler haftasını beklesene. o hafta ücretsidir hepsi. ya da iyisi mi sen bir müzekart al. yirmi liraya bir yıl bütün müzeler. ama dolmabahçe dahil mi bilmiyorum.

geçmiyormuş. topkapı sarayında geçiyor ama. ne garip iş ?

öğrenci akbilin hala varsa kabul ediyorlar..olmadı başka bir arkdaşından alırsın çok dikkat etmiyolar zaten.

şimdi öncelikle bir avukat bulmanızı öneririm. buradan yapılacak hukuki yardım konunun bir numaralı uzmanından da yapılsa anlam ifade etmez, çünkü dosyanın bilinmesi gerekir.

ilk olarak, anneannenizin mahkemeye bizzat gitmesi gerekli değil. dilekçeye 1 hafta içinde yazacağı cevapla karşı iddialarını ileri sürebilecektir. ama 1 hafta önemli bir süre ona uyulmalı.

ikincisi, tek bir varisin dava açması mümkündür ve gerekli koşullarda mirasın geri alınması söz konusu olabilir (para dağıtılmış ise sebepsiz zenginleşmeye dayanılır ki mirasın tamamı değil genellikle bir kısmı söz konusu olur bu durumda)

onun dışında, dava dilekçesindeki hukuki dayanak bana uygun gelmedi. öne sürülen 295'inci madde, çocuğun baba tarafından tanınması ile ilgili, yoksa evlat edinme ile uzaktan yakından alakası yok. konu sizin anlattığınız gibiyse bu dilekçe ile bu davanın kazanılamayacağını söyleyebilirim.

ama tekrar ediyorum. gerek anneannenizin cevap dilekçesinin hukuken bir anlam ifade etmesi gerekse konunun bütün yönleri ile araştırılması için bir avukatın yardımı gerekir.

Yardımlarınız için çok teşekkür ederim.. Yalnız şöyle bi durum var. Bu evlatlık sözkonusu olan kız haricinde davalı 7 tane varis var ve bu varislerinin 6'sının durumu kabul etmesi söz konusu olabilir. Yani bu durumda bir tek anneannem itiraz edecek. Acaba bir tek onun itirazı bu davanın karşı taraf lehine sonuçlanmasını bozar mı ?

Medeni Kanun'un soybağı davaları ile ilgili 284'üncü maddesine göre bu davalarda hukuk usulü uygulanmakla birlikte "Hâkim maddî olguları re'sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder." Yani herkesin sunacağı delil yargılamada dikkate alınır.

Onun dışında varis konumundaki evlatlığın kendisi de herhalde davalıdır ve anneanneniz daha çok onun görüşlerini teyit edecek bir dilekçe yazacaktır.

Tekrar edeyim, dava dilekçesinin hukuksal dayanağının aksini göstermek çok kolay ve hakim de bunu kolay kolay kabul etmeyecektir. (belli bir bölgesi ile gülebilir dahi). Sonuçta hukuksal dayanağı da hakim takdir edecek ve muvaza benzeri bir durum görürse konu mirasçı evlatlığın aleyhine dönebilir ama ben çok ihtimal vermiyorum. bu riskin takdiri için ise, önceki evlatlık sözleşmesinin ne zaman yapıldığı, son evlatlık sözleşmesinin ne zaman yapıldığı, evlatlığın ve evlat edinenin o tarihte gerekli şartları taşıyıp taşımadıkları, evlatlığın o tarihte reşit olup olmadığı gibi pek çok unsurun birlikte değerlendirilmesi gerekecektir. Onun için de avukat öneririm yeniden. Avukat tabii ki para alacaktır ama sizin tek başınıza veya basit bir dilekçeci ile bütün bu konuları değerlendirerek bir dilekçe yazma olasılığınız oldukça düşük. Eğer konu hakkında ciddi iseniz bana mesaj ile ulaşın, ben de size bazı tanığım avukatları tavsiye edeyim (kişi bazında tabii ki herhangi bir yönlendirmede bulunmam, ancak bazı tavsiyeler verebilirim)

@calendil

çok çok teşekkür ettiğim gibi bi konuda da özrümü ifade etmek istiyorum.. Olayı yanlış yazmışım. Demin tamamen dilekçeye uygun bir şekilde soruyu düzelttim. Bu bilgiler ışığında bir kere daha yardım istesem ? Eğer ki gerçekten durumu kendi lehimize çevirme olanağımız oluşursa sizinle temasa geçmeyi düşüneceğim.. tekrar teşekkür ederim..

sahibinden.com, gittigidiyor gibi bir açık arttırma/alışveriş sitesi değildir, sadece alıcı-satıcı arasındaki bağı kurmakla yükümlüdür. dolayısıyla da yapılan alışverişlerde sorumluluk almaz. tek yaptığı gazete ilanı mantığıyla internette ilanlarınızın yayınlanmasıdır. dolayısıyla da sorumluluk size aittir.

hasarlı veya defolu ürün için işe yaramaz ama dolandırılmaya karşı bi kargo firmasının ödemeli yollama gibi bi sistemi vardı. işleme şekli ise şöyle: kargo malı götürüyor, ödemeyi alıp öyle teslim ediyor. daha sonra ödemeyi size getiriyor. yurtiçi kargoydu galiba...

icerisinde bulunan diski cikartip o sekilde sisteme takmayi deneyebilirsiniz, belki kutu ile disk arasinda baglanti saglayan elektronik devrede bir sorun vardir.

bilgisayarı yeniden başlat, tanır. tanımazsa aleti bir bilgisayarcıya götür. kendi çabalarınızla içini açıp kurcalarsanız ancak zarar verirsiniz.

ilk kullanım ise windows cd ise ile başlat bilgisayarı. o hdd'yi formatla. formatlamadan windows altında çalışmıyor hdd'ler.

usb diskten bahsediyor arkada$, normal diskten degil maalesef..

2. el istersen satabilirim? Babam bu işlerle uğraşıyor.

topfield markasını incelemeni tavsiye ederim, 70 ytl'ye dahi uygu alıcıları mevcut...

Pazar günü Eskişehir Media Markt ta Botech marka uydu alıcısı 75 ytl idi. Özellikleri nedir ne değildir bilmiyorum ama bir bak istersen.

malesef 2. el istemiyorum.

ikinci el istemiyorsaniz;

www.hepsiburada.com

ama ben gidip bu aleti almam acikcasi. 99 ytl 'ye gecenlerde sunu aldim. gerci sürekli degil, yayin olunca kullaniyoruz ama memnunum acikcasi;

www.teknosa.com

geçen aylarda linkte ki aleti almıştım. bizimkiler çok memnun. öyle şifre çözme falan gibi özellikleri yok ama kanal geçişi çok hızlı, ayarlaması kolay, miniminnacık, kumandası güzel, vs.
hemde bayağı ucuz gelmişti bana.
www.teknosa.com

Balık yağı olabilir mi?

besin takviyeleri..

(bkz: solgar)

konserve ton/somon/vb baliginin aslinda hicbir vitamin icermedigini biliyor muydunuz?

@snowflake


aslında sizde olan istisna bende de var. geçen aylara kadar hatta uzun bir müddet balık yemeyen şahsım eminönünden geçerken şu meşhur balık ekmekçilerin şöhretini denemek için bir yarım ekmek almak suretiyle bu güzide mamulu denedi ve çok beğendi. Hatta bi yarım bile kesmedi. Ama işte sonuçta sağlıklılığı tartışılacak bir şey yani o balık ne kadar omega 3 içerir ? İçerse bile zararı faydasından fazla mıdır tartışılır. Ama dediğiniz gibi somonu deneyebilirim.

keten tohumu ceviz diğer kuruyemişler ve canola yagı

kroki berbat oldugundan tam yerini anlayamadim, daha dogrusu tarif ettigi yerin tam olarak nereye dustugunu. Yine de soyle gidilebilir sanirim:

b.cekmece'den topkapi otobusune, topkapidan edirnekapi otobusune. edirnekapidan sorup sorusturup bulmak gerekir. edirnekapinin oralara daha yakinmis gibi gorundugunden boyle tarif ettim.

fatihteki fatih emniyet'e gitmek icin ise topkapidan otobus bulunabilir sanirim ama bundan pek emin degilim.

Edit: Google maps goruntusune gore benim tarif uymaz. Ters ve uzak duser. Isin pisligi tam ortada yer aliyor. En guzeli fatih'e gidip oradan yurumek veya taksiye binmek. Oradan gecen otobus varsa bilemiyorum tabii ki.

img517.imageshack.us

fatih çarşambaya yakın biyer o kesin ama oraya en yakın otobüs fatihten geçer,sonra çok, çok yürümek gerekir.

sehirrehberi.ibb.gov.tr
iett
90
90b
ineceğiniz durak fethiye

kuru boya kalemi sanırım işinizi görecektir.

güzel bir tükenmez kalem sorun yaratmaz aslında, mürekkebi çabuk kuruyanından olursa ve karalarken mürekkep akıtmıyorsa gayet işe yarıyor. yalnız bulmacanın sonlarına doğru yanlış yaptığınızı fark ederseniz çok can sıkıcı oluyor. (gerçi kurşun kalemle yapınca da silip baştan çözmüyordum ya ben.)
kuru boyalar da elinizle dağılıp bulaşır sanırım.

bende genelde kuru boyalarla çözerim:) hatta boşluk olan yerleri farklı bi renge boyarım karışmasın diye... // site olarak bende griddlers'i biliyorum... bir tek akşam gazetesinin bulmaca ekinde var bir de benim bildiğim

internette adidas/nike botlar mevcut ancak "şık"lık göreceli bir kavram, kendin bakıp karar vermelisin...
İlk çıkan sonuçlar:
www.spormarketim.com
www.spormarketim.com

Nike ya da Adidas tavsiyesi istemissiniz ama affiniza siginarak sunlara bir bakmanizi isterim: www.adrenalin.com.tr

Teşekkür ederim.. Aslında nike adidas şart değil.. Yani spor olsun, ayakta kaba durmasın benim için kafi.

Timberland markayı tavsiye ederim. Yağmur çamur dinlemiyor ve kolay deforme olmuyor, uzun süre kullanabiliyorsun.

adidasın goretex leri var çok şık bende kullanıyorum bi problem çıkmadı henüz.

Açıkcası öyle çok şık ve zarif ayakkabısı yok. Zaten bot dediğin biraz kaba saba oluyor. Ama Adidas'ın Roona modeline bak derim. Düz ve yarım boğaz iki modeli var. Öyle çok kara kışa dayanıklı olmasa da, kışı geçirebilecek rahat bir ayakkabı. Fiyatı da 130ytl civarında

@trimpot'u destekliyor ek olarak merrell'a da bakmanı tavsiye ediyorum. ne adidas ne nike'ın bot konusunda uzmanlaşmış dağcılık malzeme üreticileriyle kapışabileceğini sanmıyorum. bu ismi geçen markalar dışındaki malzeme üreticilerini de işin içine koymak lazım tabi. mesela lafuma'nın vibram taban, goretex kumaş botları hem camel hem de adidas ve nike'tan daha ucuz oluyor incelendiğinde. ben alırken araştırmış ve öyle görüp almıştım en azından.

timberland tavsiye etmem,
aslında şöyle demek lazım klasik tarz tabanlı bot alma

ortopedik tabanlı almaya dikkat et uzun süreli kullanımda çok yoruyor yoksa

lafuma oaklye salewa sevdiğim markalar nette bolbol bulabilirsin

valla almanya da real market vardı 15€' ya cok güzel markasız bot aldım.rahat,su gecirmıyor,sıcak tutuyor bilmıyorum türkiye'de ki real marketlerde varmıdır.

ne alırsanız alın, kullanılan malzemenin goretex olmasına dikkat edin.
goretex olmayanlar ya su geçirir, ya da hem su hem de hava geçirmez, ki bu da sağlıksızdır, üstelik koku yapar.

nike, adidas, merrel, ya da diğer outdoor markalarına bakabilirsiniz, fakat hem su geçirmeyen hem de şık bir şey arıyorsanız en uygunu camel olabilir.
camel'in goretex kumaş kullandığı her tür ayakkabısı var, hatta takım elbise altına giyilen ayakkabılara bile goretex koymuşlardı, ama fiyatları 200'den başlıyordu.

salomon'un süper botları var. indirime girdi sanıyorum. kar yağmur geçirmez, hafif, inanılmaz dayanıklı. spor duruyorlar ama benim eşim her türlü pantalonla giyior (takım elbide değil yahu). @demlikpoşet'de demiş, lafuma'lar da çok güzel, bir tane gri-siyah gördüm, geçen sezonun, dağcılık yelken vs malzemeri satan bi dükkanda (kızıltoprak, marmaris büfe arkası). fiyatına bakmadım, ama çok güzldi, erkek olsam kesin alırdım.

camel active'in karakoy'de outlet'i var.rihtima yakin, katli otoparkin ordaki namli'nin karsisinda. kucuk bir magaza ama magaza fiyatinin yarisina kadar inebiliyor fiyatlar. bot dedigin outdoor markasi olmalidir ve agirligina dikkat etmeni oneririm ek olarak, uzerinde yazar genelde. orta agirligi gecmemeli ve yururken nisbinen esneyebilmelidir rahatlik babinda. cesit olsun, ben de marka olarak columbia diyeyim.

patagonia'ları da araştırabilirsiniz, amariga'dan uygun fiyata getirtmeniz mümkün. huckleberry, finn gibi modelleri fena değil.

salomon salomon salomon diyorum. dunyanın en rahat ayakkabısı bence.

aynı cd-key ile kurduysanız bütün makinelere bu problemler yaşanabiliyor.

versiyonların birbirine uyduğundan emin olun. arkadaşlarınızdan birisi v1.3 yüklemiş olabilir mesela.

Hepimiz standart age of empires'ı kurduk, ekstra bir patch yüklemedik. Ayrıca age of kings cd key istemiyor ki ?

hamachi versiyonlarından da kaynaklanabiliyor bazen.

1. age of empires'ın standart versiyonu netten oynama konusunda çok sorunlu. daha üst bir versiyon deyebilirsiniz.
2. windows'un ya da harici bir programın güvenlik duvarı ile alakalı olabilir.
3. port sorunu olabilir.

ben de soyle onereyim.
b.cekmece - sirinevler
sirinevler - aksaray ( yenikapi)
aksaray (yenikapi, ender magazasinin karsisindaki durak) - ferikoy (osmanbey)
sisli - kadikoy
not: ferikoy, osmanbey, sisli ucgeninde taksiye binersin. digerlerinde otobus olur.

Ben de fortis'e verdim, aynı şekilde bana da herhangi bir belge verilmedi.

O MASAK işi sektöre büyük dert ve angarya oldu.
Vermezler. Veremezler.
Ama kıllanılacak bir durum değil. Siz verin, gerisini boşverin.

İnsanlık hali.. Bir bankanın zilyon tane hesabı var ki illa ki o zilyon hesaptan bir tanesinde hata çıkacaktır. Nitekim ben bu işlemi yaparken uyanmasam benim ana hesaplarıma ikametgahım işlenmiyordu, koftiden duran bir hesabıma işleniyordu. Ne diyelim inşallah 31 aralıktan sonra tombaladan biz çıkmayız.

simdi bu adres mevzuu bize de dert oldu. sayet ikametgah vermezsek ne olacak? is bankasi'nda mevduat hesabim, ek hesabim, doviz hesabim, kredi karti hesabim, yatirim hesabim, vs hesabin her turlusunden mevcut. ben bu adamlara aylar once bir dilekce ile adresimin yurtdisinda oldugunu, telefonlarimin degistigini vs bildirdim. halen benim bilgilerimi guncellemediler, 3/5 yil oncesinin bilgileri kayitli sistemlerinde. defalarca telefon ettim vs., o da ise yaramadi.

15 aralik'a kadar da herhangi birsey yapamayacagim adres mevzuu ile ilgili. ne olacak bunun sonucunda? kapatacaklar mi tum hesaplarimi komple?

bu asparagazı milliyet yaydı sanırım, ilk orada görmüştüm bu haberi. kısa bir araştırmayla masakın sitede bu mevzuya dair bir açıklama metnini bulabilirsiniz. hesabı bloke etme gibi birşey yok diyorlar açıkça.

metin budur:
www.masak.gov.tr

kopya yasağı koyduklarından copy paste edemiyorum. ilk versiyonunda "bir takım medyanın söylediğinin aksine.." gibi bir ibare de vardı, ofansif bulmuşlar ki çıkarmışlar.
neticede bloke olmaya dair bir hüküm yoktur minvalindeki sondan bir önceki paragraftaki açıklamanın ifadesi nettir.

eminim biliyorsundur ama bi arkadaşım nerdeyse tüm dolabını ebay sayesinde dünyanın dört bi yanından getirtti.

kalitesi evet anlaşılmasa da cevabım ebay

Eğer "geekler için" tişörtler uyarsa, ThinkGeek Türkiye'ye gönderim yapıyor. Tişörtleri de kaliteli.

www.thinkgeek.com

(bkz: threadless)

www.uneetee.com

sirkeci de saat hastanesi mevcut. antika saat tamiri yapıyorlar
www.saathastanesi.com

taksimde de aslıhan pasajının içinde bir usta vardı diye hatırlıyorum.

karaköy'de katlı otopark'ın oralarda bir saat firması vardır, büyükçe..oralarda sorun, bu işi yapan iyi bir ustası vardı, sormuştum bir zamanlar

Bende de var aynen o. Laptop kucağımdayken izleyemiyorum, sehpaya koymam gerekiyor.

tam aksine ne kadar yakın o kadar iyidir, göz sağlığı için olmasa bile.

sırt üstü yatıp laptopu da göbeğinin üstüne koyup izlediysen çoğu ayrıntıyı algıyamamış olabilirsin:D

ideal mesafe bir bakışta ekranın tümünü görebileceğiniz mesafedir. mesela alt yazılı izliyorsanız ve ekran çok yakınsa, alt yazıyı okumaktan filmi izleyemezsiniz.

göz ekranda fazla gezinmeyecek yani birşey izlerken.. bir bakışta bütün aksiyonu göreceksiniz..

uzaktan izleyin (hatta uzanarak) ama altyaziyi buyutun ya da altyazisiz...

altyazı varsa altyazıyla görüntünün bir bütün olarak görülebilmesi gerekir. ikisinden birini diğeri için feda eden uzaklık, iyi değildir. altyazı olmadığında, başını ne kadar hareketsiz tutabiliyorsan o kadar iyi.

ben 'AVI_ReComp_1.2.0'u kullanıyorum. şu ana kadar sorun yaşamadım.

www.bolbilgi.com

Bildiğim kadarıyla sözünü ettiğiniz işlemi "kalite kaybı" olmaksızın yapmak pek mümkün değil. "Kayıplı" bir formatı decode edip, değiştirdikten sonra (altyazı gömmek) tekrar "kayıplı" bir başka formata çevirmek istiyorsunuz ve bu durumda kalite kaybı yaşamamanız imkansıza yakın.

Ancak altyazıyı gömdükten sonra tekrar encode eden program/kişi ne kadar başarılı ise bu kayıp da o oranda azalacaktır.

Örneğin release grupları filmleri encode ederken özel parametrelerle birkaç geçişte filmleri encode ediyorlar. Haliyle hem süre uzuyor hem de kalite "tek tuşla encode eden" programlarınkinden daha iyi oluyor.

Altyazı eklemeyi bu tarz "tek tuş" programlarından biriyle yapacaksanız sizin kaybınız daha da fazla olacaktır. Ama ilgili grupların bazıları gibi yüksek kalitede bir işleme tabii tutarsanız kısmen minimum kayıp olacaktır.

Kolay gelsin.

Şuraya da bakabilirsiniz:
en.wikipedia.org

tversity kullanıp ayarları düzgün yaparsan gömmek zorunda değilsin. güçlü bir pc sayesinde on the fly gömüyor o. ben kullanıyorum baya da performans veriyor. ethernet ve pc nin gücü yettiği kadar tabi.

decode edip tekrar encode edildiği için kalite kaybı olacaktır. önemli olan bunu minimuma indirmek. dosyanın özelliklerine bakıp aynı özelliklerle encode ederseniz çok kayıp olmaz. ben avidemux'la yapıyorum bu işleri. altyazı da gömüyor.
avidemux.sourceforge.net

bütün film bu şekilde ise aktarma/okuma/yazma hatası olmasının pek mümkünü yok. Bütün framelerde aynı hata olması gerekir yoksa.
bir codec problemi olmalı. (sorununa çözüm değil ama anki06'nın cevabının yanlış olabileceğini söylemek için yazdım)

ancak aynı dosya arkadaşımın makinesinde sorunsuz çalışıyor. Yani sorunun mkv dosyasında olduğunu sanmamaktayım.

kmplayerla açmayı dene

kmplayer indirip bir de onunla dene. mkv uzantılı dosyalarla o baş ediyor. sorun çözülmezse klite codec pack'in son sürümünü indir.

ha bir de ram, işlemci, ekran kartı bilgilerini de yazıverirsen daha sağlam cevaplar alman olasıdır.

makine laptop. Özellikleri :

core 2 duo 1.66 ghz
1 gb ram
geforce 8400 gs ekran kartı.

bu arada şu an zaten kazaa'nın son codecleri yüklü durumda.

pardon ama hangi filmi izliyorsun?

değişik player'larda dene. tavsiyem gom player. codec'lerden arınmış bir sisteme k-lite mega codec pack kur. k-lite'ı kurarken codec namına işaretleyebileceğin her şeyi işaretle. (quicktime alternative de kur hatta.) gom player'ı kurarken gom player'ın kendi codeclerini kurma. çünkü çakışma yapabilir. gom player'ı ilk açtığında birkaç ayar soracak. orda normal görüntü seçeneği seçili kalsın. (diğeri kaliteli gibi bir şeydi, ama kastırıyo o.) gom player'ın bilgisayarının kaldıramayacağı kalitede videoları, bilgisayarın kaldırabileceği şekilde gösterme gibi bir özelliği olması lazım. mesela media player classic'in çok kaliteli ama kasıla kasıla gösterdiği videoları, gom akıcı bir şekilde ama kalitesini düşererek göstertebiliyor.

izlediğim ya da izlemeye çalıştığım film dünyanın merkezine yolculuk.

aslında filmi başka bir formata dönüştürüp izlemeyi deneyebilirsin. dönüştürücü olarak avidemux önerebilirim.
avidemux.sourceforge.net

Mkv 720 P divx dosyasıdır içinde altyazı + birden çok ses + divx rip dosyası bulunur. Kalitesi yüksektir. Matroska codec pack indirerek bu sorunu halledebilirsiniz.

ne fark olabilir ki? hatta tversity server ile kullandım ben daha kötü bile diyebilirim (realtime encode ettiği ve ethernetten gönderdiği için tabi). hd ready bir tv de htpc kurulumu ve hd divx tarzı dizi-filmlerle en iyi performansı elde edersiniz. ya da paraya kıyıp bluray alın.
yine de ps3 de izlemek için izlenebiliyor bunu da belirteyim.

çelsiyi alıyosun, topu bir şekilde drogba ile buluşturuyorsun.. o yapacağını bilir :)

tavsiyem become a legend ile başla, günlerce oyna karakterini geliştirmeye bak. ondan sonra oyunda iyice aşmış olursun.

valla sebebi her şey olabilir de şu da olabilir; beklentinizi fazla yüksek tutmuş olabilirsiniz. yorumları okudunuz, hepsi şahane falan filan dedi, imdb'de 1 numaraya oturmuş olunca beklentileriniz çok arttı. izleyince de "büyütüldüğü kadar değilmiş lan" dediniz.

sankim.

beğenmek zorunda değilsiniz tabiiki, gayet normal bu. ben de öyle ahım şahım bulmadım o filmi mesela. ama düşük kalitede izlemenizin etkisi olabilir. filmde karanlık sahneler çoğunlukta çünkü. dvd'den izleyin. dublajsız izleyin. sevmezseniz de ısrarcı olmayın. zira godfather'ı geçecek yiğit anasının karnından doğmadı henüz. o birincilik abartıydı..

normaldir. bende godfather i izleyemedim sıkıntıdan.

milyor tane oscar almış olan braveheart'ı sinemada izlerken fosur fosur uyudum abi ben. ötesini bilmem. sinemayla dvd'yle alakası yok yani. rh halinle alakası var, ilgi alanınla, zevklerinle alakası var.

mesela usual suspects'i de 3 kere başlayıp 20. dakikasında uyudum ama meğer yorgunmuşum. daha dinç bir şekilde dördüncü izleyişimde de hastası oldum.

@kibritsuyu

ruh hali, beğeniler tabiki de önemli ama böyle süper kahraman filmlerini de severim birde. Mesela marvel filmlerine bayılırım. x-men'i, ghost rider'ı, spider man'i falan hiç sıkılmadan büyük bir zevkle izlediğimi bilirim. Bunda neden öyle oldu onu anlayamadım.

bende sevmedim dark knıghtı. gayet normal.

bende çok fazla dizi izlemekten ötürü başlamış bir hastalıktı o. Sanırım biraz daha hızlı tüketilebecek şeyler aramaktan oluyor. Diziler 25er dakika mesela hem de içerik olarak tv'ye uygun hazırlandığı için hızlı akıyor, şıp diye bitiyor, iki tane izleyip sıkılınca bırakabiliyorsun ama filmin sonunu mutlaka beklemek gerekiyor.

ilk yarisi beni de SIkmIstI, ama son yarim saat onemliydi,

sonucta normal birsey begenmemek, alti ustu film...

marvel dc den daha eğlencelidir ondan:)

blade runner basligindan cok pis gaza gelip filmi indirmistim. allahim ne kadar kasvetli, ne kadar ic bunaltici bir atmosfer. film noir diyolarmis :D

begenmek zorunda degilsin abi sonucta. zevk bu. belki kafan baska yerdeydi, ne biliyim, gaza gelemedin; bir suru nedeni olabilir. hatta bi nedeni olmak zorunda da degil. sevmedim, bitti :)

değerlendirenlere de bakmak lazım..kime göre süper neye göre süper:)

177,655 60.9% 10
50,191 17.2% 9
29,470 10.1% 8
12,471 4.3% 7
4,751 1.6% 6
2,545 0.9% 5
1,311 0.4% 4
1,124 0.4% 3
1,262 0.4% 2
10,851 3.7% 1

görüldüğü üzere 1 puan verenler az değil.

Jenerasyon farkıdır. Ben de eternal sunshine of the spotless mindden öğürüyorum misal.

konuyu biraz daha genelleyip irdelemek gerekirse ( bknz muzaffer serif in otokinetik deneyi )

Ülkemizde bulunmaz diye tahmin ediyorum.

türkiyede zehirli örümcek yok. muzun üstünde geldiyse bilmem ama.

@mrtksn

o kadar büyük değil ya.. Herhalde bizim iş hanının helasında ondan çıksa kapıya beton döktürür tuvaleti kapatırdım :D

birkaç yıl önce izmir-urla'da bir çocuk karadul tarafından ısırılmıştı (ısırılmak?). olmaz olmaz demeyin.

zehirli örümcekler sıcak yerlerde bulunur örneğin Mersin'de bulunabilir ama İstanbul'da yaşıyorsan zannetmem zehirli olabileceğini

"nağadar böyyükse oğadar zehersizdir" demisti bi kere muhabbet ettigim bi amca.

indiriver abi supurgeyle falan. ya da rica et birinden. korkuyla yasamaktan iyidir :)

Zehiri bilemeyeceğim ama, şu nalet zıplayan örümcek datça'da gece yemişti hep her tarafımı. böle hastalıklı bir kırmızı renk oluyordu yediği yerlerde. ama ölmedim. rengi siyah değil sarı idi.

böğ zehirler mesela. cocukken rastlardik bahcede. buyuk, kalin bacakli, killi goruntusuyle diger ince, narin orumceklerden ayrilir.

Türkiye'de zehirli örümcek var efendim, zehirlenme konusunda uzman farmakolog doktor var evimde o dedi. Karadul ve Brown Recluse bulma şansınız varmış. Olabilir yani.

valla ben istanbul'a geldiğimde kızılkayalara gitmeden yapamıyorum. oraya götürebilirsiniz tabi bayan olunca sever mi bilemem. çok güzel yemek mekanları var ben seyrek geldiğim için bilmiyorum ama şöyle güzel bir vapura biniş ardından boğaza karşı bir balık restoranı güzel olabilir.

Butce, yas ve zaman araligi ile ulasim durumunu belirtmemissiniz ama birkac sey onereyim;

- sabah kahvaltiya yenikoy gibi bir yere gidilebilir, yenikoy spor kulubu olabilir misal. (fiyatlari uygun sayilir) (anadolu yakasi olur deseydiniz cengelkoy)
- aksam uzeri limonlu bahce'ye gidilebilir (taksim)
- aksam yemegi icin guzel bir yer tercih edilebilir (burada butce cok onemli oldugundan oneriler cok degisiklik gosterebilir)

bu ne hep kapalimsi alanlar derseniz ulus parkina gidip piknik yapabilirsiniz (hava sartlarina gore)

ekleme: raki balik falan derseniz rumeli fenerinde barinak var, salastir ama mezeleri superdir. gidip begenmeyene rastlamadim.

aklın varsa yeniköy spor kulubu çay bahçesine gelme..

öncelikle fiyatları öğrenci için hiçte uygun değil..ve çok daha önemlisi servisi berbat ötesidir..iğrençtir..


önerim : bindir bi vapura, iki akbil basarsınız. iyi bi yolculuk yaparsınız..xD
(ama cidden yeniköy çay bahçesine gelmeyin)

istiklal ve boğaz gibi mekanları es geçmeyin. bir iki yürüseniz bile gündüz gece farketmez istanbulu yasamıs olursunuz.

kültür sanata az bucuk merakınız varsa, beyazıttan sultanahmetten gülhaneye kadar yürüyebilirsiniz, bence cok etkileyici olur. gülhane setüstünde bir çay içersiniz süper olur.

müzeleri gezebilirsiniz, istanbul modern falan işinizi görür. ortakoy, bebek taraflarında bişeyler yersiniz, keyfiniz yerinde olursa ne yediğinizin de pek onemi olmaz derim ben.

soylediklerim ya bedava ya da cok ucuz şeylermiş şimdi farkettim.

Arkadaşlar peki istiklalde pek bilinmedik ama süfer kahvesi olan bir yer biliyor musunuz ? Starbucks olmamasını ümit ediyorum

daha önce sorulan bir soruya verdiğim bir cevaptan alıntı yapıyorum. tam olarak aradığınız şey olmayabilir ancak fikir verebilir:

"...sabah 11 gibi geziye başlanır. sultanahmet'te aya sofya, sultanahmet camii ve yerebatan sarnıcı üçlüsü gezilip köfte yendikten sonra (yaklaşık 2 saat sürecektir), kapalıçarşı ve mısır çarşısı'ndan sadece görme maksatlı geçerek, galata köprüsü'nden karaköy'e geçilir. dümdüz yukarı çıkılır, galata kulesi'nin yanından da geçilir bu arada. hatta galata kulesi'ne de çıkılır ki istanbul'un güzel bir manzarasını görsün sayın turist. böylelikle istiklal caddesi'ne çıkılmış olunur. tahminimce istiklal'e çıkışınız 3 olacaktır ve yine tahminimce çok yorulmuş olacaksınız ikiniz de. bu yüzden tünel'deki gloria jeans'e girip kahve içilebileceği gibi, yine tünel tarafında olan (meydana doğru yürürken sanırım 2. sokakta, kumbaracılar yokuşu) mihrimah sultan'da da mola verilebilir. nargilesi vardır, güzel kekleri vardır. 1-2 saat de orada oyalandıktan sonra istiklal'de şöyle bir yürünür. meydana gelinir. ortaköy'e doğru inilir. hatta inmişken bebek'e kadar gidilir. taksim'deki gloria olmadı, buradaki olsun denir ve oradakine gidilir. deniz kenarında oturulur.

şimdi burada alternatif olarak, kız eğer tarihi eserleri falan görmekten hoşlandıysa, programa dolmabahçe de eklenebilir. hatta istiklal'de st.antoine kilisesi'ne girmekte de fayda olabilir. dolmabahçe'ye en geç 3'te gitmeniz gerekiyor. 4'te olabilir, emin olamadım bir an.

neyse efendim. bebek'ten sonra ortaköy'e dönülür ve kumpir yenir. ardından da taksim'e çıkılır. bu arada saat tahminen 7-8 olacaktır. bir bira içmek için yine kumbaracılar yokuşu'nda bulunan south park cafe'ye gidilebilir. güzel manzarası vardır.

bu bana güzel bir plan gibi geliyor. bir çok yabancıya bu plana benzer planlarla rehberlik ettim, herkes çok memnun kaldı. yorucu ancak zevkli.

bir de alternatif olarak, eminönü'nden kalkan boğaz turu motorları var. iki saat kadar sürüyor. o da planın bir yerine sokuşturulabilir...."

ortaköyden de kısa boğaz turları var. yine 2 saat sürüyor.

Anormal sartlar yuzunden buz gibi soguk bir evde degilsen bir sey olmaz. Sicak bir dus yapip cikinca iyi giyinmeye bak.

sokaga cikacaksan dikkatli giyin olsun bitsin ya da uyumadan once yıkan sıfır risk

eğer banyodan sonra sıkıca sarınıp saçını iyice kurularsan sıcak bir banyo iyi gelir. temizlik her zaman insana iyi geldiği gibi sıcak su, su buharı soğuk algınlığı için iyidir. aspirin de al bence. sonra ısıttığın odada güzel bir battaniye altına filan gir yat mis gibi.

gripten kurtulmanın en güzel yolu terledikten sonra alınan duştur. üstüne bir de aspirin ve nane-limon içersen zımba gibi olursun.

Şayet burnunuz tıkandıysa ve nefes almakta zorlanıyorsanız, duş iyi gelir. Ben ne zaman grip olsam, eski evimin üst katımdaki teyze bana "Duş al hemen." derdi ve gerçekten de işe yarardı.

duştan sonra kurulanacağın oda çok önemli. sıcak olmalı. hatta sadece grip olduğun zamanlarda değil, her zaman sıcak olmalı. bir de duş sonrasında tamamen kurulanıp, vücudun tekrar ısınmasına yetecek kadar zaman olmalı.

süper olur, süper. şööyle sıcak duşunu al, bir güzel kurulan, saç kurutma makinesiyle saçlarını kurut hatta giysinden içeri hava ver sıcak sıcak. sonra da yat uyu (:

Şahsen çatalca'yı bilemiyorum ama o tip mekanlar türkiye'de az ya da çok mutlaka iş yapıyor. tabi başında duran adamın sosyal becerileri çok önemli. gençleri yığınlar halinde çekebilmek, alışkanlık yaratabilmek lazım. Bunun için tabi ki ilk başta fiyatı düşük tutman lazım.

batmaman için haftalık ve aylık maliyetleri çok düşük tutman lazım. Zaten o işin giriş maliyeti yüksek. 5 tane lcd ve 5 tane ps3'ün, masaların, ıvır zıvırın nerden baksan 8-10000 lira arasında bir maliyeti vari, vergi levhanı, tabelanı saymıyorum. saatte 2.5 ila 5 ytl arasında 4 ytl gibi bir gelire göre hesap yaparsak mekan kendini kurtarmak için 8-10000/4 = 2000-2500 saat çalışacak, o da ortalama verimle neredeyse 1 yıl eder.

Elindeki malları satışa çıkarırsan tabi ki ciddi zarar edeceksin ama bu sorunu işe başlarken ikinci el malzemeye para gömüp, ilk maliyetleri düşük tutarak ortadan kaldırabilmen lazım.

milet çay kahve içmez, içsede çay kahveden para kazanamazsın. ama oyun film vb satıp ps3 kiralayarak falan ufak ufak kazanabilrsin.

ve evet ortak girmek demişsin o da tabi ki sıkıntı çünkü maliyetleri kısmak da kısmak dedik. iki boğaz dediğin zaman işte tutunabilmeniz için daha iyi kazanmanız gerekecek.

bana çok cazip bir iş gibi görünmüyor, ama tabi ki yorumum tamamen yüzeysel. bu işe olan talep ne durumda, maliyetler ne çok da ayrıntılı bilmiyorum. bence eğer ilk maliyeti ve kira vb sürekli maliyetleri düşük seviyelerde tutabileceksen işe girmeyi düşün.

elektrige yılbasından beri %75 zam geldigini düşünün aklıma ilk o geldi valla.

çatalca da oyuncular ps3 oynamak için atıyorum 5 lira fazla verirler mi?

bence oyun oynarken çay kahve içmezler ama sandvic tarzı cabuk yenen seyler gidebilir.(cay kahvenin içimi yavas ya o bakımdan oyun oynama anında zor olur gibime geldi)

ikinci el alın ps3 leri, bilemiyorum sonucta fikir tutmazsa bile çok zarar etmeden satma şansınız olur en aızndan.

ama arkadaşlarla girme kısmı bence sakat olabilir, yani sonucta bi dukkandan kaç haneye ekmek cıkar bilemiyorum.

Şimdi bildiğim kadarıyla ps2 lerde merkezi bir HDD ile millet girip istediği oyunu açıp oynuyordu ayrıca bu oyunlar tabiki kopyaydı. Ancak ps3 de böyle bir durum yok illa orjinal almanız gerekli mesela fifa 09 u 10 ps3 varsa 10 tane alacaksınız çünkü oyun makinedeki kullanıcı adına kaydedilip PS networkde oturum açıyor. Ayrıca kollar kablosuz olduğundan hem şarj işini düşünmek zorundasınız hem de kolların yürüme olasılığı yüksek.

Valla joystick olayını kontorland usb joystickler makineye uyuyuyor onla 20 ytl'ye çözerim sanırım yürütülme ihtimalin karşı.. Ne bileyim mesela ben bi makineden günde 25 lira çıkartır 5 makinedende günde ortalama 100 ile 125 ytl arasında bir şey kazanırım diye düşünmüştüm. Bu da ortalama 3500 ytl'ye tekabül ediyordu.. Belki baya bi fantazi yaptım ama demin burdaki bi kaç playstation salonunun önünden geçtim de lise gençliği hala playstation 2 oynuyor enteresan bir şekilde.. Ona da nerden baksan minimum 1.5 ile ile 2 ytl arasında bir şey veriyorlardır herhalde. Birde buranın tüketici arzı bi acayiptir. Mesela okul yolu üzerinde yanında koca süper market olmasına rağmen bir bakkal iş yapabiliyor, ya da sıradan bir butik. Şimdi benim playstation 3 fikrim bütün bunları göze alırsak iş yapamaz mı diye düşünüuorum ? Bu arada arkadaşlar derken bir ben birde bir arkadaşım yani 2 kişi.

normalde iyi kar elde ettiklerini biliyorum.

boluda 15 ps3'e, 15 102" lcd/plazma tvlere sahip bir yer vardi. saati 3 ytl 2 saati 5 ytl uzerinden fiyatlandirmasi vardi. gerci yer onemli olmadigi icin izbe bir yerde acmisti mekani ama icerisi gayet ferahti insanin kalkasi gelmiyordu. cok dolu olmamasina ragmen oyle boyle masraflari cikarttiklarini soyluyorlardi (cok dolu degildi cunku universiteler tatildi) ortalama 5 makina her daim dolu oldugunu, benzer kafelerden 3 tane daha oldugunu ve bolunun nufusunun epi topu 105.000 oldugunu goz onunde bulundurursak her nerede olursa olsun bu tur mekanlar is yapar.

ekleme: yan kazanclarla bir seyler elde etmek daha mantiklidir. normalde bu tur mekanlar yas sinirina tabii ve polis siki kontrol ediyor. bu sebeple kopyadir sudur budur kiralamadira girmeyin derim sonra basiniz cok "agriyabilir". bunun yerine mekanda tosttur, sandivicdir benzeri seyler ve kutulu/sise icecikleri satin.

mekani su sekilde tasarlarsaniz daha mantikli olur tahminim. duvara monte televizyonlar ve hemen onunde duran ps3. ucuz maliyetli ama sik gorunen koltuklar ve ayaklari uzatmak icin puf (cok absurd gorunse de bu cok onemli kanimca). bunun disinda bir de klima taktiniz mi tamamdir. baska herhangi bir sey almayin mekana -daha ne alayim ulan diyebilirsiniz gerci-.

maliyeti bastan dusuk tutmak icin urunleri 2. el almak en mantiklisi daha once soylendigi gibi. televizyonlarin omurlerini feci sekilde somureceginizi dusunecek olursaniz ucuz ama kotu de olmayan lcd/plazmalar tercih edilmeli. hatta plazma tercihi dusunulmemeli zira pixel yanmasi vsden bahsediliyordu.
oyunlari bile 2. el alabilirsiniz. ayrica oyunlari bastan cok cesitli tutmaniza gerek yok. milletin ne oynadigi belli, pes. bunun yanina bir cesit daha oyun koyun uzun sure insanlari basina baglayabilecek gerisini bosverin gitsin.

Piyasayı biraz araştırdımda mesela ntsc-j makineleri 600 ytl'ye getirtebiliriz bu da kabataslak ps3 masrafının 3000 ytl olacağını gösteriyor. Hd Ready tv'yi de zannedersem 700 ytl'ye bulabiliriz ki teknosa.com'da buna benzer bir ürün görüm onlarda 3500 ytl eder yani makinelere ortalama 6500 sayarız. Birde bunların soğutmasıdır, kıldır tüyüdür dükkan düzenlemesidir falan var. Ruhsat harçları, mükellefiyet açılışları bağkur vs derken zannedersem 15.000 ytl civarına bize patlar bu iş. 2 kişi için acaba değer mi ki ? Birde öğrendim ki bizim burda bi yer daha ps3 oynatıyormuş ama mekan pekte matah değil, gündüz bile ampullerin yandığı hala ateri makinelerinin olduğu bir yer. Ne olursa olsun bu beni piyasaya girme konusunda biraz kuşkulandırdı şimdi.

benzer bir başlık olduğu için bende bir soru sorayım dedim nintendo wii cafe açmayı tasarlıyorum o iş yaparmı ?

eğer toplam maliyet 15000 ise ortak işi tavsiye etmem. illa açacaksanız şartlarınızı biraz daha zorlayın ve tek başınıza açın derim. en azından kafanız daha rahat olur. iş yapmayan bir iki ayın ardından ya kanka ben bu iştn ayrılıyorum muhabbetine maruz kalmazsınız.

Bu yaz Ankara'da PS3 kafe tarzı bi yerde çalışmıştım, maliyetleri gelir gider dengesini bilmiyorum ama PS oynayan insanlar kola içiyor, tosttur patatestir allah ne verdiyse yiyor, bu tost patates olayının maliyetini düşük tutup görece uygun bi fiyattan verebilirseniz kafeyi uğrak yer haline getirebilirsiniz, öyle ciddi meblağlar getirmez belki ama müşterinin ayağını alıştırır ve mekanda aldığı hizmetten duyduğu memnuniyeti artırır, orta ve uzun vadede bence en önemli şeylerden birisi müşteri memnuniyeti. Zira bu iş biraz alışkanlık meselesi, ayağı alışan müşteri sık gelir, kalabalık gelir, arkadaşına tavsiye eder derken köşe dönülür efem. Bir zamanlar internet kafe faresi olduğum için de biliyorum biraz, dışardan dökük, dandik görünen bi mekan yiyecek içecek ucuz, muhabbet de güzelse tadına doyum olmayan bi yer olur.

Ha bişey daha eklemem lazım, çalıştığım yerin patronu habire rekabetten yakınıyordu, civarda hangi alternatifler var, ne kadar cazipler falan bunlar da oldukça mühim tabi. Bence bi PS kafeye bir süre müşteri gibi takılıp piyasa araştırması yapmak, gençlerin beklentilerini falan gözlemlemek acayip faydalı olabilir.

biraz geç oldu ama
çınarın ordaki ibrahim abi sabote etmezse iyi fikir bence :)
sahi o hala ps3'e gecmedi mi.

güzel temiz bir yaparsan bence tutar...
çatalcaya geldiğimde ben gelirim sahsen

NOT yoksa iddia bayinin yanında acilan dükkan seninmi

@€xpolerer

galiba çatalcalıyız ? :D

Dediğin yer benim değil ya, benim dükkanım bile yok.. Birden kafamda bi arkadaşla birlikte öyle bir fikir tezahür etti işte :)

ps3 ve ps cafeleri esas kârlarını oyun sırasında dayadıkları içecek ve yiyeceklerden sağladıklarını söyleyebilirim.

özür dileyerek düzeltiyorum, steam üzerinden sadece tf2'yi de alabilirsiniz evet.

lag olmuyordu ben oynarken serverına göre 80 ila 120 ping arasında değişen yerlerde oynuyordum.

sanıyorum iki tane türk serveri var. gayet güzel oynanıyor. onun dışında pek çok yabancı server var makul ping lerde oynayabileceğiniz.

steam üzerinden half life olmadan da satın alabilirsiniz sanırım.

1- Onaylasa da onaylamasa da peşin ödeme yaptığı için gittigidiyor havuz hesabında bekletilen parayı size verecektir.

2- Kargo görevlisinin gözü önünde açıp paketi kontrol etmesi lazım. Aksi halde iade kabul edilmez diye bir madde belirt. Zaten bu kural geçerlidir ama sen yine de belirtirsen iyi olur.

kullanıcı parayı peşinen havuza ödemeden senden ürün istenmez zaten, ve satıcı onay vermese bile 3 gün mü 5 gün mü neydi, sonra otomatik para size aktarılır.

satıcı ürünü kendi kırıp bozarsa siz iade kabul etmeyebilirsiniz. ondan sonra kim gitti gidiyoru ikna ederse parayı ona aktarırlar sanırım

özet olarak bi şey olmaz, korkma. ilanında kargo zabıtı dışındaki nedenlerle iade almayacağını da belirtirsin, kayda gecmis olur.

(bkz: sendit com) entryler içini rahatlatacaktir tahminen.

şahsım adına iyi bilirim.vakti zamanında warcraft alıp satıyordum.toplamda 25-30 civarında warcraft aldım.hiç sorun yaşamadım.ankaraya 10-12 günde geliyor.yalnız bir keresinde 20 günde gelmiş.

pc için mi yoksa ps2/ps3 için mi arıyorsun bilmiyorum ama vatan bilgisayarda pc için olanı 50 lira, hiç kasma derim..

www.vatanbilgisayar.com

Web sitelerinde yazmışlar. Telefon açıp fiyat vs sorulabilir.

Anladığım kadarıyla kendi programlarını öğretip bunu satıyorlar. Başarı hikayelerini okuduğum kadarıyla da ticaret eğitimle falan değil potansiyel müşteriyi bulduktan sonra yapılır. Bu programın amacı internetten müşteri bulup ürün pazarlamakmış. Ee müşteriyi bulabilsem bunu eğitimsiz ben de yaparım/yaptırırım. :)
Ticaret yapabilecek kapasiteniz varsa eğitimini de alınız işinizi de açınız ama kapasiteniz sınırlıysa batmayı da göze almak lazım.

Beyaz Masa'ya başvursanıza.

Beyaz masa ?

beyaz masa, istanbul büyük şehir belediyesi'nin hizmetleri ile ilgili memnuniyetsizliklerini (belki memnuniyetlerde dahildir bilmiyorum) iletebileceğin ve çözüm üretmelerini isteyeceğin birimidir.

(bkz: beyaz masa)
(git: www.ibb.gov.tr)

aynı şey sarımsaklı mayonez için de geçerli değil sanırsam..galiba yok satışı :( çok aradım taradım görmedim hiç..

o sosun bir hastası olarak tıpatıp aynısını bir türlü bulabilmiş değilim. acısso da minicik şişeye 6 ytl para istiyor insanın içi el vermiyor o kadar para saymaya. sana acısos olarak tavsiyem ilk önce bir "metro" market bul. soslar reyonuna gittiğinde "new king" acısos'u bul ve al. new king falan dediysek ingiltere malı da değil bu. adana'da yapılıyor (ciddiyim:). fiyatı da şişesinin boyutlarına bakacak olursak gayet uygun. her yemekte de iyi gidiyor. tadı burger king'in sosuna benzemese de acısı baya kuvvetli.

tat'ın da sarımsaklı mayonezi var migroslarda.. bence sorun barbekü sos.. onu bir türlü bulamadım.

@zopcuk: kühne barbekü sos var satılıyor. büyük süpermarketlerde bulabilirsin.

şahsen arada gidip burgerdaki sosların hepsinden 5er tane alıyorum buzdolabında duruyor. bundan başka bir alternatifin yok sanırım.

burger kingin sos başına 25 kuruş talep etmesine ne demeli?

25 kuruş bence çok mantıksız değil..nitekim türkiye şartlarında ne hıyarların olduğunu düşünürsek :)

@zopcuk tat'ın sarımsaklı mayonezi aynı tadı veriyo mu ki?

ben de arıyorum ama yok hiçbir yerde!
acısso da güzel ama kıvamı calve gibi değil. eğer sadece burger king için üretiyorlarsa hata ediyorlar. bu tadı evde de tatmak istiyorum!

ben her seferinde ketçabı mayonezi bırakıp "sadece acı sos istiyorum" diyorum. iki tane veriyorlar birisini eve getiriyorum. ikea'dan satın almak da fena fikir değilmiş, neden aklıma gelmedi ki?

burger king de satmaya başladıysa alırım. acısso'nun küçücük şişesi 5 küsür lirayken 25 kuruş ne ki?!

kangurum da bir arama yaptım 6 çeşit acı sos çıktı.
dene-ele usulü bir çalışma yapmak lazım :)
www.kangurum.com.tr

greafin, sarmısaklı mayonez satılıyor marketlerde. calve veya pınardı sanırım markası.

hocam şöyle diyim, bende garantisiz 80 gb ntsc ps3 var.belgeler arasında ne fark var yazmışsın ya, işte o belgeler yok :D.yani türkçe, garanti oldğuna dair bir belge ve mühür yok.ingilizce belgeler var ve onların da mühür kısmları boş.
öncelikle aldğın ürün ntsc(j-u) ise garantisi olmaz, çünkü türkiyeye yasal yollarla giren her makine pal formatlı.60 gb pal bi ürün garantili alınabilir mesela.fiyatları 1399 ytl gibi birşeydi büyük mağazalarda.yanılmıyorsam belgelere mühürlerini vs basıp öyle takdim ediyorlar sana.eğer illa garantili alacaksan böyle yerlerden almanı tavsiye ederim ama dediğim işlemleri alacağın yer de yapıyorsa ve fiyat fazlasıyla makulse alabilirsin sanırım.

faturasız bir ürünün garantisi yoktur diye kabul edeceksiniz zira garanti kağıtlarına genelde bu tarz ürünlerde bakmıyorlar bile, fatura var mı var tamam o kadar diyorlar.

havlu bile çare etmedi diyorsan daldır bıçağı şişenin böğrüne..

havluyla açılmaması gayet doağl, havlu kalın çünkü ne kadar sıkarsanız sıkın kayar. daha ince kumaşlarla açmayı deneyin, tişört gibi. ayrıca kapağı baş parmağınızla işaret parmağınız arasına değil, serçe parmağınızla avuç kenarınıza sıkıştırın.

isitmaniz lazim once, boylece genlesir

varsa ingiliz anahtarıyla sıkıştırıp aç, kesin çözüm.

ağız? diş?

Sorun baskısı silinmiş pijama görevi gören tshirt ile çözülmüştür arkadaşlar :) Teşekkür ederim..

efes pilsenin magnet olarak da kullanabılen acagı var.onun ıcınde hem cam şişe acıcı hemde pet şişe acacagı var.valla bi guzel oluyoki.

satabılırım.. :)

peçete ile deneyin. o kadar işe yarar ki müptelası olacaksınız.

sakın bıçakla kesmeyin ha içine plastik parçaciklar düşer ufak ufak.
bıçağı daldırın zort diye. ha bende şimdi gidip uludağ limon içecem. afiyet olsun.

Kerpetenle kistirip ceviriyorsunuz hunharca.

birisi agiz dis demis de, oha sakina bu yola basvurmayin arkadaslar. valla dislerinizi eline alirsiniz , sonra TVdeki malum takma dis reklamlarinda oynarsiniz. dolaba koyun ki gaz biraz yogunlasip hacmini ve basincini dusursun derim. olmadi bana yollayin, kasli kollarimla acayim kapagi - kasli kollarim demisken, buradaki butun duyuru bayanlarina selam ederim.

Hafif hunharca ama etkili bir başka çözüm de, kapağa bir iğne saplamaktır böyle durumlarda. Kapak metalse bir başka yöntemle ufacık bir delik açmak da yetiyor.

(bkz: ceviz kiracagi)

simdi..
ben metro'dan 699 ytl ye almistim bir kampanya ile. yaninda da gran turismo 5 prologue vermisti. dogubank civarinda fiyat arastirmasi yapip (veya yazicioglunda) daha ucuza bulabilirsiniz, ben internette hepsiburada.com vs. gibi sitelerden bir de vade farki ile almaya karsiyim acikcasi. bu web sitelerinde sifir satan cok insan var, hatta yaninda ekstra kol ve oyun verenler falan da var..

oyunlara gelince. evet oyunlar acaip pahali. ben mesela alali uzun zaman oldu aleti ama henuz 3 oyunum var. 1 tanesi zaten aletle geldi, bir tanesi de yildonumu hediyesi gibi bisi olarak aldim. sifir oyun almayacaksaniz, takas olayina gireceksiniz.

mesela bir tane devamli oynadiginiz sabit oyun olur. (bu bende bu sene icin pes 2008 idi)
onun disinda da oyun bitirdikce veya sıkıldıkca, oyun takas sitelerinden takas yapabilirsiniz. veya sahibinden, gittigidiyor gibi yerlere parali ilan verip aciklamalar icinde "takas da dusunurum" gibi bir seyler yazabilirsiniz.

duyuru moderatorlerinden demlikposet bir site onermisti, konsolcular com mu org mu ne, oralara da bakabilirsiniz
donanimhaber.com forumlarinda takas gruplari var, istedikleri ve verdikleri oyunlari siraliyorlar forumlarda.

bunun disinda benim oyun takas yaptigim bir yer var sultanahmette.
oyunlarin gruplari var. her grubun bir degeri var,
mesela atiyorum c grubu oyunlar 50 ytl degerinde ise, siz c grubundan bir oyun verip c grubundan bir oyun almak icin sadece 15 ytl degistirme parasi veriyorsunuz. ama eger 60 ytl lik gruptan bir oyun alcaksaniz, 10 ytl + 15 ytl veriyorsunuz.

ha ben sifir oyun isterim derseniz, yine bir cok sitede, yurt disindan getirilmis, ya da sahiplerinin kendi tarzi olmadigi icin hic oynanmamis oyun satanlar var sifir. onlara da denk gelebilirsiniz.

sunu unutmamali, bir cok kisi de ps3 almak yerine xbox 360 alip kopya oyun oynamakta. yakin zamanda bir ps3 chip cikmayacagi da herkesin bildigi bir sey zaten.

ozet,
su an ps3 evet hala luks bence, hele ki ogrencilere veya calismayanalra. hatta calisanlara da...
ama buna ragmen ben kendimi engelleyemeyenlerdendim, siz de akisina birakin : )

super bi$i bu ps3 aslinda da $u anda almak hic akil kari degil. kirilmasini falan bekleyin de demiyorum ancak oyle cok yonlu kullanmayacaksaniz, her turlu ozelligini somururcesine ram'inden cpu'sundan gpu'sundan faydalanmayacaksaniz hic almayin. birkac tane -adam gibi- oyun alirsaniz zaten alin size bir ps3 fiyati.. ama yapanlar var, windows di$inda alternatif bir os kurup pc niyetine kullanip ayni zamanda oyun oynayanlar, nete falan girenler prg yukleyenler var. hayvan gibi i$lem gubu var makinanin, o $ekilde kullanacaksaniz guzel. ama sadece oyun oynayacaksaniz (o da offline), ne gerek var allasen? wii, xbox bok pusur var, onlar bile yine daha iyi alternatif sayilir $u anda. ama sizi de anlamaya cali$iyorum, bazi konsollar vardir tek bir oyun icin bile alinir; mesela ben gt tutkusu yuzunden ps2 almi$tim. sabirli olun diyecegim ancak buyuk ihtimalle 3 gun 5 gun dayanacaksiniz sonra kelepir bulursaniz hemen alacaksiniz. bekleyin, sabir ;)

hem ps3'un grafik ve i$lemci gucunu kullanabilecek oyunlar daha yeni yeni cikiyor ama onlar da sizi tatmin eder mi bilemem.

takas denen bir şey var.inan bana bende korkuyordum, en fazla 50 liraya takas ediyorum oyunları ve bi aldığın oyunu cılkı çıkana kadar oynuosun, o kadar araştırıyorsun ki hiç oynamıcan oyunu almıosun.

sendit iyidir

ps3 dünyadaki en güzel alet. yemin ederim, olamaz böyle bir şey, hele bir de pes çıksın. 12 taksitle ps3 alabilosan ayda yılda 1 tane oyunda alırsın. walla alırsın.billa alırsın.

cod4'te birkaç saatte biten bi oyun değil. ayrıca oyun biterse bitsin, online'ı bitmiyor insan hırs yaptıkça yapıyor :)

Daha önce yazılan cevapları okumadan dogrudan cevap yazıyorum,o yuzden eger yazılanları tekrarlarsam kusura bakmayın.Maddi durumunuzu bilmiyorum ama eger 12 taksitle makinayı alabilecek imkanınız varsa hic durmayın alın derim.Ben aldıgımda baslangıcta oyunlara para vermedim (veremedim cunku eşim ensemdeydi),ilk oyunlarımı bir forumda (bana gore cok ozel bir yer orası) tanıstıgım bir arkadasım verdi,sonrasında ilk oyunumu gt5 aldım,sonrasında gta IV sonrasında Cod 4 vs vs boyle gitti bu,boyle olması beni daha mutlu etti acıkcası eger oyunlar ucuz olsaydı ya da chip vs olsaydı eminim bu kadar keyif alamazdım bu oyunlardan,bu yuzden oyunların pahalı olması beni uzmek yerine mutlu ediyor,aldıgım her oyunun tadını cıkarıyorum bu sayede.Ulkemizde oyunlar pahalı oldugu icin takas denilen bir sistem var,bu bir nevi saadet zinciri gibi,ilk oyuna para verdikten sonra diger oyunlara kucuk rakamlarla ulasabiliyorsunuz ya da online oyunlar sayesinde tanıstıgınız dostlarınızla oyun degisimleri yapanbiliyorsunuz.

Baslangıcta dedigim gibi eger su anda konsolu alacak paranız varsa bir saniye bile dusunmeyin hemen alın,almayıp da dusundugunuz gunler icin pisman olacaksınız aldıktan sonra,ben 1200 ytl civarı para vermeme ragmen ilk kurdugumda keske daha once alsaydım demistim.

Bir de zamanında Metronun 699 Ytl kampanyasını ben duyurmustum burada keske gereksiz insanlar yerine siz okuyup alabilseydiniz o urunlerden,Metro ziyan etti o kampanyayı,sizin kadar isteyen insanlar yerine bi suru kar amacı guden insanlara satıldı.

Neyse son olarak aynı seyler olacak ama gene de yazıyorum.Hemen alın,olmadı ben veririm size oyun,oynarsınız geri verirsiniz,olmaz mı?

@im2shy yahu sen wii'yi eşin kızdı diye satmadın mı? ne uslanmaz insanmışsın. takdir ettim.

bluray çizilen birşey olmadığı için takas olsun 2. el olsun güvenilir bi pazarı var oyunların netten elden falan uğraşamam diyorsanız bağdat caddesinde overgame diye bi yer açıldı kadıköy tarafından gelirken marks&spencer'ı ve sağdaki mcdonald's ı geçtiğinizde ilk sokaktan sağa girin orda yolun solunda bi dükkan.

(bkz: dracula virüs temizleyici)

system volume information'ı da silin. ben sildim daha önce. o zaten hdd'yi windows olan bir bilgisayara taktığında otomatik oluşan bir şey. sen onu silince tekrar oluşacaktır ve bir sorun olmaz yani silersen.

hdd'yi taktığınız bilgisayarlara da bulaşmıştır. usb ile bağlanan şeylerin kötü yanı bu. virüs çok rahat bulaşabiliyo. çünkü hdd'ye autorun'ını koyuyo virüs. sen bi bilgisayara taktığın zaman, sen hiç bi şeye tıklamadan hdd'nin autorun'ı çalışıyo (bu autorun virüsü çalıştırıyo) ve ne olduğunu anlamadan bulaştırmış oluyorsun. bunu engellemek için windows'un autorun özelliğini kapatın ve usb ile bağladığınız şeyleri bilgisayarım'dan sağ tıklayarak "aç" diyerek açın. (eğer autorun'ı kullanmak isterseniz, çift tıklayarak kullanabilirsiniz yine, yani autorun özelliğini kapatınca bi kaybınız olmuyor.)

@hopeless

system volume information olmaması gereken hdd'lerde de olabiliyor bu klasör, mesela system recovery tamamen devre dışı ancak extrernal hdd'de system volume information klasörü belirebilir (windows'un yüklü oldupu diskte olmadığı halde) ve silmeye kalktığınızda "this action requires admin rights vs vs" diyebilir. bu durumda virüs veya malware yüklüdür o hdd'de, ve kendini system volume olarak saklamaktadır.

öncelikle, aktif process'leri check etmenin yolunu bulun, gözünüzün tutmadığını sonlandırın, aynı şeyi internetten alakalı sayfaları okuyarak windows services için de yapın. system volume'u kullanan process veya service'i kapattığınızda artık o klasörü silebilirsiniz.

o klasörü sildikten sonra mutlaka virüs taraması yapın ve hatta belki de makinenin net ile bağlantısını kesin.

6 - multiplayer destegi sahane. networku cok iyi, pes 2008 oynamak cidden cok zevkli networkte.
7 - (bkz: uygar elektronik)
3 - asla bir full lcd nin yerini tutmayacaksa da yine de gayet oynanilir olacaktir. ilerde terfi edersiniz bir hdmi baglantiya ve lcd ye.
1 - 40 gb olanlari ps2 oyunlari oynatmiyor. bir de hem usb sayisi daha az, hem de memory card flash card gibi bolumleri yok 40ligin. bi de kapasitesi, malum.

1- şu an için 40gb gayet yeterli, ileride anormal yüklemeleli oyunlar gelmezse, yeter de artar. ayrıca doğru film yüklesen bile silersin yani. mp3'e de gerek yok. ama ileride mutlaka 40gb bir şeylerle dolacak alabiliyorsan 80 al, hatta bekle 160 al ama bunun sonu yok. bir de sistem farkı var birinde kart okuyucu var diğerinde yok. ya da biri ps2 oyun okumuo diğeri okuyor fiyat farkı varsa ondan.

2- chip zor, çıksa bile ayrıca yazılım update ederek berteraf ederler, yazılımı update etmeden de oyun oynayamazsın chip bekleme.

3- verir, 100hz eski sony'ler var. ama normal tüplüden birazcık daha iyi verir. 900ytl'ye bile 32inch lcd ler var. menüleri ingilizce diye ucuza satıyorlar dandik diye değil. metro grosmarkette fln oluyor.

4- bazıları bağlanıyor evet.

5- pal al, gözün gibi de baksan lensi gidebilir. garantili ile olmayan arasında 1 oyun parası fark var, ayrıca ntsc alırsan bazı oyunlarda online oyunda bölge kodu olabilir, ntsc oyun bulmak zorunda kalabilirsin. pal iyidir.

6- herşeyi oynarsın. pes'i fln geçtim, cod4 yıkılıyor resmen. pes'de çıkmak üzere.

7- morfare.com ..göztepe. garantili için en ucuz.

2- çiplere takmamak lazım kafayı, çıkmayacak gibi. ama ilerde çıkarsa da ben nette oynamam diyorsan xbox alman daha doğru olur gibi. zira updateler vs engelliyor arkadaşlarında dediği gibi.
3- hd tv candır tabii ama tüplü tvlerde de sorun çıkmıyor. oynarsın rahat.
4- bağlarsın. benimde 40 gb,harddiski bağlıyorum filmmiş muzikmiş yüklemelermiş ne varsa oraya yolluyorum. tek yapman gereken ms dos formatında biçimlendirmek ve doğru klasörleri oluşturmak(nette bulabilirsin bol bol bilgi)
5- valla gözlemlediğim kadarıyla ntsc pal farkı yok oyunlarda. sony garantili bulabilirsen öyle al, en sağlamıdır doğal olarak..
6- pes2008 dışında gayet iyi. o da pes'in kendi dengesizliğinden.. yeni pes çıkıyor muhtemelen o durumuda düzeltirler.
7- doğubanka gidip tüm katları araştırırsan uygun fiyata bulabilirsin diye düşünüyorum. ben öyle yaptım.

bilgisayarinda keylogger olabilir tabiki. bunlar bir ihtimal ama korunmakta fayda var. avira'nin yaninda Advanced WindowsCare cok iyi gider.

www.download.com

firewall kurmanızı öneririm. bu işte zonealarm ve comodo iyi sanırım.
www.download.com
www.download.com

ben windows'ta zonealarm kullanmıştım. gayet memnundum. senin izin verdiğin programlar dışında hiç bi program internete bağlanamıyor. ya da istediğin programa sadece download izni verebiliyorsun. (upload yapamıyor yani o program.) sadece bildiğin programlara (firefox, msn, flashget ...) izin verdiğin için, sistemindeki keylogger aldığı şifreyi internetten gönderemiyor (diye basit bi mantık yürüttüm, doğrudur heralde).

not: anti ad/spyware programı yükleyip belli aralıklarla bilgisayarı taratmak da güvenlik açısından önemli, ama firewall kadar önemli değil. spybot önereyim onun için de.
www.download.com

zone alarm tavsiye etmem kesinlikle, comodo'nun da son sürümü ömür törpüsü, bir önceki sürümü (2.4.18) iyidir.

ayrıca anti spyware programları da (mesela spybot) böyle gizli programcıkları temizler.

neden fotoğraf çekmek istiyorsunuz? profesyonel, amatör, keyfe keder?

iyi fotoğraf çekmek için temel fotoğrafçılık bilgilerini almak lazım. ondan sonra çektiğiniz fotoğrafları daha bilinçli ve ne yapmak istediğinizin farkında olarak çekeceksiniz. yetenek olmadan bir ara güler olamazsınız, ama güzel fotoğraflar çekebilirsiniz.

kursa gitmeden de yapılabilir bence. National Geographic'in fotoğraf eğitim cd'lerini bul bi yerden. Ayrıca internette de baya bir bilgi bulabilirsin.

@dursunkaptan

Amacım profosyonel değil sadece amatör ve keyif işi. Yani gittiğim yerlerde tamam fotoğraf sanatçıları kadar değil tabi ama en azından normal anı fotoları dışında daha kaliteli şeyler çekebilmek.

national geographic'in cdlerini ben de tavsiye ederim. sabredip onu seyretmek mutlaka faydalı olur. ondan başka kitaplarda dergilerde hatta internette epey bilgi vardır. amatör bir fotoğrafçı için yeterli kaynak olur diye düşünüyorum. ne kadar ilgilenirseniz o kadar çok öğrenirsiniz.

bence fotoğraf işine girmek için bir kaç teknik bilgi yeterlidir.

tabiki değer. eğitim cd leri falan filan tamam ama bire bir ders almak her zaman daha iyi sonuçlar verir. ismek iyidir hatta yakınsanız sefaköy'ü tavsiye ederim ercan aydeniz ders veriyor kimdir nedir diye netten bakabilirsin.

değmez.

youtube acilmis. (bkz: #14004141)

benim bildigim ücretsiz program yok ama ucretli* olan programlar var. mesela Xilisoft Video Converter Ultimate

Evet ücretsiz program yok benim bildiğim. Ama mesela Tube Hunter Ultra adında muhteşem bir program var. Hem sadece flv'yi değil wmv...vs gibi onlarca formatı tanıyıp çok hızlı bir şekilde indirebiliyor hem de indirdiği videoları onlarca formata convert edebiliyor.

ubuntu'da avidemux diye süper bi program kullanıyorum. format dönüştürme yapıyor, videonun altını üstünü sağını solunu kesebiliyorsunuz, videonun istediğiniz kısmını ayırabiliyorsunuz, videonun sesini ve görüntüsünü ayırabiliyorsunuz, altyazı gömebiliyorsunuz (!). kullanımı da çok kolay. şimdi "ben windows kullanıyom, neden bunları bana sölüyon?" diyosundur. geçen gün sitesinde girdim. cross platformmuş program, yani windows ve mac os'ta da çalışan sürümleri mevcut. ayrıca program sadece free değil, hemi de open source. linkini de vereyim tam olsun:
avidemux.sourceforge.net

windows kullanırken total video converter kullanıyordum. ama bedava değil.

bu arada, flv dosyalarınızı izleyebiliyorsunuz değil mi? çünkü izleyemiyorsanız, gerekli codec yüklü değil demektir. gerekli codec yüklü değilse de, format dönüştürücü programlarla dönüştüremezsiniz başka formata. hatırlatayım dedim sadece.

ayrıca download.com'dan "video convert" (tırnaklar olmadan) şeklinde arama yaparsanız ve sol taraftan "free"ye basarsanız, yine sol taraftan işletim sisteminizi seçerseniz ve son olarak bulunan sonuçları popülariteye, cnet'tekilerin puanlarına ya da kullanıcı puanlarına göre sıralatarak bir çok programa bakabilirsiniz. indirirsiniz, denersiniz, bedava zaten.

allok total video converter 5.1 diye google da arat.Hem ücretsizdir hemde çok sayıda formatı birbirine çevirebilir.Tavsiye ederim ;)

mediacoder bütün ses ve video formatlarını birbirine çevirebilen bir program. açık kaynak kodlu ve ücretsiz...
mediacoder.sourceforge.net

Kick Off??

pek anlamam futbol oyunlarından da bir sensible soccer var bildiğim nostaljik.

Malesef ikiside değil

sen ürünü garantıye gondermıyosun ki.ürünü site yonetimine gonderıyosun.onlarda teknik servise gonderırken kargo ucretını kendılerı oduyodur.
size tavsıyem elınızde bulunan urunlerın kendı marka teknık servısı ıle ırtıbata gecerek direk kendınızın gondermenızı saglamak olacaktır.

hepsiburada.com'a bok atip dururlar, ama gözünü seveyim ben onlarin. ürün elime geldi baktim calismiyor. aynen anlasmali olduklari aras kargoya verip geri gönderdim yenisini gönderdiler. tek kurus kargo parasi ödemedim.

hakkinizi savunun derim.

bildiğim kadarıyla ürün alındıktan sonra 7 gün içinde bir arıza tespit edilirse zaten sorgusuz sualsiz, teknik servise gitmeden sıfır ürün vermek zorundalar.

ama sizinki üç hafta olmuş. isott'un da dediği gibi araya alışveriş sitesini sokmadan direkt firmanın kendi teknik servisiyle irtibata geçin. onlar da büyük ihtimalle "siz yollarken siz ödüyorsunuz, biz yollarken biz" diyeceklerdir. böyle bir zorunluluk var mı bilmiyorum yalnız.

ki hepsiburada tarzı sitelere sorduğun zaman seni en yakın servise yönlendiriyorlar.

www.saglikdanis.com

Hızlı al dan almamış da olsak bizim şirkette de kesintisiz güç kaynağı fişten çekildiği anda devreye giriyor ama şarj durumu hemen %25 e düşüyordu. Gerçek elektrik kesintilerinde de sizinki gibi hiç devreye giremiyordu. Meğerse bataryalar arızalı imiş. servis gelip değiştirmişti. bir de pişkin pişkin şöyle demişti: " Bu seri bataryalar arızalı, biz de sonradan öğrendik, müşterilerden şikayet geldikçe değiştiriyoruz". şikayet etmesek hiç yani. cık cık...

ya fazla amper bağlayıp aşırı yüklüyorsunuz veya bataryalar ölüdür. sizin durumda "nicin ben" in dediğine katılıyorum. arızalı ürün.