[]

Hangi hayvanı neden yememeliyiz

Geçenlerde denk geldiğim bir video ve sonrasında okuduğum birkaç yazıyla ahtapotların aslında duygusal olmaları, çok zeki olmaları, hatırlamaları vs. gibi sebeplerde, ahtapotların yenmemesi gerektiğini öğrendim. Tabi bu ve benzeri bilgileri edinene kadar ahtapot timsah zebra piton vs gibi türlü hayvanı yemiş bulundum.

Bu bilgiden hareketle, hangi hayvanı neden yememeliyiz şeklinde, gerekçelerini veganlıktan almayan ne tür bilgiler var elimizde? Mesela köpek yemiyoruz çünkü insanın evcilleştirdiği ilk hayvan, birlikte avlanmışız, at yemiyoruz çünkü binlerce yıl bizi taşımış..

Bir de geyik bir soru; buzluğumda 2 ay önce aldığım ama pişirme zahmetinden dolayı hala pişirmediğim bir ahtapot var. Aldığım zaman yukarıda bahsettiklerimi bilmiyordum. Napmam lazım bu ahtapotu? Pişirip yiyebilir miyim? Çöpe atmak saygısızlık olur, pişirip yemek daha doğruysa eğer, e etini dövmem lazım bu da biraz barbarlık olmaz mı? Etik ne diyor bu konuda?

 
Soruya cevap değil ama veganlik da gerekcelerini etikten aliyor.


  • orangesandsea  (15.08.24 18:28:56) 
@orangesandsea Etik ne diyor sorusu boşa düştü o zaman.


  • beyfendi  (15.08.24 18:33:56) 
Hocam vegan değilsen bu konuların etikle bir ilgisi yok midenin kaldırdığı her eti yiyebilirsin önemli olan senin duygusal olarak nasıl etkilendiğin. Misal ben atlara büyük saygı duyuyorum bu benim kültürürel geçmişimle de alakalı değil atlar bende saygı uyandırıyor, öyle olmasa normalde yerim ama saygımdan ötürü yemem, etinin de lezzetli olduğuna eminim yesem yerim yani ama yemem, belki bi ufak denerim gibi ama çok emin değilim.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (15.08.24 18:37:50) 
vegan değilsek genelgeçer bir etikten bahsedemeyiz bence hayvan yemeye karşı. çünkü at yemiyoruz demişsiniz ama yiyen toplumlar var, keza köpek de öyle. herkes çatır çatır kuzu yiyor ama ben çok zorlanıyorum bu fikir karşısında

yani komple bir reddediş yoksa hayvan özelinde bence etik konusu çok öznel kalır. ama demek istediğiniz şeyi anladım. hayvanın daha ilkel, ya da fonksiyon olarak bizden daha uzakta duranını yemek daha kolay ama örneğin bakışlarından bir hissini anlayabildiğimiz (köpek) eğitebildiğimiz, (at, köpek vs) duygu, empati yeteneği vs güçlerini bildiğimiz hayvanları spectrumda insan türüne daha yakın bulduğumuz için yeme fikrinden uzaklaşabiliriz. ben at yiyemem mesela, timsah bulursam yerim ama at verseler yiyemem.
  • ofelia  (15.08.24 18:42:53) 
Hiçbir hayvanı yememeliyiz. Hatta hayvandan elde edilen hiçbir şeyi de tüketmemeli ve kullanmamalıyız.


  • rock n roll  (15.08.24 18:43:19) 
mantıken beslemesi kolay, besini bol, uysal sana sorun çıkarmadan en çok besini veren hayvanları yiyorsun, geri kalanları yemiyorsun.

mesela tavuk Vs güvercin

tavuk'u yetiştirmesi daha kolay vs.
çok basit bir cevabı var.
  • duyurukullanıcısı  (15.08.24 18:43:26) 
Atlarla ilgili, biz onu evcilleştirmişiz düşüncesi yanlış. Orta asyaya doğru bir gezi düzenlersen atı gayet de yediklerini görürsün.

Biz Anadolu'da Arapların yemediklerini yemiyoruz diye düşünüyorum. Onlar da yenenler yenmeyenler listesini Kuran dışında bir kaynaktan bulmuş olmalılar. Çünkü Kuran'da haram olarak adı zikredilen tek hayvan domuzdur.

Bu konuda 'etik' olayı daha önce de söylendiği gibi anlamsız kaçıyor.

Ahtapotun yenmediğini de ilk kez duydum. Ben yerim.

Hastalık yayabileceğini düşündüklerim (fare ve bazı böcekler) dışında seçici değilimdir.
  • Mirket  (15.08.24 18:46:58) 
Vicdanın hangisine razı geliyorsa yiyebilirsin.


  • numlock  (15.08.24 18:50:39) 
Hocam bir de atın yenmemesine neden olarak binlerce yıl bizi taşımış ve bu nedenle duygusal bir bağ oluşmuş diyemeyiz konu duygusal bağdan çok ucuz iş gücü, yani at gibi bir hayvana sahipsen onu çalıştırırsın yemezsin yersen atın işini sen yaparsın yoksa at yeniyor yani. Ayrıca Orta Asya ülkelerinde atı en kutsal gören topluluk Kazaklar ama onların da en önemli hayvansal gıdası at eti çünkü Kazakistan'da at bol hem çalıştırmaya hem yemeye at var adamlarda bunu çalıştırmak için saklayalım demek zorunda kalmamışlar, ayrıca Avrupa'da da yeniyor Fransızlar bunun için ABD'de çiftlik kurup at eti getirtiyorlar, biz fakir bir ülke olduğumuz için at gibi bi hayvana sahip olunca onu çalıştırmak yerine yemek aklımıza gelmemiş zamanında yoksa yenir yani, bence köpek yemiyorsak onu da aynı nedenle yemiyoruz duygusal bağdan çok ticari ve ekonomik kaygılar hep.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (15.08.24 18:58:47 ~ 19:05:20) 
@numlock sorunun çıkış noktası bu zaten. ahtapotlarla ilgili bazı şeleri öğrenene kadar ahtapot yemek vicdan meselesi değildi benim için. ama artık öyle. tavuklarla ilgili mesela öğreneceğim herhangi yeni bir bilgi benim tavuk yeme davranışımı değiştirmeyecek.

@ofelia @Mirket @duyurukullanicsi, pek formüle edebildiğimiz bir şey değil demek ki ne yiyip ne demediğimiz. hatta bunun kararını tek başımıza bile almıyoruz belki. markette bulamadığımız, bize sunulmayan şeyi yemememiz gibi.
  • beyfendi  (15.08.24 19:08:56) 
@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet,
Haklısın diyeceğim ama,
Senin mantıktan hareket edersek, süt verdiği için ineği, yumurtası için tavuğu, çifte çubuğa koştuğumuz için öküzü, kağnı çektiği için mandayı da yemememiz lazım.
Anadolu'nun sömürülmüşlüğünden kaynaklanan fakirliği gereği bu saydığım hayvanat çok değerli ama en azından kocamışını, artık verimsiz hale gelmişini hep yemişiz. Ama atı eşeği katırı kocayınca yılkı ya salmışız, yememişiz.
Yıllar önce dedem, tek tırnaklılar dinen yasak demişti.
Tırnak sayısı önemliymiş. Çift tırnaklıları yermişiz.
  • Mirket  (15.08.24 19:25:50) 
  • orangesandsea  (15.08.24 19:29:42) 
temelde et tuketen hayvanlari yemiyoruz, bitki tuketen hayvanlari yiyoruz. bunun birkac nedeni var;

et tuketen hayvanlar vucutlarinda daha cesitli parazit, farkli bakteriler, virusler barindiriyor, ve bu hayvanlar bunlara bagisiklik kazandiklari icin kendileri etkilenmese de biz o hayvanlari tuketirsek riske girmis oluyoruz. ornegin inek yiyerek girdigin risk ile kopek yiyerek girdigin risk ayni degil. kopek etinden alabilecegin parazit riski cok cok yuksek.

bir diger neden ise vucutta agir metal birikimi. bitkilerde ve hayvanlarda agir metaller birikiyor, ornegin civa. belli oranda bu agir metaller insana zarar vermiyor, ama ayni zamanda bunlari vucuttan da atamiyoruz. ayni sekilde diger hayvanlarda da benzer. simdi inek yersen bir inegin bitkiden aldigi agir mettalleri de vucuduna almis oluyorsun. ama bir aslan yersen ve o aslan hayati boyunca 100 inek tukettiyse, aslan yiyerek 100 inegin barindirdigi agir mettalleri de vucuduna almis olursun.

bu agir metal olayi en cok deniz canlilarinda bariz ortaya cikiyor, ornegin bircok balik avci degil ve biz tuketiyoruz. ama bazi baliklar var ki, ornegin ton baligi avci bir balik ve diger baliklari yiyor. iste o nedenle bazi baliklarda, ton baligi, kopek baligi gibi, tuketmek agir metal alma riskini arttiriyor. o nedenle hamile kadinlar ton baligi yemeleri tavsiye edilmez.

tabi bu deneyimler dogal seleksiyonlarla topluma etki etmis durumda, sosyal normlar, ve dini kurallar haline geldi. kitlik yasamamis toplumlarda bu normlar hayatin parcasi oldu ve daha secici davraniyorlar. ornegin biz turkler kedi yemiyoruz. ama kitlik durumunda bu secicilik sansi kalmiyor ve yemek zorunda kalmak bir sure sonra bu yemekleri kulturel yemek haline getiriyor. ornegin cinde kedi ve kopek eti belli gunlerde ozel olarak yapilan yemeklerin ana unsuru.

etik ve sosyal kurallari belirleyen ana unsurlar biyolojik gercekler. milyonlarca yil insanlik biyolojik gerceklerle yuzlesip yasam savasi veriyor ki nesiller sonra neyi neden yaptiklarini unutup etik ve sosyal normlar haline, hatta dini kurallar haline getiriyorlar.
  • emrahday  (15.08.24 19:36:56 ~ 19:37:28) 
Kedileri yiyemeyiz mesela çünkü bagisiklik sistemleri bizim için zehirli toksinler üretmekte. Yersek ölürüz.


  • Yourcousinmarvinberry  (15.08.24 22:22:47) 
yani kuzu, koyun, keci, at da ahtapot kadar zeki ve insanlarla daha temas halinde olan hayvanlar. ahtapotu bu sebeple yemeyeceksen balik haric eti genel olarak hayatindan cikarman gerek.

ahtapotu da oturup ye, ziyan olmasin. sen onu yemezsen hayvan tamamen bos yere ölmüs olacak. yersen en azindan bir ölümü bir ise yaramis olacak.

ben yapabilsem sadece kendi avladigim hayvanlari yerdim ama yapamiyorum.
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (15.08.24 22:37:56) 
o kadar yorum yapılmış ama yeme kararı verilmesi durumunda etin sertliğinin nasıl giderileceği yazılmamış.

derin dondurucuda dondurulup ardından çözülüp oda sıcaklığına geldikten sonra içine bir bardak su ve bir bardak da sirke veya şarap(kırmızı) konmuş tencereye ahtapot bırakılır, ocağın en küçük gözünün en kısık ateşinde içindeki sıvının buharıyla pişer. tabii bunun için kapağın uzun süre boyunca hiç açılmaması gerek. hatta ahtapotun ağırlığına göre 2 bardak su üstüne 2 bardak sirke/şarap ile de yapılabilir. ahtapot 2.5-3 kiloya kadarda birer bardak, 3-5 kilo arasıysa ikişer, 5 kilodan fazlaysa da üçer bardak şeklinde aynı karışım uygulanabilir.

pişip pişmediğini anlamak için de ilk 1 saat kapağını hiç açmamak şartıyla 1 saatten sonra 10 dakikada bir bacakların birleştiği yere doğru çatal saplanarak durumuna bakılır. eğer çatalla ahtapotu kaldırırken bacak hiç silkelemeye bile gerek kalmadan kendi kendine kopup ayrılacak hale geldiyse hayırlı olsun. küçük ahtapotlar kaldırırken öyle kendi kendine kopmaz, o zaman da çatalı hafifçe çevirip denemek gerekir. kolay kopuyorsa tamamdır.

şarap koyunca alkol alacağını düşünecek olanlar için oraya sirke yazdım zaten. hem şarapla pişsin hem alkol içine işlemesin diyecek olan varsa da ilk 10 dakika kapağı açık halde şaraplı suyu kaynatıp alkolü buharlaştırarak ahtapotu da lezzetini de piç etmeyi deneyebilirler.
  • frtslck  (16.08.24 00:43:15) 
[]

Ne versen yiyecek misafir ve itibar konusu

Misafirin "yemek için zahmete girme çok, ne varsa onu yeriz" diyeni sizin gözünüzde profili küçük, genel konularda da zahmete girmeye değmez biri konumunda biri midir?

Sorudaki maksadı, aradaki samimiyetin durumu vs. gibi konuları uzun uzun yazıp daha net bir şey sorayım istedim ama gelecek cevabı manipüle etmemek adına en yalın haliyle ilk akla geldiği şekliyle soruyorum.

ek: çok samimi olmadığınız, yeni yeni tanıştığınız biri olduğunu varsayın.

 
aksine profili yüksek, can dostum, tam güvendiğim kişi/kişiler demektir.


  • yazar yazmaz yazan yazar  (29.04.24 08:35:19) 
El üstünde tutulması gereken, profili en yüksek kişidir.


  • rock n roll  (29.04.24 08:46:45) 
Hocam gelen misafir "Ben bi biftek alayım" dese daha mı hayırlı misafir olacak anlamadım. Ben ki çok yemek seçen biriyim, gittiğim evde ne yemek varsa onu yerim, olması gereken budur yani


  • nundu  (29.04.24 08:47:12) 
Ben çok şaşırdım böyle bir soruya. Hayır değildir tabi ki, hiç böyle bir şeyin düşünülebileceğini bile bilmiyordum.

Yani zahmet etmeyin diyen insanın bunu söylerkenki niyeti değişebilir. Kimi laf olsun diye söyleyip aksinin yapılmasını bekler, kimi gerçekten samimi şekilde söyler. Ancak "ben misafir gittiğim yerde iyi yemek beklerim" diyen birisiyle hiç karşılaşmamış olsam da, böyle birini görsem çok şaşırır ve hakkında olumsuz düşünürdüm.

Yani aslında cidden şaşırdığım için ne desem bilemedim. Ben yemeği özensiz buldum, daha iyi olmalıydı diyen biriyle karşılaşacağımı hiç sanmıyorum.

Sizin nereden aklınıza düştü ki bu? merak ettim.
  • akhenaten  (29.04.24 09:11:49 ~ 09:15:04) 
Nundu +1
Akhenaten +1

  • jülsezar  (29.04.24 09:17:20) 
Profili düşük? Aklıma bile gelmez.


  • unabomber  (29.04.24 09:22:28) 
Yemek daveti gerçek bir durum değil sadece örnekti aslında. Gelecek misafirin yemek için özel siparişinin olması kulağa abes şekilde nasıl küstah geliyorsa, benim örnekte de nezaket kör göze parmak olmuş. Asıl kastettiğim aslında nezaketin, iyi niyetin yanlış anlaşılıp, insanın kendine ne kadar değer veriyorsa başkalarının da ona sadece o kadar değer vermesiyle ilgiliydi. Aşağılık kompleksi olan, öz değeri düşük birinden de benzer durumlarda benzer şeyler söylemesi beklenir ya hani, bunun ayrımını bizi çok da iyi tanımayan insanlar yapabiliyor mu acaba onu merak ediyorum.

"ne versen yiyecek misafir" deyimini geçen haftalarda fatih altaylı'nın yayınlarından birinde duymuştum. o başka bir bağlamda kullanmıştı bunu ama aklıma bunu getirmişti.
  • beyfendi  (29.04.24 09:47:58) 
Misafir ağırlayacaksam ve yemekli olacaksa güzel bir ana yemek ve meze, tatlı vs olur masada. Eğer birisi ben et, tavuk, balık yemem derse mezelerle bile idare edebilir. Hele ki en baştan "zahmet etmeyin" dedilerse gerekirse dışardan istediği bir yemeği söylerim, eşim evdeki mevcut malzemelerden bir şeyler ayarlar.

Eğer evime çağıracak kadar değer veriyorsam en iyi şekilde ağırlamaya çalışırım, hiç kimse için "zahmete değmez" demem.

Çok samimi bir arkadaşım geliyordur, o zaman duruma göre gerekirse dışardan pizza söylesem de sıkıntı olmaz. (hatta pizza daha pahalıya geliyor sdfgsdf)
  • kimlanbu  (29.04.24 09:56:39) 
@beyefendi, anladım. Eh tabi, insanın kendine verdiği değer nasıl muamele gördüğünü de etkiliyor ister istemez. Ancak örnek biraz zorlayıcı olmuş gerçekten. Yemek konusundaki tavırlar genelde kültürel kodlarla sıkı sıkıya sınırları çizilmiş şeyler.

Örnek bir açıdan da iyi olmuş, çünkü "insanın kendine verdiği değer" talepkarlıkla ilişkili değil her zaman. Şımarıklık ve bencillik gibi kavramlar da var. Eğer kendine saygı konusu yanlış anlaşıldıysa belli bir zihinsel çıta aşılıp bu olumsuz sınırların içine de ilerlemek olası.

İnsan hakkını koruyabimeli, gerektiğinde mesafe koyabilmeli bu daha çok karakterle alakalı bir durum. Kendine saygısı olan insan şunları şunları yapar demek çok güç. Birçok konuda bu geçerli, davranışlar ortamın kokusuna göre anlam kazanır. Kendine saygısı olan ve olmayan insanlar arasındaki fark da onlar istese de istemese de kendisini bu sebeple hissettirir zaten.

Çevrenizdeki insanlar da haliyle farkında olsunlar ya da olmasınlar bunu algılayacak ve ona göre davranacaklardır.
  • akhenaten  (29.04.24 10:12:38) 
Empati, nezaket, tevazunun eziklik olarak algılandığı bir toplumda, evet “düşük profil.” Ben düşük profilliyim mesela bu bakış açısına göre. Ama bencil, kaba ve kibirli olacağıma ezik olayım daha iyi.


  • auroraaurora  (29.04.24 11:12:18) 
Bence öylesine söylenen, otomatik bir laftır. Hiçbir anlam ifade etmez.


  • michael_knight  (29.04.24 12:00:31) 
Ben de gittiğim yerlerde bunu. söylerim ama öylesine değil, samimiyetle. Asıl maksat görüşmek konuşmak ne de olsa.
Düşük profilli biri olma meselesi değil bu bana göre.
Arkadaşlarının yanına hal hatır sorma kılıfı altında sadece midesi için gidenlerden ben de hoşlanam.
  • diyecevaplandı  (29.04.24 12:29:48) 
enteresan bir soru, hic dediginiz gibi bakmamistim.
soyle yazmissiniz; iyi niyetin yanlış anlaşılıp, insanın kendine ne kadar değer veriyorsa başkalarının da ona sadece o kadar değer vermesiyle ilgiliydi. Aşağılık kompleksi olan, öz değeri düşük birinden de benzer durumlarda benzer şeyler söylemesi beklenir ya hani, bunun ayrımını bizi çok da iyi tanımayan insanlar yapabiliyor mu acaba onu merak ediyorum.

buna istinaden sanirim ben soyle dusunuyorum, ben degerliyim, benim degerim bana hazirlanan sofra ile belirlenmedigi gibi sofrayi hazirlayan kisi tarafindan da belirlenmiyor. ama kendi degerimi bildigim icin bana ozen gosteren insanlarla birlikte olmayi seciyorum (ve ben de ozen gosteriyorum). yeni tanistigim birinin hazirladigi/hazirlamadigi sofra benim degerimden cok onun ozeni/ozensizligi/zamani olup olmadigi/aliskanliklari/kulturu ile ilgilidir. dolayisiyla bu konuya deger uzerinden degil bu cercevede yaklasirim. zamani olmamis olabilir, ya da ozensiz biri olabilir. eger yakin arkadaslarim davet ediyorsa zaten ne varsa onu yeriz evet, bazen de yemeyiz, mukellef sofra hazirlarlar.

son olarak, beni yemege davet eden birine hic dediginiz gibi bir sey deme ihtiyaci duymadim acikcasi, beni yemege davet ettiyse ztn ne pisirip pisirmeyecegini dusunmustur, o onun sorumlulugunda olan alandir, boyle bir yorum yapma ihtiyaci duymam, tesekkur ederim, gidip gidemeyecegimi soylerim ve bir sey getireyim mi derim, hele hele de yeni tanistigim biriyse.

yakinimsa zaten usulunu bildigim icin kendini misafir agirlamak icin paralayan biriyse soylerim boyle bir sey sanirim. dediginiz yorumu genellikle kendim birine gitmeyi teklif ettiysem soylerim, yani 'ayse sana geleyim aksam ama lutfen bir sey hazirlama vs.' gibisinden.
  • kassiopeia  (29.04.24 12:35:13) 
[]

Devlet okulu kadrosuna siteden ulaşmak

Selamlar

Devlet okullarının (ilkokul ortaokul ya da lise) sitelerinde listeledikleri kadrolar güncel oluyor mu genelde? Ek olarak, sözleşmeli öğretmenler bu listede yer alıyor mu?

Teşekkürler.

 
Sözleşmeli derken ücretli demek istediğinizi varsayarak yanıtlıyorum, hayır.


  • rebecca  (08.02.24 08:38:16) 
Genelde güncel olmaz.


  • ruhen hastayim ben  (08.02.24 08:42:23) 
@rebecca, kadrolu olmayan öğretmenleri kastediyorum. Aynı şeyler galiba

@ruhen hastayim ben, senede bir kez de olsa güncelleniyor denecek kadar takip ediliyor mu yoksa tamamen okul yönetimine kalmış bir şey mi bu?

Bir soru daha iliştireyim; adını sanını, kim olduğunu bildiğiniz birinin ona sormadan nereye atandığını (kadrolu varsayalım) öğrenmek açık kaynaklardan mümkün mü?
  • beyfendi  (08.02.24 08:53:37) 
Sözleşmeli kadrolu ücretli bunlar farklı kategoriler. Sözleşmeli olarak ilk atama yapıluyor birkaç seneye kadrolu öğretmen oluyor. Ücretli öğretmenler ek ders karşılığı çalışır vekaleten ve bu öğretmenler sıkça değişebildiği için okul sitesine eklenmezler ama okula meb'den atanmıs bir kişiyse siteye eklenebilir. Ama okullar her dönem/sene site güncellemeyebilir.
Açık kaynaklarda isimler paylaşılmaz, kişi yalnızca kendi görebilir sistem üzerinden. Okul gruplarını takip etmiştir, bir yerde paylaşım yapmıstır belki o sekilde öğrenebilirsiniz

  • rebecca  (08.02.24 12:46:28) 
Aynı şeyler değilmiş. Teşekkürler açıklama için.
Bazı il milli eğitim müdürlüklerinin atama listelerine ulaşılabiliyor googleda gördüğüm kadarıyla. O sebeple açık kaynak bir bilgi olduğunu düşünmüştüm.

  • beyfendi  (08.02.24 13:16:25) 
[]

Ab turistik ziyareti için aileye istek göndermek

Daha önce birine istek gönderen ya da istek gönderilen tarafta olan arkadaşlar, tek seferde birkaç aile üyesine istek göndermenin neticeyi olumsuz yönde etkileyeceğine dair genel bir bilgi var mı?

Annem, ablam, abim ve ailesi için bu yaz istek göndermeyi planlıyordum ama uygun bilet bulma zahmetinin yanında bir de bu istek meselesi kafamı kurcalamaya başladı. Portekiz'e aktarmasız uçuşun neredeyse mümkün olmaması, Portekiz'den sonra Hollanda uçuşları, bu kadar kalabalığın uçak biletleri, kötü senaryo için biletlerin sigortalanması vs iyice matematik problemine dönüştü.

Herhangi bir konuda fikre açığım. Teşekkürler.

 
[]

Londra aktarmalı almanya uçuşu

Selamlar,

Türkiye'den Londra aktarmalı schengen uçuşlarında transit vize uygulanıyor mu?
Tahmin ediyorum hem daha önce çok sorulmuş hem de cevabı zaten genelgeçer bir bilgidir ama emin ellerden güncel bilgi alayım istedim.

Teşekkürler.

 
Herhalde en doğru kaynak bu olsa gerek;

www.gov.uk

Edit: transit vize isteniyor diye anladım ben de. Havayoluna da sorabilirsiniz. Bizim dış işlerindeki bilgi de (eski olmasına rağmen) gov.uk ile örtüşüyor.

www.mfa.gov.tr

İlginç, mesela Amerika’ya gitmeyecek olsanız bile geçerli bir ABD vizeniz varsa herhangi bir ülkeye transit vize olmadan geçebiliyorsunuz.
  • orient blue  (29.11.23 00:13:14 ~ 10:07:39) 
Ben de buna bakmıştım aslında ama tam cevabı alamamıştım. Kayıtlı bagajı olmayan dolayısıyla sonraki uçuş için bagaj teslim etmeyecek, havaalanını terk etmeyecek, ikinci uçuşu sadece 2 saat sonra olan kişi bu durumda transit vizeye tabi mi oluyor?


  • beyfendi  (29.11.23 00:27:54) 
Yukaridaki linkte

Exemptions
You do not need a Direct Airside Transit visa if you have one of the following:

a common format residence permit issued by an European Economic Area (EEA) country or Switzerland

a uniform format category D visa for entry into a country in the European Economic Area (EEA) or Switzerland

Diyor. Bunlarin ikisi de yok mu?
  • hot potato  (29.11.23 12:19:56) 
Evet bu da yine daha önce okuduğum ama yine de emin olayım dediğim konu. Oturum izni ya da D tipi vize yok. Sadece schengen turistik vizesiyle gelecekler. Bu durumda transit vize gerekiyor sanırım


  • beyfendi  (29.11.23 14:26:51) 
[]

Münih'teki şu sokağın hikayesi neydi

Yanımdaki arkadaş resimde görünen taşların bir hikayesinin olduğunu söylemişti ama google'da aratıp bulacak bişey kalmadı aklımda.

Sokağın ya da bu taşların ismini bilen var mı? Ne diye aratayım google'da?
Teşekkürler.

pasteboard.co

 
  • hrskrs  (13.10.23 23:17:58) 
[]

BatıAlmanya'da yaşanacak şehir

Düsseldorf, Köln, Dortmund, Münster ve arada kalan diğer şehir ve bölgelerden birinde yaşayacak olsaydınız eğer hangisini tercih ederdiniz? Şehir hayatına alışmış bekar bir erkek için düşünelim. Bunlardan sadece Köln'ü çok az da Düsseldorf'u gezdim, diğerleriyle kıyas yapamıyorum.




 
bunlar doğu değil batı almanya


  • abelardo  (07.10.23 21:09:15) 
Batı Almanya demek istediniz sanırım. Bu şehirlerin tamamına gittim, Düsseldorf’ta da 2 ay kadar yaşadım. Bir tercih yapacak olsam Düsseldorf’u seçerdim. Büyük şehir her imkan var, diğer şehirlere ulaşım kolay ve Köln gibi döküntü ve kaotik değil.


  • but that was just a dream  (07.10.23 21:10:11) 
Köln ve Düsseldorf'ta bulundum benim tercihim Düsseldorf. Köln daha büyük ama daha kaotik.


  • biravekahve  (07.10.23 21:14:43) 
Doğuyu batıyı karıştırmışım. Teşekkürler @abelardo

Benim de üzerine en çok düşündüğüm Düsseldorf'tu zaten. Ev kiraları konusu peki diğer büyük şehirlerde olduğu gibi problemli mi?
  • beyfendi  (07.10.23 21:26:59) 
Münster daha güzel Düsseldorf'tan bence ama sadece Düsseldorf'ta büyük şehir havası var bunlar arasında.
Ben Münster'de yaşamak isterdim yine de.

Dortmund gibi bir hata yapma ama.
  • bohr atom modeli  (07.10.23 22:24:46) 
Düsseldorf


  • abi bi dizi buldum on numara  (07.10.23 23:02:14) 
Bunlarin icindeki tek gercek sehir dusseldorf. gerisi bos.


  • glore  (07.10.23 23:19:08) 
Ben içlerindeki en büyük şehir olarak Köln'ü seçerdim. şehir hayatına alışmış bir bekar erkek için özellikle diğerleri köy gibi kalabilir.


  • king lizard  (08.10.23 02:27:56) 
düsseldorf +1

bonn da güzel ama kücük bir sehir. sehir hayatina aliskinsan sikici gelebilir.

evet köln daha büyük bir sehir olabilir ama bu "ruhrgebiet" sehirlerinin özelligi birbirlerine cok yakin olusu ve aralarinda vizir vizir tren calismasi. yani senin istanbul'da karsiya gecmenden daha kisa sürede düsseldorf'tan ya da bonn'dan köln'e gidebilirsin. köln'de olup sehrinde olmayan bir sey varsa (konser, etkinlik, is vs.) onu da kacirmazsin.
  • sir gawain  (08.10.23 11:01:50 ~ 11:04:39) 
Köln. Düsseldorf daha sakin, sıkıcı gelebilir.


  • asteriks  (08.10.23 11:39:49) 
Göcmenin göcecegi yer Köln.

Sehrin mindseti, farkli olani kabul etmek üzerine. LGBT bireylerden, ücüncü dünya göcmenlerine, Amerikan jazz sanatcilarina herkes burada.

Öyle rahat insanlar Almanya´da baska sehirde yok. Genel olarak sevecen,konuskan ve acik goruslu olmak Kölnlü olmakla bir tutulan özellikler.

Düsseldorf üzerinden baska sehirleri gitmeyi unutun. Deutsche Bahn ile her yere, özellikle NRW eyaletinde gec kalirsiniz.

Dortmund, Münster kültür hayatinda biraz sinifta kaliyorlar bu karsilastirmada. Düsseldorf da iyi bir secenek, ancak büyük sehir hareketliligi yok.
  • buf-e kür  (08.10.23 12:25:29 ~ 12:26:39) 
[]

Airfryer almak

Heves edip airfryer sipariş ettim bugün. Yağsız hızlı pişirebilmek ve temizliğinin kolay olması benim için başlıca sebepler kendimi zahmetten biraz kurtarmak adına ama normalde bir şeyler satın alırken yaptığım gibi bu kez birkaç kişiden marka tavsiyesi almak dışında pek derinlemesine araştırmadım.

Yukarıda sıraladıklarımın haricinde airfryer hakkında olumlu olumsuz bilmem gereken ne var?
Elektrik tüketimi nasıl mesela? Et pişirirken tadında bir farklılık oluyor mu? Daha çok kızartılmış et gibi mi oluyor yoksa haşlanmış et gibi mi?

Teşekkürler.

 
Etin ayarı size kalmış. Kızartma gibi istiyorsanız az yağ fısfıslıyorsunuz, sıcaklığını-süresini az arttırıyorsunuz, kızartma et oluyor. Sulu-haşlanmış gibi olsun diyorsanız yağsız atıp süresini biraz düşük tutuyorsunuz, gayet güzel çıkıyor. Programlarını takip edin, zamanla kendi damak zevkinize göre o sıcaklık-süreleri özelleştirirsiniz, bir bakmışsınız her yemek tam istediğiniz gibi çıkıyor.


  • zaman ilac degil insanlar unutkan  (06.06.23 02:19:13) 
Fırının ısınması en az 20 dk
Bu daha tasarruflu bişi
Fırınla aynı lezzet
Ekmek ısıt pattis kızart patlıcan közle tavuk pişir kek yap hepsi oluyo
  • photo85  (06.06.23 22:20:22) 
Kutusundan çıkardığım gibi 15 dakikada balık şinitzel pişirdim. Daha önce hiç yapamadığım kadar lezzetli oldu. Airfryerı beğendim.


  • beyfendi  (07.06.23 17:48:49) 
[]

Çiçek beslemek hakkında (Resimli)

Selamlar

Taşındığım evde birtakım çiçekler var. Daha önce çiçeğe su vermişliğim dahi yoktur o kadar uzağım kendilerine. Bir iki sulayayım dedim sonra benimsemeye başladım çiçekleri. Yalnız hem hiçbirini tanımıyorum hem de nasıl muamele edeceğimi bilmiyorum. İnternet araştırması beni soğutur korkusuyla buradan ufak bir giriş bilgisi edineyim dedim bilen varsa diye.

Fotoğraflar numaralıdır. 1 numaralı çiçek günde şu kadar sulanmalı, şusu busu yapılmalı şeklinde yorumlar yapabilirseniz sevinirim. Bazıları kendinden geçmiş zaten dikkat ederseniz.

Teşekkürler şimdiden.

imgur.com

 
4 ve 5 kurumuş hocam. onlar artık canlanmaz. söküp atabilir ve saksılarına başka bir şey dikebilirsin.


  • kibritsuyu  (31.05.23 09:54:36) 
kibritsuyu+1

kalanların kurumuş dal ve yapraklarını sararmaya/kurumaya başladığı noktadan bir parmak daha geriden (yeşil kısmına doğru yani) bir makas veya bıçakla verev şekilde kesip temizleyin. kökten sararanları dikkatlice koparın. yprakları tamamen zedelenmiş dalları da yaprağın başladığı yerden verev kesin.

bugün toprak tamamen nemlenecek kadar sulayın. yarın bugün verdiğinizin yarısı kadar yeniden su verin. 3 gün sonra ikinci gün verdiğinizin yarısı kadar su verin.

sonrasında takip edip topraktaki nem gittikçe, gitmek üzereyse su verebilirsiniz.
  • Phoebe  (31.05.23 10:14:41) 
Amanın bir sürü çiçek var burada, tek bir resimde bile 2-3 çeşit gördüm. Enteresan çoğu aynı saksıya (büyük ihtimalle tahta veya beton büyük saksılık bu) ekilmiş. Bazıları o kadar da birbirine benzer şeyler değil ama resim 4-5 haricindekiler gayet sağlıklı ve az bakım gerektiren çiçekler.
1- İki çiçek var burada, yeşil olan zambak, güneş görsün, yazın her gün kışın haftada bir sulayın yeter. Dışarı çiçeğidi. Kışın çok soğuklarda (4 derecenin altı) naylonla sarmakta fayda var. Diğeri ikinci resimde de geçen barış çiçeği / yelken çiçeği (beyaz çiçekleri olan) salon bitkisidir, havayı temizler. Yazın gün aşırı az az sulayın, kışın haftada bir sulamak yeter.
2- Burada da birkaç çiçek var, sarı kenarlı olan paşakılıcı, salon bitkisidir, 1 m. geçerse ev aldıracağı söylenir :) ben aldım mesela. Az bakım gerektirir, yazın haftada 1 veya iki kışın 2 haftada bir sulasanız yeter. Beyaz çiçekleri olan barış çiçeği, yukarıda bahsetmiştim. Daha etli yapraklı olan bir çiçek daha var bu resimde ayrı bir foto varsa kesin söyleyebilirim ama bana zeze / Zamia çiçeği gibi geldi, o da salon bitkisidir, aynı paşa kılıcı gibidir bakımı. 2 numaradakilerin tamamı endirekt güneş alan ev içinde rahat rahat bakarsınız, üzmez onlar.
3- İki çiçek var burada, yeşil-beyaz yapraklı olanı difenbahya'ya benzettim. Hem bu çiçek hem de 2 numaradaki çiçekler evde çocuk varsa dikkat edin, ağızlarına almasınlar, yaprakları yenirse / çiğnenirse zehirlidir. Bakımı da 2 numaradakiler gibi. Kırmızı çiçekli olan antoryum, bakımı barış çiçeğine benzer, ama ondan biraz daha narindir. Soğuktan koruyun.
Bu arada antoryum, zeze, paşa kılıcı, bunlar almaya kalksanız epey para eden çiçekler. Şanslısınız.
4-5 maalesef olmuş bunlar
6- Salon sarmaşığı, kurumuş / bozulmuş yapraklarını temizleyin, çok sulamayın, yazın haftada bir su yeter, azıcık güneş bile kafi
7- Paşa kılıcı, yeşil kenar, sarı kenarlıyla aynı bakım. Bu arada Paşa kılıcı bakımı öyle kolay bir bitkidir ki, yazın balkona koysanız küsmez, kışın banyoda güneş almadan bile yaşar, ama boy atması için indirekt ışık ve az su lazım, sakın çok sulamayın
8- Sardunya, ama sararmış yapraklarını temizleyin, yazın güneş (ama yakmasın) ve her gün su ister. Kışın haftada bir su yeter. 4 derecenin altında naylonlamak gerekir, yoksa dayanır.
9- Burada da 4 çiçek saydım ben. Köşedeki kasımpatıya benzettim, ama yapraklarından tam emin olamadım. Her halükarda sararmış yaprakları bir temizlemek lazım. Kurumuş çiçek saplarını da makasla kesin. Kırmızı yapraklılar sardunya, bir üstte anlatmıştım. Sardunyanın yanında küçük pembe çiçekli olan bodur karanfil. Budandıkça gelişen ve budamaya çok iyi tepki veren bir bitkidir. Bitki her çiçeklenme dönemi sonrası budanabilir. Budama bitkinin alt dallarına dolayısı ile kök boğazına daha çok temiz hava girmesini ve sağlıklı kalmasını da sağlar. Sadece karanfillerinizi değil çiçekli tüm bitkilerinizi, çiçeklenme ertesi mutlaka düzenli budayın. Göreceksiniz boşalan dalların yerini daha güçlü ve sağlıklı sürgünler dolduracaktır. Bodur karanfilin arkasında irice yapraklı olan ya ful ya da japon gülü. Toprağı kurudukça sulayın.
  • SiyamkedisiZorro  (31.05.23 11:21:47) 
Cevaplar için çok teşekkürler.

Gün içinde vaktim olursa budama ve temizliği yapıp sonucu paylaşabilirim. Takipte kalırsanız sevinirim.
  • beyfendi  (31.05.23 13:22:57) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.