[]

Hamileler neden makyaj yapmaz ?

Aspirin bile almayanlar var o süreçte ama neden makyaj yapilmaz hiç anlamadim.




 
cogu ürünü hamileler ve cocuklar üzerinde deneyip, tescil alip, piyasaya sürmek ve sonra normal satis fiyatiyla satmak ürünlerin maaliyetini karsilamiyor.

o yüzden cogu sey hamileler ve cocuklar icin "önerilmez". bu illa ki zarar verecegi icin degil ama yeterli testlerden gecmedigi icin.

hamileler de bu ürünleri hic kullanmayarak riskten kaciyorlar.
  • robert bosch  (26.10.24 13:47:27) 
Bu arada konuya ilaveten yazayim, karni burnunda ve makyajsiz, uykusundan yeni uyanmis bir suretle dolasan kadin benim için çekiciligin zirvesidir. Çok fena düserim.


  • Yourcousinmarvinberry  (26.10.24 13:54:34) 
Makyaj malzemelerinde, tene geçen, oradan vücuda oradan da süte geçen bir sürü içerik var ondan.


  • etna  (26.10.24 14:17:00) 
@you, teşekkürler bilgi için


  • abuzer  (26.10.24 15:42:45) 
[]

Bir Fransızca sorusu

"Si l'on veut exprimer une capacité ou une possibilité future..."

cümlesindeki <<l'>> tam olarak neyin kısaltması ? COD mi ?


 
L'euphonie.

Si sonunda i olduğu ve ön başında o olduğu için si on demek yerine deniliyor ama zorunlu değil.
Kısacası bir şeyin kısaltması değil.
  • logisticsmanager  (19.10.24 18:52:19) 
Evet bunu tahmin etmiştim ben de.

J'aprecie votre aide !
  • Yourcousinmarvinberry  (19.10.24 18:54:35) 
[]

Yunancayı nasıl bilirsiniz ?

Japonca seçemediğim için(kontenjanlar dolmuş) rotamı Yunancaya çevirdim. Geçen sene biraz alfabe alıştırması yapmıştım ama bu sene her şeye sıfırdan başlayacağım. Aranızda bilen birisi varsa fikir edinmek isterim.




 
Ben 2 yil bilfiil ders aldim, gunluk konusmalari yapabilir seviyedeydim, hocam yunandi. Yunanistana gittikce de sohbet ederdim insanlarla. Deneyimlerimi yazayim;

-coook zor bir dil. Cok. Zamanlar (tense), kelime ezberleri falan cok zor. Harflerini ogrenmek inanin en kolay kismi :)
-pratik yapmak cok zor. Cok insan yok tr’de, pek de kullanilmiyor. Benim zamanimda cambly su bu yerlerde yunanca yoktu belki simdi vardir. Belkickonsoloslugun etkinlikleri takip edilebilir insanlarla tanisip sohbet etmek icin.
-fonetik olarak cok tatli bir dil. Dinlemesi ve konusmasi cok zevkli. Hala kelime ve cumle olarak hatirlamaya ve yunanistana gittikce kullanmaya calisiyorum.

Bol bol okuma ve konusma istiyor. Bunlari yapabilirseniz ilerlersiniz. Ama ingilizce almanca gibi 1-2 senede hop c seviyesi diye bir sey ummayin. Uzun zaman lazim yani.
  • mor oje  (18.09.24 19:25:50) 
dostum nerdeyse 20 senedır yabancı dıl ogrenıyorum
ıstersen fare sempanze essek dılı ogren farketmez ne ogrenırsen ogren ıyı arastır o dılı konusan ınsan var mı etrafta dıye. bu cok onemlı.
mesela cınceyı hıntceyı mılyar ınsan konusuyor ama ben senelerdır karsılasmadım hıntlı ve cınlıyle belkı 1 tane gormusumdur ıstanbulda. bu konuda ayık olmanı tavsıye ederım.

suanda ben mesela ıspanyolca ogrenıyorum basıma geldı yanı mevzular. zar zor yapay zeka falan ucuza konuscak bısey buldum pratık yapıyorum.

senı tanımıyorum ama yerınde olsam boyle nereye gıtsen karsına cıkacak ınsanların dıllerını ogrenmeye calısırdım. -bir dost tavsiyesi
  • Zetnikov  (18.09.24 19:37:10 ~ 19:38:17) 
bir dil secmen gerekiyorsa ben olsam ruscadan yardiririm.
yunancayi ogrenmenin bence pek bir esprisi yok.

  • cooperr  (18.09.24 20:06:53) 
Ben Japonca seçecek ve onun üstüne ilerleyecektim(Rusça ve Japonca arasinda çok gidip geldim).

Ama bu dönem seçmelilerde tüm kontenjanlar dolmus 3 saat içinde o yüzden bu dönemlik bu dersi alip, geçicem. Umudum diger döneme kaldi.
  • Yourcousinmarvinberry  (18.09.24 20:10:15) 
Okul Boğaziçiyse, ve Yunanca alabildiyseniz oldukça şanslısınız. Benim arkadaşlarım bırakın Yunanca, kürtçeden dahi alamadılar :) dil derslerine aşırı talep var. Almanca-Japonca-Fransızca gibi dersleri genelde 2. sınıf ve sonralarına veriyorlar. Eğer daha ilk senedeyseniz, kaybedecek bir şeyiniz yok bence. Sonraki seneler istediğiniz dersleri alana kadar oyalamaca olur yunanca.


  • substituent  (18.09.24 21:57:08) 
mor oje + 1

ben sevdiğim, merak ettiğim için filan 3-4 sene kadar kursa gidip öğrenmiştim. yine de yunanistan'a gittiğimde ingilizce konuşuyorum. ama güzel bence, pişman değilim :) zaten öğreneyim de sonra işime yarar gibi bir plan yapılacak bir dil değil takdir edersiniz ki.
  • tepedeki psychedelic adam  (18.09.24 23:05:39) 
[]

Antalyalı stereotype'ı diye bir şey var mı ?

Yoksa sadece bir mit mi ?

"Antalyalılar yazları tüm günü plajda geçirir,
hepsi güneşlenmeyi sever,
kızları ve erkekleri yabancı(ingiliz-rus vs)sevgili yapar,
mutlaka yatta rakı balık yaparlar,
markete bikiniyle giderler,
hepsinin evinde klima vardır,
en zenginleri oranın köylüleridir ve denize sıfır villaları vardır ve başkasına kiralarlar..."

bunlar benim aklımda kalan stereotype'lar.

 
+ antalyalilar cimridir. para harcamayi sevmezler.

baska sehirlerden arkadaslarla bulusunca o avm senin bu avm benim cafeler vs basim dönerdi. su an antalya'dan tanidigim herkes beni yürüyüse, eve cay icmeye falan cagiriyor :D

sezlong'a falan da kimse para verip oturmaz. herkes ben semsiyeyi, termosu alip geleyim diyor :D avrupai
  • robert bosch  (17.09.24 15:48:49) 
  • mark greg sputnik  (17.09.24 15:57:29) 
antalyalıyım, sayılanlardan sadece klimayı doğrulayabilirim. hadi rakı balık benim yakın çevrenin mezhebi değil diyelim ama yazın tüm gün plajda olmayı, güneşlenmeyi geçtim denize gitmeyi unuturlar neredeyse. markete bikiniyle gitmeye de çok güldüm.

cimrilik+1
tembelliği ve araba kullanmayı bilmemeyi de ben ekleyeyim
  • kanatlı kontun müşfik öpücüğü  (17.09.24 15:58:09) 
[]

Trendyol'da ayda 1.2m lira kazanmak

Bu nasil oluyor ki ?

Sözlükte bir kiz tüm masraflar da dahil bu kazanca eristigini söyleyip bir de görsel paylasmis.

eksisozluk.com

Bir yil önce bin lira sermaye ile baslayan kisi ne satiyor da aylik bir milyon küsür kazanabiliyor. "Ticari zeka, herkes yapabilir" vs demis de komik yani. Yeni bir Dilan Polat vakasi gibi geldi.

Bu iste bi terslik yok mudur ?

 
Görüntünün fake olduğuna o kadar eminim ki.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (14.09.24 10:17:58) 
Bence bir sıkıntı var neden; bu işe çok net paralarla giren, isi ticaret olan arkadaşlarım var. Onlar bile böyle para kazanmadi ve hayatimda da 1000 lira sermaye ile reklam da almadım sırf egitim aldım hop şimdi 1 sene sonra ayda 1.2 milyon lira kazanıyorum diyen birine pek denk gelmedim.
Misal 1 sene sonra ayda 50-60 kazaniyorum dese tamam ama ayda 420 bin lira karim var demiş. Başka bir yerde 27 yaşında olduğunu yazmış falan. Arka plani bence bu kadar basit değildir.

  • logisticsmanager  (14.09.24 10:52:53) 
Yazarin Pp paranin asıl kaynagini söylüyo


  • abuzer  (14.09.24 10:55:45) 
@abuzer

O efsane zaten ;D

Ayni yazarin bir entry'sinde de sey vardi, 6 ay sonrasina gün verilen bir muayene için kendisine torpil geçilip ayni güne yazilmismis falan...o kadar parasi olanin devlet hastanesinde isi ne.
  • Yourcousinmarvinberry  (14.09.24 11:03:37) 
sayfada sağ tıkla, inceleye tıkla, sayıları değiştir.


  • bravoteam  (14.09.24 11:32:28) 
Kız eğer uzun süredir bunu kurgu olarak entry lerinde yazmiyorsa, bal gibi de bu parayı kazanmış olabilir? Nihayetinde zor olan o niche ürünü bulabilmektir. Sizin ticaret ile ugrasan arkadaşlarınız bulamamış olabilir.


  • summerof69  (14.09.24 11:45:11) 
yabancı böyle bir adam vardı, insanlara kurslar falan veriyordu belki ismini hatırlayan olur, sonra tüm kazançlarının sahte olduğu falan anlaşılmıştı. gerçekten kazandıysa aferin ama ben inanmıyorum. sırf flört imkanı oluşturmak için bile kendini çok varlıklı lanse eden erkekler ve kadınlar var.


  • deartheodosia  (14.09.24 12:24:20) 
Ne sattığı önemli. Telefon satıyordur, ayda 20 tane satarsa yeter bu ciroya.
Ama işin içinde olan biri olarak söyleyeyim. Reklam vermeden bir cacık yapamazsın. Gir trendyola döner tablası bile satılıyor. Herhangi bir ürünü arattığında 100k+ sonuç çıkıyor. Yeni bir ürün koyduğunda o ürünün tepeye çıkması en az 3 ay o da mucizevi satışa dönerse.
Bana fake gibi geldi.
  • Omelas'ı Terk Eden Köylü  (14.09.24 12:25:11) 
Su ekran goruntusu sahte olmasa bile herhangi bi yerden alir koyarsin bir suru insan paylasiyor boyle ekran goruntuleri.


  • floydian  (14.09.24 12:33:30) 
Açıkçası gerçeklik konusuna takılmıyorum ancak niche ürün konusunu öne sürenlerin atladığı konu satılan şey her neyse onun niche olarak kalmaması. Mesela güzel bir çanta tasarladınız, Amazon'da satmaya başladınız; belli bir hacim yakaladığınızda birileri direkt olarak sizin ürününüzü uzakdoğuda yaptırıp size rakip çıkıyor. Üstelik sizin ürününüz niche ve mesela maliyetli bir şeyse sizin ürününüzden daha dandiğini yaptırdığı için sizden daha ucuza da satıyor... Onu geçtim Amazon bile Amazon Basics adı altında aynı şeyi yapıyor. O yüzden e-ticarette niche ürünle (mesela el yapımı ürünler) az satış yapıp iyi ciro yapmak mümkün ama çok ciddi hacimler yakalandığında o alanın niche kalması için ortada ya patent falan olacak ya da öyle bir şey satacaksınız ki, siz binlerce ürettirip satıyor olmanıza rağmen bunu bir sebepten dolayı başkaları ürettiremiyor vb. olacak.


  • salihdt  (14.09.24 13:19:59 ~ 13:22:04) 
ne hikmetse bu ablaların hepsi de pek paylaşımcı oluyor ve deli paralar kazandıkları halde çok merhametli oldukları için cüzi miktarlara eğitim satarak amme hizmeti yapıyorlar. canlarım ya. bu arada elimde köprü var isteyen olursa.


  • titanyum22  (14.09.24 14:35:04) 
bu kıza açıktan bir teklifim var.

madem 1000 lirayla olabiliyor böyle şeyler, kendisinden birkaç yıl süreyle danışmanlık almak, daha sonrasında da danışmanlık karşılığında bir anlaşma imzalamak isterim.

başlangıç için sermayem de 250.000 türk lirası.

anlaşmamın şartları;
-ilk yıl kardan %60 pay,
-ikinci yılın başından başlayıp 4. yılın başına kadar (2 yıl toplam) kardan %30 pay + %30 hisse vereceğim.

bana bi' ulaşsın.

not: satılık köprü varsa talibim. bir arkadaşım boğaz köprüsüne hissedar olmuş, çok memnunmuş.
  • thedepressed  (14.09.24 18:03:04 ~ 18:03:48) 
1.2 milyon satis yapmis %35 karlilikla ayda 400 bin kazanmis olmasi cok surpriz degil. olabilir yani ne sattigina gore. bu paralari kazananlar vardir.

ancak bu paralari kazanan insanlar genelde bunu afise etmezler. yani milyonlar kazanan insanlar sozluge gelip milyon kazandim ahaha demezler.

keriz silkeliyorlar. yani profil fotosuna gogus resmi atan bir insana cok da guvenmemek lazim.
  • antikadimag  (14.09.24 20:00:03) 
saçma sapan şeyler satıp iyi kazanan tanıdıklarım var, tek ürünle etsy veya amazonda satış yaparak günlük piyasayı takip edip aynı ürünü avantalı satarak eğitimler alarak dropshipping yaparak sadece bu işe odaklandırlar iyi kazanıyorlar. eğitimle başlamak lazım.


  • eja  (14.09.24 21:28:34) 
[]

2-3 ay içerisinde Türkiye'ye gelecek/dönecek olan var mı ?

Edit: Sanırım bazı bilgi eksiklikleri olmuş, onları da buraya yazarak duyurumu revize etmiş olayım;

Artık TR'ye 30 Euro üstü hiç bir şey getirtemediğimiz için, benim normalde adresime sipariş ettiğim şeyleri yurt dışındaki birisine transfer etmem ve oradan gelmesini beklemem dışında bir opsiyonum kalmadı. Yurt dışında ne bir tanıdığım var ne de bir akrabam, kimsem yok yani işin doğrusu.

Dolayısıyla iki şeye "ÇOK" ihtiyacım var:

1- Yurt dışında daimi bir adres, ki siparişler için adres bilgisi olarak artık orası verilecek.

2- Ve pek tabii orada paketlerimi emanet alacak alan kişinin 3 hatta 4 ayda bir TR'ye gelebiliyor olması.

Senede 3 defa TR ziyareti yapması benim için sorun değil çünkü ben de o zaman aralığında sipariş vermek için gereken bütçeyi ve tedarik sürecini kolayca ayarlarım ve birden fazla sipariş paketimi de sözü edilen adreste biriktirmiş olabilirim. Yani "zaman sorunum yok"

Peki ne getirilecek ? Satın aldığım video oyunları !

Şu örnek fotoda gördüğünüz minik kutucuklarda yollanıyor:

hizliresim.com

hizliresim.com

****Edit sonu****


*************
Yurt dışında yaşayan bir arkadaş eğer bu zaman aralığında tr'yi ziyaret edecekse kendisinden bir sipariş ricam olucak, elbette ki ücreti karşılığında.

Yurt dışı alışverişlerine getirilen malum yasak nedeniyle siparişimi buraya gelecek arkadaşın adresine yönlendirebilirim(sipariş edilen şeyler ufak bir paket olacak).

 
[]

Ben oturacağım diyerek evden çıkartan ev sahibinin evi başkasına kiralaması

2024 başında, kontratımın bitmesine 3 ay kala evimden çıkartıldım ev sahibi olacak herifin "ben oturacağım burada" yalanı ile. Ama tesadüfen öğrendim ki benden sonra eve başkasını almış yeniden kiralayarak.

Bu domuza tazminat davası açmak istiyorum ben, oluru nedir ? Bu işlerle ilgilenen avukat tanıdığı olan birisi varsa kendisine vekalet verebilirim.


 
yine bir avukata danışın, ancak kendiniz çıktı iseniz yani bir mahkeme kararı/icra yolu ile çıkmadıysanız yapabileceğiniz bir şey yok maalesef.
Kendiliğinden çıkan kiracıyı kanun korumuyor, ancak mahkeme aracılığı ile/icra yolu ile çıkarılır iseniz ve çıkarılma amacına uygun olmayan kullanım tespit ederseniz tazminat hakkı kazanabiliyorsunuz.

  • wendyangelamoiradarling  (11.09.24 11:45:07) 
İhtiyaç sebebiyle dava açarak, dava sonucu sizi çıkarmadıysa o konuda birşey yapamıyorsunuz.

Avukat değilim benzerini yaşadım sadece. Belki başka gerekçelerle tazminat davası açılabilir
  • okumakserbestbegenmeksart  (11.09.24 11:47:15) 
evine tebligat gönderttin mi? yazili bir sekilde sana cik dedigi bir belge yoksa isin zor.


  • robert bosch  (11.09.24 13:38:23) 
mahkeme ile çıkartılmadıysanız boşuna kendinizi yormayın.


  • nuisance2  (11.09.24 14:19:50) 
[]

Eşek ve at eti, insan sağlığına zararlı olmadığı hâlde

Neden illegal ve sağlıksızmış gibi muamele görür ?




 
dini açıdan yenmesi uygun olmadığı için.


  • tabudeviren  (02.09.24 15:17:30) 
İslama göre de helalmiş.


  • Yourcousinmarvinberry  (02.09.24 15:21:30) 
Kesimleri tesislerde yapılmadığı, diğer kesim hayvanlarına uygulanan hastalık vs gibi kontroller uygulanmadığı için.


  • thracia  (02.09.24 15:23:34) 
çoğunlukla kültürel ve coğrafi şeyler bunlar. kültüre dini de ekleyebiliriz.

bi de tarihsel olarak eşek, at vs. zaten insanlığa çok faydası olmuş hayvanlar. yemen pek akıllıca olmazdı. öyle bir kültür gelişmedi dünyanın büyük bölümünde. ya şöyle düşün mesela bugün otobüsle yarım saatte gittiğin yolu at üstünde dıgıdık dıgıdık belki 2-3 saatte alabilirdin. at olmasa yağmurda çamurda karda kışta 20 saat yürüyecektin belki. yahut öküz diyelim. koş sabana tarla sürsün. sülalene yetecek kadar buğday-arpa verecek sana. o hayvanı niye kesip yiyesin ki. yakınlarda su varsa balık tut, tavuk-horoz ye, küçükbaş yetiştir vs...

kültür böyle yerleştikten sonra zaten istesen bile yiyemiyorsun çünkü üretimi/satışı olmuyor. çünkü talep yok. e kendim yapayım desen kim uğraşır eşek-at alıp onu kesip biçmekle, yularını tutup kasaba "ustam şu atı kesiver" diyemezsin ki.

domuz da öyle mesela. çok sağlıklı bi et olmadığını biliyorum ama önemli bi protein kaynağı. bakıp büyütmesi kolay, çok yavruluyor. türkiye'de domuz etine talep olsa mesela bence fiyatı uygun olurdu, belki tavuk gibi. e niye yenmiyor? islam haram demiş, müslümanlar yemiyor. üretiliyorsa bile talep çok az olduğundan fiyatı, lojistiği, yerine göre siyasi baskısı vs. sebebiyle istesen de erişimin kısıtlı.
  • mark greg sputnik  (02.09.24 15:23:47 ~ 15:25:37) 
aşırı kaslı olduğu için sadece sinir gelir dişe. yenebilecek lezzette değildir muhtemelen.


  • neira  (02.09.24 15:24:11) 
At "diğer kasaplık hayvanlar" maddesinde serbest ama eşek tebliğde geçmiyor. Bir de sorun olan dana eti diye satarken içinde at eti çıkması zaten. Algı da buradan çıkıyor bence.

Gerisi arz talep meselesi. O da kültürel konu. At ve eşek besi hayvanı olarak üretilen canlılar değil normalde.
  • nawar  (02.09.24 15:25:30 ~ 15:26:34) 
Tek tırnaklı hayvanların yenmesinin dinen yasak olduğuna inanılıyor.


  • Mirket  (02.09.24 15:38:40) 
dini yönünün bilmiyorum ancak 2 hayvanda aşırı kaslı. etleri sert olur.


  • mikahakkinen  (02.09.24 16:11:49) 
Ayrımcılık yapıyoruz.


  • prole  (02.09.24 16:24:48) 
dini ya da lezzet değil. sen inek eti diye satıyorsan ve içinde at eti çıkıyorsa bunu ucuz diye koymuşsundur. Türkiye düzenli at eti yenen bir ülke değil, bir et ucuzsa ya arzı çoktur ya da kalitesiz/yaşlı/hasta hayvandan yapılan sağlıksız kesimle elde edilmiştir. Denetimden geçmemiştir, hastalık var mı yok mu bilmiyoruzdur vs. O sebeple yani yoksa dini ya da "bizi kandırıyorlar" bakış açısı değil. At eti hangi şartlar altında elde edildi onu bilmediğimizden. Yoksa Orta Asya ülkelerinde at eti baya sevilen ve değer gösterilen bir et diye biliyorum.


  • nundu  (02.09.24 16:27:03) 
İslama göre helal değil. Bizim memleketin ekserisi Hanefi mezhebiyle amel ediyor ve Hanefi mezhebine göre helal değil, diğer kezhepleri bilmiyorum. Ayrıca net olarak tek tırnaklı oldukları için helal olmayanlar grubunda sınıflandırılıyorlar diye biliyorum


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (02.09.24 21:41:46) 
bence bu hayvanlar normalde seyahat, yük taşıma ve tarla surme gibi işlerde çalıştırıldıkları için biraz kutsallaştırılma yapılmıs olabılır. diger hayvanlara oranla bana daha değerli gibi geliyor. bugun mesela nasıl araba cok lazımsa o zaman da at ve essek cok lazım bısey.


  • Zetnikov  (02.09.24 22:21:30) 
At ve eşek eti yemek İslam dinine göre haram değildir, ayrıca at ve eşek etinin sert ya da lezzetsiz olduğunu da zannetmiyorum zira bu etler Avrupa'da ve Orta Asya'da oldukça tüketilen bir et türü ama adamlar tabii ki tutup ömrü boyunca çalışmış ordan oraya koşturmuş yağ oranı düşük kas oranı yüksek atların etini yemiyorlar yemelik at yetiştirip onları yiyorlar, sanırım birkaç İslam ülkesi ve ABD dışında at eti yemeyen yoktur, ABD'liler her şeyi yedikleri halde at etine karşı çok yüksek bir önyargıları var kesinlikle karşılar ama Fransızlar da ABD'de kurdukları at çiftliklerinden at getirip kendi ülkelerinde yiyorlar ironik bir şekilde. Onun dışında bizde genelde hastalıklı ya da ölüme yakın at ve eşek kesilip piyasaya verildiği için böyle bir algı var, onun dışında bu hayvanlar muhtemelen sağlıklı bile olsa gayrıhijyenik şartlarla kesileceği için yine legal bir anlayış olmayacaktır, ayrıca bu hayvanların kesimi de özel bir kasaplık yeteneği istiyor, bizde bu işler olabilecek en illegal şartlarda yapıldığı için böyle bir algı var.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (02.09.24 22:24:19) 
Bildiğim kadarıyla at eti helal, eşek eti haram. Ancak bunların yenmemesinin asıl nedeni bence dini değil, sosyolojik.

Lezzet kısmını bir yana bırakıyorum (gerçekten iki hayvan da son derece kaslı olduğundan etlerinin lezzetli olduklarını düşünüyorum), ikisi de koşum hayvanı olarak son derece değerliler. Hele at, Türk tarihinde mitolojik açıdan da önemi çok büyük bir hayvan. Bildiğim kadarıyla atı ehlileştirip tarım ve orduda kullanan ilk milletlerden biri Türkler. Çok eski, muhtemelen göçebe zamanlarda sanırım at eti yeniyor ancak yerleşik hayata geçilip tarım ve hayvancılık yapılmasıyla birlikte at eti tüketme kültürü azalıyor.
  • 10551037  (02.09.24 22:35:26) 
geleneksel anlayışta yenmesi helal değil diye bilindiği için.

Kuranda yenmesi haram olan yalnızca 4 şey ifade edilmiştir. Onların haricinde dilediğiniz şeyi yiyebilirsiniz(mideniz kaldırırsa).
Bu biraz da kültürel. Nasıl ki asya'da börtü böcek ne bulurlarsa yiyorlar ama biz alışık olmadığımız için bize tuhaf geliyor.

Bu arada kurana göre yenmesi haram olan dört şey şu şekilde.
1-Domuz Eti
2-Allah'tan başkası adına kesilmiş hayvan,
3-Leş,
4-Kan
  • emcekare olmadi einstein olsun bari  (02.09.24 22:40:20) 
Ya ikea köftesinde at eti çıktı orda da olay oldu. O da mı haram diye? Dinle ilgili değil olay. Hmm dana köfte lezzetsiz oldu biraz da şu attan koyayım demiyor ki adam. Muhtemelen yıllarca çalışmış hayvanın kesime gönderilmesi sonucu çıkan ve hijyeni tartışmalı eti koyuyor daha ucuz olduğu için


  • nundu  (02.09.24 22:46:32) 
Birinci Dünya Savaşı esnasında Bulgarların iş görmez hale gelmiş binek atları kesip yedikleri, Türklerin kayıttan düşebilmek için (sanırım sağ ön idi) bacağı kesip yanlarına alıp ölen hayvanı terkettiklerine dair kayıtlar var. Ve bu olaylar yiyecek bulamayıp hayvan yemi arpaya niyetlendikleri döneme rastgeliyor.

Yine Birinci Dünya Savaşı esnasında Kut ül Amare'de kuşatılan ingiliz ordusu'na General Townhand at yedirmek istediğinde Hintli müslüman askerler karşı çıkıyorlar. Açlıktan ilk telef olan askerler de bu sebeple Hintli Müslümanlar oluyor.

Yani Dinen bir sakıncası olmalı diye araştırıp şunu buldum. Anladığım kadarıyla kafalar karışık olunca yemiyelim olsun bitsin demişler.

www.islamveihsan.com

Şuraya bir de Hintli asker fotoğrafı bırakayım.
player.slideplayer.biz.tr
  • Mirket  (02.09.24 23:39:29 ~ 23:45:29) 
at eti yedim, pisirirken kokusu bayagi agir, ve kasli yagsiz oldugu icin pek hosuma gitmedi. ama bir aralar yasadigim sehirdeki en pahali restaurantlardan biri sadece at eti satardi, oraya gitmek kismet olmadi fiyatlar sacma sapan oldugu icin.

at yeniyorsa esek de yenir bence, yenmez diye bisey yok.

domuz da duzenli yemesem ve heryerini sevmesem de bazi yerleri oldukca lezzetli olan bir hayvan.
  • cooperr  (03.09.24 00:37:17) 
at eti yedim ben bilmeden. gayet yumuşak ama tatsızdı.

olaylar şöyle gelişti, ukrayna'da bi restorana oturdum, açtım menüyü fotoğraflarına bakarak yemek falan seçtim menülerinde ingilizce yoktu ve sadece yerli turistin olduğu azak denizi etrafında küçük bi yerdi., işte patates kızartmasıdır, biradır ettir falan. söyledim menüdeki fotoğraflardan göstererek. et bi acayip geldi, sonra aynı mekana arkadaş geldi 'aa at eti mi söyledin?' muhabbeti oldu.
  • Fodera  (03.09.24 02:51:21 ~ 02:52:10) 
@Mirket,

Halbuki islama göre, açliktan ölmemek için domuz eti yemek bile caizdir.
  • Yourcousinmarvinberry  (03.09.24 12:50:14) 
[]

Ali Koç'un nüfuzu neden bu kadar az ?

Adam koskoca Koç, zengin ve emrinde de onlarca hukukçu var, arkasindaki manevi destege deginmiyorum bile ama isini yapamayan bir polis amirine karsi islevsiz. Normalde bu kadar kolu uzun birinin, o amirin hayatini kaydirmasi gerekmez mi ?




 
normalde gerekmez, bunu normalleştirmiş olmamız içler acısı..


  • mustafakesekci  (21.08.24 11:20:34) 
Öyle bir şey yapmıyor olması daha normal değil mi sizce de?


  • akhenaten  (21.08.24 11:28:14) 
nüfuzu mu az? giremeyeceği yere koruma ve polis eşliğinde giriyor. içeri girme diyen stat sorumlusunu dinlemiyor.

galatasaray'ın stat müdürünü dövüp boş sahaya zorla giriyor. yanında da spor bakanlığının korumaları ve polis eşliğiyle.

önüne geleni tehdit edip hakaretler edebiliyor ve hakkında suç duyurusu bile yok. olsa bile onu içeri alabilecek insan evladı yok.

cumhurbaşkanının yanında eli cebinde bile gezebilecek biri.

bunun mu nnufuzu yok?

sanırım fenerlisin ve şu yazdıgına pek şaşırmadım.
  • koela  (21.08.24 12:12:55) 
ali koç sahaya girdiğinde fenerbahçe tribünü full zaten. orada bir çözememezlik durumu yok. ki bunu çözebilmek için koç ailesinden olmaya da gerek yok. bu büyüklükte camiaların başkanlarına kolay kolay kimse zorluk çıkaramaz.


  • brakgn  (21.08.24 12:36:33) 
koela +1. adam kimseyi dinlemeden şımarık çocuk gibi bir sürü olay çıkarıyor. kimse adamı ifadeye bile çağırmıyor. ve sen nüfuzu yok diyorsun.


  • xrated  (21.08.24 12:58:07) 
ali koç başkan olduğundan beri o kadar kanun dışı iş yaptı ki @koela birkaç tanesini örnek vermiş. inanın, ali koç canlı yayında biri vurup öldürse fenerlilerin yüzde 99'u "helal beee fener için yaptı bunu" diyip alkışlayacak, hiçbir kanun nizam da ceza veremeyecek. şu ana kadar girmemesi gereken yerler polis eşliğinde giriyor bu adam ve siz nüfuzu yok mu diyorsunuz? enteresan.

herkes polisleri görünce kuzu olmuyor biri çıkıp vurabilir göztepe stadındaki gibi. firavun gibi takıldığını zannediyordu da bir musa çıktı işte. kaşırsa daha da musalar çıkar.
  • ilgeru  (21.08.24 14:03:41) 
yanak oksattirmadigi icin


  • freedonia  (21.08.24 14:57:57) 
[]

Amerikan vatandasligi olan insanlar neden TR'de ikamet ediyor

Bunca akliselim insan gelismis bati ülkelerine kapagi atabilmek için ugrasiyorken, US vatandasligi olan kimseler neden bu ülkenin kosullarina teslim oluyor ? Mantik bunun neresinde ?




 
yani bu sorunun tam olarak mantığı nedir çözemedim? bu mantıkla 80 ildeki tüm insanlar istanbul'a da göç etmeli çünkü en güzel ve sosyal şehir, imkanları olan şehir orası. veya 200 ülkedeki tüm insanlar abd-eu tarafına göçmeli.

hayat böyle bir şey değil. manhattan'da hayale gelmeyecek bir penthouse'un vardır ama annen baban çocuğun biri çok hasta ve yaşlıdır, anadolu x ilindedir ne bilelim yani çok şey vardır. ben londrada 6-7 restoranı olan adam tanıdım "işlek ve dar bir sokakta, dükkan önüne arkadaşlarla sandalye çekip çay içerek boş oturarak geçse keşke ömrüm diyordu.

hayat tamamen mantık üzerinde ilerlemiyor. mantığı da var tabi. tüm fakir ve savaş gören araplar tr'ye geliyor bu mantıkla mesela, tüm eğitimli türklerde abd'ye eu'ya gidiyor. alman doktorlar deli gibi kanada'ya kaçıyor.
  • avatar is back  (15.08.24 21:44:53) 
insan kendinde olmayanı sever. Daha geçen gün bir İngiliz arkadaş İstanbul'daki sürekli aktif yaşamı, kuralsızlığı ve yemekleri övdü, eşi Türk zaten, bir noktada belki de Türkiye'ye gidip yaşayacaklar.

Mesela kurallardan bıkmış olanlar, soğukluktan (hem hava hem insan) bıkmış olanlar Akdeniz insanı ve iklimini çok beğeniyor. Tabii neden İspanya-İtalya-Yunanistan değil de Türkiye dersen, orada da gördükleri bişey vardır belki ekonomik durumlar belki Türk halkının onlara özenerek bakıp hayatlarını çok kolaylaştırması vs.
  • nhk ni youkosu  (15.08.24 21:52:19 ~ 21:52:40) 
sen onlarin gordugu gibi bakmiyorsun anadolu'ya. bikmissin. insanini sevmiyorsun havasini suyunu sevmiyorsun.

onlar oraya bakinca bambaska bir sey goruyor. simdi tek tek yazsam uzun surer ama bu sey gibi mesela, atiyorum fadime genc bir kadin icin kotu bir isimdir ya, ama sen fransizsindir ve bu adin telaffuzu sana hos gelir. bu ismin sende uyandirdigi tek sey fonetigidir. oyle bir sey.
  • bohr atom modeli  (15.08.24 22:23:33) 
bunun tek bir cevabi var: mecbur olmamanin verdigi rahatlik.
adam türkiye'ye mecbur degil. ister tatil olsun, ister emeklilik gecirmek icin olsun, ister daha genc yasta gelip yerlesmek olsun fatk etmez. abd vatandasligi olan adam en kötü abd'ye dönerim diyor. bu sebeple sana cok batan seyler ona batmiyor. senin bir alternatifin yok. onun var.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (15.08.24 22:28:37) 
Yaşanacak ülke seçimi düşündüğünüz gibi basit bir karar değil.

Birçok faktör olabilir. Abd’de ekonomik şartlar iyi olabilir ama 0 iş güvencesiyle çalıştığınız bir yer. Her an kapı önüne konabilirsiniz. Eğitim ve sağlık aşırı pahalı. Sosyal çevreniz olmayacak. Aileden uzakta yaşamak zorundaysanız mesela bu bir problem olabilir. Vs vs vs
  • but that was just a dream  (15.08.24 23:21:01) 
Çünkü cevap herkes için gelişmiş ulke değil. Ben de böyle düşünüyordum ama dinamikler cok farklı. Sosyal hayatını bitirecek yer gelişmiş olsa da cok bir ise yaramıyor.


  • mbond  (16.08.24 00:37:02) 
Amerika herkes için iyi değil o yüzden doğma büyüme abd vatandaşı olup başka ülkeye göç etmek isteyen çok kişi var.

-kişi fakir aileden geliyorsa genelde fakir kalıyor. eğitimden sağlığa herşey ücretli.
-gelir vergisi ve sağlık sigortası ciddi bir yük. abd'de gelir vergisi yüzdeliği zengin fakir herkes için aynı. elon musk ile market tezgahtarının ödediği yüzdelik aynı.
-çalışma hayatı zor. işten atılma çok fazla.

Greencardla gelip tutunamayan çok Türk var. Aldığı eğitimlerin denkliği olmayabiliyor, uygun bir mesleği olmayan dolu insan var falan filan..
  • ferenc  (16.08.24 01:00:36) 
kanada vatandasi olup an itibariyle bodrum'da yasayan bir tanidigim var.

- remote calisip dolar kazaniyor, tl harciyor. Aylik geliri tahminim 10 asgari ucret falandir.

- bodrum gibi turistik bir yerde 365 gun yasama luksune sahip, surekli deniz/kum/gunes

- gunluk hayatinda kanunlar insanin bogazini sikmiyor, yok bahcenin cimi uzun ceza, yok arabani buraya part ettin ceza, yok 10km hizli gittin ceza, vs..

- anavataninda anadilini konusma luksu

- gerekirse hizmetci tutup evini butun gun temizletebilme, yemek yaptirabilme vs.

daha da sayarim..

"bati ulkelerine kapagi atabilme" plansiz programsiz parasiz yapildiginda pek de akliselim insan isi degil malesef, direk salaklik. para problemi olmayan bir beyaz yaka isen ucuncu dunya ulkelerinde yasayacagin hayati sana bati sunamaz, adamlarin sistemi buna uygun degil zira ortalama bir mavi yaka ortalama bir beyaz yakadan fazla kazaniyor.
  • cooperr  (16.08.24 03:29:47) 
Adam abd vatandasi olunca kafasina gore takilma sansi oluyor hocam

Adam isterse vietnama gider isterse cine gider imkan genis

Bide genelde uzaktan calisiyorlar dolar kazaniyorlar

Adama koymuyor nerede yasadigi

Birde cogu kisinin bilmedigi bir durum var
Eger b.k gibi paran olursa tr gibi ulkelerde sinirsiz zevk yapabilirsin

Suanda guvenlik iyi durumda, adamin dolar maasi var, internet hizli, kira bu adama gore uygun, ayrica 1 ucakla bi kac saate avrupadasin.

Dilimiz karmasik harflerden olusmuyor.

Birde egede yasasigini dusun insanlar daha duzgun anlayisli.

Sen kalmaz misin.
  • Zetnikov  (16.08.24 09:23:15) 
[]

Japonya'da çalismak cidden zor mu ?

Kosullari bakimindan Avrupa'dan daha kati oldugu bir gerçek. Japoncami orta seviyeye getirdikten sonra gitmek istedigim iki rotadan birisi fakat is bulmam durumunda gerçekten zorlanir miyim ?




 
Japonya'ya giden cok fazla expat var. Bunlar genelde büyük kurumsal ve uluslararası firmaların calisanlari olarak gidiyorlar ve is hayatlarında japonca'ya hic ihtiyac duymuyorlar.
Sorunun cevabi cok göreceli. Sadece is degil, yasadigin adaotasyon da senin isteki performansini etkiler. Sen ne kadar iyi adapte oluyorsun, ne kadar siki calisabiliyorsun, stresi ne kadar tolere edebiliyorsun, ne tür bir is yapiyorsun, japonya'ya nasil gideceksin (bireysel gidip mi is bulucan yoksa atama yoluyla mi). Yani sorunun cok fazla, girift ve katmanli cevabi var.

  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (08.08.24 11:30:48) 
Redditte viral olmuş orta yaşlı beyaz yaka Japon adam videosu vardı bulamadım şimdi,, yıllardır çalıştığını geleceğe dair hiçbir umudu olmadığını anlatıyordu. Çalışma şartları çok ağır ben yuh Japon da böyle diyorsa biz ölelim diye şok olmuştum, Uzak Doğu ülkelerinde çalışma hayatı inanılmaz rekabetçi. Mesai saatleri de uzun eğer gerçekten çok çalışmayı göze almanız gerekiyor. Japonya’da iş bulmanın Kore’ye nazaran daha kolay olduğunu okumuştum ancak sadece Japonca yetmeyebilir diğer ileri seviyelerde bir yetenek daha gerekebilir.


  • titanic kemancısı  (08.08.24 11:33:14) 
İrkcilik var kabul gormuyorlar diger irklari. calisirsin sesin cikmazsa sorun yok


  • Zetnikov  (08.08.24 14:17:05) 
çalışmak nedir? dönerci mi olacan sony hq'da kurumsal iletişimden sorumlu mu olacan?


  • avatar is back  (08.08.24 15:02:45) 
[]

Kuru otlar üstüne

Olm bu kadar tirt bir filmin basrol oyuncusuna falan nasil ödül verilebildi ?

Torpil falan bisi denmis sözlükte de,
cidden bu kadar siradan bir filmin nesini ödüle layik gördüler.

 
Diğer adaylar pasifti.
Güçlü olan oyuncu da Cannes kuralları gereği ödül alamayacaktı bu yüzden (yanlışım yoksa her film tek ödül alıyor).
Bence bu filmde ödül alması gereken oyuncu Merve Dizdar değil ki ben bayılırım oyunculuğuna, Deniz Celiloğlu'ydu, ama maalesef zamanlaması yanlış oldu ödülü alan oyuncu efsaneydi.

Ben torpile inanmıyorum ya.
Merve Dizdar'ı yıllar evvel Yutmak oyununda izledikten sonra içimden onun için bir Nuri Bilge filmi ve Cannes halısında yürüme dileğinde bulunmuştum tamamen bu yüzden olduğuna inanıyorum :D:D

Tamam bir Bir Zamanlar Anadolu'da değil benim için de ama fena film de değil ben gayet sevdim bu kadar haksızlık yapılmamalı diye düşünüyorum.
  • mutekebbir  (15.07.24 23:09:11) 
“Tırt” değildi çünkü.


  • kaptan maydanoz  (15.07.24 23:17:36) 
kaptan +1


  • sekizdokuzon  (15.07.24 23:20:28) 
Zaten film ödül almadı, oyuncu aldı. Film konusunda ise eleştirilere hak veriyorum.


  • prole  (15.07.24 23:26:52) 
ödül olayları biraz karışık. Birçok ünlü yönetmen esas büyük ödül alması gereken filmle alamıyor, sonra toplumda ve jürilerde "borcumuz var" duygusu oluşuyor ileride başka filmine veriyorlar. Mesela Inarritu da esas ilgi çektiği filmleriyle değil, sonraki Hollywood işleriyle oscar aldı.

Mesela Bir Zamanlar Anadolu'da şaheser kıvamında bir film, bence oradan sonra NBC yokuş aşağı gitti. Ben Kış Uykusunu pek sevmem ama kötü de demem tabii, ama Palm d'Or alacak film o değildi Anatolia'ydı bence.

Bu arada, biz ya tam olarak doğru değerlendiriyoruz ya da hiç değerlendiremiyoruz şu sebepten: bi filmi bambaşka kültürle altyazılı izlemek farklı bir şey. Mesela Mustang filmini çok seviyorlar, Türkiye'yi hiç bilmeyen için ilgi çekici film. Ama bilen için "bu ne lan" kıvamında bir film. Buna oryantalizm denir mi emin değilim ama bir batı bakışı var orada. Neyse işte.

edit: Merve Dizdar'a verilen ödül "bu yıl Nurinin filmine bişey veremedik ya n'apsak" diyerek verilmiş gibi geldi bana. Asla kötü değil, ama ödül verelim dedirtecek hiçbir şeyi de yok.
  • nhk ni youkosu  (15.07.24 23:43:01 ~ 23:44:16) 
@nhk: bence oryantalizmden çok NBC'nin baştan beri tutarlı ve özgün bir tarzı olmasının büyük etkisi var bu ödüllerde. Adam ciddi anlamda entelektüel ve sinema üzerine üreten insanlar için ilham kaynağı.


  • sekizdokuzon  (15.07.24 23:45:47 ~ 23:46:31) 
Merve'nin oynadığı karakterde de özrünü o erkeklere has kibirle ödünleyen erkeklesmis kadın çirkinliği vardı mesela. Oyuncunun dış görünüşüyle inanılmaz örtüşüyor. Nuri bunları kaçırmaz.


  • sekizdokuzon  (15.07.24 23:51:14) 
@sekizdokuzon, yok ben onu Fransız/Türk bi yönetmenin filmi olan Mustang için söylemiştim. NBC'nin uslübu ve tutarlı olması tabii bence de ödüllerinde etkili. Ben orada şey demeye getirdim, o dili ve kültürü bilmeyen herkes (jüri vs. dahil) filmi kendi aklında bambaşka şekilde kuruyor. Onlar ne düşündü bilemeyiz. Mesela geçenlerde reddit'te bi başlık okuyordum, bizim hiç fark etmediğimiz "aksan" meselesi var, oyuncu güney amerikanın bilmemne aksanını yaptığı için tipinden bağımsız "bu şuralı, şöyle bi tip" diyorlar. Biz bunu bilmeden izliyoruz bize geçmiyor o.


  • nhk ni youkosu  (15.07.24 23:54:52 ~ 16.07.24 00:43:37) 
iyi de ödül alan kadin zaten sevimsiz, rol yapamiyor(ki pek rol yapacak bir karakter de yok gerçi), basrol degil, diksiyonu bozuk ve kelimeleri yutarak, hebe hübe konusuyor. Buna mi ödül verdiler yani.


  • Yourcousinmarvinberry  (16.07.24 01:36:16) 
Ben yapsam daha iyisini yapardım'ı hissediyorsan bile bu adamın işlerine bir bak. Türkiye'de karşılaşabileceğin en donanımlı, en yaratıcı, en zeki, çevik, yukarıda da söylediğim gibi en entelektüel insanlardan biri. Adam safi zeka. Bu adamı aşmak isteyen iyi tanımalı kendisini.


  • sekizdokuzon  (16.07.24 01:50:56) 
Ödül aslinda nuri bilge ye verildi. Ama film kötü oldugundan (tirt degil ama kötü) feminist alevi protest bi karekteri oynayan merve ye verildi. Yanii ödül aslinda nuri nin. Filmi iş yapsin diye filmin adı duyulsun diye merve ye verildi ödül.
Isteyen flutv de kuru otlar üstüne videosunu izlesin.

  • halk  (16.07.24 09:45:07) 
Bu filmin aldığı en iyi kadın oyuncu ödülü, cannes'da sonradan getirilen "festivalde bir büyük ödülü alan film, başka büyük ödülü alamaz" kuralı sayesinde. Yoksa normal şartlarda Sandra Hüller'in Anatomie d'une chute filmindeki performansını geçmesi mümkün değildi.


  • thracia  (16.07.24 10:14:48) 
Film tirt degil bence siz film zevkinizi gozden gecirin.Benim de mesela anlamadigim yiginla sanat dali var ama bu sanat dallarinda ortaya konan eserlere tirt demiyorum.Belli sanat dallarinin yada akimlarinin cahili oldugumu bilmem uluorta bu yorumu yapmama engel oluyor.


  • turkuaz  (16.07.24 14:00:22) 
Film tırt falan değil bu arada +1

abi bu ne tırt film ne anlatıyo şimdi bu, buna mı ödül vermişler = abi fusion mutfak ne ya, insanın karnı bile doymuyor, nerde bizim mis gibi kuru fasulyemiz nerde bu
  • thracia  (16.07.24 14:44:49) 
NBC filmleri hakkında pek çok olumsuz eleştiri yapılabilir. Ama iki konuda mükemmeliyetçi bir yönetmen. Biri fotografçı olduğu icin sinematografi, digeri de oyunculuklar.
NBC fani degilimdir, bir filmin en onemli unsuru olan senaryo kısmında zayıftır bence. Filmlerini de ikinci kez seyretmem ama hiç bir filminde kucuk roller dahil çiğ ve kotu oyunculuk görmedim.
Merve Dizdar çok yetenekli bir oyuncu, bu filmde de çok az sahnede gorundu ama yönetmenin ne istediğini çok anlamış ve oynamis. Cannes da ki diğer oyuncuların hepsini seyretmediğim icin karsilastirma yapamayacağım ama kotu oyuncu degil kesinlikte.
  • tekdir ile uslanmayan kiz  (16.07.24 22:58:28) 
[]

Boksa başlamak için yaş haddi var mıdır ?

Tabii sadece spor/kardiyo amaçlı olacak. Bu yaştan sonra ringe çıkıp, "gonna fly now" şarkısı söyleyecek değiliz.




 
Daha önce gittiğim salonda 45-50 yaşında insanlar vardı. Spor geçmişleri de yoktu.


  • sekizdokuzon  (15.07.24 18:19:52 ~ 18:20:15) 
Boks için yok. Dünyanın en güzel sporu ayrıca.


  • numlock  (15.07.24 18:22:47) 
Boksta iki sikinti var asiri saglam nefes alip verebilmen lazim burnun tikali vs ise hic baslama bence

Birde kondisyon cok lazim sisman olmasan iyi olur
  • Zetnikov  (15.07.24 18:58:52) 
Ben 30 yaşında başladım şimdi 37 yaşındayım halen yapıyorum. Düzenli devam ettikçe kondisyonda oturur, senkronda oturur. Karşındaki insanın mentalitesi sana uygun olduğu sürece çok zevkli kesinlikle tavsiye ederim. Reflekslerin, el göz koordinasyonun vücut duruşun çok güzel gelişir. Tek tavsiyem yanında sevdiğin bir arkadaşın olsun mümkünse üşendiğin günler birbirinizi motive edersiniz.


  • mirty  (15.07.24 22:11:20) 
[]

Üniversitelerdeki "okutmanlık"

Eğer kendiniz gözlemlediyseniz veya bir tanıdğınız varsa bu mesleği yapan, bilirsiniz ki bu ülkede devlet üniversitelerinde okutmanlık yapmak, Boeing yolcu uçağı pilotluğundan sonra yapılabilcek en ballı iş.

Senede max. 5 ay çalışmak, haftanın 3 günü 3'er saat derse girmek, yalnızca üniversite öğrencileriyle muhatap olmak(ilkokul/lise öğrencileriyle muhatap olmakla kıyaslandığında adeta cennet), ilaveten ortamda öğr. görevlisi olmanın verdiği o ayrıcalık(okullardaki gibi bir hiyerarşiye rastlayamazsınız en azından) ve pek tabii alınan min. 2 memur maaşına denk ücret. Üstelik tek yapılan şey İngilizceyi(veya varsa başka bir dil) belli bir basamağa kadar öğretip, sınav kağıtlarını okumak.

Kendi okuduğum devlet üniversitesinde durum böyle. 10 yıldır aynı hocalar okutmanlık yapıyor ve yerlerine de asla yenileri gelmiyor(ilk defa geçen sene yeni birisi kadroya dahil olmuş, tabii torpille).

Okutman olmak için yüksek lisans bile yapmak zorunluluğunun olmadığını ve sınava da tâbi olmadığınızı(göstermelik mülakat dışında) belirteyim.

Sizce de böyle değil mi ?

 
Katiliyorum. Cok kek bir is. Bi de disarida bi sey saniyolar.


  • Kittie  (13.07.24 14:37:28) 
Yazdıklarınızda doğru olmayan noktalar var. Senede 5 ay değil, sınav haftaları haricinde dönemde 14 haftadan senede 28 hafta derse giriyorlar. İkinci nokta haftada 9 değil 12 saat derse girerler, daha fazla girerlerse maaşlarına ek olarak ek ders ücreti alırlar. 12 saatten az girerlerse birim yöneticisi hakkında soruşturma açılabilir, neden ders yükünden az çalıştırıldığına dair. Üçüncü nokta ise 2 memur maaşından fazla ücret almıyorlar. Akademide 1. derece olmayan bir doçent bile 2 memur maaşı kadar almıyor, okutman hiç almaz.

Bu noktalar haricinde alınan maaş ve yapılan işin niteliği değerlendirildiğinde kesinlikle çok temiz ve keyifli iş olduğunu söyleyebilirim.
  • cek  (13.07.24 15:08:07 ~ 15:15:42) 
@cek,

Benim okudugum hazirlik okulunda haftada sadece "1" gün, bir grubun dersine giren vardi yarim günlügüne, kalan günlerde bölümün islerini idare ediyordu baskan oldugu için(yersen).

Kaldı ki 28 hafta derse girilse dahi bu senenin yarısı eder ve günlük çalışma saatleri max 3.5 saat, haftada max. 14 saat.

Haftanın 6 günü 9-5 çalışan bir insana göre inanılmaz kısa. Yaptıkları işin de ne kadar rahat bir iş olduğunu zaten yazıda belirttim.
  • Yourcousinmarvinberry  (13.07.24 15:28:04 ~ 15:33:59) 
Bölüm başkanlarının ders yükü 12 saat değil 5 saat oluyor, özel bir durum. Belki ders yüküne saydırdığı başka şeyler de vardır ona göre daha az derse giriyor olabilir. Hatta ders yüküne sayılan başka şeylerle ders yükünü dolduran ve aktif olarak hiçbir derse girmeyen hocalar da var akademide. Ama bunu "okutmanlık" adı altında genellemek doğru olmaz.


9-5 çalışanlarla asla kıyaslanamaz. Rahatlık konusunda aynı fikirde olduğumu belirtmek için söyledim. Yalnızca verdiğin bilgilerin doğru olması açısından düzeltme yapmak istedim.
  • cek  (13.07.24 18:40:40) 
Bence Türkiye'deki akademik işlerin çoğu iyi. Hem maaş hem de çalışma koşulları açısından. 9 saat çalışarak dediğin koşullarda olunabilecek bir ülke yok.

Bir de sosyal, STEM ayrımı olmadan herkes aynı parayı alıyor. Başka bir ülkede sosyalciye fazla para vermezler. Bu bağlamda da süper
  • ferenc  (13.07.24 19:04:38 ~ 19:07:31) 
Ben ELT mezunuyum, bildiğim kadarıyla devlet üniversitelerinde okutman olabilmek için tezli yüksek lisans yapmış olmak gerekiyor son 3 - 5 yıldır. Tezli yüksek lisans yapmış İngilizce öğretmenliği mezunu biri olarak sadece özel dersle geçinen biri olarak söylediğiniz çok çekici geldi. Konu hakkında bilgi/tavsiye vermek isteyenler mesaj atar veya bu duyuru altında fikirlerini paylaşırsa çok sevinirim <3


  • dejame  (13.07.24 21:58:08) 
Aslında asıl kral olay devlet ilkokullarında çalışan ingilizce öğretmenlerinde. Onların ders yükü haftalık 15 ders. Bir ders saati ilkokulda 40 dakika olduğu için aslında haftalık 600 dakikalık bir ders yükü var. Okutmanların ise haftalık ders yükü dediğim gibi 12 saat ama 1 ders saati 50 dakika (belki üniversitesine göre değişiyordur) olduğu için yine haftalık ders yükü 600 dakika ediyor. Reşit insanlara belli bir seviyeye ait ders kitabını takip edip gümbür gümbür İngilizce anlatacağına, bir ilkokulda ingilizce öğretmeni olup tahtaya table->teybıl->masa şeklinde 10 kelime yazıp bunları defterinize geçirin diyerek de aynı parayı kazanabilirsin. Okutmanlık yaptığın öğrencilerin çoğu dönem sonunda hazırlığı atlama sınavında belli bir başarıyı sağlayamazlarsa göze batarsın ama ilkokuldaki öğrencilerin dönem sonunda annesine "teybılın ingiliccesi masa" demesi bile göze batmamak için yeter :) Devletteki ingilizce öğretmenlerinin rahatı kimsede yok :)


  • cek  (13.07.24 22:47:28) 
[]

Jeff Bezos neden evleniyor/nişanlanıyor ?

Sözlükteki "Jeff Bezos'un saniyede $2,5K kazanması" başlığına denk geldim de, bu kadar zengin, hatta zenginliğin de ötesine geçmiş bir insan neden tek eşli takılıyor ki ?

O kadar tanrıça güzelliğinde pornocu kadınlar var mesela parası sayesinde kolayca elde edebileceği veya onlar gibi yaşayanlar, neden onlarla takılıp her güne yeni biriyle olmak varken tek bir kadınla nişanlı ?


 
Kendisine ve karşısındakine olan saygısından olabilir. Sevgiye değer veriyor olabilir. Kadınları meta olarak görmüyor olabilir vs.


  • rock n roll  (10.07.24 07:27:34) 
bence enayi. iş konusunda dünyanın en iyisi. aşk konusunda değil.

halbuki elon abi öyle değil mesela. cengizhan gibi adam
  • abelardo  (10.07.24 07:55:59) 
60 yasina gelmis. Bitti o capkinlik isleri zaten. Merak etme evlenmeden once 80 sayfa sözleşme imzalatir karısına.


  • halk  (10.07.24 08:21:34) 
en mantıklı cevabı tiklememişsin.

kadın dediğin sadece takılmalık sevişmelik meta mı ya? yani bana da sorsan mutlu bir evililik/sevgililik hayatı mı, yoksa her gün taş gibi kızlarla takılıp sevişmek mi desen, sevgililik derim. bu adam da onu diyor belki.

sosyal ve medeni statün nedir bilmiyorum ama paran sayesinde her gün değişik kadınlarla takılıp sevişmeyi güzel bir şey mi zannediyorsun? yani uzaktan güzel gözüküyor da bence anlık zevkler dışında mutluluk veren bir olay değil ya. bu adamın parası sınırsız denecek kadar çok, yemekle bitmez. ama azıcık parayı bulan ve bunu mutluluk zanneden nice keko, bütün parasını bu uğurda yiyip, anlık zevkler yaşayıp parası bitince götünü avuçluyor.
  • kibritsuyu  (10.07.24 08:44:06) 
Hukuki anlamda parasını korumasının 1000 tane yolu var. Para hukuktan üstün bence


  • ferenc  (10.07.24 09:12:01) 
Büyük ihtimalle "bunu da yaşamadım demeyeyim" diye düşünmüştür. Kendisi baya hedonist biri, en azından yansıttığı kadarıyla. O yüzden çok derin bir bağ kurmuş olsun falan sanmam. Kendisi öyle sanıyorsa bile hiç yaşamadığı bir yaşam biçimine duyduğu gelip geçici bir merak duygusundandır diye düşünürüm.

Adam bir oyunda bütün achievement'ları tamamlamaya çalışan biri gibi yaşıyor zaten hayatı. Yapılabilecek her şeyi yapacaktır daha.
  • akhenaten  (10.07.24 09:17:23 ~ 09:20:13) 
En güzel cevabı tiklememişsin +1

Her gün başka kadınlarla takılmanın güzel bir sevgililikten, güzel bir ilişkiden daha iyi olduğunu kim söyledi ki başta.

Çok kadın hiç kadındır. Kadını hayatına sevişilecek bir meta yerine bir birey, bir hayat arkadaşı olarak alırsan o zaman bir kadınla ilişkinin nasıl olduğunu görürsün.
  • zimbirik  (10.07.24 09:35:51) 
İnsan neye ulaşamıyorsa onu arar. Çevrende paran ünün için seninle birlikte olmak isteyen milyon tane kadın varsa öyle olmayan gerçekten aşık olan birini ararsın.

Zuckerbergin eşine de bi bak mesela.
  • nhk ni youkosu  (10.07.24 10:41:46) 
Haz geçici, huzur kalıcı. En güzel kadınla birlikte olsan boşandıktan sonra anlamsızlaşır o varlığı. Ama güvendiğin, sevdiğin birinin yanında olmak, desteğini hissetmek bazen en büyük orgazmdan daha iyi hissettiriyor.


  • sekizdokuzon  (10.07.24 10:49:21) 
20 yasinda olmadigi icin?

sen hic yasamamamissin galiba ama sürekli farkli kisilerle birlikte olunca kendine, bedenine yabancilasmaya basliyorsun. cok fazla insanla yüzeysel seyler paylasinca kimseyle derine inemiyorsun.

jeff bezos o kadinla derin bir sey yasiyor büyük ihtimalle. cocukluk travmalarini, gelecegi dair kaygilarini, cocuguyla eski esiyle problemlerini paylasir, ona güveniyor.
his olarak herhangi bir insanin karsisinda ne bekliyorsa onu bekliyordur, yasiyordur yani...
  • robert bosch  (10.07.24 11:00:08) 
hayatta her şey para değil. özellikle zenginsen :)


  • gabe h coud  (10.07.24 11:14:15) 
En güzel cevabı tiklememişsin +1

pornocu kadınlarla birlikte olmak güzel bir şey mi sence? türkiye gibi bir ülkede bile erkeklerin bir çoğu pornocu kadınlara yaklaşmaz bile. iğrenç çünkü, hem bedenen hem de fikren iğrenç.

her gün başka kadınla takılırsan da kimseyle özel bir yakınlık kuramazsın, insanların asıl haz kaynağı anlık orgazmlar değil, güvendiği sevdiği ve huzur bulduğu biriyle uzun vakir geçirmek.
hiç seks yapmamış ergen erkekler anlamaz, büyüyünce anlarlar ancak.

Edit: bu cevabı girdiğim için bana özel mesajdan "duyuruda tanışıp evlenmişsin ama duyuruda tanışan kadın duyuruda aldatır, cringe ve kezbansın" yazmış bu arkadaş. sonra da engellemiş :D yani arkadaşın büyük problemleri var. cevapları ona göre verin :D
  • kaptan maydanoz  (10.07.24 11:33:35 ~ 12:17:54) 
insan cok hatun deneyimledikten sonra artık bi sakinlik istiyor. sevmek sevilmek saygı istiyor. takıldıgı kızların amacı zaten belli oda essek degil artık sıkılmıstır.


  • Zetnikov  (10.07.24 15:35:56) 
En guzel cevabi tiklememissin+1
Cunku jess senden zeki. Bunu tikleme ama diyim.

  • halk  (10.07.24 15:48:26) 
yazdığın şey tam fakir erkek akıl yürütmesi.


  • deartheodosia  (10.07.24 21:12:34) 
çünkü jeff bezos dünyanın en zenginlerinden biri olsa da ezik bir beta.


  • tabudeviren  (10.07.24 22:44:43) 
Dünya'nın en zengin 2. adam neden pornocu ya da OnlyFansçı falan kovalasın? Ayrıca her gün başka bir kadın kovaladığında 1 tanesinin hamile kaldığı anda çocuk paraları şu bu kovalaması gerekiyor. Vazektomi de nihai çözüm değil. Bir de onlardan bir tanesinde adamın bir şekilde kasetinin çıkması, şantaj kurbanı olması vs. ihtimali var. Hepsini geçtim kaç kişiyle birlikte olursan hastalık bulaşması ihtimali de o kadar artıyor.

Bir de her gün başka biriyle seks hayali, ayda bir bile seks yapamayan için aşırı cazip sanırım. Bir yerden sonra bir şeyler paylaşabileceği ve stabil bir ilişki arıyordur. Zengin olmadığımız için bilemiyoruz tabii.

Bu arada bu duyuru pasta olmasın hatta yıldızlayalım. Jeff Bezos boşanınca "parasının güvence altına almıştır" diyenler ve "en aşk güzel aşk cevabı aşk işaretlememişsin aşk çünkü aşk süper" diyenleri o boşanma davasında para kovalanırken görelim.
  • nawar  (10.07.24 23:00:01) 
[]

Muhalif kanallar neden Sinan Ateş cinayetiyle bu kadar ilgileniyor ?

Tele1, Sözcü vs...ne zaman haber bülteni açsam ilk bu adamın haberiyle açılış yapıyorlar hatta tartışma programlarında saatlerce bu cinayet konuşuluyor, öyle ki geçen gün Kayseri olayları bile bunun gölgesinde kaldı.




 
Sinan ateşi mhpnin direkt kendisi infaz etti diye ciddi söylemler var. Bu yüzdendir.


  • hops  (03.07.24 11:44:39) 
kendilerince milliyetçi seçmenden oy devşirmeye çalışıyorlar.
birde şuan cumhur ittifakını vuracakları tek alan burası. amaç tamamen siyasi, ölen sinan olmuş, ahmet olmuş, mehmet olmuş onlar için bir anlamı yok.
cinayet üstünden akpyi sıkıştırarak mhp ile arasını bozmak.
  • my fault  (03.07.24 12:16:02) 
kendi adamını bu şekilde öldüren, üzerini kapamaya çalışan karşı tarafına neler yapmaz. bunun da önüne geçmek istiyorlar


  • paintov  (03.07.24 12:33:50) 
Bir defa devletin kolluk kuvvetleri, elinde kanunen silah taşıyan, maaşını bizim ödediğimiz insanlar kullanılmış.
Bu bence korkunç bir olay.
İkincisi mhp'nin ciddi bir suç geçmişi var. Bahçeli sayesinde durulmuşlardı. Ciddi ceza verilmezse yeniden başlamayacaklarının garantisi yok. Bugün kendilerinden birini indirdiler, yarın muhalifleri avlamayacaklarının garantisi yok. mhp, suça çok yakın bir parti. İktidara muhalif birçok gazeteciyi akpliler değil mhpliler darp etti.
  • parka  (03.07.24 12:34:15 ~ 12:39:33) 
"Sağdan" kendilerince işe yarar, dikkat çeken, üstü gizli kalmış argümanları sürekli eleştirileri karşı taraf aleyhine kullanıyorlar.

Geçmiş zamanda s.pekerin videoları hakkında yapılan bazı yorumlara bakmıştım ki, adam parti kursa soldan da oy toplayacak bir etki yapmış.

ciddi manada yurtdışından da büyük ilgi gören hava savunma araçlarımız hakkında, tele1'in yerici ve onları oyuncak sayan ifadelerini bile görmüşken bu cinayet hakkında haberleri veya bunu aydınlatma çabasına girmesi bana tuhaf, anlamsız geliyor.
  • diyecevaplandı  (03.07.24 18:17:48) 
[]

Türk yemekleri berbat ve de sagliksiz degil mi ?

Mesela yöresel mutfaklara bakiyorsun, deniz ve sebze kültürü sifir.
Nerede hamurlu, sekerli veya bol baharatli(tuz dahil) yemek çesidi varsa göklere çikariliyor(bknz. antep ve hatay mutfagi).

Diyabet, tansiyon, kötü kolesterol ve hatta kanserojen için gayet uygun yiyecekler.

Lokantalardaki sulu yemekler de 98% yag, salçali su ve patatesten ibaret.

 
Çok sağlıklı değil fakat berbat değil. Geleneksel şekilde yapılırsa daha sağlıklı hale getirilebilir.


  • doharkoman  (08.06.24 00:20:47) 
Berbat kesinlikle değil.
Aynı şekilde sağlıklı da değil, bunda hem fikir olabiliriz.

Bu arada birçok mutfak da sağlıklı değil. Fransız, italyan mutfakları da öyle Çok sağlıklı değil.

Benim türk mutfağında gördüğüm bir sıkıntı şu; hayat pahalılığı ve bazı ürünlerin kısıtlı olması sebebiyle karbonhidrat dayatilmis. Misal annem geldiğinde yemek yapiyor, kiyma siparişi veriyor adam başı azıcık. Diyorum bu ne? E alismislar Türkiye'de az kıyma ile yapmaya pilavla makarna ile doymaya.

Malesef Türkiye'deki sağlık sorunlarının sebeplerinden biri mutfak bence. Ama tadlari Çok güzel.
  • logisticsmanager  (08.06.24 00:26:12) 
Turkiye'de sebze kulturu tabii ki sifir degil. Sen iki tane birbirine cok benzeyen mutfak (antep ve hatay, komsu sehirler zaten) secip bunlarda sebze kullanimi az demek ki Turkiye'de sebze yenmiyor demissin.

"Lokantalardaki sulu yemekler de 98% yag, salçali su ve patatesten ibaret."
gene yanlis genelleme var burada. turk mutfagi kalitesiz lokantalarda gordugun yemeklerden ibaret degil ki.

bu analiz metoduyla fransiz, italyan, hatta cin mutfagi falan da gayet sagliksiz bulunabilir.
  • hot potato  (08.06.24 00:34:10) 
hayır değil. bolca sebze yemekleri var. zannetmiyorum ki başka ülkelerde bizdeki gibi ıspanak, beyaz lahana, kara lahana, yaprak, taze fasulye, barbunya, patlıcan, bezelye, mercimek, enginar, börülce, kuru fasulye, vb çeşit çeşit yemekler yapılsın.
iranlı birisi demişti, türkiyede bir sebzeden çeşit çeşit yemekler yapılıyor. bizde örneğin patlıcandan bir çeşit yemek yapılır, sizde çeşit çeşit patlıcan yemeği var.

  • abelardo  (08.06.24 00:39:47) 
Kesinlikle hayır.

@logisticsmanager ve @hot potato +1 Hatta üstüne Meksika, ABD, Almanya, İspanya, Macaristan, Avusturya da eklerim.

Yani en basit hali ile düşününce kuru fasulye pilav ikilisi pizza, lazanya, calzone, arancini, panzerotto, spagetti ve diğer 75 makarna çeşidinden daha sağlıklı mesela. Aynı lezzette değil bu iki yemek dersen de yakın lezzetteki vereceğin herhangi iki yemek birbiri ile aynı derecede sağlıklı zaten. Genelde lezzetli dediklerimizi, lezzetli yapan şeyler aşağı yukarı aynı çünkü.

Deniz ve sebze kültürü sıfır değil. Sadece deniz ürünleri ile yapılanlar çok standart. Orası doğru. Akdeniz'de Yunanistan dışında öyle geniş deniz ürünü yelpazesi yok. Deniz ürününde geniş mutfağı olanların mutlaka ya bir yerde okyanusa kıyısı var ya da okyanusa yakınlar. Sebze kültürü de hayvan besiciliğinin topluma oranla kısıtlı olduğu yerlerde gelişen bir şey zaten. Türkiye'nin coğrafyası da çoğunlukla hayvancılığa uygun. Haliyle et daha zengin olacak tabii ki.
  • nawar  (08.06.24 00:46:00 ~ 01:03:36) 
sebze kültürü gayet iyi.


  • ferenc  (08.06.24 00:54:11) 
değil.

dünya üzerinde "yemek kültürü" sağlıksız olan belki de ülke abd'dir. o da çok geç kurulmasından kaynaklı.

sebze, et, tereyağı, zeytinyağı, baharat vs. olan yemek sağlıksız olmaz.

bence sizin "sağlık" algınız bozulmuş.

sağlıklı dediğiniz şey sebzedir, meyvedir, ettir, yağdır. bunlar düzgün kullanıldığı sürece yararlıdır.

yağ için margarin, sebze için şeker basılmış domates salçası kullanılırsa tabii ki kötü olur ama olması gerektiği gibi olan çoğu "geleneksel" tarif sağlıklıdır. en azından zararlı değildir.

kebabı zararlı bulup "yağsız" ama 300 ton şeker basılmış yoğurtları sağlıklı bulan biriyseniz kendi aklınızı gözden geçirin derim.
  • mark greg sputnik  (08.06.24 00:58:32) 
bana da baharatli ve agir geliyor kesinlikle mola verilmesi gereken tarifler. duzenli olarak annemde yemek yedigimde midem ters duz oluyo. bir de asil sorun kahvalti bence sadece aksam yemegi agir olsa neyse diyecegin sabah kahvaltisi agir aksam yemegi agir is yerinde oglen yemegi. bazen yalandan sofra kalabalik gozuksun diye herkesin bildigi seyler yapiyorum carpiliyorum yemekten sonra. bir de yogurtlu mezeler of of hem yemek yiyosun yanina da yogurt direkt bayil. ulkede zaten gida denetimi, organiklik vs de olmayinca saglikli diye salatalik yiyosun saman cikiyo iyy turkiyede yemekler=kotu ama bunu sadece geleneksellerden soylemiyorum genel itibariyle sadelikten cok uzak geldigimiz noktada kaliteden de uzak. gunde 3 doz gavisconla dostluk baslasin


  • ala09  (08.06.24 01:20:25) 
Açıkçası bunu pejoratif bir şekilde ifade etmeyi gereksiz buluyorum. Her toplum içinde bulunduğu şartlara göre şekilleniyor. Bu sağlıklı beslenme hikayesi çok çok yeni dahil oldu gündemimize. Hem Türkiye farklı bölgelerde farklı iklimler ve farklı haklarla kaynaşma dolayısıyla çeşit çeşit yemek bulunuyor.


  • anon1m  (08.06.24 01:34:54) 
Hamur dediğin şey undur, buğday kaynaklıdır, eski buğdaylarla şimdikiler bir değil, 14 kromozomlu buğday bugün genetiği değiştirile değiştirile 49 kromozomlu olduğu söyleniyor. Ayrıca gluten problemi de genetiğin değiştirilmesi meselesi. Yani bugünkü Türk mutfağının temellerini bugünkü genetiği değiştirilmiş organizmalar ve tarım ilaçları içine işlemiş buğdaylar oluşturmuyor. Bu bir.

İkincisi, şeker için de aynı şeyler geçerli, bir yığın kimyasal ve mekanik işlemlerden geçiriliyor bu malzemeler, eski şeker ile bugünkü şeker de bir değil. Eski toprak dahi bugünkü toprak değil.

Üç, deniz kültürü sıfır demişsin, Karadeniz yemekleri hakkında Karadenizlileri çeşitsizlikle suçlamak neyin nesi anlamıyorum. Bizim ülkemizde deniz ürünü olarak %98 oranında balığın tercih edilmesi kötü bir şey değil, bu senin bakış açın sadece. Ayrıca denizlerin kirlilik oranı ve av yasağı gibi konular yine eskiden bugünkü gibi değildi, yine Türk mutfağını sağlıksızlıkla suçlayamazsın. Berbatlıkla hiç suçlayamazsın.

Ayrıca kanserojen yiyecek dediğin mesela margarindir, yanmış sıvı yağdır, yani malzemelerin kötü kullanılmasıdır, kullanmazsın olur biter.

Bütün derdin sağlık ve lezzetse senin elinde yani, doğaya %100 saygılı davranıp doğru düzgün yemek yaparsan sağlıklı beslenirsin. Bu. Sorun senin sorunun yani, Türk mutfağının değil.
  • muhayyer divan  (08.06.24 01:48:47) 
yörükler dağdan yeni indi. tabii ki balıkla işleri yok. istanbul rumu değil ki iri yağlı balık olsun sofrasında. karadenizde bile anca hamsi

sebze var. hangi sebze ve ot varsa o yörede, sofrada da var.

şeker yeni icad edildi. rafine şeker.
şeker yokken pekmez, meyve özütü(ekşide burun kıvrılan tübitak projesi) vs kullanıyordu

saydıkların fast food. sofra yemeği değil.
  • lambırcek  (08.06.24 02:44:56) 
Berbat diyemeyiz, sağık konusu da değişiyor. Türk mutfağı baya zengin bir mutfak, her türlü yemek var. Sizin biraz isyan edesiniz varmış, buradan çıkmış.


  • akhenaten  (08.06.24 08:16:57) 
hiç mi ege'ye, akdeniz'e gitmedin çocuğum?

türk mutfağına berbat diyebilmek nasıl bir kompleksin neticesidir şaşkınım.

türk mutfağı gibi zengin kaç tane mutfak kaldı dünyada?
  • adivar  (08.06.24 08:25:45) 
Genellemeler akıllı adamın işi değildir. Bin tane yemeği içeren mutfak için toptan sağlıksız nasıl denebilir. sağlıklı yemekten kasıt buharda Brokoli vb yemeklerse ülkemiz Akdeniz ve Ege mutfağı çoğunlukla sağlıklıdır. Börülce salatalar patlıcan çığırtma vb çok fazla sağlıklı yemekler yine Karadeniz ege iç Anadolu da da böyle sebze ağırlıklı tencere yemekleri de sağlıklıdır.


  • psmstc  (08.06.24 09:48:19) 
Berbat mı?!!?? yok artık daha neler. Kurban olurum türk mutfağına ya. Çok merak ettim burası berbatsa neresi iyi sizce? Onu da yazsaydınız keşke.


  • Kediyi üzdün  (08.06.24 10:28:30) 
Soru bahane, kebap şahane.

Bence bu kadar cevap gelince amaca ulasildi sanirim.
  • ermanen  (08.06.24 11:20:35) 
değil.


  • gurur  (08.06.24 19:38:06) 
aslında dünyanın en iyi lokal mutfaklarına sahibiz. hiç bir ülkede bu kadar fazla lokal mutfak yok. fakat pazarlayamıyoruz. fransızlar, italyanlar çok daha iyi olduklarını yüzyıldır iddia ediyorlar, filmlerini yapıyorlar, kitaplarını yazıyorlar, turizmini pazarlıyorlar. fakat bence öyle değil durum.
akdeniz mutfağının hası, ege, hatay, antep, karadeniz, hatta Çorum, Kastamonu bile Fransız mutfanından iyidir. :-)

  • ankarakecisi  (08.06.24 22:10:01) 
30 yıldır londrada yaşayan amcam ve eşi antep e yanımıza geldi

2 sinin de mide bozuldu 2 günde.

bu nedir ya basıyorlar yağı salçayı biberi baharatı veya şerbeti, sonra güzel diyorlar afedersin bokuma karıştırsam o da güzel olur zaten diye dolanıyordu kalan günlerde hiç bişey yiyemedi sdfksgs

bu arada londrada restoranı var yani yemekten anlamıyor değil.

bana kalırsa türk mutfağının çoğu ağır ve sağlıksız evet bu konuya katılıyorum.

ama lezzetsiz diyemeyiz. bence gayet lezzetli. biz bazı yemek veya tatlıları yerken orgazm oluyoruz burada. varsın ağır olsun.

öte yandan genelleme yanlış, ege mutfağı diyetisyenlerin de önerdiği gayet sağlıklı ve hafif bir mutfak, onu niye hiçe sayıyorsunuz
  • ananiyimioguz  (08.06.24 22:38:37 ~ 09.06.24 01:12:03) 
Ulkenin 3 tarafi denizlerle cevrili deniz urunu yiyemiyoruz bu konuda haklisin


  • Zetnikov  (08.06.24 22:39:47) 
@ankarakecisi; abi bence sakin ol :) nasıl ülkeyi gezmeyen biri türk mutfağı hakkında konusmamaliysa fransiz mutfaklarini, bulundugun şehre göre bile degistigini, peynir/şarap/et/makarna vs her şeyi bulunduğun şehre göre marka değiştiği falan bir yer burası. Fransa'da her bölgenin lokal mutfağı var.


  • logisticsmanager  (09.06.24 00:39:53) 
@logisticsmanager bana sakin ol diyeni ....
Halk bilim okudum. belgesel yönetmeniyim ve abartmayayım ama bu memleketi kasaba kasaba + 40 ülke gezdim desem yeridir. Lise yıllarında dayımın lokantasında her aşamada çalıştım. şimdi emekliyim ve gastronomi 2. sınıf öğrencisiyim. 2 kelam edecek kadar konuya hakimim.

@ankarakecisi; abi bence sakin ol :) nasıl ülkeyi gezmeyen biri türk mutfağı hakkında konusmamaliysa fransiz mutfaklarini, bulundugun şehre göre bile degistigini, peynir/şarap/et/makarna vs her şeyi bulunduğun şehre göre marka değiştiği falan bir yer burası. Fransa'da her bölgenin lokal mutfağı var.


@logisticsmanager
  • ankarakecisi  (06.07.24 21:24:08) 
Türk mutfağındaki lezzetler sağlıklı ve kaliteli malzemeler ile yapılabilecek yemekler fakat özellikle gıda sektörünün kalitesizliği işletmelerin düşük maliyet yüksek kâr amacı sağlıksız yapmalarına sebep oluyor, birçok yemeği evimizde sağlıklı ve lezzetli yapabiliyoruz, bol yağ bol salça bol tuz yerine daha dengeli koyup lezzet elde edilebiliyor, tabi hamur ağırlıklı yiyecekleri doğrudan sağlıksız görebiliriz.

Yöresel mutfaklar hakkında fikrim kısıtlı olsa da antep yöresel yemekleri daha çok sebze ağırlıklıydı aslında ki bir çoğunu beğenmemiştim.
  • atom karincanin torunu  (07.07.24 01:46:45) 
[]

Oran dönüstürme sorusu

30 üzerinden 29 olan puanin,

25 üzerinden karsiligi kaç olur ?


 
24,16


  • invictae  (26.05.24 17:10:12) 
(25x29)/30=


  • jülsezar  (26.05.24 17:10:38) 
oran orantı denir buna. içler dışlar çarpımı yapacaksın: 30 da 29 ise 25 te kaçtır. yani

30 da 29 ise
25 de X nedir

25*29=30*X
X= (25*29)/30
X= 24,166667
  • illegalstar  (26.05.24 22:08:45 ~ 22:09:23) 
[]

Resimdeki yaziyi corrige edecek biri var midir ? (Fransizca)

Metne göre uygun «indicateur»lerin üstünü highligter ile geçtim. Kontrol ederseniz çok makbule geçer.

i.ibb.co


 
Birincisi ça fait.
Ikincisi pendant.
Beşincisi dans.
  • logisticsmanager  (21.05.24 11:28:25) 
Birinciyi sonradan "ça fait" demistim, fotoyu çekmeden evvel ama diger ikisi gözden kaçmis.


  • Yourcousinmarvinberry  (21.05.24 13:57:40) 
[]

Fransizcasi "fluent" olan birisi...

Bana mesaj atabilir mi danismam gereken önemli bir sey var.

Merci bcp.


 
Fluent değilim ama en kötü hanıma sorarım (fransiz).


  • logisticsmanager  (03.05.24 11:49:27) 
Je suis à vous ordres mesdaimes and monsieur


  • mech  (03.05.24 13:17:39) 
Buraya yazacak arkadaslar DM atabilirler.


  • Yourcousinmarvinberry  (03.05.24 13:26:32) 
[]

Asiri pahali gida ürünleri ve boykotlar

Son birkaç gündür ekside bu tarz basliklar var malum.

Peki normalde ticaret bakanligina fahis fiyatli ürünler ihbar edilemiyor muydu ?


 
Türkiye'deki gıda enflasyonu, maliyetten kaynaklanan bir enflasyon. Sebepleri şurada uzun uzun anlatılıyor.

www.youtube.com

Ha, bu arada fırsatçılar var mıdır? Vardır elbet. Ama çözüm kısa sürelerde boykotlarla gelecek gibi değil. Bu ülkede soğan depoları basıldı, Bim'ler taşlandı falan. Şimdi de bu boykotlar bana çok komik geliyor. Kahveci protesto ederek Gazze katliamını durdurmak gibi bir şey.

Ayrıca serbest piyasa ekonomisinde fahiş fiyat diye bir şey nedir, onu da bir türlü anlayabilmiş değilim.
  • Mirket  (21.04.24 18:27:17) 
Piyasa fiyatının uçuk derecede üstündeki ürünleri şikayet edebiliyorsunuz. Atıyorum aynı marka model ve aynı donanıma sahip bir bilgisayar 3 yerde 20 bin lirayken başka bir yerde 60 bin liraysa o 60 bin olanı şikayet edebiliyorsunuz.

Ama restoranlarda piyasa fiyatının kendisi sorun olmaya başladı. Birçok insan 25-35 bin arası maaşla çalışıyor. Daha doğrusu bu maaş aralığındaki insanların gittikleri mekanlar artık onlara lüks gelmeye başladı. Yeme ihtiyacını karşılamak için değil de biriyle vakit geçirmek için gittiğiniz tarzda mekanlarda bir yemek kişi başı bin lirayı bulabiliyor rahatlıkla. Çoğu yerde bunun üstüne çıkabilirsiniz artık istisna sayılmaz bu.

1000 lira da 35 bin için aylık kazancınızın %3'e yakın bir kısmı ediyor. Ayda iki kere dışarda yeseniz maaşın %6'sı gitti. Bu mekanlar ki birkaç sene önce sürekli gidilebilen yerlerdi. Bu tek kişi için böyle, ailecek gitmek bambaşka bir hikaye oldu.

Sorun yönetimdedir, işletmecidedir, insanların kendisindedir önemli değil artık. Bu durum rahatsızlık uyandırıyor. Dolayısıyla bakanlığa şikayet bir yöntem olsaydı bile insanların sadece bunla yetinmek steyeceğini sanmam.
  • akhenaten  (21.04.24 18:31:42 ~ 18:35:46) 
Şikayet yapılabilir.

Ama bunların kesin çözümü, bakanlık eliyle merkezi bir fiyat takip sistemi.
Bilmem hangi ilin hangi ilçesinde bir market/dükkan/galeri fiyatta yaramazlık yaptığı an Ankara'dan görünmeli.
Tüm hepsi anlık takip edilmeli.
Yapanlar/failler fotoğraflar video ile tvlerde ifşa edilmeli. Halk kendisine fahiş fiyattan ürün satanları, stoklayanları yakından tanımalı.
Bu hususta hukuki düzenlemeler olmalı.
Hep TV'den tanıdığımız sadece sanatçı siyasetçi zengin vs. değil halkın cebine göz diken, kanuni boşlukları kendi menfaatleri için kullanan kişileri de tanımayalıyız.

Para cezası kesmek asla yetmiyor. Çözüm değil.
Faturası yine bize yani tüketiciye yansıyor.

Bir de yıllardır çıkarılamayan üretici ve tüketici için olumlu bir çok yönü bulunan hal yasası meselesi varmış. Ona da göz atılmalı.
  • diyecevaplandı  (21.04.24 18:43:33) 
@diyecevapland'nın tarif ettiği yolun sonu komünizme çıkıyor.
Rusya denedi onu. Başaramadı :)

  • Mirket  (21.04.24 18:52:10) 
fahiş fiyatın fahiş olduğunun anlaşılabilmesi için market ürünü gibi bişey olması lazım. Her yerde satılan X marka X gram ürün bir yerde 10 lira diğerinde 20 ise buna müdahale edilebilir.

Ama et döner bir yerde 100 lira diğerinde 500 lira ise, biri kıymadan diğeri bonfileden yapıyor olabilir bilemeyiz. Biri düşük kira veriyor öbürü çok yüksek veriyor olabilir vs. vs.

Hani Türkiye'de zaten gıda güvenliği yok, peynirlerin veya ısıl işlem görmüş etlerin çoğu çöp, bu yüzden ucuzlar. Şimdi işini düzgün yapıp görece pahalıya peynir satan sucuk satan yerlere ceza kesip kalitesize mahkum kalmak da var. Çok hassas konular. Ha ama şu var, mesela Afyon'dan Kayseri'den düzgün sucuk alsan kilosu 500 lira, İstanbul'da daha kötüsü 800 lira olabiliyor. Ama o şehirdeki maliyetler de gerçekten öyle belki de. Bu sefer haksız rekabet, sizin kiranız az diye bu şehirdeki üreticilere dava açılsa mesela? Çünkü internet sağlayıcılarda olmuştu bu, düşük olan yükselmişti sonunda :D Serbest piyasa bile ters çalışıyor ülkede.
  • nhk ni youkosu  (21.04.24 19:31:52 ~ 19:32:59) 
İstemiyorsan almazsın o kadar. İsteyen istediği fiyattan satar. Sen özellikle bir marka ya da ürün istiyorsan o parayı vermek zorundasın.


  • ferenc  (21.04.24 19:52:21 ~ 19:52:35) 
@ Mirket aslınde kastettiğim o değil.Ticarerin de bir usul, adabı olmalı. Piyasayı alt üst eden ve insanları zor duruma koyan bu noktada dağadaki teröristten farksızdır. Durum böyleyken devlette gücünü göstermelidir.

Böyle kriz anlarında bile serbest piyasa kavramına sarılan o zaman kazancı kadar devlete vergisini versin. Samimiyetini göstersin.
  • diyecevaplandı  (21.04.24 20:24:51) 
Bu "Fahiş fiyat" anlatısının gerçekleşmesi için çok garip bir şeyin olması lazım: Neredeyse bütün gıda esnafı birbiriyle anlaşmışçasına deli gibi fiyat yükseltip bir kurabiyeye 150 lira, bir tabak makarnaya 400 lira fiyat çekerken talebin aynı kalıp da toplam tüketimin bu esnafları ayakta tutacak kadar canlı kalması için insanların da kafalarına silah dayıyor olmak lazım...

Sözlükte de bahsetmiştim. Esnaftan ya da şirketlerden etik beklemek normal değil; ürünün içeriği konusunda devletin denetimi lazım ki kırmızı biber yerine kiremit tozu, fıstık yerine bezelye yemeyelim. Ancak fiyat konusunda devletten bir şey beklemek saçma. Ne bekliyoruz, devletin pastaneye baskın yapıp "Bir kilo baklava 2000 lira olamaz" demesini mi? Pastane açan adamın "herkesin alabileceği fiyata baklava satma" zorunluluğu mu var yoksa devletin "Halka ucuza baklava temin etme" misyonu mu?

Diyelim ki köşedeki pastane sahibi gaza geldi ve popüler anlatıdaki gibi altına bir mercedes daha çekmek için bütün fiyatları iki katına çıkardı... Bu, adamın kontrolünde olan bir şey. Ancak bu adamın "İnsanlar yemezse ölürler" niteliğinde bir şey satmadığını kabul edersek bir iki şey olmasını bekleriz

a) Bu adam fiyatları piyasa dinamiklerinin tersine yükselttiği için müşterisi kalmadı, battı
b) Adam zam yapmasına ve belki toplam müşterisi düşmesine rağmen daha fazla ciro yapıyor

A şıkkı geçerliyse konuşmaya gerek yok zaten. Ama B şıkkı geçerliyse bu o ürünün bizim alım gücümüzü geçmesine rağmen başkaları için normal fiyatlı olduğunu gösteriyor. Yani burada esnafı suçlamanın anlamı yok. Ya o çevre bir anda lüks bir çevre haline geldi ya da biz fakirleştik... Çoğunlukla da cevap bu işte. Fakirleştik... Herkes aynı deecede fakirleşmediği için talep hala canlı ki esnaf ayakta kalabiliyor.
  • salihdt  (22.04.24 07:59:24) 
Maalesef çok ciddi bir enflasyon var. Personel çalıştıran bir işletmenin personel masraflarını %50 artırıp, "bunu sineye çek" diyemezsin. Personel, kira, elektrik, vergi vs. her şeyi yansıtmak zorunda işletmeler.

İnsanlar kendileri de bu durumu gördükleri için, esnafa hak veriyorlar. Ancak bunu fırsata çevirmek isteyenler de var. Serbest piyasa olduğu için devlet regüle ettiği ürünler hariç, diğer ürünlerin fiyatına karışamaz. Adam isterse bire alır, bine satar.

Bence en güzeli, cebinize uymayan, bir anda çok hızlı artış yapılan ürünleri tüketmemek. Serbest piyasanın kendi kendine oturmasını sağlar.

Ayrıca toplumda o kahve 1.000 TL olsa da içecek, son yıllarda oldukça zenginleşmiş bir %5 te var. Ne olursa olsun, bazı işletmelerin fiyatları bizim bütçemizi çok aşacak.


.
  • kartallar yuksek ucar  (22.04.24 08:35:57) 
Durum tespiti yapmak konusunda yaşanan bir sıkıntı yok aslında. Fiyatlar yükseliyor, maaşlar daha az yükseliyor. Bunun sonucunda her geçen ay alım gücü daha aşağı iniyor. Bunda herkes hemfikir, herkes farkında. Ekonomik durum birkaç yıl öncesine göre daha inişli çıkışlı.

Anlaşılmayan nokta sanırım buna insanların nasıl tepki vermesi gerektiği. Daha doğrusu insanların "doğru tepkileri" vermesi bekleniyor. Ancak dünya böyle işleseydi kurulan hiçbir devlet ve krallık yıkılmaz, hiçbir savaş çıkmaz, hiçbir ekonomi bozulmaz, hiçbir sistem zora girmez herkes huzur ve refah içinde yaşardı. Ne var ki topluluk olarak insan böyle uygun tepkiler vermiyor. Hiçbir zaman vermedi, hiçbir zaman da vermesi mümkün değil. Kırk yılda bir spontane verilen bir tepkinin doğru yere temas ettiği illaki olur ancak bu genel eğilim değil hiçbir zaman. Şimdi ortada böyle bir sorun ve bu sorunun yarattığı rahatsızlık varken bu konuda uzman ya da yetkili olmayan insanların sorunun kaynağını analiz edip buna en uygun tavır konusunda ortaklaşarak hareket etmesini beklemek sanırım gerçek dışı bir beklenti olur. Topluluğun vereceği tepkinin detaylarındaki öngörülemezlik de kendi içinde bir bütün olarak mantıklı bir olay aslında. Toplumun neye tepki verip neye vermeyeceğini kestirmek bir noktaya kadar mümkünken detaya inildikçe bu tepkiyi nasıl vereceğini söylemek güç. Toplum bir tepki verip rahatsızlığını belli ettikten sonra konuyla ilgili olanlar da bu tepkinin nasılına ve niçinine kafa yormak yerine ne tür aksiyonları alırız diye düşünmeli herhalde. Bence yanlış olan biraz da toplumu idealize edip en uygun şekilde davranmasını beklemek. Buna bu denli kafa yormak hiçbir şeyi çözmez sanırım.
  • akhenaten  (22.04.24 11:00:43 ~ 11:08:16) 
Soruyu net algilayamayip, uzun cevap yazan arkadaslara ithafen;

Bahsettiginiz özel isletmeler, restoranlar da birer "esnaf" aslinda. Ve her esnaf grubu gibi, ticaret bakanliginin borusu bu arkadaslara da pekâla ötebilir(tabii istenirse).

Olay market-cafe ayrimi degil yani aslinda.
  • Yourcousinmarvinberry  (23.04.24 12:11:02) 
[]

H. Türkoglu'nun TR'ye dönmesi

US'de kalsa yedi sülalesini cennette yasatacak adamlar neden bunun yerine tr'ye dönerler ki ?

Motivasyonlarinin kaynagi nedir ? Sirf merakimdan soruyorum.


 
Hidayet emekli olana kadar ABD'de oynayip para kazandi zaten. Basketbolu biraktiktan sonra ABD'de kalmasinin espirisi ne ki? AKP'ye yakin oldugu icin Turkiye'ye donusunde kendine federasyon baskanligi verildi. Bu da bir dunya ekstra para ve prestij demek. Daha ne olacak?

"US'de yedi sülalesini cennette yasatacak adamlar" - sanki Turkiye'de Ankara Sincan'da yasiyor gibi yazmissin.
  • hot potato  (10.04.24 21:48:38 ~ 21:50:56) 
makam, mevkii yeterli degil mi? Hali hazirda saray danismani, basketbol federasyon baskani. Bir de Tr, parasi olan kisi icin cennet


  • speedy  (10.04.24 21:50:40) 
yukarıdaki arkadaslar yeteri kadar bilgi vermişler zaten ama yazmadan edemedim.

abdde yaşasa ne yapacaktı ki? sıkıntıdan patlardı. türkiyedeki statüsü, forsu ve çevresi orada olmazdı ki. ayrıca türkiye parası ve statüsü olan birisi için abdden çok daha yaşanabilir bir ülke.
  • benarrivo  (10.04.24 21:55:46) 
türkiye mis gibi memleket. istanbul'da boğaz'ı gören güzel bir ev al, yazları için de bodrum civarında bir yazlık yaptır iyi bir mimarlık şirketiyle çalışıp. şöyle temiz güzel bir de tekne aldın mı, ege senin akdeniz benim gez. böyle güzel memleket mi var? tr'deki koylar çok nadide çok güzel. bu mantıkla bakarsan her sene gelen bill gates, jeff bezos niye geliyor olabilir?


  • avatar is back  (10.04.24 22:01:28) 
Hidayet abd'de kalsa ne yapacak? Çok afedersin de o kadar basketci varken hidayet ne yapacak?
Ama burada reyizi ile beraber mis gibi yiyor paralari.

  • logisticsmanager  (10.04.24 22:30:03) 
Abd'de yapacağını yaptı. Abd emekli adama göre değil, sürekli çalışman lazım.
Türkiye'ye gelip siyasi kariyer yaptı. İktidara yakınlığı ile kazandıkları abd'den fazladır.

Abd'de olsa gereksiz yere vergi ödeyip cepten yiyecekti. Stagnasyona girmek yerine yeni başlangıç yaptı
  • ferenc  (11.04.24 00:30:03) 
Abd'de yapacağını yaptı. Abd emekli adama göre değil, sürekli çalışman lazım.
Türkiye'ye gelip siyasi kariyer yaptı. İktidara yakınlığı ile kazandıkları abd'den fazladır.

Abd'de olsa gereksiz yere vergi ödeyip cepten yiyecekti. Stagnasyona girmek yerine yeni başlangıç yaptı
  • ferenc  (11.04.24 00:30:04) 
Yabancıların çalıştığı bir yerde çalışıyorum. Sanırım ne olduğun değil kimle paylaştığın çok önemli. Para mutluluk getirmiyor. Asgari ücretten bahsetmiyorum tabii ki :)


  • EXXE01  (11.04.24 10:49:46) 
Turkiyede kendi fanusunda yasiyorsan, ekonomik problemlerin yoksa, cocuklarina da iyi egitim alacaklari, iyi insanlar taniyacaklari bir fanus olusturabileceksen o zaman baska ulkede gocmen olmanin anlami yok.

Dogdugun buyudugun kulturu terkedip gitmek oyle kolay degil. Insan hep bi geri donmenin pesinde oluyor. Tas yerinde agirdir.
  • zimbirik  (11.04.24 16:08:50) 
[]

El yazisina düsmek..

Böyle bisi var mi cidden ? Eksi'de görmüstüm güzel el yazisina düsen kadinlar falan diye entry girilmisti de saçma gelmisti. Sehir efsanesi mi yoksa gerçek mi ??




 
Düşen de vardır, düşmeyen de. Mesela benim aşık olduğum kişinin yazısı okunmuyor.


  • rock n roll  (06.04.24 17:28:21) 
Düşen olmuşsa da el yazısı bahane olmuştur.


  • Euxinos  (06.04.24 18:23:58) 
18. yy'da belki


  • antikadimag  (06.04.24 20:47:15) 
18 yy ? Haha bence de.


  • Yourcousinmarvinberry  (06.04.24 23:29:08) 
[]

Bu salgin hiç bitmeyecek mi ?

Son üç haftada ikidir covid oluyorum. Dün halsizlik ve burun akintisi varken bugün bunlara bir de korkunç bir bogaz agrisi+balgamli öksürük eklendi.

Tatil simdiden bana haram oldu. Maske tak tak nereye kadar ? Otobüsler çok kalabalik, muhtemelen orada kaptim ya da sinifta(üniversite).

Hani bitmisti lan bu omikron denen lanetli sey ? Dünden beri bir kutu ilaç yuttumama ragmen ne istah var ne de enerji. Geçmeyen bogaz agrisi sadece...

 
psikosomatik olarak kendini hasta olarak hissediyor olabilirsin.


  • alp9900  (04.04.24 16:13:41) 
Bahar alerjisinin semptonlarını kovid ile karıştırıyor da olabilirsin...


  • s0phiesw0rld  (04.04.24 16:16:59) 
bu hastalık herkeste dönüyor ocak şubatta olanlar bir grup martta olanlar ve şimdi geçirmeyen son grup nisanda geçiriyor galiba.


  • mikahakkinen  (04.04.24 16:57:25) 
Hava değişimi geçiş zamanları kansızlık ve soğuğa maruz kalma varsa "normaldir" bu rahatsızlık.
Covidin kendisi nezle gibi bir şey olarak görülüyor artık.

  • diyecevaplandı  (04.04.24 21:01:59) 
malesef bitmedi devlet pcr'ı ücretsiz yapsa vakalar çok yükek gelir, etrafımdaki çoğu covid doktorlar artık covide grip muamelesi yapıyor ama adamın ağzına ediyor hala hastalık.
hastalığı olan bir çok yaşlı hala vefat ediyor haberiniz alıyoruz :/
maskeye devam hala toplu taşımada takıyorum.
  • eja  (04.04.24 21:24:00) 
[]

Büyük boy yelpaze nereden alinir ?

Su Japonlarin kullandigi ölçekte, büyük boy bir yelpaze ariyorum.




 
Aliexpress'te vardır büyük ihtimal.


  • d max  (01.04.24 14:49:24) 
şöyle bir şey var alakalıdır belki

www.yargici.com
  • janderzel zartanyan  (01.04.24 20:23:34) 
www.yargici.com

falan filan...
  • janderzel zartanyan  (01.04.24 20:27:58) 
[]

Nivea after shave losyon sorunsali

Hayatimda ilk defa bu tarz bir ürün aldim, gerdanima sürmek için.

0% koku var. Maalesef hayalkirikligi yasadim, param çöpe mi gitti simdi ?


 
Paran çöpe gitmedi de bu ürünler zaten parfüm gibi kokasin diye yapılmıyor.
Eğer daha çok koksun isteniyorsa daha ağır ürünler kullanilabilir. Misal aqua velva, old spice, proraso.

  • logisticsmanager  (31.03.24 13:41:43) 
traş sonrası için nivea men krem el-yüz-vücut kremini öneririm kokusuda güzel.


  • my fault  (31.03.24 14:22:54) 
[]

Sinav sonuçlarini Whatsap'tan duyuran hoca

Bu yaptigi sizce etik mi ?

Ben sahsen etik bulamadim, herkesin hangi kisimda ne kadar puan aldigini ayri ayri yayinlamis.


 
etik olmadığı gibi kvkk gereği yasak da olması lazım.


  • enteg  (31.03.24 10:00:20) 
Vallaha ben mezun olalı çok oldu, sinav sonuçları ya asilirdi ya internette olurdu ya da sınıfta hoca söylerdi. Hayatimda gizli sinav sonucu diye bir şey duymadim. Ama whatsapptanbda ogrenmedim.
Etik mi? Bence bir sorun yok ama bu benim bütün hayatım boyunca gördüğüm hatta filmlerde dizilerde gördüğüm şeylere göre. Belki zaman degismistir ve artık etik değildir.

  • logisticsmanager  (31.03.24 12:52:26) 
Etik değil, hoş da değil.


  • fotrsapka  (31.03.24 13:01:35) 
herkese tek tek duyurması delilik bence. bizde de kapıya asarlardı. sizin notunuz neden başka birinin umrunda olsun ki.


  • brakgn  (31.03.24 13:09:21) 
Yalnız etik değil diyenlere tik verip etik diyenlere tik vermezseniz biraz komik olacak :) 2015te mezun oldum, erasmus universitesinde de kendi üniversitemde de farklı görmedim.

Hadi daha ileri gideyim; hanıma sordum ve Fransa'da da duvara asıliyormus. Biraz googleadim başka yerlerde de oluyormus ve sizin gibi etik mi değil mi sorusu var. Demek ki buna net bir cevap yok.
  • logisticsmanager  (31.03.24 13:48:35) 
öğrenci ismi değil numarasını bile tam yazmaması gerekir

****6534
****3214
****3123

falan gibi açıklanır mesela sende son 5 rakamından falan anlarsın
  • duyurukullanıcısı  (31.03.24 13:51:20) 
isim/numaranın açık açık yazılması ayrı bi konu ama Whatsapp'tan yayınlanmasına ayrı kılım ben. Whatsapp ne abi? Okulun e-mail adresi var. Tüm öğrencilerin e-mail kutuları var. Resmi kanalı kullanmak varken neden böyle mesajlaşma uygulaması kullanılıyor ki?

Ki normalde sisteme girersin her öğrenci kendisi görür ama böyle önceden atmalarının sebebi de şu: şikayet vb. gelirse tekrar bakıp değerlendirmek. OIS sistemine girince değiştirmek zulüm çünkü, rektörlüğe dilekçe falan vermek nerede hata yaptığını açıklamak gerekiyor. Bu şekilde gayrıresmi yaparsa önceden kafasına göre düzeltip sisteme tek seferde problemsiz girer.
  • nhk ni youkosu  (31.03.24 13:58:51 ~ 13:59:53) 
Sadece sınıfta olanların bulunduğu bir whatsApp grubuysa normal bir durum gibi görünüyor.

Hoca duyurmasa herkes birbirine duyuracak ve soracak sonucu.
Fark eden bir şey yok.

Eskiden beri üniversiteyi kazanan ilk üç, bütün Türkiye de tanınıyordu ve sorun olmuyordu.


Bunlardan ayrı olarak zamanında sınav soruları çalanlar ve bu sebeple sınavı kazananlar da medyada duyuruldu.
Kamunun bir zararı varsa bu duyurma oldukça normal bir şey. Burada etik vs düşünmemek lazım.
  • diyecevaplandı  (31.03.24 14:44:29) 
@logic,

isimler normalde sansürlü, misal

M*hm*t seklinde.

Fakat hocalar isimleri wp grubunda sansursuz paylasiyorlar. Oysaki yukaridaki sansürlü isim olayini yapan bizzat kendileri.

Eskiden bölümün sayfasinda geçenler ve geçmeyenler yayinlanirdi ama vizeler, finaller liste seklinde yayinlanmazdi.

Son olarak, geçen dönemki hoca herkesin kagidini derste dagitmisti ve puanlamayi dogru toplayip toplamadigini kontrol etmemizi rica etmisti.

Bu dönemki zibidi zaten ögretmenlikten ve ölçme-degerlendirme etiginden yoksun birisi. Sinav günü bile sinava baska bir hoca giriyor...
  • Yourcousinmarvinberry  (31.03.24 18:43:13) 
gizliliğe aykırı. şikayet edin


  • ferenc  (31.03.24 18:55:58) 
Etik olmadığı gibi ayrıca suç. Bizim zamanımızdaki etik kavramı ile bugünkü etik kavramı aynı değil ayrıca bizim zamanımızda KVKK yoktu kişisel veriler bugünkü kadar tehdit altında değildi.


  • doharkoman  (31.03.24 21:26:57) 
doçentlik başvurunuz reddedildi de etik sebeplerini mi whatsapp'tan yayınladı hocanız, bu ne saçma takıntı böyle? siz öğrencisiniz, adı üstünde öğrenme sürecinde olan bireylersiniz. düşük not almanız sizi gerizekalı yapmayacağı gibi yüksek not almanız da sizi dahi yapmaz. düşük not almanızın arkadaşlarınız tarafından öğrenilmesini bu kadar kafaya takıyorsanız daha çok çalışın, düşük not almayın. daha da iyisi, not için çalışmayın. bir şeyler öğrenmeye ve üretmeye bakın.


  • motosiklet burclu adam  (01.04.24 04:53:10) 
[]

Windows 10 almak istiyorum

Yeni bilgisayar topluyorum ve isletim sistemi windows 10 olsun istiyorum. Bu yazilimlar disk halinde mi satiliyor ve ücreti tek seferlik mi ?

Yillardir ayni isletim sistemi kullandigim için mevzuya yabanciyim.


 
Neden Windows 10 kullanmak istiyorsunuz? Şuan 11 stabil şekilde çalışıyor.

Trandyol üzerinden oem Windows 11 pro lisans alabilirsiniz. Ortlama 150 TL civarı

Windows un kendi sitesinden usb için indirip temin ettiğiniz lisans ile kurulum yapabilirsiniz
  • janavarorion  (30.03.24 09:45:08) 
Windows 10 çoğu bilgisayarda yüklü olarak gelir. Ürünün ayrıntılarında yazar.
Freedos ifadesi varsa Windows yüklü değildir.
İşletim sistemleri 4.7 lik DVD olarak satılıyor ama güncelleme vs. derken sistemin bilgisayarda kurulu hali 20 GB'ı geçer.

Bu işlere yabancıysanız bu işlere yakın olan elinde windows 10 dvdsi olan arkadaşınızla birlikte sisteme kurulum yapın.

Win 11 çıktı diye onu yüklemeyi düşünmeyin.
Son kullanıcı için iki işletim sistemi arasındaen büyük değişiklik, genelde sistemin genel görünümü temada ve istenen özelliklere, menülere, ayarlara hızlı ulaşma hususunda kendini gösterir.

Ama insanımız model veya sistem yükseltme konusunda bilgisayar veya telefonda ürünün modelindeki rakamları (win10, win11, win12..) çok kafaya taktığından ve ürünü kullanım becerisi, bu husustaki bilgisi neredeyse hiç değişmemesine rağmen daha fazla maliyetle pahalı ürünü alma hatasına düşüyor.
Kısacası köy yoluna layık olan kartal ve doğan yerine Ferrari sürerek akıllık yaptığımızı sanıyoruz.

Donanım ve bazı uygulamalar hususunda istenileni karşılayabileğini bilsem kendi sistemime Windows Xp yüklerim.
  • diyecevaplandı  (30.03.24 09:48:39) 
@diyecevaplandı

Zaten benim düsüncelerimi bana aktarmissin ve basligi bu yüzden "bana windows 10 lazim" diye açtim, fakat retail olarak bulamiyorum maalesef ki...

Bu arada yillardir(su an da dahil) XP kullaniyorum, bunu da ek bilgi olarak paylasayim (:
  • Yourcousinmarvinberry  (30.03.24 15:53:33) 
direkt Microsoft'un sitesiden iso dosyası indirip yine Microsoft'un uygulamasıyla Flashdisk'e yazabiliyorsun. (bootable yapıyor)

Kurduktan sonra internetten OEM lisans alman en kolayı. (email ile serial number gönderiyorlar. Legalliği gri bi konu, çoklu satılan lisansları internette ucuza dağıtıyorlar deniyor. Ben yıllarca kullandım sorun olmadı ama bilemeyiz tabii)

Diğer türlü kutulu dvdli windows 10 bulman çok zor, bulsan bile 3-5 bin lira isteyebilirler.
  • nhk ni youkosu  (30.03.24 16:28:48 ~ 17:05:49) 
[]

Tercümanlik neden bu kadar önemseniyor

Geçen tercümanlik okuyan arkadaslarla bunun muhasebesini yaptik.
ismi lazim degil, bir hoca var bazi piyasa kitaplarini Fransizcadan Türkçeye çeviren. Konu da tam buydu, çevirmenlik öyle yüksek meziyet veya derin birikim gerektirecek bir meslek degil fakat buna ragmen bahsettigim kisiye neredeyse Platon etiketi yapistiriliyor. Oysa ki kendisi ne sanatçi ne de yazar. Baska eserleri çevirmek disinda bir katkisi da yok.

Su durumda tercümanlikla, edebiyatla ugrasanlari niye abartiyorlar ki ?

 
çünkü tercüman olmak için iki dili bilmek yeterli değil

iki kültürü bilmek, edebiyattan dilden genel kültürden anlamak, söyleyişi bilmek gibi insanın uzun birikimle edinebileceği şeyler

ama dediğin gibi daha düz çevirmenler hatta makina çevirisi yaptırıp basan yayın evleri de var
  • grimavi  (24.03.24 17:25:35) 
hem ana dilini hem yabancı dili bileceksin, üstüne alanı bileceksin. mesela nietzsche çevirmek için almanca'yı bileceksin, nietzsche'yi bileceksin ki bu da yetmez üstüne ana diline de hakim olacaksın. bu kadar meziyete sahip türkiye'de kaç kişi var.

tabii çevirmenlerin çoğu palavra orası ayrı.
  • gule gule  (24.03.24 17:45:14) 
Tercümanlık hakkındaki önyargınız doğru değil mütercimler derin entellektüel bilgiye sahip kişilerdir her dil bilen mütercim olamaz mesleğin itibarı buradan gelir.


  • doharkoman  (24.03.24 18:32:33) 
En kısa yoldan kendi yaşadığım ve çok canımı sıkan bir yerden örnek vermem gerekirse kolay olsun diye çevirinden gideyim diye okumaya başladığım birçok kaynakta kafamı karıştıran yerler oluyor ve "dur bakalım orjinalinde ne demiş" diye orjinal kaynağa gidiyorum. Nihayetinde kolay olsun diye başladığım çeviri kaynağı tamamen terk edip orjinalden devam ediyorum. Bu cidden can sıkıcı.

İyi çeviri kötü çeviri diye bir durum var. Edebi metinlerde ve bilimsel metinlerde ayrı ayrı şeylere çok dikkat etmek gerekiyor. Bazı edebi metinlerin çeviri olduğu o kadar bariz ki, dilin donukluğundan eserden soğuyorsunuz bu da satış rakamlarının düşmesi demek. Bilimsel metinlerde ise konuya hakim olmayan çevirmenin yaptığı çeviriler sözcük seçimlerinden ötürü anlaşılmaz ve hatta daha ötesinde yanıltıcı bilgi verebiliyor.

Bunların dışında, örneğin oyun çevrileri çoğunlukla amatörlerce yapılıyor ve bu ciddi anlamda göz kanatıyor. Özellikle oyunlar söz konusu olduğunda neyin çevrilip neyin çevrilmemesi gerektiği de çok önemli. Karakter sınıflarında "mahir" falan gibi şeyler görmek çok anlamsız.

Bir şeyi okurken onun çeviri olduğunun farkına varmadan okumanızı sağlayan bir çevirmen cidden oldukça yetenekli biri olmalı.

Söylediğiniz şeye şaşırdım.
  • akhenaten  (24.03.24 20:31:39) 
bence önemsenmiyor. ilk defa böyle bir şey duydum. çevremde tercümanlığı önemseyen tek bir kişi bile yok. hatta küfür falan ediyorlar.


  • zeleno  (24.03.24 20:32:17) 
yabancı bir kitap alacaksam mutlaka hangi çevirisi daha iyi diye araştırıyorum.

Çevirmenlik benim gözümde yarı yazarlık gibi bir şey. Eseri vezir de eder rezil de.

Bu dediğim edebi eserler için geçerli.
  • burfak  (25.03.24 12:58:15) 
Tarihi eserleri çevirenlere saygı duyar önemserim. Sonuçta o dönemin kelimelerinin, o dönemki anlamlarını bulmak ve o döneme uygun çevirmek kolay iş değil. Aynı şekilde fantastik kurguda hem o evrene uygun hem de çok güzel çeviri yapanlar var. Ona saygı duyarım. Bunların hepsi zeka, tecrübe ve emek istiyor. Bunların orijinalini görünce fark ediyorsun ne kadar iyi olduğunu. Yine kötü örnekleri görünce de ne kadar kötü olabileceğini... Aynı şekilde simultane çevirilere de (cümlenin yarısını atlayan futbolcu tercümanlarına değil) saygı duyuyorum. Çok kaliteli hareketler.

Onlar dışında tercümanlar ölü dillerden falan çevirmiyorlarsa ekstra bir saygı görmüyorlar hiçbir yerde. Evet, benim tercüman arkadaşlarım var. İngilizce-Türkçe çeviri işleri de yaptım öğrenciyken. Düz iş işte.
  • nawar  (25.03.24 13:27:54) 
[]

Mini etek altina tayt giymek

Kim baslatti ki bu modayi ?

Bir de arkasi sort, önü etek görünümlü garabet bir sey de var.


 
Şort etek güzel. Benim de severek giydiğim bir kıyafet.


  • rock n roll  (21.03.24 18:36:03) 
Kim başlattıysa tebrik ediyorum. Gtüm göründü mü stresi çok kötüydü çünkü.


  • Gradient_tabanlı_mor  (21.03.24 21:53:10) 
Bizim mahallede küçükken kız çocukları sokakta böyle oynardı. Ya onlar başlattı ya da tenisçiler.


  • prole  (21.03.24 22:19:49) 
Avrupa’da şu an moda bu akım. Etek altına pantolon giymek ve erkekler de bu modaya uyuyor. Hatta tüllü eteklisini gördüm. Erkek :)

Şort eteği ben de beğenirim.
  • naksidil  (22.03.24 00:36:34) 
Kim baslatti bilmem de bence de şort etek gercekten kim giyerse giysin çok kötü görünen bi kiyafet. Rahat olalim derken etegin tum guzelligini olayini silip atan bi goruntu veriyor. zevksiz buluyorum sahsen.


  • nic cage  (22.03.24 02:02:39) 
[]

Kadin tuvaletlerinde...

Kapi arkasi yazilari oluyor mu ?

Oluyorsa ne tarz yazilar, mesajlar genelde ?


 
Olmaz mi? Dun rock n rolla’da yazilari okudum mesela;

“Okuyan kisi, seni seviyorum. En degerli sensin bu hayatta”
“Sinirlarinizi asan herkese siktiri cekin”
“Sıkıldım”

Okudugum uc yazi.
  • mor oje  (17.03.24 22:10:42) 
Ben hiç rastlamıyorum


  • Gradient_tabanlı_mor  (18.03.24 12:12:04) 
bir arkadaşım söylemişti;

''Kafada bitti ama Kafa da bitti''

çok beğenmiştim.
  • since1907  (18.03.24 12:30:39) 
Genelde kadın yürüyüşlerine ait tanıtımlar, davetler, sloganlar görüyorum ben. Özellikle Kadıköy'de.


  • morca  (18.03.24 19:19:48) 
[]

Vücut yapip, t-shirt'le gezenler.

Bu arkadaslar neyin kafasini yasiyor ?

Gögüs ve kol kasi yaptigi için her ortamda(disarida hava soguk bile olsa) sadece kisa kollu shirt giymekten vazgeçmiyorlar. Motivasyonlari ne ? Sokakta yürürken bir kadinin onlari durdurup, ceplerine numaralarini tutusturmalarini mi bekliyorlar ?


 
vücut sıcak. üşümüyoruz :P


  • gabe h coud  (07.03.24 10:08:04) 
Maslow'un ihtiyaçlar piramidinde dördüncü sırada beğenilmek var.

Bende böyle bir ihtiyaç yok deme. Bu bilimsel bir gerçeklik.

Konuya gelirsek, adam beğeniliyor ve beğeni bakışları alıyor ki öyle yapıyor. Telefon numarası tutuşturma konusuna gelirsek, oluyor gerçekten, oldu.

Ama ben gelişmiş bir vücudun, iyi bir meslek, saygın bir yaşam tarzı, düzgün kılık ve kıyafet, düzgün bir çevre ve entelektüel bir yapı eşliğinde anlamlı olduğunu düşünüyorum.
  • Mirket  (07.03.24 10:27:00) 
Günlük hayatta insanların yapıp da statü aracı olmayan bir şey var mı?

Kahve içtiğimiz yer, giydiğimiz markalar, izlediğimiz filmler, okuduğumuz kitaplar, siyasi görüşümüz, gittiğimiz yerler, bildiğimiz şeyler, tanıdığımız insanlar, kullandığımız telefon, hobilerimiz, arabamız, evimiz... Hepsi öyle ya da böyle kimliğimizin bir parçası, içinde olduğumuz sosyal gruplardaki yerimizin belirleyicisi, karşı cinsle iletişimimizde birer imleç olmuyor mu?
  • salihdt  (07.03.24 10:32:18) 
İzmir'de hava 12 derece şuan t-shirt ile geziyorum iş yerinde. Hafif serinliği severim. Geniş sırtım ve seksi kaslarım ile mutluyum. Kadınlardan bir beklentim yok ama bakışları okumayı bildiğim için hoşuma da gidiyor aldığım Vibe. Kafa yaşamak istersem bir şeyler içiyorum, farklı şeyler yapıyorum t-shirt kafası kesmez beni.


  • hasmetizm 2046  (07.03.24 10:53:23) 
Onlardan biri benim abim. Tek motivasyonu: "Kadınlar bakıyor." Kendini salmayıp vücut çalıştığı dönemlerde iki haftada bir sevgili değiştiriyor. Abimle bu süreçte takılanlar da üniversiteli ya da yeni iş hayatına atılan kızlar. Ciddi bir ilişki arayışında değil zaten.


  • gnosis  (07.03.24 10:56:08) 
diri memeleri olup meme dekoltesi giyen, uzun sekilli bacaklari olup mini short ve etek giyen kadin neyi yasiyorsa onu yasiyorlar. erkegin genel olarak cok estetik bir vucudu yok, artik antik yunan doneminde de yasamadigimiz icin ortalama bir erkegin armut gibi vucudu var. bunun uzerinde olanlar da bunu gostermek istiyor.


  • bay b  (07.03.24 11:04:44) 
Kendimizi iyi hissediyoruz


  • mirty  (07.03.24 11:44:13) 
beğenilme beklentisi her insanda mevcut. bazı insanlar güçlü olabileceği yöne yöneliyor. vücut yapıp t-shirtle gezip beğenilme beklentisiyle gezen arkadaşın beklentisiyle ona numara verenin beklentisi aynıdır zaten.


  • mikahakkinen  (07.03.24 11:46:54 ~ 11:48:53) 
ben de kışın şirkete full tshirt ile giderim. sağ kol full sleeve dövme ama amacım bu değil. bana sıcak basıyor, ben gömlek de giyemiyorum hatta patronla papaz oluyoruz sürekli :)

şu cebe numara koyma mevzusu da doğru. benim başıma gelmedi ama kuzenimde harley vardı. ışıklarda durdurup ahlaksız teklif etme teklifinde bile bulundular bi tur karşılığı:)
  • KidLazer  (07.03.24 12:00:45) 
@Kid, bence onlar Harley'e vurulmus(:


  • Yourcousinmarvinberry  (07.03.24 12:05:17) 
kardesim gorup gorebilecegiz hot boy sayisi belli sen neye mani olmaya calisiyorsun ki? ayrica istedigini giyer teshircilik degil bu. gorsem gercekten sicakladigini dusunurum btw bunlar kolay kolay bot ve mont da giyemezler veya cok kalin degildir montlari. saglikli beslenince usume olmuyor sanirim. ben yedi kat yorganin altinda yatarken donla gezebiliyolar. ustune bir de bizi isitabiliyorlar. pekmez ye senin de olsun


  • ala09  (07.03.24 12:34:18) 
Başarılı olmuş ve göstermek istiyor. Kolay değil kan, ter, gözyaşı.


  • rock n roll  (07.03.24 12:45:31) 
@your
ufak bir farkla, kuzende de 6pack vücut var :)

  • KidLazer  (07.03.24 13:36:44) 
usumuyoruz valla ne diyim. bugun hava 5 dereceydi ve t-shirtleydim.


  • banach  (08.03.24 05:42:23) 
[]

Amerikalilar kiymayi bizim aldigimiz gibi mi aliyor ?

Yoksa beef satin alip evde kendileri mi çekiyor ?
Lütfen Amerika'da yasayanlar cevaplasin.



 
amerikada yaşamıyorum ama :)
youtube.com

  • grimavi  (07.03.24 00:19:27) 
Marketlerde "ground beef" adıyla satılır.
www.walmart.com

  • tiny toon  (07.03.24 00:57:09) 
Benim ABDde kaldığım dönemde kasaptan direkt çekebilir (grinding) misiniz diye sorup almıştık. Grill için hamburger öyle daha lezzetli oluyo diyenlerin yalancısıyım :)


  • e mice  (07.03.24 02:25:02) 
bizim gibi aliyorlar eved, kuzey amerika'da yasiyorum.


  • cooperr  (07.03.24 02:27:27) 
Genelde marketlerde (wallmart, costco, kroger, aldi etc.) paketlenmis olarak satiliyor oyle aliyorlar. Bizdeki gibi. Kucuk bir sehirde yasiyorum, etrafta 1-2 kasap da gordum ama kim aliyor oralardan bilmiyorum.


  • The_Lollok  (07.03.24 04:11:18) 
[]

Ailenin cahil olmasi talihsizlik midir ?

Yani iste anne veya baba, kardesler ve bazi akrabalar. Tabii sadece tahsil anlaminda demiyorum. inanilmaz dar kafali, hiçbir seye akli ermeyen ve sadece kendi dogrusunu empoze eden bir ailede dogup büyümek ciddi bir sanssizlik midir ?




 
25 yaşına kadar aile yanında takılanlar için tabi ki de şanssızlıktır. ama azıcık gözü açık dünyaya meraklı kişiler artık liseden itibaren kendi çevresini kurabildikleri, internetten her şeye erişebildikleri için bu tip şeyler geride kaldı. "kendi doğrusunu empoze eden" bunu aşmanın yolu, kendi ayakları üzerinde durmaktan geçiyor. parası olan işini gücünü kuran birine kimse bişey empoze edemez. 25 yaşında dahi aileden harçlıkla geçinen biri olarak kalırsa kişi, onu yapma bunu yap, doğru bu gibi dinletileri çok duyar, olağandır


  • avatar is back  (01.03.24 21:13:54) 
avatar is back kısmen haklı ancak herkes o döngüden kaçamıyor. Kaçamayanı da yiyor o ortam


  • ferenc  (01.03.24 21:33:45) 
evet. annem birinin gebe olduğu haberini alınca der ki: "ilk önce anası babası hayırlı ana baba olsun. yetiştirdiği evlat hayırlı olur"


  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (01.03.24 21:38:19) 
Şansızlık evet ama hiç anne babası olmayanın yetimin şansızlığının yanında esamesi okunmaz bence.


  • medre  (01.03.24 21:40:58) 
sanssizlik olmasi icin ulkenin en az yuzde 50'sinin cahil olmamasi lazim ki yuzde 10 bile zor vardir.

ya bu yuzde 10'a denk gelir sansli dogarsin ya dipteki yuzde 10'a denk gelir sanssiz dogarsin. sizin bahsettiginiz profil ulkenin ortalamasi, gayet normal durum. turkiye'ye ozel degil, normal dagilim.
  • gule gule  (01.03.24 21:41:36 ~ 21:42:44) 
Avatar, bahsettigin profildeki insan zaten aileden sansli dedigimiz kisi iste.

Yani aileler zaten bir yasa kadar çocuklarina destek verir, yapar eder ama her sey sadece bununla sinirlidir ve aile konusunda yeterince sansli olmayan bir birey, hayati düz hatta kimi zaman kötü sartlarda yasama döngüsünden çikamaz.
  • Yourcousinmarvinberry  (01.03.24 21:43:22) 
Bir makalede okumuştum, alt sınıftan birinin kendini kurtarma ihtimali %13 imiş.

Aile ne ise, kişi de o oluyor. Zincirleri kırıp güzel bir hayat yaşama şansı istatiksel olarak da çok düşük.

Boğaziçi’nde okuyorum; öğrencilerin çoğu üst sınıftan. Okula millet arabayla geliyor, Boğaziçi kazandı diye öğrencinin ailesi etilere taşınıyor. Bense Pendik’ten 4 vesait ile anca gidiyorum. Gidiş geliş 8 araç. Günde 4 -4.30 saatim yollarda geçiyor. Bu şanssızlık değil de nedir?

Ben aslında tıbba geçip kolay kendimi kurtarmak istiyordum. Ama şehir dışında ailemin okutmaya maddi gücü olmadığı için mecbur İstanbul’da kalmak durumunda kaldım.

Bunlara ek, ben meslek lisesinde okudum. Ailem ilkokul mezunu kişiler. Eğitim hayatıma bırakın ilgilenmeyi hep köstek oldular. Okulumdaki kişiler, Kabataş, Galatasaray, İstanbul erkek gibi liselerden mezunlar. Boğaziçi’nde bırakın Anadolu lisesini, fen lisesi mezunu bile kolay kolay bulamazsınız. Büyük kısmı marka liselerden mezun.

Aileniz eğitim hayatına yardım etmedikçe, Daha çocuksunuz, ileride ne olacak umurunuzda değil, sizi yönlendiren kimse de yok. Cağaloğlu lisesine nasıl girebilirsiniz?
Bu şanssızlık değil de nedir?

Ayrıca bizim akrabaların alayı ilkokul mezunu cahil kişiler. Bir tek ben okuyorum. Çoğu kuzenim benden küçük olmasına rağmen çalışmaya başladı. Amcam, zaten el oğluna gidecek neden kızımı okutayım diyor. Bu şartlara altında, o çocukların nasıl çevrelerinden sıyrılmalarını bekliyorsunuz?

Suç ve ceza’da geçiyordu: her şey insanın yaşadığı ortama bağlıdır, her şeyi belirleyen çevredir; insansa bir hiçtir.

Bu tarz cahil ailelerin elinde mahsur kalmış kişilerin hikayelerini okumak isterseniz şuraya bir bakın; yalnizyurumeyeceksin.com
  • substituent  (01.03.24 21:43:29) 
Bir Amerikan filmi vardı. Büyük buhran zamanında, aile aç, evin çocuğu marketten bir salam çalıyor. Taktir göreceğini düşünüp eve getiriyor. Babası salamı alıp, çocuğu markete götürüyor, özür dileyip salamı iade ediyorlar.

İzbanda bir anne ile 3-4 yaş arası bir çocuğa rastlamıştım. Yanyana oturuyorlar. Anne, bir büyük geldiğinde kızın yer neden yer vermesi gerektiğini uzun uzun anlattı. Sonra yol boyu konudan konuya geçtiler. Kız sordukça anne kocaman bir insanla konuşur ciddiyetinde cevaplar veriyordu. Bir soruya kadın cevap veremedi. Bilmediği için özür dileyip, eve gidince bu konuyu kitaptan okuyalım dedi.

Restoranda bir gün bir baba ve yine 3-4 yaşlarında oğlu karşılıklı oturmuş yemek yiyorlar, sohbet ediyorlardı. Adam bir ara telefonuna bakıp Özür dilerim oğlum dedi. Çocuk niçin dedi. Adam bir mail geldi ve bunu okumam ve cevap yazmam gerekiyor, bir süre seninle ilgilenemeyeceğim için özür dilerim dedi.

Bir gün Hastanede bekleme salonuna iki kadın iki çocuk arabasıyla ve eteklerine yapışmış bir sürü çocukla gelip oturup sohbete başladılar. Çocuklarda bağrışmalar, koşuşmalar, yıkılıyo ortalık ve iki kadın hiç oralı değiller. Bir yaşlı kadın, kadınları ikaz etti. Kadın onlar daha çocuk, oynayacaklar tabi. Ne yapabilirim deyip muhabbetine geri döndü. O sırada sırt çantalı uzun saçlı, 3-4 tel sakallı, kaşı piercingli, muhtemelen üniversite öğrencisi bir çocuk, çocukların en küçüğünü yakalayıp, kırmızısı solmuş yangın ikaz levhasındaki kırmızının sarı mı kırmızı mı yoksa başka bir renk mi olduğunu sordu. Çocuk ara renkleri bilmiyordu. Uzun saçlı ona pembeyi, turuncuyu falan anlatmaya başladı. Sohbet uzadı. Diğer çocuklar koşmayı bıraktı orada toplandılar. Uzun saçlı onlara hastanenin yangın güvenliği hakkında baya bi ders anlattı ve millet kafa dinledi

Ailede eğitimin herşey olduğuna, anne babanın eğitimli olmasının çocuk için ne denli önemli olduğuna dair son günlerde tanık olduğum birkaç örnek.
  • Mirket  (01.03.24 22:46:00) 
insanlar görgü ve akıl açısından ailesinin ortalaması olur.

bilgi olarak da alternatif zannettiği pozisyon, piyasada revaçta olan, ailesininkiyle benzer tutarlılıktaki şeylerdir.

bu sitede ailesine cahil gözüyle bakanlardan epey duyuru açıldı. bunlar ileri gençlikte ana babasına öfke duymaya başlayan kimseler. söyle bakalım nesi cahil'in arkası internet medyasındaki kalıplarla doluyor.

tahsil üzerinden cehalet damgası ise korkunç. bu zavallı fikirler halen revaçta.
umut sarıyakayanın neden rodostan göçmediniz diye dedesini dövdüğü bi karikatür vardı :) neden 150 senedir istanbulda yaşayan apartmanları olan amerikan kolejli değilsiniz diye ana babayı tepiklemek karikatürlerde kalmalı artık.

aslında bu basmakalıp yaklaşımlarla sözlükte alay ediliyordu 10 sene öncesine kadar. sonra bu eski tekerlemeler yeniden hortladı.

internet var ve internetle bilgi-akıl değil her türlü cehalet ve yalan daha kolay yayılıyor, hem de cahil terbiyecilerinin eliyle.
  • lambırcek  (02.03.24 01:54:58 ~ 01:57:54) 
oturup uzun yazacagim. cunku bu konuya cok takiliyorum.

kisinin kendi kaderini kurabilecegi, kendi kaderinin efendisi oldugu hayatimda duydugum en buyuk palavradir, martavaldir. kisi zaten hicbir sekilde kendi kendisine belirlenmez. oncelikle genetigi anne babasindan alir. sonra ilk aile terbiyesini ve sonrasinda da ailesinin imkanlarini alir ve bunlarla beslenir. konustugumuz dil, benimsedigimiz degerler vs bircok sey bize toplum veya aile tarafindan verilir. bizim birebirde kendi kendimize olusturdugumuz hicbir sey yoktur. karakter, zeka gibi seyler de bize verilir. ne kadar uzun boylu oldugumuz, ne kadar zeki oldugumuzu vs secmeyiz. dogdugun aile, buyudugun mahalle de boyledir.

siniflar da buz gibi gercektir. acin bakin onemli buyuk sahsiyetlerin biyografisine. %90'i varlikli veya en kotu iyi durumdaki ailelerden gelir. cunku varlik yani para size toplumun olusturabildigi degerlerin ne kadarina ulasabileceginizi belirler. gecen fatih altayli'nin programini izliyorum. katilanlar celal sengor, ilber ortayli, murat bardakci, emrah safa gurkan vs. bu adamlarin hicbiri siradan halk degiller. altayli van'in onde gelen altayli ailesinden, celal tamek holding'in varisi, murat'in dedesi osmanli valisi, safa gurkan aralarinda en garibi ama onun da babasi tekfen miydi neydi onun genel muduru. yani hepsi zengin bu insanlarin. bu zenginlikle cok onemli iki sey ediniyorlar. birincisi o toplumun urettigi her sey onlarin onune koyuluyor. bir nevi insan zihni toplumun bu urunlerinden besleniyor. ikincisi de ailelerinin networkunu miras aliyorlar. babanin tanidigini sen de tanimis oluyorsun vs. yani sadece varlik degil network de geliyor. bunlara sahip olan insanlar kafalari da calisiyorsa alip yuruyor. calismayanlari bile alip yuruyor ve senin hayat boyu calisip ulasamayacagin yerlerde takiliyor.

benim hayatim bu sinif mucadeleleriyle gecti. neden mi? cunku alt sinifta dogan zeki bir insandim. bir insan hayatinda daha aci verici bir kombinasyon yoktur dostlar. orta ve ust siniftaki insanlar zaten kurtulmustur, veya gorece stabil hayatlar yasarlar. alt siniftaki aptal da kendisine verilen rolu sorgulamaz, benimser. cunku farkindaligi dusuktur ve olan bitenin farkina varmadigindan cok aci da cekmez. ancak alt sinifin zeki insanlari yanar kavrulur. farkindaliklari yuksektir ve bu yuzden durumun vehametini anlarlar. ancak ne kadar ugrasirlarsa ugrassinlar buyuk akintilara karsi kulac atamazlar. ornegin simdi turkiye cokerken alt siniftan muhendislik okumus bir insani dusunelim. dogru yonde kulac atsa bile yikilan ulkenin altinda kalacak bu adam. hayati boyunca duzgun bir arabaya binemeyecek, duzgun bir muhitte oturamayacak, rahat rahat farkli ulkelere gidip yeni kulturler goremeyecek.

her neyse. bir baska ornek. ankara'nin en iyi liselerinden birinde okudum. gecenlerde lise arkadaslarimin nerelerde, neler yaptigina baktim tek tek. irtibatimin koptuklarina da linkedin vs bir sekilde ulastim. cok aci bir gercek var. lisede ipod'u olan varlikli kesim yurtdisinda guzel kariyerlere sahip. geri kalan idare ediyor. alt siniftan gelenler ise tamamen kayip. basarinin ailenin gelir seviyesiyle orantili olduguna dair yapilan tonla calisma var zaten ama bunu yasayarak gormek, tanidigin yuzlere ve isimlere ilistirmek baska.

benimle ayni mahalledeki canavar gibi cocuklarin hepsi su anda kayip. fakir mahallelerden tek tuk iyi liseye giden cikar. onlar da universite sinavinda elenir cunku rekabet orada cok kizismistir artik. benimle ayni semtten ayni liseye giden diger arkadas da kayboldu. yapilamiyor abi cok zor, kayip gidiyor insanlar.

bak bir ben istisnai olarak bir seyler yapabildim benim cevremden. amerika'da guzel bir kariyerim var. ama buradaki kariyer sahibi turklerin hepsi turkiyenin orta veya ust kesiminden gelenler. tanistigim herkes besiktas, kadikoy veya cankaya cocuklari. keciorenliler, mamaklilar nerede? tamam biri benim ama digerleri nerede ulan.

neyse sozun ozu, evet talihsizliktir. ne olacagin dogdugun aile ve sartlarla belirleniyor buyuk oranda. bu gercegi ne kadar erken fark edip kabullenirsen o kadar rahatlarsin.
  • antikadimag  (02.03.24 06:20:30) 
Cahillik kavramı Türkiye'de diploma ile bağdaştırılıyor. Bu da ayrı problem bence. Türkiye 90'larda memur ülkesiydi. Boktan bir bölüm okuyan bile memur oluyordu. Artan nufusla iş değişti. Artık üst sınıf zanaati olan kişiler.

Cahillik bana göre dar görüşlülülük, yobazlık kombinasyonu gibi bir şey. Diğer türlü okul okuyacağım diye bir sürü emek, para pul boşa gidiyor. Yurtdışındayım, çoğu kişi binlerce doları eğitime döküp geri dönüyor. Öte yandan zanaatiyle gelenler - ki bunlara Türkiye'de cahil deniliyor - ciddi paralar kazanıyorlar.

Kısacası Türkiye'deki gibi test çözerek cahil olmayacağım falan demek de ciddi sıkıntı. Türkiye'de yaşamından memnun olmayan eğitimli tayfa gittiği yerde beklediğini bulamıyor. Türkiye'de üniversite okumadı diye cahil denilen biri bir meslek edinmişse gittiği yerin kralı oluyor. İlkokul mezunu bir tesisatçı, kaynakçı, oto tamircisi istediği her ülkede yaşıyor. Çok da sağlam para kazanıyorlar :)
  • ferenc  (02.03.24 07:37:27 ~ 07:42:25) 
ayı yavrusunu severken öldürür derler. cahilliğin yahut kısmi cahilliğin sevgiyle, iyi niyetle birleşmiş hali bile çok bir şey getirmez insana, hatta götürür, hayatını zorlaştırır. ailenin cahil olması bence talihsizlik. şöyle bir talihsizlik.

babam lise mezunu, annem ilkokul. etrafımızda üniversite bitirmiş hiç kimse yoktu. ben ilkokul ve ortaokulda başarılı biriydim. liselere hazırlık sınavında sosyal bilimler lisesi diye bir şey olduğunu duydum ve ilgimi çekti, kitap okumaya vs. başlamıştım o sene, net bir hayalim yoktu ama yazıp çizmek hoşuma gidiyordu bir yeteneğim olduğunu düşünüyordum çocukça da olsa. sosyal bilimler ilgimi çekiyordu. sene sonunda sınava girdim, puanım da tutuyordu, babama gideyim mi dedim? o neymiş napacaksın oğlum boşver anadolu lisesi'ne git dedi, 14 yaşında ne diyebilirsin? yaşadığım yerdeki iyi bir anadolu lisesine girdim. alan seçimi yapılacaktı 2. sınıfta. fen bilimlerine ilgimin, hevesimin olmadığını duşundum, babama dedim ki eşit ağırlık okuyacağım, onu okuyup da ne oluyormuş, mühendis ol ne olduğu belli olan bi mesleğin olsun dedi. hiç soran yok sen ne istiyorsun, ne duşunuyorsun, niye bu tercihi yapıyorsun vs. 16 yaşındasın nasıl karşı çıkacaksın? peki dedim. okudum, istemeye istemeye laf olsun diye seçip 4 sene de inşaat muhendisliği okudum. mezun olalı 4 sene oldu, 1 sene çalıştım 1 sene askerlik, 2 sene de işsiz gezdim, hala da işsizim. ve iş arayasım bile gelmiyor çunku nefret ediyorum o meslekten. sektörde insanca şartlara sahip iş bile yok. evde oturuyorum, babam yuzume bakıp bir işe mi girsen artık diyemiyor çunku bu boku onun yuzunden yediğimin farkında anca oturuyor öyle. bence ailenin cahilliği dediğin gibi tahsille falan değil direkt anlayışla ölçulur, anlayışı eksik, kendi 3 kuruşluk bilgisinin dunyanın en mantıklı şeyiymiş gibi uzerinde hak sahibi olduğu çocuğuna yaptırma gucune de erişince bok ediyorlar her şeyi. o yuzden net bir şekilde sanssizlik.
  • fyodor fyodorovic  (02.03.24 14:14:14 ~ 14:15:26) 
[]

Mustafa Kemal'in siyasi hayatinda..

Hukuki olarak özel bir dokunulmazligi var miydi yoksa bir suç islemesi durumunda günümüzde oldugu gibi hakkinda fezleke vs hazirlanabilir miydi ?




 
velev ki bir suç işleyecek olsa dahi, o makam devleti ve milleti temsil ettiği için (ki atatürk bu bilincin zirvesinde idi), aklı başındaki devlet erkanı işi o noktaya getirmeden, izzeti milliyeye zeval vermeyecek şekilde durumu en usule uygun şekilde toparlarlardı zannediyorum.


  • WithWorth  (28.02.24 19:31:47) 
suç kavramı göreceli bir şey. 22'den sonra kanun bizatihi kendisi olduğu için istediği manevrayı yaptırabilecek kudretteydi zaten. her türlü muhalifleri, serbest fırkanın başına gelenler yargılananlar vs


  • lambırcek  (28.02.24 20:22:59 ~ 20:29:05) 
[]

I. Dünya Savasi'ndan sonra ingiltere sömürgesi olsaydik..

Diger "commonwealth" ülkeleri gibi refah içinde yasayabilir miydik ?

(Hong Kong, Güney Afrika, Yeni Zelanda gibi)


 
Hindistan, Pakistan, Irak, Gana, Nijerya vs İngiliz sömürgesi olup hiç de refah içinde olmayan onlarca ülke var. Hatta Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda dışında tersi örnek yok ki onlar da izole olmaları sayesinde geliştiler sakince


  • nundu  (25.02.24 12:32:19) 
1.si yunan'ın anadolu'yu işgali, doğuda ermeni devleti, güneyde fransız ve ingiliz etki alanları sebebiyle türklerin dar bir alana sıkıştırılması geçici bir durumdu, asıl amaç zaten türklerin anadolu'dan -küçük asya / yakındoğu'dan- tasviye edilmesiydi. ingiliz başbakanı lloyd george bir konferansta o dönem, "türkler bitti" şeklinde bir cümle kuruyor. istanbul'da fiili olarak yönetim müttefiklerin elinde, türk yönetim onların emrinde kevgire dönmüş. (retorik kelimeler bunlar değil, vakıa bu şekilde.)

2.si yunan özelinde zaten bu konudalarda okuduğum "en iyimser ve tarafsız sayılabilecek" kitap "ölüm ve sürgün"de justin mccarthy yunan mezalimini ve sayıları araştırır, başka kaynaklar ile bizim tarihi yazılar yunanistan'ın batı anadolu'da türk ve müslümanları tasfiye etmek için sistemli çalıştığını net olarak ortaya koyar.

3.sü wilson ilkeleri bizim gibi yakındoğu ülkeler için değil, doğu avrupa'da bolşevizm tehlikesi ile oluşabilecek almanya tehlikesine karşı yeni avrupa ülkelerine bahşedildi. (kaynak: büyülü saray yok: bm'nin kökenleri. yazarı, mark mazower) diğerleri ise manda/sömürge olabilecekti.

5 dk.de kısaca böyle. sömürge olsaydık, ortada bir sömürge olmazdı. muhtemel ki, cenevre konvansiyonu, insan hakları ve diğer hukuksal teamüllerin olmadığı bir çağda eriyip giderdik...
  • anlatamıyorum  (25.02.24 12:36:41 ~ 12:36:53) 
Niye Suriye'yi, Irak'ı, Lübnan'ı, Mısır'ı değil de oraları örnek verdin anlamadım.

Biz sömürülmezken kendi kendimizi bu hale getirebilen bir ülkeyiz. Sömürülürken kimbilir nasıl olurduk.

Ayrıca Sevr haritasında gördüğün gibi tek bir ülke olarak bırakmıyordu bizi sömürenler.

Ayrıca, Yeni Zelanda, Kanada gibi farklı bir ülke. Büyük coğrafya,Az nüfus, Kaynak fazla ama yaşam şartları zor. Onu bir kenara bırakırsak, saydığın diğer ülkelerde mutlu azınlık dışında bir refah olduğundan emin misin?
  • Mirket  (25.02.24 12:41:14) 
Arka planda bir tür sömürgeydik zaten. Her türlü üretim planımız engellenir sümen altı yapılır ve dışarıya beyin göçü vermemiz bunun örneklerinden sadece biri.
Abdyle birlikte takip eden süreçte yeni yeni onların etkisinden uzaklaşmaya başladık.
İngiltere birinci dünya savaşı öncesi hakkımızda öyle refah gibi iyi şeyler düşünen bir ülke değil.

Şu an bile orta doğuda diplomasi yönünden etkinler ama başka devletler eliyle bu işleri yürütüyorlar.

Rusyayla ikinci yılını dolduran bu savaşta Ukrayna'nın talan edilmesinde ve savaşın hala bitmemesinde İngiltere'nin etkisi büyüktür.
Sonra da Putin'i yargılama hayalleri kurdururlar medyalarında (!)
  • diyecevaplandı  (25.02.24 13:13:57) 
hayır. sömürge kelimesi ingiltere iki şekilde kullanılıyor: dominion, colony

dominion ingiliz göçmenlerin çogunlukta olduğu kendi kendini yönetebilen ülkeler: kanada, avustralya, yeni zelanda, güney afrika, vb
bu ülkelerde zaten doğal olarak halk cahil olmadıgı için refah içinde bir demokrası var. kendi kendilerini yönetiyorlar zaten

colony ise diğerleri: nijerya, gana, guyana, malezya, vb. bu ülkelerde halk cahil ve ingiltere doğrudan yönetiyor. bu ülkelerde refah pek yok

türkiye birinci grupta olmayacağı için değişen bir şey olmazdı.
  • benarrivo  (25.02.24 13:14:07) 
kanada zaten batılı, yzelanda ve avustralya halkı batılı olan devletler. türkiye bu ülkelerden değil. diğer gelişmemişler tarafında. hiçbir batılı tarafımız yok. güney afrika gibi zengin beyazlar durumu da yok. ki güney afrika da gelişmiş bir ülke değil


  • paintov  (25.02.24 15:26:00) 
türkiye ingilizlere yenildi zaten. ve istediği her şeyi aldı ingiltere. verilenlere asla ittihatçılar gibi göz dikmeyecek bir rejim ve bir anlayış tesis edildi. karşılığında buna denk düşen refahı verdiler. aralarına kabul ettiler.


  • lambırcek  (12.03.24 22:50:46) 
Kesinlikle hayır. Nundu'nun örneği daha doğru. İki ihtimali var ya vali atayarak direkt koloni olduğunu yüzüne vura vura Ürdün-Filistin Bölgesi-Mısır civarında yaptıklarını yaparlardı ya da din ile uyutacak bir tek adamı başımıza dikip eğitim sisteminden uzaklaştırır gelişimin önünü keser ve sorgulamayan nesille sömürebildikleri kadar sömürürlerdi. İkincisi, taze cumhuriyet döneminde yapamadıkları halde sonradan başardıkları için tanıdık geliyor, değil mi?

Yukarıdaki İngiliz zaferi konusu tamamen hatalı bir yorum.
  • nawar  (12.03.24 23:02:12 ~ 23:57:39) 
ingiliz etkisi o kadar güçlü savaşı kimin kazandığı ve kimin istediğini aldığı konusunda bile hurafelerle bezeli kafalar türetti.


  • lambırcek  (24.03.24 05:58:16) 
İngilizler Allah değil. Her şeye muktedir Batılı devlet tipolojisi ancak şu anki durumumuza uygun ama ^^ Atatürk’ün ve diğer kurucu önderlerin alt kademe amerikan, ingiliz güvenlik görevlileriyle sarmaş dolaş pozları yok, ama şimdiki kadroların çok var.

Milletin kafasına laf edeceğinize kendi kafanıza bakın.
  • anlatamıyorum  (24.03.24 21:35:06) 
ülke sömürge olmadı belki ama sömürülmekten beter edildi. Hiç bir ırk birbirinden üstün değildir, ama bir gerçek varki, ülke bu kadar kısır , dar ve başkaları ne der kafa yapısını çoktan terk etmiş olurdu.


  • Rao  (24.03.24 22:22:19) 
[]

Hepatit A'dan korkmali miyiz ?

Bugün hastaneye baska bir sey için gittigimde doktor kan testinde hepatit pozitif çikmis dedi.

Basima bir sey gelir mi karaciger yetmezligi falan ?


 
Pozitif çıkan A mı, B mi, C mi? Çok farklı sonuçları oluyor


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (24.02.24 09:17:52) 
[]

Hekimler ögle arasinda nereye gider sorunsali

Geçen gün ögle arasina denk gelip, hastane avlusunda bekliyorken aklima geldi. Diger personel karsi tarafraki kantine çay içmeye gidiyordu mesela ama hekimler ögle arasini simit çayla geçistirmiyordur diye düsünüyorum.




 
hastanelerin yemekhanesi var orada yiyorlardır. veya servis katında kendi odaları oluyor oraya dışarıdan söylüyorlar.


  • my fault  (13.02.24 12:19:05) 
her hastanenin yemekhanesi var


  • benaslinda  (13.02.24 12:22:53) 
hastane yemekhanesi ya da o yemekhaneden servise gelen yemekler oluyor ama genelde yemekler kötü ve yetersiz olduğu için bu seçenek az tercih ediliyor.

Dışardan söylemek bir seçenek ya da eğer daha sakin bir bölümse ve öğle arasında dışarı çıkabilecek zamanı varsa, hastane içinde ya da etrafında güzel ev yemeği vs yapan yerler olur genelde. Oralarda yeniyor. Ortam değişikliği de oluyor bu şekilde.
  • nundu  (13.02.24 12:24:56) 
özel hastanemi devlet mi?
özelde doktorların lounge'ı oluyor veya restoran veya yemekhanedende yiyorlar, doktorların odası gibi bişey yok özelde.

  • eja  (13.02.24 14:48:27) 
Hastaneden hastaneye degisir. Cogu doktor yemekler kotu olsa da -bir kismi zevksiz oldugundan, bir kisminin vakti olmadigindan- yemekhanede yer, bazilari kendi odasinda disaridan soyler, bazilari hastane disina cikip yer gelir. Doktorlarin odasi yok ozelde diye bir sey de yok, hastaneden hastaneye degisir bu durum. Benim calistigim yerde var mesela.


  • gibicibicis  (13.02.24 18:18:52) 
Daha önce eğitim araştırmada doktor olan abimden gördüğüm kadarıyla simit çay içebilince oh bugün rahatız diyorlardı. Genelde aç kalırdı ve öğle arasında da çalışmaya ameliyata devam ederdi. Sonra şekeri düşünce ameliyatta eli titremesin diye uyduruk kent şekerlerden atarlardı ağızlarına ahskshsj.

Ama normal devlet hastanelerinde yemekhane var. Vakti olan gidip yemekhanede yiyor.
  • Gradient_tabanlı_mor  (14.02.24 09:51:24) 
[]

Gaitada gizli kan testim pozitif çikmis

Paniklemem mi gerekir ?

Ablasini henüz kanserden yitirmis biri olarak diken üstündeyim. Zaten tahlile gitmeden de içimde bir huzursuzluk hep vardi.


 
Diken üstünde olacak herhangi bir şey yok. Bissürü sebebi olabilir. Kolonoskopi yaptırın.


  • Mirket  (12.02.24 18:29:31) 
Yarin test sonuçlari için tekrar hastaneye gidecegim. Zaten mide agrisi ve gobek çevresinde batma seklinde agrili sikayetim sonucu gitmistim.


  • Yourcousinmarvinberry  (12.02.24 18:35:07) 
O zaman hekim kolonoskopi değil endoskopi isteyecektir. Yine panikleyecek bir durum yok ortada. Raat olun.

Geçmiş olsun.
  • Mirket  (12.02.24 18:46:29) 
Başınız sağolsun ve de geçmiş olsun. Basur gibi sebeplerle de olabiliyor bu arada, her zaman farkedilebilir olmayabiliyorlar, hemen en kötüsünü düsünmeyin.


  • huzurlarinizda huzursuzluk  (12.02.24 19:37:32) 
Barsakta ülser kaynaklı olur genelde. Alkol acı baharatlar ve sigaradan uzak kalın. Lifli gıdalarla beslenip egzersiz yürüyüş yapın.


  • dakota  (12.02.24 20:03:02) 
[]

Gap iliski hakkinda ne düsünürsünüz ?

Eksi'de çok konusulan bir sey su ara. Sizin yaklasiminiz nedir ?

eksisozluk.com


 
ilk kez duyuyorum, bir şey düşünemedim.


  • datnet  (09.02.24 23:32:57) 
swingerin yeni adi gap mi..peki..


  • cooperr  (09.02.24 23:42:32) 
Swinger'dan çok farkli bir sey aslinda. iliskinin kendisiyle ilgili.


  • Yourcousinmarvinberry  (09.02.24 23:53:20) 
herkes kendine uygun ilişki pratiğini uygulayabilir ya da kendine uygun olup olmadığını deneyebilir

tek eşli ilişki kutsanmak zorunda değil

tek eşli bir ilişkiyi tercih ediyorum fakat bunu hiyerarşik olarak üstte görmüyorum
  • grimavi  (10.02.24 00:20:41) 
İlişkide karşılıklı rıza olduktan sonra her şey okey bence. Ben ise kendimi tek eşli görüyorum, geleneksel ilişki modeli dısında bir model denemedim çünkü cazip gelmiyor.


  • rebecca  (10.02.24 00:51:23) 
Benim bu konudaki mottom "herkesin hayatına kimse karışamaz". İlişkinin iki tarafı da bunu sorun etmiyorsa, ortada hukuki suç sayılan bir durum yoksa, zarar gören kimse yoksa herkes dilediği ilişki tarzını yaşamakta özgür. Her ilişkinin dinamiği farklı.

Kendi kişisel hayatımda isteyeceğim ya da tercih edeceğim bir durum değil fakat biri bu ilişkiyi yaşıyorsa da tek yapacağım yorum "bu beni ne ilgilendirir?" Olur.
  • fraise  (10.02.24 02:45:37 ~ 02:48:37) 
anladığım kadarıyla gap ilişki = belirli süreli açık ilişki

ben tek eşli ve evliyim. Evli değilken de ben ve çevrem hep uzun süreli tekil ilişkiler içindeydik.
  • nhk ni youkosu  (10.02.24 03:58:10 ~ 03:59:29) 
Buna en yakın Friends dizisindeki Ross'un "we were on a break" repliğinin müsebbibi olan kaçamağı geliyor aklıma. 10 sezon boyunca Rachel herifin burnundan getirdi. Genelde tavır bu oluyor herhalde.

Gerçi ilk duyduğumda "Atatürk Barajı'nda buluşulan ilişkiye GAP ilişki denir" diyordum (yaş belli eden örnekler, evet)
  • d max  (14.02.24 16:56:07) 
İğrençmiş! Zaten HIV dolu ortalık.


  • Kahvedesu  (14.02.24 19:08:59) 
[]

Burun eti ve ses tonu sorunsali

Küçüklükten beri burun eti ve burun egriligi sorunu yasiyorum. Tabii bu beraberinde birçok rahatsizligi da getirdi; sïnüzit, nefes alma problemi, uyku kalitesi vs. gibi.

Ama asil sorum su, ses tonum bildim bileli genzimden gelir ve bu da sanki burnumda bir sey varmiscasina ses kalitemi etkiler. Burun ameliyati olmam bu durumu degistirebilir mi sizce ?


 
Düzelir. Ses, ses tellerinden üretilse de akış gereği ağız ve geniz yapınız buna bağlı burun yolu akustiği etkiler ve sesinizi değiştirir. Şimdiki halinizden bir yıldız tilbe olamzsınız ama biraz konuşma pratiği vs ile o genizden konuşma tonunu yenebilirsiniz.


  • erty_ksk  (02.12.23 15:30:23) 
[]

Evden çikmak için verilmesi gereken min. süre ?

Ev sahibinin hangi gerekçeyle olursa olsun, kiracisinin evden çikmasini istedigi tarih, tebligden itibaren min. kaç ay olmali ? 2 ay ?




 
6 ay


  • adivar  (19.11.23 19:56:37) 
hukuki olarak durup dururken böyle bir şey isteme hakkı yok. vicdani olarak düşünürsek min 3 ay olmalı derim.


  • kanatlı kontun müşfik öpücüğü  (19.11.23 21:16:55) 
[]

Fransizcam, ingilizcemi etkilemeye basladi...

Ayni anda birden fazla dili kullananlar iyi bilir, yeni ögrenilen ikincil dil, kendinden öncekini asimile etmeye baslar.

ingilizce benim major dilim ve yeri asla doldurulamaz, degistirilemez.

Yalniz cümle okumasi yaparken gözüm sürekli Fransizca sözcük veya kip arar oldu.

Bu durumdan kurtulmak mümkün mü ?

 
Kendi kendi geçiyor

Ben de fransızca öğrenirken ingilizcemin fransız aksanına kaydığını söyleyen birbiriyle alakasız insanlar olmuştu. İşin garibi ingilizcede hiçbir zaman native bir aksanım da olmamıştı zaten :D

Sonra geçti. Sanırım bir dil öğrenme sürecinde ister istemez çok odaklandığınız için böyle şeyler oluyor.

Dediğiniz gibi ben de fransızca sözcük tespit etmeye başlamıştım. Hatta bir noktada ingilizcesini bilmediğim sözcükleri fransızcalarla ikame etmeye başlamıştım, çünkü zaten çoğu fransızca sözcük ingilizce sözlüklerde yer alabiliyor.

Her neyse :D geçici durum telaşlanmayın.
  • akhenaten  (15.11.23 07:41:57) 
Oluyor ya. Günümün çoğu ingilizce ile Fransızca arasında atlayarak geçiyor. Haliyle aksan vs kayabiliyor.
Beni de rahatsız ediyor bazen o yüzden odaklanmak, dikkat etmek gerekiyor.
Misal for example yerine par exemple diyorum bazen =d
  • logisticsmanager  (15.11.23 09:42:14) 
Genelde bir dile daha cok abaninca oluyor.

Egerki mesela kitap okurken / dinleme calisirsan vs 1 saat fransizca 1 saat ingilizce okursan / dinlersen yani esit ve dengeli tuketirsen beyin ayrimi daha iyi yapiyor. Ben boyle astim.
  • Zetnikov  (15.11.23 10:23:31) 
türkçeni bile etkiler hahaha. bazen türkçe kelime aklıma gelmiyor almancası geliyor. bazen almanca konuşurken ingilizcesi geliyor. 2-3 dili karışık kullanıyorsan şaşırtıcı değil. ben hızlı konuşuyorum biraz yabancı dilleri de. yavaşlasam düzelir gibi geliyor.


  • bohr atom modeli  (15.11.23 11:54:48 ~ 11:55:27) 
C1 seviyesinde ingilizcem var. Yakında Almanca ve Latince öğrenmek istiyordum. Bu postu görünce korktum açıkçası.


  • anaphylacticshock  (15.11.23 13:45:22) 
[]

Yarım milyon USD'nin aylık banka faizi ne kadardır ?

Bir tanıdığım kişiye yarım milyon dolardan daha fazla bir miras kaldı. Bu kişi parayı tl cinsinden bankaya koysa aylık ne kadar faiz kırar ?




 
500 bin usd= 11,5 milyon tl
yillik faiz %35
32 gun faiz geliri= 335-340 bin tl
bu paraya bankalar daha iyi oran verir tabi

iga swiatek bugun rg sampiyonu oldu
kazandıgı odul 2,3 milyo öyro
parayı turkiye'ye getirse
bendeki yatırım vizyonu :)
  • exlibris  (10.06.23 20:21:51 ~ 20:27:27) 
enpara %39 veriyor 6 ay için, yaklaşık 2.3 milyon tl getirir 6 ay sonunda

13.800.000 olarak çeker 11.500.000 yatırdığı parayı
  • pislick0  (10.06.23 20:46:37) 
100.000 TL için yıllık faiz oranlarının listesi şurada yazıyor.

www.enuygun.com

Ama o kadar büyük bir meblağ için, resmi oranlarla yetinmeyip, bankaya gidip pazarlık ederek çok daha fazla faiz alınabilir.

Ancak bu enflasyonist ortamda faiz ne kadar çok olursa olsun, ana paranın alım gücü de o hızda eriyecektir.

Yarım milyon Doları İş bankasına götürüp 617 kodlu Eurobond alsa her ay 3816 Dolar alır.Bugünün parasıyla 87768 TL yapar.
  • Mirket  (10.06.23 21:46:35 ~ 22:01:27) 
standart oranın üzerinde verirler. yani rahatlıkla 40ın üzerinde olur. yüksek miktara özel faiz oranı da belirlerler. üstelik dolar getirene bir miktar para da veriyorlar diye duydum.


  • paintov  (11.06.23 00:26:02) 
Eğer para usd ise usd faizi vs üzerinden konuşsun. Usd'ye değişik enstirümanlar sunuyor bankalar.


  • 1917  (11.06.23 10:35:56) 
Ben olsam 22 hazirandaki toplantıyı beklerdim, muhtemelen faiz artacak. Bu doğrultuda bankalardan özel olarak yüzde 45-50 oran alabilir. Tabi o kadar parayı faize bağlamak ne kadar mantıklı, tartışılır.


  • halitkin  (11.06.23 14:42:43) 
[]

Çiğ badem kan şekerini yükseltiyor mu cidden ?

Dün duyduğum ve beni dumurlara sokan beyan.

Uydurma oldugunu düsünüyorum.


 
GI'i neredeyse sifir olan bir yiyecek. Kan sekerini ziplatmasi olasi degil :)


  • e mice  (26.05.23 17:36:34) 
Yanlışım olabilir uzmanı değilim.

Glisemik İndex kan şekerini ne kadar hızlı yükselttiğini gösteriyor.

Yenilen her şey ise vücutta insülin salgılattigi için kan şekerini yükseltir. Ama az ama çok.

En basiti, aralıklı oruç yaparken badem yenilemez.
  • kisa  (26.05.23 20:02:46) 
kalorisi olan her şey kan şekerini yükseltir.


  • alperz  (26.05.23 20:10:59) 
[]

Hiç Lamborghini'ye bindiniz mi ?

Autoshow'larda vs olanını kastetmiyorum tabii, baya ön veya arka koltukta binip gittiniz mi ?

Bu arada Lambo değil de başka bir hypercar olduysa o da olumlu.


 
Hiç binmedim
Cobra ya bindim kullandım spor araba dersen maks.

  • kisa  (22.04.23 12:02:00) 
Hypercar sayılır mı bilmiyorum şunun pilot mahaline oturmuştum ama direksiyonu yoktu ben bindiğimde fkfkfk süremedim.

ibb.co
  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (22.04.23 12:02:12) 
Lambo’ya hiç binmedim ama USA’da Mustang Camaro falan kullandım, bir de 1987 Ferrari Testarossa sürme şansım olmuştu, bambaşka bir tecrübe. Günlük hayatta 1.6 Ford Focus kullanıyorum uzun süredir ve artık o kadar alıştım ki vücudumun bir uzvu gibi oldu; yukarıda bahsettiğim araçların sürüş dinamikleri yol tutuşları falan bambaşka. Ferrari özellikle 35 yıllık araba ama cillop gibi bakılmış ve o motor sesi, o vites geçişleri, pedala dokunduğundaki o güç hissiyatı… Motorlu taşıtlara yükselmeye başladım açıkçası o sürüşten sonra…


  • vedatchilipeppers  (22.04.23 12:22:35) 
Ferrari LaFerrari sürdüm.


  • gabe h coud  (22.04.23 21:13:16) 
hayır. hiç ilgimi de çekmedi.


  • deartheodosia  (23.04.23 00:16:54) 
lp560-4 ve GTR'a bindim yolcu olarak, 2010 falandi, ikiside sifir ayarinda araclardi.
istanbul-edirne arasi otobandan koparak gitmistik.

e60 m5, f80 m3 ve audi rs5 kullanma firsatim oldu, guzel araclar.
  • cooperr  (23.04.23 07:41:08) 
Ankara'da eskiden sarı bir diablo vardı belki duruyodur halen, onunla bir tur atma şansım olmuştu, bir de carrera gt3 rs test etme şansım olmuştu. 1 hafta depresyondan çıkamadım sonra :)


  • mirty  (23.04.23 11:01:08) 
[]

"Kızılcık Şerbeti" dizisinin olayı nedir ?

Daha ilk defa bugün bir yerde görebildim kısa bir şey, sanırsam türbanla alakalı bir dizi yapmışlar.

Mevzusu nedir özet geçebilecek birisi var mı ?


 
Muhafazakar, zengin bir ailenin küçük oğlu ile seküler bir ailenin kızı önce sevgili oluyorlar; sonra kız hamile kalınca evleniyorlar. Bu ilk birkaç bölümde oluyor. İlk başta aradaki kültür çatışması anlatılıyor. Daha sonrasında karakterlere tek tek hikayeler yazıp (spoiler vermek istemiyorum), hem güncel olaylara deginiyorlar hem de karakter gelişimini izlettiriyorlar. Degindikleri konular iki taraf için de zaman zaman sinir bozucu olabiliyor ama, malum insanlar gerçeklerle bir anda yüzleşmekten hoşlanmazlar.

Arada başka aşklar vs doğuyor.

Bu kadar olay olmasının sebebi ise muhafazakar ailenin kızı, seküler ailenin arkadaşlarından birinden hoslanip bir iliskiye adim atmak uzerekeyken kızı apar topar başka bir adamla zorla evlendirdiler. Düğün akşamı kız birlikte olmak istemeyince de çocuk kızı iterek camdan attı.

RTÜK dizinin başka konularına uyuz olup bunu 'kadina şiddet' diye değerlendirip 5 bölüm ceza verdi. Kanala gönderilen belgesel de 'islamafobi', dizi saatinde bunu yayinladilar. Bu dizinin rakibi dizide adam kızlarını günde üç öğün kemerle filan dövüyor bu arada, onlara kimse ceza vermiyor.

Mevzu az spoiler ve özet ile böyle anlatılabilir. Ben de annem izlerken ilk bölümlerinde 'ay bu ne?' diye diye göz ucuyla izliyordum, son bölümlere doğru YouTube'dan bayağı izleyip takip ettim. Öyle bir dizi.
  • fraise  (22.04.23 02:29:58 ~ 02:32:04) 
[]

Lost'taki kel adam

Karakterin adini bilmedigim için bu sekilde yazdim.

Bu adam dizin baslarinda normal biriyken sonra ne oluyor da dark-side'a geçip, öldürülüyordu ?


 
Ağır spoiler içerir;


O zaten dizide ölüyor. Bedenini black smoke denen dark Side in elebaşı ele geçiriyor. Sonra da öldürülüyor. Yani öldürülen aslında o değil.
  • deer hunter  (08.04.23 21:19:56) 
karakterin adı John Locke.


  • nuisance  (08.04.23 21:58:43) 
isminden mütevelllit, john locke hayati deneyimlemek ve sınırları test etmek istiyor. o yüzden ota boka atliyor, sonra da icine seytan giriyor.


  • tadellesever  (09.04.23 11:50:14) 
[]

Buluşma bitiminde numara paylaşmayan kız

Bu bir anlamda; "bir sonraki buluşma olmayacağı için iletişime de gerek yok" mu demek olur ?




 
Evet malesef


  • Kaptanmemo  (07.04.23 19:21:06) 
Numarasını istediniz de geçiştirdi mi? Eğer öyle bir şey olmadıysa, numara paylaşma talebini sizden beklemiş olabilir. Kadınlar karşı taraftan beklemeyi pek seviyor bazı şeyleri, malum.


  • norules  (07.04.23 19:30:18) 
Muhtemelen hesabı çaktı sana ve kafası ağrısın istemiyor.


  • OrangeYellow  (07.04.23 19:40:22) 
Evet, maalesef. Yani sormana ya da onun söylemesine gerek kalmadan iletişim kanalları artırılıyor aslında. Numara olmasa bile eklenilebilir başka yerlerden buluşma sonunda. Bu arada direkt "başka buluşma olmayacak" demenin dışında "elektrik alamayıp" şimdilik bu seviyede cepte tutmak da istiyor olabilir.

Bu arada @OrangeYellow'un söylediğini de çok fazla duymaya başladım. Özellikle uygulamalar üzerinden buluşmalarda arkadaş ya da sevgili değil sponsor arayan kızlar artmaya başlamış. Yediklerini içtiklerini ödetip kayboluyorlar. Başka mecrada ekledilerse de engelliyorlar. Bir tanesi Twitter'da (Çocuğa yarısını sonra yollayacağını söylemiş ve yollamamış) "yüzsüz gibi yemek parasının yarısını istiyor" deyip konuşma paylaşmıştı.
  • nawar  (07.04.23 20:22:36) 
numara olmadan nasıl buluştunuz?


  • Kahvedesu  (07.04.23 23:29:05) 
Numarayı istediniz mi?


  • Amaranta ursula  (07.04.23 23:36:19) 
Buluşma öncesinde nerden iletiştiyseniz ordan devam et işte; niyet okumaya gerek yok.


  • vedatchilipeppers  (08.04.23 11:10:39) 
Mekanlarda fiyatlar çoşunca dolandırıcılık tavan yaptı. Para dışında onun yanında yer kaplama işlevin de oluyor. Hem beleş yeme içme hem de muhabbet. Buna yedir içir dobr vecir diyoruz.


  • OrangeYellow  (08.04.23 11:26:48) 
[]

LDL Kolesterol değerim

ldl'm 182 çıkmış.

Normal kolesterol ise 272 çıkmış.

Durumum çok mu kötü yoksa haplarla vs kurtarılabilinir mi ? Tavsiye bekliyorum.

Alkol, yağlı gıda, fast food, katı yağ vs tüketen biri değilim ve günlük yürüyüşlerim vardır mutlaka.

 
Klasik tıp bilimine göre iyi değil ama klasik tıp bilimine göre yine kolesterolün %90'u falan karaciğerde üretiliyor, diyetle gelen kolesterol %10 civarı, besinle gelen kolesterolün fazlası çişle atılıyor, ldl dediğimiz şey de vücudun üretip dokulara gönderip iş yaptırdığı (hücre inşası tamiratı falan) hdl'den arta kalıp tekrar karaciğere gelen kolesterol türüdür, yani öyle bahsedildiği gibi ölümcül vs bir şey değil, kolesterolün "zararlı" boyuta geçmesi biraz genetik yatkınlıkla alakalı bir durum, onda da ldl'nin 400-500 falan çıkması lazım zaten. Oradan hesapla işte.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (03.04.23 14:51:38) 
ldl kötü değil kötü olan ldl'in oksitlenip yapısının bozulması. sağlıklı olup olmadığına bakmak için ya oxidized ldl'e bakmak lazım ki türkiyede bunu yaptırabiliyor musun onu bile bilmiyorum... ya trigliserid'e bakacaksın o fikir verecek.

ben carnivore'um bu da ketojenik bir beslenme, ketojenik beslenmedeki yüksek kolesterol ile ilgili güzel şöyle bir video var mesela www.youtube.com

kısacası yağlı gıda yemende o yağ hayvansal kaynaklıysa sorun yok, asıl problem kolesterol yüksekken karbonhidrat ağırlıklı besleniyorsan. karbonhidrat tüketimi o ldl'i sağlıksız hale getiren şey. beslenme ile ilgili yapılan önerilerin çoğu tamamen yanlış ne yazıkki... burada hem tüm dünya nüfusunun hayvansal beslenmesinin teknik olarak imkansız olması hem de neredeyse tüm endüstriyel gıdaların, içeceklerin, atıştırmalıkların vs. karbonhidrat içeriyor olması etkili. milyarlarca dolarlık birçok sektör var karbonhidrat satışına bağlı. haliyle et kötü ot iyi diyorlar... gerçek tam tersi. en kötüsü de dengeli beslenme dedikleri et ve otu birlikte tüketme olayı, tabi sağlık sektörünün de para kazanması lazım :D insanlar sağlıksız olmalı...

tek başına ldl değerin hiçbir şey ifade etmiyor.
  • konetsu  (04.04.23 03:54:34 ~ 03:56:33) 
Ldl tek başına anlam ifade eder, ama 'çok kötü' ifadasini hak etmez. Genelde ilaçlarla düzelen bir görüntü var sizin deıerlerde. Endişe etmeyin. Muhtemelen ilaç verilir, onları düzenli kullanın, yaşam tarzını değiştirin. Stres faktörünü asla unutmayın-ihmal etmeyin, azaltın. Daha hareketli bir yaşama yönelin.


  • abbabaabbaababbabaababbaabbabaab  (04.04.23 09:35:41) 
12  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.