Ekşi Duyuru

Bunu sadece tek bir sutun icin mi istiyorsunuz yoksa birden fazla mi? Sadece tek sutun icinse vlookup cozer

Evet sadece A sütunları karşılaştıracak, ana dosyada A sütununda zaten var olan bir değer varsa, o satırı hiç kopyalamayacak.

otobasyonu nasil yapilir bilmiyorum ama yeni gelen excel'deki A'daki hucreleri ana exceldeki A kolonuyla vlookup yapip N/A'leri filtreleyerek sadece yeni kayitlari alabilirsin

Huzursuzluk

Gece yolculuğu

(Tam böyle gecenin bir saatinde otobanda araba kullanma hissi geliyor böyle şarkılarda, o nedenle bu ismi önerdim)

Şarkıyı çok beğendim, çok teşekkür ederim. Bana Lebanon Hanover'i anımsattı.
Mevcut playlistlerim üzerinden gidersem yolculuk için olanlardan Voyage ya da
Gece dinlemelik İn night on night at night derdim

her gün vuruyom kuru kuru kubara

tam yüksek mod şarkısı :))

Bunlar sarkazm değil ama bunları yapanlar da sarkazm yapıyorum iddiasında değildir bence herkes kendince eğleniyor işte ne yapsın.

1- Valla bu sorunun soyle sikintili bir yani var, net bir ornege dayanmiyor. Yani atiyorum 'sizce su su hesaplar sarkastik mi' ya da 'buradaki bu cumle sizce sarkastik mi' deyip hesap ve ornek gosterseydin cok daha iyi olurdu. Simdi elimizde net bir ornek olmadigi icin cevaplarimizi hangi yorumlari ya da hangi hesaplari baz alip yaptigimiza gore bir belirsizlik ortaya cikacak.

Hesaplari ve sosyal medyayi es gecip verdigin karakter ornekleri uzerinden gidersek de sherlock cok da sarkastik bir karakter degil bence. Ayrica house m.d'deki doktorun da sarkazm ile yakindan uzaktan alakasi yok, adam surekli patronuna yag cekiyor. Olsa olsa yanci olur o. Bak mesela ben de burada kendimce 'house m.d'deki doktor' lafina gondermede bulunan bir sarkazm yaptim. Niye? Cunku house m.d dizisinde herkes doktor zaten :D Benim hangi doktordan bahsettigimi bul bakalim?

Neyse, house m.d'deki esas doktor sarkastik bir karakter haklisin. Bunun disinda bana gore karakter olarak friends dizisindeki chandler tam sarkazmin tanimi gibi bisey. Su dersleri de suraya birakalim
www.youtube.com

2- Bak mesela bu direkt ornege dayandigi icin cevaplanmasi daha kolay. Bence bu sarkazm degil.

Ben sarkazmi dogru biliyorum o yuzden de yapmiyorum, yapamiyorum. Bir iki kisi var anlayan cevremde.

farkını ödemeniz gerekiyor

15 den 50 ye gecerken soyle bir sey olmus;

www.yenisafak.com:~:text=Eski%2015%20TL%27lik%20yurt,%C3%B6deyerek%20yeni%20bas%C4%B1m%20pullar%C4%B1n%C4%B1%20alabilecekler.


yine aynisi olmustur, eldekiler zayi olmadan gidin hepsi icin haracinizi verin...



link calismadi ama belli bir sureye kadar farklini odeyip degisebiliyorsunuz, yoksa elinizdekiler de iptal

abi ustunde 50 TL yazmiyor mu zaten, 3 tane gosterirsiniz havalimaninda bunun baska cozumu yoktur bence. gidip fark verip tekrar almaktansa. yine de ilgili kuruma sormanizda fayda var.

pul denilen şey para gibi üstünde yazan rakam kadar değeri olan bir ödeme aracıdır. yani eskiden öyleydi. posta pulu da öyleydi, damga pulu da öyleydi. bu da pul ise bu da öyle olmalı.

yani yurt dışına çıkarken harç 150 lira olduysa, 50 liralık 3 tane pul yapıştırıp kullanabilmeniz lazım. pul dediğiniz öyle bir ödeme aracı.

bunlar usulü değiştirdiyse onu bilmem.

arkadaşlar pulların üstünde fiyatı yazmıyor maalesef. alttaki linkten fotoğrafına bakabilirsiniz,

havahaber.com

geçen ben çıkarken 50 tl'lik pulla çıktım sorun olmadı.

bu ek degil baglac.

yukaridaki ornekte "birakin da" ile biraz'dan sonraki "da" ayni anda kullaninca fazlalik olusturuyor, cunku ikisinin de verdigi his benzer. ama baska durumlarda kullanilabilir, teknik olarak sorun yok bence.

reklam yazarı olarak konuşuyorum, ben tercih etmem. burada okuyunca bana bir düşüklük varmış gibi geliyor. yoksa aynı cümlede iki kere de-da kullanmakta sakınca yok. böyle bir kural yok yani. illa kullanacaksanız da aralarını açmak bir çözüm olabilir.

cümleyi atarsanız bakabilirim.

aynı cümlede iki kere olur ancak bu cümle düşük bir cümle sebebi ilk da'nın gereksiz oluşu. çıkınca anlam değişmiyor.

Kullansan da kullanmasan da sorun değil diye düşünüyorum

ilk -da gereksiz degil bence cunku orada bir serzenis vurgusu katiyor. birakin, birak diye degistirilirse yeterli olacaktir.

Bi anlatım bozukluğu yok, ama göze güzel gelmiyor hakkaten.

"Bırakın da, artık biraz da biz dürüm yiyelim sözlük." gibilerinden bir virgül kullanımı bi tık daha iyileştirebilir cümleyi.

Gereksizlik muhabbetine katılmıyorum, gereklilikten ziyade vurgu olayı var gibi burada.

@kittie bırakının bırak olarak değiştirilmesi bence yanlış olur; çünkü orada belli ki samimiyeti olmadığı, mesafeli durulan birine birine sersenişte bulunuluyor. diğer bir deyişle askerlik arkadaşıyla konuşmuyor!
cümlede bir yanlışlık göremedim; lakin şöyle olsa daha bir albenili sanki:
"bırakın, artık biraz da biz dürüm yiyelim sözlük"

de bir bağlaçtır ve bu cümlede ilki gereksiz kullanılmış. iki farklı yüklem virgülle de bağlanabilir. yapı dışında anlam olarak bir katkısı yok.

bırakın artık, biraz da biz dürüm yiyelim sözlük.
bırakın da artık biraz biz dürüm yiyelim sözlük.

demek varken çok anlamsız ayrıca fonetik olarak tırmalıyor. üstte yazdığım iki cümle de bende aynı etkiyi yaratıyor zaten.

Telefoncuya iphone satmistim ve adam icloude sifresi yoksa almam ddmistim zorla hatirladim sifremi oyle sattim ki olay dogubankga geciyor. Onlar yapamiyorsa kimse yapamaz.

faturası varsa apple storeda yardımcı oluyolardı da.

kırılmaz yoksa güvenlik ihlali olur.

şifre yoksa tuğladan farksız at çöpe.

telefonu sıfırlarken icloud şifresine değil, ekran açarken girdiğiniz şifreye takılıyor olmanız lazım.

ayarlar - genel - sıfırla - tüm içerikleri ve ayarları sil

buradan denediğinizde telefonu icloud dahil her şeyleri komple sıfırlar. mağazadan aldığınız hale getirir.

icloud hesabı şirket e-mail adresi mi ?

Kendi yaşadığım uzak ilişkide partnerim harcadığım çabayı ve verdiğim maddi manevi emeği görmezden gelip "bana çok uzaksın ve hayatımın bir parçası olamadın" demişti.

O kadar ama o kadar kırıcı ve yıkıcı bir söz ki ben o an ayrılmaya karar verdim. Beni o hale getirdi. Çünkü bütün yolu ben gidiyordum, bütün masrafa ben giriyordum, bütün yalanları ben söylüyordum aileme. Sonra bir de ameliyat olacağım zaman hastaneye gelip gelmeme konusunda "ailenle muhatap olmak istemiyorum" deyince benim için bitti.

Uzak ilişkiyi kaldıramayacaktı madem niye girişti ki? Büyük bir işkence.

6 sene US-TR yaşadım. Sanırım hayatımda ilişki açısından en çok bu konuyla ilgili ahkam kesebilirim :) Uzak ilişki pek de ilişkiden sayılmaz, muhteşem bir dostluk ama giderek eriyen bir tutku getirir. Gerilim vs. mevzuları her ilişkinin ikili dinamiklerine göre değişir, bende ordan al buraya koy şeklinde bir durum oluşmadı. Gerilim yaşanmadı, tartışma olmadı, sevgi-saygı ve paylaşım maksimum seviyede devam etti.

Ama bir süre sonra, o ara görüşmelerden hemen 1 ay bile sonra artık onu özlemediğini anlarsın-uzağında olması normalindir- ama bir yandan hayatında bir şeyler değişiyordur paylaştığın o özel anlarda yanında olmaz, o ekranda gördüğün bir ünlü gibi gelmeye başlar vs vs. bunlar azımsanacak şeyler değil. İnsan temas eden ve temas arayan bir varlık, sadece buna indirgenemez tabii ama bunun gibi nedenlerle olgun 2 insanın deadlineı belli olmayan bir uzak ilişki yaşatabilme ihtimali yok.

ortada bir hata yok. reelde görüşmenin eksikliğini başka hiç bir şey tutamaz. tutamayınca da başka eylemlere mutlaka yansır. ne yaparsan yap eksik bir şeyler olacağı için, her halükarda bu gerginlik yaşanır. icha'nın belirttiği gibi geçici durumlar okey ama tam olarak ne zaan biteceği belli olmayan bir uzak ilişkinin, olgun bir insanı tatmin etme şansı yok. yani karşındakine "aa sen bunu yanlış değerlendiriyorsun" desen de hisler yalan söylemiyor, o eksiklik başka yerlerden patlıyor bu sefer.

Uzak ilişki dünyanın en boktan şeyidir.


Not: 3 sene tecrübe.

yüksek giriş + ters dubleksten ötürü evin odalarının yarısı kot olmuş. içimi karartır, oturmak için almazdım. ayrıca balkon da göremedim, balkon önemli bir şey.

istanbul'u bilmediğim için net bir şey söyleyemem ancak neredeyse şüphelendirecek kadar ucuz geldi fiyatı

bence yükset kat olması dışında problem yok. o paraya gayet iyi daire ama... 2.-3. katta olsa, iyi ışık alsa dört dörtlük olurdu.

Lokasyonu bilmiyorum ama bildigim bi sey varsa bu fiyata siirt'te ev yok. Tokatci olabilir mi acaba? Bastiginiz tahta yas olmasin sonra.

ben almazdım, ters dubleks ve bodrum olayı kötü. eğer çok kalabalık bir aile değilse ve ille de 4+1 ve dubleks olması gerekmiyorsa ara kat güney cephe bir 3+1 alırdım. benzer muhitte vardır muhtemelen.

ters dubleksin rutubet problemi oluyor genelde. binayı yapan güvendiğiniz bir müteahhit değilse çok bulaşmamak gerek. zemin yalıtımını gerektiği gibi yapmıyorlar. yaşadığım binadaki ters dubleksin zemin döşemeleri 10 yılda toplam 4 kez yenilendi. sonuncusu da geçtiğimiz mayıs ayında yapıldı. evin yeni sahibi, kaliteli ve dayanıklı olduğunu söylediği bir malzeme ile yalıtım yaptırıp parkeleri yeniden döşetti.
önümüzdeki sene işe yarayıp yaramadığı anlaşılacak.
bunun dışında toz toprak probleminin yoğun olacağını düşünüyorum. pencere açmaktan imtina edilebilir.
böceğiydi, istanbulda nüfusu yoğunlaşan fare kardeşlerdi derken ben olsam almazdım.

güzel

Fiyatı pahalı değil tabii ama çok boğucu, ben böyle bir evde yaşamak istemezdim. 4 oda olması şart değilse daha ufak ama iyi ışık alan bir ev arardım. Bir de sancaktepe göçmenlerin çok olduğu bir bölge, komşularına da dikkat etmesinde fayda var. bi evde 30 kişi kalan surilere falan denk gelebilir.

Rutubet ve izolasyon problemi +1
Aytica bina ust katta cikinti yapmis, gunes almaz her daim isik acik olacaktir.

büyük ihtimalle çok soğuk oluyordur. hem konumu hem de yüksek giriş ve ters dubleks olması nedeniyle.

Alle Ihre Transportbedürfnisse von Europa in die Türkei werden mit Sorgfalt, Zuverlässigkeit und Versicherung erledigt.

@nahtoderfahrung:

Merhabalar. Öncelikle teşekkürler. Bir mesaj atmıştım ama görmediniz sanırım. İlanda küçük bir değişiklik gerekiyor. Aşağıdaki halini de çevirebilir misiniz size zahmet?

"Tüm ev eşyalarınız Avrupa'dan Türkiye'ye itinayla, güvenilir ve sigortalı olarak taşınır."

3,5- 4 max

Sorularına cevap değil de bu konuyu ben de kafamda oturtmaya çalışıyorum

Can öz ile ümit alan ın son programını dinlemiş miydin ?
open.spotify.com

Sende de böyle kafa açıcı bilgilendirici kaynaklar varsa paylaş bizimle konuya dair :)

hepsi oluyor. kriptoda çok mantık arıyorsun. herkes bir başkasına iteliyor işte. diğer soruda da çok uzun yazmışsın. bu kadar analiz kasacak durum yok. biraz ape ol boğa sezonunun tadını çıkar.

Unlu birini bile direkt satabilirsin. Kimse senden telif soramaz. istiyorsan amerika kitasini sat.

delta.app

alış yaptığın zaman buraya gir (mobil app), kaçtan aldın, kaç adet aldın. Sonra günlük haftalık aylık ne kadar eksi veya artıdasın, ilk verdiğinin karşılığı kaç dolardı şimdi kaç vs. detayları görebilirsin.

kazanç durumu biraz garip bişey bu arada. Coin/BTC değeri düşerken coin/usd değeri artıyor olabilir. Dolar kazandın diye karda mı sayacaksın kendini yoksa satoshi kaybettin diye zararda mı?(kardan zarar) Aslında çoğu kişi btc-eth vb. kripto/kripto oranına bakar. Bu yüzden cüzdan kısmında hepsinin toplam btc karşılıkları var, dolar yok galiba evet.

destan yazmissin okumadim da bunun icin delta +1

mazda ford destekli bir firma. ford satışlarını tehdi etmez, ancak ülkemizde çok alıcısı olmadığı için koç grubuna kalmış bir durum.

Mazda’yla Ford ne alaka onu anlamadım?
Soruya gelecek olursak bence 2022’de gelecek..

mazda'nın ford ile partnerliği 2015'te sona erdi, ki o zaman da ford türkiye çatısı altında satıldığını sanmıyorum.
mazda'nın araçlarında mevcut olan yeni bir sisteme göre bir sim kart falan bir şey mi varmış, diğer markalar bu sorunu çözmüş ama mazda henüz çözememiş gibi bir durum vardı.

twitter'dan halit bolkan veya emre özpeynirci gibi kişilere mention atarsanız veya onların twitter/instagram gönderilerine bakarsanız belki bilgi alabilirsiniz.

@otopsicocugu ortaktı onlar bir ara. alakası o. 2si de ilgimi çeken marka olmadığı için alakasını bilmem.

20211 mart gibi demişti bayi, o da belki.

mazda 3lerin turkiye'de tutmamasi enteresan, kuzey amerika'da iyi satiyor.
2004 vardi bende 2. el almistim, 3-4 sene bindim zamanin otesinde aracti.
2013'de cikan kasanin lansmanina katildim, cok iyiydi. Adamlar BMW'yi rakip olarak gorduklerini soyluyorlardi. Araclarin ic/dis tasarimlari oldukca iyidir.
2015'de arkadasa sifir aldik 6 senedir sorusuz biniyor.

Mazdalarin tek sikintisi pas, onu da hallettik diyorlar ama emin degilim..

portableapps.com

Alternatifler: www.portablefreeware.com

getsharex.com

@malheiros: çok teşekkür ederim. direkt kurdum ve denedim. harikaymış. bayılıyorum böyle pratikliğin ön planda olduğu programlara. çok makbule geçti.

default ayarlarda denedim ama önereceğim ince ayarlar var mıdır? mesela ses için? görüntü için?

Benim tavsiyem yok, ekran kaydı almıyorum ben. Ama kullananlar belki çok yer kaplamayacak şekilde nasıl ayar yapılır anlatırlar. Aklıma sadece o geliyor.

ekle - nesne - dosyadan oluştur. dikey a4'te nasıl görünür büyük tablolar bilemiyorum tabi.

bu yatay'da a4'e nasıl sığsın ki? ben bir ton excel'i kaynak biçimlendirmesini koruyarak word'e atmıştım mesela ama yatay da kısa, dikeyde uzun olduğundan bir sorun olmamıştı.

aklıma tek çözüm bunu yatayda 2 sayfaya sığdırıp baskıda yarısı kitabın sol kısmında devamı da sağ kısmında olacak şekilde ayarlanması geliyor. ama bu çok uğraş ister. son gün baskıya giderken ayarlanır anca

arkadaşlar merhaba; duyuruyu editledim. içine excel dosyasını koydum. kendi bilgisayarınızda deneyebilirseniz sevinirim. excel sayfaları yataydır, doğru ama word sayfaları da yatay olarak kullanılabilir. excel dosyasındaki sayfalar tablodur. tüm yapıştırma yöntemlerini denedik ve maalesef olduğu gibi asla yapıştırmıyor.

veterinere götürüp idrar yollarıyla ilgili bir problem olmadığına emin olun derim. yaşı var belki başka bir problem de olabilir altında yatan.
dışarı çıktığında yapsın eve yapmasın isteyebilirsiniz, kumuna alışmıştır ama alışkanlıklarının değişip evde başka yerlere yapmaya başlaması ayrı bir konu. araştırmalı.

benim kedimde de aynısı olmuştu. kum yerine yatağa işiyordu sürekli. veterinere gittiğimizde rahmindeki kist idrar yolunu tıkıyormuş. veterinere gitmekte fayda var.

bir veterinere götürseniz iyi olur. bazen idrar yolu enfeksiyonu ya da sistit vs. olduğu için de yapabilir kediler böyle. www.kedimag.com

bak, bilim insanları yazmış. azıcık okusan diyorum...
dag.org.tr
hiç bir şey yemezsen/ sadece vücuttakileri yaksan ölürsün.

son paragrafta yazdığınızı bir daha bir okuyun bence.

size gerekli olan 2000.

aldığınız 1000.

üzerine bir de spor yapıp daha da yakasam diyorsunuz..

evet fit olursunuz. çünkü kısa sürede "yok" olursunuz.

yakıyosun zaten? hiç yemek yemediğin zaman yarım saatte ölmüyorsun değil mi? neyi yakıyor vücut? önce yağları sonra kasları vb. yakıyor yani içeridekini. yoksa yemek yemediğin an ölürsün. sen aç kaldığın zaman ölmüyorsan bunun sebebini düşünmelisin.

basit hesapla nefes verirken bile co2 veriyoruz sadece o2 alıp co2 veriyoruz yani carbon kaybediyoruz sırf bu sebeple bile vücut dışarıdan karbona ihtiyaç duyuyor

Birazdan Angelus gelecek ve sana cevabını verecek

Bunu anlamak için vücudun enerji metabolizmasını anlamak lazım. Vücuttaki çalışan her mekanizmanın enerji metabolizması ve anlık duruma göre kullandığı enerji kaynağı farklıdır. Yani benim vücudumda 20 kilo yağ var vücut bunu kullansın ben yemek yemeyeyim gibi bir şey olmuyor ne yazık ki.

Neden?

Şu nedenle: Vücut yağlarının enerji metabolizmasında kullanılması için oksijen gerekir, yağlar oksijene okside olarak Krebs Döngüsüne girer ve ATP üretilir, bunun için de kalbin düşük tempoda çalışması gerekir, kalp atışı hızlandıkça kalbin dokulara oksijen taşıması güçleşir, yağlar oksijene okside oldukları için oksijen azaldıkça kullanılabilirliği de azalır enerji üretemez. Senin beklentini yıkan ilk aşama bu. Yani birnoktadan bir noktaya yürürken yağ kullanılıyor ama tempo arttıkça işler değişiyor, nedenini aşağıda açıklayacam. Yani evet yağların var ama yağlar "duruma göre" kullanılabiliyor sadece.

Peki yağlar kullanılamayınca ne oluyor? O zaman dışarıdan aldığın karbonhidratlar devreye giriyor. Karbonhidratlar glikoza yıkılıp kaslara ve karaciğere depo edilir, fiziksel aktivite sırasında oksijen düştüğü zaman kullanılması için oksijene ihtiyacı olmayan bu karbonhidratlar enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlar. Yani atıyorum sen salına salına yürürken (yağ yakarken) aniden biri takıldı peşine seni kovalamaya başladı sen de can havliyle koşmaya başladın, hah işte bu noktada anlık olarak birkaç saniye içinde önce fosfokreatinden enerji üretirsin sonra kas glikojenleri devreye girer hızla koşmaya başlarsın, bunu vücut yağı ile yapamazsın zira bunun için oksijen lazım, patlayıcı bir güç uyguladığında, mesela sprint attığında dediğim gibi glikojen gerekir, bunun için de karbonhidrat lazım, onu da dışarıdan alacaksın.

Şimdi diyeceksin ki "ben almıyorum kardeşim ölecek miyim?" Hayır ölmezsin ama sistem bir yolunu bulur. Misal glikoza/şekere/karbonhidrata ihtiyaç duyarsa ve sen vermiyorsan sistem bu sefer Alanin isimli aminoaside gider zira bu aminoasit glikojne çevrilir, yani sen dışarıdan karbonhidat vermezsen sistem aminoasitleri glikojene çevirir sen de kas kaybedersin, hadi diyelim karbonhidrat verdin protein vermedin, bu sefer de kaslarını besleyemediğin için yine kas kaybedersin, hadi diyelim ikisinden de az az verdin yağ vermedin, bu sefer hasarlı hücrelerin tamir olmaz cinsiyet hormonların üretimi durur vs. Gördüğün gibi bu da senin beklentini yıkan ikinci bölüm. Bunların üstüne bir de spor yaptın diyelim, yani hem vücudu beslemedin hem spor yaptın, e bu kaslar ne ile tamir olacak? Yine kas proteinlerin kullanılacak. Her şekilde zarardasın yani. Burada önemli olan nokta, en az besinle yaşamak için neredeyse sıfır harekette olman lazım, ne kadar az hareket edersen o kadar az kaloriye ihtiyaç duyarsın.

Bunların dışında, dışarıdan kalori almanın nedenlerinden biri, içorganlar çalışmak için yağa ihtiyaç duysa bile beyin ve sinir sistemi şekerle/glikozla çalışır, onun için de karaciğere şeker yüklemen gerekir zira beyin ve sinir sistemi kandaki şeker seviyesi 3/4 gramın altına düştüğü an karaciğerdeki şekeri çekerek kullanmaya başlar, beyin ve sinir sistemi sadece karbonhidratla çalışır, ha yağdan üretilen ketonla da çalışır ama onun için de yine yüksek yağ alman gerekir o sisteme geçmek için, o da yüksek kalori almak anlamına gelir. Diyelim ki sen yine inat ettin karaciğere şeker yüklemedin, sistem yine Alanin aminoasidini yıkarak glikoz sağlar beyin yine şekeri kullanır, o da senin yine kas kaybetmene neden olur, kas kaybı da bağışıklık sisteminin çökmesi hastalıklara açık hale gelmek olduğu için oldukça sağlıksız bir sonuçtur.

Yani bunlar dışarıdan neden kalori almak zorundayız sorusunun birkaç cevabı, daha fazla da var aslında ama elzem nedenler bunlar.

dediğin doğru. Zaten zayıflama böyle oluyor. Harcadığından az kalori alırsan zayıflarsın. Vücutta varsa aslında yemek zorunda değilsin.

bu bütçeye bu listeden ancak casper nirvana c350 alınabilir gibi görünüyor.
www.hepsiburada.com

celeron ve 4gb üzer aklınızda bulunsun.

bütçeyi 3500 yapsanız çok daha iyi olur. 2500lik laptop muhtemelen çok yoracak sizi. aldığınıza pişman olacaksınız.

ikinci elde bu bütçe ile iş görecek i5 ya da ryzen 5 alınabilir.

eğer kesinlikle oyun oynamak yoksa, asıl amaç internetse, film, diziyse laptop yerine tablet daha avantajlı olur. 2600 tl lik laptop iki üç yıl sonra zayıf gelir. tablet hem pratik, hem her yere taşınır.

sağdaki kapıdan ziyade koridor barfiksine benziyor. kapıya sığmayabilir. eğer kapıya koyarsanız kafanız kapı çerçevesinin üst tarafına çarpar. koridora koymalısınız.

vidalı bir mekanızması var ve döndürdükçe teleskopik olarak uzuyor ve duvarlara sıkışıyor. sökerken de öbür tarafa çevirmeniz yeterli. uygun koridorunuz varsa ölçüsü yaklaşık 90 cm civarındaysa onu öneririrm. 100 kiloya kadar kaldırabiliyor. kenarları lastikli olduğu için duvara zarar vermiyor. ancak lastik izi kalabiliyor zamanla. silinerek çıkarılabilir. yağlıboya varsa boyanın lastiklere yapışması da olası. ayrıca betopan gibi dolgu bir duvar değil de, gerçekten duvar olması gerekiyor kullandığınız yerin. yoksa zarar verebilir.

duvara monte edilen modelin bir benzeri daha var. kapı çerçevesinin üst tarafına sıkıştırılarak kullanıyor. vidalama gibi bir şey gerekmiyor sanırım. kapı barfiksi kullanmadığım o yüzden onun avantaj ve dezavantajından bahsedemem ancak koridor barfiksi oldukça kullanışlı. koridor barfiksine kullanmadığım iki kemerimden halka oluşurarak astım. otobüslerdeki tutamaklara benzedi. bara paralel değil de dik açılı tutmak istersem kemerlerden oluşturduğum tutamakları kullanabiliyorum.

ikisini de kullandım, sağdaki derim. biseysorcaktim'in dediği gibi kapıya zarar vermese de iz bırakabiliyor uzun süre takılı kalınca. ben kapının normal çerçevelerine yapıştırarak kullandım ve zararını görmedim.

sol taraftaki monte edilmeden kullanıldığı zaman kapı çerçevesini kırabiliyor. o yüzden biraz tehlikeli.

Yeni yapılmış, hizmete girmeyen otobanlar oluyor genelde.
matrixde otobanı kendileri yapmışlardı mesela.
çok bir şey ödeneceğini sanmıyorum sonuçta belli saatler için kullanılacak. Bşr de kültür bakanlığı desteği falan varsa çok kolay olur sanırım.

Isin içinde yeşil perde olduğunu da düşün çok da bişi değil aslında

@olaylar olaylar, Nolan yeşil perde kullanmıyor, kullandığını hiç görmedim.

yıldızlararası greenbox değil mi ya bence az da olsa kullanıyordur. bilgisayarlı bilmem ne teknolojisi de bir nevi greenbox

(git: www.cinemablend.com)
(git: www.maacindia.com:~:text=As%20for%20CGI%2C%20no%20green,ratios%20under%20realistic%20lighting%20conditions.)

Burada yazanlara göre, Nolan interstellar'ı yeşil perde olmadan çekmiş.

Bu konuda ekside çok güzel yazılar var şimdi bulamam mobildeyim. Eminevim zart zurt başlıklarında bulabilirsiniz. Bunlar tatlış Müslümanların faiz hassasiyetini gidermek için hazırlanmış kılıflar işte. Banka gibi çalışır ama banka değildir. Ev alırken karşımda zartevim zortevim görmektense Akbank ı yapı krediyi tercih ederim.

sizin dediğiniz "katılım bankacılığı" yaptığını söyleyen bankaların yaptığı şey.

Eminevim, bilmemne ev falan gibi kuruluşlar altın günü gibi ev günü yapıyorlar bildiğim. Herkes her ay taksit ödüyor, biriken parayla kurayla her ay birine ev alıyorlar. Gibi. Sonlara kalanlar çok daha fazla ödüyor gibi bi hesap yapmıştı bir arkadaş.

Sizin dediğinizde de bildiğiniz faiz var aslında, sadece kuruluş şöyle diyor "biz 100 bine aldık, sen 5 sene sonra tam ödemiş olacaksın o zaman değeri 150 bin olacak, o zaman biz evi alalım sen bize 150 bin öde." gibi.

banka denen kan emicilerden yüz kat iyi.
şartlar belli. görüş görürsün.

Mantıksız olduğuna dair birçok yazı mevcuttu sözlükte. Tanıdığım bir çift var bu işe girişen. Ki kendileri her türlü mantıksız hareketi yapmakla meşhurdur.

Faiz hassasiyetiniz varsa katılım bankaları var kapı gibi. X evim Y evim bana güven vermiyor senet sepet işleri.

Böyle birşey okumuştum.

eksisozluk.com

Faiz hassasiyetinden çok 100 bin liraya ödeyeceğiniz banka faizi ile emin evim arasında dağlar kadar fark var. Emin evim daha uygun ama tek skıntısı hemen alamıyorsunuz

kabaca doğru, ayrıca 7000 kalori fazla bir kg yağ olarak depolanır ya da 7000 kalori açık oluşturarak 1 kg yağ yakılabilir.

bir program vardı inatla yemiyoruz ama kilo alıyoruz, su içsek yarıyor diyenleri gizlice kameralarla kaydedip bir ayın sonunda al yemiyorum dediğin burda at gibi yemişsin işte diye önlerine koyuyorlardı.

Günlük alman gereken temel bir kalori miktarı var; bazal metabolizma için gereklidir ve ne olursa olsun alınması gereken bir miktardır, vücudun dinlenik halde "istem dışı" kullandığı enerjidir; kadınlarda-erkeklerde 1300-1500 civarıdır.

İkinci olarak günlük aktivitelerine göre bazal metabolizmanın üstüne eklenen, TDEE (total daily energy expenditure) şeklinde kısaltması olan ve senin günlük aktivitelerine göre alman gereken bir kalori miktarı vardır, bunu Günlük Harcanan Toplam Enerji olarak çevirebiliriz. Bu miktar değişkendir, bazal metabolizma ile birlikte totalde 2000 kaloriden 3000 kaloriye hatta 4000 kaloriye kadar çıkabilir, bu oldukça kişisel bir değerdir.

Kilo vermek isteyen biri bu aralıkları bulup TDEE değeriyle aynı kaloriyi alırsa kilosu aynı kalır; TDEE değerinden 500 kalori eksik alırsa, sistem 500 kalorilik açığı kapatmak için vücut yağlarını kullanır ve gerekli toplam açık oluştuğunda kilo verir; TDEE değerinin üstünde kalori alırsa, yine aynı şekilde gerekli kalori miktarına ulaştığında kilo alır.

Günlük bazda da yine aynı şey olur ama günlük bazdaki teorik bilgiler pratikte her zaman tutmayabilir zira kaslardaki karbonhidrat rezervlerinden karaciğerdeki karbonhidrat rezervlerinden ne kadar kullandığını, yediğin karbonhidratların ne kadarını kaslara soktuğunu ne kadarını yağa çevirdiğini bilemezsin, bunlarda her zaman hata payı olur.

Misal kas rezervlerin doludur, günlük ihtiyacından az kalori alsan bile kasların dolu olduğu için o karbonhidratları yağ olarak depolayabilirsin, bunlar çok değişken ve spesifik konular yani.

95 bin liraya 700 lira veriyor

mevduat faiz oranları her banka için farklılık gösteriyor. mevcut durumda 400.000 - 450.000 tl birikiminiz olsa aylık 3000 tl faiz geliriniz olabilir.

400 bin tl gibi bir şey lazım. tabi enflasyonu aradan çıkarırsak.

3 bin TL faiz getirisi değil faiz in paranı koruması demek o paraya daire alsan hem dairenin fiyatı artar hemde kirasını yersin ama faiz yenirse o para değer kaybeder. Enflasyon yüksek faiz düşük gelir beklenemez

aslinda para kazanmis olmuyorsun faizde paranin degerinu korumus oluyorsun enflasyon oraninda. atiyorum bankada 1 milyon paran var. ilk bes yil faizini yedin sonraki 5 yilda kalan anaparanin faizi sana yetmez. cunku aslinda anapara degerini kaybetmistir.

(bkz: reel faiz)

teşekkürler arkadaşlar. bir yandan da garanti bankasının faiz oranlarına bakmıştım. aylık yüzde 3.5 yazıyordu. ona göre 100 bin tl yetiyor ayda 3000 kazanmak için. garip. orada ya bir hile var, sözünü etmedikleri. ya da benim kafam basmıyor bu mevzulara.

yok öyle hesaplanmıyor, mevduat faizi hesaplama siteleri var. onlara bakın.

%3,5 yıllık faiz oranı. 100 bin TL'ye bu orandan aylık faiz getirisi 248 TL.

100000*3,5/100/12*0,85 diye hesaplayabilirsiniz.

Genellikle internet şubesinden açtığınız hesaplara daha yüksek faiz veriyorlar. Bazı bankalar günlük %8,5 faiz veriyor şu an. Bu oranla 500 bin liraya 30 günde yaklaşık 3 bin lira faiz gelir.

1 fincan için duruma göre 1,5 ya da 2 yemek kaşığı.

250-300ml fincan için 1,5 ölçü.

klasik kupa bardak için; french press te dolu dolu 2 tatlı kaşığı , kahve makinesinde 3 tatlı kaşığı koyuyorum.

@janavarorion +1
Ben de klasik kupa için iki tatlı kaşığı koyuyorum, ideal geliyor bana.

30 gr kahve cekirdegi - 500 ml su

v60 boyle demleniyor bizde.

bir kupa için dolu 3 tatlı kaşığı, eğer 350ml'lik french press'in tamamını dolduracaksam 3 tatlı kaşığı.

suyu koy, 2 dakika bekle, karıştır, 3 dakika daha bekle. Bas ve dök.

Fargo'nun hangi sezonu. ilk sezon bugüne kadar izlediğim en iyi dizilerden olabilir fakat diğerlerinden aynı tadı alamadım.

Patriot
Perpetual Grace, LTD

Fringe onerecegim ben de izlemediysen. 2.paragraftaki kriterlerle uyusuyo 3 asagi 5 yukari. :d

(bkz: şahsiyet)

@philiptraum:

İlk sezonu sevmeyen biri, gelip de Fargo gibi dizi önerisi istemez zaten. :) Ben aşırı uç bulmadım sezonlar arası farkını.

@scudman1:

teşekkürler. inceleyeceğim önerilerini.

@The Student:

Fringe'i bitireli yıllar oldu. eşzamanlı izlemiştim onu. ama bence Fargo'dan çok farklı. ben aynı tadı verdiklerini düşünmüyorum. Fringe ayrıca çok güzeldir tabi, ona laf yok. :)

@cekcekli:

İzledim. Ve benziyorlar cidden kastettiğim anlamda.

Discogs

puanlama kısmı için

1) rateyourmusic.com

2) www.progarchives.com

Benim bildiğim composer da o film için özel bir şey yaratıyor. Diğerinde ise hazır yaratılmış şeyler filmin üzerine oturtuluyor.

composer bölümünü tanımlarken imdb şöyle demiş

"This section is reserved for the composer of the main background score, not for the composers of songs used in the soundtrack nor pieces of music featured as part of the score; those should be sent to the soundtrack list."

help.imdb.com

@awareim: soundtrack için dediklerin pek mantıklı gelmedi. hemen hemen her filmin kendine özgü bir soundtrack'i vardır. sanmıyorum öyle hazır şeyler kullanacaklarını.

Filmin soundtrack'inde sadece o film için yapılan müzikler olmaz ki, Guardians of the Galaxy soundtrackinde David Bowie, Marvin Gaye falan var hani, filmde kullanılan ama çok önceden bestelenmiş yayımlanmış müzikler de dahil olabilir soundtracklere.

@kobuzchu kiz:

elbette öyle örnekler de var. hatta bazı filmler baştan aşağı "önceden bilinen meşhur parçalar" ile dolu. öyle bile olsa yine de belli bir soundtrack'i yine oluyor sanırım. gerçi hatalı düşünüyor olabilir, şu anda fark ettim. eğer o film için yapılan sözsüz müziklere soundtrack denilmiyorsa o zaman ilk sorduğum soru da cevaplanmış oluyor. sözsüz müzikler o film için üretildiği için onlar sanırım composer bünyesinde değerleniyor. sözlü şarkılar ile soundtrack'ler içinde yer alıyor.

umarım doğru anlamışımdır. :)

composer besteci demek, soundtrack’in de bir composer’ı vardır, ikisi farklı kavramlar yani. kastettiğiniz şey bence score ile soundtrack farkı. score sadece o film için bestelenmiş, çoğunlukla enstrümantal eserleri ifade eder. soundtrack’in ise o film için bestelenmiş olması şart değildir, filmde kullanılan her türlü eser soundtrack olabilir. enstrümantal olabileceği gibi bir güftesi de olabilir.

hans zimmer filmler için özel olarak müzik yaptığı için score denebilir ama aynı zamanda soundtrack’tir, soundtrack’in kapsayıcılığı daha geniştir çünkü.

buraki fark "score" ile "soundtrack" farkından. "Score" film müziği oluyor(çalan şarkılar değil). işte o müziği yapan da "composer" oluyor. Soundtrack ise film şarkılarını içeren albüm denilebilir. kimi soundtrack "score"ları da içerebilir, kiminde filmde hiç geçmeyen şarkı da olabilir.

Lisans her yerde başına iş açabilir ama otomatik içerik tanıma vimeo'da yok galiba. Eser sahibi görmedikçe sorun olmayabilir.

@hububrad: online dizi film izleme siteleri var aslında. yani onlar da bir yerlere yüklüyorlar. lisans mevzusu onlara ulaşamıyor sanırım.

son çıkan kararnameyle ücretsiz izne çıkartmalarda onay falan aranmıyor. zaten tanımsız bir konuydu. iyi yine haber vermişler.

yıllık izniniz o tarihlerde onaylıysa parasını alırsınız tabi ama acele etmeyin bence yıllık izin zaten sizin. ileride işten çıksanız da parasını öderler.

şirket nakit akışında sorun olduğu için sizi ücretsiz izne çıkartıyor, yıllık izin kullansanız yine kasadan para çıkmak zorunda olacak.

son kararname ile çalışanın onayı olmadan ücretsiz izin kapısı açıldı.

decathlondaki bandıl seti çok şık ve çok kullanışlı.
şık olması daha önemliydi benim için. görünen bir yerde bekliyorya.

döküm set elbette bir de.

direkt model öneremeyeceğim. ama almanız gereken ürünü 2 özellik ile tarif edeyim.

döküm olmalı ve ayarlanabilir olmalı. tak çıkar yaparak istediğiniz ağırlıkla çalışabilmelisiniz. tabi 2 tane olmalı bu durumda.

Seni üzmek istemem ama önereceğim iki tane marka var, ben dumbbell çalışmalarını sevmiyorum ama sevseydim bu ikisinden birini alırdım muhakkak. Bunlar ayarlanabilir, ergonomisi çok rahat döküm ürünler. İkisini de deneme fırsatım oldu ikisi de üst düzey performansta ama fiyatları da aynı şekilde yüksek, ben marka vereyim sen araştır:

1: Bowflex
2: Gainzmach (Bu diğerine göre nispeten daha uygun fiyatlı)

Ayarlanabilir döküm plaka ile alırsanız uzun ömürlü olacağından ucuz olması problem olmaz. Eğer istanbuldaysanız sirkeci garının karşısındaki caddeden ilerleyince soldaki spor malzemeleri satan dükkanlardan min fiyatla alabilirsiniz.

Oraya gitme imkanınız yoksa decathlon-domyos +1

daha akıcı olanı tabi ki ide to sata olur ancak bu fark bariz bir biçimde hissedilir mi, sanmıyorum.. hele ki usb 3 olursa.. ancak "disklerim" demişsin.. bunların her defasında kasa içine montelenmesi vs daha çok uğraştıracaktır.

yerinde olsam ide to usb alır rahatça kullanırdım. her disk değişiminde pc aç/kapat gerekiyorsa montaj yap uğraşmazdım.

@foolrules +1

ben de "ide to usb" demek için uğradım. usb 3.0 olursa tadından yenmez.

şimdi bildiğim kadarıyla yazayım
sata 3 gbps ve 6 gbps iki modeli vardır. anakart modeline göre değişir ama bende 2011 modeli bir asus'da sata2 var mesela. 3 gbps hız destekler yani.

usb 2 ve 3 diye ikiye bölelim. usb 2 hızı 480 mbit ile limitlidir. usb 3 de 5 gbps ile limitlidir.

usb 3 mavi renkli bir usb portudur ve eski cihazlarda genelde olmaz.

yani usb vs sata dediğinizde eski cihazlarda
480 mbps vs 3000 mbps
yeni cihazlarda ise
5000 mbps vs 6000 mbps gibi bir karşılaştırma olur.

sata her türlü usb'yi döver parçalar ve gömer diyebiliriz.

o adaptörün alınma amacı kasayı masayı açmadan bu işleri yapabilmek. ben de sipariş verdim yolda hala.

en mantıklı yol usb olacaktır. ayrıca diğer arkadaşlara katılmıyorum sadece kontrol için kullanacağınız bir cihaza illa usb 3.0 olsun diye fazla para vermenize gerek yok. usb 2.0 bile işinizini görecektir.
ide diski ister sata ya çevirin ister usb 3.0 ile bağlayın ulaşacağı hız diskin okuma yazma hızını geçemeyecektir. bu tarz çeviriciler diskin hızını etkilemez sadece data iletim yöntemini değiştirir.

kurgu programında bir şey yapmadan nasıl olur bilmiyorum.

Sanıyorum sorun şu: diyelim 120 kare çekiyor, telefonda saniyede 30 kare oynatınca 4x yavaşlatmış oluyor. (yavaş çekim böyle yapılır) fakat pcdeki yazılım saniyede 120 kare gösteriyor. Gösterim kare hızını değiştirmeniz lazım.

veya iphoneda editlerken yavaş çekim olarak kaydet gibi bir şey yok mu cidden? Farklı bir export ile olabilmesi lazım sanki.

yavaş çekim biraz farklı yaklaşımları olan bir şey. Mesela saniyede 60 kare çektiğin şeyi 60 kare gösterip bire bir de oynatabilirsin, saniyede 30 kare gösterip yavaş çekim olarak da oynatabilirsin.

Tree of Life

tree of life - terrence malick

the tree of life filminden

soruna cevap değil ama öneri olarak yazıyorum. bence türkçe izleyeceğine, ingilizce izle ve şu eklentiyle anlamadığın keilemelerin türkçesine bak. eklenti adı sufli
chrome.google.com

genel olarak netflixde şunu gördüm: (himym izlemedim ama) mesela ingilizce deyimler türkçeye ona yakın anlamlarla çeviriliyor, o yüzden ingilizce alt yazılı izleyip o deyimi görüp tam anlamını internetten arayarak daha rahat öğreiyorum.

mesela

speak of the devil türkçeye iti an çomağı hazırla diye çeviriliyor. tabii bazı deyimlerde alakasız şekilde çevrildiğini de gördüm. o yüzden ingilizce izlemek daha iyi diye düşünüyorumö.

altyazılar gayet başarılı netflixte. 10 üzerinden değerlendirmek için açıp tekrar izlemem gerekir zaten buna gerek yok bence çünkü türkçelerini ezberlemeyeceksiniz sonuçta ana fikir olarak konuşmayı bilirseniz ingilizce altyazı ile izlediğinizde fransız kalmazsınız. ingilizce cümlelerin türkçede yüzde yüz karşılığı yok zaten genellikle.

bize direkt bu diziyi ingilizce altyazı ile izletmişlerdi hazırlıkta çok da faydalı olmuştu.
@uncle fydodor'a da katılıyorum.

İzlemedim ama netflix çevirileri rezalet

chrome.google.com

Bu eklentiyide tavsiye ederim. Aynı anda iki altyazı ile izleyebiliyorsunuz.
Ayrıca Netflix çevirileri çok kötü +1

ebay'de 60-100-200 pound civarı koymuşlar.
ortalama 100 pound a hemen al seçenekleri var.
en fazla 60 pound verirdim.

malın değerini kargo ve gümrük ile belirliyorsanız onları da ekleyin tabi. ben 60 pound verirdim çünkü gümrük de kargo da ödemiyorum.

@ozdek:

ebay'den alınca üstüne bir de kargo ve vergi de ödemek gerekmeyecek midir? "verirdim" denilen tutara o kadar ekleme yapmak lazım sanki :)

macrodroid uygulaması ile yada tasker gibi uygulamalar ile kendiniz de yapabilirsiniz böyle şeyleri basitçe

Ülke gündemine taşınıp sözlüğe zarar verme ihtimali olan başlıklar kalıcı olarak siliniyor.

3.3.2020 18:40:13 tarihinde başlığı kadınların aslında berbat insanlar olması başlığına taşımışlar.
4.3.2020 06:26:57 tarihinde ise silmişler.

çok garip 12 saatte ne değişti?

çok iyi olmuş. reddit'te de incel silinmişti. internetin her bir köşesinde ruh hastası manyaklar kin kusuyor. cinsiyet, ırk, din başka bi şey bulunuyo illa ki

clio rs

Mazda 3

Ikisinide almam normalde ama illa olacaksa mazda3

Bu arada ilandaki mazda 3 de en dolu paket
Clio rs ile klasmanları Farklı
Mazda 3’e herkes döner bakar
Eğer diğer bahsettiğin araç buysa bu kıyasa sadece gülerim.

www.sahibinden.com

Sen kaliteye, güvenliğe mi önem veriyorsun yoksa “sıfır” olsun benim olsun” mu diyorsun?

İki araba çokk farklı klasmanlarda

En basiti clio b segment mazda 3 c segment

Mazda 3. Ama kiyaslama sinifi farkli. Biri b+ digeri c

Burda alinirken ki kriterler onemli;

Servisi makul, parcasi bol, alis satisi kolay, az yaksin(yilda 20binden fazla yapilacaksa dizel) deniyosa clio.

Servisi daha az, parca fiyatlari alman markalarina yakin, daha konforlu ama daha cok yakan, ic hacmi daha genis, donanimli deniyosa mazda 3.

Yeni clioyu cok ovuyolar bende yakin zamanda denk getirip denicem. Ama ikside sahibini uzmez. Artik kotu araba isteselerde yapamiyo firmalar

sınıfları farklı olduğu için mazda diyeceğim.
çünkü c büyüktür b..

öte yandan mazda sevici çoktur ama alırsan son sahibi sen olursun. servisi faciaü yetkili bayileri facia. macera arayanlara önerilir.

clio ise iyidir güzeldir. 2006 model sıfır almıştım. 6 sene sorun çıkarmadı sonra direksiyonu bile değişti o sene sattım. direksiyonunda kronik arıza olan araç mı olur..
bir de b sınıfı işte çocuk yaptın diyelim puseti gel de o bagaja sığdır. ya da git tatile çık puset ve bavullarla.

güzel bir giriş seviyesi arabasıdır.

ben yine klasik önerimi yapayım.

corolla alacaksın. huzur toyota'da.

ikisini de tercih etmem. ama alınacaksa mazda 3 alırım. aynı fiyata cx3 var 0.

illa ikisi olacaksa amasız fakatsız direkt mazda 3.
diğeri alışveriş sepeti.

mazda 3ün bu kasasına 3 yıl sahip olup satan bir insan olarak mazdayı tavsiye etmiyorum,

motor atmosferik, çekişi güçlü değil. benzini 8den aşağı görmen zor, yakıtı üzer. hepsinden öte benim satmama sebep olan şeye gelecek olursam, servis ücretleri/ parça maliyetleri çok uçuk. basit bir yan ayna otomatiği bozuldu diye 2k para ödedim. dışarıda yapan bilen usta yok. klima kayışı ses çıkardı 7k para istedi servis. dışarıda bilen yapan yok. ekran donmaya başladı, servis 10k değişim bedeli dedi. dışarıda bilen yapan yok. yani param çok kardeşim marjinal olacağım diyorsan alabilirsin. ayrıca arka koltuk mesafesi de baya dar. bunları deneyimleyip kendin de test edebilirsin.

artilar: kredi skoru istememesi ?

eksiler: mafya ile erken yasta tanisma ayricaligi. odemezsen sadece arabanin degil baska vucut parcalarinin da riske girmesi. risk olmasa da belli sureli kullanma hakkinin elinden alinmasi.

herhalde bir rehin islemi oluyordur burada nasil olacagini anlamadim. bankada belli arac rehinli oluyor.

bence en ağzı yüzü düzgün japon arabası mazda. aynı araç vw golf olsa 45 binde 2014 model 170 bandında olurdu. ne yazık ki golfünde mazdanında real değerleri bunlar değil. türkiye şartlarına göre değerlendirirsem, ölü yatırım olur. yok ben 10 sene binerim diyorsan al. zaten 10 sene sonraki piyasayi kimse tahmin edemez. al sat yapmıyacam binecem dersen sanayi yüzü görmezsin mazda sağlam bir araba.

Sedan araç için çok pahalı olduğunu düşünüyorum.

Mazda Türkiye de maalesef pek tutmuyor piyasa. Bide benzinli araç bu lpg oluyor mu bilmiyorum ama taktırsan bagajda yer kalmaz. En azından sedan modeline bak derim araba hb olunca hacim sıkıntı oluyor işte bazen.

@lisw: sedan değil bu.

@Topalordek: benzin ile dizelin artık hemen hemen aynı ücrette olduğu bir durumda benzinli daha avantajlı değil midir? üstelik dizel kadar gürültüsü de olmayacaktır sanki.

Hocam benzinle dizelin ayni fiyata yakin olmasi degil ki olay, dizel arac litre bazinda daha az yakar. Yani degil mazotla benzinin fiyati birbirine yakin olmak, direkt ayni fiyat da olsa benzin ile dizel arasında ciddi tuketim farki var.

Bu mazda ozelinde bilmiyirum ama yakit tüketimini cok iyi arastirmadan alma. Bizzat ayni araci kullananlara sor. Olabildigince cok kisiye sor cunku insanlar genelde gercek tuketimi söylemiyor, oldugundan daha az soyleme egiliminde insanlar arabasinin yakit tuketimini.

Hani pek km yapmayacaksindir senin icin benzinli olup cok yakmasi dert degildir belki ama ekonomik olmasa da psikolojik olarak etkikiyor insani cok yakan araba. Yol bilgisayarinda o fahis tuketimi gordukce huzursuz oluyorsun, arabadan soguyorsun.


Yapacsgin km nedir bilmiyorum ama temiz sorunsuz bir dizel almak daha avantajli olabilir duruma gore.
Dizelin gürültüsü diye bir sey yok hocam, eskidendi o. Yeni nesol araçlarda oyle iceri tirtirtir motor sesi gelmiyor. Takacaksan gurultu degil, bakim maliyetlerine tak kafayi dizdlde.

Temiz kullanilmis bir dizel alirsan oyle fahis bakim maliyetleri de cikmaz karşına. Bu yuzden alacağın arsci ekspertize goturmekle kalma, bir servise goturup motor mekanige guzel bi baktir. Ekspertiz sana motor hakkinda pek bir sey soylemeyemez.

Tekrar ediyorum arabanin yakit tuketimini "iyi" arastir, gercek kullanici verileri uzerinden git. Cok km yapmasan da huzursuz eder.

Benzin ile dizel ayni fiyat oldu yeaa muhabbeti pek gercekci degil. Asil fark litre bazinda tuketimden kaynaklanıyor zaten. Salliyorum ayni arabanin ayni motor hacmindeki benzinliso 10-11lt yakarken dizeli 6-6.5lt yakabiliyor. Benzin dizel litre fiyati fix olsa nolur. Km de yapıyorsan ciddi fark.
Bu arada bu seninaxda hakkında bir bilgim yok, belki benzinlisi de gayet makul yakiyordur. Hatta dizeli var mi onu bile bilmiyorum. Ama cok seksi araba valla.

Suvmuş afedersiniz.

piyuuu 135 bin

parayı daha çok ve düzenli kazanan avantajlıdır

emeklilerde olay şöyle; yaş artı kredi geri ödeme süresi 70'i geçmeyecek diye bir durum vardı sanırım.

mesela 67 yaşındaysa 3 yıl vadeli kredi çekebiliyor (sayıdan tam emin değilim)

ve bu yaş arttıkça hayat sigortasının primi de artıyor.


Ama onun dışında kredi miktarının maaşla orantısı var, ve emekliye kampanyalar oluyor. Eğer orandan yana bi' beklentiniz yoksa sgklı çalışanla emekli insanda fark yok. standart prosedürleri var zaten hepsi belli.

Emekliye maaşının belli bir katından fazla verilmiyordu kredi, 3 yıllık maaşına denk olabilir tam hatırlamıyorum.

Ama asıl konu kişinin kredi puanı ile ilgili, kredi puanı yüksek olan daha avantajlıdır.

mazda 3 alınır.

sağlam otomobil. uzuuuun yıllar sorun çıkarmıyor. güçlü. şık araç. eğer beğendiyseniz gönül rahatlığı ile alabilirsiniz.

not: daha eski kasalarından tecrübeliyim araç banamısın demedi yıllardır. yeni kasaları daha da bir güzel.

mazda güzel araçtır halk arasında arıza vermez olarak bilinir

araç alacağım zaman baktığım şeyler konforu ve giderleri tabi türkiye piyasasındaki durumu da önemli.
Hangi araçları kullandın o hazzı alamadın mesela?

@basond:

mesela alfa romeo da kullanmıştım. clio da kullandım. mazda'daki kadar hissiyatım olmadı. pskolojik de olabilir tabi.

mazda'yı en çok da japon otomobili olmasından dolayı beğeniyorum. japon otomobilleri daha bir güvenilir geliyor.

benzer kıstaslarda beğendiğim 2 araç daha var. seat leon ile opel astra.

mazda 3'ün eleştireceğim yani mzd connect isimli bilgi eğlence sistemi dokunmatik ekran değil (mazda pıt pıt basmalı orta konsol kontrolcüsü daha pratik diyor) ve carplay uyumu 2018 - 2019 civarından önce parayla yapılıyor. onun dışında özellikle sedan'ın tasarım güzel. iç tasarımı derli toplu. niş bir araba olduğu için servislerinin de fena olmadığını tahmin edebiliyorum.

astra k alacaksan eğer mutlaka 2018 ve üstü model almalısın benzinli 1.4 turbo için. aksi halde eline piston segmanı kırmış ve motor revizyonu olmuş bir araba denk gelebilir (lspi diye arattır ekşide). bunun dışında infotrainment sistemi olsun, akıllı led farları olsun, iç tasarımı olsun bence şahane bir alet. fakat, otomatik şanzımanı 6t35 (benzinlilerde) çok da iyi bir şanzıman değil bana göre (gm - ford ortak yapımı, hantal çalışan bir sistem).

seat leon iç tasarımı çok hantal geldi bana. bir de dsg'den korkarım şahsen.

------------

not: bir iki sene içerisinde ben de senin aklında olan 3 modeli almayı düşünüyorum. ilk tercihim 1.4 turbo benzin manuel astra (makyajsız k) veya 2020 kasa 1.2 turbo benzin manuel astra (makyajlı k) almak.

mazda ve japonlar iyidir, mazda 3 de can'dir :) (mazda sahibi degilim baska araclarim var ama kullandim sizin gibi)

Dünyanın en az sorun çıkartan aracı Mazda seçilmişti. Tek sorunu yedek parçası biraz pahalı. Ancak alabiliyorsan Sky Active modelinden al. Motor ve yakıt tüketimi gerçekten çok güzel.

Ne kadar para vereceğini bilsek yorum yapalım da, "Mazda 3'ü sevdim, alayım mı?" dışında bir şey yok elimizde.

Hiç düşünme al
Bütün kasalarının sahibi oldum
Şimdi yine bir mazda’m var.
Kafan rahat olur.

ben 3'un ilk kasasini kullandim, zamanin otesinde bir aracti.
son kasadan itibaren ise tasarim olarak bmw'yi hedef alacaklarini gittigim bir seminerde soylediler, oyle de oldu. kaputu uzun yapiyorlar, sirali 6 silindir havasi veriyor. ic mekan malzeme kalitesi ciddi olarak artti. hatchbackleri olduka guzel. surus bmw'yi hatirlatiyor.

bir arkadasa sifir 2015 aldik, 5 senedir sorunsuz biniyor. mazda'nin tek problemi "pas". o da yollara cok tuz atilmayan bir yerde yasiyorsaniz sikinti olmaz. tuz mazdayi cok kotu etkiliyor.

2012 modelini uzun sure kullandim. Cok keyifli araba. Bulundugunuz sehirde servisi var mi bakin.

Shitposting'in olayı aşırı dandik ve low-effort olduğu için kolayca yayılabiliyor/üretilebiliyor olması. Sözlükteki akp'li trollerin başlıkları veya "şunu yapmayan kadınım/erkeğim demesin" muhabbetleri shitpost, ama kara mizah değil.

dideral ancak bir doktora görünün bir ara.

unut alkolü de ilacı da, sahneye çıkınca endişen kalmaz. herkes az çok yaşar böyle şeyler. insanız biz, peşimizden kaleşnikofla gelen adam olsa bile bünyemiz o duruma adapte edebilir kendini. hiç bi şey olmaz. en kötü ne olabilir ki zaten ?

“ "merhaba" dedikten sonra "bir dakika" diyip, cebimden çıkardığım metal mataradan bir fırt alıp, o şekilde başlamayı düşünüyorum sunuma. “
Bu bence çok itici, olmamış da oldurmaya çalışıyormuşsun gibi bir görüntü verir. Yani elon muskta estetik görünebilir ama muhtemelen sende sakil durur.
Çıkmadan bir süre önce alkol eşiğine göre bir iki shot tekila atabilirsin.

Hoş. Zorlama da olsa laf sokma bölümü de var(yalnızım, yalnızlık süper şey ya diye ortalığı ayağa kaldırıp ilgi çekmeye çalışma.) Kendi içinde tutarlı bir tespit.
Birşey hissettirmiyor galiba.

Yalnız değilmiş gibi yaparak hiç hoşlanmadığı kişilerle bile sırf yalnız kalmadığını kendine ve çevresine ispatlamak için kendini kandırmak.

ahkam kesmeli aforizma, böyle cümleler genelde bir şey hissettirmiyor.

kısaca yalnızlığını korumak istiyorsan yalnız olduğunu dışarıya göstermeyeceksin diyor sanırım, bir de gerçek yalnızlık budur diyor. bunu da ergen ruhluları etkileyecek şekilde cümleyi bölüp çevirip soslayarak yapıyor.

bu arada bence çok matah da bir şey söylemiyor, çünkü, yalnızın yalnız olduğunu kim nasıl bilecek de yalnız yalnızlığını korumak sakınmak zorunda kalacak, yalnız insan zaten uzaktır, kimse "sen yalnız mısın bakiyim, hemen yalnızlığını talan edeyim" diye birbirinin etrafında gezmez sanırım. yani cümle bana pek bir şey de ifade edemedi. bana düşündürdükleri böyle.

Bence gayet güzel. Bir paragrafta destekleyici bir cümle olabilir gayette.Hatta katılıyorum. Haklılık payı var. Her yalnız, kendine dönük kişiyi yapayalnız biçare sanmak çok genel bir kanı ama bundan mutlu olan var mı hiç akla gelmez, hemen,
-git arkadaşlarınla buluş
-sana sevgili yapalım
-sinemaya tek başına gidilir mi!
gibi cümlelere maruz kalıyorsunuz
Başta düşünceli bir hareket gibi gelen bu bu sözler zamanla yaralıyor, sanane demek geliyor içinden. Yalnızlık seviliyorsa korunması zor bir yaşam biçimi. Dünya nüfusu gittikçe artıyor :)

Yalnızlığınızı kendi hoşunuza giden seviyede, stilde yaşamaya devam etmek istiyorsanız, bunu toplumun anladığı/üzücü bulduğu yalnızlık formunda göstermemelisiniz diğer insanlara. Asıl yalnızlık, kişiye özel kalan yalnızlıktır; yalnız olduğunu çaktırmayan kişiler asıl yalnızlardır ---gibi algılıyorum. Bir şey hissettirmiyor, özellikle anlamlı veya derin bulmadım.

kasma gardaş dakıl kafana göre diyesim geldi cümlenin sahibine

kimseye etmem şikayet,
ağlarım ben hâlime.

ayak oyunu, vücutta ayaktan bacaktan gelen tepki yok genel gövde düşmeye devam ederken bacakları hızlı şekilde çekip uzatıyor su üzerinde zıplamış gibi görünüyor.

izlediniz büyük ihtimal ama black mirror?

sherlock

dark

dark,bir alman mucizesi(s01,02).önümüzde sezonlar sarpa saracak ama...

çoktan lüplettim onları da :)

1,5 yıldır linkteki Xiaomi v1'i kullanıyorum, acayip memnunum.

www.amazon.com

Benzer bütün duyurulara aynı yanıtı veriyorum. Alet çok başarılı. 2 günde bir çalıştırıyoruz. Evde sadece salonda ikea'nin hasır gibi halılarından var, diğer odalar ve banyolar laminant/karo. Hiç eşik yok. Giremeyecegi yere (dar ya da alçak) girmiyor, aşırı kablo karmaşası yoksa takılmıyor. Bizim eşyalarımız az ve yüksek, her şeyin altına giriyor. TV'nin altındaki falan kabloları kablo sarma aparatıyla toplar yerden yukarı alırsanız mis gibi çalışır.

Xiaomi +1

Xiaomi’nin en ucuz modeli var bende memnunum. Trendyol’da 2350’ye düştüğünü yazmışlardı geçen burda.
Xiaomi Vacuum Mop (1C) olarak aratabilirsiniz.