[]

tarayıcıya "inetinfo" yazınca resetlenme hk

bilgisayarda (masaüstü, xp) tarayıcıya (chrome olsun, ie olsun..) google'da "inetinfo" yazınca (gerçi google'ın otomatik tamamlama yeteneği sonucunda inetinfo.exe sonucunu seçmiş de olabilirim. ) bilgisayar kendini otomatikman "yeniden başlat" işlemine sokuyor.

bunun sebebi ne olabilir?


 
google'da arayınca bu çıkıyor:
www.file.net

  • yalnux  (31.03.12 14:56:46) 
[]

"Benny Benassi - Ecstasy" diye birşey var mı?...

başlıktaki durum için birisiyle iddialaştım. o birisi geçenlerde bana "geçenlerde bir yerde bir şarkı (ya da müzik) dinledim, ve sorduğum çocuk "bu Benny Benassi'den Ecstasy" cevabını verdi. bana bunu bulsana. çok güzeldi. içinde klasik müzik (ya da onu andıran) tadında yerler bile vardı" dedi. ben de Benny Benassi'nin klasik müziksel tarzda birşeyler yapmış olamayacağını (satışfekşınla felan tanımlıyor olabilirim Benny Benassi'yi. ondan böyle düşünmüş olabilirim tabi.) düşündüğümden karşı çıktım. ve bu şahıs orta yaş üstü bir bayan olduğu için, zevklerini de az çok bildiğimden, satışfekşın gibi birşeylerden zevk alamayacağını düşünüyorum. haliyle soluğu burada almaktan başka bir çarem kalmadı.

nedir ne değildir arkadaşlar bu işin aslı sizce? fikri olan var mı? çünkü ben youtube'da felan en fazla Benny Benassi - Cocaine vs. Ecstasy gibi birşeyler bulabildim ama onları dinleyince de çok anlamlı gelmediler...


 
ATB'nin (Andre Tannenberg) Ecstasy isimli meşhur bir çalışması var, Benny Benassi o dönemlerde söz konusu şarkıya bir remix hazırlamıştı. Ancak dediğim gibi şarkı Benassi'ye değil, ATB'ye aittir. Hanımefendinin bahsettiği şarkı da yüksek bir ihtimalle budur:

www.youtube.com
  • cok sey hakkinda az sey bilen adam  (10.01.12 17:22:53 ~ 17:23:44) 
benny benassi değil de çok ünlü bu şarkı vardı dj tiesto'nun;

www.youtube.com

edit: ben ısrarcıyım bak bunda, remixli versiyonları falan var. remixlerinden biri olabilir klasik kısım.
  • xenophobe  (10.01.12 17:23:24 ~ 17:52:26) 
hmmm en iyisi ben bütün önerileri bi cd yapıp vereyim kendisine. atb'ninki hadi belki olur diyeyim ama tiesto'nunkine imkan yok. "klasik müziksel" bölümleri olsa gerekiyor işte :)


  • matrix  (10.01.12 17:43:59) 
[]

Feci basit bir dvd (video) yapma programı aranıyor

kompleks ayarları özellikleri olmasına gerek yok. vidyo kameradan bilgisayara aldığımız dosyayı veya dosyaları (mpeg vs) takır takır ardı ardına programa ekleyip komple dvd olarak yazabileceğimiz (daha sonra dvd player'larda sorunsuzca izlenmek üzere...) bir program arıyorum... garantili, tavsiye edebileceğiniz, pişman olmadığınız, keyif aldığınız (oha) neler var?




 
windows dvd maker var işini görür. default olarak bilgisayarında vardır büyük ihtimalle.

yoksa "ulead dvd workshop" deneyebilirsin. portable sürümü var, video çekim şirketinde her gün onlarca dvd basıyorum ve ulead dvd workshop kullanıyorum gayet memnunum.

"corel dvd moviefactory" programına da göz atabilirsin istersen.
  • mr rosebud  (12.12.11 11:28:49) 
convert x to dvd


  • ben smyrna  (12.12.11 12:41:49) 
[]

KMPlayer win7 hatası

taptığım program. ama buna rağmen 64bit win7 yüklü bir laptopta vidyo açmaya çalıştığım her seferinde kendine dokundurmadığı bir 5-6 sn sonrasında ekrana zonk diye "Access violation at address 0477867D in module 'gen_ml.dll_'.Read of address 00000028 ." hatası veren, ve ona tamam diyince kendini bizim kollarımıza bırakan program. neden yapmaktadır bunu bir türlü kavrayamadık gitti...




 
gen_ml.dll dosyasını sil. sonra tekrar dene.


  • oblitus  (10.12.11 15:24:31) 
[]

Havuzundan yararlanılası otel vs mekan tavsiye isteği...

istanbul'da haftasonu günü birlik gidip, gece orada kalmadan, havuzundan yararlanıp odasında dinlenilesi/pis7'li oynanası/sevişilesi nereler var? kullandığınız, memnun kaldığınız, kafanızın ağrımadığı, aşırı kalabalık olmayan vs vs...

semtimsi öneriler olabileceği gibi bizzat nokta atışı yapıp mekan ismi de verebilirsiniz..


 
galatasaray adası. 30 tl. boğazda havuz keyfi ;)


  • ilkinci  (15.07.11 00:34:34) 
[]

Polonezköy'e alternatif çayır çimen kahvaltı mekan öneri isteği

Polonezköy'de bilirsiniz geniş çayır çimenlere yayılmış masalarda oturarak saatlerce yiyip içip, yan gelip yatabiliyorsunuz...

ama her zaman teee oralara gidilemiyor.

istanbul'da (hem avrupa yakası hem anadolu) bu tarz alternatif yerler var mı bildiğiniz, tavsiye edebileceğiniz...

hazır yaz aylarındayken haftasonlarında 1 günü böyle değerlendirelim, boşa geçmesin diye düşünüyoruz da...

teşekkürler...

 
bostancı sahil yeşil alanlar :D


  • ilkinci  (13.07.11 00:00:07) 
gerçi bostancı sahili güzel olsa da trafik sesi vs adına tam çayır çimen atmosferi veremiyor insana. yine de o da değerlendiriliyor zati.

evet arkadaşlar, başka tavsiye yok mu yahu? nerede yayıyorsunuz bünyeyi?
  • matrix  (15.07.11 00:22:58) 
anadolu kavağı çok güzeldir sakinlik açısından. bir de yeşilköy sahili bostancı'dan daha sessiz olabilir trafiği görmediği için, ama kalabalık olur haftasonları tabi.


  • s e  (07.09.11 16:32:40) 
[]

Sohbet Liderliği: "istemiyorum" çünkü ........ (noktalı yerleri doldurmaca)

hepimiz hemfikirizdir...

sohbetlerde az ve öz konuşan her zaman çok konuşana göre daha öne çıkmaktadır. bunu cepte tutarsak:

karşınızdakini çok pis terslemeden, karizmayı (buradaki karizma öyle cool olmak adına değil (tamam işlem sonucunda yine cool olunur da, işte ana amaç değil) daha çok mevlana-vari diyeyim, yani "lafını etti, çekildi, varsa cidden bunu devirecek olan, buyursun, kuru kalabalık etmesin" tadında...)) koruyarak olası en uygun lafı edebildiğinizi düşünün...

size birşey önerildiğinde.. bunu istemediğinize dair, üst paragrafın özünü yitirmeden, en şablon konuşma tarzı ne olabilir?

x olayını istemiyorum, çünkü .............

benim ilk aklıma gelen uygun durum "ilgimi çekmiyor", 2. gelen de "herhangi bir kıpırtı yaratmıyor (art niyet mode: off)" oluyor...

sizce nedir sözlük-daş'larım benim?...

 
X'i istemiyorum derim bırakırım?


  • vexations  (12.07.11 01:51:10) 
hocam işte bu gündüz bindiğimiz otobüsün şöförüne verilmiş bircevap gibi olmamalı. atıyorum kız arkadaşınız olabilir, ya da dünya ezeli dostunuz vs. ya da ciddi ciddi psikolojik sosyolojik bilmece gibi sohbetler ettiğiniz bir arkadaşınız. yoksa tabi ki "x'i istemiyorum" dedikten sonra herşey biter... canımızı alacak halleri yok ya...


  • matrix  (12.07.11 01:58:13) 
dünyama ait değil nasıl? aga ezberde mi tutacaksın ?


  • saqopanner  (12.07.11 04:45:39) 
"bana göre değil", daha fazlası samimi olmaz, kasmaya gerek yok. sohbetlerde de az ve öz konuşan öne çıkmaz her zaman, duruma göre değişir.


  • hocam fazla egon var mi  (12.07.11 10:01:12) 
Bence sorun sende değil bende de geçiştir


  • mikelarteta  (12.07.11 10:04:54) 
anladıgım kadarıyla cevaplıyım;

biraz dudak bükerek, alternatif sunardım.

"hımm, peki onun yerine şöyle yapsak, ne dersin?" gibi mesela.
  • tcyx  (12.07.11 10:48:26) 
[]

Hukuksal bir tarla satma sorusu...

merhabalar...

kabaca şöyle bir durum var.

anne ve babaları ölmüş 5 kardeşe babalarından kalmış olan belli dönümlük tarlaların satılıp, parasının paylaşımı mevzusunda; kardeşlerden birinin "satılmasını istemiyorum" demesi üzerine nasıl bir hukuki yaptırım söz konusudur? herkesin istiyor olması gerekiyor mu yoksa sayıca coğunluk olan karar mı gerçekleşir?

bu konuyla ilgili kabaca kanuni bilgi verirseniz sevinirim. şimdiden teşekkürler...

 
sadece 1 kişi bile para istese ve diğer kardeşler gel satmayalım, bu tarla şu kadar eder sana bu kadar para verelim hisseni alalım deseler bile o satılmasını isteyen tek kardeş yüzünden açık arttırma usulü satışa çıkar. eğer anlaşılamıyorsa her halükarda satılıyor. satılmasını istemeyen kardeş tarlayı kendisi satın alacak başka yolu yok.

medeni kanun 651. madde.
  • emrag  (20.06.11 19:33:02) 
hisseleriniz ayrı ise satmak istemeyen kişi dışındaki yerler satılır fakat ayrım yok ve sınırlar belli değil ise çoğunluğa bakılıp satış gerçekleşemez


  • tuykalem  (20.06.11 19:33:11) 
[]

Uzakdoğu kaynaklı kafa karıştırıcı bir bilmecemsi

bu tarz sözlere kuan (quon (ya da bu tarz sesteş bişey işte) deniyormuş ve aldığım tao derslerinde yeni duyduğum, işin içinden çıkamadığım bir tanesini sizle paylaşmak istiyorum.

"ortada bir sopa var. sende yoksa senden alırım. sende varsa sana veririm"

bu nedir arkadaşlar?

(bu arada uzakdoğuda bu tarz çelişkili, paradoks içeren sözler sayesinde beynin ikili düşünme sisteminden anlık da olsa kurtulunmasını sağlayıp aydınlanma yolunda kademe sağlanıyormuş.)

tahminleriniz için şimdiden teşekkürler...

 
koan adı, uzakdoğu paradokslarının..
buradakini de şöyle düşünebilirsin. ortada bir sopa var. bu sopa senin elinde değilse, ben almışım demektir, eğer senin elinde ise ben sana vermişim demektir. yani sopa ile ilgili durumun belirleyicisi benim gibi bişi. biraz yanlış bir çeviri olabilir.
aslında hikaye şöyle çalışıyor. beyinde birbiriyle çelişen iki bağlantıyı hareketlendirdiğinde bunlar birbirini nötralize ediyor. aynı olayı tapping.com da anlatılan sinir ucu uyarımında da görüp faydalanabilirsin.
  • kediebesi  (26.05.11 13:43:26 ~ 13:48:49) 
Manevi bir şey mi acaba?

Cesaret olabilir mi?
  • gokriver  (26.05.11 13:44:17) 
abi para galiba. "para parayı getirir "derler ya. sende varsa sana veririm diyor. para parayı getiriyor. sende yoksa senden alırım. parası olmayanın borcu çok olur. parası yoksa ondan alıyor yine. zenginden alamayacağı için.

edit: sopayı işin içine katamadım. şaşırtma amaçlı gereksiz bilgi de olabilir o sopa.
  • ykyt  (26.05.11 13:45:27 ~ 13:46:08) 
siz yine de güzel yorumlarınızı yapın arkadaşlar, bunları konuşmak bile o kadar keyifli oluyor ki...

ama sanırım kediebesi'nin cevabı yakın oldu. çünkü o gün derste "belirsizlik" konusu işlenmişti.. (evren ve evrende olup bitenler belirli midir belirsiz midir? belirli bir yaşam mı isteriz, belirsiz bir yaşam mı? masadan yere ittiğimiz kalemin yere düşmesi belirli midir? herşey belirliyse özgür irade bir yanılgı mıdır? vs vs..) arkasından bu soru gelmişti.

ve kediebesi'ne sorarım:

peki neden ille birinin elinde olması gerekiyor o ortadaki sopanın?

@gokriver: biz o an "ihtiyaç" diye cevaplamıştık ama değil cevabını verdi hoca.

@ykyt: ben de "borç mu acaba" diye düşünmüştüm bu konuyu ama bu gibi basit ! sorularda pek şaşırtmacalı gereksiz bilgi olmuyor ki zaten sorunun kendisi süper şaşırtıcı olabilir :)
  • matrix  (26.05.11 13:54:13) 
dersleri nerede hangi şartlar ile alıyorsun. ne kadar ilgi çekici ve düşünmeye itecek nitelikte şu örnek bile. ilgilenmek isteyebilirim bu konu ile. aydınlatırsan sevinirim.


  • şibumi_  (26.05.11 14:00:28) 
şibumi +1 açıklama bekliyoruz :P


  • cinna monster  (26.05.11 15:22:48) 
tao adı geçiyosa seks olmalı .bu durumda sopa da sanırım kamaşullah oluyo :))


  • keller  (26.05.11 18:54:32) 
@keller: çok uzaksın :) tao ile sadece seksi birleştirenler büyük bir yanılgıdalar...


  • matrix  (26.05.11 22:30:54) 
şrödingerin kedisi sana cevap verebilir.


  • kediebesi  (27.05.11 16:58:55) 
[]

Arabayla Yol Sorusu: Maslak - Kuyumcukent (yenibosna)

Maslak'tan (istinyepark civarları gibi düşünün) Yenibosna'ya bağlı olan Kuyumcukent'e (galiba evlilik dünyası diye de geçiyormuş bu mekan) araba ile en kolay hangi yolu takip ederek gidebiliriz?

önerisi olanlar?

hatta harita üstünden tarif edebilecekler var mı? yani böyle işte maslak'tan şuraya kadar gidin, sonra şu sapaktan sapın gibi gibi...

kısaca araçla en az yolu katederek gitmeyi öğrenmemiz lazım..

yarın sabah 10'a kadar vaktiniz var cevaplamak için. süreniz başladı :p

 
ordan tem e inip bascan iste, ikitellinin ordan cıkıp e5 e gecicen ordan da devam edicen iste.


  • bryan fury  (04.04.11 22:35:53) 
[]

Sitenize geri sayım şeysi ekleme hakkında...

örnek vereyim daha kolay anlaşalım. (siteyle alakam yoktur. karşıma çıkan bir örnektir sadece)

www.mustafabastug.net

böyle birşeyi kendi sitemize, ya da blog'umuza nasıl yapabiliriz en kolay haliyle?

 
  • milesh  (12.03.11 01:19:26) 
  • fader  (12.03.11 01:26:29) 
sağ tıklayıp sayfa kaynağını görüntüle diyip ordaki css ve js dosyalarını da ayrı ayrı olacak şekilde üçünü kaydedip siteye yüklerim. sonra html dosyasındaki tarihi istediğim zamana ayarlarım. büyük ihtimalle olur :)


  • gsgsgsgsgsgsgsgs  (12.03.11 01:27:37) 
[]

"Öyle bir geçer zaman ki" dizisi izleyenlere bir mekan sorusu:

bir arkadaşım dizide geçen bir mekanın neresi olduğunu öğrenmek için bana mail atmış. ben de burada şansımı deneyeyim dedim.

sorduğu mekan; 15. bölümde soner ile aylin'in konuştukları yermiş. daha önce de bu mekana gitmişler ama o bölümün numarasını anımsayamıyormuş. başbaşa ilk yemek yedikleri fuat paşa yalısını kastetmiyormuş bu arada...


 
orası fenerbahçe romantica.
edit: ayrıca gitmediyseniz hiç muhakkak gidin. muhteşem bir manzarası var, fenerbahçe parkının içinde, gerek giden insanlar gerek müessese oldukça nezih ve elit. mekanda içerde muhabbet kuşları bile uçar. kuş sesinden karşındakini duyamazsın yazın. yaz vakti ayrı güzeldir, kış vakti ayrı güzeldir.

  • zanim zrozumiesz  (05.01.11 01:24:26 ~ 01:30:53) 
[]

deviantART'tan alışveriş hakkında

deviantART sitesinden alışveriş yapan oldu mu hiç aranızda?

smileyli stres toplarından ve 1 tane de tişört satın aldım bir arkadaşıma doğum günü hediyesi için. 30 kasım'da verdim siparişi ve fedex'in sitesine göre 2 aralıK'ta yola çıkmış paket.

yine de sorayım dedim. ilk yurtdışı alışverişim olduğundan bu işlerin raconuna yabancıyım. mesela gümrükte takılma gibi dertler başıma gelebilir mi? ve ortalama ne zaman elimizde olur tahminen sizce?

 
o kadarcık şey takılmaz gümrüğe. maksimum 2 haftaya gelir.


  • kayranin kedisi  (06.12.10 15:05:00) 
[]

çok acil ascii tadında doğum günü pastası görseli lazım..

ama böyle detaylı birşey değil. hatta bazı programların yaptığı gibi gerçek resimlerin ascii'leştirilmesi tadında da olmaması gerek. üzerinde 1-2-3 mum olsa kafidir. :) minik şirin bir tarzda olmalı. hatta örnek vereyim hemen:

Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ




•♥•´¯)☆
*
•.¸(¯•♥•¯)
☆ º
`•.¸.•´



  /l、
゙(゚、 。 7
 l、゙ ~ヽ
 じしf_, )ノ

 
  • buffy de vampir sayilir  (30.11.10 16:03:37) 
  • pisekarv2  (30.11.10 16:06:54) 
[]

webcam önerisi isteği...

çok marka ve model var. seçemiyorum.. yardım istiyorum.

öyle çok prof. olmasına (kafayı takip eden vs vs) gerek yok, akıcı olsun, olduğu gibi (gerçekci, ışık adına, renkler adına yanıltıcı olmayan) göstersin, yazılımında 1-2 eğlenceli efekt vs olsun, öyle Piranha markalarının webcam'ları gibi adamı illet etmesin görselliği adına...

ki bi de aslında insanın bilgisayar kullanım sürecinde kaç kere alacağı bir ürün ki diye düşündüğümden öyle çok da pintileşmeye de gerek yok diyorum...

 
asıl çokta pahalı olmasına gerek yok. Üzerinde aydınlatma ledi olsun yeterli


  • mr fusion  (30.11.10 14:16:35) 
a4 tech tartışmasız.


  • intihar susu verilmis cinayet kurbani  (30.11.10 17:55:46) 
teşekkürler arkadaşlar.

ben de şunu seçtim. bari 30 cm'lik yılanımsı ayağıyla da istediğim açıda bırakabilmiş olurum.

www.deveyuku.com
  • matrix  (01.12.10 14:15:00) 
[]

istiklal'de nevizade taraflarından bir mekan sorusu... (kavunlu vokta)

nevizade, çiçek pasahı taraflarında bir mekan vardı. kapıdan girip dümdüz yürüdüğünüzde en karşıda lcd tv vardı yukarda. cnbc-e felan açık oluyordu. mekanda kavunlu votka içilebiliyordu. bi de neon ışıklar anımsıyorum mekanda.

başka ayrınbtı yok malesef. neresidir sizce burası? hatta mümkünse adres tarifi?


 
arsız? 3. ya da 4. katta ise arsız dır.


  • independence  (27.11.10 00:48:01) 
mekanı buldum. arsız değilmiş. çünkü giriş katıydı. yerin adı Nevi imiş ama malesef eski bıraktığım lezzette bulamadım. daha çok buyur abi geç şöyle tarzı akbaba yönetime sahipmiş gibi, kahvehane tadında bir yerle karşılaştım. gerçi pazartesi gitmemin, ve o sırada maç olmasının da etkisi olsa da alt kat boştu. üst katta da yüksek bir maç sesi ve erkek bolluğu vardı. kız arkadaşla takılanacak nezihsel bir atmosfer soluyamadığımdan gerisin geriye kaçtık. yani kısacası Nevi, gözümdeki yerini kaybetti. sonradan rastgele leman kültürün sokağında Nero diye bir yer buldum. orası gayet lezizdi. deri koltuklar, sezen aksu, zülfü vs içerikli playlist.. Ekvator'dan sonra Nero da güzel puanlar aldı bizden...


  • matrix  (30.11.10 14:13:36) 
[]

yolculuğa başlarken, arkadaşınızı uğurlayanlara yakalanmama hakkında...

olay kısaca şöyledir:

şehirlerarası bir yolculuk için esenler'den kalkan otobüse ben avrupa yakasında bineceğim arıcılar ya da sanırım alibeyköy olmak üzere.

daha sonra anadolu yakasına geçecektir bu otobüs. harem ve ataşehir'e uğrayıp basacak gaza.

yol arkadaşım ataşehir'den binecek.

benim tam o noktada onu uğurlamak için orada bulunacak olası insanlara görünmemem lazım. yani yanında oturduğum farkedilmemeli. (uzun hikaye. sormayın. sallayın.. gereksiz teferruat sonuçta..)

siz olsanız ne yapardınız?

 
eğil?


  • ermanen  (14.11.10 23:09:34) 
aynısı ben yaşamıştım, perdeyi sıkıca kapat, koltuktan aşağıya doğru hafif kay. kaybol ortadan. bitti gitti, sarmaş dolaş gidersiniz yol boyu.


  • MaraudeR  (14.11.10 23:10:24 ~ 23:10:53) 
onların olduğu yone sırtını don,koltuğa yumul ve uyuyo numarası yap?


  • saleen  (14.11.10 23:11:53) 
yolculuk yaptığınız kişinin görünmemek istemenizden haberi varmı? eğer varsa aldığınız numaranın çook arkalarında diplerde ve elinizde gazete suratı kapatacak şekilde geçici olarak oturun. eğer heryer doluysa birinden rica edin uygun bi dille ikna edin sonra yerinize geçin.

not: hiçbiri olmuyorsa montla sıç
  • cryptex  (14.11.10 23:12:38) 
bagaja saklan


  • maresalx  (14.11.10 23:13:31) 
kapşon+gözlük+dergi üçlüsüne başvururdum.
Çok yakından tanıdıkları biriysem ve çok hayati bir meseleyse de yola çıkmadan muavini kafalayıp onların uyuduğu bölmeye geçerdim o süreliğine.
Eğer medeni cesaretim yoksa veya muavinin böyle birşeye izin vermeyeceğinden eminsem ve kesinlikle yolda beraber olmam lazımsa otobüsün bir sonraki geçeceği noktadan bilet alırdım varsa.
O da olmadı ataşehir de inip otobüsün çıkış yapacağı yere gider otobüsü beklerdim. Sonra nabıyon abi sen burda seni bekliyoz diyenlere anlatacak bişi bulurdum
  • noblenible  (14.11.10 23:14:54) 
şapka işe yarar


  • fikox  (14.11.10 23:20:20) 
muavin çözer bu işi. vardır illaki bir çözümü. ona danış. daha önce tecrübe etmiş olmasa bile en azından tüm araca hakim. bir ayar çeker...


  • ashortman  (15.11.10 08:18:32) 
ashortman ın dediği gibi hosta yada muavine hangisi varsa ona anlat derdini.otobüs setra olursa çoğu modellerde wc var.diğer araçların kaptan yatağı var falan.muavine sevdir kendini gerekirse katlayıp ikram dolabına sokar seni yine de görür işini


  • han20  (15.11.10 10:16:51) 
[]

Kedi kumu kabı (yani kedi tuvaleti) hakkında...

şu linkteki gibi:

www.canpet.net

üstü kapalı ve kapılı tuvaletlerden kullanan var mı? varsa memnun mu?

malum; zırt pırt alınacak bir ürün olmadığından oldu mu buna değer birşey olsun diye düşündüğüm için böyle bir model ilgimi çekti.

 
gayet kullanışlı, kokuyu büyük oranda engelliyor ama fotoğraftaki model biraz dar göründü bana.


  • evergreen  (16.09.10 19:31:18) 
yıllardır kullanıyorum, mutluyum mesutum, kedilerimiz de memnun sanırım. yalnız silikon kum kullanacaksanız en azından yarısı yukarı kaldırabilenlerden alın ki hayvan iyice boğulmasın.


  • red g  (16.09.10 19:31:19) 
benim kedim vardı eskiden GİZMO alaturka tuvaletimize şıçardı yawrum :S:((


  • cezacifan  (16.09.10 19:54:39) 
[]

En kaliteli kedi maması hangisidir?

türkiye şartlarında satın alınabilenler arasında en kaliteli kedi maması/mamaları hangisidir? (sonuçta eminönünde 1-1,5 tl'ye satılan konserveler var..)
bunu böyle yetişkin ve yavru ile kuru ve konserve mama olarak cevaplandırırsanız sevinirim..

maksadım hayvanın (şu an 3 aylık) lezzetli ve sağlıklı bir şeyler tüketmesi. (bana her gün ıspanak verse birileri ye diye, 2-3 gün sonra ister istemez alışırım ve bunu normal sayarım ya o hesap işte.. bunun olmamasını istiyorum ve) sırf beslenmeden doğan zararlardan maksimum oranda (ya da hadi makul oranda diyelim. çünkü en kaliteliye ulaşacam diye fahiş fiyatlarla cebimi de deldirmemeliyim... sonuçta ben de her akşam ne suşi, ne de yemiyorum.. yine de en kalitelisi adına fikirlerinizi almam lazım.) korunmuş olayım da...

 
  • fader  (16.09.10 18:24:10) 
türkiye'de veterinerler tarafından tavsiye edilen 4 adet premium (birinci sınıf) mama markası var:

proplan
hill's
iams
royal canin

herhangi birini yesin yeter..
  • sir gawain  (16.09.10 18:24:18 ~ 18:28:52) 
birde wiskas var bizimki en çok onu severdi.


  • ceo  (16.09.10 19:11:03) 
whiskas sakın haaa
forum tandansı yakalayarak sir gawain +1

  • drip nick i zaten kullanilmakta  (16.09.10 19:44:44) 
whiskas gayet kalitesiz bir mamadır, veterinerlerin yazdığı hiçbir makalede iyi mama kategorisinde geçmez. ileride özellikle böbrek problemlerine sebep olur. evet kediler bu mamayı iştahla yer, siz nasıl katkı maddeli fast food ürünlerini iştahla yiyorsanız öyle ama her gün fast food yerseniz ileride obezite başta olmak üzere birçok sağlık problemine davetiye çıkarmış olursunuz. kediniz için de aynı şey geçerli. o size muhtaç bir hayvan, sağlıklı/sağlıksız ayrımını yapamıyor ve bu ayrımı yapmak sizin elinizde.

veterinerde satılıyor genelde bu sayılan markalar. daha ucuza maletmek istiyorsanız bazı veterinerler aynı mamaların çok büyük boylarını açıp kiloyla satıyor, onlar daha ucuza geliyor. şimdilik daha besleyici olan kitten mamalarından yer, yetişkin olduğunda adult mamalara geçersiniz. umarım birlikte uzun yıllar yaşarsınız.
  • kayranin kedisi  (17.09.10 02:02:50) 
cevaplarınız için teşekkürler arkadaşlar. bugün royal canin aldım eminönünden 2 kg'lık paket şeklinde. kitten modeli. pek bir hevesle taşıdım getirdim eve ve 2 yemek kaşığı koydum kasesine amaaaaa karaböcük şöyle bir burnunu soktu ve sokuş o sokuş. yüzüne bile bakmadı mamanın. onun yerine elimdeki peynir ekmeğe saldırdı. ilk naz mı acaba bilemedim ama eğer yemezse elime vermiş olucak hayvan. o kadar da para verdim (40 tl) daha ufak boyutu yok diye 2kg'lık pakete. tee nerelerden de taşıdım 2 kiloyu..

aç kalırsa yer ve alışır diye düşünüyorum ama eğer pes etmezse "yemek seçti" diyerekten diğer önerilen markalara şans tanıyacağım...
  • matrix  (17.09.10 22:08:42) 
[]

kedimi Ankara'dan İstanbul'a getirme adına tavsiye/yardım isteği

bir tane kara-kedim var da transfer etmem gerekiyor oradan buraya... ben istanbul'dayım kedi ankara'da :)

pamukkale kıllık çıkardı, 2 aylık kedi için aşı ve sağlık belgesi bla bla istediler vs..

pet nakillere sırtımı dayamadan önce şansımı burada denemek istedim. buradan ekmek çıkmazsa pasta yiyeceğim... o konuda da deneyimlerinizi dinlemek isterim tabi..

edit: kedinin yaşı (önce: 2 haftalık)
edit: coğrafik bilgi

 
Kamil Koç, Varan, Ulusoy.. Özellikle Ulusoy ve Varan'ın kedi köpek kafesi için özel havalandırmalı yeri var, Kamil Koç'da kabul eder. Ayrıca 2 haftalıksa eğer sokun çantanıza, plegicil diye bir ilaç var veterinere danışıp damlatın ağzına ne kadar damlatılalacaksa mutlu mesut bir yolculuk geçirin, kimseye de söylemeyin kedi olduğunu, gece yolculuğu yaparsanız daha kolay :)


  • soufigay  (23.08.10 02:42:03) 
sanırım kişi yanına kediyi alamayacak kargo ile yollaycak?

eğer siz taşıyacaksanız ulusoy'da bir bayanın kafesi ile kediyi ayağının altında götürdüğüne şahit olmuştum.
  • ronaldo17  (23.08.10 02:50:48) 
treni de bir araştırın bence. ne zaman trene binsem kedisi olan birine rastlarım.


  • cashkopat  (23.08.10 03:12:26) 
tren derim.. biz öyle getitmiştik birkaç sene evvel avuç içi kadar bir kediyi.. gerçi, o zaman da gelip sormuştu görevli kadınlardan biri "nerde bunun karnesi" falan diye ama, kediyi görünce birden yumuşayıvermişti (hatta tutup kondüktöre falan gösterdi kediyi eheh).. yani o gün bizim şansımıza mı böyle bir müsamaha gösterilmişti bilmiyorum ama, üstteki arkadaş da yazmış hep görüyorum kedili birilerini trende diye.. bir araştırın, olmazsa binin gitsin kutuya koyup.. trenden atacak halleri yok ya kediyi, zaten bayağı bir sonra geliyorlar kontrole..


  • vercingetorix  (23.08.10 05:04:50) 
Alakasız ama 1 aylık olduğunda falan veterinerden bi kafa kağıdı çıkarttırın, vet zaten verecektir ama vermezse de isteyin. Bu tür işleri çok kolaylaştırıyor.


  • thefin  (23.08.10 09:41:21) 
çok yakın zamanda ankara ekspresiyle kedimi ankaradan istanbul a getirmeyi planladım. fakat elimde kediyi gören yetkili biri "yassah arkadaşım" zihniyetiyle almadı bizi. müdürlere kadar çıktım almadı. ben de biletimi iade edip doğu ekspresine örtülü kuşetli aldım. bu trende evcil hayvanlar için kargo bölümü var. ama ben bayan olduğumdan kompartımanımda kimse yoktu. yetkili de sağolsun kimse şikayet etmezse kedi yanınızda kalabilir dedi. kapımı kapattım, kedimi çıkardım. iyiydi. fazladan 5 lira mı 10 lira mı ödüyorsunuz kedi için.


  • demirlisomya  (23.08.10 10:57:49) 
arkadaşlar, bağışlayın ama kedinin yaşını yanlış yazmışım. 2 haftalık değil 2 aylıktır..

bu arada malesef ben istanbul'da olduğum için kedinin bana gelmesi lazım. tek veya birileriyle. hatta siz sevgili yazarlardan yok mudur oradan buraya bu aralar gelecek olan :) aracınıza atsanız, böyle yorulduğunuzda kenara çekip biraz kedi sevseniz felan :p

yine de tabi bu garanti olmadığından diğer cevap veren arkadaşların cevapları da şu an bi yandan incelemeye, sindirmeye başlıyorum.
  • matrix  (23.08.10 11:41:32) 
[]

Büyükada'da pansiyon sorusu

büyükada'da böyle 1 günlüğüne kalınabilecek ucuz yollu pansiyonlar var mıdır acep? tavsiye ettiğiniz vs vs..




 
ideal pansiyon yok azcık konforlu olsun diyorsan mimoza pansiyon


  • zenc  (18.08.10 09:55:46) 
[]

Bu hangi şarkı?

bi parçasını kaydedebilmişiz zamanında... bir siteye yükledim. direkt indirmeden dinleyebiliyorsunuz..

www.zshare.net


tanıyan bilen var mıdır?

 
pintor del son - cyrius

tinyurl.com

dinleyebilir veya satin alabilirsiniz
  • la traviata  (01.06.10 17:57:32 ~ 18:00:47) 
[]

mkv'lerde harici sesi açamamak (kmp kullanıyorum..)

normal divxlerde böyle bir sorun olmuyor. harici ses dosyasını yükleyip ctrl+x yaparak sesten ses geçebiliyoruz.

ama mkv uzantılı filmleri açıp, sonra da ac3 türkçe dublajı yüklettiğimiz halde ses akış listesinde sadece eskisi görünüyor ve dolayısıyla ctrl+x ile geçiş mümkün olmuyor.

en son olarak;

Avatar.2009.720p.Bluray.dxva.x264.CaLLiOpeD.mkv

vidyo dosyasına

Avatar.2009.Bluray.dxva.x264.CaLLiOpeD.Turkish.Audio-CMA

ses dosyasını açtırmayı deneyerek yine aynı sorunla karşılaştım.

ses dosyasını tek başına açtığımızda dinleyebiliyoruz. yani sorunlu değil...

ne önerirsiniz?

 
vlc player'da dosya/gelişmiş aç/daha fazla seçenek göster'i tikle/başka bir dosyayı eşzamanlı oynat blölümünden ses dosyasını ekle.


  • yons  (27.05.10 21:39:32) 
[]

Acil cevap beklenen yavru kedi (annesi kaçtı gibi olasılıklı..) sorunsalı..

konu acil diye ayrıntıları daha sonra ekleme garantisinde kısaca şöyle özet geçeceğim:

4 nisan gecesi doğum yapan bir kedi.. (yani bu pazar 2 haftalık olacak yavrular..)

bu akşam evin içinde çıkış kapısının önünde haddinden fazla şekilde yalvarınca, dayanılamayıp kapı açılmıştır. çünkü ev 1. kattır, sağı solu bahçedir, ormandır, topraktır...

ve aşağı yukarı 1 saattir kedi yoktur... ilk 20 dk dumur olup evin etrafı turlanınca değişik yerlerde rastlandı kediye ama pek bize gelme eğilimi göstermedi. ara ara sokaktan geçiyor hızla. ama epey uzak mesafeler tadında dolanıyor evin etrafında...

ilk akla gelen önlem olarak kedi taşıma kutusu sokağa evin önüne bırakıldı. ve supernatural tadında her yere tuz serpme tarzında kedi maması evin önüne, sokağa felan serpiştirildi..

tırstığım nokta sokakta arada sırada başıboş köpeklerin geçebilme olasılığı... bizim kedide radar sapması yaratır mı diye kıllanmaktayım...

kapıyı açık bırakıp yatabileceğimizi de sanmıyorum bu arada.

kapıya gelirse, tırmıklamasından, miyavlamasından duyarım da (dış kapının hemen duvar simetrisinde uyumaktayım ben.) kalkıp kapıyı açarım diye düşünüyorum..

ana sorularım da şunlardır:

1) henüz 2 haftalık yavruları olan anne, aynı bi insan gibi yavrularını bırakıp kaçabilir mi? bir daha geri gelmeyebilir mi?

2) bu yavrulara annesiz nasıl bakabilme olasılığım mümkün müdür?

3) hadi gece değil de yarın sabah, öğlen geldi diyelim.. o süreye kadar altlarında battaniye olan ve bir kutuda yatan yavrular bu şekilde idare edebilirler mi?

bu arada daha önce aynı kediyle alakalı şöyle bi duyuru girmiştim. belki o da bazı eksikleri kapatmak adına fikir verebilir..
(git: 136251)

 
geri gelir başına iş gelmezse, böyle bazen bırakır giderler beslenmek için. karınlarını doyurmuştur. yarın akşama kadar gelmezse ılık sulu süt deneyebilirsiniz ama kedileri çok ellememeye çalışın, havluyla tutmaya çalışın. geldiğinde yavrularını bulabileceği bir düzenek kurun.
az beklemedim ben mualla hanımı ağlayan yavrularla :)
sabaha doğru gelecektir sanıyorum.
bi de bunlar böyledir, senin verdiğin yemeği beğenmez, gider illa kendi avlanır, bulur, buluşturur. benimki torbasıyla ciğer getirmişti odaya, yavrularına. hay allam.

annesi gelmezse yavruların bakımı çok zor değil ama devamlı bakım isterler, bi kaç saatte bir beslenmek çiş yaptırılmak isterler. biraz zahmetlidir ama olmayacak iş de değil.
  • kediebesi  (17.04.10 02:11:21 ~ 02:15:13) 
Kediniz yeniden çiftleşmek için gitmiş olabilir, "ama olur mu bu yavruları büyütmedi daha" dediğinizi duyar gibiyim ama öyle ne yazık ki ben de 12 yıldır kedi besliyorum ve kendi tecrübelerimden biliyorum. Ben geleceğini sanıyorum ama biz en kötüsünü, yani gelmeme ihtimalini düşünelim. Neyse ki yavrular 15 günlükmüş, eğer daha küçük olsalardı bakımları çok daha zor olurdu. 12 saat filan gelmezse bence bebekleri beslemeye başlayın, ama çok zorlanırlarsa 1 gün de dayanabilirler açlığa...

Ne ile besleyeceğiniz de çok önemli. Bizim içtiğimiz inek sütü içerik bakımından kedi sütünden çok farklıdır ve yavrulara çok ağır gelir, ishal olurlar. O yüzden inek sütü vermenizi pek tavsiye etmem ama hali hazırda elinizde başka bir şey yoksa bir defadan bir şey olmaz diye düşünüyorum. Ancak vereceğiniz süte mutlaka %50 oranında su eklemelisiniz, yani yarısı su, yarısı süt olsun ve mutlaka ılık olsun. Pet shoplarda satılan kedi biberonları var, onlardan alırsanız çok rahatlıkla emzirebilirsiniz bebekleri. Şimdi gelelim doğru olan yönteme, yine pet shoplarda veya veterinerlerde bulabileceğiniz kedi sütü ile aynı içeriği ihtiva eden toz karışımlar vardır, mesela Beaphar adlı markanın KITTY MILK adlı ürünü bunlardan bir tanesidir. Bunu alıp, yine mutlaka yavru kedi biberonuyla birlikte vereceksiniz bebeklere. Biberon zaten ölçeklidir, kitty milk'in üstünde yazan oranlarda içine koyacaksınız ve ılık su ekleyip çalkalayacasınız, yapmanız gereken şey sadece bu. Bebekleri 3-4 saatte bir bu şekilde emzirmelisiniz (gece de dahil) ve mutlaka karınlarına masaj yaparak tuvaletlerini yapmalarına yardım etmelisiniz, çünkü onlar bunu kendi başlarına yapamazlar, normalde anneleri onları yalayarak bunu sağlar. Ben bu şekilde çok yavru büyüttüm, merak etmeyin bir süre sonra hem siz emzirmeye alışıyorsunuz hem de onlar biberondan emmeye alışıyorlar.

Tabii bütün bu anlattıklarım olur da anneleri gelmezse diye, inşallah pisicik bir an önce gelir de bunlara hiç gerek kalmaz. Soracağınız başka bir şey olursa özel mesaj atabilirsiniz, elimden geldiğince yardım etmeye çalışırım...

Bebişleri sağlıkla büyütmenizi dilerim, hoşçakalın :)
  • marcelle  (17.04.10 09:47:31) 
[]

Eve kedi alıp, sabah doğurduğuna tanık olma dumuru ve 1-2 soru...

hikaye biraz dumur ama zaten en keyifli tarafı da bu.

rastlantılar, işaretler derken işyeri çevresinde bir kedi buldum. 10 gün kadar gözledim. sahipsiz olduğunu da 1-2 yere sorun kesinleştirince "ben buna bakmalıyım" hissine de kapılınca dün akşam attık arabaya getirdik eve. (ki bu kısmın hikayesi de süper ama şimdi gereksiz kafa şişirmesin istedim. bi ara gerekirse eklerim) hamile olduğunu biliyorduk gerçi (arabasından yararlandığım arkadaş da kedi bakan biri hani..) ama bu bizi geri çeviremedi hevesimizden.

ben bu 10 gün süresinde kedinin bir vidyosunu da çekmiştim hatta. şöyle izleyebilirsiniz:

vimeo.com

eve getirdik bilgisayar odasına bir köşeye yere battaniye yaydık gelişi güzel. kedi taşıma kutusunun de üstünü açıp içine havlu koyup koyduk battaniyenin yanına. bir kaba su koyduk. (ne su içti hayvan be..) marketten kedi maması aldık ayrı bir kap içinde doyurduk. kristalimsi kedi kumu da alıp ayrı bir leğen içinde bu yerleşim alanından az biraz uzağa yerleştirdik. (odanın çöp kutusu yanına koyduk da diyebilirim). neyse gece oldu ve bilgisayarla işim bitince kediyi okşayıp, iyi geceler dileyip, kapıyı kapatıp çıktım, uyuma odasına geçtim.

sabah uyandım. sevinçle gideyim de günaydın diyeyim kediye dedim. odayı da havalandırır, perdeyi açarım ayağına. ilk girdiğimde karanlıktı oda. kedi yerindeydi ama. içimden seviniyorum "ne güzel ya yerinden ayrılmamış kedi" şeklinde. perdeyi açıp sağa sola bakıyorum. sadece bi köşedeki poster rulosunu devirmiş o kadar. (o kadar da olsun hani.) sonra bakıyorum yerler temiz. iyi be zıçmamış hayvan diyorum. kumuna bakıyorum debelenme olmuş. ona da seviniyorum ama içinde poh göremedim hiç. en fazla işemiş heralde ve kristalize kum da onu emmiştir diye geçiştiriyorum.

neyse sonra kediye bi bakıyorumki altında minicik siyahımsı bişeyler oynaşıyor. önce patileri sandım :) sonra dumur tabi. "ohaaaaa doğumuş bileeee" tadında. sonra farkediyorum ki 3 yavru doğmuş ve bembeyaz olan ölü. ona da ayrı içim sızlıyor.

neyse arkadaşlar sorum şu:

hani kedi beslemek bi yana da; hamile, yani yeni doğurmuş kedi ve yavrulardan çok anlamam. şimdi ben bu ölü yavruyu ne yapmalıyım? anne kedi ile aram iyi. zaten bağ hissetmesem beslemeye kalkmazdım. böyle yavrular altındayken bile anneyi sevebiliyorum her türlü. o ölüyü almalı mıyım bilemedim işte.. hani var mıdır bi psikolojik süre vs. yani onu da yalıyor bu anne arada.. dramatik gerçi ama az da komik :) onun ölü olduğunu anlayıp kendi iteler mi? yoksa hep dürtüp durur mu böyle? işte onu alırsam mı (en azından belli bir günden önce) zararlı, almazsam mı?

şimdiden teşekkürler. bunun altına birkaç ayrı soru da sorabilirim zamanla...

 
ölüyü tabi ki almalısın. umursayacağını sanmıyorum.
kendi haline bırak, o besler büyütür. sen anneye iyi bak yeter. kumlarını yakınlara koyarsan anaları onu da öğretir zamanı gelince. :) analı babalı büyütsün işalla
ben boşuna ebe diilim, acil soruların filan olursa özel olarak mesaj da atabilirsin.
  • kediebesi  (05.04.10 18:20:02) 
[]

Nokia 5800 kullananlar bi baksa ya..

bir kaç sorum olacak..

1) başka bir telefondan bu telefona geçerken diğer telefondan sim kart ile sms'leri geçirdik 3-5 hamlede. yalnız rehberi önce geçirmediğimiz için mesajların kimden kısmında doğal olarak sadece telefon numaraları göründü. buraya kadar tamam. sonra o numaraları rehberleştirdiğimiz halde şu an neden "kimden" kısmında görünen numaralar "isim"leşmediler acaba?

2) sms'leri tekrar sim karta taşı/kopyala gibi bir seçenek neden yoktur bu merette?

3) ayrıca gerek klasörüm olsun, gerek gelen kutusu olsun, bu taşınmış mesajlar neden kendi orjinal tarihlerine göre sıralanamamaktalar?


şimdilik bu kadar. devam edebilirim. şimdiden çok çok çok teşekkürler. gözümü kırpmadan takip edeceğimdir bu başlığı...

 
3) hocam nedense evet sim karttan telefon hafızasına atılan mesajlarda tarih bilgisi olmuyor. sim karttan transfer sırasında sadece mesaj içeriği alınıyor olabilir. bu yüzden tarih gözükmeyebilir.


  • nickim onbes harf  (16.03.10 05:52:11) 
@nickim onbes harf: aslında tarih bilgisi içinde gizli. nasıl anlatsam. en iyisi bir mesajla örnekleyeyim.

klasöre girdiğinizde, sadece başlık olarak sıralandıkları yerde mesajın tekinin başında 15.03 yazmakta.
mesajı okumak içi tkladığımda tepede 17:33 15.03.10 yazmakta.
mesajın özelliklerine girip "mesaj bilgilerine" baktığımda da;
00:31 17.04.2006 yazmakta.

ve bu "bilinçli olarak silemediğim mesaj" :) şu an gelen kutusunda en üstlerde yer almakta. (tamam yeni mesajlar aldıkta aşağılara inecek belki ama gönül istiyor ki ait olduğu yerde dursun) :)
  • matrix  (16.03.10 12:27:50) 
[]

Samsung PC Studio hk

kullananlar bilir. bu programa cep telden sms'leri aktardığınızda, yine programın üzerinden okuyabiliyorsunuz.

tamam buraya kadar zorluk çıkmaz. sorun olmaz.

ama işletim sistemimizi yenilediğimiz zaman (format olur, yükseltme olur..) programın içindeki dataları nasıl saklayabileceğimizi ve yenisine aktarabileceğimizi çözemedim..

deneyimleriniz adına bu konuda yardımlarınızı bekliyorum...

 
Tam olarak emin olmamakla birlikte:
başlat/çalıştır'ı (Eğer Vista Kullanıyorsanız Windows tuşu ve R tuşuna aynı anda basın) açın komut satırı olarak
%USERPROFILE%\AppData\Roaming\Samsung\Samsung PC Studio 3
yazın ve enter basın. İlgili klasör açılacaktır. Program ayarlarının ve mevcut bilgilerin burada saklandığını tahmin ediyorum. Bu klasördekilerin yedeğini alın. Yeni bilgisayara programı kurduktan sonra eski bilgileri yine buraya atın. Bu şekilde kaldığınız yerden devam edebilirsiniz diye düşünüyorum. Ben bir hafta sonra filan yeni bir laptopa geçeceğim. O sırada bu yöntemi deneyeceğim. Siz daha önce denerseniz sonucu bana bildirmeniz iyi olur.
  • faithless  (11.04.10 17:13:41) 
[]

bir Fringe sorusu...

tabi yayınlanmış son bölüme kadar izlemeyenler okumasa daha iyi olur bu soruyu:




şimdi bizim bu peter'a eski bölümlerde "sen parlıyorsun" diyen olmuş muydu acaba hiç?

 
parlama değil belki ama walter'in -peter'i kastederek- onu tekrar kaybedemem, gibisinden beyanatı var idi. daha önce bir kere kaybettiğini ilam eder şekilde...


  • hicazkar  (25.02.10 17:27:33) 
bütün bölümleri izlemiş biri olarak hiç duymadığımı söyleyebilirim. tereddüte bile düşmedim acaba söylemişler miydi diye.


  • wise  (25.02.10 17:28:08) 
***parlama değil belki ama walter'in -peter'i kastederek- onu tekrar kaybedemem, gibisinden beyanatı var idi. daha önce bir kere kaybettiğini ilam eder şekilde...***


evet bir kere kaybediyor peter'ı ve bildigim kadarıyla diger boyuttan bir peter getiriyor.. gözcü ile tanısıklıgı da bu olayla oluyordu galiba..
  • kennym  (25.02.10 18:23:46) 
yok, peter bilmiyor. ama bize 2-3 kez peter'ım diğer taraftan geldiğine dair ipucu vermişlerdi. hatta ilk sezon sonlarında peter'ın mezarını bile göstermişlerdi.


  • mission complete  (25.02.10 18:26:50) 
yüzüne karşı söyleyen olmamıştı. fakat walter ın arkadaşı olan kadın peter ın parladığını görmüştü. yanılmıyorsam walter kadına bakıp anladığını görmüştü... ve sonra mezarlığa gitmişti galiba.


  • janavarorion  (25.02.10 21:12:56) 
[]

Plazma tv kullananlara bir kaç konuda danışma hk..

gelişine 1-2 soru soracağım:

1) eni 330, boyu 375 olan güççük bi odanın enli duvarına gelecek şekilde 50" bir plazma tv koysak, izleme mesafesi adına fazla gelir mi? yani göze büyük gelsin sorun değil, göz alışır da işte "haddinde fazla büyük" gelir mi gelmez mi onu sormak istedim.. hd formatında bişiyler izlerken piksel görmek istemiyoruz. ctr tv'lerdeki gibi hani..

ya da mesela 50" (127 ekran oluyor sanırım) tv için ideal izleme uzaklığı nedir?

2) az sonra sayacağım kıstasları içeren bir durum söz konusuysa, plazma tv kesmez, alma, lcd yeter der misiniz? demez misiniz? ne dersiniz? birşeyler diyin işte..

-) tv; 1. maddeden anlaşılacağı üzere salon tv'si olmayacak. evin 2. tv'si gibi düşünün. ve onunla (henüz / uzun vadede) tv kanalları izlenmeyecek. en fazla uydu takılır ama o bile haftada 1-2 saat izlenir en fazla..

-) bilgisayardan tv-out yapılarak kullanılacak 2. monitör hesabı.

-) en fazla 720p filmler, diziler izlenecekler. (en az da bildiğiniz divxler tadılacaktır işte zaman zaman) şu şartlarda koca koca yer kaplayan, download'ı günler süren, arşivlenmesi dert teşkil eden 1080 dosyalarla işimiz olmayacak. (ki bi de odanın boyu adına 720p ile 1080 arasındaki farkı ayırt edemeyeceğimize inat etmekteyim..)

-) aletin açık kalma süresi haftaiçi günlük bazda ortalama 2-3 saat, haftasonları 5-6 saat olacaktır.

-) tv-out olunca arada sırada bilgisayar oyunları da denenecek.

-) "siyah" renge verilen önem çok büyüktür. 22" lcd monitörümde karanlık sahnelerde siyah değil koyu gri gördüğümü hissedip hep burun bükmüşümdür.

-) "hayalet" olayı diye tabir edilen... hareketli sahnelerde daha çok ortaya çıkan "gölge" mevzusu da acayip derecede moralimizi bozmaktadır...

--


şimdilik bunlar çıktı. olursa eklerim yorumlara.

ve işte şu tv şimdilik aday gibi duruyor.

www.istanbulbilisim.com.tr

ne dersiniz?

 
artık neredeyse vga girişi olmayan plazma-lcd kalmadı, vga ile de 720p'lik filmler izlenebiliyor, ayrıca her türlü oyun(call of duty, pes,nba denediklerim) da oynanabiliyor, ama daha iyi bir görüntü istiyorsanız, örnek verdiğiniz plazmaya bakacak olursak hdmi girişi var, bilgisayarınızda da hdmi girişi varsa rahatlıkla 1080'lik filmler izleyebilirsiniz. oda konusuna gelince sanki biraz daha büyük olsa iyimiş ama idare eder gibi. örnek verdiğiniz plazma da gayet iyi bişey, ama bence indirimleri takip edin derim, tek üründe takılı kalmayın.


  • ocanal  (18.02.10 16:07:20) 
link açılmıyor!
ama bildiğim kadarı ile;
1. bu konuda pek bilgi sahibi değilim ama 50" bana biraz büyük gibi geldi.dediğim gibi; bilgi sahibi değilim.

2. panasonic v10 ve g15 serilerini biraz incelemiş biri olarak;
tepki süresi, kontrast, frekans, fiyat gibi kritik konularda plazma tv ler hala ldc nin önündeler, dezavantaj olarak yansıma ve elektrik tüketimleri fazladır.
kullanım ömürleri 100.000 saat (panasonic için konuşuyorum)
ek olarak, imkanın varsa, almışken full hd al derim
  • frown  (19.02.10 08:30:08 ~ 08:30:38) 
[]

Avatar ne kadar kalır sizce sinemada?

salonlar, seanslar azalır belki de yine de ne zamana kadar gidilebilir sizce bu filme?

mesela istinyepark imax salonu ne zaman değiştirir acaba salondaki filmi?


 
kaldırmaları için üç boyutlu filmler çıkması lazım. yeniler geldikçe eskiler gider. şu durumda en az 1 ay daha kaldırmazlar.


  • insanimsi  (15.02.10 13:17:02) 
daha fazla izlenecegi dusunulen filmler geldikce giderek azalacaktir gosterimi.

ornegin yakin zamanda alice in wonderland geliyor birkac haftaligina bile olsa 3d salonlari ona ayirabilirler veya 2 ye bolerek hem onu hem avatar i gosterebilirler. hali hazirda 147 kopyasi gosterimde avatar'in. daha gideri var yani.

istinyepark ankaraya gonderebilir kopyayi belki :) hala gitmedi sanirim ankaraya.
  • entrapmen  (15.02.10 13:18:22) 
[]

AVATAR izleme deneyimi veri tabanı oluşturalım

Burada da Avatar diye aratınca çeşitli konu başlıklarına ulaşılıyor ama bence tek başlık altında güzel bir izleme deneyimi notları veri tabanı oluşturabiliriz. Tek başlıkta hepsini okumuş, hepsini toplamış oluruz.

Tabi burada "filmi beğenip beğenmediğinizin bilgisine ya da filme ait yorumunuza" gerek yok. onun en güzelini zaten sözlük'te yapıyoruz.

Burada maksat hangi sinemada, hangi salonda, hangi teknolojiyle... hatta hangi sırada ve hangi koltukta (istersek tarih ve saat bilgisi de eklenebilir) izlediğimizi not düşmek, olumlu olumsuz bir yorum yapmak. böylece sinema salonlarına karşı iyi kötü bir bakış atabilmiş oluruz... diye düşünmekteyim.

benimkisi şöyle:

19 aralık cumartesi gibi 17:45 seansında İstinyepark'da 5. salonda IMAX 3d olarak izledim. 17 kişiydik. 3 gruba bölündük. 1.grup J sırası 10-15 arası, 2. grup I sırası 10-14 arası, 3. grup da H sırası 11-16 arasına yerleşti. ben de H sırasında idim.

bulunduğum konum iyiydi. belki en fazla 1-2 sıra daha öne geçilebilir. ama sonrası perdenin büyüklüğü yüzünden rahatsız edebilir diye düşünüyorum.

tek kusur altyazıyı sadece tek bir gözün görebilmesi. sol gözümüzle görüyorduk. solu kapattığımızda altyazı görünmüyordu. bu nedenle altyazı biraz silik gibiydi. filmin görsel yaratımları da çok deli dolu olunca altyazıyı okuyacam derken onları kaçırma stresine girip biraz heyecan yapabiliyor insan. (ama zaten ilk 15 dk'sında çoktan filmi beğenmiş biri olarak, "nasıl olsa tekrar izlerim ben bunu" diye karar verdiğim için o stresi yokedivermiştim ben.)

James Cameron'un vaad ettiği yeni 3d teknolojisini de imax salonunda rahatlıkla hissedebildiğimi de etkileyeyim. daha önce izlediğim hiç bir 3d filmin tekniğine asla benzemiyor.

 
b sırasından izledım istinye imax de orası iyi bi sıra degil.


  • bryan fury  (21.12.09 17:28:13) 
bu güzel olmuş. ben de beylikdüzü afm migros sinemalarında izleyen varsa filmi görüşlerini almak isterim. sırf tırttır şimdi beylikdüzündeki diye gitmiyorum. birisi desin bişeyler hadi.


  • greyback  (21.12.09 17:40:17) 
istinyepark imax D17-D18, 19 aralik 17:45 (ben de). altyazi problemliydi dedigin gibi. gozluklerde bir sorun yoktu, kirli degildi islak degildi. seste bir sorun yoktu. goruntu cok parlak degildi ama atmosfere girince rahatsiz olmadik. reald'de de izledigimde onu da yazarim.


  • disq  (22.12.09 00:09:57) 
[]

Mov dosyalarına işlem yapmak ve mov dosyalarını yayınlamak hakkında...

1) Mov dosyalarını upload edebileceğimiz internet vidyo siteleri (youtube gibi) var mı? varsa isimleri nelerdir?

2) Mov dosyalarını kesip, biçme vs gibi genel işlemlere tabi tutabileceğimiz janjanlı, kullanıcı dostu, şukela programların isimleri nelerdir?

3) Mov dosyalarını diğer formatlara çevirebileceğimiz janjanlı, kullanıcı dostu, şukela programların isimleri nelerdir?


(şimdilik) 3 tane olan bu sorulara vereceğiniz cevaplar ve göstereceğiniz hassasiyet için şimdiden bol teşekkürler...

 
1) neredeyse hepsi ediyor olmali (misal dailymotion) mov zaten bu tur kesme bicme isleriyle ugrasanlarin cokca kullandigi bir formattir (format demek hatali aslinda ama anladiniz)

3) video converterlarin cogu mov u sorunsuz cevirir. mcfunsoft kullaniyorum ben arada sira cok onemli olmayan videolarda.
  • entrapmen  (17.09.09 02:13:51) 
1- cevap verilmiş zaten.
2- Camtasia Studio.
3- Total video converter.
  • jkofte  (17.09.09 10:01:44) 
(bkz: quicktime pro)


  • prdeay  (17.09.09 10:20:47) 
[]

Facebook'ta etiketlendiğiniz fotunun olduğu albümün ayarı var mı?

kendi listenizi düşünün.

"okul yılları" diye bir albüm yaptınız diyelim. ve 20 tane foto varmış hani. bu 20 tanesinden sadece 1 fotoda olan bir arkadaşınız var. adı hımmmm cevahir olsun bunun. onu etiketlediniz. cevahir'in arkadaşları bu fotoyu görecek doğal olarak.

görmek için geldiklerinde istiyorum ki;

sizin bu cevahir'in etiketlenmiş olduğu fotoğrafın da içinde olduğu 20 fotoluk albümün tamamını görmesinler de... sadece cevahir'in etiketlenmiş fotosunu görüp geldikleri gibi gitsinler...

bunu sağlamak mümkün mü? mümkünse nasıl?

 
Fotoğraflar > Albüm Gizliliği > İstediğiniz Albümde Sadece arkadaşları işaretleyin,bu sayede arkadaşlarınız dışındakiler gelip göremez. hatta dahada coşup özelden tek kişinin görmesini bile sağlayabilirsiniz.


  • buffy de vampir sayilir  (02.09.09 02:42:49) 
[]

Ram timing ayarı ve Memtest...

KHX8500AD2K2/4G
4GB DDR2 1066MHz Non-ECC CL7

şeklinde ram'ler var...

bu aralar;

1) tcpip.sys kaynaklı mavi ekran alma
2) oyunlarda ekranın birden tek renk haline gelmesi

gibi sorunlar mevcut. "belki ram'lerdendir" diyerekten Memtest86 ile tarama yaptırdım ama hiç error almadım.

tek emin olduğum şey sistemi kurarken bios'tan ram kontrolü yapmamıştım ben. acele ettik vs. şubat başı gibi toplandı kasa ve kuruldu sistem. tcpip olayı mart ortası gibi başladı. oyunlardaki durum da 3- günlük.

bu ram firmalarının sitelerinde belirttikleri timing dalgaları oluyor ya.. kingston'un sitesinde timing olarak şöyle bilgi verilmiş:

7-7-7-20
1.85-2.0V

neyse işte şimdi bios'tan da bakınca şöyle görünüyor bizimkinin özellikleri:


1st information: 6-6-6-18-3-52-6-3

CAS# LATENCY : 7 DRAM CLOCK
DRAM RAS# TO CAS# DELAY : 7 DRAM CLOCK
DRAM RAS# PRECHARGE : 7 DRAM CLOCK
DRAM RAS# ACTIVATE TO PRECHARGE : 15 DRAM CLOCK

2nd information: 8-3-6-4-6-4-6
3rd information: 15-5-1-7-7

daha böyle epey bilgi var da hepsini yazmaya gerek yok heralde...


pek çakmam ama elle değiştirmem gereken kısım galiba 15 DRAM olan yeri 20 yapmak. işin ilginci de o liste en fazla 15 olarak görünüyor (diye hatırlıyorum).


tüm bunlardan... sistemdeki sorunları oluşturmak adına bir abukluk görebiliyor musuz? ne öneriyorsunuz? (başka bir bilgi isterseniz verebilirim, sistem xp (vista veya w7 de kurabilirim...)

şimdiden ilginiz, önerileriniz ve değerli vaktiniz için teşekkür ederim.

 
memtest hata vermediyse timingleri degistirmenizin bir anlami yok. ayrica tcpip.sys yanilmiyorsam internet baglantisi ile ilgili bir sistem dosyasiydi. bozulmus veya silinmis olabilir. yine oyunlar icin ekrankarti surucusu ve directx guncellemelerini yuklemeniz yararli olabilir. ramlerle ilgili bir hata olmasi pek olasi degil.


  • opteron  (14.08.09 22:39:45) 
[]

kamera ile çekilmiş mpeg dosyalarını editleme hakkında...

tekrar merhabalar...

elimizde harddiskli bir sony handycam ile çekilmiş ve bilgisayara mpeg olarak aktarılmış 30-40 tane vidyo dosyası var...

bu malzeme ile genel hatlarıyla şu tarz bir çorba yapmak istiyoruz:

-vidyolardan gereksiz bölümleri kesmek
-vidyolar arasına tek renk bir arka-zemin üzerinde duran bir yazı eklemek
-direkt vidyoların üzerinde gerek alttan geçen yazı şeklinde, gerek ekranda birden belirip sonra yokolan yazı şeklinde birşeyler ekleyebilmek
-gerekli alanlarda vidyonun sesini komple kısıp herhangibir müzik ekleyebilmek
-bazı sahnelerin hızlı, bazı sahnelerin ağır çekimde geçebilmesini sağlamak


bu işlemler için hangi işlevli programı (veyahut da program kardeşliğini) önerirsiniz bana?

 
Bunlarin %98ini Windows Movie Maker yapar.

Yaptigindan emin olmadigin alttan yazi gecme var. Digerlerini yapiyor.
  • wpi  (14.08.09 14:07:19) 
(bkz: premiere pro)


  • sijwocaq  (14.08.09 16:17:20) 
[]

mini-dv kasetleri dvd veya vcd'ye çevirmek

elimizde 3-4 tane mini-dv kaset var..

ama elimizde bunu çeken, oynatan bir kamera yok.

bunları adam gibi dvd veya vcd'leştirmek için hangi yolu önerirsiniz, daha kolay olur?

1) bunları okuyan bir alet varsa, o aletten satın alıp, bilgisayar bağlantısını yapıp, bilgisayara aktarmak şeklinde mi?

2) sirkeci gibi bi yerde bu iş için para kazanan bir mekana bırakma şeklinde mi?

3) mini-dv kamerası olan birinden kamerayı ödün alarak mı? (bunu seçenekler çok görünsün diye yazdım. yoksa öyle bir tanıdığım yok.)


cevabınız 2. ise o kadar dükkandan rastgele bir seçim olsun istemiyorum aslında. güvenilir bi yer bulmak istiyorum. antenlerimiz uyuşsun istiyorum. yani referanslarınız varsa sözlükten özel mesaj da bekleyebilirim arkadaşlar...

 
işin en temizi 2 numarayla olur. adamların işi bu sonuçta. tavsiye mekan istiyorsan, onu da tavsiye edeyim.

sirkeci'de lokantaların olduğu bir sokak vardır. hep lokanta vardır. o sokağı biliyor musunuz? adını hatırlamıyorum şimdi sokağın. ama sirkeci'den cağaloğlu'na çıkarken, sol tarafta kalıyor bu sokak. yuvam fotoğrafçılık vardır o cadde üzerinde onun karşısındadır bu sokak. (yuvam foto iki yerde vardır. biri bu cadde üzerinde. karışmasın.) sokağa girince ilk soldan dönün. aşağı doğru giden bir sokaktır. sokağın sonunda sağ tarafınızda bir han olacak. hocaoğlu han olması lazım. ismini tam hatırlamıyorum. o hana girin. hana girdikten sonra önce sola döneceksiniz. devam edin, hemen sağda bir dükkan var. zaten kapısında yazar. vhs kaset vs. diye. oraya yaptırabilirsiniz. sağlam mekandır. sirkeci civarındaki pek çok fotoğrafçı da buraya iş yaptırmaktadır.


hanın karşısında sokak var. ordan da gelebilirsiniz. bu şekilde tarif edecek olursak, bahsettiğim lokantaların olduğu sokağın altındaki sokaktır. bu sokağa girin, sokağın sonunda bu han var.

takıldığınız bir soru olursa, yardımcı olmaya çalışırım.

iyi günler.
  • pomolilik  (14.08.09 13:51:51) 
[]

video kameralarda kayıt ortamı öneri isteği

evde, orada, burada anısal ve düğün gibi ortamlarda resmisel çekim yapmak adına başlangıç seviyesinde (daha önce kullanmadık hiç) kullanmak için bir video kamera almamız gerekiyor...

internetten alışveriş yapan sitelere baktığımızda çekilen görselin kayıt saklanması adına bir çok seçenek mümkün. ama gelin görün ki daha önce kullanmadığımızdan mütevellit kararını veremedik. süremiz de kısıtlı olduğundan bunun kararını video kamera delisi sözlükdaşlarıma bırakmak amacıyla buradayım...

60 GB HDD
70 GB HDD
80 GB HDD
120 GB HDD
16 GB Dahili Hafıza
Dvd
H.D.D
Hafıza Kartı
HDV
Memory Stick
SD Card
SDHC Card

gibi seçeneklerimiz mevcut.

sizce hangisi ve niye o seçilmeli?

bilgisayar ve harici disk sorunumuz olmuyor hiç. zaten sürekli kaydedip akşam bilgisayara atmayı planlıyoruz üzerinde oynamalar yapabilmek için...

 
Canon HF 100 alın bitsin gitsin.


  • paulista  (31.07.09 15:59:34) 
sadece hafıza çeşidine göre makine seçmek çokta mantıklı gelmedi bana.

bunlar dışında bütün özelliklerin aynı olduğunu düşünürsek tabiki 120gb dahili hafıza en iyisi :)
  • cnonefb  (31.07.09 16:54:38) 
@paulista: hımmmm... bunu not edelim...

@cnonefb: mantıklı aslında :)

daha önce kullanmayınca insan ayrıntılı kıstaslarını bilmiyor işte. bir de işte zaman kısıtlamamız var ya o açıdan çok kurcalayamıyoruz.

ayrıca mesela kameralar bence hd digital çekim yapanlar ve yapamayanlar olarak ikiye ayrılır. hd digital olmadıktan sonra hani çok da kurcalamaya gerek yok gibi düşünüyorum.

neyse yazın işte arkadaşlar birşeyler. bunu aldık, şunu kullanıyoruz, memnunuz vs vs..

misal şunu inceledim azıcık:
Sony DCR-SR75E 60 GB Hard Disk Video Kamera

bakıyosun bir yamuğunu göremiyorsun. bir kere sony diyorsun. 60 gb diski varmış. zor doluyormuş zaten saatlece kayıt yapsak bile..

www.hizlial.com


gibi..



yazın işte
  • matrix  (31.07.09 17:53:38) 
edit e gireceksiniz kasete kaydeden dv ya da hdv hatta full hd kameralardan birini tercih ediniz. tavsiyem canon hv 20 ya da hv 30 dur.


  • sijwocaq  (31.07.09 21:45:19) 
cevaplar için tekrar teşekkürler herkese..

dediğim gibi zaman kısıtlı olduğundan seçim konusunda bi acelelik durumu vardı. ilgili kişiler hdd'li bir sony'de karar kılmışlar. olduğu kadar diyip evlenen çifte mutluluklar diliyoruz..

bu arada bu araştırma bana da yaradı. alınacaksa hd kalitesinde olmasının gayet iyi sonuçlar doğuracağını felan öğrendim.. gibi..

bir başka vidyo içerikli soruda görüşmek üzere. esenlikler...
  • matrix  (14.08.09 13:36:09) 
[]

bilgisayardaki tüm fontlar "kalın" oldu. ne yapmalı?

madem oynamıyorum, madem bitirdim vs diyerekten 1-2 oyun sildim sistemden. bir ara 2-3 hata verdi. geçemeyince yoksay dedim.

şu an bu yazıyı yazdığım font da dahil ne kadar yazı varsa ekranda (sağ tıklama menüsündekiler, program seçenekleri, görev çubuğundaki herşeyin isimleri vs) hepsi "kalın" durumundalar...

görünüm özelliklerinden felan da kurcaladım ama değişiklik olmuyor..

sistem xp..

neler önerirsiniz sanki fontları viagra yutmuş gibi duran bu sözlükdaşınıza?

 
önce ekran özelliklerinden (masaüstüne sağ tık-özellikler) temayı klasik yap belki düzelir.


  • blackdog  (23.07.09 23:51:19) 
@blackdog:

denedim tekrar ama herşey klasik haline dönse de font inadında direnmeye kararlı görünüyor...
  • matrix  (24.07.09 00:03:19) 
Görüntü Özellikleri - > Ayarlar -> Genel sekmesi altinda DPI'nin 96 oldugundan emin ol. Yazi tipi üstünde etkisi olduğu için aklıma geldi. Tabii restart gerekebilir. Bir bak istersen.


  • carcass  (24.07.09 00:20:55) 
ctrlye basarken mousetaki scrollu asagı yukarı cevirip bak bi d istersen


  • happy killer  (24.07.09 00:31:21) 
[]

Star Trek fanatiklerinden yardım ricası

merhabalar sayın Star Trek fanatikleri, Atılgan severleri...


hazır efsanevi dizi Battlestar Galactica'yı da uğurlamışken... sürekli izlediğim uzay içerikli bir dizi olsun diyerekten.... ne zamandır da zaten aklımdayken... hazır yeni filmi de vizyona girmeye gelirken: şu Star Trek olayına el atayım dedim.

dedim demesine de kafam da karıştı malesef... çünkü çok büyük bir evren bu... kendim ıkınarak bunu çözeceğime, zaten ezbere bilen fanatikleri vardır diye düşündüğümden sormak istedim.

bu seriye (filmleri de dahil) nasıl bir izleme politikası geliştirmeliyiz? mümkünse izleme sırasını öğrenebilir miyim? mesela filmlerini direkt en başta izlersek bir problem olabilir mi? maksadım en hafif zararla kapatmak. yani olur ya filmlerinde bilmem hangi dizisine, bölümüne ait göndermeler şunlar bunlar varsa atlamak istemiyorum...

şimdiden teşekkürler eder, turist ömer şeklinde selamlarım.. ;)

 
Çekildiği sırada izleyin. Yeni film zaten Star Trek'in prequel'i olacak, her şeyin başına gidiyor -ki bunun beni pek heyecanlandırdığını söyleyemem.


  • hiko seijuro  (04.04.09 15:41:02) 
[]

Porno - irvine welsh

irvine welsh'in Porno isimli kitabını aldım.

bir sorum olacak;

ben Trainspotting filmini çok özel bulsam da, çok sevsem de, ("bir rüyaya ağıt" filminden daha etkileyicidir gözümde) kitabını okumak hiç kısmet olmamıştı. filmi de izlediğim için artık gerek görmüyordum işte.

şimdi o kitabı okumadığım için, bu kitabı okumaya başlamamda bir sakınca var mıdır? ille de kasıp alıp okumamı önerenler var mıdır? ona göre buna başlamayı geciktireceğim çünkü...

 
al oku bişi olmaz. ben trainspotting i de okudum ama okumasan da anlarsın. filmle kitap arasında dağlar kadar fark yok yani. ama toplu taşıma araçlarında okurken dikkat et elinde porno yazan pembe bi kitap okuduğunu görenler birbirini dürtüp sana bakıp gülüşüyolar=)


  • rentts1  (18.03.09 18:36:13) 
bu iki kitabı da okumadım ama, filmi izledikten sonra da gerek kalmadı diye düşünmemek lazım bence. kitapta da filmde bahsedilmeyen şeyler vardır. hadi olmasa bile farklı bir dille anlatılmıştır. okunur yani. ben mesela otomatik portakal'ı izledikten sonra kitabını okumuştum. gayet de okuduğum kitaptan zevk aldım.okurken filmden sahneler geliyor gözünün önüne filan. aciliyeti yoksa -bu iki kitap arasındaki ilişikiyi de bilmiyorum ama- oku yani trainspotting'i de.


  • tepedeki psychedelic adam  (18.03.09 18:40:58) 
trainspotting'i okumuş olman şart değil. trainspotting'deki karakterler hakkında genel bir fikir sahibi olman yeterli porno'yu anlayabilmen için, ki filmi izlemişsin zaten de.
porno trainspotting'den daha başarılı bir roman bence, ben çok sevmiştim.

  • kimi raikkonen  (18.03.09 19:08:46) 
[]

birbirini göremeyen makinalar...

fazla kafa şişirmeden tüm doneleri özet geçiyorum:

-modem zyxel 660...

-modem bir switche bağlı. switchten de 2 ayrı makinaya kablo gitmekte...

-çalışma grupları ismi aynı olan bir ağ kuruldu ve her makina da ayrı ayrı önce modemden/hubdan geçiyor şeklinde tanıtıldı...

-alt ağ geçitleri aynı...

-ağ bağlantıları gelişmiş ayarlardan tcp-ip gelişmiş seçeneklerden DHCP etkin ve wins bölümünden tcp-ip üzerinden netbios etkin...

-yine ağ başlantıları gelişmiş ayarlardan seçime bağlı ağ bileşenlerinin hepsi onaylı...

-klasör seçeneklerinden "basit dosya paylaşımı kullan" işaretli değil...

-makina 1'in ağ bağlantıları listesinde yerel ağ bağlantısı ile 1394 bağlı... makina 2'nin ise sadece yerel ağ bağlantısı bağlı ki zaten başka birşey yok listesinde.. eski usb modem hariç..

-makina 1; xp proSP3 sahibi. makina2; sp2 sahibi..

- her iki makinada da güvenlik duvarları kapalı... ki bir önceki denemede açıktı ama özelliklerinden yazıcı ve dosya paylaşımı işaretliydi...


bu durumda;

her iki makina da çalışma ağını görüyor... ama;

makina 1; çalışma grubu listesinde sadece kendini...
makina 2; çalışma grubu listesinde hiç birşey...

görüyor...


şu durumda yapacak başka birşey var mı? yoksa makina insan savaşı başlamış sayalım mı?

 
IPX/SPX iletisim kuralini yüklemeyi deneyin.


  • helenart  (07.02.09 18:21:18) 
run'dan direk bilgisayar adını veya ip'sini yazarak ulaşın. daha dün oldu bana.


  • desdinova  (07.02.09 21:42:24) 
[]

Ferdane gibi (vişne şarabı içilebilecek) ortam tavsiye isteği?

Ferdane'yi bilen bilir. biz bilemedik değerini. kapandı diye duyduk. o tarz bir mekan önerebilir misiniz? şirin şirin bir köşede vişne şarabımızı içebileceğimiz böyle...




 
ferdane yeşilçam sokakta açıldı..


  • dombili baykus  (14.11.08 18:04:57) 
ferdane kapandı da sahipleri küçük beyoğlu'na geçtiler, zaten oranın eskiden beridir ortaklarıymış. neyse, gereksiz bilgi bu.

bildiğim kadarıyla ferdane tayfası thales'e akın etmeye başladılar. ferdane'nin eski çalışanlarından birkaç kişi de thales'e geçti. benetton'un karşı sokağına gir, ilk sağa dön, hemen umut ocakbaşı'nın karşısında thales.
  • ecnebi  (16.11.08 23:56:39) 
[]

2008 Sonbahar sezonuna ait yeni dizi tavsiye isteği

2008'in şu yeni yayın sezonunda bu sene yeni başlamış hangi dizileri önerirsiniz?

ben Fringe ve True Blood dizilerini severek... 90210'u da vakit geçirmek için izliyorum. bunların dışındaki önerilere açığım...


 
valla bu sezon iyi dizi çıkmadı gibi. fringe de eh işte. saydıklarının dışında yalnızca the mentalist biraz iyi gibi. o da klişe bir konuya sahip.


  • deckard  (26.10.08 23:21:15) 
kesinlikle dollhouse


  • goodbyecruelworld  (26.10.08 23:24:48 ~ 23:25:00) 
knight rider başladı. Eskisini aratmıyor. ---vuv huv--- :)


  • ukeladümbelek  (26.10.08 23:25:04) 
bir de life on mars'ın amerikan versiyonu çekilmeye başladı.


  • goodbyecruelworld  (26.10.08 23:29:28) 
mentalist ve dollhouse not edildi...

knight rider'ı da izliyorum zaten ama o sene başlarında film olarak hoşbulduk dedi diye onu yeni başladı olarak saymadım :)

life on mars... hımm... bu durumda orjinali ingiliz versiyonu olsa gerek. onu izlemedim hiç. ilk versiyondan başlama gibi bir huyum vardır her zaman. onu o şekilde mi halletsem?...

ve başka ?
  • matrix  (26.10.08 23:34:11) 
sözlükte dollhouse preview rapidshare adresi var


  • goodbyecruelworld  (26.10.08 23:50:31) 
[]

Çapa'da diş okuyanlar ?

stajerlik sistemleri nasıl işliyor acaba bu öğrencilerin?

kaçıncı senelerinde stajerlik yapıyorlar bir dişçinin yanında?

misal şu tarihte (temmuz'un ortası) üniversite kapalıdır heralde. bu durumda yazın stajerlik yapabiliyorlar mı?

ve haftanın kaç günü yapmak zorundalar en az?

şimdiden cevaplar için teşekkürler...

 
stajerliği bilmem ama dişçiler gırla adam alıyorlar. staj yapacağım derseniz havada kaparlar.


  • radikalherif  (18.07.08 02:23:30) 
[]

Harry Potter tadında kitap önerisi isteği

son kitabı da okuduk ettik, tadına doyamadık, hüzünlendik... kalan 2 film çekile dursun... sizlerden harry potter tadına öneriler istiyorum. yeni başlayan bir seri olabilir, çoktan yazılıp tamamlanmış seriler de olabilir. farketmez. yeter ki o lezzette birşeyler olsun, içine dalıp çıkamayayım, karakterlerin isimleri dilimden düşmesin vs..

bu arada söyleyeyim... içinde konuşan hayvanlar felan olan ürünleri pek sevmiyorum. hiç okumadım ama "altın pusula" filmini daha filmden çıkar çıkmaz yolda unutuvermiştim. yıldıztozu'nu da çok tutmadım. eragon desen eh işte. tabi bunların hepsini film olarak değerlendirdim.

şimdiden teşekkürler...

 
kesinlikle diana gabaldon kitaplari icinde sihir mihir yok ama maden dalip cikmak istemiyorsun kesinlikle bunu sana tavsiye ederim. kendisinin 6 kitaptan olusan bir serisi vardi (türkcesini bilmiyorum) tadina doyamamistim.


  • pembeli kiz  (12.07.08 12:50:58) 
ölüm kapısı serisi(death gate cycle) var mesela.

1-ejder kanadı
2-elf yıldızı
3-ateş denizi
4-yılan büyücüsü
5-kaosun eli
6-labirentte
7-yedinci kapı

Ben sadece ejder kanadını okudum ama kitap güzeldi. İçinde Elfler, dwarflar, büyücüler falan olduğunu söylemeliyim. İlk kitabı dene sararsa devam edersin.
  • jamesjersey  (12.07.08 12:59:39) 
(bkz: artemis fowl)


  • baldur  (12.07.08 13:19:20) 
yıldız tozu nun filmi çok güzeldi yaw..
neyse, talihsiz serüvenler dizisi kitapları eğlencelik anlamında güzeldi bence.

  • oceano  (12.07.08 13:33:12) 
harry potter'i tiye alan bir kitap serisi vardi barry trotter diye, muhtemelen sevmezsin ama.


  • turkish tekila  (12.07.08 15:59:29) 
the lord of the rings.


  • insanimsi  (12.07.08 19:58:17) 
123456   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.