[]

"school shooting"-Türkiye'de gerçekleşen

Türkiye için 1 yazıyor, bu hangi büyük olaydı ki bu listede yer almış? twitter.com




 
Kaynakta(edition.cnn.com) "1 Ocak 2009 – 21 Mayıs 2018 arası, kreş ve üniversiteler dahil" denmiş. O yüzden muhtemelen;

twitter.com

www.ntv.com.tr
  • 038576  (25.05.22 00:42:37 ~ 00:43:39) 
[]

Tek çiçeği solan bitki

Durum bu. Sadece onda solma ve gövdesinde kızarma var, tamamen kurumasına izin mi vermeliyim? Kurtarabilir miyim? Eğer kurursa budamalı mıyım, evetse neresinden?




 
Cicek dalı iyice kuruyunca çekince gelir zaten. Budamaniza gerek yok.


  • icimdekipollyannatinerebasladi  (22.05.22 11:20:41) 
Çiçek, kuruyan yaprağa veya çiçeğe enerji harcamasın diye bu gibi durumlarda buduyorum. Budarken de köke en yakın noktadan (erişebildiğim kadarıyla) kesiyorum.


  • esece  (22.05.22 23:28:10) 
Ha bu arada, bu solma olayı gayet normal bir olay. O da her canlı gibi doğar, büyür, yaşar ve ölür. :)


  • esece  (22.05.22 23:29:10) 
[]

Flamingo çiçeği

1'inci görseldeki köklerin o şekilde dışarıda olması zararlı bir durum mu, kökleri toprağa gömmeli miyim? (Çiçeği saksıdan çıkarırken tuttuğum küçük yaprakları kırılıyor o yüzden çıkarmak istemedim)

2'nci görselde çiçek gövdeleri neden o şekilde kızarmış da diğerleri yeşil? Hastalık falan mı?


 
Benzer familyadan devetabanı var bende ve kökleri yere kadar uzanıyor. Mümkün değil onları toprak içine tıkalamam. Böyle kabul ediyoruz kendisini yıllardır.


  • SiyamkedisiZorro  (17.05.22 15:41:19) 
onlar aerial denilen kökler. orkidelerde, devetabanlarında olduğu gibi.

havadan beslenmek için. geri tıkmamak daha faydalı olacaktır.

gövdenin kızıllaşması da yaygındır.
gözlemleyin.
kauçuk da ilk yaprağını kırmızı gösterir ama açılınca yeşildir.

hastalık falan değil.
  • janderzel zartanyan  (17.05.22 15:56:43) 
Geçen yıl iki tane hediye gelmişti, anneler günü için.
Annem kökleri dışarda görünce bir tanesini yeni bir saksıya yerleştirip kökleri gömmüş. Çiçek öldü.
Kökleri dışarda olan yaşıyor.
  • pro9it9is9  (18.05.22 07:00:05) 
[]

Erzurum belediyesinin spam sms'leri

Yıllardır durmadan duraklamadan yolluyorlar, erzurumla en ufak alakam yok. Daha bugün 3 sms yolladılar. Sms engelleyici yüklesem dahi mesajalr kısmında gelen mesaj olarak beliriyor. Dolandırıcı bahis siteleri bir bunlar iki, hatta onlar daha az rahatsız ediyor. Bunun adı tacizdir. Cinnet geçirmeden önce nereye şikayet edeyim bu gereksiz belediyeyi? Sitenin birine şikayet etmiştim işe yaramadı, adını unuttum. (edevletten girmiştim)




 
belediyenin twitter hesabı varsa oraya özel mesaj at. ben iki tane belediyeyi bu şekilde bertaraf ettim. artık sms gelmiyor ikisinden de.


  • himmet dayi  (14.05.22 13:28:41) 
[]

kötü ter kokusu

Sadece koltukaltında mevcut olan bir kötü ter kokusu... covidden sonra başladı, düşman başına. (Burnun koku algısının değişmesi değil, başkaları da alıyor bu kokuyu)

Dahiliye kan aldırıp bir şey bulamıyor, başka hangi yolu izleyebilirim? Böyle gitmez bu valla. Duştan sonra giyinirken terleyen biri olarak bezdim bu kötü koku durumundan. 5-6 aydır var herhalde.


 
Rexona clinical denen deodoranti kullan dustan hemen sonra. veya limon suyu sur dustan sonra. dus alirken de karbonatla ovalayabilirsin biraz.

agir yemekler tukettigim zamanlarda bile (baharat, sarimsak vb) bu sorunu yasamiyorum. ama 2-3 badim var giydigimde koku oluyordu. biraz kiyafete de degisebilir ona dikkat edebilirsin
  • ala09  (08.05.22 10:23:41) 
Kıyafetten olabilir +1

Neden diye soracak olursanız bazı kıyafetlerde bende de oluyor. Koku hem kıyafetten çıkmıyor yıkansa bile hem de duştan sonra koltukaltımdan çıkmıyor.

Duştan sonra elinize limon sıkarak sürebilirsiniz koltukaltına ya da bebek pudrası.
  • Cesario  (08.05.22 10:47:33) 
hemen bir glikolik asit toniği alın (aha), günlük olarak kullanın. sonra da roll-onunuzu sürersiniz. ben bu sekilde kurtuldum.


  • suyin  (08.05.22 11:23:39) 
Dustan sonra deotak surun kotu koku olmaz.


  • omonia  (08.05.22 13:53:11) 
Driclor deneyebilirsiniz.


  • yineiyisinoxford  (08.05.22 16:22:27) 
[]

SoundCloud'ta olmayan şarkıları biz yüklesek?

Telif yeme ihtimalimiz var değil mi? Peki dava falan açarlar mı fi tarihinde çıkıp her sitede olan ama halen bu uygulamada olmayan şarkıyı yükledik diye?




 
yükleyemiyorsun, bu şarkı şunun aynısı deyip sen daha upload düğmesine basmadan siliyor.

veya yüklüyorsun 2 dakika içinde çat deyip siliyor.
  • killerbee  (02.05.22 01:03:12) 
[]

Aynı anda iki üniversite okumak

İkisi de önlisans veya lisans ise okunamazmış. Peki benim şuan önlisanstan altta 1 dersim var pasif öğrenci durumundayım, bu durumda önlisans okumak istesem yine de sorun olur mu? Esas sorun olan okulda kaydımızın bulunması mı?




 
çift ana dal ya da yan dal durumları dışında örgün öğretim sistemi içinde aynı anda iki ayrı bölümde kayıtlı görünemiyorsun. illa birinin kaydını sildirmen lazım.


  • zgrydn  (06.04.22 02:06:31) 
Yukarıdaki cevap doğru.
Yalnız bir ekleme yapayım aynı anda iki tür örgün öğretim yapamıyoruz. Örneğin bir lisans ve bir yüksek lisans aynı anda yapılabilir.
2 lisans, bir yüksek lisans ve 1 doktora gibi kombinasyonlar yapılamaz.
Ön lisans dediğiniz şey meslek yüksek okulu, fakülte değil. Dekanlığa değil müdürlüğe bağlı. Dolayısıyla lisansla farklı kategoride bir eğitim olduğu için belki aynı anda yapılabilir.
  • rewlack  (06.04.22 10:48:41) 
[]

Altın almak

Altın alırken neye dikkat etmeli, internetten alınır mı mesela,? Kuyumcudan alırken dikkat edilecekler neler? Hangi dönemlerde alınır değeri açısından?




 
Hangi dönem diye belirli bir dönem yok. Dünyada olayların seyrine göre düşer çıkar, barış=altında düşüş savaş=altında yükseliş diyebiliriz en en en temelde. Alırken büyük kuyumculardan almakta fayda var, yatırım amaçlı alıyorsan 24 ayarlık külçe altınlar var (1 gram da var 50 gram da), onlardan alabilirsin makas az oluyor.


  • mg3929  (04.04.22 18:13:27) 
bankadan al, saklama derdin yok, istediğin zaman internet bankacılığından cep telefonundan falan satarsın, ekstra kuyumcu komisyonu ödemezsin vs.
altın hesabı açıp tl ile alabilirsin.

  • erty_ksk  (04.04.22 21:28:41) 
[]

Suyun içindeki kuruyan güller

Vazoda bir demet gül düşünelim dibinde su var ve kurudu. Geri canlanmaları ihtimali yok değil mi?




 
Dibinden verev şekilde kesip tekrar suya koyarsanız bir miktar canlanır. Bitkide suyu alıp çiçek ve yapraklara ileten iletim demetleri havaya maruz kaldıkça kurur ve uçtan itibaren ölmeye başlar. Ölü doku suyu çekip yukarı iletmez ve çiçek suda bile olsa kurur. Siz uca yakın yerden ölü kısmı kesip atarsanız canlı kısım bir süre daha yukarıya su iletmeye devam eder.


  • curukturpkokusu  (04.04.22 13:43:40) 
[]

Hdd çevirici kablo

Marka öneriniz var mıdır? Şimdi alırım iki sefer kullanırım tırnakları kırılır falan tanımadığım çok marka var.




 
[]

Hd videoları açmayan laptop

2009 model laptopum var 1080p ve üzeri çektiğim videoları (4k falan) açınca (vlc, potplayer, wmp) mavi ekran uyarısı veriyor bu çok saçma geldi. Bunun için bile yüksek ekran kartı mı gerekli? Hangi programla sorunsuz açabilirim?




 
donanımı nedir bilgisayarın? 4k açmak kolay bir iş değil bu arada.


  • orient blue  (22.03.22 09:07:17) 
Bunun için bile dediğiniz basit bir iş değil hocam.

Netbook'larda da hd video izlenemiyordu mesela gücü yetmiyordu aletin. VLC ile denemişsiniz zaten onun açamadığını şu açabilir diyebileceğimi sanmıyorum.
  • chicha_v2  (22.03.22 10:16:21) 
"çektiğim videoları"
anahtar kelime bu. Neyle çekiyorsun telefon mu? h265 çekiyorsa daha modern bilgisayarlar bile onu oynatmada sıkıntı yaşıyor.

Handbrake yazılımıyla h264'e çevirip öyle oynatmayı dene bir de. Full hd'ler oynar en azından. (zamanında core2duo işlemcili laptopla fullhd video kurgusu yapıyordum, h264'tü kaynak dosyalar)

Mesela örnek olarak youtube'dan 4k bir video indir, VLC onu oynatıyor mu ona bir bak. (şunu indirip dene mesela: www.pexels.com )

yine de 4k = 4 tane 1080p. eski işlemci için zor iş.
optiviewusa.com
  • nhk ni youkosu  (22.03.22 13:29:22 ~ 13:38:36) 
[]

Hukuki bir konuda ses kaydı alma

Başka çaremiz yoksa gizli ses kaydı alıp delil olarak sunabiliyor muyuz? Emsal bir karar var ama onda telefon konuşmasıymış, karşılıklı konuşma değil. Karşılıklı konuşmada kayıt almaktan bahsediyorum. Konuşmanın sonlarında kayıt aldığımızı da karşı tarafa söylesek, o da alırsan al dese mesela. Normalde yasal değilse bile hukuki bir zemine oturur mu?




 
Ses kaydını alanın başı derde girer. Arkadaşımın bir yakını delil olur diye öğretmenler odasında habersiz ses kaydı almaktan hüküm giydi. Ceza ertelenmedi de. Cezaevine girdi. Ses kaydı aldıktan sonra söylemek izin almak olmadığı için benzer bir duruma düşersin.


  • himmet dayi  (13.03.22 20:49:49 ~ 20:50:33) 
Peki kayıtta bize edilen hakaret vs varsa yine aynısı geçerli mi?


  • heathen  (13.03.22 20:53:02) 
İlk olarak hukukçu değilim. Onu belirteyim.

Bahsettiğin durumda alınan kaydın alınma biçimi önemli. Taciz, saldırı, hakaret vb. durumların ispatı için alınan ses ya da görüntü kaydı delil olarak kabul edilebilir mahkeme tarafından. Ancak bunun beklenmedik ve ani gelişen bir olay olması lazım. Atıyorum evin balkonundan bakarken birinin bir yakınına (ya da tanımadığın birine) saldırdığını gördün, hemen telefonu çıkardın video kaydı almaya başladın. Bu delil olarak kabul edilir. Mahkeme alınan kaydın sistematik ve planlı bir kayıt olduğu kanaatine varırsa bu kayıt delil olarak kabul edilmez. Karşı taraf da şikayetçi olursa senin ceza alma durumun ortaya çıkar.

Burada sorduğuna göre ses kaydı almayı 'planlıyorsun'. Dolayısıyla aldığın kayıt sonradan söylesen dahi delil olarak kabul edilmez diye düşünüyorum. Düşünüyorum diyorum. Çünkü bunun kararını mahkeme verir. Ancak karşılıklı konuşma sırasında ses kaydını tesadüfen alamayacağın için muhtemelen delil olarak kabul edilmeyecektir.
  • himmet dayi  (13.03.22 21:03:47) 
aldım. sundum. hakkımda suç duyurusunda bulunuldu. takipsizlik çıktı.
yüz yüze konuşurken gizlice telefonla kayıt almıştım. kendisi ilk kez mahkemede öğrendi. kanıt olarak görüldü ve hiçbir sorun yaşamadım.

avukatımın söylediğine göre ikili görüşmelerde, ispatlamanın başka bir imkanı yoksa ve yalnızca mahkemeye sunuluyorsa yani başka yerlerde, başka kişilere paylaşımı yapılmıyorsa suç teşkil etmiyor.

yine de yatırım tavsiyesi değildir.

ek: benim ses kaydım da planlı bir ses kaydıydı. mahkemeye de o şekilde sundum. sürekli yalan söylediği için ispatlayabilmek adına kayıt aldım dedim.
  • d e j i n  (13.03.22 21:17:43 ~ 21:19:38) 
[]

Müzikle uğraşmaya nereden başlamalı

Garageband ile bile olsa bir şeyler yapıp kendi parçam olarak dinlemek hoşuma gidiyor ama yaptığım şey kulağa hitap etmiyor pek çünkü nota ve enstrüman bilgim yok, bunlarda deneyimim olsa daha güzel şeyler üretebilirdim. Arayüzü biraz karışık geliyor, telefonun ekranı da küçük uygulama için. Ya da daha kolay bir program var mıdır? Tavsiyeleriniz neler?




 
garageband bana oyuncak gibi geliyo çünkü arayüzü tamamen aynı olmasına rağmen logic pro içindeki bir çok özellik kaldırılmış versiyonu.

hani nasıl adobe programlarının birtanesini kullanınca diğerlerini de kullanırsın katman mantığı, efekt mantığı ilerleyiş vb hepsi aynıdır, müzik programları da böyle.

kanal kayıt mantığı ile çalışıyor, ister midiyle ister enstruman ister vokal hepsi aynı.

kulağa hoş gelmiyor derken şimdi diyelim ki gitar çalıyorsun, sol minör basacağın yerde sol majör veya remajör basarsan, alakasız bir akor basarsan tabi hoş gelmez.

müzik teorisi çok geniş bir konu, hani enstrumanla alakalı olduğu kadar genel kurallar da var. aşırısına kaçarsan adamı sıkar boğar ama ne bileyim yukarıdaki gibi bir mevzu olursa o zaman da hiç bişey yapamazsın. ortasını bulmak lazım

bilgisayarda müzikte çok geniş bi konu en basitinden yüz tane tarz var hepsinin de çok detayı var.

neyle ilgileniyorsan ona göre youtube'dan vb tutorial izle. mümkünse de tam bir daw ile başla, mesela garageband yerine mac varsa logic yoksa studio one, ableton vb gibi. bu tür programların korsanları bulunuyor sağda solda. reaper var free mesela tutorial da çok var.
  • killerbee  (26.02.22 23:23:33 ~ 23:24:38) 
Killerbee +1 belki ders alabilirsin.


  • guitarissimo  (26.02.22 23:44:36) 
[]

Şu radyoyu hatırlayan var mı?

Aniden aklıma geldi yine. Kablosu - fişi altında saklı olurdu yanından ışığını açardık ve bu ışık S.O.S şeklinde yanabilirdi falan. Siren sesi de çalıyordu. Bununla çok radyo dinledim ortaokulda, kaç yıllıktı bilmiyorum sonra gazabımdan kurtulamamıştı sökmüştüm içini. İnternette aradım bulamadım. Adını, modelini bulabilen olsa güzel olurdu.




 
Işıldak deniliyordu buna.


  • garylineker  (24.02.22 02:33:45) 
El fenerli radyo. Onu eskiden birmilyoncularda bulabiliyordum. Şimdi de bulunur. Hem pilli hem şarjlı


  • unit44  (24.02.22 03:47:37) 
Lantern multifunction radyo araması ile google görsellere bir giriş yapabilirsin.


  • Erva  (24.02.22 05:05:46) 
[]

Rusya için yüzölçümü en büyük ülke olmanın

Avantajları dezavantajları var mıdır, ne olabilir?




 
Tahmin yürütüyorum;
Ele geçirmesi zor.
Tarım ve belli doğal kaynaklar açısından zengin.
Ev fiyatları yüksek değil (bkz hollanda)


Belli şehirler iyiyken geri kalan kısmı kötü, fakir, gelismemis
Genel ülkeye hizmet vermek zor
  • logisticsmanager  (22.02.22 03:16:22) 
Hiçbir avantajı yok Rusya'nın bu kadar fazla yüzölçüme sahip olmasının nedeni işe yarar bölgelerin az olması. Misal Rusya'yı al Güney Amerika'ya koy aynı yüzölçüme sahip olabilir mi illa ki parçalanır birileri hak iddia eder birileri bağımsızlığını ilan vs Benzer ülkelerin büyük yüzölçüme sahip olma nedenleri de bu. İşe yarar olsa önemli olsa elinde tutamazsın, tutabileceğini düşünse Alaska'yı falan satmazlardı zaten. Senin elinde doğal düşmanın olan Amerika'da toprakların var tutup satıyorsun onu zaten elimde tutamam diye fkfkkfkf saçmalığa bak.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (22.02.22 10:57:50 ~ 11:00:54) 
@kaleci saçlı ya o hikaye 1867 yılından ya.

Avantaj tabii ki var sık ormanlardan maden bölgelerine kadar çeşit çeşit alana sahip.

Dezavantaj da var ne zaman merkezi otorite zayıflasa (çar’ın düşüşü, Sovyet devrimi, Sovyetlerin yıkılması) taşraların kontrolü zorlaşıyor ve olaylar hep buralardan çıkıyordu.
Bir de gençler Rusya’nın batısına göç ettikçe doğuda ne işçi ne memur kimse kalmak istemiyor. Yaşlı şehirleri oldular hep.
  • patronaj1  (22.02.22 11:26:58 ~ 12:17:27) 
Gecen yuzyil basina kadar Ural daglarinin dogusundaki dev alan nerdeyse bombostu, su anda da cok farkli degil cunku cok yasanabilir yerler degil.

Yine de gozden uzakta askeri ekipman/Nukleer test saklamak icin ideal. Bol bol da yer alti kaynagi var. Kullanmasan da dursun o alan.
  • cleric  (22.02.22 15:39:21) 
[]

İlk üniversitenizin insan ilişkileri konusunda size kattıkları

Nelerdi? Sadece kadın erkek ilişkisi olarak değil, genel.




 
Bulanan midemi daha da bulandirmisti.
Koca bolumden kimse ile duzgun bi ilişki yurutememistim. Tuhaf garip davranislar. Kadın sayisinin baskin oldugu bir bolum oldugu icin zaten samimiyetsizlik diz boyu idi.
Yurtta kalmamin katkisi ile de insanlarin disaridaki kimlikleri ile ev ici oda ici halleri arasindaki farki gormek anlminda baya aydinlanmistim. Hala alli pullu birini görsem asli nedir diye dusunuyorum.
  • a perfect lie  (19.02.22 14:54:13) 
ilk üniversitemiz derken?


  • candide  (19.02.22 15:03:33) 
@candide, okunan ilk üniversite yani gençliğe açılan ilk ortam. Küçük yaşta insanları tanımaya başlama falan. O yüzden ilk dedim.


  • heathen  (19.02.22 15:06:31 ~ 15:07:10) 
Tüm insan ilişkilerimi ve hayata bakış açımı sıfırdan düzenledi diyebilirim. Benim üzerimde çok büyük etkisi oldu. İlkokul ve lise, doğası gereği belli bir sosyal kümenin içerisinde şekillenen, kapalı bir ortam. 18 yaşına kadar edinilen çevre aynı şehirde, yakın mahallelerden gelen, yakın sosyo-ekonomik durumdaki ailelerin çocuklarının buluştuğu daha rafine bir alan. Ancak üniversitede türkiye'nin her yerinden, bambaşka sosyo-ekonomik durumlardan, bambaşka siyasi görüşlerden gelen insanların buluştuğu bir yaşam alanı. Bu yaşam alanı benim tüm yaklaşımlarımı şekillendirmiş, adeta bir akvaryumdan çıkıp okyanusa atlamışım gibi hissettirmişti. Burada madde madde yazmak mümkün değil, bugünkü beni, ben yapan 3 şeyden biriydi kampus hayatım. Diğerleri ise aile ve iş ortamı elbette.


  • kent sakini  (19.02.22 16:31:35) 
çoğunluğun salak olduğunu öğrendim.

üniversite biteli bir asır oluyor bunu hala deneyimliyorum.

işin güzel tarafı başkaları da beni o gruba sokarak aynı şeyleri düşünüyordur.

işte insan.. ve ilişkileri.
  • AlsterWasser  (19.02.22 17:33:37 ~ 17:33:55) 
Çok şey kattı. Üniversiteye girdiğim dönemde türban yasağı yeni yeni kalkmıştı, erkek halimle türban eyleminde bulmuştum kendimi. İlk defa LGBT bireyle tanışmıştım, türbanlı, feminist, vegan, radikal solcu ve sağcı arkadaşlarım olmuştu. Eş cinsel biriyle yurtta oda arkadaşıydım, diğer oda arkadaşım 5 vakit namaz kılıyordu:D.
Görece modern, okumuş bir ailede yetişememe rağmen ne kadar ön yargılı olduğumu fark ettim. Öyle ki üniversite dönemimde ve sonrasında özelliklerinden dolayı etiket yapıştırmamayı öğrendim. Bahsettiğim yıllar 2005-2010’lar. Tvde kadınların dövüldüğü, taşfırın kavramının olduğu ve eş cinsellerin adının bile geçmediği dönemler.
Daha sonra yüksek puan alıp Anadolu’da tıp okuyan arkadaşlarımdan ne kadar farklılaştığımı gördüm.
Gerçekten iyi bir üniversitede okumanın farkı aldığınız eğitim değil vizyonunuz değişiyor, genişliyor.
Benzer durumu askerde yaşamıştım. Yedek subay olarak 12 ay yaptım Kayseri’de. Sonrasında ne kadar izole bir çevrem olduğunu Türkiye’den ne kadar bağımsız yaşadığımı fark ettim.
  • Omelas'ı Terk Eden Köylü  (19.02.22 19:37:16) 
lise gibi gelip gittim pek bi şey katmadı bilgi dışında
zaten şimdiki gibi interaktif olaylar yoktu, hoca için tembellik olsa da öğrenciye sunum yaptırma gibi
zaten öyle marjinal bi olay da yoktu

yemekhane sırasını sabırla bekleme kültürü
metroda ders çalışabilmek
ders aralarındaki çember sohbetler
  • bir soru sorcam  (19.02.22 22:46:31) 
O kadar yabaniydim ki, uzun ders aralarında akranlarımla aynı ortamı paylaşmaktan kaçınmak için, fakülte binasının hemen bitişiğindeki kafeye oturmak yerine, daha uzaktaki üniversite hastanesinin kantinine yürürdüm. Oraya gidip geri dönmesi bi 20 dakikamı alırdı herhalde ama dert mi? Hasta yakınlarının arasındayken adeta görünmez hissediyordum kendimi, korunaklı sessizliğimin içine daha rahat gömülebiliyordum orada. Üniversite döneminde ve sonrasındaki deneyimlerim, bu toplum kaçkını huyumu bir parça -küçücük bir parça- törpülememe yardımcı oldu. Başka da bir şey katmadı.


  • huçi kuçi  (20.02.22 00:26:37) 
Insanlardan buyuk oranda soguttu. Dort yil boyunca kendi istegimle ve tercihimle ilk sozu benim ettigim bir sohbet olmamistir. Mecburi birkac arkadaslik disinda hicbiriyle vakit gecirmedim ki sinifimiz 180 kisiydi. Hicbiriyle iletisim icinde kalmadim. Mezuniyetime gitmedim. Pisman degilim.

Universitenin bana kattigi seyler oldu tabii, ama bu insanlar sebebiyle degildi, okudugum alani sevmem sebebiyleydi.
  • sopiro  (20.02.22 06:05:26) 
[]

Bu fikrin bilimsel adı var mı

Sadece fikir de değil, his. Ömrümüzün aslında 1 dakikaya ya da bir saniyeye sığdırılmış yıllar olması, bizim de onu yaşamamız. Genelgeçer zaman çok hızlı geçiyor düşüncesine ek olarak antidepresan kullandığım dönem zamandan mekandan soyutlandığım dönemler oluyordu bunu daha net hissediyordum. Yani çok hızlı bir süreci insan algıları sebebiyle aşırı yavaş yaşamak. İzafiyet teorisi falan mı?




 
bunun bilimsel karşılığı izafiyet de bunu mekandan bağımsız açıklamak mümkün değil. yani yer değiştirmeden bağımsız zaman düşünülemez.

ek olarak ben de çok eskidne bir kere esrarı çok abarttığımda dediğiniz başıma gelmişti. anlayabiliyorum. bir de rüyalar var tabii. tüm o yıllar gibi süren şeyleri 5 dakikada yaşıyoruz falan filan.

ama sizinki biraz bilimkurgu gibi.
  • bohr atom modeli  (18.02.22 21:41:22) 
bu teori mantıklı geliyor.

eksisozluk.com
  • candide  (18.02.22 22:10:15) 
[]

16 mb/s internet paketi için 600 kb/s upload hızı kötü mü

Bir sitede Türkiye geneli böyle demişler ama emin olamadım bana çok düşük gibi geliyor. Yıllardır da hep böyle, altyapınız daha fazlasını desteklemiyor falan diyorlar.




 
Adsl ise evet o civarda, vdsl’de 2 ile 4 mbit aralıgında olması lazım, fiberde genelde 8-10 mbit, türknet gigafiber’de ise simetrik 1gbit download ve upload var.


  • orient blue  (18.02.22 14:00:39) 
[]

Bir iktisat kitabı okumuştum

İktisatla alakam yok ama kütüphanede görünce konusu, anlatımı ilgimi çekmişti. -sanırım- yolda karşılaşan bir erkekle kadın arasında, ekonomiyle ilgili muhabbet dönüyordu. Küçük bir kitaptı elim kadar. Adı da sıcak kalpler benzeri bir şeydi. Neydi bu?




 
görünmez kalp - Russell D. Roberts

1. sınıfta iktisada giriş dersi hocamız vizede bu kitaptan soru sormuştu 30 puanlık. çok sürükleyici, güzel bir kitap. aklıma düşürdünüz, ben de alıp tekrar okuyayım.
  • mustafakesekci  (16.02.22 14:44:12 ~ 14:50:28) 
[]

Oraya gidenlerden geri dönen olmadı... tarzı filmler

Klişe filmlerden çok Dyatlov geçidi gibi esrarengiz filmler arıyorum. Teşekkürler.




 
The Terror (ilk sezon, dizi ama bu sezon tüm hikaye bitiyor zaten. Sonra da gerçek olayı ekşiden falan okursun)

Amazon Prime Video veya malum ortamlardan bulabilirsin.
  • nhk ni youkosu  (07.02.22 15:37:35 ~ 15:39:34) 
the thing (1982). bir de 2011 versiyonu var tam remake değil ama şimdi olayını anlatmak biraz spoiler olabilir remake benzeri bir şey diyeyim. ama orijinal her zaman daha iyidir puanlardan da anlaşılacağı üzere


  • semaforo de medianoche  (08.02.22 00:14:21) 
  • halitkin  (08.02.22 01:28:49) 
wrong turn serisi var, gidenler dönmüyor ama sizin istediğiniz tarzda değil gibi, yine de eğlenceli.


  • ravenudon  (08.02.22 09:14:38) 
[]

Öleceğiniz zamanı bilseniz şu an yapmadığınız neyi yapardınız

Mesela sigara içmek isteyip uzun dönemli zararlarından dolayı içmeyen biriyim ama yakında öleceğimi bilsem içerdim. Belki yarın bir gün öleceğim ama bunu bilmediğimden istediğimi yaşayamıyorum. Bu benim sinirimi bozan bir örnekti. Sizde ne var?




 
Zamanı biliyoruz ama yakında mı ölüyoruz yoksa daha çok mu var o da önemli.
Ben prezervatifsiz seks yapardım, hastalığıydı çocuğuydu dert etmeden.

  • baba jo  (06.02.22 03:04:55) 
iste tam da o yuzden hayati dolu dolu yasamaya bak, erteleme hicbir seyi. ana odaklan. bununla ilgili okumalar yapmak istiyorsan sunlara bak:

(bkz: mihaly csikszentmihalyi) - (bkz: flow)
(bkz: Thich Nhat Hanh)

soruna cevap olarak: kesinlikle gezebildigim kadar ulkeyi gezerdim.
  • baldur69  (06.02.22 03:13:59 ~ 03:14:23) 
2-3 yılım kaldıysa her şeyi satıp turist vizesiyle ABD'ye gider kalan ömrümü orda geçirirmeye çalışırdım. 6 ay bir şey diyemiyorlar zaten. Sonrasında yakalanıp sınır dışı edilmek (o da kolay değil gerçi) umrumda olmaz. Bu kez başka bir ülkeye gidip orda devam etmeyi düşünürdüm yakalanırsam.


  • himmet dayi  (06.02.22 06:43:08) 
Çok saçma ama öleceğimi bildiğim için yapacağım hiç bi şeyin tadını çıkaramazdım gibi geliyor, bir de ‘ulan bir de ölmezsem’ düşüncesi de olurdu, o sebeple himmet dayı gibi kaçak olmayı ya da ne bileyim çılgınca harcama yapmayı falan göze alamazdım sanki. Oldum olası ne zaman öleceğimizi bilmiyor olmanın süper olduğunu düşünmüşümdür:)


  •   (06.02.22 06:49:35) 
başka yerleri gezmeye para yok ama olabildiğince adrenalin salgılatan sporlar denerdim.
önüme gelen her beğendiğim kişiye açılırdım, yatardım. sevdiğim tüm herkese onların en sevdiğim özelliklerini sıraladığım ve iyi dileklerimi sunduğum mesajlar atardım...

bonus: linkedindeki tüm "öv beni" temalı postlara "nobody cares" yazardım.
  • rallied  (06.02.22 06:50:24 ~ 06:50:34) 
Ne yapacagimi sasirir bunalima girer oylece kalakalir olumu beklerdim. Olecegim zamani bilecekken hicbir seyden tat alamam.


  • stavro  (06.02.22 09:20:07) 
Daha çok ibadet ederdim sanırım


  • etna  (06.02.22 09:46:21) 
Şu an yapmadığım şeyler ne zaman öleceğimi bilmemekten çok maddi yetersizlikle alakalı. O yüzden hiçbir şey değişmezdi. Ölüm sebepli ertelediğim ya da yapmadığım bir şeyim yok.


  • akhenaten  (06.02.22 10:11:24) 
bir suru sey var aklima gelen ama ilk once istifa ederdim sanirim. bi de profesyonellikten cikip yillardir icimde biriktirdigim heerr seyi rahatca soylerdim patronla ekurisinin yuzlerine.


  • in vino veritas  (06.02.22 10:26:42) 
Valla cidden ne kadar vaktin kaldığı da önemli. Atıyorum hemen bu gece öleceğimi biliyorsam öyle gerilimli gerilimli beklemek yerine hayatta yapmam dediğim şeyi yapar intihar ederdim. Gerek yok öyle birkaç saat daha işi uzatıp, tat almadan beklemenin.

Yok 50 yıl sonra öleceksem de aynen devam ederdim. 2-3 yıl varsa da her şeyi bırakıp gider bir dünya turuna çıkardım.
  • j r r tolkien hayrani  (06.02.22 12:30:36) 
[]

Bu hoparlörden telefonda ses alamaz mıyım?

2+1 ufak hoparlörüm var. İki girişi var biri usb biri jak girişi. Telefonuma jakı taktığımda hoparlörden ses çıkmıyor, usb boşta kaldığından. Laptopta kullanabiliyorum. Ses çıkarmanın yolu yok mu?




 
Bluetooth receiver alip hoparlore baglayabilirsiniz. Telefonla da bluetooth uzerinden sarki acarsiniz hem de kabloya bagimli olmazsiniz.


  • brkylmz  (23.01.22 15:50:03) 
usb büyük ihtimalle yalnızca güç sağlıyor, telefonun şarj adaptörüne takıp deneyiniz.


  • hedep  (23.01.22 16:18:59) 
[]

Basitçe kilo alma yolları

Neredeyse hep evde olan, spor yapmayan biri ne yapmalı ki yavaş yavaş kilo alabilmeli? Kahvaltıya bir gıda eklemek gibi, ara öğün gibi mesela. En son kilo aldığımda göbeğim çıkmıştı sürekli tatlı yiyordum.




 
Sağlıklı kilo almak ile göbek aynı şey değil öncelikle. Tatlı ile kilo almaya çalışmak yerine uygun kalori miktarında dengeli beslenebilirsiniz.


  • ruhen hastayim ben  (29.12.21 12:46:39) 
Protein ve (sağlıklı) yağ alımıyla kaloriyi artırın, karbonhidratı kesinlikle artırmayın. Göbeklenmek istemiyorsanız, sabah ve akşam yarımşar saat yürüyün. Son öğününüz ile uyku saatiniz arasında en az 4 saat olsun. Yani 12'de uyuyacaksanız, 20:00'den sonra tek kalori bile almayın. Ciddili kalori alımını daha çok günün ilk yarısında yapmaya çalışın.


  • kaptankedi  (29.12.21 13:41:40) 
Ekmegi azaltinca kilo aliyorum ben sahsen. Ekmek yemeyince daha cok yemek yiyebiliyorum cunku. Ekmek epey tokluk ve tikaniklok veriyor.


  • stavro  (29.12.21 19:20:49) 
[]

ağaçlar kesilmesin diye kağıt tasarrufu yapmak

İşte e-fatura mesela bu sebepten çıktı ağaçlar yok olmasın falan. E zaten kesilmiş ağaçtan o kağıdı yapmışsın zalım. Ben atmden avuç içi kadar bilgilendirme makbuzunu almasam da faturam için e-fatura istesem de o ağaç zaten kesilmiş. Bir yerlerde de halen ağaçlar kesiliyor kağıt yapılıyor. Bu söylemdeki amaç ne?




 
Kendi masraflarını kısmak. Posta kağıt vs. Ağaç umurlarinda değil


  • kisa  (05.12.21 23:53:21) 
bu isler oyle bi dakkada olacak isler degil. soyle dusunun, kimse almasa bir sure sonra kagidin oyle bir kullanim alani hic olmayacak. evet agaclar yine kagit icin kesilecek ama boyle gereksiz bir kullanim alani icin degil en azindan.


  • yoggi  (06.12.21 00:06:54 ~ 01:44:28) 
yoggi nin dediği gibi bir iki yıl ile ağaçlara direkt fayda edecek bir olay değil bu. Belgeler için her zaman kağıt kullanmamak belli bir oranda tasarruf sağlıyor. Böylece kağıda ihtiyaç azalıyor. Bu döngü sürdürülebilirse eğer arz-talep dolayısıyla belge kağıtları için gerekli olan kullanım oranı azalıyor. Uzun vadede de kağıt atığının ortadan kalkması ve hammadde olan ağaçların kesilmesini önlemek beklenen sonuçlar.


  • jjimyl  (06.12.21 00:29:16) 
yuvarlak hesapla 80.000.000 milyon kagit fatura göndermek icin 80.000 agac kesmek lazim ise bunun 70.000.000 u e-fatura kullandıgından kalan 10.000.000 kisiye fatura göndermek icin 10.000 agac kesmek gerekir.

buradan sonra baska bir sorun bas gösterir. o da bu 70.000.000 e-faturanın tutulması icin harcanacak bilgi islem kaynakları. bu cihazların sogutması. bunun sera gazına etkisi ve bunun nasil azaltılacabileceği. bunu icin yenilebilir enerji gibi bir noktaya dogru gidip. farklı green-IT cozumlerıne bakılır, vs.

özetle: talebin azalmasının arzın üstüne dogru etkisi vardır.
  • helenart  (06.12.21 00:39:39) 
cunku kaynaklar talebe gore belirleniyor?

mesela herkes bilgilendirme makbuzu aliyor olsa, banka hesaplar "hmm ayda 100bin top makbuz gidiyor, ona gore siparis verelim", siparis verdikleri sirket "hmm ayda 20 milyon top siparis aliyoruz, ona gore siparis verelim", onlarin tedarikcileri "hmm ayda 100 milyon birim kagit urunu siparisi aliyoruz, ona gore kagit icin hammadde alalim", hammaddeyi ureten "hmm x hammadde siparisi aliyoruz, ona gore agac keselim" -> sonunda oraya variyor.

------
insanlar genel olarak kullanimi azaltma egiliminde olduklari zaman dogal olarak daha az kullanim zincirin ilk halkasina yansiyor once, onlar daha az siparis vermeye basliyorlar, bu daha az siparis dalgasi zincir boyunca gidiyor ve sonunda daha az agac kesilmesine sebep oluyor.

yani insanlarin sabit olarak kestigi bir agac miktari yok, her sey ne kadar kullanildigina bakilarak uretiliyor, "kullanilmasa da cebimden ureteyim kenarda dursun" gibi bir sey uzun vadede yok. az kullanilirsa az uretilir, az kaynak kullanilir.

yani bugun almadigin makbuzun kesilmis agaca faydasi yok, evet. ama talebi azaltacak bir hareketin parcasiysan, yarin kesilecek agaca bir faydasi var.
  • robokot  (06.12.21 01:26:53) 
asıl sebebi maliyet. Kağıt ucuz bir şey değil:) Baskı maliyetleri yüksek.

Ha ayrıca şöyle bir gerçek de var, dijitalleşme çevreye o kadar da faydalı olmayabilir.

Dijital dökümantasyon, onların saklanması için gereken server yükü, data transferleri vs. ciddi karbon salınımına neden oluyor. Hatta ingiltere bir dernek şu araştırmayı yayınlamıştı: Bir ofis çalışanının yıl içinde attığı lüzumsuz "thank you" mailleri, 1 londra-lisbon uçuşu kadar karbon salınımına neden oluyor diye.

O yüzden kağıt kullanmıyoruz dijitalleşiyoruz demek ne kadar çevreci tartışmalı.
  • anten  (06.12.21 09:20:18 ~ 09:20:48) 
Kağıt tasarrufu ağaç sevgisinden değil bence, kağıt ve baskı gerçekten maliyetli, bunu üstüne bir de posta masrafı ekleniyor bir çok yerde.

Araştırmadım ama bence kağıt için kesilen ağaç miktarı, endüstri için kesilen ağaç miktarı yanında devede kulak gibidir.

Hala hazırda yakmak için bile ağaç kesiliyor ülkede, köylülerin ormandan 2 ya da 3 ton kesilmiş ağaç alma hakkı vardı ucuza, yakın zamana kadar, hala güncel mi bu emin değilim ama günceldir.

Evde ofiste şöyle bir bakın etrafa, içinde orman ürünü olmayan çok az eşya vardır.
  • John Bloor  (06.12.21 10:39:45) 
E-fatura bu yuzden cikmadi.

2 amaci vardi.

1) danismanlik sirketleri milyon dolar para kazansin
2) tum faturalar devletin kasasinda dursun.

ikisini de karsiladi.
  • divit  (06.12.21 12:27:22) 
[]

Yıkanmış bulaşıklara ne denir?

Makinede bulaşıkları yıkadıktan sonra temizler için de yıkanmış bulaşıkları dizmek falan deriz. Aslında ne denilmeli? Yıkandıktan sonra bulaşık değiller çünkü. O kadar çok bulaşık yazdım ki kelime gözümde yabancılaştı :D




 
Sen söyledin işte, temizler. "Makineden çıkan temizleri dizdim"


  • Bruce  (23.11.21 01:10:08) 
Biz hiç temizler demeyiz. Bulaşıklar temizlenince kategorilere ayrılır bardaklar, tabaklar, çatallar gibi. Yani makineden çıktıktan sonra bulaşıklıkları bitiyor.


  • Wakatakakage  (23.11.21 02:49:27) 
Biz "yıkanık" kullaniyoruz. Bunlar yikanik mi? Gibi


  • dırırırım  (23.11.21 09:46:02) 
"makinadakiler" :)


  • freebird5406_2  (23.11.21 10:27:45) 
"Makinedekiler" +1

- Afiyet olsun
- Ellerine sağlık anne (yavaş yavaş odaya doğru seğirten çocuk)
- Yok öyle ortadan kaybolmak. Biriniz bulaşıkları lavaboya koysun, öbürü de makinedekileri yerleştirin.
  • SiyamkedisiZorro  (23.11.21 11:28:42) 
biz bulasık makinesini boşalt diyoruz.


  • sizofren06  (23.11.21 14:03:41) 
[]

Eski fotoğrafları saklıyor musunuz

Laptopta, drive’da vs saklıyor musunuz eski fotoğraflarınızı? Binlerce fotoğrafı videoyu silmeye kıyamayan sayılı manyaklardan biri miyim diye düşünüyorum bazen. Açıp bakmıyorum da çoğuna tekrar. Duruyorlar öyle. Gerekli gereksiz hepsi var.




 
tabii ki.


  • Ufuk  (09.09.21 04:47:15) 
kolay kolay bir şey silmem. msn konuşmaları bile duruyor yıllar önceden. hatta geçen öyle bir bakarken farkettim şimdilerde her şarkısı milyonlar dinlenen birkaç kişiyle zamanında saatlerce msnde muhabbetler etmişiz. bu logları saklamasam hatırlamayacağım bile. vay be dedim görünce.

çok pis film arşivi de yapardım ancak günümüzde artık film arşivi yapmak çok anlamsız hale geldiği için ve "şu kısa hayatta bir filmi bir insan en fazla kaç kere izleyebilir ki" diye düşünerek sildim ve attım hepsini.
  • kim bilir  (09.09.21 06:16:47 ~ 06:20:19) 
Ne fotoğraf/video ne sohbet geçmişi...
Hepsini saklarım.
Arkadaşlarım bir şey demeye korkar 4 yıl önceki konuşmadan ekran görüntüsü atma ihtimalime karşı.

Diskte saklıyorum her şeyi bunu da sabit değil ama yılda bir gibi bir periyotta kontrol ediyorum anlık gerekli olup da alınan ekran görüntüleri, birden fazla olan fotoğraflar gibi gözden çıkarılacak şeyleri siliyorum.
Hafıza doluluğundan whatsappta temizlik yapmam gerekse konuşmaları (tamamını değil) önce maile yedekliyorum.

Ben bu durumumdan biraz rahatsız oluyorum, ne zaman yeter ya temizleyeyim artık şunları diye başına geçsem elim varmıyor ama.
  • mutekebbir  (09.09.21 07:49:08) 
Saklayamıyorum. Ki ben evi her temizlediğimde bir poşet eşya atan insanım. Fotoğraflar da belli bir süre sonra azalıp gidiyor haliyle.


  • ruhen hastayim ben  (09.09.21 08:38:49) 
saklarım 10 yıllık falan arşiv var, her telefon backup aldığımda whatsapp konuşma database'ini şifresiz hale getirir öyle yedeklerim telefonu


  • nahtoderfahrung  (09.09.21 08:54:42) 
Saklıyorum. Şimdi değil yaşlanınca tek başıma rakımı içerken bakıp bakıp ah be gençlik diyip depresyona gireceğim.


  • materyalist imam  (09.09.21 09:54:13) 
Saklıyorum.

Benim için milli servet gibi bir şey. Belki bugün değil ama yaşlanınca çok değerleneceğine inanıyorum.
  • deveyidiken  (09.09.21 10:06:50) 
arkadaşlarım arasında arşivlerle ünlü biriyim. yandex, dropbox, icloud her yerde çeşit çeşit fotoğraflar saklıyorum liseden beri. düzenli değil ama 2-3 ayda bir tüm fotoğraflara bakıp duygulanırım.


  • golgi aygıtı  (09.09.21 10:44:41) 
fotoğraf bakmayı çok sevdiğim için saklarım ama ergenlik dönemimde kendimi görmeyi hiç istemediğim için o dönemi yok ettim diyebiliriz


  • kestane gürgen palamut  (09.09.21 10:47:55) 
saklıyorum maalesef aşağı yukarı 2006'dan beri. ama silmek istiyorum bazen. eski fotolara bakmak bana neşe vermenin aksine canımı sıkıyor.


  • roket adam  (09.09.21 10:56:09) 
E tabii ki. Ergenken hem çok foto çekilmezdim hem de hafıza kartımı kaybettiğim için fotolarım yok oldu o zamandan :(

Şimdi pcde + cloudda + cold storage 3 yerde tutuyorum. Ara sıra bakarım. İlk kez geçenlerde iki fotoğrafımı(zı) bastırdım vs. Güzel şey bence
  • aguen  (09.09.21 10:59:23) 
saklıyorum. aksini düşünemem


  • dafuq  (09.09.21 12:04:38) 
Saklıyorum


  • 2027  (09.09.21 13:43:13) 
[]

Evinizde yaptığınız az bilinen tasarruflar

Gündüz banyonun ışığını açmayıp pencere ışığıyla loş banyoda duş almak ve akşamları mum ışığında oturmaya alışmak benzeri alışkanlıklarınız var mı? :) Özellikle yalnız yaşayanlar yapıyor da bunları.




 
Yapilir da lambanin tasarrufundan bisi olmaz pek. Asil tasarruf kalemleri bana gore;
Sac kurutma makinesi
Ani su isiticilari
Firin
Ütü
Guclu bir masaustu bilgisayar.

Mesela ben tek yasayan biriyim. Evimde sac kruutma makinesi nerde su an bilmiyorum. Utulu bir sey giymeyeli 10 yil olmustur. Kiyafetler ve giyimim ona göre. Zaten yapamiyordum da.
Kurutma makinesi

Kisaca ani isiticilardan tasarruf daha göze gelebilir.
  • Filinta61  (02.07.21 12:50:18 ~ 12:52:50) 
kapalı alanda mum kanserojen bu arada, sağlık masrafı olarak pahalıya patlayabilir uzun vadede.

soruya cevap: bir arkadaşım sifonu gün sonunda çekiyordu.
  • ateistanbul  (02.07.21 12:54:19) 
sürekli bulaşık makinası kullanıyorum (daha az su harcıyor), tabakları bulaşık makinasına koymadan önce sudan geçirmiyorum, bir peçeteyle kabaca siliyorum.


  • roket adam  (02.07.21 12:56:41) 
Ellerimi yıkarken lavabonun içine küçük bir kova koyuyorum, onu da tuvalete döküyorum, atık su haline gelmiş suyu iki kere kullanıp daha az su tüketmiş oluyorum, su değerli bir şey

yurt dışında mutfakta ya da banyo lavabosunda kullanılmış suyu tuvalet rezervuarında toplayabilen tesisat sistemi var benimkisi onun türkiye versiyonu :)
  • freebird5406_2  (02.07.21 12:57:11 ~ 13:06:09) 
* banyo lavabosunun altindaki su musluklarini kistim. yukaridan actigimda cok basincli akmiyor. birim zamanda daha az su harcamis oluyorum.

* sifon icin kucuk tarafini cekiyorum genelde, bazen de yarim basinca bastigim kadar su akiyor, pislik yoksa sorul sorul akitmamis oluyorum

* lambalari gereksiz yakmiyorum. ampuller tasarruflu ve ornegin avizede 4 ampul varsa ikisini gevsetiyorum. ikisi yetiyor

* banyoda suyun isinmasini beklerken akan suyu bosa tutmuyorum, kova var onun icinde biriktiriyorum, yer temizligi, cicek sulama vs isleri icin kullaniyorum.

* @filintanin dedigi gibi elektrik icin asil sarf kalemleri ani isiticilar, yoksa tv radyo vs cok fazla tuketmiyor, kettle, utu, elektrikli isitici, vs daha cok elektrik harciyor
  • exlibris  (02.07.21 13:21:54) 
Banyoda boşa akan su yerine isinana kadar akan suyu kovaya dolduruyorum


  • howfaristhesky  (02.07.21 13:25:17) 
Babam klozetin su haznesinin içine iki tane içi dolu su şişesi koymuştu. Her bastığında 1 litre az su gidiyordu. 1000 kere bassan 5-10 lira tasarruf olur, maddi olarak bir şey değil ama su tüketimini azaltmak için yapıyordu. Yukarıda arkadaşların dediği su tasarrufların da çoğunu yapıyordu tabi.


  • sckxyss  (02.07.21 13:31:44) 
Duş alırken işemek. Sifon küçük gözle çekilse de en az 3 4 litre su gidiyor. Her gün en az bir kez duş aldığımı düşününce aylık yaptığım tasarruf, aylık içerek tükettiğim su miktarından daha fazla.


  • IncredibleMau  (02.07.21 13:32:27) 
Zor arındırılan ıspanak-pazı gibi yeşillikleri tüketmiyorum.
Evdeki tüm muslukları alt vanasından kıstım.
Gereksiz lamba yakılı bırakmıyorum.
Bulaşık makinesi kullanıyorum.
  • onune3012  (02.07.21 13:37:54) 
bilgisayarda işim varken televizyonu açmak yerine kanalın online yayınını açıp ikinci monitörümden izliyorum.

zarar görmemiş kargo kutularını ve içinden çıkan koruyucu patpatları vs.. başka yerlerde kullanıyorum.
  • jepa  (02.07.21 14:10:02) 
Dusa girmeden once su isinsin diye akitiyorum. Simdi pek olmuyor laps diye soguk suya giriyorum da kisin olmuyor o is :) iste isinana kadar akan o suyu kovaya/kovalara dolduruyorum. Onlarla da cicek sulama, sifona dokme gibi seyler yapiyorum. Faturaya etkisi oldu mi bilemem kontrol etmedim. Genel su israfi olmamasi icin yapiyorum bunu.


  • invictae  (02.07.21 14:10:53) 
İki gün üst üste fırında bir şey pişireceksem, yağlı kağıdın iki yüzünü de kullandığım için kendimi tasarruflu zannediyordum. Cevapların bazıları beni dumura uğrattı.


  • ruhen hastayim ben  (02.07.21 14:29:46) 
yukarıda sayılanların çoğunu yapıyoruz özellikle su tüketimini yarıya düşürdük örn.ellerimizi yıkadığımız suyu ve banyoda su ısınması için beklerken akan suyu biriktiriyoruz sadece dışkılama sonrası sifon çekiyoruz.
bütün fişleri yatarken çıkarıyoruz

tabi ki faturalara hiçbiri yansımıyor yani tüketim miktarı azalsa da faturalardaki kalemlerin çoğu sabit olduğundan ödediğimiz tutarlar çok değişmiyor ama işte enerji ve kaynak tüketimi konusunda en azından elimizden geleni yapıyoruz.
  • windymimas  (02.07.21 15:56:18) 
Bu devirde yapılacak en akılcı ev içi tasarruf yöntemi, tüm musluklara perlatör takmak, perlatör takılamayan muslukları perlatörlü musluklarla değiştirmektir bence


  • Mirket  (02.07.21 16:02:15) 
Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi hariç takılı fiş olmuyor. Stand by modunda olmalarına müsade etmiyorum. Xbox, tv, robot süpürge vs.

Ampuller tasarruflu.

Bulaşık ve çamaşır makinesi kısa programda çalışmıyor, hep eko.

Bulaşık makinesini çalıştırmayı ertelemeye çalışıyorum. Akşam yediğim tabağı, çatalı hızlıca sudan geçirip kahvaltıda da kullanmak gibi.

Bilgisayarla uğraşırken tv açmıyorum.
  • baal  (02.07.21 17:16:30) 
[]

Mobil oyun vardı bir tane

2012 yapımı falan olması lazım lisede android kullanırken çok oynardım. Bir kız var kafasında külahı, onu kaybediyor sonra karga takıyordu onu çeşitli geçitler açılıyor bu ilerledikçe. Perspektifli bir oyundu 3 boyutlu yolları oynatıp kapıları açıp kapatıyorduk bir sürü karga hatırlıyorum. Neydi bu?




 
Monument valley


  • fıytfıyt  (25.06.21 15:07:54) 
[]

Evde tek başına yaşayanlar

Gece eve hırsız girmesi ve geceleyin doğalgaz kaçağıyla zehirlenip ölme korkunuz olsa / varsa nasıl atlatırsınız / atlattınız?




 
pencereleri her zaman küçük aralık bırakırım
kapıyı altlı üstlü kitlerim. hırsızlar kilitsiz kapı arar..

  • heeresgruppe  (26.05.21 01:38:59) 
evde doğalgaz yok ama olsa sensör alırdım.
zemin katta yaşamadığım için tek risk ana kapı. o da kilitli olunca güvende hissetmem için yeterli. yetmiyorsa alarm taktırırdım (ses alarmı)

  • sttc  (26.05.21 01:51:13) 
güvenlikli site, merkezi sistem yerden ısıtma çözüm.

Korkum, ölürsem komşulara koku bile gitmez, ev sahibi kira yatmayınca cesedi bulur herhalde :) bunun için de evlenip çoluk çocuk yapayım diyorum, nasıl fikir? Gömecek biri olur en azından.
  • stewie  (26.05.21 01:58:15) 
Valla ben zamanında üst katta tıkırtı duymuştum, kedi herhalde dedim. Meğer hırsız girmiş çatıdan, laptopu falan götürmüş sdfjgh korkum falan yok ama yine de hareket sensoru koydum.

Harekete duyarlı kamera, gaz algılayıcı, deprem algılayıcı, su ve nem algılayıcı vs vs bir ton sensor var koyabilirsiniz. Sizin yerinize ses çıkartır ve önceden bilmiş olursunuz. Bence bu sizi biraz rahatlatır.
  • ananiyimioguz  (26.05.21 02:04:18 ~ 02:04:39) 
ev kaçıncı katta? eğer dışarıdan pencere veya balkondan girmek mümkünse evi değiştirirdim kesinlikle. eğer tek yol kapıysa, kapının ve kilidin güçlü olduğundan emin olurdum. ayrıca kapıya bir alarm, mümkünse hareket sensörlü bir kamera.

doğalgaz içinse yine bir alarm ve kombinin olduğu yerdeki havalandırmanın açık olduğundan emin olmak gerek. ayrıca yeni nesil ocaklarda açık kaldığında eğer yanmıyorsa otomatik kapanıyor. böyle bir güvenlik özelliği yoksa ocağı da değiştirirdim.
  • reanarchy  (26.05.21 08:49:57) 
Geceleyin eve hırsız girmesi korkusu sebebiyle yatak başucumda babamın üniversiteye ilk başladığım ve başka bir şehre gittiğim zaman verdiği küçük çanta boy biber gazı + rahmetli dedemden yadigar küçük bir çakı ile yatıyorum 2-3 senedir :) Bana tuhaf bir koruma ve güven hissi veriyor, inşallah kullanmama hiç gerek kalmaz...

Doğalgaz konusu ya nasip :)
  • silverleaf  (26.05.21 08:51:00) 
Normalde bu tür endişeleri çok düşünmüyorum çünkü düşündükçe artıyor bence. Cahillik rahatlık mantığı diyeyim :)
Ama bir ara 4.kat balkon kapısını gece açık bırakınca acaba biri girer mi diye endişelenmiştim. Hatta gece daha yatmadan açık kaldığında, yatarken değil. Psikolojik muhtemelen. Çünkü daha öncesinde ikinci kat pencere için hiç aklıma bile gelmemişti güvensizlik duygusu. Üstelik yabancı şehir kırsal denebilecek bölgeydi.
Benim korumam ayetül kürsi, felak, nas. Gece yatmadan okurum, evden çıkarken de ayetül kürsi okurum.
  • epitaf  (26.05.21 09:12:16) 
zamanında tek yaşadım, o yüzden güvenlikli bir yer tutmuştum. doğalgaz eve kadar zaten gelmiyor, yangın duman için sitenin kendi sensörü var. artı olarak yangın tüpü de tutuyorum evde. bir arkadaşımın evine girdiler sonra baya bi stres yaşadı, alarm falan taktırdı kendince. bence ciddi ve haklı bir kaygı bu, o yüzden gerekli önlemleri almak lazım. özellikle hırsızlık istanbulda büyük sıkıntı.


  • roket adam  (26.05.21 10:18:26) 
Doğalgaza gelene kadar...
O türlü şeyler için kaderci bir yapım var. Çok seyahat ettiğim dönemlerden birinde uçakta tirbülans vs yaşamıştım. O arada bir rahatlık geldi. Ölüm bir gerçek. Olacaksa da olur gibi. Ama hırsız girmesi korkusunu bir süre yaşadım. Eskiden 3. katta otururduk, bir ara 1. katta oturdum. Hakikaten bana göre değil. Uykusuz geçti gecelerim. En ufak bir seste bütün evi gezerdim ne var diye. Şimdi yüksek katta oturuyoruz. Bu arada sadece bu evde hırsızlık olayını yaşadık, ondan sonra da kapıları güçlendirip alarm taktık. Şimdi rahatım.
Diğer her türlü şey için ayetel kürsi, felak nas +1
  • SiyamkedisiZorro  (26.05.21 11:07:08) 
hırsız için eve ufak da olsa bir köpek edinilebilir.


  • silver apple  (26.05.21 13:29:35) 
Güvenlikli bir siteye geçebilirsin. Doğalgaz sensörü kullanabilirsin. Bu tür korkularım hiç olmadı ama korkana da kafaya takma demek anlamsız olur.


  • arnold schwarzeneger  (26.05.21 13:59:53) 
doğalgaz alarmı ve kablosuz bir hırsız alarmı. ancak sorun bence sizin kaygı bozukluğunuz hırsızı, doğalgazı çözsen ya deprem olursa korkusu başlayacak. bunu da ancak psikolog/psikiyatr çözebilir.


  • orpheus  (26.05.21 14:34:31) 
Gece uyumadan önce odaları son bir kez dolanıyorum, aldığım başka bir önlem yok.


  • ruhen hastayim ben  (26.05.21 14:56:28) 
Yalnız yaşıyorum.

Bir gece uyandığımda hırsızla göz göze geldim. Ben ne olduğunu algılayana kadar kaçıp gitti. Salondaki laptop ve telefonumu götürmüştü.

O günden sonra huzurlu uyuyamaz oldum.

Sonra şu sistemi alıp kurdum. Huzurlu uyumaya başladım.

www.hepsiburada.com

O zamanlar bu kadar pahalı değildi :)
  • Mirket  (26.05.21 15:31:57) 
[]

İngilizce öğrenme amaçlı ücretsiz kaynaklar

bir yerden başlamam gerek kenarda köşede kalmış, kaliteli siteler var mı?

Bir de ingilizce ilerletmek / ilerlemeyi kaybetmemek için gündelik hayatınıza kattığınız alışkanlıklar var mı?


 
  • demirKamil  (06.03.21 12:25:19) 
Her gün 1, 2 saat BBC okuyorum alışkanlık olarak. Öğrendiklerimi sistemli bir şekilde Excel'de yazıyorum. Kaynak olarak sürekli güncellenen Nasa, National Geographic sitelerini tavsiye ederim.


  • dissendium  (06.03.21 12:31:42) 
Önüme gelen her ingilizce yazıyı çok anlıyormuş gibi okumak ilerlemeye çok yardımcı olur gibi geliyor. Bir de telaffuzun düzgün ve nispeten tane tane olduğu ingilizce videoları dinlemek/izlemek. Hiçbir şey olmasa kelimeleri tanımam kolaylaşıyor.


  • 1bir1bir1  (06.03.21 13:02:18) 
yeni öğrendiğim kelimelerin türkçesini ezberlemekten ziyade ingilizce anlamıyla öğrenmeye çalışıyorum. Urban dictionary den bakıyorum.
birde günlük hayatta bir şey yaparken sanki röportaj veriyormuş gibi ingilizce anlatıyorum yaptığım şeyi, içimden tabii ki. atıyorum telefonumu kaybettim, işte en son telefonda şu işi yapıyordum, şu odada kullanmıştım ya da yemek yapıyorum yapım aşamalarımı, kullandığım malzemeleri falan ingilizce düşünmeye çalışıyorum kafamda. bilmediğim kelime olursa da hemen çeviriyorum ingilizceye, bir kaç cümle kurmaya çalışıyorum.

  • cometome  (06.03.21 14:10:02) 
1) English Baby, Etkili Pratik İngilizce

2) 10 dk gibi kısa hedef koymak, 1 ay yapmak, 15 dk hedefle iki ay, bırakmamak için püf noktası.
  • kaset  (08.03.21 18:19:37) 
[]

Kült film tabiri

Bu kült filmler Imdb 100 listesinden mi ibarettir yoksa bunun dışında da böyle filmler var mıdır, varsa izleyip beğendiğiniz, önerir misiniz? Hem film kültürümü geliştirip vay be daha önce izlemeliymiştim deyip hem de izlemeden ölmemiş olmama sevinmek istiyorum.




 
Kült film demek kabaca kendi izleyici kitlesini yaratmış, sinematik kalitesi haricinde belirli sebeplerden ötürü diğer filmlerden ayrılmış film demek. O listedeki her film kült film değil. Kült film iyi film olmak zorunda da değil. Bir nevi kendi "alt kültürünü" yaratmış, belirli sayıda (ve bu sayının çok olmadığını söylemek lazım) bir insan tarafından aşırı değer gören filmlere deniyor. Bir film kült oldu diye çok iyi bir film olmak zorunda değil yani.

Ama kült filmleri izlemek sinema sanatı için önemlidir, alternatifleri, uçları görmek açısından. Mesela salo o le 120 giornate di sodoma bir kült filmdir ama hem herkese hitap etmez hem de hiçbir otoritenin en iyi film listesinde yer almaz. Buna rağmen sinema ile ilgilenenler bu filmi bilir ve çeşitli yönlerden takdir eder ya da eleştirir; sinema sanatına katkı yapmıştır.

Kült filmleri izleyip beğenmek için değil perspektif katması için izlemek lazım. Bence sen şu aşamada festival filmlerine giriş yap, sonra kültlere bakarsın.
Cannes, venedik, berlin, toronto, sundance gibi festivallerde yıl yıl hangi filmler ödül almış onlara bak onları izle derim. Sonra kültlere de bakarsın.
  • Jux  (14.02.21 13:06:26) 
Top 100 derken Top 250'yi mi kastettin acaba? Çünkü ilk 101-250 aralığında müthiş filmler var.

Birkaç örnek vermek gerekirse;
139. A Beautiful Mind
152. Shutter Island
157. V for Vendetta
167. The Truman Show
219. Into the Wild
230. Rocky

Bunlardan daha güzelleri de vardır ama izlemediklerimi yazmadım. Bir de çok hızlı göz gezdirdim, bunlar dikkatimi çekti.
  • himmet dayi  (14.02.21 13:06:39) 
kült film iyi film ya da çok izlenen film demek değildir. jux iyi açıklamış. yanlış kullanılıyor her yerde.

nereden başlayacağınızı hiç bilmiyorsanız top 250'den başlayın işte. şimdi daha ilk filmden tarkovski izle demek biraz mallık olur. yavaş yavaş girmek lazım bu sulara.
  • bohr atom modeli  (14.02.21 13:51:11) 
Mesela true romance kült filmdir ama ilk yüzde yoktur.


  • deer hunter  (14.02.21 14:04:14) 
(bkz: the room)
www.imdb.com
örneğin bu film de külttür. O kadar kötü ki yurtdışında kulüpler var, her yıl buluşup bu filmi izleyip perdeye plastik kaşık fırlatıyorlar (filmin içindeki bir durumdan dolayı böyle bir espri gelişmiş) :D gibi.

Jux'un açıklaması doğru kesinlikle.
  • nhk ni youkosu  (14.02.21 15:33:34) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.