Ekşi Duyuru

rastgele bir gözlükçüye gidip göster bence. hiç böyle bir sorun yaşamadım.

Şimdi mantıken mavi ışığı filtreleyince sarıya kaçan bir görüntü oluşması normal, telefonda da deneyebilirsiniz. Mavi ışık filtrei özelliği varsa telefonunuzda onu aktif edince ekran sarı/sepya tonlarına dönüyor.

Ama gözlükte bu kadar dramatik fark ben de bilmiyorum. Benim kendi gözlüğümde var diye biliyorum ama hiç fark etmedim. Belki kalitesiz bir filtre uygulanmıştır

mavi filtre tamamen atasunun pazarlama yalanı. gözlük camlarına böyle filtreler yaptırmamak lazım. zamanla renk sapması ve soyulma yapabiliyor.
tabi kendi filtreli gelen camlar hariç.

bende yıllardır ışık filtreli gözlük var. hatta selfi çekmeye çalışınca gözlüğün camı mavi mavi parlıyor. ama sepya tonu olmuyor.

siz deyince merak ettim gözlüğü tak çıkar yaparak duyurunun bu mesaj arkaplanına baktım, çok az bir sararma var doğru. ama belli belirsiz. beyazlar biraz kirli beyaz gibi.

Mavi ışık filtresi tam bir pazarlama palavrası. Işıktan mavi bileşeni filtre ederseniz renk mutlaka sarı tonlara döner, fizik kuralı bu. Eğer renk sarıya dönmüyorsa veya çok az dönüyorsa zaten mavi filtre yetersiz demektir ve gözlük de bir işe yaramıyordur. Hepsini geçtim, mavi ışığın filtrelenmesi gereken ışık kaynakları beyaz ampul, floresan ve özellikle tv/telefon ekran ışıkları. Beyaz ampul kullanmayarak aydınlatmayı çözebilirsiniz, ekranlı cihazlarda da zaten uzun zamandır yazılımsal olarak geceleri mavi ışık otomatik olarak azaltılıyor, gözlüğün yapabileceğinden çok çok daha fazla azaltılıyor hem de. Yani gözlük takıp gece-gündüz herşeyi sarı tonda görmek için bir neden yok.

gardan havalimanına havaş var hala.

jiletin o özelliği yalan.
yine de ben olsam makineyle alırdım. benzer iş için makineyle almıştım.

jiletin oyle bir etkisi cidden yok. yillardir bazen cok sert olmayan kol-killarini jiletle tiras eden bir kadin olarak soyluyorum. sadece ilk uzarken kisa hali biraz kasindiriyor, o kadar.

tuy dokucu denmis, mantikli buluyorum. cok uzun tutmayin, dokulmedi diye bir tur daha gitmeyin (cunku yakar). kremin onerilen suresi bitince keseyle ovmak en mantiklisi aslinda, o sekilde gidiyor butun zayiflamis killar.

tiras makineniz varsa onun trimmer kismiyla da yapabilirsiniz usenmezseniz, biraz daha uzun kalir.

diger butun yontemler acili olur.

Anlamsız ve gereksiz uyuklamak, görev yerini terk ve diğer arkadaşları rahatsız edecek bir şey yapılmıyorsa sorun da yoktur.
Boşta kaldığımızda başka yapılacak bir iş olarak saydıklarımız, her halükarda görevli olduğumuz iş ortamının aleyhine veya onunla çatışan bir şey olmamalıdır.

Genel anlamda suç dediğimiz ise hiç bir yerde kabul görmeyen ceza gerektiren sadece idari değil, adli boyutu olan fiillerle ilgilidir.

suç değildir. ama işveren istedikten sonra mesai saatlerinde iş yapmak yerine alakasız şeylerle meşgul oluyor diyebilir, haklı da bulunur

etik olan işinizle alakalı kendinizi geliştirecek ya da direk kendinizi geliştirecek şeylerle meşgul olmaktır

bilgisayarların kaydı tutuluyordur muhtemelen. bu sebeple telefondan bakarsanız yasal olarak bir problmle karşılaşmasınız

pratik hayatta biraz işle alakalı biraz kafana göre takılıp durumu dışarıya belli etmez, iş erken bitiyor baya boş vakit kalıyor diye sesli düşünmek şeklinde bir hata yapmazsan sorun yaşanmaz bence

hukuken, suç değil.

hukuken, belli şartlar olgunlaşır ve birleşirse, işten çıkarılma sebebi olabilir. sizin dediğiniz iş kanunu madde 25/2. mesai içerisinde başka işlerle uğraşmak o maddeye girmez, o kadar yoğun bir ağırlığı yok. girse girse iş kanunu madde 18'e girer, tazminatlı fesih.

adidas ultraboostlar koşu ayakkabısı diye geçiyor ama günlük spor ayakkabı olarak giyilecek modelleri de var, memnunum.

Adidas Galaxy giyiyorum. Daha önce giydiklerim ayakkabı değilmiş. O kadar diyeyim.

spor ayakkabıdan kasıt günlük giymek için sneaker ise reebok classic leather serisini şiddetle öneririm. türkiye'de renk ve model seçeneği az fakat sağlamlıkta 10 yıldır hiç üzmedi. 3 çift var bende, bir çifti 6. yılında, konforundan kaybetti tabii ama geçen hafta 200 liraya boyattım dış görünüş olarak yenisiyle aynı durumda şu an (edit: kışın yağmurda çamurda, yazın da kavurucu güneş altında giydiğimi belirteyim). fiyat olarak da gayet ortalama bir yerde hala.

Nike Pegasus ve Adidas Ultraboost serisi konfor ve kalite olarak ust seviyede bence.Ikisi ile de ozel bir bagim var.

eskiden swift vardı ama durdurdular o hizmeti. şu an yok diye biliyorum.

tether olabilir. binance tr veya paribu'dan rahat çekersiniz.

kindle'ı kendim almamış, birisi bana hediye almış olsaydı o kişiden asla uzak kalmak istemezdim. 28 senedir hayatımda para harcadığım açık ara en iyi şey.

Kinle cidden harika, ben sesli kitap dinlemeye yeni başladım ne nimetmiş. Storytel gibi sesli kitap uygulaması hediye kartı da güzel bir hediye olabilir.

en sevdiği yazarın imzaladığı bir kitap, özel baskılar, ilk basımlar vs...

İlk bi kaç hafta ağırlıksız ya da çok düşük kilolar ile squad ve bench press yapsın diyorum ben. Hareketlerin nasıl yapıldığını istediği yerden öğrensin. Zamanla bunlara ağırlık ekler ve yeni bir hareket ekler.

You Tube da Leslie videoları sıkılaşmak için ideal

Tam tersine başlangıç için spor salonu daha ideal. Dikkat edin, spor salonuna yeni başlayanlara genelde o aletlerde çalışmalar verilir. Daha ileri seviyelerde halter, serbest ağırlık vb ile devam edilir.

Spor salonundaki başlangıç seviyesi aletler vücut ağırlığından daha hafif çalışmalar yapmanıza yardımcı olur. Ayrıca hiç spor yapmamış bir bünye vücut ağırlığı antrenmanlarında çok kolay sakatlanabilir. Aletlerle çalışmak sizi doğru vücut duruşuna zorlar, hareketi doğru yapmanızı sağlar.

En temel hareketlerden biri üstünden örnek vereyim:
www.youtube.com

Gördüğünüz gibi hiç spor yapmamış biri bu hareketi çok fazla hatayla yapabiliyor. Video da bunu göstermiş. Kol, omuz, bel sakatlıkları çok mümkün.

Oysa aynı hareketi şu aletle yapmak hem daha kolay, hem yeni başlayan biri için daha az sakatlık riski barındırır.
www.youtube.com

Vücut ağırlığı antrenmanları da risklidir bu yüzden. Büyük ihtimalle birçok hareketi yanlış yapacak, bu yüzden fayda sağlayamayacak, üstüne sakatlanma riski doğacak. Fayda sağlayamayınca sıkılacak bir de.

Sıkılaşma dediğimiz şey aslında yağ kütlesinin azalması, kas kütlesinin artması ve güçlenmesi demek. Bunu da tek başına egzersizle ve tek bir egzersiz türüyle sağlayamaz. Yani sadece yürüyüş, koşu, ağırlık, pilates falan fayda etmez.

Kondüsyon çalışmaları,
kas artırıcı ağırlık çalışmaları,
kasları uzun tutmak için basit pilates ve esneme hareketleri
Çok iyi beslenme
Çok iyi uyku.

Kas artırıcı çalışmalar deyince özellikle kadınlar "ya ben kas istemiyorum" der. Ama zaten bahsettiğimiz dwayne johnson vücudu değil her sağlıklı insanın ideal kas oranına ulaşmak.

Kas kütlesi arttıkça, vücut daha hızlı yağ yakar. O yüzden kaslı insanlar daha zor yağlanır, kassız insanlar daha hızlı yağlanır.

Bu kadının başlangıç rutini fena değil. En düşük ağırlıklarla tekrarlanabilir. Birer gün arayla haftada 3 gün ideal bir program bu.
www.youtube.com

Bu antrenmanın önüne 10 dakika yürüyüş, sonrasına 10 dakika yürüyüş yapmak iyi olur.

Antrenmana başlamadan önce de mutlaka ısınma ve esneme yapmalı.
www.youtube.com

gibi.

watch togather var ama o youtube vs. için. yine de atmış olayım belki birilerinin işine yarar.
şu varmış: www.teleparty.com

www.teleparty.com
browsera bu eklentiyi kurarak izleyebilirsiniz

Abi ben arkama bakmadan kaçarım. Hayattan soğuyorum öyle bi durumda. Yaşamı sorguluyorum.

seks zaten kirli bir şey. o açıdan çok da sorun değil.

ter kokusu varsa neticede insanız terliyoruz, birlikte duşa girelim mi duşta yapalım mı diye olayı yönlendiririm

tüy ve kıllar hijyenik olmadığı anlamına gelmiyor, vücudunu bu şekilde seviyor demek ki bu senin için önemliyse bu kişiyle görüşmeye devam edip etmemek de senin kararın

hahaha olmasa iyi de insanlık hali, doğaçlama geliştiyse belki o an için öyle olmuştur. düzenliyse iletişimi kesersin, kesmeden önce de nedenini söylemek sana kalmış tabii. aslında söylersen iyi bir şey yapmış olursun. hepimiz için.

Ter kokusu değil de ağız kokusu olarak yaşamıştım. Ama bildiğimiz ağız kokusu değil böyle bir diş rahatsızlığı gibi yoğun dayanılmaz bir kokuydu. İlk bir saniye hiç ağız kullanmadan sevişebilir miyim acaba diye düşündüm çünkü çok yakışıklıydı. Fakat ikinci öpücükte istemediğimi söyleyiverdim. Sebebini söyleyemedim. Kürtaj röportajındaki sen önce dişlerini fırçala diyen teyzenin cesareti > ben

Ben bunu aynı bu şekilde deneyimledim ve kaçamadım, kötü bir tecrübeydi, kafamda olası kaçma senaryolarının tümünü hayali olarak yaşadım ve sonu hep istemediğim şekilde bitti ben de akışına bıraktım ama travması bikaç sene sürdü. Yani seks esnasında oluşan terleme kıl tüy başka bir şey pre aşamasında ince ince gelen çökelek kokusu farklı bir şey ne yazık ki.

Sağlıklı bir insan terlediği anda leş gibi kokmaya başlamaz. Hatta terleyen kişi kokabilir sonrasında elbette ama kesif/leş gibi ise ya yediklerinden dolayıdır ya hastadır ya da suya alerjisi olduğu için duş almıyordur. Normal bir ter kokusundan söz edeceksek yoğunluğuna bağlı. Yoğunsa veya iki önceki cümledeki sorunlar dolayısıylaysa olmaz.

Yani evdeyken denk gelmedim ama dışarıdayken ter kokusundan dolayı yakınlaşmayı bırakıp uzaklaştığım oldu. Hatta bir arkadaş grubu da vardı buluştuğumuz yerde. Konuyu birden değiştirip onların yanına geçelim, ne yapıyorlar falan dedim. Başta bırakmadı kız ama öpmeye yaklaşmaya çalışırken uzak durup sonra oraya doğru yönelince pes etti. Offladı geçtik yanlarına. Koku ile ilgili yorum yap(a)madım tabii.

Duşa sokarım/götürürüm diyenler (temsili): imgyukle.com

O değil de karikatürü kendi sitesinde paylaştı diye nickini, site adresini falan koymuş karikatürün üstüne hiç utanmadan. Hiçbir katkısı yok, ekmeğini yemeye çalışıyor. Sansürledim o kısmı .p

Hiç böyle bir durumda kalmadım. Ne hayatlar var. Duşa sokmaktan başka çare yok gibi. Tutsuleyecek değiliz ya.

Bazı insanların teri çok keskin kokuyor, deodorant bile fayda etmiyor. Tek seferlikse umursamazdım.

Kil tuy nerede mesela ? meme ucunda bile olabiliyor, muhabbet ilerleyince kopartırsın ahahsgshsjdhhd

yeni tanistigin birini bozmadan ter koktugunu dile getirmenin hicbir yolu YOK.

sevgiline dersin, ben derim, benimki de bana der.
arkadasina, ailenden birine, kardesine dersin, uff git bi banyo yap allani seversen filan dersin. ama boyle bir durumda asla olmaz.

vaktiyle yakinlastigim birisi gercekten fenaydi ama tabii ki soylemedim. sonra alismistim sjdfhsj

bir zamanlar terkokuyosun.com mu oyle bir site vardi anonim mail atabiliyordun birine.

eger kilindan kokusundan rahatsizsaniz kesin gorusmeyi gitsin. kendinize de karsi tarafa da haksizlik etmeyin.

seninle bir alakası yok onun girdiğin web sitelerinden bir tanesinde pop reklam var o açıyor. sanki sen ositede takılıyormuş gibi izlenim oluşuyor google da buda seo bakımından siteyi aramalarda ön plana getiriyor.

opera browser ın kendisi virüs sdfasd
mozilla firefox browser indir
www.mozilla.org
sonra firefox'tan şu linke tıklayıp uzantıyı yükle
addons.mozilla.org

eklentilerini kontrol et.

Ortada olmayan kişiler için nereye icra takibi başlatacaksınız? Kredi kartı ile ödediyseniz hizmet alamadım şeklinde bankanıza başvurun. Orası daha kısa yol olur sanki.

ilan.gov.tr
icra ve mahkeme satış memurluğu yoluyla satışa çıkan gayrimenkul takibi yapıyorum.

işkur kurum dışı kamu işçileri sayfası
ilan.gov.tr

bu ikisine bakıyorum, 5 aydır uygun olan her ilana başvuruyorum daha 1 tane geri dönüş olmadı :)

Oneplus cihazları beğeniyorum. Öneririm.

bir sure kardesimin redmi note 9 pro cihazini kullandim gayet iyiydi. kendim de neredeyse 3 yildir xiaomi mi9t kullaniyorum. temel kullanim ve bankacilik islemlerim icin yetiyor da artiyor.

Realme 8 var bende, tavsiye ederim. :)

nasıl bir kullanıcı için bakıyorsunuz bilmiyorum. ben 50 yaşında anneme doğum gününde Samsung M51 almıştım 2 sene önce. Hala çok memnun. Muadilleri kaç TL oldu bilmiyorum ama A serisi veya M serisi Samsunglar düşünülebilir.

Samsung A serisi aldik anneme yeni, M serisine gore daha iyi oldugunu dusunuyorum. Arastirabilirsiniz.

Buna en iyi gelen şey yüzmek.
Başlarda yorar ama sonra sırt ağrınız biter. Ben de bu sebepten yüzmeye tekrar başlamak istiyorum.

Çalışma alanının fotoğrafını atabilirsen yanlışları söyleyebilirim. Sandalyen, masan, masadaki ekipmanın ergonomik olmalı. Çalışırken aralıklarla mola verip bel ve boyun hareketleri yapıp biraz yürümen lazım.

ayakta çalışmak
böyle ofis masaları bile var
laptopta değil mi işin, göğüs hizasında bir yere geç 2 saatte 1, ortamın müsaitse

Sandalye yogası veya ofis yogası diye araştırıp çıkan egzersizleri yapabilirsiniz.

Ben bir kisisel antrenor ve Functional training ile cozmustum.pandemi basindan beri devam ediyorum, sifir kas/omur sorunu.

Ara sıra yürümek dışında sıfır hareket yapan ve tüm gün oturan biri olarak doğru bir pozisyonda olsanız bile omuzları sürekli dik tutmak boyun ve sırt ağrısına sebep oluyor. bu sebeple omuzlara yük bindirmeden hareket etmelisiniz. Sürekli klavye mouse arasında gidip gelen kol omuzdan indirilip kaldırıldıkça farkettirmeden kasların sıkışmasına sebep oluyor. Ben de ayrıca cintiq var. Günün neredeyse 10-12 saati bilgisayar başındayım ve kalem elimde. kol hareketlerini omuzdan değil dirsekten yapmaya başlayınca ağrıların geçtiğini farkettim. 2 yıldır da bir şikayetim yok.

ara vermek Zorundasın
aralarda ya da gün ortasında ya da gün sonunda mutlaka standart egzersizleri yapmak Zorundasın
2 hafta sonra her şey düzelmeye başlar

Cogunda bios menusunde oluyor bu secenek.

Biosta bulamazsaniz klavye isiginin kablosunu sokebilirsiniz anakarttan fakat pek tecrubeniz Yoksa bi profesyonel teknisyenden yardim alin

Klavyenin anakarta bağlandığı noktada iki adet flex kablo var biri kısacık 3-4 pin diğeri 20 pin kısa olanı çıkarın tamamdır.

merkezi atama dışında da ösymden takip edebilirsiniz. memurlar.net forumları ve ilanları yardımcı olur, ayrıca ilan.gov gibi siteleri inceleyebilirsiniz. bazı kurumlara yönelik facebook grupları da faydalı olabiliyor.

kamuilan.sbb.gov.tr

Merhaba. Ben popüler bilim siteleri ve dergilerinden ilgimi çeken makaleleri okuyordum ve bilmediğim kelimelerin listesini çıkarıyordum. Bu yöntem işe yaramıştı ve uzun süredir kullanmadığım İngilizceyi tekrar sizin bahsettiğiniz seviyeye çıkarmış oldum.
Yaklaşık 2 ay kadar bu yöntemi izleyerek; 5 sene önce girdiğim YDS'den 66 doğru yaptım.

Bilişsel çelişki

Bilişsel çelişki kuramını inceledim. Anladığım kadarıyla başta mantıksız ve rasyonaliteye oturmayan şeyleri rasyonaliteye oturtma çabası var. Fakat benim durumumda ortada bir belirsizlik var. Yani şöyle olursa böyle olacak minvalinde bir "şans" faktörü. Ayrıca geleceğe dair yani mevcutta kafamda oturmamış bir şey gibi de duran bir şey değil. Umarım anlatabilmişimdir.

Apofeni'ye benziyor.

Genel anksiyete düşürmek için insanın kendine yaptığı bir şey aslında, OKB'den muzdarip kişiler de sık sık böyle totemler tutar. Sıkıntı olmaya başladığı şey totemlerini veya ritüellerini yerine getiremedikleri zaman çok kötü şeyler olacağına inanmaları ve ritüelli/totemi artık "compulsion" olarak yerine getirmeye başlama evreleri. Sizin böyledir demiyorum kesinlikle ama anksiyete ile bağıntılı olabileceğini düşündüm bir an paylaşmak istedim. Belki totem tutarak rahatlamak istiyorsunuzdur, sınava girerken uğurlu çorabını giymek gibi. Eğer bu durum sizi rahatsız ediyorsa profesyonel bir bakış iyi gelecektir burada kim ne derse desin "bir tahmin"den öteye gitmez

OCD olabilir. (Obsesif Kompülsif Bozukluk) Genelde sadece kirlilik kaygısı olarak biliniyor ama bu şekilde olanları daha yaygın.

Şey tarzı örnekler var, lambayı kapatacaksınız mesela odanızda. "4 kez açıp kapatmazsam ailem ölecek vs." tarzı davranışlar.

İyi haber ise bu konuda terapiler çok ilerledi. Bir profesyonele görünürseniz süreç kısa da olsa uzun da olsa çözüleceğini düşünüyorum.

Bu durum çok görülüyor. Birkaç dizi ve filmde de bu konu işlenmişti. "Şöyle olursa istediğim olacak" ya da "Şuraya kadar nefesimi tutabilirsem sınavı geçeceğim" gibi şeyler. Amelie'de bile vardı sanıyorum. Beyin hayatı neşeli hale getirmek için oyun oynuyor. İş ve özel hayatınızda yoğun bir sürece girerseniz aniden bittiğini göreceksiniz.

Sizinkinin sıklığını bilemiyorum. Bunu bazen ben kasten yaparım. Hayattaki heyecan ve belirsizlik, tehlike eksikliğinin dolaylı bir sonucu bence. Risk almayınca ya da şartlar itibariyle risk alamayinca yani risk alacak bir şey zaten olmayınca, elinin altında olanı bir tehlike fantazisine dönüştürebiliyor insan.

Orhan Veli'nin bir hikayesi var, işsizlik isminde. Belki o da bu konuya kafa yormak adına bir kapı açabilir size.

Her gün bir saat BBC ve CNN okuyun. Size kaç lazım bilmiyorum ama sadece bunu yaparak bir yılda 80 aldım.

Şuana kadar anlatılan vadeli hesaplar için olacağı. Sizin dediğinizin olması bence mümkün değil zaten. Dövize yatırın

Öyle bir şey tabii ki olmaz.

Şu an nasıl bir uygulama olacağı belli değil zaten ama söz konusu vadenin de kısa olacağını hiç sanmıyorum. Hatta alt sınır bile gelebilir.

Örnek: minimum 100 bin TL + 6/12 ay vade gibi olabilir.

Vadesiz mevduat hesabına döviz getirisi verilmesi imkansız.

örtülü faiz artırıldı. paranı faize yatır, dolar cazip gelmesin diye bankanın faizinin üstüne bir de biz hazineden faiz vereceğiz dediler.

faiz = tl'yi diğer paralara karşı korumak. aradaki fark ödenecek yani ek faiz.

yani bundan faydalanman için faize yatırmış olman gerekiyor paranı

Hayır. Vadesiz hesaba neden böyle bir şey yapsın zaten?

3/6/9/12 ay vade (bunlarin farki daha belli değil).
Özel bir mevduat hesabı. Yatirdin 3 ay. Su an faiz yüzde 14, bu dönem için 3.5 eder.
Döviz de yüzde 10 yükseldi. Devlet sana aradaki 6.5u ödeyecek (tabi benim tahminim 3 ay farkın yüzde 25'i, 6 ay yüzde 50'si, 9 ay yüzde 75'i, 12 ay yüzde 100'u diyecekler). Ama döviz yüzde 3.5 üstüne cikmazsa fark yok.

Bu süreçte diyelim para lazim oldu. Faiz zaten alamayacaksin, üstüne sen dolar 10ken 100bin koydun, mevduati bozdun dolar 9ken. Sana 90bin lira verecekler.

Kısacası mevduat dense de vade öncesi cekim yaparsan zarar etme riskin var.

Daha yasal dayanagi belirsiz uzmanlara göre. Arka planda nasil yapacaklar belirsiz.

Buna ek Türkiye'de yasayan kisiler denilecek saniliyordu ama denmemis. Yani yarin elon musk gelip 2 milyar doları buna basıp 3 ay sonra bizim ona verdigimiz parayı alip gidebilir.

1) eğer uzun vadeli yatırım düşünüyorsan altın güvenli limandır denilebilir. fakat 3-5 ay sonra paraya sıkışıp bozdurmak istersen muhtemelen zarar edersin al sat farkından ötürü. uzun vadeli yatırım olarak düşünüp kısa vadede ihtiyaç duymamak kilit nokta.

2) banka komisyonları ve alış/satış fiyatları arasındaki makasa bakmakta fayda var öncelikle. al sat yaptıkça bankaya daha çok para kazandırırsın. uzun vadeli yatırımsa yine kazanabilirsin ama kısa vadede kaybetme ihtimalin çok yüksek.

3) bankaların uygulamalarından veya sitelerinden anlık olarak altın alış ve satış fiyatlarını karşılaştırabilirsin. aradaki fark ne kadar düşükse o kadar iyi olacak senin için. tabii serbest piyasadaki fiyatlar ile bankanın fiyatları arasında da fark mümkün olduğunca az olmalı. hesap işletim ücreti, vade oranı vs gibi şeylere de bakmak lazım. tüm bankaları karşılaştırıp en karlısı hangisiyse ona karar verebilirsin.

1) Artık güvenli liman diye bir kavram yok. 2011 - 2020 arasındaki altının $/ons fiyatına bakarsanız 2011'de 1900 dolardan altın alan bir kişi tam 9 sene boyunca kara geçmeyi beklemiş durumda.

Şu an için 1 ons altın 1750$. 2 sene sonra bu 2250$ da olabilir, 1200$ da olabilir. Bunu bilemiyoruz.

Bu dediklerimden "altın almayın" anlamı çıkmasın. Sadece güvenli liman tabirine itiraz etmiştim.

tüm yatırımların farklı riskleri var.
yani altın güvenli limandır diye bir inanış tam olarak doğru sayılmaz.

Gram altından bahsedelim.
tr.investing.com

Grafikte son 1 yıla baktığımızda geçen sene bugünlerde 480 civarında olan altın bugün 502 TL civarında. Yani artış %10 bile değil neredeyse. 1 senedir parasını altında tutan biri bugün itibariyle 1 yıllık enflasyonun gerisinde kalıyor. (%19 açıklandı enflasyon). Bu elbette uzun vadede değişebilir. Ama altın bile her zaman kazandırmıyor ya da yeterince kazandırmıyor.

Yatırım konusunda uzmanlar birçok insana yatırım sepeti yapmayı önerir. Yani elinizde yatırım için ayırdığınız parayı kendi risk algınıza göre çeşitli yatırım enstrümanlarına dağıtmayı tavsiye ederler. buna katılan da var katılmayan da. Ama sizin de gözden geçirmenizi öneririm.

Yatırım fonları, hisse senetleri, altın gibi kıymetli madenler, döviz, emtia gibi farklı enstrümanları, risk oranına göre incelenebilir. Değerlendirilebilir.

Tüm detaylı cevaplarınız için teşekkürler.

activuss diye bi uygulama var ankara'da baya aktif tavsiye ederim. aktivite arkadaşı bulabiliyorsunuz veya aktivitelere katılabiliyorsunuz

Hocam Ankara insanı cidden soğuk ve yabani, İzmir'den gelip de adapte olmanız çok zor hakkaten.

Ben doğma büyüme Ankaralıyım, son 2 senedir iş harici yeni kimseyle tanışmadım herhalde. Yani öyle ara sıra denk gelip arkadaşın arkadaşı gibilerinden tanışıyorum genelde, ama başka bir sosyalleşme yöntemi bilmiyorum.

Sosyal olarak aktif bir insansanız Ankara cidden tatsız yani. Bi üniversitede yüksek lisansa başlayıp, sonra da üniversitelerin kulüplerine katılın derim. En kolay yöntem bu olur benim bildiğim.

Ankara memur şehridir, siyasetin başkentidir, insanlarının mesafeli ve şüpheci olması çok normaldir, bence bu durumu önce aynen böyle olduğu gibi kabul et ki insanlarla tanıştıkça canın sıkılmasın, bunalma. Yoksa Ankara insanı da gayet geyiktir, muhabbet canlısıdır, iyidir. Sadece kıyaslamamak lazım, kabul etmek lazım.

Bence sevdiğin ilgi alanlarınla alakalı ortamlara girip çıkmak sana yeterince çevre getirecektir. Özellikle çevre yapmaya kasma derim.

böyle senin gibi izmir'den, istanbul'dan gelen arkadaşlar var. sosyalleşmek için dans kursuna gidiyorlar.

bunca yıl x bir şehirde yaşayıp izmir'e gitseniz izmir insanı soğuk gelicekti size, eğitim öğretim hayatını bitiren bir insan için yeni çevre yapmak çok zor herhangi bir yerde. o yüzden insanlardan ziyade sizin içinde bulunduğunuz yabancılık, gurbet veya ait olmama hissindendir o soğukluk durumu diye düşünüyorum.

tavsiyeler de her yerde verilicek tavsiyeler. ilgi alanlarıyla ilgili kurslara etkinliklere gidilebilir. dans etmeyi biliyorsanız özellikle dans gecelerinde karşı cinsle hızlı kaynaşmalar yaşanabiliyor, bazı barlarda her hafta oluyor ona bi bakın. sokağa çıktım arkadaş buldum diye bir olay çok spesifik bir olayınız yoksa başınıza gelmez zaten o yüzden kurs ve dans işi kafanıza yatmadıysa çeşitli arkadaşlık uygulamalarına bakabilirsiniz, ekşi'den de yazın bira içmelik arkadaş veritabanı vs.

Dekant parfüm bundan yıllar önce çok kullandım, guvenilirdi.
Açıkçası çoğu parfümü n11'de bildiğim yerlerden alırdım ama tabi 4-5 yıl oldu.

Bir de şu var; Türkiye'de parfüm pahalı olduğu için herkes "kalici" ve "kokan" parfüm arıyor (örnek; black orchid).
Ama her parfüm böyle olmak zorunda değil, herkeste de performansi aynı değil. Sonuç olarak bu parfum kalıcı degil/cok kokmuyor diyip sahte goygoyu dönüyor.

Yıllardır Boyner'den alıyoruz, henüz sıkıntı yaşamadık.

boyner.
boynere ait morhipo.(morhipo satıcılı)
morhipoda çok olsa son kullanma tarihi yaklaşmış parfümleri indirime sokar.

boyner
morhipo
sephora
sevil parfümeri

hepsinin ayrı indirim dönemleri oluyor parfümlerde, takip etmek lazım.

Sevil ve Sephora’dan alıyorum.

eğer satıcı kendi ise;
boyner
morhipo.
dışarıda tükkan dersen;
sephora.

Nokta Kozmetik

Eminonunde 7-8 yildir duzenli alisveris yaptigim bir yer var. Henuz sikinti yasamadim. Cogu urun orijinaldien bile daha iyi kokuyor

beymen ve boyner netten aliyorum yillardir hic sorun yasamadim, ikisinde de kredi karti ile odeyip bir kismini nakit olarak geri aliyorum ayrica :)

Bizde böyle de geç haha

Söyleyene göre mana vermelisin.
Kötü alışkanlıklara sahip ise bunu diyen, olumlu olarak algılayabilirsin.
Bana da bir keresinde söyleyen biri olmuştu. Söyleyeni de yakından tanırım. Neredeyse nefsine tabi olarak bir çok yol var bu kişide.

teşekkür ederim,
ben normalim, diğerlerinde sorun var.
hayat
biliyorum
evet, aslen marsda yaşıyorum
bir ben var benden içeri
haklısın

bunların hepsine hafif küçümser gülümseme ekleyebilirsin.

İşine gelirse.

ben iyiyim ama cevrem kötü.

Hangi konuda ilginç olduğunu düşünüyorlarsa o konuda ne düşündüğünü söyleyebilirsin.

Veya

Herkesin ne acaiplikleri var, kabul edilmek için saklıyorlar, ben saklamamı gerektirecek kadar önemsediğim birini görmüyorum, saklamıyorum
Diyebilirsin

4 seans fraxel. görülmeli.

otomatik düzeltmeyi kapatıyorum ben.

Otomatik duzeltme bende kapali. Ve hem ing hem de turkce klavyede yazarken cok dogru kelimeleri klavye üzerinde siraliyor. Gayet memnunum. Tel iphone. Ama mobilde cok yanlis yaziyorum ben telden bagimsiz olarak. Dolma prmak sendromu. Ama yazdiysam duzeltmek icin cogu saman silmiyorum. Nasilsa anlasiliyordur diye

Taahhütsüz bilmiyorum ama 1 yıllık taahhüt ile kablonet altyapısı ikamet edeceğiniz yerde mevcutsa kullanabilirsiniz. Ttnetin 16 mbits fiyatına, 50 mbts + kablo net altın paket kullanıyorum gayet iyi su an

Ayrıca 10 ay Taahhütsüz yerine 12 ay taahhüt verseniz daha ucuza gelir. 2 ay boşa odeseniz bile daha uygun olur taahhütle

Altyapınızda sorun yoksa turknet olabilir, taahhütsüz

türknet +1

Teşekkürler cevaplar için.

o telefonun takoz gibi olduğunu söylüyorlar, ağır ve çok büyük. eline almadan alma derim o yüzden.

imkan varsa 128 al.

128

Çok fotoğraf çekiyorsan 128. Ben 64 kullanıyorum. Çok az fotoğraf çektiğim için 35GB civarı doluyor telefon. Bütçe varsa 12 miniyi de düşünebilirsin.

Fotoğraf konusu @himmet dayı +1

64 GB pişmanlıktır uzak durmanızı tavsiye ederim. Sistem zaten 8-10 GB yiyor. Uygulamarda artık eskisi gibi değil, daha çok yer kaplıyor. Çektiğin fotoğraf ve videolar da daha fazla yer kaplayacak, çünkü kamerası iyi. Yine yazılım güncellemeri 2-4 GB arası olacak. Uzun vadeli kullanırsan 64 GB yetmez.

Burada fotoğraf ve video konusu en önemli nokta, çok çekim yapmıyorsanız 64 GB yetecektir. Ama ben yine de 64 GB’lık almazdım.

Ben 64 GB kulaniyorum ama resimlerim google foto da yüklü ve dosyalarim google drive da. Tek uygulamalar var, onlar da 28 GB doldurmus. Telefon bence okadar büyük degil daha önce S9+ kulandim.
Ama agir baya kaba telefon kibar degil yani.
Hosuma gitmeyen malesef LCD ekrani, daha önce OLED kulandiysan belki filim izlerkene üzebilir.

128 kullanıyorum yetmiyor valla bir süre sonra doluyor. bunun sonu yok bence, muhtemelen 512 kullansak o da dolacak:)) ne kadar çok o kadar iyi.

128 bana da yetmiyor. Ne kadar çok o kadar iyi +1

iphone se

jelly bear +1

Samsung Galaxy A72. Iphone SE'nin bataryası çöp bu arada. Günde iki kez şarj etmeyi dert etmezseniz o da olur tabi.

A52 ya da a72

se kullanıyorum, pili az gidiyor ama onun dışında on numara tam da o fiyatta. Çok büyük değil tabii, o tarz ekran seviyorsanız.

İphone se demeye geldim:)

iphone se. evet bataryası muadil androidlere göre baya geride ancak uzun yıllar ios güncellemesini sorunsuz şekilde alcak olması ve markasının apple olması piyasasının daha uzun yıllar devam edeceğini de gösteriyor. apple ayrıca servis ve müşteri hizmetleri kalitesinde de android markalarını ağır döver.

Iphone SE kesinlikle. Bende aynı durumdaydım ve şu an keyfime diyecek yok telefon konusunda.

aynı tanıyı aldım yakın zamanda, fizik tedaviden egzersiz verdiler. google'da boyun, omuz ve sırt egzersizi yazdığımda çıkanların aynısıydı. bunun dışında duruşu düzeltmek yani dik durmak, bilgisayarı yüksekte ve oturduğunuz koltuğu alçakta tutmakta yarar var. ağrıdan ağlayarak gitmiştim nörolojiye ve egzersizleri yapıp dik durmak gerçekten fayda etti. egzersizleri çalışırken arada 10 dakika ayırarak yapmanın faydası da çok daha büyük. geçmiş olsun.

egzersizle ilerlemesini durdurursun

ne olursa olsun 1 saatte 1 hareket, yürüyüş bile olsa

Ben yüzmeyle çözmüştüm. Haftada 3-4 kez birer saat yüzerek.

1- www.hava.ist buradan sefer saatini öğrenip direkt gidebilirsiniz.
2- yine aynı şekilde havaş da kullanılabilir ama sabiha'ya alternatif ulaşım şu şekilde olabilir:
otogar'dan metroya binip merter durağında ineceksiniz. ardından merter'den metrobüse binip uzunçayır durağında ineceksiniz. buradan e10 veya e11(bunlardan biri transit gidiyor biri sağa sola çok uğruyor) numaralı otobüslerle havalimanında gidebilirsiniz.

golgi aygıtı'na ilaveten E-10 çok dolanan (D100'den gider), E-11 ise az durakta duran (TEM'den gider) otobüs. E-11'i tercih etmekte fayda var.

aynısını yaşamıştım. babama 2 gömlek, kardeşime spor ayakkabı anneme de sık alışveriş yaptığı bir yerden hediye çeki almıştım. çok mutlu olmuşlardı. ben de farklı şehirde yaşıyordum. herkesi kapsayacak demişsin ama ben ayrı ayrı almıştım, yine de paylaşmış olayım :)

koca tepsi fıstıklı baklava :P

patiswiss

En kaliteli baklavadan bir tepsi yaptır, ben öyle yapmıştım yıllar geçti hala unutmadım. Ayrıca bu soruyu da silme 5-10 yıl sonra dönüp bakarsın iş hayatında zamanda çabuk geçiyor:)

Kullanabilecekleri birşey olması iyidir hediyenin. Ben babama gömlek, kemer-cüzdan, pijama takımı, ayakkabı vs alıyorum. Anneme sevdiği triko markasından kazak genelde. Kızkardeşe takı, manto, ayakkabı, abime gömlek, kazak, spor ayakkabı vs..
.
Ama slırken anne ve babam için tam zevklerine uygun, gençlere ise rutinlerinin dışında da olsa çok güzel bulduğum bir parçayı alıyorum. Çok guzel olunca o da rutin kullanmınlarına giriyor zaten:)

Ben ilk maaşımla yeğenime PS1 almıştım (yeğenim yetim olduğu için annemlerde kalıyordu) o kadar mutlu olmuştu ki yıllarca sakladı o aleti hala evde durur. Tabi o zamanlar ilk ve tek maaşla PS alınabiliyordu :)

Tavsiyem yıllar sonra bile bunu bizim oğlan ilk maaşıyla almıştı diyebilecekleri ufak bir hediye al ama kullanışlı ve birinin işine yarayacak bir şey olsun. Mesela annene küçük mutfak eşyası alabilirsin. Çiçek böcek işine hiç girme.

İç çamaşırında renk değişmez, 20 yılda değişmediyse iç çamaşırı yeşil, çorap siyah olur.

Renk farklılıkları bereler, kep düğmeleri, apolet, yakalarda vs olur.

Çok arıza bir yere düşmediğin takdirde yeşil iç çamaşırı ve siyah çorap. Bizde gri iç çamaşırı giyen de vardı. Kimse bakmıyordu.

corap siyah ic camasirinda bi zorunluluk yok.
kimse gelip de senin ic camasirini kontrol etmeyecek.
hatta ben yedek subay acemiligimi nike botlarimla yapmistim birak ic camasiri rengini:)

ben de yedek subay olarak yaptım, kimse dona bakmıyor merak etme. çorap önemli ama kamuflajlıyken yeşil, harici kıyafetleyken siyah çorap olmazsa olmaz.

*fakat kiralayan kişi ile nasıl anlaşılıyor?
airbnb.com adresindeki websitesi uzerinden rezervasyon yapiyorsunuz ev istediginiz tarihlerde musaitse. ev sahibinin sectigi ayarlara gore onay otomatik olabilir veya ev sahibinin sizin rezervasyon requestinize bakip onaylamasi gerekebilir.
*para nasıl yatırılıyor?
airbnb uzerinden kredi kartiyla
*yüz yüze hiç görüşme gerekiyor mu ilan sahibi ile bilgim yok.
anahtari almak icin veya bir sorun oldugunda gorusebilirsiniz. hic gorusulmedigi de oluyor.

anahtar almak haricinde görüşmeye gerek olmayabilir. kredi kartı ile para yatacak.

eğitimi aşağı söğüt önü toki taraflarında veriyorlar geniş ve sakin orada çalışabilirsin.

Migros önünündeki boş araziyi kapatmışlar. Giriş yokmuş. Söğütönü önerisi için teşekkürler.

ısınma kaynaklı olabilir mi?

Termal macun vs. yeni mi?

ekran kartiniz, islemciniz isiniyor. core clock hizlari dusuyor. bu da performansinizi olumsuz etkiliyor. sorun bu.

oyun için geçici (veya oyunu ne kadar sıklıkla oynadığınıza bağlı olarak kalıcı) performans geliştirme önerisi:
bilgisayar-sağ tık-özellikler-gelişmiş sistem özellikleri-gelişmiş sekmesinden performans ayarları- özel:
şu üç seçenek hariç hiçbirinde tik olmasın:
simgeler yerine küçük resimler göster
ekran yazı tipi kenarlarını düzelt
sürüklerken pencere içeriğini göster

diğer seçeneklerin yokluğunu çoğunlukla fark etmeyeceksiniz ve oyun esnasındaki performansınız artacak.

edit: geçici olarak kullanacaksanız direkt en iyi performans için ayarla diyin ve kapatın.

Termal macun yanıtı işime yaradı teşekkürler tüm cevap verenlere.

Dizüstünü açıp temizlik, macun yenilemesi yaptım ve optimize fps almaya başladım.

Celp dönemlerini araştırın. Bu dönemler dışında askere gidemezsiniz. Ben mayıs celbinde gitmiştim. Başvurumu da 1 ay kadar önce yapmıştım. Askerlik şubesine en yakın celp dönemi için başvuru süresi içinde giderseniz başvurunuzu yapabilirsiniz. Bir süre sonra da birliğiniz açıklanır.

askerlik şubesine istediğin anda tecili bozdurma dilekçesi verebilirsin ama askeriye seni ne zaman isterse o zaman alır.

ilk celp döneminde de gidebilirsin 2 sene sonra da tamamen onların insiyatifine kalmış.

Eskiden, celp dönemlerinin yaklaşık 2 ay önce biten başvuruları oluyordu. Mesela kasım celbinde gitmek için 31 ağustos son başvuru tarihiydi. Şimdiki sistemi bilmiyorum. Covid de etkiliyor tabi. En doğru bilgiyi askerlik şubesinden alırsınız. Celp dönemlerini ve son başvuru tarihlerini söylerler size.

secretcv, indeed

Glassdoor
Bigumigu
Marketing Turkiye
Dijital Ajanslar
Şirketlerin kendi kariyer siteleri
Twitter arama
Alandaki yayın, web sitelerinin sayfalari
Iskur
Belediyeler

Pandemi bu konuyu da etkiledi maalesef.
Kurslar, etkinlikler, atölyeler vs her şey durdurulduğu için sosyalleşmek daha da zor su an için..

Instagram vs gibi sosyal medyadan tanışmaya başladı insanlar yalnız orda da kime nasıl güvenilebilir bilmiyorum.

Valla çok zor cidden. zaten covid var. Her yer kapalı. Bir de Eskişehir kışın çok soğuk. Kimse dışarı cikmaz. Herkes evinde takılıyor. Üniversite kütüphaneleri denenebilir ama oralar da sakindir bu ara. Atölye vs. de sıkıntı.

Sosyal medya, tinder vs vs. Belki.

Arada gel kanlikavaga gidip yuruyus yapalim