[]
içimdeki bitmeyen gaz
1 haftadır her gün saatlerce gaz çıkarıyorum. bunların %90'ı yukarıdan. bıraksanız 24 saat çıkarırım muhtemelen ama sanırım bazen oturuş-yatış pozisyonumdan dolayı gaz çıkışı duruyor. çünkü o zamanlarda bile pozisyon değiştirince hemen gaz çıkıyor.
gerçekten hiç anlamadım ben bu işi. bu kadar gaz çıkıyorsa, bir süre sonra rahatlamam lazım, bir süre sonra bitmesi lazım içerideki gaz ama bitmiyor maalesef.
birkaç ay önce daha hafifti bu durumum, dahiliye doktoruna gittim, röntgen çektirdi, "evet, gaz bulutları gözüküyor ama beklediğimden az" dedi, gaz çıkartıcı ilaç verdi. sonra gaz çıkarmam kolaylaştı evet ama şimdi gaz yeniden başladı ve bitmiyor gaz çıkarmalarım.
o ilacı 1-2 ay önce bırakmıştım, şu an biraz var aslında ama gerek görmüyorum gaz çıkarabildiğim için. dahiliyeye tekrar gideceğim ama randevu da bulamıyorum.
sizce neden olabilir? ne yapacağım ben böyle? sıkıldım gerçekten. not: hafif göbek dışında kilolu biri değilim. hipoglisemi var bir tek. başka da bildiğim bir rahatsızlığım yok.
gerçekten hiç anlamadım ben bu işi. bu kadar gaz çıkıyorsa, bir süre sonra rahatlamam lazım, bir süre sonra bitmesi lazım içerideki gaz ama bitmiyor maalesef.
birkaç ay önce daha hafifti bu durumum, dahiliye doktoruna gittim, röntgen çektirdi, "evet, gaz bulutları gözüküyor ama beklediğimden az" dedi, gaz çıkartıcı ilaç verdi. sonra gaz çıkarmam kolaylaştı evet ama şimdi gaz yeniden başladı ve bitmiyor gaz çıkarmalarım.
o ilacı 1-2 ay önce bırakmıştım, şu an biraz var aslında ama gerek görmüyorum gaz çıkarabildiğim için. dahiliyeye tekrar gideceğim ama randevu da bulamıyorum.
sizce neden olabilir? ne yapacağım ben böyle? sıkıldım gerçekten. not: hafif göbek dışında kilolu biri değilim. hipoglisemi var bir tek. başka da bildiğim bir rahatsızlığım yok.
öyle pek lif de tüketmiyorum aslında. sorun başka bir şey mi acaba?
- ardt (24.07.21 20:20:01)
Bende de sinovac 1. Dozdan sonra böyle olmuş gibi hissediyorum
- Kahir ekseriyet (24.07.21 22:20:50)
@kahir ekseriyet: aa aşıdan olabilir mi acaba? ben biontech oldum gerçi.
her şeyi de aşıya yormak ne kadar doğru bilmiyorum ama :)
her şeyi de aşıya yormak ne kadar doğru bilmiyorum ama :)
- ardt (24.07.21 22:25:45)
[]
Bogazdan cikan garip sey
Dun aksamdan sonra bir seyler yedim, birkac saat sonra yattim. Bir sikinti yok bu zamana kadar. Gece tuvalete kalktim, yattim, yan doneyim dedim, aniden bogazima bir sey geldi, hemen tuvalete kostum, öğürdüm, neyse ki cabuk cikti, boyle misket buyuklugunde, beyaz, yuvarlaga benzeyen ama tabii tam yuvarlak degil, sacma bir sey. Lavabodan da gecmedi, aldim cope attim.
Bu igrenc sey nedir? Bogazimda bir seyler birikti birikti de disari mi cikti, yoksa baska bir yerimden mi cikti geldi bogazima?
Tahmini olan var mi? :/
Bu igrenc sey nedir? Bogazimda bir seyler birikti birikti de disari mi cikti, yoksa baska bir yerimden mi cikti geldi bogazima?
Tahmini olan var mi? :/
bademcik taşı olabilir mi?
google görsellerde aratın
google görsellerde aratın
- summatinyourteeth (20.07.21 15:25:00)
Offf olabilir evet. Cok kotu.
- ardt (20.07.21 15:35:33)
Bademcik taşı diye geçiyor ve iğrenç kokuyor, elinizden de kolay kolay çıkmaz kokusu. O kadar büyük çıkması şaşırttı beni ama bende çok daha küçük oluyor zaman zaman.
- Fusha (20.07.21 19:01:41)
yok, peçeteyle attım, o yüzden sıkıntı olmaz ama bir tane daha düşecek gibi, boğazıma değiyor. çok kötü ya off.
bunun oluşumunu engellemek için diş fırçalamak dışında bir şey yapmak gerekiyor mu? :(
bir de hadi bu kolay oldu ama bundan sonraki çıkarken boğazıma takılmasın, öldürmesin beni?
bunun oluşumunu engellemek için diş fırçalamak dışında bir şey yapmak gerekiyor mu? :(
bir de hadi bu kolay oldu ama bundan sonraki çıkarken boğazıma takılmasın, öldürmesin beni?
- ardt (20.07.21 19:03:10 ~ 19:07:00)
[]
türkiye'de neden yabancı okullar var?
türkiye'de (aslında sanırım sadece istanbul'da) amerikan okulları var mı bilmiyorum ama bir sürü alman ve fransız liseleri var (en çok da fransız, sürüyle).
bu okullar dini misyonerlik okulları mı? öyleyse, misyonerliği bırakmak zorunda kaldıktan sonra neden varlıklarına devam etmişler?
bunların varolma sebebi osmanlı'nın bir zamanlar sömürgemsi bir devlet olmasından mı kaynaklanıyor? öyleyse, bu okulların ülkemizde bulunması bizim için bir utanç kaynağı değil mi?
sorumsu bir cümle: herhalde almanya, fransa, ispanya gibi yerlerde başka ülkelerin okulları bulunmuyordur?
bu okullar dini misyonerlik okulları mı? öyleyse, misyonerliği bırakmak zorunda kaldıktan sonra neden varlıklarına devam etmişler?
bunların varolma sebebi osmanlı'nın bir zamanlar sömürgemsi bir devlet olmasından mı kaynaklanıyor? öyleyse, bu okulların ülkemizde bulunması bizim için bir utanç kaynağı değil mi?
sorumsu bir cümle: herhalde almanya, fransa, ispanya gibi yerlerde başka ülkelerin okulları bulunmuyordur?
Pek çok ülkenin pek çok ülkede okulları var.
Evet misyonerlik amacı var ancak utanç kaynağı da değil.
Bu ülkenin en eski Amerikan okullarından biri Tarsus’ta.
Bunlar üşkenin zenginliği olarak görülmeli. Şunu da kabul etmek gerekiyor bu ülkede cidd bir entelektüel baskınlığı var kolej mezunlarının. Bu da kötü demek değil.
Türkiye’nin de başka ülkelerde okulları var aynı şekilde.
Ayrıca bizimkiler de misyoner okulları.
Evet misyonerlik amacı var ancak utanç kaynağı da değil.
Bu ülkenin en eski Amerikan okullarından biri Tarsus’ta.
Bunlar üşkenin zenginliği olarak görülmeli. Şunu da kabul etmek gerekiyor bu ülkede cidd bir entelektüel baskınlığı var kolej mezunlarının. Bu da kötü demek değil.
Türkiye’nin de başka ülkelerde okulları var aynı şekilde.
Ayrıca bizimkiler de misyoner okulları.
- tessera (06.06.21 19:10:48)
@tessera: "Pek çok ülkenin pek çok ülkede okulları var."
gelişmiş ülkelerin, gelişmiş ülkelerde okulları var mı?
milliyetçi bir insan değilim ama bir fransız lisesinde, fransa'nın kültürünü ve değerlerini, önemli kişiliklerini bizim türk çocuklara öğretmek bana oldukça saçma geliyor. sanki biz medeniyet görmemişiz de fransızlar bizi medeniyetle tanıştırıyormuş gibi geliyor.
gelişmiş ülkelerin, gelişmiş ülkelerde okulları var mı?
milliyetçi bir insan değilim ama bir fransız lisesinde, fransa'nın kültürünü ve değerlerini, önemli kişiliklerini bizim türk çocuklara öğretmek bana oldukça saçma geliyor. sanki biz medeniyet görmemişiz de fransızlar bizi medeniyetle tanıştırıyormuş gibi geliyor.
- ardt (06.06.21 19:14:31)
saçma geliyorsa gönderme çocuğunu o okula, öğrenmesin? ben almanca okudum okulu ss subayı olmadım.
- nahtoderfahrung (06.06.21 19:21:26)
tessera +1
Hollanda ve Almanya'da Amerikan okulları var örneğin. Google'da bulabilirsiniz detaylarını.
Hollanda ve Almanya'da Amerikan okulları var örneğin. Google'da bulabilirsiniz detaylarını.
- fotrsapka (06.06.21 19:21:52)
Gelismis ulkelerde de var.
Los angeles'ta, berlin'de fransiz liseleri var.
Fransa'da yaşadığım şehirde Amerikan lisesi var.
Kısacası tahmininiz yanlış.
Los angeles'ta, berlin'de fransiz liseleri var.
Fransa'da yaşadığım şehirde Amerikan lisesi var.
Kısacası tahmininiz yanlış.
- logisticsmanager (06.06.21 19:23:21)
fisna.org Kuzey Amerika kıtasındaki Fransız okulları
www.internationalschoolparent.com Birleşik Krallık'taki Fransız liseleri
www.completefrance.com Fransa'daki uluslararası okullar
en.wikipedia.org/wiki/Category:British_international_schools_in_Germany Almanya'daki İngiliz okulları
vesaire vesaire.
Gelişmiş ülkelerin gelişmiş ülkelerde okulları var evet, aşağılık kompleksi yapılacak bir mevzu değil.
Edit: Wiki linki tuhaf çıktı, alternatif olarak Almanya'daki uluslararası okullar linki:
www.expatica.com
www.internationalschoolparent.com Birleşik Krallık'taki Fransız liseleri
www.completefrance.com Fransa'daki uluslararası okullar
en.wikipedia.org/wiki/Category:British_international_schools_in_Germany Almanya'daki İngiliz okulları
vesaire vesaire.
Gelişmiş ülkelerin gelişmiş ülkelerde okulları var evet, aşağılık kompleksi yapılacak bir mevzu değil.
Edit: Wiki linki tuhaf çıktı, alternatif olarak Almanya'daki uluslararası okullar linki:
www.expatica.com
- kobuzchu kiz (06.06.21 19:23:47 ~ 19:34:22)
Hemen hemen her yerde italyan fransız okulları var.
Mesela diplomatlar ve benzeri işlerdeki insanlar çocuklarını fransız okullarına yollar. Neden derseniz birkaç nedeni var. Birincisi bakalorya veriyorlar ki her yerde lise eğitimi geçerli olsun diye. İkincisi her ülkede o eğitim aynı seviyede ya da yakın seviyede. Ülke değiştirmek zorunda kaldıklarında çocuklarınon problem yaşamasını önlüyor. Tabi bi de uluslar arası ilişkiler dünyasında fransızca değerli bir dil, statü gibi biraz da.
Her ülkenin her yerde yok ama çoğu gelişmiş ülkenin çok fazla yerde var.
Mesela diplomatlar ve benzeri işlerdeki insanlar çocuklarını fransız okullarına yollar. Neden derseniz birkaç nedeni var. Birincisi bakalorya veriyorlar ki her yerde lise eğitimi geçerli olsun diye. İkincisi her ülkede o eğitim aynı seviyede ya da yakın seviyede. Ülke değiştirmek zorunda kaldıklarında çocuklarınon problem yaşamasını önlüyor. Tabi bi de uluslar arası ilişkiler dünyasında fransızca değerli bir dil, statü gibi biraz da.
Her ülkenin her yerde yok ama çoğu gelişmiş ülkenin çok fazla yerde var.
- tessera (06.06.21 20:07:27)
Fransizlar cok eski.
misyonerlik amacli acilmistir italyadan fransaya falan gecmistir.
Misyonerlik deyince osmanliyi batirmak icin degil kendi aralarindaki kavgadan da dolayi var. Papayla falan kavgalari barismalari vs.. cok degisik tarihleri vardir.
Bundan cikanlar turkcu falan olur fransizlardan nefret eder.
Mezunlardan cogu elci konsolos falan olurdu eskiden.
Amerika okullari sonradan acilmis, 1. Dunya savasi oncesi osmaliyi parcalamak icin.
Savastan sonra cogu kapatilmis.
Kalanlar amerikan aski pompalar. Ogrenciler amerikayi cok sever.
Aha bunlar yabanci o zaman dusmandir diye tek potaya koymamak lazim hepsinin amaci kulturu falan farkli.
Zaten kanunlari yonetmelikleri falan ayri, tarih dersini gidip yabanci dilde vermeleri yasak falan.
misyonerlik amacli acilmistir italyadan fransaya falan gecmistir.
Misyonerlik deyince osmanliyi batirmak icin degil kendi aralarindaki kavgadan da dolayi var. Papayla falan kavgalari barismalari vs.. cok degisik tarihleri vardir.
Bundan cikanlar turkcu falan olur fransizlardan nefret eder.
Mezunlardan cogu elci konsolos falan olurdu eskiden.
Amerika okullari sonradan acilmis, 1. Dunya savasi oncesi osmaliyi parcalamak icin.
Savastan sonra cogu kapatilmis.
Kalanlar amerikan aski pompalar. Ogrenciler amerikayi cok sever.
Aha bunlar yabanci o zaman dusmandir diye tek potaya koymamak lazim hepsinin amaci kulturu falan farkli.
Zaten kanunlari yonetmelikleri falan ayri, tarih dersini gidip yabanci dilde vermeleri yasak falan.
- divit (06.06.21 20:11:39)
Şu anda en iyi eğitimi bu okullar veriyor. Adam devşirme kısmı bence de var. Aileler genellikle de yurt dışına gidiş olanağı için çocuklarını gönderiyor.
Rahatsız olan göndermez.
Yerli ve milli okullarımız var ne de olsa.
Rahatsız olan göndermez.
Yerli ve milli okullarımız var ne de olsa.
- pro9it9is9 (06.06.21 20:11:44)
Bu arada eski derken gercekten eski, istanbul'un fethinden daha once acmislar okulu.
- divit (06.06.21 20:13:38)
Türkiye'nin de yurt dışında okulları var. Hatta kurulduğu zaman cumhurbaskani ziyaret ediyor. Umarım Türkiye'ye de başka ülkelerin iyi okulları gelir, Türkiye de iyi okullar açar. Örneğin Japonya bir lise açıp iyi bir mühendislik dersi verebilir.
- howfaristhesky (06.06.21 20:18:42)
Yabanci okul mezunuyum.
Hic de o ulkenin degerlerini, onemli kisiliklerini, tarihini filan ogrenmedik.
Turk dili ve edebiyati dersimiz vardi, tarih ve cografya da turkceydi ve turk müfredatina goreydi. Milli guvenlik dersimiz de vardi, ordudan emekli birisi geliyordu hatta.
Alman dili ve edebiyati dersimiz vardi, okulun asil diliydi sonucta. orada tabi ki onlarin onemli yazarlarini, edebi donemlerini vs ogrendik, bunda yanlis bir sey gormuyorum.
Matematik, fizik gibi derslerde konular turk mufredatindan farkliydi, o yuzden yurtdisina hazirladiklari bir gercek. Turkiye’de okumayi isteyen öss’ye iyi hazirlayan, son senesinde raporla okula gitmeyecegi yerli ve milli bir okula gitmeli zaten, bu okullar bunun icin yanlis yerler ama mezunlarinin cogu da turkiye’nin en iyi universitelerine girmeyi basarabiliyorlar her seye ragmen.
Gelismis ulkelerin gelismis ulkelerde okullari var, evet.
Hic de o ulkenin degerlerini, onemli kisiliklerini, tarihini filan ogrenmedik.
Turk dili ve edebiyati dersimiz vardi, tarih ve cografya da turkceydi ve turk müfredatina goreydi. Milli guvenlik dersimiz de vardi, ordudan emekli birisi geliyordu hatta.
Alman dili ve edebiyati dersimiz vardi, okulun asil diliydi sonucta. orada tabi ki onlarin onemli yazarlarini, edebi donemlerini vs ogrendik, bunda yanlis bir sey gormuyorum.
Matematik, fizik gibi derslerde konular turk mufredatindan farkliydi, o yuzden yurtdisina hazirladiklari bir gercek. Turkiye’de okumayi isteyen öss’ye iyi hazirlayan, son senesinde raporla okula gitmeyecegi yerli ve milli bir okula gitmeli zaten, bu okullar bunun icin yanlis yerler ama mezunlarinin cogu da turkiye’nin en iyi universitelerine girmeyi basarabiliyorlar her seye ragmen.
Gelismis ulkelerin gelismis ulkelerde okullari var, evet.
- kuehles blondes (06.06.21 20:26:33)
Okullar kültür emperyalizminin önemli bir parçasıdır. Mesela ispanyollar da esmer, türkler de. Ama ispanyollar bundan gocunmuyor hatta avrupa'da oldukça yakışıklı / güzel bulunurken, türkler kendilerini sarışın ve renkli gözlü yapmak için deliriyor.
Acaba neden?
Batı ülkeleri birbirilerinin sınırları içinde okullar açıyorlar. Almanya fransa'da, fransa amerika'da. Ama bu daha çok kültürel bir dayanışmanın ve ekonomik işbirliklerinin bir parçası. Bir diğer amaç da o ülkede kendi çıkarlarına uyacak insanlar da yetiştirmek. ATıyorum abd'deki fransız şirketlerinin ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek de bu okulların misyonu. Tabii yine kendi içlerinde ufak istihbarat faaliyetleri de yürütüyorlardır bu okulları paravan olarak kullanarak.
Ama dediğim gibi batı ülkelerinin birbirleri içinde okul açması daha çok kültürel dayanışmanın bir parçası.
Asıl mevzu, batı ülkelerinin gelişmekte olan ülkelerde açtıkları okullar. Özellikle 18-20 yüzyılda bu okulların bir çoğu misyonerlik ve emperyalist faaliyetler için kuruldu.
Bu tarz faaliyetlere yumuşak güç denir. Elbette kimse gelip de öğrencilere hadi ülkenizden nefret edin demiyor. Tam tersine, okulu kuran ülke kendi değerlerini sevdirmeye ve sempati toplama gayretinde oluyor. Kitle iletişim kuramlarında fikir ekme gibi bir teori vardır. Muazzam bir yöntemdir. Sempati toplayarak, telkinlerle ya da farklı tekniklerle insanların bir fikri benimsemesini sağlarsınız. Örneğin batı medeniyetinin üstünlüğünü orta okul çağında aldığınız çocuklar üniversiteye gelene kadar tatlı tatlı benimsetebilirsiniz. Burada bahsettiğim teknik ya da ekonomik üstünlük değil.
Mesela Osmanlı'nın son dönemlerinde, cumhuriyet döneminin neredeyse tamamında batılı insan tipi epey yüceltilmiştir. İnsanlar bir alman, fransız, ingiliz karşısında kendini daha yetersiz hissediyor. Güzellik algımız bile böyle şekillenmiş. Ülkenin yarısının sarışın renkli gözlü olmak istemesi tuhaf değil mi? Yukarıda bahsettiğim gibi, ispanyollar bizimle benzer fiziksel özelliklere sahip olmalarına rağmen bundan gocunmuyorlar. Çünkü bizim kadar kültürel emperyalizme maruz kalmadılar.
Bunda osmanlı entelektüellerinin ve ilk dönem cumhuriyet entelektüellerinin önemli bölümünün dönemin yabancı okullarında okumuş olmasının etkisi büyük bence. 1. dünya savaşı'ndan sonra ülkedeki tüm gazetecilerin, yazarların, bürokratların okudukları lisenin bağlı olduğu ülkenin mandasına girmeyi savunması tesadüf olmasa gerek.
Dediğim gibi kimse bu insanlara gidip de "bizim için çalışın" demiyor. Ama propaganda öyle güçlü bir silah ki, insanlar farkında olmadan kendilerine dayatılan düşünceyi büyük bir istekle kendi fikirleri gibi benimseyebiliyorlar.
Fransız okullarından mezun çok arkadaşım var. Birçoğu farkında olmadan fransızlara benzemeye çalışıyor. "parissienne" görünmeye çalışıyorlar. Tarif etmesi çok garip bir psikoloji bu. ama ne demek istediğimi anlatabildiğimi sanıyorum. Sürekli "ben fransız kültürüyle büyüdüm" imasında bulunuyor çünkü o kültürü daha üstün görüyor bilinçaltında. gibi gibi...
Ha türkiye de bunu yapıyor farklı ülkelerde okullar açarak elbette. JAponlar da... Ama batı medeniyeti daha yayılmacı bir politika izlediği için bu daha ilginç noktalara varabiliyor.
Bu arada "yeni kültürler tanımaktan ne çıkar" algısı da gelişmekte olan ülkelere öğretilen bir tavır. Elbette yeni kültürlere açık olmak çok değerli. Ama siz fransa'da
müfredatının türkler tarafından belirlendiği, türk kültürünün baskın olduğu bir okul açabilir misiniz bir düşünün:) Bir türk olarak okul açabilirsiniz. Ama türk kültürünün baskın olduğu bir okul fransa'da türkiye'deki fransız okullarından daha fazla baskı görür.
Şu bir gerçek ki, milliyetçiliğin ve patriotismin modası geçti anlayışı sadece nedense gelişmekte olan ülkelerde oldukça yaygın. Batı medeniyeti kendi sınırları içinde son derece patritotic, milliyetçi ve muhafazakar olabiliyor. Yabancı dil öğrenmek için bizim kadar gereksinim duymuyorlar mesela.
Acaba neden?
Batı ülkeleri birbirilerinin sınırları içinde okullar açıyorlar. Almanya fransa'da, fransa amerika'da. Ama bu daha çok kültürel bir dayanışmanın ve ekonomik işbirliklerinin bir parçası. Bir diğer amaç da o ülkede kendi çıkarlarına uyacak insanlar da yetiştirmek. ATıyorum abd'deki fransız şirketlerinin ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek de bu okulların misyonu. Tabii yine kendi içlerinde ufak istihbarat faaliyetleri de yürütüyorlardır bu okulları paravan olarak kullanarak.
Ama dediğim gibi batı ülkelerinin birbirleri içinde okul açması daha çok kültürel dayanışmanın bir parçası.
Asıl mevzu, batı ülkelerinin gelişmekte olan ülkelerde açtıkları okullar. Özellikle 18-20 yüzyılda bu okulların bir çoğu misyonerlik ve emperyalist faaliyetler için kuruldu.
Bu tarz faaliyetlere yumuşak güç denir. Elbette kimse gelip de öğrencilere hadi ülkenizden nefret edin demiyor. Tam tersine, okulu kuran ülke kendi değerlerini sevdirmeye ve sempati toplama gayretinde oluyor. Kitle iletişim kuramlarında fikir ekme gibi bir teori vardır. Muazzam bir yöntemdir. Sempati toplayarak, telkinlerle ya da farklı tekniklerle insanların bir fikri benimsemesini sağlarsınız. Örneğin batı medeniyetinin üstünlüğünü orta okul çağında aldığınız çocuklar üniversiteye gelene kadar tatlı tatlı benimsetebilirsiniz. Burada bahsettiğim teknik ya da ekonomik üstünlük değil.
Mesela Osmanlı'nın son dönemlerinde, cumhuriyet döneminin neredeyse tamamında batılı insan tipi epey yüceltilmiştir. İnsanlar bir alman, fransız, ingiliz karşısında kendini daha yetersiz hissediyor. Güzellik algımız bile böyle şekillenmiş. Ülkenin yarısının sarışın renkli gözlü olmak istemesi tuhaf değil mi? Yukarıda bahsettiğim gibi, ispanyollar bizimle benzer fiziksel özelliklere sahip olmalarına rağmen bundan gocunmuyorlar. Çünkü bizim kadar kültürel emperyalizme maruz kalmadılar.
Bunda osmanlı entelektüellerinin ve ilk dönem cumhuriyet entelektüellerinin önemli bölümünün dönemin yabancı okullarında okumuş olmasının etkisi büyük bence. 1. dünya savaşı'ndan sonra ülkedeki tüm gazetecilerin, yazarların, bürokratların okudukları lisenin bağlı olduğu ülkenin mandasına girmeyi savunması tesadüf olmasa gerek.
Dediğim gibi kimse bu insanlara gidip de "bizim için çalışın" demiyor. Ama propaganda öyle güçlü bir silah ki, insanlar farkında olmadan kendilerine dayatılan düşünceyi büyük bir istekle kendi fikirleri gibi benimseyebiliyorlar.
Fransız okullarından mezun çok arkadaşım var. Birçoğu farkında olmadan fransızlara benzemeye çalışıyor. "parissienne" görünmeye çalışıyorlar. Tarif etmesi çok garip bir psikoloji bu. ama ne demek istediğimi anlatabildiğimi sanıyorum. Sürekli "ben fransız kültürüyle büyüdüm" imasında bulunuyor çünkü o kültürü daha üstün görüyor bilinçaltında. gibi gibi...
Ha türkiye de bunu yapıyor farklı ülkelerde okullar açarak elbette. JAponlar da... Ama batı medeniyeti daha yayılmacı bir politika izlediği için bu daha ilginç noktalara varabiliyor.
Bu arada "yeni kültürler tanımaktan ne çıkar" algısı da gelişmekte olan ülkelere öğretilen bir tavır. Elbette yeni kültürlere açık olmak çok değerli. Ama siz fransa'da
müfredatının türkler tarafından belirlendiği, türk kültürünün baskın olduğu bir okul açabilir misiniz bir düşünün:) Bir türk olarak okul açabilirsiniz. Ama türk kültürünün baskın olduğu bir okul fransa'da türkiye'deki fransız okullarından daha fazla baskı görür.
Şu bir gerçek ki, milliyetçiliğin ve patriotismin modası geçti anlayışı sadece nedense gelişmekte olan ülkelerde oldukça yaygın. Batı medeniyeti kendi sınırları içinde son derece patritotic, milliyetçi ve muhafazakar olabiliyor. Yabancı dil öğrenmek için bizim kadar gereksinim duymuyorlar mesela.
- anten (07.06.21 00:02:50 ~ 00:10:07)
[]
haftada bir tatlı yemek zayıflatır mı?
böyle şeylere de pek inanmam aslında ama geçen gün bir programda uzman konuşuyordu, son 6 aydır sağlıklı besleniyormuş, sadece haftada bir gün kendisini serbest bırakıyormuş ve o bir günü de sağlıklı geçirmektense o gün tatlı yemenin kendisini daha fazla zayıflattığını, bunu kendisinde gördüğünü söyledi, "bunu burada söylemem doğru mu aslında bilmiyorum ama" (gülerek) dedi.
böyle bir şey var mıdır? mümkün müdür?
böyle bir şey var mıdır? mümkün müdür?
43 kilo birisi olarak, yok şunu yiyeyim mi yok şu içmeyeyim mi gibi soruları aşırı saçma buluyorum. açacaksın netten hesaplama programlarını, şu an boyun kilon yaşın ve günlük ortalama aldığın kalori miktarı neyse yazacaksın. sana zayıflaman için alman gereken kaloriyi söyleyecek. ona uy yeter. ister su iç ister bira, ister tatlı ye ister tuzlu ye, gereken kalori miktarını geçme yeter.
- rose parks (06.04.21 14:30:16)
psikolojinin zayıflamaya etkisi var.
uzman muhtemelen bunu söylemek istemiştir.
daha önce de bir doktor bana, "aklına çok takılıp gece uykularına girecek kadar canın isteyecekse, onu ye çünkü kilo vermene engel olur" demişti.
yani eğer bir yandan olması gerekeni doğru şekilde yapıyorsanız, vücut zaten o ritme giriyor ve haftada 1-2 öğün o düzen içinde öldürücü bir etkiye sahip olmuyor.
tam aksine, o öğünler sizi mutlu ediyorsa, motivasyonunuzu bozmuyorsa zararı değil, faydası oluyor.
o yüzden cheat day ya da cheat ettiğiniz bir öğün olabilir diyette.
herkesin yapısı farklı.
ben cheat olayının dozunu ayarlayamadığım için 30-60-90 günlük challengelar yapıyorum.
canım bir şey isterse, "x tarihinde yiyebilirsin, bugün değil" diyorum ve bu bana iyi geliyor.
bazen de o gün o öğünde onu yemek daha iyi gelir.
kişisel bir tercih ve yapı meselesi.
uzman muhtemelen bunu söylemek istemiştir.
daha önce de bir doktor bana, "aklına çok takılıp gece uykularına girecek kadar canın isteyecekse, onu ye çünkü kilo vermene engel olur" demişti.
yani eğer bir yandan olması gerekeni doğru şekilde yapıyorsanız, vücut zaten o ritme giriyor ve haftada 1-2 öğün o düzen içinde öldürücü bir etkiye sahip olmuyor.
tam aksine, o öğünler sizi mutlu ediyorsa, motivasyonunuzu bozmuyorsa zararı değil, faydası oluyor.
o yüzden cheat day ya da cheat ettiğiniz bir öğün olabilir diyette.
herkesin yapısı farklı.
ben cheat olayının dozunu ayarlayamadığım için 30-60-90 günlük challengelar yapıyorum.
canım bir şey isterse, "x tarihinde yiyebilirsin, bugün değil" diyorum ve bu bana iyi geliyor.
bazen de o gün o öğünde onu yemek daha iyi gelir.
kişisel bir tercih ve yapı meselesi.
- blatta hiberna (06.04.21 14:33:51 ~ 14:36:25)
rose parks,
yani bir kişi günde 2000 kalori altında kalarak kilo verebiliyor ise bir sene boyunca sağlıksız beslenmesi ile sağlıklı beslenmesi arasında bir fark yok öyle mi? sürekli hamburger, kumpir, çikolata, baklava yiyen kişi ile sebze, tavuk, et balık yiyen kişinin vücudu 2000 kalori altında kaldığı sürece aynı olur yani?
bu arada haftada bir tatlı yemek zayıflatmayabilir ama kilo da aldırmaz hemen.
yani bir kişi günde 2000 kalori altında kalarak kilo verebiliyor ise bir sene boyunca sağlıksız beslenmesi ile sağlıklı beslenmesi arasında bir fark yok öyle mi? sürekli hamburger, kumpir, çikolata, baklava yiyen kişi ile sebze, tavuk, et balık yiyen kişinin vücudu 2000 kalori altında kaldığı sürece aynı olur yani?
bu arada haftada bir tatlı yemek zayıflatmayabilir ama kilo da aldırmaz hemen.
- elorelia (06.04.21 14:38:28 ~ 14:39:51)
bence mumkundur. bilimselini bilemyecegim ama vucut duzene girince onu nasil yakacagini da bilir diye dusunuyorum. duzen sanirim isin sirri burada.
bir haber vardi, adam her gun sadece mc donalds yiyerek bir ayda 10 kilo veriyor.
buldum: www.independent.co.uk
bir haber vardi, adam her gun sadece mc donalds yiyerek bir ayda 10 kilo veriyor.
buldum: www.independent.co.uk
- yoggi (06.04.21 14:48:33)
Selam. Kadrolu kilo verici olarak bence böyle bir şey var. Yalnız olayı iki şekilde değerlendirmek lazım:
İşin birinci yönü gerçekten tatlı yemek kilo verdirdiğinden falan değil kesinlikle. Diyet yapıp başarılı olanlar çok iyi bilirler ki bu işin özünde sabırla devam etmek vardır. Ara sıra yapılan cheat dayler insanların diyette daha uzun sebat etmesini sağladığından uzun vadede başarı getiriyor olabilir. Ben ihtiyaç duymadığımdan yapmadım hiç şahsen.
İşin ikinci ve asıl sorduğun yönüne gelince, cheat day kilo vermeyi hızlandırmaz. Zaten bunu yapmasının tek bir yolu olabilir: Bazal metabolizmayı hızlandırmak. Tabii ki bu konuda da yapılmış deneyler var ve cheat daylerin bazal metabolizmayı hızlandırmadığı anlaşılmış durumda. Şu an link arayıp bulacak vaktim yok maalesef ama ararsanız kolaylıkla bulursunuz. Uzman arkadaşın söylediği şey hayalden ibaret yani.
Ben her ne kadar cheat day yapmıyorsam da pazarları kalori açığı vermeden, hatta biraz kalori fazlası alarak beslenirim. Kendimi fiziksel ve psikolojik olarak çok daha iyi hissetmemi sağlıyor.
İşin birinci yönü gerçekten tatlı yemek kilo verdirdiğinden falan değil kesinlikle. Diyet yapıp başarılı olanlar çok iyi bilirler ki bu işin özünde sabırla devam etmek vardır. Ara sıra yapılan cheat dayler insanların diyette daha uzun sebat etmesini sağladığından uzun vadede başarı getiriyor olabilir. Ben ihtiyaç duymadığımdan yapmadım hiç şahsen.
İşin ikinci ve asıl sorduğun yönüne gelince, cheat day kilo vermeyi hızlandırmaz. Zaten bunu yapmasının tek bir yolu olabilir: Bazal metabolizmayı hızlandırmak. Tabii ki bu konuda da yapılmış deneyler var ve cheat daylerin bazal metabolizmayı hızlandırmadığı anlaşılmış durumda. Şu an link arayıp bulacak vaktim yok maalesef ama ararsanız kolaylıkla bulursunuz. Uzman arkadaşın söylediği şey hayalden ibaret yani.
Ben her ne kadar cheat day yapmıyorsam da pazarları kalori açığı vermeden, hatta biraz kalori fazlası alarak beslenirim. Kendimi fiziksel ve psikolojik olarak çok daha iyi hissetmemi sağlıyor.
- son feci skilacci (06.04.21 14:55:01)
Bak ben 39 yaşındayım, ülkenin açık ekonomi modeline adım attığı yılları yaşadım. Yani öncesinde ülkedeki fabrikasyon gıda üretimi çok daha sağlıklıyken ithal edilen malzemelerin ucuzluğu sebebiyle glikoz şurubudur bilmem çin tuzudur vsdir, hepsi girdi ambalajların içine ve tabi bir süre hiç bilmeden gayet güzel bol bol yedik bunları, bu şekilde büyüdüm.
Şimdi dikkatimi çeken bir şey var; regl dönemimin dışında tatlı yememek şeker ve tatlandırıcı almamak iyi geliyor ama regl öncesindeki beden gerilimi bana tatlı yemeyi bütün bir öfkeyle emrettiğinde ben zaten irademe sahip çıkmakta bile iradesiz kalıyorum ve o paketli tatlı gıdaları yiyorum. Eskiden inat edip yemiyordum ve reglim zaten geciken bir yapıyken iyice gecikiyordu çünkü stresim artıyordu. Dikkat ettim reglden önceki son 3-4 gün (bu süre sanırım benim bedenime mahsus, başka bedenleri bilemem, bilemeyiz) canımın çektiklerini suçluluk hissetmekden yediğimde regl çok daha kolay geliyor. Bende böyle bir olay var. Kilo da almıyorum. Buna bi dikkat et. Psikoloji çok önemli ve çok etkili.
İlla kıllanıyorsan titizlik basıyorsa inatagramda yutubda çok güzel doğal tatlı tarifleri var. Alıyor medine hurmasını kakao ekliyor inceltilmiş fındıkla bi karıştırıyor of. 3 malzeme yav. Fındık kakao hurma. Yap ye. Haftada bir. Korkma şundan, o senden korksun.
Şimdi dikkatimi çeken bir şey var; regl dönemimin dışında tatlı yememek şeker ve tatlandırıcı almamak iyi geliyor ama regl öncesindeki beden gerilimi bana tatlı yemeyi bütün bir öfkeyle emrettiğinde ben zaten irademe sahip çıkmakta bile iradesiz kalıyorum ve o paketli tatlı gıdaları yiyorum. Eskiden inat edip yemiyordum ve reglim zaten geciken bir yapıyken iyice gecikiyordu çünkü stresim artıyordu. Dikkat ettim reglden önceki son 3-4 gün (bu süre sanırım benim bedenime mahsus, başka bedenleri bilemem, bilemeyiz) canımın çektiklerini suçluluk hissetmekden yediğimde regl çok daha kolay geliyor. Bende böyle bir olay var. Kilo da almıyorum. Buna bi dikkat et. Psikoloji çok önemli ve çok etkili.
İlla kıllanıyorsan titizlik basıyorsa inatagramda yutubda çok güzel doğal tatlı tarifleri var. Alıyor medine hurmasını kakao ekliyor inceltilmiş fındıkla bi karıştırıyor of. 3 malzeme yav. Fındık kakao hurma. Yap ye. Haftada bir. Korkma şundan, o senden korksun.
- 1bir1bir1 (06.04.21 14:55:52)
@rose parks konuyu o kadar güzel özetlemiş ki.
Bir de makroları dengelemekten bahsetseymiş tam olacakmış.
Bir de makroları dengelemekten bahsetseymiş tam olacakmış.
- Mirket (06.04.21 15:05:00)
Kilo vermek ASLA ve ASLA, buyuk harflerle yaziyorum, giren kalori/cikan kalori duz mnatigina indirgencek kadar "basit degil"! Yedigin seylerin carb, yag, vs dengesi, dogal mi rafine mi tukettigin, ne-neyin yaninda kolay sindirilir, neyi hangi saatte yemen gerekir, ne tur fiziksel aktivitelerde bulunman gerekir, hormonal dengelerin nasi vs vs etkileyecek pek cok sey var. Insan bedeni komplekstir o nedenle "amaaan ben x kg olarak hic takmam alinan veerilen kalorileri not et yeter" ya da "haftada 1 gun bile tatli yesen sistemin allak bullak olur tum emegiin bosa gider"cileri hiiiiic kale almayin derim.
3-5kg gibi bi rakamdan bahsetmiyorsak, once gidip bi endokrinologa gorunun hormonlariniza kan degerlerinize baksin, sonra da dogru duzgun bi universiteden diploma almis isini bilen bi diyetisyene danisin.
her insanin yapisi, genleri farkli. dolayisiyla her insanin yiyip icip kilo verecegi liste farkli. bazi yiyeceklere karsi intoleransinizin olmasi bile kilo vermeyi sekteye ugratabilir.
internette tavsiye verme yasi 9-12lere dustugu icin gidin uzmanina dannisin.
3-5kg gibi bi rakamdan bahsetmiyorsak, once gidip bi endokrinologa gorunun hormonlariniza kan degerlerinize baksin, sonra da dogru duzgun bi universiteden diploma almis isini bilen bi diyetisyene danisin.
her insanin yapisi, genleri farkli. dolayisiyla her insanin yiyip icip kilo verecegi liste farkli. bazi yiyeceklere karsi intoleransinizin olmasi bile kilo vermeyi sekteye ugratabilir.
internette tavsiye verme yasi 9-12lere dustugu icin gidin uzmanina dannisin.
- e mice (06.04.21 15:23:44)
Konunun uzmanı değilim ama "aldığın kalori ihtiyacından düşük olursa zayıflarsın" gibi basit bir mantıkla çalışmaz insan vücudu.
Vücudun ihtiyaçlarını doğru karşılamazsan bilinçaltı şöyle davranıyor: "sanırım dışarıda bir kıtlık var, ben en iyisi bulduğum besinleri depolamaya başlayayım."
Tebrikler, artık yağlı bir insansınız.
Bu bilinçaltı anne karnında başlıyor üstelik. Anneler hamilelik döneminde "aman fazla kilo almayayım." diye kendinin ve bebeğin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde beslenmezse anne karnındaki bebeğin bilinçaltı da benzer şekilde davranıp "sanırım dışarıda kıtlık var." diyor ve doğar doğmaz obeziteye yatkın bir bünye ile yaşamına devam ediyor.
özetle rose parks'ın söylediği kadar basit bir şekilde "sağlıklı" kilo veremezsin.
Vücudun ihtiyaçlarını doğru karşılamazsan bilinçaltı şöyle davranıyor: "sanırım dışarıda bir kıtlık var, ben en iyisi bulduğum besinleri depolamaya başlayayım."
Tebrikler, artık yağlı bir insansınız.
Bu bilinçaltı anne karnında başlıyor üstelik. Anneler hamilelik döneminde "aman fazla kilo almayayım." diye kendinin ve bebeğin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde beslenmezse anne karnındaki bebeğin bilinçaltı da benzer şekilde davranıp "sanırım dışarıda kıtlık var." diyor ve doğar doğmaz obeziteye yatkın bir bünye ile yaşamına devam ediyor.
özetle rose parks'ın söylediği kadar basit bir şekilde "sağlıklı" kilo veremezsin.
- himmet dayi (06.04.21 15:43:39)
kilo alıp vermek çok sayıda faktöre bağlı kompleks bir süreç. "haftada bir gün tatlı yiyerek kilo vermek" diye bir şey yok, bu çok eksik ve yanlış yönlendirici bir ifade.
diyelim ki ben ideal kilomun 50 kilo üstündeyim. çok sağlıklı beslenmeye başladım, yediğime içtiğime dikkat ettim fakat evden dışarı bir adım atmadım. 7 kilo verdim bu süreçte. bu durumda "hiç hareket etmemek kilo verdiriyor" diyebilir miydim? el oğlu buna cherry picking demiş ne güzel, bi' nevi işine gelen veriyi dikkate almak.
gerçekte olan nedir peki? tatlı yediğin halde zayıflayabilirsin. bunu zaten tartışmaya açmak bence yersiz; tatlı yiyen herkes şişko olsaydı dünyada sağlıklı insan olmazdı. önemli olan rutindir. sağlıklı yağ ve protein tüketen, bol bol sebze ve yeşillik yiyen, sürekli fiziksel olarak aktif yaşayan birisi tatlı yedi diye kilo almayabilir. aynı şeyi evden çıkmayan 120 kiloluk biri yaparsa kilo alabilir ama.
kilo vermenin matematiği bu kadar basit değil. kişiden kişiye bile değişiyor bu. örneğin 167 boyunda, 70 kilo olan bir kadının kilo vermek için ihtiyaç duyduğuyla 180 boyunda 120 kilo adamın ihtiyaç duyduğu aynı değil. birine deli gibi kilo verdiren şey diğerinde hiç işe yaramayabilir. mesela inşaat işçisi her gün bir ekmek yiyip bir litre kola içse de zayıf kalabilir ama oturduğu yerde her allahın günü kek börek yiyen bir şüşkonun karbonhidratı ciddi anlamda azaltmadığı sürece İSTİKRARLI VE SAĞLIKLI kilo vermesi zordur.
vücudun temel prensibi herkes için aynı ama yaşam tarzı, beslenme tarzı, mevcut sağlık durumu, mevcut kilo vs. bunlar çok önemli şeyler. eğer kilo vermek istiyorsan yapman gereken şey öncelikle vücudun çalışma prensibini anlamak, sonra da tükettiğin besinler konusunda bilgilenmek. son olarak da uygulanabilir, sürdürülebilir bir beslenme tarzı oluşturmak.
gerisi hikaye. yok işte tatlı yedim şöyle oldu, bilmem ne otunu bacağıma sürdüm böyle oldu vs. bunlar yalandır, yalan değilse de en fazla bir ay sonra bırakacağınız düzenlerdir.
diyelim ki ben ideal kilomun 50 kilo üstündeyim. çok sağlıklı beslenmeye başladım, yediğime içtiğime dikkat ettim fakat evden dışarı bir adım atmadım. 7 kilo verdim bu süreçte. bu durumda "hiç hareket etmemek kilo verdiriyor" diyebilir miydim? el oğlu buna cherry picking demiş ne güzel, bi' nevi işine gelen veriyi dikkate almak.
gerçekte olan nedir peki? tatlı yediğin halde zayıflayabilirsin. bunu zaten tartışmaya açmak bence yersiz; tatlı yiyen herkes şişko olsaydı dünyada sağlıklı insan olmazdı. önemli olan rutindir. sağlıklı yağ ve protein tüketen, bol bol sebze ve yeşillik yiyen, sürekli fiziksel olarak aktif yaşayan birisi tatlı yedi diye kilo almayabilir. aynı şeyi evden çıkmayan 120 kiloluk biri yaparsa kilo alabilir ama.
kilo vermenin matematiği bu kadar basit değil. kişiden kişiye bile değişiyor bu. örneğin 167 boyunda, 70 kilo olan bir kadının kilo vermek için ihtiyaç duyduğuyla 180 boyunda 120 kilo adamın ihtiyaç duyduğu aynı değil. birine deli gibi kilo verdiren şey diğerinde hiç işe yaramayabilir. mesela inşaat işçisi her gün bir ekmek yiyip bir litre kola içse de zayıf kalabilir ama oturduğu yerde her allahın günü kek börek yiyen bir şüşkonun karbonhidratı ciddi anlamda azaltmadığı sürece İSTİKRARLI VE SAĞLIKLI kilo vermesi zordur.
vücudun temel prensibi herkes için aynı ama yaşam tarzı, beslenme tarzı, mevcut sağlık durumu, mevcut kilo vs. bunlar çok önemli şeyler. eğer kilo vermek istiyorsan yapman gereken şey öncelikle vücudun çalışma prensibini anlamak, sonra da tükettiğin besinler konusunda bilgilenmek. son olarak da uygulanabilir, sürdürülebilir bir beslenme tarzı oluşturmak.
gerisi hikaye. yok işte tatlı yedim şöyle oldu, bilmem ne otunu bacağıma sürdüm böyle oldu vs. bunlar yalandır, yalan değilse de en fazla bir ay sonra bırakacağınız düzenlerdir.
- der meister (06.04.21 15:55:12)
cheat meal veya day popüler. 30 gün boyu aynı değerlerde besin almak yerine arada şaşırmtak için öneriliyor bazı yerlerde
- ShadowOfMoon (06.04.21 22:28:53)
Onların tatlı yemek dediği o gün beş dilim baklava yemek değil. Hindistan cevizi, yulaf, bal gibi şeylerle yapılan uyduruk tatlılar. En fazla sütlü irmikli bi şey.
- oyokbuyoknevar (06.04.21 22:54:58)
[]
Bu bir numara mı? (Uber)
2 hafta once uber'e bindigimde surucu taksimetreyi actigini unuttugunu soyledi, "sizde ne yaziyor" diye sordu, ben de* oradaki minimum tutari verdim. Gerci bununki dogal gibiydi, "bugun bu kacinci acmayisim, birinden dayak yicem herhalde, sizden onceki kavga etti vermemek icin" vs dedi ama bugun yine uber'e bindim, yolun ortasinda yine acmayi unuttum dedi. Bende de 31-41 lira arasi gosteriyordu, 35 verdim, sonra mail geldi, yolculugunuz 24,50 lira tuttu diye.
Ne yapiyorlar, aradaki farki cebe mi atiyorlar, yoksa tamamen tesaduf mu?
* Linc gelmesin diye mobilden iki saat ugrasip de'yi ayirdim :)
Ne yapiyorlar, aradaki farki cebe mi atiyorlar, yoksa tamamen tesaduf mu?
* Linc gelmesin diye mobilden iki saat ugrasip de'yi ayirdim :)
über'e düşük giriyorlar ücreti aradaki fakrın komisyonundan kurtarıyorlar sanırım.
- reanarchy (01.04.21 09:01:24)
Sadece komisyondan kurtarmaz ki. Aradaki farki da cebe atar o zaman. Sonucta uber'in sisteminde 24,5 gozukuyor.
Normal taksi sistemine gore calismiyor sanirim uber. Ne kadar kazanirsan ondan pay aliyor. Normal taksi sistemi atiyorum "gunluk 500 bana getir, gerisi senin" seklinde.
Normal taksi sistemine gore calismiyor sanirim uber. Ne kadar kazanirsan ondan pay aliyor. Normal taksi sistemi atiyorum "gunluk 500 bana getir, gerisi senin" seklinde.
- ardt (01.04.21 10:37:18)
Keske 30 verseydim, son anda 35 verdim.
- ardt (01.04.21 10:37:32)
Uygulamadan yazdim, hemen cevap verdiler. Yolculugunuzu inceledik, aradaki farki uber kredisi olarak yatiriyoruz dediler. Belki iade de ederlerdi ama nakit vermistim, kredi kartim da tanimli degil.
- ardt (01.04.21 10:55:04)
Bende de %30 indirim vardı geçen ay, sabahın 6'sında kullandım. Taksimetredeki tutarı ödedim yolculuk sonunda, aslında adamın uygulamadaki tutarı söylemesi gerekiyordu. Standart fiyattan ödemiş oldum, kartla ödesem böyle bir şey olmayacaktı tabi direkt düşecekti indirim.
Kısa mesafe olduğu için peşine düşmedim ama taksici milletinden her şeyi beklerim o yüzden iyi yapmışsınız desteğe yazarak.
Kısa mesafe olduğu için peşine düşmedim ama taksici milletinden her şeyi beklerim o yüzden iyi yapmışsınız desteğe yazarak.
- chicha_v2 (01.04.21 12:01:12)
[]
Atatürk'ü, Kurtuluş Savaşı'ndan önce Anadolu halkı tanıyor muydu?
Sanirim bunun tersini iddia eden tarihciler var ama ben -aslinda pek de guvenilir olmayan bir yerde- Ataturk'un, Canakkale Savasi'ndaki zaferinden dolayi "Anadolu halki" (halk kelimesinin altini ciziyorum, tabi erleri de eklememiz lazom buraya) tarafindan tanindigini, sevildigini ve Kurtulus Savasi icin halki orgutlemeye basladiginda karsilarinda kendisini gorduklerinde heyecanlandiklarini iddia ediyor.
Konu hakkinda uzman olan? Bilgisi olan?
Konu hakkinda uzman olan? Bilgisi olan?
1. dünya savaşı cephelerinden osmanlı'nın sınırları içerisinde olan az sayıda cepheden biriydi, çanakkale. ayrıca zafer ile ayrılınan az sayıda cepheden de biriydi. hem anadoluda olunca hem de zaferle çıkılınca orayı komuta eden kişinin (ki bu da Atatürk oluyor) şanının yürümesi akla gayet yakın. Özellikle de çanakkale cephesinin, kurtuluş savaşı'ndaki türk-yunan muharebelerinin gerçekleştiği ege bölgesinde olması eminim bu etkiyi artırmıştır, o yöredeki halkın düşünceleri üzerinde.
(uzman değilim, hobi olarak ilgileniyorum)
(uzman değilim, hobi olarak ilgileniyorum)
- helena (19.03.21 00:52:43 ~ 00:54:53)
Peki acaba ankara'da, ankara'nin civarinda yasayanlarda durum nedir?
- ardt (19.03.21 00:57:09)
Akla yatkınlık ile açıklanacak bir şey yok tarihi gerçekler var. Mustafa Kemal Paşa yarbay ilen tümen, albayken kolordu yönetmiştir ve Çanakkale sonrasında "Anartfatalar Kahramanı" olarak anılmıştır. Enver paşa ile olan rekabetine rağmen gazetelerde resmi basılmış ve payitahtı kurtaran adam olarak hürmet görmüştür. Enver Paşa Edirne'yi kurtaran adamken Kemal Paşa İstanbul'u kurtaran adamdır. Ayrıca diğer cephelerde (suriye ve özellikle doğuda (muş-bingöl-bitlis) yaptıkları ile yenilmezliğini perçinlemiştir.) Bu tanınmışlık ve karizma olmasa ne temsilci toplar, ne askerlerin emri altına girdiği bir komutan olur, ne de padişaha karşı Anadolu'da barınabilirdi.
Bu arada, Kurtuluş savaşı öncesi namı almış yürümüş bir de Hamidiye Kahramanı Rauf Orbay vardır. Ancak Mondros'u imzalamıştır maalesef.
Bu arada, Kurtuluş savaşı öncesi namı almış yürümüş bir de Hamidiye Kahramanı Rauf Orbay vardır. Ancak Mondros'u imzalamıştır maalesef.
- renegade (19.03.21 01:11:10)
@renegade: bir keresinde meclis baskanligi icin ataturk'un karsisinda aday olan da rauf orbay'di sanirim?
- ardt (19.03.21 01:19:59)
Emre Kongar'in iyi, sadelestirilmis, dili de uygun. Ne nutuklar gordum almancadan daha zor idi:)
- neverletyougodown (17.03.21 19:00:52)
Anıtkabir derneği sitesinde Türkiye iş Bankası yayınları var. Bir göz atman faydalı olabilir.
- prole (17.03.21 19:18:40)
İs bankasi guzel. Tam metin.
Emre Kongar'in kitabi Nutuk'un icinden kendi sectigi bolumlerden olusturmus, tam metin istiyorsan gitmez. Ama cok iyibir kitap, okunmali!
Emre Kongar'in kitabi Nutuk'un icinden kendi sectigi bolumlerden olusturmus, tam metin istiyorsan gitmez. Ama cok iyibir kitap, okunmali!
- invictae (17.03.21 19:41:49)
Niye sadece anitkabir dernegi sitesinde satiliyor onu da anlamadim ama baktim, "gencler icin fotograflarla" demis. Neden gencler icin? "Dili sadelestirilmistir" anlaminda mi? Kisaltilmamistir herhalde?
"Ogrenciler icin", "gencler icin" ifadelerini gorunce kitap bana dandik gibi geliyor ama bilemedim. 599 sayfaymis bu arada.
"Ogrenciler icin", "gencler icin" ifadelerini gorunce kitap bana dandik gibi geliyor ama bilemedim. 599 sayfaymis bu arada.
- ardt (17.03.21 22:31:07)
İş bankası tam metin ama güncel Türkçe ile yazıldığı için gençler için ibaresi var.
Kaynak yayınları'nın iki ciltli kutulu bir edisyonu var bulabilirseniz o oldukça güzel. Tam ve orijinal metin.
Kaynak yayınları'nın iki ciltli kutulu bir edisyonu var bulabilirseniz o oldukça güzel. Tam ve orijinal metin.
- nickimin hakkini veremedim (18.03.21 14:44:04)
@nickimin hakkini veremedim: orijinal metin de sikinti aslinda ya. Yeni bir dil ogrenmek gibi bir sey oluyor cunku.
Gencler icin olan iyiymis o zaman.
Gencler icin olan iyiymis o zaman.
- ardt (18.03.21 16:55:07)
[]
Ördek deneyi
Yillar once tv'de izlemistim, simdi bulamiyorum. Deney şuydu: bir kisi, yeni dogmus yavru ordeklere (sanirim ordekti) cift turuncu cizgili beyaz bir cubuk tutuyordu ve butun ordekler onu anneleri zannedip cubugun basina ususuyorlardi ama tek cizgili tuttugunda ordekler orali olmuyordu.
Turkce ve ingilizce arattim ama bulamadim. Yardimci olabilecek var midir?
Turkce ve ingilizce arattim ama bulamadim. Yardimci olabilecek var midir?
Yok bu degil. Bu kadar eski degildi zaten ama bu da guzelmis.
- ardt (07.03.21 02:08:06)
soruya cevap değil ama, konuya ilginiz var ise okuma yapmak için konrad lorenz - basılanma diye arama ve okuma yapabilirsiniz.
- solitude ov the lonliest star (07.03.21 09:44:00)
- arph (07.03.21 22:37:18)
@arph: iste bu :) tesekkurler. 1. bolumde geciyor.
Olay ilgincmis, basindan itibaren bir izliyim, sadece o deneyi yakalamistim cunku tv'de.
Olay ilgincmis, basindan itibaren bir izliyim, sadece o deneyi yakalamistim cunku tv'de.
- ardt (07.03.21 23:54:55)
[]
nba top shot alanlar?
yatırım amaçlı top shot ile ilgilenenler var mı? www.nbatopshot.com
geç kaldım galiba, kayıtları kapatmışlar.
2-3 sene sonra satmak üzere 1000-2000 liralık bir bütçe ayırmak istiyorum. ilgilenenlerin taktikleri var mı? alma stratejileri nedir? nba ile ilgiliyim ama hangisinin değerinin artma potansiyeli var, hiç bilemiyorum. şu anda alırsam körlemesine alacağım. fikir vermek veya fikir alışverişi yapmak isteyen olursa çok sevinirim.
bin lirayı 2 sene sonra 10 bin yaparsam iyi ya da belli mi olur içlerinden biri patlar, 40-50 bin eder? böyle bir şey mümkün müdür acaba?
geç kaldım galiba, kayıtları kapatmışlar.
2-3 sene sonra satmak üzere 1000-2000 liralık bir bütçe ayırmak istiyorum. ilgilenenlerin taktikleri var mı? alma stratejileri nedir? nba ile ilgiliyim ama hangisinin değerinin artma potansiyeli var, hiç bilemiyorum. şu anda alırsam körlemesine alacağım. fikir vermek veya fikir alışverişi yapmak isteyen olursa çok sevinirim.
bin lirayı 2 sene sonra 10 bin yaparsam iyi ya da belli mi olur içlerinden biri patlar, 40-50 bin eder? böyle bir şey mümkün müdür acaba?
hangi nft parcalarinin ilerde degerini koruyacagi/yukselecegi, hangilerinin demode olup ilgi gormeyecegini ongormek cok zor. nyancat gibi zamansiz item'lari ayri tutuyorum. nba'den pek anlamadigim icin nba nft'leri hakkinda da pek yorumum yok ama nft piyasasinin buyuyecegine inaniyorsaniz ve illa bu yonde yatirim yapmak istiyorsaniz nft tutmak yerine nft altyapilarinin token'larina da yatirim yapabilirsiniz. ornegin flow token. yapimcisi dapper labs'i arastirin derim. rarible'in da rari adinda token'i var ayni sekilde. ilerde superrare, niftygateway vs kendi token'larini uretirse onlara da yatirim yapmayi dusunebilirsiniz.
1000 lira dolar bazinda hicbir sey oldugu icin nft'ler nezdinde pek de iyi yatirim olmayabilir bu arada. zaten opensea gibi platformlarda en bilinmeyen artist'lerin isleri bile 0.1 eth'den basliyor, o da 1000 lira yapiyor. topshot'a girseniz bile bu konuda cok sansli cikabileceginizi sanmiyorum alabileceginiz drop'larin kalitesi acisindan.
1000 lira dolar bazinda hicbir sey oldugu icin nft'ler nezdinde pek de iyi yatirim olmayabilir bu arada. zaten opensea gibi platformlarda en bilinmeyen artist'lerin isleri bile 0.1 eth'den basliyor, o da 1000 lira yapiyor. topshot'a girseniz bile bu konuda cok sansli cikabileceginizi sanmiyorum alabileceginiz drop'larin kalitesi acisindan.
- hjarteblod (06.03.21 02:13:05)
[]
excel'i wordpress'e gömmek
drive aracılığıyla gömdüm ama çok küçük bir kutu olarak gözüküyor sitede. bu kutunun genişliğini nasıl ayarlayabilirim?
google spreadsheet'te açın dosyayı. üstte file kısmından publish to web seçin. açılan pencerede embed seçip yayınlayın. sonra size siteye gömme kodunu verecek. o şekilde yapabilirsiniz.
- winston (18.02.21 20:41:36)
@winston: Artik mesajlar okunmadan, sadece basliga bakarak mi cevaplar veriliyor yahu? Cok garip cidden. Embed ettim demisim zaten mesajimda.
- ardt (19.02.21 01:31:40)
[]
"your system has not been modified"
sistemim orjinal windows 10.
steam'den yüklü cities skylines'ı oynuyordum, en son 1 ay önce oynadım ama bugün girmeye çalıştığımda paradox launcher'ı yüklemeye çalıştı, "zaten yüklü" dedi, sonra tamam tuşuna tıklayınca da başlıktaki hatayı verdi ve oyunu açmadı.
sildim, yeniden yükledim, yine bu şekilde oluyor, yine oyuna giremiyorum. internette de aradım çözümü bulamadım.
bilen var mıdır, yardım lütfen.
steam'den yüklü cities skylines'ı oynuyordum, en son 1 ay önce oynadım ama bugün girmeye çalıştığımda paradox launcher'ı yüklemeye çalıştı, "zaten yüklü" dedi, sonra tamam tuşuna tıklayınca da başlıktaki hatayı verdi ve oyunu açmadı.
sildim, yeniden yükledim, yine bu şekilde oluyor, yine oyuna giremiyorum. internette de aradım çözümü bulamadım.
bilen var mıdır, yardım lütfen.
steam'den oyunu kaldır. sonra da paradox launcher'ı microsoft uninstall tool ile kaldırmaya çalış ve sonra geri yükle: support.microsoft.com
- malheiros (14.02.21 20:30:33)
[]
the last of us 1-2 (oyun)
soru 1: 1'i oynamadan 2'yi oynayayım mı?
soru 2: 1. oyun 2013 yılında yapılmış, grafikler ve oynanış kötü mü gelir acaba?
soru 2: 1. oyun 2013 yılında yapılmış, grafikler ve oynanış kötü mü gelir acaba?
Playstation'da 1'in Remastered versiyonu var. Yani grafikleri iyileştirildi.
2'yi oynamadım ama 1'i oynamamak büyük kayıp.
2'yi oynamadım ama 1'i oynamamak büyük kayıp.
- himmet dayi (08.02.21 22:23:00)
1'den başla. Grafikler güzel hikaye efsane. Keşke unutup tekrar oynasam
- Take it away honey (08.02.21 22:23:06)
cevap 1: hayır
cevap 2: remastered versiyonu var.
muhteşem bir hikayesi var.
cevap 2: remastered versiyonu var.
muhteşem bir hikayesi var.
- uuth (08.02.21 22:26:40)
1- Kesinlikle hayır. Çünkü 2. oyunda olanlar seni tam olarak etkilemez. Oyun genel olarak hikaye tarafından etkileme üzerine kurulu.
2- Ps4 için olan yenilenmiş versiyonu var.
2- Ps4 için olan yenilenmiş versiyonu var.
- eazy (08.02.21 22:42:33 ~ 22:50:09)
bilgisayarda oynayacağım ama sıkıntı olmaz sanırım?
hikayeli oyunları çok severim ya çok iyi oldu hikayesinin güzel olması.
edit: yaa sadece ps için var diyor? :((
hikayeli oyunları çok severim ya çok iyi oldu hikayesinin güzel olması.
edit: yaa sadece ps için var diyor? :((
- ardt (08.02.21 22:50:13 ~ 22:53:07)
bilgisayarda oynayamazsınuz çünkü ps exclusive oyunu.
sorulara cevap 1 hayır
2 grafikleri iyi 1’in
sorulara cevap 1 hayır
2 grafikleri iyi 1’in
- garavel (08.02.21 22:54:41)
Evet Playstation Exclusive bi oyun maalesef.
- himmet dayi (08.02.21 22:54:59)
:(
Hikayeli bilgisayar oyunu onerisi olan?
Hikayeli bilgisayar oyunu onerisi olan?
- ardt (08.02.21 23:08:18)
oynamadıysan Mafia (Definitive Edition)
- himmet dayi (08.02.21 23:27:01 ~ 23:27:32)
Oynamadim, bir bakayim.
- ardt (09.02.21 00:00:37)
Mass effect serisi(Remaster'i geliyor. Grafik sıkıntı değil dersen direk başla) aşırı güzel.
Assassian's Creed de güzel. Fakat ayrı olarak Black Flag oyununu öneririm.
Assassian's Creed de güzel. Fakat ayrı olarak Black Flag oyununu öneririm.
- inte17 (09.02.21 01:31:15)
Deus ex: human revolution'i oynamistim yillar once. Cok hosuma gitmisti. 5 sene once devam oyunu niteliginde deus ex: mankind divided cikmis. Onu oynamayi dusunuyorum. Oynayan var mi acaba?
- ardt (09.02.21 07:52:56)
Hikayesi güzel oyun deyince, The Last of Us oynayamayacaksanız, ilk aklıma gelen Bioshock olur. Bioshock Collection zaman zaman ciddi indirime giriyor, takip ederseniz uygun fiyata bulabilirsiniz.
- ultranil07 (09.02.21 10:15:26)
ilkinden başla derim. 2.nin konusunu daha iyi anlarsın
- KidLazer (09.02.21 11:01:52)
hikayesi güzel pc oyunu deyince aklıma portal ve portal 2 den başka bir şey gelmiyor.
- uuth (09.02.21 16:52:26)
[]
fidel vs. che
devrimin önderinin fidel castro olmasına rağmen oradaki -önemli- komutanlardan biri olan che guevara'nın fidel'den çok daha fazla popüler olması ve sevilmesinin sebebi sizce nedir?
che'nin ölmesinin bunda etkili olduğunu düşünüyorum. erkenden ölmeseydi bu kadar sevilip romantikleştirilmezdi sanırım. tabii ki tek başına afrika'ya, bolivya'ya gidip başka ülkelerde devrim yapmaya çalışması da bu popülerliğinde bir etkendir ama yine de bence ölmemiş olsaydı bu kadar popüler olmazdı, devrimin başı olarak fidel daha popüler olabilirdi diye düşünüyorum. sonuçta küba'daki devrimi kim yaptı, kim yönetti, kim taktikleri belirledi? fidel castro değil mi? che de onun emrindeki askerlerden biriydi.
siz ne düşünüyorsunuz?
che'nin ölmesinin bunda etkili olduğunu düşünüyorum. erkenden ölmeseydi bu kadar sevilip romantikleştirilmezdi sanırım. tabii ki tek başına afrika'ya, bolivya'ya gidip başka ülkelerde devrim yapmaya çalışması da bu popülerliğinde bir etkendir ama yine de bence ölmemiş olsaydı bu kadar popüler olmazdı, devrimin başı olarak fidel daha popüler olabilirdi diye düşünüyorum. sonuçta küba'daki devrimi kim yaptı, kim yönetti, kim taktikleri belirledi? fidel castro değil mi? che de onun emrindeki askerlerden biriydi.
siz ne düşünüyorsunuz?
kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur
- hayaletimsi (07.02.21 17:43:51)
@hayaletimsi: yani iyi güzel de biraz daha gerekçelendirerek anlatan biri olursa biz de öğreniriz, iyi olur :)
- ardt (07.02.21 17:47:57)
[]
instagram sorusu
Instagram'da acemiyim de, özellikle yabancı kullanıcıların açıklama kısmına (bio deniyor galiba) "Nineteen (burada ağaç emojisi de var)" ya da "london/cambridge | 21" yazması ne anlama geliyor? Yaşlarını mı yazıyorlar ki "19", "21" diye? Saçma geldi de.
yaştan ziyade üniversite eğitimine başlama/bitirme yılı oluyor onlar.
"london/cambridge | 21" yazması ne anlama geliyor?"
o okuldan 2021 yılında mezun olduğu/olacağı anlamına geliyor :)
bazıları giriş yılını yazıyor, bazıları çıkış yılını...
"london/cambridge | 21" yazması ne anlama geliyor?"
o okuldan 2021 yılında mezun olduğu/olacağı anlamına geliyor :)
bazıları giriş yılını yazıyor, bazıları çıkış yılını...
- tabudeviren (25.01.21 17:02:45 ~ 17:15:41)
[]
çevirmenlerin yerini makinelerin almasına kaç sene var?
yahu kıçımızı yırtıp dil öğrenmeye çalışıyoruz ama google translate'in gelişmişliği de kafamı kurcalıyor. henüz tam olmamış tabi ama eskiye göre gayet iyi gibi. e belki de 5-10 seneye yüzde 95-99 oranında doğru çeviriler yapmaya başlayacak?
mesela diyelim 1-2 dil öğrendik, bir işe girdik (iş daha çok dil sayesinde girilen bir iş olsun, diğer yetenekler çok arka planda olsun), ya günümüzden 10-15 sene, hadi bilemedin 20 sene sonra "arkadaşlar hadi sizi yavaş yavaş gönderiyoruz, makineler yeterince gelişti" denirse? ya çalışmalarımız boşa giderse diye korkuyorum açıkçası. ne diyorsunuz bu duruma?
mesela diyelim 1-2 dil öğrendik, bir işe girdik (iş daha çok dil sayesinde girilen bir iş olsun, diğer yetenekler çok arka planda olsun), ya günümüzden 10-15 sene, hadi bilemedin 20 sene sonra "arkadaşlar hadi sizi yavaş yavaş gönderiyoruz, makineler yeterince gelişti" denirse? ya çalışmalarımız boşa giderse diye korkuyorum açıkçası. ne diyorsunuz bu duruma?
Yapay zeka birçok sektörde %100 insanın yerini almayacak. Ama çoğu alanda 5 kişinin yaptığı işi artık 2 kişi yapabilecek.
Çünkü yapay zeka uygulamalarıyla, bazı işleri yapmak kolaylaşacak.
Tercümanlık da büyük ihtimalle etkilenecek iş kollarından biri.
Hatta doğrudan konuşmayı algılayıp karşıdakine simultane tercüme edecek cihazlar tasarlanıyor.
Muhtemelen gelecek yıllarda birçok dokumanı birebir çevirebilecek uygulamalar görebileceğiz. Tercümanlar sadece kontrol mekanizması olarak bulunacak.
Şöyle örnek vereyim mesela finans alanında eskiden şirketin her harcamasının ilgili defterlere işlenmesi gerekiyordu. Bir sürü deftere sürekli kayıt yapılması gerekiyordu haliyle bu muhasebe alanında çok insan gücü demekti. Şimdi bilgisayarlar sayesinde tüm defterlere tek seferde kayıt yapabiliyorsunuz. Eskiden 3 kişinin yaptığını şimdi 1 kişi yapabiliyor.
Haliyle insan ihtiyacı azalıyor.
Çünkü yapay zeka uygulamalarıyla, bazı işleri yapmak kolaylaşacak.
Tercümanlık da büyük ihtimalle etkilenecek iş kollarından biri.
Hatta doğrudan konuşmayı algılayıp karşıdakine simultane tercüme edecek cihazlar tasarlanıyor.
Muhtemelen gelecek yıllarda birçok dokumanı birebir çevirebilecek uygulamalar görebileceğiz. Tercümanlar sadece kontrol mekanizması olarak bulunacak.
Şöyle örnek vereyim mesela finans alanında eskiden şirketin her harcamasının ilgili defterlere işlenmesi gerekiyordu. Bir sürü deftere sürekli kayıt yapılması gerekiyordu haliyle bu muhasebe alanında çok insan gücü demekti. Şimdi bilgisayarlar sayesinde tüm defterlere tek seferde kayıt yapabiliyorsunuz. Eskiden 3 kişinin yaptığını şimdi 1 kişi yapabiliyor.
Haliyle insan ihtiyacı azalıyor.
- anten (19.01.21 15:25:39 ~ 15:30:48)
Bence o kadar bile yok ya cayır cayır çeviriyor valla programlar, makale yazanı falan da var.
(bkz: gpt-3)
Tabii ki redaksiyona vs. ihtiyaç olur ama Netflix'te bile korkunç çeviriler görüyorken insan içinden Google Translate'e çevirtselerdi keşke diyor :)
Çevirmen linçine hazırım.
(bkz: gpt-3)
Tabii ki redaksiyona vs. ihtiyaç olur ama Netflix'te bile korkunç çeviriler görüyorken insan içinden Google Translate'e çevirtselerdi keşke diyor :)
Çevirmen linçine hazırım.
- chicha_v2 (19.01.21 15:25:56)
google translate inanilmaz gelistirdi kendini, yillar oncesinden altavista babelfish'i hatirliyorum da reisin tonlamasiyla neredeeeen nereyeee geldik :)
bu arada youtube otomatik ceviri de inanilmaz basarili, google translate kadar iyi degil ama konusmayi taniyip cevirmesine sapka cikariyorum
senin de dedigin gibi 5-10 yila kimbili ne seviyelere gelecek
bu arada youtube otomatik ceviri de inanilmaz basarili, google translate kadar iyi degil ama konusmayi taniyip cevirmesine sapka cikariyorum
senin de dedigin gibi 5-10 yila kimbili ne seviyelere gelecek
- exlibris (19.01.21 15:27:34)
bir çevirmen olarak şahsi görüşüm
2014, tercümanlık bölümüne yeni girerken: abi bu google translate böyle giderse işsiz kalacağız ya offf
2021, çalışırken: abi bu google translate olmasa işsiz kalacağım
işin şakası bir yana dediğiniz gibi makineler yeterince gelişti diye insan çıkarmaları bana gerçekleşmez gibi geliyor. çünkü o çevirinin redaksiyona ihtiyacı olması bir yana ingilizce bir şey sorduğunda ne demek diye açıklayacak insana da ihtiyaç var, telefonda kurumun derdini anlatacak zoom'dan görüşecek insana vs vs...
ha benim şimdiki aklım olsa zaten tercümanlık okumazdım lakin çevirileri doğru yapıyor diye insanların bilgi birikiminin yabana atılması kolay değil iş hayatında. belki genel geçer metinler üzerinden konuşuyoruz ama bunun en ufak bir hatanın bile hayati olduğu tıp çevirisi var, edebi çevirisi var, var oğlu var... kaldı ki sözlü çeviride insan sıcaklığının yerini tutmayacağını düşünüyorum karşı tarafla iletişim kurarken.
son olarak bu teknolojiler çok güzel olsa da özellikle türkiye için insan gücünden daha ucuza gelmeleri uzun yıllar alacaktır. bunlar naçizane görüşlerim, her biri dediğimin tam tersi şekilde de gelişebilir, nispeten yakın zamanda çalışmaya başlamış bir çevirmen olarak kendi gözlemlerime dayanarak söylüyorum bunları.
2014, tercümanlık bölümüne yeni girerken: abi bu google translate böyle giderse işsiz kalacağız ya offf
2021, çalışırken: abi bu google translate olmasa işsiz kalacağım
işin şakası bir yana dediğiniz gibi makineler yeterince gelişti diye insan çıkarmaları bana gerçekleşmez gibi geliyor. çünkü o çevirinin redaksiyona ihtiyacı olması bir yana ingilizce bir şey sorduğunda ne demek diye açıklayacak insana da ihtiyaç var, telefonda kurumun derdini anlatacak zoom'dan görüşecek insana vs vs...
ha benim şimdiki aklım olsa zaten tercümanlık okumazdım lakin çevirileri doğru yapıyor diye insanların bilgi birikiminin yabana atılması kolay değil iş hayatında. belki genel geçer metinler üzerinden konuşuyoruz ama bunun en ufak bir hatanın bile hayati olduğu tıp çevirisi var, edebi çevirisi var, var oğlu var... kaldı ki sözlü çeviride insan sıcaklığının yerini tutmayacağını düşünüyorum karşı tarafla iletişim kurarken.
son olarak bu teknolojiler çok güzel olsa da özellikle türkiye için insan gücünden daha ucuza gelmeleri uzun yıllar alacaktır. bunlar naçizane görüşlerim, her biri dediğimin tam tersi şekilde de gelişebilir, nispeten yakın zamanda çalışmaya başlamış bir çevirmen olarak kendi gözlemlerime dayanarak söylüyorum bunları.
- amugochi (19.01.21 15:57:04)
1. dil öğrenmenin esas amacı çeviri yapmak değildir. iletişim kurmak ama daha da temelinde sadece zihinsel beceri kazanmak var. kompleks motor becerisi gibi düşünün. yani marjinal bi örnek vereyim; insanoğlu gemileri buldu ama yüzme öğreniyoruz hala gibi gibi.
2. çeviri olayında mutlaka üslup, janr vs böyle şeyler gerekli. çeviri sadece teknik bişey olmadığı için insan faktörü her zaman önemli olacaktır diye düşünüyorum.
bi de artık dünya değişiyor, yani dünyanın kendisi/düzeni bizzat değişiyor. tüm bu değişimler olacakken 20 sene öööyle oturup beklemesin bi zahmet meslek sahipleri. burada sadece çevirmenlere seslenmiyorum her meslek için geçerli bu olay. sürekli gelişime, dönüşüme açık bireyler olmak şart. ikinci üçüncü uğraşlar, işe dönüştürülebilecek ilgi alanları, hobiler bulmak şart. ilk işinize gerek kalmazsa diye de değil; ilk işinizi daha nitelikli yapabilin diye şart.
2. çeviri olayında mutlaka üslup, janr vs böyle şeyler gerekli. çeviri sadece teknik bişey olmadığı için insan faktörü her zaman önemli olacaktır diye düşünüyorum.
bi de artık dünya değişiyor, yani dünyanın kendisi/düzeni bizzat değişiyor. tüm bu değişimler olacakken 20 sene öööyle oturup beklemesin bi zahmet meslek sahipleri. burada sadece çevirmenlere seslenmiyorum her meslek için geçerli bu olay. sürekli gelişime, dönüşüme açık bireyler olmak şart. ikinci üçüncü uğraşlar, işe dönüştürülebilecek ilgi alanları, hobiler bulmak şart. ilk işinize gerek kalmazsa diye de değil; ilk işinizi daha nitelikli yapabilin diye şart.
- rewlack (19.01.21 16:07:01)
çevirmenin iş gücü azalır yani standart bir çeviri atıyorum 3 kişi ile yapılıyorsa bu 1 e düşer ama sonlanmaz. çünkü kavram, anlam, duygu ve düşüncenin aktarılması konusundaki kelime seçimini makine yapamaz yapsa bile çok standart çeviriler çıkar.
bu 3ten 1e düşme mevzusu da umarım çevirmenlerin daha çok dil öğrenmesine vesile olur.
bu 3ten 1e düşme mevzusu da umarım çevirmenlerin daha çok dil öğrenmesine vesile olur.
- duyurukullanıcısı (19.01.21 16:11:03)
[]
bir cümlelik çeviri
"Don’t make excuses to justify any lapses that occur and accept responsibility for your actions."
translate'teki şu çeviri doğru mu: "Meydana gelen herhangi bir hatayı haklı çıkarmak için mazeret üretmeyin ve eylemlerinizin sorumluluğunu üstlenmeyin."
"eylemlerinizin sorumluluğunu üstlenin" mi "üstlenmeyin" mi?
translate'teki şu çeviri doğru mu: "Meydana gelen herhangi bir hatayı haklı çıkarmak için mazeret üretmeyin ve eylemlerinizin sorumluluğunu üstlenmeyin."
"eylemlerinizin sorumluluğunu üstlenin" mi "üstlenmeyin" mi?
hahaha translate yavrumun kafası karışmış baştaki don't yüzünden. belki virgül olsa daha iyi olurdu.
ikinci söylediğin. "hataları hoş görmek için mazeret üretmeyin ve eylemlerinizin sorumluluğunu alın" demek istiyor. "hataları hoş görmek için mazeret üretmek yerine eylemlerinizin sorumluluğunu alın" tarzı bir çeviri türkçede daha hoş durabilir.
ikinci söylediğin. "hataları hoş görmek için mazeret üretmeyin ve eylemlerinizin sorumluluğunu alın" demek istiyor. "hataları hoş görmek için mazeret üretmek yerine eylemlerinizin sorumluluğunu alın" tarzı bir çeviri türkçede daha hoş durabilir.
- der meister (18.01.21 21:36:01)
ben de "translate bayağı gelişmiş galiba ya, bir öyle okuyayım bakayım" dedim ama arada kontrol ede ede gittim, bu cümle de garip, hatalı geldi. sorayım dedim. hala tam olmamış demek ki :)
- ardt (18.01.21 21:38:16 ~ 21:38:53)
[]
istemsiz olarak sinirli bakmak
önce biraz ağlamak istiyorum: çok uzun yıllardır istemsiz insanlara sinirli bakıyorum. yolda yürürken kaşlarım çatık yürüdüğüm çok olur. dahası, mesela bir arkadaş ortamında normal normal oturuyorum, biri bana bir şey diyor, ilk bakışım sert oluyor. bunu dolaylı olarak, karşı tarafın tepkisinden anlıyorum. şimdi hatırladığım bir olay var mesela, mcdonalds'ta sıradayım, yanıma bir çift geldi, kız tarafı bana "pardon" deyip bir şey soracaktı, döndüm, ters ters bakmışım demek ki, geyik yapıp adamın arkasına geçip eğildi :) ben de güldüm, sonra adam sordu bana soruyu. böyle onlarca olay yaşadım. bu önemli değil ama arkadaş arasında olması kötü. yani son 10 senede kimbilir sırf bu yüzden kaç insan beni yanlış anladı, belki bunun da etkisiyle bana yaklaşmak istemediler, kimbilir kaç arkadaş kaybettim? ya da bazı kişilerle daha yakın olacakken sırf bu yüzden ("şu salak da bana sürekli tip tip bakıyor" dedikleri için) muhabbetim pek ilerlemedi. halbuki onlara böyle ters ters bakmak istemiyordum, onlara sinirlenmiyordum o an.
bir keresinde ise biri bana direkt olarak bu konuyu yazdı whatsapp'tan. karşı taraf çok hassas biriydi, çok takan biriydi ama mesela "beni sevmediğini düşünüyorum, geçen gün senden bir şey istediğimde sinirli sinirli baktın" demişti mesela direkt (o an da "kızdın mı" gibi bir şey demişti zaten). halbuki gerçekten, bir şey istedi diye sinirlenmemiştim. böyle böyle belki de insanlar uzaklaşıyor benden.
son bir olay daha anlatayım. topluca tatile gittik. ben biraz fazla yandım, biri gelip omzuma dokundu "coss" dedi esprisine, ben bir şey demeden yine ters ters bakmışım demek ki, "acıdı mı kiii" dedi. ben de sonrasında (her zaman değil ama) durumu düzeltmek için bazen gülümseyerek "yoo" falan diyorum.
bu durumun sebeplerine gelir isek de. bu bir semptom olabilir. hayatıma ve kendime olan kızgınlığımdan dolayı sürekli kaşlarım çatık geziyor ve gayet güzel güzel oturuyorken bile biri bir şey dediğinde istemsiz olarak sinirli bakıyor olabilirim. bilmiyorum bu ne kadar doğru ama böyle olabilir. neyse, sonuçta birdenbire kendime bakışım 180 derece değişmeyeceğine göre öncelikle bu semptomu düzeltmem lazım.
bu durumu nasıl düzelteceğim ya? kim bilir ne kadar kaybım oldu bu yüzden. yani düşünün mesela gidiyorsunuz birine espri olsun diye "coss" diye dokunuyorsunuz, o size sinirli sinirli bakıyor, acıdı da ondan baktı sanıyorsunuz ama acımadı da. yani o insana karşı ne kadar rahat olup ne kadar yaklaşabilirsiniz ki? :/ er kişiyim bu arada bilmiyorum bu bilginin bir faydası olur mu :)
bir fikri olan var mı? ayrıca, bu durumun insanlarla olan ilişkilerime etkisini de değerlendirirseniz sevinirim. "ben de olsam size gıcık olurdum" gibi veya tam tersi.
bir keresinde ise biri bana direkt olarak bu konuyu yazdı whatsapp'tan. karşı taraf çok hassas biriydi, çok takan biriydi ama mesela "beni sevmediğini düşünüyorum, geçen gün senden bir şey istediğimde sinirli sinirli baktın" demişti mesela direkt (o an da "kızdın mı" gibi bir şey demişti zaten). halbuki gerçekten, bir şey istedi diye sinirlenmemiştim. böyle böyle belki de insanlar uzaklaşıyor benden.
son bir olay daha anlatayım. topluca tatile gittik. ben biraz fazla yandım, biri gelip omzuma dokundu "coss" dedi esprisine, ben bir şey demeden yine ters ters bakmışım demek ki, "acıdı mı kiii" dedi. ben de sonrasında (her zaman değil ama) durumu düzeltmek için bazen gülümseyerek "yoo" falan diyorum.
bu durumun sebeplerine gelir isek de. bu bir semptom olabilir. hayatıma ve kendime olan kızgınlığımdan dolayı sürekli kaşlarım çatık geziyor ve gayet güzel güzel oturuyorken bile biri bir şey dediğinde istemsiz olarak sinirli bakıyor olabilirim. bilmiyorum bu ne kadar doğru ama böyle olabilir. neyse, sonuçta birdenbire kendime bakışım 180 derece değişmeyeceğine göre öncelikle bu semptomu düzeltmem lazım.
bu durumu nasıl düzelteceğim ya? kim bilir ne kadar kaybım oldu bu yüzden. yani düşünün mesela gidiyorsunuz birine espri olsun diye "coss" diye dokunuyorsunuz, o size sinirli sinirli bakıyor, acıdı da ondan baktı sanıyorsunuz ama acımadı da. yani o insana karşı ne kadar rahat olup ne kadar yaklaşabilirsiniz ki? :/ er kişiyim bu arada bilmiyorum bu bilginin bir faydası olur mu :)
bir fikri olan var mı? ayrıca, bu durumun insanlarla olan ilişkilerime etkisini de değerlendirirseniz sevinirim. "ben de olsam size gıcık olurdum" gibi veya tam tersi.
Ilginc bir şey ama herkes az da olsa yaşayabilir galiba bu durumu. Benim de çalıştığım ofise işbirliği yaptığımız bir adam gelmişti. oturup konuşuyordu diğer kişiyle, ben de kendi işimi yapıyorum masada. Bi ara kafamı kaldırıp adama bir baktım ama farkındayım kesecek gibi baktığımın. Sonra da gülümsemek yerine önüme dönünce adamın sesini duydum birkaç dk sonra konuşurken 'kim bu ya ne iş yapıyor' vs :) halbuki hafif bir gülümsemeyle yanlış anlamanın önüne geçilebilir belki. Benim tavsiyem farkına vardığınızda hafif bir tebessüm edin.
- havadakarada (13.01.21 13:25:49)
- kobuzchu kiz (13.01.21 13:34:41 ~ 13:46:33)
@kobuzchu kiz: olur. teşekkürler.
edit: bitch mi? :))
videodaki
Are you angry?
Is something wrong?
Did I say something to offend you?
Why don’t you smile more?
bu laflardan ilk üçünü duydum sanırım. yani bu anlama gelebilecek tepkiler aldım. yoksa sadece üçüncü lafı duydum, yukarıda da anlattığım gibi. ama durup dururken sinirli gözükmüyorum. onun yerine biri bir şey dediği zaman ona bakma refleksim bu surat oluyor niyeyse.
edit: bitch mi? :))
videodaki
Are you angry?
Is something wrong?
Did I say something to offend you?
Why don’t you smile more?
bu laflardan ilk üçünü duydum sanırım. yani bu anlama gelebilecek tepkiler aldım. yoksa sadece üçüncü lafı duydum, yukarıda da anlattığım gibi. ama durup dururken sinirli gözükmüyorum. onun yerine biri bir şey dediği zaman ona bakma refleksim bu surat oluyor niyeyse.
- ardt (13.01.21 13:35:10 ~ 13:39:47)
ben de öyleyim tamamen yüz yapımla alakalı değişeceğini de sanmıyorum. yapacak bir şey yok.
- kestane gürgen palamut (13.01.21 14:06:25)
Hocam benim alerjik açık ten yapı renkli göz kombinasyonum var ben de çatarım kaşları. Ama güneşe çıkmayı sevmem hiç o yüzden problem olmuyor. En kısık ışıkta telefonumu kimse kullanamaz. Hatta kuzenim aynı şekilde o çık çıkar güneşe göz kenearları kırıştı adamın genç yaşta. Bu konu sizin için önemliyse göz estetiği bölümleri var bazı göz hastanelerinde ben ankarada gördüm. Bakışınızı cerrahi olmayan yöntemlerle örneğin botox(1 yıl idare ediyor) düzeltiyorlar. Kaşlara da yaptırısınız bi işlem çözülüyor
- gatherer (13.01.21 14:27:32)
Yüz yapını nasıl değiştiricen? Konuşmaya başladığında mimiklerin düzeliyor zaten, bırak insanlar azcık korksunlar senden. Ben bir kadın olarak bahsettiğin "sorun"un ekmeğini çok yerim çünkü doğal koruma kalkanı oluyor bana (çok güzelim çünkü. Hohahahahahah)
Bence kendinle daha derinlikli konularda ilgilenmelisin, kendini sevmeyi daha incelikli şekilde öğrenmelisin. Bu sorduğun soru aslında psikolojinin senden bile çok uzak kaldığını, seni çok özlediğini gösteriyor.
Bence kendinle daha derinlikli konularda ilgilenmelisin, kendini sevmeyi daha incelikli şekilde öğrenmelisin. Bu sorduğun soru aslında psikolojinin senden bile çok uzak kaldığını, seni çok özlediğini gösteriyor.
- 1bir1bir1 (13.01.21 17:17:32)
catik kaş icin botoks yaptirabilirsin. gene benzer bir sekilde kaşlarini sekillendirmek (tabi uzman birine gitmek lazim) de yuz ifadende onemli degisiklik yaratabilir.
- hot potato (13.01.21 19:00:02)
Bir an ben mi açtım duyuruyu diye düşündüm :) Bir de benim kaşlarım da çatık. Ben de çok fazla bu konuda yorum alıyorum. Bugün daha insanlar sana yaklaşmaya korkuyordur yorumu aldım. Kaş alma ihtiyacım olmamasına rağmen ifademi yumuşatmak için aldırdım. Onun dışında kendime sürekli gülümsemem gerektiğini hatırlatıyorum ve sıkça parmaklarımla kaşlarımı düzeltiyorum ifademi yumuşatmak için. İnsan ilişkilerini etkiliyor maalesef. Soru sorulacaksa insan biraz yumuşak bakan birini tercih eder, dert anlatmak çare aramak istediğinde yine aynı şekilde.
- skywalker.anakinn (13.01.21 23:18:18)
[]
hastaneye gitmenin markete girip çıkmaktan bir farkı var mı?
ismi "hastane" olunca insanlar "zorda kalmadıkça gitmeyin" diyorlar ama yani gideceğim, herhangi bir fiziksel temasa girmeden bir şey anlatacağım, o bana bir şey diyecek, belki ilaç verecek, sonra çıkacağım.
diş hastalıkları gibi herhangi bir müdahale uygulanmayacak, uzaktan doktorla görüşüp geleceğim.
şu durumda da hastaneye gitmek markete gitmekten daha mı sakıncalı?
diş hastalıkları gibi herhangi bir müdahale uygulanmayacak, uzaktan doktorla görüşüp geleceğim.
şu durumda da hastaneye gitmek markete gitmekten daha mı sakıncalı?
Hastaneye hasta olanlar geliyor, markete gelenler en azından kendini iyi hissediyorlardır. E bu dönemde hastalıkların hatrı sayılır miktarı da covid sebepli diyorlar. (Gideceksen yine korunup git ben karışmam, ben de gittim geçenlerde.)
- Kahir ekseriyet (03.01.21 00:04:55)
Valla bana hastaneye gitmek daha az tehlikeli geliyor. Ekimde gittim, tahlil için kan da verdim. Girerken ateş ölçümü, her köşede dezenfektanlar, bütün insanlar hastanede olduklarının bilincinde ve daha tedirgin, o yüzden daha dikkatliydi.
Markette daracık reyonlarda insanlarla göt göte geçiyoruz, kasa sırasında bir teyze illa ki burnumun dibine giriyor, sebze reyonunda biri önümden uzanıp domates seçiyor. Market daha çok geriyor beni.
Edit: Ayrıca markete gidenlerin kendini iyi hissettiğine güvenmeyin. Arkadaşımın çalıştığı mağazada, "pozitif çıktık diye evden çıkmayacakmışız, ay sıkıldım ne yapayım" diye açık açık anlatan bir gerizekalı kadını ancak ihbar ederiz polisi ararız diye çıkartabilmişler dışarı.
İşyerinde sıkıntı olmasın diye temaslı olduğu insanları eksik bildirenleri de biliyorum. Ortalık aptal dolu.
Markette daracık reyonlarda insanlarla göt göte geçiyoruz, kasa sırasında bir teyze illa ki burnumun dibine giriyor, sebze reyonunda biri önümden uzanıp domates seçiyor. Market daha çok geriyor beni.
Edit: Ayrıca markete gidenlerin kendini iyi hissettiğine güvenmeyin. Arkadaşımın çalıştığı mağazada, "pozitif çıktık diye evden çıkmayacakmışız, ay sıkıldım ne yapayım" diye açık açık anlatan bir gerizekalı kadını ancak ihbar ederiz polisi ararız diye çıkartabilmişler dışarı.
İşyerinde sıkıntı olmasın diye temaslı olduğu insanları eksik bildirenleri de biliyorum. Ortalık aptal dolu.
- kobuzchu kiz (03.01.21 00:20:18 ~ 00:26:46)
tabi ki farklı. onlarca hasta var ve illa ki solunumla havaya karışan virüsler var. zoraki durumlarda mecbur gidilmeli tabi.yapacak birşey yok, ama marketle aynı tutulmaz.
- alicandan (03.01.21 10:21:28)
[]
şifre değiştirme sorusu
yani diyelim ki önceki başlıkta da belirttiğim gibi (eksiduyu.ru) benim üye olduğum bir siteye saldırı düzenlenip şifreler çalınmış. benim oradaki şifrem asd123 diyelim. ben onu Asd123 yaparsam olur mu, yoksa bambaşka bir şey mi yapmam lazım?
yani botlara "çaldığımız şifreleri değiştirirlerse bir de bunların ilk harflerini büyük yapıp deneyin" diyorlar mıdır?
yani botlara "çaldığımız şifreleri değiştirirlerse bir de bunların ilk harflerini büyük yapıp deneyin" diyorlar mıdır?
Tamamen yeni bir şifre oluşturman gerekiyor.
- hayirsiz (28.11.20 15:20:49)
neden peki? merak ettim.
- ardt (28.11.20 16:20:22)
[]
Veri ihlali nedeniyle sifreniz ifsa oldu
O şifreyi kullandığın sitelerden biri patlamış. Şifren başkalarının eline geçmiş olabilir. Risk var. Eğer önemli yerlerde kullandığın şifre ise değiştir.
- himmet dayi (24.11.20 19:40:17)
bana da hiç gelmezdi bir haftadır gelmeye başladı. 30 adet şifreniz tehlikede falan diyor.
- bohr atom modeli (24.11.20 19:42:51)
@himmet dayi: peki diyelim xyz.com'da da bu sifreyi kullaniyorum ama oraya telefondan hic girmedim. xyz.com'daki sifremi de degistirmem gerekiyor mu?
- ardt (24.11.20 19:47:00)
Veya oradaki kullanici adim farkli diyelim.
- ardt (24.11.20 19:52:10)
Telefondan girip girmemek mesele değil. Artık şifren ve e-posta adresin sızmış. xyz.com ile beraber eğer varsa o şifreyi kullandığın tüm sitelerdeki şifrelerini değiştirmelisin.
- battal gemalmaz (24.11.20 19:53:49)
- neira (24.11.20 20:13:51)
Bu verdiğiniz linkte siteler nerde çıkıyor ben göremiyorum? @neira
- adivar (24.11.20 21:21:24)
[]
çapa ile cerrahpaşa iü'ye mi ait?
çapa ile cerrahpaşa tıp fakülteleri istanbul üniversiteleri'ne ait değil mi?
peki iki fakülte arasında ne farklar var?
peki iki fakülte arasında ne farklar var?
cerrahpaşa artık kendi farklı bir üniversite oldu iü den ayrılıp
ismi de istanbul üniversitesi cerrahpaşa oldu iüc yani
çapada yata yata geçersin cerrahpaşa daha zordur derler.
ismi de istanbul üniversitesi cerrahpaşa oldu iüc yani
çapada yata yata geçersin cerrahpaşa daha zordur derler.
- NightBringer (01.11.20 17:25:20)
neden ayrıldı ki? özel olmadı değil mi?
tıpta yata yata geçmek diye bir şey var mıdır ya?
tıpta yata yata geçmek diye bir şey var mıdır ya?
- ardt (01.11.20 17:35:10)
yani tıplara göre yata yata diyeyim hiç bir tıpta yata yata geçilmez herhalde de.
ben iü mezunu ve topluluklarda aktif bulunmuş olduğum için hem çapa hem cerrahpaşada arkadaşım vardı onların yaptığı muhabbetlerden ve birbirlerine sataşmalarından biliyorum :)
yok özel olmadı iü ikiye bölündü cerrahpaşa başta olmak üzere bazı fakülteler(ağırlıklı avcılar kampüsündeki fakülteler) iüc oldu beyazıt-laleli ağırlıklı fakülteler(avcılarda ki işletme de dahil) iü de kaldı.
ben iü mezunu ve topluluklarda aktif bulunmuş olduğum için hem çapa hem cerrahpaşada arkadaşım vardı onların yaptığı muhabbetlerden ve birbirlerine sataşmalarından biliyorum :)
yok özel olmadı iü ikiye bölündü cerrahpaşa başta olmak üzere bazı fakülteler(ağırlıklı avcılar kampüsündeki fakülteler) iüc oldu beyazıt-laleli ağırlıklı fakülteler(avcılarda ki işletme de dahil) iü de kaldı.
- NightBringer (01.11.20 17:41:08)
böl ve yönet mantığıyla hareket edilerek iü ve iüc olarak ayrıldı.
hiç alakası olmayan fakülteler, yüksek okul bir araya getirildi filan.
tayyip amca böyle uygun gördüğü için böyle oldu.
hiç alakası olmayan fakülteler, yüksek okul bir araya getirildi filan.
tayyip amca böyle uygun gördüğü için böyle oldu.
- d e j i n (02.11.20 12:09:26)
1