Ekşi Duyuru

Acıbadem'i düşünebilirsiniz. Sizin için 10 dk. minibüs ile, kuzeniniz içinse 1 saat civarında olur sanırım.

Koşuyolu'nu sevebilirsiniz.

Gecmiste 1 yil Acibadem 2 yil da Kosuyolu sakini idim. Acibadem ve Kosuyolu diyecektim. (Kosuyolu daha yasanasi sahsi gorusum) Benden once davrananlar olmus :) Anadolu yakasi ve modern deyince Moda ile aklima gelen iki semt bunlar.

Acıbadem iyi, güzel de, trafiği çok kötü.
Değerlendirecekseniz bunu da hesaba katın bence.

kızıltoprak bence.

feneryolu, yazdığını okumadım 2200e bulunur.

en fazla içerde kırılır. gümrükte birşey olacağını sanmıyorum.

yardır bişi olduğu yok.

2 tane getir istersen bi sikinti olmaz.

bir çok defa bavula 4 şişe şarap/içki koyup getirmişliğim var girişte gümrükte şimdiye kadar hiç sıkıntı çıkmadı.

pork chop üzerinden değil de, genel domuz etini ben pişirirken 5 dk'da pişiyordu (yağlı olmasından dolayı)

hatta ilk denememizde, bizim etler gibi düşünüp neredeyse mutfağı bırakıp gidiyoduk. yanmaktan son anda kurtulduk

bizim tarif: bol baharat çok çok az zeytinyağı ile tavada alt üst yap şeklindeydi

Makarna üzerine değil de sebze üzerine yoğunlaş, yemek yapmak çok zevkli ve kolay

p90 p90x'in aletsiz olanı, deneyebilirsin.

kardiyo için de insanity'i öneririm.

www.foodnetwork.com

bu sitede çok basit ama lezzetli şeyler olabiliyor, başlangıç için gayet yeterli.

bir de rick stein'ı izle, videoları var hep. farklı ülkelerin yemeklerini oraya gider öğrenir, sonra mutfağında yapar. içlerinde çok basit ama aşırı lezzetli olanları var, kesinlikle tavsiye ederim. adamı izleyince insanın fena yemek yapası geliyor.

türk mutfağı bana zor geliyor. belki de kolaydır tabii bilmiyorum, sebze yemeği falan yapmak aklıma bile gelmiyor niyeyse. sanırım yakınımda uygun fiyata gayet güzel yapan yerler olduğu için kasmıyorum kendimi pek. türk mutfağı ile ilgili bir site de başkaları verir elbet.

torrent vs bulabilirseniz Gordon Ramsay's Ultimate Cookery Course tavsiye ederim.

evvela iyi bir bıçak alıp soğan doğramayı öğrenin, gerisi zaten geliyor:
www.youtube.com
www.youtube.com

zaten evlik siradan turk mutfaginin ozeti sogani oldur, salcayi ekle, biraz kiyma biraz sebze biraz su biraz tuz bir pincik seker kisik ateste pisirdir.
evde yemek yapmak istiyorsan buzdolabinda ne kadar yer kapladigin onemlidir. yakinda gunluk sebze meyve alabilecegin bir yer var mi? buna gore mutfagini sekillendirebilirsin. cabuk bozulan, yavas bozulan, buz dolabinda saklanmasi gereken, oda sicakliginda saklanmasi gereken, kuru ve karanlikta saklanmasi gereken diye ihtiyaclarina sirala. mesela yemek yaptigin zaman tek ogunluk mu yapman gerekiyor, artani saklayabilir misin? buzdolabinda yer var mi? buna gore ilk once satin alman gereken seylerin listesini cikarabilirsin veya en azindan varolan mutfakta neleri arayip bulup kullanman gerektigini bulabilirsin.
bu sorulari cevaplandiktan ilk karar vermen gereken, damak tadin sevdiklerine gore evde her daim bulunmasi gerekenler diye bir liste yapip, bunlari duzenli olarak kontrol etmen. mesela ben eksi tadi sevdigim icin evde hep limon ve sirke bulunur, illaki birseylere eklerim. yine sut urunlerini sevdigim icin evde hep sut yogurt peynir bulunur. et urunlerini sevenler evde salam, kiyma, jerky falan bulundururlar. ikinci bir kriter texture yani hangi formatta yiyecekleri seviyorsun, cin mutfagina biraz asinaligin varsa daha iyi anlayabilirsin. yani mesela canin kitir kitir birseyler mi istiyor duzenli olarak. veya cginyebilecegin chewy kivamlari mi seviyorsun?
bir de tabi butce konusu var, mesela bulundugun sehirde bolgede ucuz ve kolay bulunabilen sebzeler ve meyveler neler.
bunlar isiginda ilk alisverisine cikabilirsin. cikmadan once evde neler oldgunu iyice kontrol etmeyi unutma. mesela mutfakta varolan bicagin keskinligini aldigin bir hazir sandvic uzerinde deneyebilirsin. sadece kendinin kullanacagi bir sunger edinebilirsin. cig etin degdigi yuzeyleri pismisler degemez unutma.
ve son olarak bulasigi kolay olan yemekler sec, mesela buharda pisirmek super bir yontemdir. sebzeleri buharda pisirdikten sonra cesitli baharatlar, otlar ve sizma zeytinyagi ile soslar yapabilirsin.
egzersiz konusuna gelirsek senin icin pilates ideal gibi, zira pilatesin cikis yeri de toplama kampi, yani hic bir ozel kiyafet veya ekipmana ihtiyacin yok, ciplak bile yapabilirsin.
hadi bakalim kolay gelsin.

geçenlerde aynı sorunun cevabını bende burada aradım www.eksiduyuru.com

ama salak gibi kastettiğim aleti aldım. herşeyi dört dörtlük olmasına, i7 işlemcisi yeni nesil olmasına rağmen ekran kartı biraz düşük. o sıkıntı yarattı. ama linkin alt kısımlarında bir arkadaş öneride bulunmuş o aleti almanı tavsiye ederim.

2000 tl ye bf4 ü en yüksek ayarlarda oynatıcak laptop yok.hatta para limiti olmazsa da yok gibi.64 kişilik serverda 100 fps falan zor iş.o para civarına msi ge60 en iyi ekran karta sahiplerden biri.300 tl falan koyarsan lenovo y500 var sanırım çift gt650 li.u serisi işlemci bildiğim kadarıyla ultrabook işlemcisi yani verimsiz diye biliyorum.i5 i7 fark yapar ama i7 ler bir 400 tl falan koyuyor.ekran kartı sıralamasını ve verdiği ortalama fps leri notebookcheck ten bulabilirsin.

dediğin yerler yeterli gibi özellikle biletix tek başına yeterli bence.

çare fıstık ezmesi.

4.bp.blogspot.com

fare gelip sizi kemirmez bir kere bunun rahatlığını bilerek yaşamaya çalışın. yatmadan önce de bir kaç tek atarsanız, gevşer mışıl mışıl uyursunuz :)

çok fena. fare yapışkanları var onları deneyebilirsin hemen yakalamıştık dükkandaki fareyi.

@mimilo, bu kesin bilgi mi? gerçekten tek çekincem şu, yoksa o kadar da korkmuyorum cidden ama, mümkün değil uyuyamam yatağıma gelme tehlikesiyle.

Moruk fare kulak memelerini kemirebilir. Bu yüzden eve gittiğin gibi yatak çarşaflarını birleştirip hamak gibi bir şey yap. Bu seni hayatta tutacaktır.
Fare kapanı gibi bir şey dene bence ve unutma yerde uyursan ölürsün!

hayat tecrübesi diyeyim.
köyde ve yaylalarda farelerle yerde çok yattık. daha bugüne kadar kulağı kemirilen bir insan duymadım, görmedim :))

ayrıca belki görmüşsünüzdür ama bir kurtuluş yöntemi de; alçı(bulabilirseniz) ile unu karıştırmak. oldukça kesin çözüm. bir iki güne kurtulabilirsiniz.

İnsanlara zarar veren ve insanları kemiren fare türleri ev faresi, lağım faresi ve çatı faresi gibi türlerdir. Bu türler genellikle insanlar uyurken insana yaklaşır ve bazı uzuvlarını kemirerek yer.

diyorlar yahu belli olmaz. bir an önce kurtulun bence. aç olunca saldırabilirlermiş.

@500 cevap " fare benim kaynımın bağırsaklarını dışarı çıkardı" modunda olmuş.

internetten mesela e bayden rat repeller falan tarzı aratarak bi araç satın alabilirsin

fare ölecek ama en basiti, temizi ve hızlısı bi kartona fareler için olan yapışırıcı sürüp üzerine peynir vb. bişey koyarak yapışmasını beklemek. sabah koy akşam eve gittiğinde fare yapışmış olur. atar kurtulursun.

Fare deligini bulursaniz su mutfakalrda kullanilan telli gri tuhaf sey oluyor ya, onu deligin onune koyun ve nane serpin. Fareler naneden hic hoslanmazmis. Dun bear gryllsten ogrendim:)

farenin neden ölmesi gerekiyor? yani zaten tek basina yolunu sasirip gelen bir hayvan degildir muhtemelen o öldügünde oradaki diger fareler yok olmayacak. hadi öldüreceksin neden can cekistirerek ya da kimyasala bogarak öldürüyorsun hayvani. 3 haftaligina yasanacak bir yerse ve sadece uyudugun zaman kulak kemirme olayindan korkuyorsan ve arkadasinin da kedisi varsa, kediyi ödünc isteyebilirsin belki. korkup baska bi yere falan kacar, kokusu yüzünden gelmez falan. keme falan olsa tedirgin olmakta haklisin da kücük sevimliler kendi cani derdinde oluyolar genelde, kediye falan kafa tutamiyorlar.

Fareden bahsediyoruz değil mi? Öyleyse neden bu kadar duygusallık. Tek başına seni hasta bile edebilir. Belkide tedavisi olmayan bir virüs taşıyordur. Nerden bile bilirsin? Zıplayıp sana kafa bile atabilir bu hayvan dikkatli ol.
Ve öldür onu dostum. Acıma... Bir söz vardır unutma acıma yetime......

kediyi almak iyi fikir bence de. biz de bir gece kalabalık bir grup, fare olan bir evde kalmak zorunda kalmıştık, koltuk, yer, her yerde insan. etrafımıza gazeteler koymuştuk ki yaklaşır, gezinirse ses çıksın diye. ki çıkmıştı da ses.

aynı ama aynı problemi ben de yaşadım. hem de yurtdışında. ben de duyuruya sordum. şimdi öldürme öldürme diyenler tabi ki olacak ama senin için tehlike oluşturduğunu düşündüğünde öldürebilirsin. çünkü yatak yerde ve yatağına dışkılayabilir. mikrop taşıyor olabilir ve hasta olursun. ben de çatı katında kalıyordum. yavrusunu yakaladım iki tane. ve anasının büyüklüğünü görmek bile istemezsin. eğer çatı faresi ise eşşek kadar olabilir.

ben birinden rica ettim peynirli kapan kurdu. sonra fare kapana geldi, kapan tepti ama fare yakalanmadı. fakat hareketleri yavaşlamişti. odadaki çöp kutusunu farenin üstüne kapattım. kapanı kuran kişi attı sonra fareyi.

sen belki biraz daha sakinsindir ama benim günlerimi gecelerimi mahvedecek kadar psikolojimi bozmuştu.

@kırmızıkaşekaban, sizin duyuruları okudum zaten hatta aynı ev miydi yoksa falan diye bile düşündüm :)

umarım birden fazla yoktur. bakalım kapan, yapışkan bişeyler yapıcam artık. işin garibi odada zaten sürekli fare zehri var ve arkadaşım kontrol edip hiç yenmemiş, fare yoktur merak etme demişti :(

Dostum fareyi görüp tedirgin olduysan en azından birini yakalaman lazım. Yoksa uykun piç olur. Ayağın duvara değse, üstün açılsa falan ansızın uyanırsın üstünde bişy var hissiyle. Bir de rüyaların Fear Factor'e dönebilir.
Yapıştırıcı güzel çözüm. Kendin yapışmayacak şekilde yatağın kenarlarına koyabilirsin. :) Bir de açıkta yiyecek bırakma. Köyde alışveriş yapıp tezgaha koyduğum an damlamıştı ibneler. :)
Alkolle aran iyiyse biraz içmek de rahatlatır.

Kemirme durumu öyle yaygın değil. Bir kaç edepsiz fare yüzünden adı çıktı hayvanların. İnsan içinde yaşıyorlarsa daha doğrusu bir şekilde yiyecek buluyorlarsa kemirmezler.
Bir de senden korkacaklar. Öyle kafana gözüne kolay kolay yaklaşmazlar.

Peki ışıkta uyumak gerçekten işe yarar mı? Normalde hayvan gibi uyuduğum için hiç çekinmem yani ışıktır falan. Kendime de viski alayım bari :(

fareden bu kadar korkmaya gerek yok, odani temiz tutman yeterli olacaktir 3 haftalik bir sure icin. www.cdc.gov farelerin hastalik yaymasinin en buyuk nedeni fare boku, cisi ve biti piresi. odayi temiz tutarsan problem cikmaz. koseye sikistirmadigin surece ve odaya dadanip yiyeceksiz kalmadiklari surece de seni isirmazlar.

Bu yazacagima inanmayacaksiniz ama, yakinda o pic kurulariyla dost olacaksiniz.
Bu onlari oldurmeyeceginiz anlamina gelmiyor ama bu korkunuzdan eser kalmayacak. Yurtdisindan kastiniz bati ulkeleri ise, kanun, kural, nizam yerlesik ve iyi uygulanir bir yerse, yasadiginiz yerin belediyesinin saglik departmanina bir gorunun. Ev sahibiyle basim derde girsin istemiyorum, benim burada oldugum bilinsin istemiyorum gibi durumlar haric tabii.

O saglik departmani, ev sahibine yazili ihtarda bulunabilir. (They may degil, they might!) Yasadiginiz ulkenin, sehrin kosullarina, kurallarina bagli bu.

O minik arkadaslar icin satilan minik kapanlar bazen ise yarayabiliyor.

Bir de warfarin iceren zehirler var. Farenin vucudunda kanamaya sebep oluyor.

Yapiskanli kartonlara yem olarak fistik ezmesi koymamiz gerektigini soylemisti bizim eve gelen profesyonel hasarat mucadele herifi...

Ben de severler mi gibi mal bi soru sormustum. Bayilirlar! mealinde cevap vermisti.

Koyduk envai cesit fistik ezmesinden ama yapiskanli kartona yapisan pek olmadi.

Minik kapanlara parmaginizi kaptirmayin, cok kotu kan oturur tirnaginiza.

Peyniri de cok minik koyun. Yoksa fareleri beslediginizle kalirsiniz. Farenin eve girdigi delikleri, bulasik teline benzer celik tellerle tikamak gerekir. Lavabonun altindaki delikler, borularin etrafindaki delikler, kalorifer, su borularinin cevresindeki delikler filan gibi...

Etrafta cocuk ve evcil hayvan yoksa, yerlere serpilen turde toz gibi zehirler de olabilir.

Farenin sevmedigi kokulari bir gugillayin. Vardi oyle bir kac koku. Simdi aklima gelmedi. Mesela cam agaci kokusu filan gibi organik kokulardi ama simdi emin olamadim.

A aaa 3 haftayi simdi gordum!!! Keske daha once gorseydim, bu kadar cene calmazdim. 3 hafta nedir hocam? Goz acip kapayincaya kadar gecer gider.

Haaa, unutmadan ve turlu hikayeler yazan hayali genis arkadaslara aybetmeden sunu diyeyim: O boyutlarda farecikler yani findik farelerinin, sizin burnunuzla, kulaginizla filan bi alip veremedigi yok. Merak etmeyin.

Odaya bir stajiyer kedi getirmek iyi fikir olabilir. Miskin bisiy olmasin, tekir bisiy olsun ama...

hiç kasma öyle yapılmıyor artık o işler notepad'le filan.
eğer pek bilgin yoksa veya uzak kalmıssan yıllardır.wordpress kur ve hazır temaları var kişisel portfolio sitelerine uygun.onları yükle ve kullan en rahat öyle olur senin için.

minimum gereksinim istiyosan ve biraz lükse kaçayım istiyosan notepad++ yeter.

şuraya not düşeyim: tiner süper işe yarıyor.

neredeyse tüm tekellerde sigara sarma makinesi bulunuyor. ocb marka en basit sarma aleti.

kadıköy final dergisi dershanesi merkez şubesinin orada moda cafe var. moda cafe'nin hemen sağ tarafındaki sokaktan aşağı doğru gidin sağ tarafınızda tütün ve tütün malzemeleri satan bir dükkan göreceksiniz, orada var.

daha kolay bi tarif vereyim o zaman bahariye caddesinin en tepesine çıktığında tütün malzemesi dükkanı var bir de rexx sinemasından aşağı istikamette giderken sağda nargileci var o da satar

Remote Administrator, VNC, Teamviewer.

php iyidir oradan başla
ama ilk önce html css bil

lak diye php'den falan başlanmaz aga.

sana hayatında göreceğin en güzel kıyağı yapıyorum:
www.codecademy.com 'a kayıt ol.
www.codecademy.com şuna başla.

önce temel bi html bilgin olsun + sıkıntıdan web programlama öğrenebileceğini sanmıyorum :) canım sıkıldı hadi bi dil öğrenim :D

html zaten biliyorum ve C++ geçmişim var.

google maps "yassıada" diyor.

yassıada'dır. batısındaki sivriada ile karıştırılabilinir

evet yassıada.

buraya nasıl gidilebilir peki?

www.ebay.nl

şaka bi yana buraya ait bişey al bence. dvd her yerde var

tavla oynadıysanız tavla al. boğaz turu yaptıysanız poster al magnet falan al ne bilim. birlikte yaptığınız buralara ait bişey al

bence de pasaj işi bir şey al. atlas'a falan gir, gördüğün hafif de istanbul kokan herhangi bir şey olur bence.

zaten 6 aydır buralarda kendisine nargile bile almış :)

500 Days of Summer nedir yav. Resmen how she made me her back-up filmi. Bence başka birşey düşün.

bi kafede çalış rahat rahat kazanırsın. hem de değişiklik olur.

örneğin balıkesir gibi ufak bir şehirde kafeden aylık ne kadar alabilirim sizce?

freelance proje ayarlamaya calis yurtdisi sitelerden. türkiye'den bile bulabilirsin ama kovalamak gerekiyor.

Lan gunluk 15 20 liraya is mi olur manyak misiniz? Hemserim ben garsonluk yapiyorum. 8 9 saat filan icin 45 50 kagit aliyorum.

eğer üniversitede okuyorsan ve de c++ bilgin oradaki derslerden öğrendiğin kadarsa onun üzerinden para kazanmayı unut. bıyıkları yeni terlemiş hemen her türk gencinin o kadar programlama bildiği bir dönemde yaşıyoruz.

en mantıklısı denilen gibi tekdüze ama çok saat gerektiren bir iş.

@simendiferlerin efendisi: yok derslerden öğrendiğim kadarla kısıtlı değil.

kazi kazan oyna.

gel iddaa yapalım

bulucak.com

alper mestçi ve hüseyin özcan?

bunlar değil sanırım, sözlükte herhangi bir kitaplarına rastlayamadım?

kitaplarını birlikte yazan orkun uçar-burak turna vardı. ama politik kurguydu onlarınki.

www.imdb.com
www.imdb.com
www.imdb.com

bu lock stock ve snatch ekolünden layer cake var. hatta o filmlerin yapımcısı yönetmeni falan.

zombiland
kiss kiss bang bang
makas eller
beter böcek
........

saçların satılacak kadar uzun değil buna ek olarak erkek saçını pek tercih etmiyor kuaförler. bizde bir arkadaşın saçını askere gidecek diye satalım dedik ama erkek saçı olduğu için almak istemediler. haa ama şansını denemek için bahçeşehirdeki kuaförlere sorabilirsin kalçalarıma kadar olan saçlarım için boya da yoktu 2000tl teklif edenler oldu.

Ben daha 3 gun once sordum belime kadar uzun saclarım. En iyi saça 500-600 civarında veriyolarmıs...

(bkz: north country )

(bkz: the hours)

disney yapımlarını da katabilirsiniz:

www.newint.org

(bkz: the color purple)

(bkz: made in dagenham)

direkt değil ama dolaylı olarak jodie foster'in oynadığı "the contact" diye bir film vardı, uzaydan gelen mesajlarla ilgili, jodie foster daha bilgili olduğu halde ekibin başına üçkağıtçı bir erkeği getiriyorlardı.

sciencedaily
medicalnewstoday
ted.com

autoblog

bir de wikide herhangi bir konuya girdiğinde zaten linkten linke atlıyosun, ellibin şeyi okuyosun.

yetmediyse dizi aç, ingilizce altyazıyla izle. pratik yapmış olursun

(git: www.calismaprensibi.com)
evet güncellenmeyen bir site olsada arada girip birşeyler okumak güzel. ayrıca (bkz: uzman tv) ye de gir arada. gözüne ilginç bir şeyler çarpar belki.

Kitap sitelerini gezin, kitap yorumları okuyun, sonra beğendiğiniz kitabı okulunuzun kütüphanesinden alıp (veya kitapçıdan/sahaftan alıp) okuyun derim. İnternet internet nereye kadar :)

neden sıtambıllamıyorsun ki? oysa ki çok güzel bir site. ilgi alanlarına göre bir çok şeyi okuyarak izleyerek verimli vakit geçirebilirsin.
ted.com +1

stambıl için lilnk verebilir misiniz?

porno arsivle. yau ne gerek var, her istedigimizde elimizin altinda deme olm. yarin obur noolcagi belli olmaz. arsiv yap sen. sonra bana da kopyalariz senin arsivi.

noir désir

www.youtube.com
www.youtube.com

tomte

simpsons falan olma mı? çizgi dizi ama?

two and a half man.

@kibritsuyu, mesela o da fazla komik :) biraz hayatın içinden bişeyler daha güzel olabilir.

@cntkn, onu da cnbc-e'de baya bi izlediğim için baştan izleyesim yok pek.

(bkz: that '70s show)
(bkz: two guys a girl and a pizza place)
(bkz: futurama)
(bkz: two and a half men)

söylemekten ve tavsiye etmekten usanmam.(bkz: outsourced)

my name is earl öneririm.
sadece 4 sezon gerçi, devamı çekilmeyecekmiş :(

(bkz: spaced)
(bkz: black books)

The Office tam yemek yerken izlemelik, bence haksızlık etmeyip en başından 3-5 bölüm izle, karakterlere ısınınca "gerisi gelir zaten" :)

(bkz: raising hope), ikinci sezon yeni başladı, bence başarılı, ilk bölümden sarıyor.

(bkz: community)

30 rock

önerilmemiş sanırım.

(bkz: it's always sunny in philadelphia)

gerçekten bombadır. ben de uzun zamandır takip edemedim ama yakalamayı düşünüyorum.

modern family

+1 gaza gelen/modern family

(bkz: malcolm in the middle)

(bkz: arrested development)

archer

(bkz: fish tank) geliyor aklıma garden state deyince, neden bilmiyorum.

sunshine cleaning

(bkz: four lions )
(bkz: den brysomme mannen)
(bkz: tatt av kvinnen)
(bkz: it's kind of a funny story)
(bkz: magnolia)
(bkz: mary and max)
(bkz: the station agent)
(bkz: ghost world )

daha önce tecrübeyle sabittir ki diyebilirler. son 6 ay gibi bir değerlendirmeleri olmadığını biliyorum. o yüzden 30 bin lira civarı garanti bulunması gerekiyor.

olabilir. en azından giderlerinizi karşılayacak kadar bir para göstermeniz lazım. hiç olmadı limiti açık bir kredi kartı..

edit: 30.000 lira garantiye falan gerek yok. 3-5 bin lira yeter:)

türkiye de kimde var yahu 30 milyar para:)

ben bütün vizelerimi 3-4 bin lira para göstererek aldım.

hesabımda 1000lira varken almıştım ne 30 bini.

benim bahsettiğim amerikan vizesiydi arkadaşlar.
avrupa hakkında detaylı bir bilgi sahibi değilim.
vize süresi ve alınış amacına göre değişiyor elbette.

ben geçen sene almanya dan aldım , hem de çalışmayan eşime de garantördüm hesap özetimi vermeyi unutmuştum , vizeyi almıştım.

tek maç usülü. divisionlarında birinci olanlar kesin çıkıyor. onun haricinde galibiyet yüzdesi diğer iki iyi takım bu 6 takımın sıralamasına giriyor, bu sıralamada galibiyet yüzdesi önem arz ediyor. 3., 6. ile 4., 5. ile wildcard oynuyor. bu iki konferansta da böyle. sonra konferans yarı finali, konferans finali ve superbowl geliyor.

en.wikipedia.org

word'un biçimlendirmesini kırmızı ve bold olarak ayarlayan. tabloyu kopyalayın, sonra da sağ tıklayıp yapıştırma seçeneklerinden sadece metni koru'yu seçin.

eminonunde balıkekmek yiyin. beyazıtta dolanın ne diyim.

dikey rüzgar tüneline gidin.

yükseklerde dolanın..gözünüze kestirdiğiniz yüksek yerlere,binalara çıkın,sonra bakın bakalım netten kaç metreymiş.

istanbul'u yaşayın da işte.. sokakları, caddeleri arşınlayın.. cihangir anrnavutköy bebek yapın..

kadikoyde balona binin, istanbul'a tepeden bakın
teleferiğe binin eyüp ya da maçkadan

müze gezin. kilise gezin cami gezin park gezin tarihi dokuyu yaşayın

at biniciliği, arazide atv, trekking vs gibi doğa sporlarına göz atın. günübirlik programlar var.

www.suugle.com

lenovo diye görmüştüm bi yerde

lenovo evet

bir jamiroquai şarkısıydı ama hangisiydi...

kingodisco.com şuradaki seed olmasın?

bu arada "aklımı çıldırmak" ne ki? :)

inşaat mühendislerine mng veriyor. 4 sene önce 350 liraydı aylık. ilk 500'sen kesin veren bir sürü yer çıkar. girdiğin üniversitede merkez yurdun panolarında olması lazım. alırken dikkat et sınıfta kalma ile kesilmesin. üniversite acayip bir yer. ne olacağı hiç belli olmaz.

Tish-o

valla hazır lafı açılmışen tish-o'ya yaptırdığım jimi hendrix baskılı tişörtümü gururla sunarım. tish-o'dan alacaksan da şöyle bir tavsiyem var. sececeğin penye türü kesinlikle likralı spor kesim olsun. zira diğer modellerin de kesimleri güzel ama kol kısımları bol. likralının kolları biraz daha dar ve bence cok daha güzel. baskı kalitesi, penye kalitesi zaten on numara.
www.resimupload.com

K noktası nerede, sistem dengede mi, pistonun ağırlığı var mı... "şekildeki sistem" şeklinde başlayan bir girizgahı yok mu acaba sorunun?

K noktası neresi? :) Buz eriyince mi nasıl değişir demek istiyorsun? Bir eksikli var galiba 1. soru kısmında.

Eğer K noktası pistonun üzerinde ise, buz eriyince suyun yüksekliği azalacaktır, doğal olarak bu noktadaki toplam sıvı basıncı da düşer. Diğer taraftan buz eriyince pistona uyguladığı kaldırma kuvveti etkisi azalacak, suyun kütlesi artacaktır, bunu dengelemek için piston aşağı hareket eder. hava basıncı artar, balon da buna mukabil basıncını dengelemek niyetiyle hacmini daraltır.

Piston ağırlığı önemsiz. Sorunun girizgahı ise şöyle; "Şekildeki sistem ağırlığı önemsiz sürtünmesiz piston ile dengededir."

K noktasını yazmayı unutmuşum hazırlarken özür dilerim.

Sorunun iki tane esprisi var: (bu espri lafı da üniversite hazırlık döneminden kalma)

1- Buz eğer yüzer konumda olsaydı sıvı seviyesi değişmezdi. Ancak batık olduğu için su seviyesi azalır. Bundan dolayı da su seviyesi düşer ve K noktasındaki basınç azalır.

2- Buz eridiği zaman ortadan kalkacak olan kaldırma kuvveti, buzun erimesiyle oluşacak suyun kütlesinden fazla. Yüzer konumda olsaydı kaldırma kuvveti ile buzun erimesi sonucu açığa çıkan suyun kütlesi eşit olacaktı. Ama buzun tamamı batırıldığı için kaldırma kuvveti daha fazla ve sonuç olarak buzun erimesi sonucunda pistonu yukarı çeken kaldırma kuvveti yerine pistonun üzerine daha az sıvı ağırlığı dahil olacak. Bu da pistonu aşağı doğru hareket ettirecek ve balon hacmi daralır.

bence o kadar abartmamalısın. benim dönemimde onlarca deneme sınavına girdim ve onlarca hata vardı.
neyse bu sorunun aynısını çözdük, tatıştık. yanıtlamaya çalışayım.
k noktasındaki basınç azalır, bu bariz bir şekilde belli. çünkü buz parçası eridiği zaman suyun yüksekliği azalır ve basınç azalır.

2. şık ise karışık:
a) k noktasındaki basınç azaldığı için alt tarafa yapılan basınç azalır ve balon hacmi artar.
b) suyun kütlesi değişmediği için birşey değişmez.
c) buz orda dururken pistonu yukarıya doğru çeker ve bu yüzden buz eridiği zaman alta yapılan kuvvet artar ve balon hacmi küçülür.

vay anasını ne yapcaz 2. şıkta :D

Evet, zaten K noktasındaki basıncın azalacağında herkes hemfikir. 2. şık üzerinde ise bir türlü fikir birliğine varılamıyor.

2. şıkta 3 çeşit olasılık var ve hiçbirisine yanaşılmıyor sanki.

2) buzu sistemden çekip çıkarsaydık öylece, k.kuvveti sayesinde pistona uygulanan çekme kuvveti[(k.kuvveti)-(m_buz*g)] kaybolacaktı ve sıvı ağırlığı değişmeyecekti(buzun pistona uyguladığı bir ağırlık kuvveti yok zaten). bu durumda piston aşağı inecekti. daha sonra buzu sistem dışında eritip kaba koyarsak sıvı ağırlığı artar(m_buz*g) ve piston biraz daha aşağı iner. yani balon küçülür.

@jangara,

buzun pistona uyguladığı bir kuvvet var elbette, yoksa ipteki gerilim olmaz.

benim cevabım ki büyük ihtimalle doğru olduğunu düşünüyorum:
1. sıvı basıncı azalır, sıvı basınç kuvveti azalır, bileşke basınç kuvveti değişmez.
2. basınç kuvveti değişmediğinden piston kaymaz. balona da bir şey olmaz.

1. soru) bu eridiğinde su yüksekliği azalacaktır. su yüksekliğini azalması ama ağırlık değişimine sebep olmayacaktır fakat formüldeki h etkisiyle. k noktasındaki basınç azalır.

2. soru)yukarıda bir ağırlık azalması yok fakat k noktasında bir basınç kuvveti azalması var bu da demek oluyor ki erime tamamlandığında piston yukarı biraz daha çıkacak. gaz basıncı da azalır.

dolayışıyla 1.de azalır 2. azalır bence.

2.ye edit yaptım (:

Kendi sıvısı içerisinde eriyen katılar sıvı yüksekliğini düşürür. sıvı basıncı yüksekliğe bağlı olduğu için, sıvı seviyesinde düşme basıncı azaltacaktır.

Pistonun hareketi ancak yukarıdan uygulanacak kuvvetle sağlandığı için (ve buz erimesi de ekstra bir kuvvet uygulamadığı için) balonun hacmi değişmez. Zira buz eriyince ağırlığında bir değişim olmamakta.

Azalır - Değişmez.

1) P=hdg den hesaplanır, buz eriyince h azalır, sonuç olarak "azalır"
2) su olan kısmın ağırlığı değişmeyeceği için elastik balona hiç bi etki olmaz yani "değişmez"

bence budur.ben böyle yapardım.

daha önce sıklıkla sorulan soru ve ikinci sorunun cevabı da oldukca acık; K noktasındaki sıvı basıncı azaldıgı icin gaz ın üzerindeki basınc azalır ve balonda elastik oldugu icin gazla aynı basınca sahip dolayısıyla gaz basıncı azalınca balonun hacmi artar.

ikisinin de sana tat vereceğini düşünmüyorum ama başlangıç için bir mosquito almanı öneririm.

özelliklerine baktım . 700 verme 600 ver çünkü amerikadan getirmiş bilgisayarı -700 $ a değer 600 $ a alınır .

düzgün değiştirememiş ya da değiştirmemiş olabilirler

servisler bunu yapıyor

telefonun ses kaydedicisi varsa bir şeyler kaydet, mesela telefonla konuşur gibi konuş. sorunsuz dinleyebiliyorsan mikrofonda sorun yoktur.

gerekmez. havaalanının içine salmıyorlar zaten sizi, dış hatlarda bekliyorsunuz

british airways ise londra uzerinden zurih olabilir neden olmasın ki?

easyjet ve londra üzerinden zürih.

BA se 5. terminaldeki kolonlarda dis izlerimi bulabilirsin. Ulan hic mi bi yerde sigara icilmez be.

bu arada vizeye gerek yok, olursa havayolu soyluyor zaten.

edit:anladim BA diilmis ama diger terminallerde de icirmiyolar.

benim bildigim, ingiltere aktarmali ucuslarda bile vize istiyor. hatta 2 sene oncesine kadar kesin oyleydi. ingilterenin konsolosluk sayfasina gir ordan eyicene oku.

budut: bir iki yere baktim, istiyorlar aga dediler.

easyjet ile uçuyorsanız vize şart. bu low cost olduğu için transit hizmti sunmuyor. yani siz ingilterede havalimanında inip gümrükten çıkıp bagajınızı alıyosunuz ve tekrardan zurich uçuşu için check-in olup gümrüğe giriyorsunuz!
sonuç: havalimanı transit vize şarttır:(

nasıl da bilir bilmez bu kadar rahat atlıyorsunuz hayret ediyorum ya..

bal gibi de gerekiyor kardeşim. buyrun:
www.ukvisas.gov.uk
www.ukvisas.gov.uk

1) the all american rejects - gives you hell

real big fish - beer

jet- are you gonna be my girl

charlie winston- like a hobo

mutlaka gogol bordello - dogs were barking

oha nası unuttum figli di madre ignota- theme from paradise

ballad diyince direk aklıma scorpions geliyor. direk şarkı ismi istersen when the smoke is going down.

eğlenceli şarkılar arasında one more cup of coffee'yi sayman hiç olmamış. eğlenceli şarkı değil o ya. gayet de acıklıdır hatta. güzel tabi o ayrı. burdan da buddy holly rock around the colck diyim.

bisürü var tabi şu anda ilk aklıma gelen birer tanesini yazdım.

"bob dylan - one more cup of coffee" ye, eğlenceli bir şarkı dedin ya ben sana daha ne diyim :)))

ballad olarak "testament - the ballad" ı çok severim..
eğer one more cup of coffee gibi hüzünlü bir şarkıya eğlenceli diyorsan, rolling stones - paint it black'i de seversin..

edit: tepedeki psychedelic adam, benden önce demiş bile.. :))

nasi unuturm..

wasp - the idol..

ne şarkı yapmış adamlar arkadaşşşş...

şarkıyı 3 defa arka arkaya dinledikten sonra gelen edit: gecenin 12 buçuğunda yatağin üzerine, sandalyenin üzerine çıkıp ordan oraya hoplayıp zıplayarak air guitaring yapmak adamın anasını ağlatıyormuş valla.. yapmayın böle güzel şarkılar..

stratovarius - coming home + paradise ini da severiniz sanki..

aeon spoke - cavalary of woe diyesim geldi birden. ballad sayılmaz tam olarak ama güzeldir.

Black Sabbath - Planet Caravan
Robert Cray - Time Makes Two
The Moody Blues - Nights In White Satin
Ufo - Belladonna
Falco - Jeanny
Shocking Blue - Demon Lover

2)
judas priest - angel
skid row - wasted time
dream theater - the spirit carries on

us.imdb.com

Who shot Nice Guy Eddie?

A famous source of confusion for viewers of Reservoir Dogs is how, in the climactic Mexican stand-off, Nice Guy Eddie is killed. The bullets were supposed to fly thusly: Joe shoots Mr. Orange, Eddie shoots Mr. White, and Mr. White shoots Joe and then Eddie. However, during filming Eddie (Chris Penn)'s squib failed to go off, and he simply fell to the floor anyway. Hence the confusion began. Tarantino has claimed that he realized the mistake, but left it in the film to give people something to talk about.

www.slipups.com

Fast forward to the scene in the warehouse at the end where everyone shoots each other. Pink's cowering under the loading ramp, Joe's pointing his gun at Orange, White's pointing his at Joe, Eddie's pointing his at White and screaming "Don't you point a gun at my pa", etc.
Anyway, when the guns go off, nobody is aiming at Eddie, but he still gets shot. I heard that he was supposed to be shot by either Orange or White but his blood bag exploded too early and it looks like he's shot by nobody.

diye yazmış biri daha. belli ki hata. iyi yakalamışssınız.

vallahi tebrikler. ben de hatırlıyorum lan kim kimi vurdu, noleyo dediğimi. ama hiç kurcalamamıştım. o değil tarantino da ne yüzsüz ne kibirliymiş arkadaş ettiği lafa bak:)

ingilizce bilmediğim için cevapları anlamadım. herkese faydalı olması açısından biri mealini yazsa ya!

soru üzerine ben de o sahneyi açıp defalarca baktım ve cevabı bulamadım. çok açık olarak söyleyebileceğim şey ise 4 el değil 5 el ateş edildiğidir. eddie'nin silahının ucundan 2 kez alev çıkmaktadır. white'ın silahı da 2 kere ateşlenmiştir.

ben ilkini şey yapayım. işte bu konuştuğumuz karmaşadan bahsediliyo, anlatılıyo o onu vuruyo bu bunu vuruyo peki eddie'yi kim vuruyo diye. işte sorun karışıklık burda başlıyo deniyo. tarantino hatayı farkettiğini itiraf etmiş. ama öylece bıraktık elleşmedik ki film insanlara hakkında konuşulcak bşy versin, diyo özetle.

edit: herkes yattı galiba, tek boş adam benim sanırım:) ikincide de murqx'ın bahsettiği karışıklık aynen anlatılıyo. son iki satırda "silahlar sustuğunda kimse eddie'ye nişan almamış vaziyetteydi, ama vurulmuştu. duyduğuma göre orange veya white tarafından vurulmuş olması gerekiyo ama onun üstündeki kan torbası çok erken patlamış. ve görünüşe göre eddie kimse tarafından vurulmamış."

belli bir fontu yok ama elle çizildiği için hafiften köşeleri yuvarlatılmış görünüyor. comic tipi fontlardan birini kullanın geçin.

stencil rounded

1) buna bir kalipmiscasina yaklasmaktan vazgecmenizi oneririm. her filmde muthis teknikler olmayabilecegi gibi kimi muthis teknikler kullanilan filmlerde de hikaye/senaryo ve diger etmenler olmayabilir. filmine/adamina gore degerlendirmeye almak en dogrusu olur.
bunun icin onceki duyurularda soylendigi gibi bolca izlemek ve okumak gerekir. gondermeyi anlayabilmek icin gonderme yapilan seyi bilmek gerekir en nihayetinde.

2) Bu konuda kitaplar var. Internette de bazi kaynaklar bulunabilir.

3) hangi filmler demek yerine bir yerden baslayin. bence zaten zevkleriniz sizi bir yola sokacaktir. begenmediginiz bir filmin sizin bilgi eksikliginizden kaynaklanan bir sebepten oturu begenmiyor olabileceginizi hep goz onunde bulundurun. misal hic film izlememis birisine lynch filmi izletirseniz abandone olabilir.
ben yine de once yakin zamanli populer seylerin izlenmesi gerektigini dusunuyorum.

4) sirf bu konularda kitaplar var.

eksiksiz bir sinema kulturu olusturulamaz. hep bir seyler eksik kalir diye igrenclesip kacayim.

şimdi bence ilk ihtiyacın olan kendine uygun bir program hazırlaman. yani ergen bebeler gibi saat 9'da kalkış 9:30 kahfaltı gibi değil. daha genel. önce bir süreni sinemanın temellerini okumakla geçirmelisin. bunun için iletişim fakültelerinin sinema hocalarına mailler atıp tavsiyelerini almalısın. niyetini açıkca belirt. ne tür yayınlardan başlamalısın onu öğren. Örnekse Prof. Dr. Esra Biryıldız'ın Sinema'da Akımla adlı kitabı iyi bir örnek. Ama bunla başlanmamalı belki de. İşte bu ayrımı sana hocalar öğretecektir. Öğrenci misin ya da üniversitesinde iletişim fakültesi olan bi yerde mi yaşıyorsun bilmiyorum. Ama elinde imkan varsa git, hocaları bul ve derslerine girmeyi rica et. Asla geri çevrilmeyeceksin. RTS bölümlerinin kapıları açık seni bekliyor. öncelikle yorumlamalarla falan kafanı karıştırmadan temel bilgileri ve özellikle sinema akımlarını öğren. bunları yapmak sana filmleri bulunduğu döneme uygun biçimde yorumlayabilme yertisi de kazandıracaktır. Sonra izlediğin filmleri yorumlama aşamasına geçtiğindeyse fakültelerde kurduğun dostluklar sana araştırmalarını daha rahat yapabileceğin bi ortam sunacak. tabii interneti yoğun olarak kullanacaksın. filmi izledikten sonra bu aygıtın karşısına geçecek ve o filmle ilgili yazılmış çizilmiş her bi şeyi okuyacaksın. diyelim x filminin bir film noir olduğunu öğrendin. hemen açıp film noirin ne olduğunu, nasıl hangi sebeplerle ortaya çıktığını, öncülerini v.s. anlatan yazılar bulup okuyacaksın. sadece netten de değil tabii. kitaplar kitaplar kitaplar!!! ve akademiler yani iletişim fakülteleri en bütük kaynakların. özetle çok çok çooooooook okuyacaksın. değilse hiç başlama bu işe vizyonu takip et, izle eğlen geç...
ve herşeyden önemlisi sevgili dostum hiç bir zaman içindeki bu hevesi, bu amatör coşkuyu terslenen bi kaç ukala hocaya ya da okunması gereken milyonlarca satırın olduğu gerçeğine değişme!!!

yine ben!
daha da ötesinde imkanın varsa ya okulunu oku ya da yüksek lisansını yap. lisansın ne olursa olsun iletişim fakültesinde yüksek lisansa başvurabilirsin unutma bunu. ben de bu bahsettiğim kesimdenim mesela...

İzleyerek ve okuyarak örenirsin. Çok film izle gerisi gelir çakarsın teknikleri gibi söylemlerle karşılaşabilirsin ama eğer bu işlerle ilgili kitapları okumazsan bir şeyler hep eksik kalır hatta bir sürü şey. Hocamızın verdiği bir kitap listesi vardı iyi olur ver dersen bir düzenleyip yazarım buraya. istediklerin hiçte kolay değil.

ben cevap değil de bir öneride bulunayım, sinemaya felsefe gibi yaklaşmayın, abartmayın. nedense her meslek grubunda var bu mesleğe felsefi yaklaşım çabası, yerinizde saymanıza sebep olur.

turkish tekila 'ya şiddetle katılıyorum, sinema %80 yetenek ve görmek %20 de teknik cart curtlardır, sen bir filmi izlerken kafandan '' ben olsam bu sahneyı nasıl cekerdım?'' fikriyle izlesen zaten milyar tane teknık cozumleme yapmıs olursun, yani sinemadan herkesın anladıgı farklıdır o yuzden sen kendı anladıgınla ilgilen derim, ve fırsatın falan varsa kamera vs cok sevdıgın basit cekımlı sahnelerı remake dediğimiz olayı yapabilirsin simdilik senaryon vs yok ise. hem boylece kendini geliştirmiş olursun.

(bkz: tahirle zühre meselesi)
(bkz: ben içeri düştüğümden beri)
(bkz: yaşamaya dair)
(bkz: kerem gibi)
(bkz: bağlanmayacaksın)
(bkz: belkim bir kertenkeleydim)
(bkz: her şey sende gizli)
(bkz: sevgi duvarı)

dokunaklı ama çok ağır olmayan hoş aşk şiirleri olarak cemal safi derim ben.

"yasamaya dair" sanirim aradiginiz sey

ilhan berk, ümit yaşar oğuzcan ve cemal süreya'dan da olabilir.

yine dediğiniz kriterlere uyabilecek, -alttan alttan-sosyalizmle birlikte buram buram hümanizm ve aşk kokan pablo neruda şiirleri vardır. hem sevda, hem kavga saklıdır dizelerde.

ataol behramoglu yasadiklarimdan ogrendigim bir sey var ,
nazim hikmet ten arkadaslarin yazdigi gibi tahirle zühre meselesi ve yasamaya dair
tam istediginiz gibiler bence.

thujone litrede 10mg var ama sembolik, bi etkisi yok.bahsettiğiniz bu miktar mı yoksa yasaklanmadan önceki thujone miktarı mı?

yasakalanmadan önceki miktarı arıyoruz.

o zaman bulamazsınız diyeyim kendim aramış biri olarak

www.seborabsinthe.com diye bir adres var, 20mg thujone iceren absinthelari turkiyeye gonderiyorlar faydasi olabilir.

deniz seki - sana sığıyorum yazıldı mı.

edit: "ne yana baksam aynı yüzler" olarak da biliniyormuş sanırım.

ahmet kaya - beni vur

Candan Erçetin - Hayranım Sana

tam sığınma şarkısıdır. "biliyorum kurtarırsın beni sen, ışığım, deniz fenerim" falan filan...

ayrıca şiir için işin kolayına ve direkt olanına kaçmak olacak ama; www.siirdefteri.com adlı sitedeki arama kutusundan "sığınmak"/"sığınıyorum"/"sığındım" vb kelimeleri "şiir metninde"yi seçip aratırsanız 'profesyonel' şairlerin şiirleri içinde arar, listeler.

ve sevdiceğine güven vermek ve sana sığınmasını sağlamak içinse...

Dido - Don't Leave Home

dark tranquillity - lethe'den bi sığınma anlamı çıkarabilirim şahsen. aşk anlamında çıkaran da var.

Feridun Düzağaç - Senin şarkın, Biterken her şey

barış manço - alla beni pulla beni

tartismasiz (bkz: avira antivir)

eset smart security, türkçe desteği de var.
www.nod32.com.tr
ama bu bahsettiğiniz viruslar eğer amvo gibi solucanlar ise "hiçbiri" birşey yapamıyor, yine combofix'e düşüyor yolumuz.

avastada şans verebilirsiniz üstelik home edition ücretsiz.

www.avast.com

nerede kullanacaksınız bilmiyorum ama avira'dan 3 aylık deneme şifresi isteyin, (premium security suite) kullanın, 3 ay sonunda yeniden yollama durumları oluyormuş, ben de henüz 1. aydayım bakalım.

Avast gerçekten hayatımda gördüğüm en rezalet av, hatta çoğu ciddi forumda dalga konusu olmuştur. Nod32 çok hafiftir, iyi bir koruma sağlar. Avira son yıllarda çok iyi atılım yaptı ve o da gayet iş görür. Bugüne kadar kullandığım en temiz av Kaspersky'dir, fakat iyi kasar bilgisayarı. Eğer iyi bir donanıma sahipseniz kaspersky, eskiyse bilgisayar nod32, arada derede birşeyler istiyorsanız avira.

başka bir bilgisayarda denedin mi?

bu aralar çok sık oluyor bu. benim 30-40 gblık dosyam kayıp hala bulabilmiş değilim.

ready boost özelliği ile ilgili bişey olmasın?

eğer bunlarla ilgili bir problemin yoksa, temizlenmiyorsa, başka güncel bilgisayarlarda da dene. diğer türlü bir problem var demektir. bilgiyi içinden almak mümkün olmayabilir. çünkü kimse uğraşmıyor flashların içleriyle.

generals tipinde dediğin stratejiyse red alert 2 ve starcraft: brood war olabilir. bu arada worms world party'i de kaçırmayın derim. :)

eğer bağlantıyı yapabilirseniz çok feci street fighter turnuvası kasılabiliyor strateji olarak zor olsun istiyorssanız warcraft ı öneririm

evet onu katetmiştim özür :)

world of warcraft?
warcraft 3 the frozen throne?

www.gamespot.com

ra gibi rts değil ama benim büyük zevk aldığım bir strateji kendisi.

rise of nations
stronghold crusaders
total war serileri
empire earth
populous

flash paper ile

"flash paper magic" gibi birsey yazarsan google'a cikar kesin

@jay kay, söylemeyi unutmuşum. flash paper ile yaptığını biliyorum fakat, nasıl?

flash paper lardan eline kucuk birer parca alip parmagini siklatir gibi yaparsan oluyor

Nette satan bir yer biliyor musunuz?

abi fanini ac bi temizle istersen. benimkinden resmen hali gibi toz parcalari cikmisti. buyuk ihtimal isindigi icin yapiyor. bunun bi sonraki asamasi "windows'u yeniden yuklerken kendi kendine kapanma" seklinde olabilir. ben fani temizledim duzeldi. hem de seninkiyle tam ayni zamanlarda cikmisti bu problem. 1. yilinda falan.