[]

Kurukahveci Mehmet Efendi kahveleri bozdu mu?

Türk kahvesi hastası olarak her yerde ulaşabildiğim için Kurukahveci Mehmet Efendi'nin paketlerini sürekli almaktayım.

Son birkaç ayda (belki daha fazla) paketini marketten edindiğimde çok bariz yanık/bayat tat almaktayım. İki farklı marketten aldım yine çok kötü.

Bu kadar belirgin bir fark algılayan var mı yoksa bölgesel ya da marketten kaynaklı bir sorun mu bu?

 
Hocam Kuru Kahveci Mehmet Efendi Türk Kahvesinin Neskafesidir.

Kuruyemişçiden çekirdek çektiriyorum senelerdir. Varsa imkan öneririm.
  • paramolacak  (15.05.21 20:47:06) 
Yahu 2 aydır buna takmış durumdayım bende. Kahveden izmarit kokusu geliyor resmen. Fabrikalarını falan aradım oralı olmadı hickimse. Paketleri şok marketten almıştım bende. Şimdi ya Tchibo dan alıyorum ya da kuruyemişçide taze cektiriyorum.


  • primetime  (15.05.21 21:29:50) 
covid olmuş olabilirsiniz


  • mrduck  (15.05.21 22:22:01) 
evet bozdu.
kocatepe daha iyi şu an.

  • nuisance  (15.05.21 22:39:07) 
kurukahveci ihsan


  • sutlu nescafe  (15.05.21 22:39:31) 
Marketten alınacak en iyi Türk kahvesi Kocatepe bence de.


  • fraise  (15.05.21 23:41:14) 
Cok kotu cok. Hic memnun degilim. Kahve dunyasindan taze cektiriyorum, makinayi sucluyordum meger makinanin sucu yokmus.


  • bradshaw  (16.05.21 02:49:00) 
[]

Üniversite mezunlarının artan işsizliğiyle ilgili toplumdaki mantık hatası

Ekşisözlükte tekrar gündeme girdiği için ister istemez yine dikkatimi çekti.

Neden herkes üniversite mezunlarının işsizliğinin bu kadar artmış olmasını mezunların niteliğine bağlıyor? En beğenilen entryler veya diğer sosyal medyalardaki kanallar hep inatla mezunların kendini geliştirememiş olmasından dem vurmuş.

Ekşide de yazdım aynı haltı. Bütün mezunlar phd sahibi olsa aniden çalışan arayan firmalar mı türeyecekti sağda solda? Yani biri kendini geliştirip, kalifiye bir mezun olduğunda olan şey sadece başka bir mezunun önüne geçmesi değil mi?

Yani ben mi salağım anlayamıyorum gerçekten. Hiçbir planlama ve optimizasyon yapılmadığında, bütün çiftçiler o sene patates kâr getirdi diye bütün tarlalarını patatese çevirse, en sonunda aşırı arz fazlası yüzünden tonlarca patatesin çöpe atılmasıyla son bulmaz mı bu saçmalık? Bu durumun patatesin niteliğiyle ne alakası var şimdi?

Yahu bu basbayağı bir zero sum game değil midir?

 
@j r r tolkien hayran

Doğru. Ama en iyilerin girmesi (yani her +1), "kötülere" birini daha ekliyor (-1). Artıların içinde olmak sadece bireysel çözüm sağlıyor. Toplumsal sorun olan "üniversite mezunu işsizliği" için bir yanıt sunamıyor. Averajdaki iyileşme ise daha iyi yerlerde çalışmak için gerekli asgari gereksinimi arttıyor (yani rekabet unsuru, -ki bu da olumlu elbet ama yine bizim sorunumuzla doğrudan ilgili değil, belki uzun vadede girişimci olabilecek kişilerin niteliğine katkıda bulunabilir).

Yani neden kimse çıkıp da yeter bu kadar üniversite, yeter bu kadar bölüm, yeter bu kadar kontenjan diyemiyor? Akademiye verimli bir araştırmacı kaynağı da sağlanamıyor böylece. Her şey daha perişan oluyor. Sonuç olarak "işinin ehli patatesçi" de bozuyor. "Güvendiğimiz üretici" de bozuyor.
  • zust  (14.11.20 00:29:32 ~ 00:32:41) 
haklısın. rekabet iyidir ama bu gereksiz fazla rekabet. zaten rekabet sayılsa dahi iyi olanlar iş bulmuyor aslında, dayısı olanlar iş buluyor türkiye'de çoğunlukla. ben işe girdiğimde ingilizce seviyemden etkilenmişlerdi. baktım aynı pozisyondaki adamın soyadıyla patronunki aynı. akrabası diye almış çocuk surface'ı sörfeys diye falan okuyordu.

türkiye'de şu an yapılan domates enginar patlıcan patates şeklinde dengeli üretim yapmak yerine patates patates patates domates üretmek falan. kontenjanlar bu kadar yüksekken ve millette bu etiketçilik varken sıralamada 250 bininci adam cnc operatörü olmak yerine ben niye mühendis olmayayım ki der. tanıdık vasıtasıyla da mis gibi işine girer takılır. sonra iyi yerlerden mezun olanlar dil bilenler falan da iş bulamaz.
  • bohr atom modeli  (14.11.20 02:05:12) 
[]

Büyükşehir belediye başkanına ve annesine hakaret etmek ekşide serbest mi?

Tabii aslında soru değil bu ama ekşisözlüğün son geldiği hal bu herhalde.

Beni zamanında birilerine yalakalık yapmak için sözlükten atmayı çok iyi bilmelerine rağmen sabahtan beri 2 şikayette bulunduğum (sırf ne olacak diye merak ettiğimden etmiştim) şu entry 6 saatten fazladır duruyor.

eksisozluk.com

Erdoğan'a edilse bu küfürler ne yapacaklarını sanırım biliyorsunuz.

edit: buraya koyunca kendi sildi herhalde. şahsa bir ceza verilmeyecek muhtemelen.

 
Entry sahibi şahıs yurt dışında olduğu için bu kadar rahat ama gene de entry'nin silinmesi gerekirdi.

Sözülüğün geldiği durum elbette içler acısı. Son SJW darbesinden sonra iyice zıvanadan çıktı zaten. Mesela birisi size sataşsa, özel mesajla trollük yapsa, taciz etse ve siz s** git deseniz, "özel mesajla hakaret" diye sizi iki hafta lanetliyorlar, karşı taraf serbest.
  • Avoiding The Puddle  (14.08.20 18:58:54) 
Mutlaka silerler sıra gelmemiştir ben de şikayet ettim. Sistem başımızı hangisi ağrıtabilir hiyerarşisiyle işliyor.


  • Ufuk  (14.08.20 19:00:02) 
Avoiding The Puddle'ın belirttiği gibi yurtdışında olmasından ötürü diğer yazarlara da rahatça küfrettiği başlığındaki yazılardan görülüyor. E bu moderasyon neden direkt silmiyor bu kullanıcıyı? Sadece iktidara mı bir şey denmesi lazım artık bir aksiyon için?

@Ufuk, bahsi geçen başlığa bugün 200'den fazla entry girildi, Bu kadar umursamazlık bence iktidar söz konusu olsa geçerli olmazdı.
  • zust  (14.08.20 19:01:49 ~ 19:05:45) 
Aslında moderasyon söyleyen kişiyi değil de söylenen şeyi elimine etme kafasında hareket ediyor. Ufuk'un dediği gibi, kim başımızı ağrıtır acaba diye düşünmekteler.

Mesela şu Yeni Zellanda saldırısı hakkında entry giren çocuğun hiçbir abartı durumu yoktu, sözlükte sabah akşam Atatürk'e alenen hakaret edenler varken hem de. Ama hem sözlükte hem de internet alemindeki islamcı linci kırılsın diye çocuğu derdest ettirmişlerdi.
  • Avoiding The Puddle  (14.08.20 19:07:28) 
Ekşi daha kendi yazarını koruyamıyor. Tabii iş siyasilere geldiği zaman korkudan aksiyonu alıyorlar.

Masterchef başlığına yazdığım bir şey için birisi bana alakasız biçimde ana avrat küfür etti en ağır şekilde özelden. Ekşi'ye adamı şikayet ettim ilgilenen bile olmadı.

Nitelik değil nicelik ilgilendiriyor maalesef ekşi yönetimini.
  • ihanet kac kisilik  (15.08.20 11:54:20) 
[]

Poster basımı çözünürlük/poster büyüklüğü ilişkisi

5.4 MP ve 20,8 MB TIF dosyasını postere bastırmak istiyorum. En büyük hangi boyutlarda alabilirim sizce? Nerelerden alınabilir (internetten veya tez posteri çıktısı alabileceğim herhangi bir yer olur mu?) ve fiyatı ne olur tahminen?

çıktısını almak istediğim resim heroes of might and magic 2'den.


 
Ortalama 80x80 cm boyuta denk gelir.


  • John Bloor  (19.12.19 16:56:38) 
[]

Bir şeyin sanat olup olmadığının kararını veren kim (Suç olayları vb...) ?

Aklıma sergideki 120 bin dolarlık muzu yiyen adam başlığından geldi.

Çok ünlü bir ressam gidip, iki çizgi ve üç boyayla sanat yaptım diyebilir (sadece maddesel anlamda bakıyorum, estetik değerlendirme değil bu). Bu sanatı milyonlarca değere alıcı bulabilir. Çalınırsa bu eseri, maddi değeri ne olur?

Eğer sanat eseri olmasından kaynaklı bir fiyat veriliyorsa -ki sanmam, bu sefer kullandığı her eşyayı sanat eseri haline getirebilir kişi. Atıyorum laptopumun arkasına resim çizdim ve laptop çalındı. Ben sadece laptopumdan kaynaklı zararımın tazmin edilmesini istemem, eserim de gitti çünkü. Hadi beni siklemiyorsunuz, sanatçı değilim sonuçta. E çok ünlü bir ressam olsam ve laptopumun kapağında da çok güzel kompozisyon var (bana göre güzel diyelim ilk durumda, ikinci durumda da topluma göre güzel olsun). Aynı şey telefonumda da olur, fularımda da olur, otomobil kaportamda da olur.

Sanat eseri olmasından kaynaklı değilse de tutarlandırma, e bu sefer çalınma riski artar. Çünkü satıldığında hayvan gibi para kazanılabilecek bu eser için; çalınan şey sadece tuval ve biraz boya masrafından ibaret olacak.

 
Bes para etmez. Antik degeri olan bir sey olursa o zaman maddi degeri olur. Boktan modern sanat eserlerini yeraltindan satamazsin ki. Entel community halka acik yerde alio satar anca böyle.


  • stavro  (08.12.19 19:51:15) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.