Ekşi Duyuru

Hangisi ucuza veriyorsa o.
Bankayla ilgili olumlu-olumsuz yorum kararınız etkilemesin.
Ama sadece internetten bakarak kredinin ne kadar olduğuna, sizin kaçtan alacağınıza emin olmayın.
Dosya masrafı, sigortası derken ikisinin arasındaki fiyatlar farklı olabilir.

6 ay kısa bir vade, kredi çekmek masraflı olur. Kredi kartınızda limit varsa "Taksitli Nakit Avans" seçeneğinin maliyetiyle de karşılaştırın bankaların verdiği teklifi.

Parayı aldıktan sonra taksitleri gününde yatırmaktan başka işiniz olmayacak bankayla. Bankanın olumsuz yorumu olması bu noktada bir şey ifade etmez sizin için. O yüzden hangisi daha uyguna veriyorsa ona bakın direkt.

Yıllardır gerek kredi kartı gerek kredi için enpara kullanan biri olarak, ing bana çok daha düşük faizli kredi verdi dolayısıyla ing'yi deneyin.

Olumsuz yorumların çoğu köyden kasabaya gidip kredi çekip ödemesi gelince ödemeyip sonra bankanın kendisini aramasını mesaj atmasından şikayetçiler tarafından yazılıyor.

Krediyi aldıktan sonra gününde öde. Ne gibi bir kötülüğü olacak? Banka batar diye dert ediyorsan lehine olur o :d

Hangisi menfaatinize geliyorsa ondan çekin Türkiye'de bankacılık sisteminin belli bir standardı var olumsuz yorumlar genelde eksisözlükte bolca örneği bulunan hiçbirşeyi beğenmeyen herşeye muhalif kesim tarafından yapılıyor maalesef bu tarz insanları memnun edemezsiniz.

kredi hizmetinin ne gibi olumsuz yorumu olabilir ya :d krediyi ödemeyince rencide mi etmişler napmışlar?

Finansbank'a git. Yeni müşterilerine çok uygun faiz oranı uyguluyor.

www.enuygun.com

12 ay ya da daha asagi vadeler icin kredi kartından taksitli nakit avans cekilir tabi kart limit vs varsa. Faiz indiriminden dolayi bunun faizi 1.35e dusecek. Her bankada aynidir. Bu sekilde halledin bence.

www.google.com

Renk tanımı şu, kahverenginin gümüş gri içeren bir tonudur, kızıllık içermez. Saç boyası olarak kullanılacaksa soğuk veya nötr cilt renk tonuna sahip kadınlara tavsiye edilir.

Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurt Hizmetleri Kanunu'nda yapılan değişiklikle, öğrenim kredisi alanlar, borçlarını, aldıkları miktar kadar ödeme yapacak.

Öğrenim kurumundan mezun olan ya da herhangi bir nedenle öğretim kurumuyla ilişiği kesilenler, 2 yıl sonra başlamak üzere, kredi aldığı kadar sürede ve aylık dönemler halinde borcunu ödeyecek.

Borçlu borcunu erteleme talebinde bulunduğunda, borçlunun çalışmadığının SGK'den teyit edilmesi halinde, ilk yıl herhangi bir ilave olmadan, sonraki yıllarda ise her yıl için verilen miktara yüzde 10 eklenerek kredi borcu hesaplanacak. Ancak ilgili yılda TÜFE'nin yüzde 10'dan az olması halinde bu oran uygulanacak. Erteleme işlemi en fazla üç defa yapılabilecek.

Ödemenin askerlik dönemine denk gelmesi halinde, borçlunun talebi üzerine herhangi bir ilave yapılmaksızın askerlik döneminin sonuna kadar kredi borcu ertelenecek.

Çelenge benzeyen bir pano var,o gidiyor ustunde adınız yazıyor.

"Haberlerde şiddetli yağmur, fırtına beklendiği söylendi" demek ki günlük güneşlik olacak.

Bu gece sabaha kadar yağış ihtimali yüksek diyor Meteoroloji, öğlene kadar yağış yok ama hava kapalı, saat 15 - 18 arası yağmur ihtimali yüksek, ondan sonra yok geceye kadar.

Üniversite sanırım Marmara. Eğer öyleyse, yönetmelik gereği kaldığın bir dersi döneminde açıldığında almak zorundasın. Ancak döneminde değilse almayabilirsin.

Asıl konuya gelince. Eğer +3 derse kadar aldığında mezun olabileceksen, dönemlik max ders sayısı+3 ders alabilirsin. BYS bunu bilecek kadar akıllı değil, mezuniyet aşamasındayım diye dilekçe yazarsın fakülte yönetim kurulundan dilekçen onaylanırsa öğrenci işleri bu dersleri seni manuel kayıt eder.

alternatif çözüm olarak, ilk defa almanız gereken 4 derse kayıt olun, FF kaldığınız 7 dersten 6'sına kayıt olun, 1'ini dönem sonunda tek ders sınavında verip dönem uzatmadan mezun olun (diğer 10 dersten geçmiş olmanız lazım tabi)

Armut.com'dan buluyoruz. Eskiden "Mutlubiev" vardı ama onun kapandığını söylediler.

Bir veya birkaç defa geldikten sonra "armut üzerinden değil de direkt geleyim isterseniz" diyorlar. Sonra o şekilde gelmeye başlıyor.
Eğer çağırdığınız kişiden memnun olmazsanız armut.com'a bir daha talep açarken "X kişisi gelmesin lütfen" diyorsunuz, o kişi gelmiyor, yeni biriyle tanışıyorsunuz.

Biz 400 TL veriyoruz.
350 ve 450 verenleri de duydum. Bu dediklerimden hiçbiri yemek yapmıyor, ütü de çok olursa üzülüyorlar ama 7-8 parça ütü dert olmuyor.

armut.com'dan bulursunuz. Fakat 15 günde 1 gelen bir kadın. 3+1 evi temizledikten sonra yemek yapmaz.

Apartmanda komşular ile merhabanız varsa sorabilirisiniz. Etraftan güvenilir birinin olması daha makul geliyor bana.

Yemek ve temizlik isterseniz haftada bir almanız gerek. 3+1 evin temizliği zaten tam bir günü alıyor. Bir gelmede cam bir gelmede dolap içleri yapalım dedim geçen bizim ablaya 1 ayda çamur olacak camların yine aynı şey dolap içi için ayrıca çağır dedi mesela. Böyle kriterleri oluyor :)

bankadan kullanmak daha mantıklı. yıl olmuş 2022
döviz bürosuyla uğraşılmaz.
her bankada var.

döviz bürosu değil tabii ki banka kullanın.

internet bankacılığından alım satım yapabilirsiniz tabii.

ama banka atmsinden fiziki döviz çekimi ya da yatırması her bankada olmayabilir. şubeye gidip gişeden halletmek zorunda kalabilirsiniz.

Cevaplarınız için teşekkür ederim.

Qnbfinans bank ve cepteteb işlem ücreti almıyormuş, sanırım daha kullanışlı bu ikisi diğer banklara göre. Bunlara bir bakacağım. Burada bu ikisinden birini kullanıp, memmuniyetle ilgili yorum bırakırsa faydalı olur.

Nakit döviz lazım olduğunda Yapı Kredi üzerinden alıp ATM'den çekiyorum. Döviz burosuyla uğraşmaya gerek yok hic. Dikkat edin üzerinde $€£ logosu olan ATM'lerden çekebilirsiniz sadece. Ama öyle az sayıda falan da değil bayağı var.

Her bankanın her ATMsi döviz alıp vermiyor. Bu konuda QNB'dense TEB daha iyi

Bazı bankalar döviz vermeyip tl çevirip veriyor.
Atmden döviz veren banka sayısıda az.
Buna göre bankayı seçmek lazım.
Döviz büroları güven vermiyor bana.

atm den döviz çekiliyor ama her atm değil.

ben vakıf ve iş den çekiyorum. vakıfın bi ara istanbulda tek vardı. iş baya yaygın.

internette swap farkları göz önüne alınarak hesap açılabilir. iş iyiydi mesela ziraate göre.

bu tip teknik uyuşmazlıklarda aracın ilk tescilinde verilen teknik belgenin (uygunluk belgesi diye geçiyor sanırım) üretici tarafından düzeltilmesi gerekiyor olması lazım. o belge ile de ruhsat değiştirilebiliyor olmalı. üreticiye danışın bence.

ruhsatta 4 koltuk yazıyor fakat arkada 3 emniyet kemeri mi var?

Evet arkada 3 emniyet kemeri var.

Üreticiye gidin diye bir şey dememişler, emniyet ya da noter hallediyor yazılmış forum gibi sitelerde. Ama şuan topu sürekli birbirlerine atıyorlar.

Halleder etmesine ama üreticiden o aracın 5 koltuklu (arkada 3 yolcu) olarak üretildiğine dair teknik bir belge lazım. Aksi halde araç 4 kişilik üretilmiş ama sanki siz sonradan 5 kişilik yapmışsınız gibi görünüyor kağıt üstünde. Güvenlik açısından uygun olmadığı için de ağır kusur yazıyorlar. Tabii şu da olabilir, aslında aracın uygunluk belgesinde 5 koltuk yazıyordur ama ilk tescilde ruhsata yanlışlıkla 4 yazmışlardır. Bunu da yine aynı belgeyle düzeltmek gerekiyor.

Siz direkt üreticiye ya da en azından yetkili servisine sorsanız yol gösterirler gibime geliyor.

ayni seyi yasadim. ruhsatta 4 koltuk yaziyordu. defalarca muayenede sorun olmadi. son muayenede bu 5 koltuklu dedi, gecirmedi.
aracin distrubitoru ile baglanti kurup durumu anlattim. teknik dokuman yollandi. -dikkat, islak imzali olmazsa emniyet kabul etmiyor- onu emniyete verdim. emniyet kayitli veri tabanindan duzeltmeyi yapti. sonra notere gidip ruhsati yeniledim. ve muayene. can sıkıcı, ugrastirici bir surec. kolay gelsin.

Üretici ya da ithalatcıdan düzeltilmiş uygunluk belgesi ile trafik şubeye başvurup ruhsatın düzenlenmesi lazım.

Ama sanırım artık bu işlere trafik şube değil de noterler bakıyor. Araçların dosyası nerede acaba şu an? Trafik şubede ise oraya gitmek gerekebilir, bu alım satım ve ruhsat basımları işi notere devredilince iyi oldu ama bu işleri nasıl halledeceğimiz kesinleşmedi sanırım.

Şu da var, aracın dosyası açılır bakılın, uygunluk belgesinde koltuk sayısı doğru olabilir.

Ruhsatı ilk basan memur 5 yazacağına 4 yazmış olabilir. O zaman daha kolay düzeltme işi.

Aracın dosyası nerede önce onu bulmak lazım, ruhsatta "verildiği il/ilçe" bölümü var en üstte, orada nerede verildiyse orası yazar. Oranın trafik şubesine gidip dosyaya bakmak lazım gerekebilir.

Anormal boyutta olmadığı sürece sıkıntı olacağını sanmam. Pegasus yurtiçi uçuşlarda rahat biraz. Ama garanti vermiyorum tabi ki.

150 ml şişe yasak. 100 ml olmalı.
Makas yasak.
Cımbızı bilemiyorum. Google pls.

Dis macunu dahil sivilar 100ML'yi gecmemeli. Sac kurutma makinesi, duzlestirici, cimbizda sorun yok. Kucuk makas icin belli olcusu var sanirim.

Ek olarak tirnak makasi ve kullan at tiras bicaklari da sorun olmuyor.

www.peevv.com.tr

Buradan cüzdan olabilir mesela...

Masaj? Hatta çift olarak da olabilir

Masaj +1

İstanbul Anadolu yakasindaysaniz sansai yi önerebilirim

viski iciyorsa viski tasi bir cift de bardak al.

çakmak,cüzdan,parfüm,kemer vs.

Tesbih?

Güzelinden bir çakı.

Youtube'un yapamadığı ama sizin istediğiniz bir özellik mi var ki?
Youtube her cihazda açılır, video yüklemek kolay, şifre koyabilirsiniz, şifre koymadan sadece linki bilenlerin girmesini sağlayabilirsiniz, işiniz bitince silebilirsiniz vs.

Aradığınız bir özellik varsa ona göre öneride bulunalım.

Mülakat için cevaplanması gereken birkaç soruyu cevapladığım bir video kaydını, internette bir platforma yükleyip bu linki karşı tarafa göndereceğim. Youtube herkese açık olduğu için oraya pek yüklemek istemiyorum, son çareye oraya yüklerim. Şifre koyma gibi bir şansım maalesef yok. Linke bastıklarında hemen açılması gerek videonun.

Hızlıresimde sadece görsel yükleniyor ve sadece o linki bilen kişiler ulaşabiliyor sanırım linke. Buna bemzer bir site arıyorum. Ama yükledikten bir süre sonra videoyu silmem gerekiyor.

google drive. paylaşım ayarları düzenlenip sadece link verilen kişilerin görmesi sağlanabilir.

Youtube'a yükleyip, kamuya açmadan sadece linkini paylaştığınız kişilerin görmesini sağlayabilirsiniz.

Sadece link verdikleriniz izler, sonra silersiniz.

Youtube'da dediğiniz özellik var "unlisted" deniyor. Sadece linki bilenler girip izleyebiliyor. Aramada veya başka bir yerde çıkmıyor.

Valla ben geçenlerde verdim, tartarak alıyorlar 20 kg falandı 40 küsür lira para verdi adam.

Okullar kapanınca bir süre sokaklarda arabalar gezdi megafonla bağırdılar, eski defter ve kitapları kilo ile topladılar.

Benimde başıma böyle bir şey gelmişti. Banka ile ilgili değil durum maalesef. Firmaya e-posta atıp durumu anlatın. Gerisi firmanın insafına kalmış. Avrupa merkezli kaliteli bir firmaysa yardımcı olurlar.

İş bankasında başıma geldi, Xbox Game Pass üyeliğimi iptal ettikten iki ay sonra, peşpeşe 5 ay tekrar sanki abone olmuşum gibi ücreti çekmişler. Önce kartı iptal ettirdim daha sonra da harcama itirazında bulundum. Mevcut hizmet benim Xbox hesabıma paranın çekildiği 5 ay boyunca hiç tanımlanmadığı için de kısa sürede, 5 gün içinde olumlu yönde mesaj aldım, sanırım hizmet tanımlıysa bile olumlu olacaktı cevapları. İtirazımın 13. Gününde para hesabıma yatmıştı. Diğer bankalarda da bildiğim kadarıyla benzer şekilde işler ilerliyor. Geçmiş olsun

bölüm başkanı hocanın arkadaşı olduğu için muhtemelen sizi ispiyonlayacak ve daha büyük sıkıntı yaşayacaksınız. bence sınıfta ima toplayarak bildirin. 1 kişi iş yapmayın.

mağdur olan kimse o şikayet edebilir "hiyerarşiyi izleyerek".
sizi ilgilendirmeyen bir konuysa sizi ilgilendirmiyordur.

*ist.da bir üniversitede, bayramdan bir kaç hafta önce bir kaç öğrenci bir bölüm başkanıyla ilgili benzer bir sebepten şikayet dilekçesi oluşturdu. muhtemelen hocanın önceki soruşturmalarından da kaynaklanan sebeplerden dolayı konu, bayram sonrası bu şahsın istifa/işten çıkarılmayla sonuçlandı.

** böyle bir konuyu küt diye rektöre atmak çok yanlış.

Bölüm başkanı yıllık izinde. Yerini bıraktığı kişi işte hiçbir işi yapmadı. Dün yapacaktı, yapmadı, bugün öğle oldu yapmadı.

Benim önceliğim açıkçası şikayet etmek değil. Sorunun çözülmesini sağlamak. Ben şikayet dilekçesi versem, beni okuldan atarlar.

benzer bir durumda once bolum baskanina, ondan bir sonuc alamayinca da bolum baskaninin yonlendirmesiyle dekana gitmistim ve sorunum cozulmustu.

Özel üniversitede yeni öğretim yılı için sözleşmesi yenilenmeyebilir, kovulabilir. Bundan biraz daha ağır bir ihmalkarlık yapıp da kovulan hoca biliyorum.

Devlet üniversitesinde hiçbir şey olmuyor. Hatta hoca iyice sıkıntı çıkarabilir. Okulu bitirtmeyebilir.

universite ogrencisisin. bir akademisyenin isini bosladigini fark ettin. ve rektore kosup anlatsam mi diyorsun.

boyle seyler tak diye rektore soylenmez. biraz heyecanli bir ogrenciye benziyorsun. liderlik etme bence sen. madem bir suru ogrenci magdur. elbet akliselim davranacak bir ogrenci vardir o grup icinde. takipci ol

Ağrı olduysa gitmen daha iyi. Zararı olmaz, faydası olur. En azından için rahat olur.

Ben gözlük alırken optikçi odak noktasını işaretlemişti camın üstüne. Atasun değil de hastane çevresinde olan optikçilerden alırsanız daha iyi olur diye düşünüyorum. Onlar daha tecrübeli bence. Artık alırken diyeceksiniz.

Sen atasun'a gidip gözlüğü sipariş ettiğinde alacağın çerçeveyi gözüne taktırıp ipad ile fotoğraf çekiyorlar ya. O fotoğrafta göz bebeklerini işaretleyip camın odağını o noktaya göre yapıyorlar. Bunu yapmadıysan ya da yaptığında gözlüğü kullandığın pozisyonda takmadıysan odak hatalı olmuştur. bir daha gittiğinde bu fotoğrafı çekerken çerçeveyi normal şartlarda nasıl takıyorsan öyle takıp çektireceksin.

tatlı+kitap hediye çeki olur.

Bence doğru değil. Restoran, kafe olsa neyse. Orada kutuya atabiliyorsun. Bir de yanlış anlamayın ama 50 TL şu an para değil. En az 100 olsa daha iyi. Bence bir kitap hediye edip arasına sıkıştırırsan daha iyi olabilir.

Ben olsam hediye çeki almak yerine direkt olarak para verirdim. Tatlı poşetinin içine teşekkür kartı onun da arasına para şeklinde. Öğrenci kişinin her şeyden evvel paraya ihtiyacı vardır. Çünkü gençlik var bedende. Hem onun neye ihtiyacı olacağını ondan başka kimse bilemez, parayı verin neye nasıl ihtiyacı varsa o şekilde kullansın.

Öncelikle çok ince duşunmuşsunuz, keşke bu dunyada sizin gibi hoş duşunenler çogalarak artsa :)

Hangi okulda okuyor bilmiyorum ama aileden uzaksa bir ögrenci için yeme/içme masrafı çok gidiyor. Ben olsam bu marketlerin hediye kartları var, içlerine bakiye yukleniyor ya da hazır bakiye yuklenmiş şekilde satılıyor. Onlardan alıp tatlının yanına koyabilirsiniz gibi geldi. İhtiyacı olan neyse gider alır marketten.

Nakit para yerine hediye kartı olabilir.
Yalnız ibb'de vs nasıl oluyor bilmiyorum ama çoğu firmada bu tarz seyler normal karsilanmaz, niyetiniz iyi bile olsa. Misal bana gelen her hediye tarzı şeyi hediye biriminden onaylatmam lazım yoksa alamam.
Bence ibb ile alakalı bir birimden bir onay alırsanız kizin da başı yanmasın sonra böyle bir düşünceden. O yüzden nakitten uzak durun bence.

Ya o gün yaptığın çiçek çok beğenildi ben de teşekkür etmek istedim. Bir arkadaşınla birer kahve icersiniz deyip parayı verin bence. Tatlı da olursa süper olur. Herkesin parayı ihtiyacı var. Amerikalı tipler bile işini yapan kasiyerlere 1 dolar vererek geziyor. Hiç utanılacak bir durum yok. Hediye çeki falan vermeyin, para verin ki işine yarasın.

Bahşiş genelde hizmeti aldıktan sonra verilir usulüen. Aradan biraz zaman geçtikten sonra bir hediye ya da bahşiş götürmek tuhaf anlaşılabilir. İnce bir çizgi var. Özellikle karşı cinstenseniz konu çok farklı noktalara gidebilir. İyi düşünün derim.

Belki başka bir sipariş daha alıp, onu hazırlarken her ikisini de kapsayacak şekilde bir hediye ya da bahşiş bırakabilirsiniz.

Aynı durumdayız :) Benim de miyop ve 0.5 daha düşük lensler, gözlük 4.5 ve gözlüklü ben de asla rahat edemiyorum. Taktigimda ayağımı boşluğa atiyormusum gibi geliyor. Bu sebeple göz doktoruyla anlaştık 0.25 yaptı farkı :D Şimdi gözlük taktigimda daha rahat ediyorum ama yine de lensle o boşluğa basıyor hissini yaşamıyorum. Default 0.5 mi veriyolardir nedir anlamadım:D

gözüm 4.5 numara miyop. gözlüğüm de lensim de 4.5 numara. hiç sıkıntı yaşamıyorum, neden farklı olsunlar ki?

bi dakika, lens numarası gözlük numarasından daha yüksek değil, daha düşük olur.

sebebi de, lensi doğrudan göz yuvarlağının üstüne yapıştırıyor olmak, ama gözlükle göz arasında bir mesafe bulunması.

benim gözlüğüm -4,75 ve -5,25. lenslerim ise bundan 0,25 daha düşük, -4,50 ve -5,00.

gözlükle de lensle de çok rahatım.

Doktor muayenesinde gözlük için ayrı lens için ayrı ölçüm yaptırın. Lens numaranız gözlükten daha düşük çıkar.

ben de yakin zamanda kontrole gitttim, gozluklerden 0.25 numara eksik yazmis lensleri

Tüm bilgilerin nereyi şikayet ettiysen oraya gidiyor. Direk gönderdiğin şikayet mailini foward edip ilgili kuruma gönderiyorlar.

Ben eşimin çalıştığı devlet kurumunu(memur değil ama çalıştığı yer devletin bir kurumu) şartları iyileştirip düzeltsinler diye cimere yazmıştım. Tam gün çalışmasına rağmen yarım sigorta ve yarım asgari ücret alıyordu. Bir hafta sonra işten çıkardılar bizim çalışma şeklimiz bu diye.

O yüzden dikkat et derim dostum. Burası Türkiye.

O zamanlar açtığım duyuru da burada hatta bak,

www.eksiduyuru.com

bende şikâyet etmiştim bir devlet memurunu, isim cisim açık şekilde adama göndermişler şikayeti. şaka gibi. gerçi adam telefon etti efendi gibi özür diledi helalleştik ama takıntılı birine denk gelseydim olacakları düşünemiyorum.

gizli başvurularda göremiyoruz bilgileri. özel sektör olarak konuşuyorum. çıktı alınan başvuru formunda gözükmüyor. devlet içerisinde bulunabilir belki.

bütün açıklığı ile kuruma iletiliyor, al cevap ver diye.

herkes her şeyi görüyor, herkes yazmış zaten :)

türkiye burası, neredeyse tüm türkiye görür +1

ilgili-ilgisiz herkes şikayet edeni biliyor.

jinekolog istek yapmasi lazim.

özelde evet yaparlar. kan vericem deyin acilden giriş yaptırın ücreti ile yapılıyor

özelde yaptırdım, biraz ücreti fazlaydı ama yaptılar. sanırım devlette de sadece evlilere yapıyorlar zaten

Profesyonel bilgim yok ama

Kadınsınız tahmin ediyorum
İnternette günlük almanız gereken yaklaşık kalori hesabı mevcut
27 yaşında 1.60 boyunda sizin kilo için 1300 -1400 kalori ile kilo verebilirsiniz gibi gözüküyor.

www.calculator.net

Spor yoksa sadece yağdan vermeniz mümkün değil kastan da kaybedersiniz, spor varsa kası korursunuz.

İnsanlar bedenimiz üzerine birçok şey keşfetti ama diyetisyenler hala yirmi yıl önceki listelerle çalışıyorlar. Şevkinizi kırmak istemem ama bana aşırı mantıksız geldi. Hem spor yapmayacaksınız hem de günde 3+ öğün yiyeceksiniz.

Kadınsan kabul edilebilir erkeksen sıkıntılı.

Ya böyle sıfır protein ve sporsuz diyet listeleri bana scam gibi geliyo.

Yeterli kalori almazsan verirsin 3 kilo, yağ oranın da düşer biraz, ama sonuçta kas kaybedeceğin için sağlıksız olur, metabolizman yavaşlar vs.

Zaten vermek istediğiniz 3 kilo ise normal yeme rutininizi biraz daha protein ağırlıklı hale getirip günde 1 saat koşun ya da pilates falan yapın. 1-2 aya halledersiniz.

Malesef ulkemizde diyetisyenlik çok sıradan ellerinde hazır bir liste var sanki hesap makinesi gibi.

Her insanin öyküsü vucut formu farklı haliyle beslenme düzeni de farklı ama diyetisler sablon olarak aynı kafadalar.

Sabah yumurta 1 dilim kepekli ekmek peynir zeytin. Yok ara ögün yok çorba kasigiyla sebze yemegi vs vs.

Öncelikle vucudunu tanı, intermitigin fasting aralıklı orucu araştır 2 yildir yapiyorum çok memnunum.

2. Instgram da dr.rengin börekçi var onu takip etmenin siddetle tavsiye ederim.

Hafta da 1 kez 36 saat açlık ile otofaji yapiyorum 16-8 aralıkli oruc beslenme düzenim.

Sacma sapan ara ögünlerle kan sekeri ve yag yakiminin önüne geciyor diyetisyenler.

ben bizim ilcede her ay farkli bir diyetisyene gittim, listeler hep ayniydi. tabi ki ayni olacak kahvalti vs. ama copy paste gibi bir aynilik. tavsiyem devlet üniversitesi mezunu, hacettepeli varsa ona git. bir tek o diyetisyen bana makina gibi degilde insan gibi davranmisti, verdigi listede ananas olmayan tek o vardi. demek istedigim sürdürülebilir ve günlük hayata uygundu söyledikleri.

benim tanidigim uc diyetisyen de boyle calisiyordu. kilo verirsiniz iste ama yagdan veremezsiniz ve surdurulebilir olmaz. Acik havada bir saat yuruyun her gun spor yapamasaniz da. spor surrdurulebilirligi direkt etkiliyor.

Malesef çoğu böyle. O kadar ezbere iş yapıyorlar ki benim düzenim şöyle değişecek diyince bi program oluşturamıyorlar.

Bugune kadar 4 ayri diyetisyenle calistim, hepsi de( biri haric gerci) hep benim duzenime, istegime uygun listeler hazirladilar.
Bu seneye kadar gec kalkiyordum o yuzden hep gec kahvalti ve 2 ana 1 ara ogun seklinde yapiyordum. Bu sene erken kalktigim icin 2 ana 2 ara ogun olmasina karar verdik diyetisyenimle. Bu arada sporsuz kilo vermek de gayet mumkun. Mezurayla olcum yaparsaniz yagdan gittigini de goruceksiniz zaten. Benim belim 10 cm civari inceldi. Spor olarak sadece yuruyus o da okula, ise giderken falan yurumem yani. Ekstra bir cabam olmadi.

Kalori miktarınız için de boyunuzu bilmediğim için bir yorum yapamıycam benim şu anki listemin de 1250 civari olması lazım. 1400 dü bana fazla geldi o hafta kilo verememiştim bu hafta düşürdük biraz.

evde 2 yildir kedi var, iyi ki de var. ev kedisi bizimki, sokak gormedi yani hic, sessiz sakin takiliyor evde. zaten evden calistigim icin cani da sikilmiyor.

bakiminda pek bir sey yok, her gun kumunu temizle, mamasini/suyunu ihmal etme, sevgi istedigi zaman sev, oyun istedigi zaman oyna tamamdir. mama icin mama makinesi aldik, mamayla da ugrasmiyoruz. su var bir tek her gun degismesi gereken o kadar. yatmadan once 30saniyelik is.

tek sorun tatile giderken olabilir, 2-3 gun cok sorun olmayabiliyor kedisine gore, eger sorun olacak gibiyse anahtari birine birakip gunde yarim saat gelmesini istemek en makulu.

bir diger muhtemel sorun da evdeki esyalara zarar verme ihtimali, bizimki vermiyor(masallah diyelim) o yuzden bir sorun yasamadik ama sizin kedi zarar verirse ne olacagini da dusunmek lazim.

maddi durum olarak, buyuk bir hastaligi olmadigi surece veteriner masraflari cok yuk olmaz diye dusunuyorum. mamalar pahalanmis turkiye'de, gunde 50-60 gram mama yiyecegini varsayarak bi hesaplama yapabilirsiniz, kum fiyatlari da artti sanirim :( ona da bakmak gerekir. eskiden ucuzdu hep...

Ben sevgisiz büyümedim ama sevgisiz bir insandım. Yani herhangi bir insanla kolay kolay empati kuramaz, bir şeye kolay kolay üzülmezdim. Eve kedimiz geldiğinden bu yana sokakta kedi görsem akşam acaba ne yaptı diye düşünen bir insana dönüştüm. Tanımadığım insanlar bir problem yaşadığında onlar adına düşünebilen , kendimi onların yerine koyabilen bir insana dönüştüm. Yani kedi sahiplenmek sayesinde duygu hissedebilen birine dönüştüm. Sırf bu sebeple bile bence sahiplenmeye değer.

Kediye bakamamak çok kolay bir şey değil, maddi imkanınız ve vaktiniz olduğu sürece. Çok çetrefilli bir bakımı yok. Ama hastalıklarda çok kaygı duyabilirsiniz, benim gibi birisi için kaygı duymak yeni bir şey olduğu için zor gelebilir. Kediler zaman zaman hastalanabiliyorlar. Bir de eve getirmeden önce kediler için neler sakıncalı bir bakıp öğrenmek lazım. Bazı şeyleri karşılaştıkça öğrenmek konu bir canlı olduğu için yanlış olabilir. Örneğin asla çikolata ve süt vermemek gerek, yutabileceği şeyleri evde ortada bırakmamak, yavruyken yalnız bırakmamak, temizlik dünleri vb. kimsyasalların kullanımı vs. Kedi biraz evin efendisi ve evi yaşamı ona göre belirleyeceğiniz bir hayvan.

Gözünüzü korkutmak istemedim, zaten bunların hepsi bir kedi sahiplenmenin verdiği mutluluk ve getirilerin yanında hiç bir şey. Bir hayvanın mutlu olması bile yeterli. İnsan elinde paylaşabileceği bir şey varsa bunu paylaşmalı. Paylaştıkça anlamlı gerçekten de hayat.

maddi sikinti yoksa, yer varsa ve evdekiler kedi seviyorsa "kediye bakamamak" diye bir sey soz konusu degil. kopek olsa ok ama kediler baya bagimsiz hayvanlar. mamasini suyunu vereceksin, kumunu temizleyeceksin, hastaysa veterinere gidecek, bir de yasi gelince kisirlastiracaksin o kadar. kedi seviyorsan zaten oynarsin arada bir. baska da yapman gereken bir sey yok.

evdeki ailenin kedi sevip sevmemesi onemli olabilir, cunku yaramazliklar olacak, bazi seyler kirilip dokulecek falan. bunlara gulup gecebilmek gerekiyor.

endiselenecek bir sey yok yani, abartiyorsun.

farklı bir noktaya değineyim. aile evindeki diğer insanların onayını aldığınıza emin olun. odanın olmasından bağımsız olarak, evde kedinin olmasından rahatsızlık duyacak biri olabilir. bir yakınım bu sebeple kediyi geri vermek zorunda kalmıştı.

Köpek olsa farklı konuşurdum ama kedi de bakmış biri olarak düzenli hayat varsa ve para da varsa bir sorun olmaz diyorum.
Köpeklerin aksine ne dışarı gezdirmek gerek ne sürekli taramak, tirnak için eve tirnak sürmesi için bir şey alirsiniz, evde yalnız kalirlar zaten.

Biz de kedi ve köpek arasinda kalmistik ama köpek aldik ki dışarı cikalim, kosalim vs. Ama düzenli hayatimiz olmasa kesinlikle kedi alirdim.

Bence yaparsiniz.

ayrı alanı olsun anlamında diyorsanız bu güzel bir şey ama kedi tek bir odada bakılmaz. ek olarak zorlukları var. benimki 4.5 yaşında, hala yaramazlık yapıyor. bugün telefonu diş geçirerek çatlattı örneğin.

Kedi tek odada yaşamaz.

daha onceki cevabimda dikkat etmemistim ben, oda musait derken yataginin oldugu yer falan diye dusundum. kedi tek odada olmaz tabii evet. dolasmak bolge belirlemek ister.

kedinin kalacağı oda diye bir şey olmaz. kedi sizinle evde yaşar, bir odada yaşayamaz. eziyet etmeyin hayvancığa.

kedisiz yaşadığım her günü neden bu kadar geç kalmışım diyerek yad ediyorum. 1,5 yıldır bir kediyle yaşıyorum. önceden bazı hayvanları severdim, uzaktan ama şimdi tüm hayvanlara karşı inanılmaz şefkat duyuyorum hepsi evladım gibi. insanlar çocuk yapmamalı ve kedi ile yaşamalı diyorum artık.
evladım hırçın olmasa ve maddi olarak bu pahalılıkta daha fazla kediye kaliteli bir hayat sunabileceğimi bilsem daha fazla sahiplenirdim. belki ilerde alanım ve maaşım yeterli olursa fazlası hayalim.

yaparsanız iyi olur havalar çok soğuk olduğu için.
immunex verebilirsiniz.
iki günde bir çeyrek-yarım kapsül arası bir dozu yaş mamaya karıştırırsanız fark etmeden yer.

Yoğurt veya kefir verebilirsiniz, süt vermeyin ama.

Bol tüylü bir kedi ise malt da verebilirsiniz. Birkaç kilo kaliteli mama alıp mama da verebilirsiniz. Dandik mamaların çoğunda taurin yok veya çok az var. O yüzden bir süre kaliteli mama yemesi de faydalı olacaktır. Ben sokak kedileri için mama alırken en çok taurine bakıyorum.

Kadıköy Cemil 'de yaptırmıştım. Ama tez teslim zamanlarına yakın çok yoğun olabiliyorlar.

www.cemilcopy.com

itünün ilgili enstitüsü neredeyse oraya yakın kırtasiyelere google haritalardan bakın, telefonla arayıp sorun bence.

Beşiktaşta da yaptırabilirsiniz. İtüde ki kırtasiyeler genelde cilt için oraya gönderiyor

androidforums.com
Buradaki gibiyse anlatılan yöntemler işe yarayabilir.

Aile hekimleri bu konuda daha anlayışlı olabilir. Akşam acilden yazdırmak yerine ertesi gün aile hekiminden yazdırsanız olmuyor mu?

raporların eskiye göre daha çok incelendiği söyleniyordu. arkadaşıma rapor gerekiyordu; araya tanıdık sokarak bi doktora gitmişti; doktor ancak yazdığı reçeteyi alırsa rapor yazabileceğini söyledi. çünkü "raporu yazdırıyorlar ama ortada alınan bi ilaç yok. bu nasıl hastalık diye soruşturma yiyoruz" demiş..
madem böyle sahte bi rapor olayına gireceksiniz doktoru da düşünerek "dilerseniz ilaç yazın onları da alabilirim" diyebilirsiniz.

özel hastanelerde daha rahat olur. 10 günlük rapor sıkıntı olmaz. hele 2 3 günlük hiç olmaz.

sitesinden bak. gerçekten aynı hızlara farklı kampanyalarda farklı fiyatlar var sitesinde de.

@xrated,

Telefonla aramadan önce internet sitesine bakmıştım ama oradaki kampanyaları mevcut müşteriler için değilmiş, bana öyle bilgi verdiler. Müşteri bilgilerine göre kampanyalar farklıymış. Ama anlamadım nedenini.

anladım, ufak bir tavsiye vereyim. mevcut interneti kapattırmadan turk.net'e taşıma isteği yapabilirsin aslında. daha yüksek hız alacağın kesin. fiyat 100 lira. taşıma işlemi olunca çok rahat kurulum oluyor. sıfırdan abonelik daha zor. türktelekom berbat bir firma.

Türk Telekom gerçekten pişmanlıkmis. Önce taahhütüm bitti diye yüksek fatura gönderdiler, sonra maalesef taahhüt verdim yine yüksek fatura gönderdiler. Neymiş taahhüt verdiğim günden itibaren gecerliymis o fatura dönemi için değil. 16 MB internet artı telefon a 109 TL taahhüt verdim bu daha ilk ayı. Ancak cayma ücretini falan da kabul ettim, netspeed e geçtim 74 MB internet aldım 80 lira falan sanırım.

Yok yahu sağlıksız falan değil. Biraz kolesterol yüksek, ki ilaç verecek kadar değil.

Glikoz da normal. HbA1c de normal. Şeker hastası falan değil, hiç alakası yok. İnsülin de sınırda yüksek, bir daha ölçtürseniz o da normal çıkabilir.

Sadece d vitamini düşük. Ona takviye verir doktor.

Yediğine içtiğine az dikkat etsin yeter.

Doktor değilim.

kyk kredisi/bursu, üniversite öğrenci kimliği (banka anlaşmalı oluyordu bazıları) falan olabilir mi?

Marmara'da doktora yaparken bi Denizbank bi de PTT ile hesap açıp banka kartı kıvamında öğrenci kimlikleri vermişlerdi mesela. Hiç kullanmadım ama duruyordur hala.

daha önce devletten burs aldınız mı? kyk falan da olabilir ya da önceden ilkokulda verilen burslardan.

ya da çalıştığınız bir yer adınıza açmış olabilir.

çünkü izinsiz açmaları olası değil pek.

Şimdi internette aradım, benzer şikayetler var. Birkaç kişinin daha adına ziraatta hesap açılmış. Az önce internet bankacılığı ile giriş yapmaya kalktım, telefon numarası ve tc kimlik girişinde hata verdi, ikisinden biri yanlış diye. Telefon numaramı 10 yıldan fazladır kullanıyorum.

Üniversite kimlik kartımın anlaşması deniz bank ve ptt ile. Ama bu ikisi için imza atmıştım, evime kart geldi. Kyk kredisi ya da bursu almıyorum. Daha öncede burs almadım. Çalıştığım yerde yok.

askere gidip geldiniz mi? iaşeyi ziraat'e yatırdıkları da oluyordu.

Yukarıdakilere ek olarak yetim aylığı vs. için de otomatik hesap açılıyor diye biliyorum.

Teşekkür ederim cevaplar için. playing star again'in yazdığı gibi olabilir gibi geldi durum, üniversitem ziraat ile anlaşmalı değil ama beLki bir işlem için açılmıştır hesap. Şubeye gidip öğrenmek daha doğru olacak gibi.

- başıma geldi -

kimliğiniz kopyalanmış olabilir. şubeden doğru düzgün yanıt alamayabilirsiniz, ziraat bankası internet sitesinde iletişim formu mu eposta adresi mi ne vardı oradan bilgi isteyin. ayrıca adınıza kayıtlı telefon/internet vb hizmetleri de kontrol edin.

- başıma geldi -

bende 26 yazındayım. yorucu bi is yapıyorum. vitamin alıyorum sabahları. Öğlen yemeğime filan dikkat ediyorum. azgin teke otu vitamini alıyorum. baya enerjik hissediyorum. bol bol su bi de

kan tahlili yaptirmalisiniz, ozellikle d vitamini ve demire bakilmali. eksiklik varsa ona gore takviye kullanmalisiniz ama doktora danismadan ve eksiginizi belirlemeden takviye almayin.

tabiki ilk iş doktora gitmek olmalı. kan değerlerinden bir şeyler çıkar.

Demr eksikligi +1 muhtemelen.ilacla takviye olabilir,dogal istiyorsan hurma ye hatta uzerine limon suyu ekle oyle ye.

Sabah kaçta kalkıyorsun?

Söyle söyleyeyim. Üç yaşındaki oğlumun yolda yürümeye mecali yoktu. Biraz yürüyünce kucak ta kucak diye tutturuyordu. Biz de fıtratında tembellik var diyorduk.

Sonra hastalanınca kan değerlerinin özellikle demirin eksik olduğunu, 6 ay boyunca damla kullanması gerektiğini söyledi doktor. Cok büyük direnç gosterdiginden 1 aydan fazla devam ettiremedik. Cok gecmeden domuz gribine yakalandı ve 6 gün hastanede yattı. cok ağır atlattı. Bizi baya korkuttu diyebilirim. Doktoru bu kadar ağır seyretmesinin nedenlerinden biri de kan değerlerinin düşük olması deyince tedavisini bastan başlattık ve büyük bir mücadeleyle 6 ay boyunca hiç aksatmadan damlaları almasını sağladık.

O gün bugündür çocuk atom karınca gibi. Ne kadar uzun mesafeler yürüsek te cocuk bana mısın demiyor. Köye gidince sabahtan akşama kadar aç acina ormanın içinde hoplayıp zıplıyor ama hiç eskisi gibi mizmizlandigi olmuyor.

İlk önce bi test yaptirmanizi şiddetle tavsiye ederim.

demir eksikliği, anemi, b12 eksikliği, tiroid hormonlarında bozukluk.. çok yaygın şeyler en iyisi sağlık ocağından kan tahlili yaptırmak. Kesmezse dahiliyeye çıkmak.

@sta haftanın sadece 2 günü 6'da kalkıyorum. Diğer günler 8-9 gibi. Hatta daha geç kalktığım günler oluyor.

Dgs ile mühendisliğe geçerim düşüncesi ile bilgisayar programcılığı okumak biraz yaş iş. :) Muhtemelen giren herkes bunu düşünür. Atıyorum tamamen 1000 mezun için 20 dikey geçiş kontenjanı olur... Direkt sınavla vir mühendisliğe girmeye çalışmak daha garanti.

İki üç yıl okuyup Bilgisayar programcılığı bölümü mezunu olarak kalırsa mutsuz olur mu onu bir düşünsün.

Bir de aşçılık ve programcılık ne kadar alakasız.

Bir tarafta sevdiği bir alan.. öte tarafta mühendisliğe geçerim varsayımı... Daha kafasinda hiç Bir şey oturmamış bence

@nop+1
Valla o degil de sanirim kafasi en karisik kisi odulunu arkadasina vermek gerekiyor. Hani basliktaki kiyas elma ile armut kiyasini da asmis, ciddi ciddi elma ile bilgisayar kiyasi olmus gibi bisey.

Arkadasina tavsiyem, X'leri bitirip sonra Y yaparim seklinde iki uc asamali plan yapacagina direkt X leri es gecip Y'lere yonelsin. Eger bilgisayar muhendisligi istiyorsa calissin ona girsin, beslenme ve diyetetik istiyorsa calissin ona girsin. Araya on lisans koymasin.

Madem istatistikçi, bilgisayar okuyacağına biraz python öğrenip data science işlerine yönelsin. Yemeği evde yapar yine kendine.

yazılıma yönelmek istiyorsa bilgisayar programcılığı + mühendisliğe tamamlamaya hiç gerek yok. 4-5 senesini ziyan eder. zaten istatistik okuyor ve işin matematiksel temeline hakimken oturup çalışmak istediği alanla ilgili yazılım dillerini öğrenmeye başlayabilir. gerçekten istiyorsa tabii ki bu dediklerim. 4 sene okumasından çok daha faydalı olacaktır inanın ki. ben yazılım sektöründe onlarca istatistikçi gördüm yazılımcı olmuş olan.

Diyebiliriz.
Kendince resmiyet ya da mesafeli takınıyorlardır. Tabi haklarını yemeyelim ama yerine göre haklı sebepleri de olabilir.

Usul şudur, çağrılan kişi oldu ki çeşitli sebeplerle gelemeyeceğini söylediyse bile bir zaman sonra kendisinin davet etmesi gerekiyor.
Biraz da geçmişi telafi eder bu davet.
Hediye alındı ise hediye vermek icap eder.
Samimiyet bunu gerektirir.
Şu zamanda misafirine çay demlemekten aciz birinin evine gitmekte ayrı bir sorun.

(Yazıya bakarak aşk dışındaki normal arkadaşlıkları kastediyorum)

Bence görüşmek istemiyorlar diyemeyiz. Ben biraz üşengeç bir insan olduğum için yazmıyorum, aramıyorum, hep erteliyorum. Ama görüşmek isterim. Bence buluşmak için biraz tez canlı olmak lazım. Bence yaş ilerledikçe o tez canlılık kayboluyor.

Var valla. Hep bi son dakika iptal mesajı atıyor. Bıktım usandım hain şişkot.

benim galiba bu kişi. yani şöyle iki durum da söz konusu oluyor cevap vermemede; görüşelim ama programım nice olur bilmiyorum ortalık çok karışık o yüzden açık bir teklif veremiyorum. ya da görüşelim; aslında çok da görüşmek istemiyorum ve bunu da yeterince ima ettiğimi düşünüyorum ama hala ısrar ediyorsan ne yapayım tamam. -ikinci durumda bir teklifte bulunmuyorum, gelirse değerlendiriyorum müsaitliğime göre. biraz da ifadeleri okumak lazım yani. imaların anlaşılmamaktan ziyade gözardı edildiğini düşünüyorum ben. birine açıkça ben görüşmek istemiyorum demek çok kalp kırıcı bir şey; sanki karşısındakinin çok büyük insani bir problemi varmış ve bu tolere edilemez bir şeymiş gibi algılanabilir çok rahat bir şekilde ne şekilde ifade edilirse edilsin. fakat görüşmeyi istememek artık ortak bir paydada buluşamamak kadar basit bir sebepten olabilir. bir şey paylaşmaya değer ortak bir nokta, bir samimiyet, bir şey bulamamak da olabilir çok insanca. bunu ifade ettiğiniz takdirde uslubunuz farketmeksizin çok kırıcı olabilirsiniz ve bu duruma da (kalp kıran, tenkit eden kişi gibi bir duruma) düşmek istemiyor olabilirsiniz. o yüzden de daha ziyade bu durumu hissettirmeyi tercih etmiş olabilirsiniz. insan da iletişim kurarken tepkileri duygusal olarak okumaya çalışmalı bence, bunu becerememek biraz karşıdakinin ifadelerine de yeterince değer vermemek ve yalnızca 'benim hislerim-benim görüşlerim' evreninde takılı kalmak gibi geliyor bana.

Valla bence de diyebiliriz. Buyuk olasilik ayip olmasin diye 'goruselim' diyorlardir.

Böyle insanlardan biriyim. Görüşmeyi çok tercih etmediğim, ısrarla aramıyor olmama rağmen görüşmek isteyen insanlar oluyor yüzlerine söylenmiyor ama teklifin hiç benden gitmemiş olması ya da söylediklerinde de istekli olmadan tabi demek yeterli gelmiyor demekki. Bence siz teklif gitmesine rağmen karşıdan ekstra atak gelmediyse bir hamlede bulunmayın. Dönerse sizinledir dönmezse hiç istememiştir.

kusura bakma (gelinebilmesini inan çok isterim) ama gelemezsin.
1 ay, iyi ihitmalle A1'in tam bitebileceği bir zaman dilimi.
Yani 1 hafta/10 gün A1.1 ve kalan 20+ günü de A1.2 için harcarsın. menschen kitapları, dw dersleri ve A1.2 kitabına geldiğinde mümkünse biraz özel dersle 1 ayda bu kur biter.
A2 ise biraz daha fazla zaman alır gibi geliyor. bu arada goethe A1 seviyesi için de bir sınava alıyor bildiğim kadarıyla. yani illa bi belge lazımsa...

başarılar ve bizi de haberdar et bir ay sonra : )

Anca gramer kurallarını öğrenmiş ya da ezberlemiş olursun.

Ama içselleşmez. Ağzınıamaya kalk fark edersin zaten. Öğrenme böyle bir şey değil. Hele dil öğrenme de asla değil.. Bu süre zarfında anca yazılı bazı kuralları bilme ezberleme olur. Biliyorum sanırsın ama aktif kullanmaya çalıştığın her an tokat yersin.

Sınavdan bağımsız yazdım gerçi bunları dik öğrenme ile alakalı genel olarak ama sınavda da o iş yaş.

1 ayda der, die, das'ı çözemezsin abi :d

Yani. 1 ayda uzaya da gidersin. Günde 18 saat Almanca çalış bak ne oluyor.

Ben 2.5 ayda kursa gitmeden kendim hazırlanarak Goethe A2 sertifikası aldım bu yaz. 1 ayda çok mümkün değil a1 alabilirsiniz ama. İllaki deneyeceğim diyorsanız TELC sınavları daha kolay oluyor goethe'ye göre.

3 aylık bir sürede kurssuz kazanmak için de, önce youtube üzerinden begi begi ve almanca kolay kanallarından grammeri öğrendim. Bu sırada "extra auf deutsch" ve "nico weg a1-a2" dizilerini izledim. Kalan süremde ise sadece sınava yönelik olarak çalıştım. bol bol deneme çözüp sprechen ve schreiben bölümlerinde gelebilecek her ama her konu için bir metin oluşturup ezberledim. bir yerden sonra bazı cümleleri her durumda kullanmaya başladım. Bu şekilde 2.5 ayda 80 ile geçtim sınavı.

Biri referans (olması gereken), biri de sizin tahlil sonucunuz. Dosyanın üst kısmında belirtmesi lazım hangisinin hangisi olduğunu.

2 ihtimal var.

1. ilk yazilan negatif senin sonuc, ikinci yazilan negatif beklenen referans deger.
2. eger ayni testi bir den cok sefer yaptırdı isen birisi ilk testin sonucu, ikincisi de diger testin sonucu olabilir.

ekran goruntusu olsa yorumlamak daha kolay olurdu.

sez nedir bilmiyorum da ritim için şak şak şak alkışla bir ritim çalıp aynısını yapmanı isteyecektir.

Önce piyanoda bastığı tuşeyi taklit eden naaa sesi çıkarmanı istiyor. Sonra 3 ses çalacağım ikisi aynı birisi farklı olacak, hangisi farklı diye soruyorlar. Birinci ikinci üçüncü artık hangisiyse.
Üçüncü olarak ritim testi-el şaklatma. Başta kısa ama son sorduğu orta zorlukta oluyor.
Dördüncü olarak ilk başta tek sesle taklit ettiğini bu sefer ezgi şeklinde na na na naa diye taklit etmeni isteyecek. Müzik kulağın nasıl diye.
Son olarak da 3 tane grafik veriyor. Sayısal grafikler gibi mesela
\_ (ses önce kalınlaşıyor sonra sabit ses- yaklaşık 4 nota)
/\ (ses önce çıkıyor sonra iniyor/inceliyor kalınlaşıyor)
/—(ses önce çıkıyor sonra sabit kalıyor)
Geçen senelerde piyanoda bir iki ve üç tuşe basıp bu ses kaç tuşe ile çalınmıştır diye sordular ama bu sene sormadılar.
Yine geçen sene tahtaya önceden çizdikleri nota isimlerini sormuşlardı bu sene sormadılar. Ben piyanodan girdim, belki başka branşta bunları da sorabilirler

Tabii ki.

dokuman.osym.gov.tr

Sayfa 3.

evet.

yazarsın, bir engel yok. hocalara söylemen de şart değil, denk gelmezlerse muhtemelen görmezler bile.

bana başka bir iş için farklı okullardan 4-5 lisans öğrencisi geldi dördüncü sınıfa geçen. yaptığımız şeyi makaleye çevirmek isterseniz yollarız dedim ama o aşamada onlara da dediğim lisans öğrencisi açısından sadece ileride mülakatlarda bir işe yararsa yarar.

vay be. fi tarihinde aynı derde düşmüştüm ben de makale yazmak istemiştim ve kafamda senin sorularının aynısı vardı hey gidi :)

makale yazmak için kimseyle beraber yazmak zorunda değilsin. 10 kişi beraberde yazabilirsiniz 1 kişi de yazabilirsiniz. sen bir de sanırım yayınlatmak istiyorsun. tam olarak derdin ne onu öğrenmek gerekiyor. sadece "makalem yayınlandı" demekse amacın bazı prestijsiz dergiler koşa koşa kabul eder, senden başka kimse okumaz belki. kimi dergilere basarsın 300-500 euro onlarda basabilir (öğrenci adamın bu kadar parası da olmaz ya gerçi)

teknik olarak 3.sınıf öğrencisinin makale yazacak kadar, bildiğimiz anlamda güçlü bir dergide yayınlatacak kadar bilgisi olmaz genellikle. binde 2 falan bir orandır.

sanırım sen de benim gibi derli toplu bişeyler olsun, bi belgem olsun vs istiyorsun. bunun 2 yolu var. ya bölümüne göre güzel bir internet sitesi vb yere gönderip yayınlatacaksın, ben mesela mühendis beyinlere (bi aralar çok popülerdi şimdi baktım 2-3 senedir aktif bile değil) yazı göndermiştim. ya da daha sonra çoğunlukla daha çok derli toplu ve içi dolu yazılar yazmış ve kendi arşivimde saklıyorum hala. herhangi bir dergiye göndermedim, gönderecek kadar da akademik değildi. mesela bir defasında türkiye'nin güneş enerjisi durumunu analiz etmiş, diğer avrupa ülkeleriyle kıyas edip mevcut konumunu çıkarmıştım. tamamen meraktan ve boş olduğum bir zamanda yaptığım bir şeydi. 3 hafta 7-8 kitaptan, dergiden okuduklarımdan çıkan 9 sayfalık bir makaleydi.

illaki bir yerde de yayınlatman gerekmiyor. ya da internet sitelerinde de yayınlatabilirsin. bunlara başlamadan da bölümün alanınla ilgili 2-3 tane 5-10 sayfalık bişeyler yazmaya bak derim. gerisi gelirse, o motivasyonu kendinde görürsen zaten peşi de gelir

tek başına makale yazılır ama aynı şekilde sokaktan geçen tanımadığınız bir adamla da makale yazabilirsiniz, burada sınırlama yok.

hoca işine neden karşısın bilmiyorum ama onların bu konuda vereceği danışmanlık çok önemli olabilir. ben olsam düzgün bir research proposal hazırlar, hocaların kapısını çalar ve danışmanlık isterim. hatta bi sor soruştur, belki global undergraduate awards için bile desteği vardır okulunun(bizde fon sağlıyorlar).

herkes istediği gibi, istediği kadar makale yazabilir.

Yanıtlarınız için teşekkür ederim. Bölümdeki hocalarım hep kendilerine yağ çeken öğrencilere karşı iyiler, benim gibi yağ çekmeyenlere inanılmaz kötü davranıyorlar. Ben bu konuyla herhangi bir hocaya gitsem, buradaki cevaplardan bir cümle bile söylemezlerdi.

eğer bir derleme makalesi yazmak istiyorsanız başka birisine ihtiyaç duymazsınız. hatta güncel bir konuda yazarsanız iyi bir dergide yayınlanma ihtimali de olabilir. ama söz konusu deney, anket çalışması vs yapıp bunu makaleye dönüştürmekse etik kurul başvurularında lisans öğrencilerinin ancak bir hocayla beraber araştırma yapabileceği şeklinde bir ifade bulunuyor. her üniversitede böyle bir kısıtlama var mı bilmiyorum ama bu durum sorun olabilir. okulunuz dışında bir hocaya veya doktora öğrencisine ilgilendiğiniz konuyu aktarıp çalışmayı onunla da yapabilirsiniz bu arada.

Bir ara aşı yok diye 6 haftaya çıkarmışlardı sanırım. Randevu sisteminin randevu verdiği en erken tarihte asi olmakta fayda var şahsi görüşüm bu yönde.

"Şimdi aşı randevusu almak için sisteme girdiğimde 23 Eylül tarihinde yani 21 gün sonraya aşı randevusu alabiliyorum."

normal suresi bu.

Basta 6 haftaydi, sonra sirasiyla 4'e ve 3'e dusurduler. Epeydir 21 gunde. Ben de o sekilde oldum.

Teşekkür ederim yanıtlarınız için bu süre tam 21 gün olmak zorunda değil, öyle değil mi? 23 gün olsa bir sorun olur mu?

23 gün de olur. Burada daha önce referans verdiğimiz yazılar vardı, bulursam eklerim. Biontech için iki doz arası ideali 21 gün, mecbur kalınırsa 42 güne kadar yolu var diyorlardı.

Edit: www.cdc.gov
The recommended interval between doses is 21 days for Pfizer-BioNTech and 28 days for Moderna; however, up to 42 days between doses is permissible when a delay is unavoidable.

Bu arada Biontech olduğunu varsaydım ama Sinovac için de iki doz arası önerilen aralık 2-4 haftaymış. Yani 23 gün yine olur, sıkıntı değil.
www.who.int
WHO recommends an interval of 2–4 weeks between the first and second dose.

Edit: Başlıkta Biontech yazıyormuş ya zaten. -_-

15 hafta sonra oldum.

@kobuzchu kiz çok teşekkür ederim yanıtınız için. Evet biontech aşısının ilk dozunu oldum.

Avrupa'da 7 hafta arayla yapıyorlar şu an.

bunu kanıtlayabilecekler mi?

her halukarda bir avukatla görüşmekte fayda var. ama parayı babadan habersiz aldığını nasıl ispatlayacaklar? adam vefat etmiş

1-2 gune gecmezse (veya kotulesirse, renk degisimi olursa) doktora gostersin. asiyla alakali olmak zorunda degil. benzeri bana hayatimda ilk defa ilk doz asiyi olmadan 3 hafta once oldu rastgele. oluyor yani. asi olduktan sonra olunan her sey asiyla alakali demek degil demek istedigim. gecmis olsun.

böyle birini tanıyorum; dışarıdan bakınca oldukça başarılı ve kendini "kurtarmış" görünür ancak yaşadığı travmalar yüzünden belirli "defoları" vardır. güzel kazanır, güzel yaşar ama ne kadar mutlu ve huzurludur tartışılır. kaos peşini bıraksa bile izi kalıyor anladığım kadarıyla.

Kurdum.

Benim yakından tanıdığım biri var. Şu an kurma aşamasında ve eminim sonrasında da çok güzel olacak.

Güzel hayatlar kuruluyor, güzel paralar kazanılıyor ama dediğin gibi o yükün izi hep kalıyor bi tarafta.

Aile çok önemli.

bahsettiğini gerçekleştirmiş biriyim.

var, gayet mümkün, kendimden biliyorum.

kurban rolünü benimserse kendisini kurtaramaz maalesef. ama çözüm odaklı bir strateji belirleyebilirse kendine üstesinden gelebilir. olumsuz koşulları şayet dönüştürebilirse çok iyi bir itici güç ve motivasyon kaynağıdır.

farkındalığını yükeltmesi gerekiyor. okuyacak, araştıracak. affetmek zorunda değil ama ailenin bunları yaparken ki kültürel kodlamalarını, mental durumlarını, diğer toplumsal motivasyonlarını anlamaya çalışacak. arada ki bağları kurdukça zaten o ajite ruh halinden sıyrılacaktır.

bir de alabileceği önlemler varsa onları bulacak uzmanlarla görüşüp. misal diyelim ki ailede mental bir rahatsızlık var. bunun genetik aktarımı var mı, varsa nedir ne yüzdededir, bir önlem alabilir mi, etkisini azaltabilir mi gibi gibi konulara gerekiyorsa ciddi bir bütçe ayıracak. hatta mümkünse bunu en geç 25-30 yaş arasında tamamlamaya çalışacak ki hayatının bütününe sirayet etmesin.

o kaostan beslenmeye başladıysa ve hayatına taşımaya devam ediyorsa gidecek uzmanlardan destek alacak. aileyle ilişkileri sınırlayacak, gerekirse tmamen sıfırlayacak. "ama aile olmazsa sen bir hiçsin" melankolisi ve dayatmasından uzak duracak. kendisini anlayan, destekleyen, bu kararlarına saygı duyan bir çevre kuracak kendisine.

daha uzun uzun yazabilirim ama esas olan nokta şu; kader gayrete aşıktır, gayret edecek, kaderini kabullenmek zorunda hissetmeyecek.

Ben. Kurtarmama ramak kaldı galiba, bilemiyorum önümü göremiyorum şimdilik belirsiz ama elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım.

Gabe, baban tam bir ..cı imiş. Üvey annen de masum çocuklara yaptıkları ya bu dünyada ya diğer dünyada çekecek.
Ben bir üvey anne tanıyorum, melek gibi, kendi çocuğundan ayırt etmedi ilk çocukları. Şimdi üvey çocukları onu sayıp seviyor. Böyle de olabilirmiş

belirtilerini bilmiyorum yani galiba pat diye kalbe, beyne falan atıyor direkt. ama pıhtılanmayı önleyen ilaçlar ve kan sulandırıcı ilaçlar var onların kullanılması lazım. tabii hep kullanması lazım tedavimi oldum bitti diye bir şey yok. tabii doktor babama öyle söylemişti kalp krizi geçirdiğinde.

beyine pıhtı atarsa, buna inme diyoruz; ilk 4-5 saat içerisinde inme merkezi olan bir hastaneye sevk edilebilirse müdehale ile en az hasarla tedavi şansı var.
hastane.deu.edu.tr
istanbuleah.saglik.gov.tr

seninle aynı durumdaydım tamamen. hatta benim 10 sene önceydi ehliyeti alış tarihim. geçen sene armuttan bir hoca buldum, ders başına 100 lira anlaştık. yaklaşık 4-5 derste kendim trafiğe çıkabilecek duruma geldim. yalnız kendi aracım var onunla çalıştık. onun arabasıyla çalışılırsa bir 50 lira fark alırlar herhalde. istersen numarasını verebilirim. ben de sana yakın bir yerlerde oturuyorum bu arada.

tanıdığınız biri yok mu hiç? biz böyle durumlarda tanıdığa başvururuz mutlaka biri çıkar.

Sarıyer tarafında bir yerle yeni anlaştım. Ben de 6-7 yıldır araba kullanmadım (ve İstanbul'da hiç kullanmadım)

Ders saati(40-45dk) 140tl, 10 ders saati 1200 tl'ye anlaştık. Her sürücü kursu bu hizmeti veriyordur ya gidin birine kaydolun.

Bütün dersleri tekrar alıp AA ile verirse 4.00 ile de bitirir. Onun haricinde şimdiye kadar verdiği derslerin kredisi, bundan sonra alacağı derslerin kredisinden fazlaysa ve eski dersleri tekrar almayacaksa 3.00 ve üstünü göremez.

Ohoo. Daha 2 yıl var. 2 yılda 3'ü geçebilir ama daha 2. sınıfta 3 dersten kalmamak lazım. Çünkü hayaller AA, gerçekler CC durumu oluyor.

Cc notu ve üzerini tekrar alamıyoruz. Üniversite yönetmeliği izin vermiyor..

"kolay mı olur yoksa zor mu?" yani bunu bilemeyiz seni ve bolumunu tanimadan ama -asiri duz bir hesapla- ortalamayi 3'e cekmen icin 3. ve 4. sinifta neredeyse butun derslerden AA alman lazim. Bu da cok zor.

"Sırf ortalama için gerekirse kayıt sildirip, yeniden kayıt olup ders saydırmayı bile düşünüyorum."
Bunun icin tekrar sinava girmen lazim. Ugrastirici ama yapilmayacak is degil eger not ortalamasi senin hedeflerin icin asiri onemliyse.

Matematiksel olarak mümkün olabilirliği kolayca hesaplanır. Tahminen kalan derslerin çoğunu AA ile geçmek gerekir. Ben yapanı görmedim. Ama mantıksal olarak pek mümkün gözükmüyor. Averajla gruptan çıkanın şampiyonlar ligini alması gibi bir şey. Neden 3 ortalama olmak zorunda?

1- yarın anlatacağın konuya hakim ol
2- yarın çözeceğin soruları bugün çöz
3-nerelerden soru gelebileceğini tahmin et sen olsan ne sorardın
4-çok fazla muhabbet etme ama arada küçük sorular sorarak ciddi havayı kır
5-öğrenciye mutlaka soru çözdür
6-dersi gereksiz uzatma

Özel dersi nasıl buldun bilmiyorum ama kendini tanıtmaya pek de gerek yok. Bir test kitabından konu sıralamasına bak. Bütün konuları anlatacaksan mutlaka plan yap. Kaç hafta ders alacak öğrenci ona göre konuları böl. Sınava kadar bitirebilmek açısından. Derse başlamadan planı anlat öğrenciye.Konu anlatma ve soru çözme şeklinde gideceğini ( ya da başka şekil) söyle. Geriye kalan şeyler için rodeocu+1

Anlatacağın konunun kazanımlarını oku, çok yardımcı oluyor. Okulun klas bir okulsa da söyleyip hava atabilirsin. Kullanacağın yayın önemli, öğrencinin seviyesini öğrenmeye calis ilk derste. Derste kullanacağın kaynakları ona göre seçersin. Bir de çözeceğin soruları önceden çöz, anlık takılmalarda bile surat asıyor bazı öğrenci.

Öğretmenim. Otorite endişesi yaşamanız için bir neden yok. Oraya öğretmen olarak gidiyorsunuz. Konunuza hakimseniz dersiniz çabucak geçecektir zaten. Bir de öğrencinin istediği yerde soru sorabilmesine olanak tanıyın, bunu ona mutlaka söyleyin.

TYT ve AYT hazırlıksa şok olabilirsiniz. Bazı kitaplar bayağı zor. İyi çalışın. Soruyu çözemediyseniz ya da yanlış çözdüyseniz toparlamaya çalışmayın, daha sonra bakın o soruya.

Öğrenciyle ne kadar iyi bir iletişim kurarsanız derslerinin ilerlemesi o kadar kolay olur.
Çok ciddi durmadan çok da ileriye gitmeden en azından size soru sorabilecek güveni yaratmalısınız. Zamanla olacak şeyler bunlar.

Konu planlaması olarak da o derse ait bir kitabı referans alıp ders verilecek ders saatiyle orantılı olarak bir olan yaparsınız.

Şimdiden kolay gelsin :)

Ah ahh ilk ozel derse gidecegim gunun heyecani geldi aklima :)) konuyu en az bir kere evde kendine anlat :) cozecegin sorulari yala yut. Sen ogrenciyken o konuda nelere takilmistin, veya sen olsan nereyi sorardin gibi gelebilecek sorularin cevaplarina prova yap. Bunlar hep ilk dersin oldugu icin, zamanla alisilacak seylerdir merak etme. :) İlk 3-5 dk havadan sudan muhabbet et, sonra dersini/derslerinizi nasil isleyeceginizin planini acikla. Mesela ne kadar sure ders alacaksa ona gore hangi derste hangi konuyu anlatacaginin planini yapmis ol, ogrenciye de bunu soyle. İlk gun 10 dk filan boyle gecer, sonra kalemi eline alirsin bam bam bam.

İyi dersler hocam! :)

Module'u bilgisayarınıza kurmanız lazım önce. Terminale girip pip install numpy yazın.