[]

Access IBM ile Service Pack 2'yi nasıl barıştırırım?

IBM R40 kullanıcısıyım. Windows'un kablosuz ağ yönetim arabirimini pek beğenmiyorum. En azından daha fonksiyonel arayüzler olduğunu duydum.

Neyse, IBM'in de bu tarz bi kablosuz ağ yönetim arabirimi olduğunu söyledi arkadaşım. Ben de araştırdım, mevzubahis arayüz sanırım Access IBM programında mevcutmuş. İndirdim kurdum bi güzel. Fakat nedense kullanamadım, menü geliyor ve o kadar.. Menüde de wireless ilen alakalı bişiy yok gibi ya neyse. İnternette biraz eşelendikten sonra şöyle bişiy okudum;

I remember when I updated my X31 Thinkpad to SP2
there was a note on the IBM website that Access IBM would not work
properly with SP2 and to use Windows' manager instead. IBM may have
updated their Access IBM by now.
kaynak: www.velocityreviews.com

Neyse görünen o ki IBM Lenovo oldu olalı bu tarz güncellemeler aksıyor..

Uzun lafın kısası yok mudur benim bu Access IBM'i kullanmamın yolu?
Sebep SP2 değilse de nedir ki? Var mıdır tecrübe eden?

 
valla bende t40 kullaniyorum sp2 li xp de yanında ama bende bir problem yok, bu wireless yöneticisi programın ismi IBM acess connection diye geçiyor klavyede de fn+f5 ile çıkıyor piyasaya sana tavsiyem IBM sayfasından support kısmındaki downloads bölümünden cihazının model bölümünü girerek arama yaptır ve çıkan tüm programları notebook a yükle. bulamassan bana haber et buluruz bişiyler


  • delidir yakalayin  (04.04.08 11:17:06) 
[]

Aztv'deki dikdörtgen logo nedir?..

Azerbaycan Devlet Televiziyası Aztv'yi açtığımda çoğunlukla gördüğüm, sağ üstteki kanal logosunun aşağısında (kabaca saat 3,5 yönünde) kalan, dikey duran dikdötgen şeklindeki logonun anlamı nedir?

not: resimde çizmeye çalıştığım gri şeye benziyor..

edit @tribal enfexion: bahsettiğiniz şey olmadığına emin gibiyim. çünkü bundan başka logo görmedim ve logo olmaya da biliyor. logo olduğu zaman da bütün yayın boyunca orada öylece duruyor, görünüp kaybolan cinsten de değil.

 
aslında bu işaret eskiden yoktu aztv de.kesin emin değilim belki belgese,röportaj tarzı şey gösterdikleri zaman oluyor bence.


  • alternatif  (02.04.08 11:59:52) 
[]

miniDV kalitesi ve bilgisayara aktarım

1. miniDV kayıtları bilgisayar ortamına aktarırken maksimum kaça kaç ebatlarda kaydedebiliyoruz?

2. HD videolardan daha yüksek çözünürlükte kaydetme şansımız var mı?

3. bu maksimum çözünürlükte bilgisayara kaydetmek istersek, 1 dakikası ortalama kaç dakikada encode ediliyor?

4. 640x480 gibi bir çözünürlükte bilgisayara kaydetmek istersek, 1 dakikası ortalama kaç dakikada encode ediliyor?

5. bu iş için en kullanışlı ve hızlı programlar hangileridir?

6. bu iş mantıklı mıdır? yani hem harddiskli bir video kamera almayarak daha az para ödeyip, hem de istediğim (veya tatmin olacağım) kalitede bilgisayara aktarabilir miyim?

(miniDV video kamera satın alma aşamasındayım da..)

 
1 720X576

2 HD den daha yüksek çözünürlükte kaydetme şansın var bazı capture kartları 2k ya kadar capture edebiliyor. fiyatları 4000 $ dan başlıyor

3 real time olur capture, yani kayıdın kaç dakikaysa o kadar sürer

4 aynen

5 1394 den bağlayıp premiere pro kullanarak uncompressed capture edebilirsin

6 mini DV her türlü en mantıklısıdır. harddiskli kameralar kendi codec lerini kullanarak kaydedeler ve genelde mpeg codec kullanıyorlar. eğer kurgu'ya gireceksen çektiklerinle mutlaka mini dv tercih et.
  • sijwocaq  (11.03.08 16:30:45) 
bu arada ikinci soruya cevap olarak, kamera almayı düşündüğünü sonradan okduğun için ekleme yapayım. mini dv kamera ile kaydettiğin görüntüyü 720X576 dan daha yüksek bi çözünürlükte kaydedemezsin


  • sijwocaq  (11.03.08 16:32:06) 
mini dv camera alcaksan en önemli faktör senin için kaç ccd lik bir makine olduğu: burda panasonic in rakiplerine açık ara fark attığını görüyoruz, çünkü mini dv lerde 3 ccd yi en ucuza mal eden firma panasonic. şu anda piyasada çok iyi fiyatlara 3 ccd lik bir panasonic bulabilirsiniz. kendim bir panasonic nvgs 140 kullanıcısı olarak kesinlikle panasonic i öneririm. sadece kamera kullanmayıp aynı zamanda kurgu da yaptığım için tek ccd lik kameralarla 3 ccd liklerin farkını çok iyi biliyorum. şöyle söyleyim ccd mantığın anlatmak açısından, 3 ccd olayı kısaca kameranın her ana renk için ayrı bir işlemci kullanması diyebiliriz. bu sayede renkleri gerçeğe en yakın haliyle verirler. ancak tek ccd lik makinelerde kırmızıyı kahverenginin bi tonu zannedebilirsiniz rahatlıkla.
- kurgu için de premiere pro yu tercih edin derim. kkymn.com dan beleş türkçe anlatımlı premiere derslerini izleyip programı öğrenebilirsiniz.
- ayrıca sormadıın bi soruya daha cevap vereyim ham mini dv görüntüsü 5 dk sı 1 gb yer kaplıyor.
  • rentts  (11.03.08 20:53:43) 
www.hepsiburada.com
ayrıca bir diğer önemli özellik de lensler. panasonic dünyanın en iyi lensleri olan leica yı kullanmaktadır. sadece lensi için bile alınabilir.

  • rentts  (11.03.08 20:57:29) 
[]

arşivlik boş DVD tavsiyesi

birkaç arkadaşımla kendimize büyük bir arşiv kopyalama görevi edinmiş bulunmaktayız. 100~150 DVD yazmamız icabediyor. bu kadar zahmete doğal olarak sonucun kalıcı olması temennimiz. uzun zamandır da bu tarz boş medya olaylarını takip etmemiş biri olarak, bilgim ancak 5~6 sene öncesine dayanıyor. bir zamanlar TDK, Verbatim, Sony, Maxell gibi markaların adı geçerdi, gerisi fason olarak nitelendirilirdi ve bunlar kullanılırdı. fakat biliyorum ki teknoloji gelişti, bimbir çeşit boş medya çıktı. biz büyük ihtimal standart (4.7 GB) DVD'ler kullanacağız.

şimdi kısaca sizlere sorum şudur ki; en kaliteli boş DVD hangi markanındır? uzun ömürlülük, dayanıklılık esastır. fiyatta esneğiz diyim, tuzlu tavsiyeleri de duyalım değerlendirelim, ama varımızı yoğumuzu buna yatıracak da değiliz tabi. bi yardımcı oluverin be..


 
  • sourlemonade  (18.02.08 14:07:01) 
dvd yazıcı alınca bu konuda yerli yabancı tonlarca şey okudum ve sonunda hepsinin geldiği ortak nokta verbatim oldu. ben verbatim alıyorum (mavi olan azo dediklerinden) ve şu ana dek hiçbir surette yanma, okumama vs sorunu olmadı..


  • süpermaninkızı  (18.02.08 14:09:27) 
Bu ilse profesyonel ilgilenen kisilerin soyledigine gore uygun dvd markasi, dvd writer inizin markasina baglidir. bunla ilgili guzel bi makale okumustum ama nerde okudugumu hatirlamiyorum.. ama butun markalar icin genelde en uygun dvd verbatim oluyor.


  • theli  (18.02.08 14:20:13) 
ben maxell dvd+r kullaniyorum, ve gercekten en kucuk bir problem yasamadim, ki belki 500un uzerinde dvd cekmisimdir maxell'le, tavsiye ederim bu acidan.


  • samfisher  (18.02.08 14:35:58) 
princo olmadığı kesin.

şimdilik verbatim ve maxell ile hiçbir sorun yaşamadım. Yalnız philips beni yarı yolda bıraktı. Eski bir arkadaş Lost çekmişti bana ve dvd'lerde okuma problemi yaşamaya başladım. Gerçi hayrını göreme demiş olma ihtimali de var...

edit : bu arada kolpa verbatimler de var, alacağınız ürün @süpermaninkızı'nın dediği gibi "metal azo" olsun, altı koyu mavi tonlarında.
  • kimlanbu  (18.02.08 15:02:25) 
philips yada maxell in +r..


  • pain  (18.02.08 15:06:58) 
teknosadan aldığım "tdk dvd+r"leri çok beğendim."lg" tavsiye etmem.10luk paket aldım 6 sı yandı.onun haricinde ucuz olsun dersen kesinlikle diamond" derim.


  • glasscow rangers  (18.02.08 15:33:47) 
kesinlikle ve kesinlikle sadece ve sadece Verbatim. DVD'leri 16x yerine maksimum 8x'de yazin. Benim a$agi yukari 300dvd'lik bi birikimim var. 300'u de Verbatim. Vaktiyle Philips falan olanlar vardi, onlari da bo$ vaktimbe Verbatim'e ta$idim.

Kopyalamada "veri tanimlama" ciddi anlamda eziyete donu$ur; ama ben kendim yazarken kesinlikle kullaniyorum. Muhtemelen veri tanimlamayla ugra$mayacaksiniz, yani 150dvd'yi bir kerede kopyalamak veri tanimlama dahilinde ba$ olacak i$ degil, hak da veriyorum. ama yazim hizi olarak 8x'in uzerine cikmamanizi $iddet ile tavsiye ediyorum. son sozum budur, evet.
  • jack o lantern  (18.02.08 18:27:51) 
[]

John Locke'un yarası..

yau arkadaş envai çeşit yara yapıyolar anlıyorum da, böle girintili kesik/çizik yarasını nasıl yapıyolar anlamıyorum ya.
var mıdır makyajdan anlayan aydınlatabilecek?

ahan da size bi de resim: www.redzeppelin.org

 
eheh valla evde denemiştim ben küçükken. böyle deriyi büzüştürüp uhuyu döküyosun. kuruyunca yara izi gibi oluo. üstünü de fondotenle kapattın mı oldu gitti.

not: belki bi fikir verir diye söledim:D
  • jangara  (12.02.08 21:27:39) 
puahahaaah işte budur ya :)
esasen nasıl yapıldığını da merak ediyorum,
ama benzer bir mantık geliştirmek için de çok düşünüp bir sonuca varamamıştım.
teşekkürler..
  • bardsbow  (12.02.08 21:45:01) 
bu ilkokulda yapılıp salak salak sırıtılırdı, uhu döküp büzüştürdükten sonra kırmızı kalemin ucuna tükürüp büzüşük yere sürülürdü.

ayrıca elin tam üstü ideal yerdir. dene bak walla.
  • thefirstfbli  (13.02.08 00:27:43) 
browse.deviantart.com

bir de böyle seyler var,hani neler neler yapıyor millet biz hala oturalım babında:P
  • demoniclewinsky  (13.02.08 15:10:55) 
[]

rahatsız edici şarkılar..

Philips, Aurea reklamında çalan "Siboney" şarkısı sebepsiz yere beni germekte ve ürpertmektedir efendim.

sanki bir psikolojik gerilim filmi izler gibin veyahut "A Clockwork Orange" gibin bir his ne bileyim.

şarkıyı ilk kez duyduğuma emin olmama rağmen bilinçaltımın bana ne çeşit bir oyun oynadığını anlayabilmiş değilim.

benzer sapıkça duyguları LOST'un 2. sezonunun açılışında "Make Your Own Kind Of Music"te ve 3. sezonun açılışında "Downtown"da da yaşamıştım.

acaba nedir bütün bunların sebebi?
ortak duygulara sahip yandaşlarım var mıdır acep?
yok mu bana bir açıklama yapacak olan?

 
"siboney" adli parcanin sizi germesi kanimca reklamda kullanilan renkler ve ambiyansla alakali. ambilight'i vurgulayacagim diye arkadan verilen cart kirmizi renk size bazi kanli sahneleri cagristiriyor olabilir. aslinda siboney cok neseli, enerjik bir parca, mesela ben dinledigimde gozumun onune sahilde verilen kalabalik bir parti geliyor.


  • weeping guitar  (12.02.08 10:29:48) 
eskiden müzik tedavi amaçlı kullanılıyordu bilindiği gibi. çalınan enstrümanlardan, dinlenme vaktine, ritminden makamına, havasına her şey hissedilen duyguları etkiliyordu. müzikle terapi yapılıyorsa farklı bir müzikle ters terapi de yapılabilir.

bir şarkı dinlediğinizde "bu melodi beni hüzünlendiriyor" diyebiliyorsanız, aynı şekilde neşelendiren bir melodi de olabilir, geren, ürperten de. film müzikleri de yine insanı mood'a sokmak için yapılmıyor mu..

benzer duyguyu einsturzende neubauten - garden parçası da veriyor mesela. bunu bilen müzisyenler de ustaca kullanıyorlar sesleri. müziği sanat yapan şey de bu olsa gerek.

sadece insan yapımı müzik değil, bir kuşun ötüşü, rüzgar, su sesi de bizi etkiler.

yani aslında biz seslerden etkileniyoruz, bu da son derece doğal. ruh hali duydugumuz, dokundugumuz, gördügümüz kısaca hissettiğimiz her şeyden etkilenir.
  • nihilanth  (12.02.08 10:31:48) 
ilgilenen arkadaşlara katılmakla birlikte sanırım cevabımı kendim buldum.
örnek verdiğim 3 şarkı da kendi içinde dingin veya eğlenceli, pozitif şarkılar.
fakat şarkılara fon olan görseller baskı, stres, kaos, düzensizlik; özetle negatif sayılabilecek şeyler içeriyor..
bu yoğun kontrast armoninin etkisini tersine çeviriyor ve gerginlik aşılıyor olabilir gibime geliyor.
tıpkı "A Clockwork Orange"daki gibin.
budur..
  • bardsbow  (15.02.08 02:53:47) 
[]

POPOMUNDO karakterimi satmak istiyorum

ya benim çok güzel bi popomundo karakterim var.
paraya da ihtiyacım var az buçuk.
zamanımı da çaldı çok, istemiyom artık.
kabaca özetlemek gerekirse, 100 civarı yetenek yıldızı var ve dünya turu yapmış bi arkadaş kendisi..
neticede satasım var, ama hiç görmedim satan falan, almaz mı kimse bunu?
nedir ne değildir bu işin piyasası?

 
valla "her az kendi talebini yaratır." yada "her topal atın* bir kör alıcısı vardır elbette." den yola çıkarsan birilerini bulabilirsin belki ama bunun nerde olacağı belli olmaz sen bence en iyisi, oyuna yeni başlayan acemileri yakala popomundodan belki onlardan çıkar bir talep. ayrıca şöyle bişey söyleyeyim; senin karakterine yakın bir karakteri baskın diye başkasına veren sonra geri alabileceğini söyleyen birini biliyorum sen de böyle yap. bulursan müşteri alır satarsın. benim de bir karakterim var 90-100 arası yıldızı olan daha isteyeni görmedim. ama en doğru yerin yine oyunun içi olduğunu düşünüyorum. dikkat et çünkü bu kurallara aykırı.


  • SoLfej  (11.02.08 17:57:54) 
[]

PSP browser'ında ek$i sözlük?..

ya ayıptır sölemesi bende psp var, lakin browser'ından şikayetçiyim.
smart fit, just fit, ot fit, bok fit, bi türlü adam gibi göstertmiyo sayfaları.
maksadım avucumun içinde sözlük okumak, 3 frameli yapıyı denyo bi türlü oranlıyamıyo falan.
neyse anlatabildim sanırım.
bunu düzgün görmenin bir yolu var mıdır?
veyahut psp için farklı homebrew bir browser tavsiyeniz bulunur mu efem?

 
assert h nickli kullanıcıya soruyosun hemen cevabını alıyosun. =) psp uzmanı o'dur


  • atrin  (11.02.08 16:46:44) 
malesef duzeltme $ansi yok. oyle.
illa okumak istersen kendin adresi yaz derim. sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=baslik $eklinde.
homebrew browser denemedim ben, guvenemedim acikcasi. deneyen arkada$larim oldu, default browser'i mumla aratiyor demi$lerdi. $imdilerde durum nedir bir bakmak lazim, bilgim yok homebrew browser konusunda.

edit: bir sure takildiktan sonra ali$iyorsun ama ekleyeyim. her ne kadar gicik olsa da. benim baya entry yazmi$ligim falan da var. tabi saglam sinir lazim olabiliyor (:
  • sourlemonade  (11.02.08 16:50:47) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.