Ekşi Duyuru

Dayım kiloluydu, spor falan yapmıyordu ve bir dubai gezisinde bodoslama bungee yapmıştı. Dalış için bilmiyorum.

Tüplü dalış için zindelik gerekmiyor. Yüzme yetisine de pek gerek yok

Tüplü dalış için bol miktarda nefes egzersizi yap. Ciğer kapasiteni geliştir. Hatta yogaya başla. Faydası olur. Ciğer dışında da bir şey lazım değil diyeceğim de nabzın bu işle alakası var. Uzun mesafe koşularına başla o zaman.

Bugün koşu sorusu diye bir soru vardı. O koşudan yap.

Bir de başlamadan önce çok sağlam bir kulak muayenesinden geç. Bu merakları sonrası kulaklarını ellerine almış iki arkadaşım var. Zarlarda, östaki borunda sorun varsa maceraya hiç gerek yok.

Diğer konudan hiç anlamam. Akıl da erdiremem.

Scuba için genel sağlık durumunuzun iyi olması yeterli. Astım, kalp rahatsızlığı vb. varsa doktorunuzun onay vermesi lazım. Mirket'in bahsettiği serbest dalış sanırım. Nefes tutmamanız gerektiği için akciğer kapasitesi ile bir ilgisi yok tüplü dalışın.

Çok iyi bir ortopedik yastık.
Düzenli spor ile zayıf kasların güçlendirilmesi (Kesinlikle FTR uzmanının tavsiyesiyle)
Belki 15-20 seans fizik tedavi
ve bundan sonra dikkatli bir hayat.

Kaynak yapıyorum ama hangi doktora gittiniz? Ben de bel fıtığımı kontrol ettirmek istiyorum ama hangi bölüme gitmem gerektiğinden emin olamadım.

Spor yapın. Yüzme falan hikaye, yavaş yavaş kilo artırabileceğiniz bir spor salonuna yazılın. Bilinçsiz yapılan spor yüzünden boynumdan fıtık olduğum halde, bilinçlenerek bu fıtığı hissetmediğim çok ağır kilolara çıktım. (225 kg deadlift gibi)

Bilinçli yapılan spor her zaman vücudunuzu korur.

hocam notion duydum hic kullanmadim, ben soyle bir yaklasim sunayim. program dosyalari c:\users\kullaniciadin\appdata\local\programadi ve c:\users\kullaniciadin\appdata\roaming\programadi'nda tutulur. bunlari silersen programi her actiginda fresh olarak kullanirsin. bilgisayarin kapanmasi yani shutdown event id'leri ise 1074, 6006 ve 6008. bir tane .bat yani batch dosyasi olusturup program dosyalarini del yapan bir satir yazip, bu .bat dosyasini task scheduler'dan event id'ye gore execute ettirirsen amacina ulasirsin (boyle bir ayar var). boyle yazinca cok uzun oldu ancak cok basit. :)) gpt'den yardim alabilirsin istemem dersen ben yardimci olurum.

john le carre David John Moore Cornwell'in takma ismidir, Cornwell uzun sürer İngiliz gizli servisinde görev yapan bir istihbaratcidir ve romanlarında yazdıkları üc aşagı bes yukari yaşanmış olaylardır. cok seversiniz. george smiley karakterinin yer aldıgı romanları, özellikle tinker tailor soldier spy'ı tavsiye ederim. bir de the spy who came in from the cold cok güzel kitaptır. mümkünse ingilizce orijinalinden okuyun, türkce cevirileri aynı tadi vermeyebiliyor.

İkisi için de

Temsilciler meclisi için her iki yılda bir, çift sayılı yıllara gelecek şekilde seçim olur. Tüm temsilciler meclisi üyeleri yeniden seçilir.

Senato için de seçimler yine çift sayılı yıllarda, iki yılda bir yapılır ama senatörlerin görev süresi 6 yıl olduğundan senato üyeleri aşamalı olarak seçilir. Her seçim döneminde görev süresi dolanlar kafar üye için seçim yapılır. Bu da senatonun 3'te birine denk geliyor.

Her dört yılda bir de başkanlık seçimi oluyor.

Ayrıca eyalet seçimleri de var.

Sürekli bir seçim var kısaca :D

Kadıköy'den vapurla beşiktaş. Beşiktaş bahçeşehir üni. önünden D31 otobüs portaxe a gidiyor.

beşiktaş'tan taksi: 210 tl.
zincirlikuyu metrobüsten nispetiye'den geçmek şartıyla taksi: 160 tl

aynen öyle, çek alınca size çek kodu verilecek. kasada ödeme yaparken o kodu vereceksiniz. alacağınız fişin altında da çekten kalan tutar görünüyor, tek seferde harcamak zorunda da değilsiniz. en azından lcw'de öyle.

@mustafakesekci Teşekkür ederim öncellikle

Bu ayın sonuyla birlikte 15.000 mil birlikti. Normalde bilet için kasıyordum ama görünün şu ki boşuna kasıyorum. En azından ihtiyacıma göre birkaç şey alıyım.

Çok yüksek ihtimal red yemiştir çünkü şimdiye kadar red yediğim başvuruların hepsi çok hızlı sonuçlandı. Sadece kendim için değil, çevremdeki insanlarda da böyle işlemişti.

Red

eşimin de böyle kısacık bi sürede onaylandı almanya'dan. kesin red diyemeyiz o yüzden. ama öncesinde iki şengeni vardı.

mevcut almanya vizemin sonuçlanması 2 aya yakın sürdü.

Bu işler ile ilgili bir yorumda bulunmak zor, ancak kendi bildiğimiz durumlardan örnek verebilirim. Daha önce vizesi çok hızlı sonuçlanan ya da kısa sürede işleme konulup red alan bilmiyorum ama dediğim gibi yorum yapmanın bir karşılığı yok. Her şey mümkün şu aralar.

1. 7-8 sene önce ilk defa başvurduğum Amerikan vizesi 2 gün içinde sonuçlandı ve 5 yıllık vize verildi. Başvurumu Ankara'dan yapmıştım, 2. günün sonunda İstanbul'da kargo ile elime ulaşmıştı.

2. Annem geçen yaz Yunanistan vizesine başvurdu, gene 2 gün içinde turist vizesini verdiler. Çok hızlı sürdü sonuç alması.

Geçen hafta 1 günde İtalya vizesi çıktı. O nedenle kesin red diyemeyiz.

Arkadasimin basina aynisi geldi, kesin ret verdiler diye kufur ede ede gitti pasaportu almaya ama vize cikmisti

seyahat tarihiniz yakın gibiyse normal, artık saçma sapan bir sıralam var italya ve almanya vize sürecinde.

Savaş ve iron maiden seviyorsan scream for me sarajevo belgeselini beğenmeme ihtimalin yok.

Savaş sevirim sevmesine, Iron Maiden'e karşı özel bir sevgim ve sempatim yok. Tamamen nötr.

Tabii işin içine Balkan varsa bakılır. Gerçi Stream Platformlarda yok sanırım ://

Constantine, the fifth element, the others, stardust, azınlık raporu, yaşamın şifresi, altıncı his, bugün aslında dündü ve deja vu.. Eski filmler beni sakinleştiriyor. Sevebilirsin.

Planet Earth III

The Fall
m.imdb.com

Herkesin izlemesi gereken filmler arasinda. Eksi duyuru'da en cok onerilenler arasinda :)

Düzgün, kanunlara uygun, sahibinin rızasıyla kullanmada hiç bir sorun olmaz.
Ama ilerleyen zamanlarda bu hat üstünden bir çok iş vs yapacaksanız yeni bir hat almayı düşünmüyorsanız en güzeli hat sahibinden devrini almak.

İyice sıktıysan sabaha tam kurumaz nemli kalır. Öğlene kadar kurur bence.

Sıkma 800'deydi.

Perşembe akşamına vakit var.

En kötü ihtimal bitanesini saç kurutma makinasıyla kurutursun

oda nemliyse veya hava nemli ise kurumaz. ısıtıcı varsa önüne koyarsan 1 saat en fazla!

Ben başlayıp bir kaç bölüm sonra bırakmıştım. Çok ağır bir atmosferi var kayıplar yas vs bir gün tekrar bakabilirim HBO bir kalite standardı neticede.

Çok iyi ama ne bekleyeceğini bilerek izlemen lazım.
Neden sorusunu sormazsan, bu niye olmuş demeyeceksen mesela.
Varacağın yer değil yolculuk önemli kafasında bir insansan zevk alırsın.

Kayıp ve bilinmezlikle baş etme ana konuları üzerine iyi diyalog, dozunda keder, çok iyi oyunculuk var.

Harika bir dizi.
@Bruce güzel söylemiş +1

Hayatımın dizisidir, öyle söyleyeyim. Senaryosu, müzikleri, felsefesi ile müthiş bir drama. Daha üstü gelmedi izlediğimden beri.

Ağır işleyen, sabır isteyen bir dizidir ama karşılığını da verir.

Ben izledim ve sıkıntıdan patladım. Evet kendine göre bir dünyası var ama bana göre değilmiş asla.

Oyunculuklar, çekim, genel kalite vs tartışılmaz ama karakterlerin yaptıkları kafamda oturmadığı ve sürekli neden diye sorduğum için bunaldım.

Herkese göre değildir, bence başlamadan önce spoilersız bir iki inceleme okuyun/izleyin, ona göre karar verin.

sosyal medyada gördüğüm övgüler üzerine başladım, o kadar da bayılmadım aslında. bir daha izlemek ya da kesitlerini izlemek bile pek gelmez aklıma.

başladim bir iki bölüm sonra biraktim. agir ilerliyor, kafami dagitayim diye izlenecek bir dizi degil.

bence tam karakter tipine yonelik dizi. icedonuk, duygusal, ozel seyleri seven biriysen cok seversin. ama mainstream seyleri seviyorsan daral gelebilir. ben cok sevdim.

5-6 sene once gitmistim Barcelona experience'di biletimin adi, simdi yok sanirim Muze, shop, tribun gezisi(bu cok kisaydi), soyunma odasi, basin toplantisi odasi gezisi 26 euroydi sanirim. Icerde eksta ucret karsiliginda aninda foto cekimi, basimi gibi hizmetleri vardi. Google yorumlardan bakarsaniz tadilattayken deyip degmedigini ogrenebilirsiniz belki. O degil de carsafli esi, bebek arasindaki 2 kucuk cocuguyla geziye katilan esnaf kilikli dayi hakkinda "bu Araplardan hicbir yerde kurtulus yok" muhabbeti ceviriyorduk sonra kendi aralarindaki konusmadan ailenin Turk oldugunu ogrendik:) Olmadigimiz masa yok, y.disinda ulu orta konusmamak lazim

Çok yorgunum, bir kaç gündür çok yoğun geçti.

Bir de üzgünüm, artık haber izlememeye karar verdim.

Çok yoğun.

Alışveriş, sünnet, doğum günü, alışveriş, trafik, spor, spor Allahım spor. Recovery lazım. Kıçım başım ağrıyor.

ev isleri acisindan bisiler yaptim. onun disinda bos bos oturmaca. pms iken hicbir sey yapasim gelmiyor. yaprak dökümü izleyip agliyorum.

Cumartesi günü kavga dövüşle bitmiş bir toplantıyı toparlamak için gönderildim. Görev başarılı bir şekilde bitti.

Potansiyel müşterilerle görüştüm. Köpeğim ile dolaştım. Köpeğimle dolaştım. İş, güç Pazartesi'ye hazır olmak için bir şeyler bir şeyler yaptım. Köpeğimle dolaştım.

Pazar ise iş, iş, iş. Köpeğimle dolaştım.

Tatmin edici bir haftasonu diyebilirim.

kotu,

arbre bu sefer olacak inanıyorum sana. yüzmeye devam

soruya cevap, it gibi çalışarak geçti. yılbaşı yaklaştıkça bizim ve spor salonlarının işi pik yapıyor.

insanlara güvenimi gözden geçirerek geçti.

rezillik diz boyu, insanlıktan çıkmış tiplerin aramızda dolaşıyor olması, uyuşturucunun bu kadar yayılmış durumda olması, etrafımızda saatli bomba tiplerle beraber yaşıyor olmamız artık canıma tak ettiriyor. bunlardan nasıl kurtulacağız?

Gayet iyi geçti uzun zamandır eğlenmeye çıkmamıştım bu hafta üç gece peş peşe çıktım özlemişim hepsi de güzel etkinliklerdi.

Malum Filmekimi başladı takvimimi doldurdum onlarla bazen günde 3 bazen 2 filmle önümüzdeki pazara kadar her günümü şenlendirdim.

İşte de boğucu olmayan tam sevdiğim dozda hafif bi yoğunluk var.
Çok uzun zamandır böyle güzel zaman geçirmiyordum.

Tatildeydim bol bol yürüdüm, lezzetli yemekler yedim. Değişiklik oldu benim için. İki yıldan fazladır bir yere gitmemiştim iyi geldi. Bir de tatilde haber bakmadım çok o da iyi gelmiştir.

Yazılımla yaparsın. Excel'in kendi imkanlarıyla yapmak bana imkansız göründü.

isbndb.com adresindeki API(veya benzer baska bir API) kullanilarak yapilir; ama bu API ucretli. Eger 3rd party bir servis kullanmayacaksaniz bilgilerin cekilecegi websitelerini arka planda kontrol edip HTML kodundan ilgili bilgiyi ayristirmak(yani scrape etmek) gerekir. Yine yapilir ama ugrastirir. Ayrica sitelerin HTML kodlari da surekli ayni kalmaz. Kodlar degisince sizin de scrape eden tarafi tekrar yazmaniz gerekir. Tabii ISBN ile arama yapilan bir yeri olmasi lazim bu sitelerin veya site adresinde ISBN belirterek ulasilan bir kitap sayfasi, vb. Yoksa direkt ISBN'den ilgili sayfayi bulup orayi scrape etme diye bir sey yok.

Tek tek elle yazmaktan başka bir çözümüm olmayacak.

aslında kolayı var. isbn'i açık kaynak api'lerden sorgulatıp excele aktarmak. ancak her kaynak talep ettiğiniz bilgilerin tamamını içermeyebilir yahut o kitabı henüz veritabanına kaydetmemiş olabilir. açık kaynak ücretsiz olan en bilinenleri google books (bkz: https://developers.google.com/books) ve open library (bkz: https://openlibrary.org/developers/api)

burada excel içinde visual basic for applications ekranından vba script yazarak sorgulama yapabilirsiniz. buradan api'den dönen verileri istediğiniz hücrelere formatlayarak yazabilir, dönen veriler için de imaj yolu varsa excele hücresine kapak fotoğrafını bile yerleştirebilirsiniz.

sorgulattığınız isbn eğer veritabanında yoksa boş veri dönecektir. türkçe karakterlerle ilgili sıkıntı olursa ayrıca her bir türkçe karaktere karşılık dönen ifadeyi replace fonksiyonuyla değiştirip düzeltebilirsiniz.

örn; open library de 9780553381689 bu isbn sorgulaması yapmak istediğinizi varsayalım.
(bkz: https://openlibrary.org/api/books?bibkeys=ISBN:9780553381689&format=json&jscmd=data)
şeklinde sorguladığınıza bu kitaba dair elinde ne veri girilmişse (adı, yazarı, basım tarihi, basım yılı, ön ve arka kapak fotoğraf yolu, kitap karakterleri vs.)

bundan sonrası ister kopyala+yapıştır isterseniz verdiğim örnekle devam edersiniz.

www.atlasobscura.com

Bu sitede bilindik turistik atraksiyonlar dışında değişik fikirler oluyor. Yani la sagrada familia'yı da koymuşlar da onun dışında farklı müzeler değişik yerler falan da var. İşine yarayabilir

(bkz: el nacional)

merkezi konumda ve eli yüzü düzgünse normal. 400 euro civarına çekebilirseniz daha güzel olur tabi. (agoda'ya bakın)

Valla bana yüksek geldi.

gayet iyi

Standartlara bağlı. Bence baya yüksek. Ben genelde puanı 7.5 üstü olan özel banyosu olan berbat görünmeyen en uygun yeri seçerim. Geçen yıl Ocak ayında 50 euro’ya kalmıştık mesela Barcelona’da.

barcelona için normal derim.

eğer spesifik olarak oyun oynamak için bir bilgisayarınız yoksa kesinlikle değer. Öyle hardcore oyuncu olmanıza bile gerek. Ara sıra kafa dağıtmalık, last of us, astro bot, god of war, uncharted vs. harika oyunlar.

Ama dediğim gibi, oyun bilgisayarınız varsa gerek yok bence. Çoğu zaten pcde de var artık. Ama yoksa, kesinlikle alın. Eğer bir de daha önce de oynamadıysanız, harika zaman geçirebilirsiniz başında. Gerçekten kaliteli oyunlar ps exlusive oyunları.

oyun sayısı çok kısıtlı hocam. değmez. onun yerine pc + tv bağlantısı + xbox controller daha mantıklı.

Oyunları çıkar çıkmaz oynamak için acelem yok diyorsanız değmez çünkü artık tüm exclusive oyunlar 2 sene gibi bi sürede PC'ye geliyor. Ben online hiç oynamayan biri olarak dediğiniz sebeple geçen sene almıştım ps5, baya da memnunum. Bi de geçen sene ucuzken 4-5 senelik ps plus üyeliği aldım. Sadece kütüphanedeki oyunlar bile baya idare eder

Ayni oyunu

Remaster's remakes remaster

Diye piyasaya süren bir konsol PS5. Ve hepsi de birbirinden çöp.

Konsolu bunun için alma yani.

Hali hazırda bir konsol sahibi değilseniz ve oyunlarla olan haşır neşirliğiniz fazla değilse bence PS4 işinizi görür gibi şu aşamada temizinden ikinci el falan. Belirtilen tempodan kronolojik sıralamada efsaneleşmiş exclusive oyunları onyayıp bitirmeniz 2 seneninizi alır

Ben genelde teknoloji magazalarindan ziyade Ray-Ban satan buyuk gozlukculerde denk geldim.

Vardı eskiden ama yakın zamanda bilgisayar uygulamalarından kaldırdı nedense Netflix o özelliği. Saçma gerçekten

Mantıklı sebeplerden ötürü kaldırdılar.

Romanya'nın Transilvanya bölgesini çok sevdim.

oslo, milano ve osaka.

zürih hayatimda gordugum en overrated sehirdi. luksemburg ve milano da epey overrated. genelde cok bilinen sehirleri geziyorum ama metz kendi acimdan en underrated sehirdi. cok sevmistim dokusunu.

Metropoller arasında madrid. Beklentisiz gittiğim için mi bilmiyorum ama barcelona gibi turist kenti değil, daha lokal ve şehre ait hissettiğim bir şehir oldu. Eğlencesi, sokak hayatı, kompaktlığı çok keyifliydi.

Küçük şehir olarak da gent derim. O ölçelteki bir batı Avrupa şehrine göre sokaklarında yürümesi, atmosferi, yeme içmesi beni etkilemişti.

Bruksel o kadar gomuluyor ki bence underrated.

ABD genel olarak overrated ama eski rust belt bolgesindeki sehirler Detroit, Pittsburgh falan gorece underrated.

Hollanda degeri bilinmeyen bir yer degil ama bence hala underrated. Sehir planlamasi, mimari, toplu tasima, altyapi falan hep muazzam.

vietnam (hanoi) ve laos (luang prabang).

Mardin merkez, eski Mardin olarak bilinen kısmı.

Almanya'da gördüğüm yerler içinde Potsdam ve Harz bölgesini söyleyebilirim. Potsdam Berlin'in dibinde ve ondan daha estetik ve yaşanılası bir şehir bence. Harz bölgesinde ise Wernigerode, Quedlinburg ve Goslar gibi küçük şehirler kesinlikle görülesi yerler. Muhtemelen Almanya'nın biraz ortasında kalması ve yakınlarında büyük bir şehir olmamasından dolayı görece değerleri bilinmeyen şehirler.

Belgrad +1

Bir de Krakow.

güzel misilleme.

bence tabii daha az bilindik yerler oluyor. ama öyle kalması da daha iyi. yani "underrated" kalsın, bozulmasın.

mesela "Calella de Palafrugell". söylemeyin kimseye :)


bu arada türkiye'nin de değeri bilinmiyor klişesi de var ama doğruluk payı var. bazı yerlerin eski güzelliği yok mesela.

Basima birsey gelmeyecekse, tabii il merkezi degil de butun il sinirlarini kastederek soyluyorum. Giresun. Doga olarak epey guzel yerleri var ve pek bilinmiyor bile. Mesela Giresun-Sivas yolu ozellikle sonbaharda muazzam manzaralara sahip, yol ustunde nerdeyse oturup yemek yenecek restoran bile yok. Benzinlik dahi yok o derece bir hiclik.

Bu arada ilk basta hep yurtdisini dusundum soruyu gorunce, Mardin yazilinca aklima Giresun geldi.

1)Bratislava olabilir.

sehir olarak inanilmaz farkli ve güzel degil ama yemeklerini cok begenmistim.

2)Hollanda'dansa Belcika daha güzel bir de bence. yemek olsun, ülkenin kendi icinde farklilasmasi olsun vs.

3) Mudanya cok güzel bir de.

Beyrut çok keyifliydi. Lübnan genelinde ciddi olumsuzluklar var evet, düzenli elektrik kesintisi ve güvenli toplu taşıma olmaması gibi. Ama bu biraz da kişinin seyahatten ne beklediğine bağlı. Bol bol heyecanlandıran, şaşırtan bir ülke.

Ankara Kalesi'ne git. Tarihi yerdir biraz da kafa dinlersin. Orada bir de müze var.

atakule de görülebilir. altındaki avm değil tabii ki kulesine çıkabilirsin bir de 1. meclisi gezebilirsin. ha bi de iş bankası müzesi

Hiçbir şey yok eğer otelde kalıyorsan spa’sında takılmanı öneririm.

Hareketliysen, kısa yolculukları seviyorsan mesela Beypazarı'na gidebilirsin, Kızılcahamam'ın kaplıcalarını görebilirsin, Duatepe'ye gidebilirsin bugün 30 Ağustos kutlamaları var.

Anadolu Medeniyetleri Müzesi +1

kanada'da yasiyorum. butun markalardan vs spam emaillerin toplandigi bir email hesabim var. 2023 yilinda black friday emailleri, cogunlugu amerikan firmalarindan, 1 Ekim'de (yuh) akmaya baslamis ve 10 Aralik'a kadar surmus. 2.5 ay. Yani bu sana Black Friday konseptinin tamamen uydurma oldugunu soylemiyorsa ne soyluyor bilmiyorum.

Bir de su var: www.bbc.com
"It analysed 214 Black Friday deals last year at seven major home and tech retailers - Amazon, AO, Argos, Currys, John Lewis, Richer Sounds and Very. It looked at their prices every day in the six months before and after the sale day which was 26 November 2021.

Out of the deals analysed, Which? found 183 or 86% were cheaper or the same as their Black Friday price in the six months before the sales event.

Some 209 deals or 98% were cheaper or the same price at other times in the year. None were cheaper on Black Friday alone."

Ozet: istatisiksel olarak black friday "indirim"leri yilin geri kalanindaki "indirim"lerden ucuz degilmis.

Tavsiyem bir seye ihtiyacin varsa su an al gitsin.

black friday ufukta gorundu, geliyor, bak geldi, gidiyor, bak gitmek uzere diye 5 farkli indirim tanimlaniyor ve bu surec aylar suruyor. rahat rahat alirsin istedigini.

Mont fazla olmaz. Litvanya havasi enteresandir bu hafta tisort fazla gelir haftaya bere giyersin, ozetle tasimada problem yoksa yaninizda olsun 28 ekim de kar da yagabilir burada.

Kuresel isinma mi dersiniz baska bir sey mi dersiniz, su an hava turkiye havasi gibi nerdeyse klimasiz oturamiyoruz. Normalde coktan hoodie, yagmurluk, baharlik ceket sezonu acilmaliydi. Dolayisiyla artik o haftayi yasamiyorsak tavsiye vermek zorlasti ancak ekim sonunda burada hava 5-6 derecenin altina iner normalde.

abartmaya gerek yok. normal cantayla gidin tersten onunuze takin ve biraz dikkatli olun yeter. oyle honduras'taki gibi millet gasp, kapkac yapmiyor. birazcik dalginlik, bosluk oldu mu affetmezler.

Ben de bu çantalardan arıyorum bir süredir.
-XD Design markasının var ama çok pahalılar.
-Mavi'de bir tane buldum, çok kaliteli sayılmaz.
www.mavi.com

@buenosdis İşte Birazcık dalgınlık ve boşluğun olabilme ihtimali çok. Kendi adıma çok gezdim ve defalarca daldığım, boşluk bıraktığım çok oldu rahatlıktan.

@kendi helvasını kavuran zombi, Gün içinde araştırırken Mavi'deki gördüm. Ben beğenmiştim. Bir ara gidip bakacağım.

bu 1-2 hafta once de sorulmustu. ben bel cantasi gibi bir cantayi capraz takiyorum omzumdan genelde. canta kismi diger koltuk altima geliyor. onun haricinde pasaportumu yanima almam ve sadece bir kredi karti alirim yanima. hirsizlik ihtimalini 100% yok edemezsin ama onlem alabilrsin bu sekilde.

Samsonite securipak,110-130 euro normal mağazalarda outlette 90 a falan bulursun yeni versiyon olanı.

Sırt çantasının fermuarlarına kilit tak. Küçük çanta kilitleri oluyor. Sırt çantasının her gözüne tak.

Kapkaç konusunda yapacak çok bir şey yok. Tehlikeli bir yere gidiyorsan yanında fazla nakit taşıma.

Otelde değerli eşya veya pasaport falan bırakacaksan valiz ve çantayı kilitle.

Securipak+1
Para ayiramazsan ona ferenc +1 kucuk kilit. Iki fermuar duzenegi olan herhangi bir cantaya takarsin.

Hocam hayatın akışına güvenmek lazım bu her şey işime yarasın optimizasyon anksiyetesiyle yaşanmaz

Ben bunu kafayı komple bir yere vererek aştım.

Master/Doktora

Ya da kallavi bir örgün 2. lisans.

İşten gelince dersimi çalışıyor artan vakitte PS5, dizi, film, kitap takılıyordum.

Kendine temel hedef belirleyip oradan artan zamanla bu işlerle uğraşınca bu duyguyu hissetmiyorsun.

IELTS 7.5 hedefi gibi. ya da benzer bir dil sınavına çalışmak gibi farklı methodlar da kullanılabilir.

www.ozgurturhan.com

sahne değişebiliyor; şu an aylak ve moda sahne görünüyor.

Havaray bakımda ama Vadi İstanbul'dan Havaray'ın olduğu yere ücretsiz servisler vardı onun saatini öğrenin. Geç saate kadar devam ediyorsa o işinize yarayabilir.
Başka türlü aklıma bir şey gelmiyor en yakın metrobüse kadar taksiye binmek dışında.

Biz yürümüştük, yürünebiliyor yani :)

Peyniri anlamadım ama bal konusunda doğru söylemiş. Yediğimiz bal saf şeker artık.

Süt ürünleri benim diyetisyenimin de yasak listesindeydi. Süzme yoğurt verirdi arada ama peynir kesinlikle yoktu. İleride geçeriz demişti de ben o aşamaya varamadım, sorgulamadım da keşke sorsaydım nedenini bilemedim şimdi.

Bal fruktoz oranı nispeten yüksek bir ürün, %90'ı karaciğerde yağ olarak depolanıyor; süt ürünleri için muhtemelen "deriyi kalınlaştırıyor" gibi bir düşüncesi var ama öyle bir şey yok tabii fakat süt ürünleri kazeince zengin olduğu için alerjik olabiliyor sana böyle bir etkisi yoksa senin için sorun yok demektir ama bunlar senin seviyende biri için çok önemli detaylar değil ancak yarışmacı sporcuların son 10 günde falan kestiği şeyler bunlar.

Kaleci+1

Ben her soruda pt'ye daha da kuruluyorum. Jay cutler mi cikariyoruz o yok bu yok.

Evet balin bir önemi yok.
Peynir yemek de zorunlu değil.
Ama bir kisinin "onu yeme bunu yeme" demesi bana hep komik geliyor.
Peynir var peynir var. Kaşar belki proteini düşük kalorisi yüksek ama misal lor tam tersi vs.

Neyse, bir önemi de rolü de yok. Besin bunlar. Bu kadar kesin konuşmak her zaman yanlış.

Tshirt içine atlet giymedim.
Ama gömlek içine giyerim. Ben o sebepten gömlekleri bir tık kalın alırım ki bu tarz şeyler gözükmesin Cok ve buna ek olarak da çok umursamam. Don draper bile beyaz atlet giyerken bizim atlet kötü gibi dusunmemiz saçma=d

Beyaz atlete biraz para yatırıp daha az gözüken bir şey alıp bundan sonra gömlek alırken de gözüküyor mu diye kontrol edebilirsiniz.

Ten rengine göre atlet bakabilirsiniz tabi, daha çok markalar çıktı eskiden hep kadınlar için vardi.

tişört ve gömlek içine atlet giyilmez.

ben köylüyüm illede giyeceğim diyorsan gri atlet dene.

Yazın atlet giymeyeli yıllar oldu. Kışın zaten belli olmuyor

ten rengi atlet var mı?

kadınlar için konuşuyorum. beyaz tişört içine beyaz sutyen giyersek ben buradayım diye bağırır ama ten rengi sutyen kendini belli etmez.

ayrıca gömlek içine atlet giyilebilir, hatta hoş da durur. kalın polo yaka içine de giyilebilir. ama ince kumaşlı bi tişört içine atlet giymeye ben de karşı olabilirim.

Her kıyafetin ter tutmayan, hızlı kuruyan versiyonu var artık. Tekstil sektörüne güvenin, atleti bırakın.

kesinlikle John Verdon serisi diyebilirim. verdon 'ın kitapları, grange ın kitaplarından daha keyifli geliyor bana. bir de seri değil ama jd barker ın üçlemesi var; 4. maymun, 5. cinayet, 6. yaramaz çocuk adında, son yıllarda okuduğum en sürükleyici kitaplardandı.

ayrıca verdon 'ın kitaplarında başrol dedektif aynı ancak konular farklı ve kitaplar birbiriyle bağlı değil arada küçük atıflar yapılsa bile takip eden bir olay yok kitaplar arasında. diğer bahsettiğim üçleme birbirinin devamı halinde.

John Verdon kitapları bi ara baya popüler olmuştu. İlk iki kitabını okudum sonra devam etmedim onlar fena değildi sürükleyiciydi ama ben çok polisiye hastası değilim, genel tür içindeki kalitesi nasıldır bilemiyorum. Aklından Bir Sayı Tut ilk kitabı, oradan başlayabilirsiniz

Benzer değil ama ben de Celil Oker'in Remzi Ünal serisini önereyim.

Bu türün en iyisi kızıl ejder-kuzularin sessizligi- hannibal- hannibal doğuyor serisi.

Diğeri jo nesbo' nün dedektif Harry hole serisi

Diğeri maxime chattam in kotu ruh, karanligin soluğu ve kara büyü üçlemesi

Diğeri de henning mankell' in her kitapta daha da mükemmellesen kurt wallander serisi

Bu arada John verdon ve Ahmet Ümit polisiye' nin yuzkarasi bence

Yazdıklarımın hepsini okumadım, bazıları polisiyeci arkadaşlarımdan bildiğim kitaplar:
www.goodreads.com
Üst Kattaki Aile var, ikinci kitabı da çevrildi.

www.goodreads.com
Birimiz yalan söylüyor, Birimiz ölmek üzere, Birimiz geri dönüyor üçlüsü var. Bu yazarın başka kitapları da çevrildi.

www.goodreads.com
Bu serinin ilk iki kitabı çevrildi.

www.goodreads.com
Bu serinin en az dört kitabı çevrildi, devamından emin değilim.

@kobuzchu kiz Teşekkür ederim. Güzel bir referans oldu

@mirket, Yani sayılır Polisiye diye geçiyor tabii. Derin bir kitap ama yine de polisiye.

@Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet, Remzi Ünal serisini okudum. Çok güzel bir seri.

@deer hunter, Henning mankell'e bakayım

Harlan Coben
Maxime Chattam

celil oker kitapları var. tam seri değil, daha çok agatha christie kitapları gibi. belli bir karakter var, remzi ünal, kitaplarda olaylar onun etrafında şekilleniyor.

Şiro hamao.

iskandinav polisiyesi seviyorsanız jo nesbo'nun harry hole serisine +1 diyeyim. doğan kitap tüm seriyi bastı. hala da yazılmakta olan güncel bir seri. harry hole her kitapta ayrı bir davayı çözüyor.

Benzerlikten kastın genelde katil-sıradaki kurban ve destekçisi temasını kullanarak dizi gibi yazması ise benzerine denk gelmedim. Yine de bunun şevkimi kırmasına izin vermeyip güncellerden sürükleyici birkaç tane önereceğim agsh.
Bunlar Tess e kıyasla, kurbandan çok katili bulmaya odaklanan 'ne haltlar dönüyor' tadında polisiye-gerilim kitapları.

Hannah gardiner'ı kim öldürdü
Felix evinde neler oldu
Hizmetçi (bu zorlarsak biraz benziyor olabilir)
Ne yaptığını biliyorum

son paragraf ok.

örnek hatalı.

bayern sin ve 1.torbadasın. kopenhag kapandı. yenemedin. bu sıkıcı futbol yüzünden bayern gibi yatırımı yüksek kulüpleri koruyor bu yapı. böylelikle diyor ki sen kopenhag ile bir kez uğraş. bir de gala gelsin. kopenhag kapansa dahi, git gs’yi yen.

manu’sun ve ikinci torbadasın. merak etme bayern’e yenilsen de bir daha başına bela olmayacak. ikinci maçta liverpol ile oyna bir şansın olsun. kopenhag’ı aşamaz isen üzülme başka bir rakiple karşılaş bir şansın olsun.

takımları farazi salladım. bu sayede büyük takım olmak daha zor. kendi futbolunu oynayanların işi daha zor. maç maç analiz yapanlar, strateji uygulayanlar daha ön planda.

aşağıdakiler için de böyle: real madrid ile karşılaşıp 6 puan kayıp yazma, bir kez karşılaşırsın. ikinci maçtaki rakibini değiştireyim bir şansın olsun.

özetle herkes kendi sikletinde farklı rakiplerle uğraşacak. böylelikle gala gibi sağ beksiz maça çıkarsan, herkes aynı yeri deşer. alphonso davies gibi bir adama karşı da maximum bir maç oynarsın. sonra bye bye.

geçen yıl olsa kopenhag’a elenmezdik.

bir avantaj kalmadı pek. sadece 1 . torbadan gelen takımla iki kez oynamama avantajı var

Torba avantajı tamamen ortadan kalktı. Herkes her seviye takımla 2 kere eşleşecek. Hatta güçlü bir takımsam alt torbada olmak isterim. Çünkü 8 rakibim 1. torbadan 2 takım ve benimle eşleşerek 3 üst düzey rakiple oynamış olur.

Hayatımda bu seviyede saçmalık çok duymamistim iyi geldi.
Mideyi tikamak ne demek? Kilo vermek çorba vs ile kalori ile alakali ve çoğu corba da az kalorisi olan şeylerdir.

Bana biri böyle bir şey dese üzülerek bundan sonra söyleyeceği her şeyde şüphe ederim.

Mideyi tıkayacaksan çorbayla tıka bence. Akıllıca yapılmış leziz bir çorba insana her türlü enerjiyi de verir her türlü faydayı da sağlar. Bağırsaklarının gereğinden fazla katılaşmasını mı istiyor o senin pt? Vücuttaki bütün suyu atarak kilo verdiğini düşünmeni sağlayacak yani. Hahah.

@misket Kahvaltı haricinde ekmek yemediğimi belirttim.

bu cahilin "çorba" derken kast ettiği şey ile ansiklopedideki çorba farklı şeyler olmalı. çorba bir formdur bu formda sonsuz çeşit aş çıkar. sıvı tüketimine dikkat edin. bu zavallılar dehidre olmanın kas kütlelerini ortaya çıkardığını öğrendiğinden beri acayiplikler sürüyor.
koskoca biyolojiyi geçtim, diyetetiği de geçtim, tek bir konu olan anatomiden de bihaber bu şahıs size yakında başka "bilgiler" de verebilir. dikkat edin.

Günümüzde gerek evde yapılsın gerek dışarıda içilsin çorbaların çoğu sağlıksız. İçinde diyete uygun olmayan malzemeler var. Öyle sadece çorba içeyim az yemiş olurum olayı işe yaramıyor. Birçoğunda çok fazla un var,o bile tek başına diyeti zora sokuyor. Bu dışarıda yenilen tüm sulu yemekler için geçerli. Sanıldığı kadar masum değil bence. Ben de şahsen çorba içerek diyet yapamıyorum o çorbanın devamı geliyor, iştahı daha da açıyor vs. Bunlar benim şahsi gözlemim, yanlış olabilir. Bilimsel bir dayanağım yok ama gittiğim diyetisyen de kendi saydığı çorbalar dışındakileri içmememi söylemişti. Sizin pt de bunları düşünmüş olabilir.

mideyi çorbayla tıkamak daha mantıklı değil mi? aşırı saçma.

belki kas falan için protein ağırlıklı beslen demek istemiştir ama kilo vermek için çorba gayet iyi bir seçenek. besin değeri falan yani günün her öğünü çorba mı içiyorsun? saçma, evet.

@Bir ben var benden şurada bu arkadaşın dediği de bir o kadar problemli. şeker hastası değilsen şekeri kesmek zorunda değilsin ne demek. şekerin kanserli hücreleri çoğalttığı binlerce kez tıp makalelerinde yayınlandı. insan vucuduna iyi gelen bir şey değil. pankreası yorup şekeren hastalıgına giden yolu açan bir şey. insulin strike yapıp obezetiye götüren bir şey. gluten de öyle. çölyak olmasan bile buğday türevleri insanı halsizleştiren yaşam kalitesini düşüren bir gıda. sabah uyandıgınızda sizi halsiz hissettiren gıda buğday ürünleri. evet tam buğday olsa bile.

bu arada çorba da un yoksa şehriye yoksa gluten ne arar.o pt'den paranı geri iade iste.

Çok teknik detaya girmeyeyim ama glüten de aslında bitkisel bazlı bir protein fakat diğer proteinler bazı enzimlerle metabolize olurken glüten bazı insanlarda bu reaksiyona cevap vermez ve metabolize olmadan hayatına devam etmek ister ama sistemde bu şekilde yol alamayacak kadar büyük parçalara sahip olduğu için alerjik tepkiler oluşmasına neden olabilir bazı insanlarda, bazılarında da olmaz. Sizde böyle bir durum yaşanmıyorsa yemenizde sorun yok ama ishal şişkinlik bulantı vs. gibi sıkıntılar yaşıyorsanız size problem olabilir.

Şeker konusuna gelirsek; şeker şeker hastaları için sıkıntı olabilir, kanser hastalarına da sıkıntı olabilir ama "sağlıklı" bir insan için kanser hücreleri şekerle besleniyor gibi bir iddia olamaz çünkü bu kişilerde aktif bir kanser hücresi olmadığı için şekerle beslenecek bir hücre de olmaz, siz şeker yediniz diye de kanser olmazsınız ya da şeker yediniz de insüliniz çıktı diye obez olmazsınız, şişmanlık kilo alımı vs, bunların tek bir besin grubunun etkisinde olmadığı harcanan kaloriden daha fazla kalori alımı nedeniyle oluştuğu 100 yıl falan önce ispatlandı benim bildiğim. Ayrıca, şeker bu kadar "şeytan" bir ürün olsaydı evrim sürecinde beynin ve sinir sisteminin tek, diğer organların da yağ ile birlikte ortak kullandığı bir enerji türü olma özelliği ortadan kalkar bizi kanser ya da obez yapmayan başka bir enerji türünü kullanma eğilimine girerdik diye tahmin ediyorum.

@kaleci'ye göre sağlık probleminiz yoksa basın karbonhidratları, şekeri, gluteni. görelim neler oluyor. hayatı kaliteli mi yaşamak istiyorsunuz yoksa yorgun mentali darmadağın mı. karar sizin. cımbızlayıp görüş çürütmeye çalışmak da ilginç bir trip.

Evet sağlıklıysanız belirli limitler içinde yemenizee bir sorun yok gıdaları şeytanlaştırıp insanların korkutmaya çalışmak konuyla ilgili hiçbir bilgisi olmayıp kulaktan dolma bilgilerle fikir sahibi olduğunuzda yapabileceğiniz şeyler oluyor maalesef.

Bazı diyetisyenlerin çorba = ekmek gibi bir denklemi var ondan olabilir belki?

sıcak çok sıcak. bence ideal zaman olabilir ekim. Yaz aylarını hayal edemiyorum.

(bkz: el nacional)

El Nacional'i duydum. Teşekkür ederim. Bu yorumla birlikte kesinlikle giderim.

belki biraz saçma bir tavsiye olacak ama hırsızlık vakaları inanılmaz derecede artmış vaziyette, buna dikkat et. havalimanından otelime ulaşmak için kurumsal bir otobüs firmasından bilet aldım ve el valizimi otobüsün bagaj bölümüne yerleştirdim, inip valizimi almak istediğimde valizim ortada yoktu. otobüs firması durumu umursamadı bile, bulursak haber veririz modunda geçiştirdi, hal öyle olunca polise gittim, içeride benim gibi mağdur olmuş bir sürü turist kaynıyordu. :/

@the feel good teşekkür ederim. Saçma değil, aksine tam yerinde ve çok doğru bir tavsiye verdiniz. Zira Barcelona acayipmiş bu konuda. Cepten, telefon ve cüzdan gidiyormuş baya.

Eskiden ayda bir giderdim ama en son Poor Things'e gittim.

ben sinemaya en son joker filmine gittim. daha da gitmedim. emin ol cok ucuz fiyat olsa bile gitmem. sinema cazibe alanımdan cıktı.

poor things +1

Çoook ünlü ya da beklediğim bir film olursa. Ya da festival filmine denk gelirsem. Senede 1-2'ye tekabül ediyor.

kendim için yıllardır gitmiyorum. 5 yaşındaki kızımı götürüyordum bir ara ama genelde filmlerin sonunu getirmeden çıkmak istediği için bayadır onu da bıraktık. sonbahar kış döneminde arkadaşlarla aramızda film gecesi yapıyoruz haftada bir sadece.

Neden gideyim ki evinde 55 inç tv, rahat koltugum. 40 dk neden reklam izleyeyim?

Ben hala gidiyorum, bir çeşit ibadet gibi algılıyorum onu.

genel olarak hollywood'u boykot ediyorum ve daha fazla zengin etmek istemiyorum. dolayisiyla bir ton para verip sinemada film izlemem cok nadirdir su aralar. son 12-15 ayda sadece dune 2'yi izledim sinemada.

Pandemiden beri gitmedik evde ses sistemi ve dev ekran var, ev daha keyifli geliyor.

Pandemi öncesinde de çok nadir gidiyodum. Pandemiden sonra ilk kez geçen sene gittim ve bir senede 3 film izleyerek kendi adıma baya yüksek bir sayıya ulaştım.

Spiderman across spiderverse
Oppenheimer
Barbie

Üçlüsünü izledim. Barbie'den beri gitmedim. Bayramda Inside out 2'ye gitmek istiyordum kardeşimle ama burda sadece Türkçe dublaj varmış sinemalarda. Evde izleriz diyip vazgeçtik

oldum olası sinema(salonda izleme) meraklısı değildim. malum ortamlardan indirip izlerdim. bir tek sinemia zamanı her hafta bir filme gitmeye başladımdı.
o kapandıktan sonra araya pandemi girdi. ardından da bilet fiyatları anlamsız şekilde arttı. bu sürede maks 3 filme gitmişimdir. o da arkadaşlarımın ısrarıyla.

zaten filmlerde bir iki ay sonra malum ortamlara düşüyor.

eskiden sinemadan handycam çekimi izlemek için saatlerce torrent arardık hey gidi günler hey. artık dijitale gelen 4k torentte.

Gitmiyorum.
Son 4 yılda herhalde bir kere gitmişimdir.

Artık çok rahatsız edici geliyor.
Dikkat süresiyle de çok ilgili bence durum. Dikkat sürem çok kısaldı ve bu konuda yalnız olduğumu düşünmüyorum, bence birkaç milyar kişilik bir aileyiz biz.

120 dakika boyunca sadece bir kere ara vermek, tuvalete gitmek yasak, telefona bakmak yasak, gidip su almak yasak, mısır alsan bitiyor, etraftan seyircilerin sesi geliyor vs. Artık evde izlemeye çok alıştığım için çok konforsuz geliyor ve pause tuşu yok.

Bir daha beni sinemaya götürebilecek bir film gelmiyor aklıma. Matrix 4 geldi, ona bile gitmedim.

pandemiden beri gitmedim ama en son ne zaman gittiğimi de hatırlayamadım.

sanırım en son aslan kral'a gittim. (2019) sonra gittim mi bilmiyorum.

Hayır. Yılda 1 kere belki. En son Dune: Part 2'ye gittim ben de. Türkiye'deki sinema salonları asla hak etmiyor ödenen ücretleri. Havalandırması berbat, sürekli öndekilerin telefonlarının ışıkları ve hışırtılar ile dikkatinin dağıldığı, berbat aydınlatma ve vasat ses sistemli çakma IMAX için 300 küsur lira vermek delilik.

Pandemiden önce çok sık gidiyordum bazen ayda 4-5 kez. Pandemiden beri hiç gitmedim.

Dune 2'ye bile gitmedim. Öyle bir boşvermişlik benimkisi.

Quiet place kötü bir film zaten. Sırf oyuncular için izledim.

degecek film ise gidiyorum, senede 1, max. 2

en son Top Gun: Maverick'e gittim..

İstanbul Modern'den sinefil üyeliğl aldım. Ayda birkaç defa gidiyorum. Bunun dışında ön gösterim ve festivalleri takip etmeye çalışıyorum.

çok ilgimi çeken bir filmse gidiyorum, onda da eğer mahallemdeki sinemaya gelmişse ancak. farklı semtte, eski filmleri filan gösteren bir sinema daha var ama resmen üşendiğimden gitmiyorum. kötü bir şey aslında.

paribu bir bilete bir patlamış mısır verip bizi kandırıyor maalesef.

en son fall guy filmine gittik güzeldi.

Pandemiden beri sadece Dune ve Dune 2'yi sinemada izledim.

Öncesinde Marvel filmlerine falan giderdik. Bir aksiyonlu gürültülü filmleri, bir de ağır yavaş sanat filmlerini sinemada izlemeyi seviyorum. (Birincisi dev ekranda bangır bangır güzel oluyor, evde sesi çok açarsak komşular rahatsız olacak diye geriliyorum. İkincisini de sinemada odaklanıp izleyebiliyorum, evde filmi sevsem de dikkatim dağılıyor bitiremiyorum.) Ama aşırı hevesle beklediğimiz filmler dışında "ya şu film gelmiş, gitsek ya" diyoruz, sonra üşeniyoruz. Böyle böyle Dune'dan başka bir şeyi sinemada izleyemedik işte.

en son "Doctor Strange in the Multiverse of Madness (2022)" izledim sinemada. onu da başkası istediği için. türkiye'de değildi. bi daha sinemaya gider miyim bilmiyorum. belki bir arkadaşım ısrar ederse olabilir. kendi isteğimle gitmem yani.

evde izlemek en iyisi...

öyle bir noktadayız ki sinemanın ev imkanlarından fazla vadettiği pek bir şey kalmadı. herkesin evinde dev tv'ler, ses sistemleri var. üstelik bir yandan rakınızı, biranızı içebiliyorsunuz. bir de bana son yıllarda bir huysuzluk hali geldi. sinemaya gittiğimde çatır çutur cips yiyen, yanındakiyle sohbet eden, telefona bakan insanları görünce kuruluyorum, dikkatim dağılıyor. o yüzden sadece bir platforma gelmesini bekleyemeyecek kadar merak ettiğim filmlere gidiyorum.

Pandemiden sonra çok azaldı ama bunun salt pandemi ile değil fiyat artışlarıyla ilgisi var en azından benim için.

Şu an film festivalleri dışında tek tük gidiyorum çok merak ettiğim ilgimi çeken bir şey olması lazım mesela en son inside out 2 için gittim.
Kinds of Kindness var şu an merak ettiğim ama sanırım gitmem sinemaya bilmiyorum kararsızım şu an.

Let go dan yari fiyatina alabilirsin

Yıldız sayısından ziyade puana bakıyorum 8+ seçiyorum.

merkeze yakın ve kahvaltı dahilleri seçiyorum.

Merkeze yakın ve yorum sayısı fazla olmalı. Yalnız kullanıcıların en çok tercih ettiği yerler diye bir şey de var, o da iş görüyor. Bu sayede hem merkezde hem de banyosu sana ait olan fakat uygun fiyatlı yerler bulabiliyorsunuz.

ben de puana bakiyorum. yorum sayisi cok olmali +1. genelde genel puani 8+ lokasyon puani 9+ tercihim. once onlari secip sonra ucuzdan pahaliya siraliyorum. kahvalti bir kriter degil benim icin. daha dogrusu bedava kahvalti iyi tabii ki ama bazen kahvaltili seceneklerle kahvaltisiz arasinda 30 dolar falan fark oluyor mesela. o durumda disarida yerim.

Ben arama yaparken ilk iş 8+ puanlı, özel banyolu ve ücretsiz iptalli olanları filtreliyorum. Sonrasında da mümkünse otelde ödeme imkanı olanları tercih ediyorum ama son 1-2 yıldır bu seçeneği pek bulamıyorum otellerde.

Yurt dışında kaldığım 5 yıldızlı otelle 2 yıldızlı otel arasında çok bir fark görmüyorum açıkçası otelde yemek vs tercih etmediğim için.

Kesinlikle önemli yorumu çok iyi olanları tercih etmeye çalışıyorum

sigara içilmemesi, sigaranın yasak olması
çok ucuz olmaması. ucuz oteller tekin olmayabiliyor.
hijyen ile ilgili yorumlar.

puan ve konum benim kriterlerim. yıldıza hiç bakmıyorum. mesela dubai'deki 3 yıldızlı yüksek puanlı bir otelde kalıyorum her gittiğimde, buradaki 4-5 yıldızlı otellerin çoğundan daha temiz, personeli dört dörtlük. biraz da ne aradığınıza bağlı, oteldeki imkanlara göre yıldız veriliyor sanırım (spa, casino vs). benim için önemli olan konforlu ve temiz olması, bir de kahvaltısının güzel olması. isterse 1 yıldız olsun.

Yıldızın hiç bir önemi yok, Hiltondan daha temiz hostellerde konakladığım oldu.

Kriterlerim; Puan 9+, Şehir merkezine max 1 km mesafede, ücretsiz iptal.

Sonrasında ucuzdan pahalıya göre sıralayıp yorumlara ve tesisin resimlerine bakıyorum, kafama uyanı seçiyorum.

Nice'te denize girmeyeceksen bi cacık yok. Janti restoranda yemek yeme deneyimi de tatmin eder ama sokaklarında kaybolmalık biyer değil. Botanik parkı da gezersen 1 tam günde biter.

Her zaman başka şehir.
Aynı duşta iki kez yikanilmaz

casino'dan yola cikarak nice diyorum, monako'ya da gidersiniz. fransiz riviera'sinda fine dining'in de allahini bulursunuz. onceki gittiklerinizden birine gitmeyin bence yeni yerler her zaman daha iyi gelir.

riga guzel ama yapilacak ekstra bir sey bulamazsiniz. yine de temmuzun tam ortasinda bunalmadan gezmek opsiyonu verebilir. ben agustosta gitmistim hafif bir serinlik vardi gayet iyiydi.

avrupa'da otuz yer gezmiş olsan sevdiğin bir yere ikinci defa da gidebilirsin denir de, bu kadar az gezip görmüşken bence yeni bir yer deneyimlemek daha güzel olur.
nice iyi. yüzersin biraz. dediğin gibi sokaklarda takılırsın. fine dining de bol.

Como

ayni yerlere cok ozel yerler olmadigi surece ya da cok guzel hatiralar birakmadigi surece gitme bence de.

aile hekimi yetiyor , gitmeden e devletten bir rapor dolduruyorsunuz

"Kişisel sağlık bilgi formu"
Herhangi bir rapor almadan önce edevletten doldurmanız gereken belgeyi bu isimle bulabilirsiniz.

Yok, zaten stoklanırken olması gerektiği kadar şarj ediliyor onlar ama şarj etseniz de bir şey olmaz. (bkz: li-ion)

edit: apocalipy’nin söylediği yanlış. hangi batarya? powerbank’larda sıklıkla kullanılan li-ion cinsi bataryalar optimizasyon falan istemez, hafıza efekti de olmadığı için doldur boşalt yapmaya, bilmem kaç saat şarjda tutmaya gerek yoktur. tersine kısa kısa daha sık şarj etmek ömrünü uzatabilir.

Kafana göre takıl. Ben olsam fuller çantaya öyle atarım.

Bataryalar ilk kullanımda optimizasyon ister ilk kullanımdan önce 4-6 saat sarjda tutup sonra dolu şarjı bitirmeniz sonra tekrar full şarj etmeniz batarya için daha sağlıklı olur

yaptım ama zaten öyle planlamıştık.

çıkış cuma ama perşembe günü uzaktan çalışmak için akşama kadar otelde kalmamız gerekiyordu. rahat rahat odadan çalışmak için yaptık.

Evet. Casa Di Datça. 2 sene üst üste gittim. Geçen sene 3. gidişimde başka bir yere sattıklarını öğrendim ve 9/10 olan hizmeti 1-2/10 yapmışlar. Canlı müzik, harika İtalyan yemekleri, mükemmel kahvaltısı vardı önceden. Bunların hiç biri yoktu ve fiyat da yüksekti. 2 gün önceden çıktım. Parasını peşin vermiştim, maalesef.

Yaptım. Herhangi bir iade talep etmedim.

yaptım yapılır, geçerli bir sebebin yoksa sağlık sorunları ya da otelde bir sıkıntı olması vs para iadesi yapılmaz.

Evet, para iyadesini de aldım. Evet iyade.

Bu hafta yaptık

sadece 1 kere yaptım, onda da 2 günlük bir konaklama idi; otelde farkındaydı olumsuzlukların, ücretini almış mıydık kalan günün hatırlamıyorum

Ets' den 4 gün her şey dahil 4 gün tatil aldık, otele gittik, otel beklentimizin altında da altında. 1 gece yattık, sabah check out yaptık, yakınlardaki güzel bi' her şey dahile giderken Ets' den telefon geldi - ki o her şey dahili de Ets' den aldım - otelden niye erken ayrıldığımızı sordular, " beklentimizin çok altında çıktı ve zaten sizden yeni otel satın aldım, şu anda oraya gidiyoruz " dedim. Otele gittiğimizde ets görevlisi karşıladı, ilgilendi sağolsun. check in yaptıktan 1-2 saat sonra Ets müşteri hizmetleri aradı, ilk otelin 3 gecesini değil ama 2 gecesini size iade ediyoruz dedi.

Ets virali gibi oldu ama tamamen böyle.

sakiz gulu sokakta vardi UERO 2024 yazan bi yer.... wizzardin hizasi ama mekan ismi bilmiyorum
ve tabii kalamis parki da tavsiyedir

Acıbadem Fil çokk ferah ve keyifli. Sakinliği tartışmaya açık.

Uçarak kazandığın mil statü mildir. Diğer miller alışveriş vs yan aktivitelerden gelen mildir

Miles sitesinde profilinde yükselme durumuna bakabilirsin. Eksik kaldıysa mil de satın alabilirsin

Thy miles&smiles'da statü mili adı üstünde classic, classic plus,elite, elite plus gibi statülere sahip olmanızı sağlar.

Classic ve classic plus neredeyse aynı , bir artısı yok.

elite iseniz fark burada başlıyor. launge kullanımı, öncelikli biniş, uçakta daha fazla ücretsiz internet kullanımı, ekstra bagaj hakkı, bagajlarınızın daha önce gelmesi, daha fazla mil kazanımı, ücretsiz business class upgrade vs...

Eğer çok sık yurtdışına uçmuyorsanız statü milleri çok da önemli değil.

dün açılış maçını tabiiden izledim bir problem yoktu. vpn falan açık olabilir mi?

Yok değildi.

Başka bir tarayıcı deneyim.

Edit: Sanırım reklam engelliyi nedeniyle bende açılmadı. Başka tarayıcı üzerinden reklam engelliciyi kaldırınca açıldı.

yurtdışındaysan izleyemezsin engelliyorlar. vpn falan da çare değil. Tek çare selcuksport gibi şeyler

Türkiye'de garantisi geçerli olmuyor.

aslında yurtdışında uygun değil. burada taksitle alınca abd fiyatının altına gelmiş oluyor enflasyon sebebiyle.

Ben Yunan’dan aldım. Bir şey olursa oraya götürebilmek için. Maalesef Türkiye’de geçerli değil Sony ürünleri. Eskiden geçerliydi. 2024 itibariyle çekildiler.

@orient,

PS5 Amerika'da $500, TR'de ise yaklasik $950.

Aradaki fiyat farkiyla aksesuar ve oyun da satin alabiliyorsun.

Hangi yurtdışı ? Avrupa'dan alırsanız, aldığınız mağaza belliyse ve geri götürme şansınız varsa evet garantili diyebiliriz.

Ortadoğu cihazını adı sanı belli olmayan bir yerden alırsanız garanti kapıdan çıkana kadar.

İsim yapmış, 3-6 ay garanti veren bir yerden alırsanız hiç yoktan iyidir.

istasyon değişilmiyorsa çok rahat yeter

Muhtemelen sadece platform değişir.