[]

Kışın; Kombi Çalıştıma Prensibi Hk.

Dostlar selam,

Malum kış geliyor, havalar soğuyor; ben genelde bu zamanlarda kombiyi havalar ısınana kadar, yaklaşık Mart ayının sonuna kadar açık tutmayı tercih ediyorum. Sürekli kombiyi aç & kapa yapmaktan ise, hiç kapatmıyorum, gündüzleri ( evde değiliz ) kalorifer ısısını en düşüğe kadar kısıyorum, akşam eve geldiğimizde arttırıyorum. Her gün bu derece ayarı tekrar ediyor. Bu durum kombiye uzun vade de zararlı mıdır, sürekli derece ayarı yapmak ? Teknik detayı kısmını, çalışma prensibini bilmediğim için sormak istedim.


 
Hayır, herhangi bir zararı yok. O düğmelerin amacı dilediğiniz sıcaklığı ayarlamanıza hizmet etmek. Ama oda termostatı kullanmanız daha iyi olur. Böylece kış boyunca (bina yalıtımı da iyiyse) eviniz ayarladığınız sıcaklıkta kalır.


  • zaman ilac degil insanlar unutkan  (31.10.24 23:12:52) 
[]

Kilo verirken Karbonhidrat alımı, Protein alımından fazla olursa ?

Selam Dostlar,

Kilo verme sürecindeyim, günlük kalorimi takip ediyorum.

Günlük tükettiklerimi takip ettiğim kalori uygulamasında fark ettiğim şey, vücuduma giren proteinin; karbonhidrat ve yağ değerlerinden daha düşük olması.

Bu şekilde kilo verilebilir mi.

 
Zaten karbonhidrat fazla olmalı, protein karbonhidrattan fazla olursa karbonhidratın gerekli olduğu enerji döngüsünde karbonhidrat yerine şekere çevrilen aminoasitleri kullanırsın, bu da sadece pahalı bir beslenme rutini olur senin için. Hesap çok basit aslında total kalorini bulduktan sonra kilo*1,5 gr protein 1 gram yağ alıp kalan açığı karbonhidratla kapatırsın, proteini sadece kasların karunumu ve hücresel bazda faliyetlerde kullanacaksın ama karbonhidratı tüm sistemin enerji ihtiyacını gidermekte kullanacaksın, bunun için de karbonhidratın daha yüksek olması gerekir. Zaten sen karbonhidratın miktarına göre değil kalori açığına göre yağ kaybı yaşayacaksın.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (31.10.24 10:25:53) 
yukarıdaki arkadaşın dediğine tamamen zıt bir yorum yapayım:

İnsanın başlıca enerji kaynağı karbonhidrattır. Karbonhidrat yakman gerektiği bir dönemde karbonhidrat alımına devam edersen burada vücuduna gireni yakmaya devam edersin. Bu da kalori açığı yaratma durumuna göre kilonu sabit bırakır ya da daha yavaş kilo verirsin.

Protein alımını arttırıp öğününü düşük karbonhidratla tamamladığında ise vücudun yakmak için gerekli karbonhidratı bu sefer depodan karşılamaya çalışacak. yani senin yağlarından.

low-carb diet / ketojenik diet gibi diyetlerin mantığı buna dayanmakta.
Sporcu isen hali hazırda yüksek kalori yakımın ve kas kütlesi değişikliğin oluyorsa bu durumda karbonhidrat alımını yükseltmen gerekecektir.

insan vücudu öyle anlatıldığı gibi alınan kalori-harcanan kalori hesaplaması ile maalesef kilo vermiyor. keşke öyle olsa. Ne yediğimiz önemli.
  • daktilosunu satan yazar  (31.10.24 12:18:00) 
Karbonhidratı düşürüp proteini arttırınca sistemin "hımm karbonhidrat gelmiyor o zaman yağları enerji kaynağı olarak kullanayım" gibi bir eğilimi olmuyor zira beyin olsun sinir sistemi olsun bu mekanizmaların başlıca enerji kaynağı karbonhidrattır, içorganlar da yağlarla birlikte yarı yarıya şeker kullanır, zaten sistemde kullanılan enerjiyi büyük oranda bu mekanizmalar kullanır, bu gibi durumlarda vücut yağlarını şekere çeviremediğimiz için eğer düşük karbonhidratlı bir diyet yapıyorsak dışarıdan gelen proteinleri ya da kas proteinlerindeki karbonhidrat bazlı alanin gibi aminoasitleri şekere çevirip şekere ihtiyacı olan sistemlerin bu ihtiyacını karşılarız, ne yazık ki "karbonhidratı az alıp göbekteki yağları yakayım" gibi bir şey olmuyor keşke olsa ama bu tip yapılan bilinçsiz diyetler sonucunda sıska ama göbekli insanlara dönüşülmesinin nedeni bu şekilde kas kaybetmek maalesef.

Başta da dediğim gibi bu işlerin temeli kalori açığıdır, bu yaklaşık 200 yıldır falan bilinen bir gerçek, bilimsel olarak ispatlanmış tek gerçeği "ya aslında o öyle olmuyor" şeklinde çürütmeye çalışmak... Bilemiyorum Altan.
  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (31.10.24 12:27:51 ~ 12:33:18) 
verilir. az kalori al yeter


  • abelardo  (31.10.24 12:29:02) 
bu konuda yazılmış en iyi entryi şu sanırım. eksisozluk.com

tek diyeceğim kalorinizi çok düşürmeyin, vücut tipinize ve kilonuza paralel yavaş yavaş kilo verecek bir açığı uygulayın.
  • awlmi  (31.10.24 19:38:39 ~ 19:39:19) 
[]

Suzuki Swift & Ford Fiesta & Peugeot 206 + ?

Merhaba,

Bütçem 300 Bin TL kadar, bu 3 araçtan hangisi daha mantıklı sizce, bu markaların dışında mantıklı önerilere de açığım.

Elbette gönül; çok daha iyi araçlara binmek ister ama, hayat & bütçe maalesef :)

Teşekkürler.

 
Km ve tramer kaydı açısından üçü de eşitse bence Suzuki swift. Fiesta nedense bana çok fazla yıpranmış gibi geliyor, Peugeot ise çok dandik gibi. Durduk yere içimde beliren hisler.

İyi bir ekspere göstermen lazım araçları.
  • muhayyer divan  (29.10.24 09:43:11) 
Parça bulunurluğu, iç mekan ve elden çıkarma kolaylığı ile fiesta derim. Yaşlı arabada servis/parça çok önemli.


  • awlmi  (29.10.24 10:07:10) 
Servis kolaylığı açısından bu üçlüde Fiesta. Aman zaten servis görmesin veya kendim çözebileyim dersen tabiki Japon Suzuki. Peugeot elektrik vs. arızası derken insanı hayattan soğutur.

Hem servisi bulabileyim, ama servise genel bakım haricinde pek uğramam gerekmesin dersen Toyota Yaris.
  • yeninesiltupcu  (29.10.24 10:28:03) 
Yine yeniden fluence diyeceğim. 2010-2012 model bulursun.


  • Shepard  (29.10.24 11:04:43) 
Swift. Hele ki otomatik vitesse kesinlikle swifti tercih ederdim.


  • lamborcini  (29.10.24 13:28:21) 
Fiesta


  • angina pektoris  (29.10.24 18:43:35) 
[]

Kaliteli Giyim Ürününün Kişinin Özgüvenini Etkilemesi ?

Dostlar;

Gün içinde kaliteli bir ürün giyildiğinde; örnek veriyorum iyi bir markanın popüler ayakkabısı, kişiye o gün iyi anlamda bir özgüven katıyor. En azından bende böyle oluyor.

Fakat kötü bir ayakkabı; yani markasız veya daha düşük bir markalı ayakkabı aynı etkiyi bünye de yaratmıyor. Veya yine aynı markalı ayakkabı, fakat kendimize yakıştırmadığımız bir ayakkabı, yine ilk üründe ki özgüveni vermiyor.

Bu neden kaynaklı neden, eşyalar bizi etkiliyor. Bu durum sadece bende mi mevcut, ve bu durum benim özgüvensiz olmamla mı alakalı ?

 
  • mikahakkinen  (04.10.24 09:47:27) 
Bende de mevcut ama belki benim de ozguvensiz olmamla alakali olabilir. Bu arada markasi onemli degil benim icin, kalite net bir sekilde hissediliyorsa, kiyafet iyi oturmussa bariz etki oluyor.


  • mbond  (04.10.24 10:01:01) 
İnsanın anlam arayışının dünyevi şeylere eriştikten, onların sahibi olduktan sonra sonlanacağı inancının hakim olduğu bir devirde yaşıyoruz. Temelde mesele bu. Bunun en büyük silahı da reklamlar. Reklamcılık endüstrisi insanlara kendilerini yetersiz, bakımsız, pejmürde, özgüvensiz ve çirkin hissettiriyor alttan alta, ve bu hissin çözümünü de size yeniden satmaya çalışıyorlar. Siz de doğal olarak bu mesaja hem bilinçli şekilde hem de bilinçaltında maruz kaldığınız için, marka giyinmezseniz yetersiz ve özgüvensiz hissedeceğinize inanıyorsunuz. Ve aynı şeyi etrafınızdaki herkes, kelimenin tam anlamıyla herkes de hissediyor dolayısıyla onlardan da etkileniyorsunuz ve sonsuz bir döngü oluşuyor.

Bunu nasıl çözebiliriz? Bence modern dünyada bunun kökten bir çözümü pratikte yok. Reklamlardan kaçsanız bile insanlardan, insanlarla paylaştığınız hayattan kaçamazsınız ormanda yaşamaya başlamadığınız sürece. En makul orta yol, kendinizi iyi ve bakımlı hissetme ölçütünüzü ağırlıklı olarak kendinizle ilişkilendirmeniz. Ben bunu yapmaya başladım yakın zamanda ve çok faydasını gördüm. Kendime iyi bakıyorum, her anlamda, yediğime içtiğime dikkat ediyorum, uykuma dikkat ediyorum, bunlara dikkat edince fiziksel olarak da özgüven geliyor çünkü vücudum da buna karşılık veriyor. Kıyafete ayakkabıya pek bir şey bırakmıyorum yani. Kıyafete ayakkabıya kalan kısmını da, sahip olduğum eşyalara özenli bakarak, temiz kullanarak ve birbirleriyle değişik şekillerde eşleyerek çözüyorum.

Marka giyinerek özgüvenli hissetmenin bir illüzyon olduğunu anlatmaya çabaladım umarım anlatabilmişimdir.
  • @stubborn inferno  (04.10.24 10:32:56) 
Aşırı markalı ürünler biraz riskli ortalama üstü bir ekonomik durumun ve çevren yoksa "lan bu adamda bunu alacak para yoktur kesin çakma giyiyordur" gibi bir algı da oluşturabilir ama üstünde güzel durmuş herhangi bir markanın kıyafeti bence özgüveni oldukça arttırır ki ki bu herkese oluyordur zaten.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (04.10.24 10:45:36) 
burada bir ince çizgi var. o ürün sadece marka olduğu için sizde bu duyguyu yaratıyorsa biraz sıkıntı. ama çok beğendiğiniz bir tasarımsa, çok iyi bir kumaşsa, satın alma deneyiminizle birlikte uzun yıllar giyilebilir durumda olduğu için aldıysanız aynı kefeye koymamamalı. yani şunu söylemek istiyorum, özgüven versin diye alınıyorsa burda bir problem var. ama işlevsellikle birlikte bütçeniz için de problem değilse, tabii ki içinde daha iyi hissedersiniz.

bir de toplumda böyle bir algı var maalesef. örneğin premium bir marka arabayla bi yere gitmekle, bir trafik tartışmasına girmekle ya da herhangi bir interactiona girmekle sıradan bir arabayla bunları yapmak arasında özellikle bizim toplumda maalesef fark oluyor. ya da bi yere girdiğinizde şöyle bi üstünüzdekinin markasına aptalca bakılıyor. bundan kaçamıyorsunuz. bu mantalite de mutlaka hepimizi etkiliyor.
  • awlmi  (04.10.24 11:19:11) 
Marka ürün giyinenler özgüvensizdir.
O markaları satın alma gücü olmadığında, hiç bir şey olduğunu daha iyi anlar o kişi.

  • diyecevaplandı  (04.10.24 12:28:41) 
begenilmek, takdir gormek, sevilmek bir insani ihtiyac. bunu kiyafetlerle de yapabilirsiniz. reklam tabelasi gibi giyinmeyip, kaliteli, uyumlu veya modaya uygun da giyerek ozguveninizi yukseltebilirsiniz. obur turlu sahte bir hisle kendinizi de kandirabilirsiniz. bu sizin algilariniza, neye onem verdiginize de bagli. bunu takinti haline getirmeyin yeter bence.


  • baldur2  (04.10.24 13:04:31) 
kıyafetlerin ve renklerin insanlar üzerinde psikolojik etkisi var. açık mavi, pembe giyen güvenlik görevlisi, polis olur mu mesela?

özgüven aslında insanların bakışıyla, görüşüyle, mili saniyedeki verdikleri tepkilerle sana yükleniyor, sen insanlardan öyle bir tepki bekleyerek bu kıyafetleri giydiğinde özgüvenli duruyorsun, onlar da belki biraz da bu nedenle senin özgüvenli olduğunu düşünüyor. bu da seni özgüvenli yapıyor :) self fulfilling prophecy
  • gabe h coud  (04.10.24 14:29:10) 
Şekilci bir toplum olduğumuz için bence. İnsanlar giydigimiz kıyafete, ayakkabıya bunları giyen kişinin kişiliğinden daha fazla önem veriyor.

Kişiler de kıyafetlere kendi hayatlarina atfettikleri değerden daha fazla değer atfediyor.
  • rock n roll  (04.10.24 14:47:47) 
[]

Bankalar da ki kredi oranlarını düzenli olarak web sitesinde listelemek ?

Bu dediğime benzer farklı siteler günümüzde mevcut biliyorsunuz, benim de güzel bir alan adım var. Bu şekilde listeleme yapmak istiyorum. Fakat sürekli her dakika kredi veren bankaların sitelerine girerek güncel oranları yayınlamak yerine bunu otomatik olarak yapmak istiyorum.

Bunu yapmak için bireyselden ziyade büyük bütçesi olan firma olmama mı gerek var, zor bir süreç mi böyle bir sistem kurmak ? Bilgisi olan var mıdır ?


 
Banka sitelerindekini koyacaksan basit bir web scraper isini gorur. Chatgpt anlatir nasil olacagini. Aslinda bankalarin api’lari da var ama ona kayit vs nasil hic bilmiyorum


  • fakyoras  (22.09.24 11:56:58 ~ 11:57:24) 
Scraper ile bu isi yapmak ne kadar mantikli bilemiyorum. Bankalarla konusup, her birinden API isteyip onu kullanmak en iyisi; fakat dediginiz gibi bankalar kisisel bir girisim icin boyle bir imkan saglamayabilirler. Bir de piyasada en bilinen 2 isim olan hangikredi ve enuygun ile rekabet etmenizin cok kolay oldugunu dusunmuyorum. Ben olsam bu ise girmezdim. Gireceksem de bu sitelerin yapmadigi bir ozellik katmam gerektigini dusunurdum.


  • chickentown  (22.09.24 13:12:02 ~ 13:12:27) 
[]

Özel bankadan, Devlet bankasına Konut kredisi yapılandırması.

Dediğim durum mümkün olabilir mi, yoksa kredi çektiğim bankada mı faiz oranları düşerse, sadece orada yapılandırabilirim ?




 
Her iki şekilde de mümkün. Ancak bankanın kredi verme iştahı ne durumda. Bu dönemde çok hevesli olacaklarını tahmin etmiyorum.

Sormak lazım.
  • Mirket  (18.09.24 21:11:39) 
[]

İş ilanlarında; boşluğa başvuru yapıyormuş hissi.

Evet, gerçekten öyle. Bir sürü iş ilanına başvuru yapıyorum, bir tane arayan şirket olmaz mı abi ya, artık kendimi sorgulamaya başladım, bende mi bir sorun var, herkes de mi böyle bir durum var bilemiyorum. Hayır alakasız yerlere de başvurmuyorum. Ben anlamadım bu işten birşey.




 
artık yapay zeka tarzı programlar kullanıyorlar. anahtar kelimeleri tarıyorlar ve direk eliyorlar.

yerinde olsam ileri seviye cv oluşturma eğitimi alırdım hocam yoksa bunlarla bas edemezsın.
  • Zetnikov  (18.09.24 19:18:58) 
Beyaz yaka iş ilanlarının çoğu - belki %80'inden fazlası yasal zorunluluk veya reklam amaçlı verilen ilanlar. İş ilanları gerçek değil...Sende bir sorun yok yani. O verilen ilan için hali hazırda referanslı bir sürü insan var. Eleman bulamayıp internetten ilaç açmaları baştan mantık dışı zaten.

Gerçek iş yarın gel başla tarzında iş oluyor. Mavi yaka işlerin çoğu böyledir. Aylarca süren başvuru, görüşme falan yok.

Memur olma şansın yoksa kariyer değişikliği düşünmeni öneririm. Bu şekilde iş başvuruları sana zaman kaybettirir ve seni durağanlığa sokar. İş hayatından koparsın.
  • ferenc  (18.09.24 19:24:35) 
Sorun sende degil. Cogu reklam. Bakin biz buyuyoruz gosterisi yapiyorlar etrafa. Anahtar kelimeyle eleme icin de AI'ya gerek yok. Ezelden beri yapilan sey. Benim dikkatimi ceken artik cogu ilan maas beklentisini soruyor. Asil eleme oradan oluyor ilan gercekse. Minimum paraya maksimum cv istiyorlar. Sevkini kirmak istemem ama yeterli deneyimin varsa gozunu karart kendi isini yapmaya bak. Her zaman bu boyleydi ama maasli calisan olmak artik hepten gecerliligini yitirdi.


  • Kittie  (18.09.24 19:47:17) 
Durum çok parlak değil ama bence bu kadar ense karartmaya gerek yok. Geçen seneki işime sadece staj yaptığım yerlerdeki yöneticilerimin (ki tanıdık değillerdi, direkt şirkette tanıştığım ve hiçbir bağlantımın olmadığı insanlardı) referanslarıyla, linkedin üzerinden paylaşılan bir ilana rastgele başvurarak girdim. Referans konusunda noksandım ama birçok eğitimim, program bilgim, mesleki ingilizcem vardı bölümümü de ingilizce okuduğum için.

İnternet ilanlarına başvuruda kilit nokta dolu cv, bu kadar basit. Hele spesifik bir uzmanlık alanınız varsa geri dönüş aman aman çok uzun sürmüyor bile. İki ay önce de iki arkadaşım bu şekilde işe girdi (biri benim sektörümden, diğerinin alakası yok ama ikisi de beyaz yakalı), mükemmel maaşlara girmediler ama meslektaşlarına kıyasla iyi kazanıyorlar.

Tavsiyem, laps diye sektör değiştirmeye ya da "olmaz o iş" şeklinde düşünen arkadaşların dediklerini yapmaya, en azından bu erken safhada hemen meyletmemeniz. Bir süre başvurmaya devam edin, tanıdık olsun olmasın, illa en az biriyle en azından mülakat aşamasına gelirsiniz. Sonrasında iş sizin mesleki yeterliliğinize ve ağzınızın ne kadar iyi laf yaptığına bakıyor. Maaş konusunda çok beklentili olmayın, ülkenin durumu malum. İş ararken bir yandan mesleğinize yatırım yapmaya çalışın bir de. Dil öğrenmek/geliştirmek, eğitim almak, seminerlere katılmak vs.

Baktınız olmuyor sizin dayanma sürenizin sonu geldi, o zaman başka alternatifler düşünürsünüz. Ama o noktaya gelene dek denemeye devam edin, armut piş ağzıma düş modunda geçmiyor hayat. Biraz zora gelmeniz, ona direnmeniz lazım ki önünüzü görün. Sonra adımınızı atarsınız.
  • @stubborn inferno  (18.09.24 20:12:01) 
Reklam, zorunluluk vs. değil, ilanlar gerçek. Çok başvuran var ve kolaylıkla eleniyor ya da önlerde gözükmüyorsun.


  • gabe h coud  (18.09.24 20:28:47) 
Ben bir örnek vereyim mesela. Türkiye'de çalıştığım yere bir personel alınacaktı. İlan verdik ama bakmadık bile başvurulara. Ben bir göz attığımda abd, almanya, ingiltereden diplomaları olan kişilerin olduğunu gördüm.

sonuç olarak birinin tanıdığı işe alındı. özel sektör mateship ortamıdır. kimse kafasına uymayan adamla uğraşmaz
  • ferenc  (18.09.24 21:26:51) 
ilk isimi ararken 250 civari CV yolladim.
5 tane mulakata girmistim, yani %2 falan geri donus oluyor.
bunlardan sadece 1 teklif alabildim, onu da kabul ettim basladim zaten.

su anda is veren pozisyonundayim, 500+ kisilik sirket.
gelen CVlerin hepsini cope atiyoruz.
tamamiyle kisisel baglanti yoluyla insan aliyoruz alacagimiz zaman.
  • cooperr  (18.09.24 21:39:29) 
Gabe +1
Bu ilanlar yalan olayını anlamadım. Misal genel başvuru vs olur neyse cv toplanıyor deriz de şirket üretim mühendisi ilan açmış yalan mı bu? Sirketlerin, özellikle büyük sirketlerin, ilan açması böyle çocuk oyuncağı değil ki?

Biz Fransa'da ilan aciyoruz 30 başvuru geliyor. Aynı ilana Türkiye'de 450 başvuru var. Ben 30 cv'ye zor bakıyorum Fransa'da, Türkiye'ye 450 cv'yi elden geçirmek imkansiz bundan bana Türkiye'deki ik'cilar referans ile olursa süper olduğunu bu şekilde en azından aday düzgün dediklerini söylerlerdi hep.

Neyse yani, Eğer Ahmet mehmet ltdi sti değilse bu ilanlar yalan falan işi acayip goygoy.
  • logisticsmanager  (19.09.24 01:11:26) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.