[]

Ülkedeki suç olayları psikolojinizi etkiliyor mu?

Güçlü kuvvetli adamım ama buna rağmen geceleri sakin, tenha ara sokaklarda yürürken bir tedirgin olmaya başladım artık. Her an her şey başıma gelebilir gibi bir psikoloji hakim.

Ülkede her gün manyak manyak adam vurmalar, bıçaklamalar, cinayetler, gasplar vs. gırla gider oldu. Belki de hep böyleydik ama artık mobese güvenlik kameralarının artmasıyla daha somut bir şekilde haber olarak karşımıza çıkar oldu bunlar.

Etkileniyor musunuz ülkedeki bu tip artan suç olaylarından?

 
evet etkileniyorum ama sokakta gezmeme derecesinde değil. sadece kimseye bulaşmamaya, tartışmamaya çalışıyorum.. zaten insan sevmediğim için çok zor olmuyor.


  • matilda  (27.09.24 15:33:51) 
Etkilenmiyorum diyen yalan söyler. Mesele bununla nasıl başaçıktığımız sanırım. Genel eğilim ise daha kapanık ve korumacı olmak. Sorunu çözmeye yönelik motivasyon yok gibi.


  • prole  (27.09.24 15:36:53) 
geceleri mümkünse arabayla geziyorum


  • telliahmet  (27.09.24 15:44:51) 
çok etkileniyorum.


  • screamshot  (27.09.24 15:56:46) 
Etkileniyorum tabii ki, etkilenmemek mümkün mü.
Ben şu an metro beklerken bile arkadan gelip insanları metronun altına itenlerin videolarını hatırlayıp duvara yanaşıyorum.
Yüzde yüz haklı olsam bile haksızlıklara sesimi çıkaramıyorum, göz devirip geçiyorum.
Akşam eve dönüş saatim geçse mutlaka taksi paramı ayarlayarak hareket ediyorum.
  • mutekebbir  (27.09.24 15:59:31) 
Bu tarz haberler genelde operasyon öncesi köpürtülüyor, sonra bir anda kesiliyor.

Akp-mhp kavgasının artçı şokları bunlar. Mhp, yargı kanalında çok güçlü. Muhtemelen yakında "bak halk böyle istiyor" diye bir operasyon yaparlar, bir kaç tane baskın ve tutuklama haberi yaparlar, hepsi unutulur.

Çok endişelenmeye gerek yok. Kimseyle çok gerekli olmadıkça dalaşmayın, ortalık polisten ve yargıdan korkmayan, kaybedecek bir şeyi olmayan, bir yerlerde dayısı olan insanlarla dolu.


.
  • kartallar yuksek ucar  (27.09.24 16:20:07) 
Ülkede insan tipolojisi ve mantalitesi değişti bence suç normalleşiyor hatta övgü alıyor. En ufak bir uyuşmazlık öldüresiye kavgaya dönüşüyor. Organize suç çeteleşme zaten tarihin en vahim seviyesinde.
Kurallara uyan sıradan bir insan olarak her gün sabır çekip geçiyoruz.
Kendimi geçtim ailem için endişe etmemek mümkün değil.
  • anon1m  (27.09.24 16:25:59) 
evet etkiliyor. kaygı durumumu stabil tutmaya çalışıyorum. ayrıca sadece fiziksel saldırılar değil ki, daha iki gün önce ofis arkadaşımızın annesinin bütün birikim hesabı boşaltıldı, üstüne iki farklı bankadan yüksek tutarlarda kredi çekildi. o ağladıkça bizimde moralimiz bozuluyor ve stres yaşıyoruz hem şahsi hem şirket hesapları için çünkü savcılık, banka her türlü işlemi yaptılar ama o bankadan hiç sonuç alabilen olmamış.


  • Phoebe  (27.09.24 16:58:42) 
heryer kalabalık, kaba insanlar, mutsuz insanlar, trafik sesi, haftasonu doğru düzgün gidebileceğin konsept cafe veya etkinlik yok, sahil kalabalık, flirt etmek imkansız herkes sağlıksız beslenmekten ödemli gibi, güvensiz sokaklar, düşük gelir...

ben şahsen türkiyede hala nasıl yaşıyorsunuz şaşıyorum.
  • plastic_angel  (27.09.24 17:07:02) 
Bütun haberlerde iyi olan kisim belki yuzde 5 falandir.Acunun haberleri tv sine koymama nedeni de buydu galiba.


  • essoist  (27.09.24 17:50:03) 
Etkileniyorum.

Mesela, kadın kaldırımda yürürken adamın teki geliyor kadına yumruk atıyor. Gerilmemek mümkün mü? Yolda yürürken sürekli etrafı kontrol ediyorum. Yanımda kim var, arkamdan kim geliyor? diye.
  • rock n roll  (27.09.24 18:01:55) 
plastic_angel +1

Kendi mikro habitatım var sevdiklerimle mutlu olduğum o alan dışına pek çıkmıyorum.
  • titanic kemancısı  (27.09.24 18:10:03) 
Geleceğin çok daha karanlık olduğunu, üstüne bir de beslenme sorunu yaşayacağımızı düşünüyorum.
Evden çalışan ve maddi sorunu olmayan biri olarak, yeterli bahçesi ve panik odası da olan bir dağ köyü evinde minimal bir yaşam hayali kurmaya başladım.

  • Mirket  (27.09.24 19:27:50) 
90 larda mafya vardı. Ama sadece mafya mafyalık yapardı. Şimdi bu halka sıçramış durumda. Ufak ufak mafyalaşmalar var. Bence endişe verici. Kimse konuşmuyor ama bireysel silahlanma çok fazla.


  • ferenc  (27.09.24 20:09:49) 
Tv ve haber izlemiyorum


  • Zetnikov  (27.09.24 20:40:13) 
adam vurma bıçaklama cinayet, ne kadar da türkiyeye uzak şeyler oysa
sorun yanlış
medya psikolojinizi etkiliyor mu diyecektin, tivitırı reelsi shortsu bırakacaksın
herifler hit almak için en rezil şeyleri bulup yaymakta beis görmüyor
geçen hürriyet gazetesinde 5inci kattan yere düşen 6 aylık bebeğin yere çarpmadan hemen önceki fotoğrafını gördüm
  • lambırcek  (27.09.24 22:22:44) 
eskiden çok etkilerdi, artık pek etkilemiyor. çünkü,

1) ana akımı geçiyorum güya özgür platformlar bile belli kişilerin/grupların kontrolünde çoğunlukla. istedikleri gibi basıyorlar haberleri. iddia ediyorum bugün bir deney yapılsa, atıyorum türkiye'deki medya patronları zort partisine seçim kazandırmak için işe koyulsa o parti bir sonraki seçimlerde en kötü ihtimalle barajı geçip koz sahibi olur, en iyi ihtimalle tek başına iktidar.

2) haberlerde gördüğümüz şeyler adı üstünde "haber" niteliği taşıdığı için orada. bu ülkede 85 milyon insan her gün uyanıyor, yiyip içiyor, yaşıyor vs... evet keşke daha az olsa ama şurada birisi vurulmuş, şurada şu ölmüş filan bunlar ülkenin güvenlik düzeyini gösteren veriler değil. sen karadeniz'in bir ilçesinde yaşıyor olsan, sosyal medya-televizyon pek kullanmasan belki bunların hiçbirinden asla haberin bile olmayacak misal.

ülke sıkıntılı durumda, bunu asla reddetmiyorum. çok fazla problem var. bu tabii ki huzursuzluğu, suç oranını vs. bazen insanın kaçınamayacağı şekilde arttırıyor.

ama genel olarak medyadaki tabloya göre pozisyon almıyorum şahsen. bugün 85 milyonluk ülkede dört kişi vurulduysa akşam haberlerinde arka arkaya cinayet haberi izliyorsun. öyle düşün işte.

öfkeli, anksiyete düzeyi yüksek, etrafındakine düşman insan her zaman daha iyidir tepedekiler için. bak türkiye'de ortamı görüyorsun. millet birbirine giriyor öğretmen maaşı, doktor maaşı, suratsız kasiyer vs... diye. lan hepiniz aynı toplumun, aşağı yukarı aynı sınıfın insanısınız be. düşmanınız doktor mu, kasiyer mi, öğretmen mi sizce? ama öyle olduğuna inandırmak için şahane tezgahlamışlar olayı. biz birbirimizi yiyelim, savaşlarda ölelim, sabahtan akşama it gibi çalışalım. küçük bir kesimin tadı kaçmasın yeter ki.
  • mark greg sputnik  (27.09.24 22:34:34) 
x.com

x.com

Bugünümüz de bu gibi iğrenç şeylerle geçerken bu duyurum geldi aklıma. Bu duyuruyu açarken acaba sorun bende mi diye düşünmüştüm ama gerek burada gelen cevaplara, gerek sosyal mecralardaki yazılanlara bakılırsa psikolojimizi sağlam tutabilmek için ülkece terapiye girmek gerekecek bu gidişle. Herkese çelik gibi bir psikoloji diliyorum.
  • norules  (04.10.24 17:40:48) 
eksi sözlük dahil hicbir yerde haber okumuyorum türkiye hakkina. eksi duyuru'yu bile kullanmamin tek nedeni anadilde bir seyler okuma, yazma, günlük konusma dilinden kopmama ve arada da yeni jargonlari ögrenme ihtiyacindan. burasi da olmasa herhalde türkiye ile tek bagim senede 15 gün ailemi görmeye geldigim zaman olur sadece.

hicbir gazeteyi okumadan, haber kanali izlemeden, fb'da, twitter'da hicbir sey takip etmeden yasayabiliyorsaniy cok tavsiye ederim. harika bir duygu. ben haberleri rt eden hesaplari bile takip etmem. inanilmaz özgürlestirici.
  • alice in potatoland  (04.10.24 18:02:47) 
[]

Skolyoz dogustan gelen bir hastalık mı?

Skolyoz hastalıgım oldugunu dusunuyorum ve bir doktora gorunmek istiyorum. Tamamlayıcı saglık sigortam var. Skolyoz dogustan gelen bir hastalık tipi mi acaba? Dogustansa sigorta muayene ve tetkik karsılamaz malum. Dogustansa devlete gideyim kafadan.




 
Doğuştan da olabilir, sonradan da oluşabilir. Doğuştan olanlarda genelde çok küçük yaşlardan itibaren eğrilik gözle görülür şekilde artacağı için illaki bilirdin. Yeni fark ettiysen, egzersizle frenlememene rağmen eğrilikte ciddi bir artış söz konusu değilse sonradandır. İlk iş olarak devlete gidip röntgen çektir, derecesini öğren.


  • moonie  (17.08.24 18:35:53) 
Ozele gitsem buyuk ihtimal bunu "gecmisten gelen hastalık" sınıfında gorup sigorta sirketi odemeyecektir yani degil mi?


  • norules  (17.08.24 18:41:39 ~ 18:41:57) 
Genelde hızla boy atan kişilerde oluyordu birden uzayan


  • the sound and the fury  (17.08.24 18:48:29) 
Direkt dahil olmayana hastalıklar da var, skolyoz da dahil olabilir onlara önce bir poliçe detaylarını kontrol edin


  • jülsezar  (17.08.24 19:27:53) 
Bende de var. Ameliyat oldum. Tamamlayıcı sağlık sigortası karşılamıyor.


  • cemallamec  (17.08.24 20:15:52) 
@cemallamec Önceden konulmuş bir Skolyoz teşhisiniz varken mi karşılamadı TSS? Yoksa sizin durumunuz da benim kendim için bahsettiğim gibi miydi?


  • norules  (17.08.24 20:29:16 ~ 20:30:14) 
sigortalarin bekleme sureleri olur. bu tur omurga hastaliklari bekleme suresine tabidir. bekleme suresini doldurmadan teshis alirsaniz policenize kapsam disi olarak eklenir skolyoz. bekleme suresini gectiyseniz (ya da omur boyu yenileme garantisi aldiysaniz) teshis alsaniz da sigorta kapsaminda degerlendirilme ihtimali yuksek.

dogustan da gelebilir, sonradan da olabilir. sigortaya karsilatmak istiyorsaniz bekleme surenizi ogrenin mutlaka, police sartlarinizda yaziyordur (genelde 2 sene yapiyorlar omurga rahatsizliklarini).
  • in vino veritas  (17.08.24 21:00:55) 
Genetik yatkınlık önemli tabi ama spor,ftr ve ameliyat seçenekleriyle düzeliyor.


  • mikahakkinen  (18.08.24 11:03:57) 
@norules yen gördüm, bu tür hastalıklar sonradan teşhis konsa da karşılamıyor.


  • cemallamec  (24.08.24 11:10:56) 
[]

Saç ektirenlere soruyorum: Değiyor mu?

Saçımın üst tarafları komple kel bir durumda değil ama üstlerin ön kısımlarında kayda değer düzeyde seyrelmeler mevcut, önlerde saç derim net görünüyor.

Bir taraftan saç ektirmek istiyorum, diğer yandan da süreç gözümde büyüyor. Zira ekim öncesi, ekim işleminin kendisi ve ekim sonrası meşakkatli bir süreç.

Saç ektiren arkadaşlara şunu sormak istiyorum. Sonucu o meşakkatli süreçlere değiyor mu sizce? "Aşırı kellik yoksa hiç bulaşmamak lazım o işlere" demişti tanıdığım ekim yaptıran tek arkadaşım. Deneyim sahibi olanlar, siz ne düşünüyorsunuz?

 
Ailedeki tüm saç genetiğini ben emcüklediğim için kardeşimde de sende olduğu gibi bir seyrelme mevcut o da saç ektirdi, ekim öncesi/sonrası fotoğraflarına baktığında değdiğini görüyorum ama herkeste başarılı sonuçları oluyor mu emin değilim misal sigara kullananlarda başarı oranı daha düşük.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (29.07.24 14:38:29) 
kuzenim ektirmişti seneler önce. eskisinden daha çok saçı var mı, evet. ama tam verim almış mı dersen hayır. tamamen geri dökülen de var, sırma saçlı olan da. ama sonucu belirsiz bi işlem için bu kadar para ve eziyet çekmek saçma bence.


  • elorelia  (29.07.24 14:55:43) 
ekim yaptıran biri olarak arkadaşına katılıyorum.

londonspeakerbureau.com
şöyle bi açılma varsa takma, alış.

"Ektirmezsem kazıtacağım, üstte bir tutam saçım kaldı neredeyse saç yok" diyorsan ektir. Ben bu durumdan döndüm şu an üstte saçım var ve seviyorum. Tepe/arka bölgem hala açık o bölgeye ekmemişlerdi. (tutması çok daha zor bi bölgeymiş)

bunu deme sebebim bir de şu, saçı yok olan biri azıcık saçı çıksa bile mutlu oluyor. Ama kafada saçı olan sadece önleri azıcık açılan kişi oranın tam dolmasını istiyor, ekimden müthiş şeyler bekliyor ve mutlu olmuyor.
  • nhk ni youkosu  (29.07.24 15:16:47 ~ 15:18:18) 
[]

Sokak hayvanları kanununu uygulamamak?

Yeni sokak hayvanları kanununu bazı belediyeler uygulamazsa bu durumun bir karşılığı olacak mıdır acaba? "Biz uygulamayacağız" deyince bu mümkün olabilecek mi?




 
Ben bizzat savciliga suç duyurusunda bulunmayi düsünüyorum bu kanunun verdigi yetkiye dayanan bir yurttas olarak.

Büyük sehirlerdeki bu tarz bireysel sikayetler muhalif belediyelere ciddi yük getirecektir, getirsin de.
  • Yourcousinmarvinberry  (24.07.24 17:59:18) 
Köpeklerin "uyutulması" hekimlerin insafına bırakılmış deniyor ama ben öyle olduğunu sanmıyorum. Alttan alta hekimlere baskı uygulanacaktır ve bunu çok yüksek ihtimalle para ödülü vererek yapacaklardır diye düşünüyorum, hani "ayda şu kadar köpek uyutan şu kadar ödenek alacak" gibi bir şeyler yapacaklar gibime geliyor.

Belediyelerin kaçı bugüne kadar sokak hayvanları kanununa harfiyen riayet etmiş, kaç on yıldır uygulanması gereken "her binanın altında mutlaka daire sayısınca otopark yapılması" kuralını bile rüşvet yiyerek uygulamadılar. Bilmiyorum çok karışık iş. Uyanık olmak lazım.
  • muhayyer divan  (24.07.24 18:04:56 ~ 18:05:11) 
Topu tamamen yerel yönetimlere attıkar.

Sokaktan toplamayan belediye ve yetkiliye ceza öngörülmüş. Ama uyutulması kararı belediyede oluşturulacak kurula bırakılmış.

Örnek olayda A partisinden olan belediye toplanan köpekleri uyutmaz. Çok sayıda köpeğin bakımını üstlenirken B partisinin yandaşları gidip barınaklardaki olası "korkunç" şartları çekip medyaya servis eder.

B partisinin belediyesinde kurul kararıyla birçok köpek gerekli ortam hazırlanıp özel şartlarda uyutulacağından görüntülenmesi mümkün olmayacak.
  • hebanon  (24.07.24 18:53:38) 
Referandum yapılsa halkın %80'i sokak köpeklerinden şikayetçiyim der. Chp seçmeni olarak sokak köpeklerini toplamayan belediyeyi bizzat ben şikayet ederim. Sabahları evden dışarı çıkamıyorum sokakta ordu gibi dolaşıyorlar, yeter artık.


  • HellKeePer  (24.07.24 19:42:42) 
[]

Çimtur Devremülk'te kalmış olan var mı?

Tatil için Alanya Okurcalar'da Çimtur devremülkte kalmış olanlar var mıdır acaba? Önerir misiniz?




 
[]

Göğüs kıllarını tıraş makinesi ile almak gürleştirir mi?

Merhaba. Çok aşırı olmayan ama bu dönemler itibarıyla kısa tutmak istediğim göğüs kıllarım var. Merakım şu; tıraş makinesiyle göğüs kıllarımı almaya başlarsam, bir süre sonra makineyle almayı bıraktığımda eskisinden daha da gür bir hale ulaşmış olurlar mı acaba?




 
hayır. kılların kalınlığı, uzunluğu, rengi genlerinizle alakalı bir durum. örneğin tıraş edildikten sonra yeni uzamaya başlamış sakal köklerinin daha koyu ve gür görünmesinin sebebi kıl köklerinin uçlara göre daha kalın olmasının yarattığı bir optik illüzyon.


  • orient blue  (16.04.24 14:38:09) 
hayır.

jiletin kılları gürleştirdiği söylenir. ama bu da yalan diyor doktorlar.
  • elorelia  (16.04.24 14:38:22) 
orient blue +1

istediğiniz yöntemle yok edin kılları, gürleşmeyecektir.
  • jülsezar  (16.04.24 16:32:47) 
jilet veya traş makinesinin kıl üzerinde böyle bir etkisi yok.


  • thor44  (16.04.24 19:33:56) 
[]

Vücut kılları ve saçlar arasında doğru orantı olmaması?

Vücudumda göğüs kılı, kol kılı, bacak kılı ve en nefret ettiğim sırt kılı eksik olmuyor, hayli gürler. Ama öte yandan da saçlarım dökülüyor. "Vücut kıllarım gür+Saçlarım gür" olsa veya "Vücut kıllarım seyrek+Saçlarım seyrek" olsa gam yemeyeceğim. Ama şu an böylesi aşırı sinir bozucu bir tezat oluyor.

Vücudumdaki diğer kılları bolca üreten ve benden eksik etmeyen genlerim, aynı cömertliği neden iş saçlara gelince göstermiyor ki? Şanssızlık mı, adaletsizlik mi? Ne demek lazım? :/


 
ikisinin de sebebi testesteron diye hatırlıyorum sanki

testesteron göğsünde kıl çıkarırken saçlarının da dökülmesine neden oluyor
  • freebird5406_2  (04.12.23 21:42:28) 
testo yüksektir. gariplik yok.


  • candide  (04.12.23 22:11:36) 
İkisi aynı sebepten oluyor zaten dostum. Fazla testosteron kaynaklı. Bende de aynı problem var


  • glamdr1ng  (04.12.23 23:11:52) 
sadece testosteron değil tabii sebep. çok stres direkt döküyor saçları.


  • ahm1  (04.12.23 23:17:04) 
İnsan vücudunun bugları maalesef. Saç kökleri DHT'ye duyarlı ve bu sebeple dökülüyorlar. Ama aynı hormon bir yandan da saç çıkmasını sağlıyor. Sonra insan kusursuz yaratılmıştır... Hee aynen kusursuz.


  • synesthesia  (05.12.23 02:04:40) 
Bruce Willis bir röportajında söylemişti. 'Bu erkeğin kaderi, yaş ilerledikçe kafada dökülüyor, burunda, kulakta çıkıyor.' diye.


  • Mirket  (05.12.23 12:23:07) 
[]

Göz damlasını merkeze damlatmak sorun yaratıyor mu?

Doktor göz damlası verdi. Damlanın prospektüsünde alt kapağı elle aşağı doğru çekerek bir kese oluşturup, damlayı da o aşağıdaki keseye damlatmak gerektiği yazıyor. Ama muhteşem el yeteneğimle 10 defa denedim, bir türlü denk getiremiyorum, dışarıya dökülüyor :)

Hiç uğraşmadan şak diye şunu gözün merkezine doğru damlatsam, oradan yayılsa bir güzel göze, öyle yapınca sıkıntı oluyor mu acaba? İlla o keseye mi damlatmak gerekiyor yoksa?


 
prospektüste yazan ama sizin beceremediğiniz yöntem oldukça kolay. gözün ortasına damlatmaktan daha kolay. muhtemelen ortaya damlatınca refleks olarak hızlıca gözünüzü kapatırsınız yarısı boşa gidebilir.

ayna karşısına geçin. sağlaksanız sol baş ve isaret parmağıyla alt göz kapağını çimdikleyip çekin kesecik olşturun sağ elinizdeki damlayı da açılan keseye damlatın. ben hep öyle damlatırım
  • exlibris  (13.11.23 22:51:47) 
[]

Sinir stres ishal yapar mı?

Merhaba. Dün bir sebepten dolayı biriyle bağırmalı çağırmalı tartışma yaşadım, çok yükseldim, elim ayağım titredi. Hiç ishal olduğumu bilmem ama bu sabah kalktığımda ishaldim. Sinir stres bağırsakları o şekilde etkileyebiliyor mu, yoksa zamanlaması tesadüf müdür acaba?




 
bağırsak ikinci beyindir. sinir, stres, heyecan bağırsakları etkiler. en azından bende öyle oluyor. ne zaman tatile vs yola çıkacak olsam ya da benim için önemli bi güne uyanacak olsam sabaha perişan oluyorum :D


  • elorelia  (27.10.23 14:24:27) 
stres'dir. her şeyi yapar insan bile ölüyor stres yüzünden.


  • ayseee  (27.10.23 14:24:42) 
Yapmaz olur mu? Sinir, stres, kavga, seks, heyecan anında mideye kramp girer ya. Kavga, stres de doğrudan bağırsakları etkiler.


  • mahsus mahal  (27.10.23 17:24:36) 
Yapar tabi. Hem de ne yapar. Lisede sınıfta kaldım. Üzüntüden her gün ishaldim.


  • dedeminhirkasi  (27.10.23 20:06:29 ~ 20:11:43) 
Yapar


  • basond  (27.10.23 21:14:18) 
[]

Kılların "maksimum uzama boyunu kısaltmak" mümkün mü?

Merhaba. Göğüs kıllarını lazer epilasyon ile tamamen yok etmek şeklinde değil de, kılların kesildikten sonraki süreçte maksimum uzama boyları misal 1,5 cm'se, bu maksimum uzama boyunu yarım santime düşürecek bir yöntem de mevcut mudur acaba?




 
seyreltme ve inceltme olur. max boyu değiştiremezsin


  • jelly bear  (27.07.23 17:19:45) 
Lazerle bir anda tertemiz kılsız bir cilde sahip olmuyorsun zaten. Makineye, uygulayana, cilt ve kıl tipinize göre 5, 10, 20, belki daha fazla seans yapsanız bile bebek götü kıvamına ulaşmanız zor.

Bunun süreci de şöyle oluyor; bir aşamada kılların bazılarının inceldiğini, daha geç çıktığını fark edeceksiniz. Ondan sonra bazı bölgelere lazeri durdurmak veya daha geniş aralıklarla yaptırmaya başlayabilirsiniz, bir denge bulmak adına.

Ben de senin gibi düşünüyordum; tertemiz olmasın ama daha kısa görünseler yeter diye. 3 yıldır lazer epilasyon yaptırıyorum :D Bende çok yavaş bir dökülme süreci yaşanıyor ama başlangıca göre bayağı ilerleme kaydettim. Eskiden ayda bir seansa giderken şimdi 2. ayda istediğim seviyeye uzadığı noktaya geliyor ve 3. ayda yeni bir seansa gidiyorum. Araları yavaş yavaş açılmaya devam ediyor.

Her bölgede tam eşit aralıklarla dökülmeler olmuyor, bazı gölgelerde daha fazla dökülmüş, bazısında yoğunluk devam ediyor. Ama hastalıklı gibi bir görüntü de yok :) Genel olarak daha az görünüyor ve 'seyrek ama uzun' gibi tuhaf bir görüntü de oluşmuyor.

Deneyip süreç içinde karar vermek en iyisi.
  • long live rock n roll  (27.07.23 18:47:34) 
Ev tipi ipl cihazları çok geç uzamasına sebep oluyor. Yani işini görebilir.


  • Gradient_tabanlı_mor  (27.07.23 21:04:37) 
[]

Ağır futbol tartışmalarının döndüğü WhatsApp gruplarında var mısınız?

20 yıllık arkadaşların yer aldığı 10 kişilik bir erkek WhatsApp grubumuz var. Doktoru, avukatı aklı başında insanlardan oluşuyor ama konu futbola gelince -ki sık sık da gelir- durumlar fena. Üyelerin tamamı fanatik futbol taraftarları, farklı takımları tutanlarımız da var. Durum böyle olunca da futbol üzerine çetin tartışmalar, rakibine laf sokmalar, incitmeler hiç eksik olmuyor :D Ben bu kısır muhabbetleri sevmiyorum ama bataklık gibi içine çekiliyorsun.

Açıkçası çabuk sinirlenen ve keyfi kaçan yapıda bir insanım, kulübümle ilgili saldırılar, iftiralar okuyunca ve karşılık verme moduna girince bayağı sinirleniyorum. Kafam kaldırmıyor artık, gruptan çıkayım diyorum. Ayıp olur mu diye de düşünüyorum ama, bilemedim.

Siz arkadaşlarınızın olduğu bu tip WhatsApp gruplarında yer alıyor musunuz, yoksa hiç bulaşmıyor musunuz? Eskiden yer alıp da çıkanlar var mı?

NOT: Futbolla, kulüp taraftarlığıyla pek ilgilenmeyenlere yönelik bir soru değildir. Siz en güzelini yapıyorsunuz. Bizimkisi iflah olmaz bir zehir işte.

 
Futbolu severim de böyle tartışmalar aşırı cringe, yani çok çok çok boş vaktimin olması lazım


  • olaylar olaylar  (24.06.23 16:59:12) 
çıkmak niye ayıp olsun hocam

"Açıkçası çabuk sinirlenen ve keyfi kaçan yapıda bir insanım."

bu yazdığın yerine o grupta bir saat takılmak günlük terapi gibi kafamı rahatlatıyor goygoy iyi geliyor desen anlarım da, kafana da iyi gelmiyor niye duruyorsun

türk futbolunu hayatından çıkar hayat kaliten artsın :)
  • freebird5406_2  (24.06.23 16:59:54 ~ 17:03:45) 
Mezun olalı 10 sene olan lise sınıf arkadaşlarımla var bi tane ve hala aktif konuşuyoruz. Ama bizde öyle kalp kırmalı, agresif kavgalı mevzular dönmüyor. Derbi galibiyetlerinde laf sokup bitiriyoruz genelde. Futboldan dolayı tanımadığım adama söverim de 15 senelik arkadaşıma futboldan dolayı kırılmam yani. En fazla dalgasına şikeci falan lafı geçer o da öyle abartılmaz. Yani beşiktaşa laf etse diğer takım tutan arkadaşlarım kırılmam gücenmem.


  • nundu  (24.06.23 17:06:41) 
mesleği futbolla ilgili olan, avrupa'da futbol sezonunun bittiği mayıs sonu-haziran başı gibi bildiğin hastalanıp yatağa düşen, izlanda'dan tut belarus'a kadar her ligi takip eden bir insanım. bate borisov'da kim sakat kim cezalı sor söylerim.

bahsettiğin tarzdaki ortamlarda bir saniye dahi durmam. benim şansım biraz da üç büyüklerden birini tutmuyor olmam. benim kulübümle ilgili zaten kimse konuşmaz. kavga edecek hiçbir şey yok. ha olsa da ben girmem. kırmızı çizgim budur, aksi takdirde benim şu ana kadar ya ölmüş ya da birilerini öldürmüş olmam gerekirdi. saçmalık. oyunu sevmek, tutkulu olmak vs. güzel şeyler ama o keyif futbol yüzünden birine yumruk attığında biter benim için. asla istemem, uzak dururum.
  • mark greg sputnik  (24.06.23 17:26:32) 
Ben o kadar fanatik değilim ama 2 fanatik arkadaşların kavgalarını harlamak hoşuma gidiyor :) Genelde sonunda öpüşüp barışıyoruz. 2 gs - 2 fener


  • okumakserbestbegenmeksart  (25.06.23 18:48:23) 
[]

Skolyoz hakkında bilgi/deneyim sahibi olanlar bir bakabilir mi?

Merhaba. Fotoğraflarımda, aynada falan sağ omuzumun sola göre daha aşağıda olduğunu görüyorum. Hem önden hem de arkadan çekilen fotoğraflarımda sağıma doğru bir miktar devriklik görüntüsü mevcut oluyor. Ben bunu birkaç yıl önce fark etmiştim ama yapısal bir şeydir diye üzerine düşmedim.

Dün bu mevzunun aklıma düşeceği tuttu, biraz internette göz gezdireyim dedim ve bu muhtemelen Skolyoz denilen hadise oluyor.

Şunu merak ediyorum; doktordan "Sende Skolyoz var" teşhisi alınca, hayatımızda herhangi bir şey değişiyor mu? Çünkü benim anladığım kadarıyla çok ciddi, ileri vakalar olmadıkça bunun ameliyatının yapılması tercih edilmiyor. Tedavi olarak da korse tedavisi varmış ama o da çocuklara uygulanıyormuş sanırım. 30'unu geçmiş bir insana korse tedavisi fayda etmez ve uygulanmaz diye tahmin ediyorum. Bilgi sahibi olanlar, ne dersiniz bu konularda acaba?

 
Normalde erken teşhis edildiğinde yüzmeye yollanıyor insan ama 30'dan sonra da bu yöntem var mıdır bilemiyorum. Uzman bir doktor yalnızca eğilmenizle skolyoz var mı yok mu anlayabilir, çok yüksek değilse uygun spor egzersiz verir.


  • whoosie  (10.05.23 14:18:17) 
hem skolyozu hem de kifozu olan biri olarak tecrübem gittiği yere kadar fizik tedavi, yüzme, spor. doktor bana ameliyat son çare, herşeyi yaptım, ne yaparsam yapayım ağrılarla başa çıkamıyorum dersen o zaman demişti.

fizik tedavi bölümüne gidin onlar yönlendirir. röntgen çekilecektir muhtemelen. her hastanede var mı bilmiyorum ama skolyoz grafisi çekebilen yerleri tercih edin derim. bunda belden boyuna kadar tek seferde çekiliyor. öbür türlü beli ayrı, sırtı ayrı çekiyorlar.
  • inheritance  (10.05.23 14:30:35) 
@inheritance Teşekkürler. Bende hiç ağrı yok bu arada, sadece şekil bozukluğu gözlemliyorum.


  • norules  (10.05.23 14:34:40) 
Skolyoz olduğunuzu düşünüyorsunuz ama bildiğim kadarıyla insan vücudu 100% simetrik değil o anlamda. Kullandığınız elinizin olduğu tarafın, diğer tarafa göre farklı gözükmesi normal. Ben de aynaya baktığımda sağ taraf ile sol taraf arasında fark görüyorum normal dururken, özel olarak dengelemeye uğraşmazsam.


  • salihdt  (10.05.23 14:42:17) 
skolyoz, kifoz ve lordozlu olarak geldim :D Yuzme dedi doktor ama soyle bir sey varki ben zaten normalde de kopekleme yuzerim, o yuzden duzgun yuzemiyorsaniz yuzme cok fayda saglamayabilir. Bende de skolyoza bagli agri yoktu ama bir yamukluk hissediyordum kendimde oyle sordum doktora.
aletli pilates yapin efendim duzgun yuzemiyorsaniz. lordoz ve kifoz oldukca azaldi, postur cok daha duzgun, omuz hareketleriyle de o yamuklugu azaltmaya calisiyoruz.
uzun bir surec ama deger.
  • 65 derece  (10.05.23 14:50:15) 
Sene 2013 gittiğim spor salonunda antrenörüm bir omzumun daha düşük olduğunu fark etmişti. Çekilen mr ve röntgenler sonucu birbirine ters yönde iki adet skolyozum olduğunu öğrendim :’) Fizik tedavi ve sporla üç dört ay gibi bir sürede omuzlarım birbirine eşitlendi. İşin komiği kardeşler olarak hepimizde bu hastalık var ama düzenli spor yaptığımız için dışarıdan fark edilmiyor. Ameliyatı riskli bir hastalık ve sadece ileri düzeydeki hastalara yapılıyor. Sizin de muhtemelen benimkisi gibi derecesi hafiftir. Yoksa bariz bir anormali görürdünüz.

Tek eksisi inanılmaz bir ağrı yapıyor, bazen omurgamı çıkarıp elimle düzlemek istiyorum, süper gücüm olsa ilk bunu gerçekleştirirdim. Artısı ise üç günden uzun süre spora ara verirseniz ağrılar oluyor. Bu yüzden her daim fit ve canlı oluyorsunuz ister istemez.

Edit: Spordan kastım dandik skolyoz egzersizleri değil. Ciddi ciddi hayatınızda spor olmalı.
  • ruhen hastayim ben  (10.05.23 15:46:22 ~ 15:49:19) 
Anladığım kadarıyla gözle görünür olsa da ağrı gibi bir sıkıntınız yok.

Yaşlandıkça artmaması ve ağrılı hale gelmemesi için.

Önce teşhis ve hekim tavsiyesi için bir FTR uzmanına görünün. Sonrasında hayatınıza sporu alın. Maddi durumunuz elveriyorsa (en azından ilk zamanlar, fizyoterapistin hoca olarak çalıştığı bir salonda) reformer platese başlayın. Yüzme iyidir, köpekleme yüzmek de, suda sırtüstü dakikalarca yatmak bile çok iyidir. Pilates, fitness salonları ve yüzme havuzlarını hayatınızın bir parçası yaparsanız bir sıkıntı yaşamazsınız.
  • Mirket  (10.05.23 18:03:08) 
%45 üzeri eğrilik varsa ameliyat yapılıyor, bu orandan daha düşükse fizik tedavi, ağır kaldırmamak, kilo almamak, postürü düzeltmek vb. öneriliyor. yüzme en çok tavsiye edilen spor, bir de pilates.


  • kafasizbiri  (17.05.23 00:24:14) 
[]

Spor ayakkabı fiyatları - Ucuzlama ihtimali - Kampanyalar

Merhaba. Yeni bir Adidas spor ayakkabı alayım dedim, en düşük 1000 TL'den başlıyor. Memlekette her şeyde olduğu gibi bunların fiyatları da uçmuş.

1. İleriki dönemlerde bu fiyatlarda düşme olur mu sizce? Yoksa o fiyatlar artık bu saatten sonra sürekli artarak mı devam eder?

2. Bazı satış yerlerinin kampanya dönemleri oluyor mu? Daha uygun fiyatlı/kampanyalı nereden alabilirim?

 
amazonda kampanya var. under armour aldım geçen gün nerdeyse yarı fiyatına.


  • mikahakkinen  (07.04.23 14:38:31) 
çakmaları 300 e falan satıyorlar o fiyatlar normal. hatta indirim var yapıştır.


  • vizivozo  (07.04.23 14:56:34 ~ 14:58:33) 
gerçekten kalite çok düşük fiyatlar uçuk. değişeceğini hiç sanmıyorum. sağlam bir şeyi 3-4 taksitle al yoksa daha da yükselir.


  • yanlishayvan  (07.04.23 23:38:31) 
[]

Reyting ölçümleri nasıl yapılıyor?

Benim TV'de izlediğim şeyler reytinglere yansıyor mu? Yoksa teknik olarak sadece önceden belirlenmiş kişilerin izlemeleri mi belirleyici oluyor?




 
Yansımıyor. İnternet üzerinden izlemiyorsanız yansımasının tek yolu reyting cihazı takılı olması.

seyler.eksisozluk.com
  • prole  (21.01.23 15:01:06) 
Bizim evde vardı zamanında. Bir şirket gelip takmıştı. Ama yani dikkat etmiyorduk kim izliyor kim izlemiyor, rastgele duruyordu genelde o kişi tuşları.


  • elorelia  (21.01.23 16:18:03) 
[]

Muslera, G.Saray'da kaç yaşına kadar oynar?

37 yaşına geldi ama fizik olarak 27 gibi. Reflekslerde de halen çok ciddi kayıpları yok. Buffon gibi kolay kolay bırakmayacak bence.

GS'de 40'a kadar oynar ama futbolu da 42 gibi ülkesinde bırakır diye tahmin ediyorum ben. Sizce?


 
40 diyorum.
Gittiğinde ne yapacağız bilmiyorum ama geri kalan rakip takım taraftarları lokum dağıtırlar sokakta sevinçten.

  • logisticsmanager  (16.01.23 16:01:28) 
39-40'ta GS'de bırakır. 1,5-2 sezon daha verim alırız. her golde yerden yere vurulmaya başlanınca bırakır.


  • Improbable  (16.01.23 17:11:37) 
2 maca bakar, kale isi cok sakat, bir bakmissin zorla emekli edilmis


  • freedonia  (16.01.23 18:38:31) 
2 sezon daha oynamali. galatasaray bu arada kaleci arayislarini baslamali ve kalecisini alip muslera ile birlikte kullanmali.


  • duyulmasi gerektigi kadar  (16.01.23 19:34:35) 
önce yardımcı teknik direktör, sonra teknik direktör olacağını düşünüyorum


  • mtgs  (16.01.23 21:58:49) 
önümüzdeki sezon da oynar. sonrası için yeterli gelmeyebilir. denildiği gibi kalecilik 2 tane hatalı gole bakar.


  • paintov  (17.01.23 00:11:13) 
Bence de sonraki sezon oynar sonra gider ama Galatasaray yönetimi neden kale işini bu kadar umursamıyor anlamıyorum.

Muslera illaki bir gün gidecek alsanıza abi genç kalecileri. Bu adam gidince ne yapacağız biz. Yetiştirin şimdiden ya da direkt as kaleci bakın.

Yönetimden hiçbir adım göremiyorum. Hiçbir yönetim doğru duzgun bir adım atmadı.
  • sassot  (17.01.23 03:20:30) 
Eğer galatasaray geleceğini inşa ediyorsa bu sezon son olmalı. Teknik ekipte devam etmeli. Ki bu yıl bayağı iyiler bu inşa konusunda. En son hagi'li takım bu denli başarılıydı. Sneijder'li-Drogba'lı galatasaray bile bu kadar derinlikli değildi.

Devam ederse de şaşırmam ama bence artık değişim zamanı geldi. Kale işinde 2 hata yaparsan ibreler tersine döner.

Not: çeyrek asırdır galatasaray izleyen metin oktay.
  • baldan kaymak  (17.01.23 11:37:17) 
[]

Tamamlayıcı Sağlık Sigortası, Yıllık Ücret (Ayakta tedavi)

Merhaba. Sadece muayene, tahlil, mr, röntgen gibi tetkikleri kapsayan ayakta tedavi için Tamamlayıcı Sağlık Sigortası yıllık ücreti ne civarlarda oluyor acaba?




 
Güncel rakamlarla sadece çocuğuma teklif aldım 7 ila 10 bin arası değişiyor


  • horizon  (24.12.22 23:37:19) 
[]

Devlet Hastanelerine mi, Özel Hastanelere mi gitmeyi tercih ediyorsunuz?

5 dakikada hasta muayene edilmeye çalışılan, 1.5 yıl sonraya kolonoskopi randevusu verilmesi gibi absürtlüklerin yaşandığı devlet hastaneleri yerine daha medeni bir sağlık hizmeti alabilmek için cebimden para verip özel hastaneleri tercih ediyorum ben.

Peki siz, aile hekimliğinizde hallolabilecek türdeki basit sağlık sorunlarınız dışında daha önemli sağlık meseleleri için devlet hastanelerini mi, yoksa özel hastaneleri mi tercih ediyorsunuz?


 
Ben devlet hastanesini özellikle eğitim araştırma hastanelerini tercih ediyorum. Şansıma bu konularda ciddi sorun yaşamadım.


  • Amaranta ursula  (23.12.22 14:38:46 ~ 14:39:50) 
özel sağlık sigortası olduğu için özel hastane tercih ediyorum.


  • sta  (23.12.22 14:40:14) 
sgk varsa tamamlayıcı sağlık sigortası ile özele gitmek baya mantıklı.


  • xrated  (23.12.22 14:44:14) 
üniversite hastanelerini tercih ediyorum ama kendim de doktor olduğum için sıra bekleme gibi konularda çok sıkıntım olmuyor o açıdan çok nötr bi cevap değil bu.

Annem de hemşire, devletten emekli olduktan sonra özel hastanede çalışıyor böyle meşhur ve kaliteli olanlardan birinde. Babam fıtık ameliyatı oldu geçen aylarda ve annemin çalıştığı hastane baya indirimli şekilde yaptı. O hastane odasındaki aşırı lüks imkanlar bana çok göz boyama geldi. Yani sağlık imkanları olarak da kötü değildir muhtemelen ama yıllardır üniversite hastanelerindeki işini gördüğü kadar olan konforu görünce, odada lig tv olması, hastanedeki divan pastanesinden odaya oda servisi yemek söyleyebilmek falan bilmiyorum abartı geldi bana dshsddh

Yani kısacası kaliteli sağlık hizmetinin otel gibi bakım olan bir yerde çok verilemeyeceğine dair bir hissiyatım var. Bi de üniversite hastanelerinin bu ülkedeki zirve yerler olduğunu düşünüyorum tıp bilgisi açısından.
  • nundu  (23.12.22 14:45:25) 
Yıllardır özel sağlık sigortam var. Her türlü basit iş için özel hastanelere gidiyorum.
Ama ciddi, önemli, karmaşık bir sağlık sorunum olduğunda genelde özel hastanelerde çözemiyorlar, işi uzatıyorlar, pek çok tahlil ve görüntüleme yapıyorlar. Sonunda devlet hastanesine gitmek zorunda kalıyorum. Nadiren. Yani 2-3 yılda bir belki.

Devlet hastanesine randevulu şekilde gittiğimde hem bekleme konusunda hiç sorun yaşamadım hem de muayene, tanı koyma konusunda.

Mesela apandisit ameliyatı olmam gerekse özel hastaneyi tercih ederim, kalple ilgili bir ameliyat için de özel hastaneyi tercih ederim. Fakat 100 bin kişide bir görülen, ilginç bir hastalık/ameliyat durumunda devlet hastanesini tercih ederim. Veya en azından tanıyı devlet/üniversite hastanesinde alıp tedavi/ameliyat belirlendikten sonra özel hastaneye giderim.
  • michael_knight  (23.12.22 14:51:15) 
Nundu +1
Ailem sağlıkçı. Özelde calistilar genelde ama hep dedikleri en iyi özel bir üniversite hastanesi etmez.
Türkiye'de her şeyi bu özellerin eline biraktilar ve yakinda sıkıntılar daha da artacak.

Yani çok basit şeyler için özel iyi olsa da asla o eski üniversite hastaneleri seviyesi olmaz. Yani çoğu zaten garip tiplerin yönettiği ticarethaneler.
  • logisticsmanager  (23.12.22 14:53:57) 
özel hastane. yaşadığım yerde devlet hastaneleri çok kötü.


  • mikahakkinen  (23.12.22 14:55:24) 
yeterli ödeme gücüne sahip herkes devlet hastanelerindeki yığılmadan sıyrılmak adına özel hastane tercih edebilir elbet. ancak acil ve ileri uzmanlık gerektiren vakalarda ilgili hastalık üzerine uzmanlaşmış devlet hastanelerini (üniversite hastaneleri, siyami ersek, koşuyolu kalp vs.) tercih etmekte bir sakınca görmüyorum. olayın düz hizmet, yani otelcilik kısmı tamamen tırı vırı.


  • zgrydn  (23.12.22 14:57:20 ~ 14:58:18) 
özel hastanedeki tek kişilik odanın iyileşmeye etkisi çok büyük. literatürde var...


  • sert siyah krom  (23.12.22 15:44:01) 
devlet hastanesini tercih ediyorum. doktorların özlük haklarında yapılan iyileştirmelerden sonra yaşadığım ildeki özel hastanelerin iyi doktorları geri devlete dönmeye başladı son 1-2 aydır. Yakında özel hastaneler yeni mezun doktorlarla dolacak.
büyükşehirlerde, büyük özel hastanelerde durum farklı olabilir tabi ama küçük yerlerde devlet hastanesi bence daha efdal.

  • mustafakesekci  (23.12.22 17:58:23) 
Turkiye'deyken tam kapsamli sigortam vardi, genelde evimin yanindaki acibadem veya memorial'a giderdim. Sira beklememek ve cok kolay sekilde randevu alabilmek cok iyiydi. 5 sene boyunca hic devlet hastanesine gitmedim.

Son geldigimde doktor arkadasimin yanina ugradim kan degerlerine baktirmak icin(2 yil sonra ilk kan testim, yeyy). Doktor yakin arkadasim olmasina ragmen git geller baya yordu, kan vermek icin 45dk bekledim mesela. Ozelde olsa gir cik cok daha kisa surerdi. Devlet hastanesinde ancak cok vaktin varsa tedavi alabiliyorsun bana kalirsa. Doktor da ilk muayenede test isteyip yolluyor direkt seni fazla dinlemeye firsati olmadan.
  • fakyoras  (23.12.22 18:09:44) 
Aciliyetim yoksa üniversite hastanesinden gün alırdım,ama en son gittiğimde muayene için 1 ay bekledim mr randevusunu 8 ay sonrasına verdikleri için artık gitmiyorum..

Tamamlayıcım olduğu için neredeyse her işimi aynı gün özel hastanede hallediyorum. Hem iş için sürekli izin almamış oluyorum hemde tanı konup tedavi başlıyor.
  • brnbrs  (23.12.22 19:54:30) 
Beklememek ve adam gibi derdimi anlatacak vaktimin olabilmesi için özele gidiyorum. Ama özel dediğimde de doktora bakıyorum iyi mi diye. Burada başkent hastanesi var doktorları iyi genel olarak. Onu tercih ediyorum


  • yazdonumu  (23.12.22 20:50:47) 
Sırf bu yüzden tamamlayıcı yaptık. Devlette muayene ve tedavi zorlaştı. Kuzenimin ayağı kuruldu ameliyata girmesi gerekiyordu 1 hafta sonrasına gün verdiler. Şirketin yaptığı özel sağlık sayesinde ertesi gün hemen ameliyata girdi.


  • gazozailacatmauzmani  (23.12.22 20:53:10) 
devlet hastanelerinde doğru düzgün tedavi imkanı yok diye düşünüyorum. sağlıklı bir muayene ortamı yok maalesef.


  • alicandan  (23.12.22 22:20:40) 
[]

Virüsler, enfekte olmuş bir kişiye bulaşmaya devam edebiliyor mu?

Enfekte olmuş bir kişi, enfekte durumdaki başka hastalarla beraber sağlık ocağında bulunduğunda, ortamdaki virüsler bu kişiye bulaşmaya devam edebiliyor mu? Bu durum kişinin virüs yükünü arttırıp mevcut şikayetlerinin şiddetlenmesine sebep olabilir mi?




 
Evet.


  • nawar  (20.12.22 11:49:58) 
aynı virüs değil ama farklı virüs bulaşabiliyor. bir doktor arkadaşım söylemişti bir mevsimde belki 100 farklı üst solunum yolunu etkileyecek virüs mutasyonu dolaşıyor etrafta.


  • semaforo de medianoche  (20.12.22 14:46:45) 
[]

Boğazdaki iltihabi durum antibiyotiksiz geçer mi?

Ateş, geniz akıntısı, yutkunurken aşırı boğaz ağrısı şikayetleriyle doktora gittim dün, bir takım ilaçlar verdi ama antibiyotik yoktu aralarında.

Gece boğaz ağrım daha da şiddetlenince aynada telefonun ışığıyla bir baktım da bademciklerim beyaz beyaz iltihaplı. Antibiyotiksiz geçer mi böyle? Şu an bayağı bir süründürüyor da.


 
aynı durumda ben de doktora gitmiştim direkt antibiyotik vermişti, antibiyotiksiz geçer mi bilmiyorum ama kullanınca hemen rahatlamıştı


  • sta  (17.12.22 14:02:19) 
Antibiyotik alerjisi olan biri olarak diyorum ki;
Şimdiye kadar bitki çayları ve vitamin takviyeleri ile her türlü hastalığın üstesinden bir şekilde geliyordum ancak bu seneki hastalık türlerinde bir gariplik var (ekşide de ilgili bir başlık vardı zaten). haftalardır boğazım berbat, bir türlü iyileştiremedim.

  • dark-tower  (17.12.22 14:28:09) 
Geçmez, hemen doktora git ne kadar erken o kadar iyi.
Nerden biliyorum denendi ordan biliyorum, kesin bilgi. Halen de geçmedi :(

Zaten daha önceki yıllarda da aile hekimim boğazı görünce bu antibiyotiksiz geçmez derdi hep.
  • epitaf  (17.12.22 14:48:36) 
Su donem hastaliklar uzun suruyor dedi 2. Gittigim doktor. O yuzden acilen onlem almak lazim cunku gercekten GECMIYOR. shshshs
Mesela ben normalde 2-3 gunr toparlanirim normalde; 2 hafta antibiyotik+grip ilaclari ustune tam iyilesiyorum derken bir kez daha siddetli bogaz agrisi ve farenjit tanisiyla acillik oldum. Yeni bir antibiyotik+ilaclar verildi. 1 hafta da onlari kullandim. 3 haftada artik iyiyim diyebiliyorum.
Bu donem virusler cok siddetli. Kullanin mutlaka.
  • mor oje  (17.12.22 19:28:06) 
[]

Gün sonu içkisi olarak şarap

Filmlerde, dizilerde çok sık denk geldiğim bir şey; iş günü bitip de evde istirahat moduna geçince bir kadeh şarap içiyorlar. (Nedense özellikle kadın karakterler ve yalnızken) Ben mesela arada bu tür durumlarda bira keyfi yapmayı severim, şaraba ilgi ve beğenisi olmayan biriyimdir.

Gün sonu içkisi olarak şarabın bu kadar popüler olmasının özel bir sebebi var mıdır?


 
Biraz kulturel...
Mesela ingilterede de Gin and Tonic daha cok tercih edilen bir gun sonu ickisi kadrolar icin

  • parcxerox  (15.12.22 18:19:04) 
Errr.. Kadinlar icin


  • parcxerox  (15.12.22 18:19:30) 
Çorba, yemek, tatlı, çay ve en son meyve sırası vardır ya.
Hah işte şarap, o meyvedir. Günün sonunda yenilmiş üzüm.

  • etna  (15.12.22 18:44:53) 
Öyle yalnız yaşayanlar için 1 kadeh gün sonu şarabı da olabilir bir şey değildir.

Şişenin kalanı gün sonu sirkesi olur bekleye bekleye.
  • Mirket  (15.12.22 19:31:09) 
Jacqueline Kennedy beyaz saray'ın kendine ait kısmını televizyonculara açıyor. orada masalarda çok şık şarap kadehleri görülünce kadınlar misafire ikram etmek için şarap ve kadeh alıyor bol bol. 60'larda başlayan bu artış sürekli devam ediyor. Daha sonra 90'larda da CBS haber kanalı az miktarda şarap sağlığa iyi gelir deyince tek kalemde %30 artıyor şarap satışları. ABD'de şarap içmek kültürlü olmakla, Fransız - İtalyan kültürünün inceliğiyle ve romantikliğiyle özdeşleştiriliyor. Kadınların sevdiği bir şeydir Fransız ve İtalyan kültürü, zevklidir, romantiktir falan filan bilirsiniz... İstanbulda bi çikolatacı var afedersiniz iğrenç ötesi sırf adı Fransızca diye kapısında sıra oluyor kadınlar... Ayrıca TV'de "kadın karakter şarap içip self-care yapıyor" diye bir klişe var evet. biraz senaristlerin üşengeçliği.


  • sert siyah krom  (16.12.22 10:35:39) 
[]

El titremesi hakkında

Son 4-5 gündür "hafif seviyede" ellerim titriyor. Google'dan araştırsam Parkinson hastalığından başlardı kesin, oraya hiç bulaşmadan buradan görüş alayım dedim.

El titremesine ne tür şeyler sebep oluyor, bilenler var mıdır acaba? Dönemsel, yani geçici bir şey olabilir mi? Ama fazla da ürkütmezseniz sevinirim, moralim bozuldu zaten :/


 
Değerlerinize baktırın başlangıç olarak bir mineral vitamin eksikliği bile sebebiyet verebiliyor böyle şeylere. Tabii bir sürü sebebi olabilir, hekim değil başına gelen kişi olarak yazdım.


  • kullanıcıadımbuolsun  (09.12.22 17:42:35) 
geçmiş olsun, son 4-5 gün tükettiklerinize bakın öncelikle. kahve çay alkol çok tüketildi ise alkol veya kafein eksikliği yapabilir. yine gereğinden fazla spor yapıldı kaslar yorgun ise olabilir, sık ve ağır taşımalar yaptıysanız yine kaslardan dolayı yapabilir. ama bunlar devamlılık göstermez. 1 maks 2 gün içinde son bulmalı. ancak sizin tüketimi sürdürmeniz halinde 4-5 günü bulur.
muhtemel geçicidir, parkinsonluk bir durum yoktur bence ve umarım. ama 2-3 gün tükettiklerinize dikkat ederek takip edin devam etmesi ya da artması halinde doktora görünebilirsiniz.

  • erty_ksk  (09.12.22 17:49:26) 
Stres olabilir muhtemelen. Kum torbasına vurmak gibi fiziksel aktivitelerden de oluşuyor.


  • havadakarada  (09.12.22 18:33:05) 
insülin direnci. karbonhidrat,yağ ve şeker ağırlıklı besleyorsanız vücut alarm vermeye başlamış demektir. bir sonraki süreç göz kararması ve baygınlık ve şeker hastalığı... kan tahlili sonucu gösterir.


  • bugisme  (09.12.22 20:14:01) 
[]

Ekşi Sözlük'teki kadın hesaplarının fake'lik oranı

Son zamanlarda dikkatimi çekiyor, sözlükteki bir entry'de kadın hesabına denk gelip de merak edip nickine açılmış olan başlığına baktığımda "Harun abi" yazılı entryler görüyorum. Çok sık denk gelmeye başladığım bir durum oldu bu artık.

Sizce Ekşi'deki kadın hesaplarının fake'lik oranı gerçekten yüksek mi, yoksa Harun abi'yi genellikle sırf sinir etmek için mi yazıyorlar?


 
Ekşi Sözlük'te kadın profillerinin %90'ı faketir. İnternetteki kadınlarda oran aşağı yukarı bu. Sene 2023 olacak hala kadın taklidi yaparak işletmeye çalışan bu kadar çok ilkel var.


  • nawar  (24.11.22 16:51:17) 
fake olan hesapları tarzından dolayı zaten %90 fark edersin. çoğu kadın yazarın da bu konuda ip ucu vermeden yazdığını belirteyim. süpheleniyorsan fakedir.


  • orpheus  (24.11.22 16:55:07) 
kural bilmem kaç, aksi ispatlanana kadar internetteki herkes erkektir.
:)
bol bol teşhire yakın fotoğraflar koyan, fazla cüretkar yazanlar arasında harun abiler çoktur. Ama normal konuşan, yazanlar arasında harun abiler neden olsun ki?
  • vizivozo  (24.11.22 17:00:08 ~ 17:00:41) 
Mesela sözlükte ilişkilere dair bolca entryler giren, öyle yazdıklarının içeriği itibariyle troll tarzında da durmayan, eli yüzü düzgün profil fotoğrafı olan hangi kadına baksam "Harun abi" yazılmış neredeyse :)


  • norules  (24.11.22 17:04:30) 
Ben gerçek kadın yazarım:) Ama discordda kadın profilli bir erkekle tanıştım. Bir de neden kadın resmi var, sorma diyor :/


Ayrıca harun abi dediler diye Harun Abi mi oluyor? Bana da nick altında aktrol demişler, ne akpeyle ne de dinle ilgim var.
  • Kahvedesu  (24.11.22 17:19:47 ~ 17:21:01) 
epey yüksek ama anlamak çok zor değil.


  • bass solo take one  (24.11.22 21:32:40) 
tahminen %90 ustudur..


  • cooperr  (24.11.22 21:36:04) 
feyk çok ama gerçek kadın kullanıcı da çok. öyle %90 erkek filan olduğunu hiç sanmıyorum.

kadın olduğunu her entry'de gösterenler ya feyk ya gerçekten kadın ama ciddi ruh hastası oluyor genelde. yoksa nick'inde girl, profil fotoğrafında kız var diye illa feyk olacak hali yok gerçeği de var elbet.
  • mark greg sputnik  (24.11.22 21:42:43) 
[]

İdeal çay demlenme süresi?

Şöyle demli, bayağı oturmuş kıvamda bir çay için ideal demlenmesi süresi nedir sizce?




 
her gün çayını kendi demleyen bir olarak standardım 25-30dk
daha az sürede bozulan çay bana çiğ geliyor ama dikkat ediyorum millet 15dk sonra doldurup içmeye başlıyor.

  • lazpalle  (28.10.22 13:54:55) 
Min 30 dakika


  • ruhen hastayim ben  (28.10.22 14:00:20) 
Epey deneme yaptım bu konuda 20dk


  • hedep  (28.10.22 14:33:26) 
20-25 dakikada içilebilir güzel kıvama geliyor bana göre


  • hakmut  (28.10.22 14:59:54) 
poşet çayla 15-20 dk arası içilebilir bir şey oluyor ama 25-30 dk gibi güzel oluyor.
dökme çayla 25 dk'dan önce adam gibi bir şey çıkmıyor.

  • co2s2  (28.10.22 15:56:55) 
20 dakika kritik eşik. tercihen otuzdan sonra alir içerim.


  • sparkle kiddle  (28.10.22 17:01:44) 
seylan cayi icin 5-7 dk

yerli cay icin 20 dk
  • qazwsx  (28.10.22 17:15:09 ~ 17:15:24) 
80-85 C sıcak su ile 8-12 dk. arası.
*Gastronomi öğrencisiyim, kitapta yazıyor :-)

  • ankarakecisi  (28.10.22 22:35:20) 
seylan cayi kullaniyoruz, 15dk.


  • taurina  (28.10.22 22:59:30) 
[]

Düzenli izlediğiniz bir diziye ayırdığınız günlük süre?

Benim 30 dakika. 30 dakika olunca izlemekte olduğum bölümü durduruyorum, sonraki gün devam ediyorum. Zira 30 dakikanın sonralarında dikkatim başka şeylere kaymaya başlıyor. Aklıma düşen düşünceler, telefona bakmalar vs. O şekilde izleyeceğime de hiç izlememeyi tercih ediyorum.

Siz peki düzenli izlediğiniz bir diziye günlük ne kadarlık bir süre veya bölüm ayırıyorsunuz?


 
En son Gibi izledim. 30 40 dakikaydı. Fazla olunca bitiremiyorum. Dikkatim dağılıyor. Bir de zaman yok.


  • dissendium  (26.10.22 19:38:08) 
ilginçmiş.

ben vaktim ve keyfime göre bir bölümde (40 dakika) de bırakabiliyorum, dizi sarmışsa 4-5 bölüm arka arkaya da izleyebiliyorum. en fazla saatte bir sigara molası veririm. dizi gibi teoride ilgi çekmesi gereken bir şeyi bile 30 dakika deyince pat diye durdurmak çok tuhaf geldi bana :)
  • mark greg sputnik  (26.10.22 20:17:58 ~ 20:18:08) 
Değişiyor, otobüste izlediğim diziler var onları yol bitene kadar ortalama 1 saat kadar izliyorum.

Yemek yerken izlediklerim var, onları yemeğim devam ettiği kadar izliyorum 20dk civarı.

Özellikle takip ettiğim dizileri birer bölüm izliyorum.

Rastgele görüp izlenir bu dediğim diziler var onları, atıyorum o gün evden çıkmayacaksam 4-5 saate kadar izleyebiliyorum.

Bunların hepsi aynı günde olmuyor tabi, mesela birgün yolda dizi yerine kitap okuyorum, yemek yerken haber açıyorum vs.
  • akhenaten  (26.10.22 20:52:07) 
valla diziye bağlı yoğunsam ve güzelse her gün 1 saat ayırsam yeter

öyle 2 saat ayırırsam dikkatim dağılır gibi bir şey yok.

6 saat witcher izlemişliğimiz var yani sarınca niye kafamız dağılsın benim dağılmıyor şahsen.

ama izlenilen şey 2 saatlik bir film diyelim ve baydı, o zaman el telefona gidiyor tabii ki.
  • ananiyimioguz  (26.10.22 20:56:50) 
diziye de bağlı olabilir bu. zihin açan, merak uyandıran dizi pür dikkat izlenir. günde 40 dakikayı geçmemek kaydıyla. 1 saatten fazla izlemek bağımlılık yapar ve gerekli diğer işlere odaklanmayı düşürebilir diye düşünüyorum.


  • bahçedekisandal  (26.10.22 22:40:28) 
bölüm süreleri 30-40 dakikaysa 2 bölüm peş peşe izlerim. 40 dakikadan fazlaysa 1 bölüm izler bırakırım. zevkten dört köşe de olsam 2 bölümden fazla izlemem günlük. neden bu keyfi bir anda tüketip bitireyim ki?


  • yazar yazmaz yazan yazar  (27.10.22 09:03:51 ~ 09:04:19) 
Her gün vaktim olmuyor vaktim olduğunda da birkaç bölüm üst üste izliyorum.


  • iwasbornonamountainside  (27.10.22 13:49:48) 
Sarmışsa tamamen de izleyebilirim o gün. Net bir sürem yok. İlla ki 1 saat izlerim diye.


  • drako  (27.10.22 13:51:47) 
düzenli derken? devamlı izlemek mi yani? valla geçen aydı galiba severance'ı 2 günde, the bear'i 1 günde izledim bitti gitti. arrested developmentı da geçtiğimiz aylarda 1 haftada bitirdim sanırım. bi diziyi beğendiysem bitene kadar tüm boş vakitlerimde onu izlerim. bi günde 10 saat de olabilir yani. her gün şu kadar şunu izlerim gibi bi şeyim yok. bazen günlerce hiçbir şey izlemediğim de olur.


  • summer timetable  (27.10.22 14:01:55) 
[]

Cips yiyor musunuz?

Daha genç yaşlarımda cips çok yerdim ve aşırı severdim ama 30'lu yaşlara gelince çok azalttım, artık hiç yemiyorum. Bol yağlı, bol tuzlu, sağlıklı olmayan bir şey neticede. Yesem yine yerim, sevgim baki ama kolesterol falan dikkat ettiğim için bulaşmıyorum.

Siz boşverdim yağını, tuzunu deyip girişiyor musunuz cipse? Aslında şu son günlerde aklıma düşüyor ama başlarsam yine fena olacağını ve ucunu kaçıracağımı da biliyorum :/


 
Ben de 40'dan sonra bıraktım. İyi oldu. Kuruyemiş yiyorum onun yerine.


  • pispinti  (07.10.22 15:17:13) 
yemiyorum. eskiden de yemezdim. yani yerdim de kırk yılda bir. o da az.

cipsler ağır kanserojendir. zaten her şey kanser yapıyor. bir de bonus eklemeye gerek yok. illa yiyeceksen yağsız tuzsuz pirinç patlakları var. onları kemir. :)
  • motosiklet burclu adam  (07.10.22 15:19:11 ~ 15:19:52) 
bu yaz bir ara iyice abarttım. sonra kilo alınca bıraktım.


  • inheritance  (07.10.22 15:20:30) 
Gençken de az yerdim, yine az yiyorum. Lays fırından ya da Pringles klasik alıyorum çok canım isterse. Diğer patates cipsleri çok yağlı, sevmiyorum.


  • kobuzchu kiz  (07.10.22 15:23:37) 
şanslı gruptanım. cipsleri hiç sevemedim. biz çocukken tombi falan vardı onları da sevmezdim. yalnız dondurma ve çikolataya özellikle bitter çikolataya karşı koyamıyorum.


  • lazpalle  (07.10.22 15:25:29) 
cips benim icin tam bi guilty pleasure ya. patos aciliyi ben bilmezdim bi arkadas dedi ki nasil bilmezsin cok iyi cips falan canimi cektirdi. merak ettim gittim aldim hakkaten guzelmis. nadiren kafama esiyor gidip aliyorum sonra 2-3 gun yiyip sikilinca birakiyorum tekrar :D

ama onun disinda artik fiyati 70-80 lira olmus malesef hakiki misir cipsi var macro'da falan bazen alip nacho falan yapiyorum evde ya da duz yiyorum ama cok sik alma sansim olmadigi icin ayda yilda bir. 38/E
  • bay b  (07.10.22 15:26:36) 
ruffles, lays falan degilde daha boyle kalin kesim, tuzlu, yag cekmekten saydamlasmamis bulursam aliyorum. yiyeceksem guzelini yiyeyim bari dusunuyorum sanirim.


  • 65 derece  (07.10.22 15:30:42) 
genel olarak korkunç beslenmeme ve doktorların "sen daha ölmedin mi" demesine yol açacak kadar rafine şeker tüketmeme rağmen ilginç bir şekilde cips merakım yoktur. neredeyse hiç yemem. ayda belki bir paket, güzel dizi filan izliyorsam canım çekmişse.


  • der meister  (07.10.22 15:38:31) 
yaş: 38
eskiden biranın yanındaki bir numaralı atıştırmalığımdı.
şimdi 2 ayda bir belki alıyorum. eşim zaten yemiyor. benim de canım çok çekmiyor. kızım da çok sevmediği için hayatımızdan neredeyse tamamen çıktı artık.
  • teritori  (07.10.22 15:39:05) 
Sivilce sorunum olmasa yerim sürekli. Çok nadir yerim. Küçükken en sevdiğim şeylerdendi


  • glamdr1ng  (07.10.22 15:47:43) 
başlama sakin. Gerçekten Bi gün yiyince gene istiyo insan. Ben yiyorum ama keşke yemesem.


  • faredenkorkankedi  (07.10.22 15:53:00) 
Abur cubur tuketme aliskanligim yok, aklima gelmiyor. Denk gelirsem belki 1-2 tirtiklarim ama genelde o da olmaz. Karnim toksa bir seyler yemeyi dusunmem, canim cekmez.


  • summer timetable  (07.10.22 16:00:52) 
Ortaokuldan sonra çok ilgim olmadı cipslere, lisede fakültede arkadaş ortamında bira falan varken alan olursa yerdim kendim gidip aldığım mega nadirdi. 25 yaşından sonra ortamda olsa da pek sürmedim ağzıma.


  • hedep  (07.10.22 16:01:47) 
Doritos Turca ve yeşilikli Chips Master seviyorum. Haftada bir kez ya da iki haftada bir kez film izlerken bu cipslerden birini yeme alışkanlığım var.

Klişe olacak ama bunları yiyen de ölüyor yemeyen de ölüyor. Her gün yemek sağlıksız ve kötü tabii ki ama canımız isteyince istediğimiz cipsi yiyemeyeceksek o hayatın ne anlamı var. Ucunu kaçırmaktan korkmuşsunuz. Hayatta bazen ucunu kaçırmak da var. Bir kere kaçırırsanız bir daha bir iki ay hiç yemezsiniz.
  • dissendium  (07.10.22 16:11:39) 
haftada bir yerim. eskiden daha az yerdim bu aralar saldım biraz yiyorum. yaş 29


  • sabenburak  (07.10.22 16:19:52) 
Çok severimmmm. Pringles yiyince çoraplarımı yiyormuşum gibi hissediyorum. Onun dışında her türlü yiyorum. Orta boy lays ya da ruffles ama bir anda hepsini bitirmiyorum.


  • Kahvedesu  (07.10.22 16:27:19 ~ 16:52:43) 
kendi patlattığım patlamış mısır ve kuruyemiş, çok nadir pringles


  • elvan abeyiylegezse  (07.10.22 16:29:02) 
canım isteyince 100 gramlık pakedi bitiririm 2 ya da 3 ayda bir


  • freebird5406_2  (07.10.22 16:39:55) 
Arada yiyorum bazen yedikçe yiyesim geliyor. Özellikle geceleri.

kim ne kadar yiyor peki kimse onu yazmamış. Yerim dediğinizde 110 gr'lık paketi tek başınıza bitiriyor musunuz? Benim öyle oluyor :/

edit: tam ben bunu yazarken freebird5406_2 cevap vermiş sağolsun :D
  • nhk ni youkosu  (07.10.22 16:43:56 ~ 16:44:31) 
Fiyatları bu kadar uçuk olmasa her gün yerim. Ben 30 K, eşim 35 E acayip seviyoruz. Haftada birkaç gün yiyoruz mutlaka. Bir tane 169 ya da 218 gr doritos, yanına da 117 gr falan olan çerezza ya da lays falan. İki cips bir kola alsan en az 50 TL. O yüzden her gün almıyoruz.


  • hrvl  (07.10.22 17:29:14) 
ara sıra canım çekerse hiç sorgulamadan alıp yiyorum doyasıya.


  • another satisfied lover  (07.10.22 18:03:46) 
almam, yemem. çok nadir barda, bir mekanda, misafirlikte vs. önüme konursa 1-2 tane alırım.


  • gabe h coud  (07.10.22 18:08:18) 
Ben eskiden beri yemem ama mesela anneannemler 85+ ve hala cips yiyiyolar :)


  • e mice  (07.10.22 18:15:42) 
Öyle arada bir canım çektiğinde biraz yiyorum. 1 paket cips alırsam 2-3 hafta sürünüyor. Cipsi de zaten 3-4 ayda bir alıyorum.


  • nawar  (07.10.22 19:14:57) 
Yeşil pringles ve turuncu doritos hariç yemiyordum, 1 yıldır hiç yemedim ama canım çok istiyor.


  • norek  (07.10.22 19:33:12) 
10 liralık badem alıyorum.

bir avuçtan azıcık daha fazla oluyor. iyi oluyor.
  • edgenabby  (07.10.22 19:40:12) 
yağ ve tuz
ve patatesin nişasta şekeri
muazzam lezzet
keşke evde birebir yapılabilse
  • comp  (07.10.22 19:47:57) 
ayda yılda bir yiyorum. gerçekten aşırı zararlı bir şey. gereksiz bir kimyasal.


  • roket adam  (07.10.22 22:07:33) 
Ayda bir kadar. Canım nadir çekiyor çekince de ilk aşamada yememek için alternatiflere yöneliyorum genelde. Arkadaşlarla toplanınca yerim ya da çok nadir film izleyince ararım.


  • Amaranta ursula  (07.10.22 22:11:16) 
cok cok nadir pringles yerim birkac ayda bir onun disinda hic cips yemem. hastalik yapma ihtimali cok yuksek kanser, kalp krizi...


  • zalbarath  (07.10.22 22:58:45) 
Çok nadir. Gidip kendim almam, anca ortamlarda olduğunda.


  • put it in your appropriate place  (07.10.22 23:07:31) 
Tyrells ve pringles dışında hayır. Bir de enteresan farkli cipsler olursa.

Onlar da ayda bir kere belki ya da uzun yolculuk yaparken.
  • logisticsmanager  (08.10.22 00:18:23) 
[]

Arkadaşlarımın toplum içindeki bazı halleri beni rahatsız hissettiriyor

Merhaba. Çok uzun yıllardır arkadaşım olan arkadaşlarım/arkadaş grubumuz var. Birebir insani yönden çok sevdiğim adamlar fakat toplum, topluluk içerisindeki bazı hal ve hareketleri beni oldum olası geriyor biraz.

Mesela bir cafeye gideriz; gereğinden yüksek sesle konuşmalar, küfürlü ifadeler, yüksek kahkahalar. Bazı insanlar hep bizim masaya bir döner bakar falan. Ben bu tür bize bakmalara da denk gelince "İnsanlar rahatsız oluyor" diye bir gerilirim. Hepimizin yaşlar da 30+, ufak çocukları ikaz eder gibi bir şey de demek istemiyorum yani. Bu sebeplerden dolayı ev buluşmalarımızda çok daha rahat hissediyorum mesela, ben de rahatça komple salıyorum kendimi :)

Arkadaşları arasında benimle benzer konumda olanlar var mı aramızda? Hiç ekibinize uyarı falan yaptığınız oluyor mu? Merak ettim.

 
Kafede böyle bir grup görsem bir daha oraya gitmem. Bu kadar diyeyim. Seviyeyi çok düşüren hareketler bunlar. Günümüzde liseliler bile böyle hareketler yapmıyor. Sizin durumunuzda olsam uyarırdım. Devam ederlerse bir daha onlarla kafeye gitmezdim. Benim arkadaşlarım genelde efendi tipler oluyor. Taşkınlığa denk gelmedim hiç.


  • dissendium  (23.09.22 19:52:14) 
Kendimi bildim bileli arkadaşım olan yakın arkadaşlarım arasında yok, ama diğer arkadaşlar içinde var.

Ben konuşan kişinin konsantrasyonunu bozmadan hafif sırıtıp, kafamı "evet, dinliyorum" der gibi sallarken elimle de sesi alçalt diye hafifçe yukarı aşağı hareket yapıyorum. Bu zamana kadar hep işe yaradı. Deneyin bence.
  • akhenaten  (23.09.22 19:57:46) 
Ben uyarıyorum özellikle toplu taşımadaysak sesini alçalt, yavaş gül vs. diye.


  • black holes in the sky  (23.09.22 20:02:05) 
O arkadaşlarınızdan biriyim. Bence böyle şeylere gerek yok kasma kendini derdim eğer beni ikaz etseydiniz bu konuda. Yok ille de olmasın derseniz de yakinligimiza bağlı, bilemedim napicagimi. Yani mesela kahkaha zaten "ayarlı" bir şey olarak çıkmıyor, kafeye uygun desibelde kahkaha diye bir şey varsa da o bende yok. Özetle bunlari derdim ama sonra nolurdu bilmiyorum.

Söz konusu ayaküstü oturduğumuz bir kafeyse bunu düşünmenin mantığını anlamıyorum. Cafe biraz böyledir, gürültülü uğultulu. Bazıları müzik kullanır bastırmak için, mekanin akustiği de zannediyorum ayarlanabilir bir şeydir ama hiç böyle bir yere rastlamadım.
  • encokbenisevinnolur  (23.09.22 21:22:28) 
küfür yok da çok yüksek sesli konuşmayı seven adamlar var. arada uyarıyorum, ya da kendim iyice kısık sesle konuşuyorum onlar da bir tık düşsün diye. bu konudaki fikrim, ara sıra elbette espri olur yüksek sesle gülünür ama iyi sıkı arkadaşlar olunca çoğunlukla konuşulanlar özel konular oluyor zaten, bu konuşmaların rahatsızlık verecek seviyede yayınlanıyor olması gerer beni. vaiz miyiz biz herkese sesimizi duyuyoruz, toplum yararına bir şey mi konuşuyoruz. bir de konuştuğu konuya göre söz gelimi kendini övme fırsatı veren bir konu olunca ses yükseltenler var ki allahtan öyle tipler yok benim etrafımda.


  • kaichi  (24.09.22 00:04:27) 
Ben uyarırdım. Ve aslında evde rahat olmanıza anlam veremedim. Mesela sizin evinizde toplanıldı, o yüksek sesli kahkahalar, bağırış çağırış sizin evinizde yaşanıyor. Bunda problem yok mu? Eğer eviniz müstakilse tamam ama değilse cafedeki gürültü değil evdeki gürültü falsolu.
Konşularınıza çok ayıp edersiniz. Kafe dediğimiz yerdeki çıkan gürültü daha masum, çünkü ortam zaten kamuya açık.

Ben bu insanları kafede belki uyarırım, şşşt falan derim. Elle işaret yaparım. Ama eve asla almam. Evde gürültü yapılmaz. Yapılmamalı. Kafe bi seviyeye kadar okay. Ama evde bu seviye daha düşük. Evde daha rahat olmanızı anlayamadım.
  • zimbirik  (24.09.22 09:26:13) 
[]

Bu kıza bir şey yazsam mı?

Merhaba. Dün gündüz vakitleri OkCupid'de bir kızla eşleştik. Dolu dolu ve enerjisi bayağı güzel bir sohbet oldu. Akabinde yine dün iletişimin devamı için WhatsApp'a geçtik, sohbet haline oradan devam ettik. Gece sohbet halindeyken ben ona en son bir şey sormuştum ama sesi çıkmamıştı. Olabilir uykuya dalmıştır dedim, çok olağan. Ama böyle bir durum bana olduğunda sabah "Günaydın, şöyle böyle vs." veya bir şekilde gün içerisinde "Merhaba, şöyle böyle vs." şeklinde mutlaka cevap yazarım şahsen. Düzgün iletişim adabı bunu gerektiriyor bana göre.

Bu saate dek o son mesajımın ardından hala sesi çıkmadığı gibi, OkCupid'de de full online kendisi. (Bugün 14 sularına kadar OkCupid'e girmemiştim, bir merak edip girdiğimde online'dı, online kalmaya da devam)

Bir şeyler yazsam mı kendisine? Yoksa yazmadığı sürece ben de ona yazmayıp mevzuyu öylece bıraksam mı? Karar veremedim.

 
Valla yazmadıysa yazma. Ben soruma cevap vermeyeni bırakırdım.


  • Amaranta ursula  (30.08.22 19:07:14) 
kasmaya gerek yok bence, ben de yazmazdım


  • superb  (30.08.22 19:24:44) 
sen yenisin galiba:) yazıp da bir tarafını kaldırma.


  • nothing in my way  (30.08.22 19:27:42) 
Kanka bırakın hakkaten şu dating applerini insanların bi yerleri kalkıyor. Emin ol senden başka 50 kişiye de aynı samimiyette konuşuyordur.


  • olaylar olaylar  (30.08.22 19:44:32) 
Sohbet etme artik. cagir geliyorsa bulusursunuz. Gelmezse silebilirsin numarayi sarhosluk onlemi olarak.


  • ahmet oturum cerezi  (30.08.22 22:05:42) 
Sosyalleşin.


  • melancholia  (31.08.22 00:26:01) 
Kesinlikle Yazma


  • soper  (31.08.22 00:26:49) 
Sordugunuz sorudan rahatsiz olma ihtimali var mi?


  • pike  (31.08.22 01:05:48) 
@pike Yok, sorunun içeriğinden dolayı olacak bir şey değil. Rahatsız edici türde bir şey değildi, normal bir soruydu.


  • norules  (31.08.22 01:32:21) 
flört'ün kuralları no bilmem kaç;

1 - online dating'de ve hatta online mecralarda insanlarla saatlerce yazışmayın, günde 20 dakikayı geçmeyin.

tanışmadan sevişmeye geçen süre'nin ortalaması 7 saattir, bu süreyi geçirdikten sonra yeni biri ile tanışıp sevişmek, 7 saati geçirdiğiniz kişi ile sevişmekten çok daha kolaydır. Bu 7 saatin içerisinde tanışmanızdan itibaren yaptığınız yazışmalar, telefon görüşmeleri, buluşmalar dahil.

2 - Karşı tarafı merak içerisinde bırakın, mesleğiniz, nerede oturduğunuz, yaşınız, eğitiminiz vb bilgileri vermeyin, esprili şekilde geçiştirin. Bu bilgiler sizin ile ilgili çok fazla bilgi verir. karşılaştırmalara, ön yargılara maruz kalırsınız. Daha tanımadığınız, dolandırıcı mı, katil mi, hırsız mı, yalancı mı olduğunu bilmediğiniz birine bu bilgileri vermenin anlamı yok.

Muhabbetin en koyu yerinde sohbeti sonlandırın, gitmeniz gereken bir yer, yapmanız gereken bir iş vs. bir bahane ile muhabbeti bitirin, böylece muhabbetin tadı hem sizin hemde karşı tarafın damağında kalsın.

3 - Soru sormayın, soru sormak nedir? birini tanımak için soru sorulmaz, muhabbet edilir. yarışma programı hazırlamıyorsun, flört ediyorsun. film izlerken kadın erkek dialoglarına dikkat edin, erkek kaç soru sormuş, kadın kaç soru sormuş, erkek hangilerine nasıl cevap vermiş, kadın nasıl cevap vermiş, gerekiyorsa kağıda yazın tekrar tekrar okuyun.

Senin için düzgün olan iletişim biçimi olan görünce cevap vermek; bir flört için veya bir başkası için yapışkan, canı sıkılan, çaresiz, işi gücü olmayan biri izlemini verir. öylesin demiyorum, seni tanımayan, hakkında bir çok önyargısı olan biri için durum budur.

En fazla bir defa daha yazarsın, baktın karşı taraf muhabbet başlatmıyor, o halde muhabbet başlatmak istediği, muhabbetinden daha fazla keyif aldığı birileri var yada senin muhabbetin yeterince sarmamış ki bir başkasını arıyor.

Bu arada burada yazdıklarına bakarsak sen çoktan kızın hayallini kurmaya başlamışsın, izleme takip etme gibi işler yapıyorsun. hatta kıza full online diyorsun ama onun full online olduğunu bilebilmen için seninde full online olman gerekiyor. o da seni görüyor online olarak ve içinden şunu geçiriyor, bu çocuğun işi gücü yok mu sürekli online? yapabileceği daha iyi bir şey yok mu sürekli okcupid'de zaman geçiriyor? görmüş olduğun gibi bu soruları sorması bile senin hakkında bilgi veriyor ve ön yargıya neden oluyor.
  • selam  (31.08.22 03:02:39 ~ 03:05:35) 
Yazmayin, kiz egleniyor. Ayni andan bicok kisi ile yazisiyordur zaten.


  • balpolen  (31.08.22 14:35:28) 
Darlanmaz, eleye eleye yine sen kalırsan döner zaten.

Maalesef talep çokluğundan kadınlar seçici konumda bu tarz durumlarda.

Sürekli mesaj atınca senin tek seçeneğinin kendisi olduğunu düşünebilir.

Aciz görünmemek lazım.

Rehbere eklediyse sosyallik içeren whatsapp hikayeleri payşalabilirsin belki dikkatini çeker.

Whatsapp hikayesi paylaşmak da aşırı leşlik gibi geliyor ama aklıma başka bir şey gelmedi illa dikkatini çekmek istiyorsan diye dedim..
  • ananiyimioguz  (31.08.22 15:08:55 ~ 15:09:16) 
Size göre düzgün iletişim adabının böyle gerektirdiği, gerçekten de öyle olduğunu göstermez bence.


  • bi winston box lutfen  (31.08.22 16:31:43) 
[]

Karşı cinsle bakışma/bakma mevzuları

Selamlar. Bir mekanda bir karşı cins hayli dikkatinizi çekiyor ve ara sıra kendisine bakışlar atıyorsunuz. Hatun da bir an sizin ona baktığınızı fark ediyor; denk geliniyor ve karşılıklı ilk göz teması gerçekleşiyor.

Hatunun sonraki süreçte devam eden bakışlarının "Durup durup ne bakıyor bu bana böyle ya, Allah Allaaah. Dur bakim hala bakıyor mu" merakıyla yapılan bakışlar mı olduğu, yoksa karşılıklı flört yaklaşımlı bir bakışma içerisinde mi olunduğu noktasındaki ayrımı nasıl yapmalıyız?

Siz bu ayrımı ne tür emarelerden hareketle yapıyorsunuz?

 
Yanında başka kız varsa ona söyleyebilir. Söyledikten sonra o kız da bakıyorsa ve aralarında gülümseme, heyecan olacak şekilde konuşuyorlarsa olumlu olabilir. Bu analiz edilecek bir şey değil aslında. Hangisi olduğunu hissetmen lazım. Hissedemiyorsan zaten olumsuzdur. Olumlu olsa hissederdin.


  • dissendium  (14.07.22 19:51:37) 
@dissendium Olumlu, olumsuz gerçekten hissedemiyorum, berbat olduğum bir alan. Mesela verdiğin örnekteki tarzda gülüşmeler, bu defa arkadaşıyla beraber bakmalar falan bunlar gayet fikir verici. Ama şayet öyle "canlı" bir ortam oluşmamışsa zerre koku alamıyorum ve hamle yapmıyorum. Olacağı varsa da olmuyor. Bir keresinde gece kulübünde tam da böyle bir belirsizlikten ötürü hamle yapmama kararı almıştım. Arkadaşlarımın iteklemesiyle gittim, akabinde iyi ki de gitmişim dedirtmişti. Böyle yani. Anlamıyorum gerçekten :)


  • norules  (14.07.22 20:06:35) 
Bakışmalar sıklaşıp kitlenme süresi uzuyorsa genelde pozitif algılarım ben


  • mirty  (14.07.22 20:31:02) 
Hocam bunun bir tarifi yok. Yani gerçekten yok. Anlarsin iste. Anlıyorsun. Yani anlaman lazım tarif edilmez buradan.


  • stavro  (14.07.22 21:15:35) 
sürekli dimdik bakmayıp hafif gülümseyerek bakınca o da refleks olarak gülümsüyorsa olumludur.


  • otonomo  (14.07.22 21:34:46) 
Valla bende genelde "Durup durup ne bakıyor bu bana böyle ya, Allah Allaaah. Dur bakim hala bakıyor mu" bundan oluyor. Ama yine de @stavro+1


  • Amaranta ursula  (14.07.22 21:35:37) 
Uzun uzun bakış varsa atıyorum bi 5 saniye kitlenmeli bakış.


  • olaylar olaylar  (15.07.22 00:31:05) 
Hoslanmistir. 2 defa bakmanin baska bir aciklamasi yok.


  • baldur2  (15.07.22 00:36:38) 
hafif gülümseme varsa flörtöz olma ihtimali var ama öyle uzaktan anlamazsın gidip konuşacaksın ki flört başlasın.


  • selam  (15.07.22 04:25:53) 
gülümseyip tepki beklemek ve gülümseme alınmazsa siz gülümseyince kafa başka yere dönüyorsa bırakmak doğru olandır.


  • Mihendiss  (15.07.22 09:15:04) 
[]

Defalarca ayrılıp yeniden başlanan ilişkiler

Merhaba. Şahsen hayatımda yaşadığım ilişkiler "Ayrılıyoruz, bitti" denilince bitiyor genelde. En fazla bir kez daha bir şans verilmesi taraftarı olduğum birkaç ilişkim olmuştur sadece, onlar da çok zaman geçmeden yeniden patlayıp bitmişti.

Ama mesela çevremde defalarca ayrılıp ayrılıp yeniden başlayan/barışan arkadaşlarım var. 2 yıllık total süreçte dört kez ayrılmalar falan. Hiç empati yapamadığım bir durum.

Siz bu çokça ayrılıp barışmalı ilişkiler hakkında ne düşünüyorsunuz? "Evet, biz de sevgilimle böyleyiz ama mutluyuz yani" modunda olanlar var mıdır aramızda? Merak ediyorum gerçekten.

 
Benim bir arkadaşım böyleydi. Genelde ruh hastası tiplerin ilişkileri böyle oluyor ve sonu da hiçbir zaman mutlu sonla bitmiyor.


  • mg3929  (28.06.22 16:47:48) 
toksik insanlar toksik ilişkiler diyorum.

Tabii ki exten next olmaz diyenlerden değilim, her şey insanlar için. Ama döke saça, saygı vs. bırakmadan ayrılıp barışanlar vs. cidden terapilikler.
  • lcha  (28.06.22 16:57:18) 
toksik+1


  • ala09  (28.06.22 17:30:15) 
Kuzenim böyle, 2 hafta önce 5. ayrılıklarını yaşadılar. 4. ayrılık sonrası tamam bu kadar olaydan sonra dönmez demiştim ama döndü, o yüzden yine bişey diyemiyorum.

Toksik olması ayrı, bir de tarafların bana bundan başkası bakmaz ben bunu hak ediyorum değersizliği yüzünden oluyor.
  • Bruce  (28.06.22 18:18:44) 
Ben toksik demiyorum travmatik iliski diyorum boylelerine. Genelde iliski lackalasiyor ve daha sonra dikis tutmuyor hicbir sekilde. Ayrica her seferinde barismak isteyen kendinden odun veriyor ve karsi taraf bunu suistimal edip nefret depoluyor adeta


  • deepfear  (28.06.22 18:42:33) 
mutluluğun ne olduğu hakkında aydınlatılması gerek o insanların.
ex'ten next olmaz. ilk başta neden ayrıldın? bu nedenleri değiştiren bir durum mu oldu? çok seviyordum, özeldim vs demek bunu karşılayan bir durum değil.
bu şekilde ayrılmalı barışmalı ilişki yaşayan insanların hayatları boyunca kararlar vermede zorlandıklarını da görüyorum. yetişkin gibi davranamıyorlar.
  • ananotherlife  (29.06.22 10:27:07) 
Biz de öyleyiz. Mutlu değiliz. Lakin hiçbir şeyi beceremedigimiz gibi, ayrılmayı da beceremiyoruz.


  • el conquerador  (02.07.22 02:53:32) 
[]

Instagram kullanmayanlar; bu tür tavırlarla siz de karşılaşıyor musunuz?

Merhabalar, fikirlerinizi merak ettiğim bir konu var. Mesela bir dating app'te bir kadınla sohbet ediyorum, iletişim gayet güzel gidiyor, bir noktada karşı taraf konuyu Instagram'a getiriyor. Ben Instagram kullanmadığımı söyleyince ise birden tavırlar değişiyor. "Hmm demek öyle, niye kullanmıyorsun peki?" ile şüpheler, sorguya çekmeler ile klasik açılış yapılıyor...

Devamında açık açık "Instagram'ım yok diyenlere güvenmiyorum, bir şeyler sakladıklarını düşünüyorum, bugüne kadar hiç de yanılmadım" demişliği olan da var. Sırf bu sebepten direkt sevgilisi olan veya evli olan ama bunu saklayan erkek muamelesi yiyorum.

Bir de "Instagram'da insanların hayatı ne şekilde yaşadığını görüyorsun, çok daha kolay tanıma imkanı sağlıyor" diyenler var. Çağımızda her şey hızlı hızlı olduğu için, tanıma evresini de stalklayarak çok daha hızlandırmak isteyen ayrı bir kitle de var.

Bunlar çok sık karşılaştığım durumlar olmaya başladı. Resmen istemeye istemeye, kullanma hevesi taşımaya taşımaya bir Instagram hesabı açacağım sonunda, bu sefer de aktif kullanmadığım için güvenilmez bulunurum gerçi. Sizin de başınıza böyle şeyler geliyor mu? Bu derece müthiş önyargılar çok saçma değil mi ama ya?

 
floydian +1
Dating app kimliğini gizlemeye, ilişkisini gizlemeye, başka biri gibi davranmaya çok müsait bir ortam. Aktif instagram hesabını (ya da başka bir sosyal medya ortamını) referans olarak kullanmak istemeleri gayet mantıklı.

  • kobuzchu kiz  (03.06.22 19:44:42) 
Kadınım, kullanmıyorum. Kullanmayan erkeklerin bir şeyler sakladığını düşünüyorum evet:)


  • geçerkenugradım  (03.06.22 19:46:03) 
Sevgilisi olduktan sonra instagrm hesabini kapayan cok erkek biliyorum. Bu kadar cevap


  • gunes123  (03.06.22 20:00:33) 
evet. hatta benim hesabim var ama hic postum yok, sadece baska hesaplari takip ediyorum diye inanmayip ikinci bir hesap acik mi degil mi diye bakmak isteyen flortum olmustu zamaninda. insanlar kesinlikle normal karsilamiyorlar.


  • aferin cok iyi dusunmussun  (03.06.22 20:12:08) 
Valla ben dating app'lerin hiçbirini kullanmadım ama sanalda tanıştığım insanlarla mevzu buraya geldiğinde "hımm demek çirkinsin" yaftasi yiyorum:D
Birkaç kişi de sizin karşılaştığınıza benzer tepki verdi. Sosyal medyadaki paylaşımlarin daha iyi tanımaya yaradığını söyledi. Bu genellemeye katılmıyorum. Saçma buluyorum evet.

  • Amaranta ursula  (03.06.22 20:43:16) 
kadınım, kullanmıyorum. birkaç flörtüm tam olarak başlayamadan bu nedenle sona erdi. öyle ergen falan da değiliz, 40+.

kimden saklanıyorsun, ne gizliyorsun vb. saçma sapan sorular soruluyor. en yakın arkadaşlarımdan erkek olanlardan 1 tanesi de kullanmıyor. aynı muameleyi o da görüyor. oysa gayet net, dürüst, boşanmış, her şeyi ortada katakulli sevmeyen bir adam.

ben böyle şeyleri anlamaya çalışmayı bıraktım. zaten böyle ön kabulleri ve ön yargıları olan bir tiple ne işim olur benim deyip geçiyorum.

edit: normal hayatımda da aynı tepkileri alıyorum, dating apple ilgisi yok bence.
  • Phoebe  (03.06.22 22:14:52 ~ 23:54:51) 
dating app farklı tabii, orada şüpheyle yaklaşılması biraz normal. karşındaki kişi de böyle hikayeler duyduysa "1-2 buluştum, adam evli çıktı" vs. şeklinde, ekstra şüphelenmesi normal. bilmiyorum nasıl ikna edilebilir karşıdaki.

gerçek hayatta ise böyle tepkiler göreceğini sanmıyorum. benim de instagram'ım yok, hiç açmadım, açmayacağım. saçma bir yer bence.
  • ahm1  (03.06.22 22:31:40) 
Bence olmamasi sorun degil. Ben Instagram ya da sosyal medya kullanmayan bir insani sorgulamazdim acaba ne sakliyor diye.
Ama sosyal medya hesabini nasil kullandigi kisi hakkinda bir seyler soyluyor bence. Mesela biri 'su hobileri yapiyorum, su kitabi okuyorum, bu tarz bir hayat yasiyorum' diyorsa bunu gormek o kisinin durustlugune dair bir inanci pekistirebilir. Ya da bazi seyleri soylememistir, ama sosyal medya hesabina bakinca yazdigi seylerden espri anlayisini, hangi sosyal olaylari onemsedigini, hangi davranislarinin antipatik gelebilecegini falan cozebilirsiniz. Yani, sohbet ettiginiz kisinin Instagramina girince herhangi bir postunun "gidenler gider ama biz de cok can yakariz, hesabimizi biliriz" falan gibi (bunu ben uydurdum tabii, boyle bir atarli giderli laf yok) bir sey olmasi karakteri hakkinda onemli bir detay. Belki sohbet sirasinda bunu gormek denk gelmedi. Belki profili surekli kaslarini veya poposunu gosterdigi fotograflarla dolu veya butun profil sanki bir futbol takiminin resmi sayfasi gibi-ben boyle bir insanla ortak yonumuz olmadigini dusunurdum. Bunun gibi bir suru ornek cikabilir.

Birkac yil once tanisip flortlestigim bir kisinin cocuk sahibi ve hala evli oldugunu Instagram sayesinde ogrendim ben. Fotograflarda cocuk vardi fakat esi yoktu.

Neyin oldugundan ziyade, neyin nasil oldugu ve olmadigi (?) kisi hakkinda ipucu veriyor evet.
  • sopiro  (04.06.22 01:56:12 ~ 01:56:44) 
bir şeyleri takip etmek için var olan bir hesabım var, tek paylaşımım olmadı.
tuhaf karşılayanlar oluyor.

ama ben instagram'ı olmayan erkekleri daha normal karşılıyorum diyebilirim.
kimsenin bir şey sakladığını falan da düşünmüyorum, aklıma bile gelmez.
aksine, sürekli instagram paylaşımı yapan erkek bana başka şeyler düşündürüyor.
elinde telefonla fıt fıt fıt uğraşan erkek benlik değil.
işi gücü olan adamın bunlara pek zamanı da olmuyor.
dolayısıyla zaten bunu tuhaf bulacak olan insanlarla da pek kesişim kümem olmuyor.

diğer yandan, instagram'da insanların hayatlarını nasıl yaşadıklarını gördüğünü düşünmek instagram dünyasında yaşayan insanların varsayımı olmakla birlikte biraz saf bir bakış açısı bence.
ilişkilere ancak "kim kimle nereye gitmiş? beni aldattı mı? hangi kıza alev emojisi attı?" takibi olarak bakan insanlar için bir veri olabilir.

aksine, orası insanların kendilerini olmadıkları, olmak istedikleri gibi yansıttıkları tamamen sanal bir profilden ibaret.
üstelik "kendini iyi/güzel/yakışıklı/başarılı/varlıklı/sosyal vb. göstermeye çalışan bir profil bende antipati yaratır.
yani kim olduğunu değil ama nasıl biri olduğuna dair olumsuz anlamda çok ipucu verebilir ancak.

edit:
dating app kullanıp instagram kullanmama konusunda John Bloor +1
  • blatta hiberna  (04.06.22 09:53:30 ~ 13:58:42) 
Karşı tarafa tamamen haksız diyemeyiz, zamanımızda bahsettikleri ve düşündükleri şey maalesef %99 gerçek.

Bir insan tamamen zamanımızın sosyal medyasına, internet alışkanlıklarına karşı olabilir ve kullanmayabilir. Buna saygı duyar ve hak veririm.

Ama hem zamanın teknolojik her nimetinden faydalanıp, hem "dating app" kullanıp hem de "instagram kullanmıyorum" demek inandırıcı değil maalesef.

Eğer dating app kullanacaksanız, yanında bonus olarak da instagram hesabınız olmalı. Sizi ve yaşam tarzınızı, hobilerinizi, sevdiklerinizi vs anlatan bir kaç fotolu az kullanılan bir hesabınızın olması işinize yarar.
  • John Bloor  (04.06.22 11:05:49) 
[]

Haşimato ve TSH'a dair bazı sorular

Merhaba. Birkaç sorum var. Konuya hakim, bilgilendirecek olanlar varsa sevinirim.

1. Haşimato hastası olan arkadaşlar; TSH değeriniz kaçken ilaç kullanımına başladınız? Gittiğiniz doktorlar TSH kaçken ilaca başlanmasını önerdi?

2. Haşimato hastası olmasına rağmen şu an için TSH-T3-T4 referans değerleri içerisinde olduğundan dolayı ilaç kullanmayanlarımız var mı?

3. Hiçbir şekilde tiroid ilaç kullanımı olmamış bir kişide TSH 5.37 çıkıyor (ömründe ilk kez bu seviyede yüksek), 3 gün sonra başka bir merkezde (Biruni) TSH testi yenilendiğinde bu kez 3.89 çıkıyor. Aradaki farklılık, kayda değer seviyede bir farklılık mıdır? 5.37 çıkan ilk testin doğruluğu sorgulanmalı mıdır?

 
1. ortaokuldaydım o yüzden hatırlamıyorum fakat bir dönem ütşenip bırakmıştım ve 5 küsürlere çıkmıştı onu hatırlıyorum
2. -
3. hashimato zaten hem hipertiroit hem de hipotiroit olan kişiye denmiyor mu? yani bir gün öyle bir gün böyle oynuyor değerler hatta bu yüzden doktor bir tanıdığıma 2 gün 50lik 1 gün 25lik sonraki gün 75lik sonra dinlen tarzı bir formül vermişti.
  • neira  (30.04.22 18:51:47) 
1. tsh 4 küsür idi, bir anda kilo almaya başlamıştım, ultrason ve sintigrafide de hashimato görünümü de vardı. anti tpo ve anti tg hafif yüksekti. subklinik tiroidit demişlerdi. yine de ilaca başlamıştık.

2. ilaç kullanmaya başladığımdan beri hep referansların içinde ama ilacı bırakmaya hiç cesaret edemedim. bir de sonuçta ilaç ile bu şekilde diye düşündüm.

3. emin değilim ama tsh biraz oynak bir hormondu diye hatırlıyorum. benim hatırladığıma göre mümkün bir oynaklık ama bu bilgim yanlış olabilir, emin değilim.
  • la lykia  (30.04.22 20:06:41) 
[]

Gmail bildirimlerinin telefona gelmemesi

Samsung A52'de ne yaptıysam Gmail bildirimleri telefonuma gelmiyor. Senkronizasyon ayarları, bildirim ayarları vs. defalarca kurcaladım. Deneme maili atıyorum ama bildirim düşmüyor.

Benzer bir sorun yaşayıp da çözen var mı acaba? Neyi eksik yapıyor olabilirim hiç anlamadım.


 
Gmail uygulamasında 2 tane mail hesabı varsa, ve özellikle bir tanesi hotmail ise yapabilir. Hotmail hesabın varsa onu kaldırıp bi denesen.


  • etna  (24.04.22 00:07:57) 
Uygulamayı kaldirip tekrar yukle


  • duster  (24.04.22 09:00:41) 
@playing star again Olay buymuş, sorun çözüldü. Teşekkürler.


  • norules  (24.04.22 14:09:02) 
[]

Rahat yastık önerisi

Sabah uykudan uyandığım zamanlarda boynumun arka tarafları aşırı sert sert oluyor. Sanki taşın üzerinde uyumuşum gibi o bölgelerde huzursuzluk verici sertlik hisleri söz konusu oluyor. Çok yumuşak olmayan ve konforu düşük türde de bir yastığım var.

Konforlu şekilde uyutup uyandıracak güzel yastık önerisi olanlar var mıdır acaba?


 
biz ailecek linktekini kullanıyoruz. Boyun fıtığı olan anneme bile iyi geldi.

www.trendyol.com
  • alaimisema  (28.03.22 14:29:10) 
[]

Çok sık sert tartışmalar yaşadığınız biriyle ilişki yaşamak hk.

Sevgililik ilişkisi tabii ki.

Çok sık aralıklarla sözlü tartışmalar yaşadığınız, durumları sinir harbine çeviren biriyle ilişki yürütmeye dair bakış açınız ne şekildedir?

Yani "İlişki bu, tartışma da olacak tabii. Gülü seven dikenine katlanır" insanı mısınız, yoksa "Sık tartışma, kaos, sinir harbi varsa ben o işte yokum" insanı mı?

 
Tartışmak da sağlıklıdır fakat tartışırken birbirinize mi saldırıyorsunuz yoksa aynı takımın oyuncusu gibi birlikte sorunun üstesinden gelmeye mi çalışıyorsunuz, 1. si gibiyse yokum


  • freebird5406_2  (22.03.22 19:17:04) 
tartışmanın türü, şekli önemsiz sık tartışma varsa o ilişkide ben yokum. yılda 1-2 kez minik tartışmayı ancak kaldırırım sanırım.


  • kimwexler  (22.03.22 19:31:16) 
İlişki başlarındaki güvensizlik ve karşıdaki kişiyi tam tanımamalardan ötürü kaynaklanan tartışmaları bir nebze olsa idare edebilsem de ilişkinin gidişatı hep o şekilde olursa katlanamam ben sakin ve sinirlenmeye gelemeyen bir insanım. Neyse ki karşı tarafı da biraz kendime benzetebiliyorum da çok sorun olmuyor. Ama her gün tartışılan, seslerin yükseldiği bir ilişki bana göre değil şahsen. Tatışılacaksa oturup sakin sakin tartışılmalı. En fazla, hayır sen abdulhamidi savundun, alcak, pust denmeli. Desibelde artış veya fiziksel şiddet olmamalı. Ne insana, ne eşyaya.


  • ananiyimioguz  (22.03.22 19:49:12) 
@anan+1
Boyle yazinca da cok degisik oldu :D Neyse, tartisma var tartisma var. Oyle direkt tartisma olmali ya da olmamali demek bana cok da dogru gelmiyor. Atiyorum her gun ayni konuda tartisiliyorsa o zaman ortada konunun kendisinden cok daha buyuk bir problem vardir. Ya da kucuk bir tartisma birden hic acilmayan defterleri aciyorsa ve cig gibi buyuyorsa bu da sikintilidir cunku daha once hicbir konu dogru duzgun cozulmemeis anlami cikar.

Tartismadan ziyade olayin sinir harbi seviyesine gelmesinin sikintili oldugunu dusunuyorum. Tartisma sorunu cozmeye yonelik olmali, kendi basina bir sorun olmamali bence.
  • j r r tolkien hayrani  (22.03.22 20:21:31) 
Cok sik yumusak tartisma yasadigim biriyle de cok nadir sert tartisma yasadigim biriyle de birlikte olmam ki cok sik ve sert tartisma yasadigim biriyle olayim. (Turkce klavyem yok kusura bakmayin.)

Nadiren, yumusak tartismalar yasamayi tercih ederim. Bunlarda kesinlikle kisiye yonelik tartismalar olmayacak sekilde, fikir ve durum tartisilacak sekilde olmali. Arkadas olarak bile agresif insanlarin hayatimda olmasina tahammul edemiyorum, araba kullanirken ona buna bagiran, surekli dunyayla derdi olan, en ufak seyde kufur edip bagiran insanlari toksik buluyorum ve mumkun oldugunca uzak durmaya calisiyorum.
  • sopiro  (23.03.22 04:56:36) 
benlik bir şey değil, böyle huzursuz bir hayat yaşamak istemem.


  • roket adam  (23.03.22 14:45:52) 
En başından saygı sınırını aşmayıp ilişkide agresyonun dozunu ayarlamayı tercih ediyorum. Bir kez saygı sınırı aşıldığında anormal durum ilişki yaşayan kişiler arasında normalleşmeye başlıyor ve nasıl bir döngü içerisinde olduğunu anlayamıyorsun. En baştan seviyeli tartışmayı tercih ederim, karşı taraf yanaşırsa ne ala, ısrarla çizgiyi aşarsa yollarımızı ayırırım. Sık ve hararetli tartışma sağlıjlı değildir benim için.


  • Josephine.  (23.03.22 15:47:13) 
[]

Arkadaş olacağınız kişinin siyasi görüşleri sizin için önemli midir?

Sizinle tamamen zıt siyasi görüşlere sahip olan, bu görüşlerini dile getiren, savunan biriyle yakın arkadaşlık ilişkisi kurmayı tercih ediyor musunuz?

Arkadaşlık yürüteceğiniz kişide etkiliyor mu sizi böyle detaylar, yoksa umurumda olmaz noktasında mı olursunuz?


 
Etkiler. Umrumda olur. Manasız, takım tutar gibi fikir savunsa canımı sıkar sadece siyaseten değil.


  • karacigerim vur kadehlere  (17.02.22 18:38:29) 
Siyasi görüş bir manada yaşama bakış açısını gösterdiği için aynı pencereden bakamadığım biriyle yakınlık kurmam çok düşük ihtimal. Fakat Siyasi görüşünden de önemlisi, siyasi fanatizm ve bağnazlık düzeyi benim için.


  • tamam sakinim  (17.02.22 18:41:46 ~ 18:42:21) 
benim için önemli ya. etkiliyor. şöyle tabii fikir ayrılığımız olmasın, aynen benim gibi birisi olsun filan değil bahsettiğim. çok zıtsak, hele ki bazı konularda keskin fikirlerimiz varsa pek anlaşamayız diye düşünüyorum. bi de bu maalesef biraz türkiye'yle ilgili... şimdi açık konuşayım ben akp'yi seven biriyle mecburiyet haricinde muhatap olmak istemem ama almanya vatandaşı olsam (şimdi olmaktan bahsediyorum, sonradan) ve atıyorum yeşillere oy versem, başka partiye oy veren biriyle daha rahat anlaşabilirim.

çünkü orada her şey verdiğin oya bağlı değil, siyasetin etkileri buradaki gibi yıkıcı ve çok büyük olmuyor. haliyle aynı ölçüde kutuplaşma söz konusu değil. burda ben tartışmaya dahi girmiyorum çünkü kavga çıkarmaktan, birilerine zarar vermekten korkuyorum. orda arkadaşımla "yaaa oğlum hadi ordan, yanlış düşünüyon" vs. diye efendi gibi tartışıp arkadaşlığımı da koruyabilirim. çünkü o kadar agresif ve keskin olmaya gerek yok.
  • der meister  (17.02.22 18:42:27) 
Siyasi görüş hayata bakış açısıdır. Hayata bakış açısı da yaşantıyı etkiler. Önemsiz diyen insanlar genel olarak sadece kafalarında kendilerine alternatif gördükleri ana akım bir iki görüş üzerinden düşünüyor bunu sanırım. Ya da kafalarında hayali, zıt siyasi görüşe sahip olmasına rağmen kendileriyle iyi anlaşma niyeti taşıyan insanlar yaratıyorlar.

Gerçekte siyasi görüşü farklı olan insanlarla çoğu zaman arkadaş dahi olmayız. Çoğu zaman ilgi alanları uyuşmaz çünkü. Siyasi görüşü farklı insanlarla genelde iş ortamında karşılaşırız ve malum, zoraki katlanırız bu kişilere.
  • akhenaten  (17.02.22 19:31:30 ~ 19:31:54) 
Hiç umrumda değil.
Ne yapabileceğimize bakarim tamamen.
Ancak toplumda gördüğüm herkesin bunu umursadigi veya bir şekilde referans aldığıdir. Misal birlikte çalıştığım arkadaşlara hiç hesapsız onca iyilik yapar hic adaletten, hakkaniyetten sapmam ama onlar bana hep bir rezerv koyarlar. Bu benimle veya benim herhangi bir zaafimla ilgili değil tamamen onlarin gecmis deneyimlerinden kaynaklaniyor. Bizatihi itiraf ediyorlar bunu doğrusu.
  • fempusay  (17.02.22 19:34:06) 
evet, benim için önemlidir. ha direkt olarak muhabbeti kesmem belki ama mesafeyi hep belli bir seviyede tutarım.


  • taçsız kral pele  (17.02.22 19:53:39) 
Etkiliyor evet. Siyasi görüş birçok konuda fikir veriyor. Zıt görüşte biriyle farklı pencerelerden bakıyoruzdur. Arkadaşlık kurabileceğimi düşünmüyorum.


  • pink cadillac  (17.02.22 20:00:47) 
Boyle bir arkadasim vardı. Hiçbir zaman politik konulara girmezdik. Birbirimizin siyasi gorusunu biliyorduk ve hic o konulara girmiyorduk.


  • stavro  (17.02.22 20:18:18) 
türkiye'de yaşıyorsam %100 etkiler.


  • kanasla intihar eden adam  (17.02.22 20:19:44) 
turkiyede etkiler+1 ama cogu arkadasim ozellikle is arkadaslarim. asiri terso olanlari hafiften fitliyorum dogru yolu gosterme gorevi... sadece siyasi gorus degil butun hayat tarzi bana ters olan ama hayvan gibi eglendigim bi arkadasim var. arada tartisitken ikileme dussem de vazgecemiyorum kendisinden. etkilemesi ilisigimi kesmesine neden olmuyor


  • ala09  (17.02.22 20:22:09) 
siyaseten uç fikirlere sahipse ve her konuyu siyasete bağlayan bir tipse hiç istemem.


  • dafuq  (17.02.22 20:29:57) 
Türkiye'deyse doğrudan etkiler. Türkiye'de siyaset çok keskin, hayatın her alanına yansıyor. Yabancı arkadaşlarımın çoğunun siyasi görüşünü bilmiyorum, ilişkimizi etkileyen bir durum olmuyor.


  • asteriks  (17.02.22 20:34:33) 
akp'liyse ve hala akp'yi savunuyorsa yakını geç, arkadaşlık bile kurmam. tanıdık biri olarak kalır sadece.


  • himmet dayi  (17.02.22 21:19:05) 
Siyasi görüşleri arkadaş olacağım kişiden daha önemli valla, siyasi görüşünü anladığım turşucuya bile gitmiyorum ben. Kutuplaşmanın merkezinden iyi akşamlar diliyorum.


  • turk kizi  (17.02.22 21:43:01) 
Selamini bile almam


  • zimbirik  (18.02.22 02:08:42) 
eskiden onemli degildi; ama artik ozellikle akp ve mhpli tayfanin kendinden olmayanlara neler yapabilecegini gordukten sonra, bunlarla arkadasligi kestim. hicbir akp ve mhp secmeniyle arkadas olmam, selam vermem, yardim etmem..benden uzak allah'a yakin olsunlar..


  • ubi dubium ibi libertas  (18.02.22 09:52:47) 
[]

Halen covid olanlara ilaç getiriliyor mu?

Daha önce covid pozitif çıkanlara ilaç getiriliyordu, halen devam ediyor mu o uygulama acaba?




 
şu an eşim pozitif, getirmediler.


  • dali dili havali korna  (16.02.22 16:45:24) 
@anlatamıyorum @dali dili havali korna Teşekkürler.

O zaman hastanelik olmadıkça covid olanın kendi kendine iyileşmesinin beklendiği yeni bir döneme girilmiş anlamına geliyor bu.
  • norules  (16.02.22 16:52:54) 
ateş için parol kullanılmasını öneriyorlar. ilacı önermiyorlar.
bir de tavsiye kandaki oksijen miktarını sürekli ölçün (50-60 liraya parmaktan ölçen aletler var). eğer 90'un altına düşerse sağlık ekiplerine haber verin bir ciğer tomografisi çektirin.

  • teritori  (16.02.22 17:05:17) 
sanırım yalnızca belli bir yaş üstüne getiriliyor.


  • kaptankedi  (16.02.22 17:52:32) 
aslında eksik cevap yazmışım. ilaç getirmediler ama aile hekiminin bizi arayacağı söylenmiş eşime. arayan olmayınca biz aradık, aile hekimi bazı ilaçlar yazdı. ben 3 doz aşılı olduğumdan temaslı sayılmıyormuşum, o yüzden çıkıp ilaçları aldım. ikimiz de pozitif olsak ne olurdu bilemiyorum tabii, herhalde o zaman getirirlerdi ilaçları.


  • dali dili havali korna  (16.02.22 17:53:06) 
[]

En fazla ne kadar zaman işsiz kaldınız?

Mevcut işinizden ayrılıp da yeni bir iş bulana kadar hayatınızda en fazla ne kadarlık bir zaman dilimi boyunca işsiz kaldınız acaba?




 
1 yıl 4 ay.


  • ruhen hastayim ben  (09.02.22 13:36:14) 
4 ay. Ama farklı ülkede arıyordum, Fransızca bilgim daha iyi olsa bu kadar beklemezdim.


  • logisticsmanager  (09.02.22 13:38:11) 
3-4 ay.


  • Arthur Dayne  (09.02.22 13:56:13) 
4-5 ay ama o arada boş durmadım. aldım elime bi fotoğraf makinesi, turistlerin fotoğraflarını falan çekip harçlığımı çıkardım :)


  • mustafakesekci  (09.02.22 13:59:14) 
20-21 gun sanirim. genelde bir gun isi birakip ertesi is gunu diger ise basliyorum.


  • lemmiwinks  (09.02.22 14:02:47) 
1 yıl 2 ay


  • deveyidiken  (09.02.22 14:19:58) 
Temmuz 2014'te mezun oldum, Ağustos'ta iş buldum, kendi isteğimle Eylül'de başladım. Bir daha şimdilik işsiz kalmadım, bir kez iş değiştirdim. İşin işten ayrılmadan aranması gerektiğine inanıyorum.


  • gmzo  (09.02.22 15:00:04) 
4 yıl


  • monicapp  (09.02.22 16:41:10) 
mezuniyetten sonraki tecrübesiz dönemde 1.5 yıl ama o dönemde freelance bir kaç iş yaptım, bu dönemi saymazsak ikinci istifam sonrası 11 ay.


  • mrtkp9993  (09.02.22 17:03:16) 
1 ay. Ama is aramadım, teklif gelmesini bekledim.


  • stavro  (09.02.22 17:04:47) 
6 Ay kadar işsiz kaldım. Bunun aktif olarak 3 ayında iş aradım.


  • yercekimini kendine ceken adam  (09.02.22 22:35:28) 
Mezun olduktan sonra 6 ay, iş bulmadan istifa ettikten sonra da 3 ay. 3 ay kursa gitmiştim yeni işimi öyle buldum.


  • jazzabel  (09.02.22 22:39:49) 
[]

Yeni bir diziye şans veriş süreniz ne kadar oluyor?

Dijital bir platformdan yeni bir diziyi açıyorsunuz. Devam edip etmeme fikriniz yaklaşık ne kadarlık bir izleme süresinde şekilleniyor?

Eskiden bu süre benim için 20 dakikaydı. İlk bölümünün ilk 20 dakikasında bir kanaate varıp tamam veya devam diyordum. Ama bu şekilde izlemeyi bıraktığım bir dizinin, bolca boş vaktim olan bir günümde ilk 2 bölümünü tamamlayınca muazzam içine girmiştim ve çok sevmiştim. O günden beridir açtığım yeni dizilere temiz bir 2 bölüm şans veriyorum şahsen.

Siz nasıl yapıyorsunuz peki?

 
ben 1 bölüm şans veriyorum


  • sizofren06  (06.02.22 14:48:02) 
Valla net bir süresi yok bende. Kimisine yemek süresince şans veriyorum sadece, yemek bitince kapatıp geçiyorum. Sonra aklıma bile gelmiyor açmak. Kimisinin konusu çok ilgi çekiciyse ve işleyiş de insanı kanser etmiyorsa daha uzun süre şans veriyorum. Kimisinde saçma sapan bir hata farkettiğim anda kapatabiliyorum falan filan.


  • j r r tolkien hayrani  (06.02.22 14:50:46) 
Değişiyor, örneğin Seinfeld'in 3. sezon 5. bölümündeyim ve ne zaman güzelleşecek diye merak ediyorum. Friends'i yıllarca 1-2 bölüm izleyip bırakmıştım. Sonra birgün çok sevdim ve bitirdim.

İlk bölümü izleyip beğenmedikten aylar sonra ikinci ve bundan birkaç ay sonra üçüncü bölümü izleyip beğenerek bir solukta bitirdiğim diziler de oldu (santa clarita diet, ne yazık ki iptal edildi evet)

Bazılarını ilk bölümün yarısında terk edip bir daha geri dönmedim, bazılarını 3-4 bölüm izledim...
  • akhenaten  (06.02.22 14:53:16 ~ 14:56:17) 
Six feet under'ın ilk 7-8 bölümünü kelimenin tam anlamıyla zorla izlemiştim; üzerinden seneler geçti, en sevdiğin dizi nedir sorusuna hiç düşünmeden 'six feet inder' diyorum şimdi.

O gün bugündür eğer uzun soluklu bir diziyse ve çevremden özellikle de benzer zevklerim olan kişilerden olumlu yorumlar aldıysa 5-6 bölüm şans veririm. Kendi bulduğum bir dizide ise 2 bölüm kadar.
  • fraise  (06.02.22 14:57:29 ~ 14:57:42) 
imdb puanı 8 üzeriyse 3-4 bölüm izlerim. the expanse hariç tüm dizilerde memnun kaldım. arkadaş tavsiyesi ise ve 7.5 puan üzeriyse 1-2 bölüm şans veririm. 8 üzeriyse 1 sezon bile şans verilebilir. e.g. the office.


  • gabe h coud  (06.02.22 15:15:58) 
İlk bolum kadar.


  • stavro  (06.02.22 20:30:33) 
eger cok begenilen bir diziyse 2-3 bolum zorlarim. Ilk sezonun ortasinda arap ati gibi acilan cok dizi var.


  • congratulationsyouwon  (07.02.22 21:05:40) 
[]

Hastanede 10 saniye maskesizken covid kapma ihtimali

Bugün hastanede kısa bir işim vardı, kafamı ters tarafa çevirirken maskenin ipinin kulağımdan fırlayacağı tuttu. İki elim de doluydu, hepi topu 10 saniye kadar hastanenin koridorunda korumasız kaldım.

Hastane gibi bir ortamda, bu kadar sürelik bir korunmasızlıkla covid kapma olasılığı var mıdır sizce, varsa ne düzeydedir?

Yine lanet evham modunu açtım, hay arkadaş ya.

 
Yok artık. Maske olsa da maskenin üst tarafındaki burun çevresinden de hava giriyor sonuçta az da olsa. Bence çok çok düşük.


  • dissendium  (20.01.22 15:43:09) 
pandemi basindan beri N95 maskesini 1 saniye bile insan icinde cikarmamis biri olarak soyluyorum: bir sey olmaz. karsinda covid pozitif biriyle konusuyor olsan bile 10 saniye genel olarak enfeksiyon icin yeterli gorulmuyor, kafaya takilmayacak kucuk bir ihtimal yani.

burada FFP2 / N95 ustu bir masken oldugunu varsayiyorum yoksa zaten takmissin takmamissin bir farki yok kendin icin (aerosol yollu dagilan bir hastalik oldugundan).
  • robokot  (20.01.22 16:13:18 ~ 16:56:51) 
[]

Baş ağrısını geçirmeye yönelik işe yarayan öneriler

Merhaba.

Alın bölgesinden vuran baş ağrılarını ağrı kesici almadan geçirecek, iyi gelecek türde önerileri olanlar var mıdır acaba?


 
Majezik yetmediğinde soğuk kompres yapıyorum, iyi geliyor.


  • kobuzchu kiz  (13.01.22 20:03:22) 
Alnına bir eşarp bağla. Eşarbın içine patates dilimleri koy. Patatesin soğuğu ağrıyı alır der eskiler.

Eşarbı mümkün olduğunca sıkı bağlamak da işe yarar.

Doğum esnasında oluşan sancı şoklarına tahammül için anne vücudu bir hormon salgılarmış. Aynı hormon orgazm esnasında da salgılanırmış ve ağrılara iyi gelirmiş.
  • Mirket  (13.01.22 21:11:45) 
birden girmiyordur o agri. hafif basladiginda bol su icebilirsin.
hafif masaj yapabilirsin.
ortamdaki isigi en aza indir.
ve bir de bende hafif tuzlu bi seyler yemek de etkili oluyor bunun placebo olabilecegini dusunuyorum ama.
  • Kittie  (13.01.22 21:14:00) 
Biberiye yağıyla ovmak, Türk kahvesi içmek iyi geliyor.


  • PhoenixRising  (13.01.22 21:48:36) 
Nane yağı biraz rahatlatıyor


  • Mistyimage  (13.01.22 23:45:21) 
bir eşarp alıyorsun, içine kağıt havluyu açık vaziyette koyuyorsun, kağıt havlu üzerine karabiber koyup katlıyorsun, daha sonra üzerine bol kolonya döküyorsun. sonra bu hazırladığın katladığın kağıt havlu içeride kalacak ve alnına gelecek şekilde rambo gibi bağlıyorsun kafaya. ben tercihen eşarbın üstüne de biraz daha kolanya döküyorum. biraz yakacak alnını ama seni rahatlatır. çok fazla da tutma kafada.


  • delidir yakalayin  (14.01.22 09:21:13) 
[]

Sevgiliyle pandemide yaşam tarzı farklılıklarına sahip olmak

Ben pandemide restoran, cafe gibi toplu bulunulan yerlere gitmeyi tercih etmiyorum şahsen. Yani şöyle; bu anlamda bir ara dönemim olmuştu, gitmeye başlamıştım ama kendimi gerçekten hiç rahat hissetmediğimi fark ettim ve rahatsız hissettiğim bir ortamda bulunmanın da manası olmadığı fikrine vardım, gitmiyorum. Omicron falan bu derece patladıktan sonra gideceğim varsa da gitmem zaten.

Şu an kız arkadaşım olan kişi benim gibi değil, o daha rahat bir insan. Gezip tozmak, mekanlarda yiyip içmek istiyor. İlk aylarda durumuma anlayış gösterdi ama artık "Nereye kadar bu böyle gidecek" noktasında, memnuniyetsizliğini dile getirmekten geri durmuyor.

Benim önceliğim; sağlığım. Onun önceliği hayatın keyfini daha yüksek viteste çıkarabilmek olabilir elbette. Şayet günün sonunda bir çıkar yol bulamazsak, ikimiz de birbirinin pandemiyi yaşayış tarzlarına saygı duyup gereken finali yaparız. Ama akıl akıldan üstündür diyerek buraya yazmak istedim; aklınıza gelen bir çıkar yol var mı? İki tarafı da iyi hissettirebilecek bir formül?

 
Uyum sağlamaktan başka çıkar yol yok. Benim de erkek arkadaşım tatilindeyken plaja gitmeye sıcak bakmamıştı, ona uyum sağladım ben de. Uyum sağlanmadığı noktalarda da ayrı ayrı vakit geçirilebilir.


  • ruhen hastayim ben  (08.01.22 18:28:57) 
Ruhen+1

Açık havalı yerleri deneyebilirsiniz. Her yerde ısıtıcı var artık..dipdibe olmamak baya riski azaltan bir şey.
  • kisa  (08.01.22 18:32:12) 
Biz açık hava restoranlarında yiyip içiyoruz artık. Geçenlerde bir ingiliz üniversitesinin yaptığı araştırmaya denk gelmiştim; en az riskli yerler olarak açık hava restoranlari gösterilmişti (AVM, sinema, konser, kapalı alan restoranlari gibi yerler vardı). Aşırı kalabalık olmayan, açık havadaki yerlerde risk o kadar yüksek değil muhtemelen. Bulursam eklerim buraya.

He avmlere gidin, tıklım tıkis yerlerde oturun demiyorum tabii ama kız arkadaşınızla ortak bir noktada bulusabilirsiniz zira evli olmayan ya da aynı evde yaşamayan bir cift için hele bir de aile evlerinde yasiyorlarsa bulusabilecekleri yerler sınırlı zaten.


Virüsü hafife alin demiyorum, bulaşmaz demiyorum asla yanlış anlaşılmasın. Sadece konuşarak ortak nokta bulabilirsiniz.
  • fraise  (08.01.22 19:19:56) 
"Pandemiyi yaşayış tarzı" bir kırmızı çizgi haline getirilecek bir şey mi sizce? Şu açık ki cafe ve restoranlara gitmediği halde hasta olan çok kişi var. Birçok kişi hayatta kalmak için çalışmak ve bunun için de toplu taşıma kullanmak zorunda. Bu kişi siz de olabilirdiniz, hala olabilirsiniz. Eğer çalışma şekliniz bunu gerektirirse bunu yapacaksınızdır da. Çünkü para kazanmalısınız. Kız arkadaşınız toplu taşıma kullanmak zorunda kalacağı bir işte çalışıyor olabilirdi, bu durumda onunla görüşmeyecek miydiniz iki yıl? Görüşüyorsanız risk anlamında bunun restoranda oturmaktan çok da bir farkı yok açıkçası.

Böyle bir konunun kişisel alanınıza saldırı olarak gördüğünüz bir hale dönüşmesine göz yumarsanız işiniz zor bence.

İki tarafın mutlu olacağı bir senaryo mümkün görünmüyor çünkü anlattığınız göre siz tamamen kırmızı çizgi çekmişsiniz burada. Kız arkadaşınız sizinle bu zamana kadar ortaklaşmış görünüyor, şimdi bundan sonra cevap sizde; ortaklaşmak için siz ne yapabilirsiniz? Gitmeye başladınız ve sonra bundan vazgeçip artık bunu yapmamaya karar verdiniz, peki sonra? Yani iki yıl geçmiş, belki bir bu kadar daha zaman geçecek bu belirsiz bırakmak için çok uzun bir süre ve bu kişi sizinle birlikte durmuş.

Tabi ki sağlığınız önemli, ancak şunun farkında olmanız da bence önemli; kovid hayatımızda kalıcı. Bir aşamada evde kalmaktan vazgeçeceksiniz, bence bunu değer verdiğiniz bir ilişkinizi kaybettikten sonra yapmayın.

Kız arkadaşınız haklı görünüyor.

Benim erkek arkadaşım sizin gibiydi, ben de sizin kız arkadaşınız gibiydim. yazımdaki dilden anlamışsınızdır zaten. neticede o covid geçirdi, bense hasta bile olmadım iki yıldır. hastalık aile arasında çok daha rahat bulaşıyor. ailenizde dikkatsiz tek bir kişi olması yeter. dışarda sosyal mesafeye ve sosyal mesafenin korunamadığı yerde maske kullanımına dikkat ederseniz sorun olmuyor. elimizden tek gelen bu.
  • akhenaten  (08.01.22 19:38:47 ~ 19:59:10) 
ben işim gereği zaten genelde evde bulunduğum için bundan faydalanıp çaktırmadan karantina uyguluyorum bu tip pik dönemlerinde.

görüş farklılıkları olabilir tabii ki, yani "ne olacaksa olsun" falan da diyebilir insan ama mesela şu andaki gibi istanbul'da her şey kıpkırmızıyken hâlâ "nereye kadar?" falan demek de biraz cehalet bence.
sizin yerinizde olsam, benim için asıl mesele bu olurdu.

yani bu süreçte salgının seyrine göre sosyalliği arttırıp azaltacağız mecburen.
herkesin dediği gibi açık hava ve buna uygun restoranlar diyorum ama sabah orada, akşam burada bulunup sonra sizinle açık havada otururken gelip sarılıp öpecekse, o da anlamsız.
  • blatta hiberna  (08.01.22 20:05:19) 
Biraz daha detay gerekiyor bence tam anlamak icin. Yani dısarı cıkmak istememeniz sevgilinizle gorusmeyi de reddettiğniz anlamına mı geliyor? Bu bir problem. Ya da gorusuyorsunuz ama evde oturuyorsunuz ve yemegı yapmak, kahveyi hazırlamak falan onun ustune mi kalıyor? Bu da bir problem. Evde takılıyorsunuz ama her gorusmeniz birbirinin aynısı bir “yemek/netflix” tarzı döngü mü? Bu da buyuk bir problem.

Siz de haklısınız ama yaklaşım ve yaratıcılık önemli burda. Kız arkadaşınız suslenip hazırlanıp dışarı çıkmayı özlüyor olabilir. Çözüm - açık havalı teraslı bahçeli restoranlar mesela.
Sürekli yemek ve is yapmaktan bunalmış olabilir. Çözüm - sizin bunları devralmanız veya başka şekillerde çözmeniz olabilir.
Sürekli evde oturmaktan bıkmış olabilir. Çözüm park, bahçe, orman, kahvenizi alıp deniz kenarında yürüyüş gibi şeylerin her buluşmaya yedirilmesi olabilir.
Yani tamamen uzlaşma isteğinize kalmış bir şey.
  • sopiro  (09.01.22 06:53:42) 
[]

"Ben evlenmeyeceğim" netliğinde olanlar var mı aramızda?

30'lu yaşlarında bir erkeğim. Şahsen evlilik hadisesine sıcak bakan biri hiçbir zaman olamadım, evlenmek gibi bir yaşam hedefim ve hevesim de hiç yok ama eş dost akrabadan dönem dönem "Hayat hep böyle gitmez, yaşlanınca kalırsın bir başına bak" psikolojik baskısını yiyince de bir huzursuzluk çöküyor yani.

"Ben evlenmeyeceğim" netliğinde olanlar var mı aramızda? Yaşlanınca işlerin nasıl yürüyeceği konusunda bir endişeniz var mı, o dönemleriniz için motivasyonunuz ne şekilde?


 
Ben öyleydim. Daha doğrusu ergenliğimde ve genç yetişkinliğimde öyleydim, sonrasında o kadar katı değildim (bu katılığı açacağım) ama evlilik hedefim de olmadı. Sonra evlendim çünkü hayata aynı baktığım, evlilik konusundaki çekincelerimi (ortalama Türk erkeği toksik cinsiyetçiliği) bünyesinde neredeyse hiç barındırmayan bir adama aşık oldum. 30'ların ortasında/ikinci yarısında evlendik.

O kadar katı olmak orta yaşlara gelmiş insanlar için biraz saçma geliyor bana, ergen inadı gibi geliyor. (Ha evlenmeden de çocuk yapabileceğiniz, devletin sizi çift olarak kabul ettiği, partnerinizle birbirinizin sağlığı, resmi işleri vs konusunda aile saydığı bir ülkede yaşıyorsanız o ayrı.) Evliliği ulaşılması gereken bir hedef sayıp önünüze çıkan ilk kadınla evlenin, sizi evlendirmek isteyen akrabalar temiz aile kızlarıyla tanıştırsınlar demiyorum. Fakat "olsa da olur olmasa da olur, bir gün bir sevgilimle evlenmek istersem bakarız" yaklaşımı daha sağlıklı sanki.

Ha bir de, evlenince yaşlılığınızın eşinizle huzur içinde geçeceğinin garantisi yok. Gayet huzurla evliyken eşi erken ölünce 40'larında, 50'lerinde yalnız kalan çok insan var. Ne yapmak lazım o zaman, yalnız kalmamak için hemen yeni birini bulup evlenecekler mi?
  • kobuzchu kiz  (29.12.21 14:28:08) 
30 yaşındayım. Hayatımı birlikte geçirme niyetimin olduğu kadınla ilişkim geçen sene sonlandı. Uzun bir ilişkiydi. Bu da bana uzun vadeli plan yapmamın pek de anlamı olmadığını öğretti. Etrafımda evlenen çoğu insan da zaten bunu hedef edindiğinden değil öyle süregeldiği için evlendiler. O yüzden en fazla 8-9 gün sonrasını düşünüyorum galiba artık :)
Yalnızca kendi kontrolümüzde olmayan planların hayalkırıklığı hoş olmuyor.

  • lüzumsuz adam  (29.12.21 14:53:07) 
bu baskının varlığı yalnızlığınızdan/düzenli bir ilişkinizin olmayışından mı yoksa bekar oluşunuzdan mı kaynaklanıyor?

@kobuzchu kiz+1

yakınlarınız hayat tek başına tatsız, birini sevince daha güzel demek istiyor da olabilir. yoksa tabiiki evlenmek bir hedef olmamalı, öyle olması saçma zaten.
çok küçük yaşlardan beri kendi kendine yetebilen biriyim, birey olmayı erken öğrenmiş biriyim. dolayısıyla "aile" ye aşırı anlam yükleyip ihtiyaç duymadığım gibi, aile olmak için evliliğe gerek olduğunu da düşünmüyorum. insanın tüm sosyal çevresi geleceğini şekillendiriyor aslında. sırf partneriz değil. motivasyonum bu konularda attığım, atacağım doğru adımlar. ancak yine de @kobuzchu kiz+1111
  • jimjim  (29.12.21 14:57:19) 
20li yaşlarımda evlilik için aile ve toplumun da etkisiyle belki diyordum, okul biter evlenir çocuk sahibi olur aile kurarım klasik düşüncesi vardı.

30 lu yaşlarıma gelince evlenmeyi gerçekten istemediğimi fark ettim, bunda 18 yaşımdan itibaren aileden ayrı, kendi başıma yaşamaya başlayıp kendi istediklerimi yapma özgürlüğünün ve kendimi tanımanın da etkisi oldu. aklımda tek soru biyolojik saatim işlemeye başladığında çocuk istersem ne olur acabaydı. yine şanslıydım ki bu da bende olmadı. çocuklara aşık bir insanım, birlikte vakit geçirmeye bayılıyorum ama kendi çocuğumun olması düşüncesi beni çok rahatsız etti. bu arada ablam da evlenip çocuk yapınca ailenin evlen baskısı da yok oldu, ben de çocuk sevgimi bu şekilde giderebilir hale geldim.

40a yeni girmiş bir insan olarak evlenme ve çocuk yapma konusunda almış olduğum kararlardan asla pişman olmadım. hatta tersi bir durumda olsam ülkenin de malum durumu yüzünden anksiyete krizleri geçirirdim, şu an kararlarımı tek başıma alıyorum, hayatımı nasıl sürdüreceğime, ne yapmak istediğime tek başıma karar veriyorum.

yaşlanınca ne olacağını açıkçası pek umursamıyorum, son 2-3 yıldır yaşanılanlardan sonra anladım ki önümüzdeki ay bile ne olacağı belli değil. bu konudaki mottom "tanrı'yı güldürmek istiyorsan ona planlarından bahset" sanırım.

evlenip aile kurup çok mutlu olan insanlar da var, yalnız yaşayıp ileriki yaşlarda bu durumdan pişman olmayanlar var, çocuklarının bakmadığı yaşlılar var. emekli maaşını verip huzurevinde yaşamak, ya da elden ayaktan düşene kadar kendi başının çaresine bakıp, gerekirse bakıcı ile son zamanları yaşamak bana rahatsız edici gelmiyor. yaşayıp göreceğiz modundayım.
  • hypathia  (29.12.21 15:00:54) 
Kritere bağlı olarak benim kriterlerime uyan biri olmadığında öyleyim.


  • garylineker  (29.12.21 15:08:40) 
kobuzchu kiz +1

Hayatımın hiçbir döneminde evlenmeyi düşünmedim. Evlenmek, çocuk sahibi olmak hiç istemediğim şeylerdi. Ergenlik zamanında bu konuda çok keskin söylemlerim vardı ama insanların "aa öyle mi, peki" demek yerine sürekli seni ikna etmeye çalışmaları bi noktada o kadar bunaltıyor ki pes ediyorsun.

Son yıllarda "yoo düşünmüyorum" demekle yetiniyorum uzarsa da "bakalım hayat bu belli olmaz" diyorum.
33 oldum hala aynı fikirdeyim.

Yalnız kalma konusunda yine kobuzchu kiz +1 diyeceğim.
  • mutekebbir  (29.12.21 15:14:42) 
Evlenmek ya da evlenmemek konusunda katı olmak gerektiğini düşünmüyorum. Bu kadar anlam yüklenecek bir şey değil evlilik. 34 yaşında bekarım, olursa evlenirim olmazsa meh dedim.. Hala da öyle diyorum. Evlenmem diye ciddi ciddi konuşanlar çocuk yapıyor şu an.


  • lcha  (29.12.21 15:23:16 ~ 15:23:40) 
Evlenmeyeceğim değil ama çocuk doğurmayacağım netliğindeyim şahsen. Hoş, hayat bana "evlenemicen sen" netliği göstermeye başladı ama... bakalım.


  • muhayyer divan  (29.12.21 15:27:29) 
hypathia +1

34 yasında, kadınım ne evlilik ne de cocuk isteğim var. buna katılık değil de soru baslıgındaki gibi "netlik" demek daha doğru. istemiyorsan istemiyorsundur, biri fikrimi değiştirirse evlenirim diyorsan ılımlısındır, istiyorsan da istiyorsundur. hiçbir zaman evlenmeyi dusunmedim ve istemedim.
  • suyin  (29.12.21 16:02:02) 
34 yaşındayım, son ilişkimi “benimle gelecek yok” cümlesi yüzünden bitirmek durumunda kaldım. evlenme niyetinde değildim, ama birlikte yaşamak da dahil hiçbir gelecek düşünememek de geri kalan kısımları yolunda giden bir ilişkiyi bitirmeme yetti. evlenmek istememeye sonuna kadar saygı duyuyor ve hak veriyorum. ama 30+ yaşında olan birinin en basit ilişkiye başlarken bile bunu karşısındakine söylemesi gerektiğini düşünüyorum. zira mevzu sadece imza atmak değil. şu yaşımda hayatımda biri varsa hafta sonumu kimle geçireceğim, tatile kimle gideceğim vs. düşünmeme gerek kalmamalı. “birlikte” olmak karşılıklı sorumluluk alabilmek istiyorum. imza olması ya da olmaması bu durumu değiştirmiyor. belli bir yaşta insanların bunu önceden konuşup üstünde anlaştıkları takdirde ilişkiye başlamaları gerektiğini düşünüyorum. + yaşlanınca yalnız kalma durumundan korkuyorum ama korkunun da ecele faydası yok. yalnız kalmayacağım diye de evlenilmez ya da birlikte kalınmaz olmadım biriyle.
özetle: kısmet.

  • inanna  (29.12.21 16:27:46) 
hypathia +1


  • olimpia  (29.12.21 16:57:11) 
25 yaşındayım, biraz daha gençken "aman ya ne evlenicem" kafasındaydım ama şu an oturup düşününce çevrenizde her ne kadar arkadaş, aile, sevgili vs. olsa da bir yaştan sonra yalnız kalmak ve bu durumun üzmesi kaçınılmaz. o yüzden şu an daha sıcağım, asla evlenmem demiyorum illa da evleneyim de demiyorum. kısacası uygun birisi olursa neden olmasın kafasındayım.

ama çocuk konusunda kendimi bildim bileli istemiyorum. hamile kalmak, doğurmak, bir çocuğun sorumluluğunu üstlenmek bana aşırı korkutucu ve zor geliyor.
  • candide  (29.12.21 17:10:53) 
Asla evlenmiş olmak için evlenilmemeli düşüncesinde biriyim. İnsanlar gerçekten birlikte yaşamayı ve aile kurmayı çok istediklerinde evlenmeliler bence. Yalnız kalmamak için yapılan evlilikler hep boşanmayla ve yalnız kalmayla sonuçlanıyor zaten.

Ek olarak 30 yaşına merdiven dayamış bir kadın olarak her zaman evliliği saçma bulmuştum. Şimdi sevdiğim insanla birlikte yaşamayı çok isteyen bir ruh haline büründüm.

Yani zaman ne gösterir bilinmez. Büyük büyük konuşmamak lazım hayatta.
  • alaimisema  (29.12.21 17:26:17) 
%99: evlenmeyeceğim + %1: belki = kısmet ve olasılıklar.


  • neynep  (29.12.21 18:06:06) 
Kesin ve net olarak evlenmeyeceğim(büyük çaplı bir felaket olmazsa), biriyle birlikte yaşayabilirim ama evlenmeyi düşünmüyorum. Yaşlanınca evli ve çocuklu olduğu halde eşi ve çocuklarının bakmadığı bir çok kişi biliyorum, üstelik bu kişiler çalışma hayatlarının tamamını eşi ve çocukları istediği gibi yaşayabilsin diye uğraşarak geçirdiler. Yaşlanınca eşiniz veya çocuğunuzun size bakacağının garantisi yok ama onlara harcayacağınız paraları kendinize ayırırsanız çok sağlam bir birikiminiz olabilir.


  • bartholomew87  (29.12.21 18:23:21) 
ben varım. 28 yaşında adamım. yaşıtlarımın çoğu evlendi, çocuğu oldu. hiçbirine özenmedim, aklımdan bile geçmedi evlilik. bana çok sıkıcı ve sıradan geliyor evlilik. en sevdiğim insanla bile evlenmeyi kırk kere düşünürüm. belki ilerde evlenirim ama büyük ihtimalle boşanacağımı biliyorum:) yaşlılıkta yalnızlıktan ise hiç korkmuyorum.


  • nothing in my way  (29.12.21 18:42:02) 
Yas ilerdeikce bir cok konuda kafa yapımının degistigini gordukce artik hemen hemen hicbir konuda o kadar kesin konusmuyorum kendimle ilgili. Yarın ne olacagi belli olmaz. Dolasiyla hiçbir zaman evlenme heveslisi biri olmamakla birlikte kesinlikle asla evlennem diye bir iddaam yok.


  • stavro  (29.12.21 19:29:52) 
33 erkek kişisi.

Zaman zaman sevdiğim biriyle evlensem, kendi halimizde tatlı bir aile olsak, kızım olsa diye düşündüğüm oluyor ve zaman zaman gerçekten de istediğim olur ama işin içinde çocuğun sorumluluklarını da düşününce bir ürpeme geliyor. Evlilik zaten başlı başına bir zor süreç, çocuk apayrı bir süreç. İlla evleneyim diye tabii ki bir düşüncem yok. Bazen iyiyim ya böyle dediğim de oluyor.

Öbür taraftan sanki hiç evlenecekmişim gibi geliyor. Ben seviyorum sevmesine ama tek taraflı kalıyor. Bir karşılık alamıyorum. Dediğim gibi illa evleneyim diye bir düşüncem yok.

Kısaca bilmiyorum.
  • put it in your appropriate place  (29.12.21 19:52:26) 
Benim evlenmem ülkemizde yasal değil. Açıkçası hayatım boyunca da bu durumun değişeceğini düşünmüyorum. Biraz da bu yüzden evlilik hiç gündemimde olmadı. Yanlızlığımı seviyorum, ama belki de tersini hiç yaşamadığım içindir onu bilemem. Yukarıdakilerin de dediği gibi hayatın ne getireceği bilinmez. Göreceğiz. Çocuk kesinlikle istemiyorum ama. Bu konuda kararımı asla değiştirmeyeceğimden adım gibi eminim.


  • peki madem  (29.12.21 22:54:32) 
Erkek bakis acisindan bu evlilige direnme mevzusu da solculuk gibi, birisi parayi bulana kadar suruyor, oburu de dogru zamanda dogru hatunu.

Evlenmeyecegim kafasinda olan birsuru arkadas evlendi. Hemen evlenmeliyim diyenler evlenemedi hala bekliyor. Kimisi evlendi coktan bosandi, ikinciye evlendi. Hayat zaten cogunlukla sizin istediginiz kulvardan ilerlemiyor.

Ortada korkulacak birsey yok, uzerinde asiri dusunulup kafa yorulacak birsey degil. Herkes evlenmek zorunda da degil. Hayatin akisina birakin kendinizi, olursa olur, olmazsa olmaz.
  • cooperr  (29.12.21 23:08:28) 
[]

En beğendiğiniz pizzacı hangisi?

Eskiden Dominos'un Italiano'sunu çok severdim ama Dominos çok uzun zamandır kaliteyi bayağı düşürdüğü için yemeyeli yıllar oldu. Bu süreçte diğer pizzacıları da denemedim.

Siz hangisini seviyorsunuz? Dominos, Papa John's, Little Caesars vs.


 
Lokal pizzacılardan Nappo Pizza açık ara en iyi pizzacı. Sadece Kanyon'da ve İzmir Mavi Bahçe'de var.

Global zincirlerden Papa John's en sevdiğim.

nappo: www.nappopizza.com
  • himmet dayi  (25.12.21 15:39:44 ~ 15:41:19) 
Eryaman vennice italian pizza


  • 1917  (25.12.21 15:45:57) 
pizza bulls çünkü hem ucuz hem lezzetli fiyatına göre.


  • rose parks  (25.12.21 15:46:39) 
papa john's u seviyorum zincirlerden.

zincir olmayanlardan lokallerden sevdigim Pizzeria Il Pellicano / Pizzeria Al Dente
  • fakyoras  (25.12.21 16:30:30) 
pizza locale çok iyi, onun dışında saydıklarının üçü de sucuğu bile tavuk sucuk kullanmalarıyla meşhurlar.


  • roket adam  (25.12.21 18:51:52) 
bostancıda ventisette pizzariadan yiyorum. Çoook iyi pizzaları. Eğer o kapalıysa pizza locale den yerim. Ama dominosa, diğer zincirlere vs para verip pizza yemiyorum.


  • zimbirik  (25.12.21 22:16:46) 
[]

3. doz Biontech aşınızı, 2. dozdan ne kadar süre sonra olacaksınız?

6 ay sonra deniyordu ama o süre 3 aya indirilmiş.

Ben 2. dozu 2 Eylül'de olmuştum, şu an istesem aşı randevusu alabiliyorum ama kararsız kaldım. Dozlar arası zaman aralığı uzadıkça, aşının etkisinin ve koruyuculuğunun arttığına yönelik bilgiler mevcut.

Siz 3. dozu 2.'den ne kadar süre sonra olacaksınız/oldunuz?

 
sisteme bi girebilsem ne zaman uygunluk veriyorsa hemen olucam. hemen olursam da 2. ile 3. arasına 4 ay girmiş olacak. şöyle yapınca böyle olur öyle yapınca şöyle olur gibi hiç sorgulamıyorum. aşı olun mu diyorlar, hayhay. şu an olabilir miyim? evet. tamam o zaman, demek ki olabiliyormuş bir de kendim en uygun aralığı araştırıp hesaplamam.


  • erenderk  (16.12.21 13:52:47) 
18 inde 3 ay doluyor, en yakın ne zaman randevu oluşturabilirsem, şu an sistem hata veriyor


  • freebird5406_2  (16.12.21 13:55:13) 
5 ay geçmiş benim, ama 3 ay geçse de olurdum, yarın bir gün aşı mı kalır, yeni varyant mı çıkar, turkovaca mı kalırız belli değil.


  • hair freak  (16.12.21 14:04:04) 
Yarın akşama aldım randevumu, bir öncekini temmuzda olmuştum.


  •   (16.12.21 14:06:25) 
15-22 aralik arasina randevu vermis sistem, 21inde 5. ay bitmis olacak bu hafta sonu olmayi planliyorum. bu saatten sonra 2 gunde bir olunacak deseler de gider olurum cunku biktim. bitsin su lanet.


  • in vino veritas  (16.12.21 14:08:01) 
13 ağustosta olmuşum ikinci dozu. zaten o dönem 3 hafta ara ile oluyorduk bırakın 3 ayı. yarına randevu alabiliyorum ben de. hamile olmasam hemen gider olurdum aşımı. doktora sorana kadar bekleyeceğim. sonra hemen alırım randevu.


  • elorelia  (16.12.21 14:13:40 ~ 14:13:54) 
Ben oldum geçen hafta yurtdışında. 4.5 ay geçmiş tam olarak.


  • fraise  (16.12.21 14:16:04) 
Tam 6 ay doldu, hemen oldum.


  • roket adam  (16.12.21 14:29:30) 
İkinci dozu 17 Temmuz'da olmuştum. 18 Aralık gününe randevu aldım. Bildiğim kadarıyla Covid geçirmedim.


  • pispinti  (16.12.21 14:31:53) 
13 temmuzda olmuştum. bugün 3. dozu aldım


  • kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili  (16.12.21 14:52:53) 
benim 5 ay olmuş, aslında 6.ayı beklemek istiyordum ama "15.12.2021 - 22.12.2021" arasında olmam gerektiği yazıyor. Bundan sonra randevu vermeyecek mi acaba ona emin olamadım.

Bazı yabancı kaynaklar ikinci dozdan 28 gün sonra bile olabilirsin diyor, kimi de 6 ay geçsin sonra olun diyor. Daha çok koruma için 6 ayı öneriyorlar hatta.

Fakat benim aklım daha da karışık, normalde yeni bir aşı olmalı bu eskisini olmamalıyız gibi geliyor ki Pfizer da Mart gibi yeni aşı duyurulabilir demişti.(varyantlar çok değişti vs.) Ama onun üretimi yayılması falan 2022 sonunu bulur belki.
  • nhk ni youkosu  (16.12.21 15:21:54) 
soru üzerine baktım da benim de aslında olmam gerekiyormuş. 3.5 ay geçmiş ikinci aşıdan sonra.
@nhk ni youkosu garip bir şekilde benim enabızımda görünen tarihler de "15.12.2021 - 22.12.2021".
yeni aşıyı beklemek niyetindeyim.
  • ganbatte  (16.12.21 15:30:54 ~ 15:33:25) 
@nhk ni youkosu @ganbatteHerkesim 15-22, ama daha ileriye alınıyormuş sanırım, bu 7 gün olayını ben de merak ediyorum, anlayamadım. www.eksiduyuru.com


  • hair freak  (16.12.21 15:59:50) 
doğrusu 2-6 ay arası.

"Immunocompromised individuals who are eligible for a three-dose
primary series may receive a booster dose ≥6 months (168 days) after
completion of the primary series"

"The Ontario recommended interval between the second dose of the initial
primary series and the third dose is at least two months (56 days). As per NACI,
the minimum interval is 28 days; however, an interval longer than the minimum
of 28 days between doses is likely to result in a better immune response."


www.health.gov.on.ca
  • brakgn  (16.12.21 16:47:47) 
3-4 ay sonra.


  • buf-e kür  (16.12.21 17:01:08) 
[]

Sevgiliyle beraber yaşama fikrinin beni rahat hissettirmemesi

Bir süredir güzel bir ilişkim var. Sevgilim artık beraber yaşamamızı istiyor, kendisi bu konuda bayağı istekli ve "Hadi ama" noktasında talepkar.

Ben şu ana dek hayatımda hiçbir sevgilimle birlikte yaşamadım ve şöyle bir takıntım vardır; sevgili kişisine "en iyi halimle" görünmek.

Yani sevgilim olan kadının yanına hazırlıklarımı yapmış bir halde gitmeyi, kendimi en iyi halimle hissederek onunla görüşmeyi seven bir yapım var. Bunun için de kişisel bakım çok önemli benim için. Her türlü vücut kıl tüy temizliğimi yapmalıyım, güzel kokmalıyım gibi şeyler, bunlar benim konforlu hissedebilmem için önemli.

Beraber yaşayınca ise böyle bir durumun olmayacak, birbirinin her anını görüp yaşayıp bileceksin ve ben onun yanında kendimi en iyi hissettiğim halimle olmadığımda bu hisle gerilirim diye düşünüyorum.

Sizce bir şekilde bu konuda kafaca kendimi bir salmam mı gerekiyor, yoksa "O zaman beraber yaşamayın, kendini nasıl en rahat hissedeceksen onu yap" mı dersiniz?

 
fikriniz çok sürdürülebilir değil sanki. her zaman birilerinin yanında en iyi halinizle olamazsınız yani. birlikte kalmıyor musunuz hiç?
çok normal şeyler bunlar. sizi olduğu gibi beğenecek biri yanınızdaysa zaten sorun olmaz hiç bir şey. belli ki hanfendi sorun etmiyor, siz de biraz ona yaklaşabilirsiniz bu rahat hissetme konusunda. yine bakımınızı tabii ki yapın, birlikte yaşayınca paspal gezmiyoruz.

  • veritaslibertas  (03.12.21 13:34:16) 
Hadi ama noktasında bir talep varsa bundan sonra şu an olduğu haliyle devam edebilmek zor gözüküyor. Sanki sevgilinizle ilişkinizi devam ettirebilmek için salmanız gerekiyor gibi çünkü bir noktada ileri gitmiyorsa bitirmeyi tercih edebiliyor insanlar, ama seçim sizin elbette ben kimseyle beraber yaşamak istemiyorum diyorsanız, beraber yaşamadan da ilişkinizi sürdürebileceğiniz kişilerle birlikte olabilirsiniz.


  •   (03.12.21 13:40:00) 
kendinize özel alanlar bırakabileceğiniz (yani her anlamda) bir ilişkide bu endişeler yersiz oluyor. 7-24 sürekli yapışık olmayacaksınız ki?
özel alan tanımayan ilişkilerde de zaten ne işiniz var?

öte yandan biriyle yani herhangi biriyle; ev arkadaşı, aile ferdi, arkadaş, sevgili vs. kendinize ve hayatınıza duyduğunuz öz saygıyı ölçmek için de önemli. yani siziz tenzih ederim tabi ama gündelik hayatta mağarada yaşar gibi hayat sürüp yanında biri varken rol icabı nezaket gösteren bireyler sonsuza kadar o mağarada yaşamalı eğer değişmeyecekse. veya bir ev paylaşmak güzel bir fırsat kendimi toparlamam için de diyebilir, değişebilir.

ama sizinki gibi biraz da beni daha mı az sever fikri gereksiz, sevdiğiniz saydığınız insan, siz de onun için öylesiniz. özel alanınızı paylaşmak rahatsız etmemeli. raad olun.
  • rewlack  (03.12.21 13:41:48 ~ 13:42:28) 
Sizi daha az sever diye bir durum yok. İnsan sevdiğinin her halini görüp severse sever.


  • Hallegadola  (03.12.21 20:04:48) 
Derdiniz yalnızca en iyi halinizle görünmekse bu durumda bence biraz rahat olmaya çalışın. Çünkü hem sürdürülebilir değil, hem de problem ettiğiniz şey çok normal. Herkes birbirini olduğu gibi kabul etmeli. Siz de kendinizi olduğunuz gi i kabul etmelisiniz. Her zaman fiziksel anlamda ya da mental anlamda en iyi halinizde olamayabilirsiniz. Sevgilinin de sizin kötü halinizi de seveni makbul zaten. Bu arada lazer epilasyon yaptırmaya başladığımdan beri kıllı halim bile problemli görünmüyor gözüme. Yaptırmıyorsanız yaptırın.

Ama başka endişeleriniz varsa istediğiniz gibi davranın.
  • zimbirik  (03.12.21 20:44:47) 
[]

Kenan Karaman nasıl bu seviyelere gelebilmiş?

Pozisyonu icabı defansif rolü baskın oyuncuların kısıtlı yeteneklerle belli bir kariyer yapabilmesini anlayabiliyorum. Örneğin düz stoperler veya hücum yönü kısıtlı ama defansı güçlü bek oyuncuları veya Necip Uysal gibi yetenekleri çok kısıtlı olup da gönülden, özverili oyunuyla defansif orta saha ve stoper mevkilerinde oynayabilen oyuncular. Bunları yine anlayabiliyorum, bunlar hep defansif işler.

Peki Kenan Karaman gibi "oyunun hücum pozisyonlarında" yer bulan bir oyuncu, bu kadar kısıtlı yeteneklerle nasıl bu seviyelere gelebilmiş? Mevkisi hücum bölgeleri olan bir oyuncunun tek bir "Budur" denilecek baskın yeteneği olmaz mı ya? Adam şu an Milli Takım ve Beşiktaş oyuncusu. Hiç çözebilmiş değilim gerçekten.

Ne diyorsunuz?

 
Görev adamı tanımına uyuyor. Teknik direktörler öyle oyuncuları severler. Çünkü oyuncu itiraz etmeden her denileni yapıyor. Diğer oyuncuların alanını kaptıyor, koşuyor, baskı yapıyor.


  • intihar etsem de kendime gelsem  (20.11.21 15:21:49) 
@intihar etsem de kendime gelsem, Giriş kısmında da izah etmeye çalıştığım şekilde, o roldeki oyuncuların varlığını anlayabiliyorum. Ama dikkat edilirse o tarz oyuncular hep defansif roldeki mevkilerden çıkar.

Yeteneksiz hücum oyuncusu olarak bir hatırladığım Umut Bulut "kazma" diye çok eleştirilirdi mesela. Ama Umut da çok büyük hücumsal yetenekleri olmamasına rağmen bir şekilde gol becerisi olan bir oyuncuydu, önemli maçlarda, önemli gollere imza atmışlığı vardır. "Kenan'da ne var?" diye düşündüğümde ise hiçbir cevap bulamıyorum bu adam özelinde.
  • norules  (20.11.21 15:35:08) 
koşuyor, basıyor, alan kapatıyor diyince bir gülme aldı beni. bunları yaparak futbolcu, hele hücum oyuncusu olunabiliyorsa fizikleri iyi atletleri paso koşturup duralım. hani bu yeteneksizliğiyle 3. ligde oynasa hadi neyse dersin de, denildiği gibi euro 2020'de, cl'de filan oynuyor bu güzide arkadaş. umut bulut'la da yan yana bile gelemez, umut süper lig tüm zamanlar gol krallığı listesinde 7. sırada.


  • del piero10  (20.11.21 15:54:51) 
almanya altyapı çıkışlı olmasa o seviyelere asla gelemezdi. kenan'dan daha yetenekli türkiye'de yüzlerce topçu var ama işte vanspor'daki (salladım) topçuya şans vermektense almanya'daki dandik topçuya şans vermeyi tercih ediyorlar. daha iyi eğitim aldığından. kenan karaman'ın milli takım olayı tamamen şenol güneş'in halt yemesi. adamdan verim almadığı aşikarken bile ısrarla oynattı.

beşiktaş'ın alma sebebi ise kesinlikle tc pasaportu. "milli takımda oynayan türk futbolcu" diye aldılar. yabancı sınırı gelmeseydi ben beşiktaş'ın da alacağına ihtimal vermiyorum.
  • ilgeru  (20.11.21 19:25:34) 
[]

Bu gözlüğün markası nedir?

Bilen yazabilirse sevinirim.




 
amazon'da benzerleri satılıyor.

mesela: www.amazon.com
  • south park in kapusonlu uyesi  (16.11.21 19:38:16) 
[]

Sevgiliye dair hissedilen "Bu kadın bana fazla" hissi...

Bir süredir beraber olduğum biri var. Daha onu en başta gördüğümde "Bana düşmez ya" diye içimden geçirmiştim. Ama tanıştık, görüştük. Sevgili olduk.

Kendisi dış görünüş olarak oldukça alımlı, dikkat çeken bir kadın. Bir mekana girdiğimizde hemcinslerinin bile baştan aşağı süzdüğünü defalarca yakaladım. Kadınlar birbirlerine bu süzme eylemini genelde yapabiliyorlar ama bu defakinin farklılık düzeyini ayırt edebiliyorum, tecrübe. İyi bir iş kariyeri var. Önemli bir şirkette, iyi bir pozisyonda. Benden bayağı bayağı fazla kazancı olduğunu tahmin etmek zor değil. Çok sosyal, gezmeyi dolaşmayı çok seviyor.

Ben ise daha sakin bir hayat yaşayan biriyim. Öyle aşırı bir sosyal hayatım yok. Bana yeten ve ortalama bir işim var.

Fiziksel olarak elim yüzüm düzgündür, bir kadına nasıl davranılması gerektiğini bilen nazik biriyimdir. İletişim yönüm güçlüdür. Frekansımın tuttuğu kişiyle iyi eğlenirim, onu da eğlendiririm. Sanırım kendisini de bunlar çekti.

Sorun şu ki beraber dışarıda toplum içerisinde zaman geçireceğimizde ben kendimi "gergin" hissediyorum. Bu gerginlik hissi de daha buluşma hazırlığımda başlıyor. Belki çok saçma gelecek ama sanki dışarıdayken bizi gören insanlar, bizi yakıştırmıyorlar falan gibi hissediyorum. Oysa nereden bilecekler ki neyin ne olduğunu. Ev ortamına girip başbaşa kaldığımızda ise rahatlıyorum.

Gözlerinin içi gülen, "Yanında kendimi huzurlu hissediyorum" diyen bir sevgilim var ama ben bu kafadan kurtulamazsam bir çuval inciri berbat edeceğim diye endişeleniyorum.

Bir el atın dostlar... Duruma ne diyorsunuz?

 
yeni ilişki herhalde, zamanla alışacaksın sen de, normalleşecek şu an gözündeki yüceliği, o zaman rahatlarsın sanırım. yarı tanrı falan değil sonuçta, kendini baltalama.


  • veritaslibertas  (27.10.21 14:25:49) 
iyi zaman gecirirsiniz, iki sene sonra ayrilirsiniz. her yasadiginiz da yasamaya deger. el atmadim ama eyyorlamak istedim


  • ala09  (27.10.21 14:27:58) 
İki gönül bir olduktan sonra kimin ne düşündüğünü ne umrunda ki ? İlişkilerde bu tip statü bildiren unsurların düşünülmesi bile bana üzücü geliyor, aklıma bir aralar kız arkadaşım işsiz kaldığında kasiyer olarak çalışmıştı bir dönem "benden utanıyorsundur" belki vs tarzında birşeyler söylemişti, tam aksine ben onla gurur duyuyordum, yalnız kadınlarda bu olay erkekteki kadar anlayışla karşılanmıyor tecrübem bu yönde (bkz hipergami) dikkatli olmak lazım.


  • wiekannich  (27.10.21 14:41:03) 
Onun güzelliğine de, hayat standartlarına da bi zaman sonra mutlaka alışacaksın. Alıştıktan sonra cool hareketler sergileyip sevgisini, sadakatini tırt sebeplerle sınamaya kalkarsan eğer büyük tekme yersin. Aranızdaki uçurumun o da farkında. Sen bunu unutursan eğer "vay g.tü kalkmış bunun" der sana mutlaka bi ders verir.

imzayı atana kadar alttan al bence :)
  • IncredibleMau  (27.10.21 14:45:34) 
eğer üstünlük sadece fiziksel güzellikse

huzurlu hissetmekle, aşık olmak çok farklı şeyler
yani geçmişte üzüldüğü için seni kullanmıyorsa

birbirinizden üstün olduğunuz, merak duyduğunuz konular varsa
1-2 aya adapte olursun, dert etcek bi şey yok

ayrıca akıllı kadınlar fiziksel güzelliğin geçici olduğunun farkında olarak tercihler yapar
  • bir soru sorcam  (27.10.21 15:11:45) 
Dışarıdan sizi gören insanların ne düşündüğünün ne önemi var?

Yanlış anlama ama bu aşağılık kompleksinden kurtulman lazım. Gerisi önemli değil.
  • himmet dayi  (27.10.21 15:20:52 ~ 15:21:03) 
Çok net olan bir şey var bence. Bu hisler karşı tarafa iyi hissettiren şeyler değil. Bu güvensizliğiniz nihayetinde başka davranışlarınızı da etkiler ve karşınızdaki kişiyle iletişiminiz donuklaşır. Tuhaf bir ortam oluşur yani ister istemez...

Bu kişi bir nedenle sizi beğenmiş. Siz kendinizi ondan daha iyi görseniz de kendi adına, gidip kalmak üzerine karar onundu zaten.

Kendinizi eksik görmeyin, ama kendinizi üstün görün de demiyorum. Bunların hepsinin tuhaf yansımaları olur. Bunun sizin meseleniz olmadığını kendinize anlatıp tüm bu meseleyi bir tarafa bırakmalısınız. Siz kendiniz bu kişiyle ilgili beğenip beğenmediğiniz yönlere odaklanın.
  • akhenaten  (27.10.21 16:02:13) 
akhenaten +1
Bunun dezavantajı çıkıyor ortaya zamanla o yüzden bu histen kurtulman lazım.

Şunu kabul etmek lazım, bazen insanların kendinde olumlu görmediği bazı özellikler başkalarının başka eksiklerini tamamlıyor. Klişe ama geçerli bir bakış açısı; kendine sen değer vermezsen başkası vermez. Onu yukarıda gördüğün sürece bunun gerçeğe yansıması da kolaylaşır.

Kimseyi bişeye zorlamıyorsun neticede, bunu sorun etse seninle olmazdı. Olduğuna göre şimdilik etmiyor demektir ama sen buna devam edersen etmeye başlayabilir.
  • Bruce  (27.10.21 19:53:42) 
insanın sevgilisine karşı böyle hissetmesi tabii ki saçma ve ben bu tarz uyumsuzlukların çözülebilecek şeyler olduğunu düşünmüyorum. fazla diye düşünüyorsanız fazladır. bugün yarın ona göre şekil alır o ilişki zaten ve biter büyük ihtimalle. benim anlamadığım böylesi bir hisle boğuşup nasıl sevgili olabildiniz? ya ben böyle işlerin cahiliyim ya da siz biraz hızlı davranmışsınız gibi geldi. bana sevgili olmak için bazı temel konularda (uyum gibi) biraz daha rahatlamış/belli konularda anlaşılmış olmak gerekiyor gibi geliyor.


  • erenderk  (27.10.21 20:16:40) 
ya kaybetme korkusu sarmış seni. dostum kaybetme diye bir şey yok ilişkilerde. istediğin kadar mükemmel ol güzel bir ilişkiden ayrılınca mükemmel olan da çok üzülüyor kötü olan da. ilşki içinde iken üstün taraf her zaman olacak bunda da sne olmayıver. senden üstün birisi senin yanında olmaktan mutlu iken sen ayrıldığınızda tek kaybedenin kendin olacağını düşünerek kendini germe boş yere. sen kendin ol frekansı yakalamışsın işte. dik dur yanında. her şey olacağına varıyor.

başkalarını da salla yani mesele beraberken başkalarına değil sana bakması seni dinlemesi. başkalarının ona bakması değil. bu ülkede kızlara başkaları hep bakıyor hem de ayı gibi.

aranızdaki uyumu da dengelersiniz zamanlar bazen sosyal bazen durgun güzel güzel gider.
  • andlee  (27.10.21 23:45:15) 
Bu kafadan kurtulmazsan sıkıntı yaşayacağın konusuna katılıyorum. İster istemez kısıtlayıcı veya özgüvensiz davranmak karşı tarafı zamanla rahatsız edebilir. Yapman gereken şey insanların birbirine denk bile olsa herkesi eleştirdiğini ve yargıladığını ve ilişkinin devam etmesini sağlayanın statü, dış görünüş vb. gibi şeylerden çok iki kişinin arasındaki dinamikler olduğunu kabullenmek.
Bu kadar harika bir kadının seçimlerine de güvenmek lazım :) İlişkiden aradığı şey huzur, güvenlik vs. olabilir dışarıya karşı nasıl görünürüzden çok (öyleleri de var ama belli ki sizin sevgiliniz değil)

Örnek verirsek ben hayatım boyunca hep kitap okumayı seven entelektüel seviyesi bana yakın ve cool bir sevgili hayal ettim. Kendim de insanlarla çok içli dışlı değilim. Kendimce akademik ve kariyer olarak başarılıyım ve güzel bir kadındım (kilo almama ve mutsuz görünmeme sebep olan olaylardan önce) O zamana kadar bu saydığım özelliklerde çok erkekle tanıştım ancak hiç huzurlu hissettiğimi hatırlamıyorum.

Şimdiki nişanlım kitap okumaktan nefret ediyor ve en tahammül edemediğim şeylerden olduğunu sandığım bozuk bir Türkçesi var. Giyimine falan da dikkat etmez ve akademik açıdan başarı kovalayacak biri de değil. Ama ben de huzurlu hissediyorum ve inanın bu hissi dört dörtlük bir erkeğin yaşatacağı tutkulu bir aşka da değişmem. Bazı insanlar stabillik ve belirlilik sever.
Beni mutsuzken de sinirliyken de kiloluyken de kendimden nefret ederken de gerçekten sevdiğini gördüğüm biri benim için başarılı zengin iyi giyimli arkamızdan "vay be ne cool çift" dedirtecek bir erkekten daha değerli.
  • eatpraylaw  (28.10.21 00:57:17) 
bu modla devam edersen elindekinin kaçırırsın, sonuçta olanlar olmuş kendini sana eş hissetmiş artık "o bana fazla" diye düşünmenin bir mantığı yok.


  • lcha  (28.10.21 09:28:36) 
Kimler kimlerle beraber. Nice güzel kızlar maganda cahil tiplerle arkadaşlık yaptı, sonunda da ezildi. Anlattığınıza bakılırsa siz gayet uygun görünüyorsunuz birbirinize. Mutluluklar.


  • firez  (28.10.21 23:12:00) 
[]

Evliler; eşinizle ne şekilde tanıştınız?

Evlilik şüphesiz ki bir insanın en önemli yaşam kararlarından birisi.

Size evlenme fikrini düşündüren, akabinde düşündürmekle de kalmayıp beraber bu fikri uygulamaya koyduğunuz insanla nasıl, nerede tanışmıştınız?


 
2006 Ekim ayında turkrock.com forumunda geyik yaparken tanıştık, haftalarca müzikti, enstrümndı oydu buydu derken yine o forumda sohbet ettik; sonrası msn ve 2007 yılında yüzyüze görüşmeye karar verip sevgili olduk, 2015 yılında maddi olaylar/askerlk o bu gibi muhabbetleri aşınca evlendik.


  • foolrules  (30.09.21 14:23:14) 
Tinder'daki çok da güçlü olmayan adaylardan biriydi. Pandemi öncesinde yurtdışına gidecektim 1 seneliğine, hiç ciddi ilişki/sevgililik kovalamadığım bir dönemdi yani. En kötü ihtimalle yemeğime eşlik eder, beğenmezsem bir daha aramam diye düşünerek başlamıştım ama iş nerelere geldi. 2020 mart ayında evlendik.


  • marla is in my head  (30.09.21 14:29:54) 
arkadaşım "arkadaşlarla oturuyoruz gelsene" dedi, gittim orada tanıştık tesadüfen.

2. ayda evlenmeyi dusunmeye baslamıstım. birlikte cok eğleniyorduk, aile yapılarımız, kafa yapılarımız uyusuyordu, kültürü, zekası, espri anlayısı hosuma gidiyordu, kişisel alanıma saygısızlık yoktu, asık olunca yapılan sacmalıkları hiç düşünmeden yapıyorduk. dedim olur.
  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (30.09.21 15:14:07 ~ 15:16:33) 
Halasinin evinde tanistik. Gorucu usuluyle evlendik. Ben pek gorusmek istemiyordum biraz soz agizdan bir kere cikti diyerek gitmistim gorusmeye. Sac, bas daginik ustum, basim pejmurde. Ne konusacagim, ne soracagim hic dusunmemistim. Odada bitsin de gidelim diye mustakbel esimi beklerken, kapi acildi ve odaya lady di'ye tas cikartan zariflikte beyaz bir kugu girdi. O ani hayatta unutamam. Beynimden vurulmusa donmusdum, hem de ilk anda. Ben oldukca muskulpesent biriyim, esim de fiziksel olarak dikkat ceken biri degil ama siz bir de benim gozumden gorun. aradan gecen 8 yil gecti. Iki tane cocugumuz var. Iyi ki sozumu tutmak icin hic istemedim halde o gun ayaklarimi suruye suruye de olsa o eve gitmisim. Yol boyunca Telefonu 3-4 defa elime alip ben vaz gectim beklemesinler diye arayacaktim. Iyi ki aramamisim.


  • Kirmizibavul  (01.10.21 07:59:10) 
[]

Evlilik fikrine aşırı uzak bir insanken evlenenler

"Ben bu kadınla/adamla beraber yaşlanmalıyım, hayatımın kalanında onunla olmalıyım" hissinin içinizdeki varlığını nasıl keşfettiniz? O sinyal nasıl kafada çakıyor yani?

Evlilik fikrine çok uzak biri olarak, bu kez sizin için "öncekilerden çok farklı olan" şeyler neydi?


 
Ben hiç "bu adam"la beraber yaşamalıyım falan demedim. Ilgi alanlarımız ve pratik hayatı bölümlemelerimiz bir de espri anlayışlarımız neredeyse birebir. Sevgili olup birbirimizin evlerinde kalmaya başladıktan sobra eşya taşıma, gelme gitme zor gelmeye başladı, böyle böyle aynı evde iki yaşam olmaya başladı. Ben işim gereği inanılmaz entelektüel bir ortam içindeyim. Dehalarla çalışıyorum neredeyse, herkes akıllı. O yüzden diğer insanlardan entelektül bir beklentim olmadı hiç, sevdiğim ve seviştiğim insanlardan yani. Bir de sporu çok seviyorum, o da antrenör. O noktada da direkt uyuştuk. Sonrası kendiliğinden evrildi açıkçası. Kimse kimsenin de bulunmaz hint kumaşı falan olmadı. Iyiymiş ya şimdi böyle yazınca. Böyle hallolması büyük şans.


  • velvetmorning  (15.08.21 14:59:58) 
Es secimi hayat beklentin ile dogru orantili bence. Hayattan ne bekledigini dusun. 1 gunde bu soruya cevap verebilecegini sanmiyorum ama yine de dusunmek iyidir. Benzer beklentileri olan biri ilac olacaktir.


  • hasansabbah  (16.08.21 00:11:32) 
Yurt disina tasinabilmek icin evlendik. Evliligi hala zorunlu haller disinda gereksiz buluyoruz. Birbirimizi ve beraber yasamayi seviyoruz. Sikinti olursa kavga dovussuz ayrilmak konusunda sevdigimiz insanlarin da gozlemciliginde anlastik.

Evlenmeden beraber yasayarak da buraya gelebilirdik ama bu sefer burokrasi uzuyor ve karisiyor.
  • cleric  (17.08.21 12:20:27) 
ben de eşim de böyle idik. arkadaş gruplarımızda ilk evlenen insanlar olmamıza çok şaşırılmıştı. öncekilerden çok farklı olan şey, puzzle'ın iki parçası gibi hissetmekti. farklı da olsak çok güzel uyuyordu

ayrıca kafa yapım, hayata bakış açımla ilgili "red flag" olan ama ilişki devam etsin diye içten içe göz ardı ettiğim şeyler yoktu
  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (17.08.21 12:54:03) 
12  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.