[]

Matematik için en iyi Youtube kanalı?

TYT-AYT hangisi?




 
Soru çözüm için Matematiğin Fatihi kanalı iyi.


  • dissendium  (05.03.22 18:28:37) 
[]

Şavaşa giden muhabirler

Nasıl cesaret ediyorlar? Küçük de olsa ölüm/yaralanma ihtimali var. Daha geçenlerde bir Türk gazeteci ayağından yaralandı. Koşamayacak vs.

Nerde kalıyorlar, nasıl yapıyorlar? Savaşın ortasında kameramanla bir başına nasıl idare ediyorlar? Ekstra ikramiye vs. alıyorlar mı?


 
Mesleki olarak bizzat savaşan insanlar da var ne farkı var ki meslek bu çiftleşen pandaların haberini yapan da var savaş muhabiri olan da, göze alıyorlar demek ki.


  • Kaleci Saçlı Forvet  (24.02.22 18:05:39 ~ 18:06:19) 
Bu tarz bir meraklari yatkinliklari olanlar o ise girisiyor. Kosucular kosa kosa yorulmuyor mu demek gibi.


  • hot potato  (24.02.22 18:12:08) 
ünivdeyken kısa bi süre muhabirlik deneyimim olmuştu, o zamanlar ben de savaş muhabiri olmak istiyorum diyordum. nedeni de savaşı tüm yüzüyle dünyaya göstermeyi istememdi, aklıma hiç öleceğim yaralanacağım gelmiyordu. demek ki bu işi yapanlar da ben o zaman ne düşünüyorsam öyle düşünüyorlar.


  • kimwexler  (24.02.22 18:21:12) 
bu işin okulunu okudum, bir hocam da ışidliler tarafından esir alındı. bu insanların pek çoğu zaten "macera arayan", cesur insanlar. ayrıca yaralanan ve ölen gazeteci çok fazla olmuyor, çoğu asker, devlet kurallara uyuyor. gazetecilerw dokunmuyor.


  • candide  (24.02.22 18:48:46) 
1 iyi egitim aliyorlar. asker gibi
2 iyi para kazaniyorlar
3 itibarli bir meslek
4 biraz da gönüllüluk isi zaten herkes yapamaz. patlama ve catisma durumlarinda baglanti yaptigimiz muhabirler arkadan gelen hayvani patlama sesine refleks bile vermiyorlardi olur oyle seyler der gibi konusmalarina devam ediyorlar. sadece korkunc bi savasin ortasinda olmaktan öte oyle bölgelerde belli bir barinma, beslenme, ulasim, saglik ihtiyaclari asiri sikintili. bana gore inanilmaz tatmin edici bir meslek ve bu bana yeterli geliyor.
netflixte bir belgeselde savas muhabirinin hayatini anlatiyordu neydi dur bakayim
  • ala09  (24.02.22 18:56:14) 
şu belgesele bakmanızı öneririm:
War pHotographer

Bir de şu film var:
Bang Bang club

çoğu savaş muhabiri ya güvenli bir mesafeden savaşı görüntülemeye çalışır.

çok az savaş muhabiri ölmeyi de göze alıp savaşın içine girip onu görüntüleyebilir ordan hiakyeleri aktarabilir. Üstlerinde kocaman press yazar bu insanların, hepsi aynı otelde kalır vs... Onlara saldırmak da savaş suçuna girer. Ama tabi ki ölen bir çok savaş muhabiri olmuştur.
  • cedric tweedledee  (24.02.22 18:58:01) 
ilerde afganistan dayım dersin pakistanda çıkarsın.. 20sene sonra kim bilcek. bak cüneyt'e meksika dan ben öyle ben böyle yaşadım savaşlarda diyip 1kk. çok güzel. sarı basın kartı da aldın mı çiçek. cüneyt nasıl o kadar yükseldi merak ediyorum. turnayı 12den vurdu tamam da, yetmez o


  • hunharca ben  (24.02.22 21:41:35) 
[]

Aynı evin içinde biriyle en fazla ne kadar küs kaldınız?

1) Bu kişi kimdi?

2) Küslük nasıl sona erdi?

3) İlişkinize kalıcı zararları oldu mu?

 
3 ay küs kaldık.
Eski eşimdi
Bayram gelmişti ailelere ziyarete gidilecekti kendiliğinden sona erdirdi.
Bir daha iflah olmadık, boşandık
  • dulcinea  (21.02.22 21:42:58) 
Ben kin tutamıyorum. Max yarım gün kalmışımdır sanırım. Kalıcı zarar da olmuyor böyle olunca.


  • msb  (21.02.22 21:43:52) 
babamdı. beş aya yakın küs kaldık bayram gelince barıştık. sonra unuttuk gitti.


  • suyin  (21.02.22 21:46:40) 
babam, zamanla yaşanan olayla ilgili kabullenme evresine girdik, zaman çözüm olmadı ama o eski kızgınlığın öfkenin yatışmasına neden oldu. 1 yıla yakın küs kaldık. İletişimimiz oldukça zayıf, öyle ki yakın zamanda kendi babasını kaybetti o gün sarılıp yüzüne baktığında içimden ne kadar yaşlanmış dedim, 1 yıldır yüzüne net bakmadığım için hiç fark etmemişim. Onu seviyorum fakat bazı insan ilişkilerinin eskisi gibi ilerlemesi mümkün olmuyor bazen.


  • tamam sakinim  (21.02.22 21:48:33) 
Bir baba hikayesi de benden, aynı evde neredeyse 1 yıl konuşmadık. Okuduğum bölümü bırakmak istediğim için çıkmıştı olaylar. Benden epey büyük kuzenlerimden biri araya girip ikimizle de ayrı ayrı konuştu, durumu yumuşattı. Sonra başka bir bölüm kazandım, babam ne kadar mutlu ve başarılı bir öğrenci olduğumu gördükçe daha iyiye gitti. O zamanlara göre çok daha açık ve iyi artık ilişkimiz.


  • kobuzchu kiz  (21.02.22 22:09:50) 
2 yıl.

Aniden, hiç hesapta yokken.
  • ruhen hastayim ben  (21.02.22 22:22:17) 
2 yıl babamla. Nasil sona erdi bilmiyorum da hicbir zaman tam anlamıyla sona ermedi zaten.


  • stavro  (21.02.22 23:08:50) 
eşimle boyna kusuruyoruz ama bir iki gün sürüyor bugün misal kendime kahve yapmıştım eşime de yaptım al insanlik gör dedim verirken ki kendisi de kus olsa da yemegi hazırklar ve çağırır


  • all girls dream  (22.02.22 00:28:01) 
2 ev arkadaşım 2 sene küs kaldılar.
Son sınıfta, okulu bitirme korkusuyla beraber ders çalışarak barıştılar. 13-14 sene oldu. Bir tanesi yurtdışında. Her sene görüşürüz topluca mutlaka. Hiçbir şey olmamış gibiler.

  • teritori  (22.02.22 01:26:01) 
Yıllar evvel;

3 ay
1- Kardeşim
2-Askere giderken vedalaşmak içinde geldiğinde uzatmadım.
3-Hayır.

Yakın zaman;

7 ay
1- Kardeşim
2- Bir filmle ilgili fikrimi sorunca uzatmadım, konuşmaya başladık.
3- Hayır
  • mutekebbir  (22.02.22 08:10:12) 
1 annem
2 tanışmaya gelen kıza asla davranmaması gerektiği şekilde davrandı
3 4.5 yıl oldu, eskisi gibi değiliz. 6 ay sonra konuşmaya başladık. Şimdi de aynı kızla evlenmemi istiyor ama nein.
  • baldan kaymak  (22.02.22 12:52:24) 
6 Ay

Annem

Degistiremeyecegi seyleri kabul etmek icin min. adimlari atmak zorunda kaldi.

Hala muhabbetimiz "Istemiyorsan bir daha gorusmeyebiliriz" noktasina savrulabiliyor.
  • cleric  (22.02.22 15:36:23 ~ 15:36:44) 
[]

Getir ne ara dünya markası oldu?

21 yıllık Yemeksepeti bile dünyaya doğru dürüst açılamamışken 5-6 yıllık Getir ne ara dünya markası olabilecek ölçekte agresif ilerleyebiliyor?

Nazım Salur bu kaynağa hangi ara ulaştı ya da edindi? Tottenham forma sponsoru da olmuş. Premier League’de reklam veriyor. Avrupa’nın en önemli başkentlerinde vs.

Hangi parayla?

 
spesifik bilgim yok, belki başka kirli veya temiz bağlantılar vardır ama bir gözlemci olarak safça;
1.çok iyi bir zamana denk geldiler ancak bu noktada öngörülü olmanın ve yatırımın da önemi var. pandemiyi tahmin edemeyebilirlerdi ama yatırımlar ve imkanlar bu tip bir senaryoda zaten hazırdı.
2.neredeyse ilk defa ciddi, istikrarlı ve profesyonel pr izleyen bir firmayla karşılaşıyoruz türkiyede. reklama ayırdıkları bütçe kadar vizyonları da önemli bu bağlamda. daha önce de yazmıştım, getir sadece kendilerine yönelik reklam yapmadı. dijital alışverişi yaygınlaştıran, bir alışkanlık ve "ihtiyaç" haline getiren bir reklam politikası izledi. aynı şeyi trendyol da yaptı, yapıyor mesela. bir ara markafoni vardı mesela ne biçim bir olay olmuştu falan ama uzun vadeli plan, yatırım yapıp sürdürebilir olmak çok önemli bu konuda.

ha bir de yemeksepeti ile kıyaslanamaz bence. zira getir önce hızlı market alışverişi gibi yeni bir konseptle girdi pazara. ayrıca yemeksepetinin aynı dönemlerde üstüste gelen kötü gidişi, hackelenen hesaplar ve defalarca sızdırılan bilgilerle lekelenen şöhreti bitişe sürüklüyor onu. ve yine altını çiziyorum yemek sepeti sadece yemek satmayı pazarladı. insanlara internette herhangi bişey (mesela yemek) sipariş etmelerini pazarlamadı, bunun reklamını yapmadı. bana sorarsanız en büyük hatası bu.

bir de "büyüyen" her firmada olması gerektiği gibi kazancın büyük kısmını reklam ve tanıtıma ayırıyorlar. ooo bu sene daha çok kazandık büyüme hızını sabitleyelim, üstünü cebe atalım demiyorlar şark kurnazı gibi. ivme yüksek olunca kar da artıyor diye düşünüyorum.

ama dediğim gibi başka mafyöz işler, fonlar var mıdır bilemem.
  • rewlack  (19.02.22 20:49:44 ~ 20:51:44) 
getir son iki senede son derece ciddi yatırımlar aldı yurtdışından. nazım salur ve diğer ortaklar (5 kişi) toplam %60 hisseye sahip. kalan hisse yatırımcı şirketlerin. aşağıdaki haber geçen seneden:

www.ntv.com.tr
  • uuth  (19.02.22 21:23:20) 
bilgim yok hatta sifir ama kaynagim saglam. Muhafazakar sermayenin destegi varmis arkasinda, kaynak: Londra'nin en buyuk Turk gida toptanci patronlarindan biri, bos yapacak biri degil kesinlikle, gidip de bana soylemedi tabi onun calisani arkadasimdan duydum bizzat


  • speedy  (19.02.22 21:37:39 ~ 21:47:29) 
Getir türkiye tarihinde "markaya" yatırım yapan nadir şirketlerden. Bakın çok fazla şirketimiz var ama marka ve pazarlama iletişimini ciddiye alan 10'u bulmaz. Getir bunlardan biri. Bir sürü dedikodu var arkasında şunlar var bunlar var diye.

Şöyle diyeyim. türkiye'de arkasında çok buyuk sermayesi olan çok şirket var. Ama mevzu biraz da o sermayeyi nasıl yönettiğinle alakalı. Getir sermayesini iyi yönetti.


Aslında getir çok iyi bir başlangıç yakalayamadı. İlk başta oldukça yavaş büyüdüler. Ama pandemi inanılmaz bir ivme kazandırdı.

Gelelim yemek sepeti nasıl yerinde saydı, getir 1-2 yılda dünyaya açıldı.

-Yemeksepeti dünyada var olan bir konseptin türkiye uyarlamasıydı. Getir dünyada da örnekleri olan ama henüz yeni bir konsept. Bunu iyi kullandı.

-Yemeksepeti bir internet girişiminden beklenmeyecek kadar yavaş gelişen bir şirket. Yıllarca web sitesi üzerinden yürümeye çalıştılar. Mobil uygulamaları bile kullanım kolaylığı açısından getirle yarışamaz.

-Getir'in çok iyi bir ux (kullanıcı deneyimi) ekibi olduğu belli. Buna bayaa kafa yoruyorlar. UX dediğin şey sadece arayüz tasarımı değil. Kullanıcının siparişi tamamlanana kadar attığı tüm adımlar çok iyi planlanmış. Mesela annem getir'in uygulamasını çok rahat kullanırken yemeksepetinde kafası karışıyor.

Yemeksepeti'nin özensizliğini şöyle anlatayım. Mesela yemeksepetini açtınız. Size önce hangi şehirdensin diye soruyor. şehrini seçene kadar 10 saniye kaybettin. Sonra sana kullanıcı adı ve şifreni soruyor. Yahu zaten direkt login ekranına atsan başta bana şehir seçtirtmene gerek kalmayacak. Bir siparişin 10 adımı var mesela. Her seferinde bu şekilde 5-10 saniye kaybedince getir'de 2 dakika süren iş bunda 4 dakika sürer.

-Getir sürekli ve hızlı şekilde yeni özellikler ve servisler ekliyor. Adam küçük bir market olarak başladı. Getir yemek ekledi yemeksepetine rakip oldu. Getir büyük ekledi migros sanal markete rakip oldu. Getir mahalle'yi açtı esnafı işin içine kattı. Mesela getir yemek tesliminde sana restoran kruyesi mi getirsin yoksa getir kuryesi mi diye soruyor bazı bölgelerde. Yemek sepeti de bu hizmeti vale olarak sunmuştu yıllar önce. Ama arada ux tasarımı olarak o kadar fark var ki ben o vale hizmetini çok sonra fark ettim. Çoğu kullanıcı da görmemiştir eminim ya da ne kadar avantajlı olduğunu bilmiyordur.

-İki şirket arasındaki en büyük fark kurumsallaşma. Yemeksepetinden sipariş verdik yıllarca. Yemeğin ne şekilde, kim tarafından kaç dakikada geleceğinin bilgisi yok. Getir o kadar profesyonel çalışılmış ki motorundan kuryesinin tulumuna kurumsal bir firmadan hizmet aldığını hissettiriyor.

-Getir inanılmaz bir reklam yatırımı yaptı. yemeksepeti nasılsa tekelim diye hiç reklama para harcamadı. Oysa büyük olmak için de büyük kalmak için de reklama çok para harcamak gerekiyor. Coca cola dünyanın en büyük içecek üreticisi. Birçok pazarda lider hatta rakibi yok çoğu yerde. Ama hala dünyanın en çok reklam harcaması yapan şirketi.

-Getir'in yönetimi oldukça profesyonel hareket etti. Şirkete çok yatırımcı aldılar. Türkiye'den ve dünyadan yatırım fonlarının yatırımları var getir'de. haliyle onların networkü ve know-how'ı da bu hızlı büyümede oldukça büyük katkılar sağladı.
  • anten  (19.02.22 21:38:56 ~ 22:07:23) 
yemeksepeti nevzat aydın ve trabzonluluğu sebebiyle alternatifleri çıktığı anda bir hate brand haline geldi. sadık bir ys ve banabi üyesi olarak ben bile sipariş vermiyorum artık, logosu markası falan tiksinti getiriyor. getir çok daha sempatik bir brand recognition uyandırıyor nedense, pazarlamanın gücü işte. uygulama olarak da çok hantallar, imaj olarak da kötüler.


  • roket adam  (19.02.22 22:38:05 ~ 22:38:43) 
ortaklık yapısı gizli saklı olmadığı için, o ona fısıldamış bu buna çıtlatmışa gerek yok
5 kurucu ortağın hissesi yüzde 60. kalanlar:
Sequoia Capital amerikan
Tiger Global Management amerikan
Türkiye'den Fiba(hüsnü özyeğin) ile Esas Holding(sabancı)
  • comp  (19.02.22 22:49:54) 
dünyaya açılma açısından karşılaştıracak olursak biraz alakasız iki örnek aslında. yemeskepeti delivery hero'ya satıldığından beri dünyaya açılma gibi bir durumu yok zaten. çünkü delivery hero'nun her ülkede farklı brand stratejisi var. yemeksepetinin kendi ülkesindeki sipariş hacmi ve karlılığına odaklanmı durumda. getir ise yemeksepeti gibi satılabilirlerdi ama bunu yapmayıp markalaşmayı tercih etti. bence burda çok farklı sebepler vardı. yemeksepeti 2015'te satıldığında ülkede kaos vs de vardı. nevzat aydın direkt söylüyor zaten erken sattık diye.


  • la mort heureuse  (19.02.22 22:50:01) 
nevzat hem trabzonlu hem boğaziçili...

getir kurucularında itülüler var odtülüler var.
nazım salur boğaziçili olsa da bayburtlu, oradan kurtarıyor.
  • comp  (19.02.22 22:57:06) 
yemeksepeti zaten dünyada hali hazırda olan bir iş modelinin türkiye versiyonuydu. türkiye'deki pazarda tekel olması sayesinde kolayca büyüdü ve dünyada yemek siparişi konusunda önemli pazar payına sahip olan delivery hero'ya satıldı. bırakın dünyaya açılmak kuzey kıbrıs'ta dahi daha yeni yeni faaliyet göstermeye başladı. azerbaycan da bile faaliyeti yok. pazara ilk girmek gibi bir avantajı olmasına rağmen oldukça hantal bir hale geldi zamanla yemeksepeti.

oysa getir'in durumu oldukça farklıydı. dünyayla eş zamanlı bir şekilde hızlı market teslimatı hizmeti ile giriş yaptı ülkemizde. o da bu konuda rakipsizdi bizde ilk zamanlar. ve sürekli işine markasına yatırım yaptı.
öyleki sırasıyla getir büyük - getir yemek - getir çarşı - su - taksi gibi hizmetler sunan bir platform haline geldi. şuan ülke pazarında yemeksepeti ve trendyol'dan önde. ama yarış artık çok keskin. bunu indirimler ve promosyonlardan bile anlamak mümkün.
ancak getir sadece bunlarla dansınırlı kalmadı. önce başka ülkelerde (ingiltere-abd) aynı iş modelini sundu. ve kabul gördü. bu kabulle oldukça ciddi yatırımlar aldı. almaya da devam ediyor. herkes bahsetmiş branding oldukça etkili zaten ama sadece branding ile açıklamak da haksızlık. bütüncül bir iş modeli ve yönetim vizyonu getir'i en iyi tanımlayan ifadeler bana göre.

yakın zamanda n11'e ortak oldu getir. (hatta bazı haberlerde satın aldığı-çoğunluk hissesine sahip olduğu-ifade edildi) yakın zamanda çok daha farklı ve katmanlı bir iş modelleri görebiliriz diye düşünüyorum.
düşünsenize n11'den sizinle aynı şehirdeki bir satıcıdan laptop aldınız ve aynı gün saatler içinde getir kuryesi size teslim etti?
  • debian  (20.02.22 01:39:35) 
Yemeksepeti vir dunya markasi olamaz cunku ingilitere de 50 yildir paket servis var. Bir pizzada ne olur kaca gelir? 50senedir biliyorlar. Benim babam bilmez ben ogrendim peki nasil yemek sepeti ile. Cunku bizim nesil paket servis ile ilk tanisan ama pizza nin neli olacagini bilmeyen bir nesildi.

Yemek sepeti zamaninda iuk ye gitti ama millete cok sacma geldi cunku herkes pizzacinin telefonunu hangi pizza yi isteyecegini biliyordu

Biz bilmiyorduk.

Getir ise baska bir model sundu. Eve servis. Bu aslinda daha masrafli olmasindan ziyade zarar yazan bir is ama soyle bir model var.

Eger getir 5 yillik zararini karsilayacak yayirimi bulursa market zincirlerinin 2/5 ini siler yani

bim migros sok a101 carrefour

Yerine

Bim migros carrefour getir

Oldugunu dusun

Boylelikle pazarin 2/5 ini ele gecirebilor

Bu sebeple yatirim aliyor aslinda. 6-7 sene dayanmasi lazim rakiplerini de yenmesi lazim

Founderlarinin amaci ise bidaz daha parlatip firmayi amazon wallmart veya ebay e satmak

Ben zamaninda yapmistim fizibilitesini
  • duyurukullanıcısı  (20.02.22 05:32:47) 
Yemek sepeti arayuzu kullanissiz +1

Getir yemek trendyol yemek gibi alternatifler ciktigi gibi yemek sepeti kullanmayi bıraktım ben sahsen.

Yukarıda da dedikleri gibi getir deli gibi reklam yaptı ve deli gibi kampanyalar yaptı surekli. Boyle böyle milletin gözüne gozune soktu uygulamayi. Hiç intenrentten yemek siparişi vermeye kalkismayacsk insanlsr bile getir indirip yemek söyledi cunku cok kıyak kampanyalar vardi.

Ben yemek sepetinde boyle kiyak kampanyalar falan görmedim. Yaptıysa da hic haberim olmadi, demek ki pazarlamasini yapamamis.

Millette soyle bir anlayis var bizde; ben bu şekilde güzel kazaniyorum zaten, o zaman daha iyisini yapmaya calismanin ekstra para harcamanin alemi yok zaten satıyorum ben hizmetimi/urunumu. Boyle düşününce surdurulebilirligi olmuyor. Yemek sepetinin o uyuz arayuzu hicbir zaman duzelmedi. Getir kadar da reklam-kampanya olmadı.

Tum bunların disinda bir de su var yemek sepeti getir ile doğrudan kiyaslanacak bir marka değil. Verdikleri hizmet farkli. Yemek sepeti kebabcidan hamburgerciden sana yemek getiriyordu, getir cikti abuk subuk bir saatte restoranın kebabcinin sana getiremeyecegi, seve seve kalkıp kendin marketten kuruyemisciden falan kendin almak zorunda oldugun hatta saat gecse kalkıp gitsen de alamsyacagin seyleri getirmeye basladi. Sonra getir yemek de isin icine girince zaten getir ayni zamanda bir yemek sepeti ve cok daha fazlasi oldu. Hem de pratik mobil uygulamasıyla.
Yani marka yuzu, logosu rengi bile ayri bir olay getir'in. Gordugun anda seciyorsun mor renkli getiri. Yemek sepetinin bir rengi bile yok. Pazarlama ve marka yönetimi cok geride kalmış getir ile kiyaslayinca. Bu işlerden cok anlayan biri degilim de buradan bakınca bana gözükeni söylüyorum.
  • stavro  (20.02.22 09:16:36) 
airbnb ya da uber niye olduysa bu da o yüzden oldu diye düşünüyorum. (ukalaca bir niyetle yazmadım, bir beyin fırtınası tetikler umarım diye düşünüyorum)


  • vital  (20.02.22 18:11:36) 
[]

Rusya-Ukrayna savaşının Türkiye için ne gibi sonuçları ve etkileri olabilir

sb




 
bi şey bahane olsa da türkiye kriz yaşasa ya:)) bak rusya da krizde ukrayna da krizde denimce türkiyenin kriz yaşaması doğal karşilanacak


  • ala09  (19.02.22 20:29:45) 
Hem insanlar ölmesin hem de alo09Un dediği gibi mazeret olmasın diye savaş olmasın istiyorum.


  • mezarkabul  (19.02.22 20:31:07) 
Rusya ve Ukrayna, Türkiye'nin komşusu ülkeler. Zaten bu konuda Türkiye çok şanssız bir ülke, çünkü çok rezalet bir coğrafyada yer alıyor (aslında iyi kullanabilse bir bakıma çok avantajlı da bir coğrafya). Örneğin; ortadoğu'da bereketli topraklar ve petrol üzerinden dönen politikalar, doğu akdenizde enerji politikaları, karadeniz'de askeri strateji vb. en ufak bir harekette çok baş ağrıtacak bir yerdeyiz.

Bu yüzden, yanı başımızda bir savaş durumu olması demek ister istemez politik olarak olaya müdahil olacağımız anlamına geliyor. Tabii, "banane kardeşim, kendi aranızda takılın" da diyebilirsiniz, bu da bir tercih. Ama bu durumda bölgede sözü geçmeyen, pasif, herkesin enseye şaplak attığı bir ülke haline gelirsiniz. Kimse gelip de sizi takmaz (mesela akdeniz'deki enerji krizinde herkes kafasına göre at koşturuyordu. hatta doğu akdeniz enerji birliğinde filistin bile yer alırken türkiyeyi şutladılar mesela. ama sonradan birkaç defa rest çekerek "burada bizim de hakkımız var" dedik. ha çok bir şey çıkmadı tabii, oradan enerji çıkarmak için 10 tane daha türkiye'ye gerek var ama "biz de burdayız" diyebildik, orası önemli) Bu duruma gelmemek için olaya müdahil olmak zorundasınız.

Müdahil olduk diyelim: yine iki ucu boklu değnek. Ukrayna'dan yana çıkarsanız Rusya ile olan ticaret çok büyük zarar görür ve turist gelmez. Bu, Türkiye için milyarlarca dolar kayıp demek, Rusya'nın enerji konusunda Türkiye'ye sıkıntı çıkarması demek. Rusya ile geçinememezlik yapamazsın. Avrupa neden İran'a ambargo koyabiliyorken Rusya'ya koyamıyor? Çünkü elleri mahkum. Biz de aynı şekilde.

Ama Rusya'dan yana da çıkamazsın. Hem Avrupa'yı karşına alırsın (ki NATO içerisinde sen de varsın) hem de Ukrayna'ya bir sürü askeri teçhizat sattın. Onları n'apacaksın? Bu konuda Lavrov'un açıklamaları var "Ukraynalılar Albayrak'ı kullanıyor, buna dair raporlar var elimizde" diye. Bir de bugün tesis edilecek bir düşmanlık onlarca yıl boyunca politikada karşına çıkacak bir olay.

Sadece rusya-ukrayna özelinde değil, genel durumu anlatmaya çalıştım. Uluslararası ilişkilerde en uzak ülkedeki bir savaş bile seni her türlü etkiler. Etkilemesi lazım. Bu açıdan, Türkiye'nin bulunduğu coğrafya nedeniyle barış yanlısı bir politika izlemekten başka şansı yok. Atatürk boşuna "yurtta sulh, cihanda sulh" demiyor. Bu çevrede yaşanan Irak, Afganistan vb. savaşların etkileri yıllar boyu yaşadık, yaşıyoruz.
  • lesmiserables  (19.02.22 21:48:12 ~ 21:50:53) 
Ukrayna'ya olası bir Rus müdahalesine NATO karşılık verebilir. Böyle bir durumda bölgeye (doğu Ukrayna) en yakın NATO ordusu Türkiye'de. NATO karşılık verme kararı alırsa Türkiye açısından taraf olmama gibi bir durum olmayabilir.


  • himmet dayi  (20.02.22 08:00:12) 
Yukarıda yazanlara ek olarak; Bir çok Türk hissesi savaş bitene kadar düşüşte seyreder. (Tahmin)


  • kanlakarisikyagmur  (20.02.22 17:35:11) 
[]

Kuryelerin ayda 10 bin ve üstü kazanması

Daha geçen Banabi ve Trendyol’un kuryeleri asgari ücret seviyesindeki maaşlardan şikayet ediyordular. Birini hakkını aldı, diğeri hala protesto ediyor. Hakikaten bu rakamları kazanıyorlar mı? Kazananlar sektörün yüzde kaçını teşkil ediyor?




 
çevremde bu işi yapan tanıdıklarım var konuyu özetleyeyim, burada bahsedilen kuryeler çalışan değil, sözleşmeli çalışan şahıs şirketi kurmuş kişiler esnaf diyebilirsin.
bu işin sabit giderleri var ve sonrasında kalan paralar aman aman birşey değil.

Muhasebe ücreti(350-500 tl)
Bağkur primi (1726 tl)
Gelir vergisi(şahıs şirketi olduğu için gider gösterebilecek şeyler sınırlı genelde yakıt fişleri ayarlıyorlar)
Araç sigortası, kaskosu
Mtv
Araç yakıtı (en büyük gider ve işin tadını kaçıran kalem bu, 3 depo kullansan 2250 tl güncel fiyatlarla)
Araç bakımı,arızası v.s

bir de belli bir yaşın üzerinde araç olmasını şart koşuyorlar, 5-7 yaş civarındaydı galiba,
Hastalık, izin, tatil durumları, yemesi içmesi v.s durumlarda şahıs'a ait.

Tüm bu giderleri çıktıktan sonra kalan para zamlı fiyat üzerinden(12500 tl
trendyol için) yaklaşık kişiye göre değişmekle beraber 7,500 bin civarı, akaryakıt fiyatları arttıkça bu rakam da düşecek sene boyunca.
  • sealth  (14.02.22 19:40:43 ~ 21:07:15) 
Hocam esnaf kurye denen bir sistem var, @stealth ın yazdığı gibi tüm giderler sana ait, böylece çalıştığın firma hiç sorumluluk almamış oluyor, eline net 10.000 lira geçmiyor yani


  • freebird5406_2  (14.02.22 19:52:05) 
giderleri çıkartınca asgari ücret seviyesine geliyor.


  • spirit crusher  (14.02.22 21:02:48) 
[]

Korece bilen biri özelden ulaşabilir mi?

2-3 cümlelik bir şey sormam gerekiyor.




 
[]

Almanya 2. dünya savaşından sonra 50-60 yılda nasıl süper güç olabildi?

Öncesinde de bir dünya savaşı daha yaşamış ve darmadağın olmuş bir ülke olarak üstelik.

Videonun 6. dakikasından sonraki Berlin'in ve koca ülkede benzer manzaranın olduğu hali de hesaba katarak.



www.youtube.com

 
Türkiye bügünden itibaren 10 sene boyunca liyakatli bir şekilde yönetilse 10 senenin sonunda çağ atlamış olur, öyle düşün.


  • Zaman Tamircisi  (10.02.22 16:48:32) 
nasıl cevap verilirse verilirsin çok indirgenmiş olacak.
ama kısaca önce ilk kural: hiçbir şeyin tek bir sebebi yoktur.

zaten savaş herkes ölse, göç etse, her yer yıkılsa bile zaten kalburüstü teknolojileri, yetişmiş insan ve hammadde kaynağı vardı.

ikinci dünya savaşından sonra doğu blok'una karşı abd ne yediyse almanya'ya da yedirdi. devasa bir destek alarak doğu sınırındaki örnek ülke yaptırıldılar. aldıkları maddi destekle 141424 tane ülke kurulurdu.

Yine bu desteklerle işgücü ihtiyacını dünyadaki en ucuz şekilde çözdüler. Gofret alır gibi köle alıp en ağır işlerde günde 16 saat çalıştırdılar.

alanında tekel olan markalarla dünyada büyüyüp ülkeye para getirdiler. bu markalarla birçok ülkenin kilidini açıp iş birliği anlaşmasıyla "yeni sömürge" ülkeler kazandılar. sömürgecilik bitse de abisi oldukları ülkeler var olmaya devam etti.

avrupa'nın alan olarak, nüfus olarak en büyük ülkelerinden. fark yaratmasında bunun da payı var.

alman disiplininden, protestan iş ahlakından, felsefi/siyasi/ekonomik geleneklerinden bahsetmeye de gerek yok.
  • patronaj1  (10.02.22 17:02:14) 
boyle bi anekdot var, ne kadar dogru bilemem

2. Dünya Savaşı sona ermiş,Almanya’da taş taş üstünde değil. Amerikalı general Alman generale söyler, siz artık sırtınızı zor doğrultursunuz. Bunun üzerine Alman general Amerikalı generale tarihi bir söz söyle; evet, Almanya’da taş taş üstünde kalmadı, her şey yakıldı yıkıldı, ama bir şeyi sakın unutmayın, Almanya’nın üniversiteleri ayakta.
  • foster  (10.02.22 17:18:39) 
süper güç almanya, batı almanyadır.
batı almanya bir amerikan ileri karakoludur. aynı g.kore, tayvan, japonya gibi.
(bkz: occupied japan)
öyle ki amerikanın payına düşen batısı, rus payına düşen doğusundan 30 sene sonra bile hala daha refah içinde, daha mutlu.
ourworldindata.org
almanyanın batı eyaletlerinden doğusunu desteklemek, kalkındırmak için maaşlardan, gelirlerden vergi ve kesinti bile alınıyor(hala?).

savaş almanya aleyhine bitmek üzereyken nitelikli insan/hoca/mühendis kaçırma yarışına girdi rusya ve abd. tek partide adam kaçırma rekoru rusların elinde, abdnin aksine ruslar, hocaların ailelerini bile kaçırıyorlar.
(bkz: Operation Paperclip)

bugün o jetler o nükleer teknolojileri bu hocaların eliyle inşa edildi.
jeti de nükleer reaktörü de almanlar icad etmişti ama prototipte kalmıştı.
  • mimo  (10.02.22 17:42:56 ~ 11.02.22 11:02:21) 
almanya savaş öncesi de tank, uçak, roket, motor üretebilen teknolojisi güçlü bir ülkeydi. savaşın etkisini attıktan sonra kaldıkları yerden devam ettiler. savaş kaynaklarını, binalarını vs yok etti ama ellerinde ciddi bir teknoloji birikimi vardı.


  • orpheus  (10.02.22 21:07:18 ~ 21:07:41) 
muhakkak almanya'nın abd'nin avrupadaki karakolu olmasının bunda önemli bir nedeni var (bknz: marshall planı) ama batı almanya'nın savaş öncesinden gelen bir sanayi altyapısı da vardı azımsanmayacak ölçüde. ancak netice itibariyle abd'ye rağmen değil bilakis bizzat abd sayesinde güçlü almanya inşası başladı.


  • debian  (11.02.22 00:29:17) 
Mimo +1 Amerikan karakolu, diğerlerinde olduğu gibi.


  • syabk  (11.02.22 00:36:47) 
[]

Rusya Ukrayna savaşı nerden çıktı?

2 ay önce ortada hiçbir şey yoktu. Kimse bir şey konuşmuyordu. Tüm bu muhabbetler nerden çıktı? Putin onca yaptırım tehdidine rağmen Ukrayna’ya girerek ne elde etmeyi amaçlıyor?




 
  • avatar is back  (09.02.22 17:33:45) 
2014'ten beri savaş halindeler abi.


  • plutongezegendegilmi  (09.02.22 19:14:48) 
[]

Pratisyen hekimler ne kadar döner sermaye alıyor devlette?

ortalama




 
Hastaneden hastaneye değişir geçen yıl tavan 6bin küsürdü. Bazı hasteneler döner sermaye vermiyor


  • sen supersin  (04.02.22 14:24:25) 
[]

Rusya-Ukrayna gerginliği nerden çıktı?

Fitili nerde yakıldı?




 
Yanılmıyorsam bir 10 yıl kadar önce Ukrayna nin NATO ya girme ihtimali ile gerilmisti ilişkiler. O günden sonra dikiş tutmadı. Gürcistan da aynı sorunu yaşamıştı. NATO ya yaklaşan yandı Rus Sınırında.


  • allah yazdiysa bozsun  (22.01.22 22:02:18) 
hocam bunu istersen 9. yüzyıla kadar uzatırsın aslında ama son 10 yıllık süreci anlatayım.

öncelikle ukrayna, doğusunda ve güneyinde ciddi rus azınlık barındıran bir ülke. o taraflarda halkın %60-70'inin ana dili (ülke genelinde ise %50 civarı) rusçadır, yine büyük bir bölümü de kendini aslen rus olarak tanımlar. uzun yıllar "bir millet iki devlet" anlayışı hakim olduğu için (batı ukrayna hariç) halk bu ufak tefek ayrımlara hiç takılmamıştır; yani ukraynalı, rus, ukraynaca, rusça vs. pek fark etmemiştir.

2013'ün sonu, 2014'ün başı gibi o dönemin devlet başkanı yanukoviç, avrupa'yla siyasi işbirliği ve serbest ticaret içeren bir anlaşmadan vazgeçiyor. normalde imzalayacağını söylediği anlaşmada masadan çekiliyor.

böyle olunca 2014'ün başında zaten huzursuz olan ukrayna halkı sokağa iniyor, maydan protestoları başlıyor. amaç daha demokratik, daha şeffaf bir hükümet; aynı zamanda avrupa'yla daha yakın işbirliği istiyorlar. rusya bunu baskılamak için kendi tituşkilerini (balaklavalı, ölümüne dalan provokatör gibi düşün) ve hatta keskin nişancılarını filan gönderiyor. yüzlerce insan protestolarda ölüyor. yanukoviç daha fazla direnemeyip ülkeden kaçıyor.

bu arada rusya halihazırda kırım'daki varlığını kullanarak orayı kurşun atmadan ilhak ediyor. önemi ne diyecek olursan: kırım, rusya'nın sıcak denizlere açılan kapısı. barış döneminde zaten orada üsleri vardı ama sözleşme 2017'de bitiyordu sanırım... putin baktı bunlar eskisi gibi değil, batı'ya yanlamak istiyorlar; fırsattan istifade, kırım'ı direkt kendine bağladı. tüm bunlar yaşanırken ukrayna ordusu sovyet külüstürlerine sahip, savaş tecrübesi olmayan, fakir bir ordu. devletin başında kimse yok. üstelik kırım'da çok ciddi rus nüfusu var, %50-60'ı rustur en az. kırım tatarları ve ukraynalılar azınlıktır. zaten kırım'ın ukrayna'ya bağlanması da her iki ülke sovyetler birliği'nin parçasıyken, ta 1954 yılında idari sebeplerle gerçekleşmiş bir şeydir; kısacası gebze'nin istanbul'a bağlanması gibi, o dönem kimsenin üzerinde durmadığı bir olay. nasılsa halk aynı halk.

kırım ilhakıyla birlikte doğu ukrayna da kızışıyor. çünkü orası dediğim gibi rusların daha ağırlıkta olduğu, kendini rus görenlerin sayıca fazla olduğu bir bölge. yanukoviç'in gönderilmesini "darbe" olarak değerlendiriyorlar (rusya'nın pozisyonu da bu şekilde) yani seçilmiş liderlerinin kendi deyişleriyle "faşistler" tarafından görevden uzaklaştırıldığını iddia ediyorlar.

bundan sonra doğu ukrayna'da savaş patlak veriyor. donetsk, luhansk şehirleri ve çevresindeki köyler rus yanlısı ayrılıkçılar tarafından (rusya tarafından ciddi şekilde destekleniyorlar, hatta rus askerleri bile "gizli olarak" savaşıyor orada) ele geçiriliyor. bu savaş şu an nispeten sessiz sayılsa da düşük yoğunluklu olarak devam ediyor. 2014-15 döneminde ise basbayağı tanklı, füzeli bir savaştı. yakından takip etmeyenlerin pek haberi olmadı ama bildiğin her gün şehirler, köyler, kasabalar vs. el değiştirirdi.

şu an ne oluyor peki?

rusya, ukrayna'nın gördüğü destekten ve batı'ya yanaşmasından rahatsız. takdir edersin ki bu savaş ukrayna halkının görüşlerini ciddi anlamda değiştirdi... kendini rus görmeyen kesim haricinde herkes çok keskin biçimde "ukraynalı" kimliğine tutundu, kiev ve batısında rusça konuşan neredeyse kalmadı, ciddi bir milliyetçilik furyası başladı ve bu durum tabii ki ülkenin doğusunu da daha farklı bir noktaya itti.

rusya, nato ülkeleri tarafından çevrelendiğini düşünüyor. sınırında nato'yu istemiyor. baltık ülkeleri nato üyesi ama orası savunabilecekleri küçük bir alan, üstelik letonya'nın kalkıp rusya'ya saldıracak hali yok, kısacası stratejik açıdan savunma anlamında çok kritik yerler değiller. ukrayna ise hem rusya'yla binlerce kilometrelik sınırı olan, hem de rusya'nın tarihi olarak takık olduğu bir yer... kiev'i rus şehri sayıyorlar, kendi uluslarının kurulduğu yer kabul ediyorlar. çoğu rus şu an ukraynalıları küçümsüyor, ayrı bir ulus olarak dahi tanımlamıyor.

kısacası ruslar diyor ki siz bizim kankilerimizi bize karşı kışkırtıyorsunuz, bizi dört bir yandan çevreleyip füzelerinizi burnumuzun dibine getirmek istiyorsunuz, yarın bir gün savaş çıkacak olsa tanklarla, uçaklarla 10 dakika içinde rus sınırında biteceksiniz. ayrıca şu da var: putin, ukrayna'daki devrim başarılı olsaydı kendi iktidarını riske atmış olacaktı... ayaklanan, daha iyi koşullara kavuşan halkların varlığı şüphesiz rusları da uyandırabilirdi. ruslar, "ukraynalılar sokağa indi, hükümeti devirdi, şimdi çok daha güzel bir ülke oldular" deyip aynısını yapabilirdi. bundan korktuğu için etki alanında bu tip işlere kesinlikle müsaade edemezdi. bu da önemli bir detay.

şimdi ukrayna hem nato hem ab ülkelerinden çok ciddi silah yardımı alıyor ve nato da rusya'nın "huooovv geri bas la!" isteğine yanıt vermiyor... daha büyük bir savaş çıkar mı bilinmez ama şu an için rusya 120 binden fazla asker yığmış durumda sınıra (belarus'u da dahil ediyorum). belki bunu koz olarak kullanıp avrupa'dan bir şey koparmaya çalışırlar, belki gerçekten saldırırlar. onu şu an kestirmek zor.

onun dışında kırım'ın su sorunu gibi detaylar da var. kırım'a su kuzey kırım kanalı'ndan geliyor. onun kontrolü de ukrayna'da. kesmişlerdi suyu zamanında. şu an kırım ile rusya'nın bağlantısını tek köprü sağlıyor ki onu da birkaç yıl önce yapmışlardı. bu açıdan kırım ile donetsk'i karadan bağlamak da fikir olabilir; hem rus yanlısı insan çokluğundan dolayı daha az dirençle karşılaşabilirler hem de ukrayna'nın denizle bağlantısını çok ciddi anlamda kısıtlamış olurlar. hem kırım'ın su problemi çözülür.

yani böyle irili ufaklı bir sürü farklı sebep/detay sunmak mümkün ama genel hatlarıyla mesele bu.
  • der meister  (22.01.22 22:24:58) 
Ukraynanin batıya yanasmasi, nato ve ab ye girme ihtimali. Natoya girerse rusyanin dibine kadar gelmis olacak nato, yani rusyayo cevrelemis olacak. Rusya da natonun kendini cevrelemesini istemiyor bu yuzden ukraynanun batıyla yakinlasmasi rusya icin sorun.


  • stavro  (23.01.22 13:54:11) 
[]

Geometri nasıl öğrenilir?

YKS'ye tekrar hazırlanmaya karar verdim ama soru tipleri bayağı değişmiş ve bende üçgenlerden sonrası yok. Nasıl verimli ve hızlı bir şekilde öğrenebilirim geometriyi?




 
Çözümlü soru bankası alın. Youtube'da Matematiğin Fatihi kanalını tavsiye ederim. Güzel geometri soruları çözüyor bir sürü kaynaktan.


  • dissendium  (20.01.22 15:12:16 ~ 15:12:25) 
YouTube+1

Yeni nesil çözen bir hoca vardı adını unuttum su an. Acayip faydalı.

Kenan Karaymis.
  • westblack  (20.01.22 16:00:24) 
[]

kombi çalışırken peteklerden su alınır mı?

sb




 
ben hep çalışırken alıyorum. özellikle su sıcakken almak daha mantıklı çünkü soğukken ayarladıktan sonra su ısınıyor ve basınç tekrar artıyor.


  • sttc  (15.01.22 21:21:52) 
[]

1 tüm sayılar ile aralarında asal. Peki 0 için durum nasıl?

0'ın bir böleni vs. yok ama az önce bir soru çözümünde dahil edildi. Ben mi yanlışım soruyu çözen kişi mi?




 
"Aralarında asal" kuralı için sayıların pozitif tamsayı olması lazım. 0 bu kurala uymuyor.


  • himmet dayi  (10.01.22 19:59:27 ~ 19:59:38) 
[]

Bir akademisyenin kaç yayını olduğunu nasıl öğrenebiliriz?

Sadece kendisine ait olan çalışma sayısını özellikle. Google Scholar dışında bir kaynak var mı?




 
yök'ün akademisyen veritabanı falan var. scholar da hepsini yakalayamıyor sıkça.


  • passion rules the game  (05.01.22 19:17:24) 
Bazı üniversitelerin akademik kadrolarındaki kişiler ile ilgili sayfaları oluyor onlara bakabilirsin. Ya da varsa kendi websitesi falan oraya koyabilir.

Haa bir de researchgate de bir göz atabilirsin. Oraya da koyuyorlar bazen.
  • j r r tolkien hayrani  (05.01.22 20:35:59) 
Üniversitenin Avesis ya da aves diye sistemi varsa orayı bulun.


  • renegade  (05.01.22 21:56:39) 
[]

TYT-AYT Sayısal konuları 4 ayda biter mi?

sb




 
Temele bağlı.


  • invictae  (03.01.22 22:06:22) 
konu biter de nasıl biter? +1

Sıfırdan imkânsız.
  • dissendium  (03.01.22 22:30:15) 
150 konu var. 120 gün okul, dersane olmadan günde 10-12 saat çalışılacak.


  • asaf  (03.01.22 22:34:31) 
temel nasıl, hedef ne?


  • ya ben lan neyse  (03.01.22 22:37:44) 
[]

Elon Musk'ın Mars Planı

twitter.com

Kapak fotoğrafı yaptığı üzere dünya gibi bir gezegene dönüşmesi hayalini taşıyor. Bu kapakta metafor yok. Her şey tamam da burada "Mars'ta bir insan medeniyeti" olmaktan öte onu çok ilerde bir mavi gezegen olarak da görme kısmı nasıl oluyor?

Coğrafi, jeolojik dönüşümler olmadan Mars'ın böyle bir şeye dönmesi mümkün değilken?

 
Teorik olarak bazı müdahalelerle yaşamı başlatacak bir süreci tetikleyebilirsin mesela atmosfer oluşturabilirsin oksijen üretebilirsin yağmur yağdırabilirsin vs vs ama pratik olarak mevcut teknoloji Mars'a insanlı inişe bile izin vermiyor. Bu işler bugünün işi değil ama misal 500 yıl sonra olabilir.


  • Zaman Tamircisi  (30.12.21 18:04:15 ~ 18:11:58) 
Şahsi kanaatim, hayal satıyor. Böyle bir kızıl elma gösteriyor insanlara.

Asıl hedefin dünyada azalan nadir metaller için madencilik olduğunu sanıyorum.

Bakınız taze haber: www.theverge.com —Yenilenebilir enerji işinin bir noktada zorlanacağını, ve belki de net-zero denen seviyeye ulaşmanın o kadar kolay olmadığını anlatıyor.
  • kaptankedi  (30.12.21 18:32:19) 
Resme soldan sağa bakılınca marsta sürdürülebilir hayat anlamı çıkıyor.
Ama bu konumdaki şahısların bilinmeyenleri çoktur.
Tweetlerinde de farklı manalar çıkabilecek paylaşımları mevcut.
Bu durumda ister istemez kapak görseline sağdan sola bakarak
olumsuz bir anlam veriyorum.
  • Erva  (30.12.21 18:58:03 ~ 21:09:46) 
Cook uzun vadede dunyada yasam olnayacak. Ama on binlerce yildan bahsediyorum, mars tek yasanabilir gezegen olacak gunes sisteminde… bu sebeple insanoglu kirima ugramaZsa marsa yerlesilecegi garanti gibi. Elon musk tarihte yerini almak istiyor


  • monicapp  (30.12.21 23:32:23) 
> Cook uzun vadede dunyada yasam olnayacak

@monicaapp mars'ı yaşanabilir hale getirebilecek bir insanlık dünya'yı çok daha kolay yaşanabilir hale getiremez mi :)


@asaf: elon musk her zamanki gibi hype satıyor. terraforming olayı insanlığın tüm emeğini oraya yönlendirsek bile en az binlerce yıl sürecek bir olay. teorik olarak mümkün, yeterince kaynak ve enerji harcarsak neden olmasın? ama daha dünyada 1.5C artan sıcaklığı düşürmeye uğraşmıyor kimse. iklim değişikliğini düzeltmek mars terraformunun milyonda biri kadar zor bile değil, o yüzden çıkarımınızı buna göre yapın
  • aguen  (31.12.21 04:02:26) 
(bkz: terraforming)

aslında sadece mars için değil, dünya için bile iklimi büyük ölçüde değiştirebilecek teknoloji "teoride" mevcut. teoride diyorum çünkü denenmiş şeyler değil, ama hesap kitap var.

mesela dünyada da stratosfere sülfrik asit spreyleyerek küresel ısınmayı durdurmanın mümkün olduğunu düşünüyorlar. mars için de kutuplardaki buz katmanının altında co2 olduğunu düşünüyorlar, eğer o buzları eritip co2'yi atmosfere salabilirsen, mars'ı ısıtmak mümkün gibi gibi.
  • plutongezegendegilmi  (31.12.21 08:32:26) 
[]

Girilen her sitenin "çerez" uyarısı yapması

1) Çerezler sadece sitede dolaşırken mi aktif? Yoksa kapattığımızda da tarayıcıdan tüm bilgilerimizi okuyabiliyor mu? Sözgelimi girdiğimiz kullanıcı adı ve şifreler gibi şeyleri ya da gezdiğimiz siteleri görebiliyorlar mı?

2) En son ayarlardan tüm tarama verilerini sildiğimizde sıfırlanıyor mu?

3) Her siteyi kabul etmek ne kadar güvenli?

4) Aldıkları veriler şehir, cihaz, süre vb. sadece onları ilgilendiren verilerden ibaret mi?

 
çerez nedir?

çerezler, ziyaret ettiğiniz internet siteleri tarafından tarayıcınıza yerleştirilen basit metin dosyalarından ibaret olup; kimlik ve başka özel bilgiler içermez. çerezler, bu tür kişisel bilgiler içermemekle beraber, oturum bilgileri ve benzeri veriler anonim olarak saklanarak sizi tekrar tanımak ve benzeri hizmetler için kullanılabilir.

çerezler hakkında daha fazla bilgiye www.aboutcookies.org veya www.allaboutcookies.org url adresinde bulunan internet sitelerinden erişebilirsiniz.
  • himmet dayi  (29.12.21 20:09:35) 
[]

Odaklanma ve konsantrasyon sorunu

Sınava hazırlık sürecindeyim. Odağım çok kısa sürede dağılıyor. Neler yapabilirim bu sorundan kurtulmak için?




 
Pomodore tekniğini araştırın bence. Cok iyi çalışmıştım ben bir sene boyunca


  • aslil  (25.12.21 18:01:53) 
[]

Son 4-5 yılın ALES sorularına nasıl ulaşabilirim?

Çoğunun sadece %10’u paylaşılmış.




 
Telegram arama çubuğuna ales yaz. Gruplara katıl. Gruplarin dosya kısımlarında kesin vardır.


  • westblack  (24.12.21 16:40:20) 
VİP diye yargı yayınlarının olması lazım kitabı.


  • inanna  (24.12.21 18:32:38) 
telegrama ek olarak aynı yolu facebook gruplarında da deneyebilirsiniz.


  • pardus  (25.12.21 00:09:03) 
[]

Kyk Kredi borcu olan kişi doktorada kredi alabilir mi!

Lisansta ödenmemiş ve vergi dairesine devredilen 26.500 tl borcum var. Şu an doktora yapıyorum. Doktora öğrenim kredisi alabilir miyim?




 
evet


  • giovanne  (20.12.21 23:18:06) 
[]

Son zamanlarda izlediğiniz en iyi film?

sb




 
dune


  • aeroknight  (20.12.21 17:16:50) 
Komedi dalında Oscar adayı Türkiye Ekonomik Modeli.

Şaka şaka.

Soruya cevabım: The Matrix
  • himmet dayi  (20.12.21 17:40:49) 
Sinemada 2 film izledim son zamanlarda, en iyisi The Worst Person In The World idi:) Diğeri de Annette idi, kimi nefret ediyor, kimi bayılıyor, ben iki tarafta da değilim.


  •   (20.12.21 19:07:04) 
The Father


  • clones  (20.12.21 19:36:23) 
the forgotten battle. çok çok güzel değil ama, çünkü çooook uzn süredir yeni film izlememiştim. kalitelidir ama, ses ve görsel olarak izleyiciyi sarsıyor bence.


  • vizdilva  (20.12.21 20:10:36) 
[]

Cayma hakkı kullanma

D smart bağlattık bugün. Sözleşmede 14 gün içinde gerekçe göstermeden ve ceza ödemeden iptal edilebileceği yazıyor.

Bu mümkün mü?


 
14 günü geçirmeden işlemleri yap en önemli kısım o. Faks mı çekilecek, dilekçe mi verilecek, neyse onu yap elinde tarihli kanıt olsun.

Bence sorun çıkmaz kapattırırsın, ama eğer olur da uzatırlarsa tüketici hakem heyeti tarzı şeyler için elinde belge olsun.
  • nhk ni youkosu  (07.12.21 00:33:34) 
[]

Umumi tuvalet kullanamamak

Ev dışında hiçbir tuvaleti kullanamıyorum. İş yeri, havaalanı, okul, dinlenme tesisleri hele de AVM’ler... Temizlik alışkanlığından bu kadar yoksun insan varken kim bilir neler yapıyorlardır diye düşünmeden edemiyorum.

Sizde durumlar nasıl? Bu durum abartı mı?


 
değil. ben kağıt varsa kağıt kullanıyorum ve her yere tuvalet kağıdı ile dokunuyorum. kağıt yoksa klozetin her yerine tuvalet kağıdı örtüyorum içine de birkaç tane tuvalet kağıdı atıyorum. onun dışında domestos yüzey temizleyici var yanımda küçük boy onu sıkıyorum. ama tuvaletin durumu vahimse hiç girmiyorum.


  • my name is ferdinand  (01.12.21 21:12:45) 
My name +4

Hiçbir yere dokunmadan/peceteyle dokunarak her tuvaleti kullanirim.

Tuvalet kötü durumdaysa kullanmam
  • abuzer  (01.12.21 21:20:21) 
isyerine sakliyorum mesaiden dusmek icin.


  • divit  (01.12.21 21:20:32) 
kullanmak zorunda kaliyorum, cok sik cisim geliyor vs. her zaman tuvalet kagidi seriyorum, bir kac tuvalet kontrol edip sectigim oluyor benim de. coook kotuyse kullanamiyorm (herhangi bir yerinde sivi varsa)


  • gunes123  (01.12.21 21:23:13) 
Oohooo cami tuvaleti bile kullanıyorum zorunda kaldığımda. Sağa sola değmemek zor olsa da temiz kalmaya uğraşıyorum.


  • izza  (01.12.21 21:32:59) 
covidden sonra girmedim bile fakat eskiden çok takmazdım. kağıt serer, işimi görür, elimi yıkar çıkardım.


  • false pretension  (01.12.21 21:33:07) 
Eskiden böyleydim, 18 gün bedelli askerlik yaptım, artık daha esneğim.


  • giovanne  (01.12.21 21:38:33) 
içi pis olmadığı sürece her yerde kullanırım ya. hiç ayırt etmem. hem çok titiz bi insan değilim hem de tutamam yani daha zararlı.


  • matilda  (01.12.21 21:47:03) 
okb atlatmisim biriyim artik pecete bile sermiyorum is yerindeyken. zorunlu kalip kullandigim wcleri tarif edemem


  • ala09  (01.12.21 21:50:54) 
İş arkadaşlarımdan biri çok gezer. Taksim Burger King tuvaletini bile kullanmış bir insan kendisi. Yılda 5-6 kere idrar yolları enfeksiyonu oluyor. Sürekli antibiyotik kullanıyor. Onu görüp ibret aldığımdan mümkün olduğunca umumi tuvaletleri kullanmıyorum. Zorunda kalırsam da her yeri kağıtla tutuyorum. Oncelik alaturka yoksa hovering. Bacak kaslarimi ve hovering skill'imi geliştirdim. Yaslanip dizler tutmayana kadar boyle devam.


  • ganbatte  (01.12.21 21:56:30) 
Tuvalet kagidi olan her delige yaparim. Gecen sirketin deposunda yaptim. Top3 en zor yaptigim yere girer.


  • floydian  (01.12.21 21:57:03) 
önceden ne olursa olsun eve kadar tutardım ama artık yine çoğunlukla eve bırakmakla birlikte zorunda kaldığımda ev dışında da sıçarım.

bazı avm'lerin tuvaleti bal dök yala. tertemiz ve trafik yok. ama mesela cevahir'de sıçılmaz. sürekli bir sirkülasyon var.

shell, opet falan baya dönüşüm yaşattı helalarında. uzun yollarda bunları tercih ederim.

süleymaniye camii'nin tuvaleti çok iyi ve ücretsiz. sıçmak için birebir.


ahmet vehbi was here.
  • efreet sultan  (01.12.21 22:02:26) 
Sifon çekilmemişse kullanmam. Eğer çooook zorunda kaldıysam sifonu çekip kullanırım. Ama başkasının dışkısını gördüğüm bi yere yaptığım olmadı diyebilirim.

Eğer sıvı kaldıysa kapakta bu durumda kalın bi peçete ile silip sonra squat pozisyonunda temas etmeden işimi hallederim. Tuvalet kağıdı sınırsızsa önce peçete ile her yerini kurulayıp sonra her yere tuvalet kağıdı kaplarım.

Her durumda deliğe kesin birkaç parça tuvalet kağıdı atarım. Evde de atıyorum ben zaten onu su sıçramasın diye.

Görünen bi kirlilik yoksa o zaman yerine göre direk oturabiliyorum. Sık temizlenen bi yer olduğunu düşünüyorsam, ya da iş yeri gibi sabit insanların kullandığı bi tuvaletse şöyle bi kuru peçete ile kapağın etrafını siler sonra otururum direk.
  • zimbirik  (01.12.21 22:32:44) 
Orası geçici bir pislik ve kullanacaksın sonra eve gidince temizleneceksin. Çok eskiden böyleydim ama öyle yaşanmaz, kendine sınırlar koymamalısın.


  • bana kedicik derdi  (01.12.21 22:46:01) 
ben cok hassas oldugumu soyleyemeyecegim bu konuda. sifon cekilmemisse kullanmam. kapak kapaliysa acmam otekine giderim. (isyeri haric, orasi on dakkada bi temizleniyor) tabii istisnalar var hicbir seyi takmayacagim.

tuvalet kagidi sermem ama naylon donen sey varsa ne ala derim.

kamu spotu: umarim tuvalet kagidi seren arkadaslar o kagitlari orada birakmiyordur zira temizleyen icin isi daha bir cileli hale getirmeye gerek yok.
  • yoggi  (01.12.21 23:10:19) 
Ofiste tottolet var kapı kolunu kağıt havlu ile tutar girerim. Sokakta avmde de zorda kaldıysam alaturka varsa girerim. Aksi halde o peçete kayar felan benlik değil.


  • cilekli pasta  (02.12.21 00:19:35) 
sadece pisuvari kullanirim


  • all girls dream  (02.12.21 10:45:59) 
pis bir yeri kullanmak zorunda kalırsam eve geçince kendimi ve kıyafetlerimi yıkıyorum, psikolojik bir hasar bırakmıyor
peçete taşıma alışkanlığım var, yüzeylerle teması engelliyor

  • bir soru sorcam  (02.12.21 11:23:04) 
yani artık "yuh ulan" denecek kadar pis değilse her yerde yapabilme yeteneğim var. benzinlik, avm, restoran, işyeri, misafirlik vb...

benim endişem mikrop değil de ya sifon bozuksa?
  • duster  (02.12.21 13:27:08) 
[]

İş arkadaşlarınız kazandığı parayı hak ediyor mu?

İş arkadaşlarınız işinin hakkını veriyor mu?

Genel olarak Türk iş hayatındaki kanıyı bilirsiniz. Evde kahvaltı yapmayıp iş yerinde çay/poğaça/simit yapanlar, iş zamanında sosyal medyada sörf yapanlar, geç gelip erken çıkanlar vb. şeylerden şikayet hep vardır.

Sizin kendi iş arkadaşlarınız için gözlemleriniz neler? Sektörü de paylaşıp 10 üzerinden kaç verirsiniz iş yerindeki verimlerine?

 
çok karışık. 10k brüt verdiğimiz çocuk tek başına ordu gibi çalışıyor. 20-30 versek yadırgamam. 11k brüt verdiğimiz birine en ufak ek iş ver istifayı basıyor, göndermek de sıkıntı, onun için yıllar önceki iş yüküyle aynen devam ediyor.

bir tane şef ve altında başka biri var, bunlar hep arazi olma peşindeler ama çok yükleniyorum, çünkü yavaşlar ama istediğimi alıyorum. onlar %90 hak ediyorlar gibi.

başka biri var alt kademe de değil mesela, aldığı parayla kendisinden 2 gömlek daha kalifiye 2 kişi alırdık.

şöyle genelleyeyim; personelin 3'te 1'i emeğinin karşılığını alamıyor. 3'te 1'i tam karşılığına yakın çalışıyor. Kalanı da çok kötü perform ediyor.

Sektördeki diğer şirketlere kıyaslarsan şirketin tamamı %120 çalışıyor, orası ayrı :))
  • gabe h coud  (01.12.21 20:36:54) 
genel olarak, 8 saat lik is gununun max 3-4 saati calisilabiliyor, bunye fazlasina izin vermiyor. ama bence calisanlarin kimi cografyalarda belki daha yogun olarak maksatli bicimde ne kadar kaytaririz, ustumuzdeki is yukunu nasil olur da baska birine paslariz mucadelesi veriliyor. Bu bir tur is olmus durumda. Ben de maalesef zamanla adapte oldum, onlar 5/10 sa ben 6/10 dur.


  • gunes123  (01.12.21 20:38:58) 
türkiye, uzun çalışma saatlerine rağmen iş verimliliği çok düşük bir ülke maalesef.

bunu kendi iş arkadaşlarım arasında da çok gözlemliyorum. adam X lira maaş istiyor, X*1,5 teklif ediliyor. Sevinerek kabul ediyor, işe başlıyor. Bir süre sonra bakıyorsun kaytarıyor, yarı zamanlı personel kadar iş ancak çıkarıyor. Soruyorsun, niye böyle? Cevap: E işte aldığım paranın karşılığı bu. Daha fazla çalışmam için daha çok vermeleri lazım!

Yau iyi de zaten senin istediğinin birbuçuk katını vermediler mi? Cevap: O başka.

Özet: İş ahlakı yerlerde, verimlilik yerlerde. Yok yere uzun saatler kendi kendimizi iş yerine mahkum ediyoruz.
  • kaptankedi  (01.12.21 21:19:22) 
insanlar calışma saatinde ful dikkat calışamaz. öyle gözüken biri bunu uzun süre sürdüremez. bir gün daha rahat calışırsınız, belki elinizdeki işi evire çevire, yetiştirmeye calışmadan. aralarda sosyalleşerek. bazen pür dikkat 8 saat yemek arası hariç kalkmadan iş yetiştirirsiniz. haliyle kişinin tavrı önemli o gün naaptıgı degil. sabah pogacayla gelip yarım saat kahvaltısını yapar bu rutin ona iyi gelir ama cok iyi çalışabilir. kimi 9da gelir direkt oturur ciddi gözükür ama boş boş ekrana akar iş bitiremez.

böyle yargılarla çalışma arkadaşlarınıa bakmayın bence.
  • nadirendeolsa  (01.12.21 21:19:26 ~ 21:20:29) 
Sirkette herkes it gibi calisiyor.
Patron bilse herkese x3 zam yapar.
Ozelde yatan adam pek kalmadi.
  • divit  (01.12.21 21:23:03) 
Is arkadaslarim hakkinin yarisini bile kazanmiyor. ben onlardan da az kazaniyorum (yabanci olduklari icin extralari odemeler aliyorlar)


  • ala09  (01.12.21 21:29:36) 
Kendi departmanım için konuşursam fazlasını hak ediyorlar, ediyoruz. Herkesin amele gibi çalıştığı bir ekipteyim. Bazen bu kadar çalışmamalıyız diyorum aramızda konuşurken. Tabii aslında ben ve diğer yöneticiler böyle çalıştığımız için onlar da çalışıyor. Kendini besleyen bir döngü ama herkes yaptığı işten zevk alabildiği için böyle oluyor.


  • Bruce  (01.12.21 21:51:01) 
Bruce +1
nadirendeolsa +1
divit +1

Burada bahsedilen iş hayatı özel sektör değil herhalde.
  • dreamnesiac  (01.12.21 22:10:44 ~ 22:11:30) 
insanları iş yapma süresine göre değil iş yapma kalitesine ve genel iş yapış şekline göre değerlendiririm. adama 10 dakikalık iş verildiyse bunu 3 dkda bitirip kalan 7 dakikada sosyal medyada sörf yapması problem değil, öncelikle onu belirteyim.

devamına gelirsek iş arkadaşlarım harbiden hayvan gibi çalışıyor maalesef.
  • roket adam  (01.12.21 22:16:50) 
hayir hak etmiyorlar.
hepsinin de aldigi parayi biliyorum. cogu hak etmiyor hem de.

ozel sektorde yatan adam pek kalmadi denmis... iste o ufak kisimla ayni yerde calisiyorum. yata yata aliyorlar paralarini hem de.
sektor belirtmek istemiyorum ama bilindik bir yer. cogu kisinin hayali bir yer hatta. yatan adam seviliyor.
ben buraya girmeden kesin beni begenmezler demistim. oyle bir yanilsama disariya verdigi izlenim. bir baktim ipini koparan girip goz boyayip yatabilirmis patronla arani iyi tut yagla balla yetermis.

roket adamin dedigi dogru ama ben ondan bahsetmiyorum. tam bir yatis var burada.
  • Kittie  (01.12.21 22:53:44) 
eksisözlük hit sayısından beyaz yakanın çalışma yüzdesi orantılı olarak hesaplanabilir

iş oldu mu çaışıyoruz olmadığı zaman sektörle ilgili kendini geliştirme motivasyonu yok

en yüksek oran proje bazlı çalışılan işler için boşluk daha azdır
it genelde en yoğun
  • bir soru sorcam  (01.12.21 23:33:23) 
[]

Kadınlar neden mücevhere düşkün?

Erkeklerin umrunda bile değil mesela. Altın, tektaş vs. den bahsediyorum. Bana hiç estetik gelmiyorlar. Özellikle beğenen erkek de hiç görmedim.




 
Sektörel olarak buna yönlendiriliyorlar. Genel olarak beğeni algısını sektörler oluşturuyor. Güzellik sektörü, giyim sektörü, mücevher sektörü vs.

Bunun yanında geçmişten gelen bir yatırım aracı olması ile tercih ediliyor. Eskiden ve hatta bazı bölgelerde hala kadınlar “gelin” olarak başka bir haneye gidiyor. Ellerinde avuçlarında bir şey olmadan, kendilerini geçindirecek bir gelirleri olmadan. Bu kültürlerde ise gelinin altınlara sahip olması ve bu altınlarla herhangi boşanma, ölüm, acil durumlarda kendini daha güvende hissetmesini, düştüğü çukurdan çıkabilecek gibi hissetmesini sağlıyordu.

Bu tip davranışlar artık bilinç altımıza kazınmış durumda. Mesela ben maaşlı çalışanım. Eşimden daha fazla kazanıyorum. Ailem de paragöz insanlar değiller kesinlikle. Tüm düğün masrafları vs ortak bölüşüldü. Gelenek görenek diye saçma sapan işler yapılmadı vs. Ama büyük annemler büyük babamlar bana altın takıldığında içten içe kendimi garantiye aldığımı düşündüler. Oh iyi dediler.

Yani halkın hala yarısı bu kafadayken, sektör de buna yönlendiriliyorken, kadınlara mücevher ve altın sevgili pompalanıyorken bunlardan vazgeçmek halk için çok zor.

Bu parametreleri farkedip “tektaş ne ya” diyebilen kadın sayısı da bu nedenle oldukça az.
  • zimbirik  (18.11.21 14:17:36) 
bence bu da bir genelleme. mesela küpe kolye alacaksam altın tercih ederim ama sebebi kararmasın, bana özel bi şey olsun vs. Başkalarının bana bunları alma zorunluluğu elbette yok, imitasyon da hediye gelse mutlu olurum. Ama erkekler sanıyo ki imitasyon alırsam karşımdaki kadın benim onu önemsemediğimi veya maddi durumumun yetersiz olduğunu düşünür- halbuki alakası olmaması lazım.

tektaş meselesine gelince evet "tektaşsız evlilik teklifi olmaz" gibi bi algı var. Bana biri tektaşla değil de beni ve zevkimi anladığını gösterecek başka bi şeyle gelse anlamı daha büyük olurdu. Bu arada çevremdekiler burun kıvırırdı tabi.

Yani herkes üstüne biçilmiş kuralları oynamaya çalıştığı için de biraz böyle bence.
yoksa her kadın aynı değil.
  • kulaktan dolma biber  (18.11.21 14:25:36) 
Ben beğeniyorum, erkeğim. Şu saat baya güzel bence:

www.ablogtowatch.com

Kolye yüzük vs. takmıyorum ama güzel bi kolyeyi kadında görsem beğenirim.
  • plutongezegendegilmi  (18.11.21 14:47:39) 
zimbirik +1, sosyal medya, reklamlar vs. bütün estetik algımızı sadece estetik de değil hayat ile ilgili algımızı değiştiriyor.

bununla birlikte kadınlar genellikle fark edilmek için bir şeyler yaparlar. parlak şeylerde fark edilmeyi arttır. tabii ki bunu ben mutlaka kalabalıkta fark edilmeliyim diye yapmazlar. bu bilinç altlarında bir yerlerde kodlanmıştır ve bu koda göre hareket ederler. her durumda ve her şartta bu kodlara uyulacak diye bir şeyde yoktur.

bir çok toplumda fark edilmek/beğenilmek için parlak renkli makyajlar yapılır (savaç boyası gibi) canlı renkli kıyafetler giyilir vs.

güzellik ve mücevherat sektörü işte bu kodlara oynar onları aktifleştirecek reklamlar yayınlar yapar ve genele yayılıp algı biçimini değiştirir.
  • selam  (18.11.21 17:10:23) 
Standart bir türk kadınını düşün. Eğitimi yok, geliri yok, hayatı ailesine hizmet etmekle ve koca beklemekle geçmiş. Sosyal çevresi eş dost akraba ve komşulardan öte değil. Kendini farklılaştırabileceği, özel hissedebileceği tek bir şeyi yok. Ona sunulan tek şans, kocasının ona olan ilgisi. O ilgiyi de sadece kendisinin görmesi yetmiyor, çevresinin de görmesi lazım. Çevresi de bu ilgiyi sadece parayla ölçebiliyor. İşte o altın, pırlanta takıntısı o ilgi gösterme takıntısının getirdiği bir şey. Koluma 10 bin tl takıyorum, işte beni kocam bu kadar seviyor / işte ben o kadar zenginim tripleri sunuyor yani sistem sana.

Altına gümüşe karşı değilim en azından yatırımsal bir değeri var, ama değeri olmayan pırlanta gibi şeyler bana sadece kazıklanma manasına geliyor. Evlenirken de eşime tek taş almadım, hala da söyler keşke alsaydın diye. Onun yerine dünyayı önüne sererim de yine o aptalca rekabete girmem. Senin taşın şu gram, benimki böyle parlak şöyle büyük, gerçekten aşırı saçma.
  • roket adam  (18.11.21 17:29:05) 
erkeğin mücevheri de arabası, saati vs.


  • orpheus  (18.11.21 18:17:31) 
Abi cunku kadin? Binlerce yıldır boyleydi kadinlar. Kadın ile erkek arasinda biyolojik ve hormonal farklar var nihayetinde. Bu da duygularini tercihlerini yasam tarzlarini her seyini etkiliyor.
Her sey medya etkisi, kultur etkisi, sosyal konstrüksiyon falan da değil, nihayetinde kadin ile erkegi tabiat ayiriyor bazi noktalarda.

Medya internet zart zurt yokken hatta matbaa bile yokken kadinlar mucevhere düşkündü. Kadinlar neden duygusal ile ayni turden bir soru bu. Duygusallar çünkü onlar kadin.

Bu soyledigin gecersiz bir genelleme falan da değil, evet kadinlar mucevherr duskundur bu dunyanin her yerinde gecerli olan ve bilinen bir sey. Şahsen ben kendim de taki takmayi seven, kulagi bilekleri boynu takiyla dolasan bir erkegim ama benik boyle olmama genel olarak kadınların mucevhere düşkün olup erkeklerin umrunda olmadığı gerçeğini değiştirmiyor. Uc bes tane erkegim farkli davranması bu genellemeyi yalancı cikaramaz.
  • stavro  (18.11.21 20:15:11 ~ 20:19:53) 
stavro +1

medya, sektör, televizyon görmemiş afrika kabilelerinde de kadınların kendilerine has makyajları ve takıları oluyor.
bazısı sadece süs için bazısı erkeklerin de kullanabildiği bir anlam ifade eden şeyler oluyor.
ama insanın kendini ve içinde bulunduğu topluluğun ya da konumunun ifadesinin yollarından biri bu aslında.

şu andaki sorun, tektaş falan gibi şeylerin özgünlükten uzak oluşu bence.
ben de kadın olarak tektaş falan hiç sevmem ama genel olarak takı severim mesela.
evlenirsem de ona göre bir alyansım ya da yüzüğüm olur, tek taşım olmaz.
  • blatta hiberna  (18.11.21 23:20:16) 
Mücevher pahada ağır, yükte hafif bir eşya.

Kadınlar mücevhere düşkün demek biraz durumu basitleştiriyor aslında. Bu durumu biraz daha evrimsel boyutta incelemek gerek.

Geçmişte, kadınlar eve ekmek getiren ve aileyi doyuran erkekleri tercih ediyorlardı. kendileri çalışmadıkları için erkeğe bağımlıydılar. bu yüzden de kenara bir miktar para veya altın koymak onları erkeğin evi terketme olasılığına karşı biraz korurdu.

günümüzde, pırlanta veya mücevher beklentisi iki şeyi temsil ediyor:
1. erkeğin alım gücü
2. kadının finansal güvencesi

kadınlar "tektaş ne ya" demekten imtina ediyorlar çünkü alımgücü yüksek bir erkekle beraber olmak istiyorlar. paragözlük değil, kadınlık içgüdüsü.
  • my pink  (19.11.21 11:09:29 ~ 11:12:24) 
[]

sahibinden’e sarı site deme furyası

ne zaman ve neden başladı?




 
Sarı site denmesi olayı aslında bu siteden nefret eden kalabalık bir kitlenin eseri. sırf bu sitenin uzantısıyla hitap edip istemsizce reklamını yapmak yerine bu siteye böyle bir lakap taktılar. Sonra da dilden dile yayıldı gitti. Bunu nerden buldular derseniz o da sitenin tasarımının isim logosunun sarı renkte olması


  • limonlu eksi  (05.11.21 07:52:43) 
bence çıkış kaynağı forum donanım. yıllar önce orada okuyordum sarı site diye.

trendyol içinde şuan turuncu site veya malum site diyorlar genelde.

sebebini bilmiyorum
  • debian  (05.11.21 13:03:16) 
[]

Paycell ile Şok’ta alışveriş

için kart bilgisi mi gerekiyor yoksa mobil ödemeden mi kesiyor?




 
QR kod ile ödeme var, uygulamadan açıp ödüyorsunuz sanırım, kartla da normal postan ödeyebilirsiniz ama kampanyalar qr kod ile ödeme için geçerli oluyor genelde.


  • atom karincanin torunu  (04.11.21 10:11:03) 
kart bilgisi


  • kenarortay  (04.11.21 10:36:03) 
[]

Nusret bu tempoya nasıl dayanıyor?

Hemen her sabah 7’de uyanıyor. 1-1,5 saat spor yapıyor. Ardından da en erken gece 1-2’ye kadar çalışma. Ki bunların çoğu ayakta servis yaparak geçiyor. Maksimum 5-6 saat uyku.

Vücudu bu tempoya nasıl dayanıyor? 1,5 saat kardiyo yapıp bütün gün nasıl ayakta kalabiliyor?


 
Nusret uzun zamandir sadece bir yuz ve marka. Bir is yaptigini neden dusunuyorsun?


  • floydian  (02.11.21 18:45:05) 
O kadar zengin adam o tempoda yaşamaz. Spor dışında hiçbiri doğru değildir


  • roe  (02.11.21 18:47:40) 
Nusret ayakta servis vs yapmıyor bu arada. Bu fikirlere sanırım sosyal medya vesilesiyle kapıldınız.

Söylediklerinizin hiçbiri dopru değil.
  • mahone  (02.11.21 19:05:43) 
Bu tempoya Türkiye'de çalışan her işçi dayanıyor. :) Nusret sadece özel müşterilere servis yapıyor. Her an servis yapmıyor. Nasıl dayanıyor kısmı aslında basit. İyi beslendikten sonra dayanmak zor değil. Millî sporcular çok daha fazlasını yapıyor. Yorulunca tatile çıkabilmesi de önemli bir olay. Bence sonuncusu da yaşamayı sevmek. Ben Tarkan olsam her gün 7'de uyanırım diyen bir tweet vardı. Zengin olan insanın erken kalkması normal daha çok yaşamak için.


  • dissendium  (02.11.21 19:15:08) 
Bir Nusret değilim ama çok daha erken uyanıyor ve uzun saatler ayakta kalıyorum. Üstelik iyi beslenmiyor spor da yapmıyorum, azalarak biteceğim sanırım :)

Nusret’te dayanılacak bir tempo görmediğim için soruya cevabım bilmiyorum olacak.
  • epitaf  (02.11.21 19:35:03) 
Bu dediklerini yapmayarak.

Bu tarz hizmet sektorunde is sahibi sabah 7de kalkmaz.
Patron en erken oglen 12de gelir is guc 14te baslar geceye kadar takilirlar. Sadece gece kismi dogru.


Unlulerin instagrama attigi postlarin tamami stock foto.
Onceden cekip lazim oldukca paylasiyor sosyal medya sirketi.
  • divit  (02.11.21 21:36:27) 
Nusretle birebir aynı durumdayız, benim de sabah vakti cardio yapabileceğim tek zaman gece pilim bitiyor çünkü. Ama tek farkımız ben beyinsel de efor sarfettiğim bir işteyim, onun ise beynini kullanması gerekmiyor :D Yine de bi şekilde yürüyo tekne. "Mecburum günü böyle planlamaya" deyince oluyor.


  • e mice  (03.11.21 00:06:00) 
[]

Acil format sorusu

Windows 10’u CD’siz formatlamaya başladım. Dosyalarımı sakla seçeneğine tıkladım. Ama C veya D’yi formatla gibi bir seçenek çıkmadan sıfırlamaya başladı.

D sürücüsündeki verilerime bir şey olur mu?


 
sadece windowsu resetleyip eski dosyaları da c:/windows.old klasörüne koyacaktır. Diğer bölümlere bişey yapmaz.

Uzun zamandır yapmadım ama eskiden böyle oluyordu.
  • nhk ni youkosu  (31.10.21 20:43:48) 
Kişisel dosyalar saklanır. Windows dosyaları yenilenir. Kurulu tüm programlar kaldırılır. D sürücüsüne kurulmuş bir program yok ise dosyalara hiçbir şey olmaz.


  • himmet dayi  (31.10.21 22:07:18) 
[]

Google Chrome geçmişine bakamama

Tarayıcıdan geçmişi açıyorum ama daha geçmişe gidip aşağı inmeye çalıştıkça sayfa beni sürekli yukarı atıyor ve geçmişi göremiyorum. Yüklemesini bekleyip denediğimde de aynı sonuçla karşılaşıyorum.




 
[]

Format sorusu

C'de bir şey kalmadığına emin olmak için masaüstü ve indirilenler klasörü dışında nereyi kontrol etmeliyim?

Her şeyi D'ye kaydediyorum genelde.


 
Everything gibi bir programla önemli gördüğün uzantıları C de ara.
Docx xls pdf rar zip gibi

  • Erva  (30.10.21 17:13:16) 
[]

Kadın oyuncunun az olduğu büyük filmler

Mesela Baba serisi, mesela Tarantino’nun Rezervuar Köpekleri ve Western tarzı çektiği filmler. Bu tarz bildiğiniz örnekler var mı?




 
Glengarry Glen Ross’ta hiç kadın karakter yok.


  • auroraaurora  (27.10.21 13:30:00) 
the shawshank redemption


  • nothing in my way  (27.10.21 13:31:37) 
12 Angry Man. Bu kadar ünlü olup hiç kadın karakterin olmadığı tek film olabilir mi diye düşünmeden edemedim.


  • thracia  (27.10.21 13:43:50) 
Braveheart
İşe yarayan bi tane kadın oyuncu var.

  • etna  (27.10.21 13:44:38) 
The Usual Suspects


  • ms brownstone  (27.10.21 14:25:24) 
Bir zamanlar anadolu da


  • halk  (28.10.21 07:02:00) 
[]

Turşu kaç günde olur? Siz ne kadar bekletiyorsunuz?

sb.




 
ne turşusu olduğuna göre değişir.

mesela lahana 10günde oluyor. tabi içine giren tuz miktarı da önemli, ne kadar çok tuzlu olursa o kadar geç oluyor.

endüstriyel olarak üretilen turşular 1.5 dakikada oluyormuş basınç altında.
  • killerbee  (19.10.21 19:35:24 ~ 19:35:58) 
[]

Açıklanan vaka ve ölüm sayılarına inanıyor musunuz?

sb




 
takip bile etmiyorum. o kadar inanmıyorum.


  • sutlu nescafe  (16.10.21 22:29:07) 
tr resmi mercilerince açıklanan hiçbir şeye inanmıyorum.


  • rewlack  (16.10.21 22:39:35) 
ipin ucu o kadar kaçtı ki, bu saatten sonra o sayılar nanay.


  • makarnavodka  (16.10.21 22:58:57) 
sağlık bakanı çıkıp benim adım fahrettin koca dese şüphe duyarım o derece.


  • guitarissimo  (16.10.21 23:01:04) 
İnanmıyorum ama artık çok ilgilendiğim de söylenemez açıkçası. Yoğun bakımlar dolmadikca, sağlık sistemi cokmedikce bu şekilde devam edeceğiz zaten. Kaldı ki aşı olduğu sürece yoğun kısıtlamaya gidilmeyecek dünyanın hiçbir yerinde. Dolayısıyla gün içinde telefonuma gelen bildirimden ibaret oldu o sayılar benim için.


  • fraise  (16.10.21 23:32:22) 
Ben inanıyorum. Yani özellikle bir manipülasyon yapıldığını zannetmiyorum, çünkü dünyanın geri kalanıyla tutarlı oranlara sahip verilen rakamlar.

Asıl sıkıntı yapılan test sayısı. Yani hiç test yapmazsan hiç case olmaz, şimdikinin 10 katı test yaparsan da 10 kat fazla vaka olur. Rakamlara bakarken onu göz önünde tutmak lazım.
  • plutongezegendegilmi  (16.10.21 23:44:05) 
Ölüm sayıları doğru ya da doğruya yakın olabilir ama vaka sayısı kesin bilgiden daha uzak çünkü sonucu etkileyebilecek bir çok neden var.


  • Erva  (16.10.21 23:54:49) 
şu noktada rakamları manipule etmenin pek bir anlamı kalmadı. aşılama rakamı iyi, yoğun bakımda yer var, kapanma vs gibi bir durum yok, turizm beklentisi de yok.

geçmişte açıklanan ile gerçek rakam arasında 2-3 kat fark olduğuna inanıyorum.
  • orpheus  (17.10.21 05:38:18) 
[]

Youtube'dan 4K videoyu sesli indirmek?

Online siteler 1080p için bile sessiz indiriyor. Nasıl yapabiliriz?




 
4k video downloader uygulaması iş görüyor.


  • signore  (12.10.21 15:50:45) 
youtube-dl kullaniyordum ben galiba degismis son zamanlarda.


  • eksi sozlukte eksiyen adam  (12.10.21 16:14:39 ~ 16:15:07) 
jdownloader hala iyi bu konularda. Linki kopyalıyorsun o algılıyor tüm versiyonları koyuyor istediğini sıraya alıyorsun.


  • nhk ni youkosu  (12.10.21 16:52:53) 
[]

Köyüme dönüp tarım/hayvancılık yapmak istiyorum diyelim?

Devlet ne gibi destekler veriyor? Ne gibi handikapları var? Şöyle 8-10 dönüm ekip işletsek, aracı komisyoncu gibi kan emicilere emeğimizi yedirmeden ayakta kalma imkanı var mı?




 
tarım hayvancılığın bittiğinden, tarladaki ürünün değersizleştiğinden, yem masraflarının vs yüksekliğinden şikayet ediyor memleketteki tüm tarım hayvancılık işi yapanlar.

haliyle pek mantıklı değil.
  • reanarchy  (23.09.21 17:50:40) 
tıbbi ve aromatik bitkileri araştırın.

lavanta için milli emlaktan arazi isteyebiliyorsunuz köydekilerden. yıllık olarak rayiç bedelin binde biri kira ödüyorsunuz, en cazip tekliflerden biri bu kiralamada.

ben de konuyu araştırıyorum. birkaç site:

www.lavanta.site
www.saflavanta.com

son ürün satışı için:

www.lavandemor.com
  • prodeq  (23.09.21 17:52:01 ~ 17:52:52) 
Türkiye'de tarım maalesef büyük şirketlerin tekelinde. Bunu aşmanın bir yolu var yazının sonunda söyleyeceğim. Teşvikler falan bir yere kadar sizi kurtarır. Önemli olan işi ve süreçleri öğrenmek.

İlk konuya gelelim.
Şöyle örnek vereyim. Şimdi çiğköfteci bayisi açmaya çok hevesleniyor birçok insan. Kendi işimin patronu olayım diye. Düşük sermayeyle kurulan bir iş çünkü.

Ama senin çiköfteni alacağın yer belli. Bunun dışında bir yerden alamıyorsun.
Alacağın fiyat belli.
Satacağın fiyat belli.
Dükkanının minimum metrekaresi belli.
İstediğin gibi ürün ekleyemiyorsun, fiyat belirleyemiyorsun.
Sen aslında firmanın satış temsilciğini yapıyorsun, maaş yerine sana satıştan pay ödüyorlar.

Sen de oley kendi işimi kurdum diye seviniyorsun:)

Çiftçilik de bu halde biraz.
Tohumu alacağın gübreyi alacağın yer belli.
Satacağın yer belli.
Satacağın fiyat belli.
Sen sadece işin angaryasını yapıyorsun:)
Tohum firmasından aldığın ürünü yetiştirip, meyve/sebze toptancısı firmaya götürüyorsun. İşin angaryası sana yükleniyor yani.

Ben kimseye muhtaç olmadan kendi tohumumu ekeyim dersen, bu da oldukça zorlu prosedürlere takılıyor.

Neredeyse her ürünün fiyatını belirleyen büyük bir firma var.

Bunu aşmanın en kolay yolu kooperatifleşme. Tarımda başarı öykülerinin hemen hepsi kooperatiflerle geliyor. İyi kooperatifler çiftçiye de bölgeye de kazandırıyor. Aracıyı ortadan kaldırıyor. Birlikten kuvet doğar demişler.

Tek başınaysan bunlarla başa çıkman zor çünkü.

Bir de seçtiğin ürün, ekim yaptığın bölge de başarı ya da başarısızlığını belirler.

Bölgedeki insan kalitesi ya da kalitesizliği yatırımına etki edecek.

Bir de yeni nesil tarım uygulamalarıyla fark yaratabilirsin. Nedir o? Topraksız tarım uygulamaları. Raflı sistemler vs.

Ama tarımda tecrübe ve bilgi çok önemli. Çünkü yatırımı yapıyorsun ve geri dönüş alamazsan toparlama şansın yok. Türkiye'de bu alanda yetkin firmalar olduğu gibi bu işten anlamayan hevesli insanların parasını alıp saçma sapan sistemler kuran firmalar da var.

Mesela bir arkadaşım topraksız tarım işine girdi. Çilek yetiştiriyor. Ciddi de paralar kazandı 2. üretim tesisini açtı. Ama aileden çiftçi olduğu için süreçleri iyi biliyor. Tarımı biliyor.

Aynı yatırımı deneyen bir sürü insan var mesela, beyaz yakalı adam heves ediyor çilek üretim tesisi kuruyor. İşi bilmediği için herkesten kazık yiyip batıyor.

İşin püf noktaları var çünkü. Atıyorum o ürünün o sistemle kar etmesi için minimum 10 dönüm alana kurulması lazım. Bu adam diyor ki 5 dönümle başlayayım, büyütürüm. Ama 5 dönümün getirisi, maliyeti karşılamıyor mesela. Bu hesabı iyi yapmadığı için düze çıkamıyor.


Ben olsam önce bu işi bilen birileriyle ortaklaşa girerdim bu işlere. En azından çevre edinirim biraz. Süreçleri öğrenirim. Hiçbir iş göründüğü kadar kolay değil.

Özellikle toprak işleri internetten araştırmayla olmuyor maalesef. İnternette o yazıları yazan, ürünleri tanıtanlar hevesli insanlara ürün / hizmet satmak için her şeyi çok kolay yapılır gibi anlatıyorlar ama deneyen arkadaşlarımdan biliyorum ciddi planlama ve tecrübe isteyen bir iş tarım.

siz köyüme döneceğim dediğinize göre zaten çevreniz var diye anlıyorum. ama dikkatli olun, köye döndüğünüzde oradaki insanlara bir anda rakip oluyorsunuz. Sonuçta o bölgede de bir pasta var ve her yeni oyuncu pazardan pay alınca diğerlerinin pastası küçülüyor. Bu da hoş karşılanmıyor haliyle. Özellikle daha verimli yöntemler kurar diğerlerinin işini geçerseniz.
  • anten  (23.09.21 18:19:44 ~ 18:28:45) 
[]

Telefon satarken faturayı karşı tarafa vermek?

Eski bir telefonumu satmayı düşünüyorum. Faturası da var. Faturayı karşı tarafa vermemde bir sakınca var mı? Fatura bir teknoloji marketten alındı.




 
ben bir ara çok sık telefon alıp satıyordum, satan kişiye faturanın arkasına "kendi rızamla .... tl karşılığı ......'e bilgileri bulunan telefonu sattım" yazdırıp faturayı teslim alıyordum.

size bir zararı olmaz faturayı vermenin.
  • prodeq  (23.09.21 09:28:20) 
[]

PCR testi sonucu ne kadar sürede belli oluyor?

Yarın yola çıkmam lazım.




 
Dün 11:00’de devlet hastanesine numune verdim, 14:50’de sonuç çıkmış. Ama sorarsan 12 saat diyorlar.


  • the she ronin  (08.09.21 10:05:51) 
tanıdığım kişilerde sonuçlanma süre aralığı: 4-8 saat


  • makarnavodka  (08.09.21 10:54:29) 
hastanenin yoğunluğuna göre değişiyor.


  • xrated  (08.09.21 11:52:07) 
7-8 saat sürdü benimkiler. 5 tane yaptırdım farklı kurumlarda.


  • my pink  (08.09.21 12:29:50) 
[]

Doktor maaşı

Lütfen bilenler maaşları yazabilir mi? Bu konuda korkunç bir bilgi kirliliği var. Biri pratisyen 10 bin civarı alır eklerle birlikte derken diğer 8-9 bin aldım, aha bordrom diyebiliyor.

Pratisyen 8-10 civarı, uzman da 12-15 bin civarı deniyor ortalama. Elbette mutlak bir ücret yok, herkes farklı alıyor ama kalkıp da 6 sene okuyan bir pratisyen nasıl 8-9 bine razı olabiliyor.


 
Pratisyen için 8-9 bin kötü para değil. Yaptığı iş yorucu değil ve risk yok. Esas sorman gereken günde 12 saat ayakta duran nasıl asgari ücrete çalışır olmalı


  • integrative  (04.09.21 12:26:31) 
Razı olmak zorunda çünkü. Napsin 6 sene okuduğu mesleğini bırakıp pazarda limon mu satsın?
Bir yerden sonra meslek değiştirmek çok zordur. Genelde tıp okuyan öğrenciler bunu bilmeden okuyor. Öğrendiklerinde zaten okumaya başlamış oluyorlar. Çevreden de yoğun baskı görüyorlar doktor olmaları için. Benim gördüğüm geneli böyle. Ve bir çoğu da mutsuz.

  • kaptan maydanoz  (04.09.21 12:30:08) 
pratisyenlikte nasıl risk yok ve yorucu değil? Pratisyenlik yapmadım ama ayda 10-12 nöbet tutup acilde çalışıyor insanlar. Gayet yorucu ve risk düzeyi yüksek bi meslek.

Benim pratisyen arkadaşlarım 8-9 bin alıyodu ortalama. Onlar da istifa etti yeni. Asistanlar bölüme göre değişmekle beraber 7-11 bin arası alıyor. Temel bilimler düşük, klinikler daha yüksek, cerrahiler en yüksek gibi.
  • nundu  (04.09.21 12:31:45) 
Covid ek ödemelerini saymazsak batı illerinden birinde acilde çalışan pratisyen maaşı 7500'u geçmiyordu bu yıl. Sözleşmeliye geçenler 9-10 kazanabiliyor.

Bu arada pratisyenin işi nasıl "yorucu değil ve risk yok"muș anlam veremedim. 24 saat boyunca acilde tek hekim olarak 300 400 hasta bakıyor insanlar. Ne tuvalete gidebiliyorlar ne yemek yiyebiliyorlar doğru düzgün.
  • signore  (04.09.21 12:31:55) 
doktor degilim ama surekli hastane yapiyorum ister istemez birlikte oluyorsun. 9000 civari diye biliyorum.
9000 tl'ye nasil katlaniyor diyen arkadaslara ilave bir sey diyeyim. su an ekskavator operatorum 6500 tl maas aliyor hem de haftadan haftaya maasini aliyor, yemek yol bizden adama ev de tuttuk faturalar da bize ait. bu adam lise mezunu. liseden sonra okumadi. universitede para zaman harcamadi universite kazanacagim diye dersaneye gitmedi para ve zaman yine kaybetmedi. gencligini doya doya yasadi :)
maas isleri ekonomi ve ulkede plansiz programsiz isler yapmasindan dolayi karman corman oldu.
dogal seleksiyon ile raya girecek maalesef.
  • turbo sadık  (04.09.21 12:53:50) 
Hekim olarak cevap vereyim. Bilgi kirliliginin en onemli sebebi hastaneler arasi odemelerde ciddi farkliliklar olmasi. Doner sermaye cogu hastane artik veremiyor ve hekimlerin onemli kismi ciplak maas almak zorunda kaliyor. Az miktarda doner alan hekimlerin sadece ciplak maasini soyleyerek durumu oldugundan daha da kotu gosterme cabasi icerisinde de olduklarini da gozlemliyorum ayrica onu da not edeyim.

Dolayisiyla su durumda ortalama rakamlardan bahsedebiliriz. Evet dogrudur pratisyenlerin cogu 10 civari alir. Uzmanlarin da cogu 15 civari alir. Sozlesmeli yerlerde, ki bu dogunun sinirli sayida yerleridir, bu rakamlar yaklasik 1.5 katina cikar. Ozellerde ise ust limit hekimin musteri getirme dolayisiyla medyatikligi oraninda bu rakamlarin 30-40 katina cikabilir, ama bu da halen calismakta olan 165 bin hekim icerisinde birkac yuz kisiyi gecmez.

Nasil razi olabiliyor kismina gelince: cevremde yurtdisi dusunmeyen kimse yok. Bu sartlarda calisilmaz cunku. Asistanlikta benim comezim olan arkadasim du an ingiltere’de, kidemlim almamya’da, bir baska kidemlim almanya icin dil sinavina hazirlaniyor. Sadece parasi degil, turkiyenin siyasi durumu, insanlarin tutumu, calisma sartlarinin yurtdisi cogu ulkeye gore emsalsiz agirligi.. ben ve esim de dogudaki sozlesmeli isimizden istifa ettik, simdi issiz olarak 2 aydir oturuyoruz evde bir planimiz bile yok. Belki biz de ugrasir gideriz yurtdisina bilemiyorum. Ama boyle gitmez bu is. Onumuzdeki seneler icin hekim acigi olasiligi sanilandan daha karanlik ama insanlar farkinda degiller, sosyal medyada gordugum kadariyla da isini duzgunce yapan insanlara arkamizdan kufurler ederek ugurlayanlar pek farkinda olma potansiyeline de sahip degil. Uzgunum kisacasi.
  • gibicibicis  (04.09.21 12:58:53) 
Başka ülkelerde doktorluk kolay iş değil. Örneğin ABD'de önce bir lisans okuman gerekiyor tıp fakültesine giriş için sonra tıp eğitimi sonra uzmanlık derken en az 14 yıllık bir süreç.

İngiltere'de de genelde fizik matematik gibi lisans bölümlerinden mezun olanlar tıp fakültelerine kabul alıyorlar. Nereye gidiyorlar Türkiye'den öyle kolay mı??

Bir de bu işin zor bir iş olduğu belli. Ameliyat yapacaksın, nöbet tutacaksın. Bunlar kolay olabilir mi? Para konusuna gelirsek de uzmanlığı seçmemiş bir pratisyen sağlık ocağında nöbet mi tutuyor? Uzmanlık öğrencisinin süreci geçici.

En bol para sanayide var. Çıraklıktan başlayıp meslek öğrenen 3-4 ev alıyor. Bunu yapmak istemez mesela kimse.

Bir de özel üniversitelerin yeni hedefi tıp fakülteleri. Diş hekimliği bu şekilde bitirildi mesela. İşsiz diş hekimi olabiliyor Türkiye'de.
  • integrative  (04.09.21 15:39:27 ~ 15:59:20) 
Tip secen adamin zaten aileden durumu iyi degildir.

10-15 dedigimiz maasi sulalesinden ondan baska alan yoktur.
Zaten yeni mezuna bu parayi veren baska bir meslek bilmiyorum.

Maastan yana cok sikintilari yok is yukunden dertliler.

Bir de eskisi gibi saygi duyulan bir meslek degil.
Hocam hocam diye dolananlar yok etrafinda.
Bu yuzden mutsuz oluyorlar.

Aki *okunu temizlemiyor diye bir tabir vardir tam o durumdalar.
  • divit  (04.09.21 15:46:45) 
@integrative

yeni mezun pratisyenlerin çoğu acilde çalışıp nöbet tutuyor. Sağlık ocağında çalışan çok çok az bir kısmı var. Ayrıca Türkiye'den yeni mezun bir doktor için İngiltere, ABD ya da Almanya'ya çalışmaya gitmek TUS kazanmaktan daha kolay yabancı dili varsa.
  • nundu  (04.09.21 16:40:52) 
@nundu

Yeni mezun bir doktorun nasıl kolay gitmesi? ABD için şartlar belli. Tekrar orada okuyacak. Tıp okumak için önce bir bölüm okuyorsun ABD'de. Mesela mühendislik gibi. Burada TUS'ta baş ettiğin kişiler belli. Oralarda doktor olabilmek için Çinli ve Hintlilerle baş edeceksin. Yapan çıkar mı çıkar ama kolay değil.
  • integrative  (04.09.21 17:37:44) 
eli yuzu duzgun ulkelerde birakin pratisyen hekimligi, disardan gelen adama baytarlik bile yaptirmazlar, onune binbir turlu engel cikar.

6 sene okuyan nasil 8-10 bine razi oluyor diye sorulmus, mimar muhendis tayfasi ne yapsin? doktorlukta birini gebertsen en azindan allahin takdiri diyip aradan siyrilma sansin var, muhendislikte o da yok :)
  • cooperr  (04.09.21 19:04:58) 
Asgari ücret, açlık ve yoksulluk sınırı kaç tl ?
O zaman 10 bine razı olmaktan başka çare yok.
Ha tabi keşke herkes daha çok kazansa, ama 3bin tl maaşla adamlar 4 çocuk bakıyor.
Ülkenin gerçeği bu. Pratisyen Doktor da bunu kabul edecek.
İlerde zaten daha çok on katı kadar çok kazanma imkanı var.
  • photo85  (04.09.21 21:20:40) 
[]

En son ne zaman beş parasız kaldınız?

Size nasıl hissettirdi ve ne öğretti?




 
işsizken, 12 sene önce falan. tabi ki b.k gibi hissettirdi. -bi tek dal sigara ya :) arkadaşla paylaşıp içmiştik- sonra hırs yaptım. çizdiğim rotadan ya da gidebileceğim yerlerden yürüdüm, fazla seçenek yoktu. kimseye de eğilip bükülmediğim için şükrediyorum. kendi bacağımızdan asıldık en azından.


  • Improbable  (31.08.21 15:11:51) 
Bugün. Nişan, arabanın ağır bakımı, motosiklet bakımı vs derken 22 tl param var ve 30 da gün.

Zaten vergi dilimi de gelmiş. Maaş sünger olmuş. 30 gün sonra da senaryo değişmeyecek ama bakacağız.

Bir önceki 5 parasız kaldığım dönem bundan 2 yıl önce falandı. Param vardı ama banka hesabıma erişemiyorum diye kredi almak zorunda kalmıştım.
  • baldan kaymak  (31.08.21 19:03:50) 
[]

İzmir merkeze en yakın güzel deniz/plaj?

Ulaşımı zor olmasın lütfen.




 
Voodoo Beach, eski foça. Denizini de çok severim ben. Bazen soğuk oluyor, sevmiyorsanız keyif alamayabilirsiniz.


  • Phoebe  (29.08.21 09:59:37) 
çok yakın değil ama altınköy plajı gayet iyi. izmire 1 saat uzaklıkta.


  • scudman1  (29.08.21 10:32:16) 
[]

Sonbaharda yeniden Covid kaynaklı kapanma ihtimali var mı?

sb




 
saat yasakları, pazar yasakları falan bir ihtimal gelebilir ama komple bir şey sanmıyorum. Olursa da atıyorum kafelere konserlere aşılılar ve hastalığı geçirmişler girsin, diğerleri giremesin tarzı bir şeyler olabilir. Örneğin Fransa'da o tür bir durum var diyorlardı.

ama aşı geldi, bundan sonra öyle bir yasak olmamalı normalde.
  • nhk ni youkosu  (28.08.21 20:12:28 ~ 20:13:03) 
Var ama esnaf için geçen seneye göre daha zor durum olur.
Çok kimseler kazandığından değil hazır elindekinden harcama yaptı.

  • Erva  (28.08.21 20:32:20) 
bu sorunun cevabını kimse bilemez tabi ki ama bence yok. belli başlı kısıtlamalar ve kurallar belki gelecektir ama sokağa çıkma yasağı tarzında bir şey beklemem ben bu saatten sonra.

aşı işini iyi kötü yaptık. buna göre ölüm oranlarının azalmasını bekleyebiliriz sanırım. eğer bu da çözmüyorsa sürü bağışıklığını seçer sanki ülkeler. bizim ülkemiz de aynı şekilde çünkü ekonomik olarak çok zorluyor insanları.


topyekün kapanma işinin oluşması için okulların açılması kararının çok çok kötü etki yapması gerek diye düşünüyorum. yani öyle bir etkilemeli ki bir anda rakamlar uçup gitmeli. bu olasılıkta bile tam kapanma hiç sanmıyorum, muhtemelen uzaktan eğitim hikayesine dönüş yapacaklardır.


edit: şunu söyleyeyim de linç yemeyeyim. pandeminin herhangi bir şekilde etkilemediği bir işim var. esnaf falan değilim. kapanmama için propoganda yaptığım falan sanılmasın yani.
  • syozkn  (28.08.21 20:56:42 ~ 20:57:45) 
[]

Kumbarada en fazla ne kadar biriktirdiniz?

Ne kadar sürede? Ve ne için kullandınız?




 
şuan üzerimde taşımaya üşendiğim 5,10,25 kuruşluk demir paraların olduğu kumbara hayatımda biriktirdiğim tek kumbara olabilir muhtemelen 100 lira falan var içinde


  • nahtoderfahrung  (26.08.21 21:33:04) 
Butun bozuklari hep kumbaray atarim gun sonunda. Her ay 100-150 cikiyor.


  • floydian  (26.08.21 21:36:02) 
Lisedeyken 1senede bir kiloluk kavonozda 200-250 birkirdi. Öğrenci bütçesiyle
Çoğunluk 1lira 50 kuruş

  • coca cola  (26.08.21 21:50:09) 
fiziksel kumbara değil de bir kumbara hesabı açtırmıştım. orada 3000 tlye yakın para biriktirmiştim. çıktığım bir gezide harcamıştım.

kumbarada maksimum 200-250 birikiyor. o da günlük ihtiyaçlara gidiyor bir anda zaten.
  • susannah delgado  (27.08.21 02:01:36) 
240 birikti.bütünletmedim henüz.


  • since1907  (27.08.21 09:35:16) 
ilkokulda 3-4 yılda biriktirdiğimiz paramız vardı. ne kadar olduğunu hatırlamıyorum ama kardeşimle hemen hemen aynı miktardı. paramızı birleştirip bilgisayar almıştık. 20 sene falan oldu.


  • ruh i tibbiye  (27.08.21 09:39:00) 
yılbaşından bugüne kadar 183 lira.


  • solskjaer  (27.08.21 13:14:16) 
(3 ay) 350 TL - Kulaklık aldım.
(3,5 - 4 ay) 560 TL - Ivır zıvıra gitti.

  • mutekebbir  (27.08.21 13:29:01) 
[]

Doktora tez dönemi okula gitmeden halledilebilir mi

Mail yoluyla ya da zoom’la danışmanla görüşüp tez halledilemez mi? Hiç yapan var mı?




 
Altı ayda bir rapor imzalanıp enstitüye teslim edilmesi gerekiyor. Onun dışında danışmanınız kabul ederse süreci online yürütebilirsiniz.


  • Corpsebridee  (25.08.21 14:21:31) 
tabii. Danışmanına da bağlı ama bizim hocalar pek karışmıyordu mail ve mesaj üzerinden haberleşiyorduk, her 6 ayda bir tez izleme için buluşuyorduk.


  • nhk ni youkosu  (25.08.21 14:22:09) 
öncelikle danışman(lar)ına bağlı. bi şekilde para kazndığını düşünerekten argör olup olmamana bağlı ya da projeden aldığın bursunun içeriğine bağlı. hangi alanda çalıştığına bağlı, mesela fen fakültesindeysen deneysel mi teorik mi..

tüm bunlar düşünüldüğünde bu şekilde uzaktan yürüten arkadaşlarım oldu. sadece ayda 1 veya 2 kere yüzyüze konuştular hocayla.
  • e mice  (25.08.21 14:28:56) 
[]

Turkcell Salla Kazan’dan 20 GB’ı nasıl alacağım?

Tarife değiştirirken alabilirsiniz dediler. Salla kazanı açtım, 6 saatlik 1 gb verdi?




 
Tarife değişikliğinde salla kazan üzerinden değil direkt olarak tarifenize hediye şeklinde verilmesi lazım. Dijital operatör uygulamasından kontrol ettiğinizde görünmüyor mu?

Edit: Ben tarifemi yükselttiğimde ilk ay hediye GB'lar direkt olarak hattıma tanımlanmıştı. Bence müşteri hizmetleriyle görüşmeyi deneyin.
  • pispinti  (17.08.21 09:52:13 ~ 10:43:03) 
[]

NBA Yaz Ligi'ni internetten canlı izleme yolu yok mu?

Aradık, taradık bulamadık.




 
Nba tv yayınlıyor


  • birmilyonunvarmi  (14.08.21 22:16:29) 
  • king lizard  (14.08.21 23:24:00) 
[]

Gusül abdesti alma süreniz ortalama kaç dakika?

5-6 dakikada alan kişiler nasıl yapabiliyor bunu? En özensiz duş bile minimum 10 dk sürerken?




 
Ben küvete girip su yutuyorum. 15-20 saniye sürüyor.


  • prole  (14.08.21 16:31:14) 
Ağız burun 1 dk
Bütün vücut 1 dk

Toplam 2 dk
  • birmilyonunvarmi  (14.08.21 16:31:53) 
Ben "yıkanmak suretiyle gusül abdesti almaya" diye niyet ediyorum ve sadece sıkı sıkı yıkanıyorum. Qyrıca bir daha abdeste su harcamıyorum. Yıkanmak zaten abdesttir çünkü.


  • 1bir1bir1  (14.08.21 18:57:50) 
Suyun değmeme ihtimalinin olduğu yerler en başta olmak üzere tüm vücut baştan aşağı suyun altında kalarak hızlıca yıkanırsa 10 dakika..


  • ssiradanbirigibi  (14.08.21 19:04:44 ~ 19:06:07) 
Birer kere yıkamak kafi ağıza burna su çek sonra tüm vücudun ıslanana kadar yıka. Belki ben minnağım bilmiyorum da acil sadece abdest almam gerekiyorsa 5dk yetiyor bana.


  • cilekli pasta  (14.08.21 19:45:11) 
[]

Doktora tez döneminde ders/okula gitme oluyor mu?

Hocalarla ne gibi yakınlık içerisinde oluyor?




 
hocasina gore degisir +1

benimki cok hirsliydi, haftada bir rapor istiyordu. Iki haftada bir de yuz yuze gorusuyorduk. Oyle 1-2 ay ortadan kaybolma gibi bir olasiligin yoktu, oyle yapani mezun etmezdi zaten.
  • cooperr  (11.08.21 22:45:46) 
Hocasına göre değişir +1


  • howfaristhesky  (12.08.21 02:46:55) 
[]

Üniversite sınavına nasıl bir tempoyla çalıştınız? Sonuç ne oldu?

Telefonla ilişiğinizi kestiniz mi mesela? İnsanlarla ilişkilerinizi minimize ettiniz mi? Bir çeşit bitkisel hayata girdiniz mi?

Sadece bu sene için sormuyorum. 10 yıl önce de olabilir.


 
Saka maka 18 sene olmus... O zamanlar telefonla sadece SMS ve konusma yapiliyordu o yuzden simdiki sorunlar yoktu :) Yine de arkadaslarla mesajlasmayi minimuma indirmistim. sinavdan onceki 1,5-2 sene gibi bir aralikta, bitkisel hayat demeyelim ama cok yakin arkadaslarla haftada en fazla 2-3 kez birkac saatlik gorusmeler disinda pek sosyallesmedim. Sonuc olarak da iyi bir universitede bilgisayar muhendisligi kazandim, bence harcadigim efora gore makul bir sonuctu.


  • vudin  (28.07.21 17:13:34) 
Lisedeyken çok kasmadım ama yine de çalışmıştım. Okul ve dershane zaten yeterince yorucuydu. Bir yıl kendim hazırlanmıştım dershaneye gitmeden. Bayağı iyi çalışmıştım. Bilgisayarı açmıyordum bile. Zaten o dönemde Android telefonlar yoktu. Dikkat dağıtan bir şey yoktu. Makine mühendisliği kazandım, bitirdim.

Bu yıl da ilk defa dil alanından girdim. Ortalama bir sonuç geldi. Ders gibi çalışmadım ama İngilizceye zaman ayırdım.
  • dissendium  (28.07.21 17:50:19 ~ 17:51:24) 
10 sene önce giren çok değil mi ya diye düşünüp sonra aradan 8 yıl geçtiğini fark etmem...

istediğim okul olmadı ama aşırı kastım desem yalan olur. tercümanlık mezunuyum yani sınava dilden hazırlandım. sabah okula gidip oradan dersaneye gidiyor, dersane çıkışı da 1 2 saat de olsa arkadaşlarımla takılıyordum mutlaka. bir de üstüne eve gidip o zamanın bağımlılık yaratan oyunu criminal case'i oynuyordum en son bir iki bölüm dizi izleyip yatıyordum asjdkflsd şu an düşünüyorum nereden geliyordu bu enerji diye. gençliktenmiş meğer.

telefonla ilişkimi pek kesmedim ama o zaman android yeni parlarken çok da bir işlevi olmayan bir telefonum ve az arkadaşım vardı, telefonun çok bir hükmü yoktu yani. ama facebook'a girmeyi bırakmıştım çünkü bahsettiğim oyun her gün girmeyi gerektiriyordu ve yorgunluktan giremiyordum, çok vakit alıyordu falan.

bizim girdiğimiz zamanda ygs-lys vardı. ygs beklediğimden kötü geçince biraz moralim bozulsa da artık sadece dile odaklanmam gerektiği için o sınav aradan çıktıktan sonra rahat geçirmiştim. istanbul'da okumak istiyordum bölümü, puan olarak aynıydı fakat küsüratla kaçırdım. muhtemelen bir soru fazla çözsem olacaktı. ama izmir'e geldikten 6 ay sonra allahtan istanbul olmamış diye şükretmeye başladım.
  • amugochi  (28.07.21 18:06:18) 
Çok fazla uzaklastim sayilmaz sosyal medya ve telefondan ama her gün sabahtan ise gider gibi kutuphaneye gidip video dershaneden konulara calisiyor, notlar çıkartıyor ve soru cozuyordum. Aylarca bu tempoda gittim son 2 ay da deneme cozmeye ayirdim. Evde calisamiyordum ama herkesin calistigi bir yerde calismak beni motive ediyor. Kimisi de kutuphane sevmez mesela.

Neyse oraya gidince telefonu sessize alip cantama atiyordum, sadece molalarda bakiyordum. Yanimda durunce el gidiyordu çünkü. Bu dedigim 5 sene öncesi.
  • ananiyimioguz  (28.07.21 18:34:22) 
10 yıl önce haftaiçi olmuştum, baya rahat geçirdim 2. seneyi ilk seneye göre. Hiç kasmadım, arkadaşlarımla da görüştüm, Oyun da oynadım, kitap da okudum. Sadece baya düzenli çalıştım, ama hemen hemen her gün çalıştım.

Sonuç ilk bine girdim.
  • noluyo yaa  (28.07.21 18:50:28) 
Bundan 9 sene önceydi, sıralama hedefim 65000di, 65299.cu olmuştum :D
ilk 10bine giren arkadaşlar bambaşka bir seviyeydi ama ben mesela önce hedeflerimi belirlemiştim, evet gün 8 saat çalışarak ilk 10 bin kapasitem olduğunu düşünsem de böyle bir şey yapmayacağımı bildiğim için daha gerçekçi yollardan gitmiştim.
Mesela etrafımda vardı mesela matematiğin türev gibi zor konularına da çalışıp 100bininci falan oluyorlardı :D Hiç ama hiç çalışmadım, Türev nedir bilmem, anlamamış ve zor gelmişti o yüzden hiç türev sorusu çözeceğim diye zorlamamıştım. Sadece yapabileceğim konulara çalışmıştım, yani mevzu yapılabilene çalışmakla başlamaktan geçiyor bence.
O dönemde 50 matematikte 16 doğru 1 yanlış, geometride 30 soruda 15 doğru 0 yanlış yapmıştım, yanlışlarımın az olmasına özen göstermiştim, bilmediğim anlayamayacağım konuyu çalışıp sınavda sorusunu çözmeye çalışsam muhtemelen yanlış yapardım hiç çalışmayıp pas geçerek hedefimi tutturdum.

Hedeflerin ilk 10 bin ise ve zeki akıllı isen bitkisel hayata girmeden rahatça gerçekleştirebilirsin bence ama yapamıyorsan yapamıyorsundur bazı yerde de o zaman yapabildiklerinin pratiğine yönel derim ben. bitkisel hayata girmek çok zor değil, iş hayatına atılınca anlarsınız :D
  • atom karincanin torunu  (28.07.21 19:16:04) 
12345  Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.