Ekşi Duyuru

Kullan at değil de her gün ufak ufak silebileceğiniz bir cam bezi daha mantıklı olabilir. Fazla kirlenme/tozlanma olur ise ufaktan bir camsil de püskürtüp temizlenebilir.

aynı soruyu sordum yok cevabını aldım. minibüs köftecisi bile çok az. boğaz şartını kaldırırsan birkaç köfteci önerebilirim

Ben bu yasima kadar "iste bu bea" dedirtecek bir kofteyice denk gelmedim. Belki de kofte cok da harika olabilecek potansiylei olmayan bir şeydir. Ne bileyim et döner falan desen var da koftenin cok iyisine denk gelmedim.

Öyle bir köfteci olsa, millet instgram'da hava atmak için sıraya girer. Köfteci abi fenomen olur hatta il dışına kargo ile köfte gönderirdi.

(Bkz:tostçu erol)

çok uzun zamandır yok. baltalimanı, sarıyer civarlarında vardı eskiden ama denetimden midir, hijyen sebepli talebin azalmasından mıdır bilmem, seyyar yemek işi -sadece köfte değil- oldukça azaldı. kalabalık yerlerdeki tavuk pilavcılar bile azaldı.

denize en yakın olarak yiyebileceğin, maçka parkının harbiye çıkışından çıkıp sola dönünce karşına çıkan seyyar köfteci olur. minibüs değil ve akşamları açar tezgahı. ahım şahım bir olayı yok ama lezzetlidir. oradan alıp 5. dkya dolmabahçeye inebilirsin.

maç olduğu zaman maçtan sonra çok oluyordu eskiden, valla o köfteleri ben seviyordum. hala var mı bilmiyorum çok oldu maça gitmeyeli.

böyle güzel kokan bi şey olamaz.

Subaru.

Benim de ilk aklıma gelen Subarı XV oldu.

T-ROC güzel ama ben Tiguan'ı tercih ederdim. Tiguan da zengin arabası değil Tuareg mesela zengin arabası. O olmaz.

Superb

Volvo

Fakiri zengin zengini fakir gösteren passat ya da onun platform kardeşi superb olabilir. Kodiaq derdim ama o da çok heybetli. T-roc b segmenti olduğu için o kadar zengin adama gitmez.

Son olarak Citroën C5 aircross da marka algısından dolayı tercih edilebilir.

Skoda Kodiak

Passat’ı passat yapan şey, 90’larda hem Avrupa’da hem tr’de özellikle fabrikatörlerin, iş insanlarının en çok yöneldiği model olmasıydı. Çok klasik ve sıradan görünümünün yanında oldukça lüks donanımları da ekleyebiliyordunuz. Mesela 90’larda süspansiyonlardan koltuklara kadar opsiyon yapılabilen modeldi. Boş paketi düz vatandaş arabasıyken dolu paketi alındığında mercedes e class muadili olabiliyordu.

Günümüzde opsiyonlar bu kadar geniş mi bilmiyorum ama passat direkt senin dediğin amaçla popülerleşen bir modeldi. Önüne atlayanın borç istediği, işçi haklarının zirve yaptığı, sürekli zam istenen dönemlerde bunlardan kaçışın yollarındaydı.

Bunların haricinde mazda 6, alfa romeo’lar düşünülebilir ama bir passat,superb lüksü alınmayabilir.

Ha bir de bunun zirvesi var lexus. Özellikle 1-2 eski kasaları çok eski ve kötü araçmış izlenimi verirken premium hissini dibine kadar yaşatıyor. 2019-2020 kasalarına da baktım onlar da standart görünüyormuş gerçi. Oysa eş değerleri bmw mercedeslerin üst segmentleri

infinitiler bir seçenek ama hyundai'nin genesis diye bir modeli var. dehşet bi araç.

Superb

508 GT Line.

Passat'tan daha keyifli bir araç kesinlikle. 508'i olana çok zengin demem fakir hiç demem. Kararında bir araba o bakımdan da.

araba alıcak kişinin hali hazırda arabası var mı onu satıp mı alıcak, varsa ederi ne kadar bunlar önemli yoksa veya hali hazırda epey eski bir arabaya biniyorsa her türlü fark edilir parayı bulma durumu. yani şu an araba satmadan 0 araba alabilen birine her türlü hayırdır piyango mu tutturdun denir yani araba fiyatlarından haberi yok mu kimsenin? bir de suvlar falan yazılmış gıcır gıcır suvu arkadaşının altında görüp de hayırdır demiycek adamın kafasını penetre edeyim.

eğer satmadan veya ucuz araba satıp araba alınıcaksa mutlaka hatchbacke yönelmek lazım daha gösterişsiz olması için (o kadar da düşmem denirse skoda'yla dikkat çekeceğine efendi gibi bmwsini mersosunu alsın takılsın rahat rahat). fena olmayan bir fiyata gidecek arabası varsa da suv değil sedana yönelmesi lazım, toyota ideal bir marka olabilir her durumda (tüm dünyada orta sınıf arabası olarak geçer) veya yazılan diğer sedan arabalar ama passat hariç. passat ülkemizde adı çıkmış bir araba daha fazla dikkat çeker diğerlerinden.

Ben olsam pick-up alırdım. Ford veya Mitsubishi. Sonra da arkasını kapatırım.

xc40 alıp zenginleşmemiş diye gözükmek için araba piyasasından epey bi uzak olmak lazım ama subaru'ların bu kadar pahalı oldugunu anca arabalar ile ilgili birisi anlar, bu yüzden ben de subaru diyorum.

t-roc ile xc40 aynı kıyaslamak da biraz yanlış.

Subaru forester ya da xv.

Veyahut mazda’nın suv modelleri

Türk insanı için SUV ya da SUV görünümlü araçlar="Oooooo jip almış köşeyi dönmüş" demek. İstersen 2000 model toyota rav4 al yine böyle.

O yüzden SUV'yi direkt elerdim.

BMW, MERCEDES, AUDI, VOLVO direkt "aha bu parayı bulmuş" dedirtecek markalar.

Bu konuda uzak doğulular genelde başarılıdır. Bütçeyi bilmiyorum ama lexus mesela az dikkat çeken ama inanılmaz lüks bir otomobildir.

Genelde orta sınıf markaların amiral gemisi saydığı araçlara ya da bu markaların üst sınıf için ürettiği markalara yönelirdim. Mesela Lexus Toyota'nın üst sınıf için ürettiği bir marka.

Citroen'in DS Motors'u var. Ama bunlar da SUV genelde ve dikkat çeker:) Sedan da getiriyorlar gerçi.

Infiniti de güzel bir seçenek ama bu araçlar da aşırı lüks durabilir.

Ben olsam Skoda Superb'e bir bakardım. Araç oldukça iyi. Hatta bazı yönleriyle passat'tan bile başarılı yeni modelleri... Ama tüm bunlara rağmen mutevazı da bir hali var. Üstelik soran olursa "skoda ya..." der geçersin:)

Bir diğer seçenek mazda 6... Kırmızısını almadığınız sürece dikkat çekmez:) Ama kırmızısı da BMW 3'le yanyana dursa daha albenili araç.

Insignia da fena bir alternatif olmayabilir.

Lüks bir pick up da alınabilir. ama işte ülkemizde 4X4 hissi veren her araç zengin arabasıdır. İstersen hyundai tucson al... Ona bile "ooooo" der akrabalar.

En ilginç önerim Renault Talisman olur. Aşırı düz bir araç ama hiç fena değil. Öndeki Renault logosu kafadan tüm servetinden bir 0 eksiltiyor.

anten +1 güzel özetlemiş

vapur seferlerinin iptali vapur batacak devrilecek diye değil yolcuları deniz tutmasın, oradan oraya yuvarlanmasınlar diye yoksa türkiye denizlerinde vapur feribot her türlü koşulda seyir yapar, konforlu olmaz o ayrı

youtu.be
videonuyu 30. saniyeye çekersen yolcular bu hale gelmesin diye seferler iptal ediliyor, şunu 100-200 kişinin yaşadığını düşün :)

travma sonrasi sık karsilasilan bir durum beynin asiri tepki vermesi. iyi bir psikolog bir kac seansta cozebilir, psikiyatrist yardimiyla da cozulebilir. kisisel bir zayiflik olarak algilama, her insanin basina geliyor. gecen mesela hastanede saldiriya ugramis bir doktorun yazdiklarini okudum. adam cerrah, elinden bicaklaniyor hasta tarafindan. ne sansli ki tamamen iyilesmis, ancak hastaneye binasindan iceri giremiyor korkudan. iceri girince bir sey olmayacagini bilmesi bir seyi degistirmiyor, o travma yasanmis ve beyin asiri iliskiyi kurmus bir kere.

neyse bu durumlarin cesitli metodlarla veya gecici ilac destegiyle caresi var. hayati cok etkileyen bir durumsa destek almaktan cekinmeyin, cok normal bir durum.

O feribot istese okyanus gecer. Bizim ic denizde batirman icin baska gemiye vurman lazim doga kosullarindan batmaz.

Tr tarihinde 1 tane olay var onda da asiri yolcu doldurmaktan batirmislar vapuru.

Denizotobüsü veya feribotlar katamaran oluyor. Katamaranların da olayını hacıyatmaz gibi düşünebilirsiniz. Yana çok yatabilir ancak devrilmesi, batması vs tsunami veya aşırı saçma bi vurmalı kaza olmadıkça imkansıza yakın.

Vapur zaten yukarıdaki arkadaşların dediği gibi batacak bişey değil.
Pandemi öncesi temmuz ayında adalar dönüşü akşam vapurları bile öldürmeyecek şekilde yolcu alıyordu :D

Ennn kötü senaryo için;
Rüzgarın bir ilgisi olmadığını düşünün.
Yüzme biliyorsunuz düşme, kaza anında vapur hız keser nasılsa üzerinize meteor düşmeyecek yavaşça batacaksınız o sırada atlar yüzersiniz.
Artık iletişim vs çok çok iyi, en kötü boğazdan birileri sizi görüyor, yardım ulaştırıyor olacak.
Bunu takıntı yapmayın. Ama eğer geçmiyorsa belki sizde geçmişle ilgili bilmediğiniz bişeyi tetiklemiştir, ciddiye alın doktora görünün.

Bence bi doktora görünün kesin. Daha kolay atlatırsınız.

Ama merak etmeyin türkiye şartlarında vapur batma ihtimali yok. Ayrıla vapurun yan gitmesi bi problem olduğu anlamına gelmiyor ki, her şeyin tekniği var. Bu durum rüzgarın yönü ile alakalı. Üsküdar beşiktaj motoru ile her gün işe git gel yapıyordum. Her açı ile karşıya geçtiğimiz oldu. Öyle yan yan gitmek çok normal. Bilmeyen insan tedirgin olur ama sizi tedirgin eden bu seferde gemi mürettebatının endişelenmediğine eminim

Uzakyol gemi kaptanıyım :)

Marmara denizindeki en fazla hava okyanusla karşılaştırılamaz bile, feribotun kapağına dalga vurmasında sorun yok. Karşıya varmak için yan gitmesi ise dalgalara karşı yalpayı önlemek için genelde baş omuzluk dediğimiz yerden havayı karşılarız.

İç denizlerde herhangibir problem olmaz. Gönlünüz rahat olsun.

Dediğiniz gibi birçok parametreye göre değişiyor. Siz optimum değeri şöyle bulabilirsiniz. Sıcaklığı kombiyi çalıştıracak minimum değere getirerek başlayın. Örneğin benim Demirdöküm kombi için bu değer 38°C. Bu sıcaklık size yetmez ise 2'şer derece artırarak devam edersiniz. DD kombide ekonomik mod anlamına gelen "e" simgesi var. Bu simgenin olduğu yer 54°C örneğin. 54 İstanbul kışı için ideale yakın bir sıcaklık. Şu an yakmayı düşünüyorsanız 38-40 gibi bir değer yeterli olur.

istanbul için 54 derece çok demek için geldim. kadıköy'de geçen sene 45'e bile çıkartmadım. demirdöküm kombi var.
ayrıca istanbul için kombi erken bence. şort tişört ile cam açık oturulabiliyor hala. ateşim başıma vurmuş da olabilir :)

Restoran esnaf profili berbat hocam.

Bazı gruplara üyeyim, aynı ürünü birkaç lira düşüğe satan kişiye denk geldiklerinde sanal linç girişiminde falan bulunan vicdansız, cahil bir kesim ekseriyetle. Bu insanlar için zam yapmak için rasyonel bir gerekçeye gerek yok. Ahlaki olarak dibin dibinde olduğu için çoğunluğu, mecburiyetten ziyade "geçirebiliyorken geçireceksin" anlayışı mevcut. Baktı piyasada o fiyat tuttu, bir üstünü zorlar. Sürekli zorlar.

Benim burada geçen sene 8 liraya yediğim döner 14 lira olurken kalitesi ve gramajı da gözle görülür derecede düştü. Bu yılki dönerle geçen yılkini yan yana koysak bu yılki 5 tl anca eder geçen seneki fiyata göre. Ancak ne kadar enflasyon olsa da yüzde 280 enflasyon da olmadı geçen seneye göre.

Ben asıl ocak 2021 den beri sadece 1-2 lira ya da hiç zam yapmamış yerden sipariş vermem ya porsiyonlar küçülmüştür ya da kalite düşmüştür başka türlü açıklanamaz

lokantalar kendi marjını devamlı koruma eğiliminde; herhangi bir artışta bunu hemen fiyata yansıtıyorlar
bazen civardaki lokantacılar anlaşıp komple arttırabiliyorlar

kebapta inanılmaz bir kar marjı var. ben bu fiyatlarla sipariş geçemiyorum artık. pandemi bana dışardan yemek söyleme alışkanlığını bırakma fırsatı verdi. size de tavsiye ederim.

Bizim lokantadaki durumdan bahsedeyim. Zaten senelerdir yüksek enflasyonla mücadelede kar marjımızı gittikçe düşürdük. Tl bazında 5 sene önce 5k kazanıyorsak artık daha fazla ürün sattığımız halde 3k kazanıyoruz. Zaten 5 sene öncenin 5k sı şuan 10k. Ona rağmen 3k getiriyor dükkan.

Bizimkiler artık dükkan kendini döndürsün yeter modundalar. Çünkü zaten artık 60 yaşına falan geldiler. Oyalanıyoruz diye açık tutuyolar.
Bu noktada bahsettiğin kebapçı belki de senelerdir zaten enflasyona yenik düşüyordur ve yavaş yavaş toparlamak istemiş olabilir. Gelire ihtiyacı olabilir ve hızlı zamların nedeni bu olabilir. Baktığında ocaktan beri zam yapıyordur belki ama senelerin enflasyonunu yeni zam olarak koyuyor olabilir.
Niyetini bilemem ama bu açıdan da düşünmek lazım

Mobildeyim değiştiremiyorum k diye bahsettiğim şey birimdir. 1000 değil.

Pub'dan örnek vereceğim, aynı değil ama olsun.

Koşuyolu'nda sürekli gittiğimde Pub'da, içtiğim bira 42 liraydı. 70 küsur oldu 2 hafta önce. Menü gördüğümde oha dedim ne yapıyorsunuz!!!

Zam gelene kadar iki biranın yanında yediğimde 130-150 lira veriyordum. En fazla 180 lira vermişliğim vardı. İşte biranın yanında burger, ayrı patetes kızartması veya nachos'u oluyordu. Şimdi iki-üç bira içip burger istediğimde 300 lira tutuyor. Dedim bir daha da gelmem buraya.

Tabi ki müşteriden çıkaracaklar. Devlet de destek vermediği için kurban vatandaş oluyor hep.
Ayrıca pandemi döneminde yemeklerde KDV %8'den %1'e indi yemek fiyatları düşsün diye ama bir allah'ın kulu da fiyatlara yansıtmadı.

Zincir restoranları tercih ediyorum bu yüzden. Cafede de aynı şekilde.

Küçük esnafta kalite çok düşük. Fiyatı geçtim ürünler de berbat. Kar etmek için kaliteyi düşürüyor.

1099 dolar telefon
yaklaşık %8-10 arası vergi (vergisiz eyaletten alırsa %0)
100 dolar da vergi desek

10392 telefon
2006 tl pasaport kaydı

yaklaşık 12400 tl diyebiliriz.
kendi pasaportuna kaydettirmen için yurtdışına giriş çıkış yapman gerekir. kıbrıs, batum falan da olur en ucuzu bu. onun maliyetini eklemedim. son 4 ay içinde olması gerekiyor. bu arada pasaport sahibi kullanabiliyor sadece telefonu. yani başkasına satamazsın.

Alacak kişi kendi psaportuna kaydettirmek zorunda. Yani telefonun kayıt edildiği pasaport ile telekom hattı sahibi aynı olmak zorunda.

tek sutunda mi yoksa farkli sutun ve farkli satirlarda mi bu bos kalan hucreler?

www.automateexcel.com

tamamen kulakligin noise handling'ine bagli. www.rtings.com burada kulakliginin review'u varsa gurultulu ortamda arkadan ne kadar ses geldigini de noise handling kismindaki ses kayitlarindan dinleyebilirsin.

otobus sehirler arasiysa sorun olmaz bence ama sehir ici kalabalik bir otobuste kalitesiz bir kulaklikla anlasilman zor olabilir. kulaklik kaliteliyse arkadan cok az ses alma sansi var.

Meet'in arka plan sesini kısma özellliği iyi çalışıyor

düzelir neden düzelmesin uzaklık sensörü ile ekran arası temassızlık gibi bir şey olmuş düşünce, yapılır

Büyük ihtimalle proximity sensörü de bozulmuştur, onun da değişmesi gerekebilir.

tahlil sonuçlarında gözüküyorsa alabilirsin ya da yaptırdığın hastanenin lab sonuçları sayfasına bak

Sağlık ocağında falan veriyorlar. Aile sağlık merkezinde yani.

sağlık ocağında aile hekiminden alabilirsiniz.

Virüs girerse farketmez. Şirkete ait bilgisayar olduğu için ikinci bir oturum açmaya iznin olmayabilir.

Virüsün hangi oturumdan bulaştığının bir önemi yok. Virüs bulaşınca zaten 'all users' klasörlerine bulaşır veya başlangıca bir uygulama eklerse bu uygulama tüm kullanıcılar için çalışır halde ayarlanır.

Yeni bir chrome için Ctrl + Shift + N kombinasyonu yaparsanız yeni 'Gizli Chrome' açılır. Diğerinden farklı gibi davranır ve geçmişi saklamaz. Gizli olmasın diyorsanız Ctrl + N ile yeni bir pencere açabilirsiniz. Yine diğer sabit sekmeli Chrome ile karışıklık olmaz.

Merhaba; yeni bir kanun, yönetmelik vs. çıkınca uygulamaya geçme sürecinde muhatap için zor durumlar oluşabiliyor. En iyisi gençlik ve spor bakanlığının iletişim hattını arayıp öğrenmeniz olur. Ben de böyle yapmıştım covid nedenli erteletme sürecinde. Dışardan duyduğunuz şeyin gittiğiniz kurumda bir karşılığı olmadığı sürece ortada kalıveriyorsunuz.

En basitinden, evet öyle bir şey var ama bize yazı gelmedi; sizin süreniz geçmiş artık gelse de bir şey yapamayız ya da geçen süredeki taksitleri ödemiş olmalıydınız gibi absürt şeyler söylenebilir, uğraşırsınız.

Ben olsam ben de açmam adam klimayı açıyor arkadaki adam da camı açıyor. Adam camı kapat klima açık diyor yolcu nefes alamıyorum ben diyor şoför napsın.

benim bildigim kadariyla covid sebebiyle acmiyorlar klimalari.

@in vino


Bazı arabalarda açık klimalar. Orda da covid riski var. Anlayamadım olayı.

@irene, bilmem ki belki klima sistemleri farklidir. ilk zamanlar bazi avm'lerde de klima acilmiyordu bazilarinda calisiyordu mesela belki oyle bir seydir. ya da belki tamamen soforun inisiyatifidir bilemiyorum. ben covid ile ilgili diye okumustum bir yerlerde.

Beyaz Masa yalandan uyarı muyarı gönderiyor, hiçbir şey değişmiyor. O belediyeye bağlandı denilen araçların hiç de öyle kurumsal çatıya dahil edildiğini sanmıyorum. Son durak yakınında oturuyorum, bazı araçlar durakta şoförlerce "onarılıyor": üzeri yazısız gayet gayrıresmi bir Renault Cangoo durağa yanaşıyor, içinden ağzında sigarayla sivil bir dayı çıkıp şoförle muhabbete başlıyor sonra da aracın bir yerine tak tuk vura vura bir şeyleri halletmeye çalışıyorlar :D

Çok sevdiysen arada bir bardak falan iç ama,

Bu şeker olmayan şekerlerin hepsi toksik,bağırsak florasını direk kotu etkiliyorlar.bunu otorite olarak soylemiyorum tabii ki ama ömrümde ilk kez doktor kontrolunde if 4-20 durumundayım,hayatımın bundan sonra ki kısmıyla alakalı bir düzenleme yapıyoruz.alkolu minimuma indirmistim ama bu seferde şekersiz mesrubatlara yüklenmiştim.bu yuzden bir doktor triosundan düzenli bir şekilde bunları dinliyorum.kısaca yalancı şekerler ve koruyucular bünyeye önce bağırsaklara,peşinden karaciğere sağlam çalışıyorlar.bununla alakalı bir kaç çalışmayıda okudum,Ben Gurion dan yayınlanan makaleler olunca ciddiye almam gerektiiğini anladım.soyle bir uaber linki bırakayım,

www.timesofisrael.com

Biraz pazarlama stratejisi, içine basıyorlar yapay tatlandırıcıyı ama sorarsan şekersiz.
Evet kalori olarak yok denecek kadar az ama doğal şekere göre daha zararlı.

Çok değil hiç şekersiz olarak aroma sa-de'yi önerebilirim ama bulursan önce küçük boyunu al denettiğim kişilerin çoğunluğu begenmedi :) benim için tadı gayet güzel.

(git: www.hepsiburada.com)

oncelikle steviol glikozit ve sukraloz yapay tatlandirici olarak adlandirilsalar da dogallar. ikisi de bitkilerden elde ediliyor. ikisi arasinda da steviol glikozit daha dogal. yani yapraklari tatli olan bir bitkiye o tatliligi veren maddeler. bizim dogal seker diye ovdugumuz seyin seker pancari degil de stevia bitkisi icin olani. sukraloz da keza seker pancarindan elde ediliyor.

yani bunlar dogal sekerden daha zararli degiller. ama seker olmadiklari icin zararsiz da degiller. kararinda icildiginde sekerli yiyeceklere nazaran daha az zararli olduklarini ben literatur taramam sonucunda dusunuyorum.

ettirilir contasi eskimistir degisince yeni gibi olur.

Sorun contadan kaynaklı değilse hiç uğraşma yenisini al. Başıma geldi düzen tutmuyor.

Mezgit genelde bahar sonu - yaz başı gibi olur. Belki kalmıştır Ağustos'a da. Çipura mevsimi asıl şu an.

Mezgit ızgarada daha güzel oluyor bence.

Her iyi bir şef varsa ızgarada levrek çok iyi olur. Rakı olursa yanında, dadindan yinmez

Mezgit hiçbir zaman yenmez. Çünkü dip balığı çünkü ağır metaller ve diğer tüm atıklar.. alacağınız fayda kesinlikle zarardan daha az.

Yağ ve bol sebze. Et çok az oluyor.

dışarıda lahmacun harcı kovada beklerken bakteri üretiyordur, sektörden değilim tahmin

o hissettiğin rahatsızlık hissi de hafif bir zehirlenme aslında, vücudun bununla başa çıkabiliyor sadece miden bozuluyor

Kuyruk yağı + kıymaya karışan bilimum malzeme

ucuz yağ sebepli oluyor bunlar

yapabilir, hemen bitdefender kur. yanılmıyorsam tam sürümü ilk kurulumda 3 aylığına ücretsiz. hem antivirüs hem de web tarafından gelebilecek tehditlere karşı gelişmiş koruması var.

manavdan havuç alınıp, zeytinyağıyla (ama çok az zeytinyağıyla. eser miktarda) kızartılır ve üstüne konan yoğurtla afiyetle yenir. ya da bu sıcaklarda cacık ve ya haydari de iyi gider.

Kuruyemiş

En sevdiğim ara öğün hurmayı yarıya bölüp arasına fıstık ezmesi sürmek. Hem kolay hem de az yemek yetiyor insana.

jazzbel +1 ben ezmeleri de kendim yapıyorum azıcık tavada kavurup rondoda da yavaş yavaş çekince oluyor. kaju, badem, yer fıstığı, antep fıstığı, fındık. kahvenin yanında arasına ezme konulmuş 2 hurma inanılmaz güzel oluyor.

Kefir.
Hurmalı bar www.migros.com.tr
Zuber
Çiğ enginar. Limon sık ye.

Eti lifalif yulaf bar

aklıma gelen en büyük eczane fulya'daki nispet eczanesi. gezerken kaybolunacak kadar büyük değil ama :)
o civarda çok hastane olduğu için irili ufaklı bir sürü eczane var caddede.

Cevahir deki eczane

Fellik fellik aşılayacak insan aranırken kimseye “bacım senin tarihin geçmiş, artık el aç Allah’a dua et” demezler.

İçin rahat etsin istiyorsan; alo 182

iett başvuru merkezleri var kadıköyde mesela rıhtımda, oralardan alınıyor

açık havuzsa bir şey olmaz hocam

virüs olmasa da girmem. -ki virüs de var- bir sürü göz hastalığına neden oluyor. aha www.acibademhayat.com

Havuzun temiz olması ile covid 19 arasında hiç bağ yok. İstediği kadar temizlesin bi tane covidli olup farkında olmayan taşıyıcı geldiği an hepinize bulaştıracak

Hocam normalde kimseye böyle tavsiye vermem bire bir konuşmuyorsak da madem buraya sormuşsunuz o yüzden yazayım dedim. Havuza gitmeyi çok istiyorsanız gidin. Virüs olabilir mi olabilir bunu inkar etmiyorum da nereye kadar bu şekilde yaşayacağız sorusuna bu önlem çılgını arkadaşların net bir cevap verdiğini hiç görmedim. He gerçi "covid bitince" diye bir cevap veriyorlar da onun da ne zaman olduğu belli değil. Sadece Türkiye değil dünya genelinde düşünelim hadi Türkiye iyi önlem almadı vs. denir diye. Maske dendi maske takıldı, insanlarla aranıza mesafe koyun dendi mesafe koyduk, kapanma dendi kapandık, aşı dendi aşı olduk fakat hala "hiçbir şey bitmedi aynı önlemlere devam" deniyor. Bir de şlimdi x varyantı y varyantı muhabbeti çıktı. Şimdi ertelediniz diyelim havuza gitmeyi, bir sene daha bekleyince durumun farklı olacağına cidden inanıyorsanız yazılmayın. Fakat bence seneye bu zamanlar da "daha hiçbir şey bitmedi sakın yazılma" diyenler olacak. O yüzden ben artık katlanamıyorum bu muhabbete.

2 daha iyi bence bu konuda. 1de sıcak ve soğuk su seviyesine ayrı ayrı ayarlamak daha zor.

özellikle batarya konusunda ucuza kaçmayın derim.300 den aşşaya olan batarya batarya değildir.

ucuz batarya almayın bence. aldığı parayı hak eden bir alet.

kesinlikle aç-kapa tabir edilen 2. batarya. alacağınız bataryanın malzemesinin pirinç olmasına dikkat edin. pirinç gövdeli bataryada en fazla kartuş değiştirirsiniz.

Onceki kiraci oldugumuz evde 2.batarya vardi. Suyun sicakligini ayarlarken sifreli kasayi acmaya calisan soyguncu gibi milimetrik ayar yapmaya calisiyorduk. Batarya da artema markaydi bi de.

Simdi gectigimiz evde uzerinde markasi bile yszmayan 1.bataryadan var. Suyun sicakligini ayarlamak inanilmaz rahat. Ilk gectigimizde ac kapa batarya alacaktik rahat olsun diye ama iyiki ertelemisiz. Mukemmel bir olay.

Bi yerde bataryadan ziyade kombinin suyun basincini ayarlayabilmesiyle ilgili oldugunu okumustum. Belki olay kombide bitiyordur. Bilemeyezeim

Ayni asinin ikinci dozu yapiliyor. Biontechse onun ikinci dozu yani.

aynı aşı. yani birinci dozda verilen neyse aynısından bi tane daha yapıyorlar. şu birinci dozu, bu ikinci dozu diye farklı bir şey vermiyorlar.

Yani 3 vardı bunu silip 5 yaptım şeklinde değişikliği görmezler kast edilen buysa.
Ama Excel in ilk ne zaman oluşturulduğunu görürler (bu Bilgi değiştirilebilir)

Office 365 kullanıyorsanız ve dosyayı attach edip gondermiyorsanız,dosyayı paylaşıyorsanız bu durumda en güncel halini görürler, eğer dosyayı mail eklentisi olarak gonderiyorsanız gonderdiğiniz hali görüntülerler.

Mail olarak gönderiyorum. Attach edip mail adreslerine atıyorum. 365 kullanmıyorum.

Yes

Evet, toplu taşıma ile seyahat edenler için izne gerek yok. Sadece bilet vb. ibraz edilerek muaf olunuyor.

Sokağa çıkmanın serbest olduğu saatlerde ve günlerde, yani hafta içi 05.00-21.00 arası hiçbir kısıtlama yok. Toplu taşıma, özel araç, hepsiyle seyahat serbest.

Yasak gün ve saatlerde, yani hafta içi 21.00-05.00 arası ve hafta sonları toplu taşıma ile seyahat serbest, özel araçla seyahat için zorunlu durum belgeleyip izin almak gerekiyor.

beyoglu balik pazarinda sampiyon'u deneyebilirsin.

Midyeci ahmet küçük ama lezzetli

balık pazarı şampiyon kapandı.

beşiktaş çarşıda da var bin tane yer. gördüğün yere otur işte. tam balıkçıların yanında vardı hatta.

Modem arayüzüne girip ayarları sıfırlamayı deneyebilirsin. Muhtemelen elektrik kesintisinde modem bozulmuş olabilir. Modemin değişmesi gerekir diye düşünüyorum ama ayarları sıfırlayınca belki faydası olur.

Modem arızalanmış gibi gözüküyor

yaşlılık toptan ödemesi diye geçiyor. bunun için de emeklilik yaşını doldurması gerekir. emeklilik yaşı için de hangi tarihte ilk sigortası yatırılmış o önemli. sigorta başlangıcına göre doldurması gereken yaş hesaplanır ve doldurduğu tarihte gidip ödenenen primlerin toptan ödenmesi için dilekçe vermeniz gerekir.

Dokümanı açın, orada sağ üstte paylaş butonu var. Oradan ilerleyin.

öncelikle başınız sağolsun.
Taksimden karaköye inen yokuşta (yüksek kaldırım caddesi) (enstrüman satan dükkanların olduğu sokak) biraz indiğinizde sol tarafta bir tane filateli(pulcu) var. Oraya sorabilirsiniz. O civarda sanırım birkaç tane daha vardı filateli ama tam konum olarak hatırlamıyorum.

Onun dışında şöyle bir ek bilgi buldum:
www.fotokart.shop

Öncelikle damgalı mı damgasız mı ona bakın. Damgalı pullarsa, çok çok eski olmadıkça pek değerli sayılmazlar. Damgasız pullarsa hangi ülke, hangi dönem olmasına bağlı olarak değişir. Şu dönemin pulları derseniz ben de amatör biri olarak yardımcı olmaya çalışabilirim.

Yabancı bankalar, yerli/yabancı aracı kurumlar, türk bankaları, hepsini kullanabilirler.

Büyük çoğunluğu bankalar, fon şirketleri vs oluşturuyor. Bireysel olarak parasını getiren %3-5 ya var ya yoktur. Mesela bugün isveç merkezli uluslarası bir banka tl yatırımlarının tamamını çekmiş.

Ya da yüzbinlerce kişinin satın aldığı bir fonda, bir süre türkiye’de şirketlere yatırım yapılmıştır. Şirket güven ortamını görmeyince çekilmiştir. Şu an da etkisi ne kadar bilmiyorum ama bir zamanlar merrill linch piyasadan çok fena çekilmişti Türkiye’de, borsa sarsılmıştı bay

banka hesabına gelcek aslında transferwisedan hesap açmana bile gerek yoktu

"şu şirket size para göndermek istiyor"

bu mail nereden geldi?

Transferwise'dan geldi mail.

bana transferwise hesabina gelecekmis gibi geldi.

normalde yatırım yaptıktan sonra firmanın bir ayaklanma süreci vardır. bu en iyi ihtimal ile 6ay normali 1yıl.

yani 1yıl sonra banka hesabında üzerine konuşulacak bir meblağ görmeye başlarsın. zaten yatırımcıya da söylüyorsun 3 yıl gidecem, çıkacam vs vs deme diye.

hisse satmak ve yatırım yapmak kavramları karıştırılıyor maalesef.

hisse firmanın o anki değerinden satılır mesela corolla'nın piyasası 80ktl ise %10'nu 8ktl'den satarsın.

corolla'nın %10'u kağıt üstünde senin.

şimdi corolla'nın %51 hissesine sahip olan sana şöyle diyebilir ya şimdi sen ortaya bir 100kusd koysan bu corollayı ben öyle bir modify ederim ki yazın tüm düğünlerde kiralarız acayip para kazanırız.

şimdi bu bir iddaadır. bu iddaa yatırım yapılmadan önceki corollanın fiyatını 80ktl + 100kusd yapmaz bazı durumlar hariç.

sen inanırsın verirsin parayı ama dersin ki bak bu 100kusd'yi ben 5.yılda geri istiyorum.

elemanda ok der.

şimdi senin %10 yatırımcı olarak elinde şunlar var.

corrolla'nın %10 hissesi
yılda gelecek olan kar payı
5. yılda gelecek olan 100kusd

adam mesela 3. yılda exit yapmak istedi o zmn

corollanın 3. yıldaki değerinin %10'u
3 yıllık kar payı
100kusd

alırsın.

atıyorum sen parayı verdin 100kusd harcandı 2.ayda corolla uçurumdan uçtu gitti. geçmiş olsun.

işte tüm bu sirkülasyondaki durumlar aynı zamanda anlaşmalara bağlı vs vs vs

Tamamen anlaşmaya bağlı. Ben 4 bin TL kattıgım ve bütün fikri emeği bana ait işime 160 bin TL bedelle 15 ayla sınırlı yüzde 33 ortak aldım. 15 ayın sonunda ayrılıp ayrılmamak tamamen bana baglı. Ayrılırsak sistem bana kalacak. 15 ayki kazancını alıp gidecek ve aynı sistemin benzerini ona bedelsiz kuracagım. Ya da devam edeceğiz ama ek yatırım alacagım.

Damar yolundan bahsediyorsaniz bir kaç sefer kendim çıkardım, sorun yaşamadım

anjiokat iğne ise bahsettiğiniz kendiniz çıkartabilirsiniz. kendinize güvenemiyorsanız yakındaki bir eczaneye gidin çıkarırlar

Çıkaracaksanız kolu yatar pozisyonda yere paralel tutun ve damar yolunu da yukarı ya da aşağı çekmeden paralel olarak çekip çıkarın.

yazdım ben. lütfen duyuruyu silmeyin.

bende durum şu, garanti bankası için, mevduatım vadeli hesaptan, vadesiz hesaba her sabah geçtiğinde aplikasyondan bildirim geliyor ama akşamları vadeli hesaba geçinde bildirim gelmiyor. Bildirim de de mevduatınızın vadesi yenilenmiştir diyor o kadar.

Mesaj gelmiyor diye biliyorum. Akşam yatmadan bakiyeyi bir kağıda yazıp sabah manuel girip karşılaştırabilir.

Hiç olmadı

selpak kagit havlu reklamindaki simarik cocuk da baska bir marka reklaminda daha oynuyor su siralar, ayni anda iki farkli marka reklami yani, ama hangi markaydi unuttum simdi

bir ara da sok maket ve bim tv reklaminda ayni donemde ayni eleman oynamisti da bir sure gundem olmustu www.youtube.com

Ben hafa sonları da günlük yaklaşık 3 saatlik çalışma süresinin haftalık total 40 saate dahil olduğunu anlıyorum.

Haftasonu günlük 3er saat calisma dahil 40 saat.

İlani yazan firma native ise herkese katiliyorum. Turk ise bi sormak lazim

Investing'in teknik grafiğine bakabilirsin detaylı olarak. 3 bin dolar seviyesine 2018'de indi. Yavaş yavaş indi tabii ama 2017'de hızlı bir düşüş yaşandı.

günümüz dinamikleri geçmişi yansıtmıyo yalnız. bitcoin borsasının yükselmesinde tüm ülkelerin para basması, güvenli liman denilen değerli emtiaların ve ülke borsalarının gereğinden fazla yükselmesi, hastalık sürecine girilmesi gibi durumlarla birlikte geçmişte uygulanan tüm kurallar değişti.

coin borsası tamamen şans. elon musk twiterda bi gün köpek fotoğrafı paylaştı diye dogecoin %400 yükseldi, sonra bitcoin sembolü koydu ve o gün de 4-5 bin dolar bitcoin yükseldi. aşırı manipülatif.

ben varım.
o zmanki piyasa çok farklıydı. bazı borsalar birkaç gün içinde 20binden 6bine kadar düşmüş sonra geri yükselmişti 17-18lere. bazısı ise 12ye düşüp yükselmişti.
bu düşüşten sonraki ilk tepkide altcoinler yükselmişlerdi. bütün bu olaylar 3 hafta içinde oldu.
ondan sonra kanayarak düştü.
olay etkili olmadı. çok balondu ve patladı. cme piyasasında vadeli işlemler başlayacak ve bitcoin daha yükselecek diyorlardı. vadeli işlemlerin başladığı gün çakıldığı gün oldu. bu olay balonun patlatılacağı gündü kısacası

Kaçırılan bir şey yok bence.kimse uzun vadeli düşünmüyor

şimdi sıkıntı şurada faiz yüksek çünkü ekonomi o kadar kötü ki bankalar para bulamıyor yüksek faiz ile para toplamaya çalışıyor.

ekonomi kötü ise demek ki ödemeler yapılmıyor, işler bitmiyor.

yani sen 1m tl ile piyasaya girsen mesela %40 karlı bir işe bütün paranı harcasan %17 ihtimal ile o para sana dönmeyecek. paran batacak.

o sebeple ya evet tl değer kaybediyor ama en azından %17 kar ile garanti para alıyorum demek 1m tl üstü için kötü bir düşünce değil.

bu piyasa koşullarında.

bunları yazarken ağlıyorum üzüntüden ama durum bu.

Biz fakiriz olum bize göre milyon bile hayal olduğu için çok sorun etmiyoruz ilerisini (:

2021 ekonomisinde biz fakiriz bana ne faizden falan diyemezsin

çünkü işverenin elindeki paranın hepsini %15'ten faize yatırırsa işsiz kalırsın.

Haklısın, çarpık bir düşünce.

10 yıl önceki maaşım 1.000 liraydı. O zaman yetiyordu. Şimdi 1.000 lirayla geçinmek imkansız.

@duyurukullanıcısı ben nasılsa hep 50 liralık alıyorum kafasında değilim de bu bilginin sende olması seni daha korunaklı yapmıyor sonuçta patron zaten beni çalıştırmaktan daha kazançlı görürse faizi gider oraya yatırır senin elinde buna karşı bir şey yapacağın enstrüman yok.
yani illaki hayatımızı etkiliyor makro ekonomi ama filler tepişir çimenler ezilir modu.

ana paran tl'de kaldığı için sürekli eriyecek.
ev alıp kiraya vermek daha mantıklı çünkü en azındna elindeki meta değer kaybetmeyecek ve kazandığın para (kira) her sene artacak.
tahliye taahhütnamesi yapıp 2-3 senede bir kiracı değiştirirsen gerçek enflasyon oranındada zam yaparsın.
sadece kira sözleşmesi yaparsan gerçek enflasyon %40'ken devlet %15 açıklar, kiradan eline geçecek para yine azalır.

bence mantıklı olabilecek tek yol şu, yıllık 180 bin faiz aldın diyelim. Yarısıyla yaşayıp (belki az az çalışıp ek gelir elde edip) 90 binini hisse, fon vb. ile 2x yapmaya çalışırsan (ki yılda %80-90 artan fonlar var, %60 bile yapsan yine iyi tabii) en azından normalde aldığın faize yakın bir parayı geri biriktirmiş olursun. Ben böyle yapmaya çalışırdım.

finansal açıdan çarpık bir düşünce evet. zaten 1 milyon sahibi olan hiç kimse parasını faize koyup beklemiyor. parayı faize koyup bekleme kafasındaki kimse de 1 milyon sahibi olamıyor.

Kritik nokta gelirin % kaçıyla geçinilebildiği, eğer tamamı harcanıyorsa doğal olarak uzun vadede tabi ki geçerliliği yok. Fakat mesela 1/3'ü ile yaşanabiliyorsa birikimler değer kaybını karşılayabilir. Bunun dışında tl'de olmak her zaman için bir risk ve kayıp demek.

Evet mali açıdan çarpık bir düşünce hazıra dağ dayanmaz ayrıca bu düşünce faiz oranlarını sabit varsayarak kurgulanmış mesela 5 yıl sonra faizlerin ciddi oranda düşebilme ihtimali var 90'lı yıllarda %80 faiz oranları vardı 2-3 yıl öncesine kadar %8 lere kadar düştü faiz oranları ve şu an pandemi vs. gibi olağanüstü sebeplerle tekrar yükseldi ama elbet tekrar düşecek. Ev alıp kiraya vermek daha mantıklı hem evin değeri artıyor hem de kira geliri elde ediliyor ev fiyatları yerine göre 10 yılda 10 kat değerlenebiliyor veya bu para borsaya yatırılsa hem temettü geliri elde edilir hem de hisse senedi değer kazanır.

kaçırdığın bir şey yok da kendi ağzınla demişsin. 10-15 sene ayda 15 bin alsan sence de bir şeyler yapmaz mısın geleceğin için? 4-5 bine işte çalışmak yerine 1 milyonum olsa elbet istifa eder faişze koyarım paramı

yüklü miktardaki parayı faize yatırmak size kazanç sağlamaz. faizi anaparanın üzerine koyarak (bileşik faiz) sadece o mevcut paranın zaman içinde gücünün erimesini (alım gücünü) engellersiniz.

bu nedenle mevduat faizi %17 iken kredi faizi %34'dür.

20 sene evvelki 1 milyon lira ile kaç kg. gıda malzemesi aldığınıza bakınız. bugün kaç kg. gıda malzemesi aldığınıza bakınız.

bugün bir 1 milyon liraya ev alıp onun kirası ile geçinirim deseniz bile gerçekte o evin kendini kira getirisi ile amorti etmesi ortalama 25-30 yıl sürüyor. zaten o süreden sonra ev kâr getirisi sağlıyor. zaten bina 50 yaşına gelince de yenisi yapmak gerekiyor.

biz hiçbir zaman o özendiğimiz gelişmiş ülkeler gibi olamayacağız çünkü para/varlık yönetimi denen olayı bilmiyoruz.

1 Milyon param olsun yarın gider istifayı basarım.
Aylık 5 bin ile memleketimde mis gibi yaşarım (evim var)
Geri kalan 10 bin yılda 120 bin yapar, buda bulunduğum il de her sene 1 ev satın alabilirim demek.

Hayat İstanbul'dan ibaret değil, faizi güzel kullanırsan ölene kadar elin cebinde yaşayarak gezersin.

Ben bayılıyorum bu düşünceye.
Ekşide faiz gelirini eleştiren Adamlar aylık 3-4bin maaşa çalışıyor, 1 milyon para mı? Onun faiziyle geçinilir mi diyor.1 milyonu olan adamın şu ya da bu şekilde 1 milyonu var ve senden (sen derken sen değil eleştirenler) her türlü daha rahat bakıyor geleceğe. nedir bu rahatlık? daha az gerginlik yaşıyor, bir işte çalışacaksa daha seçici oluyor, kimsenin derdini çekmiyor, 3-4 bine hayatını heba etmiyor vs. faiz geliri tl olarak çok dert ediliyorsa her ayın faizi ile 2 bin dolar alabilirsin, yıllık 25bin dolara kadar yolu var. Az para mı? Boyle daha guzel geliyor kulaga degil mi?

Milyon TL aylık faizde 14000 kadar para bırakıyor olmalı.
Bunun ne kadarı ile yaşamaya devam edip kalanı anaparaya ekleyeceğiz?
4000 e çalışan adamın da maliyeti 6000nkadardir.
Tamamen aynı şekilde yaşasa (ki gerçekten zordur bankada para varken) her ay ancak 7 8bin kadar kenara koyar.
Enflasyona bakınca da evet bu para birnsure götürür ama kesinlikle azalacaktır.

1 milyon tl değil de, şöyle 300-400bin dolarlık uzun vadeli eurobond ile çalışmadan geçinebilirsin.
vergi sonrası dahil eline aylık 10bin tl den fazla geçer, üstelik dolara endeksli bir gelir ve vade sonunda ana paranı yine dolar olarak geri alıyorsun.
tek riski TR'nin batması.

1 milyon tl'ye gelirsek borsa'da bir temettü portföyü oluştursan yıllık ortalama %7 getirse 70bin tl gelir, portföy bir şekilde enflasyona karşı kendini korur.

Bilgisayarda bir şey yoksa şarj aletini alın. Yakın zamanda ben de duyuru açmıştım aynı konuda www.eksiduyuru.com

İnternetten orijinal Acer adaptörü alsanız? Servis muhtemelen 2 katına falan satıyordur piyasaya göre.

Yan sanayi bilgisayara zarar verebilir. Anakart yanar ya da pil ömrü kısalırsa daha büyük zarar. Ben tercih etmiyorum o yüzden.

O ucu tamir ettirmek de muhtemelen çok kolay bir iş. İstanbul bilmiyorum ama bi elektrikçiye götürseniz halleder.

Düşündüm, 6 kere adaptörüm bozulmuş şimdiye kadar. 3 tanesinde orijinal aldım. Birini servis ücretsiz değiştirdi, birini tamir ettirdim. Öbürünü de kendim tamir etmeye çalışıp anakartı yakmıştım :(

@pluton

Orjinal olarak istediğim aleti satan bir site bulamadım. Yan sanayiler çıkıyor hep. Servisteki görevli de bu model yoktur demişti.

o fiyata söylenebilecek tek şey var : bsg. Kablo ayrı olarak satılıyor 20-30tl verirsin. 2 tamir yöntemi var.

1) Ucu kopan kısmı kesip yeni aldığın kabloyu düzgünce daralan makaron ile takmak.
2) Bu orjinale daha yakın görünür, adaptör kasasını açıp eski kablo lehşmlerini söküp yeni kabloyu lehimlemek. Bu yöntem biraz zordur, adaptör kasası vidalı değil, kırarak açmak gerekiyor o yüzden geri kapatırken sağlam iş yapmaları lazım.

üsküdar sahilden kalkıyor

marmaray ile bağlantılı olması lazım.

Marmarayla bağlantılı +1

sahilde marmaray istasyonu ile ayni yerden giriyorsun, baglantili zaten, yonlendirmeleri takip ederek bulursun

ya bende bu sorundan muzdaribim de bende cevap dönem dönem değişiyor. bi ara eti burçak fıstık ezmeli kremalı diyebilirdim. bi ara mesela haylayf gibiydi. bazen yeşil paket doritos bu hissi veriyor. ama hepsini bir süre tüketince herhalde doyuyorum, unutuyorum yememeye başlıyorum :D

Eti Form mısır ve pirinç patlağı

biskremi çok seviyorum ben

Ülker Çikolatalı Gofret
Cino

eti ahenk sutlu cikolata ya da eti ahenk cikolatali gofret
tadelle (klasik olan kirmizi paket)

4 senedir Yunanistan'da yasiyorum ve ozledigim tek sey Tadelle oluyor. onu da nihayet buldum getiren bir yer (tanesi 1 euro olsa da)

Geldigim zaman tadelle stoklayip gidiyorum. Laviva bir de. Cizivic de severim. ustteki yazinca aklima geldi bak Haylayf da guzel. Biskrem'i de severim.

onun disinda sunu soyleyebilirim ki Turkiye abur cubur cenneti burda cok az cesit var. ama rulokat papadapoulos caprice'in eline su dokemez...

Turkiye abur cubur cenneti +1 , kalitesini suyunu buyunu bilmem ama cok cesit var.

benim favorim haylayf ve negro

Eti cin
Eti puf

eti bidolu, bayılıyorum.

Tadellanın gofreti.Yeni keşfettim tadı güzel ve baymıyor.

Turkiye abur cuburlari harika, les oldugu nerden cikti:/
Abur cubur denilen sey zaten dogasi geregi icerigi bktan oldugu icin zaten bu sifati almis bir sey.
Eti brownie (eski tip ve visnelisi)
Eti burcak
Ustu cikolata kapli eti burcak
Gofrik (fistikli)
Kucuk eti cin (portakalli)


Tek urun sececek olsam eti brownie derim

Artık tüketmiyorum ama tatlı olarak en güzeli Rulokat ve Çokonat bence. Tuzlu da paprikalı Pringles. Bunu hala bayılarak yiyorum.

tadelle diyorum.

Tadelle +1, negro da çok güzel.

tatli halley,
tuzlu cizi,
biskuvi olarakta biskrem secerdim.

Rulokat
Çifte kavrulmuş petit beurre (Eti olma şartı var)

doritos nachos.
bonus: browni intense.

(gerçi bunlar türkiye'ye özgü sayılmaz ama tam bilemedim)

Kimse yazmamış, cevizli sucuk tabii ki buram buram türkiye kokuyor ne brownisi nachosu.
Ayçekirdeği, kuru kayısı, çizmeci time rulokat, eskiden abc bisküvisi vardı bi de o.

Almanya da pek biskuvi olayi yok galiba, guzel olanlarda italyandi.

Paketini görünce aldiklarim,
Ulker cikolatali gofret
Antep fıstıklı cikolata
Burcak

Çokomilk

Ülker'in tükettiğim tek ürünü: Coco Star
Eti hoşbeş çikolatalı gofret var. Her markete gittiğimde 8 tane alırım.

Bu ikisi favorim. İkisinden yalnız birini alabilecek olsam coco star alırım.

Torku tam çikolatam
Biscolata pia
Eti karam
Gofrik fıstıklı

encrypted-tbn0.gstatic.com

eti tutku

aga yurtdisinda bildigimiz biskuvi yok aq ya.
hakikaten abur cuburda cok iyiyiz.

rulokat
cokonat
nestle damak
eti sultani
eti hosbes visnelisi muthistir
eti kakaolu
ulker antep fistikli cikolata

bunlar muthistir.

Turkiye'nin abur cuburlarinin eline kimse su dokemez.

Kahve icin:
Tek urun: Eti Karam
Ikinci alternatif: Eti Hosbes
Ucuncu alternatif: Eti tutku.

Diger nefis aburlar:
Eti Puf (pofidik sipsirin bisey)
Eti Pop Kek (cikolatalisindan)

- eti cin (orijinal portakalli)
- ulker cikolatali gofret, olmadigi yerde cokonat
- ulker biskrem
- ulker cizi
- ulker dankek
- eti negro

bunlarin hepsini abd'de aliyorum. gofretin 36'li karton olarak amazon'dan alip is yerinde dagittigim oldu. millet bayiliyor bizim markalara.

olala sufle

burada Türk marketinden 6li pakette alip, kendim yapmis gibi davraniyorum.
suflegirl

güzel cikolatalarimiz var ama bizdeki cesitliligi özellikle bisküvi konusunda yurtdisinda görmedim.

Garanti kapsamı şarj aletlerinde de geçerli olur mu?
>> Olur.

Servise götürsem yeni bir şarj aleti verirler mi acaba?
>> Vermezler. Kırılma garanti kapsamında sayılmaz. Kullanıcı hatası olarak geçer.

Aynısını bulamadım bile internette orjinal olarak,yan sanayi var hep.Ne yapabilirim başka?
>> Japon yapıştırıcısı ile yapışmaz mı? Alternatif olarak yan sanayi ürünü alıp sadece dizüstüne giden kablo kısmını ondan söküp orijinale taktırabilirsin. Her elektronikçi yapar bunu. Çok basit bi işlem.

kırılmaların garanti kapsamında olup olmaması kırılan yere bağlı. misal dell notebook ekran çerçevesi çatladı değiştirdiler. menteşe kırıldı değiştirdiler ama klavye tuşu kırılmalarını garantiye almıyorlar. bence destek hattını arayıp sor.

İlettim kendisine