Ekşi Duyuru

Anadolujet. Aciller onlineda ücretli.

girin bakın telefondan onlayn çekine, dolu mu boş mu görürsünüz.

Ucagina gore degismekle birlikte min 12 tane acil cikisin 8i cam kenari ya da koridor. 8inin de satilmis olma ihtimalini cok cok dusuk goruyorum ben. Son ana kadar satmak icin bekletiyorlar bence.

Bu arada ben acil cikisi alabilmek icin onden online check-in yapip kontuara hep son anda gidiyorum. Basari oranim %30-40 gibi. Sizin taktikle oraniniz ne tahmini?

Online check in açılmadı. Galiba bekletiyorlar satmak için. Halbuki 1 saatte bile bulabiliyordum ben hep.

Sen masrafları cebinden yapıyorsun, dönüşte sigortaya evrakları sunuyorsun. Onlar sana ödemesini yapıyor.

Yatarak mı ayakta mı tedaviyi kapsadığını kontrol etmeni tavsiye ederim ek bilgi olarak.

peki seyahat iptali 500 euro teminat var . bu ne demek oluyor. kişiye mi bağlı. iptal edeyim gidip uçak para mı otel paramı mı alayım nedir bu?

her türlü teminatın kapsamında sorun yaşadığında sen ödemeyi yapıp belgeleri topluyorsun. sonra bir ön yazı ile mümkünse belgeleri ekleyip zararının karşılanmasını talep ediyorsun. sigorta kabul ederse ödüyor. etmeme olasılıkları yüksek. yurt dışı seyahat sigortasını genelde ölürsem kalırsam cenazemi getirsinler diye yaptırıyorum.
Bi kere ispanya'da çok feci ateşlendim. hastaneye gittim. doktor karşıladı. meğerse özel bir hastaneymiş ve vizite ücreti 250 euro imiş. doktor dedi ki hiç kayıt açmayalım, sigortanız ödemeyecek genelde böyle yaparlar. dilerseniz 3 blok aşağıda kamu hastanesi var dedi. gittim ve kamu farkını gördüm. kuyruk bitmiyordu. memurlar asık suratlıydı ve ingilizce bilmiyorlardı. hastaneden çıktım, yolun karşısında ki eczaneye gidip "parasetamol" dedim. boşuna dolaştım onca yolu.

Bunlarin hepsini seyahat boyunda alabilirsiniz ya da asagiya vereceginiz bavula koyabilirsiniz.

Saka yapiyorum, her turlu gorurler. Ne oldugunu goremezlerse acar bakarlar. Hele kursun kapli kutu gibi bi cozum bomba panigi bile cikartir.

En fazla su sokarsın uçağa dışarıdan, fazlası olmaz.

Kurşun folyoya sararsanız evet içini görmezler ama kurşun folyonun varlığını tespit ederler anında beyaz boşluk görüntü yüzünden. Bu da uçağı kaçırmanıza sebep olur çünkü bir iki saatlik bir polis sorgusu oldukça olası, hele ters bir cevap filan verirseniz kendinizi nezarethanede bulmanız kaçınılmaz.

kabine değil uçak altına vererek.

100 ml'den fazlası yasak değil, en büyüğü 100 ml şişelerde 1 litre sıvı alabiliyorsun.

sanquis +1

@sanquis hadi ya bilmiyorudm. Net bilgi mi?

@gameofannen net bilgi, yayabilirsin.

Aşı sonrası etkiler olabiliyor böyle. Sıkıntı yapacak bir durum yok. Bazen aşı uyku da verebiliyor. Veteriner aşının etkileri ile ilgili sizi bilgilendirmedi mi?

yok bir şey söylemedi. kedinin canı yanıyor heralde. elimle kaşıdığımda çok severdi şimdi dokunmama izin vermiyor.

aşı sonrası halsizlik normal. benimki bir tam gün uyumuştu.

canı yanmasa niye dokundugumda kıyameti koparıyor. en sevdiği şeydi halbuki

Evet ona biraz zaman tanı.

Bostaysan bence sevisebilir.

Onun dışında engelle geç.

Bana da aynı durum oldu geçen sene. Buluştuk ama eskisi gibi değildi, karşımda bi yabancı oturuyordu yani. Konuşacak bi şey bulamadık, gerildik. Hoş olmuyor yani.

valla muhabbete başla, abartı derece aşk meşk konularına giriyorsa uza. üçüncü koca olarak kestirmiştir seni gözüne.

yok hafiften, aman da eskiden ne güzeldik falan muhabbetlerinde kalıyorsa, yürü.

valla yaparım diyosan ons ya da fb takıl
konuş bi amacı belli olur
çocuklarımın babası ol diyosa topukla

@westblack +1

Kiz zamaninda belki değerini bilememis olabilir,belki iki kisi ile yanlis evlilik de yapmis olabilir. Su an muhtemelen yarali ve o yarasina tuz basacak bir sey yapma derim.

iki adet boşanma hoş bir referans değil, ama seks olabilir.

bunlar nasil hizli yasamlar wow dogrusu
bence uzak dur aranan kan gibisin su an yalniz bile olmayabilirsin herkesin kapisi calinmis olabilir

kanka em onu. zaten anladığım kadarıyla o da aynı şey için yazmış.

Ya emem emem de nasıl olaya girem onu bilem...
Zamanında cool, entelektüel davrandık yanında şimdi konuyu oraya getirmeye çekiniyorum. Bir de dediğiniz gibi yaralı şu an bir darbe de benden yemesin. Belki de amacı gerçekten darbe yemektir. Tam bilemiyorum

çok pis vakit kaybı bence.

Baskı davranıyorsa öyle davran. Ne kaybedersin? Tabii bi ilişkin yoksa, evli değilsen. Yoksa hiç riske girmeye gerek yok. Söylendiğini gibi, tek olmayabilirsin. Hatta değilsindir :)

Tears of devil +1 gözümden yaş geldi

üçüncü olacan kanki.

bakalım ne olacak.

gaç gaç.

Issız karga +1.

temizmama.com

istanbul'da yaşıyorsan eminönü mısır çarşısının yan tarafında tohum ve hayvan pazarı dedikleri bölgede akın pet shop var
royal canin fit 32 ve sensible seviyor benim kedim kilosu 20 tl orada açık alıyorum.
benim evimin sokağında aynı mama yine açık 35 tl kilosu

satışları daha fazla olduğundan büyük ambalajlar daha hızlı bitiyor eminönünde yani bayat kalma ihtimali yok tavsiye ederim .

Temizmama

temizmama da cok ucuz değil gibi

kol ve yaka birbirine hiç uyumlu değil bana göre, tabii zevk meselesi.

zayıf birine hiç gitmiyor bu tarz modeller onu söyleyebilirim.

Aldım da :/iade edicem galiba. Cuk oturuyor ama omuz kol kısmı acayip dengesiz. Alice harikalar diyarında ki iskambil kağıdı giymiş askerler gibi hissi var

ben çok beğendim. sade hem klasiğe hem sporla kombinlenicek bişey

farklı bankalar değil buna dikkat edin. aynı bankanın 3 aynı kartı.. diğer ikisinni kapatmıyorlar..yoksa anlıyorum müşteri kaybı falan vs

Adeti düşürmek istemiyorlar, kullanmasan da o bankadan kartın var ve bu bankalar arasında bir yarış.

Kullandığında zaten kazanıyorlar o ayrı, "abi kullanmıyorsan da kapatma dursun gözünü yiyim" yapıyolar o yüzden.

Ben kullanmayacağım kartlar için kayıp çalıntı hattını tuşlayıp 1 dk içinde iptal ettiriyorum, "kartımı kaybettim iptal edin, yenisini de göndermeyin" diyorum ses edemiyorlar.

İşte o olmayan iki müşterinin yerine sen bu işi yapıyorsun.

o kredi kartlarını veren ayrı, iptal etmeyen ayrı prim aldı. sebep prim. yoksa bankalar arasındaki yarıştan çağrı merkezindeki elemana ne?

benim de garanti bonus kartım vardı. gişedeki eleman "size miles&smiles verelim" dedi. istemem dedim, ağzımdan girdi burmundan çıktı, kullanmazsan aidatı da yok dedi, verdi. bi m&s mastercard, bi de m&s amex geldi. oldu mu sana üç kart? hepsinin limiti de ortak ha. ayrı limitleri yok. yani iptal ettirsem de limit boşa çıkmıyor.

amex'i kullanmıyorum. mil toplamak bonus toplamaktan daha avantajlı geldi, m&s mastercard'ı kullandım, 150 lira aidat geldi. ikinci sebep de bu. bi kere kullandın mı aidatı kaçıyor.

herkesin sistem içinde belli bir limiti var. sen 1000 TL limitli kartını kapatırsan diğer bankadan 1000 TL limitli kart alabilirsin. durum bundan ibaret. şunu dene bakalım: 2 kartını iptal et, diğer kartının limitini yükseltsinler. bakalım bunu yapacaklar mı?

Karti kaybettim diye ara. Yenisini gonderelim mi diye mecburen soruyorlar. Gondermeyin de. Kart kapanmistir.

kapatmiyorum ne demek gerekirse ana avrat kostur kapatsinlar.

şahsi kanaatim kurgusu falan bomboş saçma bir bölüm çok takılma bence anlamaya çalışmak enerji kaybı olur derim.

tehdit ile ülkenin başbakanına işler yaptırmak ve başbakanın boyun eğmesi vs

Sosyal medyanın devlet başkanı üzerinde bile kuracağı tahakküm. Karar alma mekanizmaları üzerinde bile böyle etki bırakıyorsa, acaba sıradan insanlara neler yaptırabilir şeklinde sorgulatıyor.

black mirror'daki en iyi bölüm falan değil tabii ama biraz da haksızlık yapılıyor bence, öyle çok da kötü bir bölüm değil. baya ingiliz kara mizahı işte.

o bölümdeki ana unsur ise başbakandan ziyade, insanların o olayı izlemek için nasıl da can attığıydı. toplum eleştirisi işte. tüm ülke bu olaya odaklanmıştı ve insanlar heyecanla bunu izlemek istiyordu. alayı baya baya eğlenceli de buluyordu olayı.

yani bir yanda onurunu, tüm itibarını kaybeden başbakan, diğer yanda kaçırılan ve sözüm ona parmağının falan kesildiği, hayatı tehlikede olan bir prenses var. olay epey acıklı olmasına rağmen, toplumun verdiği tepki ortada ve insanlar o kadar odaklanmış ki tüm ülkede hayat durmuş, prensesin önceden salındığından kimsenin haberi yok, kızı köprüde tek başına yürürken görüyoruz. yani aslında kimsenin umrunda değildi prenses de, aynı şekilde başbakan da. tek istedikleri o ana şahit olmaktı. olmaz ya, diyelim ki bugün gerçek hayatta buna benzer bir şey oldu, şu anki toplum da buna yakın tepki verecektir. bunu anlatıyor bölüm. en azından benim anladığım buydu.

orada en son sahnede bir yıl sonrayı gösteriyordu.
kadın (basbakanın eşi) tavır yapıyordu o sahnenin sebebi hikmeti neydi?

Esas nokta şu; eğer toplum bu kadar başkalarının hayatları ve skandallarına meraklı modda olmasa kız olaydan önce salındığı için çoktan görülmüş olacaktı ve de o sahnenin yaşanmasına gerek kalmayacaktı. Bir kişi bile sokakta değildi ama arayan da yoktu kızı. Herkes o skandalı izlemek için TV başına geçti.

Zaten çoğu kimse olaylarla ilgili gerçekten duyarlı değil. Sadece dizide değil, gerçekte de. Yani bir konu hakkında beğeni (Like, retweet, thumbs up vs.) alma peşinde. O da (beğeni kısmı değil, gerçekten ilgilenmeme kısmı) işlenmiş biraz o bölümde.

bence elinin tersiyle havayı ittirir gibi yapıp "siktir lan kolpa" diyordur. "anasını siktiniz ideolojinin amk" diyor da olabilir.

Bence ediyordur. Oyle bir durusu var.

bana da öyle geldi tipi o yüzden aynı şeyleri düşünen var mı merak ettim

numara paylaşılmıyor. kullanıcı adınızı veriyorsunuz sadece

karşı tarafta numaranız varsa eğer ve telegram yüklemişse direkt onun telegram listesinde çıkıyosunuz zaten. hatta bildirim gidiyor şu kişi telegram yükledi diye.

ama kişide numaranız yoksa nick vasıtası ile mesajlaşabiliyorsunuz.

Makyaj yapmazsan cilt zaten genc duruyor. Yuz icin kullanilan her seyin cildi yiprattigini dusunuyorum. 60 yas ustu degilsen tabi..
Salatalik kabugu/ avokado kabugu/ saf zeytin yagi gibi seyler yumusacik yapiyor.

bir pamuğa gül suyu döküp yüzünü sil hergün bu şekilde. çok iyi geliyor.

Sigara iciyorsaniz birakin, alkolu azaltin, duzenli uyuyun, bol su icin. Quenzim, e vitamini gibi seyler deneyin. Disardan cilde surulen hicbir sey cildi genclestirmiyor.

Güneş kremi
Güneş kremi
Güneş kremi

scotdir.com

Fazla yağ cildi yaşlandırır.
Sabahları normal suyla yüzümü yıkıyorum sadece. Akşam temizleme jeli, tonik ve nemlendirici uyguluyorum. Shiseido ibuki sleeping mask da inanılmaz iyi nemlendiriyor, indirimde bulursan haftada 1 gece yatarken yüzüne onu sürüp yatabilirsin. Sabaha pamuk gibi uyanıyorsun.

senin halinden bir erkek anlar kızlara ne diye sorarsın!

sigara, alkol, stres, uyku düzeni, beslenme gibi etkenler başlı başına etken olabilir, bunları bir kenara koyup salt harici dokunuşla ne yapabilirim diye sorarsan günlük olarak kaliteli bir güneş kremi içeren nemlendirici (Kiehls olabilir) kullanmanın yanı sıra haftada bir yine kaliteli bir detaylı temizlik (Shiseido deep cleaning scrub gibi) ürünü kullanabilirsin. İmkanun varsa bakımı kolaydır eve bir aloe vera çiçeği al büyüttükten sonra haftada bir de onun yaprağından özünü alıp yüzüne masaj yap (biraz sperme benziyor ama idare ediver artık), yumuşacık olursun.

:))
@alkol sigara yok. su içerim yeterince.

@gül suyu deneyebilirim.

@güneş kremi kışın da kullanılıyor mu? kapalı havalarda.?

@ yağ anlamında sadece nemlendirci kullanıyorum. bazen traştan sonra argan yağı

@halimden erkekler anlamaz işte cevabı hatunlarda bu sorunun

bence argan yağı sürme
aldığın yağ nerede nasıl üretiliyor bilmiyoruz
küçük kabartma tozu gibi paketlerde kuru maya satılıyor ya marketlerde ondan al
haftada 1 ya da 2 haftada 1 defa bir kaseye dök hepsini kremimsi bir hale gelene kadar limon sık üzerine çay kaşığı ile karıştır. sür yüzüne bekle .
1 saat kadar sonra ılık suyla yıkarsın. benim en sevdiğim ve tek kullandığım yüz bakımım budur .
siyah noktalar sivilceler renk değişimlerini yok ediyor.
hem de ne olduğu belli maya ve limon .
not :yüzünde kururken mumya gibi oluyorsun bir de gerim gerim gerilir süper bir his :)

Güneş kremi yaz kış kullanılıyor. Cildine yağ sürme sakın. Her cilde iyi gelmez beyaz yağ bezeleri ve siyah nokta çıkarsa çok uğraşırsın.

Gül suyu +1 ben cildiyeye tonik yaptırdım. İçinde gül suyu falan da var çok iyi geliyor.

Argan cezayirden aldım. Güvenilir kaliteli. Bizzat kendim aldım. Onda sıkıntı yok ama tam olarak ne işe yaradığını bilmiyorum. Sadece traş sonrası yangına iyi geliyor hemen de kayboluyor.

bol bol bol su tüketmek.
en fazla 1 bardak kahve içmek
düzenli beslenmek, düzenli uyumak, spor yapmak


cildi doğru nemlendirmek, doğru su ısısında duş almak veya yüz yıkamak. açıkçası çok sıcak suda ne banyo yaparım ne de yüzümü yıkarım. olabildiğince soğuk su kullanmaya özen gösteriyorum yüzümü temizlerken.
yeşil çayı buzdolabı buz poşetlerine koyup donduruyorum. gece yüzümü temizledikten sonra o buzlu çayla yüzüme buz masajı yapıyorum mesela.

yatmadan önce aloe vera ya da hindistan cevizi yağı sürüyorum. haftada bir nemlendirmeye yönelik yüz şeklinde olan maskelerden kullanılabilir. salatalık veya aloe veralı olanları tavsiye ederim. çok fazla kozmetik marka kullanmamakta fayda var. olabildiğince doğal ürünler kullanın.

nemlendirici şart ama hangi nemlendirici olduğu da önemli.
ben bütün dertlerimin üstüne bepanthol losyon sürüyorum :) hücre yenilenmesini artırıyormuş, ki bende işe yaradı diyebilirim. sivilce izlerini bile yok ediyor. özellikle duştan çıktığım gibi yüzüme mutlaka sürerim.

şunu da izle bir ara. krem diyince serbest çağırışım yaptı aslında çok alakalı sayılmaz ama aşırı güzel bir animasyon-umsu.
www.youtube.com

norveç'teki tatbikatta, ki bu da sahada değil ekranlarda olan dijital bir tatbikatmış; düşman olarak atatürk ve erdoğan kullanılmış. olaydan türk kökenli bir vatandaş sorumluymuş ve kovulmuş zaten.

o değil de ya onlar bizi kovacak ya biz çıkacağız, bir şeyler dönüyor bu nato/batı ittifakı olayında. tek sorun bu son olay da değil zaten.

Yukarıda cevap verilmiş zaten düşman saflarındaki Atatürk'ün silüeti Tayyipin silüeti yada ismi kullanılmış. Sorumlu da türk kökenli sanırsam ona da soruşturma açmış norveç savunma bakanlığı. Özür dilemişler vs vs.

Yav avrupa Atatürk ve erdoğan kelimelerinin aynı faaliyette aynı cümle içinde kullanılması çok açık ve net ortaya koyuyor ki bütün bunlar kaşıma kışkırtma politikaları. O erdoğan o tatbikatta ismi geçmeseydi olayı umursamayacaktı bile. Atatürk'ün adının geçtiğini görüp şikayet edenler Yılmaz Özdil'den öteye gidemeyecekti, devletten tepki göremeyecekti. Safsata bu işler, kurmaca, plan proje. Türk halkı dedikoduyla yönetildiği için onlar da sürekli dedikodu üretiyorlar, yaratıyorlar hatta.

Ben de kedimi kızgınlığa girmeden kısırlaştıramadım ama birlikte yaşamaya devam ettik.
Sokağa salmak güvenliği açısından pek iyi gelmedi bana. Çiftleşmeyecekse neden sokağa salıyorsunuz ki? Aynı acıyı yaşayacak. Üstüne vücuduna bişeyler yapıştırmak bence mantıklı değil. Neden evde durmuyor? Geri gelebileceği de meçhul.

Evde bağıracak çünkü. O andan korkuyorum çünkü

Korkmayın. Genelde sesinin yankılandığı koridor banyo gibi yerlerde daha çok bağırıyorlar. Belki oralarda durmasını engelleyebilirsiniz.
Diğer zamanlarda oynatmaya, dikkatini dağıtmaya çalışırsınız, seversiniz çok dayanılmaz olmaz. Biz öyle atlattık :)

Belediye bedava kısırlaştırıyor

Çare belediye veterineri

Burda belediye anca vuruyor :/

Arkadaşım söyle üç beş göndersin millet kısırlaştırma ameliyatı belediye yapmıyorsa 250 liraya halleder bir veteriner.

kediler uzerlerine bant yapistirilmasindan muthis nefret eder. yuruyusleri bozulur. psikolojileri de. muhtemelen mumusundaki banti 3 dakika icinde sokecektir. ki o kisma rahatlikla uzanabiliyor da.

kisirlastirmayi ucretsiz yapiyor belediyelerin rehabilitasyon merkezleri. ama sonra size teslim etmiyorlar. su sokaktan aldim diyorsun, o sokaga birakiyorlar. ondan sonra belki ceker gider baska yere.

(bkz: Zoe Zakovski)

www.google.nl

Bunun instagramina girdiğim de tip buna benzemiyor ama.

Köy diyorlar. Yasanir yani.

bir köşede durup özeneyim.

o maaşı bana verseler koşarak giderim. şimdi de sahil kıyısında yaşıyorum ama burası maalesef köy...
datça en azından biraz daha sosyal hayatın olduğu, dışarı çıkıp bir bira içebileceğiniz, entellektuel etkinliklerin yapıldığı bir yer.

mobil edit: sahil kıyısı nedir? deniz kenarı diyeyim...

kışın sokakta insan dan fazla sokak köpeği vardır. alaskanın Türkiye şubesi nirvanaya çok rahat ulaşırsın. nüfus yaş ortalaması 75

Yaşanır. Merkezde 500-1000 tele arasına kiralık ev bulabilirsin. Marmarise oranla çok daha kısa bir sezonu vardır. Eylülden sonra pek kimse kalmaz. Ekimden sonra akşamları sokaklar bomboş olur. Ama hazirandan ekim sonuna kadar hiç zorlanmadan denize girilebilir. Denizi bence tüm ege ve akdenizin en güzel denizi.

Dışarda yıl boyunca yemek yiyebileceğin yerler mevcut ama orada yaşıyorsan evde kendin yapıp yesen çok daha makbul olur. Pazarından gayet ucuza ve muhteşem lezzetli sebze zerzavatı edinebilirsin. Onun dışında marina tarafında yıl boyu açık birşeyler içebileceğin mekanlar mevcut.

Kışın ısınma genelde elektrikli ısıtıcı ya da odun yakarak olur. Kömür yakmak yasak olduğu için odun sobası kurman gerek. Ama kışlar zaten çok hafif geçtiği için pek de sorun olmaz. 2 ayı soğuk olur, onun dışında pek üşümezsin.

Datça 60+ yaşındaki insanlar için tam bir cennet. Gençler için sıkıcı olabilir. Elbette bu ne beklediğinle alakalı. Yoksa 30'larında olup datçaya hatta merkeze değil köyüne yerleşenler de tanıyorum.

Yaşanır. Kiralar için de internetten evlere bi bakın bence.

Dolandırıcıya eft yaptığınız bi duyuruyu gördüm. Sanırım yaşınız da Datça nüfus ortalamasına yakın. Şimdiden hayırlı olsun.

detaylı cevaplar için teşekkürler.

*soyut park :)) dolandırılma işi biraz karışık. ama parayı geri aldım. öyle parayı çantayla ağacın dibine bırakacak kadar da yaşlı değilim. ayrıca niye herkes datçaya yaşlı bakım evi olarakk bakılıyor ..

datça değil ama akyakada yaşıyorum
aynı değil ama burası da marmaris/bodrum çizgisinden çok datçaya bir tık yakın o yüzden yazayım
bi kere 500-100 liraya burada ev yok datça ucuzmuş :) burada o fiyata ancak apart var 500 tek odalı 15 m2 1000e 1+1 bulunur ama yazın kiraya vermiyorlar. 2+1 bi ev için 1500 filan ödersiniz.ayrıca pazar da pahalı burada migrosta çilek 6 lirayken pazarda 10 liraydı. marketlere dışarıdan mal geliyor pazara gelmiyor. yerli de tok satıcı burada.

neden yaşlı bakım merkezi deniyor ? çünkü iş yok.

datçada yine bir nebze memur olunabilir belki astsubay kuzenim var orada, hemşire de eşi var. akyakada da üniversitenin hocaları filan var. ama işte bu mesleklerden değilseniz kolay kolay bu taraflara tayin olamazsınız. memur olma kısmı sıkıntılı yani. öğretmenlere filan zinhar tayin vermiyorlar. özelde de zor. akyakada 1 adet serbest muhasebeci 1 adet de diş hekimi var. fazlasına ihtiyaç da yok. özel okul kurs vs. yok. olan bodrumda marmariste. KPSS kursu dersane filan için muğla merkeze gidiyor çocuklar. aileler muğla merkezde ev tutuyor çocuklarına bu amaçlar için. buralarda böle bir düzen var.

öte yandan, buranın yerlisinin ne okumakta ne çalışmakta gözü var. çünkü tarlaları korkunç para etmiş/ediyor. bir de dukkan -dükkanı deyişinden buralı oluş anlaşılır) açıyor oturtuyor çocuğu oluyor bitiyor, turizmden kazanıyorlar ama işletmeler küçük. dışarıdan gelen adamın yapabileceği işler sınırlı. mesela yüzme hocaları, windsurf hocaları, bir de buralıların yapmak istemediği işleri yapanlar (mesela parekendede mağaza müdürleri çünkü neden kendi mağazasını açmak varken ele çalışsın?) çalışabilir.

sen ne yapıyorsun derseniz freelance çalışıyorum yoksa burada iş kesinlikle bulamam.
buralarda bol emekli var. eski nesil 45 yaşında emekli olabildiği için gelmiş yerleşmiş. o kışın kalan adamların çoğu emekli yani. şimdi emekli yaşı 65e çıkınca çok emekli olup gelebilen olmuyor aslında. 65 yaşında adamın sağlık sorunları oluyor datça çok uzak sağlık bakımından çok sıkıntılı bir yer -neredeyse ölüyordu bu yüzden bir abimiz oradan biliyorm.

bir de buralarda ilişkiler mevsimsel oluyor. (datça da böyle midir bilmiyorum) birileri ani bir karar alıyor geliyor 3-5 ay takılıyor. nirvanaya ulaşıyor zaar sonra çekip gidiyor. düzen kurmak bakımından böyle de bir handikap var komşuluk yok neredeyse :/

Datça'da yaşanır ama datça insanı yabancıya çok yabani bakıyor. Biraz gidip vakit gecirmeni tavsiye ederim. 10-15 gün git. Yaz değil Simdilerde git.

Bir iki küçük ekleme yapayım;

Yaşlı bakım merkezi demek yanlış olur aslında. Daha ziyade bir orta yaş üstü cenneti diyebiliriz. Zira Datça @niye ama'nın da belirttiği gibi aslında sağlık bakımından sıkıntılı bir yer. En yakın tam teşekküllü hastane Marmariste ve Marmaris Datça arası 2 saate yakın.

Emekli olanlar Datça'ya sakinliği ve mevsimi için yerleşiyor/yerleşmiş. Bir süre sonra da burada bir komünite oluşmuş. Eşi ölenler, emekli olup eşiyle gelenler, yalnız yaşayanlar vs buraya yerleşip birbirleriyle sosyalleştikçe komünite daha da büyümüş. Bu yüzden orta yaş üzeri insanlar için çok daha kolay sosyalleşilebilecek, yeni insanlarla tanışılabilecek bir yer Datça. ( Bir nevi Datça'da kızlar teklif ediyormuş durumu)

Yine belirtildiği gibi Datça'da iş bulma ve hatta iş kurma ihtimali çok düşük. Eğer böyle bir plan varsa şimdiden unutun derim. Tek yol freelance çalışmak, emekli olmak ya da parayla ilgili bir derdin olmaması. Diğer tüm seçeneklere neredeyse kapalı.

Bu arada Datça'nın dinamikleri Akyaka'dan epey bir farklı. Akyaka son 3 senede inanılmaz popüler olan ve kiraları bir anda 3'e 5'e katlanan bir yer. Ayrıca Akyaka evleri koruma altında olduğu ve diğer yerlerde olduğu gibi kafanıza göre ev dikemediğiniz için kısıtlı yerleşim alanı var. Dolayısıyla popülerleşince de kiralar uçtu. Hele bir de akyakayı popüler yapan ve pek parayla ilgili dertleri bulunmayan kite-surf tayfasınca mesken bellenince kaçınılmaz son olarak fiyatlar patladı. Datça'nın böyle bir popülerliği ve kitlesi olmadığı için fiyatlar daha uygun, yerleşim yerleri daha geniş.

Zorunlu bir ihtiyaç olmadığı için hazım konusunda da bir derdim yok. Bu millete müstehak.

hazmedemiyoruz. Daha iyi arabalara binebiliyor olmamız gerekirken daha küçüğüne/kötüsüne binmek zorunda kalıyoruz.

5 sene önce de alamıyordum, halen alamıyorum :)

5 sene önce dolar 2.1 civarındaydı, şimdi 3.6 civarında. 5 sene önce de alabiliyordum, şimdi de alabiliyorum. hala çok pahalı geliyor.

Araba fiyatlarına baktıkça kafayı yiyorum.Yeni kasa ford fiesta bile olmuş 65-70 bin.En iyisi bakmamak.

2015 başında s60a niyetlendim. Araba 112.000tl idi. Ben bekledim o 2 3 ay sonra 143.000tl oldu. Bugün 232.000

Birkaç ay sonra superb e niyetlendim. 107.000 fiyat aldım. Yine mal gibi düşünürken 138.000 oldu. Şimdiyse 162.000

Hala bindiğim arabayı 50200 tl ye almıştım. Aynısı 82.000 şu anda. Az süre önce çıkan yeni kasası benzer donanımla 91.000 falan oluyor.

50binlik araba alırken maaşım 1500dü. 2 şirket değişimi sonrası iyi bi hale geldi ama benle aynı anda aynı yerde 1500 alıp terfi etmeyen adam hala orada 2350 alıyor.

Tüm bunların çerçevesinde hem kur farkına hem de ek vergilere sövüp durmaktan başka bişey gelmiyor elden.

Şirket arabasından başka üst segment araba görebileceğimi düşünmüyorum artık.

Geçen sene 2008 leonu 38.000e aldım, şimdi piyasası 48.000. Arabanın değeri çoğaldı diye seviniyoruz ama sermayemiz eriyor farkında değiliz.

"zorunlu bir ihtiyaç değil" derken?

köyde yaşayan, yürüyerek beş dakikada her yere ulaşabilececk insanlar değiliz. büyükşehirlerde yaşıyoruz ve nefes alabilmek, yemek yemek için bile evden çıkıp motorlu bir taşıt ile belli bir süre yol gitmemiz gerekiyor. yaz geliyor sıcakta, kış geliyor yağmurda karda rezillik çekiyoruz. ne için? arabayla 10 dakikalık yolu otobüsle 50 dakikada gidebilmek için. yalnız yaşadığım halde arabam olmadığı için birçok şeyi yapamıyor, birçok yere gidemiyorum. ben böyleyken çocuklu ailelerin çektiği sıkıntıyı düşüenmiyorum. evet arabasız da yaşıyorum ama yaz güneşinin altında 50 derece havada, elimde eşyalarla çektiğim rezilliğe katlanamıyorum.

ülkenin içinde bulunduğu hale karşı gösterilen beter olsunlar, iyice batsınlar tavırlarını da sindiremiyorum. batıyorsak hep beraber batıyoruz ve bu sefilliği hep beraber çekiyoruz. bu millete müstehak diyip geçmek yerine pes etmeden elimizden geleni yapmamız gerekiyor diye düşünüyorum.

soruna gelirsek, sadece araba fiyatlarını değil marketten aldığım sütün, yumurtanın fiyatını bile sindiremiyorum. türkiye'de yaptığım market alışverişi 100 lira tutarken aynı alışveriş ingiltere'de 25-30 sterlin tutuyor. tl kazanıp döviz ayarında harcıyoruz günün sonunda.

himmet dayi +1, arabayı olmazsa olmaz görmediğim için hazım sıkıntısı yaşamıyorum. pahalı, hem de çok ama o zaman almazsın olur biter. bu kadar çok talep olursa piyasa da şişer, vergi de gelir. normalde tam tersi olması lazım ama burası böyle bir ülke. buna rağmen eline para geçen herkes araba alma telaşında. sonra trafik var diye söverler. trafik bizzat sensin zaten, sen orada olmazsan trafik de olmaz. gören de 90 milyar kmkare memlekette yaşıyoruz sanır, araba da araba. talep etme gücü olan kesim toplu taşıma kullanırsa toplu taşımanın şartları da iyileşir, trafik da rahatlar.

Birkaç sene öncesi için işe girdiğimde birkaç sene çalışır belki ufak bi araba alırım diyordum ki şu an gerçekten içine sığamayacağım araçlar 70-80 bin tl bandına çıkmış durumda.

Araba lazım oldukça kiralıyorum, biriktirdiğim paramı da spora, gezmeye harcıyorum (hoş, onlar da pahalandı ya neyse).

Hazmedemeden bir kaç yıl öncesinin iki katını vererek araba almak zorunda kaldım. Şimdi bir de her ay artan benzin fiyatlarını ve vergi artışlarını hazmedememeye devam ediyorum.
Bu konu da ne yapsak, yok mu bir yerlere yazar kasa falan fırlatan?

himmet dayi +1

80 bin lira verince bitse gene iyi. bunun üstüne sigortası, kaskosu, bakımı, benzini, park yeri sorunu, trafikte çileden çıkarması, alkollüyken kullanılamaması, dolu yağması, kaporta çizilmesi var. başlı başına dert. hiç mantıklı gelmiyor. dolayısıyla araba almıyorum ve böyle dertlerim de olmuyor.

bir ürünü satmanın yolu ona ihtiyacınız varmış gibi göstermektir. otomobil sektörünü bu konuda inanılmaz başarılı buluyorum. muhteşem reklamlar çekiyorlar. "ailenizin güvenliği", "babam toyota gibi adam", "güçlü motor", "şöyle hızlı" falan. ha bir de otomobil fuarlarında taş gibi mankenlerin kullanılması. bunların hepsi erkeklerin egolarını okşayan şeyler ve bu reklamlar sayesinde araba bir statü sembolü haline geldi. hiçbir adam da bunu fark etmiyor. gidip gidip araba alıyorlar; daha güvenlisini, daha hızlısını, daha büyüğünü.

toplu taşımanın yeterli olmadığı küçük yerleşim yerlerini ayrı tutuyorum ama araba şehirde yaşayanlar için gereksiz bir şey. hatta ödediğiniz şu çılgın paralar karşılığında aldığınız hizmete bakarsanız dünyanın en gereksiz şeyi. çok ihtiyacınız olursa gidin taksiye binin. ya da uzun yollar için gidin en kral modelden bir araba kiralayın, gönlünüzce gezin. çok daha ucuza gelecektir.

Gene tartışmaya dönmüş olay. Anketti alt tarafı

bence herkes hazmetti. bizim şirkettekilerden gördüğüm, araba bakmaya devam edenler hala bakıyor, sıfır polo/golf alanda çıktı bir sürü. çok pahalı bunlar diyen duymadım hiç

ben hep bisiklet kullandığım için haberim bile yok açıkcası. kaç olmuş ne olmuş ama yazık memlekete.

trafiğin sebebi arabaların çok olması değil insanları ahır gibi tek bir şehre sıkıştıranlardır.

araba fiyatları hazmedilecek gibi değil
tek teselli satarken zarar etme riski tok kapılı araçlarda nispeten az olduğu için
millet malum markaya abanıyor

alın araba fiyatı görün amk
www.youtube.com

İlk aşamada yaşına bağlı acil iç dış parazit yaptırmalısınız. Karma&kuduz&lösemi gibi aşılar da yapılıyor fakat bu kedinizin tamamen ev kedisi olup olmamasına göre sizin insiyatifinizde okabilir(dışarı çıkmayan, evde kuru mama ile beslenen ve bir süre aşılarını olmuş ev kedime kuduz aşısı yaptırmuyorum mesela, vteriner de gerek olmadığını söyledi) ve yaşına göre sıklık yönünden değişecektir.

Ic/ dış parazitleri 3 ayda bir yaptiriyorsunuz, diğer aşılarin bazıları bebekken 2-3 doz şeklinde uygulaniyor, sonrasında senede bir. Bizim de 3 aylık kedimiz var; şimdiye kadar iç/diş parazıt ve 2 doz karma asi uygulandı. Her aşıdan 70 lira alıyor bizim veteriner. Zaten bir veterinere giderseniz o size gerekli bilgileri verir diye düşünüyorum.

her gün bahceye iniyor ama diğer bahcedeki kedilerle pek sosyal olmuyor. korkak biraz ağaçların üzerinde hep

Hurriyette okumuştum gönüllü kediciler ve kedici veterinerler diye bir dernek varmiş. Kisa adlari kedvet mış. Kedi evlat edinenlere destek sağlıyorlarmış. Bir araştır istersen.

Artik O kediyi sokağa salmakla öldürmek arasında fark yok ne yazık ki.. maalesef yukarıda saydıkları aşılar için ücret asi başı 60 TL..

Ama eğer bir canlı ile beraber yasicaksan kedinin bir köpek kadar maliyeti olmaz eğer kanın isindiysa gerisini düşünme

Kullanilir. Sarkisi bile var: www.youtube.com

Bu tarz seyleri merak ederseniz Google'a yazin "how beautiful" diye, gorursunuz kullanilip kullanilmadigini.

ama orda how dan sonra 'a' olacaktı o nu unuttum!

Hayir bu halde kullanilamaz, yanlis yazmislar.

"How beautiful a cat is this?" seklinde kullanilabilir, "What a beautiful cat!" ile benzer ovgu/unlem icerir.

1) Sanal Karta limit aktarmadan kullandığınızda, otel rezervasyon için ücretin önceden ödenme şartını koymuşsa zaten rezervasyon gerçekleşmeyecektir. Odada kaldığınızdan sonra ödeme yapılacaksa zaten kalmayacağınız için ödemenize gerek yok. Bu şekilde yapabileceğiniz bir şey mantıken yok yani, ben olsam sikayetvar.com gibi alternatiflere kafa yorardım.

2) Hayır. Öyle olsa her alacaklı, "Kart numarası elimizde şuna ekleyiverin borcu" diye banka kapısına dayanırdı.

Bonusa cevap: Blacklist olabilirsiniz bir ihtimal.

Zaten hatırladığım kadarıyla pini girmeden rezervasyon yapıyorsun. Parayı kesseler bile bankayı arayıp geri yatırın dediğinde yatırmak zorundalar. Yani normal kartını kullanabilirsin.

@hanabi teşekkürler öncelikle. önceden ödeme şartı yok. otelde ödeme var. benim amacım bana biz de boş oda bulunmaz deyip rezervasyonumu hiç yere iptal ettikleri için intikam almak. ha bunu da bir kaç kez yapmayı planlıyorum

Ben teşekkür ederim.

Ben olsam dağa taşa yazar, çizer, şikayet eder, bu şekilde uğraşmazdım. Ödemeyi çekemezlerse kartınızı ve sizi muhtemelen bloklarlar.

bir otele iptal rezervasyonla zarar veremezsiniz, boşuna uğraşmayın
booking'te kötü yorumlar etkiliyor, çok fazla şikayet gelirse booking.com anlaşmayı bozuyor oteli sistemden kaldırıyor!
bütün oteller belli bir yüzde ile fazla rezervasyon alırlar, atıyorum 30 oda varsa 35 rezarvasyon olur, son güne kalana kadar iptaller olur, Booking.com anlaşmasına göre o oda booking'e ayrılmak zorunda, müşteri geri çevrilemez çok net
iptaller gerçekleşmezse artık geç gelen müşteri, acentanın yolladığı müşteri, az gün kalacak olan kişi vs yan rakip otele yönlendirirler aynı ücrete! otelciler böyle çok paslaşır
ama en kötü otel bile bir kaç senede bir isim değiştirir, başa döner milleti kazıklamaya devam eder

iletişim çalışması. muhtemelen PR ajansları ve menajerleri aralarında anlaştı

valla ben metinin methini bırak adını dahi duymamıştım adrianadan önce.

Bu kadar magazinsel saçmalığı nerden biliyorum diye şu anda kendimden biraz soğudum ama, şöyle bir şey duymuştum.

Metin Hara kendi kitaplarını ingilizceye çevirtmiş. Amerika'ya gidip ünlü kişilerin evlerinin orada falan takılıp kitaplarını yaymaya çalışıyormuş, yani bildiğiniz kapısında yatıyormuş insanların. Birinin bodyguardı ile tanışıyor, birinin kuaförü ile tanışıyor vs. O kişiler de adamın kitabını okuyup, bu ünlülere tavsiye ediyormuş. Bu şekilde ufak bir çevre oluşturmuş kendine o tiplerde "yaşam koçu, bilmemne gurusu" gibi insanlara ilgi olduğu için. Böylelikle katıldığı bir partide de Adriana Lima ile tanışmış, kitabını vermiş, okumuş, emailleşmeye başlamışlar.

thanks spiro. böyle bir şey bekliyordum ben de yoksa metin hara (azerice) adriana hara :))

IP TV = internet uzerinden televizyon ise, gelecekte tum televizyonlar IP TV olacagi icin etik olmayan nesi var anlamadim acikcasi.

Burada yazar iptv ile/üzerinden ücretli maçları yayınlayanlari kastetmiş sanırım.

Değil bence.

Tabii ki degil. Ama platformlar bu fiyat politikalari ile hakediyorlar bu ip tv olayini.Kullanmiyorum ama kullanani da anlarim.

bein sportstan bahsediyorum

Hırsızlıktan farklı değil.

sadece bu lig yok her lig var. ama çok pahalı be aylık 80 tela

Değil ama kullanıyorum. Dsmart tivibu ve digiturke tek elden ulaşabiliyorsun. Aylık 15 tl de bedava.

ip tv 80 lira değil digitüurk 80 lira. iptvnin yıllık 150 tl

Kullanıyorum mis gibi. 100mb internet var donmuyor bile:d

Korsana karşı değilim. İçerik üreten insanlar milyon dolar kazanırken haftada 1 maç izlemek için 120 tl/ay ödemeyi etik bulmuyorum. Sadece bein sports için geçerli değil. MP3, film, dizi vs. Bunlardan kazanılan paraları çok çok abartılı bulduğum için "internetten mp3 indiriliyor ühü ühü" diye ağlayan Orhan Gencebay ve türevlerine karşıyım.

Asıl soruya cevap verecek olursak: IP TV etik ve yasal değil. Ancak yukarıdaki etik dışo durum bunu dengeliyor.

Her hafta maç izleyecek olsam kullanırdım.

olmaz. geçmiş olsun. savcılığa gitmeniz gerekiyor yasal süreci başlatarak ancak bir şeyler yapabilirsiniz.

edit: eft ise ve 5ten sonra yaptıysanız bir şekilde iptal edebilirsiniz belki. hemen bankanızı arayın ve yanlış talimat verdiğinizi söyleyin. havale gibi düşündüm ben. eft zaten sabaha geçer.

eft'yi mesai saatinden sonra ileri tarihli yaptıysan hala geç değil. bankayı ara talimati iptal ettir.

Yok ya saat 4te yapmıştım. Bankayı aradım yarın itiraz dilekçesi verin diyor

para sizin hesabinizdan ciktiysa karsi bankaya bildirmeniz lazim, genelde savcilik/mahkeme karari olmadan hesabini bloke etmezler ama sansini bi dene.

saat 4'te yaptıysanız karşı taraf parayı çoktan çekmiştir bile.

Sağolun karşı bankayı da aradım ama savcılığa yönlendirdiler.

internetten bir bakın talimat iptal edebiliyorsunuz akşam vakti

hocam ben yüklü bir miktar parayı iş bankasından önce eft talimatı verdim sonra iptal ettim başka hesaba gönderdim. iş bankasında vardı ben bu işlemi akşam 10 ile gece 1 arası yapmıştım

ben işlem saati içinde yaptığımdan geri dönüşü yok.

@blue başta yapmam gereken şeyi sonradan yaptığım için. a-telefon numarasını nette araınca.. halbuki ço kdikkatli sanırdım kendimi. bu işlerde inasnın basireti bağlanıyor. bir an için her şeyi yapıyorsun bile bile :) enteresan bi olay.

para geri geldi. uğraştırdı beni ama geri getirttim. hesapta bloke etmişler parayı.

hayır.

başka, alakasız bir yerde görsem; kırk yıldır konuşuyormuş gibi davranırım.

hiç yakınlık/samimiyet hissettim mi, ona bağlı. çok soğuk ve alakasız ise selam vermem ama diğer türlü ise en azından tebessüm ederek selam veririm.

Selam veririm

Yaşadım bunu. Üniversite de sürekli karşılaşıp hiç konuşmadığımz biriyle ailemin yaşadığı şehire dönünce karşılaştık. Selamlaştık, hatta sonrasında arkadaş olduk.

lise döneminde bir ortamda sima olarak birbirimizi gördüğümüz biriyle istanbul'da, istiklal'de karşılaştık. bayağı oldu ama, öğrencilik yılları... durup selamlaştık, ilk defa tanıştık. ramazan'da evine iftara gittim, babası başkomiserdi saraylardan birinde, gittik gezdik falan. birkaç kez görüştük, sonra koptu bağlantı.

tebessüm ya da kafa selamı veririm +1

çok ilginç bir şey değil mi ya? baana cok acayip geliyor. sanki başka yerde grünce tanılmak zorunda hissediyorum kendimi.

Beşem migrosa kadar Havaş var oradan sonra da otobüs. Taksi tahminim 64 lira.

Diğer alternatif tramvay ya da antobüs.

Otel ismini şimdi gordjm en iyisi 800 numaraya bin havalimanından direkt otelin önüne gidiyor.

800 numaralı otobüse binebilirsiniz havaalanından kalkan. Konyaaltına gidiyor 7.5 lira. Tam olarak nerde inersiniz bilmiyorum ama şöföre söylersiniz o en yakın yerde indirir ordan taksiye binersiniz olmadı.

tramvay geldi mi havaalanına?
akşam 8 gibi alanda olacağım o saatte otobüs var mıdır?

havalimanlari.netаэропорт-flughafen/antalya-havalimani-havaalani-international-airport-flughafen-аэропорт-Анталии-bus-автобус-otobus.html
Tramvay yok

@pastori

800 no lu otobüs alanın içinden geçiyor mu yoksa dışarı mı çıkmak lazım

İçinden geçiyor