Ekşi Duyuru

Farklı cv'im olsun dersen Canva diye bir site var orada ücretsiz templateler bulabilirsin .Bir göz at istersen.
Benim 82 yds var çok iyi yazmıştım cv'me :D
Fotoğraf tişörtlü olmasa daha iyi olur.Vesikalık fotoğrafın varsa onu ekle derim ben .
Kolay gelsin .

Soğuk için konuşacak olursam soğuk hava burun içindeki hava yollarını kuruttuğu için geri nemlemdirmek üzere sıvı salgılanıyor. Dikkat edersen sümük kadar sert kıvamlı değil.

'' dedi önündeki 6 ay boyunca istediği özelliklerde iş bulamayacak olan adam/kadın.

Mühendislik güzeldir. mühendis adamın yönetim kademesine kadar yolu vardır. Lütfen macera arama. Biliyorum askerlikte bitecek pıtır pıtırsın ama senin okudugun okul ıcın rektum verecek olan var.

her şey mümkün, canın nasıl istiyorsa. Satış, pazarlama, yönetim gibi kulvarları da deneyebilirsin.

Tanidigim muhendislerin hic birisi muhendlislik yapmiyor neredeyse. Genelde satis, pazarlama, proje yonetimi, is analistligi gibi islerdeler Google, Microsoft, Intel, LinkedIn, Facebook gibi firmalarda.

Üniversite taşra bu arada unutmuşum. Microsoft falan mümkün değil yani.

pilotluk veya hava trafik kontrolörlüğü. thy'nin pilot aday adaylığı başvurusu vardı geçmediyse bak.

Öyle çok çok matematik fizikle kodla uğraşmayacaksın zaten. İş bakmaya devam et. Bi an gelir ne iş olursa demeye başlarsın. Okuduğun bölümü küçümseme.

@binder dandet tam benim yazacaklarımı yazmış.
mesleğinizden pek ayrılmayın. en değerli olduğunuz yer orası olacak. ama ben kısa orta vadede ne iş bulursanız yapın derim. yeni mezun birinin bu sıralar iş bulma şansı çok düşük. bulabiliyorsa haline şükretsin. şükür namazı da kılmayı öğrensin.

Farklı iş yaparsın yapmaya da, zorlanırsın hocam. Mühendislik eğitimi almışsın. Bunda avantajlısın. Kulağını ters taraftan göstermen gerekecek.

Ben de mezun olduğum bölümle ilgili bi işte çalışmak istemiyodum ama insan en kolay mezun olduğu bölümle alakalı işlere girebiliyo. Şimdi işimi çok seviyorum mesela. Belki sen de hiç görmediğin bi kısmıyla karşılaşıp çok seversin. Belli olmaz.

elektrik elektronik bitirdin diye çalışacağın işlerde elektroniğe gömuleceksin diye bir şey yok. bu bölümden mezun olmayı gerektiren çok çeşitli alanlarda çalışabilirsin. projeden satışa kadar. zaten bir yerden başladın mı gerisi gelir. iş hayatıni gözünde büyütme.

Satış mühendisi ol. Ya da sap Ci ol teknik bir iş ama daha rahat keyifli ortam

Alınacak şeyler üç aşağı beş yukarı belli zaten.

Boxer, çorap, akşam giymelik şort ve tshirt, terlik, tabanlık, tırnak makası, jilet falan işte tüm kişisel bakım ürünleri, havlu, kamerasız bir telefon, boyundan asmalı cüzdan.

Saçları bir buçuk ay kadar önce 3e vurdurmuştum ben, şimdi de gidip toparlatıcam sadece. Favorilerin belli bir seviyede olması falan gerekiyormuş.

kişisel bakım malzemelerim dışında 4-5 çift çorap, bir o kadar iç çamaşırı ve orda verilmeme ihtimalini göze alarak gece yatmalık şort ve tşirt götüreceğim.
saçımı da yanlar 3 üstler 5 numara (klasik subay tıraşı) yaptırmayı planlıyorum.

Bu arada manisa 1. komando eğitim alayına gidiyorum tertiplerim eklesin :)

Beyler askerde eğitim birliğinde yokluğunu en çok hissedip şşkayetçi olduğum şey saatti. es geçmeyin. Götürdüğüm saat bozulunca sürekli ona buna saat soruyordum. Telefonu da ulu orta çıkaramadığın için saate bakamıyosun.

3-5 olur -subay traşı tipi olur. makas zorlar.

hocam kestir gel
3 e vurdur
begenmezlerse orada rezillik cikmasın
50 tane şeyle ugrasacaksın bir de onunla ugrasma

Her asker birliğe üç numara saçla teslim olur ilerleyen zamanlarda yanlar kısa üstler hafif uzun dediğimiz subay traşına yumuşak bir geçiş yapılır.

bizim birlikte elvis gibi gelenler vardı. komutan kendi traş makinesi getirip kırktı hepsini.

Traş değil tıraş.

Kulak üstü 1 üzeri 3. Kelle 5 numero.

Bedelli askerlere fazla sorun çıkartmıyolar. Enseni ve yanları makinayla, üstleri ve önleri makasla kısalttır.

Bi şey olmaz

Kenarlarını kağıt bantla kapatıp sprey boyayla boya.

nedenlerinden bir tanesi "bak beni destekleyenler var, hem de farkli farkli kesimlerden!!!" mesaji vermek. Genelde kitleye hitap etmesi acisindan insan seciyorlar. Genc-yasli-etnik vs vs. Sen de tv de izlerken, kendinden birilerini gorunce adamin/kadinin arkasinda, adaya isiniveriyorsun.

tek adam imajını yıkmak için, ben aslında sizleri temsil ediyorum demek için.

bu arada yetersiz veri önemli bir noktayı vurgulamış, bu kişiler genelde tüm spektrumu kapsar yani beyaz, zenci, asyalı, genç, yaşlı, engelli vs vs.
cumhuriyetçi ise genelde etnisite biraz daha kısıtlı tutulur.

ancak farklı kesimler kapsanırken “bakın zenci kardeşim de bizle” ya da engelli bireyler ile ajitasyon filan gibi aşırı vurguya girilmez, zira bu da ayrımcılık kabul edilir.

(bkz: eşek tıraşı)
Gitmeden kendiniz kestirirseniz hem nizami, hem de göze güzel görünen bir saçınız olabilir. Kışladaki berberin nasıl keseceği tam bir muamma. Makinayla önden girip arkadan çıkmak şeklinde vuku bulur genelde. Ama siz bilirsiniz tabii.

kesilen ortam, kullanılan makina ve hijyen.
bence kestir, hatta evde kendin kes daha iyi.

Aga onla mı uğraşcan çak 3’e geç ya

Zaten o bot parka işiyle uğraşıyosun bi de

Mutlaka kendin traş olup git, sıra bekleme.

hiç uğraşma gitmeden kestir. hem sıraya girmekten kurtulursun hem kötü berberden.
polatli topçu ve füze okulu yedek subay bölüğünde askerlik yaptigim sirada herkes berberden sikayetciydi. dusun ki burasi yedek subay okulu.

15 lira için aids olmamak mantığı.

1000 tane adamın kafasından geçen, ne kadar temiz olduğu asla belli olmayan bir makinayla kim neden traş olmak istesin

hijyen diyen arkadaşların düzenli gittiği kuaförler herkese ayrı makine ve makas mı kullanıyor merak ettim.

hijyeni filan boşverin de, ben acemideyken bi kaç kişi traşsız geldi. adamları üstünlerinde giysilerle örtü mortü örtmeden ayak üstü traş ettiler. traşı yapan da yine acemi asker. aslkfajs. banyoyu da bi hafta sora yapabilmiştik. kaç gün kaşındılar boş yere o kadar kıllı kıllı. risk almaya gerek yok yani. 349 kd.

23 yıldır askeriyede birkaç liraya tıraş olurum, henüz eşek tıraşı gibi bir durum yaşamadım. ama normal erlere nasıl yapılır bilmem zaten standart 3 numara değil mi yaw?

Vereceğin para tas çatlasın 15 hadi 20 tl orda sıraya gireceksn 5 saat sıraya bi dünya insan eski pusku bir makina yamuk yumuk kesecek kıllar boynuna girecek fln

traş olup gitmenizi ve askerde traş olmamanızı şiddetle tavsiye ederim. orada oç un birine verdiler aleti saçlarımı yola yola kesti kısa dönemim diye. ortamın yabancısı olduğum için ses de çıkaramamıştım.

@Drakath evet üç numara, ama polatli'da örneğin yedek subay adayi alabulus (?) istiyor, adam makineyi dayiyor üç numara yapiyor umrunda degil. makine de eski oldugunfan merdiven saclar olusuyordu :D berber de kadrolu berberdi ustelik :D

@Delay Fuze, gürler zaferin teranesiyle karşim.. ;)

Benim hayalim o berberin işi gibi bi işte çalışmak abi. Kafana göre takıl, 2 tıraş yap, 4,5’ta çık git. Aralarda çay sigara yap falan. Mis.

@tabudeviren coooşkuuuun sesiiii bir topun deeeeerinden deerine!

orada kestir.
benim acemilikte kestiler. diğerleri güneş altında beklerken yahut birşeylere koştururken beni ve bi kaç arkadaşı berbere gönderdiler. orada sakin sakin, oturarak bekledim. sonra makineyle baya kısa yaptı saçları. geri döndüğümde saçları kestirmiş gelenler daha bitik durumdaydı

askerde iç çamaşırları yeşildir.

10 çamaşır nedir abi kaç gün yapacaksınız zaten. lazım mı oldu git kantinden al. hem de dışarıdan daha ucuza.

bot boyası da kantinde var. abi 1 kişide bot boyası olsa 20 gün askerlikte 50 kişi ancak bitirir o boyayı.

çamaşır filesi, çamaşırları içine koyup çamaşır makinasına atıyorsun karışmasın etmesin diye, o da kantinde var.

çamaşır yıkama imkanı olmaz. 15 günde bilemedin 1 ayda bir nevresimler yıkanır kışlada. ancak o zaman atarsan atarsın. öyle çamaşır makinası gelmesin zaten aklına sanayi tipi devasa makinalar var.

bunların hepsini kantinden al. laf eden olursa kantinde yok der geçersin.

al üçer çift çorap, 3 çift çamaşır al git. en kötü mach 3 götürürsün, gelirken de geri getirirsin.

zaten elde yıkarsın akşamları zora düşersen.

15 ay askerlik yaptım anca 15 çift çamaşır kullanmışımdır.

İç çamaşırını istediğin renk al
Bot kilidi gereksiz. Bir kere kullandım sonra uğraşmadım. Dolap kilidi sana kalmış. Bazı yerlerde yasak zaten.
Boyuna cüzdan takan kaldı mı ahaha geç bunu. Al yanına bi debit kart yeter.
Çamaşır torbalarında coşmuşuz yine. Bi file al yeter. Kaldı ki bunların çoğu orada satılıyor zaten.

Spor için eşofman mı? Onlar veriyor zaten. Uyumak için bir şeyler al yeter.

Gördüğüm en saçma liste. Benden tavsiye bu kadar eşya ile gitme pişman olursun. Don mon orada satılır. Sen yanına askı götür. Tıraş bıçağın mach 3 se onu götür. Köpükle jelle uğraşma bi arko tıraş sabunu bir de fırçası en rahat tıraşı sağlar. Diş fırçası macunu götür.

abi bu listeyi kim vermiş

bak kışladan girdiğin anda spor ayakkabı, pijama, eşofman, bot, kamuflaj, kış için içlik, askeri kazak(tam emin değilim) tam hatırlayamadım ama 4 5 çift çorap, bi o kadar atlet, don, kemer, bunun yanında bi sürü şey(diş fırçası, diş macunu ıvır zıvır) daha veriyolar.

yani size paralısınız diye, herkes herşeyini kendi mi alsın dediler?

bi cevap ver de bu konuyu açıklığa kavuşturalım.

ben askerlik yapaı 15 seneyi geçti ama askeriyede hiç bişey değişmez.

iç çamaşırını beyaz alsan da bişey değişmeyecek kamuflaj sayesinde yem yeşil olcak.

gelince atarsın zaten. giy giy at mk uğraşma. askeriyede don olsun olsun 1.5 2 liradır.

2 top a4 kağıtla parmak boyası seti de istiyorlar kayıt için aman unutmayın.

Aga altı yaptım seninkilerin yarısı kadar şey götürdüm. Dolaplar küçücük zaten abartmayın yanınıza alacağınız şeyleri. Eksikleri orada da bulursunuz. Form doldurmayla yürüyüşle marşla biter hemencecik.

Bomboş git böyle bi poşetle sadece. Gerisi gelir. Bak ciddiyim. Dalga geçmiyorum.

Ben de bi sırt çantası alip gitmeyi düşünüyorum. En fazla dis fircami ve birkaç ihtiyaç duyacağım ilacı (ağrı kesici, bulantı ilacı, mide koruyucu) götürürüm.

Diğer her şey kantinde vardır ağa.

reçeten yoksa ilaç sokamazsın kışlaya.

reçeten varsa ve ilaç soktuysan zaten senden alırlar, saati gelince kalkar revire gider orada gözetim altında kullanır çıkarsın.

sanki tatile gidiyonuz. iyi mk mayo, parmak arası terlik, kokain, viski falan da götürün.

bedelli 20 gün diye sevinmeyin, orada askeri kanunlar geçerli, bi disiplin cezası alsan 15 güne hapis yatırır yüzbaşı, kimseye sormaz etmez, 15 o yapıştırır, üstne 15 de tabur komutanı yapıştırır ettimi sana 30 gün, 15 günden sonrası da askerlikten sayılmaz. disko da pis, öyle hapis gibi sabahtan akşama yatırmıyolar yani adamı. 15 gün diskoda kalan 2 arkadaşımın 1 tanesikafayı sıyırdı.

yani öyle 20 gün verdim parasını takılırım, kimseyi takmam etmem demeyin , sonuçları felaket olur.

Ben 8’inde kutahya’ya gidiyorum. Yatmalik alt ve 2 tshirt disinda bir sey goturmeyecem hijyen malzemeleri disinda.

Onlar da soyle olacak:

Tras bicagi ve ekstra bicak mach 3
Havlu
Sabun (kafami da zeytinyagli sabunla yikiyorum mecburen alerjimden dolayi)
Bol selpak
Dis macun ve firca
Roll-on ve deo
Bir de bunlari saklayacagim ufak bel cantasi. Omzuma yuklenip traşa gidecegim.

Geri kalan oradan temin edersem ne ala. Edemezsem de 17 gun idare ederim her turlu.

ciddi gibi. hakeme göre Kyrgios federer'in return'ünü etkilemiş ve tekrar servis kararı vermiş.

tam olarak nerede 1. komando tugayi?

talas yolundaki ise once merkeze, kaleönü'nden de herhangi bi talas otobusune binersin. tramvay da olur. direkt tramvaya binmek icin yurumen lazim baya otogardan.

talasin icindeki jandarma ise onun otobusu ayri ama anayurt otobuslerinden birine binersen yakininda inersin 5 dakika yurursun, 'anayurt-jandarma' otobusune binersen onunde inersin.

en son 2 sene once otobuse bindim sanirim kayseri'de, o yuzden teyide muhtac bilgiler bunlar.

Ne zaman oradasın?

@etna 6'sında gidecektim ama yol izni falan duydum bilmiyorum. yol da yakın, maraş'tan gideceğim. 3 saatlik yol. 6'sında girerim galiba yine.

Bu hafta deseydin cuma günü seni Pınarbaşından alıp bırakırdım. Cumartesi günü öğrenir Sana mesaj atarım o zaman nasıl gideceğini.

otogardan hunat tarafına giden bir otobüse bin hunat'ta inince kaleönünden talas otobüslerine bin şöför seni indirir.

en son baya oldu gideli çok değişmediyse oralar yapacakların böyle.

edirnede kırkpınarda kuruluyor ama eskiye göre esamesi bile okunmaz.

edirne tarihinde şöyle oldu.

ben 83 doğumluyum. 89 da hatırlıyorum

sabit bir yerde yazın sürekli açık olan bir lunapark vardı. yani bir yılın neredeyse 5 ayı açıktı. kurban ramazan bayramlarında da açık olurdu. çok da rabet olurdu herkes giderdi.

90 91 de biraz daha gelişti bu, atari salonu falan açıldı içine 92 93 yine böyle devam etti sanıyorum 94 yılından sonra başka bi yere taşındı daha da görmedim.

öyle bir etkisi oldu ki bizim çocukluğumuzda münübüsle ne zaman geçsem kafamı çevirip bakar oldum. kışın kapalı olurdu ama aletler dururdu orada.

şimdi düşündüm de bunun yerini sanırım avmler aldı. akın akın avm gezen insanlar var bu sadece büyük şehirlere özgü değil. bir avm kültürü geldi. mesela arkadaşlarım arıyor abi buluşalım edelim, buluşuyoruz, adamların tek yaptığı şey, avmleri gezmek, sadece gezmek ama bişey almak yok, bi ihtiyaç yok, her mağazaya girer bakar, sonra gider fastfoodda ikinci sınıf yemek yerler(ikinci sınıf diyorum çünkü mesela herşeyin yeneceği yer farklıdır, güzel yapan yeri de vardır yani) ondan sonra oradan avmnin kafesine gitmek dondurma çay kahve, akşamı yapıp gitmek.

bazen bunun yerini starbaks alıyor. çocuklar da sanırım artık bu kültüre adapte oldular. bana hiç çekici gelmiyor, ben çocukken de gelmedi, mesela atrium, galeria daha sonra carousel, bi kere gittim bi daha gidesim gelmedi.

sizin oralarda varmıdır bilmem benim çocukluğuma dair özlediğim şeylerden belki de en önemlisi bisikletli dondurmacı.

adam kendine ahşaptan bir araba yapmış, kıçına da bisiklet kaynaklamış, arabanın şekli falan bi acayip masmavi ahşap bi arabaydı.

bir limonlu dondurması vardı, 35 ülke gezdim, daha ben öyle bir limonlu dondurma yemedim.

ikinci olarak da kola takmalı sepette lahmacun satan amcalar. et desen et yok, içine ne koyduğu belli değil, öyle bir lezzet yok ama

Tr icin usttekilere ek olarak guvenlik sebebi de eklenebilir. Bu ulkede kac kere o makinalarin zincirleri koptu, carklari bozuldu, insanlar yanlis emniyet onlemleri yuzunden canlarindan oldular. Ruhsatsiz parklar vs var. Daha gecen gun haberi vardi. Bi kadin vefat etti lunaparkta. Kim gitmek ister lunaparka :s

owencan'ı bilmiyorsun belli ki. zamane trollerinin örnek alması gereken bi troll idi kendisi. efsaneydi. şimdiki troller onun tırnağı dahi olamazlar.

mağara soğuk muydu?

owencan o yaw, senelerin troll'üdür arkadaş

onun döneminde sözlüğü bilmiyordum. efsane olduğunu okuyorum sadece arada.

Trolluk tanimini yurda sokanlardan olmasa da bayrak tasiyicilarindandir kendisi

Hahahsa Owencan'landın. Kendisi ortadoğu ve balkanların en vasat troll'ü.

eskiden troller bile kaliteliydi.
(bkz: demirin tuncuna insanin picine kaldik)

Onurcan kartal. Var mısın yok musun’a katılmıştı. Xd

abi askeri kod ne ya :D

bugünün tarihinden askerlik tarihine saydırmak istiyorsan:
var x = DateTime.Now;
var safak = new DateTime(year1, month1, day1);
aradaki farkı alırsın, her gün bittiginde azalması için koşullu bir sayaç yapısı kurarsın. İki tarihi de ben belirlerim diyorsan;
var x = new DateTime(year1, month1, day1);
var safak = new DateTime(year1, month1, day1);
şeklinde tanımlar yine buradan yürürsün. tanımları çok hatırlayamadım şimdi ama bu şekilde olması lazım.

edit: c# için bu arada

instagramda yazı ekleme kısmı varya ordan yaz geç.

i.imgflip.com
imgflip.com ya da.

DateTime terhis = new DateTime(2018, 10, 27);
TimeSpan kalan = (terhis - DateTime.Now);
Console.WriteLine("{0} gün kaldı",kalan.Days);

haha. intikam alacaksin sandim.

ol asilari haci, kopegi veterinere gotursen sana daha pahaliya patlar.

başlamışsın yaptır kafana takılmasın.

motive olmaya ihtiyacın varsa youtube a rabies yaz izle.

asilari yaptir kaptan, gecmis olsun.

Hangi belediye sınırları içindeyseniz veteriner işlerini arıyorsunuz. Köpeği alıp gözetim altında tutuyorlar. Ya da kendiniz her gün gidip bakacaksınız orada mı diye.

Kuduzun hayvanın ölümüne yol açma süresi belirtiler başladıktan sonra 10 gün. Eğer 10 gün gözlemleyebilecekseniz yakalatmanıza gerek yok.

Ama 10 güne dek aşılarınızı yaptırın. Toplam 3 aşıya karşılık geliyor 5 aşılık profilakside.

rusça herhalde. değilse bi slav dilidir. djokoviç etkisiyle belki sırp.

rusça?

rusça.

Rusça. %100

homojenize ediliyor çünkü.
(bkz: homojenizasyon)

infection.vsebolezni.com

şurda anlattığına göre olayın iki sebebi var. birincisi vücut sıcaklığının yükselmemesi gerekiyor. tahmin ediyorum ki bu bakterileri öldürecek ve vücut bununla savaşamadan bakteri ölecek. ikincisi duş sırasında aşının vurulduğu yere su veya sabun gibi yabancı maddelerle başka bakteriler taşınabilir. bu da açık yarada sorun oluşturabilir.


bunlara istinaden bence duş yerine aşının vurulduğu yere uzak kalmak kaydıyla nemli bezle vücut temizlenebilir.

Bana duş alabilirsin demişlerdi.

~Bu arada ne dedilerse öyle yapın siz. Ben malumat olsun diye yazdım yakın zamanda tecrübem olduğu için.

E geçen erkek arkadaşım oldu bu aşıyı. 24 saat dediler.

Ha ben olsam bantlar duş alırdım ama riske atmiyim diyorsan bu havalarda iki gün dayanılabilir. Kokmazsin.

@sttc şuan koşuyorum spor amaçlı. Aşı yaptıralı 2 saat oldu. Boku yedim mi acaba? Koşma falan da demediler. Kuduz aşısı da yaptırdım üstüne.

Aşı ol

Aşı olursanız içiniz rahat eder çok iyi olur bu noktada ihtimallere bel bağlamamak lazım.

gidip aşı olman lazım +1

Gidip oldum arkadaşlar.

Çok geçmiş olsun. Madem oldunuz, içiniz rahat olsun. Aşıya rağmen kuduz olma ihtimali de var elbette ama çok büyük ihtimal sizi ısıran köpek kuduz değildi, bu nedenle başınıza bir şey gelme ihtimalini çok çok azalttınız.

ikincisi de değmiyor. halkalar tam dönmeden içinden geçmiş oluyor tam turunu attığında dışarda oluyor halkalar o yüzden de iplere dokunmuyor.

Vay aq düşünceye bak sen, şimdi gördüm olayı. Helal olsun valla bunlara.

tabiki herşeyin bir hilesi var.. önemli olan bunu seyircilere çaktırmadan yedirmek.. adamlar takım olarak çalışıyorlar, güzel işler çıkartıyorlar..

ayrıca gerçekten uçabilse amerika devleti hemen çöker adamın üzerine ahaha :)

işin görünen ve görünmeyen yönlerine hakimsen yap tabi ama görünmeyen çok fazla şey çıkacaktır. Yapmak istiyorsan yap tabi. kimse bilmediği işi yapmak istemiyor(misal ben)

ticari kaydın olmadan ithalat yapamazsın.

hocam
yarin bu isle ilgili konusalım
masrafları cikartalım
gorun piyasadan mı almak daha ucuz
ithalat masraflıdır dogru zamanda dogru urunu secmezseniz
para kazandırmaz

yaparsın.

bu malın gtip kodunu bulacaksın oradaki şartları ve belgeleri sağlayabiliyor isen herhangi bir sorun çıkmaz.

defalarca sadece sahıs olarak ingiltereden elektronik malzemeler getirdim.

depodaki şamandıra yakıt pompasına sinyal gönderiyor olmasın?

belki direkt beyne gönderiyor, oradan da yakıt pompası görüyor. tam olarak bilemedim.

Pompanın içerisinde ayrı bir boru var, o deponun içerisinde basınç bir anda artınca kapatıyor.

Bununla ilgili detaylı bir video vardı izlediğim onun linkini vereyim.
www.youtube.com

Vay arkadaş, soruyu ve cevapları okurken "ne diyo la bunlar" diyordum kendi kendime. Çünkü pompa derken arabanın içindeki yakıt pompası anladım, killerbee de benim gibi anlamış ki verdiği cevabı beğenmeyip tiklememişsiniz.

John Bloor +1

şans işi kimisi dikkat ediyor kimisi dikkat etmiyor.

valizlerin tek tek rontgenli tarayicidan gecmesi gibi bir uygulama pek olmaz (havalimani, teslim edilmis valiz icin).
sectikleri kisilerin valizlerini (kisilerle birlikte) gecirirler. bazi durumlarda (antep'teki guvenlik riskleri gibi) 100% kapasite rontgen tarayici ile denetim gerekebilir. maras'ta, samsun'da vs. ise risk durumu antep'le ayni seviyede olmadigi icin, 100% kapasite tarama yerine orneklem alma (genelde %20) yeterli gelebilir.

kisacasi: sansliysaniz icki dolu cantayla yurda girebilirsiniz.

(bkz: konserve)

oksijene ihtiyaç duymayan (anaerob) bakteriler de var. varsayımsal olarak dökme demirde bu tür bakteri varsa bahsettiğiniz ortamda ürer. haşlamanın tamamen öldürmeye yetmeyeceği organizmalar da üreyebilir.

haşlıyorsunuz ancak pastörize etmiyorsunuz. pastörizasyon ve enzimler hakkında araştırabilirsiniz. sorunuzun cevabı orada.

10 lira için 1 saat çalışıyorum ben, temizliyorum.

Ayni sekilde akillandim artik yenisini alıyorum :)
Temizlesen de telleri bozuluyor zaten.

her kullanışımdan sonra temizlerim

Fırçayı yenisini alacak kadar kotu hale nasil getirdiniz anlamadim ama ben de her kullanimdan sonra kalan sac olursa aliyorum. Firca temizleme olayina girişmek gerekmiyor o yuzden.

10 lira vermek zor degil ama bir esyayi omrunu tuketmeden atmak dogru gelmiyor. ustelik plastik. temizliyorum, zoruma da gitmiyor temizlemek.

Şu life hacks vs gibi videolar var ya onlarda görmüştüm, fırçaya kağıt ya da streç film batırıyordu. Tarama işi bitince o filmi tek seferde bütün saçlar ile birlikte alıyordu rahatça.

Belki birilerinin işine yarar bu bilgi.

Fırça değil tarak kullanırım.

Her taramadan sonra alin üzerindeki saclari.

2-3 ay üzerinde sac bekletmek zaten hijyenik degil bir kere. Ben 20 senedir ayni taragi kullaniyorum. Sürekli yenisini almak, plastik cöp cikarmak dogaya zararli.

Fırça değil tarak+1

Tarağın içindeki saçları da hemen alırım asla öyle bırakmam bu sayede 10 yıldır aynı tarağı kullanıyorum.

Şöyle yapıyoruz, bir ara banat saç fırçasının yanında bir temizleme tarağı vardı minicik, o yoksa bir çatal da iş görür. O çatalla fırçanın içinde saçları temizliyoruz (2 dk). Daha sonra fırça tarağı bir yastık kılıfı ya da çamaşır filesinin içine koyup çamaşırlarla beraber yıkıyoruz. Miss.

Saç fırçam yok. Zaten saçım da yok.
Kolay temizlenebilen bi fırça yapsam satabilir demek ki diye düşündüm burada yazanları görünce. Sonra hali hazırda yapıldığını gördüm:

www.qwikcleanbrush.com
www.amazon.com

Türkiye'ye getirsem 100-200 TL vermez heralde kimse saç fırçasına.
Bir fikir daha ölü doğdu. Beyaz yakalı olmak kader olmamalı :/

tarakla fırçada kalan saçları her kullanımdan sonra temizlerim.

iki saç fırçam var. birbirine sürterek içindeki saçları temizliyorum. maks. 2 dk.

bana gratisten çok cici bir tarak hediye edildi doğum günümde, çok kolay temizleniyor ve çok keyifli taranıyor.

saçlarımı duştan dusa tariyorum ve üzerindeki saçları her taramadan sonra alıyorum. ekstra bir temizleme işlemi uygulanıyordu.

kore dizisi izlemeyi azaltsın. 16 yaşına gelince unutur gider. takma kafana.

kız 23 yaşında.

Seni seviyorsa böyle kabul etsin. Neden hak yolunu bulursun diyerek ikna etmeye çalışıyor ki? Sen ona gel ateist ol diyor musun? Bir kere sevmiyorum dediysen kızın aklını çelme bir daha.

şu kadınların elde edince ben değiştiririm onu kafası yokmu bitiriyor beni. geçmiş olsun.

@dissendium o konuda anlaşsak bile müslümanlığın gereği olarak eninde sonunda dine döndürmek için uğraşacaktı.

kızdaki diğer çelişki de, o beni izleyerek, fiziğimi beğenerek tanışmak istemiş. ben kızın sadece yüzünü görebiliyorum. fiziksel yakınlık hissetmeden yapamam dedim. kız da güzel, tam sevdiğim tip. kapalılarla evlenenler nasıl evleniyor dedi. açıkçası ten uyumu da önemli benim için. bunu dediğimde kız yanaşmadı, ama benden soğumadı da, evlenince dedi gülerek.

Kizin ilgisi hosuna gitmis bence de

soru: sizin bir şey hissetmediğiniz, olmaz dediğiniz, kızın ise sizi çok sevdiği bir ilişki yaşadınız mı? ne yaptınız?

cevap: hiç başlamadım. boş yere zamanını çalmadım. üstünden beş sene geçmesine rağmen ilişkisi olmadığı zamanlarda hâlâ mesaj atıyor. engelliyorum.

sana gelince.. seni değil kafasında kurduğu bir şeyi seviyor ve seni kafasındaki forma uydurmak istiyor. seni şu anda tedavi edilerek iyileştirilecek biri olarak görüyor.

23 yaşında ve bu durumda olmak pek yazık olmuş.
iletişimi kes hiç öyle vicdan falan yapma. yaptığın iğrenç falan değil. daha kötü bir duruma ulaşmadan bitmesi iyi olur.

Tabudeviren +1
Tek söylemek istediğim bir şekilde fırsat vermeniz çok güzel. İnsanların her şeyi kestirip atma merakını anlamıyorum. Ben asla olmayacağını bilsem de bir sohbet edip çay içerim, önyargılı olmam.

Kız misyonerlik ile sevgili olmayı birbirine karıştırmış. Uzatsan daha beter olacaktı.

Öncelikle kız misyoner çıkmış

'çok iğrenç davrandığımı düşünüyorum, vicdan azabı çekiyorum.'

Net davranmak en iyisi, senin açından üzülecek bir şeyin yok.

Ayrılırken karşı tarafa acımak, mutlu olmasını sağlamak... boş çaba. Kız öyle yaklaşmış ki -tıpkı bu sokaktaki ihtiyacı olanlara yardım etmek ister misiniz?ciler gibi- senin 'ben iyi bir insanım' algını bozmuş.

'daha önce hiç kimse böyle sevmemişti, böyle laflar etmemişti bana. çok üzülüyorum.'

Her gün bunun tam tersi milyon tane platonik ilişki hüsranla bitiyor. Kızın sevdiği sen değilsin, senin hakkında kafasında bir imaj kurmuş onu seviyor, ona yatırım yapıyor. Sende karşılığı olmayan, henüz gerçek bir ilişki bile olmayan bir ilişki bu.

Arkana bakma, sen kızı beğenmedikten sonra arkana bakmanı gerektirecek hiçbir sebep yok.

İnsanın içinde 'needy'lere duyduğu bir merhamet duygusu var, bu da egodan, benlik algısından gelir.

orijinallik konusunda şüpheniz yok mu hiç?

ayakkabı dünyasında 30 lira daha pahalı. ben olsam ayakkabı dünyasından alırım.
www.ayakkabidunyasi.com.tr

duruşu çok iyi değil bence.

yok.

Çıralı-olimpos-adrasan, marmaris merkez de ucuz.

sinop. özellikle hamsilos.

hipo+1
araba varsa olimpos konaklamalı, adrasanda (plajı belediye işletiyor 2sezlong semsiye 10tl) denize girmeli.

olabilitesi var ama kullanılabilitesi yok.

anca filamentinde çelik vari alaşımlar olacak ki, silah ateşlendiğinde silah çatlamasın, ortaya çıkan ısıdan erimesin....

belki üstüne düşülse tek seferlik olabilir ama kaç tanesinde tek seferde hedefi vurma, kaç mt uzağa gitme gibi parametrelerinde tutarlılık gösterecek allah bilir.

anca arbalet yapabilirler.
ateşli silah yapamazlar.

Silahın parçaları var. bunların çizim halini sana gönderiyorlar, parçaları yazıcıda sen basıp, silahı birleştiriyorsun. Kurşun, normal kurşun.

Bu konuda ciddi aşama kaydeden bir projenin videosunu seyretmiştim. Adam MPT-76 tarzı bir tüfekle, yüzlerce mermi sıkıyordu. Ancak ne derece doğru, bilmiyorum.

Bunun yanında direk silah görünümünde olmayan, plastikten, sadece bir kaç sıkımlık suikast silahları da yapılabilir. Şuna benzer şeyler:

i.dailymail.co.uk


.

Metal olmadan ancak ana gövdeyi üretip, diğer metal parçaları da hazır alıp toplayabilirsin.

Sürgü, kapak, namlu, iğne ve yaylar metal olmak zorunda. Zaten bu saydıklarım ABD'de çerez gibi satılıyor ve insanlar silahlarını (özellikle glock) modifiye ediyorlar.

ABD'de yeni bir kanun çıktı, aslında kanun değil de dava edilen bir konuya verilen karar emsal oldu da olabilir.

İnsanlar kendi evinde kendi silahlarını üretebiliyorlar artık, ticari olmamak kaydıyla. Yani aşağı yukarı böyle bir şey, bunu her duyan haberci farklı farklı haber uydurup yazıyor canı sıkıldıkça.

butun giyim eşyalarımı ayakkabı dahil zincir magazlardan alıyorum

cakal esnafa yağmurlu havada su yok

karşıdaki kasap marketlere göre daha ucuz. ondan alıyorum artık. onun haricinde aklıma gelmedi pek

Kimi zaman terziye giderim, evde dikis makinem olsa onu da yapmam aslinda.

Zaman zaman baklava gibi tatli seyler aldigim yerler oluyor.

şarküteriye ve kasaba gidiyorum. bazen terziye de işim düşüyor. susamışsam da suyu ilk gördüğüm yerden alırım, öyle bir esnaf düşmanlığım yok.

yufkacıdan yufka, mantı, yumurta alırım. meyve sebze alışverişimi manavdan yaparım. ekmeği fırından, baharat ot vs aktardan alırım. peyniri zeytini şarküteriden alırım. giyim alışverişiyle pek alakam yok ama bugün ufak bir dükkandan 5 tl'ye şort aldım.

tavuk ve et kasaptan, ekmek fırından, kedi kumu petşoptan, baharat aktardan, yapı malzemeleri hırdavatçıdan. şimdilik aklıma gelenler. market alışverişi ise her daim migros, çağdaş, bim vb. gros marketlerden yapıyoruz.

Büyük marketlerden zincirlerden olabildiğince az alışveriş yapıyorum çünkü kasabım manavım olsun sokağımda istiyorum.
Yufkacı terzi kapanmasın hırdavatçı da
Nasıl bir dünya istiyorsan ona göre alış veriş yapmalısın.
Param olsa palto da diktirirdim kendime o pahalıya geliyor maalesef
Ben küçük esnaf ölmesin istiyorum. Kahvemi de starbucks tan değil tek dükkanı olan yerlerden almayı tercih ediyorum.

Neredeyse herşeyi. Alkolü tekelden alırım büfecim sabittir halini hatrını hep sorarım, yanına nevale için bir şeyler sıkıştırır bazen.

Kıyafet için avm de dolar ile ödenen kiraya ortak olacak durumum yok maalesef, Maltepe pazarı gül gibi tişörtler satıyor 7 TL tanesi tek seferde 15-20 tane alırım senelik beni götürür uzunca bir süre. Mavi 35 liraya tişört satıyor geçen gün gördüm kafayı yicektim.

Gıda alışverişini halden, kuruyemiş alışverişini yine halden yaparız. Kayınpederim yıllardır aynı esnaftan alır, hak yemez malın kötüsünü vermez göçmen bir amca. Gramı gamına tartar mümkün değil bu samimiyeti başka yerde bulmanız.

Berberim çocukluktan beri aynıdır zaten hiç tarif dahi etmem, otururum yapar kalkarım.

Teknolojik ürünleri internet üzerinden satın alıyorum, genelde 2.el almayı tercih ederim. İnsanlar bir heves alıyor sıfıra yakın kondisyon ile satıyorlar.

Avm ve market zincirleri benim gözümde 10 liralık ürün almaya giderken 50 liralık olduğun yerler. Aklında olmayan gereksiz bir dünya ürün ile geliyor annem her seferinde.

Fırından ekmek alıyorum, bazen tekelden alkollü içecekler, terzi, tamirci.
Geri kalan her şeyi mağazalardan ve internetten alıyorum.

Gazoz, ekmek vs.

www.turkishairlines.com

4000 küsür kişinin 2000 küsürü hostes sanıyordum. hepsi miymiş? mühendis alımı olur mu acaba?

tüm iş ilanları için şuraya bakabilirsiniz;
www.turkishairlines.com

maden suyu faydali diye icmiyor ki millet tadini vs. seviyor. seviyorsan deger sevmiyorsan degmez.

o kadar para derken bodrumda falan mı yşaıyorsun? istanbulda 1 tl.

@robokot
tadından başka neyini seviyor? devamı gelmemiş.

@empe
500 ml su 50 kuruş iken 200 ml beypazarı maden suyu 65 kuruş. maden suyu 3.25 kat pahalı normal sudan.

ben para gitmesin deye evdeki suyu temelli kestirdim. suyu mahalle çeşmesinden doldurup içiyorum. kalanını da pet şişelere doldurup balkonda güneşte bekletiyorum sonra da beş günde bir 1 litre su dökünüyorum. geçen sene doğanay şalgam pet şişeye verdiğim parayı da sayarsak bayağı bir ucuza geliyor. bu mantığa göre maden suyu çok çok fahiş bir şey. bence çeşmedeki beleş su dururken musluktan akan ve metreküpüne liralar bayıldığımız suya para vermek çok saçmayken maden suyuna yok yere hele markette satılan ve musluk suyuna göre aşırı pahalı şişelenmiş suyun da 3,25 katı birden harcama yapmak hiç akıl kârı görünmüyor.

bu arada su nerde 50 kuruş?

sade maden suyunun tadı, ferahlığı, yemek sonrası rahatlatma hissi, tuz ve limonla churchill yapabilme olanağı falan güzel işte çok fanteziye gerek yok. Tam bir baba içeceği bence sade maden suyu ama ben çok seviyorum.

Ayrıca 6lı alınca muhtemelen daha ucuza geliyordur.

aklıma kaşık kaşık kemik tozu yiyen ve su içmek için camiye giden birisi gibi canlanıyorsun.

ifşa yapsan da bi görsek şeklini şemalini.

değmez. faydası da yok zaten fasfata. neden diyorsan 35 sene maden suyu içmeden gayet güzel geliştim. sindirim problemi bile yaşamadım. son 5 senedir içiyorum bazen onu da neden içiyorum bilmiyorum.
bizim ülkemizin bir olayı bu maden suyu. bağımlısı çok.
o fiyat farkı da şişeleme vs olayından dolayı. mazot arttı daha zam gelecek suya da maden suyuna da.
aklıma geldi de eve su almam lazım.

Tadını eskiden hiç sevmezdim. Şimdi, aslında bir kaç senedir sadesini kolanın alternatifi ve nispeten zararsız olanı olarak kullanıyorum. Hatta yararlı olduğunu da söylüyorlar ama o kısmına kefil olamam. Aynı niyetle kullanan bir arkadaşım daha var. Tadı alakasız pek tabi. Esasında asit ihtiyacımızı gideriyoruz bir nevi.

maden suyu cam şişede satılma zorunluluğundan dolayı pahalı. kızılay akmina vb markaların "büyük hacimli" plastik şişeleri de var ama tatları cam şişedeki gibi değil. plastik şişede halk dilinde "asidi" az geliyor. cam şişeninse üretim maliyeti, zincir maliyeti, ıskartası vb yüksek. mecburen pahalıya geliyor.

Biz maden suyu bağımlısı değiliz arkadaşlar, günde küçük bir maden suyu içiyoruz ortalama. Almanya-Avusturya tarafına gidenler bilir, insanlar maden suyunu litrelik pet şişede alıp içiyor.

Ben soğuk maden suyunun dilimi ve boğazımı yakmasını seviyorum mesela. Sıcak bir günde dışarıdan eve girdikten sonra hemen bir tane içip ferahlarım.

Piyasayi arttirmak gibi olmasin ama bedenim ruhum soda icin feda olsun. Ne demek sodaya para vermeye deger mi? Bedenimi satarim sodami icerim. Gunde 1 litreye yakin iciyorum. Cok mutluyum. Kopurtmesini seviyorum. Icimini, ferahlik hissini seviyorum. Sarikiz'in sisesini seviyorum. Yesilini seviyorum. Soda bu! Garsonun "sade mi" deyisini bile seviyorum. Soda icin kursun atan da kursun yiyen de sereflidir.

@allah yazdiysa bozsun

O kadar seviyosun ama adini yanliş kullaniyosun :( soda ve maden suyu farklı şey. Doğrusu maden suyu

süt, yoğurt, peynir vs yemeseydik takviye olarak kemik tozu yiyebilirdik haklısın. ama ca eksikliğinde doktorlar ca sandoz falan yazıyorlar sanırım. kemik tozu piyasasının cansız olmasının bir sonucu. yoksa çok güzel fikir. muhtemelen de ucuza gelir.

(bkz: sığır jelatini)

Yumurta kabuğu tozu da yenebilir, evet.

Şener Şen’in Neşeli Günler filminde tıraş bıçağı satarken markasını referans verdiği dönemin ünlü insanları.

Sahnenin ruhuyla alakalı, izleyince daha da oturur. Ayrıca Brigitte Bardot kadın.

nadya komanaçi (bkz: nadia comaneci) de kadın.

yaşınız kaç? bunun esprisini 6 yaşındaki oğlum bile biliyor. hiç mi duymadınız siz?

(bkz: sener sen diye bir aktor buldum super)

youtu.be

sizi burak kut'un yaşandı bitti saygısızca isimli şarkısını bilmeyen arkadaşımla tanıştırmak isterim.

www.youtube.com

guru-maa.in

Do you know English'e I don't know English degil No I don't diye cevap verilir.
Onun disinda speak daha uygun ama informal olarak I don't know English denebilir

Var.
Do you understand English? de var mesela.

böyle bir kullanım yok arkadaşlar, doğru değil, çok da kulak tırmalıyor. "do you know english" sorusu "İngilizceye aşina mısın", "İngilizce diye bir dilin varlığından haberdar mısın" gibi bir anlama geliyor. bizim "şu dili biliyor musun" diye sorduğumuz şey İngilizcede "do you speak x" diye soruluyor.

50-100 euroya guzel seyler bulabiliyorsun.

hollanda'da 30'a almistim ben ama buyuk ihtimalle calintiydi :) hangisi calinti hangisi degil bilemiyorsun :/ (ruhsat gibi bir seyleri var da o fiyat araliginda bulunmuyor :) )

Onlar turk lirasi kazanmiyor haci. Asil turkiyede pahali

30 senelik bisiklet retro olduğu için pahalı.

Biltema'da falan 400-500 tl'ye bisikletler var burda.

Kim diyor az bulunuyor? Ortalık bisiklet kaynıyor yahu.

Kendi bulundugum ulkenin ilan sitesinden baktim, 15-20 Euro'dan basliyor ikinci el bisikletler. 50-100 araliginda temiz bir sey bulunur.

80 Euro´ya aldigim kapi gibi Kettler alu yol bisikletim var, 30 kusur yillik, hicbir sorunu yok, bir kez peltesi cikmis lastigini degistirdim sadece 2 senede. Ikinci el bisiklette tek sorun, calinmis bisikletlerin piyasada cok olmasi Avrupa´da, onun disinda 60-70 Euro civarinda vitessiz Hollanda bisikleti vs. cok, zaten bisiklet cok.

Bir de sifir Giant vs. Türkiye´deki fiyatlariyla asagi yukari ayni fiyata satiliyor.

Hoparlörler elektrik enerjisini sese çeviren aletlerdir, hep geri planda kalırlar ama aslında müthiş aletlerdir. Olmasalardı napardık :)

Evet, hoparlörün çektiği ve o hoparlörü besleyen anfiye gerekli olan enerji ses arttıkça çoğalıyor.

Hoparlörün harcadığı enerji en yüksek seste bile TV'nin kendi harcadığından çok daha az olur. Kulaklık hoparlörden daha az enerji tüketir ama pratikte zaten çok küçük değerler olacağı için bu şekilde kayda değer bir tasarruf yapılamaz.

orijinal şarkı arıyorsan yanlış yerdesin bence. daha çok remix'ler ve özel kayıtlar mevcut.

soundcloud.com

soundcloud amatör müzisyenlerin kişisel işlerini paylaştığı bir platform. ya da plak şirketinden çıkmayan işlerin. kafanızda spotify gibi bir şey canlanmasın. official şarkıların hepsini bulamazsınız. bir zamanların myspace'i gibi düşünün.

Peki ben sadece Bebe Rexha, Taylor Swift ve Ariana Grande'nin remixlerini dinlemek istiyorum. Başka hiçbir şarkıcı olmayacak. Mümkün mü böyle bir şey?

Bebe rexha'nın orjinalleri yok. Taylor swift de türkiye'de mevcut değilmiş. Yapacakları işi zikeyim.

o 30 saniye olayı kullanıcı profilinden kaynaklı. tanıtım gibi yüklemiş adam oraya.

Stabilizasyon egzersizleri yapmanız lazım; diz ve ayak bileği stabilizasyonunu önce normal vücut ağırlığı sonra da ekstra ağırlık ile kronik yğkleme ile güçlendirmeniz lazım. Döndürme ile olmaz o iş. Youtubeda knee , ankle stabilization ecercise olarak aratın..

Eğer dizlerinde normalde bir sorun yoksa statik egzersizler bayağı yardımcı oluyor. Ben koşuya ilk başladığımda yaşıyordum diz sorununu, bu şekilde çalışarak düzeldi.
Wall sit, statik calf raise, statik leg extension, straight leg raises..

Bu şekildeki izometrik çalışmalar yukarıda neferkitty'nin bahsettiği stabilizasyona yardımcı olan hareketler.

Diz güçlenmez, en nihayetinde diz dediğin kıkırdak ve tendon yapılı bir bölge, bunları bahsettiğin şekilde geliştiremezsin, yapman gereken şey bu bölgeyi etkileyen egzersizleri doğru yapmak, doğru yaparsan dizlerin en az seviyede etkilenir en az seviyede stres biner haliyle en az seviyede zarar görür, onun dışında pek bir seçeneğin yok. Misal squat yaparken hareketi doğru yaparsan, mesela harekete dizden çökerek değil kalçanı geriye atarak yaparsan dizin en az seviyede etkilenir, harekete dizden çökerek başlarsan tüm ağırlık dizine biner ya da ağırlık kaldırırken bilek esnekliğin yoksa topukların havaya kalkar, topuğun kalktığında yine tüm yük dizlerine biner, topuğun kalkmazsa tüm yükü kalfların emer. Bunlara dikkat edersen, yani dizlere en az seviyede yük binecek şekilde hareketleri doğru yapar stabilizasyon-mobilite-esneklik çalışması yaparsan, dize binen yük en az seviyede olur, onun dışında başka bir yol yok. Ha bir de bütçe ayırabilirsen 7 mm'lik neopren diz kılıfları oluyor, onlar da iyi bir koruma olur.

"Bu adam ipsiz, sapsiz, meczup bir adam degil; aile babasi, sorumluluklarini bilen, vergisini veren ornek bir vatandas" anlatisi kurmak, insanlarda sempati uyandirmak icin olmasi muhtemel.

Muhafazakarlar için makbul insan profili işte.

Bizde 40-50 yaşlarındaki bir insanın bekar olabileceğine ihtimal vermediğimiz için belirtme, vurgulama gereği duymuyoruz. O yaşlardaki bir erkeği default "aile babası" olarak kabul ediyoruz.

Mesela Devlet Bahçeli bekâr, hiç evlenmemiş. Zaman zaman siyasi rakipleri tarafından eleştirilir bu yönü ile.

Ozetle salihdt +1

Amerika'da "wholesomeness" diye "ahlaki acidan oturmus, iyi, faydali, derli toplu" gibi bir anlami olan bir kavram var ve bu adla olmasa da her yerde karsisina cikiyor insanin. Ornegin, Hallmark kanali sadece "wholesome" fimler yayinliyor. Aileyle izlenilen filmden daha ote olarak guzel ve uslu mesajlar veren filmler olarak tanimlaniyor. Boyle "Amanin degerlerimiz de degelerimiz" diye tutturan ama ciddi meselelere gelince suya sabuna dokunmayan bir tatli su degercisi gibi dusunulebilir.

Sadece politikacilarda degil, bircok alanda wholesome olmak kariyer icin lazim olabiliyor. Tonya Harding diye bir buz patencisi vardi ornegin, I, Tonya diye belgeselimsi bir filmini de yaptilar. Kadinin teknik super, herkes kadar iyi ama aile yasantisi duzgun olmadigi icin (annesinden ayri yasadigi ve bosandigi icin) kac kere engel olmuslar yukselmesine. Su anda bulamadim aradigim diger kelimeyi ama isyerinde yukselme icin de bu tur seylere bilincsizce dikkat edildigini soyleyen bir yazi da vardi bir dergi de.

Politikacilar bunun da otesinde, cunku dogrudan ulkeyi yonetecek. Genel kani "Ailesini yonetemeyen ulkeyi nasil yonetsin". Iki sene once "Politikacilarin hayati tamamen halka acik olsun" diye bir girisim de vardi. Bazilarinda da "Politikacinin benim evde gundelik olarak yasadigim sorunlarin bilincinde olmasi, bunlari aksiyon almasini beklerim", "Karisini/kocasini aldatan adama ben ulkeyi nasil teslim edeyim", "Ya vergimle fahise tutuyorsa", "Toplumun en kucuk kurumu ailedir. Aile degerlerine sahip cikabilen bir insan ancak ulkenin degerlerine sahip cikar" gibi dusunceler var.

"Degerler" Amerika'da cok onemli seylerdir, ici bosalmis olsa ve formalite icabi da olsa bu degerlere onem verirler.

Bekir Bozdag ile Donald Trump'i karsilastirirken saka yapiyordun degil mi?

Turkiye'de ya da ABD'de durum farkli degil. Muhafazakar secmen aile babasi goremk istiyor. Bu nedenle biz de Cumhurbaskani'nin ailesini taniyoruz. ABD'liler de kendi baskanlarinin ailesini taniyor. Eski sistemde hem cumhurbaskaninin hem de basbakanin ailesini tanirdik. Yasi kucuk olanlar hatirlamaz ama ornegin Ecevit'in esi af yasasi cikarmak icin kulis yapardi. Ahmet Sezer'in de esini tanirdik ayrica.

amerikanlar hayatları yalan ve feyk olduğu için bu tarz kavramların üzerine fazla düşerler. chicago's best diye bir youtube kanalı var mesela, takip ederim. chicago'da antin kuntin ne restoran varsa oraya giderler. açken ya da acıkmak için izliyorum. neyse, orada müşterilere "niye burayı tercih ediyorsunuz?" diye sorduklarında, muhakkak en az 1-2 kişi "evimizde hissediyoruz" tarzı bir cevap verir. "herkes birbirini tanıyor" derler, "ortam çok samimi" derler, "üç kuşaktır geliyoruz" derler. hani "herkes kendisinde olmayanı ararmış hesabı", amerikanlar "authentic" olana takıntılıdır. asfalt yolda kamyon gibi araba sürer, sağlıklı ve standart dört kişilik bir ailenin bir ayda tüketebileceği şeyi beş günde yer ama iki yumurta kırıp gülümseyen işletmeciye de tapar.

genelde bu tavrın sebebi de zaten salihdt'nin yazdığı gibi "örnek vatandaş" algısı oluşturarak yine halkı skmektir. sözde özgürlükler ülkesi olup da insanların düşünce yapısı olarak bile özgürlükten bu kadar uzak ve kıt olduğu başka bir coğrafya yoktur sanırım.

neyse, özetle amerika'daki diğer neredeyse her şey gibi kolpalık bunun sebebi de. katilin iyi hal indirimi almak için mahkemede uslu durması, takım elbise giymesi falan gibi düşün. kâr amacı güden, gücünü pazarlama ve reklamdan alan bir şirketten bahsediyoruz. amerika bundan fazlası değil. bu rospu çocukları "senin nickin der meister" dese on yıllık meisterliğimden şüphe ederim.

@der meister

Abi ABD'de ne kadar yasadin? Bak aychovsky'nin yazdiklari onemlidir cunku orada yasadi, ben de iki yil orada yasadim ama afedersin de Youtube'dan bir video izleyip tum Amerikalilara bok atmak cok sacma. Gidip yasamis olursun o zaman bok gibi yer dersin o ayri. Senin yaptiginla iki haber izleyip Turkleri asagilayan cahil Fransizin yaptigiyla farki yok.

amerikalıları aşağılamıyorum zaten ben, amerika'yı aşağılıyorum. sen de bu varoşların neyini bu kadar seviyorsun da her başlıkta amerikan savunuculuğu yapıyorsun anlamıyorum. açık açık "biz bu yönetimi beğenmiyoruz" deyip darbe üstüne darbe yaptıran, başka bir ülkenin kendi çıkarları doğrultusunda hareket edebilmesinden bile rahatsızlık duyan, kendini dünya polisi bellemiş, dünyanın dört bir yanında sayısız savaş çıkarmış bir ülkeyi böyle şuursuzca övmekten hiç mi rahatsızlık duymuyorsun? kendi yaşantından memnunsundur, çevrendeki insanlar ve hayat şartların iyidir ona bir şey demiyorum da bu devleti bu kadar övmekten gerçekten hiç rahatsız olmuyor musun?

Araya girdim, açıkçası der meister’ın yazdıklarının çoğuna katılıyorum büyük oranda. Hani, Oregon’dur, New York’tur gibi demokratik eyalette eğitimle kesim çok yüksek ve anlattığı düşünce yapısı en yaygın düşünce yapısı gibi değil ama iç eyalet ve çoğu cumhuriyetçi kesim bu şekilde gerçekten. Aslında Türkiye’den pek farkı yok Amerika’nın açıdan. Hani “Biz küçük amerika olalım derken, Amwrika büyük Türkiye oldu” geyiği var ya, hakkaten öyle.

Herkes genellenemez, yaklaşık en az bir yüz milyon küsur kişinin hakkı yenmiş olur hepsini bu şekilde söylersek de, der meister’ın anlattığı kosım hakkaten muhafazakar küçük şehir insanını anlatıyor genel olarak. Arizona’da yaşayıp “Eyaletimden çılmadım hayatım boyunca, has Arizona’lıyım” diye dolaşan insan az değil. der meister’ın anlattığı ülkenin belki yarısından fazlasını oluşturan ve tuğralı Fiat Doblo’lu insanın hafif eğitimlisinin karşılığı. Belki bir o kadar, belki daha az “değerler” ile dalga geçen de var.

Madalyonun iki yüzü varsa, bu da kötü kısmı. Yerine göre cuk oturabilir, yerine göre abartılı da olabilir ama çok yanlış değil ama benim gözlemim o şekilde .

ABD'de secime katilim oranlari cok dusuktur. Yuzde 58 oy vermis son baskanlik seciminde mesela. Dolayisiyla bir kere yuzde 42'sinin kafadan Trump secmeni olmadigini bilmek gerek.

Oy veren yuzde 58'inin de esasinda yarisindan cogu Clinton'a verdi. Yani 500bin gibi bir fark vardi sayisal olarak yanlis hatirlamiyorsam. Ama electrol college sisteminin boktanligindan Trump kazandi. Yani bunun da sebebi var.

Ama cok duz hesapla ulkenin yuzde 29'unun oyuyla baskan oldu herif. Ulkenin yuzde 71'i adami istemiyor oyle ya da boyle. Kimisi Clinton'a oy verecek kadar istemiyor, kimisi dunya hali bana ne diye istemiyor, kimisi sosyalist oy vermem ulan ben bu duzene diye istemiyor vs.

Yani aychovsky'nin ulkenin yarisindan fazlasi doblolu benzetmesi bence cok da oturmuyor.

Bence der meister'in ofkesi, ABD'nin dis politikasindan esasen. Ona da amenna. Kim zaten destekler ki politikalarini adamlarin. Fakat dunyanin varosu falan da bence olmuyor. Hic degilse, adamlarin senin benim tahayyul edemeyecegimiz kadar parasi var. Bu paranin getirdigi sanat, bilim uretimi var. En varos ufacik kentinde, semtinde, koyunde bile gidin cok guzel bir public library vardir. Oradaki gider gitmez ayri hikaye -ki public library cok verimli kullanilan bir sey orada- ama neticede kutuphan kulturu var cok yaygin.

ABD'deki liberal, muhafazakar terimleri bizim kullandigimiz sekillrinden de farkli. Simdi homeschooling diye bir sey var. Cocugu okula gondermiyorsun ailesi olarak; kendin egitiyorsun. Bunun ciktisi genelde sacma sapan tipler haliyle cunku cocugunu ya okulda darwin anlatiyorlar diye gondermez ya da cifligi cok uzaktir en yakin okula, 9-10 cocuk vardir nasil gondersin, nasil gotursun getirsin. Ha hayatinda ilk kez universitede orgun egitimle tanismis homeschooling yapmis tanidigim da oldu. Adam olumune Sanders diyordu mesela. Yani kisiye de bagli.

Ha bunu neden soyledim. Amerika'da liberal olmanin sinirlari bizim kafamizdan ote bir yerde. Okula gondermemeliyiz, cunku devlet ideolojisini enjekte ediyor, biz kendimiz cocugumuza daha bilimsel ve ilerici bir egitim verebiliriz diyen solcular da var mesela dunya'da. Yani ABD'de yasayip, boyle yapan da var.

Kisaca toparlarsak,

- ABD cok cok buyuk. Genellemek imkansiz. Eyaletler cok farkli, kentler bile farkli. Herkesin kendi kanunu bilmem nesi var. Amerikalilari genellemek, Orta dogu diye Fas'tan Pakistan'a bir cizgi cekip, oradakilerin hepsi Musluman ve ayni diye genellemekten farksiz neredeyse.

ABD'deki siyaset setleri bizim anladigimizdan farkli. Soruya gelirsek, aile mevzusuna, cok uzun hikayede aile dedigimiz sosyolojik kavram olarak evrensel bir sey. Amerikali, Turk, Alman diye bir sey yok. Aile ailedir. Farkli formlarda olabilir, buyuklugu degisken olabilir vs. Ama aile ailedir. Amerikan muhafazakarliginin da en onemli yapitaslarindan birisi aile. Oradaki siyaset setlerinden ondan bahsettim. Cok uzun mevzu, ondan girmiyorum. Ama bizim nasil surekli bir dis mihraklar bizi bolecek ama biz turkuz hey de hey uzerinden urettigimiz bir muhafazakar, paranoyak setimiz varsa onlarin da aile en muhim seydir uzerinden, hulyanin uzerinden urettikleri politika setleri var. Kisaca ABD muhafazakarliginin kaynaklarindan birisi aile.

Trump'i gecelim, Pence zaten ruh hastasi bir adam. Karisi yoksa baska kadinlarla yemek falan yemiyormus, bir suru manyaklik. Yani artik onun muhafazakar aile tasavvuru hiper boyuta gecmis. Bir sembol yani bu.

Ama tekrar genellemeye donelim. Mesela "demokratik egilimli" Oregon'da durum bu: www.google.com.tr

su haritada cok guzel eyalet ve county olarak gosteriyor. www.nytimes.com

Birkac daha yogun nufuslu county demokrat ama kalan countylerin hepsi cumhuriyetci. Simdi demokrat diye yerlessen, ucuncu gune kafayi yersin belki. Yani demeye calistigim Amerikalilar soyledir ya da boyledir genellemesi hakikaten calisan bir genelleme degil. Bir kere hangi Amerikali? Hani mesela Amerikali tipi nedir? Bence oyle bir tip yok. Binbir milletten, tipten insan.

Devlet ve milleti ayrimina gelince de, gene bence, ABD federal devleti dis politikada hakikaten korkunc bir sey. Bunu savunmak bile abesle istigal. Eyalet duzeyine gecersek ise, gene genellemek imkansiz. Birinde Darwin okutulmuyor otekinde ot serbest vs. Hani tabii ki bir takim referans noktalari ile genellemek icin cerceve yaratilir ama cok da kestirmeden genellenemez bence.

Neyse, oyle kimseye su boyle bu boyle demek icin yazmadim. Oyle gibi oldu da :) Tartismayi gorup ortaligi bulandirayim dedim :) Yoksa ABD iyi ya da kotu gibi moral bir tartismada zaten bir yerim yok. Kategorik olarak bilim disi bir soru bana kalirsa. Bir de devlet her yerde cok da matah bir sey degildir ya. Devlet devlettir iste.

@der meister

Aslinda ayni seyi soyluyoruz, ama olayi YouTube kaynakli vermekle orada yasayanin soylemesi arasinda fark var. Yoksa ben de Wyoming'de Utah'ta Arizona'da eyalet disina cikamis kisiler gordum. Ancak kaynaklar cok farkli anlatabiliyor muyum, biri orada yasayan biri digeri YouTube videosu? Sana Rusya konusunda guvenirim ornegin, cok arastirdin ama baskasinin YouTube'da izledigi videolara guvenmem. Bir de beni rahatsiz eden, sanki Amerika'da ve Avrupa'da kotu seyler son 10 yilda ortaya cikmis gibi bu ulkeleri kotulemede bir patlama yasandi! Onune gelen sozlukte duyuruda Avrupa'yi Amerika'yi kotuluyor. Su Almanlar bizi kiskaniyor, Ingilizler havalimani acilmasini istemiyor geyiklerinin baska turlusu donuyor. Su filmi izledim Amerikalilar cok kasinti insanlar, su haberi izledim ABD'de cok evsiz var, su facebook paylasimini gordum surasi bok burasi bok gibi soylemler gercegi yarim yansitiyor. Kolaysa kendi mahallelerini elestirsinler. ABD'yi de elestirsinler isterlerse ama duzgun bir kaynaklari olsun. Siyasi nedenlerle Bati'yi elestirmek moda oldu iste. Adamlar sanki kendileri bok icinde yasamiyormus gibi surekli ABD'nin Avrupa'nin eksiklerini ariyor. Hangi ulke mukemmel ki? Hem Avrupa'da yasadim hem Amerika'da. Ben aslinda savunmuyorum. Dogrulari soyluyorum. Iyi yani da var kotu yani da var, ama dedigim gibi aychovsky soylediginde sesimi cikaramiyorum cunku orada yasiyor ve dediklerine katiliyorum.

Kucuk bi bahce, agaclik calilik olmasi yeterli sanirim. Ben de gordum bir defa.

Bizim fabrikanın üst katı 2000 yılından beri boş, eski eşyalar falan var. Orda yaşıyor bi tanesi.

Spiderman gibi düz duvara tırmanıyor valla.

Sansar onların ismi. Kedilerin yabani versiyonu diyebiliriz. Çok güzel hayvanlardır ama yanlarına yaklaşamazsınız.

Kiyafet bulundugu icin.

konuşan ve modaya önem veren maymunlar olduğunuz için.

Hareketi kısıtlamamak için olabilir,
Vücut sıcaklığını daha rahat ayarlamak için olabilir,

Bunlara ek, insanların ataları toplu avlanan avcı yaratıklar sonuçta; kendilerini korumaları için deriye ihtiyaçları çok olmamıştır.

derisi kalınlaşma yönünde evrildik diyelim. dokunma duyusu hassasiyeti azalır ayrıca küçük kas hareketleri zorlaşırdı ve neticesinde alet yapımı zorlaşırdı (bunu marangozluk veya maket yapan biri çok iyi anlayacaktır). ince derililer iklim şartlarını daha iyi alet yapabilme, dikiş, örgü kabiliyetleri ile tolere edebildiği için onlara göre avantajımız kalmaz frekansımız azalırdı.

perloneth+1, kalin deri ince motor hareketleri ve cevikligi kisitlardi.
Cok guzel bir soru bu arada.

Antalya/olympos

güneş koruyucu
sandalet

Macbook pro 2018, magic mouse 2, beats kulaklık(beleş) aliexpressten hub.

lazer, kedi macunu

philips klipsli kulaklık aldım 35 liraya n11'den. Öncesinde şampuan ve dörtlü çamaşır deterjanı almıştım. İnternetten alışveriş en sevdiğim şey :)

Çizgi dizi

kitap, ayakkabı, traş köpüğü

termosifon, ankastre set ve 40.vodafone istanbul maratonuna kayıt yaptırdım. bunların hepsi bu hafta içinde aldıklarım. bu yıl içerisinde en büyük alışverişim bulaşık makinası olmuştu.

printer, matara, klozet kapağı.

mikrofon, 5 metre ses kablosu, tayt, tişört.

Tişört ve aux kablosu.

2 gomlek, 2 polo t-shirt, 4 cift ayakkabi, ofis kirtasiye malzemeler, market ve ev alisverislerinin bazilari son 1-2 hafta icerisinde

Telefon şarj kablosu, Çin'den.

telefon , kılıf ve kedi maması

Kozmetik ve kitap

Kitap aldım, hem indirim vs. oluyor hem de her kitap her yerde bulunmuyor malum.

Ayakkabi, mont, ceket. Ucuz denk geldi hepsi.

oksijen sensörü motosiklet için, belkin aux bluetooth cevirici

bazı durumlarda meslek odası sicil numarası imza yetkini destekler nitelikte oluyor. yani bazı dökümanlara mühendis olarak imza attığında sicil numaranı da istiyorlar. tek faydası o başka bilemiyorum.

Bazı meslek odalarına kayıtlı olmak yasal zorunluluk. Mesela kimya mühendisiysen ve kimya mühendisi olarak çalışıyorsan odaya kayıtlı olmak zorundasın. Hiçbir faydası yok. Bildiğin soygun.

devlet'e is yapan bir sirkette calisiyorsan ve bazi dosyalara imza atman gerekiyorsa odalara kayitli olman gerekiyor. onun disinda baska bir ise yaradigini duymadim

American Sniper diye izlediğim en faşist en kuru milliyetçi iğrenç bir film vardı etik açısından. Ama o değil bahsettiğiniz.

Yine alakasız olacak ama Kurtlar Vadisinde de böyle sniperi tespit etme sahnesi vardı o meşhur orman baskınında youtu.be

Er Ryan'ı kurtarmak filminde sniper'ı dürbünün içinden öldürme sahnesi vardı.
Bir de full metal jacket filminde bir sniper'la baya bir mücadele ediyorlardı. En sonunda gidip öldürüyorlardı. Genç bir kız çıkıyordu sniper.

Jarhead

www.imdb.com

abi buydu ya. Tgrt'de sürekli veriyorlardı.

phone booth vardı bi de

Geçen hafta sonu Çeşme'de ne kadar UBER varsa durduruldu ve ceza kesildi. Yolcular dahil.

Gecen hafta kullandim, sorun yasamadim. Ama kontrollerin arttigini soyledi sofor.

Geçen hafta İstanbul içi bindim. Ondan önceki hafta da servisi kaçırınca binmiştim. Her ikisinde de sorun olmadı.

bu hafta 3 defa kullandık bir sorun olmadı. 2 gün önce bir arkadaş yakalanmış twitter'dan atarlı mesajlar paylaşıyordu ubere. şoföre değil de yolcuya ceza yazmışlar sadece.

Durmak yok yola devam, seçim öncesi taksicilerin gazını ve oyunu alma tandanslı hareketlerdi bence. Kuzenim hala devam ediyor uber çekmeye. Dün yağmurda önümde bbirkaç farklı kişi ubere bindi.

Dün bindim ben. Yolcu olarak ceza da yedim 2 kere, ikisinde de o cezayı uber benim yerime ödedi. Binmeme sebebiniz ceza korkusu ise binin gitsin uber ödüyor. Üstüne bi de hediye yolculuk verdiler.

Cumartesi bindim en son. Taksim yakınlarında sürekli über aracından inenler binenler fink atıyorlardı.

Havaalanları dışında binilir,havaalanı girişlerinde hep çevrildiklerini görüyorum

sabiha gökçen girişinde bizi ve bütün diğer uberleri durdurdular sadece soföre ceza kestiler.

tanıdık bulunca rahat edeceğini nereden çıkardın ? gönüllü projelerinin avantajı olmaz sana, ha unilever pg gibi şirketlere girden etki edebilir de, kobi tarzı yerlerde adamın umrunda olmaz

eğer maddi açıdan çok sorunun yok ise ptt sınavını bekle, ya da tanıdıık aracıya sorun olmaz ise git çalış ptt olursa oraya zıplarsın.

antep'in çok pahalı bir şehir olduğnu söylüyolar. bünyesinde barındırdığı fabrikalar ve iş imkanları dolayısıyla.

o maaş sana orada katiyen yetmez, bildiğin sürünürsün, hiç gitme daha iyi.

tanıdığın bulduğu işten kimseye hayır gelmemiştir sana da gelmez.

özellikle tanıdık falan girdi mi işin içine, çok istesem bile hayır diyorum.

global tüm şirketlere, kurumsal tüm şirketlere bir defa cv gönder başvuru yap.

nerden ne çıkar belli olmaz.

2500 tl baslangic icin normal, 2 ay deneme suren var o sirada ptt ve baska isler kovalarsin.

yeni neslin en büyük eksiği bu işte. başlangı.çta 3 / 4 bin maaşla başlayacaklarını sanırlar. dostum sen şu an bi halt bilmeyen yeni mezun mühendissin. şuanda piyasada 2500 tl'ye o işi senden çok daha iyi yapacak teknikerler mevcut.

sana abi tavsiyesi, işi öğrenene kadar verilen maaşa razı ol, işi öğrenip adam gibi yöneteceğin durumda da maaşını kendin belirle.

ek bilgi: elektrik - elektronik mühendisiyim, 8 yıldır çalışıyorum.

ya kardeşim. sen nesin kimsinde 2500 tl maaşı küçümsüyosun şu devirde. sanki boğaziçi bitirdin.

3500 başlıcakmış en az. yok 5000 başlarsın ya. her firma milyar tl kar açıklıyo çünkü çeyreklik.

arkadaşlar şunu atlıyorsunuz.

bu arkadaş ailesi ile beraber a şehrinde yaşıyorsa eğer, 2500 tl ile geçinir.

ama bu iş b şehrinde ise, ev tutması, eşya temin etmesi, taşınması derken kalkıp 1000-1500 tl kirap verip, geri kalan parayla geçinmeye çalışması mantıksız, ben bunun altını çizmek istiyorum. özellikle antebin çok pahalı bir şehir olduğu, ev kiralarının fiyatlarının bayağı bir yüksek olduğundan bahseden arkadaşlarım oldu.

ikincisi işi çalışabilecek şartlardan uzak, aşırı ağır tempolu mobbingli bir iş de olabilir.

siz kendinizi koyun şimdi. referans yapmak için taaa uzak bir şehre gidip düşük maaşın yanı sıra bir sürü risk alıyorsunuz, değer mi? değmez mi?

Yeni mevzun 2.500 idealdir. Biz okulu bitirenlere1.800-2.000 veriyoruz. Ama bizden çıktı bir mühendis, başka bir firma 5.000 verdi, 1 ay tecrübesi vardı işte bizde o kadar.

Sen işe başla, o sırada iş bakarsın.

Evde yağ sökücüyle öldürüyorum. Sokakta bir şey yapmam. Kendi yolunda gidiyor yani.

evde imha sokakta selam verip geçerim. sokaktaki canlıyı öldürmek ayıp ya.

Çığlık atiyorum ve ışık hızını aşarak kaçıyorum.

evde olursa raid. sokakta görmüyorum ben ya. :)

Peçete gibi bir şeyin üstüne çıkmasını sağlayıp, balkondan aşağı fıldırıyorum.(evde)

Post-apokaliptik düşünceler eşliğinde geçip giderim.(dışarıda)

Evde yakalayabileceğim bir yerdeyse kağıt havluyla vs. alıp dışarı atardım ama artık iki kediyle biraz zor sinek böcek görmüyorum hiç.

Sokakta da sen nasıl bir kralsın diyorum, yoluma devam ediyorum.

Gorursem oldurum, affetmem. Nefret ederim bocekten. Saga sola kacarsa da pesine duserim. Olmeden pesini birakmam.
Sokakta ise gorenler "napiyor bu deli?" demesin diye bir sey yapmam. Ama her turlu oldurmek isterim firsatim varsa.
Kedileri sevip oksar, hamam boceklerini oldurum. Kotu kalpliyim.

sokakta dokunmam, evde raid böcek ilacı.
evde şimdiye kadar hiç hamam böceği görmedim. ama gördüğüm böceklere hep sıktım raid.