Ekşi Duyuru

İstediğin gibi, seçim sana kalmış. İster önce oluştur sonra gönder, ister önce gönder, sonra oluşsun :) Ben ikinciyi seçtim. İkisinin de farklı avantajları var, okumak istersen : medium.com (Walmart)

Laravel için paket : github.com

Google bot 2014'ten beri JavaScript çalıştırıyor, o yüzden SEO açısından sorun olmaz.

webmasters.googleblog.com

datayi atarken arr[0] la birlestirin yani .$arr[0] olsun 2. satirda

$get_array = array(
'orderDate' => date("Y-m-d H:i:s"),
'productList' => $arr,
}

$json = json_encode($get_array);

tam olarak ne yapmak istediğini anlamadım ama şunu dener misin işini görüyor mu :(

$arr'in düz hali hazırda array olduğunu varsaydım bu arada.

Merhabalar,

Ilk olarak git'in bilgisayarinizda olmasi gerekiyor. (git: git-scm.com)
Sonrasinda composer'a ihtiyaciniz var. (git: getcomposer.org)
Projeyi dizininize github'dan klonlayin.
Ardindan klonladiginiz proje icerisine girip asagidaki komutlari girin:
Terminalinizde veya cmd'de yapabilirsiniz.
composer install
Ardindan env dosyanizi guncelleyin keza database configurasyonu burada tutulacaktir.
En son olarak projeyi ayaga kaldirmamiz gerekecek.
php artisan key:generate
php artisan migrate
php artisan serve

Bu kadar.

Sevgiler.

hiç php kullanmadım, ama eğer php'de metotlar static olarak tanımlanabiliyorsa bir yolu var. class dışından çağırmak istediğiniz metotu static tanımlamanız yeterli. örneğin:

class Y
{
public static int add(int x, int y)
{
return x+y;
}
}

class X
{
public void test()
{
int sum = Y.add(2, 5);
}
}

burada Y'de tanımlanan metot static olduğundan dolayı metota direkt olarak Y class'ı üzerinden erişebiliyoruz, yani Y'nin bir objesi üzerinden metota erişmek gibi bir zorunluluk yok. bu yazdığım java ve c# syntax'i. php'de de benzer bir şey olmalı.

public olmasının yanında statik olup olmadığı da önemli. eğer statikse Y::metod() diye çağırabilirsin. statik değilse önce bir tane y instance'i oluşturacaksın. $y = new Y(); gibi. sonra da $y->metod();

bende niye hata veriyor ki o zaman

hizliresim.com

şuna bakın ya. devletin garezi bana mı ulan ya

lise diplomamı allah bilir nerdedir ya.

farklı tarayıcılardan deneyin. lise diplomanız da üniversitededir. ama üniversiteye gidemiyorsunuz anladığım kadarı ile. liseniz mezun olduğunuza dair bi belge verebilir belki. iletişime geçin.

okulun öğrenci sisteminde kaydınız varsa oradan e-imzalı belge (geçici mezuniyet belgesi) talep edilebilir. istanbul üniversitesinde varsa bu özellik diğerlerinde vardır diye düşünüyorum. çünkü bu sisteme en son geçen üniversitelerden biriydi :D

applicationdan sorunsuz açıldı şaka gibi :)

Osmanbey surucu kursu iyidir. Daha once hic surmedim dediginizde detayli ogretiyorlar.

Öğrenirsin. Son 30 ehliyet sınavını çöz yeterli olur. İnternette var. Sınava son 1 ay kalana kadar kayıt yaptırdım ben, dedi ki tam zamanı 2-3 gün geçse bir sonraki sınava girmek zorunda kalırdın ama bu konuda her kurs aynı mı bilmiyorum.

Simdiden git yazil. Her gun antreman yaparsan tir bile surersin 2 ayda

depresyon. niye, nasil buraya geldik, mevzu bu degil. acilen yardim alin.

Seni çok iyi anlıyorum. İnsan çabalayınca ucundan kıyısından kurtaracağını, yetişeceğini düşünüyor ama giden yıllar telafisi mümkün olmayan bir şekilde yitip gidiyor.

Yaşamak artık umut kırıntısı ve mecburiyet arasında süregeliyor. Eğer hayatında sana bir nebze de olsa mutluluk veya huzur veren bir şey varsa, ondan yiyerek çabalamaya uğraşabilirsin. Zaten, en azından razı olabileceğin kadar bir şeyleri elde etme ihtimalin olduğunu düşünüyorsan, hiçbir şey yapmamak, bu minik ihtimali de sıfırlar. Ama en nihayetinde, hayat bazıları için çok b.ktan ve bazıları için hataların telafisine imkan vermiyor.

alışacaksın. Aslında cümlenin en başına ''Buna da'' yazmak lazımdı. İnsanoğlunun en büyük kabiliyeti ''intibak''

Senin pozisyonunda, hatta çok daha kötü olan insanların sayısı çok fazla. Bir kısmı farkında değil, bir kısmı farkında. Sen de aslında kaçırdıklarının birçoğunun farkında değilsindir ama o küçük şeyler dahi psikolojinde etkisini göstermiş.

Zamanla geçecek. Büyük ihtimalle şu anda bi' boşluktasın, tutkuyla bağlandığın ya da kendini mecbur hissettiğin şeyler yok. Eskilerin bi' duası vardı; ''Allah bunu unutturacak dert vermesin'' diye. Ben bunun anlamını yıllar yıllar sonra, house md izlerken ayrımsamıştım. Çünkü öyle kötü anlarda söylüyorlardı ki, ''Allah bunu unutturacak dert vermesin''i hani diyordun, lan şimdi bi' şey olsa ve herkes/herşey ölse benim umrumda olmaz. Bunu unutturacak ne olabilir diye de, hayat öyle değil işte. Hayat filmlerdeki gibi tanrının aslında para gayesi güden iyi niyetli senaristlerinin olduğu bir yer değil. Pis kokulu bi' dünya, hani 8 milyar diyorlar ya, o da yalan. Senin için bu dünya taş çatlasa 300-400 kişiliktir.

Bu hissettiğin belki de farkında olmadığın boşluk duygusu geçince bu hislerin de geçecek, kaygıların çeşitli alanlarda dağılacak/yoğunlaşacak düşünmek yerine düşünmeye zaman kalmayan hamleler yapmak-aksiyomların içine dahil olmak zorunda kalacaksın. O zaman da başka şeyleri dert edeceksin.

Yani, hayat bu zaten. Çokcası genetik ve sosyo-kültürel miras. Sen tek başına neredeyse bir hiçsin, yaşadıkların ya da bundan sonra yaşayacakların da büyük oranda senin suçun/kabiliyetinden kaynaklı değiller. Olacak olan olur. Seninle çokcana ilgisi yok. Bunu ''yaratılış'' felsefesinden bağımsız bir şekilde söylüyorum, yani neye inandığınla zerre ilgilenmeden. Tamamiyle 'gerçek'likle. Yer çekimi gibi.

Bu duygudan bazı anlarda kurtulmak mümkün/pektabi bazı anlarda saplanmak da. Mesela herşeyi boşverebildiğin bir zaman diliminde bu dünya hayatı sana uzaktan gösterilseydi-arkadaşının dahil olduğu bir oyun gibi- sen de içinde olmak isterdin, ne olursa/olacaksa olsun denemek. Benim de aklımı kurcalayan büyük çıkmaz da bu zaten, herneyse şimdi konumuz bu değil.

Geçecek, içinde bulunduğun durum kaygı alanını daraltacak bir nesne ya da amaç uğruna bitecek, tıpkı insanların zırva ''aşk'' acıları gibi.

Son paragrafta yalan söyledim, geçmeye-debilir. Belki temelli olarak da zokayı yemiş olabiliriz tabi ama bu daha düşük bir olasılık. Başta da belirttiğim gibi, aslolan şey senin asil kanında olmasa bile insanlık doğasında var ''intibak''.

Avam bu durumu ya işine konsantre olarak ya da aşık olarak atlatır, sen de büyük ihtimalle o şekilde atlatacaksındır ama burada meseleye arz olan şey karşına böyle bir pozisyonun çıkması/çıkma ihtimali. 30'undan sonra yapmaya başlaman gereken şeyler, öncelikle ''ne yapmak istediğine'' karar vermek, çünkü içinde hala herhangi bir alanda istek varsa zaten şanslı olanlardansın. BU isteğe yönelik ihtimalleri arttıracak yerlerde bulunup/onun üzerine çalışacaksın, sonrası tufan.

Eğer istek yoksa da yapabileceğin şeyler zaten daha önce de defaatle konuşulmuş/anlatılmış şeyler. İnsanoğlu artık bu olayı bilimsel olarak çözmüş.

Ama sen büyük olasılıkla şimdi çözümü değil de ''saplantıyı'' istiyorsundur, ben o konuda deva olamayacağım sadece şu kadarını söyleyebilirim; ne yaparsan yap geçti ve gitti. Artık bir daha dönüşü yok. Olmayacak yani o kafandaki şeyler. Bırak gitsin. Çünkü aslında ''herşey yerli yerinde''.

evlen ve sonrasında çocuk yap. bu şekilde hayatını sonlandırıp mutlu olabilirsin heheh

Yirmili yaşlarda yapılmasını gerekli bulduğun çoğu şeyi yaptım ama benden de bi halt olmadı. İçini rahatlatacaksa.

Ben de aynı durumdayım. Tamamen. 20'li yaşlarım bomboş geçti. Hiçbir şey yapmadım ve hala da yapmamaya devam ediyorum. Ve ben senin gibi parasız ya da çalışmak zorunda olduğu mdan değil tamamen kendi salaklığımdan ve vizyonsuzluğumdan tamamen boş geçirdim gençliğimi. Evet çok haklısın bazı şeyleri o yaşlarda yapmak gerekiyordu ve yapmadık. Ama geçti bitti. Yapacak hiçbir şey yok. Ve bunları düşünerek 30'lu yaşlarda yapılacak şeyleri de kaçıracağız haberin olsun.

içini rahatlatacaksa türkiye'de yaşıyoruz, hangimiz 20li yaşlarını dilediğince geçirdi sence? anne baba baskısı, toplum baskısı, parasızlık, eğitim yetersizlikleri, kölelikler. tv dizilerindeki gibi geçmiyor hayatlar, çoğu insan senin gibi.

şimdi de bardağın dolu tarafını gözden kaçırıyorsun :)

hani şu "hayat iniş çıkışlarla doludur" lafı var ya, o laf çok doğru. hayat iniş çıkışlarla, zig zaglarla dolu. yaşadım, biliyorum.
ben kendi hatam olmayan nedenlerden iflas ettim iki kez. dibin dibine indim. diş tırnak elde ettğim ne var ne yoksa gitti. daha da eksiye indim. iki çocuk annesiydim üstelik. durum öyle saçmaydı ki, takılsam kalsam asla altından kalkamazdım.
daha neler neler, ne inişler ne kayıplar...
şimdi 58 yaşımdayım. 58 yaşında yeni bi hayata başlanır mı? evet, bal gibi başlanır. aksini söyleyen sen değilsen her zaman yeniden başlanır. sen 20'li yaşlarım gitti diye yanıyorsun ben buradan öyle görmüyorum. 20'ler ne ki diyorum. daha hayatın başı. son büyük iflasımı yaşadığımda 39 yaşımdaydım. diğeri de 27-28 gibiydi. şimdi 58'im ve yeniden başlıyorum.

gidene yanmakla eline iyi bir şey geçmez. moralin bozulur, aklını geçmişte bıraktığın için zamanı ve geleceği kaçırırsın.
olabildiğince yaşadıklarından öğrenmeye çalışacaksın ve asla vazgeçmeyeceksin. tekrar başlayacaksın. bu sefer daha bilerek daha akıllıca. bu artık hata yapmayacağın anlamına gelmiyor. yine hatalar yapacaksın. hatalarını göğüslemeyi öğreneceksin. hatta zaman gelecek "iyi ki" diyeceksin, hatalarınla barışacaksın. onları yaşamasaydım şimdiki ben olamayacaktım diyeceksin. şimdi çoğunun farkında değilsindir ama sabret onun da zamanı gelecek :) her şerde bir hayır lafı da doğru bi laf çünkü.

kendine bi çizelge yap. yapmak istediklerini listele. yeni bir sayfa açıyorsun, seçeneğin çok. seni zorlayan olgulardan biri de bu. eleme yapman lazım. en önemsediğin şeyleri yaz, olmazsa olmazlarını yaz.. beyin fırtınası gibi yap. acele etme, olgunlaşması için süre tanı. gönlünün muradını bulduğun anda gerisi çorap söküğü gibi gelecek hiç merak etme.
ve lütfen geriye olumsuz gözle bakıp takılma. onlar yaşandı bitti, edindiğin tecrübeler cebinde. öyle düşün.
önünde kocaman bir hayat var. daha bilerek daha tadını alarak yaşayacağın bir hayat.

Köye yerleş

üstte cok güzel cevap yazan yazar arkadaslarimiz var zaten. benim de diyecek pek bir seyim yok. ama umudunu kaybetmemen gerekiyor ve kendini o olumsuz ve seni asagi çeken duygulara teslim etmemen gerekiyor. su anki memnuniyetsizliğinin ve mutsuzluğunun farkına varmak bile cok büyük bir şey. bir sorun oldugunu keşfetmişsin, hayatında bazı seyler seni mutlu etmiyor. ve etmemeye devam ediyor. hemen değiştir onları. ve unutma, hayat korkanlara hiçbir zaman yardim etmez.

Ağırlıklarından kurtuldun belki de, nereden bilebilirsin? Eski şehrinde hiçbir şey yapamasan part time bi iş bulur çalışırsın. Korkma.

bu durumu bir son olarak değil yeni bir hayata başlangıç olarak düşünmelisin.
kısa bir süre sıkıntı çeker sonra alışırsın sonra da tamamen düze çıkar gülümseyerek hatırlarsın bu yazdıklarını.
kendi şehrine geri dön yeni bir iş bul ve sıfırdan başla.
bir de yeniden evlenmemeye çalış.

şu anda üstünüze atılmış olan çuvalı, eski şehrinize donup yeniden başladıktan bir süre sonra elinizdeki küçük bir sepetmiş gibi hissedeceksiniz.

insan için en önemli olan sey psikolojik olarak rahatlamak bence.

su an içinde bulunduğunuz durum nedeniyle, doğal olarak, bin tane mevzu var aklınızda.

fakat, dediğiniz gibi, bir başka yere gittiğinizde, kendinize yepyeni bir pencere, bembeyaz bir sayfa acmis olacaksiniz.

o sayfada nelerin olmasini da ancak ve sadece siz belirleyebilirsiniz ve belirlemelisiniz.

insan, bir varlık olarak, cok esnek ve her koşulda hayatta kalma isteğiyle doludur.

bunu, bir sure sonra siz de anlayacaksiniz.

elinizde, hemen her yerde geçerli bir is var.

o is sayesinde, yeniden bir hayat kurmak mumkun.

yeter ki kafanızdaki dusunceleriniz pozitif olsun.

hic asilmazmis gibi duran sorunlar bile, zaman ve biraz cabayla asilabilir.

aklinizi geride, eskide birakmayin. kendinize ve geleceğinize bakin. mutluluk orada bir yerde cunku.

onumuzdeki pazartesi gunu, yeni yasaminizin ilk gunu olsun.

her şey yoluna girecek demeye geldim.

kendini nerde huzurlu hissedeceksen, orda yaşamak üzere "plan" yap. bodoslama hareket etme, plan yap, en önemlisi bu şu anda. anlık duygusal iniş çıkışların olacak süreçten dolayı, gaza gelme böyle durumlarda. mesela iş bulmadan işten sakın ama sakın ayrılma. şu an piyasalar çok kötü. kimseyi tanımadığın bir şehirde bir süre daha idare edebilirsin, kendine meşguliyetler yaratabilirsin falan ama parasız pulsuz, işsiz, bunca borçla psikolojini iyice göçertmekten başka bir şey yapmazsın. sakin olacaksın, soğukkanlı davranacaksın. derin nefes alıp, yoluna devam edeceksin. bir süre sonra bu günler sana acı vermemeye başlayacak, sabahları daha umutla uyanacaksın, başka başka hayaller kuracaksın.

ne dedik. sakin ve soğukkanlı.

size bir "bir demet tiyatro" repliğiyle destek olmak istiyorum;

"Bir sabah uyanırsın bir bakarsın kız gibi bir pazartesi. Çıkarsın sokağa bir vesile biriyle karşılaşırsın, bir bakarsın ki pazartesi gibi bir kız. Ulan hayata başlamak için bundan iyi pazartesi mi olur be."

öncelikle sakin ol
zaman herşeyi çözecek
bi abimin lafı vardı "rezillik gelip geçici ,allah can sağlığı versin"

her şey düzelecek

Borçlar neden oldu, hanım çok mu masrafçıydı? Öncelikle nafaka vermemek için uğraş şayet erkek tarafıysan. Sonra işinden illa hemen ayrılmak zorunda mısın? Yeni bir iş bulamazsan daha da yıpranırsın. Tek kişinin masrafi olmaz. Borçlarını öde. Masrafçı karıdan da kurtulmuşsun. Ne mutlu sana. Ama borçları sen yaptıysan tedavi al. Kontrollü olmak çok önemli.

nafaka vs gibi durumlar veya onun yüzünden borçlanma gibi bir şey söz konusu değil.

işin açıkçası şuan ne ypacağımı bilmiyorum. gerçekten. aklıma geldikçe bastırmaya çalışyorum, nreeye kadar bastırabileceğimi bilmiyorum. bir daha asla aklıma gelmesin diye bildiğim heryerden engelledim, sildim. fotoğrafları bile engelledim. görmemek için. ama nereye kadar buna dayanabileceğimi bilmiyorum.

bugün bir annemlerin yanına uğrayacağım, onlra nasıl söyleyeceğimi de bilmiyorum. söylemek de istemiyorum aslında, gerçekten uğraşacak gücüm yok kimsenin sorgulamasıyla.

neden ayrıldığınızı tam olarak anlatsaydınız, daha çok fikir alabilirdiniz? tamamen maddiyat mıydı geçimsizliğiniz?

maddi bir konu değildi

eşinizi hala istiyor gibi haliniz var, tekrar deneyin isterseniz, bir şeyleri düzeltme şansınız belki tekrar vardır. ama hiç yoksa kabullenmek için destek alın.

avukata ihtiyaciniz var gibi.

çok can sıkıcı ve üzücü geliyor bu tarz duyurular bana. çocuklukta şahit olduğum şeyler... aile olduktan sonra bu triplere ne gerek var anlamıyorum. umarım eşiniz bir an önce odun modundan çıkar.

senden bıkmış.

Aranızdaki ilişkiyi bilmiyoruz. Olayları bilmiyoruz. Şartları bilmiyoruz... bu okuduklarımızdan görünen o ki evlilik bitmiş. Tek taraflı olarak çekiştiriyorsun sadece. Bittiyse hayatına devam et demek geliyor içimden ama aranızdaki dinamikleri hiç bilmiyorum, ne desem yanlış olabilir, büyük sorumluluk. Umarım iyilikle tatlıya bağlanır...

Sorularınızın içeriği nasıl ?
Ben de bıktım mesela ve aynı eşiniz gibi tepkiler veriyorum.
Çünkü sorular şöyle : “bilmemkimin fotoğrafını neden beğendin ? (Bilmemkim burada kaç senelik arkadaşım da olabilir instagramdaki bir geyik sayfası da)”
“Neden o ekran görüntüsünü aldın. Bir sebebi mi var ?”
“Ne yapıyorsun ? (3 saat içinde 7 kere ne yapıyorsun sorusu.)”
“Babanla mı kavga ettin?( Eve erken geldiğim bir gün ve modumun düştüğü heran)”
“O kim ? Neden eklemiş? (Her ekleme talebinde)”
“Bilmemkimle neden konuştun ? Sana mı asılıyor? “
“Bu işi şöyle de halledemez miydin ? Neden böyle yaptın ?”

Demem o ki sorularınız böyle adamı darlayan cinstense böyle yapmakta haklı.

Merak ettim gerçekten böyle mi iletişim kurmaya çalışmalarınız ?
Belki ben de karşı tarafın gözünden nasıl gözüktüğümü sizin sayenizde anlarım.

ayrılın ömrü bitmiş ilişkinin

Terapiye gidin.
Iletişim sorunlarının son çaresi.

- siteadi.com/asfasfljaslkjalkj yazıldığında url değişmeden not found mu demek lazım?

Evet, doğrusu budur. Asıl önemli olan da response code olarak 404 göndermek ama. 404 sayfasında response olarak 200 gönderirseniz SEO açısından sıkıntı olur.

evet sabit linke yönlendirmek kullanıcı açısında çok kötü.

alkislarlayasiyorum.com
www.youtube.com
stackoverflow.com

Sayfa geçici olarak bulunamıyor olabilir. Bu durumda kullanıcı sık sık sayfayı yeniler. Sabit url'ye yönlendirirsen saçma olur.

0216 561 81 79 ( internette buldum.)

birliğin ziyaret saati, mesai saatleri içidir genel olarak. mesai saati sonrası birlikte kimse kalmayacağı için birkaç subay ile de dönmeyeceğinden yasak koyarlar. nizamiyeye gidersiniz oradan onlar çağırtırlar. benim birlikte(acemi) ses sistemi ile çağrılıyordu.( erler için) eğer öğle arasına denk getirirseniz ya bölük komutanı aracılığıyla ya da yemek sırasında olursa nb sb aracılığıyla ulaşılır. nöbeti olmadıktan sonra sorun olmaz.

eğer size verdiğim telefon doğruysa oradan sırayla hizmet destek taburu emniyet muhafız bölüğüne bağlanmak istediğinizi söyleyin sizi bağlayacaklardır. er çıkar zaten. çağırtın askeri orada kısa bir konuşma yapın.

haftasonu gidin. haftasonu mesai olmaz nöbeti olmadığı sürece. sabahtan gidin, öğleden sonra nöbeti varsa sabah; sabah nöbeti varsa öğleden sonra görüşürsünüz.

haftaiçi de görüşme imkanınız olabilir ama, haftasonu garanti. çünkü haftaiçi hem mesai hem nöbet olur. ziyarete gideceğiniz kişiye ulaşamıyosanız da zaten nöbet saatlerini telefonda kimse söylemez size.

birliği aramanızı gerektircek bir durum yok sözün özü. standart durum böyle, bunun dışında görüşmenize engel olacak bir şey varsa (denetleme, üst komutanların ziyareti), onları birliği telefonla arayıp öğrenemezsiniz, söylemezler.

aynı parametreyi "sales_invoices" yerine "contacts" altında kullanınca hata almıyorum. paraşütte hata avar sanırım.

dediklerine gore dogru yapiyorsun gibi duruyor.
donen response la ilgisi yok ama kontrol etmekte fayda var> auth bilgileri dogru degil mi earsiv fatura requestinde.
son olarak documentation sayfasi yok mu baska bir sey eksiktir requestte.

request'i include'suz gönderince problemsiz dönüyor.

include ekleyince problem yapıyor. yani auth sorunu yok demek ki. documentationda da eksik bir şey göndermiyorum gibi gözüküyor çünkü includesuz halinden tek farkı ?include=active_e_document idi. onu ekleyince de patlıyor. şaka gibi ya, canımdan bezdirdiler.

asla bir türk firmasından api hizmeti gerektirecek bir hizmet almam bir daha ömür billah. her seferinde aynı şey. kargo firmaları ayrı çöp, muhasebe firmaalr ayrı çöp perişan oldum ya

dokümantasyonda öyle bir şey yok gibi
include eklemeninizi kim söyledi size.

api.parasut.com

edit: pardon v1 dokümantasyonuna bakmışım ben.

aynen abi v4 dokümantasyonu.

apidocs.parasut.com

şurada

yanlışım varsa düzeltsin birileri.

xdsl türlerindeki performans santrale uzaklıkla orantılı. santrale ne kadar yakınsan hızın o kadar yüksek oluyor. 24mbit verebiliyorlarsa teknik olarak o kadar verebiliyorlardır. kablonet üzerinde böyle bir durum yok. santrale ne kadar uzak olursan ol vaadedilen hızı teoride alırsın. senin bağlantı sorunların olmuş ona diyeceğim birşey yok. tamamen şans.
btk'ya turksatı şikayet edebilirsin veremediği hizmet için.

Bize yıllardır max. 16 verdiler, sonra kafalarına göre vdsl portuna taktılar, 100’ü görüyor. Kablonet daha iyi ama fiyat olayını bilmiyorum.

Stop loss deniyor buna. Poloniexte stop loss koyma diye aratabilirsiniz youtube'dan falan

i.hizliresim.com

şöyle bir şey var ama hangisine hangi değeri gireyim bilemedim.

bir de yanlış bir yere girersem eth 410 dolarken, 400 dolardan satıveririm henüz düşmeye başlamadan, pişman olurum baya.

www.bitbaba.xyz
bunu buldum

eth satis icin

stop 410
limit 400
digeri de miktar ben oyle anladim.

bu arada freedos bir cihaza bu key ile kurmak için öncelikle windows 10'u bir flasha falan mı yüklemek gerekiyor?
onu nasıl indiriyoruz :(

urun.n11.com

ben bundan aldım kurdum 10 gündür kullanıyorum, bir sorun yok. oem key oldukları için ucuza alabiliyor firmalar, hatta belki de 5-10 liraya gelmiştir. oem oldukları için tek anakarta yüklenebiliyorlar, anakart değişirse kullanamazsın başka bilgisayarda. gerçi onun da yolları var ama uğraştırıyor. yakında bilgisayar değiştirme niyetin yoksa al geç.

kurulum için güzel bi rehber var şöyle:
www.youtube.com
www.technopat.net

abi 60 liraysa zaten bilgisayar dğeiştirsem de bi önemi yok ki. 10 bilgisayar değiştirmem lazım normal windowstan daha zararda olmam için.

yüksek bi reytingi varsa muhtemelen falsosu yoktur. olsa zibilyon kere söylerler.

evet flasha ya da cdye yazman lazım bootable şekilde.

pro keylerden almaya çalış.

kardeşime aldım 5-6 aydır kullanıyor sorunsuz. bruce'un dediği gibi tek pc'lik ama sonuçta normal fiyatının 10'da biri bile değil.

windows 10'un direk iso'yu indirip usb flaş diske yazan bir tool'u var, yalnız kodunu satın aldığın versiyonu indirmen (pro, home vs.) gerekiyor.
www.microsoft.com

şuradan şeyapabilirsin. iso elimde dursun ilerde de lazım olur dersen direk dosyayı da indirebilirsin aynı tool ile, sonrasında rufus ile istediğin flaş diske yazdırırsın.

ahan şu da rufus
rufus.akeo.ie

ya macos üzerinden yapmam gerekiyor bu bootable işini ama beceremedim. 8gb flashbellek var ve kesinlikle görmüyor onun içine atamıyorum iso'nun dosyalarını. normalde usb yi görebiliyorum içi boş. ama boot camp asisant destination olarak onu belirleyemiyor.

@whatdreamsnevercome dosya formatı uyuşmazlığı olabilir (ntfs), flaş diskin içindeki önemli her şeyi bilgisayara yedekledikten sonra şu videoda gösterilen şekilde format atmayı dene, muhtemelen düzelecektir.

www.youtube.com

www.parasut.com

hocam o iş için bir muhasebeciyle görüşmen lazım. senin muhasebe yazılımı parası ödemene gerek yok. zaten kendi beyannameni verme yetkin de yok. mecburen bir mali müşavirle anlaşacaksın. o hangi programı kullanıyorsa onun programına e-defter modulu ekletip onun lisansını ödeyeceksin sıfırdan program almaya gerek yok 1000-2000e çözülür. birde kendin fatura kesebilmen için bir entegratör firmayla anlaşman lazım. hatta az sayıda fatura kesen firmalar kendi başına efatura.gov.tr den fatura düzenleyebiliyor olması lazım. herhangi ön muhasebe/muhasebe programı alman gerekli değil. özetle mali müşavirle görüş önce

Yıllık ciro 5 milyon u geçiyorsa örneğin 2017 yılı 2019 dan itibaren e arsive zorunlusun.

tam cevap değil ama builtwith.com den bakabilirsiniz. belki işinize yarayacak bir ipucu verir.

kendileri yazmışlar gibi duruyor,

www.volleyball.ca sayfasını okuyabilirsin çözebilirsen.

üst menü normal css transition var, gerçi

ractive.js.org plug'inleri de kullanılmış.

github.com

github.com scroll bu

www.volleyball.ca

npm ile yüklemişler gibi.

smooth-scrollbar kullandıgımda animasyonları trigger edemedim bu sefer de. çünkü ortada aslında birscrollbar kalmıyor. translate3d ile div'i yukaru aşağı çekiştiriyor :S

2. sorunuz icin;
animate ettirdiginiz property onemli. bazi degerler cpu bazilari gpu ile isleniyor gibi bi durum vardi bildigim kadariyla. bu da o animasyonun ne kadar smooth calistigini etkiliyor. ornegin bu sitede de oldugu gibi transform property'lerini kullanirsaniz daha akici olur animasyonlar. yani ornegin y-ekseninde bir hareket icin margin kullanmak yerine transform: translateY veya translate3d kullanirsaniz cok daha akici olur animasyon.

şunu idiotwu.github.io öneririm.

düzenlenebilirlik ve aktif içerik içierisine adapte edilebilirlik açsıından şunu tavsiye edebilirim
manos.malihu.gr

github.com

yok olmuyor o, authentication server uzerinden oluyor sadece.

build signed apk dedikten sonra apk hazırlanarak 1 kaç dakika içerisinde tamamlanıyor. sağ alt kısımda uyarı olarak çıkıyor apk oluşturuldu diye orada open apk folder tarzı bir link var oradan kopyalayabilirsin.

Apk imzalarken oluşturulan dosyaları şifreleri gerekli tüm alanları bir kenara not ederek yedekleyiniz aksi takdirde bir daha güncelleyemezsiniz uygulamayı.

app->build->outputs->apk folderina cikar debug build.

@raydingoz Eger SQLiteDatabase var ise, signed buildde onu cihazdan pull edemezsiniz. Tahminen test sirasinda bir sikinti cikarsa, database pull edip debug edecektir.

hocam
hdmi bi secenek
apple tv de bir secenek
ama sunu yapamiyor musun
tarayıcıdan i-origins yazınca cikmiyor mu bir şey?

televizyona bağlı tarayıcıdan yazınca tabi ki çıkıyor ama televizyon üzerinden yönetmek zor oluyor. problemli yani onun tarayıcısı.

bir şekilde bilgisayara ait tarayıcıyı televizyona yöneltirsem daha iyi olur.

en kolay seçenek hdmi uğraşmadan diyorsunuz ama bi kablo takacaksınız televizyona hep orada kalacak. ne zaman laptopu bağlayacaksanız hop diğer ucunu da takacaksınız olay bitecek.

yok abi herhangi bir şekilde hdmi istemiyorum.

apple tv o zaman şuanki tek çözüm

iyi de mesela i origins google movies'de var mesela.

tvden baska tarayıcı kullanilmiyor mu?
google chrome vs. mutlaka farklı alternatif vardır

Apple TV'ye ucuz alternatif Chromecast.

Eğer telefondaki app, ya da bilgisayardaki browser'da çalışan video player destekliyorsa direkt TV'ye cast edebiliyorsunuz. Bu durumda telefonu, mac'i vs kapatsanız dahi problem olmuyor. Chromecast direkt kaynaktan videoyu izlettiriyor - o yüzden de internet hızın iyiyse donma, takılma vs olmuyor.

Video player desteklemiyorsa Cast Tab diyip Chrome'da açık olan sekmenizi tv'ye yayınlayabiliyorsunuz. Bu durumda Chromecast cihazı sizin macbook browser'ından gelen datayı gösteriyor. Bu da bazen ufak takılmalara sebebiyet verebiliyor.

il emniyete gidip trafik şubeden alacaksın. onlar bir yerde muhafaza ediyordur.

adrese niye gelmedi ki?

önce bölgendeki ptt'ye git, benimki orada çıkmıştı.

Sigorta yaptırmış olman kaydı ile, ruhsat ve araç kimin üzerine ise onun kimliği ile birlikte ilçe trafik şubesine gidip alması lazım. Bişey olmaz ceza falan yok. Bişey derlerse siz niye göndermediniz de üste çık. Bu aralar göndermiyorlar.

arkadaşlar ben bunu nereden nasıl ödeyeceğim hiç mi marka başvurusu yapmadınız :(

dosya detaylarını görmeden kim ne diyebilir ki?
bunu marka vekiline sorsan...

evet, bir sebep olabilir. her zaman en az bir sebep vardır.

yazsam, kendi derdini unutur, oturur ağlarsın. halâ birkaç sebep bulabiliyorum. eminim senin için de bulabiliriz.

Bertrand russel" mutlu olma sanatı" kitabını tavsiye ederim.

aslında bedava yaşıyoruz biliyor musunuz, öyle zor yaşamlar var ki? şuan bedenimi dinliyorum da, ne güzel.

psikolog'a git rahatlatacak

on gunde 1.5 kilo yag yaktiysan neye agliyorsun manyak misin?

ya o 11 ağustosa kadardı. ondan sonra hiç ölçülmedim. ve o aradaki 11 günde kilo aldım mı diye tırsıyorum

İhtiyacından fazla kalori aldıysan kilo almışsındır, ekstra besinler yağ oluyor işte, bu günlük bir olay.

%10 seviyeyi yakalamaktaki amaç nedir? özel bir gün için bir hedef mi var?
eğer öyle bir şey yoksa bu tür diyet işleri bana tamamen saçma geliyor.
sağlıklı beslenmeyi düstur edinin olsun bitsin. bu kadar kısıtlayıcı tekdüze beslenme çekilmez.
sağlıklı beslenme çok zor formülleri olan bir şey değil. mümkün olduğunca hazır/rafine gıdadan uzak durmak, kan şekerini hızla yükselten gıdalardan kaçınmak, ara öğün yapmamak, sabah kahvaltısını sağlam yapmak, yeterl su içmek, ağır olmayan düzenli spor yapmak ve düzenli uyku saati yeterli. sağlıklı yaşamayı hedeflerseniz vücut kendi idealini bulur. bu tip geçici diyetlerle geçici kilo verirsiniz kalıcı bir şey elde edemezsiniz.

bu geçici bir diyet değil ki?
gayet basit ve sürdürülebilir bir diyet: et tüketiyorum yalnızca.

%10 hedefini tutturursam işin içine belki püre müre giib şeyleri sokarım, karbonhidrat miktarını biraz arttırırım olur biter.

Bu kalıcı bir diyet mi? Ömür boyu bu şekilde mi besleneceksiniz?

ömür boyu bu şekilde beslenmenin nesi mümkünsüz onu anlamıyorum işte.

pirinç, makarna, ekmek ve şekeri çıkarttım menümden. geriye zaten sadece et ürünleri kalıyor.

Yahu birkac gun cheat day yap, birsey olmaz. Bu ilerleyen günlerde normal diyetten de biraz daha az ye, tamam iste.

11 gunde 1.5 kilo gayet iyi. Ayda 4.5 kilo yapar ki saglikli olan bu. O kilolari nasil ki 1 gunde almadiysaniz 1 gunde de veremezsiniz.

Kilo verme asamasinda zorlanmaniz normal, ideal kiloya ulastiktan sonra daha az yorucu bir beslenme duzenini yasam standardiniz haline getireceksiniz zaten.

O verdiğin 1,5 kg yağ belki de seni damar tıkanıklığından ve de kalp krizinden koruyacak. 11 günde 1,5 kg yağ vermek bence kötü bir sonuç değil.

11 günde 1,5 kilo yağ yaktıysan kendini başarılı sayman lazım.

11 günlük süreçteki beklentin neydi peki? 11 gün yazıyor değil mi, yanlış okumadım?

bu muydu beklentin?
www.vucutgelistirmeci.net

ya da bu?
www.antreman.net

11 günde 1.5 kilo yağ yaktıysan eğer öp de başına koy. personel tıreynırın adını da yaz da bilelim kimmiş bu işinde iyi hoca.

muthiş kafa. hayran kaldım.

sen spor yapma evet.

en yakın fast foodçuya git. en güzeli. mis.

11 günde millet vücuttan 1-1.5kg su atıyor hiçbir şey atamasa bile.

beklentim en azından 2-2.5kg yağ verebilmekti çünkü sporun asıl tesiri başlangıçta olur.

ilk 10 gün 1.5kg yağ yaktıysam, diğer 10 gün taş çatlasın 800-900 gram yağ yakabilirim.

Sasirmissin sen.

Yaptign gayet basarili is.

aynı sorun bende de vardı. doğduğum günden beri günde en az 3 saat spor yapıyorum. baktım son 2 senedir kilo alıyorum sporu arttırdım daha çok kilo almaya başladım. sağlıksız bir şey de yemiyorum. kan testlerimde stres kaynaklı metabolizmatik problemler çıktı.
son 6 ayda stresi azaltma yollarıyla uğraştım ancak toparladım şimdi kilo vermeye başladım. hayatından stresi çıkar, ofis işini azalt. metabolizman değişiyor.

@cocodancer,

aşırı stresli bir mesleğim var. elimde de çok fazla stres yaratacak freelance işler var. onları bırakmayı düşünüyordum aslında.

nereye ölçtürebilirim değerlerimi acaba? sağlık ocağı ölçüyor mu?

daha önce çeşitli konularda yanlış düşünen, haksız olan insanlar gördüm ama böylesini ilk defa görüyorum sanırım.
11 günde 1,5 kg yağ vermişsiniz işte? Daha ne olacaktı ki?

Sorun spordan çok sizin beklentilerinizde gibi görünüyor. "On gün düzgün beslenip spor yaptım, bir beş kilo kaybetmeliydim" gibi bir istekle mi başladınız acaba?

Veya "sporun asıl tesiri başlangıçta olur" düşüncesine hangi gözlemler, tecrübeler ve bilimsel araştırma sonucu ulaştınız? Kastettiğiniz "kilo verimi başlangıçta hızlı olur" ise, doğru olabilir, ama sporun etkisinin hızlıca ilk on günde olduğu düşüncesi muhtemelen iyi araştırmanız gereken bir yanlış.

Spordan alacağınız mükafat yıllar boyunca daha sağlıklı bir hayat, daha güçlü bir vücut, daha belirgin vücut hatları, daha iyi kondisyon, kötü alışkanlıklara ayrılmış daha az zaman, kimyasal/hormonal olarak daha dengeli bir sistem. Ağzınıza attığınız bir dilim pastadan alacağınız mükafat aşağı yukarı yedi dakika boyunca "oh mis" hissi, takiben onbeş dakika sonra kendinizi berbat hissetmek ve sonra kan şekeri dengesizliklerine, damar tıkanıklıklarına, diş çürüklerine, kötü bir cilde doğru hızla katedilen yol.

Sporu bırakıp çer çöp yemeye başlayana kadar, beslenme düzeninizde değişiklikler yapın. Et sevmiyorsanız tavuk/balık/yumurta vs hayvansal protein ne seviyorsanız ona ağırlık verin; 4 yumurta ve yulafla kahvaltı yapıp midenizi bulandıracağınıza bildiğiniz ekmeksiz türk kahvaltısı yapın vs.

@whatdream: ben tıp fakültesinde yaptırmıştım. endokrin bölümüne. kilo veremiyorum gibi şikayetlerle gittim. ailede tiroid vardı da bende çıkmadı stres kaynaklı şeyler çıktı.
aynen elindeki işleri azaltırsan 6 ay içinde toparlarsın. ben iş yükümün neredeyse yarısını bıraktım, insanlara posta falan koymaya başladım. son 1 ayda 4-5 kilo verdim.

"ilk 10 gün 1.5kg yağ yaktıysam, diğer 10 gün taş çatlasın 800-900 gram yağ yakabilirim."

You know nothing jon snow :(

Abicim 71 gündür diyetteyim, her hafta değişiyor yağ kas su kaybı. Asla düzenli olarak azalmıyor. Bu hafta 2,1 kg yağ verip 1,1 kg kas yaptım. Geçen hafta 300 gram yağ, 1 kilo kas, 200 gram su verdim. Ondan önce de sürekli dalgalanarak ilerledi böyle. Sonuçta vücut kaybettiği kası suyu hep sonunda toparladı, verdiğim kiloların tamamına yakını yağdan gitmiş oldu.

Bu sürecin gayet uzun süreceğini unutma. Her gün vücudumuz aynı şeylere farklı tepkiler verecek. Ben de senin gibi 300 gram yağ yakmışım oha diye oturup ağlasaydım bu hafta 2,1 kg yağ yakamazdım büyük ihtimal. Çok yanlış düşünüyorsun bu kendi kendini baltalamaktan başka bir şeye yaramaz. Özel hoca diyetisyen tutabilmişsin ne güzel, kendini güvenilir ellere bırak. İmkanın varsa ve bu saçma kafadan çıkamıyorsan psikoloğa da gitmeni öneririm.

biraz bu konularda bilgi sahibi ol, sonra bunları sor. 11 gün ne demek ya

Abi spor kilo verdirmez artık şunu bir anlayın. Vücut ona göre daha fazla enerji depolamak için yağ bile tutabilir.

Obezitenin tek çözümü karbonhidrat şeker ve yağlı yiyecekleri en aza indirerek ölmeyecek kadar yemek, boğazını tutmak, hiçbir şey yemeyip proteine abansan yine kilo alırsın.

Mesela 4 yumurta ne? 600 gr et ne? Ulan ben onları kilo almak için yiyorum sen kendinde misin?

Edit: midenin guruldadığını her an hissettiğinde kilo vermeye başlarsın

Gerçekten sadece duyuru sakinlerinin sinirlerini zıplatmak için açılmış bir duyuru :D Emeğinizin tam karşılığını almışsınız. Morbid obez olsaydınız bu emeğe yaktığınız yağı küçümseyebilirdiniz, ki orda bile kusurlu olurdunuz, ancak şu an gayet uygun.

Troll

11 gun cok dayanmissin, bu is 4 gunde belli olurdu. 1 haftan bosa gitmis resmen!

bu arada işletim sistemi macos

arkadaşlar 750 tane site, 10 tane de programda denedim hepsinde bozuldu video. allah aşkına birisi bir program göstersin delirecem yoksa

Ye.

Hayır canım yeme. O ne saçmalık? Mideni iyice genişleteceksin. Acıkınca az ye.

Trainer sana uygun bir şey vermemiş gibi geldi bana standart protein göm koçum mantığını dayamış geçmiş gibi duruyor. Mide genişlemesi diye bir şey yok bu arada mideniz kas yapıdadır esner geri eski halini alır.

o beslenme şekli ile kilo verebilmenin tek yolu çok sıkı antreman yapmak.

canın istemiyorsa yememenin pek zararı olmaz. sadece bunu sürekli yaparsan bir süre sonra antreman yapamayacak kadar halsiz kalabilirsin.

arkadaşlar zaten çok sıkı antrenman yapıyor olduğumuzu en başta b elirttim. yürüyecek halim kalmayana kadar çalışıyoruz her gün. gayet de iyi yağ yaktım bugüne kadar.

Yahu niye uzatıyorsun. Yaptığın ağır antrenmanın karşılığını "tam" almak için yemelisin. Tok olsan da yiyebildigin kadar ye en azından.

Antrenman yaparken ortasinda "çok yoruldum" deyip bırakıyor musun? Hayır.
O zaman tok olsan bile, en azından yiyebildigin kadar ye.

hayır çevirme, google için https li sayfa http den daha iyidir , https için illa sitenden kredi kartı bilgileri alman gerekmiyor kullanıcıların gezdikleri adresler cookiler falanda gizili kalacağı için tercih edilir , ileride işin büyür payu dan ayrılır kendi ödeme sayfanı yaptığında google index de birşey kaybetmemiş olursun.

facebook fazla para koparmak için sayıyı şişiriyor olmasın?

yok abi diğer sitelerde böyle bir sorun yok. bir de sırf android olması çok tuhaf

bir de moda'da aida diye bir restoran vardı. orda sürekli bir kızarmış keçi peyniri topu yiyorduk, balla servis ediyorlardı. italyanca bir adı vardı onun ama hatırlayamadım ve bulamadım da. zomatodaki menülerinde de yer almıyor aksilik o ki. onun adı hakkında fikri olan var mı?

zomatodaki fotoğrafı da bu: www.zomato.com

ama adı yazmıyor.

keçi tempurayı diyorsun sanırım, çok da lezzetli bir şey hakikaten. (:

menün için de, tortilla ekmeğine hindi füme ve krem peynirli- dereotlu karışım hazırlayıp, dürüm haline getirebilir, ufak lokmalara bölüp servis edebilirsin. soğuk aperatif olarak iyi bir seçenek.

kuruyemiş, meyve zaten olur diye düşünüyorum.

salata için de, ben olsam semizotlu - rokalı ya da ıspanaklı ve peynirli salata yapardım. içinde mutlaka kırmızı biber olmalı. normal çok karışık yeşillikli salataları yakıştıramıyorum.

sıcak bir şeyler olsun dersen, pastırmalı kaşarlı sigara böreği yapılabilir.

patatas bravas da güzel oluyor.

başlangıç olarak paçanga böreği falan olabilir

etin yanına ise sebzeli bir şeyler hazırlayıp güzelce soslayabilirsin örn: sarı biber, kırmızı biber ve mantar üçlüsünü soteleyebilirsin. üzerine de istersen bir hardallı sos yapabilirsin.

başka lokmalık et gereksiz olabilir, pirzola zaten oldukça doyurucu ve lezzetli bir et. bir de evde lokmalık et yapmak da biraz zordur :)

güzelini bulabilirsin tulum peynirinin, tulum peynirli bir salata efsane oluyor etin yanında.

köz patlıcan salatası, haydari falan olabilir menüde.

misafirlerin sever mi bilmem ama ben geçen baklava yufkası ile evde katmer yaptım, müthiş oldu, deneyebilirsin. onu yapamam ya da sevmezler dersen tiramisu da güzel gidiyor.

peki sizce pirzolayla birlikte, yeşil soğanlı püre mi? yoksa böyle iç pilav tarzında bir pilav mı?

yoksa ikisi de değil mi?

bir de hafif tatlı olarak bişey yapsam mı kararsızım sütlü bişe

pilav, meeh. püre, olabilir. ben patatesli bir şey seviyorum şarapla, o yüzden patatas bravası önermiştim.

aslında tatlıda akla ilk gelen tiramisu oluyor, yapabiliyorsan şahane olur; yapamıyor ama iyi yapan yer biliyorsan da satın alabilirsin. çikolatalı mus (mousse) da güzel bir seçenek.

Sebze lazım, illa haşlanmış brokoli demiyorum, ama mücver olur, fırında mücver daha kolay olur.
Yoğurtlu semizotu veya yoğurtlu havuç olur

pirzola + bruschetta + peynir tabağı + başlangıç + pirzola yanına bir şey + ufak lokmalık + soslu bir şeyler + salata + tatlı

Çok değil mi, bu kadar şeyi kim yiyecek:D Hele ki pilav veya püre işine hiç girme bence.

Misal pirzola ve salata ile doyarım ben sadece. Şarap da içiyorsam midemi şişirmek istemem.

Sebze istememişsin ama söylemeden edemeyeceğim ben olsam et yanına sadece sebze yaparım.
Bir de maskolin salatası yaparım, içine istediğim malzemeleri koyup biraz da haşlanmış kinoa atıyorum, süper oluyor.

Bence sofradaki yemekler hem az/sade, hem doyurucu olmalı.

ptt'den başvurduğumda işlem sonunda teslim ettiler. bankalardan da alınabiliyor fakat hemen veriliyor mu bilmiyorum. aracı aldığınız kişi hgsy'yi nereden almış biliyorsanız atm aracılığı ile yükleyip geçiş yaparsınız ve tabi ki iptal etmediyse.

ek olarak bir şey daha sorayım; benim kimliğim ve ruhsatımla babam alabilir mi acaba?

bankaların online şubelerinden alabiliyorsunuz alırken kredi kartı yada banka hesabına bağlıyorsunuz bittikçe otomatik dolduruyor. başvuru sonrasında 2,3 gün içinde kurye ile geliyor.

1. HGS'yi en hızlı PTT'lerden bulabilirsin. Form doldurup alıyorsunuz.
2. HGS nin üzerinde numara yazılıdır. Herhangi bir PTT bankamatiğinden GİRİŞ tuşuna basarak bu HGS ye para yatırabilirsiniz. İçinde kalanı da görürsünüz. Ancak araç sahibi bence çoktan iptal ettirmiştir.

3. HGS yi ruhsat ile herkes alabilir ama HGS alan kişi adına verilir. İptal ettirmeye o kişi gider.

modemi resetlersin arkadan. tertemiz devam edersin. bu arada o ip senin ip'n olabilir.

resetledim 4 defa. hala bağlanmıyor.

IP adresi 192.1168.0.13 olduğunu nerden biliyorsun? hiçbir modemin default adresi öyle olmaz. 192.168.0.1 dir o.

kablosuz ile bağlanmaya çalışıyorsanız bir de kabloyu takıp deneyin.

Kaliteden ziyade iş görürlüğü onemli denecekse, Duster düşünülebilir. Daha ucuz daha basit stepway olabilir

Ben olsam bir saniye bile tereddut etmeden skoda yeti alirdim. Misal:

www.sahibinden.com

Eger bu civarda para cikartabiliyorsaniz sizi asla uzmeyecek bir arac, internette milyonlarca olumlu yorumu okuyabilir, ingilizceniz varsa top gear yeti bolumunu izleyebilirsiniz :)

500x suv değil, crossover.
harbi suv istiyorsan forester bak.

Bagaj istiyorsanız Skoda Octavia.

Bagaj için octavia.

Maks 1 ay. Tabi soylediklerinizden yola cikarak. Udemy falan ugrasmayin bence zaman kaybi olur. Direk dokumantasyonundan okuyun. Stackoverflow'da takilin.

neden API ye bakmıyorsunuz?

developer.mailchimp.com

iyi yapmışsınız, fatura ile tahsil edilir böyle şeyler

peki gerçekten bu tür bir dolandırcılık yöntemi var mı? gerçek miydi dolandırcı mıydı? bunun ayrımını nasıl yapablirdik?

ttnet'i arayarak?

Müşteri hizmetlerini arayınca adres veriyorsunuz size bölgenizde fiber var mı, alt yapı çalışması var mı söylüyorlar. Geçen ay ttnet ve superonline'ı arayıp bilgi aldım bu konuda (iş hanına fiber kablo geldi ama kime ait olduğu belli değildi)

Bugüne kadar hiçbir zaman ücret talep etmediler, sadece kablo yenilenecekse vs, servis onun parasını alır o kadar.

Geri kalan her şey faturaya yansıtılır ve peşin olarak da yansıtılmaz, taahhüt alıp faturana yayarlar o ücretleri.

%99 dolandırıcılık, bugüne kadar boynunda kimlik kartıyla gelen görevli görmedim, en fazla üstünde şirket logolu tulum, gömlek vs gördüm en fazla.

Kaş çok kalabalık ve leş olur o tarihlerde, tavsiye etmem. Çıralı tavsiye edebilirim aslında, hem sakin, hem genelde düzgün insanlar var, sıkılmazsınız vs. Denizi de fena değil. Hatta altınızda araç varsa, çok yakında Adrasan var, denize orada girebilirsiniz. Denizi ve plajı muhteşemdir. Araç yoksa Olimpos'tan bisiklet kiralayıp bile gidebilirsiniz denize girmek için. Onun dışında Akyaka'yı da tavsiye edebilirim rahatlıkla. Saydığınız özelliklerin hepsi tamamdır orası için ve ayrıca doğal olarak muhteşem.

akyaka için çok tavsiye geldi, sanırım ordan bakınacağım mutlaka.

Marmaris, Selimiye, Hisarönü ve civarı.

olimpos. yakamoz pansiyonda çok güzel ağırladılar bizi. hem rahat ettik hem de yemekleri güzeldi. denize 10 dakika yürüyüş mesafesi var yalnız. ama fiyat olarak oldukça uygun.

gümüşlük diyen var mı hiç?

hiç mi öneri yok be arkadaş. booking de kapandıktan sonra otel bile tutamıyoruz zaten

Net olarak Akyaka diyorum. Bisiklet kirala, çevir pedalı, kimsenin olmadığı şahane koylarda denize gir. Harika bir yer.

Gümüşlük şişirme bir yer bana kalırsa. Gerçi denizine girmedim 6-7 saat geçirdim haksızlık ediyor olabilirim ama Akyaka'da 5 gün geçirdikten sonra daha iyisini bulmanın zor olacağını düşünüyorum.

Gümüşlükte ne yaparsın? Deniz kenarında şahane balık yersin -deniz çipurası ye eğer gidersen-, belediye çay bahçesinde oturup yine deniz kenarında biranı içersin, sakin sakin dinlenirsin. Ama Akyaka kesinlikle bundan daha fazlasını sunuyor.

@ben ne dedim, çok teşekkürler bakyorum şimdi.

peki denizin nasıldır akyakanın?

esnaf sanatkarlar odası bir ara veriyordu. şuan durum nedir pek bilgim yok.

kosgebin çağrı süresi geçmişti ama uzatıldı/yenilendi diye biliyorum. want2die'ın yazdığı kosgebe başvurup, onaylananların banka başvurusu için olan son başvuru tarihleri.

biz kosgebten başvurduk. onaylandı ama banka her anlamda borcu yoktur yazısı istiyor. biz bu krediyi zaten sgk ve vergi borcumuzu ödemek için istiyorduk. anlamsız bir kısır döngü.

bu işlerde uzman birindende bu kredi çağrılarını özellikle kobilere bu birikmiş sgk ve vergi borçlarını ödetmek için olta olarak duyurduklarını dinledim. başvuran ve kredisi onaylanan kobiler sıfır faiz cazip geldiği için var olan borçlarını bir şekilde ödüyorlar. banka sonra kredi verir veya vermez, bankanın insiyatifinde. kosgeb onayladı diye banka vermek zorunda değil yani.

risk almak istemiyosan 1 ay vadeli hesapta tut. risk alırım diyosan dolar al.

3.65 de çok fazlaymış ya, ben bayadır bakmıyordum 3.50-3.55 arasıdır diye düşünüyordum

sonra ne olarak kullanacaksanız öyle kalsın, TL is TL, döviz ise döviz.

tl olarak kullanıcam sonrasında da. (krediyi kapatıcam :)) )

1 ayda kur farki olayina degmez bence. hele referandum oncesi kur artisina izin vermezler.

Referandum sonrası büyük bir artış olabilir dene bence. Düşerse zaten 1-2 kuruş düşer hani.

ilk soru için yönetmeliği okuyarak hareket edebilirsiniz. o emailleri ne şekilde nasıl topladığınız önemli.

www.gtb.gov.tṙletiler-hakkinda-yonetmelik-resmi-gazetede-yayimlanarak-yururluge-girdi

bionluk.com buraya bir bak istersen.

bionluk.com a bulaşmayın bence, çok kaliteli bir hizmet alamazsınız.

wp evrenindeki bütün işler için codeable.io yu öneriyorum

yani aslında sormak istediğim şey şu: front end taraf olarak her şeyi, tüm javascriptleri falan ayarlamışsınız. html ler bitmiş, css ler bitmiş.

iş front end taraf olarak bitmiş oluyor aslında.

ama adamlar gelip diyor ki "abi ben size tüm sitenin call ları hazırladım. bunlar bağlayın siteyi açalım".
yani; ürün listeleme sayfaları, anasyfa içerikleri, slider içerikleri vs. hepsini diyor front end tarafta call lardan döngülere soka soka bağlayın.

ama bu normal şartlarda backend işi. yanlış m ı biliyorum?

Server tarafinda calisan her kod back-end, kullanicinin bilgisayarinda calisan her kodda front-end dir yani javascript ve ajax bu durumda front-end calisacaktir. bu nedenle data saglayici taraftan siz sorumlusunuz eger siz datayi sagladiysaniz o datayi da cekmekten front-end gelistirici sorumlu. sonucta siz back-end taraftan kullanici bilgisayarinda data iletemezsiniz, data client bilgisayari tarafindan yani fron-end tarafindan cekilir.

Tabi ki. yapılmalı. Yoksa frontun anlamı yok.

abi siz anlamadınız sanırım.

normalde sitelerdeki tüm datalar serverside basılır ekrana.
biz html leri hazırlar, içine dummy contenti koyarız. kalan tüm işlemler server side basılır. veritabanından gelen sonuçlar vs. hepsi ekrana basılır.

bu mobile app olmadığı için, serverside data alır websiteler.
websitelerin tüm dinamik yapısının call larla yapılması ekstrem bir durumdur. hepsini geçtim seo açısından zaten berbat bir durumdur, bu yüzden data websitelerinde (belirtilmemişse) hep server side basılır.

bak ne güzel demişler, frontend istemcide çalışan her türlü kod,

adam sana api vermiş demişki ahanda datay böyle alacaksın, nasıl gösterirsen göster orasına karışmam, sen ister vuejs kullan ister react kullan istersen düz jquery kullan, frontende ki teknoloji backend'i bağlamaz.

bu da sana ders olur bir daha ki sefere daha açık ve net hazırlarsın sözleşmeni.

abi sen cok eskide kalmissin, artik client side yapiliyor api call'lar, bir ton app artik single page application, API'i baglamak tabi ki frontend'in isi. Projenin ne oldugunu anlamadan imza atma bir dahakine, ders olsun. :)

SEO acisindan da berbat bir durum degildir, bir ton yolu var. (bkz: prerender.io)

bence bir frontend bilgini update et, yil 2017 oldu zira.

Paradontax'ın macunu da fırçası da başarılıdır, şahsen ben onları kullanıyorum.
Diş araları için diş ipi olabilir, ya da Listerine gibi ağız suları.

(bkz: diş ipi)

Söylenenlere ek olarak diş taşlarınızı diş hekiminize düzenli olarak temizletmelisiniz. Belki sonrasında uygulayacağının ek yöntemler (diş ipi, ara yüz fırçası, gargara vs) diş taşı oluşumunu azaltabilir.

İyi bir beslenme. Yani gazlı içecekler yüksek karbonhidratlı yiyeceklerden uzak durmak gerek, bunlar olursa zaten riskin çoğu ortadan kalkmış olur. Sonrasında düzenli hekim kontrolü. Zira bazen diş çürümeye başlıyor sen farkında bile olmayabiliyorsun. Ondan sonra diş ipi diş fırçası işte.

dis hekiminizin onerisi;

firca: curaprox 5400
gargara: listerine
macun: paradontax, signal white now bir ay biri bri ay digeri

bunlari duzenli yaparsaniz sorunun buyuk cogunlugu hallolur. tabi haftada uc dort kez dis ipi uygularsaniz ne kadar da guzel olur. alti ayda bir mutlaka kontrol edilin.

arayüz fırçası

arayüz fırçası (colgatein olanlar var), diş ipi (kürdan tipi kullan atlar), diş fırçası (yumuşak olacak) ve diş macunu.

edit: diş hekimim, ağız gargaralarının dil üstündeki tad alma reseptörlerini öldürdüğünü/zarar verdiğini söylemişti

1. maddenin cevabı: diş ipi
2. ve 3. maddenin cevabı:
diş eti hastalığı, diş taşlarının ve diş çürüğünün temel sebebi ağız bakımının düzgün yapılmaması. ağız bakımında da üç konu var, şeker (şekerin diş üzerinde uzun süre kalmaması), asit (asidik yiyeceklere dişlerin uzun süre maruz kalmaması), sert cisimlerin aşınma kırılma etkisinden uzak durmak.

diş taşlarının oluşmasının sebebi ağız bakımının doğru ve düzenli yapılmaması.
diş eti hastalıklarının da temel sebebi ağız bakımının doğru ve düzenli yapılmaması.

daha fazla bilgi için :(bkz: http://www.istanbuldent.com.tr/curuk-dis.html , http://www.istanbuldent.com.tr/dis-eti-hastaliklari.html , http://www.istanbuldent.com.tr/dissagligi-beslenme.html)

ihtiyaç kredisi