Ekşi Duyuru

Bu soruyu findekse sormanız lazım

bunlar dolandırıcılık numarası. endişe etmenizi gerektirecek bir şey yok. herhangi bir linke tıklamayın, kâfi.

Doz az geliyor olabilir, zaten baştan itibaren doz ayarlanmış anladığım kadarıyla ama doktor birden yüklenmek istememiş. Kademeli ilerletiyor ilacı.

Selectra depresyon içindi diye hatırlıyorum, kaygı için az geliyor olabilir belki de.

Siz kendinize yardım edin. Günlük hareketi artırın, temiz havaya ve toprağa gidin ayakları çıplak basın. Bir de kendi kendinize bir çalışma yapın. 2 ayağı olsun: 1. Her sabah şükür egzersizleri yapın. 2. Her gün kendinize bir söz verin ve o sözü tutun. Bedensel hareket gerektirsin bu söz. En zorunuza giden neyse onu yapma sözleri verin ve yapın. Bu tedaviyi hızlandırır.

Geçmişler olsun...

bana da aynı dozda selectra yazdı doktor ve ben de iki haftadır kullanıyorum. sabahları alıyorum ilacı öğlene doğru halsizlik yapıyor. Akşama doğru daha sakin oluyorum. çok hafif hissediyorum faydasını. bakalım bir buçuğa geçince daha belirgin olur mu diye meraktayım. kaygı bozukluğu ve depresyon sebebiyle vermişti. bana iki ay sonra kontrole gel demişti. Doktorunuzla görüşseniz iyi olur bence.

aslinda etkisini kisa surede gosterir, doktora gorunun, size baska bir ilac yazar belki.

etkisini siz fark etmeyebilirsiniz, benim esim fark etmisti daha sakin oldugumu soylemisti mesela.

Yoğun kavrulmuş olması gerekiyor, çekirdeğin renk olarak siyaha yakın kahverengi olması gerekir çok ince bir kavrulma çizgisidir o bir tık üstü yanık tadı verir hoş olmaz starbucksın kahvelerine renk olarak bakın rengini görme imkânınız varsa alacağınız çekirdek o renklerde olursa istediğiniz tada ulaşabilirsiniz

Guatemala menşei filtre kahvede bahsettiğiniz tarzda bir tad alıyorum ben.

kahve farketmeksizin moka pot kesin çözüm zira moka pottaki denemelerimin %98'inde kül tabağı yalıyormuşum hissi oluşuyor. moka potta aromatik, smooth bir lezzeti tesadüf olmadan, istikrarlı bir şekilde yakalayabilen insanların var olduğuna da beni kimse inandıramaz.

Starbucks Sumatra. Dark roast diye geçer. Full bodied veya bold da olur.

20dönüm = 20.000m2
portakal 6x6m., nar ise 3x4m. aralıkla dikilir. ortalama 5x5m. dikim yapılmış olsa(bahçenin yüzde kaçı nar portakal bilmiyoruz)
5x5=25m2 den hesap etseniz 800 ağaç eder. ağaç başına yıllık 100-150 kg nar üretimi ortalaması vardır.
bu oran portakalda 150-200kg dır.

buradan hesabınızı yaparsınız artık :)

Üstteki arkadaşın hesabına göre amcanız parayı götürüyor.

Hiç emek harcamıyorsanız payın çok olması zor ama yine de istenebilir.

hocam bu tarz durumlarda kar payı değil icar (kira) ücreti isteyebilirsiniz ancak. zira bütün çalışma, masraflar falan karşı tarafça karşılanmış. bu sebeple siz gelire evya kara ortak olamazsınız. civardaki icar ücretlerine bakın, dönüm için ortalama 1500 tl gibi bir değerdir yıllık. tarşanın toplam icar değeri 30,000 tl olsa sizin payınıza göre ödeme yapması gerekir (tarlayı kullanmaya başladıpından beri her yıl için). muhtemelen bunu yapmaya yanaşmayacaktır ama, siz de gidip dava edersiniz bu durumda. zira sizin hakkınız olan bir tarlayı kafasına göre ekip biçemez.

Bunu en iyisi bir avukata danışmak gerekiyor. Ortada kötü niyet var.

Eğer hakkınız olan payı kendiniz ekip biçmeyecekseniz icar denilen kirayı talep edebilirsiniz.

Bu sene pancarda 400 ayçiçeğinde 300 lira ortalama icar bedeliymiş, portakal ve narı bulamadım. Ama yazıldğı gibi 1500 filansa "güzel para kanka"

1000 tl desek, arazinin tümü 20.000 tl eder yıllık, bunun üzerinden kendi payınızı hesaplarsınız.

Ama geriye dönük alabileceğinizi sanmıyorum.

Erken. 15 gün aralıksız kullanırsan etki etmeye başlar.6 ayda belirgin etki göremezsen başarısız diye düşünebilirsin.

Doktorunla yine de konuş,doz artımına gidebilir

basta daha kotu olman normal. 3-6 ay ver. su anda yan etkilerden baska bir etki gormemen lazim, normaldir.

ne zaman aldiginin onemi yok, kanda belli orana ulasmasi (ve o oranin azalmasi) cok uzun suruyor zaten.

Etkisi var mi bilmiyorum ama doktorum bana israrla sabah erken saatte alacaksin ve geri yatip uyuma demisti. Belki alakasi vardir, bilemiyorum.

bu tarz ilaçlarda etki 1 ayda başlar genelde, daha erken yani.

Sigortacı biri bulabilir.

Facebook'dan ilkokulunun sayfasi varsa uye ol, oradan sorustur. Bu tarz islerin pesinde kosan issiz birileri mutlaka oluyor, hayatta ise telefonuna kadar bulabilirsin buyuk ihtimal. Hatta bazen emekli ogretmenlerin yazdigi bile oluyor.

Hayattaysa muhtemelen Facebook'ta kayıtlıdır. Eski öğretmenlerin network ağı gibi zaten FB.

ilçe milli eğitimi ara, eski öğrencisiyim hediye vermek istiyorum falan de yardımcı olurlar. arayarak değil de ilçe mem'e gitmek daha mantıklı

Kendisini bulamadiysan o donemdeki ogretmen arkadaslarini facebooktan aratarak da ulasabilirsiniz.

ufkun açılsın istemiştir. harika bir kitap ve seveceğini düşünmüştür.

2 ay olmustur okuyalı, çok güzel kitap. Toplum normlarına karşı savları anlatıyor genellikle düşünmeden kabul edilen şeyler vardır, onlara karşı çıkıyor gibi. Oku oku baya da akıcı.

@reanarchy, hani bir dinci, birisine risale getirir de ''al ulan dinsiz, biraz maneviyat kap'' demeye çalışır ya, o tarz bi anlamı var mıdır diye merak etmiştim. kitabını okuduktan sonra göreceğim artık.

hmm güzel kitap ama öyle anlam çıkarılacak bir kitap değildi sanki. Karşı cins ise veya gay ise muhabbet yaratmaya çalışmış olabilir belki. Hani ortak bir şey üzerinden bir konuşalım kafalar nasıl anlayalım gibisinden :D Bilemedim.

Kitap güzel fakat zaten iş hayatında mutlu değilsen, bazı kurallar toplum normları sana uygun gelmiyorsa fakat bundan da çıkış yolu bulamıyorsan kitapta yazanlar , kafanı açması seni daha da mutsuz eder öyle bir kitap

lise yillarinda filan okununca ufku aciyor; oyle kitaplardan. o yuzden eger daha farkli ve dolu kitaplar okuyunca geriye donup bakildiginda oyle efsane anlamlar yuklenecek bir kitap degil diye dusunuyorum.

Belli bir entelektüel birikimin varsa aman aman bir şey anlatan kitap değil bence de. Arkadaşın yeni okumuş ve gündüz amca’nın perspektifi hoşuna gitmiş olabilir.

@nefertarii +1
@deathrow +1

Hazal-elden yar olmaz vardı

Meral zuhal ikilisi vardi Late 70 early 80 lerde

Ajlan mine’nin minesi vardi. Ajlan vefat etti ama cok severdim rahmetliyi

zeynep ugurlu diye bi kiz vardi yaptimsa istedim yaptim diye bi sarkisi vardi. sarkiyi kendisi bile unutmus olabilir ama ben hala ara ara acar dinlerim :)

o donemin cok var oyle "one hit wonder" sarkicilari. ilk aklima gelenler akin, bbg tarik, sibel bilgic, rengin, jale... daha uzar gider bu liste. 90lar turkce pop kalp ben :)

"My son has taken x" --> Oğlum x aldı (uyuşturucu almak anlamında)
"My son has taken uplad" --> Oğlum uplad aldı
"What's uplad" --> Uplad nedir?
Burada kelime oyunu var.
"What's up lad?" --> Naber?
"Not much. What's up with you?" --> İyidir, Senden?
Yani biri Merseyside polisini trollemiş(ya da öyleyniş gibi göstermiş)

orjinali "whats updog", whats up dawg, argoda nabıyon knk gibi bir şey zenciler kullanır genelde, burda beyazlaştırıp dawg'ı lad yapmış. uplad diye bi kelime/nesne yok, karşıdakine "uplad ne" dedirtmeye çalışıyor, soruyu sorunca "whats up lad" sorusu sorulmuş gibi cevap verecek, "nothing much, whats up with you" diye "hiç, aynı sen nabıyon" diye cevap veriyor.

bizdeki "zıt erenköy" esprisi ile aynı seviyede beyaz esprisi.

bluntaf +1
lad delikanlı/genç erkek için British'ler kullanılır hitap olarak.
ladi erkek
lass kız
Whats up lad? dediğinde sanki n'aber delikanlı demiş gibi algılayıp bi' şe' yok senden n'aber e çevirmiş muhabbeti.

Google Haritalara giriyorsun. Bulunduğun yerden gideceğin yere bir yol tarifi oluşturup rotanın toplam uzunluğunu km cinsinden alıyorsun. Sonra aşağıdaki siteye girip ili Ankara seçerek taksi ücretini hesaplıyorsun.

taksi-ucreti.hesaplama.net

hocam baya tutar ya. taksiye de gerek yok. belkoyla kızılaya gidersin 11 tl. ordan geçersin daha kolay.

120-130 lira falan tutar muhtemelen. Esenboğa her yere uzak.

Havaalanından Belko ile Kızılay'a veya tren garına gidip oradan taksiye binerseniz totalde 50 liradan az bi ücrete gidebilirsiniz muhtemelen.

hayırlı olsun. çook tutar. havalimanından 442 otobüs kalkar. kızılay'dan dikimevine gidersiniz. oradan taksi tutabilirsiniz.

havalimanindan kizilay'a otobus, ordan taksi yaparsin

Cemaat işlerine girerdim, nasıl olsa 2000 lerde bilgisayardan da , telefondan da daha değerli olcak diye :)

Hazır kolayken ABD'ye göç ederdim. Iki yıl community college'de okur, sonraki iki yıl üniversiteye geçerdim biraz borç alıp. Ardından para biriktirip San Francisco'da ev alırdım. Nasıl olsa ev fiyatları 10 katı artacak. Sonra da Microsoft'tan Apple'dan Google'dan HP'dan param oldukça hisse satın alırdım.

Değerli arsaları toplardım. Ama gerçekten o yıllarda uyanmış olsam ekonomik girişimlerden daha başka şeyler benim için öncelik olurdu.

poker oynayarak dünyayı gezerdim galiba.

Değerli arsaları toplardım +1

bugünden her bilgiyi taşıyabiliyorsak iki hafta arka arkaya loto sonuçlarını alırdım yanımda. ahaha. sonuçta o günlerde de arsaların değerleneceğini kimse bilemezdi.

bu parayı da altın olarak kenarda tutup ölene kadar yerdim herhalde. ne uğraşıcam arsa toplayıp yatırım yapmakla.

Valla ben gider geleceğe dönüşteki gibi müzik camiasina dalar, ordan yürürdüm. Millet daha neyi besteleyeceğini bilmiyorken ben gider bişekilde dahil olur tarihin akışını değiştirirdim.

Adam beş kuruş sermayemiz yok diyor, siz arsa topluyorsunuz. Beş kuruşumuz yokmuş. O arsalar ucuzsa bile bedava değil ki. Bari gecekondu dikip seçim zamanı tapu almaya falan çalışın.

Çatır çatır bir kaç dil konuşuyorum. O devirde sırf bu sayede bile havada kapardı şirketler beni. Mevzuat değişir ama iş tecrübesi değişmez, okudun mu kavrayacak tecrüben olsun yeter. Bence çok kısa sürede adapte olurdum. Biraz para biriktir, kendime minimum sermayeyle bir şirket kurar, bir uçak biletiyle gidip yurt dışından distribütörlük kovalardım. Bunun yanı sıra, salt parayı değil, güç kazanmayı da dikkate alarak hareket ederdim.

@kibrit suyu, evet demek istediğim oydu :)

@bohr atom modeli, loto bilgileri ezberimizde yoksa o da mümkün değildi :) yanımızda götüremiyoruz çünkü ansızın 1970'de uyanıyoruz.

Kilitli kapak denen şey var onlarda. Açıldığında kırt sesini duyuyorsanız önce açılmamıştır. Bu kapaklar folyo varken de vardı. Ha, ben de biraz garipsedim folyo yok olunca. Çok da önemli değilmiş demek.

youtu.be

Çevirmeli yuvarlak kapakların içindeki mekanizma.

4-5 sene önce galeri size aracı satarken verdiği fiyat diğerlerine göre düşük müydü? eğer evetse işkillenmediniz mi? hayırsa aracın satışı yapılırken vergi borcu çıkar, satış gerçekleştirilmezdi. belki motor kodu değişikliği yapılmış olabilir. galericiye vergi borcu davası açılabilir.

@false pretension, güncel değerinden almıştım hocam. O zamanki genel fiyatı neyse oydu

Yurt dışından kaçak getirilen bi aracın vergi sisteminde borcu nasıl çıkacak? Noterin işlem durdurdugu vergi borcu mtv, gümrük vergisi değil zaten.

Haksız değilsiniz ama haklı da değilsiniz. Mağdursunuz işte. Galeriye dava açın siz de.

2-3 yıl süren mahkeme sonunda almıştı bir tanıdığım.
devlet kendi yapmadığı iş için sizi sorumlu tutuyor. Galeriye dava açsanız ne olacak ki. Yine 1-2 yıl sürecek.
Geçmiş olsun.

Sanki ikisi ayrı dava bunların. Hukuken değil ama mantıken düşünecek olursak siz bir yere borçlusunuz çünkü borcunuzu öderken sahte para ile ödemişsiniz diyelim. Size sahte parayı verip sizi ilk dolandırana dolandırıcılıktan dava açılmalıyken sizin borcunuz da ödenmemiş olarak kalacaktır.

Yani büyük bir şanssızlık yaşayıp mağdur edilmişsiniz. Arabaya şerh konması normal çünkü sizin uğraştığınız mesele kaçakçılık değil vergi borcu. Konular ayrı birimlerin işi. Olması gereken de kaçakçılık ayağının da hukuka taşınması gibi geliyor.

0Hukuk bilgimle, bunu siz ödeyip rücu davası açabilirsiniz belki.

araba tüvtürk ve ceza bilgileri için msj atıldığında ilk bilgi de ne yazıyor oradan işkillenebilinir.

Hocam, öncelikle geçmiş olsun, gerçekten üzücü ve sinir bozucu.

Burada artık hukuk önündeki pozisyonunuz mühim, bireysel olarak haklı-haksız olduğunuzu düşünmeniz mühim değil. Hukuk zaten sizi "mağdur" olarak tespit etmiş.

Öte yandan, siz hukuken "iyi niyetli 3. kişi"siniz. Hukukta iyi niyetle malı edinen kişinin mal edinimi korunur, vergiyi öderseniz, müsadere falan olacağını hiç sanmıyorum. Yani diğer bir anlatımla, sizin ...(i)ben ne bileyim (ii)devlet sokmasaydı... ifadenizin hukukta karşılığı vardır.

Yanı sıra, bu adamların yargılamalarında mağdur olarak tespit edilmiş olmanız sizin yararınızadır, hem ödemelerinizi adamlardan isteyebilirsiniz, hem de manevi tazminat isteyebilirsiniz. (Avukat değilim.)

Tavsiyem, durumu olduğu gibi kabul edin, kendi kendinize karar vermeyin, haklarınızı ve çıkarlarınızı koruması için bir avukatla görüşün.

bence fırın yemekleri en kolayı. bir fırın tepsisine istediğin sebzeyi ve eti dizip üstüne zeytinyağı gezdirip fırına atabilirsin. balık, tavuk, et, kıyma..hepsi olur.

bu kolay ama ben buna bile üşeniyorum. o yüzden akşam yemeği yemiyorum. hem de akşam yemeyin diyorlar. çoğunlukla akşamları fındık fıstık kuru incir ceviz vb. yiyorum. hem yemekle uğraşmamış hem de akşam akşam midemi doldurmamış oluyorum.

Tavuk göğsü haşlayabilirsiniz.

Bulunabilir ürünler yazan bir diyetisyene gidin. Avakado mango nedir.

Tavuk göğsü: baharatlayip teflonda izgara ya da firinda.
Haslayan da var ama ben firinda seviyorum; brokoli, havuc vs gibi sebzeleri dogranmis halde koyup üstüne kekik vs baharat ve zeytin yağı.
Sonuçta az kalorili, karbonhidratı az yemek ve bunlari toplu yapip kaba koyarsaniz 3 günlük yemek çıkar, isitip yersiniz.

@baal, avakado olsa yine iyi. yaban mersini, glutensiz ekmek falan diyor. Yaban mersini macro center'da bile olmuyor bazen :)

Çölyak hastası değilseniz ya da gluten hassasiyetiniz yoksa gerçekten başka bir diyetistene gidin. Karbonhidratı azaltmak için glutensiz ekmek önermek saçmalık.

Sağlıklı bir diyet uygulayabilmek için en azından minimal bir mutfak bilgisine sahip olmalısınız. Çok zor bir şey değil. Mesela tavuk göğsünü haşlama düşüncesi pişirmeden daha kolay gelebilir ama tadının çok kötü olacağını tahmin ediyorum. Onun yerine azıcık bir baharat ve zeytinyağı ile tavada pişirebilirsiniz. Brokoli, havuç gibi sebzeleri haşlayabilir ya da çiğ olarak tüketebilirsiniz. Havucu, kırmızı lahanayı rendeleyerek mesela salata yapabilirsiniz. Sadece kol gücü gerektiren bir eylem. Çeşitli çiğ sebze ve otları doğrayıp mesela haşlanmış nohut, fasulye, mercimek gibi şeylerle karıştırıp üzerine biraz da zeytinyağı ve baharat ekleyerek güzel salatalar oluşturmanız mümkün. Nohut gibi sert baklagilleri pişirirken püf noktası içine biraz karbonat eklemek. Aksi takdirde zor pişebiliyor.

Tavuğa alternatif mesela biftek ya da dilimlenmiş somon alabilirsiniz, aynı şekilde pişirmeniz mümkün. Sadece kırmızı et içi pembe yenebilirken tavuk yenemiyor, böyle şeyleri aklınızda tutmalısınız.

Çok uğraşmak istemediğim ama güzel şeyler yemek istediğim zaman yaptığım bir yemek var:

İki tencere lazım. Birine zeytinyağı koyup üstüne kuşbaşı sebze (patates, havuç, kabak, bezelye vs.) doğruyorum. Tuz döküyorum, kapağını kapatıp orta-kısık açıyorum.

İkinci tencereye tavuk göğsü koyuyorum (bunu kasaplardan kuşbaşı kesilmiş şekilde alabiliyorsunuz). Üzerini dolduracak kadar yoğurtlu su karışımı ekliyorum. Yine kapağını kapatıp orta-kısık açıyorum.

İkisinin de pişme süresi 15 dakika. Hazırlama süresi de o kadar. Totalde 30 dakikada yemek hazır oluyor. Besin değerleri de dengeli. Daha az karbonhidrat isterseniz sebzeyi patates yerine patlıcanla falan da yapabilirsiniz. Fazla yaparsanız ertesi gün de yeniyor.

Diyet sürdürebilir olmalı. Sağlıklı beslenme alışkanlığı edinip sonrasında da devam ettirebilmeniz gerekli. Farkı diyetisyene gidin. Bu diyetisyen ile hedefinize ulaşsanız da orada kalmayacaksınız. Zor tariflerle, zor bulunan yemeklerle olmaz.

Ben aylık köfte, soslu tavuk, soslu somon hazırlayıp buzluğa atıyorum. Sonrası çok pratik oluyor. Sebzeleri iki yemeklik pişiyorum.

yaban mersini, glutensiz ekmek falan nedir ya allasen, böyle diyet mi olur? diyet ulaşılabilir ve pratik olmazsa eğer uygulanmaz asla. bunu bizden önce gittiğin diyetisyenin bilmesi gerekirdi ama neyse.

donmuş sebze alıp zeytinyağlı yap hafta sonu koca bir tencere. fasulye, bamya, barbunya vs. aşırı pratik, ısıtmana bile gerek yok, doyurucu ve besleyici. ben bazı sebzeleri de soteliyorum tavukla ya da tek başına: lahana, brüksel lahanası, havuç, kabak vs. o da çok pratik ve doyurucu oluyor.

diyetin surdurulebilir ve pratik olmasi gerektigi konusunda diger cevaplarla hemfikirim. yalniz ornegin hepsiburada'nin market kismindan tazemasa'dan filan siparis verilebiliyor, ertesi gune teslim yapiyorlar genelde. eger maddi acidan sıkıntı yaratmiyorsa ve tek problem bulunabilirlikse oraya da bir bakin bence. sonraki gidisinizde diyetisyene urunlerin bulunabilir ve hazirlanmasinin pratik olmasini istediginizi iletebilirsiniz. zaten size verdigi listeyi bunu yap diye verdiginde bu bu urunleri bulamam deseydiniz degistirirdi alternatifleriyle bence. elinizde hazir bir liste varken kendi kafaniza gore hareket etmeyin derim ben. iletisiminiz varsa diyetisyene de bulamadiginiz urunleri sorup alternatiflerini ogrenip o sekilde de devam edebilirsiniz diyetinize. yani ben olsam oyle yapardim.

bol bol salata malzemesi alın.

yanına güvendiğiniz bir kasaptan köfte alın, tavuk göğsü alın, ton balığı alın. her akşam salata + köfte yesem sıkılmam.

A101'e gidip bir tane kivi marka buharlı pişirici al.
Metro markete gidip donmuş fleto balık, donmuş bezelye, donmuş brokoli, donmuş karnabahar, donmuş havuç al.
Donmamış patates, soğan, sarımsak ve tuz da koy.
Hepsini makul miktarda karıştır. Kalanını buzluğa koy.
30-40 dakikada pişsin.
Ye.

Metro marketten 25 tanesi 75 liradan donmuş enginar al.
Buharlı pişiricide her gün bi tanesini 15 dakika pişir. Tabağa alıp üzerine tuz, biber, zeytinyağı, sirke.
Parçala, karıştır.
Ye.

Bir fırın poşetine iki tane kemiksiz tavuk butu koy.
Kafana göre parçalanmış patates, soğan koy.
Pulbiber, tuz, kekik, seversen kimyon.
Karıştır.
Isınık fırında 180 derece.
40 dakika.
Parmaklarını yememeye gayret et.

Sanirim hesaplari satiyorlar. El degistiriyor.

@brkylmz nasıl yani? Benim hesabımı mı

Rastgele takipçi satın alıyorlar işte

benim başıma da geliyor bu. paranoyak etti beni. takip etmediğim bir hesap bi bakıyorum ana sayfama düşmüş nedir ne değildir diye hesabına bakıyorum takip etmişim. şifremi değiştiriyorum, giriş yaptığım cihazlara falan bakıyorum, her şey normal. acaba dedim keşfette gezerken yanlışlıkla mı takip ediyorum ama pek ihtimal vermiyorum çünkü keşfette gezerken takiplemek öyle pek farkına varmadan yapabileceğin bir şey değil.

@burakın dediği de olabilir aslında, yani takip ettiğin bir sayfanın sahibi kendi hesabını başkasına satıyor. senin anasayfaya yeni post sahibi gönderi paylaşınca kim bu diyorsun. ama benim durumumda takip ettiğim kişi sayısı da artmış oluyor. var bi haltlar, çözemedim.

Buyrun benim.

Otrivine kullanmayın. Etkisi kısa. İliadin daha uzun süre götürüyor.

Devlet hastanesinde olduğum ameliyat hiçbir halta yaramadı. Doktora gitmek için zaman kolluyorum.

erbakanin hikabet ve ikna kabiliyenin cok iyi oldugu soylenir

RECEP TAYYİP ERDOĞAN

rte en canlısı. adam haksızken bile aziz nesini bastırıyor.

Hocam pil ayarlarından falan "düşük güç tüketimi" gibi bir şey seçmiş olabilir misiniz? 0.4 ghz hiç normal değil.

geçen gün de aynı duyuruyu açmıştın ve işlemci ısısını kontrol etmeni söylemiştim. ne durumda?

@false pretension

beceremedim :)

Performans verilerine bakarken okuduğun değerler anlık kullanımı gösterir. Bu söylediğin yoldan geçen Mercedes'e bakıp "bu arabanın kadranında 320 yazıyor ama şu an 60 ile gidiyor. Sorun ne acaba?" demek gibi bir şey.
Gündelik kullanımda işlemci kullanımı zaten düşük olur. 2.11 GHz değere video render yaparsan ulaşırsın örneğin.

RAM konusunda da aynı durum geçerli. "Bu araba 4 kişilik acaba neden iki kişi var arabada?" gibi bir soru bu da. 8 GB toplam hafıza. Senin baktığın anlık kullanım miktarı. Orada 8GB görmen için aynı anda çok fazla uygulama açman yeterli.

Yavaşlık konusuna gelirsek bence sorun makinede SSD olmaması. Öyle tahmin ediyorum. Performans verilerine baktığında disk kullanımını %100 olarak görünüyorsan, hayırlı olsun; Windows SSD istiyor.

Anladigim kadariyla dis tasi. 200tl civarinda bir seye hallolur

Diş taşı 200 tl civarıdır ama benim de temizliğe gittiğimde leke sandığım şeylerin çürük olduğunu fark etti dişçi (eşim eheueh) o çürükleri ilerlemeden temizleyivermişti.
İhmal etmeyin siz de, en azından temizletmek gerekiyor zaten belirli periyotlarda, gittiğinizde o hallolur.

Gözaltına alınma,polisin,askerin kontrolündesin demek.onda da seni ortalarda dolanma ya da uzama diye direk nezarete atıyor.seni yakaladı getirir,önce karakol amirine seni gösterir der ki ,rıza baba adamımız bu,o da bakar alın ifadesini,gözlem altına alın der.sonra gider kimse yoksa senden önce ifadeni verirsin,sonra problemin sebebi sensen,suçluysan direk nezarete atar.dışarı çıkınca başına iş geleceksede direk nezarete atar.acil bir durum değilse sabah,acil durum varsa hemen savcıya gidersin.savcı bakar salın gitsin ya da tutuklayın der.

aynı şey.

kolluk kuvveti adli olaylara müdahale eder ve önlem olarak gözaltına alır, nezarette tutar. olayın durumuna göre de adliyeye sevk eder.

bağcılar'da ahmet ile baran kavga etti. ahmet baran'ı beş yerinden bıçakladı. polis ahmet'i gözaltına alır ve nezarette tutar. çünkü ortada bir suç var. daha sonra ahmet mahkemeye sevk edilir. savcı bakar. ahmet resmen öldürme kastıyla üç kez kalbinin altından bir kez de bacağından bıçaklamış.

bu durumda ahmet denen şerefsiz tutuklanır. olayın detayları ve baran'ın sağlk durumna göre adam yaralama, kasten adam öldürme, cinayetten vs. ceza alır.

ama tabii bu yukarda anlattığım normal bir hukuk devletinde olması gereken. türkiye'de adalet diye bir şey olmadığı için tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakırlar diye düşünüyorum.

internet.btk.gov.tr

Bir yeri yanlış takmıştır, gevşek takmıştır vs .. başka yere götür.

Kısa devre olabilir ya da sigorta müşirlerinden birsi ölmüştür. Birkaç ustaya göster mutlaka bazı çakallar. bunda 2000 lira masraf var diyerek hem kazıklar hemde orjinal parçaya el koyar.

Senaryo yazıyorum;

Aracın aküsünde şarjında bir problem oldu da, şarj sistemini hiç kontrol etmeden direkt aküyü mü değiştirdiniz?

Belki de aracın şarj ssiteminde bir sorun vardı, aküyü yeterli şarj etmiyordu. Bu yüzden akü arızalı sandınız ve aküyü değiştiniz.

Ama belki de araçta hala bir şarj sıkıntısı var, ve yeterli voltaj düşmediği için araç belki bilerek belki de bilmeyerek klimayı ve radyoyu kapatıyor.

Önce bi şarjı ölçtürün, klimadan radyodan bahsetmeden akü değiştiğiniz yere gidin ve şarjı bir ölçsün, ya da farklı8 bir elektrikçiye uğrayın iki dakka ölçsün şarjı.

Şarj sisteminde sıkıntı yoksa klimadan ve radyodan bahsedin.

Bir de ingilizce aratarak global mercedes forumlarında benzer bir sorun var mı araştırmak lazım.

Sunroof varsa gideri tıkanmış ve içeri su alıyor olabilir.

Aracın marka modelini keşke yazsaydın.

Bir yerden su sızdığı kesin. Benzer bir senaryoyu hyundai i20'de yaşadık, ön sağ paspas sürekli ıslaktı. Torpido altında klimanın bilmemen motoru varmış, pıt pıt sızdırıyormuş. Dolayısıyla detaylı baktırman dışında bir çaren yok. Su plastik parçalardan yürüyorsa başka yerlerde ıslaklık olmayabilir.

Eger paspasin altindaki halida bir islaklik yoksa bir sizdirmadan sozedemezsin.paspasa ulasana kadar baska yerlerinde islanmasi gerekir.

Bir sebepte aracin sunroof u varsa orada gider kanalarinda bir tikalilik olabilir,oradan paspasa damlayabilir.

O ıslak olan paspasların yanında ki kapının kauçukları eskimiştir. Güneşli bir günde siz içeri girin arkadaşınız su döksün kapıya üsten falan.

Bazen su çok daha uzak bir yerden sızıp bulduğu bir kanal boyunca ilerleyip sonra birikir, biraz zaman geçince de o su yolu kurumuş olabilir, yani daha uzak yerlere de bakın, hortumla dışarıdan su tutarak bulunabilir belki.

@komando ve mikro'nun dediği gibi bir dene bakalım. benim sürücü koltuğunun paspasının altı ıslanıyordu. kaputun bir yerlerinden arabanın içine giden kabloların geçtiği bir delik varmış, onun kapağı düşmüş, o delikten su almış. silikonladı usta o deliği ama yağmursuz günlerde bile ıslaklık devam etti, tekrar götürdüm. ustanın dediğine göre oradan dolan su bir yerlerde birikmiş, oradan kusuyormuş. usta bir şeyleri söktü fln ne yaptı tam bilmiyorum, 250 tl aldı, ama o zamandan beri bir yer ıslanmıyor çok şükür. neyse herhangi bir yerden su eksiltmiyorsa ve yağmur yağınca oluyorsa nereden su aldığını tespit etmeye çalış.

Kapıdan alıyordur muhtemelen.

Bitireli uzun zaman olmuş, aklımda kaldığınca Mike çıktıktan sonra şirkette baya bir ortak girdi çıktı, sincap reis büyük değişimler geçirdi (kendisi için büyük). Aslında "Mike olmadan daha güzelmiş dizi" demiştim kendi kendime, öncesine göre daha zevkli gelmişti.

Merhaba, udf uzantılı dilekçenizin bir kopyasını başka bir bilgisayara taşıyıp orada açmayı denebilirsiniz.

@anathema, başka bir dilekçenin üzerine yazıyordum. o yüzden ilk baştaki dilekçe çıkıyor maalesef.

biz uyapta yazdığımız yazılarda böyle problemler olunca genelde bi yerden çekiyoruz "temp"li falan bi dosyaydı ama tam bilmiyorum. bizim diğer arkadaş biliyor. bi aratın nette falan bulamazsanız yardımcı olmaya çalışırım. geçici bir süre bir yerlerde saklanıyor diye biliyorum. çünkü o döküman editörleri bir kaç saniye aralıklarla geçici olarak kaydediyor yazdıklarını.

hakkın var, sadece kullanmak istediğini bildirmen lazım.

Jameson irlanda Chivas iskoç Jack amerikan viskisidir. Bence chivas ve jack ile aynı kalitede. Fiyatları da aynıdır. Jack 1-2 euro daha ucuz olabilir.

galiba jameson'un iyi viskileri var; ama klasik yesil sise viskileri vasattir. chivas ve jack biraz daha iyi olmasi lazim. fiyat olayi goreceli. ingiltere'de mesela jameson cok daha ucuz jack chivas'a gore. markette (indirim donemlerinde) 15pound'a falan rahat bulursun.

Vergi dairesini bilmiyorum ama Gelir idaresi başkanlığının internet sitesinden ödeyebilirsin.

@karasakal dosyaya işlem yapıldığı için internetten ödeyemiyorum illa makbuz kesilmesi gerekiyormuş o yüzden

Veznede kredi kartı geçmiyor maalesef.

İnternette makbuz veriyor ki ödeme belgesi alıyorum ben KYK ödemelerinde.
Olmadı ödeyip o belgeyi koyup borcu yoktur yazısı alın vergi dairesinden.

Şimdi kontrol ettim interaktif vergi dairesinin verdiği belgenin ismi internet vergi dairesi alındı belgesi. İçerisinde tckn, vergi dairesi, e doğrulama için barkod ve ödeme içeriği bilgisi mevcut.

Benimkilerde olmuyor. Oluyorsa gerçek arkadaşim değillerdir haliyle öyle bir şey fark edersem ben bitiririm arkadasligi ya da samimiytimi azaltirim.

Bes parasiz kaldigimdan kimsenin haberi olmuyor, anons etmiyorum cunku. Yeni bi cevreyse icinde oldugum "Burnu havada bizimle takilmiyor" oluyorum, cevre eskiyse "Bi sebebi vardir" deyip geciyorlar.

Olmuyor

olmuyor. birbirimizin elinden tutuyoruz. malum hayat hergun gulluk gulistanlik degil.

Olmuyor ayni anda kovulmayi basariyoruz.

benim arkadaşlarda bariz değişiklik oluyor.

bi kere asla hesap filan ödetmezler. gittikleri yerlere çağırdıkları zaman masrafları karşılarlar. kendimi ezik hissetmeyim diye ufak tefek şeyleri bana ödetirler sadece.

sadece bana karşı değil hangimizin başına gelse diğerleri böyle davranıyor. arkadaş grubu dediğim de samimi arkadaşlarım dostlarım. yoksa diğer her görüştüğüm insan bu durumda olduğumu bilmez bile.

Olmuyor. Birbirimizin para durumunu pek bilmeyiz benim cevrede zaten.

Olmaz mı be kardeşim. Hiç biri yüzüme bakmadı. Ailem bile bakmadı gerçi. Şimdi çok şükür iyi yerlerdeyim. Ama hiç birinin bu tavırlarını unutmayacağım galiba ;)

En çok ta yalnız olduğumu anladığımda üzülmüştüm onların yardım edip etmemesi çok da üzmedi beni.

Olmuyor olamazda zaten ona göre adamlarla arkadaşlık yapıyorum..

''insanlar, sizleri çalışmayan, çalışmak istemeyen biri olarak görür. hiç sormazlar acaba neden işsizsiniz diye. çünkü kendileri çalıştıkları/çalışabildikleri için herkesin de iş bulmak konusunda sıkıntı yaşamayacağını düşünürler.

bu zamanlarda gerek telefonla gerek fiziksel olarak yanınızda olan insanları sakın unutmayın. hak ettiklerinden fazla değer verin bunlara.''

(bkz: işsizlik/#72219481)

üst paragraf akrabalarımı, alt paragraf ise arkadaşlarımı tanımlamaktadır.

sonra ben akrabalarımla olan ilişkilerimi azalttığım zaman hayırsız evlat ben oluyorum.

girly voice'ın var falan diyor. sonra da devam ediyor çoğu insan bunun sebebi olarak reşit olmadan veya daha ufakken cinsel istismara uğramaları olduğunu düşünüyor. senin böyle bir durumun var mı? diye soruyor kabaca.

edit: tabii öyle güzelce sormuyor "ellendin mi" diyor.

küçükken sana dokundular mı da sesin böyle kadınsı diyor. kadına da garip geliyor o soru.

edit: kadınsı değil çocuksu imiş.

shogun: total war - the mongol invasion

age of empires

rise of nations

Attila total war

www.reddit.com

civilization V

Sıfır mı ikinci el mi istiyorsun?
Bütçe ne kadar?

eski oyunlari oynamak icin iyi bir ekran kartina gerek yok. onboard kart o oyunlari oynatmak icin yeterli olur

crucio +1

o oyunlar için intel HD graphics yeter. Ama yeni oyunları da oynarım dersen yeni alıp takabilirsin tabii. Paran varsa nVidia 1080 falan olur.

600-700 liraya bi tane mini 1050ti alsan seni ihya eder

Polislere güvenmiyorum.

Kameraların arkasındaki insanların kim olduğuyla alakalı. İnsanın gücü ele geçirme gibi zaafları olmasaydı Bu toplumu izleme sistemleri distopya yerine ütopya yaratırdı. Sıfıra inen suç oranları, verimli örgütlenme gibi. Ama işte illaki birileri sabote edecek, kötüye kullanacak diye düşünüyorsun ki çoğunlukla da öyle.

Her adim basi kamera olmali ama bunlari kimse izlememeli, asla geriye donemeyecek sekilde sifreli olmali.
Mahkeme karari oldugunda acilabilmeli, acildiginda da kullaniciya haber verilmeli.

Bu da birak bizim ulkeyi dunyada bile imkansiz. Boyle ideal sistemler var(veritabani diyelim) uluslararasi sertifkali falan, onlara bile birileri mudahale edebiliyor.

Hash'li saklaniyor sandiginiz sifreler lazim olunca şak diye aciliyor.

Ben kameradan da ote artik hepimizin birer cip yardimi ile isaretlenmesinden yanayim. Polis istediginde kim ne zaman nerede bulunmus gorebilmeli. Evet dogru ellerde olmasi kosulu ile.

Bence insan haklarına aykırı.

İnsan hakları vb. konularda bir şey diyemeyeceğim ama kamu güvenliği açısından çağımızda olmazsa olmaz konumunda. Öyle ki devletin gören gözü diyebilirim. Birçok olay mobeseler sayesinde aydınlatılıyor. Genelde yerel kameralar kalitesizliğinden dolayı bir işe yaramıyor. Mobeseler daha profesyonel cihazlar olduğu için suçu aydınlatmada daha başarılı. Emin olun başlığa yazan arkadaşlar terör potansiyeli olan il ve ilçelerde ne kadar işe yaradığını görseler daha farklı düşüneceklerdi. Varlığı bile çok büyük caydırıcılık.

olmasi gereken birsey. sokaklar halka acik yerlerdir, privacy'den bahsedilemez. toplumun guvenligi icin olmali.

Cok agir gizlilik ihlalleridir. Faydadan cok zarari vardir. Kisisel ozgurluklere buyuklugu maalesef anlasilmaktan cok uzak bir tehdittir. Boyle sistemlerin emin ellerde olacagi ve kalacagi dusuncesi cok naif bir inanctir.

rahat rahat hırsızlık yapamaz olduk ag... şaka bir yana kişisel hakların ihlali olarak görüyorum. uç bir örnek olabilir ama bugün cidden çok çok fazla sıkışıp acilen bir duvara işesen yarın haberlerdesin... halbuki bu durumun önüne geçebilmek için kamuya açık wc'ler çok çok az. bunun dışında milyonlarca örnek daha var. ben basite indirgedim.

Bence çok daha yaygınlaşmalı, her yere yerleştirilmeli. Bir insan, mesela bir çocuk kaybolduğunda kaybolduğu andan itibaren adım adım kameralardan takip edilip nereye gittiği/götürüldüğü bulunabilmeli.

Sokakta gezen insan için özgürlüğünün kısıtlanmasıyla ne alakası var Allah aşkına?

Gizli bir şey yapmıyorsam sokakta kaydımın alınması neden kötü olsun, en basit ihtimal ile eşinizi aldatıyorsunuzdur kayıt altına alınmak istemezsiniz.

Çin'de en son vatandaşları yürüyüşlerinden (arkaları dönük olsa bile) tanıyacak bir sistem geliştirilmişti. [1]

Bence bu kadarı biraz fazla, ulusal güvenlik ayağına kulağımızın arkasını bile devletlere emanet etmek rahatsız edici. Amerika'da da trafikte dubalara, tabelalara, akla gelmeyecek başka bir sürü yere kameralar yerleştirilmiş ve bunlar FBI, DEA, NSA bunlar sürekli izliyor, dinliyor, takip ediyor insanları. [2]

Bence bu kadarı fazla. Engellenmiş bir sürü saldırı, bizim ruhumuz duymadan paketlenmiş bir sürü kişi vardır eminim ama sadece izleyici cihazların sayısını/yaygınlığını artırmak da tek çözüm olmamalı. Biraz gizlilik lütfen...

[1]: www.dunyahalleri.com
[2]: qz.com

Bu konuda akademik bir çalışma var mı bilmiyorum ama etkinliğinden şüpheliyim. Adam canlı bomba olmuş veya terörist, eylem yapacak, aman kamera var yapmayım en iyisi diye vazgeçecek değil. Hırsızlık açısından belki faydası olabilir de, o da hırsızlığın yapılacağı evi/dükkanı ilgilendiren bi konu, sokak kamerasına ne gerek var? Gasp falan desen orada da sorun adamı korkutarak çözebileceğin kadar basit değil. Dolayısıyla bu kameraların asıl konuyu çok ciddi bir şekilde ıskaladığını düşünüyorum genelde.

bunu özellikle biri mi söylemiş bilmiyorum ama "özgürlük" kavramının tanımı bu zaten.

Aradığım düşünür Stuart Mill’miş :)

Borçlar, ticaret, milletlerarası özel.

Adliye stajı yaparken kendimi geliştirmek için adliyede mümkün olduğunca az kalıp ofise dönüp okumaya, araştırmaya ve dilekçe yazmaya çalışıyordum. :)

Dilekçe yazımı, karar okuma, kitap ve makale okuma hiç bitmedi, yıllardır hala devam ediyorum. Ömür biter, okuma bitmez.

adliye stajinda bol bol dava dosyası okuduğum dönemler oldu. Müzekkere nereye yazılır nasıl yazılır ? Duruşmada kim nerde durur ne söylenir usul hukuku vs. O yüzden bu süreci illa ofiste geçirmeli diye bir şey yok.

Süreci elbette sırf ofiste geçirmeyin ama adliyede yapacağınız gözlemlerle edinebileceğiniz bilgiler sınırlı ve bunları kısa zamanda alıyorsunuz. 6 ay çok uzun zaman. Adliyede harcamayın bu zamanın hepsini.

mahkeme olayını anlamadım.

ne zamandır kullanıyorsunuz? eğer yeniyseniz prospektüsünde yazar yan etkileri. yanlış hatırlamıyorsam iç sıkıntısı, intihar isteği vb şeyler yazıyordu. eğer uzun zamandır kullanıyorsanız vücudunuz alışmıştır, psikiyatristiniz dozu yükseltmek ister belki.

@nice tnetennba, daha 2 gün oldu başlayalı :) o yüzden sormuştum deneyimi olan var mı diye. Cipralex ve prozac’tan sonuç alamamıştık

Annem kullanıyordu bir faydasını gördüğünü düşünmüyorum.

anlıyorum. ben 1.5 sene kadar kullanmıştım, tekrar başladım, o iç sıkıntısı normaldir paxera'da. huzursuz bacak sendromu, uykuda terleme, titreme, ani üşümeler, seğirme gibi yan etkileri de vardır.

minmum 2 hafta-1 ay süre ver.

Ceket asmak için kullanılan askılardan, şövalye mi ne deniyordu. Hem işine yarar hem bir ömür nereye taşınsa odasına götürür, hem hemen hergün aldığınız hediyeyi kullanacağından sürekli hatırlanırsınız

Dilsiz uşak

themis biblosu vs almayın derim,

dilsiz uşak olabilir, çok kullanılıyor çünkü. ihtiyaç duyulan bir şey.

sümen al.

lata +1

Kaliteli bir sümen al

Tactical shotgun dedikleri sey mi?

O filmde yivsiz tüfek kullanılacağını sanmam, biraz daha bilgi vermen lazım.

"Gayet seri sıkıyor"

Her defasında atıcının tetiğe basmasıyla mı yoksa tam otomatik seri mi?

Şarjör var mı?

Her atıştan sonra bir manüple yapılıyor mu yoksa her tetiğe bastığında atıyor mu?

qph.fs.quoracdn.net

www.imfdb.org

www.imfdb.org

www.pewpewtactical.com

John Wick' deki yanılmıyorsam Kel- Tec KSG. O tarz Saiga S12, M1216 var. Dağ 2' de kelin kullandığı silah da var. Baktım Türk yapımı UTS 15 miş.

BAllı varmış bi' tane o olabilir belki.

JB ve Red Label sek içim için üretilmiş viskiler değil, karışım amaçlılar daha çok o nedenle sek içmek zor olabilir. İrlanda viskileri nispeten daha yumuşak ve meyvemsidir Jameson veya Tullamore Dew deneyebilirsin. Bourbon (Amerikan viskisi) de daha tatlı ve vanilya/karamel notaları içerdğinden daha rahat olabilir. Jim Beam/Jim Beam Black önerebilirim. Gentlemen Jack'i hiç içmedim ama içiminin çok rahat olduğunu duymuştum ancak o biraz tuzlu gelebilir normalde viski içmeyen birine. Ballı viskileri deneyebilirsin ama onlara da pek viski denemez bence (Jack Daniels Tenessy Honey ya da Jim Beam Honey). Bunların dışında Dimple ya da Johnnie Walker Black Label da önerebilirim.

(bkz: aberlour)

bu biraz alışma meselesidir. benim de yüzüm ekşiyordu başlarda şimdi mis gibi. gentleman jack varsa onu dene.

single malt viskileri araştırın, bölgelere göre bakınca mutlaka damat zevkinize uygun olanını bulacaksınız.

Kimin surati olduguna gore degisir tabi. :)
Jameson, Glenlivet diyeyim ben de.

woodford reserve, bullet rye whiskey bilene sordum, boyle dedi. buyuk migroslarda veya en kotu ihtimalle macrocenter da bulabilirsin dedi.

Öyle bir dünya yoktur. Burada benden daha sağlam viskici yoktur inan bana.

ben de jameson diyorum. şişeden kafaya dikilip içilesi oyşş

Bourbon veya irish

kaliteli viskiden anlamam ama piyasadaki jb, red label, black label, blue label, jack daniels, ballentines, vat 69 ve adını hatırlamadığım pahalı/3. sınıf viskileri denedim.

Aralarında en tatlı içimi olan açık ara chivas regal'di. Viski gurmelerinin daha iyi önerileri olacaktır ama piyasadaki en kolay içimi olan cr.

jack daniels'ın ballısını önermişler ama viski değil o, likör. Azıcık viski tadı var sadece.

hocam
sek icmenin sırrı
boz buzlu icmek

kaliteli single malt viski daha yumuşak olacak diye bir kaide yok, hatta türüne göre daha bile ağır ve kokulu olabilir. viski seven ve içmeye alışanlar için single maltlar yumuşak ya da içimi kolay gelebilir ama normal viskiden nefret eden birinin bin liralık single malt sevmesi pek mümkün değil, en azından aradaki fark akla kara gibi olmaz. o yüzden beklentini düşür ve içtiğin şeyin tadını kavramaya çalış, kendini yüz buruşturmaya değil de anlamaya odakla, yuttuktan sonra ağzında kalan tadın yediğin başka nelere benzediğini anlamaya çalış. alkol bu, tabii ki surat ekşitecek ama viskide de ararsan bulunacak tatlar var.

öte yandan, olmuyorsa zorlamanın da alemi yok. ben bu kadar konuştum ama tadını özellikle sevdiğim ya da aradığım için içtiğim bir alkol yok cardinal melon haricinde; zaten tadı güzel diyebileceğim tek alkollü içki de o zaten.

Jameson. İçemedim dersen gel buradayım.

Proper twelve

Bruce +1

ayrıca (bkz: seks işçiliğinde surat ekşitmeyecek kişi)

@king yok ya, bu viskinin hastalari viskiye asla buz koymuyorlar, seyreltmesin tadini bozmasin diye, sirf bunun icin buz seklinde taslar var onlari da buzlukda sogutup viskinin icine atiyorlar. bir damla suya bile tahammulleri yok.

bir de viskinin kulturel koken oldugu yerlerde cok farkli anlamlari var bir cesit hayat kaynagi falan gibi goruluyor.
tabi burada 200 yil falan oncesinden bahsediyorum, belki daha eski...
misal eski zamanlarda su kaynagi temiz mi kirli mi belli degil, fakat alkolde mikrop uremedigi icin resmen tehlikesiz icecek olarak goruluyor, yine eski zamanlarda bir yerin mi agiyor, hop viski ile uyustuyuorsun kendini, yaran mi var, hop viski ile temizliyorsun yarayi, cunku alkol orani yuksek resmen yara temizleyici gibi.
yani eski zamanlarda diyelim ki biri seni vurdu, kursunu cikarmalari lazim, biraz yaraya viski dokuyorlar, biraz kursunu ciakracak alete dokuyorlar, biraz da sana iciriyorlar, hayatini kurtariyor.

bence icilen seye olan duygusal kulturel baglilik da onemli, viski ile burbon arasindaki farki okuyarak baslayabilirsin. bunlarin arkasi hep tarih dersi resmen, sampanya ile prosecco arasindaki fark gibi birsey. bizim kulturumuzde de biraz var. rakiyi raki kulturunden ayirabilir misin? cinayet olur.

Bu dediginin disi olan versiyonunu izlemistim ben ya :) "While You Were Sleeping " konu biraz degisik gerci de.

valla merak edip baya aradım uygun keywordlerle ama çıkmadı. :/ biraz daha tarif etsen? ya da emin misin detayların bunlar olduğuna?

çok pahalı evet.
ton balığı listeyi şişirmiştir, insanlar tavuk yiyor. gerçi o da 30 oldu kilosu.

Bim - A101 - Şok üçlüsünden alışveriş yaparak başlayabilirsin. Mahallende tavukçu varsa tavuğu falan ondan al, marketlerden daha ucuz ve taze oluyor. Bizim buradaki marketlerde bir kilo tavuk göğsü 24 lira. tavukçuda 16. üstelik daha güzel olduğu çok net.

beslenemiyoruz....

Organik bile almamışsın
Organik almaya başladığında asıl ne kadar pahalınolduğunu göreceksin

beslenemiyoruz +1
çok pahalı evet :(

Kapitalizmin sunduğu sağlıklı beslenme evet çok pahalı. Ben bir çok yiyeceğimi kendim üretiyorum. Nanemi yoğurdumu. Sebze alış verişimi pazardan alıyorum. Ete bir şey diyemem yalnız.

Yukarda saydığın gıdaların hiçbirinde lif yok, nasıl sağlıklı?

Sağlıklı beslenme pahalı değil, yani düşünüldüğü anlamda pahalı değil yoksa dünya geneline göre evet bizde ürünler pahalı ama ucuza getirmek de bizim elimizde, kolaya kaçmayıp biraz araştırmacı olursak daha ucuza halletmek de mümkün. Mesela sağlıklı beslenme deyince akla direkt hayvansal beslenme geldiği için pahalı gibi duruyor ama öyle değil. Öncelikle sebzelerin hepsi ucuz; ıspanak pırasa taze fasulye patlıcan dereotu maydanoz brokoli karnabahar, bunların hepsi ucuz ama yenmiyor, halbuki beslenmenin büyük bir kısmını sebzeler oluşturmalı, yeşillik yemeden tükettiğiniz hayvansal ürünler vücutta efektif olarak kullanılamıyor, öncelikle bunu bilmek lazım. Hatta bunları pazardan falan alırsanız çok daha ucuza geliyor. İkincisi, mesela balık mevsimindeyiz. Birkaç gün önce eşek kadar palamut aldık 17 liraydı 2 kişi bitiremedik. Onun dışında 30'lu M boy yumurta Migros'ta 27 lira, ben gidip Migros'tan yumurta almam, yaşadığın semtteki herhangi bir markete gitsen 30'lu yumurta 17-18 lira, ben 17 liraya aldım, L boy, biraz daha kassam daha ucuzunu da bulurum ama gerek yok. Ha kırmızı et pahalı, ona yapacak bir şey yok, hep pahalıydı zaten, tavuk da son dönemde artışa geçti ama onu ucuza kapatmak da kolay; marketten almak yerine kasaptan daha ucuza alınabiliyor, Metro gibi büyük marketlerde de nispeten daha ucuza alınıyor, oradan da toplu olarak alınabilir. Yani Migros'ta kilosu 25-30 lira olan tavuk göğsünü daha yerel marketlerde ya da kasapta veya toplu satış yapan marketlerde daha ucuza alabilirsiniz, ben genelde öyle yapıyorum. Bunların dışında bakliyatlar var. Bir paket nohut alıp yanında 2 tane yumurta haşlayıp yediğinde çok iyi bir antrenman sonrası öğünü olabilir; proteinse protein karbonhidratsa karbonhidrat, bunları da keşfetmek lazım. Ha tüm bunlara rağmen genele göre yine de pahalı değil mi? Evet pahalı ama sağlıksız beslensen o da pahalı. Bi kutu pizza alsan yine aynı parayı ödüyorsun, çok değişmiyor.

Sağlıklı beslenmekten kasıt nedir, o önemli tabii.

Şöyle söyleyeyim; geçtiğimiz kış maddi anlamda çok ciddi problemler yaşadım. Öyle böyle değil, bildiğin fakirdim açıkçası. Sadece evde yemek zorundaydım ve sebze, bakliyat ağırlıklı besleniyordum. Genelde internetten farklı tariflere bakarak yemek yapıyorum. Et yememe gibi bir durumum da yok aslında ama fakirlikten en ucuz yoldan lezzetli ve besleyici neler yapabilirim diye araştırır dururdum, oldukça da kolaydı açıkçası düzen oturtmak. Ha bilmiyorum bu arada tesadüf müdür ama hiç hasta olmadan geçirdim o kışı.

Food inc belgeselinin ana fikri buydu zaten.

Adam 1 kilo sebze alacagima tonla hamburger alir yerim diyordu.
Saglikli urunleri depolamasi tasimasi pahali. Bunu ucuzlatmanin da pek yolu yok, bu yuzden hormonlu tavuk yemek zorundayiz.

erikliye alışınca diğerlerine para veresim gelmiyor

çeşme

waterbox ile arıtıyom.

ne denk gelirse ama adı sanı duyulmamış markaları almıyorum.

Erikli

Munzur

musluk+brita

evde damacana olarak hayat, pet olarak sırma kullanıyorum. dışarda ne ucuz görürsem çok ucuzlardan olmamak üzere.

isyerinde abant ve sasirtici sekilde cok memnunum. evde erikli.

javsu veya aoç

arıtma cihazı suyu. en iyi su'dan daha iyi.

Önceden Erikli derdim Fuska içene kadar. Nitekim e-bebek tüm mağazalarında fuska satmaya başlamış. İçimi ne kadar yumuşak oradan sen anla.

Türkiyede içtiğim en güzel su Niksar Belediyesinin suyu. Görürsem bir yerde ilk tercihim o olur.

not: Tokatlı bile değilim. ama su çok iyi.

Sultan

Bizim mahalledeki ilkokula su satan bir şirket var. SuAda diye. MEB de sürekli bunları denetliyor. Öyle bir gün adam geçerken sordum eve de servisiniz var mı diye. Getiririz abi dedi. Telefonla adama çağrı atıyorum bir damacana getiriyor okula giderken :D Onu içiyorum. Üstelik epey ucuz. İnşallah musluktan doldurup getirmiyordur :D

Valla genelde Saka marka görürsem alıyorum. Erikli'nin damacana suyunu içiyorduk ofiste. Çeşme suyundan farksız bence. Bilerek kaçındığım markalar var, almıyorum. Erikli (abartılmış balon zaten), Damla, Çenesuyu, Sırmakeş. Özellikle bu dördünü bilerek almıyorum.

çeşme suyu içiyorum. kamp dışında dışarıdan da su almam. en son yaz başında cam şişesini kullanmak için damla diye bir markanın suyunu almıştım. dışarı çıkacağım zaman onu doldurup çantama atıyorum.

Çesme suyu+1
Disarida da neye denk geldiysem onu alıyorum.

Selam hocam ben ilgilenebilirim. Özel mesaj yolluyorum

adsl kullanıyorsan en ucuzu bile iş görür. fiberse fiber özellikli alman gerekir.

ayarları yapmayı biliyorsan alabilirsinn tabii.

@binder valla ben eski kafayım azcık, ayar falan bilmiyorum :) ama modem çok eskidi 8 senelik falan. Bi şekilde halletmem gerek

En ucuzu is gormez.

200 liralik asus sorunsuz senelerce isini gorur.

Edir: ayarlar konusunda adsl kullanici adini ve sifreyi bildikten sonra adim adim kuruluyo zaten. Bi de wifi adi ve sifresi belirledin mi tamam.

kablonet se kafana göre değiştiremezsin. adsl ise değiştirirsin ama modemin arayüzünü açıp ayarlarını yapman lazım. isp ni arayıp sor, olmadı teknik eleman yollasınlar.

kablonet ise öyle pek kafana göre olmuyor sanırım.

şimdi ben mevcut kurulu halde internetimi kapattım, 1 sene sonra aynı şekilde tekrar açtırdım.

yani herşey yerli yerinde.

buna rağmen dedim ki kuruluma gerek yok, herşey kurulu, beni boşuna bekletmeyin, aktif edin interneti oradan dedim. o öyle olmuyor beyefendi dediler.

adamlar geldi, sadece modemin arka tarafını çevirip, oradaki seri numarasını genel merkeze söyleyip o şekilde aktif olmasını sağladılar, bu yüzden kablonet olursa herhangi bir markayı alınca sorun yaşarmısın bilimyorum.

gerçi müşteri hizmetleri çok iyi, online olarak chat ile sorabilirsin ya da telefon edebilirsin.

yüzde 99.9 kablonet kullanmıyordun. o nedenle almışken vdsl destekli bir modem almanı öneririm.
kablonet için zaten seçeneğin yok. turksat kendi satıyor. mac id eşleştirmesi yapıyorlar.

Modem işinde airties en sorunsuzu. Tplink ve asus önermiyorum.

Sana önerim 2. El olarak ttnetin sözleşmeli olarak verdiği fiber modemlerden birini alman. Ben parası ile gittim 200 liraya asus aldım, saçma sapan sorunlarla uğraştım. Bayağı kişi de şikayet ediyor farklı farklı modemleri.

Anladığım kadarı ile modem üreticileri internet servis sağlayıcılara çok daha stabil modemler sağlıyorlar. Genel olarak zyxel ve huawei kullanıyorlar.

Benim evde superonline ve turknet var. Superonline'in modemi huawei, turknetin modemi zyxel. İkisi de 100 mbitte çalışıyor. Memnunum. Asus varken değildim.

Sevme Sanati uygun olur mu

Bir Allah'ın kulu da yazmamış mı :D

Marx, Engels ve Lenin'in tüm kitapları.

Özellikle Engels - Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni .

Lenin'in bir sözüyle bitireyim tavsiyemi: "Fahişelik bedeni kiraya vermekse, evlilik satmaktır."

alkali seviyeniz artar, idrar ph artar, her şeyin fazlası zarar, böbrek taşı oluşumu yapabilir

kabuk tarcın koy

sanmiyorum. gayet de saglikli olur aslinda. demir ve mineral emilimine katkisi olur. idrar ph'ini sagliga olumsuz olacak kadar alkali yapacak bir etkisi oldugunu dusunmuyorum. sonucta gunde 2 litre su icseniz 30-50 mililitre limon suyu koymaktasinizdir diye tahmin ediyorum. idrardaki etkisi onemsiz olur baska bir sorununuz yoksa.

bence devam edin. aksine limon suyundaki sitrik asit idrardaki sitrat miktarina pozitif etki ettiginden bobrek tasi olusumuna negatif etki edebilir.

limonlu caya takmistim bir ara, sonra baktim yer ayagimin altindan kayiyor gibi oluyor surekli, meger tansiyonumu dusuruyormus limon.

her şeyin fazlası zarar.

75 civarı tutar

Montumu 20den deri pardesümü 100den yaptı benimki

geçen kaşe kaban (çok uzun değildi) için 30 tl
abiye için 42,5 tl verdik

armut.com'a ihale açabilirsiniz

Bir modem bulup deneyin. Ama ayarlarini da yapmaniz gerek. Esasinda yapabilirsiniz, cok zor degil.

cmd'de ipconfig ile ip adresini gateway'ini öğren, sonra yine cmd'de ping "gateway ip adresi" -t komutuyla gateway adresini pinglemeye başla. ikinci bir komut satırı aç(cmd) oraya da ping 8.8.8.8 -t komutu yaz. iki pencereyi takip et, eğer 8.8.8.8'i pinglediğin pencerede kesinti olup diğer pencerede olmuyorsa telekom'a carla, yok gateway'i pinglediğin pencerede kesinti oluyorsa modemde sıkıntı var denilebilir.

aynı şey babamın evinde de var. dışarıdaki telefon kablosu fırtınada zarar görmüş temassızlık var diye telekom gelip yeni kablo döşemiş ve hallolmuş.

bence sen sadece b12 yi metilkobalamin türünden al gerisini öteki türlü halledersin. ama önce git ölçtür.

Male multiple mı? Ben kullanıyordum çok iyiydi de artık türkiye'ye gelmiyor diye biliyorum.

@bugünkü az önce eczaneciyi aradım sordum, elinde olduğunu söyledi. Gidip bir bakayım :)

Dikkat et tarihi falan geçmiş olmasın da ürünün kendisi iyi ben memnundum.

spora başladığımdan beri bu ürünü kullanıyorum (3 yıldır). kusursuza yakın ve diğer multivitaminlerle karşılaştırınca zaten içerik bakımından farkı ortaya çıkıyor. düşünmeden kullan.

ancak;

şuan piyasada bulamıyorum ben. yaklaşık 5-6 aydır kimsenin stoğunda yok. son kullanma tarihine bakmadan alma!

benim yeğeni bu ve fazlası şikayetle eğitmene götürdük. sıpa delirmeyi geçip heyecandan işiyordu bile, özellikle beni gördüğü zaman. eğitmenin söylediği hayvanın enerjisini atamadığı ve bu yüzden her gördüğü kişiden onunla oyun oynamasını beklediğiydi. köpek cinslerine göre günde asgari ne kadar hareket etmesi gerektiği az çok bellidir, köpeğinin ne kadar bir koşuya-oyuna ihtiyacı var ona göre program yapmalısın. günde kaç saat gezdiriyorsun, oynuyorsun, hayvanı yoruyorsun? ne yapıyorsan yetmiyor anlaşılan, arttırman lazım. hayvanı yor ve sosyalleştir.