Ekşi Duyuru

Levrek. Daha yağlıdır ızgarası güzel olur.

Yesilkoy Balikci Yuksel, S.Ahmet'te Balikci Sabahattin bu ikisi iyidir. Ama piyasada gercekten deniz cuprasi bulabilir misin? Ben hic sanmiyorum. Bence %90'i ciftliktir. Yine de lezzetlidir ama.

@dougsampson +1 Gerçek deniz çuprası bulman çok zor, neredeyse tamamı çiftlik ama lezzetleri serbest deniz çipurası kadar olmasa da güzel.
Levrek, kaya levreği veya akya deneyebilirsin.

Levrek +1

Bayiden bayiye, 70.000 liralık bir araba için 6.000 lira fark olduğunu yakın zamanda gördüm. Pazarlık mutlaka yapın. Oturduğunuz yerden bayileri arayarak "son fiyat ne olur" diye sorun. X bayi 52.000liraya veriyor, siz ne dersiniz gibi yöntemlerle pazarlığa sert başlayın. Farklı illerden de bayileri arayıp aynı yöntemle fiyat sorun, kısacası afedersiniz ama iti ite kırdırın. :)

Makul oranlarda indirim isterseniz "ben bir müdürümle konuşup size döneyim" sözünü duyarsınız. Ve döndüklerinde genelde istediginiz fiyata olur verirler. Hele ki nakit karşılığında alacaksanız 3-4 bin lira düşürmeniz mümkün.

bireysel kiralama başladı öneririm

otomatik değil, otomatikler listede multidrive s yazanlar. otomatik olacaksa bu şanzımanı tavsiye etmem. 62'ye sıfır micra öneririm. kullanımı çok pratik keyifli bir arabadır. o da toyota gibi japon ve sorunsuz. bir nebze daha fazla yakar ama şehir dışına çıkmayacaksa konforuna değer.

bireysel kiralamacılar her başlığa yazıyor, bir mal edinimi ile hizmet alımının farkını ayırmak bu kadar zor olmamalı.

bir de tebrikler gs hukuk gerçekten böyle bir hediyeyi hak ediyor :)

Bu konuda en çok Çorum'un ününü duymuştum. Çok da güzel araba bence :) Ayrıca kardeşinizi tebrik ederim.

kardeşinin istanbul'da yaşayacağını varsayıyorum, bazı kadınlar özellikle istanbul içinde düz vites külfetli geldiği için arabalarına dokunmamayı tercih edebiliyor, düz vites alıp da kenarda yatmasına sebebiyet olan çok duydum. trafik deneyimi var mı bilmiyoruz ama bi ihtimal sıkıntı çekebilir.

model olarak micra +1 diyorum, otomatiği de muadillerinden 10 bin lira daha ucuz.

Skoda Fabiá GreenTec 1000 cc olan otomatiğine bir bakın derim. Multimedia vs full bir araç. 1000 cc olduğuna bakmayın 115 beygir olması lazım. 68 e full otomatik vites sıfırını veriyorlar.

IFSAK kursunu öneririm. Kendim katıldım, hem teorik hem pratik eğitimleri oluyor. Zaman uygun olursa ayrıca sergi için gruplar var. Farklı sektörden pek çok insanla tanışma fırsatını değerlendirebilirsiniz.

fujifilmin bedava kursları oluyor. hatta sokağa çıkıp geziyorlar. c.tesileri karaköyde pazarları kadıköyde. hem lensleri filan da denersin.

ayçiçek yağı tadında birşey. çok kötü değil. ha bir kaşık ayçiçek yağı içmişsin ha devit3 içmişsin. zaten ilacın içeriğinde ayçiçek yağı var.

devit ler bazi ulkelerde yasaklandi iceriginde paraben oldugu icin

sabah aç karnına, kahvaltıdan en az yarım saat önce, bir parça ekmeğin üstüne damlatın komple. sonra onu mümkünse çiğnemeden yutmaya çalışın. prof. ahmet aydın tavsiyesiydi. ben böyle yapıyorum yılda 2 defa.

(bkz: ponzi )
(bkz: saadet zinciri)

www.webtekno.com
www.webtekno.com
www.webtekno.com

Ulan helal olsun :D 27 yaşında yeni yeni FADIL'lar yetişiyo :D

www.youtube.com

bu videoda çiftlik bank'ı kuran çocuk nasıl olduğunu anlatıyor. mutlaka izle, çok bomba. çocuk bu sistemi ilk internette görmüş. "yabancılar buna ponzi scheme diyor" demiş bir de videoda açık açık :D

başka ülkede yaşayamam.

bunu kuran adam bizim köylü, köşeyi döndü ciddi ciddi bu işi yapıyorlar ama işin içerisinde dolandırıcılık var mı bilmiyorum.

çiftliklerin içi boş çıkmış.

Adam yumurta ürettiğini söylüyor 4-5 tane korumayla poz veriyor neden koruyorlar bu elemanı inek teper falan diye mi korkuyorlar?
İnsanın doğası geregi gerçek olduklarına inanası geliyor , aslında işin içinde bir boklar olduğunu herkes seziyor ama neyse. Titan diyorum tahminimce değilse de güven vermiyor.

Evet var.
Düz vites alsın her ikisini de kullabilir.
Otomatik alırsa ileride düz vites araç kullanamaz onun farkını almak için yeniden kursa gidip kayıt olması gerekecek vs.

En mantıklısı düz vites almak.
Zaten 14 ders vermek zorundalar. Öğrenir alır ehliyeti.
Aldıktan sonra istediğini kullanır.

ehliyeti manuel olarak zorlansa da almalı, sonrasında zaten otomatik araç da kullanabilecek.

sınavda zorluk çeker ama ilerde rahat eder, manuel araç kullanmayı bilmek de önemli, gün gelir lazım olur.

Hiç duymadım, o kurs uğraşmamak için opsiyon çıkarmış olabilir. Manuel seçsin zaten otomatik viteste pek bir olay yok.

Otomatik kullanacaksa bile düz vites ehliyeti alsın dünya hali düz vites kullanmak durumunda kalır bi şeyler olur, benim kardeşim otomatikten başka kullanamıyor, düz vitesi verince mal gibi kalıyor adam 50 metre götüremiyor çok sefil bir durum bu. Kursta zaten düz vitesi öğrenene kadar ders veriyorlar, öğrenememe gibi bir durumu yok, sınav da eskisi gibi 5 dakika değil akıcı trafikte yarım saat kullanıyorsun, o şekilde alsın ehliyeti sonra istiyorsa yine otomatik kullansın.

düz vitesi öğrensin

ben otomatik aldım. düz vitesle uğraşmak yerine rahat rahat sınava girdim geçtim. hiç kullanmayacağım bir şey için neden çile çekeyim?

debriyaj vites ikilisi kadar gereksiz bir şey yok şu otomobil dünyasında.

apranax ya da majezik

arveles

En iyisi arveles

Arveles,advil.

Bol su icmedigin surece ciddi baş ağrısı yaşarsın.geçmiş olsun.

sık baş ağrısı nörolojik bir problemden olabilir.doktora git.ciddiyim.ağrı sonuç değil belirti.en kötü hiç birşeyin çıkmaz.nöroloja git.

öncelikle baş ağrınızın kaynağını bulmalısınız. örneğin, migreniniz varsa yazdığınız ağrıkesiciler hiç bir şekilde dindirmez ağrısını. sadece midenize zarar vermiş olursunuz.

onlar arsa değil tarladır. arsa almak istiyorsan emsal ve gabari değerine bakacaksın.

Şuraya baktın mı, millet burada yazıyordu:

iskolig.com

www.memurlar.net

buaya bak.

Bende var aynısı. Çantası satılıyordu sanırım ayrı olarak. Onu alırsanız belki daha kolay olur ama küçük bir şey değil yani. Kaldırıp indirmesi zor. (Kadınım ama güçlüyümdür.) Arabanın bagajına koyarken sıkıntı oluyor diye bagajda bırakmaya başladım ben mesela.

Ben kabin bagaji boyunda bavulla sari dolmusa bikac kez binmistim, sorun olmamisti.

Binilir sorun olmaz. Olmaz umarım yani binen biniyor.

Sen bunu katlaninca naylon torba kadar oldugunu dusunup oturdugum yerin onune koyarim diyorsun ama ufacik dolmusun icine zaten 7 kisi sokuyor adam ve bunu koyabilecegin tek yer kapinin onu,bir ihtimalde sevgi cicegi bir dolmuscu bulabilirsen bagaj kismi,muhtemelen onada para isterler senden.bunu katlayip,adama laf anlatip,milletin ofunu pufunu cekecegine,normal bisiklet al,o 7-8 dakikalik yoluda bisikletinle yap.
Birde bunlari kullanmak gercekten zor,ya da bana zor geldi,pinemedim falan.pinilmiyor.kocamaniz.genel gordugumde herkesin katlanmis balkonda,komurlukte duruyor,kosu bantlari gibi,binebilenlere canfeda tabi.

multivitaminlerde bahsedilen oranlardan vücut yeterince verim alamıyor, emilim gerçekleşmiyor. bu yüzden beslenmenizi düzenleyerek alacağınız fayda çok daha yüksek olacaktır.

Kullanmıyorum, tamamen para kaybı. Onun yerine meyve yiyorum. Sen de ye. Trabzon hurması bir numaram şu sıralar.

ben ne zaman kullansam grip olduğumda, direkt kendime gelmeye başlıyorum. iyileşme süreci bitmeden bırakınca da bir anda düşüyorum. yani bayağı etki ediyor bende. yine aynı şekilde bıraktığımda, kullandığım zaman zihnimin daha da keskinleşmiş olduğunu farkediyorum.

supradyn kullandığım multivitamin.

Ben de kullanıyorum ama her zaman değil çünkü iyi beslendiğiniz zaman gerçekten gerek olmuyor. Öyle durumlarda yalnızca balık yağı ve d vit alıyorum( eksik olduğundan). Ama eğer o gün pek bir şey yememişsem ya da kötü beslenmişsem alıyorum. Test yaptırdım tüm değerlerim iyi çıktı demek ki iyi geliyor. Ben vitbalance kullanıyorum.

Balık yemediğim için sürekli balık yağı alıyorum. Kışa girmeden önce test yaptırıp ona göre ekliyorum. 3-4 tane eksik çıkıyor genelde. Spordan sonra da magnezyum alıyorum rahatlatıyor.

'Sağlamlığı ile ünlü araba markası' yaklaşımını bence terk etmek gerek. Hyundai'nin, Mercedes'inkinden fazla puan alan modelleri olabiliyor. Seçimleri belirleyip kendi aralarındaki güvenlik kıyaslarına bakmak gerek. NCAP'ın duyarlılığı da biraz düşük bu arada, 5 yıldız almayanı dövüyorlar. IHSS gibi ek derecelendirmelere de bakmak iyi olabilir. Son olarak, uygunsuz hızlarda çarpmalarda hiçbir araç güvenlik vaat edemez ve 'arabam sağlam' düşüncesi sizi limitleri zorlamaya itmesin. Bu bakımdan davranışınız değişecekse güvensiz olduğunu düşündüğünüz araca binmek daha iyi bile olabilir 'kaza ile sonuçlanma' yüzdeleri olarak.

skoda ilk üçtedir bence.

ncap bir kriter olsa da çok da önemsememek lazım. bunu abd'de nhtsa için testler düzenleyen bir laboratuarda 1 ay zaman geçirmiş biri olarak söylüyorum. çarptığın hız, çarptığın açı ve çarptığın yer ölümle kalım arasındaki ince çizgiyi belirler.

saab

Tesla'nın arabaları bildiğim kadarıyla güvenlik testlerinin tamamından tam puan aldı.

saab, audi, tesla, bmw bence sağlamlıkta zirve yapan markalar.

hayırlı olsun. gran turismo sport.

onun haricinde driveclub var.
www.playstation.com

ps3 zamanından hatırladığım en zevkli ralli oyun world rally championship ti tavsiye ederim kesin yeni versiyonları da gelmiştir

Dirt Rally
Dirt 4
GT Sport
Project CARS 2
Driveclub

Bence fiyatına göre gayet güzel. Severek yiyorum.

Tatlı konusunda standart gözetmeksizin her şeyi gömen biri olarak ben beğenmiyorum. Yemekhanede veriyorlardı, o yüzden her çeşidini denedim; çoğunun gideri bile yok.

Bim'deki trileçe bu konuda gördüğüm en f/p canavarı. Bi de oğlu'lu bi marka vardı sanırım, o da fena değil. But i said eker no dedim.

bim'deki "oğlu"lu marka osmanoğlu.

eker'in sütlü tatlılarını gayet beğeniyorum.

bim!deki osmanoğlu çok tatlı, insanın boğazını yakıyor. eker daha makul.

Yemese f/p aramam. Lezzet ararim. Eker maalesef kotu geliyor bana.

ekerin tatlılarını beğenmiyorum, bimdekileri de öyle. şok marketteki sütlü tatlılar mado tarafından üretiliyor. onları deneyin derim. özellikle supangle baya iyi.

uygulama çerezlerini temizleyin instagram youtube tarzı çok tutan özellikle. benim assu tablet de öyleydi yer varken yok derdi.

aslında 3. değil, 2. havalimanı, çünkü atatürk havalimanı kapatılacak.

o dönem kıyameti kopardı duyarlı insanlar. ama bu milletin ... koyacağız diyen iş adamlarına rant için, ihaleden pay alanlara rant için... ne desek boş.

hangi basın? reza'nın tapeleri çıkmak üzereyken "yeni 17-25 aralık tezgahlanıyor" diyen basın mı?

tüpçünün medyası... acunun medyası... bak sana darbe gecesi destek verdik doğanın medyası...

halkın zaten umurunda değil; ağaçmış, çiçekmiş, kuşmuş...

yazık ki ne yazık.

Gizli olmadı, yalnızca sosyal medyaya yansıdı tabi ve Sözcü, Cumhuriyet gibi gazetelere yansıdı. Kıyamet de koptu. Ama kıyamet kopsa ne olur? Hangi basından bahsediyoruz ayrıca?

Almanya bu havalimanını istemiyormuş, Lutfhansa korkuyormuş gibi safsatalarla havalimanına karşı çıkana vatan haini muamelesi yapılıyor. AKP'nin yaptığı herhangi bir şeyi muhafelet edip vatan haini olmak bedava bildiğiniz gibi.

O bölge konusunda en dikkat çekici fotoğrafı Randy Bresnik uzaydan paylaşmıştı. Gerçekten içim burkulmuştu.

Bu arada Anadolu yakasında da havalimanı yapılabilecek gibi düz ve boz alan da yok. Kalan yerler hep orman. Zaten Sabiha Gökçen'de de genişletme çalışması var.

Çok mu gerekli havalimanı sorusuna da şöyle cevap verebilirim, İstanbul'un daha büyük bir havalimanına ihtiyacı var elbet ama bu kadar büyük ve tahribe yol açacak bir havalimanına ihtiyaç var mıydı orası tartışmaya açık. Kaldı ki havalimanının yapıldığı yer ciddi şekilde şehir merkezinden uzak, ulaşım konusu nasıl çözülecek bakalım. Atatürk Havalimanı Manhattan'daki Central Park gibi parka dönüştürülsün kampanyası vardı, hiç sanmıyorum ama belki öyle bir şey olur da bir nebze telafi olur.(Hayalperestlik tabi bu)

İstanbul için 500 kişinin çalıştığı, içinde akademisyenlerin de bulunduğu ekip tarafından hazırlanıp daha sonra çöpe atılan çevre düzeni planında aslında Silivri tarafına yapılması düşünülmüştü. Ama maalesef politika, rant vs. vs.

tepkisini gösterenler elbette oldu ama sesleri duyulmadi yeterince.

klasik solcu tepkisi olarak değerlendirilip "bunlar zaten köprüye de karsi cikmislardi" diyenler galip geldi maalesef. o koprulerin simdi nasil sorunlar oluşturduğu en iyi İstanbullular biliyor.

İstanbul ve hatta turkiye için bu kadar önemli olan yeşil alanlarin katledilmesi uğruna böyle bir havalimaninin yapilmasi, sadece "diktatör olunduğunda yapılacak şımarıklıklar" arasında olabilir ki zaten yer secimi filan havadan helikopterle yapilmis, insaati yapacaklar zaten en basta belirlenmiş, güzelim araziler birilerine peskes cekilmis ve karsi cikanlarin susturulması için her sey yapilmistir.

o havalimani yapilacagina, corlu havalimani - ataturk havalimani - sabiha gökçen ve Kocaeli cengiz topel havalimani arasina hizli demiryolu yapilsa ve uçuşlar bu bölgelere paylastirilsa daha iyi olurdu.


hatta, böyle buyuk bir havalimaninin İstanbul'a değil de Kayseri'ye, Yozgat'a yapilmasini tercih ederdim ben. cunku İstanbul'a gelenler de zaten bir başka yere uçmak için geliyorlar. madem bir başka noktaya uçulacak, neden İstanbul gibi arazi bakimindan yetersiz bir yer seçildi?

2019'da akp'nin ve akp genel baskaninin başkan (?) seçilememesi sonrasında başlayacak süreçte, bu havalimani ile ilgili süreç sona erdirilmeli, havalimanina onay veren herkes yargilanmali ve gereken cezayi almalidir.

bu yargılama sadece konu havalimani için değil, yavuz sultan selim koprusu, Osmangazi koprusu, kuzey Marmara otoyolu ve İstanbul-izmir otoyolu, sehir hastaneleri gibi konularda da yapilmali, gerekirse (ki bence gerekir) tum bu varliklara "kamu adina" el konulmalidir.

turkiye'nin varliklarini elden cikarmanin disinda, gelecek kusaklari da daha dogmadan borçlu hale getirenler, bunun cezasini mutlaka çekmelidir.

bana kalırsa saçma sapan bir proje.

zaten atatürk havaalanının 2 saat açığında çorlu'da bir havaalanı var. günde bir uçak iniyor, bir uçak kalkıyor. o kadar. lazımsa bir terminal binası yapıp kullanılması mümkündü.

dahası, yurtdışı yoğunluğunun bir bölümünü ankara ve izmir'e dağıtmak ve atatürk'ün yoğunluğunu hafifletmek ve kullanmak mümkündü.

ama bize dev proje lazım. inşaat lazım, bir yerlere beton dökmemiz lazım. sulak alan lazım değil, beton lazım bize.

for the record + 1

Aslında bayağı ses çıktı ve uzun süre de ses çıktı ama en az bir muhalif bir yayın organını sosyal medyada takip etyprsanız veya Ekşi Sözlük gibi kanallardan gündem olduğu bir iki gün uzak kalmışsanız kaçırmışsınızdır. Yayın üstüne yayın yapıldı, en kötüsü de Minarlar ve Mühendisler Odası'nın havaalanının planının tehlikeli bir yer olduğu üzerineydi. Atatürk Havalimanı'na göre göçmen kuşların daha işlek bir geçiş bölgesi ve kuşlar da uçaklar için önemli tehditlerden biri olarak gösteriliyordu.
www.diken.com.tr

Bunun dışında başka bir büyük eleştiri de Atatürk'ün verimsiz kullanılması ile ilgiliydi. Heathrow en bariz örnek olmak üzere daha küçük havalimanlarının verimli kullanıldığı bir kapasitede çok daha fazla yükü kaldırabileceğini söylüyordu. Havalimanı işleyişinin "Bu şekilde yaptık, işliyor. Değiştirirsek kaos doğar. Şu anda domino taşı gibi, gbi her şey hassas" denerek engellendiğini belirtiyordı. Ana yazıyı bulamadım ama bu da ından esinlenilmiş ya da ona esin kaynağı olmuş.
www.birgun.net

Çıkan detaylardan aklımda en vurucu olan bunlardı. Ben havalimanı ya da uçak uzmanı değilim. Söylenenlere doğru ya da yanlış diyemem ve konuyu bir ton benzeri yolsuzluktan, ranttan ve gereksiz diğer çevre katliamı icraatlardan bağımsız baksam bile olduramıyorum. Türkiye'nin bir hub olmasını ve bunun da gelişme şekillerinden biri olmasını isterim ama böyle "Ben yaptım oldu"larla, rantlarla değil.

zibilyon yıldır veriliyor bu paralar, hiç bahsettiğin yolla sızan bir talihli gördün mü?olmayacağı anlamına gelmez diyorsan geçen senenin talihlisi hangi banka müdürüyle gitmiş notere onu öğren onunla git tahsilata.

birisinin az maaş alıyor olması onu potansiyel hırsız mı yapıyor? ya da çok çok ünlü avukatın çalmama ihtimali az maaşlı banka müdürüne göre daha mı az ? kaldı ki süreç önce banka olarak işlemeden de tonla yöntem var.

1 ocak 2018 akşamı baktın ki biletinde büyük ikramiye var. aklını vs kaybetmeden hemen önce biletin arkasını çeviriyorsun, arka tarafa adını soyadını ihtiyaç duyarsan kimlik numaranı yazıp imzalıyorsun. sen bunu yaptıktan sonra o bilet başkası tarafından tahsil edilemez.

bunları yaptıktan sonra sabah hemen notere koşmuyorsun tabi. neden? çünkü 1 ocak resmi tatil. bekle 2'si olsun. 2 ocak 2018 günü notere gidiyorsun, noter ile bizzat görüşmek istediğini söylüyorsun, noter katibi seni noterin odasına alıyor ve noterin masaya çıkartıp vuruyorsun; bileti.

sonra noter işlemleri başlatıyor, biletin sana ait olduğuna dair bir belge düzenliyor.

sen de bu belge ile birlikte bankalarla görüşmeye başlıyorsun. sana sunduğu fırsatlar vs neler, sana özel bir faizlendirme yapacakları vb bunları konuşuyorsun.

sonra anlaştığın banka şubesinin müdürüne elindeki evrakların bir örneği ve bileti sunuyorsun, bu sırada da teslim tesellüm belgesi alıyorsun. sonra da o şube müdürü gidip senin adına bileti milli piyangodan ciro ediyor ve vergi vb kesinti yapıldıktan sonra kalan tutarı hesabına geçiyorlar. sen de artık eşek değilsen banka müdürüne 3-5 bişiler ateşliyorsun.

@fakirpislik

Hırsız demedim bu arada banka müdürüne veya notere.Kimliği afişe ederlerse diye endişe duydum.:)

kimliğin illa ki afişe olur notere gittiğinde sadece noterle görüşsen bile noter çalışanları anlarsa ki gayet olası bir durum birilerine söylerler böyle bir konu o kadar hızlı yayılır ki şaşırırsın. yani kimliğini saklı tutman hem zor hem de biraz şans.

@fakirpislik06'nin dediği yol en mantıklısı.

ama ben bankaları gezip de fırsat vs öğrenmem. para elime geçtikten sonra banjka müdürünü ve noteri üç beş görebilirim.

ardından parayı kardeşlerim arasında eşit bir şekilde bölerim. herkes istediği arkadaşına, eşine dostuna yardımcı olsun.

göreceğim arkadaşlar var. kimine kepçeyle, kimine kaşıkla...

@basubadelmevt

kurduğun kolerasyon alakasız o zaman. banka müdürü çok kazanmıyor bu yüzden boşboğazlık yapar mı?

boşboğazlılık ile az kazanma arasında bir bağ? :)

kaldı ki 15 milyon TL paran var. müdür duyurmasa sen zaten harcamaların vs ile dikkat çekeceksin. en basitinden bir ev bir araba alsan akrabalar diyecek nereden geldi bu para yeğenim diye. ortamlarda kredi çektim mi diyeceksin? :)

banka müdürü bileti alıp tahsile giderken bana da hesap açar, cüzdanı da elime verir. ondan sonra istediği kadar içlesin. bana değil bankaya girer.

Her sene olduğu gibi çeyrek bilete çıkar, vergileri de düşersen yaklaşık 13,72 milyon lira cebine girecek. Müdür istediğine söylesin. Böyle bir parayla Türkiye'de kalmayı düşünmüyorsun di mi ;)

10 hafta verdiyse 9. hafta başlanabilir, uymayacak olsa 10 hafta demezlerdi. tatil planım vardı zaten bu süre iyi oldu diyip teşekkür etsin.

biri bana 10 hafta içinde gel başla derse ilk hafta da gidebilirim diye anlarım. 10 hafta sonra dememiş, 10 hafta içinde demiş.

Valla bana eksi puan olur gibi geldi. Eğer gezi planları parası ödenmiş geri dönülmez bir pozisyon da değilse iptal edin gitsin. Ha iş çok elzem değil ben yine bulurum zaten çok istediğim bir firma değil kafası varsa gezin sonra başlayın.

neden eksi puan olsun, gidin yapın tatilinizi bir daha böyle boşluğunuz olmayabilir

@himmet

Çok şükür bizimde Türkçemiz var,kastedeleni anlayabiliyoruz.Daha önce tecrübesi veya fikri olanlardan isin olurunu soruyoruz.4. Hafta baslansa iyi olur veya 9. Hafta basla bisi olmaz gibisinden.

Ben olsam açık açık konuşurum, benim şöyle planlarım var.
Belgeleri toparladıktan sonra hemen işe başlayabilirim ancak yaptığım planları bozmak istemiyorum. Ya sene sonu hak edeceğim izinden düşerek ya da maaştan keserek bu tatillere gitmeme izin vermeniz halinde hemen başlamak istiyorum derim.

acil ihtiyaçları olsa derlerdi "3 hafta içinde başlayabilirsen iyi olur ya da x tarihinde başlasan olur mu?" diye. 10 hafta süre vermişler demek ki 10 hafta onlara uygun bir süre, bir aceleleri yok. siz ister 1 hafta sonra ister 10 hafta sonra başlayın.

sonuç olarak arayın 10 hafta sonra başlayacağınızı bildirin. eğer bir itiraz gelirse o zaman tekrar düşünürsünüz

@ azeriturku

10 değil de 7 hafta bizi kurtarıyor şu an.Ben şu an evden çalışıyorum,planlarımızı öne çekebiliriz.

hiç de kötü durmaz direkt izah edip başlayaağınız tarihi net olarak iletin yeterli olur

planlarınızı öne çekmenize gerek yok, arayıp şu tarihte işe başlayacağım deyin, bu kadar.

metro ile gayrettepe. metrobüs ile merter, metro ile havalimanı.

bu güzergah yaklaşık 45 dakika sürer. taksi yerine bunu tavsiye ederim.

6buçuk gibi leventten metroya bin. yenikapıdan aktarma ile git.

Unutmuşum ya, valizim filan çok,arabayla gidicem kesin.Aracı bırakıcam orda hatta.

thy ise, yurtdışı için uçuştan 1 saat önce, yurtiçi 45 dk. önce orada olmalısın.
ben olsam 5.30 da çıkar tem'den yardırıp basın ekspresten giderdim. 6'da orda olursun. araba park et vs. 6.30 gibi check in yaparsın.

Hafta içi gideceksen en az 45 dakka önce çık bence. Hafta sonu biraz daha az yoğun oluyor E-5. Yarım saatte gidersin normalde. Hatta o kadar bile sürmez.

Bana uzak bir dusunce. Cocuk cok severim. Altini degistirir, uyutur, parka goturur, yemek yedirir, oynarım onunla. Evlilik cocuksuz olmaz bence.

Kadınım ve büyük oranda sizin gibi düşünüyorum.
Bu konu üstüne kitaplar da okudum, yalnız yaşamak (bekar olmak), çocuksuz hayat vs üstüne. Toplumda hala tabu bir mesele olarak bakılsa da ben çok normal bir düşünce olduğuna inanıyorum. Etrafımda çocuğu olmayan kadınlardan çocuk isteyen, bir gün olacak diye bakan tek bir kişi biliyorum hatta.
Evlensem de istemeyeceğimi biliyorum.

Edit: Bir süre önce bir terapiste gitmiştim. O da bana "mantıksızlığa karşı aşırı tahammülsüzlük" sebebiyle zorunlu olmadığım sürece çocuklarla vakit geçirmememi söyledi hatta, o şekilde yaşıyorum.

Çocuklu bir hayat düşünemiyorum. Tamamen aynı fikirdeyim.

10 tane çocuğum olsun istiyorum.

Sukurler olsun yalniz degilim.
Cocuk sevmiyorum, cook yakinim olursa 1-2 saat idare edebiliyorum.
Tahammulum yok, sevgim yok, ilgim yok. Her insan (ozellikle her kadin) cocuk sevecek diye bir sey yok bence.

psikolog değilim. ancak annenizle babanızın boşanmasının sizde ciddi bir travma yarattığını düşünüyorum. çocuğu olmayan birinin "iyi ki çocuğum yok" demesini, yani bunu düşünmesini -hele ki hergün- normal bulmuyorum. çocuğunuz yoksa zaten yoktur. siz örneğin iyi ki bir uçağım yok. olsaydı her ay trilyonlarca borcum olurdu diye hergün oh be! diyor musunuz? demiyorsunuz çünkü çok basit. bir uçağınız yok. olmayan bir şey de doğal olarak aklınızı kurcalamıyor.

öncelikle siz bence bu olayı kendi beyninize şaşmaz bir "çocuk olmadığı için rahatlama, özgür hissetme, bundan mutlu olma ve dolayısıyla çocuk istememe" mantığına yerleştirerek aslında çocuk sahibi olduğunuzda aynı şeyi çocuğa yaşatma korkunuzu gizliyorsunuz.

bu örnekte siz hem annesiniz, hem babasınız, hem çocuksunuz.

annesiniz çünkü annenizin yıllarca sizin için yaptığı fedakarlıkları görüp bütün yorgunluklarının nedenini kendiniz olarak almışsınız. içten içe bir suçlama var belki. o fedakarlıkları yapmak, o yorgunluğu yaşamak istemiyorsunuz. annenizin yerine kendinizi koyarak onun sıkıntılarına ortak olmuşsunuz. bu yüzden bir çocuk sahibi olmak istemiyorsunuz.

babasınız çünkü erkeksiniz. babanızla ilgili bir şey yazmamışsınız. bu da olayın o tarafının daha da travmatik olduğu kanısını uyandırdı bende. belki nefret ediyorsunuz. ancak suçlayıp kızdığınız kesin. çocuğunuz olursa suçlayıp kızdığınız adam olacaksınız. belki nefret ettiğiniz adam olacaksınız. belki size uzak kalan, sizi umursasa bile en önemli anlarınızda yanınızda olmayan adam olacaksınız. o çocuğa belki siz de aynı şeyleri yaşatacaksınız. oldukça mühim bu faktör bence bu istememenizde...

son olarak siz çocuksunuz aynı zamanda. bütün bunları siz yaşadınız. siz babasız kaldınız, arkadaşlarınıza anam babam ayrı derken utandınız, birarada olan çocukları kıskandınız. hep bir şeylerin eksikliğini hissettiniz.

bence siz çocuk sahibi olmak istemiyor değilsiniz. bundan normal olmayan bir şekilde korkuyorsunuz.

bence bir terapiste gidin. hani belki çok önemli bir sorun değil ama mutlaka yaşamınızın bazı alanlarında daha bu yapının etkileri vardır. rahatlarsınız.

Ben de sevmem ama her güne yaşasın çocuğum yok diye uyanmam. Biraz abartıyorsun ve tepkilerinden dolayı normal değilsin. @asethuan gibi düşünüyorum ben de

29 yas erkek.

Cocuk kesinlikle istemiyorum ozellikle bu ulkede. Anne ve baba cocugun karakter gelisiminde bir yere kadar etkili. Eninde sonunda arkadas cevresinde fenerbahce manyakligi ne kadar sigara icerse o kadar asi havali olacagi yanilgisi kadinlari meta olarak gorme gibi etkenlerle sarili buyuyecek. Fanus icine de koyamayacagimdan kesinlikle cocuk istemiyorum. Belki bir gun guzel bir ulkede guzel bir sehre tasinirim. Iyi bir isim olur o zaman evlat edinirim

Su cocuksuz ve bunu istemeyen 30 yas ustu insanlarla bulusup arkadas mi olsak?

+1
Beslenmesi, eğitimi, toplumu....vb düşününce (büyük bir ihtimal) embesil olacak bir bireyi yetiştirmeyi; o bireye hayatımı harcamayı mantıklı bulmuyorum. Çevremde embesil olmayan, umut vadeden bir çocuk göremedim henüz (yeğenlerim dahil). Ortalama bir insan olduğum için benim çocuğum da embesil olacaktır.
Fakat, kadınlarda 30 erkeklerde 45 sonrasında bir üreme çılgınlığı geliyor. Onu nasıl atlatıcaz bilmiyorum.
30+ er
Ana baba ayrı değil.

mantıklı sebeplerle çocuk istemiyor olabilirsiniz, travmanız vardır ya da ne bileyim çocuk sevmiyorsunuzdur bütün bunlar çok normal ama çocuk olmadığı için her gün uyanıp şükretmek pek normal sayılmaz, çocuk yoksa yoktur, siz istemiyorsanız da olmayacaktır. çocuğa kanser muamelesi yapmanız çok acayip.

Bana da saçma geliyor.
Özellikle de, kendince bunu modernlikle bağdaştırıp çocuk olayına karşı olanların evlenir evlenmez çocuk yapıp çocuğun b.kunun bile fotoğrafını paylaşmaya başlaması ve önceden tam tersini söylediklerine bu sefer de siz de evlenin çocuk yapın demeye başlamaları durumunun tanımını şu an yapamadım. Kendi adıma benim asıl anlamadığım şey, hâlâ soyun tükenmesi riski varmışcasına 4-5 çocuk yapanlar. Yahu, 1-2 neyinize yetmiyor? Durumu çok iyi olur, 1-2 çocuk yapılır o da istenirse tabii. Evlenince mutlaka çocuk yapılacak diye bir anlaşma maddesi var da ben bilmiyorum belki de. Özetle, benim anlamadığım nokta şu üreme çılgınlığı biraz da.

Neyse, senin çıkış noktan belki bu bahsettiğin durumunuz olabilir ama neticede yalnız değilsin.

Çocuk istememek normal.
"İyi ki çocuğum yok" diyerek güne başlamak, çocuğu olan arkadaşları eleştirmek, çocuğu olanlara/isteyenlere kafayı bu kadar takmak hiç normal değil.

23 yaşındayım, annemle babam 17'den beri ayrı ama birlikte oldukları dönemde de babamı evde pek göremezdim açıkçası, annemle ve onun ilgisiyle büyüdüm diyebilirim. çocukluğumdan beri çocukları çok seviyorum ve çocuk sahibi olma fikri hoşuma gidiyor ama yaş ilerledikçe "lan sen kim, çocuk büyütmek kim? kendini büyütemiyorsun daha" şeklinde düşünceler daha ağır basıyor. hani hakkıyla altından kalkabileceğimi, sevdiğim insanla birlikte dünyaya mutlu bir bebe getirebileceğimi bilsem böyle bir şey yapmayı gerçekten isterim. hep istedim. açıkçası "benim gibi" olmasından pek çekinmiyorum - ben her şeye rağmen bu işi iyi kotardığımı ve genel anlamda nispeten mutlu, şanslı ve "olmuş" biri olduğumu düşünüyorum. benim gibi büyümüş bir çocuğun hayattan çok da şikayet etmeye hakkı olmazdı sanırım. amma gelgelelim, çocuk büyütmenin benim düşündüğüm gibi bir şey olmadığından da eminim. sosyal hayat sıfır. mental ve duygusal olarak çok daha güçlü olman, sürekli ama sürekli hiçbir bahane olmaksızın bebeyle ilgilenmen, maddi anlamda da gereken imkânları sağlayabilmen lazım. hepsini geçtim işin içinde eş de var. hani ayrılık bir yere kadar sindiriliyor da, ben çocuğumun anasıyla ayrılmak zorunda kalsam kafayı yerim herhalde. birlikte çocuk yapmışız. çocuğa bakıyosun aklına o geliyo falan. öyle bi şey çok ağır gelir bana, bundan korkuyorum çok fazla.

o yüzden böyle düşünmene çok şaşırmadım ben. her ne kadar evlilik ve çocuk yanlısı olsam da, bunu istememenin istemeye kıyasla daha normal ve cazip olduğunu düşünüyorum. manevi olarak süper bi' şeydir tamam da insan niye kendini en az 16-17 sene sürecek bu mental ve duygusal yoğunluğun baskısı altına alır, niye gençliğini başka bir insanın üretim süreciyle uğraşarak harcar ki. düşünsene gece uykundan uyanıp gazı var şusu var busu var diye doktora götürüyosun. 16 yaşında justin bieber'a kim daha çok aşık diye arkadaşıyla kavga ediyo. tövbe biss. bu ne biçim yatırım yav.

aynı şeyleri yaşadım, aynı şekilde düşünüyorum. birkaç yıl peşinden geliyorum.

32/e

Arkadaş ve hobi gruplarımdaki evli erkekleri hep kaybettik bir noktada. Evlilik + çocuk çok fazla vakit ve para yiyor. Olaya tamamen soğumuş durumdayım.

Traveller +1 ayni seyi dusundum ahaha

Ben enpara ile yapıyorum hepsini.
Tek bir yerde bile problem yaşamadım.

kredi kartını otomatik ödemeye alsan?

@sta
Sirf sebebim odeme olayi degil aslinda.Kredi kartina yatirdigim parayi nakit paradan cok daha kolay harciyorum herkes gibi.Bu da baya acık oluşturuyor,internet için tutuyordum sadece.

Banka yani debit kart her yerde geçmiyor malesef. Air Moldova'nın sitesinde banka kartı ile alamadığım bileti aynı bankanın kredi kartı ile alabilmiştim.

Bir de banka kartı ile araba kiralayamazsın. Daha genel anlamda provizyon ve bloke gerektiren durumlarda banka kartı kullanılamıyor.

Ben hayatımda kredi kartı kullanmadım. İnternetten alışveriş yapıyorum, uçak bileti de dahil bir sürü şey aldım banka kartıyla. Banka kartının geçmediği sitelerde de imkan varsa havale ile ödeme yapıyorum. Banka kartı geçmeyen sitelerde havale imkanı da yoksa babamın kredi kartıyla alışveriş yaptığım olmuştu ama yıllardır en fazla 2-3 kez olmuştur bu da.

yeterince nakitiniz oluyorsa ve de araba kiralamiyorsaniz kapatabilirsiniz.

İngilizce fiction ya da sevdiğin alana göre non-fiction bir şeyler al oku. Yani spesifik kelime çalışması değil de bol bol okuma yap bu saatten sonra.

edit: YDS 90 iyi ingilizce bilgisi ölçüsü değildir bana göre. Advanced diyebileceğimiz bir seviyedeyse zaten spesifik bir alan olmadıkça kelime sıkıntısı çekiyor olmaman gerekiyor. Yani kelime sıkıntısı belki de uzmanı olmadığın çok spesifik bir context olunca karşına çıkıyordur. Eğer bu senin kendi alanınsa ya da neyse artık o alan ona göre bol bol okuma yapabilirsin.

Mesleginle ilgili akademik makale oku

Spesifik olarak ilgini çekebilecek konularda The Economist okumanı öneririm, advanced kelimeye doyarsın.

GRE sinavina hazirlik icin kaynaklara bak. Baya kazik kelime vs. bulacaksin. Ancak akademide degilsen ve gunluk hayatta kullanmayacaksan bu ogrendigin kelimeleri eninde sonunda unutursun bosa izdirap yani.

Fake hesabı varmış duyuruda ama nicki unuttum.

@acemi

Düzgün araba yok. Hiç biri güvenli değil yeterince.

Vergiyi düşürse mi?

www.gazetevatan.com

Düşürmeyi bırak artıyor, daha da artar böyle.

Bu arada güvenlik ve görece ucuzluk istiyorsan dandik İtalyan ve Fransız arabalarını bırakıp Japonlara bakmanı öneririm.

bi yerde patlayacak diyemiyoruz.. orta sınıfta kalan biraz para var o daha erimedi. alt sınıf zaten fakir de orta sınıf tam fakirleşmedi. orta sınıfın fakirleştiği zamana da bi 15-20 yıl var. o zaman akp tam anlamıyla gitmiş olur. en azından koalisyon olur. ondan sonra türkiye başlar yükselmeye ama elde enkaz varken kendini toplaması çok uzun yıllar alır. durum bu. çok saçma bi döneme denk geldik biz gençler.

tepki olmasa kazık gibi mtv ödenecekti. devlet alacağı vergiden vazgeçer mi? ellerinden gelse ötvyi yüzde100 yaparlar normal araçlar için.

2014 fiesta satıyorum. Dizel. Titanium. 45.000tl

Euro n cap 91 puan.

türkiyede araba fiyatlarının düştüğü hiç görülmemiştir sanıyorum. noktasal indirimler dışında. böyle de gider.

Rezalet başka bi şey değil. Hani hiçbir açıklanabilir yanı yok. Bir poloya 200.000 isteseler de 50-60 isteseler de aynı derecede şaşırırım. Çünkü kabul edilebilir sınırı aştı araba fiyatları saçmalık boyutuna ulaştı.

2008de 23.000e aldığımız 2000 eski kasa passat şuanda 40.000 tl. Yani çüş.

Neyse... Malesef durum bu. Tavsiyem ise mazda 3. Mazdadan kesinlikle şaşmayın.

sen iktidara geldiğinin iki katı ötv alan adamlara %50 oy verirsen, onlar da vergi kazığını dibine kadar sokar.

o değil de, yakında bir ötv zammı daha patlar, fiyatlar daha da yükselir.

Bu verginin düşürülmesi hükümet ve devletin ekonomisinde kayda değer bir eksi olacaktır, vatandaşın da sesi yeterince çıkmıyor bu durumda neden değiştirsinler?

2006-2009 model arası volvo s60 2.0T lpg li bak, memnun kalırsın

Mesaj attım hocam.

- Novi Sad: Güzel şehir, trenle ulaşımı çok kolay ve konforlu. Petrovaradin Kalesi kesinlikle görülmeye değer

- Sremski Karlovci: Novi Sad yakınında. Şu meşhur Karlofça Antlaşması'nın yapıldığı yer. Antlaşma anısına Barış Şapeli yapmışlar. Çok şirin güzel bir kasaba.

- Subotica: Macaristan sınırında bir şehir. Çoğunluk Macar ve Katolik Hristiyan. Her yerde Macarca yazılar var. Bu nedenle diğer Sırbistan şehirlerinden çok farklı. Belediye Binası, Modern Sanatlar Müzesi mimari olarak çok enteresan, Barselona'daki Gauidi binalarını andırıyor.

- Palic: Subotica'dan 15-20 dk'lık mesafede bir göl kenarı yerleşimi. Çok küçük bir yer, güzel bir göl var. Ancak yapacak çok birşey yok. Konaklamak için birçok villa bulunuyor.

- Niş: Büyük sayılabilen bir şehir, fakat doğa istiyorsan pek yok. Şehrin merkezinde Osmanlı kalesi var. Belgrad'daki Kalemegdan'a benziyor. İlginç olan Kelle Kulesi diye kafataslarından yapılmış bir kule var. Osmanlı ordusu savaşta öldürdüğü Sırpların kafasını kesip, kafataslarından bir kule yapmış bir daha Osmanlı'ya karşı başkaldırmasınlar diye. Bir de şehirde Nazi toplama kampı var. Yahudilerin kapatıldığı hücreleri, duvarlara kazıdığı yazıları görebiliyorsun. Bu arada Niş şehri İstanbul'un kurucusu İmparator Konstantin'in doğduğu şehir.

Bunlar benim gittiğim şehirler. Bunun dışında gerçekten doğa istiyorsan Zlatibor ve oradan Mokra Gora'ya gitmelisin. Mokra Gora'da şu meşhur dağlar arasından geçen nostaljik tren geçiyor. Bkz: en.wikipedia.org

Ek: Bu arada Sırbistan büyük bir ülke değil. Şehirler arası en fazla 2 ile 4 saat arası. 8 saat içinde ülkeyi boydan boya katedebiliyorsunuz.

Kullanisli degil. Kanca gibi olanlardan var, u harfi gibi gozukuyo. Onlardan takabilirler.

Ama en guzeli deldirilmis olan.

petkim, asels, hekts, soda, sise, arclk
uzun vadecilerin kağıtları bunlar genelde

Al unut güzel bir mantık değil 3 ayda bir bilançolara bakmanız gerekir.

asels

Dr.hakan özerol- piyasaları okumak finansal piyasalarda tahmin yöntemleri
Bir de kitap değil ama para dergisi var arada alıyorum.
Site olarak aydın eroğlunun sitesine üyeyim görüşleri önemli bence. Üye olmasanız da yazılarını takip edebilirsiniz

arif ünver - sermaye piyasası ve borsa okur yazarlığı
çok güzel bir giriş kitabıdır.

Normal girer.

Genel Özellikler

İşlemci Core M3 (7th), Dual core 2.6GHz
Ram 4 GB Ram
İşletim Sistemi Windows 10 Home
Ekran Boyut/Çözünürlük 10.6" FHD (1920x1280)
Ağ WiFi Only
Tip Tam Dokunmatik Notebook & Tablet
Boyutlar 261.4 x 179.3 x 8.9mm
Ağırlık 640g tablet / 347 gr klavye
Kamera -
Ön Kamera 5.0MP FF (Front)
Flaş -
Video Kayıt: FHD 1920X1080 Oynatma: 4K 3840X2160
Radyo Yok
Bluetooth BT 4.1 BLE
Wifi 802.11 a/b/g/n/ac, MIMO - WiFi Direct
USB USB 3.1 (C-type) port,
A-GPS / GPS GPS / GLONASS
Dahili Hafıza 64 GB eMMC
MicroSD 256GB'a kadar
Pil Kapasitesi 4000mAh (9 saat) & Hızlı şarj
Diğer SPEN Özellikleri: Kolay kavrama için 9mm yarıçap Şarj ihtiyacı yok 0.7 Kalem ucu
Diğer Targus 3in1 USB C TYPE Çevirici Adaptör Özellikleri: USB 3.0 çıkışı ile harddisk kullanabilme USB C TYPE ile şarj girişi HDMI port ile 4K video çıkışı

google maps'e besiktas yildiz dijiturk yazdiginizda cikiyor...

barbaros'daki yildiz teknik universitesi ust gecidinden abbasaga tarafina dondugunuzde bir arka sokakta kaliyor..

sabancı lisesinin yanındaki ışıklardan içeri gir sola sön göreceksin

En yaygın örnek için (bkz: doğum izni)
Ayrıca TR'de bazı global firmalar uzun yıllar sonra (20+ gibi) böyle bir seçenek tanıyabiliyor. Dünyayı dolaşıp geri geliveriyorsunuz ;) Yurtdışında daha kapsamlı örnekler mevcut tabii.

Sabbatical denen bir olay bu yabanci sirketlerde. Bizde mesela 5 sene sonunda 6 aylik ucretsiz izin alinabiliyor.

Buna ek olarak tabi dogum izni adi altinda annelik ve babalik izinleri, cocugun ozel gunleri icin ebeveynlik izinleri gibi seyler var ama onlar ucretsiz izin degil, izinlerinizden harcamadan ve maasinizi etkilemeden kullanilan haklar.

Şu anda ücretsiz izindeyim, 4 aylığına aldım. Şirkette eleman fazlalığı olduğu için ve ocak ayından sonra eleman sayıları azalacağı için işlerine bile geldi diyebilirim. İşe başlayalı tam bir sene oldu bu arada.

IT sektöründeyim, yabancı şirketlerin bir çoğunda var bu, hiç sıkıntı yapmadan çıkabiliyorsun. Hatta ücretsiz'i geçtim, hastalığından dolayı 3-4 ay maaş alıp çalışmayan insanlar biliyorum. Tamamen yaptığın işe + değişilebilirliğine bağlı bir şey.

ayni kafayla ps3 almistim 4k curved tv yle uyumsuzluk yapti jailbreak li olanlari.
kimi zaman aciliyor kimi zaman acilmiyor.
uyarayim da sonradan elinizde kalmasin.

bu saatten sorna 3 almanın pek manası olmaz. 2018 de gelecek bir sürü oyunun da sanmıyorum ki ps3 destekleri olsun. ps4 fiyatları hazır böyle dip görmüşken en alınası konsol o duruyor. oyun alma konusuna gelince de ikinci el bluray veya hesap almak çok çok daha ucuza gelir. işin içine girince çözersin hemencecik. değiştire değiştire oynarsın.

10 senedir ilk hd, full hd lerden önce çıkan led tv leri kullanıyorduk artık dayanamayıp bu kadar senenin hatırına neyse parası verelim diyip bir on senelik daha tv alalım diyerek samsung 49mu8000 i aldık.

Açık söyleyeyim senelerdir tv izlemiyor(d)um. tv geldiğinden beri günlerce, defalarca film dizi maç izledim. laptop ipad telefon eski tv ekranına muhtaç olmak istemiyorsanız biraz paraya kıyıp güzel bir şey alın cidden hakkını veriyor.

içinde uygulama yöneticisi de var netflix youtube vs yüklü geliyor. diğer istediklerinizi indirebiliyorsunuz. sadece maçlar için digiturkplay i kurmam gerekti.

karar sizin.

TV'ye çok para vermeyin, çok çabuk eskiyor. Belirlediğiniz bütçeye göre tavsiye değişir. Ne kadar pahalı, o kadar kaliteli. Çok genel bir tavsiye; LG alın.

İçerik için mecburen Digiturk vb. alacaksınız. Netflix güzel ama içerik zayıf.

1 TB'lık PS4 + 2 adet kol
www.vatanbilgisayar.com

vatan kazıktır bayağı.
n11'de veya gittigidiyor'da müşteri memnuniyet puanı yüksek satıcıları öneririm.

belgrad'dan vardir belki ama onceden arastirmakta fayda var. 4 sene evvel merkezi tren garinda bir tane ingilizce konusan bir gorevli bulamamistim.

varmis.

belgrad-budapeste, oradan budapeste-viyana seferi yapacaksin. totalde bekleme ile 10:30 saat gösteriyor öbb.

en yakın 23 aralıkta yazılı sınav var. ancak bazı şehirlerde elektronik sınavlar yapılıyor.

kendimden örnek vereyim, yazılı sınav kursu 1 haftada bitiyor 7 ekimde yazılı sınava girdim 2 hafta içinde açıklanıyor. sınavı geçtim 16 saat direksiyon dersi alıyorsun aslında 12 kasımda direksiyon sınavına giricektim ama sürücü kursuna bağlı olarak (kalanlara öncelik veriyorlar sanırım) 18 kasımda giricem.

Ülke çapında önümüzdeki ilk sınav 23 Aralık.
Direksiyon Sınavı da Ocak ayında olur.
Elektronik sınav daha çok yazılı sınav tarihine uzun zaman varsa mantıklı olabiliyor ben geçen gün baktım tarihlere hemen hemen tüm şehirlerde e-sınav tarihi ile yazılı sınav arasında çok büyük bir fark yok.
Siz bilirsiniz.
Yine de e-sınav a girecekseniz Kasım ayının 10 una kadar kayıt olmalısınız ki faydası olsun. Aralık kaydına kalırsanız yazılı sınav e-sınavdan önce bile olabilir.
Aşağı yukarı 2 aylık bir süreci var.

Onedrive, Google drive gibi bulut depolama alın. Bedava olanlar iş görür. Sonra onların pc için senkronizasyon zımbırtısı olur. Bir dosya atarsınız bu senkron için. Örneğin masaüstünde X isimli dosya açarsın, dersin ki bunu xdrive ile sürekli senkron et. Sizin sunum dosyasını bu klasörde yaratıp oradan çıkarmadan kullanıp hep orada tutun. Bu sayede işiniz bitince bulutta günce hali kalır siz bişi yapmasanız da. Çökerse pc buluttan çekersin

office365 dosyadaki her türlü değişiklikte yedeklemeyi yapıyor diye biliyorum.

office 365 ayarlari yapilirsa saveleri clouda atiyor zaten. hatta ürünün kendisi stream service.

kisaca office 365 kullanin temiz temiz.

"Dolap,Modacruz vb siteler var ya hani.Bunların tesettür giyime özgü olanı var mı?"
Modanisa diye bir site mevcut bilmiyorsan, sanırım dediğin tanıma uymakta.

"Bu tarz bi aplikasyon yaptırmak ne kadara mal olur tahmini?"
Bu sonucu çok değişken olabilecek bir soru, kendim de mobil uygulama yazmayla uğraşıyorum (iosspor), arkadaşlarımdan da bu tür büyük freelance projeler yapmış olanlar var. bu tarzda native bir eticaret app'i için *en az* tahmini olarak 20bin civarı bir miktar gerek olur sana. hazır şeyler kullanılarak yapılmış sikko bir şey de yeterli olursa durum değişebilir tabi.

Opera'nın senkranizasyon için hesabı var tarayıcıda hesabınızı açarsanız diğer bilgisayar ve platformdan ulaşabiliyorsunuz.

Placebo

yok oyle bir sey. tamamen (bkz: placebo) etkisi

Placebo + 1

bir saatte etki eder evet vitaminden enerjiksin.

ben bi müddet dahon kullandım, çok rahattı tavsiye ederim. engebesiz yerde keyifli keyifli sürersin.

www.decathlon.com.tr
Biraz ağır katlandığında indirip kaldırırken zorlanıyordum ama bütçenize göre iyi bir seçim olabilir. Keyifle sürersiniz.

Biz aldık eşimle. Eşim uzun boylu oldugu için onunki biraz küçük duruyor. Ben 170lerdeyim, normal görünüyor. Konfor açısından ikimizde de sıkıntı yok ancak selesine yumuşak kılıflardan almakta fayda var. Katlamak kolay da üşendiğimiz için açık şekilde duruyor.

Yolda bir amca bu bisiklet sana küçük değil mi kızım demişti :)
Küçük tekerlek hızlı manevra kabiliyeti sağlıyor. Özellikle kadıköy gibi bir yerde sürecekseniz bu güzel bir özellik. Yayalardan sıyrılmayı sağlıyor.

Kısa mesafe ve düz yerlerde rahatça kullanabilirsiniz. Kondisyonunuz sağlamsa her koşulda binilir ama standart bir bünyeyi yorar küçük çaplı lastiklere sahip olduğu için.

Senelerdir Tern kullanıyoruz eşimle (dahon'un ikizi), çok memnunuz ama bir süre sonra yoruyor insanı. Çocukken yine yıllarca Dahon kullandım, üstelik şimdikinden daha ufaktı, hiç yorulmazdım. Yaşlanıyoruz demek ki.

kanunen eşine kalır diye biliyorum
bizcesini "siz olsanız ne yapardınız" diye soruyorsan , normalde aileyi gözetirim, evli olsam eşimin ailesinin durumu iyi değilse sırtımı dönemem. ama aile daha evladını yeni kaybetmiş,-üstelik genç herhalde 3 yıllık evli- yas tutarken mal kavgasına başladıysa. ohooo yani.
öyle durumda kimse kusura bakmasın kimseye mal filan bırakmam.
muhtemelen biraz zaman geçince yine yardım ederim orası ayrı.

Bunun sizcesi yok, miras hukukuna göre paylaşırlar malları.
Ortak çocuk yok galiba, bu durumda 1/2 eşe, 1/4'er pay anne babaya olacak şekilde paylaşıma gider.

Ortak hesaptaki paranın yarısı direkt kadına geçer, vefat edene ait kısım da yine 1/2 eş, 1/4 anne baba şeklinde dağılır. Ev için de geçerli bu oransal olarak kabaca söylemek gerekirse.

200 K euron var tr de mi takılıyorsun?

Almanya'da okullar çok pahalı değil yıllık 2000-3000 euro, yalnız aylık harcamanız için 600 euro yetecek kadar paranız olması gerekiyor bankada, bu da 7000 euro etse, yıllık 10B euro yeter min. Kabul almak da sandığınız kadar zor değil, Almanya olmaz ise Avusturya, Polanya gibi yerlere bakın, bulursunuz bir yer, para ile de her şey çok daha kolaylaşır, yalnız İngiltere Abd gibi pahalıdır, 200 bin euro yeter ama artmayabilir.

60 da patlıyor diye biliyorum

almanya için hesapta gösterilmesi gereken para yanlış hatırlamıyorsam 7800 euro idi, aylık 650eur'a denk geliyor. almanya'da yüksek lisans kabulü almak için blokeli hesap açtırmak, içine de alamanların belirlemiş olduğu miktarda para koymak gerekiyor. 650'yi bilmem ama almanya'da aylık 800eur öğrenciler için fazlasıyla iyi bir rakam, öyle desek bile maksimum 10 bin euro gerekir. ha sen bin euro harcıyorsundur o ayrı ama @gezegen olan pluton "minimum 10 bin" demiş, öyle bir şey yok; bankada gösterilmesi gereken para 10 bin euro bile değil. o hesaptan da her ay yalnızca belli miktarda (800eur örneğin) çekilebiliyor.

ben olsam kesinlikle almanya'da okurum ki hedefim zaten almanca da öğrenip yüksek lisans için almanya'ya gitmek. 200 bin euro civarı param olsa hiç düşünmeden almanya'da eğitime gömerdim bunu şahsen. çoğu okulda harç bile yok ama hadi senelik 2 bin euro harç olduğunu varsayalım. öğrenci gibi de yaşamayalım anasını satiyim, aylık harcama 1.5 bin euro olsun. hatta türkiye'ye de sık sık gidip gelelim, üç ayda bir gidiş-geliş uçak biletine de 500 euro yazıyorum.

üç senede 6 bin euro harç, 12x3'ten 36 ayda 54 bin euro yaşam masrafı, senelik 2 bin euro olmak üzere üç senede 6 bin euro da türkiye'ye gidiş-dönüş masrafı olur. toplamda 66 bin euro'ya oldu bu iş. kaldı ki almanya'da yerine göre 500eur'la yaşıyor öğrenciler, ben her şeyi fazla fazla yazdım.

www.macrumors.com

iphone x ilk partide daha az sayıda satışa çıkacağı için karaborsaya düşmüş telefon. o yüzden fiyatlar gerzek fanboylar 5bin dolara kadar çıkmış.

Tamam da satışa çıkmadı ki dünyanın hiç bi yerinde.Nerden bulmuş adamlar bunu?Linke baktım bahsettiğim olayın cevabını bulamadım. Apple mı vermiş?

hala soruyorsun?

la oglum linke baksana?

@midilli35

linkte yazana göre apple bazı youtuberları ny ta bir binaya çağırmış ön inceleme videosu çekmeleri için, sd.net 5k$`a nasıl ve nerden almış öyle bir şey göremedim ama?

videoyu silmisler:

www.youtube.com

cidde tarafinda al baik isimli zincir tavukcu var, efsanedir.
onun disinda yapacak bir sey pek yok, avm falan.

Kızıldenize kıyısı olan bir şehir var yanbu diye. Belki mevsim itibari ile yüzülmez ama müthiş bir kumsalı var. Altın gibi bir kum. Uzun yıllar önce gördüm ne durumdadır bilmiyorum bakmak lazım. Oralarda sualtı da çok güzel. Belki biraz kendilerini geliştirip dalış vs. yaptırmaya başlamışlardır. Güzel bir tecrübe olur. Taif kenti var. Şehrin güzelliği ve maymunları meşhurdur. Görmeni tavsiye ederim.

sanırım kakule ucuz orda. bir baharat çeşidi. gitmeden önce aktara fiyat sorarsanız karşılaştırma yapmanız daha kolay olur. bitki çaylarında, pilavda, kek ve kurabiyelerde kullanabilirsiniz.

cinema pink'ten epey memnun kaliyorum ben her gittigimde. kucuk salon, genis koltuklar, gayet iyi ses sistemi. demiroren avm'deki subesine gidiyordum digerleri de muhtemelen bu konsepttedir.

büyük ihtimal daha önceden pişirilmiş o etler ve beklemiş. o bekleme esnasında da tat falan kalmıyor. değilse pidenin içinde pişmeme riski var.

bir de pideci diye geçinen tiplerin çoğu iğrenç bir peynir kullanıyor üstüne de 2 kilo yağ atıyor. zaten yediğinin ne olduğunu anlamak zor. yağlı ekmek gibi bir şey.

Oscar kebapçı sanırım. Biliyordur sebebini. Çok küçük doğrandığı için suyunu kaybediyordur ondandır bence. Kıymalıda tad alıyormuşsun gerçi :/ ben bi tad alıyorum ama evet saf et tadı değil. Farklı bir şey.

dananın tranç kısmından yapılır o genelde sert olur çünkü diğer yerlere göre daha ucuzdur. yağı da yoktur, malum ete tadını veren yağ. daha önce pişirilmez, daha önce pişirilse fırına atarsan yanar. kapalı pide yapılacaksa daha önceden pişirilir.

Senle aynı fikirdeyim, gittiğim yerlerde kıymalıyı tercih ediyorum. Gereksiz bir karışım gibi.

aradığına bağlı bence uçuk derecede pahalı, ama ben sadece fitness kısmı ile ve popülasyon ile ilgileniyorum az kişi olsun yeterli(fitness sauna masaj herşeyi var gittiğim yerin)

sen dersen ki sauna fitness herşeyi kullanacağım ve ödemek bana koymayacak üye ol derim.

Izmirdeki swiss otelin spasindan 1100 tl aylik ucret diye bi fiyat almisligim var.Sadece fiyat almakla kaldkk tabi.Otellerin spor merkeznde spa hizmeti de girince fiyat ucuyor.Zaten bu koyulan fiyatlar,oraya sadece belirli bir kitlenin gelebilmesi icin.Dedigin spa 300 tl olsa aylik,gelebilcek tipleri düsünsene. Eger otel cok cok iyi ve merkezdeyse ben iyi fiyat diyorum,

Aylık 625 bana göre çok fazla, bu özellikler birçok fitness center'da var zaten.
Mahalle arası değil, benim gittiğim salonun yarı olimpik havuzu, jakuzisi, sauna, buhar, hamam, dışarıda yeşillikler içinde tartan koşu parkuru, tenis-basketbol kortu, buz pisti, vs her şeyi var, aylık 150ye falan geliyor.

Elit takılayım diyorsan Ok ama diğer türlü gereksiz geldi bana.

Benim bütçeme göre yüksek ama sizi sıkıntıya sokmayacaksa ve keyif alacaksanız gidin tabii ki.
spor salonları bütçeden bağımsız olarak ,senelik üye oldum ama toplamda 3 defa gittim gibi bir duruma dönüşebiliyor zamanla. Evinize yakın olması avantaj o anlamda ama gerçekten gidecek miyim diye de sorgulayın kendinizi bence.

Benim gittiğim salonda da hepsi var ve senelik üyelikte aylığa 200 tl ye filan denk geliyor. Bence pahalı bir de otellerin fitness merkezlerinde seçenek çok olmayabiliyor büyük fitness salonlarını bir araştırın derim. Masaj ve cilt bakımı filan da üye olana 60 tl ye filan denk geliyor. Ama benim salonun havuzu küçük mesela, otellerin de havuzları çok büyük olabiliyor o avantajı var. Eve yakın başka büyük fitness salonu olabilir bir bakın aaştırın bence.

Fiyat cok yuksek. Mahalle arasi yerler aylik 200-250 de degil ayrica.
Herhangi bir butce seviyesi baz almaksizin soyluyorum, pahali.

Aylık 625 liraya bir aylık konaklama da dahil değilse, o fiyatı kabul etmek kerizlik olur. Öncelikle oteller oraya gelen müşteriler için o fitness salonlarını kuruyorlar, fiyatlarını da ona göre belirliyorlar, ki bu da dediğin şekilde fahiş fiyatlar oluyor. Onun dışında, gelen müşterilerin birincil amacı da spor yapmak olmadığı için çok donanımlı olmuyor salonlar; birkaç koşu bandı bisiklet birkaç makine koyunca spor salonu oluyor işte, bu anlamda hem gereksiz pahalı hem de yetersiz bir yer için o kadar para vermek müsriflik olur. Ayrıca aylık 250 lira isteyen mahalle arası salon bulamazsın, yani dediğin mahalle St Tropez'de falan değilse olmaz, MacFit'ler falan 60-70 liraya müşteri alıyor, ha müşteri profili düşük oluyor gidilecek yer değil ama bu şekilde ucuz yerler de var.

Aralik son hafta ile ocak ortasi arasina bak.

Bana akıllı bilekliğe bu kadar para vermek abartılı görünüyor açıkçası, yani gerçekten bir amaçla alınmıyorsa akıllı saatler daha şık ve kullanışlı gibi geliyor.

Tabi sizin tercihinizdir, sizin hayatınız almak istiyorsanız alın gitsin bence hayat öyle alsam mı almasam mı diye düşünecek kadar uzun değil, tabi paranız var.

Fit 2 olani bir kaç ay önce hediye olarak geldi.

Buda suya dayanikli. En cok adim ve kalp atis ölcme özelligini kullaniyorum. Dogru da ölcüyor.

Onun disinda yürüyüsünün süresini km sini falan güzel algiliyor. Uyku verimliliğini de güzel hesapliyor. Çok oturunca kalk yürü esne falan diye titriyor.

Şarjı da gps açık 3 bucuk gün civari gidiyor. Ben memnunum baya güzel oyuncak