Ekşi Duyuru

yükseklik x genişlik x derinlik

hep ayar olmuşumdur bu mevzuya. düzgünce yaz kardeşim hangisi hangisiyse. standart bişeyi de yok ki. soruna gelirsek genişliği 50 cm.

firecore.com

tavana çelik dübel(kancalı da olur, kancasız alıp kanca da takabilirsin) www.mcskelepce.com.tr

çelik dübele takabileceğin uygun ölçüde fırdöndü www.celikermakina.com

fırdöndüye takacağın kumaş tertibatı

bir de hava

çelik dübelin 100 tanesi 24 lira, sen tane hesabı alsan alsan en fazla 5 liraya alırsın.

kanca desen o da 5 lira olsa 1 tane de büyük mapa fırdöndü alsan 20 de o tutsa 30 lira.
montaja da artık atarsın 20 30 bişeyler.

kumaş seçimi nasıl olur, kaça çıkar bilmiyorum. ama sana şerit şeklinde sağlam bi kumaş olsa, gerekli yerlere düğmük atarak bile kullanırsın.

ha aşırısı sağlam dikişli bişey istiyorsan, sağlam kumaş seçip, kunduracı ya da çantacılara diktirirsin.

normalini yapın önce, hoşunuza giderse havalısını yaparsınız.

benim saydığım şeyler endüstride kullanılan ürünler.

100 kilo çekeni de var 5 ton çekeni de, 50 ton çekeni de.

duyurudaki mühendis arkadaşlar kabaca bi hesap yapıp sana hangi boyun olacağını net olarak söyler.

montaj da önemli tabi, hatta tavanın harç malzemesi de.

kalkıp elektrik kablolarının geçtiği yerleri delersen mesela daha önce hiç görmediğin bir havayi fişek gösterisi izlersin.

ya da yapan adam sağlam monte edemezse, sorun çıkabilir ama yan yana 2 tane çelik dübel takıp bir tanesini safety amaçlı kullanabilirsin. benim odamda 3 tane yanyana takılı mesela 15 cm arayla üçgen formunda, araba bile çekerim tavana.(bisiklet asmak için yapmıştım, dübelleri taktım, ertesi günü bi baktım bisikleti çalmışlar ameka.) yine allah göstermesin ama kendimi asmak istesem yer hazır yani bi ipe kaldık.

cevaplar için sağolun arkadaşlar iki yıldır aktif olarak yoga yapıyorum ve yogayı çok seviyorum. denge konusunda iyi olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. bu hareketleri yapabileceğimi öngörüyorum ama elbette yapmadan önce güvenlik önlemleri alacağım.

yorumlarda biri edavatı nerden aldıklarını sormuş, yönlendirdikleri sitede 400 tl hamak ve askı malzemesi, ama tr'ye göndermiyor. belki siteyi kurcalar ve akıllı bir tornacı bulursanız fikir verebilir - tornacı diyorum, çünkü çok yaratıcı olabiliyorlar.

istanbul avrupa yakasında ikamet etmekteyim.

@douglas duyurunu hortlatmış olacağım ama evde kurdun mu bu sistemi acaba kumaş ne kullandın çok merak ediyorum

merhaba. evde hamak yogası yapıyorum 2 yıldır. şundan almıştım

www.svava.com.tr

yanında tavana asmak için gerekli şeyleri de gönderiyorlar. ama bizim bina yeni bina, ve yeni binalardaki tavanlar yanlış bilmiyorsam ytong(?) oluyormuş, bunlar o tavanlara asılmazmış öyle demişlerdi o zamanlar. taşımazmış tavan. ben de koridora iki ucundan vidalı bir barfiks demiri asıp barfiks demirine astım hamağı. dezavantajı, koridorda olduğum için çok hareket alanım yok. ama birçok hareketi gene yapabiliyorum.

senin bina eski tipse, normal beton kullanıldıysa linkteki hamağı alıp direkt tavana monte edebilirsin.

Goya' nin hayaletleri

Perfume: The Story of a Murderer

Gülün adı

özelliklere bakılarak alınacak son şey kulaklık.

özellikle trust gibi bir markadan.

özelliklerine bakılarak alınacak bi kaç marka var, akg, shure, beyerdynamic gibi, bunlar da müzik endüstrisi için kullanılan markalar, genelde de referans kulaklığı üretirler

(bkz: double or nothing)

hayatım double or nothing jimmy mcgill

2000 lira verdiğin kasa ile hangi oyunları oynamayı düşünüyorsun?

ucuza oyun bilgisayarı ne yazk ki toplanamıyor.
gaming, artık iyiden iyiye lüks olmaya başladı.
2 bin liraya oyun bilgisayarı toplamak namümkün.

ps4 veya xbox one düşün.

ps4 veya xbox için oyun kırmak imkansız değil mi nasıl oyun oynayacağım steamdan aldıklarımla?

@douglas 2000 liraya 5 sene öncesinin oyunlarını oynamak istemiyorsan pek bir şey alamazsın.

alacağın sistemi çalıştıracak bilgisayar kasası yaklaşık: 500 lira
ekran kartı için uçmak istemiyor ama vasat bir şey de istemiyorsan biraz iyi 1050ti: 1100 lira
fazla değil 8 gb ram olsun yeter diyorsan: 520 lira
işlemci i5 7500 olsun, 7. nesilin son teknolojisini bırak, 8. nesile bile gerek yok diyorsan: 900 lira
ana kart bunları çalıştıracak kadar olsun diyorsan: 300 lira
soğutucu da lazım tabii bunlar için: işlemci soğutucuları 150 tl civarı, kasa fanları 20 tl civarı.

bunla da öyle son çıkan oyunları en üst grafikte falan oynayamazsın tabii. yani @Jimmy McNulty +1

peki arkadaslar ist. anadolu yakasinda oyun bilgisayari toplamak icin nereye gitsem? ya da parcalari sitelerden ayri ayri mi toplasam?

inventus

Üstüne binen vergilere rağmen çok daha ucuz oluyor bazı ürünler Amazon'da. Vatan Bilgisayar ve Mediamarkt'ın arada indirimleri oluyor.

İstanbul Ümraniye Modoko'da bunu yapabilecek onlarca mobilyacı var. Bir dolaşın isterseniz ama pahalı olabilir biraz.

ne kadar pahalı?

Tam fiyat veremem tabii ki ama hazır masaların fiyatlarından 3-4 kat fazla olabilir.

Bir marangoza yaptırabilirsin. Ben ikeanın bir karyolasını yaptıracaktım 250 liralık ahşap karyolaya 800 lira fiyat biçti. Tabi ahşap daha kalın olacaktı.

Yabancilar demeyelim de :D
Coffeeshoplarda tutun tuketimi yasak, ondan boyle biseyler yapiyor olabilirler.

tütün zararlı ve kanserojen olduğu halde neden sigara yerine cigara zararlı? bu işte bu terslik vae

sigara yerine cigara zararli degil. tutun dandik ve boktan oldugu icin ama turistler de tutunle karistirmaya aliskin oldugu icin coffeeshoplarda boyle imkan var. tutun veya herangi bisey koymasan da olur.

@eksi sozlukte eksiyen adam öğrenciyim , cureforlove'ın önerdiği şeyi almam bile zorlayacak bakalım hayırlısı.

Zaten başta o vardı. Endüstriyel sigara sonradan çıktı. Tabi ki sadece Türkiye'de yok. Yeni olan bir şey değil. Yalnızca, küreselleşme etkisi ile her türlü üründe olduğu gibi tütünün de dolaşımı kolaylaştı. bir zamanlar Türkiye'de muz da çok yaygın değildi. Bir yerden bulunup da eve muz girdi mi olay olurdu. Böyle düşünebilirsin.

Paketli tütünler yaygınlaşınca Adıyaman usulü açık tütün de yaygınlaştı.

Ne anlamda? Ekonomi, kültür? Güney Kore daha bi Amerikan özentisi

almanyası

ingilteresi bence

italyası bence de.

Sinopu bence.

Amerikanın batısı.

neden hepsi saat satıyorlar konusu ortak yaşamları ile alakalı bence. hepsi beraber yaşıyor ve ticaretlerini de bunun üzerine kurmuşlar.

dilenmemelerinin sebebi bence zenci dilenciye para verilmeyecek olmasıdır. adamlar mecbur saat satıyor sonra.

Ben de seviyorum saatci zencileri. Bence dilense dilenirler gayet de. Zenciye neden para verilmesin?

çoğunun saat satmasının tek sebebi, diğer arkadaşları bu şekilde başlamış ve öyle süre gelmiş gidiyor. %80 sattığı saati tanımaz. Eğer kaliteli birşey alayım dersen herkeste olduğu gibi 350 400 lira hatta dolar çok fırladı 450 diyelim bu rakamlar normaldir adamda üstüne 50 lira falan koyuyor 100 dolarlık saatin. diğer sattıkları pilli mekanizmalarda 10-15 lira karları var

Fi tarihinde boyle bir arkadas vardi, Ganaliydi sanki tam hatirlamiyorum. Abisiyle gelmisler, Taksim civarinda bir yerde topluca kaliyorlardi. Saat isi tamamen oyle denk geldigi icin, toplulugun etkisiyle oluyordu; zaten saatleri de Tahtakale'den falan aliyorlardi. Senede bir iki kere gemiyle memlekete donuyoruz falan demisti ama hangi gemidir buradan oraya hicbir fikrim yok.

bir kere almıştım. dıştan güzel gözüküyor ama aslında dandik. hemen pili bitiyor, kayışı kopuyor vs. ucuz etin yahnisi işte. paraya kıyıp kaliteli almak en iyisi.

zenciler zaten ülkesinde de sömürge. çalışmaya alışmışlar. araplar ise yatmaya alıştıkları için burda çalışmak zor geliyo. o yüzden dileniyor.

saatler ise dandik tabii ki.

Çıplak tartılıyorsun genelde. Tartı meyve ve sebze için de kullanılabiliyor. Küçük bir ayrım var.

ben de geçen hafta tartı almak için araştırma yaparken bunu sorguladım. banyoda çıplak olabildiğin için banyoya koyuyor insanlar. üstlerinde kıyafet yokken tartılıyorlar, o yüzden banyo baskülü diyorlar.

duş öncesi/sonrası çıplak tartılıp kendini 0,5 kg daha hafif görüyorsun, mutlu oluyorsun. o yüzden artık banyoda tartılıyor insanlar. neden tartı değil de baskül deniyor ben de bilmiyorum. baskül-tartı-kantar üçü de kullanılıyor sanayide, yani baskül de her şeyi kapsıyor tartı gibi.

Yatak odasinda ciplak dolasamayan insanlarin olmasi uzdu :(

Neyse, firmalarin bir urunu nereye koymam gerektigini dikte etmesine uyuz oluyorum. Mesela banyo baskülü guzel bi ornek. Istedigim yere koyarim kardesim :/

Neden banyo baskülü deniyor? Evde kullanılacak bir cihaz olduğunu belirtmek için, evlerde basküller genelde banyoda olduğu için böyle isimlendirilmiş zamanla.

Tartı üreten bir firmasınız diyelim, nasıl sınıflandıracaksınız? Patates tartan baskül ile insan tartanı ayırmak lazım.

Aslında çok fazla anlam karmaşası var bunlarda, patates vb büyük hacimli şeylerin tartıldığı basküle kantar diyenler de var. Ama aslında kantar ağır vasıta araçların tartıldığı tartı.

Şöyle mi acaba?

Terazi = Küçük hacimli ve düşük ağırlıklı şeyleri tartmak için

Baskül = Orta hacimli ve orta ağırlıklı şeyleri tartmak için

Kantar = Büyük hacimli ve yüksek ağırlıklı şeyleri tartmak için

@John bloor
Vucut tartisi denilebilir? Kim baskül diyor ki gunluk hayatinda acaba:/

www.investopedia.com

www.investopedia.com

nasıl değil ne kadar miktar sorusu soruyorum aslında

Facebook income, facebook revenue yazınca gelmesi lazım. borsada işlem gören şirketler sonuçta

Gurme değilim ama house of hops&harley derim en iyi hatta tek sanırım taksimde. Gitmedm henuz ancak duydum iyi diye

kapanmış orası :(

Hadi ya gidemeden kapamıslar mı:/

in mailin sağında solunda bir aşağı doğru ok kutusu olması lazım oraya tıklayınca çıkıyor bazı kişilerde.

aslına bakarsan çok spesifik,derin bir konu değil. beğenseydi eğer o konuşma bir şekilde akıp giderdi. tabi böyle diğer etkenler olmadan konuşmak zor, fakat genel anlamda budur. beğenip yazmadıkları falan da oluyor, taktik,trip niyetiyle diyelim. fakat diğer etkenleri sıfırlayarak konuşacaksak sorun beğeniyle alakalı olabilir.

Hikayemi izliyor kısmına takıldım ben. Napsın senin hikayeye gelince atlasın mı? Sıradan gidiyor zaten hikayeler. Ha öte yandan ne paylaşıyorsun da nasıl bir tepki bekliyorsun ki? Tepki vermedi diye öküz odun falan olsun baya merak ettim. Bir de kesilen konuşmalardan sonra genelde biraz zordur bir yerden lafa girmek. Ha konuşma niye çat diye kesiliyor dersen oluyor yani, hoşlanöa vs. olmasa da normal arkadaşlarla hemcinslerle falan da oluyor, çat diye kesiliyor konuşma. Sonra 1 ay sonra konuşuyoruz mesela. İlla senle konuşsun istiyorsan sen yazarsın baktın sürekli oluyor demek ki kız senden hoşlanmıyor.

Kadınları erkek değerleri ile yargılıyorsun. Onların dünyası çok farklı.

Senin gibi yazan 50 tane var çünkü, istediğine cevap veriyor.

Türk kadınını bu hale getiren; vasıfsız, .msalak, sümsük Türk erkeğidir. Nokta

Kara kara düşünmeye gerek yok. Beğenmiyorlar, bu kadar basit +1
Kız hoşlanınca muhabbet akıp gidiyor zira.

Nüfusları çok az. 5-6 milyon insanın yaşadığı ülkede toplum düzeni de iyi olur, eğitim de iyi olur. Eğitim iyi olunca gelişmemek mümkün değil.

güneye indikçe eşitsizlik artıyor.
bence sebebi
iyi iklimde yiyecek bulmak daha kolay, daha az efor, daha çok bol zaman. az efor sarfeden tembelleşiyor, boş zamanlarını dedikodu ile geçiriyor. soğuk bölgedekilerse çalışkan ve disiplinli. çünkü hayatta kalmak bunu gerektiriyor. tüm bu davranışlar nesillerdir karakterlerine işlemiş ve bugünkü hale gelmişiz. çekirge karınca masalı misali

Petrol sadece Norveç'ten çıkıyor. Olay petrol değil şurada anlatmaya çalışmıştım biraz:

eksisozluk.com

1800'lerin sonunda açlık nedeniyle nüfusun 1/3'ü abd'ye göçen ülkeler bunlar(Estonya hariç, bunlar Sovyetler'den kalma)

Ruslar işgal ettiğinde binlerce öksüz çocuk tek başına İsveç'e göçmek zorunda kalmıştır dünya savaşı sırasında mesela.

Bunun gibi bir sürü zorluktan geçtikleri için bugün iyi durumdalar.

Bir de şu var: eksisozluk.com

Ruslar Finlandiya'yı işgal ettiğinde* eksik yazmışım mobilde edit yok.

@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim lakin verdiğin örneklerin sebebi kaynak olarak iklime çıkıyor. bilinçli değil şans eseri ama iklimle alakalı. güney ülkelerine tatil ve güneşlenme yatırımı yapıldığında kriz anında onlar aç kaldı ama kuzeyin tutunacak daha sağlam dalları vardı dedin. sanki iklimle alakası var.

Öyle bir yazmışsınız ki sanki ab öncesi İskandinavya'da bir şey yoktu. 94'te üye olmuş İsveç Ab'ye mesela.

ücretsiz uzaktan üniversite derken? nasıl birşey aradığını anlamadım ancak uzaktan kurs olanakları için aşağıdaki sitelere bakabilirsin.

mit ocw
edx
coursera
udemy

ve daha nicesi ama illa üniversite dersi olsun diyorsan Açık Eğitim Konsorsiyumunun sitesine bakabilirsin.

www.oeconsortium.org

@acemi +1 aşağıda mevzuat bilgisi de var ama denklik almak o kadar da kolay olmuyor. Bu arada benim takıldığım nokta ücretsiz olması. Ücretsiz kurs bulabilirsiniz ama uzaktan ücretsiz üniversite eğitimi ve diploma daha pek karşılaştığım bir durum değil.

www.resmigazete.gov.tr

Uzaktan öğretim tanıma ve denklik işlemleri

MADDE 10 – (1) Uzaktan öğretim programlarından alınan diplomaların tanıma ve denklik işlemlerinde, örgün eğitim için geçerli olan inceleme esaslarına ek olarak aşağıdaki hususlar dikkate alınır:

a) Uluslararası anlaşmalarla kurulan yükseköğretim kurumlarındaki veya resmî dili Türkçe olan ülkelerdeki uzaktan öğretim programları hariç olmak üzere yurtdışı yükseköğretim kurumlarındaki uzaktan öğretim program dilinin Türkçe olmaması.

b) Uzaktan öğretim programı kazanımlarının aynı alandaki örgün eğitim programı kazanımları ile uyumlu olması.

c) Uzaktan öğretim programının mezuniyet için gerekli kredi toplamının o ülkedeki eşdeğer örgün eğitim programının kredi toplamına eşit veya toplamından daha fazla olması.

ç) Mezun olunan uzaktan öğretim programının karşılığının, Türkiye’deki uzaktan öğretim programları içinde yer alması.

d) Öğrenim görülen dilde Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen sınavlardan Kurulun belirlediği puanların alınmış olması.

(2) Uzaktan öğretim yoluyla mezun olunan programın kazanımları ile aynı alandaki örgün eğitim programı kazanımlarının değerlendirilmesi neticesinde alınan eğitimin veya kazanımlarının yetersizliği ile ilgili şüphe oluştuğunda başvuru sahibi, Yükseköğretim Kurulunun belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde SYBS işlemlerine tabi tutulur.

benim türkieyeyle bir alakam yok. www.oaksterdamuniversity.online mesela bu üniversite uzaktan ücretsiz online eğitim veriyor. bunun gibi üniversiteler..

karl lagerfeld

Want2die +1

daha akademik metinlere ulaşmanız lazım.

örneğin, "nuri bilge ceylan sinemasında yol imgesi" gibi aramalar yapmanız lazım.

İFA'nın Tan Tolga Demirci videoları. "Sinema ve Psikanaliz" imiş serinin adı. Onun dışında "Tan Saati" listesine de bakabilirsiniz.

Hakan Savaş - Sinema ve Varoluşçuluk
Serdar Öztürk - Sinefilozofi

Aklıma ilk gelen kitaplar.

Platform olarak Serdar Öztürk'ün sinefilozofi dergisi var akademik... Yine bu dergi için yapılan röportaj ve film analizleri pek sık olmasa da youtube sayfalarında paylaşılıyor.

sanatlog vardı eskiden. bir yazar eski yazılara nasıl ulaşılacağını göstermiş.

eksisozluk.com

www.youtube.com

yamuk bakmak / zizek
sinema ve psikanaliz / ist bilg üni yay
güncel filmleri psikanalizle yorumlayan dergiler var.

bir kitap daha vardı, tek tek filmleri yorumluyorlardı bakıp yazıcam

Ve Sinema: Resim, Tiyatro, Müzik, Edebiyat, Mimari, Fotoğraf, Felsefe, Psikanaliz, Sosyoloji, Tarih, Çağdaş Sanatlar ve Türk Sineması
Gül Yaşartürk

youtu.be

www.idefix.com

www.colorcombos.com
www.colourlovers.com
coolors.co

tam olarak aradığım şeyi buldum :) www.color-hex.com

Hepsine evet. yalnız okul ve bölümünüz ABD'de denk mi?

Mühendislik için konuşacak olursak Abet programında belirtilen 6 okul dışında denklik olmuyor diye biliyorum. Hatta onlarında bazı bölümleri olmuyor. Abete dahil üniler;

İtü
Odtü
Bilkent
Boğaziçi
Doğu akdeniz üni (kıbrıs)
Hacettepe

main.abet.org

Diğer branşları bilmiyorum.

bölümüm sinema televizyon

www.amazon.com

bu var da 4'lüsünü hiç görmedim.

erkek olarak ben de bi 5 sene önce giydiğim kadar bol pantolonlar giymiyorum ama kadınlar kadar da dar giyinmiyorum. bacaklarım, billurlarım falan hala özgür o yüzden benane. o kadar dar giyen kadınlar düşünsün.

Şu kadarını söyleyeyim. Dışarıdan eve gelince ilk önce üstümü değil, pantolonumu çıkarıyorum. Direkt bol eşofman giyiyorum. Şu hayatta dar kıyafetler kadar rahatsız edici bir şey görmedim. Moda böyle bir şey değil. Sorun bu tip şeylerin moda diye pazarlanmasında. Erkeklerin dar kıyafetler giymesini de görüntü kirliliği olarak değerlendiriyorum.

Benim de bununla ilgili kafamda bir soru işareti var. Bu tür pantolonlar çok fazla talep edildiği için mi çok fazlalar, yoksa piyasa mı bunu dayatıyor?

ister istemez modanın şekline giriyoruz, eskiden dar kesim olan şeylere şu an modern fit deniyor standart haline geldi kıyafetler daraldı

eskinin moda olan herkesin giydiği regular fit kıyafetleri şimdi gözümüze fazla geniş görünüyor

artık bu kadar geniş kesim kot bulamazsın, bulsan da modelini beğenip almazsın
www1.pictures.stylebistro.com

www2.pictures.zimbio.com

bir de şu an yaygın olarak kotlara dahi %1-2 elastan iplik ekliyorlar, kan dolaşımını kısıtlayacak kadar bir darlık söz konusu olamaz

bana yabanci uyruklu bir arkadasim demisti, avrupali kadinlar dar pantolon giyinmiyor, burada herkes dar giyiniyor, diye... bilmiyorum. spor yapmak yerine pantolonla derli toplu durmaya calistigimiz icin olabilir.

ayrica, kadin cinsel organinin hava almasi gerekir. bu yuzden de zararlilar.

erkekler için straight,modern fitlerden şaşmamak lazım. zaten skinny vs gibi vücut hatlarını ortaya çıkaran çok dar pantolonlar erkeğe yakışmıyor. hafif ayakkabıya dökümlü olmalı pantolon.

arızalanıyordur sürekli çalışan makineler normal arızalanmaları.

elektrik vermeyeyim kar edeyim diye düşüneceklerini sanmıyorum.

Bu sorun yıllardır var. Neredeyse her metro/metrobüs istasyonunda en az bir yürüyen merdiven/bant arızalı gibi. Bence teknik eleman yeterli değil ve bunlar hızlıca tamir edilemiyor ve bakımları yeterince iyi yapılamıyor bu yetersizlikten ve gene bozuluyorlar. Hatta geçen maslakta yürüyen merdiven çökmüştü.

pasaport alımları 2 nisandan itibaren nufus müdürlüklerine devredildi. artık nufus müdürlüğünden alacsksınız

iyide 2 nisan olmadıki daha

Geçiş süreci var, ondan olsa gerek. Muhtemelen o tarihe kadar da çalışmayacak.

2 Nisan sonrası nüfus müdürlüğü üzerinden kontrol edersiniz bu sefer.

2 gün önce sondu hocam, geçiş süreci olduğu için.

2 nisanda gidiyorum o zaman sanki geçmesini beklermiş gibi olacak :) teşekkürler

facebook'ta medya iş burada adında bir grup var, oradan böyle ilanlar çıkabiliyor.

Yurt dışı eğitim fuarlarındaki okullar genel olarak para tuzağı. Özellikle ingilizce kursuna gitmeyeceksen önermem o firmaları.

Öteki taraftan okul için gitmek, sıkı bir mücadeleye hazırsan oraya kapağı atmak için iyi bir yol. Yine de süreci yaşamış olanlar çok zor ve stresli diyorlar.

zor ve stresli bir surece hazirsaniz ve onunuzde gercekten bir "firsat" varsa degerlendirmenizi oneririm ben.

yapmayip aklinizda kalacagina, yapin aklinizdan ciksin.

kesinlikle gitmelisin fırsatın varsa. burada işler iyice çığrından çıkacak gibi.

Bilmiyorum ya. Gözüm kapalı gideceğim tek ülke Amerika oraya da kart yoksa çok para lazım. Yaz sonu Fransa'ya gitme şansım var mesela ama gidecek miyim bilmiyorum, burada da kalabilirim, off, kafam karışık.

tam rahatsız olduğum konu ramazanda 1 ay gece davul çalar.seçim süreci 4 ay seçim arabaları kafa öper parti ayırtetmeksizin.insanlar çok mu pasif yoksa benim anormal karşılamam mı garip.neden bu ülkede herşey ilkokul müsameresi tadında sürekli ben yaptım oldu kafasınd yapılıyor.insanların rutin hayatlarını yaşamalarına neden imkan tanınmıyor anlamıyorum.

"diğer şehirlerde durum ne bilmiyorum ama oralarda da ben yapamam"

istanbul'da yaşayanların genel sıkıntısı türkiye'nin geri kalanından bihaber olmaları bence. bir sürü yaşanabilir şehirler var ilk alternatif olarak yurt dışı düşünmek = zaten gidememek. yani başka şehirde yapamam diyorsun ama başka ülkede yapabileceğinden emin misin?

aslında tabii olabilir neden olmasın ama başka ülke diyoruz çünkü ülke genel olarak gelişmişlik niteliği göstermiyor. mersine veya muğlaya göç etsem iş, sanat, etkinlik, eğlence, üretkenlik merkezleri bulabileck miyim? tamam her yer istanbul olamaz ama beni doyurması lazım. büyük şehirlerde yaşayan herkes aynı şeyi der burayı sevmiyorum ama burdan çıkamamda. alıştırıyor kendine seni. bağımlık yaratan bir zehir gibi.. ama başka ülkeler daha özgür olduğundan daha çok etkinlik eğlence iş ve üretkenlik olanağı olması muhtemel.

her şehrin kendine has sorunları olur, türkiye dışında ülkelerde bu ne orandadır nasıldır bilemem. türkiye'den gitsem de nereye gitsem diye düşünmeyi ben flörte benzetiyorum, hani nasıl flört evresinde bir ilişkinin olmadık şeyler bile göze kulağa tatlı gelebiliyosa; bizzat gidilmiş olsa da olmasa da bir ülkeye göç etmeyi düşünmek de böyle.

bir yerin içinde yaşamadan göremeyeceğimiz sorunlar olabilir, nasıl ilişkimiz olan biriyle aynı evde yaşamaya başlayınca ya da evlenince farklı taraflarını görüyosak.

beklentilerle de ilgili, mızmız biri suçu türkiyeye ya da yaşadığı şehre atıyosa, nereye giderse gitsin mızmız olduğu için, mızmızlanacak bir şey bulur.

ortadogu ulkeleri genel olarak oyle, turkiyeye has degil. sadece gurultu de degil tanidik bulma, siraya kaynak yapma vs uzar gider. 600.000 nufuslu orta avrupa sehrinde yasiyorum. korna sesi yok, minibus yok onun yerine tramvay var her yere. can tehlikesi olmadan rahatca bisikletle 15dk ise gidebiliyorum. kulturel etkinlik, yapacak sey gidecek yer bolca var 600.000 lik nufuslu sehir TRde olsa anca yilda bi belediye mustafa ceceli getirir gibime geliyor.

www.timetree.org

Her bir hayvani teker teker anlatan tek bir belgesel bulmak guc. Ama genel bir fikir icin Charles Darwin Tree of Life belgeselini izleyebilirsin. David Attenborough'un belgeseli.

Hayvanların hayvanlarla birleşerek evrimleşmesi diye bir şey söz konusu değildir. öncelikle bunu belirtelim!
eğer evrimi bu şekilde biliyorsanız belgeselden daha önce, bildiğiniz her şeyi unutup en temele inerek ''evrim teorisi''ni baştan araştırın. çünkü ''evrim'' farklı türlerin çiftleşmesiyle yeni dizayn türlerin ortaya çıkışı değil, türlerin zaman içersindeki gereksinimlerine göre mükemmel adaptasyona evrilmek üzere dna'nın yenilenmesi olayıdır.

sorunun cevabı:

1) cosmos: a spacetime odyssey
2) history channel - evrim (evolve) belgeseli (11 bölüm)
3) Darwinin mücadelesi türlerin kökeni belgeseli
4) evrim - türlerin serüveni - L'odysée de l'espèce


sonradan gelen bonus: Curiosity : İnsanın Evrimi

Bence evrimi anlamak için Richard Dawkins'in "Gen Bencildir" kitabını okumanız gerekli.

Etrafta evrim adı altında aslında ne kadar çok bilgisiz insanın yanlışlarla evrimden bahsettiğini anlayacaksınız. Kulak dolgunluğumuz olan şeyden çok daha farklı bir şeymiş :)

ikea da ucuzdu hatırladığım kadarıyla, oradan alabilirsin.

garageband

logic’le yaparsin.ucuz hem.

abletion live'a da bakabilirsin.

aynen. herkesin bir kişisel alanı vs oluyormuş zaten. google da bi bak bulursun. o alana tanımadığımız/sevmediğimiz vs kişiler girince huzursuzluk oluşuyormuş. bende de var fazlasıyla.

mesela asansörde tanımadığımız kişilerle binince, herkesin ya aşağı ya yukarı vs bakarak inmeyi beklemesi de bundanmış. burada sevmeme yok ama tanımadığımız için huzursuzluk oluyormuş. bilimsel açıklaması vardı yani.

Ortam öyle bir halde ki kadın veya erkek bile fark etmiyor; herkes tehlikede. Ben de birkaç defa karşılaştım. İşin kötüsü, erkek olarak bir şey de diyemiyorsun başıma iş almayayım diye..

Toplu tasimadan genel olarak her turlu rahatsiz oluyorum. Dayamis dayamamis pek farketmez.

Cinsiyet fark etmeksizin dayıyor ibneler

seyircisinin ustune atlayan rock star edasiyla kendini kalabaliga birakan bi guruh da var toplu tasimada. efor sarfetmiyor ayakta durmak icin saliyor kendini kalabaliga. cok ilgincler

alt tuşuna basılı tutup scroll yapmayı deneyebilirsin.

CTRL+0

command 0 oldu teşekkürler :)

YapıKredi nin seyahat kartı: Adios premium, topladığınız puanlarla yılda en az 1 gidiş dönüş ABD ya da Uzakdoğu bileti alabiliyorsunuz

Garanti Miles And Smiles.

Thy'nin miles and smiles programı ile anlaşmalı

Garanti'ninki baya iyi, yaklaşık her ay 8 bin liraya falan bir yurtiçi gidiş bileti veriyor gibi düşünebilirsin mil oranını. Yalnız vergileri sen ödüyorsun, yurtiçinde 45 lira sanırım tek biletin vergisi.

maalesef adını hatırlayamıyorum ama modelcilerin kullandıkları model uçak-drone simulasyonları vardı bilgisayarda. Özellikle dronelar bu kadar popülerleşip ucuzlamadan önce modelci arkadaşlar bunlarda çalışırlardı. Google ve forumları biraz kurcalayarak bulabilirsiniz muhtemelen.

Dostum o pahalı drone'ları kullanmak, ucuzları kullanmaktan çok daha kolay. Spark falan alırsan çözmen 15 dakika sürer öyle diyeyimi, müthiş stabil ve kolay kullanımlı onlar. Sıkıntı kullanmakta değil sıkıntı yasak olmasında maalesef.

Her erkek hatta geciyorum her kadin zaten bunun boyle oldugunu bilir fakat goz ardi eder. Kendine feminist diyip erkek adam boyle yapar diyen cok kadin gordu bu gozler. Bir de askerligi cocuk dogurmakla kiyaslayan salaklar var ki saymiyorum bile.

eksisozluk.com :)

bu memlekette babalarin da kiz cocuklarini erkeklerle yalniz birakmaktan imtina ettigini gorebilirsiniz yalniz... bence ornek tam oturmamis.

Turkiye'de kadin olmak cidden zor. Ben Kanada'da yasiyorum, burada feministlerin ugrastigi cogunlukla angarya isler artik. Ayrimcilik var mi, var ama Turkiye'yle filan kiyaslanacak gibi degil tabi.

Ote yandan ataerkil toplumun erkeklerin uzerinde de olumsuz etkileri oldugu konusunda haklisin. En basitinden sirf erkek oldugun icin askere gitmen, belki de bu yuzden olmen gerekiyor. Sunnet diye hicbir halta yaramayan sacma bir prosedur var mesela, "erkek!" olman icin cukunu kestirmen lazim (oksimorona gel).

örneğin çok saçma geldi bana. o kadar çok seviyorsan yap bi tane onunla ilgilen. elalemın çocuğunu sevmek, ilgilenmek merakı neden? ablam yeğenimin bezini değiştireceği zaman ben odadan çıkıyorum yahu teyzesi olarak. otobüste kucağıma çocuk vermediler ağlaklığını eşitsizliğe nasıl bağladın anlamadım ben.

eşitsizlik var. kadın da çalışmasına rağmen evin geçinemediği ilk anda "evi asıl geçindirmesi gereken ilk ve tek kişi"nin erkek olması, olağandışı durumlarda kavga, risk, tehdit unsuru vb. kadının yelkenleri suya indirip kedi gibi olup o tehlikeyi bertaraf etmek zorunda olanın erkek olması vs. benim bu sorumluluklarla da derdim yok ama başa bunlar gelene kadar eşit olup, sonrasında kadının ben kadınım diyerek kenara çekilmesi eşitsizlik. kadının pozitif ayrımcılık beklentisi bile erkeğe yapılan bir eşitsizlik.

ama çocuk konusunda hak veremiyorum. ebeveynlerin çocuğuna bakacak, çocuğuna ilgi gösterecek kişiden beklentisi ne olabilir? annelik içgüdüleriyle yaklaşması, sabırlı olması, daha naif olması vs. kadın fıtrat itibariyle daha naif, daha sabırlı, çocuk konusunda daha özgüvenli.

ayrıca bunlar da önemsiz kalır diğer bir husus karşısında. o da malesef bir çocuğun istismar edilmesi konusunda bir kadın milyonda bir böyle bir suça karşıyorsa, erkek belki yüzde 10 falandır. yaşananları görüyoruz. ben de bir baba olarak çocuğumu, hele hele kız çocuğumu bir erkeğe emanet edemem, bakıcısını erkek birinden seçemem. bu karşımdaki şahsın illa pedofil olacağı anlamına gelmiyor. ben çoğunlukla olan şeye karşı kendi tedbirimi kendim almak zorundayım. akrabalarım dahil hiçbir erkeğin kucağına alıp sevmesine izin veremem. onların düşeceği durum benim çocuğumun hayatından, psikolojisinden değerli değil. onların yaşayacağı eşitsizlik de umrumda değil. çünkü bu dünyada çocuğumdan değerli başka bir varlık göremiyorum. en az onun kadar değerli olan başka şey varsa o da diğer çocuklar ve savunmasız hayvanlardır benim nazarımda.

Iste gercekcilikten uzallastikca boyle cinsiyet rolleri problemleriyle bogusuruz. Cinsiyet rolleri dogal olarak birbirinden farklidir, toplumsal cinsiyet biyolojik cinsiyetten bagimsiz degildir ama biz realiteden uzaklastikca bu rollerin dogal kaynaklarina da saldiririz. Kadinin rolleri tarstismaya acilinca erkeginki de acilabilir teknik olarqk, o yuzden su durumda haklisin.

Ama senin borun otmez, 3. dalga donemindeyiz. Sozum ona toplumsal cinsiyet sorunlari senin bu sikintilari kapsama alanina almaz bu saatten sonra. Samimi(?) feminist dusuncenin insafina bagli.

Nafaka diye bir şey var ve hiç aklımda yokken evlilik müessesesinden bekâr hâlimle acayip tırsmama sebep oluyor.

En basiti bir fare yakalama operasyonunda en baba (çok pardon ana) feministin bile "Sen erkeksin." deyip topu size attığını görebilirsiniz.

200 yillik felsefi gecmisi olan feminizmin, kadinlarin toplum, koca, erkek kardes, isveren gibi kitleler tarafindan ezildigi Turkiye gibi ulkelerde hala bu kadar elestiriliyor olmasi ve duyuruda gun asiri birkac troll tarafindan saldiri altinda olmasi rahatsiz edici.


100 yil once "Kadinlar insan midir, ruhlari var midir?", "Kadinlar oy kullanmasin!" kitlesinin gunumuzdeki temsilcileri "Escinseller normal mi?", "Su feministler de isteyen kadin cocuk yapmasin diyor", "Otobuste kucuk cocuklari minciklayamiyoruz!" elestirilerin sahipleri.

Örneklerin hepsi tam oturmasa da haklısın.

Gelgelelim, hangi akımı veya düşünce yapısını bozmadan alabilmişiz ki bunu tam olarak anlayıp hayatımızda yaşatalım?

söylediklerinden çok daha örnek verilebilir. kim ne derse desin hayat erkeklere daha zor.

neyi elestiriyorsunuz tam olarak? (troll degilseniz eger)

ya da elestirdiginiz bir durum yok, oylesine mi yazdiniz?

erkeklere de bebek emanet edilsin gibi bir talebiniz mi var?

yoksa insanlar nasil kadin haklari icin eylemler yapiyor, erkek haklari icin de yapsin mi istiyorsunuz?

haklısın.

ama istisnalar kaideyi bozmaz. ve sen istisnalardan birisin. bu yüzden bahsettiğin şey eşitsizlik değil.

kadın erkek eşitliği bireylere ilişkin bir durum değil, her kadının ve her erkeğin (bireyin aslında) farlı olmasından çok bu bahsettiğiniz roller ve cinsiyetin bunun üzerine kurgulanıp eşitsizlik yaratmasıyla ilgili. feminizm zaten bu eşitsizliği gidermek üzere çalışıyor, bunun için de güç sahibi olanların (erkekler kadınlardan daha çok konuda avantajlı) yanlış bilgilendirmeleriyle yaftalanıyor. kadın erkek eşitliğinin görece daha iyi olduğu ülkelerde mesleklerde daha eşit dağılım görebilirsiniz.

diğer yandan bakıcılık konusu yine malesef bu bahsettiğim erkeklik rollerinin yaygın olması (ülkemizde durum daha fena) insanların bundan zarar göreceğini düşünerek kendini ya da çocuklarını korumaya çalışması, yani burda eşitsizliği yaratan kadınlar değil, bu erkeklik rollerini yaratan ve devam ettirenler.

erkeklik sorgulamalarıyla ilgili erkeklik çalışmalarını google'da arayabilirsiniz. burdaki mağduriyet vs başlıklarına bakarak hiçbir şey öğrenemezsiniz malesef çünkü sokaktaki adam dediğimiz (biz kadınlardan daha fazla eziliyoruz) kişi mantığında yazılmışlar.

m.bianet.org

senin aradigin anahtar kelime "eleştirel erkeklik calismalari" "masculinity studies". michael kimmel'in ted videolarini izle. biraz şov meraklisi bir abimiz ama iyidir tontostur.

simdi yukarıda söylenen bircok söze verilecek bir cok karsilik var ama birkac noktayi madde madde siralayayim.

1- asıl olan biyolojik cinsiyet degil, toplum icinde sergiledigin ve sana ögretilmis olan cinsiyet rolleridir. bu durumda, erkeklik kadınlık meselesini biyolojik tanımlara sıkışmadan erillik ve ataerkilik'in yanında ya da karşısında olmak olarak düsünmen gerekiyor. bir kadın erilligi ve ataerkiyi kucaklayip yeniden retebildigi gibi bir erkek de eril tavırları ve ataerkiyi reddedip daha eşitlikci bir tavir sergileyebilir.

2- erillik ve ataerki, kadın erkek ve LGBTİ herkesi eziyor, farklı farklı sekillerde yeniden bicimlendiriyor. burada asıl olan, kadın ya da erkegin bu eşitsizlik ve tahakküm icin birbirlerini degil, ataerkiyi ve eril düsünce tarzini eleştiriyor olmasi lazim. kadın, erkek ve LGBTİ'lerin kurtulusu ve özgürlügü birbirleri ile dayanısma icinde birbirlerini özgürlestirmelerinden geliyor.

3- erkeklik ve erilligin tahakkümü evrensel, dogal, tanri vergisi degildir. nasil kadın dogulmaz kadın olunur diyorsak, erkek dogulmaz, LGBTİ dogulmaz, olunur da dememiz lazim. bütün kültürel kodlar gibi eleştirilebilir, degistirilebilir ve yok edebilir. bunun icin de herkesin kendisini eril ve ataerkil iktidarla iliskilendiren baglari, ayricaliklari, ve esitsizlikleri sorgulamasi gerekiyor.

kaset ve eritsaite çok teşekkürler en faydalı yorumları sizlerden aldım. özellikle kaset çok haklısın mesele bu rollerin yaratılıp devam ettirilmesi. bazı arkadaşlar troll diyecek kadar aktarmak istediğim mesajdan uzaklaşmışken anlayan insanlarında olması çok güzel. keywordlere ihtiyacım vardı cidden sağolun.

Evet.

Günümüz teknolojisinden de eski bir teknolojiyle Dünya yörüngesinde saatte 270000 kilometre hızla hareket eden uzay istasyonu yapmışlar, onu da yaparlar herhalde, iskele kurup kayaları bir araya getiriyorsun işte, matematik falan da baya biliniyor, sorun olmaz gibi sanki.

Ayıpsın, üst üste 5 tane bile yaparlar.

Var zaten Las Vegas'ta. Las Vegas Luxor

giza piramidi tonlarca ağırlıkta taştan oluşuyor. tek parça halindeki tonlarca taşı o kadar yükseğe kaldırmak vs. bunlar günümüz inşaat makineleriyle yapılabilirmiş gibi gelmiyordu o yüzden. herhangi bir vince baktığımda tahmin yürütüyorum sadece.

Piramitlerdeki kayaların ağırlıkları 25 ile 85 ton arası değişiyor.
Şu an basit bir vinç kiralama şirketi dahi 120-150 ton kaldıran mobil vinçler kiralayabiliyor.
Ben bundan 15 yıl evvel elektrik trafosu değişeceği zaman çok daha fazlasını kaldıran vinç gördüm mahallede, bütün sokağı boylu boyunca kapatmıştı.
Basit bir örnek: coskunvinc.com

Yani şu an değil piramit yapmak, isteseler Mısır'ı baştan kurarlar bu teknolojiyle.

5000 yıl önce yapılan şey niye şimdi yapılmasın ki yaw? nasıl yaptıklarını da biliyoruz sonuçta hiçbi şey yapamasak aynısını yaparız ama dana gibi vinçler var koy gitsin.

Şu biraz fikir verebilir,
www.youtube.com

babası bile yapılır
ama soru 5000 yıl sonraki insanları hayrete düşürecek bir yapı yapılır mı olsaydı o zaman biraz düşünürdüm.

uzayli kakasi lazim taslarin birbine yapismasi icin

Betonart, xxi ve arredamento mimarlık ilk aklıma gelenler

Dogru dusunuyorsunuz. Cengiz bektaş yazilarini okumanizi oneririm.

Aynı şeyi ben de merak edip bir yere varamadım. Takip olsun diye yazıyorum kusura bakmazsanız :)

Eşi amazondan alıyor gibi hatırlıyorum, öyle bir şey demişti bir bölüm.

Ben de eşi alıyor diye hatırlıyorum ama nereden aldığı aklımda kalmamış.

www.amazon.com

bana da benzeri bir durum oldu. ebay'den bir ürün aldım, gümrük kabul etmemiş geri gitti. bir de ürünü açmış, delik deşik etmişler. Neyse, satıcı dedi ki kardeşim kabul etmiyorum bunu, paranı vermiyorum. ben de hali ile kabul ettim, gümrüğe çemkirdim falan. 2*3 gün sonra ebay'dan mail geldi, sizin hatanız değil, paranızı iade ettik diye. şok oldum.


her gün burada n11'den gittigidiyordan bir şeyler alıp, kullanmadan, paketini bile açmadan iade edilen ürünlerde satıcıların çıkardıkları zorbalıkları, n11 ve gg'nin satıcılara destek çıkmasını, müşteriyi iplememesini okuyup, böyle bir hizmetle karşılaşmak bizim gibi 3.dünya ülkesi vatandaşlarını şaşırtıyor.

Orda calisan adam 8 saatini doldurunca evine gidiyor. Mesayi yapacaksa normal saatinden %50 daha fazla kazanc sagliyor. Bence bu yüzden severek yaptigin bir is olsun yada olmasin, saygi duyuyorsun.

Türkiye de bunun tam tersi durum olunca, sana hizmeti veren canindan bezmis kisi sana ilgi göstermiyor.

olması gerekene şaşırıyor olmamız bizim ayıbımız değil de hala sabrediyor olmamız bizim ayıbımız galiba.

çelik bilmiyorum ama birincisi ufak kettleların rezistanslarının gücü de düşük oluyor, uzun sürede kaynatıyor mesela tefal travel city

www.tefal.com


ölüm ölüm bununla su kaynatmak, kafadan 10 dakka. ocağa koysam aynı süre oluyor yani ne iş anlamadım.

bunun dışında cezve formunda ucuz, türk kahvesi makinaları var arçelik, arzum ve sinbo gibi, çelik değil ama su kaynatmak amacı ile kullanıyorum, kimileri termostatlı oluyor, kimileri de termostalı oluyor ama termostatı çalışmıyor, enteresan yani.

büyük kettle a az su koymak da bi çözüm bence.

çoğu kettle az su doldurduğunuzda daha kısa sürede ısıtır zaten, ben bir bardak su ısıtacağım zaman bir dakika sürüyorsa tamamını doldurunca 2-3 dakika sürüyor. benimkine özgü bir durum olduğunu sanmıyorum.

urun.gittigidiyor.com

böyle şeyler var bi milyoncularda da satılıyor ama dandik.

abi bi kettle ın yanına plastik kaşık koyuyolarsa alma onu, o ne demek? parmağını sokarsan çalışırken çarpılırsın demek, metal kaşıkla karıştırmayın diye de uyarısı vardır zaten heheh

1 milyoncuda 5 milyona satılan ketıllar var onlardan al

Bangkok muydu pattaya mı emin değilim ama Mammoth vardı. Çok da severim.

özellikle ilk sahneleri Bangkok'ta geçen Leonarda Di Caprio'nun oynadığı The Beach filmi var.izlemediyseniz tavsiye ederim.

Format factory ile yapılır sanırım

Google photosa yükleyebilirsiniz. 1080p üstünü otomatik 1080p ye düşürüyor. Sonra da indirirsiniz.

Aklıma gelenler;
Otobüs
Deprem
Hababam sınfı serisi
Neşeli günler
Yavaş gel güzelim (Ayhan Işık)
Acı Hayat (Ayhan Işık)
Yılanların Öcü
Susuz yaz
Eve Dönüş
Mustafa Hakkında Herşey
Takva

Kurbağalar
Susuz Yaz
Yılanların Öcü
Umut
Çiçek Abbas
Ah Belinda
Ağır Roman
Yol
Sürü
Selamsiz Bandosu
Muhsin Bey
Uçurtmayı Vurmasinlar
Gemide
Tüm Nuri Bilge Ceylan Filmleri
Tüm Zeki Demirkubuz filmleri

Squat pozisyonu ile ya da yanindaki, cevre civardaki mendillerle tuvaletin oturulacak kisimlarini kaplayarak.

www.kizlarsoruyor.com

Çok sarhoşken gözün hiçbi şey görmüyor valla, kafam iyiyken mecburen laps diye oturduğumu biliyorum.
Ama normal kafada sadece bar tuvaleti değil hiçbir tuvalette oturamam dışarıda. Önce üç beş kat peçeteyle geçerim sonra squat pozisyonunda işimi hallederim.

ben peçete koyup otururum. çömelme squat gibi pozisyonları hiç denemedim.

çok hassassanız anlarım da peçeteyle silip sonra üzerini kaplayınca bir sıkıntı olmuyor otur gitsin.
peçete yoksa sıkıntı ama o nedenle hep yanımda peçete taşırım ben.

hiç kadın-erkek tuvaleti ortak kullanılan bir yere gitmedim ben şimdiye kadar. gittiğim barların tuvaleti de gerçekten hep çok iğrençti. ayık kafayla hiçbir şekilde girmeyeceğim tarzda pis tuvaletler olsa da, o kafayla tuvalet kağıtlarını serip yapıyorum çişimi.

Buyuk cogunlugunda kadin erkek ayri zaten. Ortak tuvalet gordugum cok az sayida o da yurtdisinda.

Kadin erkek ayri ama her yerde olmasa da bircok yerde fazla takmiyorlar. Neyse ki bir kisim insanin kafasi calisiyor. Thanks doug

Aslında sorun sadece bar tuvaletleri için değil, sorun aslında sadece kadınlar için de değil.

Neden bu tür mekanlarda ısrarla tuvaletleri alafranga yaparlar ki?

Yap kardeşim alaturka tuvalet, isteyen ayakta işesin isteyen oturarak.

Ayakta işemek erkekler için çok sağlıksız, erkekler de oturarak işemeli.

Özür dilerim soruna cevap olmadı bu.

güneyli çocuk un paylaştığı ks linkinden beni en çok üzen kısmı paylaşıyorum
"Daha sağlıklı bir cinsel yaşam için duşta çömelerek işeyin!"
Nedeni, çömelme sırasında pelvik kaslarınızın esnemesi ve güçlenmesi. Hatta çömelme hareketi yoga pozisyonları arasında da mevcuttur... Ama günde bir kez çömelerek işemek neye yarar ki? Çoktan doğal davranışı yitirmişsiz. Dışarda ve evlerimizde artık tuvaletler hep alafranga... Seks hayatımız bile olumsuz etkileniyor. Bir kadınının pelvik kasları ne kadar güçlüyse, cinsel ilişki sırasında yapabilecekleri, orgazm olmayı öğrenebilme kabiliyeti de o oranda güçlüdür.

john bloor bilmiyorum derdine derman olur mu ama annem beni çok küçükken oturmaya alıştırdığı ve bunu bilimsel ve dini(çokda skmde) olarak açıkladığı için buna alıştım. ihtiyacım olmadıkça ayakta işemiyorum. o ihtiyaçta mecburiyetten geliyor tabii. ayrıca erkekler arasında tuvalet kirletme dayanışması olduğunu düşünmeyin. mesela şu an kaldığım teyzemin evinde tüm erkek ahali ayakta işiyor ve ben her seferinde silmek zorunda kalıyorum. kendi evim de oturarak yaparım ve misafirlerime izin vermem. çok iğrenç geliyor her yerde sidik damlası hissi. şart şurttan da öte huylanıyorum. ama alaturka tuvalete karşıyım çok konforsuz.

www.youtube.com

30 bin euro degerinde sigortadir o, sigortanin bedeli olsa duramazsin.

15-20 euroya falan 30 bin euroluk sigorta yaptiracaksin aslinda

sigortanın teminat bedeli o, ödenen ücret değil. o kadar para olsa kaç kişi alabilir zaten şengeni.

30.000 teminat bedeli, yaptırdığın sigortanın belirli şartlarda masraflarının ne kadarlık kısmını karşılayacağını belirtiyor. italya'da ayağını kırdın diyelim, doktora gittin sana 5bin lira masraf yaptılar, yurda dönünce o parayı sigortadan alabiliyorsun. o masrafın 30.000 tl'sine kadar karşılanacağının teminatı yani.

15-20 avroya yaptırabiliyorsun bu sağlık sigortasını.

senin için şu var: yaran yanlış okumalar

diğerlerini arkadaşlar yazmış zaten.

:)

"evrakları okuyunca sağlık sigortasının otuz bin euro olduğunu gördüm."

tam olarak nerede gördün atsana linkini

uyumadan önce rezene, papatya çayı, yoğurt, ayran, süt

Uyumadan önce su ve/veya papatya çayı/doğadanın nefis zencefil ve limon kabuklu çayı.

Uyanınca her şeyden önce su.

Yatmadan önce muzlu fındık sütü içmek sadece vücudu gereksiz sindirim işleriyle uğraştırıp uyku kalitesini bozmaktan başka bir işe yaramaz, aynı etkiyi Nutella yersen de görürsün bir farkı yok, yatmadan önce Nutella yemek ne kadar uyku düzenine iyi gelirse o kadar iyi gelir. Çaylar da belki ilk etapta işe yararmış gibi gözükse de onların da muhakkak bir rebound etkisi olacaktır. Onun dışında sabah da su iç işte.

ben uyumadan önce viski içiyorum üç parmak. dört buzlu. hemen uyku getiriyor.

uyandığımda da ılık su.

uyku sorunun yoksa gerek de yok bir sey icmenize. Sabah limonlu su olabilir veya elma sirkeli su.

İçtiğim bir şey yok ama başka bir tavsiyem var: benim uyku düzenime iyi gelen şey yatmadan önce 5-10dk meditasyon yapmak, kafamı boşaltmak.
meditasyonguru.com

Yatmadan önce (su dışında) yediğim içtiğim şeyler ise midemde şişkinlik hissi verip beni rahatsız ediyor.

Yani aslında background'ı anlatıyor geleceği değil. Galakside şöyle oldu, böyle oldu, birazdan izleyecekleriniz bunlar üzerine kurulmuş bir hikayedir diyor. Ancak velev ki spoiler olsun, zaten sonuç değil, süreç odaklı bir izleme yapıyoruz Star Wars'ta. Çoğu şeyde öyle.

Klasik edebiyat okurken "Tüh spoiler yedim, nasıl hırsızlığı Raskolnikov yapar? Bunu niye söyledin?" demeyiz.

LOTR izlerken iyilerin kazanacağını biliriz.

Star Wars da 20 film bile sürse, en son filmde elbette ki "iyiler" kazanacak. Sonuç değil, süreç bizi heyecanlandırıyor. O yüzden Sauron'un yenilmesi, Palpatine'in devrilmesi "spoiler" bile sayılmaz; ama Gandalf'ın ölüp geri gelmesi, Anakin'in Darth Vader olması gibi süreci şekillendiren unsurların bilinmesi gerçekten öyküyü "bozabilir."

geleceği anlatmıyor, spoiler vermiyor. iki film arasında geçen zamanı özetliyor.

Gerçeği temsil etmek diye anladım.

Edit: Gerçekliği temsil etmek daha iyi sanki sanat içinse.

ben " temsil etmek " yerine " var olmak" açıklamasını daha uygun buldum.