Ekşi Duyuru

Seçime kadar para piyasası fonu

Söylediğin üçlüden de en cazip olanı USD

bir para birimi değil ama bugün düşüş yaşamışken altın değerlendirilebilir. böylece herhangi bir tl devalüasyonu durumunda korunulabilir.

Neden pişman oldunuz? 15 gün olmuş daha. Seçime kadar döviz/tl baskılanmaya devam edecek. Ben olsam paramı seçime kadar faizde değerlendirir seçimin hemen öncesinde dövize geçerdim.

Fiziki altın.

Paraların hepsinin enflasyonu var. Hepsi 1 sene sonra %4-%7 eriyecek.


.

@pispinti dolar 31.40 ı geçtiği an zarar yazıyorum çünkü. daha geri satın alma makası var. artmaz dedik ama arttı %2 gibi bişey kaldı.

Gerek yok. Bunu destekleyen bilimsel bulgu da yok gibi.

Ölçek hesabı ne bilmiyorum, iki farklı creatin kullandı biri 5 gr çıktı biri 3 gr. O yüzden gr bakmak lazım. 5 gr genelde ideal bilimsel calismalarda.

@logisticsmanager hani kg başına alınması gereken bi miktar var mı acaba diye.

antrenman yapmadığımız günler de kullanmalı mı?

Evet. Creatinein antrenman yapılan günle alakası yok. Preworkout ya da postworkout bir ürün değil. etkisiz haftalarca kullandıktan sonra başlayan bir supplement.

Önerilen dozaj yükleme sonrasi kg*0.03 gr da çok kafa takmaya gerek yok, 5 gr ile 4 gr arasinda etki farki olsun az.
examine.com

2023 Mercedes GLC 300e kullaniyorum, 8 ay oldu alali, bence cok kullanisli ama evde sarj imkanininiz olmasi lazim. Bildigim kadariyla sorularinizi cevaplayayim:

"Bir de bunların kablosuz versiyonları var onların ismini unuttum şimdi kendi kendini şarj eden, hangisi daha iyidir acaba?"

Dediginiz Mild Hybrid diye geciyor, daha kucuk batarya kapasitesi oluyor bunlarda, tam elektrikli surus icin degil de normal benzinli motora destek icin anca yetiyor elektrik motorun gucu. Yani kalkislarda elektrikle kalkiyor mesela, yakit tuketimini azaltiyor. Batarya kapasitesi cok dusuk oldugu icin de disaridan sarj etmeye gerek kalmiyor, fren yaptikca aciga cikan az enerjiyle bile sarj oluyor. Plugin Hybrid'lerde ise batarya kapasitesi yuksek, elektrikli surus de yapilabiliniyor. Fren enerjisiyle Plugin'ler de sarj olsa da tum bataryayi sarj edemiyor yuksek kapasite sebebiyle, o yuzden fise takip da sarj etmek gerekiyor.

Plugin'in en buyuk avantaji elektrikli suruse imkan vermesi. Mesela benim arac kagit ustunde 120 km elektrikli menzile sahip, ama pratikte 100 km goturuyor. Bu da sehirlerarasi yola gitmedikce tamamen elektrikli kullanima izin veriyor. Gecen hesapladim, mevcut kullanimimla bir depo benzin bana 2 yil kadar gidecek gibi duruyor :) Ama benim arabanin batarya kapasitesi plugin'lere gore bile yuksek (31kwh). BMW 330e bataryasina baktim, 12kwh gosteriyor. Yani elektrikli modda herhalde ancak 40 kilometre civari gider.

"Bu plug - in versiyonlarda da full elektrikliler gibi ileride batarya sorunu vs olur mu ?"

Butun pillerin omru sinirli, normal arabalarin bile akusu sarj tutmaz oluyor akuyu degistirmek gerekiyor, ayni sekilde mild hybrid ya da plugin hybrid'lerin de bataryasinin bir omur var, o zaman degistirilir. Bu bir sorun degil, beklenen bir sey. Arabalari gectim telefondan kablosuz supurgelere, laptoplara her seyin bataryasi omrunu tamamliyor, o zaman degistirmek gerekiyor.

"Bakım maliyetleri benzinli veya dizele göre daha mı yüksek ?"

Hayir degil, hatta elektrikli motor ve sansiman cok daha az calistigi icin sorun cikarma olasiligi daha dusuk. Ek olarak fren de cok daha az kullanildigi icin fren balatalarinin omru uzuyor.

Gene bir sorunuz olursa yardimci olmaya calisirim.

@sertac akin çok çok teşekkür ederim, zannediyorum siz irlanda’da yaşıyordunuz, ben de ingiltere’deyim. dizel - benzin yasaklanacağı için böyle bir alternatif de gördüm araştırmak istedim. evde şarj imkanım şuan için yok maalesef. daha 10 sene dizel- benzin gidecek gibi ama.

Kafamı şu karıştırdı, aynı model iki araç baktım donanım ve servis geçmişi de benzer ve aynı galeri. 330e new car cost 43k, şimdiki fiyatı 20k ( 3 yılda )

Diğeri 320d her şeyi aynı, new car cost 35k, şuan 22.5k.

acaba dedim daha mı hızlı değer kaybediyor, arada sadece 15-20 k miles vardı. ikisi de hasarsız. biraz da onu merak ettim.

özetle anladığım evde şarj imkanı varsa gayet mantıklı çünkü uzun yol da rahatlıkla yapılabilir, yoksa mild hybrid veya sadece benzin - dizel devam bir süre daha.

Araclar ayni model olabilir ama iclerindeki aksesuarlara da bakmaniz lazim. Mercedes, BMW gibi araclarda motor ayni olsa da ayni modelin en dusuk ve en yuksek aksesuarli versiyonlari arasinda %25-30 fiyat farki oluyor. O yuzden sirf ayni model olmalari fiyat karsilastirmasi yapabilmek icin yeterli degil gibi.

Ama evde sarj imkani yoksa plugin'i public istasyonlarda sarj etmek benzinle hemen hemen ayni fiyata geliyor, o yuzden alici pazari daha dusuk, bu da ikinci el degerini olumsuz etkileyen bir unsur olabilir.

ben 2021 model a3ü yanlış hatırlamıyorsam 35 yapmıştım, aslında kapıda ne yazıyorsa onu yapmıştım. aracında kapısında yazıyor

Aracın kapisinda ne yaziyorsa o.

Önerilen şey önemli değil. Milyar dolarlık şirketin muhendisleri ne hesapladiysa yapın geçin.

kapısında bir şey yazmıyor sökmüş benden önceki sahibi:)

Arabanin modeli yılı vs tyre pressure chart diye aratırsanız çıkar.

@logisticsmanager

www.speakev.com

benimkisi 225 / 40 / 18. anlayamadım görseli kaç yapmak lazım acaba ?

18'den sonra ekstra şeyler var(taşıyacağı ağırlık ile alakalı) o kismi da ogrenirseniz ilk kisma mi yoksa ikinci kisma mi girdiğini anlarsiniz.

92v ya da 92y diye bakın lastiğe.
Ilkiyse araçta olacak kisi sayısına bağlı olsa da 38 ön arka yapabilirsiniz gibi buna göre.

Bu değerlere göre sizin 34 az kalıyor evet.

Şişireceğiniz basınç değeri araçtaki kişi sayısı ve lastiğin sıcak olup olmadığına bağlıdır.

sıcak lastik demek 5km yol yapmış veya 3-4 saatten az beklemiş olmak demektir.

Sıcak lastik için verilen değerlerin +4/+5 üzerinde PSI basılır. Yani kapıdaveya kitapçıkta yazan 36 ise 40 psi basılır.

Formayı at bakalım :)

Hazır imzalı forma ile ıslak imzayı formayı bariz anlayabilmeniz lazım, zira polyester üzerine kalemle atılan imza ya da yazılan yazı ister istemez bir miktar dağılır, arkadan gözükür, vb. Baskı imza ise dümdüz durur. Yanlış bilmiyorsam bu imza olayında formayı tesislerin girişinde bırakıyorlar, sporcular gelirken imza atıp geçiyor. Muhtemelen standart hale gelmiştir.

Trabzonspor orjinal imzalı forması olan taraftar olarak babanın dediği de doğru orjinal imzalı formalar da mevcut..
görmek lazım

eksiup.com

Link buyrun :)

Yok ya gerçek imzalı bence. Baskı gibi gelmedi hiç.

sponsorun ustunun kapanmamasi tesaduf olamaz. baski diyorum.

@buenosdias abi vestel yazısının üstüne niye imzalasın:) bence normali öyle olmaması zaten.

Bro böyle baskı mı olur şekilsiz şemalsiz zaten imzaların çoğu, hadi her şeyi geç sağ alttaki Y'nin noktasındaki mürekkep bile akmış biraz, bildiğin ıslak imza işte.

Adblocker saçmalamış olabilir, silip tekrar yükleyin. Bende gayet güzel çalışmaya devam ediyor zira

aynı oldu bende adguardda.
sildim yükledim düzelmedi

sildim yükledim düzelmedi, adblock’a geçtim olmadı, tekrar adguard’a geçtim olmadı.

Peki ayarlardan conent blocker'lar etkin mi? malum, app'i yüklemek yetmiyor, bir de ayarlardan etkinleştirmek gerekiyor.

@bk etkin evet.

Icine cekmiyorsan zarari yok desek yalan olmaz herhalde. Illa vardir da olculemeyecek kadad azdir.

Ama ne gerek var onu da bilmiyorum. Ben sigara birakmak icin iciyorum ise de yariyor ama madem icmiyorsunuz?

Duman üflemek ( kuvvetli duman ) ve aroması hoşums gidiyor. Ağızda güzel tat bırakıyor, ana motivasyon duman üflemek..

nikotin emilimi dil dudak yanak ve agiz ic mukozasindan basladigi icin gunun sonunda ufak ufak kendinizi nikotine duyarli, ister hala getirebilirsiniz. (bilemedim tabi herkesin metabolizmasi farkli) tabi nikotin agiz mukozasina da mudahale ediyor fakat puffbar'da ki salt nikotinin agizda bi aktivasyonu var mi bilmiyorum


sonucta hic icmeyen birine gore zararli. ama ne kadari icin kontrollu bilimsel calisma yapilmasi lazim. bunun icin spesifik bir calisma oldugunu sanmam.


edit: nikotin icermiyorsa sadece aroma ve base'den olusani tuketiyosaniz onlarda eser miktarda emiliyordur bol bol su tuketin

Nikotinsiz kullanin bir sey olmaz +1

Steroidli olup olmadığını anlamak için bi referansa ihtiyacın yok bu kişiler için bunlar sporcu değiller, bu kütle için illa ki ilaç kullanıyorlar, hepsi kullanıyor zaten. Ha bu vücudu ilaç kullanmadan da inşa edersin ama aktörler neden bunun için uğraşsın.

@kaleci saçlı forvet

Ya ilaç kullanmadan da inşa edersin demiş ama bu nasıl ilaçsız olabilir ki ? düşük yağ oranı, six packler sayılıyor ve ona rağmen çok büyük hacimli kol ve omuz, mümkün gibi gelmiyor pek.

Bro senin gönderdiğin fotoğrafta biraz omuzları büyük duruyor ama o da pump'tan dolayı öyle, trapezleri falan baya küçük karın kasları hacimsiz burada ilaçsız bile olabilir, gule gule'nin gönderdiği linkteki atletli hali kesin ilaçlı ama. Onun dışında bunlar fotoğraf çekimi için 24 saat önceden suyu tuzu vs kesip kalanını kaslarına gönderdikleri manipülasyonlar yapıyorlar, o nedenle bu kadar lean duruyor, hep yalan dolan işler yani.

steroid kullanmıyorum = hiç estetiğim yok

Kaç defa «Mr Olympia» seçilen Arnold bile bir dönem steroid takviyesi aldigini itiraf etmisti ki kendisi gerçek bir vücut gelistirme ustasidir.

spor ve hareket takibi dışında çok bir işe yaramıyor zaten. burada yazmıştım zamanında (bkz: apple watch/@roket adam)
telefonla konuşma mesaj yazma falan 1-2 deneyip bırakılacak şeyler

Bol miktarda sporda
Telefona uzaksam telefona cevap verme
Nabız kontrolü
Düşme alarmı
Bilimum saat alarmları
uyku takibi
Covid olduğumda kandaki oksijen ölçümü
Bu liste uzar gider.
Mesela birazdan bir işim var. Saatini kaçırmayayım diye Siri'ye söyledim, haber verecek.

Bir çırpıda aklıma gelenler.
Kullandığım bir ilacın farketmediğim olumsuz etkisiyle ilgili bir alarm verdi. O gün bugündür vazgeçilmezim durumunda

Whatsapp ve mesaj konusunda, okuma da cevaplama da. Etkin şekilde kullanıyorum mesela.

Düşme alarmı ve ilacın olumsuz etkisini nasıl söyledi ? Onu anlayamadım valla iyiymiş baya..

uyku takibi ek olarak ne kadar verimli ? Mesela verileri öğrenip ne yapıyorsunuz, bunu geliştirmeye mi çalışıyorsunuz ? Ciddi soruyorum bilmediğim için, nasıl veriler veriyor ?

spor ve bildirim takibi.

Günlük kullanımda sürekli yaptıklarım

- rahatsız eden alarm sesi yerine sabahları titreşimle uyanmayı tercih ediyorum.
- telefon cepte ya da uzaktaysa en çok - whatsapp ve arama bildirimlerine bakıyorum, diğer tüm bildirimler kapalı.
- aktiviteye bakıyorum
- evden çıkarken hava kaç derece diye bakıyorum
- timer işlevini çok kullanıyorum, yemek yaparken ya da x dk sonra bir şey hatırlamak vb.
- spor yaparken kalori takibi için, yüzerken de hangi stillerde yüzdüğünü ayrı ayrı track ediyor, bu hoşuma gidiyor.
- derin uyudum mu uyumadım mı ona da bakıyorum.

bunların dışındaki app'leri kullanmıyorum. ekran bakınca açık, yoksa normalde kapalı duruyor.

yani sürekli mıncıklanan telefondaki işleri komple buraya taşıyan bir alet olarak görmüyorum, ama hiç yormadan saate bakarak yukarıdaki fonksiyonları çözdüğü için benim işime yarıyor.

edit: uyku takibinde derin uyku, rem, uyanık zaman vs. ayrı ayrı gösteren kısmı geliştirmek için kullanıyorum şahsen. duş alıp yatmak, meditasyon, çay, spordan sonra, erken yatınca, kahve içince vs uyku nasıl etkileniyor bakıyorum. sabahları çok zor uyanan biriyim çünkü. onu optimize etme çabam var.

www.google.com

4:24 den itibaren Düşme algılama

Diğer sorun için de kardiyo fitness düzeyi konusunu araştır.

edit: sadece tl olduğunda %25 veriyor, bu durumda usd %10 için tl faizden vazgeçmek saçmalık gibi.

hsbc'de 3 ay kkm dolar için %12+%5 verildi geçen hafta.
sadece tl faizi aldığında kur riskin oluyor. %10 fazla alayım derken kur patlarsa tl'de kalırsın.

kkm tl faizi 25 dedi yanlış anlamadıysam, patlasa bile zarar olmaz gibi, netleştireyim yarın.

kkm faizi %25 ise oran çok iyi zaten, direkt yap gitsin. hatta hangi banka söylersen biz de yapalım :)
ama yanlış anlamış olabilirsin.

kkm 25 veren banka varsa tanistirana ufak bir komisyon oderim

değil. mümkünse pamuk tercih edin

Spor kıyafetlerinde polyester > pamuk. Çünkü pamuk teri çekiyor ve içeriye hapsediyor. Spor yaparken polyester tercih edilmeli bu yüzden.

Günlük hayatta tabii ki polyester iyi bir kumaş değil.

Amaca göre değişir.
Misal koşu ekipmanlarının çoğu bu tarz tekstil malzemelerinden çünkü daha çabuk kurur vs.
Aksine pamuk terlemeyi tutar, kurumaz.

Ama normal giymelikse polyester oldukça düşük kaliteli bir şey.

Ne için kullandığın önemli, günlük hayatta giydiğim bi kıyafette büyük oranda pamuklu giyerim ama antrenman kıyafetimi %80-90 polyesterden seçerim zira pamuklu kıyafetler teri hapsettiği için bok gibi bi antrenman yapmana neden olur, yani üstünde terden 3 kilo olmuş bi kıyafet dolduğunu üşün işte o şekilde antrenman yaparsın, polyester malzemede böyle bir sorun olmaz. Gönderdiğin linkte de biri polyester malzeme ama diğerinin ne olduğu belirtilmemiş.

sporda giymeyeceğim günlük giymeyi düşünüyorum. hangisi daha mantıklı ?

Günlük giyeceksen pamuklu al.

peki diğeri, 2. link pamuk mu ki ?

%100 other fabric yazıyor.

Yani işte bi şey yazmamışlar ona ama ikisi de benzer ürünler muhtemelen o da polyesterdir.

Aşağıda sormuslar, nylon demisler.
Kısacası al birini vur ötekine ürünler.

2. link böyleymiş :

Body: 80–82% cotton/18–20% polyester. Hood Lining: 100% cotton.

ilki hakkında bilgi bulamadım

İdeal gibi ? Nike ın kendi sitesinden alıntı

%80 pamukluysa iyidir, %100 pamuklu olunca da çok kırışık falan oluyor.

Bir de duruşları farklı gibi, boyun bölgelerinin modeli değişik sanırım.

Muhtemelen aracınız yeni model ve anahtar üzerinde merkezi kilit ile immobilizer sistemi de mevcut. Sırf immo yüzünden bile sadece çevir aç anahtar yapılamaz. Bulunduğun şehirdeki en kaliteli anahtarcıya gitmeni tavsiye ederim. Fonksiyonel araç anahtarını her kilitçi kopyalayamaz ama araç yanında olmadığı için deneme imkanın da olmayacak... TR'de yaptırmaktan vazgeç diyorum.

Bazı araç sistemlerinde aracın da bu işi yapan anahtarcıya gitmesi gerekiyor, bazı (çoğu) sistemlerde ise orjinal ve çalışan bir anahtar yetiyor. O anahtarın aynısından elektronik olarak bir tane daha kopyalanıyor.

İnternette araç modelinizi yazarak aratın yapabilecek yerleri.

Ben kullandım yurtdışında. İkametgah yurtdışına alınması gerekiyor.

Konsoloslukta kullanıyorsunuz.

Türkiyedeki oy verme günün çok önce oluyor ve oy verme süresi daha geniş.

Konsolosluk sitesini ve ysk sitesini takip edin.

Ikametgahini aliyorsunuz sonrasinda hangi ulkede sandigin nerelerde kurulacagi ilan ediliyor. Oraya gidip kullanabiliyorsunuz oyunuzu. Gurbetcinin cok oldugu ulkelerde genelde merkezde buyuk salon, otel vs kiralanir ysk tarafindan.

milano konsolosluğunda kullanmıştım ben de 2015 kasım seçimlerinde. ikameti hiç bir belge göstermeden aldırmıştım, okulu kiraladığım evi gösterecektim kadın gerek yok dedi, yer beykoz kaymakamlığı nüfus müdürlüğü.

sonra seçimden bir ay kadar önce (ysk ilan eder) milano için tarihler açıklandı, sağlam güvenlik önlemleri altında gittik oyumuzu kullandık. benim diplomatik misyondan chp çıkmıştı, ama sonuç malum.

Ben de milano'da oy verdim 2 kere, ilk geldigimde sadece bir beyanda bulunmustum ikametim yoktu henuz o zamanlar.

ben de londra’da hiçbir belge bildirmeden ikametgahı aldırdım konsolosluktan, o açıdan dedim belki başka kanıt vs gerekir diye. o halde o gün kimlikle gidip oy kullanıyoruz doğru mudur ? tc pasaportumun süresi geçik zaten kullanmıyorum, göstermeye gerek var mı?

ek olarak tr’deki eski adresimize de seçim zarfı gitmiyor o zaman.

onun süresi var hocam, listeler asılmadan aldır ikametini. yurtdışı seçmenin havuzuna eklesinler seni. o gün gitsen tabii ki veremezsin oy. şimdi hemen aldır derim ben.

geçtiğimiz günlerde bir haber vardı (ne kadar doğru hatırlıyorum emin değilim), seçimden 6 ay önce/içinde ikametgah taşındıysa oy kullanılamayacak gibi. bi bakın.

ikametgahi almak yeterli cunku sistem ona gore belirliyor oy vereceginiz yeri. yurtdisina tasindiysaniz simdiden alin cok gec olmadan. (ayrica 15-20 euro bi cezasi var ikametgahi gec almanin) sonra e-devletten gorebiliyorsunuz zaten ikametgah adresinizi.

secmen bilgi sorgulama sisteminden kontrol edersiniz nerede oldugunuzu.

ben alalı 1 seneyi geçecek, ama bu 6 ay muhabbetini öğrendiğim iyi oldu.. teşekkürler herkese

yanında getirirsin kargoyla falan gümrüğe takılır

bir bir buçuk ay önce ummandan elimde sallaya sallaya getirdim. havaalanında kimse bir şey sormadı. ama 2022 ile şartlar değiştiyse bilemem.

gunduz vakti gunesli veya bulutlu farketmeksizin kremi surebilirsiniz hatta surmemiz gerekiyor. bana gore evden cikarkenden ziyade gece yatmadan once kullanmak daha faydali olur. bu kremi cok sevdim ton esitliyor
www.limonian.com

Abi kışın pek güneş olmuyor diye bir şey yok güneş yine var sadece açısı değişiyor ama güneş ışınları cildi aynı şekilde etkiliyor, kış gelince güneş başka bir yere gitmiyor bildiğin üzere, o nedenle güneş kremini kışın da kullanmalısın. Ha yok abi kullanmayacam ben diyorsan mat bitişli nemlendirici sür arada da yenile o da iş görür ama bence güneş kremi kullan yani yaz kış.

Tam tersi güneş kremi kış aylarında da lazım ve gerekli :)

önce bunu sürün: www.dermoeczanem.com

sonra bunu: www.dermoeczanem.com

Ben lösev'e hiç bağış yapmadım ama sıklıkla darüşşafaka'ya bağış yapıyorum. Doğum günlerinde veya benzer özel günlerde arkadaşlarınız adına oraya bağış yapabilirsiniz.
Lösev'in kısmetine de engel olmayayım tabi. Ama darüşşafaka da aklınızda bulunsun.

Son günlerde plansız-programsız stokladıkları mandalinalarını satmak için yaptıkları çağrılarıyla ticareti beceremedikleri kesin ama bağış olarak bahsettiğiniz gruptan izole temiz bir vakıftır, tercih edebilirsiniz.

Cocuklar icin deger. İs basvurularinda para istediklerini okumustum ekside, sogudum sonra ama losemili cocuklara cok yardimlari var. Bizzat gittim, gördüm.

@hayati cozemeyen adam

Lösev tam olarak söylediğin türde bir kuruluş.

@zaman ilac degil insanlar unutkan,
Mandalina stoklanabilen bir ürün değil ve şu an da tam mevsimi.
Lösev'e gelir sağlamak maksadıyla internetten alışveriş yapılabilen bir dükkanları var. Sattıkları ürünlerden biri de mandalina.
Kaşar peynirlerini tavsiye ederim.

www.lsvdukkan.com

löseve ufak da olsa bi hayır yaptım, birileri bu duyuruyu görüp o da içinden gelen bi kuruma yaptıysa ne mutlu bana.

sana kardiyo lazım. en iyi takviye bence ağırlık adına.
kan akışın, enerjin, nabzın hepsi artacak. vücut daha hızlı şekle girecek.
kreatin uzun vadeli bir şey. vücudunda birikecek ve enerjin, gücün artacak. fayda görmedim diyorsun sanırım kısa vadeli kullandığın içindir. veya belki gerçekten yaramamıştır.
her gün balık yağı hapı kullan. hızlı toparlanır vücudun, kaslara iyi gelir.
multivitamin kullan.
spor öncesi -bunu ciddi söylüyorum- bir çay bardağı yarısı kadar pekmez iç. manyak enerji veriyor.

kreatin saç döktüğü için bırakmıştım. multivitamin kullanmadım, geri kalanı kullandım ve durumdan memnunum. ayrıca boks yapıyorum, ağırlık çalışması ikinci planda benim için.

balık yağı hapı - multivitamin düzenli ve her gün alınması gereken şeyler mi ? yoksa 1 ay kullan bırak gibi mi, tavsiyeniz var mı ürün olarak ?

Her şeyi kenara bırakalım çünkü en önemli bilgi yok;
Kaç gr protein alıyorsunuz?
Bahsettiginiz bilgilerle günde ortalama 200 gr protein almanız lazım. Bunu yapıyor musunuz?

Bahsettiginiz şeyler bana kasla vs alakalı gelmedi. Tamamen yag oranini düşürme ile alakalı gibi. Yani büyük kola sahip olup bunu şekilsiz buluyorsaniz demekki sekle sokacak egzersiz yapmiyorsunuz ya da şekil var ama yağ var üstünde.

Bence böyle çok supplement şu bu islerine girmeden ve bu bilgileri eksiduyurudan almadan işinin üstadı kişileri okuyun, izleyin. Bana misal sizin sorularina bütün cevaplar mike israetel'in youtube kanalinda var gibi geldi.

Keratin kullanıp ne fayda görmeyi beklediniz bilmiyorum. Yani doğru amaç ile kullandiniz mi acaba sorusu var aklimda. Dünyada whey ile yarari belli olan bir iki supplementten biri kreatin.

Bence yapmaniz gereken basit; en az kg*2 protein, kalori takibi, parçalı body building programi (artik 3 gün nasıl sigar bilemem). Onun dışında baska bir soruda cevapladıgim isimleri takip edip onlardan öğrenmek. Misal türk olarak da Serkan yimsel hoca var çok iyi.

@logisticsmanager yanlış hatırlamıyorsam 100 gr tavuk göğsünde 26-27 gr gibi bişey vardı, 400 gram + 250 gr basmatigi bi akşam yemeğinde zorlanmadan yiyorum zaten. kahvaltısı wheyi vs 200 ü bilemem ama 160-170 garanti.

aslında duyuruyu yazarken amacım spor esnasında enerji verecek, esnememi bitirip yorgunluğumu atacak bi takviye vs idi ama yazdıkça diğer sorunlara da değindim iş oraya kaydı. bcaa bu anlamda enerji verip ağırlık konusunda yardımcı olur mu mesela ? Dönemsel olarak yardımsız 35-35 bench yaparken ( fazla değil biliyorum ) şuan 30-30 zorlanıyorum beden olarak yorgunum.

bu manada vitamin de kullanabilirim ki mantıklı gibi, ya da dediğim gibi işte bcaa vs.

Spor sırasında size enerji verecek pek bir şey yok. Bazıları preworkout seviyor ama çok da kanitlanmis, bilimsel destekli şeyler değil. Çok kötü oluyorsaniz smelling salt falan bulabilirsiniz belki.

Bahsettiginiz şeyler ne vitamin ne aminoasit eksikliği. Belli ki yorgunsunuz, yeterli uyumuyorsunuz ya da zihinsel yorgunluk. Bunun supplementi yok.

Bahsettiğiniz protein değerlerini myfitnesspal ile takip etmenizi tavsiye ederim. 1.6 iyi bir oran ama amaca göre tartisilir. Amaç kas yapimi vs ise düşük kalabilir. Ama gene de enerji ile pek alakası yok. Illa bir şey kullanmam lazım derseniz preworkout deneyin. Bir de uykuyu artırın.

Bu arada 26-27 gr biraz fazla, ortalama 22-23 hesaplamak lazım proteini.

iyi ağırlık çalışıyorsan kreatin çok iyi bir takviyedir ama kafana göre kullanılabilcek birşey değil. ben çok faydasını görmüştüm.

bence sen protein tozu yanında kreatin ve l-carnitine kullanabilirsin. hydroxycut tavsiye edeceğim ama kalp veya tansiyon varsa sakın alma.

L-carnitine ve glutamin

Bu arada bu siteyi de birakmak istedim, hep referans veririm;
Examine.com

Creatine, l-carnitine, glutamine, fish oil vs her şeyi yazıp yapılan bilimsel makalelere göre çıkarılan sonuçlara bakabilirsiniz.

Buraya baktıkça supplement dünyasının yüzde 99 yalan olduğunu ve marketingten oluştuğunu görüyorsunuz. Zaten ronnie coleman'in yağ yakan vücut kremi satmaya çalıştığı ve bu krem sayesinde fit olduğunu söylediği ortamda bilim dışına çıkmamak lazım.

cevaplar için teşekkürler, sanırım ilacımı buldum : bcaa.

sabah yorgun kalkma, antrenmandan sonra diğer antrenmana kadar geçmeyen kas ağırısı, yorgunluk vs herşey var. ben bunları normal sanıyordum ( ki normal de olabilir ) ama herkeste olmadığını ve geçirmek için bcaa kullandıklarını öğrendim. en basitinden pzt omuz çalışıp salı sırt çalıştıysam perşembe göğüs çalışırken bile pazartesiden kalan ağrılarım hala oluyor ve bu bile giderken motivasyon düşüklüğü yapıyor. geçen hafta deadlift'de muhtemelen tam kolumun ortasını zedeledim biraz ( iç ksıım ) bugün antrenman tam bir felaket ve acı oldu benim için.

şimdi özellikle @logisticsmanager, vitaminları falan saldım ben. whey + bcaa vurucam. bunun yanında glutamine gerek var mı ? l - carnitine kullanmayı pek istemiyorum olumlu yorum göremedim pek, kreatin de ekleyeyim mi bu kombinasyona ? ve kullanımım nasıl olmalı antrenman öncesi - antrenman sırası vs ?

examine.com

"A decrease in fatigue (mental fatigue when measured after the workout) results when BCAA supplementation is taken during exercise at a dose above 10g or so"

Bu arada etkisiz çok az görülmüş ama umarım sizde beklediğiniz etkiyi yapar. Bcaa kullanmış biri olarak açıkçası hiçbir ise yaramadığını gördüm, genel kani da bu yönde.

Bu arada bcaa sizi spor salonunda uyandırmaz. Yorgunluk için etkisi az da olsa olabilir denmiş ama spor salonunda esniyorsaniz bcaa buna etkisi sıfır.

Glutaminein de bilimsel olarak kas yapmaya çalışan biri için desteklenmis bir yararı yok. Kendiniz bilirsiniz.

Deadliftte kol ortasini zedelemek sadece yorgunluk ile aciklanacak bir şey değil. Yanlış form ile bicepse yük bindirdiyseniz de olabilir.

Yanlış anlamayın ama mucizevi bir ürün ariyorsunuz ama yok. Anabolik ürünlere geçmeden kullanılacak hiçbir ürün 8 saat civarı uyku, kg*1.8-2 civarı protein, idman aralarında yeteri kadar boşluktan daha fazla etkili olamaz. En azından bilimsel olarak hiçbirinin kanıtı yok. Olsa parayi basardik hep beraber zaten :)

bu iş hiyerarşik bir şey.

öncelikle beslenmeyi ve uykuyu çözmelisin. sonra stresi çözmelisin. kilo vermek, kas inşa etmek falan zor işler. vücut bunları yapmak istemez. o yüzden vücudunun sana naz yapacağı mazeretleri ortadan kaldırman lazım.

yağ yakamıyorsun çünkü (hiyerarşik olarak)

1. yeterince derin uyku süren yok.
2. yeterince protein almıyorsun. fazla kalori alıyorsun.
3. streslisin. zaten streslisin bir de yağ yakarak ekstra strese mi gireceksin?
4. çok uzun süre idman yapıyorsun. (belki de)
5. hiç idman yapmıyorsun.
6. kreatin almıyorsun zotirin seviyelerin düşük. antininin yüksek kuntinin eh işte seviyelerinde.

Bcaa'yı ne yapacaksın abi günde 2 yumurta yiyince bcaa ihtiyacını karşılamış oluyorsun zaten, ayrıca sen muhtemelen bcaa'nın etkilerini okuduğunda enerji verir gibi bi şeyler gördün ama o öyle değil. Bcaa'daki İzolosin aminoasidi gerekli durumlarda enerji metabolizmasına katılır ama bunu sen hissetmezsin, enerji ile uyarıcı farklı şeyler. Spor esnasında "enerji" verecek bir şey arıyorsan antrenmandan 1 saat önce kafein al, kafeinden daha iyi bir uyarıcı yoktur. Bunun için pre-work satarlar ama onu içinde de kafein var. Kahve iç yani. Antrenmandan 1 saat önce içilen kahve 2 saatlik bir süre rahat rahat etki eder. Bence sen para harcayıp motive olmak istiyorsun, bu yanlıştır demiyorum ama böyle yapınca da hayal kırıklığı yaşayacaksın buna hazır ol. Benim hayatımın son 20 senesi salonda geçti kullandığım tek supp. kreatin onun dışında diğerleri yemekten geliyor zaten, whey'yi supp. saymıyorum bu arada o da bildiğin gıdanın toz hali protein açığım varsa onu da kullanıyorum. Kreatin bu arada sihirli bir olay değildir en etkili üründür ama sana etkisi 8 tekrarı 9 -10 tekrar yaptıracak düzeydedir, böyle kurgula kafanda. Ha saç döker mi? Genetiğin saç dökülmeye yakınsa kanıt bazı araştırmalar biraz etkiler diyor ama ben kreatin kullanıyor diye kel kalan kimseyi görmedim hayatımda. Kel kalan varsa eğer o kreatin kullanmasaydı da kel kalacaktı. Kreatin işi böyle.

Bunların dışında yapman gerken basit bro haftada 4-5 gün ağırlık çalış, 1-2 gün kardiyo ekle, yağ yakmak istiyorsan total kalorinin 200-300 altında kalori al kas almak istiyorsan 200-300 kalori üstünde al, bu kalorileri protein yağ karb. olarak makrolara ayırıp kendine minimum 6 ay ayır, bitti gitti, gerisi işin aksesuar kısmı.

Aldığın her çöp besin sana kas yerine yağ veririm dostum. Vitaminler ve çiğ kuruyemişler çok değerli bence. 80 kg iken şimdiki 95 kg halimden daha yüksek ağırlık kaldırıyordum. Yağ oranı düşmeden t-shirt içinde güzel görünürsün kendine. Ha tavsiyem her halini sevmendir. Spor programın nedir temel halter hareketlerini yapıyor musun sırt omuzlar falan ne kadar geniş, vücudu gösteren şeyler bunlar en çok

Abi peki bu kas ağrları nolcak ? pazartesi vurduğum göğüs perşembe omuz çalışırken dahi ağrı yapıyor, yani bcaa falan bı amaçla kullanılmıyor mu ? Uyku konusunda %100 haklısınız, cmt - pazar enerjim bilmiyor ve öğlen çok rahat spor yapıyorum ama hafta için 9.30 dan önce akşam salonda olamıyorum bu da zaten zor gitmeme ve zorlanmama sebep oluyor.

Bu tip sorulara çok cevap geliyor. Nedendir bilmem.

Geçenlerde bir duyuru vardı, cevaplarından feyz aldığınız duyuru sakinleri kimler diye. Oraya yazmalıydım, unutmuşum. Bu tip sorularda @Kaleci Saçlı Forvet ne diyorsa o. Diğerleri biraz kulaktan dolma bilgi.

Vücudunun durumunu anlatırken 3,5 senelik sporcuya yakışan, virgülüne kadar vücut yağ oranını ortaya koymaktır. Sen kol kalınlığından bahsetmişsin. Otobüste vapurda kolunu ölçmeye şeritmetreler yetişmeyecek teyzeler görmüşsündür. Kol kalınlığı neyin kıstası?

Öncelikle vücut yağ oranını ölç ve yağ oranındaki gelişmeleri takip edebileceğin bir excell hazırla. Ölçme aleti yoksa nasıl ölçebileceğini anlatan siteler var.

www.agirsaglam.com

Sonra bir beslenme uygulaması yükle telefonuna. Yediğinin içtiğinin ne kadarı yağ, ne kadarı karbonhidrat, ne kadar protein açığın kalmış, onu gün gün hesapla, beslenmeni ona göre düzenle.
FatSecret i yükle mesela. Proteinin bile fazlasıvücutta yağa dönüşür. Protein tozuna ne kadar abanıyorsun bilmiyorum ama.

Bir de çalışırken tekniği ne kadar önemsiyorsun. Dün kocaman kocaman dumbellerle g.tünü savura savura biceps çalışan adamlar vardı salonda.

İnsan gerçekten hayret ediyor.

Abi bcaa'nın öyle bir olayı yok onun için genelde glutamin verirler ama glutamin kaslarda en çok bulunan aminoasittir, yani kasların %80'i falan glutamin Aids aşamasında bi hasta ya da kanser değilsen ya da günde 10 saat antrenman yapmıyorsun glutamin almana da gerek yok çünkü bu hastalıklara sahip olan kişiler kas kaybı yaşadıkları için glutamin verilir. Bcaa'daki lösin kas hipertrofisine etki eder ama bcaa yemeklerde çok bulunur dediğim gibi gerek yok. Kasların ağrıyorsa yemek yiyip dinleneceksin bro çözüm bu, yani kaslarını çalıştırıyorsan ağrı olacak, ha hayattan bezdirecek kadar oluyorsa üç ihtimal var ya kötü bi programın vardır ya kötü bi beslenmen vardır ya da her ikisi de vardır. Bence takviyerleden önce bunlara ağırlık ver.

Misal bi kas grubu için haftalık 20 set idealdir, adama bakıyorum haftada 40 set göğüs çalşıyor sonra gelişemiyor ya da recovery olamıyor. Neden? Çünkü programı kötü vücut kortizol salgılamaktan gelişmeye fırsat bulamıyor. Ya da programı averaj üstüdür ama aldığı kaloriyi hesaplıyorsun totali 2000 kalori çıkıyor ya da ne bileyim 50 gram karbonhidratla ağırlık yapmaya çalışıyor, bu adam da gelişemez ya da recovery olamaz çünkü bunları gerçekleştirecek şey yemektir/kaloridir, kalori gelmezse vücut kas kaybeder bağışıklık düşer o zaman da gelişemezsin ya da iyileşemesin, bunlar hep gelişimi recovery'yi ağrıyı sızı etkileyen faktörler bunlara dikkat etmek gerekir.

Abi bak ben cildim için saçım için vs 50 tane ürün kullanıyorum retinolüdür c vitamini serumudur vs ama antrenman-beslenme için sadece kreatin ve whey kullanıyorum, yanlış anlama antrenmanlarım da dandik değildir 250 kilo squat'ım var, bu takviyelerin 1 gram yararının olduğuna inansam hepsini alır kullanırım ama yok yani supp. dünyasının %80'i dolandırıcılık supplementler'le ilgili yapılmış meta-analizlerin hepsi sadece kreatin ve whey'in ispatlanmış faydalarının olduğunu söyler gerisi hikaye.

Agri yi tanimlaman lazim. Kaleci Sacli nin dedigi cogu seye %90 oraninda katiliyorum tabii ki o temiz sporcu icin yaziyor cogu seyi o yuzden o kisima girmiyorum.

Hayattaki hersey gibi sporun her dali da Stress + Recovery = Adaptasyon kuraliyla calisir. Sen pazartesi gogus idmani yapiyorsan ve persembe hala gogsun aciyorsa ve bu senin routine olarak yaptigin bir idmansa* sen uyguladigin strese karsi yeterli recovery`i saglayamiyorsun demektir. Ya uyguladigin stress i optimize edeceksin (ki dogrusu bu) yada recoery processlerini gozden gecireceksin uykun, dietin, genel hayatin vs. ancak dunyadaki her hangi bir supplement sana bunu vermez, verseydi muazzam bir fiyati olurdu.

* Idmanda rutinin disinda isler yapmak, kasin adapte olmadigi ekzantrik hareketler ertesi gun ve gunlerde aciya sebep olur bu baska bir sey. 3 hafta idmana gitmezsiniz ayni kiloyu kaldiracak gucunuz olur ama kas ekzantrik yone aliskanligini kaybeder idman sonrasi gotunuz basiniz hep acir. bu normal. Soreness , DOM etc. nin sebebi budur. Normal sartlarda ozellikle bodybuilding, powerlifting, gibi alanlarda boyle bir seyin iki uc hafta sonra olmasi beklenmez. Crossfit vb. ayni anda bambaska disiplinleri karistirarak yapilan seylerde olabilir cunku kaslar gerekli adaptasyonu saglayamazlar. Soreness la kas yorgunlugu CNS yorgunlugu baska seyler. Agriyi tanimlamaktan kastim bu. Bir kasin sore olmasi iyi yada dogru calistigini, guclendigini gostermez. sadece ekzantrik adaptasyonunun o harekete karsi olmadigini gosterir.

balık yağı hapı kullanıyorum. her gün bir kapsül atıyorum.
kreatin kullanırdım ama bıraktım saç dökülmesi etkisi var diye, genetik yatkınlığın varsa hızlandırıyor, buna dair makaleler de var zaten. ispatlı yani araştırabilirsin.
multivitamin de balık yağı ile aynı şekilde, her gün bir adet kullanacaksın o kadar basit. bunlar devamlı şeyler.
aslında şundan çocuklara almıştım: www.vitaminler.com (Ocean marka multivitamin-multi mineral-balık yağı. üçü bir arada) yetişkinler de kullanabiliyormuş bunu. Bundan alıp kullanacağım artık ben de. sana da tavsiye ederim. mineraldir, multivitamindir, balık yağıdır neden önemli? çünkü o istediğin toparlanmayı, zamanla güçlenmeyi, enerjiyi bunlar sana sağlayacak zaten. ama uykudur, geri kalan beslenmedir, dinlenmedir bunları da sen kendine sağlamak ZORUNDASIN. yoksa para vererek bunlar satın alınmıyor dostum.
ben ayrıca protein tozu da kullanıyorum. Ocean marka complete protein blend çok iyiydi. proteinocean.com tadı güzel bunun ve iyi çözünüyor.

sen uykunu düzenli hale sokmazsan, beslenmene dikkat etmezsen, dinlenmezsen spordan da bir şey bekleme. enerjin de olmaz. kasların da ağrır. oturup efendi efendi bu detaylara çok büyük önem vereceksin. sonra görürsün gelişme büyüme nasıl oluyor. bir boks hocamın şöyle bir sözü vardı: bazen en iyi egzersiz dinlenmedir.

Xhaka ve xhaqiri kosova kökenli. 2018’de Rusya dünya kupasında bu ikisi de İsviçre formasıyla gol attı ve sonrasında da Arnavutluk bayrağını temsilen elleriyle çift başlı kartal işareti yaptılar tribünlere. İkisi de özür diledi ama sonra. Kosova ve Sırbistan meselesi malum. Dün de tekrar elediler Sırbistan’ı.

İng bir haber: foreignpolicy.com

olayi bilmiyom. xhaka daha onceki dunya kupasinda yapmis bu kizin yaptigi hareketi. sirplarla arnavutlar dusman. sirplari kizdirmak, kiskirtmak ve taraf belirtmek icin yapilmis siyasi bi hareket. sacma salak bir sey ozetle

ilk cikan haberden alinti
Sırbistan'ın 100'den fazla ülke tarafından bağımsız devlet olarak tanınan Kosova'yı hala kendi toprağı olarak kabul etmesi ve bundan geri adım atmaması, Kosova meselesinin Sırp-Arnavut ilişkilerinde "çıkmaz sokak" olarak devam etmesine sebep oluyor.

kosova arnavutların çoğunlukta olduğu bir ülke ve sırbistan halen kosova'yı tanımıyor. bu şaka, şakiri falan da kosovalı arnavutlardan aslında. isviçre milli takımı eskiden beri balkan ağırlıklı olmak üzere 72 milletten oyuncusu olan bir takım. o yüzden her sırbistan maçında benzer olaylar yaşanıyor.

Gerçekten tarihten izole bir toplum yetişiyor.

Yugoslavya altı cumhuriyet ve iki özerk bölgeden oluşuyordu. 6 cumhuriyet: Makedonya Bosna Sırbistan Hırvatistan Karadağ Slovenya. İki özerk bölge: Kosova ve Voyvodina. Bu iki özerk bölge Sırbistan içindeydi Yugoslavya zamanında tamam mı buraya kadar.

Savaş olunca altı cumhuriyet bağımsızlık ilan etti. Dağılmayı istemeyen Sırbistan Karadağ hepsine saldırdı. Ama yine de dağıldı Yugoslavya. Bir süre Sırbistan ve Karadağ birlikte devam etti. Karadağ 2006 da ayrıldı. Geriye Sırbistan ve içindeki Kosova ve Voyvodina kaldı.

Voyvodina da Macarlar yaşar. Burada pek sorun yaşanmaz. Kosova’da ise Arnavutlar yaşar. Taa balkan savaşlarından beri üzerinde hak iddia edilen bölge. Büyük Arnavutluk ideali Sırbistan’ı korkutur. Büyük sırp dünyası Arnavutları. Dolayısıyla çatışırlar. Kosovalılar bağımsızlık isteklerini zamanla artırırlar. 2008de nato bombardımanı olur Kosova ABD sayesinde bağımsızlık kazanır. Uçk ordularıyla gerilla taktiği uygulayan Arnavut’lardan sırplar bezmiştir, acımasız sırp sniperlardan Balkanlar’ın hepsi bezmiştir.

Zamanında savaştan kaçan bu şakiri xhaka hatta dua lipa gibiler şu anda sıkı bir Arnavut milliyetçisidir. Maçta da yansıtmışlar zaten işte. Adamlar kosovalı. Klasik Balkanlı hareketidir bunlar. Yugoslavya savaşının dinamo Zagreb Kızılyıldız arasında başladığını söyleyenler de var.

Nihayetinde bugün halen daha Sırbistan Kosova’yı tanımamaktadır, en son araç plakaları sorunu olmuştu yine sıcak çatılma ihtimali doğmuştu ab kafalarına vura vura yatıştırdı sorunu. Gerçi ab içinde Yunanistan gkry İspanya Slovenya Kosova’yı tanımamaktadır. Dolayısıyla Kosova’nın varlığı halen daha tartışmalıdır. Bugün Putin Ukrayna’da tanıdığı luhansk ve doneskin bağımsızlığını bu Kosova’ya dayandırmaktadır, Balkanlar’da bir ülke var kimi tanıyor kimi tanımıyor demek ki böyle ülke kuruluyor, o zaman ben de böyle ülkeler kurarım isteyen tanır isteyen tanımaz.

Birkaç video da bırakayım.
youtu.be
Polatın uçk da başlaması da ilginç bir enstantanedir. Şüphesiz bunda da bir olay vardır.

youtu.be
Gördüğü her şeyi nesne olarak düşünen sırp sniper..

Cihazı alırken yaptırmadıysan muhtemelen şimdi yapmak için cihazı görmek isterler.

ama ayarlardan yapılabiliyor ? bi deneyeyim bakalım.

Bana çok mantıklı geldi sonucu da yazar misiniz?

bu sekilde satin almaya calistiginizda seri numarasi girersiniz ve ardindan diagnostic calistirilir. halihazirda hasar varsa almaniza izin vermez.

@supergirl

diagnostic calisti, tam olarak ekranı kırdığım tarih ve saat yazıyor şok geçirdim :) fakat yine de repair için izin veriyor randevu oluşturmaya vs. randevuya gittiğimde benden komple ekran parası ( yaklaşık £400 ) mu isteyecekler yoksa sadece kasko dahilinde £25 service ücreti mi vereceğim ?

aldırdı yani bana şuan. apple coverage altında telefon.

böyle oldu : www.hizliresim.com

Alakasiz soru olacak ama bagimsiz olarak apple diagnostic nasil kullanilabilir?

şarkı radyosuna git dersen benzer şarkılar çalar.

aynı anda tek cihazdan dinlediğin için sorun olmuyor

tablet ve telefondan tek hesap kullanıyorum

Spotify’ın çalma mantığı merkezi bir sistem. İstersen 50 cihazda oturum aç, hiçbir şey olmaz. Tüm cihazlarda aynı parça çalıyor görünür ama tek cihazdan ses çıkar. Yani sen arabada kullandığın cihazdan sesi Bluetooth aracılığı ile aracın hoparlörlerine verirsin. İstersen spptify’ı asıl telefondan da kontrol edebilirsin. Atıyorum sonraki şarkıya geçeceksin, bunu istediğin herhangi bir cihazdan yaparsın. Şarkı çalarken alt kısımda sesin hangi cihazdan çıkacağını seçebilirsin. Tabii arabadaki telefonun da internete bağlı olduğunu varsayıyorum. Aksi halde zaten hiç çalmaz.

Dahiliye uzmanına görünün

soruna cevap degil, tavsiyedir:
roarcraft.com.tr

yine soyulacak eskiyecek.

Cebe kolay girip çıkıyor, ama elde tutarken de güzel bir grip sağlıyor. Güzel bir malzeme. Benimkini 4 yıl falan kullandım yırtılma kalkma olmadı ama (red) kırmızı renkti, %60 falan daha koyu olmuştu ve apple logosu erimişti 4 yılın sonunda.

@mirafiori ben de o hissi çok seviyorum, AliExpress’den çakma alırken cebe sokup çıkarmak işkenceydi, herhalde çakma olduğu içindi o.

Ben Fransa'da darty, samsung vs üzerinden aldığım zaman şöyle oldu;
Arada bir aracı finansal grup üzerinden kredi şeklinde ödeme yaptım, her ay tutar verdiğim hesaptan para çekildi.

Opera'nin ya da herhangi bir sirketin ücretsiz vpn'leri ile olmaz maalesef. Cok dar bantta hizmet verdikleri icin live stream kaldiramazlar.

google'da turkey vpn falan gibi arat, turkiye'de sunucusu olan herhangi birini al bence.

Yerinde olsam şöyle yapardım: tecilin temmuzda değil o yılın son günü yoklama işlemlerini yapmazsan biteceği için aralık son günlerinde mayıs celbi için yoklama başvurusu yapardım. 2024 nisan mayıs haziranda sevk edilirsin bu yolla, ceza da ödemezsin.

Süre yeterli değilse diğer seçenekler:

2. Seçenek:
2023 haziranda bedelliye başvururum (temmuz zammı öncesi), ay olarak da 2024 aralığı seçerim. 2024 ocak ayında yerin belli olur, %90 ihtimalle de seçtiğin ay gelir, 2024 aralıkta gidersin.

3. Seçenek:
Ales’e girip sırf askerlik tecile yarayan sikko bi okulda yüksek lisans.

@üşüdüm

ben yurtdışında yaşıyorum normalde, çoklu vatandaşlık bildirimi için uğraşıyorum diğer vatandaşlığı türkiye’ye tanıtıp tecil ettirerek 37 yaşına kadar erteleme peşindeyim. 1 sene yetmeyecek gibi, o yüzden bedelliye başvurmak çözüm değil benim için :(

ING E-Turuncu %5 veriyor şu ama 3 aylığına.

Yüklü miktarsa şubeye gidip pazarlık edebiliyorsun.

İşbankın %0.65 çok düşük diye vadesiz kullanıyorum.
İng nasıl o kadar yüksek verebiliyor bozdurup döviz korumalı mı yaptırıyor ?

@mirket yüklüden kasıt ne kadar mesela ?

aktifbank nkolay %5.25 veriyor. tmsf güvencesi yok ama.
burgan on hesap yüzde 4 veriyor hem de günlük. 500 dolar pasif bakiye tutuyor ama.

elbette alabiliyorlar.

almancilar surekli ev aldigina gore sen de alirsin.

sirf ikametin yurtdisinda diye sana araba satmamalarina sasirdim neticede tc vatandasisin. kredi olsa anliycam da...

Bir yanlışlık olmalı, yurtdışı ikameti olan ancak noterden vekalet vererek kendi üzerine Türkiye'den araba aldıran tanıdıklarım var.

ben alamadım, o an satıcı da olsuğu için kardeşimin üzerine aldık. kadın söyledi yani orda böyle.

sedan bence. arabayı ömürlük almadığını düşünürsek daha dolu ve içine sinen sedanı tercih etmen lazım. hem de daha ucuz.

reserved yazıyor artık kırmızıda :)

teşekkürler tek yorum yapan sizsiniz gönüller bir oldu..

ben bu versusta bo$ olmasina ragmen beyazi alirim, cunku;

1 - kirmizi arabayi tahminim satmasi zor olur, siyah beyaz renkler daha kolay satilir. 2 - kirmizi araba daha cok ilgi ceker, o da polis ceker.
3 - kirmizi arabanin tahminen sigortasi daha yuksek cikar renginden oturu.
4 - kmsi daha dusuk olan arac hep daha avantajlidir satarken.
5 - hatchback benim daha hosuma gidiyor.
6 - arabanin bos olmasi bence buyuk sikinti degil cunku araba doldukca problem cikartma olasiligi artiyor, sensorlerin kameralarin fiyatlari ucuk.

Ben yalnızca Pro kullandım, öbürlerinin şarj ömrü vb az geliyordu, onları bilemiyorum.

Ben 1 aydan kısa bir süredir kullanıyorum, ses kalitesinden çok memnunum, mikrofonda da sorun yaşamadım hiç. Silikon da sağlam bence gayet. Beni deli eden şu oldu: Kutuyu sadece adaptörle duvardan şarj edebiliyorum, bilgisayarlardan şarj olmuyor. Teknik servisle görüştüm, test edildi, yeni kutu geldi, gene aynı. İşin garibi Macbook'larda şarj ediliyor, Windows tabanlı cihazlarda no no. En son bu şekilde kaldı. Başka Pro kullanıcısı var mıdır benzer durumda, merak ediyorum.

ekşide şöyle bi entry var

'' kulağa saplanan tip kulaklığa geçerek kendini bitirmiş projedir. millet şuna nasıl dayanıyor anlamıyorum. hayır 2 bin liralık kulaklığı kulağına saplayıp kulak kiri dolduracak millet. iğrenç. eski tip kulak içi kulaklıklar harika cidden. ''

buna katılıyor musunuz ? yani beni biraz da bu korkutuyor. kirleri arkaya ittirip tıkanma falan yapmasın :/

yani gurultu engeleme esas sebebiniz degilse Pro olmayan (silikonsuz) da var, hem biraz daha ucuz hem daha sonra cikti ona bakin. Pro'nun tek farki noise cancelling olmasi.

buyrun karsilastirmasi: www.apple.com

@hayati cozemeyen adam
Ben kullandığım sürede öyle bir sorunla karşılaşmadım. Diğer kulaklıklar da kulağa tam oturmadığı için düşecekmiş gibi geliyor bana :)

Ufak bir not; pro’da kulak kiri kulaklığın içine ulaşmıyor, çıkarılabilir olan silikon parçaların içinde ağ gibi ince bir malzeme var. Uçları çıkarıp temizleyebiliyorsunuz.

@orient blue

teşekkür ederim, beni endişelendiren kulaktaki kirleri geriye itmesiyle beraber kulak tıkanıklığı yaratır mı düşüncesi. pamukla temizlerken dahi çok dikkatliyim çünkü, bu da airpods 2 gibi ucunda durmuyor sanırım içine giriyor biraz.

ben AirPods 1'den pro'ya geçtim. kesinlikle farklı kulaklıklar ve kesinlikle herkese göre değil. pro'yu daha az kullanıyorum çünkü düz airpods'u tek kulaklık olarak bütün gün takıp kullanabiliyordum, telefonla konuşurken de daha iyiydi, ama pro'nun o silikonu bi tık daha zorluyor beni açıkçası. pro'nun benim için tek artısı gürültü engelleme, o da satın alma sebebimdi zaten ama bu sebepten çok fazla kullanamıyorum.

mutlaka bir kere dene derim.

uzun yıllar AirPods 2 kullandıktan sonra AirPods Pro'ya geçtim. İlk birkaç gün galiba pek rahat değil dedim, sonra geçti. Aşırı alıştım ve çok memnunum. Bir yıldan uzun bir süre oldu.
Şimdi AirPods 2'yi taktığımda bi garip geliyor.
Gürültü engelleme özelliğini çok az kullanıyorum, olmasa da olurdu ama ses çok daha net duyuluyor.

Değer, pro alın.
(Elbette herkesin huyu da kulağı da biraz farklı. Kimisi parmak arası terlikle çok rahat ediyor, kimisi hiç kullanamıyor. Şansınız olsa da bir arkadaştan alıp hiç değilse 10-15 dakika taksanız daha iyi olurdu.)

Su adamin profiline bakmani oneririm: instagram.com

Brighton gunubirlik guzel olabilir, sahil olarak degil de pier su bu derken guzel olur ama 1 hafta icindeki 1 gunumu vermek istemezdim herhalde. Richmond parkina goturebilirsin, geyikleri gorurler mis gibi, hava yagisli olmazsa piknik guzel olur.

Shakesespeare globe'a gidebilirsiniz eger ingilizceleri varsa, yoksa da kisi basi 5 pounda ayakta bilet alip o havayi solursunuz. Shard'a veya simdi adini unuttugum ve bedava olan binaya cikabilirsiniz. Borough market tarzi marketler ve cevreleri de cok var.

1 hafta az bile gelir her yeri gezmeye

Tr ehliyeti 1 yil gecerli ingilterede, eger 1 sene olmadiysa kiralanabilir araba.

@fakyoras

aslında o tam bir çıkmaz, ben tr vatandaşlığım ile bulunmuyorum burada. diğer vatandaşlığımdaki soyadım da tr ehliyetindekinden farklı, yani pasaport falan isterlerse tc pasaportu yanımda bile yok hiç.

haftaya direksiyon sınavım var ama geçersem bu sefer yetişir onlara ehliyet :)

sinavi gecince bi kagit veriyorlar, o bildigin ehliyet yerine geciyor. enterprise 1 yildan az sureli ehliyete araba veriyor. digerleri vermez yalniz :/

greenwich icin arabaya ihtiyacin yok, 100 tane giden tasit var

Alerjik astım muhtemelen. Ben Fixdual'i onun için kullanıyordum.

Ben fixdual'i alerjik sinüzit için kullanıyorum rutin olarak. Muhtemelen solunum yollarıyla ilgili olan alerjiler için vermiştir. (döküntü vs için değil)

Eurobondun kendisini alabilirsiniz.

2 yıl dursun çekerim dersen verdiği oran iyi gibi. Ama 3 yılda yıllık yüzde 8 . 5 yılda yüzde 9 civarı yıllık getiri veren eurobondlar var. Eurobond aldıgında 6ayda bir ödemede alıyorsun ( yuzde 4 yuzde 4 yıllık olanı 2 parçada alıyorsun) 800 gün sonunda tüm parayı vereceklerse birleşik getiriden yararlanmamış oluyorsun.

Aldığın eurobond u vadesi dolmadan satmazsan ve yıllık galiba şu an 70bin üzerinde eurobond gelirin olmazsa vergide ödemiyorsun.

Vergi vs uğraşmadan bankanın herşeyi halletmesi güzel gibi. Elime %7 kalması benim için tamam, eurobond ile eurobond fonunun farkı ne ki ?

fon'un içini yöneten şirket oynayabiliyor. %80'i eurobond %20'si başka bişey olabilir onun.

hatta önerdikleri şuysa buradan inceleyebilirsin:
www.tefas.gov.tr

edit: başka yeni bir şeymiş. Ekran görüntüsünü şimdi gördüm. Tamamen eurobond diyor bir de. Eh bankacınızla konuşup tam öğrenin alın madem.

Şuan 2047 yılı vadeli eurobond 940$ ve yıllık %9 getirisi var. Yatırımcının elinde 900-1000$ olmuyor o zaman ufak bi meblağ ile fon alıyor. Ayrıca eurobond alım satım marjı yüksek ve erken çıkarsan vergisi vs oluyor. Ama fonda herhangi bir zaman çıkabilirsiniz ve kardan %10 stopaj ödersiniz. Ayrıca eurobond uzun vadeli bi yatırım aracıdır. Youtube'da birkaç video var onları izleyip daha iyi kavrayabilirsiniz. Not:size önerilen s"serbest" fon. Bu tip fonlara giriş ve çıkış belirli kurallar dahilinde oluyor. En son denizbank nitelikli yatırımcıya karpayı ödeyen eurobond fonu çıkartacaktı. Şartları karşılıyorsanız bunada bakabilirsiniz.

2 sene için döviz bile olsa %7 çok az bir oran değil mi yahu :) ben mi bir şeyi kaçırıyorum.

@goodcat,

senelik %7.5 2 sene boyunca

Bir tarafta:
- Piyasa cok sig, yabancilar hep kacti.
- Devlet bankalari varlarini yoklarini ortaya koyup savunma yapiyorlar.
- KKM
- Ustu ortulu sermaye kontrolleri. Banka ve sirketlerin gozunun korkutulmasi vs...

Oteki taraftan son 2 senedeki kur hareketi zaten cok asiriydi. Aslinda grafige daha uzaktan bakildiginda TL'nin degeri gereginden de fazla dustu denilebilir. Yine de isler o kadar kotu yonetiliyor ki gelecekte daha da cosacak kur.

Aynı soruyu ben sordum sabah kendi kendime.

Sanırım hayvan gibi şey yapıyorlar. Bugün de mb başkanı %23 olan yıl sonu enflasyon tahminini %43'e çıkardıklarını açıkladı mesela. Bir yerde patlayacak da dur bakalım şimdilik kör topal gidiyor böyle.

Tahminim doğruymuş hocam, 4 milyar dolar gitmiş kasadan.

twitter.com

Bro kabul etmeyeceksin biliyorum ama bu işin tek yolu aldığın kaloriyi düşürmek, herhangi bir supp. senin yağ oranını düşürmez boşa para verme; diyet yap, kalori açığı ver 120 gram civarı protein al yağ oranın düşer. Onun dışında kreatin zaten bilinen en etkili supp. whey;'le birlikte ama dediğim gibi yağ oranının düşmesine neden olmaz antrenman performansını artırır sadece, bcaa olsun pre olsun bunlar anlamsız.

@kaleci saçlı forvet kesinlikle haklısın, ama ben almam gereken protein miktarını çok daha fazla diye biliyordum. şöyle söyleyeyim, sabah 150 gr civarı hellim peyniri tüketiyorum ( yumurta yiyemiyorum maalesef ) öğlen yine biraz et - carb ve kuruyemiş, akşam 300-400 gram tavuk yiyorum pilavlı veya makarnalı dersem kesinlikle abartı olmaz. subway 30 cm tavuk söyleyip double meat falan yapıyorum. fazla mı protein alıyorum acaba ? Hesaplarsam bi 170-180 i var sanki. Daha whey’i de var, arada da tatlı yiyorum tabi kaçarı yok.

Şaka maka 100 yine iyiymiş:))

Abi gerek yok o kadar proteine, yani açıkçası kas inşa ederken kilo başına 1,2 gram protein bile yetiyor ama buradaki "kilo" total kilo değil yağsız kas kütlesi üzerinden elde edilen kilo, o nedenle genelde fazla protein alınıyor. Bununla birlikte diyette kas kaybını aza indirmek için biraz daha yüksek almak iyi ama 170-180 gramlar çok fazla gerçekten. Yani yağsız kütle başına 1,5 gram civarı iyidir bence. Ha fazla proteinin bi zararı yok ama faydası da yok, faydası yoksa niye alasın o kadar proteini, öyle düşün. Maddi olarak külfet bu dönemde :)

Subway başka gün bu arada aynı değil tabii ki, 120 gr civarı protein iyi o zaman ya. kreatin alıyorum??

Kreatin al mükemmel bi supp. Günlük 5gr.

Kreatinden başka bişe kullanmaya gerek yok bence.

Kreatin al, whey kullanıyorsan ve et tüketiyorsan bcaa'ya çok gerek yok.
pre alabilirsin ama akşam antrenman yapıyorsan tavsiye etmem uyku işini aksatıyor hele gün içerisinde kahve tüketiyorsan hiç bulaşma.

Yani evet Avrupa'nin gelismis ulkelerinde egitim Turkiye'deki universitelerden cok cok daha siki. Surekli okuma, odev, sunum vs yapacaksin ve dersler senin bilgiye erisimin/arastirma yapman uzerinden yuruyecek. Bence bu disipline alisik olmadigin icin (ve sinif arkadaslarin buyuk oranda alisik olacagi icin) zorlanirsin.

Gozunu korkutanlar haksiz degil ama eninde sonunda zaten gunde 7-8 saat calisma gercegiyle yuzlesiyor insan. Hollanda'da master yapmasan ve onun yerine Turkiye'de ise girsen gene isletme okurken 1 donemde yaptigin isi/calismayi 1 haftada yapman gerekecek. Dolayisiyla ben olsam sansimi denerdim.

Girebildigin okulu tembellik yapmazsan bitirirsin. Zaten senin kalibreni asan okullara almazlar.

Ortalaman dusuk o yuzden cok bilinmeyen okullardaki proflar ile iletisime gec, okulun kabul notu 2.75 - 3.0 arasi olsa bile hoca seni iceri sokabilir.

@cooperr ya aslinda baya giren varmis bu ortalamalar ile, illa 2,5 civarına alan okullar da bulurum diyorum yani koca memleket, sans biraz yüzümüze güler herhalde.

tillburg nasildir bilmiyorum ama mezuniyetten sonra %97’si memnuniyet belirtmiş, 1 sene sonra en düşük müydü ortalama miydi bilmiyorum maaşlar 3000 euro imiş gross mezunlardan.

1 yıllık tabi o. 1 yıl - 2 yıl ve tezli tezsiz çok farkeder mi acaba ? özel sektör düşünen birisi için tezsiz olmasının dezavantajı var mıdır ?

Merhaba,
Bu sene Hollanda’da yl’ye başlıyorum nasipse. Kabul almanın görece kolay olduğu bir yer Hollanda ama 2,45 sahiden düşük. Okul ücretleri eu vatandaşları için 2000 euro civarı aylık 1000 euro da yaşam masrafı düşünün toplam 15k euro yıllık ihtiyaç olur. Sorular olursa özelden cevaplayabilirim. Bol şans.

@but that was çok teşekkürler, ikimize de bol şans, mesaj atacağım sözlükten.

evet maalesef ilk yillar çok saldim, aslında yaz okulunda biraz düzeltebilirim ama 2.45 le deneyeceğim gibi şansımı.

@hayati cozemeyen adam

Tezsizde supervisor olmayacagi icin sistem seni ortalamadan eler buyuk ihtimal.
tezli olunca insan faktoru devreye giriyor, o yuzden bence senin tezli yapman lazim. Tezsiz daha cok bir yandan calisip bir yandan okuyanlar icin avantajli. Tezli ya da tezsiz sonucta aldigin diploma ayni.

Is bulmada avantaji olur mu bilmem, sektore bagli. Benim muhendislikte pek isime yaramadi, hatta zorlastirdi ilk etapta diyebilirim.

Dedigim gibi herkesin gitmek istemedigi okullardaki proflari kovala, nabiz yokla. Birinui kafalarsan senin isini halleder buyuk ihtimal.

Hollanda'daki okullar ve maaslar hakkinda bilgim yok malesef.

@coooerr aslında bende tam olarak bi yandan çalışıp bir yandan okumak istiyordum. alanımla ilgili staj ya da part time başka iş. bi araştırayım ikisinin olayını. proflara da dediğiniz gibi yoğunlaşıcam.

hollanda'da tezsiz yuksek lisans diye bi sey yok. yani bir senelikler de tezli.

orta duzey uni de yok denebilir. yani hollanda universiteleri arasindaki fark (ranking/zorluk) oldukca az (ornegin belcikada uniler arasinda ucurum olabiliyor)

"Okuldan atilma durumlari oluyor mu?" evet. Binding study advice diye bir durum var. google'la bi. okuluna gore degisiyor. belli bir krediyi belli bir sure icinde veremezsen okuldan atiliyosun (bir sene icinde 48 ECTS gibi).

Edit: proflara ulasman bi sey degistirmez. Master icin bolume bir kabul produsuru vardir. onun disina cikilmaz.

Hala devam ediyormu bilmiyorum ama zubizu-shell kampanyası vardı

En iyisi puan aylık puan kampanyaları. Diğerleri çöp resmen. En son işbankasından 4*125 tl ye 40 tl değerinde Opet’te geçerli puan kazandım.

Yurtdışına göre değişir. Doğu Avrupa ülkelerinde, hatta Fransa'nın bazı bölgelerinde, biliniyor ve bazen de kullanılıyor. İngilizcesi "bidet" olarak geçiyor. Ben rahat edemem diyorsanız, şöyle bir şeyler alabilirsiniz:
www.ubuy.com.tr

Bulunduğum ülkede yok ek aparat alıyorsun onun için.

Bidet var ama ayrı bir klozet oluyor, ilk rahat gelmiyor ama yokluktan dolayı alışıyorsun bi süre sonra. Bir de wishte www.wish.com şunun gibi itemler var, ama tuvalette bir su çıkışı olması lazım klozete yakın, çamaşır makinesi vs..

dosyaya sağ tık. birlikte aç. oradan power pointi seçip aşağıdan hep bununla aç kutucuğunu tıkla. tamamdır.

@carabelli cevap için teşekkürler fakat power point görünmüyor, word falan çıkıyor orda. varsayılan uygulamalardan pptx'in direkt olarak powerpointe karşılık geldiğini görünce uzantıyı öyle yaptım powerpoint logosu geldi başına bu sefer açtım ama şu hatayla karşılaştım ;

uzantıyı eski haline getirin, ppt ile pptx çok farklı

bu win8 ama win10'da da aynı olsa gerek: streamable.com

bence firefox'a geç, safari'den hiç memnun değilim.

özellikle firefox'un yeni versiyonu resmen ışık hızında çalışıyor

ublock origin kullaniyorum memnunum

@jedilance öyle yazinca cikmadi :/

linki burada. github.com
mozilla ve chrome'daki projenin forku olarak devam ediyor. stable olmadigi icin markette yok.

Bilgisayarda Adguard kullanıyorum, mobil için var mı bilmiyorum ama varsa kesinlikle tavsiye, çok iyi program.

windows tuşu-hizmetler-win update-sağ tık-devre dışı

ben bunu bir kere uyguladım kendiliğinden hiç çalışmadı

stockholm

GÖzümüz medeniyet görsün.

Viyana.

Tabii bunun için İngilizce yetmez. Almanca da lazım.

Amsterdam veya Berlin

Londra. Ulaşım ağı, yeşil alanların bolluğu, İskandinav ülkelerine kıyasla ikliminin daha yumuşak olması, tarihle modern yaşamın iç içe olması, sosyalleşme imkanları gibi birtakım yüzeysel nedenlerle tercih ederdim. İş olanakları, sosyo-ekonomik şartlar vb. hakkında pek bilgim yok.

Berlin ama türk e benzemiyorsun diye iştifat ediyorlar. Irkçılık hep var. Müslümansın nasıl bira içiyorsun diyen mongollar da döner alman yiyeceği aq diyenler de üniversite de okuyor. Bir de öyle düşün.

Volendam

Ben hayatımda bu kadar tatlı ve küçük bir şehir görmedim. Amsterdam'a da çok yakın. Belediye otobüslerinde şoförler inerken el sallıyor.

stockholm ya da prag

Roma. Hiç gitmedim, inş. birkaç sene sonra gitmeyi düşünüyorum. Atmosferi tam bana göre. İnsanlık zaten İtalya'dan çıkma. Sanat desen orada, bilim desen orada. Fazla açıklamaya gerek yok.

stockholm için kendimce eksi olabilecek şeyleri yazdım ekşide.
eksisozluk.com

ama medeniyet hissi gerçekten yetiyor. stockholm diyorum ben de.

londra.

Svalbard demek istiyorum

Brüksel

Yabancı arkadaşlarım(Hollanda, italya ve almanyadan) brüksele taşınmak için iş arıyorlardı. Ucuz olduğundan dolayı para biriktirebilmek için ve lokasyonunu sevdiklerinden dolayı.

kuzey avrupa'nın küçük şehirleri. neredeyse insanın olmadığı, yılın büyük bölümünde gri ve karanlık olan bir yerde yabancı olarak yaşamak eminim hiç kolay olmayacaktır ama uzun vadede bana iyi geleceğini düşünüyorum. küçük şehir istememin nedeni, terör saldırısı ihtimalinin önemli ölçüde az olması. ırkçılık hususunda da insanlar genelde yabancının bol olduğu büyük şehri tercih eder ama ben küçük yerde yabancı düşmanlığının da olacağını sanmıyorum pek. yani stokholm'de ne kadar benimsenirsem lulea'da da en az o kadar benimsenirim gibime geliyor, üstelik oradaki insanların bana karşı önyargılı olma ihtimali biraz daha az sanki. neyse.

oulu, tampere, vaasa, rovaniemi, lulea, skelleftea, örnsköldsvik olabilir mesela. rovaniemi dışında hepsinin kendi en üst düzey liginde oynayan buz hokeyi takımı da var. işe giderim, maça giderim, ormanda yürüyüp blek metal falan dinlerim işte ne bileyim kafam rahat olur abi. şöyle 1-2 arkadaş edindin miydi, ortama adapte oldun muydu gayet güzel yaşanır. kışın çıkarım donmuş gölde kayarım. her yer doğa zaten yav. yapacak bi şey illa bulunur.

iş bulması, ekonomisi vs. sıkıntılı tabii ama hayal kuruyoz şurda, onda bari istediğimiz yere gidelim işi gücü düşünmeden. bana kalsa ben böyle bi yerde yaşayacaksam zaten basit işlerle de uğraşabilirim hiç gocunmam ama nerdeeee amk finlandiya da beni bekliyo zaten. tacizci tecavüzcü olamadık ki peşimizden koşsunlar.

Direkt tam zamanlı iş bulabiliyorsam Berlin derim. Maaş/hayat pahalılığı en yüksek büyük şehirlerden ve söylenenlere göre eğlenceli de bir yer.

Ha yok iş bulmaya çalışacaksam ve tırmalamam gerekiyorsa, çalışma iznim de varsa Dublin derim. Hem büyük şirketler, hem de startup'lar var İrlanda'da, dil sorunu da çekmem, o yüzden iş bulana kadar ufak tefek işler yapabilirim. Öyle yani.

brighton.
londra.

londra

asla aç kalmazsın küçük de olsa iş yapabilirsin. türkiyeye tatil bile olsa geldiğinde kazandığın para 4le çarpılacak.

Barselona

Valencia, Alicante
İlki iklim güzel, soğukta bunalıma giriyorum.
İkincisi insanlar neşeli, sürekli herkes birbirime gülğmsüyor. Akdeniz insanı sıcaklığı hakim.
Üçüncüsü, halk aşırı tembel olduğundan azıcık çalışan biri çok çalışkanmış gibi duruyor.
Dördüncüsü, halk zamanında haklarını sçke söke almış. İnsan hakları konusunda iyiler ve geri vermeye niyetleri yok. En yfak insan hakkı ihlalinde her türlü ses yükseliyor.
Beşincisi, metropol gibi boğucu değiller ama büyük şehir, hayat çok rahat.
Altıncısı, Avrupa ortalamasına göre ucuz şehirler.
Yedincisi, şehir içinde ya da en kötü bir metro yolculuğu uzağında plaj var ve siesta zamanı gidilip yüzülebilir. Yılın neredeyse 7 ayı denize giriliyor.

Zorlukları ise şunlar:
İlki, ekonomi hafiften batık. Özellikle yabancılar için iş bulmak çok zor.
İkincis, İngilizce konuşam kişi sayısı çok az ve bazen İspanyolca bilmek de yetmiyor. Özel sektör için yeter ama akademi için eyaletin kendi dilini de bilmek gerekiyor.

basel. gittim gördüm, tam yaşlı şehri. sakin sessiz, nehri var, para çooook, hayat güzel, doğa var, eğlenceye uzak değil. arada orada yaşayan şanslılar aklıma gelir de hüzünlenirim.

roma ya da dresden

1) berlin
2) prag
3) krakow

Prag. Küçük, yaşam standartları yüksek, batı avrupaya göre daha ucuz ve tonla casino var.

londra veya amsterdam.

hayır maalesef yüklenmiyor. uygulama üzerinden göndermeniz gerekirdi. ama yinede silmeyin bir süre fotoğrafları. kendiniz karşılaştırın en azından ysk sonuçları ile.

edit: gönüllülerden qr kod net çıktıysa t3 ün fotoğrafları algıladığı bilgisini aldım. denemeniz mümkün mü bir başka telefondan?

şurayı deneyin: t3.oyveotesi.org

taze çözümler şurda dursun;

arkadaşlar, t3 uygulaması ile gönderemedim ama bir sürü tutanak fotoğrafı çektim diyorsanız, işte çözüm yolları;
1. tercih: fotoğrafını çektiğini tutanağı tablet, bilgisayar v.b. ekranlarda açıp, t3 uygulama ile yüklemeyi deneyebilirsiniz.
2 tercih: fotoğrafı print edip, sonra t3 uygulaması ile sisteme yüklemeye çalışabilirsiniz.
3 tercih: bunu çok tercih etmemeye çalışalım iş yükü ve zaman kısıtlaması açısından ancak seçenek olarak dursun burda. tutanak@oyveotesi.org adresine yollayabilirsiniz.

www.youtube.com

özel hastane sahibiysen süper. değilsen bok gibi.

@latsc bunu izledim ya, üstün almanları ayrı tutuyorum :/

gecen ilkay zaman'in vidyosunu izledim de bir hizli rontgen bir muayeneye adamlar 3500 dolar fatura kestiler.

diğer ülkelerin sağlık sistemini bilmiyorum ama diğer ülkelerden ucuz olduğunu biliyorum. avrupadan göze lazer ameliyatı ve saç ektirme gibi operasyonlar için çok gelen olduğunu söylüyorlar.

İyi ve kötü yönleri var. Evsiz ve işsizsen, ameliyat olman gerekiyorsa sokakta ölürsün sosyal bir devlet değiliz. Ancak yurtdışındaki kadar da hastanelere ulaşmamız zor değil, dilediğimizde doçent/profesöre ulaşabiliyoruz. Kanser hastalarının bazı tedavilerini, pahalı ilaçların bir kısmını devlet ödemiyormuş diye duydum yanlış bilgi vermeyeyim. Doktora ulaşması çok kolay ama sistemdeki aksaklıklar nedeniyle ideal tedaviye ulaşmak çok zor bence. Yine de Amerika'dan filan kat be kat iyi durumdayız bence. Dünyadaki en iyi sağlık sistemi Küba'da.

Not: siyasi rejimini desteklemiyorum ancak dunyadaki saglik sistemini google'dan arastirirsaniz istatiksel veriler esliginde bilimsel gercek bu. Dogum olum oranlari, hastalik oranlari, hizmet alma vs hepsi kiyaslamali olarak bir tik ile ulasilabilir durumda. Bilip bilmeden ilkokul seviyesinde laf sokanlar biraz okusunlar. Kanser tedavisinde bizden cok daha iyiler, kanser hastasi bir doktor tanidigimiz tedavi icin küba'ya gitti. En son akciger kanseri hastalarinin omrunu uzatacak bir asi gelistirmis ve ilacin formulunu diger ilac sirketlere vermenin tek sartinin da ilacin hastalara ucretsiz olmasi sartini kosmuslardi, boyle bir haber okumustum. Sonrasini takip etmedim. Bu bahsettigim doktor tanidigimiz da akciger kanseri idi.

sağlık sistemlerinin karşılaştırıldığı bir belgesel vardı adını unuttum. Fahrenayt 9/11 i yapan adam yapmış. Üni 1 de izletmişlerdi. O zaman sadece İngiltere ve Küba'nınki güzel gelmişti. Sonra kendi gözümle yurtdışında tıp eğitimi gördüm. O eğitimi tamamen orada alan yabancıları gördüm. Hatta daha büyük çapta ülkelerden benim gibi geçici olarak gelen sınıftakiler hakkımda da bir fikir oluşturdum. Dedim ki Allah bunların vatandaşlarının yardımcısı olsun, iyi ki o arkadaşların hayallerinde Türkiye falan yok. Bencilce ama öyle dedim. Mükemmel doktorum, çok güzel eğitim aldım demiyorum ama bence çoğu Avrupa ülkesinden iyiyiz. Ha şu da var, onca sıra, yoğunluk nedeniyle sağlığına kolay ulaşamıyorsan, doktorlar iyi olsa ne yazar. Gerçi doktorlar da isyanda, bazı oçlar şiddet uygulamakta. Yakında Türk doktor kalmaz bunların bu alışkanlığından. Biz de abd Almanya gibi yabancı dominansına döneriz

Avrupada da yaşamış birisi olarak söylüyorum kesinlikle iyi. Amerika'nın sağlık sistemi için de hiç olumlu şeyler diyeni duymadım

ABD'ninkinden iyi, Avrupa'ninkinden kotu. Ikisinde de yasadim.

Tamamlayıcı sağlık sigortan varsa gül gibi.. Yoksa tırt.

özel hastane-devlet hastanesi beraber olmuyor.devlet doktor yetiştirebilmek için yatırım yapıyor sonra adam özele kaçıyor.imkanlar kısıtlı olmasına rağmen 2000 lerin başında devlet hastaneleri çok daha iyiydi doktorlar doktorculuk oynamıyorlardı.

genel anlamda abd den iyi avrupadan kötü denebilir.

ABD'ninkinden iyi, Avrupa'ninkinden kötü olduğunu düşünüyorum ben de.
abd de özel sigorta herzaman herşeyi ödemiyor. vergiye para vermiyor olabilirler ama en azından kemoterapi o bu birsürü para ödüyorlar. ayrıca ilaçlar çok daha pahalı satılıyor.

sicko - michael moore 10 yıllık bir belgesel. ama fikir verebilir.

tr deki durum neden mi kötü. çünkü sistematik değil. sen canın istedi diye üniversite hastanesinden bile randevu alabiliyorsan bu olmaz.

tr de durum nasıl iyileşir anlatayım. bütün sağlık ocaklarına kan tahlili vs getirecekler. aciller hariç poliklinik başvurusu için kesinlikle 1. basamak aile hekimine uğramış olman gerekecek. onun öngördüğü şekilde gideceksin. bir kere aile hekimi kendisi de tedavi ve tehşis ederek bir kısmını eleyecek hastaların.

böylece kulağı ağrıyan direk kbb ye gitmek yerine ön elemeden geçecek. sadece enfeksiyon ise antibiyotik tedavisi başlayacak aile hekimi. hastanelerdeki poliklinik azalacak.

daha sonra üniversite için de hastanenin seni görmesi gerekecek. böylece sen gerçekten tehşisi tedavisi zor bir hasta isen ünive gidince sıra beklemeyeceksin. yahut daha az bekleyeceksin. ama şuanki sistemde karnı ağrıyan ünive hastaneye. sonra ne oluyor, milyonda bir görülen hastalıklar onların arasında eriyip gidiyor. kimse güzel ve kaliteli tedavi alamıyor. o ne kardeşim.

ve de var olan hizmetler güzel de kapasite artırılmalı, mesela mr cihazları vs katına çıkarılmalı hastalar sıra beklememeli.

sonra doktorlar izin nöbet sonrası izin çıkartacaksın. bir doktor nöbet sonrası mesaiye kalmak zorunda olmayacak. 36 saat çalışan hekim mi olur arkadaşım. sen 36 saat otobus suren birine güvenir misin. onda bile kanunlar var. 24 saat içinde bilmem kaç saat sürebilir diyor. doktor sanki oyun oynatıyor o da sağlıkla ilgileniyor. adam 8 de gitsin işe akşam nöbetine devam etsin ertesi gün mesaisine devam 36 saat sonra 5 te çıksın işten. verim alamazsın sen bu kişiden.

doktorların mesai şartları iyileştirilmeli. maaş konusuna girmeyeceğim çünkü bütün meslek gruplarının artırılmalı maaşı.

bunlar olursa çok daha iyi olur.

nereyle kıyasladığına bağlı. avrupayla kıyaslarsan sağlık dahil hiç bir alanda avrupadan iyi durumda değiliz. (avrupadan iyi durumda olan ben sadece 2 özelliğimizi görebiliyorum, 1. ordu 2. mutfak)

mesela küba'dan da iyi durumda değiliz sağlıkta. abd'den ne kadar iyi durumdayız o da tartışılır. neticede orada sosyal devlet anlayışı olmadığı için herşey parayla. ha yaptırırsın özel sağlık sigortanı keyfine bakarsın. neticede abd'de senden eşek yüküyle vergi almıyorlar, haliyle vergiye gidecek paran sigortaya gidiyor. türkiye'de ise dünyanın vergisini ödüyorsun karşılığında aldığın işte ortada, 2 haftadan önce alınamayan randevular, günlerce çıkmayan tahlil sonuçları, ilgisiz doktorlar vs.

kıyaslamayı sen yap artık.

mesela avusturya'da kilise hastaneleri var, evsiz barksız olsan hatta avusturya vatandaşı dahi olmasan sana bakıyorlar. kuehles daha iyi anlatır.

abd'de paran varsa her şeyin en kralını alırsın. üniversiteye gitmek de parana bağlı hastaneye gitmek de.

en iyi sağlık sistemi küba diyen de romantik solcudan başkası olamaz. he anam en iyisi küba'da asdfasdfgasdf

@cekilmis in dedigi gibi, avusturyada bir sekilde kesinlikle tedavini alirsin. Hic guvencen yoksa bile kilise hastanesine gidersin, kafa rahat.

Ama uzman doktora ulasim COK ZOR. Sigortayla anlasmali bi kadin dogumcu 2-3 ay sonrasina randevu veriyor. Sigortayla anlasmasiz olana gidersen cok cuzi bir miktar odeniyor. 100€ ise 20€sunu geri aliyosun.
O ona sevk ediyor, bu buna sevk ediyor. Dizimde sakatlik varken rontgen ve mr randevulari arasinda 1,5-2 ay bekledigimden sonuclar degisik cikti, tekrar istediler falan filan, tedavide neredeyse 7-8 ay gecikildi mesela. Hicbir sey cabuk olmuyor ve bu beni delirtiyor
Trde sabahtan doktora girip aksamustu mr ve rontgen cektirip aksam sonuclari alip ustune de ertesi gun doktora sonuclari gostermeye gidebilirsin mantik olarak.

Bir de hastaneler genel olarak gercekten acil icin ya da yatan hastalar icin, poliklinik olayi pek yok diyim.

Hangisi daha iyi bilmiyorum. Ne ilac alirsam aliyim, 1000€luk ilac da alsam max 5,5€ Veriyorum kutu basina.
Anlasmali doktora gittigimde, mr, rontgen, kan tahlili, fizyoterapi vb hicbir seye 5 kurus odemiyorum. Ama her sey cok cok yavas ilerliyor.

Bir de genel olarak her seye ragmen trdeki doktorlarin daha pratik ve daha iyi oldugunu dusunuyorum. Ama farkli ekoller, ikisinin de artisi eksisi var.

Mesela hasta olup gittigimde aile hekimime, adam receteye "100g hatmi cicegi, 200g bilmemneotu" diye cay yaZiyo, sonra diyo ki 1 haftaya gecmezse gel.
Ya belli iste hasta oluyorum, neden iyice olu hale gelip tekrar 1-2 saat sira beklememi istiyosun ki. Yaz iste duzgun bisey. (Su ana kadar hic iyilesmedim cayla sjdjsjsj)

okulda halk sağlığı dersinde gördüğümüze göre abd'den iyi ama avrupada iskandinav ülkeleri ve almanya'dan kötü. tabi küba da var. bizdeki en büyük sorun belli bi sistemimizin olmaması sağlık konusunda. yani mesela almanyada sigorta sistemi diye geçiyor, küba'da sosyalist isveçte halkçı sistem vs ama bizdeki "karma" siste diye geçiyor. yani neyin karması olduğu bile belli değil bazı yönleri sigorta sistemine benziyor ki 1950 ve 60larda getirilmek istenen sistem buymuş o dönemden kalan uygulama bunlar. bi kısmı da piyasa sistemine benziyor abd'de uygulanan.

ha bi de abd'de acayip gereksiz pahalı özellikle ilaçlar. burda 5 10 liraya satılan patanol damlanın abd fiyatına internette 250 dolar yazısını görünce şok olmuştum. gerçi belki sigortayla falan halk daha ucuza alıyodur da 10 lira olsa türkiyede doları 4'ten alsak 100 katına geliyo fiyatı.

tabi yapar. delim küpesini geri tak kapanmadan delik.

gümüş ya da altın alerjin yoksa delim küpesinden sonra bu ikisinden birini takmalısın. bujiteri takma sakın

valla taktım ya, delim küpesi takma gibi de bi şansım yok şu an. e peki bu küpeler niçin satılıyor o zaman ? önceden olan küpemin birebir aynısı onu da 5 liraya falan almıştım sanırım onda sıkıntı olmadı. yaparsa eğer en fazla ne olur yani 1-2 gün beklesem sıkıntı olur mu :/

Cerrahi çelik küpe varsa onu da takabilirsin ama bijuteri küpesini yaralı deliğe takma. Yara iyileştiğinde, kanınla temas etmeyecek hale geldiğinde takabilirsin diğerlerini.

aynen çelik de olur.

onları yeni delinen kulaklar için satmıyorlar tabiki

valla kulak senin, iltihaplanır yani haberin olsun yara büyürse. sonra da delik kapanır. boşa acı çekmiş olursun.

eczaneden oksijenli su alin yaraya cok iyi geliyor.

teşekkürler arkadaşlar yardımlarınız için. çıkarıp delim küpesini taktım.

Bende metal alerjisi var hiç takamıyorum mesela kot pantolonun düğmesi tenime değerse bile yara oluyor, öyle bi şey yoksa iyileşince takabilirsiniz.

Evet çıkacak. Ben kasmıyorum bir şey değişmeyecek. Eğer ileride birilerinin yargılanması gibi bir durum söz konusu olacaksa hdp'lileri ülkeyi bölüp kurmaya çalıştıkları bağımsız kürdistan'a dahil etmeye çalıştıkları için en başta yargılamaları gerekiyor. Tabi böyle bir şey olacağı yok.

15 Temmuz sonrasında bile barış güvercini kesilerek FETÖ, PKK ve HDP sözcülüğüne soyunan diğer partilerin ayrıca yargılanmaları gerekiyor.

Ben hayır çıkacak diye düşünüyorum. Sebeplerim ise şu yönde:

1- Anti Tayyip kesim kesin hayır dicek zaten.
2- Milliyetçi bir kesim de zaten muallak içerisinde her ne kadar başkanları arka bahçe olsa da seçmeni o kadar aptal değil.
3- Akp seçmeni olup parlamento sistemini yok saymayı kabul etmeyen bir kesim söz konusu.
4- Yine akp seçmeni olup ama ufaktan fetö gönül bağı olan iyi kötü bir kesim söz konusu pusu da yatanlar yani. Bir nevi eski Fetöcü bugün ki akp liler de hayır dicek.

Bütün bunları bizatihi yaptığım konuşmalar ileççıkarıyorum gün içinde bir çok akp ile konuşuyorum iş yeri gereği. Hayal ürünü değil yani bütün bunların yanında ölümüne evet diyecek bir kesim de yok değil.

şu hayatta neye oy verdiysem tersi çıktı. genel anlamda toplumun bir bireyi olduğumu düşünmüyorum. buna da hayır oyu vereceğimi düşünürsek kesinlikle evet çıkar.

Çıkar maalesef

bence hayır çıkacak.

1. inanılmaz bir kutuplaşma var, akp'li olmayanlar akp'ye tümden muhalif. ya akp'yi hiç sevmem ama şu konuda destekliyorum kitlesi çok az.

2. ben başkanlık sistemini destekleyen bir tane bile mhp seçmeni göremiyorum çevremde.

3. akp seçmeni içinde de başkanlığı istemeyen bir kitle mevcut.

4. meclise giremeyen partilerin seçmenleri de ağırlıklı olarak başkanlığa karşı.

Bence rte başkan olacak.
Hatta geçen hafta sözküten bir yazarla iddiaya girdik o olamaz yaptırmayız tarzındaydı dedim gel kitabına iddiaya girelim.

Her türlü benim işime gelecek yani. Başkan olursa kitabım olacak. Olamazsa daha büyük nimet mi var:)

Sandıklar kiloyla mı sayılır aydınlıkta mı sayılır tamamen muamma.

umut tabii ki güzeldir ancak bence de evet çıkacaktır. sıradan bir adamdan bahsetmiyoruz. malum, adamın bireysel olarak şu anki en büyük derdi ebedi dokunulmazlık alabilmek. bunun için de ne gerekiyorsa yapacaktır. kanun manun dinlemez, ruhumuz duymaz.

bizim milleteyse güven olmaz. hafıza yok bizde. daha doğrusu yakın geçmiş yok. atalarımıza kadar gideriz, onlarla yer içeriz de dün patlayan bombayı unuturuz. tek bir propagandaya, malzemeye bakar.

bugün medyada kemalistler bile vatan haini ilan edilir duruma geldi, nereden geliyor bunca umut, anlamış değilim. daha birkaç ay önce millet erdoğan için kendisini tankın önüne attı. darbe engellendi iyi oldu da işin özü biraz da bu. yani başta erdoğan değil de ahmet necdet sezer olsaydı, millet yerinden oynamazdı, ertesi gün de darbe hükümetinin peşine takılırdı. dolayısıyla şu anda kesin cevap veremeyiz diye düşünüyorum. yarın ne olacağı belli değil. gündem çok hızlı değişiyor. ama şimdi çok büyük ihtimalle önümüzdeki günlerde terörle mücadele konusunda çok ciddi adımlar atıldığına dair çeşitli haberler olacaktır bence (operasyon...vs.). sırası geldi hani. milletin hafızaya ufak bi reset atmalı.

inşallah haklı çıkarsın

herkesin bahsettiği, akp içerisinde yer alan başkanlığı istemeyen kitleyi bir tek ben mi göremiyorum?

mhp tamam, bahçeli karşıtı ve başkanlığa tamamen zıt birçok insan var ama akp'de kayda değer sayıda yoklar gibi.

ek: soruya cevap vermemişim. iki ihtimali de az görmüyorum :)

Aylık 1750 km civarı yaklaşık 330-340 TL
Clio 2012 1.5 dizel
150 TL civarında da Ogs
Lokasyon İstanbul.

@mrmlq nasıl o kadar az ? 100 kmde kaç litre yakıyor baya iyiymiş..

Satış pozisyonunda çalışıyorum. İstanbul ve Marmara bölgesinde ziyaretlerde bulunuyorum.

2015 fluence kullanıyorum , haftalık 1 depo kullanıyorum ortalama . Kimi zaman 9 gün olabiliyor . 1 depo ile 1000 km yapıyorum , 240 TL civarına doluyor.

ayda 1 ankara git-gel yapıyorum. Özetle , ayda 5 depo , 1.200 TL civarı

2014 otomatik fluence var bende de. ne kadar yaktığına bakmamakla beraber istanbul içi 100 km / 5.7 litre falan gösteriyor alet. bi depoyla 900 km çok rahat gidiyorum aşırı basmazsam

ben de araya iliseyim. 500 liralik canavar gibi supurgelerle 2000 liralik dyson farki sadece marka mi? yada soyle sorayim. 500 liralik da canavar gibi cekerken canavarin canavarina gercekten gerek var mi? sonucta inatci leke gibi inatci toz yok.

Philips marathon ultimate'in emis gucu dyson'dan daha fazla. Ben philips marathon ultimate tavsiye ederim, magazada hem dyson hem de philipsi denedim dyson daha az cekiyor. 1 senedir kullaniyorum tek ugrastirici yonu ara sira filtresini temizlemem o da 5 dakikalik islem. Sonra ayni performansta devam ediyor.

Biz uzun yıllardır Dyson kullanıyoruz. DC32 Animal Pro. El süpürgesi de var. V6 Mattress modeli. Evde tüylü Ankara Kedisi var, alerjik insanlarız. Durumdan memnunuz. Halıyı kaldırıyor daha ne yapsın.

dyson'dan cok memnundu annem :)

en ucuzu dahi gayet başarılı, çekişleri baya iyi. rainbowlar halıyı dövmekte iyi bunlar ise çekmekte.

biz sülalecek dyson a geçtik kesinlikle çok iyi. annem süpürgeden sonra paspas yapmayı bıraktı toz bırakmıyo diye. dyson sadece marka değil parasının hakkını veriyor. çok büyük bir eviniz yoksa kedi köpekte yoksa en ucuzundan alabilirsin :)

Ne alakasi var hizla bellegin

32 gb liğin içindeki ssd nin okuma yazma hızı 64 ve 128 liklere göre düşük. normal kullanımda hissetmeyeceğin bi fark bu.

@duptıs okuma hızında fark varmış sözlükteki başlığında tartışıldı bu. ben de pek anlamadım.

Ok .okudugum bisey degil ama mantik olarakta washenin soyledigi dogru ama bunu algilayabilecek hangi islem var iphoneda.beni parmak izini taniyip acilma suresi hala sasirtmaya devam ediyor,salise falan heralde,tek hosuma giden bu alakasiz kimseyi gotumuzle aramiyoruz ve acmak istedigimizde saniye icinde hazir.bana 32 oynaya oynaya yetiyor.

Senin yazdigini simdi gordum.sen bakma abi,resim cekip sarki dinleyip oyun atican bu iste.bosa konusuyorlar.dunyayi kurtarmiyoruz telefonla basitce konusup,haberlesiyoruz.2 nesil sonraya kadarda gayet rahat kullaniliyor.32 de gayet yeterli.eskiden cantasinda sulalenin resim albumunu tasiyan kizlar olurdu,onlar gibi binlerce resmide telefonda bulundurma huyun yoksa yetiyor.

www.forbes.com