Ekşi Duyuru

kaydırmaz merdiven bantı.

www.google.com.tr

www.youtube.com

www.youtube.com

youtu.be

www.youtube.com

carina round <3

www.youtube.com

Metin Altıok Şiirlerinden Şarkılar (Ankâ) Various Artists
open.spotify.com

youtu.be

www.youtube.com

ne anlarlar dertten halden..

youtu.be

www.youtube.com
www.youtube.com

youtu.be

güzelmiş seninki. 1 haftadır sadece arap şarkıları dinlemekten yorulmuştum iyi geldi.

www.youtube.com

valla ben 2 haftadır filan sırf sen olsan bari dinliyorum. cover'ını yapıcam onun.

Mobilden yaziyorum link veremeyeceğim.
Manus baba...

Charles Bradley yeni öldü, bekleniyordu ama yine de üzücü tabi, onu dinlerim bir süre. Mighty Sam Mcclain falan, o sulara dalıyorum son zamanlarda.

Nina Zilli - 50mila
www.youtube.com
ve
Pink Floyd- Coming Back to Life (çoğunlukla 2:30 sonrasını dinliyorum)
www.youtube.com

Birsen tezer
Yavuz cetin
Oasis
Riverside
Arctic monkeys
Katatonia

çocukluğumdan beri müzikle uğraşıyorum, koloratür sopranoyum. son 2 senedir kendi bestelerimi yapıyorum ve onları tanıtmak için uğraşıyorum. şu aralar yerel radyolarda çalmaya başladı.

eğer beğenirseniz belki ekleyebilirsiniz. bu bana gerçekten çok destek olur ama daha önemlisi beğenilmiş ve benimsenmiş olmanı beni mutlu eder.

TÜR: ALTERNATİF/INDIE POP

Arin -(git: youtu.be)
Uzak - (git: youtu.be)

Olm sen mezun değil miydin? Stajın zorunlu süresi ne kadarsa o kadar yapabilirsin. 20 iş günü ise 25 gün de yapsan onun sadece 20 günü kabul edilir okul tarafından. Şirketin de izin vermesi gerekir. Yaz stajı ile kış stajı farklı oluyor.

zorunlu staj ise arttırılamaz, onun belirli bir süresi var, şirket kabul etmeyecektir.

keyfi stajsa staj yaptığınız yer ile görüşebilirsiniz.

staj süresinin arttırılması şirket istiyor zaten.

her koşulda şirketle görüşülebilir ama şunu unutmamak lazım asgari ücret vermek vergileriyle sizin işverene maliyetiniz 1777 lira her işletme yapmayabilir. direk çalışan olarak alır o ayrı stajyer gibi ortalık gezdirip dolaştırmaz iş bekler

edit :olmuyor o bende üniversiteme sormuştum okul sigortayı sadece zorunllu gün kadar öder

Zorunlu staj ise okul stajını uzatmaz. Diyelimki 20 iş günü zorunlu staj ise okul senın staj yaptığın yere senın için 20 gunluk sigorta yapıyor. Sen gidip okula bunu 80 gün yapın desen bıle buyuk ıhtımal kabul etmezler.Ama eğer şu an staj yaptığın iş yerı devam et diyor ise sigortamı okul karşılamıyor sigortamı yapın geleyim diyebilirsin.

Şirket eğer seni beğendiği için devam etmeni istiyorsa bu stajını bitir. Uzun dönem stajyer olarak başvurmak istiyorum de. Öyle devam et. Bu sefer maaş da alırsın. Sen hala öğrenci olduğun için okulun dediklerine uymak zorundasın. Şirketin istekleri senin için ikinci planda.

direktör ile konuştum, sen gel biz hallederiz sigorta işini dert etme dedi. teşekkürler herkese.

alerjik olabilir.
mevim geçişlerinde ben de ayyaş gibi geziyorum.

Bi havluyu sıcak suya batırıp gözlerinin üstüne koy beklet bi süre, iyi gelir.

Konjonkfivit ise eger sicak pansuman her zaman iyi gelmeyebiliyor, uyariyim dedim. Haftayaya birakmadan bir an once git bence doktora. Bazi hastanelerin (belki de hepsinin, bilmiyorum) acilinde goz doktoru da oluyor.

@ma ya zamanım yok inanın, sağlık konusunda böyle yapmamak gerek ama elden bir şey gelmiyor.

Anladim, gdcmis olsun. Umarim gecer en kisa zamanda.

Mutlaka takman gerek .
Temizleme losyonu, bile etkiliyor .
Kardeşim , 3-4 farklı lensten sonra alıştı.


Yeteri kadar sabredilirse göz lense alışıyor .

Lens muayenesine gidiyormuşsun zaten. lens kullanıp kullanamayacağını onlar söyleyecek sana. Göz çapını falan da ölçecekler.
Ondan sonra kendi lensini kendin alırsın bittikçe. Ama sakın ilk başta kendi kendine lens alayım deme. Her göz bir değil bazı gözler için lens takılması uygun görülmüyor.

Gözüm hassas değil herhalde kızardığını pek hatırlamam ama lens taktıktan 3-5 saat sonra gözlerim damarlanmaya, kızarmaya başlıyor. Ayrıca hafif bir rahatsızlık hissi bırakıyor. Sanıyorum ki kuruluktan fakat doktor gitmediğim için sebebini bilmiyorum.

Gözüm 1 civarı olduğundan işim olduğu zamanlar takıyorum. Her gün tak çıkar zahmetli geliyor.

migren?

bende migren var ışığa karşı hassasiyet de oluyor mu ?

Geçen sene bende aynı ağrıdan oldu.
Göz kapaklarımda kristalleşme olduğu söylendi. Temizlendi rahatladım.

bugün yaklaşık 12 saat yolculuk yapmak zorunda kaldım, trafik, araç arızası vs. yorucuydu benim için.

ama başka zamanlar da oluyor.

çok yorulunca oluyor desem direkt yorgunluğa mı bağlanır yani.

düşününce dün gece içkili şekilde geç yatıp erken kalktım, bu da olabilir.

her boku yemişim hala ağlıyorum, benim gözüm ağrımayacak da kiminki ağrıyacak.

Uykusuzluk veya sinüzit zonklamalı ağrı yapar

dünyanın en temiz sinüslerine sahibim.

göz tansiyonu varsa oda yapabilir...doktoru ihmal etmeyin

yandexten aratıp opera indirince seni operanın yandex versiyonuna yönlendiriyor. ve o versiyon yandexten kurtulmuyor. silip normal versiyonu kurmanız lazım.

netflix türkiye'nin twitter adresine baksana. onlar tam tarihi twitlemişlerdi geçen gün.

"Portal aygıtındaki geçici aksaklıktan dolayı özür dileriz. Rick & Morty 5 Kasım'da tüm bölümleriyle Netflix'te."

twitter.com

:/

5 kasım kötüymüş be

Ups kargoyu ara kim almış sor, belki bir komşu, apartman görevlisi falan olabilir. Sen yanlış yazsan bile, tc kimlik numaranla gönderim yapıldığı için, daha önce ups kullandıysan adres bilgilerin onlarda vardır.

monster çok daha iyi. satış sonrası hizmetleri de güzel.

ancak çok da çok üst segment bir bilgisayar değil ikisi de dolar sağolsun.

Asus'un alt sınıf cihazları genelde sorunlu oluyor. İşlemci, ekran kartı, rom bellek gibi ana donanımlardan biri diğerlerine göre düşük oluyor böyle olunca cihazın genel performansı o kötü olan donanımla eş değer oluyor. Kendi deneyimim, ve etrafımdaki insanların deneyimlerinde gördüğüm bu Asus'u alma yani. İki bilgisayarın da donanımhaber forumda başlığı vardır, oradan ayrıntılı bilgiyi edinebilirsin.

"Her bir saatin 100 bin yılı temsil ettiği 24 saatlik bir gün ile anlatıyorum. İnsanlık tarihi 24 saat önce geceyarısı başladı ve şu anda bir günün sonundayız. Neredeyse bütün günü avcı toplayıcı olarak yaşadık, ve tam saat 23.54’te tarım yapmaya başladık."

Avcı toplayıcılar çok sağlıklı insanlardır. Şimdi tarım yapanlarla avcı toplayıcılar arasındaki farkları araştır basit bi cevaba ulaşacaksın. İşte o senin cevabın.

benim var.

1,5 yıl kadar vegandım, protein ve B grubu vitamin eksikliğim sayesinde kansere yakalandım. elbette beslenmeden başka faktörler de var fakat ihtiyacın olan besini alamadığında vücut kendini savunamıyor.

dengeli beslenmek önemli. veganların propagandalarına kanmak çok yanlış olur.

insanın hayvansal gıdalara ihtiyacı var ama her şeyin fazlası zarar, sebzenin de etin de.

Köydeki insanlar neden hala ilerleyen yaşlarına rağmen sağlıklılar? O yaşlarına rağmen (70-80) şehirdeki 40-50li yaşlarda olan yerden 2 kiloluk bir ağırlık kaldırsa beli ağrıyacak entel ve metroseksüel beyefendilerin yapamayacağı oldukça ağır işler yapıyorlar hala. Bir zamanlar tvde ömrü ortalamanın oldukça üstünde kırsal kesimde yaşayan insanlarla yapılan röportajlarda sebep olarak büyük çoğunluğu işi yoğurt yemeye bağlıyordu. İşlenen, katkı ya da koruyucu madde eklenen her gıdadan uzun vadede hastalanma riski var.(ayrıca emülgatör kavramını ve zararlarını araştır) .
1950lerden sonra (sanayileşmenin hızlanması) bu belirgin derecede görülüyor.

(colayı bırakalı da aylar oldu)

Eskiden insanlar daha saglikliydi diye bir sey yok. Bu da iste son zamanlarin propogandasi. Eskiden dukan vardi, simdi de paleo diyeti ortaya cikti. Dinciler kola dusmani oldu ama nargile kafelerde neredeyse yasiyorlar.

Para kimdeyse kendi urununu saglikli diye tanitiyor. Kendi urununu saglikli gosterecek bilimsel(?) arastirmalari destekliyor.

Ayrica vegan olup uzun yasayan ve hastaliklara yakalanmayan, vegan olmayip uzun yasayan ve hastaliklara yakalanmayan bir cok kisi var. Vegan dusmanligi genelde kimi veganlarin digerlerini kendi davalarini anlatmadan insanlari canavar olmakla suclamalarindan ve ayrica toplumdaki her turlu farkliliga dusmanliktan kaynaklaniyor. Farkli insanlari sevmiyoruz, ben et yiyorsam herkes et yesin istiyorum. Ben kola icmiyorsam kimse kola icmesin istiyorum. Ben kola iciyorsam herkes kola icsin istiyorum.

Ama sonuc ne? Sanirim sonuc duzgun tarim yapmaktan, hayvanalara iskence yapmadan onlarla birlikte yasayabilecegimiz bir duzen kurmaktan geciyor. Vegan olmayacaksan vejetaryen olabilirsin belki. Ama her turlu yumurtayi da yeme. Cage free olanlara bak. Ineklerin 2m'lik kafeslerde sikistirildigi sutleri icme. Saglikli ineklerin sutunu ic. Spor yap dengeli beslen. Stresten uzak dur. Belki de cozum budur.

süt sağlıksızdır çıkıp diyebldiler mi tvde

t

Montag sakin bayağı ama internetini test etmedim. İyidir muhtemelen, çok kalabalık değil zira genelde. Tchibo'yu geçince, o sırada köşeden dönerken birinci kata bakarsanız tabelasını görebilirsiniz.

Her gün kadıkoydeyim ama sakin, kalabalık olmayan bir yer göremedim bulursan söyle :/

Yeldeğirmeni tarafında küff var. Akşama doğru kalabalıklaşıyor. Moda tarafında daha fazla yer aslında. Biraz daha yürürüm modaya ne olacak dersen böcek, page, kev ve naan var. Böcekte internet bazen iyi bazen yok. Naan ve kev genelde kalabalık. Page içlerinde en güzeli. Yanında bir yer daha açıldı benzer ama orasının adını unuttum.

Kayış işi zor. Onun yerine Fitbit charge hr öneririm. Bilekten nabız ölçer. İki yıldır kullanıyorum.

bilekten nabız ölçenler, özellikle spor sırasında nabızda oldukça başarısızlar. Garmin veya Polar'ın nabız ölçerleri oldukça iyi. Garmin'in suda kullanılabilen bir nabız ölçer kayışı da var.

ben bunu kullanıyorum koşarken ve bisiklette, gayet başarılı ölçüyor.
www.decathlon.com.tr

zaten denildiği gibi bileğe takılanlar tam randımanlı ölçemiyor temas ettikleri alanın küçüklüğü ve salınım esnasında oluşan temassızlıktan ötürü. kulaktan ölçen spor kulaklıkları var, onlar da başarılı ama onlar daha pahalı. bu linktekinde kronometre ve normal saat de var; başka bir şeye ihtiyacın kalmıyor. bir de bu kayış benim salonumdaki spor aletleriyle de birlikte çalışıyor, aletteki nabız ölçme kısmına yansıtıyor nabzı. bilmiyorum her aletle uyumlu mudur ama öyle bir sürpriz yaşamıştım.

Ben de şunu kullanıyorum Android telefonumla, gayet memnunum: www.banggood.com

bunu kullanıyorum, tavsiye ederim : www.decathlon.com.tr

doğa yürüyüşlerinde garminin gpsi ile birlikte gelen nabız bandını kullanıyorum memnunum suya sokmadım hiç

Linkteki ürünü kullanıyorum herhangi bir sorununu görmedim nabızımı anlık olarak ölçüyor.

Garmin Fenix 3 kullanıyorum nabız bandım ile uyumlu çalışıyor anlık olarak nabızımı görebiliyorum.

3 yıldır spor ile uğraşıyorum nabız bandı vazgeçilmezim Fenix3 + Wahoo öncesi decathlondaki ONRHYTHM 310 ürününü kullandım. Onuda önerebilirim.

www.wahoofitness.com
www.decathlon.com.tr

Aile paketinde 5 kişi yer alıyor ve 5 kişi de farklı aygıtlar üzerinden kullanabiliyor.

Fiyatı nedir, bilgin var mı?

1- aynı anda 1 kişi, SD görüntü, 1 cihaza download hakkı -16tl
2- aynı anda 2 kişi, HD görüntü, 2 cihaza download -28tl
3- aynı anda 4 kişi, HD ve ultra HD görüntü, 4 cihaza download -40 tl

keske girip kendiniz baksaniz: www.netflix.com

@hopeless zaten baktım, Internette de sağlıklı bilgi bulamadım. Buradan teyit etmek istedim. Çünkü direkt aile üyeliği adında bir üyelik yok. Arayan için de bu duyuru sağlam bilgi kaynağı oldu. Var mı başka sorunun?

zaten bir sorunum yoktu ki Apocalypse. piyasa degeri 45 milyar dolar olan bir platformun resmi sitesinde yazana bakip saglikli bilgi bulamaman da garip. verdigim linkte her sey yaziyor. aile uyeligi diye bir sey yok.

spotify aile üyeliği gibi bi durum yok, aynı şifreyle bağlanıyor eş dost, yalnız aynı anda pakete göre 1, 2, veya 4 kişi bi şey izleyebiliyor, tek hesaptan maksimum 5 profil açılabiliyor, izleme slotları doluysa ve sen dışarda kalmışsan şu profilden şu izleniyor diye sana dökümünü sunuyor, o profili kim kullanıyorsa arayıp "çık ulan ben izleyecem" yapabilirsin yani teoride.

bok gibi

güzel başkan, al gitsin.

Herkesin ayağında var bunlardan.

hoş, sade bir ayakkabı. günlük hayatta giyilir.

güzelmiş

5/10

kötü değil. beğendiysen al.

9. sf öncesine bir break (continuous) koyarak sayfa no ekle. tüm sayfalara ekleyecek, problem değil.
break öncesindeki sayfalardan birinde sf no'ya tıkla ve sil. break öncesindeki tüm sf no'lar silinecek.
sonra break sonrasındaki sf'da 1'den başlaması için sf no'yu tıklayıp aktif dip sağ tıkla, format'ı seç. burada kaçtan başlamasını istiyorsan onu girebileceğin bir kutucuk var, oraya 1 yazıver. böyle oması lazım.

Seni hayal kırıklığına ugratmayacagımı biliyorum ama ben inanıyorum buna:)

Zavallı fizikçiler, kuantum konusu şöyle şeylerde kullanıldıkça laboratuvarlarında ürperiyorlardır sanırım. Ben seni destekliyorum. Sahte bilimin tutulur yanı yok.

Aman tanrım, vegas şaşkınlığımı gizleyemeyeceğim; telkinin nasıl faydası yok diyebilirsin. şaka gibi. telkin dediğin şey insanları ipten alıyor.

apocalypse; şimdi bu bahsini ettiğin durum; hayatında bi' olumlu bi' olumsuz gelişme varsa haklısın ancak; arka arkaya olumsuzluk gelirse bunu kullanarak çıkılabiliniyor.

bir de başa gelmesi lazım bunları anlamak için, öyle uzaktan olcek iş değil. mutluluğu çağırarak iyi hissedermisiniz bilmiyorum ama mutsuzlukları düşünmezseniz daha iyi hissedeceğinizi biliyorum.

insanlar özel olduğuna, diğerlerinden farklı olduğuna inanmak ister. bu tip akımların çoğu da bu zayıflıktan faydalanıyor.

bunun dışında sorun değil çözüm odaklı olmak ve hedefe gidiş konusunda motive olmak her zaman avantajlıdır. basitçe insan nereye bakarsa, ne ararsa onu görür. ayrıca psikolojide çoğu durumda şikayet ediyor olsak bile içine düştüğümüz durumu çoğunlukla kendimizin seçtiği görülüyor.

Sana katılıyorum. Ben de aşırı uyuzum böyle "şimdi kendimizi iyi hissedeceğiz ve mutlu olacağız" tarzı muhabbetlere. Bi faydasinin oldugunu da sanmiyorum.

Bu iş biraz karışık.

Genel olarak 'Güzel şeyler söylersem 21 günde olur' gibi şeylere inanmıyorum. Kuantum, enerjiler, feng shui'ler falan benim için sapsahte bir şey. Kesinlikle inanmıyorum.

Yine de inandığım şu: kendi kendini inandırma ile ilgili bir milyon çalışma var. İlk çalışmalardan biri de şu.
search.proquest.com
link.springer.com


Örneğin, sporcuların maça çıkmadan önce 'Başarabilirsin, güven kendine' demesi ya da sunum yapacak olan birinin kendi kendine 'Heyecanlanma, sakin ol, nefes al ver' demesi, aynaya bakarak kendini gaza getirmek gerçekten kendine güveni yerine getirmek olumlu yanları olduğu kanıtlanmış yöntemler. Aynı şekilde, başkasının sana verdiği konuşmayı hayal etmek de aynı etkiyi yaratıyormuş daha ilginci. Yani, 'Kendi kendine konuşana deli derler' baskısı varsa, başkasının bunu söylemesi bile aynı rahatlığı verebiliyormuş. (Bir yandan da hayal kurmanın bazı büyük yıkıcı etkileri de var)

Bu yöntemlerden mucize beklememek gerek. Yani, sen sunuma hazırlanmadıysan istediğin kadar kendi kendine konuş, fayda etmez ama iyi hazırlandığın bir sunum için, hafif bir anlık anksiyete varsa onun üstesinden gelinmesinde yardımcı olabilir.

Örneğin, şurada kendi kendine konuşmanın yönetim performansı üzerine etkisi var.
onlinelibrary.wiley.com

Atalarımız bunu 'Bir şeyi 40 kere söylersen olurmuş' derler. İngilizcesi de 'Fake it tilll you make it'. Bu da bilimsel olarak şu şekilde açıklanıyor ve kanıtlayan çok çalışma var: Birisi size bir gün aptal dedi diyelim. Ona o gün inanmazsınız ama sürekli insanlar başınıza aptal olduğunuzu kakalarlarsa, bir süre sonra ilk önce şüphe başlarmış, 'Ya hakkaten aptal mıyım' diye, sonra da kabullenme başlarmış. Aslında ilk önceki hali ile değişen şey zeka değil. Zeka önceden neyse hala o, aptal dediği için insan aptal değil. 40 kere aptal dendiği için aptal olmuyor ama insanın güveni düştüğü için normalde yapacağı basit bir işten çekinerek aptal gibi görünmesine ve ötesinde aptal olduğuna inanmasına neden olabiliyor.

Ayrıca, minör depresyondan kurtulma için tavsiye edilen uzun süreli yöntemlerden biri de sahte gülmedir. Zorla gülmenin minör depresyonu ortadan kaldırdığını belirten de çok çok çok çalışma var. Tam bir 'fake it till you make it' durumu var. Bir süre sonra gülmek refleks haline geliyor ve bu da insan vücudunun biyokimyasını etkiliyor. Dolayısıyla sahte bir gülüş insanın bakış açısını bir miktar değiştirebiliyor.

Bunun yukarıdaki gibi 'Sabah üç rekat söyle', 'Akşam suyunu iç tekrar söyle' gibi kuralları olan bir 'kuantum' kisvesi altında olması sorun. Yoksa, bana şu motivasyonel, kişisel gelişim sözleri de çok komik geliyor.
s-media-cache-ak0.pinimg.com
www.inspirational.quotesms.com
Bu tarz şeyler bana oldukça komik ve gereksiz geliyor.

Ancak, bir de plasebo etkisi var. İnsanlar bu şekilde iyi olacağını düşünerek gerçekten iyi hissedebiliyorlar. Üstelik, bu sahte bir mutluluk etkisi falan da değil, bildiğimiz gerçek mutluluk. Yani, inanmaya da bakıyor iş biraz. Din gibi. Ölünce cennete gideceğine inanırsan mutlu oluyorsun ama buna inanmazsan, ölümden sonrası düşüncesi mutluluk vermiyor.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta şu. Olumlu düşünmek güzel ve mutluluk verici ama bunun bir temeli olması gerekiyor. Örneğin, mutsuz bir insanın sabah 'Mutluyum' diye zorlayarak fırlaması onun mutsuzluk kaynağı ile yüzleşmesini engelleyebilir. Bir de bariz bir mutsuzluk kaynağı varsa, doğru olanın o mutsuzluğa koyvermek gitmek olduğunu söylüyorlar. Örneğin, bununla ilgili bir vaka vardı. Babasının ölümünden sonra hiç ağlamayan ve hafif uyuşuk bir şekilde hayatına devam eden bir kişi, üzüntüsünü içinden atamadığı, sisteminden çıkaramadığı için önce pasif agresif, sonra da saldırgan hale geldiğini söylüyordu. Örneğin, sevgiliden mi ayrılındı? Sabah kalkınca söylenecek iki uç var: 'Bundan sonra ne yapacağım? Neden böyle oldu? Hayat nasıl devam edecek şimdi?' grubu bunlardan biri, diğeri de 'Mutluyum' diye inkar etmek. Olabilecek en ideali ise 'Üzülüyorum, ağlayacağım, kötü durumdayım, kusana kadar da ağlayabilirim ama ileride geçecek. Geçene kadar böyle hissediyorum'.

Bu çalışmaların söylediği şu. Eğer ekstra bir durum yoksa; şartlar uygunsa ya da o kötü şartlardan kaçılamıyorsa, kendi kendine olumlu olumlu gazı vermek aşırı faydalı bir şey. Bir gün, iki gün değil; 21 gün olduğunu ya da belirli kalıp ritüellerin buna yardımcı olacağını sanmıyorum ama bir süre sonra o olumluluk insanın karakterinin bir parçası olabiliyor. Bu da hayatı güzel yapan etmenlerden biri. Bir anlamda, bir kanser hastası için moral ne demekse, bir insan için de telkin o. Her şeyin üstesinden gelemez ama bazı küçük şeylerin üstesinden gelecek gücü verir.

Bir de atalarımızın bize yaptığı en büyük kötülüklerden biri de 'Kendi kendine konuşana deli derler' meselesi. Olumlama için olmasa da, insanın kafasındaki muhasebeyi sesli ve kendi kendine yapması düdüklü tenceredeki basıncı alıp patlamasını önleyen en basit yollardan biri.

duyurudakiler gerçekten de üzerlerindeki negatif enerjiyi (!?) dağıtmak için buna başladıysa bariz saçmalık. telkin konusunda ise söylenenlere katılabilirim.

""Mutluluk olumlaması yapan biri, gün içinde neşe, gülümseme, eğlence, hoşnutluk, sevgi gibi kelimelerle düşünme taktiğini geliştirebilir.""

Yukarıda alıntıladığım kısım bir eylem. Sana sadece düşünmek gibi geliyor ama sadece düşünmek değil bu. Çünkü düşünmek, istediğin fikirleri düşünmek ve istediğin duygulara bürünmeye çalışmak da birer eylemdir.

Kelimeler bu eylemlere zihni hazırlarlar. Çünkü kelime etkidir, elde etmek istenen düşünme tepkidir. Bence çok önemli. İnsanın kendini dış etkenlerin doğrudan müdahalesiyke değil de, onlardan tamamen sıyrılıp sadece kendi düşüncesi ve bilinciyle yönetmesi çok muazzam bir şey.

Emin ol zihni bu afrika açlığında yaşayan milyarlarca insan var!

Mevzu sadece telkin/olumlama ise, ben bu yolla sigara bağımlılığından kurtuldum. Sırf tembelliğimden ötürü bunu diğer sorunlar için kullanmayı bıraktım. Yoksa bizzat yaşadığım bir şey yani. Buna faydasız demek yanlış olur. Ama faydalı olan şey yalnızca olumlamalar değildir, bir iş birliği ve denge ve hatta uyum gerekir. Bunun farkında olmak lazım. Bu anlamda, yani "işlerin sadece telkinle çözülebileceği fikri yanlıştır" noktasında evet çok haklısın.

Telkin eğer duygulanımı uyandırmıyorsa, yani kullandığımız kelimelerin ifade ettiği duyguları, kelimelerin anlamlarını hayalimizde canlandırdığımız sırada yaşamıyorsak o telkin zaten bozuk plaktan başka bişey değildir. Mesele zaten duygularımızı düşüncelerimizle, düşüncelerimizi duygularımızla ve en önemlisi de kendi hür bilincimiz ve hür irademizle değiştirebilmemiz. Konu bu. Kimi telkinle yumuşar kimi davranışla kimi ikisinin birleşimiyle kimi sadece bilgi edinerek... insan sayısı kadar çeşitli tedavi ve yöntem var. Çünkü insan biricik. Her bir yöntem bir başkasına %100 tesir etmeyebilirse de yol gösterir, çağrışım yaptırır.

Yani papağanın konuştuğu kelimeden ben alınganlık edersem daha kolay iyileşirim. Ama papağanın savurduğu hiç akla hayale gelmeyecek -mesela- küfürlere karşı en ufak bir tepkim yoksa o zaman çok daha zor iyileşirim. Yani olay çok daha derin. Mesele budur kanımca.

saçmalık. hatta gavurlar daha kolay özetlemiş: fake it 'til you make it (hatta aychovsky demiş benden önce).
herkes kolay yoldan bir şey aradığı için bu tür şeyler ortaya çıkıyor. işe yarıyorsa onlara ne mutlu.

ayschovsky'nin yolladığı makalelerde çok basit eleştirilecek noktalar var ama son zamanlarda çıkan biyolojik temelini alan da makaleler varmış. o yüzden bilemedim.

kız düşürmek için iyi olabilir gençler düşünün bunu

Bu konuda bir araştırma okumadım. Fakat nöropsikoloji alanında okumuş olduğum bir makaleye dayanarak işe yarama ihtimalinin olduğunu belirtebilirim. Okumuş olduğum makalede ağza yatay olacak şekilde bir kalem tutturuluyor ve gülme pozisyonu aldırılıyor. Daha sonra beyin görüntüleniyor. Ortaya çıkıyor ki beyin bu kişinin güldüğünü sanıp ona göre mutluluk hormonu salgılıyor. Yani beyin yanıltılmış oluyor. Bu nedenle düşünce ve duygu boyutunda telkin ile kontrol sağlanabileceğini düşünüyorum. Fakat telkine bir ay boyunca devam edeyim ve ay sonunda sınavdan geçeyim, zengin olarak kalkayım, six pack'lerim çıksın vb. söylemler zaten konu dışı olduğundan bu konuda konuşmaya gerek yok.

@Aychovsky'nin yazdıklarını sonradan gördüm. Benim belirttiğim araştırmayı da onunkilerin yanına ekleyebilirsiniz... :)

21 gün sadece belirli cumleler soyleyerek bir seylerin degisecegine inanmıyorum. Insanlar genelde sever boyle rakamsal kesinlikleri. Daha da inanirlar. O yuzden 21 rakaminin uyduruldugunu düşünüyorum.

Ama bilinçaltının gerçekliği ayırt edemeyip nasılsan oyle oldugunu kabul etmesi olayı mantikli geliyor. Yukarıdaki ağza cubuk koyup gülme şekli alındiginda beynin tepki vermesi ornegi gibi. O yüzden olumlamayı bilmem ama olumsuz dusuncelerle kendini sabote etmek diye bir sey kesinlikle var bence. Yani 21 gün mutluyum dersem mutlu olur muyum bilemiyorum ama surekli bende şans yok, kesin bi aksilik çıkar, ne istedim de oldu ki gibi cumleler kuran bir insanin hayatinin hicbir zaman istedigi yönde gitmeyeceginden eminim. Buna inanıyorum. Negatif telkinler kesinlikle negatif durum yaratıyor. Olumlu telkinlerin de beyni kandırıp ona göre davranması konusunu biraz daha arastirmak lazim. En azindan ruh halini degistirmesi cok mümkün.

Bence dümdüz olumlu cümle kurmaktan ziyade zihinde canlandırmak önemli. Bunu bilinçli olarak yapmadım ama iyi ya da kötü, insanın kafasında hissederek yasadigi sahneler cogu zaman gerceklesiyor. Cok defa yasadim bunu. Bir açıklamasi vardir diye dusunuyorum. Bunun ne olduğunu bilmiyorum , Olumlamaya degil ama buna inanıyorum sanırım.

Dusuncelerin gercege donusmesini cok hafife almamak lazim ama tüm bunların "her şey senin elinde, sen istersen her şey olur, senin zihnin dışında baska dış faktorlerin onemi yok yeter ki düşün" boyutuna getirilmesini abartılı ve gercekten uzak buluyorum.

psikolojide böyle bir şey vardır mutluyum demekle mutlu olmakla dünyaya daha pozitif bakabilirsiniz ama bir çok insanın toplanıp olumlama yapması yanlış olur ve yeteri kadar etkili olmaz görüşündeyim. insan kendi kafasının içinde mutluyum deyip bir şeylere olumlu yönden bakabilir fakat bunu bi kural gibi yapmak sürekliliğe maruz bırakmak olumluluğu zorunlu kılar ve zorunlu olan şey de psikolojimize zarar verir nitelikte bi etki bırakır bence.

yani, gidin yalnız olumlayın, ama saçma yaşam koçları gibi oooh rahat bi nefes alıyoruz ve mutluyuz şeklinde de değil.

bakın en basitinden normalden fazla bir şekilde empati yapmak size olumlama yaptırabilir. çünkü sürekli başka şekillerde düşünüyor olursunuz ve kendinizi karşıdakinin yerine koyduğunuzda yaptığı şeyler birden mantıklı olabilir. bu bi olumlamadır. yani olumlamayı bi kural gibi değil bi karakter özelliği gibi kullandığınızda daha iyi oluyor bence.

ki bu zamana kadar gördüğüm tüm güzel karakterli ve olumlayıcı insanlar buraya çalışarak değil karakterinde varolarak geliyordu.

ben olumlamaktan bunu anladım yanlış anladıysam kusuruma bakmayın.

@aquarium zaten olumlu biri olmak, olumlu düşünmek güzel şeyler, çok da severim öyle insanları ama bu olay öyle değil ki, son cümlede de söyledim neden sabah akşam "ben mutluyum, ben mutluyum" diyeceğine, en sevdiği yemeği yiyip gerçekten mutlu olmasın, arkadaşlarıyla buluşup iyi vakit geçirip mutlu olmasın?

iyi bir müslüman olup cennete gideceğine inananlar buna mı inanmıyor anlamadım :D

@apocalypse zaten en sevdigi yemegi yiyerek, arkadaslariyla vakit gecirerek mutlu olabilen insanlarin bunlara ihtiyac duydugunu sanmıyorum. Artık hicbir seyin yolunda gitmedigini dusunen, dipte hisseden insanlar çıkış yolu olarak bari mutluyum diyeyim de beynimi kandirayim diye dusunuyor olabilir. Ama ben duygu olmadan sadece söylem ne kadar ise yarar emin degilim. En azindan ruh halimi biraz toparlayabilir miyim diye dusunuyor olabilirler. Ama bence 21 gun olumlama yapacagim diye bir zorunluluga girmek insana kendini surekli "mutsuzum 21 gun sonra mutlu olacagim" mesaji verdigi icin hicbir sonuc alinamayacaktir.

@aqurium alkışladım vallahi, haklısın.

Anahtar kelime: (bkz: nöroplastisite)

o tür sitelerde parçaları bulup fiyat alıp sonra bilgisayarcıya gidince inan yüzde 10- 15 daha ucuza toplatılıyor. ben toplattığımda adamlara fiyatları gösterince onlar da kendi fiyatlarını verdi. daha hesaplı olduğundan hem de muhatap bulma açısından site yerine onlara toplattım.

ebrar bilgisayar.

inventusta toplattim, monteli sekilde kargoladilar.

Esasında bir fotoğraf kaynağı değil, bir bulut sitesi ama Cloudup'u deneyebilirsiniz. Çünkü onda da yüklediğiniz nesneleri gruplandırabiliyorsunuz ve bu yönüyle bir hayli kullanışlı oluyor.

başlığın yanındaki yıldızdan gidiliyor. ilk entry bkz. verildiği için böyle oluyor zaar. başkalarına yardımı olur diye duyuruyu silmiyorum.

Bunları beğendiysen bunu da izle: this is the end

hangover 1

soul kitchen
not: dana gibi güldürmez ama moral düzeltir

kaliteli türk komedi filmi seversen, kaçma birader'e bi şans ver.

eksisozluk.com

Ridicilious

Saydığın filmler eğlenceli ve güzel ama dana gibi gülmedim onlara. Aynı derecede güldüğüm güzel filmler:

The Dictator Charlie Chaplin olan değil. İki üç boş beleş sahne var. Onun dışında güzel. Dana gibi güldüğüm bu var.
FAQ About Time Travel
Scott Pilgrim vs The World
Superbad

Animasyon seversen bol zaten madagascar, ice age, kung fu panda vs. tonla seri var güzel. Türkçe dublajlarını tavsiye ederim.


Bir alt kategoride risk alıp dana gibi gülmelik değil de tebessüm ile eğlenceli vakit geçirmelik şunları da sunayım

Dude where is my car
Roadtrip
Eurotrip
Idiocracy
How high
Fired Up
Forgetting sarah marshall

film değil ama hayvan gibi güldürecek bir dizi: coupling

The Internship
The Man
Tais Toi
Tristesse Club
A Greek Type of Problem

contemporary surrealism.

www.artsy.net

süt zararlı yetişkinler için. ben de çok severdim ama artık içmiyorum

hiç içmiyorum sanırım en son hatırlamıyorum bile ne zaman içtiğimi

kabızlık yapar.

ben de küçüklüğümden o yaşlara kadar akşamları bir bardak içiyordum. rahatsız etmeye başlayınca bıraktım.

1) ... Çünkü aşırı miktarda içilen süt vücutta demir eksikliğine yol açacaktır. Günde içilmesi gereken süt miktarı kesinlikle çocuklarda 3 bardağı, yetişkinlerde de 2 bardağı geçmemelidir. ...

2) ... Ayrıca sütün zararlarından korunabilmek adına Sütü süt olarak değil, mayalanmış olarak yoğurt, kefir, peynir olarak kullanmanın daha faydalı olduğu, ...

3) ... Süt ürünleri dediniz. Ya süt? İçmeyecek miyiz?
Hayır. Süt ürünlerini tüketeceksiniz. Peynir, yoğurt, kefir... Peynir, beyaz peynirse klasik ezine peyniri olacak, kaşarsa Kars ya da Trakya’nın tekerlek peyniri olacak. ...

... Peki hocam neden süt içmeyin diyorsunuz?
...

1) www.sagliksiteniz.com
2) gida.zararlari.com
3) www.dha.com.tr

ben de tam bu soruyu yazacaktım, isabet oldu. günde 2 bardağa indireyim madem :/

bu arada ekşisözlük sütün zararları başlığında 2 yorumda "yemeğin hemen ardından içmeyin" diyor, açıklamaları ile birlikte...

ek olarak bir de bu : eksisozluk.com

yalnız şu duyuruya iyi ki denk geldim. ben de yatıp kalkıp süt içiyorum, biraz azaltayım.

Asiri olmadan her gun bir bardak icerdim genelde. Bir iki senedir ara sira aklima geldikce iciyorum. Cok severim sütü ama fazlasi tabi ki zararlidir. fazla kalsiyum birikip böbrek tasi bile oluyormuş. Gerek yok yani 1 bardak icmek varken neden 1 litre içilsin ki.

Ben 2 yıl önce günde 500-750 ml içiyordum ve kocaman bademcik taşları oluştu. O da berbat bir şey o zamandan beri içmiyorum.

Yetişkinlerde laktaz sayısı azaldığı için laktozu sindirememe, o da ishal gibi sıkıntılara neden oluyor. Sende bu olmuyor sanırım, o nedenle sıkıntı olmaz belki ama aşırı kalsiyum alım damarda plak oluşumuna neden oluyor, onu da dikkate almak lazım. Sen sadece sütle bile günlük ihtiyacını geçiyorsun.

Ben en son annemin zoruyla süt içtiğimde ilkokuldaydım galiba. Hiç sevmiyorum tadını da kokusunu da. En az bi 15 yıl geçmiştir içtiğim son bardağın üstünden.

www.instagram.com
Fena diil

www.instagram.com

Hemi de ekşici...

Uzun zaman oldu ama yanlış hatırlamıyorsam şöyleydi. Benim gitarda tuşsuz ama renkli noktaların olduğu bir bölüm vardı. Orada ilgili notaya gelecek şekilde parmağı kaydırarak yapıyordum galiba

bazen ses çıkartıyor, bazen videodan elde edeceğin kazancı devre dışı bırakıyor bazen ise ihtar atıyor. telif sahibinin yapacağı yaptırıma bağlı.

Uyduruyorlardır kesin.

1 santim zıplarsak yanacağımıza inananlar ile aynı insanlardır. uzak durunuz.

O dönemde beyin bile yok doğru düzgün neyi hatırlayacaklar.

Long term memory 3.5 yaşından sonra oluşuyor öncesinde hatırlanan şeyler hikaye.

sorunun bir adım ilerisini görüyorum ve bunu paylaşıyorum.

youtu.be

rahme düşerken kafamızı yarabilir miyiz?

muhtemelen hiç hoş bir şey değildir o yüzden akıl sağlığı yerinde olan bi insan olmaz o kişi.

eğer hatırlansaydı, sezaryen ile alınmadan saatler önce boynuma kordon dolandığı için "nasıl ölünür?" kafamda bir fikir olurdu. ancak vegas'ın dediği duyma olayına katılırım. anne karnındaki bebekle konuşmak, onunla iletişimde olmak; bağı güçlendiriyor. çünkü çocuk sizi duyuyor.

not: yanlışsam düzeltin biraz önce baktım, 7. aydan sonra beyin bayağı gelişmiş ve tüm duyu organları algılar biçime gelmiş oluyormuş.

Gelişim ve Öğrenme dersi almıştım. Bilmem kaç tane kuramcı duydum hiç böyle bir şey hatırlamıyorum.
Mantıksız geliyor.

1 - 1.5 yaşımı ve o yaşlardan bir çok anıyı net hatırlıyorum. ama daha öncesi yok.

hatta 3-4 yaşıma kadar anneme anne değil de kendi ismiyle seslendim. çünkü herkes bu ismi kullanıyor ben neden anne diyorum diye düşündüğümü hatırlıyorum.

bandwith limiter var. modemindeki qos da muhtemelen laf olsun diye orda. bi işe yaramıyordur.

arşiv şu an için çok zayıf belki ileride eklerler. umarım sansür mantığı çalışmaz. bir yandan da öyle bir kaygıları olsa levent kırca'yı eklemezlerdi diye düşünüyorum.

@lazpelle haklısın ama attila ilhan ulusalcılığın kurucusu hani, levent kırca onun yanında siyasi anlamda pek önem arz etmiyor.

ulusalcılığın kurucusu atilla ilhan mı?

@burya evet, öyle diyebiliriz.

@Apocalypse: peki öyle olsun

Ulusalcılığın kurucusu mu?

evet arkadaşlar türkiye'de ulusalcılık attila ilhan çıkışlıdır, ufak bir araştırma ile bu bilgiye erişebilirsiniz.

Hahaha. Aklının erdiği senelerin tamamına akp dönemi hakim olacak kadar gençsin sanırım. Tam bir akp dönemi eğitimi gençliği. Hadi anlat bakalım bana ulusalcılık ne zaman kurulmuş, kimler tarafından kurulmuş, milliyetçilikten farkları neymiş öğrenelim.

est. evet aklımın erdiğini senelerin tamamına akp dönemi hakim olan ve araştırmayı seven bir gencim.

benim okuduklarım bu yöndeydi ve bunu aktardım. ulusalcılığın şu anda benimsendiği biçimi attila ilhan çıkışlı olduğunu abimden duydum (kendisi attila ilhan ile ilgili bir yüksek lisans tezi yazıyor) saçma geldi başta ama araştırınca böyle bir şeyin söylenebileceği fikrine eriştim. bu konuların ehli olmadığım için kimseye bir şey öğretecek vasfa ya da yetiye sahip değilim. dediğim gibi araştırabilirsiniz farklı bir fikirde de olabilirsiniz bu gayet doğal ama buraya gelip tanımadığınız bir insanı küçümsemenize gerek yok.

tavrınıza bakılırsa bilgi sahibisiniz, sizden dinlemek isterim. buyrun.

Hani ufak bir arastirma ile ogrenebilirdik, ben mi insanlari kucumsuyor oldum simdi? Bak sana benzer soruyu iki kisi kibarca sormustuk. Gelen tek cevap evet oyledir arastirin oldu. Hala bekliyoruz. Sonra gerekirse benden dinlersin.

bildiğim kadarıyla ulusalcılık 2000'li yıllarda adından ciddi anlamda söz ettirmeye başlıyor ve insanlar etkisine girip benimsiyorlar. ulusalcılığı kapsamlı ve etkili bir biçimde attila ilhan tanımlayıp kitapları ve yazıları ile halka aktarıyor. yalnız abime sorduğumda attila ilhan'ın ulusalcılığının tam olarak etki etmediğini ve farklılaştığını söyledi.

biraz önce baktım direkt attila ilhan ve ulusalcılık konulu tezler ve de içerisinde attila ilhan'a atıflar bulunan türkiye'deki ulusalcılık ilgili tez çalışmalarını da bulmak mümkün.

Evet, aradigimiz tavir bu. Ben de bildigimi soyleyeyim.
Ulusalcilik dedigin sey, aynen kemalizm, laikci, beyaz turk gibi dedigin zamanlarda akp iktidara geldikten sonra kullanilmaya baslandi. Milliyetcilik, ulusalcilik; ataturkculuk, kemalizm; laiklik laikcilik oldu. O zamanlarin hikayesinde milliyetcilik, ataturkculuk, laiklik gibi kavramlar ulkenin temel taslariydi. Bunlara dogrudan karsi cikamadiklari icin isimlerini degistirip otekilestirdiler. (Bu yontem iktidarlarin cok sik kullandigi klasik bir yontemdir.) Artik bu kavramlar ulkenin temel taslari degil. Ulusalcilik temel olarak chp icindeki milliyetci kesimi tanimlamak icin kullanildi.
Ulusalcilik, milliyetciliktir. Sen ister sol milliyetcilik de, ister muhafazakar olmayan milliyetcilik de milliyetcilikten farkini soylemedigin surece milliyetciliktir. Akim olarak temeli fransiz devrimine dayanir. Isimlendirmesini ise aynen laikci gibi manasiz buluyorum. Bari ulusculuk olsaydi.

attila ilhan'ınki daha çok atatürk üzerine bir ulusalcılık, yani kemalizm kaynaklı ama attila ilhan'ın kemalizm anlayışı da farklı, halihazırda benimsenen kemalizme tepkiliydi çünkü benimsenen kemalizm ismet inönü kaynaklı ve genel itibariyle atatürk'ün görüşlerini köşeli ve kibirli (doğru bir tanım olmuştur umarım) şekilde ele almaktadır. bahsettiği kurtuluş savaşındaki tüm halkın birlikte kapitalist devletlere karşı olan birlikteliğinden doğan bir ulusalcılıktı, bu duyguyu laiklik çatısı altında toplamak istemiş ve bu doğrulta çalışmalarını sürdürmüş ki kendisinden etkilenen çok insan var. bu yüzden attila ilhan'ın bahsettiğiyle sizin bahsettiğiniz kemalizm farklı, keza ilhan kaleminde sosyalizm geçmişli bir adamın bu kadar basit ideolojilere boyun eğmesi düşünülemez.

bu arada ömrü yetseydi ismet inönü hakkında (geneli pek içi açıcı olmayan) bir kitap yazdığına dair bir bilgi var kafamda, aslı var mıdır bilmiyorum.

O zaman ben de benimsenen ulusalcilik Yigit Bulut'un ulusalciligidir ve bu yuzden ulusalciligin gorusleri jole gibi bulundugu kabin seklini alir diyeyim. Ek olarak, vatan catisi altinda toplasalim bundan gayri Attila Ilhan'in gorusleri vatansalciliktir diyeyim. Oldu simdi? Olmadi. Cunku burada ideoloji ve kavramlari konusuyoruz. (Yoksa arkamdan gelen olursa neden olmasin?)

Senin de dedigin gibi ulusalcilik Ataturk milliyetciligidir. Yani Turk milliyetciligidir. Yani milliyetciliktir. Ulkedeki yaygin diger milliyetcilik ise ulkuculuktur, yani Turk-Islam sentezidir. Laik Turk milliyetcilerinin, yani "ulusalcilarin", milliyetci sayilmamasi ve milliyetci denilince akla sadece ulkuculer gelmesi ise iktidarin toplumu sekillendirmesinden baska bir sey degildir. Halbuki, dunyadaki genel milliyetcilik akimiyla daha cok benzesen, Fransiz devrimiyle yayginlasip gunumuzdeki ulus-devlet modelinin temelini olusturan milliyetcilik, yani esas milliyetcilik bu milliyetcilik anlayisidir. Ulkuculuk ise aslinda en az milliyetcilik oldugu kadar ummetciliktir.

severdim şarkılarını bende,
ne oldu da şarkı yapmadılar yada hoşuma giden şarkı yapmadılar bilmiyorum.

twitter.com

uzunca bir aradan sonra ben de dün kendime bu soruyu sordum ve dinlemeye başladım. keşke geri dönseler.

grubun iki elemanı evli zaten.
çoluk çocuk sonrası biraz çekildiler gibi piyasadan. olsa da dinlesek.

Ben tadında bıraktıklarını düşünüyordum.

Sanırım albüm çıkacakmış. Umarım hayal kırıklığı olmaz ve eski tadı yakalarız.

bir şey olmadı.
yeni street fighter'da hala seçilebilir karakter olarak mevcut.

@pangea sol alt sağ+ sol sağ+ üç yuvarlak

muhtemelen bir uyuz türevidir.

veterinere götürmeniz lazım. bazı uyuzlar baya agresif şekilde oluyor.

Deri hastalığı bence de, tüyleri de dökülmüş zaten. Veterinere götürün, umarım iyileşir en kısa zmanda:(

Deri problemlerini fotoğraf ile çözümlemek maalesef kolay değildir. Belirli tespit yöntemleri ve tahlillerle sizlere net bilgi verilebilir. Bu nedenle veterinere götürmenin veya belediye veteriner işleriyle iletişime geçmenizi oneririm

boş boş konuşuyorlar işte klasik ekşici tepkisi. hayır sanki zorla kafalarını bastırarak baktırıyolar hikayelere. çok da güzel olmuş bence.

ekşici yeniliklere karşı olmak zorunda. hiçbir yeniliği beğeneni görmedim ben daha bu mecrada.

özellikler gereksiz mi? evet gereksiz. kullanmak zorunda mısın? hayır. o zaman bu kadar ağlamanın anlamını çözemedim ben de. sürekli saçma paylaşımlar yapan arkadaşlarından şikayet eden insanlar var ya, o arkadaşlarını silseler sorun tükenecek mesela. onun gibi.

yalnız kişiler listesini bulamıyorum. bulan varsa tarif etsin.

@interview with the vampire, teşekkür ederim. :)

@elorelia

iPhone için konuşuyorum, sağ üstte yeni mesaj yaz kısmına tıkladığınızda son sohbetlerinizin altında liste alfabetik olarak geliyor.

Zaten yeniliklere açık değilim, hep sıkıntı yaşarım bu konuyla ilgili.
Bir müddet söylenirim ama sonra mecburen kabullenirim.

İlk etapta kişileri bulamadım sözlükten baktım onu hallettim. Ama var olan durumumun gitmesine bozuldum biraz bir deneme yapıyordum ben onunla ki whatsapp kullanmaya başladığım günden itibaren ilk kez cümle yazmıştım, öncesinde sadece tek ifadeler olurdu (kaktüs, palmiye, yunus vs.)
Şimdi o denemem için başka bir yol bulmam gerekecek onun dışında sorun yok.

Şimdilik hoşlanmadım ilk başta dediğim sebepten ötürü, alışana kadar kullanmam ya da zaten halihazırda instagrama attığım bir şeyi bir de buradan atmaya üşenirim, girip bakmam.
Sonra ne olur bakacağız.

Ya su son sohbetlerin yanindaki yerden fotograf cekip onay tusuna basarsak noluyor numaramiz olan herkese gondermek gibi bir cilginlik yapmiyordur di mi?

Acikcasi ne oldugunu bilmesem de son sohbetler sekmesinin azicik saga kaydirilip soluna fotograf zamazingosu eklenmesini sevmedim.

Whatsapp basit bir mesajlaşma programıydı.

Patronla da oradan konuşuyordum, eve gelecek olan tamirciyle de, fotoğraf paylaşmaktan anlamayan annemle de.

Bu basit konsepti bozup, yine her anının fotoğrafını paylaşma olayına döndürmeleri hoşuma gitmedi. Zaten hali hazırda bunu yapan bir sürü app var. Şimdi ben tamirciye konum atarken durumunda paylaştığı şeyleri falan mı göreceğim yani.

Normal sms'leşmek whatsapp'ın yerini tutmuyor.

Ne vardı yani basit ve pratik bir mesajlaşma olayı olarak kalsaydı. İlla her şeye böyle bir popi olma ortamı ekleyecekler. Ben whatsapp'ı elimden geldiğinde normal şekilde kullanmaay devam edeceğim ama bu düşünce sinir bozuyor.

Program hayatımızın bir parçası olmuştu. Sosyal medyadan uzak bireyseldi biraz da. O gerizekalıların o durum tabında olduklarını bilmek bile sinir etti beni, saçma ama genelin düşüncesinin de bu yönde olduğunu düşünüyorum. Yapılan da zaten saçmalık zaten instagramda birebir olan bir şeyi getiriyorsun,eğreti durdu çok, geçiş animasyonları bile bi acayip.

"Şimdi ben tamirciye konum atarken durumunda paylaştığı şeyleri falan mı göreceğim yani." hayır görmeyeceksin. "durum" sekmesine geçmedikçe hatta geçsen bile tıklamadıkça kimsenin hiçbir şeyini görmeyeceksin. hala çok basit bir uygulama whatsapp değişen hiçbir şey yok mesajlaşmak isteyen için.

Ben instagram ve snapchat kullanmadım. Whatsapp daki durum özelliği şu mu: Anlık istediğimiz kişiyle foto ya da video paylaşımı.

Anneme gönderdiğim resmi videoyu herkes görmeyecek yani?

@ yazar yazmaz, anladım.

Yine de dediğim gibi, ben asıl sosyal medyada fotoğraf paylaşma çılgınlığının burada da bulaşmış olmasına sinir oldum.

Durum bölümünde bir uyarı işareti vardı girdim baktım, sadece işle ilgili konuştuğum onun haricinde hiçbir şekilde muhabbetimin olmadığı instagramdan takip etme gereği bile duymadığım insanların durum paylaşımları var.
Girdim rehbere uzun zamandır konuşmadığım ve konuşmayacağım insanları temizledim (bu yönden iyi oldu hep üşeniyordum) şimdi tekrar baktım isim olarak yok numara olarak duruyor, ben onu sildim neden hala görünüyor o kısmı anlamadım.
Bu durum düzelir mi yoksa paylaşan kişi "kişilerim" dediğinde benim numaram onda kayıtlıyken bende numarası yoksa dahi benim ekranımda görünecek mi? Olmaz herhalde öyle bir şey değil mi?

Ay evet sürekli olumsuz olup negatif enerji yayan insanlar işte. Zorla kullandırtacaklar sanki özelliği.

rehberin gitmesi saçmalık olmuş.

(bkz: ekşi sözlük hiçbir güncellemeyi beğenmeme timi)

ulan bi tek bende yok herhalde yenilik
yada ben bilmediğim için yeni eklenen özelliği farketmedim?

Kişi listesi gitmiş daha ne olsun? 10 dakika aradım dün resmen.

bu tarz zeka gerektirmeyen konularda her türden boş insanın yorum yapabilmesinden kaynaklı.
bir mobil uygulama değişikliğinin 400 e yakın entry yazdırması ve insanların buna kafa yorması utanc vericidir, ülkenin aynasıdır. su baslıktaki herkesi engelleyebilsem sozluk daha güzel bir yer olurdu heralde.

İşlenmiş kırmızı et kanserle bağdaştırılıyor diye hatırlıyorum. Bahsettiğin ısıl işlemi özel olarak bilmiyorum.

google'dan razı olsun yaradan.
gidabilinci.com

Yoğurt suyu gördüğümde çığlıklar atarak yerimden fırlıyorum ve koşarak uzaklaşıyorum.

En sonunda bana uyan bir watsap grubu buluyorum ama parodi çıkıyor :(
İyidir, geçen süzme yoğurt için markete gitmeye üşendiğimde keşfettim, ferhlık şelalesi. Yazın içerim bolca.

öyle ayrıca tüketmem ama yoğurdu kaseye alırken eklerim suyundan da.

Faydalı diye icmeye basladim. sevdim de gayet. Ama icecek olarak piyasaya surulse almam, dogal ev yogurdunun suyu olacak.

Salata suyu sevenleri de aranıza alırsanız ben üye olurum.

Hazır yoğurtlarınkinden tiksiniyorum ama anne yoğurdununkini affetmiyorum.

Böbreğe-böbrek taşına bir şeylere faydalı derler ama ben bunu bilmeden önce de severdim.
İçecek olarak satılması konusunda aquarium+1

Turşu suyu olaydı iyiydi. Yoğurt suyu sevmem.

ekle beni, bayılırım ayran yaparım

(bkz: withdraw etmek)

öncelikle yapmadım çok emin değilim ve şartları okuldan okula değişiyordur ama bıraktığın ders için transkripte kötü bir şekilde görünüyor diye biliyorum, öğrenci işlerine bir sor net bilgi için.

değiştirmek için bölüm başkanlığına neden değiştirmek istediğinizi anlatan bir dilekçe yazmanız gerekiyor. sadece dersimi değiştirmek istiyorum derseniz kabul edilmez. haklı veya mantıklı bir nedenden dolayı değiştirdiğinizi belirtmeniz lazım. uygun görülürse o zaman değiştirilir.

ayrıca bırakılan ders (eğer gerçekten bırakıldıysa) transkriptte kesinlikle görünmez

Yapılabiliyor. Biz yapmıştık bir kere lisanstayken. Üstelik dilekçe falan yazmadık. Öğrenci işlerinde bir abi vardı. "Gelin hallederiz" demişti ve yapmıştı hepimizinkini.

GSÜ ben değişim değil de ekleme yaptırdım. Şöyle oldu; ben diferansiyel denklemleri seçmiştim ama danışman hocam onu onaya çekmemiş. Ben kalkıp vizesine girmek istedim hoca listede yoksun dedi. Sonra ben nasıl olur, bu ders, ders bağlıyor filan dedim. Sonra danışman hocama yazdım. O da sağ olsun kurula iletti. Kurul toplandı ve bana dersi verdi ve ben dersten kaldım ahahahahahahhaahhahahahahahaha

ben de arıyorum kendilerine 2 gündür ulaşamıyorum işe bak ya, yönergeleri söyleyen robot kafayı yemiş kendi kendine konuşuyor

telefonu açtıktan sonra bir alo falan diye ses verirsen,sistem algılıyor ve bağlıyor.

Hafif tempo koşu + Vücut ağırlığın ile yapabileceğin temel hareketler ile hallet.

sadece koşarak vücudunun hamlığını atamazsın. iyi ısın ardından kolay ağırlıklar kaldır.

20 tekrar bence fazla(yanlış anlamışım). maksimum 12 olsun.

Koşu, hafif spinning, grup dersleri varsa onlara katılabilirsin, intermediate olanlara. Stretch e her zamankinden fazla zaman harca derim.
Kolay gelsin.

Yok. Bi daha alkollü kullanmasın 2 seneliğine alıyorlar.

Yok. Alkollü olarak araba kullandıysa da almasın zaten. Bir tanıdığımın başına geldi çok uğraştı tanıdıkla falan ama aldıktan sonra da direksiyon başına asla alkollü çıkmadı çünkü gençliğinden beri araç kullanan bir adamın elinden arabası alınınca aldı dersini. Arkadaşın da bence kendine ya da daha kötüsü bir başkasına zarar vermeden bunu öğrenmeye çalışsın.

aynı
gümrükçü açtırırsa bagajı el koyabilir.

Onlarcasını sayabilirim.
Kült bağlamındaysa ilk aklıma gelen;
(bkz: Walter Sobchak)

do the right thing (pizzacı kardeşler)
gummo (tavşan çocuk, kovboy çocuklar)

@vonkhar istediğin kadar yazabilirsin, her telden film izleyen bir yerde bu kadar az cevap beklemiyordum. kültürlenin biraz lütfen.

bir örnek daha veriyorum. big lebowski'den jesus

Senin ifsada da arkada pulp fiction posteri vardi dimi? Bir hayran daha gormek guzel. Onun uzerinden gideyim, mia. En sevdigim repliklerden birine sahip oldugu icin; (bkz: uncomfortable silences)

Watchmen'de -pek yan karakter sayilmasa da- rorschach. Saglam karakter.

12 angry men'de moderatorluge soyunan kivircik sacli kellesmeye baslayan dayi. Sempatik bi tipi vardi.

Devamini sonra ekleyeyim.

diziyi de sayarsan tabii ki hilmi önal

(bkz: aşk ı memnu)

behzat ç. memduh başgan.

Leon: The Professional'da Gary Oldman'ın canlandırdığı karakter ilk aklıma gelen. Yani Norman Stansfield.

Dizi

Penny Dreadful=> Victor Frankenstein

Aklıma geldikçe eklerim

dizi

banshee - kai proctor

@cikmaz sokaktan cikagelen cocuk evet, pulp fiction canımızdır.

film daha çok işime yarar arkadaşlar.

bir örnek daha schindlers list'den, ben kingsley'in oynadığı itzhak stern karakteri.

hans landa: inglorious basterds

The Fugitive (Kaçak) filminde Samuel Gerard rolüyle Tommy Lee Jones. Gerçekten hak ederek oscar ödülü alabilen çok nadir örneklerden biridir tarihte.

İlk aklıma gelen neşeli ayaklar filmindeki ramon oldu.

Perloneth hans landa demiş. Sanirim en cok sevdiğim sinema karakterlerinden biri <33

Blade Runner - Roy Batty
Mean Girls - Janis

Ice Cube'ün ilk Friday filminde DJ Pooh'un oynadığı karakter :D

Ben de dizi yazacağım sorun olmaz umarım.
Fargo'nun 2.sezonunda Mike milligan

dispersiyon tabii ki. açıklamaya üşendim. daha homojen olduğudan diyeyim kısaca.

cevap burada: eyupyaylaci.com

link için @illegalstar'a teşekkürler, internette açık şekilde bulunmadığı için bu soruyu soranlar şüphesiz ki bu duyuruya gelecekler.

Bu skşam da naked izle o halde

I origins

K-Pax

waffle

stroopwafel

ayrıca "the serpent tale" diye ararsan daha çok sonuç bulabilirsin..

bir nöroşirurji uzmanı ağrı kesici çok içince kendi ağrısını yarattığını söylemişti.

artık işe yaramaması. daha büyük dozlara ihtiyaç duyarsın. eskiden novalginin kestiği bir ağrıyı artık apranax bile kesmez olur.

bir kerelikten bir şey pek olmaz ama bunu sürekli tekrarlarsan organların iflas edebilir. voltaren bu açıdan ölümcül mesela.

ve sallamasyon bilgi değil tamamen gerçektir.

vücut duyarsızlaşır ve ağrı kesici etki etmemeye başlar bir süre sonra. 1 ayı geçerse süreç böbrek ve karaciğere de zarar veriyor diye duymuştum.

doktor tarafından günde 5 tablet parol alabilirsin dediler bana. 500mgdan 2500mgda sıkıntı olmuyor heralde. 1 tane voltaren alacağına parol al dediler yani. 2 tableti geçmedim ben.
bir de alacağın ağrı kesicinin adı ne?

barca sr ve biofenac

midenin canına okuyabilir. bunlardan fazla almamaya çalış.

Aynı şeyleri 2 yıl önce yaşadım

Birincisi, o bölgeyi ne yap ne et kuru tut. Duş alırken falan sar.

İkincisi, rahatlamaya çalış, hiçbişeyi kafaya takma.

Ğçüncüsü, bebe pudrası sür bol bol.

Dördümcüsü, doktora git ve ne veriyorsa düzenli kullan.

Geçmiş olsun.

@winston insani teşekkürler. pudrayı deneyeceğim.

biraz öne okuduğuma göre stres yapınca, üzülünce falan ağrı atağı olabiliyormuş, rahatlamak elzem hakikaten. 2 haftalığına vurdumduymaz olmak gerek.

geçmiş olsun, 12 yaşındayken geçirmiştim ben de, strese bağlı oluyormuş evet.

sakın su değdirme demeye geldim ben de, ağrısı hiç geçmemişti bende geçene kadar. bir de sancısı zona çıkmadan bir hafta önce başlamıştı ve zona sırtımda çıkarken göğsüme vurmuştu. böyle şeyler de olabiliyor, zonanın yakını olmayan yerlerin de ağrırsa haberin olsun.

acil şifalar diliyorum.

gül hastalığı olabilir. doktora görünün. aile hekimi de teşhis koyabilir.

döküntüyü görmek lazım. cilt hastalıklarına görmeden tanı koymak çok zor. Bazen görünce bile zor :) Ağrılı ve içi su dolu ufak baloncuklar varsa zona olabilir.

@statik_elektrik baloncuk yok şükür, sadece kızarıklık ve sivilcemsi çıkıklar.

doktor şart ihmal etmeyin, zona şakaya gelmez, gül hastalığının pek bir çözümü olmasada göstermek gerekiyor yoksa yayılıyor, sertresli misiniz bu aralar? stresten kaçınmaya çalışın bir an önce..

@eja bu sıralar kötü bir kaç haber aldım, ondan dolayı biraz kötüyüm. ondan olabilir.

gül ve zonanın başlıca sebepleri stress üzüntü, bende çıkarttığım için..umarım bişey çıkmaz çıkarsada strese bağlı bişey çıkmaz umarım gül ve zona fena şeyler, ilerlemeden doktora gitmeyi ihmal etmeyin

bende de birkaç ay önce benzeri olmuştu. zona olduğu ortaya çıktı. 3 hafta süründürdü beni.

herkese çok teşekkürler, en kısa zamanda doktora gidip buradan yazacağım sonucu.

zonaymış arkadaşlar.

geçmiş olsun. Allah sabır versin, umarım en kısa sürede iyileşirsiniz

@yemrem teşekkürler.

tavsiyesi olan varsa iyi olur, 2-3 hafta geçer dedi doktor bir kaç ilaç ve vitamin verdi, başka bir şeye de gerek yok galiba.

geçmiş olsun :/
gögüste çıktığını bilmiyordum sadece bel sanıyordum, kendini stresten uzak tut, doktor bana izin alabiliyormusun biraz kafanı dinle tatil yap demişti.. tabii nerdeee.. tek yaptığım sevdiğim muzikleri dinlemek sevdiğim kitapları tekrar okumak kendimi mutlu etmeye çalışmaktı.

-kendini stresten uzak tut ilaçlarını kullan
-merham vermedimi antibiyoktikli?
-b vitamini o kesinlikle bitir vitaminini
-kaşımamaya çalış
-kafanı sakin tut
-bide çok sıcak banyo yapma demişti sanki bana(tam emin olamadım)

dolma kalem hediye edin...

Mobildeyim, hatalar için kusura bakmayın.

Güzel bir polar hırka al. Doğu soğuğu fenadır.

öğretmenler için çay önemli bi faktör stanley'den termos bardak diyorum.

decathlon.com.tr'den kış sporlarına uygun bir şeyler bakabilirsiniz.

kapandığı güne kadar olan faturayı alıyorlar.

geçen ay kapattırdım 4 günlük 9 lira para aldılar.

bu tamamen fatura dönemiyle ilgili. bazı firmalar öde - kullan sistemi uygular (misal digiturk), bazıları da kullan - öde uygular, misal turkcell superonline.
yani atıyorum faturan her ayın sonunda kesiliyorsa, bugün internetini iptal ettirsen, kasımda 8 gün kullandın, 8 günün ücreti son fatura olarak çıkar.

bildirimler ve şarkı sözü uygulaması kaldırıldı. herkes geri gönderilsin diye isyan ediyor. spotify ise daha iyi bir şekilde tekrar uygulanacağı için güncellemeyi bekleyin diyor. artık ne zaman uygun görürlerse o zaman geri getirirler. ekstra bir çözüm var mı ben bilmiyorum ama durum böyle şimdilik.