Ekşi Duyuru

dokuman.osym.gov.tr




 

kokuya bu kadar hassas değilim ama çeşme suyundan normalde ketıl a su koyup kahve falan içerken hiçbir koku gelmezdi normalde.
şimdi ise baya rahatsız oluyorum. geçen içme suyum bitti diye çeşmeden bir bardak su doldurup içince farkettim ilk.
bu suların tadı neden böyle leş oldu? hem kokuyor hem tadı leş.

istanbul / 4. levent.

 

Selamlar. Finaline giremedigim bir secmeli ders vardi. Yarin butunlemesi varmis. Bu sinava girmeyip dersten kalirsam tez donemine geciste engel yaratir mi? 2016 bahar donemi girisliyim. Sosyal bilimler.

Bu soruya cevap ararken iu lisansustu yonetmeligini okurken asagidaki paragraf dikkatimi cekti, bunu da sorayim. Madde 32 de sayilan sartlari saglamadab tez asamasina gecilmiyor mu yahu? Hic bilgim yoktu. Pratikte de boyle mi?



DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Tezli Yüksek Lisans Programı
Amaç ve kapsam
MADDE 31 – (1) Tezli yüksek lisans programının amacı; öğrencinin bilimsel araştırma yaparak yeni bilgilere erişme, bilgiyi değerlendirme, yorumlama ve özgün bilimsel bilgi üretme yeteneğini kazanmasını sağlamaktır.
(2) Tezli yüksek lisans programı; dersler, seminer, tez çalışması, tez sınavı ve varsa tamamlayıcı faaliyetlerden/uygulamalardan oluşur. Anasanat dalları programlarında ayrıca tez sınavı sonrası uygulamalı sınav yapılır.
Öğrenim süresi
MADDE 32 – (Değişik:RG-17/6/2013-28680, md.13)(1) Tezli yüksek lisans programını tamamlama süresi azami üç yıldır. Azami öğrenim süresi içinde öğrenimlerini başarı ile tamamlayamayanlar, 2547 sayılı Kanunun 44 üncü ve 46 ncı maddelerine göre öğrenimlerine devam edebilirler.

(2) ALES’ten en az 80, anasanat dalları programlarında sanatta yetenek sınavından en az 85, YDS’den en az 65 veya eşdeğeri sınavlardan en az bunların karşılıkları notları alan, AGNO’su 4.00 üzerinden en az 3.00 olan, birinci yarıyıl sonuna kadar tez konusu ve tez planı/projesi ilgili enstitüce kabul edilen öğrenciler, tezli yüksek lisans için istenen diğer koşulları da sağlamaları şartıyla üçüncü yarıyıl sonunda tezlerini teslim edebilirler.

 

selamlar,
el cezire'nin the caliph belgeselini izleyince canım islam tarihi okuması yapmak istedi. muhammed'in ölümünden sonra başlayan çekişmeleri şia gözünden (ancak olabildiği kadarıyla tarafsız) anlatabilecek bilimsel geçerliliği olan kitap öneriniz varsa alırım. tarihsel kurgu roman da varsa alabilirim.

konuyla ilgili daha önce okuduğum ve çok beğendiğim şu kitabı açıp tekrar okuyacağım sizlerden öneri alamazsam :/

www.kitapyurdu.com

 

selamlar. 8 yıllık lens kullanıcısıyım. 4 aydır işe başladım ve özellikle son zamanlarda gün sonuna doğru gözlerim ekrana uzun süre göz kırpmadan bakma kaynaklı çok ciddi biçimde ağrıyor.
gün boyu bilgisayar ekranına bakıyorum. bir ara düzenli olarak suni göz yaşı damlatıyordum, iyi de geliyordu ancak kestim şimdi. sorunum göz kuruluğundan kaynaklanmıyor zaten.
eve gelip gözlük takınca 50 saatte gözümü kırpmadan ekrana bakınca sıkıntı olmuyor.

doktora gitmeden önce benzer sorunu yaşamış ve az çok çözüm bulmuş biri varsa ne yapmam gerektiğini önerebilir mi? ekrana bakarken ayrıca bi numarasız gözlük mü takmak gerekir? yoksa lens kullanıyorsa bunu çekmeli miyim?

sağ sol 2 miyop. ikisinden bir tanesi 0.25 astigmat. genetik olarak göz bozukluğu yok ailede
lens air optix aqua
www.lensmarket.com

 

Isik kirliliginin olmadigi bi yerde acik guzel bir gokyuzune bakiyorum su an.
Guney yonunde sari bir gezegen olmasi lazim cok guzel parliyor.
Venus mudur merkur mudur bilgisi olan var mi? Anlamiyorum da ben pek.


 

bugün şirkette tesadüfen anlattım ve büyük komedi tufanı gibi bir şey koptu. bana hiç anlatmaya değer bir anı gibi gelmemişti bugüne kadar. anlatıyorum.

2014 yılının ocak ayında direksiyon sınavına girdim. direksiyon sınavım saat 9.30 ya da 10 da idi. sınava araba ile gittim. kurs arabasının arkasına park ettim, hocalar mocalar da ordaydı. bindim kurs arabasına. sağ koltukta bi hoca arkada öbür hoca ve kurstan adam. arabayı kaldırdım. "oo iyi iyi" dediler. normalde ana yolda yapılan direksiyon sınavına rağmen bir km kadar gittikten sonra "gir bakalım şu ara sokağa" dediler girdim. bir yer tarif ettiler oraya kadar sürdüm. "bakalım park edebilecek misin" dediler. park ettim. "tamam kapat kontağı" dediler ve hep beraber indik bir kahvehanede oturduk poğaça yiyip çay içerken havadan sudan sohbet ettik yarım saat kadar. sonra yine binip başladığımız noktaya döndük.

neresi bu kadar komik? ben neyi kaçırıyorum? komikse anlatayım sağda solda?

 

Antibiyotikle tedavisi var midir yoksa duyma kaybina kadar gidebilir mi?




 

Dun aksam degistirmistim ama unuttum.
Admin olarak tek hesap kullandigim icin guvenli mod veya komut istemiyle guvenli mod calismiyor. Windows login recovery demosunu baska bilgisayardan usb ye yukledim ama bu disket sifirlama disketi degil uyarisi veriyor.

Ne yapabilirim baska? Kafayi yemek uzereyim

 

aşağıdakilerden oluşan bir çerez karışımı yiyorum bazen 100 gr kadar. ne zaman yesem midem bozuluyor ertesi gün. içlerinde bir belalı varsa onu kesicem yemeyi.

badem, kaju, soya soslu leblebi, yer fıstığı, antep fıstığı, fındık. sb.


 

siyahi futbolcu şeysini diyorum. ilk gol atılalı epey oldu hem?




 

bence öyle. bunla ilgili konuşuldu mu başka başlıkta? silebilirim öyle ise.




 

son bir haftadır çok yoğun çalıştığım için çöpleri atamıyordum. bol bira içtiğim bir haftaydı aynı zamanda. tekrar bira ve sigara almak için çıkarken bi çırpıda çöpleri topladım. 15-20 küsür bira ve bir kaç çöp poşetiyle birlikte indim çöpü her zaman koyduğumuz yere koydum. çöpün orda (çöpleri yere koyuyoruz) adamlar bekliyordu. "birader onlar bira şişesi mi?" dedi. "evet" dedim. "onları kaldırır mısın ordan" dedi. "niye?" dedim. "kaldır bak burası bizim evimizin önü." dediler. " tamamda bir sürü çöp var niye bira şişelerini kaldırayım ki?" dedim. "kaldır kaldır" dediler ve bira şişelerinin olduğu 3-4 poşeti elime verdiler. bende aldım ilerde bir çöpe koydum. sonra döndüm "e öbür çöpler ne olacak?" dedim. "onları ben birazdan atarım" dedi elime poşetleri veren.
sonra gittim sigaramı aldım biramı aldım önlerinden geçtim dönerken yine.

niye olmuş olabilir bu? yani "burası müslüman mahallesi burda içemezsin" salaklığını anlarım (anlayamam aslında da o şeyi biliyorum). altı üstü bira şişesi çöpü. ne alaka?

 

outlookta atıyorum ahmetten gelen mailleri topladığım bir folder var. o foldera otomatik olarak üşüyor ahmet maik atınca.
ancak ahmetten mail gelince sağ alt köşede bildirim çıkmıyor. o bildirimi çıkarmanın yolu var mıdır?



 

lokasyon olarak 4. leventteyim. beni buradan en kısa sürede en çok çeşitte kitap bulabileceğim yere yönlendirebilir misiniz?

ama lütfen şey olmasın, "oraya git o bölge dolu kitapçı" olmasın.
"şurada şu kitapçı/sahaf var" gibi olursa çok sevinirim.

teşekkürler.

 

Yazarlar gundelik hayatinin ne kadarinda ne yapiyor onu gosteriyordu. Yani ne kadarini yemege ne kadarini uykuya ne kadarini calismaya ayiriyordu gibi.
Kafka, tolstoy, flaubert hemen hepsi vardi.

Twitter yasa eksi de gormustum. Onu bilen, bulabulabilecek olan var mi?

 

selamlar, bazen yeni kaydettiğim bi numara kafasına göre 15-20 gün sonra siliniyor. benim numara silme/rehberi ara ara temizleme huyum yoktur. e başkası da eline almıyor telefonumu. niye siliniyor olabilir?

telefon marka htc desire


 

Kaccta bitiyor




 

selam,

yaptığım tüm sunumlarda sıçtım. nasıl iyi sunumcu olabilirim? var mıdır raconu?

cevap olarak gelecek "konuya hakim olursan iyi sunum yaparsın" a verebileceğim bir iki örnek var. hatta madem konuyu açtım bir örnekten bahsedeyim. üniversite son sınıfta bir sunumu takım olarak hazırlamamız gerekiyordu, ancak ben takım çalışmasına yatkın değilim. "her şeyi ben hazırlarım siz keyfinize bakın" dedim 2 ekip arkadaşıma. baştan sona ben araştırdım ve sunumunu da ben hazırladım. sunum vakti geldiğinde iki saat öncesinden o iki arkadaşla buluşup neyi anlatacaklarını a'dan z'ye anlattım. "şurayı şöyle bıraktım ki muhtemelen şunu sorarlar, şu cevabı verirsiniz" e kadar anlattım. çok da güzel anlattılar. sağolsunlar. ancak sıra bana gelince batırdım. saçma sapan kekelemeden tut, sesimin titremesine kadar.

mesele karşımdaki kalabalık da değil. mesela 3 kişiye sunum yaptım en son. ve onu da batırdım. yani batırdım dediğim, kafamda sunuma hazırlanırken kurduğum hiç bir şeyi söyleyemedim, hazırlanırken ekstra yarım saat ayırdığım bir slayta gelincem mesela tamamen unuttum ve baya ekrandan okudum. ve çok kötü okurum. vurgularım falan kötüdür.

neler önerirsiniz?

 

malum askerlik saçmalığından olabildiğince kaçmaya çalışıyoruz duyuru ahalisi olarak.

tez yılında tezi bir sene geç verip, askerlikten muaf olma konusunu biliyorum. öyle yapacağım.

soru şu, ben şu an yüksek lisansın ders dönemindeyim. ders dönemini de 1 sene bırakırsam askerlikten muaf olmaya devam eder miyim?
yoksa yüksek lisans sayesinde askerlikten kurtulma süresi azami 3 yıl mı?

teşekkürler

 

algoritma neye göre belirleniyor bilen var mı? 5 aydır kullanıyorum çözemedim.
bir de her pazartesi sabah 8.30 gibi kontrol ettiğimde yenilenmemiş oluyor? tam ne zaman yükleniyor bu



 

ismi gelmiyor aklıma. ya ilk sezonu bitti ya bitecek durumdaydı en son. sözlükte başlığı vardı. türü falan da gelmiyor aklıma.
aklınıza gelenleri söyler misiniz bu durumda olanlardan? drama olabilir politik drama olabilir, tarihi drama olabilir. allah ne verdiyse



 

selam, sabah sınava girdiğim okulun tuvaletinde çivinin uç kısmı nasıl olduysa parmağımın ucuna battı. çok girmedi ama kanattı. aşı yaptıramam, gerçekten vaktim yok. tetanoz vs olursam belirtileri nelerdir? kaç güne olurum olacaksam?




 

Steam hesabım yok, almaya niyetim de yok. Hangi kantır sürümünü indirip hangi programla online oynayabilirim?




 

breaking bad izlememiş (2 sezon anca dayandım) biri olarak aradaki bağlantıyı anlamadım.
breaking badciler yorumlara falan "ohh miss, yarasın, ilaç gibi geldi ilaçç, biraz da şurama" falan yazmış.



 

eksisozluk.com




 

ekranına falan

edit: arkadaşlar alttakinin kapağı kapalı heralde ya ne biçim sorular soruyorsunuz özelden. amaç: olağan masa düzenini bozmadan şirket bilgisayarından işimi halletmek.


 

ben hiç bilmediğim için kolay diyorum ama ne derece kolaydır bilmiyorum.
böyle caps mantığında bişeye başka bir fotodan yüz kopyalanıcak. belki paintle bile yapılıyordur ama beceremedim.

yardımcı olabilecekler lütfen pm

 

okumaya başladığım günden beri her tür yazıyı okumaya çalışıyorum. şiir dışında aramın kötü olduğu bir tür yok. 3 sorum var.

1- mesela bir şiir kitabı aldığınızda nasıl okuyorsunuz? sırayla böyle tek tek mi yoksa arada bir açıp rastgele şiir şeklinde mi? bir standartı yoktur bu işlerin biliyorum ama siz nasıl yapıyorsunuz? veya şairine/çeşidine göre değişiyor mu okuma tarzınız?

2- dediğim gibi şiir okumadım pek. lise zamanı bukowski'nin şiirlerini online bulunca okumuştum biraz (geçen spotify da şans eseri kendi sesinden okuduğu bazı şiirlere denk gelip dinlediğim için geldi zaten bu konu aklıma). kaybettiğim çok şey var mı? mesela ben shakespeare ve sophokles okumamış herkesin çok şey kaybettiğini düşünüyorum. şiir de var mı böyle bir durum?

3- unuttum. aklıma gelince editleyeceğim.

sevgiler

 

7 nisanda suvaridan aldigim gomlegi degistiricem. Kosulsuz degisim suresi kac gun oluyo onlarin bilen var mi?




 

ufacık da olsa spoiler yememek için kitap alırken asla hakkındaki yazılanları, kitabın önsözünü veya kapak arkasını okumam (genelde klasik kitapları okuduğum için tabi ve bildiğim yayınevlerinden/çevirmenden alıyorsam) ama demin can sıkıcı bir şey yaşadım.

kitapyurduna döşeğimde ölürken'i sepete eklemek için girdim ve en üstteki yorumlardan biri şeydi "ses ve öfkenin yanına bile yaklaşamayacak bir kitap". şerefsiz adam 1 puan vermişti 5 üzerinden bir de.

hemen siteyi falan kapattım, sinirim bozuldu. ister istemez etkilendim bu yorumdan. faulkner yabancısıyım, bilinç akışı sebebiyle james joyce ile birlikte okumaktan uzak durduğum adamdır aslında ama murat belge'nin çevirisi epey sağlam bir iş olmuş diye duydum.

siz ne diyorsunuz bu konuda? o şerefsiz yorumcuya güvenip ses ve öfke'den mi başlayayım?

sevgiler

 

selam 10 gün kadardır bir öksürük belasıyla uğraşıyorum.
alerji geçmişim yok. o yüzden ne olduğunu anlamadım.
gün içinde nadir olmakla birlikte özellikle sabah ve akşamları neredeyse 5 dakikada bir öksürme ihtiyacı hissediyorum. özellikle böyle derin nefes alınca öksürmem gerekiyor.

15 gün önce bi rahatsızlık geçirdim, doktor parol ve infex mr ilaçlarını yazdı. bir hafta kullanıp bıraktım. o zamandan beri böyleyim.
odam çok tozlu değil. hatta bugün de temizledim. zaten pencere sürekli açık gibi bişeydir sigaradan dolayı.

geçer mi bu? veya bu anlattıklarımdan tanı koyabiliyor musunuz? nefes alamıyorum ya ağız tadıyla

 

çevrimdışı özelliğini deaktive etmeme rağmem bellekte yer açılmadı. nereye iniyor bunlar telefonda?

bir de, telefonda "uygulama dair her şeyi sil" diye bi ayar var. ona basarsam çalma listelerim de mi silinecek yoksa sadece indirdiklerim mi? emin olmadan silemedim


 

whatsap medyayı silerken denk geldim. kim atmış hatırlamadığım için hangi kitap olduğunu soramıyorum. oğuz atay olabilir mi? ama hangi kitabı?




 

şu mu oluyor?
www.turkiye.gov.tr



 

bu sabah "askerlik işlemlerinizi yaptırmadığınız için yoklama kaçağı olarak aranıyorsunuz" diye bi mesaj geldi msb'den.
2015 haziranda mezun oldum. yılbaşından sonra e-devletten baktığımda tecil tarihi 04.02.2016 olarak görünüyordu.
25.01.2016 da ise bir yüksek lisans programına kaydoldum. tekrardan e devletten baktığımda 04.02.2017 olmuştu o tarih. bu sabahki mesajdan sonra baktığımda ise "en yakın askerlik şubesine gidin" şeyi çıkıyor.

haftaya pazartesi işe başlayacağım. askerlik belgesi lazım. askerlik şubesine adım atmadan bu işi halletmenin bir yolu yok mu? orduya 5 dakikamı bile harcayayım istemiyorum.

 

Akciğer film raporu, göz muaynesi raporu ve hemogram tahlili.
devletten ayrı ayrı randevu almaktansa özele gitmek daha mı kolay olur mesela?



 

yeni başlayacağım iş için bu belge istenmiş. çalıştığım çoğu iş sigortasızdı. şimdi e-devletten baktım 2011 de bi şirkete girişim görünüyor ama 1 günlük. (çıkış yapılmamış) organizasyon işi yapan bi şirketti bu. bu belgeyi nasıl temin edeceğim adamlardan? başka şehirdeler ve günü birlik bir işti. hizmet dökümü ayrıca isteniyor zaten bu arada. nasıl olacak bu işler?




 

selam, ilk kez bu ikinci aşamaya geçiyorum. ilkinde insan kaynaklarıyla görüştüm şimdi departman müdürüyle görüşeceğim. ilk görüşmem olumlu sonuçlanmış.
daha önce bu aşamaya geçmediğim için neyle karşılaşacağımı pek bilmiyorum. her aşamada olduğu gibi burada size danışayım dedim.

insan kaynaklarıyla ne şekilde konuşmam gerektiğini lisans zamanı girdiğim onlarca seminerde falan az çok öğrenmiştim. yani şirketi ne kadar tanıyorsun, bu işi ne kadar istiyorsun ve bu işle ilgili bir girişimin olmuş mu vs bunlara bakıldığını biliyordum.
şimdi departman müdürüyle görüşeceğim için nasıl gideceğini kestiremiyorum. acaba ik ile olan görüşmeye benzer bir görüşme mi geçer? yada şuna dikkat et dediğinizi bir şeyler var mı? bu işlerin her işe her pozisyona her şirkete göre farklılaştığını biliyorum ama genel olarak nasıl gider onu bilmek istiyorum.

bir de bu aşamaya tahminen kaç kişi geçmiştir? yani işe alınma şansım nedir sizce? ayrıca görüşme saat 5'te yapılacak. bunda bi uğursuzluk aramalı mıyım?

künye: tecrübesiz, yüksek lisans öğrencisi.

 

beyazıt kütüphanesi ödünç vermiyor. başka neresi var?




 

bim'de satılan makarna sosları kaldırılmış. tam yeni alışmıştım hem de çok ucuzdu. barilla sosları çok pahalı geliyo bana.
barilladan ucuza makarna sosu yok mu piyasada? ucuz olanlarını soruyorum tabi



 

biri ona ulaşıp bana burdan yazmasını sağlayabilir mi? teşekkürler




 

Sali gunu bi is gorusmesine girdim de 2-3 gun icinde olumlu olumsuz geri donus yapilacagi soylendi. Simdi mail falan atip mudur naaptiniz desem şık olur mu?
Baska bi yerden is teklifi aldim cunku ama onceligim burasi o yuzden firsat tepmek istemiyorum.
Hic olmazsa yarin mail atmayi dusunuyorum.


 

yüksek lisans öğrencisiyim. kendi lisans ve yl alanımla çok olmasa da biraz uzaktan bir bölümün araştırma görevliliği kadrosu için ortalama kalitede sayılacak bir vakıf üniversitesinden kabul aldım. (isim vermemek için bu kadar kıvrandırıyorum cümleyi ama akademik camia tarifimi anlamıştır)

sorum şu, akademik kariyer düşünenen ve bunu (eğer yapacaksa) en tap üniversitelerde düşünen biri için ortalama kalitede (bölüm ve alan bazı için konuşuyorum ancak genel anlamda da high level sayılmaz) bir özel üniversitede araştırma görevlisi olarak atanmak kariyerin potansiyelini sekteye uğratır mı? bu 1.
2. soru olarak asgari ücrete yakın bir para teklif ediliyor (devlet üniversitelerinde aynı görev için ücret 3500 tl civarında iken). birinci soruyla bağlantılı olarak eğer akademik kariyer hedefini sekteye uğratmayacaksa bu paraya bu iş değer mi?

 

dizipub'da yok. googledan çıkan sitelere de güvenemiyorum. sb.




 

selam, yarın bir mülakata katılacağım. 2 sorum var.
gelen mailde şey yazıyor,
1- "ik görüşmesi öncesinde 35 dakikalık bir sayısal test uygulanacaktır."
görüşme saati 10.30 olarak belirtilmiş. ben bundan 35 dk önce mi gideyim demek bu?
2- bu sayısal test dedikleri şey ne? şu bazı şirketlerin online olarak çözdürdüğü genel yetenek testi gbi bir şey mi?

firma araştırma sektöründe bu arada. teşekkür ederim

 

şimdi bir firma var. internette baktığımda bir eleman aramıyorlardı ancak telefonla aradım. ilk konuştuğum kişiye derdimi anlatınca beni birine yönlendirdi ve o yönlendirilen kişi özgeçmişimi mail olarak istedi.
"merhaba x hanım,
özgeçmişim ektedir.
saygılarımla."
yazmak gibi bir salaklık ettim. ne önyazı ne bişey. meğer o kişi insan kaynakları müdürüymüş.

şimdi olay şu. bir şirket var. ve bu şirkete bağlı üç tane daha benzer sektörde şirket daha var. hepsi aynı işi yapıyor esasen ama benim mail attığım ik müdürü bu en büyük firmanın ik müdürüymüş.

bu 3 alt şirketten birinde bir pozisyon açık şimdi. ben o pozisyona kariyer.net üzerinden başvurup bir önyazı yazdım ama döneceklerinden pek emin değilim.

şimdi bu mail attığım ik müdürüne güzel bir önyazı hazırladım o işi istediğime ve uygunluğuma dair. hatta önyazının yanına lisans sırasında yaptığım bir sunumu falan da ekledim örnek olsun diye.
sizce mantıklı bir iş mi bu? bu hazırladığım ön yazıyı göndereyim mi kendisine?

hazırladığım mail bu sefer şöyle başlıyor,
"Sayın x Hanım,
Geçen hafta size iş başvurusu yapmak istediğimi belirtmiş ve özgeçmişimi mail yoluyla iletmiştim ancak genel başvuru mahiyetinde olduğu için bir önyazı eklememiştim. Bu mailimi bu niyetle yazıyorum."

sonrası işte şu şirketinizde şu özelliklere sahip bir kişi aranıyor ben de uygunum minavlinde gidiyor.

bu tip sorularıma genelde sanki tecrübeli biriymişim gibi cevaplar geliyor o yüzden baştan ekleyeyim kendi bilgilerimi
yüksek lisans 1. sınıf öğrencisiyim. tecrübesizim. 2 tane staj dışında deneyimim yok. cv'im çok parlak değil.

cevaplar için şimdiden teşekkürler

 

bir anlam ifade eder mi? yoksa başvuruyu geri çekip tekrar başvuru yapıp ona mı önyazı eklesem iyi olur?

ik elemiştir belki önyazısız olanları. başvurduğum çoğu ilanda "başvurunuz görüntülendi" yazıyor. artık geri dönüp bakmayabilir yani.


 

bir firma var. daha doğrusu kafamda bir kaç firma var. hepsi bu tanıma benzer.
uluslararası firma, kurumsal üstelik. ama çok aşırı bir kurumsallıktan da söz edemeyiz yani. öyle tahmin ediyorum en azından çalışma ofislerini. çünkü telefonda da konuştum. (iyi bir anlatım olmadı farkındayım ama beni anlamışsınızdır bence)

bu tarz bir firmaya diyelim, ben böyle "merhaba ben iş başvurusu yapmak için gelmiştim" diye gitsem, bu iyi mi olur kötü mü olur? telefondan denedim, özgeçmişinizi mail atın dışında bir şey denmedi. (attım maili). ben de ikinci yol olarak bunu düşündüm.

 

bir çok yere başvurup iş bulamamamın sebebi olabilir mi?
çünkü yazamıyorum. bana komik geliyor. dalkavukluk yapıyormuş gibi hissediyorum ve ne kadar niyetlensem de yazamıyorum.
üstelik bu özgeçmişimin çok taşaklı olmasından da kaynaklanmıyor. yani öz geçmişimde göze batan pek bir şey yok. bulunmaz bir nimet değilim.
yazmalı mıyım? genelde kurumsal ve sektöründe iyi yerde sayılacak firmalara başvuruyorum bu arada.