Ekşi Duyuru

kalan günlerin indirim tutarı faturana yansır.

son ay içerisinde taşıma başvurusu yapınca bir yaptırım olmaz. 10 gün sonra başvurun.

support.microsoft.com

son işlemini şöyle gerçekleştir,

=round(A2/A1; -3

sondaki 3 yuvarlayacağın haneyi belirler.
eğer yuvarlamayu aşağı ya da yukarı yönlü yapmak istiyorsan da roundup veya rounddown komutunu kullanabilirsin.

tam olarak anlatamadım

küsurat dediğim için yanlış anlaşılmış. sayıların küsuratlarını zaten atıyorum hücre biçimlendirmeden ondalığı kapatarak.

yapmak istediğim bölüm işleminden sonra sayının 102371 yerine 102400 olması mesela.
milyonluk satış yapılıyor, adamın hedefinin 102371 TL olması raporda saçma. yani hedefler 100 ve yüzün katları şekline gelsin istiyorum aslında.

bu yuvarla formulüyle 102371,85 olan rakamı mesela 102372 yapıyor. ben bunu istemiyorum.

hep yüzbinli sayılar ise önce 1000 e bölün, round u kullanın tekrar 1000 le çarpın?
=YUVARLA(A2/1000;2)*1000 gibi

maalesef hep yüzbinli de değil, milyon da var yüzbin de on bin de

benim dediğimi yapman gerekiyor işte.
aşağıdaki linkte basit bir örnek var

wetransfer.com

merhaba,
dediğiniz gibi yaptım oldu.

Örneklerle anlatayım;

What do you see?

What + Yardımcı fiil + Özne + Fiil ?

Soru yapma sırası budur. What Which gibi kelimelerin yanına bir kelime öbeği oluşturacak şekilde farklı kelimeler gelebilir. Ama soru kelimesini içeren kelime öbeğinden sonra yardımcı fiil gelir her zaman. Sonra da özne gelir (who dışında)

What kind of cars do people drive ??
What kind of cars + yardımcı fiil + özne + fiil ?

Çünkü geniş zaman. Do/does
drive tek başına duruyor aslında “people do drive hybrid cars” bile olur. Gizli do var gibi düşünün.
Soru sorarken de yardımcı fiil lazım, hepsi bu.

What do people drive...
People do not drive...
Do people drive...

What is your name derkenki is gibi bir yerde

Ayrica çogul kullanilmiș o yuzden

hiç durmadan çalışmayacağı için fazla bir tüketim olmuyor. yağsız yiyecekler yapmak için mükemmel bir icat.

Zamdan once alip cokca kullanan tanidigim 30-50 lira fark yapti demisti, simdi 60-100 olmustur o fark

@veritaslibertas

sorunuza derman olamayacağım ama millet deli gibi bu zımbırtıyı paylaşıyor lakin fiyatı çok uçuk 4000 tl civarı. sizin bulduğunuz ne kadar civarı, birde 3 kişilik bir aile için hangi modeli almak gerek ?

@joehigashi, şu ürünü almayı planlıyorum www.amazon.com.tr

en iyisi elden satış yapmak. kutunun içinden salatalık çıkmasa bile ürünü çizer, bozar, eski bir ürün koyup gönderir başına iş alırsın.
sistem seni değil alıcıyı koruyor diye biliyorum

ben ucuz pahalı hiçbir ürünü internetten bu şekilde satmazdım. ancak parayı önden gönderirse olabilir. boş yere başınızı ağrıtmayın.

Lazım olan yedek parçası içinden alıp değiştirip iade de edebilir, kötü senaryo ama olmaz değil.

Sanki böyle bir mağduriyet vardı sözlükte?

Macbook icin bi kisi israrla bu sekilde almak istedi kabul etmedim. Istanbulda bi tanidiginiz gelip urunu test edip elden alsin dedim. Asla bulasmam ne aliciyken ne saticiyken.

Ben 1-2 ufak ürün sattım, ürünü elden teslim edip ödemeyi de nakit aldım.

Buna benzer mağduriyet Duyuru'da da vardı sanki, bir aratın isterseniz.

beyin sisi deniyor, bazılarında görülebiliyor.

10 cm 8 ohm diye arattığımda 150 250 watt hoparlörler çıkıyor ve sanırım bunlar da araba tesisatı için.

bulabileceğini sanmıyorum.

hoparlör üzerindeki kodu yazınca bi kaç sonuç çıkıyor

www.ebay.com

ayrıca kodu yazdığımda 4 ohm diyor , gerçi görselde de 4 ohm yazıyor zaten.

Evet 200 watt falan çıkıyor baktığımda.
Hangi kodu yazdiniz fsw402 olani mi? Son hanesini de anlayamadim ben.

Sanirim 4ohm yazıyor arkasında, o da tam okunmuyor ama 4 gibi. Yani 4ohm 20 watt seklinde olsa uygun mu olacak acaba

FSW402B 4 ohm yazıyor hoparlörün arkasında

evet uygun olur da bulabilir misiniz hiç bi fikrim yok.

Peki 20watt değeri nedir acaba? Max 20watt mi olmalı demek bu? Daha düşük olsa duzgun calisir mi mesela

watt bildiğimiz gibi bir güç birimi, dolayısıyla 20 watt dediğimizde hoparlörün gücünü belirtiyor.

sizin ses sisteminin bir preamplisi var, fişe takıyorsunuz ve açtığınız ses seviyesine göre çalışıyor, yani tasarımı dolayısıyla 20 watt takılmış. 10 watt olursa ses açtığınızda hoparlör tekrar patlayabilir. yüksek olursa ne olur bilmiyorum.
ayrıca bu hoparlör parçaları, tiz, mid ve bas olarak ayrılıyor,

size bas yani woofer, 4 ohm, 20 watt, 10 cm çapında hoparlör lazım, bulabileceğinizi sanmıyorum.

tabi kalkıp da 20 watt hoparlör yerine 100 watt takarsam ne olur diye denemedim tabi.

Anladım. İlginç bulunamamasi ama ya :/ bulurum sanıyordum. Tamir mi ettirmek lazim o zaman bunu acaba

profesyonel hoparlörler tamir ediliyor membran falan değişiyor da sizinkine değişir mi bilmiyorum, bir de bu ütü gibi her elektrikçinin veya elektronikçinin yapacağı bişey değil. hoparlör tamircisi bulmanız lazım.

@alperz, olur mu hocam bu 8 ohm diyot sarece kac watt yazmıyor. Bir de benimki sanirim 4ohm

sordum, onlarda da yokmuş :) hiç bir yerde yok resmen

her hastanede aynı mıdır bilmiyorum ama benim birkaç kez gittiğim devlet hastanesinde 7/24 çalışan pandemi polikliniği mevcuttu, gece 11'de bile sırada bayağı insan oluyordu.

rahatsızsanız 24 saat ama yurtdışı çıkış gibi ücretli olandan yaptıracaksanız bazı hastaneler onları belli saate kadar yapıyor. arayıp sorabilirsiniz o durumda.

Epoksi aşırı ağır bir yapıştırıcı kabinin bütün dengesini bozdunuz. O sürücü çöp şu an yeni eşdeğer bir sürücü lazım. Tabi 1:1 aynısından bulamazsanız Stereo imaj da dramatik şekilde değişecektir, sürücü karakteristiği farklılığından dolayı.

ilk bikaç gün tutar sonra da atardım ben olsam, garanti için kutuya ihtiyaç yok. devasa kutuyu saklamamızı beklemiyorlardır umarım.

Garanti ile bi alakası yok da, evi falan taşırken kutusu olmazsa büyük problem oluyor. Taşıma şirketleri kutusu olmadan taşınan televizyonu sigorta kapsamına almıyor. Böyle bir durum yoksa pek ihtiyaç olmaz kutuya.

Kutunun tek olayi tasinirken +1

Garanti için kutu lazım diye biliyorum ben de.
Ama yeterince zaman geçtiyse bir riske girin, atın gitsin.

Olur da çok gerekirse teknik serviste çalışan bir arkadaştan 100 lira verip aynı modelin kutusunu alırsınız herhalde. Yani umarım öyledir. Umarım zaten gerekmez.

geçenlerde bir tv aldım (LG) kurulum yapan ekip ilk 6 ay kutu ve köpükleri saklamanız gerekiyor dedi.

çok mantıklı gelmedi ama açıkcası sorgulamadım o an.

Ben de aynı dertten muzdaribim 50 yine normalmiş biz gaza gelip 70inc aldık (philips), kutusu 3 kişilik koltuk kadar yer kaplıyor, saygıdan oturttuk bir odaya mecbur.

Aynı şeyi sordum, bana da 6 ay tutmanız gerekiyor dedi.

6 ay sonra attık diyelim, bir arıza durumunda servise nasıl gönderirim battaniyeye mi saracağım onu da bilemiyorum. Yoksa gelip servis mi alıyor acaba bir şekilde?

Kuruluma gelenler saklayın diyor. Garantiye gönderilirken kutusuz kabul etmiyorlar çünkü.

kutuyu saklamak kolay. dümdüz hale getirebilirsiniz. ondan sonra dolabın arkasına falan tıkıştırın gitsin.

kanuna göre 6 ay doa süresi var. doa ne dersen "dead on arrival" yani ilk 6 ay arıza yapar ise fabrikadan arızalı çıkmış kabul edilir, birebir değişimi yapılması gerekir. firmalar değişimi ancak orjinal ambalajı var ise kabul eder. o yüzden 6 ay saklayın diyorlar. ha işin diğer yanı bunu türkiye'de uygulayan firma bir elin parmağını geçmez. ancak tüketici hakem heyeti ile falan değişim yaptırırsın ama ben her ihtimale karşın 6 ay saklarım her elektronik ürünün ambalajını.

Olur da başka bir modele geçmek, ikinci el olarak falan satmak isterseniz de işinize yarar. Sadece taşıma kolaylığı için değil, ikinci elde kutu önemlidir :)

Ne çok cevap gelmiş :D
Ben hep aldığım elektronik eşyaların kutularını saklarım, çünkü garanti kutusuz kabul etmiyor diye biliyorum ben de ama konu tv olunca bir sorayım dedim çünkü çok büyük ya. sanırım bir süre de @asabi'nin dediği gibi kutuyu dümdüz hale getirip tutacağım.

@veritaslibertas
İçindeki köpükler olmadan dümdüz mukavva pek işe yaramaz, siz onu bence komple saklayın :)

Köpükleri de koyarım bir yere ya iki parçaydı zaten onlar da :)

Hesabı mutlaka vardır, ama ben pratiğini söyleyeyim, öne doğru devrilir.

Yüksekliğin önemi yok, derinlik 30 çekmece de 30 olursa tam çekildiğinde terazi etkisi yapar, üstüne de ağırlık olunca devrilir.

Yüksekliğin önemi yok dedim ama yazarken düşündüm ki yüksekliği oluşturan parçaların ağırlığı etki eder aslında.

Bir plaka MDF ağırlığını netten öğrenip, raf hariç senin gövdeye gidecek yüzölçümünün ne kadar ağırlık yaptığını hesaplamak lazım.

Bu ağırlık 4kg notebook ve çekmece ağırlığından fazlaysa kendi kendine düşmez. Ama insan eli kolu etkisiyle yine düşer.

Peki arka üstten tablanın altından iki tane duvara bağlantı braketi atsanız?

Merhaba,
Duvara sabitleyemem çokça yer degistirmem gerekecek çünkü

devrilmeyi geçtim bu zaten deli gibi sağa sola yaylanır/sallanır.

köşebent işlevi görecek 2 parça mdf çapraz falan arkadan geçmesi gerekir. benim önerim şu olur. en arkaya da 48 genişlik*40 yükseklik*1.8cm(plakanın derinliği) boyutunda bir plaka attırın. hem arka tarafa ağırlık sağlar hem sallanmayı azaltır.

önde de yine bi 48 genişlik * 4 yükseklik * 1.8cm derinliğinde bir parça olmalı bu arada statik desteği için.

@floydian, hareketli raf sorununu çözmek için açtığımdan duyuruyu detay vermedim fazla ama, aralarda 2 tane daha falan raf olacak aşağı doğru,yani en üst parça haricinde 3 raf daha olacak aralarda, bu sanırım söylediğiniz sorunu ortadan kaldırır değil mi?

Bence kaldirir evet.

Çekmeceden aşağıda raflar olacaksa yere yakın ağırlık merkezi büyür, daha iyi olur tabi ki.

Hastalığı atlatan kişi 6 ay boyunca antikorlu oluyor deniliyordu, sonra bunu 3 aya indirdiler.

WHO ne diyor güncel olarak ona bakmak lazım aslında, yeni bir hastalık ve yeni bir virüs, her geçen zaman yeni bilgi ve güncelleme geliyor.

karantinamin bittigi gun 3.asiyi(pfizer) oldum. UK
sordum gorevliye asi olmadan once, saglik tehlikesi yok dedi. ama asinin yan etkileri daha fazla olabilir dedi. 3 gun oldu yan etki de hissetmedim.

ps: covid oldum, ama hic bir semptomu yasamadim, oksuruk tat kaybi vs. tek degisiklik normalden daha fazla uyudum.

kiyafet oldugunu dusunerek cevap veriyorum. kurcalamadan kuru temizlemeye goturun. genelde cikarabiliyorlar. degisik solusyonlari oluyor.

Oksijenli su, ya da kosla oxi action ya da dr. beckmann'ın kan lekesi için olan leke çıkarıcısı. Soğuk suyla yıkayın, sıcak suda çıkmıyor leke.

Naptın doğru söyle?

Tazeyken hemen soğuk suyla yıkanırsa çıkıyor
Taze değilse soğuk suda bekletme+sonra soğuk su ve sabunla çitileme + en son kalan leke için de kan lekesi çıkarıcı ile çitileme işlemlerini deneyebilirsiniz.

üzerine sıvı deterjan döküp bikaç saat bekledikten sonra makineye at

Paket açıkta kalmadıkça olmaz ya… olmaz di mi. Hiç karşılaşmadım. Buzdolabında saklamak lazım o zaman.

bütün diğer kuru ürünlerde olabileceği gibi, güvelenebilir. açılmadan kolay kolay olmaz, amma velakin açtıktan sonra dikkat etmek gerekiyor. siz farketmeden içinde hızlıca üreyebilirler.

açılmadan arkadaşlar :) yani açtığınızda direkt böyle. marketler uygun koşullarda saklamıyormuş, ondan dediler.

bu akşam ben de deneyeceğim. sonuçları burada paylaşırım :)

ekstra beleş protein

Böceklerin senin evinde olup da açık pakete girmediğinden emin misin?

Irmikte falan da sıkça olan bisey. Açılmamış paketten bahsediyorum.

ahhh bunu demeseydiniz iyiydi.

tüylerim diken diken oldu, okuduğumdan beri kaseden çıkıp masada yürüyen bir sürü küçük böcek gözümün önüne geliyor :((

Senelerdir yulaf ezmesi yerim hic bocek gormedim.

yulaf ezmesini yıllardır neredeyse her gün tüketiyorum.

bir sefer bile böyle bir şey ile karşılaşmadım.

huylanacağım bir şey olduğundan genelde ne koydum, ne yiyorum bakarım yani.

burda başka bir durum olabilir hemen yulaf ezmesine laf atmayalım.

gayet normal, zaten bu bakliyatlarin uretimini tasinmasini falan gorsen yiyesin gelmez.

www.sikayetvar.com

Hala diyorum açılmadan bunun olma şansı oldukça düşük, çünkü çoğu temel sterilizasyondan geçiyor amma velakin çok da iyi şartlarda (aseptik vs.) paketlenmiyorlar bu nedenle her zaman bir bulaş riski oluyor. Bu durumda çıkabilir pek tabiki.
Bunu engellemek için baharat ve bakliyatlarda en iyisi ışınlama ama TR'de ışınlanmış ürün sayısı oldukça az. Bu nedenle eskilerin yaptığı gibi; Yulaf, baharat, kuru meyve, bulgur, pirinç bu tür ne yerseniz yiyin, öncelikle böcek ve yabancı madde için kontrolden geçirin.

daha iki gün önce süte döktüğümde görüp poşeti çöpe attım.
bir de sıkıntı önce yumurta oluyor büyüyor, yani o aşamada anlamıyorsun.
sonra o kelebek gibi şeyler oluşuyor.
yulafın rengide bir kaç ton olduğu için görünmüyor.

yulafı açar açmaz tüketmek en az riskli hele bir de açıp bekletirsen büyük ihtimal yiyorsun

böyle bir şey olsa herkes farkeder. çünkü genelde sütle tüketiliyor ve hemen süt üzerine çıkar ufak böcekler.

tadını bozmadığı ve sağlık için zararlı olmadığı sürece sorun değil. yemeden önce ölmemişse bile mideye girdiğinde, o asitle birlikte ölecek zaten.

Arkadaşlar düzgün yerde saklıyorum, evimde bocek yok :) hep yedigim bir sey yulaf. açar açmaz, sktsi gelmemis yeni alınmış üründen bahsediyorum. Durduk yere yulafa laf atma gibi bir derdim yok boyle bir sey olmasa söylemem :D
Her pakette olmuyordur muhtemelen tabii ki, ama cok bilinen bir markaninkinde de aynı şey oldu dün :)

evimde böcek yok desen de bu güve işi çok fena sevdiği ürünlerde ürer ve arındırmak çok zordur. Bir üründe buldun, diğer ürünü de daha sonra aynı yere koyduysan bulaşması çok yüksek ihtimal. Ayrıca o gözde altında veya üstündeki raflarda/dolaplarda başka bakliyat vs var ise onları da kontrol et derim.

Yok canım bunun içine girmez dediğimiz cam kavanozların yanında çıkan güveler ile karşılaştım. Bir keten tohumumu yüzünden bütün bir dolabı baştan elden geçirmek zorunda kaldım. Ayrıca yulafı da çok seviyorlar, dediğin yulaf ile gelmiş olabilir, sonrasında etraftaki başka bir bakliyata geçseler de yulafı yine aynı yere koyarsan yine gidip bulaşacaklardır.

Dediğin gibi yulaf vs bakliyat ürünlerin 0 paketlerinden de çıkabilir ama çıktıktan sonra başta farketmediysen yayılmış olabileceğini de düşünüp kontrol etmen lazım.

güve değil arkadaşım içindeki, yürüyen bir çeşit böcek

Kırmızı oda başlı başına bir fiyasko zaten özellikle de ruh sağlığı alanında çalışıyorsanız asla izleyemiyorsunuz. Ben fi'yi sevmemiştim.

Kulüp'ün dün bir bölümünü izledik; fena değil gibiydi. En azından atmosferini sevdim ben. Yoksa senaryosunda abartılacak kadar bir şey yok.

Konusu türkiyedeki azınlık bir topluluğun etrafında dünyasında geçiyor bu bakımdan farklı, bu ilgini çekerse güzel çekmezse değil

Görselliğe çok özenildiği belli. Kostümler, makyaj harika. Müzikler özenle seçilmiş. Oyunculuklar için ekstra bir şey söylemeyeceğim, çünkü ülke standartlarında normal. Sadece teknik anlamda dünya standartlarında bir dizi olmuş bence, ancak oyunculuklar lokal standartlara göre değerlendirilebilir, kötü demiyorum.

Konu olarak da eğer Türkiye'deki Sefarad Yahudilerinin kültürüne ilginiz varsa ya da bu insanları merak ediyorduysanız, bizim ülke için son derece orjinal bir konuya sahip. bu zamana kadar neden hiç işlenmedi bu konu bilmiyorum. Aynı zamanda dönemin şehir yaşamını da güzel ele alıyor.

Yani bence teknik anlamda dizide bir sorun yok, eğer konuyu seviyorsanız seveceksinizdir.

Hic sarmadi, konuyu bile anlamadim.

Kulübün ilk bölümünü izledim beğendim devam edeceğim.

Ben çok beğendim, keyifle izledim. Hayatımda izlediğim en güzel değil ama bir zamanlar böyle bir Türkiye olduğunu görmek nostalji yarattı bende sanırım. Bu insanlar hala burda olsaydı bugün İstanbul nasıl olurdu diye düşünmeye sevk etti beni, ve galiba o yüzden de çok sevdim bu diziyi

Ya motor ilk hareketini almaz, ya da hareket alsa da yavaş döner, bu da ya motoru ya adaptörü yakar ısınmadan dolayı.

Pompanın toleransı varsa sıkıntı çıkmayabilir de, ama tahminim çalışır yavaş da olsa.

Çalışır amper kaç?

www.robotistan.com

şu hocam ürün

Hepsi f-91w modelinin varyantları gibi zaten . Böyle kasa yapısı metal sarı ve küçük boyutlu ise kadın için uygun olabilir.

Biri daha büyük. Bileğinizde küçük olan kötü durabilir.

Altta açıklama kısmında kasa çapları yazıyor, daha büyük olanlar erkek modelleri. 5DF daha büyükmüş yazdığına göre, erkek diye de yazmışlar zaten. Rengi de bordo-kahverengi gibi bir ton, diğeri siyah.

her sitede farklı bilgi var, bir site 5df erkek, diğer sitede kadın yazıyor.
mesela hepsiburadada 1df kasa çapı 36, 5df 33 yazmışlar.
o yüzden tereddüt ettim anlayamadım

apowersoft

Cyberlink

ShareX siddetle tavsiye ederim, yalniz karsilikli konusma olcaksa kayit programlari sadece tek bandi kaydeder, siz de konuscaksaniz ses icin ikinci bir yazilim calistirip mikrofonu secmeniz lazim. sonra elinizde iki dosya olacak, birisi video+karsi tarafin sesi, digeri sadece sizin sesiniz. sonrasinda birlestirmek gerekir tam olsun istiyorsaniz.

Obs Studio. Öyle alıştım ki her şeyi kaydetmeye, artık ders/seminer/toplantı farketmeksizin zoom'a gireceğim zaman otomatik olarak elim obs'i de açmaya gidiyor. Ücretsiz yazılım. Sesleri de çift taraflı kaydediyor.

Obs +

obs +1

Novation launchkey biraz fazla olabilir başlangıç için.

Alesis V49
shop.zuhalmuzik.com

Şu aletin tuşesi fena değil diyor herkes, ekstra olarak da pad'leri de iş görebilir.

Tek sıkıntısı 5pin midi çıkışı yok fakat o da zaten sizin ihtiyacınız olacak bir şey değil direkt usb üzerinden bilgisayara bağlayacağınız için.

Başlangıç için çok daha uygun ileride ilerletirseniz da 61 tuşlu Akai, Novation, Roland güzel bir şey alırsanız double decker yaparsınız bu eldekiyle birlikte :)

Neden fazla olur hocam? :) Ne gibi ekşisi olur benim için? Tamamen bilmediğimden soruyorum.
Alesise ben de rastlamıştım iyi deniyor bu da, fiyat da daha uygun.

Ne tarz müzik yapacağınıza bağlı bunun cevabı.
Çünkü bu klavyelerin tuş ağırlıkları vardır.

Fully Weighted Hammer action, semi weighted, synth action gibi.

Eğer piyano tonları yapacağınız müzikte önemliyse, fully weighted hammer action bir klavye iyi olur. Bunlar gerçek piyano tuşu gibi ağır tepkili olur. Hafif de bir sekmesi vardır tuşların. Piyano tecrübesi olmayan birine biraz ağır gelebilir tuşlar başta.

Yok ben pop elektronik house vs yapacağım derseniz synth action daha rahat olabilir. bunlar bildiğimiz orglar gibi çok hafif olur. Çalması da keyiflidir aslında. Tuşe hassasiyetinin piyano kadar etkili olmadığı ağırlıklı synth tonları ya da sololar için idealdir.

Bir de bu ikisinin ortasında yer alan semi weighted denen klavyeler var. Piyano kadar ağır olmayan, ama yine de piyano hassasiyetine yakın bir ağırlık veren tuşedir.

Bunlar önemli, çünkü çalma tarzınızı epey etkiliyor klavye tarzı. Aletlere bakarken bunu göz önünde bulundurun. Ama genelde çoğu müzisyen semi weighted kullanıyor benim gördüğüm eğer piyano geçmişi de yoksa.


Gelelim giriş seviyesi klavyelere:
Native Instruments-Komplete Kontrol oldukça popüler oldu. Avantajı şu, dijital müzik yaparken mutkala native instruments yazılımlarına denk geleceksiniz. Haliyle onlarla uyumlu da bir cihaz.
www.hepsiburada.com

Alesis VI49 benim de ikincil olarak kullandığım bir klavye. Gayet memnunum.
www.hepsiburada.com

Piyasada hala var mı bilmiyorum, neden üretilmediğini de bilmiyorum ama bence iki tane ürün vardı çok iyi her şeyiyle muhteşem.

M-audio axiom pro
novation impulse

Bunlardan bulursanız, çok zor ama belki bir 2 dükkanda sağda solda kalmıştır ya da temiz 2. el. Bunlara da bakın hem daha uyguna gelir. Hem de oldukça tatmin edici klavyeler.

Knobları, faderları, padleri her şey üstünde. Tuşeleri güzel vs.

Neden fazla olur.

Launchkey Novation Ableton Live ile kullanmak üzere tasarlanmış, live yazılımı ile fevkalade uyumlu çalışan bir kontrolcü. Üstündeki pad'ler ile scene tetikleyip fader ve potanslarda bir yalnızca mixer değil daw içerisindeki sinyal işlemcilerle de çok uyumlu adaptive bir şekilde çalışıyor.

Ayrıca diğer daw'lar için de uyumluluk patch'leri var.

Sizin ilk etapta ihtiyacınız olan tuş tetikleyip klavye çalmayı öğrenmek, müzik teorisine biraz adım atmak. Bir süre yukarıda bahsettiğim ileri olduğunu düşündüğüm özellikleri kullanmanız çok gerekmeyecek, kullansanız dahi mouse ile hamallık oluyor bi kontrolcü olsa tadından yenmicek deme ihtimaliniz az olacak.

Ki alesis üzerinde de 4 tane atanabilir potans ve bolca pad bulunuyor basic kontrolcü işlemleri için.

Bu saydığım sebeplerden dolayı ekstra bin lira klavyeye harcamanız çok makul değil, o bin liraya iş görecek bir ses kartı yahut kulaklık alıp daha makul bir setup oluşturmuş olursunuz benim fikrime göre.

Eğer ki bütçe bakımından hiç bir sıkıntım yok diyorsanız elbette ki canınızın çektiği üründen alabilirsiniz ben bütçe ve kullanım ile alakalı fazla dedim.

~
Anten'in dediği gibi henüz eğileceğiniz tarz ve çalışma şekli belli olmadığı için genel olarak ortalama iyi bir alet alıp suya ısınma adına alesisv49 tavsiye ettim. Anten'in dediği gibi piano, rhodes müthişmiş ben buna eğileyim dediğinizde hammer action bir alet gerekecek, ya da elektronik müzik ya da aranje tarzı bir mevzuya eğilirseniz yukarda henüz erken dediğim bir şey gerekecek.

@hedep ve @anten, Bilgiler için çok teşekkürler süpersiniz.
Açıkçası fl studio ile beraber kullanmayı planlıyorum, buna egilecegim elektronik müzik deneyecegim. @hedep son paragrafina istinaden novation mu olmalı yani, yoksa yine de yönelim bakımından v49 ok mi?
@anten, senin fikrin nedir bu doğrultuda?
Çok teşekkürler.

Ya biraz garip gelcek de midi klavyenin fazlası olmaz gibi bir bakış açım var benim.

Bi tane sürekli stüdyo ortamında kullandığım kontrolcülü bişey, bi tane sağa sola gezdirdiğim 49 mini tuşlu, bi tane pat diye ikinci kata çıkarabildiğim ufak bi hafif korg kullanıyorum ben mesela. O yüzden alesis v49 gibi ufak bişey alıp ileride ihtiyaca göre akai ya da novation 61 alınır gibi düşündüm ben. Alesis üzerindeki kontrolcüler pad'ler ilk etapta gerçekten iş görecek şeyler, sahnede kullanmak için ben de bi ara düşünmüştüm o aleti, yalnızca 5pin din midi çıkşı yok diye (yani bilgisayarsız kullanmak zor diye) almamıştım.

Ya da alayım tam olsun derseniz launchkey mk3 49 enfes bi alettir kenarda saçmalık param olsa ondan da alırım eheheh

Fakat dediğim gibi fl kullanacaksınız, (ya da live, ya da studio one, ya da cubase ne olursa olsun) ses kartınız nedir? windows kullanıyorsanız ses kartı almadan çılgın bir latency (gecikme) probleminiz olcak, ses kaynağınız nedir, kulaklık aşık usandırır 4" dahi olsa bir çift aktif hoparlör almanız sizi dev rahat ettirecektir.

İşte daha basic bir midi klavye alarak home stüdyo bakımından daha geniş bir alan kaplayabilirsiniz oradan edilecek tasarruf ile, fikrim budur.

Anladım hocam sizi :)
V49 çok cezbedici, muhtemelen de bana yeter zaten hayli hayli. Diğer yandan da 700 TL gibi bir fark var novationla, alet sağlam diyorsunuz. Bir kaç ay sonra kim bilir kaç para olacak alet, yine onu almak da f/p olabilir. Ama anladım sizi v49 da çekici çok. Bu arada novationda da var padler

Ses kartım yok, kullandığım notebook Windows, harman kardon hoparlörleri var, gecikme yaşanır mı acaba yine de?
Bir adet çin malı (markasını unuttum bilindik bir şey) Dap+AMP bir alet var elimde araya onu soksan iş görür mü?
Rockit sounda r50 kulaklığın var o iş görür mü?
E) hiç biri iş görmez mi :)

windows it gibi latency yapar tek başına klavye çaldırtamaz (asio4all falan gibi "çözümler" olsa da yine cayır cayır gecikme yapar on board ses kartları)

mac olsa idare edilir derdim

en az tercihten en çok tercihe sıralıyorum (başlangıç için uygun bazı ses kartları)
behringer, presonus, focusrite, audient

bunların en alt segment ses kartını almanız iyi olur. China DAC audio interface özelliği var mıdır, varsa da nasıl bir asio değer veriyordur bi fikrim yok ama kendi driveri olmadığını varsayıp çok iş göreceğini sanmıyorum diyeceğim.
Behringer'de aynı sebepten çok tavsiye etmeyeceğim en alt modellerin driverleri yok (eski modellerin driver'ini hile hurda ile kurabiliyorsunuz ama boşa macera)

Söylediğiniz kulaklık olur ama işte onu bağlayacağımız gecikme yapmayan harici bir ses kartı (audio interface) lazım. (ayrıca o kulaklıktan da usanıp dışarı ses verecek bir şey olsun artık yeter diyeceksiniz kullanım sıklığına göre)

Loopmasters.com, w.a. productions gibi platformlar var.

Buralardan temin etmek mümkün. Birçok producer kendi stüdyosunda vokaller çağırıp canlı olarak da kayıt yapıyor. Ama bu imkan yoksa hazır sampleları satın alıyor.

Zaten bu "aaa bu şarkı o şarkıdan arakmış" gibi geyiklerin bir kısmı bunun yüzünden yaşanıyor. İki dj aynı yerden aynı ürünü alıp kullanabiliyor zaman zaman.

yurtdisina cikarken size barkodlu uzerinde ingilizce yurtdisina cikabilir yazan bir kagit veriyorlar. o yuzden 250 tl.

Acildeki testin üstünde yurtdışı için kullanılamaz yazabilir. Böyle boydan boya watermark şeklinde.

Yurtdışı için olunca farklı oluyor. Her hastanede yapılmıyor.

Simurg evlerinde kalmıştım 2 sene önce. İçeride çadır kuruluyordu sanırım. İlgilenenler harika insanlardı, yemekleri de çok iyiydi.

alaturka var, uygun yollu, yemekleri düzgün, lokasyonu fena değil

Alaturka'nın işletmecileri iyidir.

Donkişotta kalmıştık biz. İşletmecileri çok iyidi. 4 sene falan oldu en son gidişimiz üzerinden. Biraz daha uzak sahile, servisleri falan vardı hatırladığım kadarıyla. Çadırları iç içe kurmak gerekmiyordu, temiz düzenli bi yer olduğu için tercih etmiştik biz.

Amerika da baya popüler bir marka nedense tr de çok Goz önünde degil bence guzel, modeli bilmemekle kullanmıştım memnundum.

2 seferdir terlik alıyorum. ayakkabısını görsem alırım.

selamlar, kablonet kullanmıyorum. Ama farklı platformlarda farklı sıkıntılar yaşamış bir insan olarak size önerim : direk olarak durumunuzu tuketicisikayet.btk.gov.tr sitesine şikayet olarak yazın. Devlet kontrollü bir site olduğu için detaylı olarak bilgi vermek durumundalar. 1-2 gün içinde ilgili cevabı alırsınız.

Golden'ın dışında poşet okuyordu galiba en iyi anlama yöntemi bu. Old holborun'u sorsan üstünde kendi seri numarası var kabartma rakamlarla derdim ancak golden'i bilmiyorum.

Kâğıt filtre olarak GİZEH favorim. Hem Rızla'dan daha ucuz hem de tadı daha güzel bence. Yıllardır Gizeh mavi çiftli kağıt (mıknatıslı) ve 5mm filte kullanıyorum. Mavi kağıt kalın ama kırmızı gibi is atmıyor, balgam yapmıyor ve paket sigaraya daha yakın bir tadı var.

Şuradan detaylıca inceleyebilirsiniz. Benim kullandığım kağıt bu.

www.gizeh-online.com

eğer sarmakta iyiysen arap çarşafı en iyisi. ama çok ince ve yapışkansız olduğu için makinayla sarcaksan falan daha rahat olur arap çarşafı. elinde sarmaya alışmak zor. eğer daha kolay sarmalık istiyosan bi marka vardı adını unuttum (3 sene önce alıyodum en son) beyaz zeminli üstünde kırmızı yazılıydı. mıknatıslı kapağı vardı ve içinden (tuvaletlerde çektiğinde teker teker veren peçetelik gibi) teker teker alıyodun. ortasında ve son 10luda uyarıcı yeşil kağıt koyuyolardı. onunla sarması kolay. (orta edit: şimdi hatırladım gizehmiş markası). Filtre olarak da çok yorum yapamicam ama eskiden 1 liraya satılan (belki şimdi 2-3 olmuştur) filtrelerden koyardım içine ama muhtemelen sağlıksızdır. ocb siyah kutulu filtre var. onlardan deneyebilirsin. ha tabi fiyat olarak da söyleyim ben alırken pazar malı filtre 1 lirayken ocb'ye 6-7 lira veriyodum. gizeh de arap çarşafı 1,5 lirayken 7 lira falandı galiba. Tütün olarak da golden virginia hiç içmedim ama old holborn içiyordum bence tadı oldukça kaliteli. tercih meselesi tabi ama old holborn öneririm. biraz ağırdır ama aroması hoştur. onun dışında biraz daha hafif olan ve incir/çikolata karışımı aromalı olan george carellias and sons markası var o da çok güzel. aroma dediysem nargile gibi düşünme, paketini açınca hafif hissedersin. old holborn da rom'da bekletilir diye biliyorum, açınca o kokuyu da hissedersin. onların haricinde kırmızı drum tütünü içerdim ama galiba artık bulunmmuyor piyasada.

ben ankaradan alırdım bunları, lokasyona göre fiyat farklılık gösterebilir. bazen tadından anlardım çakma olduğunu ama nasıl almadan anlaşılır bilmiyorum. sanırım biraz şans işi. Bence tütünün tadı sigarada yok. tütün daha güzel ama zahmetli işte. Bir de eskiden cidden ucuza da gelirdi ama artık ucuz da olmuyor pek. onun için uğraşıp sarmıyorum ama tütünün tadı başkadır.

golden virginia ile basladim, drum ve oldhorborn da ictim. son 1 senede aşırı pahalandi, 60 lira civarinda oldu galiba. pandemi zamanı bulunamadigi icin yerli tütüne gectim, nst ve parley de ictim. su an parley'den devam, ithallerin hem sahtesi cok hem de fiyat pahali. parley 25 lira civarinda satiliyor. kagit olarak da organik kagit kullaniyorum ocb ve smoking iyidir, filtre'de yine ayni markalar iyi. yerli filtreler cok kötü, sigaranin tadini cok degistiriyor.

amerikan pasajindan almanı önermem, güvenilir satici bulmak zor. bornovada kücük park'ta boss tobacco var, güvenle alisveris yapabilirsin. her ürün icin de piyasanin biraz altında fiyat veriyorlar. kücükpark'ın arka tarafında ugur kolejinin okulu var, okulun karsisinda yeri.

english.emmaclit.com
Orijinali bu, Türkçeye çevirip yayımlayan bir yerler de vardı.

Edit: Türkçesi m.bianet.org

Havalandırın ama eşyalara da siniyor, ozellikl perdeleri yıkamak iyi olur.

Adaçayı yakabilirsin, tütsü yakabilirsin, lavanta yakabilirsin.

kahve çekirdeği beklet, bir kapta süt beklet o da kokuyu emiyor.

Perdeyi yıkamak, yıkarken de yumuşatıcı koymak en etkilisi. Hatta koltuk kılıfı çıkıyorsa onu da yıka. Sonrasında ise buhurdanlık diyorum ben. Sedir damlatsan mis gibi olur.

Perdeler başta olmak üzere ortamdaki kumaşlı her şey yıkanacak. Koltuk kılıfları, halı vs.
Yüzeyler sirkeli suyla silinecek, yerler çamaşır suyuyla. Genel olarak ortalığa, sağa sola karbonat bırakmak da bunlara ek olarak yardımcı olur.
Yazık, duvarlara sinmiştir o is kokusu :/ duvarları silin diyemeyeceğim ileride boyanır artık.

eşyalara, perdelere, koltuklara, halılara, parkelere kadar siniyor. biz önceki kiracıdan evi teslim alırken badana yaptırmak zorunda kaldık.

muayene randevusu verirler bunda bir problem yok. özel hastaneler dahi acil olmadığı sürece ameliyat yapmak istemiyor. aldığınız randevuya gidip problemlerinizi anlatın yine de. hastanedeki covid durumuna göre hareket edeceklerdir.

bu hafta kuzenim aynı şikayet ile devlet hastanesinde ameliyat oldu.

Normal ameliyatlar yapılmaya başlandı. Ama çok fazla ameliyat sırası var.

çok yüksek akım çektiği için normal.

Uzatma kablo ile kullanıyorsanız daha yüksek akıma müsait bir üçlüyle kullanmayı deneyebilirsiniz. Kablonun üzerlerinde watt cinsinden yazar ya da daha kalın olur en basitinden.

Topraklama olan prize takın

normal 2000 wattsa normal

Normal değil, bu şekilde uzun süre kullanırsanız fiş veya priz eriyebilir. priz eski ise tam oturmayınca veya sıkıca oturmayınca ısınma yapabilir. Duvardaki priz ise yenileyin. Kaliteli, yüksek akıma dayanıklı bir priz ile değiştirin. Uzatmalı priz kullanıyorsanız yine onu da kaliteli ve kablosu kalın olanla değiştirin.

normal değil priz iç kontakları gevşemiş.

Ahşap var, ahşap var. Masif yapacak olursanız hangi ağacı kullanacaksınız?

ladin alacağım, yani şuan en kolay erişebildiğim bu var. ayrıca ucuz diye tabiiki. yine de dayanıklıdır diye düşünüyorum sağlamlığı konusunda sıkıntı olmasa yeterli. yoksa ceviz olması gibi bir beklentim yok.

MDF'yi kullanmak çok daha kolay hele ladinle , köknarla başa çıkamazsın.

neden ladinle başa çıkamam?

Bu gavurlarda bizdeki gibi çok fazla MDF kullanımı yok, ya paraları bol ya da üretimi kolay diye su kontrası kullanıyorlar.

Güvenle MDF kulllanabilirsiniz, ya da çok fiyat fark etmiyorsa siz de su kontrası alabilirsiniz. Bunun haricinde ahşap derken masif paneli mi kast ettiniz?

@jhonbloor evet hocam masif ladin kullanacağım

mdf gibi paneller daha mantıklı geliyor bana. ham agaç çok daha canlıdır. zaman içerisinde hareket eder döner vs. bu tip şeyler için su kontrası/plywood - mdf panel daha mantıklı geliyor

kontraplak daha sağlıklı olur ama tezgah çok büyük olmayacaksa mdf işinizi görür.

letgo ve sahibinden'den almaya bakın bence, millet bir heves alıyor sonra kalıyor öyle. ben bir ara ucuza satmayı düşünmüştüm ama vazgeçmiştim, elden çıksın diye ucuza vermeye razı olacak benim kafada insanlar çıkar elbette.

İzmir için iftar vakti. Şurada köşede bekleyebilir miyim?

çok zorunlu ve acil olmadıkça devlette bütün operasyonlar durduruldu şu anda. sadece belli hastanelerde yapılıyor. mesela bizim de yaptırmamız gereken çok basit bir operasyon var, iğneyle uyuşturup 10 dk halledilebilecek bir şey ama yaptıramıyoruz. İzmiri bilmiyorum Bursa için sadece şehir hastanesinde yapılıyor şu an, diğer bütün hastanelerde acil olmadıkça yasak. Haliyle şehir hastanesinde de randevu bulmak imkansız şu durumda.

eskiden iyi bir doktor vardı :D ama şimdi karşıyaka belediye başkanı oldu. cemil tugay
belki ordan bir yol bulursunuz

sanırım 24 tuğla var
yüksekliği de 7 cm falandır sanırım
derzle 8 desek 24*8 =192 cm civarıdır yüksekliği

benimhatam :D

1X3
ya da 2X6 gibi geldi

Ölçeklendirmek için hiç bir veri yok fotoda, terlik gömlek askı vs hiç birinin net ölçüsünü bilemediğimiz için ölçeklendiremeyiz.

2x4 ince bir ölçü, çok sıkı ağaçtan olursa ancak olur. 3 x 5 olabilir, 3 x 6 olabilir.

2x4 görünüyor.

not: mimarım =)

Gunaydinlar.
Ilk defa simdi duydum. Bakarken suna denk geldim. youtu.be Beni de yaz o sıkkın kesime.

Şu an çok şaşkınım. Ben de bunu bilen 2 kişi var sanıyordum. Bir ben biri de arkadaşım. Arkadaşımın eski ev arkadaşıymış. Bana çok hitap etmiyor ama tarz olarak.
Ben iyiyim valla, mis gibi bir gün.

ben severek dinliyorum. kaybolan benim gemim en sevdiğim parçası.

Ben duymamıştım ama şimdi dinliyorum ben çok mutlu etti. Sağ olun paylaştığınız için.

birkaç ay önce şunu dinleyip tiksinmiştim:
www.youtube.com

Koşarken ısınıyorum. Başta biraz dinamik esneme üstüne jogla başla. Birden asılma soğuk tendonlarla.

üst ve alt dar olacak.

thshirt veya ne giyiliyorsa, altına şu:
www.decathlon.com.tr

alt kısım şuna benzer:
www.decathlon.com.tr

boyunluk şuna benzer:
www.decathlon.com.tr

www.decathlon.com.tr
www.decathlon.com.tr
www.decathlon.com.tr

şu kombinasyona ek olarak alta bir de eşofman giyiyorum. ankara soğuğunda sabah 10'da çıktığımda 5-10 dakikada ısınıyorum.

En alta tayt
www.adidas.com.tr

Üstüne şort
www.adidas.com.tr

Onun üstüne
www.adidas.com.tr

Onun da üstüne
(git: www.adidas.com.tr)

www.decathlon.com.tr
www.decathlon.com.tr
www.decathlon.com.tr

bu kombinasyonu kullanıyordum bu güne kadar ama artık soğuklar kendini hissettirmeye başladı. bende rüzgarlık-mont karışımı üst arayışına girdim
www.decathlon.com.tr bu ürüne baktım ama çok güvenemedim hala arayıştayım.

3 tane içlikle çıkıyordum. geçen hafta 4 tane polar aldım onlarla çıkacağım. alta eşofman altı+1 içlik, üste 2-3 içlik+polar+eşofman üstü+su geçirmez mont+atkı+bere.

sitedekine gidiyorum. max 2-3 kişi oluyoruz. dışarıda olsa gitmezdim.

Ben de mart gibi bırakmıştım bir sene gitmem diye düşünmüştüm muhtemelen nisan mayıs ayına kadar gitmem, ondan sonrasına duruma göre bakarım.

Gidiyorum. Muhtemelen bu hafta kapanacaklar zaten.

Gidiyorum+1

gidiyorum

Hayir gitmiyorum. Kendi sagligimi ve baskalarinin sagligini onemsiyorum ve kalabalik ortamlara girmiyorum

Gidiyorum ama evde yalnız yaşıyorum. Fakat; bu akşam ya da haftaya kapatacaklar.

Hayır, bir ay oldu bırakalı.

"Ben ne yapıyorum aq" diye kendimi sorguladım ve bıraktım. Sağlık daha önemli.

ben gidiyordum ama bıraktım. hem hava soğuk hem nasıl olsa kapanır diye yoksa bizim salonda çok dikkat ediliyordu.

gitmiyorum. riske atacak bir konu değil bu.
bizim arkadaş gidiyordu, antikoru pozitif çıktı. başka hiç sosyal hayatı yok yani akla başka bir adres gelmiyor.

Pandemi başlamadan birkaç ay önce yıllık üyelik almıştım, dondurmak da aydan aya yapılıyor ve ücretli. Şimdilik donduruyorum sürekli ama gelecek yazdan önce gitmem sanırım aşı falan iyice yaygınlaşsın da bi önce.

Çünkü virüs yaymaya/kapmaya en müsait ortamlardan biri spor salonları istenildiği kadar önlem alınsın.

subattan beri gitmedik, gectigimiz kasim ayinda bir bucuk yillik uye olmustuk. iptal edemiyoruz da, gitmeden odemeye devam.

bir daha da gidecegimizi dusunmuyorum.

kasım ayı boyunca hiç gitmedim. Ortalık düzene girene kadar gitmeyi düşünmüyorum.

Mart ayından beri gitmiyorum, ne kendimi ne başkalarını riske atmak istemiyorum. Evde yeterli bir sistem kurdum.

Spor salonu yasağı kalktığından beri pilatese gidiyorum. Henüz birşey kapmadım.

audacity

marmaris çubucak

Shpongle bakınmanızı tavsiye ederim. Hint esintili elektronik psychedelic.

Tam nokta atışı olamayacak belki ama B- tribe ve Stive Morgan müziklerine bakabilirsiniz.

Shpongle +1 ek olarak Ott ve Karunesh

şuradan başlayabilirsiniz www.youtube.com hoşunuza giderse albümlerinden devam edersiniz. peace.

mekanlara girişlerde hes kodu kullanımını artırıyorlar bunun için.

sokakta sıkı bı denetım falan oldugunda denk gelırse keserler cezayı sonra yurda.

telefonunu alıyorsa yanına belli olur gsm sinyalinden

forum bornovaya gidin bence, hiç uğraşmadan 6-7 dk. yürüyüp.

Kitapçı aklıma gelmedi, kozmetikçi ve fotoğrafçı caminin sokağında var.

Küçüğe tam girmeden palme kitabevi var, oraya uğrayabilirsiniz kitap için (bankamatiklerin sırasında)

Kozmetikçi de yine küçükpark girişinde ve süvari tarafında var, rahat bulursunuz.

Hepsi var.

bayram için arayıştaysanız ne yazık ki heryer full. bayram vs günler dışında dikili çam kamp önerilebilir. yeni foça eski foça arasında sazlıca koyunda yaren kamping var burası yeni bir işletme ama işletenler düzgün insanlar, burayı arayıp ağaçlı yol ya da gizli bahçe de çadır yeri istiyoruz derseniz efsane güzel sakin kuytu köşeleri var. düz alanda verdikleri kamp alanları tesisin yeni olması sebebi ile biraz fazla güneş ama bu söylediğim yerlerinde ağaç altı kuytu çiçek böcek içinde güzel vakit geçiriliyor.
bunun dışında karaburunda güzel kamp yerleri var inttenten araştırın sanırım şirin babanın yerini öneriyordu herkes.
bildiklerim bu kadar, ben de başlığı takip edeyim bakayım başka kimlerde nereler var öğreneyim.

çekerler. anında çıkar.

Çekerler ama semptomlara gore hareket edeceklerdir. Izmir’de suat seren gougus hast tavsiye ederim.

Bursa şehir hastanesinde hemen çekip sonucu söylemişlerdi.

bana sorarsan Xiaomi al kalan para ile de avrupa turuna git :)

11 XR ayarında o nedenle XS tercih ederdim ben.

11 tabii ki. kamera kalitesi XS'e fark atiyor.

Kamera farkından dolayı 11 bence de

11 diyorum gece çekim kalitesi gerçekten harika. Bu arada gelip de çin malı telefonları övecek olanları hiç ciddiye almayın parayı bulsalar ilk yapacakları şey iPhone almak olur.

11

ekran kalitesi olarak xs önde. hem ekran gövde oranı hemde ekran çözünürlüğü.
ikisininde 2 kamerası mevcut sanırım 11'in gece çekim modu daha gelişkin ek olarak.(deneyimlemedim yorumlardan hareketle beyan ediyorum)
pil konusunda 11 biraz daha önde.

yalnız iphone 11 apple'ın bir konumlandırma stratejisi sonucu verdiği bir isim. esasında geçmiş yıldaki iphone xr'ın +1 kamera eklenerek görece pil kapasitesi arttırılmış versiyonu. geçen yıl xr diye konunlandırma yapıldığı için bu ürün pek satmadı. bekleneni karşılamadı. (halen stoklar eritilmeye çalışılıyor) bu kez bunu yaşamamak için aynı segmentteki ürünün ismini değiştirerek bir ana model ismi verilerek iphone 11 yapıldı.
yani demek istediğim evet 11 daha güncel bir cihaz fakat nihayetinde xr segmentinde bir iphone.

bildiğim kadarıyla vlookup ilk değeri alır. eğer sen skt bilgisi içeren listeyi tarihlere göre yeniden eskiye doğru sıralarsan, en üstte en güncel tarih olur ve onu çeker formül. bunu teyit et tabi önce. ilk olarak eski tarih üstte olacak şekilde listele, sonra da yeni tarih üstte olacak şekilde listele. her ikisi için de ayrı ayrı vlookup yapıp sonuçları karşılaştır. eğer dediğim gibiyse zaten yaptın 2. seçenekte.

makro yazarak yaparsın. makro yazdığında sorgun vlookup gibi olacak. ancak ikinci değeri bulduğunda ilk değerle kıyaslayıp hangisi daha yakın tarih ise onu bırakacak hücrede. böylece tüm veriyi sorgulayıp hepsi için en yakın tarihli olanı bırakacak.

böyle durumda alacağın datayı son kullanma tarihine göre sırala, en yakın tarih istiyorsan ona göre sırala düşeryara zaten ilk bulduğunun tarihini getireceği için win win?

benzer durumlarda bu şekilde yapıyorum problem olmuyor, tabi verin sıralabanilir birşey mi bilemedim ama

sekreterler 8'de kayıt açmaya başlarlar ama istanbul gibi büyük şehirlerdeki merkezi hastanelerden bahsediyorsan eğer sekreterin yapabileceği bir şey yok. doktor aç derse açar yoksa randevusuz açamaz.

elden sıra verilen bir yer ise 7 de falan hastanede olmak lazım çünkü daha mesai başlamadan amcalar teyzeler gelip kendi aralarında sıra yapıyor liste falan tutuyor.

elden sıra verilen yerler için saat 7 geç olur.

Bağlı olduğunuz Telekom müdürlüğüne gidin, biraz cazgırlık yapın.
Çözülüyor

Oncelikle dsl hattiniz bulusuyorsa arizanin telekomla bir alakasi kalmiyor. Kalsa bile ariza surecinin takibini sizin adiniza superonline yapmali. Her ne kadar telekom altyapisini kullansanizda Telekom abonesi olmadiginiz icin telekoma ariza kaydi bildiremezsiniz. Siz kaydi superonline'a aciyorsunuz gerekirse onlar telekoma iletiyor ve sorun duzelmeden ariza kaydini kapatmamalari gerekiyor. Dsl hattiniz bulusmuyorsa sureci hizlandirmak icin bagli olduğunuz telekom mudurlugune gitmeniz yararli olabilir. Ama siz gene de Tekrar super online'a ariza kaydi acin ve memnuniyetsizligini sertce belirtin. Superonline twitter hesabinda da 15 gunluk sikayetinizi bildirin.

Su sozumu de unutmayin telekom altyapisini kullaniyorsaniz telekom abonesi olmalisiniz.

Bağlı bulunduğunuz telekom müdürlüğüne gidin +1

İş makinesi kazı yaparken telekom direğini sallamış, bizim eve gelen kablo zarar görmüş. Akabinde meydana gelen arıza tam 2 ay çözülemedi. Ben de sizin gibi Superonline abonesiydim ve ADSL kullanıyordum. Superonline'ı arıyor, arıza kaydı bırakıyordum sizin yaptığınız gibi. Ama telekomcular sorun bizde değil sizde diyerek topu bize atıyordu. Elektrikçi çağırmamızı falan söylüyorlardı. Sorunu yaşayan ben olduğum için tabiki de sorunun elektrikçi çağırmakla bi alakası yoktu.

Sonra her gün Superonline ile muhattap olmaktan bıktım ve bağlı bulunduğumuz Türk Telekom Bölge Müdürlüğü'ne gittim. Orada banko görevlileriyle değil de direk teknik ekiple muhattap oldum. Hizmet numaramı falan verdim. Numaramı falan aldılar, epey bir trafikten sonra sorunumu çözdüler. Oraya gitmesem kesinlikle çözülmezdi.

Küfür edip, gururları ile oynamadıgınız sürece zor o iş.

küfür edin.

ve nasıl hayatta kaldığınızı kaleme alın.

BTK üzerinden şikayet kaydı oluştur 24 saat içinde yanıt vermek zorundalar. sorunun çözülene kadar kayıt oluşturmaya devam et. btk üzerinden oluşturulan arızaları çok ciddiye alıyolar çünkü btk baya ciddi cezalar kesebiliyor bunlara.

küfür etme, müşteri hizmetlerine çok sakince sorunun uzun süredir çözülmediğini devam ederse ekşi sözlükte ve twitter gibi mecralarda 100bin+ takipçili hesaplarla superonline rezilliği adı altında paylaşacağını ifade et. onlar için en büyük tehdit yeni müşteri kaybetmek.

Amazon gümrüğü ekliyor; kuru dolar olarak seçmek daha mantıklı, TL seçince en son 6,10'dan hesaplıyordu.

yok yok hocam
1366 x 768 leş
full hd on numara
alısırsın
parlaklıgı azalt

Daha güneye inmekte fayda var, bence. İki sene önce Fethiye dolaylarında geze dolaşa kamp atmıştık, yaklaşık 20 gün. Tabii Ekim sonu-Kasım ortasına denk gelmişti. Misti mis.

Kamp olmaz dersen de oradaki koylarda butik otellerde takılınabilir. En güzel zamanı, zibidilerden arındırılmış, sessiz sakin...

kıbrıs
foça
asos

budapeşte
prag

Harlek temal otel kütahya tam sakin kafa dinlemelik yer