[]
Maske tavsiyesi
Trendyoldan 50lik kutuda siyah maske alayım dedim o kadar kötü bir sey geldi ki, maskenin ipleri beyaz, aşırı derecede dandik, çok ince. Aldıgima alacağıma pişman oldum. Şimdi yine ınternetten sipariş vereceğim, düz simsiyah renk arıyorum. Sürekli sipariş verip memnun kaldığınız yerleri yazabilir misiniz, trendyol olursa daha güzel olur ama şart değil.
bgood marka çok iyi.
- piotr (04.12.20 13:57:16)
Evony marka alıyoruz. Hepsiburadadan daha uyguna geldiği için ordan sipariş veriyorum.
- purplee (04.12.20 14:00:05)
Evony en iyisi
- catch the arrow (04.12.20 14:04:00)
Evony +1
- mrmlq (04.12.20 14:05:05)
evony +1
- kablelvuku (04.12.20 14:17:19)
roll
- regina phalange (04.12.20 15:18:17)
evony'den memnun kalmadim, meltblown katman olup olmadigi belli degil (en azindan ambalajinda boyle bir bilgi yok)
are medikal maske aldim. cok iyi ve ambalajlanmasi mukemmel www.trendyol.com
www.n11.com
are medikal maske aldim. cok iyi ve ambalajlanmasi mukemmel www.trendyol.com
www.n11.com
- exlibris (04.12.20 15:25:15 ~ 15:26:37)
evony maskeler güzel duruyor kulak lastiği de rahatsız etmiyor ama 3 katlı olmasına rağmen meltblown katmanı göremedim ben kesip baktığımda.
şimdi are marka maske sipariş verdim bekliyorum bakalım gelmesini.
şimdi are marka maske sipariş verdim bekliyorum bakalım gelmesini.
- bigcaptain (04.12.20 15:43:06)
Anneme babama sunu yolluyorum hep. Memnun olduklarini soylediler: Musk Atelier Ffp2 N95, trendyoldan gonderiyorum.
- buf-e kür (04.12.20 15:55:19)
melantis'in maskeleri hem uygun hem metblownlu. ben hep beyazını alıyorum ama siyahı da var. trendyol'dan bakabilirsiniz.
- spirit crusher (04.12.20 23:06:42)
Evony de meltbown yok diye biliyorum. O yüzden bedava olsa ne takarım ne de yakınıma taktırırım. B good ve are dışında maske almam
- Mistyimage (04.12.20 23:58:04)
migrostan "ece" marka aldım, annem kesip bakmış içine.
ondan önce eczeneden mavi ve kalın bişey alıyordum.
ondan önce eczeneden mavi ve kalın bişey alıyordum.
- jimjim (05.12.20 00:11:01)
[]
İnternet hız testleri
Netspeed kullanıyorum yeni bağlattım. "35 Mbps'e Kadar Hız" bu pakedi kullanıyorum, şimdi benim maksimum olarak, mükemmel bir dünyada saniyede 3,5 mb indirme yapmam gerekiyor değil mi? Mükemmel olan yani bu.
İnternette hız testleri sitelerine giriyorum mesela turk telekomunkinde 18 mbps diyor, netspeedin kendi sitesinde 12 mbps. Şimdi bu çıkanlar doğru mu, doğruysa benim ortalama 1,5 mb indirme yapmam lazım ama bariz daha az, 1 mb bile değil. Kablosuz kullanıyorum bu arada.
İnternette hız testleri sitelerine giriyorum mesela turk telekomunkinde 18 mbps diyor, netspeedin kendi sitesinde 12 mbps. Şimdi bu çıkanlar doğru mu, doğruysa benim ortalama 1,5 mb indirme yapmam lazım ama bariz daha az, 1 mb bile değil. Kablosuz kullanıyorum bu arada.
35 Mbps 4.48 MB/sn demek.
Ancak "Mbps'e kadar" demek zaten sürekli 35 verilecek demek değil. İşin çakallığı orda. En az yoğunluk olan zamanda 35 Mbps veriliyor. Yoğunluk arttıkça hız azalıyor.
Bunun dışında indirdiğiniz dosyanın inme hızı karşı tarafın trafiğine de bağlı. Yani karşıdaki server size o an ne kadar mb sunabiliyor buna da bağlı. Özellikle turbobit tarzındaki siteler belli bir hıza kadar indirmene izin verir. Atıyorum 500 kb/sn. Sen istersen 1000 Mbps internetle bağlan yine de saniyede 500 kb'ı geçemezsin.
Ancak "Mbps'e kadar" demek zaten sürekli 35 verilecek demek değil. İşin çakallığı orda. En az yoğunluk olan zamanda 35 Mbps veriliyor. Yoğunluk arttıkça hız azalıyor.
Bunun dışında indirdiğiniz dosyanın inme hızı karşı tarafın trafiğine de bağlı. Yani karşıdaki server size o an ne kadar mb sunabiliyor buna da bağlı. Özellikle turbobit tarzındaki siteler belli bir hıza kadar indirmene izin verir. Atıyorum 500 kb/sn. Sen istersen 1000 Mbps internetle bağlan yine de saniyede 500 kb'ı geçemezsin.
- himmet dayi (29.11.20 21:29:49)
kablolu ile yapman lazım.
kablosuz ile max hızı alman zor.
kablosuz ile max hızı alman zor.
- karapage (29.11.20 22:41:33)
Benim 75mbit türknet internetim var. Laptopla kablolu huz testi yaptığımda download hızı 73-75 arası bir ortalama veriyor. Ping değeri de 7-9 arası bir şey. Wifi üzerinden yaptığımda ise download hızı 10-65 arası bir değer verirken ping ise 8-12 arası geliyor. Kablolu testte servis sağlayıcısında teknik bir sorun yoksa 73 mbit ortalamadan aşağı düşmedim.
Bunu kendi internetinizle kıyaslamanız için yazdım tabi.
Bunu kendi internetinizle kıyaslamanız için yazdım tabi.
- Unde bach canim (30.11.20 00:53:06)
[]
Gece yarısına kadar şarkı söyleyen komşular
yeni taşındığım yerde aha bu saat oldu hala piyano çalıp şarkılar söyleyen bir komşum ve arkadaşları var. ve inanılmaz tanıdık şeyler çalıyor, bilsem bu kadar olur diyeceğim hepsi sevdiğim şeyler, back to black, amelie ost, requiem for a dream, şebnem ferah.
aşırı şekilde dahil olmak istiyorum ama nasıl yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. tek başıma yaşamıyorum, aslında bi akrabamın yanına geldim geçici süreliğine, akrabamın telefonunda apt. grubu var orada adamın telefonu var, akrabanın telefonundan mesaj attım ben işte yeğeniyim, piyano sesi geliyor ders veriyor musunuz diye. o da şu an pandemi yüzünden vermiyorum dedi, biraz başından savdı gibi geldi, öncesinde de internetle alakalı bir şey sormuştum.
ama hala her gün en az 3-4 kişi çalıp söylüyorlar yani pandemi hikaye, nasıl ucundan kıyısından girebilirim bu çevreye acaba dostlar
aşırı şekilde dahil olmak istiyorum ama nasıl yapacağım hakkında hiçbir fikrim yok. tek başıma yaşamıyorum, aslında bi akrabamın yanına geldim geçici süreliğine, akrabamın telefonunda apt. grubu var orada adamın telefonu var, akrabanın telefonundan mesaj attım ben işte yeğeniyim, piyano sesi geliyor ders veriyor musunuz diye. o da şu an pandemi yüzünden vermiyorum dedi, biraz başından savdı gibi geldi, öncesinde de internetle alakalı bir şey sormuştum.
ama hala her gün en az 3-4 kişi çalıp söylüyorlar yani pandemi hikaye, nasıl ucundan kıyısından girebilirim bu çevreye acaba dostlar
açık açık teklif edin. kabul edip etmemesi ona kalmış. kabul etmezse sorun etmeyin. adamın kendine ait bir çevresi vardır ve yeni birini dahil etmek de istemiyordur.
- phonex (28.11.20 03:07:20)
Başlığı okuduğumda şikayet içerikli şeyler yazacakcsın sanmıştım ama tam tersiymiş.
- Avoiding The Puddle (28.11.20 03:14:19)
Beni de aranıza alın yoksa polüs cağururun vadan hayini diyin.
- armagan abanuz (28.11.20 03:26:41)
Kek yap kapısını cal
- kisa (28.11.20 09:13:47)
Komşu pandemi yüzünden ders vermiyorum demiş, siz orada geçici bulunuyorsunuz, geçici derken bir hafta mı bir ay mı üç ay mı, ne kadar zamandan bahsediyorsunuz bilmiyorum ama insanların sosyal çevrelerini daraltıp az kişiyle görüştükleri bir zamanda komşu tedirgin olabilir, tanımadığı birini evine almak istemeyebilir... Başından savdı gibi de geldiyse belki vazgeçseniz daha iyi olmaz mı?
- kobuzchu kiz (28.11.20 11:05:30)
keşke her gürültücü komşu senin gibi o gürültüyü sevene denk gelse. başlığı okuyunca sinirlerim zıpladı, içeriği okurken ağzım açık kaldı.
bu zamanda unut bence aralarına katılmayı. tatlı tatlı dinle evinden.
bu zamanda unut bence aralarına katılmayı. tatlı tatlı dinle evinden.
- birsürüsorumvarr (28.11.20 22:40:55)
Ambalajlı çerez al, ya da pasta al. Ev yapımı olmasın bence çünkü virüsten dolayı yemek istemeyebilirler. Kapıya git, maskeni tak, dezenfektan götür yanında istersen. Lütfen artık uzaktan dinlemek istemiyorum muhteşem çalıyorsunuz, covid'li değilim(dilenci değilim gibi asfhjş) bi köşeye oturup hatta isterseniz ayakta durup dinleyebilir miyim diyebilirsin.
Sanatçı insanlar zarif ruhlu olurlar, çekinme :)
Sanatçı insanlar zarif ruhlu olurlar, çekinme :)
- megalomaniac (29.11.20 12:40:59 ~ 12:41:30)
[]
Çaylak ilan edilmeye itiraz
Edilebiliyor mu? Tamamen dayanaksız şekilde, tanım içeren ve çokça favori alan birkaç entry, sırf birkaç saat Aralıklarla aynı başlığın altına atıldı diye "flood" gerekçesiyle silinmiş ve çaylak ilan edilmisim. Yani bu nedir, bir mail adresi vs var mı itiraz edebileceğim? Ayrıca 1 ay ne anasını satayim yuh, Nürnbergde yargilasaydiniz bir de, saçmalığa bak.
iletişim kısmından yazabilirsin ama pek bi şey bekleme
- jelly bear (26.11.20 17:34:45)
Çok standart bir prosedür. Bir şey çıkmaz itirazdan.
- himmet dayi (26.11.20 18:31:26)
benim başıma defalarca geldi. hep oluyor.
- dafuq (26.11.20 18:49:58)
1 ay sonra da dönmeyeceksin tahminimce o lanet süresi filandır.
- tepedeki psychedelic adam (27.11.20 20:55:21)
Tabi ki flood yapmadım, tanım içeren kurallara uygun entryler diyorum, kıçının keyfine hem de iki üç ay önce girdiğim şeyleri silip lanetlemis birisi
Ne demek dönmeyeceğim niye dönmüyorum anlamadım, bir aylık süre bitince her sey eski haline dönmeyecek mi
Ne demek dönmeyeceğim niye dönmüyorum anlamadım, bir aylık süre bitince her sey eski haline dönmeyecek mi
- sanguine (28.11.20 02:57:05)
sırf birkaç saat Aralıklarla aynı başlığın altına atıldı diye "flood" gerekçesiyle
eee flood zaten böyle bir şey. tanım içermesi flood olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
eee flood zaten böyle bir şey. tanım içermesi flood olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
- Wasking (28.11.20 03:59:18)
1 ay lanetlendiysen 1 ay sonra geri gelmiyorsun. 1 ay sonra çaylak olmaya devam ediyorsun ve tekrar onay arabiriminin yazarlığını onaylamasını bekliyorsun. Ama bu kez ilk yazar olurkenki kadar beklemiyorsun.
- himmet dayi (28.11.20 09:47:33)
Tabi ki flood bu demek değil, bilgi içeren birden fazla entry giremez miyim ben böyle saçmalık olur mu, bari burda bunu savunmayin.
İkinci onay sürecini bilmiyordum ya, bu da ayrı rezillikmis. Yeniden 10 entry mi girmem gerekiyor yoksa öylece bekleyecek miyim
İkinci onay sürecini bilmiyordum ya, bu da ayrı rezillikmis. Yeniden 10 entry mi girmem gerekiyor yoksa öylece bekleyecek miyim
- sanguine (28.11.20 12:41:29)
Aynı başlığa aynı kullanıcı tarafından girilen her entry tabii ki flood olmuyor, bir yazarın aynı başlıkta onlarca cevabı olabiliyor, bunları kısa süreler arasında da girmiş olabiliyor bu gayet normal, flood kabul edilmesi için ortada spesifik bir amaç olması lazım. Yani başlığı troll'lemek için ardı ardına entry giriyorsan bu flood kabul edilebilir açtığın başlığı ya da özel olarak bir başlığı üste taşımak için durmadan entry giriyorsan bu flood kabul edilebilir, flood gerekçesi bu tip "topluluğu rahatsız edici" içeriklerde kullanılır genelde.
- angelus (28.11.20 12:59:02)
[]
Adsl/adsl2 destekli modemde vdsl hatti çalışır mı,?
Evet bunu internete basvurduktan sonra akıl ettim ve elimde eski bir modem var. Vdsl hiç mi calismaz yoksa az mı verim alırım?
Hiç çalışmaz . Sadece adsl destekler. VDSL de internete giremezsiniz.
- ycaycayca (22.11.20 17:09:40)
Hadi ya tüh, ınternette modemi access point olarak kullanıp internete bağlanmayı gösteren videolar var da onlar da işe yaramaz mi
- sanguine (22.11.20 17:57:58)
hayır verdiğiniz linkteki olayda sizi kurtaramaz
- Sir Anthony Hopkins (22.11.20 19:08:44)
2. el bi vdsl modem alın hiç düşünmeyin, adls/adsl2 modemler vdsl hattı desteklemez, tam tersi olsa sıkıntı yok.
Bahsettiğiniz olay ise; VDSL modem ile eve gelen interneti alır ve sinayli çözersiniz, diğer adsl modemle de uzağa taşır ve dağıtabilirsiniz.
Yani eve gelen kablodaki sinyali çözüp size internet sağlayacak olan yine VDSL modem.
Geçenlerde letgo'dan bi fiber modem aldım, adamın yeri kadıköy fikirtepe'de, dükkan 2. el modem dolu bu işi yapıyor, yakınsa vereyim telefonunu.
Bahsettiğiniz olay ise; VDSL modem ile eve gelen interneti alır ve sinayli çözersiniz, diğer adsl modemle de uzağa taşır ve dağıtabilirsiniz.
Yani eve gelen kablodaki sinyali çözüp size internet sağlayacak olan yine VDSL modem.
Geçenlerde letgo'dan bi fiber modem aldım, adamın yeri kadıköy fikirtepe'de, dükkan 2. el modem dolu bu işi yapıyor, yakınsa vereyim telefonunu.
- John Bloor (23.11.20 11:00:15)
Olur gönderin bakayım, sağolun
- sanguine (23.11.20 14:23:50)
[]
Kısa sureli ınternet bağlantısı
Yaza kadar internet kullanmayan bir akrabamda kalacağım da internet bağlattirmak istedim. En ucuzu Türksatta 40 lira ama taahhüt istiyor. Taahhut istemeden bunu nasıl çözerim. Üst komşuya söyledim yarisini vereyim diye kabul etmedi. 12 ay kendimi baglamak istemiyorum çünkü taşınacağım sonra.
donanım haber gibi yerleri takip et, hattını devretmek isteyenler oluyor bu tahaaüt olayından.
türksatta şöyle bişey var, ikamet adresini aldırdığını düşünelim, o adrese türksat bağlatıp, altyapısı olmayan bir yere taşınırsan, tahaüütü iptal ediyolar.
kimse kimseye internet vermez bu devirde, devlet büyüklerine 2 sövsen adam hiç yoktan karakol, savcılık uğraşır. yadırgamamak lazım yani.
türksatta şöyle bişey var, ikamet adresini aldırdığını düşünelim, o adrese türksat bağlatıp, altyapısı olmayan bir yere taşınırsan, tahaüütü iptal ediyolar.
kimse kimseye internet vermez bu devirde, devlet büyüklerine 2 sövsen adam hiç yoktan karakol, savcılık uğraşır. yadırgamamak lazım yani.
- killerbee (17.11.20 09:01:50 ~ 09:04:41)
Türknet taahhütsüz, sanırım bi firma daha vardı taahhütsüz olan.
İnternetten girip bakın, alt yapı varsa bir iki güne bağlanır. 85 TL
İnternetten girip bakın, alt yapı varsa bir iki güne bağlanır. 85 TL
- John Bloor (17.11.20 09:29:22 ~ 09:30:01)
Aynen, türknet taahhütsüz direkt.
- roket adam (17.11.20 10:01:06)
Netspeed, turknet, mileni.
Bu üçü var
Bu üçü var
- westblack (17.11.20 11:45:56)
yok sanırım ya. kabataş'tan beykoz taraflarına gidiliyo
- ala09 (15.11.20 19:42:00)
var var. dentur da şehir hatları da gidiyor.
- hadsafhada (15.11.20 20:37:35)
Evet bütün rıhtımda dolaştım ve Kabataş vapuru şu an yok gibi görünüyor ne kadar gerizekalica
- sanguine (17.11.20 08:57:38)
[]
Birinin soyadını bulmak
Bi çocukluk arkadaşım vardı 10 yıldır hiç görüşmedik, telefon numarası da yok. Mezun olduğu liseyi ve yılını biliyorum, hangi üniye gittiğini bilmiyorum. bir sürü fotoğrafımız var geçmişten. soyadını veya sosyal medya hesaplarını nasıl bulabilirim acaba aklıma gelenleri denedim.
Ortak arkadaşlarınız varsa onların arkadaş listelerine bakın. Bazı kişilerin arkadaş listesi açık olabiliyor Facebook'da. Ya da Instagram'dan da bakılabilir.
- pro9it9is9 (07.11.20 23:47:47)
x lisesi y mezunları diye aratın facebook'ta... grup/sayfa varsa oradan birilerine sorarsınız.
- tabudeviren (08.11.20 00:01:27)
(Kabataş lisesi 2005 mezunları gibi)
- tabudeviren (08.11.20 00:01:45)
Lisenin adi değişmiş birkaç yıl önce o yüzden güncel bir sayfası yok
- sanguine (08.11.20 00:15:02)
Lisenin eski veya yeni adıyla web sitesine bakın bazı liseler her yıl üni kazanan öğrencilerinin listesini paylaşıyor o yıla bakarsiniz
- kitap arasında kalmış silgi tozu (08.11.20 01:38:41)
Lise yıllığını bulun yıla ait.
- mobydick (08.11.20 10:42:08)
[]
Memurla olan diyaloğum
İşe başlayacağım yerdeki personel şefi ile geçen gün bir tartışma yaşadım, çok uzun zamandır birileriyle sürtüşme yaşamıyordum üst üste enteresan oldu.
Tartıştığımız konuyu postun en sonuna koyuyorum çünkü olayla doğrudan alakası yok, mesele bu manyak karının üslubu. konuyu merak eden orayı da okuyabilir.
Şimdi ben bu kadını katiyen tanımıyorum, zaten atandığım yere de hiç gitmedim daha. Yani ilk defa konuşuyorum düşünün ve bilgi almak için aradığımdan tamamen karşımdakine kanalize olmuş durumda oldukça nazik ve normal şekilde konuşuyorum. Telefonu açtı, aşırı gergin, merhabalar rahatsız ediyorum kurumunuza avukat olarak atandım, tarafıma sms geldi, şu anda da başka bi yerde çalışıyorum, istifa dilekçemi sundum, bana tebligat göndereceksiniz değil mi görev sürem kaçmasın o yüzden soruyorum, dedim. karı bir başladı bana saydırmaya, smsle başlar süreniz, ama devlet memurları kanunu var vs vs dedim, ardından şöyle dedi.
"burada sizin avukatlığınız geçerli değil, burası adliye değil, ben 32 yıllık memurum, ben böyle diyorum, bana avukatlıkla gelmeyin, ankarayı arayın onlara sorun" aynen bu cümleyi kurdu. neye uğradığımı şaşırdım, sırf küfür etmemek için tamam deyip kapattım. zaten ağzımı açtığım anda ben konuşuyorum diyerek bana da izin vermiyordu. sonra aynı kurumda bir müdür yardımcısını aradım onun da sekreteri mi ne çıktı kendisi yok bana anlatın dedi, anlatmaya başlayınca "göt hanım diyorsa doğrudur, ne uzatıyorsunuz, o kadar kişi alındı sorun çıkmadı sizde mi sorun olacak" deyince tepem attı onun da suratına kapattım.
sonra söz konusu sorunu çözdüm bir şekilde, tabi ki kendisinin embesilliğinden kaynaklı bir durum vardı. bu aynı yere atandığım insanlarla iletişimimiz var, hatta orada çalışmakta olan birinin de telefonunu buldum, "biz de tartıştık onla, gergin birisi, size özel değil, uğraşmayın boşuna (cimere şikayet edeceğimi söylemiştim) buranın demirbaşlarından biri, aynı yerde çalışacaksınız huzursuzluk olmasın" vs bunları dediler. bu karı belli burada bir hegemonya kurmuş kimse buna gık demek istemiyor. bir de avukat olacaklar (bunları diyen arkadaşlar) nasıl olsa sinmişler işte.
ben bu lafı duyduğumdan beri bildiğiniz uyuyamıyorum, senin avukatlığın burada sökmez ne demek, sen nasıl böyle konuşursun, sen kimsin, ilk defa konuştuğun üstelik aynı ortamda çalışacağın (benim üstüm amirim vs hiçbir şeyim olmayacak bu arada, aynı binada olacağız) insana nasıl böyle terbiyesizce konuşursun. aklım almıyor, laf öyle bir oturdu ki içime, zaten daha telefonu kapatır kapatmaz cimer ekranını açtım şikayet yazmaya başladım. sonra yol açtığı sorunu düzeltmek için uğraştım biraz, dedim atamam yapılsın önce bir, ondan sonra şikayet ederim. ama duramıyorum yani.
1-doğrudan adını zikrederek ve şikayet sekmesi altından şikayet edecektim olayın ilk öfkesiyle, bundan vazgeçtim. çünkü şahsileştirmiş olacağım, gitmeden bir düşman edinmiş olacağım, baya bildiğiniz baş düşmanım olacak o kurumda, uzun yıllar çalıştığı için kurum amirleri nezdinde sorun çıkartma durumu olabilir, haklıyken de haksız duruma düşmek istemiyorum.
2-şikayet yerine görüş ve öneri olarak, atama işlemlerinde yaşadığım problemi ve personelin tarafıma yaklaşımıyla ilgili böyle daha soft bir metin kaleme almayı düşündüm bunu da hazırladım, karıya da o lafını yutturacak şekilde. işyeri hekimi de o zaman işyerinde doktorluk yapmasın o zaman orası hastane değil, 30-40 sene tecrübesi olup avukatların tek çalışma alanının yalnızca adliye olduğunun bilinmemesi memurlar adına çok üzücü vs gibi (tabi ki son derece resmi bir üslupla) kendisinden değil yaptıklarından bahsederek bu olayı gündeme getirmek, susup oturmadığımı ve tepkimi bu şekilde göstermek. nasıl olsa o lafı diyen kendini biliyor.
3-içim katiyen soğumadı, kendimi dizginliyorum, hala cimerde bir şey yapmadım, göndermedim, cimerden bir şey çıkacağı için değil bu arada, kendisinin verdiğim tepki kulağına gitsin yeterli, sadece bu. arkadaşlarımla konuşuyorum ya boş ver sana ileride izinlerini kullanırken, özlük dosyanı hazırlarken zorluk çıkarır, her gün göreceksin, (uzun yıllar durmayı düşündüğüm bir yer bir de) daha hiç gitmemişsin, bu olayla beraber anılma, gider gitmez sorun yaşama vs diyorlar. şu an çalıştığım yerdeki memurlar da sallama dedi, yalnızca çok sevdiğim bir abla tabi şikayet et dedi. hiçbir şey yapmamak belki en makul seçenek ama bunu yapamayacağım galiba
hangi yolu izlemek konusunda kararsız kaldım, en güzeli ikincisi bence ama. o cahilliği, iş bilmezliği, kanun tanımazlığı ismini vermeden gözüne sokmak. sen kimsin de avukatlığı küçümsüyorsun, allahım aklıma geldikçe deliriyorum, ben kendi mesleğimden zaten nefret ediyorum ama kendi mesleğime sadece ben bok atabilirim sen atamazsın. nereden ne tanıdığı varsa var, böyle bir cümle kuramaz bana. görsünler en azından bunu cimerde, bu lafı hangi gerizekalı memur söylemiş ehehehe desinler bakalım ben dedim diyebilecek mi.
mesele: şu an bi devlet kurumunda çalışıyorum, başka bir devlet kurumuna da yeni atandım oraya geçeceğim. atandığım yerden geçen cuma günü mesaj geldi, atamanız onaylandı, kuruma müracaat edin diye. sonra ben kurumu aradım, smsten sonra tebligat da göndereceksiniz değil mi dedim, çünkü usulü böyle, resmi görevlendirme yazısı gönderirler onu tebliğ aldıktan sonra 15 günlük göreve başlama süreniz başlar. ilk atandığım yerde böyle olmuştu. düz memur evet deyince ben de döndüm hazır çalıştığım yere bu ayın 14ünden itibaren geçerli olacak şekilde istifa dilekçemi verdim. 14ünde istifa etmemin sebebi hem çalıştığım kurumu seviyorum, maaşı önden aldığımız için bir kısmını iade etmekle uğraşmak istemiyorum, üçüncüsü de zaten sürem başlamadığı için kafadan tebligat gelene kadar 5-10 gün artı 15 günüm var. Acelem yok.
Sonra yeni atandığım yerde aynı konumda çalışacağımız insanlarla kurduğumuz bir whatsapp grubu vardı, orada işe benden önce başlayan arkadaşa bu tebligat olayıyla beraber çeşitli şeyler sordum. o da ben personel şefi (insan kaynaklarında çalışan memurların şefi yani şube müdürü falan değil öyle bir unvanı yok) kadın sms ile süre başlar dedi, dedi. Bunu duyunca benim bütün planım berbat olmuş oldu çünkü smsi tebliğ kabul edersem (ki bu kanuna katiyen aykırı ve emsali görülmemiş bir saçmalık) sürem istifa edeceğim tarihten bir gün önce dolmuş oluyor. Yani hakkımı kaybetmiş oluyorum gibi bir şey. Bunu duyunca hemen aradım bu kadının dahilisini ve bağlandım. Dediğinde diretince istifamı geri çekmeye çalıştım, çalıştığım kurum kabul etmedi, az daha göt gibi ortada kalacaktım. Sonra ankaradaki hukuk müşavirliğini aradım avukat meslektaş allah razı olsun ilgilendi ve bu kadının da üstü olan ildeki atama şube müdürünü aradı, kimlik numaramı verdi ona ve ayın 16sinda başlayabileceğimi tebligatın çıkacağını vs söyledi. bu karının götünden uydurduğu bir şey olduğu ortaya çıkmış oldu yani. Ben de rahat bir nefes alabildim.
Tartıştığımız konuyu postun en sonuna koyuyorum çünkü olayla doğrudan alakası yok, mesele bu manyak karının üslubu. konuyu merak eden orayı da okuyabilir.
Şimdi ben bu kadını katiyen tanımıyorum, zaten atandığım yere de hiç gitmedim daha. Yani ilk defa konuşuyorum düşünün ve bilgi almak için aradığımdan tamamen karşımdakine kanalize olmuş durumda oldukça nazik ve normal şekilde konuşuyorum. Telefonu açtı, aşırı gergin, merhabalar rahatsız ediyorum kurumunuza avukat olarak atandım, tarafıma sms geldi, şu anda da başka bi yerde çalışıyorum, istifa dilekçemi sundum, bana tebligat göndereceksiniz değil mi görev sürem kaçmasın o yüzden soruyorum, dedim. karı bir başladı bana saydırmaya, smsle başlar süreniz, ama devlet memurları kanunu var vs vs dedim, ardından şöyle dedi.
"burada sizin avukatlığınız geçerli değil, burası adliye değil, ben 32 yıllık memurum, ben böyle diyorum, bana avukatlıkla gelmeyin, ankarayı arayın onlara sorun" aynen bu cümleyi kurdu. neye uğradığımı şaşırdım, sırf küfür etmemek için tamam deyip kapattım. zaten ağzımı açtığım anda ben konuşuyorum diyerek bana da izin vermiyordu. sonra aynı kurumda bir müdür yardımcısını aradım onun da sekreteri mi ne çıktı kendisi yok bana anlatın dedi, anlatmaya başlayınca "göt hanım diyorsa doğrudur, ne uzatıyorsunuz, o kadar kişi alındı sorun çıkmadı sizde mi sorun olacak" deyince tepem attı onun da suratına kapattım.
sonra söz konusu sorunu çözdüm bir şekilde, tabi ki kendisinin embesilliğinden kaynaklı bir durum vardı. bu aynı yere atandığım insanlarla iletişimimiz var, hatta orada çalışmakta olan birinin de telefonunu buldum, "biz de tartıştık onla, gergin birisi, size özel değil, uğraşmayın boşuna (cimere şikayet edeceğimi söylemiştim) buranın demirbaşlarından biri, aynı yerde çalışacaksınız huzursuzluk olmasın" vs bunları dediler. bu karı belli burada bir hegemonya kurmuş kimse buna gık demek istemiyor. bir de avukat olacaklar (bunları diyen arkadaşlar) nasıl olsa sinmişler işte.
ben bu lafı duyduğumdan beri bildiğiniz uyuyamıyorum, senin avukatlığın burada sökmez ne demek, sen nasıl böyle konuşursun, sen kimsin, ilk defa konuştuğun üstelik aynı ortamda çalışacağın (benim üstüm amirim vs hiçbir şeyim olmayacak bu arada, aynı binada olacağız) insana nasıl böyle terbiyesizce konuşursun. aklım almıyor, laf öyle bir oturdu ki içime, zaten daha telefonu kapatır kapatmaz cimer ekranını açtım şikayet yazmaya başladım. sonra yol açtığı sorunu düzeltmek için uğraştım biraz, dedim atamam yapılsın önce bir, ondan sonra şikayet ederim. ama duramıyorum yani.
1-doğrudan adını zikrederek ve şikayet sekmesi altından şikayet edecektim olayın ilk öfkesiyle, bundan vazgeçtim. çünkü şahsileştirmiş olacağım, gitmeden bir düşman edinmiş olacağım, baya bildiğiniz baş düşmanım olacak o kurumda, uzun yıllar çalıştığı için kurum amirleri nezdinde sorun çıkartma durumu olabilir, haklıyken de haksız duruma düşmek istemiyorum.
2-şikayet yerine görüş ve öneri olarak, atama işlemlerinde yaşadığım problemi ve personelin tarafıma yaklaşımıyla ilgili böyle daha soft bir metin kaleme almayı düşündüm bunu da hazırladım, karıya da o lafını yutturacak şekilde. işyeri hekimi de o zaman işyerinde doktorluk yapmasın o zaman orası hastane değil, 30-40 sene tecrübesi olup avukatların tek çalışma alanının yalnızca adliye olduğunun bilinmemesi memurlar adına çok üzücü vs gibi (tabi ki son derece resmi bir üslupla) kendisinden değil yaptıklarından bahsederek bu olayı gündeme getirmek, susup oturmadığımı ve tepkimi bu şekilde göstermek. nasıl olsa o lafı diyen kendini biliyor.
3-içim katiyen soğumadı, kendimi dizginliyorum, hala cimerde bir şey yapmadım, göndermedim, cimerden bir şey çıkacağı için değil bu arada, kendisinin verdiğim tepki kulağına gitsin yeterli, sadece bu. arkadaşlarımla konuşuyorum ya boş ver sana ileride izinlerini kullanırken, özlük dosyanı hazırlarken zorluk çıkarır, her gün göreceksin, (uzun yıllar durmayı düşündüğüm bir yer bir de) daha hiç gitmemişsin, bu olayla beraber anılma, gider gitmez sorun yaşama vs diyorlar. şu an çalıştığım yerdeki memurlar da sallama dedi, yalnızca çok sevdiğim bir abla tabi şikayet et dedi. hiçbir şey yapmamak belki en makul seçenek ama bunu yapamayacağım galiba
hangi yolu izlemek konusunda kararsız kaldım, en güzeli ikincisi bence ama. o cahilliği, iş bilmezliği, kanun tanımazlığı ismini vermeden gözüne sokmak. sen kimsin de avukatlığı küçümsüyorsun, allahım aklıma geldikçe deliriyorum, ben kendi mesleğimden zaten nefret ediyorum ama kendi mesleğime sadece ben bok atabilirim sen atamazsın. nereden ne tanıdığı varsa var, böyle bir cümle kuramaz bana. görsünler en azından bunu cimerde, bu lafı hangi gerizekalı memur söylemiş ehehehe desinler bakalım ben dedim diyebilecek mi.
mesele: şu an bi devlet kurumunda çalışıyorum, başka bir devlet kurumuna da yeni atandım oraya geçeceğim. atandığım yerden geçen cuma günü mesaj geldi, atamanız onaylandı, kuruma müracaat edin diye. sonra ben kurumu aradım, smsten sonra tebligat da göndereceksiniz değil mi dedim, çünkü usulü böyle, resmi görevlendirme yazısı gönderirler onu tebliğ aldıktan sonra 15 günlük göreve başlama süreniz başlar. ilk atandığım yerde böyle olmuştu. düz memur evet deyince ben de döndüm hazır çalıştığım yere bu ayın 14ünden itibaren geçerli olacak şekilde istifa dilekçemi verdim. 14ünde istifa etmemin sebebi hem çalıştığım kurumu seviyorum, maaşı önden aldığımız için bir kısmını iade etmekle uğraşmak istemiyorum, üçüncüsü de zaten sürem başlamadığı için kafadan tebligat gelene kadar 5-10 gün artı 15 günüm var. Acelem yok.
Sonra yeni atandığım yerde aynı konumda çalışacağımız insanlarla kurduğumuz bir whatsapp grubu vardı, orada işe benden önce başlayan arkadaşa bu tebligat olayıyla beraber çeşitli şeyler sordum. o da ben personel şefi (insan kaynaklarında çalışan memurların şefi yani şube müdürü falan değil öyle bir unvanı yok) kadın sms ile süre başlar dedi, dedi. Bunu duyunca benim bütün planım berbat olmuş oldu çünkü smsi tebliğ kabul edersem (ki bu kanuna katiyen aykırı ve emsali görülmemiş bir saçmalık) sürem istifa edeceğim tarihten bir gün önce dolmuş oluyor. Yani hakkımı kaybetmiş oluyorum gibi bir şey. Bunu duyunca hemen aradım bu kadının dahilisini ve bağlandım. Dediğinde diretince istifamı geri çekmeye çalıştım, çalıştığım kurum kabul etmedi, az daha göt gibi ortada kalacaktım. Sonra ankaradaki hukuk müşavirliğini aradım avukat meslektaş allah razı olsun ilgilendi ve bu kadının da üstü olan ildeki atama şube müdürünü aradı, kimlik numaramı verdi ona ve ayın 16sinda başlayabileceğimi tebligatın çıkacağını vs söyledi. bu karının götünden uydurduğu bir şey olduğu ortaya çıkmış oldu yani. Ben de rahat bir nefes alabildim.
İlk önce şunu diyeceğim, merkez uzman yardımcısıyım 2 yıl olacak, hayatımda görmediğim en değişik, saçma, allah belasını versin diyeceğiniz insanları bu iki yılımda gördüm, hayatımda hiç bu kadar bezdiğim dönem olmamıştı.
İkincisi, personelciler kıldır. Bizde de hemen ertesi gün gelin dediler, ben işin acemisiydim, siz tabi önceki tecrübenizle biliyormuşsunuz başlama sürenizi. Bizde şehir dışından gelen adamlara hemen gelin dediler. Muvafakatname zamanında daire başkanından memuruna bir sürü sıkıntı çıkardılar. Daire başkanıma hakkımı helal etmiyorum. Sevgilimle aynı iş yerindeyiz, ona bir haksızlık yapıldı ama o hakkını çatır çatır savundu, sonra istediğini de aldı. Yine de başka bir konuda yaşadığımız şeylerin aynısının beteri sülalesinden çıksın.
Hiçbir şekilde kimseye kendinizi ezdirmeyin. Doğrudan amiriniz olmayan kişi hariç lafınızı kimseden esirgemeyin. Bu bir taktiktir, yenilere her zaman psikolojik olarak baskı yapılır, ezdirme ve özgüvenim düşürme yöntemleri. Bir kere kendinizi ezdirdiniz mi devamı gelir.
Sizin yaşadıklarınıza gelince, yazılı bir şey vermeyin. İlk önce kuruma başlayın, insanları gözlemleyin. Bu kadın herkese böyledir ve davranışları alışılagelmiştir belki, bu size yaptığı saygısızlığı ortadan kaldırmaz ancak acele bir davranışınız ilk günlerde antipati yaratır. Telefonda gereken cevabı vermişsiniz zaten. Konu açılınca ilerde lafı gediğine koyarsınız.
İkincisi, personelciler kıldır. Bizde de hemen ertesi gün gelin dediler, ben işin acemisiydim, siz tabi önceki tecrübenizle biliyormuşsunuz başlama sürenizi. Bizde şehir dışından gelen adamlara hemen gelin dediler. Muvafakatname zamanında daire başkanından memuruna bir sürü sıkıntı çıkardılar. Daire başkanıma hakkımı helal etmiyorum. Sevgilimle aynı iş yerindeyiz, ona bir haksızlık yapıldı ama o hakkını çatır çatır savundu, sonra istediğini de aldı. Yine de başka bir konuda yaşadığımız şeylerin aynısının beteri sülalesinden çıksın.
Hiçbir şekilde kimseye kendinizi ezdirmeyin. Doğrudan amiriniz olmayan kişi hariç lafınızı kimseden esirgemeyin. Bu bir taktiktir, yenilere her zaman psikolojik olarak baskı yapılır, ezdirme ve özgüvenim düşürme yöntemleri. Bir kere kendinizi ezdirdiniz mi devamı gelir.
Sizin yaşadıklarınıza gelince, yazılı bir şey vermeyin. İlk önce kuruma başlayın, insanları gözlemleyin. Bu kadın herkese böyledir ve davranışları alışılagelmiştir belki, bu size yaptığı saygısızlığı ortadan kaldırmaz ancak acele bir davranışınız ilk günlerde antipati yaratır. Telefonda gereken cevabı vermişsiniz zaten. Konu açılınca ilerde lafı gediğine koyarsınız.
- Hallegadola (05.11.20 22:13:47)
"sana ileride izinlerini kullanırken, özlük dosyanı hazırlarken zorluk çıkarır" mı? orası bakkal mı, hiçbir şey yapamaz. onun adını da vererek cimere yaz
- esref (05.11.20 22:46:04)
Klasik devlet memuru. Her yerde böyle bunlar. Ben de denk geldim. Alttan alma kesinlikle. Avukatsın. Kanunu, hakkını daha iyi biliyorsun. Eğer tanıdığı falan varsa senin konumun daha iyi olduğu için daha yetkili kişilerden çevre edinebilirsin. Gücünün farkına var bence ve zaman içinde uğraş bence onunla. Düşman edinirim diye düşünüyorsan o düşman edindi bile. Ondan daha avantajlı konumdasın. O alttan alsın .
- black mamba (05.11.20 22:59:04)
Ben sadece cimer tecrübemi aktarayım. Siz şikayet ediyorsunuz, o memur da, öyle bir şey olmamıştır, diyor şikayet kapanıyor. Kaç kere denedim, hep aynı.
- gelmeistemem (05.11.20 23:10:07)
Özür dileyeewk avukat hanım/bey şunu diyecegim ama kan davası gitmenizi anlayamadım doğrusu.
Bahsini ettiğiniz kişi gerçekten de kompleksli olabilir ancak yazınızı baştan aşağıya okuduğumda sizi de ondan çok daha rasyonel hareket ediyor görmedim . Bunu söylemek biraz beni de tedirgin etmedi değil. Hatta bana dava açar mısınız diye de düşündüm doğrusu.
25 yılı aşkın yurt içi dışı memuriyet hayatım az konuşup az duyarak rahat edilebileceğini bana gösterdi. Hayırlı olsun yeni işiniz, savaş baltanizi gomunuz ve muvaffakiyetler dilerim.
Bahsini ettiğiniz kişi gerçekten de kompleksli olabilir ancak yazınızı baştan aşağıya okuduğumda sizi de ondan çok daha rasyonel hareket ediyor görmedim . Bunu söylemek biraz beni de tedirgin etmedi değil. Hatta bana dava açar mısınız diye de düşündüm doğrusu.
25 yılı aşkın yurt içi dışı memuriyet hayatım az konuşup az duyarak rahat edilebileceğini bana gösterdi. Hayırlı olsun yeni işiniz, savaş baltanizi gomunuz ve muvaffakiyetler dilerim.
- fempusay (05.11.20 23:56:24)
Bence bulaşmayın. Sadece ilk kadın değil, sekreter de size bayağı ters cevap vermiş. Telefonda böyle konuşan gerçekte daha fazla huzursuzluk çıkarabilir. O kurumda çalışmaya başladıktan sonra düşünürsünüz.
- dissendium (06.11.20 00:10:14)
Bulaş. Yanına gittiğinde nasıl bir konuşma tarziydi o, siz kim olduğunuzu zannediyorsunuz de. Zorluk falan da çıkaramaz. Çıkarırsa senin de elin armut toplamicak
- abuzer (06.11.20 00:24:41)
hem cimere şikayet et hem de işe gittiğinde bi söyle sen hayırdır amacın neydi diye, dava aç hakaret davası aç. ben böyle aptal insanlara asla tahammül edemiyorum. yok öyle "onun mizacı o takılma" demek. o kadar çabala "senin avukatlığın burada sökmez" desin yok ya.
- Cebrikkuş (06.11.20 08:10:31)
bir devlet kurumunda memurum. size tek önerim bence cimerden cevap alamazsınız hiç kendinizi boşuna saçma bir şeyin içine atmayın fakat kurumda dik durun sözünüzü esirgemeyin, hatta ters davranın fakat kavga da etmeyin. kim kime diş geçirebilirse.
- herseyi birakip gitmek istiyorum (06.11.20 11:25:00)
@fempusay
Hangi davranışım irrasyonel söyleyin, gerçekten farkında değilim, biraz da onun için açtım duyuruyu yani haklı olduğumu düşünüyorum elbette ama dışarıdan bakamıyorum. Ben bu kadina hakaret etmedim, üstünlük taslamadim, bir şey sordum sadece. Kendi fikri her ne kadar yanlis da olsa, bunu daha düzgün dile getirebilirdi.
Cimerden yanıt almak ya da yaptırım uygulatmak niyetim yok. Bunu zaten yazdım yukarıda da hiçbir şey çıkmasın önemli degil. Ben tepkimi göstermek istiyorum yalnızca.
Hangi davranışım irrasyonel söyleyin, gerçekten farkında değilim, biraz da onun için açtım duyuruyu yani haklı olduğumu düşünüyorum elbette ama dışarıdan bakamıyorum. Ben bu kadina hakaret etmedim, üstünlük taslamadim, bir şey sordum sadece. Kendi fikri her ne kadar yanlis da olsa, bunu daha düzgün dile getirebilirdi.
Cimerden yanıt almak ya da yaptırım uygulatmak niyetim yok. Bunu zaten yazdım yukarıda da hiçbir şey çıkmasın önemli degil. Ben tepkimi göstermek istiyorum yalnızca.
- sanguine (06.11.20 13:39:51)
Bu kadın gibileri çoğunluktadır kurumlarda. Bunun kuramı bile var. Bunlarla uğraşarak ömür tukeyenez, performans uretemezsiniz.
Benim dünya görüşüm kan davasına elverişli değil. Sizde bir kan davası arayışı görüyorum. Oysa insan nitelikleri itibariyle, özellikle medenilesememis, kurallara uymayı becerememislere ne şart altında olursa olsun örnek olmalıdır
Siz farkında değilsiniz zannımca ancak kendi mesleginiz itibariyle sanıyorum fazla elitist hareket ediyorsunuz. Ancak bunca elitizmin bir köşesine de "kan davası" girişiminizi sıkıştırmak istiyorsunuz (tesbih için kusura bakmayın) kan davası dememin hususi nedeni ziya gokalptir. Ona göre kan davasının bittiği yerde devlet başlar. Ben böyle bakıyorum.biraz daha sakin olup kin gutmeden işinize odaklanirsaniz, çeşitli kompleksler barındıran muhataplarinizdan daha çok yararlanır, iş hayatında daha az yara alırsinız.
Sanıyorum biraz gencsiniz, kizginliklarinizi yönetmek ve yaşamınızın merkezine almamak konusunda kendinizi ikna edin ve yönetin. :)
İrasyonalite çok duygusal hareket etmenizden kaynaklanıyor. Kimse sizi ezmedi, kırmadı,dagitmadi, rezil etmedi. Küçük dustugunuzu (avukat olduğunuz ve muhataplarinizin sizden daha düşük statülü olduğundan bahisle) düşünüyorsunuz, gururunuz incindi değil mi? Gerçek büyüklük işte bunlarin hiçbirine takılmamak yürüyüp gitmek, kendi işine, yoluna bakmaktır. Tavrinizin, davranisinizin orijin olarak kendinizden çıkmasıdır, baskalarininkine eklemleenmesi, başkalarına tepki verilmesi, sırf onlara had bildirme, ders vermede değil.
Benim dünya görüşüm kan davasına elverişli değil. Sizde bir kan davası arayışı görüyorum. Oysa insan nitelikleri itibariyle, özellikle medenilesememis, kurallara uymayı becerememislere ne şart altında olursa olsun örnek olmalıdır
Siz farkında değilsiniz zannımca ancak kendi mesleginiz itibariyle sanıyorum fazla elitist hareket ediyorsunuz. Ancak bunca elitizmin bir köşesine de "kan davası" girişiminizi sıkıştırmak istiyorsunuz (tesbih için kusura bakmayın) kan davası dememin hususi nedeni ziya gokalptir. Ona göre kan davasının bittiği yerde devlet başlar. Ben böyle bakıyorum.biraz daha sakin olup kin gutmeden işinize odaklanirsaniz, çeşitli kompleksler barındıran muhataplarinizdan daha çok yararlanır, iş hayatında daha az yara alırsinız.
Sanıyorum biraz gencsiniz, kizginliklarinizi yönetmek ve yaşamınızın merkezine almamak konusunda kendinizi ikna edin ve yönetin. :)
İrasyonalite çok duygusal hareket etmenizden kaynaklanıyor. Kimse sizi ezmedi, kırmadı,dagitmadi, rezil etmedi. Küçük dustugunuzu (avukat olduğunuz ve muhataplarinizin sizden daha düşük statülü olduğundan bahisle) düşünüyorsunuz, gururunuz incindi değil mi? Gerçek büyüklük işte bunlarin hiçbirine takılmamak yürüyüp gitmek, kendi işine, yoluna bakmaktır. Tavrinizin, davranisinizin orijin olarak kendinizden çıkmasıdır, baskalarininkine eklemleenmesi, başkalarına tepki verilmesi, sırf onlara had bildirme, ders vermede değil.
- fempusay (07.11.20 09:57:26 ~ 10:03:21)
@fempusay
Özür diliyorum ama yazdıklarınızın benim yaşadığım olay ile ne yazık ki hiçbir ilgisi, alakası yok. Önemli tavsiyeler hepsi tabi ki.
Mesleğiniz ne bilmiyorum, önemi de yok zaten. Çünkü meselenin benim avukat olmamla da hiçbir alakası yok. Bu olayin içine avukatlığı çeken kendisi. Muhtemelen yazdıklarımın tamamını okumadınız. Tekrar etmem gerekirse, ilk defa konuştuğum birisine kurumlarina atandığımi, tebligat gönderip göndermeyeceklerini soruyorum. Konuyla hiç alakası olmamasına rağmen, mesleğime hakaret ediyor kendisi. Olay bu.
Siz bir insaat muhendisisiniz diyelim, bu şahıs, tamamen durduk yere size burası şantiye değil, senin bilginin geçerliliği yok dese "ezilmiş, kırılmış" hissetmeyecek misiniz, gülümseyerek estağfurullah mi diyeceksiniz, eğer öyleyse tamam, bu sizin tercihiniz ve sorgulamiyorum.
Ayrıca kompleksi olan da kendisi, konunun mesleklerle hiçbir alakası yokken, bilgisinin yanlış olabileceğini söyleyince komplekse girip burası adliye değil diyerek kibrin, ilkelligin, kural tanımaz ligin, nezaketsizligin Allah'ını yapan yine kendisi.
Bu hareketini üstelik sıkça herkese tekrarladığı da biliniyor ayrıca. Ben kan davası gitmek istesem, hiçbir şey çıkmayacagini bildiğim halde savciliga hakaretten suç duyurusunda bulunurdum ve gerçekten ömür boyu bu kan davası olarak devam ederdi.
Ben yalnizca, cimer üzerinden görüş ve öneri olarak yaşadığım bu terbiyesizligi kendisinin ismini vermeden ama o olduğu anlaşılacak şekilde anlattım ve gönderdim. Artık utanır mi yediği halttan ötürü, yoksa kan davasına mi dönüştürür kendi bileceği iş.
Özür diliyorum ama yazdıklarınızın benim yaşadığım olay ile ne yazık ki hiçbir ilgisi, alakası yok. Önemli tavsiyeler hepsi tabi ki.
Mesleğiniz ne bilmiyorum, önemi de yok zaten. Çünkü meselenin benim avukat olmamla da hiçbir alakası yok. Bu olayin içine avukatlığı çeken kendisi. Muhtemelen yazdıklarımın tamamını okumadınız. Tekrar etmem gerekirse, ilk defa konuştuğum birisine kurumlarina atandığımi, tebligat gönderip göndermeyeceklerini soruyorum. Konuyla hiç alakası olmamasına rağmen, mesleğime hakaret ediyor kendisi. Olay bu.
Siz bir insaat muhendisisiniz diyelim, bu şahıs, tamamen durduk yere size burası şantiye değil, senin bilginin geçerliliği yok dese "ezilmiş, kırılmış" hissetmeyecek misiniz, gülümseyerek estağfurullah mi diyeceksiniz, eğer öyleyse tamam, bu sizin tercihiniz ve sorgulamiyorum.
Ayrıca kompleksi olan da kendisi, konunun mesleklerle hiçbir alakası yokken, bilgisinin yanlış olabileceğini söyleyince komplekse girip burası adliye değil diyerek kibrin, ilkelligin, kural tanımaz ligin, nezaketsizligin Allah'ını yapan yine kendisi.
Bu hareketini üstelik sıkça herkese tekrarladığı da biliniyor ayrıca. Ben kan davası gitmek istesem, hiçbir şey çıkmayacagini bildiğim halde savciliga hakaretten suç duyurusunda bulunurdum ve gerçekten ömür boyu bu kan davası olarak devam ederdi.
Ben yalnizca, cimer üzerinden görüş ve öneri olarak yaşadığım bu terbiyesizligi kendisinin ismini vermeden ama o olduğu anlaşılacak şekilde anlattım ve gönderdim. Artık utanır mi yediği halttan ötürü, yoksa kan davasına mi dönüştürür kendi bileceği iş.
- sanguine (07.11.20 10:25:02)
Şansınıza tam olarak şunu okudum şimdi:
"Pay bad people with your goodness; fight their hatred with your kindness. Even if you do not achieve victory over other people, you will conquer yourself."
Leo Tolstoy, "War and Peace"
-
Yazdıklarınızı harfiyen okudum. Dikkat ederseniz reddetseniz bile, kaç gündür bu olayla yatıp kalkiyorsunuz. Sakin olun, o kadın şimdi koca bir taş kahve içip kendine göre mükellef bir kahvaltı yapıyor. Sizi çoktan unuttu bile. Ama siz maalesef atağa kalkmissiniz bile.
Kendimi daha fazla yormayayim. Ben uzun yıllar yöneticilik yaptım. Sanırım son bir iki sen hariç. Eski memurlar kadar iyi koku alabilen ve sabırla avını bekleyeni görmedim. Sakin olmakta her zaman fayda vardır. Bana kizmaniza gerek yok. :)
Farkında değilsiniz ama kendinizi muhataplarinizla denk hale getirdiniz. Hiç de seçkin bir tavır değil.
Arada kavganın gidişatını yazın madem umalım ki ben külliyen haksız çıkayım. Ama uygar tavır,medeni tepki benim onerrdigimdir.
"Pay bad people with your goodness; fight their hatred with your kindness. Even if you do not achieve victory over other people, you will conquer yourself."
Leo Tolstoy, "War and Peace"
-
Yazdıklarınızı harfiyen okudum. Dikkat ederseniz reddetseniz bile, kaç gündür bu olayla yatıp kalkiyorsunuz. Sakin olun, o kadın şimdi koca bir taş kahve içip kendine göre mükellef bir kahvaltı yapıyor. Sizi çoktan unuttu bile. Ama siz maalesef atağa kalkmissiniz bile.
Kendimi daha fazla yormayayim. Ben uzun yıllar yöneticilik yaptım. Sanırım son bir iki sen hariç. Eski memurlar kadar iyi koku alabilen ve sabırla avını bekleyeni görmedim. Sakin olmakta her zaman fayda vardır. Bana kizmaniza gerek yok. :)
Farkında değilsiniz ama kendinizi muhataplarinizla denk hale getirdiniz. Hiç de seçkin bir tavır değil.
Arada kavganın gidişatını yazın madem umalım ki ben külliyen haksız çıkayım. Ama uygar tavır,medeni tepki benim onerrdigimdir.
- fempusay (07.11.20 11:14:28)
Güncelleme yapayım ise başlayalı bir hafta oldu
İlk gün kadını gördüm, her ne kadar insanları genelde dış gorunusuyle yargilamasam da karşımda pespaye, pasakli, kısa boylu, yuvarlak suratlı, himbil, gözlüklerinin cami kirden görünmeyen, kadınlar günü hirkasiyla gezen ve bağıra bağıra konuşan bu insan kaynakları şefi kadını gördüğüm anda bütün hırsım kayboldu ve şikayetçi olmadım. Zaten onunla da hiç isim olmadi, olmayacak. Beklediğim iyi olmuş dedim.
İlk gün kadını gördüm, her ne kadar insanları genelde dış gorunusuyle yargilamasam da karşımda pespaye, pasakli, kısa boylu, yuvarlak suratlı, himbil, gözlüklerinin cami kirden görünmeyen, kadınlar günü hirkasiyla gezen ve bağıra bağıra konuşan bu insan kaynakları şefi kadını gördüğüm anda bütün hırsım kayboldu ve şikayetçi olmadım. Zaten onunla da hiç isim olmadi, olmayacak. Beklediğim iyi olmuş dedim.
- sanguine (20.11.20 19:27:24)
[]
Kiracıyla olan diyaloğum
İstanbul'da bir tane kiracımiz var 2019da eve girdi. Ben evin bos olduğu zamanlar İstanbul'a yerleşmeyi düşündüğümden bir süre ev boş kaldi, sonra yerleşemedim olmadı ve sonunda bu adama kiraladık. Bir yıllık sözleşme yaptık, girerken de dedim ben seneye sizin sözleşme bitiminizde eve çıkmak isteyebilirim haberiniz olsun diye. Salgın dönemi geldi birinci senesi doldu, zam yaptık devam ettik. Birkaç ay sonra ağustosta ben İstanbul'a atandım. Haliyle kendi evimde kalmak istiyorum. Atandigim gibi aradım ve dedim ki ben İstanbul'da calisacagim artık, ama atama işlemleri Kasım aralığı bulur. O da ben, daha önce çıkmaya çalışırım ama kontrat bitiminde yani Mayıs ayında çıkarım diye anlaşalım dedi. Tamam dedim kal, zaten kanuni olarak da kalma hakkın var. Yani ben 9 ay öncesinden ona çıkmasını söylemiş oldum. Kendi uzerime duseni yerine getirdiğimi düşünüyorum.
Kendimi garanti altına almak ve herhangi bir uyusmazlikta dava süreci ile uğraşmamak için de Mayıs ayinda çıkacağına dair tahliye taahhüdü almak istedim, bunu da kabul etti. Imza inkarı gibi bir olay olmasın diye noter huzurunda imzalamasini istedim. Geçen 2 ayda işinden izin alıp notere gidip imzalayacakti, ama nedense bir türlü yapmıyor. Çok yoğun çalışıyormuş. Iki üç haftada bir mesaj atıp soruyorum yaptınız mı diye. Eylül'de yapın dedim olmadı, Ekim ayı içinde yapın olmadı. Iki hafta sonra Istanbulda çalışmaya başlayacağım. Neyse ki geçici kalacağım yerim var ama kendi önüm de açık olsun istiyorum. Artık bugün dayanamadım aradım, biraz beni azarlar gibi konuştu. Niye taktın buna, çıkacağım merak etme, benim gibi kiracıyı hayatta bulamazsın (kirayı ödedigi için bunu diyor, ki genellikle 20 gün geç yatırıyor ağzımi açıp sormuyorum alistigim için, sadece bir ara ikinci ayın kirasi artık geldiğinde hala yatirmamisti o zaman sordum), bunun için mi aradın bu saatte (akşam 8de aradım bu Ağustosta atandığımi söylemek için olan aramamdan sonra ikinci arayışım), istenmediğim yerde durmam vs. geçen ay da taahhütteki Mayıs ayını Haziran olarak değiştirelim garanti olsun dedi. Ona da sesimi çıkarmadım.
Ya iyi de ben zaten tamamen senin koşullarını kabul ederek cikmani istemisim. 10 ay önceden bunu beyan etmişim sana. Hala da o tarih gelince bile çıkamamış olursan birkaç hafta süre taniyacagimi söylemişim. Sen kendi verdiğin sözü kağıda dökmeyi sürekli erteliyorsun. Ben üzerine düşüp arayıp sorunca da taktı oluyorum. Yani anlamadım neden böyle yapıyor? Madem çıkacaksın imzala seni önümüzdeki 6 ay boyunca hiç rahatsız etmeyeyim. Alt tarafı notere gidip imza atacaksın, on dakikalık bir iş. Tanıdık noter dahi buldum, istediği saatte hallettirecektim beyefendinin işyerine uzakmis o noter ama evin dibinde.
Taahhütte ısrarcı olmamin sebebi de, adamın çıkacağını düşünüyorum gerçi yokuşa sürmez gibi geliyor en fazla bir ay daha durur, ama yuzseksen derece dönerse ben elinde taahhüt olmadığı için ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açmam lazım bunun içinde ihtar çekmek gerekiyor 9 ay öncesinden yani gerçekten uzun bir süreç. Garanti ama uzun. Bununla uğraşmak istemiyorum.
Işin özeti, evden çıkmasını 10 ay önceden rica ettiğim kiracı, on dakika sürecek bir taahhüt imzalama işini aylardir sürekli erteliyor. Bunu sormak için aradığımda da beni üstü kapalı olarak azarladı. Bundan sonra da arada bir yoklayayim mi yoksa artık ellemeyeyim mi bilemedim.
Kendimi garanti altına almak ve herhangi bir uyusmazlikta dava süreci ile uğraşmamak için de Mayıs ayinda çıkacağına dair tahliye taahhüdü almak istedim, bunu da kabul etti. Imza inkarı gibi bir olay olmasın diye noter huzurunda imzalamasini istedim. Geçen 2 ayda işinden izin alıp notere gidip imzalayacakti, ama nedense bir türlü yapmıyor. Çok yoğun çalışıyormuş. Iki üç haftada bir mesaj atıp soruyorum yaptınız mı diye. Eylül'de yapın dedim olmadı, Ekim ayı içinde yapın olmadı. Iki hafta sonra Istanbulda çalışmaya başlayacağım. Neyse ki geçici kalacağım yerim var ama kendi önüm de açık olsun istiyorum. Artık bugün dayanamadım aradım, biraz beni azarlar gibi konuştu. Niye taktın buna, çıkacağım merak etme, benim gibi kiracıyı hayatta bulamazsın (kirayı ödedigi için bunu diyor, ki genellikle 20 gün geç yatırıyor ağzımi açıp sormuyorum alistigim için, sadece bir ara ikinci ayın kirasi artık geldiğinde hala yatirmamisti o zaman sordum), bunun için mi aradın bu saatte (akşam 8de aradım bu Ağustosta atandığımi söylemek için olan aramamdan sonra ikinci arayışım), istenmediğim yerde durmam vs. geçen ay da taahhütteki Mayıs ayını Haziran olarak değiştirelim garanti olsun dedi. Ona da sesimi çıkarmadım.
Ya iyi de ben zaten tamamen senin koşullarını kabul ederek cikmani istemisim. 10 ay önceden bunu beyan etmişim sana. Hala da o tarih gelince bile çıkamamış olursan birkaç hafta süre taniyacagimi söylemişim. Sen kendi verdiğin sözü kağıda dökmeyi sürekli erteliyorsun. Ben üzerine düşüp arayıp sorunca da taktı oluyorum. Yani anlamadım neden böyle yapıyor? Madem çıkacaksın imzala seni önümüzdeki 6 ay boyunca hiç rahatsız etmeyeyim. Alt tarafı notere gidip imza atacaksın, on dakikalık bir iş. Tanıdık noter dahi buldum, istediği saatte hallettirecektim beyefendinin işyerine uzakmis o noter ama evin dibinde.
Taahhütte ısrarcı olmamin sebebi de, adamın çıkacağını düşünüyorum gerçi yokuşa sürmez gibi geliyor en fazla bir ay daha durur, ama yuzseksen derece dönerse ben elinde taahhüt olmadığı için ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açmam lazım bunun içinde ihtar çekmek gerekiyor 9 ay öncesinden yani gerçekten uzun bir süreç. Garanti ama uzun. Bununla uğraşmak istemiyorum.
Işin özeti, evden çıkmasını 10 ay önceden rica ettiğim kiracı, on dakika sürecek bir taahhüt imzalama işini aylardir sürekli erteliyor. Bunu sormak için aradığımda da beni üstü kapalı olarak azarladı. Bundan sonra da arada bir yoklayayim mi yoksa artık ellemeyeyim mi bilemedim.
sen o taahhütnameyi imzalatsan ne değişecek imzalatmasan ne değişecek, hukukçu arkadaşlar bunu açıklasın. ona göre "adamı boşuna darlıyorsun zaten her şartını kabul etmiş" diyeceğim ya da demeyeceğim.
- Bruce (03.11.20 23:10:47)
Ben avukatım zaten. Taahhüdü imzalatirsam dava açmak yerine doğrudan tahliye talepli olarak icra takibine koyabilirim ve daha hızlı sonuç alırım. O da taahhüdu imzaladığı için zaten çıkmamak gibi bir yola başvurmaz. Yani niyeti zamanı gelince çıkmak olan adamın imzalamaktan kacinmasini gerektirecek bir durum yok.
- sanguine (03.11.20 23:13:43 ~ 23:15:32)
Beni ev sahibi bu kadar darlasa bir de o ev sahibi avukat olsa sittin sene imzalamam herhangi bir evrak. Ben sözleşmemi yapmışım hiç bir başkaca evrakı imzalama zorunluluğum yok derim çekilirim kenara, ev sahibi de Mayıs ayına kadar evin içinde dört dönsün dursun derdinden.
Madem böyle bir niyetiniz vardı, ilk sözleşmeyi imzalarken alacaktınız bu evrakı boş tarihli (noter kanalıyla bidiriminden şu kadar gün sonra boşaltacağım diye) oldu bitti.
Madem böyle bir niyetiniz vardı, ilk sözleşmeyi imzalarken alacaktınız bu evrakı boş tarihli (noter kanalıyla bidiriminden şu kadar gün sonra boşaltacağım diye) oldu bitti.
- koskoca kirpi (03.11.20 23:19:46)
Dediğiniz gibi yapmış olsaydım "çakallık" yapmış olurdum, ve kiracı daha zor durumda kalirdi. Ayrıca ben bunu kendisine dayatmadim, taahhüt yapalım siz yine hazirana kadar kalın o zaman dedim. Kendisi "hiç sorun değil yapalım" diyerek rıza gösterdi en başında. Şimdi kendisi sebepsiz yere erteliyor. Ben çıkmaktan vazgecmeyeceginden başka türlü emin olamam ki.
- sanguine (03.11.20 23:22:55)
Hukuka uygun bir şey neden çakallık olsun. Şu an yapmanızla 1 sene öncesinde yapmanız arasında ne fark var. Konuyu kendinize göre yorumluyorsunuz. Adam rızasını göstermiş siz adamı üstelemişsiniz, kimse sizin keyfinize notere gitmek zorunda değil. İsterse gitmez gitmez kim zorla götürebilir, adam kirasını veriyor yasal hakları belli. Klasik ev sahibi zihniyeti.
- koskoca kirpi (03.11.20 23:30:49)
Ben hala anlatamıyorum galiba, ben kendisiyle hiç muhatap olmadan dava yoluyla tahliye etmek istesem hem önumde bir engel yok hem yargılama giderlerini ve vekâlet ücretini kendisi ödeyecek. Her türlü zarara uğrayacak olan o. Ben iyi niyetle yaklaşarak 10 ay öncesinden haber veriyorum, kendisinin de kanuni hakkına saygı duymak bir kenara kontrat bitiminden itibaren 1 ay daha fazla kalmasına izin veriyorum. Üstüne kendisi taahhüt yapacağını söylüyor. Ve kendi sözünü kendisine hatirlattigimda "benim keyfime göre notere gitmek zorunda değil" oluyor.
- sanguine (03.11.20 23:35:23)
normal kiracıların yaptığı gibi sözleşme bitiminde çıkması gerekirken taahhüt imzalatmaya çalışmak bence iyi niyet göstergesi değil. bu devirde kendini koruma altına alan bir yaklaşımda olmak isteyebilirsin tabii, onu anlıyorum ama ben iyi niyet gösterdim dediğin süreç isteğinle çelişiyor bence.
bu taahhüt imzalatma olayının sözleşmeden farklı yükümlülükler içermesi enteresanmış. buna gerek varsa sözleşme niye var, neyi koruyor neyi korumuyor? normalde yapılmayan bir uygulamayı istemen kiracıyı rahatsız etmiş olabilir, beni ederdi şahsen, sanki baştan hır çıkarmaya niyetliymişim gibi algıladığını düşünürdüm.
o zaman niye kabul etti diyeceksin. bilmiyordur bunun detayını, ya da o an düşünememiştir. sonradan araştırınca bundan rahatsız olmuş olabilir. samimi olup "ya şöyle şöylemiş niye ihtiyaç duydunuz ki buna" diye sorabilir miydi? evet. ama senin baştan tedbirli davranma hakkın varsa onun da bu taaahhütü imzalamama hakkı var diye düşünüyorum.
burada bilmesine gerek olmayan hukuki bir detaydan ötürü köşeye sıkıştırılmış bir tüketici görüyorum, bu noktada kaçarak kendini savunmaya almış gibi.
bu taahhüt imzalatma olayının sözleşmeden farklı yükümlülükler içermesi enteresanmış. buna gerek varsa sözleşme niye var, neyi koruyor neyi korumuyor? normalde yapılmayan bir uygulamayı istemen kiracıyı rahatsız etmiş olabilir, beni ederdi şahsen, sanki baştan hır çıkarmaya niyetliymişim gibi algıladığını düşünürdüm.
o zaman niye kabul etti diyeceksin. bilmiyordur bunun detayını, ya da o an düşünememiştir. sonradan araştırınca bundan rahatsız olmuş olabilir. samimi olup "ya şöyle şöylemiş niye ihtiyaç duydunuz ki buna" diye sorabilir miydi? evet. ama senin baştan tedbirli davranma hakkın varsa onun da bu taaahhütü imzalamama hakkı var diye düşünüyorum.
burada bilmesine gerek olmayan hukuki bir detaydan ötürü köşeye sıkıştırılmış bir tüketici görüyorum, bu noktada kaçarak kendini savunmaya almış gibi.
- Bruce (03.11.20 23:43:01 ~ 23:50:22)
Sözleşme bahsettiğim gibi Mayıs ayında sona erecek ancak kendisi ben başta sorduğumda hayır cikmiyorum kendin çıkart deseydi direkt ihtar çekip dava açacaktim. Kendisi çıkacağım dedi, ben de madem öyle taahhüt ile bu kararını yazıya dökelim dedim. Ve tabi ki bunun neticelerini de kendisine açıkladım. Tahliye davasının neticelerini de açıkladığım gibi. Ikincisinde daha uzun süre evde kalsa da daha büyük zarara uğrayacaktı dava nedeniyle. Zamanında çıkması her ikimizin de lehine. Taahhüt kendisini "evden kanuna uygun olarak kontrat bitiminde (hatta bir ay daha fazlası) evi tahliye etmesi" gereğinden başka kendisine maddi manevi hiçbir yükümlülük yüklemiyor ki. Zamanında çıkacağıni noter tasdiki altına alıyoruz, tam tersi "çıkacağım" deyip bunu imzalamamasi kötü niyetli. Niye bunu anlatamiyorum. Çıkacağım diyen adam neden bunu imzalamaz. Bu taahhütte "evden çıkmazsam 1 milyon dolar tazminat ödeyecegim" yazmıyor. "Şu tarihte çıkmayı taahhüt ediyorum" yazıyor.
Ayrıca dediğim gibi sözleşme başında tahliye tarihi yazmayan bir taahhüdü kendisine imzalatmış olsaydım resmen bana açık çek vermiş olacaktı ve sozlesmesi bitmeden bile onu çıkarabilecektim ama bu yolu seçmedim. Üstelik kontrat bitiminden sonra bir ay daha kalmak istedi tamam dedim. Hatta siz taahhüdü imzalasaniz bile Haziran ayı geldiğinde işinizi yoluna sokamazsaniz birkac hafta daha kalabilirsiniz sorun değil dedim.
Daha ne yapayim bilmiyorum.
Ayrıca dediğim gibi sözleşme başında tahliye tarihi yazmayan bir taahhüdü kendisine imzalatmış olsaydım resmen bana açık çek vermiş olacaktı ve sozlesmesi bitmeden bile onu çıkarabilecektim ama bu yolu seçmedim. Üstelik kontrat bitiminden sonra bir ay daha kalmak istedi tamam dedim. Hatta siz taahhüdü imzalasaniz bile Haziran ayı geldiğinde işinizi yoluna sokamazsaniz birkac hafta daha kalabilirsiniz sorun değil dedim.
Daha ne yapayim bilmiyorum.
- sanguine (04.11.20 00:01:23)
çok avukat gözüyle bakıyorsun bu işe, o yüzden hukuken her şeyin usulünde yürüyecek olması senin için bunun kabul edilmesini gerektiriyor. anlatamıyorum diyorsun ama bizim de anlatamadığımız nokta şu:
"Kendisi çıkacağım dedi, ben de madem öyle taahhüt ile bu kararını yazıya dökelim dedim. "
çıkacağım demişse buna güvenmeyip ekstra bir taahhüt imzalatmak istemen adamı rahatsız etmiş. bu çok normal, imzalamak zorunda olmadığı bir şey var ortada. kanun ona bunu imzalama zorunluluğu getirmiyor.
"Kendisi çıkacağım dedi, ben de madem öyle taahhüt ile bu kararını yazıya dökelim dedim. "
çıkacağım demişse buna güvenmeyip ekstra bir taahhüt imzalatmak istemen adamı rahatsız etmiş. bu çok normal, imzalamak zorunda olmadığı bir şey var ortada. kanun ona bunu imzalama zorunluluğu getirmiyor.
- Bruce (04.11.20 00:08:18 ~ 00:09:15)
mantıken adamın taşınma ve yeni ev bulma masraflarını ödemelisin. taahhüde bunları da eklersen bence ertesi gün gelir imzalar.
- orpheus (04.11.20 00:18:22)
Teşekkür ederim, demek ki daha fazla üzerine gitmemek gerekiyor, bu cevaplardan bunu anladım. Umarım zamanı geldiğinde vazgeçmez, o zaman da ben elimde hiçbir teminat olmadigi için önümdeki 1-2 seneyi buna harcamak zorunda kalacak, kendi evime de çıkamamış olacağım.
"Buna güvenmeyip taahhüt imzalatmak istemem" yani Türkiye'de yaşıyoruz, sözle işini yürüten kaldı mı. Açıkçası bunu kendisine sorarken de gerçekten yanlış anlamaması gerektiğini, sahsiyla alakalı olmadığını ama devrin bunu gerektirdiğini, böyle bir şeyi teklif etmek zorunda olduğum için de üzüldüğümü söylemiştim.
"Buna güvenmeyip taahhüt imzalatmak istemem" yani Türkiye'de yaşıyoruz, sözle işini yürüten kaldı mı. Açıkçası bunu kendisine sorarken de gerçekten yanlış anlamaması gerektiğini, sahsiyla alakalı olmadığını ama devrin bunu gerektirdiğini, böyle bir şeyi teklif etmek zorunda olduğum için de üzüldüğümü söylemiştim.
- sanguine (04.11.20 00:21:09)
koskoca kirpi'nin "klasik ev sahibi zihniyeti" sözüne katılıyorum +1
ayrıca Bruce +1
ben olsam bir an "tamam" desem de sonradan düşününce imzalamak istemeyebilirim ya da denk getiremezsem de çok üstüne düşmeyebilirim.
adam tamam demiş zaten.
bu kadar üstüne gidip darlamak, "bu sözünü yazıya dökelim, resmileştirelim demek neden?
tam aksine, bu onun sözüne güvenmemek demek ve ben de mal sahibinin bu konuda güvenini kazanmak zorunda olmadığımı düşünürdüm.
çıkacağını söylemiş işte.
kaldı ki, işleri gerçekten yoğunsa notere gitmek "alt tarafı bir noter" denecek bir şey değil.
gerçekten nefes almadan çalışıyorsa vaktinin olmaması çok doğal çünkü noterler ana baba günü oluyor ve insanın birkaç saatini bile alabiliyor.
sizin tanıdık noteriniz eve yakın olsa da, iş yerinden zamanında çıkamıyorsa yine bir anlamı yok.
üstelik covid döneminde notere gitmek istemeyebilir bile.
ben kendi miras davamız için gereken belgeyi bile mecbur kalmasam çıkartmayacaktım, ev sahibimin istediği taahhüt için hayatta notere girmezdim şu dönemde.
insanın hali hazırda tamam dediği bir şey için tepesinde aylardır sürekli imza bekleyen birinin olması ve sürekli bunu hatırlatması çok rahatsız edici.
insan imzalayacağı varsa bile sinir olur, imzalamaz.
sözleşme bitmeden bir ay önce ihtarı çekersiniz o da çeker gider işte.
çok tek taraflı düşünüyorsunuz.
ayrıca Bruce +1
ben olsam bir an "tamam" desem de sonradan düşününce imzalamak istemeyebilirim ya da denk getiremezsem de çok üstüne düşmeyebilirim.
adam tamam demiş zaten.
bu kadar üstüne gidip darlamak, "bu sözünü yazıya dökelim, resmileştirelim demek neden?
tam aksine, bu onun sözüne güvenmemek demek ve ben de mal sahibinin bu konuda güvenini kazanmak zorunda olmadığımı düşünürdüm.
çıkacağını söylemiş işte.
kaldı ki, işleri gerçekten yoğunsa notere gitmek "alt tarafı bir noter" denecek bir şey değil.
gerçekten nefes almadan çalışıyorsa vaktinin olmaması çok doğal çünkü noterler ana baba günü oluyor ve insanın birkaç saatini bile alabiliyor.
sizin tanıdık noteriniz eve yakın olsa da, iş yerinden zamanında çıkamıyorsa yine bir anlamı yok.
üstelik covid döneminde notere gitmek istemeyebilir bile.
ben kendi miras davamız için gereken belgeyi bile mecbur kalmasam çıkartmayacaktım, ev sahibimin istediği taahhüt için hayatta notere girmezdim şu dönemde.
insanın hali hazırda tamam dediği bir şey için tepesinde aylardır sürekli imza bekleyen birinin olması ve sürekli bunu hatırlatması çok rahatsız edici.
insan imzalayacağı varsa bile sinir olur, imzalamaz.
sözleşme bitmeden bir ay önce ihtarı çekersiniz o da çeker gider işte.
çok tek taraflı düşünüyorsunuz.
- blatta hiberna (04.11.20 00:23:15)
İyi bir avukat olabilirsiniz ama çok avukatsınız. Biraz da sosyal bir insan olmanın gereği olarak bazı sözlü anlaşmalara da güven duyulması taraftarıyım ki zaten yasal olarak sorun yaratacak bir konumda da değil kiracı. Hem ev sahibi hem de kiracıyım. Böyle darlamak çok doğru değil bence.
- armagan abanuz (04.11.20 00:24:35)
Aslında çok da darlamadim. Ağustos ayında dedim ki Eylül ayı içinde halledelim. Eylulde de Ekim'de yapalım. En son da Kasım'da olsun o zaman dedim.
Açıkçası beni sallamamasi beni rahatsız etti. Çünkü tamam diyor aradan 3 hafta geciyor ses yok, insan en azından haber verir, kusura bakma şu an yapamadım ama 1 ay sonra da olsa su gün yapacağım der ve ben o gün gelen kadar hiç rahatsiz etmemiş olurum. Ki en başta yapsaydı 10 ay boyunca hiç konusmayacaktik bile. Bir de kirayı daima 20-25 gün geç yatıran, bir "ya geç yatırdım pardon" bile demeyen de kendisi. Bir kez hesabını sormadım, eninde sonunda yatırıyor diye. Ama bir kere de bunun için bana haber vermedi ya da kusura bakma demedi. Bu genel kayıtsızligi yüzünden en azından bu konuda üzerine gitme ihtiyacı duymuştum.
Ama sanırım bu da fazla olmuş.
Açıkçası beni sallamamasi beni rahatsız etti. Çünkü tamam diyor aradan 3 hafta geciyor ses yok, insan en azından haber verir, kusura bakma şu an yapamadım ama 1 ay sonra da olsa su gün yapacağım der ve ben o gün gelen kadar hiç rahatsiz etmemiş olurum. Ki en başta yapsaydı 10 ay boyunca hiç konusmayacaktik bile. Bir de kirayı daima 20-25 gün geç yatıran, bir "ya geç yatırdım pardon" bile demeyen de kendisi. Bir kez hesabını sormadım, eninde sonunda yatırıyor diye. Ama bir kere de bunun için bana haber vermedi ya da kusura bakma demedi. Bu genel kayıtsızligi yüzünden en azından bu konuda üzerine gitme ihtiyacı duymuştum.
Ama sanırım bu da fazla olmuş.
- sanguine (04.11.20 00:31:48)
"yani Türkiye'de yaşıyoruz, sözle işini yürüten kaldı mı"
bu isteğini anlıyorum zaten ama şöyle düşün. kanuni olarak uygulanması zorunlu olan sözleşme ev-kiracı arasındaki akdin asgari sorumluluklarını zaten belirliyor. yani senin bir kiracıdan isteyebileceğin, onun uyması gereken şeyler bu bazda belirlenmiş. bunun haricindeki detaylara uymamak kiracının ve ev sahibinin bir nevi "hakkı" oluyor. hukukçu değilim, muhtemelen hukukçular arasında bu söylediğim şeyin daha net ve keskin(ve kesin osmanlı türkçesi olan) bir ifadesi vardır. yani bir noktada düşününce, kiracının sözleşme bitiminde evden çıkmama "hakkı" var. kanun kiracı bu hakkından feragat etmek zorundadır da dememiş. o halde senin ondan bunu isteme hakkın yok.
birbirimizi anladığımız için, yaklaşımımı genişletmek adına yazdım bunu; perspektif katar belki diye. kiracı vakti geldiğinde çıkmazsa gelip ben demiştim deme hakkın saklı :)
bu isteğini anlıyorum zaten ama şöyle düşün. kanuni olarak uygulanması zorunlu olan sözleşme ev-kiracı arasındaki akdin asgari sorumluluklarını zaten belirliyor. yani senin bir kiracıdan isteyebileceğin, onun uyması gereken şeyler bu bazda belirlenmiş. bunun haricindeki detaylara uymamak kiracının ve ev sahibinin bir nevi "hakkı" oluyor. hukukçu değilim, muhtemelen hukukçular arasında bu söylediğim şeyin daha net ve keskin(ve kesin osmanlı türkçesi olan) bir ifadesi vardır. yani bir noktada düşününce, kiracının sözleşme bitiminde evden çıkmama "hakkı" var. kanun kiracı bu hakkından feragat etmek zorundadır da dememiş. o halde senin ondan bunu isteme hakkın yok.
birbirimizi anladığımız için, yaklaşımımı genişletmek adına yazdım bunu; perspektif katar belki diye. kiracı vakti geldiğinde çıkmazsa gelip ben demiştim deme hakkın saklı :)
- Bruce (04.11.20 00:35:54 ~ 00:36:24)
öğrendiğim bir şey var, o da insan ilişkilerinde tepkiyi tepkili olduğunuz konuda vermeniz gerektiği.
siz kirayı geç yatırdığı ve anlayışlı davrandığınız halde bu imza konusunun üzerine düşmemesinden dolayı kendisini sıkıştırdığınızı söylemiyorsunuz ama şimdi normal tepki vermeye başlayıp kirayı geç yatırması konusunda uyarırsanız, "mal sahibi istediğini yapmadım diye pislik yapıyor" diye algılayacak, ki kim olsa böyle algılar.
bu sefer işler karışıyor.
buna gerek yok.
ha, çok çıkartmak istiyorsanız kirayı sözleşmede yazandan geç yatırdığı zaman protesto çekin.
üç haklı protestoda tahliye edebiliyorsunuz zaten.
ki siz daha iyi bilirsiniz, benim söylememe gerek yok.
ama işte bu da "fazla avukatlık" ve hatta bir noktada kötülük olur bana göre.
yani hukuki süreçlerle sosyal süreçler birbirini tutmuyor maalesef.
sözüne güvenememekte haklı olabilirsiniz belki çünkü insanlar biraz tuhaf, doğru.
ama siz kendinizi güvende hissedin diye o kağıdı imzalamak zorunda değil.
gerçekten çıkmaya niyeti olan insan için de çok lüzumsuz bir talep.
size tamam demiş olması da normal çünkü mal sahibi bir şey söylediğinde refleks olarak genelde tamam deniyor.
benim de çok olmuştur önce tamam deyip sonra "neden tamam dedim ki ya?" diye düşündüğüm.
insan evinde huzuruyla oturmak istediği için refleks olarak böyle hareket ediyor çünkü hukuki ve yasal üstünlük mal sahibinde.
bu güç dengesizliği içinde mecbur olmadığı şeyi yapmaktan sonradan vazgeçmiş ya da "yahu avukat adam, şimdi bir de yanlış bir şey imzalarım da başıma dert alırım" demiş olabilir.
siz kirayı geç yatırdığı ve anlayışlı davrandığınız halde bu imza konusunun üzerine düşmemesinden dolayı kendisini sıkıştırdığınızı söylemiyorsunuz ama şimdi normal tepki vermeye başlayıp kirayı geç yatırması konusunda uyarırsanız, "mal sahibi istediğini yapmadım diye pislik yapıyor" diye algılayacak, ki kim olsa böyle algılar.
bu sefer işler karışıyor.
buna gerek yok.
ha, çok çıkartmak istiyorsanız kirayı sözleşmede yazandan geç yatırdığı zaman protesto çekin.
üç haklı protestoda tahliye edebiliyorsunuz zaten.
ki siz daha iyi bilirsiniz, benim söylememe gerek yok.
ama işte bu da "fazla avukatlık" ve hatta bir noktada kötülük olur bana göre.
yani hukuki süreçlerle sosyal süreçler birbirini tutmuyor maalesef.
sözüne güvenememekte haklı olabilirsiniz belki çünkü insanlar biraz tuhaf, doğru.
ama siz kendinizi güvende hissedin diye o kağıdı imzalamak zorunda değil.
gerçekten çıkmaya niyeti olan insan için de çok lüzumsuz bir talep.
size tamam demiş olması da normal çünkü mal sahibi bir şey söylediğinde refleks olarak genelde tamam deniyor.
benim de çok olmuştur önce tamam deyip sonra "neden tamam dedim ki ya?" diye düşündüğüm.
insan evinde huzuruyla oturmak istediği için refleks olarak böyle hareket ediyor çünkü hukuki ve yasal üstünlük mal sahibinde.
bu güç dengesizliği içinde mecbur olmadığı şeyi yapmaktan sonradan vazgeçmiş ya da "yahu avukat adam, şimdi bir de yanlış bir şey imzalarım da başıma dert alırım" demiş olabilir.
- blatta hiberna (04.11.20 00:42:28 ~ 00:44:42)
yerden göğe kadar haklısın.
- kitap arasında kalmış silgi tozu (04.11.20 01:02:08)
kiraciyim, senin anlattigin tarafiyla sana da hak veriyorum ama sunlar var:
avukat ev sahibinin hazirladigi dokumani noterde imzalamaya korkarim. arkasindan benim bilmedigim anlayamayacagim neler cikabilir diye suphelenirim. suphem yersiz olabilir, ama sen nasil adamin sozunu tutmayacagi ihtimalini goz onunde bulundurmak istiyorsan o da bir ketenpereye gelebilecegi ihtimalini goz onunde bulunduruyordur.
bir de... bu belgeyi imzalamanin ona hic bir getirisi yok. sadece yapabilecegi seyleri kisitliyor. oyun teorisi acisindan bakarsak imzalamamasi rasyonel bir davranis olur. evet belge sadece sozunu tutacaginin garantisi ama adam sozunu tut(a)mama opsiyonunu hic bir getirisi yokken elimine etmek istememis olabilir.
avukat ev sahibinin hazirladigi dokumani noterde imzalamaya korkarim. arkasindan benim bilmedigim anlayamayacagim neler cikabilir diye suphelenirim. suphem yersiz olabilir, ama sen nasil adamin sozunu tutmayacagi ihtimalini goz onunde bulundurmak istiyorsan o da bir ketenpereye gelebilecegi ihtimalini goz onunde bulunduruyordur.
bir de... bu belgeyi imzalamanin ona hic bir getirisi yok. sadece yapabilecegi seyleri kisitliyor. oyun teorisi acisindan bakarsak imzalamamasi rasyonel bir davranis olur. evet belge sadece sozunu tutacaginin garantisi ama adam sozunu tut(a)mama opsiyonunu hic bir getirisi yokken elimine etmek istememis olabilir.
- robokot (04.11.20 01:21:00)
Yukaridakine ek olarak:
Mesela soyle bir sey olabilirdi: 1 ay fazla mi durmak istiyorsun? Gel imzayi atalim olmus bil, hazirani da oraya ekleyelim sana da garanti olsun vs. O zaman kazanacagi bir sey olurdu. Sen iyi niyet gostermek istemissin ancak aci ama boyle bir durum var.
Mesela soyle bir sey olabilirdi: 1 ay fazla mi durmak istiyorsun? Gel imzayi atalim olmus bil, hazirani da oraya ekleyelim sana da garanti olsun vs. O zaman kazanacagi bir sey olurdu. Sen iyi niyet gostermek istemissin ancak aci ama boyle bir durum var.
- robokot (04.11.20 01:27:12)
Bir de son olarak, bunun kolay bir yolu yok mu ya? Bir sekilde resmi bir tebligat yapilamiyor mu "daireye ev sahibi girecegi icin kontrat bitiminde bosaltmaniz gerekiyor, su tarihte bilgilendirildiniz" diye kayda gececek bir sey... Ille notere mi gitmek gerekiyor sozde kalmamasi icin, bunun baska bir mekanizmasi yok mudur durumu kiraciya tarihinde bildirdigini kanitlayacak ve kiracinin keyfine kalmamis bir yontem?
- robokot (04.11.20 01:30:41 ~ 01:31:06)
1 ay fazla mi durmak istiyorsun? Gel imzayi atalim olmus bil, hazirani da oraya ekleyelim sana da garanti olsun vs.
diğer cevaplarımı da okudunuz mu bilmiyorum, birebir harfi harfine dediğiniz gibi oldu. henüz taahhüt metnini göndermiştim, haziran olarak değiştirelim dedi. tamam dedim, değiştirdim yeni metni gönderdim. işte en son bugün aradım, henüz yapamadı hala. bir de kendisinin bunu kabul ettiğini unutup sanki ben basından beri yok yere ona böyle bir şey dayatıyormuşum gibi konuşuyor en canımı sıkan şey de o. yine yapacağım merak etme dedi ama ihtar çekip süreci başlatmamak için tutuyorum kendimi.
diğer cevaplarımı da okudunuz mu bilmiyorum, birebir harfi harfine dediğiniz gibi oldu. henüz taahhüt metnini göndermiştim, haziran olarak değiştirelim dedi. tamam dedim, değiştirdim yeni metni gönderdim. işte en son bugün aradım, henüz yapamadı hala. bir de kendisinin bunu kabul ettiğini unutup sanki ben basından beri yok yere ona böyle bir şey dayatıyormuşum gibi konuşuyor en canımı sıkan şey de o. yine yapacağım merak etme dedi ama ihtar çekip süreci başlatmamak için tutuyorum kendimi.
- sanguine (04.11.20 01:33:31)
avukatsan gözü korkmuştur işinde gücünde bir adamsa çıkar, uğraşmak istemez. -bence-
- ya ben lan neyse (04.11.20 01:40:31 ~ 01:40:45)
elimde bu tip bir hatta birkaç, belge olmasina rağmen,bu devirde, kiraci hiç odeme yapmadigi halde 6 ayda çikaramadim.
- tunaktunaktun (04.11.20 03:21:19)
Valla ben olsam sözleşme bitiş tarihinden önce resmi tarihi içerisinde sözleşmenin uzatmayacağına dair bir tebligat yollardım. Bu kadar sürüncemede bırakması kesin bir pislik yapacağı kanısı uyandırdı bende. Zamanında çıkacak adam neden kaçınsın tahliye taahhütü imzalamaktan?
- en bi orijinal (04.11.20 08:16:39)
Bence noter mevzuyla isi yokusa surmussunuz, adamin yanina gidip elden imzasini almis olsaydiniz, imza benim degil topuna girmezdi diye dusunuyorum. Ki hala bunu yapabilirsiniz.
- pofudukayi (04.11.20 08:30:56)
noteri alıp adamın işyeri adresine gitmeyi düşündün mü?
- reanarchy (04.11.20 08:36:14)
Valla şu ara çok fazla çakal kiracı ve çakal ev sahini hikayeleri duydum.
2 ayda gidip bi imza atamadıysa oyalıyordur, Noter'den ihtarname çekin. Her halukarda bu adam çıkmazsa davalık olacaksınız, bari avantaj sizinle olur.
Herkes kiracıyı savunmuş. Ben de kiracıyım ve geçen sene ben de ev satılması nedeniyle evden çıkarılmak istendim ama ev sahibimle anlaştık ve anlaştığımız sözleşme koşullarına bağlı kalarak çıktım evden. 2 taraf sözleşmeyi imzalar konu kapanır, bu kadar terbiyesizliğin lüzumu yok. Anlaşma kuralları belli, imza atması gerekiyor ve bunu yapmıyorsa geçmiş olsun.
2 ayda gidip bi imza atamadıysa oyalıyordur, Noter'den ihtarname çekin. Her halukarda bu adam çıkmazsa davalık olacaksınız, bari avantaj sizinle olur.
Herkes kiracıyı savunmuş. Ben de kiracıyım ve geçen sene ben de ev satılması nedeniyle evden çıkarılmak istendim ama ev sahibimle anlaştık ve anlaştığımız sözleşme koşullarına bağlı kalarak çıktım evden. 2 taraf sözleşmeyi imzalar konu kapanır, bu kadar terbiyesizliğin lüzumu yok. Anlaşma kuralları belli, imza atması gerekiyor ve bunu yapmıyorsa geçmiş olsun.
- lcha (04.11.20 09:25:46)
Kiracı pislik yapacak, kendini belli etmiş. En kötü iki ay kira takıp çıkar bu.
- adivar (04.11.20 10:05:47)
Haklısın. Bakma burada yazılanlara. Darlamamışsın. İmzalamak istemiyorsa söylesin. Tamam deyip 3 aydır oyalıyorsa haklı olarak arıyorsun.
- black mamba (04.11.20 10:09:03)
Ben sözleşmesini yaptığım ev için avukat ev sahibinin yeniden hazırladığı bir evrağı hayatta imzalamam. Siz de zaten söylüyorsunuz, şu konularda bana kolaylık sağlayacak diye. Ben çıkacak olsam da imzalamam. Bunu imzalamıyorum demek zorunda da değilim.
- ykyt (04.11.20 10:15:19)
basgan yogunlugun var imza ile ugrasma de kiracıya
ben ihtarname cekiyorum de ama senin icin bir zararı yok sadece son dk golu yemek istemiyorum de
ben ihtarname cekiyorum de ama senin icin bir zararı yok sadece son dk golu yemek istemiyorum de
- kingcyrax (04.11.20 11:43:37)
sevmedim kiracıyı. yıllardır kiracıyım ve böyle bir iletişime girmedik mal sahipleriyle.
bir sorum var; zaten tayininiz çıkmış ve konuta ihtiyacınız var. bu halde zaten doğal olarak çıkartma hakkınız yok mu?
bir sorum var; zaten tayininiz çıkmış ve konuta ihtiyacınız var. bu halde zaten doğal olarak çıkartma hakkınız yok mu?
- fever (04.11.20 12:01:47)
Tabi ki var ama dediğim gibi kendi rızasıyla çıkmazsa bu hakkımı ancak dava yoluyla kullanabilirim. Bu durumda kira dönemleri 6 aylık periyotlara ayrılıyor. 6 aylık periyotun başlangıç tarihinden en az 3 ay önce ihtarname çekmem gerekiyor. Yani Mayıs ayında çıkartmak için Ağustos ayında en geç ihtar çekmem 3 ay sonra da tahliye davası açmam gerekiyordu. Ben de bununla uğraşmamak için kendisini aradım, çıkacak misin diye sordum, evet dedi. O zaman ihtarname ile ugrasmayayim sen bu taahhüdü imzala ve çıkman gereken zaman olan Mayıs'ta çok dedim.
Olay bundan ibaret. Şimdi onun sözüne güvenerek ihtar çekmedim. O nedenle o davanın açılması suresi bu kira periyodu için kaçırdım. Şimdi ancak Kasım 2021de çıkması için dava açabilirim. Ve eğer beni buna mecbur bırakırsa çok sinirlenecegim. Çünkü bütün iyi niyetimi suiistimal etmiş olacak.
Olay bundan ibaret. Şimdi onun sözüne güvenerek ihtar çekmedim. O nedenle o davanın açılması suresi bu kira periyodu için kaçırdım. Şimdi ancak Kasım 2021de çıkması için dava açabilirim. Ve eğer beni buna mecbur bırakırsa çok sinirlenecegim. Çünkü bütün iyi niyetimi suiistimal etmiş olacak.
- sanguine (04.11.20 12:48:13 ~ 12:50:11)
adam çıkmayacak. 2-3 ay kira takip topuklayabilirde. dikkatli ol.
şu durumda sorunsuzca çıkıp işlerinin rast gitme olasılığı daha düşük. şimdiden önlemini almanı tavsiye ederim.
not: bazı noterler artık pazar günleride açık bilgin olsun.
şu durumda sorunsuzca çıkıp işlerinin rast gitme olasılığı daha düşük. şimdiden önlemini almanı tavsiye ederim.
not: bazı noterler artık pazar günleride açık bilgin olsun.
- paudi (04.11.20 12:57:24)
[]
Mevduat faizi için hangi banka
Önerirsiniz?
Maaş hesabim Akbank 9.50 veriyor, diğer hesabım gerizekalı yapıkredi ise 8.5. ınternette biraz baktım hoşgeldin faizlerini es geçiyorum bu arada, denizbank 11.50, enpara ise 11.25. denizbankta eminim hesap ücreti aidat vs bir sürü şey vardır. Enparada hiçbiri yok bildiğim kadarıyla. Hangi bankayı tercih edeyim.
Maaş hesabim Akbank 9.50 veriyor, diğer hesabım gerizekalı yapıkredi ise 8.5. ınternette biraz baktım hoşgeldin faizlerini es geçiyorum bu arada, denizbank 11.50, enpara ise 11.25. denizbankta eminim hesap ücreti aidat vs bir sürü şey vardır. Enparada hiçbiri yok bildiğim kadarıyla. Hangi bankayı tercih edeyim.
150.000 tl'ye kadar mevduatta devlet sigortası var. o yüzden odeabank,fibabanka,alternatifbank vb. bankaları tavsiye ederim. hoşgeldin oranları da ondan sonrası da genelde diğerlerine göre daha avantajlı.
ben bunlardan birkaçını kullandım gayet de memnun kaldım. %9,5, 8,5 filan faiz değil bunlar.
ben bunlardan birkaçını kullandım gayet de memnun kaldım. %9,5, 8,5 filan faiz değil bunlar.
- alors (24.10.20 23:07:37 ~ 23:08:04)
[]
Dar gelen ayakkabı
Flodan (uygulamasından) 2 tane ayakkabı aldım klasik tarz. Ayak numaram 41, bugüne kadar çok nadir 42 giydim, son yıllarda hiç giymedim bile. Bunları da doğal olarak 41 aldım ama epey dar. Bulunduğum ilde bir tane flo var, onda da 42 yok. En yakın ildeki mağazasına da 10 günden önce gidemem. Şimdi sorduğuma göre fiziki olarak değişim yapamıyorsam iade edip yeniden sipariş vermem gerekiyormus ama ben ayakkabılari indirimden almıştım yani tekrar sipariş verirken daha fazla para ödeyecegim. O yüzden ya başka bir floya gidip değiştirecegim ya da giyeceğim bu haliyle.
Bağcıkları söküp olabildiğince gevşek olacak şekilde tekrar takip bağladım, en azından ayağım giriyor çorapla. Ama uzun süre böyle giyilir mi, ayaklarim bir de gün sonuna doğru şişiyor normal ayakkabıda bile. Acaba biraz giysem ayakkabılar genişler mi az da olsa? yoksa daha mi kötü olur? Bilemedim, hiç değişiklik olmayacaksa hiç giymeyeyim, on gün sonra değiştiririm kalırsa ya iade ederim kullanılmamış olduğu için.
Bağcıkları söküp olabildiğince gevşek olacak şekilde tekrar takip bağladım, en azından ayağım giriyor çorapla. Ama uzun süre böyle giyilir mi, ayaklarim bir de gün sonuna doğru şişiyor normal ayakkabıda bile. Acaba biraz giysem ayakkabılar genişler mi az da olsa? yoksa daha mi kötü olur? Bilemedim, hiç değişiklik olmayacaksa hiç giymeyeyim, on gün sonra değiştiririm kalırsa ya iade ederim kullanılmamış olduğu için.
İade edin, böyle giyemezsiniz.
Okurken sanki ben giymiş gibi oldum.
Ben de Flo'dan daha önce ayakkabı almıştım. Diğer markalardan belki de 2 numara küçük geliyor.
İade ettim. İade süreci de uzun sürdü. Yirmi gün sonunda para iadesi yaptılar.
Bir kez de sandalet siparişi verdim, terlik geldi. Onun iadesiyle de uğraştım.
Flo hakkında pek de olumlu bir izlenim yok zaten. O süreçler bana yetti, bir daha da oradan almadım.
Okurken sanki ben giymiş gibi oldum.
Ben de Flo'dan daha önce ayakkabı almıştım. Diğer markalardan belki de 2 numara küçük geliyor.
İade ettim. İade süreci de uzun sürdü. Yirmi gün sonunda para iadesi yaptılar.
Bir kez de sandalet siparişi verdim, terlik geldi. Onun iadesiyle de uğraştım.
Flo hakkında pek de olumlu bir izlenim yok zaten. O süreçler bana yetti, bir daha da oradan almadım.
- pro9it9is9 (15.10.20 04:30:00)
giydikçe ayakkabı genişler lafı en büyük yalandır. siz o dar ayakkabıyı giyersiniz ayaklarınız şişer yine de ayakkabı genişlemez. he genişlerse şöyle genişler; dikişleri patlar ya da yapıştırma bir ayakkabıysa o kısımda açılma olur.
hatta alacağınız her ayakkabıyı ya yarım numara ya da 1 numara büyük alın. öyle ayak tırnagıyla ayakkabı ucu dip dipe olacak şekilde olmasın. bir parmak boşluk olmalı her zaman.
hatta alacağınız her ayakkabıyı ya yarım numara ya da 1 numara büyük alın. öyle ayak tırnagıyla ayakkabı ucu dip dipe olacak şekilde olmasın. bir parmak boşluk olmalı her zaman.
- koela (15.10.20 14:01:49)
[]
Lisans öğrencisi için açık öğretim
Kardeşim dört yıllık bir bölüm okuyor, ama bitirecek gibi durmuyor, bu yıl da online zaten. Açıköğretimten bir bölüme kaydolabilir mi 2 veya 4 yıllık? Bu yıl yksye girdi ama tercih yapmadi hiç. Ben şu an denemek için ikinci üniversiteye başvurabiliyorum mesela sınava da girmedim. Lisans öğrencilerinin de böyle bir hakkı var mi
var, ikinci üniversiteye kaydolabilir kardeşiniz de. anadolu aöf için bugün istanbul auzef için yarın son gün yalnız haberiniz olsun.
- hadsafhada (15.10.20 08:34:00)
Hem okuyan, hem mezun ikinci üniversite kayıt olabilir ama günü son olabilir hemen bakmak lazım.
- infernalcadre (15.10.20 08:54:56)
Çok teşekkür ederim sağolun kaydettirdim neyse ki.
- sanguine (15.10.20 10:40:52)
olabilir. auzef kayıtları 16 ekime kadar açık.
- d e j i n (15.10.20 12:07:23)
[]
Kaban seçimi
Kış gelmeden bir kaban almayı düşünüyorum. Ve aklımda tam olarak şöyle bir şey var, yaz kış aşırı terleyen bi insanim, genel olarak da kat kat giyinmeye gelemiyorum. Böyle bu kabanın altına yalnızca kışın yalnizca atlet/tişört ve gömlek giyeyim ve katiyen usumeyeyim. Bir arkadasimin böyle bir kabanı vardı kışın doğuda yaşarken bile tisortun üzerine giyip çıkardı usumezdi. Mesela şu kaban nasıldır, siz neler önerirsiniz?
www.koton.com
www.koton.com
Güzel bence.
- Amaranta ursula (12.10.20 22:40:16)
Icerik onemli. Kotondaki 350tl lik mont o islevi gormez. Kaz tuyu, ordek tuyu iceren bi mont almalisin tisort ustune giymek istiyorsan. Model olarak guzel ama foto.
- Kittie (12.10.20 22:42:58)
Kötü değil ama kışın istediğin verimi alamazsın kotondan alacağın bir kaban ile.
- elorelia (12.10.20 22:43:04)
Nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum ama linkteki kabanda Polyester + Akrilik toplamı %72. Rüzgarı keser ama soğuktan koruyacak asıl malzeme olan yün %6 yani güney şehirlerinde yaşamıyorsanız tahminimce bunu gömlek üstüne giyip çıkarsanız üşürsünüz. Ki güneyde bile nemli soğukta üşürsünüz.
Kaşmir (pahalıdır tabi) veya yün palto bakın. zevkler ve renkler tartışılmaz ama hem güzel bir tarz, hem de kesinlikle sıcak tutar. Üstelik gerektiğinde takım elbisenin üzerine giyilebilme imkanı da var ki bence erkek milletinin ulaşabileceği en iyi tarzdır.
Palto fazla ağır gelir, kaban istiyorum derseniz de yine yün ağırlıklı bakın kesinlikle.
Spor bir şey isterseniz de kaliteli bir kaz tüyü şişme mont olabilir. Ama kaz tüyünün nasıl elde edildiğini bilmiyorsanız önce onu araştırın, içinize sinerse alın.
Kaşmir (pahalıdır tabi) veya yün palto bakın. zevkler ve renkler tartışılmaz ama hem güzel bir tarz, hem de kesinlikle sıcak tutar. Üstelik gerektiğinde takım elbisenin üzerine giyilebilme imkanı da var ki bence erkek milletinin ulaşabileceği en iyi tarzdır.
Palto fazla ağır gelir, kaban istiyorum derseniz de yine yün ağırlıklı bakın kesinlikle.
Spor bir şey isterseniz de kaliteli bir kaz tüyü şişme mont olabilir. Ama kaz tüyünün nasıl elde edildiğini bilmiyorsanız önce onu araştırın, içinize sinerse alın.
- kalifiye balta sapi (12.10.20 22:45:07 ~ 22:47:07)
Ben kışları çok üşüyorum o da yetmez gibi bu yıl doğu Anadolu da yaşıyorum. Onun için içi tüylü parka alacağım onlar daha sıcak tutuyor. Arkadaşlar giyerdi memnunlardı.
- Topalordek (12.10.20 22:51:53)
Teşekkürler cevaplar icin. Kotondaki kabanı tesadüfen gördüm tarzı hoşuma gitti, görünüş olarak böyle bir kaban istiyorum. Ne çok uzun olsun, ne çok şişik olsun, beni bogmasin, smart casual görünsün.
Bütçe olarak da 400 liranın üzerine çıkamam sanırım ama varsa bildiğiniz markalar modeller link gönderene çok memnun olurum. İstanbul'da olacağım kışın bu arada, çok sık toplu taşıma kullaniyorum, kışın istanbulda her yer Merkür gibi oluyor. Kapalı yerler tropikal iklim, kazakla bile duramıyorum inanılmaz sıcak oluyor özellikle isyerleri ve lokantalar. Dışarısi ise soğuk malum. Kabanı çıkartmamin yetmesini bekliyorum kışın o yüzden.
Bütçe olarak da 400 liranın üzerine çıkamam sanırım ama varsa bildiğiniz markalar modeller link gönderene çok memnun olurum. İstanbul'da olacağım kışın bu arada, çok sık toplu taşıma kullaniyorum, kışın istanbulda her yer Merkür gibi oluyor. Kapalı yerler tropikal iklim, kazakla bile duramıyorum inanılmaz sıcak oluyor özellikle isyerleri ve lokantalar. Dışarısi ise soğuk malum. Kabanı çıkartmamin yetmesini bekliyorum kışın o yüzden.
- sanguine (12.10.20 22:58:05)
[]
Beyaz tabanlı ayakkabılar
Çirkin mi sizce? Şu tarz Deri ya da suni deri ayakkabılar alacağım, genelde beyaz tabanlı olanlar daha ucuz nedense. Dümdüz tek renk ayakkabılar daha mi şık
ty.gl
ty.gl
%99'u çok çirkin bunların.
- teritori (06.10.20 11:06:31)
bence gayet güzel, iyi gözüküyor.
- KaraSakall (06.10.20 11:57:13)
Bence çok çirkin. Tek renk olması daha güzel.
- ruhen hastayim ben (06.10.20 12:06:42)
Spor ayakkabıda okey ama bunlarda hoş durmuyor. Tek renk olmalı.
- elorelia (06.10.20 12:07:19)
[]
Kendini Kıyaslama ve İç Hesaplaşma
Bu biraz bir iç dökme postu gibi olacak. Şu sıralar sosyal medyada çok vakit geçirmeye başladım, aslında yeniyim de epey. Üniversitedeyken twitter kullanırdım sonra sıkılıp bırakmıştım, birkaç senedir facebook hesabım var. Çıktığı zamanlar falan hiç açmamıştım, onu da daha çok meslekle ilgili şeyleri takip etmek için açtım sayılır, daha sonra interrail grupları vs daha sosyal açıdan kullanmaya başladım.
En son da karantinada instagram açıp ona sardım, bugün bir çocukluk arkadaşımı gördüm. Almış yürümüş tabiri caizse, çocukluktan zenginlerdi, zaten yazlıkçı olarak geldikleri şehirde tanışmıştık, her yıl birkaç haftalığına gelirlerdi. Üniversiteden sonra koptuk, ben sosyal medyada olmadığımdan zaten hiç takip etmedim. Öylesine birden aklıma geldi ismi sonra buldum. Şimdi daha da aşmış tabi kendisini, bakıyorum üç gün önce kaş, 1 ay önce antalya, neredeyse iki günde bir partileme. Fuarlar, galalar, etkinlikler, şarap, deniz. Çok güzel, zaten onun hep öyle olduğu için ona göre rutindir de.
Ben kendimi düşünüyorum, daha 27 yaşına geldim belimi ancak doğrultabiliyorum. nihayet ekonomik özgürlüğümü elde edebildim. ama hiçbir hayalimi de gerçekleştirebilmiş değilim, teselli hediyesi olarak kamuya girebildim de nefes alıyorum artık. yoksa hayalkırıklığı içerisindeyim hala, yurtdışına gidemedim, ilgi alanlarımın peşinden koşamadım vs. Çocukken ders çalışmaktan, ailevi problemlerden, maddiyattan hiçbir şey yapmaya fırsatım olmadı ki anasını satayım. ya hatırlıyorum millet whatsapp vs takılırken benim elimde tuşlu normal telefon vardı, whatsapp bile o kadar geç eriştiğim bir şeydi ki, facebook, instagram şöyle dursun. tam üniversiteye girersin bu sefer ailenin sorunlarıyla uğraşırsın, okuduğun şeyden bir şey anlamazsın. mezun olursun o biter bu sefer her türlü mülakattan elenirsin bir iki yıl da öyle kaybedersin. hadi bir de birinci derece bir yakının hayatını kaybetsin, içine sıçılsın duygu durumunun birkaç sene de öyle. sonra hasbelkader bir iş bulursun orada da özel sektör ananı ağlatır, günde 12 saatin dışarıda geçer, zombi gibi yaşarsın. hiçbir şeye için para yetmez tatili bırak. o kadar çok vaktim bunlara gitti ki ben ne partiledim, ne öyle etkinliklere gidebildim, kendi arkadaşlarımla bile görüşmeye zamanım yoktu çalışmaktan, bir yerlere yetişmekten, sürekli bir şeyler için uğraşmaktan.
şimdi açtım açmasına paylaşacak bir şey bulamıyor olsam da tarihe, görsel sanatlara, sinemaya ve müziğe ilgi duyduğum için alakalı sayfaları takip edip baya nemalanıyordum ki bu ve diğer tanıdıkları görünce tuhaf oldum açıkçası.
kendimi eskiden beri kıyaslardım ama baya azaltmıştım bunu çabalarım meyve verdikçe, hayat standardım yükseldikçe kendime güvenim de yerine geldi epey. ama anca bu yaşta işte. şimdi belki vaktim ve imkanım eskisine göre daha çok var ama insan biriktiremedim bu sefer de. tam mutlu oluyor gibi oluyorum ama bu kadar emek verdikten, okuduktan sonra hala bu ülkeye tıkılıp kaldım. böyle sosyal açıdan doyurucu bir hayat yaşayamıyorum bari güzel bir ülkede yaşayayım, her şeyden uzakta. -bu şekilde sabote ediyorum kendimi bu düşüncelere kapılarak- yaşayamadığım için de bu sefer hep özel sektörde anam ağlarken "hayalini kurduğum" kamuda da mutsuz oluyorum. hoş avrupayı deneyeceğim vazgeçmiş değilim, jean monnet'yi zorlayacağım da. ama olmayacak herhalde çünkü eski hevesim şevkim kalmadı, etrafımda görece olaysız bir hayat yaşayarak istediğini kolayca elde eden insanları gördükçe diyorum sen daha çok uğraşırsın, zira ne aileden gelen bir imkan bolluğun var ne bağlantıların ve ne de en önemlisi sağlıklı, insanı besleyen bir sosyal çevren.
bu duygulara kapılanlar oldu mu, neler hissettiniz, nasıl başa çıktınız?
En son da karantinada instagram açıp ona sardım, bugün bir çocukluk arkadaşımı gördüm. Almış yürümüş tabiri caizse, çocukluktan zenginlerdi, zaten yazlıkçı olarak geldikleri şehirde tanışmıştık, her yıl birkaç haftalığına gelirlerdi. Üniversiteden sonra koptuk, ben sosyal medyada olmadığımdan zaten hiç takip etmedim. Öylesine birden aklıma geldi ismi sonra buldum. Şimdi daha da aşmış tabi kendisini, bakıyorum üç gün önce kaş, 1 ay önce antalya, neredeyse iki günde bir partileme. Fuarlar, galalar, etkinlikler, şarap, deniz. Çok güzel, zaten onun hep öyle olduğu için ona göre rutindir de.
Ben kendimi düşünüyorum, daha 27 yaşına geldim belimi ancak doğrultabiliyorum. nihayet ekonomik özgürlüğümü elde edebildim. ama hiçbir hayalimi de gerçekleştirebilmiş değilim, teselli hediyesi olarak kamuya girebildim de nefes alıyorum artık. yoksa hayalkırıklığı içerisindeyim hala, yurtdışına gidemedim, ilgi alanlarımın peşinden koşamadım vs. Çocukken ders çalışmaktan, ailevi problemlerden, maddiyattan hiçbir şey yapmaya fırsatım olmadı ki anasını satayım. ya hatırlıyorum millet whatsapp vs takılırken benim elimde tuşlu normal telefon vardı, whatsapp bile o kadar geç eriştiğim bir şeydi ki, facebook, instagram şöyle dursun. tam üniversiteye girersin bu sefer ailenin sorunlarıyla uğraşırsın, okuduğun şeyden bir şey anlamazsın. mezun olursun o biter bu sefer her türlü mülakattan elenirsin bir iki yıl da öyle kaybedersin. hadi bir de birinci derece bir yakının hayatını kaybetsin, içine sıçılsın duygu durumunun birkaç sene de öyle. sonra hasbelkader bir iş bulursun orada da özel sektör ananı ağlatır, günde 12 saatin dışarıda geçer, zombi gibi yaşarsın. hiçbir şeye için para yetmez tatili bırak. o kadar çok vaktim bunlara gitti ki ben ne partiledim, ne öyle etkinliklere gidebildim, kendi arkadaşlarımla bile görüşmeye zamanım yoktu çalışmaktan, bir yerlere yetişmekten, sürekli bir şeyler için uğraşmaktan.
şimdi açtım açmasına paylaşacak bir şey bulamıyor olsam da tarihe, görsel sanatlara, sinemaya ve müziğe ilgi duyduğum için alakalı sayfaları takip edip baya nemalanıyordum ki bu ve diğer tanıdıkları görünce tuhaf oldum açıkçası.
kendimi eskiden beri kıyaslardım ama baya azaltmıştım bunu çabalarım meyve verdikçe, hayat standardım yükseldikçe kendime güvenim de yerine geldi epey. ama anca bu yaşta işte. şimdi belki vaktim ve imkanım eskisine göre daha çok var ama insan biriktiremedim bu sefer de. tam mutlu oluyor gibi oluyorum ama bu kadar emek verdikten, okuduktan sonra hala bu ülkeye tıkılıp kaldım. böyle sosyal açıdan doyurucu bir hayat yaşayamıyorum bari güzel bir ülkede yaşayayım, her şeyden uzakta. -bu şekilde sabote ediyorum kendimi bu düşüncelere kapılarak- yaşayamadığım için de bu sefer hep özel sektörde anam ağlarken "hayalini kurduğum" kamuda da mutsuz oluyorum. hoş avrupayı deneyeceğim vazgeçmiş değilim, jean monnet'yi zorlayacağım da. ama olmayacak herhalde çünkü eski hevesim şevkim kalmadı, etrafımda görece olaysız bir hayat yaşayarak istediğini kolayca elde eden insanları gördükçe diyorum sen daha çok uğraşırsın, zira ne aileden gelen bir imkan bolluğun var ne bağlantıların ve ne de en önemlisi sağlıklı, insanı besleyen bir sosyal çevren.
bu duygulara kapılanlar oldu mu, neler hissettiniz, nasıl başa çıktınız?
Hayat adil değil, hiç değildi, hiç bir yerde de değil. Bunun farkına ne kadar erken varırsan, o kadar kolay yaşıyorsun. O uğraşmadan bir şeyler yaşıyor benim canım çıkıyor diye düşünme yani, manasız çünkü. Böyle bi terazi yok bu dünyada. Onun yerine kendi hayatındaki fırsatlara odaklanman lazım, yapacak başka bir şey yok.
- roket adam (26.09.20 22:42:23 ~ 22:42:53)
Sosyal medyanın toksik etkisi. Başkalarının hayatını gördükçe kendinizin yetersiz olduğunu, bir şeylerin eksik olduğunu hissedersiniz. Ama onlar insanların sosyal medyaya yansıyan hayatları. Yani seçilmiş ve kırpılmış sahneler.
Önemli olan sizsiniz, siz vs. siz. Eksik olduğunuz alanlar varsa kendinizi geliştirin, iş/kariyer/para/entelektüel birikim vs. Geçirdiğiniz zamandan, yaptığınız aktivitelerden keyif almaya bakın. Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmayı bırakın. Göreceksiniz çok daha mutlu ve verimli bir hayatınız olacak.
Ben kendim eski bir jean monnet bursiyeriyim. Sonradan kendi isteğimle burstan feragat etmiştim. Çok iyi bir burs, sıkı hazırlanın ve kaçırmayın. Hem kamu sektöründeymişsiniz, şansınız oldukça yüksek. Kolay gelsin.
Önemli olan sizsiniz, siz vs. siz. Eksik olduğunuz alanlar varsa kendinizi geliştirin, iş/kariyer/para/entelektüel birikim vs. Geçirdiğiniz zamandan, yaptığınız aktivitelerden keyif almaya bakın. Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmayı bırakın. Göreceksiniz çok daha mutlu ve verimli bir hayatınız olacak.
Ben kendim eski bir jean monnet bursiyeriyim. Sonradan kendi isteğimle burstan feragat etmiştim. Çok iyi bir burs, sıkı hazırlanın ve kaçırmayın. Hem kamu sektöründeymişsiniz, şansınız oldukça yüksek. Kolay gelsin.
- kojonotsuki (26.09.20 22:48:43)
valla bizden on binlerce yıl önce de böyleydi. birileri daha zengindi, çalışmak zorunda değillerdi, en iyisini yiyip içebiliyorlardı. bugün de böyle. emin ol bizden sonra da böyle olacak. bazıları kaderini değiştirebilir ama anca binde bir. nasıl bir ailede doğduysan, nasıl bir ortamda büyüdüysen üç aşağı beş yukarı benzer şekilde yaşamın sürüp gidiyor. kimisi zengin ailede doğuyor, hiç çaba göstermeden geberip gidiyor. kimisi de fakir bir ailede aynı şekil. sonuç olarak; her şeye rağmen dünya 3 günlük. hepimiz yaşlanıp öleceğiz diye bir durum yok, yarına çıkamayacak kimileri. o yüzden zenginlik fakirlik, şan şöhret vs kıyas yapmak için hayat çok kısa. "bu düzen böyleydi, böyle olacak, o zaman elimden geleni yapıp kaderimi kabul ediyorum" demek gerek. kendine sürekli ölümü hatırlatıp hayatın tadını çıkarman gerek, elinden geldiği kadar. hepimizin sonu kara toprak, o yüzden zenginlik ve rahat bir hayat düşlemektense dolu dolu bir hayat yaşamayı tercih edin.
- candide (26.09.20 23:35:14)
Öncelikle sosyal medyanı açma şu durumunda iyi değil. Tavsiyem onu kapatman ya da mesela İnstagram da kişileri değil de hobilerinle ilgili sayfaları takip etmen. Emin ol gördüğün her şey seni biraz daha üzecek.
Bir de kendine hedefler koyman iyi gelebilir. Mesela maaşında şu kadar biriktirip bi tatil yapmak, araba bilgisayar telefon vs gibi bişeyler almak vs.
Bir de kendine hedefler koyman iyi gelebilir. Mesela maaşında şu kadar biriktirip bi tatil yapmak, araba bilgisayar telefon vs gibi bişeyler almak vs.
- infernalcadre (27.09.20 10:58:00)
Evet kapılıyorum, sık sık hem de. Ama sizin yerinizde olsam, mücadeleci biri olarak başkalarına imrenmezdim. İnstagram dediğiniz yerde, eşler birbirini aldatıyor ama 'biricik eşim' diye resim paylaşıyor. Kaç mülakat atlattınız? Bunlar yurtdışında gezmekten daha önemli. Yurtdışına gitmek de ne var? Workaway yaparsınız, jean monneti de deneyin.
- gelmeistemem (27.09.20 12:32:20)
ister istemez oluyor. bir vakıf üniversitesinde burslu okudum. çevremdeki herkes zengindi. birçoğu babasının, ailesinin şirketinde çalışıyor ya da çalışıyormuş görünüyor. ben ise uzun zaman işsiz kaldım.
kabullenmekten başka bir şey gelmiyor. kıskanmak, insani bir durum. sizi fazla üzmesine izin vermeyin.
hayat ne yazık ki adil değil.
kabullenmekten başka bir şey gelmiyor. kıskanmak, insani bir durum. sizi fazla üzmesine izin vermeyin.
hayat ne yazık ki adil değil.
- blue eyes white dragon (27.09.20 13:51:18)
bu yaşadıklarının çoğunu ben de yasadım hala yasıyorum ben de vakıf üni de burslu okudum .Millet baba parasıyla gezmeler tozmalar takılmalar yaparken senin hayatınla ilgili herşeyi desteksiz yapmak zorunda olduğunu bilmek moralimi bozuyordu.demek istediğim elbette istediğin şeyler için mücadele etmelisin oturduğun yerden her istediğin olsun değil demek istediğim.Kastettiğim şey bomboş, ailesinin zenginliği olmasa bi halt olamayacak adamların iyi arabalara sahip olması ,yurtiçi yurtdışı tatilleri ,çok rahat alışveriş yapmları bana koyuyordu.Benim bunları yapmam için çoooook çalışmam gerekiyordu.Ve tabi ki bu da çokça zaman ve emek demekti. çte yandan diğerleri doğuştan sahipti.Mezun olduğumda iş bulmam kolay olmadı istanbul gibi bi yerde torpilli veya tanıdıkları olanlarından arasından sıyrılıp.En sonunda bir iş buldum.Kazancımla istedikleri yapmaya baslayınca mutlu olmaya basladım. Çünkü herşeyi ben yaptım .Bu duygu insana güç özgüven veriyor. Diğer doğuştan şanslıların senin bu yaptıklarını yapamayacaklarını bilmek de.Dünya da adalet diye birşey yok.Bize böyle denk gelmiş .Hayatı bi challenge olarak görüyorum .Her istediğim olmasa da sırf bu yolda olmak bile iyi geliyor.
- mr deadman (02.11.20 21:11:20)
[]
Oriflame sipariş
Bunun bi yerden katalogu geçti elime iki tane parfüm beğendim sipariş verecektim web sitesine girdim. Üye olayım ileride de internetten sipariş veririm dedim. Olunca güzellik danışmanı yok marka ortağı oldunuz gibi bir şey çıktı sahshdhhdsh
Ben alıp satmayacağım düz vatandaş olarak sipariş vermek için üye oldum sadece. Niye böyle oldu, ikincisi aldığım ürünlerin toplam fiyatı 10-15 lira ucuzladı, bu niye böyle? o zaman herkes üye olup daha ucuza alır. Üye olurken telefon tc falan da girdim, on dk sonra bir kadın whatsapptan yazdı ben sizin danışmanınınızım diye çok tuhaf bir şekilde, ona da dedim ben sadece iki üç ayda bir birkaç şey alacağım buna aidat ya da başla bi ücret vermek durumunda mıyım, hayır dedi.
Nasıl bir bit yeniği var bunda, ona göre yarın arayıp sildireceğim üyeliği
Ben alıp satmayacağım düz vatandaş olarak sipariş vermek için üye oldum sadece. Niye böyle oldu, ikincisi aldığım ürünlerin toplam fiyatı 10-15 lira ucuzladı, bu niye böyle? o zaman herkes üye olup daha ucuza alır. Üye olurken telefon tc falan da girdim, on dk sonra bir kadın whatsapptan yazdı ben sizin danışmanınınızım diye çok tuhaf bir şekilde, ona da dedim ben sadece iki üç ayda bir birkaç şey alacağım buna aidat ya da başla bi ücret vermek durumunda mıyım, hayır dedi.
Nasıl bir bit yeniği var bunda, ona göre yarın arayıp sildireceğim üyeliği
bildigim kadariyla alisilmis online siparisleri bulunmuyor bunlarin, sen uye olmussun ve sana bir saticiyi atamislar, muhtemelen sizinle irtbata gecen kisi sizin hangi urunleri istediginizi sorup kargolayacak siz de odemeyi yapacaksiniz. anormal bir durum yok gibi duruyor
- exlibris (13.09.20 23:09:56)
Hayır kendim de satıcı olarak görünüyorum çok enteresan, kendim sipariş verebiliyorum dediğim gibi daha uygun fiyatlı ödeme ekranına kadar geldim kredi kartı kargo vs hepsi çıktı. Ama ben buraya üye olmakla herhangi bir sorumluluk altına girmiş oldum mu onu anlamaya çalışıyorum.
- sanguine (14.09.20 11:14:08)
Şimdi o olay şöyle.herhangi bir sorumluluğun yok. Bir katalok fiyatı var birde temsilci alış fiyatı var. Eğer sen satıyor olsaydın o katalok fiyatından satıp kâr edecektin.
O arayan kişi herhangi bir sorun yaşarsan sana yardım edecek kişi, üstelik senin verdiğin siparişten para kazanacak.
Beğenmediğin ürünü faturası ile 14gun içinde iade hakkın var.
O arayan kişi herhangi bir sorun yaşarsan sana yardım edecek kişi, üstelik senin verdiğin siparişten para kazanacak.
Beğenmediğin ürünü faturası ile 14gun içinde iade hakkın var.
- brnbrs (14.09.20 12:01:45)
E o zaman herkes temsilci olup öyle sipariş verir ucuza, orasını anlayamadım. Yani sıradan vatandaşa iyilik olmuyor mu bu
- sanguine (14.09.20 17:13:31)
oriflame'in çok kapsamlı bi satış ağı var. Avon'un da benzer bir ağı varmış hatta ama ben ilk oriflame'i görmüştüm mesela bi ara annem ve bi iki arkadaşı başlayıp iki haftada sıkılmışlardı sdhhsd
Muhtemelen ortalama gün teyzesi gidip web sitesine üye olayım, satış danışmanı olayım, ordan alayım demiyor. Güne gelenlerden biri oriflame'in, biri avon'un, biri tupper'ın danışmanı oluyor. İşte hepsi ihtiyaçlarını diziyolar böyle karşılıklı. Ayrıca sen başkasını üye yaparsan onun kazandırdığı paradan da pay alıyosun vs vs
Sen yanlışlıkla bu işe girmişsin gibi geldi. Bi sorun olacağını sanmıyorum. İstersen satış da yapabiliyosun işte oriflame adına, istemezsen de indirimli alırsın
Muhtemelen ortalama gün teyzesi gidip web sitesine üye olayım, satış danışmanı olayım, ordan alayım demiyor. Güne gelenlerden biri oriflame'in, biri avon'un, biri tupper'ın danışmanı oluyor. İşte hepsi ihtiyaçlarını diziyolar böyle karşılıklı. Ayrıca sen başkasını üye yaparsan onun kazandırdığı paradan da pay alıyosun vs vs
Sen yanlışlıkla bu işe girmişsin gibi geldi. Bi sorun olacağını sanmıyorum. İstersen satış da yapabiliyosun işte oriflame adına, istemezsen de indirimli alırsın
- nundu (14.09.20 17:28:36)
[]
Vücut geliştirme sorusu
Hayatımda ilk kez 2017 yazinda spor yapmaya başladım, 2019a kadar haftada 3-4 gün mutlaka gittim. 2019-2020 arası bıraktım ve 2020 nisan ayında koronayla beraber yeniden başladım ondan beridir 5 ay sıkı bir şekilde spor yapıyorum. Zayıf birisi olarak başladım 2017de 50 kiloydum o zamanki ölçülerim şu şekilde
Omuz 105. 118 122
Göğüs 85. 96. 96
Bel 72. 81. 88
Boyun 35. 37 38
Biceps 26. 37. 38
Onkol 25. 30 30
2018 sonunda yeniden ölçüm yaptığımızda 65 kiloydum, o zamanki ölçüler de ikinci rakamlar oluyor.
1 yıl ara verip tekrar başladığım sırada ise 62-63lerde geziniyordum Nisan başında yani. Geçen süre zarfında 72 kiloya kadar çıktım ilk kez. Bugün ölçüleyim dedim. Tamam çok beklentim yoktu ama yalnızca omzum 122 cm olmuş, diğerleri 1er cm artmış, bel ise 88 cm (:D) olmus.
Niye böyle oldu, biraz hayalkırıklığına uğradım çünkü aldığım kilo baya iyi geldi hem aynada hissediyorum hem insanlar söylüyor, suratim daha dolgun oldu, bacaklarım kalinlasti vs. Ama özellikle gogus ve bicepsin bu kadar aynı kalmasına anlam veremedim. Öncelikle bunu merak ediyorum.
Bir de kiloma göre (72 boy da 174) bu ölçüler iyi mi kötü mü normal mi. Evet bel ölçüm arttı, göbeğim var ama rahatsız değilim, görünus açısından da çok belli olmuyor. Kilo aldığım süre boyunca hem ağırlık kaldırdım, hem yürüyüş ip atlama vs yaptım. Şu anda da işe bisikletle gidip geliyorum günde 1 saat. Yani göbek aynı kalsa bile büyümez, onu takmıyorum. Sadece 6 ayda yalnızca birer santim koymak biraz hoşuma gitmedi. Belki de normaldir tabi ki böyle olması. Ek olarak protein tozu kullanıyorum sadece.
Omuz 105. 118 122
Göğüs 85. 96. 96
Bel 72. 81. 88
Boyun 35. 37 38
Biceps 26. 37. 38
Onkol 25. 30 30
2018 sonunda yeniden ölçüm yaptığımızda 65 kiloydum, o zamanki ölçüler de ikinci rakamlar oluyor.
1 yıl ara verip tekrar başladığım sırada ise 62-63lerde geziniyordum Nisan başında yani. Geçen süre zarfında 72 kiloya kadar çıktım ilk kez. Bugün ölçüleyim dedim. Tamam çok beklentim yoktu ama yalnızca omzum 122 cm olmuş, diğerleri 1er cm artmış, bel ise 88 cm (:D) olmus.
Niye böyle oldu, biraz hayalkırıklığına uğradım çünkü aldığım kilo baya iyi geldi hem aynada hissediyorum hem insanlar söylüyor, suratim daha dolgun oldu, bacaklarım kalinlasti vs. Ama özellikle gogus ve bicepsin bu kadar aynı kalmasına anlam veremedim. Öncelikle bunu merak ediyorum.
Bir de kiloma göre (72 boy da 174) bu ölçüler iyi mi kötü mü normal mi. Evet bel ölçüm arttı, göbeğim var ama rahatsız değilim, görünus açısından da çok belli olmuyor. Kilo aldığım süre boyunca hem ağırlık kaldırdım, hem yürüyüş ip atlama vs yaptım. Şu anda da işe bisikletle gidip geliyorum günde 1 saat. Yani göbek aynı kalsa bile büyümez, onu takmıyorum. Sadece 6 ayda yalnızca birer santim koymak biraz hoşuma gitmedi. Belki de normaldir tabi ki böyle olması. Ek olarak protein tozu kullanıyorum sadece.
Bu genetik bir durum. Yağ depolama yerlerini ve önceliğini vücut belirliyor maalesef.
- Unde bach canim (12.09.20 16:12:14)
Up
- sanguine (13.09.20 01:16:50)
[]
Işyerinde cuma namazı arasi
Işyerinde cuma günü, öğle namazı diye çıkanlar kaçta dönüyor genelde, makul Aralık nedir
13.00 civarı çıkıp 13:45-13:50 gibi dönmek makuldur.
- tantunisultansuleyman (28.08.20 12:07:23)
işyerine yakınlığı/uzaklığı, arabayla mı yürüyerek mi gidildiğine bağlı olarak 13:45-14:00 arası dönmüş oluyorlar.
- dedim ben sana (28.08.20 13:49:39)
Kadınlar yararlanabiliyor mu peki?
Espri yapmıyorum.
Muhafazakar yerlerde giden kadın çalışanlar var mı?
Espri yapmıyorum.
Muhafazakar yerlerde giden kadın çalışanlar var mı?
- rewlack (28.08.20 14:28:16)
Ben hiç kadın görmedim. Cuma günleri kadınlara ayrılan yere de erkekler giriyor, kadınlara herhangi bir yer de kalmıyor yani.
- aynabugusu (28.08.20 14:40:26)
[]
Halter seti önerisi
Eve alacağım ancak bir türlü karar veremiyorum, kumlu setlerin fiyatları çok uygun geliyor. Dökümler ise inanılmaz pahalı. Ne önerirsiniz, mesela şu set parasına değer mi?
www.decathlon.com.tr
www.decathlon.com.tr
Barı decathlondan almanızı tavsiye etmem. Decathlonun bar çapları 28 mm piyasadaki diğer barlar 1 inch (25.4 mm). Yani decathlon dışından aldığınız ek plakalar bara girmeyecek.
Tersi durumda ise 1 inchlik bar alıp,plakalarınızı yine decathlondan alabilirsiniz.
Tersi durumda ise 1 inchlik bar alıp,plakalarınızı yine decathlondan alabilirsiniz.
- glavina (22.08.20 12:08:23)
çimentoda yapabilirsin. ben yaptım. 50 kg çimento 15 lira. 15 kilo kum 5 lira. youtube'ta araştır çok var yapan. tek sorun yoğunluğu demir kadar olmadığı için daha büyük olyuor ama sıkıntı değil. vinyl olanlar da büyük. barına 25 kilo takabiliyorum.
- black mamba (22.08.20 12:19:16)
@glavina çok teşekkürler, bi yer önerme imkanınız var mı hepsini oradan alayım, dökme istiyorum, Z bar halter, uygun bir siteyse Bench sehpası da alacagim
- sanguine (22.08.20 14:01:02)
Ben salonumu kuralı 6 sene oluyor. O zaman intersport kadıköyden almıştım aletlerimi. Ancak fiyatlar uçmuş. Yakın zamanda yalnızca decathlondan 20 kg lık dökme dumbell seti ve hepsiburada üzerinden delta marka 160 cm düz bar aldım. İki ürünü de tavsiye edebilirim. Deltanın Z barına bakabilirsiniz.
- glavina (22.08.20 21:17:40)
[]
Hediye tişört önerisi
Antika toplamayı seven bir arkadaşım var aynı zamanda resim öğretmeni, doğumgününde şu tişörtü alsam nasıl olur? Çok mu sığ üzerindeki yazı falan? Ya da başka ne alabilirim aklıma hiçbir şey gelmiyor.
www.tisortfabrikasi.com
www.tisortfabrikasi.com
hobi ve kıyafet olayı her zaman uyuşmayabiliyor. normalde böyle şeyler giyen birisi mi önce onu bir düşün derim.
mesela ben friends seviyorum ama friends tişörtü saçma gelebiliyor. ya da nba seviyorum kaan kural'ın giydiği tarzda tişörtler giymem asla.
mesela ben friends seviyorum ama friends tişörtü saçma gelebiliyor. ya da nba seviyorum kaan kural'ın giydiği tarzda tişörtler giymem asla.
- aziz dostum jack (17.08.20 19:07:00)
bence tişört bayağı kötü, kusura bakmayın. öğretmenmiş madem güzel bir kalem alabilirsiniz belki.
- iste o kavunici balik (17.08.20 20:24:24)
t-shirt çok kötü. böyle şakalı tshirt olayı da kalmadı artık.
- yetkili birine benzeyen abi (17.08.20 20:49:19)
tişört gerçekten çok kötü. kaft'ta hoş tasarım tişörtler var. onun hobisine uygun bir şey alabilirsin.
- izmarit (17.08.20 20:59:36)
o kalitede abimiz / ablamız yazılı tshirt giymez bence. non figüratif bi tshirt daha iyi olur. fikrimce :-)
- ankarakecisi (17.08.20 21:00:35)
- sanguine (17.08.20 21:08:45)
yeni tişörte de 4/10 diyorum.
- izmarit (17.08.20 21:14:51)
www.amazon.com.tr
şöyle bir kitap düşünseniz? eski şeylere meraklıysa falan ilgisini çekebilir belki.
şöyle bir kitap düşünseniz? eski şeylere meraklıysa falan ilgisini çekebilir belki.
- iste o kavunici balik (17.08.20 21:35:29)
[]
Seroquel ve alternatifleri
25 mg kullanıyorum arada uyku sorunu çektiğim zamanlar. Zaten en küçük dozajı bu. Ama o bile fazla geliyor, uyandıktan sonraki 2-3 saat acayip uyuşukluk yapıyor. 25 mg ikiye bölüp öyle aldığımda da hiç uyku yapmıyor. Ne kullansam bilemedim, 3 aydır evdeydim iş olmamasına rağmen sabah 9da kalkıp gece 12-1de uyuyabiliyordum mis gibi. Işe başlayınca bütün dengem bombok oldu. Gece çok yorgun olmama rağmen bir türlü uyuyamıyorum. Seroquel yerine ne kullanayim ne yapayım?
İlaci doktorunuz mu yazdi bilmiyorum ama seraquel bipolar ve sizofreni tedavisinde kullanilan bir antipsikotik, agir gelmesi cok normal. Uyku icin lutfen kullanmayin. Recetesiz uyku ilaclari var onun icin bile bir psikiyatriste danissaniz iyi olur, uykunuzu surekli ilaca bagladiginizda bir sure sonra ilacsiz uyumak guclesecektir. Uyku hijyeni ( odayi havalandirmak, ilik dus, uyku oncesi ekrandan uzaklasma, kitap okuma, gergin, rahatsiz edici ortamlardan uZaklasma, gec saat yemek yememe, cay kahveden gec saat uzak durma, kalp atislarini arttirqcak sporlari gec saat yapmama ama gun icinde bedeni yorma gibi) kurallarina uyun. Melisa ozlu bitkisel haplar var onlari deneyebilirsiniz.
- red g (18.06.20 10:08:53)
Seraquel recete edilmediyse kafaya gore alinacak hafif bir uyku hapi degildir. Uyusukluk ve kalpte carpintiya neden olur.
Genellikle sabah yasanan uyusuklugu azaltmak icin sabah icilecek enerji veren bir antidepresanla beraber icilir.
Kesinlikle kafaya gore icmeyin.
Genellikle sabah yasanan uyusuklugu azaltmak icin sabah icilecek enerji veren bir antidepresanla beraber icilir.
Kesinlikle kafaya gore icmeyin.
- tessera (18.06.20 11:11:14)
[]
Nakdi ücret desteği 6.ay
Bana 4. Ve 5. Aylar yattı, 6.ay bu ay mi yatar yoksa temmuzda mi, bir de bu ücretsiz izin desteği kaç ay geçerli?
kçö herkesin normal yatmış.
sizin söylediğiniz sanırım günde 39 liralık olan; kimlik no'nun son hanesine göre günlere bölünmüş 11 hazirana kadar herkese yatmış olacak. burada okumuştum geçende biri sordu yine.
diğer soru, kçö ve bu pandemi yardımı; 15nisan-15 temmuzu kapsıyor.
yani mayıs ayının ücretini (bu ay) tam, haziranı tam, temmuzu (ağustosta yatacak) yarım alacaksınız.
başka da yok.
sizin söylediğiniz sanırım günde 39 liralık olan; kimlik no'nun son hanesine göre günlere bölünmüş 11 hazirana kadar herkese yatmış olacak. burada okumuştum geçende biri sordu yine.
diğer soru, kçö ve bu pandemi yardımı; 15nisan-15 temmuzu kapsıyor.
yani mayıs ayının ücretini (bu ay) tam, haziranı tam, temmuzu (ağustosta yatacak) yarım alacaksınız.
başka da yok.
- jimjim (09.06.20 12:51:53 ~ 12:52:03)
Benimki ücretsiz izin aynen, dekontta nakdi destek yazdığı için öyle açtım. 17 temmuza kadar geçerli diyor internette. Yani o zaman 6. Ay ve 7. Ay'i da Almam lazim ama birer ay sonra yatacak anladığım kadarıyla. Bullshit, zaten üç kuruş para.
- sanguine (09.06.20 12:57:59)
4. ve 5. aylar Haziran ayında yattı. 6. Ayı yani Haziranı Temmuzun 8inde bekliyorum.
En sonda ağustosta yarım bir ödenek bekliyorum. 8 Temmuz ile 17 Temmuz arasının ücreti o da.
En sonda ağustosta yarım bir ödenek bekliyorum. 8 Temmuz ile 17 Temmuz arasının ücreti o da.
- ırene adler (09.06.20 13:11:50)
- sanguine (09.06.20 16:43:29)
[]
Karantinanin bitmesi
Öncelikle ölen veya enfekte olan insanlar için tabi ki üzüntü duyuyorum, soyleyeceklerimin bununla alakası yok. Yani yakını/kendisi korona geçiren arkadaşlar lütfen alınmasın.
Karantina bittiği ve yeniden yoğun bir şekilde çalışmaya döneceği için benim gibi üzülen var mı onu merak ediyorum. Ben de maaşımı alamadım bu arada, kısa çalışma ödeneği de çıkmadı gün sayısı nedeniyle. Parasal açıdan ben de sıkıntıdayim, ona rağmen evde geçirdiğim iki buçuk ay bana baya iyi geldi. Kötü giden bir ilişkim vardı, sevgilim memleketine gitti geri dönemedi, benim ona karşı bağımlılık problemim vardı bunu aştim. Şimdi daha iyi aramız, belki ayrılsam bu süreçten önceki döneme göre daha kolay atlatirim. Sporla çok ilgilendim, nisan başından bu yana hiç boş durmadım diyebilirim. Evde aletler var onları baya etkin kullaniyorum, zayıftım kilo aldım vs. bircok dizi film izledim herkes gibi. Sonra gorusemedigim birçok arkadaşımla görüştüm (aynı ilde olduğumuz). Kendime güvenim artti, daha iyi hissediyorum kendimi.
Özetle yalnız başıma olmama ve para kazanmamama rağmen iyi geçti. Tabi boku çıktı artık kabul ediyorum, daha böyle devam edemezdi. Ama içimden de acaba bir süre daha böyle gecseydi nasıl olurdu diye düşünüyorum. Siz nasıl hissediyorsunuz?
Karantina bittiği ve yeniden yoğun bir şekilde çalışmaya döneceği için benim gibi üzülen var mı onu merak ediyorum. Ben de maaşımı alamadım bu arada, kısa çalışma ödeneği de çıkmadı gün sayısı nedeniyle. Parasal açıdan ben de sıkıntıdayim, ona rağmen evde geçirdiğim iki buçuk ay bana baya iyi geldi. Kötü giden bir ilişkim vardı, sevgilim memleketine gitti geri dönemedi, benim ona karşı bağımlılık problemim vardı bunu aştim. Şimdi daha iyi aramız, belki ayrılsam bu süreçten önceki döneme göre daha kolay atlatirim. Sporla çok ilgilendim, nisan başından bu yana hiç boş durmadım diyebilirim. Evde aletler var onları baya etkin kullaniyorum, zayıftım kilo aldım vs. bircok dizi film izledim herkes gibi. Sonra gorusemedigim birçok arkadaşımla görüştüm (aynı ilde olduğumuz). Kendime güvenim artti, daha iyi hissediyorum kendimi.
Özetle yalnız başıma olmama ve para kazanmamama rağmen iyi geçti. Tabi boku çıktı artık kabul ediyorum, daha böyle devam edemezdi. Ama içimden de acaba bir süre daha böyle gecseydi nasıl olurdu diye düşünüyorum. Siz nasıl hissediyorsunuz?
Akşamdan akşama eve gelebilen yolu trafiği iş yerindeki stresi bitmeyen biri olarak evde olduğum sürece çok mutluydum henüz işe dönmedim yine mutluyum. Ki evden çalıştığımız için iş yükü ve baskı artmasına rağmen, her gün 3 saat fazladan uyku uyuyorum, kemiklerim dinlendi. Trafik yok, sevmediğim iş arkadaşlarımı görmek zorunda değilim.
Gereksiz toplantılar yine var ama çıkışında edilen boş muhabbetlerden kurtuldum. Bu süreçte işe gitmek zorunda kalan herkese de çok üzüldüm ve evde kalan bizlerin sıkılmasını şımarıklık olarak görüyorum. 65 yaş üstünün canı sıkılabilir psikolojisi bozulabilir ama genç kimsenin 3 ay evde kaldı diye canı sıkılmamalı, yapacak bir sürü şey var bana göre.
Gereksiz toplantılar yine var ama çıkışında edilen boş muhabbetlerden kurtuldum. Bu süreçte işe gitmek zorunda kalan herkese de çok üzüldüm ve evde kalan bizlerin sıkılmasını şımarıklık olarak görüyorum. 65 yaş üstünün canı sıkılabilir psikolojisi bozulabilir ama genç kimsenin 3 ay evde kaldı diye canı sıkılmamalı, yapacak bir sürü şey var bana göre.
- tuborg yesili (02.06.20 18:06:50)
Halen evden devam edebildiğim, çıktığımda da çok fazla dış dünyayla muhattap olmayıp eve döneceğim bir işim var. -yani dışarda çalışma sürem 2-3 gün-
Aslında evde olmak iyi geldi, durmak, sakinleşmek, iş yapmadığım sürece para kazanmıyorum, freelance olmak bu devirde karantinanın vurduğu bir şey ne yazık ki ama buna rağmen duygularınızı ben de paylaşıyorum. kendimize vakit ayıramadığımız işlerimiz ve bir miktar zorlaşan sosyal&şehir hayatımız sebebiyle farkında olmadan aşırı yoruluyoruz ve geriliyoruz aslında, bunları fark edebilmek de lazım.
Aslında böyle devam edecek olsaydı psikolojimiz ona da uyum sağlardı bir şekilde, ben eylül'e kadar bu şekilde yaşayacağımıza inanmıştım mesela ama şimdi bitti dedikleri için 2 günlük sokağa çıkma yasağına dahi tahammül edemeyecek gibi hissediyoruz. Ben yine evden çıkmıyorum ama sokağa çıkma yasağı vs. de olmasın istiyorum saçma bir şekilde. :)
Aslında evde olmak iyi geldi, durmak, sakinleşmek, iş yapmadığım sürece para kazanmıyorum, freelance olmak bu devirde karantinanın vurduğu bir şey ne yazık ki ama buna rağmen duygularınızı ben de paylaşıyorum. kendimize vakit ayıramadığımız işlerimiz ve bir miktar zorlaşan sosyal&şehir hayatımız sebebiyle farkında olmadan aşırı yoruluyoruz ve geriliyoruz aslında, bunları fark edebilmek de lazım.
Aslında böyle devam edecek olsaydı psikolojimiz ona da uyum sağlardı bir şekilde, ben eylül'e kadar bu şekilde yaşayacağımıza inanmıştım mesela ama şimdi bitti dedikleri için 2 günlük sokağa çıkma yasağına dahi tahammül edemeyecek gibi hissediyoruz. Ben yine evden çıkmıyorum ama sokağa çıkma yasağı vs. de olmasın istiyorum saçma bir şekilde. :)
- amelie poulain (02.06.20 18:18:04)
Bana kısa çalışma ödeneği çıktı, şirket sağolsun çalışma ödeneğinin üstünü tamamlayıp maaşımızı tam verdi yine de küçük kesintiler oldu. Bu süreç gerçekten benim içinde güzeldi diyebilirim. Haftada 1-2 gün dışarı çıkıp alkol alan biri olarak bu süreçte 2 2.5 ay boyunca hiç alkol almadım. Hiç para harcamayıp uzun zamandır istediğim ayarda bir bilgisayar aldım. Bilgisayarı aldıktan sonrada 10 gün oynamayı çok istediğim ve her bilgisayarın kaldırmayacağı bir oyuna kitlendim. Sonra 1 Haziran geldi ve ben işe geldim :(
- philiptraum (02.06.20 18:28:26 ~ 18:32:34)
Olumsuzluklarına rağmen evde kaldığım 2 ayı fırsat olarak görüp elimden geldiğince o şekilde değerlendirmeye çalıştım. Yıllar evvel aldığım ancak dev gibi kalın olduğu için bir türlü başlayamadığım iki kitabı bitirdim. İzlemeyeni dövdükleri iki dizinin tüm sezonlarını izledim. Mutfak ve ev işleriyle biraz daha haşır neşir olup yeteneklerini ve pratikliğimi geliştirdim. Hobi olarak öğrendiğim ensturmana daha çok zaman ayırabildiğim için ciddi katkısı oldu. Kilo alamayan bir insan olarak ben bile kilo alabiliyormuşum onu öğrendim. Sevdiklerimi, sosyalleşmeyi çok özlesem de biraz stresten uzaklaşmak iyi geldi.
- amaranta (02.06.20 18:40:58)
[]
2001 krizi ve sonrasi
Sözlükte birisi böyle bir entry yazmış da, bi tür entryleri hep görüyorum aslında o dönemlerle ilgili çok bilgim yok hep kulaktan dolma. O yüzden burada sormak istedim mesela bu entryde yazılanların hangisi ne kadar doğru ne kadar yanlış, tarafsız bir şekilde factlere dayalı yazabilecek olanlar çıkarsa memnun olurum.
"2001 ekonomik krizi. 27 banka battı, finans sitemi çöktü. gecelik faiz yüzde 1600’lere fırladı. enflasyon yüzde 100’lere yakındı, dolar bir gecede yüzde 100 arttı. kişi başı milli gelir 2 bin dolar civarlarındaydı. imf’den alınan borcun faizini yine imf’den borç alarak ödeyebiliyorduk. üretim yok denecek kadar azdı, ihracat şimdinin 10’da 1’i bile değildi. memur, emekli sefil durumdaydı, memur maaşları ödenemeyecek duruma gelmişti, emekliler maaş sıralarında can veriyordu. sosyal güvenlik çökmüş, sağlık sitemi iflas ermişti. hastaneler mezbelelikti, muayene olmak için geceden sıraya girilir, ilacını alamaz, ameliyat için bıçak parası öderdin. esnaf kepenk kapatmış, iflas etmiş, yazar kasa atacak duruma gelmişti. bugün aldığını aynı fiyata yarin alamazdın. her gün terör olayları olur, şehit verirdik. derme çatma karakollarda askerlimiz ölüme terkedilirdi. faili meçhuller, mafya olayları olağandı. savunma sanayi dışa bağımlıydı, yerlilik oranı yüzde 10’lardaydı, kıçı kırık heronlar için israil’e sakso çekmediğimiz kalmıştı. daha o kadar çoook şey var ama yoruldum. şimdi ise bankacılık finans sistemimiz tarihte olmadığı kadar sağlam. enflasyon yüzde 10’da (2013’te yüzde 5’e düşmüştü), faizler yüzde 11’de (geziden önce yüzde 4’e kadar düşmüştü), kişi başı milli gelir 10 bin dolara yakın, ihracat geçmişle kıyaslanmaz bile, oecd ülkeleri arasında gsmh’a göre borcu en düşük oranda olan bir iki ülkeden biri türkiye, yapılan yatırımları (ulaşım’ sağlık, teknoloji vs.) saysam bir saat boyunca yazmam lazım. savunma sanayinin yerlilik oranı yüzde 80’lere ulaşmış, kalekollar, ihalar, sihalar, tanklar, uçaklar, tüneller, metrolar, otoyollar, hastaneler, okullar vs. almış başını gitmiş, bir de gezi gibi, 15 temmuz gibi olaylara maruz kalmış, 4-5 yıldır aleni ekonomik operasyon yapılan bir ülkede olmuş bunlar. başka bir ülke olsa batmayı bırak çoktan parçalanırdı. suriye’de libya’da akdeniz’de olan bir türkiye. ve en son korona sürecinde dünya ekonomileri küçülürlen türkiye yüzde 4.5 büyümüş."
"2001 ekonomik krizi. 27 banka battı, finans sitemi çöktü. gecelik faiz yüzde 1600’lere fırladı. enflasyon yüzde 100’lere yakındı, dolar bir gecede yüzde 100 arttı. kişi başı milli gelir 2 bin dolar civarlarındaydı. imf’den alınan borcun faizini yine imf’den borç alarak ödeyebiliyorduk. üretim yok denecek kadar azdı, ihracat şimdinin 10’da 1’i bile değildi. memur, emekli sefil durumdaydı, memur maaşları ödenemeyecek duruma gelmişti, emekliler maaş sıralarında can veriyordu. sosyal güvenlik çökmüş, sağlık sitemi iflas ermişti. hastaneler mezbelelikti, muayene olmak için geceden sıraya girilir, ilacını alamaz, ameliyat için bıçak parası öderdin. esnaf kepenk kapatmış, iflas etmiş, yazar kasa atacak duruma gelmişti. bugün aldığını aynı fiyata yarin alamazdın. her gün terör olayları olur, şehit verirdik. derme çatma karakollarda askerlimiz ölüme terkedilirdi. faili meçhuller, mafya olayları olağandı. savunma sanayi dışa bağımlıydı, yerlilik oranı yüzde 10’lardaydı, kıçı kırık heronlar için israil’e sakso çekmediğimiz kalmıştı. daha o kadar çoook şey var ama yoruldum. şimdi ise bankacılık finans sistemimiz tarihte olmadığı kadar sağlam. enflasyon yüzde 10’da (2013’te yüzde 5’e düşmüştü), faizler yüzde 11’de (geziden önce yüzde 4’e kadar düşmüştü), kişi başı milli gelir 10 bin dolara yakın, ihracat geçmişle kıyaslanmaz bile, oecd ülkeleri arasında gsmh’a göre borcu en düşük oranda olan bir iki ülkeden biri türkiye, yapılan yatırımları (ulaşım’ sağlık, teknoloji vs.) saysam bir saat boyunca yazmam lazım. savunma sanayinin yerlilik oranı yüzde 80’lere ulaşmış, kalekollar, ihalar, sihalar, tanklar, uçaklar, tüneller, metrolar, otoyollar, hastaneler, okullar vs. almış başını gitmiş, bir de gezi gibi, 15 temmuz gibi olaylara maruz kalmış, 4-5 yıldır aleni ekonomik operasyon yapılan bir ülkede olmuş bunlar. başka bir ülke olsa batmayı bırak çoktan parçalanırdı. suriye’de libya’da akdeniz’de olan bir türkiye. ve en son korona sürecinde dünya ekonomileri küçülürlen türkiye yüzde 4.5 büyümüş."
gezi'ye kadar yer yer abartili ama dogru, gezi'den sonraki kisim klasik almanya bizi kiskaniyor havasinda gecen algi ve kara propaganda.
- baldur2 (30.05.20 11:29:49 ~ 11:30:58)
2001 kriziyle ilgili dönemde abartı yok eksikler çok. 60 lardan bu yana en sert krizdi ülke icin.
Bugünkü tablo elbette o kadar pembe değil. Türkiye'nin yüzde 4.5 büyümesi de Ocak subat Mart yani ilk çeyrek verileri. Mart nisan Mayıs'ta küçülme olacak. İkinci ceyregin açıklanmasına daha 3 ay var.
Bugünkü tablo elbette o kadar pembe değil. Türkiye'nin yüzde 4.5 büyümesi de Ocak subat Mart yani ilk çeyrek verileri. Mart nisan Mayıs'ta küçülme olacak. İkinci ceyregin açıklanmasına daha 3 ay var.
- gurur (30.05.20 11:32:46)
90lar bombok yıllar. Her anlamda felaket. 2001 krizi muadilleri ile kiyaslanamayacak kadar derin bir krizdi.
2008-2013 (geziye kadar) boktaki bir vaha olarak adlandirilabilir. Nispeten iyi bir dönem.
Gezi sonrası ise boktan yillar.
Kısaca böyle özetleyebiliriz. Daha derin yorumlar hem burada hem internette bulunabilir.
2008-2013 (geziye kadar) boktaki bir vaha olarak adlandirilabilir. Nispeten iyi bir dönem.
Gezi sonrası ise boktan yillar.
Kısaca böyle özetleyebiliriz. Daha derin yorumlar hem burada hem internette bulunabilir.
- allah yazdiysa bozsun (30.05.20 11:39:13)
Yazida "o devir" olarak bahsedilenlerin en az yarisi hala mevcut. Yazan arkadasin ekonomi konusunda en ufak bir bilgisi olmadan salladigini hic anlamasak bile korona surecinde Turkiye'nin buyudugunu iddia etmesinden anliyoruz.
- dunal (30.05.20 14:19:07)
Sikinti surada 2001 ve öncesi dönemde durum gerçeği yansıtıyor ama2011 ve sonrası donem ise tamamen algı. Enflasyon işsizlik gibi makro ekonomik verilerde Tüik verileri gerçeği yansıtmıyor. Enflasyonun resmi rakamla %10 açıklanması hiç bir şey ifade etmiyor kimse için. sadece hükumetin verileri nasıl manipüle ettiğini gösteriyor. Cunku 100 lira ile tum eksigi goren adam bugun marketten 4 parca ürün aldığında tükeniyor. Kesinlikte bir gelişme yok artık işsizler üni mezunu. Söyle de bir durum var ihracat hacmi tüm dünyada arttı buna gore ihracat rakamının yükselmesi degil niteliği önemli ancak tr burada da bir arpa boyu yol gidemedi. Bist 100 desen güven yok ve 2008 öncesi döneme geri dönmüş durumdayız. Bugün evini gecindiremedigi için kendini yakan insan var daha önce yazarkasa atılıyordu ama birisi haberlestirilip gündem olmasına izin verilmiyor. Kısaca 2001 den çok da farklı değiliz.
- shbz (30.05.20 15:13:34)
[]
Vergisiz al sat yapacak bir şey kaldı mı?
Döviz ve altın dışında, basit bankacılık mobil uygulamasıyla siksok vergisi olmadan alıp satabileceğim bir şey var mı?
Hisse senedi
- allah yazdiysa bozsun (25.05.20 22:59:09)
sanal olarak inek ve süt alıp satmanı sağlayan bir app vardı ama adını unuttum
- The_Lollok (25.05.20 23:16:52)
hahaha karikatüre güldüm
hisse senedi alıp satmak da dolar alıp satmak gibi kolay mı?
hisse senedi alıp satmak da dolar alıp satmak gibi kolay mı?
- sanguine (25.05.20 23:19:57)
VIOP'da işlem yapabilirsiniz.
- maxim gorki (25.05.20 23:21:02)
Dolar alıp satmak kadar kolay. Ama biraz işi var. Bankacılık uygulamanizdan hisse senedi almaya kalkisin. O sizi yönlendirecek zaten. Tahmini 1 iş günü sürecek. Siz şimdi almaya çalışın. Bayramdan sonra onaylanır.
- allah yazdiysa bozsun (25.05.20 23:26:22)
hisse senedinde de banka komisyon aliyor vergi degil ama yine birilerine sakal atiyorsun yani :)
- in vino veritas (26.05.20 00:21:08)
[]
Üniversite Affı
Eninde sonunda af çıkar değil mi, yani çıkmaması gibi bir durum olmaz, bir yıl sonra 5 yıl sonra ama çıkar?
bence de çıkar.
- pati (15.05.20 21:43:48)
Otur dersine çalış hazır korona morona karambolde mezun olursun
- kveldulv (15.05.20 22:01:25)
[]
Boğaziçi'nde bir bölüm vs memurluk
Beyin fırtınası
Örnek olarak;
Boğaziçi hazır kazanılmış olarak duruyor, okunacak
Parası iyi bir memurluk var o da yeni kazanılmış duruyor ya da buna gidilecek küçük bir kasabaya
yaş 30 diyelim mesela, ilkinde para yok hem de bu işsizlikte, ikincisinde para var ama o ortamdan mahrum kalmak vs.
Örnek olarak;
Boğaziçi hazır kazanılmış olarak duruyor, okunacak
Parası iyi bir memurluk var o da yeni kazanılmış duruyor ya da buna gidilecek küçük bir kasabaya
yaş 30 diyelim mesela, ilkinde para yok hem de bu işsizlikte, ikincisinde para var ama o ortamdan mahrum kalmak vs.
boğaziçi'ne gir gerekirse kaydı dondur, veya sınıfta kal. memurluktan gözün arkada kalırsa döner okursun.
- nabrukk (19.04.20 23:18:46)
Memurluğu kaçırma bence. Özel sektör bitik. Boun ortamını para varsa her yerde bulursun.
- insomniac (19.04.20 23:22:42)
Bu soruyu soruyorsan memurluk sana daha uygun gibi. Yas 30 ise enerjinin artik azaldigi ve paraya ihtiyaci olan biri oldugunu dusunerek.
- vfvandetta (19.04.20 23:37:42)
30 yaşındasın sen, 19-20 yaşındakilerle takılacaksın. Üniversite ortamı yaşayamayacaksın? Eğer küçük olsan derdim Boun her türlü ama şimdi okula gitsen bile Network oluşturmak sana ağır gelecek. Dersler desen tek başına çalışmak hem zor hem sıkıcı.
Sana ne yapacağını söyleyemem ama bi de bu yanını değerlendir derim.
Ha bu arada lisans okuyacağını düşünüyorum?
Not: Boğaziçi mezunuyum.
Sana ne yapacağını söyleyemem ama bi de bu yanını değerlendir derim.
Ha bu arada lisans okuyacağını düşünüyorum?
Not: Boğaziçi mezunuyum.
- damba (19.04.20 23:43:31)
istersen boğaziçi okuyup sonra memur olmak için uğraşa bilirsin veya direkt memur olabilirsin. seçim senin. kamuya kapak atmak için sızlayan nice boğaziçi, itü ve odtü gördü bu gözler.
- seyduna6687 (19.04.20 23:49:24)
Memur olun. Bir süre sonra eğitim hakkınızı kullanır atama yaptırırsınız gide gele birkaç sene ekleyerek maksimum limitte mezun olursunuz.
- kullanıcıadımbuolsun (19.04.20 23:56:40)
memurluktan memurluğa fark var. bazı belediyelerde mühendisler sosyal denge, isg vs derken 10.000 tl alıyor.
uzmanlık kadroları bayağı prestijli. düz memurluk ise süründürür.
uzmanlık kadroları bayağı prestijli. düz memurluk ise süründürür.
- renegade (20.04.20 00:14:15)
Boğaziçi'nde olsan da ortam, eğlence para olmadan olmaz. Artık üniversite öğrenciliği rahatlığı diye bir şey kalmadı. Boğaziçi ortamınında eskisi gibi olduğunu düşünümüyorum
- insomniac (20.04.20 00:27:13)
sıradan bir memurluk olmadığını varsayıyorum parası iyi diye belirtmişsin bu doğrultuda kesinlikle memurluk diyorum. rasyonel seçenek bu bence.
ingilizce için okumayı düşünüyosan da gerekirse özel ders falan bi şekilde okulda öğreneceğinden daha iyi seviyeye gelebilirsin emin ol.
ingilizce için okumayı düşünüyosan da gerekirse özel ders falan bi şekilde okulda öğreneceğinden daha iyi seviyeye gelebilirsin emin ol.
- pardus (20.04.20 00:35:06)
yaşın 30. 352 geldiğinde geçtim boğaziçini harvarddan mezun olsan pek işe yaramaz.
- KaraSakall (20.04.20 01:20:47)
Boğaziçinde eğitiminize devam etmenizi tavsiye ederim memurluk daha sonrada yapılabilir sadece maddiyat olarak bakmamak lazım. Ayrıca boğaziçinden iyi bölüm bitirirseniz mezun olduktan sonra çok daha iyi işler bulabilirsiniz.
- acebi (20.04.20 01:33:38)
küçük şehirde iyi para kazansan ne olur ki? büyük şehir olsa neyse. ben boğaziçi'ni seçerim yaş kaç olursa olsun.
- nothing in my way (20.04.20 11:40:52)
7 yıllık azami süre olduğu için atılma durumu var o yüzden kayıt dondurma imkanı yok, ya hemen okumaya devam edilecek ya da unutulacak artık.
Memurluk zaten mülakat olmadığı için kazanıldı, o yüzden çok düşündürücü, torpilsiz memur olmak çok zor. İleride tekrar fırsat geçer mi vs?
Memurluk zaten mülakat olmadığı için kazanıldı, o yüzden çok düşündürücü, torpilsiz memur olmak çok zor. İleride tekrar fırsat geçer mi vs?
- sanguine (20.04.20 19:22:29)
parasız bir nane olmuyor. Paraya yönel. ha bu memurluk olur, ticaret olur.
- Techsavvy (20.04.20 19:31:12 ~ 19:31:34)
[]
Spor Salonu Üyelik İptal
Martın ikisinde 6 aylık üyelik yaptırmıştım 500 lira verip. 3. haftada komple kapandı salon bir aydır da yok. Bugün kalan ücreti iade edin, mücbir sebep nedeniyle dedim maalesef yapamayız, zaten yapacak durumumuz da yok dediler mesaj yoluyla. Şimdi daha fazla ısrar edip çirkinleşmek istemiyorum direkt başka bir şey demeden tüketici hakem heyetine başvursam mı? Şunu sormak istiyorum yani çingenelik mi yapmış olurum, dedim ki hadi 100 lirasını kesin 400 lirayı gönderin, ona bile olmaz dediler. Benim de maaşım yarıya indi, kiram aynen duruyor. Evde oturdukça dünya para harcıyorum. Şimdi bu üyelik ücretinin peşine düşeyim mi?
(daha sonra istediğiniz zaman devam edebilirsiniz dediler bu arada ama şöyle bir durum var, ben başka bir şehirde bir kamu kurumuna asil olarak atandım henüz karar vermedim ama oraya da gitme olasılığım var yani söz özü hiç devam etme imkanım da olmayabilir)
(daha sonra istediğiniz zaman devam edebilirsiniz dediler bu arada ama şöyle bir durum var, ben başka bir şehirde bir kamu kurumuna asil olarak atandım henüz karar vermedim ama oraya da gitme olasılığım var yani söz özü hiç devam etme imkanım da olmayabilir)
kamu kurumunda baska ile atanmak yanlis bilmiyorsam hakli uyelik iptali sebebi.
sözleşmeye bagli elbette.
sözleşmeye bagli elbette.
- duygusuzromantik (17.04.20 12:03:41)
[]
Şınav Tahtası/Push Up Board
Bunu türkiye'de satan bi yer var mı, geçen yabancı bi sitede reklamını gördüm de, işe yarar bir şeye benziyor.
tr.gearbest.com
tr.gearbest.com
- kedikumunaiseyenadam (15.04.20 20:59:00)
[]
Online sebze meyve almak için
Var mı bildiğiniz bir site şu anda İstanbul'da faal olan. Migros sanal market en erken pazartesi getiriyor. Kapımin önünde a101, şok ve bim olduğundan ne stok yaptım bugüne kadar ne de ihtiyaç fazlası bir şey aldım. Sebze meyveleri de hep günlük alıyorum, dün de bilseydim tabi ki cts Pazar için de alırdım ama şu an ev tam takir. Migrostan sipariş veremiyorum, marketler kapalı, Hepsiburada vs çalışıyor mu?
banabi var ama kısıtlı bir menüye sahip. evin birkaç ihtiyacı vardı onları söyledim. gezinirken domates, kabak, elma, ananas, biber, salatalık vb. 7-8 çeşit daha sebze meyve gördüm.
- golgi aygıtı (11.04.20 12:07:14)
Getir’e bakabilirsiniz
- 65 derece (11.04.20 12:08:31)
getir ve banabi +1
istegelsin'e de bir bakın.
bende en erken sipariş teslim tarihi pazartesi olarak görünüyor, ama yoğunluktan da dolu olabilir.
hafta sonu teslimatıyla ilgili falan bir uyarı yok.
istegelsin daha market gibi, çeşidi daha fazla.
istegelsin'e de bir bakın.
bende en erken sipariş teslim tarihi pazartesi olarak görünüyor, ama yoğunluktan da dolu olabilir.
hafta sonu teslimatıyla ilgili falan bir uyarı yok.
istegelsin daha market gibi, çeşidi daha fazla.
- blatta hiberna (11.04.20 12:12:43 ~ 12:13:10)
www.manavkapimda.com
Hal esnaflarından bir hizmet. Market fiyatlarına kıyasla daha uygun ve kaliteli ürünler getiriyorlar. Yine de site üzerinden değil de whatsapp veya telefon üzerinden sorarak istemek daha mantıklı.
Hal esnaflarından bir hizmet. Market fiyatlarına kıyasla daha uygun ve kaliteli ürünler getiriyorlar. Yine de site üzerinden değil de whatsapp veya telefon üzerinden sorarak istemek daha mantıklı.
- desdenova34 (11.04.20 14:12:06)
@des onlar da kapalı
- sanguine (11.04.20 14:35:58)
[]
İBB Bisiklet
Belediyenin sahillerdeki bisikletleri kullanılabiliyor mu su an, sistem açık mı, yoksa onu da kapattılar mı?
şimdi gelen mesaja bakamadım, telefon kapalı da, bir sonraki duyuruya kadar sistem çevrimdışı olacak demiştiler, kiralama mümkün değil şu an için.
- masseter (07.04.20 18:51:50 ~ 18:53:19)
kapattilar onlem olarak.
- ozdek (07.04.20 19:00:49)
[]
Pendik'ten Yalova'ya gitmek
Şimdi Pendik'teyim yalova'ya nasıl geçerim. Gebze'ye trenle oradan minibüsle Karamürsel oradan da Yalova, ilk aklıma bu geldi.
eskihisar - topçular feribotları çalışıyor sanırım. negmar 444 99 88 bilgi alabilirsiniz
- obscure (03.04.20 14:38:25 ~ 14:39:54)
pendik marinada (sahilde) yalova feribotları iptal mi? iptalse otostop mantıklı.
- iddaaci (03.04.20 14:39:15)
efetur çalışıyorsa karamürsele kadar götürür. izin alabilriseniz tabi
- argent dawn (03.04.20 18:30:11)
karamürselle falan uğraşmayın. eskihisar topçular feribotları çalışıyor.
- oekuklu (03.04.20 20:00:19)
[]
Google play store Kredi kazanma
5 tlye ihtiyacim var, Google rewards I indirdim oradan 2 lira geldi, 7 liralık bir şey alacağım başka böyle uygulama var mı kredi kazanabilecegim. Satın alacaktım ama internette en az 25 tl olarak satıyorlar.
Turkcellden 10 TL kazandım yollaniyorsa kullan
- olaylar olaylar (27.03.20 19:34:32)
[]
Corona kayıplarının yaşları
Hayatını kaybeden insanların kaç yaşında olduğuna dair bir istatistik var mı? Hangi siteye baktiysam son derece saçma bir şekilde yaşlarıni vermek yerine yaş grupları için ölüm oranları verilmiş gerizekalica (60-70 arası %18 gibi atiyorum)
daha ileriki zamanlarda bu istatistikler toplanıp verilebilir
- anais (10.03.20 19:29:46)
Yaşları yazmıyor dikkat ederseniz ,ölüm oranları sadece, zaten burayı biliyorum en başından beri
- sanguine (10.03.20 20:22:01)
[]
Diploma çevirisi
Yaptıracağım 100 TL tek sayfa (diploma zaten), dil italyanca, noter onayı için ayriyeten notere para vereceğim.
Uygun mu?
Uygun mu?
noterlerin anlaşmalı olduğu çeviri ofisleri var, sor bakalım yeminli miymiş, öyle bi olayı var mıymış sonra boşuna yaptırma.
- kveldulv (05.03.20 16:18:20)
[]
Altın al-sat
Cuma gaza gelip altın aldım bugün 860 lira kardayim. Bozdurmamak için zor tutuyorum kendimi ilk defa kalkistim. Beklemeli miyim yoksa yetinmeli miyim bilemedim, ya da al sat yaparak kar edebilir miyim. Risk almak da istemiyorum sırf meraktan denemek için yaptım.
Bugün burada biri yıl sonu öngörüsü 400 lira demişti. Bu bir öngörü tabii ama günümüz ekonomik şartlarına ve İdlib gerilimine bakarsak altının düşeceğini pek öngörmüyorum.
Kısa vadeli al sat konusunda çok tecrübeli değilsen ben önermem. Kendi adıma söyleyeyim ben o riske girmezdim. Şimdi satsan 860 lira kar etmiş olursun evet. Ama yarın 340 liraya çıkmayacağını kimse garanti edemez. Sonra "tüh kaçırdık" diye düşünürken 340'tan alacaksın, bir de bakmışsın 330'a düşmüş. Bu işler zor. Ben olsam eğer ihtiyacım yoksa uzun vadeli yatırım yapardım. Kısa vadelide daha çok kazanma ihtimalin elbette var. Sonuçta riskin büyük olduğu yerde kazanç büyük oluyor. Ama kaybetme ihtimalin de var. Uzun vadede altın üzmez.
Kısa vadeli al sat konusunda çok tecrübeli değilsen ben önermem. Kendi adıma söyleyeyim ben o riske girmezdim. Şimdi satsan 860 lira kar etmiş olursun evet. Ama yarın 340 liraya çıkmayacağını kimse garanti edemez. Sonra "tüh kaçırdık" diye düşünürken 340'tan alacaksın, bir de bakmışsın 330'a düşmüş. Bu işler zor. Ben olsam eğer ihtiyacım yoksa uzun vadeli yatırım yapardım. Kısa vadelide daha çok kazanma ihtimalin elbette var. Sonuçta riskin büyük olduğu yerde kazanç büyük oluyor. Ama kaybetme ihtimalin de var. Uzun vadede altın üzmez.
- himmet dayi (24.02.20 15:47:56)
altın al satla kazandırmaz. kısa vadede kazandırmaz zarar edersin.
- sizofren06 (24.02.20 16:31:15)
altından ne zaman çıkarsan çık pişman olursun. tl'nin çöküşte olduğu bu kadar barizken altından euro'dan usd'den vs. çıkmak anlamsız. tutabildiğin kadar tut, hatta eline para geçtikçe üstüne ekle, birikim olarak kullanırsın.
- sir gawain (24.02.20 17:30:41)
Al sat yapcaksın da neye göre? Sözlük yorumları okuyarak mı? Hep derler ya bedava peynir fare kapanında olur diye.
- baal (24.02.20 17:51:35)
Gram Altin-Dolar arasi trade yap.
- turkuaz (24.02.20 18:18:43)
[]
Maaş Hesaplama
Net tutarı girerek brüt ücreti, ve buna yol ve yemek ücretini ekleyerek giydirilmiş brüt ücreti hesaplamaya çalışıyorum ve kanser olmak üzereyim.
Yüz tane sitede denedim bütün bu gerizekalı siteler net ücreti girdiğim halde üzerine agi ekleyip ele geçen miktar diye bir beyin özürlü miktar çıkartıyorlar. Ve hesaplama yapamıyorum bu yüzden. Bir tek şu site istediğim gibi hesaplama yapıyor.
brutmaas.net
Maaşı girdiğimde agi'yi içinde hesaplıyor yani maaş kısmı aslında net ücret oluyor. Ama buna da yol ve yemeği ekleyemiyorum bir türlü.
Bu işler için bildiğiniz bir uygulama ya da site var mı?
Yüz tane sitede denedim bütün bu gerizekalı siteler net ücreti girdiğim halde üzerine agi ekleyip ele geçen miktar diye bir beyin özürlü miktar çıkartıyorlar. Ve hesaplama yapamıyorum bu yüzden. Bir tek şu site istediğim gibi hesaplama yapıyor.
brutmaas.net
Maaşı girdiğimde agi'yi içinde hesaplıyor yani maaş kısmı aslında net ücret oluyor. Ama buna da yol ve yemeği ekleyemiyorum bir türlü.
Bu işler için bildiğiniz bir uygulama ya da site var mı?
yol yemek bordroda gözükmüyorsa hesaba katılmaz zaten onları elle ekleyeceksiniz
- argent dawn (17.02.20 17:48:43)
bu verdiğin sitede sağda "gelişmiş" diye bir buton var. orada değişken gelirin altında ikramiye - yol - yemek vs var. oradan girsen olmuyor mu_?
- co2s2 (17.02.20 19:54:55)
22.000 TL'ye kadar %15; 49.000 TLye kadar % 20 180.000 TL ye kadar %27 diye gider bu senenin vergi dilimleri.
örneğin sizin brüt maaş 6 bin.
Ocak ayı 6bin*0,85: net maas + yol+yemek
Şubat ayı yine 6 bin *0,85: net maas + yol+yemek
ne zamanki kümüle de 22bin tl yi aşar maaşınız o zaman vergi dilimi değişir. Yani bu örnekte 4. ayda 6bin* 0,8 : net maas + yol+yemek.
Bu şekilde netten brüte gidebilirsiniz.
örneğin sizin brüt maaş 6 bin.
Ocak ayı 6bin*0,85: net maas + yol+yemek
Şubat ayı yine 6 bin *0,85: net maas + yol+yemek
ne zamanki kümüle de 22bin tl yi aşar maaşınız o zaman vergi dilimi değişir. Yani bu örnekte 4. ayda 6bin* 0,8 : net maas + yol+yemek.
Bu şekilde netten brüte gidebilirsiniz.
- delidiyorum (18.02.20 09:10:54)
[]
İstanbul'daki beton çılgınlığı
1 yıldır Anadolu yakasında yaşıyorum, ondan önce üniyi karşıda okumuştum. Bir bütün olarak İstanbuldan nefret ediyorum orası ayrı ama. Nispeten yaşamaya devam edebiliyorum. Bu aralar Küçükçekmece tarafında isim oldu çok, bugün de Büyükçekmeceye geldim ilk kez. Aman Allah'ım bu nedir, kafamı hangi yöne cevirsem konut, bina, beton. Ortadan zaten 10 şeritli yol geçiyor binlerce araba. Buralara ilk defa geldiğim için aşina değilim, bu Haramidere Beylikdüzü bilmem ne yeniden Küçükçekmeceye geçene kadar resmen beton ve arabadan başka hiçbir şey yok. Ve aşırı kalabalık, otobüsler, caddeler.
Bu kadar insan burada nasıl yaşıyor, çalışıyor. Kisin gene soğuk, ama yazın buralar nasıl oluyor tahmin edemiyorum.
Bu kadar insan burada nasıl yaşıyor, çalışıyor. Kisin gene soğuk, ama yazın buralar nasıl oluyor tahmin edemiyorum.
beton yiyoruz.
memleketin beşte birini bir şehre doldurursan başka ne bekleyebilirsin. hele ki plansız programsız şekilde.
memleketin beşte birini bir şehre doldurursan başka ne bekleyebilirsin. hele ki plansız programsız şekilde.
- orijinal nick bulamadim (13.02.20 14:08:14 ~ 14:08:26)
Küçükçekmece'de çalıştım iki sene. Eğer yine Küçükçekmece'de oturuyorsan kötü değil. Yeni yapılan, sosyal donatılı bir sürü site var, olmadı TOKİ konutları var bilmem ne... Yani o hinterlanttan çıkmayınca süper olabilir. Caddeler geniş, spor yapacak yerler var, alışveriş merkezleri var... Orada yaşayanlar bilirler elbette, ama ben 2012-2014 arası oradaydım ve o çevre kötüydü diyemem. Ama ben 30km yol gidip geliyordum ve berbat oluyordu.
- malheiros (13.02.20 14:10:23)
Açılın ben beylikdüzünde oturuyorum :D
beylikdüzü'nün beylikdüzü olduğu yer (migros arkası, büyükşehir, bizimkent) bir nebze daha ferah. çok değil ama bir nebze. binaların önünde bahçeler ve arada çamlıklar mevcut. daha nefes alınabilir. ama hala yüksek binalar nispeten sıkışık.
Ama yolun karşı tarafı tam bir işkence... esenyurt'a bağlanan bölge. orta refüje bile 27 kat imar izni verilmiş gibi... devasa 30 katlı binaların arasında 1 avuç çimen.. binalar sıkışık ki, orta alanda bulunan yeşillik ve "lüks havuz" çevresinde telefon sinyali bile ulaşmıyor. genelde afgan ve suriyelilerin işgalinde olan bir yere dönüştü. öyle ki köprünün kuzeyinde arapça konuşmaları duyarken, güneyde türkçe konuşuluyor.
büyükçekmece dersen aslında sayfiye yeriydi bir zamanlar. asıl büyükçekmece maks. 4 katlı binalardan oluşan bir bölge. yazın özellikle sahil kısmı tam tatil beldesi modunda oluyor.
daha ilerisinde mimaroba ve sinanoba var. oralar da çok çok uzak (beylikdüzü çok, oralar çok çok uzak) bir yer. 6-8-10 kat ve nispeten ferah yaşam alanı.
evet nefret edilecek ve yaşanılmaz yerler. özellikle yeni gelişen(!) esenyurt tarafı beton ormanı. benim bulunma nedenim iş. Evimle işim arası şu an 30 dakika. trafik yoksa (ki en son 20 sene önce trafik yoktu) 10 dakika. başka türlü durmam zaten burada.
beylikdüzü'nün beylikdüzü olduğu yer (migros arkası, büyükşehir, bizimkent) bir nebze daha ferah. çok değil ama bir nebze. binaların önünde bahçeler ve arada çamlıklar mevcut. daha nefes alınabilir. ama hala yüksek binalar nispeten sıkışık.
Ama yolun karşı tarafı tam bir işkence... esenyurt'a bağlanan bölge. orta refüje bile 27 kat imar izni verilmiş gibi... devasa 30 katlı binaların arasında 1 avuç çimen.. binalar sıkışık ki, orta alanda bulunan yeşillik ve "lüks havuz" çevresinde telefon sinyali bile ulaşmıyor. genelde afgan ve suriyelilerin işgalinde olan bir yere dönüştü. öyle ki köprünün kuzeyinde arapça konuşmaları duyarken, güneyde türkçe konuşuluyor.
büyükçekmece dersen aslında sayfiye yeriydi bir zamanlar. asıl büyükçekmece maks. 4 katlı binalardan oluşan bir bölge. yazın özellikle sahil kısmı tam tatil beldesi modunda oluyor.
daha ilerisinde mimaroba ve sinanoba var. oralar da çok çok uzak (beylikdüzü çok, oralar çok çok uzak) bir yer. 6-8-10 kat ve nispeten ferah yaşam alanı.
evet nefret edilecek ve yaşanılmaz yerler. özellikle yeni gelişen(!) esenyurt tarafı beton ormanı. benim bulunma nedenim iş. Evimle işim arası şu an 30 dakika. trafik yoksa (ki en son 20 sene önce trafik yoktu) 10 dakika. başka türlü durmam zaten burada.
- unique hint kumasi (13.02.20 14:22:16)
Talep var sonuçta. inşaatçılar ne yapsın ? Ev, bina yapacaklar insanlar da kredi çekecek stüdyo daire de olsa çoğu zaman kredi ile yerine göre en aşağı 300-400 bin verip sözde rahat edecekler. Ömrünü borçlu geçiren, kredi çekmeden olmuyor diyen ya da düşünen çok yiğit var. Geçen arkadaş diyordu, İstanbul gibi bir şehre gidip yerleşmek bu kadar kolay olmamalı. şehre kota konulması lazım her isteyen taşınamamalı. Aşırı derecede fazla yoğunluk ve plansız yerleşim var.
Zaten olası bir depremdeki endişelerin sebebi, temelde bu palnsızlık ve aşırı insan yoğunluğu.
Zaten olası bir depremdeki endişelerin sebebi, temelde bu palnsızlık ve aşırı insan yoğunluğu.
- Erva (13.02.20 16:10:56)
[]
İngilizce Akademik Referans Mektubu
Bir sürü örneği var internette de ben sizin bizzat kullandığıniz varsa onları soruyorum. Master a başvuracagim yurtdışında, dün bir hocamla konustum metni gönder imzalayayim dedi. Sizin master başvurusunda sunduğunuz ingilizce mektuplar var mı?
Ben genelde şöyle ysziyorum.
Bu kişiyi su yıldan beri su nedenle tanıyorum.
Kendisi su konuda oldukça meraklı ve araştırmacı bir kişiliğe de sahiptir.
Kendisine kurumunu nezdinde olanak sağlanırsa başarılı olacağına ve katkı vereceğine guvenim tamdır.
Saygıyla
Bu kişiyi su yıldan beri su nedenle tanıyorum.
Kendisi su konuda oldukça meraklı ve araştırmacı bir kişiliğe de sahiptir.
Kendisine kurumunu nezdinde olanak sağlanırsa başarılı olacağına ve katkı vereceğine guvenim tamdır.
Saygıyla
- fempusay (05.02.20 18:43:46)
[]
Referans mektubu
Avrupa'da bir master programına başvuracağım. En az bir adet referans mektubu istiyorlar. Özellikle belirtmemisler ama diploma ve transkripti o ülkenin diline yeminli tercüme ettirme gereği koyduklarına göre onu da cevirttirmem gerekiyor. Bir link vs vermemişler, sadece PDF olarak yükleyin yazıyor.
Benim elimde fiziki bir mektup var, Türkiye'deki bir programa başvurmak için almıştım. Ocak 2018 tarihli ve Türkçe. Bunu kullansam olur mu?
Benim elimde fiziki bir mektup var, Türkiye'deki bir programa başvurmak için almıştım. Ocak 2018 tarihli ve Türkçe. Bunu kullansam olur mu?
ocak 2018 referans mektubu için eski bir tarih. onu aldığınız hocanızdan rica edin, linki gönderin, bir tane daha yazsın.
- aynenbencede (03.02.20 14:15:46)
Hocaniz ingilizce bilmiyorsa buyuk ihtimalle size yazdirir, antetli kagida yazdirip imzalar, siz de scan edip pdfi yuklersiniz.
- hot potato (03.02.20 21:03:07)
[]
Master sonrası düzen kurma
Almanya'da yüksek lisans yaptıktan sonra çalışmak ve yaşamak için kalmak ne kadar olasıdır? Tabi ki mesleğimi (avukatlık) yapmam imkansız yani vasıfsız bir işte çalışacağım çalışırsam. Ama ne kadar yapılabilir bir şeydir bu? Şu an tek sıkımlik bir durumum var. Mevcut işimi vs bırakıp yüksek lisans için gitmek istiyorum. Dönüşü olmayan gidiş ama, orada bağlantı, iş vs bulup kalmak hayal midir,değer mi? Bunu merak ediyorum. İleri düzeyde İngilizce biliyorum ve a2 ayarında da Almanca.
Almanca bilmeden berlin haric zor. Avukatlik yapabileceginiz - kurumsal olsa da - yerleri zorlayin.
- kveldulv (02.02.20 02:42:12)
kanuni olarak master sonrasi kalmak kolay, ama pratikte bazi meslek gruplari haric cok zor. hele almanca bilmeden ozellikle iletisime dayali mesleklerde ilerlemek zor. belki avukatlik degil hukuk alaninda baska isler yapilabilir. ornegin son zamanlarda ozel sirketlerin "gdpr" gibi konularda calisan bulundurmak, ve surclerini bu konuda degerlendirme zorunluluklari var. bu konuda bir sertifaka sahibi olmak, ve ayni zamanda hukuk alaninda diploma sahibi olmak sirketlerde "data privacy protection" alaninda calismanin yolunu acabilir.
- emrahday (02.02.20 15:48:10 ~ 15:49:41)
[]
Hayatla İlgili Kalıcı Kararlar
Böyle kararlar verme aşamasındayım şu anda.
Öncelikle avukatım, okuldan mezun olalı neredeyse 5 yıl oldu. 27 yaşındayım. 2 yıldır çalışıyorum. Ve inanılmaz mutsuzum. Eskiden yalnızca Türkiye'de olduğum için mutsuzdum, hayatımın geri kalanında kendimi mutlu edebiliyordum. Şimdi ise hiçbir şekilde maddi olarak tatmin olamadığım gibi gelecekte de bunun değişmeyeceğini gördükçe artık çıkılmaz bir depresyona girdim. Yaptığım hiçbir şeyden keyif almıyorum. Çalıştığım yerden memnunum (beni her şeyi bırakmaktan geri tutan tek şey bu şu anda) ama çok az para kazanıyorum, iş bütün vaktimi alıyor. Git gide eriyorum, mental ve fiziki olarak. Şimdi önümde şöyle seçenekler var.
-Böyle devam edeceğim, git gide daha da mutsuz olacağım. Er geç bu işten de ayrılacağım, yine iş arayacağım, yine böyle bir yere gireceğim ve üç kuruş gececek elime. Uzun vadede durumumun düzeleceği yok. İşimden de gittikçe nefret ediyorum.
-Kamuya gireceğim, kpss kasıp. Açıkçası bunun üzerinde yoğunlaşıyorum son bir yıldır, 88 puan aldım henüz atanamadım. Son atamada doğu illerinin gelmesi yüksek bir olasılık. Ya da bu yıl tekrar kasıp gireceğim. Ama herkes kastığı için yine atanamayacağım. Yine de en makul en yapabileceğim şey bu gibi geliyor.
-Benim güzel bir okulda mütercim tercümanlık örgün eğitim lisans kaydım var. Buraya hukuktan mezun olduktan sonra çalışmak istemediğim için 2.5 sene devam ettim. Sonra bedelli askerlik çıktı, para lazım vs diye işe girdim o günden beri çalışıyorum. Burayı bitirmek için de 7 yıllık limit dolayısıyla 2-3 senem var. Yani şu dakika işi bırakıp okula devam edersem 30 yaşında mezun olabilirim. Bu süre zarfında avukatlık yapmam imkansız, devamsızlık dolayısıyla. Mezun olduğumda iki diploma ne kadar işime yarar Türkiye şartlarında emin değilim.
-Son olarak geçen hafta Hollandadaydım kuzenimi ziyarete gittim. O ne yaptı etti kıçını yırttı master için gitti şimdi 7 yıldır orada doktorasını yapıyor. Artık sürünme aşamasını geçti iyi kötü para kazanıyor. Vatandaşlık alması her geçen sene kolaylaşıyor. Hepsini geçtim burada cidden yaşadığım şey hayat değil, orada kuzenimin vasıfsız işlerde çalışan arkadaşları bile oldukça mutlular. Yaşlandıkça daha büyük depresyona gireceğim böyle bir ortamda yaşamak için çabalayamadığım için. Şimdi biraz birikmişim var. Çok şükür bakmakla yükümlü olduğum kimse ya da borcum da yok. Hatta çok zora düşersem annem de yardımcı olur. Her şeyi göze alıp avrupada master kovalamak çok korkutucu geliyor bana. Ya o bir yıl içerisinde orada kalmaya devam etmeye yetecek kadar başarılı olamazsam, bağlantı edinemezsem vs. geri dönersem çok büyük yıkım olur benim için. iş tecrübem az olduğu ve yaşım ilerlediği için iş bulmam da çok zor olur. zaten ben gidip dönene kadar artık avukatların maaşları asgari ücrete kadar iner. o yüzden en çok istediğim şey bu olmasına rağmen bir türlü kalkışamıyorum buna.
Ne yapmalıyım
Öncelikle avukatım, okuldan mezun olalı neredeyse 5 yıl oldu. 27 yaşındayım. 2 yıldır çalışıyorum. Ve inanılmaz mutsuzum. Eskiden yalnızca Türkiye'de olduğum için mutsuzdum, hayatımın geri kalanında kendimi mutlu edebiliyordum. Şimdi ise hiçbir şekilde maddi olarak tatmin olamadığım gibi gelecekte de bunun değişmeyeceğini gördükçe artık çıkılmaz bir depresyona girdim. Yaptığım hiçbir şeyden keyif almıyorum. Çalıştığım yerden memnunum (beni her şeyi bırakmaktan geri tutan tek şey bu şu anda) ama çok az para kazanıyorum, iş bütün vaktimi alıyor. Git gide eriyorum, mental ve fiziki olarak. Şimdi önümde şöyle seçenekler var.
-Böyle devam edeceğim, git gide daha da mutsuz olacağım. Er geç bu işten de ayrılacağım, yine iş arayacağım, yine böyle bir yere gireceğim ve üç kuruş gececek elime. Uzun vadede durumumun düzeleceği yok. İşimden de gittikçe nefret ediyorum.
-Kamuya gireceğim, kpss kasıp. Açıkçası bunun üzerinde yoğunlaşıyorum son bir yıldır, 88 puan aldım henüz atanamadım. Son atamada doğu illerinin gelmesi yüksek bir olasılık. Ya da bu yıl tekrar kasıp gireceğim. Ama herkes kastığı için yine atanamayacağım. Yine de en makul en yapabileceğim şey bu gibi geliyor.
-Benim güzel bir okulda mütercim tercümanlık örgün eğitim lisans kaydım var. Buraya hukuktan mezun olduktan sonra çalışmak istemediğim için 2.5 sene devam ettim. Sonra bedelli askerlik çıktı, para lazım vs diye işe girdim o günden beri çalışıyorum. Burayı bitirmek için de 7 yıllık limit dolayısıyla 2-3 senem var. Yani şu dakika işi bırakıp okula devam edersem 30 yaşında mezun olabilirim. Bu süre zarfında avukatlık yapmam imkansız, devamsızlık dolayısıyla. Mezun olduğumda iki diploma ne kadar işime yarar Türkiye şartlarında emin değilim.
-Son olarak geçen hafta Hollandadaydım kuzenimi ziyarete gittim. O ne yaptı etti kıçını yırttı master için gitti şimdi 7 yıldır orada doktorasını yapıyor. Artık sürünme aşamasını geçti iyi kötü para kazanıyor. Vatandaşlık alması her geçen sene kolaylaşıyor. Hepsini geçtim burada cidden yaşadığım şey hayat değil, orada kuzenimin vasıfsız işlerde çalışan arkadaşları bile oldukça mutlular. Yaşlandıkça daha büyük depresyona gireceğim böyle bir ortamda yaşamak için çabalayamadığım için. Şimdi biraz birikmişim var. Çok şükür bakmakla yükümlü olduğum kimse ya da borcum da yok. Hatta çok zora düşersem annem de yardımcı olur. Her şeyi göze alıp avrupada master kovalamak çok korkutucu geliyor bana. Ya o bir yıl içerisinde orada kalmaya devam etmeye yetecek kadar başarılı olamazsam, bağlantı edinemezsem vs. geri dönersem çok büyük yıkım olur benim için. iş tecrübem az olduğu ve yaşım ilerlediği için iş bulmam da çok zor olur. zaten ben gidip dönene kadar artık avukatların maaşları asgari ücrete kadar iner. o yüzden en çok istediğim şey bu olmasına rağmen bir türlü kalkışamıyorum buna.
Ne yapmalıyım
Atanıp doğuya gidersen ülke kaynaklı mutsuzluğun depar atar, bence yurtdışını zorla.
- epistemic_regress (28.01.20 01:04:59)
Vereceğim cevap işine yarar mı emin değilim:
Şu an tarif ettiğin durum, hayatla ilgili karar verme değil de içinde bulunduğun durumdan kaçma planı şeklinde. Hani net bir yol ayrımında değilsin zaten, sadece mutsuz olmamak, işte iyi para kazanmak... istiyorsun ve bunlar soyut şeyler; nereden hangi şartlarda, nasıl temin edebilecegin belli olmaz.
Kararini daha somut şeyler üzerinden vermek belki de bunlar yerine, çünkü bahsettiklerinden hangisini secersen seç ucunda nasıl bir yere çıkacağını ne biri söyleyebilir sana, ne de bir garanti/vaadte bulunabilir.
Sözün özü, mutluluk ve para konusunu tabii ki hesaba kat, ama sadece buna da odaklanma; nihayetinde sayıp doktuklerin icinden, hangi yoldan gidersen git şartlarını senin yol boyunca verdiğin kararlar, yaptığın şeyler oluşturacak.
Şu an tarif ettiğin durum, hayatla ilgili karar verme değil de içinde bulunduğun durumdan kaçma planı şeklinde. Hani net bir yol ayrımında değilsin zaten, sadece mutsuz olmamak, işte iyi para kazanmak... istiyorsun ve bunlar soyut şeyler; nereden hangi şartlarda, nasıl temin edebilecegin belli olmaz.
Kararini daha somut şeyler üzerinden vermek belki de bunlar yerine, çünkü bahsettiklerinden hangisini secersen seç ucunda nasıl bir yere çıkacağını ne biri söyleyebilir sana, ne de bir garanti/vaadte bulunabilir.
Sözün özü, mutluluk ve para konusunu tabii ki hesaba kat, ama sadece buna da odaklanma; nihayetinde sayıp doktuklerin icinden, hangi yoldan gidersen git şartlarını senin yol boyunca verdiğin kararlar, yaptığın şeyler oluşturacak.
- encokbenisevinnolur (28.01.20 01:15:27)
+1 encokben...
Bu şekilde kendini daha çok yıpratırsın. Bir soluklan. Yeni şeyler deneyeceğin kısa bir seyahat planı yap. Ülkede vardır mutlaka daha önce hiç gitmediğin bir şehir. İşi gücü gelecek kaygısını mutluluğu bir kenara bırak, kendini tamamen adapte edeceğin bir geziye çok bir kaç gün.(gezmeyi sevmiyorsan, başka birşeyler deneyebilirsin, marangoz atölyesinde masa yapmak gibi, onu sen bul) kafanı meşgul eden düşüncelerden uzaklaşmak iyi gelecek. Sonra kendine sor gelecekte nasıl bir hayat yaşamak istiyorum. Soyut, ucu çok açık şeyler yerine net cevaplar bulmaya çalış. Bir arabam olsun gezeyim deme mesela, ferrarimle italyadan ispanyaya seyahat edeyim de. Zaten bu istediklerini gerçekleştirmek için neler yapman gerektiğini az çok tahmin edeceksin.
Hedefi belirledikten sonra yol çok da önemli değil. Her yolu seni bir şekilde hedefe ulaştırır. Hedef olmadan olmaz. Kal sağlıcakla.
Bu şekilde kendini daha çok yıpratırsın. Bir soluklan. Yeni şeyler deneyeceğin kısa bir seyahat planı yap. Ülkede vardır mutlaka daha önce hiç gitmediğin bir şehir. İşi gücü gelecek kaygısını mutluluğu bir kenara bırak, kendini tamamen adapte edeceğin bir geziye çok bir kaç gün.(gezmeyi sevmiyorsan, başka birşeyler deneyebilirsin, marangoz atölyesinde masa yapmak gibi, onu sen bul) kafanı meşgul eden düşüncelerden uzaklaşmak iyi gelecek. Sonra kendine sor gelecekte nasıl bir hayat yaşamak istiyorum. Soyut, ucu çok açık şeyler yerine net cevaplar bulmaya çalış. Bir arabam olsun gezeyim deme mesela, ferrarimle italyadan ispanyaya seyahat edeyim de. Zaten bu istediklerini gerçekleştirmek için neler yapman gerektiğini az çok tahmin edeceksin.
Hedefi belirledikten sonra yol çok da önemli değil. Her yolu seni bir şekilde hedefe ulaştırır. Hedef olmadan olmaz. Kal sağlıcakla.
- hepbiarayisicinde (28.01.20 04:35:56)
Yapacagın iş parti farketmeksizin siyasete bulaş çevre yap mümkün oldukça zengin olsun çevren tecrübe kazandıkça iş kurup serbest çalışırsın
- civilengineer.v (28.01.20 09:01:21)
Ben de işsiz bir tercüman olarak yazayım. Bu sektör battı. Tercümanlık mezunu arkadaşlarımın çoğu polis oldu. İngilizce öğretmenlik okuyor olsaydınız daha iyi olurdu. Onların ataması kolay sanki. Bir de yurtdışına gitmek için avrupa gönüllü hizmetini deneyin. Orada çevre edinirsiniz. Türklerin olduğu yerde avukatlık yaparsınız belki dili öğrendikten sonra.
Tercümanlıkla ilgili sorularınız varsa yanıtlarım.
Tercümanlıkla ilgili sorularınız varsa yanıtlarım.
- geçerkenugradım (28.01.20 10:35:12)
Merhaba Sanguine,
Eğer Türkiye'de yaşamaktan mutsuz olduğunuzu söylemeseydiniz, o zaman arkadaşların dediklerini uygulamanız belki yeterdi. Ancak şu an kısa vadede iş görür givi geliyor bana.
Eğer birikiminiz varsa, yeni bir ülkeyi deneyimleyebilirsiniz. Olumsuzlukları hesaba katmak gerek elbette fakat eğer azmederseniz niçin olmasın?
Hollanda yerine Almanya'yı düşünebilirsiniz belki master için? Hollanda'da master programları Almanya'ya göre daha pahalı.
Kolay gelsin.
Eğer Türkiye'de yaşamaktan mutsuz olduğunuzu söylemeseydiniz, o zaman arkadaşların dediklerini uygulamanız belki yeterdi. Ancak şu an kısa vadede iş görür givi geliyor bana.
Eğer birikiminiz varsa, yeni bir ülkeyi deneyimleyebilirsiniz. Olumsuzlukları hesaba katmak gerek elbette fakat eğer azmederseniz niçin olmasın?
Hollanda yerine Almanya'yı düşünebilirsiniz belki master için? Hollanda'da master programları Almanya'ya göre daha pahalı.
Kolay gelsin.
- chihirovekohaku (28.01.20 10:43:49)
25 yaşındayım, avukatım, kendi ofisimde çalışıyorum. Yaşadığın tüm umutsuzlukları birebir yaşıyorum. Hatta çevremdeki çoğu avukat arkadaşım ve ortaklarım da yaşıyor. İçinde bulunduğun umutsuzluk ve mutsuzluk durumu genel olarak bizim meslek grubunda ve gözlemlediğim diğer meslek gruplarında da yaşanır halde. Dolayısıyla sana özel bir kaygı olmadığını belirtmek isterim. Bunun genel sebebi de dünya değişirken bizim sürekli olarak yerimizde saymamız ve ülkenin içinde bulunduğu ve gitgide kötüye giden ekonomik durum tahminimce.
Ben içinde bulunduğum umutsuzluk ve mutsuzluk durumundan nasıl uzaklaşıyorum?
1-Mesleğimiz stresli ve sürekli olarak mutsuz insanlarla uğraşmak durumunda kaldığımız için çevremi meslektaştan arındırdım. Çünkü iş çıkışı oturup bir şeyler içmek istediğimde sürekli olarak yok şu dava nasıl oldu, yok hakim kararda hata yaptı, yok müvekkil ücreti ödemedi, yok şu dosyadan şu kadar kazandım gibi muhabbetlere maruz kalmak istemiyorum. Meslektaş olarak görüşmeye devam ettiğim arkadaşlarım da aynı muhabbetlerin dönmesinden şikayetçi olan ve farklı şeyler hakkında konuşmak isteyenler insanlar.
2-Yeni bir hobi edindim. En son lise yıllarında resim yapmıştım. O dönemde, hocalarım resim konusunda eşsiz bir yetenek olmasam da elimin yatkın olduğundan bahsederlerdi. Malum, üniversite sınavı, dersaneler derken hiçbir zaman okuldaki dersler dışında doğru düzgün resim yapmaya fırsatım olmamıştı. Gittim bir atölyeye yazıldım, yeni insanlar tanıdım, yağlı boya çalışıyorum ve haftanın 2 günü 3'er saat buna ayırmak meditasyon etkisi yarattı. Benim fikrime göre, insanın üretken olması birçok sorundan uzaklaşması için harika bir meditasyon yöntemi.
Resim, müzik gibi uğraşlar yerine yemek yapmak, bir şeyleri tamir etmek, puzzle bitirmek vs bunlara dahil edilebilir.
3- Eskiden, üniversite ve staj döneminde çok fazla şey okuduğum için kitap okumaktan kaçıyordum. İş gereği hala çok fazla şey okuyor ve yazıyorum fakat artık kitap okumayı bu sebeple ekstra görmemeye başladım. Düzenli olarak kitap okuyor, düzenli okuyan arkadaşlarımla fikir alışverişinde bulunuyor, okuduğum yazarlar hakkında araştırma yapıyor, kütüphanemi zenginleştirmeye çalışıyorum.
4-Her ay olmasa da en azından 2 ayda bir, farklı bir şehre gitmeye çalışıyorum. İş için gittiğim yerlerde bile gezmek için kendime vakit ayırıyor sonra geri dönüyorum. Sanki günlerce kalmışım gibi bana çok iyi geliyor.
Tüm bunlara rağmen, hayat hala mükemmel değil. Ama hangimizin mükemmel ki? En mükemmel hayatı yaşadığını iddia eden biri bile, biraz düşündükten sonra kendi hayatı hakkında mutlaka bir pürüz bulacaktır. Mümkün olduğunca kendini yenilemeye ve geliştirmeye odaklan. Gelecek kaygısı hepimizde var. Para yaşamak için iyi bir araç, ama asıl amaç kendimiz olmalıyız bence. Sen kimsin, kim oldun? Fazla Polyanna bir tavır sergilemek istemiyorum fakat durum bu. Umarım en yakın zamanda üstesinden gelirsin. Sevgiler.
Ben içinde bulunduğum umutsuzluk ve mutsuzluk durumundan nasıl uzaklaşıyorum?
1-Mesleğimiz stresli ve sürekli olarak mutsuz insanlarla uğraşmak durumunda kaldığımız için çevremi meslektaştan arındırdım. Çünkü iş çıkışı oturup bir şeyler içmek istediğimde sürekli olarak yok şu dava nasıl oldu, yok hakim kararda hata yaptı, yok müvekkil ücreti ödemedi, yok şu dosyadan şu kadar kazandım gibi muhabbetlere maruz kalmak istemiyorum. Meslektaş olarak görüşmeye devam ettiğim arkadaşlarım da aynı muhabbetlerin dönmesinden şikayetçi olan ve farklı şeyler hakkında konuşmak isteyenler insanlar.
2-Yeni bir hobi edindim. En son lise yıllarında resim yapmıştım. O dönemde, hocalarım resim konusunda eşsiz bir yetenek olmasam da elimin yatkın olduğundan bahsederlerdi. Malum, üniversite sınavı, dersaneler derken hiçbir zaman okuldaki dersler dışında doğru düzgün resim yapmaya fırsatım olmamıştı. Gittim bir atölyeye yazıldım, yeni insanlar tanıdım, yağlı boya çalışıyorum ve haftanın 2 günü 3'er saat buna ayırmak meditasyon etkisi yarattı. Benim fikrime göre, insanın üretken olması birçok sorundan uzaklaşması için harika bir meditasyon yöntemi.
Resim, müzik gibi uğraşlar yerine yemek yapmak, bir şeyleri tamir etmek, puzzle bitirmek vs bunlara dahil edilebilir.
3- Eskiden, üniversite ve staj döneminde çok fazla şey okuduğum için kitap okumaktan kaçıyordum. İş gereği hala çok fazla şey okuyor ve yazıyorum fakat artık kitap okumayı bu sebeple ekstra görmemeye başladım. Düzenli olarak kitap okuyor, düzenli okuyan arkadaşlarımla fikir alışverişinde bulunuyor, okuduğum yazarlar hakkında araştırma yapıyor, kütüphanemi zenginleştirmeye çalışıyorum.
4-Her ay olmasa da en azından 2 ayda bir, farklı bir şehre gitmeye çalışıyorum. İş için gittiğim yerlerde bile gezmek için kendime vakit ayırıyor sonra geri dönüyorum. Sanki günlerce kalmışım gibi bana çok iyi geliyor.
Tüm bunlara rağmen, hayat hala mükemmel değil. Ama hangimizin mükemmel ki? En mükemmel hayatı yaşadığını iddia eden biri bile, biraz düşündükten sonra kendi hayatı hakkında mutlaka bir pürüz bulacaktır. Mümkün olduğunca kendini yenilemeye ve geliştirmeye odaklan. Gelecek kaygısı hepimizde var. Para yaşamak için iyi bir araç, ama asıl amaç kendimiz olmalıyız bence. Sen kimsin, kim oldun? Fazla Polyanna bir tavır sergilemek istemiyorum fakat durum bu. Umarım en yakın zamanda üstesinden gelirsin. Sevgiler.
- principlei (28.01.20 12:10:13)
[]
Öğrenci Affı
1-Çıkar mı, çıkarsa ne zaman en muhtemel tarih?
2-Şu an bir örgün öğretim programına kayıtlıyım. Hazırlık okudum bitirdim, birinci sınıf ve ikinci sınıfta okula gittim ancak derslerimin yarısını veremedim. (F) Bugün okulu aradığımda 5 yarıyıl (2.5 sene) hakkım kaldığını öğrendim.
Şu anda çalışıyorum şu dakika işi bırakıp ikinci dönem okula devam etsem 2.5 yılım var, 3. ve 4. sınıf dersleri olduğu gibi duruyor 2 sene ona gider. Kalan yarım dönemde alttan aldığım dersler falan yani yeni üniversite kazanmış insan hevesine sahip olmam lazım ki süresinde bitireyim.
Halbuki intiharın eşiğinde bi adamım. Çalışmayı bırakmak, bu yaşta öğrenci olmak vs. de beni baya kısar.
Özet olarak 2.5 senede bitiremem bence.
Şimdi diyelim ki af çıktı, ben kaydımı sildirip aftan yararlanabiliyor muyum? Yoksa sen zaten kayıtlısın aftan yararlanamazsın mı derler?
3-bugüne kadar çıkan afların listesini bi yerden görebilmem mümkün mü
2-Şu an bir örgün öğretim programına kayıtlıyım. Hazırlık okudum bitirdim, birinci sınıf ve ikinci sınıfta okula gittim ancak derslerimin yarısını veremedim. (F) Bugün okulu aradığımda 5 yarıyıl (2.5 sene) hakkım kaldığını öğrendim.
Şu anda çalışıyorum şu dakika işi bırakıp ikinci dönem okula devam etsem 2.5 yılım var, 3. ve 4. sınıf dersleri olduğu gibi duruyor 2 sene ona gider. Kalan yarım dönemde alttan aldığım dersler falan yani yeni üniversite kazanmış insan hevesine sahip olmam lazım ki süresinde bitireyim.
Halbuki intiharın eşiğinde bi adamım. Çalışmayı bırakmak, bu yaşta öğrenci olmak vs. de beni baya kısar.
Özet olarak 2.5 senede bitiremem bence.
Şimdi diyelim ki af çıktı, ben kaydımı sildirip aftan yararlanabiliyor muyum? Yoksa sen zaten kayıtlısın aftan yararlanamazsın mı derler?
3-bugüne kadar çıkan afların listesini bi yerden görebilmem mümkün mü
7 sene süreniz var 3 sene gittim diyorsunuz nasıl 2.5 sene kaldı?
- ekaterina (06.01.20 14:53:18)
nasıl bi hesap yaptıklarını bilmiyorum öğrenci işlerini aradım böyle söylediler
- sanguine (06.01.20 15:12:44)
1. daha yeni çıktı bir süre çıkmaz
2. azami süren hazırlık + normal süre + 3 yıl. 2,5 yıl kalmış olamaz.
önlisans öğrencisi olmadığını varsayıyorum tabi?
2. azami süren hazırlık + normal süre + 3 yıl. 2,5 yıl kalmış olamaz.
önlisans öğrencisi olmadığını varsayıyorum tabi?
- hadsafhada (06.01.20 16:56:59 ~ 16:58:52)
[]
Gezi Rehberi Uygulaması
Avrupada birkaç tane şehre gideceğim ay sonunda. Bir uygulama arıyorum (İngilizce olabilir elbette), o şehirde gezilecek yerleri karşıma çıkarsın, böyle haritada direkt göreyim ki ona göre rota oluşturayım. Var mı bildiğiniz ya da benzer amaca hizmet eden bir uygulama
citymaps2go var, offline çalışabiliyor haritaları indirdiğinde. ayrıca yine offline'ken gps'i açtığında nerede olduğunu gösteriyor, sadece biraz daha vakit alıyor konumu belirlemesi. ben memnunum.
- Bruce (03.01.20 15:00:13 ~ 15:01:09)
Google'ın Travels sayfası bu işinizi görür: www.google.com
App olarak da Tripadviser faydalı olabilir.
App olarak da Tripadviser faydalı olabilir.
- crown (03.01.20 15:01:23)
[]
Pamukkale otel ve ulaşım
Anneme doğum günü için bir ay sonrasına Pamukkale gezisi ayarlamak istiyorum. Kardeşimi de onun yanında göndereceğim. Daha önce hiç gitmedim nasıl bir yer hiç bilmiyorum. Mesela otelde kalacak ama o ikonik travertenlere nasıl gidilecek. Araç yok, annemin ayağı sakat, düzgün yürüyemiyor, ayakta uzun süre kalamiyor. Bu yüzden oteli nereden tutmak lazım. Ne kadara mal olur, memnun kaldığınız oteller var mı? Bilgilendirirseniz çok sevinirim.
Pamukkaleye 3 tane giriş var;
1-Kuzey Kapısı; Bu girişte hiçbir otel/pansiyon bulunmamaktadır. Aracınız yoksa bu girişi kullanmayın derim. Çünkü en yakın otele 3-5 km mesafe var. Buradan girişte aracınızı otoparka (10 tl) bırakıyorsunuz. Yaklaşık 600m civarı düz bir yolda yürüyor ve travertenlere ulaşıyorsunuz. Kuzey Girişte servis araçları var onlar tur şirketleri ile mi anlaşmalı yoksa ücreti mukabilinde mi biniliyor bilmiyorum. Travertenler aşağıya doğru eğimli ciddi yürüme problemi varsa çok zor olacaktır.
2- Güney Kapısı : Buradan giriş yapmadım hiç. Buradan giriş, travertenlere -görece olarak- kuzey kapıya göre daha yakın bir lokasyon.
3- Natural Park tarafından giriş (traverten girişi): Bu giriş otellere yakın olan giriştir. Bir çok otel ve pansiyon bulabilirsiniz. Pamukkale, dağın yamacında ve siz aşağıdan yukarıya pamukkaleye giriş yapıyorsunuz öyle düşünün. Hafif yukarı eğimli başlar, travertenlere doğru geldikçe eğim artar. Bu girişten 50 m kadar sonra az bir eğimle tırmanış yapılarak Pamukkalenin travertenlerinin olduğu lokasyona giriş yaparsınız. Buradan sonra eğim biraz daha artarak devam eder.
Yürüme problemi çok sorun olacaksa 1 günden fazla Pamukkaleye zaman ayırmayın derim.
Özetle traverten giriş;
+Travertenlere en yakın giriş.
+Otel/Pansiyonlara yakın.
+Araç olmasa da ulaşım sorun değil.
1-Kuzey Kapısı; Bu girişte hiçbir otel/pansiyon bulunmamaktadır. Aracınız yoksa bu girişi kullanmayın derim. Çünkü en yakın otele 3-5 km mesafe var. Buradan girişte aracınızı otoparka (10 tl) bırakıyorsunuz. Yaklaşık 600m civarı düz bir yolda yürüyor ve travertenlere ulaşıyorsunuz. Kuzey Girişte servis araçları var onlar tur şirketleri ile mi anlaşmalı yoksa ücreti mukabilinde mi biniliyor bilmiyorum. Travertenler aşağıya doğru eğimli ciddi yürüme problemi varsa çok zor olacaktır.
2- Güney Kapısı : Buradan giriş yapmadım hiç. Buradan giriş, travertenlere -görece olarak- kuzey kapıya göre daha yakın bir lokasyon.
3- Natural Park tarafından giriş (traverten girişi): Bu giriş otellere yakın olan giriştir. Bir çok otel ve pansiyon bulabilirsiniz. Pamukkale, dağın yamacında ve siz aşağıdan yukarıya pamukkaleye giriş yapıyorsunuz öyle düşünün. Hafif yukarı eğimli başlar, travertenlere doğru geldikçe eğim artar. Bu girişten 50 m kadar sonra az bir eğimle tırmanış yapılarak Pamukkalenin travertenlerinin olduğu lokasyona giriş yaparsınız. Buradan sonra eğim biraz daha artarak devam eder.
Yürüme problemi çok sorun olacaksa 1 günden fazla Pamukkaleye zaman ayırmayın derim.
Özetle traverten giriş;
+Travertenlere en yakın giriş.
+Otel/Pansiyonlara yakın.
+Araç olmasa da ulaşım sorun değil.
- creedwar (21.12.19 20:10:03)
eger yürüme sikintisi varsa, travertenlerin oldugu yoldan cikamaz ki asıl olayı da o zaten travertenlerin. creedwar'ın da cok güzel söyledigi gibi, traverterleri gören tarafta bir otelde kalabilir ki cogu kücük ve alt seviye otellerdir, sonra bir taksi ile kuzey kapisina cikar ve oradan az bir yürüyüs ile travertenlerin üst kısmina varmis olur. eger anneniz sıcak su ve kaplica seviyorsa, 10 dakika mesafede cok güzel oteller var orada gün boyu kaplica yaparlar, sonra bir ara minibüs ya da taksi ile gelip travertenleri görürler.
- proteus (22.12.19 14:28:40 ~ 14:29:37)
Nope. Beklemeyin oyle bir sey su an.
- stavro (19.12.19 11:46:57)
Bence de yakın zamanda yükselmez. Dolar uzun zamandır az dalgalanıyor. 6.5 falan olursa o zaman bi faiz artışı gelebilir.
- himmet dayi (19.12.19 11:48:29)
Yükselmez.
- pro9it9is9 (19.12.19 11:49:43)
faize elveda. devir borsa devri artık. 2020 borsa yılı olacak.
- yazar yazmaz yazan yazar (19.12.19 14:59:58)
hayır. hatta kuvvetle muhtemel daha düşecek. yeni yılda politika faizi tek haneye indirmek temel hedefi gibi görünüyor merkez bankasının.
- cay koy geliyorum (19.12.19 15:39:07)
Ben yükseleceğini düşünüyorum. Önümüzdeki yıl Mart-Nisan gibi yine 12 leri görecektir.
- yüzyıllık yalnızlık (19.12.19 19:15:15)
[]
Zevk ve İlgilerinizde Değişim
Son birkaç yıldır zevk aldığım şeylerde çok büyük değişiklikler oldu. Bilgisayar oynamayı çok severdim şimdi on dakikadan fazla dayanamıyorum. Haftada en az 4 gün yüzmeye giderdim ki buna yılın en soğuk, karlı ayları dahil. Mutlaka yine en az 4 gün spor salonuna giderdim. Haftada en az iki film izlerdim sinemada (başka sinema'nın salonlarında). Gerçi o zamanlar çalışmıyordum. Ama şu an çalışıyorum ve bunları yine yapabilirim biraz sıkışık ve daha az yoğunluklu da olsa. Canım hiçbir şey yapmak istemiyor. Eskiden zevk aldığım ne varsa şu anda tamamen bırakmış durumdayım. İşten eve gelince tek yaptığım şey tembellik, elime telefonu alıp birkaç saat oynuyorum sonra da yemek yiyip yatıyorum. Haftasonları da öğlene kadar uyuma ve aynı rutin.
Niye böyle oluyor, size de oluyor mu, nasıl çıkabilirim bu döngüden.
Niye böyle oluyor, size de oluyor mu, nasıl çıkabilirim bu döngüden.
Bir an duyuruyu ben mi açtım dedim... kesinlikle aynı şeyler yaşıyorum. nasıl düzeleceği hakkında hiçbi fikrim yok ama düzelmesi adına hiçbi şey de yapmıyorum. 28 yaşındayım ve hiçbi amacımın olmadığını düşünüyorum, belki de bunla ilgilidir.
- sacrilegious (07.12.19 19:59:46)
Normal, size has bir şey değil. İş insanın enerjisini istemsizce sömürüyor.
- neysene (08.12.19 03:14:08)
Yorulma,enerji sömürüsü ve vahşi kapitalizm in getirisi.
- wacot (08.12.19 15:01:50)
[]
Kronik mide bulantısı
Birkaç haftadır sabahtan başlayarak sürekli midem bulanıyor. Öğlen yemeğinden sonra ise sürekli mide asidi ağzıma geliyor, yemekten saatler sonra bile. Spor yapmak ara öğün yemek vs eziyet oldu. Kilo almaya çalışıyorum onu da çok kötü etkiliyor, eskiden çok sık yemek yerdim. Çalıştığım için kısa vadede doktora gitme imkanım yok. Bu sebeple reçetesiz satılan, kullanıp çok memnun kaldığınız mide bulantısı & asit ilaçlarini soracaktım.
İlaç kullanacaksan kahvaltıdan 45dk önce nexium ve öğünlerden sonra gaviscon likit. 3.günden itibaren daha iyi olursun. Ama benim tavsiyem ilaçları boşver, kahvaltıdan 30-40 dk önce bir tatlı kaşığı çörek otu yağı iç.
- Stockton (28.11.19 11:17:41)
[]
Fırtınalı İlişkiler
Çok kötü giden, karşılıklı travmalar yaşadığınız ve yaşattığınız ancak sürdürmeye devam ettiğiniz ilişkiler oldu mu? Nasıl travmalardı? Nasıl sonuçlandılar?
Olmadı.
- Amaranta ursula (16.11.19 19:48:18)
On sene olmuştu, kısa sürmüştü. Sanırım altı ay. Ama etkisi çok uzun süre kaldı üzerimde. Tavsiye etmiyorum.
- epistemic_regress (16.11.19 19:52:40)
On sene önce*
Ondan sonra bu konuda daha dikkatli davrandım, kıyıcı ilişkiye bağışıklık kazandım. Olaylar çok sarpa sarmadan uzaklaştım.
Ondan sonra bu konuda daha dikkatli davrandım, kıyıcı ilişkiye bağışıklık kazandım. Olaylar çok sarpa sarmadan uzaklaştım.
- epistemic_regress (16.11.19 19:53:43)
zehirli ilişkiler
toxic ilişkiler
vs
vs
oldu. 2 ay sürdü. canımı zor kurtardım. kimse bulunmaz hint kumaşı değil. kestirmeden direksiyonu çevirmek gerek.
aldatma, yalanlar, şiddet, komplo... ne ararsan var olan travmalardı.
nasıl sonuçlandı?
kaçarak
çünkü böyle bir ilişkide sakince, güzelce oturup ayrılmak olmaz.
toxic ilişkiler
vs
vs
oldu. 2 ay sürdü. canımı zor kurtardım. kimse bulunmaz hint kumaşı değil. kestirmeden direksiyonu çevirmek gerek.
aldatma, yalanlar, şiddet, komplo... ne ararsan var olan travmalardı.
nasıl sonuçlandı?
kaçarak
çünkü böyle bir ilişkide sakince, güzelce oturup ayrılmak olmaz.
- market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava (16.11.19 20:14:26)
Oldu. Kurtuldum, kafam rahat. Keşke daha önce bitirseymişim diyorum.
- Sonsuzluk ve Bir Gün (16.11.19 20:43:21)
böyle ilişkilerin tek güzel yanı bitmesi,bitince bir rahatlıyorsun ki sorma (:
- wacot (20.11.19 12:36:59)
Oldu, psikolojik şiddetin her türlüsünü gördüm, tehdit şantaj takıntılı haller sonsuz kıskançlık vs. Hepsinin nedeni de çok sevmesi tabii! Sürdürmeye devam etmek oldu çünkü çok seviyordum ve sevildiğimi biliyordum, hasta olduğunu kabullenmiştim sevgi iyileştirir diyordum fakat gittikçe dozu daha arttı. Ettiği bir küfür sonucu da kafamda bitirdim. Halâ takip ettiğine Eminim. Gelecek için endişelenmiyor da değilim. 2 yıldır kendimi iyileştirmeye uğraşıyorum. Öyle ilişkilerin öğrettiği tek şey aşk-sevgi her şeye yetmez oluyor.
- Cremisi (20.11.19 12:56:19)