[]
1000 liraya kadar ayakkabı?
Erkek için, rica edebilir miyim.
Bu paraya çok kaliteli bir şey yok biliyorum. Tek kriterim 1000 lira altı, ne kadar uygun olursa o kadar iyi ve 1 sene parcalanmamasi, her yere yürüyerek gidiyorum çünkü. Internetten kolayca satın alabileceğim bir marka olsun bir de
Bu paraya çok kaliteli bir şey yok biliyorum. Tek kriterim 1000 lira altı, ne kadar uygun olursa o kadar iyi ve 1 sene parcalanmamasi, her yere yürüyerek gidiyorum çünkü. Internetten kolayca satın alabileceğim bir marka olsun bir de
- freebird5406_2 (05.10.23 21:22:26)
Puma bulabilirsiniz bu fiyata. Amazona bakın ama çok fazla giyilmeye dayanır mı onu bilemem.
- Unde bach canim (05.10.23 22:34:32)
Amazondan ua puma bulabilirsiniz. Puma çabuk dağılıyor ama.
- mikahakkinen (06.10.23 10:58:13)
www.amazon.com.tr
ayakakbı no ya göre değişen fiyatlar var
yağmurda giyilmez ama 3 sene dayanır bunlar
ayakakbı no ya göre değişen fiyatlar var
yağmurda giyilmez ama 3 sene dayanır bunlar
- bir soru sorcam (06.10.23 11:36:26)
[]
Yolluk yikama
80 cm * 250 cm makinede yıkanabilir bir yolluk 9 kg makineye sığar mı, henüz almadım o yüzden soruyorum
İnce ise sığıyor. Kalın ise sığmayabilir.
- yadigar (24.09.23 12:43:00)
Altı lastik olan ince yolluklar da makinada yıkanınca anası ağlıyor öyle de bir şey var. Bahsettiğim bu her halıcıda kestirip aldığımız basit ucuz yolluklar. Çok kısıtlı ömrü var onların.
- hedep (24.09.23 13:14:07)
[]
Kendimiz gibi biriyle er geç karşılaşacak miyiz?
Bunu sadece romantik anlamda söylemiyorum geniş kapsamlı, sevgili, arkadaş, is arkadaşı vs.
Kendimiz gibi biri derken yanlış anlaşılmasın, aynı şeyden hoşlanmak, aynı dünya görüşü değil kesinlikle.
Davranış konusunda benzer; ben kimseyi rencide etmem mesela, vefaliyimdir, yakın arkadaşlarımı asla yalnız bırakmam, her türlü dertlerini dinlerim, maddi olarak da elimden geleni yaparım, kötü anlarını paylaşırım
30 yaşındayım, 15 yıllık arkadaşlarim saçmalamaya başladı. 4-5 yıldır tanıdıklarim da keza. Rencide edici şeyler duyuyorum, ya da iş dusulunce araniyorum, dert anlatilacagi zaman araniyorum. Bu son ikisiyle ilgili gene çok önemli değil demek ki güveniyorlar da paylaşıyorlar ama bir üstüne rencide edilmek çok koymaya başladı.
Insanları iyi tanırım zannediyordum onun da şaşkınlığı içindeyim. Benimle çok yakın derin paylaşımlar yapan benim de yaptığım insanlar bazen öyle bir söz söylüyor ki şaşıp kaliyorum. Bu densizlikleri ben kimseye yapmıyorum .Ve iletişimi kesiyorum direkt. Özür gelmeyince de engelliyorum, bu insanlarla sık sik aynı ortamı da paylaşıyoruz. Şimdi uzun vadede etkilerini bilmiyorum belki dönüp barışmak isterler ama gene bir anlamı yok, yüz göz olduktan sonra soğuyorum zaten
Ama hep böyle mi olacak, gerçekten yıldım. Kendimi açabileceğim bir insan olmayacak mı bu arkadaş da olur sevgili de başka bir şey de
Kendimiz gibi biri derken yanlış anlaşılmasın, aynı şeyden hoşlanmak, aynı dünya görüşü değil kesinlikle.
Davranış konusunda benzer; ben kimseyi rencide etmem mesela, vefaliyimdir, yakın arkadaşlarımı asla yalnız bırakmam, her türlü dertlerini dinlerim, maddi olarak da elimden geleni yaparım, kötü anlarını paylaşırım
30 yaşındayım, 15 yıllık arkadaşlarim saçmalamaya başladı. 4-5 yıldır tanıdıklarim da keza. Rencide edici şeyler duyuyorum, ya da iş dusulunce araniyorum, dert anlatilacagi zaman araniyorum. Bu son ikisiyle ilgili gene çok önemli değil demek ki güveniyorlar da paylaşıyorlar ama bir üstüne rencide edilmek çok koymaya başladı.
Insanları iyi tanırım zannediyordum onun da şaşkınlığı içindeyim. Benimle çok yakın derin paylaşımlar yapan benim de yaptığım insanlar bazen öyle bir söz söylüyor ki şaşıp kaliyorum. Bu densizlikleri ben kimseye yapmıyorum .Ve iletişimi kesiyorum direkt. Özür gelmeyince de engelliyorum, bu insanlarla sık sik aynı ortamı da paylaşıyoruz. Şimdi uzun vadede etkilerini bilmiyorum belki dönüp barışmak isterler ama gene bir anlamı yok, yüz göz olduktan sonra soğuyorum zaten
Ama hep böyle mi olacak, gerçekten yıldım. Kendimi açabileceğim bir insan olmayacak mı bu arkadaş da olur sevgili de başka bir şey de
Yabancılaşıyorsunuz. Doğal akışı hayatın... Bu devirde insanlar ekonomik olarak ne kadar bağımsız ve güçlü olurlarsa o kadar tahammülsüz oluyorlar. Kopuyorlar insanlardan. Birçok insanda durum aynı. Yaşınızdan ötürü doğal bu... Arkadaşlıklar bitiyor, tanıdıklıklar başlıyor.
Üzülerek söylüyorum, kafanıza göre bir insanın hayatınıza girme ihtimali daha da azaldı. Ama bitmiş değil. Bir tane kafa dengi insan sizi uzun müddet idare edebilir. Nasip meselesi.
Yani anlaşma potansiyeliniz olan insan dünyada çok var ama yaş, hayat koşuşturması, tercihler vs. imkan tanımıyor...
Üzülerek söylüyorum, kafanıza göre bir insanın hayatınıza girme ihtimali daha da azaldı. Ama bitmiş değil. Bir tane kafa dengi insan sizi uzun müddet idare edebilir. Nasip meselesi.
Yani anlaşma potansiyeliniz olan insan dünyada çok var ama yaş, hayat koşuşturması, tercihler vs. imkan tanımıyor...
- yadigar (19.09.23 19:41:45)
Bende siz gibiydim, bunun altında gizli bir egoistlik olduğunu düşünüyorum. Gizli egoistim bence ben. Kendimi sürekli diğer insanlardan daha vefali, daha iyi niyetli gördüm ve yalnız kaldım. Şu an çok ağır bi hatası olmadığı sürece daha az insan siliyorum, herkesle beklentisiz şekilde iletişim kuruyorum. Kötü bir tepki alırsam şaşırmıyorum, iyi tepki alırsam seviniyorum. Beklentiyi düşük tutmak hayat kurtarır. Kimse olduğu haliyle kalmıyor, kendimiz de öyle. Hayat insana yeri geliyor yapmayacağı şeyler yaptırıyor. Kişilik olarak daha tutarlı davranışlar gösteren insanlarla daha çok vakit geçiriyorum, fakat yine de insanların değişebileceği ihtimalini göz ardı etmiyorum.
- personaa (19.09.23 20:39:14)
malesef hayat hassas insanlar için zor oluyor. insanların büyük kısmı sizin istediğiniz gibi değiller ve kibar insanı eziyorlar, hadleri bildirilince insafa geliyorlar. cabası güçlünün yanında olmayı tercih ediyorlar. dilerim istediğiniz gibi insanları bulursunuz ama bulana dek beklentiyi düşük tutun ve üzülmeyin
- abelardo (19.09.23 21:10:22)
bence yaşın ilerlemesi ile alakalı. ben de birkaç ay sonra 27'ye giriş yapacağım. üniversite bittikten sonra yavaş yavaş böyle oluyor. iş hayatı başlıyor, sonra evlilikler falan istesen de istemesen de kopuluyor arkadaşlardan. benzer durumdayım ama ufaktan kabullenmeye başladım, hayat böyle. insanların öncelikleri farklılaşıyor ve pek çoğunun da arkadaşları umrunda olmuyor çünkü zaten bir eşi var o bana yeter kafasında oluyorlar. bir de çocuk varsa hepten yoklar yani. bir de iş hayatı var sabahtan akşama kadar çalışma vs.
sonuç olarak yalnızsanız ve evlenmeyecekseniz aşırı berbat bir durum.
sonuç olarak yalnızsanız ve evlenmeyecekseniz aşırı berbat bir durum.
- candide (19.09.23 22:33:41)
Ben bunu oldum olası hissettim, şuanda da 28 yaşındayım. Günümüzde insanlar karakteristik olarak daha berbat bir hale geldi, kaçınılmaz bir gerçek. Karşındakinin menfaatlerini karşıladığın sürece varsın, seni kullanamadığı anda yok oluyor. Ancak her zaman iyi insanlar olduğunun kanaatindeyim ve bu insanlarla tanışmanın belli bir zamanı olduğuna inanıyorum. Yani bizim hayatımızın her şeyi oturmuş (maddi manevi çok büyük bir problem yoksa) ve karşı tarafın da bu anlamda bir eksiği yoksa, o zaman insan ilişkileri daha sağlam oluyor. Tabi bu çok nadir bir durum. En önemlisi düzgün insan bulmak ve bu da zor, artı şans meselesi.
Bir de derler, hayatı tren gibi düşünürsek, herkesin bizimle kalacağı bir süre vardır. Kimisi 1 durak 2 durak derken kimisi daha fazla gelecektir. Bizi yaralarken bize öğretecekleri şeyler de vardır. Ama yanlış istasyona bindiğimizde inmeliyiz çünkü dönüş maliyeti o kadar artar. 20li yaşlarda ne kadar iyi seçimler yaparsak hayatımızın geri kalanını o kadar iyi geçireceğimizi düşünüyorum. Siz 30 yaşındasınız ki yeni başlıyorsunuz sağlam bir hayata. Seçtiğimiz insanlar önemli faktör ve asıl o kötü insanları hayatınızda tutmayarak iyi bir seçim yapıyorsunuz. Hayatınızdan çıkarın ki yenilerine yer açılsın.
Bir de derler, hayatı tren gibi düşünürsek, herkesin bizimle kalacağı bir süre vardır. Kimisi 1 durak 2 durak derken kimisi daha fazla gelecektir. Bizi yaralarken bize öğretecekleri şeyler de vardır. Ama yanlış istasyona bindiğimizde inmeliyiz çünkü dönüş maliyeti o kadar artar. 20li yaşlarda ne kadar iyi seçimler yaparsak hayatımızın geri kalanını o kadar iyi geçireceğimizi düşünüyorum. Siz 30 yaşındasınız ki yeni başlıyorsunuz sağlam bir hayata. Seçtiğimiz insanlar önemli faktör ve asıl o kötü insanları hayatınızda tutmayarak iyi bir seçim yapıyorsunuz. Hayatınızdan çıkarın ki yenilerine yer açılsın.
- babemsi (20.09.23 00:39:07)
Insanlardan kopmak, arkadaslarin zaman icinde sekil degistirmesi baska, en hassas benim, en kibar benim herkes kotu demek baska. Personaa'nin dediklerine buyuk oranda katiliyorum.
Ayrica kendini degersiz gorup, sevilmek icin, ihtiyac duyulmak icin sinirlarinizi alt ust edip ve belki de baskalarinin sinirlarini cigneyip, sonra herkes bana ayip ediyor diyerek kurban ucgenine girmediginizden emin olmanizi tavsiye ederim. Ne yazik ki sinir koymanin ne oldugu (ve buna benzer bir cok gerekli bilgi) hicbir yerde bizlere ogretilmiyor.
Bir seye kirilip, bunu kibarca ifade edip sinir koymak ve iliskiyi saglikli bir yerden devam ettirmek de bir secenek. Beni rencide etti, ben de sildim, sonra da ozur dilemedi demek de bir secenek. boylesine aslinda yanlis bir yerden iliski kurmadiginiza/iliskilerinizi bitirmediginize emin olun. Sinir koymak duvar ormek degil aksine benimde daha derin ve daha saglikli iliskiler kurabilmen icin yollarim budur demektir. Once sinirlarinizin ne oldugunu belirlemeyi deneyin, kendini gercekten seven, bagimli degil bagli iliski kuran insanlarin sinirlari vardir, sonra kibarlikla ve sevgiyle sinir koymayi ogrenin, yine sinirlariniz ihlal ediliyorsa o zaman yavas yavas insanlari hayatinizdan cikarirsiniz. Son olarak, herkese ayni sinirlari koymayabiliri, sinirlarimiz iliskimiz gelistikce ve derinlestikce esneyebilir ve degisebilir. Bunlarin hepsi mumkun.
Ayrica kendini degersiz gorup, sevilmek icin, ihtiyac duyulmak icin sinirlarinizi alt ust edip ve belki de baskalarinin sinirlarini cigneyip, sonra herkes bana ayip ediyor diyerek kurban ucgenine girmediginizden emin olmanizi tavsiye ederim. Ne yazik ki sinir koymanin ne oldugu (ve buna benzer bir cok gerekli bilgi) hicbir yerde bizlere ogretilmiyor.
Bir seye kirilip, bunu kibarca ifade edip sinir koymak ve iliskiyi saglikli bir yerden devam ettirmek de bir secenek. Beni rencide etti, ben de sildim, sonra da ozur dilemedi demek de bir secenek. boylesine aslinda yanlis bir yerden iliski kurmadiginiza/iliskilerinizi bitirmediginize emin olun. Sinir koymak duvar ormek degil aksine benimde daha derin ve daha saglikli iliskiler kurabilmen icin yollarim budur demektir. Once sinirlarinizin ne oldugunu belirlemeyi deneyin, kendini gercekten seven, bagimli degil bagli iliski kuran insanlarin sinirlari vardir, sonra kibarlikla ve sevgiyle sinir koymayi ogrenin, yine sinirlariniz ihlal ediliyorsa o zaman yavas yavas insanlari hayatinizdan cikarirsiniz. Son olarak, herkese ayni sinirlari koymayabiliri, sinirlarimiz iliskimiz gelistikce ve derinlestikce esneyebilir ve degisebilir. Bunlarin hepsi mumkun.
- songforsomeone (20.09.23 00:42:03)
otuz yaşındaymışsın, on beş yıllık arkadaşlarım diyorsun. muhtemelen onların ve senin kalbinin kararmadığı ergenlik zamanında tanıştınız. ergenlikte ne yapsan mübah. karşındaki deccal olmadığı sürece arkadaşlığını sürdürüyorsun çoğu zaman. devam ettikçe de sevdiğinden ve yılların hatrından kopamıyorsun. ama hepimiz değişiyoruz. aradaki on beş yıl insanın hayatındaki ciddi dönüm noktalarını barındırıyor. o noktaları geçince neye dönüşeceğini sen bile tahmin edemiyorsun. belki senin de eski inceliğinde olmadığın, çevrene tatsızlık veren farkında olmadan yaptığın şeyler vardır. gururuna dokunuyorsa açıkça söyle, çözümcül olmaya bak bence niye böyle oluyor diye buraya yazacak kadar dertleniyorsan. bunu yaptığın halde beklediğin gibi davranılmıyorsa da boşver gitsin.
- black holes in the sky (20.09.23 02:18:16)
Başlığa cevap; mümkün değil…
- hayalhayal (20.09.23 13:42:27)
[]
Bursa kültür sanat etkinlikleri
Nereden takip edebilirim? Festival-sanat film gosterimleri, opera, özel tiyatro, sergi, değişik sanat galerileri arıyorum. Yani halkın kitle halinde katıldıgi ücretsiz şeyler değil. Hatta tam tersi sınırlı azınlığın katıldığı, ücretli eventler.
Bursa'yi bilen birisi yardımcı olursa çok sevinirim
Bursa'yi bilen birisi yardımcı olursa çok sevinirim
biletinial.com ' a üye oldum, bursa ile ilgili konser, tiyatro vb etkinlikleri mail ile gönderiyor. aynı şekilde biletx de var ama biletix ne zamandır reklam yapmıyor.
- ravenudon (18.09.23 14:59:36)
[]
Gone girl, eternal sunshine of the spotless mind tarzı filmler
İki üç örnek verdim farkındayım. İnsan iliskilerine dair filmler izlemek istiyorum, ikili ilişkiler, romantik ya da evlilik içi, arkadaşlık, ilişkilerin evrimi, dinamikleri, insanların kendilerini tanıma süreçleri, ayrılıklar, intikam, misilleme, aldatma, travmalar, yalnızlık
Gerilime kayabilir gone girl de olduğu gibi, komedi istemiyorum, light olmasın, böyle kafam yorulsun izlerken, aşırı dram olmasın sadece.
Diziler de olur, dizi ve film
Teşekkür ediyorum şimdiden
Gerilime kayabilir gone girl de olduğu gibi, komedi istemiyorum, light olmasın, böyle kafam yorulsun izlerken, aşırı dram olmasın sadece.
Diziler de olur, dizi ve film
Teşekkür ediyorum şimdiden
*iki UÇ örnek olacaktı duzeltemiyorum.
- sanguine (11.09.23 21:30:57)
marriage story belki.
- gule gule (11.09.23 21:48:13)
O kadar geniş bir konu ölçütü ki o kadar olur.
Marriage Story (film)
Before Sunset 3'lemesi (film)
Closer (film)
He's Not Just Into You (film / light)
The Broken Circle Breakdown (film / ağır dram)
Platonic (dizi / eh)
Jeux d'enfants (film)
Barselona, Barselona (film)
Daha da zibilyon var ama...
Marriage Story (film)
Before Sunset 3'lemesi (film)
Closer (film)
He's Not Just Into You (film / light)
The Broken Circle Breakdown (film / ağır dram)
Platonic (dizi / eh)
Jeux d'enfants (film)
Barselona, Barselona (film)
Daha da zibilyon var ama...
- charbiel (11.09.23 21:53:54)
Her, Vanilla Sky, Mr Nobody
- siyah giyen adam (11.09.23 21:54:23)
Bitter moon
- bluewhale (11.09.23 22:04:01)
nocturnal animals
- nothing in my way (11.09.23 22:21:24)
the lobster
- black holes in the sky (11.09.23 22:29:36)
Vay be çoğunu izlemisim, lobster, nocturnal animals, marriage story, Vicky Cristina zaten,
Diğer yazılanlara bakacağım ama, lütfen daha da ekleyin.
Diğer yazılanlara bakacağım ama, lütfen daha da ekleyin.
- sanguine (11.09.23 22:48:58)
Force Majeure
A Separation
A Separation
- polopan (11.09.23 23:15:21 ~ 23:16:11)
Gegen die Wand
Im Juli
Im Juli
- heritage (11.09.23 23:40:18)
A perfect murder
- alimcgraw (12.09.23 00:27:34)
big fish
- duster (12.09.23 01:04:58)
Bradley Cooper ve Jennifer Lawrence'tan Umut Işığım.
- onemoremile (12.09.23 08:06:02)
Fleabag, normal people ve aftersun uygun mu bilmiyorum ama yine de izle bence.
- one kick man (12.09.23 09:33:15)
[]
Klimanın derece ayarı
Çok basit bir şey soracağım bir türlü kafamda oturtamadim ama
Şimdi klimayı ben 23 dereceye ayarlıyorum, soğutmada. Şimdi odanın içi 23 derece olunca klimanin ne yapması lazım, yavaşlaması mi? 23 derecenin anlamı bu odayı dereceye getir ve onda tut mu? Yoksa ufledigi havanın sıcaklığı mi 23 derece? Daima bunu üflüyor? Çünkü mesela bazen içerisinin 23un altına düştüğünü hissediyorum güneşsiz günlerde klimayla beraber daha da soğuk oluyor ya da akşamları ama sanki içerisi daha soğuk olmasına rağmen klima full performansta çalışıyor gibi geliyor bana. O zaman o derecenin bir anlamı yokmuş gibi geliyor.
Belki de ben yaniliyorumdur, elime termometre alıp ölçmedim ya da istenen sıcaklığa gelince klimanın yavaşlayip yavaşlamadigini test etmedim
Şimdi klimayı ben 23 dereceye ayarlıyorum, soğutmada. Şimdi odanın içi 23 derece olunca klimanin ne yapması lazım, yavaşlaması mi? 23 derecenin anlamı bu odayı dereceye getir ve onda tut mu? Yoksa ufledigi havanın sıcaklığı mi 23 derece? Daima bunu üflüyor? Çünkü mesela bazen içerisinin 23un altına düştüğünü hissediyorum güneşsiz günlerde klimayla beraber daha da soğuk oluyor ya da akşamları ama sanki içerisi daha soğuk olmasına rağmen klima full performansta çalışıyor gibi geliyor bana. O zaman o derecenin bir anlamı yokmuş gibi geliyor.
Belki de ben yaniliyorumdur, elime termometre alıp ölçmedim ya da istenen sıcaklığa gelince klimanın yavaşlayip yavaşlamadigini test etmedim
üflediği hava tabi ki 23 derece değil. orada ayarladığınız şey odanın olması gereken derecesi. üflediği hava genelde 10-11 derece olur.
- mr.goodcat (09.09.23 13:42:04)
Klimanin ic unitesindeki sensor iverideki havanin 23 dereceye geldigini algiladiginda dis uniteye klimayi durdurmasi komutunu gonderiyor. Gazi basincla siviya donusturup isisini dusuren dis unite. Bu gazin her tarafi bakir borularla kapli ic uniteden gecerken sogukligunu odaya ufleyen fana sahip olan kismi ise ic unite. Ic unitenin odanin sicakligini dogru algilayabilmesi icin dogru konumlandirilmasi ve hava akisinin uygun olusturulmasi gerekli.
- krmzbvl (09.09.23 14:23:04)
benim bildiğim klima hep sabit bir sıcaklığı üflüyor. 10 derece olabilir goodcat in dediği gibi.
siz klimada aslında ortamın olması gereken sıcaklığını ayarlıyorunuz. klimada veya kumandada ısı sensörü var. bakıyor ben sürekli çalışıyorum, hah sıcaklık 22 oldu 23 oldu artık klima gazını soğutmayı ve çok güç harcamayı bırakayım, sadece ortamdaki havayı alıp geri üfleyeyim diyor.
sıcaklık artarsa da tekrar çalışıyor. artmazsa fan gibi çalışıyor.
hanıma zor öğrettim zannediyor ki 18 e alırsa daha çok soğuyacak. halbuki klima totosunu da yırtsa oda doğrudan güneş aldığı için 25 derecenin altına düşmüyor oda. Yetmiyor klima 24binlik aldık ama iş yerindeki odanın her yeri cam ve direkt güneş alıyor. Salon tipi almak lazımdı. Neyse o ayrı konu.
Gözlemyeceksin bakacaksın klima nereye kadar soğutuyor? 24 mü. o zaman 24-25 e ayarlayıp bırakırsan en azından arada durur ve boştan yere faturayı şişirmez. Ama 18 e alırsan sürekli çalışacaktır hiç bir zaman tüm o da 18 olmayacağı için.
Oda çok küçükse ve klima büyükse o da olur bu arada ama işte onu gözlemlemek lazım. Dışarının sıcaklığı, onanın klimasız sıcaklığını falan bilip ona göre ayar yapmak lazım. Klima 18 e getirebiliyor olsa bile bu diğer saydıklarım arasında çok sıcaklık farkı varsa 18 e almamak lazım. Çok düşük sıcaklık iyi değil sonra oda değiştirince veya dışarı çıkınca çarpıyor bu sefer de.
siz klimada aslında ortamın olması gereken sıcaklığını ayarlıyorunuz. klimada veya kumandada ısı sensörü var. bakıyor ben sürekli çalışıyorum, hah sıcaklık 22 oldu 23 oldu artık klima gazını soğutmayı ve çok güç harcamayı bırakayım, sadece ortamdaki havayı alıp geri üfleyeyim diyor.
sıcaklık artarsa da tekrar çalışıyor. artmazsa fan gibi çalışıyor.
hanıma zor öğrettim zannediyor ki 18 e alırsa daha çok soğuyacak. halbuki klima totosunu da yırtsa oda doğrudan güneş aldığı için 25 derecenin altına düşmüyor oda. Yetmiyor klima 24binlik aldık ama iş yerindeki odanın her yeri cam ve direkt güneş alıyor. Salon tipi almak lazımdı. Neyse o ayrı konu.
Gözlemyeceksin bakacaksın klima nereye kadar soğutuyor? 24 mü. o zaman 24-25 e ayarlayıp bırakırsan en azından arada durur ve boştan yere faturayı şişirmez. Ama 18 e alırsan sürekli çalışacaktır hiç bir zaman tüm o da 18 olmayacağı için.
Oda çok küçükse ve klima büyükse o da olur bu arada ama işte onu gözlemlemek lazım. Dışarının sıcaklığı, onanın klimasız sıcaklığını falan bilip ona göre ayar yapmak lazım. Klima 18 e getirebiliyor olsa bile bu diğer saydıklarım arasında çok sıcaklık farkı varsa 18 e almamak lazım. Çok düşük sıcaklık iyi değil sonra oda değiştirince veya dışarı çıkınca çarpıyor bu sefer de.
- ananiyimioguz (09.09.23 14:27:06 ~ 14:32:35)
Eski tip klimalarda, yani on/off çalışan kompresörlerde aynen dediğiniz ve yukarıda yazılanlar gibi.
Ama yeni teknoloji "inverter" klimalarda tam böyle değil, inverter klimalar istenilen sıcaklığı ve o an ki ortam sıcaklığını değerlendirip kompresörü ona göre çalıştırıyor. Böylece elektrik tasarrufu sağlıyor, ciddi anlamda hem de.
Eğer inverter klimanız varsa ısı ayarını 26 dereceye getirin deniliyor, en ekonomik çalışma düzeni bu ayarlarda oluyormuş.
Ben ofiste 27-28 derecede kullanıyorum klimamı, daha düşük sıcaklık sağlıklı değil dışarısı bu kadar sıcakken. Dışarıya çık, ofise gir, sık sık ısı değişimine maruz kalıyor vucut.
Ama yeni teknoloji "inverter" klimalarda tam böyle değil, inverter klimalar istenilen sıcaklığı ve o an ki ortam sıcaklığını değerlendirip kompresörü ona göre çalıştırıyor. Böylece elektrik tasarrufu sağlıyor, ciddi anlamda hem de.
Eğer inverter klimanız varsa ısı ayarını 26 dereceye getirin deniliyor, en ekonomik çalışma düzeni bu ayarlarda oluyormuş.
Ben ofiste 27-28 derecede kullanıyorum klimamı, daha düşük sıcaklık sağlıklı değil dışarısı bu kadar sıcakken. Dışarıya çık, ofise gir, sık sık ısı değişimine maruz kalıyor vucut.
- John Bloor (11.09.23 13:55:14)
[]
Balkon kuş yemliği
Kedim evde çok sıkılıyor. Fransız balkon var, balkon yok gibi bir şey yani, demirine klima ünitesi monte edili. Balkon demirine ya da dış ünitenin üzerine bir şeyler koymak istiyorum da tam istediğim gibi şeyler bulamadım.
Böyle kuş yemliği, kuş evi, işte kuşları çekecek bir şeyler. Kedim onları izlemeye bayılıyor, ne alabilirim? Direkt link atabilirseniz çok iyi olur.
Böyle kuş yemliği, kuş evi, işte kuşları çekecek bir şeyler. Kedim onları izlemeye bayılıyor, ne alabilirim? Direkt link atabilirseniz çok iyi olur.
Bence kediler kuş görünce kafayı yiyor. Ben olsam boşuna heyecanlandırmazdım hayvanı. Bir rapma ya da şu vantuzlu pencere yataklarından alsan kedi sokağı izlese daha iyi olur. Benim kedim iki hafta önce kuş görüp çevik bir hareketle sinekliği boydan boya yırtıp dışarı atladı. Son anda tuttum.
- prole (03.09.23 13:29:11)
Küçük bir çocuğa ulaşamayacağı şekilde oyuncaklar göstermek,
Aç bir insana pastane vitrini seyrettirmek
benzeri düşünceler içersindesiniz.
Aç bir insana pastane vitrini seyrettirmek
benzeri düşünceler içersindesiniz.
- Mirket (03.09.23 13:44:11)
Başka? Usttekilere cevap verirsem banlanacagim çünkü, bir fikri olmadan beyanda bulunmayacak insanlar yazabilir.
- sanguine (03.09.23 21:30:26)
[]
Smart TV için browser
Birisi bana önerebilir mi pencereden aşağı atmama ramak kaldı tvyi. Ne güzel dev ekran akıllı TV aldım her şeyi izlerim derken tarayıcıdan dizi açmak işkence resmen. Bir milyon tane reklam basmakla da gitmiyor. Bilgisayar açıp yansıtıyorum o zaman da zaten ne anlamı var ayrica kasıyor. Cildirmak üzereyim
sana google chromecast lazim
- nibba (08.08.23 23:27:08)
Android tv ise stremio daha pratik bir çözüm olabilir
- chavezding (08.08.23 23:55:19)
Firefox'un android tv için browser'i fena değildi ama yine kısıtlı limitli dizi açmayı denemedim.
Puffin inanılmaz övüyorlar fakat ücretli bi uygulama.
Bi de diziler için başka bi önerim var size.
Puffin inanılmaz övüyorlar fakat ücretli bi uygulama.
Bi de diziler için başka bi önerim var size.
- hedep (08.08.23 23:56:24)
Lg webos tarayıcıda dahili reklam engelleyici var, sitelerden dizi film izliyoruz sürekli sorunsuz alet. Reklam engelleyici olayına dikkat et vardır illa ki
- hasmetizm (09.08.23 13:28:39)
[]
televizyon ve internet
çok uzun yıllardır alışkanlıktan ve sistemin basitliğinden kablo net kullanıyorum. ancak artık fiyatı inanılmaz arttı. eskiden güzel kanallar vardı şimdi o da yok. şimdi geçebildiğim tarifeler arasında bakıyorum 100mbit sınırsız internet sadece 240 lira fiyatı uygun geldi neden derseniz içine şu an izlediğim dandirik kanalları bile ekleyince 350-400 lira yapıyor. o yüzden 240 liradan şüpheliyim açıp sorucam.
turknet, netspeed vs bunlara baktım ortalama 250 lira civarında sadece internet. bunlara geçene kadar turksatta kalıp internet almak daha mantıklı geldi. ama tv kısmı bildiğiniz sd analog kanallar olacak üç beş tane o da. büyük ekranda leş gibi görünür. gerçi onu da 100mbit internet olunca açar youtubedaki canlı yayınlardan izlerim diye düşünüyorum.
mantıklı mı sadece internet paketi alsam?
bi de apartmanda uydu var diye biliyorum çünkü pencereden içeri giren bir kablo var, bunu diyelim tvye bağlattırdım (kısa olduğu için şu an yetmiyor) tv de dahili uydu alıcı var yazıyor özelliklerinde, ben bu neye benziyor bilmiyorum, kabloyu tvye takınca HD kanalları izleyebilecek miyim normal uydu alıcı kutusu ve kumandası olmadan?
ya da tvplus digiturk vs bunlara mı bulaşayım?
turknet, netspeed vs bunlara baktım ortalama 250 lira civarında sadece internet. bunlara geçene kadar turksatta kalıp internet almak daha mantıklı geldi. ama tv kısmı bildiğiniz sd analog kanallar olacak üç beş tane o da. büyük ekranda leş gibi görünür. gerçi onu da 100mbit internet olunca açar youtubedaki canlı yayınlardan izlerim diye düşünüyorum.
mantıklı mı sadece internet paketi alsam?
bi de apartmanda uydu var diye biliyorum çünkü pencereden içeri giren bir kablo var, bunu diyelim tvye bağlattırdım (kısa olduğu için şu an yetmiyor) tv de dahili uydu alıcı var yazıyor özelliklerinde, ben bu neye benziyor bilmiyorum, kabloyu tvye takınca HD kanalları izleyebilecek miyim normal uydu alıcı kutusu ve kumandası olmadan?
ya da tvplus digiturk vs bunlara mı bulaşayım?
sadece internet olarak yanıtlıyorum, türknet
- oldz (04.08.23 00:20:18)
türknet sadece ilk 6 ay kablonetten daha ucuz sonra fiyatı onu geçiyor. üstelik kablo 24 ay sabit fiyat. türknetin 6 ay sonra fiyatı 300 lira yapmayacağının garantisi yok. bi de kablo nette hiç uğraşmayacağım, modem vs düzen her şey aynı kalacak.
- sanguine (04.08.23 00:26:43)
türknet adresine kaç mbit internet hızı veriyor bir bak kablonet şu an normal paketlerde 100mbit veriyor türknetin daha yüksek verme olasılığı var bir bak
- oldz (04.08.23 00:47:06)
Bence kablonetten memnunsanız hiç değişiklik ile uğraşmayın. 24 ay kalma sözü ile ilk 12 ay düşük sonraki 12 ay 50-60 tl yüksek ödüyorsunuz . günümüz ekonomisinde seneye ödenecek fazladan 50 tl sakız parası.
Ben de kanalların azalmasından şikayetçiyim. O yüzden Kablonet, digiturk, IPTV hizmeti alıyorum.
Ben de kanalların azalmasından şikayetçiyim. O yüzden Kablonet, digiturk, IPTV hizmeti alıyorum.
- janavarorion (04.08.23 08:22:54)
merkezi uydu sisteminde maç falan oldu mu bazen kanallar vermiyor. eğer spor kanalları falan izlemek istiyorsanız. todd ssport dsmart falan alabilirsin. kablo nette kanal az ama genel spor kanalları var. tercihinize bağlı.
şu an digitürkün internet artı digitürk kampanyaları var onları da araştırabilirsiniz.
şu an digitürkün internet artı digitürk kampanyaları var onları da araştırabilirsiniz.
- mikahakkinen (04.08.23 09:33:24)
[]
Netflix paylaşım kisitlamasi
Bu sadece 1 cihazlik plan alıp onu paylaşanlar için mi gecerli yoksa 2 cihazlik paket alıp onun paylasilmasini da mi yasaklıyor
Mesela 2 ayrı şehirdeki 2 kişi , 2 kişilik pakedi kullanabilir mi son düzenlemeden sonra
Mesela 2 ayrı şehirdeki 2 kişi , 2 kişilik pakedi kullanabilir mi son düzenlemeden sonra
Sadece TV'leri kısıtlıyor gibi anladım ben. TV'nin bulunduğu konumu ev olarak işaretliyor (başka evdeki TV'de izlenemez anlamına geliyor) ama mobil cihazlar kullanılabiliyor browser, tablet, telefon vs. henüz onlarda kısıtlama yok gibi.(ki sen seyahate çıkmış olabilirsin çok makul, fakat arada TV ile aynı evde aynı networkte görmek istiyorum falan derse bu paylaşım olayları biter)
- nhk ni youkosu (28.07.23 23:16:01 ~ 23:16:50)
kullanamaz. ama kısıtlama tvlerde işliyor. başıma geldi. pc ve telefonda sorun olmuyor.
- jelly bear (29.07.23 00:14:32)
[]
Koltuklarınızı nasıl kullanıyorsunuz?
Örtülü mü örtüsüz mu. Epey para verip bir koltuk aldım olduğu gibi mi kullanmaliyim yoksa örtü bir şey mi geçirmeliyim. Minderlerin kılıfları yikanabiliyor. Birkaç haftadır bakıyorum çok kirleniyor örtüsüz. Evde hayvan da var, tırmalamiyor ama tüyleri çok topluyor koltuk.
ben ortulu kullaniyorum ama benim koltuk eski oldugu icin. ortu daha guzel.
kilif yikaniyorsa, tirmalama olmuyorsa ortusuz kullanin.
tuyler icin soyle basit seyler cok is goruyor. www.trendyol.com
kilif yikaniyorsa, tirmalama olmuyorsa ortusuz kullanin.
tuyler icin soyle basit seyler cok is goruyor. www.trendyol.com
- supergirl (23.07.23 14:24:42)
üzerine yazın pike, kışın polar battaniye sererim
- freebird5406_2 (23.07.23 14:31:05)
örtülü. kedi var. tüyü var.
- unalub (23.07.23 14:35:28)
örtülü kullanıyorum koltuğu temizlemek zor diye.
ama örtülü kullanınca da koltuğun tasarımının kumaşının önemi kalmıyor
ama örtülü kullanınca da koltuğun tasarımının kumaşının önemi kalmıyor
- jelly bear (23.07.23 14:44:53)
Koltuğu aldığım yerde rica etmiştim koltuğun kumaşından satmışlardı, örtüyü ondan yaptırdım. Çok memnunum...
Bundan önce sadece yaz aylarında ter vs. miktarı çok arttığı için örtülü, kışın örtüsüz kullanıyordum.
Bundan önce sadece yaz aylarında ter vs. miktarı çok arttığı için örtülü, kışın örtüsüz kullanıyordum.
- akhenaten (23.07.23 14:55:35)
Yazın örtülü - çünkü ter, özellikle misafir gelip gittiğinde örtüyü yıkayınca daha iyi hissediyorum.
Kışın örtüsüz.
Kışın örtüsüz.
- kobuzchu kiz (23.07.23 14:58:17)
aslında örtüsüz ama çok çıplak terliyken falan mutlaka bi çarşaf örtü seriyorum döşeme kumaşlarından hoşlanmadığım için. bana kalsa halıya falan da örtü sererim ama köylü damgası yiyorum neyasımki
- mess (23.07.23 14:59:33)
Koltugum cok yeni, kedim var. ortusuz kullaniyorum. Ortuyle rahat etmiyorum. Evimde rahat etmek istiyorum, bunun icin calisip kazaniyorum, ortu mortu ugrasamam valla sjsjsj
- mor oje (23.07.23 15:06:52)
Örtülü kullanıyorum. Evde kedi var ve örtüyü makineye atıp yıkamak çok pratik oluyor.
- peki madem (23.07.23 15:55:00)
hiçbir kuvvet bana örtü kullandıramaz.
kedim olduğu için tırmalamasın diye sık dokulu kadife aldım koltuğu. tırmalamıyor ama koltuklar kahverengi olduğu için oturduğunda tüy oluyor ama sıkı dokunduğu için içeri giremiyor tüyler, süpürgeyle ya da yapışkan ruloyla alıyorum hemen.
kedim olduğu için tırmalamasın diye sık dokulu kadife aldım koltuğu. tırmalamıyor ama koltuklar kahverengi olduğu için oturduğunda tüy oluyor ama sıkı dokunduğu için içeri giremiyor tüyler, süpürgeyle ya da yapışkan ruloyla alıyorum hemen.
- marla is in my head (23.07.23 16:50:48)
Modelini, rengini beğenip aldığımız koltuğu örtmek estetik gelmiyor. Kirlenirse yıkatılır/kılıf değiştirilir.
- ruhen hastayim ben (23.07.23 17:17:34)
[]
Neden doğuştan gelen bir anatomi/biyoloji bilgimiz yok
Ifade etmek istediğim şey şu, vücudumuzda bir sürü organ, milyon çeşit hücre, kemik vs var. Ve bu yapılar kendi kendine bir düzen içinde işliyor. Gereken kodları (en azından kendi hücre grupları ile ilgili olan kısımları) biliyor ve uyguluyorlar. Peki biz neden doğuştan bu bilgilere sahip degiliz? Beyin hangi koşullarda hangi hormonların sağlanması gerektiğini, hangi müdahalenin uygulanacağını biliyor ve yapıyor. Ben neden doğduğum andan itibaren organlarimin neler olduğunu nasıl çalıştığını vs bilmiyorum? Niye yüklü gelmiyor daha doğrusu yüklü olduğu halde bu bilgilere sonradan okuyup öğrenerek erişebiliyoruz?
Umarım anlatabilmisimdir. Bir de bu durumu İngilizce araştırmak istiyorum ama tam olarak bir türlü yaziya dokemedim, eminim bu durumun İngilizce kavramsal bir adı vardır.
Umarım anlatabilmisimdir. Bir de bu durumu İngilizce araştırmak istiyorum ama tam olarak bir türlü yaziya dokemedim, eminim bu durumun İngilizce kavramsal bir adı vardır.
Çünkü bilinç sürekli aktif ve devrede olursa, beyin inanılmaz enerji harcar, yürümek gibi yaptığımız gözümüze en basit görünen eylemde vücutta neler olduğunun farkındalığına sahip olsak herhalde başka hiçbir şeye odaklanamazdık. Vücudun bunu otomatik gerçekleştirmesi zaten etkileyici olan kısım bence. Beyin işinin %99ını otomatik halledip %1inde bilinci devreye sokuyor sallıyorum. Otomatik şekilde gerçekleşen nefes alışverişini düşünmeye başladığımızda bile düzen sarsılıyor, bunu tüm vücutta yaptığını düşün
- personaa (20.07.23 17:04:40)
Bilmek sözcüğü kilit nokta aslında.
Çok derin gibi görünen ancak çok da basit bir konu aslında. Kısaca beyniniz bir şey bilmiyor, bilgisayar kendini ne kadar biliyorsa beyniniz de o kadar biliyor. Ancak beynin bilişsel fonkiyonları bütün bir organizma olarak sizde kişisel farkındalık sağlıyor. Bunlar duyular yoluyla dışardan aldığınız uyaranlara karşı tepki vererek çalışıyor ışık, ses, dokunma, koku ve tat.
Bir organizma olarak beyniniz gibi siz de bir bilgisayar gibisiniz. Kendinizle ilgili şeyleri bilmenize gerek yok, dna'nın kendini kopyalama tekniğini geliştirmesinin sonucu oluşmuş bir organizmasınız. Biyolojik olarak bütün göreviniz bu kopyalanmayı sağlamak, ama sağlayamasanız da olur. Doğa müsriftir bir ağaçtan milyonlarca polen çıkar onlardan bir tane ağaç belki yetişir. Bu açıdan siz de o şaşırdığınız hücrelerin ne yaptığını bildiği kadar ne yapacağınızı biliyorsunuz aslında (ya da bilmiyorsunuz, bu durumda ikisi de aynı şey)
Diğer taraftan insan ses duyusunu kullanarak dil geliştirme kapasitesine sahip bir canlı. Bu şekilde diğer duyularınızla algıladığınız şeyleri başkalarıyla paylaşıp bu bilgiyi saklayıp gelecek nesillere aktarabiliyorsunuz. "Bilmek" aslında bu. Yoksa ne beynin ne de başka dokuların bir şey biliyor olduğundan bahsedemeyiz. Ancak kültür çok güçlü bir şey, insan hayatının da özü. Bu yüzden insanlar kültürel olarak edindikleri şeyleri doğanın temel kanunları sanmaya çok eğilimli canlılar. Bütün uyarlanma mekanizmamız kültür geliştirmek üzerine kurulu.
Bilinç ve bilinç dışı kavramları ve hayatımızın aslında büyük bölümünün bilinçdışı dürtülerle yönlendiği hakkında bir şey okumak isterseniz incognito kolay okunur ve akıcı bir kitap.
Ayrıca bir adet kültürel antropoloji kitabı edinip okumanızı da şiddetle öneriyorum
Çok derin gibi görünen ancak çok da basit bir konu aslında. Kısaca beyniniz bir şey bilmiyor, bilgisayar kendini ne kadar biliyorsa beyniniz de o kadar biliyor. Ancak beynin bilişsel fonkiyonları bütün bir organizma olarak sizde kişisel farkındalık sağlıyor. Bunlar duyular yoluyla dışardan aldığınız uyaranlara karşı tepki vererek çalışıyor ışık, ses, dokunma, koku ve tat.
Bir organizma olarak beyniniz gibi siz de bir bilgisayar gibisiniz. Kendinizle ilgili şeyleri bilmenize gerek yok, dna'nın kendini kopyalama tekniğini geliştirmesinin sonucu oluşmuş bir organizmasınız. Biyolojik olarak bütün göreviniz bu kopyalanmayı sağlamak, ama sağlayamasanız da olur. Doğa müsriftir bir ağaçtan milyonlarca polen çıkar onlardan bir tane ağaç belki yetişir. Bu açıdan siz de o şaşırdığınız hücrelerin ne yaptığını bildiği kadar ne yapacağınızı biliyorsunuz aslında (ya da bilmiyorsunuz, bu durumda ikisi de aynı şey)
Diğer taraftan insan ses duyusunu kullanarak dil geliştirme kapasitesine sahip bir canlı. Bu şekilde diğer duyularınızla algıladığınız şeyleri başkalarıyla paylaşıp bu bilgiyi saklayıp gelecek nesillere aktarabiliyorsunuz. "Bilmek" aslında bu. Yoksa ne beynin ne de başka dokuların bir şey biliyor olduğundan bahsedemeyiz. Ancak kültür çok güçlü bir şey, insan hayatının da özü. Bu yüzden insanlar kültürel olarak edindikleri şeyleri doğanın temel kanunları sanmaya çok eğilimli canlılar. Bütün uyarlanma mekanizmamız kültür geliştirmek üzerine kurulu.
Bilinç ve bilinç dışı kavramları ve hayatımızın aslında büyük bölümünün bilinçdışı dürtülerle yönlendiği hakkında bir şey okumak isterseniz incognito kolay okunur ve akıcı bir kitap.
Ayrıca bir adet kültürel antropoloji kitabı edinip okumanızı da şiddetle öneriyorum
- akhenaten (20.07.23 17:08:16)
Ingilizce'de "innate knowledge" deniyor. Yani dogustan gelen bilgi. Filozofide "innatism" olarak geciyor. Bazi bilimsel arastirmalar var bunun hakkinda.
Mesela su arastirmaya gore bebekler sezgisel fizik (intuitive physics) bilgisiyle doguyorlarmis: www.sciencedaily.com
Evrimden gelen bir "bilgi" de olabilir. Bu otomatik, içgüdüsel oluyor tabii. Mesela doğar doğmaz annesinden bağımsız hareket etmeye başlayan yavru hayvanlar var. Ingilizce'de "precocial" deniyor. Ornek olarak wildebeest yavrulari dogduktan 6 dakika icinde yurumeye basliyor. Bu dogada hayatta kalmayla ilgili evrimsel bir durum tabii.
Mesela su arastirmaya gore bebekler sezgisel fizik (intuitive physics) bilgisiyle doguyorlarmis: www.sciencedaily.com
Evrimden gelen bir "bilgi" de olabilir. Bu otomatik, içgüdüsel oluyor tabii. Mesela doğar doğmaz annesinden bağımsız hareket etmeye başlayan yavru hayvanlar var. Ingilizce'de "precocial" deniyor. Ornek olarak wildebeest yavrulari dogduktan 6 dakika icinde yurumeye basliyor. Bu dogada hayatta kalmayla ilgili evrimsel bir durum tabii.
- ermanen (20.07.23 17:13:31 ~ 17:31:44)
soruyu anlamadim. sperm gibi ufacik biseyden 170lik bir insana donusuyorsun. dunyada hersey boyle calisiyor. bitkiler, hayvanlar...
- buenosdias (20.07.23 17:14:18)
Çünkü ruh diye bir şey yok. Haliyle bilinç oluşup gelişirken hali hazırda bilgilerle döşeli olarak gelmiyor. İç güdü bundan farklı bir konu.
- nawar (20.07.23 17:25:09)
@nawar
Gene benim dedigimle alakası yok. Ben diyorum ki beyin hangi anda neyin salgılanması gerektiğini biliyor, vücudun neresinde problem olduğunu biliyor. Benim bir parcamin bildiği bir şeyi ben neden sonradan okuyarak öğreniyorum da en başından beri bilmiyorum. Niye temel biyolojiyi sonradan öğrenmek zorundayiz
Gene benim dedigimle alakası yok. Ben diyorum ki beyin hangi anda neyin salgılanması gerektiğini biliyor, vücudun neresinde problem olduğunu biliyor. Benim bir parcamin bildiği bir şeyi ben neden sonradan okuyarak öğreniyorum da en başından beri bilmiyorum. Niye temel biyolojiyi sonradan öğrenmek zorundayiz
- sanguine (20.07.23 17:28:32)
"Bilmek" diyorsan cevap bu. Susadığında damağında kuruluk hissediyorsun. Su içmen gerektiğini "biliyorsun" ve gidip su içiyorsun. Beynin bilgisi de bu kadar zaten. Daha fazla değil. Kaldı ki "beyin" zaten sensin, o da bazı şeyleri bilerek değil kodlanmış bir ezber ile gerçekleştiriyor. Evrimsel süreçte vücuda eklenen bazı kodlar var. Buna sahip olanlar varlığını genetik olarak aktarana kadar sürdürmeyi başarmış, diğerleri başaramamış.
Yani vücuduna yabancı bir mikroorganizma giriyor. Vücut bunun DNA/RNA kodunu okur ve tanırsa sorun yok. Tanıyamazsa bunu yabancı olarak gördüğü için mücadeleye geçiyor ama "dur ısıyı yükseltip virüsün çoğunlukta olduğu şu bölgeye hücum edeyim" demiyor. Tüm vücuda salıyor. Onda da fagositoz ile lökositler mücadele etmeye çalışıyor. Bildikleri başka bir şey yok. Vücudun bir kısmında bölünmeler sırasında oluşan ya da hastalık ile değişen hücre DNA/RNAları yüzünden bu sefer sağlıklı hücreleri "farklı" olarak okuyup yok edebiliyor. Yani beyinde de bir "bilme" konusu yok. Olsa otoimmün hastalıklar olmazdı en basitinden.
O yüzden "ruh" üzerinden açıkladım. Yani ihtiyacın kadar bilgiye zaten "susamak" ya da ağrıyan yerine müdahale etmek gibi basit çözümler ile "biliyorsun."
Yani vücuduna yabancı bir mikroorganizma giriyor. Vücut bunun DNA/RNA kodunu okur ve tanırsa sorun yok. Tanıyamazsa bunu yabancı olarak gördüğü için mücadeleye geçiyor ama "dur ısıyı yükseltip virüsün çoğunlukta olduğu şu bölgeye hücum edeyim" demiyor. Tüm vücuda salıyor. Onda da fagositoz ile lökositler mücadele etmeye çalışıyor. Bildikleri başka bir şey yok. Vücudun bir kısmında bölünmeler sırasında oluşan ya da hastalık ile değişen hücre DNA/RNAları yüzünden bu sefer sağlıklı hücreleri "farklı" olarak okuyup yok edebiliyor. Yani beyinde de bir "bilme" konusu yok. Olsa otoimmün hastalıklar olmazdı en basitinden.
O yüzden "ruh" üzerinden açıkladım. Yani ihtiyacın kadar bilgiye zaten "susamak" ya da ağrıyan yerine müdahale etmek gibi basit çözümler ile "biliyorsun."
- nawar (20.07.23 17:37:06)
Vücudunuz da bilmiyor.
Örneğin öldükten sonra, sinire dokunursanız vücut hareket edebilir vs. Otonon reflex veya motor hareketler ile, bilinçli hareketler aynı şey değil.
Refleksler milyon yılda gelişmiş ve bir çoğu kalıtımsal. Ancak öğrendikleriniz ise bilinçli davranış.
Örneğin öldükten sonra, sinire dokunursanız vücut hareket edebilir vs. Otonon reflex veya motor hareketler ile, bilinçli hareketler aynı şey değil.
Refleksler milyon yılda gelişmiş ve bir çoğu kalıtımsal. Ancak öğrendikleriniz ise bilinçli davranış.
- alfired (20.07.23 18:59:04)
(otonom reflex)
- alfired (20.07.23 18:59:37)
@sanguine
Beyniniz hangi anda neyin salgılanması gerektiğini bilmiyor aslında.
Öylece duran bir demir, durmaktan vazgeçip kendisine yaklaşan bir mıknatısa doğru harekete geçmesi gerektiğini, hem de bunu mıknatısın boyutunu ve mesafesini tahmin ederek belli bir şiddetle yapması gerektiğini nasıl biliyorsa beyniniz de o şekilde biliyor. Yani bilmiyor. Bu önemsiz gibi görünen önemli bir durum. Beyniniz yalnızca bir uyarana tepki veriyor.
Bilmek, farkında olmak gibi bilişsel sözcükleri kullanmadan bu soruyu tekrar sormaya çalışsanız bunun zor olacağını fark edeceksiniz. Beyni kişileştirerek sadece anlatımı kolaylaştırmış olmuyorsunuz aslında, aynı zamanda paralel bir gerçeklik de yaratmış oluyorsunuz.
Ben de merak ettim, soruyu yukarda tarif ettiğim gibi beyni kişileştirmeden yeniden sormayı dener misiniz? Belki bir faydası olur tartışmaya.
Beyniniz hangi anda neyin salgılanması gerektiğini bilmiyor aslında.
Öylece duran bir demir, durmaktan vazgeçip kendisine yaklaşan bir mıknatısa doğru harekete geçmesi gerektiğini, hem de bunu mıknatısın boyutunu ve mesafesini tahmin ederek belli bir şiddetle yapması gerektiğini nasıl biliyorsa beyniniz de o şekilde biliyor. Yani bilmiyor. Bu önemsiz gibi görünen önemli bir durum. Beyniniz yalnızca bir uyarana tepki veriyor.
Bilmek, farkında olmak gibi bilişsel sözcükleri kullanmadan bu soruyu tekrar sormaya çalışsanız bunun zor olacağını fark edeceksiniz. Beyni kişileştirerek sadece anlatımı kolaylaştırmış olmuyorsunuz aslında, aynı zamanda paralel bir gerçeklik de yaratmış oluyorsunuz.
Ben de merak ettim, soruyu yukarda tarif ettiğim gibi beyni kişileştirmeden yeniden sormayı dener misiniz? Belki bir faydası olur tartışmaya.
- akhenaten (20.07.23 19:03:51)
Bilmemize gerek yok. İnsan belli basit refleksler dışında boş bir bir zihinle doğuyor. İnsan beyninin güzelliği de burada. Tamamen boş olduğu için inanılmaz bir plastisite kabiliyeti var. Bir bebeği at hırsızı da yapabiliriz doktor da akrobat da. Insan beyni hayvanlarda olduğu gibi daha fazla bilgi içerseydi (yüzme, yavrusuna bakabilme, doğuracağı veya öleceği zamanı hissedip ıssız ve güvenli bir yere çekilebilme vb) bu kadar muazzam bir plastisite imkanı olmazdı. Organlarımızın yerinin doğuştan beynimizde olmasına gerek yok, hatta kötü bile olabilirdi.
- pembe mezarlık (20.07.23 19:10:04)
@akhenaten vd
Beyin sadece bir örnek beyin demeseydim keşke, örneğin benim ellerimdeki veya bacagimdaki herhangi bir hücre, nasıl bölünecegini, hangi parçaların nereye dizilecegini, hangi maddelerin kullanilacagini, bütün bu bilgileri DNAdan veya başka bir şeyden aldığı kodlari da kullanarak bunları bir düzen ve bilgi icerisinde yapıyor. Milyonlarca hücrenin her gün uyguladığı işlemlerin ne olduğunu ben doğduğum andan itibaren built-in biçimde neden bilmiyorum?
Beyin sadece bir örnek beyin demeseydim keşke, örneğin benim ellerimdeki veya bacagimdaki herhangi bir hücre, nasıl bölünecegini, hangi parçaların nereye dizilecegini, hangi maddelerin kullanilacagini, bütün bu bilgileri DNAdan veya başka bir şeyden aldığı kodlari da kullanarak bunları bir düzen ve bilgi icerisinde yapıyor. Milyonlarca hücrenin her gün uyguladığı işlemlerin ne olduğunu ben doğduğum andan itibaren built-in biçimde neden bilmiyorum?
- sanguine (20.07.23 20:22:06)
Soyle biraz daha ek yapayim. Sonucta farkli "bilgi" kavramlari var. Dna koduna islenmis bilgi farkli, beyin noronlari ile ogrenilmis bilgi farkli. Mesela icgudu de dna'ya islenmis bir bilgi ve farkli canlilarda atalarindan gelen farkli aktarimlar olabiliyor. Canlilarda ortak icguduler de var tabii. Dna'daki bilgiler biyolojik olarak isleyisimizi sagliyor. "Neden" sorusu filozofiye de girebilir. Ama cevap verirsek, en basitinden gerekmedigi icin ya da evrimsel olarak boyle bilgere dogustan gerek olmamis. Dna'ya islenmis zaten bilgi, beyin noronlarimiz neden otomatik bilsin ki. Yasayarak, deneyimleyerek ogrenmek farkli bir "bilgi" kavrami. Bununla birlikte dogusta beynimiz daha az gelismis bir seviyede, buyudukce ve ogrendikce beyin daha cok gelisiyor (daha cok noron, daha cok noron baglantisi vs.)
Daha ayrintili ogrenmek istersen dna'yi, dna koduna bilgilerin nasil islendigini, ogrenmenin beyinde noronlarla nasil oldugunu, nörobilimi arastirabilirsin.
Edit: konu genis baya. Bazi onemli ek kisimlari daha yazayim. Dna'ya islenmis bilgi dedigim azimsanacak bisey degil tabii. Bir cok hucre, hucre cesidi ve iclerindeki nukleus, ve icindeki dna kodlarini dusunursen biyolojik isleyisimiz icin o kadar cok kodlanmis "bilgi" var ki. Bu beynimizin (hele ki dogustaki) kaldiramayacagi kadar bilgi, ve farkli bir bilgi cesidi. Ogrenmekten gelen bilgi noronlarin, noral agin etkilesimiyle ilgili ve beyin noronlari bu cesit bilgiye gore isliyor. Bu arada noronlarin da dna'si var tabii ve onlarin dna'sinda da onlarin isleyisi ile ilgili kodlanmis bilgi var. Umarim aciklayici olmustur.
Kim bilir belki evrende bir yerde milyonlarca yil evrimlesmis bi canli vardir ve dogusta bile genis bilgilerle donatilmistir.
Daha ayrintili ogrenmek istersen dna'yi, dna koduna bilgilerin nasil islendigini, ogrenmenin beyinde noronlarla nasil oldugunu, nörobilimi arastirabilirsin.
Edit: konu genis baya. Bazi onemli ek kisimlari daha yazayim. Dna'ya islenmis bilgi dedigim azimsanacak bisey degil tabii. Bir cok hucre, hucre cesidi ve iclerindeki nukleus, ve icindeki dna kodlarini dusunursen biyolojik isleyisimiz icin o kadar cok kodlanmis "bilgi" var ki. Bu beynimizin (hele ki dogustaki) kaldiramayacagi kadar bilgi, ve farkli bir bilgi cesidi. Ogrenmekten gelen bilgi noronlarin, noral agin etkilesimiyle ilgili ve beyin noronlari bu cesit bilgiye gore isliyor. Bu arada noronlarin da dna'si var tabii ve onlarin dna'sinda da onlarin isleyisi ile ilgili kodlanmis bilgi var. Umarim aciklayici olmustur.
Kim bilir belki evrende bir yerde milyonlarca yil evrimlesmis bi canli vardir ve dogusta bile genis bilgilerle donatilmistir.
- ermanen (20.07.23 20:52:58 ~ 21:58:20)
@Sanguine
Çünkü sizi oluşturan yapıtaşlarının işleyişini anlamanızı zorunlu kılan bir sebepten bahsedemiyoruz. Şu ana kadar gözlemleyebildiğimiz her şey başka bir yapı grubunun birleşiminin bir sonucu olarak var. İnsan özelinde, toplumlar insanlardan, insanlar organlardan, organlar dokulardan, dokular hücrelerden, hücreler çeşitli organik ve inorganik maddelerden, bunlarsa atomlardan, atomlarsa atom altı parçacıklardan oluşuyor. Bunun ucunun nereye kadar gittiği bilimi hali hazırda fazlasıyla meşgul eden bir husus. Ancak neticede oluşturulmuş bir yapı doğrudan kendisini oluşturan yapıtaşlarıyla bilinçli bir farkındalığın doğurduğu bir iletişim içinde değil. Bu sadece doğru olmayan bir ön kabul.
Örneğin size elinizi nasıl havaya kaldırdığınızı sorsam sadece yapıyorum dersiniz. Kalbinizin dili olsa ve ona nasıl kan pompaladığını sorsak muhtemelen o da sadece yapıyorum diyebilirdi. DNA'ya nasıl bölünüyorsun diye sorsak aynı şekilde o da sadece yapıyorum diyebilirdi. Çünkü gerçekte olan sadece bu.
Bu sıralama içerisinde siz de diğer organlarınız kadar ne yaptığınızı biliyorsunuz aslında. Size iğne batırıyoruz ve siz kendinizi geri çekiyorsunuz, yaptığınız bu, bunu biliyorsunuz. Bu sırada eş zamanlı olarak böbreküstü bezlerinize ve beyninize sinirler üzerinden sinyaller gidiyor ve o adrenalin salgılanmasına yol açacak süreci başlatıyor, onların bildiği bu, aynı anda vücudunuzdaki diğer ilgili hücreler salgıların dolaylı etkisiyle atp sentezini artırıyor, onların bildiği de bu.
Ne hücrelerin iğneden haberi var ne de sizin hücrelerin ne yaptığından haberiniz var. Hepiniz kendi klasmanınızda ne yapmanız gerektiğini "biliyorsunuz" zaten. Tabi bu daha karmaşık bir süreç, bu sırada olan birden fazla eş zamanlı işlem var. Ancak neticede iğne batması sonucu makro boyuttan mikro boyuta kadar işleyen tek bir bütün süreç var. Organizma bu demek zaten. Siz sizi oluşturan yapıtaşlarıyla aynı şey de değilsiniz, farklı ve bağımsız da değilsiniz bütünsünüz.
Beyninizin bildiğini söylediğiniz şey sizin de bildiğiniz şey zaten doğal olarak. Ancak sizin düşünce akışınızdaki aksaklık son basamak organizma olan kendinizi kendi yapısal elemanlarınızla kıyaslamak bir yerde.
Neyse, benden bu kadar sanırım :) iyi akşamlar dileyeyim.
Çünkü sizi oluşturan yapıtaşlarının işleyişini anlamanızı zorunlu kılan bir sebepten bahsedemiyoruz. Şu ana kadar gözlemleyebildiğimiz her şey başka bir yapı grubunun birleşiminin bir sonucu olarak var. İnsan özelinde, toplumlar insanlardan, insanlar organlardan, organlar dokulardan, dokular hücrelerden, hücreler çeşitli organik ve inorganik maddelerden, bunlarsa atomlardan, atomlarsa atom altı parçacıklardan oluşuyor. Bunun ucunun nereye kadar gittiği bilimi hali hazırda fazlasıyla meşgul eden bir husus. Ancak neticede oluşturulmuş bir yapı doğrudan kendisini oluşturan yapıtaşlarıyla bilinçli bir farkındalığın doğurduğu bir iletişim içinde değil. Bu sadece doğru olmayan bir ön kabul.
Örneğin size elinizi nasıl havaya kaldırdığınızı sorsam sadece yapıyorum dersiniz. Kalbinizin dili olsa ve ona nasıl kan pompaladığını sorsak muhtemelen o da sadece yapıyorum diyebilirdi. DNA'ya nasıl bölünüyorsun diye sorsak aynı şekilde o da sadece yapıyorum diyebilirdi. Çünkü gerçekte olan sadece bu.
Bu sıralama içerisinde siz de diğer organlarınız kadar ne yaptığınızı biliyorsunuz aslında. Size iğne batırıyoruz ve siz kendinizi geri çekiyorsunuz, yaptığınız bu, bunu biliyorsunuz. Bu sırada eş zamanlı olarak böbreküstü bezlerinize ve beyninize sinirler üzerinden sinyaller gidiyor ve o adrenalin salgılanmasına yol açacak süreci başlatıyor, onların bildiği bu, aynı anda vücudunuzdaki diğer ilgili hücreler salgıların dolaylı etkisiyle atp sentezini artırıyor, onların bildiği de bu.
Ne hücrelerin iğneden haberi var ne de sizin hücrelerin ne yaptığından haberiniz var. Hepiniz kendi klasmanınızda ne yapmanız gerektiğini "biliyorsunuz" zaten. Tabi bu daha karmaşık bir süreç, bu sırada olan birden fazla eş zamanlı işlem var. Ancak neticede iğne batması sonucu makro boyuttan mikro boyuta kadar işleyen tek bir bütün süreç var. Organizma bu demek zaten. Siz sizi oluşturan yapıtaşlarıyla aynı şey de değilsiniz, farklı ve bağımsız da değilsiniz bütünsünüz.
Beyninizin bildiğini söylediğiniz şey sizin de bildiğiniz şey zaten doğal olarak. Ancak sizin düşünce akışınızdaki aksaklık son basamak organizma olan kendinizi kendi yapısal elemanlarınızla kıyaslamak bir yerde.
Neyse, benden bu kadar sanırım :) iyi akşamlar dileyeyim.
- akhenaten (20.07.23 21:20:20)
@amenhotep ben de anlamaya çalışıyorum işte ki soruyorum, güzel de aciklamissiniz teşekkür ederim
- sanguine (20.07.23 21:25:35)
[]
Tv büyüklüğü 55 inc vs 58 inc
Iki TV arasında kaldım kozmetik birkaç özellik dışında neredeyse aynilar
Sadece aralarında 3 inç 10 cm fark var. Fiyat farkı 3.000 lira
Değer mi? Evde 80 cm uyduruk bir TV var ilk defa bu kadar büyük TV alıyorum.
Sadece aralarında 3 inç 10 cm fark var. Fiyat farkı 3.000 lira
Değer mi? Evde 80 cm uyduruk bir TV var ilk defa bu kadar büyük TV alıyorum.
büyük tvye değer. ben sırf büyük olsun diye 65 aldım. daha büyük daha iyidir.
- jelly bear (11.07.23 13:57:12)
oda kaç m2? tvye uzaklık kaç metre?
daha büyük daha iyi değildir kesinlikle.
daha büyük daha iyi değildir kesinlikle.
- yazar yazmaz yazan yazar (11.07.23 13:59:31)
Yaklaşık 25 M2. Mesafe 4 m.
- sanguine (11.07.23 14:01:14)
58 olan kaliteli markaysa ve paneli daha kaliteliyse 58 al. 58 iyidir. 4m için aynı fiyatlara 65 varsa 65'te bakabilirsin.
- avatar is back (11.07.23 14:08:09)
Burada sorulması gereken büyüklükten ziyade, her iki tv de kullanılan panel ve COF adedi olmalıdır. Özellik olarak aynı gözükebilirler. Ama içerisinde kullanılan malzemeler farklı olabilir. Her iki tv için teknik inceleme videolarına bakmanızı tavsiye ederim. Uzun vadede (2-3 yıl) ne gibi sorunlar yaşayabileceğinizi öngörebilirsiniz. Genelde böyle incelemeler için adem helvacı kanalını takip ediyorum
Buna ek olarak 55 ve 58 inch olacak şekilde bir karton veya çarşaf katlayıp tv koyacağınız yere tutun. Oturup uzaktan bakın arada bariz bir fark yok ise küçük olanı alabilirsiniz
Buna ek olarak 55 ve 58 inch olacak şekilde bir karton veya çarşaf katlayıp tv koyacağınız yere tutun. Oturup uzaktan bakın arada bariz bir fark yok ise küçük olanı alabilirsiniz
- janavarorion (11.07.23 14:20:03 ~ 14:22:02)
Philips mi? Philips ise ben alırken ekranlar arasında ips ve va farkı vardı, bilgi vermek istedim. Onun dışında bence 3 inç için 3bin verilmez. O parayla galaxy buds 2 pro alınır.
- prole (11.07.23 14:42:33)
Her inçine değer.
Ben olsam sonradan keşke 3000 TL daha verseydim derdim.
Gerçi 3000 TL değil de yüzde kaç daha fazla para vereceğinizi bilsek daha iyi cevap verebilirdik.
Bence 12-15 bin liraysa değmez, 27-30 bin liraysa değer mesela.
Ben olsam sonradan keşke 3000 TL daha verseydim derdim.
Gerçi 3000 TL değil de yüzde kaç daha fazla para vereceğinizi bilsek daha iyi cevap verebilirdik.
Bence 12-15 bin liraysa değmez, 27-30 bin liraysa değer mesela.
- michael_knight (11.07.23 15:30:47 ~ 15:31:03)
58" paneller sorunlu diye çok sayıda yerde yazı okudum, youtube incelemesi gördüm. bu konuyu araştırın. büüyk istiyorsanız 58'i atlayın diye söylüyorum.
- adivar (11.07.23 17:41:58)
tamamen oda boyutuna bağlı. ama ortalama bir apartman dairesi için 55" gayet yeterli biraz daha büyük olsun dersen 65" keyifli oluyor. bunun üzerinde fiyatlar da zaten ciddi oranda artıyo.
- orpheus (11.07.23 19:56:39)
4 metre icin en az 60 ideal 65 inc oneririm.
4 metre mesafede 55ten 58e gecis icin 3bin fark gereksiz bence
4 metre mesafede 55ten 58e gecis icin 3bin fark gereksiz bence
- floydian (11.07.23 21:56:05)
[]
Televizyon önerisi
Son zamlar tam yansimadan TV almam lazım.
-20 bin liraya kadar bakıyorum ama ne kadar ucuz olursa o kadar iyi tabi
-55 inç - 60 inç arası ariyorum büyüklük
-icinde mutlaka Android olacak
Sizce su nasıl www.hepsiburada.com
-20 bin liraya kadar bakıyorum ama ne kadar ucuz olursa o kadar iyi tabi
-55 inç - 60 inç arası ariyorum büyüklük
-icinde mutlaka Android olacak
Sizce su nasıl www.hepsiburada.com
alınır bence güzel görünüyor. hdmi 2.1 girişi de varmış hatta çok iyi.
- yazar yazmaz yazan yazar (07.07.23 10:51:45)
Sizin butce ustunde biraz ama 1 ay once bunu aldim. Asiri memnunum. Android’i, isiklandirmasi, ekran goruntu kalitesi muhtesem:
Philips 55PUS8807 55" 139 Ekran Uydu Alıcılı 4K Ultra HD Android Smart LED TV
www.hepsiburada.com
Philips 55PUS8807 55" 139 Ekran Uydu Alıcılı 4K Ultra HD Android Smart LED TV
www.hepsiburada.com
- mor oje (07.07.23 12:05:33)
androide takılmayın. 2sene sonra pert olacak. panele para verin. diğerini mi box 4k son nesil alın geçin.
65q9900 vestel aldım. karma panel. biraz şansımıza artık. az verdim. mi box alırım dedim. içinde jbl ses sistemi var. emsallerine göre en az 5k ucuzdu.
bu fikri de düşünün.
65q9900 vestel aldım. karma panel. biraz şansımıza artık. az verdim. mi box alırım dedim. içinde jbl ses sistemi var. emsallerine göre en az 5k ucuzdu.
bu fikri de düşünün.
- hunharca ben (07.07.23 13:03:36)
hiç bulaşma toshiba ya vestel yapıyor ve bence baya kötü malzemelerle üretiliyor.
android de tv için bir süre sonra dert oluyor güncelleme alması zor.
şunu öneriyorum paran boşa gitmesin diye.
www.hepsiburada.com
şu model de toshibadan özellik ve kalite olarak fersah fersah üstünbir model.
www.hepsiburada.com
android de tv için bir süre sonra dert oluyor güncelleme alması zor.
şunu öneriyorum paran boşa gitmesin diye.
www.hepsiburada.com
şu model de toshibadan özellik ve kalite olarak fersah fersah üstünbir model.
www.hepsiburada.com
- deepex (07.07.23 18:41:26 ~ 18:43:17)
[]
Tatilde spor
Uzun zamandır ilk defa spora gitmeyi düzene soktum 4 aya yakındır haftada 4-5 gün mutlaka gidiyorum. Şimdi bayram ve sonrasında 20 gün tatilde olucam. Diyorum ki gittiğim yerde (denize girecez sadece, sabit bir yerde) bir gym e gideyim zaten 1 saat hadi hazırlanması vesaire 2 olsun. Kahvaltıdan sonra giderim öğlen sıcağında zaten denize girmeyi çok sevmiyorum.
1-mantikli mi?
2-ne kadar para isterler acaba, zincir bı salona değil de kalacağımız yere en yakin merdiven altı bı yere bakicam
1-mantikli mi?
2-ne kadar para isterler acaba, zincir bı salona değil de kalacağımız yere en yakin merdiven altı bı yere bakicam
Bence 20 gün için angarya olur. Evde yapın sporunuzu. Hiit ağırlıklı çalışırsınız. Ne kadar ağırlık kaldırıyorsunuz bilmiyorum ama yeni başladığınıza göre fazla değildir diye düşünüyorum. Ağırlıksız çalışsanız bile kaybınız olmaz -bence-
- ruhen hastayim ben (17.06.23 21:09:49)
Heves etmişsiniz. Gidin. Mantıklı. Fiyat muhtemelen pazarlığa tabi olur. Salonun yoğunluğuna, sahibinin tokluğuna göre.
- Mirket (17.06.23 21:17:44)
[]
Terapi piyasasi
Ne durumda şu an, seans ücretleri?
İkinci sorum da şu, terapiye vereceğimiz ücret hangi aralikta olmalı? Örneğin ayda 2 kere gidiliyorsa 2 seans ücreti 4 kez gidiliyorsa 4 seans ücreti toplam maaşın kaçta kaçı ile kaçta kaçı arasında olursa makul ve normaldir?
İkinci sorum da şu, terapiye vereceğimiz ücret hangi aralikta olmalı? Örneğin ayda 2 kere gidiliyorsa 2 seans ücreti 4 kez gidiliyorsa 4 seans ücreti toplam maaşın kaçta kaçı ile kaçta kaçı arasında olursa makul ve normaldir?
Oran olarak bilmiyorum ancak İstanbulda 700-1000 TL arasında ücret ödeyen tanıdıklarım var.
- yercekimini kendine ceken adam (16.06.23 14:01:49)
yani bence bunu aslında doktor belirlemeli, mesela ilk iki ay her hafta sonraki aylar ayda bir hatta iki ayda bir e kadar düşebilir. yada her ay düzenli gel diyebilir.
benim de bildiğim 800-1000 arası genelde. istanbul lüks yerler 2000-2500 falan.
benim de bildiğim 800-1000 arası genelde. istanbul lüks yerler 2000-2500 falan.
- duyurukullanıcısı (16.06.23 14:08:26)
2000-2500 iyiymiş :) maddi olarak zorlayacak terapi bi süre sonra yıpratıcı da olmaya başlıyor. orası insanın çok yüksek harcama yaptığı için sterse girdiği bir yer değil aksine rahatladığı bi yer olmalı diye düşünüyorum.
1000tl/seans şeklinde gidiyordum daha önce, çevremde 500-700 civarına giden de var. konum istanbul.
1000tl/seans şeklinde gidiyordum daha önce, çevremde 500-700 civarına giden de var. konum istanbul.
- ayin yazari (16.06.23 14:10:01)
haftada bir 500 ilra veriyorum.
- hobarey (16.06.23 14:13:38)
bir arkadaşım 750 tl veriyormuş şu anda. ben bir kaç yere sormuştum, bundan 2 3 ay öncesi olmasına rağmen 900-1000tl fiyat çekmişlerdi. haftada bir seans için bu fiyatlar çok geliyor açıkcası. işin tuhaf yanı bu uzmanların çoğu online terapide de aynı fiyatı çekiyor
- kondansator (16.06.23 21:32:44)
Benim danıştığım psikoloğa uzun zamandır görüştüğüm için bana özel indirim yapıldı.
Normalde; 2000tl +kdv
Bana; 1000 (Kdv yok)
Normalde; 2000tl +kdv
Bana; 1000 (Kdv yok)
- put it in your appropriate place (16.06.23 23:43:48)
Min seans ücreti 600 tl gibi, o da az tecrübeli birine gidiyorsanız. Temmuzda 600 tl olanlar arttıracak tabii ki.
Terapi çok zorlayan bir şey olmamalı ama ihtiyaç gibi de bakılmalı, gidip rahatlayacağınız bşr her değil aksine çözemediğiniz sorunları ihtiyaç dahilinde çözeceğiniz bir yer. Gerekiyorsa mide ameliyatı olmak gibi, ne yazık ki.
Terapi çok zorlayan bir şey olmamalı ama ihtiyaç gibi de bakılmalı, gidip rahatlayacağınız bşr her değil aksine çözemediğiniz sorunları ihtiyaç dahilinde çözeceğiniz bir yer. Gerekiyorsa mide ameliyatı olmak gibi, ne yazık ki.
- damba (17.06.23 01:56:49)
[]
Arkadaşla yasadigim garip bir diyalog
Ya da garip değildir bilmiyorum.
-Bir arkadaşım var çok samimiyetimiz yok
-Bir de ortak arkadaşımız var onunla da çok samimiyetim yok ama daha yeni tanıyorum ve muhabbetini sevdim, ben yeni tanıştım bu ikisi yıllardır tanisiyor
Ortak arkadasin sevdiği birisinin başına kötü bir şey geldi, ben de mesaj atıp çok üzüldüğümu yapacağım bir şey olup olmadığını her zaman yanında olduğumu soyledim
Arkadaşa dedim böyle böyle olmuş, o da ben de aradım konuştum evet bence sen de ara dedi. Attığım mesajı görsün o zaman ararım demek ki müsait olmuştur ki dedim, yok ara ne bekliyorsun dedi.
(Böyle durumlarda işte kaza bela vefat vs doğal kaynaklı şeylerde insanları kendi haline bırakırım, çok yakın değilsem, kendi yaşadığım sorunlarda da böyleyimdir, cenazemi kendim kaldiririm kimsenin haberi olmaz, ameliyat olurum vs, ha yanımda olmak isteyen gene olur ama ben ihtiyaç duymam. Etrafıma da böyle yaklaşıyorum)
Ben de aradım çünkü ortak arkadaşı çok tanımıyorum belki benim durumumun aksine yakın olsun olmasın herkesin aramasını ilgilenmesini isteyen yalnız hissetmekten hoşlanmayan birisidir, ki neden olmasın çok dogal.
Ortak arkadaş açmadı, sonra da kısa bı mesajla sağol yazmış.
Ben de arkadaşa dedim aradım ama açmadı kısaca cevap verdi herhalde müsait değil sık boğaz etmek istemiyorum. (Haberi olsun diye)
Sonra arkadaş dedi ki: adam büyük bir acı yaşıyor kendi haline bırak istersen, şokta şu an
Tam olarak bu diyaloğu yaşadık, ne şimdi bu? Bana zorla aratiyorsun, sonra rahat bıraksana diyorsun. Beynim yandı ne oluyor? Bir şey demedim cevap vermedim sen ara diye ısrar ettin diye, ama acayip uyuz oldum sanki ben taciz etmişim gibi. Bende mi sıkıntı var?
-Bir arkadaşım var çok samimiyetimiz yok
-Bir de ortak arkadaşımız var onunla da çok samimiyetim yok ama daha yeni tanıyorum ve muhabbetini sevdim, ben yeni tanıştım bu ikisi yıllardır tanisiyor
Ortak arkadasin sevdiği birisinin başına kötü bir şey geldi, ben de mesaj atıp çok üzüldüğümu yapacağım bir şey olup olmadığını her zaman yanında olduğumu soyledim
Arkadaşa dedim böyle böyle olmuş, o da ben de aradım konuştum evet bence sen de ara dedi. Attığım mesajı görsün o zaman ararım demek ki müsait olmuştur ki dedim, yok ara ne bekliyorsun dedi.
(Böyle durumlarda işte kaza bela vefat vs doğal kaynaklı şeylerde insanları kendi haline bırakırım, çok yakın değilsem, kendi yaşadığım sorunlarda da böyleyimdir, cenazemi kendim kaldiririm kimsenin haberi olmaz, ameliyat olurum vs, ha yanımda olmak isteyen gene olur ama ben ihtiyaç duymam. Etrafıma da böyle yaklaşıyorum)
Ben de aradım çünkü ortak arkadaşı çok tanımıyorum belki benim durumumun aksine yakın olsun olmasın herkesin aramasını ilgilenmesini isteyen yalnız hissetmekten hoşlanmayan birisidir, ki neden olmasın çok dogal.
Ortak arkadaş açmadı, sonra da kısa bı mesajla sağol yazmış.
Ben de arkadaşa dedim aradım ama açmadı kısaca cevap verdi herhalde müsait değil sık boğaz etmek istemiyorum. (Haberi olsun diye)
Sonra arkadaş dedi ki: adam büyük bir acı yaşıyor kendi haline bırak istersen, şokta şu an
Tam olarak bu diyaloğu yaşadık, ne şimdi bu? Bana zorla aratiyorsun, sonra rahat bıraksana diyorsun. Beynim yandı ne oluyor? Bir şey demedim cevap vermedim sen ara diye ısrar ettin diye, ama acayip uyuz oldum sanki ben taciz etmişim gibi. Bende mi sıkıntı var?
Kisa bi mesaj gelince uzulmeyesin diye de demis olabilir.
- brkylmz (14.06.23 18:21:19)
sende bir sıkıntı yok boşver.
- hknty (14.06.23 19:44:00)
ben olsam anında iletişimi keserim. ciddi söylüyorum. o elemana Allah bilir şey demiştir "ben arama diye ısrar ettim ama illa da arıcam dedi"
- sassot (14.06.23 22:06:25)
sen çok normalsin ve tamamen haklısın
- basond (14.06.23 22:41:49)
Tek yanlışınız "ara ne bekliyorsun" dediğinde aramanız olmuş.
Bu gibi durumlarda ben de tam olarak sizin gibiyim. Mesaj atarım sonra dönüş beklerim, kendim ilgi alakadan hoşlanmadığım için olabildiğince uzaktan destek olmaya çalışırım ve olması gereken de budur bana göre.
Önce "ara" diye darlaması sonra da kendi haline bırak demesi inanılmaz bir manyaklık.
Böyle tiplerden uzak durulmalı.
Bu gibi durumlarda ben de tam olarak sizin gibiyim. Mesaj atarım sonra dönüş beklerim, kendim ilgi alakadan hoşlanmadığım için olabildiğince uzaktan destek olmaya çalışırım ve olması gereken de budur bana göre.
Önce "ara" diye darlaması sonra da kendi haline bırak demesi inanılmaz bir manyaklık.
Böyle tiplerden uzak durulmalı.
- Dağcı (14.06.23 23:30:44)
ay sağolun valla delirmediğimi görmek iyi geldi
- sanguine (15.06.23 00:47:36)
[]
Iliski/flört sonrasi
Neredeyse bütün partnerlerimle sadece sevgili degil, flört, görüşme bakışma, olsun hepsiyle bir daha hiç konuşmayacağımiz şekilde bitiyor nasıl beceriyorum bilmiyorum. Artık kafam almıyor. Hep böyle mi olacak, eski sevgilimle, flortumle arkadaş kalamayacak miyim. Nasıl batirmiyor musunuz benim gibi
Çok detaysiz oldu biliyorum kafam çok attı yatıp uyicam belki sonra detaylandiririm.
Son yaşadigim olay 1-2 sene önce isyerinde hoslandigim ama asla ilgi göstermediğim biri var (escinselim, ikimiz de erkeğiz). Neticede kendisi adım attı ilgisi olduğunu belli edecek bir şey yaptı, ben karşılık vermedim ama kızmadım da, görmezden geldim diyelim. Aradan 1 yıl geçti. Gördüğümuzde yine konuşuyorduk ama ben herkese nasılsam öyleyim. Geçen gün gene başka bir şey için bulunduğu odaya gittim orada işim vardı, odadan çıkınca mesaj atmış, aklıma geçen sene geldi diye, o hareketini kast ediyor.
Ya şimdi evet desem başka hayır desem baska, cevap vermedim. Birkaç saat sonra kabalık ettiysem özür dilediğimi, iş yeri ortaminda böyle davranmak zorunda olduğumu falan yazdım. Şimdi bu adamla yatsak işyerinde yüz yüze nasıl bakacaktık 1 sene önce, ayrıca ben kafayı takmaktan aşık olmaktan da korkuyorum. Adamla gelir düzeyi, sosyal çevre bakımından da ayrı dünyaların insanlarıyiz. Seks olmaz iliski de olmaz. Hoşuma gitmesine ragmen belli etmedim. Hiç sallamadim, o da önceki güne kadar bir şey yapmadı zaten. Buraya kadar sorun yok.
Sonra bu mesajıma dedi ki sen ortada bir şey yokken çok geriliyorsun, sanki seni rahatsız ediyormuşum gibi hissettiriyorsun, geçen sene yaklastigim için pişman oldum bir daha selamlasmayalim bile.
Ya netice olarak istediğim buydu ama ben niye berbat (argo diye silinmesin) gibi hissediyorum kendimi. Öyle hissettiysen özür dilerim benim karakterim böyle gergin değilim ama kendi konfor alanimin dışında dışarıdan öyle algılanıyor, dedim bıraktım ben de. Benim burada hatam nedir
Geçmişte de benim hareketleim yüzünden nasıl oluyorsa bilmiyorum içinden çıkılmaz bir hale bürünüyor flört/iliski, ileride konuşmak isteyeceğim kültürlü, entelektüel insanlarla da birbirimizin yüzüne bakamayacak hale geliyoruz, öyle küfür kavga falan da etmeden.
Demek istediğim ben adamın gösterdigi ilgi (çoktan 1 sene öncesinde kaldı) sona erdiği için değil adam benden bir şekilde tiksindigi için berbat (argo) gibi hissediyorum yani neden? Hiçbir şey yapmayarak nasıl tiksindirdim, soguttum (hiç konuşmak istemeyecek kadar), yani anlamıyorum.
Bu açıdan beceriksiz olduğumu biliyorum zaten insanlara da bu yüzden yaklaşmıyorum asla hoslansam bile, bu beni kendi buldu. Kötü bitmesin diye öne night stand dışında bir şeye baslayamaz oldum.
Hâlbuki benim amacım şuydu, işyerindeyiz, olmasak da bir şey olamaz farklılıklardan dolayı, bana ilgi göstersin diye bir kaygım zaten yok, normal bu olay yasanmamis gibi neden devam edip arkadaş olamıyoruz da ben tiksinilen insan oluyorum.
Çok detaysiz oldu biliyorum kafam çok attı yatıp uyicam belki sonra detaylandiririm.
Son yaşadigim olay 1-2 sene önce isyerinde hoslandigim ama asla ilgi göstermediğim biri var (escinselim, ikimiz de erkeğiz). Neticede kendisi adım attı ilgisi olduğunu belli edecek bir şey yaptı, ben karşılık vermedim ama kızmadım da, görmezden geldim diyelim. Aradan 1 yıl geçti. Gördüğümuzde yine konuşuyorduk ama ben herkese nasılsam öyleyim. Geçen gün gene başka bir şey için bulunduğu odaya gittim orada işim vardı, odadan çıkınca mesaj atmış, aklıma geçen sene geldi diye, o hareketini kast ediyor.
Ya şimdi evet desem başka hayır desem baska, cevap vermedim. Birkaç saat sonra kabalık ettiysem özür dilediğimi, iş yeri ortaminda böyle davranmak zorunda olduğumu falan yazdım. Şimdi bu adamla yatsak işyerinde yüz yüze nasıl bakacaktık 1 sene önce, ayrıca ben kafayı takmaktan aşık olmaktan da korkuyorum. Adamla gelir düzeyi, sosyal çevre bakımından da ayrı dünyaların insanlarıyiz. Seks olmaz iliski de olmaz. Hoşuma gitmesine ragmen belli etmedim. Hiç sallamadim, o da önceki güne kadar bir şey yapmadı zaten. Buraya kadar sorun yok.
Sonra bu mesajıma dedi ki sen ortada bir şey yokken çok geriliyorsun, sanki seni rahatsız ediyormuşum gibi hissettiriyorsun, geçen sene yaklastigim için pişman oldum bir daha selamlasmayalim bile.
Ya netice olarak istediğim buydu ama ben niye berbat (argo diye silinmesin) gibi hissediyorum kendimi. Öyle hissettiysen özür dilerim benim karakterim böyle gergin değilim ama kendi konfor alanimin dışında dışarıdan öyle algılanıyor, dedim bıraktım ben de. Benim burada hatam nedir
Geçmişte de benim hareketleim yüzünden nasıl oluyorsa bilmiyorum içinden çıkılmaz bir hale bürünüyor flört/iliski, ileride konuşmak isteyeceğim kültürlü, entelektüel insanlarla da birbirimizin yüzüne bakamayacak hale geliyoruz, öyle küfür kavga falan da etmeden.
Demek istediğim ben adamın gösterdigi ilgi (çoktan 1 sene öncesinde kaldı) sona erdiği için değil adam benden bir şekilde tiksindigi için berbat (argo) gibi hissediyorum yani neden? Hiçbir şey yapmayarak nasıl tiksindirdim, soguttum (hiç konuşmak istemeyecek kadar), yani anlamıyorum.
Bu açıdan beceriksiz olduğumu biliyorum zaten insanlara da bu yüzden yaklaşmıyorum asla hoslansam bile, bu beni kendi buldu. Kötü bitmesin diye öne night stand dışında bir şeye baslayamaz oldum.
Hâlbuki benim amacım şuydu, işyerindeyiz, olmasak da bir şey olamaz farklılıklardan dolayı, bana ilgi göstersin diye bir kaygım zaten yok, normal bu olay yasanmamis gibi neden devam edip arkadaş olamıyoruz da ben tiksinilen insan oluyorum.
Kendinizle ilgili vurguladığınız bir şey var. Birinden hoşlansanız bile ilgi göstermiyorsunuz buna da iki sebep göstermişsiniz
1- İşyeri ortamında bulunmak
2- Ortak sosyo-ekonomik seviyede bulunmamak.
Bunlar anlaşılabilir nedenler bana göre, bir sorun yok.
İş dışındaki ilişkilerden bahsettiğiniz kısımda da ilişkilerinizin hoş bitmediğini söylemişsiniz ama neden olarak gördüğünüz bir şey söylememişsiniz.
Size gelen açık şikayet dönütlerinden de birini örnek vermişsiniz; "çok geriliyorsun, sanki seni rahatsız ediyormuşum gibi hissettiriyorsun"
Kendi isteğinizi de yazmışsınız "hiç böyle bir şey olmamış gibi arkadaş kalamaz mıyız?"
Gerçek şu ki kalamazsınız. En azından gerçekten kalamazsınız. Çünkü böyle bir şey olmuş. O hoşlanmış, siz hoşlanmışsınız. Bunu konuşulmaması gereken bir tabu yaparsanız, hal ve hareketlerinizle bunu karşıya hissettiriyor olmanız çok olası. Arkadaş kalabilmek için bunun rahatça konuşulup bir noktaya bağlanabilmesi lazım.
Diğer taraftan kendinize karşı bir özgüven eksikliğiniz var, insanlarla anlaşmayı beceremediğinizi kanıksayıp bu yüzden yaklaşmadığınızı söylemişsiniz. Konuyu diğer insanların gözün de görmediğimiz için çok bir şey söylemek zor.
Ama bu iş bu kadar karmaşık değil, sanguine. Siz çok karıştırmışsınız. Yapmayın böyle. Çok tutmayın kendinizi. Bazı şeyler yaşamadan öğrenilmiyor.
1- İşyeri ortamında bulunmak
2- Ortak sosyo-ekonomik seviyede bulunmamak.
Bunlar anlaşılabilir nedenler bana göre, bir sorun yok.
İş dışındaki ilişkilerden bahsettiğiniz kısımda da ilişkilerinizin hoş bitmediğini söylemişsiniz ama neden olarak gördüğünüz bir şey söylememişsiniz.
Size gelen açık şikayet dönütlerinden de birini örnek vermişsiniz; "çok geriliyorsun, sanki seni rahatsız ediyormuşum gibi hissettiriyorsun"
Kendi isteğinizi de yazmışsınız "hiç böyle bir şey olmamış gibi arkadaş kalamaz mıyız?"
Gerçek şu ki kalamazsınız. En azından gerçekten kalamazsınız. Çünkü böyle bir şey olmuş. O hoşlanmış, siz hoşlanmışsınız. Bunu konuşulmaması gereken bir tabu yaparsanız, hal ve hareketlerinizle bunu karşıya hissettiriyor olmanız çok olası. Arkadaş kalabilmek için bunun rahatça konuşulup bir noktaya bağlanabilmesi lazım.
Diğer taraftan kendinize karşı bir özgüven eksikliğiniz var, insanlarla anlaşmayı beceremediğinizi kanıksayıp bu yüzden yaklaşmadığınızı söylemişsiniz. Konuyu diğer insanların gözün de görmediğimiz için çok bir şey söylemek zor.
Ama bu iş bu kadar karmaşık değil, sanguine. Siz çok karıştırmışsınız. Yapmayın böyle. Çok tutmayın kendinizi. Bazı şeyler yaşamadan öğrenilmiyor.
- akhenaten (19.05.23 07:59:52)
[]
Sakal için makine
20 mm e kadar uzunluk ayarı olan bir makine arıyorum bir tane buldum ama 1100 lira
Philips Bt5502/15 Beardtrimmer Series 5000 Sakal Düzeltici amzn.eu
Daha uyguna var mıdır kullandığınız memnun olduğunuz. 20 olmasa da minimum 15 mm olabilir
Philips Bt5502/15 Beardtrimmer Series 5000 Sakal Düzeltici amzn.eu
Daha uyguna var mıdır kullandığınız memnun olduğunuz. 20 olmasa da minimum 15 mm olabilir
16 varmış şu arkadaşta aynı paraya çok daha işlevli bişey. Ben kullanıyorum memnunum epey.
www.amazon.com.tr
www.amazon.com.tr
- hedep (18.05.23 00:00:24)
[]
Ikea hediye ceki
İnternetten kod şeklinde alınamıyor mu ya bir türlü bulamadım, bir tanıdığıma hediye olarak bunu göndermek istiyorum
[]
Kedimi özlüyorum
Temmuzda tatile gideceğim 15 gün. Evde yalnız kalmasını istemediğim için evi büyük olan (benimki küçük) bir arkadasimin evine bıraktım kedimi geçen gün. Onunda kedisi var, ikisi oynar sıkılmaz diye, kedim sosyal sayılır kedilerle genel olarak iyi anlaşıyor. İki gün yanlarında kaldım ben de ilk başta benimki buna tısladi, bağırdı ama sonra oynamaya başladılar bir noktadan sonra alıştılar. Arkadaşın kedisi zaten aşırı uysal, oyuncu, kısır ama daha 1 yaşında. Benimki bunu arada ısırıyor gene tepki vermiyor.
Geçen sene kedimi yalnız biraktigimda çok sıkıldı, bı tanıdık gunlum uğruyordu ama 1 saat, geri kalan zamanda yalnız kaldı aklım da hep onda kaldı. Gerci kediler değişiklik sevmez, özellikle ev degistirmekten hiç hoslanmazlar biliyorum ama kedim ben işe gidip akşam geldiğimde bile ağlıyor ben kapıyı açarken.
Şimdi eve geldim ev bomboş geliyor, oyuncaklarını, mama kabıni görüyorum gözlerim doldu aglauaxsgim neredeyse, sanki bir şey olmuş gibi, deli gibi özledim yani anlatamam. 2.5 ay orada kalacak. Neden bu kadar erken götürdün derseniz, anlasamazlarsa son dakika ortaya çıkmasın diye götürdüm, sevmezse geri getiririm gene birini bulur evde kontrol ettiririm tatilde diye. Yol 2 saat sürüyor, hayvan aşırı kötü oluyor yolda, geriliyor. Şimdi çok özlüyorum açıkçası haftasonu geri alsam Haziran sonunda tekrar götürsem mi diye bile aklımdan geçti. Bencillik mi yapmış olurum? Kedim de orada çok mutlu değil bu arada bana da tisliyor, yer değiştirdiği için mutsuz ama oradaki kediyle anlaştı, oynuyorlar. Şu an beni alıkoyan hem anlaşmaları hem de yolda cok eziyet çekecek olması. Temmuzun 15 ine kadar ayri kalacağım kedimden. Dayanmali mıyım
Geçen sene kedimi yalnız biraktigimda çok sıkıldı, bı tanıdık gunlum uğruyordu ama 1 saat, geri kalan zamanda yalnız kaldı aklım da hep onda kaldı. Gerci kediler değişiklik sevmez, özellikle ev degistirmekten hiç hoslanmazlar biliyorum ama kedim ben işe gidip akşam geldiğimde bile ağlıyor ben kapıyı açarken.
Şimdi eve geldim ev bomboş geliyor, oyuncaklarını, mama kabıni görüyorum gözlerim doldu aglauaxsgim neredeyse, sanki bir şey olmuş gibi, deli gibi özledim yani anlatamam. 2.5 ay orada kalacak. Neden bu kadar erken götürdün derseniz, anlasamazlarsa son dakika ortaya çıkmasın diye götürdüm, sevmezse geri getiririm gene birini bulur evde kontrol ettiririm tatilde diye. Yol 2 saat sürüyor, hayvan aşırı kötü oluyor yolda, geriliyor. Şimdi çok özlüyorum açıkçası haftasonu geri alsam Haziran sonunda tekrar götürsem mi diye bile aklımdan geçti. Bencillik mi yapmış olurum? Kedim de orada çok mutlu değil bu arada bana da tisliyor, yer değiştirdiği için mutsuz ama oradaki kediyle anlaştı, oynuyorlar. Şu an beni alıkoyan hem anlaşmaları hem de yolda cok eziyet çekecek olması. Temmuzun 15 ine kadar ayri kalacağım kedimden. Dayanmali mıyım
Kedinin sana, sahibine bile tislamasi pek hayra alamet degil.
Sorunun cevabina gelirsek, hayvananin hastalanmadigi sürece ondan ayri kalmayi kafana çok takmamalisin.
Sorunun cevabina gelirsek, hayvananin hastalanmadigi sürece ondan ayri kalmayi kafana çok takmamalisin.
- Avoiding The Puddle (02.05.23 01:01:34)
2 ay onceden birakmak bana cok uzun geldi, atla deve degil 2 saat. Alip gelin. Tislama olayini bilemiyorum.
- kassiopeia (02.05.23 02:12:22)
ben de alirdim
- ala09 (02.05.23 07:51:48)
15 gun tatil icin 2,5 ay oncesinden birakmak bence olmamis. bunalima girer hayvan bence (en azindan benimki girerdi) gidip alin ya 2 saat yol bisi degil.
- 65 derece (02.05.23 12:10:45)
2.5 3 ay öncesinden bir yere bırakmak ne demek hocam yılın dörtte biri yapıyor. eğer kediden yılın dörtte biri uzak olma durumunuz varsa bence kediyi sahiplendirin zaten. değişikliği o kadar sevmiyor bu hayvanlar.
- roket adam (02.05.23 12:27:14)
Kurban Bayramı'ndan biraz önce birakacaktim yani 1 ay 20 gün kadar sonra. Kediyle hemen anlasamazlar diye duruma bakmak istedim, açıkçası kafamda anlasamazlar ben de alıp getiririm diye dusunuyordum. 3 ay falan değil yani kalacagi süre.
Kediyi getirdiğim ev, eski evim, yaşayan da eski ev arkadaşım, kedimin daha önce benimle yaşadığı yer. O yüzden rahatım. 6 yıldır beraber yaşadığım, her gittiğim yere götürdügum hayvanı neden sahiplendireyim manyak mıyım ben. Çocuğum olsa bu kadar severim zaten. Ayrıca 15 günde bir gidip yanında kalacağım. Buna rağmen özlüyorum. Ayrıca benim oturduğum ev ufak, caddeye bakan, balkonsuz bir daire. Bu ev geniş balkonlu, bahçeli. Kedim eskiden de orayı seviyordu. Erken getirmemin bir sebebi de biraz apartman yaşantısından uzaklaşsin, içi açılsın diye düşündüm.
Kediyi getirdiğim ev, eski evim, yaşayan da eski ev arkadaşım, kedimin daha önce benimle yaşadığı yer. O yüzden rahatım. 6 yıldır beraber yaşadığım, her gittiğim yere götürdügum hayvanı neden sahiplendireyim manyak mıyım ben. Çocuğum olsa bu kadar severim zaten. Ayrıca 15 günde bir gidip yanında kalacağım. Buna rağmen özlüyorum. Ayrıca benim oturduğum ev ufak, caddeye bakan, balkonsuz bir daire. Bu ev geniş balkonlu, bahçeli. Kedim eskiden de orayı seviyordu. Erken getirmemin bir sebebi de biraz apartman yaşantısından uzaklaşsin, içi açılsın diye düşündüm.
- sanguine (02.05.23 13:39:47)
Haziran sonunda tekrar götürün. Diğer kediyle de anlaşmışlar. Siz de, kediniz de bu sürede rahat edersiniz.
- from where i ride (02.05.23 15:58:56)
[]
Anneler günü
Annenize geçen sene ne aldınız? Şimdi ne alacaksınız?
Ben birkaç yıldır sözle geçiştiriyorum bu sene güzel bir jest yapmak istiyorum 1000 liraya kadar çıkabilirim bütçe olarak neler önerirsiniz? Elektronik eşyalar uygun olsaydı bir akıllı saat alacaktım.
Ben birkaç yıldır sözle geçiştiriyorum bu sene güzel bir jest yapmak istiyorum 1000 liraya kadar çıkabilirim bütçe olarak neler önerirsiniz? Elektronik eşyalar uygun olsaydı bir akıllı saat alacaktım.
Valla bu duyuruyu görene kadar aklıma gelmemişti. Kardeşlerimle ortak bir şey alırsak ona ortak olurum. Bireysel gidersek çeyrek altın alabilirim.
Edit: Öneri olarak skechers'tan bir yürüyüş ayakkabı olabilir.
Edit: Öneri olarak skechers'tan bir yürüyüş ayakkabı olabilir.
- Amaranta ursula (26.04.23 20:38:25 ~ 21:31:01)
ne sevdiğine bağlı
ben de annem de nevresim sevdiğimiz için nevresim takımı alıyorum genelde. bir de çiçek. kendi hoşuna gidip de paraya kıyamadığı basit bir şey olursa iyi olur
ben de annem de nevresim sevdiğimiz için nevresim takımı alıyorum genelde. bir de çiçek. kendi hoşuna gidip de paraya kıyamadığı basit bir şey olursa iyi olur
- ala09 (26.04.23 23:11:13 ~ 23:12:25)
[]
Biriktirme alışkanlığı olan birisi için kitap
Bir yakınımin biriktirme huyu baya onu ele geçirmiş durumda. Ben de bir süre öncesine kadar her şeyi biriktiren bir insandım zamanla kendi kendime aştım artık çok nadiren bir şeyi gereğinden fazla evimde tutuyoru.
Şimdi bu kişi bu konuyu actigimda, nazikçe ona yardımci olmak istediğimi söylesem bile, gel beraber şu odayı toplayalım gibi, kızıyor ve rencide oluyor. Kendi durumunu değil de benim bunu söylememi kafasına takıyor. Aslında bir süre önce ona letgodan ihtiyacımizin olmadığı şeyleri sattirmistim ama yanında çok kalamadigim için başa döndük. 20 sene öncesinin elektrkkli süpürgesi dahi evde duruyor hiç kullanılmamasına rağmen, yüzlerce plastik kap vs
Ne yapayım ne deneyeyim bilmiyorum. Ya onunla 15-20 gün geçireceğim ki bunu enind sonunda yapacağım, istiyorum da, bana çok iyi gelmişti bu huyu geride bırakmak, onun da tatmasini istiyorum. Ya da bir kitap bir araç yoluyla en azından aklına sokmak istiyorum
Ne önerirsiniz?
Şimdi bu kişi bu konuyu actigimda, nazikçe ona yardımci olmak istediğimi söylesem bile, gel beraber şu odayı toplayalım gibi, kızıyor ve rencide oluyor. Kendi durumunu değil de benim bunu söylememi kafasına takıyor. Aslında bir süre önce ona letgodan ihtiyacımizin olmadığı şeyleri sattirmistim ama yanında çok kalamadigim için başa döndük. 20 sene öncesinin elektrkkli süpürgesi dahi evde duruyor hiç kullanılmamasına rağmen, yüzlerce plastik kap vs
Ne yapayım ne deneyeyim bilmiyorum. Ya onunla 15-20 gün geçireceğim ki bunu enind sonunda yapacağım, istiyorum da, bana çok iyi gelmişti bu huyu geride bırakmak, onun da tatmasini istiyorum. Ya da bir kitap bir araç yoluyla en azından aklına sokmak istiyorum
Ne önerirsiniz?
sizin bunu geride birakmanizi tetikleyen sey ne olmustu? benzer bir seyi denemesini saglayabilirsiniz belki. ama bu tur seyler genelde kendi icinde karar vermeden yapilamaz. yani bir aliskanliktan kurtulmak icin o aliskanligi bir sorun olarak gormek ve kurtulmak istemek gerekir ve baskasinin etkisiyle bu pek mumkun olmaz genelde. yazinizda su cumle kritik: "Kendi durumunu değil de benim bunu söylememi kafasına takıyor." bu durumda yapacaginiz her sey cok buyuk ihtimalle ters tepecek ve hatta bu kisinin sizinle arasina mesafe koymasina kadar gidecektir. kendi haline birakin bence. bir sorun gorurse o cozmek icin bir yol bulur zaten.
- in vino veritas (25.04.23 21:39:04)
Bunu bir huy olarak açıklamışsınız ama bu istifçilik ya da kompulsif biriktirme hastalığı denen bir psikolojik problem.
Konuya tam hakim olmadan müdahalelerde bulunmanız geri tepecektir. Psikiyatrik destek gerekir diye düşünüyorum.
Konuya tam hakim olmadan müdahalelerde bulunmanız geri tepecektir. Psikiyatrik destek gerekir diye düşünüyorum.
- Mirket (25.04.23 22:06:44)
Biriktirecek kitap soruyorsunuz diye hevesle gelmiştim, çok güzel seriler ve koleksiyonluk kitaplar önerecektim :(
tr.wikipedia.org
Psikiyatrik destek +1
tr.wikipedia.org
Psikiyatrik destek +1
- kobuzchu kiz (25.04.23 23:04:11)
[]
Ev satıp ev almak
Nasıl yapılıyor bu, püf noktası nedir. 1 tane evim var onda da oturuyorum, başlarda iyiydi hoştu ama çok küçük geliyor artık orta vadede buradan taşınmak istiyorum (İstanbul içi). 2+1 balkonlu bir eve geçmek istiyorum. Şimdi ben aradığım evi buldum diyelim onu alana kadar kendiminkini nasıl satacağım, üzerine kredi çekeceğim de diğerini alacağım. Çok ince bir denge yok mu burda, bir şey yolunda gitmese diğerine sirayet edecek. Yapan nasıl yapıyor? Ya da kendi evimi kiraya verip kiraya çıkabilirim bu çok zor gelirse.
Önce evini satıp mangiri cebine koyacaksın. Yeni ev sahibine hemen evden çıkamayacağını söyleyeceksin. Birkaç ay kendi evinde kiracı olacaksın. Aradığın evi bulduğunda da alacaksın. Yazarken en kolayı temizi bu. Ama yaşarken Allah yardımcınız olsun. Zor ama yaparsınız inşallah bir sorun olmaz diyeceğiz.
- allah yazdiysa bozsun (21.04.23 16:14:22)
önce alabileceğin birkaç eve gidip bakıyorsun kararını veriyorsun sonra evini ilana koyup satıyorsun sonra daha önce bakıp kararını verdiğin evi alıyorsun. bu aradaki süre ne kadar uzarsa o kadar zararına olur. 1 ay bile bekleme imkanın yok. ve bunu hemen şu anda yapamayacaksan yapmamalısın. seçim döneminde ortalık karışabilir. piyasanın durulması için beklemen gerek. abim de sizinle aynı düşüncede ve bu stratejiyi uyguluyoruz.
- tabii lan manyak mısın (21.04.23 19:12:19)
ben de benzer bir düşüncedeyim ama şu an çok dengesiz bir piyasa var. parayı alıp dolar yaptığında bile büyük bir fark oluşabiliyor. o yüzden evi kiraya verip yeni eve kiraya geçeceğim büyük ihtimalle piyasa oturana kadar.
- roket adam (22.04.23 01:01:33)
[]
Seçim sistemi
Tüm oyların ülke genelinde toplanarak her partinin oy sayisina bölünmek suretiyle MV sayısının belirlendiği bir sistem var mı? Varsa adı nedir, bu sistemin artıları ve eksileri nelerdir?
Örnek olarak a partisi 20 milyon b partisi 15 milyon c partisi 10 milyon d partisi 5 milyon diğer partiler 10 milyon oy aldı ülke genelinde.
60 milyon oydan 600 vekil çıkarılacak.
Partiler sırasıyla 200 - 150 - 100 - 50 - 100 vekil çıkarmış oldu.
Örnek olarak a partisi 20 milyon b partisi 15 milyon c partisi 10 milyon d partisi 5 milyon diğer partiler 10 milyon oy aldı ülke genelinde.
60 milyon oydan 600 vekil çıkarılacak.
Partiler sırasıyla 200 - 150 - 100 - 50 - 100 vekil çıkarmış oldu.
Nispi temsil
Sirbistan
Sirbistan
- songforsomeone (15.04.23 13:27:02)
Nispi temsil yanıtı tam doğru olmamış sizin sorduğunuz şey seçim bölgesiyle ilgili, nispi temsil ya da çoğunluk sistemi bölgedeki vekilliklerin nasıl dağıtılacağıyla ilgili. Yani bir seçim bölgesinden (örnekteki gibi) 600 vekil çıkacaksa, çoğunluk sisteminde en yüksek oyu alan parti 600 vekili de alır. Nispi sistemde ise oy oranlarına göre dağıtılır. 1960 öncesi çoğunluk sistemi vardı bizde, Demokrat Parti %50-60 arası oyla Meclisin %90'ını alıyordu bu sayede.
Ülke seçim çevresi deniyor sorduğunuza. Tek uygulaması olduğunu sanmıyorum, tamamlayıcı olarak uygulanıyor olabilir. Bizde 1965 seçimlerinde uygulandı tamamlayıcı olarak, milli bakiye sistemi deniyordu. Mv'ler seçildi artık oylar ülke seçim çevresinde dediğinize benzer şekilde dağıtıldı.
Dar bölge uygulamasında mesela her vekil için bir seçim çevresi kabul edilir. 600 vekil çıkacaksa ülkede 600 seçim çevresi vardır. İngiltere böyle mesela.
Tüm ülkeyi tek bir seçim çevresi olarak kabul etmek pek mantıklı değil, bölgelerden temsilciler de gelmeli. Ama milli bakiye sistemi iyiydi cidden. 600'un hepsi olmasa da 100'ü ülke seçim çevresinden bu şekilde seçilebilir, insanlar istediği partiye oy verebilir bu şekilde. Ama bizim anayasaya aykırı kabul ediliyor bu ülke seçim çevresi, çünkü anayasada mv'lerin "seçildikleri bölgeler" diye bir ibare var, belli bir seçim bölgesinden seçilmek şart.
Ülke seçim çevresi deniyor sorduğunuza. Tek uygulaması olduğunu sanmıyorum, tamamlayıcı olarak uygulanıyor olabilir. Bizde 1965 seçimlerinde uygulandı tamamlayıcı olarak, milli bakiye sistemi deniyordu. Mv'ler seçildi artık oylar ülke seçim çevresinde dediğinize benzer şekilde dağıtıldı.
Dar bölge uygulamasında mesela her vekil için bir seçim çevresi kabul edilir. 600 vekil çıkacaksa ülkede 600 seçim çevresi vardır. İngiltere böyle mesela.
Tüm ülkeyi tek bir seçim çevresi olarak kabul etmek pek mantıklı değil, bölgelerden temsilciler de gelmeli. Ama milli bakiye sistemi iyiydi cidden. 600'un hepsi olmasa da 100'ü ülke seçim çevresinden bu şekilde seçilebilir, insanlar istediği partiye oy verebilir bu şekilde. Ama bizim anayasaya aykırı kabul ediliyor bu ülke seçim çevresi, çünkü anayasada mv'lerin "seçildikleri bölgeler" diye bir ibare var, belli bir seçim bölgesinden seçilmek şart.
- signore (15.04.23 23:57:24)
[]
Fitnessa ne kadar zaman harcıyorsunuz?
Bu sorum salonda spora gidenlere yönelik, evde spor yapanlar ya da koşuya bisiklete gidenleri kast etmiyorum. Yol yemek her şey dahil bır günde ne kadar saat gidiyor.
Benim gidiş-dönüş içinde oradan oraya yürümeleri de dahil edersem 2 saat yol toplam. Yarımsar saatten iki öğün yemek öncesinde ve sonrasında 1 saat. 1 saat fitnessda kalıyorum maksimum. 1 saat de yüzüyorum. 1 saat de aralarda oyalaniyorum restoranda sıra, yemek sonrası telefona bakma, çantamı toplama vs. Yani minimum 6 saatim gidiyor. Siz ne kadar harcıyorsunuz? benimki cok mu? Her şey dahil cevap verin ama örneğin ev yerine yemeği de dışarıda yiyip öyle geliyorum onu da dahil ettim.
Bunu bazen haftada birkac gün bazen 5-6 gün yapıyorum. Bazen birkaç ay üst üste düzenli yapıyorum sonra baya sallıyorum. Bu düzensizlik yüzünden doğru düzgün bir rutin olusturamadim yıllardır. Yoruculuktan ziyade çok sıkıcı gelmeye başlıyor bir noktada. Optimum sıklıkta gitmek istiyorum bu kez, ne az ne çok.
Benim gidiş-dönüş içinde oradan oraya yürümeleri de dahil edersem 2 saat yol toplam. Yarımsar saatten iki öğün yemek öncesinde ve sonrasında 1 saat. 1 saat fitnessda kalıyorum maksimum. 1 saat de yüzüyorum. 1 saat de aralarda oyalaniyorum restoranda sıra, yemek sonrası telefona bakma, çantamı toplama vs. Yani minimum 6 saatim gidiyor. Siz ne kadar harcıyorsunuz? benimki cok mu? Her şey dahil cevap verin ama örneğin ev yerine yemeği de dışarıda yiyip öyle geliyorum onu da dahil ettim.
Bunu bazen haftada birkac gün bazen 5-6 gün yapıyorum. Bazen birkaç ay üst üste düzenli yapıyorum sonra baya sallıyorum. Bu düzensizlik yüzünden doğru düzgün bir rutin olusturamadim yıllardır. Yoruculuktan ziyade çok sıkıcı gelmeye başlıyor bir noktada. Optimum sıklıkta gitmek istiyorum bu kez, ne az ne çok.
Haftada 3 gün
Spor salonu ev is arasinda, ekstra 5 dk yol eklesin. Haftasonu da bir gün git gel 30 dk.
Sporda 1.20-1.4 arasi harcıyorum günde. Totalde haftada 3 gun 2 saat denilebilir.
Yürüme vs gibi şeyleri özel olarak saymıyorum. Tek saydığım strength training.
Spor salonu ev is arasinda, ekstra 5 dk yol eklesin. Haftasonu da bir gün git gel 30 dk.
Sporda 1.20-1.4 arasi harcıyorum günde. Totalde haftada 3 gun 2 saat denilebilir.
Yürüme vs gibi şeyleri özel olarak saymıyorum. Tek saydığım strength training.
- logisticsmanager (01.04.23 13:35:34)
30 dk git gel yol, 1.5 sporun kendisi. Öğle arası gidersem 1 saate düşüyor bu süre. Bazen bir kahve alıp 30 dk da oyalanıyorum bir yere çöküp. Yemek işini genelde evde hallediyorum, dışarda yediğimde o da 15 dk alıyor.
Ortalama 2 saatte bitiyor, yemek, kahve vs eklersen maksimum 3 saat. 6 çok bence.
Ortalama 2 saatte bitiyor, yemek, kahve vs eklersen maksimum 3 saat. 6 çok bence.
- sarahkerrigan (01.04.23 13:36:19)
iş çıkışı gidiyorum. Taksi + spor süresi + eve geri dönüş süresi genelde 3 saat oluyor.
- yüzyıllık yalnızlık (01.04.23 13:55:27)
Fitness denen seyin hala ne oldugunu anlamis degilim. Ne abi bu fitness? Ne yapiyorsun kurek mi cekiyorsun kosuyor musun nedir?
Ben agirlik kaldiriyorum. 15 dakika dinamik esneme, 50 dakika agirlik, 20 dakika statik esneme toplamda 1,5 saatte isi bitiriyorum.
Ben agirlik kaldiriyorum. 15 dakika dinamik esneme, 50 dakika agirlik, 20 dakika statik esneme toplamda 1,5 saatte isi bitiriyorum.
- alperz (01.04.23 14:12:31)
İşime yakın spor salonuna gidiyorum. 5 dk yol + 10 dk gir çık+ 45 dakikada ağırlık antremanı yapıyorum. Gidesim yoksa bile iş çıkış trafiğini atlattığım için gidiyorum. 30 dk yol farkediyor.
- Depik (01.04.23 14:14:05)
Salon eve 500 metre. Yuruyerek on dakika yani. Gunde tek ogun yiyorum. Salona sort tisort gidiyorum. Dus evde. Tum bunlari eklesek, yemek alisverisi ve yemek dahil her seferinde uc ila dort saatim gidiyor.
- alperz (01.04.23 14:14:50)
Hafta içi 2 gün. 18.35 civarı girip 20.00 civarı çıkıyorum.
Hafta sonu değişkenli.
Hafta sonu değişkenli.
- put it in your appropriate place (01.04.23 23:17:31)
[]
Önceki secimler ve anketler
2014te zaten başından beri kazanma ihtimali yoktu, o zamanki havayı da hatırlıyorum. Aday açıklandığı andan itibaren kaybedilmisti. 2018de de benim ümidim yoktu o yüzden pek takip etmedim seçimi, şimdi Wikipedia dan seçim başlığındaki anketlere baktığımda o dönem neredeyse yüz anketten üç beşi millet ittifakını önde göstermiş. Şimdi başından beri takip ediyorum. Sadece akp ile organik bağı olan anket şirketleri AKP'yi önde gösteriyor o da 2-3 farkla. Diğer bütün anketlerde kk önde. Gerçekten gidiyorlar mi?
ben Konda'yı bekleyeceğim. Kasım 2015'te Haziran 2015 sonuçlarının kopyası çıkacak denmişti. Davutoğlu Akp'sini +%10 gösteren sadece Konda olmuştu. Çoğu anket şirketi o seçimde özür diledi hatta.
Konda da Kılışdar derse (Nisan sonu açıklayacaklar) bu iş bitmiştir.
Konda da Kılışdar derse (Nisan sonu açıklayacaklar) bu iş bitmiştir.
- tantavizisyon (28.03.23 22:04:25 ~ 22:08:15)
evet. gerçekten gidiyorlar.
- Leonardo~Da~Vinci (28.03.23 22:09:08)
Akpli olup da dönen görmedim.
Az bir kitle ekonomi yüzünden dönmüş olabilir, onu da suriyeli seçmenlerle kapatabilirler. ysk'nın verdiği anayasaya aykırı kararı gördünüz.
devleti tamamen ele geçirmiş bir yapı kolay gitmyecektir.
- Parmak boyasını ısrarla getirmiyorlar.
- Mühürsüz oyları kanunla geçerli yaptılar.
- Seçim kurullarına hakim atamasını "kura" ile yapacaklar.
- Suriyeli seçmen sayısını bilen yok.
Yani hilenin dibine vuracaklar göstere göstere.
bence seçim en iyi ihtimalle bıçak sırtında.
www.youtube.com
Az bir kitle ekonomi yüzünden dönmüş olabilir, onu da suriyeli seçmenlerle kapatabilirler. ysk'nın verdiği anayasaya aykırı kararı gördünüz.
devleti tamamen ele geçirmiş bir yapı kolay gitmyecektir.
- Parmak boyasını ısrarla getirmiyorlar.
- Mühürsüz oyları kanunla geçerli yaptılar.
- Seçim kurullarına hakim atamasını "kura" ile yapacaklar.
- Suriyeli seçmen sayısını bilen yok.
Yani hilenin dibine vuracaklar göstere göstere.
bence seçim en iyi ihtimalle bıçak sırtında.
www.youtube.com
- vizivozo (28.03.23 22:30:25 ~ 29.03.23 01:48:54)
akp'li olup dönen çokça kişi var fakat 20-25 arası belki 30 değişmez olduğu gerçeği de var. her seçime bu seçimde gidiyorlar gözüyle baktım hem ülke hem belediye bazında. o yüzden anketi bırak sandık açıldığı gün ki verilere bile güvenim yok. başkanlık el değiştirene kadar iş sıkı tutulmazsa bir hüsran daha alınabilir, dikkatli olmak lazım.
- gule gule (28.03.23 22:49:37)
anket şirketlerine güvenmiyorum. bir kısmı chpli(avrasya vs) bir kısmı akpli(genar, optimar vs) bir kısmı menfaat peşinde. gerçek sonuçları gösteren anketler muhtemelen kamuoyuna açıklanmıyor. parti genel merkezlerine ücret karşılığında yapılıyordur doğru sonuç verenler. bence de seçim bıçaksırtı
- paintov (28.03.23 23:15:27)
bence secim pamuk ipligine bagli. en ufak rehavette rte ati alip uskudari gecer.
- duyulmasi gerektigi kadar (28.03.23 23:15:31)
YouTube daki sayaçlı anketlere bakıyorum rte gitgide artıyor. İnce kitlesinin kk ya yüzde 40 rte ye yüzde 60 vereceğini düşünüyorum. Bana göre 51-49 rte önde tamamlayacak. Kk nın hiçbir esprisi yok
- ikikerekac (28.03.23 23:49:55)
bıçak sırtı, pamuk ipliği+1
seçmen kitleyi geçtim hile olayını nasıl çözeceğiz
seçmen kitleyi geçtim hile olayını nasıl çözeceğiz
- ala09 (29.03.23 00:30:37)
Kazanan çok az bir farkla kazanacak. 2. turda RTE alacak gibi.
- romario (29.03.23 00:37:21)
2018 seçimlerinde anketlere ve sosyal medyaya bakıldığında (bilhassa twitter ve ekşi sözlük) muharrem ince'ye kesin kazanılacak şeklinde bakılıyordu. hatta seçim öncesindeki istanbul mitingini çok iyi hatırlıyorum hafızamda o kalabalık vs görüntü üzerine herkes kesin diyordu. zaten bunun sağlamasını şöyle yapabilirsiniz; seçim günü yaşanan travma hala zihinlerde yer alıyor. muharrem ince'nin adam kazandı söylemi ve seçim günü konuşma yapmamasının ana faktörü bu öncesindeki kesim kazanıcaz söylemleri ve kazanma beklentisinin yüksek olmasıydı aslında.
herkes çok inanmıştı.
avrasya, piar, remses vs şuan piyasadaki tüm anketler o zamanda cumhur ittifakının adayının oylarını maksimum %43'te tutuyorlardı. ama sonuç 10 puan sapma ile sonuçlandı. dolayısıyla bu piyasa anketlerinin hemen hepsi sahibinin sesi. ısmarlama anket bunlar. bunlara nazaran daha saygın olarak bilinen bir araştırma şirketinde 2 yıl veri analizi konusunda çalışma deneyimi olan birisi olarak söylüyorum. anketlere itibar eden daha çok yanılır bu memlekette. bu konudaki bir kaç sayıda olan saygın şirketler zaten tahminlerini seçime bir kaç gün kala noterde onaylatır ve seçimden sonra açıklarlar. onları siz piyasada görmezsiniz belki siyasi partiler görebilir.
herkes çok inanmıştı.
avrasya, piar, remses vs şuan piyasadaki tüm anketler o zamanda cumhur ittifakının adayının oylarını maksimum %43'te tutuyorlardı. ama sonuç 10 puan sapma ile sonuçlandı. dolayısıyla bu piyasa anketlerinin hemen hepsi sahibinin sesi. ısmarlama anket bunlar. bunlara nazaran daha saygın olarak bilinen bir araştırma şirketinde 2 yıl veri analizi konusunda çalışma deneyimi olan birisi olarak söylüyorum. anketlere itibar eden daha çok yanılır bu memlekette. bu konudaki bir kaç sayıda olan saygın şirketler zaten tahminlerini seçime bir kaç gün kala noterde onaylatır ve seçimden sonra açıklarlar. onları siz piyasada görmezsiniz belki siyasi partiler görebilir.
- ezkaza (29.03.23 01:01:12)
@tantavizyon +1 konda en güvenilir şirket bence de. ibb seçimlerinde avrupadaki bahis şirketleri imamoğlunu önde göstermişti ve doğru çıktı. konda seçim haftası tahminini yayınlar genelde.
bence muhalefet önde. zaten muhalefet kemik akp seçmeninden bir şey alamıyor, arada gezinen ve sandığa gitmeyen akp seçmeniyle kazanacak gibi görünüyor. propaganda süreci ve nisan ayı daha net belirler. nisan sonu daha net gideceklerse belli olur.
bence muhalefet önde. zaten muhalefet kemik akp seçmeninden bir şey alamıyor, arada gezinen ve sandığa gitmeyen akp seçmeniyle kazanacak gibi görünüyor. propaganda süreci ve nisan ayı daha net belirler. nisan sonu daha net gideceklerse belli olur.
- mikahakkinen (29.03.23 10:27:41)
anketleri incelerken bakılacak ilk oran ip in oranı. 13-14 üstü gösteren anketi hemen geçeceksin. maksimum alacağı %10. bunun yanında deva-gelecek toplamının 1,5 üstü göstereni de geçeceksin.
gerçekten gitmiyorlar. evet aradaki fark 2-3 puan ama seçim gününe kadar daha da artacağını düşünüyorum.
şuan chp nin yaptığı tek şey inceyle uğraşmak.
twitterda muhalefet, kk kazandı havası var ama çok yanıltıcı. seçimi buralardan ibaret zannederseniz tekrar hayal kırıklığına uğrarsınız.
gerçekten gitmiyorlar. evet aradaki fark 2-3 puan ama seçim gününe kadar daha da artacağını düşünüyorum.
şuan chp nin yaptığı tek şey inceyle uğraşmak.
twitterda muhalefet, kk kazandı havası var ama çok yanıltıcı. seçimi buralardan ibaret zannederseniz tekrar hayal kırıklığına uğrarsınız.
- astronom bey (29.03.23 10:29:34 ~ 10:42:13)
en buyuk anket bu: sports.williamhill.com 3 hafta once oranlar esit gibiydi hatta Erdogan ondeydi cok ufak farkla, simdi muhalefete kaymis durum.
- freedonia (29.03.23 10:51:06)
[]
Seçim süreci
Dincilik ve gericilikten bütün hücreleriyle nefret eden biri olarak zerre heyecanım yok. hatta kk aday olacak dedikodusu iyice artınca epey moralim bozulmuştu, sonra akşener rest çekince ilk defa heyecanlandım belki 7 hazirandan beri. acaba dedim, gerçekten yavaş veya imamoğlunu ilan edecekler de akpden kurtulacağız diye. şu an meral akşenerin akşamki surat ifadesi gibiyim. asla kk'nın kazanacağına inanmıyorum. istanbulun göbeğinde yaşayan, üniversite öğrencisi çocukları olan çokça tanıdığıma bakıyorum (çocukları akpli değil) dibine kadar kk ile dalga geçiyorlar, gülüyorlar, iktidardan hoşnut olmasalar bile bu adamlar asla gidip de bu adama oy vermez, imkansız bu. bunlar böyleyse anadoludakileri vs hayal edemiyorum bile. türk insanı için kk şu anda dalga figürü, son derece pasif bir imajı var. bugün tvde chplileri gördüm gözlerime inanamıyorum hala, grup toplantısında aglayan mı dersin, haykıran mı dersin kim jon un görmüş koreliler gibiydi herkes hiç abartmıyorum. bir muhalif olarak rte'nin en çok kk'ya yenilmesini isterim, ama bu hal nedir ya, sanki adam dün ilan edildiği sırada gökten inmiş, bu zamana kadar 2009dan beri hiç seçim kaybetmemiş gibi. zaten halk tv vs dışındaki kanallarda da (ağır yandaş olmayanlarda en azından) üç gün önceki heyecan yok olmuş durumda. spikerlerin, yorumcuların da heyecanı gitmiş. gerçeğin farkında herkes.
şunu sorayım, siz nasıl hissediyorsunuz. bir de iki akp artığı ile toplamda üç dincinin yönetime aday olması hatta cb yardımcısı olması için oy verecek olmak da bana aşırı derecede rahatsız edici ve saçma gelmeye başladı. dünkü metin yayınlanana kadar çok umursamıyorum ama kk kazanırsa akp zihniyeti kısmen de olsa gene iktidar olacak bu da şaka gibi değil mi? bu adamlar daha 2019a kadar azılı akp üyesiydi, devlet yönetimine dair bu kadar hassas konuların dincilerin yanında konuşulmasına anlam veremiyorum.
her türlü akpnin gitmesi en kötü seçenekten daha iyi ama bu şekilde iktidara gelecek hükümetin uzun vadeli olacağını hiç sanmıyorum. bu kadar curcuna yerine diğer kimseyi karıltırmadan sadece ip ve chp ikisi birlikte başkanlardan birini aday gösterse garanti alabilecekleri bir seçimdi bu.
şunu sorayım, siz nasıl hissediyorsunuz. bir de iki akp artığı ile toplamda üç dincinin yönetime aday olması hatta cb yardımcısı olması için oy verecek olmak da bana aşırı derecede rahatsız edici ve saçma gelmeye başladı. dünkü metin yayınlanana kadar çok umursamıyorum ama kk kazanırsa akp zihniyeti kısmen de olsa gene iktidar olacak bu da şaka gibi değil mi? bu adamlar daha 2019a kadar azılı akp üyesiydi, devlet yönetimine dair bu kadar hassas konuların dincilerin yanında konuşulmasına anlam veremiyorum.
her türlü akpnin gitmesi en kötü seçenekten daha iyi ama bu şekilde iktidara gelecek hükümetin uzun vadeli olacağını hiç sanmıyorum. bu kadar curcuna yerine diğer kimseyi karıltırmadan sadece ip ve chp ikisi birlikte başkanlardan birini aday gösterse garanti alabilecekleri bir seçimdi bu.
Be gayet mutlu ve umutluyum, KK istenmiyor geyiğinin de tamamen AKP troll'lüğünün algı çalışması olarak görüyorum.
- Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet (07.03.23 19:40:02)
kk çoğumuzun favori adayı değil fakat kişiler üzerinden değil eylemler üzerinden düşünün, akplilerin zaten elindeki koz kılıçdaroğlunu karikatürize etmek çoğunun fikri yok bu yüzden laf anlatmaya enerji harcamayın, geçen eve usta geldi hala kılıçdaroğlu ssk yı batırdı muhabbeti yapıyor, nasıl batırdı diyorum fıs ses yok
kk benim asgari müşterekte buluşabileceğim biri, elimizde olan koşulları zorlamak zorunda olduğumuz bir zamandayız diye düşünüyorum
kk benim asgari müşterekte buluşabileceğim biri, elimizde olan koşulları zorlamak zorunda olduğumuz bir zamandayız diye düşünüyorum
- freebird5406_2 (07.03.23 19:46:33)
verilmesi gereken cevap şu: ülke son 20 yılda iyi yönetiliyor mu? Cevap hayır, dolayısıyla kime oy atmayacağım artık kesin diyebiliriz. 2 aday olacağı için vereceğimiz oy netleşti. bundan sonraki kısım ise yorumumdur:
altılı masa katılımcılarından ve altılı masa fikrinden hiç hoşlanmıyorum. davutoğlu ve babacan kesinlikle bir şansı daha hak etmiyorlar. diğer katılımcıları yine yeni yüzler oldukları için bir tık daha sıcak buluyorum. rte sonrası 6lı masa koalisyonunda her şeyin hayal ettiğimiz gibi olacağı konusunda endişeliyim. tek düşüncem, yaşam tarzına yönelik muhafazakar baskının bir nebze kalkacağı, ama onun dışındaki her şeyde ülkenin 3 aşağı 5 yukarı benzer vasatlıkta devam edeceği şeklinde. yine de bir değişim kesinlikle gerekiyor ve geç bile kaldı.
siyasal islamı 20 yılda köküne kadar denedik ve milletin çoğu artık bu fikirden nefret edecek kıvama geldi. korkarım chp iktidarı ile atatürkçülük de benzer bir yozlaşmadan geçiyor ve geçecek. bir 10-15 yıl sonra da bakalım nasıl bir akım gelir, onu da merakla izleyeceğiz.
altılı masa katılımcılarından ve altılı masa fikrinden hiç hoşlanmıyorum. davutoğlu ve babacan kesinlikle bir şansı daha hak etmiyorlar. diğer katılımcıları yine yeni yüzler oldukları için bir tık daha sıcak buluyorum. rte sonrası 6lı masa koalisyonunda her şeyin hayal ettiğimiz gibi olacağı konusunda endişeliyim. tek düşüncem, yaşam tarzına yönelik muhafazakar baskının bir nebze kalkacağı, ama onun dışındaki her şeyde ülkenin 3 aşağı 5 yukarı benzer vasatlıkta devam edeceği şeklinde. yine de bir değişim kesinlikle gerekiyor ve geç bile kaldı.
siyasal islamı 20 yılda köküne kadar denedik ve milletin çoğu artık bu fikirden nefret edecek kıvama geldi. korkarım chp iktidarı ile atatürkçülük de benzer bir yozlaşmadan geçiyor ve geçecek. bir 10-15 yıl sonra da bakalım nasıl bir akım gelir, onu da merakla izleyeceğiz.
- roket adam (07.03.23 19:48:51 ~ 19:50:11)
ben bu içine düştüğümüz gerçeküstü ve inanılması oldukça güç basiret ve beceri noksanı süreci gördükten sonra adeta cb yardımcıları sistemi dedikleri bu kaotik düzenin etrafımdaki muhalifleri bile ikna edemediğini görüyorum. ki bu insanlar geçmişte kkye oy vermiş insanlar. yani kesinlikle haklısın. internette orda burda kk güzellemesi yapanlara aldanmak gerçeği yansıtmıyor ve inan en saf tabirle kendini kandırmak olur. kk'nin beslemeleri dışında chp içerisinde de kimi insanlar seninle aynı şeyi düşünüyor. sadece kk'ye rağmen chp'de bir pozisyon alınamayacağını net bir şekilde biliyor insanlar ve tepki vermekten çekiniyor. yani bu kaçınılmaz bir sondu. ve aslında bir bakıma bu da bir tek adamcılık örneği olmuş oluyor malesef.
ekşisözlük'te bile kk'ye aday olmamalı asla kazanamaz vs diye entry giren yazarlar şimdi onları silip kazanacağını ifade eden entryler girmeye başladılar. işte bunlar hep sahibinin sesi cümleler.
kk istenmiyordan ziyade kk kazanacak aday değil önermesi gerçekçi bir söylem. nitekim bu böyle olduğu için 2 belediye başkanı adeta gölge aday gibi yardımcı olarak eklemlendi yanına. kusura bakmasın kimse ben chpliyim ve ilçe örgütlerinde yönetim kurulunda da yer aldım ama bu açıkça siyasal bir acizlik örneği gibi algılanıyor. yani adayımız kazanacak aday değil bari belediye başkanlarının hatırına oy verin demek gibi saçma bir şey bu. bu tutum bizatihi halkın ekseriyetinde çalışması imkansıza yakın bir durum ortaya çıkarmıyor diye düşünüyorum. twitter'a ekşiye bakılsa tuvalet terliği ve pet şişe bile olsa oy verecek bir kitle söz konusu. dolayısıyla bu platformlar anadoludaki halkın görüşlerini yansıtmıyor.
ekşisözlük'te bile kk'ye aday olmamalı asla kazanamaz vs diye entry giren yazarlar şimdi onları silip kazanacağını ifade eden entryler girmeye başladılar. işte bunlar hep sahibinin sesi cümleler.
kk istenmiyordan ziyade kk kazanacak aday değil önermesi gerçekçi bir söylem. nitekim bu böyle olduğu için 2 belediye başkanı adeta gölge aday gibi yardımcı olarak eklemlendi yanına. kusura bakmasın kimse ben chpliyim ve ilçe örgütlerinde yönetim kurulunda da yer aldım ama bu açıkça siyasal bir acizlik örneği gibi algılanıyor. yani adayımız kazanacak aday değil bari belediye başkanlarının hatırına oy verin demek gibi saçma bir şey bu. bu tutum bizatihi halkın ekseriyetinde çalışması imkansıza yakın bir durum ortaya çıkarmıyor diye düşünüyorum. twitter'a ekşiye bakılsa tuvalet terliği ve pet şişe bile olsa oy verecek bir kitle söz konusu. dolayısıyla bu platformlar anadoludaki halkın görüşlerini yansıtmıyor.
- pardus (07.03.23 20:00:17)
"siyasal islamı 20 yılda köküne kadar denedik ve milletin çoğu artık bu fikirden nefret edecek kıvama geldi. korkarım chp iktidarı ile atatürkçülük de benzer bir yozlaşmadan geçiyor ve geçecek."
roketadam+1
ölüm ve sıtma metaforunun çok doğru bir tespit olduğuna inanıyorum. ve hastalığın iyileşebileceği şeklinde umutla yaklaşıyorum bugün ki duruma. aksi takdirde hastalık süründürecektir ki belki ölümden kötü. ileride insanlar sürünmekten bir bakarsınız 2053'e kadar sıtmayı yaşadık ölelim daha iyi diye bunların kucağına atabilir kendilerini.
bunu düşündürense akp ve chp tabanının hatta herhangibir partinin tabanının zeka ve ikiyüzlülük konusunda akp'den farksız olduğunu görmem. bunlar bir şekilde yemeye başlarsa reisin 2053 hedefleri şaşmaz bu ülkede, umarım tersi olur da her şey çok güzel olur.
kısacası kişisel bazda umudum başından beri yok ama gelecek sisteme karşı hep umudum oldu.
roketadam+1
ölüm ve sıtma metaforunun çok doğru bir tespit olduğuna inanıyorum. ve hastalığın iyileşebileceği şeklinde umutla yaklaşıyorum bugün ki duruma. aksi takdirde hastalık süründürecektir ki belki ölümden kötü. ileride insanlar sürünmekten bir bakarsınız 2053'e kadar sıtmayı yaşadık ölelim daha iyi diye bunların kucağına atabilir kendilerini.
bunu düşündürense akp ve chp tabanının hatta herhangibir partinin tabanının zeka ve ikiyüzlülük konusunda akp'den farksız olduğunu görmem. bunlar bir şekilde yemeye başlarsa reisin 2053 hedefleri şaşmaz bu ülkede, umarım tersi olur da her şey çok güzel olur.
kısacası kişisel bazda umudum başından beri yok ama gelecek sisteme karşı hep umudum oldu.
- gule gule (07.03.23 20:03:00 ~ 20:05:43)
Son bir haftadır burda uzun uzun yazdım ama özet geçersem;
Kılıçdaroğlu 11 seçim kaybetti muhabbeti bi kere gerçekçi değil. 2010'da genel başkan oldu, 2011-14'te RTE zaten zirvesindeydi. 2015'te akp'yi tek başına iktidardan etti ama bahçeli saf değiştirdi. Sonra 15 temmuz falan derken rte'nin desteklenme oranı yine inanılmaz arttı. 2019'da da belediyeleri kazandı. Bu süreçte kendisinden önce %20 alan CHP'yi 25'e çıkardı. 2015'te HDP'ye, 2018'de İYİP'e partisinden oy geçmesine rağmen bu oranı sürdürdü yani demek ki aslında oyunu bir şekilde artırdı.
Niye Kılıçdaroğlu aday meselesine gelirsem, bu masayı o kurdu. türkiye'de başka kimse bu kadar farklı toplulukları bir amaçla bir araya getiremezdi. Masada dincilerin, akp eskilerinin olmasının bir amacı var. Yeni türkiyeyi kurma hedefiyle yola çıkarken sadece kendi istediklerinle giremezsin o yola. Şu an akp'ye oy veren insanlar akp sonrası dönemde bir anda koyu chpli olmayacaklar. Bu insanları çekecek makul sağ partilere ihtiyaç var.
Kazanacak aday değil konusunda da yoo gayet kazanacak aday. Bugün ORC'un anketi vardı mesela gayet kazanıyor. Aday gösterilmeden önceki anketlerde de çoğunlukla kazanacak oranları alıyordu. Bu adamı sevmeyen kitle var evet ama toplumun geneli nasıl chpli laik teyzeler olarak genellenemezse, alevi düşmanı koyu akpli yobazlar olarak da genellenemez. Ayrıca anadolu kırsalı dediğiniz yerin toplam nüfusu bir İstanbul etmiyor neredeyse. Kırsaldaki yaşlı dayıları zaten kazanamaz ama şehirde yaşayan, kirasını ödeyemeyen, deprem riskli konutta yaşayan, evine ekmek zor götüren insanları ikna eder. Bu da çok rahat yeter seçim kazanmasına.
İmamoğlu seçim yasaklı yahu mazbata alamıyor kaç gündür söyleye söyleye dilimde tüy bitti. Adamın seçilmesinin bir faydası yok ki? Yavaş da Kılıçdaroğlu'ndan 7 yaş küçük ve Kılıçdaroğlu'ndan daha enerjisiz. İyi bir belediye başkanı olabilir ama miting konuşması yapacak biri kesinlikle değil. Ayrıca Mansur için Kürtlerden oy alamaz derken yalan söylemiyoruz yani açık ve net konuştu HDP ki HDP kitlesi partisinin dediğini yapan bir kitle. Ankara bb seçiminde verdiler ama cb seçimi farklı bir mevzu. Ki ikisi de Kılıçdaroğlu'yla beraber kampanyada görünür olacaklar seçime kadar. İsimleri hep zikredilecek bu süreçte.
CHP grup toplantısını youtubedan izlerken ben bile duygulandım, buraya son kez çıkıyorum diyip güzel bir konuşma yaptı ki ben (daha önce farklı cevaplarda söylediğim gibi) azılı kılıçdaroğlucu biri değilim sadece durmadan hakkının yenmesine uyuzum. Artık cumhurbaşkanı adaylığı da resmileştiği için sonuna kadar yanındayım.
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet +1 internette kılıçdara laf edenler aktrolldür demiyorum ama aktrollerin gazına gelen samimi chpliler çok var. Kılıçdaroğlu'nun 13 yıllık genel başkanlığındaki üç beş gafını öne çıkarıp duruyolar, adam bi kere yürüyen merdivene ters bindi diye dalga geçiyolar ki orada duran merdiven bi anda çalışıyor yani :d RTE attan düştü bak iki yıl konuştuk şimdi kim hatırlıyor şerefli at cihanı :D
Ben tv'de öyle genel bir heyecansızlık görmedim ayrıca bugün ama denk gelmemiş olabilirim. FOX TV'de gayet enerjikti insanlar, başka da kanal yok zaten yandaş olmayan halk tv, tele1 falan dışında :D Akşener mutsuz olabilir, bozguna uğradı ama onun dışında mutsuz olacak kimse yok. Akşener bugün Fatih Altaylıya çıkacak orada bakarız duruma. Ama bence enseyi karartıcak bir durum yok. Gidip oyumuzu vericez ve kazanıcaz ^^
Kılıçdaroğlu 11 seçim kaybetti muhabbeti bi kere gerçekçi değil. 2010'da genel başkan oldu, 2011-14'te RTE zaten zirvesindeydi. 2015'te akp'yi tek başına iktidardan etti ama bahçeli saf değiştirdi. Sonra 15 temmuz falan derken rte'nin desteklenme oranı yine inanılmaz arttı. 2019'da da belediyeleri kazandı. Bu süreçte kendisinden önce %20 alan CHP'yi 25'e çıkardı. 2015'te HDP'ye, 2018'de İYİP'e partisinden oy geçmesine rağmen bu oranı sürdürdü yani demek ki aslında oyunu bir şekilde artırdı.
Niye Kılıçdaroğlu aday meselesine gelirsem, bu masayı o kurdu. türkiye'de başka kimse bu kadar farklı toplulukları bir amaçla bir araya getiremezdi. Masada dincilerin, akp eskilerinin olmasının bir amacı var. Yeni türkiyeyi kurma hedefiyle yola çıkarken sadece kendi istediklerinle giremezsin o yola. Şu an akp'ye oy veren insanlar akp sonrası dönemde bir anda koyu chpli olmayacaklar. Bu insanları çekecek makul sağ partilere ihtiyaç var.
Kazanacak aday değil konusunda da yoo gayet kazanacak aday. Bugün ORC'un anketi vardı mesela gayet kazanıyor. Aday gösterilmeden önceki anketlerde de çoğunlukla kazanacak oranları alıyordu. Bu adamı sevmeyen kitle var evet ama toplumun geneli nasıl chpli laik teyzeler olarak genellenemezse, alevi düşmanı koyu akpli yobazlar olarak da genellenemez. Ayrıca anadolu kırsalı dediğiniz yerin toplam nüfusu bir İstanbul etmiyor neredeyse. Kırsaldaki yaşlı dayıları zaten kazanamaz ama şehirde yaşayan, kirasını ödeyemeyen, deprem riskli konutta yaşayan, evine ekmek zor götüren insanları ikna eder. Bu da çok rahat yeter seçim kazanmasına.
İmamoğlu seçim yasaklı yahu mazbata alamıyor kaç gündür söyleye söyleye dilimde tüy bitti. Adamın seçilmesinin bir faydası yok ki? Yavaş da Kılıçdaroğlu'ndan 7 yaş küçük ve Kılıçdaroğlu'ndan daha enerjisiz. İyi bir belediye başkanı olabilir ama miting konuşması yapacak biri kesinlikle değil. Ayrıca Mansur için Kürtlerden oy alamaz derken yalan söylemiyoruz yani açık ve net konuştu HDP ki HDP kitlesi partisinin dediğini yapan bir kitle. Ankara bb seçiminde verdiler ama cb seçimi farklı bir mevzu. Ki ikisi de Kılıçdaroğlu'yla beraber kampanyada görünür olacaklar seçime kadar. İsimleri hep zikredilecek bu süreçte.
CHP grup toplantısını youtubedan izlerken ben bile duygulandım, buraya son kez çıkıyorum diyip güzel bir konuşma yaptı ki ben (daha önce farklı cevaplarda söylediğim gibi) azılı kılıçdaroğlucu biri değilim sadece durmadan hakkının yenmesine uyuzum. Artık cumhurbaşkanı adaylığı da resmileştiği için sonuna kadar yanındayım.
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet +1 internette kılıçdara laf edenler aktrolldür demiyorum ama aktrollerin gazına gelen samimi chpliler çok var. Kılıçdaroğlu'nun 13 yıllık genel başkanlığındaki üç beş gafını öne çıkarıp duruyolar, adam bi kere yürüyen merdivene ters bindi diye dalga geçiyolar ki orada duran merdiven bi anda çalışıyor yani :d RTE attan düştü bak iki yıl konuştuk şimdi kim hatırlıyor şerefli at cihanı :D
Ben tv'de öyle genel bir heyecansızlık görmedim ayrıca bugün ama denk gelmemiş olabilirim. FOX TV'de gayet enerjikti insanlar, başka da kanal yok zaten yandaş olmayan halk tv, tele1 falan dışında :D Akşener mutsuz olabilir, bozguna uğradı ama onun dışında mutsuz olacak kimse yok. Akşener bugün Fatih Altaylıya çıkacak orada bakarız duruma. Ama bence enseyi karartıcak bir durum yok. Gidip oyumuzu vericez ve kazanıcaz ^^
- nundu (07.03.23 20:03:45)
Ben Davutoğlu ve Akşener'i masada görmekten rahatsızım. Ama yapacak bir şey yok.
KK, normalde bir araya gelemeyecek grupları aynı masaya oturttu. Kim ne derse desin, bu ortamı o hazırladı ve mevcutlar içerisinde ondan daha iyisi yok.
Onun yerinde başkası olsa bugün CHP, küçük bir azınlığı tatmin eden, %18-22 arasında salınan bir parti olurdu. Zamanında öyle oldu, gördük.
O yüzden ben KK'yı destekleyeceğim, mecliste partisine oy vermesem de cumhurbaşkanlığı için oyum kendisine.
KK, normalde bir araya gelemeyecek grupları aynı masaya oturttu. Kim ne derse desin, bu ortamı o hazırladı ve mevcutlar içerisinde ondan daha iyisi yok.
Onun yerinde başkası olsa bugün CHP, küçük bir azınlığı tatmin eden, %18-22 arasında salınan bir parti olurdu. Zamanında öyle oldu, gördük.
O yüzden ben KK'yı destekleyeceğim, mecliste partisine oy vermesem de cumhurbaşkanlığı için oyum kendisine.
- sailor (07.03.23 20:14:49)
acikcasi kilicdaroglu olabilecek en kotu adaydi. olusan masa da hic cazip degil. ancak basimizdaki beladan kurtulamazsak bir sonraki sefere secim yapilabilir mi emin degilim. bir 5 sene daha bu gidisi kaldiramaz ulke.
bu nedenle kk'ya oy verecegim. zaten ilk donemde gecis tamamlandiktan sonra bu ittifak dagilir, herkes kendi basinin caresine bakar. mesele akp'den kurtulmak.
ve evet cok zorlu bir secim olacak. o kadar kotu bir karar alindi ki, olabilecek en kotu senaryoda girecegiz secime. kk'nin halk nezdindeki itibarini bilmeyenleri azicik sokaklarda dolasmaya, insan tanimaya davet ediyorum.
kac kisi benim gibi dusunur bilmiyorum. azicik muhafazakar egilimli olan insanlarin kk'ye oy veremeyecegini biliyorum. ve bu insanlar sandiginizdan daha coklar. hdp secmeninden falan daha coklar.
bu nedenle kk'ya oy verecegim. zaten ilk donemde gecis tamamlandiktan sonra bu ittifak dagilir, herkes kendi basinin caresine bakar. mesele akp'den kurtulmak.
ve evet cok zorlu bir secim olacak. o kadar kotu bir karar alindi ki, olabilecek en kotu senaryoda girecegiz secime. kk'nin halk nezdindeki itibarini bilmeyenleri azicik sokaklarda dolasmaya, insan tanimaya davet ediyorum.
kac kisi benim gibi dusunur bilmiyorum. azicik muhafazakar egilimli olan insanlarin kk'ye oy veremeyecegini biliyorum. ve bu insanlar sandiginizdan daha coklar. hdp secmeninden falan daha coklar.
- antikadimag (07.03.23 20:21:05 ~ 20:22:21)
Aynı duyuruya ikinci cevap olacak ama yazayım.
Anadolulu muhafazakar adam KK'ya oy vermez argümanı çok sık kullanılıyor. Ama o adam zaten Atatürk kalksa gelse ona da oy vermez. Vermiyorlar abi, Caddebostan'da yaşayan seküler hayat alışkanlığı olan bir CHP'linin ikna olup AKP'ye oy atması ne kadar gerçek dışıysa tam tersi de öyle. Düşün sen partini değiştirip AKP'ye atar mısın? Inanın Mansur Yavaş aday olsa yine vermeyecekler. Oyuna talip olduğunuz bu insanlar sandığa gider, RTE'nin fotoğrafını görünce kıyamayıp yine verir. Öyle orta yollu bir adam bulur, oylarını alırız falan işlemez.
O yüzden, karşı mahalleyi ikna etmektense, bu mahallenin tüm oyunu alacak birini bulmak gerekiyordu. KK, HDP oyu da alabildiği için en iyi aday görünüyor.
Anadolulu muhafazakar adam KK'ya oy vermez argümanı çok sık kullanılıyor. Ama o adam zaten Atatürk kalksa gelse ona da oy vermez. Vermiyorlar abi, Caddebostan'da yaşayan seküler hayat alışkanlığı olan bir CHP'linin ikna olup AKP'ye oy atması ne kadar gerçek dışıysa tam tersi de öyle. Düşün sen partini değiştirip AKP'ye atar mısın? Inanın Mansur Yavaş aday olsa yine vermeyecekler. Oyuna talip olduğunuz bu insanlar sandığa gider, RTE'nin fotoğrafını görünce kıyamayıp yine verir. Öyle orta yollu bir adam bulur, oylarını alırız falan işlemez.
O yüzden, karşı mahalleyi ikna etmektense, bu mahallenin tüm oyunu alacak birini bulmak gerekiyordu. KK, HDP oyu da alabildiği için en iyi aday görünüyor.
- sailor (07.03.23 20:33:52)
Sailor+1
Erdoğan'ın açıklaması vardı yerel seçimlerden sonra. Bizim oyumuz düşmedi, rakiplerimiz birleşti diye. Kısaca olması gereken bu yani erdoğan karşıtlarını birleştirecek aday kazanır ki Erdoğanın oyları 2019dan sonra düştü bi de. İmamoğlu'ndan sonra bunu en iyi yapacak Kilicdar. İmamoğlu aday olamıyor ki ayrıca genç adam yani, bu seçimden cb olan kişi emekli olcak sonrasında. İmamoğlu Chp başkanı olur ileride diye düşünüyorum. O yüzden en ideali Kılıçdaroğlu şu senaryoda.
Erdoğan'ın açıklaması vardı yerel seçimlerden sonra. Bizim oyumuz düşmedi, rakiplerimiz birleşti diye. Kısaca olması gereken bu yani erdoğan karşıtlarını birleştirecek aday kazanır ki Erdoğanın oyları 2019dan sonra düştü bi de. İmamoğlu'ndan sonra bunu en iyi yapacak Kilicdar. İmamoğlu aday olamıyor ki ayrıca genç adam yani, bu seçimden cb olan kişi emekli olcak sonrasında. İmamoğlu Chp başkanı olur ileride diye düşünüyorum. O yüzden en ideali Kılıçdaroğlu şu senaryoda.
- nundu (07.03.23 20:36:37)
ben şahsen daha istiklal marşını ezbere okuyamayan, Atatürk'ün ilkelerini bilmeyen,Türkiyedeki illeri ilçelerin adını yanlış söyleyen, mersini güneydoğuda zanneden,Hz. Aliyi yazar zanneden, fenerbahçeli lefter i kaleci zanneden,çorum a ülke diyen, kim milyoner isteyene çıksa ilk sorudan elenecek bir insana prensip gereği oy veremem...yanlış yaptınız mansur yavaş'ı aday koymadınız bunun cezasını çekeceksiniz...umarım bu seçimde kaybederek partinin başından inersin KK
- seindfeld (07.03.23 20:44:27)
öncelikle amasız ve fakatsız erdoğan karşıtı bir kitle var elbette ama bu kitle toplam seçmenin yarısından fazla sayıda mı yani salt bu kitle seçim kazandırmaya yeter bir çoğunlukta mı asıl mesele burada gizli. elbette diğer yandan amasız ve fakatsız anti kılıçdaroğlu bir kitlede söz konusu.
bunu niye belirttim çünkü bu seçimi şuanki durumdan memnun olmayan herkes mecbur kılıçdaroğluna oy verecek veya kesin verir şeklinde bir düz mantıkla yorumlamanın çok kolaycı ve hatalı bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. nitekim oy verme davranışı her zaman rasyonel temelli bir davranış olmuyor. bu hususta diğer parametreleri göz ardı ederek 2+2:4 eder şeklinde bir analiz yapmak oldukça yanıltıcı çünkü çoğu insan duygusal yoğunlukla oy kararı veriyor.
seçmen nezdinde bir gönül bağı ve güven duygusu inşa edebilmek şüphesiz çok kıymetli. insanlar ekonomi başta olmak üzere farklı konularda mevcut halden memnun olmasa da toplumda bir infial söz konusu olabilecek bir hava da söz konusu değil ilginç bir şekilde. yani evet her şeyin fiyatının artmasından rahatsız herkes ama sorunu çözebilecek olanın da yine erdoğan olduğuna inanan, dış güçleri suçlayan, bütün dünyada kriz var diyen, kılıçdaroğlu hdp ile aynı diyen insanları görmezden gelmek de yanıltıcı olacaktır. özellikle anadolu seçmeni bu denklemde çok kritik bir rol oynacak benim fikrim.
ek olarak son haftadaki masa gelişmeleri. kumar masası, kazanamayacak aday, noter masası, tek adamlık söylemleri, hdp faktörü vs bunlar da şüphesiz hiçbir etkisi olmayan söylemler olmayacak. bunların da etkisi olacağını düşünüyorum. ve masanın ilan ettiği metnin önümüzdeki süreçte başka gerilimlere de gebe olabileceği ihtimalini tamamen sıfır olarak görmüyorum. yanılabilirim elbette.
herkes için kolay olmayan çok boyutlu ve çok değişkenli bir seçim olacak bu.
bunu niye belirttim çünkü bu seçimi şuanki durumdan memnun olmayan herkes mecbur kılıçdaroğluna oy verecek veya kesin verir şeklinde bir düz mantıkla yorumlamanın çok kolaycı ve hatalı bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. nitekim oy verme davranışı her zaman rasyonel temelli bir davranış olmuyor. bu hususta diğer parametreleri göz ardı ederek 2+2:4 eder şeklinde bir analiz yapmak oldukça yanıltıcı çünkü çoğu insan duygusal yoğunlukla oy kararı veriyor.
seçmen nezdinde bir gönül bağı ve güven duygusu inşa edebilmek şüphesiz çok kıymetli. insanlar ekonomi başta olmak üzere farklı konularda mevcut halden memnun olmasa da toplumda bir infial söz konusu olabilecek bir hava da söz konusu değil ilginç bir şekilde. yani evet her şeyin fiyatının artmasından rahatsız herkes ama sorunu çözebilecek olanın da yine erdoğan olduğuna inanan, dış güçleri suçlayan, bütün dünyada kriz var diyen, kılıçdaroğlu hdp ile aynı diyen insanları görmezden gelmek de yanıltıcı olacaktır. özellikle anadolu seçmeni bu denklemde çok kritik bir rol oynacak benim fikrim.
ek olarak son haftadaki masa gelişmeleri. kumar masası, kazanamayacak aday, noter masası, tek adamlık söylemleri, hdp faktörü vs bunlar da şüphesiz hiçbir etkisi olmayan söylemler olmayacak. bunların da etkisi olacağını düşünüyorum. ve masanın ilan ettiği metnin önümüzdeki süreçte başka gerilimlere de gebe olabileceği ihtimalini tamamen sıfır olarak görmüyorum. yanılabilirim elbette.
herkes için kolay olmayan çok boyutlu ve çok değişkenli bir seçim olacak bu.
- ezkaza (07.03.23 21:01:31 ~ 22:01:08)
herkes istediğine oy verebilir elbette saygı duyuyorum ama ben kemal kılıçdaroğlu'na asla oy vermem. yani kerhen de olsa vermem. bu konuda çok keskin ve netim. ve inanın benim gibi düşünen azımsanamayacak sayıda insan mevcut.
kemal kılıçdaroğlu'nun kişisel olarak kötü bir insan olduğunu düşünmüyorum ama çeşitli konulardaki geçmiş ve güncel görüşleri üzerine cb seçimlerinde kendisine oy vermem kendi nazarımdaki müesses nizam bakış açıma göre imkansız. ve ek olarak kemal kılıçdaroğlu'nun bu yönüyle insanları kendisinin karşı tarafında birleştiren ve konsolide bir yönü söz konusu.
kemal kılıçdaroğlu'nun kişisel olarak kötü bir insan olduğunu düşünmüyorum ama çeşitli konulardaki geçmiş ve güncel görüşleri üzerine cb seçimlerinde kendisine oy vermem kendi nazarımdaki müesses nizam bakış açıma göre imkansız. ve ek olarak kemal kılıçdaroğlu'nun bu yönüyle insanları kendisinin karşı tarafında birleştiren ve konsolide bir yönü söz konusu.
- debian (07.03.23 21:14:00)
mevcut duruma göre bile çok bıçak sırtı bir aday. riske atılmayacak seçimi riske attılar. deprem öncesinde ilk turda kesinlikle vermeyecektim. ikinci turda bile belki diyordum. ama depremden sonra ilk işin bunları göndermek olduğu kanaatine vardım.
zaten yönetemeyeceklerine adım gibi eminim. mecliste zaten vermeyeceğim. oylarımla ex-akplileri meclise sokacak halim yok.
zaten yönetemeyeceklerine adım gibi eminim. mecliste zaten vermeyeceğim. oylarımla ex-akplileri meclise sokacak halim yok.
- paintov (07.03.23 21:31:38)
artık seçime adaylarla ilgili haberleri okumuyorum bile.
tüm enerjimi vaktimi abd vatandaşlığı alabilme üstüne harcıyorum.
tüm enerjimi vaktimi abd vatandaşlığı alabilme üstüne harcıyorum.
- aslindasorunumpsikolojik (08.03.23 19:40:38)
Kılıçdaroğlu kazanacak, at fava bekle. Tabiiki bu ülkenin sorunları bi seçim sonucuyla çözülecek değil. O kadar köklü sorunlar var ki, her şey planlanıp yoluna sokulsa ve çözülene kadar hiç taviz verilmese, 50 sene falan sürer. O yüzden her halükarda abd veya avrupaya gitmek mantıklı seçenekler.
- fobfilm (08.03.23 20:59:05)
[]
Kedi tartar önleyici/giderici
Önerebilir misiniz? Ama yüzde 100 denenmiş faydası görülmüş bir şey olsun. Daha önce suya katılan solüsyon kullandım, kemik güçlendirici toz kullandım, dental birkaç mama kullandım fayda etmedi. Dişlerinde sorun yok, veteriner de öyle diyor ama dişleri sarı. Sokakta bakılan kedilere bakıyorum dişleri bembeyaz. Süt mü vermek gerekiyor acaba anlamadım. Yumuşak gıdayı, yaş mamayı da epey nadir veriyorum bu arada.
Ben köpek için vohc onaylı ürün kullanıyorum. Kediler için ürünler bunlar;
Veterinary Oral Health Council
www.google.com
Veterinary Oral Health Council
www.google.com
- logisticsmanager (19.02.23 20:32:25)
[]
Antidepresan/psikotik'lerin mideye etkisi
Ben geçen yılki düzensiz beslenme ve düzensiz spor nedeniyle çıkan göbeğim için Eylül Ekim ayindan bu yana yediğim her şeyi azaltmıştım. Laktoz ve gluten içeren şeyleri yemeyi bıraktım. Akşam belli bir saatten sonra yemeyi bıraktım vs ve önceki gun tartildigimda neredeyse 10 kilo civarı verdiğimi gördüm. Ama göbeğim aynen duruyor, vucudumun geri kalanı zayifladigindan daha bile göbekli görünüyorum. Şimdi bunu ben anlayamıyorum defalarca doktora gittim, ultrason, kan testi her şeyi yaptırdım endoskopi hariç. Bir şey çıkmadı, çeşitli ilaçlar da kullandım. Artık herhalde sebebi yok diyerek üzerine düşünmeyi bırakmıştım. Bir arkadasim sen çok antidepresan kullanıyorsun onlar göbek şişkinlik yapar dedi bu doğru mu? Geçen zamanda çok stresli anlarım oldu, özellikle son 3 ay Seroquel kullanmadan asla uyuyamadigim için neredeyse her akşam alıyorum. Arada doktor yazdığı için bir süre lustral kullandım. Şu an spora yeniden başladım ve kendimi seroquel almadan uyumaya zorluyorum.
geçmiş olsun, umarım yakın zamanda hayatınız kolaylaşır, önce akıl sağlığı diye bir şey yok ikisi kol kola yürüyor, çabanızı tebrik ederim. göbekli olmak mutlaka bir sağlık sorununuz olduğu anlamına gelmiyor, karın odaklı değil tüm vucudunuzu her antrenmanda çalıştırıp sporda kaldığınız süreyi uzatın. circuit training, crossfit gibi nabzınızı oldukça yükseltecek yoğun bir spor yaparsanız göbeğin azalmama ihtimali yok. seroquelsiz uyumaya çalışan, laktoz ve gluteni kesen bir irade, ağır sporu çok sevecektir. kolaylıklar dilerim.
- gretchen (17.02.23 05:46:34)
[]
Navras akademi eğitim alan var mi?
Birkaç keredir reklamı karşıma çıkıyor,
Unreal engine yetkin eğitim merkezinden game developer yetistirme programı diyor. Açıklamasını okuduğum kadarıyla sıfırdan öğretiyor benim yazılımla herhangi bir alakam yok, İngilizcem iyi sadece. Para için değil de (bu saatten sonra kariyer değişikliği zor, yazılım da kolay değil) işten sonra tam zamanlı bir hobi olarak buna kalkissam nasıl olur? Bilgisayar oynamayı zaten on yıllardır seviyorum. Daha önce buradan eğitim alan var mı, ücretleri nasıl, daha kendileriyle iletişime gecmedim.
Unreal engine yetkin eğitim merkezinden game developer yetistirme programı diyor. Açıklamasını okuduğum kadarıyla sıfırdan öğretiyor benim yazılımla herhangi bir alakam yok, İngilizcem iyi sadece. Para için değil de (bu saatten sonra kariyer değişikliği zor, yazılım da kolay değil) işten sonra tam zamanlı bir hobi olarak buna kalkissam nasıl olur? Bilgisayar oynamayı zaten on yıllardır seviyorum. Daha önce buradan eğitim alan var mı, ücretleri nasıl, daha kendileriyle iletişime gecmedim.
arkadaşım 4-5 sene önce edius kursu almıştı, memnundu. diğer kurslar hakkında fikrim yok tabii. ücret de ortalamaydı sanırım pek hatırlamıyorum.
- candide (15.02.23 18:50:44)
[]
Doları şu anda nasıl tutuyorlar?
Depreme kadar hadi Amerikan başkanı dahil her şeyi devreye sokup tutuyorlardı, şimdi artık imkansız. Ülkenin 6da 1i felç oldu. Daha eyt yapılandırma vs çıkmamış halı bu bir de. AKP'nin rakamlarınin zaten hiçbir anlamı yok muhtemelen 100 bini geçecek vefat eden sayısı. 99 depreminin doğu versiyonunu yaşıyoruz ustelik on kat daha kötü bir hükümet ile.
Şu anda dolar nasıl kuruş oynamiyor çok merak ediyorum, daha denemedikleri neyi denemiş olabilirler?
Şu anda dolar nasıl kuruş oynamiyor çok merak ediyorum, daha denemedikleri neyi denemiş olabilirler?
aşağıdaki analizimi tamamen hesap olması için yazıyorum, yaşanan trajediyi küçük göstermek için değil kesinlikle, ama:
hatay'ın tamamının merkezi bütçeye katkısı %1,23. tamamı haritadan silinmiş olsa devletin uğrayacağı gelir kaybı yıllık bütçede %1.23 olacak yani ki öyle bir durum yok. yeniden inşaası için bir ton yardım vs toplandı ve bu da ekonomiye ekstra bir hareket bile getirecek. yani tahmin ettiğin kadar bütçeyi etkileyen bir durum değil bu. nufüs olarak ülkenin altıda biri olması demek ülkenin altıda biri demek değil. vergiyedair.com
eyt konusunda haklısın, muhtemelen eyt'i kurtarmak için ek vergi getirecekler diye bekliyorum ben çünkü öyle böyle bir para değil bu, ama zaten eytnin ne durumda olduğu da belli değil henüz. ertelenir ya da iptal edilirse şaşırmam (hatta çok sevinirim aşırı saçma bir dava) daha maaş ödemesi yapılmadığı için bütçeye yansımıyor. onun dışında kkm müthiş bir çözüm oldu ve şimdi faiz sınırı da kalktı, parayı kkmde tutmak epeydir risksiz ve temiz kazandırma yöntemi. yani mevcut ekonomik çözüm hala iş görüyor gibi görünüyor.
gölcük depreminde ülkenin alt üst olmasının sebebi istanbul ve kocaeli'nin ülke bütçesinin tam olarak yarısına tekabül etmesiydi. yani ekonomi hesabı yapacaksanız, insan sayısı üzerinden değil getirdiği para üzerinden yapmanız lazım.
hatay'ın tamamının merkezi bütçeye katkısı %1,23. tamamı haritadan silinmiş olsa devletin uğrayacağı gelir kaybı yıllık bütçede %1.23 olacak yani ki öyle bir durum yok. yeniden inşaası için bir ton yardım vs toplandı ve bu da ekonomiye ekstra bir hareket bile getirecek. yani tahmin ettiğin kadar bütçeyi etkileyen bir durum değil bu. nufüs olarak ülkenin altıda biri olması demek ülkenin altıda biri demek değil. vergiyedair.com
eyt konusunda haklısın, muhtemelen eyt'i kurtarmak için ek vergi getirecekler diye bekliyorum ben çünkü öyle böyle bir para değil bu, ama zaten eytnin ne durumda olduğu da belli değil henüz. ertelenir ya da iptal edilirse şaşırmam (hatta çok sevinirim aşırı saçma bir dava) daha maaş ödemesi yapılmadığı için bütçeye yansımıyor. onun dışında kkm müthiş bir çözüm oldu ve şimdi faiz sınırı da kalktı, parayı kkmde tutmak epeydir risksiz ve temiz kazandırma yöntemi. yani mevcut ekonomik çözüm hala iş görüyor gibi görünüyor.
gölcük depreminde ülkenin alt üst olmasının sebebi istanbul ve kocaeli'nin ülke bütçesinin tam olarak yarısına tekabül etmesiydi. yani ekonomi hesabı yapacaksanız, insan sayısı üzerinden değil getirdiği para üzerinden yapmanız lazım.
- roket adam (14.02.23 13:24:50 ~ 13:51:54)
1 İstanbul 80 ile bakar ama 80 il birleşip 1 İstanbul’a bakamaz diye bir söz söyledi Celal Şengör sanırım. Roket haklı yani hesap öyle nüfusu böl çarp yapılmıyor. Bir de merkez bankasında şu an zaten seçime kadar izlenecek yol belliydi, değişen bir şey yok. Etkiyi borsada falan gözlemleyebilirsiniz.
- sibertenik (14.02.23 14:28:40)
depremden etkilenen illerin toplam nufüs hesabı çok saçma, neymiş 13 milyon insan etkilenmiş.
depremden etkilenen illerden dıyarbakır, adana ve gaziantep sayılıyor fakat adanada çok kücük bir kısım etkilendi, gaziantepte 2 uzak ilçesi etkilendi, dıyarbakır nispi etkilendi.
depremden asıl etkilenen şehirler şunlar; hatay, kahramanmaraş, adıyaman
depremden etkilenen illerden dıyarbakır, adana ve gaziantep sayılıyor fakat adanada çok kücük bir kısım etkilendi, gaziantepte 2 uzak ilçesi etkilendi, dıyarbakır nispi etkilendi.
depremden asıl etkilenen şehirler şunlar; hatay, kahramanmaraş, adıyaman
- nuisance (14.02.23 17:16:09)
dolar cikabilecegi zirveye erken bile cikti. ayrica piyasada dolari 25-30’dan hesapliyorlar.
- alperz (14.02.23 19:25:22)
Ek olarak, Putin de doğalgaz alacağını öteledi. Yani acil döviz ihtiyacı ötelenmiş oldu.
- abbabaabbaababbabaababbaabbabaab (14.02.23 22:10:06)
dolar 1 sene içinde 55-60'ı geçecek.
deprem bölgesine para yağdırıyor şuan devlet, orada yıkılmış evleri yapmak için de para basılacak, eylül ayından itibaren ödenecek 2 yıllık doğalgaz için de, piyasada sürekli ötelenen dolar borcu için de, ithalar için de, cari açık için de.
doları 30-35te tutmanın bile hiçbir yolu yöntemi kalmadı.
13 milyon insnaın ekonomiye etkisi "0" bile olsa, hepsi etkilenmemiş dahi olsa; en az 3-4 milyon insanın evi, eğitimi, desteği gibi konuların ekonomide açacağı deliği kimse tutamaz.
deprem bölgesine para yağdırıyor şuan devlet, orada yıkılmış evleri yapmak için de para basılacak, eylül ayından itibaren ödenecek 2 yıllık doğalgaz için de, piyasada sürekli ötelenen dolar borcu için de, ithalar için de, cari açık için de.
doları 30-35te tutmanın bile hiçbir yolu yöntemi kalmadı.
13 milyon insnaın ekonomiye etkisi "0" bile olsa, hepsi etkilenmemiş dahi olsa; en az 3-4 milyon insanın evi, eğitimi, desteği gibi konuların ekonomide açacağı deliği kimse tutamaz.
- tchuck (15.02.23 07:47:33)
[]
Haluk Levent ve dolandırıcılık olayi
Aktroller neden elbirliği yapmış, devletten talimat almış gibi Haluk Leventi bokluyorlar, bu dolandırıcılık dedikodusunun kaynağı ne? Bütün paralar bize gelsin diye mi yapıyorlar
İki sebebi var. Birincisi devletin bütün organlarını mahvettikleri için halk devlete değil bir sanatçıya güveniyor. Bu bir itibar konusu. Diğeri ise Kızılay ve AFAD'a giden paralar dolaylı yollardan yandaşların cebine akıyor genelde. Onlara akan musluklar kesiliyor diye saldırıyorlardır.
- nawar (08.02.23 21:33:58)
3 - yaşı 30 u geçen herkes için haluk levent için hep bir acaba sorusu olması.
- allah yazdiysa bozsun (08.02.23 22:25:09)
Haluk Levent ile ilgili dolandırıcılık muhabbeti çok eski. 2000lerin ortası diye hatırlıyorum. Adamın son yıllarda yaptıkları ortada. 15 yıl önce böyle bir olay yaşamıştır belki bir hata yapmıştır ama Ahbapla yaptıkları yıllardır görülüyor, üstelik devlet didik didik ediyodur gelen giden paraları ki kendisi de açıklıyor diye biliyorum. Yani adam 5 yıllık masterplan yapmadıysa büyük vurgun yapmak için, şu an kendisine güvenmemek için bir sebep yok diye düşünüyorum.
- nundu (08.02.23 22:32:16 ~ 09.02.23 03:26:50)
Haluk Levent'e yüzde yüz güvenim yok. Şimdiye kadar hiç kendisine bağış yapmadım, yapanları anlayabiliyorum umarım ben yanılırım.
Buna rağmen sabah kardeşim Afad'a para gönderdiğini söylediğinde keşke Ahbap'a gönderseydin dedim. Şu an birçok insan devlete bağlı herhangi bir kurumdansa eski bir kumarbaza daha çok güveniyor ve bunun sorumlusu biz değiliz kendileri.
Birden bire böyle bir karalamaya gidildiyse de daha önceki yıllar kadar yardım gelmemiştir yardımın yapıldığı yeri karalayarak kendilerine para akmasını sağlamak istiyorlardır.
Buna rağmen sabah kardeşim Afad'a para gönderdiğini söylediğinde keşke Ahbap'a gönderseydin dedim. Şu an birçok insan devlete bağlı herhangi bir kurumdansa eski bir kumarbaza daha çok güveniyor ve bunun sorumlusu biz değiliz kendileri.
Birden bire böyle bir karalamaya gidildiyse de daha önceki yıllar kadar yardım gelmemiştir yardımın yapıldığı yeri karalayarak kendilerine para akmasını sağlamak istiyorlardır.
- mutekebbir (08.02.23 22:37:46)
Hayat bu kadar siyah beyaz degil, gerekli sartlar olustugunda herkes her seyi yapar, aksine ben hayatta bunu yapmam diyen insana ve hayati siyah beyaz goren kisilere guvenmiyorum.
Dolandiricilik olayi ne bilmiyorum ama olduysa da belli ki dersini almis, kendini degistirmis, yillardir yaptiklari ortada. Sistematik bir sekilde hirsizlik yapmayi normallestirmis bir yapiyla kiyasladigimda ve @nundu'nun dedigi gibi tek bir acigi olsa bugune kadar erdogan'in kopekleri elli kere cokerdi uzerine, oraya bagis yapmakta bir behis gormuyorum.
Dolandiricilik olayi ne bilmiyorum ama olduysa da belli ki dersini almis, kendini degistirmis, yillardir yaptiklari ortada. Sistematik bir sekilde hirsizlik yapmayi normallestirmis bir yapiyla kiyasladigimda ve @nundu'nun dedigi gibi tek bir acigi olsa bugune kadar erdogan'in kopekleri elli kere cokerdi uzerine, oraya bagis yapmakta bir behis gormuyorum.
- kassiopeia (09.02.23 00:45:22)
Arkadaşlar Ayşe diye fenomen bir kız vardı, kanser hastalığına yakalanmış çocuklara yardım ediyordu. Bu kızla bir süre aynı yerde çakıştım, 100 bin takipçisi vardı. Haluk Levent kendisine ahbap’ta ortaklık teklif etmişti, o da bunların yanında bir süre yardım toplamıştı. Kız bana avukatların ve Haluk Levent’in ciddi miktarda parayı cebe indirdiğini, bu yüzden onların yanından ayrıldığını ve kimseye anlatsa inanmayacakları için açıklama yapmadığını söylemişti. Kendi halinde, öğretmen bir kızcağızdı, yalan söyleyeceğini düşünmüyorum.
Nasıl daha önce dolandırıcılık yapan birinin zamanla değiştiğinden emin olabiliriz? Bu düşündürüyor beni? Haluk Levent bir şeyleri gözümüze sokarak yapıyor, bunun için mi? Yine de nasıl emin olabiliriz ki bağışların %20’sini cebine atmadığını? Bunu bilmeden ben de siz de kesin hüküm veremezsiniz gibi geliyor?
Nasıl daha önce dolandırıcılık yapan birinin zamanla değiştiğinden emin olabiliriz? Bu düşündürüyor beni? Haluk Levent bir şeyleri gözümüze sokarak yapıyor, bunun için mi? Yine de nasıl emin olabiliriz ki bağışların %20’sini cebine atmadığını? Bunu bilmeden ben de siz de kesin hüküm veremezsiniz gibi geliyor?
- damba (09.02.23 11:07:04)
@damba haklı kimseye %100 güvenemezsin. Haluk Levent de koordinasyon sürecine bağlı olarak pay alıyordur. %20 alıyorsa bunu çıkıp net bir şekilde söylesin. Bağış yapanların çoğunun devam edeceğine eminim. Çünkü alternatifi yok. Kızılay'a yapılan yardımların %20'si ancak ihtiyaç sahiplerine gidiyordur mesela. Örtbas edilen skandallardan erişim engeli konmayanlar hala internette. Karşılaştırınca hala Ahbap daha güvenilir. İnsanlar da o sebeple güvenerek yardımcı oluyor. Tabii benim ilk yazdığım şu an saldırı yapılmasının amacı.
- nawar (09.02.23 15:10:50)
haluk leventin avukato yakin bir arkadasimdi. haluk leventin hapse girmesine sebep olan konu senet meselesi. zamanında abisi haluk levent adına oraya buraya senet kesiyor.. haluk levent de olayi polis kapiya dayandiginda ögreniyor.
güvenilirlik meselesine gelince, para söz konusu oldugunda kimseye güvenmemek gerekiyor. stkların bagıslari nasil harcadigi bütün dünyada tartisilan bir konu ve cok güvendiginiz bm'den oxfam ve shelterbox a bir cok uluslararasi yardim kurulusu gelen bagislarin önemli bir kismini operasyonel giderler (maasi, kirasi, calisanların yol ve otel paralari gibi) icin harciyor. yardim kurulusu isi cok güzel paralarin döndügü bir sektöre dönüsmüs durumda, bugun türkiyede görev yapan uluslararasi kuruluslarda calisan büro memurlari bile profesör maasinin üstünde maas aliyor. yıllar önce van depreminde göcük altında ölen japon grubun tercümanligini yapan arkadasa, bizim ekibe katil, 5000 dolar arti tüm masraflar bir gelirin olur demislerdi.
güvenilirlik meselesine gelince, para söz konusu oldugunda kimseye güvenmemek gerekiyor. stkların bagıslari nasil harcadigi bütün dünyada tartisilan bir konu ve cok güvendiginiz bm'den oxfam ve shelterbox a bir cok uluslararasi yardim kurulusu gelen bagislarin önemli bir kismini operasyonel giderler (maasi, kirasi, calisanların yol ve otel paralari gibi) icin harciyor. yardim kurulusu isi cok güzel paralarin döndügü bir sektöre dönüsmüs durumda, bugun türkiyede görev yapan uluslararasi kuruluslarda calisan büro memurlari bile profesör maasinin üstünde maas aliyor. yıllar önce van depreminde göcük altında ölen japon grubun tercümanligini yapan arkadasa, bizim ekibe katil, 5000 dolar arti tüm masraflar bir gelirin olur demislerdi.
- tadellesever (09.02.23 15:12:09 ~ 15:15:04)
[]
Deprem sorusu
Çok absürt olabilir kusura bakmayın hep aklımda olan ve merak ettiğim bir şey
Yıkılan apartmanın en üst ya da en alt katında olmanın bir etkisi farkı oluyor mu
Yıkılan apartmanın en üst ya da en alt katında olmanın bir etkisi farkı oluyor mu
Bir sehirde 20 bina yikildiysa arama kurtarma faaliyetleri hepsinin en ust katindan baslar. Bir arama kurtarma takimi var diyelim, bu 20 binanin en ust katlarini teker teker gezip kurtarmalari yaptiktan sonra en ustten bir alt katlara gecer. Yani en alt kattakilere sira gelmesi uzun saatler, gunler alir.
Bunu etkileyecek baska parametrelerde var tabl. Mesela binada alt katlara cok kolay erisim varsa o zaman o binayi tamamlayip digerine gecebilirler. Ama tum binalarin ayni durumda oldugunu dusunursek o zaman ust katlar bitmeden bir alt katlara gecilmez.
Amac kurtarilan insan/zaman degerini maksimize etmek.
Bir de evet fotolardan da anlasilacagi gibi, bazi katlarin alttan ilk 3, ilk 2 kati cokerken, ust katlari gorece olarak daha az hasar almis.
Bunu etkileyecek baska parametrelerde var tabl. Mesela binada alt katlara cok kolay erisim varsa o zaman o binayi tamamlayip digerine gecebilirler. Ama tum binalarin ayni durumda oldugunu dusunursek o zaman ust katlar bitmeden bir alt katlara gecilmez.
Amac kurtarilan insan/zaman degerini maksimize etmek.
Bir de evet fotolardan da anlasilacagi gibi, bazi katlarin alttan ilk 3, ilk 2 kati cokerken, ust katlari gorece olarak daha az hasar almis.
- zimbirik (07.02.23 21:34:17)
Maalesef oluyor. Arkadaşların dediği gibi binanın yıkılma/çökme/ devrilme durumuna göre değişse de çoğunlukla çöküyor.
Gölcük depreminde 5 katlı evimiz dümdüz oldu ve babam son katta oturduğumuz için kendi çabası ile çıkabilmişti ama alt katlardaki neredeyse tüm komşularımızı kaybetmiştik. Maalesef şansları çok zor oluyor.
Gölcük depreminde 5 katlı evimiz dümdüz oldu ve babam son katta oturduğumuz için kendi çabası ile çıkabilmişti ama alt katlardaki neredeyse tüm komşularımızı kaybetmiştik. Maalesef şansları çok zor oluyor.
- a perfect lie (07.02.23 21:46:27)
bina aşağı duru bütün göçerse en üst kattakiler avantajlı. çalıştığım bi abi hasar tespit için bi okula gittik, uzaktan bakıyoruz hiç bişey yok binada yanına yaklaştık kapısı yok. meğer 3 katlıymış tek kat gözüküyo demişti. binaların merdivenleri statik hesaba dahil olmadığı için merdivenler ilk yıkılıyor genelde. bu durumda toprak üstünde kalan ilk kat en avantajlı.
bir de binanın öne/yana yatarak yıkılması var. bu durumda en alt kattaki ufak kırıklarla çıkma şansı varken 3 katlı binada misal en üst kattaki 10 metreden düşüyor gibi düşünebilirsin.
bir de binanın öne/yana yatarak yıkılması var. bu durumda en alt kattaki ufak kırıklarla çıkma şansı varken 3 katlı binada misal en üst kattaki 10 metreden düşüyor gibi düşünebilirsin.
- b1020 (08.02.23 02:36:28)
Direkt zemine çökmelerde kat başına düşen ağırlık belirleyici oluyor. 5 katlı bir binada 1. katın üzerinde bulunan ağırlıkla üst katların üzerinde bulunan ağırlık misli misli farklı olduğu için birçok zaman özellikle en üst katlarda tam anlamıyla çökme dahi olmuyor.
Bahsettiğim ağırlık mevzusundan dolayı alt katlardaki olası yaşam üçgenleri de ezilme tehditi altında oluyor. Üst katlarda pek çok yaşam üçgeni oluşuyorken alt katlarda bu alanlar çok kısıtlı ve ufak oluyor.
Bahsettiğim ağırlık mevzusundan dolayı alt katlardaki olası yaşam üçgenleri de ezilme tehditi altında oluyor. Üst katlarda pek çok yaşam üçgeni oluşuyorken alt katlarda bu alanlar çok kısıtlı ve ufak oluyor.
- msb (08.02.23 12:59:19)
[]
Orta kalite Ayakkabı/marka önerisi
100-150 liralık dandirik ayakkabılar alıp 6 ay sonra çöpe atmaktan bıktım. Zaten bu paraya terlik de yok artık. 250-300 lira civarında en azından 1 yıl giyebileceğim, alt-orta kalite, trendyol-amazon-flo dan alabileceğim ayakkabılar söyleyebilir misiniz. Erkek spor ve günlük tarz. Böyle 4-5 tane alacağım.
slazengerlara bakın hocam.
- Erestor (18.01.23 20:53:49)
O civarda ayakkabi kaldi mi? Slazenger da arada 1+1 oluyor takip edin. Gecen ay vardi mesela.
- Kahvedesu (18.01.23 22:59:44)
Slazenger, Letoon, Lumberjack üçlüsüne bak derim.
- halitkin (19.01.23 00:06:31)
300 liraya 4-5 tane alacağınıza 700-800 liraya iki tane güzel ayakkabı alın derim ben. ben de bir ara "ne kadar fark olabilir ki, ayakkabı işte" mantığıyla ucuz slazenger veya o tarz markalardan almıştım. 3-5 kullanımda ayağımı vurmaya başlayınca ayakkabıda daha seçiçi olmam gerektiğini anladım. az olsun, öz olsun derim ben. tercih meselesi tabii. morhipo tarzı sitelerde güzel kampanyalar oluyor bilindik markaların. bir bakın derim. örnek:
www.morhipo.com
www.morhipo.com
- motosiklet burclu adam (19.01.23 03:47:54 ~ 03:48:41)
[]
Kuru Kedi maması hava alırsa cabuk bozulur mu
Kedi maması sipariş vermiştim getirdiler ama paket yırtılmış delik olmuş sonradan fark ettim. Yırtılan kısmı da bantlamışlar, banta bir kaç mama yapışmış. Geldiğinde dökülmüyordu. Bu mama bozulmuş mudur 10 kiloluk paket. Gerçekten hiç uğraşacak halim yok iade edip yeniden sipariş verip beklemekle.
Kedi yiyorsa bozulmamıştır. Bozulması için neme vs. maruz kalması lazım. Bir de üretim tarihi yakın mı? Yakınsa sorun olacağını sanmam. Kedi yiyorsa ufak poşetlere ayırıp buzluğa atın. 10 kg öyle daha taze kalır.
- prole (07.01.23 13:02:59)
ben 10 kiloluk ama alıyorum. açtığım zaman sonrasında ağzını kapatamıyorum malesef. 7/24 ağzı açık mamanın. kediler afiyetle yiyorlar. çok nemli bir yerde olmadıkça sıkıntı yaratmaz ama mümkün olduğunca üstünü kapamak lazım.
- false pretension (07.01.23 18:03:02 ~ 18:03:16)
[]
Kedi çip
Kedime dün çip taktırdım, aşıyla beraber hiç kıpırdamadan sorunsuz yaptırdım ama şimdi davranışları normal değil. Gereğinden fazla ve garip miyavliyor, hareketleri tuhaf. Çip irrite etmiş olabilir mi, kendiliğinden geçer mi bu. Sürekli sırtının üzerine doğru kasinip miyavliyor.
çip değil ama aşıdan olabilir. çip dediğimiz şey minnacık metal bir şey, organik bir özelliği yok ki. kuduz aşısı rahatsız edebiliyor ağır gelebiliyor ama. geçmiş olsun. bence veterinere telefon edebilir, gerekirse götürebilirsiniz.
- kurbanlik koyun (24.12.22 12:15:19)
çip cam ile kaplı yani vucuduyla bir etkileşimi olmaz. çipden rahatsız olsa sırtını yalamaya çalışır, oturuşu garipleşir. gene de bir veterinere çipin deri veya kas değil aradaki bağ doku içinde olup olmadığını kontrol ettirebilirsiniz.
Sürekli sırtının üzerine doğru kasinip miyavliyor. demişsiniz çip doğru noktaya takılmamış olabilir. normalde hissetmemesi lazım.
Sürekli sırtının üzerine doğru kasinip miyavliyor. demişsiniz çip doğru noktaya takılmamış olabilir. normalde hissetmemesi lazım.
- orpheus (24.12.22 17:35:15)
veterinerde strese girince eve döndüklerinde strese bağlı davranış bozuklukları görülebilir. veterinerizi arayıp sorunuz yine de.
- false pretension (24.12.22 18:40:11)
cip sikinti yapmaz denilmis ancak ciple ilgili bircok durum var. yerinden cikabiliyor (videosunu paylasmisti birisi), yanlis bolgeye yerlesip aci ve rahatsizlik verebiliyor kediye (bunu veteriner anlatmisti ama cok anlamadim, normalde yapildigi bolge en az hissedecegi ve sorunsuz tasiyacagi bolgeymis). yarina gecmezse cipten suphelenilebilir bence, haricen asi olabilir veya biraz stres yapmistir
- nasil olur iste boyle (25.12.22 22:35:49)
[]
2 yaşından sonra kedi eğitilir mi
Kedim yalnız kalmasın diye bir kedi daha aldım
Ve harika anlaştılar ilk günden itibaren. Hatta ev arkadaşı gibi bazen oynuyorlar bazen ayrı ayrı takılıyorlar tam istediğim gibi
Ama istemediğim bütün hareketleri yapiyor, kırmızı çizgilerim dahil:
-sineklige tırmanmak ve yırtmak
-kedi filesine tırmanmak ve yırtmak
-mobilya ve halı tirmalamak
Benim kedim bunları çok eskiden yapardı ama şimdi asla yapmaz. Yeltense bile bı baktığımda kendine çeki düzen verir. Hele zaten sinekligi hiç kurcalamaz. Sadece tırmalama tahtasını tirmalar. Genel olarak yaramaz ama beni çıldırtan şeyleri bilir ve yapmaz.
Şimdi ben bu ikinci kediye okeyim ama özel yaptırdıgim alüminyum sinekliği ilk günden yırttı, biraz daha uğrassa içinden çıkacak kadar delik açardı. Şimdi cam pencere açamıyorum, kumun olduğu balkonu da açamıyorum fileye tırmanıyor. Ev bok kokuyor. Ben varken tamam kızıyorum sürekli ama ömür boyu böyle her yer kapali yapamam. Mesela normalde arka balkonun penceresi yaz kış açık, file var, benim kedim ilgilenmiyor bile. Yazın da pencerelerim hep açık. Bazen geceleri eve gelmiyorum mesela. Her şeyi geçtim çok tehlikeli, bunları bırakıp gitsem benimki de azıp fileyi yırtar diye korkuyorum. O yüzden her yeri kapatıyorum evden çıkarken.
Bu durum düzelir mi, yeni gelen kedi 2 yaşında kısır erkek. Yoksa geri vericem mecburen.
Ve harika anlaştılar ilk günden itibaren. Hatta ev arkadaşı gibi bazen oynuyorlar bazen ayrı ayrı takılıyorlar tam istediğim gibi
Ama istemediğim bütün hareketleri yapiyor, kırmızı çizgilerim dahil:
-sineklige tırmanmak ve yırtmak
-kedi filesine tırmanmak ve yırtmak
-mobilya ve halı tirmalamak
Benim kedim bunları çok eskiden yapardı ama şimdi asla yapmaz. Yeltense bile bı baktığımda kendine çeki düzen verir. Hele zaten sinekligi hiç kurcalamaz. Sadece tırmalama tahtasını tirmalar. Genel olarak yaramaz ama beni çıldırtan şeyleri bilir ve yapmaz.
Şimdi ben bu ikinci kediye okeyim ama özel yaptırdıgim alüminyum sinekliği ilk günden yırttı, biraz daha uğrassa içinden çıkacak kadar delik açardı. Şimdi cam pencere açamıyorum, kumun olduğu balkonu da açamıyorum fileye tırmanıyor. Ev bok kokuyor. Ben varken tamam kızıyorum sürekli ama ömür boyu böyle her yer kapali yapamam. Mesela normalde arka balkonun penceresi yaz kış açık, file var, benim kedim ilgilenmiyor bile. Yazın da pencerelerim hep açık. Bazen geceleri eve gelmiyorum mesela. Her şeyi geçtim çok tehlikeli, bunları bırakıp gitsem benimki de azıp fileyi yırtar diye korkuyorum. O yüzden her yeri kapatıyorum evden çıkarken.
Bu durum düzelir mi, yeni gelen kedi 2 yaşında kısır erkek. Yoksa geri vericem mecburen.
önlemleri sıkılaştırmaktan başka çareniz yok. ya da zorlamayın direkt geri verin o kediyi siz.
- surprise (12.12.22 18:01:31)
@sanguine,merhaba ben 10 yaşında sokakta baktığım kediyi alıştırdım eve,zamanla tabiki de alışır.
- kendinibulankadin (12.12.22 19:34:00)
İyi anlaşmaları müthiş bişey bence toparlarsınız ki 2 yaş genç epey öğrenir diyorum ben de.
Tabi kedilerin bişeyi öğrense de genellikle biz etraftayken uyguluyorlar, biz yokken yine bildiklerini okuyorlar o yüzden yalnız bırakırken asgari önlemi alırdım ben.
Tabi kedilerin bişeyi öğrense de genellikle biz etraftayken uyguluyorlar, biz yokken yine bildiklerini okuyorlar o yüzden yalnız bırakırken asgari önlemi alırdım ben.
- hedep (12.12.22 21:33:37)
Egitilir merak etmeyin. Defalarca 5 yas ustu kedileri benim kendi evimin duzenine alistirdim. 9 yas ustu olanlar bile alisti. Koltuk tirmalama, mutfak tezgahlarina cikma, ben yemek yerken yemegime sulanma filan en sevmedigim hareketler benim de, zamanla ssssssst yapa yapa ogreniyorlar.
Siz evdeyken gerekirse kediyi baska odaya/banyoya alip ortaligi havalandirabilirsiniz, evde yokken pencereleri kapali tutun onlarin guvenligi icin.
Siz evdeyken gerekirse kediyi baska odaya/banyoya alip ortaligi havalandirabilirsiniz, evde yokken pencereleri kapali tutun onlarin guvenligi icin.
- taurina (12.12.22 21:47:45)
[]
Develhope adlı oluşum scam mi?
Bir süredir sürekli bu sitenin reklamını videolarını görüyorum tamamen random biçimde. Sıfırdan yazılımcı olmayı ve peşinden iş bulmayı vaadediyor. Üstelik ücretsizmis. Varsa bir dogrulugu vakit ayiricam o yüzden soruyorum hiç duyan gören var mı
www.develhope.co
www.develhope.co
iş bulana kadar ücretsiz diyor.
Countries 2 - Turkey, Albania, Serbia, Romania, Bosnia, Croatia, Bulgaria, Egypt and Nigeria.
The total cost of courses for those residing in one of the countries listed above is 2900€ (incl. VAT).
Countries 2 - Turkey, Albania, Serbia, Romania, Bosnia, Croatia, Bulgaria, Egypt and Nigeria.
The total cost of courses for those residing in one of the countries listed above is 2900€ (incl. VAT).
- pide (02.12.22 21:20:17)
Ücretsiz değil, parayı işi bulduktan sonra ödüyorsun.
Genelde de aşırı dandik işler buluyorlar, e haydi kabul et de borcunu öde diye darlıyorlar seni. Yok ben beceremedim, eski işime geri döneyim desen yine de o parayı ödüyorsun.
Bi tık riskli bi iş bu kurslar.
Genelde de aşırı dandik işler buluyorlar, e haydi kabul et de borcunu öde diye darlıyorlar seni. Yok ben beceremedim, eski işime geri döneyim desen yine de o parayı ödüyorsun.
Bi tık riskli bi iş bu kurslar.
- plutongezegendegilmi (02.12.22 22:52:12)
[]
whatsapp grubu mesaj filtreleme
işyeri grubunda uyuz oldugum gerizekalı bi tip var ve sıkça yazıyor, grupta onun mesajlarını görmemenin bir yolu var mıdır. Engellesem mesela gene görür müyüm grup mesajlarını.
görürsün
- jelly bear (01.12.22 22:21:27)
[]
Şişkinlige kesin olarak iyi gelen şey/ler
Özellikle son on gündür epey dikkat ediyorum, 6dan sonra yemek yemiyorum. Ekmek oldum olası yemem, şimdi makarna ve pilavı da bıraktım. Kahvaltıda sadece meyve y da haslanmis yumurta ile gecistiriyorum. Doktor 3 ilaç yazdı onların çoğu bitti. 10 günde 2 kilo verdim. Zaten kilo vermeye çalışmadığım halde zayifladim.(70kg/174cm) 3-4 gün mutlaka 1 saat yüzüyorum. Tamam bu kadar çabuk sonuç görmek mümkün değil ama karnım hala davul gibi. Şişkinlik ve doygunluk hissediyorum. Tahlil, ultrason dahil her şeye baktırdım bu arada bir şey. Aşırı stresliyim bir takım kalıcı problemler nedeniyle, başka sebep gelmiyor aklıma.
Şimdi akşamları da yeşil cay içiyorum mutlaka. 1-2 bardak. Gündüz birkaç günde bir kefir. Başka ne denemeliyim? Yapıp yüzde yüz ise yaradığını gördüğünüz şeyleri söyleyebilir misiniz? Istesem 20 günde 5 kilo daha veririm yemek yememek çok basit ama zaten zayıfim. Biraz abartıyorum ama top gibi karından nasıl kurtulucam. Her yere yuruyerek gidiyorum bu arada hareketsiz de değilim.
Şimdi akşamları da yeşil cay içiyorum mutlaka. 1-2 bardak. Gündüz birkaç günde bir kefir. Başka ne denemeliyim? Yapıp yüzde yüz ise yaradığını gördüğünüz şeyleri söyleyebilir misiniz? Istesem 20 günde 5 kilo daha veririm yemek yememek çok basit ama zaten zayıfim. Biraz abartıyorum ama top gibi karından nasıl kurtulucam. Her yere yuruyerek gidiyorum bu arada hareketsiz de değilim.
Sen zayıflamaya mı çalışıyorsun, glutensiz beslenmeye mi?
Pilavı niye kestin ki?
Pilavı niye kestin ki?
- Mirket (25.11.22 22:53:45)
Doktor gluten ve süt tüketme bir süre, belki onlardan olabilir dediği için
- sanguine (25.11.22 23:07:58)
Elma şişkinliği alıyor denediniz mi
- zidan (25.11.22 23:15:26)
Aklıma geldi ama yumurtayı da düzenli yemiyorum zaten
Bulgur pilavı ve Makarnayi kast ettim
Bulgur pilavı ve Makarnayi kast ettim
- sanguine (25.11.22 23:20:54)
Huzursuz bağırsak sendromu olabilir. Ben de glutensiz besleniyorum buğdaya alerjim çıktığı için. Bulgur vs de yemiyorum. Benim kilom da var biraz ama şişkinliğim fena. Bana ibs teşhidi kondu. Belki buraya yönelebilirsiniz.
- duma duma dum (25.11.22 23:28:06)
Rezene, dağ kekigi, nane, zencefil biberiye caylari iyi geliyor. Mümkünse poşet çay değil gerçek bitki olarak demleyin. Yemek araları vs gunde 2 fincan icebilirsiniz
- deepness (26.11.22 00:05:48)
Bloatedness verisine bakarsak başlangıçta 63 denektenn 33'ünde var yüksek lif tüketmeye devam edenlerin tamamında bu problem devam ediyor, lifi azaltan 16 kişiden 5'inde devam ediyor ve lif alımını sıfırlayanların tamamında ortadan kalkıyor.
www.ncbi.nlm.nih.gov
ben 2 yıldır carnivore'um sıfır carb besleniyorum haliyle lif de sıfır. şişkinlik vs. yok kesinlikle. meyvede lif oluyor sen iyi gelsin diye yersin aslında sebebidir belki... lifi sıfırlamayı dene bir süre istersen.
www.ncbi.nlm.nih.gov
ben 2 yıldır carnivore'um sıfır carb besleniyorum haliyle lif de sıfır. şişkinlik vs. yok kesinlikle. meyvede lif oluyor sen iyi gelsin diye yersin aslında sebebidir belki... lifi sıfırlamayı dene bir süre istersen.
- konetsu (26.11.22 01:27:55)
karahindiba çayı en güçlü ödem söktürücülerdendir. tabii sorun ödem ise.
- motosiklet burclu adam (26.11.22 01:33:48)
beslenmenizdeki şişkinlik yaratan elementleri elediğimizi düşünürsek sonrasında kimyon eklenebilir yiyeceğiniz yemeğe ve rezene tohumu atılabilir ağıza yemek sonrası.
- evimin paspasi (26.11.22 12:13:35)
[]
Egzama şampuani
Aylardır Geçmeyen kaşıntı nedeniyle cildiyeye gitmiştim. Doktor konazol verdi, 100 ml haftada 2 kere kullanıyorum. Şimdi ben bunu bitene kadar mı kullanacağım. Doktora sorup sormadigimi ya da ne dediğini hatırlamıyorum.
Bende seboreik var; sampuan kullanimi bir au haftada iki sonra haftada bir diye gidiyor. Yani 1 ay dolduysa heralde bire dusurebilirsiniz.
- logisticsmanager (21.11.22 18:01:54)
kenazol'de kortizon var, sürekli kullanım için head and shoulders clinical sthrength öneririm. haftada 2 kez kullanımda çok rahatlatıyor. türkiyede epey pahalı, zor bulunuyor. abd'ye giden gelen tanıdığınız varsa ordan getirtebilirsiniz. ben birkaç yıldır kullanıyorum seboreik dermatit için
- mustafakesekci (21.11.22 18:15:24)
Çok teşekkürler. İki hafta oldu. İlk defa böyle bir şey yaşıyorum. Haftada birden sonra gene sampuan bitene kadar mı
- sanguine (21.11.22 18:18:41)
Head and shoulders epey pahalandı. Alternatif olarak Vicy dercos veya prozinc şampuan deneyebilirsiniz. Prozinc biraz sertleştiriyor saçı krem kullanabilirsiniz.
- jepa (21.11.22 18:36:40)
vichy dercos'tan çok memnunum, tavsiye ederim.
benim egzamam çok küçük bir alanda ama bir deneyin derim.
benim egzamam çok küçük bir alanda ama bir deneyin derim.
- blatta hiberna (21.11.22 19:45:39)
kt.ilacprospektusu.com
Doktorunuz başka türlü tavsiye etmediği takdirde:
Tedavi için
Pityriasis versicolor:5 gün süreyle günde 1 kez.
Seboreik dermatit ve pityriasis capitis:2-4 hafta süreyle haftada 2 kez.
Koruyucu kullanım için:
Pityriasis versicolor: Yaz döneminden önce, tek bir tedavi kürü şeklinde, 3 gün süreyle günde 1 kez.
Seboreik dermatit ve pityriasis capitis: 1-2 haftada bir 1 kez.
Doktorunuz başka türlü tavsiye etmediği takdirde:
Tedavi için
Pityriasis versicolor:5 gün süreyle günde 1 kez.
Seboreik dermatit ve pityriasis capitis:2-4 hafta süreyle haftada 2 kez.
Koruyucu kullanım için:
Pityriasis versicolor: Yaz döneminden önce, tek bir tedavi kürü şeklinde, 3 gün süreyle günde 1 kez.
Seboreik dermatit ve pityriasis capitis: 1-2 haftada bir 1 kez.
- kobuzchu kiz (21.11.22 21:51:15)
Katran sabunu iyi geliyor en azından kaşıntıyı anında geçiriyor fakat bu şahsi tecrübedir hekiminize danışmadan bir şey kullanmayın.
- beemaker (22.11.22 00:41:37)
[]
Zayıflamadan göbeği eritmek
Artık ciddi bir göbek sorunum var fitness geçmişim olmasına rağmen artık göğüs hacmini de geçti neredeyse kocaman bir göbeğim var. Yazın spora gitmedim doğru dürüst, sonbaharda da savsakladim. Yeme düzenim de bozuldu ev yemeğinden çok fast food yedim sürekli. Son 15 gündür düzenli gidiyorum herhalde 10 gun gitmisimdir. Öncesinde daha düzenli gidiyordum. Ama hayatımda ilk defa böylesine bir göbek sorunu yaşıyorum. Sabah uyandığımda özellikle iyice şişmiş görünüyor aç olmama rağmen. Yaz sonunda bunun için doktora gittim, kan, idrar, gaita tahlili, ultrason hepsine bakıldı hiçbir şey çıkmadı. Doktor arada olabilir dedi rabiza ve iki tane daha ilaç yazdı bir ay kullan geçmezse endoskopi yaparız dedi. Geçmedi. Ben de gitmedim muhtemelen bir şey çıkmayacak onda da.
Şimdi ben zaten normal sayilirdim sene başına kadar, şu an iyice skinny fat oldum göbek yüzünden. 75 kiloyken göbeğim çok azdı şu anda 71-72 arasında gidip boy 174) geliyorum ve göbek dev gibi. Ben bunu kilo vermeden nasıl azaltirim? Zayıflamak istemiyorum kollar bacaklar fazla ince değil ama göbek çok belirgin.
Alkol çok nadir senede birkaç kez alıyorum. En son aylar oldu. Ekmek çok az yiyorum. Pilav makarna yiyordum akşamları onu bıraktım artık. Öğlen yemekhanede ne çıkarsa onu yiyorum genelde zaten az porsiyon oluyor doymuyorum. Kahvaltıda ok uc tane haşlanmış yumurta, muz, yulaf, yoğurt. Tabi bunları son zamanlarda düzenli yapmaya basladim. Geçmişte üç gün iyi besleniyorsam üç gün fast food idi.
Ağırlık kaldırma 40-45 dakika kadar sürüyor, sonra bir o kadar da yüzüyorum havuzda. Spora gittiğimde mutlaka ikisini peşpeşe yapıyorum. Aslında sene boyunca haftada en kötü bir ya da iki gün gittim ama artık ne kadar kötü beslendiysem.
Epey rahatsız olmaya başladım artık. Radikal değişiklikler yapmak, önlemler almak istiyorum. Şu anki niyetim 7 günde 5 gün spora gitmek. Mümkün olduğunca akşamları erken ve az yiyip spora gittiğim günler protein shake vs içmek.
Şimdi ben zaten normal sayilirdim sene başına kadar, şu an iyice skinny fat oldum göbek yüzünden. 75 kiloyken göbeğim çok azdı şu anda 71-72 arasında gidip boy 174) geliyorum ve göbek dev gibi. Ben bunu kilo vermeden nasıl azaltirim? Zayıflamak istemiyorum kollar bacaklar fazla ince değil ama göbek çok belirgin.
Alkol çok nadir senede birkaç kez alıyorum. En son aylar oldu. Ekmek çok az yiyorum. Pilav makarna yiyordum akşamları onu bıraktım artık. Öğlen yemekhanede ne çıkarsa onu yiyorum genelde zaten az porsiyon oluyor doymuyorum. Kahvaltıda ok uc tane haşlanmış yumurta, muz, yulaf, yoğurt. Tabi bunları son zamanlarda düzenli yapmaya basladim. Geçmişte üç gün iyi besleniyorsam üç gün fast food idi.
Ağırlık kaldırma 40-45 dakika kadar sürüyor, sonra bir o kadar da yüzüyorum havuzda. Spora gittiğimde mutlaka ikisini peşpeşe yapıyorum. Aslında sene boyunca haftada en kötü bir ya da iki gün gittim ama artık ne kadar kötü beslendiysem.
Epey rahatsız olmaya başladım artık. Radikal değişiklikler yapmak, önlemler almak istiyorum. Şu anki niyetim 7 günde 5 gün spora gitmek. Mümkün olduğunca akşamları erken ve az yiyip spora gittiğim günler protein shake vs içmek.
Göbek mutfakta eritilir hocam. Yaptıklarınız iyi hoş da belli ki yediğiniz şeylerde bir sıkıntı var.
- ruhen hastayim ben (02.11.22 21:19:53)
Sporu abartmana gerek yok. Bir planın olsun yeter.
Makro dengesi sağlanmış kalori kontroluyla olay çözülür.
Öyle milkshakeyle falan değil yani, hesaplı kitaplı yiyip içmen lazım.
Makro dengesi sağlanmış kalori kontroluyla olay çözülür.
Öyle milkshakeyle falan değil yani, hesaplı kitaplı yiyip içmen lazım.
- Mirket (02.11.22 21:22:20)
Valla son zamanlarda dikkat ediyorum, bazen öğün atladigim, iki öğün yediğim bile oluyor ama gene çok şişkin hissediyorum.
- sanguine (02.11.22 21:31:18)
Protein oranini yükseltmek ve kalori takibi yapmak.
examine.com
Kilo vermenize gerek yok, kas yapmaniz lazım bunu da kalori takibi ve yüksek protein ile desteklemelisiniz.
Hesaplı kitapli gitmeden zor oluyor.
examine.com
Kilo vermenize gerek yok, kas yapmaniz lazım bunu da kalori takibi ve yüksek protein ile desteklemelisiniz.
Hesaplı kitapli gitmeden zor oluyor.
- logisticsmanager (02.11.22 22:46:15)
Hocam bu bi süreç. 6 ayda yaptığın göbek 10 günde nasıl gitsin :)
Ekstra bi şişkinlik / gaz vs. oluyorsa yediğin şeylere dikkat et. Benim mesela normalde göbeğim yok, ama beyaz ekmek yersem şişiyorum. Herkeste farklı olabilir bu, keşfetmen lazım. Bi hafta yediğin şeyleri bi kağıda yaz, sonraki hafta 2'şer gün o şeyi hiç yeme / içme. Böyle böyle dene, şişkinliğin azaldığı gün ne yemediysen sıkıntı o arkadaş. Onu hayatından bir süreliğine çıkarman ya da azaltman lazım maalesef. Midendeki bakterileri düzene sokman lazım. Herhangi bir X sebzesi bile sebep oluyor olabilir buna, şekersiz kola da olabilir, yulaf da olabilir, sürpriz.
Bir diğer nokta da karın egzersizi. Göbekteki şişkinlik iç organların baskısı sebebiyle de olabilir. Karın kasların zayıfsa daha çok çıkar göbeğin. O yüzden karın egzersizi de yap. Yürürken / otururken göbeğini içeri çek bi de, duruşunu da düzeltir o.
Onun haricinde tartıda gördüğün rakam çok önemli değil. Yağ oranı / kas kütlesi daha mühim.
Ekstra bi şişkinlik / gaz vs. oluyorsa yediğin şeylere dikkat et. Benim mesela normalde göbeğim yok, ama beyaz ekmek yersem şişiyorum. Herkeste farklı olabilir bu, keşfetmen lazım. Bi hafta yediğin şeyleri bi kağıda yaz, sonraki hafta 2'şer gün o şeyi hiç yeme / içme. Böyle böyle dene, şişkinliğin azaldığı gün ne yemediysen sıkıntı o arkadaş. Onu hayatından bir süreliğine çıkarman ya da azaltman lazım maalesef. Midendeki bakterileri düzene sokman lazım. Herhangi bir X sebzesi bile sebep oluyor olabilir buna, şekersiz kola da olabilir, yulaf da olabilir, sürpriz.
Bir diğer nokta da karın egzersizi. Göbekteki şişkinlik iç organların baskısı sebebiyle de olabilir. Karın kasların zayıfsa daha çok çıkar göbeğin. O yüzden karın egzersizi de yap. Yürürken / otururken göbeğini içeri çek bi de, duruşunu da düzeltir o.
Onun haricinde tartıda gördüğün rakam çok önemli değil. Yağ oranı / kas kütlesi daha mühim.
- plutongezegendegilmi (02.11.22 23:32:18 ~ 23:33:20)
göbek konsunda %90 beslenme önemlidir.
- Anna Wiki (03.11.22 02:55:42)
[]
Kalorifer sorusu
Peteklere bakım yaptırdım, tesisatçı havasını aldı, suyunu boşalttı, borularda sıkıntı vardı komple değiştirdi, çapraz bağladı daha verimli ısınması için öyle olması gerekiyormuş vesaire. Şu anda dünden beri buz gibi hiç yanmıyor ılık bile değil. Apartmanda merkezi sistem var. Bir haftadır yanıyordu normalde. Şimdi apartman görevlisi çok uyuz biri ve yönetimden de hoşlanmıyorum yani elimde kalacaklar eğer iletişime geçersem. Mümkün olduğunca konuşmuyorum. Adam bütün suyu çektiğimiz için kalorifer pompasının su seviyesi düşmüştür dedi. Ev en üst katta. Su seviyesi normale dönünce düzelir dedi. Normalde kazan dairesine götürecektim ama kapısı kapalıydı. Kendi kendine olur mu dedim tam bir cevap vermedi, ne dediğini de anlamadım. Apartman görevlisi varsa o ilgileniyordur düşünce ayarlar falan dedi. Bu düzelir mi birkaç gün sonra bilen var mı, suyu kendiliğinden çekmeye başlar mı?
Hava kalmis olabilir az once petegin havasini aldim oda alev aldi
- ceann deas (21.10.22 23:55:32)
su basıncı ekranda yazar, kaç olarak görünüyor? belki su vanasını doğru basınca gelene kadar açmanız gerekebilir. basit bir işlem.
- kutukcu (22.10.22 01:20:13)
Hava kalmış olabilir +1
- John Bloor (22.10.22 10:43:21)
adam merkezi sistem ile ısınmakla alakalı soru soruyor gelen cevaplar sanki kombi ile bireysel ısınıyormuş gibi :I sen yapma bari john bloor kardeş
@sanguine, yönetime ya da enazından kazanla ilgilenen kişiye durum bildirilmeliydi. iç tesisatdaki suyu komple boşalttığınızda kim nereden bilecek bunu yaptığınızı? otomatik eksik suyu tamamlama sistemi belki olabilirdi apartmanda ama neden olsun, kapalı çalışan kaçak olmadığı sürece suyun eksilmemesi gereken bir sistemde? yönetici ya da çalışanlar garip insanlar olabilir ama bu yaptığınız daha garip. sonuçta apartmanda birlikte aynı sistemi kullanıyorsunuz. alt katlarda olsaydınız yaptığınız işlem en üst katta yaşayanı aynı duruma düşerecekti. ve belki adam olayı çözemeyecekti vs. istemeden nekadar da bencilce bir iş yaptığınızı umarım anlamışsınızdır.
+sistemde kullanılan suyun da direkt şebekeden değil mümkünse şartlandırılmış su olması lazım mesela (ama bunu kimse yapmaz).
tl;dr, yönetici, çalışan ile iletişime geçip sistemdeki eksik su kontrolu ve suyun tamamlaması için iletişime geçin. sizin üst bölümüzde genleşme tankı falan varsa orada hava purjörü vardır ordan hava çıkar. yoksa bayağı bir hava almanız gerekecek. hava purjörü bile takılabilir geçici olarak
@sanguine, yönetime ya da enazından kazanla ilgilenen kişiye durum bildirilmeliydi. iç tesisatdaki suyu komple boşalttığınızda kim nereden bilecek bunu yaptığınızı? otomatik eksik suyu tamamlama sistemi belki olabilirdi apartmanda ama neden olsun, kapalı çalışan kaçak olmadığı sürece suyun eksilmemesi gereken bir sistemde? yönetici ya da çalışanlar garip insanlar olabilir ama bu yaptığınız daha garip. sonuçta apartmanda birlikte aynı sistemi kullanıyorsunuz. alt katlarda olsaydınız yaptığınız işlem en üst katta yaşayanı aynı duruma düşerecekti. ve belki adam olayı çözemeyecekti vs. istemeden nekadar da bencilce bir iş yaptığınızı umarım anlamışsınızdır.
+sistemde kullanılan suyun da direkt şebekeden değil mümkünse şartlandırılmış su olması lazım mesela (ama bunu kimse yapmaz).
tl;dr, yönetici, çalışan ile iletişime geçip sistemdeki eksik su kontrolu ve suyun tamamlaması için iletişime geçin. sizin üst bölümüzde genleşme tankı falan varsa orada hava purjörü vardır ordan hava çıkar. yoksa bayağı bir hava almanız gerekecek. hava purjörü bile takılabilir geçici olarak
- HasanK (22.10.22 13:19:16)
Cevap için çok teşekkürler
Valla herkes havasını aldırıyor apartmanda duzenli olarak, diğer dairelerin sıkıntı yaşadığını hiç görmedim bu nedenle. Adam peteklerin uçlarına bir valf taktı, kaçan hava buradan otomatik oalrak tahliye olacakmış. Eskisi gibi kovayla hava çıkana kadar su doldurmaya gerek kalmayacakmis.
Bu sabah da hiç yanmayinca öğlen görevliye söyledim. Cevap vermedi ama akşam eve geldim ve kaloriferler sıcak
Valla herkes havasını aldırıyor apartmanda duzenli olarak, diğer dairelerin sıkıntı yaşadığını hiç görmedim bu nedenle. Adam peteklerin uçlarına bir valf taktı, kaçan hava buradan otomatik oalrak tahliye olacakmış. Eskisi gibi kovayla hava çıkana kadar su doldurmaya gerek kalmayacakmis.
Bu sabah da hiç yanmayinca öğlen görevliye söyledim. Cevap vermedi ama akşam eve geldim ve kaloriferler sıcak
- sanguine (22.10.22 19:06:18)
[]
Sosyal medya paylaşımları
Korkutucu bir hal almaya başlamadi mi? Haberleşme özgürlüğü kapsamında olanları söylemiyorum bu arada. Eskiden mesela Twitter Facebook vs kullanırdım, başıma gelen üzücü, tuhaf, komik şeyleri paylasirdim. Yorum yapardım vs. Şimdi alelade bir yorum, fotoğraf bile resmen patlıyor. Dakikalar içinde bütün sitelere yayılıyor. Eskiden herkes görsünden ziyade arkadaşlarla konuşacak mevzu olsun, işte laf olsun, gülünsun vs diye paylasirdim. Şimdi zaten sosyal medya kullanmıyorum, WhatsAppta bile bir yorum, screenshot paylaşırken tedirgin oluyorum. Sanırım dikkat çekmekten de genel olarak hoşlanmadığım için.
Ama bu kadarı, bu yayılma oranı, hızı fazla değil mi, ürkütücü gelmiyor mu? Sirf bu yüzden Instagram kullanmıyorum. Farkında olmadan yaptığım paylaşım sıkıntı doğurur (çoğunlukla siyasi içerikli) densizin biri ya da arkadaşlarimdan birisi alır yayar büyütür etkileşim almak için kontrolden çıkar. Böyle bir paranoyam oluştu son zamanlarda.
Ama bu kadarı, bu yayılma oranı, hızı fazla değil mi, ürkütücü gelmiyor mu? Sirf bu yüzden Instagram kullanmıyorum. Farkında olmadan yaptığım paylaşım sıkıntı doğurur (çoğunlukla siyasi içerikli) densizin biri ya da arkadaşlarimdan birisi alır yayar büyütür etkileşim almak için kontrolden çıkar. Böyle bir paranoyam oluştu son zamanlarda.
şeylerin bağlamından koparılması çok olası. bir konuşmanın kırpılması, iki kişiye ya da bir gruba bir şey ifade eden espirinin başka bir mecraya taşınmasıyla linç odağı olması v.s evet böyle bir özelliği var maalesef ama bundan çok tedirgin olmak da sorunlu. adım atamazsınız sonra...
- Ufuk (19.10.22 01:11:54)
Çok mantıki bir paranoya.
Bu sebepten Instagramdan bir şey paylasmam. Facebook arkadaşlarım için var, orada da bir şey paylasmam.
Twitterda da bir şey yazmam.
Kısacası sosyal medyanin üreticisi değil tuketicisiyim.
Özellikle yaslilarda bunu anlamayip sacmalama cok var. Annemle babama misal zor anlattim paylastiklari şeylerin yalan olduğunu vs.
Bu sebepten Instagramdan bir şey paylasmam. Facebook arkadaşlarım için var, orada da bir şey paylasmam.
Twitterda da bir şey yazmam.
Kısacası sosyal medyanin üreticisi değil tuketicisiyim.
Özellikle yaslilarda bunu anlamayip sacmalama cok var. Annemle babama misal zor anlattim paylastiklari şeylerin yalan olduğunu vs.
- logisticsmanager (19.10.22 02:18:41)
siz dikkat çekmekten çekiniyorsunuz ancak içerik üretenlerin çoğu bahsettiğiniz kaygıyı yaşamadan, dikkat çekmek için kırk takla atıyor. algılarınız açıksa, mantıklı bir insansanız, üslubunuz saldırgan değilse, türkçeyi düzgün kullanma beceriniz varsa kaygılanmanız gereken bir şey yok. bir paylaşımınız viral olsa bile aynı hızda unutulup gidecektir.
kaygınız dezenformasyon yasası ile ilgisiz olduğu için onu göz önüne almadan çıkarım yaptım.
kaygınız dezenformasyon yasası ile ilgisiz olduğu için onu göz önüne almadan çıkarım yaptım.
- zgrydn (19.10.22 03:22:50)
[]
500 liraya kadar erkek parfümü
Önerebilir misiniz?
Stronger for you alayım dedim 1.000 lira olmuş. Azzaro sport gibi bir şeyler de olur çok anlamıyorum parfümden.
Stronger for you alayım dedim 1.000 lira olmuş. Azzaro sport gibi bir şeyler de olur çok anlamıyorum parfümden.
Stronger with you demek istedin herhalde kesinlikle alma çok şekerli 18 yaşında esmer bir erkek değilsen tutmayabilir. Ama tabii ki al engellemiyorum. Dior sauvage bence sabun gibi kokmak istersen başarılı one millon iyi tabii parfüm olarak alırsan hatta Eros başarılı ama bunların parfümü olmalı diğer türlü hepsi çöp
- Gebeş kaplumbağası (10.10.22 22:25:47)
Watsons da sculpture var 299 tl ye düşmüş, değerlendirebilirsin işini görür..
- nervusradialiss (10.10.22 23:39:05)
[]
Geçmeyen enerjisizlik
daha nasıl ifade edebilirdim bilmiyorum ama. içimden kelime anlamıyla (literally) HİÇBİR şey yapmak gelmiyor. birkaç şey dışında (coinlerde paramı kaybetmiştim aylar önce ama artık onu da takmıyorum aklıma bile gelmiyor açıp bakmak ne oldu diye) öyle büyük bir derdim yok. hatta şu aralar tam istediğim gibi gidiyor her şey. düzenimi, evi barkı oturttum, yarım bıraktığım okula bile afla geri döndüm. işimden memnunum, spor yapacak ve kısmen okula gidecek kadar vaktim oluyor gün içinde.
buna rağmen yazla birlikte yaklaşık 4 aydır sabah kalkıyorum işe gidiyorsam işe gidiyorum, gitmiyorsam genelde erken uyanıyorum 8 gibi, 12ye 1e kadar elimde telefona bakıyorum, oyun ya da finans programları falan da yok, sosyal medya, youtube vs. sonra bir şeyler yiyorum sonra gene telefon, tv arada uyukluyorum, sonra tekrar yemek yiyorum yatıyorum. faydalı bir şey asla yapmıyorum, yeni bir şey izlemek, dışarı çıkmak, etkinliğe katılmak, spora bile gitmeyi bıraktım neredeyse. işe gittiğimde de işimi erkenden bitirmeme rağmen evde sıkıldığım için 6-7de çıkıyorum oyalanıp. Haftasonu son zamanlarda markete bile gitmemeye başladım. işin tuhafı hiçbir şey yapmamama rağmen sıkılmıyorum da, zaman çok hızlı geçtiği için üzülüyorum o kadar.
otuz yaşındayım ilk defa bu kadar boşlukta hissediyorum, üniversitedeyken de çok boş yaşadım gene insan içine çıkmadığım günler olurdu ama derse giderdim bir şey yapardım. şu an dönmek için can attığım okulda aldığım derslere gitmek, makale okumak, spora gitmek hepsi zulüm geliyor. sadece işe gitmekten ve çalışmaktan keyif alıyorum. olan işi bitirmekten fazla çalışmanın hiçbir fayda sağlamadığı ve beklenmediği bir işim olduğu için de çok çalışmamın hiçbir faydası olmuyor ne yazık ki. hatta aylar sonrasını da önceden halletmiş olduğum için sadece o gün gelen şeyleri yapıp gene internette telefonda salak salak dolanıyorum.
bu zamana kadar hep kendimi zorlayarak bir şeyler yaptım, spor yapmak olsun iş bulmak olsun. diğer yandan bakıyorum millet kıçını yırtıp kendini yurtdışına atıyor, yüksek lisans yapıyor, sosyalleşiyor etc. içimde zevk aldığım şeyler için bile bir çaba göstermek gelmiyor. m*asturbasyon ya da s*ks bile yapasım yok. artık psikolojim bozulmaya başladı cumadan beri hiç evden çıkmadım. sadece yarın işe gideceğim için mutluyum o kadar.
durumu belki biraz yazıya dökersem üzerinde düşünürüm bir şekilde eyleme geçerim vs diye de yazdım bunları. nasıl aşıyoruz bu durumu? tatile falan gideyim dedim ama param yok, olanı binancede rehin olduğu ve birkaç yıl dokunmayacağım için. yeni bir şey izleyeyim desem saniyesinde sıkılıyorum, bilgisayar oynamayalı aylar oldu çok istememe rağmen.
buna rağmen yazla birlikte yaklaşık 4 aydır sabah kalkıyorum işe gidiyorsam işe gidiyorum, gitmiyorsam genelde erken uyanıyorum 8 gibi, 12ye 1e kadar elimde telefona bakıyorum, oyun ya da finans programları falan da yok, sosyal medya, youtube vs. sonra bir şeyler yiyorum sonra gene telefon, tv arada uyukluyorum, sonra tekrar yemek yiyorum yatıyorum. faydalı bir şey asla yapmıyorum, yeni bir şey izlemek, dışarı çıkmak, etkinliğe katılmak, spora bile gitmeyi bıraktım neredeyse. işe gittiğimde de işimi erkenden bitirmeme rağmen evde sıkıldığım için 6-7de çıkıyorum oyalanıp. Haftasonu son zamanlarda markete bile gitmemeye başladım. işin tuhafı hiçbir şey yapmamama rağmen sıkılmıyorum da, zaman çok hızlı geçtiği için üzülüyorum o kadar.
otuz yaşındayım ilk defa bu kadar boşlukta hissediyorum, üniversitedeyken de çok boş yaşadım gene insan içine çıkmadığım günler olurdu ama derse giderdim bir şey yapardım. şu an dönmek için can attığım okulda aldığım derslere gitmek, makale okumak, spora gitmek hepsi zulüm geliyor. sadece işe gitmekten ve çalışmaktan keyif alıyorum. olan işi bitirmekten fazla çalışmanın hiçbir fayda sağlamadığı ve beklenmediği bir işim olduğu için de çok çalışmamın hiçbir faydası olmuyor ne yazık ki. hatta aylar sonrasını da önceden halletmiş olduğum için sadece o gün gelen şeyleri yapıp gene internette telefonda salak salak dolanıyorum.
bu zamana kadar hep kendimi zorlayarak bir şeyler yaptım, spor yapmak olsun iş bulmak olsun. diğer yandan bakıyorum millet kıçını yırtıp kendini yurtdışına atıyor, yüksek lisans yapıyor, sosyalleşiyor etc. içimde zevk aldığım şeyler için bile bir çaba göstermek gelmiyor. m*asturbasyon ya da s*ks bile yapasım yok. artık psikolojim bozulmaya başladı cumadan beri hiç evden çıkmadım. sadece yarın işe gideceğim için mutluyum o kadar.
durumu belki biraz yazıya dökersem üzerinde düşünürüm bir şekilde eyleme geçerim vs diye de yazdım bunları. nasıl aşıyoruz bu durumu? tatile falan gideyim dedim ama param yok, olanı binancede rehin olduğu ve birkaç yıl dokunmayacağım için. yeni bir şey izleyeyim desem saniyesinde sıkılıyorum, bilgisayar oynamayalı aylar oldu çok istememe rağmen.
faaliyet birden olan seyler degil. bi ortamdasindir birinden feyz alirsin veya bir sey okursun izlersin fikirlenirsin. fikirsizlik var biraz sanki. sizin su an tercih ettiginiz gibi ne etliye ne sutluye ne kendimi inciteyim ne bi yol alayim sifir oldugun yerde kendini korumak coook yaygin bir sey. millet soyle soyle yapiyo demissiniz ama sizin gordukleriniz azinlik aslinda. belki akranlar icin biraz daha fazladir toplum genelinde azinliktir.
bana gore sizin ihtiyaciniz okumak. cunku okudukca neye ilginiz oldugunuz ortaya cikacak. sacma bile gelse bi seyler okuyarak baslayabilirsiniz he zaten tembelkesin belgesel izle. yaz buraya ne izleyeyim aksam diye doseyelim altini listelerde. ben de cok tembelimdir ama bu huzursuzlugu cok iyi anliyorum ve zaten hicbir seyden tatmin olmuyorum. hep daha fazlasi istegi harekete geciriyor. sanguine kimdir nelerden hoslanir dedigimde bir seyler siralanmali
bana gore sizin ihtiyaciniz okumak. cunku okudukca neye ilginiz oldugunuz ortaya cikacak. sacma bile gelse bi seyler okuyarak baslayabilirsiniz he zaten tembelkesin belgesel izle. yaz buraya ne izleyeyim aksam diye doseyelim altini listelerde. ben de cok tembelimdir ama bu huzursuzlugu cok iyi anliyorum ve zaten hicbir seyden tatmin olmuyorum. hep daha fazlasi istegi harekete geciriyor. sanguine kimdir nelerden hoslanir dedigimde bir seyler siralanmali
- ala09 (09.10.22 22:15:56)
Ben default o moddayım bilmem kaç senedir. Beni o durumdan çıkaran şeyler hep başkalarının dürtüklemesi sayesinde oluyor. Biri diyor hadi şuraya, hadi bunu yapıcaz, eh meh diyip yapıyorum ama iyi geliyor sonra.
Senin de ihtiyacın elinden tutup sana bişi yaptıracak birileri. Arkadaş olur, sevgili olur, etkinlik grubu olur.
Tabii bunlar hep semptomatik tedavi, biraz bu hayata tutunma motivasyonu geliştirmen lazım. Bunun için de belki terapi, belki özdeğer yükseltici bakış açısı kazanmak için bakış açısı kazanman lazım.
Senin de ihtiyacın elinden tutup sana bişi yaptıracak birileri. Arkadaş olur, sevgili olur, etkinlik grubu olur.
Tabii bunlar hep semptomatik tedavi, biraz bu hayata tutunma motivasyonu geliştirmen lazım. Bunun için de belki terapi, belki özdeğer yükseltici bakış açısı kazanmak için bakış açısı kazanman lazım.
- Bruce (09.10.22 22:54:34)
ben yazmışım gibi... Bu sene bu rutini kırmak için tekrar sınava girip sanki oyunu bitirip başa dönmeyi bekliyorum. Zamana oynuyorum sanki... sadece yalnız olmadığınızı bilmeniz için yazayım dedim. Kendini geliştirecek insanların arasında olmak insan veriyor belki çalıştığımız yerler bu şeyleri sağlamıyor. bilemiyorum.
- sakince (09.10.22 23:28:14)
Eger dikkat bozuklugu/ADHD vs gibi herhangi bir eyleme gecmenizi zorlastiran bir durumunuz yoksa, birseyleri yapmak icin motivasyona sahip olmaniz gerekmedigini hatirlayarak baslayabilirsiniz. Bahsettiginiz bir suru seyi caniniz istemeye istemeye de yapabilirsiniz. "Motivation follows action" diyor uzmanlar, bir seyi yaptiktan sonra onu yapmayi istemeye basliyorsunuz yani.
Birinci adim, dediginiz gibi sosyal medyada telefonda saatlerce vakit gecirmekten vazgecmek olabilir. Bunun icin de uyandiginizda telefonunuzu baska bir odada birakabilirsiniz, yastigin arkasina koyabilirsiniz, alarm koyabilirsiniz "telefonu birak" diye, normalde yaptiginiz sey yerine kahvenizi disarida icip, podcast dinleyip, "habit chunking" denen seyi yapip -yapmak istediginiz seyi yapmak istemediginiz seyle birlestirip- biraz daha faydali zaman gecirmeye calisabilirsiniz.
Birinci adim, dediginiz gibi sosyal medyada telefonda saatlerce vakit gecirmekten vazgecmek olabilir. Bunun icin de uyandiginizda telefonunuzu baska bir odada birakabilirsiniz, yastigin arkasina koyabilirsiniz, alarm koyabilirsiniz "telefonu birak" diye, normalde yaptiginiz sey yerine kahvenizi disarida icip, podcast dinleyip, "habit chunking" denen seyi yapip -yapmak istediginiz seyi yapmak istemediginiz seyle birlestirip- biraz daha faydali zaman gecirmeye calisabilirsiniz.
- sopiro (10.10.22 04:44:31)
[]
Ayni anda iş okul spor
Asla olmuyor, yapan nasıl yapıyor?
Yarım biraktigim bir lisans programı vardı şimdi ona devam etmeye başladım daha ilk hafta. Işim için zaten erken kalkıyorum, aslında işle dersler de biraz oranda (her ders yerine 2-3 derse gidersem) örtüşüyor. Okula kayıt olurken de heyecanliydim. Diğer yandan spora da gidiyorum, gitmek istiyorum. Ama hiçbir şekilde enerjim yok. Dersler ilgimi çekmesine, işte yorulmamama rağmen. Çok merak ediyorum insanlar işten cikip yüksek lisansa, oradan puba gidip bir iki bir sey içiyor arkadaşlariyla bir de spor da yapıyorlar. Yıllarca özel sektörde surundugum için mi bilmiyorum şimdi görece rahat bir işim oldugu için mi herhangi bir şey için efor sarf etmek içimden gelmiyor. Kitap bile okumuyorum son zamanlarda, geçici midir? Işe gidip gelip sadece yatınca da kendimi kötü hissediyorum boşa yaşıyorum diye. Yurtdışına gidemeyip buraya saplı kalınca havam değişsin diye biraz da okula gitmek istedim. Dersler falan da sıkıcı değil güzel, işin tuhaf kısmı.
Yarım biraktigim bir lisans programı vardı şimdi ona devam etmeye başladım daha ilk hafta. Işim için zaten erken kalkıyorum, aslında işle dersler de biraz oranda (her ders yerine 2-3 derse gidersem) örtüşüyor. Okula kayıt olurken de heyecanliydim. Diğer yandan spora da gidiyorum, gitmek istiyorum. Ama hiçbir şekilde enerjim yok. Dersler ilgimi çekmesine, işte yorulmamama rağmen. Çok merak ediyorum insanlar işten cikip yüksek lisansa, oradan puba gidip bir iki bir sey içiyor arkadaşlariyla bir de spor da yapıyorlar. Yıllarca özel sektörde surundugum için mi bilmiyorum şimdi görece rahat bir işim oldugu için mi herhangi bir şey için efor sarf etmek içimden gelmiyor. Kitap bile okumuyorum son zamanlarda, geçici midir? Işe gidip gelip sadece yatınca da kendimi kötü hissediyorum boşa yaşıyorum diye. Yurtdışına gidemeyip buraya saplı kalınca havam değişsin diye biraz da okula gitmek istedim. Dersler falan da sıkıcı değil güzel, işin tuhaf kısmı.
Ben spora gittiğim günler evdeki saatlerimi kullanamıyorum. Çünkü salonda geçiyor, haliyle eve dönünce direkt uyuyup sabah yine işe gidiyorum.
Böyle oluyor yani :D sonuçta yoktan zaman yaratamıyor insan.
Nasıl oluyor da yapıyorsun diye sorarsanız ilk başlarda zordu. Ama yorgunken dahi ertelemeden düzenli gittikçe alıştım. Artık doğal geliyor süreç.
Spora gittiğiniz günler kolay hazırlanabilir yemekler belirlemelisiniz. Örneğin ben tavukları belli porsiyonlarda kesip tek tek torbalıyorum buzlukta. Eve gelince tek yaptığım porsiyonu tavanın üstüne bırakmak. Hazırlık süreci yok. Yanına da genelde biraz sebze haşlayıp yumurta falan kırıyorum. Onlar pişerken ertesi günkü kıyafetimi hazırlıyorum. Duşu da salonda alıp eve dönünce yatağa atlıyorum. O yorgunlukla güzel uyunuyor. Spora devam ettikçe enerji dozunuz artıyor zaten.
Eğer eve gelip sıfırdan yemek yapmaya falan çalışırsanız olmaz ama o iş. İyi planlamalısınız.
Böyle oluyor yani :D sonuçta yoktan zaman yaratamıyor insan.
Nasıl oluyor da yapıyorsun diye sorarsanız ilk başlarda zordu. Ama yorgunken dahi ertelemeden düzenli gittikçe alıştım. Artık doğal geliyor süreç.
Spora gittiğiniz günler kolay hazırlanabilir yemekler belirlemelisiniz. Örneğin ben tavukları belli porsiyonlarda kesip tek tek torbalıyorum buzlukta. Eve gelince tek yaptığım porsiyonu tavanın üstüne bırakmak. Hazırlık süreci yok. Yanına da genelde biraz sebze haşlayıp yumurta falan kırıyorum. Onlar pişerken ertesi günkü kıyafetimi hazırlıyorum. Duşu da salonda alıp eve dönünce yatağa atlıyorum. O yorgunlukla güzel uyunuyor. Spora devam ettikçe enerji dozunuz artıyor zaten.
Eğer eve gelip sıfırdan yemek yapmaya falan çalışırsanız olmaz ama o iş. İyi planlamalısınız.
- akhenaten (05.10.22 10:26:55)
yaş kaç hocam? az uyumakla mümkündür, ben de 20 li yaşlarımad okul iş müzik spor hepsini birlikte geçirip kalan zamanda da uyumak yerine bara gidip eğlenirdim. şimdi bunların ikisini aynı gün yapsam pert oluyorum :)
- entropik (05.10.22 13:21:34)
Sporun içeriğini degistirebilirsiniz, haliyle yuklenme vs. body building'den bahsediyorsanız, tam zamanlı konsantre veya enerji veremeyecekseniz, planlamanız bitene kadar trx, vücut ağırlığı programlarından gidin sonrasında hem faydasını görürsünüz hem de vites arttırırsınız.
- evimin paspasi (05.10.22 13:44:01)
20 yaşında üniversitede okurken dersten çıkıp spora gidiyordum. Şimdi 29 yaşındayım. İşten çıkıp eve geldiğimde yatağa uzanınca bir daha kalkamıyorum. :) Kısaca yaş engel oluyor bir noktadan sonra. Sporu boş güne bırakın. Pazar gibi.
- dissendium (05.10.22 14:28:44)
iş okul spor üçlüsünü kim yapıyor ki düzenli bir şekilde:) bence çok, yapılması çok mümkün değil. bir koltukta kaç karpuz hikayesi
- kenarortay (05.10.22 15:29:09)
[]
Kredi çekip mevduata koyma fikri
Saçma mi?
Herhangi bir şey satın almayacağım sadece kenarda ufak bir param olsun istiyorum.
Örneğin 25.000 lira cektigimde faizi ve masrafı ile birlikte 4100 lira fazladan ödüyorum. 12 aylık ödemelerle. Aylık ödemeler de 2400 civarı oluyor. Zorlanmadan ödeyebilirim. Çektiğim parayı faize koydugumda 12 ayda 5400 getiriyor. Politika faizi düşük olmasına rağmen mevduat faizleri yüksek ve seçime kadar böyle devam edeceğini düşünüyorum. He çekecegim parayı asla altına dolara ya da kriptoya verya herhangi bir şeye yatırmayı düşünmüyorum daha önce parami batirmistim.
Herhangi bir şey satın almayacağım sadece kenarda ufak bir param olsun istiyorum.
Örneğin 25.000 lira cektigimde faizi ve masrafı ile birlikte 4100 lira fazladan ödüyorum. 12 aylık ödemelerle. Aylık ödemeler de 2400 civarı oluyor. Zorlanmadan ödeyebilirim. Çektiğim parayı faize koydugumda 12 ayda 5400 getiriyor. Politika faizi düşük olmasına rağmen mevduat faizleri yüksek ve seçime kadar böyle devam edeceğini düşünüyorum. He çekecegim parayı asla altına dolara ya da kriptoya verya herhangi bir şeye yatırmayı düşünmüyorum daha önce parami batirmistim.
Bu süreçte sizi her ay 2400 TL kenara koymaktan alıkoyan nedir?
- allah yazdiysa bozsun (16.09.22 20:29:03)
Koyuyorum zaten ama toplu paraya ihtiyacım olursa (25 bin bir şey değil tabi ki de) diye biraz da.
- sanguine (16.09.22 20:31:01)
İhtiyacınız olunca kredi çekersiniz:) bana geçmedi bu fikir.
- allah yazdiysa bozsun (16.09.22 20:33:07)
tam olarak varsaydiginiz faiz oranlarini masraflari vergilerini falan yazmadan biraz muglak.
25000+5400 = 30400
12*2400 28800
bu sekilde 12 ayda 1600 lira risksiz karin oluyor ama bence kaciridigin bir nokta var.
25000+5400 = 30400
12*2400 28800
bu sekilde 12 ayda 1600 lira risksiz karin oluyor ama bence kaciridigin bir nokta var.
- hot potato (16.09.22 20:41:45)
Ikisi de net rakamlar direkt bankaların kendi mobil şubesinden bakıyorum bana çıkan özel oranlarda (çok bı farkı yok da işte) içine tahsis ücreti, sigorta dahil. Mevduat gelirinde de stopaj düşülmüş halı.
28800 değil 29100 yapıyor 2400 un kusuratini ekleyince.
Yani 1300 lira kar oranı.
Ihtiyacım olunca çekebilirim evet ama şu an oranlar düşük olduğu için aklıma geldi.
28800 değil 29100 yapıyor 2400 un kusuratini ekleyince.
Yani 1300 lira kar oranı.
Ihtiyacım olunca çekebilirim evet ama şu an oranlar düşük olduğu için aklıma geldi.
- sanguine (16.09.22 20:45:21)
Madem dolar kripto, borsa vs dusunmuyorsun. Krediyi çek, mevduata falan yatırma git eve erzak al, tuvalet kağıdı al stok yap. Emin ol mevduattan daha çok kar edersin. Mutfağa ayırdığın para ile de git mevduat yap çok istiyorsan. Ama TL de kalmak son tercih olmalı bence en azından kkm yap. Yatırım tavsiyesi mıdır? Hayır değildir.
- primetime (16.09.22 20:57:05)
Akılsızlık ayrıca banka faizi uzun vadede kar değil zarar getirir
- beemaker (17.09.22 01:17:11)
şu an hiçbir banka faizi ile kredi oranı üzerinde kar elde edemezsin. yatırım fonu, altın, döviz vs. onlar başka.
kredi çektiğinde 25K çekip masrafları düşünce eline 24k civarı geçecegini de hesaba kat.
kredi çektiğinde 25K çekip masrafları düşünce eline 24k civarı geçecegini de hesaba kat.
- orpheus (17.09.22 01:49:40)
[]
Banyo kokusu
Bu çubuklu kokuları denedim (bimde vs satılan rebul olanları) hem çabuk bitiyor hem kokusu belli belirsiz dibine gelmedikce anlaşılmıyor. Zaten çok küçük bir banyom var, o da güzel temiz koksun istiyorum. Ne önerirsiniz? Pille çalışan koku makinelerini istemiyorum onlar hoşuma gitmiyor. Febrez mi denesem diye düşünüyorum ama yine böyle çubuklu bir seçenek olursa daha çok hoşuma gider, görsel olarak da.
Paşabahçe, H&M home, Zara home; bunlardan verim alırsınız. Fiyat sıralaması muhtemelen ucuzdan pahalıya gidiyor. Mudo concept'te de şık olanlarını gördüm ama denemediğim için öneremiyorum.
Ben banyoda linen vb. isimli kokuları tercih ediyorum çünkü temiz kokuyor ama çiçek kokuları da güzel. Çubuk sayısını azaltarak yoğunluğu azaltabilirsiniz.
Ben banyoda linen vb. isimli kokuları tercih ediyorum çünkü temiz kokuyor ama çiçek kokuları da güzel. Çubuk sayısını azaltarak yoğunluğu azaltabilirsiniz.
- marla is in my head (21.08.22 20:04:05)
Şişesi şık, bambu çubukları fazla bir oda kokusu alıp kokunun bitmesini bekleyin.
Daha sonra şişenin içine yarıya kadar su doldurun.
3M migroslarda bol çeşitli koku yağları satılıyor. Örneğin lavanta yağı alıp, 10 damla suyun içine damlatın. Koku istediğiniz yoğunlukta değilse damla sayısını artırıp azaltarak size en uygununu bulun.
Birkaç günde bir bambu çubukları tersyüz edin.
Güzel koku için kimyasak koklamamış olursunuz, paranız da cebinizde kalır.
www.migros.com.tr
Daha sonra şişenin içine yarıya kadar su doldurun.
3M migroslarda bol çeşitli koku yağları satılıyor. Örneğin lavanta yağı alıp, 10 damla suyun içine damlatın. Koku istediğiniz yoğunlukta değilse damla sayısını artırıp azaltarak size en uygununu bulun.
Birkaç günde bir bambu çubukları tersyüz edin.
Güzel koku için kimyasak koklamamış olursunuz, paranız da cebinizde kalır.
www.migros.com.tr
- Mirket (22.08.22 10:14:22)