Ekşi Duyuru

BioShock tavsiye ederim.

Spec Ops: The Line hikayesi güzeldi.

uncharted

senua's sacrifice.

Spec Ops: The Line +1

Bethesda' nın oyunları sizin için biçilmiş kaftan diye düşünüyorum. Özellikle Wolfenstein serisi tam aradığınız türden. Sizi uzun bir süre idare eder. Yine Evil Within serisi de öyle. Keza Sniper Elite serisi de öyle.

Tomb Raider' ın reboot serisi
Mafia 2
Singularity

digiturk play ya da üşenmezsen torrent

www.setfilmizle11.com

yandex'e game of thrones izle yaz. google amcanın engellediği sitelere ulaşıp rahatça izlersin.

Google'a "telifbox" yaziyorsunuz.

www.ensonhaber.com

baslangic noktasina bagli. amerikadan batiya dogru gidersen demokrasi azaliyor. ortadogudan ne tarafa gidersen git demokrasi artiyor. bir de bu kuzey kutbu icin gecerli. guney kutbu icin dusunecek olursak doguya gittikce demokrasi(yeni zelanda, avusturalya) artiyor. batiya gittikce afrika, guney amerika fln demokrasi yok. yani uydurma, herhangi bir temeli olmayan bir soz.

ekrem imamoğlu direkt kendisi twitterdan sonuçları paylaşıyor. 18 k fark. daha 280 bin geçersiz oy var.

her partinin aldığı il genel meclisi oyu bölünerek bakılıyor. tbmm gibi.

Yasal olarak oturma iznin yoksa getiremiyorsun, eskiden Gürcü vatandaşı üzerine vekalet verip geçirebiliyorlardı ancak o yeni düzenleme ile kalktı. Yeni havaalanı yapım zamanında gelen Gürcü işçiler üzerine vekalet vererek getiriyorlardı.

İkinci yol;
Gürcistan’da şirket açıp üzerine alıyorlardı. onda da oturma iznin pasaportta işli olmadığından arabayı kendin çıkartamıyorsun.

Tek yol yılda 185 günden fazla Türkiye dışında ikamet etmek.

www.yabanciarac.com

the boat that rocked, olabilir mi? gemide geçiyor film ve michael hadley diye bir karakter var. ama repliği hatırladığımdan değil sadece serbest çağrışım.

@re noreno hayır ya cruise gemisi gibi bişeydi.

Saçma. 70-80 liraya Avrupa'da şarabı bırak öğlen yemeği restoranı olarak geçen düşük kalite mekanlarda bile bir porsiyon yemeği zor yersin.

Ekonomik koşullarla gastronominin doğrudan bir alakası yok. En zengin ülkelerde bile fakir fukara öğrenciler noodle yiyerek hayatta kalıyor.

Gurme seviyesi restoranlarla karın doyurmalık mekanları veya sokak satıcılarını kıyaslarsan yanlış yaparsın.

Türk mutfağı iyidir. Dünyanın en iyisi değildir ama iyidir. En büyük sorunu da tavuk dönerci açılması değil bileşenlerin kalitesinin düşmesidir.

Bir patlıcan dolma yiyeceksin mesela, bunu hiçbir yerde bulamazsın. Türkiye'de de iyi yapan mekan sayılıdır. Ev yemeğidir. Ama iyi patlıcan kalmadıysa istediğin kadar iyi hazırla bir şeye benzemez.

Bir restoranın kalitesini şeften ve menüden önce malzemelerini nerden ne şekilde temin ettiği belirler. Yemeklik en ucuz domatesten yapılan sosun tadıyla organik çeri domatesten yapılan sosun tadı bir olmaz.

Türkiye'de yerel tarımın kalitesinin düşmesi sonucu mutfağımız geriliyor. Tavuk döner veya lokmacılar yüzünden değil.

bence de malzeme kalitesizligi onemli bu konuda. ama ekonominin de buna katkisi yadsinamaz. yani tavuk doner veya lokmacilar en ucuza en cok kari getirdigi icin tercih ediliyor. bu da ekonomik olarak zor olan halk icin de tercih edilebilir oluyor.

yani ben 3-5 lira daha az harcamak icin damak tadimdan vazgeciyorum. vazgecmesem bile bana o tatlari sunacak mekanlar kaliteli urun bulamiyorlar. onun nedeni yanlis tarim politikalari, ciftcinin ekonomik sorunlar icinde bogusurken kaliteli urun tarimi yerine karli urun tarimina yonelmesi ya da tarimi komple birakmasi.

yani her ne kadar farkli olsa da, hepsi bir sekilde birbiriyle baglantili.

eski bir bilkent mezunu olarak bilkent'in çok iyi bir okul olduğunu söyleyebilirim. bence mutlaka deneyimlenmesi gerekir eğer fırsat varsa. ama yönetim ve bilişim sistemleri işletme'den baya farklı. bölüm olarak onu istiyorsanız oraya gidin tabii ki.

bir paragrafta verdiğin bilgiler o kadar yanlış ki.. Konuyu daha iyi araştırmanı tavsiye ederim.
Sırasıyla:
Artan bir şey yok. 60 bin kişi de gelmedi. Doğru rakamı buradan okuyabilirsin: www.jpost.com
Buna Aliyah denir, wiki'de maddesi var, tarihsel gelişimini, rakamlarını okuyabilirsin.

Gelen insanlar İsrail tarafından bir yere yerleştirilmezler. İnsanlar maddi durumları, iş durumlarına göre istediği şehirde yaşar. İsrail'i toplama kampı mı sandınız? :) Batı Şeria'ya insanların yerleşmesi için başka teşvikler yapılıyor. Ucuz toprak, ev gibi. Oraya yerleşen İsrailliler de genelde aşırı muhafazakar, o işe gönüllü olan tipler.

Gelen insanlar milyoner ya da güç sahibi insanlar değil. İnsanlar ekonomik durumları kötü ise, gelecek kaygıları varsa İsrail'e sosyal güvence, daha iyi eğitim vs. için geliyorlar.

Mesela sunlar da var: tanidik bir yahudi, esi oldurulunce colugu cocugu kapip israil'e kacmisti can korkusuna. Arap kani icmek icin gitmiyordurlar belki de.

öncelikle köpek gurusu değilim, dolayısıyla sevdiğim ve takip ettiğim kadarıyla cevaplayacağım. pitbull bir cins değil, bir kategori ve pitbull olarak sınıflandırılan birkaç köpek cinsi var, bahsettiğiniz amstaff de onlardan biri. çevremdeki amstaff köpeklerin hepsi çok akıllı, sevgi dolu, hareketli ve kediden dayak yiyecek kadar da uysal köpekler. ama hayvanı çukura atar boyuna dövüştürürsen manyağın teki olabilir, o güce sahip. daha iyi bilen detaylı cevaplasın :)

Pitbull bir kategori değil cinstir. Tam adı da American Pitbull Terrier'dir.

AST ile APT soyları 1930'larda kesin olarak ayrılmıştır. AST'ler daha çok şov ve gösteri amaçlı kullanılmıştır. Genel olarak farkları AST'ler APT'lere nazaran biraz daha iridir. Burunları daha basık, gözleri daha yuvarlaktır. Tabi Türkiye'de safkan APT veya AST oldukça azdır, sokakta gördüklerinin çoğu AST/APT/Dogo kırması.

İki cins arasında karakter farkı yok denecek kadar azdır. Fakat; köpeğin cinsi yanında köpeğin soyu da oldukça önemlidir. Dövüşlerde kullanılmak üzere çiftleştirilen köpeklerde agresif yapıda olmayanlar gen havuzundan elenir. Refakat veya şov köpeği olarak kullanılmak isteyenlerde agresif olanlar gen havuzundan elenir. O yüzden herhangi bir APT'nin herhangi bir AST'den saldırgan olma ihtimali daha yüksek. (Burada parantez açıp saldırganlığın türüne değinmek gerek, dövüş köpeğinin dövüştürenlere göre ideali hayvana saldırgan olup insana olmayandır, çünkü sahibine, hakeme veya seyircilere saldıran bir köpek dövüşe çıkarılmaz, insan saldırganlığı ayrı bir mevzu değineceğim)

Tabi bu demek değildir ki hepsi saldırgan. Soyu dövüşlerde kullanılmamış ve agresif tutumu olumlanmamış bir APT de AST de insana saldırgan bir tavır göstermez. Terrier familyasına dahil olduklarından küçük hayvanlara saldırganlık gösterebilirler, yavruluktan alışırlarsa sıkıntı yaşamazlar. İnsan agresyonu doğal yapısında ikisinin de yoktur. Çünkü ne bekçi köpeğidirler ne de koruma.

Özet olarak alacağın köpeğin soyunu iyi bilmek (bu konuda ırk federasyonlarına kayıtlı üreticiler en güvenilir olur, köpeğin 200-300 yıllık scr'sini görebilirsin), soyunu iyi bilmesen bile en azından anne babasını görmek iyi olur. Yavruyu veren kişinin de dövüş, saldırganlık gibi işlerde uğraşı yoksa herhangi bir APT veya AST herhangi bir Labrador veya Golden'dan daha yüksek doğal saldırganlığa sahip olmaz.

Yine de iki ırkta acemi köpek sahibi için ideal değildir. Sonuçta güçlü ve baskın hayvanlar, köpeğin kendisini senin alfan olarak görmeye başlarsa hırçınlaşabilir. O yüzden sahibin de köpekten daha baskın karakterde olması gerekir.

eksisozluk.com

eksisozluk.com

nfs'nin yeni versiyonu mu var?

underground ikilisi gayet güzeldi.

Most wanted. Bitirdiğim iki oyundan birisi.

diğer cevaplar dışında, porsche unleashed ve 2000'li yıllarda çıkan high stakes favorimdi. onun dışında carbon da güzeldi.

Most Wanted ve underground 2

Hee bu arada Carbon da iyiydi ama yukarıdakiler kadar iyi değildi.

bence yeni çıkanları kimse bilmiyor, insanlar artık sırf araba olan oyunları oynamıyor. şimdi aklıma geldi sözlükteki başlıklarına bakabilirsiniz oyuncu yorumları için ilgili oyunların. listes wiki'de mevcut hatta copy paste edem:


3.1 The Need for Speed (1994)
3.2 Need for Speed II (1997)
3.3 Need for Speed III: Hot Pursuit (1998)
3.4 Need for Speed: High Stakes/Road Challenge (1999)
3.5 Need for Speed: Porsche Unleashed/Porsche 2000 (2000)
3.6 Need for Speed: Hot Pursuit 2 (2002)
3.7 Need for Speed: Underground (2003)
3.8 Need for Speed: Underground 2 (2004)
3.9 Need for Speed: Most Wanted (2005)
3.10 Need for Speed: Carbon (2006)
3.11 Need for Speed: ProStreet (2007)
3.12 Need for Speed: Undercover (2008)
3.13 Need for Speed: Shift (2009)
3.14 Need for Speed: Nitro (2009)
3.15 Need for Speed: World (2010)
3.16 Need for Speed: Hot Pursuit (2010)
3.17 Shift 2: Unleashed (2011)
3.18 Need for Speed: The Run (2011)
3.19 Need for Speed: Most Wanted (2012)
3.20 Need for Speed Rivals (2013)
3.21 Need for Speed (2015)
3.22 Need for Speed: No Limits (2015)
3.23 Need for Speed Payback (2017)
3.24 Need for Speed: Edge (TBA)

Bi çoğunu oynadım underground2’nin yeri hep başka.
Sonra da nfs run gelir benim için.

yeni değil fakat nfs porsche döneminin en iyi oyunuydu. 2 3 sene öncesine kadar hala oynarım. porsche mekaniğini, kültürünü fazlasıyla yaşatır. yollar falan da güzeldir.

Bence kesinlikle hot pursuit 2 ve hot pursuit idi.

Hot pursuit 2 (ilk cikan 2 idi ilginc bir sekilde) donemine gore cok iyi grafiklere sahipti, araclar isil isil parlayan metalik gorunume sahipti, etraftaki dunya da cok gercekci gorunuyordu ve orman, aktif volkanik dag gibi birbirinden farkli ortamlarda yarışıyordun.
En önemlisi de duz yaris olayinin disina cikmisti bu oyunda, dumduz yarışmak disinda bir amacim vardi. Polis kovalamacasi. Polis arabalarina yeteri kadar hasar vererek kullanilmaz hale getirip kurtulabiloyordun ve senin polis olabildigin mod da vardi.
O zaman icin en iyi grafiklere sahip araba yarisi buydu lan. Arabalar ve cevre cok canli duruyordu. Yerdeki su birikintisinu bile yapmislardi, o zamanlar boyle seyler yoktu oyunlarda pek.

Yillar sonra cikan hot pursuit de ayni konsept uzerine daha gelismis guncel oyundu. Rakip arabayi ya da polisi vura vura hasat edil son vurusu yapıp take down ettiginde agir çekime gecip sana arabanin telef olusunu aksiyon filmk gibi gosteriyordu.

Most wanted'a cogunlugun aksine hic isinamadim. O sarimsi render'i gozlerimi agritiyordu. Oyundaki araclari da sevmezdim. Modifiye olayini zaten sevmedim hic.
Ama most wanted'daki araba modellerini oyun dosyalarindan cikarip 3ds max'te editleyip texture mapping yapip (texture dosyalarini ve mapping bilgisini extract edemiyordum most wanted'tan) gta'ya yerlestirirdim. O yonden isime yarardı:)

underground ve most wanted bambaskalardi.
evet hot pursuit 2 de cok iyiydi aslinda.

porsche unleashed ne güzeldi be. kamerayı direksyona alır yollarda gezerdim.

Herkes kıvama gelmişken zannımca şu şarkı da çok iyi gider, özellikle oldschool'culara gelsin: www.youtube.com

Eksi bakiyedeysen sebebi o hocam.

yaşlı aile üyeniz engelli mi? Engelli raporu olmadan alamazsınız. Raporunda çeşitli oranları var.

her arabayi da alamiyorsunuz. devlet sinir koydu bunu suistimal edenler yuzunden.

yapmayin, sonra engellinin basina is acilir, devlet bu arabayi alacak parayi nereden buldun der, engellilik haklarindan ve maasindan bile olabilir.

aslında bunda oran %90 engelli idi. (en az 90 olması gerekiyordu)
ancak böyle bir yazı gördüm şimdi emin olmak için bakarken.
www.kampanyabulucu.com
devlet engellilik konusunda eskiden çok kolaylıkla dağıttığı engel puanlarının acısını şimdi çok zor rapor vererek çıkarıyor. o yüzden bence ciddi bir engeli yoksa bu puanlara ulaşmanız ve araç almanız çok zor. çünkü bir çok kişi sizin gibi düşünüyor.


bu arada belirteyim iki gözü kör arkadaşımın engel oranı bile %90 değil
benim bir gözüm kör diğeri de az görüyor ve 49..
yani pek ümitlenmeyin bu konuda...

engelli raporu şart.
yüzde 90 ve üzeri, aracı alır ve herkes kullanır.
yüzde 89-40 arası, aracı alır ve sadece engelli kullanır. uygun ehliyet ve/veya tertibatla. ortopedik bir engeli olması lazım. yani şekeri, tansiyonu, kalbi var ve yüzde 40 üzerinde engelli raporu varsa alamaz.
aracın fiyatı tüm vergiler dahil 200bin lira ve altında olmak zorunda.

bu arada ilgili kişi üzerinden aracı alıp sadece siz kullanacaksanız, yapmayın sizin gibi düşünenler ve yapanlar nedeniyle sıkıntı oluyor.

40-89 kısmını bilmiyordum ben de :)
ancak bir düzeltme yapalım.
ortopedik engel olması gerekmiyor. engellilik ilaç veya ameliyat ile düzeltilemiyen sorunlara verilen isim.
yani kalp hastalıklarınad ilaç kullanan engeli olamaz.
ama görme engeli bir ortopedik engel değildir
öğrenme zorluğu da ortopedik engel değildir.
bazı kalıcı cilt sorunalrı var. veya şu çabuk kırılan kemik hastalığı .. bunlar da engellilik.
veya işitme engelli de engellidir. ortopedik engelli olmasa da.
benim dede dediğim bir adam var. 80 yaşlarında. bazı kalp ameliyatlar geçirdiği için o da engelli (tam ne ameliyatı bilimyorum ama stent falan var diye hatırlyoyorum)
onun eşinde de kalçada platin var. o da engelli. gerçi onlar zaten emekliydi ve paraya ihtiyaçları yok. birileri akıl vermiş onlar da almış engelli kartını. :)

babamda kalp ve şeker hastası olduğuna dair engelli raporu vardı. onlar için dahi rapor verilebiliyor.
yani her engelli raporu olan ötv indiriminde yararlanamıyor. kendi raporumla araba aldım. alırken bayiye babam kendi raporuyla olur mu diye sormuştu. yüzde40 üzerinde olmasına rağmen olmaz dediler.

sutlu nescafe+1

oran 90'ın altındaysa ortopedik engel olması zorunlu. bu engelin ne olduğuna bağlı olarak araçta bir tertibat bulunması gerekir ve bu tertibat olduğu zaman başkası kullanamaz. bazı istisani durumlarda otomatik vites de tertibattan sayılıyor.

arkadaşın babası kanser hastasıydı engelli raporu aldı onunla da merso c200 aldı. o aldıktan sonra üst limit getirdiler başkaları suv alıyordu çünkü. engelli kişinin birinci derece akrabası kullanabiliyor aracı. 5 sene sonunda da satış yapılabiliyor. hatta başka birisi 5 yıl elinde tuttuğu i30'u 60-70 liraya satıp yerine sıfır a3 aldı 100 liraya.

Büyüğümüz felçli bu arada

Bu yıl üst limit yeni oranlamayla 246 bine çıktı.

geçen gün kullandım,
yaklaşık 200km'de 100tl yaktı. 100'e kadar çevik ama 100'den sonra motor kaldırmıyor fazla belli ki şehir içi için tasarlanmış.
bana kalırsa uzun yol yapılmaz bir megane, octavia, toledo'dan fazla yoruyor.

200 km de 100 tl yakmaz o motor.

200 km'de 100 tl yaktırmayı başarırsanız o arabaya ben size aynı arabadan hediye edeceğim.

sorunun cevabı: bu araçlar dci motorun az yakmasıyla ilgili çok popüler. dizel enjektörler zamanla aşınacak ve değiştireceksiniz mecbur. bunu bir bakım olarak düşünün. yapılması gerekiyor. ben kullandığım dönemde sorun yaşamamıştım. ayrıca cebimi de korumuştu.

taş gibi arabadır ve piyasası vardır. renault türkiye şartları için mükemmel arabalar üretiyor.

200km'de 100TL yakan arkadaş araba kullanım alışkanlıklarını ciddi olarak gözden geçirmeli.

Reno markasının kötü bir imajı falan yok ki, aksine inanılmaz popüler. Dizel demişsin peynir ekmek gibi satılıyor. 1.5 dci motorlu fluence kullandım bir süre, inanılmaz az yakıyordu, bir depoyla 900 km gidebiliyorsun. Bence gayet alınabilir bir araç.

Daha eski model benzinli modelinin içinde bulunmuştum çokça. O zaman pek sevmemiştim. 2017 model dizel kullanınca fikrim değişti. Çok seri olması hoşuma gitti. İç mekan da güzel. Tek sıkıntı arkanın küçüklüğü. Aile değilseniz alınır.

çok ayrıntılı bilmiyorum ama renault clio 4 dizel var bende. sanırım 1.5 dci 2015 model olması lazım. 50k km yaptım. öncelikle çok az yakıyor. ben biraz hızlı kullanıyorum 5.5 lt/100 km yakıyor ama dikkatli olunuyorsa 4.5-5 lt/100 km yakar. 4 altına kasanlar filan var youtube'dan bakabilirsin.

genel olarak uzun yola alışığım ama bu araçla 25 kere ankara-istanbul, 4-5 kere ankara-datça/ege kasabaları yaptım, 5 kere kartalkaya ve kartape'ye çıktım ve hiçbir problemle karşılaşmadım. araba küçük olduğu için rüzgarlı havalarda yüksek süratlerde biraz yoruyor sadece.

otoyolda filan 150-160 km/saatte kullandığımda bir performans düşüklüğü yaşatmadı. nadiren uzun yolda 5. viteste 95-100 km/saatte giderken bir çekim problemi hissediyorum, ileride nolur bilemem.

önü filan iyi 1.85 cm 100 kilo olmama rağmen rahat ediyorum ama arka kısmı çok dar. 4 kişilik aile arabası kesinlikle değil. aile arabası diye alınmadığı takdirde şahsen tavsiye ederim. küçük araba olduğu için şehir içinde bile çok rahatlık. babamın passat'ı kullanırken artık çekiniyorum bir yere çarpıcam diye.

200 km'de gerçekten 100 tl'lik yakıt yaktıysa o araba her an tutuşabilir.

son derece tehlikelidir. ağızlıksız dolaştırılması da. ırk ayrımı yok. bunu görüp ses çıkarmayan polis, zabıta ve it sahipleri umarım belasını bulur.

Elbette. Hem köpek için hem etraftaki diğer insanlar için.

Düşün, ufak ırk, agresif bir köpeğin var ve tasmasız gezdiriyorsun. O sırada caddeden karşıya iki tane kedi koşarak geçti. Senin agresif onların peşine yola atladı ve BAM.

Fecaat.

Öte yandan saldırma alışkanlığı olmasa bile büyük ırklardan korkan insanlar var. Hayvanın üzerine yürüyen kaçan vs oluyor. Ben insan olarak bile kaldırımda karşı karşıya geçerken çarptığım kişiye nasıl davranacağımı bir anda kestiremezken köpek ne yapsın?

Bence hem evcil için hem çevre için en güvenlisi tasma.

elbette köpekten köpeğe fark var.
ama şimdi birine takıp birine takmayınca olmaz çünkü saldırgan köpek sahibi onlarada takın o zmn vs der.
o sebeple lazım.

golden vs. ırklar için şart değil ama millet dört ayaklı her şeyden tırstığı için tehlikeli olmasa da gerekli.

Hepsine sart.
Bizim burada kucuk olanlara takmiyorlar, sahilde kediler bunlari parca pincik ediyor sonra daha da sahile gelemiyorlar :)

Niyeyse kediler tasmasiz sahipli kopege cok sinirleniyor.

Tehlikeldir net. O bisey yapmaz abi mantigi aptalca.

kopek var kopek var.

su tatli seye eksiup.com tasma atmaya kiyamam.

daha buyuk ve saldirma riski olan kopekler evet kesinlikle tasma ile dolastirilmalidir.

bana bir tane saldirmisti boyle saldirgan evcil kopeklerden. buyuktu. ben de tabii ergendim daha ve korkuyordum kopeklerden. simdi bana saldiran kopeklere ben saldiriyorum.

olay 8 yil once basima gelmistir.
ergenlik yillarim.
abimle bir yere is icin gitmistik, onun isi vardi bende onla beraber gittim. neyse gittik iste, abim arabanin icinde ben de arbadan inmis ona geri geri gelmesi icin sesli komut veriyordum. bu sirada bir adam ve simarik kopekleriyle yol aliyorlardi. kopek havliyordu ve tasmasizdi. cinsini bilmiyorum. simarik kopek uzerime yurudu, kopekten kacarken kaydim, cenemi yaraladim ve yuzuk parmagim yerinden cikti. sahibinin rahatligi da ayri bir koydu, kopek saldiriyor adam kacma diyor. lan hayvan nasil kacmayayim, yesin mi beni?
araya cevredekiler girdi adam kacti gitti. olan bana oldu sonucta. cenemde hala iz var.
olayi unutmus degilim.
bu yuzden boyle buyuk ve simartilmis saldirgan kopeklerinizi tasma ile dolastirin. sahip cikin kopeklerinize. rica ediyorum.

tehlikelidir. bir köpek sahibi olarak belirlenmiş alanlar dışında köpeklerin tasmasız dolaşmasına kesinlikle karşıyım. hiç beklenmedik terslikler ya da kazalar yaşanabiliyor.
mesela benim köpeğim şu anda 15 yaşında ve kalp hastası. anlaşamayacağı bir köpek - ne kadar küçük, sevimli ya da zararsız olsa da - ona zarar verebilir. 6 aylık şirin mi şirin bir golden yavrusunun fazla enerjisi ve sevgi merakı yoldan geçen hamile bir kadını yere düşürmeye yetebilir... gibi.
köpek sahiplerinin kontrolü altında köpek parklarında ya da izole alanlarda saatlerce oynayabilirler ama :)

Hiç bir köpek tasmasız dolaştırılmamalı, bazı cinslerde de mutlaka ağızlık olmalı. Bu kuralları tam olarak ne zaman uygularsak o zaman biraz daha gelişmiş ülke standartlarına yaklaşırız.

Gidip borçla dönen arkadaşım vardı. Döndüğünde onları ödüyordu lol.

13 sene önce Alaska'ya gidip 9000 dolarla dönen sınıf arkadaşım oldu. Hapisten çıkıp iş bulamayan tiplerle balık fabrikasında üretim bandında çalıştı 2-3 ay kadar.

2010'da 1000 dolar, bir telefon, bir ipod, bir laptop'la gelmistim. Giysi goturdugum valizi icindekilerle attim ve yeni Kipling valiz icinde yeni giysilerle dondum. Saatte 10 dolar aliyordum, 8 saat ustu 15 dolara cikiyordu.

Ancak ben zaten o yasima kadar zaten 4 yildir ailemden ayri yasadigim icin kendi yemegimi kendim yapabiliyordum. Yurtdisinda da ikinci yasayisim oldu, bu nedenle deneyimliydim. Disaridan cok yemedim. Hatta her oglen acik bufe oluyordu ben bir sandvic yapip ofiste dolaba koyup ertesi sabah kahvaltida yiyordum onu. New York'a ilk kez gittim. Utah'a ilk kez gittim, ilgimi cekiyordu cunku.

ben de duolingo ile öğrenmeye çalışıyorum. fena değil sivuple

(bkz: lingvist)

Barış anlaşması?

tabi bu yeterli olmayacaktır ama neyse.

Bence artık orayı filmcilere kiralamaz en mantıklısı. Walking dead setinin doğalı resmen. Az gitmedik denizine. Hayatımda gördüğüm en güzel yer.

aslında tam olarak sevgiyi anlattığı bir şiiri yok ama sevgilime iftira istediğiniz tarza en yakın şiiri sanırım.

Yıl başlarında sıfır araç fiyatlarının azaldığını asla görmedim. Sektör isterse bir tane araç satmasın maliyetler ve vergiler belli. Vergi oranları değişmediği sürece azalmaz. Hatta dolardaki olası yükselişe bağlı artma ihtimalini daha yüksek görüyorum.

sifir araclarin fiyatinin cok fazla dusmesi cok mumkun degil cunku kar marjlari fazla degil. fiyatlar yuksek cunku kur yuksek ve vergiler fazla. ne kura ne de vergilere markalar karar vermedigi icin cok fazla oynama imkanlari yok. kampanya vs yapabilirler belki yada kur biraz daha duserse fiyatlari guncellerler ama doviz bazinda fiyatlar uc asagi bes yukari ayni kalir. otomotiv sektorunde kar servisten yapilir, arac satarken degil.

kaburgacı ramazan.

Hesaplamadım, aracı kullanmadım da fakat benim tahminim 10.5 yakar yüz km'de.

12-13 lt lpg yakar. 3,19 tl x 12= 100 km lpg sarfiyatı.

lpg lt fiyatı 3.19 tl çoğu yerde.

Aslında hangi şehirde kullanıldığı çok önemli. Onu yazın da ona göre cevap/tahmin gelsin

@mezarkabul şehirlerarası tüketim

Otomatik mi manuel mi hocam ?

Manuel

6 lt sakin kullanımda uzun yolda benzin, lpg, 8 lt/100 km

Çok zor lan. Nasil anlatacağımı bilemedim.

Metro veya otobüs ile sihhiye git oradan istanbul yolu otobüslerini bin.

Başka alternatif. Batıkente gel, modernkent otobüsü ile marketin arkasında in 10 dakika yürü.

sihhiye'de kopru ustunden istanbul yolundan giden eryaman,elvankent dolmusu ile, ve ya adliye onunden sincan,eryaman,fatih ego otobusu ile tam onunde inersin.

goo.gl

tam önünde bi otobüs durağı görünüyor. ona tıkla. geçen hatları gösteriyor. sıhhiyeden geçiyor çoğu. birine bin gel. çok zor değil aslında.

bilkent'ten metroya atlar Ivedik durağında inersiniz.
istanbul yolundan geçen Eryaman, Sincan, Etimesgut vb. otobüslerinden birine binilip önünde inilir.

facts.daimler.com

Wiki'de kasa kodunu aratirsan hangi ulkelerde uretildigi yazar.

Ornek:
en.wikipedia.org(W213)
Germany: Sindelfingen[1]
China: Beijing
Wanaherang, Bogor, Indonesia (MBDI)
Pekan, Malaysia (DRB-HICOM)
Thailand (Thonburi Automotive Assembly Plant co. ltd)

Avusturya'da sadece G serisi üreten bir fabrika olduğunu biliyorum.

A180 Güney Afrika

A serisini üreten birkaç fabrika var. Biri Almanya'da biri Macaristan'da, E Almanya, C Almanya, Güney Afrika.
Bİr de E ve C'nin Çin'de de fabrikaları var ama yalnızca Çin içinde satılan araçları yapıyorlar.

Özetle her model için özel durumlar var.

civic

corolla her daim tutulur ancak 1.33 motorları fazla memnun bırakmadı. auris iyidir.

focus

Clio

Fiesta

corolla 1.4 dizel iyi diye duydum ben
focus alacaksan full paket al
civic de iyidir

Egea alma.

Bulabilirsen audi a3 al. Dsg sanziman alma VW yani. Auris ok ama clio fiesta nein. Civic de olur.

Ugrastirmasin diyorsaniz 70k altina dusme. At arabasi gibi oluyorlar.

vw istemiyor olmanızın bi sebebi var mı? merak ettiğimden soruyorum.

@laragofret buzdolabı görünümü ve aşırı güven verdiği düşünülen kaportasının içinin boş olması. Otomatik viteste arıza çıkarması gibi.

Ben kullanıyorum, gayet memnunum. Nereden aldın bilmiyorum ama xparfumclub sitesinden benim aldığım tester'lar çakma parfümlerden kat kat iyi ve kalıcı. Tabii ben sitedeki tutarı vermiyorum tanıdık vasıtasıyla.

Tester i nerden aldınız. Bence de orjinalinden daha iyi daha kalıcı.

@opitseri internetten aldım. 50liğine 200 verdim 100lük geldi

Koku nasıl peki . Hoşuna gitti mi. Bir de sitenin ismini öğrenebilir miyim?

500 days of summer ??
bana onu hatırlattı.dur bakayım bi
edit:
This is a story of boy meets girl.
But you should know up front,
this is not a love story.

500 days of summer

Evet doğru

ne tür vize ile gideceksin ona göre yanıtlar verilebilir.. her vizenin çalışma izni olmuyor malum

au pair olarak git

@strobist öğrenciyim. Gerekli vize türleri hakkında bilgim yok tam olarak. Bunları soruyorum aslında.

aupair vizesinin çalışma izni olmuyor..
öğrenci vizesiyle gidebilirsin onun da çeşitleri var tabi..
sadece uzun dönem kalacaksan çalışma izin veriyorlar..
ancak onun da çalışma izni haftada 20saat ile sınırlı (hiç yoktan iyidir)
çalışma iznin yoksa kolay kolay iş bulamazsın..

www.academix.com.tr

edüt: ingiltere vizesini alacağının da bi garantisi yok tabi..
olaki vizeye başvurursan iş bulcam çalışcam gibi şeyler söyleme :)

ben bi dil kursuna kaydolup, tanıdığım aile yanında kalmıştım. kurs saatini az seçip, kalan zamanda da devlete söylemeden bi yerlerde çalışılabilir belki.

saygısızlık

Şerefsizlik

Gerçekten bazen masaya, duvara kadar püskürtüldüğüm oluyor tabiri caizse.

Apaçık ahlaksızlık

hani marjinal bizdik aw

Taciz ve sapıklı.

selamlar, yurtta yabancı bir arkadaşım var.
konuyu ona ilettim.
"disrespectful" dedi.

Öncelikle eksisozluk.com

kişisel verileri koruma kanunu göre suç.

Kadin erkek ayrimi yapmadan bu ulkede kisisel alan kavrami pek siklenmiyor, sürekli insanlardan mesafe almak zorunda kaliyor insan. İsin icinde flortengiz(!) bir durum yoksa o ablalar da ayni altkulturun parcasi olmali.

@xdenizx: buyurunuz efenim aradığınız şey buydu sanırım;
(bkz: düşüyor mu böyle)

+1'im ile katılıyorum.

bilinçsizce olduğu varsayımıyla hareket etmek en sağlıklı olanı. kız arkadaşımın yanındayken bunu yapan 2 örnek vardı. insan yanlış anlamamak için biraz kendini zorlamak zorunda kalsa da mesafeyi elden geldiğince korumak arıza çıkmasını önlüyor.

bekarsan karşı tarafın niyetini anlamak için olayın devamlılığına ve diğer verilere bakmak gerekir.

ooo yakın temas,kaçırma :)
şaka bir yana,konuşulan konuya ve sana nasıl baktığı ile ilgili çok değişkenlik gösterebilecek bir durum :)
yürü be jparrow :)

Kadın erkek diye ayırmayalım. Bazı insanlar kişisel alanlarını hiç koruyamıyor.

ne şanslı erkekler var ya.

Yahu gerçekten düşme müşme işiyle alakam yok olayın seyri bugün değişti. Hiç hastalıklı bir husus aklıma gelmemişti doğal karşılıyordum. Bugün kafam karıştı oldukça. Düşmüyor kardeşim yani bak yok öyle bişey:))

Seni gay olarak gorup kendilerine yakin gorerek samimi davraniyor olabikirler. Hatta buyuk ihtimalle budur. Bir kisi degil cunku herkes demissin. Biraz feminen davraniyor olabilir misin?

Bu coğrafyadaki insanların kişisel alan kavramı yok +1 Kadınlar da giriyor insanın dibine kadar erkekler de.

Versace Eros, 200ml'si 400 TL civarında. Şekerli ve odunsu değil ama kalıcı ve çok sıcak havalar olmamak şartı ile yaz kış kullanılabilen bir parfüm.

www.akakce.com

Urlada pizzeria luna romana'yı tavsiye ederim. Portföyü cok geniş değil çok bilinmiyor ama gerçek İtalyan pizzası yapan nadir yerlerden biri.

pizza locale

eksisozluk.com

Bildiğim kadarıyla Tom Ford ların çoğu şekerli ve baharatlı. Benim kullandığım Tom Ford vanille tobacco.

@killerbee alakası yok hocam :)

selam hocam aracınızın detayları nelerdir?

En ucuz,basit, sökme delme olmadan yapacağınız şey radyo vericili mp3 player almak olur.

www.hepsiburada.com

2010 gunde 8 saat otelde calistim. Supervisor idim ve gerektiginde calisanlari siraya gecirdim teker teker, gerektiginde sandalyeye cikip avize sildim, firin ici temizledim, tuvalet fircasini alip tuvaleti temizledim. Is cok zordu ama ilk isim degildi. Onceki yaz spor magazasinda calismistim.

Saati 10 dolar aliyordum. Iki kez hata yaptim. Hatta ucuncu uyarinda vizeni iptal eder ulkene gonderiririz diyen serefsiz Carlos diye de bir mudurum vardi.

Alaska'da balık farikası-yengeç gemisi min. 9 max. 20 saat çalıştım günde. Saatlik ücreti yanlış hatırlıyor olabilirim ama 8.30 dolar overtime'a geçince 12 dolar oluyordu. 2. iş yapmaya vakit olmadı :) 12bin dolar civarı para yapmıştım. sene 2008

2013'te six flags'te çalışmıştım. Az veriyodu şerefsizler. saatlik 7.50 dolar. 8 saat çalışıyordum. Baktım bu böyle gitmeyecek 12 saate çıkartmıştım mesaimi. Restorandaydım. Masa siliyordum :D kazandığım tüm paramı travel'da harcamıştım. Döndüğümde cebimde 5 dolar vardı. Yine olsa yine öyle yapardım.

Biraz sarhoşum şu an. Kimsenin beni gerçekten sevmeyişi falan deyince benim de gözlerim doldu. Modum değişti şu an. Zincirleme etki yaratma, mutluydum 5 dakika önce ne güzel.

"sanki etrafımdakiler bir film ve ben sadece bir izleyiciyim filmin içinde değilmişim gibi hissediyorum."

Filmin içinde acı çektirilen karakter olmaktansa öylesi daha iyi boşver.

Hemen herkesin zaman zaman yaşadığı bi duygu durumu yaşıyorsun.
Düşünce yapını revize ettiğinde duygu durumun değişecek.

(bkz: Paxil)

İnsan olmak.

valla kardeş emek olmadan yemek olmaz. kendini salma. ortam yap çevre yap girişken ol.

Aynısını zaman zaman bende yaşıyorum, ağlayamıyorum ama gözlerim doluyor, göğsüm daralıyor falan. Denildiği gibi, insan olmak diyorum buna :)

Merhaba. Duyurunuz beni de etkiledi, benzer duyguları hissettiğim için olabilir. Zamanında Nuri bilgi Ceylan’ın bir röportajını okumuştum, şöyle diyordu:

“bir gün bir emniyet amiri bize şöyle bir şey anlattı: ‘bazen bir suçluya suçunu itiraf ettirmek için 3 gün dayak atarsın tek kelime söylemez ama sonra oradan mesela bir kadın görür ya da bir çocuk sesi duyar ve birden ağlayarak suçunu itiraf eder.’
hayat, çok daha küçük ayrıntıların büyük roller üstlenebileceği şaşırtıcı ayrıntılarla doludur. karanlık, boğucu ve toz toprak içinde geçen karamsar bir yolculuğun ardından ortaya çıkan masum küçük bir kızın varlığı insanın ruhunda şaşırtıcı dönüşümlere neden olabilir."

sanayi devriminden beri yaşanan halk hareketleri tabii ki de boşa yaşanmadı. insanca koşullarda yaşamak için, haftasonu tatil yapabilmek için mücadele etti insanlar. bir başka örnek, abd'deki siyahi hareketler.

insan hayatı nasıl değersizleşti? çok değil 50-60 sene önce devletler milyonlarca insanını ölüme gönderdiler, düşünsene şimdi öyle bir şey olma ihtimalini?

makineleşme başladıktan sonra da fabrikalara dalıp makinelere saldıran tipler türedi. şu anki robot, yapay zeka hakkında atıp tutan adamların da bundan farkı yok. kaldı ki orada somut bir cihaz ortadaydı, şu anda ne gerçek anlamda bir yapay zeka ne de tam anlamıyla insanın yerini alabilecek bir robot yok ortada.

ha ileride robotlar bizim işlerimizi yapmaya başlayınca insanlar farklı alanlara kayacaklar. hangi mesleklerin endüstri 4.0'a karşı ayakta kalacağına dair çeşitli araştırmalar var. psikolog, satış sorumlusu vs. gibi.

homo deus, ulusların düşüşü bu konuyla alakalı güncel kitaplar, okuyabilirsin.

Geçmişte 5000 kişinin çalıştığı fabrikalarda şimdi 250 kişi çalışıyor. Onlar da "işçi" den ziyade makineleri denetleyen insanlar. Daha eğitimliler ama daha az beden gücü kullanıyorlar.

Aynı şey her sektörde geçerli inşaatta bile. Türkiye'de halen insan gücü ön planda ama batıda böyle değil özellikle Avrupa'da insan hakları, çalışan hakları vb buna engel teşkil ettiği için her yerde pahalı makineler kullanılıyor.

Eskiden 1 metre derinliğinde yarım metre eninde 5metrelik bir çukur kazmak gerektiğinde bunu işçiler kazma kürekle yaparlardı. 8 10 kişi falan gelir boruyu yerleştirirlerdi falan.

Şimdi bir ufak kepçe, bir traktör römorkü ve 1 adet çukurun içine giren işçi yetiyor bu işe. 3 kişi topu topu. En alt düzey işlerde bile çalıştırılan insan sayısı azaldı böylece.

Ama nüfus artıyor, işsizlik artıyor buna karşın. İşte bu yüzden günümüzde gelişmiş ülkeler basic income denen şeyi tartışıyor. Finlandiya'da deneniyor hatta. Çalışmasan bile küçük bir gelirin var yaşamana yetecek düzeyde. Ama çalışırsan da çok daha fazlasını elde edebilirsin gibi bir sistem.

Bu sistemin en büyük düşmanı ise büyük nüfus. Her halükarda insan populasyonunun zaman içinde düşmesi lazım. Kaynak yetmiyor nitekim. Öbür türlü ben aydınlık bir gelecek göremiyorum insanlık için.

hislerim kuvvetli olmasına rağmen, çıkma ihtimali var. bizzat yaşadım. inanılmaz.

Çıkma ihtimali hunharca var. Ne yazık ki bu acı tecrübeyi ben de yaşadım.

Aksi cikmasa bile karsidaki kisinin kafasindaki baska parametreler agir basip iliskiyi yoksayma ya da hic baslamama gibi seyler devreye girebilir. Basima geldi. o parametreleri asabilecegimize inandirmam biraz zaman aldi.

Keske herkes hakkindaki izlenimlerimiz ilk gordugumuz andaki gibi kalsa (uzerine gereksiz vesvese, negatif dusunce bindirmesek)

senden hoslandigini azicik da olsa anlarsin, anladim diyorsan hoslanmistir.

hem de çok pis var.

eline -sana göre- koz maça gelirse sinek ikiliye dönersin anında :D

var. ilk adımı atma.

Ben sahsen hep yanlis anlasiliyorum. Karsidaki onunla ozel birseyler paylasacagimi zannediyor ama benim olayim sadece arkadasliktan ibaret olunca suclu yine ben oluyorum. Demem o ki acik acik sor. Samimiyet onun da dogal mizaci olabilir ve maalesef ki bu durum hep cok yanlis yorumlaniyor.

www.stremio.com var. dizi, film hatta eklentilerle daha fazlası bile izlenebiliyor. bunun popüler olanı vardı sözlükte (bkz: popcorn time) adında. onun daha iyi olanı bu. torrent kaynaklarını bulduğu gibi alt yazıları da otomatik hallediyor. sana tıklayıp izlemek kalıyor.

jw marriott part time alıyor

ısınma sorunu olabilir.

Grafik sürücün güncel mi?

@olaylar sorun oymuş teşekkürler.

belediye çalışanlarını belediye çalışanı diye ayırarak maaş analizi yapmak yanlış olur. belediye çalışanlarını kabaca anlatmak gerekirse devlet memuru, sözleşmeli memur, kadrolu işçi ve taşeron işçi olarak ayırabiliriz. son yasayla taşeronları tek bir şirket altında topladılar, sözde kadro verdiler.

belediye tarafından veya devlet tarafından karşılanıyor demişsin ama belediye de bir devlet kurumu zaten. sormak istediğini şöyle açıklayabilirim. burda çalışan memur ve işçilerin maaşları ilgili bakanlık tarafından karşılanır. her sene belediyelerin talep ettiği kadar ödenek gönderilir.

belediye memurlarının çoğu düşündüğün gibi yan gel yat modundalar. bu siyasi olmaktan kaynaklanıyor diye düşünüyorum ama aynı mantıkla siyasi oldukları için de seçim kaybetme korkusundan çok çalışanları da var. çalışan personelin belediyedeki iiktidar partisini destekleyip desteklememesi işleri yönlendiriyor.

atamayla gelenler kpss b kadroları ile atanırlar. siyasi gelenler sözleşmeli veya taşeron olarak gelirler. boktan bir çalışma ortamı vardır. acayip torpil döner hatta bankamatikciler vardır işe bile gelmezler. maaş zamanı atm den paralarını çekerler. bu tipler genelde başkanın veya üst yönetimin adamlarıdır yada partinin neferleridir. Belediyeler, içişleri bakanlığına bağlıdır. iller bankasından ödenek alır. bunun yanı sıra paranın geldiği özkaynakları vardır. (iski, aski, otobüs, metro işletmeleri, büfe kiraları vs.. gibi) kadrolu ve sözleşmeli maaşları, müteahhitin parası vesayre bu şekilde ödenir. nereye ne harcadığı sayıştaş denetimine tabii olsada fırıldak çok olduğu için fırıldaklıklar bitmez. belediyeden belediyeye değişkenlik göstersede teşeronun 3-4 ay maaş almadığı olurdu şimdi nasıl durumlar bilmiyorum. maaşlar fixtir.

(bkz: political correct)

nefret ediyorum şu olaydan. Son star wars serisinde de acayip sıçtılar bu yüzden.

Yok asyalı, yok zenci, bu marvel'in zencili super hero filmini de izlemedim bu yüzden. Hatta harry potter'da ilk filmlerde yoktur 3. ya da 4. film olması lazım başlar political correct.

Kleopatra koyu..gayet sakin ve guzel bi koy.

Momo beach, 75 lira giriş var. nezih ve elit bir ortam şuanlık ergen yok denecek kadar az. dalyan’da.

hayır.

Evet yapabilirsin ama yatay geçiş ikiye ayrılıyor merkezi yatay geçiş ve ortalamaya göre yatay geçiş (gano)
Benim bahsettiğim ortalamaya göre olanı.Daha fazla bilgi için okulun ve bölümün şartlarını araştırmalısın. Ben de yatay geçiş yaptım bu konuları çok iyi biliyorum.

25 binlik bölümden 30 bine geçebilirsin. dediğini yapman için ortalamanı yüksek tutup bölümün belirlediği şartları yerine getirmen gerekir yoksa herkes dediğini yapardı.

cecenlerin bir kismi ukrayna, bir kismi ayrilikcilar tarafinda savasiyor ama islami gruplar piyasada yok veya varsa bile dini bir motivasyonla savasmiyorlar. katilan herkesin motivasyonu ukrayna ve rusya'yla alakali. cecenlerin sayisi az zaten her iki tarafta da. savasan da genelde ilginc bir sekilde kadirov etkisi nedeniyle rusya (daha dogrusu DNR ve LNR) adina savasiyor.

ukrayna hukumeti ve gonullu birlikler yabanci istemiyor genelde. rus tarafinda daha cok yabanci gonullu var diye biliyorum. onlar zaten yasal olarak bir yere bagli olmadiklari icin daha esnekler o konuda. ukrayna kendi gonullu birliklerini bile buyuk olcude orduya bagladi, oyle kafasina gore 100 adam toplayip cepheye gidenleri kontrol altinda tutmaya calisiyorlar. cunku bu herifler illegal olarak guc kazanir ve bir sekilde ukrayna hukumetine sinirlenirse ukrayna'nin altini ustune getirir, iki ucu boklu degnek.

odtu'nun kurek takimi var, bir ara kurs da veriyorlardi .

@1917 başka bir ünide okuyorum. Tamıma girme imkanım mevcut mu?

istersen bi iletisime gec. Ankara'da baska kurek takimi varsa biliyorlardir.

Bilkent dışardan alıyor diye biliyorum.

www.imdb.com