[]

Pronet- önceki kiracıdan kalmış

Arkadaşlar kiraladığım evde kapı çevresinde bir sürü ekipman var. Pronet güvenlik sistemi. Şimdi benim sorum şudur, önceki kiracı bu sistemi taktırmış. Benim eve giriş çıkışımı vs takip etme imkanı var mıdır? Olmazsa ben bile abonelik açarım bunun üstünden, çalışmıyorsa kalması sorun değil ama böyle uzaktan erişim imkanı var mı bu sistemlerin?




 
Bu durumu pronet müşteri hizmetlerine sorun ? Eğer üyelik sistemli ise destek bitmiş olabilir.kamera, pır dedektör alarm vs var ?


  • Gebeş kaplumbağası  (17.10.22 23:34:22) 
[]

90larda oyuncak direksiyonda çalan müzikler

Başlık biraz garip oldu ama. Çocukken birçoğumuzun evinde olduğuna inandığım oyuncak direksiyonlarda üstündeki düğmelere basınca çeşitli müzikler çalıyordu. YouTube’da çok aradım ama bulamadım. Belki ben beceremedim, nerden geldi aklına dediğinizi duyar gibiyim ama bi el atsanız da bulsak?




 
90'lara gerek yok, hala aynı müzikler çalıyor o oyuncaklarda. Evet hala satılıyolar :)

Hatta melodiyi mırıldanabilirim şu an dilimin ucunda, evde çocuğun oyuncak sepetinde olmalı bir tane, akşam bakarım unutmazsam.
  • John Bloor  (07.10.22 12:03:29) 
Elinde direksiyon olan biri kaydedip yuklerse amme hizmeti yapmis olur :) Benim de kafama takildi simdi


  • mirafiori  (07.10.22 12:16:53) 
Şunu buldum ama müzik tuşuna basınca çalan şarkı bizim bildiğimiz şarkı değil;

www.youtube.com
  • John Bloor  (07.10.22 12:36:15) 
@john bloor Evet bizim zamanımızdaki müzikler değil bu. Benim de dilimin ucunda :) duysam güzel bir nostalji duygusu yaşayacağım.

@mirafiori arkadaşa katılıyorum. Biri YouTube’a yüklese baya izlenme alır gibi geliyor bana içeriğe göre. :)
  • eksisozlukokuryazari  (07.10.22 20:45:59) 
[]

Oliver peoples orijinal satıcısı

dereceli gözlük alacağım, bu markanın orijinal ürünlerini kafada soru işareti bırakmadan alabileceğim bildiğiniz bir optik var mı?




 
[]

Superonline Router ile kullanmak

Superonline şifre kullanıcı adı paylaşmıyormuş. Ne verdilerse onu kullanacakmışız. Acaba verdikleri sistemi bridge modunda kullanarak kendi mesh sistemimi ağıma dahil edebilir miyim? Mümkün müdür ve verimli midir arkadaşlar?




 
Anlattığın şekilde kullanıyorum yıllardır, bir sorun yok.


  • 10032007  (28.09.22 07:49:06) 
edebilirsin hicbir sikinti olmaz.
Ama eger tv plus kullaniyorsan onu routerdan kablo ile alirsan donma oluyor. yani bende boyle oldu. Tv plus icin gelen interneti direk onlarin modeminden kabloyla getirmen lazim.

  • nuevo  (28.09.22 09:23:10) 
Tvplus almayı düşünmüyorum. Statik ip alıcam. Sorun olur mu? Bir de Bridge modunda şifre vs gerekmiyordu değil mi, yanlış hatırlamıyorum?


  • eksisozlukokuryazari  (28.09.22 09:37:29) 
bridge yapmadan superonline router’ını mesh ağına kabloyla bağlayıp router’ın kablosuz bağlantısını kapattınız mı? ben bu şekilde kullanıyorum, çok memnunum. router’a sadece mesh ağının ana cihazı kabloyla bağlı. diğer mesh cihazları kablosuz olarak ana cihaza bağlanıyor.


  • orient blue  (28.09.22 12:07:03) 
bir odamda öyle kullanıyorum. "erişim noktası" olarak kullanıyorum.

hem superonline modemi hem de eklediğim modemin wireless'ı açık şekilde kullanıyorum.
  • false pretension  (28.09.22 13:52:50) 
[]

Spotify mı Apple Music mi?

Arkadaşlar ben her ikisine de aboneyim ama ikisinin arşivini senkronize tutmak çok yorucu olmaya başladı. Birinden vazgeçeceğim.

Sizce hangisi daha önde? Benim bir fikrim var ama yanılıyor olabilirim, fikrim değişebilir sizin yorumlarınızla.

Sadece kendimle ilgili şunu söyleyeyim, yeni müzikler keşfettirmeleri hoşuma gidiyor ama asla playlist dinlemem, albüm şeklinde dinlerim.

Bir de evdeki Apple olabilecek her cihaz Apple, yani her ikisine de rahatlıkla erişebilirim, multi device support önemli bir konu değil.

 
Valla ben spotify kullanıyorum ama apple music’e geçsem mi geçmesem mi diye çok düşünüyorum. Tek sebebi de ses kalitesi daha iyi diyorlar, onun harici spotify bence daha iyi.


  • hayati cozemeyen adam  (17.09.22 15:57:12) 
Senin durumunda Apple Music daha mantıklı gibi duruyor. Ben de düşünmüştüm Apple'a geçmeyi ama yıllardır spotify kullandığım için, playlistlerim olduğu ve discover ve release radar'ın ne beğenebileceğimi öğrendiği için bırakamıyorum gibi bir durum var.


  • mirafiori  (17.09.22 15:57:41) 
Çok uzun yıllar Apple Music kullandım. Daha sonra denemek için Spotify’a geçtim. Açık ara farkla Spotify diyorum. Bende de tüm cihazlar apple ama apple olması bir fark yaratmıyor. Apple’ın tek farkı uzamsal ses desteklemesi. Çok da önemli mi? Hayır. Diğer tüm kriterlerde Spotify ezer.


  • himmet dayi  (17.09.22 17:05:51) 
@himmet dayi ben aslında aksini düşünüyorum, neleri göz önüne alarak bu yorumda bulundunuz? Spotify connect dışında bir artı göremedim ben ama söyleyecekleriniz fikrimi değiştirebilir.


  • eksisozlukokuryazari  (17.09.22 18:46:07) 
Spotify çalma sistemi daha mantıklı. Hangi cihazda çalarsa çalsın istediğin yerden kontrol ediyorsun. Apple Music’te değişmediyse hangi cihazdan kontrol etmek istersen ses oraya kayıyor. Örneğin evdeki ses sistemi televizyona bağlı. Ben televizyondan müziği açıyorum, telefondan şarkı seçiyorum, atlıyorum, basa alıyorum vs. Her seferinde televizyonun menüsüyle uğraşmıyorsun.

Spotify’ın öneri listeleri çok daha güzel oluyor. Arşivimde bir tane bile rap müzik yok, apple bana rap öneriyor.

Spotify’da yeni bir özellik var ‘zenginleştir’ diye. O listedeki şarkılara gire listeye şarkılar geliyor. Bence müthiş özellik.

Şarkı sözleri için Apple Music kendi veritabanını kullanıyor. Çok hata ya da senkron kayması var. Spotify bu işin kompedanı olan Musixmatch ile anlaştı. Sözleri olmayan şarkı neredeyse yok.

Podcast dinlemek istediğinde Apple Music’te podcast yok. Farklı bir uygulama. Spotify’da podcast için ekolayzeri kapatabiliyorsun falan. Daha pratik.

Spotify’da yıl sonu gelince çıkan analizler bile tek başına tercih sebebi.

Son olarak arayüzü çok daha iyi bana göre ama bu zaten göreceli.
  • himmet dayi  (17.09.22 20:04:00) 
@himmetday teşekkürler yanıtın için. Açıkçası saydığın şeylerde aksini düşünüyorum, Apple TV de çalan müziği rahatlıkla iPad’den değiştirebiliyorum, başta da belirtmiştim işin bu kısmı benim için birbirlerine karşı avantajları yok, ikisi de aynı kullanım açısından.

Önerilere gelince, haklısınız, spotify daha çok öneride bulunuyor ama bende playlist ile müzik dinleme alışkanlığı yok. Spotify pek albüm önermiyor, liste, şarkı vs bazlı. Bu da benim işime gelmiyor. Apple Music ise neredeyse sadece albüm öneriyor bana, bu biraz daha makul benim için. Gerçi ben her ikisinde de neredeyse hiç önerilenlere girmem. Müzik bilgim biraz fena değil, genellikle neyi dinleyeceğim bilirim.

Arayüz spotify biraz karanlık ve dolaylı geliyor, ama bu subjektif tabi.

Sosyal özelliklere, analizlere vs. gelince, kullanmıyorum ben. Tabi benim kullanmamam sadece beni ilgilendirir, kullanan insanlar daha fazla ve bu yönde spotify gerçekten daha önde.

Bir de spotify Apple TV uygulaması felaket, her defasında telefondan bir şeyler yapmam gerekiyor, oysa Apple Music Apple TV uygulamasında istersen playlist oluştur, istediğin albümü açar, çıkar , arşive ekler, beğenirsin. Yani telefonla birebir aynı işlevsellikte. Ben tv izlerken bir de telefonla uğraşmak istemem açıkçası.

Şimdi bunları sayınca fikrimi beyan etmiş oldum tabi, ama belki bunlara rağmen benim daha önce bilmediğim avantajlı bir özelliği ile aklımı çeler diye düşünüyordum spotify için. Bir de ileride Apple ürünleri almaktan vazgeçersem spotify daha çok işime gelir diye düşünüyorum.
  • eksisozlukokuryazari  (17.09.22 20:20:25) 
[]

Please advisea nasıl yanıt verilir.

Arkadaşlar iş İngilizcesi sorusu. Mailin geri kalanı problem değil hallettim ama karşı taraf bizden bir şeye go veya not go dememizi istiyor. Nasıl bağlayacağımı, nasıl go diyeceğime karar veremedim. Düz ağız yazarım da olmaz yani. Var mı bu işin bir kalıbı?




 
Please proceed with...


  • Bruce  (08.08.22 19:53:56) 
[]

hediye seçimi için yardım lütfen.

kardeşime hediye alacağım,

şu seçeneklerin hepsi ieninde sonunda şine yarar, bunu ne yapacak ki diye düşünmeyin lütfen.

xbox series s- çok oyun oynamıyor aslında, nintendo switch'de var elinde. hayatına çok bir şey katmayacak ama oyun konsolu oyun konsoludur.

kobo sage- kitap okumayı seviyor, araştırdığım kadarıyla tr'de alınabilecek en iyi e kitap okuyuculardan birisi gibi. burada bunun zayı yönü şu: kardeşimin hiç basılı kitap okumaktan şikayet ettiğini duymadım yani çok ihtiyaç duymuyor gibi.

filo marka bir taşınabilir dac,amp- hafif odyofil sayılabilir, geçen gün bayağı sağlam bir kablolu kulaklı almış dünya para verip. işine yarayacaktır, ama bu fiil marka ürünler ne kadar kullanışlı şeyler ondan emin değilim.

irobot roomba i3- orta seviye bir robot süpürge. bu aslında baya işe yarar sanırım ama genç bir insanı hediye olarak ne kadar heyecanlandırır buna emin değilim.

siz bütün bunlar işinize yarıyor olsa ve açıklamalardaki durumlar da sizin için geçerli olsa hangisinin hediye olarak gelmesini istersiniz. xbox dersiniz gibi geliyor ama aralarında en az ilgisini çekecek olan budur baştan belirteyim.

 
Kitap okuyucu.


  • dissendium  (12.07.22 15:43:17) 
yukarıdakilerin hepsine sahip biri olarak:

kitap okuyucu aldığım en güzel hediyelerden biriydi.
  • gibicibicis  (12.07.22 17:36:59) 
Robot süpürgeden yana oy kullanıyorum.


  • kobuzchu kiz  (12.07.22 22:25:57) 
[]

Eskiden başa gelmiş bu hastalık ne olabilir?

bugün babamla yaptığımız sohbette başlarından geçen ilginç bir hastalık hakkında bir şeyler anlattı. ve o zaman konan teşhis bana pek mantıklı gelmedi.

dedem kasaba kökenli, babam da küçüklüğünde liseye kadar kasabada büyümüş diyebilirim. bu gereksiz bilginin ardından olayın detaylarına gelelim.

babam küçükken, bahçelerinde üretilen buğday satıldıktan sonra kendileri için de kullanacakları kadar bir buğdayı evlerinde saklayıp ayrıca tohumluk olarak da belirli bir miktarı kenara ayırırlarmış. bir sene hesabı yanlış yapmışlar ve sene içinde tüketmek için ayırdıkları buğday çok daha erken bitmiş ve yetmemiş. bu durumda da tohumluk olarak ayırdıkları buğdayı yıkatıp kurutarak bulgur-un gibi ihtiyaçlarını gidermeye karar vermişler.

şimdi burada babamın da net hatırlamadığı detaylar başlıyor. bu tohumlar söylenene göre tohumluk oldukları için verim vs artışı gibi bir sebeple ilaçlanıyorlarmış. dedem bulgur üretim sürecinde zaten uygulanan yıkama aşamasında bu buğdayda bulunan bu ilacın temizleneceğini düşünerek bir sıkıntı görmemiş ve bu tohumluk buğdayı tüketmeye başlamışlar. daha sonra da sanırım aniden aylar süren bir su içme ihtiyacı içine girmişler, hastalık derecesinde günde litrelerce su içerlermiş. babamın anlattığına göre evdeki herkes gece gündüz su içer bir türlü doymazmış. o zaman bu ilacın neden olduğu bir zehirlenme sonucu bu durumun oluştuğu söylenmiş bu durumla ilk karşılaştıklarında. buğdayı tüketmeyi hemen bırakmışlar ancak bu su olayı bunun üstünden sonra aylarca devam etmiş.

şimdi benim internette bunun ne olduğuna dair araştırma yapmamda beni en çok zorlayan, zehirlenmelerin bu şekilde aylar süren sonuçlardan ziyade akut rahatsızlıklara neden olduğunu görmem. anlatılanın benzeri bile bir hastalık veya zehrilenme hikayesi bulamadım. anlatılana göre bazen gece içme suyu bitince kalkıp dereden su içmeye giderlermiş. o derece bir durummuş. tabi hastaneye niye yatırılmadılar, acaba göründüğü kadar ürkütücü bir durum değil miydi, ya da o zamanın imkanları mu bu kadardı onu da bilemiyorum.

bir fikri olan tıpçı veya tarımcı var ise bana bu gizemli olaya çözmemde yardımcı olabilir.

 
anlattığınız hastalık diyabetes insipidus yani halk arasında şekersiz şeker hastalığı gibi duruyor. vücudun su tutmasını sağlayan hormonun eksikliği veya hormonun böbrekte etki göstermemesi nedeniyle olur. belki bahsedilen ilaçlar böbrekte bu hormonun etki göstermesini engelleyen bir mekanizma ile duruma yol açmış ve etkisi aylar sürmüş olabilir.


  • cekcekli  (04.07.22 00:29:30) 
Şurada yazıldığı üzere tarım ilacı zehirlenmesi aşırı susuzluk hissine neden olabiliyor. Kimyasal zehirlenmelerin etkisi madde vücuttan atılana kadar devam eder. Yani maddenin ne olduğuna bağlı olarak aylarca da sürebilir. Hastaneye gidilmemesinin nedeni de vücudun kendi kendine atmasından başka yapılacak bir şey olmamasıdır belki de.
www.google.com

  • mikro patlama  (04.07.22 01:03:00) 
[]

atatürk arboretumu foto makinesiyle giriş

atatürk arboretumuna gideceğim, bu yaşıma kadar hiç gitmedim ve düğün vs. çekimcilerin mekanı haline gelmiş bir yer olduğunu da biliyorum ama bitkileri merak ediyorum. internet sitesinde gördüğüm kadarıyla bir takım kurallar var ve bu kuralların temelde ücret ödemeden profesyonel çekim yapmaya çalışanlara karşı hazırlanmış oldukları apaçık.

ancak bu kurallarda bir şey var ki fotoğraf makinesi yasak denmemiş. benim bir makinem var biraz da profesyonelce. en azından elimde gören öyle düşünür. ama bu işten para kazanan biri değilim. sadece güzel fotoğraflar çekmekten hoşlanıyorum ve evde açıp bakıyorum çektiklerime.

her neyse giden arakdaşlar vardır, fotoğraf makinesi kullanımına dair bir kısıt var mı? biliyor musunuz?

 
Ben çok girdim dslr'la, aynasız makinelerle, kimse bişey demedi. Gizli de sokmadım boynumda elimde girdiğim de oldu.


  • Bruce  (03.05.22 17:17:47) 
Dslr'la birkac sefer girdigimde bir problem olmamisti


  • fakyoras  (03.05.22 17:55:49) 
[]

Nintendo switch lite , 2022

Çok yaygın bir konsol değil biliyorum ama sadece polemon oyunları oynayabilmek için alacağım. Başka oyun oynayacağımı sanmıyorum. Sizce 2022 yılında almak için geç mi? Yenisi çıkar mı yakında ?




 
Nintendo konsolları eskimez bence, yani o cihaz için çıkmış sizin oynamadığınız oyunlar varsa mis gibi alet işte.

Ha daha sonra satmak için düşünüyorsanız bilemem bin yıldır konuşulan switch pro çıkar mı ama daha yeni oled güncelleme aldı sanmıyorum hemen gelsin bi dedikodu falan da yok.

Ayrıca tek derdiniz pokemonlarsa yuzu adında bir switch emulatörü var yeterince güçlü bir bilgisayarınız varsa şaşırtıcı bir akıcılıkta switch oyunlarını oynatmakta. Evvela elinizdeki cihazlarla bi yuzu denemesi yapın baktınız olmuyor ondan sonra girersiniz switch topuna.
  • hedep  (27.01.22 23:38:41) 
Mac OS için uyumluysa bir deneyeyim. Beni bir masraftan kurtarır. Bu arada switchlerde gameboy advance oyunları oynayabiliyor mu? Polemon Fire red , emerald falan?


  • eksisozlukokuryazari  (27.01.22 23:41:16) 
Yuzu'nun Macos versiyonu yok win ve linux yalnızca sanırım.

Lisanslı olarak gba oynamanın yolu yok kırılırsa var ama lite kırılmıyor ilk nesil switch kırılıyor sanırım.

Macos'da OpenEmu var ücretsiz multi emulasyon programı (switch yok) onun üzerinden gba'ları sorunsuz oynayabilirsiniz.

Ds ve 3ds emülatörleri de var macos'da bu arada.
  • hedep  (28.01.22 01:05:50 ~ 01:25:27) 
Pokemon oyunları oynayacaksanız 2ds ya da new 3ds xl falan alın. ds ve gba oyunları da oynarsınız. pokemon külliyatı bu sistemde. switch için maliyet sizi üzebilir.


  • ehti  (28.01.22 12:40:19 ~ 12:40:39) 
Nerden bulabiliriz. Sanırım sıfırı yoktur onların


  • eksisozlukokuryazari  (28.01.22 15:15:51) 
letgo, sahibinden, DH forum vs.


  • ehti  (28.01.22 18:01:23) 
[]

3500 TL kira optimum lokasyon?

Arkadaşlar 3500 TL kiraya depreme dayanıklı , güvenli, çok eskimemiş evler bulunabilecek en iyi semt neresidir İstanbul’da. Evden çalışıyorum ayda yılda bir ofise gideceğim ama tabi sosyal yaşam için de ne kadar merkezi olsa o kadar iyi. 2+1 ve aile tipi bir evden bahsediyoruz.

Biliyorum bu tutarlara ev bulmak zor ama fazlasını verebilecek olsam zaten buraya sormadan da aklımda yerler var :)


 
zor değil. bu dediğiniz koşullarda imkansız.
kartal ve ötesine bakacaksınız ancak doğu değil daha çok kuzeye bakın. tuzla falan da lüks bi yer oldu artık.
2+1 olmaz yalnız bunu kabul edin. 1+1 bulunur bu dediğim yerlerde.
  • rewlack  (27.01.22 23:22:47) 
Avcılarda 2000 e oturuyoruz da biz. 3+1, bina 5 yaşında. Belki daha iyi bir yere geçeriz diye sormuştum.


  • eksisozlukokuryazari  (27.01.22 23:25:13) 
ben de geçen sene modada 3000e kalıyordum. yaz başında çıkınca ev 5kya tutuldu, şu an muadilleri 7-8000 olmuş.
neyse demem o ki eski kiracı olduğunuz için öyle.
ayrıca avcılar mevkii olarak komple depreme karşı güvensiz bildiğiniz gibi.

ev ve kira fiyatları korkunç şekilde artıyor.
umarım hem gönlünüze hem de bütçenize göre bir ev denk düşer.
  • rewlack  (27.01.22 23:31:40) 
tuzla


  • nuisance  (27.01.22 23:37:03) 
Nerede sosyalleşiyorsunuz ve toplu taşıma ile ne kadar yol gidebilirsiniz onu hesaba katın. Çekmeköy metrosu hattında bir yer olabilir (Örneğin Kadıköy tarafında sosyalleşiyorsanız). Marmaray hattı olabilir. Metrobüs ve otobüs çok yorucu oluyor.

Örn: www.sahibinden.com
  • kaset  (27.01.22 23:39:59) 
Güngören’in tramvaya yakın bölgeleri olabilir


  • goodyes  (28.01.22 00:26:28) 
6 ay önce tuzla'nın piyasası bu civardaydı. yine de şansınızı deneyin..


  • axl  (28.01.22 00:33:59) 
Cevizli Marmaray’a çok yakın ev atmıştım favorilerime.
Ben tutana kadar tutulur zaten size gitsin gidecekse :)
Sahibinden 2+1 90m2 4.Kat Daire İlan No: 994779798
www.sahibinden.com

Etmez ama bütçeyi 1000 lira daha yükseltmeniz gerekebilir piyasa çıldırdı.
  • cilekli pasta  (28.01.22 09:04:12) 
@çilekli pasta teşekkürler ama acil bakmıyorum. Yine de ince düşüncen için teşekkürler.


  • eksisozlukokuryazari  (28.01.22 15:18:54) 
[]

PC’den gelip sigorta attıran “paf” sesi

Arkadaşlar az önce babamın masaüstü PC’sinden bahsettiğim gibi bir ses geldi, hafif bir yanık koktu ve PC’nin bulunduğu odanın sigortası attı. Sonra sigortayı açmayı denedik ve yine aynı ses geldi, bu defa sigorta atmadı ama yine bir yanık kokusu geldi.

Şimdi prizden çektik odanın lambası diğer prizleri falan normal çalışıyor.

Soru 1: Bu pcdeki veriler kurtulabilir mi, PC’de katastrofik bir arıza mı olmuştur yoksa sadece belirli bir parça mı bozulmuştur.

Soru 2: herhangi dikkat edilmesi gereken bir konu var mıdır, o prizi başka bir şeyi takmak için kullanmamak gibi.

Soru 3: sorun PC’de mi yoksa tesisatta mıdır? Etraf karlı, acil gibi görünen bir durum yok, bugün elektrikçi çağırmayız yani bu saatte. Sonra çağırmaya gerek var mıdır? Veya PC’yi tamirciye götürsek kesin bir şekilde sorun PC kaynaklı diyebilir mi yoksa hep bir muamma olarak mı kalacak.

Soru 4: sebebi ne olursa olsun bir cihaz veya tesisat sabit bir şekilde çalışırken nasıl bu şekilde bozulabilir. Yani kapalı olan PC açılırken veya odanın lambası ı açarken falan değil 10 dakikadır her şey aynı ilken birden durduk yere gerçekleşti olay.

 
1 - büyük ihtimalle sadece güç kaynağı ya da gk + anakart cozutmuştur. Geri kalan parçaların sağlam olma ihtimali yüksek ama %100 değil.

3 - (bu biraz tahmin + tecrübe) tamirci bence cevap veremez ama verse de güvenmeyin bence.
  • savidan  (25.01.22 20:25:15) 
aynisi bana oldugunda guc kaynagi ve anakart yanmisti


  • müptezeller diyari  (25.01.22 20:49:36) 
Güç kaynağı kesin yanmıştır. Anakartın da olumsuz etkilenme durumu yüksek.

Harddiskin ise başka bir PC de denenmesi lazım içindeki veriler için. Verilerin kurtarıllma imkanı da olabilir.
  • Erva  (25.01.22 23:28:53) 
[]

Home office sandalyesi

Güncel fiyatlara göre, bel konusunda en iyi performansı verecek bir uygun fiyatlı çalışma sandalyesi arıyorum. En fazla 3 bin TL veririm. Öneriniz var mı arkadaşlar?




 
iki ay önce şu ürünü aldım.
www.hepsiburada.com

bütçem kısıtlıydı o yüzden bunu tercih ettim. oldukça memnunum. tekerlerinde çözemediğim bir gıcırtısı var sadece, onun dışında memnuniyetim yüksek.
  • dahinnotha  (25.01.22 10:12:12) 
adore'a benzer tasarımda bir koltuk var ofiste, süper rahat. kıçı başı bağımsız oynadığı için en rahat pozisyonda kalabiliyor. pro max mı neydi ama bu da benziyor sanırım mantık aynıdır.

evde de ikinci linki paylaşan arkadaşın sandalyesinin hemen hemen aynısı var, marka farklı. benzer fiyata aldım, iyi bence.

ama evet 3 bin tl verilecekse denemek en mantıklısı almadan önce mutlaka.
  • passion rules the game  (25.01.22 10:27:17) 
Ikea Markus baya rahat


  • chavezding  (25.01.22 10:37:37) 
@KnoxOverstreet'in önerdiğini 1 yıldan fazla zamandır kullanıyoruz memnunuz.

Oturma alanı bayağı geniş, eşim bağdaş kurarak oturuyor öyle söyleyeyim. Fonksiyonları düzgün çalışıyor ve yeterli. Kolçaklar hareketli ve yumuşak. Sırtı fileli yazın terletmiyor, oturma kısmı da aynı şekilde.

Fiyat bizim aldığımızın iki katına çıkmış ama indirim falan denk gelirse alabilirsiniz.
  • chicha_v2  (25.01.22 11:27:16) 
@KnoxOverstreet'in önerdiği eğer dayanıklılık açısından da iyiyse sanırım aradığımı buldum, bu ürünün terletme durumu nasıl?

Diğer yazan arkadaşlara da teşekkürler.
  • eksisozlukokuryazari  (25.01.22 16:18:34) 
benzer özellikler, 1500 tl
www.sedunamobilya.com

  • comp  (25.01.22 17:48:15) 
[]

fotoğraf bastırmalık kalite yer

arkadaşlar amatör bir fotoğrafçıyım. bana çok güzel gelen bazı fotoğraflarım var. bana hani neredeyse sergi kalitesinde basım yapabilecek bir yer lazım. hani mümkünse online alışveriş yapabileceğim eve gönderebilecek bir yer olursa daha iyi olur ama öbür türlü klasik alışverişe de açığım.

önerebileceğiniz bir yer var mıdır?

eğer online olmayacaksa istanbul avrupa yakasında bir yer önerebilirsiniz.

 
bu işin merkezi sirkeci, ben analog fotoğraflarımı sirkeci'de kristal color'da bastırıyorum.


  • the man with no name  (16.01.22 09:58:54) 
Ugurvarli da bastırabilirsiniz


  • oligomer  (16.01.22 11:42:13) 
[]

Bu erkek personası evlilikte ne kadar mutlu eder.

Arkadaşlar ben kendimi anlatıcam biraz, kadınlar ile münasebetim kötü değil.

Genel olarak ilişkilerim kısa sürüyor çünkü ben ciddiye binmesine cesaret edemiyorum, bu nedenle çoğu ilişkimde karşı taraf günlük hayatımı yani “rahatsız edici” yönlerimi çok fazla göremeden iş bitmiş oluyor.

Bana rahatsız ediciymiş gibi gelen aşağıdaki yönlerimi özellikle kadınların bakış açısından duymak istiyorum. Büyütülecek bir şey olmayabilirler, ya da aksine deal breaker olabilirler.

1) diğer insanlarla ilişkide süreklilik açısından isteksizlik. Örneğin bir arkadaşımla şartlar dolayısıyla 1 yıl hiç görüşemeyecek olsam hadi ya kötü oldu demem. Arayıp sorma sıklığım da düşüktür, genelde hep arkadaşlarım arar.

2) pek kıskanç olmamak. Daha çok toplumsal normlar nedeniyle, olsa olsa kıskançlık rolü yapabilirim. Onu bile beceremiyorum.

3) bireyci olmak. Partnerimin hayatında ben hiç yokmuşum gibi kendi işini ve hayatını yönlendirebilmesini beklerim. Çünkü ben öyle davranıyorum.

4) aşırı özel alan isteği. Telefonum PC’im eğer mecburen ortak kullanmıyorsak ki artık herkesin kişisel cihazları var, mümkünse partnerimin elini bile sürmesini istemem.

5) özel gün ve benzeri şeyleri hatırlamamak değil önemsememek. Bu yaşıma kadar bir arkadaşımın doğum gününü bir yerlerde kendi isteğimle gidip kutlamadığım, var olan organizasyonların mecburen içine düştüğüm gibi genel olarak da özellikle sorulmadığı durumlar haricinde kendi doğum günümü vb. saklarım. Kutlanmasından da pek hoşlanmam.

6) kafama göre çıkıp bir kaç gün bir yerlere gidebilme isteği. Partnerimden izin almadan ama tabi ki bilgi vererek bir arkadaşımın yanına, bir başka şehire vb gidip takılabilme.

7) biraz fazla libido. Hani partner ok derse sıradışı sıklık ve ortamlarda dahi seks yaparım.


Yani uzun lafın kısası ben daha ilişkinin ilk günlerinde cinsellik dışında 20 yıllık evliler gibi olma özlemi duyuyorum. Bu nedenle de karşımdaki kadınları üzmemek için baştan ilişkiyi kısa kesiyorum


Sizce gereksiz bir durum mu bu. Kadınlar bunlardan hoşlana da bilirler mi?

 
Bunların aksini isteyen/savunan pek yoktur ki zaten. Zorlama bir düşünce olmuş sizinki.


  • ruhen hastayim ben  (10.01.22 20:09:55) 
Sana oldukca benzer durumdayim. Beni anlayan ve bircok konuda benzer bir insanla saglikli bir evliligim var ama disardan bakanlar "ne bicimsiniz siz" modundalar. Anlayan insanlar ise ne kadar mutlu oldugumuzu goruyor.

Onerdigim sey sudur, hayatina devam et, bol bol arkadas edin ve sadece iyilerini yaninda tut ve insanoglunun aslinda ozunde yalniz bir varlik oldugunu iyice benimse.

Bundan sonra iyi bir iliski karsina cikacaktir. Cikmazsa da zaten yalnizligi ozumsedigin icin mutsuz olmazsin.
  • cleric  (10.01.22 20:10:40) 
Yallah Avrupa'ya, Türkiye gibi bir ülkede kafana göre birini bulman zor kardeşim. Ama bu dediklerine okey kızlar var bulmak biraz emek istiyor


  • olaylar olaylar  (10.01.22 20:10:59) 
senin " kadinlar"a mi ihtiyacin var bir kisiye mi?
ya neler neler var iliskilerde. bence de zorlama seyler bulmussun. hele kiskanc degilimi nefatif bi sey gibi anlatman kotu. sorun su ki karsindaki default olarak sana guvenmesini bekliyosun zorluk esas burda bence. tlf, pc gibi seylerde takintili gibi kacirmak ayri, oyun oynar gibi kurcalanmasindan hoslanmamak ayri. hafiften bi emek vermek istememek var o da iliski kurmak icin negatif bir tavir. her ne konuda isterseniz esneklik payina ihtiyaciniz var. ornegin ben erk arkadasimin pcsinde dizi acabilirim. telde spotifya girebilirim. bu sizin sandiginiz gibi bireysellik karsiti bir harrket degil yakinlik sadece

asil soruyu kacirmisim. mutlu ededebilir etmeyedebilir. daha dun esim sofra hazirliyo her gun diye ici huzursuzlanan bir arkadas vardi. yani bilemeyiz :)
  • ala09  (10.01.22 20:15:58 ~ 20:17:35) 
Şöyle bir ekleme yapayım o zaman.

Benim olumsuz mu acaba diye sormamın sebebi, bugüne kadarki ilişkilerinde de karşı tarafların bu saydıklarımın zıttı yönde eğilimleri olduklarını görmemdi. Genelleme olmaması açısından da tecrübe etmediğim insanları sormak istemiştim. Yoksa bunlar düzeltmek istediğim özelliklerim de değil, bence olması gerekenler. Sadece hep denk geldiklerim benden farklı düşündükleri için ortalama normlar hakkında fikir sahibi olmak istiyorum


Bu arada bu yaşıma kadar kardeşim bile telefonumu eline alıp fotoğraf bile çekmemiştir desem abartılı olmaz. Böyle bir evde büyüdüm ve tersine alışamıyorum.

Sofra hazırlıyor diye şikayet eden arkadaşa da biraz hak vermiştim okurken :)
  • eksisozlukokuryazari  (10.01.22 20:28:05) 
Siz evlilik ve ciddi ilişki insanı değilsiniz.
Bi gün size hiç yüz vermeyen bi hatun ancak sizi bi miktar değiştirebilir ama bu da geçici olur
Şayet bu hatunu kaybetmekten hep korkarsanız ve o da sizin gibi özelliklere sahipse evlilik anca öyle yürüyebilir
Olumsuz özellik demiyorum ama siz evlilik insanı değilsiniz sanırım, herkes evlenmek zorunda değil
  • photo85  (10.01.22 20:45:00) 
önce neden evlilik konusu düşünülüyor diye sormak lazım.

herkesin gönlüne göre yani beklentisine göre biri var sonuçta.

ancak siz birini sevmek, biri tarafından sevilmek istiyor musunuz cidden? önceki deneyimlerinize istinaden bunu yazıyorum. yürümediyse karşılıklı sevmediğiniz içindir. yoksa ilişki olsun diye veya ehh hadi evlenelim diye tonlarca alternatif bulunur. sürekli ilgilenmek isteyeceğiniz, merak edeceğiniz, yani ilginizi çekecek, sizi sevince, güzel bir söz söyleyince bir dokununca aşırı mutlu olacağınız biri yoksa zaten düzenli ilişki şart değil; hatta gerek yok. takılın keyfinize göre.
  • rewlack  (10.01.22 21:35:05) 
@rewlack Ben öyle olmayınca daha çok seviyorum. Aile ile sevgililik ilişkisini kıyaslamak elbette saçma ikisinin yerleri ayrı ama ben mesela annem beni aramasa 1 ay falan aramadığım da oluyor. Ama tabi ki seviyorum kendisini. Yani bende sevgi ile ilgi birbiri ile korelasyonu olmak zorunda olan şeyler değil yukarıda da anlatmak istediğim gibi.

Bahsettiğiniz sevgi tanımını hiç kimseye karşı yaşamadım hayatımda. Güzel söz falan beni biraz geren şeyler. Ama nasıl anlatacağımı bilemediğim şekilde sevgi duyduğum , keşke hep hayatımda kalsa dediğim insanlar oldu.
  • eksisozlukokuryazari  (10.01.22 21:48:34) 
"Benim ozelliklerim bunlar, yersen" kafasi evlilige gelmez, yallah avrupa'ya falan demisler de elin hatunu senin bu huylarinla hic ugrasmaz. Yine bu kafada birini bulman lazim, buyuk ihtimal; 35 ustu, bu tarz kurallardan oturu evlenememis vs.

Ha bir de herkes evlenmek zorunda degil. Benim aynen bu kafada olup 40i gecen, gunubirlik iliskilerle goturen bir suru arkadasim var. Evlilik bir alttan alma, gormeme, sabir sanati. Iki tarafinda fedakarlik yapmasi lazim, yoksa ilk 5 seneyi goremezsin zaten.

Bir de 20 yillik evlilik ile 7 numarali istek pek uyusmuyor. Libidon icinde patlayiverir mazallah :)
  • cooperr  (10.01.22 22:38:31) 
bu bence "yanlış" bir soru.

insan sabit kalan bir şey değil.
üç yıl önceki benle şimdiki ben aynı değilim.
ilişki "ben buyum, sen de şusun" diye kurulmuyor, adım adım birbirine yaklaşırsın.
bazı şeyler törpülenebilir, bazısı törpülenemez.
bazı şeyleri hoşgörür, idare edersin, bazı şeyler kırmızı çizgindir.
verdiğiniz örnekten yola çıkarsak, mesela karşınızdaki kadın önem veriyor diye doğum gününü kutlamayı veya bu güne önem vermeyi bir şekilde öğrenebilirsiniz ama bilgisayarınıza yine dokundurmazsınız.
ilişki böyle bir şey zaten.

zaten insan hayatında "bununla olur ya" dediği en fazla 2-3 kişiye denk gelip, bunlardan biriyle ya da hepsiyle farklı zamanlarda evleniyor.

yani şimdi düşünsem ben de size böyle bir liste çıkartırım kendimle ilgili.
herkes çıkartabilir.
böyle bakacak olursak, kimse kimseye göre değil zaten.
şurada bir duyuru altına bile on kişi yazıyor, onu birbirinden farklı.

önemli olan kendine göre olanını bulmak.
bu sizinle aynı olmak demek değil, uyumlu olabilmek demek.
yani "ben böyleyim" diye lanetli gibi dolaşmanın anlamı yok.
o kadar da abartılı şey yok bu saydıklarınızda.
  • blatta hiberna  (10.01.22 22:52:50) 
Anlattiklarinda anormal bir şey yok. Anormal olan bu kriterlerine çimento karman...

İstediğin tüm özelliklere uyan bir meslek dali da biliyorum ;)
  • abuzer  (10.01.22 23:59:32) 
duyuruyu okuduktan sonra nicke baktım ben bunu ne ara yazdım diye. seninle tamamen aynı durumdayım. ilişkilerim max 2,5 ay sürüyor bu yüzden. sonra ilk fırsatta ayrılıyorum, kendimden soğutuyorum vs.

@abuzer merak ettim mesleği = )
  • amour fou  (11.01.22 00:19:34) 
"Bu nedenle de karşımdaki kadınları üzmemek için baştan ilişkiyi kısa kesiyorum"

Öyle bişey yok. Aksine tüm bu bahsettiğin "bahaneler" bir insanla düzgün bir ilişki yaşayamayacağından korktuğun için, tümevarım yöntemiyle bulduğun şeyler. Kendi kendine ördüğün o duvarı "süslemek" için bir şeyler arayıp bulmuşsun. Yüzeyde bu söylediklerin doğru olabilir ama sana bu kriterleri koydurtan şey savunma mekanizman.

O duvarların içinde o kadar çok kalmışsın ki kendi çalar kendi oynar halin sana özgüven vermiş gibi duruyor. Halbuki "kırılgan" yapınla yüzleşmeni engelleyen, aldatıcı şeyler.

Bahsettiğin şeylerin ilgi çekici geldiği kadınlar elbet olur. Ama bunların hepsine uyan bir insan bulsan dahi başka bahaneler yaratacaksın; o yüzden çok fark etmiyor.
  • Bruce  (11.01.22 01:16:29) 
yazdıkların kendinin ciddi bir eleştirisinden çok hafiften methiye düzmek olmuş. net bir profilini çıkarmak için seni partnerlerine sormak gerek.


  • zgrydn  (11.01.22 06:22:11 ~ 06:22:54) 
Evlenmek zorunda degilsiniz ki? Neden evlilikte mutlu edip etmeyeceginizi sorguluyorsunuz? Caniniz evlenmek istiyorsa 'ben boyleyim isine gelirse' zaten diyemezsiniz, esinizin beklentileri ve yasanmasi gereken, arzulanan hayatin gerektirdiklerine gore bir tavir ve aliskanliklar serisi gelistirmeniz gerekir. Uymuyorsa evlenmezsiniz.

Bunlar 'dealbreaker' olabilir diye dusunmeniz benim anlamadigim sey yani. Dealbreakerlar evrensel karar verilmis seyler degil, kisiden kisiye degisir. Benim dealbreaker listem var bes maddelik, tamamen bana ozel seyler kimsenin de onaylamasina veya anlamasina ihtiyacim yok, fikirlerini soracak degilim. Dolayisiyla sizin bu listede olmayan ozellikleriniz dahi birinin dealbreaker listesinde olabilir ve oyleyse oyledir, yapabileceginiz bir sey yok.

Kisaca, bence gereksiz bir sorgulama.
  • sopiro  (11.01.22 07:06:22) 
Evlenmek zorunda olmamak konusuna bir açıklık getirmek lazım. Evet kimse evlenmek zorunda değil, ben de evde kalacağım korkusu yaşayacak biri değilim. Hatta mümkünse evlenmemek hayatı daha güzel yaşamayı sağlıyor bunun da farkındayım. Ama bir de şu var, ben kimseyi uzun süre görmek istemiyorum, kimseyi asla sevmiyorum demiyorum. Benim de zaman zaman karşıma keşke hayatım boyunca yakınlarımda bir yerlerde olsa dediğim insanlar çıkıyor. Evlilik bunun bir örneği, beraber de yaşayabilirim tabi ki. Ama benim çekincelerim böyle kaybetmek istemediğim insanla beraber uzun bir yaşamda onunla ne kadar uyum gösterebileceğim. Ne kadar süre sorunsuz kalabileceğim. Ben zaten kimseyi 2 aydan uzun süre sevemiyorum demiyorum, hatta takılıp kalma huyum daha fazla.

Bir de bazı cevaplarda da genelleme yapılamaz denmiş ama sizce de yine de bazı genel normlar yok mu? Genel kabuller? Yoksa tabi ki sonsuz ihtimal ve seçenek var. Kabul. Ama herhalde ben hiç eve bile gelmem diyen adamla çok özverili olurum diyen adamın olumlu bir ilişkş yaşama ihtimalleri aynı değildir değil mi?
  • eksisozlukokuryazari  (11.01.22 09:27:16) 
Kıskançlık maddesini anladım ben, "sen beni kıskanmıyorsun, demek ki yeterince sevmiyorsun" diyen manyaklar var toplumumuzda. Hatta çok var. Ha, "biz niye hiç kavga etmiyoruz, ilişkimizde tutku eksik" diye kavga çıkaran da var.

Geçenlerde başka bir gönül işi sorusuna yazmıştım, ben ancak 'ortalama Türk erkeği toksikliği' olmayan biriyle tanışınca "aha evlenilir bu adamla" dedim. Kıskanç değiliz, romantik değiliz, ben de sizin gibi kendi doğum günümü (özellikle iş arkadaşlarımdan falan) saklarım, kutlamayı umursamam, eşim arkadaşlarıyla kampa gider, ikimiz de gerektiğinde hayatını tek başına idare edebilecek, elinden iş gelen insanlarız ama hayatı birlikte yürütmeyi daha çok seviyoruz. Yani müthiş insanlarız gördüğünüz gibi :))

Biz evlenirken inatla düğün istemedik, eşimin ailesinden "ya kobuzchu istiyordur, istemez olur mu, senden çekindiği için söyleyemiyordur" gibi şeyler söyleyenler oldu. Bu noktada @cleric'in ilk paragrafı +1

Özetle, bu saydıklarınızdan hoşlanmayacak çok kadın var (çok erkek de var ama siz kadınları sordunuz, o kısım sizi ilgilendirmiyor). Bu sitede bile çok var, "ne demek benim eşim benden ayrı şehir dışına gezmeye gidecek, olur mu öyle şey" diyenler, vs. Ama herkes böyle değil, sizin yaşantınıza uyum sağlayacak ve benzer ilişkiler arayan kadınlar da var, dolu. Arayıp bulmanız ya da denk gelmeniz lazım :)
  • kobuzchu kiz  (11.01.22 10:26:49) 
bence bunlar anormal özellikler değil ama mesela ben bu kadar bireysel takılan biriyle evlenirsem çok mutsuz olurum, çünkü çizdiğiniz profilde ben çok yalnız hissederim. yalnız kalacaksam evlenmenin ne mantığı olduğunu bilmiyorum. annem ve babam 30 küsür yıldır, durmaksızın muhabbet edebilen iki insan. her şeyi de birlikte hatta ben ve kardeşimle de birlikte yapmış iki insan. dolayısıyla da “birlikte” olmaya alışkınım. evde tek başıma sıkılıp bunaldığım için ve şu anki sevgilim biraz sizi andırdığı için kedi sahiplendim. onunla paylaşıyorum hayatı. erkek arkadaşımıysa 10 gündür görmedim. bu gidişle de ayrılacağız çünkü yapamıyorum. ama illa ki sizin tarzınızda birlikte olabilecek kadınlar da vardır. sosyalizasyon süreçlerinin benzeşmesi meselesi.


  • inanna  (12.01.22 19:53:30) 
[]

Müzik CD’si nereden alabilirim?

Arkadaşlar nedenini niçinini soracaksınız, kişisel tercih diyeyim baştan. Ben bazı sevdiğim albümleri Fiziksel formatta, CD olarak toplamak istiyorum. Şöyle kolay kolay bulunamayacak CD’leri bulabileceğim bir kaynak önerebilir misiniz?

D&r falan yetersiz. En azından online storelarında bişey yok


 
akmar - zihni müzik

www.zihni.com

Opus3a - Cihangir

www.opus3a.com
  • dylancash  (02.12.21 15:40:13 ~ 15:47:31) 
kulübe hoşgeldin. kadıköy bu işin fiziksel merkezi.

ama ben dolar 1 küsurlardayken ebay'den düzmüştüm tüm arşivimi. şu an da orası bir derya da, doların hali malum.

ara ara gittigidiyor'a da bak, baya bir alternatif ya da eski cd satıyorlar.

müzik dediğin cd'dir. selam ederim.
  • mermize  (02.12.21 16:05:51) 
[]

Kalbur üstü kalitede bot önerisi.

Sneaker vb. ayakkabılara çok ekstrem paralar vermem ama bot konusunda, bir işleve yönelik bir ürün olması nedeniyle harcamaktan çekinmem. Sadece marka değeri olmayan, günlük kıyafetlerle giyilebilecek, YDS tarzı olmayan alınabilecek en iyi bot nedir sizce? Daha çok kot giyiyorum, ona göre bir şey önerebilirsiniz.




 
Buffalo aldım memnunum görüntüsü güzel.


  • olaylar olaylar  (27.11.21 21:28:51) 
dr martinez


  • rewlack  (27.11.21 21:47:07) 
Ecco


  • bana kedicik derdi  (27.11.21 23:44:01) 
Camper, timberland falan nasıl burada önerilen markalara kıyasla?


  • eksisozlukokuryazari  (28.11.21 00:39:22) 
[]

basılı dergi satın alınabilecek yerler

Arkadaşlar selam, her şeyi online alıyoruz artık , şu basılı dergileri satın alabileceğim, seçenekleri bol olan bir online alışveriş kaynağı önerebilir misiniz? Özellikle yabancı dergilere erişebilmek çok iyi olur.




 
Zor.

"Bu devirde dergi mi kaldı" diyenler gelmeden önce istatistiklerle konuşalım.
ABD ve İngilitere gibi ülkelerde basılı materyal hala oldukça yaygın ve seviliyor. Hatta internetin yaygınlaşmasına rağmen ABD'de basılı yayın sayısı 2002'den 2020'ye artmış durumda.

Günlük ortalama basılı yayın okuma süresiyse 21 dakika. (kaynak statista)

Gelelim bize Türkiye okumayan bir ülke. Sosyal medya okuma oranlarını iyice düşürdü. Haliyle, zaten az olan dergi satışları da iyice düştü. Geçmişte bir dergide çalıştım. Yıllık 5000 aboneye ulaşmak büyük başarıydı. 80 milyonluk ülkede 5000 abone...

Neyse bu rakamlar niye dergi bulamayacağınızın nedeni:)
Çoğu büyük kitapçı bile "satamıyoruz" diye dergi reyonlarını kaldırdı ya da küçülttü.

Yabancı dergi satışı zaten azdı, dolarla iyice düşmüştür o da.

Cağaloğlu'nda iyi yabancı dergileri getiren bir yayınevi vardı. Wallpaper vs. Ama galiba artık açık değiller. İstanbul'daysanız cağaloğlu taraflarını bir gezin derim.

Ya da turistlerin takıldığı bölgelerdeki kitapçılarda hala yabancı dergiler bulabilirsiniz.

Yine istanbul'da İstinye park, zorlu ve kanyon'da bulabilirsiniz. Ama tabii buraya gelen turist profili avrupa'dan orta doğu'ya kaydığı için onlar da bizim gibi çok okuma meraklısı değil. Haliyle buralarda da artık satışlar düştü diye kaldırmış olabilirler. Salgın döneminde gitmedim buralara bakamadım.

D&R'ın falan online mağazasında sadece çok satan şezlong dergileri kalmış maalesef.

Biliyorum basılı arıyorsunuz ama readly uygulaması bir tablete kurularak çok iyi bir alternatif olabilir.
  • anten  (01.11.21 09:27:09 ~ 09:29:17) 
Öncelikle cevap için teşekkürler ve söylediklerinize tamamen kayılıyorum. Basılı dergi bence farklı bir deneyim. Kitap için bile bu kadar iddialı düşünmüyorum, dijitalden devam edilebilir ama derginin farklı bir durumu var. Masanın üstünde duran bir dergi herkese cazip gelir, eline alır bir karıştırır.

Aslında dediğiniz gibi kanyonda falan vardı ama ben de pandemi başından beri AVM’lere pek yolumu düşürmüyorum. Bu yüzden online bir yer arıyorum ama sanırım yok.
  • eksisozlukokuryazari  (01.11.21 22:44:34) 
[]

Engelli sağlık raporu olası dezavantajları

Yarın kardeşim engelli sağlık raporu almak için muayene olacak. Bugüne kadar sağdan soldan sorduk bilinen bir dezavantaj duymadık ama bir de buraya sorayım, hatta daha spesifik bir sorum olsun,

engelli raporu alan birisi artık istese de engelli kontenjanı dışında çalışamaz mı? Özel kurumlar veya kamu kurumları farketmez.

Kendisi yeni lisans mezunu ve özellikle özel sektörde iş bulmaya bilgi birikimi vb. konularda yeterli birisi. Özel hayatında belki bu engeli bazı konularda kendisine zorluklar çıkarabilecek bir durum.

Bir iş başvurusu yaptığında hayır sizin engelli raporunuz varmış, sizi sadece engelli kadrosunda istihdam edebiliriz derler mi kısaca, teknik olarak.

 
Erkekse askerlik yapmadığı için başvuru aşamasında ya da mülakatlarda karşısına çıkabilir. Fiziksel bir engelse ehliyet alamama ihtimali de var.


  • dissendium  (17.10.21 22:19:34) 
bir dezavantajı yok, aksine istihdam için hayli avantaj sağlar. engelli kadrosunda çalışmak zorunda değil. zaten raporunu ibraz etmezse kimsenin de haberi olmaz şu anki yapıda. avantajı kullanmak için engelli olduğunu belirtmesi gerekiyor. beyaz yaka bir kadro için kendisiyle eş bir aday karşısında engelli kadrosunu nitelikli bir çalışana kullanacağı için şirketin gözünde öne geçer mesela.

askerlikten muafsa yapmış olandan bir farkı yok şirketlerin gözünde. bir işi yapamayacak ya da ehliyet alamayacak fiziksel bir durum varsa rapor olup olmaması bir şey değiştirmez zaten.
  • hadsafhada  (17.10.21 22:41:30 ~ 22:44:58) 
@hadsafada

Bizim derdimiz elimizdeki seçeneklerin kısıtlanmaması. Çünkü aslında eğitim hayatında falan engelinin problemini büyük oranda yaşamadı. Hakettiği avantajlara kavuşsun derken dezavantajlı duruma düşmesini istemeyiz.

Verdiğiniz yanıttan ise bir dezavantaj söz konusu değil diye anlıyorum.
  • eksisozlukokuryazari  (17.10.21 22:58:46) 
[]

Kediler sessizlik mi sever yoksa sıkılırlar mı?

Arkadaşlar evden çalışıyorum ama mesai saatlerinde yerimden kalkamıyorum çok yoğun ve bir iki el atmak dışında kızımla ilgilenemiyorum. Ev tamamen sessiz klavye sesi dışında. Genelde kedilerin sessizliğ sevdiğini biliyorum ama hayvan sıkılıyor gibi de görünüyor gözüme. Şöyle hafif bir müzik açmak mı mantıklı yoksa sessizlik daha mı iyi olur bu sıkıldığı saatlerde sizce? Siz ne yapıyorsunuz benzer durumlarda?




 
Sizin varlığınız bile yeter bence. Çok gürültü sevmezler diye biliyorum ama bizimki gürültülü ortamda bile çok rahat ediyor. Çok da dert etmiyorlar ortamı bence. Havayi daha çok dert ediyorlar bence. Sıcağı hiç sevmiyor bizimki mesela


  • beni sen öldürme  (10.08.21 22:40:58) 
Sesle bi ilgisi olduğunu zannetmiyorum. Biraz kedinin karekteri ve yaşıyla ilgili. Kimisi bi top bulur dakikalarca oynar. Kimisi de huysuz huysuz dolanır.


  • cilekli krep  (10.08.21 22:45:24) 
Topla oynatıyorum ben ev içinde. Ara sıra bile oynatsanız en azından biraz hareket etmiş olur. Benim kedim evde insan arıyor, yani köşede sessizce otursam bile yeterli onun için, evde kimse olmadığında yalnız hissediyor. Eve döndüğümde verdiği tepkilerden anlıyorum onu da. Birkaç tane kedi oyuncağı alın bence kendisinin de oynayabileceği.


  • tamam sakinim  (10.08.21 23:05:42) 
Ben kedi müziği açıyorum David Teie music for cats yazarsanız çıkar, spotify’da listesi var başka yerlerde de vardır heralde. Kedi oyuncakları da işe yarıyor, 3 katlı dönen top oyuncağı mesela asla modası geçmeyenlerden :)


  • megalomaniac  (10.08.21 23:31:13) 
[]

Kediler için hijyen.

arkadşlar evimizde misafir var, misafirin de küçük çocuğu var (yeğenim). Çocukları bilirsiniz tuvalet sonrası çok hijyene dikkat etmiyorlar. Geçen tuvalete girdim, yerde idrar kalıntısı gördüm klozetin önünde. Her neyse sonuçta çocuk ne yapabilirsin, ayakta yapıyor herhalde. görür görmez temizliyorsun ama şimdi bizim bir de kedimiz var, tuvalete de sürekli girer çıkar, kendi tuvaleti de orada. burdan aklıma şu soru geldi. Ben bekçi gibi tuvalete girip çıkandan sonra temizlik kontrolü yapacak değilim. İnsan idrarı kediler için ne kadar risklidir vet hekim arkadaşlardan var mı bilen? Gerçekten tehlikeli ise harbi bekçi gibi bekleyeceğim.




 
Peki misafir gidene kadar kum kabını farklı bir yere taşımak, tuvaletin kapısını sürekli kapalı tutmak mümkün mü? Benzer durum benim de başıma gelmişti. Çocuğun annesine söylemiştim, daha dikkatli olunmuştu falan da kesin çözüm değil tabii.


  • the she ronin  (08.08.21 17:09:06) 
Bu da mümkün ama her zaman yapılabilecek bir şey değil , illa gözden kaçan durumlar olacaktır. Ben aslında hani derler ya, tabi pis kabul ederiz ama, insan gerektiğinde idrar içebiliyor, aslında değer yargılarımız dışında bu kadar korkulacak bir şey değil midir acaba merak ettim.


  • eksisozlukokuryazari  (08.08.21 19:05:06) 
Ben de pis olduğunu düşünmüyorum. Sokakta kediler köpekler nelerin içinde… “Ev kedisi dışarıdaki gibi olmaz” diyeceksiniz ama benimkiler hep bahçeye, oradan dışarı çıkıp, gezer pislik içinde gelirdi, kimbilir nerelere girmiş… Tabii ben veteriner hekim değilim. İnşallah birileri yanıtlar da öğreniriz.

Bu arada belki kızacaksınız, haddime de değil ama söylemeden geçemeyeceğim; çocuğa eğitim şart :|
  • the she ronin  (08.08.21 19:26:45) 
Yok niye kızayım haklısınız.


  • eksisozlukokuryazari  (08.08.21 23:48:00) 
[]

apple store ürün değişimi hakkında

arkadaşlar benime limde 2017 model bir iPad Pro var. ürünün garantisi sona erdi zaten ve ekranda küçük bir piksel problemi baş gösterdi geçen gün. hani dikkat etmesen farketmezsin bile. her neyse , iPad'lerde ekran değişimi yapılmıyor ve ürün eğiştiriliyor. burada ben tamire götürdüğümde karşılaşalım ücrete dair applein sitesinde bir pusula yer almakta. ancak yeni cihazlar için daha yüksek bir tutardan bahsediliyor. değişimde bana halen üretilmeyen bir iPad 10,5 inç mi verecekler bu ücret karşılığında, bu işlerden anlayan biri var mdırı?




 
evet üretilmeyen modelden, sizin ipad’inizden verecekler. onun da bir fiyatı vardır, servise danışın.


  • avianthem  (10.05.21 11:18:03) 
benim bildiğim kadarıyla bu tarz ürün değişimlerinde apple "refurbished" ürünler veriyor. yani bir arıza nedeniyle geri alınmış, arızası ve kozmetik problemleri giderilmiş, pili değiştirilmiş ürünler. tamamen sıfır ürün vermeyecekler.

size ne zaman üretildiği belli olmayan bir ürün verecekler.

ben 2 kere, tanıdıklarım da 3-4 kere böyle ürünler aldık. problemsiz çalıştılar.
  • co2s2  (10.05.21 14:58:45) 
O zaman şu an neredeyse farkedilemeyecek bir hataya sahip cihazımla devam diyorum çünkü o kadar paraya değmez benim açımdan, sıfır verilmeyecekse. Cihazım çok temiz aynı zamanda. Dikkatli bakıp araştırırsan anca iğne ucu kadar bir yer bulabilirsin ekran probleminde de.

Bilgi için teşekkürler boşa gerçekleşecek bir işlemden kurtardınız.
  • eksisozlukokuryazari  (10.05.21 15:50:53) 
eger uretilmeyen/stokta kalmayan bir model ise halen uretilen bir ust modelini verirler. bu biraz sans isi.

refurbished degil swap cihaz veriyorlar. yani sifir ama kutusuz.

eger sorun sadece pikselse ve ortada bi yerde degilse hic degmez.
  • yoggi  (11.05.21 00:21:46) 
@yoggi eğer dediğiniz gibi üretimde olan devamı niteliğindeki cihazı vermeleri söz konusu ise o zaman bunu düşünebilirim. Net midir bu bilgi?


  • eksisozlukokuryazari  (11.05.21 13:50:41) 
eski Apple Care calisaniyim. bilgi net ama ne olacagi net degil.

cihaz servise aliniyorsa ve degisim istenirse ayni model yoksa ust model verilir. servise de sorabilirsiniz bunu hatta Apple'i arayip onlara da.
  • yoggi  (11.05.21 21:22:15 ~ 21:22:42) 
Onlar ürünün refurbished olup olmayacağı konusunda bilgi verirler mi? Bir de sitede yer alan garanti dışı tamir ücreti tamiri mümkün olmayan ve değişim kararı alınan ürünlerde değişiklik gösteriyor mu. Mesela 3 buçuk bin TL gibi bir fiyat var orada. Güncel satılan iPad Pro 8 buçuk bin TL. Devamı niteliğindeki ürün için karlı bir değişim müşteri açısından. Hatta suistimal edenler de olur.


  • eksisozlukokuryazari  (12.05.21 00:33:49) 
[]

Covid yemekten bulaşmayıp elimizi ağzımıza götürünce nasıl bulaşıyor?

Trollük gibi bir aracım yok ve bu konular konuşulalı çok oldu biliyorum ama ben bundaki mantığı hala anlayamadım. Dışarıdan söylediğim yemeği piştikten sonra kutusuna koymadan üstüne öksürürse sayın ustamız, bu bir risk değil midir? Ama kapı kolunu tutarsak ve elimizi yüzümüze sürersek risk var mesela.




 
İşte aslında öyle bir şey yok. Cansızda virüs aktif olmadığı için cansızdan canlıya geçmez, bulaşamaz, hareket edemez çünkü. Ha süpürüp alırım bende aktive olur deniyorsa hiç yaşamayalım o zaman. İnsandan insana bile birbirinin ağzının içine girilmedikçe geçmeyen virüs cansızdan cansıza nasıl geçecek ben de hâlâ anlamıyorum.


  • 1bir1bir1  (09.05.21 16:29:13) 
yemekten bulaşmadığını kim söyledi?


  • rose parks  (09.05.21 17:16:56) 
@rose parks, birçok araştırma, birçok uzman

soru için de, yüzeylerden bulaşma ihtimalinin çok düşük olduğu söyleniyor. binde birlik ihtimal için hayatı zehir etmeye gerek yok.
  • sabenburak  (09.05.21 18:03:07) 
[]

şirket pc'sinde kullanmalık ergonomik ve kullanışlı mouse önerisi

yoğun mouse kullanımım var, binlerce tl bile olsa bir mouse alacağım ancak şahsi bilgisayarımda değil şirket pc'sinde kullanacağım, bu nedenle en önemli öncüller pc'ye bir adaptör ile bağlanması( direkt bluetooth bağlantısı mümkün değil) ve bir yazılıma ihtiyaç duymadan da basic kullanımı gerçekleştirmem(yazılım kurulumu da mümkün değil). tabi en önemlisi de günde 10 saat ortalama kullanıma uygun ergonomik özelliklere sahip olması. önerileriniz için şimdiden teşekkürler.




 
Dikey mouse'larin sağlık ve ergonomi açısından daha iyi olduklarını okumuştum. Kullanmadım ama aklınızda bulunsun


  • vernonj  (25.04.21 19:38:31) 
Anker vertical mouse kullanıyorum ben, dediğin gibi usb alıcısı var. Zamanında 20 dolara aldığım şey şimdi 300-400 lira ama sanıyorum. Ben memnunum ama başta bir alışma süreci geçebilir, millet tip tip bakabilir. (logi'nin daha orta yol mouse'ları da var, hafif dikey gibi ama tam değil, veya trackball mu ne mouse'u hiç hareket ettirmediğin bi mouse'u da var)

Fakat, mesela ben fotoğraf/video işlerken mask vb. şeyler yapmam gerekirse normal mouse'a geçiyorum genelde.(veya oyun oynarken) İnce işler için sanki hala daha iyi. Ama web, ofis işleri vb. için dik mouse rahat.
  • nhk ni youkosu  (25.04.21 19:50:36 ~ 19:51:21) 
dikey mouse +1

trust markasının kablolu dikey modelini kullanıyorum, birkaç hafta önce amazon'dan 99 liraya almıştım.
  • someonewalksalone  (25.04.21 19:55:24) 
Dikey istemezseniz de Logitech MX Master 3 rahat ve kullanisli duruyor, ona bakabilirsiniz.


  • Haldamir  (25.04.21 19:58:42) 
dikey mouselar sanki bana hız kaybettirir gibi geldi, gün içinde mouse ile tek tük değil yoğun şekilde hızlı kullanım gerektiren bir işim var. bu nedenle mx master 3'te karar kıldım, teşekkürler.


  • eksisozlukokuryazari  (25.04.21 22:57:32) 
m330 sessiz mouse çok memnunum


  • megacracker  (25.04.21 23:16:07) 
[]

Adsl to fiber

Apt kapısına kadar fiber gelmiş. Başvurumu yapınca eve fiberin gelmesi ne kadar vakit alır. İnternetim kaç gün kesilir. Evden çalışıyorum 1 gün bile kesilse yaptıramayabilirim. Hat ttnet bu arada




 
apartman kapısına mı geldi yoksa evin kapısına mı? önemli olan bu.

eğer apartmana geldiyse kutu kurulumu vs uzun sürebilir ama apartmana kutu geldiyse evinize kablo çekimi çok kısa sürer.

ttneti arayıp bilgi alabilirsiniz.
  • false pretension  (13.04.21 19:39:42 ~ 19:39:57) 
Apartmanın kapısında kutu var ama daire kapısına kadar getirilmiş bir şey yok. Onlar dediler zaten 1 hafta internetiniz kesik kalabilir diye. Her fibere geçen interneti kesik bekliyor mu, çok saçmaymış. Bağlanana kadar neden adslimizi kullanamıyoruz ki, değil mi?


  • eksisozlukokuryazari  (13.04.21 19:42:51) 
Onlar kablo çekilse bile beklersiniz diyor.


  • eksisozlukokuryazari  (13.04.21 19:43:34) 
Binadaki kutudan eve kablo çektikten yarım saat sonra interneti açtılar. Adsl aboneliği fiberden bağımsız olduğu için ne zaman kapatırsanız o zaman abonelik sona erer. 1 hafta demelerinin mantığını anlamadım.


  • IncredibleMau  (13.04.21 20:01:15) 
Adslden nakil olduğu için nakil gereği ikisi aynı anda açık olamaz dendi. Nakil işlemi başladığında diğeri kapanır gibi bişey söylediler.


  • eksisozlukokuryazari  (13.04.21 20:20:15) 
Ttnet adsl kullanıyoken vodafone fiber'e geçtim. Altyapılar farklı olduğu için nakil yapılamayacağını söylemişlerdi bana. Önemli değil ama bu. 1 hafta internetsiz kalmak çok mantıksız. Binada zaten kutu var. Kutudan eve kablo çekmek hadi diyelim en kötü 1 2 saatlik iş olsun. Kabloyu modeme bağladıktan sonra interneti aktif etmenin ne bir zahmeti ne de evrak işi var.

Tek bir ihtimal veriyorum 1 haftanın mantıklı olabileceği durum olarak. Bizim binada vodafone kendi altyapısını kullanıyor. Sizin durumda firma kiralanmış bir altyapıyı kullanıyorsa eğer belki kendi aralarındaki anlaşma, prosedür uzun sürüyordur. Yine de arayıp bi başka müşteri temsilcisine daha sormak lazım.
  • IncredibleMau  (13.04.21 20:30:12) 
Firma Telekom zaten. Sanmıyorum kiralık bir altyapı kullanacağını.


  • eksisozlukokuryazari  (13.04.21 21:18:01) 
[]

Router / modem

Evimde 16 mbit (onu da veremeyen 9-10 mbit çeken) adsl var ve fiber altyapısı yok. telefonlar 4g 2 diş falan çekiyor.
Modemim ise ttnetin verdiği eski bir zyxel. Dual band falan değil yani, alakası yok beyazı sararmış bir modem. Buna rağmen ev teknoloji yuvası gibi , 4 kişinin kişi başı 3 cihazı aynı anda modeme bağlı oluyor zaman zaman fazlası da.ileride taşınacağım, bu nedenle fiber olan bir yere de gidebilirim şansa bağlı olarak. Taşınacak olmasam bile bu yavaş hıza tahammül etmek dışında yapabileceğim şeyler kısıtlı.

Pandemi sürecinde de acayip bir kullanım artışı oldu evde, uzaktan eğitimler, evden çalışmalar falan, yarım puan iyileşse bile kar benim için,

Bu nedenle aklıma en azından kablosuz bağlantının niteliğini değiştirmek geldi.

Şimdi sorum şu, ben tercihen eğer faydalı olacaksa sadece Router özelliği olan ama bunu gerçekten kaliteli yapan bir cihaz almayı düşünüyorum. Eski modeme bağlayıp kullanayım diyorum. Sonra ileride iyi internetle bir yere geçersem bu defa da fiber uyumlu bir modem alır Router ile birlikte kullanırım diyorum.

İnternet bağlantısında modemin ciddi bir önemi var mı, Router iyi olduktan sonra? Cidden bilmiyorum. Yok modem zayıf zincirdir diyorsanız modem router özelliği olan bir cihaz alacağım, ama şimdi bu altyapıyla da çok üst bişey almak istemiyorum bu senaryoda. Eğer ikinci seçenek mantıklı ise o zaman bir modem Router cihaz önerebilir misiniz standart kullanım için. İlerde fibere geçince düzgün bir modem Router alırım o senaryoda.

Ama yok şu internetinizle modeminiz en üst olsa da bir şey değiştirmez, sizin hayat kalitenizi sadece Router yükseltebilir diyorsanız Router almayı tercih ederim. Modemi sonra düşünürüz.

Teşekkürler.

 
Yalnız benim problemim çekiş gücü değil, modemin 1 metre yanında da memnun değilim yüklü kullanımda, repeater bu yönde katkı yapabilir mi pek sanmıyorum. Benim Router tercihimin nedeni gelen neti kablosuz olarak daha yeni bir teknoloji ile cihazlara iletmek. Bir de birbiriyle konulan cihazlara internet hızından bağımsız yüksek iletişim sağlamak.

Merak ettiğim şey modeminiz kötü olduktan sonra Router değişikliği hiç bir anlam ifade etmez denebilir mi. Sonuçta modem dağıtıcı değil, dağıtan birleşik veya ayrı şekilde kullandığımız modemler. Zaten eve gelen internetim kötü bu yüzden işin modem kısmına yatırım yapmak gereksiz olabilir mi acaba. Router yeterli midir.
  • eksisozlukokuryazari  (24.03.21 23:34:04) 
[]

kedim kapı çerçevesine zıplıyor

arkadaşlar benim kedim küçüklüğünden beri sık sık kapı diplerine saklanarak biz yaklaşınca kapı çerçevesine zıplıyor. kapının dibine saklandığını farkedince kendini çarpmasın diye odadan çıkışımızı 10 15 dakika öteliyoruz bazen. şimdi benim sorum şu. bu davranış siz kedisi olanların kendi kedilerinde de karşılaştığı bir durum mu? yaygınsa ve kimsenin başına bir şey gelmiyorsa korkacak bir durum yok sanırım, merak ediyorum çünkü zıpladığında göğsüyle tosluyor adeta kapı çerçevesine. bir yerine bişey olmasından çekiniyorum. arada kontrollü de zıplıyor ama bazen allah ne verdiyse ağaca tırmanır gibi zıplıyor.

canı yanmıyor olacak ki her defasında bu oyunu oynuyor tekrar tekrar. kapılara yastık falan yapıştıracak halimiz de yok.


 
:) aklınca pusuya yatıp sizi avlıyor işte. Korkacak bir şey yok, tanıdığım tüm kediler bunu yapıyor. Bazen kafasını taakk diye vururdu bizimki de, ama hiçbir şey olmuyor onlar ölçüsünü biliyor sanırım.


  • megalomaniac  (17.12.20 04:29:49) 
Hahaah, vallaha normal kedi yok. Size pusu kuruyor, avlıyor aklınca şapşik. Belli genç kedi, durulur zaten sonra. Bir şey olmaz bol bol sevin kediciği..


  • SiyamkedisiZorro  (17.12.20 09:23:53) 
iyi bari :) göğsünü vurunca bazen takk diye ses geliyor çerçeveden ,bazen ondan çekiniyordum ama dediğiniz gibi sanırım. kediler dozajını kendi ayarlar diye umuyorum.

evet pusu kuruyor, şapşik. bide heyecanlanıyor yaklaşırken, yere yapışıyor gözleri boncuk boncuk oluyor, sonra hoop.
  • eksisozlukokuryazari  (24.12.20 23:12:39) 
[]

USB’den şarj, amper hakkında.

Arkadaşlar, elektronik cihazım 1 amperlik bir adaptörle şarj oluyor normalde prize takılırken. Çoklu prizimin üstünde USB şarj noktaları var. Buradan şarj etmenin bir sakıncası var mı, 2,4 amper yazıyor. Farklı bir amper değeri olması tam uyumlu olmadığı anlamına mı gelir. Pek anlamam da elektrik işlerinden.




 
Düşük amper sıkıntı yaratır yüksek amper problem çıkarmaz. Lazım olmayan akımı çekmeyeceğinden cihazını 1amperlik lüpleme yapacaktır.


  • hedep  (17.10.20 23:46:57) 
[]

ABD’den kulaklık getirtmek

Arkadaşlar massdroptan kulaklık almayı düşünüyorum, belki de bir ampli de alırım. Toplamda seçenekler 150 usd ile 300 usd arasında değişiyor. Hayatımda yurtdışından su bile almamış biri olarak öncelikle sormak istediğim şey şu, yurtdışından ne alırsak alalım, illegal bir ürün olmadığı sürece ve gerekirse vergisini ödemeyi kabul ederek her şeyi getirebilir miyiz? Değilse burada kıstas nedir? Ek masraf olarak ne kadar bir tutarı gözden çıkarmalıyım bir de bunu merak ediyorum? Hiç evimden çıkmadan ürünün evime gelme ihtimali var mı?




 
Eğer satıcı site gönderiyorsa heryerden legal her şeyi alabilirsiniz.

Faturalı geleceğinden ötürü ürün bedeli üzerinden vergiye tabi tutulacaksınız. (hesaplayan siteler var bunu) Vat nedir araştırın.

Kapınıza kadar gelecek muhtemelen zaten bir aksaklık çıkmazsa ptt ile. Aradaki vergi farkını da ptt memuruna ödeyeceksiniz.

Amerikadan kargo kalın tutabilir biraz thomann'a baktınız mı orada da hifi kulaklık ve amfileri satılıyor ve tr'ye gönderirken bi miktar vergi indirimi dahi yapıyor ürünlerde.
  • hedep  (16.10.20 02:14:41) 
en temizi amazondan bakin urune ve oradan alin


  • oscar  (16.10.20 05:32:11) 
ABD'den gelecek birine aldırmanız daha ucuza gelir eğer acelesi yoksa. Arada duyuruda ABD'den dönecek kişiler komisyon karışığı getiriyor böyle ürünler. Vergisi, kargosu zaten kol gibi olduğundan en hesaplısı bu olur. Ama en temizi oscar'ın dediği gibi amazon'dan almak. Orda DHL seçeneği de var PTT ile uğraşmazsın.


  • himmet dayi  (16.10.20 09:08:34) 
[]

Fiber internet modem

2001 yılından beri aktif internet kullanıcısı olarak daha önce oturduğumuz hiç bir evde fiber altyapısı bulunmadı, şu an nasıl akıllarına estiyse mahalleye fiber altyapısı kurmaya başladılar. 2020 itibariyle ilk defa fiberle tanışacak birisi olarak sizlerden modem konusunda yardım almak isterim. Sanırım ADSL modemimiz zaten artık kullanılamayacak. Telekom’un yanında getirmeyi önereceği modemler nasıldır arkadaşlar? Ev 140 m2. O modem yerine kendim alacağım bir başka modemi kurmak için telekom görevlilerine ihtiyacım olur mu? Nasıl bir model alırsam f/p olarak verimli olur. 400-500 liraya bişey almak ile telekomunkileri kullanmak arasında fark olur mu? Evde internete bağlı olan yaklaşık 15 cihaz var, bunların genelde 10u filan aynı anda bağlı oluyor.




 
Ben de daha yeni fiberi olan siteye taşındım. Bizim evde bir fiber sonlandırıcı, media converter gibi bir cihaz var. Aynen modem büyüklüğünde ve fiber kablo ona gidiyor, ondan da modemin WAN portuna cat6 kablo ile bağlantı yapılıyor. Hem fiber sonlandırıcı, hem de modemi TTnet getirdi (daha doğrusu, sadece modemi getirdi, fiber sonlandırıcıyı da herhalde önceden getirip bırakmışlar) ve sonra da götürecek. Üzerinde satılamaz ibareleri mevcut. Modem Tp-Link Archer C5v. Güzel, 5ghz wireless'ı da mevcut falan. Tekrar modem almaya falan gerek yok bence.

Fakat, bizim evde şöyle bir durum oldu ve belki sende benzerini yaparsın: TTnet'in getirdiği modem aynı zamanda VOIP yapıyor, yani telefonu da modem üzerinden alıyorsun. Güzel bir şey ama kötü yanı modemi nereye götürürsen telefon da oraya gidecek. Ayrıca modemi salona koyunca uç odalara wireless zor gidiyor. Ben o yüzden modemi tesisat odasında bıraktım, orada her odaya çekilmiş cat 6 kablo var, bendeki mevcut eski modemleri access point yapıp içeride interneti dağıttım, telefonu da salona verdim. Kısaca modem alma ama evinin durumuna göre access point veya bridge, repeater, powerline falan al. Telekom gelsin kurulumunu yapsın sen sonra ayarlarsın.
  • malheiros  (03.10.20 21:19:06 ~ 21:19:56) 
@konetsu zaten kaçamayıp alacaksın diyorsunuz yani. Peki bu modeme router alıp bağlasam ( genelde evin belirli bölgelerinde internete bağlıyım aslında, mesh biraz gereksiz kaçabilir) gereksiz yatırım mı olur yoksa bu modemi söküp kendim bir modem alıp mı kurmalıyım? Ya da hiç bir şey yapmaya gerek yok, herkes Telekom’un modeminden memnun diyebilir miyiz?


  • eksisozlukokuryazari  (03.10.20 21:20:20) 
@malheiros uzun süredir internet kullanıcısıyım ama teknik bilgim en azından bu konuda zayıf. Anlattıklarınız benim mevcut bilgimle kendi kendime yapamayacağım şeyler gibi. Olmazsa bu konuyu daha da derinlemesine araştırıp dediğinizi yaparım, fiber bağlandıktan sonra. Teknik bilgisi ortalama olan biri için bu dediklerinizi yapamayacaksa modem/ Router almak mantıklı mıdır yoksa hiç gerek yok mu? 5ghz olsa aslında iyi olur dediğiniz gibi.


  • eksisozlukokuryazari  (03.10.20 21:26:28) 
Hiçbir şey alma. Telekom sana modemi bağlayıp gitsin bi. Masraf etme. Ayrıca o modemler sanırım uzaktan yönetiliyor, yani klasik ADSL/VDSL gibi olsa, girer PPPOE denilen, sana verilen telekom kullanıcı adı ve şifresini yeni modeme girip bağlantı yapabilirsin. Ama bu fiberinki pasif optik ağ dedikleri bir şey. Yeni modem alsan ayarını sen yapabilir misin garantisi yok. Belki telekom o ciha zuyumsuz der elinde kalır.

Dediğim gibi modem almayı unut. Sonra belki access point, repeater, bridge veya powerline alır eve dağıtırsın. Senin durumunda, hani anlamam diyorsun ama çok kolay işler aslında, herhalde repeater almak en kolayı olabilir...
  • malheiros  (03.10.20 21:31:54) 
@konetsu kapsama alanını bir kenara bırakırsak benim sorum aslında kapsama alanından çok ağ kararlılığı, aynı anda cihazlara bağlantı verebilme ve hattan gelen hızı cihazlara düzgün yansıtabilme ile ilgiliydi. Piyasada bu konularda başarılı bir marka öneriniz var mı? Gerekirse sadece 2 odada çeksin ama gerçekten teknik olarak yeterli ve günceli yakalayan bir modem olsun. Şimdi piyasada wifi 6 gibi şeyler duyuyorum, tabi bunlar daha sanırım çok pahalı şeyler ama, en azından standart bir kullanıcıya en iyi deneyimi uygun sayılabilecek bir fiyatla önerebileceğiniz cihazlar var mı?


  • eksisozlukokuryazari  (03.10.20 21:36:56) 
@ malheiros sanırım bir süre kullanıp öyle karar vermek daha mantıklı.


  • eksisozlukokuryazari  (03.10.20 21:39:24) 
@konetsu başka fiber altyapı yok henüz çevremizde


  • eksisozlukokuryazari  (03.10.20 21:40:52) 
[]

Blender- siemens vs braun

Arkadaşlar selam, blender alacağım , küçük ev aletlerinde bu iki marka arasında daha iyi olan , baskın biri var mı yoksa aynı seviyede firmalar, hangisini alırsan al diyebilir miyiz?




 
Önerim Siemens. satış sonrası vs.


  • nabiyonenabimsennabiyoniyinabimsen  (29.09.20 02:49:02) 
bıcağının bulunduğu o cubuk çelik olsun, plastik değil. markayı bilemiyorum


  • delidiyorum  (29.09.20 08:31:15) 
[]

vücut kılları ve dövme

arkadaşlar vücudumda yoğun olmamakla beraber yaygın vücut kılı var. yani omzumda da var, sırtımda bile çok hafif bir miktar var karnım göğsüm bacaklarım kollarım falan hep kıllı , tabi işin sadece anlattığım kısmıyla bakılırsa mizahi bir tarafı da var ama doğrusu kıl yoğunluğu da çok az ve rahatsız etmiyor görsel olarak. zaten açık ten rengine sahibim, herhalde benim kadar açık tenli olan insanların büyük kısmında sakal bile tam çıkmıyor.

her neyse bu kıllar az miktarda ve zayıf olmaları nedeniyle görsel anlamda pek sıkıntı çıkarmıyor. ya da aldığım feedbackler bu yönde en azından. ama bu kullar arasında neredeyse kopuk alan olmadığından da bölgesel epilasyon vb. yöntemler kullanamıyorum çünkü bölgesel temizlik komik bir görüntü ortaya koyuyor.

dövme yaptırmak istiyorum, ama epilasyon ve ağda yani kısaca kıllardan kurtulmak ihtimal dışı. tam vücut epilasyon gibi bir şeye girişecek kadar problem yaratan bir durum değil bende. kıl ve dövme arasında sizce kesinlikle negatif bir ilişki mi var. kılı olup da dövme yaptıranlar hangi bölgeleri tercih etmeli seyrek kıllı bölgeler filan göz önüne alınırsa?

 
sana göre sorun yaratmıyordur.
insanlar nezaketten söylemiyor genelde.
alexandrite lazere git 2-3 seans seni normal hale getirir. dövmeyi öyle yaptır.

cevap: kesinlikle negatif bi ilişki var.
  • rewlack  (31.07.20 21:44:32) 
Anladım @rewlack. Yani burada kıllılığı savunacak değilim ama insanların nezaketten beğeneceği insan tipi orman kaçkını gibi olanlardır. Koltuk altında tüy gördüğüm kızdan, omuzlarında kıl olan adamdan rahatsız olmam insan temiz olmalı bu yeterli. Ama dövme olayı dediğin gibi kolla beraber gidecek gibi değil.


  • eksisozlukokuryazari  (31.07.20 22:51:53) 
[]

abd’de void vb. kavramlarla kafayı bozan türk

Bi abimiz vardı hatırlıyor musunuz. Sonra Elazığ’a dönmüş dağın başında tek oda bi yerde yaşamaya başlamıştı. Türkçesi biraz kırıktı. Akşamdan beri hatırlamaya çalışıyorum. Şizofrenisi vardı sanırım.




 
Platform YouTube bu arada. Hatta vakti zamanında YouTube’a rakip bir platform açtığını anlatıyordu.


  • eksisozlukokuryazari  (16.06.20 02:38:20) 
(bkz: sümer kolçak)

edit: hee youtube demişsin, bu ekşideydi. Youtube'da var mı bilmiyorum, çok takip etmiyodum ben

edit 2: gerçi elazığ falan da uyuyor. Budur herhalde
  • nundu  (16.06.20 02:39:29 ~ 02:41:11) 
sümer twitter'da galiba artık. yine devam.


  • ozdek  (16.06.20 12:25:46) 
[]

priz kıvılcımları

arkadaşlar hassas elektronik eşyalarımın takılı olduğu bir surge protector çoklu prizim var. bugün hava bir ara çok kötü oldu ve ne olur ne olmaz diye üzerindeki switchi off konuma getireyim dedim.bu sırada butonun arkaplanında belli belirsiz kıvılcım gördüm. hani kıvılcım da denemez belki ama küçük bi atlama gibi bişey oldu. bu eski prizlerde çokça başa gelen bir olay ama modern ürünlerde pek karşılaştığım bir şey değil.

sormak istediğim şey şu, mesela düşük omaj değerine sahip bir bluetooth kulaklığım bağlıydı prize o sırada. priz kapanırken bu tarz kıvılcımlarla kendini belli edecek, küçük bile olsa bazı hassas cihazları bozabilecek düzeyde aşırı yükleme vb. şeyler gerçekleşebilir mi?

ikincisi de elektrikli aletlerin elektrik kaynaklı sorunları varsa bu yavaş yavaş ortaya çıkabilir mi, yoksa elektrik kaynaklı bir arızası olan cihaz zaten açılmaz mı? bu örnekte mesela kulaklık zarar gördüyse zaten açılmazdı diyebilir miyiz?

 
kulaklığının durumu tamamen bağlı olduğu şarj aletine bağlı. tüketici elektroniğinde kullanılan şarj aletlerinin hepsi manyetik izolasyona sahip. yani, içlerindenki trafo sayesinde elektriksel olarak şebekeden ayrılmış oluyorlar (galvanic isolation). bu sayede, takılı olan cihaz kısa devrelerden vs. etkilenmiyor.

elektrik kaynaklı sorunlar yavaş yavaş ortaya çıkabilir. örneğin, uygun gerilimde kullanılmayan bir cihaz ilk başta çalışıyor gibi görünebilir. ama aslında içerisindeki sıcaklık yükseliyordur. sıcaklık da komponentlerin yavaşça bozulmasına yol açabilir.
titreşim ve nem de aynı şekilde cihazınıza yavaşça zarar verebilir.
  • blackmamba  (23.05.20 19:07:47) 
@blackmamba teşekkürler cevabınız için , gayet açıklayıcı ama bir kaç ek sorum daha olacak. Mevcut durumda düzenli bir yanlış gerilim gibi bir şey yok, yani aslında spesifik olarak başıma gelen olayda ya o an bozulurdu ya da bişey olamamıştır gibi düşünebiliriz sanırım. Anlık bir olaydı çünkü. Yani umarım öyledir.

Cahilim bu konuda, o yüzden saçma gelebilir ama galvanic isolation olarak açıkladığınız durumda elektriksel şebekeden ayrılan bir alet nasıl elektrik alıyor peki ? Hiç bir zaman kıvılcımlardan korkmamıza gerek yok mudur o sırada bağlı olan cihazların kondisyonu açısından? Bazen prize söküp takarken böyle kıvılcımlar görebiliyoruz.
Bir de uygun adaptörle kullandığımız cihazlar için prize takma anından sökene kadarki süreçte pek de korkmamız gereken bir şey diye anlıyorum.
  • eksisozlukokuryazari  (23.05.20 19:51:33 ~ 19:55:53) 
cihaz şöyle elektrik alıyor: faraday yasası sayesinde.
primerdeki (şebeke tarafı) değişken manyetik alan, sekonderde (kulaklık tarafı) tekrar gerilim oluşturuyor.

3.bp.blogspot.com

kıvılcımlar tamamen güvenli diyemem. sürekli görüyorsanız evinizde topraklama ile ilgili bir problem olabilir. tavsiyem cihazları kapalı halde iken prize takın. adaptörleri kapatmanın bir yolu yok gerçi ama, prizin üzerinde anahtar varsa önce fişi takıp sonra prizi açabilirsiniz. bu arada adaptörü çıkartırken kıvılcım yapmaz mesela ama elektrik süpürgesi vs. yapabilir. o da apayrı bir konu :)
  • blackmamba  (23.05.20 20:41:55 ~ 20:50:16) 
[]

Ambalajların dayanıklılığı

Biliyorsunuz son zamanlarda şahsen kendimiz yapmasak bile ev ahalisi mutlaka dışarıdan alınan ürünleri temizliyor. Artık sabunlu bez bir yana , yüzde 90 alkollü, gliserinli, bütanlı, propanlı, pantenollu sprey dezenfektanlarla falan bu işi yapanlar var. Benim sorum şu olacak, bu tarz ürünler , ambalajlı ürünlerin içerisine herhangi bir şekilde sirayet eder mi? Bu ambalajlı ürünlerin bir kısmı uzun dönemde tüketilen şeyler ve ambalajların koruyucu özelliğini koruması gerekiyor. Kimyasal açıdan bu tarz temizlik ve dezenfeksiyon ürünleri ambalajlarda deformasyona neden olabilir mi? Bilen için cahilce bir soru olabilir ama en son annemin kedinin beş kiloluk mama ambalajını bebak el dezenfektanı ile temizlediğini görünce merak ettimi.




 
Ya iyice kafayı yedik. Gerçekten o saydigin şeylerle yikiyorlarsa paketleri acil şifalar diliyorum onlara. Eve aldığınız meyve sebzeyi de bu saydıklarınizla yıkıyor musunuz? Yikamiyorsaniz bunları neden yikiyorsunuz?


  • sckxyss  (06.04.20 20:06:52) 
Sorumun cevabı bu değildi ama


  • eksisozlukokuryazari  (06.04.20 20:23:44) 
Sabunla yıkanıyor bu arada zebze meyveh.


  • eksisozlukokuryazari  (06.04.20 20:26:30) 
her şeyi paketinden çıkartıyoruz. hiç bir şeyi paketinde tutmuyoruz. paketli kalması gereken bişey aklıma gelmedi. varsa bile sabunlu suyla yıkıyoruz.


  • scudman1  (06.04.20 21:16:27) 
@scudman1 dostum örneğini verdiğim 5 kiloluk kedi ammasını filan biz ambalajıyla kullanıyoruz normalde. aslında sorum nasıl koruyalım değildi. kimyasallar ambalajın koruyucu özelliğini bozar mıydı?


  • eksisozlukokuryazari  (06.04.20 23:53:46) 
[]

Koronavirus bulaşıcılığı hakkında

Arkadaşlar şimdi kendimle ilgili bir soru sormuş olacağım ama cevabının herkesin işine yarayabileceğini düşünüyorum. Ayın 11inde son defa ofisten çalıştığımdan beri evden çalışıyorum , dışarı kafamı bile uzatmadım. Ayın 12 sinde biraz halsizdim 13ünde de bu durum sürdü ve düşük bir ateş yaşadım. O günlerde vaka 5-10 falandı, yani korkacak bir şey yok gibiydi ve herhangi bir yere başvurmadım. Daha sonra sanırım 14-15 gibi öksürüğüm başladı ki ben kış aylarının çoğunda sürekli öksürürüm, küçük bi bronşitim var. Halen de öksürüyorum hatta. 12 13 ü dışında bir halsizlik hissetmedim ve sanırım ateşim de bi daha yükselmedi bazen biraz sıcak hissettim sadece biraz, kuru öksürüğüm var ki bu benim için ömrümde çok sık karşılaşmadığım bir durum değil. Asıl sormak istediğim şey şu, ailem de yanımda, 60 yaş civarındalar. Hafif burun akıntısı filan yaşadılar 1-2 gün ama çok şükür sağlıkları iyi ve hasta olmadılar. Elimden geldiğince kendimi sakındım ama odaya kapanmalı karantina da yapmadık çünkü öksürük dışında şikayetim yok 15 gündür. Onlarla ilk halsizlik yaşadığım 11i öncesinden beri de beraberim. 14 günü geçti bu süre ve bir şey yaşamadılar. Kesin konuşmamakla birlikte ben ve ailemin durumunda olanların içi rahat olabilir mi? Doktora gitseydim ve ev karantinası verseydi süre 2-3 gün önce dolmuş olacaktı onlar için. Öksürüğüm devam ediyor ama bu bronşitimle ilgili sanırım. Aslında koronavirüs taşıdığımızı varsaydığım bir senaryoda bu kadar gün kimseye bişey bulaştırmamış olma ihtimalim var mı ayni ev içinde. Kendimi sakınmaktan yoruldum çünkü, çok yorucu ve sinir yıpratıcı bişey.




 
bkz: kütle halinde yazmak

çok yoruldum ama ben de okudum. herkeste 14 günü geçmiş. hepinizi tek tek karantinaya da alsalar 14 gün geçince bir sıkıntı yok diye bırakacaklardı. yani bir sıkıntı yok.

sen belirti olmadan da geçiriyor olabilirsin, ama ailen ateş vs. belirti gösterirdi muhtemelen yaşları gereği. hadi diyelim göstermediler, e sorun değil. 14 gün aynı zamanda iyileşme süresi.

ama bir obsesif kompulsif bozukluk sezdim. şu dönem bitsin, bunla ilgili bir tedavi bakabilirsin.
  • metrobus yoluna kacan angus  (29.03.20 11:33:38) 
ahahaha teşekkürler beyler. Detaylı yazayım derken karışmış iyice. Takıntılı olsyadım daha farklı davranırdım ama, hala öksürüyorum çünkü.


  • eksisozlukokuryazari  (29.03.20 14:10:15 ~ 15:03:17) 
[]

bluetooth kulaklık önerisi.

yeni bir kulaklık alacağım, piyasada var olan seçenekler sony wh1000xm3, sennheiser momentum 3, bose 700 ve bowers wilkins px7. momentum 3 ve bose deneme imkanım oldu, momentum 3 ü bas ağırlıklı buldum, duyduğuma göre sony ondan da daha bas ağırlıklıymış. ben flat yapılı ses karakterini seviyorum ama yine de sizin önerilerinizi almak isterim,okuduğum her yerde benim beğenmediğim bas ağırlıklı kulaklıklar övülmüş. bu cihazlara sahip veya deneme imkanı olmuş olan arkadaşlar varsa hangisini önerirsiniz?




 
Prime timeda tekrarlayayım sorumu


  • eksisozlukokuryazari  (03.03.20 21:53:42) 
[]

Elektrikten anlayan arkadaşlara voltaj ile ilgili soru?

Arkadaşlar apc marka bir surge protector aldım, hatta model ismini yazayım anlayan varsa bakıp yorum da yapabilir, Pm6u-gr. Almanya standartlı bir ürün. Ürünün üstünde 250v yazıyor. Bu ürünlerin voltaj düzenleyebilme gibi bir durumu var mı? Dünyada 250 volt kullanan ülke var mı? Anlamadım bu işi. Cihazlara zarar verebilir mi acaba merak ettim. Cahilliğimi mazur görün. 220 olması gerekmiyor mu bu değerin. Input voltaj ne nominal voltaj ne? Yoksa farklı bir değer mi bu onu da anlamadım.




 
250v standarttır voltaj dalgalanmasındaki değer. 250 v yazması budur ürün evdeki mevcut gerilimi 250 ye cıkartmayacak. Eğer 220 olmaydı sürekli bozulacaktı misal ev trafoya yakınsa 230 240v bile okuyabilirsin prizden


  • yeliz adeley  (23.01.20 00:35:44) 
Yani normali bu diyorsunuz.


  • eksisozlukokuryazari  (23.01.20 08:46:44) 
Akım korumalı priz herhangi bir regülasyon yapmaz, yani elektrik voltajı ne giriyorsa o çıkar.

Aletin amacı 250 volt üstünde bir akım gelirse içindeki varistör patlar ve devreyi kesip cihazlara 250 volt üzeri elektrik gitmesini engeller.

Voltaj normale döndüğünde çalışmaz, içindeki elemanların değişmesi lazım.

220 volt şebeke elektriğine göre çalışan elektronik cihazlar genelde 180-250 volt arasında çalışırlar.
  • John Bloor  (23.01.20 10:25:11) 
Aldığın tüm elektrik ve elektronik ürünler %10 toleranslı çalışır. İşbu sebeple de aşırı akımdan koruma prizleri 250volt derler.


  • hosein  (23.01.20 10:53:20) 
[]

istanbul’da ses sistemi en iyi cafe vs.

arkadaşlar yurtdışında listening bar denen mekanlar gittikçe yaygınlaşıyor ama bizde örneği yok. yine de istanbul’da bildiğiniz gittiğiniz cafe-bar vb. yerler içerisinde audiophile standartlarında ses sistemine sahip ve müzik dinlerken dans edilmeyen bir yer var mıdır?




 
sistemlere ulaşmak açısından iyiymiş ama hangi tür müzik, kimin zevki... bu tür şeyleri düşününce sıkıntı.

Ayrıca Türkiye'de İstanbul'da bile o kadar düzgün bir yer olacağını sanmıyorum. Yani yalıtımı yapar mekanı açarsın, biri gelip saçma bir şey çalar komikliğine. Birileri dans etmeye başlar. Özellikle alkol varsa.

Hani mesela ben ASMR kafe açmak isteyebilirim her yerde mikrofon, millet kulaklık takıp her sesi çok net duyacak. Minicik sesler büyüyecek millet fısıltıyla konuşacak. Ama nasıl olacak işte :D
  • nhk ni youkosu  (28.12.19 13:29:12) 
Haklısınız ama tabi ki işletme sizinse konsepti kendiniz belirlersiniz. Gelenler de zaten müziğin içeriği ile değil sesin kalitesiyle ilgilenen insanlar olursa, ki bunun olayı bu, ferhat güzel bile açsanız yine gelir. gerçek anlamda bir disk jokey de iş görür, misafir sistemi ile her gün farklı bir DJ plaklarını getirip çalabilir.


  • eksisozlukokuryazari  (28.12.19 22:59:30) 
[]

kendini kaptıramamak

kendini hiç bir şeye kaptıramamak için belirgin bir tanım veya isimlendirme var mıdır arkadaşlar? kendini hiç bir yere ait hissetmemek gibi bir şey değil bu, geri kalan herkesin kendini kaptırarak gerçekleştirdiği bir tutum veya durumu gerçekleştirirken garip bir uyumsuzluk hali diyelim. psikolojik-psikiyatrik okuma yapmak istiyorum, nereden başlayacağımı bilemedim. mizaç olarak tanımlanabilir mi yoksa bir psikolojik-psikiyatrik sorun mudur?




 
bence olması gereken bu. aşırılığa hiç gerek yok. belki ben de senin gibi olduğum için normal geliyor bana bu durum.


  • foolrules  (13.12.19 08:14:03) 
Csikszentmihalyi Akış: Mutluluk Bilimi kitabına bakabillirsiniz, dili basit ve akıcıdır.


  • ruz  (13.12.19 08:39:59) 
[]

kısırlaştırılmış dişi kediler için en iyi mama ve en optimum mama

pek çok yerde pek çok defa bu konuda içerik bulabilirsiniz ama her birinde farklı cevaplar alınmakta.

tahılsız mamaların böbrek ve kalbe negatif etkileri olduğu,

tahıllı mamaların genel olarak etçil bir hayvanın bünyesine uygun olmadığı,

çoğu mamanın (pahalı olan bir kaç marka hariç) hayvanların tavuk ayağı,gagası gibi en alakasız yerlerinden yapıldığı ve aslında sağlıksız oldukları

gibi bir çok argüman her yerde var ve bunlara bağlı olarak en pahalısından en ucuuna bütün mamalar için negatif bir şeyler okuyabilirisiniz.

bu işten gerçekten anlayan, veteriner veya hayvan sindirim sistemi hakkında uzmanlık sahibi olan veya uzun yıllar kedlerini sağlıklı şekilde besleyebilen tecrübeli kedi sahiplerine bazı sorularım var.

acana ve orijen gibi mamalar için ev kedilerine fazla oldukları, proteine ve tahıl yerine konan patates veya meyve-sebzelere bağlı olarak kedilerde bazı sağlık sorunlarına yer açtıkları yönünde yazılar okudum. hatta kalp büyümesi ile ilişkili bir korelasyon gösterdikleri gibi bir fda incelemesi bile var yanılmıyorsam.

hills, n&d veya pro plan için genel anlamda sağlıksız oldukları veya en azından fiyatlarını haketmedikleri , aslında pro değil market mamalarının bir başka versiyonları oldukları yönünde çok yazı var.

adını bile bilmediğim ve yine de benzer eleştirilere sahip bazı iyi ürünlerin adı da geçmekte ancak tedarik sorunları var ve yeterince kitle tarafından test edilmedikleri için benim gözümde güvenilmezler.

market mamalarının ise savunulacak pek bir yanı yok sanırım.

elbette bütçeye uygun ürünler tercih sebebi ama sonuçta bir canın sağlığı söz konusu ve bütçem el verdiğince en pahalısını bile almaktan çekinmem.bu yüzden bilen arkadaşlarden yardım istiyorum. kedim şu an pro plan kısırlaştırılmış kedi maması yiyor ve uzun vadede zararları olabilir mi acaba korkusuyla yeni mama arıyorum veya mamasının iyi olduğuna beni ikna edecek bir yazı.

bir de acana gibi mamaların kısır kedi versiyonları yok. sorduğunuzda doğal oldukları için filan diyorlar ama bu ne kadar mantıklı bir açıklama anlamıyorum. sonuçta besin içeriğinin değişmesi gerekmez mi?

iyi akşamlar dilerim.

 
valla hocam bende araştırdım çokça. 50 milyon tane makale-araştırma okuyup, her mamanın içeriğine falan baktım. ayrıca iki ayrı veterinere de danıştım. sonunda az tahıllı n&d'de karar kıldım. (kısırlaştırmadan önce proplan kullanıyordum) elbette daha iyi mamalar vardır. fakat dediğin gibi tedarik sıkıntıları ve fiyat açısından olmusuzluklar mevcut. farmina'nın web sitesinden bir bak derim yazanlara.


  • delidir yakalayin  (23.09.19 00:14:42) 
Öncelikle son derece ilgili duyarlı biri olduğunuz için size hayran kaldığımı belirteyim. Ben kedi sahiplenmeye karar verdiğimde erkek arkadaşım her konuda yardımcı oldu. Kendisi çocukluğundan beri sokak kedilerine bakıyor evinde ve bahçesinde. Kediler istediği zaman evinde istedikleri zaman dışarıda oluyorlar. Defalarca doğumlar yaptırmış yavru bakımı yapmış defalarca hasta hayvan tedavileri yapmış biri. Sizin kadar bilimsel araştırma yapıyor mu bilemem ama bana en başından beri temizmama.com ürünlerini tavsiye ediyor. Siz bu site ürünleri hakkında ne düşünüyorsunuz ben de bilmek isterim. Eğer bilgi sahibi değilseniz kendi deneyimlerimden bahsedecek olursam, kuzu ve pirinçli kuru mama alıyorum dişi kedime, henüz kısırlaştırmadık, kızgınlık dönemine girmedi. Mamasını çok seviyor. Yaş mama olarak da balık ezmesi konservesi tüketiyor, tüyleri inanılmaz sağlıklı parlak. 5 aydır benimle ve hiçbir sağlık sorunu yaşamadı. Bunları söyleyebilirim şimdilik. Sevgiler :)


  • apartman teyze  (23.09.19 00:36:14) 
teşekkürler cevaplarınız için. @apartman teyze, temizmama için de ne olursa olsun malzeme kalitesi açısından sokaktaki arkadaşlara da yardım etmek için belirli bir bütçe ayırabilecek arkadaşlara hitap ettiğini, ev kedileri için tam anlamıyla yeterli olmadığı gibi şeyler okumuştum ama bilgi sahibi değilim sadece aktarıyorum duyduklarımı, kefil olamam bu bilgiye . n&d sanırım optimum markalardan biri @delidir yakalayın.


  • eksisozlukokuryazari  (23.09.19 00:47:46) 
Yas mama icin nerdeyse gozum kapali schesir tavsiye ederim icerik olarak. Kuru mama konusu evet karisik. Orijen cok kullaniliyor. Kullananlar cok memnun ama daha da cok kullanilan nd tahilsiz. Cunku ulasmasi daha kolay fiyat daha kabul edilebilir. Kullanip da cok memnun kalmayan da yok.Yavru kediler icin de ben 2 senedir hills aliyorum sokak kedilerine ve kedicikler de ben de mutluyuz. Daha uygun fiyatlı mama arayisim var ama kiyamiyorum da miniklere.


  • hindistan cevizi  (23.09.19 01:14:25) 
benim de merak ettiğim bir konu ve başlığı takibe aldım.
bizim de kısırlaştırılmış bir kedimiz var. Yazları genelde dışarıda takılıyor, avlanıyor vs. kışları evden pek çıkmıyor, yani olabildiğince hareketli. beslenmesi de şu şekilde; ana gıdası purina one kısırlaştırılmış somonlu kuru mama. haftada 1-2 kere sabahları bizimle beraber yumurta yiyor. yine haftada 1-2 kere akşam köpeğimiz için yaptığımız tavuktan yiyor. giderek azaltmakla beraber yine haftada 1-2 kere felix yaş mama yiyor.(en zararlısı bu olduğu için giderek azaltıyoruz.)

  • surprise  (23.09.19 09:52:19) 
mama lazım olduğunda sabahlara kadar araştırma yapmış bir manyak olarak geldim. iki tane oğlum var ellerinizden öper. ne güzel kimse royal canin dememiş sevindim. kullandığım mamalar sanabelle, nd'nin hem az tahıllı hem tahılsız versiyonları, pro plan ve kısa bir süre advance ve matisse. sanabelle markasına çok güvendim bir ara. alman üretimi, tahılsız, taze kanatlı eti kullanılıyor vs. diye. zamanında araştırırken almanca bilen kuzenime mamanın almanca analizlerini ve kullanıcı yorumlarını çevirtmiştim. bence hala iyi mama.

nd'yi de sanabelle ayarında görüyorum. bir ara kinoalısını bile kullandım da öyle bir fiyatı var ki artık mümkün değil alıp kullanmak. zaten kinoalısı çıkalı asırlar oldu hala tek gramaj var galiba. 5'lik 10'luk paket üretmiyorlar. şimdi kinoalısına bakayım diye girdim.fotoğrafında yanlış görmediysem fençel ve enginarlı mama yapmışlar. vay arkadaş

pro plan artık almam, balıklı diye alıyordum ama glutenli, çok pirinçli ve sakatatlı. matisse ve advance de almıyorum nd ya da sanabelle ayarında değiller.

şu an bir yerli mama deniyorum umarım çok fazla kandırılmamışımdır. bir pet fuarında marka yetkilisi ile uzun uzun konuştum, tartıştım. üretim süreçlerini, ham maddelerini, kullandıkları yan içerikleri anlattı. marka felicia. özellikle protein ham maddelerinin yurtdışından geldiğini, buharlı bir pişirme sistemi ile kendi tesislerinde pişirildiğini, yan içerikler konusunda da çok iddialı olduklarını vs. anlattı. şimdilik hiçbir sorun yok. geçen gün tüylerini eldivenle tararken eldivenin eskisi gibi tamamen tüyle dolmadığını fark ettim. (havalar serinlemeye başladı ondan da olabilir.) umarım yanlış bir şey yapmıyorumdur.

yaş mamada tomi ve brit kullanıyorum genelde, beaphar malt macunu ve vitamin kullanıyorum. kendi yediklerimden de paylaşıyorum. lor peyniri çok seviyorlar arada veriyorum. fırında balık yapacağım zaman bir yağlı kağıdın içine onlar için ayrı bir parça sarıyorum biraz zeytinyağı oluyor sadece onlarınkinde. tavuk, hindi pişeceği zaman da ayırıyorum. çünkü en kaliteli mamayı da kullansak yazık hep aynı şeyi yedirmek rahatsız ediyor beni.
  • ofelia  (23.09.19 09:54:47) 
peki son tahlilde şunu sorayım, şu duyuruyu açana kadar acana almayı düşünüyordum.ama kısırlaştırılmış kedilere özgü bir mamalarının olmaması garip geliyordu.bu bir problem midir yoksa asıl bu mu doğrusu? sağlıklı ve doğal besleyelim derken aksine hayvanın böbreklerini zorlamayalım. sanırım acana alacağım söz konusu konular bir problem teşkil etmiyor, aksine fayda sağlıyorsa.

nd de anladığım kadarıyla övülüyor ve belki onu da tercih edebilirim, fiyatı da nispeten uygun acana ve orijene göre.

pro plan'da kal, o yeterli diyen olmamış. demek ki bırakmak mantıklı.

bir de tabi öneriler çeşitli bütçelere göre de söylenebilir. bir sürü öğrenci ya da az sayıda sokak kedisine en yüksek kalitede besin sağlamaktansa mümkün olan en çok kediye, sağlık standartlarını sağlayabilecek mama sağlamak isteyecek insan da faydalanabilir önerilerden.
  • eksisozlukokuryazari  (24.09.19 01:04:30) 
[]

excel- vlookup sorusu

arkadaşlar excel'e pek hakim değilim ancak yeni yeni öğrenmekteyim. vlookup gibi fonksiyonları excelin fonksiyon ekle butonu aracılığı ile öğrenmeye çalışıyorum. tek sütun üzerinden gerçekleştirilen aramaları öğrendim ancak bir şey öğrenmek istiyorum. bakalım mesajı yazdıktan sonra doğru görünecek mi ama bir örnek üzerinden sorayım.


no / ad / yaş / kilo / boy


şeklinde başlıklardan oluşan bir dataya ait iki tablomuz olsun. bu iki tablodan biri diğerinin içerisinde bulunacak şekilde daha küçük örnekleme sahip. yani ikinci daha büyük tablo, birinci daha küçük tabloyu kapsayan çok sayıda örnekleme sahip. ancak sadece no bilgisine sahip, geri kalan kısımlar boş.

daha küçük örnekleme sahip olan birinci tabloda yukarıda belirtilen bütün parametreler dolu.

ben birinci tablo içerisindeki ve birden fazla sütunu dolduran bu verileri vlookup aracılığı ile tek seferde ve mümkünse fonksiyon ekle butonu üzerinden aktarabilir miyim?

 
Aradığınız her bir sütun için ayrı formül kurmanız gerekli. Formül aynı, sıra numarası değişir.


  • super kahraman olsaydim baba olurdum  (20.08.19 23:10:55) 
Fonksiyon ekle kısmı ama çok acemi işi gelmiştir hep. Hücrede formül yazmayı alışkanlık haline getirirseniz daha hızlı ilerlersiniz.
Bu arasa size yarın bu yukarda anlattığınız tablo gibi bi örnek yollayabilirim. Formüllü

  • super kahraman olsaydim baba olurdum  (20.08.19 23:15:44) 
Ama değil bana olacak


  • super kahraman olsaydim baba olurdum  (20.08.19 23:16:09) 
birinci tabloda ve ikinci tabloda ortak olan veri ‘no’ ve sen birinci tablodaki geri kalan verileri ikinci tabloya tasimak istiyorsun. Dogru mudur?

Eger dogru ise:
İkinci tabloda ‘no’ basliginin ve verilerinin A kolonunda oldugunu dusunelim. Birinci tabloda no, ad, yas, kilo,boy verilerinin sirasiyla A,B,C,D,E kolonlarinda oldugunu ve her biri icin 2. satirdan 100. satira kadar verilerin bulundugunu dusunelim.

İkinci tabloda B2 hucresine =vlookup(A2,'1.tablo'!$A$2;$E$100,2,0) yazalim. Bu formul ad verilerini bu kolona getirecektir. Formulu asagiya cekelim.

İkinci tabloda C2 hucresine
=vlookup(A2,’1.tablo' $A$2;$E$100,3,0) yazalim. Bu formul yas verilerini bu kolona getirecektir. Formulu asagiya cekelim.

İkinci tabloda D2 hucresine
=vlookup(A2,’1.tablo' $A$2;$E$100,4,0) yazalim. Bu formul kilo verilerini bu kolona getirecektir. Formulu asagiya cekelim.

İkinci tabloda E2 hucresine
=vlookup(A2,'1.tablo'$A$2;$E$100,5,0) yazalim. Bu formul boy verilerini bu kolona getirecektir. Formulu asagiya cekelim.

Not: formul icerisindeki '1.tablo' ornek olarak yazilmistir, buraya dogru adres adi gelmelidir.
  • palmtree  (20.08.19 23:19:16) 
Edit: formuldeki noktali virguller iki nokta ust uste olmali


  • palmtree  (20.08.19 23:24:12) 
@palmtree virgüller de noktalı virgül olmalı sanki


  • super kahraman olsaydim baba olurdum  (20.08.19 23:28:07) 
arkadaşlar teşekkürler, şu an formülleri deneyemiyorum ama eve geçince bakacağım.


  • eksisozlukokuryazari  (21.08.19 19:06:43) 
ama tek seferde getirmenin bir yolu yok anladığım kadarıyla.


  • eksisozlukokuryazari  (21.08.19 19:08:45) 
[]

kablo karmaşası

şimdi şöyle bi durum var, elimizde hdmi girişi olmayan bir soundbar, bir hdtv ve bir pc. pc'de flac seviyesinde müzik yayını yapan tidal kurulu. şimdi pc tv'ye hdmi ile bağlı, tv soundbara optik kablo ile bağlı. bu durumda ben pc'de müziği çaldığımda aynı zamanda monitor olarak kullandığım ve bağlantıda köprü görevi gören tv gelen sesi soundbara downsize edip mi gönderiyor yoksa bitrate ve diğer değerlerine hiç dokunulmadan aynen mi transfer etmektedir? bilen arkadaşlardan yardım rica ederim. elimizdeki sistem çok basit ama daha sağlam sistemlerde de bu transfer işlemlerinin nasıl yapıldığına dair bilgi sahip olmuş oluruz.




 
yani hiç bir müdahale olmuyor diyebiliriz?

pcm'den dts neo 2:5'e çevirirsek?
  • eksisozlukokuryazari  (06.02.19 15:06:15) 
[]

ios app önerisi

arkadaşlar telefonda neredeyse hiç uygulama kullanmıyorum.alışkanlığım yok. ama artık biraz daha aktif kullanacağım telefonu, uygulama önerilerinizi istiyorum, en basitinden, bilmen gerekirdi, bunu söylemeye gerek yok demeden önerirseniz sevinirim.yani twitter önermek gibi basit bir şeye bile kabulum. şimdiden teşekkürler.

haberler uygulaması özellikle en başta aradığım uygulama.


 
score hero


  • since1907  (20.08.17 15:19:17) 
Girdiğin mekanda çalan müzikleri bulabilmen için Shazam
Kadınsan regl takibi için Cycles
Her türlü ufak bakkal siparişin için Getir
Harita için Google Maps
İzlediğin dizilerin yeni bölümlerini takip edebilmek için TV Time
Okuduğun kitapların listesini yapabilmen ve kendine kitap okuma hedefi belirleyebilmen için Goodreads
Bir fotoğrafı yazıya dökebilmen için Fotoğraf Çevir
Konuşmaları yazıya dökebilmen için Dictation
Duvarını ne renk boyacağını bilemiyorsun Gör&Boya
Dil öğrenmek için Memrise
Fotoğraf düzenlemeleri için Piscart ve Avatan
Farklı bir dünya için Pinterest
Videoların yönünü çevirebilmen için Rotate&Flip
Gizlice fotoğraf çekebilmek için HiddenCam
Eğlenmek için StumbleUpon
Farklı kurslar için Udemy
  • fragile lady  (20.08.17 15:19:36) 
Shazam,Google Maps, Instagram, İşCep (kullandığın banka hangisiyse), Tureng, Gmail, Youtube, Chrome, Whatsapp, Pinterest, Imdb, Snapchat, Goodreads


  • sydney  (20.08.17 15:23:57) 
haber okumak ve bildirim almak için önerdiğniiz bir uyglama var mı?


  • eksisozlukokuryazari  (20.08.17 16:43:18) 
Bundle


  • gozu acik sevisen yahudi  (20.08.17 17:13:30) 
[]

etle beslenmek

arkadaşlar nereden aklıma geldi bilmiyorum ama merak ettim, bilimsel olarak bileniniz varsa daha makbule geçer, insan et yemeye ateşi kullanmayı öğrendikten sonra mı başladı yoksa daha eskidende avladığı canlıları çiğ çiğ yiyor muydu acaba?




 
atesten cok once et yiyordu.


  • tezek  (07.02.17 04:02:51) 
Ateşten önce yiyorduk. Ateşle birleştirince daha Çok enerji almaya başladık ve daha az avlanır olduk.

Hala yiyebiliriz ama enzimlerimiz çok değiştiği için sikinti olabilir
  • zugas  (07.02.17 06:07:27) 
İnsanlık tarihi 7 milyon yıl öncesine dayanıyor, ateş bulunalı 500 bin sene oldu. Ondan önce çiğ et yeniliyordu. Hatta ateşin verimli bir şekilde yani istenildiği zaman yakılabilmesi kolaylığı (Çakmaktaşını, tahtaları birbirine sürtme tekniği) daha 7 bin yıl önce gelişti, ki bu dönemde yaşayan insanlar Homo Sapiens türüydü, aynı türdük yani bizim atalarımız değil biz de zamanın büyük bir bölümünde çiğ et yedik.


  • angelus  (07.02.17 10:49:03) 
  • blacksky  (07.02.17 11:20:05) 
Genel kanıya göre ateşi ilk kullanan atalarımız homo erectus türüdür. Ama homo erectus bildiğimiz insan olmayıp, insansı bir türdür. İnsandan kastının modern insan (homo sapiens sapiens) olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden şu anki biz demeyeyim de, şu anki bize en yakın insan türü oluştuğunda ateş hali hazırda kullanılıyordu.

Ateşten önce ise insansı dediğimiz atalarımız eti çiğ olarak tüketiyordu tabii. Sonuç olarak şöyle diyebiliriz, biz çiğ et tüketmedik ama insansı atalarımız tükettiler.
  • peggy  (07.02.17 11:51:40) 
Atalarımız alet yapıp avlanmayı beceremeden önce leşçi sınıfına üyeydi, kemik sıyırırdı.
Av hırsızlığı ve artıkçılık da ekolojik bir rol.

  • kargn  (07.02.17 12:45:59) 
ateşten önce de et yiyormuşuz. bir belgeselde eti pişirip yedikten sonra bağırsaklarımızın küçülüp, beynimizin büyüdüğünü söyleniyordu.


  • vayezikhan  (07.02.17 13:05:48) 
bir de eti pişirip yemeye başladıktan sonra zamanla homo erectus'un çenesi küçülmüş, beyni de %50 büyümüş diye bir şey okudum geçenlerde.


  • lamentoftheperishingroses  (07.02.17 21:08:39) 
[]

ikinci el alım satım kavramının ekonomi üzerine etkisi

arkadaşlar, ben bir işletmeciyim, iktisatı da ekonomiyi de severim, ama hiç kafa çalıştıracak güçte görmüyorum şu an kendimi ve daha iyi bilenlere soruyorum. piyasada ikinci el alışverişinin artması nasıl sonuçlar doğurur, totalde pozitif bir şey midir negatif etkileri mi fazladır?




 
valla ben de işletmeden mezun oldum da, okula gitmeyenlerdendim. şimdi direkt olarak alana dair terimlerle belki açıklayamam ama, şöyle bir örnek verebilirim;

piyasanın yüzde 90'ının ikinci el üzerinden döndüğünü düşünün. vergilendirme yok, üretim minimuma inecektir falan filan. bir noktada eski zamanlardaki takas usülü alışverişin paralı haline dönüşüm olur gibime geliyor.

sokaktan geçen adam olarak yorumum bu şekil olur.
  • zoque  (08.09.16 17:40:06) 
ama ikinci elde e dolaylı vergiler var, ve bir bakıma tasarrufa da yönlendiren bir tutum, bunun etkileri ne olur acep?


  • eksisozlukokuryazari  (08.09.16 21:04:13) 
benim şahsen 2. el denildiğinde el altından para alışverişiyle gerçekleşen işlemler geliyor aklıma. banka üzerinden ya da gittigidiyor üzerinden falan yapılma durumları istisnai oluyor. kaldı ki yurtdışından ürün getirtip türkiye'de pazarlayacak olsak bile aslında bir noktaya kadar devletin dikkatini çekmemek mümkün. farklı adreslere, ufak ufak ürünü getirtmek gibi.

0 ürün üzerinden bile bu şekliyle alışveriş yapılabiliyorken ikinci elde vergi ödemekten vatandaş kaçmak isteyecektir.

en azından şahsen ben kaçmak isterim ikinci el bir şeyler alsam ya da satsam.

bir de benim varsayımım direkt olarak ikinci ele yönelmek üzerineydi. yoksa şimdiki harcama alışkanlıklarına nazaran ikinci el alışveriş olayı artsa tabi ki tasarrufa etki edecektir iç ve dış borçlanmada.
  • zoque  (09.09.16 15:25:43 ~ 15:25:55) 
[]

rotring 500/600/rapid pro

beyler bu 3 kalemden birisini alacağım, az miktarda çizim ,daha çok yazı yazacağım. bilenler kullananlar ağırlık,ergonomi gibi şeyleri göz önüne alarak birazda estetik duyguları ön plana alarak hangisini önerirler?




 
rapid pro.


  • devorgilla the gunslinger  (24.01.16 17:20:42) 
www.ofix.com şu kalemi almanı tavsiye ederim. diğerlerine boş yere fazla para verme. alışkın değilsindir bileğini ağrıtır.


  • satiliksozlukhesabimvar  (24.01.16 20:35:46) 
söyledğiniz üründe güzel ama o tarz kalemlerim var açıkçası,farklı birşey arıyorum zaten.çeşitli kalemler kullandığı için alışma sürecide zor olmuyor.arayıştayım hala.05 07 uç konusunda bile sürekliliğim yok.şu an 1,8e 0,9 uçlu bir kalem kullanıyorum mesela.


  • eksisozlukokuryazari  (24.01.16 20:52:22) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.