Ekşi Duyuru

merhaba.

ben de ülkeyi terk etmek isteyenler arasına katılmış bulunmaktayım. en azından üç-beş yere başvurup şansımı denemek istiyorum.

avrupa'daki başvurularda iş görecek profesyonel bir cv formatı öneriniz varsa lütfen iletişime geçelim, gerçekten çok sevinirim.

bir de bu avrupalılar daha çok nelere önem verir, nelere dikkat etmek lazım, özellikle şunu yaz/yazma dediğiniz tavsiyeleriniz var mı?

teşekkürler.

 

sayın duyuru;

arkadaşımın başına gelen durum başlıkta belirtildiği gibidir.

detay: vize başvurusunu çok önceden yaptı. başvuruyu yaptıktan sonra konsolosluktan 2 kere görüşmeye çağırdılar (sebebini bilmiyoruz) ve görüşmeler de iyi geçti. ama hala ses seda yok. interetten sorgulattığında pasaportu hala işlemde görünüyor. ve bu akşam uçağı vardı.

ne yapabiliriz?

saygılarımızla
ika.

 

apandisiti patlamış/patlamak üzere olan biri ağrıları sebebiyle dotora gitse ve doktor bu durumu idrar yolları enfeksiyonu sanıp "cipro" adlı antibiyotiği yazsa, hastayı eve yollasa; hastanın bu ilacı kullanması nelere yol açar? hasta apandisiti o durumdayken cipro'yu kullandığı için daha mı kötü olur, daha mı iyi olur, yoksa süreci etkilemez mi?

not.cipro'nun ne kadar kötü ve kullanılmaması gereken bir antibiyotik olduğunu biliyorum, sadece apandisit tedavisinde işlevini merak ettim.

bir de doktor nasıl olur da apandisti idrar yolları enfeksiyonuyla karıştırır? bu ikisi çok kolay karışabilen şeyler midir?

 

merhaba,

oturduğum evden çok memnunum, bir şekilde satın almayı düşünüyorum.

şu an x lira kira veriyorum. çevredeki bizim eve benzer satılık evlerin fiyatlarına internetten baktım, ortalama fiyatlar 280x lira civarında. o 280x lirayı da denkleştirebilirim sanırım.

ama ev sahibimin evi satmak gibi bir niyeti olduğunu hiç sanmıyorum. kendisi aileden zengin, 35-40 yaşlarında, namazında niyazında, tanıdığım kadarıyla iyi bir adam ve paraya ihtiyacı olmadığı için satmaz gibi geliyor.

sizden tavsiye istemeye geldim.

sizce ev sahibini arayıp ne demeliyim? "ben bu evi çok seviyorum, yıllarca da çıkmayı düşünmüyorum. boşuna kira ödemeyeyim diye evi satın almak istiyorum" desem adam bence bana hayatta satmaz evi. yani tek seferde 280x lira nakit almaktansa sonsuza dek her ay x miktar para almak daha mantıklı gelir muhtemelen.
ya da direk "ben şimdi size 280x lira vereyim, ev benim olsun" diyip işi aceleye mi getirsem :D

ikinci olarak sözleşmemiz önümüzdeki ay bitecek ve o zaman kira artacak. kira artınca da evi hiç satmak istemeyebilir ya da çok daha yüksek bir fiyata satmak isteyebilir.

siz ne diyorsunuz? ev sahibine ne demeliyim ki evi makul bir fiyata satmaya razı gelsin?

 

bu haftanın başından beri genel olarak istanbul'da saçma bir trafik yoğunluğu var bence. delireceğim, hep çıktığım saatlerde çıkmama rağmen her yere geç kalıyorum.

kadıköy'de oturuyorum ve levent'te çalışıyorum. haftanın başından beri işe normalde geldiğim saatten 20 dakika geç geliyorum ve eve de yarım saat geç varıyorum. mesela birazdan işten çıkacağım ve trafiğe baktım, çoğu işyeri ve okul dağılmadı bile ama köprüler, bağdat caddesi ve minibüs caddesi bitmiş durumda, eminönü-fatih civarı bildiğin bordo, beşiktaş da öyle. tamam trafik hep vardı da bu kadar olmuyordu sanki.

boğaz köprüsündeki gişe çalışması yüzündendir diye düşünüyordum ama sanırım sadece o değil, çünkü 3 haftadır devam ediyor o çalışma ve geçen hafta trafik böyle değildi.

aynı şeyi düşünen var mı? ne olmuş olabilir?

bonus soru: "4.köprü yapılırsa sorun çözülür" diyenler?

 

merhaba;

18 mayıs sabahı 10'da antalya havaalanı'nda olacağım ve oradan bir şekilde fethiye'ye geçeceğim.
kamil koç'un 12.30 seferine bilet almayı düşünüyorum.

antalya'dan anlayan arkadaşlar antalya havaalanından sonra nasıl bir yol izlemem gerektiğini anlatabilir mi?

kamil koç'un otobüsleri, antalya otogar dışında "korkuteli-esentepe" ve "total" duraklarından da yolcu alıyormuş. hangisinden binsem daha kolay olur? ve havaalanından otobüs durağına nasıl giderim?

 

Merhabalar,

Şimdi benim iphone 1,5 sene önce Amerika'dan alındı. Telefonun garanti süresinin 2 sene olduğunu sanıyordum. Ancak dün öğrendim ki Amerika'da iphone'ların garantisi 1 seneymiş. Benim telefon da Amerika'dan alındığı için garantisi bitmiş.

Gerçi zaten yeni çıkan yasayla Amerika'dan alınan iphone'lar Türkiye'de garanti kapsamına girmiyormuş ve garantisi devam etse bile hiçbir şey yapılamıyormuş o ayrı, ama koskoca Apple'ın eşşek yüküyle para istediği telefonuna sadece 1 sene garanti vermesi çok saçma değil mi? Amerika'da yaşayalar olay çıkarmıyor mu? :D

Aynı telefonu Türkiye'de satınca 2 yıl garanti veriyor bir de. Bu daha da saçma değil mi?

 

merhaba.

garantisi bitmemiş bir iphone'un kulaklıkları bozulunca apple store'a götürsek yeni kulaklık verirler mi?


 

merhaba,

ben küçükken hiç kola içemezdim çünkü annem izin vermiyordu. kolaya hasret büyüdüm ühü ühü. sonra kocaman insan olduğumda da pek canım çekmedi, çok nadir içerdim. ama son 2 senedir evden şu cola zero denen illet eksik olmuyor. bittiği gibi direk gidip yenisini alıyoruz. "aslında çok fazla içmiyorum yeaa" diye kendimi kandırıyorum, bu aralar azalttım ve günde bi bardak içiyorum ama bu bile çok dimi?

erkek arkadaşım da çok seviyor. benden de çok içiyor o. onun da etkisi var, birimiz içince diğerimize de bir bardak koyuyoruz.

bir de şimdi önümüz yaz. kesin günde bir bardaktan çok daha fazla içeceğim. sıcak havada buz gibi coca cola gibisi var mı?

sahiden, var mı? hepten bırakmak istiyorum şunu. onun yerine ne içeyim? soğuk bir şeyler içmek istediğimde şöyle alkol oranı düşük bir bira içsem daha az zararlı olur mu?

eve hiç kola almamak çözüm değil gibi çünkü ben almasam erkek arkadaşım alıyor, o almasa ev arkadaşım alıyor, eve gelen giden arkadaşlar getiriyor vs.
kolayı bırakanınız varsa tavsiyelerinizi bekliyorum.

sevgiler.

 

Sayın Sakinler;

Marley marka kulaküstü kulaklığımın teki bozuldu. Sağ tarafından ses gelmiyor, jak girişiyle oynadığımda bazen ses gelir gibi oluyor falan, standart kulaklık bozulması işte. Üf ya çok da özenli kullanmıştım oysa ki. Sinir oldum.

Kulaklık bana 2015-ekim ayında hediye gelmişti ve 2 yıl garantisi devam ediyor. Şimdi ne yapabilirim? Bir yerlere göndersem tamir ediyorlar mı? Yoksa atacak mıyım :'(

kulaklık bu (git: images.sonicelectronix.com )

 

merhaba.

ortaokuldan beri gözerim 2 numara bozuk. uzağı göremeyen tipten. gözlüğüm var ama film izlemek dışında hiç kullanmıyorum. çünkü yapamıyorum yani bin yıl oldu bi yanımda taşımaya, gözümde durmasına alışamadım. ama sorun şu ki, göremiyorum.

şimdi geçenlerde şirkette göz muayenesi yapıldı, dünya göz hastanesinden gelen doktor bana kontakt lens reçetesi yazdı.
şunlar yazıyor reçetede:
temel eğri 8.60
dioptri -2.00
lensin özel adı acuvue oasys

her iki göz için de böyle. ben bu acuvue oasys'e baktım, 8.6'lığı yok. 8.4 ve 8.8 var. hangisini almalıyım? ya da başka marka mı almalıyım? hem tam olarak ne demek oluyor bu 8.6? deneyimli lens kullanıcıları bana ne önerir?

ikinci sorum, gözlüğümü takıp uzağa bakarken süper görüyorum, ama örneğin gözümde gözlükle mutfağa gittim kahve yapıyorum falan o sırada gözlük fazla geliyor hemen çıkarıyorum. lenste de böyle mi olacak bu? yakına bakarak yaptığım her işte lensi çıkarmam mı gerekecek?

 

merhaba

iki kedim var. birinde egzama başladı. veteriner hekim basit bir şey olduğunu söyledi, yediği mamayla ilgiliymiş. oysa ki hep çok kaliteli diye bildiğimiz pro plan markanın somonlu mamasını veririm, bikaç ayda bir de royal canin tavuklu mama veriyorum çok seviyorlar diye. ama kaliteli mama da yese bazen olabiliyormuş.

neyse, veteriner bir iğne yaptı ve alerjik mamaya geçmem gerektiğini söyledi. iki mama önerdi.
biri royal canin hypoallergenic
diğeri hills z/d food sensitivities

bunlar haliyle pahalı mamalar. petshoplarda ya da internette de bulunmuyorlar, sadece veterinerler satıyor. veterinere de sormayı unuttum, ben bundan sonra hep mi bu mamaları vereceğim kedilere? kedisi egzama geçirenler ya da veterinerler yardımcı olabilir mi?

 

erkek arkadaşıma hediye olarak aşağıdaki monttan aldım. amacım "en soğuk istanbul havasında bile üşümesin, yıllarca da giysin" di.

www.morhipo.com

mont geldi, ama o kadar ince ki. yani kıyaslıyorum, benim de kuş tüyü adidas montum var. tıplı buna benziyor. lise 2'de almıştım. binlerce senedir giyiyorum. tank gibi bir şey. tişörtün üstüne giysem bile üşütmüyor. erkek arkadaşıma aldığıma ise sanki benim montuma koyduklarının yarısı kadar kuş tüyü koymuşlar. iç kısmı böyle boş boş. çok da hafif kalıyor benimkine göre. bu mont sıcak tutar mı sizce? böyle hafif ötesi kuş tüyü montu olup cevaplayabilecek var mı?

ha bir de ilanda da görebileceğiniz gibi "kaz tüyü" yazıyor ama gelen montun iç etiketinde "70% ördek tüyü - 30% tüy" yazıyor. ördek tüyü kaz tüyünden daha mı dandik? bunu morhipo'ya şikayet etmeme gerek var mı?

-----
çok rica ediyorum "kuş tüyü almayın!!!" cılar yazmasın. hepsinden haberim var, evet ceset giyiyoruz üstümüze, ben de hoşnut değilim inanın üzülüyorum ama yukarıda da dediğim gibi lise 2'de bir mont aldım, hala üstümde, hiç eskimedi ve bugüne kadar bir kere üşütmedi. iyi ki de almışım. başka da kuş tüyü ya da gerçek deri bir eşyam da yok.

 

selamlar!!

internette ne diye arayacağımı bilemedim. hani bildiğimiz anne pastası gibi değil de ecnebi pastası gibi pastalar var. üzerinde şeker hamurundan figürler oluyor. heh bence bildiniz. istanbul'da tercihen kadıköy taraflarında tavsiye edeceğiniz bir pastacı var mı bundan yapan? ya da sizler yapıyor musunuz?

fiyatta çok abartıya kaçan yerler istemiyorum. üzerine sadece resimde göreceğiniz iki tipi koyacaklar. (hangi çizgi filmdi bu diyenler için: purple and brown)

 

siz de bazen insanların bazı olaylara verdikleri tepkileri duyunca, kendinizi uzaydan dünyaya az önce düşmüş gibi hissediyor musunuz?




 

sb.
markasını ve neden çok sevdiğinizi belirtirseniz sevinirim.

örnek :
"north face'ten mont almıştım kaz tüyü olanlardan. inanılmaz sıcak tutuyor, üstelik de yağmur geçirmiyor"
gibi.
hatta internetten fotoğrafını da bulup atsanız ne süper olurdu :) ama üşenirim derseniz canınız sağolsun.

ayakkabı, mont, kazak, pantolon, tişört vs her türlü giyim eşyası olur.

teşekkürler şimdiden!

 

selamlar xbox one sahibi olan sevgili duyurucular.

hangi oyunları oynuyorsunuz? beğendikleriniz/beğenmedikleriniz?
fikirlerinize göre yeni oyun indirmek istiyorum.

bende durum şöyle:

çok sevdiklerim: fallout 4, unravel, child of light, just dance, limbo
ortalama: murdered soul suspect, need for speed
pek beğenmediklerim: batman, plants zombies, screamride...

 

merhaba,

50 kişilik ofisimize bir filtre kahve makinası alınmasını istiyoruz.
(ekleme: 50 kişiye aynı anda kahve yapması gerekmiyor, demlenecek, insanlar alacak, bitince tekrar demlenecek)

araştırmaya başladım, bulduklarımı müdüre göstericem, şunun fiyatı bu, kahvenin kilosu da bu, bi kilo kahveden şu kadar bardak çıkar vs diye kahve makinası sunumu yapıcam :) belli bir fiyat aralığımız yok diyebilirim. ama 4-5 bin liralık bir şey de almazlar diye düşünüyorum.

şimdilik sadece filtre kahve yapsa yeter. ama fiyatı çok artırmadığı sürece süt köpürtse, başka çeşit kahveler de yapsa hayır demeyiz. sadece kapsüllü kahve ile çalışan makinaları istemiyoruz. çekirdek kahve ile çalışması lazım.

ihtiyacımıza yönelik bir kahve makinası önerebilir misiniz? siz hangi marka/model kullanıyorsunuz?

 

merhaba

ciddi bir dolandırıcılık söz konusu, o yüzden yardımlarınızı rica edicem.

elimde bir iban ve iban sahibinin adı soyadı var.
ben bu ibandan şube kodu öğrenmek istiyorum. böylece bu kişinin hesabını hangi şehirde/ilçede açtığına bakabilirim.

ibanın finansbank'a ait olduğunu öğrendim. ancak daha fazla bilgiye ulaşamıyorum.

çok ilginç bir şey var bu arada, çeşitli bankalara baktım. iş bankası, garanti, ziraat gibi bankalarda şune kodu iban numarasının içinde bi yerlerde yazılmış. örneğin iş bankasında her zaman sondan 11-12-13-14. rakamlarda yazıyor.

atıyorum benim şube kodum 5678
ibanım da TR12 0099 0000 0005 6781 1111 11
şube kodu o araya yazılmış oluyor. yani baktığım tüm bankalarda öyle. ama fibansbank'ta şube kodu ibanın içinde yazmıyor. böylece şune kodunu bilemiyorum.

nasıl bulurum?
bankayı arasam elimdeki ibanı versem bana bilgi vermezler dimi?

 

merhaba

konu insanlar, insanlarımız. işin ucunda bir çıkarları varsa pek çok kötülük yapabiliyorlar. ve tüm kötülüklere rahatça kılıf uyduruyorlar. yani örnek vereyim, sabah bi duyuru vardı. adam evini 500 liraya kiralamış, "evin bir odasını da 400e başkasına kiralayacağım, toplam kiranın 500 olduğunu da söylemedim. ama içime sinmedi, acaba böyle yapmasam mı" falan demiş. altta yazılanlar ne kadar çirkin. bir de çok normalmiş ve yapılması gereken buymuş gibi "heralde olum, o para senin hakkın" falan yazmışlar.

ya da mesela ben servisle eve gidip geliyorum. servisçi sürekli emniyet şeridinden gidiyor. millet iki saat kontak kapatmış beklerken biz yanlarından geçip en sondan giriyoruz trafiğe falan. ve buna serviste ben de dahil kimse sesini çıkarmıyor çünkü hepimiz eve erken gitme derdindeyiz. hatta seviniyorum içten içe erken varıcaz oh ne güzel diye. sonra bu duygu beni çok rahatsız ediyor, ve "sonuçta adama emniyet şeridinden git diyen ben değilim, benim suçum değil" diyerek de içimi rahatlatıyorum. bu da benim uydurduğum bir kılıf.

bunlar çok küçük örnekler, çok daha büyüklerini yapanlar da var. ülkeyi batağa sürüklüyorlar, sırf ağızlarından çıkan kelimelerle insanların ölümüne sebep oluyorlar, bütün bunları sırf daha çok para, daha çok saygınlık ve hükmetme arzusu için yapıyorlar. bi de yatağa yattıklarında çok rahat uyuyorlardır eminim, başlarına hiç kötü bişey gelmiyor. hepsinin gayet keyfi yerinde.

ahiret inancı olan bir insan değilim, bu dünyada işlediğimiz günahların bedelini başka bir dünyada çekmeyeceğiz bence. ölünce toprağa karışacağız, çiçek olacağız, su olacağız, dünyaya karışacağız diye düşünüyorum. o zaman bütün bu kötülükleri yapanlar (ben de dahil) "dünyadan ne koparırsam yanıma kâr" diye mi düşünüyor? bunun sınırı ne sizce? sizin de böyle büyük/küçük çakallıklarınız var mı?

 

günaydın gençler ve daima genç kalanlar!

daha önce doksansekiz kere sorulmuş ama tam benim istediğim cevabı göremedim. affınıza sığınarak tekrar soracağım.

"nasıl yapılır bu french?" (kahve olanı)

giriş
yıllardır her sabah americano'sunu içmeden güne başlayamayan bi plaza insanıyım. kahve benim için bir must! (mehehe)

gelişme
2 hafta önce ikea'dan 400 ml'lik french press ve tchibo'dan "kenya" kahve çekirdeği aldım. tadı orta sertlikte dediler. çekirdeği tchibo'da french press'e göre çektirdim. her sabah bundan içtim bi hafta boyunca. ama ne yaparsam yapayım çok ağır oldu. midemi ağrıttı her sabah. bir de rengi çok bulanık oluyordu.

kendime sadistçe işkence çektirdiğimi ve yakında midemi deleceğimi fark edince, kahveyi değiştirmeye karar verdim ve bu hafta nero'dan kahve aldım. ama bu da sanırım demlenmiyor. rengi acayip bulanık. tadı su gibi. hayır kahveyi gittikçe artırarak daha çok miktarda koyuyorum, bi değişiklik yok.

kahveyi internette nasıl anlattılarsa birebir o şekilde hazırlıyorum. kaynamış suyu beklet, tahta kaşık kullan vs. ama mesela "suyu koyarken altın sarısı köpük oluşur" falan diyorlar, benim french'te köpük möpük yok. bulanık bir rengi var sadece. he bi de suyu koyduktan sonra bütün kahve taneleri suyun üstünde yüzüyor. pressle bastırınca dibe çöküyorlar ancak.

sonuç
kullandığım kahve mi kötü, yoksa bir yerde hata mı yapıyorum? olayım ne benim? napayım?

 

hellolar
sözlükten baktım, herkes çok beğenmiş. geçende de burada bir duyuru vardı "sizce 2016nın en iyi şarkısı" diye. orada da çoğu insan "starboy" demiş.
bu şarkı gerçekten güzel mi sizce?


 

sayın büyüklerim sevgili küçüklerim

her 4 yaş erkek çocuğu gibi araba/tren/tır/vinç tarzı oyuncaklara bayılan ama bu tarz bir sürü oyuncağı olan, çocuk parkında/sokakta/sahilde oynamayı koşturmayı çok seven hareketli çocuğa doğumgünü hediyesi olarak ne alınabilir?

hem eğitici bişiyler olsun diyorum, bi yandan da çocuğun bütün hayatı zaten eğitimle geçecek, 4 yaşından başlamasına ne gerek var diyorum ama bilemiyorum.

fikirlerinizi beklemekteyim.

 

var mı araç içi buzdolabı alan / kullanan?
tatillerde arabaya atlayıp kampa gitmeyi çok seviyoruz ama özellikle soğuk içecek sorunumuz oluyor. soğuk tutan bir kutumuz var ama o da maks 2 saat dayanıyor özellikle çok sıcak havalarda. o yüzden elektrikli bir dolap olsa güzel olur. ama cidden işe yarıyor mu bunlar?
şöyle 4 kutu bira falan sığsa yeter diye düşünerek en küçüğünü alayım dedim www.kutupayisi.com nasıl olur?


 

merhaba.

bizim 2 adet kedi var, bunlar kışın da istedikleri zaman balkonda takılabilsinler diye kedi kapısı aldım.

kapıyı takmak için camı kestirmem gerekiyor. kombili evlerde bir cama menfez(havalandırma) deliği açılır ya, aynı onun gibi bişey yaptırıcam yani. cam da bildiğimiz çift camlı pimapen.

konuyla ilgili 2 ayrı pimapenciyi aradım, camı istediğim ölçülerde keser misiniz diye sordum. "camcılar yapar o işi" dediler. pimapenciler camcı da olmuyor mu anlamadım hiç.

soru: kadıköy'de tercihen moda civarlarında bu işi yapacak camcı var mıdır? ya da tam olarak ne işle meşgul olan birine danışayım bunun için?

 

merhaba
yurtdışına master yapmaya gittiğimiz bir üniversiteyi yök tanımıyorsa ve bu yüzden asker kaçağı olarak görünüyorsak ne olur? okulu bitirip türkiyeye döndüğümüz gibi kolumuzdan tutup askere mi alırlar?



 

merhaba

ben istanbul'un belki de en büyük simgesi haline gelmiş yapılardan biri olan boğaziçi köprüsü'nün adının değişmemesi gerektiğini düşünen bir istanbul sakiniyim. bu konuda vatandaşların çoğunluğu da böyle düşünüyorsa bu tepkimizi belirtmeliyiz bence. aklıma legal yollardan yapılabilecek birkaç şey geliyor. sizin de eminim fikirleriniz vardır. ama önce gerçekten çoğunluk eski adı geri istiyor mu, yoksa köprünün adı fil köprüsü olsa da vatandaşın umurunda değil mi, ya da 15 t.ş.k. adı genel olarak beğeniliyor mu bunu merak ediyorum.

kişisel yorumlarınızı söyledikten sonra çevrenizdeki insanlardan duyduğunuz yorumları da söylerseniz sevinirim.

 

merhaba. tatil amacıyla kampa gidenlere sorum.

kampa giderken yanınızda götürmediğiniz, sonra "ah niye aklıma gelmedi, keşke alsaymışım" dediğiniz bir şey oldu mu?

daha önce çok kamp yaptık gerçi ama bu sefer bakir bir yere gideceğiz, deniz kenarı ama doğru düzgün yol yok ulaşım yok falan. oralarda eksikliğini çekip üzülmeyelim.
(temel ihtiyaç malzemeleri dışında eğlenmelik şeyler de önerebilirseniz sevinirim)

 

Merhaba.
Biletix çarşamba günleri avea prime müşterilerine 25% indirim sağlıyormuş.

Acaba prime müşterisi olup da benimle şifresini paylaşmak isteyen var mıdır?

** Türk Telekom Prime mobil müşterilerinin PRIME BILETIX yazarak, Türk Telekom Prime evde internet müşterilerinin ise PRIMEBILETIX boşluk TCKN yazarak 444 7 565’e göndermeleri gerekmektedir. Gelen şifre ile www.biletix.com adresinden indirimli bilet alabilirler. **

Not. Kampanyaya 2 kere katılım hakkı varmış ve şifre için gönderilen mesaj 1 SMS ücretindeymiş. Sonra "yok ben bilmiyordum, yav ben görmedim, e ama söylemedin" falan olmasın.

 

miriba!

yatak odama ampul alacağım, çok kafam karıştı

yatak odamdaki eski ampul yıllardan beri bildiğimiz, içinde teli olan, sarı, 100 watt'lık akp ampulüydü. kendisinden çok memnundum. (akp'den değil, ampulümden)

neyse bu ampulüm patladı. iki tip ampul seçeneğim var sanırım, tasarruflu ampul ve led ampul.

ben işin tasarrufunda, dayanıklılığında vs değilim açıkçası. sadece odamda sarı ışık olsun ve ışık gözümün dingiline girmesin istiyorum.

hangisini alayım, ya da başka bir ampul önerisi olan?

 

merhaba,
dolar almak istiyorum (yatırım amaçlı değil, Amerika'dan alış veriş yapacağım).

enpara.com'dan almak iyidir dediler. şimdi enpara müşterisi olmak için başvursam anında (gün içinde) dolar alabilir miyim, yoksa başvurumun onaylanması vs prosedürler için birkaç gün beklemem gerekir mi?

 

merhabalar.
ben şöyle eskiden babamın yaptığı gibi, sağlam ve dengeli bir uçurtma almak istiyorum. kocaman olursa daha iyi olur ama çok da fark etmez.
sorum şu, uçurtma alırken nelere dikkat edeyim? iskeleti ve kağıdı falan ne olursa daha iyi olur? internette dolaşırken decathlon'da gördüm birkaç tane, ne farkı var anlamadım. mesela şu mu, şu mu, yoksa başka bi tane mi önerirsiniz?

www.decathlon.com.tr
www.decathlon.com.tr

 

merhaba.
o kadar araştırdım ve vardığım sonuç: "ben bu işten hiç anlamıyorum, galiba yaşlandım."
benim bir oyun konsolu alasım var. ama derdim kesinlikle ve sadece kamerasının olması, benim de o oyun konsoluyla tenis, koşu, kayak, dans, yoga vs şeyler yapabiliyor olmam. bir de gta, thief gibi sakin sessiz oyunlar olsun tabi ama olmasa bile olur hani o derece önemli şu kinect olayı. onun dışında internete girmiş, film açmış, çay yapmış falan umrumda değil.
bu durumda xbox almamın daha mantıklı olacağını düşünüyorum çünkü kinect kamerası baya iyiymiş diyorlar. kaldı ki ps4'ün kameralı olanından bulamıyorum zaten.
birinci sorum siz benim için hangisini önerirdiniz.
ikinci sorum da; hadi birinden birini aldım, her istediğim oyun için bir sürü türk liraları mı ödeyeceğim, yoksa bunu götürsem kadıköy'de yazıcıoğlu pasajı'nda bir güzel kırıp istediğim oyunları yüklerler mi? xbox 360 kırılıyordu ama one kırılmıyor falan diyenler olmuş?

 

arkadaşım bir hafta önce dövme yaptırdı ve böyle kaldı (bkz.resim) tam belli olmuyor ama o aşağıdan ilk boğumun üstü bile baya mor gibi, zaten çizgilerin çevresi de öyle.
bi dövme daha yaptırmıştı aynı anda onda hiç böyle bi problem yok.
aseton denedik, kaç kere yıkadı falan ama geçmedi bu çevresindeki lekeler. nasıl çıkar? ya da çıkar mı?