Ekşi Duyuru

Selam! Ikea’daki cok guzelmis cidden.

Ama duyuruyu okuyunca birkac yere baktim. Benzer modeller buldugum yerler;

Koctas ve Vivense’de guzel modeller vardi. (goreceli tabii)

Tekzen’e de baktim. Benzer seyler var ama cirkin geldi bana. ( yine goreceli :d)

bence seçenekleriniz arasında şunu da düşünün (bütçeyi kenara koyarak); ikea'nın düz, uygun fiyatlı ya da altında çekmeceli masalarını ya da 200x60 olan masasını alıp yanına da daha ufak ölçüde masa alıp, birleştirip L yapıp geniş bir masa elde edebilirsiniz. Pc ile çalışma alanı, ve serbest çalışma alanı sağlıyor. altında çekmeceli olanı var ya da üzerinede yine bir raf sistemi olabilir ya da araya da bir çekmece raf sistemi de koyabilirsiniz. raf ihtiyacınızı başka bir şekilde çözebilirsiniz. Yapboz gibi tasarlayın. bu şekilde de bütçe içinde kalıyorsunuz zaten. yine birkaç sene götürür o uygun fiyatlı olanlar. Bütçeyle de alakalı elbet.
yani;
- www.ikea.com.tr bunun yanına ufak ölçü diğer masa .bu; www.ikea.com.tr
-www.ikea.com.tr
- yanına bu gibi ya da yarım raf sistemi; www.ikea.com.tr
-tek masa 200x60 ölçüsünde şahane. Ortaya ayrı bir raf sistemi boyup ve arkaya ve yanlara belki düzenleyebiirsiniz. www.ikea.com.tr
- misal; www.ikea.com.tr dolaplar/30326177/lennart-keson.aspx?
-www.ikea.com.tr
-bunu koymuşmuydum; www.ikea.com.tr
- raf sistemleriyle de kombinleyin www.ikea.com.tr - www.ikea.com.tr

Pc için kasa taşıyıcıları oluyor,çok gerekli ise ondan alırsınız. Vb.ürünlerle farklı bir yerleşim yapın yani. ç


aynı masa düzenini www.ikea.com.tr
buna ekleyerek de yapabilirsiniz. bunun çift arka arkaya birleştirilmiş olanı da varmış.www.ikea.com.tr

@invictae:

teşekkür ederim, vivense'dekilere ben de baktım ama kalite olarak bir nebze daha iyi olsalar da, onlar da küçücük.
masaların derinliği 40 santim falan civarında, benim için yetersiz biraz.
evet, tekzen'dekiler ve genel olarak internettekiler zaten çok fena dediğiniz gibi maalesef.

@halboyle:

kitaplık meselesini çözdüm, yani çalışma masasının yanı şimdi de boydan boya kitaplık zaten, yine aynı şekilde olacak.
o yüzden yanı kitaplıklı olanlardansa, ben de dediğiniz gibi iki masayı birleştirip L yapmayı ve üstünü de raflarla ihtiyacıma göre doldurmayı düşündüm.
işin kötüsü o linnmon modeli stoklarda yok :)

bütçe çok önemli değil ama mesela benim linkte verdiğim masa işlev açısından çok güzel olmakla beraber, biraz ergen odası çalışma masası gibi de.
o yüzden 1600 lira o masa için biraz lüzumsuz olabilir, bilemedim.
yani bayıldığım ya da tam aradığım şey olsa, bütçemi esnetirim o sorun değil de, aradığımı bulamıyorum.
olmazsa masaları L yapıp monitörü falan da çok istersem duvara takarım diye düşündüm ben de.
sanırım başka çarem yok.

ergen masası gibi evet. işlevsel olarak güzel ama kullanışlı mı cidden. tamam kenarında bardak koyma yeri var, kasa için altta yer var ve üstte raflar var, el koymak için bence gereksiz oldugunu düşündüğüm bir kısım var. uzun süreli masa başı çalışmada çok uymayabilir. o sebeple oradaki işlevleri düz masayla alanı genişletip raf/çekmece sistemi önermiştim. o stokta olmayan cins bir çok masa var. ölçüye göre arayın. masa tablasını alıp, ayak çeşitlemeleri ile değiştirebilirsiniz. pc ile çalışıken ekran karşısında sabit oluyoruz ama ekran dışında ıvır zıvırla uğraşmak gerekince ayrı bir alana ihtiyaç duyuyoruz o sebeple sizin seçtiğiniz sizi zorlar gibi geldi. işinize göre deişir tabi. kombinleyin işte:)piyasadan ne bulsanız da böyle olacak.

@halboyle:

kullanışlı olduğundan ben de emin olamadım işte.
şimdi masamın üzerine bakıyorum, üçte birini o masaya ancak koyabilirim.
o da "belki".
hem laptop, hem pc kullanıyorum.
bazen sadece yan yana duruyorlar, bazen aynı anda kullanmam gerekiyor.
ama işte sadece bilgisayar kullanımına göre düşünmek de doğru değil, o yüzden o masadan emin olamadım.
zaten onları masaya koyduğumda, kolumu koyacak yer bile kalmayacak muhtemelen :)

dediğiniz gibi, artık kendi kendime bir şey yaratacağım çünkü tasarım yönünden zayıf bir piyasa var maalesef.
bana da o daha mantıklı gelmişti, şimdi sizle konuşunca daha da aklıma yattı.

merhaba. öncelikle linkte gönderdiğiniz ikea masasını kesinlikle almamanızı tavsiye ederim. 14 yaş genç odası takımı gibi duruyor maalesef :)

linnmon modeli stokta yok demişsiniz ancak dilerseniz çalışma alanları kısmında tüm parçalar bölümüne girerek farklı tabla ve ayakları zevkinize göre birleştirebilirsiniz.

depolama alanlarının masalardan bağımsız olması çok daha ferah bir çalışma ortamı yaratıyor. l düzen güzel bir seçenek. yeterli alana sahipseniz iki masayı yan yana koyup 2,5 metre civarında bir çalışma alanı da oluşturabilirsiniz. örneğin bir kısım boydan boya kitaplık demişsiniz. kitaplığa sırtınızı vererek masaları yan yana paralel bir şekilde yerleştirip ferah bir alana kurabilirsiniz. duvara bakmaktansa daha açık bir alana bakmak o daralma hissinden kurtardı beni örneğin.

sıkıntıdan yeni çalışma alanı düzenlemiş biri olarak naçizane tavsiyelerim bunlar olur :)

bir de çalışma sandalyesinin tekerlekli olması iki bilgisayar arasında gidip gelmeyi kolaylaştırıyor. gönlünüzce olsun.

yani genelde kullanışlı olmuyor açıkçası. işlevle süslemişler sadece. pc oyunları oynayanlar için ideal olailir. ben uzun saatler ekran karşısında kalırım. pc başında çalışırken proje/kağıt kürek işleri yanı başımda serili olması gerekiyor ve günlerce beklemesi gerekebiliyordu ve daha serbest bir alan (burası opsiyon elbet ama yer varsa uzun bir masa olmalı) masada rahatça sağa sola gidip, sağa/sola dönüp tekrar diğer işe bakabilmeyi planlayın. çok tasarımlık bişi de değil ya. ihtiyaç olan sadece yüzey ve birkaç gerekirse raf.düz tezgah bile koysanız miis olur. masa başındaki rutin çalışma eyleminizi düşünün,organize edin:)

tr.pinterest.com

size birkaç örnek;

tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com sağ/sol uzatılır
bambaşka sistem; tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com
tr.pinterest.com

iyi seyirler:) hepsine bakın he.

@i am 6 do you wanna be 9:

ya, tam genç odası, değil mi? :)
bir an bütün monitörleri, kabloları falan düzenleyecek olma hissi nedeniyle heyecanlandırdı beni ama...
gerçekten oyun düşkünü ergen masası yani haha :)

L olduğunda zaten L'nin kollarından biri pencere önüne geliyor gibi benim odamda, o yüzden o açıdan şanslıyım.
koltuğu değiştirmeyeceğim, şimdiki tekerlekli zaten, öyle kalacak.
zaten sabit bir koltukla bütün gün çalışmayı düşünemiyorum bile.
yapabilenlere helal olsun :)

ben de sıkıntıdan yapıyorum galiba, mobilyaların eskimiş olması mazeret oldu biraz :)
teşekkür ederim, siz de güle güle kullanın.

@halboyle:

ben de çok uzun saatler bilgisayar başındayım.
kitap okuma gibi işleri de masa başında yaptığım için ve yıllardır büyük masada çalıştığım için hemen yana kayıp başka bir şey yapmaya alıştım, bu masa dediğiniz gibi beni boğar.
genç odası tasarımı olmasını bir yana bırakıyorum :)

verdiğiniz linklerin hepsine baktım, teşekkür ederim :)

@armagan abanuz:

ben de sizinki gibi yapmayı düşündüm.
çünkü çekmece de lazım, hatta çok lazım.
yani iki tarafta olması benim için daha iyi.
linnmon'un beş ayaklısını, altı çekmecesiz olan klasik halini atölyede kullanıyorum, tam köşeye dayayınca sallanmadı pek ama ev için biraz oynak olabilir.
yani L yaparım derken biraz kafama takıldı bu açıkçası, çünkü birleşme yeri olmayacak, sadece yan yana koyulacaklar.
sallanırsa çok can sıkıcı olur ama mecburen deneyeceğim.

bu arada gerçi altı çekmeceli olan halinin de stok sorunu var ama tabii gidip bakmak lazım.
ben henüz sadece internet sitesine baktım.
stokta yok dediğim o yani.
muhakkak bir masa bulurum elbet koskoca ikea'da. :)

teşekkür ederim fikir verdiğiniz için.

Bu ürünler çok satılan ve stokları sürekli yenilenen ürünler. Tek tek de alsanız fiyat aynıya geliyor ve Alex stokta var görünüyor.

www.ikea.com.tr

@armagan abanuz:

alex'e tek olarak bakmamıştım, tek tarafı alex olan hazır masa haline bakmıştım.
aslında şimdi yeni sezon ürünleri de gelebilir, belki biraz beklesem yeni model bir şeyler de bulabilirim.
olmazsa bunlar nasılsa bir şekilde stoklara giriyor dediğiniz gibi.

Vivense'dan bunu aldım; www.vivense.com

Henüz gelmedi, bekliyorum. Belki size yeterli gelmeyebilir ama yine de fikriniz olsun.

Bir belirti olmadan test yaptırmaya hastaneye gitmek daha fazla riskli bence.bekle arkadaşın yaptırsın önce.

Pazartesi sabah uyandım boğazım ağrıyordu,sonra burnum akmaya falan başladı.hem kendi doktorumu hem de sağlık ocağını aradım.dedim durum bu.ateş yaptı ama iki doktorunda dediği gibi parol alınca düştü ama büyük boy iki rulo kağıt havlu tükettim burun akmasından.bugün iyiyim.bu süreçte her iki doktorlada düzenli mesajlaştık.eğer artma,nefes problemi,göğüste ağrı olsaydı hastaneye gitmem gerekecekti ama şu an buna gerek olmadığına karar verdiler.kendi doktorumun söylediği çok acil bir şey olmadıkça hastaneye gelme,çok gerekli olursa ben sana gelirim şeklinde.

@panzerkampfwagen iv:
arkadaşım covid pozitif çıkan arkadaşıyla son 2-3 haftada çok kez görüştü.
kızın ne zamandan beri pozitif olduğunu bilmiyoruz.
son görüşmeleri cuma.
biz de cumartesi görüştük.
yani arkadaşıma daha önce de bulaşmış olabilir.
ben de o yüzden mantıksız buldum beklemesini.
hep cuma günü deniyor ama önceden de, hasta olan kız semptom göstermiyorken de bulaşmış olabilir.

yanlış biliyor olabilirim de bana biraz saçma geldi arkadaşımın beklemesi.
o yüzden emin olamadım.

Niye test yaptıracaksınız ki? Amacı ne?

Evde birisi yoksa 2 hafta evden çıkmayın, ki çıkmıyormuşsunuz zaten. Hasta olursanız ve belirtiler ilerlerse, nefes alamamaya falan başlarsınız ararsınız ambulansı gelir alır, gittiğinizde de test (+ tedavi) yaparlar zaten.

@plutongezegendegilmi:

zaten çıkmıyorum evden.
doktor, "semptom olmadığı için sanmıyorum pozitif olacağını ama bir hafta sonra yaptırın semptom olmasa da" diye konuşmuş.

edit:
bu arada tabii konu sadece pozitif olup hasta olmak da değil.
böyle bir risk varken pozitif olup semptom göstermeden başkalarına da bulaştırabilirsin.
o yüzden yaptırmamız gerekiyor zaten semptom olmasa da.

benim arkadaşım haftasonu bir gün ateşlenmiş sonra da geçmiş. başka şikayet yok. hastaneye gittiğinde ne olur ne olmaz test yapalım demişler. test sonucu pozitif. çocuk hastaneye yatmaya gitti ama hastaneye yattığımda şikayetim kalmamıştı dedi.

yani eğer enfeksiyon sıkıntısı yoksa bence vücudun kendi savaşması daha iyi olabilir. verdikleri ilaçlar kalp üzerinde de yorucu olabiliyor çünkü. ağır geçirmiyorsanız ve risk grubunda değilseniz sert ilaçlar almamak iyi olabilir.

hcl özellikle kalbi yoran bir ilaçmış mesela ve arkadaşım bazen kalp çarpıntısı daralma gibi şeyler yaşadığını, bununla ilgili kardiyolojiye kontrole gittiğini söyledi. sebebi covid mi yoksa covid'i tedavi eden ilaçlar mı bilmiyor.

herhangi bir tıp eğitimim yok. tamamen şahsi düşüncelerimdir, ben bu şekilde hareket ederdim. ama siz yine de doktorunuzun yönlendirdiği şekilde gidebilirsiniz.

@antikadimag:

geçmiş olsun.

zaten semptom yoksa, bence de hastanede yatmaya gerek yok.
sadece şu durumda semptom göstermesem de eğer pozitifsem başkalarına bulaştırmamak adına bilmem gerekir diye düşünüyorum.
karantinada oturuyorum gerçi, bir şey yaptığım da yok ama her ihtimale karşı.
sonradan semptom oluşursa o ayrı tabii.

arkadaşlar semptomunuz yoksa test YAPMIYORLAR. semptonlarınız olsa bile yapmıyorlar, ölmeniz lazım ki test yapsınlar, devlet de aynı, özel de.

boşu boşuna buradan test yaptırmalı mıyım vs.. diye düşünmeyin, zaten test yaptıramayacaksınız.

sırf bu sebeple sakın bi hastaneye gitmeyin, o test sırasında beklerken covid olmanız daha büyük ihtimal.

yine de illa içinize sinsin diyorsanız 170i arayın onlar sizi yönlendirsinler.

@benaslinda:

geçen hafta risk altında olan arkadaşım özelde hiçbir semptomu olmadığı halde test yaptırdı.
özelde gayet yapıyorlar, test yapılmıyor diye bir şey yok.
amerikan hastanesi'ndeki doktor neden test yaptırın der test yapılmıyor olsa?

@benaslinda
Ben ishal, bas agrisi ve mide bulantisi sebebiyle devlet hastanesine gittim. Hemen test icin yonlendirdiler. Test yapildi su an sonuc bekliyorum.
Acikcasi sosyal medya disinda hicbir yerde test yapilmadigi seklinde duyumlar almadim.

Yalniz su an okuduklarimdan sonra tek korkum; insallah negatif cikar da hastaneden de bir sey kapmamisimdir. Cunku yaklasik 1 saat kadar serum takildi ve bulundugum odada yuksek ihtimalle korona oldugu suphesiyle yatan 3-4 hasta vardi. Herkes maskeliydi, yataklar arasinda mesafe ve perde vardi ama ne kadar korunma saglamistir su an icim icimi yiyor. Keske cift maskeli gitseydim. :((((

Huroma da bakabilirsiniz.

@olric:
hurom'un fiyatları da kuvings'le aşağı yukarı aynı.

caso indirimde bin, normalde 1500 civarı.
arçelik de var mesela, o da 1500 civarı.
onun için soruyorum çünkü fiyat farkı çok fazla.

Cnc icin kalip gerekmez de bloktan islenecegi icin kutu yuksekligi onemli. Akrilik dokulebilen bir malzeme. Basit bir kalipla da cozulebilir. Burada olculer ve yaptiracaginiz yer onemli.

ben böyle bir alışverişi, karşı taraf kabul ettiği için, amazon gift card ile yapmıştım. bir teklif et istersen, belki kabul eder. çünkü o zaman vpn ile denediğimde de girememiştim paypal'a ben. bilen vardır belki bir yolu varsa söyler.

bir seferlik için ben yardımcı olabilirim. bana yansıyan miktarı o günün kurundan çevirir, tl olarak gönderebilirsiniz

Kolajenin turleri var sanirim tip 1 2 3 diye. Solgarinki cilt icin degil de kikirdak eklem icin vs ideal diye biliyorum ben. Bu ay ben de 3 aylik kur icin arastiriyodum ve sanirim voonka markasına karar verdim. Yine de asiri detaylı inceleyemedim bu konuyu.

voonka tablet kullanıyorum ben, şimdilik sorun yok. Kullananlar da genel olarak memnun.

@hindistan cevizi:

cilt için olan kolajen 2.
yani solgar'ın cilt için olanında zaten kolajen 2, hyaluronic acid ve c vitamini var.
gerçi kondroitin de var, o eklem için.

@aquarium:

voonka için sözlükte çok fazla yorum yok.
negatiflerle pozitifler de birbirine denk gibi, o yüzden bilemedim.
hiç etkisini gördünüz mü?

Tip 1 ve 3 cilt icin 2 eklem ve kikirdak icin degil mi? @blatta hiberna

Tip 2 kikirdak icin. Ben suda ve nature's supreme kullandim. Duzenli kullanmadigim icin olabilir, bir fark gormedim acikcasi. Tam olarak ne icin kullandigimdan da emin olamadim simdi. Simdi mesela the ordinary'nin niacinamid serumunu kullaniyorum. 1 haftalik kullanimda bile hemen etkisini gosterdi. Cildim daha az yaglaniyor. Kolajende oyle hemen bir fark gormedim. Belki belirli bir sure kullanmak lazimdir.

@hindistan cevizi:

aslında normalde 1 ve 3 cilt için, dediğiniz gibi.
ama hyaluronic asitle birlikte "Dişlerin ve cildin normal fonksiyonu için gerekli olan normal kollajen oluşumuna katkıda bulunur." açıklamasıyla solgar'ınki tip 2 içeriyor.

1 ve 3 olanlar daha çok toz halinde, yani hepsinin tek bir kapsülde toplandığı bir şey bulamadım.
bir de, birkaç youtuber da cilt desteği için solgar'ın bu ürününü kullandığını söylüyor.

@marcelorios:

hyaluronic asidin falan faydasını görmek için 3-6 ay arası düzenli kullanım diyorlar.
benim de kafam karıştı, alayım da kurtulayım noktasına geldim ama bilemiyorum.

dun aksam soyle bir entry ile karsilasmistim. eksisozluk.com
ben sabahlari 1 bardak kemik suyu icmeye basladim. bakalim ne olacak.

@65 derece:

ben de bu saate kadar araştırdım, dediğiniz entry'i de okudum.
en sonunda supra'nın tozuna karar verdim, yarın başlayacağım.
sonuç alırsam paylaşacağım, siz de paylaşırsanız sevinirim.

Merhaba,

Scotty'de yolculuk olarak bu işlemi gerçekleştirebilirsiniz.

Yolculuk yapacak gibi uygulamayı açarak kayıt olun akabinde başlangıç ve bitiş noktalarını seçin ve sürücü ile eşleştiğinizde sizi arayacaktır durumu belirtiniz. Arkasında yolcu olmayacağı için bir çoğu bunu kabul edecektir.

100tl den asagi bulamamistim ben.

Yoklama olumsuz tutulur. Muhasebeci tekrar yoklama talep eder, tekrar gelirler.

ertesi gün gelirler. hadi yoğunluk vardı, bir sonraki gün gelirler.

şehirden şehire değişiyordur belki ama ankara'da ticaret sicil'de şirketin kurulduğunun ertesi günü geliyorlar. ayrıca vergi dairesi başvurusu bile gerekmiyor.

hocam
geleceklerse orada bulunmanız gereklidir
diyelim bulamadılar
ertesi sabah yoklamayı vergi dairesinde verirsiniz
sakın sallamayın

gelmeden önce telefonla arıyorlar zaten. ben de iş gereği çoğunlukla dışarıda olduğum için bu şekilde yoklama memurlarıyla randevulaşıp ofiste buluşmuştuk.

genelde kağıt bırakırlar ertesi gün vergi dairesine gelin diye. birkaç fotoğrafını çekin işletmenin ertesi gün sabah yoklama memuru çıkmadan vergi dairesinde sizle görüşüp kağıdı tutar.

bulamadiklarina dair not birakirlar, v.d. tekrar talepte bulunursunuz.

yapacaginiz ise uygun bulmazlarsa da acilisi yapmayabilirler

açılış yoklamasında habersiz gelmiyorlar. önceden size ya da muhasebecinize bilgi verirler şu gün şu saatte geleceğiz diye.

İşbankası için sıradan bir tc vatandaşıyım. Parama iyi bakıyor.

şahıs şirketim için denizbank ile çalışıyorum ben memnunum. bu banka hala hesap işletim ücreti alıyor ancak 2 fatura talimatına halledebiliyorsunuz.

artıları: bonus kampanyaları baya iyi. müşteri hizmetleri için beklemeden direkt kobi müşteri temsilcisine bağlanabiliyorsun mesai saatleri içinde. yüksek kredi limiti sağlayabiliyorlar. örn: cogu bankada nakit kredi limitim 30k iken bu bankada 80k. teb ve finans ile anlaşmalı ayda 3 kere masrafsız para çekebiliyorsun gerçi bunun için şirket hesabına gerek yok.

eksileri: halen kredi için dosya masrafı falan kovalıyorlar. kredi işlerimi başka bankalardan hallediyorum bu yüzden düşük miktarlarda kredi çektiğim için. bonus flaş yok.

özetle bonus markası program kullanan bankaları kovalayın bence. işbank halkbank falan bulaşmayın hiç.

enpara sirketim cikardim sirketim icin, yetiyor.

good girls, dead to me

110 mt2 evde 24000 salon , 9000 yatak odası vestel. Açıyoruz ikisinnide ev en geç bir saate kasap dolabı gibi oluyor. Servisinden de sezon dışı memnunuz.

ben arçelik tercih ettim. 2 tane 24 lük aldım. 1 2 gün önce. tercih sebebim yılların güveni. garantisini de 350 lira karşılığı 7 yıl yaptım bir tanesinin, 2si ile de ilgileceklerini söylediler. tavsiye ederim.

motor sesini kafana takmayacaksan isteğin markayı alabilirsin. klimalar soğutmada sıkıntı yaşatmaz.

@mikahakkinen:

klimalar soğutmada neden sıkıntı yaşatsın ki zaten?
sadece fiyat/performans ve servis vs. açısından kimin ne kullanıp ne kadar memnun olduğunu öğrenmek için açtım soruyu.

mesela ben daha önce bosch kullandım ve servisinden dolayı kimseye tavsiye etmeyi düşünmem.

Ne yazıkki klimalar soğutmada sıkıntı yaşıyorlar.

İstanbulun aşırı sıcak olduğu günlerden birinde 1 yaşındaki Arçelik klima çat diye durmuştu. Servisi çağırdım, çok sıcaklarda yapar böyle dedi gitti.

ankara'da gross toptancılardan alıyorum, dün aldım 8.5 liradan

metroya bak.

ben de kırmızıyı bırak, hiç düzgün soğan bulamıyorum. piyasada düzgün soğan yok, varsa da çok çok az var herhalde. migros ve macrolarda 3-4 tane ufak boyu tek pakette soyulmuş vakumlanmış satılıyor, az miktarda kullanacaksan işine yarayabilir. bu hafta içinde gördüğüm nokta atışı migros&macro söyleyebilirim istersen.

Paket mi alıcan? Tek alacaksan ben gönderiim, dunhill aged cabrera var bi kutu duruyo öyle. Boş yere ibiş puroculara para kaptırma

Şundan www.cdmcigars.com

@Delay Fuze:

paket mi alacağım bilmiyorum.
tamamen fiyatına ve kalitesine göre değişir.

kendi ambalajı olduğu ve sepete koyabileceğim biçimde olduğu sürece paket olması şart değil sanırım.

devamı için mesaja geçiyorum.

Evye bilirdim, doğrusu eviyeymiş :)
İki isim de kullanıyor internette ben evye demeye devam edicem: galat-ı meşhur fasih-i mehcurdan evladır
Harmony daha iyi duruyor. Açma kapama üstte, sağa sola rahat döner, kafa kısmı da dönüyor sanırım.

@rastinon:
fransızca kökenli olduğu için eviye doğrusu aslında.

ikisinin de gövde kısmı dönüyor.
açıkçası ben maestro'yu daha çok beğendim, ama yine de emin değilim.

ben 3 sene kadar önce hoover çamaşır makinesi almıştım. şimdiye kadar hiç sorun çıkarmadı ve gayet iyi çalışıyor. kurutma makinesi de pek farklı olmaz sanırım.

ben de bakınıyorum bu aralar ama b sınıfı alma diyolar. a sınıfı olanlarda da bayaa fiyat farkı oluyor.

açıkçası çok araştırdık hoover alıp çok memnun olan da var hiç memnun olmayan da var ancak çamaşır makinemiz bosch olduğu için ve sadece aynı markaları üst üste koymayı kabul ettiği için firmalar bosch aldık ve çok memnunuz.
üründe şu
www.hepsiburada.com

hoover için başta çok iyi ama uzun ömürlü değil kapağı kırıldı bilmemnesi çıktı şeklinde çok şikayet okuduk bu da bir etken oldu.

kadının biseksüellikten haberdar oluşu sadece bir spekülasyon. adam, kadının durumu bildiğini, ama hiçbir zaman karşılıklı dillendirmediklerini söylüyor. bu kısımlar çok havada kalmış ve belgesel, michael'ın tuttuğu ekip tarafından çekildiği için fazlasıyla taraflı.

kadın, adamın erkek eskortlarla birlikte olduğunu bilgisayarını kurcalayıp öğrendi, akabinde kavga ettiler ve kadını döverek öldürdü iddiaları mevcut. hiçbir zaman bu iddiaların üzerine gidilmemesinin nedeni, ilk paragrafta yazdığım.

diğer mesele, biseksüel olması, evliyken başka insanlarla sevişmesini gerektirecek bir sebep değil. neticede, eğer cinsel organını tutamıyorsa, tek eşli bir ilişkinin temellendirildiği evlilik kurumunun içine girmemeli en başta. kaldı ki her biseksüel, dönem dönem azıtıp "ayhh kadınım/erkeğim geldi(?)" demiyor. aynısını heteroseksüeller de yapabilir pekala.

@gebere Jackson:

bunların hepsine ben de katılıyorum.
zaten ben de adamın suçlu olduğuna inanıyorum.

sadece, "biz onu tanıdığımızı sanıyorduk, ama meğerse o eşcinselmiş!" çıkışları bana absürt geliyor.
kimse kimseye yönelimlerini söylemek zorunda olmadığı gibi, evliliğinin içinde swinger olma hakkına da sahip, biseksüel olma hakkına da.

dediğim gibi, henüz altıncı bölümdeyim ve bilmediğim şeyler var.
ama adamın ailesi ve çevresi biseksüellik meselesinden haberdar.
dolayısıyla karısı bunu öğrenmiş olsa da, cinayet işlemelik bir şey ortaya çıkmış olmuyor.
elbette cinayet işlemek çok basit sebeplere de dayanabiliyor, o ayrı.

ama demek istediğim, bunun ipin koptuğu nokta olduğu iddiası bana saçma geldi.

bir de şu var...
evet, kadınım/erkeğim geldi demiyorlar, fakat tanıdığım her biseksüel erkek, ilişkisi olsun ya da olmasın, yılda bir kere dahi olsa, yine bir escort'la dahi olsa, bir şekilde bir şeyler yaşıyor.

benim çevremde bile bu böyleyse, bunun öcü görülmüş gibi değerlendirilmesini de saçma buldum.
tartışmaya açma nedenim de bu biraz.

yani "olması gereken" ve insan doğası aynı kefeye koyulmamalı.

yanlışınız var, biseksüellikten haberdar olduğunu yüzde yüz bildiğimiz tek kişi, abi. kalanlar sonradan öğrenenler... hatta oralar geçiştirilmiş, bulanık bırakılmış. abi dışında kimse çıkıp "e biz zaten biliyorduk" demiyor. kızları da olaydan sonra öğrendiklerini söylüyorlar.

cinayet için motivasyon kısmına dönersek, yukarıda bahsetmiştim aslında. kadın, biseksüellik mevzusundan haberdar değildir, adamın erkeklerle gizli gizli beraber olduğunu öğrenip küçük düşmüş hissedebilir. biz sadece eskort erkeklerle birlikteliğini biliyoruz, yaş sınırını kimse söylemiyor veya adamın hangi sitelere girdiğini... bence, birini öldürmek için gayet de yeterli bir sebep. belki kadın "benimle birlikte olmadığın zamanlarda erkeklerle birlikte oluyordun, bizim seks yapmamamız bundanmış, herkese yayacağım senin eşcinselliğini" diye tehdit etti? o arada nasıl bir konuşma geçtiğini, nolduğunu asla bilmiyoruz. dikkatli izlerseniz, kadının yüzde yüz bildiğiyle alakalı tek bir cümle geçmiyor-kanıt yok.

olayın geçtiği yer north carolina, homofobik ve ırkçı bir yer. savcılık, jürilere oynayabileceği bir savunmayla çıkıyor, bu normal. ha bana sorarsanız yanlış, isterse biseksüel olsun, adama jüri karşısında ahlaksız muamelesi yapıldı.

ikisi farklı şeyler.

1) biseksüel olabilir, ahlaksız değildir. karısının haberi vardır. izin veriyordur.
2) biseksüeldir, karısının haberi yoktur, aldattığı için ahlaksız yaftasıyla jüri kafalanmaya çalışılır. olay bundan ibaret.

@gebere Jackson:

işte, sonda söylediklerinizdi benim dikkatimi çeken.

şunu eklemek istedim...
biseksüelliği bildiğini söyleyen tek kişi abi, evet.
ama anlatırken bir arkadaşlarından öğrendiğini ve anne babalarının da bunu bildiğini söylüyor.
tabii yanlış hatırlamıyorsam.
bu durumda, demek ki adamın arkadaş çevresinde de bilinen bir şeydi diye düşündüm.

yani belki evli olduğu dönemdeki arkadaş çevresi adlı adınca bilmiyordu.
ama kilit altında, kimsenin bilmediği, gizli ve mezara götürülmeye ant içilmiş bir sır falan olsa, eski arkadaşı da, abisi de, anneleri babaları da bilmezdi.
onu demek istiyorum.

evet, kadının haberi yoksa ve oradan kavga çıktıysa bu bir cinayet nedeni olabilir.
ama eğer bundan dolayı edilen kavga sonucunda kafasına bir şeyle vurup o an öldürüverdiyse, bu sefer geçmişteki ratliff olayı boşta kalır.

ha, mesela kimsenin bilmediği, ölümcül bir sır olsaydı bu biseksüellik ve o kadın da bunu herkese söylemekle tehdit etseydi, tamam onu da bundan öldürdü diyelim.

bence cinayetin temel nedeni, adamda ileri seviyede narsisistik kişilik bozukluğu olması ve bunun kafada yarattığı bir takım "karışıklıklar".
konuşma tarzına da yansıyan, aşırı küstah, duygusuz ve "tuhaf" bir enerjisi var.

biseksüelliğe bu kadar odaklanmaya gerek bile yok bence.
ama o bölgede belki de jüriyi katil olduğuna ikna eden yegane şey biseksüel oluşu olmuştur, onu bilemem.
demek istediğim; doğru sonuca ulaşılmış olsa da, yanlış yoldan gidilmiş gibi.

yani, şimdi şöyle düşünün, benim kardeşim biseksüel olsa ve bunu bir şekilde öğrensem, ileri vakitlerde abim evlenmek isterse gidip bunu karısına söylemem. beni ilgilendirmediğini düşünürüm. neticede, kardeşim ve eşiyle alakalı bir durumdur, ben üçüncü kişiyim. bana ne :) bi de bu adamlar amerikalı, kimse bizim gibi "biriyle evlendiğin zaman, onun ailesiyle de evlenmiş sayılırsın" diye düşünmüyor. kişisel alanlara müdahale etmiyorlar.

ratliff olayı baştan sona saçma geldi bana. hiçbir fikrim yok benim de. sürüyle olayı birbiriyle karıştırmışlar, e belgesel de yanlı olunca mantık yürütemiyoruz.

"ama o bölgede belki de jüriyi katil olduğuna ikna eden yegane şey biseksüel oluşu olmuştur"

heh işte, anlatmaya çalıştığım şey, yaşadıkları bölgeye istinaden biseksüellikten girdiler.

Ne yaptırmak istediğinizin önemi de var, her marangoz her işi yapmaz/yapamaz her mobilyacı da her işi yapmaz/yapamaz.

35-40 dk sürüyor.

Ben vanish'in sıvısını kullanıyorum, gayet memnunum. Özellikle çamaşırı makinaya atmadan önce lekeli bölgeyi ıslatıp üzerine vanish döküp beklettiğinizde daha iyi sonuç alıyorsunuz. Bekletme süresi lekeden lekeye değişmekle birlikte, sabah atacaksam gece yatmadan önce lekeli bölgeye uyguluyor sabaha dek bekletiyorum mesela. Alışkanlık oldu.

Benim memnun kaldigim biri var. Benim musluklari degistirmisti, kombinin borularindan biri su akitiyordu, onu halletmisti. Iyidir, cok yuksek fiyatlar da almaz. Isterseniz ozelden payalsayim numarasini

Ben de rica etsem numarasını?

denizbanktan bağlanıyor ilk olarak. oraya sorabilirsiniz.

e devletten sorgulatabilirisniz. 4/c emekli aylığı diye sorgulatınca çıkması lazım. memur emeklisiyse eğer ilk olarak ziraat-vakıf bankalarına çıkıyor.

7 gün. Tebliğ günü sayılmaz, ertesi günden itibaren 7 gün içinde itiraz etmek lazım. Bugün geldiyse haftaya salı mesai saati bitimine kadar itiraz edilebilir.

bildigimiz 7 gun.

İtirazın son günü tatile denk geliyorsa, tatilden sonraki ilk mesai günü sonuna kadar itiraz hakkın var.

Büyük salaklık olur. Aynı hatayı yapmıştım yıllar önce, bu devirde hiç kullanılmaz.

Büyük mallık olur. Para bolsa al ama. Şekilli telefon

yarın 11:30da
eurosport veriyor. digiturkte yoksa internetten link kovalaman gerekecek.

@sutlu nescafe:

evet, işte ben de internet linki soruyorum zaten.

reddit'te böyle maç linkleri veriliyor. maçın ismini aratırsanız belki vardır. premier lig ve nba maçlarını hep oradan takip ediyorum.

acestream kullaniyorsan asagidaki sitede cok guzel eurosport linkleri bulunuyor.

acestreamid.com

nerda?

edit sonrası cevap: benim kadıköy'de iki tane nakliyeci tanıdığım var. maltepe uzak olur mu bilmiyorum ama bir sor istersen. özelden numaralarını atayım.

Kac m2, boya sizden mi vs. Fiyat alabilirim tanidiklardan.

@runagain:
metrekare bilemiyorum, ortalama bir salon diyebilirim.
çok büyük falan değil.

önemli olan zaman.
cuma başlanıp, pazartesi'ye kadar bitmiş olması gerekiyor mümkünse.
hatta aslında bir de küçük bir mutfak var boyanması gereken.
ama zaman kısıtlı olduğu için yetişir mi bilemiyorum ikisi birden.

boya benden olacak, evet.

boyacı hasan usta var :)
biz 4-5 senedir kendisini çağırıyoruz çok memnunuz
telefonunu mesaj attım size

Mumkundur, icra takibi zaten protesto yerine de geciyor.

What happened to monday’i sevdim ben. Sözlükte yazılan “konu orijinal ama yarısından sonra aksiyona bağlıyor” mevzuu doğru. Yine de izlediğime memnunum. Diğeri tarzım olmadığından hiç bilmiyorum.

tom cruz filmleri standart espirikli, herşeyden kıl payı kurtulmalı tom filmi işte. öbürkü daha ciddili, klişeli ama kadının oyunculuğunu beğeniyorum ben olsam ona giderdim.

seven sisters'a aman evde oturacağıma bir film izlemiş olurum diye gittim ve bence kötü değildi.

Kakasını lazımlığa yaptırıp bakın her kaka yaptığında. Ben kardeşimin lazımlığında görmüştüm o küçükken. Eskiler kabak çekirdeği yedirirdi kurt döküyor diye. İsterseniz bir deneyin.

@want2die:
çocuk benim değil, o yüzden bilemiyorum.

ama midesi de hemen üzerine bozulunca ve tahlilde de bir şey çıkmayınca, acaba hakikaten öyle bir şey mi var dedik.

"bağlantılı mı bunlar acaba?" diye düşündük yani. :)

teşekkürler!

www.youtube.com

şu boyalarla deneyebilirsiniz.

Cidden bu site artık bana komisyon verse çok iyi olacak, bu galiba 4. defa önerişim oluyor Duyuru'da :)

Www.enakliyat.com adresine aynen buraya yazdıklarınızı yazıp çeşitli nakliye firmalarından teklif alıp size en uygun geleni seçebilirsiniz.

armut.com'da da ihale açabilirsiniz, biz en uygun fiyatı buradan bulmuştuk.

ablamlar kullanıyor 2 kedileri için. memnunlar. kum temizle, kum bitti falan dertleri yok.

kum azalıyor aslında kakalara yapışıyor vs. kartuş olayı var. bitince yenisini almak gerekiyor yoksa çalışmıyor.

ilişki süresince yapılan ortak aktivitelerde teklif ondan gelirse taraflar kendi paylarını öderken teklif benden gelirse benim iki tarafın payını da ödememin beklenmesi. hani flört dönemi falan değil baya ilişki, böyle bir kız vardı, benim için güzel bir tanım.

"ilişki süresince hiç elini cebine atmayan kız "

Kredi kartı yada para isteyen kız bu işin nirvanası zaten :)

flört dönemini es geçiyorum ilişki sırasında kendi imkanları yetmediği halde, aşkım şurda restoran açılmış oraya gidelim, buraya tatile gidelim vs. diyorsa ve tüm masraf size ait oluyorsa para yiyici oluyor. yani kendi parasının yetmeyeceği olayları siz teklif etmeden size teklif ediyorsa bingo.

Kadinlar soyle erkekler soyle olmalidir diye kadini erkegi kalip icine sokan geri kalmis kulturler icinde kadinin para erkegin seks kazanmasini saglayacak eylem. Aslinda kadinlar da erkekler de calissa ve erkekler once kadinlari ors.. seklinde dislamasa ve kendileri de boylece seks yapmada ozgur kalabilse bitebilecek durum.

aslında ince nokta şu:

parası olduğu halde harcama yapmaktan kaçınan kız.

erkek egemen toplumun faydalarından yararlanmak gibi bir şey..

ama kadınlar askerlik yapmıyorsa biraz da biz hesabı onlara kitleyebilmeliyiz diye düşünüyorum.

hem askerlikten muaf ol, hem de tavuk döneri ben ödeyeyim, olacak iş değil.

Arabayla evden aldırır.

Erkeği parasına göre seçer.

Asla hesap ödemez.

Sigara gibi ihtiyaçlarında da erkekten otlanır.

Sürekli para harcama odaklı yaşar. Onun için evde durmak çok sıkıcıdır. Sürekli gezmesi gerekir. Sponsoru da sevgilisidir


Her anlamda insanın sırtında bi yük yani.

Imkanı oldugu halde eline cebine atmayan kız, maalesef böyle bir ilişkim oldu kafamda hep "ya değişirse" umudu vardı,paramın olmadıgı bigün yemeği o ödedi devamına kahve içmeye gittiğimizde de "bunu da mı ben ödiycem" dedi. O zamana kadar hep yok canım diye düşündüm çünkü başıma gelmedi daha önceleri, aldıgı maaşı söylesem bana küfredersiniz, edin ama hakettim

aradaki duygusal yakınlığı veya arkadaşlığı kullanarak. kendi maddi ihtiyaçları için karşısındakinin iyi niyetini sömüren kişi.

kendi başımdan geçen bir örnek ile özeleyebilirim. bundan yıllar önce tanıştığım ilk başlarda aramızda biraz flört geçen fakat sonra arkadaşlık evresine geçtiğimiz bir kız vardı. bir şekilde tesadüfler sonucu olaylar gelişti ve beraber tatile çıktık.

ilk tatil planında masraflarla ilgili bir konu yoktu ben biletlerimi aldım. tatil yapacağımız mekan onun tanıdığıydı ve tatilin ücreti ödenmişti(kendi ödemişti). iki gün kala beklediği paranın gelmediğini söyledi. neyse zaten çok bir şey değil diye biletleri ben ödedim o da bana sonra geri ödeyeceğini söyledi.

tatile çıkarken gerçekten de parası olmadığını biliyorum bu arada dert etmedim. ancak devamında tatil süresince yanımda sürekli parasız ve mutsuz bir insan olması benim tatilimi de zehir edeceği için tatilde bazı masrafları da ben ödedim. her zamanki gibi dönüşte ödemek sözü ile kabul etti.

bu süreçte her harcamada rahatsızlık hissetiği belliydi. iyi niyetine inanarak rakamlar da pek büyük olmadığı için ben de umursamadım.

tatil bitti aradan vakit geçti sonra koptuk pek görüşmez olduk o para da unutuldu. aylar hatta yıllar sonra ortak bir arkadaşımızdan bu kızın başka sekillerde gene aynı durumları yaşadığını öğrendim. o ana kadar bu durumun anlık bir imkansızlıktan kaynaklı ve tatili kaçırmak istememesine bağlıyordum. yani kötü niyet aklıma hiç gelmemişti.

şimdi tekrar düşününce bu bana sadece çocukça geliyor. yaşamak istediği bir hayat var ve orada akıp gidiyor. bazı imkansızlıklar yüzünden yaşayamıyor ve bir şekilde başkalarının bu imkanlara sahip olduğunu biliyor.

insan doğası bilinçaltında en kısa-zahmetsiz yoldan en çok faydayı elde etme yönünde evrimleşmiştir. bu kız da bir şekilde ergenlikte belli bir yakınlıkta olduğu insanlara zor durumda olduğunu belli ederek vicdani dürtülerle istediğini elde edebileceğini öğrenmiş olmalı.

kendi ihtiyaçlarını sürekli karşısındaki kişiye aldıran kızdır bana göre.
kendi dışında kimseyi çok umursamaz, onun istediği şey alınsın da nasıl alınırsa alınsın.isterse 2 aylık sevgilisi bankadan kredi çeksin.

Para yiyici: amaci evlilik ya da mutluluk degil iliskiden cikar saglamaktir. Eskorttan daha itici gelir ama guzel de oluyorlar coklukla.
Maddiyatci kiz: beraberdir sever bile ama hep karsidan gelsin ister. Genel karakteri bozuktur. Pek orospu denmez ama evlilik materyali degildir.
Normal kadin: evlilik yoluma girip de butceler birlesmeden, beraber gelecek hayalleri kurulmadan once tek tarafli takilmayi sevmez. Gocunur. Sen yemek ismarladin kac seferdir bak bilmemne konserine bilet aldim iki tane der. Ilk bulusma kurali olarak erkegin ismarlamasina ya da araba ile eve birakmalara ses etmez. Adam seviyo beni diye sevinir.
Takintili kadin: ilk bulusmada bile yenen yemegin hesabi icin elini cuzdanina goturup ama yapma etme demenin otesine gecip israrci olur. Bi yemek ismarladin diye o gece yatmayi isteyecekmissin de bundan korkuyormus triplerine girer.

Benim kitapta maddiyat acisindan kadin siniflari boyle.

Benim arkadaşım çok güzel bir kız, haliyle erkeklerin bunu bir yerlere davet edip hesap ödetmeye alışmış. Bana da hep şunu der:"erkek değil mi odesin". Bir gün bir arkadaşım,o ve ben bir yere eğlenmeye gittik. Tam hesap ödeneceği sırada tuvalete gitti, çıkışta kim ödedi, borcum ne kadar diye sormadı bile. Erkek arkadaş odedi onunkini ve ben çok mahcup oldum.

Bana da sürekli anlatır: falancaya uçak biletimi aldırtırım, konturumu falanca ödetirim...böyle devam ediyor.

Tam olarak para yiyici kız bu bence.

para yiyici kız diye bir şey yok bence. paran yoksa ilişkide bulunma, ilişkiye girme kardeşim.

paranın lafı ve konusu olmamalı. birbirine odaklanmalı her çift.

bugün kadınlar finali 16'da başlamıştı. erkekler finali de 16'dan önce olmaz diye tahmin ediyorum. zaten mantıken de ingiltere saatiyle 11'de başlatmazlar maçı. tsi 13 çok erken olur yani bence. sitede yanlışlık vardır diye düşünüyorum.

@bir fincan kahve:
normalde hep 16:00 civarında oluyor, evet.
hatta erken olmasına şaşırdım.

fakat, eurosport'un digiturk'teki program akışında 16:30'da canlı değil, tekrar görünüyor erkekler finali.
maç 13:00'daysa, o saatte tekrarı olur tabii.

yani eurosport'un sitesindeki saatle, digiturk'un programındaki saat birbirini tutuyor, o yüzden demek ki 13:00'da başlıyor maç diye düşündüm.
biraz daha araştıracağım.

edit:
eurosport'un internet sitesinde yazan yarı final saatleri de doğruydu bu arada.

eurosport sitesindeki saatin türkiye saati olduğundan emin misin? maç tsi 16'da. turnuvayı eurosport veriyordu, yine oradan izlenebilir sanırım. benim aylık paketim bittiği için ben kaçak izledim bugün aşqım mugu'yu, yarın da öyle yapacağım. riske etmek istemezsen ve internetten izlemek seçenekler arasındaysa eğer eurosport'un aylık paketi 3eur. gerçi tek maç için değmez artık ama yine de yazayım dedim.

edit: saatleri ciddiye alma bence, yanlış yazmışlardır. maç tsi 16'da, kesin bilgi. başka türlü olabilemez.

@der meister:

tr.eurosport.com
şuradan baktım.
yarı final saatleri tutuyordu, o yüzden kayıtsız şartsız doğru olarak düşündüm.

3 euro değil, gerekirse maç satın alır digiturk'e daha fazlasını da veririm.
geçen yıllarda Wimbledon finallerini futbol maçları gibi özel spor kanalından vermişlerdi çünkü.
bana göre o parayı vermeye değer de, maksat maçı izleyebilmek.

O değil de beleşe izleyemeyiz demi :(

@diffarentiationation:
izlenebilen bazı siteler vardı, ama bilemiyorum ben de.
yarın benim de o sitelerin peşine düşmem gerekebilir bu durumda.

Maç 16.00'da, kesin bilgi. Wimbledon saati ile 14.00'te başlayacak.
www.wimbledon.com

Eurosport 2'den canlı yayınlanacak. Eurosport'un sitesindeki yayın akışına bakma sen, hıyar gibi yanlış yazıyorlar hep.

@battal gemalmaz:
evet, eurosport yanıltmış beni.
oh, omuzlarımdan yük kalktı vallahi.
neticede federer söz konusu. :)

teşekkürler!

Maç 4te başlıcak. Maçı izlemek isteyenler mobdro adlı uygulamadan kanalları izleyebilir. Bbc yayınından izlerim sanırım

@cureforlove:

evet.
banyonun girişindeki bir bölgede, hafif bir grileşme gözüme takılıyor kaç gündür.

Mr muscle ya da o tarz bir seydi sprey olan, onunla mukemmel sonuc aliyordum.

derz kalemleri var. onlardan alıp üstünden geçebilirsin. yapı marketlerde satılıyor 10 15 liraya.

www.google.com.tr
bununla yaptım biraz zor ama iş görüyor

bulaşık makinası parlatıcısı ile, şu bimde satılan 2 lira olanlardam

not ciddiyim

mellerud derz temizleyici. bauhaus da var. garanti çözüm. ama biraz pahalı.

"mavi su" diye tabir edilen bir şey var, onu kullanıyorum ben. temizlik malzemesi satan yerlerde bulunuyor.

Diş fırçası

diş fırçasının ucunu kes. sonra bir vidayi tam ortasindan gecir, vidanin basi killarin oldugu tarafta kalsin. vidayi matkaba/ akulu visalamaya tak. istedigin kimyasali kullan, piril piril oluyor...

Flormar 352 blackstar red
Ben de nar çiçeği oje sorayım bildiğiniz sevdiğiniz

@pastörizesüt:
narçiçeği tonlarını hiç bilemiyorum maalesef.

flormar 352'yi biliyorum, ben de kullanıyorum.
biraz daha az bordo, daha kırmızı bir şey arıyorum galiba.
dior massai 853 gibi mesela.

Maybelline 352 downtown red

Ooo maybelline downtown red on numara ben de kesinlikle tavsiye ederim.
Dior massai ye muadil flormar 416 straight red oneriliyor denemeni tavsiye ederim.
Nar cicegi olarak da yves rocher de cok guzel bulmustum simdi bilemedim numarasini ama onlara bakin, yves rocherin kaliciligi da cok iyi.

Golden Rose matte 05 bordo mat ve kadife gibi, hem de kalıcı. Öpülesi bir el görüntüsü veriyor <3

@pastörizesüt Golden Rose mat 16
Mat oje ama içinde çok yakından bakınca belli olan hafif sarımsı pırıltılar var, harika bi ton.

Az önce dandirik bir parfümeriden "Gabrini" adında bir oje aldım, inanır mısın ben böyle güzel böyle yoğun bir oje görmedim. Rengi tam senin istediğin gibi. 33 numara. Dior'un o bahsettiğin ojesinin rengine benziyor.

flormar cherry dessert diyorum

Hâlâ halledemediyseniz yapabilirim.

pdf dosyasındaki içerik metin içeriği mi yoksa görselleştirilmiş metin mi? (pdf'i açtığınızda yazıyı seçebiliyor musunuz?)

görselleştirilmiş metin maalesef.
yoksa pdf'den doc'a çevirmekte bir şey yok da, ocr gerektiği için yapamadım.

www.amazon.de
bende bu var. 75 liraya mı ne gelmişti, artık yollanmıyormuş.

catit'e bakmıştım alternatif olarak yorumlar fena değil gibiydi. ama filtre de almak gerekiyor zırt pırt bunu untumamak lazım.
bir de pahalı drinkwell vardı bende ama o çok sesliydi ve sıçratıyordu.

kedilerin su içmesi arttı su pınarıyla. memnunum ben.

bende ikinci linkde olandan var. 1 yıl boyunca filtresini değiştirmedim. şimdi bir yerlerde buldum filtresinden alıp tekrar kullanıcam. bence güzel oluyor. eğleniyo bebeler, hemde su içmiş oluyolar. yazında su devirdaiminden soğuyo su. normalde kaba su koyunca ertesi gun içi kıl tuy oluyo en azından bu olay yok. ve eger bir iki gunden fazla eve ugramayacaksan mantıklı. çok uğraştıklarında onu da döküyolar ama yine de iyi

bende şu ürün var cat mate çakması. weipro.
www.hepsiburada.com

öncelikle su sebili bizim kedimizde su içişini kesinlikle arttırdı. malum böbreklerinin sağlıklı kalması için bol su içmeleri gerekiyor. bol su içmenin çişin kokusunu azaltmak gibi bir faydası da var. ben üründen memnunum çok uzun zamandır kullanıyorum ancak 10 gün - 14 gün arasında temizlemek gerekiyor. motor dışında kalan parçalardan alt parça, üst parça, sünger ve süngeri tutan plastik parçaları bulaşık makinesinde yüksek programda yıkıyorum. motor da 3 parçaya ayrılıyor. eski bir diş fırçası ve sabun ile iyice temizliyorum motoru 3 dk. sürüyor gözünüzde büyümesin. ayda bir de içinde karbon bulunan kısmın içindeki karbonu değiştiriyorum ki akvaryumcularda karbonun 1 kg lık paketi 10 lira filan. kabaca 2-3 sene idare eder yani sizi. ürünlerin tümü aynı mantıkla çalışıyor. ancak dediğim gibi bendeki ürünün yedek parça (karbon filtre) gibi bir sorunu yok. tavsiye ederim.

Ben de drinwell mini var. Daha önce benimle yaşayan kedimde su içme sorunu vardı çok işime yaramıştı fakat şu an kedim her sesten ürken bir kedi olduğundan motorunun çalışma sesine bir türlü alışamadı ve su kabı gibi kullanıyorum çalıştırmadan. Ürkek bir kedi değilse tavsiye ederim.

urun.gittigidiyor.com

İlçe mudurlugu bile yanlış yonlendirebilir seni. Ankara sgk tahsisler daire baskanligini araman lazim ki dogru bilgi alabilesin. Eger alamazsin derlerse dava acarak alabilirsin diye dusunuyorum.

@goodman:

ben de yanlış yönlendirilebileceğimi hissettim.
acaba ali tezel'den randevu mu alsam diye bile düşündüm. :)

dediğin yeri arayıp bilgi alacağım, teşekkür ederim.

başın sağolsun.

@yue:

teşekkür ederim...

hukuki konulara cevabım yok ama, başın sağolsun, allah geride kalanlara sabır versin...

önce dayın anneannenin ilamını alsın. o esnada annenin vefat belgesiyle birlikte sen de orada bulun. seni yönlendireceklerdir. bir arkadaşımın başına benzer olay geldi. o şekilde giriştiler işe.

@alperz:

dayım notere gittiğinde, kayıtlarda bir sorun olduğu gözüküyor.
o yüzden noterden alamıyor.
dava açılması lazımmış, o da zaten bir ayda veraset ilamının çıkmasını sağlıyor.
yani gidip hemen halledemiyoruz.
o yüzden sıra önemli midir, değil midir bilemedim.

@rentts:

çok teşekkür ederim.

silicon valley tabii ki.

black books'u izlemediyseniz ilk ona bakın. sonra silicon valley'i izlersiniz.

silicon valley'i ben çok beğenerek izliyorum.

silicon güzel de bir süre sonra tekrara düşüyor gibi.

Londra'da covent gardendaki magazalarında cogu ürünü mıncıkladım ama şu meşhur bronzer-higlighter ikilisini bile almaya değer bulmadım. bir de özellikle rujlar dudak alt tonuna göre cok farklı duran malzemeler, hayal kırıklıgı olmaması için görmeden almayın bence.

bence bu marka pazarlama isinde cok basarili. hype'i biz yaratiyoruz; sahip olduktan sonra alelade birseye donusmeyen ne var?

simdi google gorsellerde baktim, bazi yerde oyle pembe ki... hayal kirikligina ugramanizdan korkarim. mac'de boyle birseyler yok muydu? hem almadan denemis olursunuz.

@alis su hallerime:

dudaklarımın tonundan dolayı bu renkte sorun olmayacağından eminim.
bir de, bazı mat rujlar kuru boya gibi görünüyor.
bunun nem oranı ve rengi şahane geldi görüntü olarak.
sadece kalitesinden emin olamadım.

@e haliyle:
normalde buna yakın tonlar kullanıyorum aslında.
ama dediğim gibi, matlık derecesi olarak buna yakın pek bir şey bulamıyorum.
matlar genelde aşırı mat oluyor, dudağı kurutuyor.
Mac'te çok renk seçeneği var dediğiniz gibi, ama çok pembeye ya da çok kırmızıya kayıyor tonlar genelde.
gerçi bir süredir hiç bakmıyorum mac'e.

bobbi brown'a bakın mutlaka.

@hobareyy:

bu biraz fazla parlak sanki, ama inceleyeceğim.
teşekkürler!

Abla,
Şu an çalışmıyorum ama iyi dileklerim, pozitif enerjim sizinle.

@kurnaz:

bölgede hayvanlara karşı çok suç işleniyor.
özellikle tecavüz ve öldürme olayları.
buna karşı devlet duyarsız, 200 lira para cezası verip gönderiyor suçluları.
belediye de ilgilenmiyor ya da ilgilenmekten anladığı yine öldürmek.

orada kendileri şehir çöplüğünün içinde ve çevresinde hayvanları toplayıp barınağımsı bir yer yapmışlar.
şartlar çok kötü, çamur içindeler ve hiçbir kaynak, destek yok.
hem insanlardan korumaya, hem de beslemeye çalışıyorlar.

dikkat çekebilmek için üç gönüllü açlık grevine başladı.
bugün 10. günündeler.
başka yerlerden gidip bazı köpekleri sahiplenenler oldu, ama sayıları çok fazla, devlet desteği olmadan başa çıkmak çok zor.
çok sayıda köpek çok fazla mama demek.
bir de aşırı soğuk olduğu için yavruların çoğu da hastalanıyor.

amaçları dikkat çekmek, destek toplamak.

@market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava:
canım, teşekkür ederim. :)

Yanlış anlamayın meramım yaptığınız bu güzel işi baltalamak değil ama, "ekşide yazınca herşeye yardım ediyolar" diye bir şey yok ki. Yani duyuru zaten eski duyuru değil artık bir çok kullanıcı bıraktı gitti falan, kalanların da sırf adı ekşi ile başlayan bir oluşum çatısı altında bulundukları için yardım etme zorunluluğu olduğunu düşünmüyorum. Cidden çok fazla yardım yapıldı duyuruda, yani kimsenin durumunun olup ta vermediğini zannetmiyorum. Ayrıca malum, aysonu kimsede para yok, cüzdanlar eridi gitti. Bence sitem etmeyin, umudunuzu da yitirmeyin. İnsanlara da "ekşi kesin yardım eder" diye taahhüt vermeyin, bazen kimsenin "durumu" olmayabiliyor. Bence koskoca duyurusunuz koskoca ekşisiniz ama tırtladınız düşüncesi yanlış. Biraz sabır, insanlar maaşlarını alsınlar, eğer arzu eden olursa yardım eder. Arzu etmeyen olursa yardım etmez, kimseyi şey yapmayınız.... Bence insanlar yardım edecektir.

@Bowie:

kimseye, "ekşi duyuru'ya/sözlük'e yazarım, kesin yardım ederler" demedim zaten.
sadece yardım gelirse ileteceğim biliniyor.
ayrıca elbette herkes yardım edecek diye bir şey de yok.

sadece bu tip yardım amaçlı duyuruların eskisi kadar ilgi çekmemesinin üzücü olduğunu belirtmeye çalıştım.

yoksa tırtlamak falan işin espri olan kısmı.

bunun duyurunun eski duyuru olmamasıyla ilgisi elbette var.
ki zaten sözlük için bir sitemim bile yok, çünkü sözlük artık forum oldu.

bir de şu var, sabitlenen duyurular bildiğim kadarıyla ortalama bir hafta kalıyor yukarıda.
bugün zaten dördüncü gün.
o yüzden kalan günlerde bari ufak tefek bir hareket olmasını amaçladım duyuruyu açıp sitemimi ederken.

ki bu arada bu şakayla karışık bir sitem zaten.
yoksa üyeliğimi silip, bir daha girmeyecek değilim yani kırıldım derken :)

Haber şu anda Müge Anlı'da.

Duyuru'dan ve Ekşi'den beklenti halinde olman ne kadar acı. Burada ancak 5 lira para, bir çanta istemen gerekir. Eskidenmiş o duyarlı sözlükçüler. Müge Anlı'ya çıktılar bak, umarım kısa sürede sonuç alınır.

Ben de Batı Karadenizli olarak orada hayvanlara ciddi anlamda kötü davranılıyor. Ben gittiğimde hiç bir köpek korkudan yanımıza yaklaşamıyordu. Önce insanlara eğitim vermeli ondan sonra yardıma teşvik etmeliyiz.

Ama unutmayın; o tekmelediğiniz hayvanlar sizlerden bir gün hesap soracak. Konuşamıyorlar ama gün gelecek konuşacaklar.

denizbank allem kallem edip kredi kartı yolluyor ve hesap işletim ücreti alıyor, tek iyi yanı ortak atmlerden ekstra bir ücret kesilmeden para çekimi yapılıyor, para çekme kısmı önemli eğer atmsi zor bulunan bir banka ise özellikle sorun ücret kesiyorlarmı para çekiminde havalede

denizbank'a geçecekse ben refere edeyim de bana da sıksınlar 3-5 kuruş :)

kindle'ın bilgisayar/telefon/tablet uygulamaları var.
www.amazon.com

android telefon için moon reader en kullanışlısıdır
calibre programı ile format değiştirebilirsiniz

Black mirror
Man in the high castle

stranger things başarılı. izle bence

Stranger Things

izlemediysen: www.imdb.com

@archmage mahmut:

black mirror'ı izledim, ama diğerini izlememiştim.
teşekkürler.

@jamiro:
izlemiştim, ama yine de teşekkürler.

Stranger things'e başla zaten o kadar akıcı ki haftasonu bitirirsin ilk sezonu istersen. Dark film çok var buradan bakabilirsin www.reddit.com

eylesin

İkisi de yanlış değil. Fark etmez.

Hiç farkı yok. Etmek ile eylemek aynı anlamdadır.

@yaren:

anlam zaten aynı, ama ben kullanım alışkanlığı ve cümle kalıbı açısından düşünerek sormuştum.
aynı anlama geliyor, ama "etsin" dendiğinde sanki yanlış kullanılıyormuş hissine kapılıyorum mesela.

Çevrende çok büyük çoğunlukla eylesin kelimesi kullanıldığı için etsin denince tırmalıyor ve yanlış geliyor. Cümle kalıbı ve kullanım alışkanlığı açısından her ikisi de doğru. Hatta "rahmet olsun" da doğru.

taze masa'dan sipariş etmiştim ben.
Kadıköy'de tam Şifa Hastanesi'ne dönerken büyücek bir aktar var, orada da gördüğümü hatırlıyorum. Bir de macrocenter'da gördüğümü hatırlıyorum.

macrocenter'a baktım, ama bulamadım.
sanırım benim baktığım şubede yoktu, çünkü internet sitelerinde de var.
teşekkürler!

Kozyatağı Metro'da vardı geçen hafta. Artık girerken tek kullanımlık kart bile gerekmiyor.

Ben Anadoluhisarı Migros'ta görüyorum zaman zaman.

bebek macrocenter'da (Lucca nin yani) var, daha dün akşam gördüm (zencefil ile farkını görmek istiyordum).

Ben de dün akşam Kanyon Macrocenter'da gördüm. Hatta iki markadan vardı.

patentle işin yok. marka ile işin var.

@alperz:
bahsettiğim şirketler isim hakkı, patent, marka vb. hepsiyle ilgileniyor.
uluslar arası olduğu için emin olamadım.

www.tpe.gov.tr

1-hayır, hiç zannetmiyorum. sadece domain onların olmuş.
2-internet üzerinden sorgulanıyor olabilmesi lazım.
3-4 bilmiyorum

benim bildiğim her ülkede ayrıca isim hakkı alınıyor. şirketiniz uluslararası olmayacaksa türkiye'de ismi tescil ettirebilirsiniz.

2017'den dileğim bir yayınevinin david foster wallace - infinite jest'i türkçeye çevirmesi

arkeoloji alanında hala türkçe'ye çevrilmemiş tonla ciddi çalışma var.
saçma salak amerikan bestseller'larından başka günümüz avrupa edebiyatından hala eksikler var.

ben son zamanlarda erkeklerin yazdığı romantik kitaplara ifrit oluyorum. metroya oraya buraya reklam veriyorlar bir de, reklama da kendi resimlerini koyuyorlar. sanki "kızlar, bakın ben çok duygusal bir erkeğim, elim yüzüm de düzgün, taliplerimi bekliyorum." mesajı verilmeye çalışılıyor.

bu spesifik bir durum tabii, biraz genellersem önüne gelen kitap yazıyor artık. bu yüzden gerçekten yetenekli veya iyi iş çıkaran yeni yazarların da ön yargıya maruz kaldığını ve okur kitlelerine yeterli miktarda ulaşamadıklarını düşünüyorum.

yayınevleri daha seçici olabilirler.

bir sahaf olarak tonlarca şey sayabilirim size:

1. kategoriler
2. fiyatların gereksiz fazlalığı
3. korsan baskı sektörü
4. bazı yayınevleri ve yazarların leblebi gibi kitap yayınlaması
5. bu leblebi yayınların kalitesizlik getirmesi
6. yayınevlerinin korsan sektöründen haberdar olmasına rağmen herhangi bir strateji (sizce niye?) geliştirmemesi
7. devletin sanata ve sanatçıya verdiği önemin azalması ve hatta düşman olması sonucu nitelikli yazarlığın deli cesaretine sahip olmakla eş değer hale dönmesi
8. bilimsel yayınların basılmaması
9. yine sanatın değersizleşmesinin sonucu olarak eleştirmenlerin gitgide azalıp yok olması

bunlar bir çırpıda aklıma gelenler

birdy ve billy liar en sevdiğim kitaplar arasında yer alıyor. hediye etmek istiyorum arkadaşlara, ama billy liar'ın çevirisi yok, birdy de çevrilmiş ancak baskısı kalmamış herhalde 60 tl'ye filan bulunuyor sahaflarda. yalnız bunların basımları yapılsa satarlar mı bilmiyorum. eski kitaplar sonuçta. sonra kumların kadını'nı merak ediyorum. baskısı 50 tl'den başlıyor nadirkitap'ta. masuji ibuse'nin kuroi ame'sinin de çevirisi yoktu, o da okumak istediğim kitaplardan.

ek: ayrıca kapaklar güzel gelmiyor.

siir yok. hic siir yok. nefes alamiyorum, o kadar yok...