Ekşi Duyuru

naçizane tavsiye;

açın google maps’ten puanı yüksek restoran cafe vs bakin, menülerine fiyatlarına da ulaşırsınız. oradan hesap edersiniz. bir de numbeo.com’a bakabilirsiniz ortalama fiyatlara. tabii reddit de olabilir. avrupa’dan ucuzdur ama. biz avrupa’da iki kişi günlük yeme içme ulaşıma genelde 70-80 euro ayırıyoruz. kişiden kişiye, beklentiye, bütçeye göre çok değişken bir şey.

www.carucubere.ro

Yemek için öneririm. Ama iç mekanda oturun daha güzel. Braşov a muhakkak gidin ben çok beğendim. Bran ve Peleş kalelerini gezersiniz. Bizim fırsatımız olmadı ama therme bucuresti ye gidebilirsiniz inceleyin. Salina turda var yine tuz madenleri.

Ülke pahalı değil ama ne kadar harcadık vs o bilgiler hiç kalmamış bende

4 ay önce Bükreş-Sibiu-Braşov gezisi yaptım. Harcamalar neredeyse TL ile eşdeğer ona göre planlama yapabilirsiniz. 2 gün Bükreş'i gezin farklı şehirlere gitmenize gerek yok vakit kısa.

Tripadvisor'un tavsiye ettiği 10 yeri gezmeniz yeterli.
www.tripadvisor.com.tr

bekar er kişiyseniz özelden farklı tavsiyeler verebilirim.

Yok. Olmaz. Yaşamadım.

ilahi adalet mi dersin, karma mı dersin, hayatın adaleti mi dersin ama kesinlikle var.

yaşadığım da oldu, yaşattığım da. zamanında daha yaşım gençken öyle bir olay yaşadım ki, o günden beri bilerek ne hakkım olmayana göz koydum, ne kötülük yaptım ne de birinin günahına girdim.
inanır mısın o güne kadar tepetaklak olan hayatım bir anda berrak, temiz ve aşırı iyi gitti.

keşke olsa ama yok

Kesinlikle yok.

bazen denk gelir, ilahi adalet var sanırsın. bunlar hep algıda seçicilik. nazar felan gibi.

Keşke olsaydı ama yok.
Kötülere hiçbir şey olmaz.

Var. Her şeyin zamanı var.

Ne tuhaf mahluklarız, önümüzde binlerce örnek olmasına rağmen hala nelerden medet umuyoruz.
İlahi adalet yok. Karma yok. Bu gibi hayali inançların sonu da yok.

Dün otobüse binerken kadının birini önüme geçti, sesimi çıkarmadım. İkimiz de oturmadık ama ben öyle bir yere konumlanmışım ki tam hizamdaki yolcu indi ve ben oturdum. Kaynak yapan abla ayakta kaldı. Ben ikna oldum, bence ilahi adalet var.

Yok. Her konuda olduğu gibi arada bir denk geliyor ya da gelmediği için insanlar geleceğini umuyor. Kendini tatmin ediyor insanlar da.

Kesinlikle var.
Her ilahi adalet, anında gözümüzün önünde olsaydı kimse başına buyruk kendince bir inanış seçmezdi yasak fiil yapmazdı.

Kötülere bir şey olmaz denmesinin asıl sebebi ise
ona , kötü yolundan dönmesi için mühlet tanınmasıdır.

Bir kimsenin hayatta yaptığı bütün kötülüklerinin ardından ölüp gitmesi ve bunların yanına kâr kaldığını düşünmek, (dinin yanı sıra) akıl alacak bir şey değildir.
Duyduğumuz sesler var duyamadığımız sesler var.
Gördüğümüz ışık var göremediğimiz ışınlar var.
Rüyada bile korkuyla aniden uyanıyorken, ölüm sonrası hayat neden olmasın?
Mizanda, dünyadakinin aksine ağır gelen taraf yukarı kalkar.

@diyecevaplandı

dinin yanı sıra nasıl var ilahi adalet inanmayanlar için o zaman ?

yok tabii ki. kim nerede gormus

kissasa kissasin dahi adil oldugunu dusunmuyorum sonucta biri baslatiyor daha buyuk cezalanmali. adalet anlayisiyla alakali da olabilir. simsek cakinca tanrinin kizdigini dusunmek gibi siradan olaylari ISTE BU BI CEZA diyebiliyorlar
ps: gec gelen adalet adalet degildir

buna kesin cevap vermek icin evrenin isleyini cozmus olmak, tanrinin varligini kanitlamak gerek. bunlar mumkun olmadigi icin ustte kesin yok kesin var diye yazilan hersey kisisel tecrubeden ve tarafli dindar yorumlamadan ibarettir. benim dusundugum ise ilahi adalet seklinde degil de enerji seklinde gerceklesiyor. yaptiginiz eylemler cok masum olsa bile eger karsidaki insanin duygu dunyasinda, enerjisinde, bilincaltinda vs.. buyuk etkiler yaratiyorsa bi sekilde o size geri donuyor bence. atiyorum gidip arkadasin esyasini calarsaniz ve haberi olmazsa sikinti yok. ama sizin yaptiginizi ogrenirse ve yikilirsa bu sizden cikar. bu fikrimi destekleyecek bir suru teori olmasina ragmen (rezonans kanunu, kuantum, sicim teorisi, law of attraction vs..) yine de ustteki arkadaslar gibi kesin konusmuyorum. benim fikrim.

@buenosdias

evet ilahi adalet deyince dini anlaşılıyor ama ben dinden bağımsız olarak kast etmiştim olmadığına inandığımı. karma da diyebiliriz. enerji şeklinde gerçekleştiğine de pek inanmıyorum.

ayrıca ala09 +1 geçe gelen adalet adalet değildir

ilahi adaletin ya da karmanın olmadığına inancımı tamamen piyanist filminden öğrendiğimiz wilm hosenfeld'in (nazi subayı olup yahudilere yardım eden ancak sovyet kamplarında ölen kişidir) hikayesini öğrendiğimde yitirmiştim.

elbette olmadığına dair çok örnek var da beni bu etkilemişti filmi ilk izlediğimde

eksiseyler.com

ilahi adalet diye bir şey yok. insanların kendini rahatlama söylemi bence bu. kaç tane manyak art niyetli cezasını çekti ki?

@jülsezar
inancımıza göre, inanmayan birinin hakkına giren bir müslümanın karşısına ahirette de bu yaptığı haksızlık çıkacak.
Müslümanın da yanına kâr kalmaz bu.
Kaynaklarda müslüman olmayanların hakkına riayet hususu daha vurgulu olarak belirtilir.
İnanmayan kişinin kalbi bile kırılmaz, bu sebeple yüzüne karşı "kâfir" bile denmez.
İnandırılmak için zorlanmaz da.
Şimdi böyle bir adalet varken inanmayan kişi daha neyi inkar edebilir ki ?

Nefes alıyoruz hayat boyu, yediklerimiz içtiklerimiz..,
hayatta çeşitli imkanlarımız oluyor
seviniyoruz vs. ama bunların hepsinin bir karşılığı, hesabı olmadığını düşünerek, bir de üstüne yapılan/yaptığımız haksızlıkları da hesaba katarsak, dünyadan öylece göçüp gitmek, mezarda da huzur için de kalmak gerçekten bu kadar kolay olabilir mi?

Bu soruya herkes inancı dahilinde cevap verir. müslümanlara ve deistlere göre vardır. Ateistlere göre yoktur. Çevremdeki kötülere birşey olmadı hiç. hayatları güzel gidiyor.

Ben hiç ilgilenmedim ama ilgilenen arkadaşlar cemalnur sargut’tan besleniyordu. Bir bakın isterseniz.

Selam hocam, aynı meraka ben de daldım, duyuruyu okuyunca şaşırdım ben yazmışım gibi. Ahmet yaşar ocak ın kitapları özellikle zındıklar ve mülhidler ilk aşama için bnce çok ilgili olacaktır. Anadoluda heterodoks islam yorumlarını yani bildiğimiz anlamda ilk tasavvuf denemelerini konu ediyor. Devamında şu sıra ibn arabi gibi bu işi başlatan yapı taşlarını araştırmaya koyuldum. Bir yandan da tarihselci kuran bakış açısıyla mustafa öztürk ün kuran mealinden ve youtubeda ankara palas buluşmalarındaki konuşmasını çok etkileyici buldum.

Bütün bunları, belki fikir verir diye bahsediyorum. Tasavvuf neticede bir yolda olma hali ve herkes kendine göre şekillendiriyor. Youtubedan ders alınacak kadaar teorize edilmesini olayın esprisine aykırı buluyorum, neticede sözlü geelenek ve bir şeylere muhalefet etmekten doğan bir durumu konuşuyoruz.


İşin diğer yanında, çevrem dümdüz seküler ve bu tür merakları paylaşabileceğim, al-ver yapabileceğim kimse de yok. Eğer özelden yazarsanız, belki bu yolculukta birbirimizi etkileme fırsatı doğabilir

Cemalnur Sargut bir çok yönden problemli görüşleri olan birisi.
İtalyadaki o meydanda yaptığı dans tarzı şeyler tasaabufla da uyuşmuyor.

Günümüzde de sorunlu tarikatların olduğu ortada. En azından selçuklu ve osmanlıdan beri gelen kaynak, arayışına girmek önemli.

Ayrıca kitap olarak imam birgivi - tarikatı muhammediyeye bakabilirsiniz.

Ama dikkat edin ki başta,itikad, fıkıh vs bakmadan tasavvuf yoluna doğrudan asla girilmez. Hata olur.

cemalnur sargut nöööö

Cemalnur Sargut öneren arkadaşlara teşekkür ederim ama onu da araştırıp bayağı okuyup dinledim.
Samimi gelmedi bana. Bir şey var kadında olmamış. Aradığım onda yok.

Naçizane önerim direk kaynağına bakmanız. Uzakdoğu hindu ve budist pagan inançlar bu "tasavvuf" denen şeyin temeli. Neden bir şeyin kaynağı dururken suyunun suyu ile vakit harcayasınız? İslam tasavvufu denen şey peygamber tarafında anlatılmamış bir şey. Peygamberden sonraki ve sonraki nesillerde de görülmemiş bir ayinler, ritüeller, inançlar kümesi. Ancak islam devletinin sınırları hint altkıtasına ulaşınca oralardaki inançlar islama karışmış. Mesela bugün bir futbol maçı öncesi "totem yapan" taraftarlar bundan bir süre sonra totemli islam inancına temel olacaklar. Tasavvuf da bu gibi. Eski dinlerini islama karıştıran hinduların ürettiği bir islam versiyonu. O yüzden türeme ile vakit kaybetmek yerine direk hinduismden yürümek bence daha mantıklı.

uzakdoğu, pagan vs. orijinali demiş olan arkadaşa sorum, kaynak?

yok öyle bişi.

yahudi dese ha ok diyebilirim.

tarih iteratif ilerleyen bir birikim. köken bnzr olan olabilir. ancak tasavvufun kökeni ile doğu öğretileri alakasız.

@gurur vahdet-i vücut islamla ilgisi olmayan bir hindu inancıdır. Bu sadece biri. Mevlevi dönmeli ritüelini islam kaynaklarında bulabilir misin? Veya bıçak saplamalı kadiri ayinlerinin? Diğer tariklerin -yolların- fiziksel dansa kadar giden ayinleri var mı islam kaynaklarında? Peygamber böyle mi ibadet edermiş? Ve bütün diğer şeyler. İslam kaynaklarında olmayacak, hindu pratikte ve inanç da olacak. Ben bu ilişki için sana kaynak bulacağım? Sen islam kaynaklarında -kitap ve sünnet- de kurumsal tarikatların inanç veya fiziksel ritüelleri için kaynak getir. Ama emin ol, yüzlerce yıldır kendileri de bulamıyor. Tek getirebildikler bir kaç anlam kaydırması, çocuk mantığı seviyesinde te'viller.

Ek olarak; tarih iteratif ilerlesin de din iteratif ilerlemesin bi zahmet.

2. ek; yukarıda bir arkadaşın soruya cevap olarak önerdiği "Ahmet yaşar ocak" ismini tanımıyordum. Üstteki cevabımı yazdıktan sonra ismi googleladım. Gelen ilk video çok güzel bence; www.youtube.com
Tasavvuf daki "rical-ül gayb" -gaybubette olan üstün insanlar- konusu işlenmiş. İlk 10 dk'sında konunun çerçevesini çizerken zaten kendi veriyor kaynağı. Ya eski pagan inançlardan kalma bir inançtır ya da zorlama bir teville kurandan delil uydurulmuştur diyor kendisi. Bence yeterince dürüst konuşmuş hoca.

Bunun gibi bütün bu tasavvuf dini -ki ayrı bir dindir bence- peygamberden çok çok sonra başka inançların harmanlanmasıyla üretilmiş yapay dinlerdendir. Bir şeyin de aslı varken türeviyle oyalanmamalı insan. Gidip direkt hindu olmalı bence. Ki sosyal medyada bu konuları takip edenler bilirler, insanlar kitleler halinde hindu-budist oluyorlar. İnanarak bu dinlerin ibadetlerini yapıyorlar. Evlerinde tütsüler yakıp, manifestler yazıyorlar. Mantralar tekrarlıyorlar. Hindu tanrıları derilerine dövme yapıyorlar. Varenasilere gidip kutsal sularda yıkanıyorlar. vs vs. Bu yolu da tasavvuf denen şey döşüyor.

Bu da bonus; www.instagram.com

2. bonus; www.instagram.com Ki bu enerji konsepti bütünüyle budist-hindu kırması bir inanç. İslamda yok, tasavvufta var.

3. bonus; www.youtube.com Biorezonans uzmanı(!) abla şifa dağıtıyor. pseudo science eksisozluk.com olması bir tarafa bu rezonans, titreşim konsepti direkt budizmin tanımlaması. Müslüman olduğuna vehmedebileceğimiz birinin budist jargonla, budist şifa ritüllerini önermesini nereye koyacağız? Tasavvuf aynı şarlatanlığın yüzyıllar önce yapılmasının sonucu sadece.

tonik genelde daha da kurutur. gerekli bir adim degil makyajini duzgun temizledikten sonra. gerisi yikama jeli (elbette ki ilk sirada - bazi jeller de kurutucu olabilir bu arada), serum, nemlendirici sirasiyla.

Cildim kuru değil, kadın değilim. Sıra her zaman: Yüz yıkama jeli - tonik - serum - nemlendirici şeklinde olmalı.

sivilce tedavisi gordugum icin kullandigim butun urunler kuru ciltlere ozel tasarlanmis.

doktorum bu tarz uygulamalari basit tutmam gerektigini soyledi:
aksamlaribioderma sensibio ile temizliyoruz. herhangi bir hyarulonic asitle iyice nemlendiriyoruz. uzerine de cerave nemlendiriciden suruyoruz.
sabah tum asamalar + iyi bir gunes kremi.

bu rutine ihtiyaca bagli olacak (leke, gozenek, peeling) sekilde cok da cesitlendirmeden asit icerikli birkac serum veya yasiniz varsa retinol ekleyebilirsiniz. tabi ikisi ayni anda kullanilmamali asla, bu kismi iyi arastirmanizi oneririm, cilt bariyerini ele almak var isin ucunda, kas yaparken goz cikmasin.

hyarulonic serum yerine nemlendirici tonikler var, onlari da kullanabilirsiniz.

aslinda cok dallanip budaklanacak bir konu degil, iyi temizlemek, nemlendirmek ve gunesten korumak gerek

bir de yuzumuzu oylesine yikamiyoruz, cok da bastirmamak kaydiyla guzelce ovaliyoruz ki kalinti vs olmasin.

yakın arkadaş listesi oluşturup o hariç herkesi ekleyin. paylaşımları da o gruba yapın. ama bence bu zahmete girmek yerine çıkarın gitsin. insanları kırmayacağız diye kendimiz delik deşik oluyoruz sonra.

Sanırım kısıtla deyince oluyor.

Profiline sağ üstte seçenekler düğmesi var. Orada hikayelerimi, gönderilerime gizle seçeneği olması lazım.

Engelleyip engeli kaldır yap, o anlar.

Cosori 5,5 için cevaplarsam almasam da olurmuş diyorum. Ağırlıklı patates yapıyorum.

Philips airfryer xl var bende. Patates ve tavuğu güzel yapıyor, sadece bunlar için kullanıyorum. Belki ileride muffin falan da yaparım. Evde düzgün bir fırın olsaydı çok da gerekli bulmazdım. Ben 100 euroya aldım.

philips xxl. tek yaşıyorum, en büyük artısı 1-2 kişi için tüm bir öğünü çıkarabilecek kapasitede pratik bir ürün olması. iyi ki almışım diyorum. elektriği analiz etmedim ancak çok fark etmeyecektir.

gerekliliği sizin beslenme alışkanlığınıza bağlı biraz. airfryer'lar fırın ve tava/ızgara yemeklerini yapmayı pratikleştiriyor. eğer sizin olmazsa olmazınız tencere yemekleriyse, airfryer sizin için gereksiz olacaktır. ben genelde et, tavuk, balık, köfte, patates gibi şeyler yemeyi tercih ettiğim için mantıklı oluyor.

Şuana kadar ev için aldığım en güzel alet diyebilirim. Philips xxl almıştım 6 ay falan olmuştur. O kadar çok şey için kullanıyoruz ki özellikle yağsız köfte patates tavuk vs pişirmek çok güzel.

Philips'in essential olanı var çok memnunum. Elektrik pek fark etmiyor ayda bikaç kez fırın açardım artık kullanmıyorum onla dengeleniyor olabilir. Tek olduğum için hazne yetiyor, rezistans temizliği ile ilgili soru işaretleri var kafamda onu da uzun vadede görcez üzecek mi.

birinci grup (ben bu gruptayım) tencerecilerdir bence.

tüketim alışkanlığınıza ve kişi sayınıza bağlı. biz 3 kişiyiz biri 2.5 yaşında çocuk. yağda kızartma ürünleri, tavuk ve nişasta tüketmemeye gayret ediyoruz.

örn: tavuğu 2-3 ayda bir yeriz. patates kızartması da keza öyle belki fast food, köfte falan yaparsak onun yanına arada. buradan çok sağlıklı ve salata ağırlıklı vs. besleniyoruz demek istemiyorum.

haftada 1 bakliyat (kuru, nohut, mercimek ya da barbunya) çakarız yanına pilav 2 gün yeriz. sonra bir taze fasulye yaparız yanına makarna 2 gün yeriz. bazen bunlardan artar onları yeriz. yeri gelir et çakarız. yeri gelir ıspanak pazı kereviz takılırız. patlıcanı, köfteyi severiz.

yoğurt yapıyor diye pompalamaya başladılar ona da gülüyorum. yoğurt yapmak dünyanın en kolay işlerinden biri.

fırını börek, çörek, kek, balık ya da kalan yemekleri beşamel ile değerlendirmek adına çalıştırıyoruz sadece.

-birinci grup bu yüzden haklı.
-ikinci grup bence kendine göre tencere yemeği yapmadığı için haklı. (belki vakit, belki beceri)

biz tencereci olduğumuz için gereksiz gördük özetle.

imza: evinde kapilatizmin dayatması bir başka ürün robot süpürge olan, teknoloji kovalayan erkek bir vatandaş.

Yakın bir arkadaşım Ataaöf sınavlarına giriyordu. Bir app var play store da orada bölüm bazında çıkmış sorular mevcut. Oradan hatrı sayılır şekilde çıktığını biliyorum. App in adını şu an hatırlamıyorum ama ufak bir araştırma ile bulunur bence.

Asıl bakman gereken şey çıkmış sorular

bildiğim kadarıyla e-haciz geliyor banka hesaplarına bloke konuyor. sonrasını bilmiyorum. bu aşamada ben ödemiştim.

kyk burs mu kredi mi? burs karşılıksızdır, kredide de hemen kapınıza dayanmazlar 2 sene sonra ödeme başlar. doğrusu nedir?

@candide kredi.
Geri ödemeli olduğu için anlaşılır diye düşünüp öylece yazdım.

mezun olalı ne kadar zaman oldu?

Banka hesaplarına blokaj geliyor. Yoksa yasal prosedür gereği evet, haciz ve hapis. Ancak evin eşyalarına haciz olayını veya hapis durumunu pratikte hiç duymadım. Tabi artık tr çok fakir, eskisi gibi değil, her şey beklenir.
Ha bir de zaten bunu alırken bir kefil imza atıyor; o kişinin hesaplarına da blokaj gelebilir.

Naçizane önerim; borcunu hemen kapatamayacaksa bile yapılandırıp bir iki taksit ödemesi. Bu gibi durumlarda ilerleyen zamanlarda bile (ödemeyi aksatsa da) aşırı baskı yapmıyorlar.

Geçmiş olsun.

@sivrisinek doğru şeyler söylemekle birlikte sorunuza cevap vermemiş.

evet, haciz ve hapis. ayrıca haczedilecek bir şeyi yoksa; kefilin hesaplarına da gelebilir. zaten kefilin maaşlı -hatta bizim zamanımızda devlet memuruydu- biri olması gerekiyor hatırladığım kadarıyla.
işe girince kesilecek diye bişey yok, ayrıca ne alaka zaten? belki ömrüm boyunca işe girmeyeceğim/tercih etmeyeceğim borç nasıl tahsil edilecek o zaman?

yine de panik olmasın.
yapılandırmaya baksın, yapılandırırsa en azından işlem başlatmış yani borcunu üstlenmiş olur.

*ayrıca burs değil, kredi.
**burs alıp, deslerden kaldıysa vs yine krediye dönüyor.
***yukarıdaki ihtimal nedeniyle bursta da kefil var.

Borçtan hapis cezası diye bir olay yok, kim niye uyduruyor böyle seyleri bilmiyorum, kimse bir sözleşmeyi (borç doğuran) ihlal etti (ödemedi) diye hürriyetinden mahrum edilemez. Bu anayasal bir ilkedir.

İcra takibi yapıldıktan sonra mal bildiriminde bulunmamak

İcra dosyasında borcu ödeyecegine dair verilen taahhüdü (ki bu çok sıkı şekil şartlarına tabiidir) ihlal etmek.

Bu gibi eylemlerde hapis cezası verilebilir bunlarin niteliği de tazyik yani zorlama hapsidir.

@sivrisinek

www.sozcu.com.tr

arkadaşlar cevap vermişler de hem burs hem kredi aldım kefil falan yok.

Hala var ama süresi geçti diye biliyorum

2. Üniversite diye aratin

2. üniversite başka bir olay. sizin sorduğunuz sınavsız geçiş yok artık kalktı seneler önce. dgs şart.

Nörolojik vaka olarak okumuştum koku gitmesini. O nedenle bildiğim kadarıyla nörolojiye gitmesi gerekiyor.

Güzel günler gelmez, gelmeyecek. 70-80'li yıllarda yokluk içinde yaşayan abilerimiz ablalarımız da sormuşlardır bu soruyu muhtemelen. Geldi mi güzel günler? :d

İsveçte örneğin mültecilerin yaşadığı yeri "no-go zone" -girilmez bölge- ilan etmişler. Bunun belki onlarca katı yakın gelecekte Türkiye'de olacak.
www.youtube.com

Kendinizi izole edebilecek maddi güce sahipseniz ülkenin gideri var, daha tenha, insanı az yeşili bol yerlere taşının yaşayın. Ülkeyi çok kafaya takmayın, beklediğiniz bir düzelme asla olmayacak.

biz türkiye'de ilginç bir şekilde hep çok iyi durumdayken bir an da kötü duruma düşmüşüz de kurtulmaya çalışıyoruz gibi bir modda olduğumuzu fark ettim. biz hiç iyi olmadık hiç müferreh bir toplum olmadık. olmayacaz da. hep bir umut var. yokluktan savaş kazanmalar vs falan içimiz hep bi cesaret dolu ama huzurlu ülke çok başka olay. türkiye ve türk insanının yapısına ters bir durum.

şu an ülke nüfusunun %55'i ilkokul ve altı mezunu. %70 civarı liseyi bile bitirememiş. iyi eğitim alamamış toplumlarda hiç bir şey konuşmanın manası yok. kızınıza iyi eğitim verin, ekmeğini dünyanın her yerinde kazanabilecek vasıfları olsun, zaten gönlünüz rahat olur.

Çocuğunuza küçük yaşta ingilizce çince ispanyolca rusça öğretin . En iyi yatırım bu olur.her ülkede geçerli bir mesleğe yönlendirin.
Başka türlü işletme mezunu işsiz olur.
Güzel günler bir kaç kuşak kadar uzak. Belki torunlar görür

yahu kadın anksiyetem var demıs bebegım var demıs, ne olur teskin edin beni demiş herkes ölümden beter yorum yapmıs. anladık umudunuz yok da sanırsınız ulkenın hepsı kacabılecek kadar kalifiye. bok gidersiniz. doldu her yer. avrupa da yer yok artık. kalmak zorundaysak da ya ayaklanacagız ya savasacagız ya ölecegız bır sekılde duzelecek turkıye duzelmek zorunda.

evet ülke kötüye gidiyor ve daha kötüleri olacak belki ama 2023 te gider bu hükümet artık diye düşünüyorum. türkiye bir şekilde düzelmek zorunda. ben hala bu ülkenin iyi insanlarına güveniyorum. 2023 te de gitmezlerse o zaman ayvayı yedik ama evet.

psıkolojınız bozulmus hepımızın bozuldu. ama anne oldugum ıcın kendımı sucluyorum ne demek.. olur mu oyle sey. saglık dısında her seyın caresı bulunur. son 19 yıldır bu hukumetın bır suru zulmune maruz kaldık, daha kotusu olmaz dedıkce hep daha kotusu oldu. ama bu kadar dayandıysak bundan sonra da pes etmek yok.

ayrıca @anten +1.

Sabun koy dolaba

tr.wikipedia.org:~:text=G%C3%BCveleri%20uzakla%C5%9Ft%C4%B1rd%C4%B1%C4%9F%C4%B1ndan%20y%C3%BCnl%C3%BC%20kuma%C5%9F%20ve,halden%20gaz%20h%C3%A2le%20s%C4%B1v%C4%B1la%C5%9Fmadan%20ge%C3%A7er.

www.n11.com

Naftaline girmeyin sakin.
Guve savar tabletler var, raid’in galiba onlardan alin. Bir de bulabilirseniz rossmanda guve icin yapiskanli kagitlar oluyor. Onlardan alip tum odalara koyun.
Disardan da geliyorlar, hatta dineklikten de geciyorlar lanet olasicalar. Gordugunuz yerde terligi indirin

yaz bitsin, kapanırız.

Evet maalesef. Yaşadığım yerde yasaklar kalkmadan önce herkes maskeliyken, şu anda dışarıdaki insanların yarısı maskesiz ve herkes dip dibe. Yine bi zart zurt varyantı çıkar yayılır yakında.

Hocam bunun bizim milletle alakası yok, artık gücümüz kalmadı ( devlet olarak) ne varsa bitti madden, ya yine turistlere açıp bizim gibi marabaları eve tıkacaklardı ( ki artık yemezdi ) veya ölen ölsün salalım bunları ekim gibi gene kapatırız kapıları, o sırada da akmasada damlar , dükkana üç beş kuruş gelir diyeceklerdi ki onu dediler.

Bizim devletin mantığı sağlıklı yaşam değil diyet programı, kısa zamanda kilo verelimde sağlık mağlık önemli değil mantığı.

Milletle ne alakasi var cidden butun dunya boyle. Herkes delirdi evde. Olmek istemeyen, evde yaslisini oldurmek istemeyen dikkat etsin.

Amerika’yı falan görsen neler diyeceksin kim bilir. Olması gereken oluyor. Eğer rahatlama olmayacaksa neden aşı olduk? O kınadığın insanlardan biriyim. Zaten açıdan önce de hastalığı kapmadım rahattım da artık polis hariç kimse bana dışarıda maske taktıramaz.

instagram'dan gördüğüm kadarıyla pub ve barlarda hiçkimsede maske yok. aşı karşıtları sandığımızdan çok fazla. birkaç hafta içinde tekrar vaka sayılarında artış yaşanacağını düşünüyorum (yine saklanmadığı takdirde).

Asi olmasa da yaz aylarinda gevseme olur, zaten grip mevsimi degil.
Maskeyi de yazin takmak cok zor.

Eylulde yine tepe yapariz korona olmasa bile grip mevsimi basliyor, onun da farkini goremiyorsun zaten.

Bati Avrupa'dan ya da Kuzey Amerika'dan daha duyarli sonucu nasil cikiyor bilmiyorum ama Batı Avrupa'da yasayan biri olarak kisiler devletin dediklerine hep uydugunu gördüm. Su an artik sokakta maske falan takmıyoruz. Sinema, restoranlar, kafe, gym acik. Asilanma devam. Vallaha artik daral gelmisti zaten sürekli de kapanilmaz hiçbir ülke bunu sürekli finanse edemez. Bundan sonra asilanmayi fulleyip ya herro ya merro diyecegiz.

Bu arada bati Avrupa'da hala kapali alanda maske var ve gene kapali alanda maske takilmayan yerler; türk marketi, türk kebabcisi. Daha baska görmedim.

yasakları bilmem ama son 1 haftadır kapalı mekan dışında maske takana pek rastlamadım. ancak kaldırımda yürürken karşı karşıya geliyorsak birinden biri takıyor ya da kalabalık caddelerde takılıyor. aşı biraz rehavete sürükledi diyebilirim ama bir yandan da herkes tatile çıkmaya başladı. temas azalıyor.

2. aşı bildiğim kadarıyla 1 ay sonra sinovac'ta öyle en azından.

maskeden kurtulmak için erken. 4.pikten (delta varyasyonu) bahsediliyor ve bence gelecek ekim gibi.

lokasyon: sakarya

Aynı geçen seneki gibi olacak. Ağustos Eylül ayı yine rakamlar yükselecek. Bu açılma saçmalığı yüzünden yine binlerce kişi ölecek.
Aşının daha ilk dozunu olanlar sanki herşey bitmiş gibi yapmaya devam ettiği sürece daha çok kötü günler göreceğiz.

şuan normalleşilmemesi siyasetçilerin işine geliyor halk zaten süreçten çok memnun daha fazla aşı daha fazla yasak istiyor çok uyumlu bir halk-devlet modeli ortaya çıktı.
zaten şimdiden ekimde kapanma ve varyant yalanları başladı. büyük ihtimalle turizm sezonu sonunda film başa sarılacak.

yokdersleri.yok.gov.tr

burada ata aöf yok sanırım ama anadolu ve istanbul ünileri var. en azından kaynak olur diğerlerini bulana kadar.

edit: o da varmış

bazı üniversiteler/bölümler 4 yıllık bölümün belirli bir kısmını tamamlarsanız işte lisans yerine önlisans diploması verebiliyor. aöf'ü bilmem. genelde 2 yıllık ders yükü, sonra devam etmiyorsunuz artık tabii.

her bölümde olmayabilir. Bazı bölümlerde olabiliyor bu. Atıyorum bilgisayar mühendisliği okuyorsun, ama gerekli dersleri verirsen programcılık ön lisans diplomanı alıp bırakabiliyorsun.

Bu grupları biliyorum, aynı şeyi düşünüyorum ben de. Para veren bir kesim var bazı gruplarda bağıl isteniyor zaten. İki üç grup var böyle soruları paylaşan. Bir de Allah rızası için diyorlar aşırı gülüyorum.

Grupları satıyorlar bir zaman sonra. ordan para kazanıyorlar. Mesela bir sohbet grubu vardı orda 200k üzeri katılımcı vardı herhalde. Sonra sohbet gurubu satılıp yenisi açıldı. gibi gibi.

Ayrıca zamanla reklamdan çok sağlam voleyi vurup köşelik olabilirler.

soruya kimsenin ihtiyacı yok aslında, zaten online sınav olduğu için açıp nottan bakıyorlar

Reklam alıyorlar be abi bunuda düşünemionuzmu hakketten, o grupta ales, yks, lgs, abc, xyz, ptt, akg ne kadar kısaltmalı sınav varsa o sınavlara kitap hazırlayan kurs ve yayın evlerinin reklamını yapıyorlar.

141. bölüm

youtu.be

affınıza sığınırak soruya kaynak yapmak istiyorum
cem ve şesunun içmeye gidip gecenin sonunda şesunun sapıttığı bir bölüm vardı. ofisteki kızlara falan sallıyordu şesu.
kaçıncı bölümdü bu?

@orient blue arkadaşım cevabı aldıktan sonra duyuruyu sileceğim.
Sevgiler.

spoiler içerebilir.

Hocam, filmin en büyük sorunu bu zaten. Skeçler bütünü gibi yapalım derken karakterin içine girememişler.

O eleman arkadaşı da değil, patronu aslında. Patron eşcinsel mi? yoksa takıntılı mı? Takıntılı olmasına sebep yalnızlığı mı? Onu Berkun Oya da bilmiyor muhtemelen. Malesef zayıf bir senaryo. Düşünmene bile değmez, izle geç.

Spoiler **

Filmin sorunu bu evet. Senaryonun çok bir derinliği yok, böyle sebep sonuçla anlaşılabilecek bir şey yok yani. İzle geç'e katılıyorum. Film yarım kalmış gibi, 2. si çekilirse ancak anlarız bu diğer detayları.

Ata Aöf'ten yeni mezun oldum.
Bütünleme sınavı olduğu için tercih etmiştim çünkü bu sınav Anadolu Aöf'te yok.
Ata Aöf çok fazla çıkmış soru soruyor. Sadece çıkmış sorulara çalışıp sınavları geçenler var. Ata'yı tercih et pişman olmazsın.

1. kargo firması çağrı merkezi
2. (git:tuketicisikayet.btk.gov.tr )
3. twitter
4. linkedin firma yöneticilerine yazarak
5. şikayetvar com

Bu ülkedeki hangi çağrı merkezi müşteriye cevap vermiş ki? Vermiyorlar arıyorum cevap veren yok

Cimer e yaz sözlükte okumuştum dönen olmuş.

en yakın PTT Müdürlüğü'ne giderek yazılı dileçe vermeniz yeterli. daha sonrasında durumu inceleyerek size dönüş yaparlar.

sözlükteki başlığına bakın baya bir deneyim girilmiştir.

bırakınca kötü oluyor.

Fazla kafa yormayi gerektirecek bisey degil yahu: 12:00 - 18:00 arasi istediginizi istediginiz zaman yiyin, bu saatler disinda sadece sekersiz sutsuz cay kahve su icin, oldu bitti. Zamanla aradaki atistirmalariniz vs kendiliginden azalacaktir zaten, simdilik basit baslayin.

dünyanın en kolay en basit beslenme şekli.

kendine belli bir saat aralığı belirle. o saat aralığında ye. kalan saatlerde sadece su, maden suyu, şekersiz sütsüz çay kahve falan iç. bu kadar. başka bir şey yok.

big fish
stardust
maleficent 1-2

wes anderson filmleri özellikle big budapest hotel.

The fall

the fall +1, tablo tadında bir film.
bir de el laberinto del fauno

Charlie'nin çikolata fabrikası

Karanlık Gölgeler

bu iki filmin bonusu johnny depp

Bayan Peregrine'in Tuhaf Çocukları

Valerian Ve Bin Gezegen İmparatorluğu

interstate 60

Tam aradıgın filmler;
The fisher king
Being there
The party

Chocolat

Away we go.

magorium's wonder emporium
ne tatlı filmdi bu ya. tam tarif ettiğin gibi.

Charlie'nin cikolata fabrikasi +1

Penelope (christina ricci oynuyor)

Karamsar masal istiyorsanız

uuth ile aynı filmi tavsiye etmisiniz.

pan's labyrinth +1

benim de aklıma ilk big fish geldi, enteresan :)
bir de, rahmetli robin williams'ın bir filmi vardı...
hah. what dreams may come.
gerçi robin'in her filmi masal gibi...

Bab'Aziz

Büyük budapeşte oteli demeye gelmiştim

Büyük budapeşte oteli +1 kesinlikle

Cevap Studio Ghibli.

- Kaguya-hime Monogatari (gerçekten masal uyarlaması)
- Sen to Chihiro no Kamikakushi
- Howl no Ugoki Shiro

soruna kısmen cevap

en.wikipedia.org

wikiye göre
First six in line[n 1] from 23 April 2018
1. The Prince of Wales Charles
2. The Duke of Cambridge Prince William,
3. Prince George of Cambridge
4. Princess Charlotte of Cambridge
5. Prince Louis of Cambridge
6. The Duke of Sussex

elizabeth ölünce yerine oğlu geçecek. neden oğlu dururken torunu geçsin? önce büyük olanın geçmesi gerekmez mi? nerden bu düşünceye vardın?

kraliçenin ablası yok. kız kardeşi var. margaret. elizabeth büyük oldugu için tahta o geçti. sonra da onun soyundakiler tahta geçecekler. margaretin soyundakiler değil.

aslında çok basit. hükümdar ölünce yerine en büyük çocugu geçiyor. en büyük çocugu öldüyse onun en büyük çocugu geçiyor. bu böyle devam ediyor.
en büyük çocugu öldüğü zaman çocugu yok ise ikinci büyük çocugu geçiyor. böyle devam ediyor.
bir kaç sene önce çıkan yasaya göre kadın erkek fark etmiyor artık.
yeterince basit gördüğün gibi

Yaptırım güçlerinin ve ülkedeki konumlarının detayını bilmemekle birlikte gördüğüm kadarıyla İngiliz Kraliyet Ailesinin çok büyük bir marka değeri var ve bunun ülkeye olan ekonomik getirisi çok yüksek. Kraliyet düğünleri tüm dünyada canlı yayınlanıyor, insanlar onları merak ediyor ve bu da para demek. Sırf bu sebeple bile buna beslenmek olarak bakamayız. Öte yandan demokrasiyi ve yönetim anlayışlarını bir yana bırakırsak çok köklü bir geleneğe sahipler ve zaten bunu modern dünyaya uydurmuşlar. Avrupa'da da pek çok kraliyet ailesi hanedanlarını sürdürmeye devam ediyor sadece İngiltere değil ki bu.

sıra charlesta ancak charles yaşı ve 2. evliliğini yaptığından kendisi beklenen kral değil. yerine oğlu william geçecek ondan sonrada oğlu george beklenen varis. sıralama en büyük çocuktan başlar. ancak görünmeyen kurallar var. yani 2. evlilik yapmak, siyahiyle evlenmek vb şeyler seni taht sıralamasından eder.

ingilterede görünmez kurallar vardır. kraliyet artık son demlerinde, bu yüzden elizabeth fazla göz önünde durmuyor ve harcama yapmıyor.

after life
atypical
mindhunter
mad man
lillyhammer

Daha başlardayım nasıl ilerler bilmiyorum ama The Crown istediğin gibi bir diziye benziyor.

good girls.
baya sarmisti beni. naif ama heyecanli

"lütfen soğanlarımızı mesai saatleri dışında (17:30'dan sonra) kavuralım."

- kıl kuyruk sitesi yöneticisi ahmet kıl.

İnsanların saat kaçta ne pişireceğine karışmak gibi bir hakkınız olduğunu sanmıyorum

Aynı ama bir insan neden sabah sabah soğan kavurur ki ve bu koku nasıl tüm apartmanı sarar.
Ben de evde yemek yapıyorum mutfak harici evin hiçbir yerinde soğan kokmuyor onu da pencereyi kapıyı açıp havalandiriyorum yemek pişene kadar o koku da gidiyor.
Bunlar apartmanı kokutuyorsa evleri ne haldedir?

muhtemelen giris kapisini aciyorlar havalansin diye.

yaziyla degil de biraz takip edip daireyi belirleyip kapiyi actiginda komsu kapiyi kapatir misin kokuyor apartman diye rica etmek uygun olur.

Seyyar börekçi lahmacuncu vb var apartmanda muhtemelen. Kapının önünde arabası varsa ordan bulutsun kim olduğunu. Abi bi çare bulalım de.

ay komşum tuzum bitmiş, ay komşum sende şeker var mı misafirim gelecek,vs vs gibi bahanelerle hepsinin kapısını çal bi sabah. kim olduğunu anlayınca gerisi kolay :d

Saat kaçta kim ne yemek yapacak karışamazsınız, ama düzgün bir davlumbaz kullanımı ile o kokunun önüne geçebilirsiniz.
Bu konuda bir yazı asın apartmana.

kendi evinizde soğan kavururken evin hiçbir yeri kokmuyorsa, başka zaman, farklı yemek kokuları da gelmiyorsa apartmandaki dairelerin havalandırmasında sorun yoktur.

soğanı kavuran kişi; bırak davlumbazı, büyük ihtimalle evinin penceresi bile olmayan, yerin iki kat altındaki kapıcı dairesinde yaşayan apartman görevlisidir.

@kibritsuyu apartmanın bodrum katı yok.
Havalandırmadan bazen koku geliyor banyoya fakat bu koku havalandırmadan gelmiyor direkt dış kapıyı açınca apartmanın içini sarmış oluyor.


*Birde bildiğim kadarıyla seyyar börekçi lahmacuncu da yok sanayi ilcesi burası herkes fabrika işçisi.

Bazı günler bizim apartmanda da oluyor. aynı şekilde ben de çok rahatsız oluyorum. farkettiğim kadarıyla da her yemek yapılan evden koku gelmiyor.

buradaki sorun insanların saat kaçta ne pişirdiği ile alakalı değil, asıl sorun yemek pişirirken aspiratör/davlumbaz/cam açmaması (gördüğüm kadarıyla bazı kişiler bunu alışkanlık haline getirmiş, mutfağında havalandırma olduğu halde açmayan kişiler var) ve bütün kokunun apartman içerisine gitmesi.

eğer durum bu şekildeyse "apartmanın içerisine rahatsız edecek derecede yemek kokusu gelmektedir,apartman sakinlerinin yemek pişirirken aspiratör/davlumbaz vs. çalıştırılması hususunda hassasiyet gösterilmesi rica olunur (vs.)" gibi, rahatsızlığınızı belirtir bir şekilde yazı yazabilirsiniz. ya da apartman yöneticisine söyleyin uyarı yazısını bu şekilde assın.

biz yöneticimize söylemiştik, o da buna benzer bir yazı asmıştı. sorun büyük ölçüde azaldı.

otel?

@o zaman airbnb deneyin bir de

@elorelia aradığım tüm oteller, apartlar, yurtlar ya dolu ya da çok pahalı bu Anadolu'dan ilk defa çıkıp gitmis bir çocuk.

öğretmenevi ya da diğer kamu misafirhanelerini bi arayın yahu yazık :/

deeps hostel var merkezde

Teşekkür ediyorum hepinize dediğiniz yerleri arıyorum hemmen. Var olun.

okul e kayıt imkanı sunuyorsa e kayıt yapın ve okul başladığı zaman ilk 1-2 hafta içinde evrakların aslını isterler zaten. e kayıt süreci böyle işliyor. dolayısıyla okul başlayana kadar tekrar okula gitmeye gerek kalmaz.

Aksi istisnai bir durum yoksa gerek yok

e-kayıt yaptırınca üniversiteye gitmesine gerek yok. herhangi bir sebeple e-kayıt yaptıramıyorsa sistem bu konuda uyarır zaten, "okula gitmeniz lazım böyle olmaz" diye.

ağustos 2017'de şu anki okuluma e-kayıt yoluyla kaydoldum. hiçbir şekilde belge vermedim. hatta ilk hafta derse bile gitmedim doğru dürüst. okuldaki üçüncü seneme gireceğim. kimse benden ne belge istedi ne de herhangi bir sorun yaşadım.

en kötü ihtimalle öğrenci işleri ya da okulun diğer birimlerini arayıp sorun, ben öyle yapmıştım. "kaydım tamamlanmış mı, sizde görünüyo mu?" gibisinden sormuştum. "he olmuş" dediklerinde kafam rahat etmişti.

Benim arkadaşım var bana mesaj atin

şuan olmasa bile o bölgede çok çalıştım. sorabilisin.

Közdeki kadar lezzetli olmaz ama arnavut ciğeri gibi doğrayıp unlayıp iyice silkeleyip bol kızgın yağda yapabilirsiniz. Julyen ama incecik doğrayıp yağsız tavada kavurabilirsiniz. Ben ikinciyi tercih ediyorum mangalda değil ise :)

Faktör vücutta kalma süresi koruma katman sayısı değil. 30 faktörle 2 satte bir sürme ihtiyacı duyarsan 50 faktör kremle 3-4 saat sürmeden durabilirsin.
Dogrudan korunma yontemlerini deneyin uzun kollu ve uzun etek/pantolon giyin güneş şemsiyesi ya da geniş şapka kullanın kremi mutlaka kullanın.

Aslında her güneş kremi her cilt tipine uygun değil. Ben cildiyeye gittiğimde önerdiğini kullanıyordum bu yıl yeni almak için eczaneye gidince oradaki danışmanın cilt yorumuma göre yaptığı öneriyi dikkate aldım. (Leke oluşumuna yatkın cilt tipi dedi)
Ama en nihayetinde aldığınız krem elbette korur fakat hiç güneş etkisi istemem derseniz 100 faktörlüsü de var belki öyle tercih edebilirsiniz. 4 saatte bir tekrar sürmelisiniz suya maruz kalırsanız hemen sürün.

Güneş ışınları dışında da mesela bilgisayar ve telefon ışınları dahil kışın bile kullanılması gerektiği görüşü var uzmanların. Yani sizin kadar dikkat eden birisinin yaz kış ayrımı yapmaksızın hep kullanması doğru olan

bazı fabrikalarda şu olabiliyor

asgari ücret 3 ayda 1, 1 maaş ikramiye.

veya asgari ücret 2 ayda 1 , 1 maaş ikramiye

veya 6 ayda 1 ikramiye

fabrikadan fabrikaya değişir.

prim de üretime göre verilir sanırım.

o islerin standardi yok.Sendika(eger varsa) ile yapilan sozlesmeye gore degisir

bunu sormadan öğrenemezsiniz. her fabrikanın farklı oluyor. bizimkinde senede 3 maaş veriyorlar, bir de bayramlarda harçlık veriyorlar 1000 lira. ona soramıyorsanız aynı fabrikada çalışam başka birinden doğru rakamı öğrenebilirsiniz.

bayram ikramiyesi, üç ayda bir ikramiye, vs olabiliyor.

bazı fabrikalardaki mavi yakalar beyaz yakalardan daha iyi kosullarda çalısıyor.

ikramiye olunca hem brüt ücret artmıyor hem de vergiden düşüyorlar diye biliyorum. ama bunun için kanun çıkmıştı çok suistimal ediliyordu. iş hukuku hakkında bilgisi olan birisi yazarsa daha net bilgi alabiliriz.

Ben yüzde yetmiş oee üstüne prim veriyorum. Sonuçta para önemli bir motivasyon. Özellikle ihtacat siparişlerin yetişmesinde değerlendirmem farklı oluyor.

Öyle bir korelasyon yok.

açık çay olunca normal içebiliyorsun. Çay koyu olduğunda ağızda acımsı bir tat bırakır, "dur lan bi bisküvi, kurabiye bilmemne ile katık yapayım ben bunu, ağzımızın tadı yerine gelsin" der çoğu insan. Bu bakımdan söylemiş olabilir

şekersiz çayın demli veya açık olmasının kalori olarak bir değeri ve farkı yok, ondan kilo verme anlamında alakasız. tahlilde başka bişey gördüyse belki demli içmeyin demiş olabilir.

Çayda da bir miktar kafein vardır. Hassasiyetiniz varsa sabah sabah aç karnına çarpmasın diye demiş olabilir.

Onun dışında, kilo alma ile ilgisi yok.

kilo için demiyorlar onu çay Demir emilimini azaltır diye öyle söylüyorlar. yoksa herhangi bir korelasyon yok +1.

yemekten 2 saat önce ve sonra olmak kaydıyla istediğiniz demde içebilirsiniz bence.

radyoterapi. en son çok rahattı arkadaşım elini kolunu sallaya sallaya atandı

yanına da kola alın , hayat boyu sıkılmadan içersiniz

Genelde bu tip bölümler okuyup bitirene kadar bu özelliğini kaybeder :)

ataması garanti diye bi bölüm yoktur ataması garanti diye onbinlerin girip atanamadığı bölümler vardır. kolay gelsin.

emlak yönetimi, tapu kadastro.

bence uzun ankara istanbulu kaybettiğini kabul ediyor ancak il başkanları fedailik yapıyor. seçimde görevli memurları,tüm devlet yetkilileri kendileri belirlediler ancak kanunlar ellerini kollarını bağlıyor. he yapamazlar mı? her şeyi tersine çeviremezler mi? tabi ki yaparlar. ha yaparlarsa da ekonomide çöker dolar da uçar.

projeye göre degisir mi bilmiyorum ama yaklasik 1 ay sürmüstü bizim bi tanidigimizda. projenin web sitesinde yaziyordur muhtemelen.

şu 50000 konut olayından bahsediyorsan daha emekliler, engelliler falan başvurmadı. nisan sonuna kadar da onların başvuru var. kura onların da tamamlanmasından hemen sonra çekilse en az 1 ayı var yani.

Ben de web sitesinden bakıyordum, şimdi başvuramıyor muyuz artık, bitti mi tarih?

@deneme bugün son

Ya loto falan kazandığını düşlesene bak bakalım oluyor mu? :)

@helena arkadaşım o potansiyel var bende. Bu gidişle onu da yaparım. :(
Tam olarak loto olmasa da o şekilde bı şeyler yapmisligim var. Kafayı yiyeceğim.

Bak, bunu bir lütuf olarak düşün o halde. Olumlu taraflarına odaklan, bu sana bir hediye yani senin kontrolünde olmalı. Zihninde lütufu ayrı bir odaya kapat. Aklından ayır. Gündelik hayatından ayır. Denemek için zihninde sakladığın odaya git ve kullan. Kullandığında kapıyı geri kapat. Ve bırak orada kalsın sen tekrar uğrayana dek.

iyiyi çekiyorsun demek ki, iyi düşün ki iyi olsun derler ya, sende gerçekleşiyor demek ki ne güzel. hep iyi olumlu ve güzel şeyler düşün :)

Bunu dile getirdin ya bütün büyü kaçtı artık istesende olmaz.

özel gücün falan yok sakin ol, normal sıradan bir insansın.

@candide yalnızca iyi şeyler değil her şeyi çekiyorum:)

@sirgawain özel güç olsaydı keşke lanet gibi. Psikolojimi bozuyor. İyi şeyler yanında kötü şeyleri de çekiyorum.

@ıcedFlames ayy keşke bozulsa.
Bıktım usandım. İyi şeyler olsa iyi de kötüler de oluyor maalesef.

@üğpoıuy hayır hayır o örnek.
Keşke öyle olsa. Aklımdan ne geçiyorsa mutlaka yaşıyorum onu. Çok sinir bozucu.

Küçük bir pet şişeye/kaba oda sıcaklığında su ve az bir miktar arap sabunu ekleyip çalkalarsanız daha güzel köpürür. Arap sabunu deterjanlar kadar iyi köpüremez yapısı gereği.

Bir de boraks ile karışım yapanları duydum, formülasyonu nasıldır içeriği nedir bilmiyorum ama googledan rahatlıkla alternatif tarifler bulabilirsiniz.

sıvı arap sabunu kullanarak?

nereden aldın?
kokulu olanları alma

@oldumusimdi migrostan katı halde poşette olanindan aldım. Nazar marka.

baskent iletişim.

Baskent iletisim yazacaktim ben de tam. Meslek olarak yapmayi dusunuyorsaniz para ve vaktinizi buna haramayin hic umitlenmeyin derim.

Başkent +1

Menfezin yönü ters takılmış olabilir mi? Hafif gevşetip yönünü değiştirip deneyin.

@john bloor onu hiç düşünmedim ama olabilir olan rüzgar içeride perdeler havalaniyor

video

Türkiye'de ve tüm dünyada Wattpad edebiyatı (maalesef) önlenemez bir çıkış yaptı. Bazı başarılı yazarlar piyasaya çıktıysa da özellikle Türkiye'de "liseye yeni gelen yakışıklı gencin okuldaki kızlardan biriyle aşkı" x 1000 olarak türedi, aynısının serseri versiyonu, vampir versiyonu, uyuşturucu bağımlısı versiyonu, efendi versiyonu vs de çıkınca korkunç bir durum oluştu. Eski blog yazarlarının (pucca gibi) kitapları da ergenler arasında çok tutuluyor.

Bir "tık" daha üstü distopya edebiyatına merak saldı. Hunger Games, Divergent, Maze Runner, The Giver, Matched, The Selection gibi kitaplar büyük bir hayran kitlesi oluşturdu geçtiğimiz yıllarda. Bazıları klasiklere de dönüyor, Fahrenheit 451 gibi.

John Green'in kitapları Kaplumbağa Kabuğunda Dünya, Kağıttan Kentler, Tek İsim Tek Kader, Aynı Yıldızın Altında gibi romanlar çok tutuluyor.

Çoğu Stephen King ve benzeri korku yazarlarını seviyor. Gillian Flynn'in Sharp Objects'i falan da dizisi yapıldı diye dikkat çekiyor.
Filmi de çekilen fantastik şeylere ilgi duyuyorlar. Mesela, Ransom Riggs'in "Miss Peregrine'in Tuhaf Çocukları" serisi veya Percy Jackson serisi gibi.
Sherman Alexie - The Absolutely True Diary of a Part Time Indian
Rainbow Rowell ve Lois Lowry kitapları
Stephen Chbosky - Perks of Being A Wallflower
Jenny Han - All The Boys I've Loved Before
Markus Zuzak - Book Thief
David Levithan - Everyday
E. Lockhart - We Were Liars

Bir kerede düşününce bunlar geldi aklıma. (Öğrencilerimi baz alarak söyledim bunu)

Vampirliler ve bol seksliler, wattpad hikayeleri dışında: Ali Lidar ve Murat Menteş. Özellikle ilki.

Linççi tayfa gelmeden gaçhayım

e-kampüs sistemi bu yıl dersler başlayınca aktif olacakmış. şu sayfada 2 duyuru var biri buna ilişkin: ekampus.anadolu.edu.tr
ders seçimi, kayıt yenileme vs şu fayfadaki linklerden yapılıyor: aof.anadolu.edu.tr

en basiti windows movie maker. bir tik ustu camtasia studio

corel ulead video editor

Adobe Premiere Pro. Eğitim setleri de önerebilirim.

sony vegas pro 13 iydir hocam

muhasebe bürosuysa %90 cumartesileri çalışır.

cmt.2'ye kadar falan çalışıyorlar diye biliyorum.

SMMM Ofislerinde çalışan muhasebecilerin çalışmaları mali takvime göre değişiklik gösterir çünkü mükelleflerinin beyanlarını devlete verirler. Yani KDV - Geçici Vergi - Kurumlar Vergisi vs gibi durumlarda iş yetişmezse pazar günü bile çalışırsın. Ki genellikle işler yetişmez :) . Okumayı seven biriysen ve iş hayatına muhasebe alanında devam etmek istiyorsan oraya girip 1,5-2 yıl kadar tecrübe edinmeni tavsiye ederim çünkü piyasada millet işi nasıl yanlış yapıyor onları görüyorsun. Ancak unutma ki kariyerinin başlangıcında biriysen maaşın asgari ücret kıvamında olacaktır

ekonomicro güzel açıklamış.
cumartesi çalışma ihtimalin çok yüksek.
bizim müşavirin yanında çalışan bazen bayramlarda da çalışıyordu.

Devlet memurluğu dışında Cumartesi çalışmayan var mı ki?

yol kenarlarındakilere güvenmeyin, ayçiçek yağı ile karıştırılabiliyor. ağızda acı tat bırakmamalı, fabrikadan almanız daha iyi asit oranı ölçülmüş olur.

Evet fabrikadan alın. Asiditesi düşük olmalı. Almadan önce tadın. Küçükkuyu da olsanız birkaç yer söylerdim. En iyi zeytinyağı oranın ama uzak düşüyor biraz size.

@old possum siz önerin yolumuzun üzerinde uğrayabiliriz.

Gure sahilde degil de merkezde berber recep vardir. Yagin hasini bulur size.kime sorsaniz gosterir.hem ucuza hem kalite alirsiniz. Zamaninda o bolgenin yagi dunya birincisi sicilyaninki ikincisi secilmisti.

hiç oralarda muhabbet ettiğiniz, orada yaşayan kişiler yok mu ? onlar bilir iysini kim satar.

biz çanakkale'de öyle yapardık.

Ören'e gidebilirseniz tavsiye edebileceğim bir yer var. Bir de Güre - Altınoluk arasında, Gurupkent sitesinin orada (Opet karşısında) duran bir amca var, her zaman orada olmuyor ama yağı ve zeytinleri güzel.

PTT'nin kitap gönderim kampanyası var 3 liraya gönderiyor boyutu ne olursa olsun fakat bu kadar çok miktardaki kitap için bir tahminim yok. Bakarsınız hepsini gönderirler diyeceğim ama birbirinden habersiz o kadar çok şube ve memur var ki onlar bile bilmiyor olabilir. Şubeye sorun en iyisi.

Yanlış hatırlamıyorsam eğer Ankara Üniversitesi öğrencilerine yüzde elli indirim vardi. Ankara Üniversitesi öğrencisiyseniz ya da öğrencisi olan bir arkadaşınızdan rica ederseniz sizinle gelip öğrenci kimliğini gösterince daha hesaplı olur.

ben geçen hafta 3 büyük kolide toplamda 50 kilo civarı kitabı 70 liraya gönderdim ptt'den.