Ekşi Duyuru

sigorta 200 bin tl karşılar araç başına. yani yetersiz ve sadece karşı tarafı öder. o yüzden kasko.

diyelim birine çarptın %100 hatalısın araban pert oldu. karşının da pert oldu. kaskon yoksa araban çöp oldu para alamazsın.
karşı tarafa da sigorta sadece 200.000 tl ödeme yapar. kalanı cebinden ödersin. karşının sigortası kendi hatası oranında ödeme yapar.

sigorta karşı tarafı, kasko ise seni korur. sigortanın yetmediği durumlarda kaskoda imm bedeli ile karşının hasarı ödenir.

Yukariya ek olarak;

imm 200bin olmak zorunda degil, biraz fazla odeyip 1 milyona, 2 milyona cikarabilirsin.

Yukarıdakiler +1

İlaveten, her kazada bir karşı taraf olmuyor, bomboş yolda takla atmak, ağaca çarpmak, sel, deprem, yayaya çarpmak, çalınma, yanma vs durumları için de kasko var.

Trafiğe çıkan her motorlu aracın kaza yapma riski vardır.
O yüzden devlet mecburi olarak trafik sigortası yaptırılmasını sağlar. Bu sigortası olmayan araç trafiğe çıkamaz.

Trafikte bir kaza yaşandığında en azından belli bir miktar zararın sigorta tarafından karşılanmasını garanti eder. Ama bu sigorta sadece karşı tarafın hasarını öder, sigortayı yaptıran kişiye bir ödeme yapmaz.

Kasko ise zorunlu değildir ve sigorta yaptıran kişinin zararını öder. Suçlu da olsan suçsuz da olsan kafan rahat olur.

zorunlu trafik sigortası senin yaptığın hatalarda ufak limitlere kadar karşı tarafın zararını öder, üzerini cepten ödersin. yani kaskon yok ve sadece düz trafik sigortan var gittin bentleye çarptın, bentleyin sahibi aracını kendi kaskosundan yaptırır. bentleyin kaskosu senin trafik sigortandan limitleri neyse o kadar ödeme alır. üstüne çıkan bakiye kaç milyonsa onu da senden talep ederler yani durduk yere 3-5 milyon borca girebilirsin.

kasko limitleri dahilinde sen hatalı olsan da hem senin aracının hasarını öder, hem de karşıda zarar gören araç varsa trafik sigortasının üzerinde çıkan bakiyeyi de öder.

aynı zamanda aracın başına bişey geldi kaskon varsa hiç uğraşmazsın çekici aracı götütür kiralık aracını istersin. belli süre araç sende kalır.

Adr diye yazmiyorsa evet.
Cin‘den almak karisik is bir de. Cin normalde stock marketinden cin vatandasi degilsen stock almana izin vermiyor ama onun da yolunu bulmuslar. Tam arastirmadim ama patlarsa o is patlar.

Normal şartlarda lisanslı bir araca kurumun islemleri denetlendirmistir vs yani sorun cikmamasi lazim.

Kapıya takılıp açınca cüvcüvcüvcüv diye öten 10 liralık sitindirik alarmla hırsızı balkondan atlatıp kaçırmışlığımız var.

Bizde öyle ocean's twelve usulü kumarhane soyguncuları yerine kafaya bereyi geçirmiş çinçin kekoları soygun yaptığı için alarm durdurmakla falan kimse uğraşmaz. Gayet iş görür yani.

kamerayı pek takmıyorlar, sesli alarmlarda dikkat çekiyorsa - şiddetli ise caydırıcı olur en azından rahat rahat 1 saat dolapları döküp boşaltamaz. 5 dakikaya polis geleceğini iyi biliyorlar.

sadece ses çalanları çok sallamıyorlar, biliyorlar ki konu komşu korkup dışarı çıkmayacak polisinde gelmesi(biri ararsa o da) en az 10 dk yine bir evi gezip hızlı alabildiklerini alıyorlar, evlenen arkadaşlarımın başına yeni gelmişti 5 senesi var.

ben yaşadım

dün girilmiyordu vpnsiz, arkadaşlarım da yaşamış,

servis sağlayıcıya göre değişiyordur

Dün akşam 17:30 civarında donma, kesilme, ulaşamama başladı. Türkiye'de idiyseniz ve vpn yoktuysa siz de yaşamışsınızdır. YT ana sayfada hiçbir şey yüklenmiyordu.

dün saat 5 ten sonra girilmiyordu, sabah 7 gibi baktım açılmıştı.

turknette acik hepsi, turknet kullaniyorsan ondandir

ben de anlamadım. dün bende de açılmıyordu hiçbir şey. vpn kurdum edge için. kocaeli'deki arkadaşım sorunsuz girmiş hepsine. her şehirde yoktu sanırım.

şehirle alakalı değil iss ile alakalı. bazı isslerde vpnsiz her siteye girilebiliyor.

Turknet bu konuda iyi. Salaga yatiyorlar sanirim bu tur durumlarda

dün akşam video izlerken dondu. internet gitti sandım. kontrol ettim internet var. sözlükte hemen sosyal medya kesintisi diye başlık açıldı. yasak varken de youtube anasayfaya giriyordu ama videolar başlamıyordu. sanırım tam kesmemişler ama baya bir kısıtlamışlar. tarayıcı vpn'si ile devam ettim videolar açılıyordu. bu öğle vakti de vpn'siz baktım geri açılmış.

dün youtube'da hiçbir şey açılmıyordu çünkü. bugün sabah saatlerinde kısıtlaması kaldırıldı.

istanbul maltepe tarafları için böyle birini tanıyorum. güvenilir bir hanım. her türlü yemeği yapıyor, siz menü çıkartıyorsunuz mesela haftalık. haftada iki üç defa gelip yapıp çıkıyor.

armut.com'a bak hocam.

Poliçede yazması lazım açıkça. Kimisinde spesifik olarak şu kişi sürerse öderim diyor.

Full kasko denilen en üst paketlerde genelde dahil olur ama poliçeye bakmak lazım. Ekonomik kasko poliçelerinde tek şöför şartı olabiliyor. Ek şöför ekletilince prim yükselebilir. Bu arada ek şöför için araç kiralamada ek ücret alınır.

Kaskocular 'direksiyonda ehliyetli ve alkolsüz biri olsun yeter' dediler hep

sorun olmuyor genelde.

Danışmanınla açık açık konuş, konuşmanın gidişatına göre danışman değiştirmeyi öner. Ama haber vermeden değiştirme, sıkıntı olur.

Bi şekilde kendi kendine bitir tezini. Bitmeyecek gibiyse bırak başka bi yerde başla.

Ben okula kanıtlarımı sunarak dilekçe vermiştim. Zaten tez zor bir süreç, bir de bununla mı uğraşacağım?

Hayaleti oyna ve bir an once tezini bitir. Baktin ki tez duzeltme almadan veya minor degisiklikle gecebilecek bir tez, hemen savunma tarihi alip juriye gir. Ciddiyim, "danismanim bolum baskani, form icin bile pesinden kosturuyor" diyorsun otesi yok. Bir de "yanina gidince gayet iyi niyetli, konusunca iyi" kismina takilma, aldanma. Sende bir degisiklik oldugunu fark etmeyecegi sekilde mesafe koy arana, uzak dur ve dedigim gibi bir an once bitir.

Birebir aynı durumdaydım. Danışmanım ayni zamanda bölüm başkanıydı. Ben aramiyordum da çünkü utanıyordum. Hatırlatma maili yazıyordum. Bir form için üç hafta bekledigimi bilirim. Geciktirdigi için bir dönem uzadı tezi .

Baktım olacak gibi değil. Kendi kendime tezimi yazıp komple bitirdim. Çok desteğe ihtiyacım varsa arkadaşlarıma sordum, istatistik kısmında lisans hocama mail atıp danıştım ve bitirdim.


Hocaya bitmiş halini mail attım. O durumda lütfedip düzeltme vs verdi. İlgilendi. Bir yerde kendi akademik kariyeri için de pozitif puan çünkü. Bence siz de yapabiliyorsaniz bunu yapın. Bu çok zor geliyorsa çok geç olmadan danışman değişikliği isteyin.

Prof sa direk değiştir. Görevlerini yapmadıkları gibi bi de yükmüşsün gibi hissettiriyorlar. Benim zamanımda atılma yoktu o prof oyaladı da oyaladı. Yolladığım analizlere maillere 4 sene boyunca hiç cevap vermedi bi de üstüne hele bi dur gibi şeyler söyledi. Gemileri yaktım hakaretlere varana kadar.
Danışman değişikliği dilekçesi verdim bi doçentle konuşup. Doçentken ilgilendi prof olunca yüzünü gören cennetlik.
Oturdum kendim yazdım bitirdim. Savunma tarihi alacağım geri dönüş yok. Okumuyor. En sonunda sinir krizi geçirdim babam aradı hop noluyoruz diye. Doktor olcaz babamıza arattık adamı. Tek satır bile okumadığına eminim. Hemen 1 hafta içinde savunma tarihi aldı bana.
Demem o ki profları çalıştırmak çok zor angarya görüyorlar. Hiç geciktirmeden değiştir ve aptal numarasıyla başına çök. Maille olacak iş değil. Daha çok beklersin. Al bilgisayarını çök odasına.

Hocanın önceliği sen değilsin. Seninle pek çalışası yok. Sana danışmanlık yapmaya istekli hoca bulabiilrsen danışman değişikliği yap.

1kg baklava yaptir gotur..
dislilerdeki lubrikasyon azalmis, biraz bakim yapman lazim..

Başına gelen bu durum sistemsel bir sorun aslında. Sana baştan kimse tez danışmanlığı yaparım diye söz vermiyor. Sistem gereği yapmak zorunda da değil çünkü bunun için ek bir kazanımı yok. Baştan tez konunun ne olacağı da belli değil.

MREs veya MPhil gibi sadece araştırmaya dayalı bir master olsa, öğrenci araştırma önerileri görülerek kabul edilse öğrenciler bu olmaz. Hocaya kendini bir şekilde sevdiremiyorsan değişiklik yap. Gerekirse yemek falan ısmarla..bunları söylemek acı ama bu iş böyle olur

Frenc, herkes için ayni şey geçerli değil maalesef. Benim hocam bana kendisi teklif etmişti danışman olmayi keza diğer arkadaşlarım da tez danışmanı formunu doldurmadan önce hocalarla gorusup, onaylarini aldıktan sonra o hocalarin isimlsrini enstitüye ilettiler. Başka okullarda nasıl bilmiyorum ama bizde, en son siz hiç form doldurmazsaniz otomatik ataniyordu hoca.

@fraise

Devlet üniversitesi değildir o muhtemelen. Devlet üniversitelerinde tez öğrencisi hocaya ciddi yüktür. Birkaç öğrenci seçilip onlara gerçek danışmanlık yapılır. Diğerlerine de yap getir sen diyerek başından savarlar.
Boğaziçi, odtü dahil hiçbir devlet üniversitesinde hocalar tez öğrencisiyle uğraşmak istemez

Ferenc, sosyal bilimler mi bahsettiğiniz? Mühendislikte hiç öyle değil çünkü.

Öğrenci tez yazacak ki, makale için veri çıksın sonra makale yazılsın
Yoksa deneyleri kim yapacak ?

Hafta içi olarak pazartesi-cumayı baz alırlar. Hafta sonu iş günlerine dahil değildir.

Cumartesi dahil.

Cumartesi iş günüdür

yok be kral. siyah arabalarin karanlikta fark edilmemesi daha makul.

öyle hayalet gibi olmuyorlar tabi, ama yorgunluk dalgınlık gibi durumlarda renkli arabalara göre daha geç belli oluyorlar.

ancak beyaz için değil, gri için böyle hissediyorum ben.
bazı yollarda araba ve yolların renkleri yakın oluyor.

Gri+4

Beyaz arabalar tozdan kirden asfalt rengine yaklasmadiysa pek sorun olmuyor. Gumus gri degil de asfalt rengine yakin koyu grileri farketmesi zor. O yuzden arabanin rengi ne olursa olsun farlari gunduz de acmak gorunur olmak icin cok onemli (bkz: farım da hep açık yolum da).

Gerci yeni arabalarda farlar otomatik olarak gunduz de aciliyor ama gene de dikkat etmekte fayda var.

yaklaşık 150bin km yol tecrübem var ama hiç böyle bir sorunla karşılaşmadım.

sadece dedikleri gibi gece karanlığında, yağmurlu ve sisli bir anda sokağa dönerken, yola çıkıntılı park etmiş siyah passat ı görmeyip sürtmüşlüğüm vardır.

adam da psikopat gibi sabahın 6sında içinde oturuyormuş sdfsg neyse ki anlayışlı çıktı da hallettik.

gündüz hiç böyle bir şey olmadı ama.

Trafikte beyaz renk aracın çok fazla olması kaza riski ez az rengin beyaz olmasından dolayıdır. Gece ve gündüz görülmesi en kolay renk beyazdır. Bu tespit 45 yıllık oto boya servis şefine aittir.

koyu gri den ötesi yalan.

Akşam vakti uzun yanan beyaz renkli farlar şu an daha çok olumsuzetkiliyor.

Beyaz arabalarda sorun yok.

American Optical, oval yüzlü erkekler için en iyi 7 güneş gözlüğü tipini şu şekilde sıralamış:

bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net
bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net
bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net
bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net
bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net
bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net
bunny-wp-pullzone-ozgdbeu7zh.b-cdn.net

Kaşlarına göre seçmelisin aslında. Estetik zevki yüksek biri ile gidip denemeden bilemezsin.

Saklaniyor ama sonra yemege koydum ben normal cig domates olarak tuketmedim dokusu bozuluyor

Yemeğe koymak için olur evet. Taze domates gibi salataya koymak istiyorsanız olmaz.
(Ve yemeğe koymak için de buzluğa koymadan önce küp küp kesmek ya da rendelemek daha iyi oluyor, kullanırken doğramak için çözülmesini beklemek gerekmiyor.)

Ben bütün koydum geçen sene. Memnun kaldım. Yemek yapmadan 10 dakika önce çıkarıp oda sıcaklığında suda bekletiyorum. Kabukları da çok kolay soyuluyor. Hala donukken ama kesilebilir haldeyken kesip yemeğe koyarsanız taze domates dokusunu yakalarsınız yemeklerde ama çok çözdürürseniz suyu ayrılıyor. O zaman blenderdan çekip püre yapmanız gerek. Yoksa susuz, tuhaf, et gibi bir dokusu oluyor.

Beyaz olduğu için camaşır suyu

kuru temizlemeye vermiştim ben. çamaşır suyu rengini değiştirebilir

karbonatı su ile macun kıvamına getirip birkaç saat bekleterek

Karbonatlı su ve beyaz sabun mix yapın ve ılık suda 10 dk bekletip, ovalayın.

Google'a sadece "güneş kremi kdv oranı" yazdım, doğrudan güneş kremi olarak çıkmadı, kozmetik olarak çıktı, o da 7 temmuz 2023 tarihli şöyle bir pdf çıktı karşıma:

www.google.com

İsmmmo.org.tr adresinde.

%20

Her esnaf gibi vergi kaçırmayı seçmiş.

Uğraşasınız varsa şikayet edin maliyeye. Bir tek biz maaşlı çalışan enayiler vergi veriyoruz resmen ülkede.

Sağ açık oynuyordu, hücumcuydu her zaman. Real Madrid'e gittiğinde Messi'yi en azından gol istatistiğinde alt edebilmek için tamamen skor odaklı oynamaya başladı bence. Ferguson onu hep kanatlarda kullandı diye hatırlıyorum. Maç esnasında bazen sola alıyordu duruma göre.

sağ bek değildi. sağ kanattı. zaten beckham'dan boşalan pozisyon için oynuyordu.
oynadığı ilk maçı hatırlıyorum, ilk maçından itibaren çok istekli ve etkiliydi.
bir dönem bir kanatta ronaldo diğer kanatta nani oynadılar.
sıklıkla sol kanata da geliyordu.
real madride gidince forvet gibi oynamaya başladı. ondan önce hep sağ ve sol kanat oynuyordu manu ve portekiz milli takımında.
forvet oynamaya başlamasının tek sebebi messi ile rekabet değildi bana göre. yaşı ilerlediği için kanat oynamasının zor olacağını düşündü, uzun yıllar futbol oynama planı vardı, bu yüzden forvet oynamaya başladı.

Gareth Bale Tottenham'da ilk başladığında sol bekti mesela ama Ronaldo hep sağ açık oynuyodu.

ronaldo'nun bek oynadığını hiç hatırlamıyorum. hep kanat/forvetti.

sağ açıktı diye hatırlıyorum. forvet olmasının messi ile bir alakası yok. bu yetenekte bir adam açıkta ziyan olmasın diye düşündüler bence. çok da iyi oldu zaten

Ronaldo hiçbir zaman bek oynamadı.

Naz Beach Bungalow - Manavgat.
Yazın gidip çok memnun kaldım. Fiyatı makul, akşam yemeği inanılmaz lezzetliydi ve fiyata dahil. Normalde fiyata dahil olunca uyduruk olmasını bekler insan ama gerçekten hem lezzetli hem de boldu.
Plaja sıfır. Plaj kupkum.
Denize ilk girerken biraz taş var ama ayakkabı gerektirecek kadar değil, biraz ayak acıtacak şekilde.

İşletmecisi bir çiftti. Astsubay emeklisi çok düzgün bir bey ve para-muhasebe gibi işlere bakan eşi. Asıl farkı yaratan ve tesisi güzel kılan onlar ve birkaç çalışandı.
Fakat bir yandan da pek yapacak bir şey yok, onu da söylemeliyim.
Haftada bir canlı müzik varmış ama bize denk gelmedi. Bu sezon ne olduğunu sormak lazım.
Fiyatı makul dediğiniz için bu yeri söyledim. Arabasız gitmenin zor olduğu bir yer.

şu an resmi bir karar yok. en son 23 haziranda yapılması gerekiyormuş seçimin. deprem bölgesindekilere istedikleri yerde kullanma hakkı verirler zaten.

Benim eski Iphone vardı. Modelini hatırlamıyorum. WhatsApp güncellenemedi mesela.

Eski sürümlerde desteklemiyor artık o uygulama, mesela youtube sorunu var eski ipad ve iphone'larda.

Bazı yolları var, dolambaçlı. Ama çok saçma ya, şu an 2. telefon olarak elimde 2013 model bir Samsung S3 var. 10 yıllık telefon ama her uygulamayı yükleyebiliyorum.

Yavaş, ağır vs ama "kullanamazsın" zorbalığına maruz kalmıyorum.

Sırf bu sürüm yüzünden sapasağlam bir adet IPAD 2 çekmecede boş boş yatıyor.

çözümü var da çözene kadar "eeeehhh bunla mı uğraşacam lan" diyip kenara atıyosunuz.
benim de kenarda yatan çiçek gibi bi ipad3 var.

aletten tek beklentim, twitter, youtube ve kızımın basit bir okul uygulaması ama yapamıyosun.

safaride açılabilecek bir şeyse öyle kullanıyorsun

1- surumu guncel bir iPhone buluyorsunuz
2- mevcut iTunes hesabindan cikis yapiyorsunuz (iCloud degil, App Store>hesap altinda cikis yap var, ordan)
3- istediginiz uygulamalarin hepsini bu cihaz ustunde eski iphone'da kullanilacak iTunes hesabi ile indiriyorsunuz. istenen uygulamalar o cihazda mevcut ise once kaldirmaniz lazim.
4- indirme tamamlandiktan sonra eski cihazda App Store'da bulut simgesi cikacak ve eski surumu indirmenize izin verecek.


ben anneme eski iPad mini 2'mi verdim. onun hesabiyla kendi iphone'umda indirdim istedigi uygulamalari ve simdi kullanabiliyor.

insna vucuduna implant şeklinde konabilen sadece 3 element var.
altın platin titanyum.
bunun dışında paslanmaz çelik / krom ve diğer metallerin hepsi zararlı.

Ters çevir akıt içindekini umarım kahve şekerli değildir. Benim de başıma geldi kahve şekerliydi tuşlar kafayı yemişti. Bir süre sonra usb klavye kullanmak durumunda kalmıştım

Ben 1 büyük bardak kola dökmüştüm Microsoft klavyeye. Kuruyunca tuşlar bi acayip bakıyordu. Tuşları söküp güzelce bulaşık sabunuyla yıkadım içini de kolonyayla sildim eskisinden iyi olmuştu.

saf su değil de izopropil alkolle yıkayabilirsin.

Klavye Apple değilse kurtarılabilir. Tuşları dikkatlice söküp kontak spreyle güzelce temizleyin.

Apple ise geçmiş olsun. Kurtarmak cidden zor oluyor.

Kahve şekersizse şansınız daha yüksek tabii.

İade et.
Muhabbet kuşuna uygun bir kafes değil.
Teller yatay olmalı. Kanarya kafesi bu.

yatay çizgili (tırmanabilmesi için), pirinçten yapılan(boyaları kazıyıp yedikleri için), yatay uzunluğu geniş,(muhabbet kuşları yatay uçar) bir kafes alıp, içini çok süslemeden zımpara tünek, mürekkep balığı kemiği, kuş kumu, iyi bir yem ve dibine boyasız kağıt sermeniz gerekir. cereyanda bırakmadan ve sigarasız ortamda geceleri üstünü örterek, odaya hakim 1,50m civarı yüksekliğe yerleştirdiğiniz kafes ile 10 yıl aynı kuşa benim gibi bakabilirsiniz. kafes temizliği, suluk temizliği ve yem üflemesi her gün yapılmak koşuluyla...

devir-tork eğrisine bak. yüksek tork üretmek için ille devir çevirmek gerekmiyorsa o zaman düşük devirle de rampayı çıkarsın.

ama neden düşük devirle rampa çıkmak isteyesin? mesela ben bazı rampaları 4. vitesle bazılarını 3'le çıkıyorum. acil sollama yapmam gerektiğinde 2'ye çekip 5-6 bin devirlere bile fırlatıyorum arabayı.

benzinlide rapmada 3000-3500 devirin altına düşmedikçe isterse 89 model spring olsun her türlü çıkarsın.

Genel olarak 3000 devir civarında araba kullanılır. Dolayısıyla 3000 devir civarında maksimum tork önemlidir.

Bu değerin, yokuş çıkarken işinize yarayacak, mutlu huzurlu lay lay lom yokuş çıkmanızı sağlaması için 2000cc ve üstü, tercihan 6 silindir ile olur. Böyle bir araç, keyifle yokuş çıkarken gürül gürül yakıt içer, aklınızda olsun. Arabanın dolu ağırlığı da önemlidir. Keyfinize bağlı tabii ki.

yokuşlarda tork önemlidir. bir araç max torku ne kadar alt devirde verirse o kadar iyidir. dizeller benzinlilere göre genelde alt devirlerde daha rahat yokuş çıkarlar. şu devirde çıkmalısın diye birşey diyemem çünkü kullanılan araca göre değişiyor bu devirler.

2000 cc yazana aldanmayın. 1600 motor otomatik vites Toyota Auris Touring Sports'um keçi gibi tırmanıyor. 1300 cc Kadjar 160 beygir, bayırda zıpkın gibi.

Araç benzinli mi dizel mi o da belli değil. Benzinli araçta tork daha yukarılarda etki ederken dizel araçlarda 2000 devir civarıdır.

diş derinliği önemli hocam, yani demek istediğim bildiğim kadarı ile bir lastiğin çöp olduğunu anlamanın yolu diş derinliği 2.5 cm mi olması ne lazımdı. Onu ölçün altında ise çöp diyebiliriz.

diş değeri vs bir önem taşımıyor 5 senelik lastik her halükarda tehlikelidir. kağuçuk o süre zarfında mahvolur

5 yılda bir lastikleri değiştirmekte fayda var. Kauçuk esnekliğini kaybettiğinden lastikte çatlamalar olmaya başlıyor. Ummadık bir anda yarı yolda bırakabilir.

lastik ömrünü 5 yılda tamamlamış demektir, bir lastik başına 50-100 lira indirim yaparlar eskileri verirsen ama onları kullanma derim artık.

ne kadar diş görünse de 5 senelik ve 50bin km yol yapmış lastik değişmelidir. derinlik olabilir ama ömrü biter.

Muhtemelen sertleşmiş kemik gibi olmuştur, ama araç garajda soğuk sıcak değişimden etkilenmeden beklediyse bir miktar daha kullanılabilir, ekşi de lastik sertlik kontrolü diye aratın detay mevcut

dns sıkıntılı olabilir. değiştirmeyi deneyin

Bulunduğunuz bölgede SO altyapısı üzerinde daha fazla trafik yükü olduğu için olabilir belki. Mesela gece saat 3-6 arasında deneyin. Hızlanıyorsa bu sebeptendir.

TT erişmeye çalıştığınız siteye CDN ile Tr’den ulaşıyor olabilir, SOL ise yurtdışına gidiyordur.

Sol eski sol değil. Şu an resmen sansüronline. Sık kullanılan her siteye bir hız kısıtlamaları var.

forum.donanimhaber.com

Sırf bu yüzden ben de altyapı olsa da superonline'a geçmedim.

Kalıyorlar hatta arabada bile yatıyorlar kim demiş kalmadiklarini ?

Yasayanlar var. Bunlara özel yerler var.

Avrupa'da baya az bu kitle tabi. En azından Fransa'da sosyal yardım evleri ya da kirasi belli seviyede korunan evler var. Haliyle ciddi para sıkıntısı çeken oralara yönelir ya da iki üç kişi beraber yaşar.

Bu arada en azından Fransa'da 1000-1500 euro kira yüksek para. Birkaç şehir dışında bir insanın o paralara çıkmasına gerek yok kira vermek için. Ben yaşadığım yerde 1500 euroya havuzlu villa kiralarim.

trailer park denen yerler var, direkt karavan, prefabrik evlerin kiralandığı
hatta bunu zenginler yatırım fırsatı olarak bile görüyorlarmış

www.theguardian.com

Evde çocuk varsa, koltukların da süpürülmeli önemli. Bu yüzden ben şarjlı süpürge aldım. Robot süpürge için ayrıca bataryalarının çok çabuk bittiğini de duydum.

alacağınız markaya göre değişir.
şarjlı süpürgelerde dysondan başkası yalan. şarj pil vs çok sıkıntı, robot süpürgede xiaomi gayet iyi.

Robot süpürge tek başına yetmez. İkisinden biri olacaksa kablosuz süpürge.

v15

Kablosuz süpürge, bosch ya da dyson

Evde kedi/köpek var ise her gün süpürülmesi gerekliyse robot süpürge

Bana kalırsa önce kablosuz süpürge alınır, eski usül süpürgeden kurtulunulur.

Sonra destekleyici olması için robot süpürge alınır.

Robot süpürgenin de bataryası kullanıma bağlı olarak 1-2 senede cidde şekilde azalıyor. Bataryalar 500-1000TL arası bilginize.

Ama kablosuz süpürgelerin bataryası daha uzun dayanıyor nedense benim deneyimlediğim o. dyson, philips ve grundig kullanıyorum farklı evlerde. Dyson 6, philips 3, grundig 1 senedir yarı yolda bırakmadı. Fark ettiyseniz ekonomi marka tercihimi etkilemiş :D

kablosuz > robot kesinlikle.
ikisi de var evde.
özellikle ev geniş değilse ve dağınıksa robot süpürge çok işlevsiz kalıyor. yine de her türlü önce kablosuz süpürge, mümkünse dyson.

halı varsa veya yerde kablolar oluyosa robot akmıyor ya. bir de robotun kendisini temizleme durumu var; haznesi tekerlekleri etrafi falan ben ondan bikip kablosuz sarjli aldim gayet memnunum. roidmi x20 veya x30 tavsiye edebilirim.

robot süpürge rutin temizlik anlayışınızı olumlu yönde bayağı etkileyecektir. bizim evde kedimiz de var. her gün mutlaka süpürmek gerekiyor ve ben kablolu kablosuz farketmez, çok üşenirdim.

şimdi her gün robotla bir tur geçiyorum, bazen iki defa bile çalıştıryorum. haftada 1 veya maks 2 defa normal süpürge ile süpürüyorum. kablosuz süpürgenin kablolu süpürgeye nazaran bir artısını görmedim evde her yerde priz var zaten. çok önemsiz bir konfor artışı sağlar süpürgenin kablosuz olması.

ama evde sadece bir süpürge olacaksa öncelik kablolu/kablosuz süpürgenindir. evlerin çok büyük bir kısmı robot süpürgenini erişemeyeceği alanlardır.

Evet mümkün

dördünün dışında kesinlikle hoover diyorum.
hem fiyatı çok daha uygun hem de performansı gayet iyi.
servisinden de memnunum.

evde dört kedi var, neredeyse her gün çalışıyor.

biz grundig marka aldık. memnunuz. hem servisi de arçelik olduğundan arıza vs gibi durumlarda kafa rahat oluyor. yine de siz bilirsiniz tabii.

uyku süresi az ya da çok olunca baş ağrısı olabiliyor. vücudun az uyuma ya da çok uyumayı önlemek için bir uyarı sistemi olabilir.

Açıldıktan sonra uzun süreler saklamak sağlıklı değil, kapak her açıldığında havadaki nemden biraz daha alacak kutu içine.

Yağ eksiltme varsa 1 litrelik yağ alın, ondan ekleme yapın.

1 sene korur büyük ihtmalle özelliğini

ters çevirin öyle saklayın. motor 250cc altı ise çok takılmayın. kusursuz ile mükemmel arasındaki fark kadar ilgili olur

kısa sürede bozulmaz. ama yine de en güzeli alın bir tane bir litrelik yağ, komple boşaltın geçin.

Olur. Bir litrelik yağı boşaltıp geçmeyin. Yağ cubuguna bakıp kontrol edin, ona göre az az yağ ekleyin.

bisey olmaz, surekli yaptigim olay.
motorun yagsiz kalmasindan iyidir.

Ben de haberi okurken aynısını düşündüm. %99 kolpa haber. 0.1 puan bile belki yüzlerce kişi sokuyor araya. o kadar da mı fark yokmuş? çok saçma

Puanlar birebir aynı değil arada çok küçük bir fark var,
Açıkçası aynı okul-aynı dersanede aynı sınıfta olan çocuklarda da böyle yakın durumlar olduğu düşünülürse, bu çocukların aynı eğitimden geçip aynı zekaya sahip oldukları düşünülürse olabilir gibi geldi.

puanlar gözüküyor küsurattan sonrası farklı sadece. orda bile araya 80-90 kişi girmiş.

3 milyon kişinin girdiği sınavda güzel bi tesadüf ama imkansız değil.

Üniversitede ikiz hocalar vardı bizim bölümde. Aynı bölümde hoca yani ikisi de.

İşin komiği lisanslarını da aynı bölümde aynı anda okumuşlar, yüksek lisans falan birebir aynı hep. Hatta sürekli birlikte çalıştıkları için yazdıkları makaleler bile aynıydı :D

Düşük bir ihtimal ama olabiliyor yani.

lisede bizim sınıfta da böyle bir vaka vardı. aynı neti yapıyorlar, tabii küsürat farklı olduğundan araya girenler olmuştur illa. aynı üniversite ve bölümü kazanıyorlar. hatta okuldan sonra da yaşadıkları ve okudukları şehirlerden farklı, aynı şehre yerleşiyor ikisi de.

bizim bölümde de ikizler vardı. neden ikiniz de aynı bölüm diye sormuştum. biri daha yüksek biri daha düşük puan yapmış sınavda ama ayrılmak istememişler o yüzden aynı yeri tercih etmişler. kolpadır bence de:D

ikiz kardeşimle aynı lisede okuduk. aramızda 3 puan fark vardı sadece. üniversite ayrıldık fakat farklı bölüm tercihlerimizden dolayı :D yani düşük bir ihtimal ama neden olmasın

İlaç firmalarının verdiği kısmından bağımsız söylüyorum, tüm sayısal veri taşıyıcılarda bu risk mevcuttur. Sizin özelinizde konuşursak kendinizi ve işinizi tehdit altında hissettiren özel sebepleriniz varsa bu tip araçları kullanırken ayrıca dikkatli olmalısınız.

antivirüs tarzı bir yazılım kullanmıyorsan herhangi bir usb diski bilgisayarına takman risk oluşturur.

Bootable bir linux dağıtımı ile açtığınız bir bilgisayarda formatlayabilirsiniz.

Çok zor ama imkansız değil tabi.

Çünkü bunları x promosyon aş isimli firmalara 10000 sipariş vererek alıyorlar. Çin'den vs. toplu geliyorlar, kendileri alıp da hadi şuna bi malware kuralım demeleri için önemli biri olmanız lazım.

Güvenmiyorsanız formatlayın.

son çalışılan yerdeki süre hesaplanır

her türlü kıdem tazminatında son çalıştığınız yerdeki çalışma süresine göre tazminat alırsınız.

30 yıl aynı şirkette çalışıp istifa ettikten sonra, başka bir şirkette işe başlayıp 6 ay çalışıp emekli olursanız mesela, tek kuruş tazminat alamazsınız.

@kibritsuyu her tür kıdem tazminatı tabiri yanlış. kişi eğer basın iş kanununa göre çalışıyor ve iş sözleşmesinde aksine bir hüküm yok ise tüm mesleki kıdemi üzerinden kıdem tazminatı alır

memurlar da alır. kast ettiğim o değil.

örneğin toplamda 15 yıl ve 3600 gününü dolduran personel, sgk'dan yazı alıp işyerine tebliğ ettiğinde "yaş dışında emeklilik şartlarının tamamlanması" gerekçesiyle istifa edip tazminat alabilir.

ama bu çalışanlara bazı uyanıklar gaz veriyor, istifa et tazminatını alırsın diye. adam 6000 lira maaşlı çalışıyor, kaynakçı. süreyi de doldurup tazminatı hak etmiş, ama henüz 1 yıllık bir çalışan. noter aracılığıyla ihtar da çekiyor. alacağı 1 yıllık, 8000 küsur lira (6000 liranın brütü) tazminat için sürekli aldığı maaşı yakıp istifa ediyor. noterden tebligat olduğu için işyerine yapacak bir şey kalmıyor. güzel güzel çalışıp tıkır tıkır maaşını aldığı işyerinden tek seferlik 8000 lira tazminatını alıp gidiyor. muhtemelen gaza getiren salak bunun kaç yıllık çalışan olduğunu hiç sormadı. bu da bütün çalışma hayatı boyunun tazminatını falan alacağını sandı.

demem odur ki bilesiniz, tazminata hak kazansanız bile son işyerindeki tazminatınızı alırsınız.

Tatil arama sitesiyle tur sitesi baska. Booking uzerinden alirsaniz sikinti cikmaz ama tui uzerinden vs rezerve ederseniz resepsiyonda pasaport sorma durumlari olabiliyor.

Doldurulacak boşluk çok genişse, macun çatlama yapar zamanla.

Bölgesel cila/vernik mutlaka parlaklık açısından farklılık yapar, ama hiç yoktan iyidir.

Seramik pek dayanıklı bir malzeme değil, porselen bu yüzden daha pahalı

Çözümü seramikleri bulaşık makinasında yıkamamak, cam ya da başka bileşimli dayanıklı tabaklar var

Review arayabilirsiniz. Ya da tezlere bakabilirsiniz.

Yer önemli, şartları sen koyuyorsun, 2 kişi en az 1 hafta falan diyebilirsiniz, illa ki günlük vermek zorunda değilsiniz.

Normal kiralasanda dediğin olumsuzluklarla karşılaşma ihtimalin var. Risk alıp denemekten başka yol yok

www.missafir.com

ben de bu konuyu merak ediyorum. airbnb kiralayanlar için de daha önce ev sahiplerinin yaptığı yorumları gösteriyor sanırım bu elemek için bir yere kadar faydalı olabilir. benim de kafama takılan diğer sorunlar:
- apartmandaki diğer komşular sürekli farklı insanların girip çıkmasından rahatsız olup arıza yapar mı
- devletin vergilendirme durumları nasıl airbnb mi veriyor vergiyi ev sahibi yerine.

biz 6 aydır kullanmadığımız evi 4 oda şeklinde kiralıyoruz. Normalde 6k kira getirecekse, 12k falan getirmiş oluyor. Karlı aslında. Ama faturaları almıyoruz. Afadersiniz hayvan gibi kullanıyorlar. Işıkları, aletleri hiç kapatmama, kombiyi kökleme, duşta 1 saat kalma.. gibi tavırlar sergileyebiliyorlar. Bir de 4 odanın sürekli dolup boşalması temizlik açısından yoruyor. Bazı eşyalara fark edilmez ufak tefek zararlar verebiliyorlar. Aslında bariz bir şey olsa airbnb sigortası altındaymışız. 50bin liraya kadar mıyıdı neydi hatırlamıyorum. Hiç öyle bariz bişey olmadı.

Ev kuralları belirlenirken daha katı olunabilir. Faturalar haricen istenilebilir. Konaklama süresini minimum 3gün falan diye ayarlarsanız fuhus yuvasına dönme ihtimali baya bir düşer. Ama 2 genç çift 1 ay kalacak diyelim. Sevismesinler mi? Belki sesli sevisiyorlar? Komşulara gidebilir mi? Gidebilir.

Şimdilik bizim kattakiler genç olduğu ve kiracı oldukları için ses çıkartan olmadı. Airbnb gelen kişilerin pasaport ya da kimlik numaralarını alıyor. Vergilendirme olayı da sanırım evet şirket komisyon alıyor zaten sizden, onların toplamıyla da devlete vergi ödüyor diye biliyorum. Günlük ev dğeil de oda kiraladığınız için de ek olarak devletten bir belge alma zorunluluğu olmuyor olabilir ama emin değilim. Biz almadık. Kullandığını bildiğim çoğu kişi de almadı. Apartmandakiler işkillenmiş biraz bunlar ne böyle falan diye. Oğlumun değişim programından insanlar falan demiş annem :D Apartman küçük ve dedikoducu tayfa da yaşlı olduğu için bir şekilde geçiştirildi. Zaten gelen kişilerin çoğu yabancı. %20si türk oluyor.

Film değil, tier 1 concealed reklamı.

www.facebook.com

Diyafon cihazının tamiri ve sizin cihaza bağlantı, evet size aittir; diyafon hattı ile ilgili bir problem olduysa apartmanın. Ben yöneticiyken diyafon istediler yaptırdım, 4-5 tane değişik modelden her daire ayrı ayrı istedi ona göre kendilerine ayrıca yansıttım. Diyafonlar onların oldu gibi bir şey...

Hocam erkeğin bulunduğu kafese yuvalık takılımı ? Değilse tak. Dişi kızgın demişsin, aynı kafese koy takip et. Dişi yer değiştirdiği için strese girmiş olabilir, sabır göstermelisin. Kuşlar kızgın diye hemen çiftlecekler diye birşey yok.

kafese koyup çıkarmayınca bile çiftleşiyorlar zaten. biz direkt kafese sokuyoruz, önce birbirlerini gagalıyor sonra 1-2 güne alışıyorlar.

İyice kurusun parkeci hem tamirini yapar hem de vernik cila yapar,yeni parkeye gerek yok.

her parke zimpara yapilmaz. parke su yiyip sistimi pek benim bildigim pek geri donusu yok, buyuk ihtimal orayi sokturup yeni parca takman lazim.

Bizim başımıza gelmişti suyu yediği ilk anlarda hafifletici hamleler var evet ama sanırım sonradan yapılacak pek bir şey yok.

eğer bombeleşme olduysa zımpara ile olmaz. kalınlık makinasından geçirmeniz lazım kalınlık makinası yaptığınız ayara göre hepsini aynı ölçülere getirir alttan ve üstten alarak. tabii ki bu iş için alınacak bir makina değil, marangoza götürmeniz gerekir.

tabi alt ve üstünü temizler normale döndürür, ek yerlerinde deformasyon varsa ona bişey yapamaz.

bizim görmeden bişey söylememiz zor, bi marangoza 10 tane örnek götürüp gösterin, bilgi alın.

tabi sadece sorunlu yeri inceltirseniz kota farkı olur. yenisini almak daha makul bir çözüm gibi.

yapabileceğiniz tek şey şişkinlik lokal bir noktada ise henüz kurumadan üzerine büyük bir ağırlık koymak. biraz uzun sürebilir ama o bölge düzeliyor. fakat uzun vadede boşluklar ve gevşemeler olacağı için ses yapacaktır.

Binalara Enerji kimlik belgesi veren çeşitli firmalar var. Ancak işlerini ne derecede ciddi yapıyorlar bilmiyorum.

Şu uzaktan ateş ölçer aletlerle yüzeylerin ısısını kontrol edebilirsin.

Bkz. Isı köprüsü

Gerek yok, bu dedigini yapan hazir devreler var.

m.n11.com

Zaman için zaman ayarlı priz alabilirsin, ikea ürünü güzel mesela. Çok güçlü sobada amper yetmeyebilir bakmak lazım.

Sıcaklığa göre aç kapa yapacaksan eğer, zaten @divit vermiş ürün linki. Termostat kullanmalısın, ama soba için termostata ek bir kontaktör gerekebilir. Elektronik termostatın içindeki röle sobanın gücün kaldırmaz

Akıllı prizler var wifi'a bağlanıyor belli bir takvimi oluyor gün içerisinde uyguladığı. Siz uzaktan bağlanıp müdahale de edebiliyorsunuz.

Tabi bu şekilde ısı ile bir alakanız olmuyor, tamamen zaman bazlı. Yine akıllı termometreler de var uzaktan telefona odadaki ısıyı söyleyen ama otomasyon haline getirebilecek ios'daki home app gibi ne var standart bilmiyorum. Isıyı düşünmeden pata küte yazdım :D

Bu arada en iyi urun icin akvaryum hobicilerine ve kulucka makinelesi severlere bak. Bunlara cok lazim oldugu icin piyasanin en ucuz urunu bu sicaklik devreleridir.

Duz saat alsan daha pahali :)

Diğer noktaları bilemem ancak telefonun faturasını mutlaka görüp öyle alın. Mazallah çalıntı telefon falan işine dahil olursunuz hem paranız gider hem de başınız ağrır.

Küçük telefon istiyorsam se 2020 alırdım, iphone 12 13 mini de iyi ama fiyatları yüksek. 5.4 olduğuna bakmayın aşırı küçük.

Eski telefonlarla alakalı sıkıntı eski oldukları için uygulama desteği bitiyor. Bunu da göze alın alacaksaniz.
Ve iphone se 2020 +1. Şirket verdi ve ben baya beğendim ama kendime nexus 4a aldım o da küçük.

Nükleerle elektrik uretirsin. Onunla da isi. Sadece bedava verecek birileri lazım

Doğru coğrafyada ve doğru ellerde nükleer enerji en verimli enerji kaynağı, bırak şehri tüm gezegenin enerji ihtiyacını karşılarsın.

Aradığınız terim "Nuclear cogeneration", "nükleer kojenerasyon". Dünyada az da olsa örnekleri var.

@gameofannen, hem doğru hem yanlış olabilecek bir bilgi vermiş ben düzeltmeye çalışayım, nükleer santraller elektrik üretmek için nükleer reaksiyon sırasında ortaya çıkan inanılmaz ısıları kullanırlar, ısınan uranyum çubukları içlerinde bulundukları suyu ısıtarak buhar üretirler, bu buharın basıncı ile de büyük türbinler dönderilerek elektrik üretilir, daha sonra bu üretilen buhar devasa bacalarda hızla soğutularak tekrar sıvı suya dönüştürülür bir döngü içinde kullanılır.

Şimdi anahtar kelimeler : ısı ve buhar

Sorumuz neydi? Nükleer enerji ile Şehirler ısıtılabilir mi? Elbette gayet de ısıtılır, eğer nükleer santrallerde üretilen buhar bu devasa bacalarda soğutulmak yerine yer altından geçen buhar borularına basılırsa ve bu borular evlere kadar ulaştırılırsa gayet de ısıtılır, böylece hem enerji üretimi sağlanmış olur hem de ısınma sorunu çözülebilir.

Dünyada hali hazırda çalışan örnekleri vardır ve gayet de başarılıdır.

Soma termik santrali Somaya sıcak su basıyor. Evleri rahat ısıtıyorlar.

Nükleer santraller soğutma için ciddi miktarsa suya ihtiyaç duyuyorlar ve bu sebeple de deniz kenarı veya akarsu yanlarında olması gerekiyor.
Hatta soğutma suyu olarak akarsuları kullanan santraller, akarsuda bir kaç derecelik sıcaklık değişimlerine bile sebep oluyor.
Bu mantıkla ısıtılır diye düşünüyorum.

Avrupa'da şehir dışından gelen sıcak sularla evler ısıtılabiliyor. Bu sıcak suyun da nükleer santralden geldiğini düşünüyordum hep.