Ekşi Duyuru

doğalgaz birim fiyat >>> 1 kwh= 0,142782 lira
elektrik birim fiyat >>>> 1 kwh= 57,4385 kr= 0,574385 lira

elektrik için: alçak gerilim, mesken seçildi.

galeri13.uludagsozluk.com
www.epdk.org.tr


elektrik, doğalgazın dört katı fiyat da. sırf bu yüzden doğalgaz ile elektrik üretiyoruz.

ev sizin ise ve uzun süre kalacaksanız tabiki de doğalgaz derim. sıfır tehlike arz eder.

termosifon 7-24 çalışmalı ki istediğinde sıcak su olsun. 7-24 sürekli yakmasa da su soğudukça devreye girecek vs.

Termosifon akıl karı değil elektrikli şofben bile daha mantıklı.

40 lira falan koyun en az.

Kışın süresiz duşa izin vermiyor soguyor cünkü içindeki. Bir de içinin temizlenmesi gerekiyor, elektrik de çok yakıyor hakikaten.

ne yaktığından bağımsız olarak, her türlü şofben daha konforlu olur. lpg/doğalgaz/elektrik...

Olması gereken şu, telefonunuzu garantiye gönderdiniz yenisi geldi falan, o eskisinde sorun anakartsa anakart, yok ufak bi sensörse o sorunlu her şey yeni parça ile değişir, dış kasası yenilenir ve refurb olarak satılır. (yenilenmiş)

ama türkiye'de refurbler bile sıfır diye satıldığı için çok inanamıyorum yani. 2. elleri diziyor olabilirler.

Valla java çok temel bir dil kullanımı yaygın ama ben yazılıma yeni başlayan biri olarak python kullandıktan sonra hayretler içinde kalmıştım. Aynı şeyi yapabiliyorsanız neden olmasın:)

bu biraz uygulamaya göre değişmiyor mu? örnek olarak bi plot çizilecekse excel muhteşem. 1 dk içinde hazır. ama 100 plot çizilecekse artık excel 100 kat fazla zaman kaybettirecek.
ya da şöyle örnek veriym, fortran aşırı ilkel ve tuhaf bi dil gibi geliyor bana. ama dünyadaki supercomputerlar hep fortran ile programlanıyor çünkü hızlı.

python yuksek seviye dillerde hersey cok daha kolay olur, cunku bu diller arka planda bircok problemi kendi cozerler ve bu konuda yazilimim yazan kisinin hatalarini orterler veya hata yapmaya pek sans tanimazlar.

diger taraftan dil seviyesi dustukce yazilimi yazan kisiye daha cok sorumluluk verir diller, dogal olarak da daha fazla sorumluluk daha fazla hata yapma olasiligi. dilin ve calisan kodun uzerinde daha fazla sorumluluk alabilmek demek daha fazla seyi yonetebilmek, ve uzerinde kontrol sahibi olabilmek demek. yani kisaca daha fazla optimizasyon yapabilirsin, ve bu sayede daha yeni seyler uretip, daha fazla performans alabilirsin.

ornegin dusuk seviye olan assembly gibi bir dil ile kod yazarsan bilgisayarda neredeyse her seyi senin kontrol etmen demen, hafiza yonetiminden tut da, islemci mimarisine kadar her seyi senin dusunmen gerekli. ama diger taraftan en hizli calisan kodu da bunlunla yazabilirsin. yillar once c dili ile kod yazanlar java diline gectiklerinde java ne guzel dil, hem kodu hangi islemcide derledigimizin onemi yok, hem de hafiza yonetimi ile ugrasmiyoruz diyorlardi.

yani dusuk seviye bir dilden yuksek seviyeye gecince bu rahatlik hissi uyanir, yuksek seviyeden dusuk seviyeye gecince de artik her seyin kontrolu bende hissi uyanir.

bir kere basınca almıyor bir daha basmak gerekiyor değil mi?
1-2 aydır beni de sinir ediyor aynı sorunsa.

Adblock kapatılınca düzelen bir sorun. Sözlükçüler kullanmasın diye yapılmış.

Pluton'un sorduğu soru anlaşılmamış.

Evet var böyle bir sorun, bilhassa "bugün" sekmesinde. Birkaç dakika içinde güncellenmeyecek başlıklar bir anda güncellenircesine alt sıralara kaçıyor, hatta yok olduğuna bile şahit oldum o derece.

Sebebi ise sözlüğün vasat altı bir yazılıma sahip olması ve başlıkların "rastgele" yer değiştirmesi.

Bu öyle bir soru ki, kilo vermek için günde kaç adım atmalıyım sorusuyla eşdeğer olmuş.

Veriyi nereden çekiyorsun, ne verisi çekiyorsun? Ayrıntı vermeden sana verebileceğimiz cevap işine yaramayabilir.

Belli aralıklarla ip değiştirebilirsin

Bir de firmanın apisi var daha ucuza alabilirisn

Her sitenin farklıdır kotası

Kota koymayan bile vardır hatta siteler arasında bi istatistik tutulsa %99unda ip istek limiti diye bişey yoktur. Ha sitedeki veriler önemliyse de önem derecesine bağlı olarak vardır.

Dünyadaki tüm web siteleri 7. İstekten sonra ban atar.

Suç telefondan olmaz. bilgisayardan da olmaz. işlenen suçlar hat üzerinden takip ediliyor.

içininiz rahat olması için kendi el yazısıyla şu cihazı şu tarihte satın aldım desin size yazsın.

sorumlu olmazsınız. düşündüğünüz gibi bir süreç olsaydı her gün bir telefon bayisi sahibi tutuklanırdı.

Renkler farklı değil mi? Mavi kırmızı diyelim mavileri bir arada kırmızıları bir arada bağlayıp takınca atmaz eğer başka bir arıza yoksa.

duylardan çıkan çiftleri birbirine bağlamaman lazım atar tabii. 3 duydan çıkan mavileri duvardan gelen maviye kahveleri kahveye bağlayacaksın.

edit: tabii bu şekilde hepsi aynı anda yanar. farklı farklı yakmak istersen işlem farklı.

Keşke bir foto da koysaydın, daha kolay anlardık.

Şimdi benim tam olarak anlam veremediğim 3 duyun da 3 ayrı hattı olması, bunların içeride üretici tarafından bağlanıp dışarıya bir ya da iki hat olarak çıkarılması lazımdı. Hani iki konumlu anahtar ile (komütatör) istersen iki ampülü istersen bir ampülü yakabil diye.

Neyse, diyelim ki doğru anladık, 3 ayrı duyun da iki uçlu 3 ayrı kablosu dışarıda.

Bu 3 ayrı çifti paralel olarak bağlayıp tek bir çifte düşürdüysen 3 ampül birden yanmalı.

Sigorta neden atıyor peki?

Düşük bir ihtimal ampüllerden birinde kısa devre var, ampülleri söküp boşken bir dene.

Büyük ihtimal ise bağlantıda bir hata var, dıaşrıda eline gelen 3 ayrı çift kablodan biri içeride bir şekilde kısadevre yapıyor.

Tek tek dene önce, hatalı olanı bul. Hatta bağlantı tasını açıp foto at, içine bir bakalım beraber.

(git:www.youtube.com )

Tavandan gelen tek cift kablo varsa normalde 3 ampulun fazlarini birlestirip tavandaki 2 kablodan birine, 3 ampulun notrlerini birlestirip tavandaki 2 kablodan ikincisine takman sorun olmamasi lazim.Sigortalar atiyor demissin.Tarifine gore tek sigorta atmali.Atan sigortalar derken neyi kastediyorsun? Normal bu lamba hattinin tek sigortasi mi atiyor yoksa kacak akim rolesi mi atiyor?

3 katlı yığma yapı gördüm ama 5 katlı görmedim ya da hatırlamıyorum.
kazakistan'da 12 katlı yığma yapı görmüştüm. bazı ülkelerdeki deprem algısı falan değişik oluyor.

7 katlı bir kargir binanın 7. katında yaşadım birkaç sene. Bizimki bitişik nizamdı.

sanirsam bunun siniri 20'idi. 20 katli ingilterede mi amerikada mi ne bi tame var.
turkiyede ise yigma tugla ile 3 katli bina yapabilirsiniz tasiyor.

yeni deprem yönetmeliğinde; deprem bölgelerine göre en fazla 7 metre (iki kat) veya 10.5 metre (üç kat) yüksekliğinde olabilir yığma yapılar.

tedavisi tam anlamıyla bilinmiyor. grip gibi solunum yoluyla kolayca bulaşabiliyor. çok hızlı mutasyona uğradığı söyleniyor ve bu yüzden uygun tedavinin bulunmasının 1 sene alabileceği söyleniyor şimdilik.

bu arada türkiye'de bile telaş başladı diyebilirim. maske fiyatları arttı, stoklar bitiyor.

Telasin bir sebebi, Cin hukumetine olan guvensizlik cunku Cin tam bir otokrasi, basin ozgurlugu sifir ve genelde "aman imajimiz bozulmasin" kafasi oldugundan (nasil bir imaj var saniyorlarsa artik) yaniltici rakamlar vermeleri cok muhtemel.

Biraz da sosyal medya abartısı (grip işte yav nolacak abartmayın demiyorum tabi). Hani "tarihe tanıklık ediyoruz, her şey de bizim başımıza geldi :((" kafasına malzeme çıkar bol bol. Daha önce de domuz gribi, SARS gibi bir sürü epidemik hastalık vardı yoksa. Tabii ki dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan kaosu nerdeyse o ülkenin insanından daha çok benimseyen Türk insanının da böyle bir konuya balıklama atlamaması düşünülemezdi elbet.

Her yil gribe yakalanlarin %0.01'den azi oluyor. Corona'da bu oran %2 olarak tahmin ediliyor. Yani abartma diye bir olay yok, endise edilmesi gerekiyor.

Buradan takip edebilirsin, kiyaslamalar da var: www.worldometers.info

Dün gece en son baktığımda 171 ölü vardı ve şimdi güne 213 ölü ile başladıysak tabiki endişelenmeliyiz.

virüsler sadece 1 defa mutasyona uğrarlar her zaman olmuyorlar. tedavisinden ziyade ilacının piyasaya çıkması en az 1-2 sene. deneyler araştırmalar maymun ve farelerde denemeler falan derken o kadar sürüyor. ama arkadaşların dediği gibi tam bilemediğimiz için panik halindeyiz.

geçen ay falan da özellikle türkiye de ciddi bir gribal enfeksiyon salgını vardı ne kadar doğru bilmiyorum ama 2 çocuk ölmüştü. corona'da biraz öyle çocuk ve yaşlıları öldürüyor sadece.

yıllar önce domuz gribi de böyleydi millet panik falan oldu aşısı yoktu bilmem ne, şimdi aynı gribe yakalansak arkadaşımız ensemize vurup "len domuz gribi mi oldun eeheheh git aşı ol hadi" der.

yine de korkulacak çok bir şey yok

Pense ile ya da kornise asılarak. Ya da başını tornavida ile açabilirsiniz kornisi esnetirken

Vida kapagi degil mi o, kaldirinca altindan standart vida cikmiyor mu

bunlar del-çak dübel. tamamı plastik. pense ile zor kerpeten ile düşey de aşağı doğru asılın gelecektır.plastik vida kısmının içeride kalmasında sakınca yoksa yine kerpetenle kafalarını kesebilirsiniz. düşey düzlemde çekecekseniz dikkatli olun. 1. gözünüze toz kaçabilir. 2. merdivenden düşebilirsiniz.

bunlar iran kelepçesi gibi çalışıyor tek yönlü delikten geçince pimi tırnakları açılıyor. hiç uğraşmayın asılın aşağıya doğru gelsin. kargaburnu varsa evde çok kolay çıkar.

Korniş çivisi bu, önce dübeli takılır sonra yine plastik olan çivisi yerine itilir.

Asılırsanız kornişi kırabilirsiniz, pense ile o dubellerin kafasını tutup çekmeye çalışın, kopsa da olur.

büyük orta doğu projesi ile, dış müdahale veya iç karışıklık ile şekillenmemiş bir tek iran ve türkiye kaldı.

ortadoğu'daki değerli petrol, doğazgaz yatakları, değerli madenler vs.

ırak, abd'nin sikletinde miydi? afganistan? Suriye? libya? mevzu siklet mevzusu değil öyle olsa çin'e sarar ya da avrupa'ya, ya da rusya'ya.

büyük bir ülke olarak büyük işler yapması için karşısında bir tehdit olması lazım

örnek veriyorum süper bir silah üretebilmesi için karşısında bir tehdit olması lazım ki bak bu herif için ürettim diyebilmeli

aynı durum ilaç, petrol gibi stratejik ürünlerin fiyatları içinde geçerli.

bir hedef lazım. ekonomisine müdahale edemediğin oda İran. hem petrolü var hem doğalgazı var hem kültürü sağlam. hem müslüman hem demokratik değil.

Çünkü Orta Doğu'daki çıkarları çatışıyor?

Basitçe:

-İran Şii ve mezhep üzerinden aktif politika yürütüyor. Bölgede kendini sünnilerin babası olarak gören, ABD'nin müttefiki Suudi Arabistan ile zaten çatışmada. Trump, Kaşıkçı'nın öldürülmesinde bile Suudilere sert çıkamadı. Rusya ve Çin'e, Türkiye ile birlikte bir müttefik daha kaybetmek istemiyor.

-Medyada pek yer verilmiyor ama Yemen'de iç savaş hala devam ediyor. Taraflar İran destekli şii Husiler ve Suudi destekli koalisyon.

-İran, Trump'ın can dostu İsrail ile de çatışma halinde. ABD, nükleer anlaşmadan çekilme ve ambargo kararı ile İran'ın İsrail'e karşı nükleer silah geliştirme sürecini durdurmak istiyordu.

-İran'la Abd arasında Hürmüz Boğazı Üzerinde tarihten gelen çıkar çatışması var.

-İran'ın dış politikası esasında Hamaney ve Devrim Muhafızları tarafından yönetiliyor. Reformcuların adayı Ruhani iktidara geldiğinde, Batı ile ilişkilerde daha ılımlı bir yaklaşım gösterdi. 2015'te Obama, Ruhani ile nükleer anlaşma imzalayınca reformcuların karşısındaki muhafazakarların elini zayıflatma amacı güdüyordu. En azından rejim değişikliği değilse bile İran'ı Rusya güdümünden çıkarıp Batı'ya çekme planı vardı. Trump ise nükleer anlaşma konusunda ne Hamaney'e ne de Devrim Muhafızlarına güveniyor. Ruhani bugün var yarın yok. Ayrıca Ruhani her ne kadar Batı'ya karşı uzlaşmacı tavır gütse de Orta Doğu'da Hamaney'in başını çektiği agresif politikadan kopamadı. Yani ABD'ye göre rejim yıkılmadıkça İran'ın her daim nükleer silah geliştirme potansiyeli var. O yüzden Trump hem anlaşmadan çekildi hem de İran'ı Arap Baharı'na benzer bir şekilde, içeride rejim değişikliğine zorlamak için sıkı ekonomik ambargo uyguladı. daha iki ay önceki İran'daki benzin isyanlarını hatırlarsın.

-Son olarak Irak'daki olaylarda ABD büyükelçiliğine yönelik saldırı ile Trump'ın eline koz verildi. Hem İran'a yönelik misilleme için bahane üretildi hem de kendisinin azledilme sürecinde gündemi değiştirme fırsatı buldu. Gerçi zaten senatoda karar geri dönecekti ama seçime yönelik, kendi seçmen kitlesinde tekrar güven tazelemiş oldu.

Yazık değil mi irana, derdi nedir abd gibi sorularla siyasetten çok uzak olduğunuz belli.
ABD emperyalist kapitalist ve İran bölgesel tekelci kapitalist. Önce bunlar ne demektir öğrenmek gerekir.

çünkü iran çağdışı bir rejim ile yönetilen, sokaklarda insanların vinç ile asıldıgı ve kırbaçlandığı bir şeriat ülkesi. kadınlar sokakta başlarını örtmek zorunda ve ikinci sınıf vatandaş. kendi haline bırakmamak lazım böylelerini

gece tekere kilit vurulur yazıyodu. Gece bile bırakmanı istemiyolar. Ha açık otopark olabilir ama sanırım.

cektirirler guvenlik sebebiyle.

Çekerler

jelly bear+1, evet, başıma geldi, 1 gece kalsa bile tekere kilit vuruyorlar. hiç denemeyin.

55-58 civarına gider.

40-45 arası gider

50-55 arasi olabilir. Boyle bir araba gecenlerde 55e gitti.

Sag on camurluktan arka tampona kadar, 2 kapi dahil boyanmasi gereken ne oldu? Bunu bilmeden fiyat bicemeyiz.

otorapor.com ; buradan değerleri girip bir bakın.

otorapor'un sitesi güncel değil. güncel satış fiyatlarından yüzde 40 falan eksik gösteriyor. kendi aracımı 1,5 yıl önce aldığımda bakmıştım, hala aynı fiyat var ama piyasa artışı malum.

arabam.com'un sitesi de çok şişik fiyat veriyor. ama oradaki "trink sat" özelliğini kullanın, çıkan fiyatın 2-3 bin üstüne satış yapabilirsiniz gibi geliyor.

piyasası 45 55 bandında 50 üstüne satabilirsen iyidir. aracın boyası çok bir de lpg ruhsata işlimi bu kasalarda lpg tank ağırlığı bazen aracın mx ağırlığını geçtiği için problem olabiliyor.

Hayır

Tv8 zarar ediyor. Bir ara ciddi ciddi batacağı konuşuluyordu kulislerde. Hayatta aynı paraya satamaz. Tv8 i satın almak acun ılıcalı nin en gereksiz hamlesiydi. Bizim bilmediğimiz başka şeyler olmalı. O kadar para da vermedi ayrıca. Değişim işler bunlar.

acikcasi millet biraz yanlis biliyor.

bu kanallarin zarar etmesi gibi durumlar öyle normal manavin zarari gibi degil.

hala tv reklamlarinin saniyesi bir kac bin lira civarina. inanilmaz rakamlar var, cekim maliyetleri ve program maliyetleri her gecen gün düsüyor.

acunun yaptigi en güzel sey programlara yatirim yapmak, hem istedigin gibi uzatabiliyorsun, hem maliyetleri cok düsük.

mesela isim vermeyeyim bazi programlarda starlar ile reklam geliri üzerinden anlasirsin, programa 120 bin liralik reklam gelmisse mesela günlük %20 si gibi. star ona göre reytingini ceker. hepsi böyle degil elbette.

batma olaylari genelde o kadar kar etmedigi icin olur.

zaten yüzde 51ini doğuş gruna satmıştı. tv sektörünün artık çöktüğünü anladı. kendisini ekranlara atacak kadar çaresiz. 3 gün yayınlanan masterchef retingleri iyi diye programı zorlayarak 5 güne çıkardı. o da çaresiz ilk fırsatta da satar gibi.

Adamin neyip pesinde oldugundan cok ona olan taleple alakali oldugunu dusunuyorum. Talep cok olunca boyle oluyordur.

12 gun transfer merkezinde bekledi. dagitima ciktigi gun (dun) geldi. sirayla gonderiyorlar heralde.

hocam 28 kasımda aldığım ürün hala kargoda bekliyor görünüyor. arayınca bigün gelir diyor adamlar... bekleyeceksin muhtemelen sen de..

hepsiburada'daki teslimat tarihi neydi? onun üzerine 3-4 gün ekleyin derim. sırayla yolluyorlar anladığım kadarıyla.

İstanbul Ataşehir'deyim, 27 kasımdaki kargo hala gelmedi. Bekleyeceğiz.

13 gündür bekliyorum /izmir

organize ekip mi bilemem ama ben kimseye guvenmiyorum artik :D

Gitar çalanlar değil ama melodikayla izmir marşı çalmaya çalışan bebeler organize.

uzun yol yapmaya çalışsam hangisiyle yorulurum menüsü olmuş hocam bu. senede 2 den fazla şehirler arası yol gidecekseniz önermem. c1 ve i10 uzun süre kullandım, 150 200 km den sonra keşke ölseydim dedim. ve ayrıca uzun yolda çok yakıyorlar. şehir içinden hiç çıkmayacaksanız en ideali c1 gibi. citygo kullanmadım :(

Şehir içi kullanım küçük araç düşünüyorsanız micra’yı da öneririm

c1 ve benzeri sınıf arabalar hiç göründüğü kadar pratik değil zaten öyle az da yakmıyor.

önerim b sınıfı araç bakmanız. c3, polo, 206, jazz, micra vs seçenek çok.

bir kağıda imza atabilirisiniz şu tarihte sattım diye.

ama cok para etmiyorsa telefon bence satma

İskan alman lazım. Yoksa elektrik, su, doğalgaz, kanalizasyon falan bağlatamazsın. Bunlar da zor değil ama masrafı var ve zaman harcaman gerekli...

1- kendiniz kafes yapmayın. Muhabbet kuşlarının bazı türleri beklediğinizden çok daha zeki ve güçlü olabilir. Yaptığınız kafesteki herhangi bir zayıf noktayı zorlayıp kaçabilir.

Kafeste en önemli nokta temizliğidir. Temiz olmayan bir kafeste asla mutlu olmazlar.

Kafesin boyutu olarak, çok kısa boylu olmasın, zira tabana göre yüksekte durmayı severler. Çok dar da olmasın, yani mesela tünekte dururken kuyruğu oraya buraya sürünmesin. Kendini sürekli tetikte tutar ve rahatsız olur bundan.

2- gerçek daldan tünekler her zaman plastiklerden daha iyidir. Ama gerekli temizliğini yaptıktan sonra koymalısınız.

3- muhabbet kuşlarının türleri vardır. Tür, hayvanın karakterini doğrudan etkiler. Eğer eve getireli iki hafta kadar olmuş ve hala siz kafese yaklaşınca kafesin duvarlarına yapışıp kalıyorsa korkudan, zorlamayın kuşu. Ona ne yaparsanız yapın o istediğiniz, ele gelen kuşlardan olamayacaktır.

Eğer yavru ise uçmakta zorlanması normal. Ama onu gözlemleyin. Odaya çıktığında zamanla favori bir yer seçecek. Kapınız açık duruyorsa yüksek ihtimalle kapı üzerini seçer tünek olarak. İlk birkaç seferde oraya konamaz, düşer. Fakat sonraları alışır ve tökezleyerek de olsa konar.

Uçma konusu da yine türle alakalı. Şayet düşük bir türse kuşunuz, maalesef çok geç öğreniyorlar ve geometrik algıları asla gelişmiyor. Onu öyle kabul etmek durumundasınız.

Çarpıp düştüğünde toparlanması yaklaşık bir 20 dk falan alır. Gidip ellemeyin, kendi haline bırakın. O kendisi kafesine döner zamanı gelince.

Üzerine gittiğinizde inanılmaz korkar ve tutmaya çalıştığınızda büyük ihtimalle size de var gücüyle zarar verir.

Son olarak, onunla sürekli konuşmaya çalışın. Bu, bir nebze olsun sakinleştirir. Çünkü dinlemeyi çok seviyorlar. Eğer gerçekten vakit ayırırsanız ne kadar düşük tür de olsa en azından sizi tanır hale gelebilir ileride.

1. Satın al
2. Hazır satın al. Aksi halde kuşa zarar verecek bir şey yapabilirsin.
3. Bir süre kafeste dursun. Onu tutmaya çalışmayın. Zaman içinde o sizinle bağ kuracaktır.

Not: Kuş ölümlerinin çoğu cama kafa atmaktan oluyor. Kafes açıkken perdeler çekili olsun.

Konuş sürkli, elinle kafesin köşesinden yeşillik, ekmek falan uzat ara sıra. Bu sırada harket ettirmemeye çalış elini. Zamanla alışır.

Nerede karşılaştıkları önemli. Yaylada Türkler, ormanda, dağlı arazide Vikingler muhtemelen.

Hangi Türkler? Yeniçeri mi, kapıkulu mu, tımarlı sipahiler mi, akıncılar mı, deliler mi, süvariler mi?

Türkler

Turklerin en buyuk avantaji atli okcu birlikleri oldu tarih boyunca. Turk yayi cok seri atisa imkan tanidigi icin vikingler daha yaklasamadan epey zaiyat verirlerdi.

karşılaşılan araziye bağlı olarak değişir. düzlük alanda yaya savaşçının atlı karşısında şansı yok. ama at sürülemeyen arazilerde de ok yayla uzun kılıçlı birini yenmek mümkün olmaz.

denizde viking. karada türk. iki taraf da silahsız girişecekse viking.

viking'ler fiziksel olarak daha iri ve kuvvetli olsa da birliğinin tamamı atlı okçulardan oluşan aynı sayıdaki türk savaşçılarına karşı karada şansları az. shield wall'la oklara karşı bir yere kadar direnebilirler ama kargı ile üzerlerine koşturan bir atlıya karşı fazla bir şey yapamazlar.

tabi ki türkler. vikingler o dönemde boş olan ingiliz ve alman kıyı şehirlerini yağmalamışlar o kadar. ve yine o tarihte tenha olan ingiltereyi fethedip kısa süreli bir imparatorluk kurmuşlar
türkler ise göktürklerde asyanın neredeyse tamamını kontrol etmişler, hunlar döneminde romayı tehdit etmişler, osmanlı ile ise süper güç olmuşlar

Öncelikle Cimbom Old Boys a selam olsun.

Vikingler hiçbir zaman bizim bildiğimiz düzenli ordu yapısına sahip olmadı. Kılıç, balta, mızrak kullanan zırh olarak neredeyse boş askerlerden oluşan, ani baskın ordularıyla zafer kazandılar.
Aynı sayıda askere sahip olan herhangi bir asya step ordusu karşısında hiçbir şansları yok.

Şartları eğip bükmeden bakacak olursak Great Heathen Army 1000-2000 (3 adet sıfır var) kişiden oluşuyordu. Bundan 100 yıl önce Kültigin'in ordusu ise 50000 kişilik Çin ordusunun içinden geçiyordu. Yani havada karada denizde pek şansları yok.

Deniz Kuvvetleri tesislerine diğer kuvvetlerden astsubay ve subay alıyorduk biz.

biz de hava kuvvetleri tesisine jandarma yakını olarak girebilmiştik geçtiğimiz yaz.

Kartı varsa evet.

Kcft (karaciger fonksiyon testi) ise evet.

Yanmışsa çöp

Şimdi mangalı yaptınız. Etler bitti. Ama ateş yanıyor.
Hemen azıcık suyla közleri söndürün.
Sihirli kelime azıcık su. Çok su dökmeyin. Kalan kömürü sonraki mangalda kullanabilirsiniz. Afiyet olsun.

Eğer tamamen yanmış olsaydı zaten kül olurdu, elle tutulur kömür kaldıysa tamamen yanmadan sönmüş demektir.

Evet kullanılır tekrar, her zaman kullanırım, en azından yeni kömüre altlık olur.

@ycaycayca haklı, azar azar su dökerek közleri söndürün. Mangalın içinde kalsın, zaten kendi kendine kurur fazla ıslansa bile.

var bir sıkıntı haklısın. bende mi sorun var diyordum. demek ki genelmiş.

(bkz: ekşi sözlük iki kez tıklama sorunu)
(bkz: ekşi sözlük çift tıklama saçmalığının hortlaması)

şarap dolaba konmaz

şarap buzluğa konmaz dolabı geçtim hadi yine.

hic sarap dondurmadim ama boka doner diye tahmin ediyorum.

sarabi acmadan hep soguturum ben, soguk icimi daha hosuma gidiyor. zaten beyaz/pembe saraplar sogutulur.

Bozulur. Donmuş kola gibi ayrışır, kötü olur.

Muhtemelen yazık olur.

Zaten cam sisede dondurursan cam patlar mundar olur

Hiçbişey olmaz. Deneme yanılmayla tecrübe edebilirsin.

Benim de merak ettigim bir konu. Bu konuda bilgili arkadaslar gorus bildirirse seviniriz.

hiç sanmıyorum zaten yapılan indirimler de kendi içinde kaldı. adam 1'40 parasını faize vadeli koyup ev için 0.99'dan ev alıyor hem evin taksiti ödeniyor hem cebine para kalıyor.
millet çakal olmuş. yavaş yavaş farkına vardılar. şu sıralar öncelikle otomotiv sektörüne el atarlar atarsalar gibime geliyor.

Mümkün değil .Zaten olması gerekenin altında faizler şu an. Yıllık oranı 12.5 civarına geliyor, MB indireceği faizle üst sınır %17 civarına iner. %12.5 ile zaten zararına veriliyor bu kredi.

Evet tcmb daha faiz indirecek,, kredi faizleri de daha duser ama konut kredileri icin bir sey diyemecegim. Onun icin enflasyonun dusmesi gerek biraz daha. Bu enflasyon oranlarıyla konut kredileri zararda resmen yukarida da dendigi gibi.

Ayrica konut piyasasi hareketlenme sinyali verdiği an fiyatlar hızla çıkışa gececektir. Emlak sektörüne devler mudahalesi olmadikca da boyle olacak.

1 saat en geç.genelde yarım saat kala ucağa alıyorlar.

en az 30 dakika kala direkt biniş kapısında olmanız iyi olur. bazen 20 dakika kala uçağa almadıkları olabiliyor. bu durum neyle alakalı bilmiyorum.

Tek vesait gidemezsiniz. Akyarlar bodrum son sefer 5.30da.

Akyarlardan turgutreise geçip oradan bodruma geçebilirsiniz.

Net saatler için muğla belediyesi web sitesine bakın.

Yazın yanlış hatırlamıyorsam 19.30'a kadar Akyarlar - Bodrum arası direkt minibüs var. Ondan sonrası için Turgutreis - Akyarlar arası mevcut aktarma ile gidebilirsiniz ancak yine son araç 23.00 civarı olması lazım dikkat edin.

bu ay saat 22:00 civarı akyarlar'dan bodrum'a direkt minibüse bindik. dönüşte kullanmadık ama bahsettiğiniz saat çok geç olmadığı için belki de vardır.

Taksi disinda cok fazla transferci var. sene basi 80tl idi turgutreis - merkez arasi.
Pazarlik yapilabilir.

tabiki 2+1... alıcı kitle genişliyor...

2+1

2+1 bence de.

Kiralık için 1+1 *satılık için 2+1 daha çok rağbet görüyor.

1+1'lere talep cok fazla, mevcut daire sayisi ihtiyaci karsilamiyor.

2+1'in az olduğu muhitte 2+1
1+1'in az ve revaçta olduğu muhitte 1+1 kolay satılır.

2+1

Muhite göre değişir, iki dairede aynı muhitte ise muhiti öğrenelim önce.

daha pahalı ondan.

Hem daha pahalı hem de bir süre sonra sararıyor.

3 - 4 sene taktim zamaninda. Hic sararmadi. Cok yakin mesafe olmadikca gozukmuyor, avantaji o.
Ama evet fiyat farki etken oluyor.

Mahkeme kararını kurum uygulamıyor mu? Vatandaşlıktan çıkarım valla. Hangi ülke?

Avukata sormak lazım. İcra seçeneği uygulanabilir mi diye.

Aklıma ilk olarak hedera geldi.

Bunun dışında sarmaşık değil ancak ağaç türü olarak leylandi, mazı, servi türü fidanlar alıp yanyana yerleştirip çit oluşturabilirsiniz.

Her ikisi de bahsettiğiniz amaçla kullanılır sıkça zaten.

hanimeli yapin mis gibi de kokar hem.

sarmaşık gül ve acem borusu soğuğa dayanıklıdır.
hatta acem borusu arsızdır, hızlı büyür.
çiçek isterseniz seçenek olabilir.

hanımeli de dayanıklıdır nispeten, ama Ankara'nın soğuğu için pek bilemiyorum.
yasemin ve begonvil sıcak ister, Ankara'da yaşamaz, sakın almayın boşuna.

Amerikan sarmaşığı da olabilir, soğuğa dayanır, görsel olarak da orman/duvar sarmaşığından daha güzel bence.
ama Amerikan sarmaşığı sonbaharda yaprakları kızarınca çok yaprak döker.
eğer her yerde bulunan orman ya da duvar sarmaşığından isterseniz, almanıza gerek yok.
gördüğünüz yerden kırıp bir dalını alıp toprağa ekin, çok hızlı büyür.
ama çiçeği olmaz.

küçük bir öneri: böcek/sinek vb sorunu en az olabilecek bitkileri tercih edin derim. sonra evi ilaçlamakla uğraşmayın bizim gibi.

akşam sefası da olabilir, ama kışın ne olur bilmiyorum.

of'ta, kıbrıs'ta, uşak'ta.

(bkz: ünsüz sertleşmesi)
(bkz: fıstıkçı şahap)

ben de şeyi merak ediyorum. mesela ayşe'nin diyoruz ok kolay ama isim su olunca ne dicez? su'yun? çok saçma durdu. su'nun desem kulağa güzel gelmiyor :P

Bitişik yazılan -de/-da sertleşir, ayrı yazılan de/da sertleşmez.
Uşak'ta / Uşak da
İsmet'te / İsmet de

(Bizim Su diye arkadaş var, Su'yu, Su'ya falan diyoruz.)

Yazarken Su'nun okurken Su'yun diyebilirsin. Arnavutköy'üne gidiyorum diyen bir keko kadın vardı tanıdığım.

"Kıbrıs'ta". D sertleşir.

@neira: Su'nun doğrusu. Arzu ismi gibi düşün. "Arzu'nun" dersin, "Arzu'yun" değil.

Girilmez.

iki senedir kasim'da giriyoruz, bu seneyi de rezerve ettik.

Girildi.

kasımın ortasına kadar bile girilir.

Koçtaş'tan değil de yerel kerestecilerden alırsanız ucuza gelir. Çivi değil vida kullanın.

Çok ucuz olmaz + bu soruyu soruyorsanız malesef bunun kadar düzgün yapamazsınız. Sadece çekiç çivi ile olmaz. Matkap vida lazım. (yani tabi olur da, olmaz)

koçtaş^ta benzer raflar vardı. ama daha ucuz mudur bilemem.

daha ucuza gelir, arkadaşım yaptı, bir de boyadı ordan biliyorum, linizin biraz işe yatkın olması lazım ve ufaqk kusurların gözünüze batmaması lazım yalnız

ifttt bunu yapabilir belki.

Kremlerle nemlendirin, o bölge kurumaya elverişli bu da kaşıntı yapıyor olabilir.

tozdan olabilir mi? halıda toz akarı varsa temizleseniz bile gitmez onlar. detaylı temizlenmesi lazım.

Alerji olabilir
Kuruluk olabilir
ve daha milyon şey olabilir

Sivrisineklerin sevdiği bir noktadır

Bacaklarda ağrı, ayaklarda yanma var mı?
Ağız kuruması, çok su içme?

belki eczaci farketmemistir dalginligina gelmistir gidin bir sorun. belki de doktorunuz sisteme yablis girmistir sonra da ona sorun.

Belki sigorta karşilamiyodur. Gerçi genelde 3 kutuya kadar karşılıyor ama. Belki elinde yoktu ama reçeteye çöktü. Bence de bi gidin sorun.

İlacı daha önceden de yazdırmış mıydınız?
Sisteme göre kullanım süresi dolmayınca da vermiyor sgk.

- Sigorta sistemi kutu sayısını otomatik düşürüyor. Elinizdeki bitince tekrar yazdıracaksınız. Eczacı zaten ilaç satmak istiyor, reçetenin el verdiği maksimum sayıda kutu verir merak etmeyin.
- İlaç raporuna istinaden, ilk reçetede 1 kutu öder.
- Raporlu ve daha önce aldığınız bir ilaçsa, ara verdiyseniz de sistem tek kutuya düşürür.
- Rapor bitmek üzereyse kutu sayısını sistem düşürür.

e devletten sana verilen ilacın bitiş tarihini görebilisin. o tarihte gidersen 4 kutu yazdırıp alabilirsin. anthemis de demiş, eğer o tarihte gitmeyip sonra gidersen yine 1 kutu verir sistem.

mekanik aksamlari daha uzun dayaniyor evet. ama elektronik aksamlari konusunda bilgim yok.

mekanik japon'un duzenli bakimini yaparsan ve dikkatli kullanirsan 100bin hicbirsey, major birsey degistirmen (mesela sanzuman gibi) 400-500u bulur.

arkadasa 2 sene once 400binde lexus (luks toyota) aldik, arac 94 model, $500 verdik araca. cok da temiz bakilmis oldugunu soylemek zor. ama motor sanzuman orjinal. on frenleri yenilerken tamirci on takim da orjinal demis. yani buyuk ihtimal aracin yuruyeni de orjinal. 2 senede 25bin daha ekledi, tik yok diyor. aracta far yikama fonksiyonuna kadar hersey faal, bir tek radyonun ekraninin pikselleri gitmis.

tabii isin icine elektronik girince sikintilar basliyor. yeni nesil japonlar 90lardaki japonlar gibi 1 milyon km'yi gorebilir mi, bence artik zor. artik zaten bilincli olarak da oyle arabalar uretilmiyor ki araba satabilsinler. kia/hyundai ayni seviyede olmasa bile gordugum kadariyla almanlara gore daha problemsiz araclar.

ha alir misin dersen, yok. cok bakindim ama surus dinamiginin olmamasi, CVT belasi, ucuz pilastik parcalarin coklugu, takirtilar gibi seyler beni asiri rahatsiz ettigi icin benim elim gitmiyor bu araclara. gecen 2019 model bir tane kucuk toyota suv'yu surdum, ana yolda yan aynalar ruzgardan o kadar titriyor ki serit degistirirken arkayi goremiyorsun. ama japonun ayna motoru bozulmuyor, pbur taraftan bmw alsan ayna titremez ama 5 senelik aracta ayna motorunu eline alabiliyorsun.

Evet zor bozuluyor. Hyundai de belli modellerde zor bozuluyor.

Bütün taksiciler yanılıyor olamaz.

Evet zor bozuluyor. Yani şöyle; arabayı bir yerden bir yere ulaşım aracı olarak görüyorsak, bu hizmeti yerine getirtmeyecek arızalar neredeyse hiç olmuyor. Japon arabalarında iç trim dediğimiz aksamlar çabuk gidiyor sadece. Cam butonu, kapı kolu, kalorifer menfezi vb. Bunun yanında eski model Japon araçlarında arka cam fitillerinin altından kaportalar çürüyor. Ön cam da hakeza öyle. Tabanda, şaselerde, kapı eşiklerinde olmuyor. Cam kenarları çürüyor.

Onun haricinde motor, mekanik, yürüyen aksam bozulmuyor.

335 binde Corolla var bende. Daha hiç ön takım değişmemiş, fabrika parçaları duruyor halen.

Motora anahtar değmedi. Benim aracımda trigger kayışı yok, zincir var. 335 binde halen zincir öylece duruyor. Ne bir bakım ihtiyacı, ne bir arıza.

6 sene honda kullandım.
far bile patlamadı arabada. en ufak bir tamir görmedi. 100binde sattım.

üniversitede (2003) bir arkadaşımda 91 model bir civic tek kapı vardı.
bütün aksam orijinal halen diyordu.

evet japonların mekanikleri çok iyi. ama son yıllarda hondada sıkıntı çıkıyor sanki bazı konularda.

2004 corolla vardı bizde. 130000 km kullandık. 10. Senesinde arabanın tek bozulan aksamı bagaj lambasıydı. O da 2.5 liralık ampüldü.

Konforsuzlar, kabalar, malzeme kaliteleri düşük. Fakat eşek niyetine bin gık çıkarmıyorlar. Elektroniğin de cıvkını çıkarmıyorlar.

Şimdi bir alman arabası var bende, arabadaki bir soket gevşemiş o soket gevşedi diye aylarca farklı farklı arızalar verdi. En son gaz pedalı acil durum moduna geçti, araba gaza saçma sapan tepki vermeye başladı. Sonunda anlayan bir adama denk geldim soketi temizledi yerine taktı sırf soket yerine oturdu diye araba normal bir şekilde çalışmaya başladı. Japonlarda böyle bir saçmalık olacağını düşünmüyorum.

Donunu pantolon belinin hizasına çek, kemerle sıkıca sık.

şu tarz bir şey olabilir:
www.trendyol.com

Marks spencer’in cok hos modelleri var. ne zaman giysem iyi tepkiler alirim.

kolu böyle omuzda biten değil, dirsekte biten modeller.

Yok:)
Kısa kollu gömlek cemaatçi tipi veriyor giyene.
Normal kollu alıp katlayıp kısa kol yapmak daha sempatik ve klas

Tango ya da vals. Bence tango. Sebebi “ o la la tutkunun dansı” falan değil. Ben tango yaptığım zamanlarda dans partnerlerimle doğru uyumu yakalayınca inanılmaz keyif almıştım. Sizin için de aynısı geçerli olabilir.

Lindy Hop. Çünkü hem çok eğlenceli hem de yaratıcılığa çok açık. Bir şeyi öğrenmenin ve geliştirmenin en kolay ve hızlı yolu, yapılan şeyin sizi eğlendirmesidir.

www.youtube.com

www.memurlar.net

(9) Çift olarak konaklamak isteyenlerden evlilik cüzdanı ibraz etmeleri istenir.

Özet olarak kalamıyorlar.

kalamaz nişanlıyken kalamadım.

kalamıyorlar, kesin bilgi.

@seyyar nereden haberi olacak, odalarda kamera yok.

Bölgeyi mahalleyi bilen polisler çağrılır görüntüleri alır illaki tanıyan çıkıyordur, tanımasa bile şuralarda buluruz deyip buluyorlar. O da olmazsa görüntüleri alıp hızlıca muhtara kahvelere vs gidip sorup buluyorlar zor değil. Babam okul idarecisiydi zamanında, bir defasında bıçaklanan su kenarında ölmüş 12 yaşlarında bir ceset bulmuşlardı. Apar topar babam dahil tüm idarecileri gecenin bir vakti toplayıp ceseti teşhis etmeye götürmüşlerdi. Öyle yani bu işler

bir de şu olay var. her taraf kamera dolu. nereye girip çıktın takip edebiliyorlar. bu da hakkında daha çok veri toplama imkanı doğruruyor.

hayır

belki vardir ama ugrasacagina yeni musluk tak bitsin. musluk degistirmek zor degil.

Krom sprey boya ile olur ama önce zımparalaman lazım komple

İstenir. Ama formalite gibi düşün. Barajı geçsen yeter.

Baraji gecen herkesi kabul edecekler diye bir sey yok. Bir de hocanin kim olduguna bagli.

Barajı geçmek için ALES ve dil puanınizin olması gerekir. Aksi takdirde sıralamaya dahil edilmezsiniz.

Zihinsel engelliler oluyor, otizmli hayvanların da olduğunu bizzat biliyorum. Fakat şizofreni vs. tarzda akıl hastalıklarının görüldüğünü sanmıyorum.

Şizofreni vs. hastalıkları olan hayvanlar da oluyor.

denizgonen +1
neden olmasın. sadece biz anlamıyoruz.

Bazıları zeki bazıları aptal olabiliyor sadece bundan eminim.

Bizim agresif diye nitelediğimiz bir kısım kedi depresyon, anksiyete gibi şeyler yüzünden saldırgan davranıyor mesela aslında.

benim köpeğim otistik örneğin (bizce). yani belirtilere uyuyor. adına bakmıyor, göz teması kurmuyor, canı istediğinde sevdiriyor ama hemen sıkılıp gidiyor sonra. oyuncakların çoğuyla ilgilenmiyor top dahil. sadece bazı kemireceği oyuncakları var.

illa ki vardır. epilepsisi olan, kanserden ölen kediler olduğunu duyduğumda şaşırmıştım.

Köpeklerde kanserden diş taşina her turlu hastalik oldugunu biliyorum insanlarinkine benzer, diger hayvanlari bilemiyorum, mesela sahilde bir kopek var, bazen yanina biri gelmis de, sinir bozucu hareketler yapiyomus gibi havlamaya basliyor, durup dururken, o kadar belli ki bir seyler gordugu, ortada hic bir sey yokken ama dediginiz gibi doğal seleksiyona neden oluyor olabilir, ne de olsa akil hastaligi da bir cesit güçsüzlüğe sebep oluyor, doğada elenmeleri daha kolay oluyodur.

Bize benzer hastalıkların farkına varabiliyoruz galiba.
Belgeselde bunayan goriller vardı yaşlılıktan.