Ekşi Duyuru

Depoyu fulleyip km'yi sıfırlaycaksın. Bir depo harcayıp bakacaksın kaç km gitti diye. Bunun honda civicle felan ne ilgisi var . Ben mi anlamadım soruyu. Benim araç mesela bir depo ile 300-320 arası yapıyor (audi a3). Kendimi ona göre ayarlıyorum. LPG göstergesine bakmıyorum bile.

O şekilde ölçebilecek durumda değilim, arabayı sürekli kullanmıyorum bazen evde bırakıyorum, bir depo ne kadar alıyor onu bile bilmiyorum, benzer araç kullananların 3 aşağı 5 yukarısı bilgisi vardıt diye umuyorum.

Göstergeleri filan soruyorsan tüp orjinal değilse göstermez onlar. İlla bi fullemek gerek

orijinal her şey, fabrika çıkışlı hali

Ne için sormuştunuz? Yani bir ara köyümüz oraya bağlıydı ve iş halletmek için oraya gitmek zorunda kalıyorduk, gene arada şu kuzeydeki yol çıkmak için geçmek mecbur geçtik bir iki kere?

Genel yorumlarım:
Berbat bir köyden daha beter bir köy görünümü var, kalabalık, aşırı kalabalık, içinden geçerken dahi boğuyor insanı, iç trafiği biz ne zaman gittiysek ciddi seviyede var.

edit: Bak ama içerideki ticaret de bu kalabalık kaynaklı yüksek bu sebeple bol dükkanı falan vardı.

var tabi olmaz mı

@atom karincanin torunu, bir süredir ben de tayakadında kalıyorum, mersk ettim çevremde kimse var mı diye?

O zaman sorayım? Şantiyenin yuttuğu yol ne durumda, arnavutköye girmeden göktürk yoluna çıkamıyor muyuz hala?

Evet o yol zaten havalimanı içerisinde kalacak, bir daha açılmaz, yeni bağlantı hazırlanıyor

Püff yediler güzelim yolu

Direnirim almam 5 gün için

hocam mecbur kaldıysen ve yanında yedek giysi varsa, emici olan bir iki parçayı seç, onunla idare et bulamıyacaksan. başta türlü olmaz. yada üstünden çıkardıın atlet tişörtfalan onlarla kurulanıp direk makinaya atıp yıkayacaksın.

zaten alacağın havlu da kurulamayacak seni. diren gitsin

Abi koca galakside havlusuz kalmaktan kötü ne olabilir? Belki vogon şiiri.. Belki..

@kargn gönderme <3

ben hayatta para verip almam, aşırı cimriyim. :/ zaten hava sıcak ne gereği var.

Buyuk havlu degil de sac/yuz havlusu boyunda bir sey alabilirsin.

Onun disinda dustan sonra ciplak bi sekilde yatip kuruyabilecek bir yerdeysen ve kuruyacak kadar vaktin varsa almasan da olur.

@kuehles blondes duş ile yatağım arasında 2 kamera var, giyinmeden çıkamam

Nasi bi yer orasi ya :/
O zaman kucuk de olsa bir tane edin diyorum, mantar filan olur ayagin, baska taraflarin.
Sac kurutma makinesi varsa yine havlusuz idare edersin.

soruyu anlamadım bile. ben mi bir şey kaçırıyorum. havlun yoksa alırsın neden almıyorsun :/

5 gün az değil. Bence almalısın. Sonra çöpe atacak değilsin, kullanmaya devam edersin işte.

Qazaqwsx +1 havlu bu sonuçta. Sadece 1 tane kotamiz var daha fazlasını alamayiz diye bir şey yok ki. İlerde de kullanirsiniz. Pahali bir şey de değil üstelik.

Allah aşkına 20₺ bişey yüz havlusu al bari ne olacak

Ben olsam ne olur ne olmaz alırım. Bir mantar türü var vücutta, nemi çok seviyor. Belden yukarısında çıkıyor ve ufak ufak beyaz leke olarak kalıyor. Yayılabiliyor da. Bende oldu ve doktor bana ıslak durmamamı, banyodan sonra mutlaka kurulanmamı söyledi.

15 lira deniz havlulari falan lcw, english home gibi yerlerde, aliver.

Cadiz.

düzeltme- ispanyolca düşünüp italyanca kafasında yazmamdır sebebi.

andalusia kısmı bütçe olarak daha iyi ve kalabalık değil. mistreated'in dediği gibi cordoba güzel bir şeçenek, granada da olabilir. Sevilla biraz turistik ama yerli olmadığın halde sıkı iletişim kurabildiğin yerlerden.

Duolingo

bi ara rosetta stone cok populer olduydu. iyi programdi o da. duolingo var bi de, kelime ve telaffuz acisindan yararli oluyor epey. ama sana grameriyle bir seyi ogretemez o da.

Gramer için ayrıca çalışıyorum, en önemli beklentim, günlük konusma diline yakın kelimeleri öğrenmek.

bu programlardan ziyade tavsiyem: dili hayatiniza eklemeniz. yani diyelim ki futbol ilginizi cekiyor. o zaman ingilizce spor haberleri okumaya calisin. diyelim ki teknoloji ilginizi cekiyor. aradiginiz bir urunun ingilizce incelemesini izleyin, okuyun... pratik acisindan programlardan daha yararli olacaktir.

derdiniz gramer sinavlari vs ise ancak o zaman oturup ders gibi calismalisiniz.

Rosetta Stone iyidir. Malum ortamlardan ulaşabilirsiniz.

@idexo, bir dönem internetten haberleri takip ediyordum. anlayabildiğim kadarıyla zorluyordum. biraz pratikten sonra yine devam edeceğim bunu yapmaya

cervantes online kütüphane ve okuma kulübü

@tum haklari saklidir sadece takip etmeyle de kalma, yorum da yap, etkilesime girmekten cekinme. Basarilar, kolay gelsin.

Uygulamaları olduğu için sayılır bence bunlar da :)
Ben çok bilmiyorum bu işleri kendi yaptığım şeyleri söyliycem o yüzden yine bir süzgeçten geçir mantıklı geliyorsa yap. Tavsiyeden çok bak bir de bu var şeklinde yani yazdıklarım.

Quora okuyorum ben. Çok faydasını görüyorum henüz yazmaya cesaret edemedim ama quora ve reddit çok faydalı bence bu konuda. Sonra newsinlevels mıydı öyle bir şey var haberleri seviye seviye paylaşıyorlar falan. Medium da güzel ona da bakabilirsin. Ben genelde okuma şeklinde yapıyorum işime o yaradığı için. Youtube inanılmaz bir yer. Sadece öğrenme olarak düşünme yani sana ingilizce öğreten kanallar değil de ilgini çeken ingilizce kanalları takip edebilirsin. Bir süre sonra iş başındayken alttan açıp podcast gibi dinlemeye başlıyorsun. Baya faydalı oluyor. Ben bunları ekstra bir zaman ayırmadan işte servisteyken ne bileyim iş yerinde boş kaldığımda falan yapıyorum. Hayatımın hiçbir döneminde oturup ingilizce çalışmadım ben okuduğum herhangi bir metni 80 85 oranında anlarım çok hardcore değilse. Bu şekilde yaptığında o "çalışma" psikolojisi olmadığı için hem daha verimli hem daha eğlenceli olduğunu düşünüyorum. Öyle işte. Haydi dikkat et kendine.

readlang.com

Linguaphone, pdq değil tüm set olanı.

Narcos.
İngilizce İspanyolca.
Şöyle bi durum var, Latin Amerika aksanıyla

Vis a Vis ,
El Ministerio del Tiempo
(altyazı var mı bilmiyorum)

narcos +1

altyazı okuyarak dizi izleme keyfi.. lol

güneş altında bekletmiycekseniz bişiy olmaz.

Olmaz

karaağaç.

şehir merkezinden uzaklaşma, uzak ilçelere gitme gibi bir düşünceniz varsa keşan'ın sahil beldesi olan erikli'ye gidin.

Meriç var, Karaağaç var, Sinagog var, Sağlık Müzesi var, Cafe mafe eğlence derseniz Ayşekadın var.

keçecizade acıbadem de yiyin.

keçecizade'den pudra şekerli bademli kurabiye de alın.
www.kececizade.com

Gezin işte bayezid külliyesini, havsadaki osmanlı köyüne gidin et sucuk köfte yiyin. Havsa çok yakındır.

osmanlı'da at eti çıkmıştı galiba bir ara, aman dikkat :)
havsalıyak ezelden :)

mudanya en fazla iki gün, mudanyalı arkadaşım diyor. mudanya bir gün, trilye'ye de gidilir biter diyor.

ben kendim de gittim, bu günlerde sahili tekrar yapıyorlar her yer inşaat. tavsiye etmiyoruz.

budo iskelesini karşına aldığında sola doğru gidersen güzel ve ucuz ama kaliteli balıkçı var bir tane. kağıda tahtası var fiyatları yazıyor. orada balık yersen üstüne de sıcak helva yemeği unutma. sonra az daha ilerisinde müzakere binası sokaklarını gez. çok güzel fotoğraflık yerler var. perili bir köşkümsü ev var hatta orada bir tane. sonra dolmuşlara atlayıp trilyeye gidip orayı gezebilir, dağın tepesindeki çay bahçesine çıkabilirsin.

Konya

Konya'da etli ekmek falan var. En kötü yemek yersin.

Yemeği iyi olanı seçerim sanırım malatya tokatlayabilir

istifa da bir hizmettir.

Malatya... Ciddi aktif bir havaalanı var İstanbul - Ankara - İzmir'e göçmüş zibilyon etnik kökenden hemşerileri olduğu için. Şehir içi ise yeşillik.

2 şehir için de verdiğin sürede sıkılacağına emin ol. bu yüzden ikisinede bak internetten hangisi daha cazip gelirse seç derim.

konya'da şehir içinde gezebileceğin yerler var malatya'da şehir dışında bulursun. 1-2 hafta uzun bir süre, malatya'da sıkılırsın.

nereden gideceğin önemli. uzak mesafeyse malatya'ya hava yoluyla gidersin, ulaşım kolaylaşır.

Konyayı bilen bir malatyalı olarak söylüyorum, konya.

konya

Konyada okumus biri olarak soyluyorum iki hafta rahat gecer.

İnternetten bak hangisi cazip gelirse falan denmiş :)
Tabii ki Konya. Çoğu açıdan Malatya ile kıyaslanmaz.

Malatya'yı görmüş bir Konyalı olarak söylüyorum, Konya.

konya'ya her zaman gidersin. malatya'ya git, kağıt kebabı ye. biraz sıkılırsın, ama entersan bir tecrübe olur. bi daha nerde yolun düşecek malatya'ya da gidecen...

küçükken ikisinde de yaşadım. o kafamla hatırladığım kadarıyla konya diyorum.

daha fazla malatya cevabı bekliyordum, konya hakkında çok az fikrim var ama bu cevaplardan sonra iyi bir araştırmayı hak ediyor :)

birgün'lük festival var 3'unde. keyifli ortam.

empyrium seven biri varmış kalp kalp.. Ben de gitmek istiyorum

Birgünlük fest de baya iyi, ona da gidicem sanırım.

empyrium çok bildiğim bir şey değil, şu an dinliyorum, aklıma yatabilecek gibi. 2 sinde ve 3 ünde 2 ayrı konserleri varmış. Hangisi daha tercih edilesi olur ki?

Farkli alternatifler var midir?
Birgun'luk festival çok ilgimi çekmedi.;(

avrupa yakası çok geniş olmuş ama, mesela aqua florya da güzel mekanlar var. onun dışında istiklal'de alman kitabevi, varuna gezgin güzel.

caribou cafe

illa zincir olacaksa midpoint, the house coffee, kitchenette

pizzacıdan pizzacıya değişir. standart bir şey yok.

Goz karari soyluyorum, %30 civari.

büyük boy 8 dilim, orta boy 6 dilim = %25

(3.14 * büyük pizza yarıçap^2) - (3.14 * orta pizza yarıçap^2) kadardır.

Dominos'tan söylenecek

Su kaplumbağası mı kara kaplumbağası mı?

Kabuk boyu ne kadar? Sanırım bu iki sorunun cevabı daha iyi yanıtlar almanıza yardımcı olabilir. Benden bu kadar :)

Cevap veren olmazsa benim takıldığım bir su kaplumbağası forumu var oraya sorabilirim ya da üye olmakla vs uğraşırım derseniz özelden mesaj atabilirim forumu.. Sanırım reklama girer açıktan yazarsam

Su kaplumbagalari soguk ortamda kis uykusuna yatmaya kalkabiliyorlar. Öldu zannedebilirsiniz.

yapılandırmana gerek yok, zaten erkenden ödeyeceksin. git 750 lirayı yatır, sonra da her ay 300 lira yatır.

yapılandırma, geç ödemek için olan bişey. yanlış mı anladım senin istediğini yoksa?

Büyük ihtimalle kredilerinin hepsinin faiz ödemesi bitmiş artık anaparayı ödüyorsundur. Özellikle ilk kredinin. O yüzden erken kapatmak çok mantıklı değil.

İkinci krediyi yapılandırma mantıklı görünüyor ama onun için de değer mi oturup hesaplamak lazım. Yeni faiz oranı ile yapılandıracaklar. Bu durum da karlı çıkıp çıkmayacağını çok kestiremiyorum.

Bu krediler varken ev kredisi çekebilirsin. Sana çok engel olmayacaktır.

gkn +1

ilave olarak;

150 TL'lik kredinin faizi kalmamıştır. artık anaparayı ödemiş olursun. Bence onu 150 150 öde kapatmayı düşündüğün para ile 100 TL lik taksitlerini önden kapat daha kara geçersin.

Çektiğin zaman ile şimdiki faizi düşünmeli, sağlık sigortası yeniden yapacaklar mı bakmalı, dosya masrafı alacaklar mı kıyaslamak gerekli.

İhtiyaç kredisinin ilk ayında da olsan son ayında da olsan erken kapatmak her zaman daha avantajlıdır. Yok önce faizleri ödüyorsun, sonlara doğru sadece anapara kalıyor diyenler matematik bilgisinden yoksun kişilerdir.

Aylık sabit taksit ve sabit faiz oranı ile kredi çekildiği için matematiksel olarak mecburen ilk aylarda daha fazla faiz ödersin, çünkü kalan anapara daha fazladır. Bu bankanın işine geldiği ve keyfinden uyguladığı bir yöntem değildir. Aylık uygulanan faiz oranı her zaman aynıdır ve kalan anaparaya uygulanır.

Diyelim bir sonraki ay ihtiyaç kredisinin son taksidi ve aylık 1000 tl taksit ödüyorsun, aylık %1,5 faiz oranı ile kredi çektin. Bu faiz oranına %15 KKDF ve %5 BSMV eklenir yani efektif faiz oranı %1,8 olur. Bu 1000 TL'lik taksidin içinde anapara + bu anaparaya uygulanan %1,8 faiz ve vergiler var. Dolayısıyla anapara 982,31 tl faiz ise 17,69 tl olur. Sen son taksidi bir ay sonra değilde şimdi ödemek istersen sadece kalan anaparayı yani 982,31 tl ödeyerek kredini 1 ay erken kapatabilirsin.

Ancak elindeki bu 982,31 tl ile krediyi kapatmak yerine vadeli mevduata koyarsan ne olacağına bakalım. Şu anda en yüksek vadeli mevduat oranı yıllık %12, yani aylık %1 faiz demektir. Üstelik aldığın bu faizden %15 BSMV ve %5 KKDF kesilir, Dolayısıyla senin aldığın efektif faiz %0,8 olur. Yani 1 ay sonra elindeki 982,31 tl sana 7,85 tl faiz kazandırır ve elinde 990,16 tl paran olur.

Kısaca krediyi şimdi kapatmak yerine 1 ay sonra son taksit gününde ödemeyi tercih edersen 10 tl zararın olur.

Sen 150 tl'lik taksitli 5 aylık borcunu şimdi kapatmak istersen 750 tl değil, o anki kalan anapara + bir sonraki taksit günüyle ters orantılı faiz ödersin, yani 750 tl'den çok daha düşük bir miktar ödersin. Kredi ödeme planında her ay için kalan anapara miktarını görebilirsin. Banka internet şubesinde de muhtemelen anlık kapama tutarı da yazar. Eğer kredi için hayat sigortası da yapılmışsa kullanmadığın 5 aylık için sigorta parası da iade edilir. Bankalar genelde bunu sallamaz ama iade hakkın var, ben almıştım.

Hangi krediyi kapatmaya karar vermen için elindeki para ve kredilerin aylık faiz oranına bak. Hangi kredinin aylık faiz oranı yüksek ise önce onu kapat. Kısmi olarak topluca ödeme yapınca zaten ödeme planın yeniden hesaplanıyor.

Kredilerini kapatıp ev kredisi çekmen sanki daha iyi olur gibi, çünkü banka mevcutta kredin varsa yeni kredi vermekte çok hevesli olmuyor. Ayrıca ihtiyaç kredisi için erken kapamalar findeks notunu olumlu yönde etkiliyor deniliyor ama bunun bir kontrolünü yapmadım ben. Ancak ev kredisinde tersi bir durum var, erken kapatmak istersen bir ceza ödüyorsun bankaya haberin olsun.

@neyehbe, matematik bilgisinden yoksunlar diye lafı sokup geçmişsin ama dediğimi tam anlatamamışım sanırım. Eğer kredi taksit ödemesi 150 TL ise ve son 5 taksit kaldı ise ödeme şekilleri aşağı yukarı bugünün hesabı ile şöyle olacak. (4000 TL 36 ay vadeli alındı diye hesaplıyorum)

i.hizliresim.com

Gördüğün gibi son 5 taksitte ödenecek toplam faiz yaklaşık 50 lira. Bunu erken kapatmanın bir anlamı yok. Elindeki nakitten olmamalısın. Rasyonel biri olarak düşünürsen asla kapatmamalısın. Çünkü akıllı adam elindeki nakiti buna harcamaz. 750 TL'ye yakın nakitten olacaksın; ne için, sadece 50 TL daha faiz ödemeyeyim diye.

İkinci kredi için oturup hesaplamak lazım dedim zaten.

Matematiğime de güveniyorum.

@gkn: Elindeki nakiti daha iyi değerlendirebileceksen tutarsın aksi takdirde gidip krediyi kapatırsın. 750 tl nakit ile ne yapacaksın? Büyük ihtimalle dışarıda yemeğe, giyime vs. harcayacaksın. Ee sonra? Yine aylık taksit ödemeye devam.

Hadi diyelim bankada tuttun, vadeliye koydun. Sonuçta yine krediden daha az bir para elinde kaldı. O zaman kredinin başında da kapatmanın anlamı yok, elindeki nakiti kaybetmemek için.

Şöyle düşün şu anda borcun yok, hiçbir ihtiyacın da yok. Banka diyor ki gel sana 750 tl vereyim, bunu bana 5 ay taksitle toplamda 800 tl olarak öde, masraf ve sigorta da yok. Senin mantığına göre koşturarak bu krediyi çekmek lazım. Bu krediyi gidip çekmek ile mevcut krediyi kapatmamak arasındaki farkı söyler misin bana?

@neyehbe, elindeki nakiti sağa sola harcasın demiyorum tabi. Diğer kredi için 300-300 ödeyeceği duruma nakit akışı yaratmış olur.

Banka diyor ki gel sana 750 tl vereyim, bunu bana 5 ay taksitle toplamda 800 tl olarak öde, masraf ve sigorta da yok.
- Bunu almanın tabiki anlamlı ve anlamsız olduğu durumlar var. Şu an koşa koşa almamın bir anlamı yok çünkü elimde nakitim var. Ama nakit ihtiyacım olursa bu öneriyi yapan bankadan direkt gider krediyi alırım.

-Ayrıca erkenden kredi kapatmak avantajlıdır, bunu benzer bi soruda dün yanıtladım. eksiduyu.ru Yani her zaman kredi çektin öde sonuna kadar asla kapatma diyecek biri değilim, sadece doğru hesaplama yapılmalı.

@gkn: Hocam sen peki sordun mu elinde fazla nakitin var mı diye? Cevabın şu:

"Büyük ihtimalle kredilerinin hepsinin faiz ödemesi bitmiş artık anaparayı ödüyorsundur."

Ben de diyorum ki böyle birşey yok. Eğer krediyi kapatacak kadar elinde nakitin varsa ve bu nakite ihtiyacın yok veya daha iyi değerlendirebileceğini düşünmüyorsan gidip krediyi kapatman daha avantajlıdır. Bu durumun kalan taksit sayısı ile uzaktan yakından alakası yok. Krediyi kapatayım mı diye soran birisinin de elinde yeteri kadar nakiti var ve bu nakite ihtiyacı yoktur, olsa zaten krediyi kapatmayı düşünmez ihtiyaçları için harcar.

Matematiksel olarak da böyle. Şöyle açıklayayım. Miktar önemsiz bir kredi çektin (ister 1000 tl de istersen 1 milyon tl). Taksit sayısı da önemli değil. Önemli olan çektiğin aylık faiz oranı. Buna da %k diyelim. Belli bir zaman ödedin sonuçta geriye x taksit kaldı, aylık da y kadar ödeme yapıyorsun. Yani taksitleri vadesinde ödersen elinden çıkacak miktar x * y = z kadar olacak. Bu sırada kalan anapara da t olsun.

Aylık faiz oranı: %k
Kalan taksit sayısı: x
Kalan anapara: t
Aylık ödeme miktarı: y
Toplam ödeme: x * y = z

Şimdi t kadar parayı ödeyip krediyi kapatmamak (ve böylece z-t kadar faizden kurtulmak) ile aynı bankadan t kadar parayı %k faiz oranı ile x taksitte çekmek arasında hiçbir fark yok. Burada x'in büyüklüğü önemliği değil, x=36 ay veya x=5 ay olabilir.

Sonuçta şuraya geliyoruz. Elinde t kadar para var. Bu paranın elinde olmadığını farzettiğinde gidip bankadan %k oranıyla t kadar para çeker misin çekmez misin? Böyle bir durumda krediye ihtiyacın olmayacağını düşünüyorsan git kredini kapat. Yok sadece 5 ay kalmış, 3 ay kalmış bunun hiçbir önemi yok.

Şöyle de somutlaştırayım. Senin verdiğin örnekte kredi faiz oranı aylık %1.67 alınmış. 4000 tl, 36 ay vade filan bunlar önemsiz. Son 5 ay kala anaparaya bakıyoruz, 740,23 tl. Eğer ben 06.03.2019 tarihinde krediyi kapatırsam sadece bu anaparayı öderim ve kredi kapatılır. Başka biri de aynı bankadan %1,67 oranıyla 740,23 tl ile 5 aylık kredi çekmek isterse ne olur? İşte tablo:

i.hizliresim.com

Kalan ödeme tablosu ile yeni kredi çekmek birebir aynı. Kısaca az taksit kaldı, çok taksit kaldı önce faizi ödedim gibi bir durum söz konusu değil. Matematiksel olarak mümkün değil zaten. Eğer sen başka birine git 5 aylık 740,23 tl'lik kredi çek, elinde nakit bulunsun demiyorsan krediyi kapatacak birisine de kapatma elinde nakit bulunsun böylesi daha rasyonel diyemezsin.

Mesele hiçbir zaman kalan taksit sayısı değil; faiz oranı ve elindeki nakite ihtiyacın.

Buradaki tek varsayım bankaların kredi için dosya masrafı (genelde kredi miktarı üzerinden %0,5 alırlar) almaması ve hayat sigortası istememesi. Bunu da enpara yapıyor zaten.

@neyehbe, burada yanlış anlaşılan bir nokta var.

1) Kredinin fazi ödemesi bitmiştirden kasıt şu; bugüne kadar zaten 1340,11 TL faiz ödemişsin. 37,57 TL faiz ödememek için elindeki nakiti kullanıyorsun.


2) Eğer ikinci kredi olmasa dediğin gibi gider ilk krediyi kapatırsın. Ama benim kişisel görüşüm ikinci kredi var iken elindeki nakiti ilk krediyi kapatmak için kullanmamak yönünde.

Neden dersen, diyelim ilk krediyi kapattın ikinciyi ödemeye başladın o arada paraya ihtiyacın oldu. 750 TL 5 ay vadeli 1,67 faiz ile kredi alamazsın, mümkün değil. O yüzden attığın taş ürküttüğün kuşa değsin, denir.

Soru sahibi ile aynı durumda ben olsam, ilk krediyi kapatmaz ama ikinci krediyi yapılandırırdım.

Sanırım herkesin para yönetim politikası farklı olabiliyor. Yine de detaylı/sabırlı açıklamaların için teşekkür ederim.

Stant görevlisi işi var. Markette vs. Onlar için aracı ajanslar oluyor. Araştırılabilir

Bi bara git garsonluk yap.

gezip görülecek yerler dersen bursa,
deniz için dersen izmit değil hatta kandıra tarafları,
sakaryada bi bok yok.

Kandıra, kerpe - yüzmek için. gezmelik için de maşukiye, sapanca olabilir. Kartepe'ye de çıkabilirsiniz. İzmit diyorum.

Ben İzmitliyim. İzmit'te Sekapark'ı ziyaret edebilirsiniz. Deniz kenarında oturmak hoşunuza gidebilir. Denize girmek için Kandıra, Kerpe iyi bir seçenek. Üniversiteyi Sakarya'da okuyorum. Sapanca Gölü kenarında bir otelde kalabilirsiniz. Ben olsam Bursa'ya giderdim.

kartepe sapanca maşukiye +1

mangal vs yapmayacaksak ağır yemekten kaçınırım o yüzden hafif yemek yemeyi tercih ederim. ekmeği az sandvic ton balıklı salata hafif simit yanında kahvaltılık gibi

bim den barbunya pilaki

Kuru köfte, patates veya makarna salatası, humus

Pikniği çok severim ama et mangal ateş duman hiç sevmem. En fazla barajda vs balık manfala ok derim. Ateşsiz dumansız etsiz her türlü yenit içit olabilir.

Dostum numarayı kaydetmeyi niye denemiyorsun. Evet biraz karmaşık yorucu günler geçirdik bunun için beynine nefes almalık alanlar yaratabilirsin çok üstüne gitme.

Son durum:

encrypted-tbn0.gstatic.com

hangi kafayı?

dosya masrafı vs. işin içine katmadan hesaplayınca:

1.30% oranlı kredide aylık ödeme 1406.79 lira
1.09% oranlı kredide aylık ödeme 1343.36 lira.

dediğim gibi dosya masrafıydı, sigortaydı carttı curttu hesaplamadığım için gerçek ödemeler biraz daha yüksek olur.

not: bankacı değilim. excel'deki pmt fonksiyonuyla çok kolay hesaplanıyor.

(bkz: google)
kredi faiz hesaplama

Online hesap makineleri il hesaplayabilirsin,

www.hangikredi.com

ben burada konut kredisi seçtim, konut kredisinde bir vergi olmuyor sanırım yani daha farklı bir krediyse daha çok ödersiniz o aklınızda olsun.

sonuç:
1,09 64.481,33
1,30 67.526,01

skoda. skoda kullandığım için direkt ona meylettim.

yeni 1.4 tdi dsg skoda rapid spaceback aldım. hatun baya memnun. ama biraz fazla yakıyor şimdilik. daha 1500 km de.

fabrika verilerine göre şehir içi 4.2 olmalı ama bizde cihazın kendisi 6.4 diyor, yakıt fişleri 6.95 diyor.

skoda rapid de 1.3 motor yok bu arada.

skoda rapid mi allah korusun. 2015 modelini kiraladı bizim şirket ve çok kötü (0 km). alabiliyorsan focus al kafan rahat olsun.

peugeot 308'e yetmiyor mu bütçe? bir bakın derim.

Mümkümse sıfır alırım. Küçük araba uzun vadede sorun demek, skodayı ordan elerim. Fluence kadar dandik bir araba yok. Reno seviyorsam Megane alırım. Bunların içinden Egea alırım.

308 diyen arkadaş haklı onu dinle derim.

Söylediğin arabalar 50-60 bin tl arasında. 2012-13 az km'li Focus 3 bulabilirsin. Otomatik istersen biraz yorgun olur benzinli olur yine bulursun.

skoda küçük derken, motor olarak mı?
1.3 yazmışım ama 1.4 motoru var dizellerinin, benim hatam..

gjngkmjjnj bir önceki duyuruna düzgün cevap vermiştim ama şu an işsizin teki olduğunu düşünüyorum

otomatık vıtes ıste farkı.

huzur otomatıkde.

cevap başlıkta

özellikle istanbul olmak üzere trafiğin yoğun olduğu bir şehirde yaşıyorsan otomatik tercih et kesinlikle.

istanbul'da düz vites araba almak pişmanlıktır.

bence her hang bir şehirde düz vites almak pişmanlıktır.

hangi araç için bu arada?

Biri otomatik vites işte. Manuel alma. Sürekli dur kalk dur kalk vites değiştir canın çıkar.

farkın sebebi otomatik vitesin üretim maliyetinin düz vitesten daha yüksek olması. başka birşey değil.

ayrıca millet niye bu kadar manuel vites düşmanı anlamıyorum. sanki 50 senedir herkes otomatik araba kullanıyor. tamam otomatik araba konforlu, kafan rahat. ama bu düz vitesi de itin götüne sokmamızı gerektirmez. kullanan kullanıyor. yıllardır çeşitli düz vites arabalarım oldu, şu anki aracım otomatik. bayramdan önce aracımı bakım için servise verdim, bana düz vites araba verdiler. 1 kere ulan düz vites çok kötüymüş canımız çıktı demedim. bu kadar abartmayın herşeyi.

Hangi araç olduğu mühim.

Özellikle VW araçlarında (Skoda da dahil) sıfır araba alınırken otomatik şanzımanlar için belli bir süre ya da km sınırı konmakta. O sınır içerisinde gidip garanti kapsamında değişim yapılıyor, mutlaka da sıkıntı çıkıyor. Sonrasında yine sıkıntı çıkarsa (ki yine mutlaka çıkıyor) kendi başınızasınız. Şanzıman arıza yaptığında o söyledikleri fiyat farkına yakın bir miktarı kendiniz ödeyerek şanzımanı yeniletmeniz gerekecek ilerleyen yıllarda.

Onun dışında arkadaşlar da söylemiş, otomatik rahatlık. Hele ki İstanbul trafiğinde lazım olur kesinlikle. Ama bir kenarda muhakkak "lan ya arıza yaparsa" parasının bulunmasında fayda var 2-3 sene sonra.

@battal gemalmaz ağzına sağlık.

arkadaşlar gereken cevabı vermiş

Zorluk yok.

Yesil sigorta ve yurtdisi kasko yaptirmaniz lazim.
Bir de yeni ehliyete degistirmediyseniz turingden beynelmilel ehliyet lazim.

Sinirlarda biraz bekleyebilirsiniz (trden cikarken ozellikle) ama genelde hiic sikinti olmuyor. Gayet ozgur ozgur gezersiniz.

beynelmilel çok pahaı.yeni ehliyete başvurun acil olarak.Bir de yurt dışı kasko şart değil

Turkuaz yesil sigortadan mi bahsediyorsun sart degil diye?

Yesil sigorta sart.

Yurtdisi kasko sart degil diyor. Ama bence yaptirin. Orada basiniza bir sey gelse asiri ugrasmak istemezsiniz zannediyorum. Nolur nolmaz yani.

1 aylık kaskonun fiyatı hakkında bilgisi olan var mıdır?

(git: www.youtube.com )

Yunanistan gümrüğünde turing kurumundan belge mutlaka sorarlar, onu almamak içi şoför ehliyetini yeniletmeli. Turing belgesini almak kolay ama çok pahalı.

Eğer alınacak olan araç 1-2 sene kullanıldıktan sonra satılacaksa 2. el, alınıp uzun yıllar (5-6 sene) binilecekse sıfır.

Geçtiğimiz ay bende aynı durumda kaldım. 2010-2011 model en az 70.000 km'de, galericilerin çakal olduğu, geçmişini bilmediğim bir arabaya 50k bağlamak istemediğimden sıfır Skoda Fabia 1.2 DSG aldım, 110 beygirlik olanlardan. Uzun yıllar bineceğim arabama ve kafam rahat.

Ama kısa sürede araç değiştirilecekse fazla zarara uğramadan 2. el alınabilir.

bomboş arabaya 60 vereceğime bir üst segmentin 1-2 yaşındaki dolu arabasına yönelirdim.

edit : e.

2. el hayatta almam bundan önceki 3 arabam ikinci eldi. alayı sorunlu çıktı.
galericilerin alayı o.ç.

bence tercih kriteri su olmali; cok araba meraklisiysan ikinci el al. aldigin arabadan 2-3 sene sonra sikilirsan sifir araba seni degistirme durumunda zarar ettirecektir.

ama en az 5 sene sikilmam kullanirim dersen sifir araba candir. sifir alacagin bir alman arabasi ile 5 sene bakim disinda cok buyuk ihtimalle servise gitmezsin. ben bu gruptayim, 4 sene oldu arabayi alali. durumum olmasina ragmen 4-5 sene daha kullanmayi dusunuyorum.

Ilki daha iyi

samimi ise çay al kendine

misafire çay al demek benim hoşuma gitmiyor. çay getiriyim derim

Çay içer misin? Derdim.

İkisi arasından ise birinci daha samimi tabii ki

misafir geldiyse 2 ama dostunla falan konuşuyorsan 1

çay katam mı?

çay içersen mutfakta var.

kız arkadışımsa veya sevdiğim bir kadın arkadaşımsa, hep ikinci cümleyi kurarım.
saplarla zaten herhangi bir cümleye gerek yok. canı çeken, gidip alıyor çayını.

çay içer misin?

gelen belki içmeyecek!?

1 hafta fazla sanki. 3 gun max olmalı bence cünkü süt var icerisinde.

dediğiniz şekilde ve üstü kapalıysa ben her türlü yerim.

hazırlarken süt konduysa yemezdim, konmadıysa göm.

pudingin kendisinde süt yok zira.

Kargo oraya geliyorsa temizmamanin 50 liralık 15 kg maması bir ay yeter. Yavrular da et ya da tavuk suyuyla islatirsaniz yerler.

kasap/marketten kemik al. az bir parayla ya da ücretsiz veriyorlar.

derin bir tencere içine atıp 45 dakika kadar suda kaynat. kemikleri ayrı bir yere al, suyu dökme. O suyun içine 3 paket makarna at. Enfes bir yemek oluyor kendilerine :)

kasap, market için yakınlarda bir köy var, denedim ama vermiyorlar. kemik bulunmuyor pek.

normalde kargo gelmiyor ama dolaylı olarak getirtebilirim. bir köpek için, gram ya da göz kararı olarak ne kadar mama 1 öğün yeter acaba?
ve günde kaç öğün mama verebilirim?

Kemik bulamıyorsanız kemik suyu alın. tablet olarak. makarna suyuna 7-8 tane atıp yapabilirsiniz. ben öyle yapıyorum bazen.

Günde 1 kez beslemeniz yeterli bana kalırsa, herbiri icin 1 yemek tabaği kadar kuru mama ve bol su yeterli olur.

Çünkü uçak yurtdışından dönüyor. Yurtdışında uçağın havalimanında bulundurulması bile para. Bu nedenle dönüş uçuşları çoğunlukla daha pahalıdır.

Yanlis yaptigin bir sey yok, donus biletleri pahali olur. Sadece Atina icin de gecerli degil bu.

neden yanlış bir şey yaptığını düşünüyorsun ki? fiyatı o işte biletin, dönüş daha pahalı oluyor..

Yunan ucaklarında da fiyatlar yüksek. Onlar için dönüş değil, gidiş bileti.

kar marjı gittiğin ülke vs gibi çok neden var sen doğrusun.

dünyanın dönüş yönüyle alakalı. ordan buraya dönerken dünya ters yöne doğru dönüyor, uçak da buna karşılık daha fazla yakıt harcıyor. dolayısıyla yakıt maliyeti artıyor.

corolla bak

30 35bintl bandında ki araçlarda konfor (yeni model) pek bulunamayabilir.

ben önerimi linea'dan yana kullanıyorum.

1- konfor olarak yine bir çok araçtan rahat bence, araç hem yüksek hem de sürüş rahat.
2- 2007 var bende dizel, yakıt olarak uzun yolda 4'e düşürdüm, şehir içinde ortalama 5.
3- düzenli olarak bakımını yaptırırsan (illa servis değil usta'da iş görür) daş gibi devam.
4- 30-35bintl ye 2010-2011 model bulabilirsin sanırım.
5- yıllık vergisi 400tl idi.

O fiyata Ford Focus

temiz linea bulmak zor valla yoksa bende linea derim.
auris olabilir.
punto olabilir.
edit seat da olabilir.

2012-2013 1.2 vti mototlu manuel citröén c-elyesse.

benzinde şehir ićinde 5.5 civarı yakiyor. hız sabitleyici standart. gayet basit tasarlanmış bir araba. hız sevmeyengillerden iseniz (<120) biçilmiş kaftan. eşim kullaniyor, hicbir sıkıntı yok. diz mesafesi falan süper.

2004 sonrası megane 2 tavsiye ederim.

skoda fabia dizel.. full depo bin km garanti. gayet de iyidir konforu.

fiat bravo da tavsiyemdir. 2012 dizel.

Konforsa ya focus ya iyi fiesta al
boyun uzun değilse, fiesta / dolu clio işini görür
boyun uzunsa focus alacaksın mecbur
linea falan iyi ama konfor yok

ona şehirdışı değil şehirlerarası denir. ikisi çok farklı şeyler.

Büyükçekmeceden arnavutköy, kemerburgaz arası gidip geleceğim için gayet şehirdışı diyebilirim;) benim de aklım lineada ama konfor konusundan kastım genişlik, ferahlık gibi şeylerdi. Bu fiyata daha fazla konfor almak zor gibi

bir teknosa çalışanından alacağım son şey fikir olur.

Eşi Gülten Kaya.

Gulten kaya ihtimalini okudum ama cok bilmiyorum, gulten kaya olmadigini iddia edenler de var.
gultwn kaya nin sesini iceren baska bir eser var midir kiyaslayabilecegim

şükriye tutkun?

1-iş yeri hekimi alacağın rapora onay verir, ona gitmeden önce hastaneden rapor alman lazım. devlete gidip söyle işe giriş raporu istiyorum diye, varsa senden istenen tetkikleri söyle yönlendirirler seni.
2-iş yeri hekimine bağlı bazıları dandik klinikleri kabul etmeyebilir ama genelde işi yokuşa sürmüyorlar, her ihtimale karşı tam teşekkülü olsun.

sağlık ocağı/aile doktoru
eğer akciğer filmi isterlerse veremsavaş

genelde işyerinin kabul ettiği bir özel hastane vardır. hatta hastanenin şirkete özel uyguladığı paket fiyat ücreti de olabilir. ik'yı arayıp kontrol etmekte fayda var.

genellikle firmanın anlaşmış olduğu yerden alınıyor. mesela bizimkisi xxxxx osgb ile anlaşmışlar. gidiyorsun bi 25 tl veriyorsun ( kayseri ) herşeyine bakıyorlar. kan tahlili, göz muayenesi, duyu hassasiyeti, akciğer grafisi vs... bence firmanızın anlaşmalı yeri olup olmadığını bir sorun. gerçi bizimki ağır ve tehlikeli işte çalışabilir raporu ( inşaat ) diye geçiyor ama seninkinin de pek farklı olacağını düşünmüyorum.

Hashimoto sendromu... Aynısından bende de var. İlaç veriyorlar her gün alıyorsun. Benim bir şekilde düzeldi (son 1 yıldır ilaç almıyorum normalleşti sebebini bilmem)

@Icha, ilaç kullanımı ile şikayetleriniz yok oldu mu, ya da azaldı mı? yoksa hala devam mı ediyor?

Benim aslında kan tahlili sırasında ortaya çıktı. Hiçbir şikayetim yoktu..

İlaç kullanımı ile çarpıntım filan oldu (ki normalde de nabzım yüksektir) O nedenle bıraktım hatta 2 yıl kullandıktan sonra.

durumun adı subklinik hipotiroidi

.........

Subklinik HipoTiroidi

T3, T4 düzeylerinin normal, TSH düzeyinin yüksek (>4 mIU/L) ve aşikar hipotiroidinin klinik bulgularının olmadığı durumdur.
• Hafif subklinik hipotiroidi: TSH: 4-10 mIU/L
• Ağır subklinik hipotiroidi: TSH >10 mIU/L


Neler yapılmalıdır?
• 35 yaş üstü kişilerde her 5 yılda bir TSH ölçülmelidir.
• Subklinik hipotiroidi tanısında, TSH değeri üç aylık dönem içinde en az iki kez ölçülerek TSH yüksekliğinin kalıcı olduğuna karar verilmelidir.
• Gebelerde ve gebelik düşünenlerde risk faktörü varsa TSH ölçümü mutlaka yapılmalıdır.
• Risk Faktörü olmasa da gebe veya gebelik planlayan kadınlarda en az bir kez TSH ölçümü tavsiye edilir.
• TSH > 10 mIU/L ve T3 –T4 normal olan tüm vakalar tedavi edilmelidir.
• TSH: 4-10 mIU/L ve T3-T4 normal olan hastalar şu durumlarda tedavi edilmelidir:
• Gebe ve gebelik planlayanlar ve tiroid antikorları (anti TPO ve/veya anti Tg) pozitif olan hastalar.

....
Kaynak:www.kenthospital.com

endokrolog metin ozata yi oneririm

teşekkür ediyorum, ilaç kullanıp şikayetleri azalan var mıdır?
pek ilaç kullanmayı alışkanlık edebilecek bir tip değilim

işe bağlı biraz ayrıntı ver
ama bence bi dene

para lazımsa, işin yoksa, daha iyi bir alternatif bulamıyorsan çalış. o kadar yoğun çalışmak insanın çakralarını açıyor.

şu an rahat bir işim var ama dediğim gibi %60 - %70 civarında katlanacak kazancım.
kimin daha fazla paraya ihtiyacı olmaz ki

her ay birkaç hafta derken bir ay zaten 4 hafta. neden olmasın ama işin ne olduğuna bağlı. bir de sürekli birkaç hafta başka bir yerde, birkaç hafta evimde kalmayı tercih etmezdim herhalde. düzenim şaşardı. para biriktiriyorsam, bir şey alacaksam falan olabilir.

Evli isen hayır. Bekar isen hiç kaçırma.

bekarım 3 hafta iş 1 hafta ev izni gibi bir sistem. klasik şantiye sistemlerine benziyor

beraber çalışalım mı tatlı qıs?

kaçırılmayacak fırsat.

dışarda koşmak için yer var mı, bir odasını spor odası yapabiliyor muyuz :)
çalışırım.

valla kabul edersem koşu bandımı götürmeyi deneyeceğim. dışarısı dağ başı, her türlü spora uygun.

gitmeye karar vermissiniz ki, zaten...

eleman lazım mı? beni de götür?

telefonda birinin cevap olarak i am all alone demesi gibi bişey bence. bu konuda concern'lerim var gibi.

net itici

hoş değil. kınıyoruz.

sen ne diyosun değişik derim illaki

yanında birinin olmadığını yekpare kelimesiyle ifade edemezsin. yekpare bir parça, tek parça demek.

ben yaşlı musıkicilerle takıla takıla ağzımı bozdum paso kullanıyorum. tepki görmedim henüz. bazen öğrenciler "efendim?" diyorlar açıklıyorum ben de.

kirdin beni god damn it gibi bir sey. kufru yer benden. turkce kufur.

ingilizce kelime kullanmak gibi bir şey, eğer bunu yapan kişi karşısındaki kişi cümlesine ingilizce kelime serpiştirince laf etmiyorsa sorun yok ama sanki espri yapmaya çalışıyorda yapamıyor gibi bir hava verdi bana.

-nasılsın?
-bunlu esprisini anlamadım.

ya aslında verdiğim örnekler uç gibi görünmüş ama bu seçtiğim dillerde öyle kelimeler var ki, geçmişte kullanılmış günümüzde çok tercih edilmiyor ve halkın hemen hepsi biliyor.
ama bu kelimelerin bazılarını, siyasiler ya da diziler popülerleştirdiğinden "özenti" sıfatı eklenmesin diye onları ayırıyorum.

yek pare için de yanlış denmiş ama onu bir kelime oyunu gibi görmek lazım, edebi bir değer katmak gibi.

tek tabancayım kelimesi de yalnızlığı tanımlayabilir, yalınım kelimesi de.

Evet verdiğin örnek uç nokta olmuş. Hatta,
Heyhat yine yekpareyiz a dostlar. dersen inceden bir şairane hava da katmış olursun temelli.

Bence, kendini gecmiste kullanilan ama simdi tercih edilmeyen kelime kullanayim diye zorlama. Ayrica yekpare gayet kullanilabilir. Misal bu macbooklar yekpare gövde gibi. Ama senin ornegin zorlama olmus. Alperz in dedigi dogru ayrica, yekpare yalniz oldugunu ifade etmiyor. Soyle desen belki bir edebi deger katabilirsin: Dün paramparcaydim ama bugun yekpareyim.

yanımda biri böyle konuşsa ağır dalga geçerim. bugün duyduğum en saçma şey de buydu.

Bazen günümüz dilinde olmayan şeylere de ihtiyaç duyabiliyoruz. Ben derste "meleke kesbetmek" fiilini kullanırım mesela. Bunun için bildiğim karşılık da yok.

belgrad ve karadeniz ortamlarında kuru dal bulmak çok zor. genelde hep nemli oluyorlar.

www.youtube.com


şu adamın ( video bu değil ama bu yüklemiş) bir videosunda bi dalı hafif oyup, diğer dalla tutuşturmaya çalışıyordu. tutuşunca da çalı çırpıyı tutuşturuyordu. öyle bir şey yapılabilir.

cakmak ve kibrit disinda teoride cam parcasindan ya da poset icindeki suyu buyutec gibi kullanarak kivilcim cikarabilirsin. ya da ates baslaticilar var bunun icin. magnezyum cubuktan ot yiginina kivilcim atiyorsn. ama iste bunlar hep fantazi biraz. bir kere havanin kuru olmasi lazim. otlarin ince ve super kuru olmasi lazim. cok da buyuk sabir lazim. aracin varsa depodan benzin cekip tutusturmaya calismak daha kolay.

daha islak bir havada, etraftaki odunlar da hep islak olacagindan yaninda kibrit, cakmak ve vazeline batirilmis bir parca pamuk bulundurmak iyi olabilir. hatta bir parca da cira ativer cantaya en guzeli.

youtubea bow drill yazarak aratabilirsin. karadenizde o iş yaş yalnız, nem çok ve yağmur çok. kuru odun ile bile çok zor bir işlem, oradaki ağaçlarla nasıl bir iş yapılabilir bilemeyeceğim.

Çelik teli ağaca sürterek de yüksek ısı elde edip ateş yakıyorlar

bushcraft diye aratinca var degisik degisik seyler

önerdiğiniz videoları izledim. aslında bunlar sürekli belgesellerde izlediğimiz şeylerin benzerleri. Yani Malezya'da x ormanındayız bu ormanda yetişen x ağacının bilmemnesi diye başlayan şeyler. Ben nereden bulayım etiyopya'da yetişen çalıyı karaburunda.
açıkçası, kendi ormanlarımıza ya da iklimimiz ile ilgili olan cevaplarla ilgileniyorum.
cevap yazan herkese teşekkürler

Başlangıç seviyesi yüzme programlarından birini takip etmen işini kolaylaştırır.

havuzlar o tip hastaliklar bulasmasin diye ilaca gomuldugunden yapacagin tek sey havuz sonrasi guzelce dusunu almak. saclarina ekstra bakim gerekebilir, havuz suyu kotu yapiyor saci.

havuz icin haftada 2-3 iyidir. sonucta triathlona fln katilmayacaksan yeterli. kosacaksin bir de zaten.

yuzmede kendini sakatlaman zor aslinda. cok sik kramp giriyorsa kan degerlerine baktirabilirsin. en guzeli basinda bir antrenor olmasi ve sana program vermesi. mesela 4x50 serbest basladin diyelim. sonar 4x25 sag kol, 4x25 sirt drill atiyorum iste 1 saati programa gore bitirirsin. zamanla hem stilini duzeltir hem dayanikliligini artirirsin.

instagramda taha engin'i takip et. o egzersizler gosteriyor.

alet edevat bir sey lazim degil ya. belki pullboy olabilir. bacak arasina sikistirip yuzuyorsun ve sadece kol calismis oluyorsun. ya da ele takilan paletler var. kopuk tahta alabiirsin.

her (fiziksel) davranış, fiil önce psikolojik zeminde yer bulur sonra dış dünyaya yansır. başlı başına fiziksel bir üşengeçlik yok o nedenle.

zamanında (hırsına yenik düşüp) aşırı yüklemeden dolayı olsa gerek, şu an bir tür tükenmişlik yaşıyor olabilirsin. abarti da olsa 45 saat (ben onu azami 15 - 20 dakika olarak anliyorum) tartışmak ne demek?
buradayken bile kendini bir kanitlama hissi var sanki sende. bu çokta gerekli değil.

zaten haksızsan baştan bunun farkındasındır. yerine göre tartismada susman ya da zor gelse de özür dilemen gerek karsındakinden. aslen hakli olmana rağmen tartismadan çekilmen çok daha güzel olur.
bu da diğer bir tabirle erdemli olmanin bir yönü.

baskalarının ahını almış olma durumunu da göz ardı etme.

evet böyle erdemli gözüküyor ama tartışma ya da konuşma dediğimiz şey iki taraflı ve karşımdakiler bu durumdan hiç hoşnut değil :)

Dün hukukçu bir arkadaşımın söylediğine göre, haklı insan kendini savunmak zorunda değilmiş sessiz kalması yetiyormuş. Suçlayıcı(haksız) taraf iddiasını ispatlamalıymış. Son zamanlarındaki halin doğru olmasa hukukun kanunu olmazdı bu herhalde. Ayrıca +1 ben de öyleyim. Tartışırdım eskiden. Büyüdükçe tartışmaktan nefret ettim vakit kaybı. Birileri bir şeyler başarıtken hayat akıp giderken gerek yok tarrışmayla vakit öldürmeye. Biz tartjşırken zamanı durdurmuykrlar, zaman geçiyor ve birileri o esnada güzel şeyler yapıyorlar.

gotik bi havası var. korkulu filan şeylerde kullanılıyor işte. başka özel bişeyi yok.

upload.wikimedia.org
popcornhorror.com

genelde korku filmlerinde kullnıluyor, haçı çağrıştırıyor falan fişman..

bu sekilde alt tarafi üstünden fazlaca uzun olan hac sembolü ölüm ilanlarinda kisinin vefat tarihini yazmak icin kullaniliyor.

dini göndermede bulunmak için yapılıyor. çoğu zaman şeytanı temsil etmek için. öte yandan mesela black ve death metal parçalarında of yerine ov denir. benzer durum.

evet sanırım mezarlıklarda kullanılıyordu. böyle bir şey hatırladım. biraz daha araştırayım. folklorik bir önemi olabileceğini düşünüyorum. ölümle alakalı bir şeyler çıkacak sanırım

edit bingo :
efdreams.com

www.raogk.org

upload.wikimedia.org

www.abmc.gov(38%20of%20164).jpg?itok=gPjpfMtq

mezarlık ve ölümle doğrudan bağlantısı var. bu yönde araştırmaya devam etmeliyim.
çok teşekkürler

ölümle alakalı olduğunu yeni mi farkettin dostum :) gel bizim ermeni mezarlığına heryerde haçlı mezar var :)

Ölümle alakasini kesfetmek değil, haç'ın bir çok farkli kullanim şekli var. Ben sadece şeklen digerlerinden farkli bir haç sembolünü kast ediyorum.

Mobil olduğumdan yeni fotolar ekleyemiyorum ama musait olduğumda foto atıp duzenlerim

şu olabilir mi?

"...
920'nin 16 Martı
basıldı Vezneciler'de karargâh.
Uyan be tosunum uyan.
Üçümüzü uykuda kesti kâfir,
üçümüz : Abdullah çavuş, Şarkışla'dan Osman,
bir de Zileli Abdülkadir.

920'nin 16 Martı
Bozdoğan Kemeri'nde
kurşuna dizdi kâfir ikimizi.
Ahmet oğlu Nasuh arkadaşımın adı,
Reşadiyeli Veli oğlu Memet benimkisi.
.."
www.siir.gen.tr

Buraya yazinca bulabildim.
m.antoloji.com

Aklimda kalan şu kısmıydı
İzmirli Ali Onbaşı (Kendisi tornacıdır) karanlıkta göz yordamıyla
sanki onları bir daha görmeyecekmiş gibi
baktı manga efradına birer birer:
Sağda birinci nefer sarışındı, ikinci esmer.
Üçüncü kekemeydi fakat bölükte yoktu onun üstüne şarkı söyleyen. Dördüncünün yine mutlak bulamaç istiyordu canı.
Beşinci, vuracaktı amcasını vuranı tezkere alıp Urfa'ya girdiği akşam.
Altıncı, inanılmayacak kadar büyük ayaklı bir adam,
memlekette toprağını ve tek öküzünü
ihtiyar bir muhacir karısına bıraktığı için kardeşleri onu
mahkemeye verdiler ve bölükte arkadaşlarının yerine nöbete kalktığı için
ona 'Deli Erzurumlu' derdiler. Yedinci Mehmet oğlu Osman'dı.
Çanakkale'de, İnönü'nde, Sakarya'da yaralandı
ve gözünü kırpmadan daha bir hayli yara alabilir,
yine de dimdik ayakta kalabilir.
Sekizinci İbrahim korkmayacaktı bu kadar
bembeyaz dişleri böyle tıkırdayıp birbirine böyle vurmasalar.
Ve İzmirli Ali Onbaşı biliyordu ki:
tavşan korktuğu için kaçmaz kaçtığı için korkar.

sorun bunu getirdi aklıma
www.youtube.com

hitler 1945'te ölmedi mi :S

benim de aklıma direkt olarak bu geldi:
www.youtube.com

maalesef bunlar değil, sokakta güneşli bir gündü ve kızın giydiği mini şort yeşil ya da açık pembe idi diye hatırlıyorum

valla buldum bu sefer :)
www.youtube.com

yetkili servisle görüşseniz daha kolay olmaz mı?

bir paket program kullanıyorsanız o programı aldığınız yeri arayın gelip yaparlar. yoksa (excel'den yapmaya çalıştığınıza göre yok diye düşünüyorum) o zaman fatura bastırırken verdikleri örnek faturalardan deneme yanılma metoduyla her bilgi yerine oturana kadar deneyeceksiniz.

yazıcı da bir arıza olmadığından teknik servislik bir durum yok gibi düşündüm.

fatura tasarımını yapabiliyorum, o konuda çok sıkıntı yaşamadım ama mesela son denemem de, 10 saniyede bir kağıdı 5-10 satır yukarı çekmeye başladı kendi kendine.
yazıcının üzerinde bulunan tuşların tam olarak hangi durumda ne iş gördüğünü uğraşmama rağmen çözemedim.

üstünde zaten 3 ya a 4 tane tuş olur nesini çözemediniz ki? :)))

biri açar kapar biri kağıdı çıkarır biri de öne sürer.

atlatıyorsa sürekli form da olsa her faturayı tek tek verin yazıcıya. ve faturada bir yer belirleyin (ünvanın olduğu yer-tarihin olduğu yer gibi) yazıcının kafasını oraya getirerek yazdırma işlemine başlayın.

son anlattığım hata da örneğin: kağıdı yazıcıya yerleştirip, pc'den yazdır diyene kadar, otomatik kağıdın ortasına doğru sarıyor. bunu muhtemelen bir tuşa basıldığı için yapıyor ama hangisinden düzelteceğimi bulamadım.
daha önce bu tür yazıcılar kullandım, genel olarak kullanımı basit ama böyle sorun olduğunda kalıp beklemek yerine destek alabileceğim bilgi sahibi insanlar var mıdır merak ediyorum

Eskiden forumlarda olurdu şimdi kapandımı bilmiyorum

Maalesef pek kaynak bulamadim

www.youtube.com

bunu izledin mi?

www.youtube.com

bide bu

www.haxball.com

gel öğreteyim

evde 2 adet para ile alıştırma yap birini öne diğerini hemen arkasına koy arkadaki paraya vurarak öndeki parayı ilerlet ve gol atmaya çalış.

çok çalışırsan bu tekniğini hax da da kullanıp herkesi yenebilirsin.

çok ciddiyim power oyna. powerda alış, sonra klasikte akarsın. boş zamanımda pratik yaparız

bu muymuş, haxball haxball dedikleri.

biri sana öğretebilir.

hiç bişey olmaz, 20'şer lira toplayıp cukkala paraları. arıza çıkaran bişey olursa da ucuz yollu halledersin.

resmi olmadığı için aidat öderim zaten 5-10 lira aidat olacak. çok sorun değil.
asansör yok, teferruatlı işlerin de sorumluluğunu birlikte alırız tek girmem.

defter iyi fikir.
defterin fotokopisini çeker asarım arada girişe.

ördek kapalı alanda beslenecek bir canlı değil ki. felçili kedi için ararken görmüştüm. ördekler için bez varmış, insanlar onu kullanıyor. yetişkin ördek kakası devasa bir şey. kağıt gibi temizlik havlusu diye geçen, kağıt havlu gibi satılan bir şey var. belki işinizi görür.

mikrofiber bezler her işe yarıyor, buna da yarar galiba 4-5 tanesi ucuzlukçuda 4 büyük marketlerde 8 lira en fazla. yıkanınca özelliği gidiyor olaiblir ama ben kedi bokundan biziklet zincirine, her şeyi bunlarla teizliyorum.

kalıntı kalmasa bile az bir miktar çamaşır suyunu sulandırıp yüzeye döküp en az 15 dakika durulamadan bekletmenizi tavsiye ederim.

kafes ya da kapalı alan sayılmaz, rahat hareket edebileceği kadar bir teras var. yoğunlukla kendisine ayrılmış bir banyo var. terasın yanında, ofis olarak kullandığım çalışma odam var. arada parka ve göl kenarına da götürüyoruz fırsat buldukça. uyumsı için temiz bir yer olsun diye, resimdeki kaptan aldım ikea'dan. bir köşesi kırıktı teşhir olduğundan 10 liraya aldım. yıkanabiliyor, günde 3-4 defa yıkayıp temizliyorum, buna rağmen temiz kalmıyor.
www.hipas.com.tr

talaş döküp süpürmek saçma mı olur acaba?

Bazen su gibi yapiyor, yarim saat icerisinde 2 3 su bardagi dolacak kadar yapabiliyor boyle durumlarda, talaş da sanirim çamurumsu bir hal alır.

hayır değil, 2 kişilik odada 2 ayrı kişi kalabiliyor, eğer o odadaki tek yatağı alacaksan ayrı fiyat, 2 yatağı alacaksan ayrı fiyat verebiliyor oteller. tabii otel eğer vitrin fiyatını tek kişilik olarak gösteriyorsa ve odayı tek kişi, 2 tek kişi, 3 tek kişi diye hesaplıyorsa dediğin gibi oluyor, otelin çakallığı. azami şeçeneğinin altında 2 insan varsa o iki kişinin fiyatı oluyor, eğer kişi kişi kalacaksanız 2 insan figürü olan fiyatlara bakın.

arkadaşın dediği gibi bazı yerlerde tek başına gitsen de çift kişilik ödeyebiliyorsun.benim bu yaz başıma geldi.o ibareden anlıyabiliyorsun durumu

Fiyat araması yaparken 2 kişilik en düşük diye ararsan(filtre kısmında olması lazım) istediğin fiyatlandırmayı gösterir.

direk caps koy tam yorum yapabileyim

fizyolojik ve psikolojik açıdan porno zararlı bir şey. illaki kurcalayacağı zamanlar olacaktır ama hiç alışmaması iyi olur. o kısma karışmanız bir şey değiştirmez ama zararlı olduğundan bahsedebilirsiniz.

cinsel konularda eğitim vermek istiyorsanız aslında bu yaşlarda konuşulması lazım, zira cinsellik sadece seksten ibaret değil.

edit: pornonun zararları saymakla bitmez. erkeklerin kadınlara bakış açısını, algısını tamamen değiştiren, beyindeki ödül sistemini alt üst eden bir şey porno. yani "porno ne zaman izlenir" gibi bir soru çok saçma oluyor. evde interneti de kesseniz çocuk mutlaka pornoya şöyle bir göz atacaktır ama pornonun yaşı yok, herkese her zaman zararlı. zararlarından mutlaka bahsedin.

porno dediğin şey 25 cm masfallı 150 cup memeli hatunların bağrışıp çağrıştığı yapay seviş filmi. bunu izlemeye hiçbir zaman başlamamalı (kaçarı yok tabi de) ve bi şekilde yönlendirmemeli, hatta ergenimiz uzak tutulmalıdır. alternatifler nedir bilmiyorum, bilimini bilmem

konuşmanız gerekiyor. belli başlı şeyler anlatıp, kavramalarını sağladıktan sonra bu bilinçle pornoyu zaten kendileri keşfedeceklerdir. en azından onlar keşfetmeden önce porno hakkında bir kaç şey biliyor olsunlar. ille bir şey izletecekseniz belirli bir konusu olan, kadın denen varlığın sadece tek bir işe yaradığı algısı oluşturmayan, cinsel organların ve birleşme anının gösterilmediği -nispeten- erotik filmler izletebilirsiniz. pornonun zararlarından bahsetmeyi de unutmayın.

teşekkür ediyorum cevaplarınız için. Maalesef porno izletmeme şansımız yok, milletce 40 küsür dns değiştirip yine ulaşıyoruz porno içeriklere. Tek amacım yaşı gelene kadar uzak tutmak, yaşı geldiğinde ise, çevresinde kurulan tuzaklardan haberdar etmek ve "normal seks yaşantısıyla", porno filmler arasındaki absürd farklılıkları işaret edebilmek.
akışına bıraksam da kendisi bulup izleyecek ama en azından bilinçli izlesin istiyorum.

hahaha
freud un mu ne çocuk eğitimi konusunda bir lafı vardı
"ne yaparsan yap, nasılsa yanlış yapacaksın"
bu cocuklar erkek mi?
erkekse coktaaan herseyi kesfetmistir onlar
imam hatip e falan gitmiyorlarsa.

amator porno denen bi sey var. ille de brazzers izlemek zorunda degil. o yas araliginda zaten her seyi coktan ogrenmistir bile. sadece korunmayla ilgili biraz fikir vermek yeterli olur bana kalirsa.

hiçbir zaman. sağlıksız bir durum olduğu gerçek.

"bırakınız izlesinler" demem çok garip ve saçma gelebilir kulağa ama o çocuklar zaten çoktan bulmuşlardır yollarını bence. benim zamanımda (zamanım dediğim de şu an 21 yaşındayım) millet 11-12 yaşında dalya diyordu. erkek boşalabildiğini anladığı yaşta çüküyle oynamaya, erotik içerik kovalamaya başlıyor ve bunun normal bir süreç olduğunu düşünüyorum şahsen. eğer çocuk doğuştan ruh hastası değilse zaten çok ekstrem veya zararlı şeylere girmeyip am-meme-göt kovalayacaktır internette. e onu da hangimiz yapmadık zamanında?

ailenin vereceği cinsellik eğitimi ve cinselliğe bakış açısı çok önemli ama. bu dışardan verilemez sanırım maalesef. ben mesela 10 yaşındayken bi' oyunda karşıma çıplak kadın fotoğrafı çıkınca kafayı yemiştim resmen. elim ayağım 10 dakika boyunca titremişti, başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. "kötü" ve "ayıp" bir şey yaptığım için.

daha sonra atayiz olduk, bissürü insan tanıdık, dünya görüşümüz değişti, kız arkadaşlarımız oldu falan ama hala çıplak kadın görsem aynı şeyi hissediyorum mesela. bize "seks ayıp yavrım" dediler çünkü, atamadık o şeyi. bunun pornoyla da alakası yok bence. olsaydı eğer şu an tavşan gibi zikişiyor olmam gerekirdi. gidip hayvanlı, kafa kesmeli porno izlemedikleri sürece bırakınız izlesinler, bırakınız takılsınlar.

bi' de onlar zaten yürümüştür abi ya, 12-14 diyorsun. bırak. vura kıra, ite kaka öğreniyor insan bunları. hadi birbirimizi yemeyelim, siz de bu işlere ilk giriştiğinizde sperminizin bitmesinden korktuğunuz için mastürbasyon yapmaktan çekiniyordunuz. sizi gidi hınzırlar.

bu arada o çıblak karılı oyun şu,

www.minioyun.com

güzel bi şey ben oynuyom hala arada.

cinsel eğitimle ilgili de çocuklar için resimli kitaplar var. öyle bir şey alabilirsin belki. sen ne dersen de o porno izlenecek, yapacak bir şey yok kendi keşfedecek bunu.

xart falan izletin efendim

porno zararli (ya da yararli) yazan allah askina bi arastirma bi kaynak gostersin. herkes bir tarafindan salliyor arkadas. fizyolojik ve psikolojik olarak zararliymis. allah allah. kim diyor arkadas? bilir kisi misin sen?

bir sekilde su yolunu buluyor. eger sacma sapan sitelere girmiyorsa cok da kurcalamayin bence.

@çılgın fantazilerin adamı

www.youtube.com

www.youtube.com

konuşuyorsak destekli konuşuyoruz. daha örnek atayım mı? azıcık psikoloji görmüş insan bunu kolayca iddia edebilir. porno zararlı diyorum ve hatta artırıyorum: pc oyunlarının da birebir benzer etkileri var.

@lesmiserable

ben sicmisim o zaman. su anda izleyemiyorum ama izledigim zaman fikirlerimi atarim mesaj olarak size.

bence ne izleyeceğinden çok, cinselliğin aslında ne olduğu işlevinin ne olduğu, porno filmlerin hangi açılardan gerçek hayatla kıyaslanmaması gerektiği, masturbasyonun doğal olduğu, ancak bunun cinselliğin merkezini oluşturmaması gerektiği falan açıklansa daha doğru olur. porno film izlemek değil ama, günde 5 kere masturbasyon yapmak, abartmak, gerçek hayatta yaşıtı kızları porno filmdekilerle karşılaştırmak (ki yetişkin erkeklerde ve evliliklerde bile ciddi sorun bu, ekşide de görürsünüz, kadın dediğin DD memeli bütün vücudu lazerle epilasyon yapılmış, her an sekse hazır belini şöyle kıvıran şöyle amuda kalkan falan diye tanımlayanlar var) bir de çocuğun başını belaya sokmaması için temel cinsel eğitimi verin, cinsel olgunluğa erişmenin sadece pipisinin kalkması olmadığını, işin sorumluluk yönü olduğunu, 16-17 yaşına kadar, bu sorumluluk için yeterince olgun olmayacağını, hastalıklar, hamilelik, yasal yönü falan anlatın.

Video değil de kadın fotoğraflarıyla başlasın. Poz veren kadınlar iyi olur.

Erkek olduklarını kabul ederek kadın önerdim, değilse tam tersi.

"porno zararlı" demek "internet zararlı" demek gibi bir şey. hiç bir şey ifade etmiyor.

oturup anlatmistim ben, bunlar cok abartili... sevgisiz... algin bozulur... filan diye; ise yaramisti.

zararlı olduğunu söylemen onlara bunu yaparken suçlu hissettirecek, bu mu daha kötü porno izlemeleri mi; sen karar ver. yani düşün bütün ergenliğin suçluluk hissiyle geçmiş, altı üstü 15-20 dk.lık videolar izlediğin için. kendi haline bırak, bunun bir eşik yaşı falan yok. düzeltmeye çalıştıkça daha çok bozarsın çocukları, sakınılan göze çöp batar; kendileri bir şey sorarlarsa konuşursun. zaten "zararlı" yahut "günah" vs. demek hiçbir şey ifade etmiyor, bu çocukların bir de akranları var, onlardan görecek duyacaklar ve bir şekilde, her şey olacağına varacak. yaşları biraz daha geçsin, cinsellik hakkında konuşursun duruma göre madem aileleri bu konuda ilgisiz.

He amk he zararlı. 13 yaş falan iyidir başlamak için.

alice practice +1

onun dediklerine ek olarak: sadece çevrelerindeki karşı cinsi değil kendilerini de pornolardaki insanlarla karşılaştırmamayı öğrenmeleri lazım. "benim vücudum o adamın vücudu gibi değil, öyle olmalıyım. kadınlar ağızlarına tükürülmesinden mi hoşlanıyormuş, ama ben bunu yapamam, beni istemeyecekler!" gibi algılar oluşabiliyor. nasıl şeyler izledikleri, kendilerini ne kadar inandırdıkları önemli.

izledikleri şeyin tıpkı sıradan bir filmdeki gibi bir kurgu olduğunu, bazı insanların beğenilerine yönelik olarak yazıldıklarını, herkesin o şeylerden hoşlanması gerekmediğini ama hoşlanmasında da bir sorun olmadığını anlamaları lazım.

yanıtlarınız için teşekkürler. düşündüklerim ve yazılanları harmanlayarak, virüs ve benzeri reklamlara yakalanmaması için ne yapması gerektiğini, filmlerin ve senaryoların absürdlüğünü ve hangi siteleri-kategorileri tercih etmesi gerektiğini kısaca anlatıp kendi haline bırakacağım.
yine de ister istemez saçma sapan videolar da izleyecektir ama en azından yanlış olduğunu, abartılı olduğunu, kötü olduğunu bilerek izler.
gerisi onlara kalmış.

porno sömürüdür, aldatmacadır; porno izlemek ruh hastalığıdır. çocuklarımızı pornodan uzak tutmalıyız. en basitinden başkalarının bedenlerini fetişleştiren bir çocuktan sağlıklı cinsellik namına yarın ne beklenebilir?

eğer, eğitimi için denetimli şekilde porno izletmeyi amaçlıyorsan sanki bir duyarlıktan yola çıkılarak sorulmuş gibi ancak tümüyle abuk subuk saçma sapan bir soru bu derim. hem bilinç hem porno yanyana gelince tüylerim diken diken oldu. böyle bir kötülük umarım yapmazsın o ocuğa.

1 - sitenin altında hesaplama aracı var, sizin hesabınızla aynı sonucu çıkarıyor.
2 - (bkz: #54207473)
3 - (bkz: #46349537)
4 - zipcar diye birşey de varmış, ikisini de kullanmadım.

zipcarı'da inceledim, maalesef yoyo'dan daha pahalı. aslında yakın fiytları ama, kampanyalar sayesinde yoyo daha hesaplı hale geliyor

O istedigin yerde birakma olayi gecmis. Bir de sureyi gecirirsrn 10 dkya 25 tl falan yaziyorlarmis. Ekside pek guzel yorumlar yok.

ben olsam avisi tercih ederdim kafam daha rahat olurdu.